Ford, 3.5 Milyar Dolarlık batarya fabrikasının inşaatını durdurdu

ABD otomobil devi Ford, Michigan eyaletinde 3.5 milyar dolarlık büyük bir elektrikli araç batarya fabrikası inşaatını durdurma kararı aldı. Bu ani kararın arkasındaki nedenler tam olarak açıklanmamış olsa da, yerel ve ulusal faktörler projenin geleceğini belirsiz kıldı.

İlk olarak, Ford’un fabrikayı kurmayı planladığı arazi üzerinde tarım yapılması yerine bir endüstriyel işletmenin kurulacak olması, yerel halkın büyük tepkisini çekti. Yerel halk, tarım topraklarının korunmasını savunarak bu projenin çevresel etkilere yol açabileceğinden endişe duydu. 200.000 metrekareden daha büyük bir alanın tarım için kullanılmasını isteyen bu grup, protestolarla kararlarını dile getirdi.

Bir diğer önemli etken ise Ford’un Çinli CATL (Contemporary Amperex Technology Co. Limited) firmasıyla batarya teknolojisi lisansı için kurduğu ilişki. ABD yetkilileri, bu işbirliğini sorgulayarak, ulusal güvenliğe ve teknolojik bağımsızlığa ilişkin endişeler taşıdı. Bu, projenin askıya alınmasının arkasındaki önemli bir faktör olarak gözüküyor.

Projenin geleceği ne olacak?

Tesisin inşaatına henüz başlanmamış olsa da saha hazırlıkları devam ediyordu. Fabrikanın 2026 yılında faaliyete geçmesi ve yılda 400.000 elektrikli otomobil için batarya üretmesi planlanıyordu. Ford, bu zorluğun üstesinden nasıl geleceği konusunda net bir açıklama yapmadı. Ancak projenin geleceği hakkındaki bu belirsizlik, hem yerel halkın hem de otomobil endüstrisinin dikkatle takip ettiği bir konu haline geldi. Ford’un bu kararın ardından nasıl bir yol izleyeceği ve projeyi nasıl yönlendireceği merakla bekleniyor.

Ünlü isim yapay zeka ile ilgili iddalı bir açıklama yaptı; 2030’a kadar bizi büyük bir atılım bekliyor!

Bununla birlikte, efsanevi geliştirici John Carmack, yapay zeka noktasında böyle bir teknolojinin 2030 civarında gösterileceğine inanıyor.

Carmack, oldukça popüler bir isim ama en çok id Software‘in kurucu ortağı ve Wolfenstein 3D, Doom ve Quake’in baş programcısı olarak biliniyor. Yeni AGI girişimi Keen Technologies’e odaklanmak için geçen yıl Aralık ayında Oculus’tan ayrıldı.

Carmack, Keen’in Alberta Makine İstihbaratı Enstitüsü’nün baş bilimsel danışmanı Richard Sutton’u işe aldığını duyuran bir videosunda (The Reg aracılığıyla), yeni işe alınan Sutton’un AGI üzerinde çalışmak için ideal bir konumda olduğunu söyledi.

AGI’in farkı ne?

ChatGPT‘nin beğenilerini tanımlamak için kullanıldığında yapay zeka teriminin yanlış bir adlandırma olduğuna sık sık dikkat çekilir. Günümüzün büyük dil modeli destekli araçları, bu şekilde görünseler bile aslında bir insan gibi ‘düşünmez’. Bir AGI ise tıpkı bir insan gibi davranır, öğrenip akıl yürütebilir ve verilen herhangi bir görevi yerine getirebilir.

Bilim adamları ve araştırmacılar, gerçek bir AGI’in onlarca yıl uzakta olabileceğini savunuyorlar. Carmack, mevcut kodlama tekniklerinin bir YGY’yi yaratmayı mümkün kıldığını söyleyerek, 2030’un “yaşam belirtileri gösteren bir prototip AI için” bir hedef olduğunu da sözlerine ekledi.

Geçen yıl Ağustos ayında Carmack, Keen için 20 milyon dolarlık fon topladığını duyurdu. Bu, diğer AI şirketlerine kıyasla çok küçük bir miktar. Ancak Sutton ve Carmack, endüstri üzerinde büyük bir etkisi olabileceğine inanıyor.

Yapay zeka

Carmack, “Bugün bunun çözümü konusunda kimsenin görüş alanı yok, yapacak çok fazla bir şey kalmadığını düşünüyoruz.” dedi. “Cevaplanması gereken temel araştırma soruları var ve iç projelerimiz ve hücum açılarımız var.” diye ekledi. FPS türünün yaratıcısı, AGI’lerin nasıl oluşturulacağına dair gelecekteki ders kitaplarının Keen ve yaklaşan çalışmaları hakkında bir bölüm içermesini beklediğini söyledi.

“Gerçekten büyük ve önemli bir şeyin halka açık olmasından altı, yedi, sekiz yıl uzaktayız.”

Carmack daha sonra, bugün AI’nın durumunun Quake’deki kendi çalışmalarına kadar izlenebileceğini öne sürdü, çünkü GPU’lara olan talebi gerçekten tetikleyen oyundu, ancak Nvidia CEO’su Jensen Huang’a GPU’ların diğer bilgi işlem görevlerini yerine getirme potansiyelini kabul ettiği için kredi verdi.

Temmuz ayında OpenAI, insan ırkının yok olmasına neden olmak da dahil olmak üzere, insanlardan daha akıllı bir yapay zeka yaratmanın potansiyel tehlikelerinin farkında olduğunu ve riskleri azaltmak için bir ekip oluşturduğunu söyledi.

Arçelik’ten girişimci kadınlara destek

Arçelik ve kadın odaklı yatırım platformu Arya ile hayata geçirilen iş birliği çerçevesinde, Girişimci Akademisi ve Girişimci Atölyeleri ile kurucu ekibinde kadın olan teknoloji girişimlerine destek verilmesi hedefleniyor.

Arçelik Strateji ve Dijitalden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Utku Barış Pazar “Arçelik olarak BM Kadın Birimi-UN Women Nesiller Boyu Eşitlik Forumu Action Coalition insiyatifinin destekçisi olarak 2026 yılına kadar dünya çapında 2500 kadın girişimciye destek olmayı taahhüt ediyoruz. Teknoloji alanında girişimi bulunan kadınların sayılarının artırılması için öncelikle bilgiye ve sermaye kaynaklarına erişimlerinin artırılması gerekiyor. Bu noktada Arya, kadın odaklı yatırım platformu olarak çok önemli bir görev üstleniyor” dedi.

Teknoloji alanında kadınların girişimciliği desteklenecek

Yeni iş birliği çerçevesinde ‘Arya Girişimci Akademisi’ ve ‘Arçelik Girişimci Atölyeleri’ programlarıyla kadınların temel bilgi ve becerilerini geliştirmelerine katkı sağlanarak teknoloji alanında kadınların girişimciliği desteklenecek.

Program kapsamında girişimcilerin işlerinde en sık karşılaştıkları problemleri çözmeye yönelik pratik bilgiler aktarılırken vaka analizleri yapılacak. Girişimciler ve girişimci adayları, 2018 yılından beri 700’ün üzerinde girişimciyi buluşturan programlar, girişimcilik ve teknoloji alanında etkin konuşmacılar ve Türkiye’nin başarılı iş insanları ile bir araya gelerek onların deneyiminden faydalanacak.

Arçelik Strateji ve Dijitalden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Utku Barış Pazar

Arçelik Strateji ve Dijitalden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Utku Barış Pazar “Arçelik olarak BM Kadın Birimi-UN Women Nesiller Boyu Eşitlik Forumu Action Coalition inisiyatifinin destekçisi olarak 2026 yılına kadar dünya çapında 2500 kadın girişimciyi çeşitli programlar aracılığı ile desteklemeyi taahhüt ediyoruz. Teknoloji alanında girişimi bulunan kadınların sayılarının artırılması için hem finansman hem de mentorluk desteği sağlanması gerekiyor. Bu noktada Arçelik’in teknoloji ve inovasyon vizyonu ile kadın odaklı yatırım platformu olan Arya’yı buluşturarak önemli bir sinerji yaratacağız. Gerçekleştireceğimiz programların teknoloji alanında benzer çalışmalar için bir örnek oluşturacağına ve çarpan etkisiyle girişimci ekosisteminde kadınların varlığını güçlendireceğine inanıyorum” dedi.

Arya Kurucusu Ahu Serter ise şunları söyledi: “Arçelik ile imzalayacağımız yeni iş birliğini çok önemsiyor ve Türkiye’nin önde gelen inovatif markalarıyla yapabileceklerimize bir örnek oluşturmasını istiyoruz. Yıllar içinde deneyimlediğimiz gibi bir girişimin yatırım almasında iş fikri ve modeli kadar girişimcinin yetkinliği de önemli. Biz bu kapsamda hem Arya Girişimci Akademisi ile en az bir kadın ortağı olan, teknoloji odaklı girişimlerin yatırım almasına aracılık ediyor hem de yatırım turuna hazır değillerse bile onları ekosistemimizden çıkarmayıp ölçeklenebilir yeni işler yaratmalarına ortam hazırlamak istiyoruz.”

