Corpus Enerji yatırım turuna çıktı

31 yıllık köklü geçmişiyle Türkiye, Almanya ve Çin’de bilişim, iletişim, tekstil, maden, medikal, ithalat, ihracat ve enerji sektörlerinde güçlü bir etki yaratmayı başaran Corpus Enerji, güneş enerjisini elektriğe dönüştüren fotovoltaik (PV) panel üretimiyle yatırım turuna çıktı.

Şirket paylarının %10,78’inin yatırımcılara arzıyla 37,5 milyon TL fona erişmeye amaçlayan girişim, elde ettiği finansmanla halihazırda yıllık 300 MW olan panel üretim kapasitesini 500 MW seviyesine çıkaracak. Kampanya öncesinde yapılan ön talep toplama sürecinde rekor kırarak 9 bin 68 kurumsal ve bireysel yatırımcıdan 147 milyon 437 bin 60 TL talep alan Corpus Enerji’nin nihai hedefi, üç yıl içerisinde halka arz olmak ve Türkiye’yi PV panel üretiminde global bir oyuncu haline getirmek.

Ülkemizin gelişmesiyle birlikte, elektrik ihtiyacının sürekli artması sonucunda elektrik fiyatları da kaçınılmaz olarak yükseliyor. Bununla beraber, bu ihtiyacın karşılanması için dünyada kısıtlı olan ve iklim dengesizliklerine yol açan fosil kaynakların kullanımı giderek artıyor. Güneş enerjisini elektrik enerjisine çeviren katı sistemlerle sera gazı emisyonu olmadan temiz elektrik üreten ve bu kritik soruna yönelik çevre dostu çözümler üreten Corpus Enerji, üretim kapasitesini arttırmak üzere yatırım turuna çıktı. fonbulucu platformunda şirket paylarının %10,78’inin yatırımcılara arzı yoluyla 37,5 milyon TL fon toplamayı amaçlayan girişim, eriştiği finansmanla yıllık 500 MW fotovoltaik (PV) panel üretimi gerçekleştirecek ve üç yıl içerisinde halka arz olacak. 

Girişim şirketinin halihazırda, Antalya Organize Sanayi Bölgesinde toplam 12 bin metrekarelik alandaki 7 bin 400 metrekarelik tesiste otonom makineler kullanarak yıllık 500 MW’lık PV paneli üretmek üzere çıkacağı yatırım turu, 14 Eylül 2023’e kadar toplamda 10 gün sürdürecek. 

Belirli şartları sağlayan yatırımcılara bedelsiz pay taahhüttü

Kampanya öncesinde yapılan ön talep toplama sürecinde 9 bin 68 kurumsal ve bireysel yatırımcıdan 147 milyon 437 bin 60 TL talep alan Corpus Enerji, bilançosunda sermaye yedekleri kaleminde bulunan toplam 5 milyon TL’yi yatırım turu sonunda toplanan fon ile birlikte 10 milyon TL’lik mevcut öz sermayesine ilave edecek. Tura katılan yatırımcıların talep etmeleri halinde, fon aktarıldıktan altı ay sonra başlamak kaydıyla, şirketin belirleyeceği bir tarih aralığında, paylarını satmak isteyen yatırımcılardan talep toplanacak. Bu tarih aralığında paylarını satmak isteyen yatırımcılar, paylarının en az %10-%50 arasını şirket kurucusu Baran Kılıç nominal pay tutarının iki katı değeriyle geri alacak. 

Yatırım turunun başlama tarihi olan 5 Eylül Salı günü saat 10.00 itibarıyla, beş iş günü içerisinde EFT veya kredi kartı ile yapılan yatırımlarda yatırımcılara %15 fazladan pay verilecek. Ayrıca ön yatırım talebi oluşturarak yatırım turunda ‘sadece’ bildirdiği ön talep tutarı kadar yatırım yapan yatırımcıların yatırım tutarlarına verilecek tüm bedelsiz paylara ek olarak; %15 ilave bedelsiz pay verilecek. Tüm bu taahhütlerin dışında, fonbulucu LIC (Lead Investor Club) üyeliği için ön başvurusunu tamamlayan, kampanyada ön talep bildirmiş ve en az 100 bin TL ve üzeri yatırım yapan yatırımcılar, tüm hak ettiği bedelsiz paylara ek %2 fazladan pay sahibi olacak.

Ülkemizin enerji noktasındaki dışa bağımlılığını azaltacağız

Şirketin mevcut yapısı ve hedefleri hakkında konuşan Corpus Enerji Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Baran Kılıç, “Temiz, sınırsız ve çevre dostu bir enerji kaynağı olan güneş enerjisi, gelişen teknolojiyle birlikte elektrik üretiminin en etkili ve en kolay yöntemlerden biri halindedir ve iklim krizine karşı kullanılması yaygınlaşmalıdır. Fosil yakıtların kısıtlılığı ve çevre kirliliği sorunlarına karşın yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik arayış giderek önem kazansa da coğrafi konumuyla güneş enerjisi potansiyeli oldukça zengin olan ülkemiz bu potansiyeli yeterince değerlendirememekte. Corpus Enerji olarak her şeyden önce Türkiye’nin bu potansiyelini harekete geçirmeyi istiyoruz. Antalya’da faaliyetlerine başladığımız ve toplamda yaklaşık 15 milyon doları bulması beklenen güneş paneli üretim yatırımımız, temiz enerjinin geleceğini inşa etme vizyonumuzun bir parçası. Üretim tesisimize hali hazırda 1,3 milyon dolar sabit yatırım gerçekleştirdik ve üretimi büyütmek amacıyla yaklaşık 9,8 milyon dolar daha öz kaynaklarımızdan kullanabileceğimizi öngörüyoruz. Bu yatırımın somut hedeflerinin hem çevresel sürdürülebilirliğe hem ülkemizin enerji noktasındaki dışa bağımlılığını azaltmaya hem de ekonomik büyümeye katkı sağlaması kaçınılmaz. Şu aşamada minimum beş yıl tam kapasite çalışabileceğimiz şekilde ulusal ve uluslararası satış anlaşmalarımız gerçekleştirilmiş durumda. Dolayısıyla yatırım turu sonucunda elde edeceğimiz fonun da yardımıyla üretim kapasitemizi arttıracak ve tam kurumsal bir yapı haline gelerek önümüzdeki üç yıl içinde halka arz yoluyla borsaya kote olacağız” dedi. 

Elektrikli araçlara özel kasko!

0

E-kasko adı verilen bu yeni ürün; yanlış şarj dolumundan, şarj ekipmanlarının çalınmasına, pil güvencesinden yerinde şarj hizmetine ve e-şarj hizmetinde %10 indirim avantajına kadar sunduğu sayısız güvence ile elektrikli araç kullanıcılarının güvenle yol almasını sağlıyor.

Aksigorta, Türkiye’de yalnızca elektrikli araçlar için tasarlanmış ilk ve en kapsamlı kasko poliçesini hayata geçirdi. Sayıları hızla artan elektrikli araç kullanıcılarının kendisini güvende hissedeceği yeni bir ürün sunan Aksigorta, e-kasko ile elektrikli araç sahiplerine özel sayısız güvence sunuyor. e-kasko sahipleri, yanlış şarj dolumu, aracın tamir olacağı servise mesafe sınırsız çekim, şarj ekipmanlarının çalınması, pil güvencesi ve şarj bitimine karşı destek gibi sadece e -kasko’da bulunan pek çok teminat seçeneğine de sahip olacaklar. Aynı zamanda Aksigorta müşterileri e-şarj hizmetinde %10 indirim avantajı da elde edecek. Elektrikli araç kullanıcılarının en büyük kabuslarından biri olan şarj bitmesiyle yolda kalma sorununa da bu poliçe içerisinde güvence tanımlandı. Kullanıcıların bu tedirginliğini e-kasko ile ortadan kaldıran Aksigorta, aracın sürüş esnasında şarjının bitmesi durumunda İstanbul ili özelinde yerinde şarj hizmeti sağlıyor. 

Aksigorta’nın geleceğin teknolojilerine uygun çözümler geliştirdiğinin altını çizen Aksigorta Genel Müdür Yardımcısı Tolga Tezbaşaran, “Türkiye’de elektrikli araçlara yönelik ilgi giderek artıyor. Açıklanan son verilere göre, 2023 yılının ilk çeyreğinde elektrikli araç satışlarında %251 oranında bir artış yaşandı. Elektrikli araç kategorisi, özellikle ülkemizde çok yeni ve hızlı gelişiyor. Bu kategoriye dair ihtiyaçlar, beklentiler tam belirginleşmiş durumda değil. Aksigorta olarak biz de hem bu ekosistemi oluşturan paydaşlar hem de müşterilerimizi dinleyerek beklenti ve ihtiyaçları belirledik. Bu doğrultuda, kapsamlı bir elektrikli araç güvence paketi olan e-kasko’yu oluşturduk. Müşteri içgörüleriyle tasarlanan e-kasko, değişen müşteri trendlerini ve geleceğin teknolojilerini kapsamasının yanı sıra bizim sürdürülebilirlik vizyonumuzla da oldukça uyuşuyor. e-kasko poliçesi yaptıran müşterilerimiz adına Ege Orman Vakfı aracılığıyla fidan dikerek de onların karbon ayak izini azaltma çalışmalarına destek olacağız. Sürdürülebilirlik bakış açımızla faaliyet gösterdiğimiz toplumun kalkınması, refahı ve daha iyi bir yaşama erişmesi için program ve projeler tasarlayarak, ekonomik büyümeyi desteklemek için olumlu etki yaratmaya aracı olacak farklı branşlardaki ürünlerimizle de yeni avantaj ve hizmetlerle sürdürülebilirliğe katkı sağlamaya devam edeceğiz’’ diye konuştu.

