Meta’nın yeni yapay zeka ürünleri hakkında her şey! Zuckerberg duyurdu!

Meta tarafından yapılan tüm bu yenilikler, güncellenmiş bir sanal gerçeklik kulaklığının yanı sıra foto-gerçekçi görüntüler oluşturabilen botları ve kullanıcı sorgularını yanıtlamak için tasarlanmış akıllı gözlükleri içeriyor.

Zuckerberg, Meta’nın düşük maliyetli veya ücretsiz yapay zeka çözümleri sunma taahhüdünün altını çizerek, bu ürünlerin günlük rutinlere sorunsuz bir şekilde entegre olma yeteneğini vurguladı. Meta’nın VR en çok satanı Quest, Apple tarafından daha pahalı bir kulaklığın yakında piyasaya sürülmesiyle tezat oluşturarak VR endüstrisindeki en iyi değer olarak övüldü.

Genişleyen Silikon Vadisi kampüsünden konuşan Zuckerberg, yeni nesil Meta’nın Ray-Ban akıllı gözlüklerinin 17 Ekim’de 299 $ fiyatla gönderilmeye başlayacağını duyurdu. Bu gözlükler yeni bir Meta AI asistanına sahip olacak ve doğrudan Facebook ve Instagram’a canlı akışı etkinleştirerek önceki neslin fotoğraf yakalama yeteneklerini artıracak.

Dahası, en son Quest karma gerçeklik kulaklığı 10 Ekim’de piyasaya ve Meta’nın ilk tüketiciye yönelik üretken AI ürünlerini tanıtacak. Bunlar arasında hem metin yanıtları hem de foto-gerçekçi görüntüler üretebilen bir sohbet robotu olan “Meta AI” var. Zuckerberg, çığır açan icatlardan üst düzey teknolojiyi herkes için uygun fiyatlı hale getirmeye kadar şirketin inovasyon ahlakını vurguladı.

AI, Amerika Birleşik Devletleri’nde bir beta sürümünden başlayarak akıllı gözlüklerde asistan olarak görev yapacak. Gelecek yıl yapılacak bir yazılım güncellemesi, asistanı yerleri ve nesneleri tanımlama ve dil çevirisi yapma yeteneği ile donatacak. 

Meta GPT-4'e rakip yeni bir yapay zeka modeli geliştiriyor

Meta, Temmuz ayında halka açık ticari kullanım için piyasaya sürülen sağlam Llama 2 büyük dil modeline dayanan özel bir model kullanarak Meta AI geliştirdi. Sohbet robotu, Microsoft’un Bing arama motoruyla ortaklık yoluyla gerçek zamanlı bilgi erişimine sahip olacak. 

Reuters ile yaptığı bir röportajda, şirketin Küresel İlişkiler Başkanı Nick Clegg, halka açık kişilerin gerçekçi görüntülerinin oluşturulmasını önlemek için araca uygulanan eğitim verilerinden ve kısıtlamalardan özel ayrıntıları filtrelemek için alınan önlemleri vurguladı. 

Meta ayrıca, geliştiricilerin ve kullanıcıların özel AI botları tasarlamalarını sağlayan, onlara Instagram ve Facebook’ta profiller sağlayan ve sonunda bunları avatarlar olarak metaverse’e entegre eden bir platform oluşturma planlarını açıkladı. 

Duyurular, büyük ölçüde yeni gelir akışları tanıtmak yerine mevcut uygulamaları ve cihazları geliştirmeye odaklandı.

Zuckerberg ayrıca Xbox bulut oyunlarının Aralık ayından itibaren Quest’te kullanıma sunulacağını duyurdu. Bu gelişmeler, yatırımcı ilgisinin artırılmış ve sanal gerçeklikten yapay zeka teknolojilerine kayması karşısında Zuckerberg’in stratejisini vurguluyor. 

Etkinliğin önemi, Meta’nın geçen yıl Meta’da yapılan ağır harcamalar için yatırımcı incelemesinde vurgulandı ve işten çıkarmaların vizyonlarını finanse etmeye devam etmesine neden oldu. Geliştiriciler ve yatırımcılar, Meta’nın son donanımı için potansiyel uygulamalara ilişkin içgörüleri ve şirket için umut verici bir geleceğin işaretlerini hevesle bekledi.

Dünyanın en sessiz süpersonik jeti X-59 nasıl tasarlandı?

X-59’un jilet gibi keskin burnu uçağın uzunluğunun yarısını kaplıyor; görünürde kokpit yok; kanatlar tüm gövdeye kıyasla küçük; ve büyük boy kuyruk motoru düşmek üzere olan garip bir kambur gibi görünüyor. Tabii ki, bu deliliğin bir yöntemi var. Tasarım, gerçek bir tek boynuzlu at üreten özel bir tılsım: yerdeki insanları ve binaları patlatmayan süpersonik bir jet.

Sonik patlama, uzun zamandır süpersonik uçuşun Aşil topuğu olan bir olgu. Bir uçak ses hızından daha hızlı hareket ettiğinde, uçağın gövdesine karşı basınçlı hava molekülleri, yerde duyulan yüksek ve yıkıcı bir ses olan sonik bir patlama oluşturmak için birleşen şok dalgaları üretir. Bu gürültü, tarihsel olarak kara üzerinde süpersonik uçuşun ticari uygulanabilirliğine önemli bir engel oldu.

NASA ile birlikte geliştirilen X-59, NASA’nın yerdeki insanların süpersonik bir uçaktan ne kadar büyük bir patlama tahammül edebildiğini test etmek için kullanacağı deneysel bir jet olarak tasarlandı. Lockheed Martin’in X-59 program direktörü Dave Richardson’a göre, bu yeni tasarımla insanlar pek bir patlama beklememeli.

Richardson, X-59’un “sessiz” süpersonik bomunun pahalı büyülü malzemeler veya egzotik motorlar tarafından mümkün olmadığını açıklıyor. “Uçanın kendisinde radikal bir teknoloji yok. Bu gerçekten sadece uçağın şekli.” Ve şekil, insanlar tarafından yaratılan gerçek bir araçtan çok bir anime uzaylı uzay gemisine benziyorsa, bunun nedeni şirketin mühendisleri tarafından oluşturulan özel yazılımlar aracılığıyla başka bir boyutta hayal edilmesi.

Süpersonik uçuş tasarlamak

Süpersonik uçuşu rahatsız eden sorunların çoğu, New York’tan Londra’ya sadece üç buçuk saatte seyahat edebilecek ünlü süpersonik yolcu jeti Concorde örneği üzerinden gözlemlenebilir. Concorde 1969’da ilk uçtuğunda, insanlar super-fast hava yolculuğu fikrinden büyülendiler. Teknolojik bir harika gibi geldi, sesi duyana kadar.

Yolcu uçağı tepeye yakınlaşıp ses bariyerini kırarken, yere sağır edici bir patlama gönderdi. İnsanlar bomba patlamış gibi hissettiler. Cam pencereler paramparça oldu ve kapılar titredi.

X-59’un aksine, Concorde sessiz olacak şekilde tasarlanmamıştı. Delta kanatlı tasarımı tüm gövdesi boyunca bir kağıt uçak gibi görünmesini sağlayan iki çok büyük üçgen kanat ve güçlü motorlar sonik patlamaya katkıda bulundu.

ABD kıtasındaki uçaklar süpersonik olmaya başladıkça, ses patlamaları o kadar büyük bir sorun haline geldi ki, Kongre 1971’de karada süpersonik uçuşu yasakladı ve bu hareket daha sonra dünya çapında takip edildi.

Concorde, 2003 yılında hizmet dışı bırakılana kadar uçmaya devam etti, ancak çoğu havayolu, süpersonik yetenekleri yalnızca su üzerinde kullanılabiliyorsa, uçağı çalıştırmanın maliyetini haklı çıkaramazdı. Richardson, ”Süpersonik uçuş için gerçek atılım, bu süpersonik uçuşun daha avantajlı olduğu uzun rotalara sahip olmak için tekrar kara üzerinde uçabilmek olacaktır.” diyor. Lockheed Martin’in inşa etmek için yola çıktığı şey tam olarak bu.

Kongre’nin kara üzerinde süpersonik uçuşu yasaklayan yasayı geçirmesinden sonraki on yıllarda, NASA süpersonik patlamaları susturmak için bir görevdeydi. Ancak yakın zamana kadar sessiz bir süpersonik jet mümkün olmadı. Richardson, bunun sonik şokların etkileşimini ve 50.000 fit yükseklikten yere nasıl yayıldıklarını doğru bir şekilde tahmin edebilen yüksek hızlı bilgi işlem ve makine öğrenimi modelleri sayesinde olduğunu söylüyor.

Richardson, “Bu, bir süre önce yapma yeteneğine sahip olduğumuz bir şey değil.” diyor. “Bu tür bir uçağı tasarlayabilirdik, evet. Onu bir rüzgar tüneline koyabilirdik, ancak bugün bilgisayarda yapmak yerine rüzgar tünelinde yüzlerce veya binlerce kez büyük bir masrafla ve daha uzun yıllar yinelemek zorunda kalacaktık.”

Eldeki bu yeni teknolojiyle NASA, federal süpersonik yasağı yürürlükten kaldırma fırsatı hissetti. Patlayıcı sonik patlamayı hafif bir gümbürtüye indirgeyen bir X-59 araştırma uçağı tasarlamak ve inşa etmek için Quesst (Sessiz Süpersonik Teknoloji) adlı bir program başlattı. NASA, Kongre’yi süpersonik uçuşu ana akıma geri getirmeye ikna etmek için, düşük bomlu araştırmasını, bir uçağın camları kırmadan, milyonlarca kentliyi sinirlendirmeden ve sığır kalp krizi geçirmeden ses hızını yenebileceğini gösterecek gerçek bir deneye dönüştürmesi gerektiğini biliyordu.

2016’da NASA, Lockheed Martin ve bir dizi başka şirketten, karadaki süpersonik uçuşun normal ses altı uçaklar kadar güvenli ve sessiz olduğunu gösterebilecek bir test uçağı için bir teklif sunmalarını istedi. Hedef, sonik bomlar tarafından üretilen gerçek desibellerin aksine insanların sesi nasıl algıladığını ölçen bir hacim birimi olan sadece 75 PLdB’lik bir bomlu bir uçak yapmaktı. 75 PLdB, bir bulaşık makinesini bir saniyeden daha kısa bir süre duymaya eşdeğer. Karşılaştırma için, Concorde’un PldB’si 105 idi veya tam güçte bir elektrikli testere dinlemek kadar yüksekti.

2018’de NASA, Lockheed Martin’e düşük bomlu X uçağını tasarlamak, inşa etmek ve teslim etmek için 247,5 milyon dolarlık bir sözleşme imzaladı. Uçak, resmi lakabı X-59 Quesst’i ABD’den aldı.

Richardson, ”X-59 düşük bomlu uçuş göstericisinin doğuşu, daha hızlı uluslararası seyahate artan ilginin bir parçası olarak NASA’dan geliyor.” diyor.

