MNG Kargo satıldı!

0

DHL Group, Türkiye’nin önde gelen kargo şirketlerinden biri olan MNG Kargo’nun hisselerinin tamamını satın almak üzere anlaşma imzaladı. Yapılan bu anlaşma, Türkiye’nin hızla büyüyen e-ticaret ve kargo sektörlerine yeni bir ivme kazandıracak. Türkiye, sahip olduğu genç ve dinamik nüfus, yaygın dijital iletişim ağı, ve kurulu ulaşım altyapısı ile e-ticaretin, Avrupa Birliği pazarlarından çok daha hızlı bir şekilde, çift haneli büyüdüğü bir ülke. Piyasalar Türkiye’ye, Avrupa’dan yapılan bu doğrudan yatırımı, ülke ekonomisine ve büyüme potansiyeline gösterilen güven olarak yorumluyor. 

2003 yılında kurulan MNG Kargo, 27 aktarma merkezi, 800’ü aşan şubesi ve yaklaşık 10 bin kişiye sağladığı istihdam ile sektörün lider oyuncularından biri.

MNG Kargo, DHL e-ticaret Avrupa kargo teslimatı ağını tamamlayacak

DHL Group CEO’su Tobias Meyer konuyla ilgili, “Sürdürülebilirlik, küreselleşme ve dijitalleşmenin yanı sıra e-ticareti lojistikte bir mega trend olarak tanımladık ve 2025 DHL Grup Stratejisi’nde odaklandığımız bir alan haline getirdik” diyor ve ekliyor: “E-ticaret, lojistik sektörü ve özellikle de kargo hacimleri için en büyük büyüme faktörlerinden biri olmaya devam ediyor. Bu nedenle, organik ve inorganik büyüme stratejileri ile, e-ticaret sektöründeki ayak izimizi genişletmek için sürekli çalışıyoruz. MNG Kargo, bizim iş portföyümüzü tamamlayacak, bu sektördeki kurulu ağımızı daha da genişletmemize yardımcı olacaktır.”

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu, “Türkiye, büyüyen ekonomisi, stratejik konumu, yetkin işgücü ve kurulu ulaşım altyapısı ile lojistik sektöründe bölgesel bir merkez durumundadır. Ülkemizdeki kargo hacmi, e-ticarette yakalanan çift haneli büyüme ile günden güne artmaktadır. Sektörün en önemli oyuncularından biri olan DHL’nin Cumhuriyetimizin Yüzüncü yılında gerçekleştirdiği bu satın alma, ülkemizin potansiyeline olan inancını ve artan yatırım iştahını da göstermektedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ülkemizin yatırım ortamının geliştirilmesi ve uluslararası doğrudan yatırımların artırılması en önemli hedeflerimizden biridir” dedi. 

DHL e-Ticaret CEO’su Pablo Ciano, “DHL e-Ticaret olarak amacımız müşterilerimize güvenilir, ulaşılabilir ve sürdürülebilir e-ticaret teslimat hizmetleri sunmaktır. Bu stratejinin bel kemiğini, kendimiz veya ortaklıklar aracılığıyla işlettiğimiz geniş ağımız, dijital uzmanlığımız ve yetkinliklerimiz oluşturuyor. MNG Kargo’nun satın alınması, kurulu ağımızı güçlendirecek ve global müşterilerimizi Türkiye pazarıyla buluşturmamıza yardımcı olacak” diye konuştu.

MNG Kargo CEO’su Kağan Gündüz; “MNG Kargo olarak, DHL Group’un global bilgi ve teknoloji birikimini arkamıza alarak, tüketiciye sunduğumuz hizmet kalitesini daha da geliştirmeyi ve kapasite artırım yatırımları ile daha da yüksek istihdam yaratmayı hedefliyoruz. Ülkemiz, uluslararası üreticilerin sürdürülebilir tedarik zinciri oluşturma stratejilerinin odağı haline gelmiş durumdadır ve sektörümüzün gelişimi hız kesmeden devam edecektir” açıklamasında bulundu. 

Apple, geliştiriciler için Vision Pro başvurularını başlattı

0

Apple, yapılan bir duyuryla geliştiricilerin Vision Pro kulaklık almak için başvuru yapabileceklerini bildirdi. Kulaklığa ek olarak, geliştirme kiti ayrıca cihazı kurma yardımı, kod düzeyinde destek talepleri ve visionOS için bir uygulama tasarlama ve geliştirme konusunda Apple uzmanlarıyla “check-in” içeriyor.

Şirket, “visionOS özelliklerinden ve yeteneklerinden yararlanan” bir uygulama oluşturan başvuru sahiplerine öncelik verecek. Başvurmak için Apple, ekibinizin geliştirme becerilerini ve mevcut uygulamalarını belirtebileceğiniz Apple Geliştirici Programında Hesap Sahibi olmanız gerektiğini söylüyor. Sun Apps CEO’su Dylan McDermott, Apple’ın cihazları güvence altına alma politikasının ayrıntılarını da tweetledi.

Vision Pro

Apple ayrıca Cupertino, Londra, Münih, Şangay, Singapur ve Tokyo’da Apple’ın web sitesinde başvurabileceğiniz geliştirici laboratuvarları düzenliyor. Ayrıca, geliştiricilerin uygulamalarının Vision Pro’da kullanılan visionOS işletim sistemi için hazır olduğundan emin olmalarına yardımcı olacak bir uyumluluk kontrol listesi yayınladı.

Apple, geliştiricilerin hiçbir şeyi değiştirmek zorunda kalmadan uygulamalar üzerinden otomatik olarak taşınacağı için iOS ve iPadOS uygulamalarını kulaklığa getirmeyi kolaylaştırmaya çalışıyor. Bununla birlikte, geliştiriciler uygulamalarını visionOS için geliştirmekte ve yenilerini oluşturmakta özgürler. Kulaklık 3.499 dolardan başlayacak ve gelecek yılın başlarında ABD’de piyasaya sürülecek.

Renault’tan ikinci el araçlar için yenileme programı

0

Renault Group, yeni kimliği RENEW ile ikinci el faaliyetlerini büyütmeye devam ediyor. RENEW, daha önce Renault2 markası altında yer alan 56 satış noktasının tamamında hizmete sunuluyor.

Bursa’daki Oyak Renault fabrikasında kurulan ikinci el otomobil yenileme ile yenilikçi bir yaklaşım getirecek olan Refactory’de, aynı zamanda yenilenen tüm araçlar RENEW’un ikinci el konusundaki uzmanlığı ile buluşuyor.

Renew, Türkiye’de 56 noktada faaliyet gösteren geniş satış ağıyla ikinci el araçlarda yeni bir standart belirliyor.

96 kontrol noktası, 12 aya kadar garanti ve cazip finansman seçenekleri sunan Renew, ikinci el araç güvenilirliğinin yanı sıra, tüm markaları barındıran geniş bir model yelpazesiyle hizmet veriyor. 

Renault Group, Refactory ile sürdürülebilir kalkınma stratejisinin merkezinde yer alan endüstriyel ve ticari bir ekosistem yaratmayı hedefliyor. Refactory faaliyetlerine ilk olarak Fransa’nın Flins bölgesinde başlayan Renault Group, ardından İspanya’nın Sevilla kentinde devam etti. Son olarak ise Bursa’da başladı. 

Oyak Renault fabrikası bünyesinde kurulan bu yeni endüstriyel tesisin amacı, kullanılmış otomobilleri standartlara göre yenilemek. Test sürüşü, ekspertiz, teşhis, mekanik ve karoser onarımları gibi hizmetler sunan Refactory, aynı zamanda boya işlemleri, Renault Estetik süreci (ayrıntılı iç ve dış temizlik), kalite kontrolü ve otomobilin standartlaştırılmış fotoğraf çekimi alanlarında da kalitesiyle fark yaratıyor. İlk etapta Clio IV, Clio V ve Megane Sedan modellerine odaklanan Refactory, hizmetlerini genişletecek. 

