RSA’den mobil koruma
EMC’nin Güvenlik Bölümü RSA, internetteki tehditleri tespit etme çözümünün son sürümünü tanıttı. Yeni sürüm, işletmelere web oturumlarında uçtan uca görünürlük sağlıyor. Çözüm aynı zamanda, tüketicilere yönelik internet sitelerinin karşı karşıya kalabileceği siber suçlar ve kullanıcı arayüzü ile veri tabanı arasındaki veri alışverişini sağlayan algoritmanın kötü amaçlı kullanımı gibi riskleri azaltmaya yardımcı oluyor. RSA’in, internetteki tehditleri tespit etme çözümü “RSA Web Threat Detection”ın en yeni versiyonu 2014’ün 3.çeyreğinden itibaren satışa sunulacak.
Tüketiciler, alışverişten fatura ödemeye ve bankacılık işlemlerine kadar birçok işlem için her geçen gün daha yaygın biçimde interneti ve mobil cihazlarını kullandıkça, bu platformlar dolandırıcılar için de daha çekici hale geliyor. RSA’in teknoloji departmanı tarafından toplanan istatistiklere göre, 2013’te internet üzerinden yapılan tüm işlemlerin yüzde 27’si mobil cihazlar üzerinden gerçekleşti. Bu oran bir önceki seneye göre yaklaşık yüzde 54 arttı. RSA’in tespitine göre; 2014 senesinin ilk yarısındaki tüm dolandırıcılık işlemlerinin yaklaşık yüzde 32’si, mobil cihaz kaynaklı.
RSA Güvenlik Analitiği Bölümü Başkan Yardımcısı Grant Geyer, RSA’in çözümünü şöyle anlatıyor: “Internet portallarına ve mobil kanallara odaklı tehditlerin yaygınlaşmasına bağlı olarak, işletmelerin sistemlerinin de müşterilerini ve markalarını korumak için uçtan uca görünürlük özelliğine sahip olması gerekiyor. RSA Web Threat Detection çözümü bu görünürlük özelliğini internet ve mobil internet üzerinde açılan oturumlardaki tıklama akışını analiz ederek ve bu analizleri işletmelerin yasal ve yasal olmayan kullanımı ayırt etmelerine yardımcı olacak verilere dönüştürerek sunmak için tasarlandı. Kimlik doğrulama işleminden önce ve sonra kullanıcının internetteki hareketlerini tam olarak görüntüleyebilen işletmeler, dolandırıcılık girişimlerini, kullanıcı arayüzü ile veri tabanı arasındaki veri alışverişini sağlayan algoritmanın kötü amaçlı kullanımını ve diğer kötü niyetli işlemleri gerçek zamanlı olarak tespit edebilecek ve aynı zamanda da işletmelerinin güvenlik operasyonlarını da güçlendirecek.”
Mobil cihaz kaybı işletmelerin derdi
Kaspersky Lab tarafından BT güvenlik uzmanları arasında küresel çapta yapılan bir araştırma, çalıntı mobil cihazların oranındaki artışın, BT departmanlarının bu güvenlik tehdidine verdiği yanıt süresini de artırdığını gösterdi. Bu gecikmenin nedeni çalışanların kayıp cihazlarla ilgili işverenlerini bilgilendirmek konusunda yavaş davranması ve çalışanların yalnızca yarısının hırsızlığı rapor etmesi.
Mobil cihaz hırsızlığına maruz kalmış işletmelerin, yüzde 19’u bu hırsızlığın kurumsal verilerin kaybı ile sonuçlandığını belirtiyor. Buna göre, kurumsal bir mobil cihazın çalınması durumunda işletmelerin veri kaybı deneyimleme ihtimalinin yaklaşık beşte bir olduğunu söyleyebiliriz.
Kaspersky Lab‘ın 2014 BT Güvenlik Riskleri araştırmasının bir parçası olarak dünya genelindeki binlerce BT güvenlik yöneticisinden topladığı veriler, çalışanların üçte birinden fazlasının çalıntı cihazla ilgili işverenlerini bilgilendirme sürelerinin iki günü bulabildiğini, yüzde 9’unun ise bilgi vermek için üç ila beş gün arasında beklediğini göstermekte. İşverenlerini olayın yaşandığı gün haberdar eden çalışanların 2013’te yüzde 60 olan oranı, 2014’te yüzde 50’ye düşmüş. Bu gecikme güvenlik açısından önemli bir açık oluştururken hassas kurumsal verilerini kaybetme olasılığı da artıyor.
Anket sonuçları ayrıca, mobil cihaz hırsızlığının tırmanmaya devam ederek 2011 yılında yüzde 14 olarak bildirilen mobil cihaz hırsızlığına maruz kalan şirket oranının 2014’te yüzde 25’e yükseldiğini de ortaya koydu. Türkiye’de de artış üst boyutta, 2011’de yüzde 6’dan 2014’te yüzde 24’e yükseliş var.
Mobil cihaz hırsızlık oranları bölgeler arasında önemli ölçüde değişiklik gösteriyor. Mobil cihaz hırsızlığına maruz kalan işletmelerin yüzde 8 oranda olduğu Orta Doğu açık ara en düşük yüzdeye sahipken bunu yüzde 15 ile Japonya ve Rusya takip etmekte.
