Google, Pixel 8 parçalarını yedi yıl stoklama sözü verdi!

0

Google, artık Pixel 8 ve Pixel 8 Pro için yalnızca yedi yıllık yükseltme sözü vermiyor; şirket aynı zamanda yedi yıl boyunca yedek parça stoklayacağını da söylüyor.

Google’ın ürün yönetimi direktörü Soniya Jobanputra, verdiği bir demeçte “Parçalar yedi yıl boyunca mevcut olacak. Bu, taahhüdümüzün bir parçası.” dedi. “Donanımı bu kadar uzun süre canlı tutabilmen için parçalarımızı kullanıma sunmamız gerekiyor.”

Google, bu parçaları kullanımınıza sunacağını özel olarak söylememiş olsa da, aksini hayal etmek zaten zor. iFixit artık yalnızca Google’ın onayı ve desteğiyle (Pixel Fold’un 900 dolarlık ekranı da dahil olmak üzere) her modern Pixel telefon için onarım parçaları satmakla kalmıyor, aynı zamanda gelecek yıl Google’ın kendi arka bahçesinde de onarım hakkı neredeyse kesinlikle yasa olacak.

Şu anda Kaliforniya’nın onarım hakkı yasa tasarısını imzalamasının eşiğindeyiz. Bu yasa, şirketlerin “bir ürün modelinin veya tipinin üretildiği son tarihten itibaren” en az yedi yıl boyunca yedek parça (ayrıca alet ve belgeler) sunmasını gerektirecek. 

Yasa muhtemelen 1 Temmuz 2024’e kadar yürürlüğe girmeyecek ancak Google yine de bunun önüne geçiyor gibi görünüyor. Tasarının mevcut metni, 1 Temmuz 2021’den bu yana satılan cihazları kapsayacağını öne sürüyor.

Google şu anda Pixel Watch’u onarmak için herhangi bir yol sunmuyor. Belki de geçici Kaliforniya yasası bunu değiştirecek. Google’ın yedi yıllık yükseltme vaadi aynı zamanda 2030’a kadar “İşletim Sistemi, güvenlik ve Özellik Düşüşü güncellemelerini” de içeriyor. 

ABD’den çip üreticileri Samsung ve SK hynix’e özel istisna!

0

Güney Kore Devlet Başkanlığı Ofisi dün yaptığı bir açıklamada Samsung ve SK hynix firmalarına özel bir istisna tanınması için ABD yönetimiyle mutabakata vardıklarını duyurdu. Bu istisna sayesinde çip üretiminde önemli pay sahibi olan iki firma, Çin’deki çip üretim faaliyetlerini kesintisiz olarak devam ettirebilecekler. ABD yönetimi, çip firmalarının Çin’deki yatırımlarından son derece rahatsız ve bu konuda çeşitli yaptırımlar uygulayacağını duyurmuştu.

Washington yönetimi, son dönemde gerek yapay zeka uygulamaları gerekse de akıllı cihaz pazarındaki yükselişle birlikte Çin ile rekabetini yeni bir seviyeye çekti. Çin’in üst düzey yarı iletken üretim teknolojisine erişmesini istemeyen Biden yönetimi Ağustos ayında duyurduğu “Çip ve Bilim Yasası” düzenlemesiyle çip üreticisi firmalara 52 milyar dolardan fazla hibe vereceğini açıkladı. Buna karşın firmaların ilgili teşvik ve hibelerden yararlanabilmeleri için Çin’den uzak durmaları gerekiyor. Yarı iletken sektörünün büyük oyuncularının bu rekabette nasıl ayakta kalacakları ise merak konusu. Samsung ve SK hynix için istisna yapılacağının duyurulması bu bağlamda oldukça önemli.

Güney Kore’nin stratejik önemi

Güney Kore, ABD’nin NATO üyesi olmayan 18 büyük müttefikinden biri; bu da Asya ülkesinin en önemli iki iş koluna zarar verecek yaptırımların hassas bir konu olduğu anlamına geliyor. Güney Kore, Çin’deki yatırımlarının sekteye uğramasıyla Güney Koreli firmaların bir buhrana sürüklenmesinden endişe ediyordu. Zaten son dönemde düşen çip talebi nedeniyle zor günler geçiren Samsung için bu yeni istisna kararı adeta pansuman görevi görecek. Sektör beklentileri, dünya ekonomik görünümü iyileştikçe, yarı iletken satışlarının (GPU’lar dışındaki kitler için) yeniden artacağını ve mevcut tüm ürün kaynaklarını önemli hale geleceğini gösteriyor.

Öte yandan, bu kararın diplomatik yansımaları da olacaktır. ABD son aylarda Güney Kore ve Japonya ile daha güçlü bağlar kurarak Çin’e bölgede her şeyin kendi istediği gibi olmayacağını gösterme çabasında. ABD bir yandan Çin ile rekabet ederken bir yandan da bölgedeki varlığını güçlendirmek istiyor. Teknoloji alanında dünya piyasalarında son derece önemli bir yere sahip olan Güney Kore ve Japonya da bu satranç oyununda kilit rol üstleniyor. Samsung ve SK hynix firmalarına özel bir istisna tanınması haberinin ardından ABD borsalarında Güney Kore şirketleri yükseliş trendine girerek %1’in üzerinde değer kazandılar.

Abonesepeti, İngiltere merkezli Goldmanstartups liderliğinde 400.000 dolar yatırım aldı

Abonelikleri başlatma, yönetme, sonlandırma ve daha fazlasını yapmanıza yardımcı olan abonelik yönetim uygulaması olan Abonesepeti, İngiltere merkezli  Goldmanstartups liderliğinde Keiretsu Forum Türkiye ve ŞirketOrtağım Melek Yatırım Ağı yatırımcılarının katılımı ile 400.000 Dolar yatırım aldı.

Abonesepeti, İngiltere merkezli Goldmanstartups liderliğinde 400.000 dolar yatırım aldı

Bugün 250 binin üzerinde kullanıcısı olan Abonesepeti ilk hizmet başlangıcından abonelik iptal sürecine kadar tüm aboneliklerinizi tek bir yerden planlayıp, izleyip, optimize ederek zamandan ve paradan tasarruf etmenizi sağlamaktadır.

Doğru abonelik başlatmak için karşılaştırma yapabilir, faturalarınızı ödeyebilir, evinizin daskını aracınızın kaskosunu yapabileceğiniz gibi, hızlıca araç kiralama da yapabilirsiniz. Ayrıca kullanmadığınız aboneliğinizi Abonesepeti kolay iptal servisini kullanarak kolayca iptal edebilirsiniz.

Hedef 2024 içinde 2 milyon üzerinde kullanıcıya ulaşmak

Son 5 yılda abonelik ekonomisi %350 üzerinde büyüdü ve gelecek 2 yılda %100 daha büyüyerek 500 milyon dolar büyüklüğe ulaşması beklenmektedir. Abonesepeti, bugün mobil, internet, TV, güvenlik gibi 12 farklı kategoride 30’dan fazla marka ile eş zamanlı çalışıyor. 34 bin ile başladığı müşteri sayısı bugün 250 bin olan uygulama, 2024 yılı içinde uygulamaları ve banka anlaşmaları ile birlikte 2 milyonun üzerinde kullanıcı hedefliyor.

Deniz Okumuş tarafından kurulan Abonesepeti’ne 2017 yılında  Müjgan Aydın ve 2019 yılında ise Serkan Türkoğlu kurucu ortak olarak ekibe dahil oldu. Abonesepeti’nin kurucu ortağı Deniz Okumuş, “Yurtiçinde hizmet veren tek platform olduklarını belirterek, tüm aboneliklerini tek bir uygulamada başlatabilir, yönetebilir ve herhangi bir prosedüre gerek kalmadan kolayca sonlandırabilirsiniz.

