Bir Pink Floyd parçası, beyin dalgaları incelenerek yeniden yaratıldı!

0

Beyin sinyallerini çözerek; insanların neler düşündüğünü, zihinlerinde neler olduğunu ve ne hissettikleri hakkında bilgi edinmek için nöral aktiviteyi yorumlayabilen teknolojide her geçen gün daha büyük ilerlemeler kaydediliyor.

ABD’li araştırmacılar, gönüllülerde beynin temporal lobunun belirli bir bölümünde hareket eden aktivite darbelerine dayanarak bir Pink Floyd şarkısının “tanınabilir bir versiyonunu” yeniden inşa edebildiler.

Söz konusu melodi, beynin ses işleme teknikleriyle daha uyumlu olması için bir spektrogram formuna bazı ilk işlemlerden geçerken, ters işlem sadakati açısından etkileyici.

Berkeley’deki California Üniversitesi’nden Sinirbilimci Ludovic Bellier, “Klasik Pink Floyd şarkısı Another Brick in the Wall’u doğrudan insan kortikal kayıtlarından yeniden inşa ettik, müzik algısının nöral temelleri ve gelecekteki beyin kod çözme uygulamaları hakkında içgörü sağladık.” diyor.

Bellier ve meslektaşları, beyin kalıplarının perde ve uyum gibi müzikal unsurlarla nasıl eşleşebileceğine bakmak istediler ve sonunda beynin işitsel kompleksinin üstün temporal girus (STG) adı verilen bir bölümünün ritimle bağlantılı olduğunu keşfettiler. Anlaşılan o ki özellikle bu alan müziği algılamak ve anlamak açısından önemli.

Gerekli beyin aktivitesi verilerini toplamak için ekip, epilepsilerini yönetmeye yardımcı olmak için zaten beyin elektrotları implante edilmiş 29 kişiyi işe aldı. Tüm katılımcılar arasında, Pink Floyd dinlerken toplam 2.668 elektrot nöral desenler için izlendi.

Tüm bu veriler daha sonra regresyon tabanlı kod çözme modeli olarak bilinen şey aracılığıyla makine öğrenimi yoluyla analiz edildi. Basit bir ifadeyle, bilgisayar algoritmaları çalınan müzik ile beyinde neler olup bittiği arasındaki korelasyonları aradı.

Bu öğrenme süreci sayesinde araştırmacılar daha sonra sistemi tersine çevirebilir ve beynin ona nasıl tepki verdiği aracılığıyla duvardaki başka bir tuğlayı tanımlayabilirler. Yeniden inşa edilen parça biraz çamurlu ve çarpık, ancak şarkının ne olduğunu söylemek zor değil.

Bu, beyin kalıplarını daha iyi çözmek ve beyin-makine arayüzlerini geliştirmek için devam eden çabalara katkıda bulunuyor.

Örneğin beyin hasarı olanlar için müzik algısını geri getirebildiğinizi veya söylemek istedikleri kelimeleri ve bu kelimelerin perdesini, tonunu ve lirik akışını da düşünebilen konuşma gücünü kaybedenleri hayal edin.

Araştırmacılar, yayınlanmış makalelerinde “Örneğin, müzikal algı bulguları, nispeten az sayıda, iyi konumlanmış elektrotlara dayalı konuşmanın prozodik unsurlarını içeren genel bir işitsel kod çözücünün geliştirilmesine katkıda bulunabilir.” diye yazıyor.

Twitter, bunu da yaptı! Premium kullanıcılarından kimlik istiyor!

Artık yeni adıyla X olarak bilinen Twitter, premium kullanıcılar için doğrulama yöntemi üzerinde çalışıyor gibi görünüyor ve uygulama hesapları doğrulamak için devlet tarafından verilen bir kimlik ve canlı bir fotoğraf istiyor.

Mavi onay işaretleri, kullanıcılara gönderileri düzenleme, daha uzun gönderiler yazma ve gönderileri geri alma yeteneği de dahil olmak üzere bir dizi özel özellik sunan bir abonelik hizmeti olan eski adıyla Twitter Blue, yeni adıyla da X Premium olarak ödeme yapan kullanıcılar için faaliyette.

Çılgın patron Elon Musk, platformu satın almadan önce, medya ve hükümetteki kullanıcılara veya kimliğe bürünme riski yüksek olanlara doğrulama yapıldı.

Perşembe günü X kullanıcısı @nima_owji, kullanıcının bir selfie ve devlet tarafından verilen bir kimliğin fotoğrafını çekmesini isteyen uygulamanın yeni kimlik doğrulama kurallarını özetleyen bir açılır pencerenin ekran görüntüsünü yayınladı.

Alttaki bir dipnot, kullanıcıların kimliğinin üçüncü-parti sitesi Au10tix.com ile paylaşılacağını söylüyor. Veriler 30 güne kadar saklanacak. @nima_owji’ye göre doğrulama gereksinimleri isteğe bağlı olacak. “Ayrıca bu özelliğin yalnızca Premium kullanıcılar için olduğunu unutmayın.” diye yazdılar.

Bu ayın başlarında, aynı kullanıcı ayrıca X Premium özelliklerinden herhangi birini genel olarak etkinleştirmek için kimlik doğrulamasının da gerekli olabileceğini bildirdi.

“X kimlik doğrulamasını yayınlamak üzere olabilir!! 4 Ağustos’ta “Mavi özellikleri etkinleştirmek gerekli olacak gibi görünüyor” diye yazdılar.

Birçok X kullanıcısı, kimliklerini platformla paylaşmak zorunda kalma ihtimalinden heyecanlanmadı, bir yazı ile “akla gelebilecek en iyi aptal fikir” idi.

Kullanıcı, ”Kesinlikle kimliğinizi Twitter’a YÜKLEMEmelisiniz, benimle dalga mı geçiyorsunuz??” diye yazdı.

“Bu akla gelebilecek en aptalca fikir, cehennem hayır.”

Uygulama tarafından yapılan diğer son değişikliklerin yanı sıra, birçok pazarlamacının ve gazetecinin TweetDeck’i kullanmasını engelleyen ödeme duvarı da kullanıcıların gerçek zamanlı olarak güncellenen birden fazla yayını görüntülemesine ve özelleştirmesine olanak tanıyor.

Platform, insanların siteye erişmesinin en popüler yollarından biri haline geldikten sonra 2011 yılında Twitter tarafından satın alındı. Çarşamba sabahından itibaren, yalnızca X Premium için ödeme yapanlar, şimdi X Pro olarak bilinen TweetDeck’e erişebilecek.


SSD disklerde hız rekoru!

0

Gelişen teknolojiyle birlikte, bilgisayar donanımları da sürekli olarak yeni sınırlara ulaşıyor. Bu kapsamda, Phison’un son SSD modeli olan E26 Max14um ES 2TB SSD, 14GB/s’yi aşan inanılmaz hızları ve akıllı soğutma sistemi ile dikkatleri üzerine çekiyor. Flash Memory Summit 2023 etkinliğinde tanıtılan bu SSD, performans ve soğutma konularındaki çıtayı yükseltiyor.

Phison’un PS5026-E26 Max14um Gen5 SSD’si, sıralı okuma hızlarında 14.000MB/s’nin üzerine çıkarak, dünyanın en hızlı SSD’si unvanını elde etti. Bu çarpıcı başarı, TweakTown tarafından gerçekleştirilen testlerle de doğrulandı. Flash Memory Summit’te açıklanan sonuçlara göre, SSD 14.175MB/s sıralı okuma ve 12.471MB/s sıralı yazma hızlarına ulaşmayı başardı.

