Tayfun Topkoç, SAS’taki yeni görevinde 59 ülkeyi yönetecek

SAS’ta Türkiye ve Orta Asya Bölgesinden Sorumlu Genel Müdürü ve ardından Güneydoğu Avrupa Bölgesi Genel Müdürü olarak görev yapan Tayfun Topkoç, terfi ederek Ortadoğu, Afrika, Türkiye ve Orta Asya Bölgesi Genel Müdürü olarak atandı. Sorumluluk bölgesi genişleyen Topkoç, yeni pozisyonu kapsamında 59 ülkeye ve yüzlerce çalışana liderlik edecek. Elektrik-Elektronik Mühendisliği alanında lisans eğitimi, elektronik ve telekomünikasyon mühendisliği alanında ise yüksek lisans eğitimi alan Topkoç, Koç Üniversitesi Executive MBA programını da başarıyla tamamladı. Topkoç, Türkiye ve Ortadoğu genelinde satış yönetimi ve iş geliştirme başta olmak üzere birçok alanda uzman bilgiye ve üst düzey yönetici pozisyonlarında 22 yılı aşkın sektör deneyimine sahip. Özellikle Türkiye’de veri odaklı organizasyonların yaygınlaştırılmasına öncülük eden Topkoç, kamunun dijitalleşmesi inisiyatifleri ve yapay zeka konusunda yetenekli gençlerin desteklenmesiyle Türkiye’nin dijitalleşmesine katkı sağlayacak çalışmalarda aktif rol aldı. Türkiye’nin dijitalleşme kapsamında global rekabette var olması ve veri bilimi alanında gençlerin kariyer sahibi olması odağında SAS’ın önemli bir kaynak yatırımı yapmasına öncülük de eden Topkoç, Türkiye Bilişim Vakfı iş birliği ile sosyal sorumluluk vizyonuyla hayata geçirilen Dijital Teknoloji Geliştiriciler Projesi gibi birçok önemli projeye de liderlik ediyor. SAS Ortadoğu, Afrika, Türkiye ve Orta Asya Bölgesi Genel Müdürü Tayfun Topkoç,  yeni görevi ile ilgili olarak “SAS’ta görev yaptığım süre boyunca farklı bölgelerden farklı ekiplere liderlik etmek ve birlikte başarılı işlere imza atarak SAS’ın veri analitiği liderliğini pekiştirmeye katkıda bulunabilmek benim için çok değerli. SAS olarak şirketlere dijital dönüşüm süreçlerinde değer katarken, bulunduğumuz bölgeleri de kalkındıracak ve veri analitiği ekosistemine katkıda bulunacak çalışmalar sürdürmeye ilk günkü heyecanımızla devam edeceğiz” şeklinde konuşuyor.  

Trendyol, Almanya’da moda ve giyimde hızlı büyüyor

Dijital pazaryeri Trendyol , Almanya’da en çok ziyaret edilen internet siteleri listesinin moda kategorisinde ikinci sırada yer aldı. İnternet sitelerinin ziyaretçi trafiğini analiz eden SimilarWeb’in verilerine göre Trendyol geçen 2021’de trafiğini yüzde 266 artırdı. SimilarWeb’in Digital 100 Almanya listesinde moda kategorisinde ziyaret ve etkileşim oranlarıyla en hızlı büyüyen ikinci platform olarak yer alan Trendyol,  daha önce de SimilarWeb’in, tüm dünyada en çok ziyaret edilen e-ticaret ve alışveriş sitelerinin listesinde Türkiye’den ilk 20’ye giren tek şirket olmuştu. Trendyol, Almanya’daki müşterilerine özel trendyol.com/de ve trendyol.com/en aracılığı ile Türk üreticilerini Avrupa’nın 27 ülkesiyle buluşturuyor. Trendyol, 50’den fazla global e-ticaret platformu aracılığıyla yerli üreticilerin ürünlerini dünyanın dört bir yanındaki müşterilere ulaştırıyor. 2021 yılında 4 milyon global müşteriye 6 milyon siparişi  ulaştıran Trendyol, yerli üreticilerin 100 ülkeye e-ihracat yapmasını sağladı.

IBM müşterileri buluta taşımak için SAP ile çalışıyor

0
IBM müşterileri buluta taşımak için SAP ile yeni hizmetler sunuyor. IBM, SAP ile işbirliğini büyütmeye devam ediyor.

IBM müşterileri buluta taşımak için SAP ile ilerliyor

2021 yılında SAP, müşterilerinin görev açısından kritik SAP iş yüklerini buluta taşımasına yardımcı olmak için “SAP ile RISE” abonelik teklifini başlattı. Şirket, IBM’in yardımıyla sunulan SAP ile RISE’ın hızlandırılmış bir versiyonunu duyurdu. Şirketler, programın bir parçası olarak altyapı, iş dönüşümü ve uygulama yönetimi hizmetleri sunan ilk bulut sağlayıcısı olarak IBM’i SAP ile RISE’ın “premium tedarikçisi” olarak belirledi. IBM Kıdemli Başkan Yardımcısı John Granger: “Ortak taahhüdümüz müşterilerimize, özellikle de yüksek düzeyde düzenlemeye tabi sektörlerde, dijital yolculuklarında oldukları ve kritik görev iş yüklerini hibrit bulut yaklaşımıyla geçirme veya modernize etme seçenekleri sunarken karşılamaktır” diyor. IBM ve SAP’nin mevcut bir ortaklığı var ve şimdiden yüzlerce şirketin hibrit bulut ortamlarını kullanarak operasyonlarını dijitalleştirmesine yardımcı oldu. Hibrit bulut, IBM’in büyüme stratejisinin kritik bir parçası niteliğinde. Geçtiğimiz ay IBM, 2021 hibrit bulut gelirinin bir önceki yıla göre yüzde 20 artarak 20.2 milyar dolar olduğunu bildirdi.

Teknoloji istihdamında artış yaşanıyor

CompTIA’nın verilerine göre teknoloji istihdamında büyük bir yükseliş yaşanıyor. Ocak ayına yönelik yeni veriler paylaşıldı.

Teknoloji istihdamında Ocak ayı istatistikleri

ABD’deki teknoloji şirketleri, Ocak ayında 24 bin 300 işçi ekleyerek, sıcak bir BT işe alım pazarında art arda 14. ayda istihdam artışı sağladı. CompTIA’nın iş piyasası istatistiklerine göre, ekonomi genelinde BT meslekleri geçen ay 178 bin arttı ve teknolojiyle ilgili işe alımlar 467.000 istihdamın ulusal büyümesine katkıda bulundu. Teknoloji mesleklerindeki işsizlik oranları Aralık 2021’deki yüzde 2’den yüzde 1,7’ye düştü. Ocak ayında teknoloji sektöründeki istihdam kazanımlarının yarısından fazlası, 14 bin 800 rolün eklendiği BT hizmetleri ve özel yazılım geliştirme kategorisinde gerçekleşti. Teknoloji firmaları ayrıca veri işleme, barındırma ve ilgili hizmetlerde 7.500 çalışan, arama motorları gibi bilgi hizmetlerinde 3 bin 100 çalışan ve bilgisayar ve elektronik ürün imalatında 2 bin yeni işe alım yaşadı. CompTIA’nın baş araştırma görevlisi Tim Herbert, istatistiklerin “teknoloji istihdamı için yıla son derece güçlü bir başlangıç” yansıttığını ve tüm sektörlerdeki kuruluşlar tarafından dijital hizmetlere artan yatırımla desteklenmeye devam ettiğini söyledi. Toplamda, teknik pozisyonlar için işveren iş ilanları geçen ay yaklaşık 340 bine ulaştı. CompTIA’ya göre, Ocak ayında mesleki, bilimsel ve teknik hizmetler (56.860), finans ve sigorta (38.820), imalat (31.379), bilgi (16.796) ve perakende (11.687) Ocak ayında en çok teknoloji iş ilanına sahip sektörlerin başında geldi.

