Volkswagen, elektrikli araç batarya üretimi için Polonya’yı seçti

Volkswagen, elektrikli araç bataryaları için bileşen üretimi yapacak olan ilk fabrikasını Polonya’nın Nysa şehrinde kurma kararı aldı. Bu önemli işbirliği, Volkswagen’in iştiraki PowerCo ve Belçika merkezli madencilik firması Umicore arasında gerçekleşecek. Polonya’nın tercih edilme nedenleri, bir dizi avantajı içeriyor.

Polonya hükümeti, bu projeye 350 milyon euro yatırım yaparak elektrikli araç teknolojilerinin gelişimine destek olacak. Fabrikada üretilecek olan katot aktif malzeme (CAM), elektrikli araç bataryalarının kritik bir bileşeni olarak önem taşıyor. Bu yeni tesisin inşaatını gerçekleştirecek olan şirket ise 2021 yılında PowerCo ve Umicore tarafından kurulan Ionway adlı bir ortak girişim şirketi olacak. İnşaat çalışmalarının, gerekli izinlerin alınmasının ardından hızla başlaması planlanıyor. 2025 yılında üretime geçmesi öngörülen fabrikanın, yaklaşık 900 kişiye istihdam yaratması bekleniyor.

PowerCo’nun Polonya’yı tercih etmesindeki nedenler arasında ülkenin stratejik konumu önemli bir rol oynuyor. Aynı zamanda Polonya, yetenekli işgücü potansiyeli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına kolay erişim imkanları sunuyor. Bu faktörler, PowerCo’nun Polonya’yı elektrikli araç bataryaları üretim üssü olarak seçmesine yardımcı oluyor.

Volkswagen AG Yönetim Kurulu Üyesi ve PowerCo Denetim Kurulu Başkanı Thomas Schmall, bu fabrikanın PowerCo’nun dünya çapında bir batarya pazarı lideri olma hedefine katkı sağlayacağını belirtiyor. Ayrıca, PowerCo’nun Almanya’nın Salzgitter şehrinde, İspanya’nın Valencia şehrinde ve Kanada’nın St. Thomas şehrinde üç farklı batarya üretim tesisi daha inşa etme planları olduğunu da eklemişti. Bu projeler, elektrikli araç teknolojisinin geleceği açısından önemli bir adımı temsil ediyor.

Merakla beklenen Intel Arc A580 sonunda raflardaki yerini aldı

0

Intel bugün, Arc A580 masaüstü grafik kartının dünya çapındaki iş ortaklarından hemen temin edilebileceğini duyurdu. Oyuncular ve içerik üreticiler için Intel Arc ayrık grafik ürün ailesinin orta segmentinde yer alan yeni ürün geçtiğimiz yıl duyurulmuş ancak henüz satışa sunulamamıştı. Arc grafik ailesinin orta segmentinde yer alan ürün, popüler modern oyunlarda 1080p yüksek ayarlarda gelişmiş oyun performansı, e-spor oyunlarında yüksek kare hızları ve kapsamlı bir dizi medya özelliği sunuyor.

Intel Arc A580 grafik kartları, Arc GPU ailesinin modern özelliklerini rekabetçi bir fiyatla ana akım oyunculara ve içerik oluşturuculara sunan segmentte ilgi çekici yeni bir teklifi temsil ediyor. Çip yatırımlarına hız veren ve yeni çip seti Intel 4 için yüksek hacimli üretime geçen Intel geçtiğimiz yıl Arc serisi ile masaüstü ekran kartı pazarında da iddialı olduğunu göstermiş ve Arc 300, Arc 500 ve Arc 700 serisi ürünlerini tanıtmıştı. Orta segment olarak görülen Arc 500 gamında yer alan Arc 580 Intel XeSS ve ışın izleme gibi güçlü oyun özellikleri, daha yüksek çözünürlüklerde daha iyi performans ve hiper gerçekçi görseller sağlayarak oyun deneyimini daha da ileri taşıyor.

Arc A580’in teknik özellikleri göz kamaştırıyor

Arc A580’in teknik özelliklerine göz atacak olursak ürün 8 GB GDDR6 belleği, 256 bit veriyolu ve 1,8 GHz hızlandırma saati gibi özelliklerle oyun ve grafik uygulamaları için güçlü bir performans sunmayı hedefliyor. Ayrıca Arc A580, 24 Xe çekirdeğine, 24 Işın İzleme birimine, 8 GB VRAM’e, 512 GB/s bellek bant genişliğine, 1.700 MHz çekirdek saat hızına ve 384 XMX’e sahip.

Saniyede 512 gigabayt ile en yakın rakiplerinin iki katından daha fazla bellek bant genişliğine sahip olan Intel Arc A580 tabanlı eklenti kartları, modern oyunları sorunsuz bir şekilde çalıştırmak için donatılmış. Ayrıca Arc 580 grafik kartları, çift donanım hızlandırmalı AV1 kod çözme ve kodlama motorları dahil olmak üzere kapsamlı medya desteğine sahip. Böylece içerik üreticiler istedikleri codec ile çalışabiliyorlar.

Arc A580’le birlikte gelen dahili Intel Xe Matrix Extensions (Intel XMX) yapay zeka motorları yalnızca yapay zeka tabanlı bir yükseltme teknolojisi olan Intel XeSS’i çalıştırmakla kalmayıp, aynı zamanda Stable Diffusion gibi modelleri kullanan diğer yapay zeka iş yüklerinde de üst düzey performans vaat ediyor. Intel Arc A580 tabanlı eklenti kartları ASRock, GUNNIR ve Sparkle’dan 179 dolardan başlayan fiyatlarla temin edilebiliyor.

Vision Pro çok ağır geliyor!

Apple, yakın zamanda duyurduğu ilk karma gerçeklik başlığı olan “Vision Pro” için birçok kullanıcının ağırlık konusunda şikayetlerde bulunduğu haberlerle gündemde. İşte detaylar:

Apple, geçtiğimiz Haziran ayında Vision Pro adını taşıyan karma gerçeklik başlığını tanıttı ancak henüz piyasaya sürülmüş değil. Şirket, cihazın 2024’ün başlarında kullanıcılara sunulacağını belirtmişti. Ancak, bu başlığı deneyen bazı kullanıcılar, cihazın oldukça ağır olduğunu ve bu nedenle rahatsızlık yaşadıklarını ifade ediyor.

Apple Vision Pro’nun mevcut modeli yaklaşık 453 gram ağırlığında. Bu ağırlık, bazı kullanıcılar için kısa süreli kullanımlarda bile boyun ağrısına yol açıyor. Ancak belirtilmelidir ki, bu ağırlık Apple’ın dışında kalan diğer karma gerçeklik başlıklarından önemli ölçüde farklı değil. Örneğin, Meta Quest 3 başlığı 515 gram ağırlığındadır. Ancak ağırlığın dağıtımı konfor açısından büyük bir öneme sahiptir.

Yeni gözlüğün ağırlığını dengelemek için şu an için fazla bir şey yapamayacağını bildiriyor. Ancak şirketin, gelecekteki modeller için ağırlığı daha iyi dağıtmayı amaçlayan bir baş üstü kayışı düşündüğü ve bu konuya daha fazla odaklanacağı söyleniyor.

Ayrıca, Apple’ın Vision Pro’nun gelecekteki sürümlerini gözlük takan kişiler için daha erişilebilir hale getirmek için çalıştığı bildiriliyor. Mevcut model, gözlük takanlar için uygun değil ve kullanıcıların manyetik reçeteli lensleri takması gerekiyor. Apple’ın gelecekteki cihazları, reçeteli lenslerle önceden kurulu olarak sunma planları yapabilir, ancak bu yaklaşım, kullanıcıların reçetelerinin değişmesi veya başlığı başkalarıyla paylaşma zorluğu gibi sorunları beraberinde getirebilir.

