En Yeni İçerikler

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan, elektrikli araç üretimine 5 milyar dolarlık teşvik!

Son dönemlerde teknoloji ve elektrikli otomobil üretim alanında büyük atılımlar yapan Türkiye; özellikle savunma sanayi, otomobil ve yüksek teknoloji üretiminde liderliğe oynamak istiyor. Bu kapsamda bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, HIT-30: Yüksek Teknoloji Yatırım Programı’nı duyurarak, Türkiye’nin geleceğine damga vuracak stratejik bir adım attı. İşte detaylar…

Yerli batarya üretimi için 4.5 milyar dolarlık teşvik verilecek

Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz saatlerde Türkiye’nin gelişen teknoloji alt yapısı ve sanayisi için büyük önem arz eden HIT-30: Yüksek Teknoloji Yatırım Programı’nı duyurdu. Bu paket kapsamında büyük üreticilerin Türkiye’ye fabrika kurmaları ve Ar&Ge alanında önemli çalışmaları ülkemiz içerisinde yapmaları hedefleniyor.

Bu paket kapsamında şüphesiz en çok Türkiye’ye davet edilmek istenen markalar elektrikli otomobil üreticileri oldu. Geçtiğimiz günlerde Manisa’ya yapacağı 1 milyar dolarlık fabrika yatırımı ile gündeme oturan MG’nin arkasından hem Avrupalı hem Asyalı diğer elektrikli otomobil üreticilerinin de Türkiye’ye çekilmesi hedefleniyor.

cumhurbaskani-erdogandan-elektrikli-arac-uretimine-5-milyar-dolarlik-tesvik-1

Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkladığı paket ile birlikte elektrikli otomobil üreticilerine 5 milyar dolarlık teşvikin yanı sıra yerli batarya üretimi için de toplamda 4,5 milyar dolarlık bir teşvik paketi duyurdu. Teşviklerle birlikte yıllık en az 1 milyon dolarlık batarya üretimi ve 2030 yılına kadar 80 GWh’lik kapasite inşa edilerek bölgesel bir üretim üssü olmak isteniyor.

cumhurbaskani-erdogandan-elektrikli-arac-uretimine-5-milyar-dolarlik-tesvik-2

Bu hedef doğrultusunda Türkiye’ye gelecek olan markalar hem ülke ekonomisi için büyük bir döviz kaynağı olacak hem de büyük oranda istihdam sağlanacak. Tüm bunların yanında yerli otomobil markamız Togg ile birlikte diğer üreticiler için rekabet ortamı sağlanacak bu da kullanıcılar için sürekli daha yeni ve daha iyi otomobillere daha uygun fiyatlara ulaşma imkanı sunacak.

Buna ek olarak bir de çip üretimi için verilecek teşvikler açıklandı. Buna göre Türkiye’de çip üretimi yapacak tesisler şu imkanlardan yararlanabilecek;

  • %30’a kadar sermaye katkısı
  • %10’a kadar hibe destek
  • %80’e kadar vergi teşviği.

LG, akıllı telefonları için son noktayı koyuyor!

0

Güney Koreli teknoloji devi LG, 30 Haziran 2025 itibarıyla Android tabanlı akıllı telefonlarına yönelik tüm yazılım güncelleme hizmetlerini sonlandıracağını duyurdu. Bu tarihten sonra şirket cihazlara ne OTA (over-the-air) güncellemeleri ne de LG Bridge uygulaması aracılığıyla sağladığı yazılım desteğini sunacak.

LG, akıllı telefon üretimini durdurduğunu 2021 yılında açıklamıştı. Ancak şirket, kullanıcılarına verdiği sözü tutarak bazı modelleri için Android 12 güncellemesini sunmuş, ayrıca cihazların piyasaya çıkış tarihlerinden itibaren en az üç yıl boyunca güvenlik yamaları sağlamıştı. Ancak bu sürecin de sonuna gelindi.

LG’nin resmi duyurusuna göre, mobil yazılım yükseltme hizmeti (FOTA), güncelleme merkezi ve LG Bridge dahil tüm yazılım hizmetleri 30 Haziran’da tamamen kapatılacak. Duyuruda, kullanıcıların bu tarihten önce cihazlarını güncellemeleri gerektiği de vurgulandı.

LG, kullanıcılarına son bir çağrıda bulundu

LG’nin açıklamasına göre, hizmetin sona ermesiyle birlikte yalnızca OTA güncellemeleri değil, servis merkezlerinde yapılan yazılım yükseltmeleri ve uygulama güncellemeleri de artık mümkün olmayacak. Bu durum, özellikle fabrika ayarlarına döndürülmüş cihazlarda, önceden yüklü bazı uygulamaların tekrar indirilemeyeceği anlamına geliyor.

Her ne kadar günümüzde LG akıllı telefon kullanan kişi sayısı oldukça azalmış olsa da, hala yedekte tutulan veya ikinci cihaz olarak kullanılan modellerin varlığı göz önünde bulunduruluyor. Bu nedenle LG, cihazlarını aktif olarak kullanan ya da kenarda tutan kullanıcılara 30 Haziran 2025 tarihine kadar yazılım güncellemelerini tamamlamaları çağrısında bulunuyor.

LG’nin akıllı telefon defteri tamamen kapanırken, kullanıcıların da bu dönemeçte gerekli adımları atmaları büyük önem taşıyor. Güncelleme alacak son modeller için geri sayım başladı.

Meta, Trump politikalarının gölgesinde yapay zeka hamleleri yapmaya çalışıyor!

Şirketin yapay zeka projeleri bu hafta Menlo Park’taki ilk Llama geliştirici konferansı ve çeyrek dönem finansal sonuçlarının açıklanmasıyla daha da görünür hale geliyor.

Meta, 2025 yılı boyunca yapay zeka altyapısına 60 ila 65 milyar dolar arasında sermaye harcaması yapmayı planlıyor. Analistler, Trump’ın gümrük tarifeleri nedeniyle maliyetlerde artış riski bulunduğunu ancak Meta’nın bu harcamaları azaltmayacağını öngörüyor. Needham Analistleri, bu yatırımların 10 yıllık bir stratejinin parçası olduğunu belirtti.

Teknoloji devleri arasında ticaret politikalarının olası etkileri konusunda artan bir hassasiyet var. Intel CFO’su David Zinsner, ABD’nin ticaret hamlelerinin ekonomik yavaşlama riskini artırdığını dile getirirken, Google CFO’su Anat Ashkenazi, yatırım planlarının devam ettiğini ancak teslimat ve inşaat programlarında dalgalanmalar olabileceğini belirtti.

Meta AI için ayrı bir uygulama planlanıyor

Meta’nın yapay zeka yatırımları sadece Llama modelleriyle sınırlı değil. Şirket ayrıca Meta AI adlı bir dijital asistan geliştirerek, bu alanda ChatGPT gibi rakiplerle yarışmayı hedefliyor. CEO Mark Zuckerberg, 2025’in kişiselleştirilmiş ve oldukça zeki bir AI asistanının 1 milyardan fazla kullanıcıya ulaşacağı yıl olacağını ve Meta AI’nın bu yarışta lider olmasını beklediğini açıklamıştı.

Meta’nın, Meta AI için bağımsız bir uygulama piyasaya sürmeyi ve ücretli abonelik modelleri denemeyi planladığı bildirildi. Analistler, ayrı bir uygulamanın, kullanıcı deneyimini Facebook ve Instagram gibi platformlardan bağımsızlaştırarak daha net bir değer önerisi sunabileceğini belirtiyor.

Sonata Insights kurucusu Debra Aho Williamson, “ChatGPT’nin marka bilinirliği çok yüksek. Bu, rakiplerin aşması zor bir engel oluşturuyor. Meta’nın ayrı bir Meta AI uygulamasıyla pazarda daha görünür olması mümkün olabilir.” dedi.

Meta, yapay zeka alanında erken bir avantaja sahip olsa da, bu büyük yatırımların karşılığını almak için kullanıcı deneyimini güçlendirmesi ve pazar payını artırması gerektiği uzmanlar tarafından vurgulanıyor.

Huawei Sağlık: Teknoloji ile Daha Sağlıklı Bir Yaşam

Günümüzde teknoloji, sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmek isteyenler için güçlü bir destek sunuyor. Huawei Sağlık (Huawei Health), bu alanda öne çıkan yenilikçi bir uygulama olarak, kullanıcılarına spor, fitness ve genel sağlık takibi konusunda kapsamlı bir deneyim vadediyor. Huawei’nin giyilebilir cihazları ve mobil uygulamasıyla entegre çalışan bu platform, sağlıklı yaşam hedeflerine ulaşmak isteyen herkes için ideal bir yardımcı.

Huawei Sağlık Nedir?

Huawei Sağlık, Huawei tarafından geliştirilen, sağlık ve fitness verilerini takip etmeye olanak tanıyan resmi bir mobil uygulama

Huawei Sağlık, Huawei tarafından geliştirilen, sağlık ve fitness verilerini takip etmeye olanak tanıyan resmi bir mobil uygulamadır. Android ve iOS cihazlarda kullanılabilen bu uygulama, Huawei’nin akıllı saatleri, fitness bileklikleri ve diğer giyilebilir cihazlarıyla senkronize bir şekilde çalışır. Uygulama, adım sayımı, kalp atış hızı, uyku kalitesi, kan oksijen seviyesi (SpO2), stres düzeyi ve daha birçok sağlık göstergesini detaylı bir şekilde kaydeder. Ayrıca, egzersiz planları oluşturma, spor aktivitelerini izleme ve kişiselleştirilmiş sağlık raporları sunma gibi özellikleriyle kullanıcıların sağlıklı yaşam yolculuğunu destekler.

