Colendi de banka oluyor

0

Dünyanın önde gelen yenilikçi finansal teknoloji şirketlerinden biri olan Colendi, dijital bir mevduat bankası kurmak için BDDK’dan kuruluş izni aldı. Faaliyet izni sonrası hayata geçecek olan ColendiBank, İstanbul Finans Merkezi’nin dijital bankacılıkta da dünyanın sayılı noktalarından biri olması hedefi ile yola çıkıyor. Tüm servislerini ihraç etmek için kendi teknolojisini üreten ColendiBank, Türkiye’nin güçlü bankacılık alt yapısı ve regülasyonları ile hızla küresel bir oyuncu olma yolunda.

Finans dünyasının geleceği olarak görülen ve Türkiye’de de Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK) verdiği kuruluş izni ile yetkilendirilerek fiziksel şubeleri olmaksızın tamamen dijital ortamda hizmet sunan dijital bankalar, sağladıkları dijital deneyim ile kullanıcılarının hayatını kolaylaştırıyor. Dünyanın en hızlı büyüyen ve en güçlü fintek şirketlerinden biri olan Colendi, BDDK’dan kuruluş izni aldı ve ColendiBank’ı hayata geçirmeye hazırlanıyor. 

BDDK’nın 03.08.2023 tarihli ve 10639 sayılı kararı ile 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 7. ve 8. maddeleri kapsamında yapılan değerlendirme sonucunda, Kanunun 6’ncı maddesi uyarınca, Dijital Banka yönetmeliğinde dijital bankalar için belirtilen faaliyet esaslarına uygun olarak faaliyet göstermek üzere Türkiye’de 2 milyar TL kuruluş sermayeli ColendiBank dijital mevduat bankasının kurulmasına izin verdi. Faaliyet izni sonrası hayata geçecek olan ColendiBank, İstanbul Finans Merkezi’nin dijital bankacılıkta da dünyanın sayılı noktalarından biri olması hedefi ile yola çıkıyor.

Colendi Kurucu Ortağı ve CEO’su Bülent Tekmen, öncü finansal teknolojiler geliştiren Colendi’nin, ColendiBank ile dijital mevduat ve servis bankacılığı ile erişilebilen finansal ürün ve hizmetler sağlayacağını belirterek, teknoloji odaklı yenilikçi ürünler, yeni nesil, benzersiz ve kişiselleştirilmiş kullanıcı deneyimi sunmayı amaçladıklarını söyledi. Tüm servislerini ihraç etmek için kendi teknolojisini üreten ColendiBank, Türkiye’nin güçlü bankacılık alt yapısı ve regülasyonları ile hızla küresel bir oyuncu olma yolunda.

Bülent Tekmen, “Dijital mevduat bankası kuruluş izni almaktan ve platformlarımız ve kullanıcılarımız için bankacılığa yeni bir bakış açısı ve erişilebilirlik düzeyi getirmekten dolayı heyecan duyuyoruz” dedi. Öncü ve yenilikçi finansal teknolojiler geliştirme konusundaki deneyimlerini şimdi de dijital bankacılık alanında değerlendireceklerini belirten Tekmen, ‘Şimdi Al, Sonra Öde’, menkul kıymetler ve sigorta ürünleri gibi geniş bir alanda hizmet verme gücüne sahip olan Colendi ekosisteminin, bundan sonra ColendiBank ile dijital bankacılık hizmetleri de sağlayarak kullanıcılarının finansal ihtiyaçlarını uçtan uca karşılayacağının da altını çizdi. 

1 milyar kullanıcı hedefine hızla ilerliyor

2021 yılında 120 milyon dolar değerleme ile Seri A yatırım turunda 30 milyon dolar toplayarak değerlemesini 150 milyon dolara çıkaran Colendi, bankaların yanı sıra yerli ve yabancı fonlardan büyük ilgi gören ve halen devam eden Seri B yatırım turunda 700 milyon dolar değerlemeye ulaşmıştı. 18 milyon kullanıcıya sahip olan, Turkcell (Paycell), Migros (MoneyPay) ve Limak Holding gibi büyük markalarla iş birliği yapan  Colendi’nin, bölgedeki en ciddi yatırım alan fintek oyuncularından biri olduğunu hatırlatan Tekmen, dijital mevduat bankacılığında da  ColendiBank’ın hayata geçmesiyle birlikte 1 milyar kullanıcıya ulaşma ve en yenilikçi küresel finans teknolojileri oyuncusunu yaratma yönündeki iddialı vizyonlarına hızla ulaşmakta olduklarını söyledi. 

ColendiBank’ın arkasındaki iki fintek devi: Colendi ve SETL

Geçtiğimiz yıl Londra merkezli blok zinciri çözümleri ve ödeme sağlayıcısı SETL’ın tamamını satın aldıklarını hatırlatan Tekmen, New York Federal Merkez Bankası (FED) dijital para projesinin teknoloji sağlayıcıları arasında olduklarını belirtti. SETL’ın hizmet verdiği kurumlar arasında İngiltere, Fransa ve Singapur Merkez Bankaları, Swift, Bank of New York gibi önde gelen banka ve finans devleri bulunuyor. ABD’nin önde gelen bankalarına teknoloji desteği sağlayan SETL, ayrıca Regulated Liability Network©  (RLN) konseptinin uygulanabilirliğinin test edildiği ve paylaşılan bir ‘ledger’ (Muhasebe ve Mutabakat Sistemi) üzerinde daha verimli ve hızlı gerçekleştirilebilmesini sağlayan çalışmanın ana teknoloji sağlayıcısı. 

SETL’ın yatırımcıları arasında çok güçlü grupların olduğunu hatırlatan Tekmen, bir çok bankaya teknolojik alt yapı sağladıklarını, bankaların da burada kullandığı alt yapı ve teknoloji sayesinde ülke ve dinamikler fark etmeksizin dijital olarak tek bir sistem içerisinde saniyede 1 milyon işlemi gerçekleştirebildiğini söyledi. Tekmen, Colendi’nin yerel ve global olarak sahip olduğu tüm bu yetenekler ve finansman gücü ile ColendiBank’ın kısa sürede müşterisini finans dünyasının geleceği ile buluşturacağının altını çizdi. Tekmen, son olarak ColendiBank’ın arkasında Colendi ve SETL gibi iki fintek devinin olduğunu hatırlatarak, küresel bir oyuncu olma hedeflerinin çok kısa sürede gerçekleşeceğine olan inancını tekrarladı. 

Doğuş Teknoloji’nin yeşil veri merkezine girdik!

Doğuş Teknoloji, 2012 yılında Doğuş Grubu bünyesinde kurularak sektörün lider şirketlerinden biri haline geldi. Şirket, bilgi teknolojileri alanında hizmet vermekten büyük bir heyecan duyuyor. İhtiyaca yönelik yazılım, data ve altyapı yönetimi ve siber güvenlik hizmetleri sunan Doğuş Teknoloji, 2017’den bu yana Türkiye’nin sayılı Ar-Ge merkezlerinden biri olarak hizmet veriyor.

Doğuş Teknoloji Grubu’nun yeşil veri merkezini gezdik, Doğuş Teknoloji Teknoloji Operasyonları ve Siber Güvenlikten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Eray Gözener ile İhtiyaca yönelik yazılım, data ve altyapı yönetimi ve siber güvenlik hizmetleri sunan Doğuş Teknoloji’nin hizmetlerini, yatırımlarını ve gelecek planlarını mercek altına aldık.

Sürdürülebilirlik, Siber Güvenlik ve Yeni Nesil Teknolojilere Yöneliş

Doğuş Grubu’nun geniş sektör yelpazesi ve bünyesinde yer alan dijital pazarlama şirketi Euro Message ile gayrimenkul fiyat endeksi üreten Reidin’in 2022 yılında birleşmesi, grup adına büyük bir ilerleme oldu. Bu birleşme sonrası grup, beş yüzden fazla çalışanıyla ve ortalama yaşının 33 olduğu genç ve dinamik bir kadro ile sektörde adını duyurmayı sürdürüyor.

