ASELSAN, Türkiye’nin savunma sanayisindeki en büyük teknoloji firmalarından biri olarak, özellikle elektro-optik sistemler alanında önemli atılımlar yapmaya devam ediyor. Son olarak, ASELFLIR 600 isimli gelişmiş elektro-optik keşif, gözetleme ve hedefleme sisteminin yakında ilk uçuşunu gerçekleştireceği duyuruldu. ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol, IDEX ve NAVDEX 2025 Uluslararası Savunma Fuarı kapsamında yaptığı açıklamada, ASELFLIR 600’ün Mayıs ayında uçacağını belirterek, bu sistemin sunduğu yeni nesil teknolojilerin Türkiye’nin savunma sanayisi açısından “oyun değiştirici” bir noktada olduğunu vurguladı. ASELFLIR 600, özellikle yüksek irtifa uzun süre havada kalan insansız hava araçları (HALE Sınıfı İHA/SİHA/TİHA), ağır sınıf taarruz helikopterleri ve çeşitli hava platformları için tasarlanmış 25 inç çapında hassas stabilizasyon kabiliyetine sahip elektro-optik bir sistem olarak dikkat çekiyor.
ASELSAN, ASELFLIR 600 ile gökyüzünde çığır açacak
ASELSAN’ın geliştirdiği ASELFLIR serisi, Türkiye’nin bu alanda dışa bağımlılığını sona erdirmesi açısından kritik bir öneme sahip. Türkiye, özellikle insansız hava araçlarında kullanılan elektro-optik sistemlerde Kanada gibi ülkelere bağımlıydı. Ancak 2020 yılında Türkiye’ye uygulanan ambargoların ardından ASELSAN, hızla yerli çözümler üretmek için harekete geçti ve bu doğrultuda CATS sistemi geliştirildi. Ardından daha gelişmiş bir versiyon olan ASELFLIR 500 ile Bayraktar TB2 ve TB3 gibi insansız hava araçlarında önemli bir başarı yakalandı. Ahmet Akyol’un verdiği bilgilere göre, ASELFLIR 500 henüz ilk yılında 16 ülkeye ihraç edildi ve bu sistemin kullanıldığı ülkelerde oldukça başarılı geri dönüşler alındı. Şimdi ise ASELFLIR 600, menzil ve görüntüleme kabiliyeti açısından daha ileri seviyeye taşınarak bu alanda yeni bir standart belirlemeye hazırlanıyor.
ASELFLIR 600, özellikle keşif ve gözetleme yetenekleriyle dikkat çekiyor. Sistem, 325 mm çapında giriş aynasına sahip geniş bir optik açıklık sunarak üstün menzil performansı sağlıyor. Üzerinde barındırdığı yüksek çözünürlüklü 1280×1024 piksel termal kamera ve 1920×1080 piksel çözünürlüğe sahip HD gündüz kamerası ile düşük ışık koşullarında dahi net görüntü alabilme yeteneğine sahip. Ayrıca, lazer nokta izleyici (LST), lazer mesafe ölçer (LRF) ve lazer işaretleme/aydınlatma birimi (LPI) gibi unsurları ile hedef tespitinde ve angajman süreçlerinde büyük bir hassasiyet sunuyor. ASELFLIR 600’ün en dikkat çeken özelliklerinden biri ise lazer işaretleme menzilinin neredeyse iki katına çıkarılmış olması. Bu sayede, çok daha uzun mesafelerden stratejik hedeflerin tespit edilmesi ve yüksek hassasiyetle yönlendirilmiş mühimmatların kullanılabilmesi mümkün hale geliyor. Aynı zamanda, sistem çoklu hedef takibi yapabilme yeteneğine sahip olup, hassas hedef konumu belirleme teknolojisi ile keşif ve gözetleme faaliyetlerinde önemli bir avantaj sağlıyor.
Türkiye’nin yerli savunma sanayi atılımlarının bir parçası olarak geliştirilen ASELFLIR 600, sadece ulusal güvenliği güçlendirmekle kalmayacak, aynı zamanda savunma sanayisinde ihracat açısından da önemli bir potansiyele sahip olacak. Türkiye’nin savunma teknolojilerinde uluslararası alanda rekabet gücünü artıran bu sistem, özellikle son yıllarda SİHA ve hava platformlarına olan küresel talep düşünüldüğünde, yeni ihracat fırsatları doğurabilir. Özellikle Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan gibi ülkelerin Türkiye’nin Milli Muharip Uçağı KAAN’a olan ilgisi göz önünde bulundurulduğunda, ASELFLIR 600 gibi ileri seviye elektro-optik sistemlerin de benzer şekilde büyük bir pazar bulabileceği değerlendiriliyor. ASELSAN’ın bu alandaki çalışmalarının savunma sanayisinde dengeleri değiştirme potansiyeli taşıdığı ve Türkiye’yi bu alanda öncü ülkelerden biri haline getirdiği açıkça görülüyor.
2023 yılında kurulan DeepSeek; yapay zeka araçları, özellikle açık kaynaklı büyük dil modelleri çalışmaya başladı. İki yıldan daha kısa süre sonra şirket, kısa sürede alanda bilinen bir isim haline geldi. DeepSeek özellikleri arasında maliyet etkinliği ve açık kaynaklı olması öne çıkıyor. Yapay zeka modelleri, OpenAI ve Google gibi endüstri liderleriyle rekabet ediyor. Ancak maliyeti çok daha düşük.
İlk ücretsiz chatbot uygulamasının yayınlanmasından sonra, ABD’deki uygulama mağazalarının listelerinde zirveye yerleşti. Şirketin son yapay zeka modeli ayrıca Nvidia, Oracle ve Meta gibi şirketlerin piyasa değerlerinden yaklaşık 1 trilyon dolar kaybolmasına neden olan küresel bir teknoloji satışını da tetikledi. Ayrıca DeepSeek özelliklerinden biri de bu teknolojik etki olmuştur.
DeepSeek özellikleri
DeepSeek, Çin’de niceliksel yatırım fonu High-Flyer’ın altında faaliyet gösteren Çin yapay zeka girişimidir. Liang Wenfeng, DeepSeek’in kurucusu ve CEO’sudur. 2016’da High-Flyer’ı kurdu ve daha sonra DeepSeek’in tek destekçisi oldu. DeepSeek özellikleri arasında açık kaynaklı ve ücretsiz kullanımı öne çıkar. Şirket, OpenAI’nin ChatGPT’si, Anthropic’in Claude’u ve Google’ın Gemini’si de dahil olmak üzere dünyanın en gelişmiş yapay zeka sistemleriyle rekabet edebilecek bir dizi açık kaynaklı model geliştirdi. Ancak DeepSeek, ABD’deki rakiplerinin çoğundan farklı olarak açık kaynaklı ve kullanımı ücretsiz. Ayrıca GPT-4 için 100 milyon dolara kıyasla, 6 milyon dolara maliyetle eğitildiği iddia ediyor.
Bazıları DeepSeek’in yayınlanmasını Amerika’da yapay zeka için bir Sputnik anı olarak nitelendiriyor. Teknoloji dünyası kesinlikle buna dikkat etti. Exploding Topics’in verilerine göre Çinli AI şirketine olan ilgi artıyor. Son model ve sohbet robotu uygulamasının yayınlanması nedeniyle son üç ayda 99 kat arttı. DeepSeek özellikleri arasında hızla artan kullanıcı tabanı ve popülaritesini görebiliriz. Son verilere göre DeepSeek 10 milyondan fazla kullanıcıyı destekliyor.
Uygulama, yayınlandığı günden bu yana Google Play Store’da 10 milyondan fazla kez indirildi. HuggingFace, DeepSeek modellerinin platformda 5 milyondan fazla indirildiğini bildirdi. Bu, 500’den fazla türev DeepSeek modelinin oluşturulmasını içeriyor. Diğer yapay zeka sohbet robotlarının DeepSeek’in açık kaynaklı sürümüne ve artan popülaritesine nasıl uyum sağlayacağını ve Çinli girişimin bu oranda büyümeye devam edip edemeyeceğini görmek ilginç olacak. DeepSeek özellikleri arasında bu tür uyum ve entegrasyon da yer almaktadır. Semrush, DeepSeek’in web sitesi trafiğinin Kasım-Aralık 2024 arasında aylık 4.6 milyon ziyaretten 12.6 milyona çıktığını bildirdi.
