Küçük dronlar da radarla tespit edilebilecek

ABD merkezli General Atomics şirketi, “Eagle Eye” adını verdiği yeni radar sistemi ile küçük insansız hava araçlarını tespit edebilme ve takip edebilme yeteneği sunan bir teknoloji geliştirdi. Bu radar sistemi, özellikle ABD ordusunun yüksek kabiliyetli “Gray Eagle” insansız hava araçlarına takılacak. “Eagle Eye” radar sistemi sentetik açıklıklı radar teknolojisi kullanarak, hava hedeflerini 80 km uzaklığa kadar yüksek çözünürlükle tespit edebilirken, denizde bu menzil 201 km’ye kadar çıkabiliyor.

Bu teknoloji, özellikle küçük insansız hava araçlarının giderek yaygınlaştığı günümüzde dünya çapındaki orduların ilgisini çekmektedir. Dronlar, farklı savaş bölgelerinde tanklara, yerleşik personele ve sabit silah platformlarına karşı etkili araçlar olarak kullanılmış ve tehdit oluşturuyor.

General Atomics, “Eagle Eye” radarıyla donatılmış “Gray Eagle” insansız hava araçlarıyla tespit edilen küçük dronları vurmayı amaçlamıyor. Bu nedenle bu insansız sistemlerin pahalı silahlarını kullanmak yerine, tespit edilen dronları karadaki birliklere bildirmeyi hedefliyorlar.

General Atomics, “Eagle Eye” radarı ile donatılmış ilk on iki “Gray Eagle” 25M insansız hava aracını 2026’nın ikinci yarısında ABD ordusuna teslim etmeyi planlamaktadır. Şirket ayrıca, ABD’nin isteğine göre bu radarı diğer insansız hava araçları için de üretebileceklerini belirtiliyorlar.

“Gray Eagle” 25M varyantı, açık mimarili uçak ve yer sistemleri, daha güçlü motorlar, gelişmiş veri bağlantıları ve artırılmış menzil gibi yükseltilmiş sistemlere sahiptir. General Atomics, bu tür araçları 2000’lerden beri üretiyor ve son beş yılda program üzerindeki çalışmaları hızlandırmıştır. Şirket, yeni radar sistemine diğer ülkelerden de ilgi olduğunu belirtmiş, ancak isim vermekten kaçınmıştır. Ayrıca, bu radarın “Gray Eagle” insansız hava aracının ötesinde başka platformlara da uyarlanabileceği ifade ediliyor.

Microsoft WordPad’deki açığı nihayet kapadı!

Microsoft Salı günü bir güvenlik güncellemesi yayınlayarak 100’den fazla sistem hatasını ve açığı adresledi. Güncellemeye konu açıklar arasında halihazırda aktif saldırı altında olan iki hatanın yanı sıra ağustos ayından bu yana sıfırıncı gün olarak aktif bir şekilde kullanılan bir HTTP/2 zafiyeti de yer alıyor. Güvenlik güncellemesi yapılan açıklardan birisinin Microsoft’un destek vermeyi keseceğini duyurduğu WordPad üzerinde yer alması ise dikkat çekici.

Microsoft’tan yayınlanan açıklamaya göre CVE-2023-36563 adlı açık, Microsoft WordPad’de NTLM karmalarını çalmak için kullanılabilen bir bilgi ifşa hatası. Microsoft’a göre bu açıktan faydalanmanın iki yolu var. Yollardan biri, sahte veya güvenliği ihlal edilmiş bir kullanıcı olarak oturum açmak ve “daha sonra güvenlik açığından yararlanabilecek ve etkilenen bir sistemin kontrolünü ele geçirebilecek özel olarak hazırlanmış bir uygulama çalıştırmak.” Diğer yol ise kurbanı kandırarak kötü niyetli bir dosyayı açmasını sağlamak. Microsoft “Saldırganın kullanıcıyı, genellikle bir e-posta ya da anlık mesajda yer alan bir bağlantıya tıklamaya ikna etmesi ve ardından özel olarak hazırlanmış dosyayı açmaya ikna etmesi gerekir,” diyor. Yani güvenilir bir kullanıcıdan gelmeyen WordPad dosyası açtıysanız dikkatli olmanızda yarar var.

Zero Day Initiative’den Dustin Childs, yayınlanan güvenlik güncellemelerini kurmanın yanı sıra, kullanıcıların Windows 11’de giden NTLM-over-SMB’yi engellemelerini de öneriyor. Childs, “Bu yeni özellik çok fazla dikkat çekmedi, ancak NTLM-relay istismarlarını önemli ölçüde engelleyebilir,” diyor.

Microsoft tarafından yayınlanan güvenlik güncellemelerinden CVE-2023-41763 yaması ise, Skype Kurumsal’da bazı bilgilerin ifşa edilmesine izin verebilecek bir ayrıcalık yükseltme güvenlik açığını adresliyor. Microsoft, “Bir saldırgan, hedef Skype Kurumsal sunucusuna özel olarak hazırlanmış bir ağ çağrısı yapabilir ve bu da rastgele bir adrese yapılan bir HTTP isteğinin ayrıştırılmasına neden olabilir” diyor. Bu durum saldırganın IP adresleri ya da port numaraları gibi bazı hassas bilgileri görüntülemesine olanak sağlıyor ancak ifşa edilen bilgilerde herhangi bir değişiklik yapılması mümkün olmuyor.

Yeni yayınlana ekim ayı yamalarının 13’ü kritik dereceli hataları ele alıyor. Bunların 12’si uzaktan kod çalıştırma (RCE) ve Hızlı Sıfırlama DDoS saldırılarına yol açıyor. Geri kalanlar ise “önemli” güvenlik açıkları olarak kabul ediliyor. Güncellemede 20 Message Queuing yaması var. CVE-2023-44487 ya da diğer adıyla Rapid Reset olarak bilinen ve HTTP/2 protokolündeki bir zayıflığı kullanan sıfırıncı gün güvenlik açığı da yayınlanan son güncelleme ile gideriliyor.

Apple Vision Pro 100Hz’e kadar ekran yenileme hızını destekleyebilir!

Apple’ın karma gerçeklik alanındaki yeni girişimi olan Vision Pro başlığı, teknoloji dünyasında büyük bir heyecan yaratmaya devam ediyor. Özellikle başlığın ekranıyla ilgili yeni ayrıntılar, meraklıları ve teknoloji tutkunlarını heyecanlandırmış durumda.

Apple, Vision Pro başlığının çoğu zaman 90Hz yenileme hızında çalıştığını açıklamıştı. Ancak, son beta sürümü ile birlikte bu bilgi daha da derinleşti. Başlık, kullanıcılarına çeşitli yenileme hızı modları sunuyor. Bunlar arasında 90Hz, 96Hz ve maksimum 100Hz bulunuyor. Bu, kullanıcıların farklı içerikler ve kullanım senaryoları için en iyi görüntü deneyimini elde etmelerine olanak tanıyor.

Özellikle 24fps hızında çekilen video içeriklerinde 96Hz yenileme hızı kullanılarak daha yüksek bir akıcılık sağlanabilir. Buna ek olarak, 100Hz yenileme hızının yalnızca yapay aydınlatma kaynaklı titreşimleri dengelemek amacıyla özel bir modda etkinleştirildiği bilgisi dikkat çekiyor. Bu, başlık kullanıcılarına daha istikrarlı bir görsel deneyim sunmayı amaçlıyor.

Vision Pro başlığının ekranları, 23 milyon piksele sahip özel mikro OLED ekranlarla donatılmıştır. Bu, daha yüksek çözünürlük, parlaklık ve renk doygunluğu sunarak kullanıcıların gerçeklikle daha etkileşimli bir deneyim yaşamalarına yardımcı olabilir.

