En Yeni İçerikler

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan, elektrikli araç üretimine 5 milyar dolarlık teşvik!

Son dönemlerde teknoloji ve elektrikli otomobil üretim alanında büyük atılımlar yapan Türkiye; özellikle savunma sanayi, otomobil ve yüksek teknoloji üretiminde liderliğe oynamak istiyor. Bu kapsamda bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, HIT-30: Yüksek Teknoloji Yatırım Programı’nı duyurarak, Türkiye’nin geleceğine damga vuracak stratejik bir adım attı. İşte detaylar…

Yerli batarya üretimi için 4.5 milyar dolarlık teşvik verilecek

Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz saatlerde Türkiye’nin gelişen teknoloji alt yapısı ve sanayisi için büyük önem arz eden HIT-30: Yüksek Teknoloji Yatırım Programı’nı duyurdu. Bu paket kapsamında büyük üreticilerin Türkiye’ye fabrika kurmaları ve Ar&Ge alanında önemli çalışmaları ülkemiz içerisinde yapmaları hedefleniyor.

Bu paket kapsamında şüphesiz en çok Türkiye’ye davet edilmek istenen markalar elektrikli otomobil üreticileri oldu. Geçtiğimiz günlerde Manisa’ya yapacağı 1 milyar dolarlık fabrika yatırımı ile gündeme oturan MG’nin arkasından hem Avrupalı hem Asyalı diğer elektrikli otomobil üreticilerinin de Türkiye’ye çekilmesi hedefleniyor.

cumhurbaskani-erdogandan-elektrikli-arac-uretimine-5-milyar-dolarlik-tesvik-1

Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkladığı paket ile birlikte elektrikli otomobil üreticilerine 5 milyar dolarlık teşvikin yanı sıra yerli batarya üretimi için de toplamda 4,5 milyar dolarlık bir teşvik paketi duyurdu. Teşviklerle birlikte yıllık en az 1 milyon dolarlık batarya üretimi ve 2030 yılına kadar 80 GWh’lik kapasite inşa edilerek bölgesel bir üretim üssü olmak isteniyor.

cumhurbaskani-erdogandan-elektrikli-arac-uretimine-5-milyar-dolarlik-tesvik-2

Bu hedef doğrultusunda Türkiye’ye gelecek olan markalar hem ülke ekonomisi için büyük bir döviz kaynağı olacak hem de büyük oranda istihdam sağlanacak. Tüm bunların yanında yerli otomobil markamız Togg ile birlikte diğer üreticiler için rekabet ortamı sağlanacak bu da kullanıcılar için sürekli daha yeni ve daha iyi otomobillere daha uygun fiyatlara ulaşma imkanı sunacak.

Buna ek olarak bir de çip üretimi için verilecek teşvikler açıklandı. Buna göre Türkiye’de çip üretimi yapacak tesisler şu imkanlardan yararlanabilecek;

  • %30’a kadar sermaye katkısı
  • %10’a kadar hibe destek
  • %80’e kadar vergi teşviği.

Anker powerbankleri yangın riskiyle toplanıyor

0

Anker, aşırı ısınma sonucu yangın ve yanıklara yol açabilecek risk nedeniyle PowerCore 10000 powerbank’lerinin bir milyondan fazlasını geri çağırıyor.

Teknoloji şirketi, lityum iyon piller içeren powerbank ile bağlantılı 19 yangın ve patlama raporu aldı. Raporlardan ikisi küçük yanık yaralanmaları ve tıbbi müdahale gerektirdi. Diğer 11 rapor ise ABD Tüketici Ürünleri Güvenlik Komisyonu’na göre toplamda 60.000 doları aşan maddi hasardan bahsediyor.

Anker powerbankleri yangın riski içeriyor

Etkilenen üniteler (toplamda yaklaşık 1.158.000 adet) Haziran 2016’dan Aralık 2022’ye kadar ABD’de Anker, Amazon, Newegg ve Ebay tarafından yaklaşık 27 dolara çevrimiçi olarak satıldı. Geri çağrılan PowerCore 10000 powerbank sahibi olan herkesin, cihazı derhal kullanmayı bırakması gerekiyor.

İlk olarak model numarasını kontrol edin. Sadece belirli üniteler etkileniyor , özellikle de cihazın alt kısmında basılı olarak göreceğiniz A1263 model numarasına sahip olanlar kullanılmamalı. Arızalı bir üniteniz varsa, bir yedek alabilirsiniz. Bunu almak için, güç bankasını Anker’a göndermeniz istenmeyecektir. Bunun yerine, model numarasını, seri numarasını, adınızı, fotoğrafın çekildiği tarihi ve güç bankasının üzerine kalıcı kalemle yazılmış “geri çağrıldı” kelimesini gösteren geri çağrılan ünitenin bir fotoğrafını göndermeniz gerekecektir. Anker, web sitesinde tam olarak nasıl başvurulacağını açıklayan ayrıntılı talimatlara sahip.

Geri çağırmaya katılmak için satın alma fişi talep edilecektir ancak bu zorunlu olmayacak. Geri çağrılan lityum iyon piller, daha fazla yangın riski oluşturdukları için dikkatli bir şekilde atılmalı. Kesinlikle çöpe atılmamalı.

Uzay istasyonu sızıntısı endişe yarattı

0

Uzay istasyonundaki sızıntı endişeleri Hindistan, Polonya ve Macaristan’dan astronotların ziyaretini geciktirecek. Hindistan, Polonya ve Macaristan’ın onlarca yıl aradan sonra ilk astronotlarını göndermek için planlanan uzay uçuşu, Uluslararası Uzay İstasyonu’ndaki uzay istasyonu sızıntısı endişeleri nedeniyle süresiz ertelendi.

Uzay istasyonu sızıntısı için net tespit yok

NASA, ziyareti kabul etmeden önce uzay istasyonu sızıntısı ile ilgili incelemeler yapmak istediğini söyledi. Yetkililer, şu anda uzay istasyonunda bulunan yedi astronotun güvende olduğunu ve oradaki diğer operasyonların etkilenmediğini vurguladı.

SpaceX’in 14 günlük bir uzay istasyonu görevi için dört özel astronotu fırlatması gerekiyordu, ancak kötü hava koşulları ve SpaceX roket sorunları uçuşu geciktirdi. Sonra istasyon sızıntısı sorunu ortaya çıktı. Rus Uzay Ajansı, NASA’nın Genel Müfettişlik Ofisi’ne göre, beş yıldan uzun süredir uzay istasyonu sızıntısı ile istasyon bölmelerindeki çatlaklar ve hava sızıntılarıyla uğraşıyordu. Son onarımlar, NASA’nın “yeni bir basınç imzası” dediği şeye yol açtı. Ek ayrıntılar hemen mevcut değildi.

Uzay istasyonundaki üç Rus, yakın zamanda 2000 yılında fırlatılan eski Zvezda servis modülünün iç duvarlarını ve bir bağlantı tünelini inceledi. Bazı alanları kapattılar ve mevcut sızıntı oranını ölçtüler. NASA, çevrimiçi bir güncellemede, “Bu çabanın ardından, segment artık baskıyı sürdürüyor” dedi.

Özel görevin gecikmesi, NASA ve Rus Uzay Ajansı’na “durumu değerlendirmek” ve uzay istasyonu sızıntısı sorununu çözmek için daha fazla onarım gerekip gerekmediğine karar vermek için ekstra zaman sağlıyor. Uçuş, Houston merkezli Axiom Space şirketi tarafından düzenlendi ve Axiom’un 2022’den bu yana ücretli müşterileriyle uzay istasyonuna yaptığı dördüncü seyahat olacaktı.