Sahte CPU satışları devam ediyor!

Eski sahte CPU hileleri halen ortalıkta dolaşıyor. Sahte çip haberi bu kez daha Amazon’dan geldi. Mağdur müşteri, Core i9-13900K gibi görünen bir cihazı satın aldı. Ancak aslında bunun kılık değiştirmiş bir Core i7-13700K olması gerekiyordu. Redditor, Nisan ayında Amazon İngiltere’den satın aldığı Core i9-13900K’ya benzeyen bir fotoğrafa yer verdi. İşlemcinin kendisine 585 sterlin’e mal olduğu bildirildi. Bu nedenle fiyat olağandışı değildi.

Ne yazık ki Much_Designer_8417 için satın aldığı CPU’nun aslında 180 dolar daha ucuz Core i7-13700K olduğu anlaşılıyor. Görünüşe göre çipin gerçekten 13. nesil i7 olduğunu gösteren Core Temp ve CPU-Z görüntülerini ekledi. Görünüşe göre Much_Designer_8417, eski IHS (entegre ısı yayıcı) geçiş hilesinin kurbanı oldu. Birisinin Core i9-13900K’yı satın almış, IHS’yi çıkarmış, kendi Core i7-13700K’sına takmış ve daha az güçlü olan çipi para iadesi için geri vermiş olabileceği tahmin ediliyor.

Sahte CPU satışları için yeni örnek

CPU dolandırıcılıkları yeni bir olgu olmaktan çok uzak. 2020’de Çin’de sahte Intel çiplerinin i7-8700K CPU olarak satıldığına dair raporlar vardı. oysa bunlar aslında Celeron D 336 çipleriydi. 2004’te piyasaya sürülen ve uzun süredir üretilmeyen 90 nm’lik bir işlemciydi. Ayrıca İspanya’da bir kullanıcının, Core 2 Duo olduğu anlaşılan sahte i9-9900K’yı satın almak için dolandırıldı da biliniyor.

Aynı dolandırıcılığı daha önce Amazon’da da görmüştük. 2017’de birisinin Ryzen 1700’e benzeyen bir şeyi satın aldığı bir durum vardı, oysa bu gerçekten LGA tabanlı bir Intel işlemciydi ve işaretler silinip yerine şeffaf bir çıkartmanın parçası olan Ryzen işaretleri konmuştu. Bu vakaların çoğu ile en yenisi arasındaki fark, daha pahalı çipler gibi görünen CPU’ların ürün yığınında çok düşük olma eğiliminde olması. Core i7-13700K ile Core i9-13900K arasındaki performans farkı, bilgisayarı yalnızca oyunlar için kullanan biri için çok fazla fark edilmeyecek. Bu da Much_Designer_8417’nin bir şeylerin ters gittiğini fark etmesinin neden bu kadar uzun sürdüğünü açıklayabilir.

Çoğu kişi Amazon gibi büyük bir perakendeciden bu tür dolandırıcılıklarla karşılaşmayı beklemiyor. Ancak gönderide sahte CPU’nun doğrudan Amazon’dan mı yoksa üçüncü taraf bir satıcıdan mı satın alındığı belirtilmiyor. Bu olay kesinlikle donanımınızı nereden satın aldığınıza dikkat etmeniz ve gelir gelmez orijinalliğini doğrulamanız konusunda bir uyarı.

Elektrikli araç sayısı 2,5 milyon olacak!

0

Uluslararası Enerji Ajansı’na göre dünya genelinde 26 milyondan fazla elektrikli araç yollarda. Türkiye’de ise TÜİK’in Ocak 2023 verilerine göre 14.552 araç var ve dünya genelindeki artış göz önünde bulundurulduğunda 2030’da 32,5 milyon elektrikli aracın trafiğe çıkması öngörülüyor. Bina, elektrik ve dijital altyapıları için ürün ve sistemler konusunda uzman Legrand Grup Türkiye, sayısı her geçen gün artan elektrikli araçların güvenli ve hızlı şarj teknolojisi ile buluşması için geliştirdiği Elektrikli Araç Şarj İstasyonu ile araç sahiplerinin hayatlarını kolaylaştırmaya devam ediyor.

Uluslararası Enerji Ajansı’na göre dünya genelinde 26 milyondan fazla elektrikli araç yollarda. Research and Markets verilerine göre ise elektrikli araç sayısı, 2030’a kadar yıllık oranıyla 80,7 milyona ulaşacak. 2030’a kadar tüm yeni araç satışlarının %100 elektrikli araçlardan oluşması yönünde bir strateji benimseyen Türkiye’de ise 2030’da 2,5 milyon elektrikli aracın trafiğe çıkması öngörülüyor. Bina, elektrik ve dijital altyapıları için ürün ve sistemler konusunda uzman Legrand Grup Türkiye, sayısı her geçen gün artan elektrikli araçların güvenli ve hızlı şarj teknolojisi ile buluşması için geliştirdiği Elektrikli Araç Şarj İstasyonu ile araç sahiplerinin hayatlarını kolaylaştırmaya devam ediyor.

AC ve DC Şarj Seçenekleri

Legrand elektrikli araç şarj istasyonları, plastik veya metal istasyon opsiyonları ile geniş ürün seçeneği, kullanıcı dostu ve kolay kullanım avantajı sunmaktadır. AC tipte plastik ve metal seçenekleri ile 22kW’a kadar kablolu veya kablosuz şarj istasyonu çözümleri bulunmaktadır. Dahili Bluetooth bağlantısı ve opsiyonel olarak tercih edilebilen haberleşme kiti ile lokal veya uzaktan elektrikli araç şarj istasyonlarınızı kolaylıkla kontrol edebilirsiniz. 2021 yılında Hollanda merkezli Ecotap firmasının Legrand bünyesine katılması ile DC tip elektrikli araç şarj istasyonlarında ise 180kW’a kadar DC tip hızlı şarj elektrikli araç şarj istasyonları çözümlerini sunmaktadır.

Legrand Grup Türkiye için sizin ve aracınızın güvenliği son derece önemlidir. Elektrikli aracınızın şarj işlemini güven içinde yapabilmeniz için Legrand elektrikli araç şarj istasyonlarında 6mA DC kaçak akım koruma standarttır. Yetkisiz kişilerin kullanımını engellemek için isteğe bağlı olarak elektrikli şarj istasyonlarına RFID okuyucu takılabilir. RFID okuyucu sayesinde istasyonların kartlı kontrolü sağlanabilir. 

Güvenli ve hızlı şarj teknolojisi ile ihtiyacınız olan her yerde tüm elektrikli araçların sorunu olan şarj problemini ortadan kaldıran Legrand Grup Türkiye, ihtiyacınız olan her yerde kullanabileceğiniz elektrikli araç şarj istasyonu çözümleri ile yaşam alanlarınızla kolaylık ve pratikliği buluşturuyor.

Deprem bölgesinde güvenli yapı eğitimleri başlıyor

‘’Yeniden Hep Birlikte Ayağa Kalkıyoruz’’ solganıyla yeni bir dönem başlatan KYK Yapı Kimyasalları deprem bölgeleri için kolları sıvadı. Yeniden inşa ve bina güçlendirme çalışmalarına katkı vermek amacıyla KYK Yapı Kimyasalları, ünlü Japon Yüksek Mimar ve İnşaat Mühendisi Yoshinori Moriwaki ile deprem bölgesinde deprem ve bina güçlendirmesi hakkında eğitim verecek. KYK Yapı Kimyasalları Yönetim Kurulu Başkanı Cemil Onur Sürmeli hedefimiz, “Sektör profesyonellerine doğru ürün seçimi ve uygulamaları hakkında eğitimler vererek, ülkemizin bir gerçeği olan depreme karşı, deprem farkındalığının ve bilincinin artırılmasını sağlamak” dedi.

KYK Yapı Kimyasalları Yönetim Kurulu Başkanı Onur Sürmeli ile deprem bölgesinde gerçekleştirilecek olan eğitimleri ve KYK’nin yeni dönem planlarını konuştuk:

KYK Yapı Kimyasalları, deprem sonrasında yeniden inşa ve bina güçlendirme çalışmalarına katkı sağlamak amacıyla sahadaki çalışmalarını hızlandırıyor. KYK Yapı Kimyasalları, dünyaca ünlü Japon Yüksek Mimar ve İnşaat Mühendisi Yoshinori Moriwaki ile deprem bölgesinde, deprem ve bina güçlendirme konularında sektör profesyonellerine eğitim verecek.

