Apple ve Microsoft’tan AB’ye karşı ilginç savunma!

0

ABD’nin teknoloji devleri Apple ve Microsoft, AB’nin yeni Dijital Piyasalar Yasası’na karşı ilginç bir savunma yapıyorlar yeni AB mevzuatı olan Dijital Piyasalar Yasası’nın kapsamına girmemek için “popüler olmadıkları” argümanını ileri sürüyorlar. Yasaya göre, büyük teknoloji şirketleri, veri paylaşımı, rakip işbirliği ve hizmetlerini rakip uygulamalarla entegre etme gibi yeni sorumluluklar üstlenmek zorunda kalacaklar.

AB, büyük teknoloji şirketlerinin pazar hakimiyetini sınırlamayı amaçlayan Dijital Piyasalar Yasası’nı hazırlıyor. Ancak Apple ve Microsoft, bu yasanın kendileri için geçerli olmadığını iddia ediyorlar, işte nedenleri:

Microsoft, arama motoru Bing’in, devasa rakibi Google Arama ile aynı yükümlülüklere tabi olması gerektiğini reddediyor. Ancak, Windows işletim sistemi daha yaygın kullanıldığı için yasanın bu ürün için geçerli olduğunu kabul ediyorlar.

Apple ise iMessage hizmetinin, yeni yasanın gerektirdiği kullanıcı sayısı karşılamadığını iddia ediyor. Apple, bu nedenle iMessage’ı Meta’nın WhatsApp gibi rakip uygulamalarla entegre etme zorunluluğundan muaf olmayı savunuyor. Ancak, analistler, iMessage’ın dünya genelinde yaklaşık 1 milyar kullanıcıya sahip olduğunu tahmin ediyorlar, bu da onu oldukça popüler bir hizmet haline getiriyor.

Bu durumun sonucu, Apple ve AB’nin iMessage’ın hizmet verdiği pazarı nasıl tanımladığına bağlı gibi görünüyor. Dijital Piyasalar Yasası, büyük teknoloji şirketlerinin rekabeti teşvik etmek ve veri paylaşımını artırmak için nasıl düzenleneceği konusunda devam eden bir tartışma başlatmış gibi duruyor.

Sonuç olarak, Apple ve Microsoft’un “popülerlik eksikliği” savunması, teknoloji devlerinin AB’nin yeni düzenlemelerine nasıl cevap vereceği ve bu düzenlemelerin dijital pazarı nasıl etkileyeceği konusunda önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.

REMY, yol yardım hizmetleri ile müşterilerinin yanında

0

Metal yakalı çalışanı Remy’nin yeni sürümü, yol yardım hizmetlerinde otomasyonu artırıp, kurumsal hafızayı daha da güçlendirerek tek bir platform üzerinden süreç yönetimi sağlamayı amaçlıyor. Remed Assistance, 30. Yılında metal yakalı çalışanı Remy’nin fonksiyonlarını zenginleştiriyor. Pandemi döneminde turistlerin en önemli ihtiyaçlarından biri olan PCR testi süreçlerini yöneterek işe başlayan Remy, ilk olarak Kazakistan, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi birçok ülkede başarıyla kullanılmıştı. REMY yeni sürümü ile Remed Assistance’ın yol yardım hizmetlerinde sigortalılar ve tedarikçiler arasındaki tüm iletişim artık merkezi olarak gerçekleşecek. WhatsApp ve Astera (MS Dynamics 365) ile entegre çalışacak yapay zeka tabanlı bu bütünleşik sistem, fotoğraf tanıma teknolojisini de kullanarak yol yardım operasyonlarını uçtan uca yönetmeyi mümkün kılacak. Operasyon sonunda memnuniyet anketiyle, müşterinin nabzı da tutulacak.

Remed assistance ile yol yardım hizmetlerinde dijital dönüşüm

Remed Assistance Teknik Asistans Genel Müdür Yardımcısı Kemal Baykan, konuyla ilgili yaptığı açıklamada: “Asistans sektöründe öncü bir firma olarak müşterilerimize kaliteli, hızlı ve en iyi deneyimi sunmak için dijital dönüşümü planlı bir şekilde hayata geçiriyoruz. Uluslararası hizmet ağımız içinde metal yakalı çalışanımız Remy’nin yeni sürümü ile birlikte yol yardım hizmetlerinde, müşteri ve hizmet sağlayıcı arasında tamamen dijital bir hizmet ortamı oluşturarak; hizmetin atanması, takip edilmesi ve tamamlanması süreçlerini kolaylaştırıyoruz. Gelecek sürümlerde müşterilerimizin hayatını daha da kolaylaştıracak yenilikleri uygulamamıza entegre etmeye devam edeceğiz.” dedi.

Mailim hacklendi mi?

Birincil e-posta hesabınız, kişisel olarak tanımlanabilen ve hassas bilgiler için döner bir kapı. Bunun için e-postanızı video akışı hizmetlerinde, çevrimiçi alışverişte ve sosyal medyada oturum açmak için kullanıyorsunuz. Adresleri, tam adları ve hatta Sosyal Güvenlik numaralarını gösteren banka hesap özetlerini ve elektrik faturalarını aldığınız yer. Bir şifreyi unutursanız veya çevrimiçi bir hesabı sıfırlamanız gerekirse, bu mesajlar nereye gönderiliyor. Mailim hacklendi mi sorusu aklınıza geliyorsa alabileceğiniz bazı önlemler var.

E-posta adresiniz çevrimiçi kimliğinize açılan bir kapı görevi görüyor. Böylelikle siber suçlular da rahatsız edici bir düzenlilikle e-postanızı kullanarak her türlü hassas veriyi ödüllendirecek.

Siber suçlular tarafından saldırıya uğrayan e-postalar, kişisel verilerden oluşan bir altın madenini ve potansiyel olarak tüm diğer hesaplarınıza erişimi temsil ediyor. Çevrimiçi bankacılık ve çevrimiçi alışveriş de dahil e-posta adresinize bağlı çevrimiçi hesapların sayısıyla birlikte, bir e-posta hackinden kurtulmanız zaman alıcı olacak. Kimliğinize ve mali bilgileriniz zararı ve bunun etrafınız için etkisini en aza mümkün. Bunun için hızlı ve dikkatli hareket etmeniz gerekecek.

Mail hacklenmesini önleme ve tespit etme yöntemleri

Antivirüs programınızı çalıştırabilirsiniz

FTC’ye göre saldırı durumunda yapmanız gereken ilk eylem, kapsamlı bir antivirüs taraması. Her türlü  kötü amaçlı yazılımı ve potansiyel olarak istenmeyen uygulamaları tespit etmek ve ortadan kaldırmak için “hızlı tarama” ayarını atlayıp derin bir tarama yapabilirsiniz.

Şifrelerinizi değiştirebilirsiniz

Bilgisayarınız kötü amaçlı yazılımlardan temizlendikten sonra şifrenizi değiştirme zamanı gelmiş demek. Hesabınıza erişiminizi kaybettiyseniz, kim olduğunuzu kanıtlamak ve şifre sıfırlama talebinde bulunmak için doğrudan e-posta sağlayıcısıyla iletişime geçmeniz gerekebilir. Artık pek çok sağlayıcı, hesabınız için, e-postanızın kontrolünü geri almak üzere güvenlik sorularını yanıtlayabileceğiniz özel bir kurtarma hizmeti sayfası sunuyor.

