ChatGPT sohbetleri ne kadar güvenli?

0

Ghostery CEO’su Schmetz, ChatGPT sohbetleri için güvenlik analizi yaptı. Schmetz üçüncü taraf kontrolüne dikkat çekti.

ChatGPT, hatta Bing Chat ve Google Bard gibi üretken yapay zeka hizmetlerini daha fazla kişi kullandıkça , bunların güvenliği ve etiği sorgulanmaya başlıyor. Milyonlarca insan soru sormak, ön yazılar veya makaleler için metin oluşturmak, kod yazmak ve hatta hata ayıklamak için bir web sitesini kullanıyor. Peki bu araçlara girilen tüm bu bilgilere ne oluyor?

Üçüncü taraf izleme henüz aktif değil

Ghostery CEO’su ve gizlilik uzmanı Jean-Paul Schmetz bu konuyla ilgili detaylı bir çalışma yaptı. İyi haber şu ki, OpenAI henüz ChatGPT’de üçüncü taraf izlemeye izin vermiyor. Schmetz: “ChatGPT ile sohbet ederken arkanızdan bakan kimse yok” diyor.

Schmetz: “Kullanıcının endişelenmesi gereken tek şey, verilerinizi eğitim için kullanabilmeleridir, bu nedenle ne yazarsanız yazın OpenAI tarafından kullanılıyor. Bu, şirketin gizlilik politikasında açıkça belirtilmiş, ancak yalnızca OpenAI’den  bir Google Formu doldurarak veri paylaşımını devre dışı bırakma seçeneğiniz var” diyor.

2021’de araştırmacılar, modelin doğuştan gelen, kullanıcılarının girdiği verilerden öğrenme rolünden yararlanan veri çıkarma saldırılarını eğitmek için GPT-2 sistemindeki güvenlik açıklarını ortaya çıkardı. Bu güvenlik açığının GPT-4’te olup olmadığını kesin olarak bilmesek de Schmetz, bunun ücretsiz modelde de devam ettiğini açıklıyor. OpenAI başkanı ve kurucu ortağı Greg Brockman: “Güçlü eğitim çalışmalarının hükümetlere bildirilmesi, bunların kapasite ve etkilerine ilişkin giderek daha karmaşık hale gelen tahminlerin eşlik etmesi ve tehlikeli yetenek testleri gibi en iyi uygulamaları gerektirmesi gerektiğine inanıyoruz” dedi.

İnternetle iç içe büyüyen çoğumuz, bunun için üç önemli kural olduğunu biliyoruz: Özel bilgileri internete koymayın, okuduğunuz her şeye inanmayın ve internetin en büyük hükümdarı çerezlerdir. Schmetz, “Yapay zeka ile paylaştıkları bilgilere dikkat eden kullanıcılar risk altında olmayacak, çünkü bu birinci taraf verileri yalnızca kullanıcı bu bilgileri en başta girdiyse çıkarılabilir” diye ekliyor.

Telefon kiralamaya olan talep arttı

Tüketiciler telefonlarını uzun dönem kiralayıp hasar onarım garantisiyle rahatça kullanmayı tercih ediyor

Enflasyonun yüzde 55 artmasıyla beraber, kiralama sisteminin yüzde 35’in üzerinde tasarruf sağladığının altını çizen Kiralabunu Kurucu Ortağı Sinan Ventura, “Kiralamaya talep patladı. Tüketiciler artık paralarını telefona yatırım yaparak kullanmak yerine farklı alanlarda değerlendirmeyi tercih ediyor” diyor. 

Mevcut ekonomik konjektür süreli kullanımı olan varlıklara yatırım yapmaktansa, paranın değerini korumak amacıyla uzun dönemli yatırım araçlarına yönelimi tetikledi. Elektronik ürün perakendesinde yansımada yenilenmiş cihaz pazarının ve kiralamanın önünü açtı.

Dünyada yenilenmiş telefon pazarı gelişmiş ülkelerde sıfır telefon pazarının yüzde 20’sine kadar ulaşmış durumda. 10 milyon sıfır telefon satışının yapıldığı bir ülkede bunun 2 milyon adetini yenilenmiş telefonlar oluşturuyor. Bu oran Türkiye’de henüz yüzde 1’lerde. Ancak 2026 yılına kadar rakamın yüzde 15’lere çıkması bekleniyor. Son yıllarda gerek döngüsel ekonomiye katkısı gerekse uygun fiyatlı olması nedeniyle tüketicilerin yoğun ilgi gösterdiği yenilenmiş telefon pazarının, mevcut ekonomik tablo nedeniyle daha da ivme kazanması bekleniyor. Yenilenmiş cihazlar daha ağırlıklı yaşını almış modellerden oluşuyor, cihaz yenileme süreleri göz önünde bulundurulursa. Bu noktada son teknolojiyi kullanmak isteyen kullanıcıların ve firmaların en önemli durağı da Kiralama opsiyonu oldu.

2021 yılında Sinan Ventura, Alper Erdem, Cenk Yılmaz ve Elif Kapıcı ortaklığıyla kurulan Kiralabunu.Com da bu alanda hızlı büyümesiyle dikkat çeken platformlardan ilki.

Kiralamaya yönelimin yüzde 55’in üzerindeki enflasyonda kullanıcılara yüzde 35’in üzerinde tasarruf sağladığının da altını çizen Kiralabunu Kurucu Ortağı Sinan Ventura, “Günümüz koşullarında kiralamaya talep patladı. Tüketiciler artık paralarını 10 bin TL’lik telefonlara yatırmak yerine, farklı yatırımlarda değerlendirip enflasyonla eşdeğer 16 bin TL’lere çıkarma yoluna gidiyor. Bu durumda aydan aya 500 tl ‘ler ile senelik sadece 6 bin TL’lik kiralama yaparak hem ürünü kullanıyor hem de sermayesi yanına kalıyor” diye anlatıyor. 

Telefon artık bir ihtiyaç, lüks değil

Telefonun artık tüketicilerin gözünde başat bir ihtiyaç olarak görüldüğüne de değinen Ventura; spekülasyonların, kriz ve zam söylentilerinin etkisiyle sektörde hareketliliğin artığını belirtiyor. Ventura ürünlere zam geleceğine yönelik alınan duyumların ve kurdaki oynaklıkların tüketicilerin cihaz değiştirme / alma kararını öne çekmeye yönlendirdiğine dikkat çekiyor. 

Yüksek fiyatların etkisi

Sahiplenmek yerine erişime olan yönelimin arttığından bahseden Ventura, şunları ekliyor: “Cep telefonu gibi ürünlerin yükselen fiyatları ve sıklaşan teknoloji güncellemeleriyle birlikte kullanım ömrünün düşmesi, kiralama modeline olan ilgiyi giderek artıyor. Kullanıcılar artık sıfır ürün satın alma yaparak kart limitlerini kullanmak da istemiyor. O nedenle uzun dönem kiralayıp hasar onarım garantisiyle ürünleri rahatça kullanmayı tercih ediyor.”

Kiralama sektörü tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yükseliş gösteren alanlardan. Kiralabunu.com’un 2022 yılında iki turda toplam 1.1 milyon dolar yatırım almış olması da bunu katılar nitelikte. Önümüzdeki haziran ayında 5-8 milyon dolar arasında yeni bir yatırım turuna hazırlanan platform, Türkiye’nin yanı sıra global fonlardan da yatırım çekmeyi hedefliyor. Cep telefonundan robot süpürgeye, televizyondan kulaklığa 11 kategoride 500’ün üzerinde ürününün kiralandığı Kiralabunu.com, tüketici talepleri doğrultusunda her geçen gün ürün portföyüne yeni kategoriler ekliyor.

Çin’de Mercedes-Benz Türkiye imzası

Mercedes-Benz Türk Kamyon AR-GE Merkezi, İş Hazırlama Ekibi ile birlikte Çin’e özel Actros projesinin gerçekleşmesinde aktif görev aldı

Çin’de Mercedes-Benz Actros’u yerlileştirme projesi kapsamında kamyonlarını geçen yıl sonunda yollara çıkaran Daimler Truck, 6 ayı aşkın süredir seri üretim araçlarını bantlardan indiriyor. Mercedes-Benz yıldızı taşıyan kamyonların tüm dünyadaki tek yol testi onay merci olan Mercedes-Benz Türk Aksaray AR-GE Merkezi de Çin’e özel Actros projesinde önemli sorumluluklar üstlendi. Projenin devreye alınma sürecine destek veren Mercedes-Benz Türk Kamyon AR-GE Ekibi, Çin özelinde kullanılan parçaların geliştirilmesi, test edilmesi ve onaylanması aşamasında sorumluluklar üstlenmesinin yanı sıra Çin’deki ekibe de destek verdi. Mercedes-Benz Türk Kamyon AR-GE Direktörü Melikşah Yüksel, “Sektöre yön veren çalışmalara imza attığımız AR-GE Merkezimiz ile küresel ölçekte sorumluluklarımıza gün geçtikçe yenilerini ekliyoruz” dedi.