Pokemon Go yapımcısı Niantic’in oyun bölümünü sattığını bildiriliyor. Popüler artırılmış gerçeklik oyunu Pokemon Go’nun arkasındaki şirket olan Niantic, oyun geliştirme işini satmayı düşünüyor. Şirketin, Suudi Arabistan merkezli Savvy Games Group’a ait mobil oyun geliştiricisi Scopely ile yaklaşık 3.5 milyon dolara satış yapmak için bir anlaşma üzerinde çalıştığı bildiriliyor.
Pokemon Go yapımcısı oyun bölümünden vazgeçiyor
Niantic, artırılmış gerçeklik becerilerini oyunlar oluşturmak için başarıyla kullanabilen birkaç şirketten biri oldu. İlk oyunu Ingress, bölge kontrolüne ilişkin benzersiz, coğrafya tabanlı yaklaşımı nedeniyle geniş çapta övüldü, ancak şirket gerçek anlamda 2016’da yükselişe geçen ve hızla küresel bir fenomen haline gelen Pokémon Go ile ünlendi.
Sonraki oyunları nispeten başarılı oldu ancak Pokemon Go’nun ulaştığı ölçekte değil. Şirket 2022’de personelinin %8’ini işten çıkardı ve Harry Potter: Wizards Unite dahil dört projeyi kapattı. 2023’te 230 çalışanını işten çıkardı ve NBA ve Marvel ile ilgili oyunlarını iptal etti.
Geçtiğimiz yıl, kullanıcıların gerçek dünya nesnelerinin modellerini oluşturmasına ve verileri geliştiricilere sağlamasına olanak sağlamak için Scaniverse uygulamasını güncelledi. Şirket, Kasım ayında, “bir sahneyi anlamak ve onu küresel olarak milyonlarca başka sahneye bağlamak” için makine öğrenimini kullanacak büyük bir coğrafi model oluşturmak istediğini söyledi. Pokemon Go oyun sektörüne çok hızlı bir giriş yapmıştı. Ardından kullanıcı ilgisinin azalması şirketi stratejik bir karar alamaya yönlendirmiş olabilir.
Satışa sunulmasının beşinci yılına girerken, Tesla’nın en popüler modeli büyük bir yenilemeden geçiyor. Bu, Tesla’nın Çince web sitesinde görünen ve InsideEVs’debildirdiğine göre Mart ayında satışa sunulan yeni Model Y, diğer Asya-Pasifik pazarları da kısa süre sonra satışta olacak. Tesla Model 3 2025 için de benzer yenilemeler bekliyoruz. Bu yeni modeli Amerika’da ne zaman göreceğimize dair bir bilgi yok. Ancak çok uzun sürmemeli.
Tesla Model 3 2025 güncelleme ile geliyor
Görsel olarak, Model Y, Cybertruck ve Cybercab’den ipuçları alan tam genişlikte bir ışık çubuğu ile ön tarafta çok şey değiştiriyor. Tesla Model 3 2025 versiyonunda da benzer değişiklikler var. Gerçek farlar tampona doğru daha aşağıya doğru hareket ediyor. Ayrıca Tesla’nın ön kaputun şeklini değiştirdiği anlaşılıyor, bu nedenle bu makyaj, tamponlar gibi ucuz plastik parçaları değiştirme, ancak daha pahalı metal parçaları değiştirmeme gibi otomotiv endüstrisi normundan biraz daha ileri gidiyor. Arkada, altında Tesla yazısı bulunan başka bir tam genişlikte ışık çubuğu var. Yeni jant tasarımları ve renk seçenekleri de var. Görsel olarak, genel olarak kökten farklı değil, ancak orijinal Model Y’den farklı.
İçeride, Model Y, geçen yıl güncellenen Model 3’te ilk kez gösterilen daha temiz estetiği, yeni koltuklar, yeni bir direksiyon simidi ve ortam ışığı çubuğuyla benimsiyor. Tesla Model 3 2025 iç mekanında da benzer yenilikler bekliyoruz. Ayrıca arka koltuk yolcuları için ayrı bir ekran da var. Dikkat çekici bir şekilde, araç sinyal kolunu da koruyor.
Buradaki mekanik güncellemeler, Model 3’te elde ettiğimiz güncellemelere benzer. Tesla, önceki versiyonun en büyük eksikliğini gidererek süspansiyonu daha iyi sürüş konforu için yeniden ayarladı. Bu, Tesla Model 3 2025’te de benzer şekilde iyileştirilecek. InsideEVs’in de belirttiği gibi, yeni Model Y biraz daha verimli görünüyor. Çin test döngüsünde daha iyi menzil rakamları yayınlıyor.
Bu güncelleme, Tesla’nın on yıldır ilk satış düşüşünü kaydetmesiyle geldi. Model Y hala dünyanın en çok satan arabalarından biri. Hatta en çok satan elektrikli aracı. Ancak Çinli yeni başlayanlar ve eski otomobil üreticilerinden her zamankinden daha fazla rekabet var. Başka bir deyişle, bu Model Y çok da erken gelmiyor.
Intel, yapay zeka alanında çığır açan yeni ürünü Intel AI Suite’i tanıttı. Bu yenilikçi yazılım paketi, kullanıcıların dakikalar içinde kişisel yapay zeka asistanları oluşturmasına olanak tanıyor. AI Suite, karmaşık kodlama süreçlerini basitleştirerek, hem bireysel kullanıcıların hem de işletmelerin Intel AI Suite ile yapay zeka çözümlerini hızlı ve etkili bir şekilde geliştirmesini sağlıyor.
Kullanıcı Dostu Arayüz ve Hızlı Entegrasyon
Intel AI Suite, kullanıcı dostu bir arayüz sunarak, teknik bilgi seviyesi ne olursa olsun herkesin kolaylıkla yapay zeka asistanları oluşturmasına imkan tanıyor. Sürükle ve bırak özellikleri sayesinde, kullanıcılar farklı modülleri bir araya getirerek ihtiyaçlarına uygun asistanlar tasarlayabiliyor. Ayrıca, AI Suite’in mevcut sistemlerle uyumlu çalışabilmesi, entegrasyon süreçlerini hızlandırıyor ve kullanıcıların mevcut altyapılarını korumasına olanak tanıyor.
Geniş Uygulama Yelpazesi
AI Suite, müşteri hizmetlerinden sağlık sektörüne, eğitimden finansal hizmetlere kadar geniş bir uygulama yelpazesi sunuyor. İşletmeler, AI Suite’i kullanarak müşteri destek süreçlerini otomatikleştirebilir, veri analizlerini optimize edebilir ve operasyonel verimliliklerini artırabilir. Eğitim kurumları ise, öğrencilere kişiselleştirilmiş öğrenim deneyimleri sunmak için yapay zeka asistanları geliştirebilir.
Güvenlik ve Gizlilik Ön Planda
Intel, AI Suite’i geliştirirken güvenlik ve gizlilik konularına özel bir önem veriyor. Kullanıcı verilerinin korunması ve gizliliğin sağlanması için en son güvenlik protokolleri ve şifreleme yöntemleri kullanılıyor. Bu sayede, hem bireysel kullanıcılar hem de işletmeler, yapay zeka asistanlarını güvenle kullanabiliyor.
Intel AI Suite, yapay zeka teknolojilerinin demokratikleşmesine önemli bir katkı sağlıyor. Intel’in bu yeni ürünü, yapay zeka çözümlerinin geliştirilmesini hızlandırarak, farklı sektörlerde inovasyonu teşvik ediyor. AI Suite ile, yapay zeka asistanlarının günlük yaşamın ve iş dünyasının vazgeçilmez bir parçası haline gelmesi hedefleniyor.