Apple Vision Pro’nun ağırlık ve erişilebilirlik sorunları hakkında kullanıcıların geri bildirimleri şirketin gelecekteki ürün geliştirmelerinde kilit bir rol oynayabilir.

X, şimdi de “Kamu Yararı” politikasını değiştirdi!

Geçmişte Twitter olarak da bildiğimiz X, hangi paylaşımların haber değeri taşıdığını ve platformun kurallarına aykırı paylaşımlara rağmen yayınlanabileceğini yeniden tanımlamak için “Kamu Yararı Beklentileripolitikasını değiştirdi.

Şirket, gönderilerin haber değeri taşıyabilmesi için en az 100.000 takipçiye sahip olma şartını kaldırdı. Önceki politika, haber değeri taşıyan gönderiler için yalnızca doğrulanmış hesapların dikkate alınacağını söylüyordu

Ancak X, insanların Elon Musk liderliğinde bir abonelik ödeyerek doğrulanmalarını mümkün kıldığından, politikanın yeni versiyonunda yalnızca “yüksek profilli bir hesap” tarafından yapılan gönderilerin haber değeri taşıyan gönderiler sayılacağı belirtiliyor. Güncellenen sayfada ne tür hesapların “yüksek profilli” olarak kabul edildiğine ilişkin herhangi bir ayrıntı yer almıyor.

Politikanın önceki versiyonunda istisnaların seçilmiş ve hükümet yetkilileriyle sınırlı olduğu belirtiliyordu. Yeni politika, istisnaların yalnızca tek bir profil kategorisindeki gönderilerle sınırlandırılmasına ilişkin ifadeyi kaldırıyor.

Musk’a ait sosyal medya platformu, İsrail-Hamas çatışması ortaya çıktıkça değişiklikler yaptığını söyledi. Şirket, kullanıcıların konuyla ilgili 50 milyon gönderi yayınladığını kaydetti.

X, Şiddet ve Nefret İçeren Varlıklar Politikası kapsamında “Hamas’a bağlı yeni oluşturulan hesapları” kaldırdığını söyledi. Ayrıca, “terörist içerik” katkısını önlemek için Terörle Mücadele Küresel İnternet Forumu (GIFCT) ile ortaklık kurduğunu belirtti. Şirketin Güvenlik hesabı, antisemitik söylemleri proaktif olarak izlediğini ekledi ancak şu ana kadar ne tür bir eylemde bulunduğunu söylemedi.

Şirket, kullanıcıların gönderilere bağlamsal bilgi göndermesine olanak sağlamak için kitle kaynaklı denetleme aracı olan Topluluk Notları’na büyük ölçüde güveniyor. X, bu notların artık “genellikle içerik yayınlandıktan birkaç dakika sonra göründüğünü” söyledi.

X’in durumla ilgili yanlış bilgiler barındırdığına dair çok sayıda rapor var. NBC News, Joe Biden’ın İsrail’e 8 milyar dolarlık bir askeri hibeyi onaylamasıyla ilgili sahte haberler yayınlayan çok sayıda doğrulanmış hesabı bildirdi. Wired’ın bir raporu, X’in algoritmasının, savaş görüntüleri olarak dağıtılan video oyunu klipleri de dahil olmak üzere, ücretli kullanıcılardan gelen yanlış bilgiler içeren gönderileri artırdığını belirtti. 

Artık silinen bir gönderisinde Musk, insanlara geçmişte Yahudi karşıtı yorumlar ve yanlış bilgiler yayınlayan hesapları takip etmelerini önerdi.

Dünya’nın dijital ikizini yaratacaklar!

Dünyanın dijital ikizini yaratmayı hedefleyen teknoloji şirketi Warp, ilk lansman etkinliğini İstanbul’da gerçekleştirdi. Bu önemli etkinlikte Warp’ın dijital dünyada nasıl bir devrim yaratmayı planladığına dair derinlemesine bilgiler paylaşıldı.

Etkinlikte öne çıkan en büyük vurgu, Warp’ın sunduğu platformun potansiyeli üzerineydi. Kullanıcılara, dünyamızdaki hemen hemen her türlü nesne, işletme veya kent noktasıyla sorunsuz bir şekilde etkileşimde bulunma olanağı tanıyan bu platform, dijital dünyanın sınırlarını zorluyor. Seyahat, yaşam tarzı, hizmet ve daha birçok alanda yerel veya yurtdışında herhangi bir yerden rezervasyon yapma, satın alma ve yönetme imkanı sunan bu platform, dünya genelindeki ticari ve ticari olmayan varlıkların en kapsamlı dijital ikizini oluşturmayı amaçlıyor.

Metaverse özellikleriyle de dikkat çeken Warp, kullanıcılara fiziksel olarak erişemedikleri nesneleri bile bütünüyle deneyimleme fırsatı sunuyor. Yani bir kullanıcı, dünyanın öbür ucundaki bir sanat galerisini, konferansı veya konseri oturduğu yerden deneyimleyebilir.

Yapay zeka destekli bir meta sistem

Seyahat, şehir ve hizmet teknolojileri sektörlerinde, yapay zeka destekli bir meta sistem olarak kendini tanıtan Warp, İstanbul’da gerçekleşen bu lansmanla küresel arenada ne kadar ciddi olduğunu gösterdi. Lansmanın en çarpıcı anlarından biri, CEO Oksana Golovina’nın konuşmasıydı. Golovina, Türkiye’nin turizmdeki başarısını öne çıkararak, “Türkiye, turizm açısından oldukça başarılı bir ülke. İlk lansmanımızı burada yapmayı tercih ettik çünkü mesajlarımızı, hedeflerimizi ve vizyonumuzu buradan dünyanın geri kalanına iletmek istedik.” şeklinde konuştu.

Warp, sadece bireysel kullanıcılara değil, aynı zamanda kamu kurumlarına ve iş dünyasına da hitap ediyor. Devlet kurumları, KOBİ’lerin işlemlerini dijitalleştirme, yönetme ve denetleme konusunda bu platformdan büyük yarar sağlayabilirler.

Otonom gemiler girişimi Saronic, 55 milyon dolar finansman topladı!

Eski bir Donanma SEAL’i olan Saronic CEO’su Dino Mavrookas, Donanma ve ABD bağlantılı savunma müşterileri için otonom yüzey gemileri inşa etme hedefiyle şirketi geçen yıl kurdu.

Otonom deniz taşıtları, her ne kadar savunmaya odaklanmasa da büyüyen bir alan. Bu baharda araştırma için otonom gemisinin ambalajlarını çıkaran Saildrone, risk sermayesi olarak 100 milyon doların üzerinde para topladı. Bu arada, Y Combinator tarafından desteklenen Shone gibi girişimler, mevcut gemileri otonom navigasyon yetenekleriyle donatmak için teknoloji yaratıyor.

Mavrookas, Saronic’in sıfırdan otonom tekneler inşa ettiğini söylüyor.

Mavrookas, bir röportajında ​​”Teknelerimizi, teknenin etrafındaki misyon değil, misyon etrafında inşa ediyoruz” dedi. 

Saronic, geleneksel olarak büyük askeri gemiler üretmeye odaklanan gemi yapımcılarının (otonom gemi tasarımı için) kapasite ve uzmanlığa sahip olmadığı, diğer satıcıların ise eski platformlar sağladığı ve ölçekte üretimle mücadele ettiği bir boşluğu dolduruyor.