Herkese açık veya paylaşılan bir cihazda oturumu kapatmayı mı unuttunuz?

Hesaplarınızı yalnızca size ait olmayan herhangi bir cihazda açık bırakmanız, bilgisayar korsanları için altın bir fırsat. Örneğin bir tarayıcı penceresini kapattığınızda e-posta hesabınızın oturumunun her zaman otomatik olarak kapatılmayacağını unutmayın. Bir bilgisayar korsanının şifrelerinizi değiştirmesi ve sizi kendi hesabınıza kilitlemesi için gereken tek şey birkaç saniye.

E-postanızın hacklenip hacklenmediğini anlamanın bazı yolları mevcut. Böylelikle aşağıdaki maddeler, bu tespiti yapabilmenizi kolaylaştıracak.

  • E-posta hesabınızda oturum açamıyorsunuz.
  • “Gönderilenler” klasörünüzde garip mesajlar var.
  • İstemediğiniz şifre sıfırlama e-postaları alıyorsunuz.
  • Günlüğünüzde farklı IP adresleri yer alacak.
  • Sosyal medya hesabınızda sizin yapmadığınız tuhaf paylaşımlar var.
  • Arkadaşlarınız ve aileniz göndermediğiniz e-postaları veya mesajları alıyor.
  • Cihazınız aniden yavaşlayacak.
  • Birisi tanımadığınız bir adrese otomatik yönlendirme ayarladı.
  • Hesap bilgileriniz Dark Web’de görünecek.

IP adresinden kişiye ulaşma

İnternet servis sağlayıcınız (ISS) aracılığıyla İnternet’e bağlandığınızda, size bir IP adresi atıyor. IP adresiniz, bilgisayarınızın internetteki posta adresi gibi çalışıyor. İnternet trafiğine nereye gideceğini ve nasıl bağlanacağını söylüyor. Ancak IP adresiniz bir konuma bağlı olduğundan ve çevrimiçi olarak başkaları tarafından görünebiliyor. Birçok kişi bunun bir güvenlik riski olup olmadığını merak ediyor. Birisinin beni IP adresimle bulması konusunda endişelenmem gerekir mi? Neyse ki, birkaç istisna dışında bu mümkün değil. Ancak IP adresi olmayan birini çevrimiçi bulmanın başka yolları da var.

IP (İnternet Protokolü) adresi, İnternet’e veya ağa bağlı bir cihaza bağlı benzersiz bir sayı dizisi. Cihazı tanımlıyor. Dahili veya harici bir ağdaki, hatta İnternet üzerinden diğer cihazlarla iletişim kurmasına olanak tanıyor. IP adresinden kişiye ulaşabilme konusunda birçok endişe var.

İnternet servis sağlayıcınız (İSS) aracılığıyla internete erişim size bir IP adresi atıyor. Aslında IP adresiniz posta adresinize benziyor. Ancak bilgisayarınız için İnternet. IP adresi İnternet trafiğini bilgisayarınıza yönlendiriyor.

Birisi IP adresimin tam yerini takip edebilir mi?

Kısacası hayır. Tam konumunuzun IP adresiniz aracılığıyla bulunması konusunda endişelenmenize gerek yok. IP adresleri tasarım gereği takip edilebiliyor. Ancak buradaki amaç iİnternete eriştiğinizde konumunuzu İnternet sağlayıcılarına ve diğer cihazlara belirtmek. Bu hizmet olmasaydı amaçlarına hizmet edemezlerdi. Ancak bu, birisinin sizi IP adresinizden takip edebileceği anlamına gelmiyor.

IP adresiniz, sizi bulmaya çalışan herhangi birine tam fiziksel konumunuzu açıklamak için gerekli bilgileri içermez. Bazı durumlarda, bir kişi bulunduğunuz şehri veya genel bölgeyi bulabilir. Ancak fiziksel adresinizi alamaz. IP adresiniz coğrafi bir konuma bağlansa da sizi bulacak kadar spesifik değil. IP adresinizi izleyen herkes yalnızca İnternet servis sağlayıcınıza ulaşabilir. Adres bilgisine sahip birini nasıl bulacağınızı bilmek istiyorsanız, yine de adresten yararlı veriler bulacaksınız. Bir IP adresi bazı coğrafi konum bilgilerini içeriyor. Bazı durumlarda IP adresi, cihazın bulunduğu ülkeyi, eyaleti, şehri veya posta kodunu belirtiyor. Ayrıca başkalarına ISP’nizin kimliğini de söylüyor. Ancak bu bilgilerle bile IP adresiniz konumunuzu veya kişisel bilgilerinizi tam olarak belirleyecek veya sizi herhangi bir tehlikeye atacak kadar bilgi vermez.

Ancak ISS’niz hesap bilgilerinize göre özel konumunuzu biliyor. Gizliliğiniz için İSS’niz tam konumunuzu başkalarıyla paylaşmaz. Bir suç işlemediğiniz sürece İSS’nizin konumunuzu vermesi konusunda endişelenmenize gerek yok. Bu gibi durumlarda polis bir İSS’ye mahkeme celbi gönderebiliyor. İSS’nin bilgi kayıtlarını teslim etmesini talep edebiliyor.

Bu istisna dışında bile, yasa dışı faaliyetlere katılmadıysanız muhtemelen herhangi bir tehlike altında değilsiniz. Ancak bu, WiFi ağınızı güvenli hale getirdiğinizden emin olmanız için bir neden. Yakınınızdaki herhangi biri ağınızı yasa dışı faaliyetler veya suçlar için kullanabiliyor.

IP adresi nasıl gizleniyor?

IP adresinizi gizlemenin birçok faydası var. Bağlantınızı güvence altına alıyor. Bu, özellikle ücretsiz Wi-Fi ağlarını kullanırken faydalı. Filtrelerden veya içerik bloklarından kurtulmanıza olanak tanıyor. En önemlisi, çevrimiçi ortamda daha güvenli olmanızı sağlıyor.

Çevrimiçi gezinirken IP adresinizi maskelemek için sanal bir özel ağ veya proxy kullanmayı düşünebilirsiniz. Her ikisi de esas olarak IP adresinizi değiştirerek ve çevrimiçi etkinliğinizi koruyarak gizliliğinizi artırıyor.

Çinli otomobil üreticileri Münih’te gövde gösterisi yaptı, Avrupalı üreticiler korktu!

Münih’in IAA mobilite fuarında yöneticiler, Avrupa’nın otomobil üreticilerinin daha düşük maliyetli elektrikli araçlar (EV’ler) üretmek ve Çin’in daha ucuz, daha tüketici dostu modeller geliştirmedeki liderliğini silmek için ellerinde mücadele ettiğini söyledi.

Renault CEO’su Luca de Meo otomobil fuarında Reuters’e verdiği demeçte, “Bir nesil önce EV’lerde başlayan bazı Çinli oyuncularla maliyet farkını kapatmak zorundayız.” dedi ve üretim maliyetleri düştüğünde fiyatların da düşeceğini ekledi.

De Meo, Fransız otomobil üreticisinin Çinlilerle fiyat eşitliğine doğru ilerlemesinin bir parçası olarak, gelecek yıl çıkacak olan R5 EV’sinin elektrikli Scenic ve Megane modellerinden %25 ila %30 daha ucuz olacağını söyledi.