Axiom Space’in yönetim kurulu başkanı Kam Ghaffarian yazılı bir açıklamada: “Bu yapılması gereken doğru şey. Yeni bir lansman tarihi belirlemek için tüm ortaklarımızla çalışmaya devam edeceğiz” dedi.

Tesla ticari sır için dava açtı

0

Tesla, eski Optimus mühendisine ticari sır hırsızlığı iddiasıyla dava açtı. Tesla, insansı robotik programı Optimus’un ticari sırlarını çalıp bunları rakip bir girişimi başlatmak için kullandığı iddiasıyla eski bir mühendisine dava açtı.

Tesla ticari sır ihlali iddiasında bulunuyor

Bildirilen davada, Zhongjie “Jay” Li, Y Combinator destekli robotik eller üreten bir şirket olan Proception adlı girişimini başlatmak için Tesla’nın “gelişmiş robotik el sensörleri” geliştirmesine ilişkin ticari sırları çalmakla suçlanıyor. Şikayette, Ağustos 2022’den Eylül 2024’e kadar Tesla’da çalışan Li’nin, Optimus’a ilişkin gizli bilgileri iki ayrı kişisel akıllı telefonuna indirdiği belirtiliyor.

Şikayette ayrıca, Li’nin Tesla’daki son birkaç ayında işyerindeki bilgisayarında “insansı robotik eller” hakkında araştırma yaptığı ve internette girişim sermayesi ve diğer girişim fonlama kaynakları hakkında aramalar yaptığı da belirtildi. Şikayette, “Tesla’dan ayrıldıktan bir haftadan kısa bir süre sonra Proception şirketleşti. Sadece beş ay içinde Proception, Li’nin Tesla’da üzerinde çalıştığı tasarımlara çarpıcı bir şekilde benzeyen gelişmiş insansı robotik elleri ‘başarıyla inşa ettiğini’ kamuoyuna açıkladı” ifadelerine yer verildi.

Proception’ın internet sitesinde şirketin “dünyanın en gelişmiş insansı ellerini inşa ederek insan-robot etkileşiminde devrim yaratmayı” hedeflediği belirtiliyor. Tesla’nın Optimus robotik programı, şirketin 2021’de insansı bir robot olan Tesla Bot’u inşa ettiğini duyurmasından bu yana biraz inişli çıkışlı bir yolda ilerliyor. Şirket, 2022’de botun diğer yeni ürünlerle birlikte 2023’te tanıtılacağını söyledi. Ancak Optimus geliştirilmeye devam ediyor.

Temmuz 2024’te Tesla’nın Elon Musk’ı, şirketin robotu 2026’da satmaya başlayacağını söyledi. Sadece birkaç ay sonra, Ekim 2024’te Tesla’nın “We, Robot” etkinliğinde, katılan Tesla’nın Optimus botları büyük ölçüde tesis dışındaki insanlar tarafından kontrol ediliyordu.

Google Cloud kesintisi operasyonları etkiledi

Google Cloud kesintisi küresel bulut platformu Cloudflare’den Spotify gibi popüler uygulamalara kadar çeşitli hizmetleri etkiledi. Görünüşe göre bu diğer hizmet kesintilerinin kökeninde bir Google Cloud kesintisi var.

Google Cloud kesintisi zaman aldı

Google Cloud, müşterilerini etkileyen hizmet sorunlarını araştırmaya başladığını söyledi. Şirket, üç saatin ardından önlemleri uyguladığını ve hizmetlerinin bir saat içinde tekrar çalışır hale gelmesini beklediğini söyledi. Google Cloud sözcüsü Devon Smiley gönderdiği e-postada, “Şu anda bazı Google Cloud hizmetlerinde yaşanan hizmet kesintisini araştırıyoruz” dedi.

Cloudflare ayrıca, durum sayfasına göre, müşterilerini etkileyen hizmet kesintilerini araştırdığını söyledi. Cloudflare, sorunu araştırdıktan sonra hizmetlerinin düzelmeye başladığını söyledi. Cloudflare sözcüsü Ripley Park, TechCrunch’a gönderdiği bir e-postada: “Bu bir Google Cloud kesintisi. Cloudflare’deki sınırlı sayıda hizmet Google Cloud kullanıyor ve etkilendi. Kısa süre içinde geri dönmelerini bekliyoruz. Temel Cloudflare hizmetleri etkilenmedi” dedi.

Kalabalık kaynaklı raporlama platformu DownDetector’a göre binlerce kullanıcı, Spotify, Discord, Snapchat ve Character.AI gibi popüler uygulamaların Perşembe öğleden sonra kesintiler yaşadığını bildirdi. Cursor ve Replit gibi AI kodlama uygulamalarının da kesintiler yaşadığı görüldü.

Spotify sözcüsü Shira Rimini, daha fazla güncelleme için Google Cloud’un durum sayfasını takip ettiklerini söyledi. Genellikle, bu tür hizmet kesintileri birkaç saat içinde çözülür. Bu kesintiler 12 Haziran günü saat 11:00 civarında PT’de başlamış gibi görünüyor ve ABD genelinde milyonlarca insan için iş gününün ortasını aksatıyor. Hizmetlerin nispeten kısa bir süre içinde tekrar çevrimiçi olmaya başlaması muhtemel görünüyor.

Robotlar metro inşaatı için temizlik yaptı

0

Şanghay’daki mühendisler, Zhangyuan semtindeki tarihi 7.500 tonluk Huayanli kompleksini, metro inşaatı için yolu temizlemek üzere 432 akıllı robot kullanarak taşımayı başardı. 4.000 metrekareyi aşan bir alanı kaplayan bina yıkılmadı, bunun yerine geçici bir yere götürüldü ve orijinal yerine zarar görmeden geri götürüldü.

Robotlar metro inşaatı için koordine şekilde çalıştı

Bu çığır açan başarı, günde yaklaşık 10 metrelik koordineli ve hassas hareketler yapmalarını sağlayan gelişmiş sensörlere ve şok emici özelliklere sahip robotik bacakların kullanımıyla mümkün oldu. Robotlar, vinçler veya rayların aksine, Şanghay’ın dar ve dolambaçlı sokaklarında dolaşabiliyordu, bu nedenle teknik kalabalık kentsel alanlar için oldukça uygundu. Akıllı delme robotları yeraltında çalışıyor, derin öğrenme doğruluğuyla kazıyor ve yapısal dengesizliği önlemek için toprak tipleri arasında ayrım yapıyordu.

Tüm süreç, sahanın dijital ikizini sağlayan Bina Bilgi Modellemesi (BIM) ve 3B nokta bulutu taramasının kullanımıyla yönlendirildi. Bu, gerçek zamanlı haritalama, milimetre hassasiyetinde yol planlaması ve kazı ve hareketin kontrolünü mümkün kıldı. Enkazın tahliyesi, yüzey bozulmasını ve kamyon trafiğini azaltan konveyör bantları, vinçler ve hunilerden oluşan verimli bir yeraltı lojistik sistemiyle gerçekleştirildi.

Proje yalnızca Çin ve Batı tasarımının bir karışımı olan nadir shikumen tarzı mimariyi kurtarmakla kalmadı, aynı zamanda tarihi koruma ve kentsel altyapıyı birleştirme açısından dünya çapında bir emsal de yarattı. Huayanli’nin taşınması, kültürel saygı ile modern gelişim arasında dengeyi bulmak gerektiğinden, günümüzde Çin’deki en karmaşık bina hareketi olarak kabul ediliyor.

