Google arama hatalarını otomatik olarak düzeltecek!

0

Google, yapay zeka destekli hizmetlerine bir yenisini daha ekledi. Şu anda sadece İngilizce dili için geçerli olan yeni bir özellik, kullanıcıların Google arama yaparken yazdığı sözcüklerde bir hata varsa, otomatik olarak düzeltiyor ve aramaların daha “temiz ve doğru” olarak yapılmasını sağlıyor. 

Bu yeni özelliğin kullanımı oldukça kolay. Kullanıcıların bütün yapması gereken, arama kutusuna arama metnini yazdıktan sonra sonuna “grammar check” veya “check grammar” veya “grammar checker” kelimelerini eklemek. Bazı durumlarda buna bile gerek kalmıyor ama yine de sözcük kontrol arabiriminin ekrana mutlaka gelmesini istiyorsanız, bunları eklemek gerekli. 

Eğer arama metni doğru sözdizimi kuralları ile girilmişse, Google yeşil bir check işareti görüntülüyor. 

Google arama hataları

Bu yeni özelliğin, aralarında Türkçe’nin de dahil olduğu diğer dünya dillerine ne zaman geleceği henüz bilinmiyor, ancak çok uzun sürmeyeceğini düşünüyoruz. 

Yapay zeka kervanına sonradan katılan Google’ın kullanıcılar tarafından arama da dahil olmak üzere popüler olarak kullandığı birçok hizmeti bulunuyor ve bu hizmetlere Yapay Zekanın entegre edilmesi, araçların seçenek yelpazesini daha da artıracak gibi görünüyor.

AI nedir? Yapay zekaya başlangıç

0

AI yani yapay zeka, günümüz sistemlerine yön veriyor ve verimliliği artırıyor. Peki AI nedir ve nasıl kullanılıyor?

İnsanlarda zekayı neyin oluşturduğu konusunda olduğu gibi , AI’nın da etrafına düzgün bir şekilde bir kutu çizmesi zordur.

Mümkün olan en geniş anlamda yapay zeka, karar verebilen ve harekete geçebilen bir makine anlamına geliyor. AI olmayan bir bilgisayar programı, aynı görevi her seferinde aynı şekilde tekrarlıyor. Sadece buna uygun programlı hareket ediyor. Küçük bir tel şeridini ataç yapabilen bir robot hayal edin. Birkaç inçlik teli alıyor ve her seferinde aynı üç kıvrımı yapıyor. Böylelikle tel verilmeye devam ettiği sürece, onu ataç haline getirmeye devam edecek. Bununla birlikte, ona bir parça kuru spagetti verdiğinizde onu kıracak. Bir tel şeridi bükmek dışında hiçbir şey yapma kapasitesi olmayacak. Yeni bir duruma kendi kendine uyum sağlayamaz.

AI için örnek uygulamalar

Öte yandan yapay zekalar, daha önce karşılaşmadıkları sorunlar da dahil olmak üzere daha karmaşık ve dinamik sorunları öğrenip çözebiliyor. Sürücüsüz bir araba yapma yarışında, hiçbir şirket bir bilgisayara ABD’deki her yoldaki her kavşakta nasıl gezinileceğini öğretmeye çalışmıyor. Bunun yerine, çevrelerinde olup bitenleri değerlendirmek için çeşitli farklı sensörleri kullanabilen bilgisayar programları geliştirmeye çalışıyor. Halen gerçekten sürücüsüz bir arabadan çok uzağız. Ancak bunların normal bilgisayar programlarıyla aynı şekilde oluşturulamayacakları açık. Programcıların her bir vakayı hesaba katması imkansız.

Çoğu yapay zeka, makine öğrenimi kullanıyor. Aslında böylelikle, akıllıca hareket etme yeteneklerini oluşturan karmaşık algoritmaları geliştirmek için makine öğrenimi adı verilen bir sürece güveniyor. Yapay zekanın birçok pratik uygulamasında da önemli bir rol oynayan robotik, bilgisayar görüşü ve doğal dil işleme gibi yapay zeka araştırmalarının başka alanları da var. Ancak temel eğitim ve geliştirme hala makine öğrenimiyle başlıyor.

Makine öğrenimi ile bir bilgisayar programına büyük bir eğitim verisi seti sağlanıyor. Bir bilgisayarı farklı hayvanları tanıması için eğitmek istediğinizi varsayalım. Veri kümeniz, onları tanımlayan bir metin etiketiyle eşleştirilen binlerce hayvan fotoğrafı olabilir. Bilgisayar programının tüm eğitim veri setini baskılayabilir. Farklı aşamaları tanımlayan bir algoritma -aslında bir dizi kural- bulunuyor. Bir insanın bir kriter listesi programlaması yerine, bilgisayar programı kendi kriterlerini yaratacak. Bu, işletmelerin AI’yı eğitmek için mevcut verileri varsa, AI’yı benimsemede en başarılı olacakları anlamına geliyor.

Yapay zeka mühendisliği ne iş yapar?

0

Bir zamanlar geleceğin mesleği olan yapay zeka mühendisliği artık günümüzün trendi. Peki yapay zeka mühendisliği ne iş yapar?

Yapay zeka, makineleri insan beyni gibi düşünmek üzere programlamayı içeren bir bilgisayar bilimi dalı. Aslında iş kararlarını iyileştiren, bilgiyi nasıl kullandığımızı, analiz ve entegre ettiğimizi düşünmemizi sağlayan bir araç. Yapay zeka finans, ulusal güvenlik, sağlık hizmetleri, ceza adaleti ve ulaşımda büyük bir potansiyele sahip.

PricewaterhouseCoopers’ın Küresel Yapay Zeka Çalışmasına göre, 2030’a kadar yapay zeka küresel ekonomiye 15.7 trilyon dolar katkı sağlayacak. Bu, Çin ve Hindistan’ın bugünkü toplam üretiminden daha fazla. Öngörülen büyüme, kuruluşların iş kararlarını güçlendirmek ve verimliliği artırmak için yapay zekaya yöneldiği anlamına geliyor.

Bu alandaki mühendisler ne kadar kazanıyor?

Yapay zeka mühendisi için büyük miktarda büyüme potansiyeli ve buna uygun sağlıklı bir maaş anlamına geliyor. Yapay zeka mühendisleri, kuruluşların verimliliği artırmasını sağlıyor. Daha iyi iş kararları almasına yardımcı olabilecek sistemler geliştirilebiliyor. Bunun için yapay zeka ve makine öğrenimi tekniklerini kullanan kişiler, yapay zeka mühendisi olarak tanımlanıyor.

Yapay zeka mühendisleri, yapay zekanın gerçek dünyada uygulanmasını sağlayan araçları, sistemleri ve süreçleri geliştiriyor. Makinelerin insan işlevlerini taklit ettiği sistemler yapay zeka olarak kabul ediliyor. Algoritmalar, öğrenmelerine ve daha iyi performans göstermelerine yardımcı olan veriler tarafından eğitiliyor.

Makine öğreniminin önerileri davranışınıza göre özelleştirdiği Netflix, Spotify veya YouTube’da yer alıyor. Bu uygulamaları kullandığınızda yapay zeka mühendisliğinin sonuçlarıyla karşılaşmış olabilirsiniz. Bir başka popüler örnek, sürücüsüz arabaların yapay zeka ve makine öğrenimi teknolojisi tarafından kullanıldığı ulaşım. Yapay zeka, robotların ameliyat yapmasına ve otomatik görüntülü tanılar üretmesi sağlıyor. Bu nedenle, özellikle sağlık hizmetleri sektöründe avantaj sağlıyor. Mühendisler, yapay zeka kullanan kuruluşlarda önemli bir rol oynuyor. Yapay zeka stratejisini belirliyor ve yapay zeka ile çözülecek sorunları buluyor. Yapay zeka geliştirme ve üretim altyapısı oluşturmaktan ve ardından bunları uygulamaktan sorumlu oluyor.

Glassdoor’a göre, Amerika Birleşik Devletleri’nde bir yapay zeka mühendisinin ortalama maaşı 101.991 dolar. ABD Çalışma İstatistikleri Bürosu’na göre, Bilgisayar ve Bilgi Araştırma Bilimcisi kategorilerine giren yapay zeka mühendislerinin ortalama maaşı ise 131.490 dolar.