Saronic şu anda iki geminin prototipini üretiyor: 1,8 metrelik Spyglass ve 13 metrelik Cutlass, her biri uzaktan güncellenebilir yazılımla donatılmış ve iletişimin ölü bölgelerinde bile “çeşitli” yükler taşıma kapasitesine sahip. Donanma bunlardan etkilenmiş olmalı ki; Mavrookas, Saronic’in halihazırda denizcilik hizmetleri şubesiyle iki Ar-Ge anlaşması bulunduğunu iddia ediyor.

Tarihsel olarak savunma teknolojisi diğer endüstrilerle ilişkili risk sermayesinden faydalanmamıştır. Ancak geçen yıl, ABD merkezli savunma teknolojisi girişimleri, savunma firması Anduril’in 1,5 milyar dolarlık E Serisi de dahil olmak üzere toplam 53 anlaşmada toplam 2,1 milyar dolar topladığında bu durum değişmeye başladı.

Momentum yavaşlamıyor. Spotify‘ın kurucusu Daniel Ek tarafından desteklenen bir “savunma yapay zekası” girişimi olan Helsing, son birkaç ayda 223 milyon dolarlık B Serisi yatırım toplayarak Avrupalı ​​yapay zeka girişimleri arasında bir rekor kırdı. 14,2 milyon dolarlık bir başlangıç ​​finansman turu sağladı. Savunma girişimi Mach Industries ise 335 milyon dolarlık değerlemeyle 79 milyon dolara ulaştı.

Bu patlamanın arkasında birçok farklı faktör var; Ukrayna’da devam eden savaş da bunlardan biri. Yeni uygulanan ihracat kontrolleri ve ABD merkezli yatırımcıların kritik teknolojileri desteklemesini kısıtlayan kurallar göz önüne alındığında, Çin’deki bazı startup segmentleri eskisinden daha az çekici hale geldi. 

ABD hükümeti ve müttefikleri, yasalar ve savunma ittifakı NATO’nun 1 milyar dolarlık başlangıç ​​dilimi gibi fonlar yoluyla, yarı iletkenlere ve daha geniş endüstriyel kalkınmaya yapılan yatırımları aktif olarak teşvik ediyor.

İklim Saronic’in yararına. Ancak Mavrookas, girişimin aynı zamanda kendi avantajlarıyla da rekabet ettiğini öne sürüyor.

Mavrookas, “Saronic, denizcilik özerkliği alanındaki diğer hiçbir şirkete benzemiyor; rakiplerimiz ağırlıklı olarak teknoloji şirketi olmaya çalışan tekne imalatçılarından oluşuyor.” dedi. “Denizde özerkliğin kendine özgü zorlukları var. Uzay, kara ve hava özerkliğine ilişkin sabitler; sabit konumlar ve sabit mesafeler gibi, okyanusun sürekli değişen yüzeyinde güvenilir değildir. Saronic, otonom tekneler aracılığıyla yetenekler sunan bir teknoloji şirketidir.”

Merkezi Austin, Teksas’ta bulunan Saronic, bugüne kadar yaklaşık 70 milyon dolar risk sermayesi topladı ve yaklaşık 45 çalışanı var.

Türk mühendisler Amerika pazarında!

Singapur merkezli ve Ar-Ge ofisi Türkiye’de bulunan Rapsodo, 2021 ve 2022 yıllarında prestijli “Inc. 5000 En Hızlı Büyüyen Özel Şirketler” listesine girmesiyle dikkatleri üzerine çekti. Şirket, Türk mühendisler tarafından geliştirilen golf simülasyonlu Rapsodo MLM2PRO ile Amerika’da büyük bir başarıya imza attı.

GolfSpy’dan tam not aldı

Amerikan golf otoritesi GolfSpy, Rapsodo’nun MLM2Pro ürününü “Pazarda MLMPro2’yi yenmek zor” diyerek övdü ve “Mutlaka sahip olunması gereken ürünler” sıralamasına ekledi.

Spor performansı ölçüm ve analitiği pazarında, veri bilimi odaklı yazılımlar geliştiren Rapsodo, kamera ve radar kombinasyonundan oluşan donanımıyla bir sporcunun “Ben daha iyi nasıl olabilirim” sorusuna yanıt buluyor. Sporcu ürünü kullandıkça AI (yapay zeka) motoru, sporcuyu daha iyi anlıyor, artı ve eksileri karşılaştırmalı olarak sunuyor. Veri bazlı geliştirme üzerine kurulu sistem sayesinde bugün dünyaca ünlü kulüpler, sporcular ve antrenörler, pazar değerini artırma konusunda önemli adımlar atıyorlar. Spor teknolojileri pazarına yön veren bu verilerin üretimi ve analizi ise Rapsodo’nun  dünyaya Türkiye’den ihraç ettiği yazılımlarla gerçekleşiyor.

Amerika pazarında lider olmayı hedefliyor

Rapsodo CEO’su Batuhan Okur

Rapsodo CEO’su Batuhan Okur, “Rapsodo MLM2Pro, Türk Mühendislerin Amerika golf pazarına attığı imzanın bir sonucudur. Bu yeni ürünle Amerika’da %50 pazar payı hedefliyoruz. Bu çok büyük bir başarı.” şeklinde açıklamalarda bulundu. MLM2PRO, golfçülere 13 temel metrikle beraber gerçek zamanlı veriler sunarak performanslarını geliştirme imkanı tanıyor.

Ar-Ge üssünü Türkiye’ye taşıdı

2011’de Singapur’da kurulan firma, Amerika’da elde ettiği başarının ardından Batuhan Okur’un önderliğinde Ar-Ge üssünü Türkiye’ye taşıdı. Spor performansı ölçüm ve analitiği pazarında yapay zeka kullanarak sporculara gelişimlerini artırmaları için kritik veriler sağlayan uygulama, dünyanın önde gelen kulüp ve sporcularının tercihi haline geldi.

Türkiye’de maaş uçurumu genişliyor!

0

Michael Page, 2023 yılının üçüncü çeyreğinde Türkiye’deki sektörlere ait maaş araştırmasının sonuçlarını duyurdu. Araştırma, on farklı sektördeki firmaların cirolarını, sektörel durumları ve pazar trendlerini dikkate alarak hazırlandı. En dikkat çeken sonuç, 2023 yılının ilk çeyreğine kıyasla ücretlerde %35-40 civarında bir artışın yaşandığı oldu.

Bu yılın başından itibaren takip edilen işe alım süreçleri, aday görüşmeleri ve piyasa deneyimleri sonuçların temelini oluşturuyor. Michael Page Türkiye Genel Müdürü Fatih Cömert, “Firmaların eş zamanlı olarak maaşlarda iyileştirmeler yapmaması nedeniyle ücretlerde büyük farklar gözlemleyebiliyoruz.” şeklinde konuştu.