Arçelik, Garage Innovation Hub çatısı altında birleştirdiği açık inovasyon ve girişimcilik faaliyetleri ile ekosistemin tüm aktörleriyle iş birliğine dayanan çalışmalar yürütmeye devam ediyor. 4500’den fazla startup inceleyen, 250’den fazla mentor ve 250’den fazla partnerle iş birliği yapan Garage Innovation Hub, 2022 yılından beri kadın girişimciliği destekleyen adımlar atıyor. 2022 yılında +350 girişimci kadın ve girişimci adayını eğitim, mentorluk ve finansa erişim gibi konularda destekleyen Arçelik, 2023 yılında bu sayıyı 500’e çıkarmayı hedefliyor. Küresel ölçekteki girişimcilik programları ile 2026 yılında kadar 2500 kadına ulaşmayı ve girişimci kadınlara aktarılan fonlara her yıl katkıda bulunmayı hedefliyor. 

2013 yılında sosyal bir girişim olarak yolculuğuna başlayan Arya Kadın Yatırım Platformu ise kadın liderliğiyle dünyayı dönüştürme vizyonuyla çalışmalarını sürdürüyor. Arya’nın temel amacı, kadının toplumsal ve ekonomik anlamda güçlenmesini sağlamak, toplumsal cinsiyet eşitliğini desteklemek ve kadın girişimcilerin potansiyellerini en üst düzeye çıkarmalarına yardımcı olmak. 

Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinden, “toplumsal cinsiyet eşitsizliği”, “insana yakışır iş ve ekonomik büyüme” ve “eşitsizliklerin kaldırılması” hedeflerini benimseyen Arya, bu doğrultuda; kadın girişimcilerin doğru bilgiye, doğru network’e ve doğru sermaye kaynaklarına erişimini kolaylaştırmak için çeşitli programlar düzenliyor. 

Arya Girişimci Akademisi program başvuruları 2 Ekim-15 Ekim 2023 tarihleri arasında https://wkf.ms/3rdVIvN linki üzerinden online olarak gerçekleşecek.

Yapay zeka, gösterilen tepkileri haklı çıkardı! Sübliminal çıktılar yaratarak insanları yönlendiriyor!

Fakat zaman zaman da yapay zeka ile ilgili kendini kanıtlayan kehanetler de oluyor.

Son zamanlarda, kullanıcıların optik yanılsamalar üretmelerine izin veren yeni bir teknik viral hale geldi ve bazıları sonuçları “subliminal” mesajlarla AI tarafından oluşturulan görüntüler olarak nitelendirdi.

ControlNet adı verilen teknik, esasen kullanıcıların ek girdiler belirterek oluşturulan görüntü üzerinde daha fazla kontrole sahip olmasını sağlıyor. Bu durumda, diğer görüntülerde görüntüler veya kelimeler oluşturmanıza izin veriyor. Bazı kullanıcılar bunu, bir film afişinin ana hatlarında görünen bir McDonald’s “M” logosu gibi ince görsel ipuçları şeklinde öneriler yerleştirmek için kullanılabilecek bir “gizli mesaj” biçimi olarak nitelendirdi.

Örneğin, işte “Gay Sex” kelimelerini heceleyen sevimli kedilerin görüntüsünü gösteren viral bir tweet:

Artık “X” olarak adlandırılan Twitter’da, algoritmik olarak güçlendirilmiş mavi tikli kullanıcılar, tekniği hain veya devrimci olarak abartarak “gizli” mesajlarla çeşitli resimler yayınladılar. Ancak mesajlar genellikle çok ince değil ve onları oluşturma yöntemi oldukça basit.

HuggingFace’de yapay zeka araştırmacısı olan Apolinário Passos, Motherboard’a verdiği demeçte, ”’subliminal mesaj’ açısının biraz sansasyonel olduğunu düşünüyorum.” dedi.

Her ne kadar bu konu hakkında yapılan yorumlar sansasyonel olsa da potansiyel bir tehlike gerçekten var. Ve bunu hafife almak anlık olarak rahatlatsa da kalıcı bir çözüm sunmuyor.

Yapay zeka; yarattığı içeriklerle sürekli artan sayılarda telif ihlaline imza atıyor, subliminal içerikler üreterek insanların manipüle edilmesine alet edilebiliyor, bununla da kalmıyor insanlara işleyecekleri suçlara yönelik danışmanlık da sağlıyor. Tüm bunların sonrasında yaptığı ufak bir sohbet, birkaç küçük kod ve basit bir yemek tarifi ile resmen ağız bal çalarak kendini kurtarıyor.

Dünyanın çeşitli yerlerinden düzenleyiciler ve hem mağdur hem geliştirici tarafından çok çeşitli kişilerin ortak bir talebi var; bu teknoloji elbette geliştirilmeye devam edilmeli fakat tüm boyutlarıyla sivil kullanıma daha fazla sunulmadan önce teknolojinin yasal bir altyapısı oluşturulmalı.

Şu an yaşanan tüm problemler herhangi bir yasal altyapısı, bilirkişi olmayan bir ortamda telafisi mümkün olmayan mağduriyetler yaratıyor. Bunun ne zaman ve ne şekilde çözüleceği hakkında şu an kimsenin bir fikri yok.

PlayStation’ın patronu ayrılıyor

30 yıldır Sony bünyesinde çalışmalarına devam eden PlayStation patronu Jim Ryan, emekliye ayrılacağını açıkladı. Ryan, PlayStation dünyasına 2019 yılında girmiş ve bu süre zarfında şirketin konsol pazarındaki liderliğini sürdürmüştü. Mart 2024 itibarıyla emekli olacak olan Ryan’ın yerine ise Sony’nin COO ve CFO’su olan Hiroki Totoki geçecek. Totoki, Ryan’ın ardından PlayStation’ın başına geçecek ve bu önemli görevi üstlenecek.

Jim Ryan

Jim Ryan’ın emekliye ayrılma nedeni tam olarak netlik kazanmamış olsa da, Avrupa’da yaşamını sürdürüp Kuzey Amerika’da çalışmanın getirdiği zorluklar hakkında açıklamalarda bulunmuştu. Ancak, kesin nedeni hakkında kesin bilgi verilmedi. Ryan, yaptığı açıklamada, Sony’nin kendisi için özel bir şirket olduğunu ve bugüne kadar yaptığı işlerden ve işbirliği içinde olduğu kişilerden memnun olduğunu ifade etti. Jim Ryan’ın ayrılması, PlayStation dünyasında bir dönemin sona erdiği anlamına geliyor ve PlayStation 5 gibi önemli projelerin başarısında büyük katkıları olduğu unutulmamalıdır.

Hiroki Totoki, yeni görevine hazırlanırken, Ryan’ın önceki çalışmalarına duyduğu minneti dile getirdi ve gelecekte oyun sektörünü daha da şekillendirmek için heyecanlı olduğunu vurguladı. Bu önemli değişiklik, PlayStation platformunun geleceğini nasıl etkileyeceği konusunda birçok kişinin merakını cezbetmekte. Sony, yönetim kademesinin ilerleyen dönemlerde nasıl şekilleneceği hakkında da bilgi vermiş ve bu değişikliğin şirketin stratejik yönünü nasıl etkileyebileceğini görmek için zaman gerektiğini belirttildi.

Güncellenen ChatGPT, bireysel ve iş kullanımında neler sunuyor?

ChatGPT, OpenAI‘in güncellemeleriyle dolu yoğun bir haftanın ardından artık internetteki canlı bilgilere erişilebiliyor, görüntü içeriğine dayalı sorgular yanıtlayabiliyor ve kullanıcılarla konuşma yoluyla yapılandırma oluşturabiliyor.

ChatGPT Plus veya Business aboneliği olanlar artık Bing arama sonuçları sayesinde kaynaka seçenekleriyle birlikte internetten canlı verilerden yararlanabiliyor. 

Bu, kullanıcıların daha ilgili ve bilgili yanıtlar üretebilmelerine olanak tanıyacak ve ChatGPT‘nin 2021 verileriyle sınırlı kaldığı karanlık dönemi sonlandıracak.

Genişletilmiş arama kabiliyetine ek olarak, chatbot’a, görüntü girişlerini kabul etmek için kayıtsız alana güç veren büyük dil modeli (LLM) GPT-4‘ün multimodal kapasitesine daha geniş bir erişim sağlanıyor.

Sohbet robotu artık OpenAI‘in açık kaynaklı konuşma tanıma modeli Whisper’ı kullanarak kullanıcı konuşmasını da işleyebiliyor.