Huawei Sağlık’ın Temel Özellikleri

Huawei Sağlık, geniş kapsamlı özellikleriyle hem spor tutkunlarına hem de genel sağlık durumunu takip etmek isteyenlere hitap ediyor. İşte uygulamanın öne çıkan bazı özellikleri:

  1. Kapsamlı Sağlık Takibi
    Huawei Sağlık, kalp atış hızı, kan basıncı (belirli cihazlarla), SpO2, stres seviyesi, uyku kalitesi ve deri sıcaklığı gibi çok çeşitli sağlık göstergelerini ölçer. Özellikle Huawei Watch D gibi cihazlar, tıbbi doğrulukta tansiyon ölçümü sunarak kullanıcıların sağlık durumlarını daha yakından takip etmelerine olanak tanır. Uygulama, tüm bu verileri anlaşılır grafiklerle sunar ve geçmiş raporları inceleme imkanı sağlar.
  2. Egzersiz ve Spor Desteği
    Uygulama, yürüyüş, koşu, bisiklet, yüzme ve yoga gibi 100’den fazla spor modunu destekler. Kullanıcılar, egzersiz sırasında gerçek zamanlı verilere (mesafe, hız, yakılan kalori vb.) erişebilir ve uzun vadeli fitness hedefleri belirleyebilir. Ayrıca, Huawei Aktivite Halkaları (Hareket, Egzersiz, Ayağa Kalkma) ile günlük fiziksel aktiviteleri takip ederek motive olabilirsiniz.
  3. Uyku ve Stres Yönetimi
    Huawei Sağlık, uyku takibi konusunda oldukça başarılıdır. Hafif uyku, derin uyku ve REM uykusu gibi aşamaları analiz ederek kullanıcılara uyku kaliteleri hakkında detaylı bilgiler sunar. Ayrıca, stres yönetimi için rehberli nefes egzersizleri ve meditasyon seçenekleri de uygulama içinde yer alır.
  4. Kişiselleştirilmiş Antrenman Planları
    Huawei Health+, uygulamanın premium sürümü, kullanıcılara özel antrenman programları, fit kalma planları ve profesyonel spor rehberliği sunar. Seviyenize ve hedeflerinize uygun egzersiz planlarıyla, spor yapmayı daha düzenli ve etkili hale getirebilirsiniz.
  5. Giyilebilir Cihaz Entegrasyonu
    Huawei’nin akıllı saatleri ve fitness bileklikleri, uygulamanın temel taşlarından biridir. Örneğin, Huawei Watch D2, sağlık bakanlığına kayıtlı bir medikal cihaz olarak tansiyon ölçümünde çığır açarken, TruSense sağlık platformu ile daha hassas sağlık verileri sunar. Bu cihazlar, uygulama ile kusursuz bir şekilde senkronize olarak kullanıcı deneyimini zenginleştirir.
  6. Adet Döngüsü Takibi
    Kadın kullanıcılar için tasarlanmış adet döngüsü takip özelliği, bir sonraki dönemin tarihini hatırlatır ve hormonal değişiklikleri daha iyi anlamaya yardımcı olur. Bu özellik, kadın sağlığına yönelik farkındalığı artırmak için oldukça kullanışlıdır.

Uygulamanın avantajları

  • Kullanıcı Dostu Arayüz: Huawei Sağlık, basit ve sezgisel bir arayüze sahiptir. Teknolojiyle arası iyi olmayan kullanıcılar bile uygulamayı kolayca kullanabilir.
  • Çevrimdışı Kullanım: İnternet bağlantısı olmadan da adım sayımı, nabız ölçümü ve rota takibi gibi temel özellikler kullanılabilir.
  • Geniş Cihaz Uyumluluğu: Huawei cihazlarının yanı sıra diğer Android cihazlar ve iOS cihazlarla da uyumludur. Ayrıca, Google Fit ve Apple Health gibi diğer sağlık uygulamalarıyla veri senkronizasyonu yapılabilir.
  • Güvenilirlik ve Doğruluk: Huawei’nin giyilebilir cihazları, sağlık ölçümlerinde yüksek doğruluk sunar. Ancak, uygulama tıbbi bir cihaz olmadığını ve verilerin yalnızca referans amaçlı olduğunu belirtir.

Huawei Sağlık Güvenilir mi?

Uygulamanın güvenilirliği, özellikle kişisel veri gizliliği konusunda bazı kullanıcılar tarafından sorgulanmıştır. Uygulama, sağlık verileri, doğum tarihi ve konum gibi kişisel bilgilere erişim gerektirir. Huawei, bu verilerin güvenliğini sağlamak için sıkı gizlilik politikaları uyguladığını belirtse de, bazı kullanıcılar Çin merkezli bir şirket olması nedeniyle endişe duyabilir. Uzun süredir kullanan pek çok kişi, veri gizliliği konusunda sorun yaşamadığını ifade etse de, bu tür uygulamaları kullanmadan önce gizlilik sözleşmesini dikkatlice okumanız önerilir.

Her ne kadar Huawei Sağlık birçok avantaja sahip olsa da, bazı kullanıcılar tarafından eleştirilen noktalar da bulunuyor:

  • Performans Sorunları: Bazı kullanıcılar, özellikle son güncellemelerden sonra cihaz senkronizasyonu ve GPS takibi konusunda sorunlar yaşadığını belirtmiştir.
  • Bölgesel Kısıtlamalar: uygulama belirli ülkelerde sınırlı işlevselliğe sahip olabilir. Bu durumda, kullanıcıların yeni bir Huawei Kimliği oluşturması gerekebilir, ancak bu işlem mevcut verilere erişimi etkileyebilir.
  • Ücretli Özellikler: Health+ gibi premium özellikler, ek bir abonelik ücreti gerektirir.

Huawei Sağlık, sağlık ve fitness tutkunları için güçlü bir araçtır. Giyilebilir cihazlarla entegrasyonu, kapsamlı sağlık takibi ve kullanıcı dostu arayüzüyle, sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek isteyenler için ideal bir seçimdir. Ancak, veri gizliliği konusunda hassas olan kullanıcıların gizlilik politikalarını dikkatlice incelemesi önemlidir. Huawei’nin sürekli geliştirdiği TruSense gibi yenilikçi teknolojiler, uygulamanın geleceğini daha da parlak kılıyor.

Eğer siz de sağlığınızı teknolojiyle desteklemek istiyorsanız, Huawei Sağlık uygulamasını indirip deneyebilir ve kendi sağlık yolculuğunuza başlayabilirsiniz.

Not: Uygulamanın sunduğu veriler yalnızca referans amaçlıdır ve tıbbi teşhis için kullanılmamalıdır. Herhangi bir sağlık sorunuyla karşılaştığınızda, bir sağlık uzmanına başvurmanız önerilir.

Brezilya, vergi muafiyetleri aracılığıyla teknoloji merkezi olacak!

Reuters’a konuşan kaynaklara göre, Haddad bu hafta gerçekleştireceği Silikon Vadisi ziyaretinde, teknoloji yatırımlarını federal vergilerden muaf tutacaklarını açıklayacak. Program kapsamında Brezilya, bol yenilenebilir enerji kaynaklarını öne çıkararak kendisini sürdürülebilir bir altyapı merkezi olarak konumlandırmayı hedefliyor.

Maliye Bakanlığı, bu yeni politikanın önümüzdeki on yıl içinde yaklaşık 352 milyar dolar değerinde yatırımın önünü açabileceğini öngörüyor. Bu rakam, yalnızca veri merkezleriyle sınırlı kalmayıp, inşaat, telekomünikasyon ve yapay zeka hizmetleri gibi yan sektörlerde de büyük bir canlanma yaratabilecek.

Brezilya, sürdürülebilir projeleri önceliklendirecek!

Veri merkezleri için uygulanacak yeni teşvikler kapsamında, bilgi teknolojileriyle ilgili yatırımlarda federal düzeyde alınan PIS, Cofins, IPI ve ithalat vergileri muaf tutulacak. Ancak bina inşaatı gibi IT dışı harcamalar bu muafiyetlerden yararlanamayacak. Brezilya hükümeti, bu adımlarla bütçeye yük getirmeden ekonomiyi büyütmeyi amaçlıyor.

Planın özellikle Çinli TikTok’un ana şirketi ByteDance gibi büyük yatırımcıları da kapsaması bekleniyor. Yasa tasarısının kalıcı hale gelebilmesi için Kongre onayı gerekiyor. Yetkililere göre, Brezilya’nın dostane dış politikası ve ticaret savaşlarından uzak duruşu, ülkeyi yatırımcılar için cazip kılıyor.

Meta veri merkezi

Yeni düzenlemeden yararlanmak isteyen projelerin, %100 yenilenebilir enerji kullanımı gibi sürdürülebilirlik kriterlerini karşılaması şart olacak. Ayrıca, veri merkezlerinin kapasitesinin belirli bir bölümünün iç pazar için ayrılması ve Brezilya’nın yapay zeka ekosistemine katkı sağlanması da zorunlu tutulacak.

Geçtiğimiz yıl Başkan Luiz Inacio Lula da Silva döneminde kabul edilen kapsamlı vergi reformu, sermaye harcamalarında vergi muafiyeti sağlıyordu ancak bu reformun etkileri 2033 yılında yürürlüğe girecekti. Şimdi ise yeni planla bu avantajlar erkene alınarak, yeşil teknoloji yatırımları hızla teşvik edilecek.

Yandex Games: Eğlencenin Tek Adresi

Yandex Games, farklı zevklere hitap eden geniş bir ücretsiz çevrimiçi oyun platformudur. Aksiyon, bulmaca, yarış, strateji, kart oyunları ve daha birçok kategoride 10.000’den fazla oyuna ev sahipliği yapan bu platform, indirme veya kurulum gerektirmeden eğlence sunar. İster cep telefonunuzdan ister bilgisayarınızdan, sadece bir tarayıcı veya Yandex uygulaması üzerinden oyunlara anında erişebilirsiniz.

Yandex Games Nedir?

Yandex Games, 2018 yılında Rusya merkezli teknoloji devi Yandex tarafından başlatılan bir oyun platformudur. 2022 itibarıyla ayda 11 milyondan fazla oyuncuya ulaşan platform, geniş oyun yelpazesiyle dikkat çeker. Oyunlar, tarayıcı veya Yandex Games uygulaması üzerinden oynanabilir ve çevrimdışı modda bile erişim sağlanabilir (önceden bir kez oynanmışsa). Platform, reklamlar ve uygulama içi satın almalar yoluyla gelir elde ederken, oyunculara ücretsiz bir deneyim sunar.