Sektörel Maaş Değişiklikleri:

  • Bankacılık ve Finans: Yüksek nitelikli adaylar, uzaktan çalışma ve küresel fırsatlar sunan şirketleri öncelliyor. En az deneyimli uzmanın yıllık maaşı brüt 720 bin TL’ye, deneyimli yöneticinin maaşı ise 2 milyon 500 bin TL’ye ulaştı.
  • Satış ve Pazarlama: Pro-aktif ve sosyal becerilere sahip adaylar tercih ediliyor. En az deneyimli uzmanın maaşı yıllık 750 bin TL, deneyimli olanların maaşı ise 2 milyon 200 bin TL’ye yükseldi.
  • Finans ve Muhasebe: Talep gören roller, finansal kontrolör, analiz ve strateji odaklıdır. Deneyimsizler için 540 bin TL, deneyimli yöneticiler için ise 2 milyon 500 bin TL maaş ödeniyor.
  • Sağlık ve Yaşam Bilimleri: Dijital uyuma önem veriliyor. En deneyimsiz çalışan 800 bin TL, deneyimli olanlar ise 3 milyon TL maaş alıyor.
  • İnsan Kaynakları: İhtisaslaşan roller artarken, maaşlar 800 bin TL’den 3 milyon TL’ye kadar değişiyor.
  • Perakende: Dijital pazarlama talebi sürerken, maaşlar 550 bin TL ile 1 milyon 700 bin TL arasında değişiyor.
  • Bilgi Teknolojileri: Teknik eğitimlere önem veriliyor. Maaşlar 600 bin TL ile 3 milyon TL arasında değişiyor.
  • Tedarik Zinciri ve Lojistik: Sürdürülebilirlik ve yenilikçi bakış tercih ediliyor. Maaşlar 580 bin TL’den 2 milyon 200 bin TL’ye kadar çıkıyor.
  • Mühendislik & Üretim: Yalın üretim metodolojileri öncelleniyor. Maaşlar 600 bin TL’den 2 milyon 200 bin TL’ye kadar yükseliyor.
  • Ofis Yönetimi: Organizasyon yeteneklerine sahip olmak artık yeterli değil. Maaşlar 480 bin TL’den 1 milyon 500 bin TL’ye kadar çıkıyor.

Bu sonuçlar, 2023 yılında Türkiye’deki sektörlerin maaş trendlerine dair genel bir perspektif sunuyor. Şirket, yılın dördüncü çeyreği için de maaş araştırmasını güncellemeyi planlıyor. Bu veriler, hem çalışanlar hem de işverenler için kritik öneme sahip.

Siber sigortanın MSP’lere sağladığı 5 fayda

0

IBM verilerine göre, bir veri ihlalinin küresel ortalama maliyeti artık 4,45 milyon dolara ulaşıyor. Siber saldırılardan kaynaklanan iş kesintisinin potansiyel etkileri için belirli bir teminat sağlayan siber sigorta, şirketleri hem itibar hem de mali açıdan koruma altına alıyor. Bütünleşik siber güvenlik alanında küresel bir lider olan WatchGuard, siber sigortanın MSP’lere sağladığı 5 faydayı paylaşıyor.

İşletmeler dijital teknolojilere bağımlı hale geldikçe, kötü amaçlı saldırılara da karşı daha açık hale geliyor. Özellikle hizmet verdiği hassas müşteri verilerine ve müşteri sistemlerine ayrıcalıklı erişimi olan MSP’ler için bu durum hayati önem taşıyor. IBM’nin yaptığı bir araştırma, veri ihlallerinin küresel ortalama maliyetinin 4,45 milyon dolara ulaştığını ortaya koyuyor. Bununla birlikte şirketlerin sadece %19’unun siber sigortalarının, 600 bin dolardan fazlasını kapsadığı görülüyor. Bir siber saldırı durumunda işletmeler için yararlı bir müttefik olarak hareket eden siber sigorta, ekonomik zararların yanı sıra itibar kaybını önleme noktasında kritik bir rol oynuyor. Bütünleşik siber güvenlik alanında küresel bir lider olan WatchGuard, siber sigortanın MSP’lere sağladığı 5 faydayı paylaşıyor.

1. İtibar yönetimi: Bir siber saldırı, şirketin itibarına zarar verebileceği gibi müşteri güveni ve yeni iş fırsatları üzerinde de olumsuz bir etki oluşturuyor. Siber sigorta poliçeleri genellikle finansal olmayan etkileri azaltmaya yardımcı olmak, hasarı en aza indirmek ve şirketin itibarını geri kazandırmak için PR desteği sağlayarak itibar yönetimi hizmetlerini de içeriyor.

2. Yasal destek: Bu destek hizmeti, işletmelerin veri ihlali bildirim gereklilikleri gibi düzenleyici yükümlülükleri anlamalarına ve para cezalarına veya diğer yasal sorunlara yanıt vermek için etkili bir strateji geliştirilmesine yardımcı oluyor.

3. İş sürekliliği desteği: Birçok poliçe, güvenlik ihlali durumunda iş sürekliliği için bir plan geliştirme konusunda destek sağlıyor. Bu, veri kurtarma için yedekleme sistemlerine geçmenin yanı sıra veri ve sistemleri geri yüklemeyi, normal operasyonları sürdürmeyi sağlıyor.

4. Adli soruşturma ve hukuki sorumluluk giderleri: Bu tür bir poliçe, güvenlik ihlalinden etkilenen üçüncü taraflara ödenecek tazminatın yanı sıra yasal masrafları ve olayı araştırmak için uzman tutma masraflarını karşılayabiliyor.

5. Çalışan eğitimi: Siber sigorta poliçeleri, çalışanların siber tehditlerle ilişkili riskleri anlamalarına yardımcı olacak eğitim programlarına erişimin yanı sıra, bir siber saldırı riskini azaltmaya yönelik olarak bunların nasıl önleneceğine dair talimatlar sağlamayı da içeriyor.

Uzman isimden yapay zeka uyarısı!

Alman antitröst başkanı Andreas Mundt, yapay zekanın Big Tech‘in pazar gücünü artırabileceği ve düzenleyicilerin her türlü rekabete aykırı davranışa karşı tetikte olması gerektiği konusunda uyardı.

Mundt‘un yorumları, teknoloji devlerinin, geniş kullanıcı verileriyle, akıllı evlerde, web aramasında, çevrimiçi reklamcılıkta, arabalarda ve diğer birçok ürün ve hizmette kullanılan yeni teknolojide rekabet avantajı elde edebileceklerine ilişkin düzenleyici kaygıların altını çiziyor.

Google ve Microsoft son zamanlarda yapay zeka (AI) konusunda rakip haline geldi; ikincisi OpenAI’ye büyük yatırım yapıyor ve ilki diğer yatırımların yanı sıra Bard AI sohbet robotunu inşa ediyor.

Yapay zekanın popülaritesindeki artış, dünyanın dört bir yanındaki hükümetleri teknolojinin kullanımına ilişkin kurallar uygulamaya sevk etti; Avrupa Birliği, yıl sonuna kadar dönüm noktası niteliğindeki yapay zeka kurallarını benimseme yarışına girdi.

Mundt, Cuma günü Reuters’e verdiği röportajda “Rekabet otoritesi olarak bizim için bu yeni teknolojinin büyük şirketlerin hakimiyetini daha da güçlendirmemesi hayati önem taşıyor” dedi.

“Tehlike çok büyük çünkü yapay zeka için her şeyden önce iki şeye ihtiyacınız var: güçlü sunucular ve büyük miktarda veri. Büyük internet şirketlerinde her ikisi de var” dedi.

Mundt, alanın hâlâ rekabete açık olduğunu ancak düzenleyicilerin bunun böyle kalmasını sağlaması gerektiğini söyledi.

“Ancak, daha küçük sağlayıcıların modelleri de o kadar popüler hale gelebilir ki, bir tür işletim sistemi, yeni bir platform yönünde gelişebilirler.” dedi.

Her iki gelişme de mümkündür ve otorite olarak herhangi bir rekabet potansiyelinin en başından itibaren ortadan kaybolmaması konusunda dikkatli olmalıyız.

Getir piyasa değeri ne kadar?