Intel’in AI Suite’i, yapay zeka asistanlarının oluşturulmasını kolaylaştırarak, kullanıcıların ve işletmelerin bu teknolojiden en üst düzeyde faydalanmasını sağlıyor. Kullanıcı dostu arayüzü, geniş uygulama alanı ve güvenlik odaklı yaklaşımıyla AI Suite, yapay zeka dünyasında yeni bir dönemin kapılarını aralıyor.
X, 2022’den beri sahte gönderiler, sahte hesaplarla ilgili sayısız hikayeyle manşetlere hakim oldu. Bu tartışma insanları Twitter alternatifi diğer sosyal medya platformlarını keşfetmeye yöneltti.
Bağlantılar oluşturmak için kullanıcılar sosyal medyada işlerini tanıtmanın başka yollarını arıyorlar. Twitter alternatifi platformları araştırmak bu konuda yardımcı olabiliyor.
Twitter alternatifi uygulamalar
Bluesky
Bluesky, X’e benziyor. Kullanıcılar fotoğraf güncellemeleri ve kısa metinler paylaşabiliyor veya diğer kişilerin gönderilerine yanıt verip paylaşabiliyor. Twitter alternatifi olarak Bluesky diğer sosyal medya uygulamalarından farklı. Çünkü merkezi olmayan bir sistemdir, yani insanlar kendi topluluklarını ve uygulamalarını bu sistem içinde kurabilirler. Her kullanıcıya kendi alan adı ve kendi kullanıcı adı veriliyor.
CounterSocial
CounterSocial, platformunda reklam, trol, sahte haber veya taciz olmamasıyla övünen bir haber ağıdır. Bu sosyal medya platformu her yerde mevcut değil. Çünkü Çin, İran ve Rusya gibi ülkelerde engellendi.
Discord, tek bir sunucu olmadığı için X’e benzemiyor. Ancak bu platform kullanıcıların sohbetleri etkinleştirmek ve Twitter alternatifi olarak en son haberlerden haberdar olmak için sosyal ve profesyonel çevreler oluşturmasına yardımcı olabilir. Platform, insanların video oyunları oynarken konuşmaları için bir yöntem olarak başladı.
Mastodon
Mastodon, Bluesky gibi merkezi olmayan bir platformdur, ancak Bluesky’den farklı olarak Mastodon tek bir şirkete ait olmadığından ve parasını kitle fonlamasıyla kazandığından reklam yoktur. Twitter alternatifi Mastodon’un platformu, kullanıcıların açık kaynaklı yazılımlar aracılığıyla kendi topluluklarını oluşturmalarına ve barındırmalarına olanak tanır ve birden fazla sunucuyu birbirine bağlar.
Threads
Meta’nın Threads uygulaması X’e benzer özellikler sunuyor. Kullanıcıların bir Instagram hesabına sahip olması gerekiyor ve bu kullanıcı adları Threads’e aktarılacak. Threads’de, kullanıcılar hesapları takip edebiliyor. Gönderileri beğenebiliyor, yanıtlayabiliyor, doğrudan mesaj gönderebiliyor ve paylaşabiliyor.
Intel, Arc B580 ve B570’i içeren orta sınıf Battlemage GPU serisini yeni tanıttı. Ancak şirket orada duracak gibi görünmüyor. Son söylentiler, “mavi takımın” Nvidia ve AMD’ye karşı zorlu bir rakip olmayı vaat ediyor. Bunun için yeni nesil Celestial GPU’yu sessizce geliştirdiğini öne sürüyor. Ayrıca, AMD yeni nesil GPU’larla rekabet etmeye hazırlanıyor.
AMD yeni nesil işlemcilerle Intel’in karşısında
Sızdırılan kaynaklar, Arc Celestial’ın önceki Xe3 yerine yepyeni Xe3P mimarisi üzerine inşa edileceğini gösteriyor. Özellikle Intel, geçmişte yaptığı gibi TSMC’ye güvenmek yerine kendi dahili INTC sürecini kullanıyor. Böylelikle Celestial yongalarını şirket içinde üretecek. Bu değişim, Intel’in yonga kalitesi ve tedariki üzerinde daha fazla kontrole sahip olmasını sağlarken, harici ortaklara olan bağımlılığını da azaltacaktır. AMD yeni nesil stratejilerle uyum içinde kalmak zorunda kalacak.
Xe3P mimarisinin önceki nesillere kıyasla üstün performans ve güç verimliliği sunmasını bekliyoruz. Ayrıca AI desteği ve kare üretimi gibi yeni teknolojiler entegre olacak. Böylelikle Intel’in yeni nesil grafik kartları için önemli bir potansiyel ortaya çıkaracak. Benzer biçimde, AMD yeni nesil GPU’larını tanıtmaya hazırlanıyor.
Şu anda Nvidia GPU pazarına hakim olmaya devam ederken AMD aradaki farkı kapatmak için çalışıyor. Intel’in orta sınıf Battlemage GPU’ları tüketicilere daha fazla seçenek sundu. Ancak henüz iki endüstri devi için ciddi bir tehdit oluşturmadılar. Başarı, AMD yeni nesil teknolojilere bağlı olacak.
Celestial, Intel’in Nvidia’yı tahtından indirmek için gizli silahı olabilir mi? Kesin bir şey söylemek için henüz çok erken olsa da, bu söylentiler teknoloji camiasında heyecan yarattı bile. Daha yoğun bir GPU pazar rekabeti şüphesiz tüketicilere daha iyi ürünler ve daha rekabetçi fiyatlandırma ile fayda sağlayacaktır.
KPMG Türkiye M&A ve 212 ekipleri tarafından hazırlanan “Türkiye Startup Yatırımları” raporuna göre, 2024 yılında Türkiye’deki startup yatırımlarında hem işlem sayısında hem de işlem hacminde önemli bir artış kaydedildi. 2023’te 297 olan toplam işlem sayısı, 2024’te 331’e yükselirken, açıklanan işlem hacmiyse 497 milyon ABD dolarından 2,6 milyar ABD dolarına çıktı.
KPMG Türkiye M&A ve 212 ekiplerinin iş birliğiyle, Türkiye’deki girişim sermayesi piyasasının karşı karşıya olduğu temel eğilimleri, fırsatları ve zorlukları ortaya koymak amacıyla hazırlanan “Türkiye Startup Yatırımları” raporunun 2024 yılı sonuçları açıklandı.
Türkiye’nin startup ekosistemi dirençli bir performans gösterdi!
Rapora göre, küresel startup ekosistemi, son 7 yılın en düşük seviyesine gerileyen işlem sayısındaki hafif düşüşe rağmen, yatırımlardaki artışla 2024 yılında dayanıklı bir seyir izledi. Küresel çapta işlem sayısı yaklaşık yüzde 6’lık bir düşüşle 35.685’e gerilese de işlem hacmi bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 7 artarak 368,3 milyar ABD dolarına ulaştı. 2024 yılında startup dünyası; yapay zekâ, savunma teknolojileri, sağlık ve biyoteknoloji, siber güvenlik ve alternatif enerji gibi yükseliş trendindeki sektörlerin yanı sıra, jeopolitik gerilimler, enflasyon ve faiz oranlarına ilişkin artan endişelerle değerleme ve çıkış stratejilerindeki zorluklar tarafından şekillendi.
Küresel ekonomik belirsizlikler, dünya genelinde girişimcilik faaliyetlerinde düşüşe yol açarken, Türkiye’de de benzer eğilimler yaşandı. Ancak Türkiye’nin startup ekosistemi, toplam yatırım miktarındaki artışla küresel trendlere kıyasla daha dirençli bir performans sergiledi. Türk startup yatırımlarında hem işlem sayısında hem de işlem hacminde önemli bir artış kaydedildi. 2023’te 297 olan toplam işlem sayısı, 2024’te 331’e yükselirken açıklanan işlem hacmi 497 milyon ABD dolarından 2,6 milyar ABD dolarına çıkarak rekor seviyeye ulaştı.
