Stellantis, ömrü dolan araçları dönüştürecek

0

Elektrikli otomobil büyümeye ve pazar payını artırmaya devam ediyor. Bu durum her ne kadar karbon salınımını azaltsa ve doğa için oldukça yararlı olsa da bizi bir başka çevre felaketi faktörüyle karşı karşıya bırakıyor. Sahip oldukları bataryalar nedeniyle ömrü geleneksel otomobillere göre daha kısa elektrikli araçlar, ciddi bir doğaya zararlı teknolojik atık riski barındırıyor. Neyse ki Stellantis ve Galloo’nun bu soruna bir çözümü var. 

Stellantis ve Galloo ile ömrünü tamamlamış araçlar ‘ölmeyecek’

Sürdürülebilirlik ve temiz enerji gibi alanlarda Türkiye’nin en önemli sitelerinden biri olan  Future Flow Life‘ ın haberine göre, Metal geri dönüşüm girişimi Galloo ve Stellantis, otomobil üreticisinin döngüsel ekonomi faaliyetlerini geliştirmeye yönelik taahhüdü için yeni bir adım daha attı.

Ömrünü tamamlamış araçlar için harekete geçen Stellantis ve Galloo, ortak bir girişim oluşturmak üzere özel müzakereler yapmak için bir Mutabakat Zaptı imzaladı.

Xiaomi’nin elektrikli sedanı MS11, yollarda görüntülendi!

Stellantis-Galloo ortak girişimi, son sahibinden ELV’leri (Ömrünü Tamamlamış Araçları) toplamak için seçilen “Yetkili Arıtma Tesisleri” ile birlikte çalışarak parçaların yeniden kullanım, yeniden üretim ve geri dönüşüm için geri kazanılmasını sağlayacak.

2023 sonlarında başlayacak olan hizmet ilk olarak Fransa, Belçika ve Lüksemburg’a odaklanacak. Sonrasında ise tüm Avrupa’ya yayılacak. Ortak girişim, bu hizmeti diğer otomobil üreticilerine de sunacak.

Ömrünü tamamlamış araçların geri dönüştürme sürecini kolaylaştırmak için çalıştıklarını belirten Stellantis Global Döngüsel Ekonomiden Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Alison Jones, 2038 yılına kadar net 0 karbona ulaşma hedefinin altını çizerek, “Programı bu yıl uygulamaya koymayı ve hızla genişletmeyi dört gözle bekliyoruz” dedi.

Hedef, 2 milyar euro’yu aşkın gelir elde etmek

Galloo CEO’su Rik Debaere daha önce Peugeot ve Citroen, şimdi de Stellantis ile olan uzun süreli ilişkide yeni bir adım atmış olmalarından duymuş oldukları mutluluğu dile getirdi.

Geri dönüşüm, Stellantis Döngüsel Ekonomi İş Birimi’nin 4R olarak tanımladığı “Yeniden Yap”, “Onar”, “Yeniden Kullan”, “Geri Dönüştür” stratejisinin ayrılmaz bir parçası. ELV geri dönüşüm programı, 2021 yılına kıyasla 2030 yılına kadar geri dönüşüm gelirlerinin 10 kat ve parça gelirlerinin 4 kat artmasına katkıda bulunacak. 

Stellantis Dare Forward 2030 stratejisinde ana hatlarıyla belirtildiği gibi; hedef 2030’da 2 milyar euro’dan fazla gelir elde etmek. ELV geri dönüşüm programı, Stellantis’in 2030 yılına kadar yeni araçlarda yüzde 40 çevre dostu malzemeye sahip olma hedefini de destekliyor.

Türkiye Kalkınma Fonu’ndan yapay zekaya yatırım!

Sağlık alanında yapay zekâ tabanlı algoritmalar geliştiren ve taraflara yönelik uçtan uca Sözleşmeli Araştırma Organizasyonu (CRO) platformu olarak faaliyet gösteren Gesund.ai, Türkiye Kalkınma Fonu’ndan yatırım aldı. Yatırım, Türkiye Kalkınma Fonu ve ODTÜ Teknokent ortaklığında kurulan INVEST 101 Fonu’ndan gerçekleştirildi.

2021 yılında Dr. Enes Hoşgör tarafından kurulan Gesund.ai, klinik düzeyde yapay zekâ algoritmalarının geliştirme süreçlerinde etkinliğine ve bağımsız verilerle validasyonuna yönelik faaliyet gösteren bir yapay zekâ fabrikası olarak konumlanıyor.

Gesund.ai, yapay zekayı bir tıbbi cihaz yaşam döngüsü olarak düzenleyerek, müşterilerine çeşitli ancak standardize edilmiş tıbbi veri kaynaklarına gizlilik odaklı erişim, düzenleyici izni ve klinik doğrulama gibi süreçleri de destekleyen bir analitik platform sağlıyor. Platform, sağlık alanındaki algoritma geliştiricilerin düzenleyici gerekliliklerine uymasına yardımcı olmak için; güvenlik, etkinlik ve eşitlik açısından üçüncü taraf tıbbi yapay zeka çözümlerini denetleyecek ve onaylayacak bir süreç sunuyor. Platform; modelleri, verileri ve uzmanları kodsuz bir ortamda bir araya getirerek tüm paydaşlar için AI/ML yaşam döngüsünün tamamını düzenliyor.

Klinik doğrulama sürecini 2-4 ay aralığına kadar kısaltabiliyor

Gesund.ai ilgili platformu ile geleneksel olarak 2 yıla kadar süren klinik doğrulama sürecini 2-4 ay aralığına kadar kısaltabiliyor. Mevcut durumda radyoloji dikeyine odaklanıyor; dünya çapında şu ana kadar geliştirilen tıbbi yapay zekâ ürünlerinin %80’i radyoloji alanında. Ekip gelecekte; patoloji, kardiyoloji, oftalmoloji, cerrahi ve genom alanlarına yönelik modülleri de devreye almayı planlıyor.

Girişim, Türkiye Kalkınma Fonu’ndan aldığı bu yatırım ile önde gelen uluslararası ilaç şirketlerinin de içinde olduğu mevcut ve potansiyel müşterilere yönelik faaliyetlerini genişletmeyi planlıyor. Şirketin yatırımcıları arasında Türkiye Kalkınma Fonu’nun yanı sıra Merck, McKesson, Northpond ve 500 EE bulunuyor.

Sağlık sektöründe yapay zekâ temelli çözümler, geleceğin sağlık hizmetlerinin temelini oluşturacak

Türkiye Kalkınma Fonu Genel Müdürü Dr. Elif Emirli Altuğ, CFA, sağlık ve teknoloji sektörlerindeki büyüme potansiyeline vurgu yaparak şunları ifade etti: “Gesund.ai’yi, Türkiye Kalkınma Fonu olarak desteklemekten büyük bir memnuniyet duyduğumuz stratejik bir girişim. Sağlık sektöründe yapay zekâ temelli çözümler, geleceğin sağlık hizmetlerinin temelini oluşturacaktır. Gesund.ai’ın, bu stratejik alanda önemli bir teknoloji şirketi olarak küresel düzeyde büyük bir etki yaratacağına inancımız tamdır.”

Gesund.ai’nin kurucu ortağı Dr. Enes Hoşgör ise, “Dünyanın içinden geçtiği yapay zekâ devriminin doğurduğu kaçınılmaz ihtiyaçlar şirketimizin tezini ve zamanlamasını kusursuz kılıyor. Türkiye Kalkınma Fonu’nun bu stratejik desteğiyle ivmelenen dünya çapındaki ticari ve teknolojik atılımlarımızı önümüzdeki aylarda yepyeni zirvelere taşıyacağız. ” yorumunda bulundu.

Türkiye Kalkınma Fonu ve ODTÜ Teknokent iş birliğiyle kurulan INVEST101 fonu, Gesund.ai gibi yenilikçi girişimlere yaptığı yatırımlarla Türkiye’nin girişimcilik ekosistemini güçlendirmeye ve dünya çapında rekabet edebilir girişimlere destek olmaya devam ediyor. Faaliyetlerine 2023 yılında başlayan INVEST 101 erken aşamadaki teknoloji girişimlerine yatırım yaparak portföyünü büyütmeyi hedefliyor. Fon’un, Gesund.ai dışında yatırım yaptığı girişimler arasında DefensX, ClayToken, Veloxia ve Syntonym bulunuyor.

