MEXT’te işletmelerin siber güvenlik stratejileri tartışıldı

0

MESS ile Microsoft Türkiye iş birliğinde MESS Teknoloji Merkezi MEXT’te düzenlenen “Geleceğin Güvenlik Çözümleri” etkinliği kapsamında işletmelerin siber güvenlik stratejileri, güvenlik tehditlerine karşı alınan önlemler ve güvenlik alanında kullanılan en yeni yapay zeka uygulamaları değerlendirildi. MESS ile Microsoft Türkiye iş birliğinde organize edilen “Geleceğin Güvenlik Çözümleri” etkinliği MESS Teknoloji Merkezi MEXT’te gerçekleştirildi. Etkinlik kapsamında işletmelerin siber güvenlik stratejileri, güvenlik tehditlerine karşı alınan önlemler ve güvenlik alanında kullanılan en yeni yapay zeka uygulamaları değerlendirildi. 

Etkinliğin açılış konuşmasını yapan MEXT Satış ve Ekosistem Direktörü Barış Arıkan, Etkinliğe ev sahipliği yapan MEXT’in, dünyanın en büyük ve en kapsamlı dijital dönüşüm & yetkinlik gelişim merkezi olduğunu ve dijital dönüşüm konusunda en iyisini yapabilmek için güçlü adımlarla yoluna devam ettiğini belirtti. Arıkan, “MEXT bizim için dijital dönüşümün amiral gemisi konumunda. Şirketlerin dijital dönüşüm yolculuklarında ihtiyaç duyabilecekleri tüm hizmetleri biz burada tek çatı altında topluyoruz. Misyonumuz başta üyelerimiz olmak üzere Türk sanayisinin tüm paydaşlarının yanında olmak ve rekabet güçlerini artırarak özellikle global pazarlarda kendilerine iyi bir yer edinmelerine katkı sağlamak. MEXT dört oluşumdan meydana geliyor. Bir dijital fabrikamız var; dijital olgunluk değerlendirme hizmetlerimiz var; yetkinlik & gelişim programlarımız var. Bunlara bu sene hepimizin gündeminde olan yeşil dönüşümü de ekledik. Tüm bunları hep birlikte yaptığımız iş ortaklarımızla çok geniş bir ekosistem ağına sahibiz. En başta kimya, ilaç, tekstil, çimento ve savunma sanayi olmak üzere 10 farklı endüstri alanında 250’den fazla firmaya dijital olgunluk değerlendirme hizmeti sunduk” dedi. 

Barış Arıkan sözlerine şöyle devam etti: “Burada amacımız Türkiye’nin gerçekten bir dijitalleşme üssü haline gelmesi. Benzer bir amaçla yola çıkan Microsoft da, ileri üretim teknolojileri konusundaki çözümlerini sergilemek üzere bundan 3 yıl önce Microsoft Manufacturing Core adında dünyada ilk olan bir üretim teknolojileri merkezini MEXT çatısı altında faaliyete geçirdi. Bu merkezde sanayimizin lokomotifi olan şirketlerimize sürdürülebilirlik, endüstriyel iOT, büyük veri analitiği, bulut bilişim gibi konularda çözümlerini sunan Microsoft ile iş birliğimizin amacı şirketlerimizde yetkin iş gücünün artmasına ve sürdürülebilir sosyal fayda sağlanmasına destek olmak”.