KPMG Türkiye M&A Danışmanlık Hizmetleri, Şirket Ortağı Özge İlhan Acar yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: “2024 yılı, global ölçekte büyümenin yavaşladığı bir dönem oldu. ABD’deki başkanlık seçimleri, devam eden Rusya-Ukrayna savaşı ve Orta Doğu’daki jeopolitik gerginlikler, küresel piyasalarda belirsizliğe yol açarak yatırımcıların temkinli hareket etmelerine neden oldu. Bu doğrultuda, Türkiye girişim ekosistemi global trendlerle paralel bir trend izleyerek artış gösterse de Türkiye’deki artış oranı globale kıyasla rekor seviyedeydi. 2024 yılında, toplam işlem hacmi bir önceki yıla kıyasla yaklaşık 2,1 milyar ABD doları artış göstererek 2,6 milyar ABD dolarına çıktı. Bu artışın önemli nedenlerinden biri Hepsiburada’nın 1,1 milyar ABD doları rekor bedelle Kazakistan menşeili Kaspi.kz’ye satılması olsa da bu işlem hariç bakıldığındaki artış da azımsanacak gibi değil çünkü 1 milyar ABD doları seviyesinde. Ayrıca, Türkiye girişim ekosistemi işlem sayısında da 2023 yılında gerçekleşen 297 işleme kıyasla, 2024 yılında gerçekleşen 331 adet işlemle global ekosisteme kıyasla pozitif ayrıştı.”
212 Kurucu Ortağı Ali Karabey ise açıklamasında, “2024 yılı, Türkiye startup ekosisteminde önemli bir dönüm noktasıydı. Satın almalar ve ileri aşama yatırımlar, ekosistemin büyüklüğünü ve gelişen dinamizmini gösterdi. İşlem hacmi büyük oranda bu iki alan tarafından şekillendi. Fintech sektörü, işlem sayısında liderliğini sürdürürken, pazaryeri sektörü yatırımcıların ilgisini en fazla çeken alanlardan biri oldu. Hepsiburada’nın devri, Insider’ın aldığı büyük yatırım ve büyük çaplı yatırım turları, Türkiye’nin potansiyelini daha da pekiştiren önemli gelişmelerdi. Ayrıca, halka arzlar da ekosistemin daha geniş bir yatırımcı kitlesiyle buluşmasını sağladı. Türkiye’nin startup dünyası, küresel fırsatlara daha yakın ve güçlü adımlar atmaya devam ediyor. Bu, ekosistemin büyüme potansiyelini artırıyor ve gelecekte daha geniş bir etki yaratacağına işaret ediyor.” dedi.
En büyük payı satın almalar ve ileri aşama yatırımlar oluşturdu
2024 yılında, Türkiye startup ekosistemindeki işlem hacminin büyük bölümünü satın almalar ve ileri aşama yatırımlar oluşturdu. Bu oranlar sırasıyla yüzde 58 ve yüzde 29 olup, toplamda yaratılan hacim yaklaşık 2,3 milyar ABD dolarına ulaştı. İşlem sayısı bakımındansa tohum aşama yatırımları, toplam 280 adetle dikkat çekti.
En fazla işlem adedi fintech sektöründe
İşlem sayısına göre fintech sektörü yıl içerisinde gerçekleşen 31 işlemle lider konumda yer aldı. Onu, 28 işlemle biyoteknoloji, 25 işlemle yapay zekâ takip ederken; hizmet olarak yazılım (SaaS), oyun ve sağlık teknolojileri sektörleri de işlem adedi bakımından en aktif diğer dikeyler oldu. İşlem hacmi bakımındansa Hepsiburada işleminin katkısıyla pazaryeri sektörü 1,2 milyar ABD dolarıyla zirvede yer alırken, onu 546 milyon ABD doları işlem hacmiyle SaaS takip etti.
Oyunlar cazibesini koruyor
2024 yılında ekosisteme yatırım yapan global stratejik şirketler arasında; Güney Koreli DoubleU Games, İsrail kökenli Moon Active ve Pakistanlı Game District bulunuyor. İşlem hacmi bakımından, Paxie Games’in DoubleU Games’e 67 milyon ABD doları bedelle satışı, Spyke Games’in Moon Active’den almış olduğu 50 milyon ABD doları tutarındaki erken aşama yatırımı, Grand Games ve Agave Games’in Birleşik Krallık kökenli Balderton Capital liderliğinde global finansal yatırımcılardan sırasıyla almış oldukları 30 milyon ve 18 milyon ABD doları tutarındaki erken aşama yatırımları dikeyin öne çıkan işlemleri arasında karşımıza çıkıyor. Bunun yanı sıra, sektörde 2024 yılında gerçekleşen 20 işlemin 13’üne finansal yatırımcılar liderlik ettiğinden, sektöre dengeli bir sermaye akışı olduğunu ve sektörün yatırımcı evreni nezdinde de cazibesini koruduğunu söylemek mümkün. Türkiye’deki girişimcilik ekosistemi, bugüne kadar gerçekleşen başarılı çıkışlarla yatırımcı ilgisini canlı tutarken, genç yeteneklerin bu alana yönelmesine de katkı sağlıyor.
Yurt dışı işlemlerinde hareketlilik artıyor
Yurt dışı startup işlemlerinde gerçekleşen en büyük işlem, BAE merkezli NEOPAY’in yüzde 65 hissesinin Türk fintech şirketi Dgpays ve Bahreyn merkezli Arcapita Group Holdings tarafından 250 milyon ABD doları bedelle ortaklaşa satın alınması oldu. Bu işlem, Dgpays’in güçlü bölgesel bir fintech ekosistemi oyuncusu olmasında önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Diaspora işlemlerindeki en büyük işlemse, Türk girişimci Oğuzhan Atay’ın kurucuları arasında yer aldığı ABD merkezli sağlık teknolojileri girişimi BillionToOne’ın kalabalık bir yatırımcı grubundan aldığı 130 milyon ABD doları tutarındaki ileri aşama yatırım oldu. BillionToOne’ın bu yatırımla ana hedefi, moleküler teşhislerde kullanılan teknolojileri geliştirerek prenatal tarama ve onkoloji teşhislerini daha doğru, hassas ve erişilebilir hale getirerek sağlık hizmetlerindeki standartları yükseltmek.
Türkiye girişim ekosisteminde 2024 yılının öne çıkan diğer işlemleri
• E-ticaret devi Hepsiburada’nın yüzde 65,4’lük hissesi, Kazakistan merkezli Kaspi.kz tarafından 1,1 milyar ABD doları bedelle satın alındı. Yılın tek mega işlemi olan bu satın alma, toplam işlem hacmine büyük katkı sağladı.
• Küresel SaaS sektörünün öncülerinden Insider’ın, 2024 yılında ABD merkezli General Atlantic’ten aldığı 500 milyon ABD dolarlık ileri aşama yatırım da toplam işlem hacmine önemli katkı sağlayan bir diğer işlem oldu. Bu işlemle Insider değerlemesini decacorn (değeri 10 milyar ABD doları ve üzerinde olan şirket) seviyesine oldukça yaklaştırdı. Hâlihazırda 28 ülkede operasyonu bulanan Insider’ın ölçeklenme sürecinde öncelik vereceği coğrafyaysa ABD olacak. ABD’ye ilk açılışından bu yana bölgede 3 kat büyüyen Insider, General Atlantic’in açacağı kapılardan yararlanarak pazarı domine etmeyi ve öncelik ABD’de olmak üzere dünya genelinde yeni satın almalar gerçekleştirmeyi hedefliyor.
• Getir, Mubadala Investment Company’den 250 milyon ABD dolarlık ileri aşama yatırımı alarak yönetim kontrolünü Mubadala’ya devretti.