Yandex Games’in öne çıkan özellikleri

  • Geniş Oyun Kataloğu: 10.000’den fazla oyunla, herkes için bir seçenek mevcut. Bulmaca, arcade, strateji, aile oyunları, kelime oyunları ve daha fazlası!
  • Akıllı Öneri Sistemi: Akıllı akış algoritması, ilgi alanlarınıza göre oyun önerileri sunar.
  • Cihazlar Arası Senkronizasyon: Yandex ID ile giriş yaparak ilerlemenizi kaydedebilir ve farklı cihazlarda kaldığınız yerden devam edebilirsiniz.
  • Kolay Erişim: İndirme gerektirmeden, Yandex Browser, iOS, Android veya masaüstü uygulamaları üzerinden oyunlara ulaşabilirsiniz.

Oyun Kategorileri ve Özellikler

Yandex Games, her yaşa ve zevke uygun oyunlarla dolu

Yandex Games, her yaşa ve zevke uygun oyunlarla doludur. İşte platformda bulabileceğiniz bazı popüler kategoriler:

  • Aksiyon: Ninja dövüşleri, savaş oyunları ve sokak dövüşçüsü temalı oyunlarla adrenalini hissedin.
  • Bulmaca ve Zeka Oyunları: Kelime avı, çapraz bulmaca veya renkli bulmacalarla zekanızı test edin.
  • Kule Savunma: Strateji geliştirerek imparatorluğunuzu koruyun ve destansı savaşlara katılın.
  • Aile Oyunları: Çizim, boyama veya sanal evcil hayvan bakımı gibi oyunlarla ailenizle keyifli vakit geçirin.
  • Kart ve Masa Oyunları: Solitaire, satranç, domino veya dama gibi klasik oyunlarla nostalji yaşayın.
  • Arcade: Retro yılan oyunu, balon patlatma veya tuğla kırma gibi eğlenceli seçenekler.

Oyunlar, sezgisel arayüzleri ve başlangıçtaki etkileşimli ipuçlarıyla kolayca öğrenilebilir. Ayrıca, her oyunun yaş sınırlaması belirtilir, böylece ebeveynler çocukları için uygun içerikleri seçebilir. Moderatörler, oyunları kataloğa eklemeden önce virüs ve yasa dışı içerik açısından kontrol eder.

İlerleme Kaydetme ve Yorum Yapma

Yandex Games’te ilerlemenizi kaydetmek için Yandex ID ile giriş yapmanız önerilir. Oyunlar, ilerleme ve başarıları iki şekilde kaydeder:

  • Yerel (tarayıcı önbelleği): Tarayıcıyı kapatırsanız veya önbelleği temizlerseniz ilerleme silinebilir.
  • Sunucu (Yandex hesabınız): Giriş yaparak ilerlemenizi buluta kaydedebilir ve farklı cihazlarda devam edebilirsiniz.

Ayrıca, oyunlar hakkında yorum bırakabilir ve 1’den 5’e puan verebilirsiniz. Yorum yaparken Yandex hesabınızdaki ad, soyad ve fotoğrafınız kullanılır. Kullanıcı bilgilerinizi hesap yönetimi sayfasından düzenleyebilirsiniz.

Geliştiriciler İçin Yandex Games

Yandex Games, sadece oyunculara değil, oyun geliştiricilere de kapılarını açar. Geliştiriciler, Yandex Games Konsolu aracılığıyla kendi oyunlarını platforma yükleyebilir, düzenleyebilir ve reklam ağları üzerinden gelir elde edebilir. Bu, bağımsız geliştiriciler için geniş bir kitleye ulaşma fırsatı sunar.

Güvenlik ve Gizlilik

Yandex Games, veri gizliliği ve güvenliğine önem verir. Uygulama, kullanıcı kimlikleri ve cihaz bilgileri gibi verileri toplayabilir; bu veriler reklam, analiz, güvenlik ve kişiselleştirme amaçlı kullanılır. Veri paylaşımı, kullanımınıza, bölgenize ve yaşınıza bağlı olarak değişebilir.

Yandex Games’e Nasıl Erişilir?

Yandex Games’e erişmek oldukça kolay:

  • Tarayıcı: Yandex Browser veya herhangi bir tarayıcıda platformu ziyaret edin.
  • Mobil Uygulama: iOS veya Android için Yandex Games uygulamasını indirin.
  • Masaüstü: Yandex Games kısayolunu masaüstünüze ekleyin veya Windows görev çubuğuna sabitleyin.

Yandex Games, geniş oyun seçenekleri, kolay erişim ve kullanıcı dostu özellikleriyle eğlence dünyasında öne çıkıyor. İster yalnız oynayın, ister arkadaşlarınızla veya ailenizle vakit geçirin, bu platformda herkes için bir şeyler var. Ücretsiz, kurulum gerektirmeyen ve her cihazda çalışan Yandex Games, oyun tutkunları için ideal bir adres. Hemen deneyin ve favori oyununuzu keşfedin!

Not: Oyunlardaki sanal puanlar gerçek paraya çevrilemez, satılamaz veya takas edilemez.

Infinix Note 30 fiyatı ve özellikleri

Infinix, uygun fiyatlı ancak yüksek performans sunan akıllı telefonlarıyla Türkiye pazarında dikkat çekmeye devam ediyor. 2023 yılında piyasaya sürülen Infinix Note 30, hem günlük kullanıcılar hem de oyuncular için cazip özellikleriyle öne çıkıyor. Bu yazıda, Infinix Note 30’un tasarımından teknik özelliklerine, kamerasından bataryasına kadar tüm detaylarını inceleyeceğiz.

Şık Tasarım ve Geniş Ekran

Infinix Note 30 fiyatı ve özellikleri

Infinix Note 30, modern ve zarif bir tasarıma sahip. 6.78 inçlik Full HD+ IPS LCD ekranı, 1080 x 2460 piksel çözünürlük sunuyor ve 120 Hz yenileme hızıyla akıcı bir deneyim sağlıyor. TUV Rheinland sertifikalı göz koruma modu sayesinde uzun süreli kullanımlarda göz yorgunluğunu azaltıyor. Telefonun ince çerçeveleri ve geniş ekranı, film izlerken veya oyun oynarken etkileyici bir görsel deneyim sunuyor. Ağırlığı yaklaşık 219 gram olan cihaz, ergonomik yapısıyla tek elde rahat kullanım imkanı sağlıyor.

Renk seçenekleri arasında Obsidyen Siyahı, Yıldızlararası Mavi ve Gün Batımı Altını gibi canlı ve şık tonlar yer alıyor. Ayrıca suya dayanıklı tasarımı, günlük kullanımda ekstra dayanıklılık sunuyor.

Güçlü Performans: MediaTek Helio G99

Infinix Note 30, 6nm teknolojisiyle üretilen MediaTek Helio G99 işlemcisiyle gücünü ortaya koyuyor. Bu işlemci, günlük görevlerden mobil oyunlara kadar geniş bir yelpazede yüksek performans sunuyor. 8 GB RAM’e ek olarak 8 GB’a kadar genişletilebilir sanal RAM özelliği, çoklu görevlerde akıcılığı artırıyor. Depolama tarafında ise 128 GB ve 256 GB seçenekleri mevcut, ayrıca microSD kart ile hafıza 2 TB’a kadar artırılabiliyor.

Android 13 işletim sistemiyle kutudan çıkan Note 30, kullanıcı dostu arayüzü ve özelleştirme seçenekleriyle dikkat çekiyor. Xclone özelliği sayesinde bazı uygulamaları çift hesapla kullanabilir, SmartPanel ile sık kullanılan uygulamalara hızlı erişim sağlayabilirsiniz.

Etkileyici Kamera Sistemi

Infinix Note 30, fotoğraf ve video tutkunları için iddialı bir kamera setup’ına sahip

Infinix Note 30, fotoğraf ve video tutkunları için iddialı bir kamera setup’ına sahip. Arka tarafta 64 MP ana kamera (OV64B40 modülü), 2 MP derinlik sensörü ve QVGA AI kamerasından oluşan üçlü bir sistem bulunuyor. Ana kamera, otomatik odaklanma ve yapay zeka destekli özellikleriyle düşük ışık koşullarında bile net çekimler yapabiliyor. Sky Remap teknolojisi, çekilen fotoğraflarda gökyüzünü tek tıkla değiştirmenize olanak tanıyor.

Ön tarafta ise 16 MP selfie kamerası, portre modu, HDR ve çift LED flaş gibi özelliklerle destekleniyor. Çift Görünüm Modu, aynı anda hem ön hem arka kamerayı kullanarak yaratıcı videolar çekmenizi sağlıyor. Video çekiminde 1440p @ 30fps gibi yüksek kaliteli seçenekler sunuyor.

Uzun Ömürlü Batarya ve Hızlı Şarj

Infinix Note 30’un en dikkat çekici özelliklerinden biri, 5000 mAh kapasiteli bataryası. 45W Çok Yönlü Hızlı Şarj özelliği sayesinde bu büyük batarya, sadece 30 dakikada %75’e kadar dolabiliyor. Ayrıca “Bataryayı Atla” (Bypass Şarj) özelliği, cihaz prize takılıyken bataryayı devre dışı bırakarak doğrudan anakarta güç sağlıyor. Bu, özellikle oyun oynarken cihazın ısınmasını önlüyor ve batarya ömrünü koruyor.

Cihaz, 1000 tam şarj döngüsünde bile pil sağlığının %80 seviyesinde kalacağını iddia ediyor. Bunun yanı sıra, Note 30’u bir powerbank gibi kullanarak diğer cihazları kablolu ters şarj ile şarj edebiliyorsunuz.

JBL İmzalı Ses Deneyimi

Infinix Note 30, ses kalitesinde JBL ile iş birliği yaparak fark yaratıyor. Çift stereo hoparlör sistemi, Yüksek Çözünürlük (Hi-Res) sertifikasına sahip. Sinema kalitesinde bir ses deneyimi sunuyor. Düşük bozulma oranı, dengeli tonlar ve net ses çıkışı, müzik dinlerken veya video izlerken kullanıcıları memnun ediyor. Ayrıca 3.5 mm kulaklık jakı, kablolu kulaklık kullanıcıları için büyük bir avantaj.