Avustralya tamamen nakitsiz topluma doğru ilerliyor

0

Dolar ve sentin kullanılmaya başlandığı 1966 yılından bu yana dolaşımdaki banknot sayısı ilk kez resmi olarak azalan Avustralya, gerçekten  nakitsiz bir toplum olma yolunda ilerliyor gibi görünüyor.

Avustralya Merkez Bankası’nın (RBA) verilerine göre, geçen mali yılda dolaşımdan bir milyar dolardan fazla fiziksel nakit kayboldu, bu değişiklik muhtemelen yaşlılar ve bölgedekiler için hayatı daha da zorlaştıracak. Yetkililer, daha az nakit paranın kullanımına büyük ölçüde güvenen ülkedeki suçlulara da zarar vereceğini ve bu da onların tespit edilmeden işlem yapmalarını zorlaştıracağını söylüyor.

Ülkenin pound ve şilinden ondalık para birimine geçtiği 1966 yılından bu yana her yıl dolaşımdaki banknotların toplam değeri ve sayısı arttı.

2022-23 mali yılında özellikle 50 dolarlık banknotlarda keskin bir düşüşle birlikte durma noktasına geldi.

RBA’nın tüketicilerin ödeme eğilimleriyle ilgili anketi, Avustralyalıların üçte birinin artık kendilerini “düşük nakit kullanıcıları” olarak gördüklerini ortaya çıkardı yani, tüm yüz yüze işlemlerinin yüzde 20’sinden daha azında nakit kullandıklarını iddia ediyorlar.

7 girişime 50.000 dolar yatırım

Türk Telekom’un kurumsal girişim sermayesi şirketi TT Ventures’ın Girişim Hızlandırma Programı PİLOT’un 11. dönem girişimleri belli oldu. Yeni döneme seçilen 7 girişimin her biri program sonunda TT Ventures’tan 50 bin dolar yatırım alma imkânına sahip olurken, Türk Telekom ile iş birliği yapma fırsatı bulacak. Girişimleri ayrıca, Amerika’da girişimcilik ekosistemine yönelik global vizyona hâkim olacakları ve işlerini geliştirecekleri iki haftalık bir program bekliyor.


TT Ventures Genel Müdürü Muhammed Özhan

TT Ventures Genel Müdürü Muhammed Özhan, “Yeni döneme seçilen 7 ekip, iş fikirlerini başarılı bir şekilde uygulayabilmek için 12 hafta boyunca sektör profesyonelleri ile başarılı girişimci ve yatırımcılardan oluşan Türk Telekom mentor ağından destek alacak. Bugüne kadar girişimlerimizin, dünyanın dört bir yanında elde ettiği başarılı sonuçlar bizim için gurur verici. Türk Telekom’un yüksek teknoloji birikimi ve deneyimini TT Ventures ve PİLOT ile girişimlerimize aktararak ekosisteme destek olmaya devam edeceğiz” dedi.

Türk Telekom’un, yenilikçi fikirleri katma değer sağlayacak işlere dönüştürmek ve Türkiye girişimcilik ekosistemini globale taşımak amacıyla 2013 yılında hayata geçirdiği PİLOT programının 11. dönem girişimleri belli oldu. Farklı alanlarda, teknoloji odaklı projeler geliştiren 7 ekibe program süresince Türk Telekom ile iş birliği yapma ve programı başarıyla tamamlayan her ekibe program sonunda TT Ventures’tan 50 bin dolar yatırım alma imkânı sunulacak.

TT Ventures Genel Müdürü Muhammed Özhan, konuya ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi: “2013’ten bu yana PİLOT ile Türkiye girişimcilik ekosistemini güçlendirmek ve erken aşama girişimlerle iş birliği yaparak onları dünya arenasına taşıyacak katkıyı sunmak amacıyla çalışmalarımıza aralıksız devam ediyoruz. Bu kapsamda; TT Ventures Girişim Sermayesi Yatırım Fonu ile PİLOT mezunları da dahil olmak üzere, girişimlere yatırım yaparken, San Francisco’da açtığımız TT Ventures Ofisi ile girişimleri dünyaya bağlayan bir köprü olmayı hedefliyoruz.”

Türk Telekom’un girişimcilere ofis ortamı sağlayan Eminönü’ndeki Santral binasının yanı sıra ana destekçisi olduğu Atatürk Kültür Merkezi’nde yer alan Girişimcilik Merkezi ile girişimler için geleceğe yön verecek birçok fikri hayata geçirmelerini sağlayacak yepyeni bir kapı araladıklarının altını çizen Özhan, şöyle devam etti: “Desteklediğimiz girişimlerin küresel çapta başarılı projelere imza atması öncelikli konularımız arasında. Bu kapsamda; “PİLOT’un 11. dönemine seçilen 7 ekip, iş fikirlerini başarılı bir şekilde uygulayabilmek için 12 hafta boyunca sektör profesyonelleri ile başarılı girişimci ve yatırımcılardan oluşan Türk Telekom mentor ağından destek alacak. PİLOT’tan bugüne kadar 104 girişim mezun oldu. Asya’dan Avrupa’ya, Kuzey Amerika’dan Güney Amerika’ya kadar neredeyse tüm ülkelerde faaliyet gösteren PİLOT mezunlarının 2022 yılı sonunda sağladığı istihdam 2 bine ulaştı. Destek olduğumuz girişimlerimizin, dünyanın dört bir yanında elde ettiği başarılı sonuçlar bizim için gurur verici. Türk Telekom’un yüksek teknoloji birikimi ve deneyimini TT Ventures ve PİLOT ile girişimlerimize aktararak ekosisteme destek olmaya devam edeceğiz.”

Girişimler, Fintech’ten üretim ve pazarlama teknolojilerine kadar pek çok alanda faaliyet gösteriyor

Yapılan kapsamlı değerlendirmeler sonrası; egaranti, Finceptor, FINSO, F-Ray/JetScoring, Link Robotics, Medialyzer ve Sensemore programa katılmaya hak kazanan girişimler olarak belirlendi. Fintech, web3, yapay zekâ, üretim ve pazarlama teknolojileri gibi farklı alanlarda faaliyet gösteren girişimler program boyunca, Türk Telekom’un sunduğu özel imkânlardan yararlanırken, alanında uzman profesyonellerden, başarılı girişimci ve yatırımcılardan aldıkları geri bildirimler doğrultusunda girişimlerini geliştirme fırsatı yakalayacak. Girişimler aynı zamanda, Türk Telekom ile iş birliği imkânını da değerlendirecek. Programı başarıyla tamamlayan ekipler, program sonunda fikirlerini seçkin yatırımcıların katılacağı PİLOT Demo Day etkinliğinde sunma olanağı bulacak. Ayrıca ekipler, ABD’de girişimcilik ekosistemine yönelik global vizyona hâkim olacakları ve işlerini geliştirecekleri iki haftalık bir programa katılma fırsatı yakalayacak.

PİLOT’un 11. dönemine 7 girişim seçildi

egaranti: Garanti belgelerini dijitalleştiren ve tüketicilerin garanti süreçlerini tek panelden kontrol edebilmeleri için firmalara bulut tabanlı çözümler sunan bir web uygulaması. API tabanlı egaranti platformunda firmalar; e-ticaret altyapılarına, pazaryerlerine ve fiziksel satış kanallarındaki CRM sistemlerine saniyeler içerisinde entegre ederek, garanti süreçlerinin tek bir noktada yönetimini sağlıyor.

Finceptor: Web3 projelerinin token halka arzı (ICO) öncesi likidite finansmanı, ICO ve ICO sonrası aşamalarda fonlanılmasını sağlayan bir yatırım platformu. Bireysel yatırımcılar 1 dolardan başlayan ve sermaye korumalı yatırım modelleri ile Web3 proje token’larına ICO öncesi, ICO ve sonrası olmak üzere 3 aşamada yatırım yapabiliyor.

FINSO: Tüketicinin krediyle alışveriş yapmasını sağlayan bir finans uygulaması. FINSO, bankalar ve BNPL kredi veren kurumlarla entegrasyon yaparak müşterilerinin; mobilyadan okul ücretlerine, sağlıktan spora kadar her sektörde yaptığı alışverişi, tek tuşla istediği finans kuruluşundan karşılayarak tamamlamasını sağlıyor.