• Paynet’in iyzico tarafından 87 milyon ABD doları bedelle satın alınması da işlem adedi bazında lider olan fintech sektöründe gerçekleşen yılın en büyük işlemi oldu. Aynı zamanda bu işlem fintech sektöründe iki Türk şirketi arasında gerçekleşen en büyük satın alma işlemi olma özelliğini taşıyor. Paynet’in B2B ve B2B2C ödeme çözümlerindeki tecrübesinin iyzico’nun yenilikçi ürün portföyüne katılmasıyla hem yüksek bir sinerji sağlanması hem de iyzico’nun müşterilerine daha geniş bir hizmet yelpazesi sunması bekleniyor.
• 2024 yılı, Türkiye startup ekosisteminde halka arzların da öne çıktığı bir yıl oldu. Mayıs 2024’te, insansız araç sektörünün güçlü oyuncularından Altınay Savunma, yüzde 25’lik hissesini halka arz ederek yatırımcılardan 58,5 milyon ABD doları topladı. Benzer şekilde çevre dostu mobilite çözümleri sunan BinBin ise yüzde 15,2’lik hissesini halka arz ederek 45,7 milyon ABD doları yatırım aldı.
Türkiye’de girişim sermayesi ekosisteminde 2024 yılında gerçekleşen en büyük 10 işlem:
“Türkiye Startup Yatırımları” raporunun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
Google, Android’in ilk günlerinden beri özel telefonlar piyasaya sürüyor. Şimdi katlanabilen pazarda diğer OEM’lerle rekabet ediyor. 2010 yılında Google’ın ortakları tarafından üretilen, Google’ın ideal akıllı telefon deneyimini sağlamak için tasarlanan Nexus cihazlarıyla başladı. Ancak 2016’da, arama devi ilk Pixel telefonunun piyasaya sürülmesiyle stratejisini değiştirdiği için Nexus artık geride kaldı . Şirket artık donanımını şirket içinde tasarlıyor ve Pixel’e özel Android sürümleriyle birlikte. Şirket geçen yıl çabalarını Pixel Fold ile genişletti.
Google Pixel Fold 2 özellikleri
Google’ın ilk katlanabilen cihazı övgü alsa da, pazar kızışıyor. Samsung gibi şirketler OnePlus ve Motorola gibi şirketlerden daha fazla rekabet görüyor. Hatta Apple’ın bile katlanabilir bir cihaz üzerinde çalıştığı söyleniyor. Bu arada, ikinci nesil Pixel Fold için muhtemel bir çıkış tarihi hızla yaklaşıyor. Google, yıllık I/O konferansında ilk Pixel Fold’u duyurdu. 14 Mayıs’taki planlanan bu yılki etkinlikte bunu ve diğer birçok Android güzelliğini gördük.
Yaklaşan Pixel Fold hakkında zaten epey bir şey bildiğimizi düşünüyoruz. Google, yaklaşan telefonlarını gizli tutma konusunda kötü bir üne sahip. Hatta bazen cihazlarının resimlerini yayınlayarak sızıntı yapanların önüne geçti. Bu sefer durum böyle olmasa da, donanım yükseltmelerinden yazılım ayarlamalarına kadar Pixel Fold 2 hakkında çok şey var. İlk nesil Pixel Fold, katlanabilir paketlerden kısa ve tıknaz olmasıyla ayrılıyordu. Ancak Fold 2’nin sızdırılan fotoğrafları, daha dar ve uzun olduğunu söyleyebiliriz. Böylelikle boyutuyla Samsung’un Galaxy Z Fold 5’ine yaklaştığını belirtebiliriz.
Google’ın yeni nesil donanımlarla olabildiğince zorlaması için birçok nedeni var. Şirket, son birkaç yıldır ürünlerinin çoğunda AI’yı zorluyor. OpenAI gibi yeni başlayanlar ve Microsoft, Meta gibi uzun süredir rakip olan şirketler çabalarını artırıyor. Google, şirket içi Tensor çiplerini AI yeteneğine sahip hale getirmeye odaklandı. G4 muhtemelen bu eğilimi sürdürecektir.
Qualcomm’un 2024’teki 4. çeyrek raporu, şirketin IoT ürünlerinden 1.7 milyar dolar gelir elde ettiğini gösterdi. Bu, şu anda otomotivden elde ettiği gelirin iki katı. Bu nedenle, bu çipler hakkında muhtemelen çok fazla şey duymayacaksınız. Ancak bir şekilde onlarla karşılaşmanız muhtemel. Qualcomm yeni 5G teknolojilerinde de benzeri görülmemiş ilerlemeler kaydediyor.
Qualcomm yeni 5G yonga seti
QCC74xM, Qualcomm’un RISC-V tabanlı ilk programlanabilir bağlantı modülüdür. Qualcomm yeni 5G yonga seti ile ARM’ye bir alternatif sunan bir talimat setidir sağlıyor. Yakın zamanda yaşanan ARM ile Qualcomm arasındaki çekişmeyle kullanışlı olacak.
Bu modül, Wi-Fi 6 ve Bluetooth 5.3’ün yanı sıra Thread ve Zigbee ile bağlantı özelliklerine sahiptir. Qualcomm yeni 5G ağı da bu teknolojilere entegre edilebiliyor. Bu, onu akıllı ev merkezleri ve ekstra özelliklere ihtiyaç duyan diğer akıllı ev aletleri için uygun hale getirir. Ayrıca, Ethernet ve CAN üzerinden kablolanabiliyor ve iletişim kurabiliyor.
Diğer çip, QCC730M, bir mikro güç Wi-Fi 4 modülüdür. Bu, pille çalışan cihazlarda kullanılmak üzere tasarlanmıştır – Wi-Fi güvenlik kameraları veya akıllı kilitler düşünün. 640KB RAM’li 60MHz CPU’ya ve ayrıca kriptografik güvenlik algoritmaları için donanım hızlandırmasına sahiptir. Her iki çip de numune olarak mevcut. Bu nedenle ürün geliştiricileri bugün prototiplemeye başlayabiliyor. Her ikisinin de ticari olarak piyasaya sürülmesi 2025’in ilk yarısı için planlanmıştır.
IoT bağlantısının ilerlemesine olan kararlı bağlılığımız Qualcomm QCC730M ve Qualcomm QCC74xM modüllerinde doruğa ulaştı. Bu modüller akıllı ev, akıllı cihazlar ve daha fazlasındaki IoT uygulamaları için mükemmel şekilde uygundur. Qualcomm yeni 5G teknolojileri ile bu uygulamalar daha da gelişecektir.
QCC730M, çift bantlı, mikro güç Wi-Fi 4 modülüdür. 60MHz’de özel bir MCU, 640kB SRM ve 1,5 RRAM, entegre donanım şifreleme hızlandırıcısı ve güvenli önyükleme, hata ayıklama ve depolama sunar. QCC730M lider mikro güç Wi-Fi, özellikle IP kameralar, algılama ve akıllı kilitler olmak üzere pille çalışan IoT uygulamaları için birincil bileşen olabilir.
Güney Kore, küresel yapay zeka rekabetinde geri kalmamak adına bu yıl içerisinde 10.000 yüksek performanslı grafik işlem birimi (GPU) temin etmeyi planladığını duyurdu. Hükümet yetkilileri, bu hamlenin ülkenin ulusal yapay zeka bilişim merkezini hızlı bir şekilde faaliyete geçirmek için kritik bir adım olduğunu belirtiyor.
Güney Kore, yapay zeka için 10 bin GPU temin etmeyi planlıyor
Ülkede vekaleten görevde bulunan Devlet Başkanı Choi Sang-mok, yapay zeka sektöründeki rekabetin artık yalnızca şirketler arasında değil, ulusal inovasyon ekosistemleri arasında tam ölçekli bir mücadeleye dönüştüğünü vurguladı. Bu doğrultuda, hükümetin kamu-özel iş birliğiyle 10.000 GPU’yu güvence altına almayı hedeflediğini ifade eden Choi, yapay zeka altyapısının bu sayede hızla gelişeceğini dile getirdi.
