CITS dijital çözüm hizmetlerini tanıttı

CITS Bilişim Hizmetleri, Türkiye otomotiv sektöründeki en güncel trendlerin ve gelişmelerin masaya yatırıldığı Dünya Otomotiv Konferansı’nda elektrikli araçlar için ürettiği batarya taşıyıcısı ve izlenebilirlik süreçleri ile birlikte dijital çözüm hizmetlerini tanıttı.

CITS tüm süreçleri uçtan uca izleyebiliyor

CITS Bilişim Hizmetleri Genel Müdürü Semih Gür

CITS Bilişim Hizmetleri Genel Müdürü Semih Gür, sektörün üst düzey yöneticilerini bir araya getiren Dünya Otomotiv Konferansı’nda yaptığı “Elektrikli Araçlar İçin Üretilen Batarya Taşıyıcısı Örneği ile İzlenebilirlik Süreçleri” başlıklı konuşmada, otomotiv üretimindeki tüm süreçlerin uçtan uca izlenebilirliğini sağlayan dijital çözüm hizmetleri hakkında bilgi verdi. Gür, Bursa’nın ilk Ar-Ge merkezi olma özelliğini taşıyan CITS’in sektörde bir ilki gerçekleştirerek geliştirdiği barkod veya karekodla izlenebilirlik, 3B modelleme, hatalı ölçümlerin ısı haritasıyla görüntülenebilmesi projelerini de aktardı.   

Gold sponsor olarak etkinliğe destek veren firmanın otomotiv sektörüne yönelik PLM, SAP, Dassault Systemes ürünleri ile kendi katma değerli ürün, hizmet ve çözümlerini tanıttığı standı da katılımcılardan yoğun ilgi gördü. 

Şirketlerin stratejik dijital dönüşüm planlarında katma değer yaratıyor 

Coşkunöz Holding ve bağlı şirketlerinin bilgi teknolojileri alanında özellikle sanayiye yönelik 30 yılı aşkın birikimini ve tecrübesini sektörlere hizmet sunan bir girişime dönüştürmek amacıyla kurulan CITS, 2016 yılından bu yana stratejik dijital dönüşüm ajandalarına uçtan uca katkı sağlamak amacıyla şirketlere dijital dönüşüm yolculuklarında eşlik ediyor.

170 yeni şarj istasyonu geliyor!

Türkiye, elektrikli araç şarj istasyonu bulundurma sıralamasında Avrupa’da ikinci sıraya yükseldi.

Astor Enerji A.Ş.’nin iştiraki elektrikli araç şarj istasyonu markası Astor Şarj, kurduğu AC ve DC tipi şarj istasyonları ile sektörde ilerlemeye devam ediyor. Astor Şarj, her gün yeni bir enerji istasyonu projesi kapsamında çalışmalarına devam ediyor. Şirket, kurdukları şarj istasyonlarının elektrik enerjisini yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlarken her 200 km’de bir şarj istasyonu kurmayı hedefliyor. 

Her 200 km’de bir Astor Şarj istasyonu

ASTOR Enerji A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı- CFO’ su Olcay Doğan, karbon ayak izini sıfırlamak için çalışmalara devam ettiklerini belirterek, “Elektrikli araçların saymakla bitmeyecek kadar avantajı var. Özellikle son günlerde hızla yükselen akaryakıt fiyatları, elektrikli araçların tercih edilme sebeplerinin başında geliyor. Her 200 km’de bir Astor Şarj istasyonu hedefimiz devam ediyor. Bu sene 110 adet istasyonumuz vardı. Son dönemlerde yapılan yatırımlarla birlikte bu sayımız 130’lar seviyesine yaklaştı. Ülkemizin dört bir yanını doğanın enerjisiyle buluşturmayı hedefliyoruz. Kurduğumuz şarj istasyonlarının elektrik enerjisini yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlıyoruz. Şirketimizdeki araçları da elektrikli araçlarla değiştiriyoruz. Şarj istasyonları için şirket olarak 2022 yılında 750.000 ABD Doları yatırım gerçekleştirdi, 2023 yılındaki yatırım tutarının 10 Milyon ABD Doları seviyesinde olması öngörülüyor. Söz konusu hedef ile de uyumlu olmak üzere; toplam 37 ili kapsayacak şekilde 107 DC ve 76 AC şarj istasyonu sayısına 2023 yılının sonuna kadar ulaşılması için yeni anlaşmalar yapılıyor. Bunun yanında görüşmelerimizin devam ettiği lokasyonlar da mevcut” ifadelerini kullandı.

X gizliden gizliye yasak mı uyguluyor?

X, görünüşe göre New York Times’a gölge yasağı uygulayarak kullanıcıların gazetenin haberleriyle bağlantılı tweet’leri görmesini engelledi. Times’ın X’in en büyük reklamverenlerinden biri olduğu ve şu anda yeni spor sitesi The Athletic’i tanıtmak için kampanyalar yürüttüğü göz önüne alındığında, bu hamle özel bir ironi içeriyor.

Semafor’da yayınlanan ve New York Times’ın web sitesine bağlantı veren tweet’lere katılımı BBC, CNN, Politico, Wall Street Journal ve Washington Post dahil olmak üzere rakip haber servislerine bağlantı veren tweet’lerle karşılaştıran yeni bir rapora göre bu şekilde bir engelleme yapılıyor. Times hakkındaki tweetlere katılım Temmuz ayı sonlarında önemli ölçüde düştü ve Ağustos ayı boyunca da düşmeye devam etti. Aynı dönemde diğer haber siteleriyle ilgili gönderilere olan ilgi de arttı veya aynı kaldı.

X gölge yasağı ile tekrar gündemde

Görünüşe göre X, özellikle kullanıcıların haber platformuna erişimini sınırlamak için Times’ı seçti.Elon Musk dünyanın en popüler gazetesine duyduğu küçümseme konusunda sessiz kalmıyor. Milyarder, yakın zamanda yapılan bir röportajda Times’ın X üzerindeki doğrulanmış rozetini kaldırmanın kendisini memnun ettiğini söylemişti. Semafor raporunda kullanılan veriler, sosyal medyadaki etkileşimi izleyen bir analiz firması olan NewsWhip’ten geldi. NewsWhip, Times’ın katılımının Facebook’taki diğer haber siteleriyle karşılaştırıldığında tutarlı olduğunu buldu. Bu da sorunun yalnızca X’te olduğunu gösteriyor.

Örneğin, eski başkan Barack Obama geçen hafta X’te New York Times’a iki bağlantı yayınladı. Her iki gönderi de 900.000’den az kullanıcı tarafından görüldü. Bu, X’in bu yılın başlarında görüntülemelerle ilgili verileri eklemesinden bu yana eski başkanın diğer tweet’lerinden önemli ölçüde daha düşük. Buna karşılık, örneğin Obama’nın Politico ile ilgili bir habere attığı tweetlerden biri yalnızca 13 milyon görüntüleme topladı.

Bu, Musk’ın, kendisini sık sık rahatsız eden hesapların konuşmasını sınırlamak için sosyal ağını kullandığına dair ilk kanıt değil. Gerçekte, bir yığın kanıt Musk’ın sansürün savunucusu olduğunu gösteriyor. Kongre de bunu dikkate almıştı. Ağustos ayında yapılan testler, X’in, kullanıcılar diğer web sitelerine giden bağlantıları tıkladığında sayfa yüklemelerini yavaşlatmak için bir gecikme ekleyerek Musk’ın rakiplerini kısıtladığını gösterdi. Sorun Facebook, Threads ve Bluesky gibi rakip sosyal medya platformlarını da etkiliyor. Benzer kategorilerdeki diğer web sitelerinin etkilenmesi, sorunun hedefli bir saldırı olduğu gösteriliyor.