X-59’a giden uzun yolculuk

Quesst’ten çok önce, Lockheed Martin’in Skunk Works’ü sonunda X-59 olacak şey üzerinde zaten çalışıyordu. 2013’te uçak C100 olarak biliniyordu ve Concorde’un biraz daha kısa bir versiyonuna benziyordu.

Tasarımcılar, kanatların şekli, kuyruğun konfigürasyonu ve burnun uzunluğu gibi ayrıntıları optimize etmek için yazılım kullandılar. Richardson, ” (yazılım) uçakta ne yapmamız gerektiğini bize bildirirdi.” diye anlatıyor. Sonunda CAD tasarımı bir ölçekli modele dönüştü ve ekip, mühendislerin öğrendiklerini aşağıdaki yinelemeye uygulayabilecekleri bir rüzgar tünelinde test etti.

Ardından, V-tail tasarımını kullanan ancak daha küçük kanatları ve daha keskin sivri burunlu çok daha uzun bir gövdeye sahip olan C435 modu geldi. Ardından, V’nin sonik patlamayı azaltmada daha iyi olmasına rağmen uçağı manevra etmeyi zorlaştırdığını fark ettikten sonra geleneksel bir uçak kuyruğu lehine V-tail’den kurtulan C506.

2015 yılına gelindiğinde, ekip, X-59’daki burnun ucuna bir kanard (kpitin yakınında görebileceğiniz iki küçük kanatçık) ekleyen C603 için bir tasarıma sahipti. Bu model aynı zamanda motoru daha da geriye itti ve kanatları iki farklı açıya yerleştirdi, önce orta bölümleri etrafında yukarı ve sonra aşağı gitti. C605, X-59’un ön tasarımını bilgilendiren son prototipti.

Tüm bu yinelemeler sayesinde Richardson ve ekibi, süpersonik patlama için tasarım hakkında birkaç önemli ders aldı. İlk olarak, uçağın ağır, hantal kısımlarının mümkün olduğunca geride olması gerekiyordu. “Gerçekten öne hiçbir şey koymadık, ama o uzun, iyi orana sahip olmak istiyoruz” diyor. Bu, uçak ses bariyerini kırdığında gürültü üretebilecek hiçbir yüzey kesintisi olmadan son derece ince bir burun ve gövde ile sonuçlandı. “Uçanın uzunluğu boyunca farklı şokları uzatabilmek ve yönetebilmek istiyorsunuz.” diye ekliyor.

Ayrıca, uçağın şeklinde süreksizliğe neden olan her şeyin patlama etkisine katkıda bulunabileceğini öğrendiler. Bu onların ön camdan tamamen kurtulmalarına neden oldu. Bunun yerine, Richardson’a göre X-59, uçaktaki tek ileri teknoloji olan harici bir görme sistemi kullanıyor. Pilot, geniş bir ekrandan dışarıyı izleyerek bir kamera kullanarak gezinir. Bu sistem, ulusal hava sahasında kullanım için Federal Havacılık İdaresi tarafından sıkı bir sertifika almak zorunda kaldı.

Aerodinamik bir vücut oluşturmak için ellerinden gelenin en iyisini yapmalarına rağmen, ekip şişkinliklerin kaçınılmaz olduğunu buldu. Richardson, motorun girişinin uçağın üzerine nasıl yerleştirildiğini, böylece oluşan şokun yere değil uzaya doğru gittiğini anlatıyor. (Kanatlarının altında olan Concorde’un motorlarında olan buydu.) Aynı şey, üstteki konumu aşağı yerine yukarı şok gönderecek olan herhangi bir aktüatör için de geçerli.

X-59, Concorde’dan daha düşük hızlarda uçarken şok dalgalarını en başından farklı şekilde yönetmek ve dağıtmak için tasarlandı (Conduda’un seyir hızı 2172 km/saat, X-59 ise yaklaşık 1488 km/saat hızla seyredecek). Richardson, ”Bence çoğu insan uçağa bakıyor ve ‘Bekle, bir şeyler yanlış’ diyorlar.” diyor. “(Düşünüyorlar) çok uzun. İniş takımı arkada çok uzak. Ve burun neden bu kadar uzun?”

Bir X-59 inşa etmek

Kasım 2018’e kadar Lockheed Martin, X-59’un ilk parçasının işlenmesini Palmdale, California’da başlattı. Ana yapısal bileşenler Mayıs 2019’a kadar monte edildi. Uçak o zamandan beri ağırlık kontrollerinden ve yakıt sistemi değerlendirmelerinden yer titreşim değerlendirmelerine kadar bir dizi testten geçti. Dikkat çekici bir şekilde, X-59 beklenen ağırlığın altındaydı, uçak geliştirmede tüm ekibi şaşırtan nadir bir başarı.

Ancak, yolculuk zorlukları olmadan olmadı. Şu anda X-59, tüm sistemlerin sorunsuz bir şekilde entegre ve işlevsel olmasını sağlayarak sistem kontrol aşamasında. Gelmesi beş ay süren parçalar nedeniyle planlı bir bakım ve modifikasyon için dinlenmeye ihtiyaç vardı. Bu gecikme, uçağın başlangıçta Aralık 2023 için planlanan açılış uçuşunu 2024’ün başlarına erteledi.

Bu muhteşem tuhaf uçağın ilk uçuşunu görmek için biraz daha beklememiz gerekecek. Bundan sonra, X-59’un şehirler ve kırsal alanlar üzerinde uçacağı, desibelleri ölçen ve yerdeki insanlardan geri bildirim alan ekibin üzerinden uçacağı birden fazla test olacak.

Richardson, hedeflerine ulaşırlarsa, uçak üreticilerinin keşfettikleri kavramları alıp ticari uçaklara dönüştürmemeleri için hiçbir neden olmadığını söylüyor. Aslında, NASA’nın proje için gereksinimlerinden biri Lockheed Martin’in bir uçak tasarımı sağlamasıydı. Lockheed’in ticari süpersonik hava yolculuğu vizyonu, 44 yolcu için 200 fit uzunluğunda (X-59’un iki katı uzunluklu) çift motorlu bir model.

Richardson, ”Bu uçaklardan birini gidip geliştirecek herhangi birinin sahip olacağı en büyük zorluk, art yakıcı olmadan Mach 1.8’de uçacak ve bu boyutta bir uçak için yeterince büyük olacak bir motor bulmak olduğunu düşünüyorum.” diyor, ancak bunun yapılabilir olduğunu belirtiyor.

“Bunun pazarını gören ve şirketlerine ilerlemek ve bir uçak geliştirmek için yatırımları olan insanlar varsa, süpersonik yasak yasaları yürürlükten kaldırılır kaldırılmaz hemen başlayabilirler.” diyor.

Bir gün, X-59’un tasarımı deneysel doğayı aşarak ve dünya çapında yüksek hızlı seyahat için yeni bir çağ başlatarak insanlara gökyüzünde uzaylı bir şekil gösterebilir.

Elon Musk Teknofest’e katılacak mı? Resmen açıkladı! 

0

Geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Elon Musk’ın ABD’de gerçekleşen toplantısı gündem oldu. Starlink’ten Tesla’ya kadar birçok konunun görüşüldüğü toplantının hemen ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Musk’ı 27 Eylül’de başlayan ve 1 Ekim’e kadar devam edecek Teknofest’eçağırdığı haberlerini aldık. Peki Elon Musk, Teknofest’e gerçekten katılacak mı? Kısa bir süre önce resmi açıklama geldi.

Elon Musk bu yıl olmasa da önümüzdeki yıl Teknofest’e katılacak

Elon Musk, kısa bir süre önce X (Twitter) hesabından yaptığı paylaşımla Teknofest iddialarına son noktayı koydu. İş insanı paylaşımında Teknofest’te yarışacak takımlara başarılar diledi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da daveti için teşekkürlerini iletti. 

Elon Muskbu yıl halihazırda devam eden Teknofest’e katılmayacağını, ancak önümüzdeki yıl festivalde yer alacağını söyledi. Ayrıca Türkiye’deki diğer yatırım fırsatlarını tartışmayı da sabırsızlıkla beklediğini dile getirdi.

Bilindiği üzere Teknofest, ilki 2018 yılında düzenlenen ve daha sonra bir gelenek haline getirilerek her yıl gerçekleştirilen havacılık, uzay ve teknoloji festivali olarak öne çıkıyor. Ülkemizdeki milli teknolojilerin geliştirilmesine odaklanan festivalde teknoloji yarışmaları, hava gösterileri, konserler ve çeşitli konularda söyleşi ve etkinlikler düzenleniyor. Kısacası gençlerin teknolojiyle buluşmasını sağlayan en önemli organizasyonların başında geliyor.

Türkiye ile iş birliğini ve ülkemizdeki operasyonlarını son dönemde bir hayli artıran Musk, kısa süre önce Starlink Türkiye operasyonları için önemli bir atama gerçekleştirdi. Şu ana kadar Tesla Türkiye Genel Müdürü olarak görev yapan Kemal Geçer, aynı zamanda Starlink Türkiye Genel Müdürü olarak atandı.

Peki siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmından bizlerle aktarmayı unutmayın.

Çin ve Hindistan arasında Ay’a iniş tartışması!

Hindistan’ın geçen ay Chandrayaan-3 gezicisini Ay’a indikten sonra (Ay’ın güney kutbunun yakınına bir uzay aracı koyan ve Çin’in en güneydeki Ay iniş rekorunu kıran ilk ülke olduktan sonra) üst düzey bir Çinli bilim adamı, başarı hakkındaki iddiaların abartılı olduğunu söyledi.

Çin‘in ay keşif programının babası olarak da bilinen Ouyang Ziyuan, Science Times gazetesine verdiği demeçte, 69 derece güney enlemindeki Chandrayaan-3 iniş sahasının direğe yakın hiçbir yerde olmadığını ve 88.5 ila 90 derece arasında tanımlandığını söyledi.

Dünya’da 69 derece güney Antarktika Çemberi içinde olurdu, ancak dairenin ay versiyonu kutba çok daha yakın.

Ouyang, Chandrayaan-3’ün kutup bölgesinden 619 kilometre uzakta olduğunu söyledi.

Chandrayaan-3’ün inişinden sonra; Global Times, kıdemli uzay uzmanı Pang Zhihao’nun Çin’in çok daha iyi teknolojiye sahip olduğunu söylediğini aktardı.

Gazete, Çin’in uzay programının “2010’da Chang’e-2’nin fırlatılmasından bu yana yörünge araçlarını ve iniş araçlarını doğrudan Dünya-Ay transfer yörüngesine gönderme yeteneğine sahip olduğunu, bunun da Hindistan’ın fırlatma araçlarının sınırlı kapasitesi göz önüne alındığında henüz gerçekleştiremeyeceği bir manevra olduğunu” söyledi. “Çin’in kullandığı motor da çok daha gelişmiş.”