MESS ile henüz MEXT’in planlama aşamasında başlayan ve bugünlere gelen çok güzel ve derin bir iş birlikleri olduğunu ifade eden Microsoft Türkiye Pazarlama ve Operasyonlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Münir Kundakçı ise, Microsoft’un siber güvenlik alanındaki gücünü vurgulayan bir konuşma yaptı: “Microsoft olarak siber güvenlik alanına ayırdığımız bütçe ve bu alandaki çalışan sayımızla dünyanın en iddialı siber güvenlik şirketiyiz. Siber güvenlikten elde ettiğimiz gelir yıllık 20 milyar dolar. Bazı ülkelerde siber güvenliğin tamamen Microsoft tarafından sağlandığını söyleyebiliriz. Dolayısıyla burada sunduğumuz hizmet sadece organizasyonlar bazında değil, aynı zamanda ulusal güvenlik bazında da büyük önem taşıyor. Öte yandan, bizim hayatımızı kolaylaştıran yapay zeka, maalesef siber saldırganların da etkin şekilde kullandığı bir araç haline gelmiş durumda. Bu saldırıların toplumlara maliyeti bugün artık trilyon dolarlar seviyesinde oluyor”. 

Microsoft çatısı altında güvenliği birçok ürünün doğal bir boyutu olarak konumlayarak ve ürünlerin içine yedirerek saldırganlar gibi düşünmeye, saldıracakları yerleri kapatmaya ve saldırı girişimlerini bertaraf etmeye çalıştıklarını belirten Kundakçı, “Siber güvenlik alanında siz savunmanızı güçlendirdikçe saldıranlar da daha güçlü stratejiler ve uygulamalar geliştiriyorlar. Her gün milyonlarca olası riskin incelenmesi veya analiz edilmesi gerekiyor. Bu ne insan kaynağı açısından ne de teknolojiler açısından kolay değil. Bizim bu noktada getirdiğimiz yeniliklerden biri de Copilot teknolojisi. Milyonlarca tehdidi alan, analiz eden ve hangilerinin öncelikli; hangilerinin ikinci aşamada analiz edilmesi gerektiğini söyleyen; gerçek bir tehdit varsa bu tehditin hangi açıktan yararlanarak geldiğini anlamımızı sağlayan ve gelecekte daha karmaşık bir tehdite karşı hazırlıklı olmamızı mümkün kılan bir yapıdan bahsediyoruz. Bunları yaparken her türlü IT altyapınızı, cihazınızı ve hizmetinizi bütün yönleriyle korumayı sağlayan iş yaklaşımımızla diğer şirketlerden ayrılıyoruz” dedi. Microsoft’un günde 65 trilyon kadar sinyali incelediğini sözlerine ekleyen Münir Kundakçı, “Bu ölçek bize hem içgörü sağlıyor hem de ciddi bir iş yükü getiriyor. Öte yandan bu sayede devlet oyuncuları da dahil olmak üzere 250’den fazla siber saldırganı bertaraf etmeyi başardığımızı ve 70 milyardan fazla saldırıyı engellediğimizi de belirtmemiz gerekir” dedi. 

Microsoft Türkiye Kurumsal ve Kobi Segmentinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Onay Afşar ile Microsoft Türkiye Kurumsal Satış Genel Müdür Yardımcısı Hülya Güven’in moderatörlüğünde gerçekleşen Güvenlik Çözümleri Paneli’nde ise Arçelik, Kale Grubu, Standard Profil ve Teknosa’nın yöneticileri konuk edildi.

Yapay zeka kadın çalışanları tehdit ediyor

Yeni bir rapora göre yapay zeka kadın çalışanları tehdit ediyor. Raporda, kadınların işlerinin tehlikede olduğu belirtildi.

İnsan kaynakları analitiği firmasından yeni bir rapor, yapay zekanın tipik olarak kadınlar tarafından yürütülmekte olan çok sayıda işi değiştirmekle tehdit ettiğini ortaya koydu.

Revelio Labs’taki araştırmacılara göre bulguları, kadınları idari asistanlar ve sekreterler gibi yapay zekanın yerini alması için olgunlaşmış rollere iten sosyal önyargıları yansıtıyor. Revelio, bir Ulusal Ekonomik Araştırma Bürosu çalışmasına dayanarak yapay zekanın yerini alması muhtemel yaklaşık iki düzine işi belirleyerek bulgularına ulaştı. Daha sonra bu işlerde cinsiyet dağılımını belirledi.