Testlerde kullanılan sistem, GIGABYTE X670E AORUS Master anakart, AMD Ryzen 9 7950X CPU, 32GB RAM ve MSI SUPRIM X RTX 3080 12GB GPU gibi yüksek performanslı bileşenlerden oluşuyordu. Bu sistem sayesinde, 14.647MB/s okuma ve 12.741MB/s yazma hızlarına ulaşılması, SSD’nin potansiyelini gözler önüne serdi.

SSD

Phison, iş ortaklarına PCIe 5.0 x4 arabirimine sahip PS5026-E26 denetleyicisini temel alan SSD’leri sunan ilk firma oldu. Ancak, bu SSD’ler E26 denetleyicisinin tam potansiyelini ortaya çıkaramamıştı. Örneğin, SSTC’nin 2TB Tiger Shark Gen5 SSD’si 10.000MB/s’ye, Crucial’ın T700 2TB Gen5’i ise 12.000MB/s’ye kadar sıralı okuma hızlarına ulaşabildi. Bu durum, Micron’un 2.400 MT/s arayüze sahip 3D NAND’ını kullanamamalarından kaynaklandı ve bu SSD’ler 1.600MT/s B58R arayüzü ile sınırlı kaldı.

Ancak Phison, Micron ile yaptığı iş birliği sayesinde en hızlı 3D NAND cihazlarını kullanarak, Max14um SSD’sini sınırlarının ötesine taşımayı başardı. Bu büyük başarının bir kısmı, üniteye entegre edilen akıllı soğutma sistemi sayesinde gerçekleşti. AirJet adını taşıyan bu katı hal soğutma sistemi, Frore Systems tarafından geliştirildi ve Flash Memory Summit’te inovasyon ödülü kazandı.

AirJet soğutma sistemi sayesinde, Max14um SSD her koşulda nispeten düşük sıcaklıklarda çalışabiliyor. Testler, en zorlu koşullarda dahi SSD’nin maksimum 54°C’lik sıcaklıklara ulaştığını gösteriyor. Bu testler, harici hava akışının olmadığı bir ortamda gerçekleştirilmiş olup, soğutma sisteminin etkileyici performansını ortaya koymaktadır.

Phison’un E26 Max14um ES 2TB SSD’si, inanılmaz sıralı okuma hızları ve etkili soğutma sistemiyle bilgisayar dünyasına yeni bir soluk getiriyor. Teknoloji meraklıları ve performans odaklı kullanıcılar için heyecan verici bir seçenek olarak öne çıkıyor. Bu gelişme, SSD teknolojisinin geleceğine dair umut verici işaretler sunuyor.

Zuckerberg’den WhatsApp müjdesi!

Mark Zuckerberg, kısa süre önce Instagram yayın kanalında heyecan verici haberler paylaştı ve kullanıcıların WhatsApp’ta görsel içerik paylaşma biçiminde devrim yaratacak yeni bir yükseltmeyi duyurdu.

Kullanıcı deneyimini iyileştirmeye yönelik sürekli bir taahhütle WhatsApp artık yüksek çözünürlüklü (HD) fotoğrafların sorunsuz bir şekilde paylaşılmasına izin veriyor. Bu yeni özellik, paylaşılan görüntülerin kalitesini yükseltmeyi ve dünya çapındaki kullanıcılar için genel iletişim deneyimini geliştirmeyi vaat ediyor.

WhatsApp, Görüntülü Görüşmelere Ekran Paylaşımı Özelliği Ekledi

Paylaşılan bir videoda, kullanıcıların fotoğrafı yüksek tanımlı veya standart tanımlı olarak göndermeyi seçme seçeneğine sahip olacağı görülüyor. Bu nedenle, hd olarak fotoğraf göndermek istemiyorsanız, uygulama internet bağlantısı iyi olmadığında veya başka birinin hafızasını doldurmak istemediğinizde daha düşük kalitede gönderme seçeneği sunuyor.

WhatsApp’ta HD fotoğraflar nasıl gönderilir?

Adım 1: WhatsApp’ı güncelleyin: Uygulama mağazanızdan WhatsApp’ın en son sürümünü yüklediğinizden emin olun.

Adım 2: Bir Fotoğraf Seçin: Bir sohbet açın ve paylaşmak istediğiniz bir fotoğraf seçin.

Adım 3: “HD” Düğmesine dokunun: Fotoğraf paylaşım ekranının üst kısmındaki yeni “HD” düğmesini arayın ve dokunun.

Adım 4: Kaliteyi Seçin: Kalite seçenekleriyle birlikte bir açılır pencere görünür. Hızlı paylaşım için varsayılan “Standart Kalite”dir. Daha yüksek tanım için “HD Kalitesi”ni seçin.

Adım 5: Gönder: Kalite seçiminizi onaylayın ve fotoğrafı her zamanki gibi paylaşın. Alıcınız bunu seçilen kalitede alacaktır.

Bu hızlı adımlarla, WhatsApp’taki iletişim deneyiminizi geliştirerek fotoğrafları standart veya yüksek çözünürlükte sorunsuz bir şekilde paylaşabilirsiniz.

Yapay Zeka motivasyon konuşması yaptı

0

En kritik spor müsabakalarında antrenörler, soyunma odasında oyuncularına sahaya çıkıp nasıl mücadele etmelerini istediğini anlatan önemli bir konuşma yapar. İşte Under Armour, Yapay Zeka teknolojisini kullanarak zafere ulaşmak için gereken “tüm zamanların en ilham verici motivasyon konuşmasını” yazdı.

Futbolda yeni sezon tüm dünyada yavaş yavaş başlarken, Under Armour oldukça dikkat çeken bir projeye imza attı. Son zamanların en çok konuşulan teknolojik gelişmelerinin başında gelen Yapay Zeka, bu kez sporun ve sporcuların hizmetindeydi. Under Armour araştırma ve geliştirme ekibi uzmanları, Yapay Zeka teknolojisini, sporcuları en önemli müsabakada sahaya çıkmadan önce en doğru şekilde motive etmeyi sağlayacak konuşma metnini ortaya çıkarmak için kullandı.

Ünlü futbolcular “tüyo” verdi

Under Armour

Metni oluşturmak için Under Armour sporcularından Liverpool oyuncusu Trent Alexander-Arnold, Real Madrid’den Antonio Rüdiger, Eintracht Frankfurt’tan Laura Freigang, Manchester City’den Alex Greenwood, Manchester United’dan Jayde Riviere ve Arsenal’den Reuell Walters “en iyi performanslarını ortaya koymaları yolunda kendilerini en iyi motive eden kelimeleri ve söylemleri” ipucu olarak verdi. Nasıl bir ruh ve zihin hakine bürünmeye ihtiyaç duyduklarını, koçları ya da akıl hocalarının söylediği nelerin kendilerini tetiklediğini anlattılar.

Under Armour verileri eklendi

Under Armour Atletik Performanslar Başkan Yardımcısı Paul Winsper, birinci elden bizzat futbolculardan derlenen bu ipuçlarına markanın uzun yıllardır topladığı verileri, sporcu psikolojisi araştırmalarından alınan sonuçları, gerçek zafer konuşmalarının analizlerini de ekletti. Under Armour’un “kararlılık, daima hazır olmak, zihnini geliştirmek, olumlu düşünmek, odaklanmak, görselleştirmek, tam güç enerji” gibi temel prensipleri de çalışmanın ana odağını oluşturan anahtar kelimeler olarak sisteme yüklendi. Tüm bu eşsiz verileri bir araya getiren Yapay Zeka “The Ultimate Team Talk” adlı konuşmayı ortaya çıkardı.