Servis sağlayıcılar müjde
Servis sağlayıcılar için 802.11 ac, 4×4 MIMO ve fiber ile aynı kapasitede hız ve güvenlik sunan Mimosa B5 ve B5C, dünya ile anda Net Vizyon güvencesiyle Türkiye’de. Fiber kablonun yüksek hızlı bağlantı için en iyi yöntem olduğu düşüncesi Mimosa B5 ve 5C ile tarihe karışıyor. Mimosa, Gigabit bağlantı hızıyla uzun mesafeler ve dış mekân kullanımı için tasarlanmış kablosuz cihazlarıyla evlere ve iş yerlerine güvenilir bağlantı sağlıyor. Fiber kablo kurulumunun pahalı ve yavaş olduğu yerlerde Mimosa ürünlerinin avantajı daha belirgin şekilde ortaya çıkıyor.
1.7Gbps PHY ve güvenilirlikteki yüksek performansıyla Mimosa B5, Gigabit kablosuz teknolojileri yeniden tanımlıyor. 1Gbps performansa, sadece 2 ms gecikme süresiyle tepki verebilen ve 25dBi entegre dual polarize antene sahip olan Mimosa B5, 5150-585 0 MHz frekans spektrumunda kullanılabiliyor.
Dış mekân kablosuz çözümler alanında daha önce hiç görülmemiş bir çok yeniliği beraberinde getiren Mimosa B5, müdahaleden doğacak arızaları engellemek için birbirlerini takip etmeyen kanalları dengeleyerek Dual bağlantı sunuyor. Kanallardan birine müdahale olduğundaysa, radyo kanala yeni yer ararken bağlantıyı sağlayabiliyor.
Her Şey Otomatik
Ağınız bir anda değişebilir ve ağınızı ayarlamaya ihtiyaç duyabilirsiniz. Mimosa B5, doğru kararları hızlıca verebilmek için geçmiş ve gerçek zamanlı veri ile sabit spektrum analizi sunuyor. “Her Şey Otomatik” özelliğiyle frekans, kanal genişliği ve güç seviyeleri otomatik olarak düzenlenebiliyor.
Şifre değiştirmenin tam zamanı
Ünlülerin iCloud sisteminde bulunan özel resimlerinin yayılmasıyla ilgili tartışmalar sona ermeden şimdi de 5 milyon Gmail hesap bilgisinin açık hale geldiği ortaya çıktı. ESET Kuzey Amerika’dan Kıdemli Güvenlik Uzmanı Stephen Cobb, tüm kullanıcılara seslenerek, “Ben değiştirdim, siz de hesap bilgilerinizi hemen değiştirin“ açıklamasını yaptı.
ESET’in Kuzey Amerika ofisinde görev yapan Kıdemli Güvenlik Uzmanı Stephen Cobb’ın verdiği bilgiye göre yaklaşık 5 milyon Gmail Kimlik Bilgisi yani email adresi ve şifreleri, Rusya merkezli çeşitli siteler ve forumlar üzerinden internet ortamına salındı. Stephen Cobb’a göre, yaşananlar yıllardır devam eden kimlik avı hırsızlığı ya da kötü amaçlı yazılım saldırıları ile kimlik bilgisi toplama amaçlı çalışmanın bir sonucu.
Bilgiler değerlidir
Cobb, şu bilgileri paylaştı: “Gmail hesap bilgileri oldukça değerli bilgilerdir. Bu bilgiler ile Google+ ve Google Maps gibi bir çok Google servisine erişim sağlanabilir. Sadece bu iki servise erişmek bile ev adresinizin ve arkadaşlarınızı yabancıların görmesini sağlayacaktır. Son gelişmede bir Rus web sitesi, kimlik bilgileri ile bilgi aktardı ardından bir başka site İspanyol, İngiliz ve Rus kullanıcılara ait olan sızmış kimlik bilgilerinin ekran görüntüsünü yayınladı. Rusya’daki Google ve Yandex temsilcileri, kendi sistemlerinin tehlike altında olmadığı açıklamasını yaptı. Ancak sonuç değişmiyor. Şifreler ele geçirilmiş ve kullanıcıların hesaplarına izinsiz erişim sağlanmıştır.“
Ben değiştirdim siz de değiştirin
Gmail hesap şifresini değiştirdiğini duyuran Stephen Cobb, “Size de aynısını tavsiye ederim“ açıklamasını yaptı. Cobb, çift katmanlı doğrulama sistemi (2FA) kullanmanın da faydalı olduğunu söyledi: “Ben iki katmanlı kimlik doğrulama sistemi kullanıyorum ve hem Google hem de diğer hesaplarınız için size de aynısını tavsiye ederim“
Çift katmanlı servisler
Şu popüler servisler iki katmanlı kimlik doğrulama sistemi sağlıyor: Google, Facebook, Twitter, Dropbox, Lastpass. Apple.