Yine de Chandrayaan-3, diğer uzay araçlarından çok daha güneye gitti. Rusya’nın bir uzay aracını ay güney kutbuna yakın bir yere indirme girişimi, geçen ay aya çarptığında başarısızlıkla sonuçlandı.

2019’da ayın uzak tarafına ilk inen Çin’in Chang’e 4‘ü 45 derece güneye indi. NASA sondası olan Surveyor 7 ise 1968’de yaklaşık 41 derece güneyde aya ulaştı.

Ay’ın güney kutbuna yaklaşmak sadece övünç kaynağı olması bakımından önemli değil. Bilim adamları, bölgenin uzun süreli konaklamalar için potansiyel olarak değerli olabilecek buz rezervlerine sahip olabileceğini düşünüyor.

ABD ve Çin, NASA’nın Apollo programı yarım asır önce sona erdiğinden beri ilk kez astronotları aya gönderme planları için bölgeye bakıyorlar.

Raspberry Pi 5 sonunda bizlerle! İşte tüm detaylar

0

Raspberry Pi 5 sadece selefinden daha iyi performans göstermiyor, aynı zamanda şirket içi silikonla gelen ilk Raspberry Pi.

Raspberry Pi 5’in beynine güç veren, dört yaşındaki Raspberry Pi 4 ile karşılaştırıldığında performans artışının iki ila üç katına izin veren 2,4 GHz’de çalışan 64-bit dört çekirdekli bir Arm Cortex-A76 işlemcidir. Cihaz ayrıca Raspberry Pi Foundation’ın grafik performansında “önemli bir artış” sunduğunu söylediği 800MHz VideoCore VII grafik yongasıyla birlikte geliyor.

Raspberry Pi 5, web sayfalarını oldukça hızlı bir şekilde açıyor. Oldukça ısınıyor, ama neyse ki Raspberry Pi, doğrudan karta monte edebileceğim aktif bir soğutma bileşeni gönderiyor.

Ek olarak, Raspberry Pi 5, Raspberry Pi Vakfı tarafından ilk kez yapılan bir bileşene sahip; cihazın çevre birimleriyle iletişim kurmasına yardımcı olan yonga setinin bir parçası olarak da bilinen güney köprüsü. RP1 güney köprüsü ile Raspberry Pi Vakfı, mikrobilgisayarın “çevresel performans ve işlevsellikte bir adım değişikliği sağladığını” ve harici UAS sürücülerine ve diğer çevre birimlerine daha hızlı aktarım hızları sağladığını söylüyor.

Ayrıca, iki adede kadar kamera veya ekran bağlamanıza izin veren iki adet dört şeritli 1.5Gbps MIPI alıcı-verici açıyor. Ayrıca, “yüksek bant genişlikli çevre birimleri” için destek sunan ilk kez yeni bir tek şeritli PCI Express 2.0 arabirimi de var. Bununla birlikte, Raspberry Pi Foundation, bundan yararlanmanız için yine de M.2 HAT (Hardware Attached on Top) gibi ayrı bir adaptöre ihtiyacınız olacağını belirtiyor.

Bağlantı noktaları açısından, HDR desteği, bir microSD yuvası, iki USB 3.0 bağlantı noktası, iki USB 2.0 bağlantı noktası, gigabit ethernet ve USB-C üzerinden 5V DC güç bağlantısı desteği olan çift 4Kp60 HDMI ekran çıkışı bekleyebilirsiniz. Diğer bazı iyi özellikleri arasında Bluetooth 5.0 ve Bluetooth Düşük Enerji (LE) desteği ve SDR104 yüksek hızlı modu ile “ikiye katlanan” en yüksek SD kart performansı bulunuyor. İster ultra bütçeli bir masaüstü bilgisayar, ister bir medya sunucusu, hatta bir Kendin Yap güvenlik sistemi olarak kullanıyor olun, tüm bu yükseltmeler Raspberry Pi 5’i daha da çok yönlü hale getiriyor.

Raspberry Pi 5, lansmanda 4GB sürümü için 60$ (yaklaşık 1650 ₺) ve 8GB için 80$’a (yaklaşık 2200 ₺) mal olan birkaç farklı RAM seçeneğiyle gelecek. Bu, onu 4 GB RAM için 55 dolar (yaklaşık 1500 ₺) ve 8 GB için 75 dolar (yaklaşık 2060 ₺) olan Raspberry Pi 4’ten biraz daha pahalı hale getiriyor. Raspberry Pi 5, Ekim sonundan önce satın alınabilecek.

Google Pixel 8 ile fotoğraflara yüz değiştirme özelliği getiriyor!

0

Google’ın en yeni akıllı telefonları Pixel 8 ve Pixel 8 Pro, 4 Ekim’de New York’ta düzenlenecek bir etkinlikte tanıtılacak ve aynı gün ön siparişe açılacak. Ancak daha etkinlik gerçekleşmeden telefonların neredeyse tüm özellikleri sızdırılmış durumda. ABD’de 700 – 1000 dolar bandında satışa sunulması beklenen Pixel 8 ve Pixel 8 Pro’nun en dikkat çekici özellikleriyse, karanlıkta çekim yapabilen Gece Görüş kamerası ve video için Sesli Sihirli Silgi modu da dahil olmak üzere çok sayıda yapay zeka destekli yenilik olacak.

Hem Pixel 8 hem de Pixel 8 Pro daha kıvrımlı kenarlar, Pro’da mat bir yüzey ve düz ekranlarla seleflerine göre mütevazı bir tasarım değişikliği görecek. Google’ın Tensor G3 çip seti her iki cihaza da güç verecek, ancak önceki Pixel’leri rahatsız eden aşırı ısınma sorunlarının iyileştirip iyileştirmeyeceği merakla bekleniyor.

Google’ın en iyi iki uzmanlık alanı olan kamera ve yazılım konusunda ise çarpıcı gelişmeler söz konusu. Geliştirilmiş bir ana sensörün yanı sıra videoya gelmesi muhtemel Night Sight ile karanlıkta çekim yapmak her zamankinden daha iyi olabilir. Hem fotoğraflar hem de video için gelmesi beklenen geliştirilmiş Sesli Sihirli Silgi modu ve fotoğraf içi yüz değiştirme özelliği ise şimdiden tartışma konusu olmuş durumda.

Esasen bu araç, herhangi bir fotoğraftaki birinin yüzünü kütüphanenizdeki başka bir fotoğraftaki bir pozla değiştirmenize ve arka planda ikisini birleştirmek için bazı yapay zeka hileleri yapmanıza olanak tanıyacak. Sihirli Silgi aracına güç veren konseptin en uç noktaya taşınmış hali olan fotoğraf içi yüz değiştirme özellikle ebeveynler için önemli bir yenilik. Bu sayede mahremiyet endişeleri önemli ölçüde çözülebilir. Ancak bazı kullanıcılar Google’ın bu alanda fazla ileri gitmiş olabileceğini ve fotoğraf çekmenin özü olan “mevcut anı yakalama” hissinin büyük ölçüde zarar gördüğünü düşünüyor.

Hesaplamalı fotoğrafçılık, makine öğrenimi ve yapay zeka çağında, bu endişe aslında çok da yersiz sayılmaz. Telefonunuzda düzenleme arayüzünü açmasanız bile, çektiğiniz her görüntü gerçekliğin biraz dışında yaşamak için ayarlanmış ve değiştirilmiş durumda. İster fotoğrafınızın her yönünü öne çıkarmak için HDR’a güveniyor olun, ister gözleriniz kanayana kadar bir görüntünün doygunluk seviyelerini ayarlıyor olun günümüzde akıllı telefonunuzun kamerasıyla çektiğiniz her şey siz görmeden önce bir miktar işlemden geçiyor.

Google’ın 2021’de tanıttığı Pixel 6 ve geçtiğimiz yıl piyasaya çıkan Pixel 7’deki Sihirli Silgi ile dikkat dağıtan nesneleri ya da figürleri arka plandan silmek bazılarına fotoğrafınızın temsil ettiği şey için gerçekçi gelmemiş olsa da, “dikkat dağıtıcıları” çerçeveden hızlı ve kolay bir şekilde çıkarma yeteneği yeterince başarılı bir yenilik olarak görülüyordu. Şimdi ise Pixel 8 ve Pixel 8 Pro cihazlarda ise Google’ın ilk Sihirli Silgi’den bu yana ne kadar yol kat ettiğini göreceğiz. Geçtiğimiz iki yıl içinde, Pixel 7’de Yüz Bulanıklığını Giderme ve Fotoğraf Bulanıklığını Giderme özelliklerini gördük. Şimdi ise yüz değiştirme/düzeltme özelliği geliyor.

Sonuç olarak Google’ın Pixel 8 için sunduğu araç seti ve özellikler oldukça önemli. Pek çok insan, pahalı bir Photoshop aboneliği ve bu uygulamayı gerçek anlamda kullanmayı öğrenmek için zaman ayırmak zorunda kalmadan şeyleri, akıllı telefonları tarafından kendilerine verilen fotoğraf düzenleme yetenekleri sayesinde yapıyor olacak. Ama bu özellikle “her anı doğal haliyle yakalama” fikrinden de giderek uzaklaşıyor olacağız.

Tesla fabrikasında ırkçılık iddiaları yargıya taşındı!

ABD Eşit İstihdam Fırsatı Komisyonu (EEOC) tarafından açılan davaya göre Tesla, Kaliforniya’nın Fremont kentindeki fabrikasında 2015 yılından bugüne kadar ırkçılık ve ırkçı hakaret davranışlarına göz yumuyor. Kurum, otomobil üreticisinin “Siyah çalışanlarına yönelik yaygın ve süregelen ırkçı tacize” göz yumarak federal yasaları ihlal ettiğini belirtti. Ayrıca, maruz kaldıkları tacizle ilgili endişelerini dile getiren çalışanlar korunmak yerine görünüşe göre çeşitli yaptırımlara maruz kaldılar: Tayin edildiler, görevleri değiştirildi ya da işlerine son verildi.

EEOC’nin açtığı davaya göre, Tesla fabrikasındaki siyahi çalışanlara fabrika genelinde ve hatta işçilerin toplandığı merkezlerde bile düzenli olarak ırkçı hakaretler ediliyordu. İşçilere N-kelimesinin çeşitli varyasyonlarının yanı sıra “maymun”, “oğlan” gibi bir takım ırkçı hakaretler yöneltilmiş. Dava ayrıca ırkçılığa maruz kalan çalışanların hem çalışma masalarında hem de fabrika genelindeki tuvalet kabinlerinin ve asansörlerin duvarlarında gamalı haç ve darağacı ilmiği gibi ırkçı grafiti çizimleriyle karşılaştığını ortaya koyuyor.