Merkezinin bulunduğu binada 2014 yılından bu yana faaliyet gösteren Doğuş Teknoloji, Grup’a uçtan uca altyapı ve siber güvenlik hizmeti veriyor. Sektöre özel yazılım ve data çözümlerinin altyapısını 7×24 kesintisiz yöneterek, kesintisiz hizmet anlayışını benimsiyor.

Yurt içindeki başarısını yurtdışına da taşıyarak, 2018’den bu yana grup dışındaki markalara hizmet vermeye başladı. 2022 yılı itibarıyla Dubai ve Katar’daki ofisler ile bu bölgelerde hizmet vermeye başlayan şirket, büyüme stratejisini sürdürüyor.

Sürdürülebilirlik konusunda da aktif çalışmalar yapan Doğuş Teknoloji, “Doğuştan İyi bir gelecek Doğuş ile gelecek” yaklaşımı ile sektörün sürdürülebilirliği adına çalışmalar gerçekleştiriyor. Bu kapsamda, 2021 yılında Sürdürülebilirlik Kalkınma Amaçlarından beş tanesini odak alanına alarak projeler yürütüyor.

Günümüzün en önemli konularından olan İş Sürekliliği ve Siber Güvenlik alanlarında da yoğun çalışmalar yapan şirket, 2020 yılından bu yana olağanüstü durum merkezi düzenlemeleri ve altyapı düzenlemeleri ile risk yönetimini gerçekleştiriyor. Siber güvenlik konusunda da risklere dayalı yaklaşım ile grubun ve hizmet verdiği diğer şirketlerin güvencesini sağlıyor.

Doğuş Teknoloji’de genç çalışan profili, kuvvetli bir partner ekosistemi

Doğuş Teknoloji, yaptığı etkinlikler ve ortaklıklar ile sektördeki varlığını her geçen gün daha fazla hissettiriyor. Şirket, güçlü ve genç çalışan profilinin yanında kuvvetli bir partner ekosistemine sahip. Bu ekosistem, yeni teknolojilere dönük çalışmalar gerçekleştiriyor.

Geleneksel teknolojiler alanında uzun süredir hizmet veren Doğuş Teknoloji, yeni nesil teknolojilere de yatırım yapmaya devam ediyor. Blockchain teknolojisi, IoT, VR Glass ve ChatGPT gibi konularda çalışmalar yürüten şirket, teknolojik gelişmeleri yakından takip ederek, ihtiyaca yönelik çözümler sunmaya devam ediyor.

Startup’lar akıllı şehirlerin evrimine yön veriyor

Artan nüfus, dünyamızın yaşadığı problemler, şehirlerin hızlı ve düzensiz büyümesi özellikle yerel yönetimleri akıllı şehir uygulamalarına yöneltiyor. Ulaşımdan güvenliğe, veri yönetiminden sürdürülebilirliğe kadar birçok farklı alanı içinde barındıran akıllı şehir uygulamaları üzerine çalışan girişimlere de dünyada ilgi gün geçtikçe artıyor.

Nüfus yoğunluğu artıkça şehirler plansız bir büyümenin içinde kalıyor. 2050 yılına kadar tüm dünyada 2,5 milyardan fazla insanın şehirlerde yaşayacağını düşünüldüğünde bu hızlı ve düzensiz büyüme insan hayatını daha da derinden etkileyeceği bugünün önemli bir gerçeği. Bunun farkında olan ülkeler akıllı şehir alanına çok ciddi yatırımlar yapıyor. Akıllı şehir pazarının 2027’de 1 trilyon doları geçeceği tahmin ediliyor. Konunun öneminde olan Singapur, Çin, Avustralya gibi ülkeler bu alana yönelik önemli yatırımlar yapıyor. Bu alanda çalışan startup’lar da hızla çoğalıyor ve önemli gelirler elde ediliyor. 2025 yılına kadar akıllı şehir alanında çalışan startup’ların yaklaşık 111 milyar dolar gelir elde etmesi planlanıyor. Çünkü bu alana yapılan yatırımlar gün geçtikçe artıyor. Örneğin İngiltere’nin nisan ayında her kenti akıllı kent haline getirmek ve kentlerin dijital ikizini çıkartmak için ayırdığı bütçe 600 milyar doların üzerinde.

Farklı dikeylerdeki akıllı şehir odaklı startupların sayısı artıyor

Tüm dünyada akıllı şehirlerle ilgili büyük projeler hayata geçerken bu konuyla ilgili çalışan ama farklı dikeylerde hizmet veren startuplara da özellikle yatırımcı ilgisi artıyor. Ulaşım alanında çalışan girişimler artan nüfusa bağlı olarak kentsel tıkanıklığı azaltmak, insan ve mal ve hizmet akışını optimize etmek için tasarlanmış çözümler geliştiriyor.

Akıllı şehirlerle ilgili ortaya çıkan siber güvenlik girişimleri de öne çıkan başka bir dikey olarak öne çarpıyor. Bu alandaki girişimler, akıllı şehirler için kablosuz ağ altyapısını kullanan hizmetler geliştiriyor. Şehrin ürettiği verileri anlık olarak toplanmasını ve analiz edilmesini sağlıyor. Artan veri paylaşımı karşısında veri gizliliğini korumak için önlemler alıyor.

Akıllı şehir vizyonunun temelinde sürdürülebilirlik kavramı yatıyor. Bu alana odaklanan girişimler özellikle şehirlerin kirlilikle mücadele edebilmesine olanak sağlayan hizmetleri ortaya çıkartıyor. Artan nüfusla birlikte kaynakların verimli kullanılmasına yönelik teknolojiler geliştiriyor. Bunlara ek olarak şehrin sakinlerinin sağlığını ve güvenliğini desteklemek veya yerel yönetimlerin işlerini kolaylaştırmak adına ortaya çıkan teknolojiler de son dönemde öne çıkıyor.

Akıllı şehir yaklaşımını güçlendirmek ve yaygınlaştırmak için 42 yıldır bilişimin gücünü kullanan SAMPAŞ Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Şekip Karakaya “Mikromobilite ve siber güvenlikten çevre izlemeye kadar bu alanlardaki startup’lar şehirleri daha verimli, sürdürülebilir ve dayanıklı hale getirmek için çalışıyor. Çünkü akıllı şehir vizyonu derken büyük bir operasyondan bahsediyoruz. Büyük miktarlarda veri toplamak, birleştirmek ve analiz etmek için sensörlere, bağlı cihazlara ve yazılım platformlarına ihtiyaç var. Bunların özellikle yeni nesil teknoloji şirketleri tarafından üretilmesi gerekiyor. Bu alanla ilgili teknolojiler özellikle dünyanın doğusunda yatırımcılar tarafından büyük ilgi görüyor ve burada startup’lara yapılan yatırım gün geçtikçe artarken bu alanda çalışan girişimlerin gelirleri de artıyor. Öyle ki 2022 yılında akıllı şehir alanında çalışan startup’lara yapılan 10 büyük yatırımın toplam değeri 787 milyon doların üzerindeydi. Bu yatırımlarla birlikte bu şirketlerin değeri 5,5 milyar dolara yaklaştı. Dünyada hızla büyüyen bu alanda Türkiye olarak biz de yer almalıyız, ülkemizde bulunan akıllı şehir alanında çalışan startup’ları teşvik etmeliyiz. Bu nedenle SAMPAŞ Holding olarak Akıllı Şehir Girişim Sermayesi Fonu’nu bir süre önce hayata geçirdik. Bu fonla akıllı şehir, yenilenebilir enerji, bilişim, atık yönetimi ve kentsel dönüşüm alanlarında hizmet veren 9 adet girişime yatırım yaparak bu şirketlerin değerlemelerinin ciddi manada artmasını sağladık. Bugün bu girişimler akıllı şehir alanında önemli çalışmalar yapıyor ve hızla büyüyor. Amacımız bu alanda çalışan şirketlere yatırım yaparak onların büyümesini ve dünyada hızla gelişen bu alanda Türkiye’nin de söz sahibi olmasını sağlamak.
 

Google Search dilbilgisi kontrol edebilecek

0

Google Search dilbilgisi kontrolü yaparak daha iyi aramalar yapmayı sağlayacak. Daha önce yazım yanlışlarını kontrol edebiliyordu.