Geçen yılın Eylül ayında Daimler Truck AG ve Çin merkezli Beiqi Foton Motor Co. ortaklığında kurulan Beijing Foton Daimler Automotive (BFDA), Çin’de Çin için yerel olarak üretilen ilk Mercedes-Benz kamyonlarının yola çıkmaya hazır olduğunu duyurdu. Günümüzde üretilen Mercedes-Benz Actros çekicilerin Çin’de bazı değişiklikler ve yerlileştirilen parçalarla üretilmiş versiyonları olan söz konusu araçlar, 6×4, 6×2 ve 4×2 olmak üzere üç farklı seçeneğe sahip. Planları doğrultusunda seri üretime başlayan Daimler Truck, dünyanın en büyük kamyon pazarı olan Çin’de genişleyen ticari ayak izi ve büyüme potansiyeli ile yeni bir sayfa açmayı hedefliyor.

Mercedes-Benz Türkiye’deki ekipler görev aldı

Mercedes-Benz yıldızı taşıyan kamyonların tüm dünyadaki tek yol testi onay merci olan ve küresel çapta birçok önemli çalışmaya imza atan Mercedes-Benz Türk Kamyon AR-GE Merkezi, İş Hazırlama Ekibi ile birlikte Çin’e özel Actros projesinin gerçekleşmesinde aktif görev aldı. Proje kapsamında ortak çalışmalar yürüten her iki ekip, Çin’de kullanılan parçaların geliştirilmesi, test edilmesi ve üretim süreçlerine destek verdi.

Mercedes-Benz yıldızı taşıyan kamyonları Çin gibi büyük bir pazara özel olarak üreterek teslim etmeyi hedefleyen projede yer aldıkları için gurur duyduklarını ifade eden Mercedes-Benz Türk Kamyon AR-GE Direktörü Melikşah Yüksel, “2018 yılında Aksaray’da faaliyetlerine başlayan Kamyon AR-GE Merkezimiz ile sektöre yön veren çalışmalara imza atarken, küresel ölçekte de sorumluluklarımıza her geçen gün yenilerini eklemeye devam ediyoruz. Son olarak, Çin’e özel Actros projesinde üstlendiğimiz görevleri başarıyla tamamladık. Çin özelinde kullanılan parçaların geliştirilmesi, test edilmesi ve onaylanması aşamasından Beijing Foton Daimler Otomotiv Fabrikası’nın üretim ve satış izni alma süreçlerine kadar önemli sorumluluklar üstlendik. İş Hazırlama Ekibimiz ve Kamyon AR-GE Ekibimizin başlangıç aşamasından üretim aşamasına kadar beraber çalıştığı projenin Daimler Truck için Çin’de önemli bir kilometre taşı olduğuna inanıyorum. Böylesine önemli bir projeye sağladıkları katkılardan ötürü tüm çalışma arkadaşlarımı tebrik ediyorum” dedi.

Prototipler üretildi, uzmanlar Çin’e gönderildi

Çin’e özel Actros projesi kapsamında Mercedes-Benz Türk Kamyon AR-GE Ekibi ile ortak çalışmalar yürüten İş Hazırlama Ekibi, ‘teknik sistemler’ adı verilen fren, hava, elektrik, yakıt ve AdBlue sistemlerinin araç içerisindeki konumunu, hatların geçiş güzergahlarını ve boylarını belirledi. Çalışma sonuç raporlarını prototip araçların üretimlerinde kullanılmak üzere Almanya ve Çin’deki takımlar ile paylaşan ekip, söz konusu bilgileri kendi ürettiği prototip test araçlarında da kullandı. Ürün hakkında sahip olduğu bilgi birikimini seri üretim aşamasında da kullanan ekip, Çin’e gönderdiği 9 uzman ile ön seri araçların üretilmesi, üretim çalışanlarının eğitimi, mühendis kadrosuna bilgi transferi ve proseslerin iyileştirilmesi süreçlerine destek verdi. Mercedes-Benz Türk İş Hazırlama Ekibi, Beijing Foton Daimler Otomotiv Fabrikası’nın üretim ve satış izni alma aşamasında da önemli bir rol oynadı.

Projenin devreye alınma sürecine destek veren Mercedes-Benz Türk Kamyon AR-GE Ekibi ise Çin özelinde kullanılan parçaların geliştirilmesi, test edilmesi ve onaylanması aşamasında sorumluluklar üstlenmesinin yanı sıra Çin’deki ekibe de destek verdi.

Proje için Mekatronik AR-GE Ekibi tarafından İstanbul’da yürütülen kapsamlar içerisinde; kablo demetleri, akü ve enerji dağıtım sistemleri, elektrik/elektronik komponentler, sürüş destek sistemleri, gösterge panelleri ve radyo sistemleri gibi güvenlik ve konfor sistemleri bulunuyor.

Araçlarda adeta sinir sistemi görevi gören kablo demetlerini, Daimler Truck’ın farklı ülkelerdeki çalışma ekiplerinden gelen bilgiler doğrultusunda oluşturan Mercedes-Benz Türk Kamyon AR-GE Merkezi, ayrıca proje kapsamlı özel değişiklik taleplerini koordine etti. Radyo ve takograf parçalarını Çin yönetmeliklerine uygun olacak şekilde geliştiren ekip, gösterge panelindeki görsel uyarı, sembol ve uyarı seslerinin söz konusu yönetmeliklere uygun olarak geliştirilerek seri üretime hazır hale getirilmesini de sağladı. Sürüş destek sistemleri kapsamında uyarlanabilir hız sabitleyici, aktif sürüş asistanı, şerit takip sistemlerini geliştiren ve seri üretim için hazır hale getiren Mercedes-Benz Türk, küresel ölçekte projelerde rol oynamaya devam ediyor.

Finans teknolojileri için kuluçka merkezi

0

Cube Ümraniye Uydu Kuluçka Merkezi finansal teknolojiler alanında girişim ve projelerin hayata geçmesinde önemli bir rol oynayacak

Teknopark İstanbul’un İstiklal Caddesi’nde açtığı Türkiye’nin kendi tematik alanında ilk uydu kuluçka merkezi olan Cube Beyoğlu’un ardından, finansal teknolojiler alanında girişim ve projelerin hayata geçmesinde önemli rol oynayacak Cube Ümraniye için iş birliği protokolü imzalandı.

Finansal teknolojiler alanında girişim ve projelerin hayata geçmesinde önemli bir rol oynayacak Cube Ümraniye Uydu Kuluçka Merkezi için, Teknopark İstanbul, Ümraniye Belediyesi ve İstanbul Ticaret Üniversitesi arasında iş birliği protokolü imzalandı. Türkiye’nin oyun, dijital sanat, simülasyon, artırılmış gerçeklik, VR ve mobil uygulama tematik alanlarına sahip ilk uydu kuluçka merkezi Cube Beyoğlu’nu kısa süre önce faaliyete alan Teknopark İstanbul, böylece ikinci uydu kuluçka merkezini açmış olacak.

13 Nisan Perşembe günü Cube Incubation’da gerçekleşen imza töreni, Ümraniye Belediye Başkanı İsmet Yıldırım, Teknopark İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Metin Yerebakan, Teknopark İstanbul Yönetim Kurulu Başkan Vekili Şekib Avdagiç, Teknopark İstanbul Genel Müdürü Bilal Topçu, İstanbul Ticaret Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr. İsrafil Kuralay ve İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Ömer Torlak’ın katılımıyla gerçekleşti. Finansal teknolojiler alanında girişim ve projelerin geliştirilmesinde önemli bir boşluğu dolduracak olan Ümraniye Uydu Kuluçka Merkezi’nin, Teknopark İstanbul, Ümraniye Belediyesi ve İstanbul Ticaret Üniversitesi ortaklığında yakın zamanda hizmete girmesi planlanıyor.

Girişimciler için birçok imkân yer alacak

Teknopark İstanbul ve kuluçka merkezi Cube Incubation’un girişimcilik ekosistemindeki tecrübesinin yanı sıra, İstanbul Uluslararası Finans Merkezi’ne ev sahipliği yapan Ümraniye Belediyesi ve İstanbul Finans Merkezi Stratejisi ve Eylem Planı’na dair önemli çalışmaları olan İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin desteğiyle hayata geçecek Cube Ümraniye, özellikle finansal teknolojiler alanında girişimcilik ekosistemine yenilik getirecek. Cube Ümraniye’de, girişimci ve girişimci adaylarına yönelik modern çalışma alanları, eğitim ve etkinlikler, mentorluk, akademik ve teknik danışmanlık, teknik ve girişim analizleri, yatırımcı ve firma görüşmeleri, veri tabanlarına erişim, önemli finans alanında çalışan partner firma görüşmeleri, TTO destekleri ile teknopark vergi avantajı gibi birçok imkân yer alacak.

Finansal teknolojiler ekosistemine yeni bir soluk getirecek

Teknopark İstanbul Genel Müdürü Bilal Topçu, “Cube Ümraniye, Cube Incubation’un tecrübesi ve güçlü akademik ve finans kurumlarının desteği sayesinde finansal teknolojiler alanına yeni bir soluk getirecek. Yüksek teknoloji odaklı yenilikçilik faaliyetlerinin cazibe merkezi olma hedefimiz doğrultusunda hayata geçecek bu yeni uydu kuluçka merkezimizin hazırlıklarını hızla tamamlayarak en kısa sürede açmayı planlıyoruz” dedi.

Üretken yapay zeka için BabyAGI aracı

0

Üretken yapay zeka aslında ChatGPT gibi çalışmalarda ulaşılması hedeflenen nihai yer. BabyAGI bu alanda örnek bir çalışma diyebiliriz.

