Türkiye’nin ilk ve tek B2B FinTech networking etkinliği 13 Ekim’de gerçekleşiyor!

0

Son yıllarda aralıksız büyüyen Türkiye FinTech ekosistemi, aynı zamanda farklı disiplinlerden oyuncuların çeşitliliği ile gelişimini sürdürüyor. Bu hızlı gelişim ve çözüm zenginliğinin sürdürülebilirliği ise sektörün kendi arasında daha fazla diyalog ve iş birliği içerisinde olabilmesi ile doğru orantılı olarak karşımıza çıkıyor. Kurulduğu 2016 yılından bu yana Türkiye FinTech ekosisteminin gelişimine sağladığı değerli katkılar ile dikkat çeken Fintech İstanbul Platformu, tam da bu ihtiyaca istinaden sektörün tüm paydaşlarını buluşturacak bir etkinliğe imza atıyor.

Finansal teknoloji dünyası, FinTech İstanbul B2B Connect Summit’te buluşuyor

Türkiye’nin ilk “B2B FinTech networking” etkinliği FinTech İstanbul B2B Connect Summit; finans dünyasının otoriteleri, bankalar, FinTech’ler, ödeme kuruluşları, e-para şirketleri, teknoloji liderleri, yöneticiler ve hizmet sağlayıcılar ile küçük ve büyük ölçekli tüm şirketleri 13 Ekim’de Selectum City – Ataşehir’de buluşturmaya hazırlanıyor. FinTech İstanbul Platformu ve networking odaklı etkinlik deneyiminde uzman Oniki iş birliği ile hayata geçirilen, kendi alanında ilk olma özelliği taşıyan etkinliğin katılımcılarını sektörün lider isimlerinin sunumlarından eşsiz networking fırsatlarına verimli bir gün bekliyor.

FinTech alanında hizmet arayan ve hizmet sunan herkesi bekliyoruz

İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi ve FinTech İstanbul Kurucu Ortağı Prof. Dr. Selim Yazıcı

İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi ve FinTech İstanbul Kurucu Ortağı Prof. Dr. Selim Yazıcı, etkinlik hakkında şu değerlendirmeleri yaptı: “Günümüzde FinTech alanında hizmet sunanlara ve hizmetten faydalanmayı isteyenlere değer katmayı amaçlayan B2B etkinlikler önem kazanıyor. Bu amaçla FinTech İstanbul olarak Oniki ile gerçekleştirdiğimiz iş birliği ile ülkemizde bu açığı kapayacak “FinTech İstanbul B2B Connect Summit”i planladık. Özellikle OBİ ve KOBİ’lerin finansa erişim, e-ticaret, e-ihracat ve nakit yönetimi alanlarında birçok çözümü bir arada bulacağınız bu etkinlikte sizleri de aramızda görmek isteriz.”

Yapay zeka desteği ile ölçülebilir bir etkinlik deneyimi

KOBİ finansmanı, nakit çözümleri, tedarikçi finansmanı, POS çözümleri, ödeme sistemleri, açık bankacılık, servis bankacılığı (BaaS), FinTech as a Service (FaaS), gömülü finans, dijital dönüşüm gibi birçok trend, FinTech İstanbul B2B Connect Summit’te konuşulacak konular arasında öne çıkacak. Mastercard ana sponsorluğundaki FinTech İstanbul B2B Connect Summit, katılımcılarına Oniki’nin en doğru kişilerle networking yapma imkanı sunan yapay zeka destekli B2B Matchmaking teknolojisi sayesinde ölçülebilir, verimli ve keyifli bir etkinlik deneyimi sunacak. Ek olarak keynote konuşmacısı Dr. Michael Salmony olacak.

Oniki Kurucu Ortağı ve CEO’su Ziya Kızıltan

Oniki Kurucu Ortağı ve CEO’su Ziya Kızıltan, “Oniki olarak FinTech İstanbul Platfformu ile birlikte Türkiye’nin ilk B2B FinTech networking etkinliği FinTech İstanbul B2B Connect Summit’e ev sahipliği yapmaktan gurur duyuyoruz. Şimdiye kadar geliştirdiğimiz Oniki teknolojisi ile E-Ticaret ve E-İhracat dikeyinde son bir yılda 8 farklı şehirde 10 etkinlik düzenleyerek 70 binden fazla B2B görüşmeye ev sahipliği yaptık. Şimdi ise ilk kez farklı bir dikeyde, FinTech alanında bunu gerçekleştiriyor olacağız. Konuklarımıza yeni ve farklı deneyimler sunacağımız bu etkinlikte, finans dünyasının önde gelen isimlerini, bankaları, FinTech’leri, ödeme kuruluşlarını ve teknoloji liderlerini bir araya getirerek, sektördeki en güncel konuları ve trendleri ele alacağız. Bu etkinlik ile FinTech alanında yeni çözümlere ve iş birliklerine vesile olacak verimli bir platform sunarak ekosistemi bir adım daha ileri taşımayı hedefliyoruz” dedi.

FinTech ekosisteminin hizmet arayan ve hizmet sunan tüm taraflarının ilk ve tek buluşması noktası FinTech İstanbul B2B Connect Summit’in tüm program detaylarına https://fintechistanbulb2bconnectsummit.com/ üzerinden ulaşabilirsiniz.


En ünlü bileklik: Xiaomi Band 8 tanıtıldı

0

Çin merkezli teknoloji devi Xiaomi, bugün düzenlediği global etkinlikte uzun süredir beklenen Xiaomi Band 8’i resmen tanıttı. Bu yeni fitness bilekliği, önceki versiyonlarına kıyasla güncellenmiş özellikleri ve şık tasarımıyla dikkat çekiyor.

Xiaomi Band 8, göz alıcı bir görünüm sunan yeni kayış tasarımlarıyla birlikte geliyor. Artık bu bileklik, bileklerinize ek olarak bir kolye gibi de takılabilir, böylece kullanım esnekliği artırılmış durumda. Ancak, bu gelişmiş tasarımın getirdiği bir değişiklik var: eski bileklikte, önceki sürümlerine kıyasla daha yüksek bir fiyatla karşımıza çıkacak. Başlangıç fiyatı 39.9 euro olarak açıklandı. Ancak, sunduğu özelliklerle birlikte hala popüler bir ürün olması bekleniyor.

Xiaomi Band 8, tasarım açısından öncülünü takip ediyor ve 1.62 inç AMOLED ekranı, çeşitli sensörleri ve pilini içeren temel bileşenlere sahip. Ancak, bu yeni sürümde dikkat çeken bir değişiklik var: kayış bağlantı tipi. Artık, Xiaomi Band 8‘e bağlanan kayışlar, daha önceki modellerde olduğu gibi sabit değil, ayrıca bağlanan kordonlarla geliyor. Bu, kullanıcılara daha fazla seçenek sunuyor.

Xiaomi Band 8, spor yaparken kullanabileceğiniz 150’den fazla spor modu sunuyor. Ayrıca, sürekli kalp atış hızı izleme, kan oksijen seviyesi izleme, stres düzeyi takibi, uyku analizi, adım sayma ve kalori yakma gibi temel sağlık ve egzersiz özelliklerini sunmaya devam ediyor. Ayrıca, detaylı VO₂ max profesyonel egzersiz analizi gibi ileri düzey özelliklere de sahip.

Xiaomi Band 8’in sesli asistan ve NFC destekli 2. versiyonu da mevcut. Ancak, bu versiyonun, Çin pazarına özel olabileceği belirtiliyor ve Avrupa’ya gelmeyebilir. Ayrıca, GPS özelliğini kullanmak istiyorsanız, Xiaomi’nin saat modellerine göz atmanız gerekebilir.

Sonuç olarak, Xiaomi Band 8, şık tasarımı ve geniş özellik yelpazesiyle dikkat çeken bir fitness bilekliği olarak karşımıza çıkıyor. Ancak, daha yüksek bir fiyat etiketi taşıması, kullanıcıların bu yeni versiyona geçiş yaparken dikkatli olmalarını gerektirebilir. Xiaomi Band 8, fiyat ve performans dengesi arayanların dikkatini çekecek gibi görünüyor

Getir ve Uber Eats, Avrupa’da güçlerini birleştiriyor!

0

Uber Eats, Avrupa’daki market ağını genişletmek için Getir ile yeni bir anlaşma imzaladı. Ortaklık kapsamında Birleşik Krallık’taki Uber Eats müşterileri, Getir’in 2000’den fazla bakkaliye ve market ürününe erişebilecek. 

