Cruise robotaksi hizmetine San Francisco’da başladığını duyurdu. Hizmet bölgesi ve çalışma saatleriyle ilgili detaylar paylaşıldı.
Ancak, halk şu anda hizmeti yalnızca şehrin yaklaşık üçte birinde 22:00 ile 05:30 arasında kullanabiliyor. Cruise CEO’su Kyle Vogt, Cruise günün her saati halka açık tam teşekküllü bir robotaksi hizmetini başlatmaya yaklaştıkça bunun yakında değişeceğine söz verdi.
San Francisco algoritmaların eğitilmesini sağlayacak
San Francisco, engebeli ve sıkışık arazisi sayesinde Cruise’un elektrikli robotaksisi için ideal bir test alanı olduğunu kanıtladı. Şehrin kötü şöhretli sisi de otonom araçlar için sorun teşkil ediyor. Vogt, San Francisco’da geliştirilen makine öğrenimi sistemlerinin ve yeteneklerinin, şirket diğer şehirlere doğru genişledikçe şirketin işine yarayacağına inanıyor.
Vogt, şirketin Dallas için bir genel müdür yardımcısı ve ticari operasyonlar sorumlusu için reklam vermeye başladığını da sözlerine ekleyerek, Teksas şehrinin bir sonraki genişleme hedefi olabileceğini öne sürdü. Cruise, Phoenix ve Austin’de robotaksileri çalıştırmaya çoktan başladı ve sisteminin direksiyon başında bir sürücü olmadan 1.6 milyon km’nin üzerinde yol kat ettiğini söylüyor. Cruise , otonom araç çağırma operasyonlarının ölçeği açısından Waymo gibi rakiplerinin hala biraz gerisinde olsa da , son yıllarda önemli ilerleme kaydetti.
Şirket, hızla büyüyen otonom araç sektöründe hak iddia etmek isteyen ana şirket GM’nin desteğiyle güçlendi GM, şu anda yaklaşık 30 milyar dolar değerinde olan Cruise’a büyük yatırım yaptı. Cruise, faaliyetlerini Kaliforniya’nın ötesine genişletmede başarılı olursa, otonom araç pazarının büyümesini hızlandırmaya yardımcı olabilir.
Twitter ücretli içerik özelliğini yenileyerek, yeni kazanç yöntemi sağlayacak. Aylık abonelik dışında, ücretli makale özelliği sunulacak.
Twitter, yayıncılara tipik yinelenen abonelik seçeneğinin dışında içeriklerinden kazanç sağlamanın yeni bir yolunu sağlayabilir. Elon Musk’a göre Twitter, medya yayıncılarının önümüzdeki ay en kısa sürede web sitesinde yayınladıkları makalelere erişim için kullanıcılardan ücret almasına izin verecek.Twitter ücretli içerik özelliğini yenileyerek, içerik üreticilerin platforma ilgisini artıracak.
Ücretli makale özelliği geliyor
Kullanıcılar, bir abonelikleri olsaydı her makaleye erişim maliyetinden daha yüksek bir makale başına fiyat ödeyeceklerdi. Ancak Musk, belirli bir kaynaktan ara sıra hikaye okumak isteyenler için olduğunu bunun daha mantıklı olduğunu söyledi. Bu nedenle her makalenin maliyeti muhtemelen aylık bir abonelik kadar olmayacak.
Ancak bu noktada, yeni özellikle ilgili ayrıntılar belirsizliğini koruyor. Musk, yalnızca önümüzdeki ay kullanıma sunulacağını söyledi. Ne tür hesapların ve medya kuruluşlarının makale başına ücretlendirme sunabileceği açık değil. Ayrıca Musk, sitenin komisyon olarak ne kadar alacağını belirtmedi. Şirket resmi olarak Süper Takipleri Aboneliklerle değiştirdiğinde Musk, önümüzdeki 12 ay boyunca içerik oluşturuculardan para almayacağını duyurdu. Yıl sona erdikten sonra, Twitter aboneliklerde yüzde 10’luk bir kesinti yapacak.
Twitter’ın makale başına ödemeler için aynı kuralı uygulayıp uygulamayacağını öğrenmek için daha fazla bilgi beklememiz gerekecek. Twitter, kullanıcıların ödemek zorunda kalacağı yeni bir API başlatmak için ücretsiz API’sini de kapattı. Kurumsal müşterilerin yeni API’ye erişmesi ayda neredeyse 50.000 dolara mal olacak. Bu nedenle NewYork’un ulaşım otoritesi gibi bazı kuruluşlar ve şirketler Twitter entegrasyonunu sonlandırmayı seçmişti.
ABD mahkemesinin araştırması ve kararına göre eski Apple çalışanı şirketten 17 milyon dolar çaldı. Parsad, 7 yıl hapis cezası aldı.
ABD’de bir mahkeme, Apple’da çalışırken şirketten hırsızlık yapan eski bir çalışan olan Dhirendra Prasad’ı 7 yıl hapis cezasına çarptırdı.
7 yıllık hırsızlığın detayları
Prasad, 2008’den 2018’e kadar şirket için çalıştı ve tedarikçilerden parça ve hizmet satın alarak Apple’ın küresel hizmet tedarik zincirine girmelerini sağladı. 2011 yılı civarında işvereninden para çalmaya başlayan Prasad; parça çalmak, tedarikçilerden rüşvet almak, faturaları şişirmek ve asla teslim edilmeyen mallar için Apple’dan ücret almak. Kendisi de suçlanan iki tedarikçiyle iş birliği içindeydi.
Prasad, yakalanmamak için Apple’ın dolandırıcılık tespit teknikleri hakkındaki bilgisini kullandı. Yıllarca gizlice faaliyet göstermeyi başardı ancak sonuç olarak ifşa oldu. Parsad ile ilgili detaylar araştırıldığında ise toplamda 17 milyon dolar çalmayı başardığı görüldü.
Dolandırıcı 3 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ayrıca zararları tazmin etmesi de istendi. Ek olarak, ABD hükümeti Prasad’ın 5.5 milyon dolarlık varlıklarına el koydu ve Prasad’a ek olarak 8.1 milyon dolarlık müsadere ödemesi emredildi.
Apple Prasad’s konumu nedeniyle, işvereninin yararına olacak özerk kararlar alması için önemli bir yetki vermişti. Ancak Parsad bu yetkiyi kötüye kullanarak, tedarik zinciri aracılığıyla hesabına para aktarmış oldu. Ayrıca iki tedarikçinin de bu konuya dahil olması, Apple tedarikçilere yönelik incelemelerini artırabilir.
Doherty Associates tarafından yapılan araştırma hibrit çalışma ile üretkenlik arasındaki ilişkiyi inceledi. Sonuç, beklenen gibi olmadı.
BT danışmanlığı ve hizmetleri sağlayıcısı Doherty Associates tarafından yapılan yeni araştırma, çalışanların yüzde 77’sinin şirketlerinin hibrit çalışmayı desteklemek için yeni teknolojiler getirdiğini belirttiğini ortaya çıkardı. Ancak araştırma, bunun üretkenlik üzerinde istenen etkiye sahip olmadığını, yalnızca yüzde 18’inin araçların üretkenliği önemli ölçüde artırdığını belirttiğini buldu.