FIT Solutions’a yabancı yatırım
FIT Solutions, pazardaki büyümesini hızlandırmak amacıyla, Türkiye’deki teknoloji şirketlerine yatırım yapan Hollanda merkezli yatırım fonu Revo Capital ile güçlerini birleştirdi. Revo Capital’in FIT Solutions’a yüzde 20 ortak olmasıyla sonuçlanan bu birliktelik, aynı zamanda, kurumsal dijital servisler, internete bağlı cihazlar ve yeni ticaret platformlarına odaklanan Revo Capital’in bugüne dek gerçekleştirdiği en büyük yatırım.
KOBİ’lere çözüm sunacak
FIT Solutions, yatırımdan aldığı güçle, büyük ölçekli firmaların ardından KOBİ’ler için de dijital dönüşümde ilk adres olmayı hedefliyor. Devlet tarafından bugün 30.000 firma, yakın gelecekte ise tüm firmalar için zorunlu hale getirilen e-Fatura ve e-Defter süreçlerindeki teknoloji ve süreç konularındaki bilgi liderliğini, stratejik işbirlikleri ile daha genişe yaymayı amaçlıyor. Yatırım sonrası FIT Solutions’ın hedefleyeceği alanlar arasında, özellikle e-ticaret firmalarının müşterilerine dijital fatura göndermesini kolaylaştıran e-Arşiv servisleri, tebligatları kolaylaştıran Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) ve benzeri servisler bulunuyor.
Avrupa ofisi ile yurtdışı operasyonunu genişletecek
Buna ek olarak yurtdışı operasyonlarını yeni bir Avrupa ofisi ile hızlandırmayı planlayan FIT Solutions, Shell, BP, Total, Exxon Mobil, Peugeot, P&G ve Unilever gibi onlarca küresel müşterisine yenilerini katmayı ve mevcut müşterilerine yeni çözümler sunmaya devam etmeyi planlıyor.
“Küresel BT sektörüne yön veren aktörlerden olacağız”
FIT Solutions CTO’su Koray Gültekin Bahar, yatırım için kendilerini seçen Revo Capital ile işbirliğine karar verme sebeplerini şu şekilde özetledi: “Kuruluşundan bugüne dek, FIT Solutions’ın bir tek odak noktası var: Teknoloji. Hedefimiz teknolojiyi takip etmek değil, her zaman ona yön vermek oldu. Revo Capital ile birlikte de, bulut çözümlerimizde hedeflediğimiz hızlı büyümeyi güçlendirerek devam ettireceğimize; yurt dışı operasyonlarımıza odaklanıp, küresel BT sektöründe teknolojiye yön veren önemli aktörlerden olacağımıza inanıyoruz.”
Revo Capital Yönetici Ortağı Cenk Bayrakdar, yapılan yatırım için duyduğu heyecanı paylaşarak şunları belirtti: “Türkiye, gelişmiş internet ve teknoloji altyapısı ile dünyada ilk sıralarda olmasına rağmen, bu altyapılar üzerinde koşan servisler anlamında henüz çok gerilerde. Önümüzdeki senelerde rahatlıkla 10-20 katına çıkmasını beklediğimiz kurumsal servisler pazarında FIT Solutions, kaliteli ekibi, geliştirmiş olduğu teknoloji, iş tecrübesi ve markası ile ayrışıyor. Mevcut büyüme ivmesini ortaklığımız sürecinde de kat kat artıracağına inanıyoruz.”
Aileler ve çocuklar için güvenli internet rehberi
İçinde bulunduğumuz teknoloji çağında tüm çocuklar vakitlerinin büyük çoğunluğunu bilgisayar ve internet başında geçiriyor. Çevrimiçi oyunlar oynamak, sosyal medya sitelerini kullanmak, müzik dinlemek ve okul ödevleri için araştırmalar yapmak için internete giren çocuklar, farkında olmadan birçok tehlikeyle karşı karşıya kalıyorlar.
Çocukları dolandırıcılığın yanı sıra hakaret ve arkadaşça yaklaşan kötü niyetli kişiler tarafından kandırılarak ailesiyle ilgili özel bilgilerin sızdırılması gibi önemli tehlikeler bekliyor. Çocukları bu tehlikelerden korumak için onları bilinçlendirmek ve doğru yönlendirmek büyük önem taşıyor.
Trend Labs Direktörü ve Trend Micro’nun Çocuklar ve Aileler için İnternet Güvenliği isimli sosyal sorumluluk projesinin yöneticilerinden Myla Pilao, Trend Micro’nun bu alandaki önerilerini tüm ailelerle paylaşıyor:
Trend Labs Direktörü Myla Pilao
- Açık bir iletişim geliştirin: Çocuklara her şeyin sebebini açıklayın. Çocuklar bir şeyin kötü olduğunu, bir şeyi yapmamaları gerektiğini bilirler. Bilmedikleri, bunun neden kötü olduğu, bunu neden yapmamaları gerektiğidir. Onları “Çünkü” kelimesiyle başlayan açıklamalara alıştırın. Çocuğunuz yanlışlıkla görülmemesi gereken bir içeriğe ulaştığında, onu bununla ilgili bilgilendirin ve ona verebileceği zararları mantıklı bir şekilde anlatın.