Apple ve Qualcomm anlaştı!

Qualcomm, Apple ile yeni bir anlaşma imzalayarak 2024, 2025 ve 2026 yıllarında piyasaya sürülecek iPhone modelleri için Snapdragon 5G modem sistemlerini tedarik etmeyi kabul etti. Bu anlaşma, Apple’ın kendi modem çiplerini üretme planlarının ertelendiğini gösteriyor. Qualcomm hisseleri, bu haberin yayılmasının ardından %8 oranında yükseldi.

ABD merkezli yarı iletken devi Qualcomm, Apple ile 5G modem tedarik anlaşmasını 2026 yılına kadar uzatma kararı aldı. Bu anlaşma kapsamında Qualcomm, 2024, 2025 ve 2026 yıllarında piyasaya sürülecek iPhone modelleri için Snapdragon 5G modem sistemleri tedarik edecek. Bu da demek oluyor ki en azından iPhone 18’e kadar, Apple’ın telefonları Qualcomm’un modemlerini kullanmaya devam edecek.

Her ne kadar anlaşmanın mali detayları hakkında herhangi bir bilgi verilmediyse de, önceki anlaşmada olduğu gibi benzer şart ve koşulların geçerli olduğu söyleniyor. Bu anlaşma, 2019 yılında imzalanan önceki anlaşmanın sona ermesiyle geldi. Eğer anlaşma uzatılmamış olsaydı, 12 Eylül’de tanıtılacak olan iPhone 15, Qualcomm modem çipine sahip son cihaz olacaktı.

Apple, Qualcomm’un en büyük müşterilerinden biri olarak biliniyor ve Qualcomm’un gelirinin yaklaşık dörtte birini Apple’dan elde ettiği tahmin ediliyor. Bu uzatılan anlaşma, Qualcomm’un akıllı telefonlar için modemlerinin hala en iyi seçenek olduğu iddiasını güçlendirdi. İki şirket arasındaki bu yakın ilişki, mobil iletişim teknolojileri konusunda önemli bir işbirliğini sürdürmelerini sağlayacak gibi görünüyor.

Doğuş Otomotiv’den açıklama!

Doğuş Otomotiv’in son zamanlarda çıkan otomotiv sektöründen çıkacağı yönündeki iddalara karşı resmi bir açıklama yaptı. Açıklama, aşağıdaki gibi:

Son günlerde bazı basın yayın organlarında yer alan Doğuş Otomotiv’in otomotiv sektöründen çıkacağı yönündeki asılsız haberler üzerine açıklama gereği doğmuştur.

Doğuş Otomotiv, 28 yılı aşkın süredir Volkswagen Grubu markalarının Türkiye distribütörlüğünü üstlenmekte ve sektöründe olduğu kadar sektörünün dışında da standartları belirleyecek işlere imza atmayı hedeflemektedir.

Bu doğrultuda tüm paydaşlarına karşı en yüksek etik standartlarda iş yapan, sözlerini her zaman yerine getiren, güvenilir bir şirket konumunda olmayı en yüksek itibar sayar.

Hem ana üreticimizin standartları hem de “beklentilerin üzerinde yaratıcı hizmet sağlamak” vizyonumuza paralel strateji ile kurulan Doğuş Oto, Şirketimizin otomotiv perakendesi ve yetkili servis alanında faaliyetlerini sürdürmektedir.

Değişen ve dönüşen ekonomilere şahitlik ettiğimiz pandemi sonrası dönemde hem ana üreticimiz VW AG hem de Doğuş Grubu değerlerine uyum sağlayan ve Doğuş Otomotiv’in örnek olma misyonunu devam ettireceğine inandığımız bağımsız bir yatırımcı ile perakende bacağında bölgesel olarak verimli bir iş birliği fırsatı görerek, çalışma kararı alınmış ve uygulama hayata geçirilmiştir.

Bu noktada, Doğuş Oto finansal ve operasyonel performans gösterdiği lokasyonlarda faaliyetlerine mevcut düzeninde devam etmektedir. Kurumsal stratejisini “müşteri memnuniyeti odaklı çalışma” hedefi üzerine inşa eden Şirketimiz, koşulsuz müşteri memnuniyetini bir numaralı önceliği olarak ele almaya ve müşterilerine satış, servis ve yedek parça hizmetlerini yaygın ve kesintisiz bir şekilde sunmaya devam edecektir.

Otomotiv sektörü, şirketimizin temel faaliyet alanlarından biridir ve şirketimiz bu alanda yatırımlarına devam edecektir. Tüm paydaşlarımıza ve kamuoyuna, otomotiv sektöründeki varlığımızı güçlendirme kararlılığımızı bir kez daha ifade etmek isteriz.

ChatGPT çevreye zarar veriyor!

0

Birçoğumuz, özellikle üretken yapay zeka ile neredeyse her gün etkileşimde bulunduğumuz iş yerlerinde, en son yapay zeka araçlarını benimsemekte hızlı davrandık Ancak acaba kaçımız bu zaman kazandıran şeyin ardındaki karanlık sırrı düşündü? Teknoloji.

Bulut bilişim ve bulut depolamaya benzer şekilde, yapay zekayı eğiten bilgisayarları çalıştırmak neredeyse ölçülemeyecek miktarda kaynak gerektiriyor ve görünen o ki en korkunç tüketimlerden biri de su. Şu anda Associated Press, ChatGPT kullanımının çevre etkilerine ilişkin araştırmanın sürdüğünü ve chatbotun beş ila 50 istemi işlemek için yaklaşık 500 ml su kullandığını tespit ettiğini bildirdi. ChatGPT’nin çevre konusunda tüketim anlamında olumsuz etkisi oluyor.

ChatGPT çevre konusunda zararlı

Bugün tanıdığımız ve sevdiğimiz yapay zeka araçlarının temelini oluşturan bilgisayarlar inanılmaz derecede güce aç olsa da, maksimum performansı artırırken bileşenlerini olabildiğince verimli hale getirmek için zaten çok fazla çalışma yapıldı ve bu çalışmalar devam ediyor. Hafifletilmesi daha zor olan şey, donanımın ürettiği ve sürekli soğutma gerektiren ısı. Dünya genelindeki veri merkezleri ve HPC söz konusu olduğunda, su soğutma, sıcaklıkları düşük tutmanın en yaygın ve etkili yöntemlerinden biri olmaya devam ediyor. Ancak bunun bir maliyeti var ve çoğu zaman yerel nüfus (hem insanlar hem de yaban hayatı için) ve risk altında.

Microsoft’un kendi raporu, 2022 yılı için su tüketiminde yıllık yüzde 34’lük bir artış olduğunu gösteriyor. Son aylarda yapay zekaya yapılan hızlı yatırımla birlikte bu rakam, Redmond’un bir sonraki raporunu yayınladığında daha da artabilecek bir rakam. Google ayrıca 2022 için su tüketiminde de bir önceki yıla benzer şekilde yüzde 22’lik bir artış olduğunu ancak 2020’deki yüzde 10’dan daha yüksek olduğunu kaydetti.