Apple’ın bu yenilikçi VR başlığıyla ilgili daha fazla ayrıntı ve özelliklerin lansmanına yaklaştıkça teknoloji dünyası ve kullanıcılar, Vision Pro’nun ne gibi sürprizlerle geleceğini heyecanla bekliyor. Gözlük, 2024 yılında piyasaya sürülecek ve bu tarihi lansmanı sabırsızlıkla bekleyen birçok kişi bulunuyor.

Geri Sayım Başladı: Zirve 23 ile geleceğe adım at!

0

23 Yetenek Derneği’nin her sene düzenlediği Türkiye’nin en büyük gençlik zirvesi “Zirve 23”e son bir gün kaldı. Tüm Türkiye’den 5 bin genci 13 Ekim Cuma günü Ülker Sports Arena’da bir araya getirecek etkinlik; Alev Alatlı, Zeynep Bodur Okyay, Emrah Safa Gürkan, Jim Hagemann Snabe, Ebru Baybara Demir ve daha pek çok önemli ismi ağırlayacak. Zirve, Evrencan Gündüz konseriyle sona erecek.

‘’Türkiye’nin En İyi Zirvesi’’ Zirve 23, bu sene “Geleceğe Adım At” temasıyla Ülker Sports Arena’da kapılarını açıyor. 13 Ekim Cuma günü gerçekleşecek programda, farklı sektör ve uzmanlık alanlarından seçkin konuklar, Türkiye’nin 81 ilinden gelen 34 binden fazla başvuru içinden seçilen 5.000 üniversite öğrencisi ve çeşitli kuruluş ve organizasyonlardan 500 özel davetli buluşacak. 

Zirve, 23’ün etkili bir bireyin içselleştirmesi gereken yetkinlikler ve tutum geliştireceği duygusal beceri setleri olarak ortaya koyduğu 9 tema çerçevesinde şekilleniyor. Oturumlara da adını veren 9 temanın isimleri: Belirsizlik, Şüphe, Merak, Tutku, Cesaret, Denge, Huzur, Vicdan ve Devrim.

 “Geleceğe Adım At” olarak belirlenen Zirve’nin bu seneki temasına dair düşüncelerini 23 Yetenek Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Çağrı Yıldız aktardı: 

“Yeni yüzyılımızı şekillendirecek gençlerle doğru adımları atmak üzerine konuşacağımız Zirve 23, katılımcılarına eşsiz bir gün yaşatacak”

Yıldız; Cumhuriyetimizin 2. yüzyılına adım atarken Türkiye’nin geleceğine katkı sunacak, hayallerini eyleme dönüştürecek girişimcileri ve cesaretle harekete geçen gençleri desteklemek için çalıştıklarının altını çizdi.

Eşsiz Deneyimler ve Sürprizlerle Zirve 23 Sahnesi

İki senedir düzenlenen ve üst üste iki kez “Yılın En İyi Zirvesi” seçilen Zirve 23, gerçek tecrübeyi merkeze alan ve 2 yıllık eşsiz bir program sunan 23’ün serüveninin ilk adımı kabul ediliyor.

Eser Yenenler’in sunacağı, Mesut Süre’nin performansının yer alacağı ve Evrencan Gündüz konseriyle sona erecek Zirve 23’te girişimcilerin ve üst düzey yöneticilerin kendi hikâyelerini paylaşacakları oturumlar yer alacak. Şirketlerin deneyim alanları; gençlere dinamik bir zirve ortamını yaşatırken, farklı sektörleri keşfedebilmelerine de imkân sunacak. Etkinlikte sürpriz isimler bulunduğu gibi Türkiye ve uluslararası arenadan zirve için gelecek birçok konuşmacı da gençlere seslenecek.

Zirve 23’ün duyurulan konuşmacılarının listesi şu şekilde:

Yazar Alev Alatlı, Şef & Sosyal Girişimci Ebru Baybara Demir, Türkiye Tasarım Vakfı Kurucusu Mehmet Kalyoncu, Param Kurucusu ve CEO’su Emin Can Yılmaz, Kiralarsın Kurucu Ortak & CEO’su Başak Baykan, Next Academy Kurucusu Levent Erden, Siemens AG Uluslararası Yönetim Kurulu Başkanı Jim Hagemann Snabe, Tarihçi Akademisyen Emrah Safa Gürkan, Socar Türkiye CEO’su Elchin Ibadov, KMPG Türkiye CEO’su Murat Alsan, Trendyol Grup CEO’su Erdem İnan, Teknoloji İletişimcisi Sertaç Doğanay, Kale Holding Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Bodur Okyay, Shazam Kurucusu ve CEO’su Chris Barton, Psikoterapist Mehmet Dinç, Swipeline Kurucusu Umut Yaka, Avane Cloud Kitchens Kurucusu Ahmet Orhon.

Zirve 23 ve sonrası

Zirveye katılan gençler arasından çeşitli başvuru aşamalarını başarıyla tamamlayan 100 üniversitelinin katılacağı program; etki odaklı çalışma, takım çalışması, problem çözme gibi birçok farklı yetkinliği gençlerin deneyimleyerek elde edebilmesini hedefliyor.

Gençlerin yerel ve evrensel boyutta etki odaklı bakış açıları geliştirebilmelerine destek olan bir serüven tasarlayan 23, geleceğe adım atmak üzere tüm katılımcı ve davetlilerini Zirve 23’e bekliyor.

Google kimlik doğrulaması değişiyor!

Google, kullanıcılarını geleneksel şifrelerden vazgeçmeye ve geçiş anahtarlarını kullanmaya teşvik etmek için büyük bir adım attı. Artık Google Hesapları için geçiş anahtarlarının kullanılması varsayılan bir tercih haline gelecek.

Geçiş anahtarları, cihazların kendi kimlik doğrulama yöntemleriyle şifrelerin yerini almayı amaçlıyor. Özellikle pin kodları, yüz tanıma ve parmak izi gibi yöntemlerle hızlı, güvenli ve şifresiz oturum açmayı sağlıyorlar. Google, bu değişikliği başlatarak kullanıcılarından artık şifrelerle uğraşma zorunluluğunu ortadan kaldırıyor.

Bu dönüşüm, Google kullanıcılarına, hesaplarını güvende tutmak ve oturum açma süreçlerini daha basit hale getirmek adına geçiş anahtarlarını kullanmalarını teşvik ediyor. Kullanıcılar artık hesap ayarlarında manuel olarak şifre aramak zorunda kalmayacaklar.

Google, bu değişikliğin geleneksel şifrelerin hala kullanılmaya devam edeceği bir geçiş dönemi olduğunu belirtiyor. Kullanıcılar, tercihlerine göre hala şifrelerle oturum açmaya devam edebilirler, ancak geçiş anahtarlarını kullanmayı tercih edenler için bu yeni standart çok daha hızlı ve güvenli bir seçenek sunuyor.

Google, geçtiğimiz yıl Workspace ve Cloud hesapları da dahil olmak üzere bir dizi ürününde geçiş anahtarlarına destek ekledi. Ayrıca, pek çok önde gelen web sitesi ve uygulama da bu yeni kimlik doğrulama yöntemini benimsemeye başladı.

Geçiş anahtarları, geleneksel şifreleri unutma veya değiştirme zahmetinden kurtarıyor ve kimlik doğrulamayı cihazlarınıza entegre ediyor. Bu, kullanıcıların iPhone’larında Face ID veya Android telefonlarında parmak izi sensörlerini kullanarak web sitelerine hızlı ve güvenli bir şekilde erişmelerini sağlıyor. WebAuthn teknolojisi sayesinde, kullanıcılar iki farklı anahtar oluşturuyorlar: biri hesaplarının olduğu web sitesi veya hizmet tarafından saklanırken, diğeri ise kimliklerini doğrulamak için kullandıkları cihazda özel bir şekilde korunur.