F-Ray/JetScoring: Bankaların, finansal kuruluşların ve tedarikçilerin müşteri risklerini ölçebilmeleri için otomatik finansal risk değerlendirme raporları üretmelerini sağlayan bir analiz ve raporlama platformu. JetScoring ile kurumlar; vergi beyannamesi, bağımsız denetim raporu, mizan gibi mali tablo verilerini Türkçe, İngilizce, Arapça gibi farklı dillerde anında okuma ve analiz etme yeteneğine sahip oluyorlar.

Link Robotics: Kamera, ataletsel ölçüm ünitesi, GNSS gibi farklı sensör verilerini, geliştirdiği sensör füzyonu motorunda işleyerek geleceğin mobilitesi için hassas, güvenilir ve kesintisiz konum bilgisi sağlayan navigasyon sistemleri geliştiriyor. GNSS ile beraber ya da GNSS olmadan çalışabilen yapay zekâ tabanlı navigasyon sistemleri; otonom araçlardan farklı tip ve amaçlarda robotlara, farklı mobilite uygulamaları için kolayca adapte edilebiliyor.

Medialyzer: Reklam verenlerin medyadan daha iyi geri dönüşler almasını sağlayan bir SaaS girişimi. İkinci ekranlardan elde edilen online veriler sayesinde TV ve radyo reklamlarının performansının ölçümü ve iyileştirilmesini sağlıyor.

Sensemore: Makine sağlığı analizi için özel olarak tasarlanmış donanım, yazılım ve yapay zekâ destekli araçları ile güvenilirlik odaklı bir varlık ve bakım yönetimi platformu. Sensemore, makine verilerinin toplanmasından bu verilerin yapay zekâ destekli araçlar ile arıza kök nedenini tespit eden arıza raporu oluşturmaya kadar sunduğu uçtan uca çözüm ile bakım süreçlerini dijitalleştiriyor.

iPhone 15 çıkış tarihi belli oldu gibi

0

Son zamanlarda, Apple’ın büyük sonbahar sunumunun tarihi ve dolayısı ile iPhone 15 çıkış tarihi hakkında giderek daha fazla söylenti duyuluyor. Mark Gurman, Haber bülteni Power On’un yeni sayısında Mark, sunumun 12 veya 13 Eylül’de gerçekleşmesinin beklendiğini söyledi. Apple genellikle Salı günleri sunum yapıyor ve bu mantığı izlersek şirket 12 Eylül’ü seçecek. Ancak bazen etkinlik Çarşamba gününe kaydırılır, bu nedenle bu yılki sunumun 13 Eylül’de yapılması mümkün.

iPhone 15 için ön siparişler 15 Eylül’de, resmi satışlar ise 22 Eylül’de başlayacak.

Eylül etkinliğinde iPhone 15 serisinin yanı sıra güncellenmiş Apple Watch Series 9 ve Apple Watch Ultra 2 modellerinin sergilenmesi, iOS 17 ve ilgili işletim sistemi güncellemeleri için son ayrıntıların ve lansman tarihlerinin ve muhtemelen birkaç başka duyurunun gösterilmesi bekleniyor.

Iphone 15’in teknik özellikleri nasıl olacak?

Söylentilere göre, iPhone 15 hafif kavisli kenarlara ve ekran çevresinde daha ince çerçevelere sahip yeni bir tasarıma sahip olacak.

Dört yeni model de Lightning yerine Dynamic Island ve USB-C özelliğine sahip olacak.

Pro modelleri için Apple’ın paslanmaz çelik çerçeveyi titanyumdan yapılmış yeni bir çerçeve ile değiştirmesi bekleniyor.

iPhone 15 Pro ve Pro Max’te yeni çip kullanılacak

iPhone 15 ve 15 Plus, iPhone 14 Pro’da bulunan A16 Bionic çip tarafından desteklenirken, iPhone 15 Pro ve 15 Pro Max yeni A17 çipi kullanacak. Apple, daha büyük Pro modeline özel olarak, daha iyi optik yakınlaştırma için yeni bir periskop lens ekleyecek.

iPhone 15 zamlı fiyatla çıkabilir

Bazı raporlara göre, yeni iPhone’ların fiyatları mevcut cihazlara kıyasla 200 dolar daha fazla olabilir.

Tuşların sesini dinleyip şifreleri çalıyorlar!

0

İngiliz üniversitelerinden bir araştırma ekibi, mikrofon kullanılarak kaydedilen klavye tuş vuruşlarından %95 doğrulukla veri çalabilen bir derin öğrenme modeli geliştirdi. Ses sınıflandırma algoritmasını eğitmek için Zoom kullanıldığında, tahmin doğruluğu %93’e düştü.

Bu tür bir saldırı, kişilerin şifrelerini, tartışmalarını, mesajlarını veya diğer hassas bilgilerini kötü niyetli üçüncü taraflara sızdırabileceğinden, hedefin veri güvenliğini ciddi şekilde etkiliyor. Ayrıca, özel koşullar gerektiren, veri hızı ve mesafe sınırlamalarına tabi olan diğer yan kanal saldırılarının aksine, yüksek kaliteli ses yakalama elde edebilen mikrofon taşıyan cihazların bolluğu nedeniyle akustik saldırılar çok daha basit hale gelmiştir.

Bu, makine öğrenimindeki hızlı gelişmelerle birleştiğinde, ses tabanlı yan kanal saldırılarını mümkün ve önceden tahmin edilenden çok daha tehlikeli hale getiriyor.

Saldırının ilk adımı, hedefin klavyesindeki tuş vuruşlarını kaydediyor, çünkü bu veriler tahmin algoritmasını eğitmek için gerekli oluyor. Bu, yakındaki bir mikrofon veya mikrofonuna erişimi olan kötü amaçlı yazılım bulaşmış olabilecek hedefin telefonu aracılığıyla gerçekleştirilebiliyor.

Alternatif olarak, tuş vuruşları, sahtekar bir toplantı katılımcısının hedef tarafından yazılan mesajlar ile bunların ses kayıtları arasında korelasyonlar yaptığı bir Zoom araması aracılığıyla kaydedilebilir.

Araştırmacılar, modern bir MacBook Pro’da 36 tuşa 25 kez basarak ve her basışta çıkan sesi kaydederek eğitim verilerini topladı.

Tuş vuruşu sesini örnekleme

Ardından, kayıtlardan her tuş için tanımlanabilir farklılıkları görselleştiren dalga biçimleri ve spektrogramlar ürettiler ve tuş vuruşlarını tanımlamak için kullanılabilecek sinyalleri artırmak için belirli veri işleme adımlarını gerçekleştirdiler.

Üretilen spektrogramlar

Araştırmacılar deneylerinde, klavyesi son iki yıldır tüm Apple dizüstü bilgisayarlarında kullanılan aynı dizüstü bilgisayarı, hedeften 17 cm uzağa yerleştirilmiş bir iPhone 13 mini ve Zoom’u kullandılar.

test kurulumu

CoANet sınıflandırıcı, akıllı telefon kayıtlarından %95 ve Zoom aracılığıyla kaydedilen kayıtlardan %93 doğruluk elde etti. Skype, daha düşük ancak yine de kullanılabilir olan %91,7’lik bir doğruluk üretti.

Telefonla kaydedilen tuş vuruşları için karışıklık matrisi

Saldırı modelinin çok sessiz bir klavyeye karşı bile son derece etkili olduğunu unutmayın, bu nedenle mekanik klavyelere ses sönümleyiciler eklemenin veya membran tabanlı klavyelere geçmenin yardımcı olma olasılığı düşüktür.

Sonuç olarak, mümkün olduğunda biyometrik kimlik doğrulamanın kullanılması ve hassas bilgilerin manuel olarak girilmesi ihtiyacını ortadan kaldırmak için parola yöneticilerinden yararlanılması da hafifletici etkenler olarak işlev görüyor.

Zuckerberg’den Musk’a jet hızında cevap: Kaçıyor!