Açılan davayla ilgili açıklama yapan EEOC Başkanı Charlotte A. Burrows “İşyerlerinde sistematik tacizle mücadele, EEOC’nin vazgeçilmez önceliğidir. Ne yazık ki, EEOC’nin bu mali yılda açtığı davaların da gösterdiği gibi, ırkçı taciz istihdamda kalıcı bir sorun olmaya devam etmektedir. Her çalışan medeni haklarına saygı gösterilmesini hak eder ve hiçbir çalışan soruşturmamızın ortaya çıkardığı türden utanç verici ırkçı bağnazlığa katlanmamalıdır” diyor ve ekliyor “Bugünkü dava, hiçbir şirketin yasaların üstünde olmadığını açıkça ortaya koymaktadır ve EEOC, Amerikan işyerlerinin yasadışı taciz ve misillemeden arınmış olmasını sağlamaya yardımcı olmak için federal medeni haklar yasalarını ve yasal yaptırımları şiddetle uygulayacaktır.”

Daha önce de Tesla’ya ırkçı taciz ve hakaretler nedeniyle bireysel davalar açılmış ve en az 2 vakada davacılar haklı bulunmuştu. Bu davacılardan birisi olan Melvin Berry, Tesla’da amirlerini kendisine karşı ırkçı hakaretler kullanmakla suçlamış ve 1 milyon dolarlık bir tazminat kazanmıştı.  Bir başka Tesla çalışanı Owen Diaz ise ırkçı hakaretlere maruz kaldığını ve çalışma alanında Mağara Adamı Inki’nin çizimleri gibi ırkçı grafitilerle iş yerinde güvensiz hissettirildiğini söyleyerek dava açmış ve dava neticesinde 3,2 milyon dolarlık bir tazminat kazanmıştı.

EEOC, otomobil üreticisi hakkında bir araştırma yaptıktan ve uzlaşma yoluyla dava öncesi anlaşmaya varmaya çalıştıktan sonra davasını açtığını bildiriyor. Açılan davada hem telafi edici hem de cezai tazminatların yanı sıra etkilenen tüm işçiler için geri ödeme talep ediliyor. Ayrıca mahkemeden “gelecekte bu tür ayrımcılığı önlemek üzere Tesla’nın istihdam uygulamalarında reform yapmak üzere tasarlanmış” bir tedbir kararı talep edilmekte.

BYD, üç elektrikli modelle Türkiye’ye giriş yapıyor

0

BYD (Build Your Dreams) geniş ürün gamı ve  “Bugün, Yarın, Daima” mottosuyla Türkiye’ye “merhaba” dedi. ALJ Türkiye distribütörlüğünde Türk otomotiv pazarındaki yerini alan BYD, yenilikçi teknolojisiyle elektrikli otomobillerde gelinen son noktayı gözler önüne serdi.

2003 yılından başlayarak bugüne kadar gerçekleştirdiği 5 milyonun üzerinde satış adediyle elektrikli araç segmentinde lider konumda bulunan BYD, premium tasarımı ve yüksek kalite anlayışı ile benzerlerinden ayrılıyor. Marka, yüksek menzil, performans ve güvenliği bir arada sunan “Blade Batarya” teknolojisiyle de pazarda öncü rol oynayacak. Kasım ayından itibaren C segmentindeki SUV modeli BYD ATTO 3 ile satışlarına başlayacak olan BYD Türkiye, 2024 yılının ilk çeyreğinde de tasarım ödüllü BYD SEAL ve BYD HAN modellerini Türk kullanıcısıyla buluşturacak. Bununla birlikte BYD SEAL U, BYD TANG ve BYD DOLPHIN gibi markanın diğer modellerinin de gelecek yıl sunulması planlanıyor.

BYD geniş ürün gamıyla farklı bir müşteri kitlesine hitap edecek

BYD’nin Türkiye otomotiv sektörüne girişi dolayısıyla düzenlenen toplantıda konuşma yapan ALJ Türkiye Başkanı ve CEO’su Ali Haydar Bozkurt, ALJ Türkiye olarak bir lider markayı daha Türkiye’ye kazandırmaktan mutlu olduklarını belirterek  “25 yıldır Türkiye otomotiv sektörüne önemli yatırımlar yapan ALJ Türkiye, BYD distribütörlüğü ile yeni bir yatırım daha gerçekleştirdi. Genç ve dinamik bir yapıya sahip Türk halkı teknolojik yeniliklere her sektörde olduğu gibi otomotiv sektöründe de çok açık. Bu bağlamda; dünyanın lider elektrikli araç ve batarya üreticisi BYD’nin son teknolojiye sahip elektrikli modellerini Türkiye pazarına ilk kez sunacak olmanın heyecanını yaşıyoruz. Otomotiv sektöründeki deneyimlerimiz ve itibarımız, BYD markasının da Türkiye pazarında önemli bir konuma sahip olmasına büyük katkı sağlayacak. BYD’nin geniş ürün gamıyla farklı müşteri kitlesine hitap eden elektrikli modellerinin, Türkiye’deki otomobil kullanıcıları tarafından büyük beğeni toplayacağından eminiz” dedi.

BYD markası kısa zamanda global bir şirket oldu

Türkiye lansmanı için Türkiye’ye gelen BYD Avrupa Genel Müdür Yardımcısı Brian Yang da, çok uluslu bir teknoloji şirketi olan BYD’nin, kısa sayılabilecek bir zamanda önemli atılımlar yaparak global bir marka haline geldiğini belirterek, “1995 yılında batarya üreticisi olarak kurulan BYD, şu anda 600 binden fazla çalışanı ile 70’in üzerinde ülkede elektrikli otomobilleri tüketicilerle buluşturuyor. Bugüne kadar otomotiv ürünleri ile birlikte, raylı taşıma sistemleri, ev kullanımı için aküler, elektrikli otobüsler ve diğer endüstriyel çözümleri de sunuyor. Dünyayı 1 santigrat derece soğutma hedefiyle yola çıkan marka, son dönemde yaptığı ataklarla elektrikli araç sektöründe 2022 yılında 1 milyon 860 milyon adet satarak global pazar lideri olarak öne çıktı. 2023’ün ilk 8 ayında gerçekleşen 1 milyon 780 bin adetlik satışı ile liderliğini koruyor. Bu rakamlara ulaşmamıza katkı sağlayan ilk global modelimiz BYD ATTO 3 ise sadece 18 ayda 500.000 adet üretildi ve birçok önde gelen Avrupa pazarında en çok tercih edilen modellerden biri haline geldi” dedi. 

Üstün teknoloji ve premium kalite

BYD Türkiye Genel Müdürü İsmail Ergun da Türkiye’de ilk kez tanıtılan BYD modellerinin lansmanında yaptığı konuşmada, dünyada her geçen gün hızla büyüyen markanın gelişimine ve büyümesine paralel olarak BYD’yi Türkiye’de temsil ederek önemli bir adım attıklarını kaydetti. Ergun, Türkiye’de de elektrikli araç pazarının çok hızlı gelişim gösterdiğini de söyleyerek şöyle konuştu;

BYD Türkiye Genel Müdürü İsmail Ergun

“Yılın ilk sekiz ayında geçen seneye göre pazarda yüzde 83’lük bir artış meydana geldi ve toplam otomotiv pazarında elektrikli araçların payı yüzde 8’e yaklaştı. Türkiye’de 20’den fazla marka, 40’tan fazla model ile elektrikli araç pazarı her ay daha da genişliyor. BYD modelleri üstün teknolojiye ve premium kaliteye sahip elektrikli ürün gamı ile benzerlerinden ayrışırken, bu modelleri tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ulaşabilir fiyatlarda sunacağız” diye konuştu.

Tüm modellerinde en uzun batarya garantisi sunan tek marka

BYD Türkiye orta ve uzun vadeli yapılanmasının tüm hızıyla sürdüğünü, bu yıl için başta büyük şehirlerde olmak üzere bayi yapılanmasını da yoğun bir şekilde başlatarak 2024 yılında 20’nin üzerinde bayi adedine ulaşmayı planladıklarını sözlerine ekleyen Ergun şunları söyledi;

“BYD Türkiye olarak operasyonlarımızı çok yönlü olarak değerlendiriyoruz. 2024 yılında bayi ağımızı Türkiye pazarının yüzde 82’sini kapsayacak şekilde yapılandıracağız. Kasım ayında satışların başlamasıyla birlikte ‘ BYD Dijital Bayi’ sistemini de devreye alacağız. Bu sayede 81 ilimizdeki müşterilerimize ulaşacağız. BYD modellerini tercih edenler ‘BYD Dijital Bayi’ üzerinden satın alma işlemini başlatmış olacaklar. Müşterilerimize en kaliteli ve eksiksiz hizmeti sunmak adına her ihtiyaca cevap verecek yatırımlar gerçekleştiriyoruz. Bütün bayilerimizde markadan bağımsız olarak elektrikli araçlar hakkında en temel ve çok yönlü bilgileri müşterilere sunacak olan bir ‘Elektrikli Araç Danışmanı’ olacak. Bu kapsamda tüm bayilerimiz elektrikli otomobiller hakkındaki bütün soru işaretlerini ortadan kaldıracak şekilde yapılanıyor. BYD, tüm modellerinde 8 yıl/200.000 km garanti sunan tek marka olarak öne çıkacak. Ayrıca BYD modelleri için, satış, servis ve yedek parça gibi 360 derece hizmetleri en mükemmel şekilde ilk günden itibaren sunacağız.” 

Yüzde 10 ÖTV dilimine giren ATTO 3 ile satışlar başlıyor

Ergun, BYD Türkiye’nin yıl sonu ve önümüzdeki yıl planlamasından söz ederek, “İlk etapta yüzde 10 ÖTV dilimine giren en iddialı C SUV modelimiz BYD ATTO 3 ile pazara güçlü bir giriş yapıyoruz. BYD Türkiye müşteri deneyimini tasarlarken hem fiziksel hem de dijital bir deneyim elde etmeye odaklandık. Lansmanla birlikte BYD ATTO 3 için online olarak talepleri almaya başlayacağız ve hem fiziksel hem de dijital kanallarımızı müşterilerin hayatını kolaylaştıracak şekilde kullanacağız. 2024 yılında ürün gamına katılacak yeni modeller ile hiç durmadan yelpazemizi genişleteceğiz. Farklı segmentlerde sunacağımız modellerle her türlü beklentiye cevap vermek, birinci derecede önemli konumuz olacak” dedi.

Türk kullanıcısı BYD farkını görecek

Ergun, üstün teknoloji ve kaliteye sahip BYD modellerinin avantajından söz ederek, “2022’de içten yanmalı motor üretimini tamamen durduran BYD, kendi aktarma organları sistemlerini, bataryalarını, otomotiv yarı iletkenlerini, elektrik motorlarını ve motor kontrol sistemlerini geliştiren tek elektrikli araç üreticisi olarak öne çıkıyor. Türk kullanıcısı da bu lansmanla birlikte BYD’nin farkını görmeye başlayacak. Teknoloji ve inovasyon odaklı bir üretici olarak BYD, sektördeki en yenilikçi teknolojileri sunuyor. Kullanıcıları şaşırtacak çok sayıda donanımsal özelliklerin yanında geleneksel anahtarın yerini alan ‘NFC Card’ ve dönebilir 15.6 inç multimedya ekranı dikkat çekiyor. Ayrıca BYD, Blade Batarya ve e-Platform 3.0 gibi en son teknolojileri de kullanıcılarla buluşturuyor. Bu sayede markamız elektrikli araçlarda güvenlik, uzun menzil, verimlilik, performans, akıllı teknolojiler ve tasarım anlamında öncü rol üstleniyor” dedi

BYD, üç modelle Türkiye’ye giriş yapıyor

BYD, başlangıçta üç modeliyle Türkiye pazarında yerini alacak. BYD öncelikli olarak Kasım ayından itibaren BYD ATTO 3 modelini Türkiye’de teslim etmeye başlayacak. Bununla birlikte BYD HAN ve BYD SEAL modelleri ise 2024’ün ilk çeyreğinde Türkiye’de olacak. 2024’te yılı içerisinde ise farklı BYD modelleri de showroom’lardaki yerini alacak.

