Aşırı ısınan gezegenimizi soğutma ihtiyacı daha acil hale geldikçe, şirketler yardım etmenin yeni yollarını buluyor. Bloomberg’in haberine göre, Bill Gates’in Breakthrough Energy’si tarafından desteklenen Antora, karbon bloklarını gerçekten çok sıcak hale getirerek gezegenin soğumasına yardımcı olmak için üzerine düşeni yapıyor.
Termal pil girişimi Antora Energy, ilk ticari ölçekli sistemini Fresno, Kaliforniya’daki bir tesiste piyasaya sürdü. Pilot proje, ağır sanayinin kirli enerjiden arındırılmasına yönelik önemli bir adım.
Uluslararası Enerji Ajansı, 2019’da enerji ve ağır sanayi sektörlerinin yıllık kirliliğin yaklaşık %60’ını oluşturduğunu belirtiyor ve Energy Innovation, bunların 2030 yılına kadar Amerika Birleşik Devletleri’ndeki gezegeni ısıtan kirliliğin en büyük kaynağı olmasının öngörüldüğünü söylüyor.
Tipik lityum iyon piller elektriği kimyasal enerji olarak depoluyor. Buna karşılık Bloomberg, Antora’nın termal pil sisteminin, enerjiyi 3.272 Fahrenheit (1.800 Santigrat derece) üzerindeki sıcaklıklarda karbon blokların içinde elektrikle üretilen ısı olarak depoladığını açıkladı.
Sistem daha sonra güneş panellerinde bulunanlara benzer termofotovoltaik hücreleri kullanarak ısıyı tekrar elektriğe dönüştürüyor ve bunu doğrudan ısı veya elektrik olarak boşaltabiliyor.
Çimento ve çelik fabrikaları gibi endüstriyel tesisler sürekli ısıya ihtiyaç duyuyor ve kömür, doğalgaz gibi tonlarca kirli enerjiyle çalışıyor. Yenilenebilir enerji kaynakları kesintilidir; ayrıca şebekenin kaldırabileceğinden daha fazla güneş veya rüzgar enerjisi üretildiği ve fazla gücün bazen israf edildiği zamanlar da var.
Antora’nın pili, aralıklı güneş ve rüzgar enerjisini alıp verimli, sürekli bir endüstriyel ısı ve elektrik kaynağına dönüştürebildiği için kesinti sorunlarını çözebilir.
Uzun süreli enerji depolama sistemleri geliştirmeyi amaçlayan bir programın parçası olarak Antora’ya yaklaşık 8 milyon dolar ödül veren bir devlet kuruluşu olan Enerji Bakanlığı İleri Araştırma Projeleri Ajansı-Enerji’de ticarileştirmeden sorumlu direktör yardımcısı Jon Glass, Bloomberg’e şunları söyledi: “Endüstriyel CHP’nin (birleşik ısı ve güç) faydalarını sıfır karbonlu bir şekilde elde edebiliriz.”
Breakthrough Energy ortağı Christina Karapataki şunları söyledi: “Tesisimizin gerçekten önemsediği şey kesintisiz, güvenilir bir proses ısısı kaynağına sahip olmaktır. İster doğal gazlı bir kazandan, ister kömür yakıtlı bir kazandan geliyor olsun, ister bir petrol boru hattını ısıtan Antora sisteminden geliyor olsun, tesisin umurunda değil.”
Antora CEO’su ve kurucu ortağı Andrew Ponec, uzun vadede Bloomberg’e, Antora sisteminin hiçbir sübvansiyon olmadan enerjiyi maliyet açısından en iyi şekilde kirletebileceği bir gidişat gördüğünü söyledi.
“Bence en büyük zorluk, iki veya üçten 10’a kadar birimleri kimin finanse ettiğidir; bu türünün ilk örneği değil, ancak teknoloji henüz güneş veya rüzgara benzemiyor.” dedi.
“Yıllardır elde edilen operasyonel veriler yok ve bu nedenle insanların, şirketlerinin almak istediği bir risk olup olmadığını değerlendirmenin ayrıntılarına girmeleri gerekiyor.”
Antora, Körfez Bölgesi’nde 2024 yılına kadar tamamlamayı planladığı bir pil üretim tesisi inşa ediyor ve teknolojiyi ilk alıcılarına 2025 yılında göndermeyi planlıyor.
Samsung, merakla beklenen Galaxy S24 serisi için güçlü bir işlemci olan Exynos 2400’ü tanıttı. Şirket, bu yeni yonga setini resmi olarak System LSI Teknoloji Günü etkinliği sırasında duyurarak teknoloji dünyasında büyük bir heyecan yarattı.
Exynos 2400, önemli performans iyileştirmeleri ile dikkat çekiyor. Bilgi işlemde sağladığı yüzde 70’lik hız artışı, kullanıcıların daha hızlı ve sorunsuz deneyimler yaşayacağı anlamına geliyor. Ayrıca, yapay zeka (AI) yeteneklerindeki 14,7 katlık artış, telefonun daha akıllı ve zeka dolu olacağına işaret ediyor.
Bu yeni yonga seti, 4nm LPP+ (Low Power Plus) üretim süreciyle üretiliyor, bu da enerji verimliliğini artırarak pil ömrünü uzatıyor. Bunun yanı sıra, RDNA3 tabanlı Xclipse 940 GPU ile donatılan Exynos 2400, görsel efektler ve oyun performansı konusunda iddialı bir şekilde öne çıkıyor.
Exynos 2400’ün işlemci (CPU) yapısı hakkında daha fazla ayrıntı şu anda mevcut değil, ancak söylentilere göre 10 çekirdekli bir yapılandırmaya sahip olabilir. Bu, çoklu görevlerin ve yoğun uygulamaların sorunsuz çalışmasına yardımcı olacaktır.
Samsung ayrıca, Exynos 2400 ile birlikte gelen yeni yapay zeka araçlarını da tanıttı. Bu, kullanıcıların daha akıllı özellikler ve gelişmiş işlevselliklerle donatılmış telefonlar bekleyebileceği anlamına geliyor.
Sonuç olarak, Exynos 2400, Galaxy S24 serisine güç verecek ve kullanıcılara yüksek performanslı bir akıllı telefon deneyimi sunacak gibi görünüyor. Ancak, tam karşılaştırmalar ve teknik ayrıntılar için daha fazla bilgiye ihtiyaç var. Samsung’un bu yeni yonga seti ile ne gibi sürprizler sunacağını merakla bekliyoruz.
Borsa İstanbul, yayınladığı bir duyuruyla birlikte Girişim Sermayesi Pazarı (GSP) oluşturduğunu açıkladı. Duyuruda şu ibareler yer alıyor: “Büyümek için ihtiyaç duydukları finansmanı öz kaynakla sağlamak isteyen şirketlerin, sadece nitelikli ve kurumsal yatırımcılara sermaye artırımı yoluyla pay ihraç ederek kaynak temin etmelerini sağlamak ve söz konusu payların Borsamız Pay Piyasası’nda işlem görebilmesi amacıyla Girişim Sermayesi Pazarı (GSP) oluşturulmuştur.”
Özellikle yapay zekâ teknolojisinin ve verimlilik araçlarının hızla gelişmesiyle birlikte son yıllarda girişimcilik ve startup firmalar da yükselişe geçti. Yaratıcı bir fikri olan ancak bu fikrin bir ürün veya hizmete dönüştürülmesi aşamasında tasarım, geliştirme, üretim ve pazarlama konularında ciddi bir finansmana ihtiyaç duyan startup firmalar için tüm dünyada çeşitli fonlar ve girişim sermayesi (venture capital) pazarları mevcut. Bu alandaki fırsatların önündeki en büyük engel ise yasal boşluklar ve düzenleme eksikleri. Şimdi Borsa İstanbul vasıtasıyla Türkiye bu konuda önemli bir adım atıyor.
Microsoft’un Windows işletim sistemine yönelik bazı önemli değişiklikler üzerinde çalıştığına dair söylentiler giderek artıyor. Bu söylentilere göre, gelecekteki Windows sürümü olan Windows 12, abonelik tabanlı bir işletim sistemi haline gelebilir. Bu iddia, Alman medya kuruluşu Deskmodder’ın Windows 11 23H2 önizleme sürümünü inceleyerek ortaya çıkardığı bazı bulgulara dayanıyor.
Deskmodder, Windows 11’in 23H2 önizleme sürümünü incelediğinde, INI yapılandırma dosyasında abonelikle ilgili bazı ipuçlarına rastladı. Bu bulgular, Microsoft’un Windows 12’nin abonelik tabanlı bir sürümünü geliştirme olasılığını güçlendirmiş gibi görünüyor.