Şanghay örneği, teknolojik yaratıcılığın koruma ve modernizasyon arasında bir uzlaşma sunabileceğini gösterdiği için kalkınma çatışmalarındaki olağan sorunlardan farklı. Dünyanın dört bir yanındaki şehirler, ya kalkınma ya da geçmişi koruma sorunuyla boğuşurken, bu başarı devrim niteliğinde bir cevap sunmakta. Robot destekli yer değiştirme maliyetli ve karmaşıktı ancak dünyanın dört bir yanındaki şehirlerde gelecekte kentsel yenileme projelerinin standardını belirleyebilir.

Dört günlük çalışma haftası üretkenliği artıracak

0

Dört günlük çalışma haftası, şirketlerin gerçek bir bağlılığı olduğunda üretkenliği artırabilir, iş-yaşam dengesini iyileştirebilir ve yetenekleri koruyabilir. Bunlar, Universidad Carlos III de Madrid (UC3M) tarafından koordine edilen bir Avrupa bilimsel projesi olan InnovaWorking’in bugün Avrupa Parlamentosu’nda sunduğu çalışmalardan bazılarıdır. Araştırması, Avrupa Birliği’nin farklı ülkelerindeki sendikalar ve işverenler arasında müzakere edilen yenilikçi çalışma zamanı politikalarına odaklanmaktadır.

Dört günlük çalışma haftası ile yeni dönem

InnovaWorking projesinin baş araştırmacısı, UC3M’deki Hukuk ve Ekonomi Üniversitesi Enstitüsü’nden (IUDEC) Ana Belen Munoz Ruiz: “Dört günlük çalışma haftasının ve uzaktan çalışma, tatil alışverişi ve esnek çalışma saatleri gibi esnek çalışma saati düzenlemelerinin iyi çalıştığı sonucuna vardık. Her şeyden önce, buna bağlı olan şirket veya kuruluş tarafından gerçek bir bağlılık olduğunda” dedi.

Bu araştırma projesinde, iş-yaşam dengesi politikaları altı Avrupa ülkesinde (İspanya, Finlandiya, Fransa, Macaristan, İrlanda ve Hollanda) hem kamu hem de özel sektörde analiz edilmiştir. Bu bilimsel proje, çalışma saatinin organizasyonunda yenilikçi değişikliklerin üretkenliği artırabileceğini ve çalışanların iş-yaşam dengesini iyileştirebileceğini ve yetenekleri koruyabileceğini belirlemiştir. “Dört günlük çalışma haftası birçok yetenekli çalışanı cezbediyor. Bunları uygulayan ilk şirketler, daha fazla katılım gösteren ve rakiplere gitmeye daha az istekli iş gücüne sahip olacak.

Madrid Complutense Üniversitesi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Hukuku Bölümü’nden InnovaWorking projesinde yer alan araştırmacılardan bir diğeri olan Pablo Gimeno Diaz de Atauri: “Bu nedenle öncü şirketlerin, genel kural haline gelmeden önce bu önlemleri seçmeleri stratejik önem taşıyor” diyor.

Araştırmacılar ayrıca sendikalar aracılığıyla işçi katılımının önemini de analiz ettiler. Ancak sihirli formüllerden kaçınmanın tavsiye edildiğini belirttiler. Ruiz: “Tüm sektörler aynı çözüme izin vermiyor. Her şeyin işe yaraması için şirketlerin kendi üretim, organizasyon ve vardiya koşullarını hesaba katmaları ve işçi temsilcilerinin ihtiyaçlarını ifade etmeleri önemlidir.” diyor.

Zuckerberg yapay zeka için en büyük hamlesini yapıyor

0

Meta yapay zeka yarışında şimdiye kadarki en büyük hamlesini yapıyor. CEO Mark Zuckerberg, önde gelen bir veri etiketleme girişimi olan Scale AI’ya 14 milyar dolar yatırım yapmaya hazırlanıyor ve bu yatırım Zuckerberg yapay zeka alanında ne kadar iddialı olduğunu gösteriyor. Anlaşma, Meta’ya şirketin tam kontrolünü ele geçirmeden Scale AI’da %49 hisse verecek. Hisseyle birlikte Meta, Scale’in kurucusu Alexandr Wang’ı da ekibe katacak. Wang, Meta’da yeni bir AI laboratuvarına liderlik edecek.

Zuckerberg yapay zeka için kararlı

Bu hamle, Zuckerberg’in OpenAI ve Alphabet’in sahibi olduğu Google gibi önde gelen AI oyuncularına karşı zemin kazanma çabasını vurguluyor. Meta’nın yakın zamanda Llama 4’ü (büyük dil AI modeli) piyasaya sürmesinin ılık bir tepki aldığı ve daha gelişmiş “Behemoth” modelinin henüz piyasaya sürülmediği belirtilmelidir. Güçlü iş becerilerine sahip kanıtlanmış bir AI üreticisi olan Alexandr Wang’ı bünyesine katarak Meta, stratejisini yeniden odaklamayı ve hem araştırma hem de AI ürünlerinde ilerlemeyi hızlandırmayı umuyor. Zuckerberg yapay zeka alanında rekabeti ilerletmek için Wang’ı önemli bir lider olarak görüyor.

Zuckerberg, Wang’ı zor zamanlarda liderlik edebilecek biri olarak görüyor. Wang, yapay zekanın hem teknoloji hem de iş tarafını biliyor. Scale AI’yı sıfırdan kurdu. Şirket, büyük miktarda veriyi etiketleyerek yapay zeka sistemlerinin eğitilmesine yardımcı oluyor. OpenAI, Google, Microsoft ve hatta ABD savunma sektörüyle çalışıyor.

İçeriden alınan bilgilere göre Zuckerberg, Wang’ı “savaş zamanı CEO’su” olarak görüyor. Wang’ın Meta’nın yapay zeka planlarını yeniden düzenleyip şirketin öne geçmesine yardımcı olabileceğine inanıyor. Zuckerberg yapay zeka stratejisini güçlü liderlikle desteklemeyi amaçlıyor.

Meta, Scale AI’yı tamamen satın almıyor ve bu açık bir stratejik tercih. Şirket, halihazırda pazar gücünü sorgulayan ABD düzenleyicileri tarafından izleniyor. Tam bir devralma, sosyal medya devi için daha fazla yasal soruna yol açabilir. Bu nedenle Meta bunun yerine %49 hisse almayı planlıyor. Bu şekilde, tam kontrolü ele geçirmeden Scale’in en iyi yeteneklerine ve araçlarına erişebilecek. Ayrıca, Meta’nın şirket dışından yeni uzmanlıklar getirmesi akıllıca bir yoldur. Scale’in kurucusu Alexandr Wang, Meta’nın yeni AI laboratuvarına liderlik edecek ve en iyi mühendislerinden bazıları ona katılacak. Zuckerberg yapay zeka alanında Meta’nın konumunu güçlendirmek için bu stratejik adımları değerlendiriyor.

Google’ın yapay zeka ürünlerini Türk mühendis yönlendirecek!

Google, yapay zekâ (YZ) ürünlerini güçlendirme amacıyla önemli bir adım attı. Şirket, DeepMind’ın CTO’su Koray Kavukçuoğlu’nu yeni “Chief AI Architect” ve kıdemli başkan yardımcılığı görevine atadı. Bu rol, Google CEO’su Sundar Pichai’ye doğrudan bağlı olacak.

Kavukcuoğlu halen DeepMind’daki CTO’luk görevini sürdürüyor. Ancak artık Kaliforniya’ya taşınıp, Londra’daki merkezden Mountain View kampüsüne geçecek. Pichai, atamanın amacını şu sözlerle özetledi: “Dünyanın en gelişmiş modellerini ürünlere taşımayı hızlandıracak.

