Samsung, 181 milyon dolarlık alımla Güney Koreli robotik devinin en büyük ortağı oldu!

Geçmişte, şirkette %14,7 oranında hisseye sahip olan Samsung, bu yeni hamleyle robotik alanındaki yatırımlarını hızlandırmayı hedefliyor.

Şirket, bu yatırımla robotik departmanını güçlendirmeyi ve insansı robotların geliştirilmesini hızlandırmayı planlıyor. Rainbow Robotics, Samsung bünyesine bir yan kuruluş olarak dahil edilecek ve anlaşmanın 2025 yılı Şubat ayında tamamlanması bekleniyor.

Şirket ayrıca, doğrudan CEO’ya rapor vermek üzere bir ofis (Future Robotics Office) kuracağını da açıkladı.

Rainbow Robotics, KAIST (Kore İleri Bilim ve Teknoloji Enstitüsü) bünyesindeki araştırmacılar tarafından 2011 yılında kuruldu. Şirket, üretim ve lojistik sektörlerinde kullanılan çift kollu mobil manipülatörler ve otonom mobil robotlar geliştirme konusunda uzmanlaşmış durumda.

86 çalışanı bulunan Rainbow Robotics, Samsung’un küresel ağı sayesinde yurt dışı pazarlara açılmayı hedefliyor.

Yeni dönemde liderlik

Rainbow Robotics’in kurucusu ve KAIST onursal profesörü Dr. Jun-ho Oh, bu süreçte şirkette kalmaya devam edecek.

Oh, Samsung’un yeni ofisini yönetecek ve danışmanlık yaparak insansı robotların geliştirilmesine katkıda bulunacak.

Samsung’un küresel rekabette öne çıkma yarışı

Samsung’un bu yatırımı, teknoloji devlerinin insansı robot geliştirme yarışına katıldığını bir kez daha gösteriyor.

Microsoft ve OpenAI, kendi teknolojilerini kullanarak insansı robot projeleri üzerinde çalışırken, Tesla bu yıl Optimus adlı robotunu tanıtmıştı. Nvidia ise 2025’te humanoid robotlar için yeni bir kompakt bilgisayar serisi olan Jetson Thor’u piyasaya sürmeye hazırlanıyor.

Samsung, 2022’de yapay zeka, 5G ve otomotiv elektroniğiyle birlikte robotik teknolojileri geleceğin temel alanlarından biri olarak belirlemişti.

Bu yatırım, şirketin bu stratejik hedef doğrultusunda attığı büyük bir adım olarak değerlendiriliyor. Samsung’un, Rainbow Robotics ile iş birliği sayesinde bu alanda önemli yeniliklere imza atması bekleniyor.

Blockchain Haydudu 2 Yıl Sonra Yeniden Ortaya Çıktı!

Kripto para dünyasında ‘Blockchain Haydudu’ olarak bilinen ünlü hacker, iki yıllık sessizliğin ardından yeniden sahneye çıktı. 2016 yılında zayıf özel anahtarları hedef alarak 172 milyon dolar değerinde Ether çalan bu hacker, uzun süre boyunca izini kaybettirmişti. Ancak son günlerde, çalınan tüm Ether varlıklarını hareket ettirerek kripto topluluğunda büyük bir yankı uyandırdı.

‘Blockchain Haydudu’, 2016 yılında Ethereum ağındaki zayıf özel anahtarları hedef alarak büyük miktarda Ether ele geçirmişti. Bu saldırı, kripto dünyasında büyük bir şok etkisi yaratmış ve güvenlik açıklarına dikkat çekmişti. O dönemde, birçok kullanıcı yetersiz güvenlik önlemleri nedeniyle varlıklarını kaybetmişti.

Çalınan Ether’leri farklı cüzdanlara transfer ederek izini kaybettirmeye çalışıyor

İki yıl boyunca hareketsiz kalan bu varlıklar, son günlerde yeniden hareket etmeye başladı. Hacker, çalınan Ether’leri farklı cüzdanlara transfer ederek izini kaybettirmeye çalışıyor. Bu durum, kripto para takipçileri ve güvenlik uzmanları arasında büyük bir merak ve endişe uyandırdı.

Kripto para dünyasında, varlıkların uzun süre hareketsiz kalması ve ardından ani hareketler sergilemesi, genellikle dikkat çeker. Bu tür hareketler, varlıkların sahibinin kimliği ve niyetleri hakkında spekülasyonlara yol açar. ‘Blockchain Haydudu’nun’ yeniden ortaya çıkışı, kripto topluluğunda güvenlik konusundaki tartışmaları yeniden alevlendirdi.

Uzmanlar, bu tür olayların kripto para kullanıcıları için önemli dersler içerdiğini belirtiyor. Özellikle özel anahtarların güvenliği ve güçlü şifreleme yöntemlerinin kullanılması gerektiğine dikkat çekiyorlar. Ayrıca, kullanıcıların cüzdanlarını düzenli olarak kontrol etmeleri ve şüpheli hareketleri izlemeleri öneriliyor.

Kripto para borsaları ve platformlar alarmda!

‘Blockchain Haydudu’nun’ yeniden ortaya çıkışı, kripto para borsaları ve platformları için de bir uyarı niteliğinde. Güvenlik protokollerinin sürekli olarak güncellenmesi ve kullanıcıların bilinçlendirilmesi, bu tür saldırıların önlenmesinde kritik bir rol oynuyor. Ayrıca, düzenleyici kurumların da kripto para ekosistemindeki güvenliği artırmak için daha sıkı önlemler alması gerektiği vurgulanıyor.

Bu olay, kripto para dünyasında güvenliğin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi. Kullanıcıların ve platformların, varlıklarını korumak için en güncel güvenlik önlemlerini almaları gerekiyor. Aksi takdirde, ‘Blockchain Haydudu’ gibi kötü niyetli aktörler, zayıf noktaları hedef alarak büyük kayıplara neden olabilir.

Blockchain Haydudu’nun iki yıl aradan sonra yeniden ortaya çıkışı, kripto para dünyasında güvenlik konusundaki farkındalığı artırdı. Kullanıcıların ve platformların, güvenlik önlemlerini gözden geçirmeleri ve gerekli adımları atmaları, gelecekteki olası saldırıların önlenmesi açısından büyük önem taşıyor.

Yeni yıla iki müjde: Türkiye’nin OSB sayısı 366’ya ulaştı

0

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, 2024’ün son gününde Diyarbakır ve Trabzon’da iki yeni organize sanayi bölgesinin (OSB) açıldığını duyurdu. Diyarbakır Silvan Gıda ve Tarımsal Sanayi İhtisas OSB ile Trabzon Araklı Hazır Giyim/Tekstil İhtisas OSB’nin açılmasıyla Türkiye’nin OSB sayısı 366’ya ulaştı.

Yaklaşık 3 milyon metrekare büyüklüğünde planlı sanayi alanı oluşturulan bu yeni bölgeler, yerel üretimi artırmak ve ekonomik kalkınmayı desteklemek amacıyla tasarlandı. Bakan Kacır, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı paylaşımda, yeni OSB’lerin Türkiye’nin üretim gücüne katkı sağlayacağını ifade etti.

“Türkiye’nin üretim gücüne güç katacak adımları atmaya, yılın son gününde de devam ediyoruz. Yeni OSB’lerimizle toplam OSB sayımızı 366’ya yükselttik. Edirne’den Diyarbakır’a, Trabzon’dan Antalya’ya topyekün kalkınmayla ülkemizi zirveye taşımakta kararlıyız.” açıklamasında bulundu.

Diyarbakır Silvan Gıda ve Tarımsal Sanayi İhtisas OSB, tarım ve gıda sektörüne yönelik üretim alanları sunarken, Trabzon Araklı Hazır Giyim/Tekstil İhtisas OSB, tekstil ve hazır giyim sektöründe üretim kapasitesini artıracak. Bu yeni sanayi bölgeleri, bulundukları illerde istihdamı artırma ve yerel ekonomiyi güçlendirme hedefiyle kuruldu.