Xpeng, 2024’te daha fazla Avrupa pazarına açılmayı planlıyor ve Zhejiang Leapmotor Technology önümüzdeki iki yıl içinde Avrupa da dahil olmak üzere denizaşırı pazarlar için beş model açıkladı.

Avrupa’da satılan her 100 EV’den 8’i Çinli

Inovev’e göre, bu yıl şimdiye kadar Avrupa’da satılan yeni EV’lerin %8’i, geçen yıl %6 ve 2021’de %4’ten Çinli markalar tarafından yapıldı.

Bu yılki Münih etkinliğindeki katılımcıların yaklaşık %41’inin merkezi Asya’da olup, BYD, Xpeng ve pil üreticisi CATL dahil olmak üzere katılan Çinli şirketlerin sayısının iki katı.

Çinli EV üreticilerinin Avrupa’ya gelişi, EV satışlarına hakim olabilecekleri endişelerini akıllara getirdi.

Alman Otomotiv Endüstrisi Birliği (VDA) başkanı Hildegard Mueller, “Biz (Almanya) rekabet gücümüzü kaybediyoruz.” dedi ve Münih otomobil fuarının “uluslararası rekabetin yüksek baskısının” Almanya’nın elektrifikasyona daha fazla yatırım yapmasını nasıl gerekli kıldığını gösterdiğini de sözlerine ekledi.

Jato Dynamics’teki araştırmacılara göre, Çin’deki ortalama EV, Avrupa’daki yaklaşık 56.000 avroya kıyasla 2022’nin ilk yarısında 32.000 avrodan (35.000 dolar) daha ucuza mal oldu.

BMW CEO’su Oliver Zipse Pazar akşamı Çin’in Avrupa’ya girmesine atıfta bulunarak, “Temel otomobil pazarı segmenti ya yok olacak ya da Avrupalı üreticiler tarafından yapılmayacak.” dedi.

Volkswagen CEO’su Oliver Blume gazetecilere verdiği demeçte, Çin’deki ortaklıkları aracılığıyla otomobil üreticisinin pil hücresi maliyetlerini %50 oranında azaltmayı hedeflediğini söyledi.

Xpeng Başkanı Brian Gu, Avrupalı otomobil üreticileri şu anda Çin’in gerisinde kalırken, ortaklıklar ve teknolojiye büyük yatırımlarla EV’lere “büyük bir taahhüt” verdiklerini söyledi.

Otomobil endüstrisi analisti Ferdinand Dudenhoeffer, Çinlilerin bir EV maliyetinin %40’ını oluşturan pil yapımında “dünya şampiyonu” olduklarını söyledi.

Dudenhoeffer, Almanya’da kuran Çinli pil üreticilerinin EV maliyetlerini düşürmeye yardımcı olduğunu ve Alman politikacıların “aptalca ayrıştırma stratejileriyle ülkeden kovulmadıklarından” emin olmaları gerektiğini de sözlerine ekledi.

Audi’nin yeni elektriklileri IAA 2023’te görücüye çıktı

Fuarda ayrıca, Audi’nin mevcut elektrikli model ailesi e-tron’un Q4 ve A6 ile ailenin en dinamik üyesi olan RS e-tron GT de yer alıyor. Audi, Q6 e-tron modelinin, ön üretim halini de sergiliyor.  Audi, IAA Münih Mobility 2023’te ziyaretçilerine geleceğin mobilitesini deneyimleyebilme imkanı sunuyor. Audi markasının e-mobilite yolculuğundaki bağlantılı, sürdürülebilir, elektrikli, otonom sürüşe yönelik teknolojik atılımı fuarda en güzel örnekleriyle yer alıyor. 

Q8 e-tron ile Holoride yolculuk

Audi’nin fuarda öne çıkan modellerinden ilki, üçüncü nesil modüler bilgi-eğlence araç seti (MIB 3) ve en yeni yazılım kümesi holoride özellikli olan Q8 e-tron ve Q8 e-tron Sportback.

Yeni Audi Q8 e-tron, öncü Audi e-tron’un başarı öyküsünü yeni bir isim altında ileriye taşıyor. Geniş lüks sınıf konforu, optimize edilmiş sürüş konsepti, geliştirilmiş aerodinamiği, daha iyi şarj performansı ve batarya kapasitesi ile Audi Q8 e-tron, Audi’nin elektrikli SUV portföyündeki en üst düzey modeldir. Farklı ön tampon için yeni bir tasarım, Q8 e-tron’a taze bir görünüm kazandırıyor.

Audi’nin elektrikli SUV ve crossover modellerinin en üst modeli olan Audi Q8 e-tron optimize edilmiş sürüş konsepti, geliştirilmiş aerodinamik özellikleri ve menzili 600 kilometreye kadar çıkaran (WLTP’ye göre) daha yüksek şarj performansı ve batarya kapasitesiyle tam anlamıyla bir amiral gemisi.

PPE tabanlı ilk Audi olan Q6 e-tron, kamuflajla gösteriliyor

Audi’nin fuarda sergilediği bir başka model, yeni Premium Platform Electric (PPE) tabanlı ilk modeli olan Q6 e-tron. Ingolstadt’ta üretilen ilk tamamen elektrikli model olan Q6 e-tron Audi’nin tarihindeki en büyük model girişiminin başlangıcına işaret ediyor. Marka, modelin ilk üretim halini kamuflaj giydirmeyle ve tamamen yeni iç tasarımı ile sergiliyor.  İç mekanı kullanıcıların ihtiyaçlarına göre yeniden tasarlanan Yeni Audi Q6 e-tron model serisinde teknoloji, estetik ve sürdürülebilirlik mükemmel bir denge içinde.

Aracın iç mekanında bazıları geri dönüştürülmüş materyallerden üretilen yüksek kaliteli malzemeler kullanılmış. Örneğin, S serisinde yüzde 100 geri dönüştürülmüş polyesterden üretilen kumaş Elastic Melange kullanılıyor. Gösterge panelindeki yüzeyler standart olarak, bir kısmı yenilenebilir hammaddelerden üretilen volkan grisi ince boya ile kaplanmış. Audi Q6 e-tron’un paspasları Econyl’den yapılmış. Bu malzeme eski balık ağları, halılar ve endüstriyel atıklar geri dönüştürülerek oluşturuluyor.

Audi Q6 e-tron, elektrikli mobilite için özel olarak geliştirilen yeni PPE platformu sayesinde en az kendisi kadar görkemli hissettiren geniş bir iç mekana sahip. Bagaj 526 litre saklama alanı sunarken arka koltuklar katlandığında bu alan 1.529 litreye kadar çıkıyor. Ön bagaj olarak adlandırılan bölümde 64 litrelik bir saklama alanına sahip. Bu alanda mobil şarj kablosu veya küçük seyahat çantaları rahatça saklanabiliyor.

İç mekana Audi MMI panoramik ekranı ve MMI ön yolcu ekranı ile “dijital sahne” hakim. Ekranlar tasarım konseptine mükemmel şekilde entegre edilmiş ve iç mekana ferah bir his katıyor. Kavisli bir tasarıma ve OLED teknolojisine sahip Audi MMI, 11,9″ Audi sanal kokpit ve 14,5″ MMI dokunmatik  ekrandan oluşuyor. 