Ek Özellikler ve Kutu İçeriği

Infinix Note 30, NFC desteğiyle temassız ödemeler gibi modern ihtiyaçlara cevap veriyor. Parmak izi okuyucu, yüz tanıma, çocuk modu, karanlık mod ve tek elde kullanım modu gibi özellikler, cihazı her yaştan kullanıcı için pratik hale getiriyor.

Kutu içeriği de oldukça cömert: 45W şarj adaptörü, USB Type-C kablosu, mikrofonlu kulaklık, şeffaf kılıf, ekran koruma filmi (cihaza uygulanmış) ve SIM çıkartma iğnesi bulunuyor. Bu, kullanıcıların ek aksesuar masrafından kurtulmasını sağlıyor.

Türkiye’de Infinix Note 30’un fiyatı, 128 GB modeli için yaklaşık 9.499 TL, 256 GB modeli için ise 9.999 TL civarında. Lansmana özel kampanyalarda Bluetooth kulaklık hediyesi gibi fırsatlar sunuluyor. Kullanıcı yorumları genellikle cihazın fiyat-performans oranından memnun. Ancak bazı kullanıcılar, yazılım optimizasyonunda küçük sorunlar veya Instagram gibi uygulamalarda tam ekran görüntüleme problemleri yaşadığını belirtiyor.

Infinix Note 30, uygun fiyatına rağmen sunduğu güçlü işlemci, büyük batarya, hızlı şarj, kaliteli ekran ve JBL destekli ses sistemiyle dikkat çekiyor. Orta segmentte fiyat-performans odaklı bir telefon arayanlar için ideal bir seçenek. Oyun, multimedya ve günlük kullanım için ihtiyaçları karşılayan bu cihaz, Infinix’in Türkiye’deki yükselişini destekleyen bir model.

Instagram Görüldü Özelliğini Kapatma: Gizliliğinizi Korumanın Yolları

Instagram, dünya genelinde milyonlarca kullanıcının fotoğraf, video ve hikaye paylaştığı popüler bir sosyal medya platformu. Ancak, özellikle mesajlaşma kısmında yer alan “görüldü” özelliği, bazı kullanıcılar için gizlilik endişesi yaratabiliyor. Bir mesajı okuduğunuzda karşı tarafın bunu bilmesini istemiyorsanız, Instagram’da “görüldü” özelliğini kapatmanın yollarını öğrenmek işinize yarayabilir. Bu makalede, 2025 itibarıyla Instagram’da “görüldü” özelliğini nasıl kapatacağınızı adım adım açıklayacağız.

Instagram Görüldü Özelliği Nedir?

Instagram’ın direkt mesaj (DM) bölümünde, bir mesajı okuduğunuzda göndericiye “Görüldü” ibaresi gösterilir. Bu özellik, iletişimde şeffaflık sağlasa da, bazı kullanıcılar için rahatsız edici olabilir. Örneğin, bir mesajı hemen yanıtlamak istemediğinizde, sadece okumakla yetinmek istediğinizde, karşı tarafın bunu bilmesini engellemek isteyebilirsiniz.

Instagram Görüldü Özelliğini Kapatma Adımları

2025 itibarıyla Instagram, “görüldü” özelliğini tamamen kapatmak için doğrudan bir ayar sunmuyor. Ancak, bu özelliği dolaylı yollardan devre dışı bırakmak veya etkisini azaltmak mümkün. İşte uygulayabileceğiniz yöntemler:

1. Okundu Bilgisini Kapatma (Hareket Durumu Ayarı)

Instagram, hareket durumu ayarını değiştirerek “görüldü” bildirimlerini kısmen kontrol etmenize olanak tanır. İşte adımlar:

  • Adım 1: Instagram uygulamasını açın ve profilinize gidin.
  • Adım 2: Sağ üst köşedeki üç çizgi simgesine dokunun ve “Ayarlar ve Gizlilik” seçeneğini seçin.
  • Adım 3: “Mesajlar ve Hikaye Yanıtları” bölümüne gidin.
  • Adım 4: “Hareket Durumunu Göster” seçeneğini bulun ve kapatın.

Bu ayar, sizin çevrimiçi olduğunuzu veya mesajları ne zaman okuduğunuzu diğer kullanıcıların görmesini engeller. Ancak, bu sadece hareket durumunu gizler; mesajın okunduğuna dair “görüldü” ibaresi hala görünebilir.

2. Mesajları Bildirimlerden Okuma

Mesajları doğrudan Instagram uygulamasında açmadan okumak, “görüldü” işaretini engellemenin etkili bir yoludur:

  • Telefonunuzun bildirim çubuğunda Instagram mesaj bildirimlerini görün.
  • Bildirimi açmadan mesaj içeriğini okuyun. Böylece uygulama içinde mesajı açmadığınız için “görüldü” ibaresi görünmez.
  • Not: Bu yöntem, mesajın tamamını görmek için her zaman yeterli olmayabilir, çünkü bildirimlerde yalnızca mesajın bir kısmı görüntülenir.

3. Uçak Modunu Kullanma

Uçak modu, internet bağlantınızı keserek “görüldü” bildirimini engellemenin bir başka yoludur:

  • Adım 1: Instagram’da yeni bir mesaj aldığınızda, telefonunuzu uçak moduna alın.
  • Adım 2: Uygulamayı açın ve mesajı okuyun.
  • Adım 3: Uygulamayı tamamen kapatın ve uçak modunu devre dışı bırakın.

Bu yöntem, mesajın okunduğuna dair bilginin karşı tarafa iletilmesini engeller. Ancak, her mesaj için bu işlemi yapmak pratik olmayabilir.

4. Mesajları Kısıtlayarak Kontrol Sağlama

Belirli bir kullanıcının mesajlarının “görüldü” ibaresini görmesini istemiyorsanız, o hesabı kısıtlayabilirsiniz:

  • Adım 1: Kullanıcının profiline gidin.
  • Adım 2: “Kısıtla” seçeneğini seçin.
  • Adım 3: Kısıtlanan kullanıcıların mesajları, “Mesaj İstekleri” klasörüne gider ve bu mesajları okuduğunuzda “görüldü” ibaresi görünmez.

Bu yöntem, özellikle tanımadığınız veya rahatsız edici bulduğunuz kişiler için kullanışlıdır.

5. Üçüncü Taraf Uygulamalardan Kaçının

Bazı üçüncü taraf uygulamalar, Instagram’da “görüldü” özelliğini kapatmayı vadetse de, bu tür uygulamalar güvenilir değildir. Hesabınızın güvenliğini riske atmamak için yalnızca Instagram’ın resmi uygulamasını kullanın.

Instagram Görüldü Kapatma Hakkında Sık Sorulan Sorular

  • Görüldü özelliği tamamen kapatılabilir mi?
    Hayır, 2025 itibarıyla Instagram, “görüldü” özelliğini tamamen devre dışı bırakacak bir ayar sunmuyor. Yukarıdaki yöntemler, bu özelliği dolaylı yollardan yönetmenize yardımcı olur.
  • Hareket durumu kapatma, tüm mesajlar için işe yarar mı?
    Hayır, hareket durumu sadece çevrimiçi durumunuzu ve son aktif zamanınızı gizler. Mesaj okundu bilgisi ayrı bir özelliktir.
  • Görüldü özelliği hikayelerde de kapatılabilir mi?
    Hayır, hikayelerde kimin hikayenizi gördüğünü veya hikayenizin görüntülenme sayısını gizlemek mümkün değildir.

Neden Görüldü Özelliğini Kapatmak İstiyoruz?

Türkiye’deki Instagram kullanıcıları arasında “görüldü” özelliğini kapatma isteği oldukça yaygın. Bunun başlıca nedenleri:

  • Gizlilik: Kullanıcılar, mesajları okuduklarını karşı tarafın bilmesini istemeyebilir.
  • Sosyal Baskı: Mesajı okuyup hemen yanıt vermemek, yanlış anlaşılmalara yol açabilir.
  • Kişisel Alan: Kullanıcılar, iletişimde daha fazla kontrol ve özgürlük istiyor.

Instagram’da “görüldü” özelliğini tamamen kapatmak şu an için mümkün olmasa da, hareket durumu ayarlarını değiştirme, uçak modu kullanma veya mesajları bildirimlerden okuma gibi yöntemlerle gizliliğinizi koruyabilirsiniz. 2025’te Instagram’ın yeni güncellemelerle bu konuda daha esnek seçenekler sunması umuluyor. Şimdilik, yukarıdaki adımları uygulayarak mesajlaşma deneyiminizi daha rahat hale getirebilirsiniz.

Not: Instagram’ın arayüzü ve ayarları, güncellemelerle değişebilir. En güncel bilgiler için uygulamanın yardım merkezini kontrol edin.

Elon Musk’ın Serveti: Bir Teknoloji Vizyonerinin Finansal Yolculuğu

Elon Musk, modern çağın en tartışmalı ve etkili girişimcilerinden biri. O, teknoloji dünyasında ve küresel ekonomide sıkça konuşuluyor. Tesla, SpaceX, Neuralink ve The Boring Company gibi çığır açan şirketlerin kurucusu olan Musk, dünyanın en zengin insanları arasında yer alıyor. Peki, Elon Musk’ın serveti nasıl bu seviyelere ulaştı ve bu servetin arkasındaki dinamikler neler? Bu makalede, Musk’ın servetini detaylı bir şekilde ele alacağız.