Bu gelişme, ABD’nin geçtiğimiz ay duyurduğu yeni ihracat düzenlemelerinin hemen ardından geldi. Washington yönetimi, en gelişmiş yapay zeka uygulamalarında kullanılan Amerikan yapımı çiplerin ihracatına kısıtlama getirerek küresel çip tedarik zincirini yeniden şekillendiriyor. Ancak Güney Kore, bu düzenlemeden muaf tutulan 18 ülke arasında yer alırken, Çin, Rusya ve İran gibi ülkeler tamamen yasaklı listesine alındı. Diğer 120 ülke ise belirli kısıtlamalarla karşı karşıya kalacak.
Güney Kore Bilim, Bilgi ve Haberleşme Teknolojileri Bakanlığı yetkilileri, hangi GPU modellerinin satın alınacağı konusunda henüz kesin bir karar alınmadığını, ancak bütçe ve tedarikçi firmalarla ilgili detayların Eylül ayına kadar netleşeceğini belirtti. Şu an için yapay zeka çipi pazarına Nvidia hakim konumda ve küresel GPU pazarının yaklaşık yüzde 80’ini kontrol ediyor.
Türk Telekom, UEFA Avrupa Ligi son 16 play-off turu rövanşında oynanacak Galatasaray – AZ Alkmaar karşılaşmasında, Ali Sami Yen Spor Kompleksi RAMS Park’ta 5.5G mobil sinyal hizmeti sunarak, taraftarlara yeni nesil bağlantı deneyimi yaşatıyor.
Türk Telekom, Galatasaray – AZ Alkmaar maçında 5.5G hizmeti verecek
Şirket CEO’su Ümit Önal, Türkiye’de 5.5G’ye en hazır operatör olarak, güçlü fiber altyapılarıyla geleceğin bağlantı teknolojilerini inşa ettiklerini vurgularken, 5.5G’nin ulaşım, sağlık, eğitim, tarım, akıllı şehirler ve spor gibi pek çok alanda önemli bir dönüşüm sağladığını ifade etti. Özellikle futbol ve sporun dijitalleşmesine büyük önem verdiklerini belirten Önal, VAR uygulaması, Yarı Otomatik Ofsayt Sistemi, Akıllı Stadyum Projeleri ve taraftar paketleri gibi teknolojik yeniliklerle Türk futboluna katkı sunduklarını dile getirdi.
Galatasaray – AZ Alkmaar mücadelesinde, stadyuma kurulan 5.5G mobil şebekesi sayesinde taraftarların yüksek hızda internet deneyimi yaşayacağını belirten Önal, bu teknolojinin sunduğu fırsatları taraftarlara birebir yaşatma konusunda heyecan duyduklarını söyledi.
Bu alandaki yatırımlarını sürdüren Türk Telekom, 5.5G teknolojisini her geçen gün daha geniş bir ekosisteme entegre etmek için çalışmalarına hız veriyor. Önal, güçlü fiber ağları sayesinde Türkiye’nin dört bir yanında dijitalleşmenin önünü açtıklarını vurgulayarak, LTE mobil baz istasyonlarının dünya ortalamasının üzerinde bir oranla fibere bağlandığını belirtti. 5.5G konusunda dünya trendlerine yön verecek projeler geliştirdiklerini ifade eden Önal, Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen özel endüstriyel mobil şebeke, canlı maç yayını, uzaktan ameliyat, akıllı tarım uygulamaları ve VR Kukla Tiyatrosu gibi projelerle teknolojiyi hayatın her alanına entegre ettiklerini dile getirdi.
2018 yılında dünya ile eş zamanlı olarak Türkiye’de uygulanmaya başlayan VAR sisteminin hayata geçirilmesine sunduğu katkıyla bu alandaki rolünü güçlendiren Türk Telekom, Türkiye Futbol Federasyonu’nun teknoloji destekçisi olarak Yarı Otomatik Ofsayt Sistemi’ni Trendyol Süper Lig’e kazandırarak futbol teknolojilerinde de yenilikçi çözümler sunuyor. Galatasaray – AZ Alkmaar karşılaşmasıyla stadyumdaki taraftarlara açılan 5.5G mobil şebekesi, maç heyecanını üst seviyeye taşıyacak ve kullanıcıların mobil internet hızında çığır açacak bir deneyim sunacak.
Samsung yılın ilk Unpacked şenliğini Galaxy S25 serisini resmen tanıtmak için kullandı. Galaxy S25 ve S25+ daha fazla RAM (12 GB) ve Qualcomm’un Snapdragon 8 Elite çipinin Samsung merkezli bir versiyonu gibi hoş karşılanan donanım yükseltmeleri getirse de çoğu güncelleme yeni Galaxy AI özellikleri etrafında dönüyor. Bunların çoğu cihazda ve bağlam farkında. Neyse ki, daha fazla ödeme yapmanız gerekmeyecek: Telefonlar S24 öncülleriyle aynı fiyata sahip.
Samsung Galaxy S25 yapay zeka ile ön planda
Samsung’un bu yılki amiral gemileriyle yumurtalarının çoğunu AI sepetine koyması şaşırtıcı değil. Telefonlar, şirketin “yeni bir AI entegre işletim sistemi” tanımladığı kombinasyon olan Android 15’te One UI 7 çalıştırıyor. Samsung, ihtiyaçlarınızın anlayan daha özel AI’ya doğru itmeye çalışıyor.
Galaxy S24 serisinde olduğu gibi, yeni telefonların Galaxy AI özellikleri “2025’e kadar ücretsiz” olacak. Bu oldukça büyük bir ihtimal. Samsung ücretsiz dönemi uzatmaya karar vermediği sürece, gelecek yıldan itibaren işler zor olacak. Özellikle telefonların pazarlanan AI özelliklerinin en azından bir kısmı için ödeme yapmanız gerekecek.
Yapay zeka özelliklerinin uzun listesi, şirketin “doğal dil anlayışında atılım” olarak tanımladığı şeyleri de içeriyor. Örneğin Samsung, telefondan galerinizdeki belirli bir fotoğrafı bulmasını isteyebileceğinizi veya ekranınızın yazı tipi boyutunu ayarlayabileceğinizi söylüyor. Bu sayede eski resimleri elemek veya ayarlar arasında gezinmek gibi zaman alıcı zahmetlerden kurtulmuş oluyorsunuz.
One UI 7, ekranının alt kısmında duran ve Dynamic Island’a benzer Now Bar’ı içerir. Now Bar’ın öne çıkan AI özelliği, proaktif önerilerde bulunan bağlam duyarlı Now Brief. Neyse ki, bunların hepsi Samsung’un Knox Vault’unda cihazda kalıyor. Bu, hassas verileri işletim sisteminden ayıran yonga seti düzeyinde bir güvenlik özelliği..
Yan düğmeye basılı tutmak Google’ın Gemini’sini etkinleştirir — artık Bixby yerine varsayılan asistan. Çok adımlı sorguları işleyebiliyorsunuz ve uygulamalar arasında çalışabiliyorsunuz. Örneğin, tek bir komutla favori takımınızın programını bulmasını ve oyunlarını Samsung Takvim uygulamasına eklemesini isteyebilirsiniz.
Ayrıca yeni bir AI destekli çağrı transkripti ve özetleme özelliği ve Google’ın Circle to Search özelliğinin yükseltilmiş bir sürümü de var. Bu arada, AI Select, Samsung’un eski Smart Select özelliğinin bir uzantısıdır. AI sürümü, izlediğiniz bir YouTube videosundan GIF oluşturmak gibi bağlam duyarlı eylemler önerebilen çok modlu bir araç serisidir. Fikir, birden fazla adımı (birden fazla uygulamadan) tek bir hızlı eylemde birleştirmektir.