Araştırma, yeni arama özellikleri için açık bir kullanım örneğidir; Kullanıcılar artık ChatGPT‘nin merkezi kontrol paneli aracılığıyla internetteki gerçekleri bir araya getirebilmektedir. 

Örneğin, kullanıcılar, halka açık kazanç raporlarına dayalı olarak rakip bir mali performans bilgilerini özetlemek veya çeşitli web sitelerinde trend olan bir ürün için ürün incelemelerini toplamak için ChatGPT‘yi kullanabilir.

OpenAI, X‘te (eski adıyla Twitter) “Göz atmak, teknik araştırmada size yardımcı olmak, bisiklet seçmeye çalışmak veya tatil planlamak gibi güncel bilgilerle dolu yolculuklar için özellikle kullanışlıdır.” dedi.

Ayrıca, ChatGPT‘nin ses girişlerini işlemeye yönelik gelen yeni yetenek, klavyeyi kullanamayan kullanıcılar chatbot ile iletişime girmelerine olanak sağlaması; erişilebilirlik açısından bir başka potansiyel nimet. 

Ekran okuyucularından doğru transkripsiyon modellerine kadar erişilebilirlik teknolojisi çok pahalı ve ChatGPT‘nin kapasitesi yakında bu özel çözümlere daha uygun fiyatlı bir alternatif sunabilir.

İşletmeler ayrıca yakında müşteri girişlerini veya kendi içeriklerini otomatik olarak çevirmek için OpenAI‘in yeni ses kaydını kullanabilecek. ChatGPT‘nin yeni ses giriş özellikleri, kullanıcının hizmet aracılığıyla bir dildeki sözü doğrudan başka bir dildeki metne dönüştürmesine olanak tanıyor.

Modeli bir adım daha ileri götüren firmalar, podcast veya video seslendirme gibi ses desteği de alabilir ve Whisper ile OpenAI‘in yeni ses modelinin bir kaydını kullanarak içeriğini mahsup dillerden herhangi birinde çevrilmiş bir şekilde çalıştırabilir. 

Spotify bunu zaten podcast’ler için Sesli Çeviri özelliği için OpenAI ile işbirliği içinde geliştirdi; platformda seçilen birkaç podcast’in orijinal sunucuların ses kaydını korurken Fransızca, Almanca ve İspanyolca’ya çevrildiği de görüldü.

Yakın zamanda yapılan bir araştırma, ChatGPT‘nin kendisine verilen programlama sorularının yarısından fazlasına yanlış yanıtlar ve kullanıcıların, yalnızca ChatGPT tarafından barındırıldığı için zayıf yanıtlara ihtiyacından fazla güven sağladığını ortaya çıkardı.

Bu yazının yazıdaki özellikler yalnızca ChatGPT Plus veya Enterprise aboneliğine sahip kullanıcılar tarafından kullanılabiliyor. OpenAI, gelecek haftalarda yeni özelliklerin tüm kullanıcılar için ekleneceği özellikleri verdi.

Rekabet Kurumu, Duracell’e soruşturma başlattı

Rekabet Kurumu, Türkiye’de pil sektörünün önde gelen markalarından biri olan Duracell’in Türkiyedeki faliyeti olan Duracell Satış ve Dağıtım Limited Şirketi‘ne karşı resmi bir soruşturma başlattığını duyurdu. Soruşturmanın nedeni, Duracell’in Türkiye pazarındaki rekabet koşullarını bozan ve haksız rekabete yol açtığı iddia edilen uygulamaları incelemek.

Duracell’e yöneltilen iddialar arasında, şirketin satıcıların fiyatlarını kontrol ettiği ve satıcıların faaliyet gösterebilecekleri bölgeleri sınırladığı yer alıyor. Bu tür uygulamaların, Türkiye’deki rekabeti kısıtlayıcı bir etki yaratıp yaratmadığını belirlemek amacıyla Rekabet Kurumu tarafından bir soruşturma başlatıldı.

Duracell

Soruşturma öncesinde, Rekabet Kurumu tarafından önaraştırma gerçekleştirildi ve bu önaraştırmada elde edilen bulgular, ciddi ve yeterli bulundu. Bu nedenle, Rekabet Kurulu, Duracell Satış ve Dağıtım Limited Şirketi hakkında resmi bir soruşturma açılmasına karar verdi. Bu karar, Türkiye’deki rekabetin korunması amacıyla alındı.

Rekabet Kurumu’nun internet sitesi üzerinden yapılan açıklamada, “Hızlı tüketim malları sektöründe pil tedarikçisi olarak faaliyet gösteren Duracell Satış ve Dağıtım Limited Şirketi’nin alıcılarının yeniden satış fiyatını belirlemek ve alıcılarının satış yapacakları bölgeleri ve müşterileri kısıtlamak suretiyle 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesini ihlal ettiği iddiasına yönelik olarak yürütülen önaraştırma Rekabet Kurulunca karara bağlandı.” ifadeleri kullanıldı.

Soruşturma süreci boyunca, Duracell’in söz konusu iddialara yanıtı incelenecek ve rekabeti etkileyen herhangi bir olumsuz uygulamanın tespiti için detaylı araştırmalar yapılacak. Soruşturma sonuçlarına göre, gerekli yasal işlemler ve cezalar uygulanabilir. Rekabet Kurumu’nun bu soruşturmayla ilgili atacağı adımlar, Türkiye’deki rekabet ortamının adil ve şeffaf bir şekilde korunmasını amaçlıyor.

Meta’nın Ray-Ban akıllı gözlükleri ile Instagram canlı yayını bile yapılabilecek!

Meta Connect‘te yeni duyurulan akıllı gözlükler, 2021’deki Ray-Ban Stories‘in devamı niteliğinde. Ve bu kez Meta aslında ürüne kendi adını koyuyor. Bunun, kategoriyi yukarı taşımak için özel veya yenilikçi bir şey yapılmış olmasından kaynaklandığını düşünebilirsiniz. 

Ray-Ban Stories‘in 5MP’sinden 12 megapiksel ultra geniş kameralara geçmek büyük bir fark yaratıyor. Söylemeye gerek yok, 12MP kamera aynı zamanda daha iyi fotoğraflar anlamına da geliyor. Orijinal Stories fotoğrafları 2592 x 1984 piksel boyutundaydı. Şimdi 3024 x 4032 piksel. Çoğu fotoğraf, sosyal medyada paylaştığınızda veya telefonda görüntülediğinizde düzgünleşir; ancak daha yüksek bir çözünürlükle başlamak genellikle daha yüksek kaliteli bir fotoğraf sağlar.

Meta, ayrıca gözlüklerle Instagram‘da canlı yayın yapma özelliğinin demosunu da gösterdi. Instagram uygulamasının gözlükleri hemen tanıyor ve telefonun selfie kamerası ile gözlükler arasında geçiş yapmanıza izin veriyor.

Meta, çektiğiniz fotoğrafları sesli komutla da paylaşabileceğinizi ve bunların nereye gönderileceğini seçebileceğinizi (örneğin, metinler, Messenger ve WhatsApp) söyledi. 

Güncellemelerin geri kalanı Meta‘nın birinci nesil gözlüklerle ilgili sorunları gidermesi gibi görünüyor. Dikkat çekici bir şekilde, kaydettiğiniz diğer kişileri uyaran yakalama LED’i biraz daha büyük.

Gözlüklerin kendisi biraz casusa dönüşmüş gibi hissettiriyor. Buradaki tasarım klasik bir Ray-Ban görünümü, ancak klasiklerin dezavantajı güvenilir olmaları; heyecan verici değiller. Yüzünde bir alet varmış gibi görünmüyor ve sokakta çok daha kamufle olunabiliyor.

Ama tüm bunlar bir yana, diğer gözlükler gibi takılıyorlar. Kollar kalın olabilir ancak içlerindeki teknoloji yüzünüze ağırlık yapmıyor. Diğer akıllı gözlüklerle karşılaştırıldığında bunlar aynı zamanda daha fazla stil seçeneğine sahip ki bu da her zaman bu kategorinin zayıf noktalarından biri oldu. 

Stories‘deki ses sızıntısı sorunu da bu yeni gözlüklerle çözülecek gibi görünüyor. Meta, sesin kulaklarınıza hedeflenmesine yardımcı olmak için yönsel sesi geliştirirken gözlüklerin sesini yüzde 50 artırmayı başardığını söylüyor. Sesi yükselttiğinizde hafif bir mırıltı duyabilirsiniz, ancak gerçekten de yüksek sesle açmanız gerekiyor.

İçerik oluşturucular için, özellikle de yemek pişirme, araba kullanma gibi POV videolarında uzmanlaşmış olanlar için umut verici bir araç gibi görünen bir araçla karşılaşıyorsunuz. Ancak ortalama bir insanın ihtiyaç duyum duymayacağını, ne derece kullanacağını görmek için beklememiz gerekecek. Yardımcı uygulama, bağlantı sınırlamaları, IPX4 derecelendirmesi ve tabii ki pil ömrü hakkında hâlâ birçok soru işareti var. 