Türkiye’nin 366 organize sanayi bölgesine ulaşması, sanayinin planlı bir şekilde büyümesini ve ulusal kalkınmanın sürdürülebilirliğini destekliyor. Yeni OSB’ler, Türkiye’nin sanayi altyapısını genişleterek üretim kapasitesini ve ihracat potansiyelini artırma hedefleri doğrultusunda hayata geçirildi.

GEN Academy’de yapay zeka rüzgarı

Dijital pazarlama, influencer marketing ve girişimcilik alanlarında yeni nesil yetenekleri sektöre kazandırmayı hedefleyen GEN Academy (Generation Empower Network), ilham verici bir etkinliğe daha ev sahipliği yaptı. “Dijital Pazarlama, Influencer Marketing ve Girişimcilik” sınıfı kapsamında ağırladığı yenilikçi influencer Beyza Doğuç, yapay zeka teknolojileriyle içerik üretiminde çığır açan deneyimlerini katılımcılarla paylaştı.

Teknolojiyi yaratıcı süreçlere entegre ederek farklı bir bakış açısı sunan Doğuç, özellikle sosyal medyada yapay zeka kullanımının hem içerik üreticileri hem de markalar için nasıl fırsatlar sunduğunu örneklerle aktardı. Şarkı sözü yazımından müzik bestelemeye, görsel içerik tasarımından influencer marketing alanındaki yeniliklere kadar birçok başlıkta zengin bir içerik sundu.

İlham veren bir sunum

Beyza Doğuç, yapay zekayı içerik üretim süreçlerine entegre ederek Instagram’da geniş bir kitleye ulaşmayı başaran öncü isimlerden biri. Oturumunda, yapay zeka destekli şarkı sözü yazımı ve müzik besteleme süreçleri gibi yaratıcı uygulamalarını, pratik örnekler ve gerçek deneyimlerle anlattı. Katılımcılar, yalnızca teknik bilgi değil, aynı zamanda bu yenilikçi araçları nasıl stratejik bir şekilde kullanabileceklerine dair önemli ipuçları elde etti.

Ayrıca, görsel içerik üretiminde yapay zekanın sunduğu hız ve kalite avantajlarına dikkat çeken Doğuç, bu teknolojinin yalnızca sanat değil, markalaşma ve pazarlama alanlarında da nasıl kullanılabileceğini vurguladı. Özellikle influencer marketing dünyasında yapay zekanın yarattığı fırsatları ele alırken, bireysel yaratıcıların bu araçlarla rekabet avantajı sağlayabileceğini belirtti.

Yaratıcılığın ve teknolojinin kesişim noktası

Doğuç’un sunumu, yalnızca bilgi aktarımıyla sınırlı kalmadı; aynı zamanda katılımcılara ilham veren bir deneyim sundu. Yaratıcı içerik üretiminde teknolojinin rolünü vurgulayan Doğuç, yapay zekanın sanatsal ve ticari süreçlerde nasıl fark yarattığını uygulamalı olarak gösterdi. Etkinlik sonunda katılımcılar, kendi projelerinde bu teknolojileri nasıl kullanabileceklerine dair net bir vizyon kazandı.

GEN Academy: Geleceği şekillendiren bir platform

GEN Academy, kariyer alanında öncü markaları yeni yeteneklerle buluşturmayı ve nesiller arası deneyim aktarımını desteklemeyi amaçlayan bir platform olarak, gençlere sektörün profesyonelleriyle bir araya gelme fırsatı sunuyor. “Başarı, deneyim GEN’imizde var!” mottosuyla hareket eden GEN Academy, eğitimden seminerlere, networking etkinliklerinden mentorluk fırsatlarına kadar birçok alanda katılımcılarına değer katıyor.

GEN Academy’nin eğitim programları hakkında detaylı bilgi almak ve başvuru yapmak için: www.genacademy.co

Beyza Doğuç: Teknolojiyi yaratıcılıkla buluşturan influencer

Yapay zekayı içerik üretiminde yaratıcı bir araç olarak kullanma konusunda öncü bir isim olan Beyza Doğuç, Instagram’daki yenilikçi projeleriyle dikkat çekiyor. Yapay zeka ile şarkılar oluşturarak geniş bir kitleye ulaşan Doğuç, teknoloji ve sanatın kesişiminde yer alan çalışmalarıyla takipçilerine ilham veriyor. GEN Academy’deki sunumuyla, yapay zekanın yalnızca bir araç değil, aynı zamanda yaratıcılığı yeniden tanımlayan bir güç olduğunu ortaya koydu.

Yapay zekalı dijital işçiler geliyor!

0

Giderek artan bir şekilde, yapay zeka temsilcilerin yeni “dijital çalışanlar” olduğunu duyuyoruz. Bu, robotik süreç otomasyonu gibi alanlarda temsilciler veya üretken yapay zekanın ana akıma girmesinden önce ortaya çıkan bir kavram. Dijital çalışanlar disiplin ve itaate hizmet etmek için tasarlanmıştır, ancak tıpkı insan çalışanlar gibi, onların da tuhaflıkları vardır.

Yapay zeka temsilcileri ile yeni iş dünyası

Son zamanlarda dijital bir iş gücüne doğru hareket büyük sıçramalar yapıyor. Yakın zamanda Salesforce’un işletmeler için dijital bir iş platformu olan Agentforce 2.0’ı duyurmasıyla işaretlendi. Platform, “önceden oluşturulmuş becerilerden oluşan yeni bir kütüphane kullanılarak bir araya getirilen ve herhangi bir sistem veya iş akışında eylemde bulunabilen, herhangi bir departman için AI temsilcileri aracılığıyla sınırsız bir iş gücü” sağlıyor. Salesforce’tan yapılan bir açıklamaya göre, platform ayrıca RPA’nın çok ötesine geçerek “karmaşık, çok adımlı sorulara yanıt olarak kesin yanıtlar sunmak ve eylemleri düzenlemek için gelişmiş akıl yürütme ve veri alma” özelliğine sahip. Temsilciler Slack’te bile etkileşime giriyor. Satıcı, büyük kuruluşların ekiplerini dijital işgücüyle desteklemek için platformu kullandığını ekledi.

Yetenek kıt ve eğitilmesi pahalı olduğundan, kuruluşlar müşteri etkileşimlerine yardımcı olmak ve iş akışı birikimleriyle başa çıkmak için yapay zekaya yöneliyor. Salesforce Ancak artık “genel yanıtlar sağlayan yetersiz çözümler” karşılayamıyor dedi. Açıklamada: “Yardımcı pilotlar gibi mevcut çözümler, iş başvurusunda kişiselleştirilmiş rehberlik gibi karmaşık taleplere doğru, güvenilir yanıtlar sağlamakta zorlanıyor. Ürün önerileriyle bir müşteri adayını beslemek gibi kendi başlarına harekete geçemiyorlar” ifadeleri yer aldı.

Otonom dijital çalışanlar artık bu tür işleri birçok düzeyde gerçekleştirebilir, sektör liderleri hemfikir. Motorola Solutions’da AI şeffaflığı ve eğitimi direktörü olan Chris Bennett: “Nitelikli yenilikçilerin, hızla dağıtılabilen bulut araçlarının, müşteri farkındalığının ve yönetici desteğinin bir araya gelmesi, 2025’te aracı AI’nın gelişmesi için ideal bir ortam yarattı” dedi.

EduTalks etkinliği 6 Ocak’ta Marmara Üniversitesi’nde!

Bütünleşik Pazarlama Mecrası Branding Türkiye ve Deneyimsel Pazarlama Ajansı 1Fikir1Marka işbirliğiyle düzenlenen EduTalks etkinlik serisinin dördüncüsü, 6 Ocak 2025 tarihinde Marmara Üniversitesi İletâşim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü’nde gerçekleştirilecek.