Microsoft, Windows’un geleceğini şekillendirmek için yapay zeka teknolojilerini kullanmayı planlıyor. Bu teknolojilerin bazıları zaten önizleme aşamasında, ancak üçüncü taraf reklamları gibi bazı sorunlar yaşanmış durumda.
Ayrıca, Microsoft’un Windows’u daha fazla web tabanlı hale getirme planları da netleşiyor. Cloud PC seçenekleri Ayarlar içinde görünmeye başladı ve Microsoft’un bir sonraki Windows sürümü için modüler ve özelleştirilebilir bir Windows çeşidi olan “CorePC” üzerinde çalıştığı söyleniyor. Ayrıca, Microsoft’un Windows 11’i buluta taşımak için çalıştığına dair belgeler de ortaya çıkmış durumda.
Tüm bu söylentilere rağmen, Microsoft tarafından henüz resmi bir doğrulama veya reddetme gelmemiş durumda. Ancak Windows 12’nin geleceğinde önemli değişiklikler olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Yapay zeka özelliklerinin abonelik tabanlı bir hizmet haline getirilme olasılığı da söz konusudur.
Sonuç olarak, Windows 12’nin nasıl bir yapıya sahip olacağına dair kesin bilgiler henüz elimizde yok, ancak Microsoft’un işletim sistemi konusunda önemli değişiklikler yapma yolunda olduğu söylentileri giderek güçlenmektedir.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, dünyanın en büyük küresel uzay etkinliği olan Uluslararası Uzay Kongresi’nin (IAC) 2026 yılında Antalya’da yapılacağını duyurdu. Peki bu etkinlikte neler göreceğiz ve kimler katılacak?
Uluslararası Uzay Konferansı, Antalya’da gerçekleşecek!
Kocaeli’nin Gebze ilçesinde yer alan Bilişim Vadisi’nde düzenlenen “Büyütech Türkiye’nin İlk Kamera Sistemleri Üretim Tesisi Açılış Töreni”nde konuşan Bakan Kacır, Azerbaycan’dan güzel bir haber aldıklarını belirterek şunları söyledi:
“Uluslararası Uzay Konferansı dünyada gerçekleşen en büyük uzay etkinliği. Bu konferans bu yıl Azerbaycan’da Bakü’de gerçekleşiyor. Biz, 2026’da bu büyük etkinliğin Antalya’mızda gerçekleşmesi için aday olmuştuk ve bu adaylık süreci ile ilgili bir yarış içindeydik.
Az önce arkadaşlarım arayarak bildirdiler ki Türkiye’miz bu yarışı kazandı ve 2026’da dünyanın en büyük uzay kongresine Antalya ev sahipliği yapacak. Ülkemize, milletimize hayırlı olsun. Bu bizim ortak başarımızdır, ortak iftihar kaynağımızdır.
Bu başarılar, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına Sayın Cumhurbaşkanımızın iddiası ve ifadesiyle; “Türkiye Yüzyılı’na adım atarken hep birlikte inşa ettiğimiz bilim, Ar-Ge ve inovasyon ekosisteminin, girişimcilik ekosisteminin başarısıdır.
Bu başarılar bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz başarıların dünya tarafından dikkatle takip edilmesinin neticesinde elde ettiğimiz başarılardır. Ben inanıyorum ki hep birlikte Türkiye Yüzyılı’nda çok daha büyük işlere imza atacağız.”
Bakan Kacır, X sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda da şunları söyledi:
“Dünyadaki en büyük uzay konferansı Uluslararası Uzay Konferansı #IAC2026’nın seçme süreci tamamladı, kazanan #Antalya’mız oldu. 70’den fazla ülkeden 10 binden fazla katılımcıyla bu etkinlik, Türkiye’de şimdiye kazar düzenlenmiş en büyük uluslararası bilimsel organizasyon olacak.
#MilliUzayProgramı’yla adım adım gerçekleştirmekte olduğumuz projeler, tüm dünyanın dikkatini çekmeye devam edecek. Adaylık sürecimize en büyük desteği veren Sayın Cumhurbaşkanımıza şükranlarımı sunuyorum. Uzay alanında çalışan neredeyse bütün önemli kurum ve şirketlerin bir araya geleceği kongre ve fuarın şimdiden, Antalya’mıza ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.“
Adobe, yeni yapay zekalı düzenleme aracı olan “Project Stardust“u tanıttı. Bu nesneye duyarlı düzenleme motoru, fotoğraflardaki nesneleri otomatik olarak tanımlayarak değiştirmeye olanak tanıyor. Adobe, bu özelliği önümüzdeki hafta düzenlenecek Adobe Max konferansında daha ayrıntılı bir şekilde açıklayacak.
Project Stardust, normal bir fotoğraftaki nesneleri otomatik olarak tanımlayarak onları hareket ettirmenize ve üzerlerinde değişiklik yapmanıza imkan veriyor. Bu özellik, videoda sarı bir bavulun ve gölgesinin nasıl tanımlandığını ve Photoshop’un kement aracı kullanılarak nasıl seçildiğini gösteriyor. Nesneler ayrı bir katmanda saklanıyormuş gibi taşınabilir, silinebilir veya manipüle edilebilir ve eksik alanlar otomatik olarak doldurulur.
Ayrıca Project Stardust, bir fotoğraftaki nesneleri değiştirmenin yanı sıra, kıyafetleri veya diğer detayları tek tıklamayla ayarlayabilen akıllı ayarlamalar yapma yeteneği sunuyor. Örneğin, bir adamın turuncu ceketi siyah deri bir cekete dönüştürülebilir.
Bu yeni düzenleme motoru, Adobe’nin diğer yapay zeka özellikleriyle uyumlu çalışıyor ve özellikle Photoshop’un Firefly destekli araçlarına benzer özellikler sunuyor. Firefly, nesneleri manipüle etmenin yanı sıra yeni arka planlar oluşturmayı ve resimleri orijinal sınırlarının ötesine genişletmeyi sağlıyor. Ayrıca video düzenleme alanında da kullanışlıdır ve videoların atmosferini değiştirmek, hikaye panolarını düzenlemek, grafikler eklemek gibi işlemleri kolaylaştırır. Yani, kullanıcılar sadece istedikleri şeyi yazarak bu yapay zeka özelliklerini kullanabilirler. Adobe’nin Project Stardust ve diğer yapay zeka araçları, fotoğraf ve video düzenleme konusunda büyük bir potansiyele sahip gibi görünüyor.
Sony Interactive Entertainment (Sony), mevcut ve eski çalışanları ile aile üyelerini, kişisel bilgileri açığa çıkaran bir siber güvenlik ihlali konusunda bilgilendirdi. Şirket, veri ihlali bildirimini yaklaşık 6.800 kişiye göndererek, veri hırsızlığının MOVEit Transfer platformundaki sıfırıncı gün açığı kullanılarak gerçekleştiğini doğruladı.
İlgili sıfırıncı gün açığı CVE-2023-34362 olarak geçiyor ve uzaktan kod yürütülmesine yol açan ve Clop fidye yazılımı tarafından dünya çapında çok sayıda kuruluşun güvenliğini tehlikeye atan büyük ölçekli saldırılarda kullanılan kritik önemde bir SQL enjeksiyon hatası. Clop fidye yazılımı çetesi, bu sıfırıncı gün açığını kullanarak pek çok firmaya başarılı saldırılar düzenlediklerini açıklamış, Haziran ayı sonunda Sony Group’u da kurbanları listesine eklemişti. Sony tarafı ise şimdiye dek konu hakkında sessizliğini korumuş ve sadece bir soruşturma yürütüldüğünü bildirmişti.
Sony tarafından yapılan veri ihlali bildirimine göre, güvenlik açığı 28 Mayıs’ta, yani Sony’nin Progress Software’den (MOVEit tedarikçisi) açığı öğrenmesinden üç gün önce meydana geldi. Bununla birlikte firma güvenlik açığını ancak 2 Haziran’da tespit edebildi. Mevcut personel ve eski çalışanlara iletilen bildiride “2 Haziran 2023’te izinsiz indirmeleri fark ettik, platformu hemen çevrimdışı duruma getirdik ve güvenlik açığını giderdik. Daha sonra harici siber güvenlik uzmanlarının yardımıyla bir soruşturma başlatıldı. Ayrıca kolluk kuvvetlerine de haber verdik,” denilmekte.