Bu yaklaşımın avantajı, endüstriyel olarak standartlaştırılmış süreç, maliyet azaltma ve aynı zamanda yüksek kaliteli onarım seviyesidir. Oyak Renault fabrika ekiplerinin güçlü uzmanlığı, bayilere RENEW’in yeni kalite standartlarını sunmasını sağlayacak. Buradan çıkan ikinci el otomobiller 2 yıl garantili olacak.

DyDo Drinco Türkiye, atık sorunu için harekete geçti

0

İçecek ürünlerinde kalite ve çeşitlilik sunan DyDo Drinco Türkiye, sürdürülebilirlik projeleri çerçevesinde öncü adımlar atmaya devam ediyor. Bu kapsamda, bünyesinde bulunan Saka Su markası ile “Crush Your Bottle” projesini oluşturan DyDo Drinco Türkiye, geri dönüşüm sürecine katkıda bulunmayı ve daha fazla atık alanı yaratmayı hedefliyor. 

Sürdürülebilir kaynaklar elde edebilmek ve gelecek nesillere temiz bir dünya bırakabilmek için geri dönüşüm büyük bir önem taşıyor. Tüketimi en aza indirerek malzemelerin yeniden kullanılabilir hale gelmesini sağlayan geri dönüşüm, sürdürülebilir bir dünyanın anahtarını oluşturuyor. Değerleri doğrultusunda sürdürülebilirliği odağına alan çalışmalar gerçekleştiren DyDo Drinco Türkiye, bu çerçevede hayata geçirdiği “Crush Your Bottle” projesi ile plastik şişe atıkları sorununu ele alıyor. Günlük hayata kolayca entegre edilebilen proje, plastik atıkların geri dönüşümü için pratik bir çözüm sunuyor.

DyDo, gençlere ve çocuklara daha yaşanabilir bir dünya bırakabilmek için harekete geçti

Her yıl milyonlarca plastik şişe çöplere atılıyor, düzensiz çöp atımı ise atık fazlalığına sebep oluyor ve zararlı sera gazlarını havaya salıyor. Bu çerçevede harekete geçen DyDo Drinco Türkiye, boş plastik şişelerin çöp kutusuna atılmadan önce ‘şişeyi ezme’ uygulamasını benimseyerek bir farkındalık projesine imza attı. Küçük bir adımla büyük bir etki yaratmayı amaçlayan DyDo Drinco Türkiye, Crush Your Bottle projesi ile çöp kutularında daha fazla alan yaratıyor, atık toplama sıklığını azaltıyor ve CO2 emisyonlarının azaltılmasına katkıda bulunuyor. 

Gençlere ve çocuklara daha yaşanabilir bir dünya bırakabilmek için harekete geçen DyDo Drinco Türkiye, bu kapsamda Saka Su markası ile hayata geçirdiği en yeni “Crush Your Bottle” ile plastik şişe kullanan herkesin bu şişeleri ezerek çöp kutusuna atmaya davet ediyor. 

Twitter’ın sıradaki rakibi TikTok

Twitter aldığı bir çok tepkiyle uyguladığı yanlış politikalarla kan kaybetmeye başlayınca yeni rakipleri doğdu. Bluesky, Threads gibi birçok güçlü platform doğrudan Twitter’la rekabet için üretildi. Şimdi de dünyada en çok kullanılan sosyal medya uygulamalarından olan TikTok duyurduğu metin özelliğiyle Twitter’a rakip olmaya hazırlanıyor.

Platform, duyuruda süreci çok daha kolaylaştıracağının ve kullanıcıların fikirlerini beyan etmelerini sınırlarını genişlettiğinin altını çiziyor. Twitter’ın kısıtlayıcı yaklaşımına karşı özgürlükçü iddialarda bulunması platformun elini güçlendiriyor fakat bunun ne kadar gerçekçi olduğu ve TikTok’un kullanıcı profiline, düşük kaliteli içeriklerine ilişkin çektiği tepkiler nedeniyle bunun ne kadar karşılık bulabileceği tartışma konusu.

TikTok’un paylaştığı görsel

Fakat yine de Elon Musk’ın Twitter’ın adını değiştirerek kültürünü yok etmeye yönelik hamleleri ve her geçen gün artan kısıtlamaları büyük kitlelerin uygulamadan kaçmasına neden oluyor. Dolayısıyla bu rakip çıkan her uygulamaya az ya da çok fayda sağlayacak.

Platformla ilgili bir diğer endişe ise bilgi güvenliği noktasında. Platform yakın zamanda sadece ülkemizden 700.000 kullanıcının hesabının çalınması ile gündeme gelmişti. Kişilerin fikirlerini barındırdığı bir noktada TikTok’un bu verileri ne kadar iyi koruyacağı tartışılıyor. Ayrıca geçtiğimiz günlerde Twitter’a rakip olarak duyulan Threads de Instagram’ın destekleriyle çok hızlı yükseldi. Fakat aynı başarıyı kullanıcıların uygulamada tutmakta gösteremedi ve hızlı bir şekilde düşüşe geçti.

Elektronik sertifika sayısı 7,5 milyonu geçti

0

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından açıklanan 2023 yılı ilk çeyrek Elektronik sertifika verilerine göre, e-imza sayısı 6,7 milyona, mobil imza sayısı ise 887 bine ulaştı. Toplamda 7,5 milyon elektronik sertifika oluşturuldu. 

BTK, 2023 yılının ilk çeyreğine ilişkin Pazar Verileri Raporu’nu yayımladı. Üretilen elektronik imza sayısı 6 milyon 672 bin 173’e yükseldi. Mobil imza sayısı ise 887 bin 43’e ulaştı. Toplamda 7 milyon 559 bin 216 elektronik sertifika oluşturuldu. 2022 yılının son çeyreğine oranla e-imza sertifika sayısında yüzde 4,1 artış, mobil imza sertifika sayısında ise yüzde 3,1 yükseliş gerçekleşti. Toplam üretilen sertifika sayısı ise bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 4 arttı. Islak imza ile aynı hukuki geçerliliğe sahip e-imza, elektronik işlemlerde gönderilen bilginin yolda değişmediğini, gönderen kişiye ait olduğunu ve inkâr edilemeyeceğini garantiliyor. E-imza, ayrıca elektronik ortamda gerçekleşen işlemlerde kişilerin kimlik bilgilerinin doğruluğunu da gösteriyor.

Elektronik sertifikalar çalışan verimliliğini artırıyor

E-imzanın işletmelerde dokümanların imzalanma sürecini bilgisayar ve mobil ortama taşıyarak pek çok operasyonel süreci birkaç tıklama işlemi ile zamandan ve mekândan bağımsız hale getirmek için kullanılan temel öğelerden biri olduğuna dikkat çeken E-GÜVEN Genel Müdürü İlker Türkoğlu, “Günlük hayatımızda, e-imza bireylere ve işletmelere önemli avantajlar sağlıyor. Bireyler tarafında, e-devlet uygulamalarının giderek yaygınlaşması, e-imza kullanımını da artırıyor ve zamanın çok değerli olduğu günümüzde her türlü işlemin verimli, hızlı yapılabilmesini sağlıyor.  İş süreçlerini kısaltmak ve çalışanlarının verimliliğini hem ofis içinde hem ofis dışında maksimum seviyeye çıkarmak isteyen şirketler de e-imzayı bünyelerine dahil edip, iş süreçlerini hızlandırıyor. E-imza ve e-imzalı çözümler ile iş süreçlerini dijitalleştiren kurumlar kâğıt, kargolama ve arşivleme maliyetlerini de ortadan kaldırıyor. Kâğıtsız hayatı mümkün kılan, enerji, zaman ve para tasarrufu sağlayan e-imza ve çözümler, işletmelerin en değerli hazinesi olan verinin ve emeğin korunmasına yardımcı olurken, doğaya da büyük katkı sağlıyor” açıklamasında bulundu. 