Bu karar, Google’ın YZ alanındaki rekabetçi baskılara yanıtı niteliğinde. Şirket, bu yıl YZ altyapısına 75 milyar dolar yatırım yapma taahhüdünde bulundu. Şimdi, bu teknolojiyi somut ürünlere dönüştürme zamanı geldi. Pichai, “Yeni bir YZ platformu dönemi başlıyor. Organizasyon olarak yeni bir vites yükseltmeliyiz” dedi.

Bazı uzmanlara göre, Kavukcuoğlu bu yarışta denge unsuru olabilir. Demis Hassabis ile yakın çalışıyor ve geçmişte önemli araştırma başarılarına imza attı. Şimdi, Gemini gibi gelişmiş modellerin ürünleşmesinde kilit rol oynayacak.

Google CEO’su, Kavukcuoğlu’nun rolünü şöyle tarif etti: “Modeli ürüne taşımayı kolaylaştıracak, yineleme süresini kısaltacak, verimliliği artıracak.” DeepMind’daki araştırma tecrübesi, Google’ın ürün ekiplerine doğrudan yansıyacak.

Şirket, GPT gibi rakiplerle kıyasıya bir yarışın içinde. Son tanıtımlarda YZ tabanlı abonelik sistemi, akıllı gözlükler, ve diğer demo ürünler dikkat çekti. Bu ürünler, şimdi Kavukcuoğlu’nun liderliğinde ticari başarıya dönüştürülmeye çalışılacak.

Ekonomi cephesinde Morgan Stanley, Google hisseleri için “Overweight” tavsiyesini sürdürüyor. Analistler, bu atamanın şirketin teknolojik liderliğini daha da güçlendireceğini düşünüyor.

Ancak kolay bir görev değil. Gemini ailesi yüksek beklenti oluşturdu fakat model ile ürün arasındaki mesafe hâlâ büyük. Kavukcuoğlu’nun bu uçurumu kapatma misyonu dikkat çekiyor.

Ayrıca bu atama, stratejik entegrasyon anlamına geliyor. Önceki dönemde DeepMind ve Google arasında ürünleştirme süreci yavaştı. Şimdi her iki rol aynı kişide toplandı. Bu, verimlilik ve hız kazancı sağlayacak.

Son olarak, Google’ın OpenAI ile yaptığı altyapı anlaşması da dikkat çekti. Rekabetin ötesinde, bazı teknolojik iş birlikleri de kuruluyor. Google, bu dönemde hem rakiplerini yakalamayı hem de liderliği pekiştirmeyi hedefliyor.

Google Londra merkezinde sorun yaşıyor

0

Google Londra’daki çarpıcı yeni ofis binası açıldığında, burada 7.000’e kadar çalışan ve muhtemelen birkaç tilki yaşayacak. The Guardian’ın haberine göre, kurnaz yaratık binanın 300 metre uzunluğundaki çatı bahçesine yerleşti ve beklenmedik işgali son üç yıldır gündemdeydi.

Google Londra merkezinde yerleşke sorunuyla mücadele ediyor

Geniş çatı alanı yabani çiçekler ve orman bitkileriyle doldurulmuş ve Google çalışanlarının dinlenip bir şeyler atıştırabileceği veya belki de teknoloji devi için bir sonraki büyük fikri hayal edebileceği bir alan olması gerekiyor. Ancak tilkiler hala orada serbestçe dolaşıyorsa yemyeşil bahçenin yasak bölge olması muhtemel.

Google, London Centric’e yaptığı açıklamada, “İnşaat alanlarında tilki görülmesi oldukça yaygındır ve King’s Cross geliştirmemiz de bir istisna değildir. Tilkiler ara sıra alanda görülse de görünümleri kısa sürdü ve devam eden inşaat üzerinde çok az etkisi oldu” dedi. Ancak dört ayaklı sakinlerin, özenle düzenlenmiş arazide yuvalar kazdıkları, bölgeyle bağlantılı bazı kişilerin ise burada tilki pisliği gördükleri bildirildi.

Londra, tilki gözlemleriyle ünlü olsa da hayvanın 2018’den beri inşaat halinde olan 11 katlı binanın çatısına nasıl çıktığı tam olarak bilinmiyor.  Thomas Heatherwick Studio ve Bjarke Ingels Group tarafından tasarlanan bina, bahçeyi merkez parçası olarak sunuyor ve yalnızca Google çalışanları için değil aynı zamanda arılar, yarasalar, kuşlar ve kelebekler için de ortak bir alan olması gerekiyor. Ancak tilkiler için değil.

Binanın bu yıl sonundan önce işçileri ağırlaması planlanıyor. Bu bahçeyi temizlemek için hala zaman var. Ancak tilkilerin becerikli ve oldukça uyumlu olduğu bilindiğinden, onlardan kurtulmak beklenenden daha büyük bir zorluk olabilir.

Yapay zeka müşteri temsilcileri başarılı olamadı!

Son yıllarda müşteri hizmetlerinde yapay zekâ uygulamaları devrim yarattı. Ancak teknoloji devleri bu konuda geri adım atıyor. Microsoft, Air Canada ve diğer büyük markalar, AI destekli müşteri hizmetlerini rafa kaldırmaya başladı. Yerine ise eski yöntemlere, yani gerçek insanlarla iletişime dönüş başladı.

Müşteri memnuniyetini artırma amacıyla yola çıkan şirketler, AI sistemlerinin bu hedefe ulaşamadığını fark etti. Kullanıcılar, yapay zekâ destekli botlarla yaşadığı iletişim sorunlarını sosyal medyada açıkça paylaştı. Tepkiler çığ gibi büyüdü. Şirketler, itibarlarını korumak ve kullanıcıları elde tutmak için hızlı kararlar aldı.

Özellikle Microsoft’un bu alandaki kararı dikkat çekti. Şirket, bir süre önce müşteri destek operasyonlarının çoğunu otomatikleştirdi. Ancak sonuçlar beklendiği gibi olmadı. Kullanıcılar, AI sistemlerinin sorun çözmede yetersiz kaldığını ve insanla iletişim kurmak istediklerini belirtti.

Benzer şekilde, Air Canada da bir AI destekli müşteri temsilcisinin yanlış yönlendirmesi nedeniyle büyük tepki aldı. Şirket, olay sonrası AI botlarının verdiği yanlış bilgiye bağlı oluşan mağduriyetin faturasını ödemek zorunda kaldı. Bu durum, AI destekli sistemlerin güvenilirliği üzerine soru işaretlerini artırdı.

AI destekli hizmetler, şirketlere zaman ve maliyet tasarrufu sağlasa da müşteri deneyimi büyük ölçüde zarar gördü. Geri dönüşler, sadece teknik değil, aynı zamanda duygusal bir bağ kurulmasını da önemsiyor. İnsanlar, empati kurabilen, esnek düşünen, bağlamı anlayan gerçek insanlara ulaşmak istiyor.

Bazı firmalar, hibrit modele geçerek hem AI teknolojisini hem de insan temsilcileri birlikte kullanmayı planlıyor. Ancak birçok şirket artık AI destekli müşteri hizmetlerini tamamen durduruyor. Bu değişim, teknoloji alanında yeni bir farkındalığı da beraberinde getiriyor.