Google Arama, sözlüğünden metronom ve çok taraflı kalıba kadar bir dizi yerleşik araca sahipt. En son ekleme, mobil ve masaüstünde dilbilgisini kontrol etmenizi sağlıyor. Google, gramer denetleyicisinin “bir kelime öbeğinin veya cümlenin dilbilgisi açısından doğru bir şekilde yazılıp yazılmadığını veya değilse nasıl düzeltileceğini” göreceğini söylüyor. Şu anda, özellik yalnızca İngilizce olarak mevcut.

Aramaya “gramer kontrolü” ile birlikte bir cümle veya kelime öbeği girmeniz yeterli. Bunu her zaman sorgunuzun sonuna eklemek zorunda değilsiniz. Bu da daha sorunsuz bir deneyim sağlar, ancak bu, Google’ın aracı her seferinde etkinleştireceğini garanti edior.

Dilbilgisi kontrolü nasıl etkinleştiriliyor?

Herhangi bir sorun yoksa, ilk sonuç olarak görünen “Dilbilgisi Kontrolü” bölümü/kartı yeşil bir onay işareti gösterecek. Aksi takdirde Google cümleyi yeniden yazıyor ve değiştirdiği şeyin altını çiziyor. Bu araç aynı zamanda yazım hatalarını da düzeltecek. Sabit sürümün üzerine gelindiğinde bir “Kopyala” düğmesi görünüyor. Google, perde arkasında dili analiz etmek için yapay zeka sistemlerinden yararlanıyor. Şirket, dilbilgisi kontrollerinin “özellikle kısmi cümlelerde yüzde 100 doğru olmayabileceği” konusunda uyarıyor. Bu nedenle ifadelerden kaçınmak daha iyi. Gmail ve Google Dokümanlar, birkaç yıldır yazım ve dilbilgisi denetimleri sunuyor, ancak bunu Arama’ya koymak oldukça belirgin.

Bir sorun keşfederseniz, sağ alt köşedeki “Geri Bildirim”e tıklayarak şunları seçebilirsiniz: Bu yararlı, Bu alakalı değil, Öneri yanlış veya Öneri rahatsız edici ve yorum/öneri girebilirsiniz.

İçerik , Google Arama’nın genel politikalarını  veya bu  Arama özellikleri politikalarını ihlal ediyorsa” dilbilgisi kontrolü çalışmayacak. Bu, tehlikeli, doğası gereği tıbbi olan veya “kaba dil ve küfür” içeren girdileri içerir. Bu özellik için bir destek belgesi ilk olarak Temmuz ayının sonlarında yayınlandı. Hız testi, renk seçici, döndürücü, meditasyon, hesap makinesi, yazı tura atma, zar atma ve metronom gibi diğer yerleşik Google Arama yardımcı programlarına katılıyor. Google Search dilbilgisi kontrolü ile arama terimlerinizi daha doğru sıralamanızı sağlıyor.

Omdia, akıllı arabalar ile ilgili dikkat çekici bir rapor yayınladı!

0

Yeni Omdia raporuna göre, 2023 yılında yollarda çok daha fazla sayıda akıllı araba görebileceğiz. Trafikte artış gösteren elektrikli araçlar ve yapılan şarj istasyonu yatırımları da aslında bunu doğrular nitelikte.

Otomotiv pazarının 2023’teki manzarasını araştıran raporda, yoldaki bağlantılı araç sayısının bu yıl %18 artacağı, önümüzdeki on yılın başında 900 milyondan fazla bağlantılı otomobilin ise yolda olacağı ortaya çıktı.

Google ve Apple gibi şirketlerin, pazar patlamaya devam ederken araç içi video, iletişim ve eğlence sistemleri gibi ilgili teknolojileri geliştirmeye hazır oldukları belirlendi. Amazon ayrıca, Fire TV eğlence platformunu araçlara getirerek araç içi yazılım geliştirmede öncü olarak ortaya çıkıyor.

Tüketicinin araç yazılımı hizmetleri için daha fazla ödeme yapma istekliliğinin belirsiz olduğu tespit edilirken, raporda otomobil üreticilerinin yeni otomobil tasarımlarının çoğu için standart bir özellik haline gelecek bağlantı ile akıllı otomobil çözümlerini sürdürmeye devam edeceği tahmin ediliyor.

Omdia baş analisti David Tett bir konuşmada, ”Tüketicilerin araç içi hizmetler için fazladan ödeme yapma istekliliği konusunda devam eden belirsizlik var, özellikle de ortalama yolculuklar 15-30 dakika arasında değiştiği göz önüne alındığında paranın karşılığı ile ilişkilendiriyorlar.” dedi.

“Bu potansiyel, birçok paydaşın otomotivi gelecekteki büyüme için kilit bir alan olarak gördüğü anlamına geliyordu.”

Hyundai ve Kia, 113.000 araçta yangın riski tespit etti!

0

Kia ve Hyundai, son zamanlarda övgü ve ödüllerle dikkat çeken yeni araçlarına rağmen, yangın riski nedeniyle endişe verici bir durumla karşı karşıya. Şirketler, 113.000’den fazla yeni model aracı geri çağırarak, araç sahiplerini bu araçları yapılardan uzakta park etmeleri konusunda uyarıyor.

Reuters tarafından yapılan bir rapora göre, Amerika Birleşik Devletleri’nde yaklaşık 52.000 Hyundai aracın ve 40.000’den fazla Kia aracın geri çağırma kapsamında olduğu belirtiliyor. Aynı şekilde, Kanada’da da 11.000 Hyundai aracın ve 10.700 Kia aracın geri çağırıldığı.

Etkilenen modeller arasında Hyundai’nin 2023-2024 Palisade ve Tucson, Sonata, Elantra ve Kona’nın 2023 versiyonları yer alıyor. Kia’nın etkilenen araçları ise 2023-2024 model yıllarına ait Seltos ve 2023 Kia Soul ile Sportage modellerini içeriyor. Yangın riski, hasarlı elektrikli bileşenlerden Yağ pompası, elektronik kontrolörlerinden kaynaklanan aşırı ısınma sorunundan kaynaklanıyor.

Şu ana kadar herhangi bir kaza veya yaralanma rapor edilmedi, ancak otomobil üreticileri araç sahiplerini, araçlarını motor kapalı olsa bile açık havada, yapılardan ve diğer araçlardan uzakta park etmeleri konusunda uyararak yangın riskini ciddiye almaları gerektiği konusunda uyardı.

Geçtiğimiz yıllarda Ulusal Otoyol Trafik İdaresi (NHTSA) yarım milyondan fazla eski aracın geri çağrılmasıyla gündeme gelmişti. Şimdi ise yeni modellerin de bu sorundan etkilendiği doğrulandı. Koreli otomobil üreticileri, sorunlu parçanın Mart ayından bu yana üretimde olmadığını belirtti.

Hyundai, araçlarını kullanırken güvende hissetmeyen müşterilere, düzeltme yapılıncaya kadar bayilerden kiralık araç temin etmelerini öneriyor.

Siz konu hakkında ne düşünüyorsunuz? görüşlerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz.

ChatGPT’nin modası geçti mi?

0

OpenAI’in geliştirdiği ChatGPT; inovatif yönü, yaygın kullanımı ve bilinirliği ile yapay zeka teknolojisi için dönüm noktası kabul edilebilecek bir üründü. Fakat yarattığı başarıyı sürdürme yönünde geliştirilen birçok yeni ürün, sağladıklarıyla onu geçti. Görünüşe göre artık yeni LLM araçlarının devri geldi.

LLM’ler ve üzerine inşa edilen araçlar

LLM, tipik olarak petabaytlarca metin verisi üzerinde eğitilmiş bir tür AI sistemi. Sorgulandığında bir sonraki kelimeyi veya cümleyi tahmin etmek için tüm bu verilerdeki kalıpları arıyor ve bu da insan benzeri etkileşime neden oluyor. Sohbet robotuda, LLM’ye erişen bir araç. ChatGPT bir chatbottur. Ücretsiz sürüm, GPT-3.5 adlı bir LLM’ye ve ücretli sürüm GPT-4.0’a erişir.