Google’ın bu hamlesi, çevrimiçi güvenliği artırmak ve kullanıcı deneyimini iyileştirmek amacıyla attığı önemli bir adım olarak öne çıkıyor. Geleneksel şifrelerin yerini geçiş anahtarlarının alması, gelecekteki kimlik doğrulama standartlarına doğru atılmış önemli bir adımı temsil ediyor.

NevaSoft yatırım turuna çıktı

0

Sağlık teknolojileri şirketi NevaSoft “Kan Analiz Yazılımı” projesiyle yatırım turuna çıktı  

Tıbbi laboratuvarlardaki tanı çözümleri için yenilikçi yazılım ve cihazlar geliştiren sağlık teknolojileri şirketi NevaSoft fonbulucu platformunda yatırımcılarla buluştu. Kan hastalıklarının teşhis sürecinde kan numunelerinden elde edilen tıbbi sonuçları yapay zekâ ile analiz eden yazılım projesiyle paya dayalı kitle fonlama turuna çıkan girişim, şirket paylarının yüzde 11’inin yatırımcılara arzıyla 4 milyon TL fon talep ediyor. TÜBİTAK BIGG desteği ile Temmuz 2021’de kurulan NevaSoft’un geliştirdiği Kan Analiz Yazılımı, minimum yüzde 95 doğruluk oranı ile mevcut hastalık durumunu belirlemenin yanı sıra gelecekteki hastalık eğilimlerini de önceden tahmin ederek erken teşhis avantajı sağlıyor.

Özellikle hematoloji ve onkoloji laboratuvarındaki tanı çözümleri için yazılım ve cihaz geliştiren sağlık teknolojileri şirketi NevaSoft, paya dayalı kitle fonlama turunu başlattı. Bugüne kadar Founder Institute, Siemens Healthineers & Acıbadem Future of Labs2, TOGG Mobilite gibi birçok prestijli hızlandırma programına kabul alan, 15 farklı girişim yarışmasında derece elde eden ve yakın zamanda TÜBİTAK 1507 programından da kabul alarak 1,2 milyon TL destek kazanan girişim; 11 Aralık 2023’ kadar sürecek tur boyunca 4 milyon TL finansmana ulaşma hedefiyle şirket paylarının yüzde 11’ini yatırımcılara arz edecek. Girişim şirketi, yatırım turunun başlama tarihi olan 12 Ekim Perşembe günü saat 10.00 itibari ile 20 iş günü içerisinde EFT veya kredi kartı ile yapılan yatırımlarda yatırımcılara yüzde 20 fazladan pay verecek. Bu ek paylar, tur sonunda Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK) nezdinde yapılacak pay dağıtımı esnasında yatırımcıların hesaplarına aktarılacak. 

2 bin kişiden 160 bin veri toplandı, minimum yüzde 95 doğruluk oranına ulaşıldı

Kan Analiz Yazılımı; hematoloji ve onkoloji laboratuvarlarında, kan numunelerinden elde edilen tıbbi raporların yapay zekâ ve veri analizi teknikleriyle otomatik olarak analiz edilmesi, yorumlanması ve hastalıkla ilişkisinin değerlendirilmesi için geliştirilen bir karar destek sistemi. Yazılım; lösemi, lenfoma gibi kan kanserlerinin ve diğer kan hastalıklarının teşhis sürecinde, doktorun incelediği üç farklı tıbbi raporu (kan testi sonuçları, kan mikroskop görüntüsü ve flow sitometri sonuçları) tek platformda bir araya getirerek yapay zekâ ile kapsamlı bir şekilde analiz ediyor. Analiz sonucunda yazılım, bireyin mevcut hastalık durumunu belirlemenin yanı sıra hastaların potansiyel sağlık sorunlarına karşı önceden önlem almalarına yardımcı olurken, doktorlara daha güçlü ve veri destekli bir teşhis süreci sunuyor. Halihazırda Erciyes Üniversitesi Onkoloji Hastanesi’nde test amacıyla aktif bir şekilde kullanılan yazılım, şu ana kadar sağlıklı ve hematolojik hastalığı olan 2 bin kişiden 160 bin veri toplayarak minimum yüzde 95 doğruluk oranına ulaştı. 

“Global çapta 200 milyon dolarlık pazar payı elde etmeyi hedefliyoruz.”

Hizmet edilen pazar ve şirket hedefleri hakkında bilgi veren NevaSoft Kurucu Ortağı & CEO’su Salih Yalçın, “Pazarımız olan In Vitro Teşhis (IVD), 2031 yılına kadar 11 milyar dolara ulaşacağı öngörülen, yüzde 33,5’lik yıllık bileşik büyüme oranına sahip bir pazar. Türkiye’de ise yıllık bileşik yüzde 72,1’lik büyüme ile dikkat çeken bu pazarın ülkemizde 2025 yılında 3,8 milyar TL’lik bir hacme ulaşması bekleniyor. 4 yılı aşkın süredir bu büyüyen pazarın potansiyeli doğrultusunda stratejimizi şekillendiriyor ve inovasyonlarımızla doktorların tanı kararlarını desteklemek, hastaların yaşam kalitelerini artırmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Türkiye’de henüz yazılımımızın benzeri ticarileşmiş bir yerli yazılım mevcut değil. Bu nedenle öncelikle Türkiye pazarında lider konuma gelmeyi hedefliyoruz. Diğer yandan doğrudan müşterilerimiz olan ve uluslararası pazarlarda güçlü bir varlık gösteren Hastane Bilgi Yönetim Sistemleri (HBYS) firmaları, yurt dışına açılmak ve küresel pazarda varlık göstermek için bize büyük bir fırsat sunuyor. Ayrıca inovatif özelliklerimiz ve rekabetçi fiyat politikalarımızla olgunlaşan global sağlık sektöründe uzun vadede 200 milyon dolarlık bir pazar payı elde etmeyi hedefliyoruz. Kitle fonlama turumuza konu olan Kan Analiz Yazılım’ının yeni alanlara adaptasyonu ve geniş veri analitiği çözümlerimizle sağlık alanında devrim niteliğinde çalışmalara imza atacağımızdan hiç şüphemiz yok” dedi. 

Kampanya adresi: https://fnb.lc/nevasoft

Yapay zeka MRI taramalarında devrim yaratıyor!

Tavukçuluk ve yumurta sektöründe civcivler henüz yumurtadan çıkmadan cinsiyetlerini belirleyebilmek oldukça önemli bir konu. Zira yumurtlamadıkları için ihtiyaç fazlası olarak görülen erkek civcivler itlaf ediliyor. Almanya, Fransa ve İtalya geçen yıl bu konuda bir yasal düzenlemeye giderek itlafı engelleyen kararlara imza attılar. Bunun nedeni sadece yaratılan israf değil, aynı zamanda hayvan refahı ve etik kaygılardı. Almanya merkezli bir teknoloji girişim firması, yapay zeka destekli MRI teknolojisiyle yumurtadan cinsiyet tespiti sürecini hızlandırarak büyük bir başarı yakaladı ve toplam 32 milyon dolarlık fon kazandı.

Aslında kuluçkanın 13. gününde tüy rengine göre civcivlerin cinsiyetini doğru bir şekilde tespit eden hiperspektral görüntüleme, şu anda kullanılan bir teknoloji. Sistem yumurtaların tazelik, kırık yumurta sarısı ve kabuktaki çatlaklar gibi farklı yönlerini inceleyerek yaklaşık %97 doğruluk oranında cinsiyet tespiti yapabiliyor. Ama sorun şu ki bu sistemler genelde çok yavaş çalışıyor ve endüstriyel kullanımda üretime yetişemiyor.  kadar tespit edebilmektedir.