Böylelikle abonelik sürelerinizi, aylık ve yıllık abonelik giderlerinizi takip edebilir ve düzenli kontrol altında tutarak abonelik dağınıklığına son verebilirsiniz. Şu an IOS, Android, WebApp üzerinden hizmet sağlıyoruz. Bu ay itibariyle 12M+ İşbank İşcep kullanıcısı Abonesepeti’ni İşbank Mobil Bankacılık uygulaması içerisinde kullanmaya başlayacak” dedi. 

Okumuş, şöyle devam etti:

2017 yılında ŞirketOrtağım Melek Yatırım Ağı’ından 1M$ Değerleme ile tohum öncesi yatırım aldık. 2021 yılı son çeyrekte ise Keiretsu Forum Melek Yatırım Ağı’ndan 2M$ Değerleme ile tohum yatırım alarak Abonesepeti’ini bir karşılaştırma platformundan bir abonelik yönetim uygulamasına pivot etmiştik.

Bugün Goldmanstartups liderliğinde, Keiretsu Forum Türkiye ve ŞirketOrtağım Melek Yatırım Ağı’nın katılımı ile 400.000 Dolar yatırım aldık. Bu yatırımla birlikte, kullanıcılarımıza daha iyi hizmet sunmak için odaklanacağımız konu, abonelik hizmet başlangıcından, iptal sürecine kadar tüm abonelik işlemlerinin dijitalde uçtan uca tamamlamalarını sağlamak olacaktır. Bu doğrultuda, abonelik hizmeti sunan bütün kurumlar ile eşzamanlı çalışacak sistemlerimizi kusursuz bir hale getireceğiz.

Visainnovationprogram’a dahil olduk ve yakın gelecekte Abonesepeti Cüzdanı canlıya almış olacağız. Böylelikle Abonesepeti sadece aboneliklerimizi değil, abonelik bütçelerinizi de yöneteceğiniz bir fintech app’e dönüşecektir. Gelecekte pazar büyüklüğü 1 Trilyon $’ın üzerinde olan Fintech pazarında global bir oyuncu olmayı hedeflemekteyiz.”

X (Twitter) savaşta büyük bir dezenformasyon kaynağı!

0

Hamas’ın bu hafta sonu İsrail’e düzenlediği ölümcül saldırıların ve İsrail ordusunun gerçekleştirdiği saldırıların ardından gazeteciler, araştırmacılar, açık kaynak istihbarat (OSINT) uzmanları ve doğruluk kontrol uzmanları, sahadaki insanlar tarafından internette paylaşılan ham video görüntülerini ve fotoğrafları doğrulamak için çaba sarf ediyor. Ancak çatışma hakkında bilgi almak isteyen X (eski adıyla Twitter) kullanıcıları bir dezenformasyon seliyle karşı karşıya kaldı.

Dünyadaki tüm büyük olaylara artık neredeyse anında, algı oluşturmak ve anlatıyı kontrol etmeyi amaçlayan bir dezenformasyon tufanı eşlik ederken, İsrail-Hamas çatışması hakkında yaşanan dezenformasyonun ölçeği ve hızı ise daha önce görülmemişti.

Örneğin internette Intel Crab olarak bilinen OSINT araştırmacısı Justin Peden, X’te “Birçok nedenden ötürü, bu şimdiye kadar bir krizi haberleştirirken yaşadığım en zor zaman,” diye yazdı ve ekledi: “Güvenilir bağlantılar artık fotoğraflardan ibaret. Sahadaki haber kaynakları pahalı bir mavi onay işareti olmadan kitlelere ulaşmak için mücadele ediyor. Filistin’de ya da İsrail’in güneyinde yaşayan insanları bulmak inanılmaz derecede zorlaşıyor. Onların ön bilgilerini bulmak, videolarını ve fotoğraflarını paylaşmak inanılmaz derecede zor. Sahada, ön kaynakların, özellikle de İngilizce bilmeyenlerin, ki bu bölgedeki kullanıcıların büyük bir çoğunluğunu oluşturuyor, bilgi akışına pek de yardımcı olamadıkları bu mükemmel fırtınaya sahipsiniz”

Peden 2021’de Gazze’deki gerilimi haberleştirdiğinde, akışında gördüğü kaynaklar sahadaki insanlardan ya da güvenilir haber ajanslarından geliyordu. Bu hafta sonu, X’te doğrulanmış içerik veya birincil kaynak bulmanın neredeyse imkansız olduğunu söylüyor. Bunun en önemli sebeplerinden birisi ise Elon Musk tarafından başlatılan yeni abonelik sistemi ve para karşılığı mavi tik aboneliği satılması. Eskiden mavi tik almış hesaplar, güvenilirliği teyit edilmiş ve kamuoyunun tanıdığı hesaplar iken artık aylık 8 dolar karşılığında herkes mavi tik alabiliyor. Bu da başta haberciler olmak üzere herkesin doğrulanabilir bilgi kaynaklarına erişimini neredeyse imkansız hale getiriyor.

Musk dezenformasyonu bizzat yayıyor

Elon Musk’ın sahibi olduğu X örneğin kullanıcılarına doğrulanmış ve gerçekliği kontrol edilmiş bilgiler göstermek yerine, Hamas saldırısı görüntüsü olarak sunulan video oyunu görüntüleri ve İsrail’in Hamas’a yönelik saldırıları olarak sunulan Cezayir’deki havai fişek kutlamalarının görüntülerini verdi. Futbol süperstarı Ronaldo’nun Filistin bayrağını tuttuğu sahte fotoğraflar ve Suriye iç savaşından kalma üç yıllık bir video da sanki bu hafta sonu çekilmiş gibi gösterildi.

Sonuç olarak Peden, kendisinin ve OSINT araştırmacı arkadaşlarının zamanlarını çatışmadan gerçek görüntüleri doğrulamak ve paylaşmak yerine yıllanmış içerikleri çürütmek için harcamak zorunda kaldıklarını söylüyor. Üstelik bu video ve görüntülerin birçoğu yüz binlerce kez görüntülenmiş ve etkileşim almış durumda.

Üstelik X’in hızla bir dezenformasyon kaynağına dönüştüğü yönündeki AB tespitlerine rağmen, platformun sahibi Musk, dezenformasyon yaymaya bizzat devam ediyor. Elon Musk Pazar sabahı 150 milyon takipçisine gönderdiği bir mesajda “Savaşı gerçek zamanlı olarak takip etmek için @WarMonitors & @sentdefender iyidir” diye yazdı. Musk’ın atıfta bulunduğu her iki hesap da dezenformasyon yayıcıları olarak biliniyor. Örneğin, her iki hesap da Mayıs ayında Beyaz Saray yakınlarında bir patlama olduğu yalanını yaymış ve bu haber çürütülmeden önce ABD borsasının kısa bir süre düşmesine neden olmuştu.

Unity CEO’su apar topar emekliye ayrıldı!

Unity basın bültenindeKurul, kalıcı bir CEO belirlemek için lider bir yönetici arama firmasının yardımıyla kapsamlı bir arama süreci başlatacak.” ifadesine yer veriliyor ve James Whitehurst’ün geçici CEO, başkan ve yönetim kurulu üyesi olarak devreye gireceği belirtiliyor. “Bay Riccitiello, Unity’ye sorunsuz bir geçiş sağlanması konusunda tavsiyelerde bulunmaya devam edecek.”

Unity’nin yeni geçici CEO’sunun dışarıdan biri olması dikkat çekici: Whitehurst, Unity’nin yaklaşık yüzde 9’una sahip olan özel sermaye şirketi Silver Lake’te danışman. Ayrıca, Linux’un belirli bir çeşidiyle tanınan bir IBM yan kuruluşu olan Red Hat’in CEO’su olarak da 12 yıl geçirdi.