OpenAI açık kaynak

Bunlar sadece iki LLM veya aynı LLM’nin iki versiyonu. Ancak orada birçok karşılaştırılabilir model var. Aslında, sayı şaşırtıcı derecede yüksek.

Stanford bilim adamları kısa süre önce LLM’ler üzerine çalışmalarını yayınladılar. Şu anda mevcut olan 15.821 LLM’yi belirlediler ve onları anlamamıza ve bağlamsallaştırmamıza yardımcı olmak için Constellation adlı bir kaynak oluşturdular.

LLM sohbet robotları temelde çok amaçlı. Ancak bu, her şey için ChatGPT gibi bir araç kullanmanız gerektiği anlamına gelmiyor. Ayrıca, Stanford ve UC Berkeley’in tartışmalı yeni raporu, ChatGPT’nin bazı kullanımlar için aslında “aptal” kaldığını öne sürüyor.

En yeni LLM ürünlerinden biri Microsoft ve Meta’dan geliyor; adı LLaMA 2. LLaMA 2’yi denemenin birçok yolu var. Llama 2’yi girişim firması Andreessen Horowitz tarafından düzenlenen bir demo aracılığıyla deneyebilirsiniz. Kodu Meta’dan veya AI paylaşım platformu Hugging Face’den indirebilir, Microsoft Azure üzerinden erişebilir veya Amazon SageMaker JumpStart’ta deneyebilirsiniz. Veya sorgulara cevap vermek için LLaMA 2 ve Perplexity.ai’yi birleştiren benzersiz bir kaynağa göz atabilirsiniz.

Bunun ötesinde, yakında çok daha fazla LLM var. Apple’ın bile Google Cloud’da çalışan Google makine öğrenimi çerçevesi Jax’ın üzerine bir tane oluşturduğu bildiriliyor. Kod adı “Ajax” ve bazı iç mühendisler tarafından gayri resmi olarak “AppleGPT” olarak anılıyor. Çalışanlar bunu ürün prototipleme çalışmaları ve diğer kullanımlar için kullanıyor.

Teknoloji kurucusu, melek yatırımcı, ürün tasarımcısı ve Product Hunt süper kullanıcısı Chris Messina, geçtiğimiz günlerde Google podcast’inde Bu Hafta’da, Product Hunt’taki uygulamaların ezici çoğunluğunun artık %80’in kuzeyindeki yapay zekaya dayandığını söyledi. Sadece bir yıl önce, Product Hunt’taki AI tabanlı uygulamalar çok daha nadirdi.

Cloud geliri ve yıllık %55 artan yeniden yapılandırılmış gelir, gelecekte güçlü bir performansın işaretçisi olarak görünüyor. IFS, Kurumsal Kaynak Planlama (ERP), Kurumsal Varlık Yönetimi (EAM), Saha Servis Yönetimi (FSM) ve Kurumsal Servis Yönetimi (ESM) çözümlerinde liderliğini sürdürürken, yazılım gelirleri yıllık bazda %44 oranında arttı.

Her gün çevrimiçi olan yeni araçlar ve güçlü güncellemeler alan mevcut araçlarla, Futurepedia ve AI Top Tools gibi küratörlü arama araçları aracılığıyla yeni ürünler aramak iyi bir fikir.

Örneğin, arama motoru değiştirme çalışmaları için Phind adlı bir site; size hem LLM’den türetilen sonucu hem de veriler için kullandığı arama motoru bağlantılarını veren LLM tabanlı bir arama motoru. Mevcut bilgi için ChatGPT’den çok daha üstün olan birçok kaynaktan biri. Genel olarak, LLM tabanlı sohbet robotları arama motorlarından çok daha düşük ve arama ile yapay zekayı birleştirmek en iyisi.

Ve bu araçların ne kadar hızlı geliştiği göz önüne alındığında, gelecek ay, hatta gelecek hafta belirli bireysel amaçlar için en iyi sohbet robotlarının, tarayıcı eklentilerinin, web sitelerinin ve uygulamaların tamamen farklı olabileceğini hatırlamak önemli.

AI dünyası şu anda o kadar çeşitli ve karmaşık ki, verebileceğim en iyi tavsiye çılgın bir bilim adamı gibi deney yapmak. Yapabildiğiniz kadar çok yeni araç deneyin. Yapay zekayı işinize entegre etmeyi deneyin. Yaratıcı sorgular çalıştırın. Ve AI’yı beyin fırtınası ortağı ve sondaj tahtası olarak kullanın.

Yapay zeka dünyası inanılmaz derecede hızlı değişiyor ve teknolojinin vaadi ve tehlikeleri oldukça ezici. Teknoloji ve iş dünyasındaki hepimizin ona macera, öğrenme ve deney duygusuyla yaklaşması gerekiyor. Ve bu kadar hızlı gelişen bir atmosferde ChatGPT’ye bağlı kalmayın derim.

Twitter içerik üreticilerine ödeme yapmaya başladı

Geçen haftalarda Elon Musk’ın paylaştığı bir tweet aracılığı ile eski adı Twitter yeni adı X’ın yorumlara reklam yerleştiren bazı kullanıcılara ödeme yapacağını duyurmuştu. Ödemenin birkaç hafta içinde yapılacağını söylemişti. İlk ödeme grubu için ayrılan para ise beş milyon dolar olarak açıklanmıştı.

X ödemelere başladı

X içerik üreticileri mail üzerinden başvurularını gerçekleştirdi. Ve bugün itibari ile ödemelerini almaya başladılar. Shiftdelete.net Kurucusu Hakkı Alkan paylaştığı YouTube videosunda X’den aldığı ilk parayı nasıl kazandığını aktardı.

Elon Musk, X üzerinden gelir elde etme sistemini genişletmeye devam ediyor. X kullanıcıları artık abonelik modeliyle gelir elde edebiliyorlar. Bu yenilikle birlikte, kullanıcılar fotoğraf, video veya tweet’leri sadece abonelere özel olarak paylaşarak para kazanabilecekler.

Elon Musk,Twitter’ı satın aldığından beri bir çok değişikliğe imza attı. Bu değişikliklerden en önemlisi ise platformun ismini X olarak değiştirmesi ve içerik üreticilerini teşvik etmek amaçlı ödeme yapacağını duyurdu. Musk ilk olarak platformun ismini değiştirdi ve bugün itibari ile içerik üreticilerine ödeme yapmaya başladı. Musk bu ödemeleri X’den gelen reklam ödemelerini içerik üreticileriyle paylaşmaya başladı.

Twitter, içerik üreticilerinin platformdaki paylaşımlarından gelir sağlamalarını sağlayacak yeni bir adım atmış durumda. Bu abonelik hizmeti, kullanıcı deneyimini iyileştirme odaklı bir yaklaşımla geliştirilmiş durumda. Twitter kullanıcıları, belirlenen fiyat aralıklarından birini seçerek hesaplarına ücretli bir şekilde abone olabilecekler.

Twitter, bu ödemeleri işlemek için Stripe ile iş birliği yapmış durumda. Gelir elde etmeye başlamak için 50 dolar gereklidir ve gelirler 50 bin dolara kadar çıktığında yüzde 97’ye varan ödemeler alınabilir. Ayrıca abonelik hizmetleri iade edilemez ve aylık olarak otomatik olarak yenilenir.

Zoom’un yeni yapay zekası verileri izinsiz kullanıyor!

Pandemi döneminde yükselişe geçen Video konferans platformu Zoom, kullanıcı verilerini yapay zeka ve makine öğrenme modellerini eğitmek için kullanma hakkını hizmet şartlarına ekledi, ancak müşterilere bu konuda vazgeçme seçeneği sunmadı. Kamuoyundan gelen tepkilerin ardından şirket, hizmet koşullarını tekrar güncelledi. Zoom’un güncellenen hizmet şartları, ürün kullanımıyla ilgili verileri, telemetri ve teşhis bilgilerini kullanarak yapay zeka modellerini eğitme hakkını belirtti. Ancak bu verilerinin işlenmesini istemeyen kullanıcılara bu özelliği kapatma seçeneği sunmadı.