Meta, Connect 2024 konferansında o kadar çok şey duyurmuştu. Aylar süren sızıntıların ardından Meta sonunda yeni gözlüğünü duyurdu: Quest 3S. Aslında Quest 3S, daha hantal bir tasarıma, daha düşük lens berraklığına ve daha düşük çözünürlüğe sahip daha ucuz bir Quest 3’tür. Quest 3S, Quest 3 ile aynı Snapdragon XR2 Gen 2 yonga setine ve renkli geçişli karma gerçeklik yeteneklerine sahip. Ancak Quest 2’den eski fresnel lensleri ve sabit tek paneli kullanarak 300 dolarlık bir başlangıç fiyatına sahip. Meta yeni VR gözlüğü hakkında detaylar bunlar.
Meta yeni VR gözlüğü ile iddialı
Teknoloji devi, Quest 3’ün 128 GB’lık temel modelini üretimden kaldırıyor ve diğer 512 GB modelinin fiyatını 500 dolara düşürüyor. Stok tükenene kadar 128 GB modeli 430 dolara indirimli satışta olacak. Quest 2 ve Quest Pro, stoklar tükendiğinde artık satışa sunulmayacak. Meta yeni VR gözlüğü yenilikleriyle dikkat çekiyor.
Quest 2 ilk ana akım VR başlığıydı ve Quest Pro yenilikçi bir başarısızlıktı. Böylelikle Quest 3S, Meta’nın ürün gamında Quest 2’nin yerini alacak. Ancak Quest Pro’nun doğrudan bir alternatifi yok. O gittiğinde Meta artık göz takibi veya yüz takibi olan bir kulaklık sunmayacak. Meta’nın Quest Pro’nun yerine sunacağı bir özellik ise açık çevre tasarımı olacak. Çünkü Quest 3 için resmi bir Açık Yüz Arayüzü yayınlanıyor.
Bir halo kayışı olmak yerine, resmi Açık Yüz Arayüzü hala yüzünüze bastırır. Ancak arayüz ile başlığın kendisi arasındaki alan boş. Böylelikle gerçek dünyayı görmenizi sağlar. Ayrıca Quest 3S, kendine özel yüz arayüzü aksesuarına kavuşuyor.
Quest 2, Quest Pro ve 128 GB Quest 3 piyasaya sürüldüğünde Meta’nın kulaklık serisi şu şekilde:
Quest 3S (128 GB): 300 Dolar
Quest 3S (256 GB): 400 Dolar
Görev 3 (512 GB): 500 Dolar. Meta yeni VR cihazlar arasında en çok dikkat çekeni Quest 3S olacak gibi duruyor.
Binance Global, finansal suçlar ve blok zincir adli soruşturmaları alanında deneyimli olan Caner Akyürek’in Özel İnceleme Uzmanı olarak atandığını duyurdu. Akyürek, 18 yılı aşkın ulusal ve uluslararası suç soruşturması tecrübesi ile Binance’in küresel güvenlik ve uyum politikalarına katkıda bulunacak.
Yeni görevinde, Türkiye, Avrupa, Orta Doğu ve Afrika bölgelerindeki kolluk kuvvetlerinden gelen adli talepleri değerlendirecek ve platformdaki yasa dışı faaliyetlerin tespit edilmesini sağlayacak. Aynı zamanda suç unsuru içeren hesapların tespiti, gerekli tedbirlerin uygulanması ve sistemden çıkarılması süreçlerinde görev alacak. Finansal suç mağdurlarının kayıplarının telafisi için de soruşturma birimleriyle iş birliği yapacak.
Kariyerine 2006 yılında Türk Emniyet Teşkilatı’nda yönetici olarak başlayan Akyürek, uluslararası suç soruşturmalarında görev aldı. Europol’de Türkiye’yi temsil eden Akyürek, narkotik, finansal ve organize suçlarla mücadelede aktif olarak çalıştı. Bu süreçte blok zincir analizleri, dijital varlık takibi ve yasa dışı kripto işlemlerinin tespiti konularında uzmanlık kazandı.
Akyürek, kripto varlıkların finansal suçlarda kötüye kullanım potansiyelini gördüğünü ve bu alanda daha fazla odaklanmaya karar verdiğini belirtti. Europol’de görev yaptığı dönemde blok zincirde suç varlıklarının izlenmesi, analiz edilmesi ve tespit edilmesi konusunda önemli deneyimler edindiğini ifade etti. Finansal suçlarla mücadelede teknolojinin önemine dikkat çeken Akyürek, kripto varlık soruşturmalarının güvenlik açısından kritik bir alan olduğunu ve bu alanda edindiği bilgileri paylaşarak sektör güvenliğini artırmayı amaçladığını söyledi.
Blok zincir analizi konusunda TRM Forensic, Chainalysis, Elliptic, CipherTrace ve AnChain.ai gibi ileri seviye araçlarda uzmanlığa sahip olan Akyürek, dijital varlık soruşturmaları, akıllı sözleşmeler ve uyumluluk konularında uluslararası konferans ve çalıştaylara katıldı. Binance Global’deki yeni rolüyle, kripto ekosisteminde güvenliği artırmaya yönelik projelerde görev almaya devam edecek.
Windows 12 bu yıl piyasaya çıkmayacak gibi görünüyor. Microsoft, CES’te 2025’in “Windows 11 yenileme yılı” olacağını söyleyen bir blog yazısı yayınladı. Şirket Windows 12’yi geliştirip geliştirmediği konusunda resmi bir yorum yapmadı. Ancak önümüzdeki birkaç yıl içinde bir noktada piyasaya sürüleceğini tahmin ediyoruz.
Windows 12 hangi yeniliklerle gelecek?
Ekim 2021’de Windows 10 ve Windows 11’in piyasaya sürülmesinden bu yana altı yıl geçti. Windows 10’dan önce, en azından Windows Vista’dan itibaren her üç yılda bir büyük sürümler geliyordu. Ancak sözde “Windows’un son sürümü” olan Windows 10 bir değişime işaret ediyordu. Bundan sonra hangi ritmi göreceğiz? Windows 12’nin gelişimi konusunda bu bir spekülasyon meselesi.
Microsoft masaüstü işletim sistemi için yıllık özellik güncellemesi ritmine geçtiğinden, Windows 12’nin bir sonraki mantıksal çıkış tarihi Eylül veya Ekim 2025 civarı olacak. Bu da Windows 10’un ömrünün sonuna denk geliyor. Ancak yukarıda belirtilen blog yazısı göz önüne alındığında, bu artık pek olası görünmüyor. Windows 10’un ömrüyle bir paralellik kurarsak, Windows 12’yi 2027’de alırız.
Yeni bir ana sürüm numarası almamasına rağmen, Windows 11’in 24H2 Güncelleştirmesi , Germanium bir platforma dayanıyor. Eylül 2023’teki bir röportajda Intel’in finans müdürü, 2024’te “Windows yenilemesi” nedeniyle PC satışlarında artış olacağını öngördü . Qualcomm da 2024’te Windows 12’ye işaret eden açıklamalar yayınladı. Ancak geriye dönüp bakıldığında, bunlar Windows 11 24H2’nin Copilot+ sürümüne atıfta bulunmuş olmalı.
Windows 11’in geçen Ekim ayındaki 23H2 güncellemesi, Windows Copilot biçiminde güçlü yeni AI araçları getirdi ve 24H2 güncellemesi, özellikle Copilot+ PC’ler için daha fazlasını ekledi. Garip bir şekilde, bu ikinci güncelleme Windows 12’de PC’nizi kontrol etme yeteneğinizi kaldırdı. Windows 12 belki de bu işlevselliğin bir kısmını geri kazanır. Kullanıcıya yönelik tahmin edici ve yardımcı araçlar da görmemiz muhtemel. AI teknolojisi ayrıca kod kararlılığı, güvenlik ve güncelleme teslimi gibi arka uç şeyleri de iyileştirebilir.
Copilot’tan önce, Windows’un Arama paneli ve varsayılan Edge web tarayıcısı, AI tarafından desteklenen yeni ve konuşma tabanlı aramayı içeriyordu. Bir Windows Insider blog yazısı, Dosya Gezgini’nde açmak isteyebileceğiniz dosya ve klasörleri öneren bir Önerilen bölümünden bahsetmişti. Bu özellik, Active Directory hesaplarında oturum açmış kullanıcılar içindir, ancak OneDrive oturumu olan herkese gelebileceğini görebiliyorum.