Sportif Aile SUV’u: BYD ATTO3 

Markanın yeni e-platform 3.0 ve Blade Batarya teknolojisiyle donatılan BYD ATTO 3, şık tasarımı, yüksek kaliteyi, yüksek verimliliği ve performansı bir araya getiriyor. Euro NCAP güvenlik testinden 5 yıldız alan BYD ATTO 3, dinamik tasarımıyla BYD’nin keyifli elektrikli araç performansından ipuçları veriyor. 150 kW gücü ve 310 Nm tork değeriyle birlikte 0-100 km/s hızlanmasını sadece 7.3 saniyede tamamlayan BYD ATTO 3, WLTP ölçümlerine göre karma kullanımda 420 km, şehir içinde ise 565 km menzil sunuyor. BYD ATTO 3, yüksek verimliliğiyle birlikte 15.6 kWh/100 km enerji tüketimiyle de dikkat çekiyor. BYD ATTO 3, 150 kW DC şarj ile yüzde 30’dan yüzde 80’e yalnızca 29 dakikada şarj edilebiliyor.

Geniş ürün yelpazesi Türk kullanıcısıyla buluşacak

Elektrikli araçlarda dünya lideri olan BYD, farklı segmentlerde farklı kullanıcıların ihtiyaçlarına göre tasarlanan geniş ürün yelpazesini de Türk kullanıcısıyla buluşturacak. BYD HAN ve BYD SEAL modelleri 2024’ün ilk çeyreğinde sunulacak. Bununla birlikte BYD SEAL U, BYD TANG ve BYD DOLPHIN gibi markanın diğer modellerinin de gelecek yıl sunulması planlanıyor.

Önümüzdeki yıldan itibaren BYD’nin SUV modelleri BYD SEAL U ve BYD TANG; markanın sedan modelleri BYD HAN ve BYD SEAL ile birlikte markanın hatchback modeli BYD DOLPHIN’in de Türkiye pazarında sunulması planlanıyor.

BYD HAN, E segmentinde konumlanıyor. BYD HAN, sportif ve aerodinamik tasarımı ultra lüks kabiniyle birleştiriyor. Geniş yaşam alanı, akıllı süspansiyonları ve dört çeker sürüşüyle yüksek performans ve yüksek konfor sunan BYD HAN, 380 kW güç ve 700 Nm tork üreten elektrik motorlarına sahip. 0-100 km/s hızlanmasını sadece 3.9 saniyede tamamlayan BYD HAN, WLTP ölçümlerine göre karma kullanımda 521 kilometre, şehir içi kullanımda ise 662km menzil sunuyor.

D segmentinin yeni yıldızları: BYD SEAL ve BYD SEAL U

BYD’nin D segmenti temsilcileri BYD SEAL sedan ve BYD SEAL U SUV da önümüzdeki dönemde Türkiye pazarına sunulacak önemli modeller olacak. Yüksek teknolojiyi, güvenlik, konfor ve fonksiyonellikle kombine eden BYD SEAL U ve BYD SEAL, etkileyici görünümleriyle de dikkat çekiyor. Sportif tasarıma sahip BYD SEAL, 82.5 kWh BYD Blade Batarya ile sunulacak. BYD SEAL ayrıca 230 kW arkadan itişli (313 HP) ve 390 kW (530 HP) dört çeker sürüşlü versiyonlarla tercih edilebilecek. BYD SEAL versiyona göre 570 km’ye kadar menzil sunacak. BYD SEAL U, 420 km menzil sunan 71.8 kWh ve 500 km menzil sunan 87 kWh BYD Blade Batarya seçeneklerine sahip olacak. BYD SEAL U modelinde 160 kW gücünde bir elektrik motoru yer alıyor. BYD SEAL U, beş kişi için konforlu ve geniş bir iç hacim ile geniş bagaj alanı sunan SUV olarak öne çıkıyor. BYD DOLPHIN ve BYD SEAL gibi okyanus tasarım temasından ilham alan model, 2024’in ilk yarısında Avrupa’da satışa sunulacak. 

BYD, aynı zamanda 7 koltuklu BYD TANG modelini de önümüzdeki dönemde Türk kullanıcılarıyla buluşturmayı hedefliyor. Geniş ailelerin tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecek şekilde yaşam alanları sunan BYD TANG, konfor ve lüks odaklı kabiniyle dikkat çekiyor. WLTP ölçümlerine göre ortalama 400 kilometre menzil sunan BYD TANG, 380 kW gücüyle 0-100 km/s hızlanmasını 4.6 saniyede tamamlıyor. 110 kW DC şarj ile 30 dakikada yüzde 30 kapasiteden yüzde 80 kapasiteye kadar şarj edilebiliyor.

BYD blade batarya teknolojisi ile daha güvenli, daha güçlü

Elektrikli araçlarda öncü konumda olan BYD, aynı zamanda elektrikli araçların en önemli unsurlarından biri olan bataryalarda da sektöre öncülük ediyor. BYD Blade Batarya teknolojisi, BYD’nin endüstride 28 yıldan daha uzun süredir sahip olduğu deneyimi temsil ediyor. Şirketin kurulmasından bu yana bataryaları kendi bünyesinde tasarlayan ve üreten BYD, mobilite konusundaki tutkusuyla her geçen gün yenilikçi teknolojilere imza atmayı sürdürüyor. 

Onlarca yıllık inovasyon, bilgi birikimi ve uzmanlığın bir sonucu olarak ortaya çıkan Blade Batarya teknolojisi, her koşulda yüksek performans göstermesi, yüksek güvenliği, uzun menzil sunması ve dayanıklılığıyla öne çıkıyor. BYD’nin bataryaları, sahip olduğu yenilikçi özelliklerle birlikte 5000 defa şarj-deşarj olmasının ardından dahi yüksek verimliliğini ve performansını devam ettiriyor. Ayrıca şarj süreleri, kullanılan şarj istasyonu hızına göre değişmekle birlikte DC şarj ile modele göre yüzde 30’dan yüzde 80’e 26-30 dakika gibi kısa sürelerde gerçekleştirilebiliyor.

E-Platform 3.0 ile elektrikli araçlarda yeni standart

BYD, sunduğu yenilikçi modellerle elektrikli araçlardaki standartları belirlemeye devam ediyor. BYD modellerinde yer alan en son e-platform 3.0 ise, her şartta maksimum sürüş deneyimi elde edilmesini sağlıyor. Yeni nesil e-platform 3.0, BYD’nin akıllı, güvenli, performanslı ve verimli elektrikli araçlar üretmesini sağlıyor. Farklı ölçeklerde farklı segmentlerdeki araçlarda kullanılabilen platform, yeni nesil elektrikli araçlara öncülük ediyor. Tek şarjda 1000 km’yi aşan menziller sunulabilmesini sağlayan platform, aynı zamanda sadece 5 dakikalık şarj ile 150 km menzil elde edilebiliyor. Ayrıca yeni elektrikli dört çeker sistemi sayesinde yüksek performanslı BYD modellerinin, 0-100 km/s hızlanmalarını 3.8 saniye gerçekleştirmesini sağlıyor.

Türkiye’deki yapay zeka girişimlerinin haritası

0

Türkiye’de kurumsal ve toplumsal yapay zeka farkındalığını artırmak ve ekosistemi geliştirmek amacıyla kurulan “Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi”nin TRAI Girişimler Haritası (Eylül 2023) yayınlandı. 2017 yılında 24 yapay zeka girişimi ile başlayan ve yılın her çeyreğinde güncellenen TRAI Girişimler Haritası’nda en yeni güncelleme ile toplam 325 yapay zeka girişimi yer aldı. 

2023 yılının üçüncü çeyreğinde üretim, perakende, e-ticaret, online pazar yerleri, bankacılık, enerji, sürdürülebilirlik, siber güvenlik alanları yoğunluklu olmak üzere özellikle üretken yapay zeka alanında yapılan çalışmalar dikkat çekiyor. Perakende sektöründe online çalışmaların yanı sıra, çok kanallı (omnichannel) çözümlerin ön planda olduğu gözlemleniyor. 

Haritada yapay görü, makine öğrenmesi, öngörü ve veri analitiği, chatbotlar ve diyalogsal yapay zeka, dopal dil işleme, optimizasyon, robotik süreç otomasyonu (RPA),otonom araçlar, arama motoru ve arama asistanı, akıllı platformlar, nesnelerin interneti, üretken yapay zeka kategorilerinde yapay zeka girişimleri yer alıyor.

2023 yılının üçüncü çeyreğinde yeni eklenen girişimlerin sektörel dağılımı:

Bon Intelligence
Perakende
Catch.itGenel, Üretim, Perakende, Bankacılık, Sigortacılık, E-ticaret, Online pazar yerleri, Otomotiv, Hukuk, Tarım, Akıllı Şehir, Enerji, Sürdürülebilirlik, Sağlık, Telekom, Savunma, Eğitim, Lojistik, Güvenlik, Siber Güvenlik

Crait.it
E-ticaret, Online Pazar Yerleri

Curiosity Tech
Genel, E-ticaret, Sürdürülebilirlik, Eğitim

Decktopus
Genel, Marketing 

Homster
Perakende, E-ticaret, Online Pazar Yerleri, İnşaat, Emlak, İç Mimari Tasarım

Next Geo
Perakende, Bankacılık, Otomotiv, Enerji, Telekom

Poltio
Genel, Perakende, Bankacılık, Sigortacılık, E-ticaret, Online Pazar Yerleri, Otomotiv, Akıllı Şehir, Sürdürülebilirlik, Sağlık, Telekom, Eğitim, Lojistik, Güvenlik 

Pooly
Sürdürülebilirlik, Mobilite

Refabric
Moda, Sürdürülebilirlik

Telescope
Marketing/Digital Marketing SaaS

VISIGHT Teknoloji
Üretim, Bankacılık, Akıllı Şehir, Güvenlik

Wiro.ai
Genel

TRAI Yapay Zeka Girişimleri Haritası bir yandan ekosistemdeki gelişimi takip edebilmemizi sağlarken bir yandan da özel sektör ve yatırımcıların yakından takip ettiği bir araç olarak kullanılıyor. Yeni girişimleri takip eden yatırımcılar haritaya eklenen girişimleri yakın markaja alıyor. Aradıkları çözüme ekosistem işbirlikleri ile ulaşmayı hedefleyen şirketler de hem var olan hem de yeni eklenen girişimlere güncellenen harita aracılığı ile sağlıklı bir şekilde ulaşabiliyorlar. 