Uzmanlar, şirketlerin bu kararla marka değerlerini korumaya çalıştığını belirtiyor. Çünkü müşteri ilişkileri, bir markanın sadakat zincirindeki en kritik halkalardan biri. Her ne kadar AI ilerlemeye devam etse de, bazı alanlarda insan dokunuşu hâlâ vazgeçilmez kalıyor.

Bu gelişmeler, müşteri hizmetlerinde AI’ye tam geçişin düşündüğümüz kadar yakın olmadığını açıkça gösteriyor.

Nebyan Doğal İş Girişim Sermayesi’nden 2 milyon dolar yatırım aldı

0

Sürdürülebilir gıda ve doğal et alanında faaliyet gösteren Nebyan Doğal, 2020 yılında melek yatırımcılardan aldığı ilk yatırımın ardından, Türkiye İş Bankası’nın iştiraki olan İş Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı’ndan 2 milyon dolar yatırım aldı. Bu yatırımla birlikte İş Girişim Sermayesi, Nebyan Doğal’ın çoğunluk hissedarı oldu.  Bu stratejik ortaklıkla Nebyan Doğal, üretim kapasitesini artırmayı, şube sayısını genişletmeyi ve önümüzdeki bir yıl içinde ihracat yaptığı ülke sayısını artırmayı hedefliyor.   

100 binden fazla müşteriye ulaştı

Nazlı ve İbrahim Uyanık kardeşler tarafından 2014 yılında kurulan Nebyan Doğal, Karadeniz yaylalarında geleneksel yöntemlerle yetiştirilen Karayaka koyunu ve doğal beslenen danalardan elde edilen, hiçbir katkı maddesi içermeyen et ürünlerini nihai tüketiciyle buluşturuyor.

Samsun, Ordu, Tokat, Giresun, Gümüşhane ve Amasya’da toplamda 200 üreticiyle aktif olarak çalışan Nebyan Doğal, bugüne kadar 100 binden fazla tüketiciye ulaştı. Dört şehirde beş mağazası bulunan ve 2015’ten bu yana online satış kanalından da hizmet veren Nebyan Doğal, hayvanların doğumundan ürünlerin tüketiciye ulaşmasına kadar tüm zincirin kontrolünü sağlayan benzersiz bir iş modeline sahip. Şirket, tüketicilere kendi üretimi olan 250’nin üzerinde katkısız et ve şarküteri ürünü sunuyor.

Baffs Naturals markasıyla 16 ülkeye ihracat yapıyor

Nebyan Doğal, sıfır atık ve ileri dönüşüm anlayışıyla hayata geçirdiği %100 doğal ve katkısız köpek ödül mamaları, çiğneme ürünleri markası Baffs Naturals ile sadece 3 yıl içinde 16 ülkeye ihracat yapan bir şirket haline geldi. İhracat yapılan ülkeler arasında ABD, Kanada, Almanya, İngiltere, İspanya, Fransa, Singapur, Yunanistan, Portekiz, İzlanda, Bulgaristan, Gürcistan, İzlanda, Bahreyn, Katar, KKTC yer alıyor.

Üretim, istihdam ve ihracatta büyümeyi hedefliyor

Nebyan Doğal Kurucu Ortağı Nazlı Uyanık Yıldız, İş Girişim Sermayesi yatırımıyla kendileri açısından başlayan yeni döneme ilişkin açıklamasında şunları söyledi: “Bu yolculuğa, Karadeniz yaylalarında, üreticinin terk etmeye başladığı bir emeği görünür kılmayı hedefleyerek üretici ve tüketicileri bir araya getirmek için çıkmıştık. ‘Kırsalda Kalkınma, Kentlerde Gerçek Gıda’ söylemiyle başlayan hikâyemizde bugün İş Girişim Sermayesi’nden stratejik yatırım almanın gururunu yaşıyoruz. Bu yatırımla sadece operasyonel olarak değil üretim, istihdam ve ihracatta büyümeyi; Kuzey Amerika ve Avrupa’daki varlığımızı ve ihracat yaptığımız ülke sayısını artırmayı hedefliyoruz.”

Bölgede daha fazla üreticiyle çalışmayı ve üreticilerin sahip olduğu hayvan sayılarını artırmayı istediklerini belirten Nazlı Uyanık Yıldız, “Orta Karadeniz Bölgesi’nde oluşturduğumuz modeli ülkemizin diğer bölgelerinde farklı tarımsal alanlarda da uygulamak ve üretici yaş ortalamamızı gençleştirmek istiyoruz. Böylelikle bu topraklarda binlerce yıldır biriken hayvancılık bilgisinin kaybolmasını engellemek, gelecek nesillere geliştirerek aktarmak amacındayız” diye konuştu.

Uluslararası pazarlarda daha güçlü bir oyuncu haline gelme fırsatı

İş Girişim Sermayesi Genel Müdürü Kubilay Aykol da ortaklıkla birlikte çoğunluk pay sahibi oldukları, Türkiye’nin doğal ve yerli üretim gücünü temsil eden Nebyan’ın kurucularının aileden gelen sektör tecrübesini modern girişimcilik anlayışıyla birleştirmesi ve bu kültürü dördüncü nesle taşımasının önemli olduğunu vurguladı.

Kubilay Aykol, “Köklü üretim değerlerini çağdaş bir vizyonla geleceğe taşıyan bir yapının büyüme hedeflerine ortak oluyoruz. Nebyan Doğal’ın uluslararası pazarlarda daha güçlü bir oyuncu haline gelmesini, sürdürülebilir ve sağlıklı gıda anlayışının daha geniş coğrafyalara yayılması için önemli bir fırsat olarak görüyoruz” diye konuştu.  

Kadın girişimcilerin ekonomiye ve topluma kattığı değerin bilincinde olduklarını ifade eden Aykol, “Nebyan Doğal’ın başarı hikâyesini desteklemekten ve kadın girişimciliğinin güçlenmesine katkı sağlamaktan ayrıca gurur duyuyoruz. Bu doğrultuda, şirketin büyüme stratejilerini her yönüyle desteklemeye devam edeceğiz” dedi.

Tesla takibi VinFast küçülmeye gidiyor

Tesla ile rekabet etmeyi uman Vietnam elektrikli araç şirketi VinFast, Kanada’daki faaliyetlerini azaltıyor. Tesla takibi VinFast için büyük vaatlerle ve doğrudan tüketiciye yönelik bir yaklaşımla lansmanından üç yıldan kısa bir süre sonra şirket, Kanada’daki on mağazasından beşini kapatmaya karar verdi.

Tesla takibi VinFast için küçülme kararı

2022’nin sonlarında VinFast, Ontario, Quebec ve Britanya Kolombiyası’nda hızla showroom’lar açarak Kanada’da ilk kez sahneye çıktı. Tesla takibi VinFast, Tesla’nın stratejisini kullanarak Toronto’daki Yorkdale ve Vancouver’daki Park Royal gibi lüks alışveriş merkezlerinde mağazalar açtı. Daha az merkezi noktalarda bulunan iki showroom’un yanı sıra üç alışveriş merkezi merkezli lokasyon da 2025’in ortalarına kadar kapatılacak.

VinFast Canada, uzun vadeli performansını iyileştirmeye odaklanmak için üç butik alışveriş merkezi lokasyonunu ve çevre bölgelerdeki iki showroom’unu kapatacağını duyurdu. Tesla takibi VinFast bu, EV sektörünün daha büyük zorluklarla karşı karşıya olduğunun bir işareti. Yeni kurulan şirketler talepte düşüş, daha yüksek faiz oranları ve daha fazla insanın hibrit modelleri seçmesiyle karşı karşıya kalıyor ve bu da geleneksel otomobil üreticilerinin başarılı olmasına yardımcı oluyor.