Gelen eleştirileri sonrasında Zoom, hizmet koşullarını yeniden güncelledi. Artık Zoom yöneticileri, toplantılardan elde edilen verilerin yapay zeka hizmetlerinin performansını ve doğruluğunu iyileştirmek için kullanılıp kullanılmayacağına karar verebilecekler.

Zoom sözcüsü, “Ses, video veya sohbet müşteri içeriğini izinsiz kullanarak yapay zeka modellerimizi eğitmeyeceğimizi daha fazla teyit etmek için hizmet şartlarımızı güncellediğini duyurdu”. ancak hizmet politikası düzenlemesinden sonra, Zoom’un yeni güncellemesi, verilerin nasıl toplanacağı ve bu durumun kullanıcılara nasıl belirtileceği konusunda hala net değil.

Haziran ayında Yapay zeka destekli özelliklerler sunan zoom Kullanıcılara daha işlevsel bir deneyim sunmayı amaçlamıştı Zoom IQ, ücretsiz deneme sürümüyle kullanıcıların karşısına çıkmıştı.Zoom IQ ile toplantı özetleri oluşturarak bu özetleri Zoom Team Chat veya e-posta üzerinden diğer kullanıcılara iletebilecek. Hatta toplantıları kaydetmeden bile özetleri oluşturabiliyordunuz.

Ayrıca, Zoom, Team Chat’te yapay zeka kullanarak mesaj yazma özelliğini kullanıma açmıştı. Bu özellik sayesinde, OpenAI’ın teknolojisinden faydalanarak, Team Chat’teki sohbetin bağlamına göre mesajlar oluşturabiliyorsunuz.

Ancak Zoom’un bu özelliklerini etkinleştirmeyi kabul ettiğinizdede, platform aynı zamanda verilerin toplanarak yapay zeka modellerini eğitmek için kullanılmasına izin vermiş oluyorsunuz. Ancak uzmanlar hala endişeli., özellikle Zoom’u günlük olarak kullanan markalar için ticari sırların ortaya çıkmasına yol açabileceğini belirtti.

Tesla CFO’su Kirkhorn görevden ayrılıyor

0

Tesla CFO’su Kirkhorn 13 yıllık çalışma geçmişinin ardından görevden ayrılıyor. Şirketin CFO’sunun ayrılığı büyük bir sürpriz oldu.

Tesla Mali İşler Direktörü Zachary Kirkhorn, elektrikli araç üreticisinde 13 yıl çalıştıktan sonra istifa etti. Bu sürpriz ayrılık, Elon Musk’ın şirketinin üst kademelerinde uyguladığı baskı hakkında yeni soruları gündeme getiriyor.

Şirketin paylaştığı bir düzenleyici dosyaya göre, dört yöneticiden biri ve hissedarları olan şirketin önde gelen seslerinden biri olan Kirkhorn, 4 Ağustos’ta görevinden istifa etti. “Sorunsuz bir geçişi desteklemek için” yıl sonuna kadar belirsiz bir kapasitede hizmet vermeye devam edecek. Tesla, Baş Muhasebe Sorumlusu Vaibhav Taneja’nın mevcut görevlerine ek olarak CFO rolünü üstlendiğini söyledi. 45 yaşındaki Taneja, 2019’da muhasebe şefi olmadan önce elektrikli üreticisinde çeşitli görevlerde bulundu. Daha önce Hindistan ve ABD’deki PricewaterhouseCoopers’ta çalıştı.

Tesla üst yönetiminde yeni ayrılık

Kirkhorn’un ayrılışı, Tesla’nın Meksika’da yeni bir fabrika kurması ve giderek kalabalıklaşan elektrikli araç pazarında rakiplerini savuştururken Cybertruck kamyonetini pazara sunmaya hazırlandığı sırada geliyor. Tesla, elektrikli otomobil endüstrisindeki konumunu korumak için ürün yelpazesinde fiyatları düşürdü. Deepwater Asset Management’ın yönetici ortağı Gene Munster: “Başka biri için 50 yıl çalışmak gibi, Elon için çalışarak 13 yıllık bir görev turu yaptı. Yıl sonuna kadar burada kalması, geçiş için iyiye işaret” dedi.

Yine d  CEO olarak Musk’ın yerini almak için en büyük aday olarak kabul edilen Kirkhorn’un ayrılışı, Tesla’daki liderlik konusundaki belirsizliği tazeliyor. Mart ayındaki bir yatırımcı toplantısında Musk’la birlikte sahneye davet edilen 16 yönetici arasında yer almayan Taneja’nın profilini de anında yükseltiyor. Musk bir tweet ile Kirkhorn’a teşekkür etti ve görev süresinin kolay olmadığını kabul etti. Giden yönetici için sırada ne olabileceğine dair herhangi bir ipucu vermedi.

Kirkhorn, Tesla’ya 2010 yılında kıdemli bir finansal analist olarak katıldı ve beş kez terfi etti. En son 2019’un başlarında 34 yaşındayken CFO oldu. Şirket, o zamandan beri sürekli olarak kâr odaklı oldu ve son üç yılda yaklaşık 10 milyar dolarlık borcunu geri ödeyerek, yatırım yapılabilir notları güvence altına almasına yardımcı oldu. Ayrıca Aralık 2020’de S&P 500 Endeksi’ne katıldı.

BtcTurk Kripto, ilk kez Fan Token listeliyor

Türkiye’yi Bitcoin ile tanıştıran BtcTurk, dünyaca ünlü futbol kulüplerinin Fan Token’larını listeledi. Arsenal, Atletico De Madrid, AS Roma, Barcelona, Galatasaray, Juventus, Milan, Manchester City, Paris Saint-Germain ve Trabzonspor takımlarının Fan Token’ları artık BtcTurk Kripto’da.

Dünyaca ünlü takımların Fan Token’ları BtcTurk Kripto’da

Yeni kriptopara birimleriyle kriptopara çeşitliliğini güçlendiren BtcTurk Kripto, ürün yelpazesine ilk kez Fan Token’ları ekledi. AC Milan Fan Token (ACM), Arsenal (AFC), AS Roma (ASR), Atletico De Madrid Fan Token (ATM), FC Barcelona Fan Token (BAR), Galatasaray (GAL), Juventus Fan Token (JUV), Manchester City Fan Token (CITY), Paris Saint-Germain Fan Token (PSG), Trabzonspor (TRA) takımlarının Fan Token’ları, BtcTurk Kripto web sitesi ve mobil uygulaması üzerinden alım satıma sunuldu. Listelenen kriptoparalar, piyasa değeri en yüksek Fan Token’lar arasında yer alıyor. 

BtcTurk Kripto’da alım satıma açılan Fan Token’lar şöyle sıralanıyor: 

·         AC Milan Fan Token (ACM)

·         Arsenal (AFC)

·         AS Roma (ASR)

·         Atletico De Madrid Fan Token (ATM)

·         FC Barcelona Fan Token (BAR)

·         Galatasaray (GAL)

·         Juventus Fan Token (JUV)

·         Manchester City Fan Token (CITY)

·         Paris Saint-Germain Fan Token (PSG)

·         Trabzonspor (TRA)

Fan Token Nedir?

Fan Token’lar kriptopara birimleridir. Birçok spor kulübüne ait Fan Token bulunmaktadır. Fan Token’lar ile taraftarlar ve spor kulüpleri arasındaki etkileşimi artırmak amaçlanır. Kullanıcılar, taraftarı oldukları kulüplerin Fan Token’larına sahip olarak hem kulüpteki gelişmelerde söz hakkına sahip olabilirler hem de yatırım aracı olarak kullanabilirler.

Irak Telegram uygulamasını engelliyor

0

Irak Telegram uygulamasını engelleme kararı aldı. Bu kararın arkasında Telegram’ın kişisel veri ihlali yaptığı gerekçe gösteriliyor.

Irak telekomünikasyon bakanlığı, Telegram mesajlaşma uygulamasını ulusal güvenlik endişeleri nedeniyle ve uygulamanın yanlış kullandığını söylediği kullanıcıların kişisel verilerinin bütünlüğünü korumak için engellediğini söyledi.