Birleşik Krallık Sermaye Piyasaları ve Hukuk sektörlerinde çalışan 889 çalışandan bilgi elde eden araştırma, hibrit çalışmanın uygulanmasının ardından BT karar vericilerinin yalnızca yüzde 25’inin verimlilikte önemli bir gelişme fark ettiğini ortaya koydu. Birleşik Krallık’ta esnek çalışma uygulamalarının artmasıyla birlikte, çözümlerin çalışanlara yardımcı olmaktan çok onları bunalttığı açık bir şekilde görülüyor.
Araştırmadan kısa notlar
Neredeyse dörtte biri (yüzde 23) üretken olmak için çok fazla farklı araca sahip olduklarını düşünüyor.
Üçte birinden fazlası (yüzde 35) işlerini yapmak için gereken bilgileri ve verileri bulmakta zorlanıyor.
Doherty Associates Kurucusu ve CEO’su Terry Doherty: “Bir organizasyonun tüm seviyelerinde hibrit çalışmayı desteklemek için uygulanan teknolojinin ekibin ihtiyaçlarını karşılamadığı açık. İş dünyası liderleri, nerede olurlarsa olsunlar ekiplerinde üretkenliği desteklemek ve işbirliğine ilham vermek isterler, ancak gerçek şu ki çalışanlar yeni araçlarla mücadele ediyor” dedi.
Araştırma, Sermaye Piyasası çalışanlarının yüzde 54’ünün şirketlerinin hibrit çalışma politikasını son bir yılda değiştirdiğini, yüzde 4’ünün ise son bir ayda politikasını değiştirdiğini belirtti. Çalışanların yalnızca yüzde 37’sinin hibrit çalışma ve işbirliği araçlarının son derece etkili olduğunu belirttiği araştırma, liderlerin süreçlerini ve politikalarını eleştirel bir mercekle gözden geçirmelerinin ne kadar önemli olduğunu vurguluyor.
2023 ilk çeyreğinde Çin akıllı telefon pazarı gerileme yaşadı. Satışlarda dikkat çeken ise Apple’ın satışlardaki yükselişi oldu.
Çin akıllı telefon pazarı, küresel pazarda olduğu gibi 2023’ün ilk çeyreğinde 2022 yılının aynı dönemine göre geriledi. İlk beş şirketin tamamı bir yıl öncesine göre daha az cihaz sevk etti. Genel olarak pazar, 75.6 milyondan 67.6 milyon akıllı telefon sevkiyata düşerek yüzde 11 geriledi.
Çin’in akıllı telefon sevkiyatlarında Apple rüzgarı
Apple, satışlardaki yüzde 3’lük düşüşe rağmen Çin’deki payını yüzde 18’den yüzde 20’ye çıkarmayı başardı. ABD’li üretici 13.3 milyon akıllı telefon sevkiyatı gerçekleşti. Bu, Cupertino merkezli şirketin Çin pazarına liderlik etmesini sağladı.
OPPO ve vivo da ilk üç üretici arasında yer aldı. Satışları sırasıyla yüzde 10 ve yüzde 7 düştü. OPPO 12.6 milyon akıllı telefon sattı ve pazarın yüzde 19’ua sahip oldu. Satılan 11.3 milyon cihaz, Vivo’ya yüzde 17’lik bir pay sağladı.
En büyük gerilemeyi ise Honor ve Xiaomi kaybetti. Honor, Huawei’den ayrıldıktan sonra Çin pazarına liderlik etmeyi başardı. 2022’nin ilk çeyreğinde 15 milyon akıllı telefon sevk ederek payını yüzde 20’ye çıkardı. Raporlama döneminde satışlar üçte birden fazla düştü ve pay yüzde 14’e geriledi. Xiaomi, başlangıç dönemine göre yüzde 1 düşüşle pazarın yüzde 13’ünü kontrol ederek beşinci sırada yer alıyor. Akıllı telefon satışları yüzde 20 düşerek 10.6 milyondan 8.5 milyon adede düştü.
Türkiye’de ve diğer bölgelerde birçok başarılı çalışmaya imza atan Trend Micro’da üst düzey pozisyonlara atanan yöneticilerin sayısı artıyor ve görev alanları daha da genişletiliyor.
Son yıllarda hızlı karar verme, esneklik ve baskı altında yüksek performans gösterme gibi özellikleri ile öne çıkarak dünya genelinde tercih edilen bir kesim haline gelen Türk yöneticiler küresel şirketlerin dikkatini çekmeye devam ediyor. Diğer taraftan ulusal ve uluslararası birçok kuruluş çalışan sayısını azaltmayı ve küçülmeyi tercih ederken Trend Micro, büyümeye devam ediyor ve bu büyümede Türk yöneticilere güveniyor. Bu doğrultuda Türk yöneticilerin deneyimlerinden daha fazla faydalanmak isteyen Trend Micro geçtiğimiz aylarda Türkiye’de görev yapan çeşitli yöneticilerin görev alanlarını genişletmiş ve üst düzey pozisyonlara getirmişti. Bu atamaların ardından elde edilen başarılar sonrasında Trend Micro, üç üst düzey atama daha gerçekleştirerek Türk yöneticilerin görev alanını genişletti.
Canan Dumanay, Asya Pasifik, Orta Doğu ve Afrika Bölgesi Finans ve Kamu Sektörü İş Geliştirme Direktörü; Hasan Gültekin, Akdeniz Ülkeleri Bölge Müdürü ve Yakup Börekcioğlu, Asya Pasifik, Orta Doğu ve Afrika Bölgesi Finans ve Kamu Sektöründen Sorumlu Başkan Yardımcısı görevine getirildi.
Türk yöneticileri tercih eden küresel şirketin sayısı her geçen gün artıyor
Ekonomik krizler ve diğer zorlukların üstesinden gelme konusunda başarılarıyla dikkat çeken Türk yöneticilerin küresel alanda yükselişi devam ediyor. Dünya genelinde önde gelen şirketlerde görev yapan Türk yöneticilerin sayısı giderek artıyor. Bu durumun farkında olan Trend Micro, Türkiye ve diğer bölgelerde görev yapan Türk yöneticilerin tecrübelerinden ve bilgi birikimlerinden faydalanmak için görev alanlarını genişletmeye ve yeni pozisyonlara atamaya devam ediyor. Trend Micro’daki Türk yöneticilerin yükselişinin önümüzdeki dönemde de devam etmesi bekleniyor.
Canan Dumanay
Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunu olan Canan Dumanay, çalışma hayatına 2011 yılında KoçSistem’de operasyon sorumlusu olarak başladı. 2014 yılında Mevcut Müşterilerden Sorumlu Satış Yöneticisi olarak Trend Micro ailesine katılan ve Satış Operasyonları Direktörü olarak görevine devam eden Dumanay, şu anda Asya Pasifik, Orta Doğu ve Afrika Bölgesi (AMEA) Sektörel Satış İş Geliştirme Direktörü olarak görev yapıyor.