Sağlayıcıların güvenlik açıklarını kapatması 52 gün sürüyor

0
Google Project Zero’nun raporuna göre sağlayıcıların güvenlik açıklarını kapatması 52 gün sürüyor. Raporda 2019 ve 2021 yıllarını kapsayan üç yıllık istatistikler ele alında.

Sağlayıcıların güvenlik açıkları raporu

Google Project Zero 2021’deki çalışmalarını kapsayan bir rapor yayınladı. Sağlayıcıların bildirilen güvenlik açıklarını düzeltmelerinin ortalama 52 gün sürdüğünü tespit etti. 2019 ve 2021 yılları arasında Project Zero araştırmacıları, 90 günlük süre içinde sağlayıcılara 376 sorun bildirdi. Project Zero’ya göre, bu 376 sorunun yüzde 93’ünden fazlası düzeltildi ve yüzde 3’ten fazlası satıcılar tarafından “WontFix” olarak işaretlendi. Araştırmacılar, diğer 11 hatanın sabit kaldığını ve 8’inin düzeltilmesi için son tarihlerin geçtiğini ekledi. Microsoft, Apple ve Google, keşfedilen hataların yüzde 65’inden sorumlu. Microsoft 96 bug ile başı çekerken, onu 85 Apple ve 60 Google takip etti. Project Zero açıklamasında: “Genel olarak, veriler, buradaki büyük satıcıların neredeyse tamamının ortalama olarak 90 günden daha kısa sürede geldiğini gösteriyor. Ek süre boyunca yapılan düzeltmelerin çoğu Apple ve Microsoft’tan geliyor (toplam 34’ten 22’si)” dedi. Mobil güvenlik açıkları söz konusu olduğunda, iOS cihazlarında toplam 76 hata bulunurken, bunu Samsung Android cihazlar için 10 ve Pixel Android’ler için 6 takip etti. Tarayıcılar için Chrome’un 40 hatası vardı ve yama için ortalama süre 5,3 gündü. WebKit’te 27 hata ve ortalama 11.6 günlük yama süresi bulunurken, Firefox’ta 8 hata ve ortalama 16.6 günlük düzeltme süresi vardı.

İşletmeler için 5G tahmin edilenden daha kritik

0
Analistlere göre işletmeler için 5G tahmin edilenin daha ötesinde kritik bir öneme sahip. 5G akıllı telefonlarla ön plana çıksa da işletmeler için bunun çok ötesinde.

İşletmeler için 5G

En azından bazı tüketiciler, devam eden 5G ağ dağıtımları sayesinde daha yüksek ağ hızlarına erişirken, işletmeler de teknolojinin müşterilere yeni ve daha iyi hizmetlerin sunulmasını nasıl destekleyebileceğini keşfetmeye başlıyor. Teknoloji analistleri, akıllı telefonlara daha hızlı video akışı için hız artışı sağlamanın ötesinde, önümüzdeki birkaç yıl içinde 5G’nin yapay zeka, uç bilgi işlem ve Nesnelerin İnterneti (IoT) gibi yeni ortaya çıkan teknolojilerin potansiyelini ortaya çıkarmaya yardımcı olacağını düşünüyor. Halihazırda 5G için potansiyel uygulamaları araştıran CIO George Best Belfast City Havalimanı’nda bilgi teknolojisi direktörü Brian Roche; havaalanı sahasında bagaj taşıma, yolcu hareketleri ve diğer görevleri otomatikleştirmek için güvenli bir 5G özel ağ kurmayı planlıyor. Roche’un havaalanında veriye dayalı bir iş dönüşümünü hızlandırmak için beş yıllık bir planı var. Amacı, havalimanının operasyonel verimliliğini artırmak ve yolcu akışını iyileştirmek için 5G ağlarını, sensörleri ve bir dizi bağlantılı uygulamayı kullanmaktır. Havalimanında halihazırda, biri kamera ve görüntü analitiği için, diğeri ise risk yönetimini ve insanların ve cihazların havalimanı çevresinde hareketini destekleyen veri odaklı platformlar bulunuyor. Kuruluş, 40 dijital dönüşüm projesinden oluşan bir liste üzerinde çalışıyor. Ulaşım uzmanı Trainline’ın CTO’su Milena Nikolic, şirketin Avrupa tren ve otobüs seyahati için tek durak noktası olan uygulaması etrafında teknoloji liderliğindeki bir dizi yeniliği denetliyor. 5G bu etkileşimlerin bir parçasını oluştururken, iş modeli dönüşümünün temel bir unsuru olmaktan çok tüketici tarafında bir kolaylaştırıcıdır. Nikolic, şirketin uygulamasının çok büyük bir veri kullanıcısı olmadığını söylüyor. Trainline için 5G’nin ana avantajı, tüketicilerin daha yüksek ağ hızlarına erişebilmesi ve uygulamanın ihtiyaç duydukları özelliklere herhangi bir yerden hızla erişebilmesidir.

Enuygun Sigorta, online hizmete fiziksel şube seçeneğini ekledi

Kullanıcıların ihtiyaçlarına yönelik sigorta tekliflerini farklı sigorta şirketlerinden hazırlayarak, karşılaştırma olanağı sunan Enuygun Sigorta, ilk şubesini Enuygun CEO’su Çağlar Erol ve Enuygun Sigorta Direktörü Çiğdem Özdoğan ev sahipliğinde İstanbul Ataşehir’deki Optimum Alışveriş Merkezi’nde açtı. Enuygun Sigorta, bu şubeyle online hizmetlerine, sigortasını satın alırken sigorta danışmanlarıyla görüşerek faydalanmak isteyen kullanıcılar için yüz yüze iletişim hizmetini de ekledi. Enuygun Sigorta Direktörü Çiğdem Özdoğan, “Online hizmetler hayatımızın her alanında olsa da tüketicilerin büyük bir kısmı yüz yüze iletişimden vazgeçmiyor. Özellikle sigortacılık alanında sorularını ve kafalarına takılan konuları bir uzmana sormak, bu konular hakkında yüz yüze de görüşmek istiyorlar. Biz de açtığımız şubemiz ile bu ihtiyaca yönelik hizmeti sunacağız. Tıpkı online’da olduğu gibi müşterilerimizin doğru teminatlar ve avantajlı fiyatlarla poliçelerini hızla satın almalarına yardımcı olacağız. Enuygun Sigorta olarak online ve çağrı merkezi üzerinden verdiğimiz hizmete bu konseptimizi de ekleyerek müşterilerimize ve müşteri adaylarımıza her bir iletişim kanalından ulaşılabilir olduğumuzu göstermek istiyoruz.” Şu anda 13 sigorta şirketinin temsilciğini yapan Enuygun Sigorta, müşterilerine sunduğu karşılaştırmalı fiyatlarla daha kolay ve hızlı bir şekilde karar vermelerine yardımcı oluyor. Özdoğan, “Bu durum özellikle kasko, trafik ve sağlık sigortalarında tüketici için büyük avantaj sağlıyor” şeklinde konuşuyor.    

ASUS, 2025 sürdürülebilirlik hedeflerini açıkladı

0
Hayata geçirdiği GreenASUS girişimiyle sürdürülebilirliği iş modelinin ve iş yapış şekillerinin merkezine alan ASUS, 2025 hedeflerini açıkladı. Sürdürülebilirlik hedeflerini “İklim Eylemi”, “Değer Yaratımı”, “Sorumlu Üretim” ve “Döngüsel Ekonomi” ana başlıkları altında toplayan şirket, 2025 yılına kadar sera gazı emisyonlarını yüzde 50 azaltmayı, ana ürünlerin enerji verimliliğini yüzde 50 artırmayı taahhüt ediyor.