Kintsugi Felsefesi ile Hasarlı Alanlara Farklı Bir Dokunuş

Kyk Yapı Kimyasalları

KYK Yapı Kimyasalları, Japonya’nın, kırılmış nesneleri altın veya gümüş ile birleştirerek eskisinden daha güzel ve fonksiyonel hale getiren, kusurları güzelleştiren, yaşanmışlıkları öne çıkaran bir sanat tekniği olan Kintsugi felsefesinden alınan ilhamla güçlendirme çalışmalarına farklı bir boyut kazandırmayı hedefliyor.

Japon Yüksek Mimar ve İnşaat Mühendisi Moriwaki de Kintsugi tekniğini, yapı sektörüne uyarlayarak kırılmış veya hasar görmüş yapıları onarmak ve güçlendirmek için yapılması gerekenler hakkında bilgi verecek.

Moriwaki: “Güçlendirmede doğru yöntemi seçmek çok önemli”

Basın toplantısında konuşan Japon Yüksek Mimar ve İnşaat Mühendisi Yoshinori Moriwaki, “Binaların güçlendirilmesi, yapıların depreme karşı dayanıklılığını artırmak için yapılan bir dizi işlem ve önlemi içeriyor. Bu işlemler, yapıların statik ve dinamik yüklere karşı daha sağlam hale getirilmesini sağlıyor. Yapılarda kullanılacak güçlendirme yöntemleri farklılık gösterebilir. Çalışmalara başlamadan önce uzmanlar tarafından güçlendirme yapılacak binanın teknik analizleri yapılmalı ve analiz sonuçlarına göre belirlenecek en uygun yöntem izlenmelidir” dedi.

Sürmeli: “Güçlendirme sistemlerimiz ile kentsel ölçekte dönüşüme destek sağlıyoruz”

Kyk Yapı Kimyasalları

İstanbul’da basın toplantısı düzenleyen ve depreme karşı dayanıklı yapılar için bina güçlendirme konusunda sosyal sorumluluk bilinciyle hareket ettiklerini vurgulayan KYK Yapı Kimyasalları Yönetim Kurulu Başkanı Cemil Onur Sürmeli, “KYK Yapı Kimyasalları olarak “Yeniden Hep Birlikte Ayağa Kalkıyoruz” mottosuyla yola çıkıyoruz. Eğitimlerimizde, Sn. Moriwaki’nin yanı sıra KYK Yapı Kimyasalları’nın uzman kadrosu da yer alacak. Eğitimlerimizin hedef kitlesi ise inşaat mühendisleri, mimarlar, yapı denetçileri, müteahhitler ve sektördeki diğer profesyoneller olacak. Sektör paydaşlarına, depreme karşı dayanıklı ve güvenli yapılar inşa edebilmeleri için, doğru ürün seçimi ve doğru uygulamanın önemini aktararak, deprem farkındalığını ve bilincini artırmayı hedefliyoruz. Güçlendirme sistemlerimiz ile kentsel ölçekte dönüşüme destek sağlıyoruz. Ana hedefimiz, depreme karşı tüm şehir ve bölgelerimizle yeniden ayağa kalkmak ve dayanıklı yapılar oluşturmaya destek vermek” dedi.

“Yeniden Hep Birlikte Ayağa Kalkıyoruz”

Güvenli yapılar için kaliteli ve yenilikçi ürünler sunduklarını söyleyen Sürmeli, ‘’Ürün portföyümüzde bulunan, yapıştırıcılar, derz dolguları, su yalıtım malzemeleri, tamir harçları, zemin malzemeleri, sıvalar, astarlar, katkılar ve yardımcı malzemeler, ısı yalıtım malzemeleri ve boyalar ürün gruplarındaki, 126 ana ürün ve 425 ürün çeşidiyle hem yeni inşa edilen hem de güçlendirme gerektiren yapılar için profesyonel çözümler sunuyoruz” diye konuştu.

Deprem İçin Önleminizi Alın!

Deprem, Türkiye’de birçok bölgeyi tehdit eden ciddi bir sorun. KYK Yapı Kimyasalları da yapıların depreme karşı güçlendirilmesi konusunda uzmanlığını, deprem riski taşıyan bölgelerdeki firma ve sektör profesyonellerine aktarıyor.  Deprem anında yapıların yeterli güvenliği sağlaması için, yönetmeliklere uygun tasarlanması ve inşa edilmesi, mevcut yapıların ise uygun tekniklerle, doğru malzeme kullanılarak güçlendirilmesi gerekiyor.

Güçlendirme çalışmalarında, betonarme, çelik ve karbon fiber ile güçlendirme gibi farklı teknikler kullanılmaktadır. Deprem nedeniyle son zamanlarda sıkça gündeme gelen tekniklerden birisi olan karbon fiber ile güçlendirme, diğer güçlendirme yöntemlerine göre alandan ve zamandan tasarruf sağlar. Kullanım kolaylığı, hafifliği sayesinde yapıya ilave yükler getirmemesi ve yüksek yapısal dayanım sağlaması sayesinde güçlendirme çalışmalarında sıklıkla tercih edilmektedir.

Hindistan Android kullanıcılarını kötü amaçlı yazılım saldırıları konusunda uyardı

0

Hindistan, vatandaşlarını Android kullanıcıları hedef alan ve hassas verilere erişme yeteneği olan gelişmiş kötü amaçlı yazılım saldırılarına karşı uyarıda bulundu. uyarı, Hindistan Savunma Bakanlığı’na bağlı bir departman olan Savunma Hesapları Genel Kontrolörü tarafından yapıldı ve siber güvenlik girişimi CloudSEK tarafından öne sürülen DogeRAT adlı Uzaktan Erişim Truva Atı hakkında bir tavsiye notu ile duyuruldu.

Bu kötü amaçlı yazılım özellikle Hindistan’daki Android kullanıcılarını hedef alıyor ve yasal uygulamaların sahte sürümleri aracılığıyla yayılıyor. Sosyal medya, mesajlaşma platformları, ChatGPT, Opera Mini gibi uygulamaların sahte sürümleri ile yayılıyor. Ayrıca, YouTube, Netflix ve Instagram‘ın “premium sürümleri taklit ediliyor.

Kötü amaçlı yazılımın cihaza bulaştıktan sonra, bilgisayar korsanlarına hassas verilere erişim sağladığı ve kullanıcının mesajlarından bankacılık kimlik bilgilerine kadar bir dizi veriye yetkisiz erişim sağlayabildiği belirtiliyor. Ayrıca, virüs bulaşmış cihazları ele geçirerek spam gönderme, yetkisiz ödemeler yapma, dosyaları değiştirme, fotoğrafları ve tuş vuruşlarını kaydetme gibi zararlı eylemlere imkan tanıyabilir. Kullanıcının konumunu izleme ve ses kaydı yapma gibi bir ton yasa dışı özelliğe sahipler.

Bu tehdidin kaynağı tam olarak bilinmemekle birlikte, tavsiye notunda bir grup siber suçlunun, ChatGPT, Instagram, Opera Mini ve YouTube gibi popüler uygulamaların sahte versiyonlarını yaymak için Telegram’ı kullandığına dair vurgu yapılıyor.

Savunma Bakanlığı, vatandaşlarını güvende tutmak için doğrulanmamış üçüncü taraf platformlardan uygulama indirmemelerini ve bilinmeyen gönderenlerden gelen bağlantılara tıklamamalarını tavsiye ediyor. Ayrıca, akıllı telefonlarını en son güvenlik güncellemeleriyle ve yazılımlarıyla güncel tutmalarını ve bir antivirüs uygulaması yüklemelerini öneriyor.

Hindistan, dijitalleşmenin artmasıyla birlikte siber güvenlik ihlalleri konusunda artan bir tehditle karşı karşıya. BT Bakanlığı, devlet dairelerini etkileyen siber güvenlik olaylarında %171’lik bir artış yaşandığını bildiriyor. 2018’de 70.798 olan siber güvenlik olaylarının sayısı, 2022’de 192.439’a yükseldi.

Geçen yılın önemli bir siber güvenlik olayı, Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’deki All India Institute of Medical Sciences’in hedef alındığı bir fidye yazılımı saldırısıydı. Bu saldırı, toplam 1,3 terabayt veri içeren beş sunucuyu etkiledi.

Hindistan, siber güvenlik konusunda daha fazla dikkat ve tedbir alarak dijital alandaki büyümesini koruma çabalarına devam ediyor.

Cube Incubation’a bir ödül de TEKNOFEST Ankara’dan geldi!

Teknopark İstanbul’un kuluçka merkezi Cube Incubation’un 6 girişimcisi TEKNOFEST Ankara’da düzenlenen Girişimcilik Yarışması’nda birincilik elde ederken 2 girişimcisi ise ilk üçte kendilerine yer buldu.

30 Ağustos – 3 Eylül tarihleri arasında Ankara Etimesgut Havalimanı’nda gerçekleştirilen TEKNOFEST Ankara’da etkinlikler kapsamında havacılık, uzay ve teknoloji konularının yanında girişimcilik ile ilgili yarışmalara da yer verildi. Roketsan ve T3 Vakfı tarafından ilk kez düzenlenen ‘En İyi Girişimciler’ yarışmasında tarım, ulaştırma, uzay gibi birçok kategori yer aldı. Teknopark İstanbul’un kuluçka merkezi Cube Incubation’un bünyesinde yer alan girişimciler de ‘En İyi Girişimler’ yarışmasında farklı dereceler elde ettiler.