Hasan Gültekin
İstanbul Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümünü mezunu olan Hasan Gültekin, HP, Oracle Türkiye ve İsviçre’de, Intel Türkiye, Microsoft Türkiye ve Trend Micro’da yurtiçi ve yurtdışı satış alanlarında çeşitli yöneticilik görevlerinde bulundu. Trend Micro’dan önce Blue Coat Systems’ta Ülke Müdürü olarak görev alan Hasan Gültekin, 2018 yılında Türkiye ülke müdürü olarak Trend Micro ailesine katıldı. Gültekin, Trend Micro’da şu anda Akdeniz Ülkeleri (Türkiye, Yunanistan, Kıbrıs ve Malta) Bölge Müdürü olarak görev yapıyor.
Yakup Börekcioğlu
1993 yılında Hacettepe Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü’nden mezun olan Yakup Börekcioğlu, Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin Elektrik Elektronik Bölümü’nden Yapay Zeka üzerine master derecesi aldı. İş hayatına 1993 yılında ASELSAN’da Üretim Kalite Güvenliği Bölümü’nde başlayan Börekcioğlu sonradan Bilgi Teknolojileri Direktorlugu pozisyonunda görev almistir. 2005 yılında Türkiye ve Türki Cumhuriyetler’den Sorumlu İş Geliştirme Müdürü olarak Sun Microsystems ailesine katilmiş ve ileriki dönemlerde Sektörel Satış Müdürlüğü görevini üstlendi. 2010 yılında yeniden yapılanan Vmware ekibine Türkiye Satış Müdürü olarak katıldı, şirketin Türkiye’deki Pazar payının büyütülmesi, kurumsal bulut ve servis sağlayıcıların bulut altyapılarının kurulması için gereken tüm çalışmalardan sorumlu olarak ekibi ile görev yaptı.
Kasım 2012’de Trend Micro Akdeniz Ülkeleri Genel Müdürü olarak göreve başlayan Börekcioğlu, 2018 yılında Akdeniz Ülkeleri, İsrail ve Katar Bölge Başkanı olarak Dubai merkezde yeni görevine terfi etti. 2020 yılı Temmuz ayı itibariyle Börekcioğlu’nun sorumlu olduğu bölgeler genişletilerek Rusya federasyonu ve Türki Cumhuriyetler de eklendi.
Son olarak Trend Micro Akdeniz Ülkeleri, İsrail, Rusya Federasyonu ve Türki Cumhuriyetler Bölge Başkanı görevini üstlenen Börekcioğlu, şu anda Asya Pasifik, Orta Doğu ve Afrika Bölgesi (AMEA) Finans ve Kamu Sektörel Satıştan Sorumlu Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyor.
Yeni bir AB yapay zeka mevzuatı taslağı, geliştiricilerin telif hakkıyla korunan içerik konusunda yeni şeffaflık yükümlülükleriyle karşı karşıya kalmasıyla, ticari fikri mülkiyeti yapay zeka firmaları tarafından gizlice kazınmaktan daha iyi koruyabilir.
Uzun zamandır beklenen Yapay Zeka Yasası, geliştiricileri büyük dil modellerini (LLM’ler) eğitmek için telif hakkıyla korunan materyalleri toplayıp kullandıklarında ifşa etmeye zorlayabilir. Bundaki amaç, firmaları izinsiz kullanılan kaynak kodu gibi bilgilere sahip olmaktan korumak. Tasarı, verilerin izinsiz kullanımına karşı korumaya ek olarak şirketlere, birlikte çalıştıkları yapay zeka firmalarının etik kaynaklı, telif hakkı olmayan verileri kullanma derecesini belirlemeleri için yasal dayanaklar sunacak.
Fikri mülkiyet konusunda dikkat çekiliyor
Bu, işletmeleri, bilmedikleri halde çalıntı fikri mülkiyet (IP) içeren araçların kullanımıyla ilgili maliyetli yasal savaşlardan kurtarabilir. Tasarının ayrıca yapay zeka modellerini risk faktörlerine göre ‘minimum’dan ‘kabul edilemez’e kadar sınıflandırması bekleniyor.
Kuruluşların bir yapay zeka aracının risklerinin kullanım durumlarına ağır basıp basmadığını değerlendirmek için kullanabilecekleri net kriterler sağlamayı amaçlıyor.
Yüksek riskli yapay zeka sistemleri, canlı yüz tanıma gibi “kişilerin sağlığı ve güvenliği veya temel hakları için önemli riskler” arz edenler olarak tanımlandı. Bunlar, ek şeffaflık yükümlülüklerine tabi olacaktır.
Şu anda firmalar, veri kazıma izni konusunda kafa karıştırıcı bir düzenleyici ortamla karşı karşıya. Geçen yıl ABD’de hiQ Labs ve LinkedIn arasında meydana gelen bir dava, web scraping’in federal yasayı ihlal etmediği sonucuna vardı. Ancak mahkeme, fikri mülkiyet hırsızlığı iddialarının uygulamanın yasallığının nasıl etkilenebileceği konusunda bir karar vermedi.
Google’ın yazılım tabanlı kimlik doğrulama aracı Google Authenticator şifreleme konusunda daha güçlü hale geliyor.
Google nihayet Google Authenticator’a harika bir özellik ekledi. Bu özellik ile akıllı telefonunuzun kaybolması veya çalınması durumunda eskisi kadar endişelenmenize gerek kalmayacak ve iPhone ve Android telefonunuzu yükseltmek daha da kolay olacak. Ancak Google Authenticator hesabı senkronizasyonunda önemli bir güvenlik özelliği yok: Uçtan uca şifreleme (E2EE).
Uçtan uca şifreleme için çalışılıyor
Google Authenticator, çeşitli anahtar hizmetler için iki faktörlü kimlik doğrulama (2FA) anahtarlarınızı tutuyor ve veri şifreleme kulağa basit gibi geliyor. Uygulama, aktarım sırasında verileri şifreliyor, ancak bu uçtan uca şifreleme sağlamıyor.
Google, Google Authenticator verileri için hesap senkronizasyonunu duyurduktan kısa bir süre sonra, güvenlik araştırmacıları, özelliğin uçtan uca şifrelemeyi desteklemediğini keşfetti. Bu, hesap senkronizasyonu kolaylığından yararlanmanızı engelleyebilecek büyük bir güvenlik sorunu gibi görünüyor. Tam şifreleme eksikliği konusunda endişeleniyorsanız, senkronizasyonu Google uçtan uca şifreleme desteği sunana kadar erteleyebilirsiniz.
Ancak Google Authenticator verileri güvende olmalı. Cihazlarınız ile Google’ın sunucusu arasındaki veriler aktarım sırasında şifrelenir. Buradaki tek sorun ise bir Google hesabını içeren bir veri ihlalinin 2FA kodlarının güvenliğini de tehlikeye atması.
Google ürün yöneticisi Christiaan Brand konuyu Twitter’da ele aldı. Uçtan uca şifreleme desteğinin geldiğini açıkladı. “Google Authenticator da dahil olmak üzere ürünlerimiz genelinde aktarılan ve kullanılmayan verileri şifreliyoruz. E2EE, ekstra koruma sağlayan güçlü bir özelliktir, ancak bu, kullanıcıların kendi verilerini kurtarma olmaksızın kilitlenmesini sağlama pahasınadır. Şu anda mevcut ürünümüzün çoğu kullanıcı için doğru dengeyi sağladığına ve çevrimdışı kullanıma göre önemli avantajlar sağladığına inanıyoruz. Ancak, uygulamayı çevrimdışı kullanma seçeneği, yedekleme stratejilerini kendileri yönetmeyi tercih edenler için bir alternatif olmaya devam edecek” dedi.