Uber Eats müşterileri artık Getir’i kullanacak 

Ortaklığın önümüzdeki haftalarda Almanya ve Hollanda gibi diğer Avrupa pazarlarında da yaygınlaşması bekleniyor. Getir, Uber Eats üzerinden verilen siparişleri sağlamak için geçen yıl satın aldığı Gorillas altyapısını kullanacak.

Yeni anlaşma, Uber Eats ve Getir’in market sektöründe yaşanan yavaşlamanın ardından geldi. Uber Eats, bu anlaşma ile Avrupa’nın önemli pazarlarında market teslimatı seçeneklerini genişletme olanağına sahip olacağını ifade etti.

Uber Eats halihazırda Birleşik Krallık’taki bazı zincir marketler ile ortaklık yapıyor. Ancak Getir’in hızlı teslimat ağına erişmesi, müşterilerin de dakikalar içerisinde siparişlerini almasını sağlayacak.

Öte yandan Getir ise bu ortaklığı Uber Eats’in kullanıcı tabanından yararlanmak ve müşteri erişimini genişletmek için fırsat olarak görüyor. Her iki şirketin yöneticileri, teslimat yeteneklerini birleştirmenin çeşitli avantajlar sağlayacağını ifade etti.

Siz ne düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi yorumlarda bizlerle paylaşmayı lütfen unutmayın.

Xiaomi Watch 2 Pro tanıtıldı! İşte özellikleri ve fiyatı

0

Xiaomi Watch 2 Pro modeli sonunda tanıtıldı. Xiaomi, aynı etkinlikte 13T ve 13T Pro modellerini de duyurarak büyük bir çıkış yaptı. Özellikle Apple’ın Watch Series 9 hamlesi sonrası, Xiaomi yeni saati sahip olduğu önemli özellikler merakla bekleniyordu. Şimdi, bu heyecan verici akıllı saat modelinin detaylarına göz atalım.

Xiaomi’nin yeni amiral gemisi akıllı saati olan Xiaomi Watch 2 Pro, dikkat çekici özellikleriyle tanıtıldı. 1,43 inç çapında dairesel şekilli bir AMOLED ekranla gelen bu saat, yüksek bir 466×466 piksel çözünürlüğe sahip. Ekranı Gorilla Glass ile korunduğundan dayanıklı ve çizilmelere karşı dirençli.

Xiaomi Watch 2 Pro, güçlü bir performans sunmak için Snapdragon W5+ Gen 1 işlemci ile donatılmış. Ayrıca 2 GB RAM ve 32 GB depolama kapasitesi ile geliyor, bu da kullanıcıların uygulamaları ve verileri depolamak için yeterli alan sunacak.

Bu akıllı saat, Always on Display (Sürekli Açık Ekran) desteği ile geliyor, bu da saatin ekranının her zaman açık kalmasını ve kullanıcıların önemli bilgilere hızlıca erişmelerini sağlayacak. Ayrıca tek bir şarjla 72 saate kadar kullanım ömrü sunması, kullanıcıların uzun süreli kullanım sağlayacak.

Xiaomi Watch 2 Pro, amiral gemisi özellikleri ve şık tasarımıyla dikkat çekiyor ve akıllı saat kullanıcıları için çeşitli özellikler sunuyor. Bu cihaz, Xiaomi’nin teknoloji portföyünü daha da zenginleştiriyor.

Xiaomi 13T ve 13T Pro tanıtıldı: işte fiyatları ve özellikleri!

Akıllı telefon dünyasının önde gelen isimlerinden biri olan Xiaomi, yeni amiral gemisi modellerini resmi olarak tanıttı. Bugün düzenlenen etkinlikte, Xiaomi 13T ve 13T Pro modelleri, teknoloji meraklılarının beğenisine sunuldu. İşte bu yeni akıllı telefonların özellikleri ve fiyatları:

Xiaomi 13T: Şıklık ve performans bir arada

Xiaomi 13T, estetik bir tasarıma sahip ve şık bir görünüm sunuyor. Ön yüzünde kullanıcıyı büyüleyen bir ekran bulunurken, arka kısımda dikkat çekici bir kare biçimli kamera modülü ve rahat bir tutuş sağlayan yarı kavisli bir tasarım tercih edilmiş. Telefon, iki farklı yüzey malzemesi olan suni deri ve cam seçenekleriyle sunuluyor. Siyah ve yeşil renklerde cam, açık mavi renkte suni deri seçeneği bulunuyor.

Ekran ve performans:

Xiaomi 13T, 6,67 inç büyüklüğünde bir ekran sunuyor ve bu ekran 2712 x 1220 piksel çözünürlük ile birlikte 30Hz’den 144Hz’e kadar değişebilen bir yenileme hızına sahip. Ayrıca, 10 bit CrystalRes AMOLED teknolojisini kullanan bu ekran, 2.600 nit tepe parlaklık, %100 DCI-P3 renk gamı, TrueDisplay, HDR10, HDR10+ ve Dolby Vision desteği sunuyor. Ekranın dayanıklılığı için Gorilla Glass 5 tercih edilmiş.

Güçlü işlemci ve kamera:

Xiaomi 13T, sekiz çekirdekli MediaTek Dimensity 8200-Ultra işlemcisinden güç alıyor. Bu işlemci, yüksek performans sağlayan ARM Cortex-A78 çekirdekleri ile donatılmış. Kamera konusunda ise Leica işbirliği ile geliştirilen 50MP birincil kamera, 50MP telefoto (3x), ve 12MP geniş açı sensöründen oluşan üçlü bir kurulum bulunuyor. Ön tarafta ise 20MP selfie kamerası yer alıyor.

Diğer özellikler:

Xiaomi 13T, Android 13 işletim sistemi bulunuyor ve 120W hızlı şarj destekli 5.000mAh bataryaya sahip. 5G bağlantısı, IP68 suya dayanıklılık sertifikası ve çift stereo hoparlörler gibi özellikler de dikkat çekiyor. Ayrıca çift SIM, WiFi 6, GNSS, NFC ve USB Type-C desteği de bulunuyor.

Fiyatlar:

Xiaomi 13T’nin fiyatı :global için 649 Euro’dan başlayan fiyatlarla sahip olabilirsiniz

Xiaomi 13T Pro: Amiral gemisi performans ve ekran

Xiaomi 13T Pro, daha yüksek çözünürlüklü bir ekranla ve güçlü donanım özellikleriyle geliyor. İşte bu modelin özellikleri:

Yüksek çözünürlüklü ekran ve güçlü işlemci:

Xiaomi 13T Pro, 1.5K çözünürlüğe (1440 x 3200) sahip 6.67 inç OLED ekranıyla dikkat çekiyor. Bu ekran, 144Hz yenileme hızı ve 2.600 nit tepe parlaklığı ile son derece net ve canlı bir görüntü sunuyor. MediaTek Dimensity 9200+ işlemci ve 24GB’a kadar LPDDR5X RAM ile donatılan bu telefon, hızlı ve akıcı bir kullanım deneyimi sunuyor.

Hızlı şarj ve depolama:

Xiaomi 13T Pro, Android 13 tabanlı MIUI 14 işletim sistemi ile geliyor ve 120W’a kadar hızlı şarj destekli 5.000mAh pil ile güçlendiriliyor. Ayrıca 1TB’a kadar UFS4.0 depolama seçenekleri sunuluyor.

Kamera ve diğer özellikler:

Kamera konusunda, Xiaomi 13T Pro temel modelle benzer bir üçlü kameraya sahip. Leica imzalı 50MP birincil kamera, 50MP telefoto (3x) ve 12MP geniş açı sensörü bulunuyor. Ön tarafta ise 20MP selfie kamerası mevcut. Diğer özellikler arasında çift stereo hoparlörler, IP68 sertifikası, ekran altı parmak izi sensörü, Bluetooth 5.3, 5G bağlantısı ve üç farklı renk seçeneği (Yeşil, Siyah, Beyaz) bulunuyor.

Fiyatlar:

Xiaomi 13T’nin fiyatı :global için 850 Euro’dan başlayan fiyatlarla sahip olabilirsiniz

iPhone 15’i ilk alanlardan olmak o kadar da güzel olmayabilir! Hatalı ürünler gündemde

0

Apple genellikle, o tarz cihazları değiştirme yoluna gidiyor. Bu nedenle de şirket, değiştirmeler için satılmayan bir dizi iPhone cihazı mağazada tutma eğilimi sergiliyor.

Görünüşe göre bu sefer de bazı kusurlarla gönderilen iPhone 15 Pro modelleri var. Majin Bu, X’te bazı iPhone 15 Pro modellerinde ekran yanlış hizalama sorunları yaşadığından bahsetti. Ve bu talihsizlik ABD, Çin ve bazı Avrupa pazarlarına giden ürünlerin başına geliyor gibi görünüyor.