ChatGPT’nin arkasındaki şirket olan OpenAI’den bu tür teknolojilerin kullanılmasının yol açtığı çevresel durum hakkındaki düşüncelerini paylaşması istendi, ancak şirket henüz bir yanıt  vermedi. Aslında su tüketiminin bu denli yüksek olmasının ana nedenleri arasında IT donanımlarındaki soğutma ihtiyacı. Veri merkezi gibi alanları soğutma konusunda çeşitli çözümler yer alsa da su tüketimini önleyici ihtiyaç artıyor.

Samsung Galaxy A25’in özellikleri ortaya cıktı!

0

Haziran ayında, Samsung’un merakla beklenen akıllı telefonu Galaxy A25 5G’nin dikkat çekici tasarımı ve büyük ekranı, akıllı telefon tutkunları arasında büyük bir heyecana neden olmuştu. Şimdi ise, Geekbench testimde performansı ortaya çıktı.

SM-A256B model numarasına sahip olan Galaxy A25 5G’nin global versiyonu, Exynos 1280 yonga seti ile donatılmış. 8GB RAM ve Android 14 işletim sistemi ile birleşen bu işlemci, akıcı bir kullanıcı deneyimi sunmayı hedefliyor. Exynos 1280, daha önceki Samsung telefonlarında da kullanılmış ve güçlü performansıyla dikkat çekmişti.

Geekbench test sonuçlarına göre, Galaxy A25 5G, yüksek performans beklentilerini karşılıyor. Ancak, bu test sonuçları hakkında daha fazla detay henüz mevcut değil.

Kamera konusunda ise Galaxy A25 5G, 50MP ana kamera ile dikkat çekiyor. Ayrıca, 5MP ultra geniş açılı ve 2MP makro kameralarıyla çeşitli çekim seçenekleri sunuyor. Bu, kullanıcıların her türlü çekimi mükemmel bir şekilde yakalamalarını sağlayacak.

Ayrıca, telefonun gücünü 5.000 mAh’lik bir batarya sağlıyor ve hızlı 25W şarj desteği ile enerji ihtiyacını hızlı bir şekilde karşılıyor. Bu, uzun pil ömrü ve hızlı şarj özelliği sayesinde kullanıcıların günlük ihtiyaçlarını rahatça karşılamasını sağlayacak.

Samsung Galaxy A25 5G’nin piyasaya sürülme tarihi hakkında henüz resmi bir açıklama yapılmış değil, ancak kullanıcılar tarafından büyük bir merakla bekleniyor. Bu yeni akıllı telefonun, performansı ve kamera yetenekleriyle öne çıkması bekleniyor ve 5G bağlantısıyla geleceğe dönük bir deneyim sunmayı vaat ediyor. Detayları öğrenmek için takipte kalın!

Alarko Holding 2030 hedefini açıkladı!

0

2050’ye kadar net sıfır sera gazı salımı hedefleyen Alarko Grup, biyoçeşitlilik çalışmalarına 4.5 milyon TL kaynak aktardı ve bu alana her yıl %20 daha fazla kaynak ayırmayı taahhüt etti. Su kullanımını 2022’de %9 oranında azaltan Alarko Holding, 2030’a kadar su tüketimini %50 düşürmeyi hedefliyor. Kurumsal sosyal sorumluluk alanına 2022’de 17 milyon TL ayıran Grup, bu alandaki harcamalarını da 2030’a kadar üç katına çıkaracak.

Sorumlu yatırım ilkeleri ile herkes için daha iyi bir geleceğe katkı veren ve gücünü bu alanda dönüşüm için harekete geçiren Alarko Holding, tüm grup şirketlerindeki sürdürülebilirlik faaliyetlerini ve hedeflerini ortaya koyan 2022 Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayınladı.

Alarko Holding’in çevresel, sosyal ve yönetişime dair performansını beyan etmek üzere Küresel Raporlama Girişimi (Global Reporting Initiavite – GRI) Standartlarına uyumlu olarak hazırladığı rapor, holdingin sürdürülebilirlik stratejisi, öncelikleri, hedefleri ve performansı ile Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na (SKA) hangi alanlarda katkı sunduklarının bir anlatımını içeriyor.

Sürdürülebilirliğin uzun vadeli başarının anahtarı olduğuna inanan şirket, Gezegen, İnsan ve Kültür, Dijital Dönüşüm ve İnovasyon başlıkları altında topladığı öncelikli konuları, uzun vadeli hedefler ile de takip edecek. 

Dünyamız için kalıcı değer yaratmaya devam edeceğiz

Sürdürülebilirlik mottolarını “Geleceğe Değer” olarak belirlediklerini aktaran Alarko Holding CEO’su Ümit Nuri Yıldız; çevresel, sosyal ve yönetimsel alanlarda herkes için daha iyi bir gelecek hedeflediklerini ifade etti. 

Yıldız sözlerini şöyle sürdürdü: “Faaliyet gösterdiğimiz sektörlerde tüm paydaşlarımız ile yenilikçi ve gelecekten ilham alan çözümler üretiyoruz. Bugünkü eylemlerimizle; kuruluşumuzun, çalışanlarımızın ve paydaşlarımızın geleceğini şekillendirdiğimizin farkındayız. Bu sebeple; çalışanlarımıza, toplumumuza ve paydaşlarımıza fayda sağlayacak yeni iş alanlarına yatırım yaparak geleceği herkes için değerli hale getirmeyi hedefliyoruz. Alarko Holding olarak insan odaklı organizasyonel mirasımızı gezegen için faydaya dönüştürmeye çalışıyor, dönüşümü mümkün kılmak için de teknoloji ve inovasyonun gücünü kullanıyoruz. Öncü, güçlü ve saygın bir dünya şirketi olma vizyonumuzla paydaşlarımız, ülkemiz ve dünyamız için kalıcı değer yaratmaya devam edeceğiz.”

Her yıl ekosistem restorasyonuna %20 daha fazla kaynak ayrılacak

Sürdürülebilirlik faaliyetlerinde Gezegen başlığı altında iklim krizi ve ekosistem restorasyonuna odaklanan Alarko Holding, yenilenebilir elektrik/depolamaya yönelik yatırımlar ve enerji verimliliği çalışmaları ile 2022’de bir önceki yıla göre ciro bazlı sera gazı salım ve enerji yoğunluğunu azalttı. Şirket ayrıca 2050’ye kadar net sıfır sera gazı salımı hedefini de ortaya koydu. 

2022’de biyoçeşitlilik çalışmalarına 4.5 milyon TL aktaran şirket, her yıl ekosistem restorasyonuna %20 daha fazla kaynak ayırmayı vadediyor. Su kullanımını 2022’de önceki yıla göre %9 oranında azaltan Alarko Holding, su tüketimini de 2030’a kadar %50 oranında düşürmeyi hedefliyor. 

Çalışanlara yönelik toplam 168 bin 313 saat eğitim düzenlendi

Sürdürülebilirliğe ulaşma ve hatta sürdürülebilirliğin ötesine geçme yolculuğunda en önemli unsurun insan ve toplum olduğuna inanan Alarko Holding, İnsan başlığı altında yetenek yönetimi, kapsayıcılık ve çeşitlilik, çalışan bağlılığı ve toplumsal yatırımlar konularına yer veriyor. 