GreenASUS komitesinin ilkeleri doğrultusunda geçen 22 yıl

22 yıldır GreenASUS komitesinin ilkeleri doğrultusunda çalışan ASUS’un, bugüne kadar çevreci ve enerji verimliliğine sahip ürünler yaratarak ve ürünlerin karbon ayak izini azaltarak ekolojik etkilerinin hafifletilmesini sağladığı ifade ediliyor. 2011 yılında karbon nötr ürünler tasarlayan ASUS, 2018 yılından bu yana her yıl 50 ile 60 bin adet ekolojik etiket kazandı. Teknoloji şirketi doğa dostu ürünlerini, enerji tasarrufu yapmak için özel olarak tasarlayan marka, birçok farklı ürün gamında kullandığı sistemlerle yüzde 30 ile yüzde 70 arasında aylık tasarruf sağlıyor.    2005 yılında Tayvan’ın ilk çevre dostu üretim yönetimi sistemini geliştiren ASUS, 2006 yılında ise daha iddialı bir adım atarak Avrupa Birliği’nin Zararlı Maddeleri Sınırlandırma Yönetmeliği’ne (RoHS) uyma kararı da almıştı. Şirket bununla birlikte yönetmelikte yer almayan 31 adet zararlı maddeyi daha kendi bünyesinde yasakladı. Yeşil rekabet gücünü artırmak için çalışan ASUS, geçerli ürün gruplarında yüzde 100 uyumluluğa ulaşmak için ISO 27001 Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi kılavuzlarını takip ederek bilgi güvenliğini sürekli olarak iyileştirmeyi ve 2025 yılına kadar yeşil ürün gelir oranını yüzde 50’den fazla artırmayı hedefliyor.

GTech, tüm çalışanlarına, bağlılık için, şirketten pay verecek

İnsan kaynağının çok önemli olduğu finansal teknolojiler ve analitik alanında faaliyet gösteren GTech, dünyaya açılma planlarını, çalışanlarına şirketten pay vermeyi içeren insan kaynakları politikası ile destekleyeceğini açıkladı. 2021’de insan kaynağını yüzde 57 büyüten ve 2022’ye dünya çapında büyüme hedefiyle giren GTech’in CEO’su Mine Taşkaya, “Yetkin insan kaynağını bünyemizde bulundurmak bizim dünya çapında güçlü bir oyuncu olabilmemizin temel dinamiğini oluşturuyor. Bu bağlamda başlatmış olduğumuz programla ‘global marka olma’ yolculuğumuzda çalışanlarımızla birlikte yürümek ve birlikte büyümek için onları pay sahibi yapma kararı aldık. Bu yolculukta doğal olarak çalışanlarımıza yurt dışında da yeni açılımlar söz konusu olacak” şeklinde konuşuyor. İnsan kaynağının önemli olduğu sektörlerde uzun süreden beri yöneticilere hisse opsiyonu verme şeklinde uygulanan şirkete ortak etme modelinin 2000 sonrası dönemdeki uygulamaları arasında Huawei örneğini dikkat çekici bulmuştum. Şirketin kurucusu Ren Zhengfei’nin, kendi hissesinin yüzde 2’nin altına düşmesine neden olacak katılıkta uyguladığı sistem, şirketin tamamına yakınında uygulanması ile dikkat çekici olmuştu. Türkiye’de Ekol yeni nesil lojistik yaklaşımını uygulamaya geçirirken insan kaynakları tarafında kan kaybı yaşamamak için çalışanlarına şirketten pay vermişti. Büyük paradigma değişimleri ya da hızlı büyüme politikaları uygulayan şirketlerde bu yaklaşım olumlu sonuç veriyor. Yıllar önce İtalya’da Ferrari’nin fabrikasının ve merkezinin bulunduğu Maranello’yu ziyaret ettiğimde, Formula 1 otomobilinin tasarım ekibinden üç önemli ismin takımdan ayrıldığı ve rakiplere geçtiğini konuşmuştuk. O zamana kadar herkesin yarıştığı ve Ferrari’nin birinci geldiği bir etkinlik olan Formula 1’in sonraki görünümü çok farklı oldu. Bu nedenle, özellikle uluslararası platformda yarışa kalkan şirketlerin kadrolarını korumak için bu tür adımları atması önem taşıyor. EY’ın yakında zamanda açıkladığı “Teknoloji Şirketleri için En Büyük 10 Fırsat-2022” raporunun ilk maddesi, bu konunun teknoloji şirketleri kadar danışmanlık şirketlerinin de gündeminde olduğunu ortaya koyuyor. Fırsattan çok yapılması gerekenler listesi görünümündeki raporun bu maddesi, şu şekilde: “1. Hibrit çalışma ortamında motive iş gücünü çekin ve elde tutun Teknoloji sektörü için doğru yetenekleri bulabilmenin önemi pandemi döneminde daha da arttı. Çoğu teknoloji şirketi, modern iş gücüne yönelik ihtiyaç ve tercihleri dengelemeye çalışırken kısmi ve kademeli bir ofise dönüşü de gündeme almış durumda. EY tarafından yapılan güncel bir araştırma, her 10 çalışandan 9’unun esneklik talep ettiğini ve talepleri karşılanmazsa işten ayrılmaya hazır olduklarını gösteriyor. İşverenler, en iyi yetenekleri çekmek ve elde tutmak için ödülleri, esnekliği ve deneyim optimizasyonunu içeren formüller geliştirmeli.” Burada dikkat çekici nokta, 10 çalışandan dokuzunun ayrılmaya hazır olması. Bu nedenle GTech’in inisiyatifinin esneklik boyutuyla olmasa da aidiyeti geliştirme anlamında yerinde olduğu görülüyor.

Nintendo Switch sahipleri No Man’s Sky’a kavuşuyor

0
Sony’nin büyük bir yatırımla desteklediği ve tüm dünyada büyük beğeni toplayan video oyunu No Man’s Sky, piyasaya çıkışından 6 sene sonra, 2022 yazında nihayet Nintendo Switch kullanıcılarıyla buluşuyor.

Sonsuz büyüklükte bir galaksi sunan video oyunu

Piyasaya ilk çıktığında beklentileri karşılamayan bir oyun olduğu için ağır eleştiriler alsa da zamanla kendini güncelleyen ve çok zengin içerikli bir “açık dünya” oyunu olarak oyun dünyasında önemli bir yer edinen No Man Sky’ı, tüm platformlardaki oyuncular ilgiyle oynuyorlar Küçük bir oyun stüdyosu olan Hello Games tarafındnan geliştirilen ancak Sony’den aldığı güçlü destekle milyonlarca adet satışa ulaşan No Man Sky, “sonsuz sayıdaki” yıldız sistemini keşfetmek isteyen ve evrendeki büyük bir sırrın peşinden giden bir uzay kaşifinin öyküsünü anlatıyor. Sony’den büyük destek alarak hazırlanan oyunun 6 sene sonra Sony’nin oyun pazarındaki en büyük rakiplerinden biri olan Nintendo platformunda görünmesi de, yapımcının artık Sony ile arasındaki anlaşmanın zamanının dolduğunu işaret ediyor. Oyunun Nintendo Switch duyusu için hazırlanan videoyu aşağıda izleyebilirsiniz:
 

Biden şarj istasyonları için 5 milyar dolarlık bütçe ayırdı

0
Elektrikli otomobillerin yükselişini hızlandırmak isteyen ABD Başkanı Biden, ülkedeki elektrikli otomobil şarj istasyonlarının sayısını artırmak için gerekli alt yapının güçlendirilmesi için 5 milyar dolarlık bir yatırım planı hazırladığını duyurdu. Biden’ın 5 milyar doları sayesinde ABD’deki şarj istasyonlarının sayısının, 2030 yılına kadar yarım milyon adede ulaştırılması planlanıyor.