Kuzey Koreli hackerların IP adresleri açığa çıktı!

Güvenlik uzmanları, Kuzey Koreli bilgisayar korsanlarının, yaptıkları bir hata nedeniyle kurumsal yazılım şirketi JumpCloud’a son zamanlarda yapılan bir izinsiz girişin arkasında olduğuna büyük güven duyduklarını söylüyorlar.

JumpCloud’un etkilenen müşterilerinden birine yardım eden Mandiant, ihlali Kuzey Kore’nin Genel Keşif Bürosu veya kripto para şirketlerini hedef alan ve yöneticiler ile güvenlik ekiplerinin şifrelerini çalan bir bilgisayar korsanlığı birimi olan RGB için çalışan bilgisayar korsanlarına bağladı. Kuzey Kore, yaptırım uygulanan nükleer silah programını finanse etmek için uzun süredir kripto para hırsızlıklarını kullandıklarını belirtiyor.

Bir blog gönderisinde Mandiant, UNC4899 olarak adlandırdığı bilgisayar korsanlığı biriminin yanlışlıkla gerçek dünyadaki IP adreslerini ifşa ettiğini söyledi. Kuzey Koreli bilgisayar korsanları, IP adreslerini maskelemek için genellikle ticari VPN hizmetlerini kullanıyor, ancak “birçok durumda” VPN’ler çalışamadı veya bilgisayar korsanları, kurbanın ağına erişirken bunları kullanmadı ve Pyongyang’dan erişimlerini açığa çıkardı.

Mandiant, kanıtlarının bunun “bir OPSEC hatası” olduğunu desteklediğini, operasyonel güvenliğe atıfta bulunduğunu söyledi. Araştırmacılar, daha önce Kuzey Kore’ye atfedilen bilgisayar korsanları tarafından kullanılan bu izinsiz girişte de kullanılan ek alt yapıyı ortaya çıkardıklarını söylediler.

Kuzey Kore-nexus tehdit aktörleri, kripto para birimini çalmak için siber saldırı yeteneklerini geliştirmeye devam ediyor. Mandiant’ın CTO’su Charles Carmakal, “Geçtiğimiz yıl boyunca, birden fazla tedarik zinciri saldırısı gerçekleştirdiklerini, meşru yazılımları zehirlediklerini ve özel kötü amaçlı yazılım geliştirip MacOS sistemlerine yerleştirdiklerini gördük” dedi. “Nihayetinde şirketlerle kripto paraları tehlikeye atmak istiyorlar ve oraya ulaşmak için yaratıcı yollar buldular. Ama aynı zamanda bazı izinsiz girişleri onlara atfetmemize yardımcı olan hatalar da yapıyorlar.”

SentinelOne ve CrowdStrike, Kuzey Kore’nin JumpCloud saldırısının arkasında olduğunu da doğruluyor

JumpCloud, geçen hafta yaptığı kısa bir gönderide, beşten az kurumsal müşterisinin ve ondan az cihazının Kuzey Kore bilgisayar korsanlığı kampanyası tarafından hedef alındığını söyledi. JumpCloud, Haziran ayında bir izinsiz girişi bildirdikten sonra müşteri API anahtarlarını sıfırladı. JumpCloud’un GoFundMe, ClassPass ve Foursquare dahil 200.000’den fazla kurumsal müşterisi vardır.

Worldcoin göz taramalı kripto projesi başladı!

Sam Altman’ın cüretkar göz küresi tarama kripto girişimi Worldcoin, “insanları yapay zekadan çevrimiçi olarak ayırmak” için güvenilir bir çözüm oluşturmaya yardımcı olmak, “küresel demokratik süreçleri” etkinleştirmek ve “ekonomik fırsatı büyük ölçüde artırmak” için hizmetlerini küresel olarak sunmaya başladı.

Toplamda yaklaşık 250 milyon dolar toplayan ve destekçileri arasında Andreessen Horowitz, Khosla Ventures ve Reid Hoffman’ı sayan girişim, kimlik teknolojisinin yanı sıra token’ı uluslararası alanda kullanıma sunduğunu söyledi. Bireyler, girişimin protokol uyumlu cüzdan yazılımı olan World App’i indirebilir ve World ID’lerini almak için girişimin kask şeklindeki göz küresi tarama doğrulama cihazı olan Orb’u ziyaret edebilir.

Daha önce şirket tarafından belirtildiği gibi, Worldcoin belki de dünyaya para birimini benimsemesi için rüşvet vermeye yönelik en cüretkar çabalardan biridir. OpenAI CEO’su Altman ve Alex Blania tarafından kurulan girişim, her insanın akıllı telefonuna bir kripto cüzdanı koymak istiyor, ancak bunu yapabilmek için birinin benzersiz olup olmadığını belirlemenin bir yolunu bulmak gerekiyor.

Üç yılı aşkın bir süredir üzerinde çalışılan Worldcoin, Hindistan da dahil olmak üzere birçok ülkede sessizce bireyleri kaydettiriyor ve katılanlara 25 Worldcoin jetonu veriyor. Ancak şimdiye kadarki yolculuk pek pürüzsüz olmadı. Proje, yoksul ülkelerdeki sömürücü uygulamalar nedeniyle çok fazla kişi tarafından eleştirildi.

Şirket tarafından yapılan açıklamada, Worldcoin’in şu an için ABD’de piyasaya sürülmeyen tüm tokenlerinin yaklaşık %20’sini elinde tuttuğunu söyledi.

“Başarılı olursa, Worldcoin’in ekonomik fırsatı büyük ölçüde artırabileceğine, gizliliği korurken çevrimiçi yapay zeka için insanları ayırt etmek için güvenilir bir çözüm ölçeklendirebileceğine, küresel demokratik süreçleri etkinleştirebileceğine ve sonunda yapay zeka tarafından finanse edilen UBI’ye giden potansiyel bir yol gösterebileceğine inanıyoruz.”

Worldcoin’in “küresel ölçekte uyum sağlama girişimi” olduğunu söylenerek, Twitter’ın kurucu ortağı ve kripto para dünyasına yabancı olmayan Jack Dorsey’den bir hamle geldi.

BluTV kimin?  BluTV’de görev değişikliği

BluTV ülkemizde en çok izlenen dijital akış hizmetleri arasında yer alıyor. BluTV’de geçtiğimiz aylarda görev değişikliği olmuştu. Peki BluTV kimin?

Yerli dijital akış hizmet BluTV çıkış tarihinden bu yana önemli yayınlara imza attı. Özellikle geçmişte başarılı olan dizilerin devamını getirmesi büyük bir izleyici kitlesi çekti. Bununla beraber çıkardığı yeni yerli yapımlar da dikkat çekici oldu.  Başarılı içeriklere imza atan BluTV geçtiğimiz günlerde değişikliğe gitti. BluTV’nin kurucusu ve CEO’su Aydın Doğan Yalçındağ, CEO’luk görevini Deniz Şaşmaz Oflaz’a devretti. Ocak 2023’te yaşanan bu değişim, BluTV’nin genel stratejisinde de değişikliğe neden olabilir.

Deniz Şaşmaz Oflaz’ın kariyerine baktığımızda ise 2016 yılında Content Strategy and Acquisitions Manager olarak çalışma hayatına başladığını görüyoruz. Daha sonra 2018 yılında Head of Content Acquisitions & Productions göreviyle çalışma hayatına devam etti. Son olarak BluTV’ye katılan Oflaz, 2020 yılında Chief Commercial Officer” ve 2021 yılında “Chief Commercial & Content Officer” olarak şirkette görev aldı.