- Henüz fikren hazır olmadıkları içeriklere bakmamaları gerektiğini söyleyin: İnternette şiddet, cinsellik, alkol ve uyuşturucu maddeler başta olmak üzere online ortamda müdahale edilebilecek çok fazla kategori mevcut. Çocuklarınızın yaşlarına uygun ve anlayabilecekleri bilgilere erişimlerine izin verin. Çocukları en çok etkileyen şey fikren henüz hazır olmadıkları bir içerikle karşılaşmalarıdır.
- Yasaklamayın ama sınırları belirleyin: Yasaklar her zaman çok çekicidir. Çocuklar her zaman kendilerine söylenenin tam tersini yapmaya çalışır. Bu nedenle onları negatif bildirimlerle değil, olumlu mesaj ve bilgilerle, pozitif yönde teşvik edin. Onlara yasaklar koymayın, internetin kendilerine sağladığı kolaylıkları ve internetten ne şekilde doğru ve etkin yararlanabileceklerini gösterin. Çocuklarınıza ziyaret edebilecekleri ve edemeyecekleri siteleri öğretin. Bazı sitelere girmenin neden uygunsuz olduğunu anlatın. Çocuklarınızın sevdiği zararsız siteleri yer imlerine kaydederek dikkatlerini o yöne kaydırın.
- Alternatifler üretin: Çocukların aklında “Bu siteyi ziyaret etmeyeceksem ya da bu uygulamayı kullanmayacaksam, bunun yerine neyi kullanabilirim?” sorusu vardır. Alternatifler yaratarak çocukların merak duygusunu dizginleyip, onları doğru kaynaklara yönlendirebilirsiniz. Görmemeleri gereken bir içerikle ilgili internet sitesini doğrudan yasaklamak yerine, onları farklı alternatiflere, doğru ve kendileri için uygun sitelere yönlendirin.
- Mahremiyet ve başkalarının haklarına saygıyı öğretin: Çocukların mahremiyet algısı yoktur. İnternetteki tuzaklara düşmesinin en önemli nedeni de, internette hangi bilgileri paylaşacaklarını bilmemeleridir. Yüz yüze konuşulan her şeyin online ortamda da söyleyebileceğini düşünürler. Onları internette gerçek hayatta tanıdığı kişileri arkadaş olarak eklemesi yönünde motive edin. İnternette özellikle tanımadıkları kişilerle bilgi alışverişinde bulunmamaları, kendileri ve aileleriyle ilgili özel paylaşım yapmamaları gerektiğini anlatın. İnternetteki diğer kişilerin mahremiyetine saygılı olmalarını öğütleyin. Ödevlerinde kullandıkları görsel ve bilgilerin kaynağını belirterek başkalarının haklarına saygılı olması gerektiğini anlatın.
- Mobil uygulamalarla ilgili bilinçlendirin: Birçok kullanıcı, mobil dünyadaki tehlikelerin halen bilincinde değil. Tehlikenin sadece mobil olmayan dünyada, masaüstü ve dizüstü bilgisayarda olduğunu düşünüyor, cep telefonunu sürekli yanında taşıdığı için güvenli ve kontrol altında olduğunu sanıyor. Oysa bugün dünyada 2,7 milyon mobil zararlı ve yüksek riskli uygulama bulunuyor. Bu tehlikelere karşı çocuklara mobil cihazlarını nasıl güvenli bir şekilde kullanacaklarını öğretin. Mobil uygulamaların kullanıcı izinlerini kontrol ederek ve mobil veri güvenliği yazılımı kullanarak veri sızıntısı olmasına engel olun. Bunun yanında örneğin Temple Run, Candy Crush gibi popüler mobil oyun ve uygulamaların taklitlerine karşı dikkatli olun.
- Gizlilik ayarlarını kontrol edin: Çocuğunuzun internette ne kadar kişisel bilgi paylaştığını görmek için sosyal ağlardaki profillerini ve bu bilgilerin açık ortamda ne kadar görünebilir olduğunu gizlilik ayarları kısmından kontrol edin. Gizlilik kontrol yazılımlarıyla sosyal ağlar üzerindeki gizlilik ayarlarını takip ederek ne kadar kişisel bilgi paylaştığını kontrol edin.
- Veri güvenliği programları ve ebeveyn kontrol mekanizması kullanın: Çocuğunuzun kullandığı cihazın güvenli olduğundan, güvenilir güvenlik ve antivirüs yazılımları kullandığınızdan emin olun. Bunu internete bağlanabilen her cihaz için yapın. Birçok web tarayıcısı, kendi içinde hazır gelen filtreleme sistemine sahiptir. Bu filtreleri aktif hale getirerek çocuğunuzun girdiği sitelerin uygun yaş aralığına hitap ettiğinden emin olun. Ayrıca ebeveynler için web trafiği izleme yazılımları kullanın. Bu sayede çocuğunuzun girdiği sitelerdeki ve kullandığı cihazlarda gerçekleşen aktivitelerini gözlemleme şansı elde edebilirsiniz.