Uygulama, Irak’ta mesajlaşmanın yanı sıra haber kaynağı ve içerik paylaşımı için de yaygın olarak kullanılıyor. Bazı kanallar, Iraklıların isimleri, adresleri ve aile bağları dahil olmak üzere büyük miktarda kişisel veri içeriyor. Bakanlık yaptığı açıklamada, uygulamanın “resmi devlet kurumlarının verilerini ve vatandaşların kişisel verilerini sızdıran platformları” kapatmasını istediğini ancak şirketin bu taleplerin hiçbirine yanıt vermediğini ve etkileşimde bulunmadığını söyledi.

Telegram tehlike olarak görülüyor

Açıklamada, “Ulaştırma Bakanlığı, devletin ve kurumlarının güvenliğine halel getirmeksizin vatandaşların ifade ve iletişim özgürlüğü haklarına saygı duyduğunu teyit eder” ifadelerini kullandı.

Dijital medyayı izleyen ve analiz eden Iraklı bir sivil toplum kuruluşu olan Digital Media Center (DMC), Temmuz ayı sonlarında Telegram’ın “zayıf” teknik desteğini eleştirerek, Iraklı kullanıcılar tarafından sunulan raporların göz ardı edilmesinin, uygulamayı “dijital suç için sıcak bir noktaya” dönüştürdüğünü söyledi. DMC, platformda elektronik şantaj konusunda uzmanlaşmış ve binlerce Iraklı kullanıcının kişisel verilerini sızdıran düzinelerce kanalı kaydettiğini, Telegram’ın ise “ihlal eden kanalların silinmesi taleplerini sürekli olarak görmezden geldiğini” söyledi.

Telegram, Iraklı kullanıcılar arasında çok popüler ve ülkedeki birçok silahlı grup ve milis için ana platform olarak kullanılıyor. Halk Seferberlik Güçleri’nin (PMF) İran destekli gruplarına bağlı bir kanal olan Sabreen News, Irak hükümetinin kararını “susturma” ve “basın özgürlüğüyle mücadele” olarak etiketleyerek ağır bir şekilde eleştirdi. Telegram’da 330 binin üzerinde abonesi bulunan kanal, son karara cevaben “tüm hükümet faaliyetlerine siyasi ve medya muhalefeti” kampanyası çağrısında bulundu.

İnsan hakları gözlemcileri ise sık sık Irak makamlarını basın özgürlüğünü ihlal etmekle eleştiriyor. Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) raporuna göre Irak, 2022 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 180 ülke arasında 172. sırada yer alıyor ve 2021’de 163. sıradan daha da geriliyor. Böylelikle Irak ulusal güvenliği öne sürerek Telegram’ı engellemiş oldu.

Yeni Samsung Galaxy F34: uygun fiyatıyla çıkış yapacak

0

Teknoloji devi Samsung Galaxy F34 5G adlı en son 5G destekli telefonunu Hindistan ve Çin pazarında satışa sundu. 230 dolar fiyat etiketine sahip olan telefonun özelliklerine gelin yakından bakalım.

Samsung, kullanıcıların beğenisine sunmak üzere yeni bir modelle karşımızda: Galaxy F34. Bu akıllı telefon, etkileyici özellikleri ve uygun fiyatıyla dikkat çekiyor. 6,5 inçlik FHD+ çözünürlüğe ve akıcı 120Hz yenileme hızına sahip olan Super AMOLED ekranıyla, görsel deneyimi üst seviyeye taşıyor. Ekranın üst kısmında yer alan 16MP ön kamera, su damlası çentik kesimiyle bir tasarım sunarken, Gorilla Glass 5 ile korunuyor, böylece dayanıklılık ve güvenlik de sağlanmış oluyor.

Galaxy F34, donanım açısından da oldukça etkileyici. İçinde 6/8GB RAM ve 128GB depolama alanına sahip Samsung Exynos 1280 yonga seti barındırıyor. MicroSD yuvası sayesinde depolama alanınızı daha da artırabilirsiniz. Bu, daha fazla veri saklama ve uygulama yükleme imkanı sunuyor.

Kamera yetenekleri de Galaxy F34’ün öne çıkan özellikleri arasında yer alıyor. Arka tarafta, optik görüntü sabitlemeli (OIS) 50MP ana kameranın yanı sıra 8MP ultra geniş açılı ve 2MP makro kameralar bulunuyor. Bu çok yönlü kamera sistemi, farklı çekim senaryolarına uyum sağlayarak her anı ölümsüzleştirmenize olanak tanıyor.

Yazılım tarafında ise Galaxy F34, Android 13 tabanlı One UI 5 ile güçlendirilmiş durumda. Bu sayede kullanıcı dostu bir deneyim sunarak telefonunuzun potansiyelini tam anlamıyla kullanmanıza yardımcı oluyor.

Bununla birlikte, günlük kullanımı kolaylaştırmak ve uzun süreli kullanım sağlamak adına Galaxy F34, 6.000mAh büyük kapasiteli bir batarya ile donatılmış durumda. Ayrıca, 25W Hızlı şarj desteği sağlıyor. kutu içeriğinde şarj cihazı yer almıyor.

Galaxy F34, şık ve zarif tasarımıyla da göz dolduruyor. Elektrik Siyahı ve Mistik Yeşil renk seçenekleri arasından tercihinizi yapabilirsiniz. Hindistan ve Çinde 6/128GB modeli 18.999 INR’den (230 $) başlayarak, daha yüksek depolama kapasitesine sahip olan 8/128GB modeli ise 20.999 INR’ye (254 $) kadar satışa sunuldu. Ön siparişlerin alınmaya başlandığı bu heyecan verici telefon, 12 Ağustos itibarıyla resmi olarak satışa sunulacak. Galaxy F34 Çin ve hindistan pazarını hedeflediği için Türkiye’ye gelmesi beklenmiyor.

Samsung Galaxy F34 hakkında siz neler düşünüyorsunuz? yorumlar kısmında bizimle paylaşabilirsiniz.

Sarah Silverman ChatGPT ve benzeri modellere dava açtı

0

Sarah Silverman ChatGPT ve benzeri yapay zeka modelleri için dava açtı. Silverman, yapay zekanın telif sorunlarına neden olduğunu iddia ediyor.

Yazarlar, Temmuz ayı başlarında telif hakkıyla korunan kitaplarının ChatGPT ve benzeri yapay zeka modelleri için eğitim veri setinin bir parçası olarak izinleri olmadan kullanıldığını iddia ettikleri bir telif hakkı ihlali davası açtı.

Bu gelişmekte olan olayın sonucu, basit bir mahkeme salonu galibiyeti veya kaybından daha fazlası olabilir. Yapay zeka ve telif hakkı yasasının sınırlarını temelden yeniden tanımlayabilir. Silverman’ın davası, ABD telif hakkı yasasının temel taşlarından biri olan ve telif hakkıyla korunan materyalin hak sahibinden izin almadan sınırlı kullanımına izin veren adil kullanım doktrinine yakından bakmamızı istiyor.

Yapay zeka ve telif sorunları

İşte burada işler karışıyor ve ilginçleşiyor. Bir çalışmanın adil kullanım kategorisine dahil edilmesi için birkaç kriteri karşılaması gerekiyor. Kullanımın amacı ve niteliği; Telif hakkı alınmış çalışmanın doğası; kullanılan kısmın miktarı ve önemi ve bunun orijinal eser için pazar üzerindeki etkisi. Şimdi asıl soru, yapay zekanın eğitim amacıyla metin alması ve işlemesinin adil kullanım olarak kabul edilip edilemeyeceği. Ayrıca, yapay zekanın çalışmayı kullanması dönüştürücü olarak kabul edilir mi, böylece orijinal çalışmaya benzersiz bir anlam veya amaç sağlar mı?

Burada unutulmaması gereken kritik bir nokta var: ChatGPT gibi yapay zekalar, kitapları kelimesi kelimesine tekrar etmiyor. Eğitim verilerinden öğrenilen kalıplara dayalı olarak yeni içerik oluşturuyor. Oluşturulan belirli kelimeler ve cümleler, telif hakkıyla korunan kitapların doğrudan kopyaları değil.