Etkinlik, üniversite öğrencilerini, sektör profesyonelleri, uzmanlar ve yöneticilerle bir araya getirmeyi amaçlıyor. Üniversite Buluşmaları temasıyla hayata geçirilen etkinlik, bütünleşik pazarlama, marka yönetimi, girişimcilik ve dijital dönüşüm gibi çeşitli alanlarda katılımcılara ilham vermeyi hedefliyor.


EduTalks Programı

Tarih ve Saat: 6 Ocak 2025, 11.00 – 14.00
Mekan: Marmara Üniversitesi Göztepe Kampüsü
Salon: İletâşim Fakültesi Konferans Salonu
Adres: Göztepe, Marmara Üniversitesi Göztepe Kampüsü, 34722 Kadıköy/İstanbul

Etkinlik kapsamında konferanslar, paneller, bir girişim sunumu ve serbest networking oturumları yer alacak.

Konferans ve panel konuşmacıları

  • Mürsel Ferhat Sağlam (Branding Türkiye – Founder)
  • Ercan Ulusoy (1Fikir1Marka – Founder)
  • Prof. Dr. Ebru Özgen (Marmara Üniversitesi İletâşim Fakültesi Bölüm Başkanı)
  • Eymen Namazcı (Find & Study – Kurucu)
  • Alpaslan İlhami Motur (Turadent – Genel Müdür)
  • Dr. Özgenur Reyhan Güler (Akademisyen)
  • Zübeyde Ağsakallı (Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi – İş Geliştirme Uzmanı)
  • Yağız Türkoğlu (Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi – Görsel Tasarım Uzmanı)
  • Mert Güler (TekneVia – Kurucu)

Girişim sunumu

Etkinlikte, Türkiye’nin ilk anında rezervasyon yapılabilen tekne kiralama platformu olan Teknevia’nın CEO’su Mert Güler, girişimcilik hikayesini ve TekneVia’nın gelecek vizyonunu üniversitelilerle paylaşacak.


Kimler katılabilir?

Etkinlik, üniversite öğrencilerine ve girişimcilere açık olarak ücretsiz bir şekilde düzenlenecektir.

Katılımcı profili şu şekilde:

  • İletâşim Fakültesi, İİBF, İşletme Fakültesi, Mühendislik Fakültesi gibi bölümlerden lisans ve lisansüstü öğrenciler.
  • Marka yönetimi, iletişim, dijital pazarlama, girişimcilik ve yapay zeka gibi alanlara ilgi duyan bireyler.

Destekleyen kurumlar

Etkinlik, Marmara Üniversitesi ev sahipliğinde ve aşağıdaki paydaşların desteğiyle gerçekleştirilecektir:

  • Branding Türkiye ve 1Fikir1Marka (Organizasyon)
  • YouthSide, Turadent, Mornin Coffee, Reis Gıda, Find & Study, Marmara Üniversitesi Mezunlar Derneği (MÜMDER), TekneVia, Goog Digital, KIPS Türkiye ve diğer stratejik iş ortakları.
  • Medya partnerleri: TechInside, ÖğrenciKariyeri, Medya Takip Merkezi, Startup Gazetesi ve daha fazlası.
  • KAYIT: Katılım sınırlı kontenjanla ücretsizdir ve kayıt zorunludur.
  • Detaylar: Marmara Üniversitesi’nin resmi web sitesinden ulaşım bilgilerini inceleyebilirsiniz.

Etkinliğe dair sorularınız için iletişim: [email protected]

NVIDIA, GPU kaynaklarını yöneten Run:AI’ı satın aldı

0

NVIDIA bugün, GPU bulutlarını yönetecek önemli bir adım attı. Şirket, Run:AI isimli yazılım üreticisini bünyesine kattığını resmen duyurdu. Bu hamle, yapay zeka projelerinde GPU kullanımını daha verimli hale getirmeyi hedefliyor. NVIDIA, bulut ortamında karmaşık yapay zeka modellerini hızlandırmayı amaçlayan iddialı planlar yürütüyor.

Run:AI, GPU kaynaklarını esnek biçimde yöneten güçlü yazılımlar geliştiriyor. Şirket, veri merkezleriyle bulut sağlayıcıları arasında sorunsuz bir altyapı kuruyor. Yapay zeka uygulamaları, bu altyapıyla gecikme sorunlarını minimum seviyeye indiriyor. NVIDIA, bu satın almayla yapay zeka çalışmalarını daha da hızlandırmayı hedefliyor.

Jensen Huang, projelerde maksimum performans için yazılım ve donanım entegrasyonunu kritik görüyor. Huang, Run:AI ekibinin yenilikçi çözümlerini NVIDIA platformu içinde kullanmayı planlıyor. Run:AI yöneticileri de bu iş birliğiyle daha geniş pazarlara hızla açılacaklarını savunuyor. NVIDIA, yalnızca donanım üreten bir marka olmaktan çıkıp yazılımda da liderlik peşinde koşuyor.

Şirket, GPU teknolojisini yeni nesil yapay zeka hizmetlerinin kalbine yerleştirmeye kararlı görünüyor. Run:AI teknolojisi, geliştiricilere dinamik kaynak yönetimi ve hızlı uygulama dağıtımı sağlıyor. Bu çözüm, kurumsal müşterilerin maliyetleri kontrol etmesine ve performansı artırmasına yardımcı oluyor. Yapay zeka alanında artan rekabet, bu tip birleşmeleri giderek daha cazip hale getiriyor.

NVIDIA’nın agresif büyüme stratejisi

NVIDIA, rekabetin bir adım önünde durmak için agresif büyüme stratejileri uyguluyor. Şirket, son dönemde çeşitli girişimlere yatırım yaparak ekosistemini güçlendirmeye devam ediyor. Veri merkezlerinde ve bulut ortamlarında GPU yönetimi, dijital dönüşüm için önemli bir katalizör oluşturuyor. NVIDIA bu satın almayla, yapay zeka modellerini hem hızlı hem de verimli şekilde işletmeyi kolaylaştırıyor.

Şirket, yapay zeka destekli çözümleri günlük iş akışlarına entegre etmek isteyen kurumlara yol gösteriyor. Uzmanlar, bu ortaklığın makine öğrenimi süreçlerinde büyük hızlanma sağlayacağını düşünüyor. NVIDIA ayrıca, geliştiricilerin inovasyon yapmasını kolaylaştıran CUDA ekosistemini daha da büyütmeyi hedefliyor. Şirket, veri bilimi ekiplerine hızlı prototipleme için güçlü araçlar sunarak yeni fikirleri teşvik ediyor.

Run:AI, dağıtık yapay zeka projelerinde kaynak kullanımını anlık olarak ölçebilen özel bir teknoloji sağlıyor. Bu teknoloji, büyük veri analizinden robotik sistemlere kadar çok geniş bir yelpazede uygulanıyor. NVIDIA ve Run:AI iş birliği, yapay zekanın sınırlarını zorlayan projelere ivme kazandırmaya hazırlanıyor.

Yılın en büyük veri ihlalleri!

0

Veri ihlalleri açısından tarihi olarak korkunç bir yıldı. Bu yıl, bilgisayar korsanlarının Sosyal Güvenlik numaraları, kredi kartı numaraları ve daha fazlası dahil olmak üzere bazı çok hassas bilgilere erişmesini içeren, kamuoyunun dikkatini çeken bazı rekor kıran ihlaller gördük. Yılın en kötü siber güvenlik olaylarına geri dönelim ve bunların hepimizi çevrimiçi faaliyetlerimizde olabildiğince ihtiyatlı olmaya teşvik etmesine izin verelim.