Uluslararası ARC Ödülleri’nden Teknopark İstanbul’a 4 ödül!

0

Teknopark İstanbul, uluslararası alanda kazandığı ödüllerine yenilerini eklemeye devam ediyor. MerComm tarafından bu yıl 37’ncisi düzenlenen, uluslararası raporlama yarışması ARC Ödülleri’nde; Teknopark İstanbul, “Türkiye’nin En Büyük Milli Takımıyız” ana temasıyla hazırladığı faaliyet raporu ile 4 ödül birden kazandı. İşte ayrıntılar…

Uluslararası ARC Ödülleri’nden Teknopark İstanbul’a 4 ödül!

Yıllık rapor sektöründe en yüksek standartları tanımlayan bir platform olan organizasyonda; Teknopark İstanbul’un faaliyet raporu, Kapak/Ana Sayfa Kategorisi’nde Altın Ödül, Grafik Tasarım Kategorisi’nde Altın Ödül, Online PDF Faaliyet Raporları Kategorisi’nde Gümüş Ödül alırken, Fotoğraf ve Video Kategorisi’nde Milli Takım videosu Bronz Ödül’e değer bulundu.

Büyük kuruluşlardan orta ölçekli şirketlere, devlet kurumlarından STK’lara ve faaliyet raporu ajanslarına kadar geniş bir katılımcı profilinin başvuru yaptığı yarışmada, aday raporun, o yılki hikayesini anlatım biçimi, kullanılan dil, yaratıcılık ve tasarımsal algı gibi kriterler dikkate alınıyor.

Teknopark İstanbul Genel Müdürü Bilal Topçu, “Dokunduğumuz her alanda Türkiye’nin gururu olmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Türkiye’nin en büyük milli takımı olarak her geçen gün daha da büyüyoruz. Bu yaklaşımla hazırladığımız raporumuzun, bu alanda dünyanın en seçkin organizasyonlarından ARC Ödüllerinde 4 kategoride birden ödül kazanmasının gururunu yaşıyoruz. Emeği geçen tüm ekip arkadaşlarımı tebrik ediyorum.” dedi.

Türkiye’nin derin teknoloji merkezi

Teknopark İstanbul’da başta savunma sanayi olmak üzere havacılık/uzay, denizcilik, ileri elektronik, enerji, sağlık bilimleri ve endüstriyel yazılım alanlarında yüksek teknoloji geliştirmeleri için Ar-Ge çalışmaları yapan 513 Ar-Ge Firması, 9 bin 454 Ar-Ge Mühendisi ve 3 bin 293 Milli Projesi ile Türkiye’nin teknoloji kapasitesini artırmaya devam ediyor.  

Dijital eğitim teknolojilerinin yükselişi

0

Hızla büyüyen ve 2030’da 348 milyar dolar değere ulaşması beklenen dijital eğitim teknolojileri (EdTech) sektörü, özellikle afetlerde eğitimde sürdürülebilirliği sağlamak açısından büyün önem taşıyor.

Özellikle K-12 seviyesinde eğitime değer ve sürdürülebilirlik kazandırmak için geleceğin en önemli unsurlarından biri olarak konumlandırılan dijital eğitim teknolojileri (EdTech), sel, deprem, yangın gibi afetlerin ardından eğitimin devam etmesini sağlayacak çözümleriyle önemli bir görevi üstleniyor.

Save the Children tarafından yayınlanan Acil Durumlarda Öğrenme İçin Edtech raporu, EdTech teknolojilerinin acil durumlardaki önemini ortaya koyuyor. Rapor bulgularına göre, acil durumlarda ve toplulukların yaşam alanlarından ayrı yerlere gittiği facialarda uzaktan eğitim teknolojileri, büyük bir açığı kapayabiliyor. Dijital eğitim teknolojileri sayesinde çocuklar kayıp dönem sonrasında olmaları gereken seviyeyi hızla yakalayabiliyor. EdTech sayesinde öğretmenler öğrencilerine daha fazla destek sağlarken, aynı zamanda öğrencilerle etkileşimini artırabiliyor.

Daha fazla kişinin erişebilmesi kritik önem taşıyor

Tijen Armağan / tonguçWORKS İcra Kurulu Üyesi

Teknoloji tabanlı eğitim alanında farklı iş modellerini aynı çatı altında toplayan ve bilgiye uçtan uca erişim sağlayan EdTech ekosistemi tonguçWORKS, Türkiye’den ve dünyadan pek çok öğrencinin yenilikçi teknolojilerle eğitime erişmeleri için kritik bir rol oynuyor.

tonguçWORKS’ün İcra Kurulu Üyesi Tijen Armağan, “tonguçAKADEMİ, eğitimin her çocuk için erişilebilirliğini ve sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla kurulan online eğitim temelli bir sosyal girişim. Dolayısıyla afet zamanlarında da bu misyonumuzu yerine getirmek üzere çalışıyoruz. Yakın gelecekte EdTech alanında eğitimin kalıcı olarak online ortamlara taşınması (asenkron eğitim) en önemli trendlerden biri olarak karşımıza çıkacak. EdTech’in olası afetlerin ardından çocukların eğitimi için kurtarıcı bir rolü olacağını biliyoruz. Etki alanımızı artırmayı ve öğrenimi destekleyen EdTech teknolojilerimize daha fazla kişinin erişebilmesini hedefliyoruz” diyor.

NVIDIA GeForce RTX40 öğrencilere destek oluyor

0

Yeni eğitim dönemi yaklaşırken, NVIDIA GeForce RTX40 serisi dizüstü bilgisayarlar, çocuklarını öğrenme ve yaratıcılık adına en iyi araçlarla donatmak isteyen ebeveynler için ideal seçenek ortaya koyuyor. Rakipsiz performans sunan olağanüstü bileşenlere sahip bu dizüstü bilgisayarlar sayesinde öğrenciler her zamankinden daha hızlı bir şekilde ders çalışabilecek, oyun oynayabilecek ve yaratıcılıklarını ortaya koyabilecek.

NVIDIA GeForce RTX40 serisi dizüstü bilgisayarlar, farklı görevler için yapay zekanın gücünden yararlanabilen, alanında çığır açan grafik yongalarına sahip olarak geliyor. Bu yongaların getirdiği yapay zeka odaklı özellikler, FeTeMM uygulamalarıyla çalışırken işleri ve hesaplamaları hızlandırmaya yardımcı olarak öğrencilerin projeleri eskisinden çok daha hızlı sonuçlandırmalarını sağlıyor. NVIDIA GeForce RTX40 serisi dizüstü bilgisayarlar, 3 boyutlu modelleme ve tasarım gerektiren gelişmiş uygulamalarda tasarımın hayata geçme süresini kısaltmaya yardımcı oluyor ve böylece yaratıcı uğraşlara fazla zaman kalıyor. NVIDIA Canvas gibi uygulamalar, basit fırça darbelerini gerçek görüntülere dönüştürmek için yapay zekayı kullanarak öğrencilerin hayal gücünü ve yaratıcılıklarını daha da geliştiren çarpıcı manzaralar ve sanat eserleri oluşturuyor.

NVIDIA GeForce RTX40 serisi bir dizüstü bilgisayara yatırım yapmak, yalnızca mevcut eğitim döneminin ihtiyaçlarını karşılamak anlamına gelmiyor. NVIDIA GeForce RTX40 serisi dizüstü bilgisayarlar, desteklenen uygulama ve oyunlardan oluşan ve giderek büyüyen kütüphane sayesinde kullanıcısına yıllarca hizmet edebiliyor. Uygulamalar gelişmeye devam ettikçe, dizüstü bilgisayarınız yeni teknolojilere uyum sağlamak için ücretsiz sürücü güncellemelerinden yararlanabiliyor ve öğrencilerin her zaman büyük veya küçük herhangi bir projenin üstesinden gelebilecek donanıma sahip olmasını sağlıyor.

Performans her zaman tasarımdan ödün vermek anlamına gelmiyor

NVIDIA GeForce RTX40 serisi dizüstü bilgisayarlar, ince, sessiz ve uzun pil ömrüne sahip olacak şekilde tasarlandı. Bu, dizüstü bilgisayarınızın performansını, gücünü ve akustiğini en yüksek verimlilik için optimize eden yapay zeka destekli gelişmiş bir teknoloji paketi olan NVIDIA Max-Q sayesinde mümkün oluyor. İster ders çalışın, ister hafta sonu oyun oynayın, NVIDIA GeForce RTX40 serisi dizüstü bilgisayarlar her görevin üstesinden geliyor.