Yapay zeka taktik verdi, ünlü oyuncu canlandırdı

Sporculara o en önemli maç için sahaya çıkmadan önce ihtiyaç duyacakları motivasyonu sağlayacak, ilham verecek en doğru kelimeleri ve cümleleri barındıran konuşmayı da tanınmış oyuncu, yapımcı, yönetmen Ashley Walters seslendirdi. Genç sporculara yaptığı mentorlukla alanında saygın bir isim olan Ashley Walters, Yapay Zeka’nın verdiği yönergelere uyarak konuşmayı seslendirdi / canlandırdı. Makine ve insanın efektif bir şekilde çalışmasına iyi bir örnek olan projeyle ilgili olarak Walters, “Under Armour kararlılık ve sıkı çalışma odaklılığı ile her zaman kendimi yakın hissettiğim bir marka oldu. Geriye dönüp kendi hayatıma baktığımda beni bugün bulunduğum yere getirenlerin de yine bu değerler olduğunu görüyorum. Müthiş bir çalışmayla Yapay Zeka tarafından hazırlanan bu konuşmayı hayata geçirmek, bu önemli değerleri gelecek nesillere aktaracak.” dedi.

Under Armour sporcusu Trent Alexander: “Oyunun zihinsel kısmı, fiziksel yönünden fazla olmasa da en az onun kadar önemli. Barcelona’ya karşı geriden gelip kazandığımız maç da bunun en mükemmel örneği. O maç öncesindeki takım konuşmasını asla unutmayacağım. Her birimiz zaferin mümkün olduğuna inandık. Yapay Zeka ile hazırlanan bu Ultimate Team Talk genç oyunculara aynı hissi yaşatacak, onları motive edecek onlara ilham verecek.”

Yapay Zeka’nın Under Armour analizleri, aktif spor hayatı devam eden futbolculardan toplanan veriler ve kilit kelimeler ışığında hazırladığı “tüm zamanların en iyi ilham konuşmasında” takım olmanın, bir ve birlik olmanın önemi, çok çalışma ve sınırları zorlama vurgulanan hedefler oldu.

Eski Google CEO’su Eric Schmidt, bilimde yapay zeka çağını başlatmaya hazırlanıyor!

0

Planlar hakkında bilgi verilen kişilere göre, eski Google CEO’su Eric Schmidt, yapay zeka yardımıyla bilimsel zorlukların üstesinden gelmek için iddialı yeni bir organizasyon kuruyor.

Schmidt, kar amacı gütmeyen girişimine öncülük etmek için şimdiden iki başarılı bilim insanını işe aldı: Francis Crick Enstitüsü’ndeki Uygulamalı Biyoteknoloji Laboratuvarı’nın kurucusu Samuel Rodriques ve Rochester Üniversitesi profesörü ve kimyada yapay zeka kullanımında öncü olan Andrew White.

Planlara aşina olan insanlar, çabanın hayırsever bir organizasyon olarak büyük bir tantanayla kurulan ChatGPT‘nin arkasındaki şirket olan OpenAI’den esinlendiğini söylüyor.

Wipro yapay zeka

Schmidt, yeni kar amacı gütmeyen kuruluşun, ilaç keşfinden malzeme bilimlerine kadar her şeyde potansiyel olarak atılımlar yaratmak için bir araya gelen iki alan olan bilim ve yapay zekadaki en iyi yetenekler için büyük bir cazibe haline gelmesini istiyor. Planlara aşina olan insanlar, finansmanın çoğunlukla Schmidt’in kişisel servetinden geleceğini, ancak projenin hırsı göz önüne alındığında dış fonların gerekli olabileceğini söyledi.

Schmidt, rekabetçi maaşlar ve kaynaklar, özellikle akademide elde edilmesi zor olabilecek hesaplama gücü sunmayı amaçlıyor. İnsanlar, projenin hala erken aşamalarda olduğunu ve kesin planların değişebileceğini belirtiyor.

Ancak şu an için projenin görünen kısmı ile ilgili olarak söylenebilecek en güzel nokta projenin, gerçekten yapay zeka ile ilgili potansiyeli en güzel şekilde görmüş ve bunu basit reklam araçlarına dönüştürmek yerine insanlığa nasıl katkı sağlayacağı alanlara yönlendirme vizyona sahip olması. Yakın gelecekte bu projenin nereye gideceğini göreceğiz.

Google, Android 14 ile kulakları koruyacak

0

Google, Android 14 işletim sisteminin son sürümü ile işitme kaybını önlemeye yönelik önemli bir adım atıyor. Kulaklık kullanıcılarının aşırı yüksek sesle müzik dinleme alışkanlıklarına karşı bir koruma sunan yeni “Kulaklık Yüksek Ses Uyarısı” özelliği, işitme duyusunun uzun vadeli zarar görmesini engellemeye çalışıyor.

Müzikseverler arasında yaygın olan bir alışkanlık olan aşırı yüksek sesle müzik dinleme, uzun vadede işitme kaybına neden olabilir. Google, bu sorunu ele alarak Android 14’te kullanıcıları daha bilinçli hale getirmeyi amaçlayan bir güvenlik özelliği sunuyor.

Bu yeni özellik, Avrupa Elektroteknik Standardizasyon Komitesi (CENELEC) tarafından belirlenen güvenlik standartlarına dayanıyor. Android 14, kulaklık kullanıcılarını yüksek ses seviyelerinin potansiyel tehlikelerine karşı uyaran etkili bir uyarı sistemi sunuyor. AB’de satılan Android cihazlar, kullanıcıların çıkış ses seviyesini 85 dB’nin üzerine çıkarmaya çalıştığında anında bir uyarı görüntülüyor.

Google, bu yeni özelliği “Kulaklık Yüksek Ses Uyarısı” adıyla tanıttı. Android 14 kullanıcıları, kulaklıklarıyla aşırı yüksek ses seviyelerinde uzun süre müzik dinlediklerinde bilgilendirilecekler. Bu özellik, sesin frekansına bağlı olarak yapılan hesaplamalara dayanıyor ve 7 günlük bir süreçte maruz kalınan ses dozunu tahmin ediyor. İşte burada öne çıkan nokta, sadece sabit bir ses endeksi kullanmak yerine hesaplanmış ses dozlarının (CSD’ler) kullanılmasıdır.

Android 14’ün “Kulaklık Yüksek Ses Uyarısı” özelliği, belirli eşiklere ulaşıldığında farklı uyarılar sunuyor. Kullanıcılar, “anlık maruz kalma” uyarılarına ek olarak, “bir hafta içinde kulaklıkla güvenli bir şekilde dinlenebilecek” CSD seviyeleri için “1 katı” ve “5 katı” uyarılarını alacaklar. Bu sayede kullanıcılar, işitme sağlıklarını korumak adına daha bilinçli kararlar verebilecekler.

Google’ın bu özelliği, Android 14’ün güncel kaynak kodu sürümüne dayanmaktadır ve kulaklık ses seviyesinin yüksekliğine bağlı olarak uyarılar tetiklenir. Gerçek dünya testleri, özelliğin etkinliğini kanıtlarken, kullanıcıların işitme sağlığını koruma konusunda daha bilinçli olmalarına yardımcı olacak.

Kuika Akademi, üniversitelerde low-code yazılım eğitimi veriyor!