Call Annie isimli yeni uygulama ile ChatGPT ile görüntülü görüşme yapabilirsiniz. Uygulama ile ChatGPT, avatar olarak karşımıza çıkıyor.
Animato.Ai, yapay zeka ChatGPT ile ‘canlı’ sohbet etmenize izin veren Call Annie adlı bir uygulama App Store’da kullanıma sundu.
Uygulama, ChatGPT’yi kullanıcıların görüntülü sohbet yoluyla iletişim kurabileceği Annie adlı dijital bir kadın avatarına dönüştürüyor. Uygulamanın geliştiricilerine göre, bu tür gerçek zamanlı iletişim, metin yazıp okumaktan daha doğal ve daha hızlı hissettiriyor.
Call Annie uygulaması neler sunuyor?
Annie bir sohbeti sürdürmekte fena değil diyebiliriz. Annie gerekli bilgileri (haberler, hava durumu, haritalar, sesli komutlar, vb.) sizinle paylaşabiliyor ancak bazen kelimeleri yanlış telaffuz ediyor. Genel olarak çabuk öğrenebilen Annie, zamanla becerilerini geliştirebiliyor. Yapay zeka şu anda yalnızca İngilizce, İtalyanca ve İspanyolca biliyor.
Animato’nun App Store’daki açıklaması, yapay zekanın tüm görüşmeleri gizli tuttuğunu ancak hangi güvenlik önlemlerinin alındığını belirtmediğini gösteriyor. Geliştirici ayrıca verileri üçüncü taraflara satmadığını ve kullanıcıların uygulamadaki web arama geçmişini kendi takdirine bağlı olarak silebileceğini vurguluyor.
Call Annie uygulaması, Apple’ın Neural Engine’inden yararlandığı için yalnızca Apple ürünlerinde kullanılabilir. Yalnızca iPhone 12 veya daha yeni akıllı telefonlara yükleyebilirsiniz. İçinde M serisi işlemci bulunan macOS 13 bilgisayarlarda da kullanabilirsiniz. ChatGPT ile görüntülü görüşme yapabilmek, aslında yapay zekanın iletişim olarak bize nasıl bir destek sağlayacağını da gösteriyor. Sözlü ve görsel olarak yapay zeka iletişimin her alanında görev alacak.
DIGIAGE Kış Kampı sona erdi, katılımcılar yatırımcılarla buluşma imkanı yakaladı
Bu yıl 7’ncisi düzenlenen DIGIAGE Uluslararası Oyun Geliştirme Kış Kampı, 25-30 Nisan tarihleri arasında Türkiye’nin teknoloji ve inovasyon üssü Bilişim Vadisi’nde gerçekleştirildi. 50 farklı ilden ve farklı ülkelerden katılımcıların yer aldığı kampta; oyun geliştiriciler, yazılımcılar, sanatçılar, dijital sinema ve animasyon film üreticileri, senaristler gibi dijital içerik ekosisteminin birçok bileşeni bir araya geldi. Kampta, altı gün boyunca çeşitli eğitimler ve workshoplar düzenlendi, eğitimler verildi, mentorlarla buluşma olanağı sağlandı. DIGIAGE Kış Kampı’nın son gününde ise katılımcılar yatırımcılarla buluşma imkanı yakaladı. Bu kamp özelinde Bilişim Vadisi GSYF’si kamp boyunca oyun şirketlerini yatırım potansiyeli açısından gözlemleyerek son gün tüm takımlar ile yatırımcı görüşmesi gerçekleştirdi.
Bu yıl farklı olarak kampa katılmak isteyenler, beş farklı aşamayı geçerek kampa katılmaya hak kazandı. Katılımcıların %83’ü daha önceden birbirini tanıyan, beraber oyun geliştirmenin teknik kısımlarını bilen ancak girişimci olmak için doğru desteği arayan kişilerden oluşuyor. Katılımcıların %43’ü yazılımcı, %26’sı 3D artist, %22’si tasarım ekibi üyesi ve %8’i 2D artist’ten oluşuyor. Kampa katılanların %35’i mobil, %41’i PC/Konsol ve %24’ü her iki alanda da oyun üretiyor ya da üretme planı yapıyor. Bu dağılım, Türk oyun ekosisteminin daha büyük ölçekli yapımlarda görev alacak ekip oluşumlarının temelini hazırladığını gösteriyor. Ayrıca bu yıl düzenlenen DIGIAGE Oyun Geliştirme Kış Kampı’nın önemli bir farkı bulunuyor. DIGIAGE’in artık kendisi de bizzat kampların yatırımcısı olarak rol alıyor. Kamplara katılım sağlayan girişimcilerle bir araya gelerek onlara yatırım yapacak.
200 oyun, 70 şirket
Bilişim Vadisi’nin oyun ekosistemini geliştirmek ve desteklemek için düzenlediği DIGIAGE oyun kampları, yeni şirketlerin temellerinin atılmasına ve girişimcilerin büyümesine, iş birliklerinin geliştirilmesine ve yeni fikirlerin üretilmesine katkı sağlayarak Türkiye’nin dijital geleceği için önemli bir role sahip. DIGIAGE’te bugüne kadar 200 oyun geliştirildi, 70 şirket kuruldu. DIGIAGE Oyun Geliştirme Kış Kampı’nın Bilişim Vadisi’nde düzenleniyor olması, hem Bilişim Vadisi’ndeki oyun geliştirme ve dijital içerik üretme potansiyelinin altını çizmesi hem de Türk oyun sektörüne katkı sağlamak amacıyla yapılan çalışmaların önemini göstermesi açısından da önem taşıyor.
2,5 milyon dolar değerleme üzerinden 500.000 dolar yatırım
Bilişim Vadisi Genel Müdürü A. Serdar İbrahimcioğlu DIGIAGE Uluslararası Kış Kampı’nın kapanışında yaptığı konuşmada, “Bu yıl 7’ncisi düzenlediğimiz kış kampının da sonuna geldik. Mutlu bir son olacağını görüyoruz. Her yıl olduğu gibi inanılmaz rekabetçi, çalışılan, sabahlara kadar uyunmayan bir kampı yine birlikte geçirmiş olduk. 7’ncisini yaptığımız bu kampı tam dört senedir istisnasız olarak uyguluyoruz. 2018 yılında 50 tane bilgisayarla başlayan bir projeden bahsediyoruz. Sonra iş büyüdü büyüdü bu noktaya kadar geldi. Sadece sayısal olarak değil kaliteyi artırarak geldik. Bu kamplarla birinci hedefimiz daha fazla oyun geliştiricisine, oyun geliştirme isteği olana erişmek ve ona imkan tanımaktı. Bugüne kadar 20 bin oyun geliştiricisine ya da geliştirme isteği olan kişilere ulaştıkmışız. Fiziki ve çevrimiçi ortamlarda bizzat eğitim, mentorluk, fiziki ortamlarda yatırım olanakları, diğer taraftan kendi oyunlarını yapabilecekleri altyapı imkanlarını sunduk. Bugüne kadar 200 oyun geliştirilmiş, 70 tane de şirket çıkmış. Bunların 7 tanesi yatırım almış. DIGIAGE olarak çıkan bu projenin artık kendisi de bir şirket, bir startup. Ve bu startup 2,5 milyon dolar değerleme üzerinden bugün 500 bin dolarlık yatırım aldı. Biz de sizlerle beraber çalışırken bir startup ruhuyla, girişimci ruhuyla çalışıyoruz” dedi.