Bildirilen bir diğer önemli sorun da lenste ve anakartta biraz toz olması. Bu kesinlikle olmamalı ve telefonun daha kötü görüntüler üretmesine neden olabilir. Bu fabrikaların tozsuz olması gerekiyordu, ancak görünüşe göre öyle değil.

Apple iPhone 15 üretiminde sıkıntı yaşıyor

Bazıları, iPhone 15 serisinin bir kısmının bu sefer tamamen Çin yerine Hindistan’da da üretildiğini iddia ediyor. Fabrikadaki değişiklik bu sorunların nedeni olabilir. Umarım onları oldukça hızlı bir şekilde hallederler.

Yeni iPhone 15’inizle ilgili herhangi bir sorununuz varsa, onu Apple’a geri götürmelisiniz. Şu anda herkes iade süresi içinde ve kesinlikle hala üretici garantisine sahip. Bu yüzden Apple’ın bu sorunları çözmesi gerekecek. Muhtemelen olacak olan şey, Apple’ın size onu değiştirmeniz için yeni bir telefon vermesi.

Apple’ın müşteri hizmetleri çok iyi. Apple’ın Google ve Samsung gibi rakiplerine göre avantajlarından biri de dünya çapında binlerce mağazası olması. Bu Genius Bar’a girmeyi ve telefonunuzun bakımını yaptırmayı oldukça kolaylaştırıyor.

Kalite Güvencesi, akıllı telefonlar ve gerçekten herhangi bir teknoloji ürünü için oldukça önemli. Her ne kadar telafi edliyor olda da umarım Apple bu sorunları araştırıyor ve sorunları düzeltmek için değişiklikler yapıyordur.

iPhone’ların Android cihazların gerisinde kaldığı 4 nokta

0

Bu sayede elbette son derece kaliteli, premium cihazlar olan iPhone’larını istediği fiyatlardan da müşterisine satabiliyor. Ancak müşterilerin bunu kabul ediyor olması onun her noktada en iyi olduğu anlamına gelmiyor. İşte iPhone’ların hala Android cihazları yakalayamadığı 4 nokta:

1- Daha hızlı şarj deneyimi

Lightning’i on yıl boyunca kullandıktan sonra (ilk olarak 2012’de iPhone 5 ile tanıtıldı), Apple sonunda iPhone 15 serisi için USB-C’ye geçiş yaptı. Her ne kadar sahnede USB-C’yi evrensel bir standart olarak kabul ediyor gibi görünse de Apple, Avrupa Birliği tarafından bu geçişi yapmak zorunda kaldı. Ve iPhone’un yıllardır USB-C’ye sahip olan Android telefonlar arasına katılmasına rağmen, Apple yine de bu büyük tasarım değişikliğinde hata yaptı.

Uyurken şarjda bırakılan iPhone'lar

USB-C’ye geçişle birlikte eskisinden daha yüksek şarj hızları bekleyebilirsiniz. Sonuçta, en hızlı şarj olan Android telefonlardan bazıları 210W’a kadar hızlara ulaşabiliyor; bu da beş dakika içinde pilin yaklaşık %66’sı anlamına geliyor. Üstelik Samsung Galaxy S23 Ultra gibi ortalama bir Android telefon için bile 45W’a kadar şarj hızlarına ulaşabiliyor. Çok hızlı değil ama kesinlikle bir iPhone’dan daha hızlı. OnePlus 11 ise ABD’de 80W’a, uluslararası alanda ise 100W’a kadar hızlara ulaşabiliyor. Hızlı şarjın sınırlamalarının çoğu bölgeye bağlı.

Ancak görünen o ki iPhone 15 serisinin iki üst modeli olan iPhone 15 Pro ve iPhone 15 Pro Max bile eskisi gibi aynı şarj hızlarına yani 27W civarında olacak. USB-C’ye geçilmesine rağmen şarj hızı aynı kalıyor ve hızda herhangi bir iyileştirme yapılmadı. Apple, belirli kablolarla (kutuya dahil olmayan) daha yüksek veri aktarım hızlarının reklamını yaptı, ancak bu, şarj hızlarına hiç yardımcı olmuyor.

Yani iPhone 15’in USB-C ile daha hızlı şarj olacağını umuyorsanız maalesef durum böyle değil ve bu büyük bir fırsat boşa gidiyor. 

2- Daha fazla optik yakınlaştırma

Apple, iPhone 15 Pro Max ile nihayet telefoto kamera için artık 5x’e kadar optik yakınlaştırma yapabilen yükseltilmiş bir lens ekledi. Apple, bu periskop lensin iPhone 15 Pro Max’in kasasına sığmasını sağlamak amacıyla benzersiz bir prizma tasarımı oluşturdu. Kameranın boyutundan dolayı yalnızca daha büyük olan Pro Max yeni telefoto lense sahip.

5x optik yakınlaştırma yetenekleriyle iPhone 15 Pro Max’in önceki modellere göre çok daha iyi yakın çekimler yakalayabileceğine şüphe yok. Ancak Samsung Galaxy S23 Ultra’ya bir göz atın. iPhone 15 Pro Max ile aynı boyut aralığında ve iPhone 15 Pro Max’in iki katı olan 10x’e kadar optik yakınlaştırma yapabilen bir periskop telefoto kameraya sahip.

iPhone 15 Pro Max ile ilgili ilk izlenimlerimiz gayet iyi, 5x telefoto kamera da dahil. Ancak Galaxy S23 Ultra, iki kat daha fazla optik yakınlaştırma kapasitesine sahip; bu, iPhone 15 Pro Max’in sonunda eşleşebileceğini umduğum bir şeydi.

S23 Ultra 10x optik yakınlaştırma, vahşi yaşam fotoğrafları çekmek için harika, bu yüzden iPhone 15 Pro Max’in de harika çekimler yapabileceğini umuyorum. Ancak yine de Android telefonlar, özellikle periskop lensler ve optik yakınlaştırma işlevi söz konusu olduğunda iPhone 15’ten daha iyi kameralara sahip olmaya devam ediyor. Apple doğru yönde ilerliyor ancak hâlâ yapması gereken işler var.

3- Birden çok eylemi yerine getirebilen fiziksel düğme

Apple, iPhone 15 Pro ve iPhone 15 Pro Max’te klasik sessize alma düğmesini yeni bir Eylem düğmesiyle değiştirdi. Eylem düğmesi, varsayılan olarak bir basılı tutma hareketiyle cihazınızı sessiz moda geçirir veya sessiz moddan çıkarır, ancak bunu seçtiğiniz farklı bir eyleme göre de özelleştirebilirsiniz.

Ancak Eylem düğmesi, basılı tutma hareketiyle aynı anda yalnızca atanmış bir eylemi gerçekleştirebilir. Bunu varsayılan ayarda bırakabilir veya Kamera uygulamasını başlatmak, El Fenerini açmak, ses kaydı başlatmak, bazı Erişilebilirlik özelliklerini etkinleştirmek, Kısayol çalıştırmak veya hiçbir işlem yapmamak gibi şeyler yapabilirsiniz.

Gerçekten Eylem düğmesini aynı anda yalnızca tek bir şey için kullanabilmeniz biraz hayal kırıklığı yaratıyor. Bunun, tek bir basış için bir eylemi, iki kez basmak için bir başka eylemi ve belki de üç kez basmak için bir eylemi daha atayabileceğiniz çok işlevli bir düğme olacağını umuyordum. Ama burada durum böyle değil.

Bazı Android telefonlarda, yan düğmeyi kullanarak kamerayı başlatmak için iki kez basmak, sesli asistanı etkinleştirmek için basılı tutmak ve daha fazlası gibi birden fazla eylem gerçekleştirebilirsiniz. Eylem düğmesinin işlevini değiştirmeye yönelik kullanıcı arayüzü güzel ve Apple’a çok benzer olsa da, aynı anda birden fazla şey yapabildiğini görmek güzel olurdu.

4- Premium bir cihaza ve premium fiyatlara yakışmayan ekran deneyimi

iPhone 15 Pro ve iPhone 15 Pro Max, dinamik 120 Hz yenileme hızına sahip güzel ProMotion ekranlara sahip. Bu, güzel renklere, keskin ve net metinlere ve uygulamalar arasında son derece akıcı kaydırma ve animasyonlara sahip olduğunuz anlamına geliyor. Bu görüntüler yüksek giriş fiyatını garanti ediyor.

Ancak standart iPhone 15 ve iPhone 15 Plus’ta Apple hâlâ çok eski bir 60Hz yenileme hızı kullanıyor ve cihazların fiyatı göz önüne alındığında bunu haklı çıkarmak zor. Yine de bir Super Retina XDR ekran olduğundan parlak ve canlı renklere ve keskin metinlere sahip olacaksınız. Ancak kaydırma o kadar düzgün değil ve geçiş animasyonları biraz daha sarsıntılı olabilir.