ZyXEL 25. yılını kutluyor
1989 yılında, Dr. Shun-I Chu tarafından kurulan ZyXEL, kısa süre içerisinde dünyanın lider ağ ve genişbant teknolojileri şirketi haline geldi. Kuruluşunun 25. Yılını kutlayan ZyXEL, bu süre zarfında geliştirdiği yeni teknolojiler ile büyürken, her yıl sektörün en değerli iş ortakları, yayınları ve organizasyonları tarafından sayısız kere ödüllendirildi.
25. yıl kutlamasında konuşan ZyXEL Başkanı Gordon Yang şöyle dedi:
“25 yıllık geçmişimize baktığımızda inanıyorum ki başarıda ki en büyük anahtar inovasyona olan inancımız olmuştur. Bunun haricinde sürekliliğimiz ve güvenilirliğimiz ZyXEL başarısının altındaki en önemli etkenlerdir. ZyXEL her zaman en iyi ekiplerle birlikte çalıştı ve şu anda da birbirine güvenen ve ortak amaca odaklanmış harika bir ekibimiz var. Her zaman müşterilerimizi ilk sırada tuttuk. Bir teknoloji şirketi vizyonuyla başlayan yolculuğumuz bir marka firmasına doğru gitmektedir. Ve kesinlikle eminim ki bu ekibimiz ile başarıya ulaşacağız.”
25 Yılın Kilometre Taşları
ZyXEL, kurulduğu 1989 yılında henüz bilgi yalnızca televizyon, dergi ve gazeteler ile yayılırken, internet ve kablosuz ağlar hayatımızda yok denecek kadar azdı. Böyle bir dönemde halen inşaatı devam eden bir apartman dairesinden Dr. Shun-I Chu ve birkaç arkadaşı tarafından ZyXEL isminde bir firma kuruldu. Yalnızca iletişim odaklı çalışan ekip ZyXEL’i 25 yıl içerisinde, holding yapısıyla 3 binden fazla çalışanı, 35’den fazla ülkede şubesi, 150’den fazla ülkede temsilcisi olan dünyanın lider genişbant ağ teknolojileri şirketine dönüştürdü.

Baskıda Ultra HD kalite
Xerox’un baskıyı Ultra HD kalitede yapmayı sağlayan yeni dijital baskı sistemi Xerox Versant 2100 Press, Türkiye’de kullanıma sunuluyor. Dijital baskı pazarına yeni bir soluk getirmesi ve önemli bir boşluğu doldurması beklenen Xerox Versant 2100 Press, hızı, medya kullanım çeşitliliği, uygulama zenginliği ve çarpıcı baskı kalitesi ile dikkat çekiyor.
Dakikada 100 sayfa üretime yönelik baskı yapabilen Xerox Versant 2100 Press, çok yönlülüğünü hızla birleştiriyor. Xerox Versant 2100 sektörde ilk defa Ultra HD olarak tanımlanan yüksek baskı kalitesi ve otomasyonu bir arada sunuyor. Xerox Versant 2100 Press, fotoğraf baskılarını, broşürleri, cam çıkartmalarını, etiket, kartvizit ve tebrik kartı baskılarını; farklı gramajlardaki parlak kâğıtlara, dayanıklı sentetik kağıtlara, kulakçıklı kağıtlara, kabartmalı fantezi kağıtlara yapabiliyor. Ayrıca polyester baskılar ile grafik tasarımla oluşturulmuş karışık desenli baskı uygulamalarının sıradışı bir baskı kalitesinde yapılmasını sağlıyor.
Daha fazla performans daha fazla kalite
Kesintisiz üretim performansı sunan Xerox Versant 2100 Press, otomatik renk kontrolü ve medya hizalama profilleriyle daha az zamanda minumum atıkla birbirinden farklı uygulamalar yapabilmeyi sağlıyor. Baskı miktarının büyüklüğünden bağımsız, önlü ve arkalı baskıları, sorunsuz ve kusursuz bir şekilde yapabiliyor. Ard arda verilen önlü arkalı farklı baskı emirlerinde bile hatasız iş üretiyor. Xerox Versant 2100 Press, baskı endüstrisinde bir ilk olan pürüzsüz doku, gradyen geçiş sağlayarak görsel, grafik ve metinleri Ultra HD baskı kalitesiyle sunuyor. Xerox Versant 2100 Press, uygulamaları Fiery opsiyonu ile 10 bit derinliğinde 1200 x 1200 dpi çözünürlükte işleyerek basıyor. Bu, benzeri diğer dijital baskı makinelerindeki standart 600 x 600 dpi çözünürlükten yüzde 300, bir başka deyişle 3 kat daha fazla piksel ve renk hassasiyeti anlamına geliyor. Ayrıca tasarruflu Xerox EA kimyasal kuru toneri sayesinde düşük erime sıcaklığında parlak ve canlı renkler sunuyor.
Logo e-Arşiv onayı aldı
Türkiye uygulama yazılımları pazarının lider markası Logo Yazılım şirketlerinden Logo Elektronik, e-Dönüşüm sürecine öncülük etmeye devam ediyor. e-Devlet uygulamalarında işletmelerin çözüm ortağı olan Logo, yeni bir adım daha atarak e-Arşiv hizmeti sunmak üzere Gelir İdaresi Başkanlığı’ndan (GİB) izin aldı.