Oyun oynamak söz konusu olduğunda piyasanın en iyisi olan NVIDIA GeForce RTX40 serisi dizüstü bilgisayarların performansına güvenebilirsiniz. Çalışmaya ara vermeniz gerektiğinde en yeni oyunları dizüstü bilgisayarınızda çalıştırabilir, kalite ve performanstan ödün vermeden hızlı ve tempolu bir oyun deneyiminin keyfini çıkarabilirsiniz. DLSS 3 gibi teknolojiler en akıcı oyun deneyimi için kare hızlarını artırmaya yardımcı olurken, NVIDIA Reflex rekabetçi oyunlar için en düşük gecikme süresi ve en iyi yanıt hızını sunar. Işın izleme teknolojisi ise gerçekçi aydınlatmayı oyunlara taşıyarak oyun zevkinizi daha önce hiç deneyimlemediğiniz yeni bir düzeye taşır.

NVIDIA GeForce RTX40 serisi dizüstü bilgisayarlar ister ders çalışmak ister hafta sonu oyun oynamak veya yeni bir şeyler yaratmak için olsun, olağanüstü özellikler ve yıllar boyunca devam eden performans sunar. Öğrencilerin değişen müfredatına kolayca uyum sağlayabilen NVIDIA GeForce RTX40 serisi dizüstü bilgisayarlar en gelişmiş, en verimli ve en geleceğe dönük platformdur.

Bosch video algılamayı bağımsız bir yazılım ürünü olarak sunuyor

Monoton sürüş koşulları, yorucu yolculuklar ve trafik sıkışıklığı: Birçok sürücü direksiyon başındayken sürekli trafiğe odaklanmaktan daha fazlasını yapmak istiyor. Bosch, giderek artan otonom sürüş fonksiyonları ile sürücülerin gözlerini kısa bir süreliğine yoldan ayırmalarına olanak tanıyacak teknolojik temelleri oluşturuyor. Bu, önemli ölçüde aracın çevresi hakkında güvenilir bilgiler elde etmesine bağlı olarak gerçekleşiyor. Sadece bu tür bilgiler, bir otomobilin trafikte otonom, güvenli ve sorunsuz bir şekilde seyretmesini sağlayabilir. Aracın çevresini video ile algılaması, destekli sürüşten otonom sürüşe ve park etmeye geçişte önemli bir rol oynuyor. Bu bağlamda Bosch, yalnızca birleşik bir donanım ve yazılım paketi sunmakla kalmıyor. Bosch’un portföyünde artık bağımsız bir ürün olarak video algılama yazılımı da bulunuyor. Herhangi bir donanımdan bağımsız olarak, Bosch yazılımı çeşitli SoC’lerde (çipli sistemler) kullanılabiliyor. Bu da otomobil üreticilerine maksimum esneklik sağlıyor. Bosch, IAA Mobility 2023’te yalnızca bağımsız video algılama yazılımının ön gösterimini yapmakla kalmayacak, donanımsal kamera kafalarını da tanıtacak.   

Otonom mobilitede belirleyici unsur olarak yazılım

Sürücüler araçlarının da akıllı telefonları gibi güncellenebilir olmasını bekliyor. Gelecekte işlevler, donanım değiştirmeye gerek kalmadan araçlara uygulamalar gibi indirilecek. Bosch’ta yardımlı ve otonom sürüşün arkasındaki itici güç olan Mobilite Bilişim Çözümleri Bölümünün Başkanı Christoph Hartung, “Mobilitenin geleceği yazılım tanımlı olacak. Sürücü yardımı portföyümüzü yeniliyor ve müşterilerimize tam olarak ihtiyaç duydukları çözümü sunuyoruz.” dedi. Bu süreçte yazılım, otomotiv elektronik sistemlerinin ve özellikle de sürücü destek sistemlerinin geliştirilmesinde belirleyici unsur haline geliyor. Bu değişiklikler göz önüne alındığında Bosch, destekli ve otonom sürüş ve park etme portföyünü genişletiyor. Gelecekte, donanım ve yazılım bileşenlerinin birbirinden ayrı olarak pazarlanması planlanıyor.

Video algılama yazılımı

Radar ve ultrasonik seçeneklere ek olarak video tabanlı sensörler, destekli ve otonom sürüşte bir aracın çevresini algılamanın başka bir yolunu sunuyor. Yeni Bosch kamera kafaları gibi çeşitli sensörler tarafından yakalanan görüntü verileri, Bosch yazılımı tarafından işleniyor ve sürüş ve park etme ile ilgili gelişmiş sürücü destek sistemleri için kullanılabilir hale getiriliyor. Bu, güvenliği artırabilecek fonksiyonların önünü açıyor. Örnekler arasında sürüş veya geri manevra sırasında otomatik frenleme, adaptif hız sabitleyici, aktif şerit değiştirme ve park destek sistemleri gibi konfor fonksiyonları ve otoyollarda, şehir dışı yollarda ve şehir sokaklarında otonom sürüş yer alıyor. Nesnelerin algılanması ve sınıflandırılması için Bosch yazılımı, derin sinir ağları gibi yapay zeka yöntemlerine dayanıyor. Bosch, bu ağları eğitirken dünyanın dört bir yanından veri tabanlarından yararlanabiliyor ve bu şekilde geliştirme sırasında ülkeye özgü ve yerel gereksinimleri dikkate alıyor.  

Ayrı bileşenden tek bir kaynaktan sağlanan komple sisteme

Bosch Sürücü Deneyimi (ADAS) Birimi Yöneticisi Sven Lanwer, “Müşteriler arasında artık bir tedarikçi tarafından sunulan komple paketi tercih etmeme, bunun yerine rakip ürünlerle uyumlu münferit bileşenler talep etme yönünde bir eğilim görüyoruz. Bu bağlamda, sektördeki çağrı sadece donanımın uyumlu olması değil, aynı zamanda yazılımın da donanımdan ve operatörden bağımsız olması yönünde.” dedi.

Bosch, sürücü desteği için eksiksiz kamera sistemleri geliştirme konusunda uzun yıllara dayanan deneyime sahiptir ve aynı zamanda uygulamaya özel yazılım geliştirme ve yazılım entegrasyonu konusunda da oldukça bilgilidir. Donanım ve yazılım uzmanlığının bu birleşimi Bosch’un en güçlü yönlerinden biridir. Şirket, gömülü yazılıma sahip yeni, akıllı sensörler geliştirmeye devam edecek. Bosch müşterileri ayrıca kamera başlıklarını ve Bosch’un ADAS alanına yönelik yüksek performanslı bilgisayarı olan ADAS entegrasyon platformunu birleştirerek kendi bireysel, modüler ve ölçeklenebilir çözümlerini bir araya getirebilecek.

Donanım ve yazılım uzmanlığında tek durak noktası

İster sensörler, ister araç bilgisayarları veya yazılım olsun, Bosch modern araçların temel bileşenlerini tek bir çatı altında geliştiriyor ve üretiyor. Buna, her yıl ürettiği 250 milyondan fazla kontrol ünitesi de dahil ve bunlar kendi yazılımlarıyla donatılıyor. Ancak Bosch, giderek daha önemli hale gelen başka bir alanda da uzman: çeşitli kaynaklardan gelen ve otomotiv ile IT endüstrileri arasındaki iş birliğinden kaynaklanan yazılımların entegrasyonu. Bosch, bu bütünleştirici uzmanlığa da sahip bulunuyor.

Samsung Galaxy SmartTag 2 geliyor!

0

Samsung’un teknoloji alanındaki öncü konumu, yeni nesil takip cihazı Galaxy SmartTag 2 ile bir kez daha kendini gösteriyor. Kullanıcıların eşyalarını daha akıllıca takip etmelerine yardımcı olmayı amaçlayan bu yeni ürün, tasarımındaki ve özelliklerindeki yeniliklerle dikkat çekiyor.

Son bilgilere göre, Samsung’un Galaxy SmartTag 2’yi Ekim ayının ortalarında piyasaya sürmeyi planladığı belirtiliyor. Yenilikçi özellikleri ve şık tasarımıyla dikkatleri üzerine çekmeye hazırlanan bu cihaz, akıllı eşya takibi konusunda yeni bir dönemi başlatabilir.