Android gizli kodları nasıl kullanılır?

Android akıllı telefonunuzdaki gizli özelliklere erişmenin bir yolu, kısa kodlar veya gizli kodlar kullanmak. Ekstra özelliklerin kilidini açmak ve Android akıllı telefonunuzda tanılamayı çalıştırmak için bu gizli kodları kullanabilirsiniz. Bu kısa kodlardan bazıları evrensel ve herhangi bir Android cihazda çalışıyor. Android gizli kodlarını iki ana kategoriye ayırabilirsiniz: üretilmiş tanımlı MMI kodları ve USSD kodları. Bu kodlar aynı yapıya sahip ve çalıştırdığınızda bir fark görmezsiniz.

MMI, İnsan Makine Arayüzü anlamına geliyor. Bir akıllı telefon üreticisi tarafından tanımlanır ve Android akıllı telefonunuzun gizli ayarlar menüsüne erişmenizi sağlıyor.

USSD veya Yapılandırılmamış Tamamlayıcı Hizmet Verileri, mobil operatör sağlayıcılarının kullandığı bir iletişim protokolü. Bu, bu kodların çalışması için telefonunuzun aktif bir ağ bağlantısına ihtiyacı olduğu anlamına geliyor. Telefonunuzun veri kullanımını, ön ödeme bakiyesini ve operatöre özel diğer bilgileri bulmak için bu kodları çalıştırabilirsiniz.

Android gizli kodları ile yapabilecekleriniz

Cihazınızın IMEI numarasını bulun (*#06#)

IMEI veya Uluslararası Mobil Ekipman Kimlik numarası, GSM şebekesinde çalışan telefonlara atanan 15 haneli benzersiz bir tanımlayıcı numara. Cihazınızın çalınması veya kaybolması durumunda engellemek için IMEI numarasını kullanabilirsiniz. Android akıllı telefonunuzun IMEI numarasını bulmak için telefonunuzun çeviricisinde *#06# kodunu kullanabilirsiniz.

Telefon bilgilerini ve kullanım istatistiklerini görüntüleyin (*#*#4636#*#*)

Android’in en kullanışlı gizli kodlarından biri, telefon bilgilerinizi, kullanım istatistiklerinizi ve Wi-Fi ayrıntılarınızı görüntüleyen *#*#4636#*#* kodudur. Pil kullanım istatistiklerinizin ve Wi-Fi ayrıntılarınızın ayrıntılı bir görünümünü alabilir, tercih ettiğiniz ağ türünü ayarlayabilir ve ping testleri yapabilirsiniz.

SAR değerlerini ve yasal düzenleme etiketlerini bulun (#07#)

Bir cihazın SAR (Özgül Emilim Oranı) değeri, vücudunuzun akıllı telefonunuzdan emdiği RF (radyo frekansı) oranını gösteriyor. #07# kodunu çevirerek SAR değerini ve diğer düzenleyici bilgileri bulacaksınız.

Yazılım ve donanım bilgisi (*#12580*369#)

Telefonunuzun yazılım ve donanım bilgilerini bulmak istiyorsanız Ayarlar menünüzde gezinmek yerine ayrıntıları öğrenmek için *#12580*369# tuşlayın.

MAC adresini bulun (*#*#232338#*#*)

MAC veya Medya Erişim Kontrolü adresi, ağdaki herhangi bir cihazı benzersiz şekilde tanımlayan 12 basamaklı benzersiz bir tanımlayıcı. Bu kodu kullanarak mevcut MAC adresiniz ile çalışıp çalışmadığını kontrol edebilirsiniz.

Takvim bilgilerini görüntüle (*#*#225#*#*)

Akıllı telefonunuzdaki tüm bağlantılı Google takvimlerinin takvim bilgilerini kontrol etmek istiyorsanız bu kod tam size göre. *#*#225#*#* kodunu çalıştırdığınızda, takviminizdeki doğum günlerinin, tatillerin ve etkinliklerin sayısı görüntüleniyor.

GPS testi (*#*#1472365#*#*)

Cihazınızın navigasyonu çalışmıyorsa *#*#1472365#*#* kodunu çalıştırarak sorunun donanım mı yoksa yazılım mı olduğunu anlamak için GPS testi yapabilirsiniz.

Arayanın kimliğini açma ve kapatma (*31#)

Birini aradığınızda arayan kimliğinizin (telefon numarası) görüntülenmesini istemiyorsanız *31# kodunu kullanabilirsiniz. Arayan kimliğiniz kapalıysa *31# kodunu çalıştırmak onu etkinleştiriyor.

Çin devleti dünyayı hack’lemenin peşinde: İlk hedefi ABD ve Japonya oldu!

Çarşamba günü, her iki ülkedeki hükümetler Çarşamba günü yaptığı açıklamada, Çin hükümeti tarafından desteklenen bilgisayar korsanlarının ABD ve Japonya‘daki çok uluslu şirketlerin ağlarına uzun süreli ve tespit edilemeyen arka kapı erişimi sağlayan yönlendiricilere kötü amaçlı yazılım yerleştirdiğini söyledi.

BlackTech, Palmerworm, Temp.Overboard, Circuit Panda ve Radio Panda gibi isimler altında bilinen bilgisayar korsanlığı grubu, ABD ve Japonya‘daki hükümet kuruluşları tarafından yayınlanan ortak bir tavsiyenin bildirdiğine göre, en az 2010’dan beri faaliyet gösteriyor.

Çin tarafından desteklenen grubun ABD ve Doğu Asya’daki kamu kuruluşlarını ve özel şirketleri hedef alma geçmişi var. Tehdit aktörü bir şekilde yan kuruluşlar tarafından kullanılan ağ cihazlarına yönetici kimlik bilgileri kazanıyor ve bu kontrolü belirli görevleri gerçekleştirmek için “sihirli paketler” ile tetiklenebilen kötü amaçlı yazılım yüklemek için kullanıyor.

Siber dolandırıcıların yeni taktiği İLLIMİNATİ; 200 Bin dolar maaş ve ev ile kandırıyorlar

Bilgisayar korsanları daha sonra, ihlal edilen yan kuruluşlarla güvenilir ilişkileri olan şirketlerin ağlarına sızmak için bu cihazların kontrolünü kullanıyor.

Yetkililer Çarşamba günkü tavsiyede, “Özellikle, bir hedef ağa ilk yer edindikten ve ağ uç cihazlarına yönetici erişimi elde ettikten sonra, BlackTech siber aktörleri, ağdaki kalıcılığı daha da sürdürmek için uç cihazlardaki etkinliklerini gizlemek için genellikle ürün yazılımını değiştirir.” dedi.

Çarşamba günkü tavsiyelerin çoğu Cisco tarafından satılan yönlendiricilere atıfta bulundu. Kendi tavsiyesinde Cisco, tehdit aktörlerinin idari kimlik bilgilerini aldıktan sonra cihazları tehlikeye attığını ve güvenlik açıklarından yararlandıklarına dair bir gösterge olmadığını söyledi. Cisco ayrıca, bilgisayar korsanının kötü amaçlı ürün yazılımı yükleme yeteneğinin yalnızca eski şirket ürünleri için mevcut olduğunu söyledi. Şirket, daha yenilerinin yetkisiz bellenim çalıştırmalarını önleyen güvenli önyükleme yetenekleriyle donatıldığını söyledi.

ABD ve Japon danışmanı, değiştirilmiş önyükleyicilerini kurmak için, tehdit aktörlerinin meşru yazılımın daha eski bir sürümünü kurduklarını ve ardından bellekte çalıştırırken değiştirdiklerini söyledi. Teknik, Cisco ROM monitörü imza doğrulama işlevlerindeki imza kontrollerini, özellikle de Cisco’nun IOS Görüntü Yükü testinin ve Saha Yükseltilebilir ROMMON Bütünlüğü testinin işlevlerini geçersiz kılabiliyor. Gömülü IOS görüntüsü yükleyen bir Cisco IOS yükleyiciden oluşan değiştirilmiş yazılım, güvenliği ihlal edilmiş yönlendiricilerin olay günlüklerine kaydedilmeden SSH üzerinden bağlantı kurmasına olanak tanıyor.

BlackTech üyeleri, SSH arka kapısını eklemek, günlüğü atlamak ve “sihirli paketler” için gelen trafiği izlemek için meşru yazılımdaki kodu geçersiz kılmak için değiştirilmiş yazılımı kullanıyor.

Terim, Çin güdümlü saldırganların virüslü yönlendiricilere gönderdiği küçük veri parçalarını ifade ediyor. Sistem günlüklerinde rastgele ve zararsız görünseler de, bu paketler saldırganların arka kapı işlevselliğini gizlice etkinleştirmesine veya devre dışı bırakmasına izin veriyor.