Çalışanlarının sürekli gelişmesini önceliklendiren şirket, “Alarko 101”, “Farkındalığımı Artırıyorum”, “Mesleğimde İlerliyorum”, “Yeni Çağın Liderleri”, “Birlikte Gelişiyoruz” gibi başlıkları içeren eğitimlerle tüm çalışanlarına eşit fırsatlar sağlayarak onların yeni beceriler edinmelerini ve kariyerlerinde ilerlemelerini destekliyor. 2022 yılında 102 bin 981 saati İSG eğitimi olmak üzere, toplam 168 bin 313 eğitim saatine ulaşan şirket, Çalışan Memnuniyeti Anketi ile de çalışma koşullarının iyileştirmesine yönelik önerileri değerlendiriyor. Holding çalışan bağlılığı skorları 2022’de önceki seneye göre çalışan bağlılığı skorunu 10 puan artarak 67’ye ulaşan Alarko Holding, bu skoru 2030’a kadar %20 oranında artırmayı hedefliyor. 

Alarko Holding ayrıca kurumsal yönetimde çeşitlilik ve kapsayıcılık yaklaşımının hayati önem taşıdığının bilinciyle Yönetim Kurulu Kadın Üye Politikası kapsamında %27 seviyesindeki Yönetim Kurulu kadın üye oranını da uzun vadede %40’a yükseltmeyi planlıyor. 

Kurumsal sosyal sorumluluk bütçesi 2030’a kadar 3 katına çıkacak

Sürdürülebilirlik bakış açısı ile sosyal refahı büyütmeyi amaçlayan ve bu alanda uzun yıllardır toplumsal dönüşüme hizmet edecek projelere imza atan Alarko Holding, 2022’de yürüttüğü toplumsal yatırım projelerinde 468 gönüllü ile, 801 gönüllülük saatine ulaştı. 

Grup geçtiğimiz yıl tüm şirketlerinde çocuklar ve gençlere yönelik eğitim, toplumsal cinsiyet eşitliği, sokak hayvanları, çevre ve spor alanlarında 17 milyon TL’ye ulaşan kurumsal sosyal sorumluluk harcamalarını da 2030’a kadar üç katına çıkaracak.  

Ar-Ge’ye 80 milyon TL kaynak aktarıldı 

Alarko Holding, sürdürülebilirlik stratejisinin Dijital Dönüşüm ve İnovasyon başlığı altında özellikle inovatif ürün ve hizmet tasarımlarına odaklanırken Dijital Strateji Yol Haritası ile Grup şirketlerinin ve tüm ekosistemin geleceğe uygun hale gelmesini sağlıyor. Topluluk genelinde 2022’de Ar-Ge faaliyetlerine 80 milyon TL ayıran Grup, son iki yılda kaynağı %50 oranında yükseltirken, yatırımlarını 2030’a kadar %50 artırmayı taahhüt ediyor. 

Türkiye’de e-ihracat yapmak isteyenlere sunulan teşvikler

 
Amazon Türkiye ve PwC Türkiye iş birliği ile hazırlanan “Türkiye’deki KOBİ’lerin E-Ticaret Görünümü” raporunda KOBİ’lerin e-ticaret ve e-ihracat faaliyetlerinin durumunu ortaya koyan verilerin yanında e-ticarette işlerini büyütmek isteyenler için de birçok faydalı bilgi yer alıyor.
 
Amazon Türkiye ve PwC Türkiye iş birliği ile yayımlanan “Türkiye’deki KOBİ’lerin E-Ticaret Görünümü” raporunda yer alan bilgilere göre çevrimiçi işlemlerin hızlı bir şekilde tamamlanmasına olanak tanıyan ve güvenli çevrimiçi ödeme yöntemleri sunan gelişmiş ve yenilikçi e-ticaret teknolojilerinin yaygınlaşmasıyla birlikte, e-ticaret faaliyetleri küresel ölçekte istikrarlı bir büyüme sergiliyor. E-ticarette sınırları ortadan kaldıran gelişmelere yer verilen rapora göre çevrimiçi pazarlama platformlarının artan önemi bu büyümeye ivme kazandırıyor. Raporda, yeni fırsatlar ve gelişmelerin tüketicilerin yerel pazarların ötesine geçmesini teşvik ettiğine ve çevrimiçi alışverişteki küresel artışı hızlandırdığına vurgu yapılıyor.
 
Rapora göre çevrimiçi kanallar üzerinden yapılan sınır ötesi alışverişler genellikle yerel pazarlarda talep karşılıksız kaldığında, istenilen ürüne ulaşılamadığında gerçekleştiriliyor. Artan dış pazar fırsatları ve uluslararası tedarik zinciri ağlarına entegrasyon vaadi, yenilikçi teknolojik gelişmelerle birlikte çevrimiçi alışveriş engellerinin aşılmasına yardımcı oluyor.
 
Teknoloji cihazlarının kullanımındaki artış da tüketiciler için ülke sınırlarını aşan ticari fırsatlar yaratıyor. Kuzey Amerika ve Avrupa pazarlarındaki tüketiciler sınır ötesi alışverişlerinde bilgisayar kullanmayı tercih ederken Asya-Pasifik bölgesi, Afrika ve Orta Doğu gibi bölgelerde sınır ötesi işlemlerin mobil cihazlar üzerinden gerçekleştirilme seviyesi nispeten daha yüksek. 2022 itibarıyla gerçekleşen çevrimiçi satışların beşte birinden fazlası sınır ötesi olurken tüketiciler giderek yurt dışı menşeli satıcı ve üreticilerden alışveriş yapmaya daha fazla alışıyor. Statista verilerine göre ABD ve Çin mevcut durumda tüketiciler için en popüler yurt dışı alış noktalarını temsil ediyor.

Türkiye’de de e-ihracat hacmi büyüyor

E-ticaret ve e-ihracatın küresel paylarının yıllar içinde giderek artmasıyla birlikte, tüketicilerin değişen tercih ve alışkanlıkları ve alışveriş için internet kullanımının artması, Türkiye’deki e-ihracat hacminin de büyümesine neden oluyor. Raporda yer alan Euromonitor verilerine göre, küresel sınır ötesi e-ticaret perakende değeri 2017 yılında 1,4 trilyon dolar iken 2022 yılında 3,5 trilyon dolara ulaştı. ETBIS verilerine göre Türkiye’de yurt dışından yapılan harcamalar 2019 yılında 12,2 milyar TL iken, bu değer 2022 yılında 33,8 milyar TL’ye yükseldi. Başka bir deyişle, 2017 – 2022 yıllarını kapsayan 5 yıllık dönemde küresel sınır ötesi e-ticaret hacmi 2,5 kat artarken Türkiye’deki e-ihracat hacmi 2019 – 2022, yani 3 yıllık bir dönemde 2,8 kat arttı. Raporda bu durum, Türkiye’de büyüyen e-ihracatın artan potansiyelinin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.