Raporda, kadınların bu işlerin çoğunu elinde tuttuğu belirtildi. Bunlar arasında fatura ve hesap tahsildarları, maaş bordrosu memurları ve yönetici sekreterleri bulunuyor. Raporda: “Beyaz olmayan insanlar kadar kadınlar da iş görevlere gelince doğası gereği tekrar eden mesleklere atanma eğiliminde. Bu, tamamen otomatik olan herhangi bir işten orantısız bir şekilde etkilenecekleri anlamına geliyor” ifadelerine yer verildi.

Döngüde ihtiyaç duyulan kişiler

Cato Enstitüsü’nde politika analisti olan Will Duffield , bilgisayar içeren ezberci işlerde erkeklerden çok kadınların olması durumunda yapay zekanın yerinden edilmesinden daha fazla etkileneceklerini açıkladı. Ancak, Revelio raporunda listelenen tüm işlerin yalnızca tekrar eden beceriler gerektirdiğinden şüpheli.

Büyük Kesintilerle Karşı Karşıya

Revelio’nun yapay zekanın kadınların işleri üzerindeki etkisine ilişkin uyarısı, Uluslararası Para Fonu’nun 2018’de yayınladığı benzer bir uyarıyı yansıtıyor. O zamanlar IMF, kadınların sahip olduğu işlerin yüzde 11’inin yapay zeka ve diğer dijital teknolojiler nedeniyle ortadan kalkma riski olduğunu belirtmişti.

Örneğin, finansal hizmetlerde, Boston Consulting Group tarafından hazırlanan bir rapora göre, kadınlar işgücünün neredeyse yüzde 0’sini temsil ediyor. Ancak üst düzey yönetim pozisyonlarının yalnızca yüzde 25’ini elinde tutuyorlar. Raporda, üst düzey yönetim pozisyonlarının genellikle otomasyonun neden olduğu şoklardan izole edildiği belirtildi.

Sektörde çalışan kadınların, yüzde 85’i kadın olan banka veznedarlığı gibi tasfiye edilme riski yüksek olan büro ve idari işlerde ağırlıklı olarak devam etti.

Yatırımcılar Binance’dan 790 milyon dolar çekti

Kripto araştırma firması Nansen, Amerikan düzenleyicilerinin şirket ve kurucusu Changpeng Zhao’ya karşı 13 güvenlik suçlaması açıklamasının ardından, kripto yatırımcılarının 24 saat içinde kripto borsası Binance’den 791.6 milyon dolar çektiğini bildirdi.

2022 Kasım’ında iddia edilen sahtekarlıkla çöken kripto borsası FTX’in ardından yatırımcılar varlıklarını çeşitli borsalara taşıdı, ancak Binance bu girişlerin büyük kısmını kazandı. Pazartesi günü yapılan Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu suçlamalarının ardından, bu kazançlardan bazılarının geri döndüğü görülüyor.

Suçlamalar açıklandıktan sonra yatırımcılar, Ethereum blok zinciri üzerinde Binance’dan 1.65 milyar dolarlık varlık ve tartışmalı Binance.US’tan 13 milyon dolar çekti. Girişler toplamda sırasıyla 871.8 milyon dolar ve 11.53 milyon dolar olarak gerçekleşti.

SEC, Binance’ın kayıt dışı olarak menkul kıymetlerin teklif ve satışına katıldığını iddia etti ve Zhao ile şirketlerinin yatırımcı fonlarını Binance’ın fonlarıyla hatalı bir şekilde karıştırdığını iddia etti. Kurum ayrıca, borsanın kendi kontrollerini alt ettiğini ve kurumsal Amerikan yatırımcılarının, sözde korumalı ABD versiyonu yerine Binance’ın uluslararası borsasını kullanmasına izin verdiğini iddia etti.