Basın bülteninde bundan hiç bahsedilmese de bu durum, Unity’nin yeni bir fiyatlandırma modeli sunması ve Hizmet Şartlarını geriye dönük olarak değiştirmesi ve bu süreçte birçok oyun geliştiricisinin güvenini kırmasının ardından oyun endüstrisindeki dev bir tartışmanın ortasında gerçekleşiyor.

Bazıları, Unity’nin oyunları her kurulduğunda almayı planladığı ücretler nedeniyle Unity’yi bir daha asla kullanmamakla, hatta bir sonraki oyunlarını geliştirmenin ortasında yeni bir platforma geçmekle tehdit etti.

Oyun geliştiricileri, değişiklikler yürürlüğe girdiğinde büyük faturalarla karşılaşabilecekleri korkusunun yanı sıra, kötü niyetli aktörlerin, oyunlarını tekrar tekrar indirip yeniden indirerek marjinalleştirilmiş geliştiricileri protesto etmek için bir araya gelebileceklerine dikkat çekti. Unity’nin Hizmet Koşullarını GitHub’dan kaldırdığını ve geliştiricilerin oradaki değişiklikleri kolayca takip etmesini engellediğini görmekten de pek memnun olmadılar.

Unity o zamandan beri fiyatlandırma planını değiştirdi; artık geliştiricilerin “etkileşime” dayalı olarak ödeme yapmamayı tercih etmeleri halinde oyun gelirinin yüzde 2,5’i kadar sabit bir ödeme yapmalarına izin verecek.

Geçmişte para kazanmayla ilgili tartışmalı açıklamalar ve kararlar verdiği göz önüne alındığında, birçok kişi felaketle sonuçlanan fiyat değişiklikleri nedeniyle kişisel olarak Riccitiello’yu işaret etti

Unity çalışma süresi ücreti

Unity’nin büyümesinden bir ölçüde Riccitiello’nun da sorumlu olduğu neredeyse kesin. Şirketi dokuz yıl boyunca ( şirketin 2020’deki halka arz başvurusuna göre) dünyanın en iyi oyunlarının yarısının bu motor kullanılarak oluşturulduğu bir döneme, yani varlığının neredeyse yarısına kadar yönetti. Ancak şirket her yıl yüz milyonlarca dolar kaybederek hiçbir zaman kar elde edemedi. 

Belki de Unity sonunda, diğer pek çok kişi gibi, artık borç almak daha zor olduğu için kadranı kâra çevirmek zorunda kaldığını hissetmişti. Muhtemel olarak yeni CEO bunun yerine maliyet düşürmeye yönelecektir.

25 Eylül’de Unity’den Marc Whitten fiyatlandırma olayı nedeniyle defalarca özür diledi ve “güveninizi kazanmak için elimizden geldiğince sıkı çalışmaya devam ettiğimizden emin olmaya kararlı olduğunu” söyledi ancak bazı geliştiriciler bunu yapmamaya karar verdi.

Unity, üçüncü çeyrek sonuçlarını 9 Kasım Perşembe günü açıklayacağını ve 14:00 PT web yayınının şirketin geçici CEO’su için paniği gidermeye başlaması için bir şans olabileceğini söyledi.

X, yalnızca doğrulanmış hesapların yorumlarına izin veren bir özellik duyurdu!

Elon Musk yönetimindeki X (eski adıyla Twitter) platformundaki son gelişme ile kullanıcılar artık doğrulanmamış hesapların gönderilerine yanıt vermesini engelleyebilecek.

Bu değişiklik, Musk’ın Twitter Blue için ücretli doğrulamayı başlatmasından yaklaşık 11 ay sonra geldi; mavi onay işaretli etiketler, ayda 7,99 dolardan ayrılmaya istekli kişilere paylaştırıldı. 

Bu aynı zamanda hizmet için ödeme yapmayanların yanlış bilgileri çürütmesinin daha zor olabileceği anlamına da geliyor; araştırmacıların bildirdiğine göre bu durum artmaya devam ediyor.

Yanıtların ödeme, telefon numarası ve hatta resmi kimlik bilgileri ile doğrulanan hesaplarla sınırlandırılmasının tacizi, trollemeyi ve yanlış bilgilendirmeyi azaltabileceği yönünde bir iddia var.

X zaten doğrulanmış hesaplardan gelen yanıtlara öncelik verdiğinden, ücretli onay işareti posterlerinin doldurduğu ileti dizilerinin kalitesini değerlendirmek kolay. X’in, özelliğin kullanılabilirliğini duyuran gönderisine “Yanıt veren Dave”den gelen bir yanıt, neşeyle buna “kazanmak için öde modu” adını verdi.

Ücret odaklı hamleler nereye kadar gidecek?

Musk satın almadan önce Twitter, fikir özgürlüğünü öne çıkaran ve tüm kullanıcıların herhangi bir maddi ayrım gözetmeden eşit şartlarda fikirlerini savunabileceği bir platformdu. Twitter’ı parlatan da hep bu yanı olmuştu.

Ancak bugün karşı karşıya kaldığımız X, ücretli aboneliklere birkaç güzel özellik sunmak bir yana; para vermeden fikir beyan edilemeyecek bir noktaya geliyor. Geçtiğimiz günlerde X CEO’su verdiği bir demeçte Musk’ın alımından beri düşüşe geçen kullanıcı sayısını en net istatistikleri ile vermişti.

Tüm bunlar bilinirken platform yine de maddiyatçı politikasından bir adım bile sapmadı. Bunun nereye varabileceğini yakında daha iyi göreceğiz.

Türkiye Girişim Ekosistemi 2023 3. Çeyreği performansı açıklandı

Startups.watch düzenlediği çeyrek etkinlik ile 2023 3. Çeyreğine ait istatistikleri paylaştı. 2023’ün ilk dokuz ayında, tohum, erken ve sonraki aşamalarda 219 yatırım turunda 154 milyon dolar yatırım yapıldı. 2023’ün ilk dokuz ayında yatırım sayısı ve yatırım miktarı pandemi öncesi seviyelerin üzerindeyken, pandemi dönemindeki rakamların çok altında kaldı.

Türkiye Girişim Ekosistemi 2023 3. Çeyreği performansının açıklandığı Startups.watch etkinliğinde Startups.watch CEO’su Serkan Ünal ile Türkiye Girişim Ekosisteminin performansını değerlendirdik.

Üçüncü çeyrekteki yatırım miktarı bir önceki çeyreğe kıyasla %47 oranında düştü. Üçüncü çeyrekte 74 yatırım turunda 32 milyon dolar yatırım yapıldı. Üçüncü çeyrekte yapılan yatırım tutarı son 13 çeyreğin en düşüğü oldu. Üst üste yedinci çeyrekte de yatırım miktarı düştü.

2023 yılının 3. çeyreğinde Türkiye, Avrupa ve MENA bölgesinde en fazla tohum aşaması yatırımı yapılan ülkeler arasında İngiltere, Almanya ve Fransa’nın ardından 4. sırada yer aldı.

Yatırım miktarı olarak bakıldığında; SaaS, Yapay Zeka, Oyun, Retailtech ve Enerji 2023’ün dokuz ayının en çok yatırım alan konuları oldu. Yatırım adedi olarak bakıldığında; Oyun, Yapay Zeka, SaaS, Enerji ve Fintech 2023’ün dokuz ayının en çok yatırım alan konuları oldu.

2023’ün ilk dokuz ayında neredeyse her 2 yatırımdan birinin yatırımcıları arasında GSYF yer aldı.