Bu nedenle, MRI teknolojisi üzerine bir doktora araştırmasından doğan Münih merkezli girişim Orbem, sorunu çözmek ve süreci hızlandırmak için yola çıktı ve önemli bir aşama kaydetti. Projede endüstriyel bir MRI tarayıcısı, kuluçkahanelerin bir yumurtanın cinsiyetini temassız ve invazif olmayan bir şekilde belirlemesini sağlayan yapay zeka tabanlı bir platformla birleştirildi. Orbem, bir yumurtayı mevcut süreçlerden çok daha hızlı bir şekilde bir saniyede tarayabildiğini iddia ediyor. 2019’da faaliyete geçen şirket, şimdiye dek 32 milyon dolar tutarında A Serisi fon sağladı. Fon verenler arasında yeni yatırımcı La Famiglia ile mevcut yatırımcılar The Venture Collective ve Possible Ventures da yer alıyor.

Orbem’in kurucu ortağı ve CEO’su Dr. Pedro Gomez aslında şirketin hedefinin MRI ve yapay zeka teknolojilerinin entegrasyonu olduğunu ama başlangıçta kümes hayvanı üreticilerine odaklandıklarını söylüyor. Gomes yaptığı açıklamada “Kümes hayvanlarının tonlarca sorunu var. Şu anda milyarlarca yumurtayı sadece içinde ne olduğunu bilmedikleri için israf ediyorlar, döllenmemiş yumurtaları ziyan ediyorlar ya da bir günlük erkek yavruları öldürüyorlar ki bu aslında etik değil ve sürdürülemez. Günümüzde artık bunu durduran yasal düzenlemeler de var. Teknoloji açısından bu alanda çalışmaya başlamamızın bir diğer neden ise, kümes hayvanları gibi geleneksel bir sektörde bile çalışabilecek kadar hızlı, erişilebilir ve basit sistemleri kurabileceğimizi göstermekti.”

Ancak Orbem burada durmayı planlamıyor. Gomez örneğin “fındıkları görüntüleyerek parazitleri tespit edebilir veya kabuğun içindeki fındıkları derecelendirerek müşterilerimizin dinamik fiyatlandırma yapmasına olanak sağlayabiliriz” diyor ve ekliyor “Orbem’in geliştirdiği sistem bitki türleri ve hatta insan vücudu gibi diğer biyolojik örnekleri de tarayabilir.”

Yapay zeka destekli MRI teknolojisinin önümüzdeki yıllarda da izlenmesi gereken bir trend olacağı açık. GlobalData’ya göre, son üç yılda tıbbi cihazlar sektöründe 710.000’den fazla “MRI için AI” patenti dosyalanmış ve verilmiş durumda. Allied Market Research’e göre ise tıbbi görüntüleme pazarında yapay zeka, 2032 yılına kadar küresel olarak 29,8 milyar dolar değerlemeye sahip olacak

Mercedes, yeni eActros 600 elektrikli tırı tanıttı

Elektrifikasyonun taşımacılık sektöründeki etkisi hızla artıyor ve bu dönüşümün öncülerinden biri olan Mercedes-Benz Trucks, yeni eActros 600 elektrikli çekici modeliyle bu değişime öncülük ediyor.

eActros 600, tasarımı ve teknolojisiyle dikkat çekiyor. Elektrikli bir araç olarak aerodinamik unsurlara büyük önem verilmiş. Alt gövde düz panellerle kapatılmış, A sütunlarına hava deflektörleri eklenmiş ve ön bölüm 80 mm kadar uzatılarak daha aerodinamik bir yapı oluşturulmuş. Sonuç olarak, eActros 600, mevcut Actros kabinlerinden %9 daha düşük hava sürtünme katsayısına sahip.

Bu çekici, ağır yük taşımacılığı için ideal bir seçenek sunuyor. 22 tonluk yük kapasitesi ile büyük yükleri güvenle taşıyabilir. Lityum-demir-fosfat batarya paketi 621 kWsa kapasiteye sahip ve tek bir şarjla 500 km’ye kadar menzil sunuyor. Bu özellik, uzun mesafe taşımacılığı için önemli bir avantaj sağlıyor.

Mercedes, eActros 600’nün yolda sürücülerin dinlenme sürelerinde de şarj edilebileceğini vurguluyor. Bu, daha uzun mesafelerin kat edilebileceği anlamına geliyor. Ayrıca, çekici 10 yıl boyunca 1,2 milyon kilometreye kadar mesafe kat edebilecek dayanıklılığa sahip.

Elektrikli çekicinin bataryaları, yeni 800V elektrik mimarisine ve iki entegre motora güç sağlıyor. Bu motorlar toplamda 400 kW (536 hp) sürekli güç üretebilirken maksimum 805 beygire kadar çıkabilir. eActros 600, 400 kW DC hızlı şarj desteğine sahiptir, ancak ilerleyen süreçte megavatlık güce sahip şarj hizmetlerinin sunulması planlanmakta.

Mercedes, eActros 600’nün satın alma maliyetinin dizel çekicilere göre başlangıçta daha yüksek olabileceğini, ancak uzun vadede kullanıcılar için daha karlı bir seçenek olacağını belirtiyor. Ayrıca, bu elektrikli çekicinin kullanımıyla yaşam döngüsü boyunca yüzde 80’e varan CO2 tasarrufu sağlanacağı önemli bir çevresel avantaj.

Bu gelişme, ağır taşımacılığın elektrifikasyonu ve gelecekte daha sürdürülebilir bir taşımacılık sektörünün inşası için önemli bir adımdır. eActros 600’nün satışları bu yıl başlayacak ve seri üretim 2024’ün sonlarında başlayacak.

Dezenformasyon yayan X için Musk ile AB ağız dalaşında

0

Elon Musk’ın Twitter’ı satın alması ve popüler sosyal ağ uygulamasına bir dizi yenilik getirmesi pek çok tartışmayı da beraberinde getirdi. Bu tartışmaların en önemlisi ise, Elon Musk tarafından başlatılan yeni abonelik sistemi ve para karşılığı mavi tik aboneliği satılması olarak karşımıza çıkıyor. Eskiden mavi tik almış hesaplar, güvenilirliği teyit edilmiş ve kamuoyunun tanıdığı hesaplar iken artık aylık 8 dolar karşılığında herkes mavi tik alabiliyor. Bu da başta haberciler olmak üzere herkesin doğrulanabilir bilgi kaynaklarına erişimini neredeyse imkansız hale getiriyor. Bu konuda artan endişelerin en net örneği ise eskiden ifade özgürlüğü platformu ve önemli bir haber kaynağı olarak görülen X platformunun İsrail – Hamas savaşında hızla bir dezenformasyon platformuna dönüşmüş olması.

Avrupa Komisyonu da bir süreden beri, X’in etkin bir dezenformasyon kaynağı olarak kullanılmasından rahatsız ve bu konudaki endişelerini dile getiriyor. Ancak en çarpıcı gelişme, Avrupa Komisyonu’nun iç pazardan sorumlu üyesi Thierry Breton’ın ironik bir biçimde X platformunda yayınladığı açık mektup ile karşımıza çıktı.  Aynı zamanda Avrupa Birliği Dijital Hizmetler Yasası’nın da mimarlarından birisi olan Thierry Breton, X’te (eski adıyla Twitter) Elon Musk’ı da etiketleyerek yayınladığı “acil” bir mektupla sosyal ağ platformunu açık bir biçimde dezenformasyon kaynağı olmakla suçladı ve DSA yasasıyla tehdit etti.

Breton yayınladığı mektupta özetle Avrupa Komisyonu’nun endişe ettiği üç önemli maddeyi sıraladı. Komisyon ilk olarak dezenformasyon yaydığı söylenen X’in içerik politikaları konusunda daha net olmasını ve bu politikaları “tutarlı ve özenle” uygulamasını istedi. İkinci olarak X’ten, yasa dışı içeriğin platformda dolaştığı uyarısı alındığında hızlı bir şekilde harekete geçmesini istendi. Son olarak X’ten, topluma ve kamu güvenliğine yönelik dezenformasyon risklerini en aza indirmek için “hafifletici önlemler” oluşturması talep edildi.