İnsan öğrenmesinin temel taşı ise taklit etmek. Biyolojik veya yapay zekanın doğası, kalıpları tanıma ve bunları yenilikçi şekillerde uygulama yeteneğine dayanıyor. ChatGPT gibi yapay zeka benzer şekilde çalışoıyr. Çevresinden öğreniyor ve burada bulduğu kalıpları taklit ediyor. Hiçbir bilince veya içsel yaratıcılığa sahip olmamasına rağmen, bu şekilde çarpıcı biçimde insan benzeri bir metin dizisi oluşturabiliyor. Mevcut dava bu anlayışa meydan okuyor. Yapay zekanın öğrenme yönteminin telif hakkı yasasını ihlal ettiğini iddia ediyor. Özünde, bir yazarın kitabını okuyarak ve daha geniş veri kümesine entegre ederek, yapay zeka AI modelinin yazarın telif hakkını ihlal ettiğini öne sürüyor.

Özetle, bu bakış açısının savunucuları, yapay zekanın telif hakkıyla korunan çalışmaları izinsiz veya tazminatsız özgürce kullanmaması gerektiğini savunuyor.

iPhone 15 için 2 TB depolama kapasitesi iddiaları gündemde!

0

Apple, akıllı telefon endüstrisindeki lider konumunu koruyarak, iPhone 15 serisi için büyük bir atılım yapacak gibi gözüküyor. Son dönemde önemli teknoloji kaynakları, bu yeni seri hakkında kritik detayları gün yüzüne çıkardı. En son sızan raporlara göre, iPhone 15 Pro modelleri, etkileyici bir 2 TB depolama kapasitesi ile kullanıcıların karşısına çıkacak.

Eylül ayında düzenlenmesi beklenen tanıtım etkinliği öncesinde, iPhone serisinin merakla beklenen özellikleri ortaya çıkıyor. Yeni sızan bilgilere göre, Apple’ın amiral gemisi iPhone 15 Pro modelleri, olağanüstü büyüklükteki 2 TB depolama seçeneği sunacak. Bu, kullanıcıların daha fazla fotoğraf, video, uygulama ve dosya saklama imkanı sunacak.

iPhone 15 Pro: gelişmiş kamera performansıyla öne çıkabilir

iPhone 15’in kamerasıyla ilgili heyecan verici iddialar da gündemi meşgul ediyor. Kaynaklara göre, iPhone 15’in kamerası, özellikle Pro modellerde, mevcut Pro modellerden daha üstün bir performans sunabilir. Bu gelişme, mobil fotoğrafçılığın ve videography’nin yeni bir seviyeye taşınacağını gösteriyor.

Apple’ın teknoloji dünyasındaki liderliğini sürdürebilmesi için enerji verimliliği de kritik bir faktör. Bu bağlamda, iPhone 15 serisinin daha büyük ve gelişmiş bataryalarla donatılacağı, hatta yığılmış pil teknolojisinin kullanılacağına dair sızıntılar da bulunuyor. Bu, kullanıcıların günlük kullanımda daha uzun süre dayanabilecekleri anlamına geliyor.

Tüm bu sızıntılar ve iddialar, iPhone 15 serisinin ne kadar büyük bir heyecan uyandırdığını gösteriyor. Eylül ayındaki tanıtım etkinliği ile birlikte, Apple’ın ne gibi sürprizlerle karşımıza çıkacağını beklemekten daha fazlasını yapamayacağız. Teknoloji meraklıları olarak, iPhone 15’in akıllı telefon endüstrisinde yeni bir çağın başlangıcını işaret edip etmeyeceğini sabırsızlıkla bekliyoruz.

Yeni gelecek iPhone hakkında siz ne düşünüyorsunuz? yorumlar kısmında fikrinizi belirtebilirsiniz.

Erguvan’a 7,33 Milyon Dolar değerleme üzerinden yatırım!

DenizBank’ın yatırım fonu Deniz Ventures, Emirates NBD ile girişimcilik alanında kurduğu stratejik ortaklık kapsamında, iklim ve finans teknolojileri girişimi Erguvan’a 7,33 Milyon Dolar değerleme üzerinden yatırım yaptı.

DenizBank’ın Türkiye’deki inovasyon ve start-up ekosistemini desteklemek üzere hayata geçirdiği yatırım fonu Deniz Ventures, Emirates NBD ile girişimcilik alanında kurduğu stratejik ortaklık kapsamında, iklim ve finans teknolojileri girişimi Erguvan’a 7,33 Milyon Dolar değerleme üzerinden yatırım yaptı.

“Türk girişimlerine olan güvenimiz sonsuz”

NEOHUB Genel Müdürü Gürhan Çam yaptığı değerlendirmede, “Kurulduğumuzdan bu yana odağımızda yer alan sürdürülebilirlik alanında ülkemizin önde gelen erken aşama girişimlerinden Erguvan’a yaptığımız yatırım, Emirates NBD’nin kurduğu yeni fonun ilk yatırımı olması nedeniyle bizim için son derece önemli. Erguvan’ın geliştirdiği inisiyatif, çevresel etkiyi ölçme ve daha etkili sürdürülebilirlik stratejileri geliştirme yolunda önemli veriler sunacak. Teorik olarak bugün ilginç gelse de Erguvan sayesinde ülkemiz sürdürülebilirlik ihraç ediyor olacak. Deniz Ventures olarak, Emirates NBD ortaklığı ile start-up ekosistemini desteklemeye devam edeceğiz; Türk girişimlerine olan güvenimiz sonsuz” dedi.

“İki büyük hedefimiz var”

Erguvan kurucu ortağı ve CEO’su Barış Balat, şirketin tohum yatırım turunun ardından görüşlerini, “İlk hedefimiz, Erguvan Marketplace’i 2050’de 250 Milyar Dolar seviyelerinde işlem hacmi beklenen gönüllü karbon piyasasında dünyanın önde gelen alım satım platformlarından biri haline getirmek. Erguvan’daki hacmin artmasıyla, Türk proje geliştiricilerinin global alıcılara doğrudan ulaşması kolaylaşacak ve 40 milyon ton karbon kredisi arz potansiyeli olan ülkemizin bu emtiaların ihracatından elde edeceği gelirler artacak. İkinci hedefimiz, finansal kuruluşlar ve kurumsal şirketler nezdinde karbon ayak izi yönetimi konusunda en iyi çözümü sunarak öncelikli tercih olmak. İklim risklerinin yönetimine bir teknoloji şirketi olarak yaklaşmanın ve ölçeklenebilir dijital çözümler geliştirmenin faydalarını bu noktada göreceğimize inanıyoruz. Bu hedeflere giderken, Emirates NBD Group ve Deniz Ventures ortaklığımızın bize büyük güç katacağını düşünüyoruz. Bu yatırım, ortaklarımızın iklim değişikliği alanında somut ilerlemeleri teşvik etmeye olan bağlılıklarının yanında finansal kuruluşların bu alandaki güç ve sorumluluklarının farkında olduklarının da altını çiziyor” diyerek bildirdi.

Global Girişimcilik Programı’nda bir Türk girişim

0

Yerli reklam teknolojileri girişimi olan GoWit, yenilikçi teknoloji scale-up’ların Birleşik Krallık’ta büyümelerini destekleyen Global Girişimcilik Programı’na seçildi.

Programın uluslararası ölçekte büyümeyi hedefleyen teknoloji işletmelerine benzersiz bir imkan sağladığına vurgu yapan GoWit Kurucu Ortağı ve CEO’su Emrah Adsan, GoWit’in, bu programa kabul edilmesinin Avrupa pazarında büyüme hedefleri için kritik bir adım olduğunu söyledi.