SmartTag 2’nin en dikkat çekici özelliklerinden biri, tamamen yenilenen tasarımıdır. Artık klasik kare form faktörünün yerine daha oval ve modern bir tasarım benimsenmiş durumda. Bu tasarım değişikliği, cihazın anahtarlıklara, çantalara veya diğer eşyalara daha pratik bir şekilde takılabilmesini sağlayacak. Ayrıca, daha büyük bir halka da kullanıcılara daha fazla kullanım kolaylığı sunacak.

Renk seçenekleri konusunda ise Galaxy SmartTag 2, başlangıçta siyah ve beyaz olmak üzere iki renk seçeneği ile piyasaya sürülecek. Ancak ilerleyen dönemlerde farklı renk seçeneklerinin de eklenmesi bekleniyor. Böylece kullanıcılar, kendi tarzlarına ve tercihlerine uygun bir seçim yapabilecekler.

Bağlantı özellikleri açısından da SmartTag 2 oldukça iddialı. Cihaz, hem gelişmiş Bluetooth hem de UWB (Ultra Wideband) bağlantılarına sahip olacak. Bu çift bağlantı özelliği sayesinde kullanıcılar, eşyalarını daha kesintisiz ve doğru bir şekilde takip edebilecekler. Özellikle UWB teknolojisi, nesnelerin çok daha hassas bir şekilde konumlandırılmasına olanak tanıyarak kullanıcılara büyük bir kolaylık sağlayacak.

Samsung’un Galaxy SmartTag 2 ile sunacağı bu yenilikler, akıllı eşya takip teknolojisinin geleceğine yönelik heyecanı artırıyor. Kullanıcıların eşyalarını kaybetme endişesi yerine daha akıllı ve güvenilir bir takip deneyimi yaşaması hedefleniyor. Ekim ayında piyasaya sürülmesi beklenen bu ürün, teknoloji meraklıları tarafından büyük bir ilgiyle bekleniyor.

FI LegalTech hızlandırma programı için başvurular başladı

0

21. yüzyıl yetkinliklerini merkeze alarak eğitim programları tasarlayıp, etki odaklı projeler gerçekleştirmenin yanında LegalTech (hukuk teknolojisi) ekosisteminin büyümesi misyonu
ile girişimciler için hızlandırma programları geliştiren Kavlak of Next Generation (KONG),
dünyanın en büyük teknoloji girişim hızlandırma programlarından biri olan Founder
Institute (FI) ile iş birliğine gitti. Söz konusu iş birliğiyle küresel çapta hukuk teknolojisi
girişimleri için hızlandırma programı gerçekleşecek. Programa katılmak için başvurular
başlarken, son başvuru tarihi 17 Ekim 2023.


Program 20 Şubat 2024’te tamamlanacak

Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan KONG Direktörü Hilal Gerçek, şunları söyledi:
“2009 yılından bu yana yüksek düzeyde yapılandırılmış hızlandırma programları ile dünya genelinde 6.800’den fazla girişimcinin 1,75 milyar doların üzerinde finansman sağlamasına yardımcı olmanın yanında erken aşamada hızla büyümelerine ve geniş bir network ağının parçası olmalarına katkı sunan Founder Institute’un LegalTech alanında global ölçekte başlatacağı hızlandırma programına liderlik etmekten dolayı mutlu ve gururluyuz. Dünya çapında etkili teknoloji şirketleri kurmaları için yetenekli ve motive insanlardan oluşan toplulukları güçlendirmeyi misyon edinen FI iş birliğiyle 17 Ekim’de başlayıp 20 Şubat 2024’e kadar devam edecek hızlandırma programımız LegalTech alanında en iyi yatırımcılardan, girişimcilerden ve sektör profesyonellerinden oluşan uzman bir kadronun danışmanlığında gerçekleşecek. Satış ve müşteri edinmeden ürün geliştirmeye, gelir ve iş modelinden ölçeklendirmeye, büyümeden sermaye ve finansmana kadar çok sayıda temel başlığı içeren hızlandırma programı ile LegalTech alanındaki girişimcilerin yatırım alması ve büyümesi için gereken kilometre taşlarına ulaşmasına yardımcı olmak hedefleniyor.

FI LegalTech hızlandırma programına katılmak için başvurular FI web sitesi üzerinden
yapılacak.

Lonca’dan Startup’lara 125 bin lira hibe desteği!

Teknoloji odaklı ve ölçeklenebilir iş fikirlerini destekleyen Lonca Girişimcilik Merkezi’nin 9. eğitim dönemi başvuruları 31 Ağustos Perşembe günü sona ediyor. Hayalindeki fikri girişime dönüştürmek isteyen gençlere 125 bin TL’ye kadar hibe desteğinde bulunan Lonca için başvurular internet üzerinden yapılıyor.

İnovatif fikirlerin ortaya çıkartılması ve desteklenmesi amacıyla Kuveyt Türk tarafından 2017 yılında kurulan Lonca Girişimcilik Merkezi, girişimleri ve girişimcileri desteklemeye devam ediyor. 2017 yılından bu yana 8 dönemde 3 bine yakın başvuru alan ve 80 girişimi mezun eden Lonca, yeni dönem için başvurularını bekliyor. Lonca Girişimcilik Merkezi, 9. dönemi için www.loncagirisim.com adresi üzerinden 31 Ağustos 2023 Perşembe gününe kadar başvuru almaya devam edecek.

Lonca’nın nakit hibe desteğini 125 bin TL’ye yükseldi

Bugüne kadar startup’lara 3 milyon TL’den fazla nakit hibe katkısı sunan Lonca, yeni dönemle birlikte startup başına nakit hibe desteğini, 25 bin TL’si Ar-Ge olmak üzere 125 bin TL’ye kadar yükseltti. 6 ay süren eğitim, proje bazlı mentorluk, çalışma ofisi imkanı, cihaz geliştiren veya Ar-Ge faaliyetlerinde bulunanlara hibe desteği, FinTech’ler için API özelinde mentorluk desteği gibi birçok alanda katkı sağlanıyor. Ayrıca Kuveyt Türk’ün yatırımcısı olduğu KT Portföy yönetimindeki Lonca GSYF ile de Lonca’dan başarıyla mezun olan girişimcilere 200 bin dolara kadar yatırım alma noktasında öncelik veriliyor. Ürünü hazır olan girişimlere Kuveyt Türk ile iş birliği yapma fırsatı da sunuluyor.

Kolay İK’dan yapay zeka destekli dijital asistan

Insider iş birliğiyle geliştirilen ve ChatGPT ile entegre çalışan chatbot, esenlikle ilgili her soruya cevap verip önerilerde bulunuyor. Üstelik, WhatsApp üzerinden kullanıldığı için İK profesyonelleri ve çalışanlar diledikleri an rehberlerindeki herhangi biriyle yazışıyor gibi Kolay İK botu ile esenlik üzerine sohbet edebiliyor, geriye dönük yazışmaları okuyabiliyor. Chatbot’u, Kolay İK kullanıcısı olmayan çalışanlar da kullanabiliyor. 

Çalışanların mesleki ve sosyal hayatlarında kendilerini daha iyi hissetmelerine odaklanan çalışan esenliği, dünya genelinde şirketlerin öncelikli gündemlerinden biri. Esenliği yüksek olan şirketlerde çalışanların mutluluğu ile birlikte üretkenliği ve bağlılığı artarken, bu durum müşteri memnuniyetinden marka imajına kadar şirketlere pek çok fayda da sağlıyor. 19 ülkede 1.800’den fazla şirket tarafından kullanılan insan kaynakları platformu Kolay İK, çalışanların fiziksel, zihinsel ve duygusal olarak kendilerini daha iyi hissetmelerine katkı sunmak için Insider iş birliğiyle çalışan esenliği chatbot’u geliştirdi. ChatGPT ile entegre çalışan ve yazışmaların WhatsApp uygulaması üzerinden yapıldığı chatbot’a, Kolay İK kullanıcısı olmayan çalışanlar da erişebiliyor. 