Elon Musk’ın Servetinin Kaynağı

2025 yılı itibarıyla Elon Musk’ın net serveti, Forbes ve Bloomberg gibi kaynaklara göre 400 milyar doları aşmış durumda. Bu rakam, onu dünyanın en zengin insanı konumuna getiriyor. Musk’ın servetinin büyük kısmı, sahip olduğu şirketlerin hisse senetlerinden geliyor. İşte ana kaynaklar:

  1. Tesla: Elektrikli araç devi Tesla, Musk’ın servetinin en büyük payını oluşturuyor. Musk, Tesla’nın yaklaşık %13’üne sahip ve şirketin piyasa değeri 2025’te 1 trilyon doların üzerinde seyrediyor. Tesla’nın hisse fiyatlarındaki artış, Musk’ın servetini katlayan temel faktörlerden biri.
  2. SpaceX: Uzay keşif şirketi SpaceX, özel sektörde uzay yolculuğunu yeniden tanımladı. 2025’te şirketin değeri 350 milyar dolar civarında tahmin ediliyor. Musk’ın SpaceX’teki %40’lık hissesi, servetine milyarlarca dolar ekliyor.
  3. Diğer Girişimler: Neuralink, The Boring Company ve xAI gibi diğer girişimler, henüz halka açık değil. Ancak, yatırımcıların ilgisini çekiyor ve Musk’ın portföyüne değer katıyor. Özellikle xAI, yapay zeka alanında büyüyen bir oyuncu olarak dikkat çekiyor.
Elon Musk Serveti Tarihi Gelişimi

Elon Musk Serveti Tarihi Gelişimi

Elon Musk, servetini sıfırdan inşa eden bir girişimci. Güney Afrika doğumlu Musk, 1990’larda Zip2 adlı ilk şirketini kurarak teknoloji dünyasına adım attı. Zip2’nun 1999’da 307 milyon dolara satılması, Musk’a ilk büyük sermayesini sağladı. Ardından PayPal’ın (o dönemde X.com) 2002’de 1.5 milyar dolara eBay’e satılması, Musk’ın finansal gücünü artırdı.

Ancak Musk’ın serveti, özellikle 2020’li yıllarda Tesla ve SpaceX’in hisse değerlerindeki patlama ile stratosferik seviyelere ulaştı. 2020’de Tesla hisseleri %700’ün üzerinde değer kazandı. Musk, o yıl Jeff Bezos’u geçerek dünyanın en zengini oldu. SpaceX’in Starlink projesi ve roket teknolojilerindeki başarısı da Musk’ın servetini destekledi.

Servetinin Kullanımı ve Etkileri

Musk, servetini sadece kişisel harcamalar için kullanmıyor; aynı zamanda büyük vizyonlarını finanse etmek için de değerlendiriyor. SpaceX, Mars’ta bir koloni kurmayı hedefliyor. Tesla, sürdürülebilir enerji misyonuna odaklanıyor. Neuralink ise beyin-bilgisayar projeleri üzerinde çalışıyor. Bu projeler, Musk’ın servetini insanlığın geleceğine yatırma çabasını gösteriyor.

Ancak Musk’ın serveti, tartışmalara da yol açıyor. Sosyal medyada (özellikle X platformunda) Musk’ın vergi politikaları, işçi hakları ve servet eşitsizliği konusundaki tutumları sıkça eleştiriliyor. Musk ise bu eleştirilere genellikle esprili yanıtlar vererek veya servetini insanlığın ilerlemesi için kullandığını vurgulayarak karşılık veriyor.

Musk’ın Serveti ve Türkiye Perspektifi

Türkiye’de Elon Musk’ın serveti, genellikle hayranlık ve merak konusu. 400 milyar dolarlık bir servet, Türkiye’nin 2025 yılı GSYİH’sinin (yaklaşık 1 trilyon dolar) neredeyse yarısına denk geliyor. Türk medyasında ve sosyal platformlarda, Musk’ın girişimcilik ruhu gençlere ilham veriyor. Ancak, servetinin büyüklüğü ekonomik eşitsizlik tartışmalarını da başlatıyor.

Elon Musk’ın serveti, onun risk alma cesareti, vizyoner düşünce yapısı ve teknolojiye olan tutkusunun bir yansıması. Musk, Tesla ve SpaceX gibi şirketlerle dünyayı değiştiriyor. Servetini kişisel projeleri ve insanlığın geleceği için kullanıyor. Ancak bu devasa servet, aynı zamanda sosyal ve ekonomik tartışmaları da körüklüyor. 2025’te Musk’ın servetinin nasıl bir seyir izleyeceği, onun yeni projeleri ve küresel ekonomik koşullarla şekillenecek.

Not: Servet tahminleri, 2025 Nisan itibarıyla mevcut verilere dayanmaktadır ve hisse senedi piyasalarındaki dalgalanmalara bağlı olarak değişebilir.

IAS küresel pazardaki payını yüzde 37,6 artırdı

0

Kurumların dijital dönüşüm süreçlerine uyum sağlayarak, küresel rekabette güçlenmeleri ve Türkiye ekonomisine katkı sağlamaları için ERP sektörünün katma değeri oldukça yüksek. Küresel ERP pazarının 59,5 milyar dolara ulaştığı günümüzde, ERP pazarının  önemli oyuncularından IAS da, 35. yılını kutluyor. Bugüne kadar birçok yerel ve küresel başarıya imza atan şirketin 50. yıl hedefi ise, dünya genelinde 32 ülkede 16 dilde 70.000’i aşkın kullanıcıya sunduğu hizmeti en az iki katına çıkarmak.

1989 yılında Yaşar Hakan Karabiber tarafından Almanya’nın Karlsruhe şehrinde kurulan IAS, ilk dönemde ERP çözümlerine ağırlık verdikten sonra otomasyon, IoT ve iş zekâsı teknolojileri gibi alanlarda uzmanlık kazandı. Şirketin bugün, Almanya, Türkiye, Güney Kore, İsvçre’de yerleşik ofisleri, Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Amerika Birleşik Devletleri’nde yerleşik operasyonu bulunuyor.

ERP ve uçtan uca hizmet yaklaşımı

ERP ve uçtan uca hizmet yaklaşımı

ERP, bir işletmenin üretimden finansal tüm süreçlerinde yazılımını kontrol edebilecek komple bir mekanizma sunan bir altyapı. IAS da hizmete ERP ile başlayan ve bugün Türkiye’de en büyük ERP firması olarak konumlanan bir marka. IAS olarak kendilerine ait TROIA isimli bir yazılım diline sahip olduklarına dikkat çeken IAS Yönetim Kurulu Başkan Vekili Can Karabiber, “Bunu dünyada yapan sadece dört şirket bulunuyor ve IAS de onlardan biri. Kodlama zor olsa da IAS’ın kodu kullanıcı dostu ve rahatça öğrenilebiliyor. Üretimin olduğu her yerde ana ürünümüz Canias en mantıklı, en pratik, en kullanılabilir çözüm olarak ön plana çıkıyor” dedi.

Kendi teknolojisini üreten bir dünya markası olma hedefiyle hareket ettiklerini belirten Can Karabiber, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Öncelikle iş ortaklarımıza dijital dönüşüm süreçlerinde rehberlik etmeyi amaçlıyoruz. Teknolojik anlamda ERP, IoT, büyük veri, iş zekâsı, bulut bilişim, yapay zekâ gibi alanlarda yenilikçi çözümlerle sektöre yön veriyoruz. IAS, Türkiye özelinde yakaladığı başarıları küresel pazarlara taşıyan bir dünya markası. Geçmiş yıllarda aktif olamadığımız ülkelere ve sektörlere girmeyi hedefliyoruz. Bu yönde aktif plan ve projeler yürütüyoruz, dünya devi markalar ile anlaşıyoruz. Yeni dönemde de özellikle teknoloji yoğun sektörler ve dijital dönüşüme açık pazarlar üzerinde yoğunlaşmayı planlıyoruz. Bu bağlamda, otomotiv, savunma ve havacılık, üretim, proje ve hizmet sektörleri ana hedef gruplarımız arasında yer alıyor.”

Yeni yatırımlar geliyor

Bugün ve gelecekte de yeni yatırımlar yapmaya devam edeceklerini kaydeden Can Karabiber, “İçinde bulunduğumuz 2025 yılı boyunca özellikle üzerinde durmak istediğimiz konular; yapay zekâ entegrasyonu, bulut tabanlı çözümler, gelişmiş veri analitiği, sektörel çözümler, uygulama geliştirme çözümleri ve sürdürülebilirliği destekleyen çevre dostu teknolojiler. Geçen yıla göre küresel pazardaki payımızı yüzde 37,6 oranında artırarak uluslararası alanda pozisyonumuzu güçlendirdik. Amacımız, müşterilerimizin iş süreçlerini yalnızca optimize etmek değil, aynı zamanda geleceğe yönelik, çevik ve sürdürülebilir iş modelleri sunmak” dedi.

Küresel ERP pazarı 59,5 milyar dolar

IAS CTO’su Bahtiyar Tan da sektör hakkında verileri paylaştı: “Küresel ERP pazar büyüklüğü 59,5 milyar dolar, 2030’a kadar yüzde 11’lik yıllık büyüme ile 123,41 milyar dolara ulaşması bekleniyor. 2024 yılında bulut tabanlı ERP çözümlerinin benimsenmesi de hızla arttı. Küresel bulut ERP pazarı 2025’te 40,5 milyar dolara ulaşacak. Bulut tabanlı ERP, her cihazdan, her yerden erişim sağlıyor. Ölçeklenebilirlik, esneklik ve maliyet etkinliği sunuyor. Yapay zekâ pazarı ise 2024’te 305,9 milyar doları geçti, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın açıklamalarına göre küresel yapay zeka pazarının 2025 yılı sonunda 500 milyar dolara, 2030 yılına kadar ise yüzde 40’a yakın birleşik büyüme oranıyla 1,81 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Biz de bu rakamlar ışığında büyüme hedeflerimizi belirliyoruz. Bu yılın öne çıkan trendleri, yapay zeka entegrasyonu, bulut tabanlı çözümler, gelişmiş veri analitiği ve sektörel çözümler öncelikli olacak. Sürdürülebilirliği destekleyen çevre dostu teknolojilere odaklanılacak” dile bilgi verdi.