BluTV’de yer alan yapımlar

7 yıllık bir geçmişe sahip olan BluTV, bu değişimle önemli bir yeniliğe imza atıyor. 2021 yılında ise medya devi Warner Bros. Discovery ile stratejik bir ortaklığa gitmesi de platformun büyümesini sağlıyor. Discovery ssson olarak şirketin yüzde 35’li hissesi için 20 milyon dolar ödeme yaptı. Bu ödemenin yapıldığı dönemde BluTV’nin değerlemesi 57 milyon seviyelerindeydi.

Bununla birlikte HBO ile BluTV arasında yapılan anlaşma da büyük bir öneme sahip. Bu anlaşma kapsamında HBO dizileri BluTV üzerinden izlenebilecek.

Ayrıca istatistiklere baktığımızda BluTV içerik havuzu ile önemli bir kullanıcı kitlesini elinde bulunduruyor. Türkiye’de BluTv yüzde 38’lik izleyici kitlesine sahip. Netflix yüzde 27,Amazon Prime Video yüzde 19, Disney+ yüzde 8 ile BluTV’yi takip ediyor. JustWatch’tan alınan bu istatistikler, BluTV’nin HBO ile anlaşması sonrasında önemli bir büyüme yaşadığını gösteriyor. BluTV’de yer alan bazı öne çıkan yapımlar ise şu şekilde:

  • Bizden Geriye Kalanlar (The Last Of Us)
  • Joker
  • Euphoria
  • Sürücü (Drive)
  • Game of Thrones
  • Aşıklar Şehri (La La Land)
  • Westworld
  • Soygun (Good Time)
  • True Detective
  • Yıldızlara Doğru (Ad Astra)

Yurt dışı telefon kayıt ücreti ne kadar?

Yurt dışı telefon kayıt ücreti 7 Temmuz 2023 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan karar ile güncellendi. Peki yurt dışı telefon kayıt ücreti ne kadar?

Yurt dışından telefon almak, vergi yükümlülüğünü göz önünde bulundurulduğunda çok avantajlı olmaktaydı. Ancak son düzenlemeler ile yurt dışından alınan telefonlar için kayıt ücretlerinde değişiklik oldu. Böylelikle 7 Temmuz 2023 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı kapsamında 492 Sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarifelerde yer alan harç tutarı yüzde 50 artış gerçekleşti.

Daha önce 2023 yılında IMEI kayıt ücreti 2 bin 732 TL’den 6 bin 91 TL’ye çıkarılmıştı. Resmi Gazete’de yayınlanan artışla bu ücret Cumhurbaşkanı kararıyla birlikte 20 bin TL’ye yükseldi. Böylelikle IMEI kayıt ücreti 20 bin TL olarak değişti.

IMEI kaydı nasıl yapılıyor?

BTK kararı kapsamında yurt dışından getirilen telefonların kayıt edilebilmesi için 120 günlük bir sınır bulunuyor. Bu 120 gün içerisinde e-Devlet üzerinden başvuruda bulunulması gerekiyor. Kayıt işlemi için öncelikle E-devlet üzerinden kayıt hakkı sorgulamak gerekiyor. Daha sonra harç ücreti yatırılıp kayıt işlemleri tamamlanması gerekiyor.

Tüm bu işlemler için e-Devlet kapısı https://www.turkiye.gov.tr/btk-imei-kaydet üzerinden sisteme giriş yapmak gerekiyor. Daha sonra gerekli bilgiler doldurulduktan sonra kayıt işlemi gerçekleştiriliyor. Bazı kişilerde e-devlet kapısı üzerinden işlem sırasında sistemsel veya hak bazlı sorun yaşanabiliyor. Buna izin verilmeyen kişiler (diplomatik belge sahipleri) Abone Kayıt Merkezlerine başvuru yapabiliyor. Böylelikle Resmi Gazete’de yer alan bilgiler şu şekilde:

Karar Sayısı: 7344

Ekli “492 Sayılı Harçlar Kanununa Bağlı Tarifelerde Yer Alan Maktu Harç Tutarının Yeniden Belirlenmesine Dair Karar”ın yürürlüğe konulmasına, 492 sayılı Harçlar Kanununun mükerrer 138 inci maddesi gereğince karar verilmiştir.

492 SAYILI HARÇLAR KANUNUNA BAĞLI TARİFELERDE YER ALAN MAKTU HARÇ TUTARLARININ YENİDEN BELİRLENMESİNE DAİR KARARLAR

Madde 1- (1) 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı, (9) sayılı tarifenin “II-Sürücü belgesi harçları” başlıklı bölümü hariç olmak üzere, tarifelerde yer alan ve 2023 yılında uygulanan maktu harç tutarları (maktu ve nispi harçların asgari ve azami miktarlarını belirleyen hadler dahil) yüzde 50 oranında artırılıyor. Alınan Kanuna bağlı (8) sayılı tarifenin “VIII-Yolcu beraberinde getirilen telefon kullanım izin harcı” başlıklı bölümünün (1) numaralı fıkrasında yer alan harç tutarı 20 bin TL olarak yeniden belirlendi.

Madde 2- (1) Bu Karar yayımı tarihini izleyen gün yürürlüğe girer.

Madde 3- (1) Bu Karar hükümlerini Hazine ve Maliye Bakanı yürütür.

Trendyol’da satıcı olmak için gerekenler

Trendyol’da satıcı olmak günümüz işletmeleri için önemli avantajlar sağlıyor. Bunun için birkaç adımda işlemleri tamamlayabilirsiniz.

Trendyol 30 milyonu aşkım müşterisi ile ülkemizin en büyük pazaryerlerinden biri. İsteyen satıcılar, şartları karşıladığı takdirde Trendyol’da sanal mağaza açabiliyor. Böylelikle sanal mağazalar ile milyonlarca müşteriye ulaşmak daha kolay oluyor. Trendyol’un satış başına komisyon odaklı ücret politikası da satıcının birden büyük bir ödemenin altına girmesini engelliyor. Böylelikle bu modelde satıcı yaptığı satış başına Trendyol’a pazaryeri komisyonu ödemek durumunda kalıyor. Trendyol bu modeli ile mağaza açma sırasında satıcından hiçbir ek ücret tahsil etmiyor.

Aşağıdaki satıcı olma şartlarını karşılayabilen satıcılar, şirket bilgilerini doldurup ürünlerini ekleyerek müşterilere ulaşabiliyor. Trendyol’da satıcı profili açmak için şirket kurmanız gerekiyor. Anonim, limited veya şahıs şirketiniz varsa Trendyol pazaryerinde satış yapmak için kolayca başvuru yapabilirsiniz.

Trendyol satıcısı olmak

  • Trendyol’da satıcı olabilmeniz için anonim, limited, şahıs veya diğer şirket tiplerinde bir kuruluşunuzun olması gerekiyor.
  • Vergi mükellefi olmanız gerekiyo. Vergi mükellefi, kimin vergilendirileceğinin kişi unsuru olarak tanımlanıyor. Vergi Usul Kanunu’nun 8. maddesinde yer alan bilgilere göre üzerine vergi borcu yüklenen gerçek ve tüzel kişiler, vergi mükellefi anlamına geliyor.
  • Online platformda satılabilecek ürün stoğuna sahip olmanız gerekiyor.
  • Satış operasyonunu sürdürecek kapasiteye sahip olmanız gerekiyor.

Trendyol’da satış yapmak için gerekli şartları yerine getirdiyseniz belgeleri sisteme yüklemeniz gerekiyor. Onaylandıktan sonra 10 iş günü içerisinde Satıcı Üyelik Sözleşmesini ıslak kaşeli ve imzalı olarak göndermelisiniz. Trendyol mağaza açma başvurusu genellikle 1-7 gün içerisinde tamamlanıyor. Bu süreç tamamladıktan sonraürünlerinizi satmaya başlayabiliyorsunuz.