Kuruluşuna izin verilen paya dayalı kitle fonlaması platformlarının sayısı 21’e ulaştı. Bunlardan 9’u aktif olarak kampanyalar yaptı. 2023’ün ilk 9 ayında girişimler 44 kampanya aracılığıyla 16 milyon dolar topladı. Girişimler, 2023’ün ilk dokuz ayında kitlesel fonlama platformları aracılığıyla ortalama 363 bin dolar yatırım topladı. Bu tutar geçen yılın ortalamasının %58 üzerine çıktı.

2023’ün ilk dokuz ayında yabancı yatırımcılar melek ve VC yatırımlarının %10‘una katıldı. Bu oran son 6 yılın en düşük seviyesi olması yurt dışı kaynaklı finansman bulmanın ne kadar zorlaştının en büyük göstergesi oldu.

2023’ün 3. çeyreğinde Martı’nın SPAC yöntemiyle halka arzı, E-Bebek‘in halka arzı, Param ve Papara‘nın yurtdışındaki satın almaları dikkat çekti. Türk girişimlerinin hem yerel pazarda hem de yurt dışında girişim satın alma iştahının artması, Türk girişim ekosisteminin artık farklı bir seviyede olduğunun kanıtıdır.

Etkinlikte Param ve Colendi ise önümüzdeki dönemde unicorn olma ihtimali olan girişimler olarak lanse edildi.

Türkiye Girişim Ekosistemi 2023 3. Çeyreği performansı raporuna buradan ulaşabilirsiniz.

ABD’nin yeni hedefi Lenovo!

0

ABD, Çin’e karşı sıkı baskılarını artırarak, teknoloji sektörünün önemli bir oyuncusu olan Lenovo’yu hedef alıyor. Çin kökenli teknoloji şirketleri üzerindeki denetimlerini sıkılaştırmayı ve daha sert yaptırımlar uygulamayı planlayan ABD hükümeti, Lenovo’yu gözüne kestirdi.

ABD Temsilciler Meclisi Seçim Komitesi üyeleri, Lenovo’yu Huawei ve ZTE gibi Çin merkezli şirketlerle karşılaştırarak, ABD Silahlı Kuvvetlerine hizmet eden Navy Exchange’ten (NEX) Lenovo ürünlerinin satışını durdurulması çağrısında bulundu. NEX, askeri personel ve ailelerine hizmet veren bir perakende zinciri olarak bilinir.

Komitenin iddiasına göre, Lenovo ile Çin hükümeti arasında ulusal güvenliği tehlikeye atabilecek bağlantılar bulunuyor. Bu nedenle Lenovo ürünlerinin ABD kamu görevlilerine satışının durdurulması gerektiği öne sürülüyor. Mektup, Wisconsin’den Kongre üyesi Mike Gallagher tarafından imzalandı.

NEX’e gönderilen mektupta, Lenovo ürünlerinin Amerikan askeri personeline satılmaması ve bu ürünlerin vergisiz satış veya indirimlerle teşvik edilmemesi gerektiği belirtiliyor. Ayrıca Lenovo’nun Çin Halk Kurtuluş Ordusu ve Çin Bilimler Akademisi ile bağlantılı olduğu iddia ediliyor.

Lenovo, suçlamaları hemen yanıtladı. Şirketin sözcüsü, “Lenovo, hiçbir şekilde Çin ordusuyla bağlantılı değildir, Çin Hükümeti veya Çin Komünist Partisi tarafından finanse edilmemekte veya kontrol edilmemektedir. Ayrıca, Çin devleti tarafından yürütülen siber casusluk kampanyalarına katılmamakta veya bu tür ilişkilere sahip olmamaktadır” açıklamasında bulundu.

ABD’nin Lenovo’ya yönelik bu yeni hamlesi, Çin kökenli teknoloji şirketlerine karşı artan baskının bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Lenovo’nun ABD pazarındaki geleceği ve varlığı, bu gelişmelerin nasıl etkileyeceği konusunda büyük bir soru işareti olarak duruyor. Olayların seyri, yakın gelecekte netleşecektir

Nissan üretime yapay zeka desteği getiriyor

Otomobil endüstrisinin önde gelen isimlerinden biri olan Nissan, katı hal bataryaları gibi önemli teknolojilerin geliştirilmesinde yapay zekanın gücünden yararlanacak. Şirket, Silikon Vadisi’nde bulunan ofislerinde otomotiv malzemeleri üzerindeki araştırmalarını hızlandırmak için yapay zekayı kullanmaya başladı. Bu yenilikçi yaklaşım sayesinde, malzeme araştırmaları ve testleri çok daha hızlı bir şekilde gerçekleştirilebiliyor.

Nissan’ın yaptığı açıklamaya göre, otomobil parçaları için yeni malzemelerin geliştirilmesi ve test edilmesi, geçmişte 20 yıl süren bir süreçti. Ancak şimdi yapay zeka simülasyonları, bu süreci sadece iki yıla indiriyor. Bu da demek oluyor ki, malzeme özellikleri, mukavemet, sıcaklık hassasiyeti, iletkenlik gibi önemli faktörler hızlı bir şekilde tahmin edilebiliyor.

Yapay zekanın rolü: Nissan’ın kullandığı yapay zeka, milyonlarca otomotiv malzemesini simüle edebilme yeteneğine sahip. Makine öğrenimi kullanılarak, bu malzemelerin özellikleri hızla analiz edilebiliyor. Ancak bu süreçte insan mühendisler hala büyük bir rol oynamaktadır. Yapay zeka, en iyi adayları seçmek ve veriyi işlemek konusunda yardımcı olurken, son kararı verme ve malzemeleri fiziksel olarak test etme görevi mühendislerin üzerindedir.

Nissan’ın bu teknolojiyi kullanarak hızlandırdığı bir alan da elektrikli otomobiller için katı hal bataryaların geliştirilmesidir. Şirket, bu teknolojiyi 2028 yılına kadar pazara sunmayı hedefliyor. Bu, elektrikli araçların daha verimli ve güçlü bataryalar kullanarak daha fazla menzil ve performans elde etmelerine olanak tanıyacak.

Nissan’ın yapay zeka tabanlı malzeme araştırmaları, otomobil endüstrisindeki inovasyonun hızını artırıyor. Bu gelişmelerle birlikte, daha dayanıklı, verimli ve çevre dostu otomobillerin üretimi daha da yaklaşıyor. Yapay zeka, otomobil sektöründe malzeme geliştirmenin geleceğini şekillendiriyor.

Yeni Tesla yazılım güncellemesi net ve güvenli sürüş vaat ediyor

Tesla, sürüş deneyimini daha güvenli ve keyifli hale getirmek için son yazılım güncellemesi olan 2023.32’yi duyurdu. Bu güncelleme, araç kameralarının görüntü kalitesini önemli ölçüde artırarak sürücülere daha net ve ayrıntılı bir görüş sunmayı amaçlıyor.

Özellikle geri vites ve yan görüş kameraları, güncellemenin merkezinde bulunuyor. Geri kamera görüntüsündeki dikkat dağıtıcı unsurları en aza indirmek için video akışının bazı bölümleri özenle kırpılıyor. Bu, sürücülerin park, manevra ve geri geri gitme işlemlerini daha güvenli bir şekilde gerçekleştirmelerine olanak tanıyor.

Bununla birlikte, bazı sürücüler, araçlarının arkasındaki bagaj ve tampon bölümlerinin görüntüden kaldırıldığını fark edebilirler. Ancak, Tesla, sürücülerin bu unsurların nerede olduğunu hala net bir şekilde görmelerini sağlamak için özel geliştirmeler eklemiş.