Sony, olayın söz konusu yazılım platformuyla sınırlı olduğunu ve diğer sistemlerini etkilemediğini söylüyor. Ancak yine de ABD’de 6.791 kişiye ait hassas ve kişisel bilgilerin tehlikeye girdiğini doğruluyor. Diğer ülkelerdeki çalışanlar hakkında henüz bir açıklama yapılmamış durumda. Firma açığa çıkan bilgileri tek tek tespit ederek her bir mektupta listeledi ancak ABD Maine Başsavcılığına gönderilen bildirim örneğinde bu bilgiler sansürlendi. Bildirim alan tüm eski ve mevcut Sony personeline, Equifax aracılığıyla 29 Şubat 2024 tarihine kadar kendilerine özel kodlarını kullanarak erişebilecekleri kredi izleme ve kimlik restorasyon hizmetleri sunulacak.
Geçtiğimiz ayın sonlarında, bilgisayar korsanlığı forumlarında Sony’nin yeniden ihlal edildiği ve şirketin sistemlerinden 3,14 GB veri çalındığı iddialarının ardından, firma iddiaları araştırdığını söyleyerek yanıt vermişti. Dolayısıyla Sony 4 ay içinde en az iki defa saldırı almış ve veri çaldırmış gibi görünüyor.
Belçikalı istihbarat yetkilileri Alibaba’nın Liège kargo havaalanındaki lojistik kolu Cainiao’yu mercek altına aldılar. Pekin adına yapılan sevkiyatlarla ilgili casusluk şüpheleri mevcut. Belçika devlet güvenlik kurumu VSSE, net bir açıklama yapmaktan kaçınmakla birlikte konuyla ilgili olarak Çin’in ulusal istihbarat yasasının Çinli kuruluşları hükümetle bilgi paylaşmaya zorlayabileceğini belirterek, “Çin’in bu verileri ticari olmayan amaçlarla kullanma niyeti ve kapasitesi var” diyor. Alibaba ise bu iddiaları şiddetle yalanlamakta.
ABD’nin başını çektiği batılı ülkelerle Çin arasında siber savaş tüm hızıyla sürerken, istihbarat kurumları da yeni yöntem ve yaklaşımlar geliştiriyor. Bir yandan CIA ve NSA gibi kurumlar yapay zeka yatırımları yaparken bir yandan da rakiplerine yönelik soruşturma ve incelemelere hız veriyorlar. Belçika, bu anlamda önemli sayılabilecek bir konumda zira Liège kargo havaalanında Çin’in en büyük e-ticaret firması Alibaba 2021 yılından bu yana bir lojistik merkezine sahip. Bu lojistik merkez, başta Belçika olmak üzere nerdeyse tüm Avrupalı tüketicilerin AliExpress’ten satın aldığı malları işliyor.
Belçika devlet güvenlik kurumu VSSE’nin “istihbarat değerlendirmelerini takiben” şirketin eylemlerini gözlemlediği, hassas ekonomik bilgileri derleyen yazılım sistemlerine yönelik olarak da detaylı bir inceleme yürüttüğü bildirilmekte. VSSE, Ocak ayında yayınladığı 36 sayfalık istihbarat raporunda da Çin’e özel bir bölüm ayırmış ve “Çin’in Belçika’daki faaliyetleri, devlet sırlarını çalan klasik casuslarla ya da bilgisayarının arkasından önemli bir sektörü veya devlet dairesini felç eden bir hacker saldırıları ile sınırlı değildir. Çin, karar alma süreçlerini etkilemek amacıyla bir dizi devlet ve devlet dışı aracı kullanmaktadır” demişti. Alibaba firmasının mercek altına alınması da bu bağlamda önemli.
Aynı raporda “Ekonomik faaliyetlerimiz, stratejik sektörlerde bile Çin ile iç içe geçmiş durumdadır. VSSE’nin son yıllarda Çin’in çabalarını yakından takip etmesinin nedenlerinden biri de budur. Çin ülkemizdeki çıkarlarını desteklemek için perde arkasında çalışmaktadır. Dahası, çok sayıda önemli uluslararası kurumun bulunduğu Belçika, Çin casusluğu ve nüfuz ticareti için çok cazip bir hedeftir” deniliyor.
QNB Finansbank finansal desteği ile, WWF-Türkiye’nin (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) T.C. Millî Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürlüğü iş birliğiyle yürüttüğü ‘Doğa Öncüleri Gençlik Programı’ kapsamında doğal hayatı korumak için hazırlanan projeler Geveze’nin sunuculuğuyla Ulusal Gençlik Konferansı’nda tanıtıldı
6 farklı ilden 16 okulun ağırlandığı Ulusal Gençlik Konferansı’nda öğrenciler projelerini anlatarak en çok etki yaratan kategorilerinde ödüllerini aldı. QNB Finansbank ev sahipliğinde Kristal Kule’de gerçekleşen etkinliğe, T.C. Millî Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Ahmet Berber, İstanbul İl Millî Eğitim Müdürlüğü temsilcileri, WWF-Türkiye Genel Müdürü Aslı Pasinli ve QNB Finansbank Genel Müdürü Ömür Tan katıldı.
QNB Finansbank finansal desteğiyle WWF-Türkiye’nin (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) T.C. Millî Eğitim Bakanlığı iş birliğiyle yürütülen ‘Doğa Öncüleri Gençlik Programı’nda geçen yıl 10 bin çocuğa çevre konularında eğitim verildi. Bu eğitimler sonunda çocukların hazırladıkları çalışmalar arasından seçilen projeler Ulusal Gençlik Konferansı’nda en çok etki yaratan kategorilerinde verilen ödüllerin sahibi oldu. Konferansta yazar Defne Ongun Müminoğlu da gençlerle doğa üzerine sohbet etti.
2022-2023 eğitim döneminde QNB Finansbank desteğiyle yürütülen programda; 10 ilde 10 bin öğrenciye, Sürdürülebilir Gıda ve Gıda Atıkları, Tatlı Su ve Denizler, Biyoçeşitlilik, Yaban Hayatı ve Doğa, Plastikler ve İklim ve Enerji başlıklarında eğitim verildi ve uygulamalı atölyeler gerçekleştirildi.
T.C. Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim Temel Eğitim Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Ahmet Berber yaptığı açılışında yaptığı konuşmada şu sözlere yer verdi;
“Bugün burada doğayı korumanın önemini benimsemiş, bunun için mücadele etmiş, doğa koruma projelerine imza atmış finalist öğrenci ve öğretmenlerimizle bir aradayız. 2019 yılından bu yana Temel Eğitim Genel Müdürlüğü ile Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) arasında imzalanan protokol kapsamında yürütülen Doğa Öncüleri Gençlik Programı, 27 ilde 2 bin okula ulaşmıştır. Doğa Öncüleri Gençlik Programı, gençlerin kendi çevrelerini, sonra da toplumu dönüştürebilecekleri doğa koruma projelerinin gerçekleştirilmesine vesile olmaktadır. Programın yürütücüsü Doğal Hayatı Koruma Vakfı’na (WWF) sundukları özverili çalışmalarından dolayı ve bu güzel organizasyona ev sahipliği yapan proje finansörü QNB Finansbank’a da süreçteki destekleri için teşekkür ederiz. Birlikte çalışarak gelecek nesillere daha iyi bir dünya bırakabiliriz.”
WWF-Türkiye Genel Müdürü Aslı Pasinli ise konferansta yaptığı konuşmada;
WWF-Türkiye olarak 4 yıldır Doğa Öncüleri Gençlik Programı’nı beraber yürüttükleri T.C. Millî Eğitim Bakanlığı’na ve bu yıl programın destekçisi olan QNB Finansbank’a teşekkür ederek başladı. Pasinli ayrıca, “Gençlerimizi dünyayı koruma ve sürdürülebilir bir geleceği inşa etme konusunda teşvik etmek amacıyla hayata geçirdiğimiz bir girişim olan Doğa Öncüleri Programı genç nesillerin doğa koruma bilincini artırmak, doğal kaynaklarımızı korumak için yaratıcı çözümler üretmelerini sağlamak ve toplumumuzun geleceğini daha sürdürülebilir hale getirmek için onları cesaretlendirmeyi hedeflemektedir.” dedi. 6 yıl önce 6 okulda başlayan Doğa Öncülerinin şu anda 27 ile ve 2.000 okula ulaştığını hatırlatan Pasinli, programın başarısının anahtarının gençlerin doğa koruma konusundaki istek ve kendilerine güvenleri ile onlara rehberlik eden öğretmelerinin yanı sıra kamu, STK ve özel sektör arasındaki iş birliği olduğunu vurguladı.