Türkiye’de sunulan e-ihracat teşvikleri


Raporda Türkiye’de faaliyet gösteren şirketlere sunulan e-ihracat teşvikleri hakkında da faydalı bilgilere yer veriliyor. Teşviklerden öne çıkanlar şu şekilde özetleniyor:

  • Pazara Giriş Raporu Desteği: Pazara giriş stratejilerini detaylandıran sektörel, hedef ülke ve e-ihracat odaklı raporlar için parasal destek.
  • Dijital Pazaryeri Tanıtım Desteği: E-ihracat konsorsiyumları ve e-ticaret sitelerine pazaryeri operatörlerinde verilen dijital reklamlara ilişkin nakit destek.
  • E-ihracat Tanıtım Desteği: Pazaryerleri, B2B platformları, e-ticaret siteleri veya e-ihracat konsorsiyumlarında faaliyet gösteren markaların pazarlama giderleri.
  • Sipariş Karşılama Hizmeti: Yararlanıcı giderleri (şirketler, e-ihracat konsorsiyumları, perakende e-ticaret siteleri ve pazaryerleri).
  • Yurt Dışı Depo Kiralama Desteği: E-ihracat konsorsiyumları, e-ticaret siteleri ve pazaryerleri ürünlerinin hızlı teslimatını sağlamak ve iade süreçlerini yönetmek için yurt dışında kiralanan depoların kira giderleri.
  • Yurt Dışı Pazaryeri Entegrasyon Desteği: E-İhracat Konsorsiyumu’nun yurt dışı pazaryeri, perakende e-ticaret siteleri ve yurt içinde yapılacak entegrasyon hizmetleri ile ilgili giderler.
  • Çevrimiçi Mağaza ve Hedef Ülke E-ticaret Paydaşlarından Hizmet Desteği: Şirketlerin, e-ihracat konsorsiyumlarının ve perakende e-ticaret sitelerinin hedef ülkelerin yurt dışı pazarlarında çevrimiçi mağazalarının açılmasına ilişkin harcamaları.
  • Pazaryeri Komisyon Gideri Desteği: Yurt dışı pazaryerleri aracılığıyla gerçekleştirilen hedef ülkelerdeki pazaryeri komisyon giderleri.
  • Türkiye’deki KOBİ’lerin E-Ticaret Görünümü raporunun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Apollo 17 ve Ay’da gerçekleşen gizemli depremlerin ilişkisi ne?

 Aslında, bilim adamları o zamandan beri dört tür ay depremi olduğunu belirlediler: Derin, sığ, termal ve göktaşı çarpmalarından kaynaklanan türler. 

Ancak Apollo 17 misyonundaki aletlerle kaydedilen termal deprem verilerine yeni bir bakış, beşinci ve beklenmedik bir ay depremini ortaya çıkardı; bu deprem Apollo 17’nin Ay’a iniş üssünün kendisinden kaynaklanıyor.

Apollo 17 görevi sırasında bilim insanları, aydaki termal depremleri kaydetmek için üç sismometreyi kalibre etti. Ay yüzeyine yerleştirilen bu cihazlar, Ekim 1976’dan Mayıs 1977’ye kadar veri kaydetti. Bu tür termal depremler, ay gününden ay gecesine geçiş sırasında ayda meydana gelen ve 250 Fahrenheit dereceden salınabilen yoğun sıcaklık değişikliklerinden kaynaklanıyor (121 santigrat derece) ila -208 Fahrenheit (-133 santigrat derece) arasında.

Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü’nden araştırmacılar, makine öğrenimi de dahil olmak üzere modern teknikleri kullanarak verileri yeniden analiz ederek termal depremlerin gün içinde çok hassas bir düzenlilikle meydana geldiğini belirledi. Ancak verilerde termal depremlerle bağlantısı olmayan, yalnızca sabah meydana gelen yeni sarsıntılar da buldular. 

Gizemli depremlerin kökenini irdeleyen araştırmacılar, şaşırtıcı bir şekilde bunların, güneş tarafından ısıtıldıkça her sabah genişleyen ve titreşen Apollo 17 Ay’a iniş üssünden geldiğini fark ettiler.

Projede çalışan Caltech Jeofizik Araştırma Profesörü Allen Husker, “Her ay sabahı güneş iniş aracına çarptığında patlamaya başlıyor.” dedi. “Her beş ila altı dakikada biri, beş ila yedi Dünya saati boyunca bir başkası. Bunlar inanılmaz derecede düzenli ve tekrarlıydı.”

Her ne kadar bu yeni ay depremleri Ay’ın neden olduğu depremler olmasa da, yine de gök cismi hakkındaki sismik bilgimize katkıda bulunuyorlar ve bu, Ay’ın gelecekteki gelişimi için özellikle önemli.

Husker, “Doğru soruları yanıtlayacak deneyler ve görevler tasarlayabilmemiz için mevcut verilerden mümkün olduğunca fazlasını bilmek önemli.” dedi. “Ay, Dünya dışında üzerinde aynı anda birden fazla sismometre bulunan tek gezegensel cisim. Bize başka bir cismi kapsamlı bir şekilde inceleme fırsatı veriyor.”

Geçen ay Hindistan’ın Chandrayaan 3 Lander’ı ile yeni bir sismik alet aya indi ve ay depremlerine dair kendi kanıtlarını kaydetmeyi başardı. Altı yüksek hassasiyetli ivmeölçerden oluşan Ay Sismik Aktivite Aracı (ILSA), 26 Ağustos 2023’te görünüşte doğal bir ay depremi kaydetti; ancak kaynağı araştırılıyor. Chandrayaan-3, ay gecesine hazırlık amacıyla 2 Eylül’de uyku moduna girdi.

Husker, Ay’da yapılacak daha fazla sismik araştırma sayesinde “Yeraltı kraterlerinin haritasını çıkarabileceğimizi ve birikintileri arayabileceğimizi umuyoruz.” dedi. 

Ekibin araştırması 5 Eylül’de  Jeofizik Araştırma Gezegenleri Dergisi’nde yayınlandı.

Yapay zeka ile üretilen eserlere telif hakkı yok!

0

ABD Telif Hakları Ofisi’nin, yapay zeka tarafından üretilen sanat eserlerine telif hakkı koruması konusundaki kararlılığı sürüyor. Sanatçı Jason M. Allen’ın Midjourney kullanarak yarattığı ödüllü içeriğe telif hakkı başvurusu reddedildi. Bu karar, yapay zeka ile üretilen sanatın telif hakkı konusundaki karmaşıklığı ve tartışmaları bir kez daha gündeme getirdi.

ABD Telif Hakları Ofisi’nin bu kararı, yapay zeka ile oluşturulan sanat eserlerinin yaratıcıları ve telif hakkı sahipleri için gelecekteki haklarını ve sahipliklerini nasıl koruyacaklarına dair belirsizlikleri artırıyor. İnsanların geleneksel sanat eserlerinin telif haklarını koruma süreçleri, yapay zeka tarafından üretilen eserler için geçerli olup olmadığı konusunda tartışmalar devam ediyor.

sanatçı Jason M. Allen’ın Midjourney adlı yapay zeka ile üretilmiş eseri

Özellikle Jason M. Allen gibi sanatçılar, yapay zeka araçlarını yaratıcı süreçlerinin bir parçası olarak kullanıyorlar. Allen, telif hakkı başvurusunu yaparken, yapay zekanın üretim sürecindeki katkısının, insan yaratıcılığını tamamladığını ve son dokunuşları eklediğini iddia ediyor. Ancak Telif Hakları Ofisi, yapay zekanın eserin yaratılmasındaki rolünü yeterince insana bağlamadığı gerekçesiyle telif hakkı korumasını reddediyor.

Bu tür kararlar, yapay zeka ile yaratılan eserlerin telif hakkı korumasının geleceği hakkında önemli soruları gündeme getiriyor. Yapay zeka tarafından üretilen materyallerin sahipliği, kimin bu eserleri yarattığını ve hangi haklara sahip olduğunu belirlemek için hukuki ve etik bir zemin oluşturmayı gerektiriyor.

Telif Hakları Ofisi’nin bu tür kararları, sanatçılar, yapay zeka geliştiricileri ve hukukçular arasında daha fazla tartışmayı tetikleyebilir. Yapay zeka ile üretilen sanatın telif hakkı korumasıyla ilgili net kuralların oluşturulması ve bu alanda daha fazla açıklığın sağlanması önemli bir ihtiyaç olarak karşımıza çıkıyor. Allen gibi sanatçılar, bu tür kararları reddetse de, bu konudaki hukuki ve etik yönergelerin geliştirilmesi gerekliliği devam ediyor.