Yılın en büyük veri ihlalleri

Bilgisayar korsanlarının 2,9 milyar kişisel kaydı çaldığını iddia ettiği National Public Data

Geçmiş kontrol şirketi National Public Data, diğer adıyla Jerico Pictures, bilgisayar korsanlarının 2,9 milyar kişisel kaydı çaldığı iddiasıyla en kötü veri ihlallerinden birini yaşadı. Toplu dava, bilgisayar korsanlarının tam adlar, adresler ve ilgili bilgiler gibi kritik verileri karanlık ağa sızdırdığını iddia etti.

Birçok kişi, şirketin ilk etapta bilgilerine sahip olduğunu bilmedikleri için etkilenen kullanıcılar listesinde yer almaktan şaşırdı. Toplu dava ayrıca NPD’nin bir tehdit yönetim sistemi kullanmasını, veritabanı taraması yapmasını ve önümüzdeki 10 yıl boyunca siber güvenlik ağını değerlendirmek için üçüncü taraf bir değerlendirici tutmasını talep etti.

Biletmaster’da hackerların 1,3 TB müşteri veri dosyasını çaldığı iddia edilen veri ihlali

2024’te tehdit aktörleri Ticketmaster’ın sistemlerine girdi ve hackerlar 560 milyon müşterinin kullanıcı verilerini sattıklarını iddia etti. Bu olay, Adalet Bakanlığı’nın Ticketmaster’a karşı canlı dönüşüm sektöründe pazarları tekeline aldığı iddiasıyla açtığı davayla aynı zamana denk geldi. E-postalar, telefon numaraları, kısmi ödeme kartı verileri, isimler ve daha fazlası gibi kullanıcı verileri risk altındaydı. Hackerlar, çaldıkları verileri Breach Forums’da (hacker grubu Shiny Hunters’ın sahibi olduğu) 500.000 dolara teklif ettiler.

Ticketmaster, yatırımcılar ve hissedarlar için beklenmedik büyük bir olayla karşı karşıya kalan bir şirketin yaptığı gibi Federal Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’na 8-K dosyası sundu. Sorumluluğu üstlenen bilgisayar korsanları ShinyHunters olarak biliniyor ve Santander Bank’taki ihlalin de arkasında olabilirler.

Change Health Group sağlık veri ihlali 100 milyon kişiyi etkiledi

Bir fidye yazılımı saldırısı ülke çapında kaosa neden oldu, eczaneleri durdurdu ve 100 milyon kullanıcının verilerini haftalarca etkiledi. Hedef, tıbbi hizmet sağlayıcılarının finansmanını yöneten bir UnitedHealth Group yan kuruluşu olan Change Healthcare’di. Bilgisayar korsanları, oturum açma kimlik bilgilerinde çok faktörlü kimlik doğrulamanın olmaması nedeniyle Change Healthcare çalışan sistemine girdi.

İhlal büyük bir kargaşaya neden oldu; hastanelere ve doktorlara ödeme yapılmadı, reçeteler doldurulmadı ve sigorta şirketleri tıbbi hizmet sağlayıcılarına geri ödeme yapamadı. Senatör Ron Wyden komite açıklamasında, “Change Healthcare saldırısı birçok kişi tarafından Amerikan tarihindeki sağlık hizmetlerindeki en büyük siber güvenlik kesintisi olarak kabul ediliyor” dedi. Change Healthcare, saldırıdan BlackCat fidye yazılımı grubunun sorumlu olduğunu doğruladı.

Fidye yazılımının ne olduğunu bilmek önemlidir ve yazılımınızı güncellemek gibi güvende kalmak için alabileceğiniz önlemler vardır. Ayrıca tıkladığınız bağlantılara veya eklere dikkat etmeli ve bunların güvenilir kaynaklardan geldiğinden emin olmalısınız. Bütçenizin yettiği en iyi antivirüs yazılımını kullanmanız da bir artıdır.

Mobil robot TIAGo Pro hizmet alanında faaliyet gösterecek

0

İspanya merkezli PAL Robotics, TIAGo Pro adlı yeni bir mobil manipülatör robot tanıttı. TIAGo Pro, şirketin daha önce piyasaya sürdüğü TIAGO modelinin başarısını temel alıyor.

Mobil robot TIAGo Pro

Model, robotun hareket etmesini ve çeşitli görevleri yerine getirmesini kolaylaştırıyor. PAL Robotics’e göre TIAGo Pro, endüstriyel kullanım, bilim ve sağlık hizmetleri gibi çeşitli işlevler için kullanılabilir. PAL Robotics, yeni nesil mobil manipülatör robotların doğruluk ve uyumluluk için geliştirilmiş kol yeteneklerine sahip olduğunu iddia etti. PAL Robotics tarafından piyasaya sürülen gelişmiş TIAGo Pro, işe bağlı olarak kaldırma gövdesi sayesinde 4,9 fit’e (1,5 metre) kadar uzayabilen 3,9 fit (1,2 metre) yüksekliğe sahip. 211,6 pound (96 kilogram) ağırlığında ve saniyede 4,9 fit hızla hareket edebiliyor.

Robot, doğruluk için geliştirilmiş manipülasyon yeteneklerine sahip bir dizi elastik aktüatör koluna sahip. Pan-tilt başlığı robotun çok daha fazla hareket etmesini sağlar. Önceki modeli TIAGo Pro’ya göre bir iyileştirme, LED’ler, bir ekran ve bir RGB-D kamera içeren yeni tasarımıyla insan-robot etkileşimini de mümkün kılıyor. Ayrıca, yüz ekranının kendini daha net ifade etmesi için duygusal kişiselleştirmeye de sahip. Ayrıca, 360 derecelik görüş alanı (FOV) için ön ve arkada iki adet 32 ​​fit (10 metre) Işık Algılama ve Mesafe Belirleme (LiDAR) sensörüne sahiptir.

Kol, nesneleri kavramak ve tutmak için her biri 37,7 inç (96 cm) uzunluğa ulaşarak 6,6 pound (3 kg) yükü kolayca taşıyabilir. TIAGo Pro, bir yerden başka bir yere gitmek için dört Meccanum tekerleğe güvenir ve iç mekanlarda kolayca hareket edebilir. 36V 20Ah batarya ile çalışan robot, dört ila beş saat boyunca rahatlıkla çalışabiliyor ve TIAGo Pro’da aynı anda iki batarya kullanıldığında bu süre 10 saate kadar çıkabiliyor.

CES 2025’te beklenmedik yenilik: Sanal ikizler

0

CES 2025’te Dassault Systèmes, sanal dünyaların sağlık ve yaşam kalitesini nasıl dönüştürebileceğini gözler önüne seren yenilikçi bir sergi sunuyor. Şirketin “Sanal İnsan Deneyimi” temasıyla hazırladığı etkileşimli sergi, ziyaretçileri yapay zeka destekli sağlık çözümleri, sanal ikiz teknolojileri ve iyi yaşam konseptinin sınırlarını keşfetmeye davet ediyor. Sergi, Las Vegas Kongre Merkezi’nin Kuzey Holü’nde, 8705 numaralı stantta yer alacak.

Dassault Systèmes’in bu sergisi, insan vücudunu bir şehir gibi yeniden tasvir ederek sanal ikizlerin küresel sağlık sorunlarına sunduğu çözümleri ve kişiselleştirilmiş sağlık uygulamalarındaki rolünü vurguluyor.

Beyin belediye binası, kalp enerji santrali ve dijital damarlar gibi simgelerle oluşturulan bu sanal şehir, biyoloji ve mühendislik arasındaki ilişkiyi görsel bir hikaye ile ortaya koyuyor. Sistemlerin uyum ve dayanıklılığını yansıtan bu metafor, teknolojinin sağlık üzerindeki etkisini anlamayı kolaylaştırıyor.