Çağlar Yalı: “İK profesyonelleri ve çalışanlar için katma değerli çözümler geliştiriyoruz” Yetenek havuzu yaratmaktan izin ve performans yönetimine kadar uçtan uca bir insan kaynakları deneyimi sunduklarını söyleyen Kolay İK CEO’su Çağlar Yalı, “Günümüzde insan kaynakları alanındaki en önemli konulardan birini çalışan esenliği oluşturuyor. Dünya genelinde giderek daha fazla şirket çalışanlarının refahı için çalışmalar yürütüyor. Bu şirketlerde çalışanlar da kendilerini daha değerli hissediyor. Biz de insan kaynakları alanında katma değerli çözümler üreten uygulamalarımıza bir yenisini ekleyerek çalışan esenliği chatbot’u geliştirdik. ChatGPT ile entegre çalışan chatbot sayesinde İK profesyonelleri, çalışanların esenliğini artırmak için yeni stratejiler, projeler geliştirebilir. Çalışanlar da kendilerini daha iyi hissetmek için doğrudan chatbot ile yazışabilir. Esenlik çok geniş bir alan. Gece iyi uyuyamadığı için kendini kötü hisseden bir çalışan da çalışan bağlılığını artırmak isteyen yöneticiler de yaratıcı ve faydalı fikirler edinebilir. Chatbot ile yazışmaların WhatsApp üzerinden yapılması da çalışanların tıpkı bir arkadaşlarıyla sohbet ediyormuş gibi rahat etmesini sağlıyor. Biz de bu chatbot’u yalnızca Kolay İK kullanıcılarına değil tüm çalışanların kullanımına açarak şirketlerin tamamında çalışan esenliğinin artmasına katkı sunmayı hedefledik” dedi. 

İlk girişten sonra yazışmalar WhatsApp’ta yapılıyor

Kolay İK chatbot’unu ilk kez kullanacaklar Kolay İK web sitesindeki “yapay zeka destekli dijital asistanınız” bölümü veya kolayik.com/esenlik adresi üzerinden “Sohbete Başlayın” butonuna bastıklarında WhatsApp’a yönlendiriliyor. Bu işlem yalnızca bir kez yapılıyor, sonraki kullanımlarda ise Kolay İK’nın sitesine giriş yapmaya gerek kalmaksızın yazışmalar WhatsApp üzerinden yürütülüyor. Bunlara ek olarak Kolay İK kullanıcıları Kolay İK web uygulamasından da chatbot’a giriş yapabiliyor. Esenlikle ilgili yazışmak için WhatsApp listesindeki Kolay İK’ya herhangi bir yazı yazıp görüşmeyi başlatmak yeterli oluyor. 

Instagram sayfa fikirleri

Instagram, izleyici ve müşteri kitlesine ulaşmanın en kolay yolu. Bu yazımızda Instagram sayfa fikirleri ile yenilikçi yaklaşım sunuyoruz.

Pek çok küçük işletme sahibinin Instagram pazarlamasıyla varlık oluşturması gerektiğine şüphe yok. Instagram akışınızı taze tutmanın ve takipçilerinizin ilgisini çekmenin birçok farklı yolu var. Instagram’da nasıl takipçi kazanacağınızı ve hedef kitlenizi nasıl büyüteceğinizi inceleyeceğiz.

Bu yazımızda kendi markanıza uyarlayabileceğiniz fikirler ve örneklerle Instagram’da neler paylaşacağınıza bakacağız. Ayrıca Instagram pazarlama stratejinizi hayata geçirmek için bir paylaşım programının nasıl oluşturulacağını ele alacağız.

Sayfa ve gönderi fikirleri

Bulmaca ile zihinlerini dinlendirebilirsiniz

Hayatımızda çoğu zaman o kadar meşgulüz ki, bir şeyden diğerine koşturuyoruz, bu nedenle kişisel bakım rutinlerimiz ikinci plana atılabiliyor. Her zamanki fotoğrafı yayınlamak yerine izleyicilerinizi duraklatıp biraz düşündürecek bir fotoğraf oluşturabilirsiniz.

Tekrarlanan bir mücadeleye katılabilirsiniz

Günlük, haftalık ve hatta aylık bir olay olabilir. Bu zorlukla ne sıklıkta mücadele etmek istediğiniz size kalmış. Bunu gerçekleştirmek için ya önceden var olan zorluklara bakmanız ya da markanız için anlamlı olanı oluşturmanız gerekiyor.

Örneğin Summer sayfası, bitkilerle ilgili çok çeşitli içerik sunan bir ev bitkisi sayfası. 2019 yılında, “Bitkilerin 365 Günü” koleksiyonundaki bir bitki hakkında günde bir video yayınlama konusunda kendine meydan okudu. Her video aynı formatı takip ediyor ve aynı zamanda YouTube kanalında da yayınlanıyor.

Başlığa göre fotoğraf

Kendine özgü bir sese sahip markalar için, önce başlık yazmaya çalışın, ardından buna uygun fotoğrafı bulun veya oluşturun. Sağlanan fotoğrafa özel olarak bir başlık yazmak yerine, tam olarak hangi mesajı veya ruh halini uyandırmak istediğinizi bildiğinizde içeriğinizin haritasını çıkarmanın daha kolay olduğunu görebilirsiniz.

Ürün tanıtımları yapabilirsiniz

Instagram’da yeni ürün veya hizmetler mi piyasaya sürüyorsunuz? Yeni bir ürün için Hikayeleri ve gönderileri kullanabilirsiniz Tanıtım fotoğrafları, videolar ve soru çıkartmaları aracılığıyla beklentinizi artırabilirsiniz.

Hikayeler üzerine röportaj

Konuklarla Soru-Cevap röportajları yapmak için Hikayeleri kullanabilirsiniz. Takipçilerinize sorular sorabilirsiniz. Bunları yeni bir Hikayede yanıtlayabilir ve Soru-Cevap bölümüne ekstra bir etkileşim katmanı ekleyebilirsiniz.

Eğitici Canlı videolar yayınlayın

En yaygın Canlı video yaklaşımları arasında etkinliklerin yayınlanması ve röportajların yapılması yer alıyor. Eğitici bir Canlı video ile beklentilerinizi değiştirebilirsiniz.

Nvidia hisselerinde patlama yaşanıyor!

Nvidia’nın hisseleri, şirketin 25 milyar dolarlık hisse geri alım planını açıklamasının ve güçlü talebin etkisiyle rekor çeyreklik gelir elde etmesinin ardından yüzde 6,7’ye kadar yükselerek tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı.

Nvidia, şirketin ikinci çeyrek gelirini 13.5 milyar dolar olarak açıklayarak analistlerin beklentilerini aşmasının ve üçüncü çeyrekte gelirin 16 milyar dolara ulaşacağını öngörmesinin ertesi günü yüzde 0,1 artışla 471,63 dolardan kapandı. Nvidia 502,66 dolara kadar yükseldi ve bu hafta başındaki rekorun zirvesine ulaştı. İlk trilyon dolarlık çip üreticisinin hisseleri şu anda yılbaşından bu yana yüzde 223 arttı.

Yapay zeka çipleri talep görüyor

California merkezli Nvidia ayrıca, son on yılda planlanan en büyük geri alımlardan biri olan 25 milyar dolar değerindeki hisselerini geri satın alacağını da söyledi. Yatırımcıların Nvidia’ya odaklanmasıyla diğer çip üreticileri düşüş yaşadı. Philadelphia Semiconductor Index yüzde 3’ten fazla kayıp yaşadı. Marvell Technology ve Nvidia’nın rakibi Advanced Micro Devices Inc yaklaşık yüzde 7 oranında değer kaybederken Intel yüzde 4,1 oranında düşüş yaşadı.

Nvidia tarafından desteklenen teknoloji ağırlıklı Nasdaq Composite (.IXIC) erken ticarette yükseldi. Ancak yüzde 1,87 düşüşle tamamladı. Wedbush Securities hisse senedi alım satım genel müdürü Michael James, bazı yatırımcıların Nvidia’nın kazanç raporunun tetiklediği yükselişin ardından kar elde ettiğini söyledi. James: “Bütün piyasa ‘haberi sat’ modundaydı, herkes nefes nefese Nvidia’nın baskısını ve rehberini bekliyordu. Açıkçası beklentilerden çok daha iyiydi ancak yaptığımız o büyük ralli göz önüne alındığında genel olarak teknoloji gibi inanılmaz derecede kalabalık bir süreçti. Dün Nvidia baskısına girmiştim ve yatırımcılar ilk yukarı hamleleri satmaya hazırdı” dedi.