Apple'ın Yeni iPhone 15 ile pil şarj döngüsü öğrenme imkanı

Ortalama bir kişi için, özellikle ekranı daha yüksek yenileme hızına sahip bir telefon kullanmadıysanız, bu durum pek fark edilmeyebilir. Ancak standart iPhone 15’i daha yüksek yenileme hızına sahip bir cihazın yanında bulundurduğunuzda, özellikle 120Hz ise fark fark edilebiliyor.

Android telefonlar dünyasında, ekranı hala 60Hz yenileme hızına sahip olan bir telefon bulmakta zorlanacaksınız. Bugünlerde bütçe dostu seçenekler bile en az 90Hz’e sahip ve Galaxy S23 gibi amiral gemilerinin temel modellerinin çoğunluğu 120Hz’e sahip. Google Pixel 7, 120Hz kadar yüksek olmayabilir, ancak 90Hz’dir ve bu, Apple’ın 60Hz’sine göre hala büyük bir gelişme.

Apple, temel model iPhone 15 için en az 800 dolar isterken, fiyatı haklı çıkarmak gerçekten zor ve yine de yalnızca 60Hz’e ulaşan bir ekrana sahip olmak gerçekten zor. Hazır ekranlar konusuna gelmişken, temel modellerde hâlâ her zaman açık ekran bulunmuyor; bu, benzer fiyat aralığındaki Android telefonlarda yaygın hale gelen bir durum.

iPhone 15 bu döngüyü kırabilir

Apple, iPhone 15 ile bir dönüm noktası olma potansiyeline sahip birçok değişim geçirdi. Değişim süreci, Apple’ın silkinip tekrar yarışa döneceği ve çok daha güçlü bir şekilde karşımıza çıkacağı bir boyut alabilir.

AMD’de yaprak dökümü sürüyor! Üst düzey bir isim daha şirketle yollarını ayıracağını duyurdu

AMD Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Grafik İş Birimi Genel Müdürü olarak görev yapan Scott Herkelman, bu öğleden sonra X‘e (eski adıyla Twitter) gönderdiği bir gönderide şirketten ayrıldığını duyurdu. Herkelman’ın ayrılışı, Teknik Pazarlama Direktörü olarak görev yapan Robert Hallock’un 2022 sonlarında şirketten ayrılmasının ardından geldi.

Herkelman, “AMD’de yedi yıl geçirdikten ve giderek daha rekabetçi hale gelen üç nesil RDNA grafik mimarisini piyasaya sürdükten sonra, bu yılın sonunda AMD’den ayrılmaya karar verdim.” dedi. Yıl sonuna kadar beklemesi, AMD yönetimine yerini dolduracak birini bulması için zaman tanıyacak. 

Yeni GPU‘ların piyasaya sürülmesinin yarattığı heyecan da dahil olmak üzere, yıllar boyunca AMD meslektaşlarıyla birlikte vakit geçirmekten keyif aldığını da ekledi. Herkelman, ayrıldığı birliklere bir toparlanma çığlığı gibi görünen bu X gönderisini şu sözlerle kapattı: “Ağırlık sınıfınızın üzerinde yumruk atmaya devam edin ve bir gün… son patronu yenersiniz.”

Herkelman’ın son açıklamasında, pazar payı ve performans açısından ayrık GPU endüstrisinde 800 kiloluk goril olmaya devam eden Nvidia’dan bahsettiğini varsayabiliriz. Ancak AMD’nin mücadele etmesi gereken tek rakip Nvidia değil; Intel, giriş seviyesi ve ana akım grafik kartları için rekabetçi performans sunan Arc grafik kartlarıyla mücadeleye katıldı.

Herkelman’ı en son yaklaşık bir ay önce, GeForce RTX 40 Serisi grafik kartlarındaki çok kötü niyetli 16 pinli güç konektörüyle ilgili ilk sorunlar nedeniyle Nvidia’yı topa tutarken andık. O zamanlar Herkleman şöyle demişti: “Özellikle 7900 Serisi ve hatta 7600 için yeni güç kablosu planlamamıştık, ancak 7800 ve 7700’ün bunun için bir planı vardı.” 

“Bunu kaldırdık ve bu kasıtlı bir kaldırma işlemiydi. Yaşadığınız sorunlar için son kullanıcıları suçlamamalısınız. Tıpkı buhar odası sorununda yaptığımız gibi, tüm sorunları yakalayıp sahiplenmelisiniz. Sosyal medyada her yerdeydim çünkü Bunun AMD’nin sorunu olduğunu hissettim ve bunu sahiplenecektim.”

Scott Herkelman’ın bundan sonra nereye varacağı bilinmiyor. Bu tarz teknoloji şirketlerinin aralarında üst düzey transferler görülmedik şeyler değil. Ancak Herkleman’ın son yedi yılını “siperlerde” savaşarak geçirdiği ezeli rakibi Nvidia ile karşılaşması oldukça ilginç olurdu.

KOBİ’ler Alibaba.com ve Tempo BPO iş birliği ile yurtdışına açılacak!

Uçtan uca hizmet veren, inovatif yaklaşımlarla müşteri deneyimi yönetimi, e-ticaret hizmetleri ve özel yazılım geliştirme gibi alanlarda faaliyet gösteren Tempo BPO, KOBİ’lerin yurt dışına açılmalarına destek olmak için Alibaba.com ile atıldığı iş birliği kapsamında, üst segment ürünlerinin tanıtımını yaptı. Dünyanın lider e-ticaret sitesi Alibaba.com’un Türkiye distribütörü olan Tempo BPO, firmalara Alibaba.com hesap yönetimi ve e-ihracat tabanlı danışmanlık hizmeti veriyor.

Müşteri deneyimi yönetimi ve bilgi teknolojileri alanlarında hizmet veren bir iş süreçleri dış kaynak firması olan Tempo BPO, 20 yılı aşkın tecrübesiyle KOBİ’lerin yanında olmaya devam ediyor. Ticaretin demokratikleştirilmesine katkı sağlayarak KOBİ’lerin global pazarlara açılmalarına destek olan Tempo BPO, bu konudaki çalışmalarını bünyesinde yer alan Dijital Dönüşüm Ofisi çatısı altında sürdürüyor. Tempo BPO 200’den fazla KOBİ’ye e-ihracat tabanlı danışmanlık hizmeti verirken, bu firmalara Alibaba.com hesap yönetimi de dahil olmak üzere birçok katma değerli hizmet sağlıyor.

KOBİ’lerin yurt dışına açılmaları kolaylaşacak

Tempo BPO

 “Dijital Dönüşüm Ofisimiz aracılığıyla KOBİ’lere dijital dönüşüm desteği sunarken, onların yurt dışına açılması için gereken altyapıyı kaliteli bir şekilde hazırlıyor ve bu süreci hızlandırıyoruz” diyen Tempo BPO Dijital Dönüşüm Ofisi Direktörü ve İcra Kurulu Üyesi Burç Pekmezoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

“2021’de e-ticaret devi Alibaba.com ile başlattığımız iş ortaklığı sayesinde Türkiye ihracatına katkı sağlamanın gururunu yaşıyoruz. KOBİ’lerin dünya pazarlarına entegre olmalarına yardımcı olarak birlikte büyüme stratejileri kurmak öncelikli hedeflerimiz arasında yer alıyor. Amacımız bu iş birliklerini arttırarak daha fazla KOBİ’nin yurt dışı hedeflerini gerçekleştirmelerinde rol oynamak. Aynı zamanda, dijital dönüşüm alanında da dijital dünyaya entegre olmalarını sağlayacak doğru yazılım altyapılarını oluşturmalarında hızlı ve esnek bir yapı sunarak, yazılıma harcanarak çöpe atılan maliyetleri durdurmak.”

PepsiCo’nun tasarımları Türkiye’de yapılacak!

0

Yeni merkezin açılışı kapsamında PepsiCo Türkiye genel müdürlüğünde gerçekleştirilen “Europe Design Summit” etkinliğinde dizayn alanında önde gelen global üst düzey konuşmacılar ve davetliler yer aldı.

Dünyanın en büyük yiyecek ve içecek şirketlerinden biri olan ve ürünleri günde bir milyardan fazla tüketilen PepsiCo’nun Türkiye Ofisinde “Dizayn ve İnovasyon Merkezi” açıldı. Avrupa’daki üçüncü merkez özelliği taşıyan Dizayn ve İnovasyon Merkezi, tüm PepsiCo markalarının dizayn odağında inovasyon çalışmalarını yürütecek.