Dünyanın dört bir yanından geliştiriciler, karmaşık sorunları çözmek için OpenAI’nin GPT-4’ü gibi büyük dil modelleriyle (LLM’ler) çalışan “otonom araçlar” geliştirmeye başladı. Halen çok yeni olmakla birlikte bu tür araçlar, LLM’lerin üretken uygulamasında önemli bir kilometre taşını temsil ediyor.

Normalde, model istediğimiz çıktıyı üretene kadar ChatGPT’nin metin penceresine dikkatlice ifade edilmiş istemler yazarak GPT-4 ile etkileşim kuruyoruz. Ancak çoğumuz, “Oje pazarının %20’sini ele geçirmek için en uygun iş planı nedir?” gibi sorularda pek de yol gösterici yanıtlar alamıyoruz.

Genel anlamda, otonom araçlar, önceden belirlenmiş bir “hedefi” gerçekleştirene kadar LLM’nin üzerinde çalıştığı sistematik bir görev dizisi oluşturabilir. Kendi kendini yöneten araçlar, web araştırması yürütme, kod yazma ve yapılacaklar listesi oluşturma gibi çeşitli görevleri gerçekleştirebilir.

Yapay zeka görev yöneticisi BabyAGI

Bu alanda yeni ufuklar açan otonom ajan BabyAGI bir yazılımcı olan Yohei Nakajima tarafından yaratıldı. Nakajima, BabyAGI’yi “bir yapay zeka görev yöneticisi içeren otonom bir yapay zeka aracı” olarak tanımlıyor. Küçük risk sermayesi firması Untapped Capital’in ortağı olan Nakajima, ilk başta risk sermayesi olarak rutin olarak gerçekleştirdiği bazı görevleri kendi iş akışını kopyalayarak otomatikleştirecek bir temsilci oluşturmaya başladığını söylüyor.

BabyAGI ayrıca GPT-4 dil modelinin tamamlaması için görevleri sistematik olarak tamamlıyor, ekliyor ve yeniden önceliklendiriyor. Nakajima, BabyAGI çalışmasını Github üzerinden paylaştı. Nakajima, diğer geliştiricilerin BabyAGI’yi geliştirme yöntemlerinden ilham aldığını söylüyor. Bazı geliştiriciler, paralel görevler üzerinde çalışma yeteneği, ek aracılar oluşturma yeteneğinin yanı sıra kod yazma ve robotik işlevselliği eklemenin yanı sıra moderasyon işlevleri eklediklerini söylüyor.

Dünyanın önde gelen fintek liderleri İstanbul’da bir araya geldi

0

Türkiye, fintek sektörünün küresel buluşmalarından İstanbul Fintech Week’e ev sahipliği yapıyor. İstanbul Fişekhane’de gerçekleştirilen etkinliğin ilk gününde, en büyük kripto borsalarından FTX’in çöküşünün ardından sektördeki yeni normal, kripto alanındaki regülasyonlar, yeni teknolojiler ve bankacılık sisteminin bu alanda izlemesi gereken yol haritası ana gündemi oluşturdu. Finansal İnovasyon ve Teknoloji Derneği’nin (FINTR) ana destekçisi olduğu İstanbul Fintech Week başladı. 13 Nisan’da Fişekhane’de başlayan Türkiye’nin ilk ve en büyük küresel finansal teknoloji etkinliği 4. İstanbul Fintech Week’e 20 ülkeden katılım gerçekleşti. FINTR Yönetim

Kurulu Başkanı ve KOOP Ventures Kurucu Ortağı Demet Zübeyiroğlu yönetiminde düzenlenen etkinliğin ilk günkü açılışını OKX Küresel Kamu İlişkileri Yöneticisi Tim Byun, yaptı. Byun, son dönemde bankacılık alanında yaşanan çöküş ve dünyanın en büyük kripto borsalarından FTX’in Kasım 2022’de iflasını açıkladığına dikkat çekerek “Küresel anlamda da pek çok sorunla karşı karşıyayız. Asla hayal edemeyeceğimiz olaylar meydana geliyor. Faiz oranları, doların statüsü, rezervler, ülkelerdeki savaşlar, çatışmalar, jeopolitik sorunlar, tüm bunlar büyük bir değişimi beraberinde getiriyor. Böyle bir ortamda sizlere tavsiyem, önünüze çıkan fırsatları test etmeye önem verin” diye konuştu.

Blockchain, Web3 ve dijital finansın geleceği konuşuldu İstanbul Fintech Week ilk gün Blockchain Fest’e ev sahipliği yaptı. Merkeziyetsizlik, merkezi borsaların yapısal dönüşümü, Web3 ve metaverse kavramları ağırlıklı olarak ele alındı. Katılımcılar, piyasa zorluklarının üstesinden gelmek için regülasyonların nasıl geliştiği, Blockchain’in ticarete etkileri, Web3 ile değişen hayatlar ve dijital para birimlerinin geleceği gibi konuları tartıştı.

Web3 ile bilgiyi tüketim alışkanlıkları değişecek

The British Blockchain Association Başkanı Naseem Naqvi, “metaverse”ün kamu hizmetlerine etkisine yönelik bir konuşma gerçekleştirdi. Global Blockchain Business CEO’su Sandra Ro da Web3 ile değişen hayatları konu alan sunumunda, “2025 yılında dünya nüfusunun üçte biri Z jenerasyonundan oluşacak. Tüm bu akıllı cihazların içine doğmuş bir nesil ile tüketim alışkanlıkları da bilgiyi tüketim şekli de değişecek. Dünyanın herhangi bir bölgesinde hibrit çalışabiliyor olmak daha da yaygınlaşacak. Yapay zeka, ChatGPT4 gibi çok havalı teknolojiler arasında son derece çetin bir rekabet söz konusu olacak” dedi.


FTX’in çöküşü tüm kripto evrenini sarstı GTG Advocates yönetici ortağı Ian Gauci, “Merkeziyetsizlik evreninde çok değişik bir dönem
yaşanıyor. Düzenlemeye tabi olmaması gereken birşeylerin düzenlenmesini ister hale geldik. Tabii bir regülasyon ihtiyacı var. Tüm dünyada standarda oturtulabilecek bir mevzuat şart. Böyle bir mevzuatın olmaması FTX’in çöküşüne sebep oldu. FTX bu konuda gerçekten dikkatli
olmalıydı, burada sebep sonuç ilişkisi vardı. Bu durum hepimizi olumsuz etkiledi. Çünkü hepimiz aynı yörüngede ilerliyoruz. Öte taraftan bankacılık sektöründe de daha önce görmediğimiz bir olgunluk safhasındayız” dedi.

Dreams Quest Kurucu Ortağı Steve Good ise bankaların evrimleşmesi gerektiğine dikkat çekerek, “Yeni teknoloji alıyorsun ama bunu eski sistemde kullanıyorsun. İşlemleri sistemleştiren bankalar her şeyi entegrasyona yöneltirlerse kaos ortaya çıkabilir. Tüm bankaların bir araya gelmesi ve ortak bir dil oluşturabilmesi gerekiyor. Bu bir paradigma değişimi aslında, birleştirme ya da ayrıştırma değil” diye konuştu.
Blockchain ile yeni teknolojilerin buluştuğu yepyeni bir dönem 2023 yılı ve sonrasında risk yatırımcıları konulu panelde konuşan Seven Seas Genel Müdürü Evgeni Mitkov, “Pek çok yatırımcı kriptonun çetin kışlarını gördüler, şimdi tam da yatırımın olması gereken zamanda olduğunu düşünüyorlar. Gerçek teknolojiye, gerçek senaryoya odaklanıyorlar. Ciddi bir fırsat var karşımızda.” dedi. Ptoken Başkan Yardımcısı ve CMO’su
Artur Boytsov ise yatırımcıların eğilmeleri gereken ana etkenlerden bahsetti. Holo Chain Pazarlama Direktörü David Atkinson da önümüzdeki dönemde merkeziyetsizlikte yapay zeka ve yeni teknolojilerin birleşimine tanıklık edeceğimizi belirterek, “Bilişimin altyapısının
tamamen değiştiğini göreceğiz” dedi.

İki gün boyunca 50’nin üzerinde oturum gerçekleşecek. Zirvede uluslararası pek çok katılımcının yanı sıra Azerbaycan ve Romanya’dan da heyetler yer alıyor. Zirvenin bilet satışlarından elde edilen gelirinin bir kısmı, 6 Şubat depremlerinde kayıplar yaşayan bölgedeki ihtiyaç sahipleri için bağışlanacak.

Apple geri dönüşüm stratejisini duyurdu

Apple geri dönüşüm stratejisi ile karbon nötr olma hedefine daha yakın olacak. Şirket, pillerde yüzde 100 geri dönüştürülmüş malzeme kullanacak.

Apple, 2025 yılına kadar pillerde yüzde 100 geri dönüştürülmüş kobalt kullanacak. Bataryalarda şimdiden büyük miktarlarda geri dönüştürülmüş nadir toprak ve tungsten kullanan Apple, bu alandaki hacmini artırmak istiyor.