Bu güncelleme, sadece sürüş güvenliğini artırmakla kalmıyor, aynı zamanda Otopilot Görselleştirmeleri ve gösterge panelindeki ses seviyesi göstergesi gibi diğer önemli özellikleri de içeriyor. Bu sayede sürücüler, araçlarının performansını ve konforunu sürekli olarak iyileştirebilirler.

Tesla yazılım

Tesla sahipleri için bu tür yazılım güncellemeleri, araçlarını zaman içinde daha da akıllı hale getirme fırsatı sunuyor. Bu gelişmeler, otomobil endüstrisindeki teknolojik ilerlemenin bir örneği olarak öne çıkıyor ve sürüş deneyimini bir üst seviyeye taşımayı amaçlıyor.

ChatGPT mobilde gelir rekoru kırdı!

Kısa süre önce güncel verilere de erişebildiği açıklanan ve yepyeni özelliklerle donatılan yapay zeka sohbet uygulaması ChatGPT mobilde hızla güçleniyor Firma mobil uygulama kısmında Eylül ayında hem kullanıcı sayısı hem de gelir rekoru kırdı: Dünya çapında iOS ve Android uygulamalarında 15,6 milyon indirme ve yaklaşık 4,6 milyon dolar brüt gelir. Bununla birlikte pazar istihbarat firması Appfigures’ın yeni verilerine göre, gelir artışı artık yavaşlamaya başladı. Geçtiğimiz birkaç ay boyunca gelir artışı %30’un üzerinde seyrederken (Temmuz’da %31 ve Ağustos’ta %39) Eylül ayı itibariyle bu oran %20’ye düştü.

Yavaşlayan gelir artışı ChatGPT’nin, premium hizmet abone sayısında doygunluğa yaklaştığı anlamına gelebilir. ChatGPT, aylık 19,99 dolara sunduğu premium abonelik modelinde kullanıcılara daha hızlı yanıt süreleri, yoğun zamanlarda öncelikli erişim ve yeni özelliklere ve iyileştirmelere erken erişim fırsatı sunuyor.  Mobil ChatGPT Haziran ayında 2,1 milyon dolar brüt gelir getirirken, bu rakam Temmuz ayında 2,74 milyon dolara, Ağustos ayında 3,81 milyon dolara ve Eylül ayında da rekor seviye olan 4,58 milyon dolara yükseldi.

Rekora rağmen ChatGPT gelirlerde lider değil

Ancak şaşırtıcı bir şekilde ChatGPT aslında sağladığı gelir açısından en büyük yapay zeka uygulaması değil. Appfigures‘ın verilerine göre Ask AI adlı bir rakip, ChatGPT mobilin kullanıma sunulduğu Mayıs ayında 6,48 milyon dolar olan gelirini Ağustos ayında 6,55 milyon dolara yükselterek yoğun reklam harcamaları sayesinde daha fazla kazanıyor. Eylül ayında bu rakam biraz düşerek 5,51 milyon dolara gerilese de bu rakam hala ChatGPT tarafından elde edilen gelirden daha büyük. Genie ve AI Chat Smith gibi diğer önemli rakiplerin ise Ask AI kadar büyümedikleri ve gelirlerinin nispeten düşük olduğu raporlanıyor.

Elbette Ask AI’nin reklam harcamaları göz önüne alındığında net gelir farklı bir hikaye olabilir. ChatGPT’ye gelince, Apple ve Google’ın uygulama içi satın alma gelirlerinden paylarını almasının ardından firma Eylül ayında yaklaşık 3,2 milyon dolar net gelir elde etti.

Appfigures’ın tahminlerine göre, ChatGPT gelir rekorunun yanı sıra Eylül ayında 15,6 milyon yükleme görerek toplam abone sayısını 52,2 milyona taşıdı. Söz konusu 15,6 milyon indirme rakamının 9 milyonu Google Play, diğer 6,6 milyonu ise App Store uygulama mağazalarından gelmiş. Bununla birlikte uygulama içi satın alma oranında App Store ezici bir üstünlüğe sahip. ABD, ChatGPT’nin gelirlerinin %60’ını oluşturan yapay zekalı sohbet robotu uygulaması için en büyük pazar konumunda.

Dağınık ağları korumak için yeni bir çözüm

0

P&S Intelligence tarafından sağlanan verilere göre, SD-WAN pazar büyüklüğü 2022 yılında 3 milyar 514 milyon dolarken 2023 yılında 30 milyar 907 milyon dolara ulaşması bekleniyor. Bu büyüme, artan bulut çözümleri, internet geniş bant bağlantılarına yönelik artan talep ve ağ çevikliği ve görünürlüğüne yönelik artan ihtiyaçtan kaynaklanıyor.

Kaspersky, bu talebi karşılamak için sorunlara karşı dayanıklı bir iş altyapısı oluşturmak ve coğrafi olarak dağıtılmış ağları güvence altına almak için tasarlanmış bir çözüm olan Kaspersky SD-WAN’ı piyasaya sürdü. Kaspersky’nin sunduğu bu çözüm, şube ofisleri olan şirketler, dağıtık konumlara sahip üretim şirketleri, uzak ev ofisler veya ATM’leri olan şirketler için eşit derecede kullanışlılık sunuyor.

Kaspersky SD-WAN, güvenilir bir dağıtılmış ağın üzerinde birleşik bir güvenlik platformu oluşturma yolunda önemli bir adıma karşılık geliyor. Kaspersky SD-WAN ile Secure Access Service Edge (SASE) de oluşturmak mümkün.

Müşteri tesisleri ekipmanı (CPE) desteği ve el değmeden hizmet

Kaspersky SD-WAN, farklı Müşteri Tesisleri Ekipmanı (CPE) türlerini destekliyor ve müşterilerin sanal cihazları çalıştırmak için kendi kaynaklarını veya Kaspersky SD-WAN Edge Service Router (KESR) serisinden önerilen modelleri kullanmalarına olanak tanıyor. Sunulan telekomünikasyon cihazı, şirkete tek bir kutu içinde çok çeşitli ağ işlevleri sağlıyor. 

Ayrıca CPE, Zero-Touch Provisioning (ZTP) ile ek yapılandırmalar olmaksızın yeni konumlara sorunsuz ve hızlı bir şekilde bağlanmayı sağlayarak yaygınlaştırma süresini dakikalara indiriyor.

Kaspersky SD-WAN, cihaz yazılımı yükseltmeleri, envanter toplama, yaşam döngüsü yönetimi ve sorun giderme gibi rutin işlemleri otomatikleştirerek tüm cihazların merkezi olarak yönetilmesini sağlıyor. Yapılandırmaları güncellerken veya değiştirirken olası hataların ortadan kaldırılmasına yardımcı oluyor ve ortalama geri yükleme süresini azaltıyor.

Kanal optimizasyonu ve bağlantı yönetimi

Kaspersky SD-WAN, dahili yük dengeleme sayesinde veri aktarımı için aynı anda kullanılabilen çeşitli kablosuz veya kablolu iletişim kanalları (MPLS, Ethernet, 4G, vb.) ile tüm şirket kaynaklarına erişim sağlayabiliyor. Dinamik trafik mühendisliği, dahili derin paket denetimi (DPI) ve gerçek zamanlı kalite kontrolü, trafiğin en uygun bağlantıya yönlendirilmesini sağlayarak işletme maliyetlerini azaltıyor.

Çözüm ayrıca dengesiz ağ bağlantılarında bile verimli uygulama performansı sağlayan İleri Hata Düzeltme ve Paket Çoğaltma gibi bağlantı yönetimi özellikleri sunuyor.