Açılış kapsamında gerçekleştirilen “Europe Design Summit” etkinliğinde PepsiCo’nun Amerika, Latin Amerika ve Avrupa’dan dizayn konusunda uzman üst düzey yetkilileri, PepsiCo’nun global dizayn stratejisine ilişkin sunumlar gerçekleştirdi.

“İnovatif çalışmalar için şimdiden heyecanlıyız”

PepsiCo

PepsiCo Türkiye Genel Müdürü Evrim Şen, hayata geçirdikleri dizayn ve inovasyon merkezinin İstanbul’da yer almasından ötürü büyük bir mutluluk duyduğunu belirterek; “Bu merkez, markalarımızın hızla değişen kültüre ve tüketici ihtiyaç ve beklentilerine ayak uydurması ve bu eğilime yön vererek kültürün bir parçası olmaları için çalışmalar gerçekleştirecek. Söz konusu merkezde dizayn ve inovasyon konusunda birçok yetenekli çalışma arkadaşımız görev alacak. Bu bizim için ayrı bir mutluluk. Bu merkezden çıkacak inovatif çalışmalar için şimdiden oldukça heyecanlıyız” açıklamasında bulundu.

“İstanbul ekiplerimize ilham verici olacak”

Europe Design Summit’e katılan PepsiCo Avrupa Dizayn ve İnovasyon Başkanı Marie Therese Cassidy yaptığı sunumda; “Türkiye coğrafi özellikleri, zengin tarihi ve canlı kültürü ile çok ilham verici… Özellikle İstanbul’a her geldiğimde, büyüleyici mimarisi başta olmak üzere, bu şehre ayrı bir hayranlık duyuyorum. İnanıyorum ki bu ilham verici şehirde, Dizayn ve İnovasyon ekibi muhteşem çalışmalar gerçekleştirecek. PepsiCo’nun global dizayn ve inovasyon stratejisinin bir parçası olarak açılan bu merkezde markalarımız ve tüketicilerimiz için Türkiye’nin büyüleyici kültürüyle uyum içinde şekillenecek çalışmalar gerçekleştirilecek” dedi.

Siber saldırılarda büyük artış yaşanıyor!

0

Siber saldırganlar taktiklerini geliştirmeye devam ettikçe, dünyanın dört bir yanındaki kurumlar ihlal edilme riskiyle her zamankinden daha fazla karşı karşıya kalıyor. Fortinet’in son araştırmasına göre, siber suçlular yavaşlama belirtisi göstermiyor.

Ransomware-as-a-Service (RaaS) operasyonları giderek daha sofistike saldırılara yol açıyor ve benzersiz istismarlar, kötü amaçlı yazılım varyantları ve botnet etkinliği artıyor. İşletmeler, siber saldırı taktiklerinin hacmi ve çeşitliliğindeki bu artışın etkilerini şüphesiz hissediyor. Fortinet 2023 Siber Güvenlik Becerileri Açığı Küresel Raporu, kurumların yüzde 84’ünün son 12 ay içinde en az bir ihlal yaşadığını ortaya koydu.

Siber olayları tespit etmek ve önlemek için kapsamlı bir strateji gerekiyor ve çalışanlar bu çabada çok önemli bir rol oynuyor. Fortinet anketine katılan kuruluşların yüzde 80’inden fazlası mevcut güvenlik farkındalığı eğitim programlarına sahip olduklarını belirtirken, çoğunluğu (yüzde 56) hala çalışanlarının siber güvenliğin en iyi uygulamaları hakkında kritik bilgiye sahip olmadığına inanıyor. Geçen yılki ihlallerin yüzde 74’ünün insan unsurunu içerdiği düşünüldüğünde, bu endişelerin haklı olduğu görülüyor.

Doğru bilgilerle donatıldıklarında, çalışanlar kötü niyetli aktörlere karşı en iyi savunma olarak etkili bir şekilde hizmet edebiliyor. Kurum çapında bir siber güvenlik farkındalık programı oluşturma ve sürdürme kararlılığı başarıyı artırabiliyor. Nihayetinde, güvenlik farkındalığı ve eğitim girişimleri değişim yönetimi çabaları ve kurumun en üst düzeyinde katılım sağlanarak bu şekilde ele alınmalı.

Program vizyonu belirlemek önemli

Programın, kurumsal politikanın devam eden bir parçası olması gerekiyor. Bu nedenle bir program vizyonu tasarlamak ve ifade etmek (ve sonuçları izlemek için anlamlı ölçütler belgelemek) çok önemli bir ilk basamak. Çalışanların kendilerini bir başka zorunlu eğitim programının pasif alıcıları yerine bu değişimin aktif katılımcıları gibi hissetmeleri gerekiyor.

Program vizyonunu oluşturduktan sonra bunu sık sık hatırlatın. Bu mesajlar güvenlik ekibinden ve şirketteki diğer liderlerden gelmelidir. Farklı departmanlardan (örneğin güvenlik, insan kaynakları, hukuk ve kurumsal iletişim) birkaç yöneticinin programın değerini toplu olarak tartışabileceği tüm çalışanların katıldığı toplantılar gibi fırsatlar bulun.

Tasarım, kurum ihtiyaçlarına göre yapılmalı

Fortinet

Güvenlik farkındalığı eğitimi için “herkese uyan tek bir boyut” yaklaşımı yok. Kurumunuzda etkili bir güvenlik farkındalığı eğitim programı oluşturmak için planlama yaparken göz önünde bulundurmanız gereken birkaç özellik vardır.

İlk olarak, ilgili konuları ele aldığınızdan emin olun. Siber farkındalık eğitiminde ele alınan konular, tehdit ortamı değiştikçe değişmelidir. Her programın kimlik avı saldırıları, fidye yazılımları, sosyal mühendislik, uzaktan çalışma, parolalar ve kimlik doğrulama ve daha fazlası gibi kritik endişe alanlarını ele alması gerekirken, işletmeniz veya sektörünüzle ilgili benzersiz riskleri de dahil edin. İçeriği periyodik olarak yeniden değerlendirin ve gerektiğinde ayarlamalar veya eklemeler yapın.

Ardından, eğitimin bağlamını göz önünde bulundurun. Eğitim programınıza katılan kitleler sağladığınız içeriği belirlemelidir ve farklı öğrenci grupları özelleştirilmiş modüllere ihtiyaç duyabilir. Örneğin, yazılım mühendisleriniz ve diğer teknik personelinizin, idari personeliniz için geçerli olmayan belirli güvenlik hususlarını anlaması gerekir. Eğitim oturumlarında sunulan temel fikirler her iki grup için de aynı olsa da farklı içerik sağlamak, öğrencilerin işletmeyi korumadaki rollerini daha iyi anlamalarına yardımcı oluyor.

Son olarak, uzun vadeli katılım için bir plan oluşturun. Siber güvenlik farkındalık eğitimi sürekli çaba gerektirir. Girişiminizi sadece bir eğitim programı olarak değil, önemli bir eğitim bileşenine sahip bir değişim yönetimi çabası olarak düşünün. Planınızı geliştirirken, personeli içerikle etkileşime girmeye nasıl teşvik edeceğinizi, kuruluşu girişim hakkında ne sıklıkla güncelleyebileceğinizi ve çabayı zaman içinde nasıl genişletmek istediğinizi göz önünde bulundurun.

Siber Farkındalık Eğitimi “Sadece” Bir Eğitim Programından Daha Fazlası

Siber suçlular stratejilerini geliştirmeye devam ederken, çalışanlara potansiyel bir saldırıyı tespit etme ve durdurma konusunda bilgi verecek bir girişimi uygulamak için bundan daha iyi bir zaman olamaz.

Bu girişimleri sadece eğitim programları olarak görmek yerine, önemli miktarda eğitim içeren gerçek değişim yönetimi girişimleri olarak değerlendirmek gerekiyor. Her değişim-yönetimi girişiminde olduğu gibi, bir vizyon oluşturmalı ve hedefleri ortaya koymalı. Bu basit zihniyet değişimi, kurumların güvenlik duruşunu güçlendiren başarılı bir girişim oluşturmasına yardımcı oluyor.

İranlı siber casuslar İsrail’e saldırıyor!

0

APT34, Lyceum veya Siamesekitten olarak da bilinen OilRig, en az 2014’ten beri aktif olan ve genel olarak İran merkezli olduğu düşünülen bir siber casusluk grubu. Grup, Orta Doğu hükümetlerini; kimya, enerji, finans ve telekomünikasyon dahil olmak üzere çeşitli sektörleri hedef alıyor. 