Ortada hala bir tarih yok, hata kafes dövüşünün olup olmayacağı bile belli değil, ama Elon Musk ve Mark Zuckerberg sosyal medya üzerinden atışmaya devam ediyor. 

Elon Musk, sabah erken saatlerde yaptığı bir paylaşımda, etkinliği kendi platformunda canlı yayınlamayı planladığını söylemişti. Mark Zuckerberg’den Musk’a cevap gecikmedi! Zuckerberg, “daha güvenilir” bir platform çağrısında bulunarak “Bugün hazırım” dedi.

Aylardır Silikon Vadisi’nde Mark Zuckerberg ve Elon Musk’ın gerçekten de söyledikleri gibi bir “kafes dövüşüne” katılıp katılmayacakları konuşuluyordu. Ancak her iki tarafın da telaşlı bir şekilde hareket etmesi ve söz vermesinin ardından, milyarderlerin karşılaşmasının arkasındaki ivme sönmüş gibi görünüyordu.

Zuckerberg: Ben tarih verdim, cevap gelmedi!

Meta’nın CEO’su Mark Zuckerberg, Pazar günü yeni sosyal medya uygulaması Threads’te yaptığı açıklamada, Musk’a 26 Ağustos’ta nihai bir kafes dövüşü maçına katılmalarını önerdiğini söyledi. Ancak, daha önce Twitter olarak bilinen X şirketinin sahibi olan Musk’ın bu tarihi henüz teyit etmediğini de sözlerine ekledi.

Zuckerberg’in yorumları, Musk’ın X’te sabah erken saatlerde yaptığı ve kafes maçını X’te canlı yayınlamayı ve platform aracılığıyla hayır işleri için para toplamayı planladığını söylediği bir paylaşımın ardından geldi.

Zuckerberg, geçen ay kullanıma sunduğu ve bazılarının Twitter’ın katili olarak nitelendirdiği rakip platform Threads’e gönderdiği mesajda “Nefesimi tutmuyorum” dedi.

Şu anda durum belirsiz. Dövüş olacak mı? Ne zaman olacak? Kim daha fazla istiyor, kim kaçıyor? Ancak şurası belli ki, hepimiz bu konunun artık belirsizliğinin sona ermesini bekliyoruz.

Elon Musk, haksızlığa maruz kalanların hukuki masraflarını karşılayacaklarını duyurdu!

0

Gündemin çılgın zengini Elon Musk, X (eski adıyla Twitter) sosyal medya platformunda yaptığı son paylaşımlarla yine dikkatleri üzerine çekti. Ünlü milyarder, sosyal medya hesapları üzerinden yaptığı açıklamada, X’te beğendiği veya paylaştığı içerikler nedeniyle iş yerinde haksız muamele gören bireylere destek sunma kararı aldığını duyurdu.

Elon Musk, teknoloji dünyasının önde gelen isimlerinden biri olmasının yanı sıra, sıklıkla radikal kararları ve cesur açıklamalarıyla da adından söz ettiriyor. X platformunda gerçekleştirdiği güncellemelerle de gündemi şekillendiren Musk, son paylaşımıyla iş yerinde sorun yaşayan kullanıcılara yardım elini uzatıyor.

Musk’ın paylaşımında, “X üzerinde paylaştığınız veya beğendiğiniz içerik nedeniyle iş yerinizde haksız muameleyle karşılaştıysanız, yasal masraflarınızı biz karşılayacağız. Belli bir limit yok. Siz rahat olun” ifadeleri yer alıyor. Bu öneri, haksız muamele gören kullanıcıların hukuki haklarını savunmalarına yardımcı olmayı amaçlıyor.

Elon Musk’ın bu hamlesi, teknoloji dünyasının sosyal sorumluluklarını nasıl ele aldığı konusundaki tartışmaları da alevlendiriyor. Ünlü girişimcinin X platformunda yaptığı açıklamaların geniş yankı uyandırdığı ve kamuoyunu etkilediği bir gerçek. İş yerinde haksız muameleyle karşılaşan bireyler için umut kaynağı olabilecek bu adım, aynı zamanda teknoloji liderlerinin toplumsal konulardaki etkisini ve sorumluluğunu gösteren bir örnek teşkil ediyor.

Elon Musk’ın bu tür girişimleri, sosyal medyanın ve teknolojinin insan hakları ve adalet mücadelesinde nasıl bir rol oynayabileceğine dair ilgi çekici bir perspektif sunuyor. İş yerinde haksız muameleyle karşılaşan kişilere sağlanan bu destek, adaletin peşinde koşan bireyler için güçlü bir destekçi olarak öne çıkıyor.

Siz de Elon Musk’ın bu hamlesi hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı paylaşarak tartışmaya katılabilirsiniz.

Amazon hisselerinin artışı, pazarı Apple’ın düşüşünden korudu

0

Amazon, Cuma günü; büyüme motorlarının, e-ticaretin ve bulut bilişiminin belirsiz bir ekonomide iyi gittiğine dair işaretlerle yüzde 8’den fazla artışla kapandı. Bu aslında daha geniş bir pazarı Apple’ın kasvetli iPhone satışlarından sonra yüzde 4,8’lik düşüşünden korumaya yardımcı oldu.

Raporlar, dijital reklam pazarındaki artış ve yaklaşık bir yıl süren bir düşüşün ardından bulut hizmetlerine olan talebin artması sayesinde, Google’ın sahibi Alphabet’ten Meta’ya kadar çoğu büyük ABD teknoloji firması için olumlu bir kazanç sezonunu olan şeyi kapattı.

Çevrimiçi perakende devi Amazon’un hisseleri bir yılın en yüksek seviyesinde kapandı ve piyasa değerine 109 milyar ABD dolarından fazla ekledi. Dünyanın en değerli firması olan Apple, bir aydan fazla en düşük seviyeye düştü ve Cuma günkü kapanış itibariyle yaklaşık 144 milyar ABD doları değerinde kaybetti.

Apple planlı eskitme

Amazon’un bulut işinin ikinci çeyrekte beklenenden daha iyi performansı, Microsoft Corp. ve Alphabet Inc.’in her ikisi de yüzde 2’den fazla yükselirken, imrenilen trilyon dolarlık kulübün diğer üyelerini de kaldırdı. Wall Street analistleri, Amazon’un üç aylık karı ve satışlarını tahminlemesinden, iki önemli işletmesinin de iki yıllık “hoş sürprizlerden” sonra birlikte büyüyebileceğini gösterdiğini söyledi.

SVB MoffettNathanson analisti Michael Morton, ”İkinci çeyrek Amazon için ezber bozan bir çeyrek; buna açık bir an diyebiliriz.” dedi.

“Perakende ve AWS [Amazon Web Services] birlikte çalışıyor. Artık perakende kayıpları veya AWS optimizasyonu konusunda el sıkmak yok, bunun yerine “perakende marjları ne kadar yükselebilir” ve “AWS’de yapay zekanın faydasını ne zaman görebiliriz?”

Refinitiv verilerine göre, en az 26 analist Amazon’daki fiyat hedeflerini yükseltti ve medyan görünümü 170 ABD dolarına çıkardı. Bu, bu yıl neredeyse yüzde 50 yükselen Amazon hisseleri için yaklaşık yüzde 32’lik bir artış. Amazon’un hisselerindeki artış, analistlerin kazançları için artan tahminlerini yansıtıyordu. Refinitiv tarafından izlenen güncellenmiş tahminlere göre, hisse senedi 139,57 ABD doları ile Perşembe günü 50’den hisse başına 47 kat daha düşük bir şekilde 2024 konsensüs kazancı değerindeydi.

Cuma günkü 181,99 ABD doları kapanış fiyatıyla Apple, 2024 mali yılı konsensüs kazancının hisse başına yaklaşık 27,6 katı değerindeydi. iPhone üreticisi Perşembe günü, özellikle gelişmiş pazarlarda amiral gemisi cihazına olan talebin yavaşlamaya devam etmesiyle satışların üst üste dördüncü çeyreğine doğru gittiği konusunda uyardı. Ancak hizmetler işi parlak bir noktaydı ve Apple’ın Haziran çeyreği için kar beklentilerini en üst etmesine yardımcı oldu.