Financial Times’dan Ivan Levingston ve George Hammond tarafından hazırlanan bir rapora göre, İstanbul merkezli hızlı market hizmeti Getir, değerlemesini sürdürüyor. Getir son olarak 2.5 milyar dolarlık değerlemeyle 500 milyon dolar yatırım alıyor. Yatırımın değeri, şirketin 11.8 milyar dolar değerinde olduğu 2022’deki baş döndürücü günlerine kıyasla önemli ölçüde az. Çok hızlı büyüyen Getir, 2022’deki 11.8 milyar dolardan 2023’te 2.5 milyar dolara düşmüş oldu. Sektörde yaşanan büyük sarsıntının ardından, 18 ay önceki değerinin dörtte biri değerinde oldu.

Şirketin değerlemesindeki artış ve bunu takip eden düşüş, şirketin Portekiz, İspanya ve İtalya pazarlarından çıkacağını duyurmasının üzerinden geldi. Bu haberlerden bir aydan biraz fazla bir süre sonra değerlemede hareketlik oldu.

Getir piyasa değeri dörtte birine düştü

Bu yılın başındaki raporlar, Getir’e Avrupa market alışverişi teslimatı pazarında neredeyse tekel sağlayacak görüşmeler yaptığını gösteriyor. Aynı zamanda portföy şirketi olan Alman rakibi Flink’i satın almak için görüşmelerde bulunduğunu ortaya çıktı. En önemlisi , Gorillas’ın 1,2 milyar dolarlık satın alımı diyebiliriz. Aralık 2017’nin sonlarından bu yana Getir, aralarında yaklaşık 28 yatırımcıdan 1.8 milyar dolar toplayarak rekor seviyeye ulaştı. Tiger Global, Sequoia, Silver Lake, Base Partners ve Goodwater Capital  bu yatırımcılar arasında yer alıyor.

Getir dokuz ülkede 40 milyon uygulama indirmeyi başardı. Getir toplamda 1.100 karanlık mağazayı yönetiyor. Bu yüzden bu anında teslimat girişimleri mega turlarda fon topluyor. Bu sermaye yoğun bir sektör olduğu anlamına geliyor. Şirket Gopuff , Flink , Gorillas , Zapp , Cajoo ve daha fazlasıyla rekabet ediyor. Başka bir deyişle, inanılmaz derecede kalabalık bir pazar ve ileride daha fazla konsolidasyon hamlesi olacak.

Getir, teslimat pazarında talebin azalması nedeniyle Eylül ayında beş ülkede 2.500 kişinin işten çıkarıldığını duyurdu. Kesintiler, 23.000 kişilik işgücünün onda birinden fazlasını oluşturuyor. İngiltere, ABD, Almanya, Hollanda ve Türkiye’deki kuryeleri, toplayıcıları ve ofis çalışanlarını etkiliyor. Getir, 2015 yılında kurulduğundan bu yana bir düzineden fazla teslimat uygulaması şirketi arasında en büyüklerinden biri haline geldi. Ancak rakiplerinin çoğu satıldı veya kapatıldı. Geriye kalanlar ise yolcuları işten çıkararak ve depoları satarak faaliyetlerini sıkılaştırdı.

Amazon yan kuruluşları

Amazon e-ticaret, bulut, reklam, akış ve daha fazlasını kapsayan çeşitlendirilmiş bir iş modeline sahip bir tüketici e-ticaret platformu. Yıllar geçtikçe Amazon birçok şirketi satın aldı. Amazon’un 12 yan kuruluşu var. Bunlar arasında AbeBooks.com, Audible, CamiXology, Fabric.com, IMDb, PillPack, Shopbop, Souq.com, Twitch, Whole Foods Market, Woot! ve Zappos var.

Amazon’un, halka arzın ardından başlayan birleşme ve satın alma kültürüyle bilinen birçok yan kuruluşu var. Bu dot-com şirketlerinin çoğu 2000’li yılların başında iflas ettiğinde, şirket daha ihtiyatlı davrandı. Böylelikle 2000 ile 2004 yılları arasında yalnızca iki şirkete yatırım yaptı. Ancak 2005 yılında Amazon’un medya web siteleri ve çevrimiçi perakendecileri satın almasıyla strateji ciddi anlamda yeniden başladı.

Böylelikle 2011’den itibaren şirket, ilaç, canlı yayın ve bakkal sektörlerindeki satın almalarla odağını genişletti. Hepsini asla listeleyemesek de, aşağıda beş Amazon yan kuruluşları için bir seçkisini bulabilirsiniz.

Amazon yan kuruluşları arasında öne çıkanlar

Whole Foods

1980 yılında Austin, Teksas’ta kurulan Whole Foods, doğal gıda mağazası olarak doğdu. 2017 yılında Amazon yaklaşık 14 milyar dolara satın aldı. Whole Foods’un 2017 yılı itibarıyla geliri zaten 16 milyar doların üzerindeydi. Böylelikle Amazon’un operasyonlarına entegre edilmiş olup, Amazon Fresh ile birlikte taze gıda alanında rekabet edebilmesine olanak tanıyor.

Twitch

Twitch, e-spor ve video oyunu yayınları, gerçek hayattaki yayınlar ve diğer yaratıcı içeriklere yönelik bir video canlı yayın platformu. Platform, 2011 yılında Justin.tv’nin popüler video oyunu kategorisinden, Twitch Interactive ismiyle bilinen bir ana şirketle ortaya çıktı. Üç yıl sonra Amazon, şirketi 970 milyon dolarlık bir anlaşmayla satın aldı.

Souq

Souq’u 2005 yılında Ronaldo Mouchawar kurdu. E-ticaret şirketi Souq, tüketici elektroniği, sağlık hizmetleri, moda ve ev eşyaları alanlarında milyonlarca ürün satıyor. Orta Doğu pazarındaki bu türden en büyük platformu işletiyor. Böylelikle Souq, Mart 2017’de nakit olarak 580 milyon dolar değerinde bir anlaşmayla Amazon’un yan kuruluşu oldu. Böylelikle bu satın alma, Amazon’un e-ticarette küresel bir lider olma niyetini ilerletmesine olanak tanıdı.

Zoox

Zoox, hizmet olarak mobilite (Maas) için robot taksiler biçiminde otonom araçlar üreten bir Amazon yan kuruluşu. Şirketi, otonom sürüş teknolojisi çalışan Apple başkanı Arthur’un oğlu Jesse Levison kurdu. Böylelikle Zoox, Amazon ailesine nispeten yeni eklenen bir şirket. Yalnızca Haziran 2020’de yaklaşık 1.2 milyar dolara satın alındı.

Audible

Audible, 1997 yılında Don Katz tarafından kurulan çevrimiçi bir podcast ve sesli kitap hizmeti. Şirket, kullanıcıların resmi web sitesinden sesli kitap indirmesini sağlıyor. 2003 yılında Audible, Apple iTunes mağazasının tek sesli kitap sağlayıcısı oldu.

Uber Türkiye’de çalışıyor mu?

Uber 2014 ve 2019 yılları arasında Türkiye’de hizmet verdi. UberXL (siyah minivanlar) ve UberTaksi olmak üzere iki farklı model ile ulaşım hizmeti sağladı. 2019 yılında taşımacılık hizmeti ile ilgili gelen regülasyonlar sebebiyle UberXL hizmetini sona erdirdi. Böylelikle hizmetin durdurulması mahkeme kararı ile gerçekleşti.

İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 16.10.2019 tarihinde Uber’in bu iki hizmetinin de durdurulmasına karar verdi. Uber ise 2020 yılı sonunda konuyu istinafa taşıdı. Böylelikle taksi hizmeti kullanımının açılmasını talep etti. Bu talep Uber lehine oldu. Taksi hizmeti için engelleme gelmedi.

Dava sonucu ne oldu? Uber Türkiye’de çalışıyor mu?

X’te paylaştığı 8 Ağustos tarihli gönderiyle Uber bu konuya açıklık getirdi.