Malı Vadeli İşlem Komisyonu, bu yılın başlarında kripto borsasıyla ilgili benzer bir dizi suçlamayı zaten açıklamıştı. Fonların karıştırılması ve uyum eksiklikleri iddiaları, FTX kurucusu Sam Bankman-Fried ve çöken borsasıyla ilgili suçlamalarla benzerlik gösteriyor.

Zhao ve Binance’ın iki birimi, suçlamaları şiddetle reddetti.

Sahte soğuk cüzdanla yaklaşık 30 bin dolar çalındı

Kripto para yatırımcıları, dijital varlıklarını saklamanın güvenli bir yolu olarak sıklıkla donanım cüzdanlarına (soğuk cüzdan) yöneliyor ve bunların aşılamaz olduğunu varsayıyor. Ancak piyasadaki en gelişmiş donanım cüzdanları bile kusursuz değil ve sahte veya virüslü cihazların kullanımına dar riskler hala mevcut. Kaspersky, 29 bin 585 dolar değerinde 1,33 BTC’nin kaybıyla sonuçlanan bir donanım cüzdanını hırsızlığının ardındaki detayları paylaştı.

Soğuk cüzdan olarak da bilinen donanım cüzdanları, kripto para anahtarlarını USB bellek boyutundaki bir cihazda saklıyor. Kripto para göndermek ya da merkezi olmayan finans protokolleriyle etkileşime geçmek için bu cihazın bilgisayara takılması gerekiyor. Sonuç olarak, bu cihazlar genellikle internete her zaman bağlı olan ‘sıcak’ cüzdanlardan daha güvenli kabul ediliyor.

Ancak Kaspersky tarafından yakın zaman önce yapılan bir araştırma, bir donanım cüzdanından kripto varlıkların çalındığı nadir bir vakayı ortaya çıkardı. Bu da siber suçluların kazançlarını en üst düzeye çıkarmak için yeni taktikler geliştirdiğine dair önemli bir gösterge olarak kayıtlarda yer aldı. Söz konusu olayın kurbanı o gün herhangi bir işlem yapmamıştı ve soğuk cüzdanı bilgisayara bağlı değildi. Bu nedenle hırsızlığı hemen fark edemedi ve dolandırıcılar kurbanın bilgisi olmadan yaklaşık 29 bin 585 dolar değerinde 1,33 BTC transfer etmeyi başardı.

İncelenen kopya soğuk cüzdan orijinaliyle aynı gibi görünmesine rağmen, cihaz açıldığında kötü niyetli tahrifata dair izler ortaya çıktı. Orijinal donanım cüzdanlarından farklı olarak bileşenler ultrasonik yolla birbirine kaynaklanmak yerine, cihazın içi tutkalla doldurulmuş ve donanım bileşenleri çift taraflı bantla bir arada tutulmuştu. Buna ek olarak, cüzdanın orijinali yerine okuma koruma mekanizmalarına sahip farklı bir mikro denetleyicisi vardı ve flaş bellek tamamen devre dışı bırakılmıştı. Bu durum, Kaspersky araştırmacılarını kurbanın önceden virüs bulaşmış bir donanım cüzdanını satın aldığı sonucuna götürdü.

Saldırganlar önyükleyicinin ve cüzdanın orijinal aygıt yazılımında üç ayrı değişiklik gerçekleştiriyor. Koruyucu mekanizmaların kontrolünü kaldırıyor, rastgele oluşturulan seed ifadesini önceden ayarlanmış 20 ifadeden biriyle değiştiriyor ve herhangi bir ek şifrenin yalnızca ilk karakterini kullanıyor. Bu, saldırganlara cüzdan anahtarı seçmek için toplam 1280 seçenek veriliyor. Böylece saldırganlar, devre dışı bırakılan kripto cüzdan sahibinin kasasında dururken bile operasyonu gerçekleştirebiliyor.  Kripto cüzdan her zamanki gibi çalışıyor görünüyor ancak dolandırıcılar en başından beri cüzdan üzerinde tam yetkiye sahip.