Ağ altyapınızı en iyi şekilde görmenizi sağlıyor

Cihazın birleştirilmiş web arayüzü tüm ağın yönetimine izin veriyor. Trafik filtreleme kuralları ve güvenlik politikaları oluşturuyor, hizmet seviyesi anlaşmalarını (SLA’lar) tanımlıyor. Grafik oluşturucu, ağ altyapısının görselleştirilmesine ve sürükle-bırak modunda yeni hizmetlerin entegre edilmesine olanak tanıyor.

Güvenlik hizmetleri ve analitik araçların hızlı entegrasyonu

Sanal Ağ İşlevleri (Virtual Network Functions – VNF) yöneticisi, hem Kaspersky hem de diğer üçüncü parti satıcıların güvenlik duvarları, güvenli web ağ geçitleri ve saldırı önleme sistemleri gibi trafik kontrol ve güvenlik araçlarının otomatik olarak dağıtılmasını sağlıyor.

Kaspersky Secure Access Service Edge İş Geliştirme Müdürü Maxim Kaminsky, şunları söylüyor: “Coğrafi olarak dağılmış işletmelerin güvenilir bir şekilde sürdürülmesi ve yeni ofislerin şirket ağına hızlı bir şekilde bağlanması ek maliyetler, buna karşılık gelen araçlar ve uzmanlık gerektiriyor. Bu talebi karşılamak için tutarlı güvenlik politikası ve zengin entegrasyon özellikleriyle hatalara karşı dayanıklı ve verimli kurumsal ağ oluşturan kapsamlı bir ürün sunuyoruz. Kaspersky SD-WAN, şirketlerin her yeni ofiste sıfırdan BT sistemi kurmadan dünya genelindeki kurumsal ağların tüm altyapısını yönetmesine olanak tanıyor.” 

Kaspersky SD-WAN hakkında daha fazla bilgi için web sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Samsung yeni sensörler geliştiriyor!

0

Güney Koreli teknoloji devi Samsung, akıllı telefon kameralarında devrim niteliğinde bir adım atmaya hazırlanıyor. Samsung’un ISOCELL serisi altında geliştirdiği iki yeni sensör, gelecekteki amiral gemi akıllı telefonlarda boy gösterecek.

ISOCELL HW1 ve HW2 adını taşıyan bu yeni sensörler, yüksek çözünürlüklü fotoğrafçılık deneyimlerini daha da ileriye taşımayı hedefliyor. Her iki sensör de 432MP çözünürlüğe sahip, ancak küçük farklılıklarla birbirinden ayrılıyor. ISOCELL HW1 sensörü, 1/1.05 inç boyutunda ve piksel başına 0.56 mikron boyutunda piksellere sahipken, ISOCELL HW2 sensörü biraz daha büyük bir boyuta sahiptir, 1/1.07 inç, ve piksel başına 0.5 mikron piksel boyutuna sahiptir. Her iki sensör de 36 pikseli tek bir pikselde birleştirerek daha keskin ve yüksek kaliteli görüntüler oluşturabiliyor.

Samsung

Ancak bu yeni sensörlerin hangi Samsung akıllı telefonlarında kullanılacağı henüz resmi olarak duyurulmadı. Ancak en erken tahminlere göre, Galaxy S25 serisinde bu sensörlerin kullanılması bekleniyor.

Ayrıca, Galaxy Z Fold 7 için 200MP çözünürlüğünde ISOCELL HP5 sensörünün hazırlık aşamasında olduğu da gelen bilgiler arasında. Bu gelişmeler, Samsung’un akıllı telefon kameralarında daha yüksek çözünürlük ve görüntü kalitesi sunma konusundaki kararlılığını gösteriyor.

Samsung’un bu yeni sensörleriyle birlikte akıllı telefon kameralarında önemli bir sıçrama yaşanması ve kullanıcıların daha yüksek kalitede fotoğraf ve video çekebilmesi bekleniyor. Gelecekteki amiral gemi modellerinde bu teknolojilerin nasıl kullanılacağını görmek için heyecanla bekliyoruz.

Google’a reklam davası!

ABD Adalet Bakanlığı’nın yürüttüğü tekelcilik davasında, Google’ın reklam açık artırmalarını değiştirerek reklam fiyatlarını %15 artırdığı iddiası gündemde. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden ekonomi profesörü Michael Whinston, Google’ın 2017’de reklam açık artırma sistemi olan “Project Momiji”yi değiştirerek bu sonucu elde ettiğini iddia etti.

Reklam açık artırmaları, kazananın sadece ikinci sıradaki teklif sahibinden bir kuruş fazla ödemesini gerektiriyor. Ancak 2016’da Google, ikinci sıradaki teklif sahiplerinin genellikle kazananın teklifinin yüzde 80’i kadar teklif verdiğini fark etti. Bu durum, Google’ın reklam verenlerin rekabetini artırmak ve fiyatları yükseltmek amacıyla bir düzenleme yapmasına neden oldu. İkinci sıradaki teklif sahiplerine, daha rekabetçi teklifler sunabilmeleri için bir avantaj sağlandı.

Michael Whinston, Google’ın reklam açık artırmalarının kurallarını değiştirebilme yeteneğinin, şirketin çevrimiçi reklamcılık alanındaki tekelini gösterdiğini vurguluyor. Yani, Google reklam piyasasının nasıl işlediğini belirliyor ve bu durumun reklam verenler üzerinde büyük bir etkisi olduğu iddia ediliyor.

Adalet Bakanlığı ise Google’ın çevrimiçi arama alanındaki tekelini sürdürdüğünü ve bu tekelini korumak için web tarayıcılarına ve akıllı telefon üreticilerine büyük miktarlarda ödeme yaptığını iddia ediyor. Özellikle Apple, Samsung gibi büyük teknoloji şirketlerine Google’ın ödeme yaptığı ve karşılığında kendi arama motorunu varsayılan seçenek olarak sunmalarını istediği iddiaları dikkat çekiyor.

Google’ın reklam açık artırma sistemini değiştirmesiyle elde ettiği iddia edilen %15’lik fiyat artışı, şirketin reklamcılık gelirlerine milyarlarca dolar eklediği iddialarına yol açıyor. Bu nedenle, davada Google’ın rekabeti engellediği ve tekelini sürdürdüğü iddiaları daha fazla dikkat çekiyor ve mahkeme süreci yakından takip ediliyor.

Abonesepeti’ne 400.000 dolar yatırım!

0

2017 yılında ŞirketOrtağım Melek Yatırım Ağı’ından 1M$ Değerleme ile tohum öncesi yatırım alan Abonesepeti, 2021 yılı son çeyrekte Keiretsu Forum Melek Yatırım Ağı’ndan 2M$ Değerleme ile tohum yatırım almıştı. Şirket bugün, Goldmanstartups liderliğinde, Keiretsu Forum Türkiye ve ŞirketOrtağım Melek Yatırım Ağı’nın katılımı ile 400.000 Dolar yatırım aldığını duyurdu.

Kullanıcıların ilk hizmet başlangıcından abonelik iptal sürecine kadar tüm abonelikleri tek bir yerden planlayıp, izleyip, optimize ederek zamandan ve paradan tasarruf etmesini sağlayan Abonesepeti, halihazırda 250.000’den fazla üye tarafından kullanılıyor.

Kullanıcılar doğru abonelik başlatmak için karşılaştırma yapabiliryo, fatura ödemelerini gerçekleştirebiliyor, DASK, Kasko gibi ödemelerini yapabiliyor ve araç kiralama hizmeti alabiliyor. Kullanılmayan abonelikler ise yine Abonesepeti üzerinde kolay iptal servisini kullanarak iptal edilebiliyor.