“Uber Rezervasyon ile artık İstanbul ve Ankara’da taksi rezerve edebilirsiniz. Uygulamada bulunan “Rezervasyon” seçeneğini seçerek konum ve alım saatinizi belirleyin, taksinizi en az 30 dakika ve en fazla 90 gün önceden rezerve edin. Kredi kartı yolculuklarında geçerli.”

2022 yılı boyunca 33 binin üzerinde taksi sürücüsü kazanç elde etmek için Uber’i kullandı. Yıl boyunca uygulama, 25 milyon kez araç çağırma görevini yaptı. Uber uygulamasının Türkiye’deki toplam tekil kullanıcı indirme sayısı yine çoğunluğu İstanbul’da olmak üzere yaklaşık 6 milyona ulaştı. Bu yönüyle Uber, önemli bir ulaşım hizmeti sağlamış oldu. Türkiye’de de Uber’in yeni ürünleri hayata geçirme konusunda projeleri ve çalışmaları bulunuyor. Özellikle taksi ürününü diğer şehirlere genişletmeyi hedefliyor. Uber, Shell ile yaptığı işbirliği ile yakıt desteği sağlıyor. Uber Pro sadakat programı ile ödül ve ayrıcalıklar ve Allianz Partners ferdi kaza sigortası desteği sağlıyor. Bu tip desteklerle platforma kayıtlı taksi sürücü sayısının da artması bekleniyor. Şirketin Türkiye, İsrail, Malta CEO’su Neyran Bahadırlı, bu yeni döneminden bir hayli umutlu diyebiliriz.

Uber Sarı Taksi hizmeti İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Adana, Bursa, Mersin, Kayseri ve Hatay’da kullanılıyor. Yani Uber Türkiye’de dokuz şehirde hizmetini sürdürüyor. Böylelikle Uber Sarı Taksi ile birlikte Turkuaz Taksi, Siyah Taksi ve Uber Kurye hizmetleri İstanbul’da aktif olarak kullanılabiliyor.

Samsung, Apple’ı sıkıştırmak için Google’a destek verdi!

0

Samsung, Google’ın #GetTheMessage kampanyasını destekleyen yeni bir video yayınladı; bu kampanya, Apple’ın, modern mesajlaşma uygulamalarında bulunan birçok özelliği benimseyen SMS’in halefi olarak öne sürülen çapraz platform protokolü olan RCS’yi veya “Zengin İletişim Hizmetlerini” benimsemesi çağrısında bulunuyor.

“Yeşil baloncuklar ve mavi baloncuklar birlikte olmak istiyor” başlıklı video, birlikte olmak isteyen ancak “ebeveynlerinden” biri tarafından ayrı tutulan iki kullanıcı arasındaki Romeo ve Juliet tarzı konuşmayı gösteriyor.

“Yeşil onlara ne yaptı? Biz de balonuz” diye soruyor içlerinden biri.

Elbette “baloncuklar”, Apple kullanıcıları arasında gönderilen mesajlar için zengin özelliklere sahip mavi baloncuklar ve Android kullanıcıları sohbete katıldığında işlevi azaltılmış, uyumsuz yeşil SMS baloncukları gösteren Apple’ın iMessage arayüzüne bir referans. Bu iki sınıflı sistem, nüfusun yaklaşık yarısının iPhone kullandığı ve diğer yarısının da Samsung cihazında Android çalıştırdığı ABD gibi ülkelerde özellikle sinir bozucu oluyor.

Elbette Apple, ekosisteme kilitlenmenin bir biçimi olarak statükoyu korumak için her türlü teşvike sahip ancak AB‘nin Dijital Pazarlar Yasası (DMA) sonucunda mesajlaşma hizmetini açmak zorunda kalabilir. Düzenleyiciler şu anda iMessage’ın, Apple’ı diğer mesajlaşma hizmetleriyle birlikte çalışabilirlik sunmaya zorlayacak kurallar uyarınca “temel platform hizmeti” olarak kabul edilmek için çıtayı karşılayıp karşılamadığını araştırıyor.

Araştırmanın sonucunun ne olacağı, değişim yönünde bir sonuç çıksa bile Apple’ın bunu nasıl karşılayacağı henüz belirsiz. Apple, type-c geçişinde dahi aldığı onca tepkiye rağmen yıllarca ağırdan almıştı.

Google, Pixel 8 parçalarını yedi yıl stoklama sözü verdi!

0

Google, artık Pixel 8 ve Pixel 8 Pro için yalnızca yedi yıllık yükseltme sözü vermiyor; şirket aynı zamanda yedi yıl boyunca yedek parça stoklayacağını da söylüyor.

Google’ın ürün yönetimi direktörü Soniya Jobanputra, verdiği bir demeçte “Parçalar yedi yıl boyunca mevcut olacak. Bu, taahhüdümüzün bir parçası.” dedi. “Donanımı bu kadar uzun süre canlı tutabilmen için parçalarımızı kullanıma sunmamız gerekiyor.”

Google, bu parçaları kullanımınıza sunacağını özel olarak söylememiş olsa da, aksini hayal etmek zaten zor. iFixit artık yalnızca Google’ın onayı ve desteğiyle (Pixel Fold’un 900 dolarlık ekranı da dahil olmak üzere) her modern Pixel telefon için onarım parçaları satmakla kalmıyor, aynı zamanda gelecek yıl Google’ın kendi arka bahçesinde de onarım hakkı neredeyse kesinlikle yasa olacak.

Şu anda Kaliforniya’nın onarım hakkı yasa tasarısını imzalamasının eşiğindeyiz. Bu yasa, şirketlerin “bir ürün modelinin veya tipinin üretildiği son tarihten itibaren” en az yedi yıl boyunca yedek parça (ayrıca alet ve belgeler) sunmasını gerektirecek. 

Yasa muhtemelen 1 Temmuz 2024’e kadar yürürlüğe girmeyecek ancak Google yine de bunun önüne geçiyor gibi görünüyor. Tasarının mevcut metni, 1 Temmuz 2021’den bu yana satılan cihazları kapsayacağını öne sürüyor.

Google şu anda Pixel Watch’u onarmak için herhangi bir yol sunmuyor. Belki de geçici Kaliforniya yasası bunu değiştirecek. Google’ın yedi yıllık yükseltme vaadi aynı zamanda 2030’a kadar “İşletim Sistemi, güvenlik ve Özellik Düşüşü güncellemelerini” de içeriyor. 

ABD’den çip üreticileri Samsung ve SK hynix’e özel istisna!

0

Güney Kore Devlet Başkanlığı Ofisi dün yaptığı bir açıklamada Samsung ve SK hynix firmalarına özel bir istisna tanınması için ABD yönetimiyle mutabakata vardıklarını duyurdu. Bu istisna sayesinde çip üretiminde önemli pay sahibi olan iki firma, Çin’deki çip üretim faaliyetlerini kesintisiz olarak devam ettirebilecekler. ABD yönetimi, çip firmalarının Çin’deki yatırımlarından son derece rahatsız ve bu konuda çeşitli yaptırımlar uygulayacağını duyurmuştu.

Washington yönetimi, son dönemde gerek yapay zeka uygulamaları gerekse de akıllı cihaz pazarındaki yükselişle birlikte Çin ile rekabetini yeni bir seviyeye çekti. Çin’in üst düzey yarı iletken üretim teknolojisine erişmesini istemeyen Biden yönetimi Ağustos ayında duyurduğu “Çip ve Bilim Yasası” düzenlemesiyle çip üreticisi firmalara 52 milyar dolardan fazla hibe vereceğini açıkladı. Buna karşın firmaların ilgili teşvik ve hibelerden yararlanabilmeleri için Çin’den uzak durmaları gerekiyor. Yarı iletken sektörünün büyük oyuncularının bu rekabette nasıl ayakta kalacakları ise merak konusu. Samsung ve SK hynix için istisna yapılacağının duyurulması bu bağlamda oldukça önemli.