Her 50 milde bir şarj istasyonu bulunacak

Planın kritik noktası, bu şarj istasyonlarının şehirler arası yollarda, her 50 milde bir konuşlanacak olması. Böylece elektrikli aracıyla şehirler arası yolculuk yapan herkes, 50 milde bir araçlarını şarj edecek bir istasyonla karşılaşacak. İstasyonlar ABD’nin 50 eyaletine de dağılmış olacak. Elektrikli şarj istasyonlarıyla donatılacak bu otoyollara “Alternatif yakıt koridoru” deniliyor. 5 milyar dolarlık bütçenin 615 milyon dolarının bu sene içinde, 1 Ağustos’a kadar serbest bırakılması ve çalışmalara başlanması bekleniyor. 615 milyon dolarlık fonu kullanacak şirketlerin bu parayı sadece elektrikli otomobil sektöründe kullanması şartı da bulunuyor. Hidrojen yakıtlı veya diğer alternatif yakıtlı araçlar bu yatırıma konu olamayacak.

e-ticaret, Türkiye’nin kalkınma dayanağı olmaya aday

0
TÜSİAD ve Deloitte yöneticilerinin e-ticaret hakkında çizdikleri tablo, bu alanın Türkiye’nin ekonomik büyümesine yaptığı ve yapabileceği katkıyı ortaya koyarken e-ticaretin bir kalkınma aracı haline getirilmesi için hem teknoloji hem de iş bilgisi anlamında yeterli kaynağın oluşturduğunu gösterdi. TÜSİAD Dijital Türkiye Yuvarlak Masası bünyesindeki e-Ticaret Çalışma Grubu faaliyetleri çerçevesinde, TÜSİAD – Deloitte Digital iş birliği ile hazırlanan  “E-ticaretin Öne Çıkan Başarısı, Tüketici Davranışlarında Değişim ve Dijitalleşme 2022” raporunun ele alındığı çevrimiçi etkinlikte  bir konuşma yapan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski, “Son 2 yıl, pandemi şartlarıyla hizmet sektörünün yeniden şekillendiği ve e-ticaretin de çok hızla büyüdüğü; şirketlerin her gün yeni çözümler üreterek yeni stratejiler geliştirdiği bir dönem oldu. Yüzde 70’i geçen bireysel internet penetrasyonu, mobil geniş bant aboneliklerindeki artış ve coğrafi konumun getirdiği bölgesel olabilme avantajımız e-ticarette ulusal ve uluslararası anlamda önümüzü açan belli başlı unsurları oluşturuyor. Bu çerçevede, e-ticaret ile ilgili atacağımız adımlarda amacımız, marka ve ürünlerimizin dünya çapında bilinirliğini, pazar payını ve e-ihracatını artırmak olmalı” şeklinde konuştu. TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Dijital Türkiye Yuvarlak Masası Başkanı Serkan Sevim ise, e-ticaretin küresel ve ulusal boyutunu “Sektörün sahip olduğu potansiyeli göz önüne aldığımızda, e-ticaret gerek küresel ticaret hacmi gerek yarattığı katma değer ve erişilen yeni pazarlar sayesinde dijital ekonominin önemli bir unsurunu oluşturuyor. Bununla beraber uzaktan çalışma ve uzaktan ticaret ile gelir dağılımı tüm Anadolu’ya yayılıyor, coğrafyadan bağımsız olarak gelir adaleti sağlanıyor” şeklinde ifade etti. Sevim, e-ticaretin teknoloji tarafındaki ihtiyaçlarını ise, “Veri merkezlerine ve bulut bilişim gibi altyapılara gerekli yatırımlarının yapılması ve bu alanda ihtiyaç duyulan yetkin insan kaynağının yetiştirilmesi önem kazanıyor. Güvenli, hızlı, kesintisiz ve dolayısı ile yüksek kaliteli dijital altyapı ihtiyacı artıyor” sözleriyle ortaya koydu. Deloitte Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Lideri Hakan Göl’ün “E-ticaret dijital değişimin en görünür ve dönüştürücü alanı olarak karşımıza çıkıyor. Bu etki şirketlerin teknolojinin olanaklarını kullanarak stratejilerini, operasyonlarını ve insan kaynaklarını da yeniden belirlemeleri konusunda itici bir güç oluşturuyor. Bunun yanında her geçen gün kapsamın genişlediği, rekabetin arttığı ve yeni fırsatların da ortaya çıktığı e-ticarette hedeflenen düzeyde başarılı olmak öncesine kıyasla daha zor olmakla beraber, kullanılabilecek araçların çeşitliliği ve geliştirilen işbirlikleriyle avantajları da bünyesinde barındırıyor. Raporumuzda da vurgusunu yapmış olduğumuz gibi e-ticaretin dijital kanallardan gelen ciro yüzdesi, dijitale ayrılan yatırımın payı, e-ticaret stratejisinin net ve anlaşılır olması, yetkinlik- olgunluk düzeyi ile ilgili değerlendirmeleri göz önüne aldığımızda; e-ticaretin çok hızlı bir gelişim gösterdiğini ve daha da gelişim potansiyelinin olduğunu söylemek mümkün” şeklindeki sözleri ise, bu işin ölçeğinin ve etkisinin ne kadar büyük olduğunu açıkça ortaya koydu. TÜSİAD eTicaret Çalışma Grubu Başkanı Öget Kantarcı “E-ticaret sektörü, uzun yıllardır büyümesini hız kesmeden sürdürüyor. Dünyada son beş yılda katlanarak büyüyen e-ticaret hacmi, pandemiyle beklentilerin üzerine çıkarak rekor düzeylere ulaştı. Salgının hayatımıza getirdiği zorluklar alışkanlıklarımız üzerinde etkili oldu. Online alışveriş bir tercih olmaktan çıkıp çözüm noktası haline gelince, tüketici ve işletmeler tarafındaki ön yargıların büyük ölçüde kırıldığına şahit olduk. Böylece, e-ticaretin sunduğu avantajlar çok daha geniş bir kitleyle buluşmaya başladı. Önümüzdeki dönemde, dijitalleşmenin yakaladığı ivme sayesinde daha çeşitli ve zengin bir e-ticaret pazarımız olacağına, yaşanan değişimleri kalıcı olarak görmeye devam edeceğimize inanıyoruz. Yıllar içinde sektörümüzün en değerli kaynaklarından biri haline gelen raporumuzun yeni versiyonunu sunmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Dünyada ve Türkiye’de e-ticaretin gelişiminin ve gelecek öngörülerinin değerlendirildiği raporumuzun sektörümüze ışık tutacağına inanıyoruz.”

Çiğdemli: Bu yıl, Sevgililer Günü’nün e-ticareti ikiye katlanır

Sevgililer Günü döneminde e-ticaret satışlarının geçen yıla oranla ikiye katlanması bekleniyor. Bu dönemdeki satışları Sevgi Ekonomisi başlığı altında değerlendiren TOBB E-ticaret Meclis Üyesi ve Ticimax E-ticaret Sistemleri Kurucusu Cenk Çiğdemli, Sevgililer Günü öncesinde e-ticaret sitelerinin satışlarının hafta bazında ortalama yüzde 60 artış yaşandığını hatırlatıyor. Çiğdemli’nin bu yıl için öngördüğü yüzde 100’lük artışta seyahat, uçak, otel, araç kiralama gibi kategorilerdeki artışların da payı olacak.