Karbon nötr yolculuğu

Apple, bu ayın başlarında tedarik zincirinde yenilenebilir enerji kullanımına yönelik kapsamlı ilerleme kaydettiğini açıkladı ve her ürün duyurusunda karbon nötr olma yolundaki çalışmalarını hızlandırıyor.

Bu girişimler, şirketin 2030 yılına kadar şirket genelinde karbon nötr hale gelme ve nihayetinde kapalı döngü bir üretim sistemi kurma yönündeki çok yönlü girişiminin bir parçasını oluşturuyor. Apple geri dönüşüm stratejisi kapsamında temel olarak aşağıdaki başlıklarda hedefine devam ediyor:

  • 2022’de Apple ürünlerinde gönderilen tüm malzemelerin yaklaşık yüzde 20’si geri dönüştürülmüş veya yenilenebilir kaynaklardan geldi.
  • Apple, 2025 yılına kadar Apple cihazlarındaki mıknatısların tamamen geri dönüştürülmüş nadir toprak elementleri kullanacağını söylüyor.
  • 2025 yılına kadar tüm “Apple tasarımı” baskılı devre kartlarında yüzde 100 geri dönüştürülmüş kalay lehimleme ve yüzde 100 geri dönüştürülmüş altın kaplama kullanılacak.

Şirket, kobalt hedeflerini açıklayan bir basın açıklamasında , Apple ürünlerinde kullanılan tüm alüminyumun üçte ikisinden fazlasını, tüm nadir toprak elementlerinin neredeyse yüzde 75’ini ve tüm tungstenin yüzde 95’inden fazlasını yüzde 100 geri dönüştürülmüş malzemeden elde ettiğini söylüyor.

Apple, geri dönüştürülmüş nadir toprakları ilk olarak iPhone 11’in Taptic Engine’inde kullanmaya başladı. Şimdi bunları iPhone’lar, iPad’ler, Apple Saatler ve Mac’lerde kullanılan tüm mıknatıslar dahil olmak üzere tüm ürünlerinde kullanıyor.

BingAI iOS cihazlardaki SwiftKey klavyelerine geldi

0

BingAI iOS cihazlardaki SwiftKey klavyelerinde artık kullanılabilir duruma geldi. Microsoft entegrasyonun yapıldığını açıkladı.

iPhone, iPad ve Android kullanıcıları artık Microsoft SwiftKey aracılığıyla yazarken, yapay zekadan faydalanabilir. En son sürümle birlikte SwiftKey klavyesi, Bing AI sohbet botunu araç dizisine ekledi. Mobil cihazınızda SwiftKey’e geçiş yaparak, sadece bilgi aramakla kalmaz, aynı zamanda metnin yeniden yazılmasını isteyebilir ve isteklerinizi bir sohbet seçeneği ile gönderebilirsiniz.

En son güncelleme, yapay zeka işlevselliğini yalnızca Android cihazlara getiren SwiftKey’in yakın tarihli bir beta sürümünü takip ediyor. Artık resmi uygulama Android’in yanı sıra iOS/ıpados’u da destekliyor. BingAI iOS cihazlarda aramaları daha verimli hale getirecek.

Yapay zeka destekli klavye

SwiftKey klavyesindeki tüm yeni yapay zeka entegrasyon özelliklerini tam olarak kullanmak için bir Microsoft hesabına ihtiyacınız olacak. iOS/ıpados veya Android için SwiftKey klavyesini indirebilir ve kurabilirsiniz.

SwiftKey botunun üç işlevi bulunuyor. Bunlar; arama, sohbet ve sesli uyarı. Arama ve sohbet özelliğinin amacı aslında adından da anlaşılacağı üzere SwiftKey ile internette arama yapmak ve sorularınız varsa Bing ile sohbet etmek. Ancak sesli uyarı özelliği SwiftKey’i rakiplerinden biraz daha farklı yapıyor. Bing’i kişisel düzenleyiciniz yapıyor ve botun yazdığınız her şeyi istediğiniz tona uyacak şekilde yeniden düzenlemesine olanak tanıyor. Microsoft’a göre, ister resmi bir iş tarzında yazmayı biliyor olun, ister yeni bir dili henüz öğrenmemiş olun, sesli uyarı özelliği metninizin profesyonel, rahat, kibar veya yeterince öz görünmesine yardımcı oluyor.

Elbette klavye ve yapay zekanın entegrasyonu mutlaka yeni bir fikir değil. ParagraphAI, Smart Typer ve Typly gibi benzer özellikler sunan başka uygulamalar da bulunuyor. Ancak Microsoft bu pazarı domine etmeyi hedefliyor.

Dijital parmak izi gizliliği riske atıyor

0

Dijital parmak izi internette izlenmenize neden olan bir tür değişkenler kümesi görevi görüyor. Peki bunu gizleyebilirsiniz?

Artık web etkinliğimizin hemen hemen her adımda izlenebildiğini hepimiz biliyoruz. Bizlere tanımlı IP adresi, internet servis sağlayıcmıızla ilişkili bir numara görevi görüyor ve web tarayıcımız tarafından toplanan küçük dosyalar olan çerezler gibi şeyler web sitelerine, reklamcılara tanıtılabiliyor. Ancak, açık internette kullanıcıları izlemenin çok daha karmaşık yöntemleri vardır; engellenmiş tanımlama bilgilerini veya VPN ile maskelenmiş bir IP adresini bile geçebilen yolluyor.

Kullanıcı gruplarına ve hatta bazen tek bir kullanıcıya çeşitli verilerden oluşan bu koleksiyona dijital parmak izi deniyor.

Dijital parmak izi ne değildir?

Dijital parmak izi tek bir dosya veya veri noktası değildir. İzleme tanımlama bilgisi veya IP adresinden farklı olarak, siz interneti kullanırken cihazlarınızdan toplanan geniş ve çeşitli bilgi değişkenleri kümesidir. Tüm bu verileri bir araya getirmek, tek bir kullanıcıyı izleyebilir ve etkinliklerinin günlüğünü toplayabilir.

Kötü haber şu ki, bir sitenin veya bir reklamverenin tüm bu verileri toplamasını engellemenin sihirli bir yöntemi yok. Gizli Modu açıp birisinin bilgilerinize ulaşamayacağını varsayamazsınız. Bu, izlenmekten kaçınmak istiyorsanız, bilgilerinizi ve faaliyetlerinizi korumak için sistematik bir yaklaşım benimsemeniz gerektiği anlamına gelir. Ayrıca ne zaman kullanırsanız kullanın, kullandığınız her cihaz için geçerlidir.

Dijital parmak izinde hangi bilgiler bulunur?

  • IP adresi, ülke bildirimi ve cihazınızın saat dilimi ayarı gibi verilerden toplanan tahmini konumunuz
  • Cihazınızın türü, üreticisi, işletim sistemi ve hatta işletim sistemi sürüm numarası
  • Web tarayıcınız, tarayıcı sürüm numarası ve “İzleme” gibi ayarlar ve varsayılan dil
  • PDF görüntüleyici veya reklam engelleyici gibi tarayıcınızın yüklü eklentileri ve uzantıları
  • Çözünürlük, boyut ve hatta web sayfasının kendisine ayrılmış mevcut ekran da dahil olmak üzere cihazınızın ekran bilgileri
  • Cihazınızın tarayıcıya verilen kamera kontrolü, mikrofon veya ivmeölçer gibi donanım izinleri
  • Pil seviyesi veya kullanılabilir RAM gibi cihazınızın temel donanım bilgileri
  • Kullanılabilir medya oynatma için kurulu video ve ses formatlarınız
  • Varsayılan klavye düzeniniz ve dokunmatik ekran kullanıp kullanmadığınız
  • Yazı tipleriniz
  • HTTP başlıkları, kullanılabilir API’ler, CSS bilgileri ve JavaScript nesneleri dahil olmak üzere karmaşık tarayıcı bilgileri

Dijital parmak izimi nasıl koruyabilirim?

JavaScript’i NoScript gibi bir araçla engellemek, toplanan birçok veri noktasını kısıtlıyor. Ancak çerezleri tamamen engellemek gibi, bu da pek çok web sitesinin, özellikle de daha karmaşık web hizmetlerinin ve araçlarının çalışmamasına neden olabilir. Bir reklam engelleyici kullanmak, parmak izi verilerinin toplanmasını tamamen olmasa da bazılarını da durduruyor.

LinkedIn profil doğrulama özelliğini duyurdu

LinkedIn profil doğrulama özelliği sunarak kullanıcıların güvende kalmasını sağlayacak. Bu özellikle sahte profillerin önüne geçilebilecek.

Sosyal ağ ve iş ağı sitesi LinkedIn, kullanıcıların kimliklerini ve iş yerlerini doğrulamalarını sağlayacak ücretsiz bir doğrulama sistemi başlatıyor. Doğrulama seçenekleri; e-posta adresinizi kullanarak iş yerinizi doğrulama ve dijital iş yeri tanımlayıcılarını ücretsiz olarak almak için Microsoft Entra doğrulanmış kimlik platformunu içeriyor.

4 binden fazla şirket destekleniyor

Şirket e-posta doğrulaması, desteklenen 4 binden fazla şirkette çalışıyor. Artık bu şirketlerdeki tüm çalışanlar, LinkedIn profil doğrulama özelliğini mailleri ile kullanabiliyor. Microsoft Entra doğrulaması, başlangıçta 2 milyon LinkedIn kullanıcısı için Nisan sonunda başlayacak. LinkedIn profil doğrulama ile kullanıcılar ilgili şirketteki çalışanlarla daha güvenli bir şekilde iletişime geçebilecek.