AJ Bell borsa analisti Dan Coatsworth, ”Hizmetler kolu gruba hoş bir yastık sağlıyor, ancak Apple’ın hala donanım satış büyümesini canlandırması gerekiyor, aksi takdirde pazar ekosferine katılacak yeni nesil müşteriler konusunda endişelenecek.” dedi.

“Apple’ın temel ürünlerinin başka bir varyasyonunu değil, yeni ve yenilikçi bir şey piyasaya sürmesinin zamanı geldi.”

Intel CPU’lar hakkında önemli sızıntı!

0

Ünlü donanım sızdırıcısı Golden Pig Upgrade Pack’e göre, Intel mühendisleri yaklaşan Meteor Lake işlemcilerinin CPU çekirdek saatlerini 5.0 GHz’in ötesine çıkarmayı başardılar. Intel’in yeni nesil CPU çekirdeklerinin sözde geliştirilmiş frekans potansiyeli, Intel’in Meteor Lake ürünlerinin şirketin mevcut tekliflerinden önemli ölçüde daha yüksek performans sunmasını sağlayacak.

Sızıntıya göre, Intel’in 14. Nesil Core Ultra 7 işlemcisi artık 5.0 GHz’lik tek çekirdekli bir destek saatine ulaşırken, Core Ultra 9 5.0 GHz’i geçiyor. Tüm sızıntılarda olduğu gibi, bilgiler resmi değil ve bu frekansların seri üretilen silikon üzerinde elde edilip edilemeyeceği belirsiz.

Intel’in üst düzey dizüstü bilgisayarlar için çağdaş 13. Nesil Core ‘Raptor Lake’ işlemcileri, yüksek performanslı çekirdeklerini sorunsuz bir şekilde 5,0 GHz ve ötesine yükseltiyor. Bu arada, Meteor Lake’in CPU çekirdeklerini artırmak biraz daha zor olabilir.

Bir yandan, Meteor Lake’in genel amaçlı CPU çekirdekleri, devrim niteliğindeki 3D yığılmış bir işlem döşemesinin içine yerleştirilmiş ve aşırı ultraviyole litografi (EUV) kullanan Intel 4 işlem teknolojisinde yapılmış. Yeni üretim düğümü, Intel 7 düğüme (daha önce 10nm Enhanced SuperFin olarak bilinir) göre sayısız avantaj sunmayı vaat ediyor. Ancak diğer yandan, önceki nesil üretim teknolojisi, nispeten daha düşük destek saatlerine sahip veri merkezi odaklı CPU’ları etkinleştirmek için tasarlandı, bu nedenle Intel 4, selefi kadar ‘hızlı’ olmayabilir.

Meteor Lake’in hesaplama döşemesinin frekansını artırmanın bir başka yanı da, bir noktada çok ısınması veya çok fazla güce aç olması. Bu arada, çok kiremitli 3D yığılmış bir tasarım olan Meteor Lake, tanım gereği, monolitik bir kalıp içeren benzer bir üründen daha fazla güce aç olabilir. Bu nedenle, CPU’nun güç tüketimi kontrol altında tutulmalı.

Intel’in mobil 14. Nesil Core Ultra rozetli ‘Meteor Lake’ işlemcileri, mevcut 13. Nesil Core ‘Raptor Lake’ CPU’lara göre çekirdek sayısı avantajına sahip olmayacağından, tüm iş yüklerinde öncekilerden açıkça daha iyi performans göstermeleri için yüksek saatlere sahip olmaları zorunlu olabilir.

Tabii ki, yeni işlemciler, genel olarak kullanıcı deneyimini ve özel olarak AI iş yüklerini muhtemelen iyileştirecek bazı yeni hızlandırıcılar ve özellikler içerecek şekilde ayarlandı. Bununla birlikte, birçok insan yine de oyunlar ve profesyonel performansa aç uygulamalar gibi şeylerde CPU’ları karşılaştırmak isteyecek ve bunlar eski CPU çekirdeklerine güvenme eğiliminde, bu nedenle frekans ne kadar yüksekse o kadar iyidir.

Google, Gboard için kolları sıvadı! Kullanımı kolaylaştıracak yeni özellikler geliyor

0

Gboard, en sevilen klavye uygulamalarından biri ve bu nedenle birkaç Android üreticisi için varsayılan klavye olarak tercih ediliyor. Telefon ekranlarını çok sayıda şekil ve boyutta yapan bu markalarla, her ekran türüne uyum sağlayan dinamik klavyeler her zamankinden daha önemli.

Kısa bir süre önce Samsung Galaxy Fold serisinde Gboard’un yeni varsayılan bölünmüş düzenini gördük, ancak Google şimdi ekran boyutunuz ne olursa olsun klavyenin boyutu ve konumu üzerinde ciddi kontrol sağlamak için yeni bir seçeneği test ediyor.

Gboard, optimum konfor için yeniden boyutlandırmayı ve yeniden konumlandırmayı sağlayan özelliklerle yükleniyor. Uygulamanın Tek elle kullanılan modu, geniş ekranlarda tek bir başparmakla yazmayı basitleştirirken, Yüzer seçenek Gboard’u kullandığınız herhangi bir uygulamanın üzerinde yeniden konumlandırılabilir bir pencere olarak görüntüleniyor.

Bu düzenlerden ayrı olarak 9to5Google, en son Gboard beta (v13.2.05) için araç çubuğunda Yeniden Boyutlandır adlı yeni bir seçenek tespit etti. Önce Yeniden Boyutlandır’a dokunmak, tıpkı bir görüntüyü yeniden boyutlandırmak gibi, çekme tutamacını kullanarak bir kenarı yukarı veya aşağı sürükleyerek klavyenin dikey yüksekliğini değiştirme seçeneği sunuyor.

Bu, Gboard ayarları → Tercihler → Klavye yüksekliği altında bulunan yedi adımlı yükseklik ayarından muazzam bir adım. Yeni seçenek ayrıca genişliği benzer şekilde değiştirmeye izin veriyor, böylece Gboard ekranınızın tüm genişliğine yayılabilir veya bu alanın sadece üçte birini kaplayabilir. Ayar, klavyenin alt sınırını tanımlamaya bile izin verir, böylece boşluk çubuğu satırını daha yukarı ve rahat bir şekilde hareket ettirebilirsiniz.

Tüm ayarlamalarınızı yaptıktan sonra, onaylamak için onay işaretine basabilir veya Gboard’u normal boyutuna sıfırlama seçeneğini kullanabilirsiniz. Tek elle mod gibi seçenekler mevcut olduğunda bu seçeneğin neden eklendiğinden emin değiliz, ancak ayrıntılı boyut ayarı ve genellikle Tek elle modda gördüğünüz klavye konum kontrollerinin olmaması gibi birkaç açık avantaj var. Ancak bu bir beta özelliği ve kesinleşmeden önce daha fazla revizyondan geçebilir.

Uzaktan çalışma bitti: Zoom çalışanlarını tekrar ofise çağırıyor!

Pandemi döneminde; okulların uzaktan eğitime, bir çok iş yerinin ise uzaktan çalışma modellerine geçmesiyle birlikte devasa kullanım rakamlarına ulaşan Zoom o dönem yaklaşık altı kat bir büyüme kaydetmişti.

Şirket tıpkı kullanıcı profili gibi kendi çalışanlarına da evden çalışma modeli uyguluyordu. Ama son yaptığı açıklamayla Zoom, pandemiden beri ilk kez çalışanlarını ofiste istiyor.

Zoom başarısının sırrı

Şirket yaptığı açıklamada, ofisinin 50 mil yakınında bulunan tüm çalışanlarının en azından haftada iki gün ofiste bulunmasına istediklerini belirtti.

Bir çok analist, bu kararın arkasında pandemi ile birlikte yükselen şirketin 2021’in sonlarına doğru pandeminin eskilerin azalması ve ofislerine dönen şirket çalışanları nedeniyle düşen Zoom hisselerine bağlıyor. O tarihlerde şirket en az 100 milyar $ kaybetti.

Şirketin web sitesine göre şirket 8.400’den fazla kişiyi istihdam ediyor ve bunların yalnızca %2’si ofisten çalışıyor. Alınan bu kararın şirketin geleceğini, çalışmak kültürünü ne yönde etkileyeceği ve başka şirketlerin de bu yönde adım atıp atmayacağı merak konusu.