Yapılan harcamaların dağılımında da önemli bir değişim olduğuna işaret eden Çiğdemli, iki yeni ve dikkat çekici dinamik olarak Z kuşağının değer algısının hediye kavramını dönüştürmesini ve bağış ile fidan dikim sertifikalarının da hediye olarak sunulmasını sayıyor. Çiğdemli, son yıllarda özellikle etkinlik bileti, kurs, tatil, hobi eğitimleri, SPA ve otel rezervasyonu gibi deneyim odaklı hediyelerin yükselişe geçtiğinin de altını çiziyor.

Çiğdemli, “Başta kişiye özel ve isme özel hediyeler olmak üzere, mücevher, saat, takı, kozmetik, spor malzemeleri, parfüm, giyim, oyuncak, otomobil aksesuarları, teknolojik ürünler, hobi ürünleri, oyuncaklar, koleksiyon ürünleri ve iç çamaşırı kategorilerinde hareketlilik çok yüksek. 14 Şubat günü çikolata ve çiçek satışları da hareketlenecektir. Ayrıca Z kuşağının değer algısındaki farklılıklar da hediye seçimlerine yansıyor. Örneğin sevdiğinin adına dernek veya STK’lara bağış yapmak, fidan diktirmek gibi sosyal sorumluluk harcamaları da artık hediye olarak sunulabiliyor. Örneğin ‘Adınıza şuraya fidan bağışlanmıştır’ gibi bir sertifika çerçeveletilip hediye olarak verilebiliyor. Sürdürülebilirliğe yönelik ürün ve hizmetler de öne çıkıyor” şeklinde konuşuyor.

İş dönüşümü ustası Emre Ergun, Vodafone Grubu’na atandı

Emre Ergun, Vodafone Grubu’na dijital, perakende ve müşteri operasyonlarından sorumlu ticari operasyonlar grup başkan yardımcısı olarak atandı. Ergun, Vodafone Türkiye’nin yüzde 100 evden çalışma modeline geçen ilk Vodafone şirketi olmasında rol oynamıştı. Ergun, yeni görevinde, yerel pazarlarla işbirliği halinde TOBi ve global Vodafone Yanımda platformları ve perakende dijital dönüşüm programları gibi stratejik girişimlerin hayata geçirilmesi dahil olmak üzere Vodafone’un dijital, müşteri operasyonları ve perakende stratejilerinin uygulanmasından sorumlu olacak. Aylık aktif 50 milyonun üzerinde dijital kullanıcı, 6 binin üzerinde mağaza, 16 ülkede online mağazalar, dijital müşteri kazanımı ve yönetimi, aylık 30 milyonun üzerinde TOBi işlemini kapsayan bir ekosistemi yönetecek olan Ergun, bu rolünde, Vodafone Grubu Ticari Faaliyetler ve Operasyonlardan Sorumlu Grup İcra Kurulu Başkanı Alex Froment-Curtil’e raporlayacak. 2017’den bu yana müşteri operasyonlarından sorumlu icra kurulu başkan yardımcısı olarak görev yapan Ergun, Emre Ergun, Vodafone Türkiye’ye katıldığı dönemde, dijital müşteri hizmetleri, otomasyon ve müşteri deneyimine odaklı ekiplerin kurulmasında; dijitalleşme ve büyük veri yaklaşımıyla müşteri operasyonlarının ticari bir kanala dönüşmesinde güçlü bir liderlik sergiledi. Kişisel dijital asistan TOBi, Bireysel Çağrı Merkezi ve Kurumsal Hizmetler alanlarındaki yenilikçi yaklaşımlarıyla Vodafone Türkiye’nin Vodafone Grubu içinde öncü olmasını sağladı. Vodafone Türkiye, Ergun’un liderliğinde stratejik Müşteri Hizmetleri programları ve müşteri yetkilileri aracılığıyla yapılan satışlar konusunda öncü bir rol üstlendi ve yüzde 100 evden çalışma modelini hayata geçiren ilk Vodafone şirketi oldu. Ergun, Müşteri Operasyonları ekibinin yeni bir vizyonla tekrar kurgulanması ve bir mükemmeliyet merkezine dönüştürülmesi konusunda da güçlü bir liderlik sergiledi. Ergun ayrıca Şubat 2021’den itibaren Türkiye’de Dijital Finansal Servisler ve Pazaryeri alanına; Ekim 2021’de lansmanı yapılan ve telekom sektöründe Türkiye’de ilk defa tüm kategorilerde hizmet veren online alışveriş platformu Her Şey Yanımda’ya liderlik etti.

Vodafone Türkiye’de müşteri operasyonları Gemici’ye emanet

Vodafone Türkiye Müşteri Operasyonlarından Sorumlu İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Emre Ergun’un Vodafone Grubu’na transfer olmasının ardından Vodafone Türkiye’de Strateji, İş Geliştirme ve Toptan Satıştan Sorumlu İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Levent Gemici ise mevcut rolüne ek olarak müşteri operasyonlarının sorumluluğunu da üstlendi. Vodafone Türkiye ailesine 2010’da fiyatlama ve kârlılık direktörü olarak katılan Levent Gemici, ardından Kurumsal İş Birimi’nde mobil ve sabit ürün yönetimi, fiyatlama ve müşteri değer yönetimi ekiplerine liderlik etti. Eylül 2017’de strateji ve iş geliştirme direktörlüğü görevine atanan Gemici, bu rolünde, kolektif strateji yönetimi ve çalışma gruplarının işleyişine öncülük etti, şirketin yeni ortaklık projelerine İcra Kurulu üyeleriyle birlikte yön verdi. Mayıs 2021’de Vodafone Türkiye İş Geliştirme ve Toptan Satıştan Sorumlu İcra Kurulu Başkan Yardımcılığı görevine getirilen Gemici, mevcut rolüne ek olarak müşteri operasyonları sorumluluğunu da üstlendi. Kariyerine “Lafarge Group Global Strateji” ekibinde başlayan Gemici, 2001’de Türkiye’de telekom sektörüne katıldı ve finansal planlama, pazarlama, regülasyon ve satış ekiplerinde yöneticilik görevleri üstlendi. Galatasaray Üniversitesi Ekonomi bölümünden mezun olan Gemici, Paris-Dauphine Üniversitesi’nden master derecesi taşıyor.              

Türk mobilya üreticisi NFT dünyasına giriyor

50. yaşını kutlamaya hazırlanan Koleksiyon Mobilya, özgün tasarımlarını bu kez dijital dünya Metaverse’e taşıyacak. Mobil devi 50. yılına özel olarak 50 özel NFT’den (non-fungible token) oluşan koleksiyon ile karşımıza çıkacak. Koleksiyon Mobilya, markaya ait birçok ürünün özgün tasarımlarının NFT formatında sunulacağı bu dünyadaki ilk Türk Mobilya markası olmaya hazırlanıyor.