Kazançların ardından 20’den fazla aracı kurum Nvidia’ya yönelik hedef fiyatını artırdı. Refinitiv verilerine göre en fazla yükseliş bekleyenler arasında 1.600 dolar hedefiyle Elazar Advisors ve 1.100 dolar hedefiyle Rosenblatt Securities vardı. Hisse senedine ilişkin ortalama analist fiyat hedefi, şirketin ikinci çeyrek gelirinde yüzde 50’lik bir artış öngördüğü Mayıs ayından bu yana neredeyse ikiye katlanarak 600 dolara yükseldi.

ŞOK, sürdürülebilirlik uygulamalarını duyurdu

0

ŞOK Marketler, 6. Sürdürülebilirlik Raporu’nu kamuoyuyla paylaşırken, gıda israfını önleyen, atıkları azaltan, enerji verimliliğini artıran projeleriyle dikkat çekiyor. Türkiye’nin 81 ilinde 10.475 mağaza ve 46 bini aşan çalışanıyla hizmet veren ŞOK Marketler, sürdürülebilirliği merkeze alan yaklaşımıyla geleceğe sahip çıkan uygulamalarını duyurdu. 6. Sürdürülebilirlik Raporu’nu kamuoyuyla paylaşan şirket, yayımladığı rapora bağımsız güvence denetimi de yaptırdı. 

ŞOK Marketler 6. Sürdürülebilirlik Raporu

 ‘İsrafsız Şirket’ modelini odağına alan ŞOK Marketler; raporda enerji verimliliği, su ve atık yönetimi, plastik azaltımı, sürdürülebilir tarım, paydaş refahı odaklı yatırım ve yaklaşım, çeşitlilik ve fırsat eşitliği gibi alanlarda model oluşturabilecek uygulamalarına yer verdi. Gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakma hedefinin vurgulandığı raporda, ŞOK Marketler’in çevresel sürdürülebilirlik çabaları, çalışan memnuniyeti, toplumsal sorumluluk ve ürün kalitesine odaklanan stratejileri vurgulanıyor. ‘Bu Dünya Bizim’ anlayışıyla şirketin sürdürülebilirlik alanındaki çalışmaları; ‘Doğanın Geleceği İçin Çalışmak’‘Paydaşlarla Güçlenmek’, ‘Geleceğe İlham Vermek’ şeklinde üç odakta toplanıyor.

Gıda israfının önüne geçiyor

ŞOK Marketler’in sürdürülebilirlik çalışmaları kapsamında öne çıkan projelerinden biri ‘Tarladan Sofraya Doğru Tarım Projesi’ oldu. Bu projeyle hem yerli üretime en üst düzeyde destek sağlanıyor hem de israfın önüne geçiliyor. Şirket, bu projeyle Türkiye’nin dört bir yanındaki çiftçilerin ürettiği kaliteli ürünleri en avantajlı fiyatlarla müşterileriyle buluşturuyor. Doğrudan çiftçiden alımlar yapılarak tohumdan sofraya her aşamada kontroller sağlanıyor ve çiftçilere tam destekle ürünler tarladan reyona taşınıyor. Bu proje kapsamında tahıl ve baklagil taneleri gibi büyük tarımsal ürünlerin hasadının mekanize edilmesi ve endüstriyel makinalar tarafından yapılması sayesinde gıda kaybı engelleniyor. Bahçecilik ürünleri ise kuru tahıl ve baklagillerin aksine elle hasat ediliyor. Firmanın, ‘Tarladan Sofraya Doğru Tarım Projesi’ ile bilgilendirdiği çiftçi sayısı 378’e ulaştı. 

Ayrıca, geniş mağaza ağında uyguladığı ‘Mağaza Enerji Verimliliği Projesi’ ile mağazalarında verimlilik sağlayan ekipmanları tercih eden ŞOK Marketler, yatırımlarıyla tüketimi yüksek olan sistemlere otomasyon özelliği kazandırarak enerji tüketimini verimli hale getiriyor. 2022’de bu projeye 6,2 milyon TL yatırım yaparak 7,5 milyon TL tasarruf elde etti. Daha iyi bir alışveriş deneyimi yaşatmak için e-ticaret ve dijitalleşmeye verdiği önemle dijitalleşme ve Cepte ŞOK yatırımlarını sürdürdü.  

ŞOK Marketler 46 bini aşan çalışanıyla değer yaratmaya devam ederken, kadın ve genç çalışanların bu ekosistemde daha çok yer almaları ve daha etkin olmaları adına çalışıyor. 2022 yılında kadın çalışan oranı yüzde 51’e ulaştı. 

Uzun vadeli değer yaratarak; çevresel, sosyal, ekonomik ve dijitalleşme alanlarında sürdürülebilirlik vizyonuyla çalışıyoruz

ŞOK Marketler CEO’su Uğur Demirel, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak hedefiyle faaliyetlerini yürüttüklerini belirterek israfsız şirket modeline sıkı sıkıya bağlı olduklarını, tüm mağaza ve depolarında enerjiyi tasarruflu ve verimli kullanmak için tedbir aldıklarını söyledi. Birlikten berekete yaklaşımıyla kaliteli ve güvenilir ürünlerini en uygun fiyatlarla müşteriyle buluşturduklarını kaydeden Demirel, verimlilik açısından dijital yeteneklerini doğru şekilde kullandıklarını ve dijital altyapı yatırımlarını büyüttüklerini de dile getirdi.  Türkiye’nin lider gıda perakende zincirlerinden biri olarak müşterilerinin gönüllerinde yer edinerek büyümeye devam ettiklerini belirten Uğur Demirel, “Türkiye ekonomisi için uzun vadeli değer yaratarak her anlamda sürdürülebilir olmak için çalışıyoruz. Bu vizyonla çevresel, sosyal, ekonomik ve dijitalleşme alanındaki gelişmeleri iş yapış modellerimize entegre ederek, finansal başarımızı ortaya koyduğumuz sürdürülebilir değerle perçinliyoruz.” dedi. 

Mağaza enerji verimliliği projeleri ile enerji tasarrufu sağlanıyor

ŞOK Marketler’in 2022 yılında gerçekleştirdiği çevreye önemli oranda katkı sağlayan bazı projeler şöyle: “*Sera gazı emisyonlarını en aza indirmek için sürekli iyileştirmeler yapıldı. Atık ve ambalajlar kaynağında azaltıldı, geri dönüştürüldü ya da bertaraf edildi.

*Enerji tasarrufu ve engellediği emisyon sayesinde çevresel ayak izinin olumsuz etkileri azaltıldı. 2022 yılında Mağaza Enerji Verimliliği Projesi’ne 6,2 milyon TL yatırım yapılarak 7,5 milyon TL tasarruf elde edildi. Böylece enerji tüketiminde 2.297 MWh ile yüzde 12-15 oranında tasarruf sağlandı.

*Soğutucu dolap ve soğuk oda değişimleriyle tasarruf sağlandı. Yüksek elektrik tüketimi olan 100 soğutmalı dolap 23,3 milyon TL yatırımla değiştirildi. Bu sayede yüzde 35-40 oranında tüketim azaldı. Soğuk oda değişimi ve yenilemesi yapıldı. 5,3 milyon TL yatırımla elektrik tüketiminde ortalama yüzde 43 tasarruf sağlandı.

*Mağazalarda yer alan 12 bin 754 atık biriktirme ekipmanı sayesinde atıklar biriktiriliyor ve bertaraf için ilgili kurumlara gönderiliyor. Tüm mağazalardaki atıklar ayrıştırılıyor ve mağazaların Sıfır Atık Belgesi alma hedefi sürüyor. Şimdiye kadar 38 depo ve yaklaşık 9 bin 600 mağaza sıfır atık belgesi aldı.” 

*Meyve ve sebzelerin tek kullanımlık plastik veya karton kasalar yerine tekrar kullanılabilen özel plastik kasalarda taşınmasıyla atık miktarı büyük ölçüde azaltıldı. 

Messenger lite Eylül ayında kapatılıyor

0

Meta, 2016 yılında kullanıma sunulan ve Messenger’ın temel işlevlerini sunan hafif uygulama Messenger Lite’ı Eylül ayında kapatma kararı aldı. Facebook’un sahibi olan Meta, Messenger platformunda gerçekleştirdiği değişikliklere bir yenisini ekliyor. Şirket, kullanıcıların sohbetlerini daha güvenli hale getirmeyi amaçlayan uçtan uca şifrelemeyi 2023 sonuna kadar tüm kullanıcılara sunacağını duyurmuştu. Ancak şimdi, Messenger Lite’ın kullanımının 18 Eylül itibarıyla sona ereceği açıklandı.