Çarşamba günkü tavsiye, yöneticileri herhangi bir enfeksiyonu tespit etmek ve enfekte olma olasılığını önlemek için çeşitli önlemler almaya çağırdı. Kriptografik imzalar için yazılımı kontrol etmek gibi bazı geleneksel algılama tekniklerinin etkili olmadığı konusunda uyardı.

Disney+ şifre paylaşımını engellemeye başladı

Dijital yayın platformu Disney+, şifre paylaşımını engelleme kararı alarak kullanıcı deneyimini değiştirmeye hazırlanıyor. Bu karar, Disney CEO’su Bob Iger’ın geçtiğimiz ay yaptığı açıklamanın bir sonucu olarak geliyor. Kanada’daki kullanıcılara gönderilen e-posta ile bu yeni kısıtlamaların ayrıntıları paylaşıldı ve kullanıcılar arasında tartışma yarattı.

Yeni kısıtlamalar, Disney+ hesaplarını kimlerle paylaşabileceğinizi sınırlıyacak. Artık kullanıcılar, hesaplarını veya oturum açma kimlik bilgilerini ev dışında paylaşamayacaklar. Şirketin açıklamasına göre, “Hane halkı, birincil kişisel ikametgahınızla ilişkili olan ve orada ikamet eden bireyler tarafından kullanılabilecek.” Bu kapsamda Disney, aynı hesabı aynı evde yaşayan aile üyeleri dışında başka bir kişiyle paylaşmayı kısıtlamış oldu.

Bu yeni kısıtlamalar, özellikle seyahat ederken Disney+ hizmetini kullanmak isteyen bazı kullanıcılar arasında hoşnutsuzluğa neden oldu. Diğer birçok dijital platform, kullanıcılarının hesaplarına ek kullanıcıları eklemelerine olanak tanıyan özellikler sunarken, şu an için benzer bir çözüm sunmuyor gibi görünüyor. Bu da, özellikle farklı yerlere taşınmayı düşünen kullanıcılar için ek bir abonelik maliyeti anlamına geliyor.

gelecekte bu kısıtlamayı daha fazla pazarda uygulayıp uygulamayacağı henüz net değil. Ancak şirketin bu konuda resmi bir duyuru yapması bekleniyor. Kanada dışında yaşayan kullanıcılar şu an için bu kısıtlamadan etkilenmiyor gibi görünüyor, ancak Disney+’ın bu yeni şifre paylaşım limitini farklı bölgelere getirip getirmeyeceği merakla bekleniyor. Kullanıcılar, bu gelişmeleri dikkatle izlemeye devam edecek gibi görünüyor.

DBE Holding, Siemens ile mutabakat zaptı imzaladı

Yenilenebilir enerji sektöründe faaliyet gösteren ve yenilenebilir enerji üretim ve yönetim teknolojileri konusunda uzmanlaşmış iştirakleri bulunan DBE Holding, Birleşik Arap Emirlikleri’nin Dubai şehrinde Siemens ile bir Mutabakat Zaptı imzaladı. İmzalanan Mutabakat Zaptı ile DBE Global (DBEG) ve Siemens, Orta Doğu’daki potansiyel sürdürülebilirlik projeleri için mühendislik, tedarik ve inşaat (EPC) işleriyle ilgili ortak iş birliği alanlarını araştıracak.

DBE Holding’in iştiraki DBE Global (DBEG), Siemens ile Dubai’de bir Mutabakat Zaptı imzaladı. DBE Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Taha Pınar; anlaşmanın, Siemens’in Orta Doğu bölgesindeki ticari faaliyetlerine yönelik alabileceği potansiyel solar PV kapsamındaki projelere ilişkin mühendislik, tedarik ve inşaat (EPC) işlerinin DBEG tarafından alt yüklenicisi olarak yürütülmesi konusunda iş birliğini kapsadığını söyledi. Pınar; iki şirketin DBEG’in Orta Doğu’daki mevcut projelerini tamamlayabilecek enerji verimliliği ve enerji performans projelerinin geliştirilmesi konusunda iş birliği yapmayı planladıklarını da belirtti.

Güneş enerjisi ve e-mobilite sektörlerine önceki anlaşmalar

DBE Holding iştiraki DBE Energy’nin daha önce Siemens Türkiye ile güneş enerjisi sektöründe ve GIOEV elektrikli araç şarj ünitelerinde iş birliği yaptığını hatırlatan Mehmet Taha Pınar, “Siemens ile iş birliklerimizi sürdürüyoruz. Daha önce yaptığımız anlaşma ile DBE Energy, Siemens invertörlerinin arıza tespiti, arızaya müdahale, bakım, devreye alma ve sağlık kontrolleri için Türkiye’de hizmet vermeye başlamıştı. Bu anlaşma ile DBE Energy olarak Türkiye genelinde Siemens müşterilerine ait invertörlerin servis süreçlerine yaygın şube ağımızla destek veriyoruz. Bu sayede güneş enerjisi santrallerindeki (GES) üretim kayıplarının önüne geçerek tesislerin hazır olma sürelerinin en üst düzeye çıkarılmasına katkı sağlıyoruz. Ayrıca, iştirakimiz FOUR ile Siemens arasında yapılan iş birliği kapsamında Siemens’ten 300 kW çıkış kapasitesine sahip GIOEV’in sahip olduğu bu DC elektrikli şarj üniteleri ile 500 kilometre menzile sahip bir elektrikli aracı sadece 25 dakikada tamamen şarj edebilirsiniz.”

Geleceğe hazırlıklı olmak için çalışıyoruz

Mehmet Taha Pınar, yenilikçi enerji üretim ve yönetim teknolojileri geliştirerek ve tüm kullanıcılara yüksek katma değerli modeller sunarak yeni nesil yenilenebilir enerji alanlarında öncülük eden en büyük küresel enerji şirketlerinden biri olma vizyonuyla hareket ettiklerini ifade etti. Pınar, “DBE Holding, Orta Doğu, Avrupa ve Kuzey Afrika’da ‘geleceğe hazırlıklı olmak’ hedefiyle, alanında öncü projelerle faaliyetlerini sürdürüyor.” dedi. 

TikTok’tan alışveriş yasaklandı!

TikTok Endonezya’da ağır bir darbe yedi. Endonezya Ticaret Bakanlığı Salı günü yaptığı açıklamada, e-ticareti daha fazla düzenlemek için çalıştığını ve ülkenin sosyal medya platformlarında işlemlere izin vermediğini de sözlerine ekledi

TikTok’u yakından ilgilendiren Bakanlık resmi bir açıklamasında, “Düzenlenen şeylerden biri, hükümetin sosyal medyanın işlemler için değil, yalnızca promosyonları kolaylaştırmak için kullanılmasına izin vermesidir.” dendi.

Hükümet, kamu verilerinin kötüye kullanılmasını önlemek için sosyal medya şirketlerinin e-ticaret platformları olarak ikiye katlanmasını da engelleyeceğini söyledi.

Pazartesi günü düzenlenen bir medya konferansında Ticaret Bakanı Zulkifli Hasan, “(sosyal medya ve e-ticaret arasındaki) bağlantının, algoritmanın tamamen kontrol edilmemesi için ayrılması gerektiğini” ve bunun “kişisel verilerin iş amaçlı kullanımını önlediğini” söyledi.

Endonezya ayrıca hangi denizaşırı malların satılabileceğini de düzenleyeceğini ve bu ürünlerin çevrimdışı yerli mallarla aynı muameleyi göreceğini de söyledi. Hareket, yabancı malların Endonezya’da sosyal medya platformları aracılığıyla giderek daha fazla erişilebilir hale gelmesiyle geliyor.

Cumartesi günü, Endonezya Cumhurbaşkanı Joko Widodo, platformların yerel işletmeler ve ekonomi üzerindeki etkilerini gerekçe göstererek sosyal medya düzenlemeleri çağrısında bulundu.

“Çünkü bunun MSME’leri, küçük işletmeleri, mikro işletmeleri ve ayrıca pazarı etkilediğini biliyoruz. Akın nedeniyle satışların düşmeye başladığı pazarlar var.” dedi.

TikTok açık kaynak

Salı günü yayınlanan bir BMI raporu, çevrimiçi pazarların Endonezya’nın dijital işlemlerinin önemli bir bölümünü oluşturduğunu söyledi.

Raporda, Temmuz 2023’te dijital işlemlerin değerinin tüm zamanların en yüksek seviyesi olan 10,3 milyar dolar’a ulaştığı belirtildi.

Endonezya’nın düzenlemeleri, TikTok’un ülkedeki e-ticaret emellerini mahvedecek. DataReportal’e göre Endonezya, 116,5 milyon TikTok kullanıcısı olan ABD’nin hemen arkasında ve 113 milyon kullanıcıyla TikTok’un en büyük ikinci pazarı.