OtoKonfor 8 Milyon TL’lik ek yatırım aldı!

Araç sahiplerinin satış sonrası tüm ihtiyaçlarına tek bir uygulamayla cevap veren ve yüzde yüz yerli ve milli sermayeyle geliştirilen OtoKonfor, 30 günlük yatırım turunu başarıyla tamamladı.

190 Milyon TL değerleme üzerinden 707 yatırımcıya ve yüzde 100,63’lük yatırım seviyesine ulaşan OtoKonfor’un Marka Başkanı Özgün Yalın, “Aldığımız 8 milyon TL’lik yatırımın yüzde 44’ünü pazarlama ve tanıtım faaliyetlerine, yüzde 22’sini yazılım geliştirmeye, yüzde 22’sini personel giderlerine ve yüzde 12’lik kısmı da yönetim giderlerine ayırmayı hedefliyoruz. Öte yandan planladığımız hizmetleri bu yatırım sayesinde çok daha hızlı aktif edeceğiz ve hizmet sağlayıcılarımızı geliştirip artıracağız. Startup Burada Platformu üzerinden başarıyla gerçekleştirdiğimiz kitle fonlama turunda bizi destekleyen tüm yatırımcılarımıza teşekkür ediyoruz.” dedi.  

OtoKonfor yatırım turunu tamamladı

OtoKonfor

Otomotiv sektörüne teknolojik altyapısıyla yenilikçi çözümler üreten OtoKonfor, yatırım turunu başarıyla tamamladı. Startup Burada Girişim Sermayesi Yatırım Fonu ile 190 Milyon TL değerleme üzerinden 8 Milyon TL hedefle tura başlayan OtoKonfor, yüzde 100,63’lük yatırım seviyesine erişti.

Yatırım Turu ile ile ilgili izlenimlerini aktaran OtoKonfor Marka Başkanı Özgün Yalın, “Aldığımız 8 milyon TL’lik yatırımın yüzde 44’ünü pazarlama ve tanıtım faaliyetlerine, yüzde 22’sini yazılım geliştirmeye, yüzde 22’sini personel giderlerine ve yüzde 12’lik kısmı da yönetim giderlerine ayırmayı hedefliyoruz. Aynı zamanda planladığımız hizmetleri bu yatırım sayesinde çok daha hızlı aktif edeceğiz ve hizmet sağlayıcılarımızı geliştirip artıracağız. Startup Burada Platformu üzerinden başarıyla gerçekleştirdiğimiz kitle fonlama turunda bizi destekleyen tüm yatırımcılarımıza teşekkür ediyoruz.” diye konuştu.

A17 Bionic vs A16 Bionic – iPhone 15 etkinliğinden önce bilinmesi gerekenler

0

Apple’ın geleneksel lansman ritüelleri doğrultusunda, A17 Bionic yonga setinin, 12 Eylül’deki “Wonderlust” etkinliğinde merakla beklenen iPhone 15 serisinin amiral gemisi olması bekleniyor. Ancak bu kez, bu son teknoloji yonga seti yalnızca daha üstün “Pro” modellerde kullanılacak, diğer daha ekonomik seçeneklerde A16 Bionic hala görev yapacak.

Her iki yonga seti arasında büyük farklar olması beklenmese de, şu an için elimizde herhangi bir gerçek performans veya güç verimliliği istatistiği olmasa da, bu iki yonga seti arasındaki dört temel teknik özelliğe yakından bakalım.

TSMC’nin 3nm sürecine geçiş

A17 Bionic çip, TSMC’nin yeni 3nm üretim sürecini kullanmasıyla dikkat çekecek. Gelişmiş üretim süreçlerinin, yonga setinin performansı ve güç verimliliği üzerinde olumlu etkileri olurken, A16 Bionic’in 5nm olarak pazarlandığına dair bazı raporlar bulunuyor. Eğer A17 Bionic çip gerçekten 3nm çipse sahipse, bu farklar daha da belirginleşecektir.

TSMC’nin yeni süreci, daha az güç tüketirken yüzde 15 daha fazla performans sunarak pil ömrünü artırabilir. Ayrıca, A17 Bionic çip, termal daralma sorunlarına daha az duyarlı olabilir.

GPU çekirdekleri

A17 Bionic çip’in GPU sayısının, A16 Bionic’ten daha fazla olacağı söylentileri dolaşıyor. Ayrıca, performans çekirdeklerinin daha yüksek bir frekansta çalışacağına dair söylentiler bulunuyor. Apple, geçmişte 6 çekirdekli CPU yapısının güçlü performans gösterdiğini kanıtladığı için, bu yapıyı muhtemelen sürdürecektir.

RAM kapasitesi

TrendForce’un teknik özellik karşılaştırmasına göre, en üst seviye iPhone 15 modellerinin A17 Bionic çip ile 8GB RAM’e sahip olabileceği belirtiliyor. Diğer modellerde ise 6GB RAM kullanılması bekleniyor. Bu, performans ve çoklu görevlerde daha fazla esneklik sağlayabilir.

Işın izleme desteği

A16 Bionic çip , geçen yıl ışın izleme desteği ile test ediliyordu, ancak teknik zorluklar nedeniyle bu özellik devre dışı bırakılmıştı. A17 Bionic, TSMC’nin yeni 3nm süreci sayesinde bu sorunları çözebilir ve ışın izleme desteği sunabilir. Bu, görsel kaliteyi artırabilir, ancak Apple’ın bu yeni teknolojiyi ne kadar hızlı benimseyeceği belirsiz.

iPhone 15 etkinliği yaklaşırken, A17 Bionic’in getireceği yenilikleri yakından takip edeceğiz. Performans testleri ve daha fazla güncelleme için bizi takip etemeye devam edin.

Microsoft mühendisinin hesabının çalınması ABD’de krize yol açtı!

Şirket bir blog gönderisinde, Çin bağlantılı bilgisayar korsanlarının bir Microsoft mühendisinin kurumsal hesabını ihlal ettiğini ve bu erişimi üst düzey ABD yetkililerinin e-posta hesaplarının hacklenmesini sağlayan değerli bir anahtarı çalmak için kullandığından şüphelenildiğini söyledi.

Bilgisayar korsanları, bu yılın başlarında Ticaret Bakanı Gina Raimondo, Temsilci Don Bacon ve Dışişleri Bakanlığı yetkililerine ait olanlar da dahil olmak üzere Microsoft’un bulut sunucularındaki e-posta hesaplarına erişmek için kimlik doğrulama belirteçleri oluşturmak için anahtarı kullandılar.

ABD Siber Güvenlik ve Altyapı Güvenliği Ajansı ve Microsoft, ihlali Haziran ayında açıkladı. Ancak o zamanlar bilgisayar korsanlarının e-posta hesaplarına erişmelerine izin veren anahtarı tam olarak nasıl çalabildikleri hala belli değildi.

Kuzey Koreli Hackerler

Microsoft, anahtarın bir bilgisayar veya uygulama beklenmedik bir şekilde çöktükten sonra depolanan veriler olan bir “çökme dökümü” içinde yanlış bir şekilde saklandığını söyledi. Çökme dökümü daha sonra, bir Microsoft çalışanına ait güvenliği ihlal edilmiş bir hesabın erişebileceği Microsoft’un üretim ortamına taşındı. Şirket, anahtarın Nisan 2021’den bir süre sonra çalındığını söyledi.