Oyun geliştiricilere yatırım yapılacak
DIGIAGE’in şirketleştiği müjdesini veren İbrahimcioğlu, “Biz de sizin gibi kendimizi aynı yerde görüyoruz ve birlikte gelişiyoruz. Bu yıl DIGIAGE olarak oyun ekosistemini geliştirmek için kurduğumuz bu şirketle yatırım yapacağız. Bizim amacımız kendimizin oyun geliştirmesi değil. Bizim amacımız oyun geliştirenlerin gelişmesine olanak sağlamak. Yatırımcı olmak. Onların eğitim, mentorluk ve altyapı süreçlerinde destek olmak. Artık bunu yapacak bir şirketimiz var. Bu şirket bu kamp itibariyle de kendisi bizzat yatırımlarına başlıyor. Biz de yatırımcı olarak buradayız” diye konuştu.
Kamplar yurtdışına açılıyor
DIGIAGE’in Türk oyun ekosistemi için önemine değinen İbrahimcioğlu “Yorgunluklarınızı izleme imkanımız oldu. Görüyorum ki bu yorgunluklarınıza değmiş. Kampın sonu itibariyle de sunumlarınız bittiğinde karşılığını alacağınız bir kamp olmasını ümit ediyorum. Önümüzdeki dönemde Üskip’te DIGIAGE Balkan, Bakü’de DIGIAGE Bakü yani Orta Asya diyeceğimiz kamplarını da göreceğiz. Ayrıca MENA Bölgesi’ni de içine alacak üç ayrı uluslararası kamp da bizi bekliyor. Türkiye’nin dünyadaki oyun ekosisteminde yüzde 1 olan ekonomik göstergesini yüzde 5’e çıkarma hedefimize destek veren siz değerli genç arkadaşlarıma teşekkür ediyorum” dedi.
Yapılan açıklamaya göre Microsoft bilgisayar aksesuarı satmayacak. Microsoft sektörden tamamen çekilmese de bu alanda markasını kullanmayacak.
Microsoft, kendi markası adı altında bilgisayar aksesuarlarını durdurduğunu duyurdu. Şirket, ilk faresinin piyasaya sürüldüğü 1983 yılından bu yana Microsoft markası altında bilgisayar fareleri, klavyeler ve web kameraları sunuyor. Microsoft bu hamlesinden tam 40 yıl sonra bilgisayar aksesuarı alanında kendi markası adı altında faaliyet göstermeme kararı aldı.
Microsoft Surface markasıyla devam edecek
Ancak bu, Microsoft’un aksesuar yapmayı tamamen bırakacağı anlamına gemiyor. Bunun yerine şirket Surface markasına odaklanacak. Ancak Surface marka ürünleri genellikle aynı kategorideki ürünlere kıyasla pahalı olmasıyla da dikkat çekiyor. Ürün yelpazesinde düşük maliyetli ürünlerin olup olmayacağı henüz belli değil. En büyük soru, Microsoft’un Surface markası altında daha ucuz, daha bütçeye uygun aksesuarlar üretmeye devam edip etmeyeceği veya bu ürünleri tamamen sonlandırmak ve tamamen üst düzey, daha yüksek marjlı cihazlara odaklanmak isteyip istemediği.
Microsoft şu anda Surface markalı eşdeğerleri olmayan Ergonomic Keyboard and Mouse, Sculpt Comfort Desktop ve Sculpt Ergonomic Desktop gibi bir dizi ergonomik aksesuar sunuyor. Ayrıca mevcut Surface serisinde herhangi bir ucuz bağımsız web kamerası yok.
Microsoft kıdemli iletişim müdürü Dan Laycock: “İleriye dönük olarak, Surface markası altında Windows PC aksesuarları portföyümüze odaklanıyoruz. Fareler, klavyeler, kalemler, yuvalar, uyarlanabilir aksesuarlar ve daha fazlası dahil olmak üzere Surface markalı bir dizi PC Aksesuarı sunmaya devam edeceğiz” dedi.
Bununla birlikte mağazalarda stok bulunduğu sürece Microsoft markalı aksesuarların satışı devam edecek.
Singapur merkezli Telekom M1’in liderliğinde denizcilikte 5G dönemi başlıyor. Bu hizmetle kıyıdan gemiye ilaç taşınabilecek.
Mobil operatör M1’in yeni lansmanıyla, drone ile çalışan bir ilaç dağıtım hizmeti de dahil olmak üzere, Singapur’un denizcilik endüstrisine bir dizi 5G hizmeti sağlanacak.
5G odaklı yeni hizmetler tanıtıldı
Telekom M1 isimli şirket, çalışanları kıyıdaki doktorlara bağlayacak bir teletıp hizmeti ve kıyıdan gemiye ilaç taşıyan 5G özellikli bir drone hizmeti de dahil olmak üzere denizcilik endüstrisi için dört yeni 5G çalışmasını duyurdu.
Şirket, Temmuz ayında piyasaya sürülecek olan ve M1’in 5G bağımsız ağını kullanarak çalışacak olan teletıp hizmeti için sağlık hizmetleri platformu Fullerton Health ile ortaklık kurdu. Şirketin SMARTsafe paketinin bir parçası olarak duyurulan diğer çözümler arasında güvenlik ve işçi güvenliği için video gözetimi gibi tak ve çalıştır araçları, varlık denetimi için otonom robotlar ve üretkenliği ve verimliliği artırmak için akıllı gözlükler gibi giyilebilir cihazlar yer alıyor. M1’in CEO’su Manjot Singh Mann: “M1, Singapur’un denizcilik operasyonlarında daha fazla devrim yaratmak ve Denizcilik 5G’yi gerçeğe dönüştürmek için uygulanabilir 5G özellikli ticari çözümleri birlikte yaratma ve sunma çabalarımızı ikiye katlamaya devam ediyor. Bu lansman, iş verimliliğini artırmak için işletmeler tarafından kolayca benimsenebilecek ve uygulamaya konulabilecek, kullanıma hazır yenilikçi 5G çözümleri sunma sözümüzün bir kanıtı” dedi.
Fullerton Health’in CEO’su Ho Kuen Loon, “Tele sağlık ve uzaktan hasta izleme ve bakım ekibi işbirliği dahil olmak üzere sanal sağlık hizmetleri çözümleri sağlamak için 5G ağını kullanmak istiyoruz. Sağlık hizmetlerinin dijitalleşmesinin geleceği, özellikle 5G mobilitesinden gelecek yeniliklerle birlikte heyecan verici” dedi.
Dropbox işten çıkarma kararını duyurdu. Şirket mevcut personelinin yüzde 16’sını azaltmayı planlıyor.