Haziran ayında TikTok’un CEO’su Shou Zi Chew, uygulamanın “önümüzdeki birkaç yıl içinde Endonezya ve Güneydoğu Asya’ya milyarlarca dolar yatırım yapacağını” söyledi.

Bir TikTok sözcüsü Endonezya’nın taşınmasından sonra, ”Sosyal ticaret, yerel geleneksel küçük satıcılar için gerçek bir dünya sorununu çözmek için, onları çevrimiçi mağazalarına trafik çekmeye yardımcı olabilecek yerel içerik oluşturucularla eşleştirerek doğdu.” dedi.

“Yerel yasalara ve düzenlemelere saygı duysak da, düzenlemelerin 6 milyondan fazla satıcının ve TikTok Shop kullanan 7 milyona yakın bağlı yaratıcının geçim kaynakları üzerindeki etkisini dikkate almasını umuyoruz.”

AWS, Anthropic ile çip endüstrisinde güçlenmeyi hedefliyor

Amazon geçtiğimiz günlerde yapay zeka startup firması Anthropic’e 4 milyar dolarlık bir yatırım yapacağını açıklamıştı. Amazon Web Services (AWS) CEO’su Adam Selipsky’nin bu yatırım için, çip endüstrisini sarsmaktan Intel gibi şirketlerden yeni yetenekleri işe almaya kadar devasa planları var. Selipsky konuyla ilgili olarak, “İnsanların üretken yapay zeka üzerinde gerçekleştirdikleri projeler sayesinde tüm farklı çipler için büyük bir talep olduğu tartışılmaz. Bu yüzden sahip olduğumuz Trainium ve Inferentia tedarik zincirimizi hızlandırmaya ve mümkün olan en kısa sürede çip arzını artırmaya başladık bile” diyor.

Seattle merkezli 85 milyar dolarlık bulut bilişim devi Amazon Web Services (AWS), Trainium ve Inferentia aracılığıyla küresel bir yapay zeka çip üreticisi olmayı hedefliyor. Kısa süre önce yatırım alan yapay zeka firması Anthropic ise, AWS’nin başarılı olma planının önemli bir parçası çünkü popüler yapay zeka girişimi, gelecekteki temel modellerini oluşturmak, eğitmek ve dağıtmak için AWS Trainium ve Inferentia çiplerini kullanacak. İki şirket ayrıca gelecekteki Trainium ve Inferentia teknolojisinin geliştirilmesinde de işbirliği yapacak.

AWS CEO’su Selipsky “AWS’de hala çoklu depolama, bilgi işlem ve veritabanı iş yükü artıyor. Bu nedenle birçok büyüme alanımı olacağını tahmin ediyorum, ancak üretken yapay zekanın önümüzdeki yıllarda patlayıcı bir ek büyüme kaynağı olacağına kesinlikle şüphe yok,” diyor ve ekliyor: “Kendi Titan modellerimize yatırım yapmaya, modellerini Bedrock’ta kullanıma sunan bir dizi değerli iş ortağıyla çalışmaya ve üretken yapay zeka destekli uygulamalar geliştirmeye devam edeceğiz”. Firmanın bu planlarını desteklemek için anahtar personel alımlarına ise şimdiden başladığı görülüyor.

AWS, Intel yöneticilerini kapmaya başladı

Küresel çip üretiminin en güçlü firmalarından birisi olan Intel’in Başkan Yardımcısı ve Intel Veri Merkezi ve Yapay Zeka Bulut Uygulama ve Strateji Grubu genel müdürü Kavitha Prasad kısa süre önce Intel’deki görevinden ayrılarak AWS’ye geçti. Prasad, şirketin Nvidia’ya karşı rekabet etmek için yenilenen girişiminin bir parçası olarak Intel’in veri merkezi yapay zeka stratejisine liderlik etmişti.

Yine Intel’de Bulut Hizmetleri yöneticisi olan Raejeanne Skillern de görevinden ayrılarak AWS’de Başkan Yardımcısı ve Küresel Pazarlama Direktörü olarak işe başladı. Kariyerinin 15 yılını Intel’de geçiren Skillern, son olarak Intel’in Bulut Hizmet Sağlayıcı İşinden sorumlu başkan yardımcısı olarak Intel’in bulut altyapısı dağıtımlarına yönelik iş ve ürünlerini yönetmişti. Sikllern Intel’in veri merkezi ürün portföyünün optimize edilmesini sağlamak için dünyanın en büyük bulut sağlayıcıları olan AWS, Google ve Microsft ile çalışan ekibi yönetmişti.

Anthropic’in kurucu ortağı ve CEO’su Dario Amodei ise  yaptığı açıklamada “Gelecekteki temel modelleri geliştirmek için AWS’nin Trainium çiplerini kullanacağımız için heyecanlıyız” diyor ve ekliyor: “Nisan ayında Amazon Bedrock’a desteğimizi açıkladığımızdan bu yana Claude, AWS müşterilerinden önemli ölçüde organik benimseme gördü. Ortaklığımızı önemli ölçüde genişleterek, Anthropic’in güvenli, son teknoloji yapay zeka sistemlerini AWS’nin lider bulut teknolojisiyle birlikte kullanan her ölçekteki kuruluş için yeni olasılıkların önünü açabiliriz.”

Anthropic Claude, şirketin yapay zeka sistemlerini eğitmeye yönelik birinci sınıf araştırmalarına dayanan yeni nesil yapay zeka asistanı. Claude şu anda ABD ve İngiltere’de kullanılabiliyor. Temmuz ayında Anthropic, geliştirilmiş performans, daha uzun yanıtlar ve API üzerinden erişilebilirliğin yanı sıra halka açık yeni bir web sitesi ile Claude 2’yi piyasaya sürdü.

BlackTech, veri hırsızlığı için Cisco router arayüzünü kullanıyor!

ABD Siber Güvenlik ve Altyapı Güvenliği Ajansı, NSA ve FBI’ın yanı sıra Japonya Ulusal Polis Teşkilatı (NPA) ve Ulusal Olaylara Hazırlık ve Siber Güvenlik Stratejisi Merkezi Çarşamba günü yayınladıkları ortak bir bildiride, Çin yönetimi destekli bir siber casusluk çetesi olan BlackTech’in tespit edilmeden yönlendirici aygıt yazılımını değiştirebileceği ve ağ üzerinden cihazlara bulaşabileceği uyarısında bulundu. Açıklamada Cisco router vurgusu dikkat çekici.

Yayınlanan ortak bildiride ” BlackTech, yönlendirici aygıt yazılımını tespit edilmeden değiştirme ve yönlendiricilerin etki alanı-güven ilişkilerinden yararlanarak uluslararası iştiraklerden birincil hedefler olan Japonya ve ABD’deki merkezlere sıçrama yeteneklerine sahiptir” ifadeleri kullanılıyor.

Raporda BlackTech’in diğer ağ ekipmanlarında arka kapılar kurmak için benzer teknikler kullanabileceğini belirtilmekle birlikte özellikle Cisco donanımının vurgulanması dikkat çekici. Yapılan açıklamada şu ibareler yer alıyor: “BlackTech aktörleri Cisco yönlendiricinin CLI’sini kullanarak yönlendiricinin IOS görüntü aygıt yazılımını değiştirmektedir. Süreç, yönlendiricinin güvenlik özelliklerini atlayabilen değiştirilmiş bir önyükleyici ve değiştirilmiş ürün yazılımının yüklenmesine izin vermek için ürün yazılımının bellekte değiştirilmesiyle (hot patching olarak da adlandırılır) başlar. Ardından, özel olarak oluşturulmuş bir paket yönlendiriciyi tetikleyerek günlük kaydı ve erişim kontrol listesini (ACL) atlayan arka kapıyı etkinleştirir.”

Buna karşın Cisco yaptığı açıklamada “BlackTech’in bu bilgilendirici mahiyetteki raporda belirtildiği gibi herhangi bir Cisco güvenlik açığından yararlanıldığına dair net bir gösterge yoktur. Bugünkü uyarı aslında şirketlerin ağ cihazlarını güncellemeleri, yamalamaları ve güvenli bir şekilde yapılandırmaları gerektiğinin altını çiziyor” demekle yetindi.

Cisco güvenlik önlemlerini artırıyor

Eleştirilerin odağındaki Cisco siber güvenlik alanında büyük bir adım atarak siber güvenlik yazılımı devi Splunk ı 28 milyar dolarlık bir anlaşma ile satın alacağını duyurmuştu. Ayrıca firma ağ güvencesi ve gözlemlenebilirlik yeteneklerini güçlendirmek için iş ortağı Accedian’ı da satın almaya karar vermişti.