Trendyol’a üye olduktan sonra satıcı olarak giriş yapmak için partner.trendyol.com adresini ziyaret edebilirsiniz. Satıcı platformuna başvuru yaparken önceden belirlediğiniz şifre ve e-posta adresiniz ile ulaşabilirsiniz. Google Play ve App Store’dan Satıcı Platformu’nu indirerek indirim, kampanya ve duyurularınızı takip edebilirsiniz. Mağaza açılış sürecini başarıyla tamamladıysanız bir sonraki adım ürünlerinizi listelemek ve satışa başlamak. Bunun için ürün bilgilerinizi detaylı olarak girmeniz gerekiyor. En çok satan ürünlerin envanterini güçlendirip, doğru fiyat politikası belirlemelisiniz.

Hangi bankalarda hesabım var?

E-devlet’teki “Mevduat/Katılım Fonu Hesabı Bulunan Banka Sorgulama” işlemi hangi bankalarda hesabım var sorusunu cevaplıyor.

Finansal hedeflerinize bağlı olarak, birden fazla banka hesabına sahip olmanın mantıklı olduğunu görebilirsiniz. Ancak sahip olunması gereken doğru sayıda banka hesabı yok. Burada anahtar kelime, hangi hesap kombinasyonunun finansal hedefleriniz ile yaşam tarzınız arasında ideal eşleşmeyi sağladığı.

Tek bir banka hesabına sahip olmak günlük iş süreçlerini kolaylaştırabilir. Ancak bankalar arasında yaşanan bazı kesintiler, müştrileri birden fazla banka hesabına olmaya itiyor. Bu da müşteriler için aslında karmaşıklığa neden oluyor. Hiç kullanılmayan banka hesapları kapatılmayarak güvenlik tehlikeleri de oluşturabiliyor. Birden fazla banka hesabının tüm avantajlarına rağmen, bu seçimin mali durumunuz için mantıklı olmayabileceği nedenler var. Bunlar arasında kontrol edilecek daha fazla hesap olması, asgari bakiyeler ve hesap kesim ücretleri yer alıyor diyebiliriz.

Mevduat/Katılım Fonu Hesabı Bulunan Banka Sorgulama

Düzenliyseniz ve biraz araştırma yapmaktan çekinmiyorsanız, birden fazla banka hesabına sahip olmak uzun vadede size kolaylık sağlayabilir. Ancak finansal güvenlik için bu hesapların sürekli olarak kontrol edilmesi gerekiyor. Ayrıca düşük bir ihtimal de ols dolandırıcılar sizin kimlik bilgileriniz ile sizin adınıza sahte banka hesapları da açabiliyor.

hangi bankalarda hesabınız olduğunu neredeyse hiç efor harcamadan online şekilde öğrenebilirsiniz. Bunun için öncelikle e-devlet sistemine kimlik bilgileriniz ve şifreniz ile giriş yapmanız gerekiyor. Daha sonra e-devlet kapısı üzerinden “Mevduat/Katılım Fonu Hesabı Bulunan Banka Sorgulama” sistemine giriş yapmanız gerekiyor. Sorgulamayı yaptıktan sonra hangi bankalarla ilişiğiniz olduğunu görebilirsiniz. Bu sayede hesaplarınızı kontrol edebilirsiniz. Ayrıca borcunuzun olup olmadığını veya bakiyenizin olup olmadığını görüntüleyebilirsiniz.

Elbette bu sorgulama sadece bilgilendirme amaçlı yapılıyor. BDDK, yaptığı bir açıklamada e-Devlet’ten çıkan sonuçlar ile banka kayıtları arasında çelişki oluştuğu takdirde banka kayıtlarının esas alınması gerektiğini belirtiyor. Mevduat/Katılım Fonu Hesabı Bulunan Banka Sorgulama sistemi özellikle müşteriler için aktif olmayan hesaplarını kapatmalarını sağlıyor. Bu sayede hesap kalabılığından kurtularak doğrudan ihtiyaca yönelik bir şekilde hareket edilebiliyor. Ayrıca hesapların sizini bilginiz dışında kullanımının da önüne geçerek güvenliğinizi sağlayabilirsiniz. BDDK’nın açıklaması gereği e-devlet’teki bilgilerle bankalardaki bilgileri karşılıklı olarak kontrol etmekte fayda bulunuyor.           

Elektrikli araçlarda ÖTV oranları ne kadar?

Elektrikli araçlarda ÖTV oranları, bu araçların satış fiyatında belirleyici oluyor. Peki elektrikli araçlarda ÖTV oranları ne kadar?

Elektrikli araçlarda ÖTV oranları ile iligli tartışmalar devam ediyor. Bir yandan birçok ülke elektrikli araç teşviklerini artırmak için ÖTV düzenlemesine gidiyor. Ülkemizde ise özellikle Çin’den gelen elektrikli araçlara yönelik yapılan düzenleme gündem oldu.

Böylelikle Çin’den gelen ve 160 kW’yı geçmeyen ve vergisiz fiyatı 1 milyon 250 bin TL’yi aşmayan elektrikli araçlar yüzde 10’luk ÖTV dilimine giriyor. 1 milyon 250 bin TL’yi aşan araçlara ise yüzde 40 oranın ÖTV uygulanıyor. Motor gücü 160 kW’ı geçen araçlarda farklı bir uygulamaya gidiliyor. Bu modellerde fiyatı 1 milyon 350 bin TL’yi aşmayan elektrikli araçlardan yüzde 50, bu tutarı aşan araçlardan ise yüzde 60 ÖTV alınıyor.

Aslında burada matrahın yükselmesi elektrikli araç üreticilerinin elini rahatlatıyor. Böylelikle ÖTV oranı bir alt dilimlere iniyor. Togg en düşük ÖTV oranı olan yüzde 10 diliminde kalsa bile, artık fiyatının 1 milyon TL’nin altında kalma zorunluluğu kalkıyor. Bu da Togg için aslında daha sürdürülebilir ve ulaşılabilir bir fiyat politikası anlamına geliyor.

Elektrikli araç satış rakamları

Elektrikli araç konusunda talep hızla artıyor ve yeni modeller de bu artışta önemli br etkiye sahip oluyor. 2022 yılı Ocak-Aralık döneminde tamamen elektrikli olan araç satışlarına baktığımızda, 8.210 otomobil ve 10 adet hafif ticari araç satışının yapıldığını görüyoruz. Bu satışlarda en öne çıkan markalar, 2021 yılına benzer şekilde BMW ve Renault olmuş durumda. Marka model istatistiklerine baktığımızda ise bizi ilk beşte aşağıdaki tablo karşılıyor.

  • BMW iX: 1.502
  • Renault Zoe: 1.155
  • Skywell ET5: 1.150
  • Mercedes Benz EQE: 704
  • Mercedes Benz EQS: 528

Yıl bazlı genel tabloya baktığımızda ise 2021 yılında toplam elektrikli araç satışının 2.894 olduğunu görüyoruz. Bunun 2022 yılında 8.210 adede yükseldiğini görüyoruz. 2022 yılı toplam elektrikli araç satışlarında BMW yüzde 27, Mercedes Benz yüzde 19, Renault ise yüzde 14 pay elde etti. 2021 yılında Porsche Taycan’ın 353 adet ile yüzde 12’lik dilim elde etti. 2022 yılında 182 adet satılması ve yüzde 2’lere gerilemesi sektörün ne kadar dinamik olduğunun da göstergesi diyebiliriz. 2023 yılında ise bizi nasıl bir tablonun karşılayacağını hep birlikte göreceğiz.

Binbin scooter fiyatı ne kadar?

Scooter paylaşımı sektöründe birçok marka birbirleriyle rekabet ediyor. Peki mavi rengiyle dikkat çeken Binbin scooter fiyatı ne kadar?