Özel ambians aydınlatması, kavisli ekranın geceleri havada süzülüyormuş gibi görünmesini sağlıyor. Ön yolcu için tasarıma mükemmel bir şekilde entegre edilen 10,9 inçlik MMI ön yolcu ekranı yer alıyor. Deklanşör teknolojisine sahip aktif gizlilik modu, sürücünün dikkatini dağıtmadan yolcunun film izlemesine bile olanak tanıyor. 

Sınıfının ötesinde Q4 e-tron 

Fuardaki Audi e-tron ailesi üyelerinden bir diğeri Audi Q4 e-tron. Genişliği mevcut sınıf sınırlarının üzerinde olan model, ekran konseptiyle de üst sınıf modellerin rakibi. Artırılmış gerçeklik head up display ekranı gerçek ve sanal dünyaları birleştiriyor. MMI ekran ve dokunmatik kontrollere sahip yeni nesil direksiyon, modelin geleceğe yönelik rotasını da vurguluyor.

A6 Avant e-tron konspet 

Audi fuar ziyaretçilerine lüks sınıftaki temsilcisi A6’nın elektrikli modeli A6 e-tron’un Avant versiyonunun konseptini de tanıtıyor.  İlk olarak 2021 yılında Şangay Otomobil Fuarı’nda tanıtılan Audi A6 Sportback e-tron konsept gibi, A6 Avant e-tron konsept de Audi’nin liderliğinde geliştirilen PPE platformuna dayanan tamamen elektrikli bir tahrik sistemine sahip. A6 Sportback e-tron ile aynı boyutlara sahip yeni bir tasarım konseptini temsil eden A6 Avant e-tron 4,96 metre uzunluğunda, 1,96 metre genişliğinde ve 1,44 metre yüksekliğindeki gövdesiyle lüks sınıfın bir üyesi olduğunu belli ediyor.

Qualcomm, BMW ve Mercedes’e de destek verecek!

Qualcomm, geçen yıl çöken bir pazar olan akıllı telefonlarda kullanılan çiplerin lider tedarikçisi konumunda.

Ancak şirket bununla yetinmeyerek bilgi-eğlence sistemlerinden gelişmiş sürücü yardım sistemlerine kadar araçlarda çeşitli işlevlere güç sağlamak için otomobil üreticileriyle birlikte çalışıyor ve akıllı telefon görünümünün analist tahminlerinin gerisinde kalmasına rağmen otomotiv geliri en son çeyreğinde %13 arttı.

Qualcomm yaptığı açıklamada, BMW’ye arabanın içindeki sesli komutlara güç sağlamaya yardımcı olacak çipler sağlayacağını söyledi. Ayrıca, 2024’te ABD’de satışa sunulacak olan Mercedes E sınıfı modellerin bir sonraki versiyonu için çip tedarik edeceğini söyledi.

İcra Kurulu Başkanı Cristiano Amon, Münih otomobil fuarının oturum aralarında yaptığı röportajda, şirketin 2026 yılına kadar otomotiv sektöründen 4 milyar dolar gelir elde etmesini ve on yılın sonunda 9 milyar dolara çıkmasını beklediğini söyledi.

ABD çip tasarımcısı, otomobil üreticileri ve tedarikçileri tarafından destekli ve otonom sürüş teknolojisinin yanı sıra araç içi bilgi-eğlence ve bulut bağlantısı için kullanılan Snapdragon Dijital Şasi ürünü sayesinde 2022’nin sonlarında otomotiv işindeki “boru hattının” 30 milyar dolar olduğunu duyurmuştu.

Amon, “Şirkete odaklandığımız şeylerden biri, büyüme için yeni alanlar bulmak… otomotiv bu alanlardan biri.” dedi.

Şirketler teknolojinin hayatım her alanında kullanımının yaygınlaşması ile yeni pazar arayışlarını sadece ülkeler boyutunda değil kullanım alanları olarak da ele almasını sağlıyor.

Qualcomm, otomobillerin her geçen gün bir araç olmaktan çıkıp akıllı cihazlar hale geldiği günümüzde bu sektöre rakiplerinden çok daha erken öncelik vermesinin faydasını önümüzdeki günlerde her geçen gün artan kullanım alanı ve ihtiyaç olarak görecek.

360 Security Technology ve iFlytek yapay zeka modellerini yayınladı! Çin, sektörü ele geçirmekte kararlı!

Diğer ülkelerin aksine Çin, AI ürünlerinin herkesin kullanımına sunulabilmesi için şirketlerin güvenlik değerlendirmeleri sunmasını ve izin almasını şart koşuyor. Yetkililer son zamanlarda, teknoloji giderek Amerika Birleşik Devletleri ile rekabetin odak noktası haline geldiğinden, yapay zeka geliştiren şirketleri destekleme çabalarını hızlandırdı.

En çok ses tanıma teknolojisiyle tanınan Hefei tabanlı iFlytek, “Spark” AI modelini piyasaya sürdüğünü duyururken, en çok virüsten koruma yazılımıyla tanınan Beiing tabanlı 360 Security Technology, AI modeli “Zhinao”yu piyasaya sürdü.

Baidu Inc ve SenseTime Grubu geçen Perşembe günü, hükümet onayı aldıktan sonra ChatGPT tarzı sohbet robotlarını halka duyurdu.

Çin, çip sektörü İçin 40 milyar dolarlık fon ayırıyor

0

Yarı iletken endüstrisinin küresel önemi, son yıllarda hiç olmadığı kadar büyük bir odak noktasına gelmiş durumda. Dünyanın iki ekonomik devi, ABD ve Çin, bu sektördeki liderliklerini sürdürme kararlılığıyla hareket ediyor ve geri kalmamak için büyük adımlar atıyor. ABD, Çin’in yarı iletken endüstrisindeki hızlı ilerlemesini frenlemek ve kendi hakimiyetini güçlendirmek amacıyla çeşitli yaptırımlar uygularken, Çin ise kendi endüstrisini canlandırmak için tarihi bir adım atıyor.

Çin, 40 milyar dolarlık devasa bir fon oluşturarak yarı iletken sektörüne önemli bir destek sağlamaya hazırlanıyor. Bu fon, Çin Entegre Devre Endüstrisi Yatırım Fonu tarafından başlatılacak ve büyüklük açısından benzerlerini geride bırakacak. Hedeflenen 300 milyar yuan (41 milyar $) büyüklüğü ile 2014 ve 2019 yıllarında oluşturulan fonları önemli ölçüde aşacak.

Çin, bu büyük fonun odak noktasını resmi olarak açıklamamış olsa da, bu fonun ana amacının yarı iletken çip üretimi için gerekli ekipmanların geliştirilmesi olduğuna dair bilgiler bulunuyor. ABD yaptırımları nedeniyle Çin’in EUV (Ultraviyole Lityum Lityum Florür) teknolojisine erişimi kısıtlı, bu nedenle kendi ekipmanlarını üretmek zorunda kalıyor. Bu, uzun vadeli, maliyetli ve zorlu bir süreç olsa da, Çin’in bu alanda kendi yeteneklerini geliştirmesi için atılması gereken bir adım olarak görülüyor.