Logo e-Arşiv uygulaması; resmi, hukuki ve ticari her türlü belgenin elektronik ortamda yasal geçerli ve güvenli şekilde uzun süreli saklanmasını ve istendiğinde bu belgelere kolayca ulaşılmasını sağlıyor. Logo, Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından hayata geçirilen yasal düzenlemelere bağlı olarak; kurumların gündelik operasyonlarına uygun e-Fatura çözümlerini, Özel Entegratörlük Hizmeti’yle beraber, bir bütün halinde sunuyor.
Perakendede teknolojiyi kucaklayan şirketler kazanacak
Türkiye’de girişimciliği özendirme ve destekleme misyonuyla kurulan ve girişimcileri bir araya getirerek vizyon paylaşımlarına olanak sağlayan Girişimci Kulübü’nün bu yılki ikinci toplantısı, Avea Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Balcı, Girişimci Kulübü Başkanı Nevzat Aydın ile Ekonomist ve Capital Dergileri Yayın Direktörü M. Rauf Ateş’in ev sahipliğinde ve Doğa Koleji Yönetim Kurulu Üyesi Göktekin Dinçerler’in de katılımıyla gerçekleşti.
‘Gelenekselden Dijitale Perakendecilik Sektörü’ ana temasıyla Levent Erden’in moderatörlüğünde düzenlenen toplantıda; Lidyana.com Kurucu Ortak ve CEO’su Hakan Baş, Hizlial.com Genel Müdürü Kaan Dönmez, Makromarket Genel Müdürü Mehmet Songör, Markafoni Kurucu Ortağı ve Türkiye Girişimcilik Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Sina Afra, Tekin Acar Yönetim Kurulu Başkanı Tekin Acar ve Tekzen Yönetim Kurulu Başkanı Murat Gigin; perakende sektöründeki gelişmelerle sektörün bugününü değerlendirirken; geleceğini de masaya yatırdı.
Hepsiburada’dan teknoloji üssü
ThoughtWorks ile işbirliği yapan hepsiburada.com, büyük bir yatırımla kendi bünyesinde yeni bir teknoloji üssü yaratıyor. Hem bu işbirliği çerçevesinde, hem de ThoughtWorks’ün İstanbul ofisinin açılmasını kutlamak amacıyla 10-11 Eylül tarihlerinde İstanbul Hilton Otel’de, “Contunious Delivery and Design” adlı bir etkinlik düzenledi. Başta İstanbul olmak üzere Türkiye’nin farklı illerinden yazılımcıları ve iş dünyasından profesyonelleri buluşturması planlanan etkinliğe iki gün boyunca toplam 500 kişi katılması bekleniyor.
Hepsiburada.com’un ana sponsorluğunu üstlendiği etkinliğin açılış konuşmasını, dünyada yazılım mühendisliği denildiğinde akla gelen ilk isimlerden biri olan ve yazılım dünyasında bilinen birçok yöntemin de yaratıcısı kabul edilen Martin Fowler yaptı. Fowler’ın başarılarını ve tecrübelerini paylaştığı konuşması katılımcılar tarafından ilgiyle takip edildi. Katılımcılar Fowler ile birlikte workshop deneyimi de yaşama fırsatı buldular.
Martin Fowler, hepsiburada.com ve ThoughtWorks’un işbirliği hakkında verdiği mesajda şunları söyledi: “Türkiye’de e-ticaret sektörünün önünün açık olduğunu görüyoruz. Bu nedenle sektörün lider e-ticaret platformu hepsiburada.com ile yaptığımız bu işbirliğini çok önemsiyoruz.”
Martin Fowler yazılım alanında yeni bir dönem başlatan “Agile” dönüşüm felsefesinin detaylarını da katılımcılarla paylaştı. Fowler, “Agile” felsefesinin daha iyi yazılımlar geliştirme hedefiyle ortaya çıktığını söyledi. Günümüzde şirketler için insan kaynağını doğru kullanabilmek ve değişim ihtiyaçlarına hızlı bir şekilde yanıt verebilmenin büyük önem taşıdığını vurgulayan Fowler, “Agile” ilkelerinin bu doğrultudaki ihtiyaçlara, yenilikçi çözümler sunmaya olanak tanıdığını söyledi.
Mobil internet kullanımı artıyor
Mobil internet kullanımı her geçen gün artıyor. Mobilike & Wonk şirketinin yaptığı araştırmaya göre; 2011 yılından günümüze Türkiye’de mobil internet kullanıcı adedinin önemli seviyede arttığı görülüyor. 2011’de 1 milyon 862 bin olan kullanıcı adedi 2014’te 26 milyon 444 bin seviyesine ulaştı. Trafik hacmi ise 2014 yılı itibariyle 52 milyon 359 bin seviyesinde.
Aynı araştırmaya göre gençlerin akıllı telefon kullanımının daha fazla olduğu göze çarparken; erkeklerin kadınlara göre daha fazla akıllı telefon ve tablet kullandığı da ortaya çıkıyor. Türkiye’de mobil kullanıcıların yüzde 88’i gün içinde mobil internet kullanıyor. Mobilde harcanan günlük zaman ortalama 2 saat 42 dakika olarak belirlenirken; aylık zaman ise 37 saat olarak yansıyor.