Binbin markası “Tanısan sende çok sürersin” sloganı ile ülkemizde faaliyet gösteriyor. Şirketin marka değerindeki en öne çıkan özelliklerinden biri de mavi renkli scooterları ile hizmet vermesi. Şirket şu an sadece scooterlarla hizmet sağlıyor. Yani herhangi bir şekilde araç kiralama gibi bir hizmet vermiyor. İstanbul, Adana, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Eskişehir, Gaziantep, Kocaeli, Kayseri, Konya, Sakarya, Samsun, Trabzon ve Uşak’ta hizmet bölgeleri arasında yer alıyor. BinBin başlangıç için 2 TL açılış ücret talep ediyor. Ardından kullandığınız her dakika için hesabınızdan 1,29 TL tahsis ediyor.

Scooter paylaşım işindeki maliyetler

Scooter bulma, kiralama ve kullanma becerisi, birbiriyle etkileşime giren farklı donanım ve yazılım katmanları tarafından destekleniyor. Paylaşılan scooterlar internete bağlı olarak çalışıyor. Bu bağlantı doğru kurulmazsa ve filo ile iletişim kesilirse, çok hızlı bir şekilde pahalı hale gelebiliyor. Bir scooter’ın yerinin belli olmaması endişeye neden olabilir. Scooterları şarj etmeye, bakımını yapmaya ve yerini değiştirmeye çalışmak, scooter paylaşım operasyonlarını geniş bir şekilde tanımlar ve bunun oynanmaya başlamasının tek yolu, birbirine bağlı bir scooter filosuna sahip olmaktan geçiyor. Scooter, bulut ve IoT cihazının aynı geliştiriciden gelmesi, hepsini aynı sisteme entegre etme sürecini basitleştiriyor. Bir scooter operasyonunda öne çıkan iş kalemlerini şu şekilde paylaşabiliriz:

  • Filo operasyonları
  • Paylaşım işlemleri
  • Mobil uygulama

Yani aslında bunları hesaba kattığımızda scooter paylaşım işinde bazı ön görülemeyen maliyetler de yer alıyor. Filo operasyonları fiziksel ve personel anlamında en çok iş gücünün harcandığı alan oluyor. Bununla birlikte piyasa işlemleri sırasında şirketler çeşitli kayıplara uğrayabiliyor. Ayrıca mobil uygulamaların işletilmesi ve bakımları da ayrı bir iş yükü oluşturuyor. Tüm bunlarla birlikte aralarda çeşitli vergiler ve kesintiler de buna ekleniyor.

İyi entegre edilen tek bir çözüme ulaşmak, bir scooter paylaşım sisteminin başlatılmasını hızlandırıyor. Bu, iş yükünü hafifletiyor ve pazara girişi hızlandırıyor. Böylelikle operatör için faydalı oluyor. Daha da önemlisi, karmaşıklığı en aza indiriyor. İyi entegre edilen bir sistem, kullanıcı deneyimini olumlu yönde etkiliyor.

2023’te yenilenmiş telefona eğilim 2 kat arttı

0

Tüketicilerin cep telefonu alma tercihlerine dair araştırma, bu yıl yenilenmiş telefon alma eğiliminde geçen seneye göre iki kata yakın artış olduğunu ortaya koydu. Peşin fiyatına 12 ay taksit ve 12 ay garantiyle alınabilen yenilenmiş telefonlar, orijinal parça ve veri güvenliği ile tüketiciler nezdinde ‘akıllı tercih’ olarak öne çıkıyor.

Tüketicilerin cep telefonu alma tercihlerine dair olarak bağımsız araştırma kuruluşu Sia Insight tarafından yapılan araştırma, yenilenmiş telefonun avantajlarını öğrenen tüketicilerin bu yönde tercih yapmaya giderek daha fazla eğilimli olduğunu ortaya koydu. Mayıs ayında 12 ilde bin kişiyle görüşülerek yapılan araştırmaya göre, yenilenmiş telefonun ne olduğunu öğrenen tüketicilerin %31’i alışverişlerini bu yönde yapabileceklerini ifade etti. Aralık 2022’de bu oran %17 seviyesindeydi.

Yenilenmiş telefon almayı düşünen tüketicilerin %60’a yakını ‘boşuna daha fazla para ödememek için’, yarısı ‘sıfır telefonla yenilenmiş telefon arasında fark görmediği’, yüzde 28’i ise ‘elindeki parayla daha iyi marka/modelde telefon’ alabilmek için tercihini bu yönde kullanıyor.

Ticaret Bakanlığı tarafından lisans verilmiş yenileme merkezleri 2020 yılından bu yana özel tanımlı bir kanuni altyapıda hizmet veriyor. Taksitlerin 3 ayla sınırlı olduğu sıfır cep telefonlarına karşın, yenilenmiş cep telefonlarında peşin fiyatına 12 ay taksit, 12 ay garanti ve iki hafta süreyle iade hakkı veriliyor. Yenilenmiş telefon fiyatları, muadili sıfır telefonlara göre yüzde otuza kadar daha ucuz. Uzman ekiplerce lisanslı merkezlerde yenilenen telefonlarda yalnızca orijinal ve lisanslı yedek parçalar kullanılıyor ve cihazlar kapsamlı testlerden geçiriliyor. 

Yenilenmiş telefon almak ‘akıllı tercih’ olarak öne çıkıyor

2018 yılında kurulan ve Ticaret Bakanlığı’ndan lisans alan ilk yenileme merkezlerinden biri olan EasyCep, aynı araştırmaya göre tüketiciler tarafından bu sektörde bilinirliği en yüksek marka olarak öne çıktı. En fazla ziyaret edilen ilk 15 e-ticaret platformu arasında yer alırken, 59 konsept mağazanın yanı sıra, 36 Migros mağazasında ve 18 Carrefour mağazasında yer alan satış noktalarıyla, Türkiye’nin dört bir yanına dağılmış 120’ye yakın fiziksel noktada hizmet veren EasyCep, sektörün en hızlı büyüyen oyuncusu.

EasyCep Kurucu Ortağı ve CEO’su Mehmet Akif Özdemir konuyla ilgili olarak “Ülkemizde yenilenmiş telefonun avantajlarının fark edilmesinden ve marka olarak ilk günden bu yana ‘akıllı tercih’ olarak konumladığımız bu yeni kategorinin tüketici algısında ve beğenisinde öne çıkmasından memnunuz. Tüketiciye avantajlı koşullarla telefon sağlamanın yanı sıra, elektronik cihazların kullanım ömrünü uzatarak, yeni cihaz üretiminden kaynaklı karbon salınımının önüne geçiyor olmak ve ithalat oranını düşürerek ülkemiz ekonomisine katkıda bulunmak temel motivasyonlarımız arasında” açıklamasını yaptı ve şunları söyledi: “Buna karşın, ülkemizde telefon alan tüketicilerde yenilenmiş telefon alma oranı henüz yüzde 1’ler seviyesinde. Halbuki Avrupa ve Kuzey Amerika gibi gelişmiş pazarlarda beş kişiden birinin yenilenmiş telefon tercih ettiğini görüyoruz. Ülkemizde, ekonomik durumdan bağımsız olarak, tüketici farkındalığının artmasıyla bu oranın da artacağına inanıyoruz.”

Yedekte tutulan eski telefonlar kullanıma kapanabilir

EasyCep gibi telefon yenileme merkezleri tüketicilerin eski cihazlarını değerlendirmeleri için güvenli bir tercih olarak öne çıkıyor. Kişisel Verileri Koruma Kanunu’na uyumlu olarak faaliyet gösteren yenileme merkezleri, elden çıkarılan eski telefonlardaki fotoğraf ve verilerin kötü amaçlı kişilerin eline geçme riskini ortadan kaldırıyor. 

Yapılan araştırma, tüketicilerin yüzde 28’inin eski telefonlarını yedekte durması için sakladığını gösteriyor. Buna karşın, geçtiğimiz yıl Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren düzenlemeye göre, 1 yıl boyunca sinyal alınmayan cihazlar BTK tarafından iletişime kapatılacak. Düzenleme 1 Ocak 2024 itibarıyla yürürlüğe girecek.