Koleksiyon Mobilya’nın 50. yılında 50 özel NFT

Yıl sonuna kadar sunulacak 50 özel NFT’den oluşacak koleksiyondaki her eser Koleksiyon’un 50 yıllık tasarım serüveninin ve anlayışının da hikayesini yansıtacak. Marka; içinde ilk defa tasarım dünyasına lanse edilecek, ürün haline dönüşmemiş bazı özgün çizimlerin de olması planlanan bu koleksiyonla Web3.0 Metaverse dünyasına hızlı bir giriş yapmış olacak. Konu ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Koleksiyon Yönetim Kurulu Başkan Vekili Doruk Malhan, “50 yıldır mobilya ve farklı gruplardaki tasarımlarımızla öncü bir marka olduk. Dünyanın en önde gelen kurumsal markalarının tercihi olduk. Koleksiyon çizgisini şimdi de NFT formatıyla Metaverse dünyasına sunacağız. Bu NFT’leri alanlar bunları sergileyebilecek, hatta dijital dünyada kullanabilecek. Bu çok özel NFT koleksiyonunun Metaverse dünyasına sunulması için portföyünde web3.0 teknolojileri alanında 360 derece hizmet veren alt iştirakleri ile farklı projelere imza atan New York merkezli META VENTURE FUND, MetaFund LLC şirketiyle gerekli anlaşmaları tamamladık.” ifadelerini kullandı. Bir kripto para çeşidi olan ve eserler üzerine tanımlanan NFT’ler eşsiz dijital varlıklar olarak kabul ediliyor. Bugüne kadar bu alanda 33 milyondan fazla satış gerçekleşirken, NFT’ler için piyasa hacminin boyutu 19 milyar doları geçmiş bulunuyor.

Elektrik azalınca tüketicilerin hakları ve hukuku önem kazandı

0
Elektrik tüketicilerinin bazı hakları kanun ve yönetmeliklerle korunuyor. Son zamanlarda elektrik faturaları üzerindeki tartışmalar artsa da elektrik tüketicilerinin sosyal hakları aslında koruma altında. Elektrik, belirli durumlar söz konusu olduğunda ödenmese dahi kesilemiyor ve bazı kullanıcılar için borcun ödenmesine yönelik taksitlendirme talep edilebiliyor. Elektrik tedarikçileri karşılaştırma sitesi encazip.com, tüketicilerin aklına takılan bu soruların yanıtlarını araştırdı. İşte elektrik tüketicilerinin hakları ve devletin ihtiyaç sahiplerine sağladığı elektrik desteklerinin şartları: Yaşam destek cihazlarına bağımlı olan tüketicilerin elektriği kesilemez Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nde, tüketicilerin korunması ve desteklenmesi kapsamında birçok madde yer alıyor. Yönetmeliğe göre elektrik dağıtım şirketleri, elektrikle çalışan diyaliz destek ünitesi, solunum cihazı ve benzeri nitelikte yaşam destek cihazlarına bağımlı olan ve destekleyici belgelere sahip tüketicilerin yazılı başvuru yapması koşuluyla bu tüketicilerin yaşadığı kullanım yerlerine ait perakende satış sözleşmeleri ve ikili anlaşmaları kayıt altına almakla yükümlü. Tüketici bu kullanımından dolayı elektrik faturasını ödeyemezse dahi elektriği kesilemez. Tüketici borcun ödenmesine yönelik taksitlendirme isterse tedarikçi bu taksitlendirmeyi yapmak zorunda. Taksitlendirme süresi ise azami dört ay. Dağıtım şirketi tüketiciye sağlık raporunun süresinin sona ereceğine ilişkin bilgilendirmeyi raporun süresinin sona erme tarihinden en az 20 gün önce yapmak zorunda. Tüketici de geçerli raporu 30 gün içerisinde şirkete bildirmekle yükümlü. Eğer sağlık raporunun süresi dolduysa ve tüketici 30 gün içerisinde yeni raporu bildirmediyse, bu tüketiciye tanınan 30 günlük süreyi takip eden 3 iş günü içerisinde bildirilir ve tüketicinin elektriği mevzuatın düzenlediği hallerde kesilebilir. Ayrıca planlı elektrik kesintileri olacaksa bu tüketiciler elektrik dağıtım şirketleri tarafından tüketicinin belirlediği iletişim aracıyla öncelikle bilgilendirilmeliler. Eğer plansız elektrik kesintileri söz konusuysa yine bu tüketiciler kesinti ile ilgili durum hakkında elektrik dağıtım şirketleri tarafından bilgilendirilmek zorundalar. 65 yaş üstü tüketicilerin elektriği sadece üç fatura üst üste ödenmezse kesilebilir Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’ne göre, kendi adına perakende satış sözleşmesi olan mesken tüketici grubunda bulunan 65 yaş üstü tüketicilerin, yüzde 40’ın üzerinde engelli olduğuna dair sağlık kurulu raporunu görevli tedarik şirketine ibraz eden engelli tüketicilerin ve Şehit Aileleri ve Muharip/Malul Gaziler mesken alt tüketici grubunda bulunan tüketicilerin elektriği, tek bir kullanım yerine ait faturaların aralıksız olarak yıl içerisinde en az üç dönem boyunca zamanında ödenmemesi ve tüketicinin kesme yapılacağı hakkında görevli tedarik şirketi tarafından bilgilendirildiğinin ispatı hallerinde kesilebiliyor. Borcun ödenmesine ilişkin taksitlendirme talep edilmesi halinde taksitlendirme tedarikçiler tarafından yapılmak durumunda. Taksitlendirme süresi azami dört aydır olarak belirli. Tüketici hizmetleri merkezleri 24 saat kesintisiz hizmet verir Yine yönetmeliğe göre, dağıtım şirketleriyle görevli tedarik şirketleri tarafından, faaliyet konularıyla ilgili olarak arıza bildirimi, kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanım ihbarları, ödeme bildirimlerine ilişkin itirazlar, şikâyetler ve benzeri konularda yapılan başvuruların cevaplandırılması için, yeterli donanım ve personele sahip tüketici hizmetleri merkezleri kurulması zorunlu. Bu merkez, tüketicilere yönelik 24 saat kesintisiz hizmet verecek şekilde kurulur. Dağıtım şirketleri ile görevli tedarik şirketleri tüketicilere yönelik çağrı hizmetleriyle ilgili olarak birbirlerinden veya aynı kaynaktan hizmet alımı yapabilirler. Bu kapsamdaki hizmet alımı, herhangi bir süre sınırlamasına tabi değil. Dağıtım şirketleri ile görevli tedarik şirketlerinin internet sitelerinde, kolayca görülebilecek ve erişilebilecek şekilde “İtiraz veya Şikâyet Başvurusu” erişimine yer verilmesi de zorunlu olarak yer alıyor. Tüketici yılda iki kez tüketim oranlarını öğrenebilir Dağıtım şirketiyle görevli tedarik şirketleri, aldıkları hizmetle ilgili gerekli bilgilendirmeleri tüketicilere yapmak zorunda. Tüketicilere ücretsiz olarak broşür, katalog gibi araçlar dağıtabilir ya da elektronik posta veya kısa mesaj gönderebilirler. Tüketici talep ederse dağıtım şirketi, yılda iki defadan fazla olmamak üzere tüketicinin geçmiş 24 aya yönelik elektrik enerjisi tüketimini tek zamanlı veya çok zamanlı olarak kWh cinsinden gösteren belgeyi ücretsiz olarak tüketiciye sunmak zorunda. Ayrıca dağıtım şirketlerinin tüketicileri, dağıtım veya iletim sisteminde programlanmış bir müdahale nedeniyle meydana gelecek programlı kesintiler hakkında yazılı, işitsel veya görsel basın yayın kuruluşları aracılığıyla ve internet sitesinde, ayrıca isteyen kullanıcılara kısa mesaj ya da elektronik postayla kesintinin tarih, başlangıç ve sona erme zamanının, kesintinin başlama zamanından en az kırk sekiz saat önce bilgilendirmesi gerekiyor. Beş ve daha fazla kişilik hanelere aylık 206 lira destek Aile ve Sosyal Hizmet Bakanlığı’nın sosyal yardım programları içerisinde dar gelirli ve ihtiyaç sahibi vatandaşlar için düzenlediği elektrikle ilgili yardım programları da mevcut. “Elektrik Tüketim Desteği”nden 3294 ve 2022 sayılı Kanunlar kapsamındaki düzenli sosyal yardım programlarından veya engelli yaşlı aylığından faydalanan ihtiyaç sahibi haneler yararlanabiliyor. Destekten faydalanabilecek ihtiyaç sahibi ailelerin belirlenmesi için de hanede kişi başına düşen gelire bakılıyor. 2022 itibariyle bu tutar 1417,80 lira olarak belirlendi. Dört kişilik bir ailenin geliri 3.409 liranın altındaysa ihtiyaç sahibi hanelerin elektrik tüketimi belirlenen kWh limitine kadar karşılanıyor. Bu yardımdan yararlanabilmek için herhangi bir kuruma başvuru yapılmasına gerek yok. Hak sahiplerinin kimlik kartı ve elektrik faturası ile PTT şubesine gitmeleri yeterli oluyor. Bu yardım programı kapsamında 1 Ocak 2022 tarihinden itibaren 1-2 kişilik hanelere aylık 75 kWh (103 lira), 3 kişilik hanelere aylık 100 kWh (137,33 lira), 4 kişilik hanelere aylık 125 kWh (171,67 lira), 5 ve daha fazla kişilik hanelere aylık 150 kWh (206 lira) karşılığı tutarınca nakdi destek sağlanıyor. Ödemeler aylık olarak yapılıyor. Cihaza bağımlı hastalara güç desteği yardımı Aile ve Sosyal Hizmet Bakanlığı, kronik hastalığı nedeniyle cihaza bağımlı olarak hayatını sürdürmek durumunda kalan kişilere de destek veriyor. Elektrikle ilgili bir başka yardım programı ise “Kronik Hastalara Elektrik Tüketim Desteği”. Bu destekle Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma (SYD) Vakıfları tarafından 2828 sayılı Kanun kapsamında evde bakım yardımı almayan, kronik hastalığı nedeniyle cihaza bağımlı olan 3294 sayılı Kanun kapsamındaki hastaların yaşadığı hanelere “Elektrik Tüketim Desteği”, “Kesintisiz Güç Kaynağı Desteği” ve “Birikmiş Elektrik Borcu Desteği” verilmesi şeklinde yardımlar yapılıyor. Bu desteğe hastanın kendisi, hastanın sağlık gerekçesiyle evden çıkamayacak durumda bulunması durumundaysa hastanın vekili, vasisi veya velisi tarafından hasta adına başvuru yapılabiliyor. Bu kişilerin bulunmaması durumunda hastanın hanesinde vakıf personeli tarafından da başvuru alınabiliyor. Başvuru için kimlik kartı, sağlık raporu ve vakıftan temin edilen başvuru formu gerekiyor. Elektrik Tüketim Desteği kapsamında cihazın tüketim düzeyine göre aylık 200 liraya kadar destek veriliyor. “Kesintisiz Güç Kaynağı Desteği” ve “Birikmiş Elektrik Borcu Desteği” için ise herhangi bir üst sınır yok. Vakıf mali imkanlarınca yapılabiliyor. “Elektrik Tüketim Desteği” ödemeleri aylık, “Birikmiş Elektrik Borcu Desteği” ve “Kesintisiz Güç Kaynağı Desteği” ise tek seferlik yapılıyor.  