Hedef 2024 içinde 2 milyon üzerinde kullanıcıya ulaşmak

Son 5 yılda abonelik ekonomisi %350 üzerinde büyüdü ve gelecek 2 yılda %100 daha büyüyerek 500 milyon dolar büyüklüğe ulaşması beklenmektedir. Abonesepeti, bugün mobil, internet, TV, güvenlik gibi 12 farklı kategoride 30’dan fazla marka ile eş zamanlı çalışıyor. 34 bin ile başladığı müşteri sayısı bugün 250 bin olan uygulama, 2024 yılı içinde uygulamaları ve banka anlaşmaları ile birlikte 2 milyonun üzerinde kullanıcı hedefliyor.

Abonesepeti kurucu ortağı Deniz Okumuş

Deniz Okumuş tarafından kurulan Abonesepeti ekibine 2017 yılında  Müjgan Aydın ve 2019 yılında ise Serkan Türkoğlu kurucu ortak olarak dahil oldu. Abonesepeti’nin kurucu ortağı Deniz Okumuş, “Yurtiçinde hizmet veren tek platform olduklarını belirterek, tüm aboneliklerini tek bir uygulamada başlatabilir, yönetebilir ve herhangi bir prosedüre gerek kalmadan kolayca sonlandırabilirsiniz. Böylelikle abonelik sürelerinizi, aylık ve yıllık abonelik giderlerinizi takip edebilir ve düzenli kontrol altında tutarak abonelik dağınıklığına son verebilirsiniz. Şu an IOS, Android, WebApp üzerinden hizmet sağlıyoruz. Bu ay itibariyle 12M+ İşbank İşcep kullanıcısı Abonesepeti’ni İşbank Mobil Bankacılık uygulaması içerisinde kullanmaya başlayacak” dedi. “2017 yılında ŞirketOrtağım Melek Yatırım Ağı’ından 1M$ Değerleme ile tohum öncesi yatırım aldık. 2021 yılı son çeyrekte ise Keiretsu Forum Melek Yatırım Ağı’ndan 2M$ Değerleme ile tohum yatırım alarak Abonesepeti’ini bir karşılaştırma platformundan bir abonelik yönetim uygulamasına pivot etmiştik.

Bugün Goldmanstartups liderliğinde, Keiretsu Forum Türkiye ve ŞirketOrtağım Melek Yatırım Ağı’nın katılımı ile 400.000 Dolar yatırım aldık. Özellikle GoldmanStartups’ın İngiltere’de bulunması ve Avrupa’da faaliyet göstermesi, Abonesepeti’nin Avrupa’da büyüyebilmesi için de destekleyici bir güç olacak. Bu yatırımla birlikte, kullanıcılarımıza daha iyi hizmet sunmak için odaklanacağımız konu, abonelik hizmet başlangıcından, iptal sürecine kadar tüm abonelik işlemlerinin dijitalde uçtan uca tamamlamalarını sağlamak olacaktır. Bu doğrultuda, abonelik hizmeti sunan bütün kurumlar ile eşzamanlı çalışacak sistemlerimizi kusursuz bir hale getireceğiz.

Visainnovationprogram’a dahil olduk ve yakın gelecekte Abonesepeti Cüzdanı canlıya almış olacağız. Böylelikle Abonesepeti sadece aboneliklerimizi değil, abonelik bütçelerinizi de yöneteceğiniz bir fintech app’e dönüşecektir. Gelecekte pazar büyüklüğü 1Trilyon$’ın üzerinde olan Fintech pazarında global bir oyuncu olmayı hedeflemekteyiz.”

Tesla sahipleri, iPhone 15’i anahtar olarak kullanıyor!

İlk iPhone’u 2007’de piyasaya sürdüğünden beri tüm iPhone modellerinde bulunan sessizleştirme anahtarının yerine, yeni iPhone 15 artık kullanıcının seçimine göre kısayol yapabilen bir “eylem düğmesi” içeriyor.

Bu düğme, kamera uygulamasını açmak, sesli not başlatmak veya el fenerinizi açmak veya kapatmak gibi işler için kullanılabilirken, Tesla sahipleri bunu bir anahtarlık olarak kullanıyorlar. Tek bir düğmeye basarak Tesla’nızı kilitleyebilir, bagajı açabilir, pencereleri açabilir veya hatta telefonunuzu çıkarmadan veya ekranınızı açmadan AC’yi çalıştırabilirsiniz.Tesla’lar fiziksel bir anahtarlıkla gelmiyor ve genellikle bir uygulama aracılığıyla kontrol ediliyor veya bir anahtar kartı ile kilidi açılıyor

Tesla sahipleri iPhone 15

Apple kullanıcıları zaten iPhone’larındaki arabalarını kontrol etmek için çeşitli eylemler için özel kısayollar oluşturma seçeneğine sahip, bunlar iPhone’larında bir widget veya ana ekran simgesi olarak mevcuttu. Ancak iPhone 15 Pro’daki yeni eylem düğmesi, sahiplerin bu kısayollarından birini daha pratik bir şekilde ve daha dokunsal bir şekilde tetiklemelerine olanak tanır. Artık iPhone’larını uyandırmadan veya ana ekranı gezinmeden endişelenmeden kullanabilirler.

İnsanlar, iPhone’larının eylem düğmesine atadıkları farklı Tesla özgü kısayolları vurgulayan TikTok ve YouTube Shorts videoları yayınlamaya başladılar. Seçmek için birçok seçenek var. Düğme, Tesla’nızı açmak, AC’yi çalıştırmak, ısıtmalı koltukları ve direksiyon simidini açmak, aracın gözetim modunu etkinleştirmek, pencereleri açmak ve şarjı başlatıp durdurmak, Tesla’nın ön kaputunu veya bagajını açmak veya kapatmak (ancak her ikisini birden değil) ve ayrıca bu işlemlerin herhangi bir kombinasyonunu yapabilir.

Bu ayarı yapmak için kullanıcılar, iPhone’larının ayarlarına gidip “Eylem Düğmesi”ne giderek “Kısayollar”ı seçebilir ve istedikleri eylemi veya eylemleri gerçekleştiren Tesla kısayolunu seçebilirler.

Küresel bilgisayar satışları bir kez daha azaldı

Küresel bilgisayar satışları, teknoloji sektöründe bir başka zorlu dönemi işaret ederek bir kez daha geriledi. Dünya genelindeki bilgisayar üreticileri için sıkıntılı bir dönemi temsil eden bu azalma, bilgisayar endüstrisini etkileyen çeşitli faktörlerin bir sonucu olarak ortaya çıktı.

Yakın zamanda yayınlanan verilere göre, 2023’ün üçüncü çeyreğinde küresel bilgisayar sevkiyatları, önceki yıla göre %5’lik bir düşüşle 67 milyon birim olarak kaydedildi. Bu, üçüncü çeyrekte art arda ikinci bir düşüş bu nedenle bilgisayar üreticileri için zorlu bir rekabet ortamı oluşuyor.

Küresel bilgisayar

Pandeminin başlangıcından bu yana bilgisayar talebindeki artış, evden çalışma ve uzaktan eğitim gibi faktörler nedeniyle bilgisayar pazarını canlandırmıştı. Ancak, yarıiletken kıtlıkları, lojistik sorunlar ve artan bileşen maliyetleri gibi zorluklar, üreticilerin karşılaştığı başlıca sorunlar arasında yer alıyor.

Bilgisayar üreticileri, yarıiletkenlerin ve diğer bileşenlerin tedarikini güvence altına almakta zorlanıyorlar ve bu da ürünlerin fiyatlarının artmasına ve talebin azalmasına yol açıyor. Ayrıca, lojistik sorunlar ve nakliye gecikmeleri de sevkiyatları etkileyerek bilgisayar üreticilerini zorluyor.

Tüm bu zorluklar, bilgisayar endüstrisinin karşı karşıya olduğu büyük bir belirsizlik yaratıyor ve üreticileri daha rekabetçi fiyatlar ve daha iyi ürünler sunma konusunda zorluyor. Ancak, bu zorluğun aynı zamanda inovasyon ve verimlilik artışı için yeni fırsatlar da sunabileceği belirtiliyor.