Güney Kore’nin stratejik önemi

Güney Kore, ABD’nin NATO üyesi olmayan 18 büyük müttefikinden biri; bu da Asya ülkesinin en önemli iki iş koluna zarar verecek yaptırımların hassas bir konu olduğu anlamına geliyor. Güney Kore, Çin’deki yatırımlarının sekteye uğramasıyla Güney Koreli firmaların bir buhrana sürüklenmesinden endişe ediyordu. Zaten son dönemde düşen çip talebi nedeniyle zor günler geçiren Samsung için bu yeni istisna kararı adeta pansuman görevi görecek. Sektör beklentileri, dünya ekonomik görünümü iyileştikçe, yarı iletken satışlarının (GPU’lar dışındaki kitler için) yeniden artacağını ve mevcut tüm ürün kaynaklarını önemli hale geleceğini gösteriyor.

Öte yandan, bu kararın diplomatik yansımaları da olacaktır. ABD son aylarda Güney Kore ve Japonya ile daha güçlü bağlar kurarak Çin’e bölgede her şeyin kendi istediği gibi olmayacağını gösterme çabasında. ABD bir yandan Çin ile rekabet ederken bir yandan da bölgedeki varlığını güçlendirmek istiyor. Teknoloji alanında dünya piyasalarında son derece önemli bir yere sahip olan Güney Kore ve Japonya da bu satranç oyununda kilit rol üstleniyor. Samsung ve SK hynix firmalarına özel bir istisna tanınması haberinin ardından ABD borsalarında Güney Kore şirketleri yükseliş trendine girerek %1’in üzerinde değer kazandılar.

Abonesepeti, İngiltere merkezli Goldmanstartups liderliğinde 400.000 dolar yatırım aldı

Abonelikleri başlatma, yönetme, sonlandırma ve daha fazlasını yapmanıza yardımcı olan abonelik yönetim uygulaması olan Abonesepeti, İngiltere merkezli  Goldmanstartups liderliğinde Keiretsu Forum Türkiye ve ŞirketOrtağım Melek Yatırım Ağı yatırımcılarının katılımı ile 400.000 Dolar yatırım aldı.

Abonesepeti, İngiltere merkezli Goldmanstartups liderliğinde 400.000 dolar yatırım aldı

Bugün 250 binin üzerinde kullanıcısı olan Abonesepeti ilk hizmet başlangıcından abonelik iptal sürecine kadar tüm aboneliklerinizi tek bir yerden planlayıp, izleyip, optimize ederek zamandan ve paradan tasarruf etmenizi sağlamaktadır.

Doğru abonelik başlatmak için karşılaştırma yapabilir, faturalarınızı ödeyebilir, evinizin daskını aracınızın kaskosunu yapabileceğiniz gibi, hızlıca araç kiralama da yapabilirsiniz. Ayrıca kullanmadığınız aboneliğinizi Abonesepeti kolay iptal servisini kullanarak kolayca iptal edebilirsiniz.

Hedef 2024 içinde 2 milyon üzerinde kullanıcıya ulaşmak

Son 5 yılda abonelik ekonomisi %350 üzerinde büyüdü ve gelecek 2 yılda %100 daha büyüyerek 500 milyon dolar büyüklüğe ulaşması beklenmektedir. Abonesepeti, bugün mobil, internet, TV, güvenlik gibi 12 farklı kategoride 30’dan fazla marka ile eş zamanlı çalışıyor. 34 bin ile başladığı müşteri sayısı bugün 250 bin olan uygulama, 2024 yılı içinde uygulamaları ve banka anlaşmaları ile birlikte 2 milyonun üzerinde kullanıcı hedefliyor.

Deniz Okumuş tarafından kurulan Abonesepeti’ne 2017 yılında  Müjgan Aydın ve 2019 yılında ise Serkan Türkoğlu kurucu ortak olarak ekibe dahil oldu. Abonesepeti’nin kurucu ortağı Deniz Okumuş, “Yurtiçinde hizmet veren tek platform olduklarını belirterek, tüm aboneliklerini tek bir uygulamada başlatabilir, yönetebilir ve herhangi bir prosedüre gerek kalmadan kolayca sonlandırabilirsiniz.

Böylelikle abonelik sürelerinizi, aylık ve yıllık abonelik giderlerinizi takip edebilir ve düzenli kontrol altında tutarak abonelik dağınıklığına son verebilirsiniz. Şu an IOS, Android, WebApp üzerinden hizmet sağlıyoruz. Bu ay itibariyle 12M+ İşbank İşcep kullanıcısı Abonesepeti’ni İşbank Mobil Bankacılık uygulaması içerisinde kullanmaya başlayacak” dedi. 

Okumuş, şöyle devam etti:

2017 yılında ŞirketOrtağım Melek Yatırım Ağı’ından 1M$ Değerleme ile tohum öncesi yatırım aldık. 2021 yılı son çeyrekte ise Keiretsu Forum Melek Yatırım Ağı’ndan 2M$ Değerleme ile tohum yatırım alarak Abonesepeti’ini bir karşılaştırma platformundan bir abonelik yönetim uygulamasına pivot etmiştik.

Bugün Goldmanstartups liderliğinde, Keiretsu Forum Türkiye ve ŞirketOrtağım Melek Yatırım Ağı’nın katılımı ile 400.000 Dolar yatırım aldık. Bu yatırımla birlikte, kullanıcılarımıza daha iyi hizmet sunmak için odaklanacağımız konu, abonelik hizmet başlangıcından, iptal sürecine kadar tüm abonelik işlemlerinin dijitalde uçtan uca tamamlamalarını sağlamak olacaktır. Bu doğrultuda, abonelik hizmeti sunan bütün kurumlar ile eşzamanlı çalışacak sistemlerimizi kusursuz bir hale getireceğiz.

Visainnovationprogram’a dahil olduk ve yakın gelecekte Abonesepeti Cüzdanı canlıya almış olacağız. Böylelikle Abonesepeti sadece aboneliklerimizi değil, abonelik bütçelerinizi de yöneteceğiniz bir fintech app’e dönüşecektir. Gelecekte pazar büyüklüğü 1 Trilyon $’ın üzerinde olan Fintech pazarında global bir oyuncu olmayı hedeflemekteyiz.”

X (Twitter) savaşta büyük bir dezenformasyon kaynağı!

0

Hamas’ın bu hafta sonu İsrail’e düzenlediği ölümcül saldırıların ve İsrail ordusunun gerçekleştirdiği saldırıların ardından gazeteciler, araştırmacılar, açık kaynak istihbarat (OSINT) uzmanları ve doğruluk kontrol uzmanları, sahadaki insanlar tarafından internette paylaşılan ham video görüntülerini ve fotoğrafları doğrulamak için çaba sarf ediyor. Ancak çatışma hakkında bilgi almak isteyen X (eski adıyla Twitter) kullanıcıları bir dezenformasyon seliyle karşı karşıya kaldı.

Dünyadaki tüm büyük olaylara artık neredeyse anında, algı oluşturmak ve anlatıyı kontrol etmeyi amaçlayan bir dezenformasyon tufanı eşlik ederken, İsrail-Hamas çatışması hakkında yaşanan dezenformasyonun ölçeği ve hızı ise daha önce görülmemişti.