TRAI Yapay Zeka Girişimleri Haritası’nda yer alarak TRAI girişimleri, etki alanlarını genişletiyor. TRAI ekosistem etkinlik ve faaliyetlerinde aktif rol alıyor, etkinliklere konuşmacı olarak katılıyor ve/veya TRAI Summit ve TR AI Week gibi etkinliklerde stant alanlarında ve startup sahnesinde yer alabiliyorlar. 

Haritanın ayrıntılarına https://turkiye.ai/startup-map adresinden ulaşmak mümkün.

Epic Games, 870 çalışanını işten çıkardı!

0

Epic Games ayrıca, geçen yıl satın aldığı çevrimiçi bir ses dağıtım platformu olan Bandcamp’ı elden çıkardığını ve 2020’de satın aldığı çocuk güvenli bir teknoloji geliştiricisi olan SuperAwesome’un çoğunu elden çıkardığını duyurdu. İşten çıkarma haberleri ilk olarak Bloomberg tarafından bildirildi.

Epic Games CEO’su Tim Sweeney çalışanlara yazdığı bir notta, ”Bir süredir, kazandığımızdan çok daha fazla para harcıyoruz, Epic’in bir sonraki evrimine yatırım yapıyoruz ve yaratıcılar için metaverse’den ilham alan bir ekosistem olarak Fortnite’ı büyütüyoruz.” dedi. “Bu geçişte işten çıkarmalar olmadan güç verebileceğimiz konusunda uzun zamandır iyimserdim, ancak geçmişe bakıldığında bunun gerçekçi olmadığını görüyorum.”

Epic Games, Epic Games Store operasyonunu başarılı bir şekilde yürütebilmek için çok kaynak tüketti ve şirketin tüm kademelerinden işgücü aktarımı sağladı fakat bundan da olumlu bir dönüş alamadı. Bunun yarattığı atmosfer, zor zamanlardan geçen şirketin üst yönetiminde hayal kırıklığı olarak karşılık buldu.

Sweeney, şirketin “net sıfır işe alıma geçmek ve pazarlama ve etkinlikler gibi şeylerde işletme harcamalarını azaltmak da dahil olmak üzere maliyetleri azaltmak için sürekli çaba sarf ettiğini” belirtti. Bu çabalara rağmen, şirket “finansal sürdürülebilirliğin çok altında kaldı” ve Epic, işten çıkarmaların bir sonraki mantıklı adım olduğu sonucuna vardı. Sweeney, işten çıkarmaları şimdi ve bu ölçekte yürütmenin şirketin finansmanını dengeleyeceğini söylüyor.

Bandcamp ve SuperAwesome’a gelince, Bandcamp bir müzik pazarı şirketi olan Songtradr’a katılırken, SuperAwesome’un reklam işi artık şu anki CEO’su Kate O’Loughlin liderliğindeki SuperAwesome markası altında bağımsız bir şirket olarak ortaya çıkacak.

Sweeney, ”İddialı planlarımıza odaklanmaya devam edebilmemiz için geliştirmeyi veya temel iş kollarımızı bozmadan maliyetleri düşürüyoruz.” dedi. “İşten çıkarmaların yaklaşık üçte ikisi çekirdek geliştirmenin dışındaki ekiplerdeydi. Ürünlerimizin ve girişimlerimizin bazıları programa uygun olacak ve bazıları şu an için yetersiz kaynaklara sahip oldukları için planlandığı zaman gönderilmeyebilir. Hedeflerimize ulaşma, karlılığın diğer tarafına geçme ve lider bir metaverse şirketi olma yeteneğimize bağlı olmak anlamına geliyorsa, program değiş tokuşu konusunda sorun yok.”

Şirket, bir sonraki Fortnite Sezonu ve Fortnite Bölüm 5, Del Mar, Sparks ve Juno’yu içeren en başarılı girişimlerini göndermeye odaklandığını söylüyor. Epic Games, bu projeler için yayın programlarının değişmediğini söylüyor.

Haber, Epic Games’in bugün Fortnite V-Bucks’ın 27 Ekim’de birçok ülkede fiyatının artacağını duyurmasıyla geldi. Blog gönderisinde şirket, paket başına yaklaşık %12 ila %15’lik fiyat artışının “enflasyon ve döviz dalgalanmaları gibi ekonomik faktörlerden” kaynaklandığını açıkladı.

İşten çıkarmalar, Epic Games’in Çarşamba günü Yüksek Mahkeme’ye bir onay dilekçesi sunması ve mahkemeden Apple’ın App Store politikalarıyla ilgili 2021 tarihli bir kararı yeniden incelemesini istemesiyle geldi. Yüksek Mahkeme davayı dinlemeye karar verirse, Epic Games ve Apple arasında Ağustos 2020’de başlayan yasal bir savaşı yeniden açacak.

Bir haber odası gönderisinde Epic Games, “yasal giderlerimizi azaltmak için adımlar attığını, ancak Apple ve Google dağıtım tekellerine ve vergilerine karşı mücadeleye devam ettiğini, böylece metaverse’in Epic’e ve diğer tüm geliştiricilere gelişebileceğini ve fırsat getirebileceğini” belirtiyor.

Intel: Yapay Zeka Evrenselleşiyor!

Intel, yıllık Intel Innovation etkinliğinde, yapay zekanın hızla entegrasyonunu kolaylaştıran, müşterilerden uç ağlara ve buluta kadar tüm iş yüklerini kapsayan yeni teknolojileri duyurdu. Dünyanın yapay zeka evrimine tanık olduğu bu dönemde, silikon tabanlı yapay zeka destekli sistemler, bilgi ve fiziksel görevlerin etkili bir şekilde yerine getirilmesine katkıda bulunuyor.

Intel veri yönetiminde yapay zekaya odaklanıyor

Intel Türkiye Perakende Satış Direktörü Serkan Civlik, “Veri yönetimi konusunda yeni küresel stratejimizin bir parçası olarak yapay zeka teknolojilerine odaklanıyoruz. 2026’ya kadar verilerin yarısının akıllı cihazlardan, telefonlardan, televizyonlardan, otomobillerden ve hatta akıllı trafik ışıklarından gelmesini bekliyoruz,” dedi.

Intel Innovation, yapay zekanın her yönüyle evrenselleşmesini sağlayacak teknolojik yenilikleri sergiledi. Bu yenilikler arasında, bulut tabanlı yapay zeka çözümlerine hızla erişim, veri merkezleri için üstün fiyat/performans oranına sahip yapay zeka hızlandırıcıları, 2024’te on milyonlarca yeni yapay zeka destekli Intel cihazının piyasaya sürülmesi ve uç noktada güvenli yapay zeka dağıtımları yer alıyor.

Ayrıca Intel, yapay zeka ve HPC uygulamalarını kolaylıkla keşfetmeleri ve entegre etmeleri için geliştiricilere yönelik Intel Cloud Developer platformunu genel kullanıma sunduğunu açıkladı. Bu platform, Intel CPU’ları, GPU’ları ve bulut tabanlı yapay zeka hızlandırıcılarıyla destekleniyor ve geliştiricilere çeşitli işlem kaynaklarına erişim sağlıyor.

Keywords: Intel Innovation, Yapay Zeka, Silikon Tabanlı Sistemler, Intel Türkiye, Intel Cloud Developer

Sistem Global, Enqura’ya yatırım yaptı

0

Şirketlere Vergi, Hukuk, Globalleşme, Ar-Ge ve Patent alanlarında büyüme odaklı iş danışmanlığı ve servisler sunan Sistem Global, finansal kuruluşların ve sigorta şirketlerinin teknoloji ihtiyaçlarına yönelik çözümler geliştiren Enqura’ya yatırım yaptığını duyurdu. Bu yatırımla birlikte Türkiye finansal teknolojiler ekosistemindeki yatırımlarına bir yenisini ekleyen Sistem Global, Enqura’nın İngiltere üzerinden başlattığı globalleşme çalışmalarına katkıda bulunacak.

Enqura, uzaktan dijital müşteri edinimi, güçlü kimlik doğrulama, mobil ve web uygulamaları, dijital kanal yönetimi, dijital cüzdan, mobil uygulama güvenliği ve güvenli anlık mesajlaşma ürünleri ile uçtan uca finansal kuruluşların ve sigorta şirketlerinin teknoloji ihtiyaçlarına tek noktadan hizmet sağlıyor. Türkiye’den ve yurt dışından çeşitli ödüllere sahip ürünleriyle Türkiye’de önemli global markalara çözüm sağlayan Enqura, müşteri odaklı hizmet kültürü ile fark yaratıyor.

Konuya ilişkin açıklamada bulunan Sistem Global Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Karslıoğlu, “Sistem Global olarak Türkiye’nin katma değer üretimine katkıda bulunan; ekip yapısı, iş modeli ve büyüme potansiyeli açısından kendini kanıtlamış girişimleri yakından takip ediyoruz. Sistem Global ekosisteminin kapsayıcılığını artıran bu girişimlerle çeşitli iş birlikleri ve stratejik ortaklıklar geliştirmek veya bazılarına doğrudan yatırım yapıyor olmak, teknolojiyi odağa alan yenilikçi adımlarımızı daha da güçlendiriyor. Enqura’ya yaptığımız bu yatırım özellikle, Türkiye reg-tech sektörünün gelişimine yön veren çalışmalarımız kapsamında kritik önem arz eden adımlarımızdan biri. Enqura’nın geliştirdiği yapay zekâ ve makine öğrenmesi temelli yeni nesil TechFin ve siber güvenlik teknolojilerinin yurt dışı pazarlarda da yaygınlaşmasını sağlayarak, global bir marka olma hedefine ulaşacağına inancımız tam” dedi. 

Intel Monsters Reloaded 2023 başlıyor!

0

Türkiye, Almanya, İngiltere ve GCC bölgesinde yer alan Körfez Arap Ülkeleri’nde gerçekleştirilecek turnuvanın başvuruları kısa süre sonra monsternotebook.com.tr üzerinden alınmaya başlanacak.

Toplamda 30.000 dolar değerindeki ödül havuzuyla espor oyuncularının sabırsızlıkla beklediği Intel Monsters Reloaded 2023, ülkemizde PUBG ve CS:GO oyunları ile gerçekleştirilecek. Turnuvanın aralık ayında düzenlenecek offline büyük finali Twitch üzerinden canlı yayınlanacak. Turnuva, büyük final organizasyonuyla son bulacak.

Yılın en iddialı espor etkinliğinde geri sayım başladı! Monster Notebook ve Intel iş birliğiyle düzenlenen Intel Monsters Reloaded 2023 espor turnuvası yakında başlıyor. 