IAS CKO’su Celal Bilgin ve CAO’su İlker Er de önemli işbirlikleri yaptıklarının altını çizerek, “IAS olarak kendi sektörünün en önemli oyuncusu olan markalarla ve kamu kurumlarıyla çok önemli proje ve iş birlikleri yaptık. Bu markalar, Canias ERP’nin sunduğu esnek ve güçlü çözümlerle iş süreçlerini dönüştürdü, verimliliklerini artırdı ve sektördeki rekabet avantajlarını pekiştirdi. Canias ERP ile başarılı bir dönüşüm yaşayan her marka, dijitalleşen dünyada geleceğe sağlam adımlarla ilerliyor. En önemli hedeflerimizden biri de bu işbirliklerimizi artırarak devam ettirmek. Örneğin Hyundai ile önemli bir işbirliğine imza attık. Bu işbirliği, Canias ERP sistemlerimizin Hyundai Motor Group bünyesinde kullanılmasını içeriyor. Geliştirdiğimiz Canias ERP sistemleri, Hyundai’nin küresel üretim yönetimi stratejisini destekleyecek. Canias ERP, Hyundai Motor Group’un Asya, Orta Doğu ve Afrika’daki üretim tesislerine aşamalı olarak entegre edilecek. Ayrıca United Nations Development Programı kapsamında bölgelerinde üretim yapan diğer fabrikalara rol model olacak fabrikalar tasarlanıyor. Bu model fabrikalar Birleşmiş Milletler’in, üretimde yer alan firmaların dijitalleşmesi ve verimliliklerini arttırması için yaptığı bir proje. Türkiye’de 9 tane bulunuyor, 4 tanesi (Konya, Ankara, Kayseri, Bursa) IAS uzmanları ve Canias teknolojisi ile hayata geçirildi. Yapılan işler sonucunda model fabrikalarda yalın dijital üretim kavramlarının eğitiminin verileceği etkili bir müfredat oluşturuldu. Bu müfredat sayesinde özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler, dijitalleşme kavramları ile tanışarak, işletmelerinde Endüstri 4.0 uygulamalarına başlamak için bir dayanak noktası bulmuş oldular” dedi.

Yandex, Türkiye’de yayıncı programını başlattı

0

Yandex Search Türkiye, yerel medya kuruluşlarına alternatif bir trafik kaynağı sunan yeni Yayıncı Programı’nı İstanbul Feriye Sarayı’nda düzenlediği özel bir etkinlikle tanıttı. Program, geniş bir dağıtım ağı, yapay zeka destekli içerik üretimi, güçlü analiz araçları ve ilerleyen dönemde uygulanacak gelir paylaşımı modeli ile dikkat çekiyor.

Yayıncılar, 31 Mayıs’tan itibaren Yandex’in yapay zeka destekli haber akışı Gündem üzerinden içeriklerini doğrudan son kullanıcılara ulaştırabilecek. Gündem, yayıncılara hem görünürlüklerini artırabilecekleri yeni bir kanal hem de hedef kitlelerine ulaşabilecekleri alternatif bir trafik kaynağı sunuyor.

Yandex Gündem’de yer alan her içerik, orijinal kaynağa açık referans vererek içerik mülkiyetini destekliyor. Yayıncıların içeriklerine arama sonuçları da dahil olmak üzere Yandex ekosisteminin farklı temas noktalarından erişilebiliyor, böylece anlık keşfedilme ve uzun vadeli görünürlük imkânı sağlanıyor.

Program kapsamında yayıncılar, Yandex’in yapay zeka destekli bulma motoru Yazeka’yı kullanarak SEO optimizasyonlu içerik üretimini daha kolay hale getirebiliyor. Yazeka, mevcut arama trendlerine göre ilgi çekici başlıklar, metinler ve görseller oluşturarak, yayıncıların canlı sorgulara uygun içerikleri hızlı bir şekilde üretmesine imkan veriyor.

Özel bir arayüz üzerinden sunulan sistem, yayıncılara içerik üzerinde tam kontrol sağlıyor. Ayrıca yayıncılar, performanslarını analiz edebilecekleri araçlara ücretsiz erişerek içeriklerini optimize edebiliyor ve görünürlük, tıklama oranı gibi metrikleri takip ederek veri odaklı kararlar alabiliyor.

Televizyon ve radyo yayıncıları için geliştirilen “Medya için Yandex” aracı da kullanıma sunuldu. Bu sistem, kullanıcıların aramalarına göre trend konularda gerçek zamanlı güncellemeler sunuyor.

TV ve radyo yayıncıları, hedef kitlelerinin ilgi alanlarına özel olarak hazırlanan, sunuma hazır metinlerle daha etkili içerik sunabilecek. Yandex Türkiye, bu süreçte niteliği niceliğin önüne koyduğunu ve yayıncı içeriklerini tarafsız biçimde, manipülasyon yapmadan kullanıcı sorgularına dayalı olarak yansıttığını belirtiyor.

Yandex, Türkiye’deki arama trafiğinden şu anda gelir elde etmiyor. Ancak 2025 yılı sonuna doğru, büyüyen trafik doğrultusunda gelir paylaşımına dayalı bir modeli devreye almayı planlıyor. Gündem üzerindeki içerik talebi ve gösterim oranı arttıkça, yayıncıların da gelir elde etme imkânı doğacak.

Yandex Türkiye CEO’su Alexander Popovskiy, programın işbirliği esasına dayandığını vurguladı. Popovskiy, medya kuruluşlarının emeğine büyük değer verdiklerini ve Yandex ekosisteminin Türkiye’de büyümesiyle yayıncılara daha fazla kaliteli trafik kazandıracaklarını açıkladı. Şu anda 120’nin üzerinde yayıncı ile çalışıldığını, büyüme sürecinde bu sayıların artmasının beklendiğini ifade etti.

IBM, ABD’de 150 milyar dolar yatırım yapacak!

IBM, bu yatırımın 30 milyar dolarından fazlasını, ana bilgisayarların (mainframe) ve kuantum bilgisayarlarının ABD’de üretilmesini desteklemek için kullanacak.

CEO Arvind Krishna, şirketin 114 yıllık tarihinde her zaman Amerikan istihdamına ve üretimine odaklandığını belirterek, “IBM, bu yeni yatırım ve üretim taahhüdü ile dünyanın en ileri düzeydeki bilgi işlem ve yapay zeka yeteneklerinin merkezi olmaya devam edecek.” dedi.

Bu açıklama, Başkan Donald Trump’ın imzaladığı yeni karşılıklı gümrük tarifesi politikasının ardından geldi. Ancak Trump, çipler, akıllı telefonlar, bilgisayarlar ve bazı diğer teknoloji ürünlerini tarifelerden muaf tutmuştu. Bu durum, IBM gibi şirketlerin ABD içindeki üretimlerini artırmaları için olumlu bir zemin hazırladı.

IBM’in açıklamasına göre, şirket halihazırda dünyanın en büyük kuantum bilgisayar filosuna sahip ve bu sistemlerin üretimini ABD’de sürdürmeye kararlı. Aynı sektördeki rakibi Nvidia da bu ayın başında, yapay zeka süper bilgisayarlarını tamamen ABD’de üretmek için benzer bir adım atmış ve önümüzdeki dört yıl içinde 500 milyar dolarlık altyapı yatırımı hedeflediğini açıklamıştı.

IBM, geçtiğimiz hafta açıkladığı ilk çeyrek finansal sonuçlarında analist beklentilerinin üzerinde bir performans gösterdi. Şirket, 14,54 milyar dolar gelir elde ederken, analistlerin 14,4 milyar dolarlık beklentisini aşmayı başardı. Ancak net kârı bir önceki yılın aynı dönemine göre düşüş göstererek 1,06 milyar dolara geriledi.

IBM’in altyapı birimi, yani ana bilgisayarları da dahil olmak üzere, çeyrekte 2,89 milyar dolar gelir elde etti. Bu rakam, 2,76 milyar dolarlık piyasa beklentisinin üzerine çıktı. Şirket ayrıca bu ay yeni nesil yapay zeka destekli z17 ana bilgisayarını da piyasaya sürdü.

IBM’in bu devasa yatırımı, ABD’yi küresel bilgi işlem liderliğinde daha da ileri taşımayı hedefliyor ve yerli üretimi güçlendirme çabalarına önemli bir katkı sağlıyor.

DeepSeek, Güney Kore’ye geri dönüyor!

Ocak ayında kullanıma sunulan DeepSeek uygulaması, Şubat ayında Güney Koreli yetkililerin kullanıcı verilerinin işlenişiyle ilgili sorunlar tespit etmesi üzerine mağazalardan kaldırılmıştı.

Güney Kore Kişisel Bilgi Koruma Komisyonu (PIPC), DeepSeek’in kullanıcı verilerini ve sorgularını gerekli onaylar olmadan üçüncü taraflara aktardığını belirlemişti. Ancak şirket, bu eleştiriler sonrasında gizlilik politikasını güncelledi ve verileri artık Güney Kore Kişisel Bilgi Koruma Yasası’na (PIPA) tam uyumlu şekilde işlediğini duyurdu. DeepSeek’in yeni politikasına göre, kullanıcılar verilerinin Çin ve ABD’deki belirli şirketlerle paylaşılmasını reddetme hakkına da sahip olacak.

DeepSeek hakkındaki veri güvenliği tartışmaları sürüyor

DeepSeek’in yeniden uygulama mağazalarında yer almasına, şirketin Güney Koreli yetkililerin tavsiyeleri doğrultusunda yaptığı değişiklikler sonrası izin verildi. Yetkililer, yapılan düzenlemelerin önceki endişeleri kısmen giderdiğini belirterek uygulamanın tekrar hizmet vermesinde bir sakınca bulunmadığını açıkladı.

Buna karşın, şirket yetkilileri uygulamanın geri dönüşüyle ilgili kamuoyuna resmi bir açıklama yapmadı. Yaşanan bu gelişme, Güney Kore’de yabancı teknoloji şirketlerinin kullanıcı verilerini nasıl yönettiğine dair süregelen kaygıları bir kez daha gündeme taşıdı.

DeepSeek özellikleri

Güney Kore, kişisel verilerin toplanması ve yurt dışına aktarılması konusunda oldukça sıkı düzenlemelere sahip olsa da, uluslararası firmaların bu kurallara ne ölçüde uyduğu tartışılmaya devam ediyor.