Sergi kapsamında, üç dikkat çekici vaka çalışması ziyaretçilere sunulacak. Bir sporcunun beyni, bir kalp hastası ve sanal bir bağırsak üzerinden, sanal ikizlerin tedavilerin kişiselleştirilmesi, cerrahi planlama ve tıbbi cihaz geliştirme süreçlerinde nasıl çığır açtığı detaylı olarak anlatılacak. Ayrıca, kalp ve beynin sanal ikizleri, hayat kurtaran müdahaleler ve proaktif bakım için kullanılan hassas içgörüler sunacak.

Sanal İnsan Deneyimi’nin ötesinde Dassault Systèmes’in CES 2025’teki varlığı, sağlık ve iyi yaşam alanındaki diğer çarpıcı yenilikleri de içeriyor. MEDIDATA çözümleriyle sanal klinik deneyler ve giyilebilir sensörler, tedavilerin kişiselleştirilmesini ve ileri teknolojilere erişimin hızlanmasını sağlıyor.

Ayrıca, ASICS ile ortaklaşa yürütülen bir sanal gerçeklik deneyimi, biyomekanik ve yapay zeka yardımıyla özelleştirilmiş tabanlık tasarımı sunarak atletik performansı artırıyor ve duruşu iyileştiriyor.

Ziyaretçiler, stantta düzenlenecek uzman sohbetleriyle tüketici sağlığındaki en son teknolojik gelişmeleri öğrenme fırsatı bulacak. Dassault Systèmes’in uzmanları ve iş ortakları, yapay zeka ve sanal ikizlerin gelecekteki etkilerini tartışacak.

Buna ek olarak, şirket, Eureka Park’ta yer alan 3DEXPERIENCE Lab ile açık inovasyon laboratuvarını tanıtarak, startup hızlandırma programını sergileyecek. Lab bünyesinde Atacama Biomaterials, Strong by Form ve Pacify Medical gibi startuplar, Dassault Systèmes’in 3DEXPERIENCE platformunu kullanarak geliştirdikleri yenilikçi projeleri tanıtacak.

Take Off İstanbul’da ödüller sahiplerini buldu!

0

Take Off İstanbul 2024, 11-12 Aralık tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenerek dünyanın dört bir yanından teknoloji ve girişimcilik ekosisteminin liderlerini buluşturdu. Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi iş birliğiyle gerçekleştirilen etkinlik, geleceğin teknolojilerine yön veren girişimleri ve yenilikçi projeleri bir araya getirdi. İki gün süren zirve boyunca 25 ülkeden 125 yatırımcı ve 23 ülkeden 250 teknoloji girişimi, 15 bin ziyaretçiyle buluşarak iş birliği fırsatları yarattı.

Take Off yıktı geçti

Etkinlik, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın açılış konuşmasıyla başladı. Zirve boyunca yapay zeka, dijital dönüşüm, sürdürülebilirlik ve ileri teknolojiler gibi geleceği şekillendiren başlıklar ele alındı. Ana sahnede düzenlenen 21 oturumda 30 konuşmacı, sektör liderleri ve yatırımcılarla bir araya gelerek gelecek trendlerini değerlendirdi.

Startup sahnesinde ise 150 erken aşama girişim, projelerini sunarak girişimcilik ekosistemine katılma fırsatı yakaladı. Özellikle Axiom Space CRO’su Tejpaul Bhatia, Meta Kamu Politikası Başkan Yardımcısı Kojo Boakye ve Samsung Türkiye Genel Müdürü Jeff Jo gibi isimlerin konuşmaları büyük ilgi gördü.

Take Off İstanbul, bu yıl uluslararası iş birliğini artırmayı hedefleyen ülke pavilyonlarıyla dikkat çekti. Azerbaycan, Fransa, Birleşik Krallık ve Filistin pavilyonları, girişimcilik ekosisteminde uluslararası bağlantıları güçlendirmek için önemli bir platform oluşturdu.

Fransa pavilyonunda La French Tech iş birliğiyle 5 girişim sergilenirken, Azerbaycan 6 girişimiyle etkinliğe güçlü bir katılım sağladı. Birleşik Krallık pavilyonu ise Academia Park iş birliğiyle girişimciler ve yatırımcıları buluşturdu. Dünya Bankası ve Avrupa Birliği desteğiyle oluşturulan Filistin pavilyonu, 10 yenilikçi girişimi tanıtarak Türk ve global pazarlarla bağlantılar kurdu.

Etkinliğin ödül töreninde toplamda 1 milyon dolarlık yatırım desteği açıklandı. Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı, 250 bin dolarlık ödülleri Büyütech, Nanomik Biyoteknoloji, Novocycle Technologies ve Novus girişimlerine takdim etti.

Türk Hava Yolları’nın sağladığı 150 bin Mil ödülleri ise Novus ve Bottobo Robotics’e verildi. Quark Optical, Uppy, Helios ve 3P Metrics gibi girişimler ise 10 bin dolarlık ödüllerin sahibi oldu. Büyütech, otonom araçlar için izleme sistemleriyle dikkat çekerken, Nanomik, tarım ve gıda ürünlerinin raf ömrünü artıran doğal koruyucularıyla öne çıktı.

Lityum iyon pil geri dönüşümünde çözümler sunan Novocycle ve iş süreçlerini optimize eden yapay zeka çözümleri sunan Novus, zirvenin en çok konuşulan girişimleri arasında yer aldı. Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, konuşmasında teknolojiye yapılan yatırımların hem bugünü hem de yarını inşa ettiğini belirtti.

Girişimcilik ekosistemine ilham veren zirve, Türkiye’nin milli teknoloji hamlesine vurgu yaparak yerli ve milli çözümlerin önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Etkinlik boyunca girişimciler, yatırımcılarla doğrudan temas kurarak iş birliği fırsatlarını değerlendirdi ve geleceğe dair umut vadeden projelerini tanıttı.

Take Off İstanbul, 64 kurumun iş birliğiyle düzenlenerek girişimcilik ekosistemine yeni bir soluk getirdi. Yenilikçi projeler, uluslararası bağlantılar ve güçlü iş birlikleri, zirveyi 2024 yılının en dikkat çekici girişimcilik etkinliklerinden biri haline getirdi. Teknoloji ve girişimciliğin sınırlarını zorlayan bu etkinlik gelecek yıllarda daha büyük projelere ve iş birliklerine ev sahipliği yapma potansiyelini şimdiden ortaya koydu.

  • Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı | $250,000 Yatırım ➡️ Büyütech
  • Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı | $250,000 Yatırım ➡️ Nanomik Biyoteknoloji
  • Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı | $250,000 Yatırım ➡️ Novocycle Technologies
  • Türkiye Cumhuriyeti Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı | $250,000 Yatırım Değerlendirmesi ➡️ Novus
  • ASELSAN | $10,000 ➡️ Quark Optical
  • ESAS Holding | $10,000 ➡️ Uppy
  • Kuveyt Türk | $10,000 ➡️ Helios
  • UBER | $10,000 ➡️ 3PMetrics
  • Türk Hava Yolları | 150 Bin Mil ➡️ Novus
  • Türk Hava Yolları | 150 Bin Mil ➡️ Bottobo Robotics

Google CEO’sundan 2025 yılı için yapay zeka vurgusu!

CNBC’nin haberine göre, Google CEO’su bu değerlendirmeyi 18 Aralık’ta düzenlenen bir strateji toplantısında yaptı. Toplantıda, Pichai ve diğer yöneticiler gelecek yılın önceliklerini belirlerken çalışanlarla görüşlerini paylaştı.

Pichai, “2025’in çok önemli bir yıl olacağını düşünüyorum. Bu anın aciliyetini içselleştirmemiz ve şirket olarak daha hızlı hareket etmemiz gerektiğini anlamamız önemli. Riskler yüksek.” diyerek Google’ın yapay zeka yatırımlarındaki hedeflerine dikkat çekti.


Şirketin Gemini adını verdiği AI modeli üzerine kurulan uygulamasının güçlü bir ivme kazandığını belirten Pichai, bu alanda liderlik konumuna ulaşmak için hala yapılması gereken işler olduğunu kabul etti.