30.000 dolar değerindeki ödül dağıtılacak

Intel Monsters Reloaded, amatör veya profesyonel fark etmeksizin her seviye oyuncuya espor heyecanını doyasıya yaşatmayı hedefliyor. Turnuva ülkemizde; PUBG, CS:GO, Almanya, İngiltere ve GCC bölgesi ülkelerinde ise CS:GO oyunları ile gerçekleştirilecek. Toplam 4 farklı bölgede düzenlenecek turnuva, 30.000 dolar değerindeki ödül havuzuyla dikkat çekiyor. 

PUBG turnuvasının tamamen online olarak gerçekleştirileceği Intel Monsters Reloaded 2023’ün aralık ayında düzenlenecek offline büyük finali Twitch üzerinden canlı yayınlanacak. Online olarak başlayan CS:GO turnuvası ise 4 bölgeden gelecek finalistlerin katılımıyla CS:GO büyük finaliyle sona erecek. 

Turnuvaya katılım başvuruları kısa süre sonra monsternotebook.com.tr üzerinden yapılabilecek.

2022’de takımlara yaklaşık 565 bin TL değerinde ödül dağıtıldı

Geçtiğimiz yıl düzenlenen Intel Monsters Reloaded 2022’ye 5 bine yakın espor oyuncusu katılmış, turnuvanın ödül havuzunda toplanan yaklaşık 565 bin TL değerinde ödül takımlara dağıtılmıştı. Oyunseverler tarafından büyük ilgi gören finaller, Grand Pera’da yüzlerce oyun tutkunu tarafından izlenmiş, ayrıca turnuva sosyal medya üzerinden tüm dünyaya canlı olarak yayınlanmıştı.

Türkiye’den 2, Almanya ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden 1 takımın kıyasıya mücadele ettiği finaller nefes kesmişti.

E-imza ve mobil imza, karlılığı artırıyor!

Dijitale yatırımı hızlandıran şirketler imzalama süreçlerinde e-imzalı çözümlere geçiş yapıyorlar. Online ortamda belge imzalamayı 10 saniyeye düşüren Paperzero platformu, büyük işletmelerin yanı sıra serbest çalışanların ve KOBİ’lerin de tercihi. 

Paperzero, zaman ve mekandan bağımsız olarak e-imza ve mobil imzayla yüzde 100 yasal imzalama altyapısı ile belgelerin imzalanmasını, onay süreçlerini, görsel imzalı süreçlerini ve arşivlenmesini sağlıyor. Paperzero ile günler süren imzalama veya onay işlemleri sadece 10 saniye sürüyor. İhtiyaçlara göre sürekli gelişen platform, yeni özellikleriyle dikkat çekiyor.

Talimatlar farklı, imza süreci tek

Birden fazla belgeyi tek seferde imzalama konforu gibi birçok avantajlı özellikleri sunan platform, yeni özelliğiyle şirketlerin işlerini kolaylaştırmaya devam ediyor. İmza atan kişilerin aynı, imzalanacak belgelerin gideceği şirket veya kurumlar farklı olsa bile süreç tek işlemde bitiyor. Örneğin, 4 farklı bankaya gidecek talimat tek imzalama süreci ile gerçekleşebiliyor. Zaman verimli kullanılıyor, ayrıca işlemler hızlı, kolay ve güvenli şekilde yapılabiliyor. 

En çok banka, finans, sigorta ve bilişim sektöründe kullanılıyor

E-GÜVEN Genel Müdürü İlker Türkoğlu

Paperzero platformunun bankacılık, sigorta ve bilişim sektöründe yoğun şekilde kullanıldığını vurgulayan E-GÜVEN Genel Müdürü İlker Türkoğlu, “Bir belgeyi imzalamak için kalem ve kağıt taşımamız veya şirketimizde ya da belli bir lokasyonda olmamız gereken günler geride kaldı. Hareket halindeyken, her yerden ve her zaman herhangi bir belgeyi Paperzero üzerinden imzalayabiliriz ya da onaylayabiliriz. E-imza ve e-imzalı çözümler, yıllardır şirketlerin operasyonlarını dijitalleştirmelerine, geliştirmelerine ve hızlandırmalarına yardımcı oluyor ve hayatı kolaylaştırıyor” dedi.

Pazar rekabetçi, e-imza tasarruflu 

Islak imzalı süreçlerle yapılan işlemlerde her gün gelen yüz binlerce talimatın işlenmesinin hem bankalar hem de talimatı veren şirketler, kurumlar için ciddi bir maliyet yüküne ve zaman kaybına yol açtığını belirten Türkoğlu, “E-imza kullanımı ve Paperzero sayesinde bu işlemler artık sadece 10 saniye alıyor. Aynı şekilde e-imza ile e-ticaret sektörü de büyük ivme kazandı. İş ve özel hayatlarımız hızla değişiyor. E-imza bu değişim hızına ayak uyduran bir teknoloji. Paperzero, sürekli gelişen açık altyapısı ile yenilikçi bir çözüm.  Sektörümüzün e-imza alanında fikri lideri olarak Paperzero ile vitesi bir ileri kademeye alarak bireylerin, şirketlerin, kurum ve kuruluşların hayatına dokunduk ve yenilikçi bakış açımızla işleri kolaylaştırmaya devam ediyoruz” bilgisini verdi.  

Mobilde e-imza konforuyla tasarruf ettiler

Hiçbir kurulum ihtiyacı olmayan, istenirse masaüstü istenirse mobil uygulama üzerinden kullanılabilen platform tüm elektronik imzalar ve tüm operatörlerin mobil imzaları ile kullanılabiliyor. Özellikle pandemiden sonra hibrit çalışma modeline geçen şirketler, tasarruf edip iş sürekliliğini artırmak, hız, güvenlik ve doğa dostu olmasıyla dikkat çeken e-imzayı ve e-imzalı çözümleri tercih etmeye başladı. 

Remed Assistance’ta üst düzey atama!

Bu büyümeye paralel olarak yapılan organizasyonel düzenleme ile Remed Assistance Bilgi Teknolojileri Direktörü görevine Engin Ormancı getirildi.

Engin Ormancı, Remed Assistance’ta getirildiği Bilgi Teknolojileri Direktörü görevinde; BT altyapısının yönetimi, veri güvenliği, yazılım geliştirme ve diğer teknolojik konuların yönetimi gibi sorumluluklara sahip olacak.

Engin Ormancı, 1993 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Maçka Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Bilgisayar Bölümü’nden mezuniyetini takiben İstanbul Teknik Üniversitesi Matematik Mühendisliği lisans derecesinden 1997 yılında mezun oldu. 1999 yılında kazanmış olduğu Marmara Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık Enstitüsü’nden Sigorta Anabilim Dalında yüksek lisans yaparak 2002 yılında mezun oldu.  Sigorta sektöründe uzun yıllar çalışan Ormancı, Allianz Türkiye Sosyal Medya İletişim Elçileri Programı ve Liderlik programı sertifikalarına sahiptir. 

Engin Ormancı kariyer hayatına 1997 – 1998 arasında çeşitli şirketlerde Yazılım Geliştiricisi Uzman Yardımcısı olarak başladı. 1998’den itibaren 15 yıl süresince Yapı Kredi Sigorta çatısı altında; Yazılım Geliştirme, Yazılım Mimarı, Yazılım Geliştirme Takım Liderliği, Yazılım Geliştirme Müdürlüğü yaptı. 2013 yılında Allianz Türkiye’de çalışma hayatına devam eden Ormancı, 2023 yılına kadar Yazılım Geliştirme Müdürü ve Enformasyon Teknolojileri Lideri olarak görev yaptı. 

Türkiye Bankalar Birliği dolandırıcılara karşı uyarıyor!

0

Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte insanların yaşam tarzı da değişti. 7’den 70’e herkes artık bu değişime ayak uyduruyor. Ne yazık ki bu ilerleme her zaman olumlu bir şekilde olmuyor. Teknolojinin gelişmesi dolandırıcılık faaliyetlerini de bu alanda ilerlemesine de neden oldu. Bankalar birliği artan dolandırıcılık faaliyetlerine karşı halkı bilgilendirdi.

Türkiye Bankalar birliği (TBB) artan dolandırıcılık faaliyetlerine karşı halkı bilgilendirdi!

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) artan dolandırıcılık şikayetlerini değerlendirdi. Bu konuyla ilgili halkı bilgilendirmek için bir açıklama yaptı. Halkı bu tür faaliyetler konusunda her daim dikkatli davranmaları için uyardı. Şifrelerin bireysel olduğunu her ne koşulda olursa olsun paylaşmamaları gerektiğini vurguladı. TBB, başvuruları incelediğinde bazı çarpıcı sonuçlara ulaştı. En çok karşılaşılan dolandırıcılık yöntemlerini paylaştı.

Artan dolandırıcılık şikayetlerinden sonra  Türkiye Bankalar Birliği halkı uyardı
  • Başvuruların birçoğunda müşterilerin dolandırılacaklarının farkına varmadan, şifrelerini paylaştıkları,
  • Kötü amaçlı yazılımları bilgisayar, akıllı cihaz veya telefonlarına yüklendiği,
  • Sahte sitelere giriş yaparak mağduriyetlerine yol açacak bilgileri aktardıkları,
  • Sosyal medya hesaplarında kendileriyle iletişime geçen kişilere dolandırılmalarına yol açacak bilgileri verdikleri anlaşılmaktadır.

Ayrıca TBB: “Bu tip dolandırıcılıklara maruz kalmamak için kendisini telefonda veya sosyal medya hesaplarında banka çalışanı, görevli, polis, telefon operatörü, kargo çalışanı, arkadaş, akraba gibi tanıtarak şifre talep eden kişilerle şifrelerin kati suretle paylaşılmaması, giriş yapılan internet sitesinin güvenlik unsurlarına sahip olduğunun incelenmesi, internet adresinin doğru olduğu teyit edilerek işlem yapılması, akıllı cihazlara yüklenen uygulamalara dikkat edilmesi son derece önemlidir” uyarısında bulundu

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) müşterilerin bu tip dolandırıcılık faaliyetlerine maruz kalmaması için alınması gereken önlemleri detaylıca anlattığı ‘Dolandırıcılık Eylemleri ve Korunma Yöntemleri’ isimli bir el kitabı yayınladı. Kitapta; Şifre ve cihaz güvenliğinin sağlanmasından doğrudan müşterilerin sorumlu olduğunu belirtti. 

Ayrıca yaptığı açıklamada ”Bir internet sitesinin güvenlik unsurlarının nasıl kontrol edileceği, kötü niyetli elektronik postaların nasıl anlaşılacağı, zararlı yazılımlardan nasıl korunulacağını, dolandırıcıların kullandıkları ikna yöntemleri ve tüm bunlar karşısında müşteriler tarafından alınması gereken önlemlere ilişkin kapsamlı bilgiye Birliğimiz tarafından yayımlanmış ‘Dolandırıcılık Eylemleri ve Korunma Yöntemleri’ kitabından ulaşılabilir.” dedi.