Dropbox, yaklaşık 500 personelini yani eşdeğer işgücünün yüzde 16’sını azaltmayı planladığını duyurdu. CEO Drew Houston yaptığı açıklamada, şirketin işten çıkarma turunun arkasındaki mantığı özetledi. Yavaş büyüme ve ekonomik ters rüzgarların “müşterilerimiz ve iş dünyası üzerinde baskı oluşturduğuna” dikkat çekti.
Yapay zeka alanındaki son gelişmeler önemli rol oynadı
Personel çıkarma kararında ekonomik faktörler rol oynamış olsa da Houston, yapay zeka alanındaki son gelişmelerin de önemli bir rol oynadığını söyledi. Görünüşe göre şirket, personel sayısını azaltarak, şirketin son aylarda yükselişe geçtiği yapay zeka destekli ürünlerin geliştirilmesine odaklanabilecek.
Houston: “Yıllardır yapay zekanın bize yeni süper güçler vereceğine ve bilgi işini tamamen değiştireceğine inandık. Ve bu yılki ürün portföyümüzün de göstereceği gibi, uzun süredir bu geleceğe doğru ilerliyoruz” dedi. Houston, üretken yapay zeka ürünlerinin ivmesinin “herhangi birimizin tahmin edebileceğinden daha hızlı” ortaya çıktığını ve Dropbox’ın temel hizmet tekliflerinde yapay zeka kullanımını keşfeden rakiplerine ayak uydurmaya çalıştığını söyledi.
En önemlisi, bunun, şirketin yapay zeka ve erken aşama ürün geliştirmeyi kapsayan becerilere sahip personeli çekmeye yoğun bir şekilde odaklanacağı anlamına geldiğini belirtti. Dropbox‘ın personel çıkarma kararı, yapay zekanın küresel iş piyasası üzerindeki potansiyel etkisine ilişkin artan endişelerin olduğu bir dönemde geldi.
Son altı ayda ChatGPT gibi üretici yapay zeka ürünlerinin hız kazanması, şirketler yapay zeka platformlarını entegre etmeye ve süreçleri kolaylaştırmaya çalışırken insan işçilerin risk altında olabileceğine dair uyarılara yol açtı. Goldman Sachs’ın yakın tarihli bir araştırması, dünya çapında 300 milyon kadar işin otomasyon nedeniyle kaybedilebileceğini öne sürüyor.
Christopher Wray’in açıklamasına göre Çinli bilgisayar korsanı sayısı FBI siber personeli sayısını geçti. Bu, ABD için tehlike oluşturuyor.
Federal Soruşturma Bürosu Direktörü Christopher Wray, teşkilat için daha fazla para talep ederken Kongre’ye verdiği demeçte, ABD siber istihbarat personelinin Çinli bilgisayar korsanlarının sayısından çok daha az olduğunu söyledi. Çin, bilgisayar korsanı sayısı ile ABD için ciddi bir tehdit oluşturuyor.
50’ye 1 daha fazla siber saldırgan bulunuyor
Wray, “Neyle karşı karşıya olduğumuzu anlamanız için, FBI’ın siber ajanlarının ve istihbarat analistlerinin her biri yalnızca Çin tehdidine odaklansaydı, Çinli bilgisayar korsanlarının sayısı yine de FBI Siber personelinden en az 50′ye 1 oranında daha fazla olurdu” dedi.
Açıklama, ABD’nin, özellikle Çin’den karşı karşıya olduğu büyük ölçekli siber tehditlerin altını çiziyor. Wray, ülkenin “diğer tüm büyük ulusların toplamından daha büyük bir bilgisayar korsanlığı programına sahip olduğunu ve büyük veya küçük diğer tüm ulusların toplamından daha fazla kişisel ve kurumsal verimizi çaldığını” söyledi. Buna rağmen Wray, Rusya, İran ve Kuzey Kore gibi ülkelerin de devlet dışı suç aktörlerinin yanı sıra önemli siber güvenlik endişeleri taşıdığını söyledi. FBI şu anda her biri için ”çok sayıda kurban” bulunan 100′den fazla “fidye yazılımı varyantını” araştırıyor.
Wray, ülkenin “diğer tüm büyük ulusların toplamından daha büyük bir bilgisayar korsanlığı programına sahip olduğunu ve büyük veya küçük diğer tüm ulusların toplamından daha fazla kişisel ve kurumsal verimizi çaldığını” belirtti.
Ajans, siber personelini 192 yeni pozisyonla güçlendirmesine yardımcı olmak için yaklaşık 63 milyon dolar talep ediyor. Wray, bunun ayrıca FBI’ın siber suç kurbanlarının gerçekte bulunduğu yere daha yakın olmaları için saha ofislerine daha fazla siber personel yerleştirmesine yardımcı olacağını söyledi.
Hindistan’da yeni satın alınan Redmi Note 12 Pro alev aldı. Cihazın, kullanıcının gömlek cebinde alev aldığı belirtildi.
Hindistan’da Naveen Dahiya Redmi Note 12 Pro telefonunu Şubat 2023’te satın almıştı. Yalnızca birkaç ay kullanılan cihaz alev alarak gündeme geldi. Dahiya’ya göre telefon o gün gömleğinin cebindeydi. Telefonun sahibi aniden ateş ve yanma hissetti ve cihazdan duman çıktığını gördü. Kullanıcı hızlı tepki verdi ve telefon vücudunu yakmadan önce akıllı telefondan kurtulmayı başardı.
Sonuç olarak cihaz yangında tamamen yanarak kullanılamaz hale geldi. Yangına neyin sebep olduğu bilinmezken, telefonun şarjı o sırada şarjda da değildi. Naveen Dahiya, hikayeyi sosyal medyada paylaştı ve Redmi’den tatmin edici bir yanıt almazsa üreticiyi dava edeceğini söyledi. Ancak bir süre sonra adam paylaşımı Twitter’dan sildi.
Bu sefer Redmi Note 12 Pro gündemde
Genellikle bu tip olayların şarj esnasında yaşandığını birçok kez duymuştuk. Ancak bu sefer standart bir şekilde cihaz dururken alev alması, sosyal medyada da gündem yarattı. Dahiya’nın böyle bir paylaşım yaptıktan sonra neden sildiği ise henüz bilinmiyor. Ancak Redmi’nin konuyla ilgili bir cevap vermesi bekleniyor.
Geçenlerde Hindistan’da 8 yaşında bir kız akıllı telefonun patlaması sonucu hayatını kaybetti. Bu arada bu akıllı telefon da Redmi tarafından üretildi. Bu durumda kızın battaniyenin altında oynadığı Redmi Note 5 Pro patlamıştı. Redmi’nin adının son günlerde cihazlarının alev almasıyla anılmasıyla firmaya da ciddi zarar veriyor.
ChatGPT İtalya gözlemcisinin yerine getirerek yeniden erişime açıldı. Artık İtalya’daki kullanıcılar ChatGPT’yi yeniden kullanabilecek.
ChatGPT gizlilik endişeleri nedeniyle geçici olarak bloke eden düzenleyicilerin taleplerini karşıladıktan sonra yapay zeka sohbet robotunun İtalya’da tekrar kullanılabilir olduğunu söyledi.