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping uzun süredir ülkenin yarı iletken teknolojilerinde kendi kendine yeterliliğe ulaşması gerektiğini vurguluyor. Bu gereklilik, ABD’nin Çin’in gelişmiş çipleri askeri, kuantum bilişim ve yapay zeka alanlarında kullanabileceği endişesiyle ihracat kontrollerini artırdığı bir dönemde daha da acil hale gelmiş durumda. ABD, Ekim ayında Çin’in gelişmiş çip üretim ekipmanlarına erişimini kesen kapsamlı bir yaptırım paketi uygulamış, Japonya ve Hollanda gibi ABD’nin müttefikleri de benzer adımlar atmıştı.

Bu tarihi fonun resmi açıklamaları henüz yapılmamış olsa da, bilgilere göre Çin Maliye Bakanlığı, fon için 60 milyar yuan (8.2 milyar $) katkıda bulunmuş durumda. Diğer katkı sağlayan kurumlar ise henüz netlik kazanmış değil.

Çin, daha önce de benzer amaçlarla yarı iletken endüstrisine yatırım yapmıştı. Ancak bu seferki büyük fon, Çin’in küresel tedarik zincirinde daha büyük bir rol oynamasına ve teknoloji, yapay zeka ve gelişmiş çipler gibi büyüme alanlarında daha etkin bir şekilde yer almasına yardımcı olabilir.

Apple yepyeni bir teknoloji ile karşımıza çıkmaya hazırlanıyor! Patentini aldı!

0

Fütüristik görünse de, bu Apple’ın bu tasarımının yakın zamanda bir gerçeklik halini alıp almayacağı belirsiz.

Patently Apple tarafından belirtildiği üzere yakın tarihli bir patent, katlanır bir ekrana dayanmayan, bunun yerine tabanda katlanır bir cam panel içeren ve son derece şık bir all-in-one masaüstü çözümü sağlayan bir tasarım sunuyor.

Katlanır dizüstü bilgisayarlar ve katlanabilir ekranlı telefonlar yavaş yavaş bilinir bir teknoloji haline gelirken, katlanır masaüstü bilgisayar kavramı nispeten keşfedilmemiş bir bölge.

Medya yayınının raporuna göre, Apple tarafından alınan son patent, geleneksel menteşe tasarımından yola çıkarak buna yönelik benzersiz yaklaşımlarını ortaya koyuyor. Ekranın kendisini katlamak yerine, cihazın tüm ön yüzeyi tabanda katlanabilir bir cam panelden oluşacak ve zarif bir masaüstü görünümü yaratacak. Klavyeye ve izleme dörtgenine erişmek için kullanıcılar, bunları bir arka ayakla desteklenen cihazın arkasından kaydırabiliyor ve ön panelin açılmış kısmına yerleştiriyor.

Rapor ayrıca tasarımın şık göründüğünü ve patentin ekranın katlama bölümü için çeşitli işlevleri belirlediğini vurguluyor. İlk olarak, katlandığında daha az masa alanı kapladığı ve daha az ayak izi kapladığı söyleniyor.

Ek olarak, iMac’in optimum konumlandırmasını kolaylaştırarak ekranın açısını ayarlamak için kullanılabiliyor. Ayrıca, rapora göre ev veya ofis ortamında taşınabilirliği artırabilir.

Apple bu projeyi hayata geçirir mi ya da geçirirse ne zaman olur bilinmiyor. Bilinen sadece bu yönde bir patent alındığı ve birilerinin aklının bir köşesinde bunu hayata geçirmek oldu. Şu an için beklemekten başka yapılabilecek bir şey yok.

Meta ve LG AR Başlığı Geliştiriyor

Meta ve LG, Apple’ın son zamanlarda duyurduğu Vision Pro artırılmış gerçeklik başlığına rakip olacak yeni bir üst sınıf AR başlığı geliştirmek için iş birliği yapacak. Apple’ın Vision Pro başlığını tanıtması, AR teknolojileri pazarında büyük bir rekabeti tetikledi ve birçok rakip firmayı kendi benzer ürünlerini geliştirmeye yönlendirdi. Bu firmalardan biri de Güney Kore merkezli teknoloji devi LG ile işbirliği yaptığı iddia edilen Meta (eski adıyla Facebook).

Güney Kore’den gelen haberlere göre Meta ve LG’nin birlikte çalışarak daha uygun fiyatlı ancak yüksek kaliteli bir artırılmış gerçeklik başlığı geliştirmeyi hedefliyor. Bu yeni ürünün Quest 4 Pro adıyla piyasaya sürüleceği ve 2025 yılında tüketicilere sunulması planlanlanıyor. Ancak bu ürünün tam olarak hangi fiyatla geleceği henüz kesinleşmiş değil.

Meta LG

Meta’nın stratejisi ise daha fazla çeşitlilik sunmak üzerine odaklanıyor gibi görünüyor. İlk olarak, fiyat performans pazarı hedefleyen bir modelin 2024 yılında piyasaya sürülmesi bekleniyor. Bu model, 200 doların altında bir fiyat etiketiyle tüketicilere sunulacak. Ardından, 2025 yılında Quest 4 Pro’nun piyasaya sürülmesi planlanıyor, ancak bu başlığın kesin fiyatı hala belirsizliğini koruyor.

LG’nin bu süreçteki rolü de önemli bir konu. Şirket, 2019 yılında karma gerçeklik başlıklarıyla ilgili bir patent başvurusunda bulunmuş ve AR-Ge çalışmalarına yoğunlaşmıştı. Ancak bu patentin, Meta’nın AR başlığıyla ilişkili olup olmadığı konusunda kesin bir bilgi bulunmuyor.

Meta ve LG’nin bu yeni işbirliği, AR pazarında rekabeti artırabilir ve tüketicilere daha fazla seçenek sunabilir. Ancak daha fazla ayrıntı ve resmi duyuruların beklenmesi gerekecek.

Çin’de Huawei Mate 60 serisi satış rekorları kırıyor!

Huawei, son zamanlarda tanıttığı Mate 60 ve Mate 60 Pro modelleri ile Çin’de büyük bir başarı elde ediyor. Mate 60 serisi, 29 Ağustos’ta piyasaya sürüldüğünden bu yana beklenenden çok daha fazla ilgi görüyor. Özellikle Huawei Mate 60 Pro modeli, satışa çıktığı beş gün içinde 800.000 adet satarak dikkatleri üzerine çekti.

Çin sektörü analistleri, Mate 60 serisinin beklentileri aştığını belirtiyor. Önceki Mate serilerine kıyasla bu yeni seri, satış rakamlarında önemli bir artış sağladı. İşte Huawei Mate serisinin geçmiş satış rakamları:

  • 2014: Huawei Mate 7 – Kirin 925 işlemci ile 7 milyonun üzerinde satış
  • 2015: Huawei Mate 8 serisi – Kirin 950 işlemci ile 6.8 milyon satış
  • 2016: Huawei Mate 9 serisi – Kirin 960 işlemci ile 10 milyonun üzerinde satış
  • 2017: Huawei Mate 10 serisi – Kirin 970 işlemci ile 10 milyon satış
  • 2018: Huawei Mate 20 serisi – Kirin 980 işlemci ile 17 milyon satış
  • 2019: Huawei Mate 30 serisi – Kirin 990 5G işlemci ile 20 milyon satış
  • 2020: Huawei Mate 40 serisi – Kirin 9000 işlemci ile 10 milyonun altında satış
  • 2022: Huawei Mate 50 serisi – Snapdragon 8+ Gen 1 işlemci ile 7 milyonun altında satış

Mate 60 serisi, bugün itibarıyla Çin genelinde hem online platformlarda hem de fiziksel mağazalarda bulunabiliyor. İnsanlar, bu yeni seri için uzun kuyruklar oluşturuyor ve bu, Huawei’nin Mate serisindeki başarısının sürdüğünün bir göstergesi olarak kabul ediliyor.