QNB Finansbank Genel Müdürü Ömür Tan, yaptığı konuşmada, aydınlık bir geleceğin anahtarının çocuklar olduğunun altını çizerek, şunları söyledi: “QNB Finansbank olarak 2015 yılından bu yana tüm kurumsal sosyal sorumluluk projelerimizi çocuklarımızı geleceğe hazırlamak, eğitimlerine katkı sağlamak üzere yürütüyoruz. Bunun için Minik Eller Büyük Hayaller Platformu’muzu kurduk ve o günden bugüne kadar 600 binden fazla çocuğumuza, matematikten kodlamaya, iklim farkındalığından kültür-sanat, dramaya kadar birçok alanda eğitim desteği verdik. 1 yıl önce, WWF-Türkiye’nin, T.C. Millî Eğitim Bakanlığı iş birliğiyle yürüttüğü Doğa Öncüleri Gençlik Programı’nın destekçisi olduk.
Projemizin lansmanını da 6 Şubat’ta yaşanan deprem felaketi ile büyük yara alan Hatay’da, Ocak ayında Hatay Defne Yeşilpınar Ortaokulu’nda gerçekleştirdik. Bugün Yeşilpınar Ortaokulu öğrencilerimiz de yanımızda. Onlar tüm zorluklara karşın projeleri için çalışmaya devam ettiler. Çocuklarımızı kutluyorum. Proje kapsamında 10 yeni ilde bin okulda 10 bin öğrenciye daha eğitim verildi. Projeye dahil olan öğrenciler, ‘Yaban Hayatı Korucuları’, ‘Su Melekleri’, ‘Plastik Avcıları’, ‘Gıda Savaşçıları’ ve ‘Karbon Tutucuları’ başlıkları altında yenilikçi ve dönüştürücü projeler ürettiler. Bugün de finale kalan projeleri dinlemek üzere buradayız” dedi.
T.C. Millî Eğitim Bakanlığı temsilcilerine, WWF-Türkiye yetkililerine ve QNB Finansbank ekibine teşekkürlerini sunan Tan, “QNB Finansbank olarak, iklim farkındalığını iş yapış şekillerimizin ve operasyonlarımızın odağına koyduk ve banka olarak geleceğimiz için bir dönüşüm yolculuğuna çıkarak Dünyayla1 olma sözü verdik. Dünyayla1 vizyonumuz doğrultusunda attığımız adımlarda, sürdürülebilirlik odağındaki çalışmalarımızda çocuklar bizim için her zaman öncelikli. Çünkü çocuklar, geleceğin liderleri, geleceğin karar vericileri. Sürdürülebilir ekonomik kalkınma ve refah bir geleceğin inşasında onların sorumlu ve yaratıcı fikirleri temeli oluşturacak. Hep birlikte çocuklarımıza daha adil ve yaşanabilir bir gelecek sunmak için Dünyayla1 olup çalışmaya devam edelim. Çocuklarımızın hayalleri, bizim yolumuzu aydınlatacak.” diye sözlerine devam etti.
‘Doğa Öncüleri Gençlik Programı’ çerçevesinde eğitimleri tamamlanan çocuklar ‘Ulusal Gençlik Konferansı’nda projelerini sunarak ödüllerin sahibi oldu. İstanbul, İzmir, Rize, Gaziantep, Kastamonu, ve Hatay’dan konferans için gelen öğrenciler, doğanın korunması amacıyla yorumladıkları projelerini katılımcılara sundu.
Proje’de konferansa katılan okullar ve projeler;
Şehit Cengiz Topel Ortaokulu (Gaziantep) ‘İşlevsiz Atık Kahramanları’ Projesi
Mehmet Akif İnan Ortaokulu (İstanbul) ‘İstanbul’un Martıları ve Yunusları’ Projesi
Kastamonu Kurucaören Ortaokulu ‘Köyümüz, İlimiz ve Ülkemizin Biyoçeşitliliğine Sahip Çıkıyoruz: ‘Ilgaz Orkidesi’ Projesi
İBB Barbaros Hayrettin Paşa Ortaokulu ‘Öldürme Yaşat’ Projesi
Hazar Çaysan Ortaokulu (Rize) ‘Mandalinalar Ölmez Şekil Değiştirir.’ Projesi, Reşat Turhan Ortaokulu (İzmir) ‘Değişen İklim Dönüşen Su’ Projesi
Emlak Kredi Bankası Ortaokulu (İstanbul) ‘Plastik Ayak İzini Azalt’ Projesi
Güneşli Ortaokulu (İstanbul) ‘Kuş Dedektifleri’ Projesi
Suphi Koyuncuoğlu Ortaokulu (İzmir) ‘Karbon Ayak İzimi Küçültebilirim Farkındalığı’ Projesi
Mediha Mahmutbey Ortaokulu (İzmir) ‘Yağmurla Gelen Hediye’ Projesi
Lütfi Erçin Ortaokulu, Argem Ortaokulu (İstanbul) ‘Gönülden Tohuma’ Projesi
Büyük Kılıçlı Ortaokulu (İstanbul) ‘Susuz Tarım (Hügelkültür), Kompost, Yağmur Suyu Hasadı’ Projesi
Özel Burçak Eyüboğlu Batı Ataşehir Ortaokulu (İstanbul) ‘Gıda İsrafını Azaltmanın Renkli Yolları’ Projesi
Eyüboğlu Eğitim Kurumları (İstanbul) ‘Yağmurla Aydınlat’ Projesi
Yeşilpınar Ortaokulu (Hatay) ‘Can Dostlar’ Projesi
DHL Group, Türk kargo teslimat şirketi MNG Kargo Yurtiçi ve Yurtdışı Taşımacılık A.Ş. (MNG Kargo) ve iştiraklerinin satın alma işlemini tamamladı. Rekabet Kurumu ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’ndan gerekli onayların alınmasının ardından hisse devir işlemi tamamlandı ve Türkiye’nin önde gelen kargo teslimat şirketlerinden MNG Kargo, artık resmi olarak DHL ailesinin bir parçası oldu. MNG Kargo, DHL Group’un eCommerce (DHL e-ticaret) iş birimine dahil olacak ve entegrasyon DHL eCommerce yönetiminde ilerleyecek.
DHL eCommerce CEO’su Pablo Ciano, “MNG Kargo’nun kargo teslimat hizmetlerindeki uzmanlığı ve yurt içindeki yaygın ağı, Türkiye’deki hizmet teklifimizi daha da genişletmemize ve sınır ötesi Avrupa kargo ağımızı geliştirmemize yardımcı olacak. Yeni çalışma arkadaşlarımıza sıcak bir “hoş geldiniz” diyoruz ve yurt içi ve ötesindeki muazzam eCommerce potansiyelinden birlikte yararlanmayı sabırsızlıkla bekliyoruz” dedi.
Bu satın alma, Türkiye’de halihazırda mevcut olan çeşitli DHL bölümleriyle iş birliği yoluyla, DHL Group müşterilerinin Türkiyeiçinde ve sınır ötesinde benzersiz lojistik tekliflerinden faydalanmalarını sağlayacak.
Türkiye’nin tüm şehirlerinde 27 transfer merkezi ve 800’ü aşkın şubesi ile hizmet veren MNG Kargo, DHL eCommerce biriminin bir parçası olacak ve DHL eCommerce Avrupa kargo teslimatı ağını tamamlayacaktır. Dijitalleşmeye yatkın, genç ve dinamik bir nüfusa sahip olan Türkiye’deki e-ticaret pazarının, önümüzdeki yıllarda AB pazarlarından daha yüksek, çift haneli büyümesi bekleniyor. DHL eCommerce’in yaygın global ağını ve dijital uzmanlığını MNG Kargo’nun yerel ayak iziyle birleştiren DHL Group, Türkiye pazarının yüksek büyüme potansiyelinden yararlanmayı hedefliyor.
Türkiye’nin önde gelen savunma ve uzay teknolojisi şirketi Roketsan, küresel sahnede daha fazla etki yaratma hedefi doğrultusunda Uluslararası Uzay Federasyonu’na (IAF) üye olduğunu duyurdu. Şirket tarafından yapılan açıklamada, Roketsan’ın roket, füze ve mühimmat alanındaki başarılarına ek olarak, uzay çalışmalarında da önemli bir adım attı.
Roketsan, Türkiye’nin uzay alanındaki çalışmalarına öncülük eden bir rol üstlenirken, Uluslararası Uzay Federasyonu (IAF) üyeliğinin, uzay ekonomisinin canlı tutulması ve uzay ekosisteminin geliştirilmesine yönelik Paris’te 1951 yılında kurulan bu önemli organizasyon tarafından onaylandığı ifade edildi.