OpenAI, İtalyan veri koruma otoritesinin AI yapay zeka üzerindeki yasağı kaldırmak için 30 Nisan’a kadar yerine getirilmesini istediği bir dizi koşulu yerine getirdiğini söyledi. San Francisco merkezli OpenAI, e-posta ile “ChatGPT, İtalya’daki kullanıcılarımız tarafından yeniden kullanılabilir. Onları tekrar ağırlamaktan heyecan duyuyoruz ve mahremiyetlerini korumaya kararlıyız” dedi.
ChatGPT yeniden erişilebilir hale geldi
İnsan çalışmasını taklit eden metin, resim ve diğer içerikleri oluşturmak için dijital kitaplar, blog gönderileri ve diğer medyalar gibi geniş çevrimiçi veri havuzlarını kullanan ChatGPT gibi üretici yapay zeka sistemleri, teknoloji dünyasında heyecan yarattı. Ancak hızlı gelişmeleri, Avrupa Birliği müzakerecilerinin yıllardır hazırlanmakta olan yapay zeka düzenlemelerini güncellemek için uğraşmasıyla, yetkililer ve hatta teknoloji liderleri arasında olası etik ve toplumsal riskler hakkında korkulara yol açtı.
Mart ayında Garante olarak bilinen İtalyan gözlemci, olası bir veri ihlalini araştırırken OpenAI’ye İtalyan kullanıcıların kişisel bilgilerini işlemeyi geçici olarak durdurma emri verdi. Yetkili makam, yapay zekanın gelişimini engellemek istemediğini ancak AB’nin katı veri gizliliği kurallarına uymanın önemini vurguladı. OpenAI, gözlemci tarafından gündeme getirilen “sorunları ele aldığını veya açıklığa kavuşturduğunu” söyledi.
Önlemler arasında, ChatGPT’yi çalıştıran algoritmaları eğiten verileri nasıl topladığı ve kullandığı hakkında web sitesine bilgi eklenmesi, AB kullanıcılarına verilerinin eğitim için kullanılmasına itiraz etmeleri için yeni bir form sağlanması ve kullanıcıların yaşlarını doğrulamak için bir araç eklenmesi yer alıyor. Bazı İtalyan kullanıcılar, kullanıcılardan yaşlarını doğrulamalarını isteyen bir menü düğmesi ve güncellenmiş gizlilik politikası ve eğitim verileri yardım sayfasına bağlantılar da dahil olmak üzere, değişikliklerin ekran görüntülerini paylaştı.
Özellikle Reddit tarafında popülerliği ile bilinen Imgur görüntü silme çalışmalarına başlıyor. Kullanılmayan ve porno içerikli görüntüler silinecek.
2009 yılındaki kuruluşundan bu yana Reddit’e gayri resmi olarak bağlı olan popüler bir fotoğraf yükleme hizmeti olan Imgur‘un önümüzdeki aydan itibaren iki tür içeriği platformundan kaldıracal Kaldırılacak olan içerikler; müstehcen veya pornografik görüntüler ve anonim olarak yüklenen resimler. Topluluk kuralları nedeniyle Imgur’dan teknik olarak yıllarca yasaklanmış olsa da yetişkinlere uygun içerik aktif olarak kaldırılmadı ve bu içerikler inanılmaz derecede popüler. Imgur görüntü silme çalışmalarını tamamladıktan sonra, platformda ne kadarlık bir kayıp yaşanacağını hep birlikte göreceğiz.
Hizmet şartları güncellendi
Şirket, bu değişiklikleri duyuran bir hizmet şartları güncellemesinde , “Bu değişikliklerin, resimlerini ve sanat eserlerini depolamak için Imgur’u kullanan İmgurlular için rahatsız edici olabileceğini anlıyoruz. Bu değişiklikler, Imgur’un internette güvenli ve eğlenceli bir alan olarak kalmaya devam etme çabalarında önemli bir adım” dedi.
Kendisinden önceki Photobucket gibi, Imgur da başka yerlerde bağlantılı, gömülü veya başka yerlerde kullanılan milyonlarca fotoğrafı barındırmak için geniş çapta kullanıldı. Bu fotoğrafların çoğu, hesap açma zahmetine katlanmayan kişiler tarafından yüklendi. Imgur, özellikle Reddit sunucusu olarak popülerdir, yani bu eski gönderilerin içeriği aniden internetten kaybolabilir.
Yaklaşık 15 yıldır aktif olan ve en yaygın olarak Reddit’te kullanılan bir platform olan Imgur’un bu hamleyi yapması tamamen sürpriz değil. Bir dizi büyük görüntü barındırma platformu, son on yılda aslında aynı şeyi yaptı. Belki de bu tür bir görüntü geçidinin en iyi bilinen örneği, 2017’de özellikle siteyi harici bir görüntü barındırıcısı olarak kullananlar için pahalı yıllık abonelik ücretleri almayı planladığını açıklayan Photobucket. Şirket, sonunda, kaldırma işlemleri ve yüksek fiyatlandırma konusunda fikrini değiştirdi , ancak daha önce dijital itibarının büyük bir kısmını yok etti.
Müzik, yaratıcılık ve teknolojiyi birleştirerek, bu yıl 28-30 Nisan tarihleri arasında 7. ve ilk kez üç gün üst üste Zorlu PSM’de %100 Music’in katkılarıyla gerçekleştirilen Sónar Istanbul’da BtcTurk’ün ana sponsorluğundaki yaratıcılık ve teknoloji platformu Sónar+D Istanbul’un bu yıl yapay zeka ve teknolojinin insan üzerindeki etkileri ile Web 3.0, NFT sonrası ekosistem ve blockchain teknolojileri üzerine odaklanan yoğun maratonu dün tamamlandı.
Sónar+D Istanbul bu yılki programında; paneller, konuşmalar, atölyeler, masterclass’lar, marketplace, AV gösterimleri ile katılımcılarını karşılarken açık çağrı ile seçilen projeler de Sónar Screen ve marketplace’de sergilenerek yepyeni ve ufuk açan fikirler, her yıl olduğu gibi bu yıl da sanatseverlerin yoğun ilgisiyle karşılandı.
Bu sene 7.kez Zorlu PSM’de %100 Music’in katkılarıyla gerçekleşen Sónar Istanbul’da, BtcTurk’un sponsorluğunda düzenlenen yaratıcılık ve teknoloji platformu Sónar+D Istanbul, bu yıl giderek daha fazla merak uyandıran iki konu olan yapay zeka ile Web 3.0’ü ele alarak her iki temayı odağına alan paneller, masterclass’lar, VR enstalasyonları ve müzikle teknolojinin birleştiği canlı performanslarla katılımcılarına çok boyutlu bakış açıları sunarak yeniden yepyeni yolculuklara çıkardı.
Farklı bakış açıları, yepyeni düşünceler
Tasarım ve kurgu arasındaki yolculuğu yöneten, hem yerel hem de global ölçekli teknolojik gelişmelere yön vererek olağanüstü görseller sunduğu filmleriyle de adından bahsettiren Avustralya doğumlu Amerikalı yönetmen Liam Young, sanat ve teknoloji arasındaki bağı yorumladığı etkileyici konuşması ve ustaca ele alınmış Planet City enstalasyonu ile Sónar+D Istanbul’da izleyecileri oldukça etkiledi. Programda yer alan iki masterclass’ta, panelde konuşmacı olan DJ ve yazar Elijah ile sanat ve teknoloji arasındaki yaratıcı bağı inceleyen Andreas Refsgaard’ın hem farklı bakış açıları sunan konuşmaları hem de yarattıkları görsel dünya, katılımcıları yepyeni düşüncelere doğru keşfe çıkardı.