Huawei’nin Mate 60 serisi, özellikle teknoloji meraklıları tarafından büyük bir heyecanla karşılandı ve Çin’deki satış rakamları, firmanın bu önemli pazardaki gücünün hala devam ettiğini gösteriyor.

Xiaomi telefonlarda Chrome tarayıcı hackleniyor mu?

Xiaomi, dünya genelinde popülerlik kazanan bir akıllı telefon üreticisi olarak bilinse de son günlerde kullanıcıları arasında dikkat çeken bir güvenlik endişesi gündeme gelmiş durumda. Xiaomi kullanıcıları, telefonlarının Chrome tarayıcısının siber saldırılara uğradığı ve Mintnav adlı bilinmeyen bir web sitesinin ana sayfasının otomatik olarak ayarlandığı iddialarını paylaşıyorlar.

Bu iddialar, Reddit ve X (eski adı ile Twitter) platformlarında kullanıcılar arasında yayılmaya başladı. Kullanıcılar, Xiaomi telefonlarında bulunan Chrome tarayıcısını açtıklarında beklenmedik bir şekilde Mintnav sitesine yönlendirildiklerini belirttiler. Mintnav sitesinin zararlı bir site olmadığı gözlemlenmiş gibi görünse de, bu olay kullanıcıların güvenlik endişelerini artırmış durumda.

Xiaomi, daha önce güvenlikle ilgili bazı iddialarla karşı karşıya kalmış bir şirket. Bu nedenle, kullanıcılar bu son olayın Xiaomi tarafından nasıl ele alınacağını merak ediyorlar. Şirket henüz resmi bir açıklama yapmadı ve olayın ne kadar yaygın olduğu ve neden kaynaklandığı belirsizliğini koruyor.

Kullanıcılar, bu tür olaylara karşı dikkatli olmalı ve güvenlik önlemlerini gözden geçirmelidir. Telefonlarını ve tarayıcılarını güncel tutmaları, güvenilir kaynaklardan uygulama indirmeleri ve bilinmeyen kaynaklardan gelen istenmeyen yönlendirmelere karşı dikkatli olmaları öneriliyor.

Güvenlik uzmanları, kullanıcıların bu tür olayları rapor etmelerini ve güvenliklerini korumak için gerekli adımları atmalarını tavsiye ediyor. Herhangi bir güvenlik ihlali veya siber saldırı şüphesi durumunda, Xiaomi kullanıcıları teknik destek hizmetlerine başvurmalı ve güvenliklerini sağlamak için gerekli önlemleri almalıdır.

iPhone 15 lansmanında 10 farklı renkte yeni kılıf tanıtılacak

0

Apple, son teknoloji ürün koleksiyonlarına heyecan verici bir katkı sunmaya hazırlanıyor. En son sızıntılara göre, iPhone 15’in lansmanı için 10 farklı renkte “FineWoven” kılıflar tanıtılacak ve bu kılıflar aynı zamanda Apple Watch Series 9 ile uyumlu olacak. Ağustos ayında dolaşan söylentilere göre, deri kılıflar da yolda olabilir, bu da Apple hayranlarını heyecanlandırıyor.

Kılıfın adının “FineWoven” olduğu iddia ediliyor, ancak bu ismin resmi olarak onaylanmadı ve pazarlama ekibinin bu konuda değişiklik yapabilir..

Apple ürün koleksiyoncusu ve sızıntı kaynağı “Kosutami”nin iddialarına göre, iPhone 15 için geliştirilen “FineWoven” kılıflar şu on farklı renk seçeneğiyle sunulacak: Siyah, Dut rengi , acık kahve,yeşil, Pasifik Mavisi, çiçek moru, Antik Beyaz, Sarı, Turuncu ve Pembe. Bu renk çeşitliliği, kullanıcıların tarzlarına ve tercihlerine uygun bir seçenek bulmalarını sağlayacak.

Sızıntı kaynağı Kosutami, bu yeni kılıfın “MagSafe’li Eko-fiber Deri Kılıf” adını taşıdığını ve aynı malzemenin yeni bir Apple Watch kayışı için de kullanıldığını iddia ediyor. Ayrıca, Ağustos ayının başlarında Apple Watch Series 9 için manyetik tokalı bir dokuma kumaş kordonun geleceğini öne sürmüştü.

Kılıfın tasarımıyla ilgili bazı detaylar da sızıntılar arasında yer alıyor. Kılıfın, ana renginden biraz daha koyu olan kauçuk sarılı bir çerçeve ile geleceği belirtiliyor, bu da hem koruma sağlayacak hem de şık bir görünüm sunacak.

Apple hayranlarının merakla beklediği iPhone 15 lansmanı için 12 Eylül tarihi yaklaşıyor. Bu yeni kılıfların ve diğer ürünlerin resmi olarak tanıtılmasını sabırsızlıkla bekliyoruz.

Yapay zeka iş makinelerine de girdi!

1994 yılından beri Caterpillar temsilciliği yapan Borusan Cat, sadece Türkiye’de değil Azerbaycan, Gürcistan, Kazakistan, Kırgızistan ve Uzak Doğu Rusya’da da etkin bir rol oynuyor. Şirket, enerji, inşaat, maden ve güç sistemleri gibi birçok alanda mühendislik hizmetleri sunuyor. 2022 yılında 1 milyar doların üstünde ciro elde ederek tarihindeki en yüksek başarıyı gördü.

Borusan Cat İcra Kurulu Başkanı Özgür Günaydın ile iş makinelerine getirilen yapay zeka desteğinin nasıl kullanıldığını, ne faydalar sağladığını ve Borusan Cat’in metaverse vizyonunu mercek altına aldık.

Harvard Business School’un Gözdesi

Borusan Cat’ın yenilikçi iş modeli, Harvard Business School tarafından vaka çalışması olarak seçildi. Son iki yılın ardından, şirket 2023 yılında bir kez daha Harvard’a davet aldı. Yapay zeka ve makine öğrenmesi gibi yeni nesil teknolojilerin etkin kullanımı sayesinde şirket, sürdürülebilir bir iş modeline sahip.

Müneccim: Yenilikçi Arıza Tespit Sistemi

Borusan Cat, sektörün ve müşterilerin ihtiyaçlarına göz önünde bulundurarak “B’DAHA” adlı yeni bir iş modeli oluşturdu. “Müneccim” isimli yapay zeka tabanlı uygulaması, iş makinelerinin yüzde 80’ini IoT ağına dahil ederek oluşabilecek arızaları ve zamanlarını önceden tahmin edebiliyor. Bu sayede, müşterilere daha düşük maliyetli ve daha hızlı onarım süreçleri sunuluyor.