Lite, özellikle düşük kapasiteli Android cihazlar için tasarlanmıştı. Ancak zaman içinde, uygulama hafif yapısı ve temel iletişim işlevlerini sunması nedeniyle geniş bir kullanıcı kitlesi tarafından tercih edildi. 2016 yılında duyurulan uygulama, özellikle internet bağlantısı zayıf olan bölgelerde ve eski model telefonlarda verimli bir iletişim aracı olarak öne çıktı.

18 Eylül itibarıyla Lite’ın kapatılmasıyla birlikte, kullanıcılar artık bu uygulama üzerinden sohbet etme, sesli ve görüntülü arama yapma gibi işlevleri kullanamayacaklar. Ancak endişe etmeyin, Messenger platformundaki sohbet geçmişiniz hala mevcut olacak. Kullanıcılar, Lite’ı açtıklarında “Sohbete devam etmek için Messenger’ı kullan” şeklinde bir uyarıyla karşılaşacaklar. Bu mesaj, kullanıcıları ana uygulamaa indirmeye yönlendirecek.

Meta’nın bu kararı, platformun kullanıcı deneyimini geliştirme ve güvenliği artırma çabalarının bir parçası olarak görülüyor. Uygulamanın kapatılmasıyla birlikte, kullanıcıların daha güncel ve kapsamlı özelliklere sahip olan Messenger uygulamasına geçmeleri teşvik edilecek gibi görünüyor.

Sonuç olarak, Lite’ın Eylül ayında kapatılma kararı, Meta’nın Messenger platformunda gerçekleştirdiği değişikliklerin bir yansıması olarak dikkat çekiyor. Kullanıcılar için iletişim deneyiminin daha güvenli ve etkili hale getirilmesi amacıyla atılan bu adımın, ilerleyen dönemde nasıl etkiler yaratacağı merakla bekleniyor.

Messenger lite uygulamasını kullanıyor muydunuz? Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz yorumlar kısmında bizimle paylaşabilirsiniz.

2023 iş fikirleri

2023 iş fikirleri listesi ile yeni iş kurmayı düşünen kişilere yardımcı olmaya çalışıyoruz. Listede teknolojiden giyime kadar birçok iş fikri mevcut.

İş kurmanın, fikirlerinizi hayata geçirmeye daha fazla odaklanmanıza olanak tanıyan birçok yolu var. Ancak iş konusundaki trend her yıl değişiklik gösteriyor bu yazımızda 20232ün trend alanlarını listeledik.

2023’ün trend konuları

Talep üzerine baskılı giyim

Bir dropshipping modeli olan talep üzerine baskı, nakliyeyi ve yerine getirmeyi üçüncü taraf bir tedarikçinin eline bırakıyor. Ancak diğer dropshipping iş fikrinden farklı olarak burada odak noktası, orijinal bir şey yaratabilmek.

Hizmete dayalı iş fikri

Hizmet sunma seçeneği, serbest meslek sahibi olmanın kesinlikle kazançlı bir yolu olabilir. Hizmete dayalı küçük işletme fikirlerinde “zaman”, envanteriniz ve en büyük yatırımınız oluyor. Gününüzde yalnızca sınırlı sayıda saatiniz var. Ancak talep edilen becerilere sahipseniz bu, ayağa kalkmanızı ve koşmanızı kolaylaştırıyor.

Çevrimiçi moda butiği

Modayı ve stil anlayışınızı çevrimiçi olarak paylaşmayı seviyorsanız, kendi çevrimiçi moda butiğinizi oluşturabilirsiniz. Moda tasarımcısı olmanıza gerek yok. Diğer satıcıların ürünlerini kendi çevrimiçi mağazanıza aktarabilirsiniz.

El işi ve ev yapımı ürünler satabilirsiniz

Eğer bir yapımcıysanız küçük bir işletme fikri bulma konusunda eşsiz bir konumdasınız. Çünkü ürün geliştirme ve tedarik tam anlamıyla sizin elinizde. Bu listedeki diğer fikirlerin çoğundan farklı olarak nakliye ve envanter yönetimini dikkate almanız gerekecek. Ancak tutarlı satışlar elde edene kadar sipariş bazında veya küçük bir parti ile basit bir başlangıç ​​yapabilirsiniz.

Evcil hayvan işi başlatın

Evcil hayvan endüstrisi her türlü küçük işletme fikri için fırsatlarla dolu. Değeri 100 milyar dolardan fazla olan sektör için çok fazla talep var. Evcil hayvan işiniz ürün veya hizmet temelli olabilir. Aksesuar, yiyecek veya oyuncak satışı ya da bakım, yürüyüş veya eğitim uzmanlığı sunabilirsiniz.

Üyelik programı oluşturabilirsiniz

Çevrimiçi üyelikler, yerleşik, aktif ve katılımcı bir topluluğa sahip girişimciler için ideal. Aboneliğe dayalı bir işletme gibi çalışıyor. Müşteriler sanal bir ürün veya hizmet karşılığında yinelenen ödemeler yapıyor.

Sanal etkinlik planlayıcısı olabilirsiniz

Yılda yüzde 23 oranında büyüyen iş etkinliklerindeki önemli artış ve toplantıların yürütülmesi için sanal araçların benimsenmesi artıyor. Dünya çapındaki şirketler için sanal konferanslar, ağ oluşturma fırsatları ve eğitim oturumları oluşturabilirsiniz.

Öğrenciyim nasıl para kazanabilirim?

Üniversite maliyetlerindeki artışla öğrenciyim nasıl para kazanabilirim soruları artmaya başladı. Bu yazımızda bazı iş fikirleri sunuyoruz.

Üniversite öğrenim ücretleri önemli bir mali yük. Ancak eğitiminizi sürdürürken ekstra para kazanmanın birçok yolu var. Zamanınızın kısıtlı olması veya diğer bahanelerin, ekstra gelir elde etmek için bu fırsatları keşfetmenizi engellemesine izin vermeyin. Üniversitede öğrenci olarak ekstra para kazanmanın yollarını listeledik.

Yarı zamanlı veya online seçenekler

Grafik tasarımı

Benzersiz fotoğraf düzenleme tekniklerini kullanmaktan hoşlanıyor musunuz? Fotoğraf rötuşlamak için Picsart ve Pixlr’ı tercih ediyorsanız grafik tasarım para kazanmanın kolay bir yolu olabilirSerbest tasarım çalışması için ekstra para kazanmanın birçok yolu var. Canva, Figma ve Adobe Illustrator hakkında temel bilgiye sahip olmanız gerekiyor.

Çevrimiçi kurs

Özel ders serbest çalışma için mükemmel bir seçenek oluyor. Bu istihdamın bir faydası, her gün uzun saatler çalışmak zorunda olmamanız. Bu da onu en kolay yan uğraş haline getiriyor. Böylelikle tek yapmanız gereken videolarınızı hazırlamaya başlamanız.

Çevirmen olabilirsiniz

Tercümanlıkla ek gelir elde etmenin uygun ve karlı bir yolunu bulabilirsiniz. Sözlü ve yazılı dil de dahil olmak üzere çeşitli platformlarda çeviri çalışmalarına talep bulunuyor.

SEO uzmanı olabilirsiniz

SEO dersleri ile bu alanda altyapı sahibi olabilirsiniz. Böylelikle arama motoru ve SEO alanında önemli iş fırsatları yakalayabilirsiniz.

Çevrimiçi ücretli anketler

Çevrimiçi anketler ekstra para kazanmanın en kolay yan uğraşı. Böylelikle geri bildirimlerinizi ve görüşlerinizi paylaşarak ve soruları yanıtlayarak farklı markalara yardımcı olabilirsiniz.

Kindle kitabı yayınlayabilirsiniz

Yayınladığınız her kitaptan satışların yüzde 70’ini alıyorsunuz. Kurgu dışı yazmak ve değer katmak, e-Kitaplarda başarının anahtarı.

Yürüyerek para kazanabilirsiniz

Sweatcoin, adım karşılığında size PayPal kredileri, hediye kartları ve diğer ürünleri sağlıyor. Sigorta ve sağlık hizmeti sağlayıcılarıyla içgörüleri paylaşıyor. Kişisel bilgilerinizi satmamayı garanti ediyor.