0

ABD’li teknoloji araştırma ve danışmanlık şirketi Gartner’ın Teknoloji Eğilimleri Raporu Sonuçlarına göre 2026 yılında şirketlerin yüzde 80’ni, ihtiyaç duydukları yazılımları, Low-code platformlarda gerçekleştirecek. Bu platformların, 2025 yılında 47 milyar dolarlık pazar oluşturması bekleniyor. İşte ayrıntılar…

Süreyya Ciliv “Low-code platformu iş süreçlerini 10 kata kadar hızlandırıyor”

Low code platform geliştiren Kuika Yönetim Kurulu Başkanı Süreyya Ciliv, “Global ekonomide başarı için en önemli strateji, dijitalleşmeyi ve inovasyonu şirketlerinizin dört bir yanına yayarak, müşterilerinize daha fazla değer katmak. Bunu hızla yapanlar kazanacak. 

Şirket olarak, Kuika low-code platformuyla, şirketlerin, girişimcilerin ihtiyaç duydukları yazılımı, 10 kata kadar hızla geliştirebiliyoruz. Bugün, Kuika Akademi olarak, üniversitelerde, akademik kadrolara low-code yazılım dersleri veriyoruz. Üniversiteler, meslek yüksek okullarında, mühendis adayı öğrenciler, müfredatlarda bu yazılımı öğreniyor” dedi.

Kuika YKB. Süreyya Ciliv, geliştirdikleri Low-code platformunun şirketler açısından avantajlarını “Kuika AI Low-code platformu bu stratejiyi gerçekleştirmek için çok önemli ve güçlü bir araç. Şirketlerdeki bireyler, küçük departmanlar, iş birimleri her yazılımı, merkezi bilgi işlem departmanlarından beklemek yerine, bu low-code platformuyla yapabiliyor. Kuika Low-code platformuyla, ihtiyaç duydukları yazılımları, bugüne nazaran 10 kat hızla geliştirebiliyorlar.” belirtti. 

“Kuika Akademi, üniversitelerde low-code yazılım eğitimi veriyor”

Kuika Akademi ile gençlere 15 modül ve 75 saatten oluşan yazılım eğitimleri verilmekte. Ege Üniversitesi, EGESEM, Bahçeşehir Üniversitesi, Atılım Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, İzmir Ekonomi Üniversitesi Yazılım Mühendisliği Bölümü, İzmir Ekonomi Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu’nda low code yazılım eğitimleri müfredatlarda, akademik kadrolarca anlatılmakta. 

E-devlette listelenecek olan “Kuika Geliştiricisi” Sertifikası çalışması devam etmekte olup şirketin hedefi, dünya genelinde hızla yaygınlaşan Low-code ve No-code yazılımların, üniversitelerin eğitim müfredatlarına girip, ders olarak görülmesi.

“Sanayi şirketleri, Low-code yazılım platformlarını talep ediyor”

Süreyya Ciliv, “Yazılım geliştirme süreçleri uzun ve pahalı, diğer yandan yazılımcı sayısı yetersiz. Yazılım geliştirmedeki uzun süreçler, tekrarlanan çabalar, kaynak israfı ve müşterilerde kullanılmayan yazılımlara neden oluyor. Mühendis ekibimizin geliştirdiği yazılım platformuyla şirketlerde, bir departmanı kod yazabilir hale getiriyoruz. Ağırlıklı olarak sanayi şirketlerinde mevcut kadrolara yazılım yetkinliği sağlıyoruz. Ayrıca start-up’ları, yazılım çözümlerimizle destekliyoruz.” dedi.

Gartner “2026 yılında şirketlerin %80’i yazılımlarını Low-Code platformlarda  gerçekleştirecek”

ABD’li teknoloji araştırma ve danışmanlık şirketi Gartner’ın Teknoloji Eğilimleri  Raporu Sonuçlarına göre 2026 yılında şirketlerin yüzde 80’ni, ihtiyaç duydukları  yazılımları, Low-code platformlarda gerçekleştirecek. Low-code platformların avantajları;

  1. Önceden oluşturulmuş bileşenler ve konektör’ler aracılığı ile yazılım geliştirmeye izin vererek zamandan tasarruf sağlar.
  2. Görsel tasarımı ve geliştirme ortamı sayesinde süreçleri kolaylaştırır, hızlandırır.
  3. İş süreçlerinde standardizasyon sağlar.
  4. Önceden oluşturulmuş konektörler kullanarak süper uygulama geliştirilmesine izin verir.
  5. Tek bir platformda web ve mobil uygulama geliştirme imkanı sunabiliyor.
  6. Kuika.com ile hızla Kuika Platformu ve ekibiyle tanışın.

Rolls-Royce’un yatırım yaptığı elektrikli uçak test uçuşunda düştü!

0

Vertical Aerospace’ın elektrikli uçak, motor arızası senaryosunun testi sırasında yaşanan bir kaza sonucunda yere çarptı. Olay, Birleşik Krallık’ın Cotswold Havalimanı’ndaki Uçuş Test Merkezi’nde gerçekleşti. Sivil Havacılık Otoritesi’ne yapılan bir dosyada açıklanan bilgilere göre, 9 Ağustos 2023 Çarşamba günü meydana gelen kazada araç uzaktan kumandayla kontrol ediliyordu ve şans eseri herhangi bir yaralanma yaşanmadı.

Vertical Aerospace, daha önce Birleşik Krallık Kemble’daki Cotswold Havaalanı’nda başarılı bir şekilde elektrikli aracı uçurmuştu. Bu prototip, yalnızca bataryayla çalışan bir sistem ile donatılmıştı ve uzaktan kumanda ile kontrol ediliyordu. Uçak, deneme uçuşunda havada asılı kaldıktan sonra indirilmek üzere yere iniş yapmıştı.

VX4 test uçağı, bir dizi uzaktan kumandalı itme kaynaklı test uçuşu gerçekleştirdi ve saatte 40 milin biraz üzerinde hıza ulaştı. Ancak kaza, uçağın yaklaşık 20 feet yükseklikten düştüğü bir manevra sırasında meydana geldi. Şirket yetkilileri, uçuş testi programının uçağın sınırlarını belirlemek amacıyla tasarlandığını ve bu kaza sırasında motor arızası testi senaryosunun uygulandığını belirttiler. Şirket, ilgili otoritelerle yakın işbirliği içinde çalıştıklarını da vurguladı.

Vertical Aerospace’ın ortakları arasında uçağın kontrol sistemini tasarlayan Honeywell ve yatırımcılardan Rolls Royce da bulunuyor. Şirketin baş test pilotu Justin Paines, uçağın performansının oldukça olumlu olduğunu belirterek stabilite konusunda büyük bir güven sağlandığını ifade etti. Aynı zamanda, uçağın yer etkisi yastığı sayesinde beklenenden daha düşük devirde dengeli bir şekilde havada asılı kaldığını söyledi.

Vertical Aerospace, 2016 yılında kuruldu ve daha ileri teknolojiye sahip bir araç inşa etme çalışmalarını sürdürüyor. Şirket, 2026 sonuna kadar sertifikalı bir uçağı hizmete sunmayı hedefliyor. Üç ay önce Birleşik Krallık Sivil Havacılık Otoritesi’nden tasarım organizasyonu onayı (DOA) alarak bu hedefe doğru önemli bir adım atmıştı.

Windows 11 güncellemesi, SSD yavaşlama hatasını düzeltiyor!

Mart 2023’te ilk Windows 11 kullanıcıları, NVMe SSD’lerinin eskisinden çok daha yavaş çalıştığından şikayet etmeye başladı. İşletim sisteminin Moment 2 güncellemesi (özellikle KB5023706 güncellemesi), birçok SSD’nin normal hızlarının yarısında çalışmasına neden olan, ancak yine de tüm Windows 11 kullanıcılarına teslim edilen bir hata ortaya çıkardı. Neyse ki, Ağustos’un Salı Yaması saldırısıyla Microsoft, görünüşe göre Windows 11’deki SSD sorununu çözdü.