Microsoft’ta kimlik güvenliğinden sorumlu başkan yardımcısı Alex Weinert, “Çevrimiçi özgünlük hiç bu kadar önemli olmamıştı. İnsanların her türden farklı biçimde olmadıkları kişiler gibi davrandığı sahte profillerde sürekli bir artış gördük. Belirli bir şirkette istihdam edildiğini veya belirli bir şirketi temsil ettiğini söyleyen biriyle etkileşime geçtiğinizde, kim olduklarını söylediklerine güvenebileceğinizi gerçekten bilmek istiyorsunuz. Buna duyulan ihtiyaç oldukça açık” dedi.

Instagram, Facebook veya Twitter gibi diğer sosyal ağların aksine, LinkedIn’de doğrulama tamamen ücretsiz yapılıyor. Bu nedenle ağa kayıtlıysanız, profilinizi daha da güvenilir hale getirmek için bu özelliği kullanabilirsiniz.

Microsoft, LinkedIn’deki yeni doğrulama özelliğini aşağıdaki video ile duyurdu.

Pegasus yazılımı ile iPhone hacklendi iddiası

Citizen Lab tarafından paylaşılan rapor, Pegasus yazılımı ile iPhone hacklendiğini iddia etti. NSO konuyla ilgili açıklama yaptı.

Yeni kanıtlar, bir iPhone’un Aralık ayında NSO Group’un Pegasus casus yazılımının bir hükümet kullanıcısı tarafından başarılı bir şekilde hacklendiğini ortaya çıkardı.

Front Line Defenders (FLD) ve Toronto Üniversitesi’ndeki Citizen Lab‘deki güvenlik araştırmacıları tarafından Salı günü yayınlanan bir rapor, dört Ürdünlü insan hakları savunucusu, avukat ve gazeteciye ait telefonların NSO’nun hükümet müşterileri tarafından hacklendiğini ortaya çıkardı. Bu rapor, Apple kullanıcılarının şirketin Kasım ayında NSO’ya dava açmasından sonra bile, NSO’nun hükümet müşterileri tarafından gözetlenmeye karşı savunmasız olabileceğini gösteriyor.

Casus yazılım kötü amaçla kullanılıyor

Ürdün’ün Ulusal Siber Güvenlik Merkezi, raporun bulgularını kesin olarak yalanladı. Associated Press’e verdiği demeçte, “Bu iddialar temelsizdir ve Ürdün, vatandaşların telefonlarını gözetlemek veya aramalarını sansürlemek amacıyla herhangi bir ajanla işbirliği yapmadı” dedi. NSO sözcüsü bulgular hakkında yorum yapmadı, ancak herhangi bir müşteri tarafından muhaliflerin, aktivistlerin ve gazeteci aktivistlerin izlenmesinin ürününün “ciddi şekilde kötüye kullanılması” anlamına geleceğini söyledi.

Bilindiği üzere Pegasus bir kullanıcıya karşı başarılı bir şekilde bulaştığında, herhangi bir telefonu hackleyebilir, mesajları ve e-postaları ele geçirebilir, kullanıcının fotoğraflarını ve konumunu görüntüleyebilir ve cep telefonunu uzaktan dinleme cihazına çevirebilir. NSO, ciddi kötüye kullanım iddialarını araştırdığını ve hükümet müşterilerinin casus yazılımlarını nasıl kullandığını bilmediğini söyledi. Pegasus’un sadece ciddi suçlulara ve teröristlere karşı kullanılması gerektiği söylendi.

NSO sözcüsü, devlet müşterilerinin kimliğini doğrulayamayacağını veya inkar edemeyeceğini, ancak ürünleri kendisinin çalıştırmadığını ve “izlenen kişilerin ayrıntılarını gizli tutmadığını” söyledi.

OPLOG teknoloji tabanlı yeni deposunu İngiltere’de açtı

0

Yeni deposunu İngiltere’de açan OPLOG, Türkiye’den İngiltere’ye açılmak isteyen ya da İngiltere’de faaliyet gösteren KOBİ ve büyük şirketlerin omnikanal lojistiği alanındaki iş ortağı olmayı ve sunduğu teknolojisi ile onların hayatlarını kolaylaştırmayı hedefliyor.

Omnikanal (B2B ve B2C) lojistiği alanında 10 yıldır hizmet sunan teknoloji ve lojistik şirketi OPLOG, iş ortaklarının hem yurtiçi hem de yurtdışı operasyonlarını verimli bir şekilde yürütmek için yeni yatırımlar yapmaya devam ediyor. Bu vizyon çerçevesinde OPLOG, Londra’da açtığı yeni deposu ile Türkiye’den İngiltere’ye açılmak isteyen KOBİ ve büyük şirketlerin ya da İngiltere’de faaliyet gösteren firmaların omnikanal (B2B ve B2C) lojistik iş ortağı olmayı hedefliyor.

Global lojistik ağını genişletiyor

İngiltere’deki depo yatırımı ile hem lojistik ağlarını genişleteceklerini hem de iş ortaklarının büyümesine, yeni pazarlara açılmasına destek olacaklarını vurgulayan OPLOG CEO’su Halit Develioğlu, “Eylül 2022’de aldığımız yatırım sonrasında omnikanal lojistiği ağımızı genişletmek üzere Avrupa’da yeni lokasyonlarda hizmet sunacağımızı paylaşmıştık. Londra’nın merkezine oldukça yakın bir lokasyonda açtığımız depomuz bunun ilk adımı… 12 bin m2 alana sahip, kendi geliştirdiğimiz depo içi yazılımlarımız ile güçlendirilmiş depomuz sayesinde hem hizmet sunduğumuz iş ortaklarımızın operasyonlarını verimli bir şekilde yürüteceğiz hem de yeni pazarlarda markalarını konumlandırmalarına ve satışlarını artırmalarına destek olacağız” dedi.

İş ortaklarımızın hayatını kolaylaştıracağız

Yeni depo ile İngiltere’ye açılmak isteyen KOBİ ve büyük şirketlerin omnikanal (B2B ve B2C) operasyonlarını yürüteceklerini belirten Develioğlu, şirketlere B2B ve e-ticarette sipariş alınmasından itibaren, paketleme, kargo, iade gibi tüm operasyonel süreçleri kapsayan teknoloji tabanlı uçtan uca lojistik hizmeti sunacaklarını aktardı. Türkiye’de olduğu gibi İngiltere’de de şirketlerin tüm bu süreçlerini OPLOG-ONE platformundan takip edebileceklerini belirten Develioğlu, İngiltere’de de birçok pazaryeri, e-ticaret altyapısı ve kargo firması ile entegre çalışacaklarını vurguladı. Develioğlu sözlerine şöyle devam etti: “İngiltere’de iş yapan şirketler, sektörün yapısı gereği öngöremedikleri bazı problemlerle karşılaşabiliyorlar. Ayrıca regülasyonlardan ya da geciken ve hasarlı teslimatlardan kaynaklı artan maliyetlerle de başa çıkmaya çalışıyorlar. OPLOG olarak tam otomasyona sahip yeni depomuz ve depo içi verimliliği artıran robotik teknolojilerimizle iş ortaklarımızın hayatını kolaylaştıracak, fiziki engelleri ortadan kaldıracak ve kendi işlerine odaklanmaları için onları özgürleştireceğiz.”

İngiltere’de OPLOG’la iş yapan/yapmak isteyen şirketlere sunulan fırsatlar

  • Teknoloji destekli omnikanal (B2B ve B2C) lojistik hizmeti
  • Ürünlerin Türkiye’den alımından başlayan uçtan uca hizmet yelpazesi
  • Yeni pazarlara açılmanın zorluklarını beraber aşma (hizmet kalitesi, fiyat ve maliyet avantajı, dağıtımda üstünlük vb.)
  • Tüm süreçleri OPLOG-ONE platformundan takip edebilme
  • İngiltere merkez olmak üzere, Avrupa’daki partner depoları kullanarak Avrupa genelinde satış yapma
  • Öngörülemeyen maliyetlerden kurtulma
  • Kayıp ve hasarlı ürünlerin riskini azaltma
  • İngiltere merkezli sorunsuz sipariş, iade ve kargo yönetimi
  • Londra’nın merkezine yakın olması ve teknolojisi (OPLOG-ONE) sayesinde teslimat sürelerini kısaltma, operasyonları daha hızlı ve daha etkili yönetme

TÜSİAD gençleri “Dönüşümü Başlat! İş Fikri Yarışması”na davet ediyor

2011 yılından beri Türkiye’nin en kapsamlı erken aşama girişimcilik programı olan Bu Gençlikte İŞ Var!’ı düzenleyen TÜSİAD, benim fikrim iş yapar! diyen 18-30 yaş arası tüm gençleri ekiplerini kurup “Dönüşümü Başlat! İş Fikri Yarışması”na katılmaya davet ediyor. 27 Nisan 2023 tarihine kadar açık olacak yarışmada, bu yıl genel kategorinin yanı sıra afet kaynaklı sorunların çözümüne yönelik iş fikirleri ayrı bir başlık altında değerlendirilecek.
 