Kişisel reklamlar ve çok kanallı müşteri erişimi üzerine geliştirdiği çözümlerle, reklamverenlere kapsamlı bir reklam platformu sağlayan GoWit, Birleşik Krallık İş ve Ticaret Bakanlığı tarafından sunulan, yenilikçi teknoloji scale-up’ların Birleşik Krallık’a taşınmalarını ve büyümelerini destekleyen Global Girişimcilik Programı’na (GEP) seçildi. Ücretsiz olarak sunulan GEP programı, Birleşik Krallık merkezli olmayan girişimcilere 10 yılı aşkın bir süredir mentorluk ve iş desteği sağlıyor. Bugüne kadar seçim koşullarını tamamen yerine getirebilen sayılı teknoloji kurucusuna Birleşik Krallık’a taşınma ve işlerini büyütme konusunda destek veren program, her girişime özel büyüme stratejisi sunuyor.

Girişimcilik Programı kapsamında GoWit, öncelikle iş planını geliştirme desteği ile Birleşik Krallık’a taşınma konusunda mentorluk alacak. Uluslararası büyüme rehberliği ve vize desteği gibi önemli hizmetler de alarak program sürecine devam edecek. GoWit, Birleşik Krallık’a taşındıktan sonra ise GEP Mezunlar Akademisi Programı aracılığıyla destek almayı sürdürecek.

“Avrupa’da GoWit’in tanınırlığını artıracağız”
GEP programından yararlanarak Avrupa pazarında büyüme hedeflerini gerçekleştirmeyi amaçladıklarını söyleyen GoWit Kurucu Ortağı ve CEO’su Emrah Adsan, Birleşik Krallık’taki teknoloji ekosisteminden faydalanarak, Londra’da açacakları ofisi desteklemek istediklerini kaydetti. GEP programı sayesinde, yeni yatırımcılarla da tanışarak, uluslararası ağlarını genişletmeyi ve güçlendirmeyi amaçladıklarını belirten Adsan, sözlerine şöyle devam etti: “Yurtdışı pazarında büyüme stratejilerine yönelik rehberlik alarak, İş ve Ticaret Bakanlığı’ndan kapsamlı bir ölçeklendirme desteği elde etmeyi amaçlıyoruz. Birleşik Krallık geçtiğimiz yıl 123’ün üzerinde unicorn şirkete ev sahipliği yaptı ve inanılmaz bir mali sermaye potansiyeline sahip olma özelliğini koruyor. Özellikle Birleşik Krallık pazarında stratejik hedeflerimizi desteklemeye odaklanarak ve danışmanlardan mentorluk alarak yeni iş birlikleri kuracağız. Bu danışmanlarla finansman stratejileri ve iş ortaklıkları üzerinde çalışma fırsatı bulacağız. Avrupa pazarında GoWit’in tanınırlığını büyük ölçüde artıracağız. İngiltere’nin vergi sistemi ve hükümet politikaları hakkında güncel bilgilere de sahip olarak, şirketimizi profesyonel bir şekilde daha ileriye taşıma stratejilerini geliştireceğiz. Titizlikle yürütülen seçim sürecini başarıyla tamamlayarak programa katılmaya hak kazanan sayılı şirketlerden biri olduğumuz için gururluyuz. Deneyimli danışmanlardan alacağımız destek ve geniş iş ağı olanağı için sabırsızlanıyoruz. Bu imkanları ilk elden deneyimleme fırsatına sahip olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz.”

WhatsApp grupları için büyük güncelleme yolda

0

WhatsApp’ın son güncellemesi, kullanıcılara sesli grup sohbetlerine katılma ve ayrılma özelliği sunuyor Geçtiğimiz yıl WhatsApp, sesli mesaj gönderimini geliştirmek amacıyla çeşitli güncellemeler yapmıştı. Şimdi ise bu geliştirmeyi grup sohbetlerine taşıyor. WhatsApp’ın beta sürümünde yer alan bu yeni özellik ile devam eden grup sesli sohbetleri oluşturulabiliyor. Sesli sohbetler, Discord’a benzer bir yapıda olacak gibi görünüyor. Arkadaşlarınıza zil sesi ile aramak yerine anlık bildirimlerle gösterilecek.

Yeni özellik cihazınıza gelirse, grup sohbetlerinde yeni bir ses dalgası simgesi görünecek. Bu simgeye tıklandığında, otomatik olarak sesli sohbet başlayacak ve özel bir arayüz görüntülenecek. Grup sohbetinin her üyesi istediği zaman sesli sohbete katılabilecek ve konuşmaya başlayabilecek. Eğer sesli sohbet boş kalırsa veya kimse katılmazsa, 60 dakika sonra otomatik olarak sona erecek. Ancak her kullanıcı istediği zaman yeni bir sesli sohbet başlatabilecek.

WhatsApp grupları için büyük güncelleme

Bu yeni özellik, gruplarda iletişimi daha rahat ve etkili hale getiriyor. Sesli sohbetler, 32’den fazla katılımcısı olan gruplar için kullanılabilecek ve uçtan uca şifreleme ile korunacak. Bu sayede, grup üyeleri telefonlarının çalmasına gerek kalmadan anlık iletişim kurabilecekler. Ayrıca, her yeni sesli sohbet oluşturulduğunda grup üyelerine bildirim gönderilecek ve grup simgesi, sohbet listesinde bir sesli sohbeti temsil eden küçük bir resimle gösterilecek.

Sesli sohbet özelliği, WhatsApp’ın iletişim deneyimini daha da zenginleştirerek kullanıcılarına grup sohbetlerinde yeni bir boyut kazandıracak. Şu anda bu özellik yalnızca WhatsApp’ın Android beta programında bulunuyor. Ancak ilerleyen günlerde tüm kullanıcıların erişimine sunulması bekleniyor. Kullanıcılar, yakın gelecekte sesli sohbetler sayesinde grup içinde daha rahat iletişim deneyimi yaşayacak.

WhatsApp’a gelen yeni özellik hakkında siz ne düşürsünüz? yorumlar kısmında bizle paylaşabilirsiniz

Threads artık beğenilen gönderileri gösteriyor!

0

Meta’nın X’e (Twitter) rakip olarak cıkardığı Threads, hız kesmeden gelişmeye devam ediyor. Geçtiğimiz ay kullanıcılarla buluşan bu platform için heyecan verici yeni özellikler duyuruldu. Kullanıcılar, artık beğendikleri gönderilere daha hızlı ve kolay erişebilecekler. Geçtiğimiz ay Android beta sürümünde test edilmeye başlanan beğenilen gönderileri görme özelliği, şimdi tüm kullanıcılar için erişime açıldı. Kullanıcılar, profil sayfasından Ayarlar bölümüne giderek “Your likes” sekmesinden beğendikleri gönderilere hızlıca erişebilirler.

Daha net ve yüksek kaliteli fotoğraf ve videolar!

Güncelleme ile birlikte resimler ve videolar daha yüksek kalitede yüklenebilecek. Kullanıcılar, Ayarlar menüsünden “Hesap, Media quality” seçeneğine giderek içeriklerini daha canlı ve net bir şekilde paylaşabilecekler. Bununla birlikte, Threads platformu artık kullanıcıların takipçi listelerini istedikleri şekilde sıralamalarına olanak tanıyor. Kullanıcılar, takip ettikleri kişileri “Önce en son” veya “Önce en eski” kriterine göre sıralayarak içerikleri daha kolay takip edebilecekler.

Threads, geçtiğimiz ay piyasaya sürüldüğünde büyük bir ilgi gördü ve kısa süre içinde 100 milyon kullanıcı kaydoldu. Ancak, son kullanım istatistikleri, platformun kullanımının zaman içinde azaldığını gösteriyor.Bu noktada Meta, Threads platformunu daha cazip ve kullanıcı dostu hale getirmek için yeni güncellemelerle karşımıza çıkıyor. Yeni özellikler eklemek ve kullanıcı deneyimini geliştirmek, platformun tekrar ilgi çekmeye çalışıyor. Bu güncellemenin Threads’in kullanımını canlandırıp canlandırmayacağı belirsiz. Meta CEO’su Mark Zuckerberg, önümüzdeki haftalarda gönderi arama ve web sürümü gibi talep edilen diğer özelliklerin de geleceğini belirtmişti.

Threads hakkında siz neler düşüyorsunuz? yorumlar kısmında bizimle paylaşabilirsiniz.