Gemini’nin tüketici tarafında büyümesi

Google, 2025 yılına yapay zekayı öncelikli hedef olarak belirledi. Pichai, “Gemini’nin tüketici tarafında ölçeklenmesi gelecek yılki en büyük odağımız olacak.” ifadeleriyle, Gemini’nin tüketici odaklı gelişiminin şirketin öncelikli hedeflerinden biri olduğunu vurguladı.

Google’ın bu adımı, yapay zeka teknolojilerine büyük yatırımlar yapan teknoloji devleri arasındaki rekabetin yoğunlaştığı bir dönemde geliyor. Şirket, AI alanındaki liderlik yarışında rakiplerini yakalamayı ve bu teknolojiyi daha geniş bir kullanıcı kitlesine sunmayı amaçlıyor.

2025 yılı, Google’ın hem teknolojik gelişim hem de pazar payını artırma açısından önemli bir sınav yılı olacak gibi görünüyor.

Google’ın Gemini modeline odaklanması, yapay zekanın tüketici deneyimini dönüştürme potansiyeline işaret ediyor. Şirket, bu modelin kullanıcı dostu uygulamalara entegre edilmesiyle rekabette avantaj sağlamayı hedefliyor.

Ayrıca, Gemini’nin başarısı Google’ın gelecekteki AI ürünleri için bir temel oluşturacak ve şirketin bu alandaki liderlik pozisyonunu güçlendirecek.

Meta veri merkezi talepleri için güneş santrali kuracak

0

Facebook, Instagram ve mesajlaşma hizmetleri WhatsApp gibi popüler sosyal medya platformlarının ana şirketi olan Meta, bir basın bülteninde, ABD merkezli yenilenebilir enerji tedarikçisi Longroad Energy’den Teksas veri merkezi için 300 megavat (MW) temiz güneş enerjisi temin ettiğini söyledi.

Meta veri merkezi talepleri için yenilenebilire odaklandı

Sosyal medya platformlarında yüzlerce takipçiye anında arama sonuçları veya video akışı gibi hizmetler sağlamak için tonlarca veriyi işleyen veri merkezleri, büyük miktarda elektrik tüketicisidir. Yapay zeka (AI) hizmetlerinin son zamanlarda eklenmesiyle, teknoloji şirketleri gelecekte AI modellerini eğitmek ve çalıştırmak için daha da büyük veri merkezleri inşa ediyor.

Bu, iklim değişikliğiyle ilgili artan endişeler ortasında teknoloji şirketlerinin elektrik tüketimini kat kat artırdı. Her yıl milyarlarca dolarlık gelir elde eden teknoloji şirketleri üzerinde, daha yüksek bir maliyetle bile olsa, operasyonlarını desteklemek için daha temiz enerji kaynakları benimsemeleri yönünde artan bir baskı var.

Meta, Silikon Vadisi’nde ilk değil

Facebook’un ana şirketi Meta, Silikon Vadisi’ndeki bu temiz enerjiye geçişi benimseyen birçok şirketten biri. Teksas’taki veri merkezine güç sağlama duyurusu bu yönde atılmış bir adım. Aralık ayında Massachusetts, Boston merkezli Longroad Energy, Teksas’taki Yoakum County’deki güneş enerjisi projesinin tüm çıktısı için Meta ile bir güç satın alma anlaşması (PPA) yaptığını duyurdu. 1000 Mile olarak adlandırılan projenin çıktı kapasitesi 300 MWac veya 400 MWdc.

Yenilenebilir enerji şirketi daha önce Teksas’ta altı rüzgar ve güneş enerjisi projesi geliştirmişti ancak 1000 Mile, Southwest Power Pool (SPP) ayak izindeki ilk projesi. Basın bültenine göre, 1000 Mile projesi sırasında üretilen tüm enerji SPP’nin şebekesine iletilecek ve ardından Meta’nın veri merkezi operasyonlarına sağlanacak. Projenin 2026 yılına kadar ticari operasyonlara başlaması bekleniyor.

Bu, Meta’nın yenilenebilir enerji cephesinde LongRoad Energy ile ilk iş birliği değil. Longroad Energy CEO’su Paul Gaynor, basın bülteninde: “Bugüne kadarki en büyük güneş enerjisi projemiz olan 1000 Mile’ın Meta’nın sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasına yardımcı olacağı için gururluyuz. 1000 Mile’ın eklenmesiyle Longroad ve Meta, 1,3 GW’tan fazla projede birlikte çalışarak Meta’nın tüm operasyonel elektrik ihtiyaçlarını yeni karbon içermeyen enerjiyle karşılama iddialı hedefini desteklemeye yardımcı olacak” dedi.

Çin OpenAI için engelleme girişiminde bulundu mu?

0

OpenAI’nin eski araştırma başkan yardımcısı, ChatGPT’yi destekleyen LLM’yi yapmadan önce ilk önce Baidu’da çalışıyordu. Yapay zeka (AI) chatbot’u ChatGPT üreticisi OpenAI, AI modelleri geliştirmede küresel lider olarak kabul ediliyor. Ancak şirketin AI’sını geliştirme yaklaşımı tamamen kendine özgü olmayabilir ve Çinli şirket Baidu’da yapılan araştırmalardan ödünç alınmış olabilir, South China Morning Post (SCMP) bildirdi.

Çin OpenAI konusunda sert tutum gösterdi iddiası

AI modelleri yaklaşık on yıldır üzerinde çalışılıyor olsa da OpenAI, ChatGPT aracılığıyla yeteneklerini duyurarak bunları genel bilgi haline getirdi. O zamandan beri, ABD’deki ve dünyanın geri kalanındaki birçok şirket, belirli AI uygulamalarını çalıştırmak için büyük temel modeller oluşturmak amacıyla OpenAI’nin yaklaşımını kullandı.

Bu yaklaşımın özünde, bir AI modelini daha doğru ve etkili hale getirmek için daha büyük bir veri kümesi üzerinde eğitilmesi gerektiğini belirten “ölçekleme yasası” yer alıyor. OpenAI bunu, AI araştırma ve geliştirme çalışmalarının nasıl gerçekleştiğine dair tonu belirleyen 2020 tarihli Sinir Dili Modelleri için Ölçekleme Yasaları başlıklı makalesine dahil etti.

OpenAI makalesi, artan model parametrelerinin, eğitim verilerinin ve hesaplama kaynaklarının AI modelinin performansını iyileştiren kritik bileşenler olduğunu açıkça göstermektedir. Bu makalenin ortak yazarlarından ve şirketin eski araştırma başkan yardımcısı olan Dario Amodei, bir podcast’te bunu ilk kez Çinli bir şirket olan Baidu ile çalışırken gözlemlediğini belirtti.

2014 yılında Amodei, Baidu’da konuşma tanıma sistemleri üzerinde çalışıyordu ve ekip, modellerin artan veriler ve daha uzun eğitim süreleriyle iyileştiğini fark etti. Amodei, podcast’te ayrıca ekibin bu girdileri tam olarak ölçmemiş olmasına rağmen ekipte gayri resmi bir anlayış duygusunun belirgin olduğunu ekledi.

Baidu’nun Silikon Vadisi’ndeki muadili 2017’de bu yönde “Derin Öğrenme Ölçeklenmesi Ampirik Olarak Tahmin Edilebilir” başlıklı bir makale yayınladı ve ölçekleme olgusu kapsamlı bir şekilde tartışıldı ve konu 2019’da İnsan Düzeyinde Doğruluğun Ötesinde: Derin Öğrenmede Hesaplamalı Zorluklar başlıklı başka bir makalede yeniden ele alındı, SCMP raporuna eklendi. Open AI’nın 2020 tarihli makalesi Baidu’nun 2019 tarihli makalesine atıfta bulunuyor ancak 2017 tarihli makaleye hiç atıfta bulunmuyor. Eleştirmenler, OpenAI’dan bu çıkarımın kasıtlı olduğunu, çünkü ölçekleme yasası kavramının kökenlerine doğrudan işaret edeceğini ve fikrin OpenAI’dan geldiği izlenimini vereceğini savunuyor.