8 farklı isme girişimcilik ödülü

Girişimcilik yarışmasının Tarım Teknolojileri alanında birinciliği hızlandırma kategorisinde MOVEON ve tohum öncesi kategorisinde Solis Yazılım aldı. Ulaşım ve Mobilite Teknolojileri alanında ise hızlandırma kategorisinde birinicliği Lojipark kazandı. Haberleşme ve İletişim Teknolojileri alanında yer alan üç girişimden Orbina.ai ‘Hızlandırma Aşaması En İyi Girişim’ kategorisinde birincilik elde etti. Orbina.ai ile aynı alanda yer alan Simularge ‘Erken Aşama En İyi Girişim’ kategorisinde birinciliğe hak kazanırken Simularge ile aynı dalda mücadele eden Pirameet ise ikincilik elde etti. Cube Incubation’un bünyesinde yer alan isimlerden Spacelis Uzay, Havacılık ve Savunma Teknolojileri alanında ‘Torum Öncesi En İyi Girişim’ kategorisinde birinci; Co Print ise Diğer Teknolojiler alanında ‘Erken Aşama’ kategorisinde üçüncülük kazandı. Kazananlara ödüllerini Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan takdim etti.

Cube Incubation’dan girişimcilere destek

Cube Incubation

Teknopark İstanbul’un kuluçka merkezi Cube Incubation; girişimcilerin projelerini hayata geçirmelerine destek veren bir merkez olmasının yanında dünya çapında start-up buluşlarına sahip olma özelliğini de taşıyor. Merkez bünyesinde barındırdığı girişimcilere 7/24 açık modern çalışma alanları, eğitim ve etkinlikler, mentorluk, danışmanlık, girişim analizi ve teknik analizler ile yatırımcı-firma görüşmeleri gibi birçok imkân ve hizmet sağlıyor. Ayrıca Teknopark İstanbul bünyesinde yer alan Cube Incubation merkez yerleşkesinin yanında uydu kuluçka merkezlerinin açılışları da devam ediyor. Cube Beyoğlu’nun hizmete girmesinin ardından Cube Ümraniye Uydu Kuluçka Merkezi’nin faaliyete geçmesi planlanıyor.  Özellikle bulunduğu konum itibariyle İstanbul Finans Merkezi’ne yakın olan Cube Ümraniye Uydu Kuluçka Merkezi’nin finans teknolojileri alanında girişim ve projelerin hayata geçmesinde önemli rol oynaması bekleniyor.

Arzum inovasyon ürünlerini IFA 2023’te tanıttı

IFA’nın Arzum’un global marka olma hedeflerine son derece önemli katkıları olacağını belirten Arzum Ticaretten Sorumlu Genel Müdürü Serhan Giray, IFA’da gerçekleştirilen iş birliği görüşmelerinin olumlu sonuçlarının yakın gelecekte başta Avrupa olmak üzere yakın coğrafya satışlarına da pozitif yönde etki edeceğine inandıklarını da sözlerine ekledi. 

Global marka olma hedefleri doğrultusunda yerli ve uluslararası birçok fuara katılan Arzum, beşinci kez uluslararası tüketici elektroniği ve teknoloji endüstrisinin önde gelen ticaret fuarı IFA Berlin 2023’teki yerini aldı. Arzum, 1-5 Eylül tarihleri arasında Avrupa’nın en kapsamlı teknoloji gösterisi olan ve son teknolojik ürün ve gelişmelerin tanıtıldığı fuarda kişisel bakım, gıda ve sıcak içecek hazırlama başta olmak üzere yakın gelecekte Türkiye ve global pazarda satışa sunacağı birçok kategorideki 16 yeni ürününü ilk kez sergiledi. Hem Türk kahvesi makinesi hem süt köpürtücü olarak kullanılan cezve ve moka potun tek bir üründe buluştuğu Arzum OKKA ailesinin yeni ürünü OKKA Rich Moka Pot, standın ilgi odağı oldu. Arzum’un saç bakım kategorisi Revolution serisi ürünlerinden Arzum Hot Air Styler, Hot Brush ve Hair Curler, gıda kategorisinden Shake’N Take Neo ve Shake’N Take Dream gibi birçok yeni ürün fuar ziyaretçileri tarafından yoğun beğeni ile karşılaştı. Arzum ürünleri kullanılarak hazırlanan ikramlarla tadım ve deneyim alanına dönüşen Arzum standında ayrıca Airtasty Sıcak Hava Fritözü’nün yanı sıra OKKA Rich Spin Pro gibi birçok ürün tanıtıldı.   

IFA, Arzum’un global marka olma hedefiyle örtüşen bir fuar

Fuar katılımı ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Arzum Ticaretten Sorumlu Genel Müdürü Serhan Giray, “IFA, Arzum’un global marka olma hedefiyle örtüşen ve Arzum’u bu hedefe her yıl daha da yaklaştıran bir fuar. Bu anlayışla da fuara beşinci kez, daha geniş ürün gamı ve çeşitli deneyim alanlarıyla katılıyoruz. Dünya çapında birçok üretici, tedarikçi, perakendeci ve teknoloji meraklısının bir araya geldiği fuar, yeni iş birliği fırsatları açısından son derece değerli. Bizim için fuarın bir diğer önemi de Arzum olarak, inovasyon, ürün çeşitliliği ve kullanıcı deneyiminde geldiğimiz noktayı sektöre, kullanıcılarımıza ve dünyaya göstermek. Yine son kullanıcıya ulaşma ve ürünlerimizi ilk kez görücüye çıkararak beğenilerine sunmamız açısından oldukça heyecan verici bir şov alanı. 55 yılı aşkın köklü geçmişimize dayalı tecrübemizi, inovasyona olan inancımızı, ürün çeşitliliğimizi ve sektörde birçok konudaki öncü duruşumuzu global arenada da sergileyebiliyoruz. IFA’nın bizim için ayrıca Avrupa ve yakın coğrafyalardaki pazarlar için de oldukça kritik bir yeri var. IFA’da tanıttığımız yeni ürünlerimizin, gerçekleştirdiğimiz iş birliği görüşmelerimizin olumlu sonuçlarının yakın gelecekte başta Avrupa olmak üzere birçok yakın coğrafyadaki satışlarımıza fazlasıyla yansıyacağına inanıyoruz. IFA’nın, uluslararası pazardaki mevcut konumumuzu daha da güçlendireceğini ve yeni pazarların kapılarını açacağını öngörüyoruz” şeklinde konuştu. 

İnovasyon ve teknolojiyi demokratikleştiriyoruz

Giray, sözlerini şöyle tamamladı: “Yüksek marka bilinirliği ve hane penetrasyonuna sahip, küçük ev aletleri sektörünün öncü oyuncularından biri olarak dünyanın birçok ülkesinde milyonlarca eve ulaşırken, ‘Global marka olma’ yolunda emin adımlarla ilerlemeye devam ediyoruz. Uyguladığımız çoklu kanal stratejimizle dünya genelinde ulaştığımız hane sayısını her geçen gün artırıyoruz. Geliştirdiğimiz ürünlerle son kullanıcının hayatını kolaylaştırırken bir yandan inovasyon ve teknolojiyi demokratikleştiriyoruz. Yerel ve uluslararası pazarlara yeni inovatif ürün ve teknoloji alternatifleri yaratıyoruz. Böylece küçük ev aletleri kullanıcılarına fiyat ve alternatif ürün konularında seçim özgürlüğü sunuyoruz. Yine sıcak hava fritözü, dikey şarjlı ve robot süpürge gibi niş ürünleri, belirli bir gelir gurubunun ulaşabileceği ürünler olmaktan çıkarıyoruz. Bu sayede küçük ev aletleri sektörünün sunduğu konforu, üstün kalite ve ulaşılabilir fiyatlarla herkesin yaşamasını sağlıyoruz.” 

Google En Son Reklamında iPhone 15’in USB-C geçmesi ile alay etti

Google, #BestPhonesForever reklam kampanyası için “Spa Day” başlıklı bir reklam ile iPhone 15’in özelliklerini alaycı bir şekilde eleştirdi. Bu reklam kampanyasının bir parçası olarak, iPhone 15’in Lightning portunu USB-C ile değiştireceği ve bazı özellikler olmayacağını söyleyerek dalga geçiliyor.

Reklamın açılışında, iPhone’un yaklaşan lansmanlarının zorlaştığını ve Pixel’in bir spa günün iyi olduğunu bir sahne ile başlıyor iPhone, eski bir özelliği olan kaydırarak kilidi açma özelliğini özlemle anımsadıktan sonra, Pixel’e “şimdi sizin gibi telefonlar yapamadığım şeyleri yapıyor gibi görünüyor” diyor ve bazı özellikleri sıralıyor. Ardından, “Ama hâlâ birkaç numaram var” diyerek USB-C’yi ima ediyor.

Google Pixel reklamı

Google pixel, iPhone’un bu ima üzerine “Sonunda USB-C şarjı mı alacaksın?” diye alaycı bir şekilde soruyor ve iPhone bunun nasıl öğrenildiğini sorguluyor. Reklamın sonunda, “4 Ekim için dinlenin” diyerek Google’ın yaklaşan Pixel etkinliğine gönderme yapılıyor.