Yeni kümülatif Windows 11 güncelleştirmesi KB5029263 için sürüm notları sorun (veya çözümü) hakkında herhangi bir bilgi içermiyor, ancak etkilenen kullanıcılar SSD’lerinin tekrar tam hızda çalıştığını bildiriyor.

Bu, yakın tarihli bir raporda WindowsLatest tarafından da doğrulandı. Bir kullanıcının şöyle dediği aktarılıyor: “Mart güncellemesinden sonra, tıkalı yakıt filtresi olan bir spor araba kullanmak gibiydi. Bu son Ağustos güncellemesi bizim için NVMe SSD sorunlarını çözdü, ancak aynı zamanda Microsoft’un kalite güvence süreçlerini iyileştirme ihtiyacına da ışık tutmuştur.”

Bu son cümle, Microsoft’un Windows 11 SSD hatası hakkında hiçbir zaman herkese açık bir şekilde yorum yapmaması ve etkilenen kullanıcıları soğukta bırakması gerçeğine değiniyor. Microsoft arka planda bir çözüm üzerinde çalışıyordu gibi görünüyor, ancak KB5029263 güncellemesinin sorunu çözdüğü göz önüne alındığında. Güncellemenin tüm NVMe SSD’ler için düşük hızları çözüp çözmediği veya kullanıcıların hala etkilenip etkilenmediği şu anda belirsiz.

Bir Reddit kullanıcısı hala etkilendiğini ifade ediyor:

“Benim için henüz düzeltilmedi, ancak en sinir bozucu şey, Microsoft’un bu sorunun var olup olmadığını asla bilmemesi. Bu yüzden düzeltip düzeltmediklerini asla bilemezsiniz. Ama eğer yoksa, o zaman çoğumuz soruna sahip olmazdık değil mi? Fark ettiğim şey, son güncellemelerde daha az insanın bundan şikayet ettiği, bu yüzden belki bazıları için düzeltildi.”

İrlanda Bankası para dağıttı! IT hatası pahalıya patladı!

IT tarafında karşılaşılan hata sonrası İrlanda Bankası para dağıttı. Polisler ATM’lerin başında görev yapmaya başladı.

Bank of Ireland’a ait ATM’ler, müşteri hesaplarında borçlandırmadan para çekme işlemlerini yapmaya başladı. Haber hızla yayıldı ve müşterilerin ücretsiz para çekmek için arızalı makinelerin yanında sıraya girmesine neden oldu. Bu durum, kolluk kuvvetlerinin polis varlığını ülke çapındaki ATM’lere yerleştirmesine neden oldu, ancak tutuklama yapmadı.

İrlanda Bankası, bir “BT aksaklığının” o zamandan beri düzeltilen bir arızaya neden olduğunu bildirdi. Ancak bu, bazı müşterilerin hesaplarında olduğundan daha fazla para çektiği yarı banka koşusundan çok sonraydı. Tipik olarak, ATM borçları 500 euro ile sınırlı kaldı. Ancak The Irish Times, bankamatiklerin müşterilerin Bank of Ireland’dan PayPal’a benzer bir çevrimiçi banka olan Revolut hesaplarına 1.000 Euro’ya kadar transfer yapmalarına izin verdiğini belirtiyor. Bu transferlere, müşterinin bakiyesini aşsa bile izin verildi. Daha sonra aynı makineden para çekmek için Revolut kartlarını kullanabilirler.

Ücretsiz para dağıtıyor

Geç saatlerde banka, müşterileri tüm para çekme işlemlerinin, hatta limitleri aşanların, aksaklık çözüldüğünde hesap bakiyelerinden düşüleceği konusunda uyardı. Banka, Twitter’dan yaptığı açıklamada: “Müşterilerimize, normal limitlerin üzerindeki paralar da dahil olmak üzere, para transfer ederken/çekerken bu paranın hesaplarından düşüleceğini hatırlatmak isteriz. Müşterilerimizin bakiyelerini kontrol edemeyebileceğinin bilincindeyiz, ancak fazladan çekilme olasılığı varsa çekme/aktarma yapmamalıyız” dedi. Banka, aksaklık sırasındaki işlemlerin ortalama günlük iş seviyelerini aşmadığını iddia ediyor.

Bank of Ireland sözcüsü: “Dün gece gerçekleştirilen işlemlerin hacmi, ortalama bir gün boyunca yaptığımız toplam işlem hacimlerinin önemli bir bölümünü oluşturmayacak” dedi. İrlanda polisi Garda, İrlanda’daki birçok ATM’ye “olağandışı bir faaliyet hacmi” ile ilgili çağrılar aldıklarını söyledi. İnsanlar arızalı makinelerde uzun kuyruklar oluştururken, “kamu güvenliğini” ve “düzeni” sağlamak için memurlar görevlendirildi. Garda, “finans kurumu”nun adını vermedi, ancak hangi bankanın sorun yaşadığı hemen belli oluyor. Sorun dahili bir muhasebe hatası olduğu ve müşterilerin normal işlemler yürüttüğü göründüğü için kimse tutuklanmadı. Bank of Ireland ve Garda, limitlerini kasten aşanlara karşı suç duyurusunda bulunulup bulunulmayacağından bahsetmedi. Ancak banka, hesaplardaki borçların bugünden itibaren kapatılacağını ve fazla çekilen bakiyelerin olağan kredi notu cezalarına tabi olacağını söyledi.

Param, Avrupa’nın lider fintek markalarından Twisto’yu satın aldı

0

2022 yılında Param UK markasıyla İngiltere’de başlattığı yurt dışında büyüme stratejisinde ilerleyen Param, Twisto sayesinde milyonlarca yeni müşteriye ve yüz binlerce iş ortağına ulaşmayı hedefliyor.
 
Param, Avrupa’nın en hızlı büyüyen finteklerinden biri olan Twisto’yu bünyesine kattı. Twisto’nun satın alınmasıyla 27 Avrupa Birliği (AB) üye  ülkesine erişecek olan Param, 8  Avrupa ülkesinde faaliyet izni elde ediyor.  Param, böylelikle yıllık 1,1 trilyon dolarlık hacimle dünyanın en büyük ikinci e-ticaret pazarı olan Avrupa’da önemli bir oyuncu haline geliyor.

“Şimdi Al, Sonra Öde” dijital kredi modelinin öncüsü

Avrupa’nın lider “Şimdi Al Sonra Öde” platformlarından biri olan Twisto, 2013 yılında kuruldu. “Şimdi Al, Sonra Öde” dijital kredi modelini Çekya’da ilk başlatan fintek olan Twisto, 2018’den bu yana Polonya pazarında da hizmet veriyor. Ödemeler ve alışveriş için akıllı çözümler sunan Twisto; sanal kartlarla ve cüzdanla ödeme yapma, şirketler için akıllı telefonlarla ödeme alma, taksitli ödeme, fatura ödeme gibi özellikleriyle kullanıcılarının hayatını kolaylaştırıyor. Twisto’nun sanal kartları, kısa ve uzun vadeli taksit seçenekleri, hesap tabanlı kredi limiti, Apple Pay ve Google Pay entegrasyonlarına sahip.
Fintek alanında yenilikçi ürünler geliştirerek büyüme yolunda çok hızlı adımlar atan marka, 2021 yılında Avustralya merkezli Zip tarafından 89 milyon dolara satın alınmıştı. Param, Twisto’yu Zip’ten satın almaya karar vererek 2023 yılının dikkat çeken yatırımlarından birine imza attı.
Twisto, 1 milyondan fazla müşteri, toplamda 845 milyon avro işlem hacmi ve 9 binin üzerinde iş ortağıyla güçlü büyüme performansı sergiliyor. Answear, Allegro, KFC ve Pizza Hut gibi Avrupa’daki önemli markalar platformda işlem yapıyor.
Twisto, güvenlik teknolojileriyle de fark yaratıyor. “Nikita” olarak adlandırılan şirket içi kredi ve fraud puanlama motoru, milisaniyeler içinde 500’den fazla faktörü analiz edebiliyor.