Türk girişimcilerden yapay zeka destekli sosyal medya platformu!

Temmuz 2023 verileri küresel çapta sosyal medya kullanıcılarının dünya nüfusunun neredeyse %61’ine karşılık geldiğini gösterirken, Türk girişimciler yapay zeka destekli, güvenli ve yeni nesil bir sosyal medya platformu için kolları sıvadı.

İlk örneklerinin ortaya çıktığı dönemden bu yana dönüşen ve çeşitlenen sosyal medya platformları, internetin iletişim kurma, tartışma, fikir paylaşma ve anı biriktirme araçlarına dönüştü. DataReportal tarafından Temmuz 2023’te yayımlanan veriler, küresel sosyal medya kullanıcısı sayısının yeni bir eşiği aştığını, 5 milyara yaklaşan kullanıcı sayısının dünya nüfusunun neredeyse %61’ine ulaştığını gösterdi.

Toni sosyal medya platformuna yalnızca 3 arkadaş davet edilebiliyor!

Toni sosyal medya platformu

Sosyal ilişkilerin doğasını da değiştiren sosyal medya platformlarının dönüşümü, yapay zeka gibi teknolojilerle devam ederken, Türk girişimciler de küresel çapta benimsenebilecek, katılımcılarına güvenli bir paylaşım ortamı sunan yeni nesil bir sosyal medya platformu geliştirmek için harekete geçti. Bu kapsamda, Eylül 2023’te kurulan yeni nesil sosyal medya platformu Toni, anlık fotoğraf paylaşımı, konum bazlı anılar ve yapay zeka desteği gibi özellikleriyle sınırlı sayıda üye kabul etmeye başladı.

Toni sosyal medya platformuna toni-app.com adresinden davetiye kodu alarak katılmak mümkün.

Anlık fotoğraf paylaşımı mümkün

“Anıları değil, anı yakalayın” mottosuyla geliştirilen, iOS ve Android cihazlar için App Store ve Google Play Store’da yerini alan yeni nesil sosyal medya platformu Toni, kullanıcıların konum bildirerek anlık fotoğraf paylaşmasına olanak tanıyor. 48 saat boyunca kullanıcıların arkadaşları tarafından görülebilen bu anılar, fotoğrafların çekildiği yere göre düzenleniyor. Harita üzerinde konumlandırılan anılar, özel günlerini, seyahatlerini, mutlu oldukları anları kaydeden kullanıcılara dijital bir albüm de sunuyor.

Toni’yi insanların arkadaşlarıyla bağlantı kurabilmeleri ve her anı yakalayabilmeleri için geliştirdiklerini kaydeden Toni Pazarlama Direktörü Berke Söylemezoğlu, “Yalnızca davetiyeyle üyelik kabul eden Toni’de her kullanıcının 3 kişiyi davet etme hakkı bulunuyor. Bu sayede kullanıcılar, kendilerine özel bir toplulukla anılarını paylaşabiliyor, arkadaşlarının gönderilerine yorum yapabiliyor ve güvenli bir sosyal medya deneyimi yaşayabiliyor” dedi.

Yapay zeka kullanıcılara önerilerde bulunuyor

Toni’nin daha iyi bir kullanıcı deneyimi için yapay zeka teknolojisinden de yararlandığını kaydeden Berke Söylemezoğlu, “Kullanıcılar, Toni’deki arkadaşlarının gittikleri mekanları kaydedebiliyor, kaydettikleri mekanları harita üzerinden görebiliyor. Ayrıca Toni, yapay zekayı kullanarak beğenileri analiz edebiliyor ve kullanıcılara, kendileri için en uygun mekanları keşfetme olanağı sunuyor. Yine yapay zeka desteğiyle Toni kullanıcıları, kendilerine en çok benzeyen kullanıcıların beğendikleri mekanları da görüntüleyebiliyor. İlerleyen süreçte Toni, gerçek mekanlarda, yalnızca Tonililerin katılabileceği özel etkinliklere de ev sahipliği yapacak” ifadelerini kullandı.

İTÜ Çekirdek girişimleri arasında 

Toni’nin teknolojiyi ve inovasyonu kullanan, yenilikçi ve başarı potansiyeli yüksek iş fikirlerini hayata geçirmek isteyen girişimcilerin sıkça başvurduğu İTÜ Çekirdek Kuluçka Merkezi bünyesindeki girişimlerden biri olduğunu hatırlatan Toni Pazarlama Direktörü Berke Söylemezoğlu, değerlendirmelerini şu ifadelerle sonlandırdı: “Toni’nin davet modeliyle çok hızlı büyüme potansiyeli taşıdığına ve kısa sürede bir fenomene dönüşebileceğine inanıyoruz.

DataReportal verilerine göre Türkiye’de sosyal medya kullanımı, %67,5’lik oranla küresel ortalamanın üzerinde. Bu veri, ülkemizi gerçek sosyalleşme deneyimini anı biriktirme ve paylaşmayla buluşturan Toni’nin büyüme yolculuğunda ilk kullanıcı tabanını edinmesi için oldukça güçlü bir pazar haline getiriyor. Kullanıcılara ziyaret ettikleri yerleri önemsedikleri insanlarla paylaşmanın yeni nesil ve güvenli bir yolunu sunan Toni, sınırlı sayıda davetiyeyle üye alımına başladı. Özgün bir sosyal medya deneyimi arayan herkes,

Meta, Instagram’a yapay zeka ile yenilikler getiriyor

Meta, düzenlediği Connect etkinliğinde yapay zekanın önemine büyük bir vurgu yaparak Instagram ve diğer platformlar için getirmeyi planladığı yenilikleri duyurdu. Şirket, bu etkinlikte neredeyse tüm ürün ve hizmetlerini yapay zeka merkezli bir sistemle entegre ettiği Bu adım, Meta’nın yapay zekaya olan güvenini bir kez daha gösteriyor.

Connect etkinliğinde en dikkat çeken yeniliklerden biri, “Restyle” adı verilen bir yapay zeka aracıydı. Restyle, kullanıcıların mevcut fotoğraflarını farklı tarzlara dönüştürmelerine olanak tanıyor. Kullanıcılar, istedikleri görüntünün tarzını ve hissini belirlemek için özel terimler veya detaylı komutlar kullanabiliyorlar. Örneğin, “sulu boya tarzında” veya “dergi ve gazetelerden kolaj havasında” gibi komutlarla istedikleri sonucu elde edebiliyorlar.

Meta, Instagram'a yapay zeka ile yenilikler getiriyor

Bununla birlikte, “backdrop” adı verilen bir diğer yapay zeka özelliği de dikkat çekiciydi. Bu özellik, kullanıcıların fotoğraflarının arka planını istedikleri gibi değiştirebilmelerini sağlıyor. Örneğin, kullanıcılar “etrafımı yavru köpeklerle çevir” gibi bir istek belirttiklerinde, bu isteğe uygun bir arka plan otomatik olarak ekleniyor. Ancak, Meta henüz bu özelliklerin kullanıma sunulacağı tarih hakkında net bir bilgi vermedi, ancak yakın gelecekte bekleniyor.

Meta, bu yeni özelliklerin kullanımında dolandırıcılığı ve karışıklığı önlemek amacıyla yapay zeka tarafından oluşturulan bir etiket kullanılacağını belirtti. Ancak etiketlerin nasıl görüneceği veya nasıl işleyeceği konusunda daha fazla detay verilmedi.

Ayrıca, Meta, WhatsApp, Messenger ve Facebook Hikayeleri gibi platformlarda kullanılabilen yapay zeka tarafından oluşturulan özel çıkartmaları da tanıttı. Bu özellik, kullanıcıların metin komutlarıyla hızlı bir şekilde özel çıkartmalar oluşturmalarına olanak tanıyor. Meta, bu çıkartmaların İngilizce dilinde “önümüzdeki ay içinde” kullanıma sunulacağını duyurdu.

Meta’nın Connect etkinliği, yapay zekanın teknoloji dünyasında ne kadar büyük bir rol oynadığını bir kez daha gösterirken, kullanıcıların içeriklerini daha özgün ve eğlenceli hale getirmelerine olanak tanıyan yeni özelliklerin önünü açıyor.

Papara kullanıcıları şokta: Kullanılmayan hesaplardan zorunlu para kesintisi yapılacak!

0

Son zamanlarda oldukça popüler teknoloji finans kuruluşlarından biri olan Papara dikkat çekici bir haberle gündeme geldi. Ortaya çıkan bilgilere göre Papara, son altı ayda uygulamaya giriş yapmayan kullanıcılardan aylık bir ücret alacak. Peki, bu ücret ne zaman alınacak? İşte detaylar!

Karar, 1 Kasım 2023’ten itibaren geçerli olacak!

Son yıllarda birçok teknoloji finans kuruluşu oldukça popüler hale geldi. Bunlardan birisi de Papara. Çeşitli platform üzerinden para aktarma imkânı sunan bu uygulama birçok firmayla iş birliği içerisinde. Ancak söz konusu platform, bugün oldukça şaşırtıcı bir haberle gündeme geldi. 

Papara kullanıcıları şokta Hesaplardan kesinti yapılacak!

Çıkan bilgilere göre Papara, son altı ayda hiçbir işlem yapmayan ve uygulamaya giriş yapmayankullanıcılarından aylık 9.90 TL Kullanılmayan Hesap Ücreti alacağını duyurdu. Şirket, bu bilgiyi kullanıcılarına mail yoluyla iletti.

Papara’nın bu adımı sonrasında pek çok kişinin aklına gelen ilk soru “Kullanmadığım bir şeye neden para ödeyeyim?” oldu. Genel olarak bakıldığında Papara’nın gelir kaynağının kullanıcılarının yaptığı işlemlerden aldığı komisyonlar olduğunu söylemek yanlış olmaz. 

Bundan dolayı da uzun bir süre işlem yapmayan ve uygulamaya giriş yapmayan kullanıcılar, platformun maliyetini de artırıyor. Bu da diğer kullanıcıların aleyhine bir durum yaratıyor. Papara’nın bu kullanıcılardan ücret talep etme kararının sebebi de bu. 

Papara kullanıcıları şokta Hesaplardan kesinti yapılacak!

Papara’nın bu kararı 1 Kasım 2023 tarihinden itibaren geçerli olacak. Bu tarihten sonra son altı ayda hiçbir işlem yapmayan ve uygulamaya girmeyen kullanıcıların hesaplarından aylık 9.90 TL kesilecek. Eğer hesabınızda yeterli bakiye yoksa bakiyeniz kadar kesinti olacak. 

Öte yandan bakiyeniz olmadığı halde hesabınız açık kalırsa dahi borçlanma durumu olmayacak. Bu ücretten kurtulmanın yollarından biri hesabınıza giriş yapmak. Ancak bunu da yapmak istemiyorsanız ve hesabınızı gerçekten kullanmıyorsanız en kısa yol hesabı kapatma olacak. 

Peki, siz Papara kesinti kararı hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmından bizlerle paylaşmayı unutmayın!