Apple, iPhone 5’ten bu yana Lightning portunu kullanıyordu, ancak Avrupa’daki yeni düzenlemelere uymak zorunda kaldığı için iPhone 15’te USB-C’ye geçişle birlikte, Apple cihazları artık USB-C kullanarak şarj edilebilecek ve kullanıcılar, USB-C’nin evrensel bir şarj standardı haline geldiği için farklı cihazları aynı kabloyla şarj edebilecekler.

LSEG, varlıklar arası dijital ‘ekosistem’ için blok zinciri araştırıyor

LSEG sermaye piyasaları başkanı olan Murray Roos, daha önce Financial Times’a Londra merkezli borsanın yaklaşık bir yıldır blok zinciri destekli bir ticaret merkezi potansiyelini incelediğini ve bir “dönüm noktasına” ulaştığını söyledi.

En çok bitcoin ve diğer kripto varlıkları gibi kripto para birimlerini destekleyen teknoloji olarak bilinen blok zinciri, işlemleri kaydeden ve doğrulayan dijital bir defter.

LSEG’nin hareketi, bir dizi ana akım finans kurumunun blok zincirinin finansal varlık ihraç etme ve ticaret sürecini kolaylaştırma potansiyeli hakkında konuşmasıyla geldi.

Şirket bir e-postada Reuters’e verdiği demeçte, “LSEG, varlık sınıfları arasında daha sorunsuz ve uygun maliyetli bir şekilde sermayenin toplanmasına ve aktarılmasına izin verecek uçtan uca bir dijital pazar ekosistemi oluşturma planlarını araştırıyor.” dedi.

Kripto para ile ithalat

Roos daha önce FT ile bir röportajda LSEG’nin kesinlikle kripto varlıklar etrafında hiçbir şey inşa etmediğini, bunun yerine geleneksel varlıkları satın alma, satma ve tutma verimliliğini artırmak için teknolojiyi kullanmayı amaçladığını söyledi.

Gazete tarafından aktarılan sözlere göre, “Fikir, daha ince, daha yumuşak, daha ucuz ve daha şeffaf bir süreç yapmak için dijital teknolojiyi kullanmak ve düzenlenmesini sağlamak.” dedi.

FT, LSEG’nin dijital pazarlar işi için ayrı bir tüzel kişilik düşündüğünü belirterek, düzenleyici onaylara tabi olarak bunun bir yıl içinde yürütülmesini umduğunu da sözlerine ekledi.

Raporda, şirketin halihazırda düzenleyicilerle, birden fazla yargı alanıyla, ayrıca İngiliz hükümeti ve Hazine ile görüşmelerde bulunduğu da belirtildi.

Yazılım tanımlı araç teknolojisinde yeni bir çağ başlıyor

Bosch, 2025 yılına kadar araç bilgisayarlarından milyarlarca Euro’luk satış, 2026’da ise elektromobilite alanında 6 milyar Euro’luk satış hedefliyor. Yazılım ve donanım entegrasyonu, güvenlik ve sürdürülebilirlik konularında yeni adımlar atılıyor.

Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Stefan Hartung, “Bosch, yazılım ve donanım konusunda oldukça yetkin ve yazılım tanımlı araçları hayata geçiriyor” dedi. Mobilite sektöründe satışların 2023 yılında yüzde 10 oranında artması bekleniyor.

Büyüme ve Yenilikler

Bosch, 2025 yılına kadar araç bilgisayarlarından elde edeceği satışın milyarlarca Euro’yu bulmasını öngörüyor. Şirket, 2026 yılında elektromobilite alanında 6 milyar Euro’luk satış hedefine ulaşmayı planlıyor. Bosch’un Mobilite İş Sektörü Başkanı Dr. Markus Heyn, “Yazılım, konforu ve sürdürülebilirliği artırmanın anahtarıdır” dedi.

Bosch elektromobilite ve sürdürülebilirlik çözümleri

Firma, elektromobilite konusunda da yatırımlarını artırıyor. Özellikle batarya şarj süresini yüzde 20 azaltabilecek yazılım çözümleri sunuyor. Şirketin bu alandaki yazılımları, batarya geri dönüşüm sistemleri gibi çeşitli konuları da kapsıyor.

Teknolojik Uyum ve Güvenlik

Bosch, donanımla yazılımın etkileşimi için yeni kontrol konsepti olan Vehicle Dynamics Control 2.0’ı geliştirdi. Bu, araç hareketini merkezi olarak kontrol eden bir yazılım çözümü olacak ve sürücüler için daha fazla güvenlik sağlayacak.

Endüstri 4.0 ve Üretimde Verimlilik

Aynı zamanda endüstri 4.0 teknolojilerini de kullanarak otomotiv üretiminde verimliliği artırıyor. Şirket, yapay zeka yazılımını kendi tesislerinde ve Türkiye’nin Bursa şehrindeki tesisinde kullanarak üretim maliyetlerini düşürmeyi başardı.

Apple Klasik Müzik Şirketi BIS Records’u satın aldı

Apple Music, uzun süredir beklenen bir adım atarak elli yıllık klasik müzik şirketi BIS Records’u satın aldı. Bu hamle, Apple Music’in klasik müzik koleksiyonunu genişletmeyi ve müziği daha fazla kişiye ulaştırmayı amaçlıyor.

Apple Music, 2021 yılında Primephonic’i satın alarak klasik müzik alanında daha fazla varlık göstermeye başlamıştı. Ancak Apple’ın klasik müzik hizmetini yayınlaması, beklenenden daha uzun bir süre aldı. Yeni gelişme ile birlikte, Apple Music Classical adı altında sunulan bu hizmetin, klasik müzikseverlere daha büyük bir kataloğa erişim sağlayacağı açıkladı.

BIS Records’un kurucusu Robert von Bahr, Apple Music Classical’a katılmanın yanı sıra Apple’ın Platoon programına da dahil olduklarını duyurdu. Bu adımın, daha az bilinen yetenekleri keşfetmek ve klasik müziği daha fazla kişiye tanıtmak için atıldığı belirtildi.

Von Bahr, bir blog yazısında, “BIS, Apple Music Classical ve Platoon’un bir parçası olacak. Bu dönüm noktasından ne kadar gurur duyuyorsam, ben de dahil olmak üzere BIS’in tüm personelinin elde tutulmuş olmasından daha da fazla gurur duyuyorum.” ifadelerini kullandı. Ayrıca, klasik müziği dünya genelinde yeni dinleyicilere ulaştırmayı amaçlayan bir misyon için Apple ile işbirliği yapmanın büyük bir fırsat olduğunu vurguladı.

Apple ve BIS, ses kalitesinin korunmasının önemine dair temel bir inancı da paylaşıyor. Hepinizin bildiği gibi, BIS her zaman olağanüstü ses kalitesiyle ilgili olmuştur ve Apple’ın Spatial Audio gibi ses teknolojilerine olan bağlılığı da ilgiyle takip ettiğimiz bir konudur.” şeklinde konuştu.

Apple şu an için bu anlaşma hakkında resmi bir açıklama yapmış değil ve BIS Records’un kataloğunun Apple Music Classical’da ne zaman yer alacağına dair kesin bir bilgi bulunmuyor.

Şu an için Classical, iPhone ve Android cihazlarda kullanılabilirken, Mac veya iPad için henüz mevcut değil. Ancak bu gelişmelerle birlikte, klasik müzikseverlerin bu platforma daha geniş bir erişim beklemesi mümkün.

Patron dolandırıcılığına dikkat!

0

Fidye yazılımlarından neredeyse 80 kat daha fazla kayba neden olan ve milyon dolarları aşan zararlara neden olan, patron dolandırıcılığı olarak da bilinen iş e-postalarının ele geçirilmesi (BEC) saldırıları, şirketler için hızlıca büyüyen ve en riskli saldırı yöntemlerinden biri olmaya devam ediyor. Yakın zamanda yapılan bir araştırma, BEC saldırılarının 2022 yılında neredeyse iki katına çıktığını ve bu saldırılarda çalınan miktarın da artarak ortalam 50.000 dolara ulaştığını gösteriyor. Bu saldırılara karşı korunmak, büyüklüğü ne olursa olsun bir şirketin bütünlüğünü ve itibarını korumanın yanı sıra finansal varlıkları ve bireylerin mahremiyetini korumak için de oldukça önem arz ediyor. 

Bütünleşik siber güvenlik alanında küresel bir lider olan WatchGuard, şirketlere BEC saldırılarını önlemenin 8 temel yolunu sıralıyor.

Patron dolandırıcılığı olarak da bilinen iş e-postalarının ele geçirilmesi (BEC) saldırıları, saldırganların herhangi bir şirketi, çalışanlarını, müşterilerini veya iş ortaklarını dolandırmak için şirket çalışanına ait e-posta hesabını ele geçirdiği veya taklit ettiği bir saldırı şeklinde gerçekleşiyor. İnsanlar sık e-posta aldıkları birinin e-posta adresine güvenme eğiliminde olduklarından her seferinde e-postanın doğruluğu kontrol edilmeyebiliyor. Saldırganlar bu güvenden faydalanarak genellikle şirket içindeki önemli pozisyonda bulunan birinin hesabını taklit ederek hedefinin, yani kurbanın kendi hesabına para göndermesini sağlamaya çalışıyor. Bu saldırıların en yaygın kurbanları genellikle uluslararası para transferi yapan şirketleri oluyor.