Microsoft yeni bir Surface Duo için mi çalışıyor?

0

Microsoft, Surface Duo katlanabilir akıllı telefonunun geri dönüşü üzerinde gizlice mi çalışıyor? Muhtemelen, yakın zamanda dosyalanan bir patent, katlanabilir cihazların çalışmasını sağlayan menteşeler için hala fikirler ürettiğini gösteriyor. Menteşenin alışılmadık tasarımı ve patentte gösterildiği şekilde, Microsoft’tan ve genel olarak katlanabilir cihazlardan beklediğimizden farklı hale getiriyor.

Microsoft Surface Duo iddiaları

Katlanabilir akıllı telefonların çoğu, dayanıklılığı artırmak ve kırışmayı en aza indirmek için esnek ekranın katlandığı noktada su damlası şekli oluşturduğu “su damlası” tarzı bir menteşe kullanıyor. Ancak Microsoft’un patenti bu bilindik tasarımı içermiyor gibi görünüyor. Bunun yerine, menteşe, esnek bir ekranın hareketini kolaylaştırmak için kayan ve esneyen farklı “alt montaj” bölümleri kullanıyor gibi görünüyor.

Bu, merkezi bir menteşe mekanizmasına bağlı iki ayrı ekrana sahip olan Surface Duo ve Surface Duo 2’ye farklı bir yaklaşım ve Samsung Galaxy Z Fold 6 ve OnePlus Open gibi telefonlarda görülen tek ekran sistemine daha çok benziyor. Surface Duo tasarımından daha da farklı olarak, patent, Samsung Galaxy Z Flip 6 ve Motorola Razr 2024’e benzer kompakt bir katlanabilir cihaz gibi görünen şeyin içindeki menteşeyi gösteriyor.

Patent, katlanabilir akıllı telefonların güvenilirlik sorunları nedeniyle nasıl engellendiği ve alıcıların daha kalın cihazlar yerine daha ince cihazları nasıl tercih ettiği hakkında konuşuyor. Patentli menteşesi bu iki sorunu da ele almak üzere tasarlanmış. Menteşenin dizüstü bilgisayarlar için uygun olabileceğini ima ediyor gibi görünse de ifade daha çok daha küçük cihazlarda kullanımına eğiliyor. Bu nedenle patentin amaçları doğrultusunda tüm temelleri kapsıyor olabilir.

Microsoft tarafından yapılan ilk menteşe patenti de değil, zira 2019’da dayanıklılığı artırmak için bir menteşeyi sıvı veya gazla doldurma fikri vardı. 2022’de tek bir ekranı hem içe hem de dışa doğru katlamanın mümkün olabileceği bir yöntem buldu. Bunu 2023’te tekrar ele aldı. Surface Duo 2 2022’de piyasaya sürüldü ve yazılım desteği 2024’ün sonlarında sona erdi.

Yapay zeka antik yazıtları çözebilir mi?

0

Bilgisayarlar, dijitalleştirilmiş metinleri kategorize etmek ve analiz etmek için onlarca yıldır kullanılıyor. Ancak şu anki heyecan, birbirine bağlı düğümlerin hiyerarşik katmanlarından oluşan sinir ağlarının ve özellikle birden fazla dahili katmana sahip ‘derin’ sinir ağlarının kullanımından geliyor.

Derin öğrenmeyi antik metinlere uygulama girişimleri, 2010’larda, papirüs veya palmiye yaprakları üzerindeki metinlerin dijital fotoğraflarına dayanıyordu. Görsel sinirbilimden esinlenen evrişimli sinir ağları (CNN’ler) adı verilen modeller, görüntülerden ızgara benzeri veriler yakalayabilir.

Yapay zeka antik yazıları okumak için eğitiliyor

Sinir ağları, sıkıcı görevleri hızlandırmanın ötesine geçip, insan uzmanların yapamadığı bağlantıları kurabilir mi? Yapay zekanın potansiyelini gösteren ilk büyük proje, 2017 yılında İngiltere’deki Oxford Üniversitesi’nde Thea Sommerschield’in antik tarih alanında ve Yannis Assael’in bilgisayar bilimleri alanında doktora yaptığı bir iş birliği olarak hayata geçti. Sommerschield, Sicilya’daki Yunan yazıtlarını çözmeye çalışıyordu ve Assael’e bununla ilgili zorlukları anlattı. Şu anda Londra’daki Google DeepMind’da çalışan Assael, bunun makine öğrenimi modellerinin yardımcı olabileceği türden bir zorluk olduğunu öne sürdü.

Ekim 2023’te Federica Nicolardi’nin telefonuna, araştırmasını sonsuza dek değiştirecek bir görüntü içeren bir e-posta geldi. MS 79’da Vezüv Yanardağı’nın patlamasında yanmış bir papirüs tomarının bir parçasını gösteriyordu. Kavrulmuş tomar, on sekizinci yüzyılda İtalya’nın Pompeii yakınlarındaki Herculeaneum’daki lüks bir Roma villasının kalıntılarında keşfedilen yüzlercesinden biriydi. Yüzyıllar boyunca tomarların kırılgan, karbonize katmanlarını ayırma girişimleri birçoğunu parçalara ayırdı ve bilim insanları geri kalanının asla açılamayacağını kabul etmek zorunda kaldılar.

İtalya’daki Napoli Üniversitesi’nde papirüs uzmanı olan Nicolardi, okunamayanı okumak için yapay zeka (YZ) kullanma çabasına dahil edilmişti. Şimdi son sonuçlar gelmişti. Görüntüde, daha koyu bir arka plana karşı parlak bir şekilde parlayan, düzgün Yunanca harflerle dolu bir papirüs şeridi görülüyordu. Yazı açıkça okunabiliyordu, birkaç satır derinliğindeydi ve neredeyse beş sütuna yayılmıştı. Nicolardi, “İnanılmazdı, yani bu gerçekten oluyor,’ diye düşündüm” diyor. O anda papirolojinin bir daha asla aynı olmayacağını biliyordu.

Vesuvius Challenge adlı bu proje, bankacılıktan tıbbi araştırmalara kadar modern yaşamın her alanında devrim yaratan gelişmiş yapay zekanın antik dünyayı nasıl gördüğümüzü yeniden şekillendirmeye hazır olduğunun sadece bir örneğidir. Yapay sinir ağları, Yunanca ve Latince’nin klasik destekçilerinden Çin’in Oracle Bone Script’ine, sığır kemikleri ve kaplumbağa kabukları üzerine yazılmış antik kehanet metinlerine kadar antik metinleri çözmek için kullanılıyor. İnsanların okuyamayacağı kadar geniş arşivleri anlamlandırıyor, eksik ve okunamayan karakterleri dolduruyor ve neredeyse hiçbir izi kalmayan nadir ve kayıp dilleri çözüyorlar.

Sonuçlar, bilim insanlarına yüzyıllardır sahip olduklarından daha fazla veri sunarak yeni metinler selini vaat ediyor. Ancak hepsi bu değil. Yapay zeka araçları daha fazla dili tanıyabildiği ve herhangi bir kişinin bilebileceğinden daha fazla bilgi depolayabildiği ve metinlerdeki istatistiksel kalıpları kendileri keşfedebildiği için, bu teknolojiler antik kaynakları keşfetmek için temelde yeni bir yol vaat ediyor. Nicolardi, bunun “sadece cevaplamak istediğimiz soruları değil”, “sorabileceğimiz soruları da” dönüştürebileceğini söylüyor.