Musk’tan geri vites yok

Yanıt vermesi için 24 saat süre tanınan Musk ise geri adım atmadı. Breton’ın mektubuna doğrudan yanıt yazan Musk, “Politikamız her şeyin açık kaynak ve şeffaf olmasıdır ki AB’nin de bu yaklaşımı desteklediğini biliyorum” dedi ve ekledi: “Lütfen bahsettiğiniz ihlalleri ? adresinde listeleyin ki kamuoyu bunları görebilsin.” Yani Musk siz önce suçlamalarınızı şeffaf ve net bir biçimde paylaşın ki kamuoyu neyin ne olduğunu görsün diyor. Breton’ın bu mesaja “Kullanıcılarınızın – ve yetkililerin – sahte içerik ve şiddetin yüceltilmesi konusundaki raporlarının zaten farkındasınız. Sözünüzün eri olduğunuzu göstermek sizin elinizde. Ekibim, AB’nin titizlikle uygulamaya devam edeceği DSA uyumluluğunu sağlamak için yardımcı olmaya hazır,” demesi ise dikkat çekici.

AB genelinde yürürlükte olan DSA’nın teyit edilmiş ihlallerine yönelik cezalar, ilgili firmanın küresel yıllık cirosunun %6’sına kadar çıkabiliyor. Avrupa Komisyonu’nun ayrıca, platformun rotasını tekrar düzeltmemesi halinde X’e erişimin bölgede kapatılmasına neden olabilecek yetkileri de var. Dolayısıyla Musk, AB düzenleyicilerini tatmin edemezse, oldukça borçlu bir işletme için ciddi sonuçlarla karşı karşıya kalabilir.

Bu arada Musk’ın resmen ağız dalaşına girdiği Avrupa Komisyonu’nun iç pazardan sorumlu üyesi Thierry Breton teknoloji camiasına uzak bir isim değil. 1997 – 2002 yılları arasında Thomson Multimedia CEO’su olarak görev yapan Breton 2002 – 2005 arasında France Telecom CEO’su, 2005 – 2007 arasında Fransa Ekonomi, Maliye ve Sanayi Bakanı ve 2008 – 2019 yılları arasındaysa Fransa merkezli bilişim teknolojileri hizmeti ve danışmanlık şirketi Atos’un CEO’su olarak görev yapmıştı.

Bir antitröst soruşturması da Vodafone’a geliyor!

0

İngiltere’nin önemli telekom şirketleri Vodafone ve Three, haziran ayında yaptıkları bir açıklamayla 19 milyar dolarlık bir mega mobil operatör yaratmak için şirketlerini birleştirmeyi planladıkların duyurdular. Ancak söz konusu birleşme, şimdilik rekabet kurumu engeline takılmış gibi gözüküyor. İngiltere Rekabet ve Piyasalar Kurumu (CMA), söz konusu birleşmenin tekelleşmeye yola açabileceği endişesiyle bir antitröst soruşturması başlatmaya hazırlanıyor. CMA iki şirketten resmi görüş ve bilgi talebinde bulundu.

Vodafone ve Three arasında varılan anlaşmaya göre birleşme sonrası MergeCo adını alacak olan işletmenin yaklaşık 28 milyon abonesi olacaktı. Toplam 19 milyar dolar piyasa değerine sahip olacak yeni işletmenin %51’ine Vodafone sahip olurken, CK Hutchison Group Telecom Holdings ise (Three’un sahibi) şirket hisselerinin %49’unu elinde bulunduracaktı. Vodafone UK ve Three UK’in CEO’ları MergeCo’da liderlik rollerini üstleneceklerdi.

CMA henüz antitröst soruşturmanın 1. aşamasının resmi kapanışı ve sürecin sonraki adımı olan birleşme soruşturmasının resmi açılışı için tarih açıklamadı. Genel olarak bu tip soruşturmalar aylar ya da yıllar sürebiliyor. Örneğin Three’nin ana şirketi Hutchison’ın 2015 yılında O2’yi satın alma girişimi yıllarca mahkemelerde süründü ve hala bazı davaların sürdüğü görülüyor.

Satın alma ve birleşmeler rekabeti engeller mi?

Yeni kurulan şirketler ve teknoloji dünyası için birleşme ve satın almaların antitröst bağlamındaki sonuçları birkaç düzeyde ortaya çıkıyor. Bunların en önemlisi ise birleşme yoluyla yeni tür bir sanal operatör kurulması durumunda operatörlerin mevcut bant genişliği ve diğer hizmetleri doğrudan kullanıldığı için pazardaki diğer oyuncuların ve paylaşımlı altyapı kullanan şirketlerin yeni pazarlıklar yapmak için seçenekleri azalıyor. Bu da en nihayetinde pazardaki hizmet anlaşmalarını daha pahalı hale getirebiliyor. Tüketiciler de sonuç olarak daha az rekabetçi seçeneğe sahip oluyorlar.

CMA İcra Kurulu Başkanı Sarah Cardell yaptığı açıklamada, “Birleşik Krallık’taki milyonlarca tüketici ve işletme, bağlantıda kalmak için Vodafone ve Three’nin mobil ağlarına güveniyor” dedi ve ekledi “Bu anlaşmanın Birleşik Krallık’taki rekabeti nasıl etkileyebileceğini ve bunun da müşterilere sunulan seçenekleri ve fiyatları nasıl etkileyebileceğini dikkatle değerlendireceğiz. Ayrıca Birleşik Krallık mobil ağlarının kalitesine yatırım yapma teşviklerini nasıl etkileyebileceğini de değerlendireceğiz. Açtığımız soruşturma aslında bu birleşme ile ilgilenenlerin, biz ikinci aşamaya geçmeden önce görüşlerini bize bildirmeleri için bir fırsattır.”

Diğer tarafta ise telekomünikasyonun birim ekonomisi var: Three, yeni bir şirket olarak yıllar içinde önemli miktarda borç biriktirdi (şirket sadece 3G veri tabanlı hizmetlerin yükselişiyle ortaya çıktı, adı da buradan geliyor) ve bu birleşmenin kilit noktalarından biri de Vodafone’un hiç nakit ödemezken, bu borcu üstlenmesi. Şirketler, birleşik yapının 5G’ye gerekli yatırımları yapmalarına yardımcı olacağını ve yeni mobil ve sabit hat ağı kurmak için 11 milyar sterlin harcayacaklarını ve sabit geniş bant erişimi için fiber ağının 2030 yılına kadar hanelerin %82’sini kapsamasını hedeflediklerini söylemişlerdi.

Sony’nin yeni PS5 modeli Kasım ayında piyasaya çıkıyor! İşte detaylar

Çoğu zaman PS5Slim” olarak anılan bu yeni model, mevcut modelden biraz daha ince ve daha kısa ancak önemli ölçüde hem PS5 hem de PS5 Digital Edition’ın yerini alacak. ABD’de yeni modelin fiyatı sürücü dahil 499,99 dolar (yaklaşık 13.860 Tl), PS5 Digital Edition ise 449,99 dolar (yaklaşık 12.476 Tl) olacak.

Yeni PS5’in hacminde yüzde 30’dan fazla önemli bir azalma ve ağırlığında da yüzde 24’e kadar bir azalma var (hangi modeli seçtiğinize bağlı olarak). Sony’nin artık konsolun yan tarafında yer alan, disk sürücüsü için çıkarılabilen ve bir yan panelle değiştirilebilen bir çıkıntısı var.