DeepSeek’in örneği, kullanıcı verilerinin korunmasının sadece yerel şirketler için değil, global teknoloji devleri için de ne kadar hassas bir konu haline geldiğini bir kez daha gözler önüne serdi.

Deniz altı gözetimi için yeni sistem geliyor!

0

Anduril’in yapay zekayı kullanarak okyanus trafiğini otonom bir şekilde izleyen Seabed Sentry denizaltı sensör ağı sayesinde, geleceğin denizleri, bir filin fare kapanlarıyla dolu bir odada gizlice dolaşması kadar zor olabilir.

Birçok açıdan denizaltılar tüm deniz kuvvetleri arasında en üstün konumdadır. Tek bir füze botu, İkinci Dünya Savaşı sırasında harcanan tüm mühimmattan daha fazla ateş gücüne sahip olmakla kalmaz, denizaltılar aynı zamanda dikkate değer bir gizlilik derecesine de sahiptir. Son derece sessiz olacak şekilde tasarlanan son teknoloji denizaltılar, su altına daldıklarında kaybolabilir ve tekrar yüzeye çıkana kadar konumları bilinmez.

Deniz altı gözetimi teknolojileri

Bu, denizaltıyı hem stratejik hem de taktik bir gemi olarak benzersiz kılar ve yalnızca savaş zamanında değil, barış zamanında da kar sağlar. Uluslararası bir kriz sırasında, bir denizaltı, bir gözlemci veya caydırıcı olarak hareket etmek için sessizce sorunlu bir noktaya görünmeden konuşlandırılabilir ve ardından aynı şekilde sessizce kaldırılabilir. Aslında, konuşlandırılması bile gerekmez. Bir müttefike veya düşmana istasyonda bir tane olduğunu söylemek bile aynı etkiyi yaratabilir. Elbette, savunma alanındaki her şey gibi bu avantaj da donanmaların denizaltıları tespit etmenin daha iyi yollarını bulurken botlarını daha gizli hale getirmeleriyle birlikte bir asırdan uzun süredir devam eden bir silahlanma yarışına yol açtı.

Denizaltıları ve diğer gemileri tespit etmede önemli bir ilerleme, 1954 yılında ABD Donanması’nın SOSUS’u (Ses Gözetim Sistemi) kurmaya başlamasıyla gerçekleşti. Bu, denizdeki herhangi bir sesi veya tüm sesleri günde 24 saat dinleyen veri işleme istasyonlarına kablolarla bağlı çok sayıda hidrofondan oluşur. Bu şekilde, Donanma ve istihbarat servisleri denizaltı hareketlerini -özellikle eski gemilerin hareketlerini- gemi enkazlarını, patlamaları, heyelanları ve diğer birçok olayı bir dereceye kadar tespit edebilir ve belirleyebilir.

Bugün SOSUS, gemiler ve denizaltılar tarafından çekilen sensör dizilerini içeren daha büyük ABD Entegre Denizaltı Gözetim Sistemi’nin (IUSS) bir parçasıdır. Ayrıca Rusya, Çin, Japonya, Britanya, Hindistan ve NATO’nun kendi okyanus gözetim sistemleri vardır. Ancak hiçbiri Amerikan sistemi kadar karmaşık veya kapsamlı değildir. Ancak SOSUS’un dezavantajları da var. Birincisi, tamamen hareketsizdir ve büyük kıyı tabanlı işleme tesislerine giden kablo ağlarını içeren çok büyük bir sabit altyapıya dayanıyor.

Cumhuriyetçilerden, NASA’nın bilim bütçesine ilgi çekici destek!

Eski Temsilciler Meclisi Başkanı Newt Gingrich, eski Temsilci Robert Walker ve Trump döneminde NASA’ya danışmanlık yapmış Charles Miller, kaleme aldıkları ortak makalede, NASA’nın bilim programlarına yönelik bütçe kesintilerinin Amerika’nın uzay alanındaki liderliğini tehlikeye atabileceği uyarısında bulundu.

“NASA Needs Rational Reforms, Not Reckless Cuts” (NASA Akılcı Reformlara İhtiyaç Duyuyor, Sorumsuz Kesintilere Değil) başlıklı yazıda, Cumhuriyetçi isimler, kurumun modernize edilmesi gerektiğini ancak bunun bilimsel çalışmalar pahasına yapılmaması gerektiğini vurguladı. Özellikle Çin’in son yıllarda uzay araştırmaları ve bilim alanındaki ilerlemesine dikkat çeken yazarlar, bütçe kesintilerinin ABD’nin bu yarışta geri kalmasına neden olabileceğini belirtti.

Uzay liderliği için bilim reformunu şart olarak görüyorlar

Makale yazarları, Başkan Trump’ın 2018 yılında yaptığı “Uzayda hakim olmalıyız.” açıklamasını hatırlatarak, mevcut bütçe kesintilerinin bu hedefle çeliştiğini ifade etti. Çin’in hem alçak Dünya yörüngesindeki uzay istasyonu projeleri hem de Ay’a yönelik başarılı görevleriyle uzayda hızla ilerlediği belirtilirken, NASA’nın mevcut bütçe kısıtlamaları altında bu rekabette geri kalabileceği uyarısında bulunuldu.

Özellikle Jared Isaacman’ın NASA yönetimine getirilmesini destekleyen eski siyasetçiler, Isaacman’ın kurumda daha hızlı karar alma süreçleri başlatacağını ve büyük maliyet sorunlarını çözebileceğini savundu. Örneğin Mars’tan örnek getirme projesinin 11 milyar doları aşan maliyetine rağmen halen tamamlanamadığına dikkat çekildi. Ayrıca, Isaacman’ın finanse etmeyi teklif ettiği Hubble teleskobunun onarımı gibi fırsatların NASA tarafından geri çevrilmesi eleştirildi.

Uygun fiyatlı hidrojen yakıtı için yeni yöntem!

0

Bilim insanları, yüzey yeniden yapılandırma stratejisinin uygun fiyatlı hidrojen yakıtı üretimine olanak sağlayabileceğini gösterdi. Hidrojen yakıtı, hidrojen evrim reaksiyonu (HER) kullanılarak yaratılır. Ancak, bu süreci bir laboratuvar deneyinden büyük ölçekli ticari üretime ölçeklendirmek zorlu olmuştur. Şimdi, Japonya’daki bilim insanları, bir yüzey yeniden yapılandırma yolunun, HER reaksiyonunu hızlandıran dayanıklı, asil olmayan metal bazlı katotlar üretebileceğini gösterdi.

Uygun fiyatlı hidrojen yakıtı

Araştırmacılar, performanslarını 300 saatten fazla koruyabileceklerini ve ABD Enerji Bakanlığı’nın 2026 H2 üretim hedefine (kgH2-1 başına 2,00 dolar) çok yakın bir maliyete sahip olduklarını vurguladılar.

Tohoku Üniversitesi’nden araştırmacılar, bunun ticari PEM uygulamaları için yepyeni, son derece verimli, asil olmayan metal bazlı katotların rasyonel tasarımına giden yolu açabileceğini ve nihayet laboratuvardan fabrikaya kadar olan boşluğu kapatabileceğini iddia ediyor.

Advanced Energy Materials’da yayınlanan çalışma, bir proton değişim membranı (PEM) elektrolizörü aracılığıyla hidrojen üretiminin, elektriği hidrojen yakıtlarına aktaran teknoloji üzerine temel ve pratik çalışmaların zirvesini ortaya koyduğunu ortaya koyuyor. Ancak, özellikle güçlü indirgeyici asidik elektrolit-katalizör arayüzü olmak üzere zorlu çalışma koşulları, asil olmayan metal bazlı katotları PEM elektrolizörü için uygunsuz hale getiriyor.

Bu çalışmanın, doğası gereği verimsiz ve yavaş olma eğiliminde olan HER’i iyileştirmeye çalışmak için yaklaştığı açı geçiş metali fosfitleriydi (TMP’ler). Bu umut verici katalizör (HER’in verimliliğini artıran), dayanıklı ve uygun maliyetli bir soy olmayan metaldir. Ancak, tipik olarak soy metaller kullanıldığından, araştırmacılar bir basın bültenine göre, soy olmayan metaller hakkında doldurulması gereken bir bilgi boşluğu olduğunu fark ettiler.

Bilim insanları, F modifiyeli CoP hazırladıklarını ve operando X-ışını emilim spektroskopisi (XAS) ve Raman ölçümleri kullanarak yüzey yeniden yapılandırması ve gerçek aktif bölgeler gibi yönleri incelediklerini vurguladılar. Esasen, CoP1-x kafesine F eklemek, yüzeyde P-boşluk bölgelerinin oluşmasına izin verir ve bu da HER’yi hızlandırabilen daha aktif bölgelere yol açar. İleri Malzeme Araştırmaları Enstitüsü’nden Heng Liu, “Yeniden oluşturulan bu Co son derece aktif, asidik koşullarda çalışıyor ve 300 saatten fazla bir süre boyunca yaklaşık 76 W’ı koruyabiliyor” diyor.

Çin uydu trafik sistemi planlıyor

Çin’in, alçak Dünya yörüngesinin sürdürülebilir kullanımı için bir uzay trafiği yönetim sistemi geliştirmeyi planladığı bildiriliyor. Çin Ulusal Uzay İdaresi’nin (CNSA) Dünya Gözlem ve Veri Merkezi yetkililerine göre, mevcut projeksiyonlara göre alçak Dünya yörüngesi yaklaşık 100.000 uyduyla aşırı kalabalıklaşabilir ve bu durum uzay trafiğinin daha iyi yönetilmesinin aciliyetini ortaya koyuyor.

Çin uydu trafik sistemi geliştirmek istiyor

South China Morning Post’un haberine göre, CNSA, uydu yerleşimini ve operasyonlarını daha iyi organize etmek için bir uzay trafiği yönetim sistemi geliştiriyor ve bu tür önlemler alınmadığı takdirde çakışan projeler ve tekrarlayan rekabetin sektörün büyümesini baltalayabileceği konusunda uyarıyor. Bu nedenle Çin hükümeti, birkaç büyük ölçekli uydu takımyıldızı inşa eden ticari uzay sektörüne güçlü destek sağlamayı planlıyor.