DJI şarj sorununu güç istasyonları ile çözmek istiyor

0

DJI, dev taşınabilir pilleri için sessiz sedasız güçlü yeni bir araç şarj cihazı tanıttı. 299 dolarlık Power 1kW Süper Hızlı Araç Şarj Cihazı, motor çalışırken aracınızın alternatöründen şirketin genişleyen güç istasyonları serisini 1000W’a kadar şarj edebilir.

DJI güç istasyonları

Bu yeni kendin yap alternatör şarj cihazları sınıfı, en popüler güneş jeneratörleri ve enerji santralleri üreticilerinin DC-DC şarj cihazlarını benimsemesiyle birlikte bir an yaşıyor. Power 1kW aracınızın içine monte edildikten ve birlikte verilen 5m sigortalı kabloyla aracın aküsüne bağlandıktan sonra,  yakın zamanda incelediğim dongle-happy DJI Power 1000 güç istasyonunun tescilli SDC portuna bağlanır. Ayrıca, 11kWh’ye kadar istiflenebilir depolama kapasitesi için SDC kablolarıyla papatya zinciri halinde bağlandığında DJI’nin 2048Wh Power 2000 Genişletme Pillerini de şarj edecektir. Power 1kW ayrıca, akü boşalmasını önlemek için aracınızın aküsünü ters şarj edecek şekilde yapılandırılabilir.

Tam güçte DJI Power 1kW Süper Hızlı Araç Şarj Cihazı, Power 1000’in 1024Wh pilini sadece bir saatten biraz fazla bir sürüşte şarj edebilir. Ancak, kutudan çıkar çıkmaz Power 1kW 500W şarj çıkışına sabitlenmiştir. 1000W’a ulaşmak için başka bir dongle satın almanız gerekir.

DJI’nin duyurusu geçen yaz aylarındaki 800W EcoFlow Alternatör Şarj Cihazı’nın  ve sonbaharda duyurulan yeni  560W Bluetti AC500’ün gelişini takip ediyor. EcoFlow’un şarj cihazı, DJI’ninki gibi, kendi dev pillerini şarj etmek için en uygun hale getiren özel bir konektör kullanıyor, oysa Bluetti AC500, neredeyse her üreticinin güneş jeneratörlerini ve güç istasyonlarını şarj edebiliyor. Ancak DJI’nin yarı oranında. Elbette, tüm bunlar aracınızın amperleri koruyabilen yüksek kapasiteli bir alternatörle donatılmış olduğunu varsayıyor.

Genç Başarı, yapay zeka alanında eğitim ve istihdam olanakları sunuyor!

Genç Başarı Eğitim Vakfı ve JA Europe’un ortaklaşa hayata geçirdiği ve beş farklı ülkede uygulanan “İş Yaşamında Eşit Fırsatlar” programı, gençlere hem eğitim hem de istihdam olanakları sunmayı amaçlayan kapsamlı bir projedir. Bu program, yapay zeka alanında kariyer hedefleyen gençlerin sosyal ve teknik becerilerini geliştirmelerine olanak tanırken, aynı zamanda iş dünyasıyla daha yakından etkileşim kurarak kariyer fırsatlarına erişimlerini kolaylaştırmayı hedeflemektedir.

Genç Başarı, yapay zeka alanında eğitim ve istihdam olanakları sunacak

Romanya, Hollanda, Yunanistan, İspanya ve Türkiye’den katılımcılarla yürütülen bu program özellikle 14-24 yaş arası gençlere odaklanmakta ve onların işgücü piyasasında daha güçlü bir yer edinmelerine katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. Programın temel hedefleri arasında gençlerin sosyal ve teknik yetkinliklerini artırmak, teknoloji kullanımını iş yaşamında etkinleştirmek, genç istihdamını destekleyecek politikalar geliştirmek ve gençlerin iş dünyasıyla güçlü bağlar kurmasını sağlamak yer almaktadır. Proje kapsamında gençler, 30 saatlik yoğun bir yapay zeka eğitimine katılarak hem bu alandaki teorik bilgilerini pekiştirme hem de seçilen katılımcılar için sunulan staj imkanları sayesinde sektörel deneyim kazanma fırsatına sahip olacaklar.

Genç Başarı, yapay zeka alanında eğitim ve istihdam olanakları sunacak.

Genç Başarı Eğitim Vakfı Genel Müdürü Seçil Yıldırım Çelebi, yapay zeka konusunda kariyer planları yapan gençleri bu programa katılmaya davet ederek, projenin sunduğu eğitim ve staj olanaklarının kariyer başlangıçlarında önemli bir rol oynayacağını ifade etti. Toplam 1000 genç ve 100 işletmenin katılımıyla şekillenen proje kapsamında yapılan araştırmalar, iş hayatında gençlerin karşılaştığı zorluklara dikkat çekti.

Gençlerin iş arama sürecinde en sık karşılaştıkları problemler arasında deneyim eksikliği (%42), bağlantı yetersizliği (%36), yüksek rekabet ortamı (%33), yabancı dil seviyesindeki eksiklikler (%30), iş bulma yöntemleri konusundaki bilgi eksikliği (%23) ve eğitim seviyesi sorunları (%5) öne çıktı. Bu sorunlara çözüm sunmayı hedefleyen program, gençlere hem bilgi hem de deneyim anlamında destek olmayı amaçlıyor.

Hazır yemek servisi girişimi Calo 25 milyon dolar topladı

0

Calo, hazır yemek servisini Orta Doğu’nun ötesine taşımak için 25 milyon dolar topladı. Kişiselleştirilmiş hazır yemekler üzerine kurulu bir işletme, hem zamanı kısıtlı müşterilerine neler sunabileceğini hem de sadece ısıtılıp yenilebilen yemeklerin giderek artan yelpazesini teslim ettiği yerleri genişletmek için Orta Doğulu girişim Calo’ya önemli miktarda yatırım yaptı.

Hazır yemek servisi girişimi Calo büyümeye devam ediyor

MarkNtel Advisors’ın geçen yıl yayınladığı bir rapora göre, Orta Doğu’daki yemek dağıtım pazarı 2030 yılına kadar 11,2 milyar dolara ulaşacak. Careem, Deliveroo ve Talabat gibi yiyecek toplayıcıları, büyük ölçüde COVID-19 salgını tarafından körüklenen, yemeklerini kendileri yapmak yerine yemek siparişi veren meşgul profesyonellerin alışkanlıklarına güvenerek büyük işletmeler kurdular.

Riyad merkezli Calo girişim; kilo kaybı, yüksek protein alımı veya dengeli öğünler gibi özel segmentlere yönelik özelleştirilmiş yemek abonelikleri sunarak kendini farklılaştırıyor. Şirket, yalnızca yemeklerinin ne zaman ulaşacağını değil, ne yediklerini de önemseyen müşterileri hedefliyor.

Girişim, kas kütlesi kazanmak isteyenlere veya diyabet, IBS (İrritabl bağırsak sendromu) veya PCOS (polikistik over sendromu) hastalarına yönelik yemekler gibi daha kişiselleştirilmiş segmentlere ve yiyecek ihtiyaçlarına hitap etmek için yemek özelleştirmesine daha fazla yönelmeyi planlıyor. Calo’nun öncülü, bu kategorilere giren kişilerin rahatlık ihtiyaçlarını karşılayan yiyecek özelleştirme özellikleri için prim ödeyecekleridir.

Şirket, doğru yolda olduğundan o kadar emin ki, önümüzdeki yıl Orta Doğu dışındaki varlığını genişletmek ve küreselleşme hedefleri doğrultusunda İngiltere’de ismi açıklanmayan bir gıda girişimini satın alma sürecinde.Calo, yeni büyüme vektörlerini finanse etmek için, Khwarizm Ventures ve STV’nin katılımıyla Nuwa Capital liderliğinde Seri B finansmanında 25 milyon dolar topladı. Dikkat çekici olan, tüm bu yatırımcıların geri dönen yatırımcılar olması.