SIE İçerik İletişimleri Kıdemli Direktörü Sid Shuman bir blog yazısında “Üst kısmı parlak görünümlü, alt kısmı ise mat kalan dört ayrı kapak paneli var.” diyor. Temel PS5 Dijital Sürümü satın alırsanız Blu-ray disk sürücüsünü daha sonraki bir tarihte ekleyebilirsiniz çünkü Sony bunu 79,99 $ (yaklaşık 2.218 Tl) fiyatla ayrı olarak satıyor.

Mevcut modelde bulunan tek USB-C ve USB-A bağlantı noktaları yerine artık her iki tarafta iki yuva ve ön tarafta çift USB-C bağlantı noktası var. Bu yeni modele yatay bir stand dahil edilecek ve tüm 5 modellerinde çalışan yeni bir dikey stand 29,99 $ karşılığında ayrı olarak satılacak. Her iki yeni model de mevcut PS5’te bulunan 825 GB yerine artık 1 TB depolama alanı içeriyor.

Yeni PS5 modeli Kasım ayında ABD’de seçkin perakendecilerde ve Sony’nin PlayStation doğrudan sitesinde sürücü olmadan 449,99 ABD Doları veya sürücüyle birlikte 499,99 ABD Doları karşılığında piyasaya sürülecek. 

Shuman, “Önümüzdeki aylarda küresel olarak yayılmaya devam edecek.” diyor. “Mevcut PS5 modelinin stokları tükendiğinde, yeni PS5 mevcut tek model olacak.” 

Bu güncellenmiş modelin resmi duyurusu, cihazın sızdırılmasından aylar sonra ve geçen yıl Sony’nin çıkarılabilir sürücüye sahip bir model üzerinde çalıştığını öne süren raporların ardından geldi. Sony ayrıca İngiltere, Almanya, Hindistan ve diğer yerlerdeki büyük fiyat düşüşleriyle ilk PS5 satışını da yakın zamanda tamamladı.

Qualcomm, Snapdragon X Serisi İle bilgisayar işlemci pazarına giriyor

Qualcomm, bilgisayarlar için 2024 yılında çıkacak yeni Snapdragon X serisini tanıttı. Şirket, Snapdragon X ile özellikle Apple ile sıkı bir rekabet içerisine girecek. Qualcomm, PC işlemcisi pazarında bir süredir faaliyet gösteriyor ve 2018’den beri Windows dizüstü bilgisayarlar için Snapdragon 8xc markası altında işlemciler üretiyordu. Ancak, yeni işlemciler artık Snapdragon X Series adı altında piyasaya sürülecek.

Qualcomm Snapdragon X

Qualcomm’un bu hamlesi, özellikle Apple’ı hedef alıyor gibi görünüyor. 2021 yılında Qualcomm, eski Apple mühendisleri tarafından kurulan Nuvia’yı 1,4 milyar dolara satın almıştı. Bu ekip, Oryon CPU teknolojisiyle dikkat çekmiş ve daha önce Apple’ın A serisi iPhone ve iPad çipleri ile MacBook’lar için M serisi işlemciler üzerinde çalışmıştı. Snapdragon X, özellikle 2020’de MacBook Air’de piyasaya sürülen M serisi çiplerinin rakibi olacak gibi görünüyor.

Snapdragon X yongalarının dikkat çeken özelliklerinden biri, küçük form faktörlü cihazlarda kullanılmak üzere tasarlanmış bir nöral işlem birimine sahip olmalarıdır. Bu, yapay zeka işlemlerini daha verimli hale getirebilir. Ayrıca, Snapdragon X platformu 5G bağlantı özelliğine sahiptir, bu da Windows dizüstü bilgisayarları için Apple’ın M serisinden farklı. kılıyor.

Qualcomm’un Kasım 2022’de duyurduğu Oryon CPU, PC’lerden başlayarak bir dizi ürün portföyüne entegre edilecektir. Tüm bu bilgiler, Snapdragon X serisinin bir ön duyurusu olarak görülebilir. Daha fazla detayın, 24-26 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek etkinlikte paylaşılması bekleniyor.

Bu gelişme, PC işlemcisi pazarında rekabeti artırabilir ve Windows kullanıcıları için önemli bir değişimi temsil edebilir. Qualcomm, Snapdragon X serisi ile Apple’a ciddi bir rakip olmayı hedefliyor.

Adobe, Photoshop’un üretken yapay zeka modelini güncelliyor!

Şirketin Salı günkü Adobe Max etkinliği sırasında Adobe, vektör görüntüleri ve tasarım şablonları oluşturmaya yönelik iki yeni Firefly modelinin yanı sıra, Photoshop’un Üretken Doldurma gibi popüler özelliklere güç veren orijinal Firefly AI görüntü oluşturucusunun en son sürümü olan Firefly Image 2 modelini tanıttı.

Adobe, yeni Firefly Image 2 modelinin, fotogerçekçi insanları işlerken özellikle yapraklar, cilt dokusu, saç, eller ve yüz özellikleri gibi yüksek frekanslı ayrıntılar açısından önceki modele kıyasla önemli ölçüde daha yüksek kaliteli görüntüler ürettiğini söylüyor. Firefly Image 2 modeli kullanılarak oluşturulan görüntüler daha yüksek çözünürlükte ve daha canlı renklere ve renk kontrastına sahip.

Image 2 modeli aynı zamanda kullanıcıların sonuçlarını kişiselleştirmelerine yardımcı olmak için yeni yapay zeka destekli düzenleme yetenekleri de sunuyor. Fotoğraf ayarları, tıpkı manuel kamera kontrollerinde olduğu gibi, oluşturulan görüntünün alan derinliğini, hareket bulanıklığını ve görüş alanını manuel veya otomatik olarak ayarlamak için uygulanabiliyor. Verimliliği artırmak için istemleri otomatik olarak tamamlamanın yanı sıra, kullanıcıların metin açıklamalarındaki ifadeleri geliştirmelerine yardımcı olmak için bir “Bilgi İstemi Kılavuzu” özelliği de eklendi.

Adobe ayrıca, belirli görsellerle eşleşecek şekilde oluşturulan içeriğin stilini etkileyen yeni bir “Üretken Eşleştirme” özelliğini de tanıttı. Kullanıcılar önceden seçilmiş görseller listesinden seçim yapabiliyor veya stili kopyalamak için kendi referanslarını yükleyebiliyor, benzerliğin ne kadar yakın olduğunu bir kaydırıcıyla kontrol edebiliyor. Nitelik meta verilerini ekleyen ve görüntünün yapay zeka tarafından oluşturulduğunu tanımlayan dijital bir “beslenme etiketi” olan içerik kimlik bilgileri, son çıktılara otomatik olarak eklenecek.

Adobe’nin tasarım lideri Scott Belsky, özel bir blog yazısında şirketin, Generative Match’in kötüye kullanılmasını önlemek için “yeni politikalar ve güvenlik önlemleri” geliştirdiğini söyledi. Bu özellik, kullanıcılardan Adobe‘nin kullanım koşullarını kabul etmelerini ve yüklenen görseli kullanma haklarına sahip olduklarını onaylamalarını isteyecek, ayrıca yüklenen içeriğin küçük resmini (AI modellerini eğitmek için kullanılmayan) Adobe’nin sunucularında bir seviye sağlamak üzere depolayacak. sorumluluk. Şirket geri bildirim ararken Generative Match de beta sürümünde kalacak ve bu süre zarfında kullanıcıların onu ticari amaçlarla kullanmasına izin verilmeyecek.

Yine de, şu anda kullanıcıların korunan içeriği taklit etmesini gerçekten engelleyecek çok az şey var gibi görünüyor; bu da Adobe ile kendi tarzlarının yapay zeka tarafından kopyalanmasına karşı çıkan yaratıcılar arasında daha büyük bir fark oluşmasına neden olabilir. Şu anda bu sistem, ilk etapta taklitçi davranışları önlemekten ziyade Adobe’nin sorumluluğunu sınırlamaya yönelik görünüyor.