Saldırıyı planlamak için şirket ağına sızarak bilgi toplaması gereken saldırganlar spam e-postalar, oltalama veya zararlı yazılımlar içeren birkaç farklı taktiği bir arada kullanıyor. Saldırganların, şirket ağına sızdıktan sonra şirketin iş hacmi hakkında bilgi sahibi olabilmek için yakalanmadan belli bir süre sistem içerisinde kalmaları gerekiyor. Bu süre içerisinde çalışanların davranışlarından iş ortaklarına, faturalama süreçlerinden yöneticilerin çalışma saatlerine kadar tüm veriler toplanabiliyor. Bunun önlenmesi için hem teknik hem de insani güvenlik açıklarını ele alan kapsamlı bir strateji, başka bir deyişle katmanlı güvenlik çözümlerini bir araya getiren bütünleşik bir güvenlik platformu oluşturmak önem kazanıyor. Bunun yanı sıra çalışanları BEC saldırılarında kullanılan taktikler ve bunların nasıl fark edileceği konusunda eğitmek hayati bir rol oynuyor. Bütünleşik siber güvenlik alanında küresel bir lider olan WatchGuard, şirketler için BEC saldırılarını önlemenin 8 temel yolunu sıralıyor.

1. BEC saldırılarına özel olarak odaklanın. BEC saldırılarının kendi CIS kontrolleri mevcut değildir, bu nedenle özellikle banka hesaplarının güncellenmesi ile ilgili süreçler söz konusu olduğunda bu saldırılara çok dikkat etmek gerekiyor. Bunun için bir hesap dökümü oluşturulmalı, aktif olmayan hesaplar devre dışı bırakılmalı ve erişim süreçleri ile erişim iptal planları oluşturulması gerekiyor. 

2. Farkındalık ve eğitim alınmasını sağlayın. Kullanıcıların BEC saldırılarında kullanılan taktikler hakkında düzenli eğitim alması, şüpheli e-posta adresleri veya olağandışı talepler gibi uyarı işaretlerini ayırt etmeyi öğrenmesi büyük önem arz ediyor.

3. Kimlik doğrulaması yapın. Bu saldırılar genellikle saldırganın, kullanıcıyı sahte bir oturum açma sayfasına yönlendiren kimlik avı e-postasıyla başlıyor. Bu nedenle özellikle finansal işlemlerde veya hassas bilgi taleplerinde e-posta gönderenlerin kimliğini doğrulamak büyük önem taşıyor. Ayrıca, MFA kullanmak, bir e-posta hesabına erişmek ve bir BEC dolandırıcılığı gerçekleştirmek için çalınan kimlik bilgilerini kullanan bir siber suçlunun tehdit riskini düşürüyor

4. Güçlü güvenlik politikaları uygulayın. Kuruluşların finansal işlemleri veya gizli bilgilere erişimini doğrulamak ve yetkilendirmek için açık politikalar ve prosedürler uygulaması gerekiyor. Burada yetki sınırlarının belirlenmesi, onay süreçleri ve ödeme bilgilerindeki değişikliklerin doğrulanması büyük önem taşıyor.

5. URL’leri ve ekleri kontrol edin. Kullanıcıların e-postalardaki bağlantılara tıklamadan veya ekleri açmadan önce bunların gerçekliğini ve güvenliğini doğruluyor olmaları gerekiyor. Bu, URL’leri doğrulamayı, ekleri kötü amaçlı yazılımlara karşı taramak için güvenlik araçlarını kullanmayı ve güvenilmeyen kaynaklardan dosya indirmekten kaçınmayı içeriyor.

6. Sistemleri ve yazılımları güncel tutun. Bilinen yazılım açıklarından faydalanmak siber suçlular için ilk erişim yöntemleriden biri olduğundan BEC saldırılarına karşı korunmak için güvenlik sağlamaya yardımcı   sistemleri güncel tutmak büyük önem arz ediyor. Mart 2021’de Microsoft, suç gruplarının binlerce kuruluşta bu kusurlardan aktif olarak yararlanmasının ardından dört ProxyLogon teknolojisi güvenlik açığı için acil durum uyarısı yayınladı. Bu önlemin uygulanması, bir BEC saldırısının kurbanı olma riskini önemli ölçüde azaltıp kuruluşun verilerinin bütünlüğünü ve gizliliğini korumayı sağlıyor. 

7. İzleme ve sapmaları tespit edin.  Güvenlik ekiplerinin e-postalardaki olağandışı kalıpları veya şüpheli davranışları belirleyebilecek, izleme ve sapmaları tespit edebilecek çözümleri uygulaması gerekiyor. Bu durum etkinlik kayıtlarının incelenmesini, iletişim kalıplarındaki değişikliklerin tespit edilmesini ve BEC saldırılarını belirlemek için yapay zeka araçlarının kullanılması gerektiğini gösteriyor.

8. Görüş boşluklarından kaçının. Birbirinden farklı ürünlerin kullanılması görünürlükte ve dolayısıyla güvenlikte boşluk oluşmasına sebebiyet veriyor. Tam görünürlük elde etmek ve böylece BEC saldırılarını önlemek için entegre bir şekilde çalışan güvenlik çözümlerine sahip olmak büyük önem taşıyor.

Panasonic yeni 1 çipli DLP lazer projektörlerini duyurdu

PT-REQ15, 15000lm parlaklığa sahip ilk Panasonic 1 çipli DLP 4K Projektör olma özelliğine sahip. PT-REQ15 projektör, Panasonic’in 15.000lm parlaklık sunan ilk 1Çipli DLP 4K Projektörü olurken, benzer bir model olan PT-REZ15, WUXGA (1920 x 1200) çözünürlükle 15000lm sunuyor. Kompakt tasarımları ve yüksek kaliteli görselleri sayesinde entegratörler sahada maliyetli elektrik inşaat işlerini ortadan kaldırabiliyor ve kurulum alanının sınırlı olduğu yerlerde sürükleyici deneyimler sunabiliyor. REQ15 ve REZ15, 2024 mali yılının ikinci çeyreğinde satışa sunulacak.

Büyük ölçekte muhteşem görseller

REQ15 derin, pürüzsüz ve ayrıntılı gerçek 4K görüntüler üretmek için Panasonic’in 2 eksenli piksel kaydırma teknolojisi Quad Pixel Drive’ı kullanıyor. 2K/240Hz içeriğin 6 ms veya daha kısa gecikme süresiyle birden fazla kenar karışımlı ekrana bulanık olmayan bir şekilde yansıtılmasını sağlıyor.
 
Bu teknoloji aynı zamanda Panasonic’in ET-SWR10 Gerçek Zamanlı İzleme Projeksiyon Haritalama Sistemi ile senkronize olarak dijital içeriği ve analog hareketi XR cazibe merkezlerinde veya sahne performanslarında birleşebiliyor. Kırmızı kanal çıkışını genişleten bir teknoloji olan Rich Colour Enhancer, daha canlı ve doğru kırmızı tonları sunuyor. Geliştirilmiş Dinamik Kontrast, her kareye yeni bir soluk getiriyor. Yeni sahne analizi devresi, büyüleyici görsel etki için görüntünün aydınlık ve karanlık alanlarını daha iyi tespit edebiliyor.
 
Kusursuz karışımlar, özellikle görüntüyü kavisli ekranlara yansıtırken sürükleyici 360° alanlarda da hayati önem taşıyor. Siyah düzeyi ayarları, rastgele ekran şekilleri için nokta tabanlı kenarlık ayarı sunarak siyah düzeylerinin hassas bir şekilde ayarlanmasını sağlıyor. Siyah düzeyi ayarının geometrik ayarlama ile bağlantısını kaldırma özelliği sayesinde tamamen kusursuz bir çoklu ekran görüntüsü için ekranın görüntüleme alanının dışındaki üst üste binmeleri de dahil olmak üzere tüm karışıma siyah düzey ayarları uygulanabiliyor.

Zahmetsiz İş Akışı ve Genişletilmiş Yetenekler

Intel® SDM için hazır yuva, çeşitli opsiyonel tescilli veya üçüncü parti işlev kartlarıyla da uyumlu. Kullanıcılar uygun bir kartla bağlantıyı uygulamanın arayüzüne veya AVoIP standardına uyacak şekilde uyarlayabiliyor, ölçeklendirebiliyor ve genişletebiliyor. Yeni yüksek kontrastlı lensler, uzaktan kumanda ile kolay ayarlama için güç beslemeli merkez ve çevre odağına sahip. Projektörlerin akıllı telefon üzerinden güç açılmadan hazırlanmasını veya başlatılmasını sağlayan NFC işleviyle yerinde iş akışı kolaylaştırılıyor. Geo Pro için önceden etkinleştirilmiş yükseltme kitleri, imkanların kapasitesini işlevselliği artırıyor ve kamera aracılığıyla kenar karıştırmayı otomatik hale getiriyor.