Metaverse mağazasında canlı Galaxy Unpacked etkinliği

Samsung, Galaxy S Serisi’ni ilk kez tanıtacağı 9 Şubat’taki ‘Galaxy Unpacked’ etkinliğini Decentraland’de Samsung 837X ismiyle yer alan mağazasında canlı olarak yayınlıyor. Samsung’un New York’taki mağazasının bire bir modellendiği 837X mağazasını sanal olarak ziyaret eden kullanıcılar, burada çeşitli görevleri yerine getirerek 837X’in NFT rozetlerini ve Samsung Decentraland giyilebilir ürünlerin sınırlı sayıdaki örneklerini kazanabiliyor. 3D sanal gerçeklik platformu Decentraland’da yer alan Samsung mağazasının lobisinde Samantha adlı sanal karakter kullanıcıları karşılayacak, konukları tanıtacak ve önemli bilgileri aktaracak. Katılımcılar selamlama modülüne adım attıklarında Samantha ile etkileşime geçebiliyor. Yapay zekâ ile desteklenen Samantha karakteri, Samsung’un 837X mağazasında önemli bilgileri ve olayları ilişkilendirebiliyor, gerektiğinde diyalog kurabiliyor. Metaverse evreninin bulunduğu, Ethereum blok zinciri tarafından desteklenen çok oyunculu bir 3D sanal gerçeklik platformu olan Decentraland, platformunda kullanıcılar, içeriklerini ve uygulamalarını oluşturabiliyor, bunları hem deneyimleyebiliyor hem de para kazanabiliyor.  

Oyun alışverişi düşüşe geçti

Uluslararası 85’i aşkın oyun firmasının Türkiye yetkili satıcısı olan dijital oyun mağazası oyunfor.com, oyun ve oyun içi satış verilerine göre Ocak 2022’de Aralık 2021’e oranla yüzde 10 düşüş yaşandığını açıkladı. 21 Ocak’ta başlayan sömestr tatiline rağmen yaşanan bu düşüşün dikkat çekici bir boyutu da, uzun bir aradan sonra mobil oyun satışlarında düşüş yaşaması oldu. En yüksek ciro sıralamasında mobil battle royale oyunu Garena Free Fire ilk sırayı alırken ikinci sırada yine bir mobil battle royale oyunu olan PUBG Mobile yer aldı. Ocak ayında yapılan harcamaların büyük bir bölümü, ücretsiz olarak oynanabilen bu oyunların oyun içi para birimleriyle yapıldı. Oyun satışlarının kategorik dağılımı şu şekilde gerçekleşti:                              Aralık 2021              Ocak 2022

PC                        yüzde 16                    yüzde 21

Konsol               yüzde 15                    yüzde 16

Mobil                 yüzde 69                    yüzde 63

Oyunfor Genel Müdürü Mehmet Dumanoğlu, ¨2020 ve 2021 boyunca rekorlar kırarak kendi normalinin çok üstünde seyreden oyun alışverişleri, 2021’in son aylarında okulların açılmasıyla birlikte düşüşe geçmiş ve normal seviyesine dönmüştü. Bildiğiniz üzere okulların kapalı olması oyun satışlarını her zaman olumlu yönde etkilemiştir ancak 21 Ocak’ta başlayan sömestr tatiline rağmen yaşanan bu düşüşün ana sebebinin bir süredir gündemde olan ekonomik dalgalanma ve yüksek enflasyon olduğunu düşünüyoruz¨ şeklinde konuştu.

Mercedes-Benz kamyonlar yeni teknolojiler ile daha güvenli

0
Kamyon şoförlerine daha fazla destek sağlamayı hedefleyen Mercedes-Benz, kamyonlarını geliştirmek ve tüm yol kullanıcılarının güvenliğini artırmak için her yıl yüz milyonlarca Euro tutarında AR-GE çalışmaları gerçekleştiriyor. AR-GE çalışmalarının en yeni örnekleri arasında; otomatik fren fonksiyonlu Aktif Yan Görüş Asistanı ve otomatik acil frenleme fonksiyonlu Aktif Sürüş Asistanı 2 yer alıyor. Otomatik fren fonksiyonlu yeni Aktif Yan Görüş Asistanı, tehlikeli bir durum algıladığında yalnızca kamyon şoförünü uyarmakla kalmıyor; aynı zamanda aracı durdurmak için otomatik frenleme uygulaması da başlatıyor. Actros 1851 Plus pakette standart olarak sunulan Aktif Sürüş Asistanı 2 ise, acil bir durumda aracı otomatik olarak tamamen durdurabilen fren fonksiyonuna sahip.