Üyelik sertifikasını, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlenen 74. Uluslararası Uzay Kongresi’nde, IAF Başkanı Clay Mowry tarafından teslim aldı. IAF, 75 ülkeden 500’ün üzerinde üyesi ile dünyanın en büyük ve en etkili uzay organizasyonlarından biri olarak kabul ediliyor. Her yıl düzenlenen Uluslararası Uzay Kongresi, sektördeki güncel gelişmelerin tartışıldığı bir platform sunuyor.
2012 yılında Savunma Sanayii İcra Kurulu tarafından alınan “uzaya bağımsız erişim” kararı doğrultusunda, Roketsan’a Türkiye’yi uzay arenasında öne çıkarma görevi verildi. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı liderliğinde gerçekleştirilen çalışmalar sonucunda şirket, 4 yılda uzaya erişme hedefine 1 sene erken ulaştı.
2017 yılında, milli teknolojilerle geliştirilen ilk yerli sonda roketi fırlatılarak 126 kilometre yüksekliğe ulaşıldı. Bu başarıyla Roketsan, milli bir roketle uzayın sınırı olarak kabul edilen 100 kilometre çizgisini aşan ilk şirket oldu.
2020’de gerçekleştirilen yeni sonda roketi fırlatma testleri, 136 kilometre yüksekliğe ulaşarak sıvı yakıtlı roket motorlarının geliştirilmesi açısından önemli bir adımı işaret etti ve sonda roketleriyle taşınan faydalı yükler sayesinde Türkiye’nin uzaydaki bilimsel çalışmaları başlamış oldu.
Roketsan, 100 kilogram faydalı yük kapasitesine sahip yeni sonda roketi ile yakın gelecekte 300 kilometrenin üzerinde irtifada bir yörünge-altı uçuş gerçekleştirmeyi planlıyor. Bu aşamadan sonra, 400 kilogram ağırlığındaki bir uyduyu 550 kilometre irtifaya yerleştirebilecek Şimşek-1 Uzay Fırlatma Sistemi’nin, İğneada’da kurulumu sürdürülen Uzay Fırlatma Merkezi’nden fırlatılması hedefleniyor. Bu sayede Türkiye, dünyada nadir bulunan bir uydu fırlatma, test etme ve üretme altyapısına sahip olacak.
Gelecekteki hedefler arasında Göktürk sınıfı uyduları uzaya taşıma ve Ay’a yumuşak iniş gibi daha yüksek kapasiteli uzay fırlatma araçlarının geliştirilmesi yer alıyor. Bu çalışmalar sonunda Türkiye, derin uzay ve uzayın keşfi için dünya dışı gezegenlere erişim, uzay madenciliği gibi birçok gelişmekte olan alanda önemli bir güce sahip olacak.
Avrupa’da lisans geliştirme çalışmalarına odaklanan YEO, yatırımlarına hız kazandırıyor. Avrupa kaynaklı DHB Bank finansmanıyla desteklenen, Romanya’nın Caracal bölgesindeki 18,5 MWp kapasiteli güneş enerjisi santrali üretime başladı. YEO, santral aracılığıyla, yaklaşık 165 bin ağacın korunmasına katkı sağlayarak karbon salınımını azaltacak ve yeşil bir dünyaya katkı sunacak
Yenilenebilir enerji projeleriyle farklı kıtalarda adından söz ettiren YEO Teknoloji, Avrupa’daki iştiraki Defic Globe ile büyümeye devam ediyor. Bu yılın başında çalışmalarına başlanan Romanya’daki 18,5 MWp kapasiteye sahip Caracal Güneş Enerjisi Santrali (GES) üretime başladı. Romanya‘daki ilk Türk güneş enerjisi santrali yatırımı olma özelliği taşıyan Caracal GES, yılda 26.017 GWh enerji üretecek. Böylece 32.300 ton, yani 165 bin ağaca denk gelen miktarda karbon salımı engellenecek.
default
Sisteme temiz enerji vermeye başlandı
Caracal güneş enerjisi santralinin açılışı YEO Teknoloji CEO’su Tolunay Yıldız, Emsolt CEO’su Alper Tuncer, Defic Globe Genel Müdürü Yaşar Tuncer, DHB Bank Genel Müdürü Okan Balköse, Caracal Belediye Başkanı Ion Doldurea ve Türkiye Cumhuriyeti yerel elçilik temsilcilerinin katıldığı törenle yapıldı. Törenle birlikte Romanya’daki şebekeye yenilenebilir enerjiyle üretilen elektrik verilmeye başlandı.
YEO’nun yüzde 51 ortağı olduğu Defic Globe, Avrupa merkezli yenilenebilir enerji projelerini geliştirme ve yatırıma dönüştürme hedefi doğrultusunda çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Romanya Caracal projesi, YEO ve Defic Globe için önemli bir adım niteliği taşıyor. YEO, 2030 yılına kadar 1 GW’lık yenilenebilir enerji portföyüne ulaşmayı amaçlıyor.
default
Yeşil enerjide hedef 1 GW’lık kapasite
Törende konuşan YEO Teknoloji CEO’su Tolunay Yıldız, Avrupa’da büyüme sözünü tuttuklarını belirterek şöyle konuştu: “YEO Teknoloji olarak farklı bölgelerde sürdürülebilir bir dünya için çalışmaya devam ediyoruz. Caracal projesinin finansmanını da Avrupa kaynaklı sağlayarak; yatırımcı kimliğimizle global oyuncu olma yolunda somut bir adım atmış olduk. Romanya yatırımı, Türk girişimlerine liderlik etmemize yardımcı olacak önemli bir adım olacak. YEO olarak, yeşil enerjide 2030 yılına kadar 1 GW kapasite hedefiyle, dünyanın farklı coğrafyalarında ofislerimiz ve projelerimizle büyüyeceğiz. Dekarbonizasyon, desantralizasyon ve dijitalizasyon odaklı çalışmalarımızla yenilenebilir enerji ve dijital dönüşüm alanlarında kapsamlı çözümler sunmayı sürdüreceğiz. Daha yaşanabilir bir dünya için ‘Bizce mümkün’ diyerek yolumuza devam ediyoruz.”
YEO, koyduğu hedeflere istikrarlı bir şekilde ilerlerken, dünya çapında farklı lokasyonlarda bulunan ofisleri ve uluslararası iş yapma yeteneği ile dikkat çekiyor. Söz konusu projeyle birlikte YEO, finansmanını Avrupa kaynaklarından sağlayarak hem uluslararası bir oyuncu olma yolunda ilerledi hem de yatırımcı kimliğini daha da güçlendirdi.
YEO Teknoloji, özellikle yenilenebilir enerji alanında EPC olarak konumlanarak uçtan uca çözümlerle anahtar teslim kurulum hizmeti veriyor. Oluşturduğu aktif global iş geliştirme ağının yanı sıra, finansal alanda yaptığı iş birlikleriyle de yenilenebilir enerji alanındaki yatırımcılara; finans, proje, lisans, mühendislik, inşaat, satın alma, denetim gibi konularda kalıcı çözümler üretiyor.
Yıllar süren kurumsal hayatlarından kendi işlerini kurmak için istifa eden iki kız kardeş, kendi markalarını hayata geçirmek için 2019 Mama-Yoyo Baby & Kids adında kendi markalarını kurdu. Bu uzun yolculukta yaşadıkları zorlukların ardından iki kız kardeş Türkiye’nin dört bir yanında seçkin mağazalarda, e-ticaret platformlarında ve 19 ayrı ülkede müşteriler ile ürünlerini buluşturuyor.
İki kız kardeşi Amazon üzerinde açtıkları sanal mağaza ile tüm Dünya’ya açılmayı ve bu referansla ile Amerika’da fiziksel bir mağazada ürün satışına başlayabildi.
Firmanın kurucu ortakları Mama-Yoyo Baby & Kids Feyza Ehlidil ve Şule Yılmaztürk, Techinside stüdyosuna konuk oldular. Türkiye’de girişimci olmanın özellikle kadın girişimci olmanın kolay olmadığını, kadın girişimci oldukları için ciddiye alınmadıklarını, dolandırıldıklarını, ödeme yaptıkları halde ürünlerini teslim alamadıklarını buna rağmen pes etmediklerini ve şu anda Türkiye ve 19 ülkede satış yapan bir firma olduklarını anlattılar.
Kadınların iş dünyasında dijital araçlar ve pazarlama alanlarında yetkinleşmesini hedefleyen proje kapsamında, finale kalan 10 ekipten 3’ü 100 bin TL’lik teknoloji ödülünün sahibi oldu.