TÜSİAD, Türkiye’nin küresel ölçekte güçlü ve rekabetçi bir girişimcilik ekosistemine kavuşması yönünde yürüttüğü kapsamlı çalışmalarla gençleri desteklemeye devam ediyor. 2011 yılından beri düzenlenen ve Türkiye’nin 81 ilinden başvuru alan TÜSİAD Bu Gençlikte İŞ Var! Girişimcilik Programı, her sene on binlerce gencin hayatına dokunuyor. Bu yıl İş Bankası’nın ana sponsorluğunda gerçekleşen programın ilk çağrı dönemi Dönüşümü Başlat! İş Fikri Yarışması ile 14 Mart’ta başladı. Girişimciliğe adım atmak isteyen gençlere yönelik düzenlenen iş fikri yarışmasına başvurular 27 Nisan Perşembe gününe kadar devam edecek.
 
Yarışmaya 18-30 yaşları arasındaki tüm gençler 2 ila 5 kişilik ekipler kurarak, yenilikçi iş fikirleri ile başvurabilecek. Yapılacak değerlendirme sonucunda seçilen 50 ekibe TÜSİAD Dönüşümü Başlat! platformu üzerinden dijital eğitim ve mentorluk desteği sağlanacak. İş fikri yarışmasında genel başvuruların yanı sıra bu sene “afet kaynaklı sorunların çözümüne yönelik” yenilikçi fikirler ayrı bir başlık altında değerlendirilecek. Dereceye giren ekipler ise fikirlerini geliştirme sürecinde TÜSİAD’ın geniş networkü ve iş geliştirme desteklerinden yararlanacak.
 
İş Bankası’nın ana sponsor, Anadolu Efes, BASF Türk, Destek Patent ve Mazars Denge’nin gümüş sponsor, Paribu Hub’ın ise bronz sponsor olarak desteklediği program hakkında ayrıntılı bilgiye www.bugenclikteisvar.com internet sayfasından ve programın sosyal medya hesaplarından ulaşabilirsiniz.

https://www.linkedin.com/company/17918160/

www.instagram.com/bugenclikteisvar

www.facebook.com/BuGenclikteIsVar

www.twitter.com/genclikteisvar

https://www.youtube.com/c/tusiadbugenclikteisvar

Girişimcilik Vakfı Fellow Programı başvuruları başladı

0

Türkiye’de girişimcilik ekosistemini geliştirmek ve gençlere ilham vermek üzere kurulan Türkiye Girişimcilik Vakfı’nın Fellow Programı’na başvurular 10 Nisan’da başladı. Üniversite öğrencilerine bir yıl boyunca her ay 1.250 TL burs alma, girişimcilik alanında ilham kaynağı olan rol modellerle tanışma, girişim elçileri olarak farklı etkinlik ve projelerde yer alma ve uluslararası girişim ağına katılma şansı veren programa son başvuru tarihi ise 18 Haziran.
 
Girişimcilik Vakfı’nın, liderlik ve girişimcilik potansiyeli yüksek gençleri fiziksel ve dijital ortamda hibrit bir sistemle bir araya getirerek Türkiye’deki girişimcilik ekosisteminden ve birbirlerinden beslenmelerini sağladığı burslu programı Fellow Programı’nın 2023 yılı başvuruları 10 Nisan’da başladı. Bu yıl 10’uncu dönemi olan, Türkiye’nin tüm üniversite ve bölümlerinden başvuru yapılabilen Fellow Programı, fellow ve challenger olarak iki ayrı alt program şeklinde girişimcilik potansiyeli yüksek olan gençler için özel olarak hazırlandı. Fellow Programına katılmak ve GİRVAK fellow’u veya challenger’ı olmak isteyen öğrenciler, 18 Haziran’a kadar https://girvak.bonapply.com/  adresindeki başvuru formunu doldurarak başvurularını gerçekleştirebiliyor.

Programın seçim süreci

Dünyada ve Türkiye’de eşi benzeri olmayan, bilimsel ve yenilikçi seçim süreci beş aşamadan oluşuyor. Önce online doldurulan CV’ler puanlanıyor, ikinci aşamada Girişimcilik Vakfı Fellow Programı’na dâhil olmak için “Motivasyonun ne?”, “Neden bu programda olmalısın?” sorularının cevaplarının anlatıldığı, maksimum üç dakikalık bir YouTube veya TikTok videosu hazırlanıyor. Ardından adaylar ön seçim komitesiyle online olarak mülakat yapıyor. Sonrasında bir kişilik envanteri testi dolduruyor ve ardından yönetim kurulu üyeleriyle yüz yüze mülakat gerçekleştiriyor.

Fellow Programına kimler başvurabilir?

Fellow Programına, Türkiye’de ikamet edip T.C. vatandaşı olan, bir üniversiteye girmeye hak kazanmış ve kayıt yaptırmış, üniversitelerin hazırlık, 1, 2, 3 ve 4. sınıflarında okuyan 17-24 yaşları arasındaki tüm gençler katılabiliyor. Başvuran adayların üniversitelerinde eğitim gördükleri sınıflarına göre challenger ve fellow olarak ayrı programlara yerleştirilecekleri süreç sonunda hazırlık, 1. ve 2. sınıflar Challenger Programına dahil olurken; 3. ve 4. sınıflar Fellow Programına dahil oluyor. Challenger Programı burs desteği olmadan çevrimiçi eğitimler, atölyeler ve networking etkinliklerinden oluşurken, Fellow Programı burs desteği ile yüz yüze eğitimlerin, atölyelerin, networking etkinliklerinin ve mentorluk desteklerinin yer aldığı modüllerle ilerliyor.

Gençleri neler bekliyor?

Fellow Programı’na katılma şansı bulan gençler, program kapsamında ulusal ve uluslararası bir ağın parçası oluyor. Her iki ayda bir rol model alabilecekleri başarılı girişimcilerle bir araya gelerek onların hikâyelerinden ilham alma fırsatını yakalayacak olan girişimci adayları, üniversitelerinde girişim elçileri olarak görev alıyor. Seçilen fellow ve challenger’ların en önemli misyonları arasında kendi çevrelerinde girişimcilik kültürünü yaymak, çarpan etkisi yaratmak ve Girişimcilik Vakfı’nın “giveback” felsefesi doğrultusunda toplumdan aldıkları destekle kazandıkları deneyimi yine toplumla paylaşarak başarıyı çoğaltmak bulunuyor. Seçim sürecini başarıyla tamamlayan fellow’lar aynı zamanda program kapsamında bir yıl boyunca aylık 1.250 TL burs almaya hak kazanıyor.

FellowUp ve ChallengerUp etkinliklerinde tematik içerikler üzerine alanında uzman kişiler misafir ediliyor. Uzmanların çalışma alanlarındaki başarıları ve kendi öğrendiklerini gençler birinci elden dinliyor. Programa katılan gençler, istedikleri alanlarda kendilerini geliştirebilmeleri için çeşitli uzaktan eğitim araçlarına ve programlarına katılabiliyor. Ayrıca Fellowların kendi girişimlerini hayata geçirebilmeleri için ihtiyaç duyabilecekleri çeşitli hizmetlerden ücretsiz veya indirimle yararlanabilecekleri destekleri içeren GBOX da program boyunca erişime açık oluyor. Gençlerin girişimcilik ekosistemi içerisinde farklı etkinliklere katılabilmeleri ve farkındalık yaratıp kendi dünyalarına olumlu etki edebilmeleri için fuar, kongre ve atölyelere davet ediyoruz. GİRVAK, kurumsal işbirlikleri geliştirerek Fellowlarının inovasyon takımlarına, staj programlarına ve girişimcilik yarışmalarına katılımlarını kolaylaştırıyor. Girişimi olan ya da fellow ve challenger olduktan sonra bir girişim kuran gençler; Founderone yatırım fonuyla ve dahil olacakları network ile yatırımcı bulma aşamasında destekleniyorlar.

Yapay zeka Claudia çıplak fotoğraflarıyla para topladı

0

Reddit’te ortaya çıkan bir gönderiye göre yapay zeka Claudia çıplak fotoğraflarıyla para topladı.

Reddit kullanıcıları, Claudia adlı sahte bir kadının yapay zeka tarafından oluşturulmuş fotoğrafları için para ödüyor. Çoğu, sözde 19 yaşındaki koyu saçlı kadını iltifat yağmuruna tutarken, bir kısmı ise bu kadının yapay zeka ürünü olduğuna dikkat çekti.

Reddit’teki bir kullanıcı: “Farkında olmayanlar için hayal gücünüzü öldüreceğim. Bu tam anlamıyla bir yapay zeka ürünü. Yapay zeka görüntü modelleriyle çalıştıysanız ve yeterince uzun süre kendinizinkini yaptıysanız, bunu yüzde 10000 anlayabilirsiniz.” yorumunu yaptı.

Claudia yapay zeka ürünüydü

Fotoğraftan sorumlu Reddit hesabının, çevrimiçi yabancıları etkileşime girmeye teşvik eden müstehcen fotoğraflar da dahil olmak üzere, çoğunlukla yetişkinlere uygun içerik yayınladığı görülüyor. Rolling Stone’a göre Claudia, anonim kalmak isteyen iki bilgisayar bilimi öğrencisi tarafından yaratıldı. Hesabın, gerçek kadınların fotoğraflarını kullanarak 500 dolar kazanan bir adam hakkındaki haberi okuduktan sonra şaka amaçlı açıldığı söylendi. Rolling Stone raporuna göre, Claudia’nın yapay zeka olduğu ortaya çıkmadan önce yapay zeka tarafından oluşturulan çıplak fotoğraflarını satarak yaklaşık 100 dolar kazandılar.