Bir zamanlar Tesla’dan ilham alan perakende konseptini temsil eden Yorkdale mağazası kapatılacak. Bununla birlikte, Mississauga’daki Highway 401’in yakınındaki mağaza da dahil olmak üzere beş showroom açık kalacak. VinFast ayrıca iş modelini değiştirebileceğini, satış sonrası servis ağını genişletmeyi ve hatta önceki yaklaşımından farklı olarak franchise ortaklıklarını bile düşünebileceğini ima etti.

VinFast’in ABD’den çekilme kararı, otomotiv endüstrisinde birçok elektrikli araç girişiminin karşılaştığı zorlukların bir işaretidir. Büyük bir Vietnam konglomerasının desteği ve küreselleşme hayalleriyle şirket, Tesla takibi VinFast olarak hırs ve markalaşmanın tek başına yeterli olmadığını öğreniyor. Elektrikli araç pazarı büyüdüğü ve daha rekabetçi hale geldiği için bir şirketin nasıl performans gösterdiği çok önemlidir.

BTM TEKMER açıldı: Girişimcilere doğrudan kamu teşviki imkanı!

0

İstanbul Ticaret Odası bünyesinde kurulan Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi (BTM), Fulya yerleşkesinde düzenlenen törenle yeni bir döneme adım attı. BTM çatısı altında kurulan Teknoloji Geliştirme Merkezi (TEKMER), girişimcilere sadece ofis ve mentorluk desteği değil, aynı zamanda kamu teşviklerinden doğrudan yararlanma fırsatları sunan yeni bir yapı olarak faaliyete geçti. Açılışa Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, İTO Başkanı Şekib Avdagiç ve KOSGEB Başkanı Ahmet Serdar İbrahimcioğlu da katıldı.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır törende yaptığı konuşmada, girişim sermayesi ekosistemine 5 milyar liranın üzerinde kamu kaynağı yönlendirildiğini, toplamda 88 milyar liralık fonun harekete geçirildiğini belirtti. Ayrıca, Ar-Ge desteklerinden faydalanan firmalara bu kaynakların bir kısmını girişimcilik ekosistemine aktarma yükümlülüğü getirilerek 9,4 milyar liralık yatırımın doğrudan girişimlere kazandırıldığını ifade etti. Kacır, BTM’nin TEKMER statüsüyle ekosistemde daha etkin rol oynayacağını ve Atatürk Havalimanı’nda kurulacak Terminal İstanbul’da da BTM TEKMER için alan ayrılacağını duyurdu.

İstanbul Ticaret Odası Başkanı ve BTM Mütevelli Heyeti Başkanı Şekib Avdagiç, BTM’nin bugüne kadar 8 yılda yazdığı başarı hikâyesinin TEKMER ile yeni bir boyuta taşındığını belirtti. BTM’nin 143 yıllık İTO girişimcilik birikimini kurumsallaştırdığını ve UBI Global tarafından dünyanın en iyi üçüncü girişimcilik merkezi olarak seçildiğini hatırlattı. Avdagiç, klasik TEKMER’lerden farklı olarak BTM TEKMER’in, binlerce girişimciden oluşan bir ağın, yatırımcı ilişkilerinin ve uluslararası bağlantıların üzerine inşa edildiğini vurguladı. “Ticaretin kalbinden teknolojinin zirvesine” mottosuyla hareket ettiklerini söyleyen Avdagiç, tüm girişimcilere BTM TEKMER’e gelmeleri çağrısında bulundu.

BTM Genel Müdürü Dr. Önder Kul ise BTM TEKMER’in yalnızca fiziksel bir merkez değil, Ar-Ge, girişimcilik ve inovasyonun bir arada bulunduğu çok yönlü bir platform olduğunu söyledi. TEKMER’in girişimcilere sadece yer tahsisi değil, aynı zamanda mentorluk, yatırımcı erişimi, uluslararası iş birlikleri ve kamu teşviklerine doğrudan ulaşım imkânı sunduğunu belirtti. Kul, BTM TEKMER ile birlikte küresel ölçekte büyümek isteyen girişimcilere köprü olacaklarını ifade etti.

KOSGEB Başkanı Ahmet Serdar İbrahimcioğlu da konuşmasında BTM’nin bugüne kadar tüm altyapıya sahip olduğunu, ancak Ar-Ge teşvikleri sunamadığını belirterek, TEKMER ile artık bu desteğin de sağlanacağını söyledi.

BTM TEKMER bünyesinde girişimcilere sağlanacak destekler arasında Ar-Ge ve tasarım harcamalarının vergi indirimine konu edilmesi, Ar-Ge personelinin gelir vergisi stopajı teşviki, işveren payı sigorta primi desteği, damga ve gümrük vergisi istisnaları ve temel bilimler desteği bulunuyor. Bu teşvikler, girişimcilerin daha güçlü bir finansal yapıyla projelerini geliştirmelerine ve pazara sunmalarına katkı sağlıyor. Açılış töreni kurdele kesimiyle tamamlandı.

TotalEnergies ve Mistral AI, yapay zeka için ortak kurdu!

0


TotalEnergies, bu ortaklıkla enerji operasyonlarının performansını artırmayı, çevresel etkileri azaltmayı ve dijital çözümlerle müşteri hizmetlerini iyileştirmeyi amaçlıyor.

İki şirketin ekipleri hâlihazırda mevcut tesislerde çalışmalara başlamış durumda. TotalEnergies, herhangi bir fiziksel laboratuvar kurulmayacağını duyurdu. İş birliği kapsamında Mistral, yapay zeka destekli bir asistan geliştirerek TotalEnergies’in yeni enerji projelerini tasarlamasına, sanayi tesislerinin daha düşük emisyonla işletilmesine ve müşteri destek çözümlerinin daha verimli hale gelmesine katkı sağlayacak.

Şirketin CEO’su Patrick Pouyanne, “Yapay zeka, enerji sistemlerini dönüştürme potansiyeline sahip. Bu iş birliği, Avrupa’da teknolojik bir ekosistem oluşturma hedefimizin bir parçası.” ifadelerini.

Yapay Zeka ile Daha Akıllı Enerji Yönetimi

Mistral, bu hafta başında Avrupa’nın ilk mantıksal akıl yürütme yeteneğine sahip yapay zeka modelini tanıtarak ABD ve Çin merkezli rakipleriyle rekabet etme yolunda önemli bir adım attı. TotalEnergies için geliştirilecek çözümler arasında, yapay zeka ile desteklenen karar destek sistemleri, enerji tasarrufuna yönelik öneri mekanizmaları ve endüstriyel analiz araçları yer alacak.

TotalEnergies, 2022 yılından bu yana çeşitli yapay zeka girişimleriyle iş birliği yapıyor. Bu kapsamda rüzgar türbinleri için algoritma tabanlı kestirimci bakım çözümleri, hava durumu verilerine dayalı elektrik ticareti optimizasyonu ve dijital yenilenebilir enerji çiftliği planlamaları geliştirildi.

Fintek, Yapay Zekâ ve Sürdürülebilirlik Girişimcilerine HUBrica Desteği

Şirket, ayrıca Microsoft’un yapay zeka asistanı Copilotu da altı ay boyunca çalışanlarına sunarak, kullanım alanlarını test etti. Bu deneyimler, TotalEnergies’in dijital dönüşümünde yapay zekanın oynayacağı rolü daha da güçlendiriyor.

Yeni iş birliği, sadece TotalEnergies’in değil, Avrupa’nın yapay zeka alanındaki konumunun da güçlenmesine katkı sunacak gibi görünüyor.