Alarko Holding’in, sürdürülebilir kalkınmayı hedefleyen güçlü ortaklıklar temelinde, toplumsal kapasite geliştirici ve sosyal etki odaklı projeler üreten Habitat Derneği ile yürüttüğü Girişim Öncüleri Projesi kapsamında gerçekleştirilen Girişime Artı Değer Fikir Maratonu’nda ilk 3’e giren iş fikirleri ödüllendirildi. Birinciliği Science and Nature Box projesiyle Esra Şen ve Deniz Şen, ikinciliği Gökçe’nin Bahçesi Tohumlu Kağıt Atölyesi projesiyle Merve Fergökçe Erkol ve Serkan Erkol, üçüncülüğü ise Rumii projesiyle Rümeysa Ruken Polat ve Ayşe Demirci kazandı.
Girişim Öncüleri Projesi kapsamında gerçekleştirilen fikir maratonunda jüri üyeleri arasında yer alan Alarko Holding Yönetim Kurulu Üyesi Leyla Alaton, “Girişimciler hiçbir engel tanımayan, korkusuz kişiler. Girişimci olmak, başarmak çok tatmin edici bir his. Bugün finale kalan çok güzel 10 projeyi değerlendirme fırsatı bulduk. Katılımcıları cesaretlerinden ötürü tebrik ediyorum. Üretmek, yeni bir şirket kazandırmak yeniden doğmak gibi. Burada çok pozitif bir atmosfer var. Alarko Holding olarak kadınları destekleyen böylesi bir sosyal sorumluluk projesinde olmaktan gurur duyuyoruz.” ifadelerini kullandı.
Girişim Öncüleri Projesi’ni değerlendiren Alarko Holding CEO’su Ümit Nuri Yıldız
Girişim Öncüleri Projesi’ni değerlendiren Alarko Holding CEO’su Ümit Nuri Yıldız, “Alarko Holding olarak bu projeye toplumsal refahı artıracak büyük bir adım olduğunu düşünerek başladık. Bugün projemizin geldiği noktadan gurur duyuyoruz. Girişim Öncüleri’nin tüm katılımcılarına ve projede emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.” dedi.
Alarko Holding ile birlikte hayata geçirdikleri projeyi değerlendiren Habitat Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sezai Hazır ise projenin bir parçası olmaktan duydukları memnuniyeti şu sözlerle vurguladı: “Dijitalleşmenin tüm sektörlerde baş döndürücü gelişmelere sebep olduğu bir dönemde, kadın girişimcilerin iş dünyasında aktif rol oynamasına katkıda bulunduğumuz için mutluluk duyuyoruz. Fikirlerini uygulama fırsatı bulan kadın girişimciler çoğaldıkça toplumsal refahın da büyüyeceğine inanıyoruz.”
Girişim Öncüleri ile 464 kadın girişimci eğitim aldı
Kadınların dijital pazarlama, dijital araç kullanımı, tasarım odaklı düşünme becerilerinin geliştirilmesini, kooperatif kurma adımlarıyla ilgili deneyimlerinin artırılmasını ve girişimlerinin desteklenmesini amaçlayan proje kapsamında, 464 kadın girişimci 40 saatlik eğitim aldılar.
Girişim Öncüleri Projesi çerçevesinde katılımcılar bir ay süren Girişime Artı Değer Ideathonu’nda Dijital Pazarlamanın Temelleri ve Tasarım Odaklı Düşünme, Figma, Canva ve Pawtoon, Google Sites, Dijital Pazaryerlerine Giriş, Facebook, Instagram ve YouTube Reklamları gibi konulardaki eğitimlerden faydalandılar. Ideathon programına seçilen ilk 10 iş fikri 2 haftalık mentorluk programına dahil oldu. Mentorluk programı kapsamında 10 ekip mentorlarla birlikte çalışma ve iş fikirlerini geliştirme fırsatı buldu.
2023’ün ilk aylarında aldığı yatırım ile birlikte değerini elliye katlayan Kidolog, Türkiye’nin aile teknolojileri alanındaki ilk unicorn’u olma hedefiyle yoluna devam ediyor. Çocuklar için okumayı daha keyifli hale getirecek Readki’yi piyasaya süren Kidolog,bu kez dünyada bir ilke imza attı ve yapay zekayı uygulamaya entegre ederek, PatiWe’yi evcil hayvan sahiplerinin hizmetine sundu. ODTÜ’lü gençlerle birlikte geliştirdiği ve ‘Kidolog PatiWe’ ismini verdiği uygulama için harekete geçen Kidolog, dünyanın ilk süper uygulaması olan PatiWe sayesinde, hayvan bakımı konusunda da ailelere destek olmayı hedefliyor.
Kidolog Kurucu Ortağı ve CEO’su Eray Uğurelli
Kullanıcıların, evcil hayvanların bakımı hakkında merak ettiği her şeye anında ulaşabileceği uygulamaya yönelik bilgi veren Kidolog Kurucu Ortağı ve CEO’su Eray Uğurelli, “Uzun süredir üzerinde çalıştığımız PatiWe, tıpkı diğer projelerimiz gibi, kullanıcılarımızın yaşamlarını kolaylaştırmaya yönelik olarak geliştirildi. Bir ailenin tüm fertlerine yönelik ihtiyaçlara çözüm bulan yaklaşımımızın yeni uygulaması olan PatiWe, günlük telaşların arasında evcil dostlarımızın gereksinimlerini, kullanıcılara hatırlatırken, bakıcılar için de keyifli bir iş deneyimi sunuyor.” dedi.
ODTÜ’LÜ gençlerin hayali gerçeğe dönüştü
4 Ekim Hayvanları Koruma Günü’nde satışa sunduğu uygulama ile ODTÜ’lü gençlerin hayalini gerçeğe dönüştüren Kidolog, dünyanın dört bir yanından birçok aileye de güven hizmeti sunmaya devam ediyor. 2024’te de ailelerin ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik yeni satın almaların yapılacağını belirten Eray Uğurelli sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ailemizin patili üyelerinin güvenliği ve sağlığı, çocuklarımızın güvenliği kadar önemli. PatiWe ile evcil hayvan sahipleri seyahatteyken ya da ofiste çalışırken, GPS takibi sayesinde anlık olarak minik dostlarının nerede ve nasıl olduğundan haberdar olabiliyor. Yüzde yüz güven anlayışıyla tasarlanan uygulama, bakıcıların uygulama kaydı esnasında ciddi bir sınırlama koyarken, anlık fotoğraflarla da sevimli dostlarınızın nasıl vakit geçirdiklerini, sahiplerinin görmesini sağlıyor.”
Dünyada bir ilk
Yapay zeka desteği ile birlikte dünyadaki ilk pet uygulaması olan PatiWe, veterinerlerden 7/24 online danışmanlık imkanı sağlıyor. Köpek eğitimini artık daha da kolaylaştıran uygulama sayesinde kullanıcılar, bu alanda profesyonel eğitimler de alabiliyor. Ayrıca platform üzerinden gerekli belgeleriyle kayıt olduktan sonra köpek gezdiricisi olabilen herkes, hangi tür ve cins köpekleri tercih ettiği ile ilgili filtreleme yapma şansına da sahip olabiliyor. Yaşamımıza yeni patili dostlar kazandırarak aynı zamanda eğlenceli şekilde para kazanma imkanı sağlayan PatiWe, Android ve IOS işletim sistemli cihazlardan kolayca indirilebiliyor.
Şirket Çarşamba günü yaptığı açıklamada, Bard ile Asistan olarak adlandırılan yeni teklifin kısa süre içinde test aşamasında satışa sunulacağını ve ardından önümüzdeki aylarda genel kullanıma sunulacağını söyledi. Sürüm, Android ve Google cihaz kullanıcılarının görevleri tamamlamasına ve bilgi bulmasına yardımcı olan Asistan’ı, şirketin OpenAI’in popüler ChatGPT’sine yanıt olan bir sohbet robotu olan Bard’ın bazı yetenekleriyle donatacak.
Google başkan yardımcısı Sissie Hsiao, habere eşlik eden bir blog yazısında “Üretken yapay zeka, daha sezgisel, akıllı ve kişiselleştirilmiş bir dijital asistan oluşturmak için yeni fırsatlar yaratıyor.” diye yazdı.
Teknoloji devleri yapay zeka gelişmelerinden yararlanmak için yarışırken, Google da genişleyen ürün portföyüne teknoloji aşılıyor. Geçtiğimiz ay, Gmail, Haritalar, Dokümanlar ve YouTube gibi hizmetlerin Bard chatbot’uyla donatılacağı açıklanmıştı.