Yapay zeka sanatı nasıl etkiliyor, nasl etkileyecek?
Levent Erden, Lalin Akalan, Erdil Yaşaroğlu ve Başar Başaran, “AI İcad Edildi, Mertlik Bozuldu Mu?” adlı panelde özellikle kısa sürede milyonlarca kullanıcıya ulaşan ChatGPT ve yapay zekayı eksenine alarak sanat üretiminin nereye evrileceğini derinlemesine tartıştı. Olumlu ve olumsuz yönlerinin masaya yatırıldığı yapay zeka ve sanat üretiminin, sanatçıya daha fazla üretim alanı yaratabileceği ihtimali göz önünde bulundurulurken, sanatçının biricikliğinin nerede olduğu ile makine yaratıcılığı ile insan yaratıcılığı arasındaki kısıtlılık, tüm yönleriyle konuşuldu. Birçok farklı yapay zeka hikayesi üzerinde karşılaştırma yapan Levent Erden; Lalin Akalan, Erdil Yaşaroğlu ve Başar Başaran, bu üretimlerin henüz berrak bir yaratıcılıktan çıkmadığı konusunda hem faydalı hem de eğlenceli yorumlarda bulundu.
Yapay Zeka Sanatında Günümüz
Yapay zekanın müzikal ve audiovisual (görsel-işitsel) projeler ile ilişkisi ve toplum-kültür üzerine etkisini odağına alan “Yapay Zeka Sanatında Günümüz” (The State of The AI Art) temalı panelde; yaratıcı kodlama ve makine öğrenimi alanında interaktif ve aynı zamanda açık fikirli yaklaşımlarıyla sanat ve teknoloji arasındaki yaratıcı bağı kodlama, algoritmalar ve yapay zeka aracılığıyla keşfeden Andreas Refsgaard, Sónar+D dahil olmak üzere birçok konferans, festival, radyo programı ve podcast’in küratörü, moderatör ve sunucu Antònia Folguera; biyoloji ve organik hayattan aldığı ilhamla eserlerini oluşturan ve yapay zekanın artistik potansiyelini sorgulayan çalışmalarıyla ünlenen Sofia Crespo; Satore Studio’nun kurucusu ve kreatif direktörü, görsel efekt ve ışıklandırma tasarımlarıyla Béyonce gibi birçok dünyaca ünlü sanatçı ve modacının sahnelerine dokunan nam-ı değer ‘Işık Sihirbazı’ Tupac Martir gibi önde gelen isimler, yapay zekanın sanat ve teknolojiye etkisi üzerine konuşarak gelecekte bizi nelerin beklediğine dair öngörülerini paylaştılar.
Web 3.0: Neredeyiz?
Gelişen teknolojilerin yaratıcı süreçler ile kesişimlerini, Web 3.0’ı, yükselen NFT dalgası ardından bulunduğumuz noktayı ve DAO’ları (merkeziyetsiz otonom organizasyonlar) odağına alan “Web 3.0: Neredeyiz?” (Web 3.0: Where Are We) başlıklı panelde ise, sürdürülebilir teknolojileri müzik ile harmanlarken sosyal medya aracılığıyla bir kariyer inşa eden DJ ve yazar Elijah, müzik ve teknolojinin Web 3.0’daki potansiyelini DAO’lar ve komünite inşası alanlarında inceleyen, Friends with Benefits ve Refraction DAO’ları kurucu üyelerinden Kaitlyn Davies, Web 3.0, yapay zeka ve Metaverse kavramlarının müzikle bağlantısını ve aralarındaki etkileşimi araştıran Water & Music kurucu üyesi Katherine Bassett gibi başarılı isimler programda konuşmacı olarak yer aldı.
Yepyeni Beceriler: Atölyeler…
Sónar+D Istanbul programı kapsamında Algorave Istanbul tarafından gerçekleştirilecek Berke Baramuk ile “SonicPi Kullanarak Canlı Kodlama Yöntemiyle Müzik Üretimi”, Kerem Altaylar ile “P5JS Kütüphanesi ile Yaratıcı Görsel-İşitsel Kodlama Atölyesi” ve Uzak ile “Touchdesigner Aracılığıyla Sese Tepki Veren Görseller Oluşturma” atölyelerinde ise katılımcılar kod bazlı sistemlerle görsel-işitsel eserlerin üretim aşamalarını ve süreçlerini deneme fırsatı buldular.
Deneyim alanları, VR tasarımlar, çeşitli enstalasyon ve oyunların yer aldığı marketplace’in de oldukça yoğun ilgi gördüğü Sónar+D Istanbul 2023, bu yıl da teknoloji ve müzik ekseninde özellikle dijital sanatın vardığı en aktüel gelişmeleri paneller, konuşmalar, atölyeler, masterclass’lar ve AV gösterimleri aracılığıyla katılımcılarına aktararak yeniden benzersiz ve ufuk açıcı deneyimler sunmuş oldu.
Google Dokümanlar arama çubuğu ile kullanıcılara daha kolay kullanım sağlayacak. Böylelikle platforma gelen bilgiler kontrol edilebilecek.
Google Dokümanlar’da ihtiyacınız olan hizmeti veya ince ayarı takip etmek, platforma gelen yeni bir güncelleme sayesinde yakında çok daha kolay olacak.
Kelime işlemci aracı, biçimlendirme ve düzenleme araçları gibi yaygın olarak kullanılan özellikler de dahil olmak üzere, kullanıcıların tam olarak aradıklarını bulmalarını kolaylaştıracağını söylediği yeni bir arama çubuğu sunuyor. Örneğin, “bu belgeyi en son kim görüntüledi” yazmak, Etkinlik kontrol panelini getiryori
Google Dokümanlar yeni özellikle kullanıcı dostu hale geliyor
Yeni eklenti, Google Dokümanlar’ın yanı sıra e-tablo yazılımı E-Tablolar ve sunum yazılımı Slaytlar da dahil olmak üzere diğer bazı Google Workspace araçlarına da eklenecek ve mevcut tüm alanlarda arama yapmak için Yardım menüsüne gitme gereksiniminin yerini alacak.
Yeni arama çubuğu, yeni bir dosya açılırken anında kullanılabilir olacak. Başlangıçta, bir Google Dokümanı belgesini düzgün bir şekilde ayarlamak, bir Google E-Tablolar dosyasına satır veya sütun eklemek veya temayı düzenlemek gibi genel işlemler için öneriler sunacak.
Bir dosyayı oluşturmaya ve düzenlemeye başladığınızda, son eylemleri ve kullanılan özellikleri veya dosyanızı geliştirmek için kullanmak isteyebileceğiniz işlevler için başka öneriler bulabilirsiniz.
Bir Google Workspace blog gönderisi: “Bu iyileştirilmiş araç bulma yetenekleri, kendi kelimelerinizi kullanarak ilgili özellikleri veya işlevleri hızlı bir şekilde bulmanıza yardımcı olmayı amaçlamaktadır.”diyor.