Palmerworm, Temp.Overboard, Circuit Panda ve Radio Panda olarak da bilinen bu hacker grubu aslında 2010 yılından bu yana faaliyet göstermekte ve ABD ve Doğu Asya’daki hükümet, sanayi, teknoloji, medya, elektronik, telekomünikasyon ve savunma oyuncularını hedef almakta. BlackTech, Windows, Linux ve FreeBSD işletim sistemlerine karşı çeşitli özel kötü amaçlı yazılım kodları kullanmakta. Saldırganlar özellikle router (yönlendirici) aygıt yazılımına sızıp belirli parametreleri değiştirdikten sonra veri toplama operasyonu başlatıyor.

eBay yasadışı ve zehirli ürün davasıyla karşı karşıya!

ABD Adalet Bakanlığı dün açtığı davada eBay’i, çevreyi ve kamu sağlığını tehdit eden yüz binlerce ürünü “yasadışı bir şekilde satmak ve dağıtmakla” suçluyor. Yapılan açıklamada ABD Adalet Bakanlığı eBay’e kısıtlanmış ve yanlış etiketlenmiş pestisitler, araçların emisyon kontrollerini bozan cihazlar ve metilen klorür içeren boya incelticileri dağıttığı için dava açtığını söyledi. Davaya dayanak oluşturan ve eBay’in çiğnediği iddia edilen yasalar ise ABD Temiz Hava Yasası (CAA); Federal İnsektisit, Fungisit ve Rodentisit Yasası (FIFRA) ve Toksik Maddeler Kontrol Yasası (TSCA). Şikâyet, ABD Çevre Koruma Ajansı (EPA) adına Brooklyn’deki federal mahkemede açıldı.

Dava dosyasına göre bakanlık eBay’i, CAA’yı ihlal ederek motorlu araç emisyon kontrollerini bozan 343.000’den fazla satış sonrası bozucu cihazı doğrudan satmakla, satışa sunmakla veya satılmasına neden olmakla suçluyor. Dava dosyasında satışa sunulduğu iddia edilen “bozucu cihazlar” karbon monoksit, nitrojen oksitler, partikül madde ve metan olmayan hidrokarbonlar dahil olmak üzere kirlilik emisyonlarını önemli ölçüde artırarak halk sağlığına zarar vermekte. Bu cihazların EPA, eyaletler ve yerel kurumların hava kalitesi standartlarını planlama ve bunlara ulaşma çabalarını engellediğinin altı çiziliyor.

Pestisitler ve hileli ürünler de dava konusu

Şikayette ayrıca eBay’in, EPA’nın 2020’de eBay’e verdiği ve 2021’de değiştirdiği satış durdurma emrini bile ihlal ederek en az 23.000 tescilsiz, yanlış markalı veya kullanımı kısıtlanmış pestisit ürününü yasadışı bir şekilde dağıtarak veya satarak FIFRA’yı ihlal ettiği iddia ediliyor. Örnekler arasında ABD’de yasaklanan yüksek toksisiteli bir böcek ilacı, yalnızca sertifikalı uygulayıcıların uygulayabileceği kısıtlı kullanımlı pestisitler ve kullanıcıları SARS-CoV-2 virüsüne karşı koruduğunu iddia eden hileli ürünler yer alıyor.

Son olarak, şikayette eBay’in TSCA Metilen Klorür Yasası’nı ihlal ederek 5.600’den fazla ürün dağıttığı iddia ediliyor. Bu yasa, perakendecilerin boya ve kaplama çıkarma amacıyla metilen klorür içeren ürünleri ticarette dağıtmasını yasaklamakta ve bu tür ürünlerin ölüm dahil makul olmayan riskler yaratmasını engellemeyi amaçlamakta. Adalet Bakanlığı Çevre ve Doğal Kaynaklar Bölümü’nden Başsavcı Yardımcısı Todd Kim konuyla ilgili yaptığı açıklamada “İnsan sağlığına ve çevreye ciddi zarar verebilecek ürünlerin satışını yasaklayan kanunlar, eBay gibi e-ticaret perakendecileri için de tıpkı fiziksel mağazalar için geçerli olduğu gibi geçerlidir” diyor ve ekliyor: “Yanlış kullanıldığında bireyler ve toplumlar için vahim sonuçlara yol açabilecek emisyon azaltıcı cihazların ve tehlikeli kimyasalların yasadışı satışını ve dağıtımını önlemeye kararlıyız.”

eBay: İddialar mesnetsiz, davadan korkmuyoruz

Buna karşılık eBay, davaya karşı “kendisini şiddetle savunmak niyetinde olduğunu” duyurdu. Firmadan yapılan açıklamada şu ibareler yer alıyor: “Küresel satıcı ve alıcı topluluğumuz için güvenli ve güvenilir bir pazar yeri sağlamak eBay’deki işimizin temel bir ilkesidir. Yasaklı ürünlerin pazarda listelenmesini önlemek için önemli kaynaklar ayırıyor, en son teknolojiyi uyguluyor ve ekiplerimizin uygun şekilde eğitilmesini sağlıyoruz. eBay, ABD Adalet Bakanlığı tarafından belirtilen ürünlerin listelemelerinin %99,9’undan fazlasını, her yıl milyonlarca listeleme de dahil olmak üzere engellemekte ve kaldırmaktadır. Ayrıca eBay, ortaya çıkan riskleri belirleme ve önleme ve uygulamaya yardımcı olma konusunda yirmi yılı aşkın süredir ABD Adalet Bakanlığı da dahil olmak üzere kolluk kuvvetleriyle yakın işbirliği içindedir.”

Google aleyhine açılan antitröst davası ve FTC’nin Amazon aleyhine açtığı antitröst davasının ardından şimdi eBay aleyhine açılan bu dava, ABD’de yasal düzenleyicilerin teknoloji ve e-ticaret devlerini mercek altına aldığını gösteriyor.  

ABD’de ağ tarafsızlığı ilkeleri ve yasası geri geliyor

0

ABD’de uzun süren tartışmalara neden olan ağ tarafsızlığı (net neutrality) yeniden gündemde. ABD Federal İletişim Kurulu (FCC), geniş bant sağlayıcılarının tüm internet trafiğine eşit davranması, iş ortaklarına ya da kendi hizmetlerine herhangi bir ayrıcalık tanımaması kurallarını yeniden uygulamaya koymaya hazırlanıyor. Uzun süren tartışmaların ve yasal altyapının oluşturulmasına rağmen Trump’ın başkanlığı döneminde konu gündeme gelmiş ve ilgili yasal düzenleme kaldırılmıştı.

Ağ tarafsızlığı yaklaşımını yeniden canlandırma çabası, on yılı aşkın bir süre önce orijinal kuralın savunucularından biri olan FCC Başkanı Jessica Rosenworcel tarafından Ulusal Basın Kulübü’nde yapılan bir konuşmayla duyuruldu. Rosenworcel, genişbantın “bir lüks değil, bir gereklilik” olduğunu söyledi ve ekledi: “Ağ tarafsızlığı modern yaşam için temel bir altyapıdır. Buna sahip olmayan hiç kimsenin 21. yüzyılda başarılı olma şansı yoktur. Genişbantın tamamımıza ulaşması ve hızlı, açık ve adil olması gerekiyor.”

Rosenworcel internette paylaştığı bir bilgi notunda FCC’nin “Komisyon’un 2015 yılında kabul ettiği başarılı kurallara büyük ölçüde geri dönmeyi amaçladığını” ve bu kuralların genişbant internet erişimini su, elektrik ve telefon hizmetleriyle aynı düzeyde evrensel bir hizmet olarak sınıflandıracağını söyledi.

Ağ tarafsızlığı nedir, niye önemli?

En basit tanımıyla ağ tarafsızlığı, sabit ya da mobil internet servis sağlayıcıların içerik ve uygulamalar üzerinde hiçbir ayrımcılık yapmaması ve fiziksel altyapıyı sadece veri aktaran bir şebeke olarak görmesi prensibine dayanıyor. Elbette ağların işleyiş biçimi nedeniyle bazı verilere öncelik verilmesi gerekebiliyor, ancak örneğin ABD’de Comcast’in (ya da ülkemizde herhangi bir internet sağlayıcısının) kendi yayınlarına avantaj sağlarken rakiplerinin yayın hizmetlerini kısması yanlış ve yasadışı olacaktır.

ABD Federal İletişim Kurulu (FCC) uzun süren tartışmaların ardından 2015’te ağ tarafsızlığı ilkelerini bir kural bütünü olarak kabul etti. Ancak 2016 seçimleriyle birlikte (beklendiği gibi) FCC’ye yeni bir liderlik geldi. Ağ tarafsızlığı kuralının mimarlarından biri olan Tom Wheeler, başkanlığı Ajit Pai’ye devretti ve Pai hukuki bir açıktan/yorumdan yararlanarak kaldırdıklarını açıkladı. Genişbant ve mobil servis sağlayıcılar ise ağ tarafsızlığı kurallarının yokluğunda bu ilkelere aykırı ciddi bir ihlal gerçekleşmediğini savunuyorlar.  