Çarşamba günü Google’ın Pier 57 Manhattan ofisinde düzenlenen bir donanım etkinliği sırasında Google cihazlar şefi Rick Osterloh, Google’ın basit komutlarla metin ve video gibi yeni medyalar oluşturabilen üretken yapay zeka teknolojisini uygulamalarına ve hizmetlerine entegre etmenin diğer yollarını da anlattı.
Google Asistan, Apple’ın Siri’si ve Amazon’un Alexa’sıyla rekabet ediyor ve yapay zeka yetenekleri bu pazarda yeni bir cephe haline geldi. Asistan şirketin telefonlarında, akıllı hoparlörlerinde, akıllı saatlerinde ve diğer bilgisayarlarında bulunabiliyor.
Online alışveriş, geniş ürün yelpazesi, rahatlık ve esneklik gibi birçok avantaj sunar. Tüketiciler, ihtiyaç ve tercihlerine bağlı olarak her iki satın alma türünü de kullanabilirler.
Rahat ve konforlu bir alışverişi tercihi için genel olarak tercih edilen alışveriş çeşitlerinden bir tanesi olan Online Alışveriş, hızlı ve pratik bir şekilde alışveriş yapılabilmesini sağlar. Ürün çeşidi olarak bakıldığında, normal yaşantınızda kullanmış olduğunuz ürünlerin her birini bulabileceğiniz bu alışveriş türü, dünya çapında yaygın olarak tercih edilir.
Online alışveriş günümüzde oldukça popüler bir hale geldi. Bunun nedenlerinden biri teknolojinin hızla ilerlemesi ve internetin dünya genelinde yaygın bir şekilde kullanılmasıdır.
Gün içerisinde pek çok işimizi internet sayesinde halledebiliyoruz. İletişim, ulaşım veya alışveriş yapmak gibi birçok sebepten dolayı internet kullanımı oldukça yaygın bir hale geldi.
Bu durum, online alışverişinde aynı doğrultuda popülerleşmesini sağladı. Mağazalar, ürettikleri ürünleri online olarak satışa sunmaya ve görsel destekli içeriklerle satış yapmaya başladılar. Böylelikle mağazadaki ürünlerini çok daha fazla kişiye satma olanı buldular. Online alışveriş sadece üreticiler için değil aynı zamanda ürünleri satın alan kişiler için de büyük bir fayda sağladı.
İnsanlar evlerinden çıkmadan oturdukları yerde dünya genelindeki ürünleri inceleyip satın alma şansını elde ettiler. Mağaza mağaza dolaşıp yorulmaktansa tek tıkla istedikleri tüm ürünleri sipariş verebiliyorlar.
Online ortamda satın aldıkları ürünler kargolanır ve kısa süre içerisinde teslim edilir. Bu durum insanların online alışverişe daha çok yönelmesine ve alışverişlerini online ortamda yapmalarına olanak tanıdı.
Online alışverişin bu denli popüler olmasının bir diğer nedeni de mağazaların yaptıkları özel indirimler ve kampanyalar oluyor. Özellikle online ortamda yaptığınız ilk alışverişlerde pek çok mağaza size özel indirimler oluşturuyor. Bu durum, insanları online alışverişi daha fazla yönlendiriyor ve istedikleri ürünleri daha uygun bir fiyata satın almalarına olanak tanıyor.
Online alışveriş sonrasında almış olduğunuz ürünlerin güvenli bir şekilde ulaşım sağlaması için kargo firması tercihi yapabilirsiniz. Güvenli ve hızlı kargo taşıma için tercih edebileceğiniz kargo firmalarından bir tanesi, HepsiJet olmaktadır.
Hepsiburada bünyesinde çalışan ve güvenli kargo teslimatı için tercih edilmiş olan HepsiJet, son dönemlerin özellikle en çok tercih edilen kargo firmaları arasında yer alır. Hepsiburada sayfasından yapmış olduğunuz online alışverişlerde, satıcı ürünü HepsiJet ile gönderim sağlayabilir. Bu sayede daha hızlı ve daha güvenli bir şekilde ürününüzü teslim alabilirsiniz.
Online alışverişin popüler hale gelmesinin ardındaki bir diğer neden de pek çok farklı kategorideki ürünü tek bir sayfada bulabilme imkanı sağlamasıdır. Örneğin, aynı gün içerisinde hem elektronik alışverişi hem de kozmetik alışverişi yapmanız gerekiyor.
Online ortamda yapmadığınızda iki farklı kategori için farklı mağazalara gidip oldukça uzun bir vakit geçirmeniz gerekebilir. Bu durum online ortamda tam tersine dönüyor. Farklı kategorilerdeki alışverişlerinizi online olarak oturduğunuz yerden kolaylıkla halledebilirsiniz.
İster elektronik isterseniz de farklı bir kategorideki alışverişinizi yorulmadan ve vakit kaybetmeden hızlıca halletme imkanı bulmuş olursunuz. Alışveriş deneyimini daha pratik ve avantajlı hale getirdiği için online alışveriş her geçen gün daha popüler hale geliyor. Günden güne online alışverişi tercih eden insan sayısı da artıyor. Bu durum hem üreticilerin hem de tüketicilerin yararınadır.
Online Alışverişin Avantajları
Geniş ürün yelpazesi ve çeşitliliği: Hepsiburada, sonsuz olanaklara sahip bir dijital alışveriş cennetidir. Elektronikten giyime, ev eşyalarından kozmetiğe tüm kategorilerde binlerce ürünü kolayca bulabilirsiniz. Geniş bir yelpazede farklı marka ve stiller sunan çeşitlilik, tüketicilere kişisel tercihlerine uygun seçenekler sunar. Alışveriş deneyiminizi daha zengin ve tatmin edici hale getirecektir.
Zaman ve mekanda bağımsızlık: Klasik mağaza ziyaretlerinin aksine Hepsiburada.com, zaman ve mekan açısından sınırsız esneklik sunuyor. Günün her saatinde, evde, işte ya da her yerde alışveriş yapabilirsiniz. Bu özgürlük, yoğun programları olan tüketiciler için büyük bir nimettir.
Kolay fiyat karşılaştırma: Hepsiburada, ürünleri karşılaştırma ve en iyi fırsatı bulma konusunda size benzeri görülmemiş bir kolaylık sunuyor. Farklı marka ve tedarikçilerden alınan fiyatları anında karşılaştırabilirsiniz. Bu, paradan tasarruf etmenizi ve bütçenizi daha verimli kullanmanızı sağlar.
Yorum ve ürün incelemesi: Hepsiburada müşteri yorumları, gerçek deneyime dayalı ürün bilgileri sağlar. Hepsiburada üzerinden alışveriş yapan diğer kullanıcıların yorumlarını dikkate alarak satın almak istediğiniz ürünü değerlendirme şansına sahip olursunuz.
Kullanıcı yorumları ürünün kalitesi, performansı ve görünüşü hakkında oldukça fazla bilgi verir. Kullanıcılar bu bilgileri kullanarak satın almak istedikleri ürünleri karşılaştırıp değerlendirirler. Bu durum doğru ürün seçimini yapmanıza ve alışverişinizi daha kaliteli bir hale gelmesine olanak tanır.
Kolay iade ve değişim: Hepsiburada’nın esnek iade ve değişim politikası ile müşteri memnuniyeti ön plandadır. Hepsiburada Premium üyeliğe sahip olanlar, yanlış sipariş verdikleri ya da herhangi bir sebepten dolayı memnun kalmadıkları ürünü ister değiştirebilir isterlerse iade edebilirler. Premium kullanıcıları için kargo hizmeti tamamen ücretsizdir. Bu durum kullanıcıların daha etkili ve güvenli bir şekilde alışveriş yapmalarına olanak tanır. Örneğin elektronik alışverişlerde yaptığınız satın alma işleminden sonra gelen ürünü eğer beğenmezseniz iade edebilir veya değiştirebilirsiniz. Bu durumda hem paranız cebinizde kalır hem de online alışverişin tadını rahatlıkla çıkarma şansına sahip olursunuz.
Güvenli ödeme yöntemleri: Hepsiburada online e-ticaret platformu pek çok sayıda güvenli ödeme seçenekleri sunarak alışverişlerinizi korur. Kredi kartı, banka havalesi veya kapıda ödeme gibi seçeneklerle ödeme işlemleriniz güvende ve kişisel bilgileriniz korunuyor.