Endüstri verileri, Çin’in faaliyette, inşa halinde veya planlama aşamasında 58 uydu fabrikasına sahip olduğunu gösteriyor. Kamuya açık kapasite tahminlerine göre, ülkenin uydu çıktısının 2025 yılı sonuna kadar yılda 5.000 üniteyi aşması bekleniyor. Başlıca girişimler arasında, Şanghay merkezli Spacecom Satellite Technology, sonunda yaklaşık 15.000 uyduyu içermesi beklenen ve yıl sonuna kadar 648’inin yörüngede olması beklenen G60 Starlink iletişim ağını inşa ediyor. Devam eden benzer projeler arasında China Satellite Network Group’un 12.992 uydu planlayan Guowang Constellation’ı ve 10.000 uydu fırlatmayı hedefleyen LandSpace’in Honghu-3 projesi yer alıyor.

Geçtiğimiz yıl öne sürülen üst düzey önerilerden biri, Dünya ile Ay arasındaki iletişim, navigasyon ve izleme yeteneklerini devrim niteliğinde değiştirmeyi amaçlayan kapsamlı bir uydu ağı içeriyordu. Ağ, küresel kullanıcılara gerçek zamanlı hizmetler sunacak ve 20 veya daha fazla gezgin için görüntü, ses veya video yoluyla eş zamanlı iletişime olanak tanıyacaktı.

Bununla birlikte CNSA, ticari uzay sektöründeki kaynak kullanımı, düzenleyici standartlar ve yetersiz koordinasyon gibi zorlukları ele almak üzere endüstri kuruluşları ve şirketlerle birlikte çalışmak üzere tasarlanmış bir Ticari Uzay İnovasyon İttifakı’nın kurulduğunu duyurdu.

İttifakın kurulmasının temel amacı, ticari uzay endüstrisinin hızlı ve güvenli bir şekilde gelişmesini sağlamaktır. Temel odak noktası, özellikle roket ve uydu teknolojisinde devlete ait şirketlerin biriktirdiği kapsamlı deneyimi ticari sektöre aktarmak ve uygulamak ve bunu ticari uzay uçuşunun hızla gelişen ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde uyarlamak olacak.

Sipay’in yeni markası Hesap, bankacılığı daha erişilebilir hale getirecek!

Sipay, kurumsal dönüşüm süreci kapsamında yeni markası “Hesap”ı tanıttı. Türkiye’nin en yüksek değerlemeye ulaşan fintek girişimi olarak dikkat çeken Sipay, bu yeni girişimiyle kullanıcıların temel bankacılık ürünlerine daha kolay ve avantajlı şekilde ulaşmalarını sağlamayı amaçlıyor. Kredi, kredi kartı ve mevduat gibi ürünlerin karşılaştırmalı olarak sunulduğu Hesap platformu sayesinde, kullanıcılar artık tek tek banka sitelerini gezmek zorunda kalmadan en uygun teklifleri görebilecek.

Sipay’in yeni markası Hesap, bankacılığı daha erişilebilir hale getiriyor

“Hesap Basit” sloganıyla yola çıkan yeni platform, kişisel finans yönetimini kolaylaştırmayı ve kullanıcıların finansal karar alma süreçlerini daha bilinçli hâle getirmeyi hedefliyor. Hesap.com adresi üzerinden hizmet veren bu dijital pazaryeri, bankacılık ürünlerini karşılaştırma imkânı sunarken, yakın zamanda yapay zekâ destekli finansal önerilerle daha da kişiselleştirilmiş bir deneyim vaat ediyor. Gerçek zamanlı veri analiziyle çalışacak olan bu sistem, kullanıcıların finansal durumlarına en uygun ürünleri önermenin yanı sıra, bütçe hedeflerine ulaşmalarına da yardımcı olacak çözümler sunacak.

Sipay’in yeni markası Hesap, bankacılığı daha erişilebilir hale getiriyor.

Mobil uygulama lansmanı için de hazırlıklarını sürdüren Hesap, yalnızca bankacılık ürünleriyle sınırlı kalmayıp, elektronik para, açık bankacılık ve yatırım çözümleri gibi yenilikçi hizmetleri de bünyesine katmayı planlıyor. Böylece, kullanıcıların ihtiyaç duyduğu finansal hizmetler tek bir platformdan erişilebilir olacak.

Sipay’in kurucusu Nezih Sipahioğlu, Hesap markasıyla finans teknolojileri alanında yeni bir dönemin başladığını belirterek, kullanıcıların sadece en iyi bankacılık ürününü değil, aynı zamanda onlara en uygun finansal stratejiyi de belirleyebilmelerini sağlamayı amaçladıklarını ifade etti. Finansal teknoloji sektöründe dijital dönüşümün öncüsü olma iddialarını sürdürdüklerini vurguladı.

Sipay ve Hesap Yönetim Kurulu Üyesi Oray Durmazoğlu ise günümüzde finansal şeffaflık ve erişilebilirliğin artık bir lüks değil, zorunluluk olduğunu belirtti. Hesap ile tüm bankacılık ürünlerinin sade, karşılaştırmalı ve kullanıcı odaklı bir şekilde sunulduğunu dile getirerek, insanların bu karmaşık finansal dünyada doğru kararlar alabilmelerine yardımcı olmayı hedeflediklerini söyledi.

Ray üstü güneş paneli çalışmaya başladı

İsviçreli bir şirket, her biri 385 W gücünde 48 fotovoltaik modülden oluşan, aktif demir yolu trafiği için tasarlanmış dünyanın ilk ray üstü güneş paneli dizisinden oluşan çıkarılabilir bir güneş enerjisi sistemi kurdu. 18 kW’lık tesisin yılda 16 MWh elektrik üretmesi ve tesise 500 metre uzaklıktaki kamu şebekesine güç sağlaması bekleniyor. Yolcu trenleri 28 Nisan itibariyle bu güzergahı kullanıyor.

Ray üstü güneş paneli sistemi

İsviçre Federal Ulaştırma Ofisi, çıkarılabilir PV tesisini Ekim 2024’te onayladı ve ardından kurum tarafından gerekli görülen bir dizi test ve analizden geçerek tüm gerekli izinleri aldı. Sun-Ways, önümüzdeki üç yıl boyunca panel kaplamalarına, kirlenmeye ve sistemin raylı altyapı üzerindeki etkisine odaklanarak testlere devam etmeyi planlıyor ve raylı bir güneş paneli dizisi üzerinde tren işletmenin uzun vadeli güvenliğini doğrulamayı hedefliyor.

Uluslararası bir araştırma ekibi yakın zamanda kırsal uygulamalar için demiryolları arasında veya yanında PV sistemleri kurmanın uygulanabilirliğini değerlendirmek için teknik ve ekonomik bir değerlendirme gerçekleştirdi. Bulguları, sık sık şüpheciliğe rağmen, bu tür projelerin yalnızca teknik olarak uygulanabilir olmadığını, aynı zamanda güçlü bir ticari potansiyel de sunabileceğini gösteriyor. Ancak eleştirmenler, demir yolu raylarına veya yakınlarına kurulan güneş panellerinin performansını sınırlayabilecek iki önemli endişeyi vurguladılar: aşırı kirlenme ve trenlerin üstünüzden geçmesiyle oluşan yoğun mekanik stres. Her iki etken de enerji verimini önemli ölçüde azaltma ve sistemin genel ömrünü kısaltma potansiyeline sahiptir ve bu da bu tür kurulumların uzun vadeli uygulanabilirliği hakkında sorular ortaya çıkarır.

Şirkete göre, sistemin muazzam bir potansiyeli var ve demiryolu raylarına paneller takmak için artan bir destek var. Sun-Ways kurucusu ve yöneticisi Joseph Scuderi, uzun vadede raylar arasında enerji üretip bunu doğrudan trenlerin çekiş akımına beslemeyi ve böylece trenleri neredeyse %100 kendi kendine yetebilen hale getirmeyi öngörüyor. Gün boyunca trenler çalışırken paneller elektrik üretiyor.

Etsy müzik ekipmanları pazar yeri Reverb’i satıyor

Etsy, çevrimiçi müzik ekipmanı pazar yeri Reverb’i satıyor. Bu satışla birlikte Rever tekrar bağımsız bir işletme haline geliyor. Etsy müzik ekipmanları pazarında yer aldıktan altı yıl sonra Reverb’ü satıyor.

Etsy müzik ekipmanları işinden çekilecek mi?

Reverb, ne kadar paranın el değiştirdiğini söylemedi ancak Etsy müzik ekipmanları şirketi 2019’da 275 milyon dolara satın aldı. Reverb, duyurusunda yatırımcıların eski SoundCloud CEO’su Kerry Trainor tarafından kurulan Creator Partners ve Fender Musical Instruments Corporation’ın sahibi Servco’nun şirketi satın almak için bir anlaşma yaptığını söyledi. Pazar yeri, hiçbir yatırımcıyla birleşmeyecek ve Etsy’nin satın almasından önce olduğu gibi “özel olarak tutulacak ve bağımsız olarak işletilecek.

Reverb CEO’su David Mandelbrot, anlaşmanın önümüzdeki haftalarda tamamlanmasının beklendiğini söyledi. Kullanıcılara, süreç boyunca herhangi bir kesinti olmadan platformda alım satım yapmaya devam edebilecekleri konusunda güvence verdi. Ayrıca, şirketin kullanıcıları için üzerinde çalıştığı şeylerden de kısaca bahsetti.

Etsy müzik ekipmanları kategorisinde, insanların daha hızlı ödeme almalarını ve enstrümanlarını yerel olarak listelemelerine gerek kalmadan teslim etmelerini sağlayacak yeni bir satış seçeneğinin pilot uygulamasına hazırlanmak da dahildi. Bu, mevcut olduğunda ekipmanlarını yerel olarak almak isteyen veya tarifeler için ekstra ödeme yapmak istemeyen alıcılara yardımcı olabilir. Reverb ayrıca, bir alıcının aradığını bulmayı kolaylaştırmanın ve satıcıların enstrümanlarını daha güvenli bir şekilde gönderebilmelerinin bir yolu üzerinde çalışıyor.