Firefly Image 2, bugün web tabanlı Firefly beta aracılığıyla denenebiliyor ve Creative Cloud uygulamalarına “yakında” sunulacak. Bu, henüz Photoshop’ta mevcut olmayacağı (standart, beta veya web için) anlamına geliyor, ancak en azından biz piyasaya sürülmesini beklerken onu orijinal Firefly görüntü modeliyle karşılaştırabilirsiniz.

Orijinal Firefly metin-görüntü modelinde olduğu gibi Adobe, Firefly Vector modelinin ticari kullanım için güvenli olacak şekilde tasarlandığını çünkü Adobe Stock gibi lisanslı içerik ve telif hakkının bulunduğu kamuya açık içerik üzerinde eğitildiğini söylüyor. Firefly Vector modeli, Mockup ve vektör yazı tiplerini tanımlamak ve düzenlemek için Yeniden Yazma gibi ek beta özelliklerinin yanı sıra Adobe Illustrator beta sürümü aracılığıyla bugün denenebiliyor.

Yapay zeka destekli Adobe Express

Son olarak Adobe, baskı, sosyal paylaşımlar, çevrimiçi reklam, video ve daha fazlası için özelleştirilebilir şablonlar üreten bir Firefly Tasarım modelini tanıttı. Adobe Express’teki yeni metinden şablona beta özelliğini güçlendiren Adobe’nin Firefly Tasarım modeli, “tüm popüler en boy oranları” için tamamen düzenlenebilir şablonlar oluşturmak üzere metin istemlerini kullanıyor.

Bu yeni modeller şimdilik yalnızca beta sürümde mevcut olabilir, ancak Photoshop’un Üretken Doldurma özelliğinin yayınlanma zaman çizelgesi dikkate alınırsa genel kullanıma sunulması için çok beklememiz gerekmeyebilir. 

Adobe’ye göre orijinal Firefly modeli bugüne kadar 3 milyardan fazla görüntü oluşturmak için kullanıldı ve bu kadar popüler bir ürünün ilk doğum gününden önce güncellendiğini görmek alışılmadık bir durum. 

Canva ve Microsoft gibi diğer şirketler geçen yıl yapay zeka destekli çeşitli yaratıcı araçlar piyasaya sürdü; bu nedenle belki de Adobe’nin kendi yapay zeka yenilikleri için baraj kapaklarını serbest bırakması şirketin rekabetçi kalmasının en iyi yoludur.

Samsung’da kar kaybı: yüzde 80 düşüş bekleniyor

Samsung, özellikle yarı iletken (çip) alanındaki sıkıntılar nedeniyle zorlu bir dönemden geçiyor. Şirketin yarı iletken bölümünde yaşanan üretim kesintileri ve çip bolluğunun etkileri, şirketin gelirlerini olumsuz etkiliyor. İşte detaylar:

Yılın başından bu yana devam eden küresel çip bolluğu, Samsung Electronics’i büyük ölçüde etkiliyor. Şirketin yarı iletken bölümünde yaşanan üretim kesintileri ve stokların dengelememesi gibi sorunlar, şirketin üçüncü çeyrekte büyük bir kar kaybı yaşamasına neden olabilir.

LSEG SmartEstimate’in tahminlerine göre, Temmuz-Eylül çeyreğinde Samsung’un faaliyet karının, önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 80’e yakın bir düşüşle 1.56 milyar dolar seviyelerine gerileyeceği öngörülüyor. Geçen yılın aynı çeyreğinde bu rakam 8.05 milyar dolar seviyesindeydi.

Çip Bölümündeki Sorunlar, Samsung’un büyük gelir kayıplarına yol açıyor. Çip üretim kesintileri ve çip stoğunun dengelememesi, şirketin çip üretim maliyetlerini artırarak karlılığını olumsuz etkiliyor.

Mobil Bölüm İyi Performans Gösteriyor: Samsung’un mobil bölümü, katlanabilir üst seviye telefonlar gibi ürünlerle başarılı bir performans sergiliyor. Özellikle Galaxy Z Fold 5 ve Z Flip 5 gibi ürünlerin satışları artıyor. Mobil bölümün yaklaşık 2.2 milyar dolar işletme karı elde etmesi bekleniyor.

Yapay Zeka Çipleri Alanında Rekabet: Yapay zeka uygulamalarında kullanılan bellek çiplerine olan talep devam ediyor. Ancak Samsung, bu alanda rakiplerine göre geride kalıyor.

Samsung’un resmi çeyrek sonuçları yakında açıklanacak ve şirketin bu zorlu dönemdeki kesin performansı daha net bir şekilde görülecektir.

AMD, Nvidia’yı yakalamak için yapay zeka şirketi satın aldı

AMD, yapay zeka konusundaki rekabeti kızıştırmak ve Nvidia gibi rakiplerini yakalamak amacıyla büyük bir adım atmış durumda. Şirket, bu hedef doğrultusunda Nod.ai adlı yapay zeka şirketini satın alma kararı aldı. Nod.ai, AMD’nin çeşitli çipleri için gelişmiş yapay zeka çözümleri sunan bir yazılım ekosistemi geliştirmişti. AMD’nin Nod.ai’yi satın alması, bu girişimcilik ruhu ve teknolojiye odaklı yaklaşımı daha fazla benimsemesine yardımcı olacak.

Nvidia uzun bir süredir yapay zeka alanında önde gelen bir konumda bulunuyor ve bu konumunu özel donanım ve yazılım geliştirmeleri ile sağlamıştı. AMD ise Nod.ai’nin teknolojisi sayesinde, kendi çipleri için özelleştirilmiş yapay zeka modellerini daha etkili bir şekilde oluşturabilecek ve kullanabilecek. Bu, AMD’nin yapay zeka çözümlerini geliştirmesi ve pazarın büyüyen talebine daha iyi yanıt vermesi için önemli bir adım olabilir.

amd Nod.ai

AMD’nin bu satın alma, şirketin yapay zeka konusundaki ciddi taahhüdünün bir göstergesidir. Yapay zeka, birçok sektörde büyük bir potansiyele sahiptir ve AMD’nin bu alandaki varlığını güçlendirmesi, rekabet avantajı sağlayabilir. Ayrıca, bu hamle, AMD’nin hem tüketici bilgisayarları hem de veri merkezleri için yapay zeka uygulamalarını hızlandırmayı hedeflediğini gösteriyor.

Sonuç olarak, AMD’nin Nod.ai’yi satın alması, şirketin yapay zeka konusundaki rekabetçi pozisyonunu güçlendirmesi ve bu alandaki büyüme fırsatlarından yararlanması için önemli bir adımdır. Bu girişim, teknoloji dünyasında dikkat çekmiş ve AMD’nin gelecekteki yapay zeka alanındaki etkisini artırabilir.

Tesla Cybertruck arazide!

Elon Musk’ın önceden duyurduğu gibi, Tesla’nın en yeni elektrikli pick-up modeli olan Cybertruck, testlerine hız kesmeden devam ediyor. Son olarak paylaşılan videoda, aracın off-road performansı Meksika’nın zorlu arazi şartlarında değerlendiriliyor.

Cybertruck, dinamik havalı süspansiyon sistemiyle donatılmış, bu da aracın farklı yükler ve çekme ağırlıklarıyla rahatlıkla başa çıkabilmesini sağlıyor. Test sürüşleri sırasında, Tesla’nın deneyimli test sürücüleri aracı sert manevralarla zorluyor ve agresif dönüşler yapıyor, böylece Cybertruck’ın çevikliği ve dayanıklılığı ortaya konuyor.

Cybertruck, videoda görüldüğü gibi zorlu arazi koşullarını kolaylıkla aşabilme yeteneğine sahip olduğunu kanıtlıyor. Bu, aracın sadece günlük sürüşler için değil, aynı zamanda off-road maceraları için de uygun bir seçenek olduğunu gösteriyor.