Eksiksiz kullanıcı deneyimi: Hepsiburada’nın sezgisel kullanıcı arayüzü, alışveriş deneyiminizi daha da geliştirir. Basit gezinme, hızlı ürün arama, favori ürünleri kaydetme ve özel isteklerin kolayca iletilmesi gibi işlevler, alışverişi daha keyifli ve verimli hale getirir.
Online alışveriş denince akla ilk gelen platformlardan biri Hepsiburada’dır. Hepsiburada, kullanıcı dostu arayüzü ve kullanıcılarına sağladığı çeşitli fırsatlarla e-ticaret dünyasının en önde gelen platformlarından biri olmayı başarmıştır.
Hepsiburada kullanıcı deneyimini geliştirmek ve müşterilerin daha iyi bir alışveriş deneyimi yaşamasını sağlamak için Premium üyeliğini başlatmıştır. Premium üyelik, zaten var olan avantajlardan farklı olarak size pek çok farklı fırsat ve indirim sunuyor.
İster elektronik alışverişlerinizde isterseniz de farklı kategorilerde yapmış olduğunuz alışverişlerde kullanabileceğiniz pek çok farklı indirim ve özel kampanyalardan yararlanma şansına sahip olursunuz.
Premium üyeliğe sahip olan kişiler, yaptıkları alışverişlerde özel indirimlerden faydalanabilirler ve alışverişlerinin kargo tutarı ücretsizdir. Kargonun ücretsiz olması kullanıcıların daha rahat ve ekonomik bir biçimde alışveriş yapmalarını olanak tanıyor.
Kargonun ücretsiz olmasının yanı sıra Premium üyelikte değişim ve iade işlemleri de tamamen ücretsiz olarak tamamlanır. Herhangi bir sebepten dolayı beğenmediğiniz, yanlış satın aldığınız veya hasarlı gelen ürünleri ister değiştirebilir isterseniz de iade edebilirsiniz.
Üstelik tüm bu işlemler Premium üyelik ile ücretsiz bir şekilde yapılır. Online alışveriş denince akla ilk gelen e-ticaret platformlarından biri Hepsiburada’dır. Hepsiburada kullanıcılarına özel indirimler, kampanyalar ve daha pek çok fırsat imkanı sunuyor.
Bu durum platformun her geçen gün daha çok kullanıcıya sahip olmasına ve dünya genelinde de ün kazanmasına öncülük ediyor. Hepsiburada Premium üyelik satın alarak elektronik, kozmetik gibi tüm kategorilerdeki alışverişinizi kaçırılmayacak fırsatlarla halledebilirsiniz.
Hepsiburada Premium’lu olmanın avantajlarını sonuna kadar kullanın. Öğrenci ve çalışanlar için cep telefonu, bilgisayar, tablet gibi elektronik ürünleri garanti süreleri daha uzun şekilde satın alabilirsiniz.
Mobilya satın aldığınızda ücretsiz montaj hizmetinden yararlanabilir, beğenmediğiniz ürünü iade etmek istediğinizde ücretsiz olarak kargo hizmetinden yararlanabilirsiniz. Ayrıca Hepsiburada Premium üyelerine BluTV hediye! Hepsiburada Premium üyeleri ilk ay sadece 1 TL ödüyor. Avantajlı alışverişin tadını Hepsiburada Premium ile çıkarın.
ABD Federal Ticaret Komisyonu ve 17 eyalet başsavcısı Amazon şirketine antitröst davası açarak online perakende ve teknoloji şirketini tekel oluşturmakla suçlamışlardı. Davanın 172 sayfalık iddianamesinde FTC büyük ölçüde Amazon firmasının gizli Nessie Projesi’ne odaklanıyor. Proje, iddianamenin kamuya açık versiyonunda 16 kez ismen anılıyor. Ayrıca Nessie Projesi ile ilgili özel bir alt bölüm yaklaşık dört sayfayı kapsıyor.
İddialara göre Amazon’un kullandığı ve Nessie Projesi adı verilen algoritma, e-ticaret sitesindeki fiyatları şişiriyor ve Target gibi rakip diğer perakendecilerin de aynı şeyi yapıp yapmayacağını izliyordu. Rakip perakendeciler daha düşük fiyatı korursa, algoritma otomatik olarak devreye girerek ilgili ürünün Amazon’daki normal fiyatına geri döndürüyordu. Nessie’nin, Amazon’un farklı alışveriş kategorilerinde fiyatlarını yapay olarak artırarak kârını artırmasına yardımcı olduğu ve şirketin 2019’da bu algoritmayı kullanmayı bıraktığı bildiriliyor.
Amazon tarafı iddiaların mesnetsiz olduğunu zira Nessie Projesi’nin aslında fiyatların sürdürülemeyecek kadar düşük olduğu olağandışı sonuçlara yol açmasını engellemeye çalışmak üzere kurgulanmış bir algoritma olduğunu söylüyor. Yani bu algoritma aslında rakiplerle eşleşmek için bir ürünün fiyatını tekrar tekrar düşürüp günün sonunda zararına satmayı engelliyormuş. Ancak e-ticaret devi Nessi Projesi hakkında son derece ketum ve kamuoyuna yönelik net açıklamalar yapmaktan kaçınıyor. Hatta FTC’nin kamuoyuna açık iddianamesinde de Nessi Projesi geçen hemen hemen her bölüm, şirket sırrı içerdiği gerekçesiyle redakte edilmiş (üstü siyah bantla kapatılmış) durumda.
Redakte edilen bölümler için gizlilik kararı kaldırılabilir
Davanın nasıl ilerleyeceğini ve FTC’nin mi yoksa Amazon’un mu haklı olduğunu zaman gösterecek. Ancak iddianamede şimdilik redakte edilmiş olan bölümler, davanın seyrine göre kamuoyuna açık hale getirilebilir. FTC sözcüsü Douglas Farrar geçen hafta yaptığı açıklamada, “Amazon’un geçici mühürleme kararının alınmasından itibaren bu bilgilerin açıklanmasını engellemek adına meşru bir gerekçe sunmak üzere 14 günü var” demiş ve eklemişti: “Bu bilgilerin çoğunu kamuoyundan gizli tutmak için zorlayıcı nedenler olduğuna inanmıyoruz.”
CSI, 23 yıl önce, NASA’nın bile erişebildiğinden daha ileri teknolojiyle donatılmış olay yeri inceleme ekiplerinin yer aldığı ilk çıkışını yaptı. Bu araçlardan biri olan dijital fotoğrafları yakınlaştırma ve yüksek kaliteli sonuçlarla geliştirme yeteneği gülünç derecede imkansız görünüyordu, ancak son Google hamlesi ile Aralık ayından itibaren Pixel 8 Pro kullanıcıları tam olarak bunu yapabilecek.
Çarşamba sabahı New York City’de düzenlenen Made by Google etkinliğinde şirket, Pixel Watch 2 akıllı saatinin yanı sıra yeni yapay zeka destekli fotoğrafçılık ve görüntü düzenleme araçlarını içeren Pixel 8 ve Pixel 8 Pro akıllı telefonlarını resmi olarak tanıttı.
Akıllı telefon kameraları, kullanıcıların görüntü kalitesinde herhangi bir kayıp olmadan bir nesneyi yakınlaştırabilecekleri noktaya kadar ilerledi, ancak aynı şeyi dijital fotoğraf çekildikten sonra yapmaya çalışmak çoğu zaman görüntü kalitesinde ciddi bir bozulmaya neden oluyor.
Artık Google’ın Zoom Enhance özelliği, kullanıcılara “herhangi bir fotoğrafı daha sonra yakınlaştırma ve fotoğrafınızın odağının olmasını istediğiniz yere kırpma” gücü sağlamayı vaat ediyor.
Zoom Enhance, pikselli sonuçları önlemek amacıyla ek görüntü verileri eklemek ve orijinal fotoğrafta yüksek ayrıntıyla yakalanmayan ince ayrıntıları yeniden oluşturmak için üretken yapay zekayı kullanıyor. Yüksek çözünürlüklü bir ekranda görüntülenmek ve hatta yazdırılmak için yeterli çözünürlük ve piksel verisine sahipken dijital fotoğrafların önemli ölçüde kırpılmasına olanak tanıyor.
Google Pixel 8 Pro, birkaç fotoğraf çekme ve ardından en iyi parçaları, herkesin gülümsediği ve kameraya baktığı mükemmel bir grup çekiminde bir araya getirme yeteneği de dahil olmak üzere, diğer yapay zeka destekli görüntü düzenleme özellikleriyle birlikte gelse de, Zoom Geliştirme, Bu yılın sonlarında Aralık ayında gelmesi beklenen bir Android 14 güncellemesi için tanıtıldı.