Twisto, yeni pazarlardaki rekabette bize güç katacak

Param Kurucu ve CEO’su Emin Can Yılmaz, Twisto’ya yapılan yatırım hakkında şu değerlendirmeyi yaptı: “Twisto’yu satın alma kararımız, Avrupa’da büyüme stratejimize verdiğimiz önemin ve önceliğin en önemli göstergelerinden birini oluşturuyor. Satın alma stratejimiz, hızlı büyüme hedeflerimizin önemli bir parçası olmakla birlikte; seçici davranıyor, aynı vizyonla hareket edebileceğimiz şirketlere yatırım yapıyoruz. Avrupa’nın lider fintekleri arasında bulunan Twisto da Param’ın yan yana yürüyebileceği güçlü bir yol arkadaşı. Başarılarından, ürünlerinden, uzman insan kaynaklarından ve potansiyelinden etkilendiğimiz Twisto’nun yeni pazarlarda ve rekabette bize güç katacağına inanıyoruz. En önemlisi de Twisto sayesinde Avrupa’da da milyonlarca yeni müşteriye ve on binlerce iş ortağına dokunabilir konuma geliyoruz. Köklü deneyimlerimiz ve geliştirdiğimiz üstün finansal teknolojilerle herkes için her yerde fark yaratmaya hazırız. Önümüzdeki dönemde de heyecan yaratacak gelişmeler paylaşmaya devam edeceğiz.”
 

TikTok New York’ta da yasaklanıyor!

0

New York TikTok yasağı için yönerge yayınlayan eyaletler arasına katıldı. Resmi cihazlarda TikTok’a erişim olmayacak.

New York TikTok’u şehre ait cihazlardan yasaklayan ve yerel ajansları uygulamayı 30 gün içinde telefonlarından ve tabletlerinden kaldırmaya zorlayan yeni bir yönerge yayınladı. Artık belediyeye ait bir cihazı veya ağı kullanan herkesin uygulamayı indirmesi veya web sitesi üzerinden uygulamaya erişmesi yasaklandı.

Belediye Sözcüsü, getirilen yeni kısıtlamaları doğruladı ve New York Şehri Siber Komutanlığı tarafından yapılan ve uygulamanın “şehrin teknik ağları için bir güvenlik tehdidi oluşturduğunu ve şehrin sahip olduğu cihazlardan kaldırılmasını yönlendirdiğini” belirleyen bir incelemenin hemen ardından geldiklerini söyledi.

TikTok yasağı büyüyor

Sözcü, “Sosyal medya, New Yorkluları birbirleriyle ve şehirle birleştirmede harika olsa da, bu platformları her zaman güvenli bir şekilde kullandığımızdan emin olmalıyız. NYC Cyber ​​Command, New Yorkluların verilerini güvende tutmak için proaktif önlemleri düzenli olarak araştırıyor ve geliştiriyor” dedi.

 New York City yasağı, kısmen, NYC şehrinin Capitol Hill’de uygulamanın en sesli savunucularından ikisi olan Alexandria Ocasio-Cortez ve Jamaal Bowman’a ev sahipliği yapması nedeniyle özellikle dikkat çekici. Toplamda 1.2 milyon TikTok takipçisi olan milletvekilleri, Ocasio-Cortez’in çabayı “benzeri görülmemiş” olarak nitelendirmesiyle, uygulamayı ulusal çapta yasaklamaya yönelik son çabalara karşı çıktı. Aslında Bowman, bu yılın başlarında DC’de ülkenin dört bir yanından önde gelen içerik oluşturucuların yer aldığı bir miting sırasında uygulama için mücadele eden birkaç milletvekilinden biriydi. Daha sonra TikTok’un içerik oluşturucuların seyahat masraflarını karşıladığı öğrenildi.

New York da dahil olmak üzere en az 35 eyalet, devlete ait cihazlarda uygulamaya erişimi sınırlayarak TikTok’a karşı bazı önlemler aldı. Bu eyaletlerin büyük çoğunluğu öncelikle TikTok’un devlet ağları veya cihazlarında sözde güvenlik risklerine odaklanmış olsa da, Montana kısa süre önce bir adım daha ileri gitti ve uygulamayı eyalet çapında özel cihazlarda yasaklamak gibi eşi görülmemiş bir adım attı. TikTok ve Montana merkezli bir avuç video yaratıcısı, İlk Değişiklik gerekçesiyle bu yasayı bozmaya çalışan davalar açtı. New York eyaleti, eyalet halkla ilişkiler operasyonları için bazı istisnalar dışında, 2020’de devlet tarafından verilen mobil cihazlarda uygulamayı engelleyen ilk eyaletlerden biriydi.

Apple, iPhone 15 üretimine başladı!

0

Apple, Foxconn’un Tamil Nadu fabrikasında iPhone 15 üretimine başladı. Foxconn, cihazları Sriperumbudur fabrikasından teslim etmeye hazırlanırken, şirket tedarik zincirini Çin’den uzakta çeşitlendirmek istiyor.

Bloomberg, yeni cihazların teslimatının Çin’deki fabrikalardan nakliyenin başlamasından sadece haftalar sonra başlayacağını bildirdi. Şirket, Hindistan’dan gelen iPhone’ların hacmini artırmak istiyor. Bir önceki mali yılda, şirket iPhone’larının yüzde 7’sini ülkede üretti.

Bu yılın Nisan ayında, CEO Tim Cook Hindistan’ı ziyaret etti ve Delhi ve Mumbai’de iki perakende mağazasının açılışını yaptı. Başbakan Narendra Modi ile de görüşmüş ve şirketin ülkedeki yatırımını artırmak istediğini söylemişti.

Hindistan’da Foxconn, Pegatron Corp ve Wistron, birimlerini iPhone üretmek için kuran üç tedarikçi. Özellikle, Wistron birimi Tata Group tarafından satın alınıyor. Bloomberg’in bildirdiğine göre, 12 Eylül’de tanıtılacağı bildirilen iPhone 15’in üretiminin yakında diğer fabrikalarda başlaması bekleniyor. Yeni iPhone’lar 3-nanometre A16 işlemciye sahip.

Raporda, Apple tarafının bu mali yılda Hindistan ve Çin fabrikalarından gelen teslimatların zamanlamasını eşit olarak getirmek istediği, ancak tedarikçilerin hedefe ulaşıp ulaşamayacağından emin olmadığı da eklendi. Son mali yılda Hindistan’da 7 milyar dolar değerinde iPhone üretildi.

Bloomberg’e göre, Hindistan’dan cihazların sevkiyatı Çin’i altı ila dokuz ay geride kaldı. Şirket, Washington ve Pekin arasındaki gerginliğin herhangi bir etkisini önlemek için Hindistan’daki üretim üssünü artırmak istiyor.

Tüm bu hamlelerle birlikte, tüm dünyadan kullanıcılar yeni tanıtılacak olan iPhone 15’i sabırsızlıkla bekliyor. Birçok firma modelin varsayılan kalıplar üzerinden kılıf üretimine başladı. Ürünle ilgili varsayımların gerçek olup olmadığını ancak tanıtıldığında anlayabileceğiz. Ancak şu an gündemde onlarca farklı varsayım var.