Ancak, Cybertruck teslimatlarının ne zaman başlayacağı hala net bir şekilde belirlenmemiş durumda. Elon Musk başlangıçta 3. çeyreğin sonunda teslimatların başlayacağını söylemişti, ancak tarih konusunda bir güncelleme yapılmamış gibi görünüyor. Teslimat tarihleri hakkında daha fazla bilgi almak için Tesla’nın resmi açıklamalarını ve haber kaynaklarını takip etmek önemlidir.

QBS Teknoloji Grubu İnfoNet’e ortak oldu

Londra Menkul Kıymetler Borsası’nda bulunan ve Britanya’nın ilham kaynağı olan 1000 şirket arasında gösterilen İngiliz QBS Teknoloji Grubu, Türkiye’nin bilgi güvenliği sektöründe öncü şirketlerinden biri olan İnfoNet’e ortak oldu.

İnfoNet ve QBS Teknoloji Grubu arasında gerçekleştirilen iş birliği anlaşması, 11 Ekim 2023’te Raffles Hotel İstanbul’da gerçekleştirilen basın toplantısıyla kamuoyuna duyuruldu. Basın toplantısında açıklamada bulunan QBS CEO’su Dave Stevinson, QBS Technology Group’un 2030 yılına kadar 1 milyar dolarlık bir işletme olma hedefi doğrultusunda Avrupa, Ortadoğu ve Africa (EMEA) pazarında genişleme kararı aldığını ve bu stratejinin bir parçası olarak İnfoNet’e yatırım yapma kararı aldığını belirtti. Stevinson; “İnfoNet ile iş birliği yaparak Avrupa, Ortadoğu ve Afrika bölgesinde büyümeyi planlıyoruz.” dedi.

QBS CEO'su Dave Stevinson ve İnfoNet Yönetim Kurulu Başkanı M.Kemal Cılız
QBS CEO’su Dave Stevinson ve İnfoNet Yönetim Kurulu Başkanı M.Kemal Cılız

İnfoNet Yönetim Kurulu Başkanı M.Kemal Cılız ise, şirketlerinin kurulduğu günden bu yana sürekli büyüdüğünü, QBS Teknoloji Grubu ile gerçekleştirdikleri iş birliği sayesinde bu büyüme ivmesinin daha da artacağına inandıklarını ifade etti. Cılız, QBS’nin geniş ürün portföyü sayesinde Türkiye’de talep gören data center ve DevOps ürünlerini Türkiye pazarına sunmayı planladıklarını ve bu yeni ürünlerle cirolarını ikiye katlama hedefi belirlediklerini vurguladı.

İnfoNet, 1995 yılında kurulduğundan bu yana Türkiye’de güvenlik pazarında lider konumda. Şirket, Allot, Check Point, EfficientIP, Firemon, Forcepoint, Kaspersky, Indeni, Progress Ipswitch, RSA Security, Trend Micro gibi uluslararası arenada tanınmış güvenlik ürünlerinin Türkiye distribütörü olarak faaliyet gösteriyor. Ayrıca, CheckPoint ve ForcePoint gibi markaların eğitim merkezi olarak da hizmet veriyor.

Bu anlaşma ile İnfoNet, QBS ile iş birliği yaparak, QBS’in Data Center ve DevOps çözümlerini Türkiye ve çevre ülkelerdeki bilişim pazarına sunma amacında. Bu iş birliğinin, her iki şirket için de önemli başarılara imza atmasına olanak tanıyacağına inanılıyor.

Whatsapp ve Telegram’da dolandırıcılık yükseliyor!

Son dönemlerde mobil iletişim uygulamaları WhatsApp ve Telegram’da dolandırıcılık mağduriyeti yaşayan kullanıcı sayısında büyük bir artış yaşandı. Dolandırıcılar, bu uygulamalar üzerinden kullanıcılara çeşitli vaatlerle ulaşarak kişisel bilgilerini ele geçiriyor.

Şikayetvar platformu üzerinden şikayette bulunan kullanıcıların sayısında da rekor bir artış gözlendi. Şikayetvar verilerine göre son dönemde iletişim uygulamalarıyla ilgili şikayetlerde %550’lik bir artış yaşandı. WhatsApp’ta bu dönemde %1540, Telegram’da ise %211’lik bir artış söz konusu.

Whatsapp ve Telegram işletme hesaplarından saldırılar artıyor

Bu yılın başından bu yana WhatsApp’ın gizlilik politikasındaki değişikliklerin yanı sıra işletme hesaplarından kullanıcılara yönelik mesajlar ve aramaların artması, uygulamanın güvenilirliği konusunda ciddi endişelere yol açtı.

Telegram‘da ise kullanıcılara yönlendirilen “görev yap, para kazan” ve “beğeni ile para kazanma” vaatleri dolandırıcılığa zemin hazırlıyor.

İletişim uygulamalarında yaşanan bu sorunlarla ilgili en çok şikayet edilen konuların başında eksik ve kusurlu hizmet, üyelik işlemleri ve bilgi güvenliği geliyor.

Kullanıcılar, bu tür dolandırıcılık faaliyetlerine karşı dikkatli olmaları ve şüpheli durumlarda platformların yetkilileri ile iletişime geçmeleri konusunda uyarılıyor.

Kaynak: sikayetvar.com

AMD, Nvidia’yı yakalamak için yapay zeka girişimi satın alıyor!

Rakip çip üreticisi Nvidia‘yı yakalama yarışında AMD, şirketin gelişmiş yapay zeka çipleri için gerekli olan kritik yazılımlara büyük yatırım yapmayı planlıyor. Nvidia, on yılı aşkın bir çalışma sonucunda ürettiği yazılımlar ve yazılım geliştirici ekosistemi aracılığıyla yapay zeka çip pazarında güçlü bir avantaj elde etti.

AMD, şirketin ürettiği çeşitli yongalara güç sağlamak için birleşik bir yazılım koleksiyonuna yatırım yapma ve oluşturma sözü verdi.

AMD başkanı Victor Peng, Reuters’e verdiği röportajda “Bu stratejiyi uyguluyoruz” dedi. “Ve bunu hem iç yatırım hem de dış satın almalar yoluyla yapıyoruz.” dedi.

Nod.ai’in satın alınması bu stratejiye uyuyor çünkü Nod.ai‘in teknolojisi, şirketlerin AMD çiplerine göre ayarlanmış yapay zeka modellerini daha kolay dağıtmalarına olanak tanıyor. Nod.ai, teknolojisini diğer müşterilerin yanı sıra büyük veri merkezi operatörlerine satıyor.

AMD, anlaşmanın şartlarını açıklamadı. PitchBook verilerine göre Santa Clara, California merkezli Nod.ai yaklaşık 36,5 milyon dolar topladı.

Peng, AMD’nin bu yılın başlarında Nod.ai’nin satın alınmasına ev sahipliği yapacak yapay zeka grubunu oluşturduğunu söyledi. Grupta, büyük çoğunluğu yazılımla ilgili olmak üzere yaklaşık 1.500 mühendis çalışıyor ve AMD, bu yıl 300, 2024’te ise daha fazla kişiyi işe alarak ekibi genişletmeye devam etmeyi planlıyor.

AMD Yapay Zeka Grubu kıdemli başkan yardımcısı Vamsi Boppana, “Gelecek yıl için de planlarımızla hızla büyüyoruz.” dedi.

Peng, Nod.ai’nin satın alınmasının şirketin son birkaç aydaki ikinci satın alımı olduğunu söyledi. Şirketin portföyünü ek satın almalarla güçlendirmeyi planlayıp planlamadığı sorulduğunda Peng, “Her zaman arıyoruz.” dedi.