Bilgisayardan Önce
Bilgisayar hayatımıza o kadar girdi ki, bilişim teknolojisinin gelişmesinden önce iş dünyası yoktu, veriler depolanmıyordu, iş zekası yoktu gibi düşünmek gayet olası.
Oysa insan medeniyeti bildiğimiz kadarıyla en az beş bin yıldır kayıtlar tutuyor, karmaşık organizasyonlar yaratıp yönetiyor.
Orta Asya’dan kavimler halinde göçen toplulukları düşünün. Doğru düzgün bir organizasyon becerisi olmadan, lojistik yönetimi olmadan yapılamazdı. Büyük İskender lojistik yönetimini başaramamış olsa, Makedonya’dan Hindistan’a kadar o zamanlar bilinen dünyanın çok büyük bir kısmını istila edemezdi. Emeviler ve Abbasiler döneminde o büyük genişleme gerçekleştirilemezdi.
Bilgisayardan önce kayıtların yönetimi nasıl yapılıyordu? Bu soru için kendi kimliğinizden bakabileceğiniz bir bilgi aktarayım size: Cilt no, aile sıra no, sıra no bilgileri vardır. Bunlar eskiden nüfus bürolarının tüm arka duvarlarını kaplayan raflarda gördüğünüz kocaman defterlerdeki bilgilere ulaşmak için referanstır. Kayıtlarınız bilgisayarlardan önce bu defterlerdeydi. Cilt no ile hangi deftere bakacağını bilirdi memur. Aile sıra no ve sıra no ile de defterdeki kaydınızın yerini bulurdu.
İş zekası da bilgisayardan önce de yapılıyordu. Çok uluslu şirketler de, çok şubeli mağazalar da yüzyıllardır var. Bu şirketlerin ve mağazaların ve daha pek çok başka kurumun işlerinde neler olup bittiğiyle ilgili raporlara önceden beri ihtiyaçları vardı. Peki, bu ihtiyaçlar nasıl karşılanıyordu? Cevap: Computer’larla. Yani aslında Türkçe’de bilgisayar olarak adlandırdığımız computer’lar bilişim devriminden önce de vardılar. İnsan bilgisayarlar olarak!
Üstelik parallel computing bile yapılıyormuş! : ) Bağlantıdaki Wikipedia makalesinden alıntı: Uzun ve yorucu hesaplamaları yapmak için sıklıkla insanlardan oluşan ekipler kullanılırdı; iş bölümlere ayrılır böylelikle paralel olarak yapılabilirdi.
Bu yazıda belki çok gerilere daldık. Ama en az beş bin yıldır yazılı kültür üreten ve bunu dünyanın pek çok farklı bölgelerinde yapan atalarımızın hatırasını bir yad etmiş olalım. Gelecek yazılarda daha yakınlara doğru geleceğiz.
Röportaj: Natali Yeşilbahar – Vitringez
Kuruluşu üzeriden henüz bir yıl dahi geçmeden hızla büyüyerek başarı elde eden ve çeşitli ödüller kazanan Vitringez.com kurucu ortağı ve CEO’su Natali Yeşilbahar ile konuştuk.
Callpex ve Sestek’ten stratejik iş ortaklığı
Callpex, müşterilerine katma değerli çözümler sunabilmek ve ses tanıma teknolojileri üzerinden yenilikçi uygulamalar geliştirmek için Sestek ile işbirliğine gitti. Callpex bünyesinde hizmete sunulan ‘Müşterinin Sesi’ uygulaması ile tüm çağrı merkezlerinde müşteriler ile yapılan görüşmeler metinsel verilere dönüştürülerek kayıt altına alınabiliyor. Bu metinler üzerinde veri madenciliği yöntemleri uygulanarak çeşitli pazar analizlerinin gerçekleştirilmesine olanak tanınıyor. Elde edilen veriler doğrultusunda hizmet verilen kurumlara daha sağlıklı bir pazarlama ve ürün geliştirme stratejisi oluşturma olanağı tanınıyor. Callpex Genel Müdürü Metin Tarakçı, bu uygulama ile hizmet verdikleri Türkiye’nin lider markalarının iş sonuçlarındaki kaliteyi artırmayı hedeflediklerini belirtiyor.
Bir zamanlar yalnızca müşteri taleplerinin toplandığı çağrı merkezleri, artık pazarlama, satış, servis ve araştırma birimlerine destek veren en önemli kanallardan biri haline geldi. Kurumların hızla değişen bu ihtiyaçlarına cevap verebilmek ve yenilikçi uygulamaları hayata geçirebilmek için çağrı merkezlerinin de teknoloji dönüşümlerini hızlı bir şekilde yapabilmeleri gerekiyor. Sosyal medya analizinden kurumlara özel CRM sistemlerine kadar farklı teknolojileri müşterilerinin hizmetine sunan Callpex, yeni nesil ses tanıma teknolojilerini de bünyesine entegre ederek çözümleri ve hizmet kalitesi ile fark yaratmayı hedefliyor.