ESET araştırmacıları İran bağlantılı OilRig APT (Gelişmiş Kalıcı Tehdit) grubunun iki saldırısını inceledi. 2021’den Outer Space ve 2022’den Juicy Mix. Bu siber casusluk saldırılarının her ikisi de özellikle İsrailli kuruluşları hedef alıyordu. Bu hedef, grubun Orta Doğu’ya odaklandığını doğrular nitelikteydi ve her ikisi de aynı yöntemleri kullanıyordu. OilRig, önce bir C&C sunucusu olarak kullanmak üzere yasal bir web sitesinin güvenliği ihlal etti ve daha sonra kurbanlarına belgelenmemiş arka kapılar sunarken, aynı zamanda çoğunlukla hedef sistemlerden veri sızdırma için kullanılan güvenlik ihlali sonrası araçları da dağıttı. Özellikle, Windows Kimlik Bilgisi Yöneticisi’nden ve başlıca tarayıcılardan, kimlik bilgilerinden, çerezlerden ve göz atma geçmişinden kimlik bilgileri toplamak için kullanıldılar.

OilRig, Outer Space saldırısında, ESET Research’ün Solar adını verdiği basit, daha önce belgelenmemiş bir C#/.NET arka kapısını ve Komut ve Kontrol iletişimi için Microsoft Office Exchange Web Hizmetleri API’sini kullanan yeni bir indirici olan SampleCheck5000 (veya SC5k)’yi kullandı. Tehdit aktörleri, Juicy Mix saldırısı için Solar’ı geliştirerek ek yeteneklere ve gizleme yöntemlerine sahip Mango arka kapısını oluşturdu.

Her iki arka kapı da muhtemelen hedef odaklı kimlik avı e-postaları aracılığıyla yayılan VBS dağıtımcıları tarafından kullanıldı. ESET, kötü amaçlı araç setini tespit etmenin yanı sıra, güvenliği ihlal edilen web siteleri hakkında İsrail CERT’ini de bilgilendirdi. 

ESET, işlev adlarında ve görevlerinde astronomi terimlerinden oluşan bir isim şeması kullanarak arka kapıya Solar adını verdi. Bir diğer yeni arka kapıya ise dahili kurgu adı ve dosya adına dayanarak Mango adını verdi. Solar isimli arka kapı, temel işlevlere sahip. Diğer işlevlerin yanı sıra dosyaları indirmek ve yürütmek, aşamalı dosyaları otomatik olarak dışarı çıkarmak için kullanılabilir. OilRig’in Solar’ı devreye almadan önce güvenliğini tehlikeye attığı aşamada İsrailli bir insan kaynakları şirketinin web sunucusu, Komuta ve Kontrol sunucusu olarak kullanıldı. 

OilRig, Juicy Mix kampanyası için Solar arka kapısından Mango’ya geçiş yaptı. Mango, bazı önemli teknik değişikliklerle birlikte Solar’a benzer bir iş akışına ve örtüşen yeteneklere sahip. ESET, Mango’da kullanılmayan bir tespitten kaçınma tekniği keşfetti. 

OilRig’in iki saldırısını analiz eden ESET araştırmacılarından birisi olan Zuzana Hromcová şunları söyledi: “Bu tekniğin amacı, uç nokta güvenlik çözümlerinin bu süreçte kullanıcı modu kod kancalarını bir DLL aracılığıyla yüklemesini engellemektir. Analiz ettiğimiz örnekte parametre kullanılmamış olsa da gelecek sürümlerde etkinleştirilebilir.”

Bilgisayar korsanlarının son hedefi Mixin oldu; kayıp 200 milyon dolar!

Şirket, eski adıyla Twitter olan X’te şunları yazdı: “23 Eylül 2023 Hong Kong saatiyle sabahın erken saatlerinde, Mixin Network’ün bulut hizmet sağlayıcısının veritabanı bilgisayar korsanları tarafından saldırıya uğradı ve bu da bazı varlıkların kaybına yol açtı.” “Mixin Network’teki para yatırma ve çekme hizmetleri geçici olarak askıya alındı. Tüm düğümler arasında tartışma ve fikir birliğinin ardından, güvenlik açıkları doğrulanıp düzeltildikten sonra bu hizmetler yeniden açılacaktır.”

Şirket, soruşturmaya yardımcı olmak için Google ve kripto güvenlik firması SlowMist ile iletişime geçtiğini söyledi.

Mixin, ürününü “toplu olarak 35 ana ağ düğümü tarafından tutulan ve tutulan açık ve şeffaf merkezi olmayan bir defter” olarak tanımlıyor. Başka bir deyişle Mixin Ağı, kullanıcıların dijital varlıkları aktarmasına olanak tanıyan merkezi olmayan bir borsa ve zincirler arası ağ.

Şirket, Mixin’in Temmuz ayı itibarıyla bir milyon kullanıcıya sahip olduğunu iddia ettiği web sitesinde “Her zaman güvenliği, gizliliği ve merkezi olmayan yönetimi ön planda tutan açık kaynaklı yazılımlar geliştiriyoruz.” diyor.

Bu noktada, Mixin’in teorik olarak merkezi olmayan bir yapıya sahip olduğu göz önüne alındığında, bilgisayar korsanlarının Mixin’in bulut veritabanına girdikten sonra parayı nasıl çalabildikleri belli değil.

Google sözcüsü Melanie Lombardi, “Mandiant’ın olaya müdahaleyi desteklemek için Mixin tarafından görevlendirildiğini” doğruladı. Mandiant, geçen yıl Google tarafından satın alınan bir siber olaylara müdahale firması.

Duyuruda şirket, çalınan varlıklarla başa çıkmak için daha sonraki bir tarihte belirtilmemiş bir “çözüm” açıklayacağını da söyledi.

Saldırıya uğrayan kripto kuruluşları ve projelerinin bir listesini yayınlayan bir kuruluş olan Rekt tarafından sağlanan verilere göre, Mixin’e yapılan saldırı, 2023 yılında kripto dünyasındaki en büyük hırsızlık olacak. Önceki en yüksek hırsızlık, Mart ayında yaklaşık 197 milyon dolar kayba yol açan bir saldırıya maruz kalan kripto kredi platformu Euler’de yaşanmıştı.

Doğuş Teknoloji altyapısını güçlendirdi!

Türkiye ve global pazarda teknoloji dikeyinde yeni ürün ve hizmetleri geliştirip sunan Doğuş Teknoloji, Secure Future ve Pure Storage ile başladığı yolculukta yatırımlarına devam ediyor. Şirketin hızlı büyümesi ile gelişen ihtiyaçları karşılamak için tüm altyapı modernize edildi.

Doğuş Grubu şirketlerine Bilgi Teknolojileri alanında hizmet vermek amacıyla 2012 yılında faaliyetlerine başlayan Doğuş Teknoloji, farklı sektörler için geliştirdiği yaratıcı teknoloji çözümleriyle şirketlerin küresel rekabet ortamında sürdürülebilir gelişiminin önünü açıyor.

Şirket, hızlı büyümesi ile artan teknoloji altyapısı ihtiyaçlarını projelendirmek ve hayata geçirmek için uzun yıllardır iş ortağı olarak güvenle çalştıkları Secure Future’ı tercih etti.

Sistemlerimiz 5 Kat Hızlandı!

Proje sürecini anlatan Doğuş Teknoloji Teknoloji Operasyonları ve Siber Güvenlik Genel Müdür Yardımcısı Eray Gözener: “Secure Future ile yakın iş ortaklığımızdan dolayı kendileri altyapımızı iyi biliyorlardı. Hangi bölümde hıza, hangi bölümde performansa ihtiyacımız olduğunu analiz ettiler. Bu noktada bizlere sundukları analizler ve verdikleri danışmanlıkla ürün tercihleri konusunda da tam ihtiyacımız olan seçimleri yapmamızı sağladılar. Bizim için çok kritik olan altyapı geliştirmesi sayesinde sistemlerimiz 5 kata kadar hızlandı.” dedi.

Bulut ve Platform Yönetim Müdürü Evren Gök: “Pure Storage ürünündeki Secure Future’un sahip olduğu teknik yeterlilik ve bu alandaki ilk Elite Partner, Authorize Support Provider ve Migration Partner olmaları zaten kendilerine olan güvenimizi taçlandırdı. Yıllardır bu alanda çeşitli projeler gerçekleştirdikleri için Pure Storage’a çok hakimler. Doğuş Teknoloji olarak sürdürülebilir yaşımı destekliyor ve iklim krizinin farkındayız, ürün ve firma seçimimizde en önem verdiğimiz konulardan biri de buydu. Secure Future ile yaptığımız görüşmelerde iklim krizi ile mücadele eden Yuvam Dünya topluluğuna üye olmaları ve iklim krizini en alt düzeye çekmek adına daha az elektrik tüketen ve daha az soğutma alanına ihtiyaç duyan Pure Storage seçimlerimizde önemli bir rol aldı.” diye ekledi.