Üretken yapay zekanın tasarladığı robotik kol kendi kendini eğitebiliyor!

0

Kaliforniyalı girişim Orangewood Labs, dünyada bir ilk olduğunu söylediği şeyi yarattı; üretken yapay zeka tarafından programlanmış robotik bir kol. Şirket, endüstriyel ve üretim uygulamalarına odaklanmadan önce, insanlara zımpara ve mobilya boyama yardımcı olmak için robotik kollar geliştirerek başladı.

RoboGPT platformu, kullanıcıların robotik kolları sesleriyle programlamalarına izin vermek için üretken yapay zekadan yararlanarak bu genişlemenin bir parçası olarak geliyor. Üretken yapay zeka özellikli sistem aynı zamanda kendi kendine öğrenebilir ve uyarlanabilir ve çevresiyle sürekli etkileşimde olacak şekilde tasarlandı.

Şirket, RoboGPT’sinin uyarlanabilir olacak şekilde tasarlandığını, uç vakaları hesaba katmaya çalıştığını ve çevresinden sürekli olarak ve çevresinden öğrendiğini söylüyor. Orangewood, amacının daha küçük işletmeler ve bağımsız çalışanlar için robotların erişilebilirliğini iyileştirmek olduğunu söyledi. CEO Abhinav Das’a göre, robotik silahların her yerde görülmesinin önündeki ana engeller, Orangewood’un ele almak istediği iki şey olan maliyet ve programlanabilirlik.

Orangewood, büyük dil araçlarından yararlanarak robotik kollarının programlanmasının önemli ölçüde daha kolay olduğunu, kullanılan malzemelerin ise kısmen satın alınabilirlikleri için seçildiğini ve fiyat noktalarını aşağı ittiğini söyledi.

Şirket, ”Robotlar tarihsel olarak çoğu küçük işletme ve sıradan insanlar için erişilemez.” dedi. “Bunun nedeni, maliyetin çok yüksek olması ve onları programlamanın zor olmasıydı. Özellikle küçük işletmeler için, bu zorlukların üstesinden gelinirse, üretim maliyetlerini 10 kattan fazla büyük ölçüde azaltabilir! RoboGPT, küçük işletmelerin montaj ve işleme hatlarını dakikalar içinde değiştirmesine olanak tanır.”

Orangewood kısa süre önce 7percent Ventures, Schox Ventures, VentureSouq, KSK Angel Fund ve birkaç melek yatırımcının katılımıyla Y Combinator liderliğindeki bir finansman turunda 4,5 milyon dolar topladı. Şirket, RoboGPT boru hattını genişletmeye devam etmek ve robot kolunu daha fazla kullanım durumuna sokmak için finansmanı kullanmayı planladığını söyledi.

Türkiye’nin en büyük şirketleri belli oldu!

0

Sanayiden, hizmetlere, telekomdan, bilişime, inşaattan ticarete kadar yüzlerce sektörün kapsamlı dünyasını yönlendiren önde gelen şirketlerin yer aldığı Capital 500 Araştırması’nın sonuçları açıklandı. Bu kapsamlı araştırma, Türkiye’nin en yüksek cirolu şirketlerini titizlikle inceleyerek, iş dünyasının nabzını tutuyor. Şirketlerin ihracat, karlılık, çalışan sayısı ve aktif büyüklüğü gibi temel verileri incelenerek, büyüme, ihracat ve kâr artışında öne çıkan ilk 500 şirket sıralanıyor. Bu sonuçlar, Türkiye’nin ekonomik performansını değerlendirmek adına kayda değer gözüküyor.

Sıralamada başı çeken Türkiye’nin en büyük özel şirketi olan Tüpraş, 89 milyar TL ciro ile zirvede yer aldı. Aynı zamanda Avrupa, Orta Doğu ve Afrika bölgesinin en büyük 2. enerji şirketi unvanını taşıyan Tüpraş, üst üste liderliğini koruyarak sektördeki hakimiyetini sürdürdü. Türkiye’nin önde gelen ulusal hava yolu şirketi olan Türk Hava Yolları (THY), 75 milyar TL cirosuyla 2. sıraya yerleşti. Petrol Ofisi, 53 milyar TL ciro ile Türkiye’nin akaryakıt sektöründeki ikinci büyük şirketi olarak 3. sıraya yükseldi.

Enerji-petrol sektöründeki şirketler, Capital500 listesindeki ilk 10’da dikkat çeken bir tırmanış gerçekleştirdi. Petrol Ofisi, geçen yılın ardından 5 basamak yükselerek 3’üncülüğe yükseldi. Star Rafineri, 10 basamak atlayarak 4’üncülüğe yükselirken, Opet 4 basamak tırmanışla 5’inci sıraya yerleşti. Shell&Turcas ise 4 basamak yükselerek 7. en değerli şirketi oldu . Bu hızlı yükselişler, 2023’de enerji-petrol sektörünün yükseldiğini gösteriyor.

Capital500 listesinin açıklanmasıyla birlikte, Türk iş dünyasının büyüme ve kârlılık performansına dair derinlemesine bir bakış sunulmuş oldu. Şirketlerin yer aldığı bu prestijli liste, yatırımcılar, analistler ve ekonomistler için büyük bir referans kaynağı olma özelliği taşıyor.

Capital 500 en değerli 40 şirketi listesi

SıraŞirketSektörCiro
1TüpraşENERJİ-PETROL89.600.776.000₺
2Türk Hava YollarıULAŞTIRMA75.118.000.000₺
3Petrol OfisiENERJİ-PETROL53.662.903.006₺
4Opet PetrolcülükENERJİ-PETROL46.380.765.739₺
5BİM Birleşik MağazalarPERAKENDE40.211.942.000₺
6Shell&Turcas PetrolENERJİ-PETROL39.325.332.000₺
7Ford OtosanOTOMOTİV39.209.019.000₺
8Ahlatcı KuyumculukKUYUMCULUK34.752.655.746₺
9ArçelikELEKTRİK-ELEKTRONİK31.942.000.000₺
10RC Rönesans İnşaatİNŞAAT27.742.267.000₺
11Ereğli Demir ÇelikDEMİR-ÇELİK27.465.185.000₺
12Ahlatcı Metal RafineriKUYUMCULUK26.687.012.149₺
13Toyota OtomotivOTOMOTİV26.059.116.581₺
14Oyak RenaultOTOMOTİV24.635.365.339₺
15A101 Yeni MağazacılıkPERAKENDE24.284.917.446₺
16TurkcellTELEKOM23.996.262.000₺
17Türk TelekomTELEKOM23.657.108.000₺
18Anadolu Efes BiracılıkGIDA-İÇECEK23.313.811.000₺
19MigrosPERAKENDE23.191.364.000₺
20LC Waikiki MağazacılıkPERAKENDE20.929.952.765₺
21Star RafineriENERJİ-PETROL20.929.952.765₺
22Enerjisa Enerji A.ŞENERJİ-PETROL19.453.085.000₺
23Tofaş Oto FabrikaOTOMOTİV18.896.914.000₺
24XXXXKUYUMCULUK18.171.095.538₺
25ŞişecamCAM-SERAMİK18.058.686.000₺
26Selçuk EczaİLAÇ17.808.667.101₺
27Vestel ElektronikELEKTRİK-ELEKTRONİK17.174.123.000₺
28İskenderun Demir ÇelikDEMİR-ÇELİK16.453.358.365₺
29Şok MarketlerPERAKENDE16.051.963.222₺
30Kibar Dış TicaretDIŞ TİCARET15.116.627.860₺
31VodafoneTELEKOM15.100.000.000₺
32JTI Tütün Ürünleri PazarlamaTÜTÜN15.032.539.443₺
33Mercedes Benz TürkOTOMOTİV13.861.490.342₺
34Hyundai Assan OtomotivOTOMOTİV13.399.329.522₺
35AselsanELEKTRİK-ELEKTRONİK13.012.551.000₺
36TUSAŞ-Türk Havacılık ve Uzay SanayiSAVUNMA12.855.429.724₺
37TGS Dış TicaretDIŞ TİCARET12.406.438.678₺
38Coca-Cola İçecekGIDA-İÇECEK12.245.010.000₺
39PetkimKİMYA11.672.220.000₺
40Limak İnşaatİNŞAAT11.259.126.740₺

Dev boyutlarda yeni bir gezegen bulundu!