Dönüş Asistanı, 2016 yılından beri pazara sunuluyor 

Şehir trafiğinde bir ağır yük kamyonu sürmek, dar yollarda veya karmaşık kavşaklarda olmak birçok profesyonel kamyon şoförü için de büyük bir zorluk teşkil ediyor. Bu durum, özellikle dönüş manevraları için geçerli. Kamyon şoförlerinin; trafik ışıklarına, tabelalara, karşıdan gelen ve karşıya geçen trafiğe; dahası yayalara ve bisikletlilere dikkat etmeleri gerekiyor. Buna ek olarak, büyük dingil mesafesine sahip veya römorklu ağır kamyonlar, genellikle diğer trafik paydaşları tarafından kolayca anlaşılmayacak bir şekilde dönerler. Bu kamyonlar, dönmeden önce yarı römork veya römorkun uzunluğuna uygun mesafeyi almak için doğrudan kavşağa doğru ilerler. Bu nedenle, bazı durumlarda aracın ön yolcu tarafından geçmekte olan bir bisiklet sürücüsü veya yaya, kamyonun dönüş yapacağını değil düz bir şekilde ilerleyeceğini varsayabiliyor. 2016 yılından itibaren birçok Actros, Arocs ve Econic modelinde opsiyonel olarak sunulmaya başlanan Dönüş Asistanı (S1R) sistemi, bahsi geçen durumlarda etkili bir şekilde müdahalede bulunabiliyor.  Hayat kurtarabilecek farklı işlevlere sahip yeni Aktif Yan Görüş Asistanı  Dönüş Asistanı (S1R), Haziran 2021 itibarıyla Actros ve Arocs modellerinde, belirli koşullar altında hayat kurtarabilecek farklı işlevlere sahip yeni Dönüş Asistanı (S1X) sistemi ile değiştirilmeye başlandı. Aktif Yan Görüş Asistanı, yalnızca yardımcı şoför tarafında hareket halinde olan yayalar veya bisikletliler konusunda kamyon şoförünü uyarmakla kalmıyor; aynı zamanda 20 km/s’ye kadar dönüş hızlarında otomatik frenleme uyguluyor ve uyarı seslerine rağmen şoför eyleme geçmediğinde aracı durduruyor. Müdahale gereksinimini direksiyon açısından tespit eden Aktif Yan Görüş Asistanı, ideal şartlarda herhangi bir çarpışmayı önlüyor. Böylece araçlar, dönüş yaparken ciddi yaralanma ve kazalardan kaynaklanan ölümlerin daha da azaltılmasına katkıda bulunuyor. Yeni: Acil frenleme fonksiyonlu Aktif Sürüş Asistanı 2 Güvenlik açısından bir adım öne çıkan Aktif Sürüş Asistanı – ADA, 2018 yılında yeni Actros’un dünyanın ilk yarı otonom (SAE seviye 2) sürüş yapabilen seri üretim kamyonu olmasını sağlayan sistem olarak ayrı bir öneme sahip. Kamyonun dikey ve yatay yönlendirmesi ile belirli koşullar altında kamyon şoförüne yardımcı olan Aktif Sürüş Asistanı, ayrıca öndeki araç ile mesafeyi otomatik olarak koruyabiliyor. Kamyonun hızlanmasını sağlayabilen sistem, yeterli dönüş açısı veya açıkça görülebilir şerit çizgileri gibi gerekli sistem koşulları karşılandığında direksiyonu da yönlendirebiliyor. Şoförün önündeki araca tehlikeli şekilde yaklaşması durumunda önceden belirlenmiş asgari mesafe tekrar sağlanana kadar kamyonu otomatik olarak frenleyebilen Aktif Sürüş Asistanı, ardından kamyonu bir önceki hızına göre yeniden hızlandırabiliyor. Haziran 2021’den itibaren mevcut olan ve daha da fazla işleve sahip en yeni nesil Aktif Sürüş Asistanı 2, kamyon şoförünün (örneğin sağlık sorunları nedeniyle) uzun süredir aktif olarak sürüşe devam etmediğini tespit ederse, acil bir frenleme başlatabiliyor. Sistem, ilk olarak görsel ve sesli sinyallerle şoförün ellerini direksiyona koymasını talep ediyor. Ancak, 60 saniye geçtikten ve birden fazla uyarıdan sonra bile; şoför direksiyondaki düğmeler aracılığıyla aracı frenleyerek, yönlendirerek, hızlandırarak veya idare ederek herhangi bir tepki vermezse, dörtlü flaşörler aracılığıyla diğer araçları uyarıyor. Sistem, bir taraftan da kamyon şerit içinde güvenli bir şekilde durana kadar fren yapabiliyor. Sistem tarafından başlatılan acil frenleme manevrası, herhangi bir noktada kick-down işleviyle durdurulabiliyor. Kamyonun durması halinde, sistem yeni elektronik park frenini otomatik olarak devreye alıyor. Ek olarak, sağlık görevlileri ve diğer ilk müdahale ekiplerinin doğrudan kamyon şoförüne ulaşmalarına yardımcı olmak adına da kapı kilitlerinin otomatik olarak açılması sağlanıyor. Otoyollar ve şehir trafiği için acil durum fren asistanı: Aktif Fren Asistanı 5 Aktif Fren Asistanı 5 – ABA 5’in acil frenleme fonksiyonu, Aktif Yan Görüş Asistanı’nın otomatik frenleme müdahalesi ve Aktif Yan Görüş Asistanı 2’nin otomatik acil durdurma özelliğinden farklılaşıyor. ABA 5, radar ve kamera sistemlerinin bir araya gelmesi ile çalışıyor. ABA 4 ile karşılaştırıldığında, hareket halinde olan yayalara yalnızca kısmi frenleme ile değil; aynı zamanda 50 km/s hıza kadar otomatik tam durma frenleme manevrası başlatarak da tepki verebiliyor. ABA 5; önünde sürüş halinde olan bir araç, sabit bir engel, karşıdan gelen, karşıdan karşıya geçen, kendi şeridinde yürüyen veya aniden şokla duraksayan bir yaya ile kaza tehlikesinin bulunduğunu tespit ettiğinde, şoföre önceden görsel veya sesli bir uyarı verebiliyor. Sistem, şoförün gerekli karşılığı vermemesi durumunda, ikinci aşamada 3m/s²’ye kadar bir hız düşüşü ile kısmi bir frenleme manevrası başlatabiliyor. Bu da maksimum frenleme performansının yaklaşık yüzde 50’sine karşılık geliyor. Buna rağmen çarpışma kaçınılmaz görünüyorsa; sistem sınırları içerisinde otomatik acil durum tam frenleme manevrası başlatabiliyor ve araç durduktan sonra yeni elektronik park frenini devreye sokabiliyor. Tüm yardımcı sistemlerin belirli sınırlar dahilinde şoförü mümkün olduğunca desteklemek için tasarlandığını bildiren Mercedes-Benz, yasalar çerçevesinde şoförün aracından tamamen ve nihai olarak sorumlu olduğunun altını çiziyor. Tehlikeli olarak algıladığı durumlarda kamyon şoförüne aktif olarak destek olabilen söz konusu yardımcı sistemlerin yol güvenliği üzerindeki olumlu etkisi, 2008-2012 yılları arasında 1000’den fazla araçla gerçekleştirilen bir saha testi ile de kanıtlandı. Söz konusu saha testi, şoför asistan sistemlerine sahip kamyonların herhangi bir kazaya karışma olasılığının, aynı tipteki referans araçlardan yüzde 34’e kadar daha düşük olduğunu gösterdi.