Secure Future Genel Müdür Yardımcısı Dilek Süer: “Müşterilerimize modern ve güvenli veri depolama çözümleri sunarak iş sürekliliği ve rekabet avantajı yaratma misyonumuzun bir parçası olarak, iş ortağımız Pure Storage ile üst düzey hizmet ve çözümler sunmaya devam ediyoruz. Doğuş Teknoloji ile birlikte yıllarca pek çok başarılı projeye imza attık, onların gelişim yolculuğunda birlikte ilerlemekten büyük mutluluk ve gurur duyuyoruz.”

LaLiga’nın başı korsan uygulamalarla dertte! Google ile görüşmeler sürüyor!

Javier Tebas, yeni sezonun ilk beş gününde LaLiga tarafından yapılan çalışmalarla İspanya’da bir milyondan fazla indirilen 58 korsan uygulamayı “ortadan kaldırdığını” söyledi.

LaLiga‘nın, kullanıcıların telefonlarına halihazırda indirilmiş olan uygulamaları “bulmak” konusunda Google ile görüştüğünü söyledi. Tebas, bunların da “ortadan kaldırılabileceğini”, çocuk istismarı görüntüleri için yapılabiliyorsa korsanlık araçları için de yapılabileceğini söyledi.

Yüksek Spor Konseyi (CSD) başkanı Víctor Francos Díaz, Avrupa Fikri Mülkiyet Ofisi tarafından yakın zamanda yayınlanan ve AB’de korsanlığın 2022’de %3,3 oranında arttığını tespit eden verilere atıfta bulundu, ardından korsanlığın LaLiga gibi spor grupları ve Avrupa’daki hükümetler için bir sorun olmaya devam ettiğini söyledi. Bu rapor aslında LaLiga’yı rahatsız eden IPTV tabanlı korsanlığa ilişkin herhangi bir veri içermiyordu, ancak ligin işlerinin dolu olduğuna şüphe yok.

Dünya çapında aktif 46.000 IP adresi!

LaLiga’nın IPTV korsanlık hizmetlerini kontrol altına alma çabaları sekiz yıl önce başladı ve yerel basında çıkan haberlere göre, La Liga’nın korsanlıkla mücadele departmanı şu anda dünya çapında korsan canlı spor yayınlayan 46.000’den fazla IP adresi tespit ediyor.

LaLiga başkanı Javier Tebas, yeni İspanyol futbol sezonunun ilk beş gününde, dünya çapında dört milyon kullanıcı tarafından indirildiğine inanılan 58 Android tabanlı korsan uygulamanın “ortadan kaldırıldığını” bildirdi. Tebas, bu kullanıcıların 800.000’inin İspanya’da olduğunu ve uygulamayı korsan futbol yayınlarını izlemek için kullandıklarını söyledi.

Apple cihazlarıyla ilgili rakamlar daha küçük; dünya çapında yaklaşık bir milyon kullanıcı var ve bunların 300.000’i İspanya’da. Genel olarak bu, İspanya’da bu korsan uygulamaların yaklaşık 1,1 milyon kullanıcısı anlamına geliyor; önemli bir sayı ama genel resmin yalnızca bir kısmı.

LaLiga “Google ile Konuşuyor”

Yerel medyanın aktardığına göre Tebas, “Kavgalarımızdan bir diğeri; bunları cep telefonlarına indirenlerin zaten bunlara sahip olması ve şimdi bunları ortadan kaldırmak için çalışmamız gerekiyor.” dedi.

Google antitröst davası

“Bu cep telefonlarında yer alabilmeleri için Google ve diğer platformlarla görüşüyoruz. Eğer bu yapılabiliyorsa ve yapılıyorsa, örneğin çocuk pornografisi gibi suçlar için, hırsızlık anlamına gelen fikri mülkiyet için de yapılıyorsa, onların da bunu yapması gerekir.”

Fikri mülkiyetin korunması ile çocukların korunmasından aynı cümlede söz edilmeyeli uzun zaman oldu ve eşdeğer karşı önlemlerin savunucusu olmayalı da çok uzun zaman oldu.

Bu, fikri mülkiyetin korunmasının kendi önüne geçtiği anlamına gelebilir, ancak benzer şekilde büyük bir finansal lobi gücü olmadığında, çocuk korumanın geride kaldığı anlamına gelme olasılığı daha yüksek.

LaLiga şu an için kendi çapında bir savaş veriyor gibi görünebilir; ancak, dünya futbolundaki başarısı ve geniş etki alanı onun elini güçlendiriyor. Tek başına bu savaşı kazanması mümkün değil ama derin yaralar aldırabilir.

iPhone 15 Pro Max, sağlamlık testinde çatırdadı!

0

Dün yayınlanan bir iPhone 15 Pro Max düşme testi videosu, özellikle yeni kavisli kenarlarla ilgili olarak bu yeni tasarımın dayanıklılığına ilişkin ilk endişeleri gündeme getirdi.

JerryRigEverything, iPhone 15 Pro ve iPhone 15 Pro Max ile yıllık dayanıklılık testini yayınladı ve bazı endişeleri var.

Dayanıklılık testi boyunca yeni 5. sınıf titanyumun çizilme testi, ısıtma testi, zımpara kağıdı ve daha birçok testten geçtiğini görebiliyoruz. Beklendiği gibi, bıçağı götürdüğünüzde titanyum gerçekten çiziliyor. Ancak mat arka cam çizilmeye çok daha dayanıklı.

Ekran, iPhone 15 Pro’nun arkasındaki üç kamera kapağı gibi çizilme testi sırasında da oldukça iyi performans gösteriyor. Ancak işler oldukça hızlı bir şekilde daha ilginç hale geliyor.

JerryRigEverything, cihaza baskı yapmaya başlarken “Yeni harmanlanmış alüminyum titanyum aşılı hibrit yapının iPhone 15 Pro Max’in yapısal bütünlüğünü tehlikeye atıp atmadığını görmenin zamanı geldi.” diyor. Sadece birkaç saniye içinde bir çat sesi duyuluyor ve arka cam tamamen paramparça oluyor.

“Bunun geldiğini görmedim.” diyor. “Yaklaşık 11 yıldır akıllı telefonların dayanıklılık testini izliyorsunuz ve çoğu telefon kırılmıyor. Özellikle iPhone’lar her zamanki gibi kırılmıyor. Ve (iPhone 15 Pro Max’in) çekimi anormal derecede hızlıydı.”

Aslına bakılırsa iPhone 15 Pro Max testi atlattı. Cihazın ekranı ve çerçevesi de hasarsız. Basınca dayanamayan sadece arka cam.

JerryRigEverything, bunun; titanyumun alüminyumdan beş kat daha fazla çekme mukavemetine sahip olmasından kaynaklanabileceğini, bunun da cam arka kısmın küçük miktarlardaki basınca ve esnemeye bile dayanamamasına yol açabileceğini tahmin ediyor. İşin iyi tarafı, Apple bu yıl iPhone 15 Pro’nun arka camını değiştirmeyi çok daha ucuz hale getirdi.

Sony büyük bir belayla karşı karşıya! Hackerlar, tüm sistemlerini ele geçirdiğini iddia ediyor!

Sony ile ilgili iddiaları doğrulanmamış olsa da Cyber ​​Security Connect, yeni gelen fidye yazılımının geçen ay ortaya çıkmasından bu yana “etkileyici sayıda kurban topladığını” bildiriyor.

Grup, hem açık hem de karanlık ağlarda “Tüm Sony sistemlerini başarılı bir şekilde ele geçirdik.” dedi. “Sony’nin ödeme yapmak istememesi nedeniyle verileri satacağız. VERİLER SATILIKTIR.”

Cyber ​​Security Connect‘e göre grup, bazı hack kanıtı verileri yayınladı, ancak bunların “görünüşte pek de zorlayıcı bilgiler olmadığını” söylüyor.

Bu dosya, dahili bir oturum açma sayfasının ekran görüntülerini, dahili bir PowerPoint sunumunu, çeşitli Java dosyalarını ve görünüşe göre 6.000’den az dosya içeren sızıntıya ait bir dosya ağacını içeriyor.

Kuzey Koreli Hackerler

Grup, 28 Eylül olarak bir “yayın tarihi” listeledi; bu tarihten sonra kimse verileri satın almazsa, bu tarih muhtemelen Ransomed.vc’in verileri toptan yayınlayacağı tarih olacak.