Gezegenlerin kökenlerini anlamak ve evrende nasıl şekillendiklerini çözmek, gökbilimcilerin öncelikli hedefleri arasında yer alıyor. Bu amaçla, son dönemde gerçekleşen dikkat çekici bir keşif, bilim dünyasında büyük bir ilgi uyandırdı. Jüpiter büyüklüğündeki olağandışı özelliklere sahip bir yabancı, gezegen oluşumunun sırlarını aydınlatma yolunda önemli bir adım olacak gibi gözüküyor.

NASA’nın Transiting Exoplanet Survey Uydusu (Geçiş Yapan Gezegen Araştırma Uydusu) tarafından ilk kez tespit edilen bu ötegezegen (güneş Sistemi’nin dışında ve başka bir yıldızın yörüngesinde bulunan gezegenler), başlangıçta verilerin yetersizliği sebebiyle bir gezegen olup olmadığına dair belirsizlik taşıyordu. Ancak Birmingham Üniversitesi’nden gökbilimciler, Şili’nin görkemli Atacama Çölü’nde bulunan SPECULOOS Güney Gözlemevi’ni kullanarak bu gizemli gezegeni daha yakından incelemeye başladı. Aynı zamanda Hawai’i’deki Subaru Teleskobu’nun da kullanıldığı detaylı gözlemler sayesinde, gezegenin kütlesi kesin olarak ölçüldü ve bulgular doğrulandı.

İki ana nedenle sıra dışılar

Bu yeni keşfedilen TOI-4860 b olarak isimlendiriliyor ve ilgi çekici iki temel özelliği taşıyor. İlk olarak, düşük kütleli bir yıldızın – TOI-4860 – yörüngesinde konumlanmıştır. Bu gezegen, yıldızın etrafındaki bir tam turunu sadece 1,52 günde tamamlıyor,

Özellikle, gezegenin kütlesi açısından da büyük bir merak uyandırıyor. Düşük kütleli yıldızların genellikle yüksek kütleli gezegenlerin oluşumuna yol açmadığı kabul edilir. Bunun nedeni, yıldızın etrafındaki madde diskinin az kütleli olması ve bu durumun büyük gezegenlerin oluşumunu zorlaştırmasıdır. Ancak bu yeni gezegen keşfi, bu kabul edilmiş normallere meydan okuyor ve gezegenlerin düşük kütleli yıldızın etrafında var olabildiğini gösteriyor.

İkinci önemli nokta ise ağır elementler açısından oldukça zengin olması. Bu durum, gezegen oluşum süreçlerini etkileyebilecek faktörler hakkında önemli ipuçları sunuyor.

Geleceğe doğru ilerleyiş

TOI-4860 b gezegeninin kısa yörünge periyodu ve ana yıldızının yüksek metal içeriği gibi özellikleri, bu sistemi sıcak Jüpiterlerin atmosferlerini incelemek ve bu tür gaz devlerinin nasıl meydana geldiğini anlamak için değerli bir fırsat haline getiriyor. Bu önemli keşif, gökbilimcilerin evrende gezegen oluşumunu anlamak için yaptığı çabalara bir örnek teşkil ediyor. Araştırmacılar, Şili’deki Very Large Telescope (VLT) gibi güçlü araçlarla benzer sistemleri keşfetmeye devam ederek bu alandaki çalışmalarını sürdürmeyi hedefliyorlar. Bu çabalardan elde edilecek veriler, gezegen oluşum süreçlerinin daha iyi anlaşılmasına ve evrenin büyük resminin çıkartılmasına katkı sağlayacaktır.

Yeni gezegen hakkında siz neler düşünüyorsunuz? yorumlarda fikrinizi belirtmeyi unutmayın.

Google, Telekom şirketlerini bekleyen büyük tehlikeyi açıkladı!

0

Google Cloud’un son güvenlik raporuna göre, yıl boyunca telekom şirketleri giderek daha düşmanca bir siber güvenlik tehdidi ortamıyla karşı karşıya.

Araştırmacılar, 2023’ün ilk çeyreğinde Lumen tarafından hafifletilen en büyük 1.000 dağıtılmış hizmet reddi (DDoS) saldırısının %85’inin telekomlardaki hedeflere karşı meydana gelmesiyle, telekomünikasyon şirketlerine karşı artan bir saldırı dalgasını özetledi.

Kritik ulusal altyapıya yönelik devlet destekli saldırıların artan tehdidi, telekom alanındaki firmalara yönelik kötü niyetli girişimlerin artmasıyla bağlantılıyken, yazarlar aynı zamanda kar güdümlü tehdit aktörlerinin katkıda bulunan bir faktör olarak artan karmaşıklığına da işaret ettiler.

Geçtiğimiz yıl, T-Mobile’da bir veri ihlali, Avustralya’nın Optus’unda 10 milyon vatandaş için ‘sistemik kimlik sorunlarına’ neden olmuş olabilecek bir veri ihlali ve TPG Telecom’da bir dizi telekomünikasyon şirketi siber saldırılardan etkilendi.

Google’ın Tehdit Analiz Grubu (TAG), Orta Doğu ve Afrika’nın yanı sıra çoğunlukla Güney, Batı ve Güneydoğu Asya’da bulunan bu saldırıların kurbanlarıyla, telekomünikasyon şirketleri ve BT hizmet sağlayıcılarına odaklanan Çin destekli APT gruplarını belirledi. Bulgular Google Cloud’un Ağustos 2023 Tehdit Ufukları Raporu’nda yayınlandı. Yazarlar, birçok telekomünikasyon şirketin müşteri deneyimini etkileyebileceği veya uzun kesintilere yol açabileceği korkusuyla eski teknolojilerini değiştiremediğini veya değiştirmek istemediğini belirtti.

Telekom sağlayıcıları, uydu altyapısı ve sabit bağlantılar da dahil olmak üzere bir dizi teknoloji neslinden yararlanan ağları denetler. Yamalanmamış ekipmanın, kuruluşları güvenlik açıklarından yararlanan siber saldırılara açma olasılığı çok daha yüksek. Telekomünikasyon şirketlerine yönelik artan saldırılarla ilişkili diğer risk faktörleri arasında, endüstrinin daha iyi otomasyon, ağ istikrarı ve daha düşük maliyetler için bulut hizmetlerini ve kapsayıcılar gibi buluta özgü unsurların artan şekilde benimsenmesi yer aldı. Yeni bir ortama açılmak onları bir dizi yeni tehdide maruz bırakabilir.

Araştırmacılar ayrıca, özel ağlar, IoT, kurumsal ağ ve CNI için dağıtılmış 5G’nin benimsenmesinin işletmelerin saldırı yüzeyini genişletebileceği ve onları yeni tehditlere açabileceği konusunda uyardı. Yazarlar, belirli bir ağın içinde veya dışından kaynaklanıp kaynaklanmadığına bakılmaksızın, tüm kullanıcılar ve cihazlar için ek kontroller gerektirerek sert güvenlik çevresi kavramını reddeden ağ mimarisine sıfır güven yaklaşımı benimsemeye çağırdı.

Saldırganlar, bulutta siber saldırıları yalnızca on dakika içinde başlatabiliyor ve bir şirketin bulut ortamı üzerindeki herhangi bir gözetim eksikliğinden acımasızca yararlanıyor. Güvenlik ekipleri süreçleri düzgün bir şekilde sürdürmezse, Ubernetes’in benimsenmesi özel bir risk oluşturacak.

Rapor, Q1 2023’teki bulut uzlaşma olaylarının büyük çoğunluğundan yaygın, kullanıcı odaklı hataların sorumlu olduğunu buldu. Kullanıcıların şifreleri yeniden kullanmaları veya kötü saklamalarıyla ilgili olabilecek kimlik bilgileri sorunları, uzlaşma faktörlerinin %60’ından fazlasını oluşturmaya devam ediyor. Kötü kimlik bilgisi hijyeni, saldırganların kimlik bilgisi doldurma işlemini kolayca gerçekleştirmesine olanak tanıyor ve bir şifre yöneticisi ile düzeltilebilir.