Bununla birlikte, paylaşıma göre, Microsoft’un ilgili günlükleri olmadığı için, anahtarın nasıl çalındığına dair değerlendirmesine tam bir güveni yoktu.

Microsoft, paylaşımında ”Günlük tutma politikaları nedeniyle, bu aktör tarafından bu sızıntıya dair belirli kanıtlara sahip günlüklerimiz yok, ancak bu, aktörün anahtarı elde ettiği en olası mekanizmaydı.” dedi.

Olay, Microsoft’un siber güvenlik uygulamalarına yapılacak yeni bir incelemeyi beraberinde getirdi. Oregon’dan bir Demokrat olan ABD Senatörü Ron Wyden’in olayla ilgili soruşturmalar için yaptığı talebin ardından Bloomberg News, Siber Güvenlik İnceleme Kurulu’nun olayı ve diğer bulut güvenlik açıklarını inceleyeceğini bildirdi.

Microsoft, blog gönderisinde sistemlerinin nasıl tasarlandığıyla ilgili “düzeltilmiş” beş farklı hata belirlediğini açıkladı.

iPhone 15 lansmanı nasıl izlenir?

0

2023 yılı Apple etkinliğine çok kısa bir süre kaldı. ŞirketiniPhone 15 model serisinin yanı sıra en az birkaç yeni Apple Watch’u tanıtması bekleniyor. Ayrıca iPhone 15 lansmanı sırasında yazılım ve hizmetlerle ilgili bazı duyurular ve hatta belki başka donanım aksesuarları ve bilgileri de bu etkinlikte göreceğiz.

Bu yılki etkinlik neredeyse yaklaşıyor ve şirketin bu hafta canlı yayınlanan bir vitrin sırasında iPhone 15 model serisinin yanı sıra en az birkaç yeni Apple Watch’u tanıtması bekleniyor. Ayrıca yazılım ve hizmetlerle ilgili bazı duyurular ve hatta belki başka donanım aksesuarları ve bilgiler de paylaşılacak. Etkinlik 12 Eylül Salı günü Pasifik saatiyle 10:00’da, Doğu saatiyle 13:00’de başlayacak. Etkinliği Apple’ın sayfasından ve şirketin YouTube kanalında canlı olarak izleyebilirsiniz:

Ayrıca herhangi bir Apple TV’de veya yayın kutusunda da görüntüleyebilirsiniz; canlı yayını bulmak için Apple TV+ uygulamasına gitmeniz yeterli. Uygulamayı Salı sabahı açtığınızda, etkinlik sayfanın en üstünde belirgin bir şekilde görüntülenmelidir. Bu yöntem, Apple’ın yayın hizmetine abone olmasanız bile çalışacak.

iPhone 15 lansmanı dışında neler tanılacak?

Apple, bu Eylül etkinliklerini on yıldır, yani 2012’de iPhone 5’i piyasaya sürdüğünden bu yana sürekli olarak düzenliyor. Şu ana kadar bu etkinlikler, Apple’ı şirketin sonbahar sürümlerine sadık bir şekilde hazırlayan pürüzsüz ve gösterişli ve önceden kaydedilmiş vitrinler haline geldi. Bu tutarlılık aynı zamanda duyuruların tahmin edilmesini de kolaylaştırdı. Yayınlanan tüm bu bilgilendirici reklamlarda olduğu gibi, söylentiler ve sızıntılar, neyin duyurulacağına dair detayları şimdiden ortaya çıkardı.

Genel tabloya baktığımızda duyurulması beklenen yeni cihazlarla ilgili bir öngörü oluşturabiliriz. Haziran ayında Apple, uzun zamandır beklenen Vision Pro karma gerçeklik kulaklığını tanıttı. Apple’ın Apple Watch’tan bu yana girdiği ilk yeni cihaz kategorisi olması nedeniyle bu, Apple için büyük bir haberdi. Karşılaştırıldığında, Eylül etkinliğinde Apple’ın yıllık ritmine ulaşmasını beklediğiniz cihaz türleri (telefonlar, saatler ve belki bazı AirPod’lar) için çok daha fazla yinelemeli güncellemeler yer alacak gibi görünüyor.

Meta GPT-4’e rakip yeni bir yapay zeka modeli geliştiriyor

Meta, Wall Street Journal’ın haberine göre GPT-4 ile başa baş mücadele edebilecek güçlü bir yapay zeka modeli üzerinde çalışıyor. Şirket, OpenAI’nin son dil modeli GPT-4’ü hedefleyerek, yapay zeka alanında önemli bir adım atmaya hazırlanıyor.

Meta’nın yeni yapay zeka modeli, Llama 2’den çok daha güçlü olması bekleniyor. Bu hamle, teknoloji devlerinin yapay zeka alanındaki yarışta öne çıkmak için büyük çaba sarf ettikleri bir döneme denk geliyor. Şirket, bu yeni modeli önümüzdeki yıl piyasaya sürmeyi planlıyor.

Yeni yapay zeka modelinin başlangıçta metin ve analiz üretimi odaklı olacağı belirtiliyor. Bu, işletmelere güçlü bir araç sunarak OpenAI’nin ChatGPT enterprise gibi benzer hizmetlerine rakip olmayı hedefliyor. Ancak Meta’nın bu modeli açık kaynak olarak sunma planları da var.

Meta’nın açık kaynak yaklaşımı, kullanıcılara yapay zekayı özgürce kullanma ve değiştirme fırsatı sunarken, şirketin belirli hizmet şartlarına uymalarını gerektiriyor. Açık kaynak modellerin kötü niyetli amaçlarla kullanılma potansiyeli nedeniyle şirket avukatlarının endişeleri bulunuyor.

Meta’nın yapay zeka konusundaki odaklanması, şirketin rekabetçi bir alanda daha fazla yer kaplama amacının bir yansıması olarak görülüyor. Ancak şirket, OpenAI ve Microsoft gibi rakipleriyle başa çıkmak için hızla ilerlemesi gerektiğinin farkında ve yapay zeka alanındaki yatırımlarını artırıyor.

Meta’nın açık kaynak yapay zeka modeli, bu alandaki rekabeti artırabilir ve daha fazla yeniliğe kapı aralayabilir. Ancak kullanıcılarının bu teknolojiyi sorumlu bir şekilde kullanmamız gerekiyor.

Alibaba bulut grubunda sürpriz ayrılık

0

Alibaba, görevden ayrılan CEO Daniel Zhang’ın, firmanın Bulut İstihbarat Grubunun başkanı ve CEO’su olarak bağlılığını yeniden teyit etmesinden birkaç ay sonra beklenmedik bir hareketle şirketten ayrılacağını duyurdu.

Mart 2023’teki kurumsal yeniden yapılanmanın ardından Alibaba, altı bölümünü ayrı iş grupları olarak ayırma sürecinde. Mayıs ayında, Bulut İstihbarat Grubunun ayrılacağını ve Mayıs 2024’e kadar halka açık hale geleceğini doğruladı. Duyuru, 10 Eylül’de, Alibaba Group’un kurucu ortağı ve Kıdemli Başkan Yardımcısı Eddie Wu’nun CEO olarak görevi devraldığı gün yapıldı. Zhang’ın beklenmedik ayrılışının ardından Wu’nun yeni sorumluluklarına ek olarak bulut grubunu da denetlemesi bekleniyor. Joe Tsai, planlandığı gibi Alibaba Group’un başkanlığını devraldı.