Google, yapay zekada vitesi yükseltti! Sonbaharda duyuracak

0

ChatGPT 2022’de yaygın olarak kullanıma sunulduğunda, gelişen yapay zeka teknolojisini gören ve geride kaldığını anlayan Google’ın “kırmızı kod” ilan ettiği bildirildi. AI sohbet robotu kullanıcı sorgularına kolayca cevaplar sağlarken, şirket arama işini ne kadar etkileyeceğini merak etmeye başladı.

Ancak o zamandan beri Google, hala AI‘ya odaklandığını vurgulamak için birkaç hamle yaptı. Bu yılın başlarında kendi yapay zeka destekli sohbet robotu Bard’ın lansmanını yapan şirket, makine öğrenimi teknolojisini ürünlerine entegre etmeye devam ediyor. Şimdi, yeni bir rapor, Google Brain ve DeepMind’in ekip liderlerinin öncülük ettiği en büyük AI-merkezi ürününün bu sonbaharda piyasaya sürüleceğini öne sürüyor.

Gemini olarak bilinen ürünle ilgili anonim bir kaynak, The Information tarafından bildirildiği üzere yakın zamanda Google’ın planları hakkında yeni ayrıntılar sağladı. Kaynak, çok işlevli bir ürün oluşturmak için büyük dil modellerinin (LLM’ler) metin yeteneklerini ve AI görüntü oluşturmayı birleştirmeye odaklandığını belirtiyor.

Bu, Gemini’nin yalnızca ChatGPT gibi metin oluşturabilmesi yerine bağlamsal görüntüler de oluşturabileceği anlamına geliyor. Ancak Google’ın başka özellikler de eklemeyi araştırdığı bildiriliyor. Örneğin, sonunda bir akış şemasını veya kontrol yazılımını sesinizle analiz etmek için Gemini’yi kullanabilirsiniz.

Geniş yetenekleri göz önüne alındığında, Google, Google Dokümanlar gibi kurumsal uygulamalar da dahil olmak üzere ürün paketini güçlendirmek için muhtemelen Gemini’ye başvuracak. Kaynak, geliştiricilerin Google Cloud sunucu kiralama birimi aracılığıyla Gemini’ye erişim için ödeme yapması gerekeceğini ekliyor. Google, yıl sonuna kadar Gemini’yi uygulama geliştiricilerine açıkladığında daha fazla ayrıntı gelecek, ancak şirket muhtemelen o zamandan önce Gemini tabanlı ürünleri kullanmaya başlayacak.

Watsonx, kurumlara kendi verilerini kullanarak yapay zeka modelleri oluşturmalarına veya mevcut yapay zeka modellerini kendi verilerine uyarlayarak ihtiyaç duydukları çözüme güvenilir bir şekilde ulaşmalarına imkan sunarken, kurumları yapay zeka kullanıcısı olmaktan öteye taşıyor.

Kaynak, Google Brain ve DeepMind ekiplerinin birkaç eski üyesinin şu anda Gemini üzerinde çalıştığını belirtti. Bunlar arasında kıdemli Google araştırmacısı Paul Barham ve Gemini’nin altyapısına odaklanan DeepMind’den Tom Hennigan yer alıyor. Bununla birlikte, belki de en önemli ekip üyesi Google’ın kurucu ortağı Sergey Brin olabilir. 2022’nin sonunda Brin’in Google ofislerine daha sık gelmeye başladığı bildirildi. Google’ın araştırmacıları 2022’nin sonunda OpenAI’ye kaybetmesinin ardından Brin’in Gemini çevresindeki işe alım sürecine odaklandığı düşünülüyordu. Artık kaynak, İkizler modellerinin değerlendirilmesinde ve eğitilmesinde araçsal bir rol oynadığını iddia ediyor.

Diğer makine öğrenimi modellerine benzer şekilde Gemini, kalıpları tanımlamak ve belirli sorulara cevap vermek için metin ve resim sütunlarını analiz eder. Kaynağa göre Google, İkizler’i eğitmek için YouTube video transkriptlerini kullanıyor. Bununla birlikte, şirketin avukatları, telif hakkıyla korunan verileri ihlal etmediğinden emin olmak için eğitim sırasında kullanılan materyalleri yakından takip ediyor.

Anında sanal kart nedir?

0

Sanal kartlar limitli ve güvenli harcama konusunda önemli kolaylık sağlıyor. Peki anında sanal kart nedir ve nasıl alınır?

Sanal banka kartı numarası kullanılarak ödeme yapıldığında, satın alımlar bağlı hesaba yönlendiriliyor ve bakiyeden düşüyor. Sanal kart, uzaktan mal ve hizmet satın almak için kullanılabilen bir kodu ile birlikte rastgele oluşturulmuş 16 basamaklı dizi görevi görüyor. Kart numaralarına internet üzerinden veya telefonla ödeme yapılabiliyor. Bir kart numarası oluşturulduğunda, masraflar orijinal kredi kartı numarasına yönlendiriliyor. Ancak, sanal numara orijinal karta kadar izlenemez ve satın alma işleminden sonra çalışmıyor. Kredi kartları gibi, sanal kredi kartlarıyla yapılan alışverişler de ilgili kartların döner kredi limitlerine ekleniyor ve faiz işletilebiliyor.

Sanal kartlar ile güvenli alışveriş

Ödemeler sanal olarak yapılıyor ve üretilen numaraları çalan bilgisayar korsanları bunları kullanamıyor. Numaralar, tarafınızca ödeme yapmak için kullanıldıktan sonra çalışmıyor. Hesaplarınıza erişime izin vermek veya şirketinize kadar izlenmek için çalışmıyor. Sanal kart ödemeleri faturaları azaltmaya ve ödeme sürecini hızlandırmaya yardımcı olabiliyor. Böylece siz ve tedarikçileriniz arasında iyi niyet oluşuyor.

Sanal kartlar bireysel ve işletmeler için ticari kullanıma uygun şekilde çalışıyor. Forbes’e göre işletmeniz için sanal kartlar, çek düzenleme ihtiyacını ortadan kaldırabiliyor. Sanal ödeme yöntemlerini kullanmak dolandırıcılığı önlemenin yanı sıra zamandan ve paradan tasarruf etmenize de yardımcı olabiliyor.

Çoğu durumda, sanal kredi veya banka kartı numaraları yalnızca bir kez kullanılabiliyor.

Daha sonra, kullanılmadan önce norm halinde belirli bir süre sonra geçerlilikleri sona erebiliyor. Numara bir satın alma işlemi yapmak için kullanıldığında, kalan bakiye, ilk hesabınıza geri yatırılıyor. Kartları klonlamak neredeyse imkansız. Bazı durumlarda, kapatılmadan önce bir dizi işlem için kullanılacak sanal sayılar oluşturmayı seçebilirsiniz. Bazı işletmeler, satın alma işlemi yapmak için bir tedarikçiye sanal bir numara atıyor. Satın alma yapıldığında bu numarayı kapatır.

Kartınızı veren kuruluş veya banka size kolaylık sağlamak amacıyla sanal kredi ve banka kartları sağlayabiliyor. Anında sanal kart sahibi olmak için ise direkt mobil uygulama kullanabilirsiniz. Bankanızın mobil uygulamasında kartlar bölümünden sanal kart oluşturulabiliyor. Bu denli büyüme gösteren sektörde, sanal kartlar yeni bir başlangıçç özelliği taşıyor.