Apple, İsrailli casus yazılımın hedef aldığı açıkları kapattı!

Citizen Lab tarafından aktarılan rapora göre, açığın iOS 18.3.1 güncellemesiyle kapatıldığı Apple tarafından doğrulandı. Güncelleme 10 Şubat’ta yayınlanmış olsa da, ilk etapta yalnızca başka bir güvenlik açığına dair bilgi içeriyordu. Ancak şirket, güncelleme notlarını 4 ayın ardından güncelleyerek, o dönemde kapatılan başka bir açığın da varlığını doğruladı.

Söz konusu açık, iCloud Link üzerinden gönderilen kötü niyetli fotoğraf veya videoların işlenmesi sırasında oluşan bir mantık hatasına dayanıyor. Apple, bu açığın son derece sofistike saldırılarda belirli kişileri hedef almak amacıyla istismar edilmiş olabileceğini belirtti. Citizen Lab, bu açığın İtalyan gazeteci Ciro Pellegrino ve ismi açıklanmayan “önemli” bir Avrupalı gazetecinin telefonlarını hedef alan saldırılarda kullanıldığını doğruladı.

Paragon casus yazılım skandalı ilk kez Ocak ayında gündeme geldi. WhatsApp, aralarında gazeteci ve insan hakları aktivistlerinin de bulunduğu yaklaşık 90 kullanıcıyı, Paragon’un geliştirdiği Graphite adlı casus yazılım ile hedef alındıkları konusunda uyarmıştı.

Nisan ayı sonunda ise Apple, birçok kullanıcıya casus yazılımla hedef alındıklarına dair bildirim gönderdi. Bildirimde casus yazılımın geliştiricisi belirtilmemişti. Ancak Citizen Lab, Apple’ın uyardığı iki gazetecinin Graphite yazılımı tarafından takip edildiğini kesin olarak doğruladı. Apple’ın uyardığı diğer kişilerin de aynı yazılımla mı hedef alındığı ise henüz netleşmiş değil.

Apple, açığın neden bu kadar geç duyurulduğu konusunda yorum yapmaktan kaçındı. Şirketin bu tür saldırılara karşı daha şeffaf bir bilgilendirme politikası izleyip izlemeyeceği merak konusu olmaya devam ediyor. Öte yandan, uzmanlar iOS kullanıcılarını cihazlarını güncel tutmaları konusunda bir kez daha uyarıyor.

Oracle hisseleri AI dalgası ile rekor seviyelere ulaştı!

Oracle, bu revizyonun ardında yapay zekaya yönelik bulut bilişim hizmetlerine olan yoğun talebin yattığını açıkladı.

CEO Safra Catz, kazanç raporu sonrası yaptığı açıklamada, 2026 mali yılında toplam gelirin en az 67 milyar dolar olmasını beklediklerini ifade etti. Özellikle bulut tabanlı yapay zeka altyapısı sunan hizmetlerdeki büyüme dikkat çekiyor. Şirketin bulut servislerinden elde ettiği çeyreklik gelir yüzde 14 artarak 11,7 milyar dolara yükselirken, toplam gelir 15,9 milyar dolara ulaşarak beklentilerin üzerine çıktı.

Oracle’ın bu yıl başında OpenAI ile birlikte duyurduğu Stargate adlı büyük ölçekli hesaplama altyapısı girişimi de şirketin yapay zeka alanındaki kararlılığını gösteriyor. Bu iş birliği, Oracle’ın geleneksel yazılım şirketi imajını yıkarak onu yapay zeka çağında öne çıkan bir bulut oyuncusuna dönüştürdü.

Running Point Capital Advisors’tan Michael Ashley Schulman, “Oracle artık eski tarz bir yazılım devi değil, tam anlamıyla ‘bulut çağının büyücüsü’ haline geldi. Rekabet artık üç büyük oyuncudan oluşan klasik bir mücadele değil; herkesin kaynak için savaştığı bir battle-royale ortamı gibi.” ifadelerini kullandı.

Piper Sandler analistleri ise Oracle’ın 1990’ların sonundaki internet devrimi günlerinden bu yana bu ölçekte bir kurumsal ilgiyle karşılaşmadığını belirtti. Jeopolitik risklere ve Trump yönetiminin tarifelerine dair endişeler sürse de, Oracle’ın son performansı, yazılım ve yapay zeka sektörlerine olan güvenin hâlâ güçlü olduğunu gösteriyor. Yakın gelecekte önemli gelişmelerin yaşanması bekleniyor.

OpenAI açık modeli gecikiyor

0

OpenAI’ın yıllar sonraki ilk açık modelinin yayınlanması, CEO Sam Altman’ın X’te yaptığı bir paylaşımda duyurduğu üzere bu yazın sonuna kadar ertelenecek. Altman, açık modelin Haziran ayından sonra bir zamanda yayınlanacağını söyledi.

OpenAI açık modeli için yeni tarih belirlenecek

Altman: “Açık ağırlık modelimiz için biraz daha fazla zaman harcayacağız, yani bunu bu yazın sonlarında bekliyoruz ancak Haziran’da değil. Araştırma ekibimiz beklenmedik ve oldukça şaşırtıcı bir şey yaptı ve beklemeye değeceğini düşünüyoruz ancak biraz daha uzun sürecek” dedi.

OpenAI, OpenAI’ın o-serisindeki modellerine benzer “akıl yürütme” yeteneklerine sahip olması planlanan açık modeli için erken yaz çıkış tarihini hedefliyordu. OpenAI, açık modelinin DeepSeek’in R1’i gibi diğer açık akıl yürütme modellerinin performansını aşmasını hedefliyor.

OpenAI’ın ilk kez açık bir model yayınlama niyetini duyurmasından bu yana geçen aylarda, alan daha rekabetçi hale geldi. Salı günü, sık sık açık modeller yayınlayan bir diğer AI laboratuvarı olan Mistral, Magistral adlı ilk AI akıl yürütme modelleri ailesini yayınladı. Nisan ayında, Çinli AI laboratuvarı Qwen, sorunları çözmek için zaman ayırmakla geleneksel, hızlı yanıtlar vermek arasında geçiş yapabilen bir hibrit AI akıl yürütme modelleri ailesi yayınladı.

OpenAI, kıyaslamalardaki performansını artırmanın ötesinde, daha rekabetçi hale getirmek için açık AI modeline birkaç karmaşık özellik eklemeyi de düşündü. Daha önce OpenAI liderlerinin açık AI modelinin karmaşık sorgular için şirketin bulutta barındırılan AI modellerine bağlanmasını sağlamayı görüştüğünü bildirilmişti. Ancak, bu özelliklerin nihai açık modele dahil olup olmayacağı belirsiz.

Şirketin açık modelinin yayınlanması, şirketin araştırmacılar ve geliştiricilerle olan ilişkisi açısından önemli görünüyor. Altman daha önce OpenAI’nin modellerini açık kaynaklı hale getirme konusunda ” tarihin yanlış tarafına ” düştüğünü söylemişti. Bu imajı düzeltmek için şirket, sektörün en iyi açık teklifleriyle rekabet edebilecek açık bir model yayınlamak için baskıyla karşı karşıya.

AMD, yeni yapay zeka teknolojilerini duyurdu!

AMD, Santa Clara’da düzenlenen Advancing AI 2025 etkinliğinde, yapay zeka odaklı stratejisini ve bu stratejiye yön veren yeni donanım, yazılım ve altyapı çözümlerini duyurdu. Şirketin tanıttığı yeni nesil sistemler, yüksek performans, açık standartlar ve geniş ölçeklenebilirlik temelinde şekillenirken, aralarında Meta, OpenAI, Microsoft ve Oracle’ın da bulunduğu teknoloji devleri bu altyapıları halihazırda kullanıyor veya entegre etme sürecinde yer alıyor.