Bakım Gerektirmeyen Çalışma ile Üstün Güvenilirlik

Konuk deneyimini etkileyen kesintileri önlemek ve işletme maliyetlerini azaltmak için her iki üründe de IP5X Toza Karşı Korumalı (IEC 60529) standardına uygun, hava filtresi ihtiyacını ortadan kaldıran ve 20.000 saat bakım gerektirmeyen çalışma sağlayan bir optik motor ve lazer ışık kaynağı modülü bulunuyor. İnceltilmiş sıvı soğutma sistemi, tozlu ortamlarda sürekli çalışma imkanı sağlıyor. Multi-Laser Drive Engine, olası bir tek diyot arızası durumunda parlaklık kaybını sınırlayan benzersiz yük devretme devresine sahipken, Yedek Giriş işlevi, birincil sinyal kesintiye uğradığında ekran karartma olmadan bir yedekleme sinyaline geçer.

Xiaomi 13T Leica kamera ile çıkabilir

0

Xiaomi’nin yeni amiral gemisi telefonu olan Xiaomi 13T’nin piyasaya sürülmesi için geri sayım başladı. Lansman tarihi yaklaştıkça, bu heyecan verici cihazın iki farklı versiyonla geleceği ortaya çıktı. Hindistan merkezli kaynaklardan gelen yeni bilgilere göre, Xiaomi 13T’nin biri Leica markalı, diğeri ise standart bir versiyon olarak tüketicilere sunulacak.

Eylül ayının sonunda raflardaki yerini alması beklenen Xiaomi 13T serisi, özellikleri ve fiyatıyla öne çıkıyor. Ancak şimdiye kadar en çok dikkat çeken detay, telefonun kamerasıyla ilgili. Sızdırılan render görüntülerinde, bir versiyonunun arka kamerasında Leica logosunun bulunduğu görülüyor, ancak diğerinde böyle bir ibare yer almıyor.

Xiaomi 13T’nin Leica markalı ve Leica markasız iki versiyon olarak geleceğini iddia ediliyor . Teknik özellikler her iki versiyon için aynı olacakken, bazı bölgelerdeki kullanıcılar Leica markalı versiyona sahip olma şansını yakalayacaklar. Diğer bölgelerde ise Leica logosu bulunmayacak.

Leica, özellikle Avrupa’da büyük bir üne sahip olan ve fotoğrafçılık kalitesiyle özdeşleşen bir marka. Bu nedenle, Leica versiyonu muhtemelen Avrupa’da büyük ilgi görecektir. Ancak gelişmekte olan pazarlarda Leica’nın yaygın olarak kullanılmadığı düşünüldüğünde, Xiaomi 13T’nin Leica markasız versiyonu diğer bölgelerde tercih edilebilir.

Xiaomi 13T’nin kamera konfigürasyonunda her iki versiyonda da herhangi bir değişiklik beklenmiyor. Ancak kullanıcılar, coğrafi konumlarına bağlı olarak Leica’nın ünlü kalitesini deneyimleme veya standart versiyonu tercih etme şansına sahip olacaklar.

İşletmeler geleceği veri ile tahmin edebilir

0

Firmanın bu alanda en son geliştirdiği çözüm, D-Board adlı performans ve veri izleme platformu oldu. D-Board ile işletmelerin bugününü yakından izlemek, yarınlarını ise gerçeğe en yakın şekilde tahmin etmek mümkün. 

Yoğun rekabet ve dalgalanmaların sürekli olduğu iş dünyasında veri yönetimi ve gelecek tahmini her geçen gün daha önemli bir hale geliyor. Müşterilerinin veri süreçlerini baştan sona, etkili bir şekilde yönetebilmesini sağlayan ürün ve çözümler geliştiren Doğuş Teknoloji, işletmelerin verilerini doğrudan takip edebildikleri, gelişmiş veri tahminleme özellikleriyle dikkat çeken D-Board adlı performans ve veri izleme platformunu duyurdu. 

Doğuş Teknoloji odağında veri ve veri tahminleme var

Doğuş Teknoloji Veriden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Özcan Çavuş
Doğuş Teknoloji Veriden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Özcan Çavuş

Doğuş Teknoloji Veriden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Özcan Çavuş, her zaman müşterilerinin veri süreçlerini baştan sona yönetebilmesi vizyonuyla hareket ettiklerini ve odaklarında veri ve yapay zeka ile fayda sağlama olduğunu söylüyor. Çavuş, “Veri yönetimi ve analitiğinin her aşamasını kapsayan çözümlerimizle müşterilerimize hangi verilerin, hangi kalitede ve olgunluk seviyelerinde tutulması gerektiğine dair yol gösteriyoruz; böylece mevcut altyapılarıyla işletme hedeflerini karşılamaları çok daha mümkün oluyor. Bu sayede müşterilerimiz, veri toplama ve depolama, uyum sağlama (KVKK/GDPR), büyük veri analizi, iş zekâsı (Business Intelligence) ve ileri analitik gibi alanlarda ihtiyaçlarına özel çözümler elde ediyor. Farklı aşamalardaki veri gereksinimleri tek bir çatı altında birleştirilerek, verimlik artırılıyor ve iş kararları daha kesin ve veriye dayalı bir hale getiriliyor” diyor.

Veri tahminleme çözümlerinde gelecek öngörüleri ile zenginleştirilmiş raporlar sunarak geleneksel iş zekâsı raporlamasının ötesine geçtiklerini belirten Çavuş, bu öngörülerin trendleri içererek, iş kararlarını daha önce hiç olmadığı kadar bilgiye dayalı bir hale getirdiğini vurguluyor. 

Anlık veri ile sağlam gelecek stratejisi

İşletme kararlarının gerçekçi ve doğru verilere dayalı olarak alınmasına imkan veren performans ve veri izleme platformu D-Board, şirketlerin iş performansları ile temel performans göstergelerini (KPI) anlık görselleştirip analiz edebiliyor. D-Board mobil ve web ara yüzleri üzerinden üst yönetim ve saha ekipleri, şirketin anlık performanslarını izleyip, veriye dayalı stratejik kararlar alınmasına yardımcı oluyor. Şirket yönetimine hem mevcut durumu net olarak görme, hem de veri tahminleme özelliği ile geleceğe yönelik stratejilerini sağlam bir temele oturtma imkanı sağlıyor. Bu yaklaşım, rekabet avantajını artırma ve daha iyi kararlar alma konusunda şirketlerde fark yaratıyor.

Özcan Çavuş, veri tahminleme projelerinin gelecekteki olay, eğilim ve sonuçları öngörme yeteneği kazandırarak kritik karar alma süreçlerini güçlendirdiğini vurguluyor. Çavuş, “Bu projeler mevcut verilerin analizi ve makine öğrenimi yöntemleriyle gelecekteki olası senaryoları tahmin etmeye yardımcı olarak şirketlere hedeflerine ulaşmak için veriye dayalı sağlam bir yol haritası sunuyor. Bu sayede işletmeler, kaynakları daha etkili yönetebildiği gibi riskleri azaltarak rekabet avantajı da elde edebilir konuma geliyor.  Bildiğiniz üzere müşteri sadakatinin artırılması da şirketler için önemli bir hedef haline geldi. Bu noktada Doğuş Teknoloji olarak müşteri davranışlarına yönelik veri analizi yöntemiyle yürüttüğümüz projelerde müşteri kayıplarının önemli ölçüde azaldığını gözlemlediğimiz süreçler tasarladık.

Bugünü D-Board, geleceği veri tahminleme ile izliyoruz

D-Board, anlık veri erişimi, veri görselleştirme, analiz panellerini özelleştirme, gerçek zamanlı veri güncelleme, veri güvenliği ve yetkilendirme gibi bir dizi özelliği ile dikkat çekiyor. Veri ve performans izleme platformu olarak çalışan D-Board, işletmelerin üst yönetimi, iş birimi yöneticileri, pazarlama ve satış profesyonelleri, finans uzmanları ve operasyon yöneticilerini hedefliyor. 

Doğuş Teknoloji’nin Türkiye ve global pazarlarda teknoloji geliştiren bir marka olduğunu vurgulayan Özcan Çavuş, “Pek çok sektöre teknoloji çözümleri üreten bir firmayız. Veri tahminleme teknolojilerini otomotivden finansa, e-ticaretten enerjiye, endüstriden inşaata, lojistikten sağlığa kadar pek çok sektördeki müşterilerimizin ihtiyaçlarını karşılamak için kullanıyoruz. D-board, işletmelerin verilerini sürekli izlenmesine imkan veren bir yapıda. Farklı sektörel ihtiyaçlar doğrultusunda veriler düzenleniyor ve veri tahmini analizine hazır hale getiriliyor. Veri tahminlemede yarattığımız önemli iş çıktıları sürekli artıyor. Özetle, işletmelerin bugününü D-board, gelecekteki adımlarını ise veri algoritmalarıyla izliyoruz” diyor. 