Borusan Cat insan kaynaklarında dijital dönüşüm

Tamamı Türk mühendislerden oluşan 60 kişilik Ar&Ge merkezi ve 90’dan fazla dijitalleşmeden sorumlu personelle dijital dönüşüm yolculuğunu hızlandıran firma, yeni nesil çalışanlar için yer ve mekândan bağımsız çalışma olanağı da şirketi tercih sebebi yapıyor.

Teknoloji alanında işlevsel süreçler kurmayı ve bu süreçlerin ihtiyaçlarını karşılayacak çalışanları bünyesinde toplamayı öncelikli hedefleri arasında tutan firma, iç yapılanmada birçok çalışanı “Partner” olarak konumlandırıyor. Bu partnerlar, iş süreçlerinin yazılıma aktarılmasında önemli bir rol oynuyor.

Caterpillar’ın Dijital Konseyi’nin kurucu üyeleri arasında yer alan Borusan Cat, Caterpillar tarafından tüm dünyada örnek gösterilen bir şirket. Yenilikçi iş modeli ve dijital dönüşüm stratejileri sayesinde şirket, sektöründe dünya genelinde adından sıkça söz ettiriyor.

Borusan Cat, değer yaratan mühendislik hizmetleri ve yenilikçi iş modeliyle sektörün lider şirketlerinden biri olmaya devam ediyor. Şirket, müşteri memnuniyeti ve sürdürülebilir artış konularında da oldukça iddialı.

Huawei, Suudi Arabistan’da bulut veri merkezini açtı! Bir ağ gibi yayılıyor!

Bir şirket yetkilisi brifingde, Huawei’nin dünya çapındaki 30’uncu olan Riyad’daki bulut veri merkezinin Suudi krallığı için devlet hizmetlerini destekleyeceğini ve Arapça AI uygulamalarına ve dil modellerine izin vereceğini söyledi.

Şirketin bölge başkanı Steven Yi, “Huawei bulutunun uygulanması sadece bizimle ilgili değil, aynı zamanda diğer Çinli şirketleri Suudi Arabistan’a getirecek bir köprü.” dedi.

Adımın ülkenin dijital ekonomisinin gelişimine katkıda bulunacağını söyledi ve Huawei’nin bölge merkezini bu yıl Suudi başkentinde açtığını da sözlerine ekledi.

Suudi Arabistan daha önce, bu yıldan sonra krallıkta bölgesel merkezi olmayan yabancı şirketlerle sözleşme imzalamayacağını söylemişti.

Araştırma danışmanlığı Canalys’e göre şirket, Çin’in en büyük ikinci satıcısı olmasına rağmen, %2,4’lük bir pazar payıyla ilk çeyrekte küresel bulut hizmetleri pazarında beşinci sırada yer aldı.

Meta çip

Şubat ayında Huawei, önümüzdeki beş yıl içinde Suudi Arabistan bulut bölgesine 400 milyon dolar yatırım yapacağını söyledi. Gelişen teknoloji, artan büyük verileri ve bu verilerin depolanması ihtiyacını ortaya çıkarıyor. Bireysel ve basit depolamalarımız aslında bu alanda okyanusta bir damla suyu temsil ediyor.

Geçmişte her kurumda yer alan fiziki arşivlerin yerini şimdi büyük teknoloji firmaları ile anlaşarak kurulan sanal arşivler aldı. Büyük teknoloji firmaları dünyanın çeşitli yerlerinde bu tarz bulut veri merkezleri yaratıyor.

Bu merkezlerden hem bireysel kullanıcılar hem de büyük şirketlere hizmet sağlayabiliyorlar. Huawei bu yatırımla hem kendi cihazlarını satın alan kullanıcılarına, hem de doğrudan veri depolaması için gelen müşterilerine verdiği hizmetin kalitesini, kapasitesini artırabilircek.

Dell NativeEdge uç altyapılarını güçlendiriyor!

0

Dell ayrıca, kuruluşların uç ortamlarının düzenlenmesi ve genişletilmesini kolaylaştıran Dell NativeEdge’in kullanımına yardımcı olmak için iş ortağı ve OEM müşteri ekosistemini büyütüyor.

Dell Technologies Uç Çözümler Kıdemli Başkan Yardımcısı Gil Shneorson, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Dell NativeEdge yazılımı, süreçleri basitleştiren ve uçta gerçek zamanlı karar alma süreçlerini destekleyen çözümler geliştirme konusundaki uzmanlığımızı ortaya koyuyor. İş ortaklarımız, müşterilerimizin başarılarında önemli bir rol oynuyor. Hep birlikte, altyapı ve uygulamaların dağıtımını ve yönetimini daha basitleştirerek uç noktayı, çeşitli sektörlerdeki işletmeler için stratejik bir destekçi hâline getirebiliriz.” 

Dell NativeEdge ile standart uç dağıtımlarını karşılaştıran yakın tarihli analizler, platformun uç uygulamalarını kolaylaştırma ve hızlandırma potansiyeline sahip olduğunu, büyük ölçekli cihaz kurulumu ve uygulama yönetimi gibi rutin ve tekrarlayan görevleri otomatikleştirerek standart yöntemlere kıyasla 22 kata kadar daha hızlı yaşam döngüsü yönetimi1 sağlayabildiğini gösteriyor. Örneğin, kurulumu ve dağıtımı 100 saat sürebilen büyük ölçekli bir uç uygulaması, Dell NativeEdge kullanıldığında beş saatin altına düşebiliyor.

Dell NativeEdge için iş ortaklığı fırsatları 

Uç kullanımının çeşitli sektörlerde giderek yaygınlaşmasıyla birlikte Dell’in iş ortağı topluluğu, müşterilere uç yolculuklarında yardımcı olma konusunda önemli bir rol üstleniyor. Dell NativeEdge, işletmelerin uç ortam karmaşıklığını azaltmalarına yardımcı olmak üzere her tür iş ortağı için yeni bir operasyon aracı sağlıyor.

Dell Edge İş Ortağı Sertifikasyon Programı aracılığıyla Bağımsız Yazılım Sağlayıcıları (ISV) ve diğer kanal ortakları, Dell NativeEdge uygulama kataloğundaki yazılımlarını müşterilere sunmadan önce test etmek ve optimize etmek için özel bir laboratuvar ortamında doğrudan Dell mühendisleriyle birlikte çalışıyor. OEM müşterileri ve sistem entegratörleri için Dell NativeEdge yazılımı, müşterilerin kendi ortamları için uç çözümleri tasarlama ve dağıtma şeklini standart hâle getirme fırsatı sunuyor.

İş ortakları, yazılımlarını Dell NativeEdge uygulama kataloğuna dâhil etmek için Dell ile hâlihazırda çalışıyorlar:

·Atos, Dell ile ortaklaşa geliştirdiği Business Outcomes-as-a-service (BOaaS) çözümünü sunacak. BOaaS; perakende, üretim ve tema parkları gibi sektörlerde faaliyet gösteren müşterilerin gerçek zamanlı deneyimler sunan uç dağıtımları yönetmesine ve izlemesine yardımcı olmak için Dell Streaming Data Platform ve Dell PowerEdge sunucuları ile entegre Atos AI ve ML modellerini kullanıyor.