Tüketicilerin, yedekte tuttukları telefonların kullanıma kapatılması tehlikesi ile karşı karşıya olduklarının altını çizen Özdemir, “EasyCep’in internet sitesine giren veya mağazalarımızı ziyaret eden kullanıcılar, eski telefonları için anında teklif alabilir, isterlerse kapılarına gelen kuryeye eski cihazlarını teslim ettikleri aynı gün içerisinde ödemelerini de alabilirler” ifadelerini kullandı.

Netflix‘in Apple Vision Pro’ya özel uygulaması olmayacak!

Apple Vision Pro lansmanından beri bir çok konuyla gündem oldu. En çok tartışılan konulardan biri de platformda hangi uygulamaların yer alacacağıydı. Apple bu konuda uygulama üreticilerine bir çok seçenek sundu. Ancak söylentilere göre netleşen bir şey varsa o da Netflix’in özel bir uygulama geliştirmeyeceği.

Mark Gurman’ın son Power On bültenine göre, Netflix‘in platform için yerel bir uygulama oluşturma planı yok. Bunun yerine, kullanıcıların Netflix iPad uygulamasının bir sürümünü çalıştırmaktan memnun olmaları gerekecek.

Netflix’in Tv uygulaması

Şimdiye kadar Vision Pro‘da olmak isteyen uygulamalar için iki seçenek olduğunu biliyoruz. Apple bize yerel iPad uygulamalarının Vision Pro’da değişiklik yapılmadan çalışacağına söz verdi, ancak geliştiriciler isterlerse yazılıma ince ayar yapabiliyor. Alternatif olarak, geliştiricilerin kulaklığın yeteneklerinden tam olarak yararlanmasına olanak tanıyan sıfırdan yerel bir Vision Pro uygulaması oluşturmak mümkün.

Duyuru öncesi söylentiler, video içeriğinin Apple’ın Vision Pro planlarında büyük bir rol oynayacağını öne sürdü. Disney Plus’ın ve Apple TV Plus’ın yerel bir Vision Pro uygulamasına sahip olacağı zaten doğrulandı ve Gurman, Apple’ın Amazon ile olan anlaşmaları sayesinde Prime Video’nun benzer bir muamele görebileceğini düşünüyor.

Eski Microsoft yazılımları saldırganların hedefinde!

Microsoft Office’teki eski bir güvenlik açığının kullanıcıları ve şirketleri hedef alan saldırganlar arasında giderek popülerlik kazandığını tespit etti. Bu yılın başından bu yana CVE-2017-11882’nin istismarı yaklaşık yüzde 500 artarak binlerce kişiyi etkiledi. Bir başka eski güvenlik açığı olan CVE-2018-0802 de siber suçluların en yaygın “silahı” olarak ortaya çıktı ve 130 binden fazla kullanıcıyı hedef aldı. Microsoft yazılımlarının eski sürümleri popülerliğini sürdürdüğünden saldırganlar için hala oldukça cazip bir hedef olmaya devam ediyor. Bu nedenle güvenilir bir güvenlik çözümü yüklemek ve yazılımınızı düzenli olarak güncellemek oldukça önemli.

Kaspersky araştırmacıları, 2023’ün ikinci çeyreği boyunca 11 binden fazla kullanıcının Microsoft Office yazılımında CVE-2017-11882 olarak bilinen eski bir güvenlik açığını istismar eden saldırılarla karşılaştığını tespit etti. Bu güvenlik açığı, saldırganların Microsoft Office belgelerindeki denklem düzenleyicisinden yararlanarak hedeflenen cihazda kötü amaçlı kodlar çalıştırmasına olanak tanıyor. Sonuç olarak kullanıcının bilgisi olmadan kötü amaçlı yazılım istenmeyen yazılımlar sisteme yüklenebiliyor. Güvenlik açığından faydalanmak için saldırganların potansiyel kurbana ya kötü amaçlı bir dosya göndermesi, ya da aynı türde dosya içeren bir web sitesi oluşturması ve ardından sosyal mühendislik tekniklerini kullanarak insanları bu dosyayı açmaya ikna etme yönünde kandırması gerekiyor.

Söz konusu güvenlik açığı uzun zaman önce tespit edilmiş ve yamanmış olmasına rağmen, bu yılın ilk çeyreğine kıyasla ikinci çeyrekte bu açığın istismarında yüzde 483’lük bir artış yaşandı. Bu endişe verici eğilim, eski güvenlik açıklarının bile hem tüketici cihazlarına hem de kuruluşların altyapılarına saldırmak için etkili bir yöntem olmaya devam ettiğini gösteriyor.

Eski bir Microsoft Office güvenlik açığı 2. çeyrekte altı kat daha fazla istismar edildi

Kaspersky Kötü Amaçlı Yazılım Analisti Ekip Lideri Alexander Kolesnikov, şunları söylüyor: “Saldırganlar son zamanlarda bu açığı tekrar kullanmaya başladılar. Bunu yaparken tespit edilmekten kaçınmak için yeni gizleme teknikleri uygulamaya çalışıyor olmaları kuvvetle muhtemel. Örneğin Microsoft Office belgelerine yeni kötü amaçlı veri türleri eklemeye çalışabilirler. Ancak evrensel tespit için tasarlanmış kanıtlanmış güvenlik çözümleri bu gibi saldırıları önleyecek ve kullanıcıları koruyacaktır. Yazılım güncellemelerini ve yamaları zamanında yüklemek de aynı derecede önemlidir.” 

Güvenlik açıklarıSaldırıya uğrayan kullanıcı sayısı
CVE-2018-0802130126
CVE-2010-256831091
CVE-2017-019913537
CVE-2017-1188211394
CVE-2011-010510646

Saldırıya uğrayan kullanıcı sayısına göre belirli güvenlik açıklarına yönelik istismar tespitleri, 2023 ikinci çeyrek verileri

Saldırganlar birincil araç olarak Microsoft yazılımındaki eski güvenlik açıklarını kullanmaya devam ederken, bu yerleşik eğilimi içinde bulunduğumuz dönemde de sürdürdüler. Bunu yaparken de en fazla CVE-2018-0802 açığından yararlandılar ve 130 binden fazla kişi bununla ilgili saldırılarla karşılaştı. Bu güvenlik açığının istismarı tipik olarak, bir saldırganın özel olarak hazırlanmış bir dosya kullanarak sistemin kontrolünü ele geçirebileceği bellek bozulmasını içeren ve yukarıda bahsedilen CVE-2017-11882 ile aynı modeli takip ediyor.

CVE-2010-2568, CVE-2017-0199 ve CVE-2011-0105 de ikinci çeyrekte en sık tespit edilen açıklar listesine girdi. Bunlardan ilki özel olarak hazırlanmış bir LNK dosyası aracılığıyla kod çalıştırmayı içerirken, son ikisi Microsoft Office paketiyle ilgili.

Kaspersky uzmanları, çeşitli güvenlik açıklarının istismarıyla ilgili tehditlerden korunmak için şunları öneriyor:

  • Yeni güvenlik açıklarından etkilenmemek için yamaları mümkün olan en kısa sürede yükleyin. İndirildikten sonra, tehdit aktörleri artık güvenlik açığını kötüye kullanamaz. 
  • Tıklamadan önce bağlantıları kontrol edin. URL’yi ön izlemek için üzerine gelin ve yazım hataları veya diğer düzensizlikler olup olmadığına bakın. Bazen sahte e-postalar ve web siteleri gerçek gibi görünebilir. Bu, suçluların işlerini ne kadar iyi yaptıklarına bağlıdır. Ancak bağlantılar büyük olasılıkla yanlış olacaktır. Yazım hataları içerebilir veya sizi farklı bir yere yönlendirebilir.
  • Kimlik avı e-postası yoluyla bulaşma olasılığını azaltmak için uç nokta ve e-posta sunucuları için kimlik avı önleme özelliklerine sahip bir koruma çözümü kullanın. 
  • Şirketler için, kapsamlı bir güvenlik görünümü sunmanın yanı sıra mevcut tehditleri anında tespit etmek ve otomatik olarak yanıtlamak için uç nokta, ağ ve bulut verileri dahil olmak üzere çeşitli veri kaynaklarından telemetri toplayan Genişletilmiş Tespit ve Yanıt çözümlerini uygulayarak siber güvenlik araçlarının kullanımını optimize edin.
  • Kaspersky Incident Response, Kaspersky Endpoint Detection and Response Expert ve Kaspersky Managed Detection and Response gibi hizmet ve çözümleri kullanarak siber suçlular nihai hedeflerine ulaşmadan önce saldırıyı erken aşamalarda tespit edip durdurun.