Bill Gates milyonlarca Dolara sebep Olan Hatasını Açıkladı

0

Dünyaca ünlü işadamı Bill Gates, son katıldığı Unconfuse Me adlı podcast’teki açıklamalarıyla gündemde büyük bir yankı uyandırdı. Gates, bu röportajda uykunun insan hayatındaki ve iş dünyasındaki kritik rolünü ele alırken, aynı zamanda geçmişte yaptığı büyük bir hatayı açıkça kabul etti. Bu sözleri, sadece Gates’in kişisel bir deneyimini yansıtmakla kalmıyor, aynı zamanda uykunun önemini vurgulayarak insanların yaşamlarında nasıl daha bilinçli bir şekilde ele almaları gerektiği konusunda da önemli bir mesaj içeriyor.

Yıllar önce, birçok kişi gibi Gates de az uykuyla başarı arasında bir ilişki olduğuna inanıyordu. Özellikle iş dünyasında, az uyku çalışkanlık ve finansal başarıyla özdeşleştiriliyordu. Gates, bu dönemi “Ben ‘Sadece altı saat uyuyorum’ derdim ve diğer adam ‘Ben sadece beş saat uyuyorum!’ derdi,” şeklinde hatırlıyor. Ancak zaman içinde uykunun eksikliğinin kötü karar alma süreçlerine ve mali kayıplara yol açabileceğini fark etti ve bu konuda bilinçlenmeye başladı.

Şu an Gates, kötü uyku alışkanlıklarının sağlık üzerindeki olumsuz etkileri konusundaki endişeleri nedeniyle uyku kalitesini mobil platformlar aracılığıyla günlük olarak izlemekte. Özellikle Alzheimer gibi nörodejeneratif hastalıklarla ilişkilendirilen uykusuzluğun etkilerini azaltmaya yönelik çaba harcamakta.

Podcast’te ayrıca Gates, kendi mobil işletim sistemi girişimi gibi bir başka önemli hatasını da açıkça kabul etti. Bu girişim, Apple’ın iOS ve Android’e karşı rekabet ederken büyük bir başarısızlıkla sonuçlanmıştı.

Bill Gates’in uykunun önemi ve kendi hatalarıyla ilgili bu açıklamaları, iş dünyasında çalışma alışkanlıkları ve karar verme süreçlerine dair yaygın inançları sorgulamamıza neden oluyor.

Apple Watch 9. seri için deri kayış üretimi olmayabilir

0

Apple, geçtiğimiz ay iPhone 15 serisi için deri kılıfları kaldırma kararı almasıyla gündemdeydi. Ancak şimdi, sürdürülebilirlik odaklı bir hamle kapsamında Apple Watch deri kayışları da gelecekte belirsizlikle karşı karşıya. Bloomberg’den Mark Gurman, Apple’ın “Apple Watch kayışlarında da deriden uzaklaşmaya başlayacağı” konusunda güçlü iddia sundu bu, Apple’ın lüks moda markası Hermès ile olan ortaklığının geleceğini de sarsabilir .

Gurman, geçtiğimiz ay içinde Apple’ın kendi çalışanlarına yönelik başlattığı özel bir uygulamayı söylüyor Apple, çalışanlarına Apple Watch Hermès deri aksesuarlarını ve deri bağlantı kayışlarını yüksek oranda indirimli fiyatlarla sunmaya başladı. İndirimler bazı durumlarda %90’a kadar ulaştı. Bu, Apple’ın envanterini azaltmak için bir adım olarak yorumlayabiliriz.

Örnek vermek gerekirse, perakende satış fiyatı 850 dolar olan Apple Hermès kordonlarının, personele 85 dolara sunulduğu söylentisi dolaşıyor. Üstelik, resmi olarak stokta bulunmayan birçok Hermès kordonunun bu iç anlaşma çerçevesinde hala temin edilebileceği söyleniyor.

Apple’ın sürdürülebilirlik ve çevresel etkiler konusundaki taahhüdü, şirketin ürün tasarımı ve malzeme seçimlerini gözden geçirmesine yol açıyor gibi görünüyor. Bu da gelecekte Apple Watch kayışlarının malzeme seçiminde ve tasarımında değişiklikler olabileceği anlamına gelebilir.

Özellikle Apple Watch’un Hermès işbirliği, lüks ve moda dünyasında büyük ilgi çekiyor ve Apple’ın bu alandaki etkisi giderek artıyor. Bu nedenle, Apple’ın bu işbirliğini nasıl yönlendireceği ve deri kayışlarını kaldırıp kaldırmayacağı önemli bir soru işareti haline geliyor.

Sonuç olarak, Apple’ın sürdürülebilirlik ve ürün tasarımı konusundaki yeni yaklaşımı, şirketin gelecekteki ürün stratejilerinde önemli değişikliklere yol açabilir ve bu değişikliklerin tüketicilere nasıl yansıyacağını görmek için merakla beklemekteyiz.

Teknoloji firmalarına destek geliyor!

0

Sistem Global Danışmanlık ve Enterprise Singapore ortaklığıyla, Türkiye ve Singapur teknoloji ekosistemleri arasındaki iş birliklerini geliştirmek amacıyla düzenlenen Açık İnovasyon Konuşmaları, her iki ülkeden 122 kurumun temsilcilerinin katılımı ile gerçekleştirildi. Etkinlikte, Singapur’daki ve Türkiye’deki teknoloji şirketlerinin ortak inovasyon, yatırım ve iş geliştirme gibi fırsatlara erişimini kolaylaştırmak amacıyla başlatılan Türkiye – Singapur Teknoloji İş Birliği Programı’nın tanıtımı yapıldı.

Özellikle deeptech, regtech, fintech, gaming, edtech, AI, veri analizi ve akıllı şehir çözümleri konusunda uzmanlaşmış teknoloji şirketleri arasında iş birliğini ve ortaklıkları kolaylaştırmak amacıyla hayata geçirilen Türkiye-Singapur Teknoloji İş Birliği Programı kapsamında; Singapur üzerinden Güney Doğu Asya pazarına açılmak isteyen Türkiye’den şirketler ile Türkiye üzerinden CIS, Kuzey Afrika ve Avrupa pazarlarına erişmek isteyen şirketler arasında eşleştirmeler yapılacak. Eylül 2023 boyunca başvuru kabul edecek programda, eşleştirmeler 4 Ekim’de duyurulacak. 4 ay sürecek program esnasında başvuru yapan firmalara aşağıdaki hizmetler sunulacak: 

  • Sektör ve iş birliği amacına uygun bir şirketle eşleştirme sağlanması,
  • Enterprise Singapore ve Sistem Global Danışmanlık’tan eşleşmenin sağlıklı ve sonuç odaklı yürümesi için süreç desteği,  
  • Açık inovasyon ile ilgili mentorluk,
  • Yurt dışı pazar analizi ve araştırması, teknoloji transferi, uluslararası hibe ve teşvikler, uluslararası vergilendirme ile ilgili kapalı eğitimler ve firmaya özel soru-cevap toplantıları,
  • Singapur’da gerçekleşecek SWITCH etkinlik katılımına yönelik programlama ve Singapur’da B2B görüşme desteği.

Yogeindran Thiayagarajah: “Türk ve Singapur şirketleri arasındaki sınır ötesi iş birliğinin birçok başarılı örneği var”

Enterprise Singapore’un Doğu Avrupa ve Orta Asya’dan Sorumlu Bölge Direktörü Yogeindran Thiayagarajah, “Türk ve Singapur şirketleri arasındaki sınır ötesi iş birliğinin, özellikle son yıllarda teknoloji iş birlikleri, e-ticaret ortaklıkları ve oyun sektöründeki pazar genişletme gibi alanlarda birçok başarılı örneği var. Bu örnekler, Türkiye’deki açık inovasyon ruhunun büyüdüğünü ve Türkiye’nin Singapur için potansiyel bir ortak olduğunu açıkça gösteriyor. Türkiye – Singapur Teknoloji İş Birliği Programı, her iki ülkenin teknoloji şirketlerinin kendilerine özgü ihtiyaçlarını temel alarak, Ar-Ge, dağıtım, satış veya yatırım konularında başarılı bir şekilde eşleştireceğine inanıyorum. Şirketlerin yeteneklerini geliştirmesine destekleyecek bu program bir yandan inovasyonu teşvik ederken bir yandan da uluslararasılaşmaya yardımcı olacak” dedi.

Elif İşgör Önen: “Türk şirketleri için Singapur’da ve ASEAN bölgesinde önemli fırsatlar var”

Sistem Global Danışmanlık COO’su Elif İşgör Önen, “Türk teknoloji şirketlerinde, özellikle oyun, fintech, AI, teslimat çözümleri ve dijital pazarlama gibi alanlarda önemli bir olgunluk artışı var. Sistem Global Danışmanlık’ta bu firmalarla yakın çalışarak, onların küreselleşme çabalarını destekliyoruz. Singapur’da ve ASEAN bölgesinde onlar için büyük bir potansiyel görüyoruz. Bu nedenle, bu inovasyon programının paydaşı olmaktan büyük heyecan duyuyoruz. Ar-Ge, ürün geliştirme, yatırım, pazarlama ve satış alanında ortaklık yapak isteyen Türk ve Singapurlu teknoloji şirketleri doğru eşleştirmelerle bir araya getirerek iki ülke arasındaki iş birliği ve büyüme potansiyelini harekete geçireceğiz. Her iki ülkedeki firmaların globalleşmelerine katkı sağlayacağız” dedi.