Meta, dünya çapında internet altyapısını büyük ölçüde güçlendirmeyi amaçlayan devasa bir denizaltı kablosu projesi olan Project Waterworth’ı duyurdu. Bu proje, Meta’nın yapay zeka inovasyonunu desteklemek ve küresel internet bağlantısını iyileştirmek amacıyla gerçekleştirilecek. Waterworth projesi tamamlandığında, toplamda 50.000 kilometreden fazla uzunluğunda olacak ve beş farklı kıtayı birbirine bağlayacak. Bu, şimdiye kadar yapılmış en uzun denizaltı kablosu olma özelliğini taşıyacak.
Meta, denizaltı kablosu ile 5 kıtayı birbirine bağlamaya hazırlanıyor
Projenin kapsamı oldukça geniş; Amerika Birleşik Devletleri, Hindistan, Brezilya, Güney Afrika gibi stratejik bölgeler arasındaki internet bağlantısını artırmayı hedefliyor. Meta, bu proje ile dünya çapındaki denizaltı altyapılarının güvenilirliğini güçlendirmeyi ve okyanuslarda yeni koridorlar açarak internetin daha hızlı ve verimli bir şekilde kullanılmasını sağlamayı amaçlıyor. Waterworth, yapay zeka teknolojisinin ihtiyaç duyduğu yüksek hızlı bağlantıyı sağlamak için kritik bir altyapı oluşturacak.
Meta, denizaltı kabloları konusunda uzun bir geçmişe sahip. Son on yılda 20’den fazla denizaltı kablosu projesi gerçekleştiren şirket, her biri 24 fiber optik hat içeren kablolarla ağ kapasitesini artırdı. Waterworth projesinde de aynı teknolojiyi kullanarak, 24 fiber optik hat içeren kablolarla büyük bir veri kapasitesi hedefleniyor. Geleneksel denizaltı kablolarında genellikle 8 ila 16 fiber optik hat kullanıldığını düşündüğümüzde, Meta’nın bu projedeki yaklaşımı oldukça yenilikçi. Ayrıca, bu yeni kablolar denizin 7.000 metreye kadar derinliklerine inebilecek şekilde tasarlanacak. Kıyı bölgelerindeki sığ sularda ise kablolar, gemi çapaları gibi tehlikelerden korunabilmesi için özel gömme teknikleriyle güvence altına alınacak.
Meta’nın bu devasa projeye yaptığı yatırım, sadece internet altyapısının güçlendirilmesini değil, aynı zamanda küresel ölçekte yapay zeka yeniliklerini desteklemeyi de amaçlıyor. Bu, Meta’nın gelecekteki yapay zeka uygulamaları ve küresel dijitalleşme hedefleri için önemli bir adım olarak öne çıkıyor.
Apple M4 Pro, 16 inçlik bir MacBook Pro gibi görünen cihazla ilk kez görücüye çıkmıştı. Bu özel varyant, 14 çekirdekli CPU, 20 çekirdekli GPU ve 48 GB RAM’e sahip belirtilen model. Hem CPU hem de GPU performansında M3 Pro’ya göre nesilden nesile olağanüstü bir yükseltme sağlıyor.
Apple M3 ultra işlemci testleri
Geekbench’in tek ve çok çekirdekli testlerinde sırasıyla 3.925 ve 22.669 puan alıyor. Bu, Apple M3 Pro’ya kıyasla yüzde 25 tek çekirdekli. Ayrıca yüzde 46 çok çekirdekli performans artışı anlamına geliyor. Elbette, ekstra CPU çekirdekleri göz önüne alındığında çok çekirdekli performanstaki artış bekleniyordu. Ancak tek çekirdekli artış, muhtemelen Apple M4 Pro’nun M3 Pro’daki 4,06 GHz’e kıyasla 4,51 GHz’e çıkması nedeniyle olağanüstü. Aslında, Apple M4 Pro’nun çok çekirdekli performansı, geçen yılki kıyaslamada 21.253 puan alan 16 çekirdekli M3 Max’ten bile daha yüksek.Apple M3 ultra işlemci testlerinde oldukça başarılı sonuçlar gösteriyor.
Ayrıca Geekbench’in OpenCL kıyaslaması sayesinde Apple M4 Pro’nun 20 çekirdekli GPU’sunu çalışırken görüyoruz. Apple M3 Pro’ya (50.373) göre yüzde 38’lik bir performans artışı temsil eden 69.867 puan alıyor. Burada M3 Max’in devasa 40 çekirdekli GPU’suna yetişemese de, çekirdeklerin yarısıyla yüzde 31 daha yavaş. Apple’ın en güçlü M4 Max’inin MacBook kullanıcıları için ne sakladığını görmek ilginç olacak.Apple M3 ultra işlemci, OpenCL kıyaslamalarında üstün performans sergiliyor.
Bununla birlikte Apple M3 Max 30 Çekirdekli GPU, Apple M3 SoC’de 40 çekirdekten 30’unu sunuyor. Apple’a göre GPU yeni bir mimari kullanıyor. Artık dinamik önbelleğe alma, ağ gölgelendirme ve ışın izleme hızlandırması sağlıyor. Apple’ın yeni mimarisi, Apple M3 ultra işlemci ile daha verimli hale geldi.
Ekran kartı, 512 bit bellek veri yolu üzerinden 96 GB’a kadar LPDDR5-6400 birleşik belleğe erişebiliyor. Dinamik önbelleğe alma sayesinde GPU yalnızca ihtiyaç duyulduğu kadar bellek ayırabiliyor.
Telefonların yerini alacağı iddiasıyla piyasaya sürülen ancak beklenen başarıyı yakalayamayan Humane AI Pin’in sonu resmen geldi. HP, Humane’in önemli varlıklarını satın alsa da cihazın kendisine yatırım yapmama kararı aldı. AI Pin’in sunucuları 28 Şubat 2025 itibarıyla kapatılacak ve cihaz tamamen kullanılamaz hale gelecek.
AI Pin’in geliştiricisi Humane, resmen HP’ye satılacak
Humane, bir süredir yatırımcı desteğini kaybetmesi nedeniyle bir alıcı arıyordu. Başlangıçta 750 milyon ila 1 milyar dolar arasında bir satış hedefleyen şirket, sonunda HP ile 116 milyon dolarlık bir anlaşma sağladı. Ancak bu anlaşma, Humane AI Pin’in geleceğini kapsamıyor. HP, Humane’e ait yaklaşık 300 patenti ve çalışanların büyük bir bölümünü bünyesine katarken, cihazı tamamen rafa kaldırma kararı aldı. Bu durum, AI Pin kullanıcıları için kötü haber anlamına geliyor. Humane’in paylaştığı bilgilere göre, kullanıcıların 28 Şubat 2025’e kadar Wi-Fi bağlantısı aracılığıyla saklanan fotoğraf, video ve notlarını indirmemesi halinde tüm veriler kalıcı olarak silinecek.
Satın alım anlaşmasının bir parçası olarak Humane’in kurucuları Imran Chaudhri ve Bethany Bongiorno da HP’ye katılıyor. İkili, HP bünyesinde yapay zekâ odaklı yeni bir birimin başına geçecek. Bu yeni ekip, HP’nin PC ve yazıcı ekosistemine AI özellikleri eklemeye odaklanacak. Aynı zamanda Humane’den birçok mühendis ve çalışan da bu yeni oluşumda görev alacak.
Öte yandan, AI Pin sahipleri için belirli iade seçenekleri sunuluyor. Cihazlarını geri gönderen kullanıcılar, belirli koşullar çerçevesinde para iadesi alabilecek. Ayrıca, zorunlu abonelik sistemine ödeme yapanlar, kullanılmayan süreye göre geri ödeme talep edebilecek. Ancak cihazın tamamen devre dışı bırakılması nedeniyle bu iadelerin kapsamı oldukça sınırlı olacak.