Örneğin internette Intel Crab olarak bilinen OSINT araştırmacısı Justin Peden, X’te “Birçok nedenden ötürü, bu şimdiye kadar bir krizi haberleştirirken yaşadığım en zor zaman,” diye yazdı ve ekledi: “Güvenilir bağlantılar artık fotoğraflardan ibaret. Sahadaki haber kaynakları pahalı bir mavi onay işareti olmadan kitlelere ulaşmak için mücadele ediyor. Filistin’de ya da İsrail’in güneyinde yaşayan insanları bulmak inanılmaz derecede zorlaşıyor. Onların ön bilgilerini bulmak, videolarını ve fotoğraflarını paylaşmak inanılmaz derecede zor. Sahada, ön kaynakların, özellikle de İngilizce bilmeyenlerin, ki bu bölgedeki kullanıcıların büyük bir çoğunluğunu oluşturuyor, bilgi akışına pek de yardımcı olamadıkları bu mükemmel fırtınaya sahipsiniz”

Peden 2021’de Gazze’deki gerilimi haberleştirdiğinde, akışında gördüğü kaynaklar sahadaki insanlardan ya da güvenilir haber ajanslarından geliyordu. Bu hafta sonu, X’te doğrulanmış içerik veya birincil kaynak bulmanın neredeyse imkansız olduğunu söylüyor. Bunun en önemli sebeplerinden birisi ise Elon Musk tarafından başlatılan yeni abonelik sistemi ve para karşılığı mavi tik aboneliği satılması. Eskiden mavi tik almış hesaplar, güvenilirliği teyit edilmiş ve kamuoyunun tanıdığı hesaplar iken artık aylık 8 dolar karşılığında herkes mavi tik alabiliyor. Bu da başta haberciler olmak üzere herkesin doğrulanabilir bilgi kaynaklarına erişimini neredeyse imkansız hale getiriyor.

Musk dezenformasyonu bizzat yayıyor

Elon Musk’ın sahibi olduğu X örneğin kullanıcılarına doğrulanmış ve gerçekliği kontrol edilmiş bilgiler göstermek yerine, Hamas saldırısı görüntüsü olarak sunulan video oyunu görüntüleri ve İsrail’in Hamas’a yönelik saldırıları olarak sunulan Cezayir’deki havai fişek kutlamalarının görüntülerini verdi. Futbol süperstarı Ronaldo’nun Filistin bayrağını tuttuğu sahte fotoğraflar ve Suriye iç savaşından kalma üç yıllık bir video da sanki bu hafta sonu çekilmiş gibi gösterildi.

Sonuç olarak Peden, kendisinin ve OSINT araştırmacı arkadaşlarının zamanlarını çatışmadan gerçek görüntüleri doğrulamak ve paylaşmak yerine yıllanmış içerikleri çürütmek için harcamak zorunda kaldıklarını söylüyor. Üstelik bu video ve görüntülerin birçoğu yüz binlerce kez görüntülenmiş ve etkileşim almış durumda.

Üstelik X’in hızla bir dezenformasyon kaynağına dönüştüğü yönündeki AB tespitlerine rağmen, platformun sahibi Musk, dezenformasyon yaymaya bizzat devam ediyor. Elon Musk Pazar sabahı 150 milyon takipçisine gönderdiği bir mesajda “Savaşı gerçek zamanlı olarak takip etmek için @WarMonitors & @sentdefender iyidir” diye yazdı. Musk’ın atıfta bulunduğu her iki hesap da dezenformasyon yayıcıları olarak biliniyor. Örneğin, her iki hesap da Mayıs ayında Beyaz Saray yakınlarında bir patlama olduğu yalanını yaymış ve bu haber çürütülmeden önce ABD borsasının kısa bir süre düşmesine neden olmuştu.

Unity CEO’su apar topar emekliye ayrıldı!

Unity basın bültenindeKurul, kalıcı bir CEO belirlemek için lider bir yönetici arama firmasının yardımıyla kapsamlı bir arama süreci başlatacak.” ifadesine yer veriliyor ve James Whitehurst’ün geçici CEO, başkan ve yönetim kurulu üyesi olarak devreye gireceği belirtiliyor. “Bay Riccitiello, Unity’ye sorunsuz bir geçiş sağlanması konusunda tavsiyelerde bulunmaya devam edecek.”

Unity’nin yeni geçici CEO’sunun dışarıdan biri olması dikkat çekici: Whitehurst, Unity’nin yaklaşık yüzde 9’una sahip olan özel sermaye şirketi Silver Lake’te danışman. Ayrıca, Linux’un belirli bir çeşidiyle tanınan bir IBM yan kuruluşu olan Red Hat’in CEO’su olarak da 12 yıl geçirdi.

Basın bülteninde bundan hiç bahsedilmese de bu durum, Unity’nin yeni bir fiyatlandırma modeli sunması ve Hizmet Şartlarını geriye dönük olarak değiştirmesi ve bu süreçte birçok oyun geliştiricisinin güvenini kırmasının ardından oyun endüstrisindeki dev bir tartışmanın ortasında gerçekleşiyor.

Bazıları, Unity’nin oyunları her kurulduğunda almayı planladığı ücretler nedeniyle Unity’yi bir daha asla kullanmamakla, hatta bir sonraki oyunlarını geliştirmenin ortasında yeni bir platforma geçmekle tehdit etti.

Oyun geliştiricileri, değişiklikler yürürlüğe girdiğinde büyük faturalarla karşılaşabilecekleri korkusunun yanı sıra, kötü niyetli aktörlerin, oyunlarını tekrar tekrar indirip yeniden indirerek marjinalleştirilmiş geliştiricileri protesto etmek için bir araya gelebileceklerine dikkat çekti. Unity’nin Hizmet Koşullarını GitHub’dan kaldırdığını ve geliştiricilerin oradaki değişiklikleri kolayca takip etmesini engellediğini görmekten de pek memnun olmadılar.

Unity o zamandan beri fiyatlandırma planını değiştirdi; artık geliştiricilerin “etkileşime” dayalı olarak ödeme yapmamayı tercih etmeleri halinde oyun gelirinin yüzde 2,5’i kadar sabit bir ödeme yapmalarına izin verecek.

Geçmişte para kazanmayla ilgili tartışmalı açıklamalar ve kararlar verdiği göz önüne alındığında, birçok kişi felaketle sonuçlanan fiyat değişiklikleri nedeniyle kişisel olarak Riccitiello’yu işaret etti

Unity çalışma süresi ücreti

Unity’nin büyümesinden bir ölçüde Riccitiello’nun da sorumlu olduğu neredeyse kesin. Şirketi dokuz yıl boyunca ( şirketin 2020’deki halka arz başvurusuna göre) dünyanın en iyi oyunlarının yarısının bu motor kullanılarak oluşturulduğu bir döneme, yani varlığının neredeyse yarısına kadar yönetti. Ancak şirket her yıl yüz milyonlarca dolar kaybederek hiçbir zaman kar elde edemedi. 

Belki de Unity sonunda, diğer pek çok kişi gibi, artık borç almak daha zor olduğu için kadranı kâra çevirmek zorunda kaldığını hissetmişti. Muhtemel olarak yeni CEO bunun yerine maliyet düşürmeye yönelecektir.

25 Eylül’de Unity’den Marc Whitten fiyatlandırma olayı nedeniyle defalarca özür diledi ve “güveninizi kazanmak için elimizden geldiğince sıkı çalışmaya devam ettiğimizden emin olmaya kararlı olduğunu” söyledi ancak bazı geliştiriciler bunu yapmamaya karar verdi.

Unity, üçüncü çeyrek sonuçlarını 9 Kasım Perşembe günü açıklayacağını ve 14:00 PT web yayınının şirketin geçici CEO’su için paniği gidermeye başlaması için bir şans olabileceğini söyledi.