Sonuç olarak, küresel bilgisayar sevkiyatlarının bir kez daha düşmesi, teknoloji sektöründe karşılaşılan zorlukları yansıtıyor ve bilgisayar üreticilerinin bu zorluklara nasıl cevap verecekleri merakla bekleniyor.

Yapay zekalı askeri araçlar geliyor!

Alman savunma şirketi Rheinmetall, bu yılki AUSA (Association of the United States Army) Yıllık Toplantısı ve Fuarı 2023’te, askeri araçların otonom yeteneklerini büyük ölçüde artırabilecek bir teknoloji olan PATH Otonom Kitini (A-Kit) tanıttı. Bu yenilikçi teknoloji, savunma endüstrisindeki dönüşümün önemli bir örneği

PATH A-Kit, geleneksel askeri araçları, yeni nesil otonom taşıtlara dönüştürmeyi amaçlıyor. Özellikle modern askeri operasyonlarda otonom teknolojilerin giderek daha fazla önem kazandığı bir dönemde, Rheinmetall’in bu girişimi büyük ilgi çekiyor.

Rheinmetall yapay zeka

Bu teknoloji, bir dizi gelişmiş sensör, algoritma ve gerçek zamanlı veri analizi ile donatılmıştır, böylece araç platformlarının farklı çalışma ortamlarında güvenilir bir şekilde otonom olarak hareket etmesini sağlar. PATH A-Kit, mevcut araçlara veya en son teknolojiye sahip platformlara kolayca entegre edilebilen bir yapıya sahip.

PATH A-Kit’in yazılımı, bir Güvenli Tablet üzerine kurulu kablosuz teknolojiyi içerir. Bu komuta merkezi, PATH A-Kit ile donatılmış herhangi bir aracın uzaktan kontrolünü mümkün kılar. Ayrıca, askeri görevler için çeşitli görev modülleri üzerinde kontrol sağlama yeteneği sunuyor.

Rheinmetall, 2023 yılının ilk yarısında araç siparişlerinde büyük bir artış göstermiş ve bu, şirketin savunma endüstrisindeki lider konumunu pekiştirdiğini gösteriyor. PATH A-Kit, askeri araçların yeteneklerini önemli ölçüde artırabilir ve güvenlik güçlerine daha etkili bir şekilde hizmet etme potansiyeli taşıyor.

Rheinmetall’in bu otonom teknolojiyi tanıtması, savunma endüstrisindeki dönüşümü hızlandırmaya yönelik bir adım olarak değerlendirilmektedir. Gelecekteki askeri operasyonlarda otonominin giderek daha fazla öne çıkmasıyla, PATH A-Kit gibi teknolojilerin önemi artmaya devam ediyor..

Sıfırdan başarı hikayeleri

Girişimcilik riskli ama potansiyel olarak ödüllendirici bir çaba diyebiliriz. Harvard Business School Profesörü William Sahlman Entrepreneurship Essentials’da “Her Amazon.com veya Uber için çok az kişinin hatırlayabildiği çok sayıda şirket var” diyor.

Peki başarılı girişimleri başarısız olanlardan ayıran şey ne? Sahlman, bunun nedeni keşfedip yol boyunca doğru hamleleri yapmış olması diyor.

Girişimciliği araştırıyorsanız veya bir girişim başlatmanın ilk aşamalarındaysanız, yaygın tuzaklardan kaçınmanız gerekiyor. Hangi kararların bir şirketin hayatta kalmasını etkilediğini keşfetmek için başkalarından bir şeyler öğrenmek önemli.

Sıfırdan başarı hikayeleri için örnekler

Adidas’tan Adi Dassler

Günümüzün en büyük markalarından bazıları mütevazi başlangıçlarla yola çıktı. Hiç kimse bunu Adidas’ın kurucusu Adolf “Adi” Dassler kadar iyi somutlaştıramadı.

Dassler’in ayakkabıcılık kariyeri, Almanya’nın Bavyera kentinde küçük bir kasabada annesinin tuvaletinde başladı. Dassler orada ayakkabı tasarlamaya ve geliştirmeye başladı. Sporcular için mümkün olan en iyi spor ayakkabıyı yapmak istediğine karar verdi.

Çok sayıda ayakkabı üreticisi olmasına rağmen Dassler, sporculardan bir ayakkabıda ne aradıkları hakkında geri bildirim topladı. Bu geri bildirim, Dassler’in müşterileri tarafından oldukça değer verilen bir spor ayakkabısı üretmesine olanak tanıdı. 1949 yılında 49 yaşındayken “Adi Dassler Adidas Sportschuhfabrik”i tescil ettirerek ona meşruiyet kazandırdı. Aynı yıl Adidas’ın yakında imzası haline gelecek üç şeritli ilk ayakkabı tescil edildi.

Whitney Wolfe Bumble Sürüsü

2014 yılında Tinder’dan ayrıldıktan sonra Whitney Wolfe Herd, kadınlar için güçlendirici bir flört deneyimi yaratmak için ilham aldı.  Wolfe Herd, flört uygulaması Badoo’nun kurucu ortağı Andrey Andreev ve eski Tinder çalışanları Chris Gulzcynski ve Sarah Mick ile birlikte çalıştı. Böylelikle kadınların heteroseksüel eşleşmelerde ilk hamleyi yapmasını gerektiren bir flört uygulaması tasarladı.

Marka büyük ölçüde üniversite kampüslerinde yükselişe geçti ve uygulama ilk ayında 100.000 indirme sayısına ulaştı.

Canva bunu başardı

Canva’dan Melanie Perkins

2007 yılında Melanie Perkins, Avustralya’nın Perth kentinde okurken yarı zamanlı bir işte çalışıyordu. Öğrencilere masaüstü tasarım yazılımının nasıl kullanılacağını öğretiyordu. Yazılımın pahalı ve karmaşık olması Perkins’in şu soruyu sormasına neden oldu: “Bunun daha basit ve daha ucuz olmasının bir yolu var mı?”

Perkins’in uygun fiyatlı, basit, çevrimiçi bir tasarım aracı oluşturma hedefi başlangıçta 100’den fazla yatırımcı tarafından reddedildi. Ancak Canva ilk yatırımını ancak sunum sürecinin üçüncü yılında aldı.

Perkins, bu yatırımı satış konuşması stratejisindeki değişime borçlu: Canva’nın çözmeyi amaçladığı ilişkilendirilebilir sorunla liderlik etmeye başladı. Bugün 190 ülkede 60 milyon müşteri Canva’yı tasarım oluşturmak için kullanıyor.

Neil Blumenthal, Dave Gilboa, Andy Hunt ve Warby Parker’dan Jeff Raider

Girişimciliğin Temelleri’nde bahsedilen bir örnek, yenilikçi çevrimiçi gözlük şirketi Warby Parker. 2008 yılında Wharton MBA öğrencisi Blumenthal reçeteli gözlüğünü kaybetti. Çok pahalı oldukları için yeni bir çift satın almak konusunda isteksizdi. Ayrıca bir gözlük mağazasını ziyaret etmek de istemiyordu.

Fikir gece yarısı aklına geldi ve hemen üç arkadaşına (Gilboa, Hunt ve Raider) e-posta gönderdi. Neden reçeteli gözlükleri uygun fiyata satmak için çevrimiçi bir şirket kurmuyorsunuz?

Çalışmaya başladılar ve Warby Parker hayata geçti. Warby Parker’ı o zamanki gözlük pazarından ayıran birkaç şey vardı. Çevrimiçi model ve uygun fiyat ön plana çıktı.