Alibaba’nın halka arzı kimi zengin edecek?
Alibaba Çin merkezli dünyanın en büyük B2B çevrimiçi pazar yerlerinden birisi. Yakında halka arzı gerçekleşecek ve hisselerinin 60 ila 66 dolar arasından satılacağı tahmin ediliyor. Alibaba’nın halka arzdan toplam 20 milyar dolara yakın gelir elde etmesi bekleniyor ki bu durumda Alibaba’nın piyasa değeri 160 milyar dolar civarında olacak.
Pek çok finansal uzman bu halka arzın bir balon olmadığı ve hisse değerlerinin zamanla yükseleceği yönünde fikir belirtirken esas soru Alibaba’nın bu değerlemesi sonrasında pastadan kimin büyük payı alacağı. Cevap şaşırtıcı olabilir;
Alibaba’nın en büyük hissedarlarından birisi Yahoo. Yahoo’nun Alibaba’da yüzde 22,6’lık bir hissesi bulunuyor. Ancak Yahoo en büyük hisse sahibi değil. Alibaba’nın en büyük hissedarı yüzde 34,4 ile bir Japon Telekom firması olan SoftBank. SoftBank Alibaba’daki yatırımını bundan 14 yıl önce gerçekleştirmişti.
Aslında bu durum özellikle Çin merkezli bir firma olan Alibaba için aynı zamanda bir handikap oluşturuyor zira tarihi geçmişi nedeniyle Çin ile ilişkileri iyi olmayan Japonya merkezli bir firmanın büyük hissedar olması Çin’de hoş karşılanan bir durum değil.
Günün sonunda Çin merkezli Alibaba’nın yüksek rakamlar ile halka arzı ve değerinin yükselmesi Japon ve Amerikan şirketlerine yarayacak.
Vodafone iPhone 6’ya hazır
Vodafone Türkiye, yeni iPhone 6 ve iPhone 6 Plus akıllı telefonları, 26 Eylül itibariyle Vodafone Cep Merkezleri’nde yer alan Vodafone Çok Satanlar Masası’nda satışa sunacağını açıkladı. Aboneler, her iki model için de 19 Eylül itibariyle www.vodafone.com.tr üzerindeki formu doldurarak avantajlı Vodafone teklifleri hakkında ön bilgi sahibi olabilecek. Vodafone Türkiye, iPhone 6 ve iPhone 6 Plus kullanıcılarına, ülke geneline yayılmış hızlı 3G ağından yararlanma imkânı da sunacak.
iPhone 6 ve iPhone 6 Plus, iPhone tarihinde devrim yaratacak yenilikler olarak gösteriliyor. 4.7 inç ve 5.5 inçlik çarpıcı Retina HD ekranlı iki modeliyle dikkat çeken yeni iPhone serisi, mobil iletişimde son teknolojileri ince ve zarif bir tasarımda buluşturuyor. Yeni iPhone’lar, eloksallı alüminyumdan yapılmış ve ekranın biçimli camıyla mükemmel uyum sağlayan kusursuz yekpare gövdesiyle göz dolduruyor. Böylece, rahat kavranabilen ve kolay kullanılabilen bir tasarımda daha büyük ekran keyfi sunuluyor. Her bakımdan daha üstün olan yeni iPhone’lar, Apple tarafından hızlı performans ve enerji verimliliği için tasarlanmış ikinci nesil 64 bit masaüstü sınıfı mimariye sahip A8 yonga; gelişmiş iSight ve FaceTime HD kameralar; ultra hızlı kablosuz teknolojiler ve sadece bir parmak dokunuşuyla kolay ve güvenli ödeme yapma imkânı sunan Apple Pay teknolojisini içeriyor. iPhone 6 ve iPhone 6 Plus ayrıca, son teknolojiyle geliştirilen mobil işletim sistemi iOS 8 ile donatılmış bulunuyor. Yeni iPhone’lar, Mesaj ve Fotoğraflar için sunduğu yeni özellikler, QuickType klavyesi, yeni Sağlık uygulaması ve Aile Paylaşımı ve iCloud Drive gibi özellikleriyle de kullanıcıya daha kolay, hızlı ve sezgisel bir deneyim vaat ediyor.
Futbolcu robotlar Koç Müzesi’nde karşılaşacak
Bir yanda Bremen Üniversitesi, diğer tarafta Boğaziçi Üniversitesi. Almanya Büyükelçiliği işbirliği ile iki köklü üniversitenin robot futbol takımları 27 Eylül tarihinde Rahmi M. Koç Müzesi’nde maç yapacak.
‘2014 Almanya Bilim Yılı’ etkinlikleri kapsamında oynanacak maç, gençleri bilime ve teknolojiye teşvik etmeyi hedefliyor. Bu yıl düzenlenen RoboCup 2014’e de katılan Bremen Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesi futbol takımları arasında iki devrede gerçekleşecek olan maçlarda robotlar, gerçek futbolcular gibi şut çekiyor, gol atıyor ve faul yapabiliyor.
Gençlerin bilim ve teknolojiye olan ilgisini artırmak için düzenlenen robotların futbol karşılaşması ilgilenen herkese açık.