Geliştiriciler Rolling Stone’a: “Tüm bu hesabın, insanları yapay zeka resimleriyle kandırıp kandıramayacağınızı görmek için bir test olduğunu söyleyebiliriz. Bunu Sanal Youtuber’lar ile karşılaştırabilirsiniz, kendi karakterlerini yaratıyorlar ve tamamen farklı bir kişi olarak oynuyorlar. Dürüst olmak gerekirse, bu kadar ilgi göreceğini düşünmemiştik” dedi.

Yapay zeka tarafından üretilen pornoyu meşrulaştırmak için kampanya yürüten bir grup olan Unstable Diffusion, kitlesel fonlama sitesinden yasaklanmadan önce Kickstarter’da yaklaşık 60 bin dolar topladı.

Mcdodo’dan katlanabilir ve taşınabilir ilk şarj standı

Mcdodo, ürün portföyüne hayatı kolaylaştıracak inovatif ürünler eklemeye devam ediyor. Yenilikçi şarj teknolojileriyle pratik taşıma ve kullanma imkanı sunan şarj üniteleri, kullanıcıların favorisi haline geldi. Mcdodo’nun çoklu şarj imkanı sunan yeni şarj standı; boyutu, tasarımı ve kullandığı üst düzey teknolojiyle ilkleri barındırıyor. Katlanabilir akıllı tasarımıyla, sadece bir powerbank boyutundaki taşınabilir bu ürün, 3 cihazı aynı anda hızlı şarj etme imkanı sunuyor

Türkiye’nin ve dünyanın en hızlı büyüyen mobil aksesuar markası Mcdodo, her yaşa ve zevke hitap eden geniş ürün gamıyla, ihtiyaca uygun teknolojik aksesuarlar üretmeye devam ediyor. Günümüzün dijitalleşen mobil dünyasında, teknolojik aletlerin artık olmazsa olmazımız olduğunun bilinciyle hareket eden Mcdodo; USB-C hub’lar, led ışıklı hızlı şarj kabloları, hızlı GaN şarjlar, bluetooth kulaklıklar ve kablosuz şarjlı araç tutacağı gibi pek çok inovatif ürünün de içinde olduğu 350’nin üzerinde aksesuar seçeneğine her geçen gün yenilerini eklemeye devam ediyor.

Hem tasarım hem teknolojide son nokta!

Mcdodo, mobil cihazların hayatımızın vazgeçilmezi olduğu bu günlerde, kullanıcıların işini kolaylaştıracak ve pratik kullanım avantajı sunan yepyeni inovatif bir ürünü daha teknoloji meraklılarıyla buluşturuyor. Marka mottosu, ‘sektördeki ihtiyaçlara kısa sürede odaklanarak çözümler geliştirmek’ olan Mcdodo; yeni çok fonksiyonlu 25W kablosuz şarj standıyla, kullanıcılarına vakitten kazandırıp hızlı ve güvenli şarj imkanı sunarken, ek fonksiyonları ve şık tasarımlarıyla da fark yaratıyor.

Taşınabilir ilk şarj standı

Mcdodo’nun bu yıla damga vuracak olan yenilikçi ürünü olan 3’ü 1 Arada 25W Kablosuz Şarj Standı; bu zamana kadar yapılmamış bir şey yaparak akıllı tasarımıyla standı powerbank boyutuna getirip taşınabilir kılıyor.  Yani güçlü MagSafe özelliğiyle telefon, akıllı saat ve kulaklığınızı aynı anda şarj edebileceğiniz stand, asıl farkı akıllı tasarımıyla yaratıyor. 3’ü 1 Arada 25W Kablosuz Şarj Standı Fiyatı ise, 1.144,90 TL Diğer şarj standlarına göre daha küçük boyutuyla az yer kaplayan ve taşınabilir olan bu model, katlanabilir özelliğiyle 60 derece açılarak aynı zamanda telefon standı olarak da kullanılabiliyor. Mcdodo ürünleri; www.mcdodo.com.tr adresinin yanı sıra Amazon, Hepsiburada, N11 ve Trendyol üzerinden de tüketicilerle buluşuyor.

AWS’den dört yeni inovasyon

Amazon Web Services, üretici yapay zekayı müşteriler için daha erişilebilir hale getirmek amacıyla makine öğrenimi portföyünde gerçekleştirdiği dört inovasyonu duyurdu

Amazon Bedrock ve Amazon Titan modelleri, kurumlara yönelik tasarlanmış özelliklerle Temel Modeller kullanılarak üretici yapay zeka uygulamaları oluşturma konusunda kolaylık, güvenilirlik, ölçeklenebilirlik, güvenlik ve özelleştirme imkanları sunuyor. AWS ayrıca, AWS Inferentia2 ve AWS Trainium üzerinde desteklenen Inf2 ve Trn1n bulut sunucularının genel kullanıma sunulduğunu, böylece üretici yapay zekayı uygun maliyetli hale getirdiğini duyurdu.

Artık her geliştirici için ücretsiz kullanıma sunulan Amazon CodeWhisperer üretici yapay zeka hizmetlerine erişimi demokratikleştiriyor.

Bir Amazon.com şirketi olan Amazon Web Services, üretici yapay zekayı müşteriler için daha erişilebilir hale getirmek amacıyla makine öğrenimi portföyünde gerçekleştirdiği dört inovasyonu duyurdu. Bir yapay zeka (AI) öncüsü olan AWS, her ölçekten ve sektörden 100.000’den fazla müşterinin sektör lideri özelliklere sahip makine öğrenimi (ML) ve yapay zeka kullanarak inovasyon yapmasına yardımcı oldu. AWS’in yeni çözümleri, üretici yapay zekayı müşteriler için kolay, pratik ve uygun maliyetli hale getirerek bir sonraki inovasyon dalgasına güç kazandıracak.

AWS’in üretici yapay zekayı desteklemek için makine öğrenimi portföyünde gerçekleştirdiği dört inovasyon arasında bulunan Amazon Bedrock önizlemesi, AWS Inferentia2 çipleri tarafından desteklenen Amazon EC2 Inf2 bulut sunucularının genel kullanılabilirliği, AWS Trainium ve Amazon CodeWhisperer, AWS müşterilerinin bugün mevcut teknolojilerden hızla yararlanmalarının yanı sıra kuruluşlarında yeni üretkenlik düzeyleri elde etmek ve müşterilerine sunduklarını dönüştürmek için Temel Modeller (FM’ler) ve üretken yapay zekayı hızla kullanmaya başlamalarına olanak sağlayacak. 

AWS Veritabanları, Analitik ve Makine Öğrenimi Başkan Yardımcısı Swami Sivasubramanian konuyla ilgili şunları söyledi: “AWS, altyapı, makine öğrenimi araçları ve amaca yönelik yapay zeka hizmetleri dahil olmak üzere ML yığınının her katmanında çözümler sağlayarak üretici yapay zekayı müşteriler için kolay, pratik ve uygun maliyetli hale getiriyor. Bedrock, müşterilerin temel modelleri kullanarak üretici yapay zeka uygulamaları oluşturup ölçeklendirmelerinin en kolay yolunu sunuyor. Amazon CodeWhisperer ise güvenli bir şekilde kodlama yapmak ve yapay zekayı sorumlu bir şekilde kullanmak konusunda en iyi yapay zeka kodlama yardımcısı olarak öne çıkıyor.”

Üretici yapay zeka uygulamalarını kolayca oluşturma

Amazon Bedrock, komut üzerine metin, görüntü, ses ve sentetik veriler oluşturabilen uygulamalar olan üretici yapay zeka uygulamalarını oluşturmaya ve ölçeklendirmeye yönelik yeni bir hizmet. Amazon Bedrock, müşterilerin AI21, Anthropic ve Stability AI dahil olmak üzere en iyi AI modeli sağlayıcısı startup’ların temek modellerine (üretici yapay zekanın dayandığı ultra büyük ML modelleri) kolay erişim ve AWS tarafından geliştirilen Titan temel modelleri ailesine özel erişim sağlıyor. Tek bir model her şeyi yapamaz. Amazon Bedrock, önde gelen sağlayıcılardan bir dizi temel model sunuyor, böylece AWS müşterileri kendi özel ihtiyaçları için en iyi modelleri kullanma esnekliğine ve seçeneğine sahip olabiliyorlar. Sonuç olarak, Amazon Bedrock, FM’lerle üretici yapay zeka uygulamaları oluşturmanın ve ölçeklendirmenin en kolay yolunu sunuyor.

Üretici yapay zeka iş yüklerini çalıştırma maliyetini düşürme

Ultra büyük ML modellerini çalıştırmak için çok yüksek bilgi işlem gerekiyor. AWS Inferentia çipleri, AWS’de zorlu yapay zeka çıkarımı iş yüklerini (modelleri çalıştırma ve üretimdeki sorgulara yanıt verme gibi) geniş ölçekte çalıştırmak için en yüksek enerji verimliliğini ve en düşük maliyeti sunuyor. Sonuç olarak daha düşük maliyet ve enerji tüketimi, üretici yapay zekayı daha geniş bir müşteri yelpazesi için erişilebilir hale getiriyor.