·Bosch Global Software Technologies, üretim alanındaki makine ve süreç verilerinin toplanması ve yönetiminde karşılaşılan zorlukları ele alan ve Endüstri 4.0 çözümü olan DeviceBridge’i sunacak. Bosch ayrıca, yapay zekâ ve makine öğrenimi varlıklarını tehditlere ve fikri mülkiyet hırsızlığına karşı koruyan ve bir yapay zekâ güvenlik çözümü olan AIShield’i de sunacak. 

·Eaton, akıllı güç yönetimi için Brightlayer™ Veri Merkezleri paketinden bir yazılım sağlayacak. Bu yazılım, güç sorunlarını ortaya çıkmadan önce tespit etmek ve azaltmak için algoritmalar ve politika odaklı otomasyonlar kullanarak cihazları sistem arızalarına ve kesinti sürelerine yol açabilecek felaketlerden ve beklenmedik olaylardan koruyor.

İHA’ları baz istasyonlarına dönüştürme teknolojisi Teknofest’de tanıtıldı

Türk teknoloji şirketi ULAK Haberleşme’nin geliştirdiği “UYGAR Haberleşme Podu,” insansız hava araçlarını (İHA) baz istasyonlarına dönüştüren benzersiz bir teknoloji olarak ilk kez Teknofest Ankara’da sergilendi. Bu inovatif iletişim podu, Türk Silahlı Kuvvetleri ve sivil acil durumlar için önemli bir haberleşme çözümü sunuyor.

UYGAR Haberleşme Podu, insansız hava araçları aracılığıyla 4.5G LTE şebekesi sağlayarak, havadan sahaya iletişim imkanı sunuyor. Farklı irtifalarda kullanılabilen UYGAR, 2 kilometreden 5 kilometreye kadar bir alana LTE şebekesi iletişimi sağlayabiliyor ve bu sayede 1200 cihazın kesintisiz olarak bağlanmasına olanak tanıyor.

Hem sivil hem de askeri kullanıma uygun olan UYGAR, şebekenin olmadığı bölgelerde Türk Silahlı Kuvvetleri’ne açık veya kapalı ağ üzerinden veri ve ses iletişimi imkanı sunuyor. Ayrıca doğal afetlerde acil haberleşme ihtiyacını karşılayarak, kritik bir rol üstleniyor.

ULAK Haberleşme Genel Müdürü Zafer Orhan, UYGAR Haberleşme Podu’nun Türk mühendislerinin imzasını taşıdığını vurgulayarak, “Yüksek irtifalarda 2 kilometrekarelik bir alanda kapasite sağlıyor. İnternet erişimi, veri gönderme, ses iletişimi gibi 4.5G LTE teknolojisinin sağladığı bütün imkanları size sunabiliyoruz. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yakın coğrafyamızda yaşanan askeri faaliyetlere yönelik önemli bir yetenek kazandırmış oluyoruz. Bunun yanında sivil alanda deprem, sel gibi afetler söz konusu oluyor. Bu alanda da önemli bir açığı bu imkanla kapatacağız. Burada en büyük gururumuz şu, bunu tamamen kendi mühendislerimiz, öz kaynağımızla gerçekleştirdik. Anteninin farklı tasarımlarının sunulması, baz istasyonunun modifiye edilerek havacılıktaki uluslararası standartlara uygun hale getirilmesi gurur verici. 2 yıllık bir proje, finale geldik. Bundan sonra geliştirilmesi için çaba sarf edeceğiz” dedi.

TUSAŞ ANKA İHA’ya entegre edilen UYGAR’ın poda yerleştirme, yer testleri ve farklı irtifalarda iletişim testleri başarıyla gerçekleşti. Podun geliştirilmeye devam edilmesi ve sayısının artırılması hedefleniyor. Ayrıca, UYGAR’ın ihracatı için yurt dışında farklı ülkelerle görüşmeler yapıldı ve uluslararası pazarda önemli bir ürün olarak dikkat çekiyor.

20 bankanın POS’u tek noktada birleşti!

İşletme ve firmaların bayilerden ya da çalıştığı müşterilerden yapmak istediği tahsilatları hem daha kolay, hem de zaman kaybetmeden yapmasına yardımcı olan Ödüyo, müşterilere kolay ödeme imkanları da sunuyor.

Ödüyo Türkiye’de sanal pos hizmeti veren 20 bankanın, sanal pos entegrasyonunun tek ekranda birleştiği, işletmelerin müşteri veya bayilerden gerçekleştirmek istediği tahsilatları kolaylıkla ve zamanında almasını sağlayan bir e-tahsilat sistemi. Şirketlere çoklu banka platformunun güvenli yönetim ve tedarik zinciri finansmanına ulaşım hizmeti de verirken, ticaret yapan firmalar arasında yanlış anlama ve sahtekarlığa olanak tanımayan altyapısıyla kredi sağlayan bankalara da şeffaflık sunuyor.

7/24 Tahsilat mümkün

Açık hesap (Vadeli), peşin sipariş, fatura gibi senaryoları ERP sistemleri ile entegre olarak uyarlanabilir özellikleriyle tamamen yenilikçi bir yapıya sahip sistem ile SMS ve e-mail göndererek 7/24 kesintisiz ödeme alabilmek mümkün.

Bu çözümü kullanmaya karar veren firma için firmaya özel bir ödeme sayfası açılırken,  firma bu sayfa üzerinden tahsilat gerçekleştireceği müşteri ve bayilerine ait toplam borç, vadesi gelen borç, irsaliye, fatura ve sipariş gibi kayıtları görüntüleyebiliyor. Dilediği ödeme seçenekleri ve türleriyle tahsilat gerçekleştirmek istediği müşteri veya bayilerine SMS ve e-mail bildirimleri gönderebilirken, ödeme bildirimi alan müşteri gelen link üzerinden dilediği bir kartla ödemesini gerçekleştirebiliyor. Ödeme yapıldığı anda tahsilat makbuzları, ödeme sağlayan kişiye ve firmaya gönderilen sistemde, firma yaptığı tahsilatları görüntüleyebilip takip edebiliyor. Ödeme bildirimi almadan dilediği zaman ödeme yapmak isteyen müşteriler için de sayfa üzerinden serbest ödeme ile dilediği şekilde ödeme gerçekleştirmesi ve takip edebilmesi sağlanıyor. Yapılan tüm ödemeler ERP sistemlerine otomatik aktarılabiliyor.

Ödüyo, her türlü sisteme uyarlanabiliyor

Ödüyo, teknolojik sistemlerinden yararlanmak hem hatasız, hem de saniyeler ile ölçülen hızda sonuç alınmasına olanak tanırken,  yenilikçi ve inovatif yapısıyla işletmelerin her türlü sistemlerine uyarlanabiliyor.  Ödüyo’nun hedef pazarı; mobilya, beyaz eşya, tarım, otomotiv, ısıtma soğutma, elektrik/elektronik, bilişim, sigorta, sağlık sektörleri, eğitim, hırdavat, metal ve tekstil sektörleriyle oteller zinciri olurken, nakit akışında dengesizlik yaşayan, müşterilerinden tahsilat yapma zorunluluğu olan, vadeli alacaklarda sıkıntı yaşayan; karşılıksız çek ve senetlerle başı dertte olan tüm şirketler Ödüyo ile çalışabiliyor.