Ransomed.vc’in hem bir fidye yazılımı operatörü hem de bir hizmet olarak fidye yazılımı kuruluşu olduğu söyleniyor.

“Şirketlerdeki veri güvenliği açıklarını gidermek için güvenli bir çözüm” olduğunu ve aynı zamanda “GDPR ve Veri Gizliliği Yasalarına tam uyum içinde” çalıştığını iddia ediyor. Ve grup, “Ödemenin alınmadığı durumlarda Veri Gizliliği Yasası ihlalini GDPR kurumuna bildirmekle yükümlüyüz!” diyor.

2011 yılında Sony’nin PlayStation Network’ü , yaklaşık 77 milyon hesabın kişisel bilgilerinin ele geçirilmesine ve hizmetin 23 gün boyunca çevrimdışı kalmasına neden olan büyük bir ihlal yaşadı.

Sony, başlangıçta hacklemenin 100 milyon dolardan fazlaya mal olacağını tahmin etti ve yalnızca oyunculardan değil, aynı zamanda oyun lansmanları kesintiye uğrayan veya çevrimiçi hizmetleri kullanılamayan geliştiricilerden de özür dilemek zorunda kaldı.

Sony sonunda 55 kadar toplu davayla karşı karşıya kaldı ve etkilenenlere ücretsiz oyunlar da dahil olmak üzere tazminat teklif etmeyi kabul etti.

O zamanlar PlayStation’ın ABD’li patronu Jack Tretton, “Sizler şirketin can damarısınız.” demişti. “Sen olmazsan PlayStation olmaz. Kişisel olarak özür dilemek istiyorum. Vermeye devam ettiğiniz destek karşısında bizi utandıran ve hayrete düşüren sizsiniz.”

Tretton, Sony’nin üçüncü taraf yayıncılık ortaklarına şunları söyledi: “Kesintinin maliyetli olduğunu biliyorum. Siz olmasaydınız biz olmazdık”. Şöyle ekledi: “PlayStation deneyiminin herkes için eğlenceli ve güvenli olmasını sağlamaya her zamankinden daha fazla kararlıyız”.

Yeni Apple Watch Ultra 2: ilk bakış ve yenilikler

0

apple, son ürün lansmanında iPhone 15, iPhone 15 Pro, Apple Watch Series 9 ve Apple Watch Ultra 2’yi tanıttı. Lansmanın gözde ürünleri arasında iPhone 15 ve iPhone 15 Pro öne çıkarken, Apple Watch Ultra 2 de dikkat çeken bir yenilik getiriyor.

Apple Watch Ultra 2’nin dikkat çekici özelliklerinden biri, tasarım açısından birinci nesil modelle neredeyse aynı . Ancak yeni kordon seçenekleri, özellikle çevre dostu Yeşil/Gri renkteki Trail Loop, kullanıcılar için çekici bir seçenek sunuyor. Bu kordon, geri dönüştürülmüş ve temiz enerji kullanımını vurgulayan Apple’ın sürdürülebilirlik çabasını görüyoruz.

S9 işlemci, Apple Watch Ultra 2’de dikkat çeken bir diğer yenilik. Bu işlemci, Siri için cihaz üzerinde işleme yeteneği sağlıyor. Bu da Siri’nin daha hızlı ve daha keskin yanıt vermesini sağlıyor. Özellikle spor yaparken veya egzersiz yaparken, bu özellik kullanıcılar için büyük bir kolaylık sağlayabilir.

Ekranın daha parlak olması, açık hava etkinliklerinde veya güneşli günlerde ekranın daha iyi görünmesini sağlıyor. Bu, kullanıcıların dış mekanlarda daha iyi bir deneyim yaşamasına yardımcı olabilir.

Çift dokunma özelliği ise gelecekteki bir güncelleme ile kullanılacak gibi görünüyor, bu da yeni akıllı saatlerin daha fazla işlevselliğe sahip olacağını işaret ediyor.

Sonuç olarak, Apple Watch Ultra 2’nin çevre dostu tasarımı, hızlı işlemcisi ve Siri için yerel işleme yeteneği ile dikkat çekiyor. Bu, Apple Watch kullanıcıları için olumlu bir güncelleme olarak görünüyor.

OpenAI bombayı patlattı! ChatGPT yeni özellikleriyle artık çok daha güçlü!

OpenAI, yalnızca bir metin kutusuna cümleler yazarak değil, yüksek sesle konuşarak veya yalnızca bir resim yükleyerek AI botunu yönlendirmenize olanak tanıyan hizmetin yeni bir sürümünü kullanıma sunuyor. Yeni özellikler önümüzdeki iki hafta içinde ChatGPT’ye ödeme yapanların kullanımına sunulacak ve OpenAI’ye göre diğer herkes “kısa süre sonra” bu özelliğe sahip olacak.

Sesli sohbet kısmı oldukça tanıdık: Bir düğmeye dokunur ve sorunuzu söylersiniz, ChatGPT bunu metne dönüştürür ve büyük dil modeline besler, yanıt alır, bunu tekrar konuşmaya dönüştürür ve yanıtı yüksek sesle söyler. Sadece Alexa veya Google Asistan ile konuşmak gibi hissettiriyor olmalı. Görünen o ki çoğu sanal asistan, Yüksek Lisans’lara dayanacak şekilde yeniden inşa ediliyor; OpenAI bu oyunda biraz ileride.

OpenAI’in mükemmel Whisper modeli, konuşmayı metne dönüştürme işinin çoğunu yapıyor ve şirket, “yalnızca metinden ve birkaç saniyelik örnek konuşmadan insan benzeri ses” üretebileceğini söylediği yeni bir metinden konuşmaya modelini piyasaya sürüyor. Beş seçenek arasından ChatGPT’nin sesini seçebileceksiniz ancak OpenAI, modelin bundan çok daha fazla potansiyele sahip olduğunu düşünüyor gibi görünüyor. 

AI nedir

OpenAI, örneğin podcast’leri diğer dillere çevirmek için Spotify ile birlikte çalışıyor; bunu yaparken de podcast yayıncısının sesini koruyor. Sentetik seslerin pek çok ilginç kullanım alanı var ve OpenAI bu sektörün büyük bir parçası olabilir.

Ancak yalnızca birkaç saniyelik ses ile yetenekli bir sentetik ses oluşturabileceğiniz gerçeği, aynı zamanda her türlü sorunlu kullanım durumunun da kapısını açıyor. Şirket, yeni özellikleri duyuran bir blog yazısında, “Bu yetenekler aynı zamanda kötü niyetli aktörlerin kamuya mal olmuş kişileri taklit etme veya dolandırıcılık yapma potansiyeli gibi yeni riskler de sunuyor.” dedi. OpenAI, modelin tam da bu nedenle geniş kullanıma uygun olmadığını söylüyor; çok daha kontrollü olacak ve belirli kullanım durumları ve ortaklıklarla sınırlandırılacak.

Bu arada görsel arama biraz Google Lens’e benziyor. İlgilendiğiniz şeyin fotoğrafını çekersiniz ve ChatGPT ne sorduğunuzu anlamaya çalışacak ve buna göre yanıt verecektir. Sorgunuzu netleştirmenize veya resimle birlikte konuşabileceğiniz veya sorular yazabilmenize yardımcı olması için uygulamanın çizim aracını da kullanabilirsiniz. ChatGPT’nin ileri geri yapısının faydalı olduğu yer burası; Bir arama yapıp yanlış cevabı aldıktan sonra başka bir arama yapmak yerine, botu yönlendirebilir ve ilerledikçe cevabı hassaslaştırabilirsiniz.

Açıkçası, görsel aramanın potansiyel sorunları var. Bunlardan biri, bir kişi hakkında bir chatbot başlattığınızda olabileceklerden biri. OpenAI, hem doğruluk hem de gizlilik nedenleriyle ChatGPT’nin “insanları analiz etme ve onlar hakkında doğrudan beyanda bulunma yeteneğini” kasıtlı olarak sınırladığını söylüyor. 

ChatGPT’nin ilk lansmanından neredeyse bir yıl sonra OpenAI, yeni sorunlar ve dezavantajlar yaratmadan botuna nasıl daha fazla özellik ve yetenek kazandıracağını bulmaya çalışıyor gibi görünüyor. Bu sürümlerle şirket, yeni modellerinin yapabileceklerini kasıtlı olarak sınırlayarak bu çizgide yürümeye çalıştı. Ancak bu yaklaşım sonsuza kadar işe yaramayacak. Daha fazla kişi sesli kontrolü ve görsel aramayı kullandıkça ve ChatGPT gerçekten çok modlu, kullanışlı bir sanal asistan olmaya yaklaştıkça, korkulukları açık tutmak giderek zorlaşacak.