Ülkemizde de ağ tarafsızlığı özellikle 2010’lu yıllarda ciddi bir şekilde tartışılmış, BTK önce konuyla ilgili bir araştırma raporu yayınlamış ve sonrasında ihlal yaptığı tespit edilen TTNET A.Ş.’ye (Türk Telekom’un o dönemdeki sabit internet sağlayıcı markası) yaklaşık 250.000 TL tutarında bir ceza kesmişti.

AB üye ülkelerdeki dijital dönüşümü raporladı

Avrupa Birliği son dönemde dijitalleşme yolunda atılan adımları değerlendiren son derece kapsamlı bir rapor yayınladı. Dijital On Yılın Durumu hakkında bugün yayınlanan ilk rapor, dijital açıdan daha egemen, dirençli ve rekabetçi bir AB’yi güçlendirmek için dijital dönüşüm gerçekleştirme yolunda kaydedilen ilerlemeye kapsamlı bir bakış sunuyor. AB’nin Avrupa’nın 2030 amaç ve hedeflerindeki dijital beceriler, dijital altyapı, Yapay Zeka (AI) kullanımı da dahil olmak üzere işletmelerin dijitalleşmesi ve kamu hizmetlerinin dijitalleşmesi raporda odaklanılan konular arasında.

Bir dizi yıllık raporun ilki olan 2023 raporu aynı zamanda AB üyesi devletlere mevcut yatırım eksikliklerini gidermek, Avrupa’da dijitalleşme ve dijital dönüşümü hızlandırmak ve Dijital On Yıl Politika Programı (DDPP) hedeflerine ulaşma çabalarını yoğunlaştırmak için kolektif eylem çağrısı. Avrupa Parlamentosu ve Konseyi tarafından kabul edilen ve 9 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe giren DDPP, AB ve ulusal makamlar arasında işbirliğine dayalı bir yönetişim sistemini içeriyor. 

Yayınlanan rapor özetinde, “2023 raporunun yatay tavsiyeleri ve ülkeye özel tavsiyeleri ileriye dönük net ve işlevsel bir yol sunmaktadır. Tavsiyeler, ortak hedeflerimize nasıl ulaşılacağı konusunda Komisyon ve Üye Devletler arasındaki tartışma ve işbirliğinin temelini oluşturacaktır. Bu çalışma, yeni uygulamaya konulan Avrupa Dijital Altyapı Konsorsiyumları (EDICs) da dahil olmak üzere büyük ölçekli çok ülkeli projelerin uygulanması yoluyla desteklenecektir,” deniliyor.

AB genelinde 5G kapsama için 200 milyar Euro gerekli

Raporda ele alınan çeşitli alanlardaki temel bulgular ise dikkat çekici. Rapora göre örneğin dijital dönüşüm altyapısı ve güvenli bağlantı alanında 2030 yılına dek herkes için gigabit kapsama alanı ve nüfusun yoğun olduğu tüm bölgelerde 5G performanslı ağlar bulunmasının önemine vurgu yapılmakta. Raporda “Şu anda, gigabit bağlantı sağlamak için kritik önem taşıyan fiber ağlar hanelerin yalnızca %56’sına ulaşırken, 5G kapsamı nüfusun %81’ini kapsıyor ve kırsal alanlarda bu oran %51’e düşüyor. Bununla birlikte, 5G bağımsız ağların konuşlandırılması gecikmekte ve 5G, son kullanıcıların beklentileri ve sektörün ihtiyaçları açısından kalite açısından hala yetersiz kalmaktadır. Kırsal kesimdeki hanelerin %55’ine hala herhangi bir gelişmiş şebeke hizmet vermemektedir ve %9’u henüz hiçbir sabit şebeke tarafından kapsanmamaktadır,” deniliyor. Rapora göre AB genelinde tam gigabit kapsamının yanı sıra nüfusun yoğun olduğu tüm bölgelerde 5G kapsamının sağlanması için en az 200 milyar Euro kadar ek yatırım yapılması gerekli.

Söz konusu raporda yarı iletkenler alanından işletmelerin dijitalleşmesine, sürdürülebilir bir dijital dönüşümden kamu hizmetlerinin dijitalleştirilmesine kadar pek çok alanda AB genelindeki mevcut genel resim ve yapılması gerekenler listeleniyor.

Logo Yazılım, yapay zeka destekli Masraff’ı tanıttı

0

Yapay zekâ ve derin öğrenme tabanlı sistemiyle işletmelerin masraf bütçelerini anlık takip ederken, verimliliği artırarak tasarruf sağlıyor. 

Logo Yazılım’ın onaylı ekosistem çözümleri, her ölçekten farklı sektörlerdeki işletmelerin, iş süreçlerindeki verimlilik artışını ve zaman tasarrufunu garanti altına almayı hedefliyor. Logo Yazılım’ın genişleyen ekosistem çözümlerine katılan Masraff, şirketlerin masraf süreçlerini tek platformda uçtan uca yönetmelerini ve giderlerini kontrol altında tutmalarını sağlıyor. Sistem üzerinden sunulan masrafların anlık takibi ve raporlanması sayesinde şirketler gelecek mali durumlarına dair içgörü elde ederek, doğru stratejilerle gider tasarrufu ve denetimi yapabiliyor. 300’ün üzerinde işletmenin 50 binden fazla kullanıcısına hizmet veren Masraff, Logo Yazılım onaylı ekosistem çözüm ortağı olmasıyla birlikte daha fazla şirketin verimliliğini artıracak. 

Genişleyen ekosistem çözümleriyle değer yaratan bir platform

Logo Yazılım Türkiye Genel Müdürü Akın Sertcan

Logo Yazılım Türkiye Genel Müdürü Akın Sertcan, “Onaylı ekosistem çözümlerimizle her ölçekten farklı sektördeki müşterilerimize verimlilik artışı sağlayan uçtan uca ürün ve servisler sunuyoruz. İş ortaklarımız ise pazarlarını genişletme imkânına sahip oluyor. Böylece hem müşterilerimize hem de iş ortaklarımıza değer yaratan bir platform sağlıyoruz. Yapay zekâ destekli Masraff, sunduğu özelliklerle operasyonel süreçleri büyük oranda azaltarak masraf takibi ve onaylarını kolaylaştırıyor. Sağladığı öngörülebilirlik yönetim raporlarıyla, şirketlerin maliyet ve gider kontrolü yapabilmesine imkân tanıyor. Logo ERP ile uyumlu çalışan bulut tabanlı yapısı sayesinde belgeler tek tuşla sisteme aktarılabiliyor” dedi.  

Logo Yazılım’ın yeni onaylı ekosistem çözümü “Masraff” kullanıma sunuldu 

Masraff, hem yöneticilerin hem de masraf girişi yapan çalışanların ihtiyaçlarına yönelik birçok çözüm sunuyor; 

Otomatik ve Hızlı Masraf Girişi- Masraff’ın yapay zekâ algoritmaları, fiş ve fatura üzerindeki verilerin saniyeler içerisinde el değmeden sisteme aktarılmasını sağlıyor. 

Standart ve Gelişmiş Onay Altyapısı- İstenilen anda ve istenilen yerden masrafların onaya gönderilmesini, onay verenin ise masrafları anlık olarak dijital platformlardan takip edebilmesini sağlıyor.  Onay akışı sonrasında masraf formu bazında kullanıcı dostu Excel ve PDF çıktısı otomatik olarak üretiliyor. Hiyerarşik onay yapısı dışında, şirkete özel bir onay mekanizması var ise bu özellik farklı akışları destekliyor. 

Masraff Logo Entegrasyonu ve Bakım- Masraff, onay akışından geçen masrafların Logo GO, Tiger ve Netsis ERP ürünlerine aktarım için hazır hale gelmesini sağlayarak tek tuşla aktarıyor. Ayrıca Masraff’ın yönetim konsolu sayesinde kullanım için gerekli olan kullanıcılar, kategoriler, muhasebe hesap belirlemeleri gibi alanların tanımlamaları ve bakımı kimseye ihtiyaç duyulmadan yapılabiliyor. 

Gider Politikalarına Uyum- Şirketlerin gider politikalarını oluşturan kurallar sisteme entegre ediliyor. Kurallara uygun olmayan masraf belgelerinin sisteme işlenmesini proaktif olarak engelliyor. 

Proje Bazlı Takip- İşletmelerin takibini yaptığı proje bazlı masraflar için kolay yönetim ve muhasebeleştirme imkânı veriyor. 

Öngörülebilirlik Raporları- Yapılan personel harcamalarının anlık olarak detaylı bir şekilde gösterimini yapıyor. 

Dünya Para Birimleri ve Kur Entegrasyonu- Merkez Bankası entegrasyonu sayesinde 160 para biriminde yabancı kurların otomatik çevrimini gerçekleştiriyor.  

Depolama ve Arşivleme- Sözleşme süresi boyunca verilerin yasal mevzuatlara uygun olarak depolanmasını sağlıyor.