Tesla, otonom Sürüş teknolojisinin fiyatını düşürdü!

Tesla, otomobil endüstrisinde önemli bir adım atarak, popüler iki modeli için otonom teknolojisinin daha düşük maliyetli bir versiyonunu tanıttı. Model S sedan ve Model X SUV, standart menzilli versiyonlarıyla 2021 yılından bu yana ilk kez tekrar web sitesinde yer almaya başladı.

Tesla’nın sürdürülebilir ulaşılabilirlik hedefine önemli bir katkı sağlıyor. Standart Menzilli modeller, özellikle daha düşük fiyatları ile dikkat çekiyor. Ancak, bu modellerin menzili, uzun menzilli versiyonlardaki batarya kapasitesinin yazılımla kilitlenmesi ile sınırlı tutuluyor. Buna göre, Model S’in fiyatı 10.000 dolar düşerek 78.490 dolara inerken, menzili tek şarjla 320 mil olarak belirleniyor. Model X ise 10.000 dolarlık bir fiyat indirimi ile 88.490 dolara satışa sunulurken, menzili 269 mil olarak revize ediliyor.

Tesla, bu düşük maliyetli versiyonlarını temel Autopilot paketi ile donatarak, sürücülerin trafikte daha güvende olmalarını sağlıyor. Temel Autopilot, Traffic-Aware Cruise Control ve Autosteer gibi özellikleri içeriyor. Ancak sürücülerin gerektiğinde müdahale etmeye hazır olmaları gerekiyor.

Fiyat indirimlerine rağmen, Tesla, daha gelişmiş sürücü destek teknolojileri için maliyette bir değişiklik yapmayacak. Geliştirilmiş Otopilot, daha fazla özelliği içeren bir seçenek olarak sunulmaya devam edecek. Bu özellikler arasında Navigate on Autopilot ile otomatik şerit değiştirme, Autopark, Summon ve Smart Summon gibi özellikler yer alıyor. Bu gelişmiş seçenek, 6.000 dolar karşılığında alınabilecek.

Ancak, tam Kendi Kendine Sürüş özelliğine yükseltme yapmak isteyen kullanıcılar, 15.000 dolar ödeme yaparak Trafik ve Dur İşareti Kontrolü’nün Beta versiyonunu içeren bir paket satın alabilecekler.

Tesla, yeni Standart Seri modellerinin Eylül ayında teslimatlarını başlatmayı planlıyor. Bu adım, otomobil endüstrisinde sürücü destek teknolojilerinin daha geniş bir kesim tarafından kullanılabilir hale gelmesini sağlamak adına önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

iPhone 15 Pro serisi Thunderbolt desteğiyle gelecek

0

Apple, sonraki nesil iPhone modelleri için heyecan verici yeniliklerle geliyor gibi görünüyor. İddialara göre, iPhone 15 Pro ve 15 Pro Max modelleri, USB-C portuna sahip olacak ve muhtemelen “Thunderbolt” desteği sunacak. Apple’ın yakın zamanda tanıtacağına inanılan iPhone 15 ailesi, Avrupa Birliği’nin kararı doğrultusunda, geleneksel Lightning portunun yerini USB-C’ye bırakacak.

Son raporlara göre, iPhone 15 serisi içinde önemli farklar bulunabilir. Apple, iPhone 15 Pro ve 15 Pro Max modellerinde yer alacak olan USB-C portunda Thunderbolt desteği sunmayı düşünüyor gibi görünüyor. Thunderbolt, Intel ve Apple tarafından geliştirilen yüksek hızlı bir veri transfer altyapısıdır. Eğer bu iddialar doğruysa, iPhone 15 Pro modelleri 40 Gbps gibi etkileyici veri aktarım hızlarına ulaşabilecek. Diğer taraftan, iPhone 15 ve 15 Plus modelleri 5 Gbps ila 10 Gbps arasında değişen hızlarda veri aktarımı sunacak. Bu, Lightning portlu modellere kıyasla büyük bir hız artışı anlamına geliyor; çünkü Lightning portu sadece 480 Mbps veri aktarım hızı sunabiliyor.

Apple’ın bu yeniliklerle iPhone 15 serisini daha da cazip hale getirmeyi amaçladığı açıkça görülüyor. USB-C portunun benimsenmesi ve potansiyel Thunderbolt desteği, kullanıcılara daha hızlı ve daha verimli veri aktarımı sağlayarak günlük kullanım deneyimini önemli ölçüde geliştirebilir. Bu değişikliklerin, Apple’ın teknoloji dünyasındaki etkisini bir kez daha göstermesi bekleniyor.

Apple’ın iPhone 15 serisini resmi olarak duyurması ve daha fazla ayrıntı paylaşması için sabırsızlıkla bekliyoruz. Detaylar geldikçe, yeni özelliklerin ve gelişmelerin ne tür avantajlar sunabileceğini görmek için merakla beklemeye devam edeceğiz.

YouTube Music’in yeni Samples özelliği ile müziğin yeni tonlarına yolculuk

0

YouTube Müzik, kullanıcıların müzik dünyasını keşfetmek için bir özellik olan Samples’i getirdi. Bu yeni özellik, kişiye özel video içeriklerini keşfetmenin yepyeni bir yolu. Ana sayfa ve Keşfet sekmeleri arasında özenle konumlandırılan Samples, Instagram Reels ve TikTok gibi popüler platformlarda gördüğümüz kısa formatlı videolara benzer şekilde kullanıcının önüne seriyor. Böylece, müziğin ritmini ve enerjisini sadece dinlemekle kalmayıp, görsel olarak da deneyimlemek mümkün hale geliyor. Bu yenilikçi yaklaşım, müzik keşfini daha etkileyici ve eğlenceli bir hale getiriyor.

YouTube Music‘in yeni özelliği Samples, kullanıcıların müzik keşfi yapmasına yardımcı olmayı amaçlayan bir yenilik. Bu özellik, hem ücretsiz kullanıcılara hem de Premium abonelere sunulacak.

Samples özelliği, kullanıcılara sanatçılar tarafından yüklenen video klipler ve diğer içerikleri içerir. Kullanıcılar, bu içerikler arasında dikey olarak kaydırarak geçiş yapabilirler. Her bir içerik yaklaşık 30 saniye kadar kısa bir süre içinde gösterilir, böylece şarkıların en etkileyici ve coşkulu kısımları vurgulanacak.

Samples akışının amacı, müzik keşfini desteklemek ve özellikle ses içeriklerine ilgi duyan kullanıcıların daha önce kaçırmış olabilecekleri performansları keşfetmelerini sağlamaktır. Bu akış, kullanıcının müzik zevkine göre kişiselleştirilir ve diğer sosyal medya platformları gibi viral veya trend içerikleri öne çıkarmak yerine kullanıcının müzik tercihlerine odaklanıyor.

Samples özelliği, YouTube Music’in ana sayfasına entegre edilmiştir ve kullanıcıların yeni müzikler keşfetmelerine yardımcı olmayı amaçlar. Hem Android hem de iOS platformlarında kullanılabilir ve ücretsiz kullanıcılar da bu özelliği reklamsız bir şekilde kullanabilirler.

Samples, kullanıcıların müzik keşfi yaparken daha etkili ve eğlenceli bir deneyim yaşamalarını amaçlayan bir özelliktir ve YouTube Music kullanıcılarının müzik dünyasını keşfetmelerine yardımcı olabilir.

Siz müzik dinlemek için hangi uygulamayı kulanıyorsunuz? YouTube Music kullanmayı düşünür müsünüz yorumlar kısmında bizimle paylaşabilirsiniz.