Alibaba bulut grubunda ayrılıklar devam ediyor

Temmuz 2023’te hissedarlara yazdığı bir mektupta Zhang, Alibaba Group’un başkanlığını ve CEO’luğunu bıraksa da bulut grubunu denetlemek için şirkette kalacağını duyurdu. Zhang: “Kendime gelince, Bulut İstihbarat Grubumuzun başkanı ve icra kurulu başkanı olarak görevime tamamen kendimi adayacağım ve bulut bilişim yoluyla yüzbinlerce sektörü dönüştürme ve yenileme konusundaki muazzam geleceği keşfetme gibi yeni bir mücadeleyi üstleneceğim” dedi.

Alibaba Cloud, Tencent ve Huawei gibi bulut rakipleriyle rekabet edebilmek için Nisan 2023’te yaklaşık yüzde 50 fiyat indirimi yaptığını duyurdu. Firma ayrıca APAC bölgesindeki bulut genişletmelerine 1 milyar dolar yatırım yapacağını da belirtti. Alibaba Group, 4. çeyrek kazançlarında Bulut İstihbarat Grubunun toplam gelirinin yıllık yüzde 4 büyümeyi temsil eden 3.47 milyar dolara ulaştığını bildirdi.

Grup, geçtiğimiz yıl üretken yapay zeka ve büyük verinin yanı sıra bulut bilişim hizmetlerinin tüketici pazarına genişletilmesine yönelik bir dizi yatırım yaptı. Çeyrek boyunca en yeni büyük dil modeli (LLM) Tongyi Qianwen’i çalışma alanı işbirliği platformu DingTalk’a entegre etti. LLM, Çince ve İngilizce dil girişlerini işleyebilir ve toplantıları özetleme, e-posta taslağı hazırlama veya belge ana hatları oluşturma gibi Microsoft 365 Copilot’a benzer roller gerçekleştirebilir. Alibaba Grubu yönetim kurulu, Hong Kong Borsası’na yazdığı bir mektupta, Zhang’ın şirketteki siciline saygıda bulundu ve Bulut İstihbarat Grubu için zamanında yeni bir yönetim grubu atama niyetini dile getirdi.

Microsoft, Skype’a yapay zeka desteği getiriyor!

Microsoft, birçok uygulamasına ve hizmetine yapay zeka tabanlı Bing Chat özelliğini tanıtma sürecinde ve farklı platformlarında yapay zeka deneyimini geliştirmek için büyük çaba gösteriyor. Bu kapsamda Skype, büyük yapay zeka geliştirmeleri alan son uygulama oldu.

Microsoft, Skype sohbet oluşturucusuna yazdığınız mesajlar için tonları ayarlama yeteneğini tanıttı. Mesajınızı yazmaya başladığınızda, Skype; Profesyonel, Günlük, Alaycı, Esprili ve daha fazlası dahil olmak üzere bir dizi mesaj tonu önerebilecek. Bu, Edge kenar çubuğunda Bing Chat’i kullanarak e-postaları, paragrafları ve blog gönderilerini oluşturma şeklinize oldukça benziyor.

Bing Chat’in mesajınızı Skype’ta yeniden yazması için ton ayarladığınızda, yeniden yazma işleminin her adımını gerçek zamanlı olarak gösteren bir açılır pencere açılacak. Gördüğünüzü beğendiyseniz, orijinal mesajınızı chatbot’un yeniden yazdığı mesajla değiştirebilir veya daha sonra kullanmak üzere panoya gönderebilirsiniz. Ancak Bing’in mesajınızda yaptığı ince ayarları beğenmezseniz, orijinal metninize kolayca geri dönebilirsiniz.

Dahası, fikrinizi değiştirmeniz durumunda farklı bir ton seçebilirsiniz ve Bing, mevcut tonunuza uymayı denemek için mesajı tekrar yazacak. İsterseniz yine, orijinal metne geri dönme seçeneğiniz var.

Microsoft, Skype’ta Bing’de yapılan bu iyileştirmelerin sıkıcı mesajlardan kurtulmanıza yardımcı olacağını umuyor. Yeni özellik seti Skype’taki sohbet deneyimini iyileştirmeyi vaat etse de, hepsi AI tabanlı sohbet robotu etrafında merkezlenmiş değil.

Microsoft, Skype’taki Bing Chat deneyimini geliştirmenin yanı sıra, Skype profilinizi masaüstünde paylaşmanızı da kolaylaştırdı. MePanel artık Profil başlığının yanında görünen yeni bir paylaşım simgesine sahip. Profil Paylaş panelini açmak için tek bir tıklama, profilinizi paylaşma işlemini kolaylaştırıyor.

Yukarıda belirtilen tüm değişiklikler artık Skype Insider build 8.104’te mevcut. Aşamalı bir şekilde yayılıyorlar ve bu da onları hemen göremeyebileceğiniz anlamına geliyor. Microsoft’un duyurduğu gibi, tüm yeni özellikleri en son Insider derlemesini çalıştıran tüm Skype Insider’lara getirmek birkaç gün daha sürebilir.


Danimarka girişimcileri bekliyor!

İş Fikrinizi Hayata Geçirmeniz İçin Startup Denmark Vize Programı Kapılarını Açıyor. AB, AEA ve İsviçre dışındaki girişimciler için Danimarka’da iş kurma imkanı sunan Startup Denmark programı, girişimci ruhu olanları ülkesine davet ediyor. Bağımsız bir uzman panel tarafından değerlendirilecek iş planlarınızı göndererek, Danimarka‘da ikamet ve çalışma izni için başvuruda bulunabileceğiniz bu program, iş dünyasına yeni soluklar getirmeyi amaçlıyor.

Kimler Başvurabilir?

Program, sadece AB, AEA ve İsviçre dışındaki kişilere açık. Bir iş planını en fazla üç yabancı uyruklu kişi bir ekip olarak sunabilir. Eğer iş planınız uzman panel tarafından onaylanırsa, ikamet ve çalışma izni için bireysel olarak başvurmalısınız.

Aktif Sahiplik Şartı

Şirketin önemli bir kısmına sahip olmanız ve işin aktif bir parçası olmanız gerekmekte. Sadece ekonomik ya da finansal çıkarları olanlar, Startup Denmark programı kapsamında izin alamazlar.

Hangi Tür İşler Kabul Ediliyor?

Restoranlar, perakende mağazalar ve küçük ithalat/ihracat işletmeleri genellikle değerlendirmeye alınmadan reddedilir.

Finansman Sağlıyor mu?

Hayır, Startup Denmark sadece kabul edilen başvurular için ikamet ve çalışma izni sağlıyor. Girişimciler, gerekli tüm sermayeyi kendileri bulmakla yükümlü.

Kendinizi Geçindirebileceğinizi Kanıtlamanız Gerek

Danimarka’da ilk yılınızı kapsayacak yeterli fonunuz olduğunu belgelemeniz gerekiyor. Ailenizin de sizinle gelecek olması durumunda, onları da geçindirebileceğinizi kanıtlamanız gerekmekte.

Programın Arkasında Kimler Var?

Startup Denmark, Danimarka Sanayi, İş ve Finansal İşler Bakanlığı ile Göçmenlik ve Entegrasyon Bakanlığı tarafından geliştirilmiş resmi bir Danimarka programı. Programın girişimcilere sunduğu bu büyük fırsat, özellikle AB dışından gelecek yetenekli iş insanlarını arıyor.

Daha fazla bilgi ve başvuru için programın resmi web sitesini ziyaret edebilirsiniz.