Siber güvenlik Wiz
Siber güvenlik Wiz

Yanlış yapılandırma, uzlaşma olaylarının %19’u ile bağlantılıydı, ancak araştırmacılar yanlış yapılandırmanın genellikle olayların üçüncü en yaygın nedeni için de etkinleştirici bir faktör olduğunu belirtti: API maruziyeti ve UI duyarlılığı. Örneğin, bir işletme güvenlik duvarını veya harici güvenlik araçlarını kötü yapılandırdıysa, bir bilgisayar korsanının API’lerinden kolayca yararlanmasına izin verebilir.

Google Cloud ayrıca, müşterilerin çeyrek boyunca ele geçirilen 13 müşteri etki alanı ve bir GCloud tarafından barındırılan IP keşfettikten sonra etki alanlarını kötü amaçlı etkinlikler açısından incelemelerini tavsiye etti. Hepsinin, anormal bağlantı noktaları kullanan harici kötü amaçlı yazılımlarla iletişim kanıtı içeren IP ile kötü amaçlı dosyaları indirmek için kullanıldığı bulundu.

Tehlikeye girme riskini azaltmak için verilebilecek en gerçekçi tavsiye, şirket örneklerindeki kötü amaçlı dosyaları tespit etmek ve kaldırmak ve VirusTotal gibi bir hizmeti kullanarak etki alanlarını ve bağlantı noktalarını düzenli olarak incelemek için özel olarak yapılandırılabilen uç nokta koruma araçlarının kullanımı.

Yine bir iPhone kaçakçılığı: Bu sefer sayı 68!

0

Akıllı telefon fiyatlarının tüm dünyada yükselmesi, birçok kişinin ucuz alternatiflere yönelmesine sebep oluyor. Kaçak yollarla telefon sokma çabaları da bu artışın bir sonucu olarak öne çıkıyor. “Kaçak iPhone” kavramı, hem ülkemizde hem dünyada giderek yaygınlaşıyor. Çin’de ise oldukça çarpıcı bir olay yaşandı. Bir adam, akıllara durgunluk veren bir yöntemle kaçak iPhone taşıma girişiminde bulundu ve gümrük görevlileri tarafından yakalandı. Söz konusu şahıs, Çin’den satın aldığı ikinci el ucuz iPhone modellerini kendi ülkesine sokmak istedi. Ancak sadece birkaç telefon değil, tam 68 adet ı vücuduna yapıştırdı. Bacaklarına ve göbeğine üst üste ve yan yana yerleştirdiği telefonları daha sonra bol kıyafetler giyerek kamufle etmeye çalıştı.

Çin'de Akıllı Telefon Kaçakçılığı: Adam 68 iPhone'u Vücuduna Yapıştırarak Yakalandı

Tabii ki, 68 iPhone’u vücuduna yapıştırarak yürümek hiç de kolay bir iş değildi. Eğer bu cihazları tek tek iPhone 14 olarak düşünürsek, adamın üzerinde yaklaşık 11 kilogramlık bir akıllı telefon yükü taşıdığını söyleyebiliriz. Aşırı bol giyim tarzı ve tuhaf yürüyüşü ise dikkatleri üzerine çekti. Çinli gümrük memurları, adamın bu alışılmadık davranışını ve giyim tarzındaki garip detayları fark edince hemen müdahale etti.Gümrük görevlileri, yaptıkları detaylı arama sonrasında, inanılmaz bir tabloyla karşılaştı. Kaçakçılık girişiminde bulunan adamın vücuduna yapıştırdığı, tahminen 11 kilogramlık toplamda 68 adet iPhone bulundu. Şüpheli gözaltına alındı ve Çin yetkilileri, bu kaçak cihazlara el koydu.

2022 yılında bir kadın, sahte bir hamile göbeğine gizlenmiş 200’den fazla Intel CPU ile Çin’e sızmaya çalıştı. Bu yılın başlarında ise bir adam, elektrikli bir scooter’ın içine 84 SSD sıkıştırarak Çin gümrüklerini aşmaya çabaladı. Sıradışı hikayeler, son zamanlarda Çin ve Hong Kong arasındaki sınırlarda yaşanan kaçakçılık girişimlerini gözler önüne seriyor.

Yaşanan bu olaylar, akıllı telefon fiyatlarının artışının yarattığı baskının boyutlarını gösteren çarpıcı bir örnek olarak karşımıza çıkıyor. Aynı zamanda, insanların uygun fiyatlı alternatiflere ulaşmak için ne kadar sıra dışı yöntemlere başvurabileceğini de gözler önüne seriyor.

iPhone yapıştıran adam hakkında düşünüyorsunuz? yorumlar kısmınla bizimle paylaşabilirsiniz.

Microsoft Edge kullanıcıları dikkat! Bu özelliği hemen kapatın!

0

Microsoft Edge, tarama deneyimini daha iyi hale getirmek için çok sayıda özelliğe sahip. Örneğin; Startup Boost, Edge’in anında başlatılmasını sağlıyor ve geliştirilmiş metin oluşturma, Windows’ta daha iyi yazı tipleri sunuyor. Bunlar, birkaçına ek olarak, Edge’i rakipler arasında öne çıkarıyor. Bununla birlikte, bazı hizmetler en iyi ihtimalle kafa karıştırıcı veya ilk bakışta düpedüz şaşırtıcı.

Son zamanlarda, Microsoft’un çevrimiçi görüntülediğiniz her resmi görebileceğini düşündürebilecek bir özelliği ele aldık. Yaklaşan bir sürüm, Edge’in ziyaret ettiğiniz her sayfanın ekran görüntülerini almasını sağlayan bir geçiş ekleyecek. Ve bu bir varsayım değil; Microsoft, çevrimiçi görüntülediğiniz her şeyin ekran görüntüsünü almak istediğini açıkça belirtiyor. Şu anda Kanarya ve Dev kanallarında test edilebilen Microsoft Edge 117 “Sitenin ekran görüntülerini Tarih için kaydet” adlı yeni bir geçişe sahip.

Microsoft Edge PDF

Özelliği açmak, internet bağlantısı olmadan tarama geçmişinizdeki herhangi bir sayfayı tekrar ziyaret etmenizi sağlıyor. Başka bir deyişle, çevrimdışı okuma için yerleşik bir Cep benzeri hizmet alıyorsunuz. Ayrıca, küçük resmini önizlemek için tarihteki bir web sayfasının üzerine bir imleci imleçlebileceksiniz.

Kulağa harika ve kullanışlı geliyor. Ancak Microsoft, kafa karıştırıcı bir özellik adı ve açıklamasıyla yine insanın aklını bulandırıyor. İstisnasız her bir web sayfasının ekran görüntülerini alan bir hizmet hakkında okuduktan sonra yanlış varsayımlarda bulunduğu için ortalama bir tüketiciyi suçlayamazsınız. Kullanıcıya gönül rahatlığı sağlamak için gizlilik, şifreleme ve diğer önlemler hakkında ek bilgi yok.

Ayrıca, ilk uygulama, tarayıcının belirli web sitelerinin “ekran görüntülerini” almasını önlemek için istisna özelliğinden yoksun. İstenilen bir sayfayı liste dışı bırakabilmek kullanıcılara mahremiyet güvencesi sağlayabilirdi.

“Sayfaları çevrimdışı okumak için kaydet” veya benzeri bir şey kulağa çok daha az endişe verici geliyor, ancak Microsoft diğer yöne gitmeye karar verdi. Geliştiricilerin bu kafa karıştırıcı görünümlü özelliği Kararlı kanala çok daha parlak ve rafine bir biçimde göndermelerini umabilirsiniz.

Neyse ki, geçiş varsayılan olarak kapalı ve artık Microsoft Edge Dev ve Canary’nin neden çevrimiçi görüntülediğiniz her şeyin ekran görüntüsünü almak istediğini biliyorsunuz. Ayarlar > Gizlilik ve Hizmetler’e giderek “Sitenin ekran görüntülerini Geçmiş için kaydet” özelliğini etkinleştirebilir veya devre dışı bırakabilirsiniz. Alternatif olarak, edge://settings/privacy bağlantısını kullanabilirsiniz.