AMD, yeni yapay zeka teknolojilerini tanıttı

Etkinlikte öne çıkan yeniliklerin başında Instinct MI350 serisi GPU’lar yer aldı. MI350X ve MI355X modellerinden oluşan bu yeni serinin, bir önceki nesle kıyasla dört kat daha fazla yapay zeka hesaplama kapasitesi sunduğu açıklandı. Ayrıca çıkarım işlemlerinde 35 katlık performans artışı elde edildi. MI355X modeli, rakip çözümlerle karşılaştırıldığında %40 daha yüksek “token başına dolar” verimliliği sunarak, özellikle büyük dil modellerinin çalıştırılmasında maliyet/performans oranını önemli ölçüde yukarı taşıyor.

AMD, yeni yapay zeka teknolojilerini tanıttı

Donanım geliştirmeleri yalnızca GPU’larla sınırlı değil. AMD, bu yeni hızlandırıcıları temel alan raf düzeyinde yapay zeka altyapısını da tanıttı. Açık standartlara dayalı sistem; 5. nesil EPYC işlemciler ve Pensando Pollara NIC kartlarıyla birlikte çalışıyor. Oracle Cloud Infrastructure (OCI), bu altyapının erken uygulayıcıları arasında yer alıyor. Şirket, 2025’in ikinci yarısında daha geniş pazarlarda kullanımın başlayacağını duyurdu.

Tanıtılan bir diğer önemli donanım ise “Helios” adı verilen yeni nesil raf sistemi oldu. Helios, Zen 6 mimarili “Venice” kod adlı EPYC işlemciler, Pensando “Vulcano” ağ kartları ve Instinct MI400 serisi GPU’larla birlikte çalışıyor. Şirket, bu sistemin Mixture of Experts (MoE) modellerinde çıkarım yaparken, önceki nesle göre 10 kata kadar performans artışı sağlayabileceğini açıkladı.

Yazılım tarafında ise ROCm 7 duyuruldu. Açık kaynaklı bu yazılım yığını, jeneratif yapay zeka ve yüksek performanslı bilgi işlem yüklerini karşılamak üzere geliştirildi. ROCm 7, geliştirici deneyimini iyileştiren yeni API’ler, sürücüler, araçlar ve çerçeveler sunuyor. Ayrıca sektör standartlarıyla uyumluluğu artırarak, farklı donanımlarla daha geniş bir kullanım alanına yayılıyor.

Enerji verimliliği, AMD’nin öne çıkardığı bir diğer alan oldu. Şirket, 2020’de koyduğu 30 kat enerji verimliliği hedefini aşarak, beş yıl içinde 38 kata ulaştığını açıkladı. Yeni hedef ise, 2030 yılına kadar raf düzeyinde enerji verimliliğini 20 kat artırmak. Bu hedefin gerçekleşmesi halinde, günümüzde eğitimi için 275 raf gerektiren bir yapay zeka modelinin, tek bir raf içinde ve %95 daha az enerjiyle eğitilebileceği belirtiliyor.

Etkinlikte söz alan iş ortakları da AMD altyapısına verdikleri desteği açıkladı. Meta, Llama 3 ve Llama 4 modellerinin çıkarım işlemlerinde MI300X GPU’larını geniş ölçekte kullandığını ve MI350 serisinin performansından memnun olduğunu aktardı. OpenAI CEO’su Sam Altman, GPT modellerinin Azure’da MI300X üzerinde çalıştığını ve MI400 serisi için AMD ile derin mühendislik iş birliklerinin sürdüğünü belirtti. Microsoft, Azure üzerinden hem açık kaynak hem de özel modellerin MI300X ile üretimde olduğunu açıkladı. Oracle, 131.072 adet MI355X GPU ile zettaskala düzeyde yapay zeka kümeleri sunacağını bildirdi.

Cohere, yüksek performanslı Command modellerini MI300X üzerinde çalıştırdığını ve bu yapı sayesinde veri gizliliği ile birlikte yüksek verimlilik elde ettiklerini duyurdu. HUMAIN, AMD ile geniş kapsamlı bir altyapı anlaşmasına imza attı. Red Hat, OpenShift AI üzerinde AMD GPU’larıyla çalışan hibrit yapay zeka çözümleri sunduğunu açıkladı. Astera Labs ve Marvell ise UALink Konsorsiyumu kapsamında AMD ile açık bağlantı standartları üzerine çalıştıklarını belirtti.

Advancing AI 2025, AMD’nin yalnızca donanım üreticisi kimliğinin ötesine geçerek; yazılım, altyapı ve stratejik iş birlikleriyle yapay zeka ekosisteminin tamamına yön verdiğini ortaya koydu.

Tesla robotik bölümünde yönetim değişikliği oldu!

0

Tesla’nın robotik bölümü, şirketin insansı robot projesi Optimus’un mühendislik başkanı Milan Kovac’ın ayrılmasıyla önemli bir liderlik değişikliğine uğradı. Kovac, X’te kişisel nedenlerle ayrıldığını söyledi. Başka bir ülkede ailesiyle birlikte olmak istediğini belirtti. Ayrıca Tesla’yı ve Elon Musk’ı hala güçlü bir şekilde desteklediğini söyledi.

Tesla robotik bölümünde ayrılık

Kovac, Musk’ı ilgilendiren siyasi meseleler veya son tartışmalar hakkındaki söylentileri durdurmayı hedefleyerek, “@elonmusk ve ekibinin yanındayım,” dedi. Musk, Kovac’a son on yıldır Tesla’daki olağanüstü çalışması için minnettarlığını dile getirdi.

Musk’ın Tesla’nın en önemli ürün geliştirmesi olarak tanımladığı Optimus, şirketin gelecek planlarının merkezinde yer alıyor. Elektrikli araç satışları yavaşladığı ve Tesla’nın hisseleri baskı altında olduğu için Musk artık yatırımcıları çekmek için Optimus’a ve Tesla’nın otonom sürüş planlarına güveniyor. Musk’a göre uzun vadede önemli olacak tek şey otonomi ve Optimus olacak.

Bloomberg’e göre, Tesla’nın Autopilot yazılım ekibine liderlik eden Ashok Elluswamy artık Optimus’un başında olacak. Değişim kritik bir anda gerçekleşiyor. Musk, Mart ayında Tesla’nın 2025 yılı sonuna kadar en az bir robot lejyonu, yani yaklaşık 5.000 ünite inşa edeceğini ve 2026 yılına kadar 50.000 üniteye sahip olmayı hedeflediğini belirtti.

Bu zorlu hedeflere ulaşmak için Tesla hem teknik sorunlarla hem de uluslararası sorunlarla uğraşmak zorunda. Çin, ABD’de robotik üretimi için önemli olan nadir toprak mineralleri ve mıknatısların ihracatı konusunda daha katı kurallar koydu. Bu tür tedarik zinciri sorunları Tesla’nın üretim hedeflerine ulaşma yeteneğini ciddi şekilde tehdit edebilir.

Kovac ayrılsa da Tesla, Optimus zaman çizelgesinin değişmediğine inanıyor. Artık Elluswamy görevde olduğuna göre, insanlar Tesla’nın liderlik değişiklikleri, tedarik sorunları ve yatırımcıların artan ilgisiyle başa çıkarken robotik hedeflerini nasıl büyüteceğiyle ilgileniyor.