Modelleri daha hızlı eğitmek için özel silikon

Üretken AI modellerinin doğru yanıtı, görüntüyü, içgörüyü veya diğer odak noktaları neyse onu sunabilmeleri için eğitilmeleri gerekiyor. Yeni Trn1n bulut sunucuları (bilgi işlemin gerçekleştiği ve AWS’in özel Trainium çipleri üzerinde çalışan sunucu kaynağı) bu modellerin hızlı ve uygun maliyetli bir şekilde eğitilmeleri için önemli olan devasa ağ iletişimi özellikleri sunuyor. Sonuç olarak, geliştiriciler modelleri daha hızlı ve daha az maliyetle eğiterek nihayetinde üretici yapay zeka modelleri tarafından desteklenen daha fazla hizmetin oluşmasını sağlayacaklar. 

Gerçek zamanlı kodlama yardımı

Kod yazmanızı daha hızlı ve kolay hale getiren yapay zeka destekli bir kodlama yardımcısına sahip bir yazılım geliştiricisi olduğunuzu düşünün. Amazon CodeWhisperer tam olarak bunu yapıyor. Bir kullanıcının yorumlarına ve önceki kodlarına dayanarak gerçek zamanlı kod önerileri sağlamak için arka planda üretici yapay zeka kullanıyor. Bireysel geliştiriciler Amazon CodeWhisperer’a herhangi bir kullanım sınırı olmadan ücretsiz olarak erişebiliyor; profesyonel kullanım için ise kurumsal düzeyde güvenlik ve yönetim özellikleri gibi ek özelliklere sahip ücretli sürümler bulunuyor. 

ChatGPT hisse senedi fiyatlarını tahmin edebilir mi?

0

Florida Üniversitesi’nden Alejandro Lopez-Lira “ChatGPT hisse senedi fiyatlarını tahmin edebilir mi?” sorusuna yanıt aradı ve bu konuda bir deney yaptı.

Finans profesörü olan Alejandro Lopez-Lira, büyük dil modellerinin hisse senedi fiyatlarını tahmin edebileceğini söylüyor.

Alejandro, haber başlıklarını bir hisse senedi için iyi ya da kötü olup olmadığına göre ayrıştırmak için ChatGPT’yi kullandı. ChatGPT’nin ertesi günkü hisse senedi yönünü tahmin etme yeteneğinin rastgele olmaktan çok daha iyi olduğunu tespit etti. Yapılan deneye göre ChatGPT hisse senedi fiyatları ile ilgili tahminini, ilgili hisse senedi hakkındaki haberleri okuyarak analiz edebiliyor.

ChatGPT, finans haberlerinden manşetleri ve bunların hisse senedi fiyatlarını nasıl etkileyebileceğini anlama konusunda ortaya çıkan yeteneği gösterebilirse, finans sektöründeki yüksek maaşlı işleri riske girebilir. ChatGPT’nin bu alandaki başarısı da önemli bir örnek oldu. Goldman Sachs’ın 26 Mart tarihli notunda, finansal işlerin yaklaşık yüzde 35′inin yapay zeka tarafından otomatikleştirilme riskiyle karşı karşıya olduğu tahmin ediliyor.

Lopez-Lira: “ChatGPT’nin insanlara yönelik bilgileri anlıyor olması, piyasanın mükemmel şekilde yanıt vermemesi durumunda getiri öngörülebilirliğinin olacağını neredeyse garanti ediyor” dedi. ncak deneyin ayrıntıları, “geniş dil modellerinin” birçok finans görevini yerine getirmekten ne kadar uzak olduğunu da gösteriyor.

Lopez-Lira, “Yönetmelik tarafında, yalnızca manşetleri okuyan bilgisayarlarımız varsa, manşetler daha önemli olacak ve herkesin GPT gibi makinelere erişip erişemeyeceğini görebiliriz. kincisi, finansal analist ortamının istihdamı üzerinde kesinlikle bazı etkileri olacak” dedi.

Deney nasıl yapıldı?

Deneyde, Lopez-Lira ve ortağı Yuehua Tang, New York Menkul Kıymetler Borsası, Nasdaq ve küçük sermayeli bir borsadaki halka açık hisse senetleri hakkında bir veri satıcısından gelen 50 binden fazla manşete baktı. Ekim 2022′den itibaren öğrenme platformu çalıştırıldı. ChatGPT’ye aşağıdaki komut verildi:

“Önceki tüm talimatlarını unut. Finans uzmanı olduğunuzu farz edin. Hisse senedi önerme deneyimine sahip bir finans uzmanısınız. İlk satırda iyi bir haber varsa “EVET”, kötü bir haberse “HAYIR” veya emin değilseniz “BİLİNMİYOR” şeklinde yanıtlayın. Sonra bir sonraki satırda kısa ve öz bir cümle ile detaylandırın.”

Ardından ertesi işlem gününde hisselerin getirisine bakıldı. Lopez-Lira, modelin bir haber başlığı tarafından bilgilendirildiğinde neredeyse tüm durumlarda daha iyi performans gösterdiğini buldu. Spesifik olarak, modelin bir haber başlığı tarafından bilgilendirildiği zamana kıyasla, ertesi günün hareketini rastgele seçme şansının yüzde 1′den az olduğu tespit edildi.

Türkiye’nin ilk özel yer gözlem uydusu uzaya fırlatıldı

0

Türkiye’nin ilk ticari yer gözlem uydusu Connecta T2.1, SpaceX Falcon 9 roketiyle Transporter 7 görevi kapsamında yörüngesine fırlatıldı. 

Temmuz 2021’de Ankara Bilkent Cyberpark’ta kurulan ve Türkiye’nin en hızlı büyüyen özel uzay teknolojileri firması olan Plan-S’in üçüncü uydusu yörüngesine yerleşti. SpaceX Falcon 9 roketiyle Transporter 7 görevinde fırlatılan yer gözlem uydusu Connecta T2.1’in tüm tasarım, geliştirme, entegrasyon ve test süreçleri Plan-S çatısı altında tamamlandı.  

Connecta T2.1 uydusunun hedefi yer gözlemleri olacak

Nesnelerin İnterneti (IoT) cihazlarının uydular üzerinden haberleşmesi için tasarlanan önceki uydularından edindiği deneyim ve bilgi birikimini geliştiren Plan-S, yol haritasında yer alan üçüncü uydusu Connecta T2.1’e entegre edilen yüksek çözünürlüklü, çok bantlı yer gözlem kamerası ile yeryüzü gözlem görevlerini test edecek.

Daha önce uzaya gönderilen Connecta T1.1 ve T1.2 uydularına kıyasla iki kat daha büyük olan Connecta T2.1 ile görüntüleme, uzaktan algılama ve uç hesaplama testleri de gerçekleştirilecek. 

“Takım uydu yolunda çalışmalar devam ediyor”

Connecta T2.1 uydusunun fırlatılmasıyla ilgili konuşan Plan-S Yönetim Kurulu Başkanı Sami Aslanhan, “İlk uydumuz olan Connecta T1.1, bugüne kadar Dünya etrafında yaklaşık 200 milyon kilometre mesafe kaydetti. Uydu haberleşmesi konusunda ciddi anlamda deneyim ve bilgi birikimi edinmemizi sağlayan bu uydumuz, üzerindeki minyatür kameralar sayesinde kontrol merkezimize uzaydan fotoğraflar göndermeyi de başardı. İkinci uydumuz Connecta T1.2 ile de Nesnelerin İnterneti (IoT) cihazlarının haberleşme testlerini yapmaya devam ediyoruz. Hem uydudan yere hem de yerden uyduyu yüksek hızlı veri transferi testlerimizi başarıyla tamamladık. Hatta Connecta T1.2 bize uzaydan çekilmiş “selfie” videosunu bile yolladı. Bunlar çok kısa sürede kazanılmış önemli kabiliyetler. Üçüncü uydumuz olan Connecta T2.1 ile de yer gözlem konusundaki çalışmalarımız için ilk büyük adımını atmış olduk” dedi.

2025 yılına kadar tüm planlamalar tamam

Yakın gelecek hedeflerinden bahseden Plan-S CEO’su Tugay Güzel ise “İlk uydumuzu 8 ayda, ikinci uydumuzu ise 5 ayda tamamlayıp başarıyla devreye aldık. Üçüncü uydumuz da yörüngesindeki yerini aldı. Şimdi devreye alma çalışmalarına başlayacağız. 2023 yılının dördüncü çeyreğinde Connecta T3.1 ve Connecta T3.2 adındaki iki uydumuzu eş zamanlı olarak göndereceğiz ve Plan-S olarak geliştirdiğimiz “uydular arası haberleşme” kabiliyetlerimizi bu uydular ile test edeceğiz. 2024 yılı içerisinde ise IoT haberleşme hizmetleri vereceğimiz uydu takımının ilk uydularını yörüngesine göndermiş ve devreye almış olacağız. 2025 yılı ve sonrasında çok sayıda uydu göndererek takım uydumuzun küresel kapsamasını ve hizmet kalitemizi artıracağız” dedi.