Apple Music sosyal ağ görevi görüyor

Her ne kadar müzik hizmeti verme özelliği ile ön plana çıkmış olsa da aslında Apple Music sosyal ağ görevi görüyor.

Ağa arkadaş eklemenin ana nedeni, diğer kişilerin paylaşılan çalma listelerinden müzik önerileri alabilmektir. Arkadaş ekleme seçeneği, keşfettiğiniz müziği genişletmenize yardımcı oluyor. Ancak Apple Music şu anda sosyal ağ platformu gibi kullanılmıyor. Ayrıca arkadaş bulmanın ve eklemenin zor olması da uygulamanın bu amaçla kullanımını kısıtlıyor. Apple’ın sosyal ağ olma gibi bir hedefi olmaması da bu yöndeki geliştirme motivasyonunu etkiliyor. Yani Apple uygulamayı arkadaşlık için basit hale getirmeye de çalışmıyor.

Apple Music sosyal ağ olarak kullanılabiliyor

Aslında Apple, deneyimi daha da basitleştirmek için 2018’de Apple Music Connect özelliğini bile kaldırdı. Artık Apple, sanatçılarla Apple Music aracılığıyla iletişim kurmanız konusunda ısrar etmiyor. Bunun yerine, odak noktası arkadaşlar ve aile oldu. Tüm arkadaşlarınızı takip edebilirsiniz ve onlar da sizi takip edebiliyor. Her kullanıcının profilinde, herkese açık çalma listelerinin dökümünü, en son ne dinlediklerini ve takipçilerinin ve kimi takip ettiklerini görebilirsiniz. Bu, takip etmek isteyebileceğiniz diğer insanları da bulmanızı kolaylaştırıyor. Apple Music’in profil sistemini yeni müzik bulmak için değerli bir araç olarak görülüyor.

Bununla birlikte Apple, Apple Music profilinizi gizli tutmanıza izin veriyor. Ayrıca, hangi oynatma listelerini herkese açık hale getirmek istediğinizi de seçebiliyorsunuz.

Tüm bunlarla birlikte TikTok Music artık bir müzik akışı hizmeti olarak genişliyor. Yani Apple’ın bu alandaki rakip sayısı da artıyor. Dolayısıyla Apple’ın Apple Music’i daha kullanıcı dostu hale getirmeye ihtiyacı var. Rekabet Apple’ı bu özelliği geliştirmeye motive edebilir. Aslında Müzik platformları bu yönüyle önemli bir sosyal ağ potansiyeli barındırıyor. Ayrıca bu alanda dev haline gelmiş bir sosyal ağ bulunmaması da önemli bir fırsat yaratıyor. Apple Music’in bugün sosyal özellikler açısından sunduğu şey mükemmel. Bununla birlikte Apple’ın yapabileceği daha çok şey var. Müziği dünyadaki en kişisel şeylerden biri olarak düşünürsek, arkadaşlarınızın ve ailenizin ne dinlediğine bir göz atmak keyifli bir etkinlik diyebiliriz.

iPhone’unuz tam dolunca nasıl bildirim alınır?

iPhone’unuzu uzun süre şarjda bırakmaktan ve bunun pil ömrüne neler yapabileceğinden siz de endişeleniyor musunuz? Pil yüzdesi %20 ve %10’un altına düştüğünde cihazınız sizi bilgilendirirken, tam olarak şarj olup olmadığını manuel olarak kontrol etmeden bilmenin başka bir yolu şimdilik yok.

Ancak iPhone’unuzun tamamen şarj olup olmadığını sürekli kontrol etmek zorunda kalmak size rahatsızlık veriyor olabilir. İyi haber şu ki,  Kısayollar uygulamasıyla, iPhone’unuz tam şarj olduğunda tetiklenen özel bir uyarı ayarlayabilirsiniz. Peki bu nasıl yapılır?

1. Adım: Kişisel Kısayol Otomasyonu Oluşturun

iPhone’unuzda özel bir uyarı oluşturmak için öncelikle yerleşik Kısayollar uygulamasını kullanarak kişisel bir Kısayollar otomasyonu oluşturmanız gerekir. Bu adımları takip et:

1)Kısayollar uygulamasını açın ve alttaki Otomasyon’a dokunun.

2)Yeni bir otomasyon oluşturmak için ekranın sağ üst köşesindeki artı (+) simgesine dokunun.

3)Kişisel Otomasyon Oluştur seçeneğini belirleyin.

4)Aşağı kaydırın ve Pil Seviyesi üzerine dokunun.

2. Adım: Pil Düzeyi Otomasyonunu %100 olarak ayarlayın

Pil Düzeyi’ni seçtikten sonra, ekranınızda bir kaydırıcı ve ne zaman bildirim alacağınızı belirlemek için kullanabileceğiniz seçenekler görüntülenir. Telefonunuz tam şarj olduğunda bir bildirim ayarlamak için, öğesine dokunun ve %100’ü gösterene kadar kaydırıcıyı ekranın sağına doğru hareket ettirin.%100’e Eşittir’i seçin; bu, telefonunuz %100’e ulaştığında otomasyonun tetikleneceği anlamına geliyor.

3. Adım: Bir Kısayol İşlemi Ayarlayın

Tercih ettiğiniz pil düzeyi otomasyonunu seçtikten sonraki adım, otomasyon için bir Kısayol eylemi seçmektir. Mesaj gönderme, uygulama açma ve müzik çalma dahil olmak üzere birçok seçenek arasından istediğiniz seçimi yapabilirsiniz.

Mevcut tüm eylemleri görmek için Eylem Ekle’ye dokunun. Cihazınızdan uzakta olsanız bile uyarıyı duyabileceğiniz için sesli bir işlem seçmenizi öneriyorum. Eylemi özelleştirmeyi bitirdiğinizde, ekranın sağ üst köşesindeki İleri’ye dokunun.

Artık seçtiğiniz özel eylemleri önizleyebilir ve her şeyin yolunda olduğunu onaylayabilir, ardından ekranın altındaki Çalıştırmadan Önce Sor seçeneğini devre dışı bırakabilirsiniz. Bu şekilde, işlem başka bir onay olmaksızın başlatılacaktır.

Seçeneği devre dışı bırakmaya çalıştığınızda bir açılır pencere görünecektir; Sorma’yı seçin. Ardından, ekranın alt kısmında Çalıştırmak için Bildir’in altında yeni bir seçenek görünecektir. Eylem çalıştıktan sonra bilgilendirilmek istiyorsanız bu seçeneği etkinleştirin. Ardından, eylemi oluşturmak için ekranın sağ üst köşesindeki Bitti’ye dokunun.

iPhone’unuzu Takılı Bırakmaktan Kaçının

Bir cihazı aşırı şarj etmenin pil ömrünü kısaltabileceğini duymuş olabilirsiniz. iPhone’unuzu uzun süre şarj etmek ısı üretir ve bu da pilini zamanla bozabilir.

Ancak bunun gibi özel bir uyarıyla, iPhone’unuz tamamen şarj olduğunda bilgilendirileceksiniz. Bu şekilde, aşırı şarjı önleyebilir ve iPhone’unuzun pil ömrünü koruyabilirsiniz.