Yarı zamanlı bir iş

Fast Food Görevlisi, Barista, Kütüphane asistanı vb. gibi birçok yarı zamanlı iş var. Yarı zamanlı işinizde ağ oluşturma fırsatlarını arayabilir ve profesyonel ağınızı geliştirebilirsiniz. böylelikle öğrenciyim nasıl para kazanabilirim sorusuna farklı iş kolları ile cevap vermiş olduk.

Brezilya’nın 5G kapsama alanı nüfusun %46’sına ulaştı

0

Brezilya, teknolojik dönüşümünün en güçlü kanıtlarından birini daha sunmaya devam ediyor. Son verilere göre, Brezilya’nın 5G kapsama alanı önemli bir genişleme yaşayarak nüfusunun %46’sını içine aldı. Bu başarı, ülkenin telekomünikasyon altyapısındaki hızlı ve kararlı ilerlemesinin bir yansıması olarak öne çıkıyor. Haziran ayında 753 farklı belediyenin 5G ağına entegre edilmesi, Brezilya’nın 5G kapsama hedeflerine ne kadar yaklaştığının somut bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor. Anatel Başkanı Carlos Baigorri’nin Senato oturumunda duyurduğu bu önemli adım, ülkenin teknoloji alanındaki taahhüdünü ve ilerlemesini vurguluyor. Bu gelişme aynı zamanda sadece bir altyapı genişlemesi değil, aynı zamanda Brezilya’nın geleceğe yönelik dijital vizyonunun bir parçası olarak da öne çıkıyor. Nüfusunun büyük bir bölümünü kapsayan bu genişletilmiş kapsama alanı, iletişim, endüstri, sağlık ve daha birçok sektörde inovasyon potansiyelini artırarak ülkenin rekabet gücünü destekleyecek. Bu başarı, Brezilya’nın sadece bölgesel değil, aynı zamanda küresel dijital dönüşüm sahnesindeki güçlü konumunu da pekiştiriyor.

Teleco tarafından sağlanan ayrı verilere göre, 3,5 GHz bandında faaliyet gösteren 5G kapsama alanına dahil olan belediye sayısı Temmuz ayında büyük bir artış gösterdi. Haziran ayında 159 belediyede aktif olan 5G kapsama alanı, Temmuz ayında 180’e yükseldi. Bu artışla birlikte Claro 128 belediyede (+22), Vivo 117 belediyede (+5), TIM Brasil 102 belediyede (+34) ve Algar Telecom 3 belediyede (değişiklik yok) 5G kapsama sağladı. Bu kapsam genişlemesiyle birlikte, Vivo’nun 3,5 GHz bandındaki nüfus kapsama oranı %40,2, Claro’nun %39,7, TIM Brasil’in %36,8 ve Algar’ın %0,7 olarak hesaplandı, toplamda ise %45,7’ye ulaşıldı.

Temmuz ayının sonuna gelindiğinde, ülkede toplam 14.796 adet 5G mobil baz istasyonu bulunuyordu. TIM Brasil 5.963, Claro 4.477 ve Vivo 3.513 baz istasyonuna sahipti. Ayrıca, Brezilya genelindeki tüm mobil baz istasyonlarının sayısı, Haziran ayına kıyasla 1.165 artarak 91.682’ye yükseldi. En fazla baz istasyonuna sahip operatörler sırasıyla Vivo (33.581), TIM Brasil (32.479) ve Claro (24.620) olarak belirlendi. Algar (734), Brisanet (220), Sercomtel (47) ve Winity (1) ise daha düşük sayılarda baz istasyonlarına sahip olan operatörler olarak sıralandı.

Gmail, o özellikler için ek güvenlik doğrulamaları isteyecek!

1

Google, Çarşamba günü bir blog gönderisinde yaptığı açıklamada; bir yönlendirme adresi eklemek ve filtrelerinizi düzenlemek gibi şeyler yapmaya çalıştığınızda Gmail’in ekstra bir doğrulama adımı ekleyebileceğini duyurdu.

Ekstra adım, hesabınıza erişimi olan kötü bir aktörün e-postaları beklemediğiniz şekillerde filtrelemesini veya siz bilmeden e-postaları yeni bir adrese iletmesini önlemeye yardımcı olacak.

Chromecast patent davası

İşte Google’ın gönderisinden ek adımı ekleyebileceği belirli senaryolar:

Filtreler: yeni bir filtre oluşturma, mevcut bir filtreyi düzenleme veya filtreleri içe aktarma.

Yönlendirme: Yönlendirme ve POP/IMAP ayarlarından yeni bir yönlendirme adresi ekleme.

IMAP erişimi: Ayarlardan IMAP erişim durumunu etkinleştirme. (Çalışma alanı yöneticileri bu ayarın son kullanıcılar tarafından görülüp görünmeyeceğini denetler)

Bu ayarları değiştirmeye çalışırsanız ve şirket eylemi “riskli” olarak görürse, değişikliği gerçekten yapmaya çalışan kişi olduğunuzu doğrulamanız istenir. Bu zorluk başarısız olursa veya tamamlanmazsa, bir şeylerin yanlış olabileceğini size bildirmek için “kritik bir güvenlik uyarısı” alacaksınız.

Ek koruma, tüm Workspace müşterileri ve kişisel hesapları olan kişiler için mevcut olacak, ancak Google, “bu özelliğin yalnızca Google’ı kimlik sağlayıcısı olarak kullanan kullanıcıları ve Google ürünlerinde gerçekleştirilen eylemleri desteklediğini” belirtiyor. Şirket, geçen yıl “Google Workspace hesabınızda gerçekleştirilen hassas eylemler” için benzer bir doğrulama istemi sundu.

Bilim insanları kullanılmış kahve telvesi ile betonu yüzde 30 güçlendiriyor! Peki nasıl?

Aynı zamanda, aynı aralıkta yaklaşık 10 milyar kilogram kullanılmış kahve telvesi üretiyoruz; Avustralya’daki RMIT Üniversitesi’nden bir araştırma ekibinin, uygun oranlarda tek başına kumdan önemli ölçüde daha güçlü bir kimyasal bağ sağlayan beton üretim sürecinde silika ikamesi olarak kullanılabileceğini keşfettiği kahve telvesi.

Çalışmanın baş yazarı RMIT Mühendislik Okulu’ndan Dr Rajeev Roychand yakın tarihli bir açıklamada, ”Organik atıkların bertarafı, iklim değişikliğine katkıda bulunan metan ve karbondioksit dahil olmak üzere büyük miktarlarda sera gazı yaydığı için çevresel bir zorluk teşkil ediyor.” dedi. Avustralya’nın tek başına her yıl 75 milyon kilogram kullanılmış kahve telvesi ürettiğini ve bunların çoğunun çöplüklere ulaştığını belirtiyor.

Dr. Roychand, kahve telvesinin organik içerikleri nedeniyle diğer malzemelerle bağlanmayacakları için standart betonla çiğ olarak karıştırılamayacağını açıkladı. Zeminleri daha uyumlu hale getirmek için ekip, malzemeleri 350 ve 500 derece C’de pirolize etmeyi denedi, ardından standart beton karışımları için yüzde 5, 10, 15 ve 20’de (hacim olarak) kum yerine koymayı denedi.

Ekip, Journal of Cleaner Production’ın Eylül sayısında yayınlanan ekibin çalışmasına göre, 350 derecede mükemmel bir sıcaklık olduğunu ve “kahve biyokömürü ile harmanlanmış kompozit betonun basınç dayanımında yüzde 29,3’lük bir artış” ürettiğini buldu. Roychand, “Amisyonları azaltmanın ve daha güçlü bir beton yapmanın yanı sıra, kum gibi doğal kaynakların sürekli madenciliğinin etkisini de azaltıyoruz.” dedi.

RMIT’te Rektör Yardımcısı Yerli Doktora Sonrası Araştırma Görevlisi olan çalışmanın ortak yazarı Dr Shannon Kilmartin-Lynch, “Beton endüstrisi, kullanılmış kahve gibi organik atıkların geri dönüşümünü artırmaya önemli ölçüde katkıda bulunma potansiyeline sahiptir.” diye ekledi. “Araştırmamız erken aşamalarda, ancak bu heyecan verici bulgular, çöp sahasına giden organik atık miktarını büyük ölçüde azaltmak için yenilikçi bir yol sunuyor.”