Kaspersky Siber Olay İnceleme Uzmanı Stanislav Golovanov, şunları söyledi: “Donanım cüzdanları uzun zamandır kripto para saklamanın en güvenli yollarından biri olarak görülüyordu. Ancak siber suçlular virüslü veya sahte cihazları durumdan şüphelenmeyen kurbanlara satarak varlıklarını ele geçirmenin yeni yollarını buldular. Bu tür saldırıları tamamen önlemek mümkün. Kullanıcılara riski en aza indirmek için ısrarla donanım cüzdanlarını yalnızca resmi ve güvenilir kaynaklardan satın almalarını tavsiye ediyoruz.” 

Kaspersky uzmanları, kripto varlıklarını güvende tutmak isteyenlere şunları öneriyor:

  • Cüzdanınızı resmi kaynaklardan satın alın. Donanım cüzdanlarını yalnızca üreticinin web sitesi veya yetkili satıcılar gibi resmi ve güvenilir kaynaklardan satın almaya özen gösterin. 
  • Donanımda kurcalama belirtisi olup olmadığını kontrol edin. Yeni bir donanım cüzdanını kullanmadan önce, çizik, yapıştırıcı veya uyumsuz bileşenler gibi herhangi bir kurcalama belirtisi olup olmadığını inceleyin. 
  • Donanım yazılımını doğrulayın. Donanım cüzdanındaki aygıt yazılımının yasal ve güncel olduğunu her zaman doğrulayın. Bunu en son sürümü üreticinin web sitesini kontrol ederek yapabilirsiniz. 
  • Seed cümlenizi güvence altına alın. Donanım cüzdanınızı kurarken, seed cümlenizi yazdığınızdan ve güvenli bir şekilde sakladığınızdan emin olun. Kaspersky Premium gibi güvenilir bir güvenlik çözümü, cep telefonunuzda veya bilgisayarınızda saklanan kripto bilgilerinizi koruyacaktır.
  • Güçlü bir şifre kullanın. Donanım cüzdanınız şifre kullanmaya izin veriyorsa, güçlü ve benzersiz bir şifre kullanın. Kolay tahmin edilebilir şifreler kullanmaktan veya diğer hesaplardaki şifreleri tekrar kullanmaktan kaçının.

Papara Batman Card özellikleri neler?

0

Papara Batman Card sağladığı avantajlarla dünyanın her yerinden alışveriş imkanı sunuyor. Batman Card, Papara hesabıyla entegre çalışıyor.

Papara ülkemizde finansal teknoloji alanında önemli yeniliklere imza atıyor. Papara, dijital cüzdanı ile yurt içi ve yurt dışında para transferine önemli kolaylıklar sağlıyor.

Hizmete 2016 yılında başlayan Papara şu anda 14 milyondan fazla kullanıcıya sahip. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından onaylanmış durumda. Mali Suçları Araştırma Kurulu’na üye olması da güvenli bir şekilde kullanım konusunda avantaj sağlıyor.

13 yaş ve üstündeki kişiler, ücretsiz şekilde Papara hesabı açabiliyor ve direkt kullanıma başlayabiliyor.

Papara Card, Papara hesabındaki parayı kullanmayı sağlayan ön ödemeli alışveriş kartı. Para yatırma noktalarından veya havale/eft ile hesaba para yatırılabilir, yatırılan para Papara Card’ın ile tüm dünyada harcanabilir.

Papara Card ailesinde bulunan Black Card, Gray Card, Rose Card, Almond Card, Teal Card, Metal Card, Batman Card, Joker Card, Sanal Kart, Hayalet Sanal Kart, Hediye Kartı veya Edu Card kullanım alışkanlıklarına göre farklı avantajlar sağlıyor. Batman Card ise Papara!nın son ürünlerinden biri diyebiliriz.

Batman Card özellikleri

  • Batman Card, aylık kart ücreti veya kart aidatı almıyor.
  • Dünyanın her yerinde alışveriş imkanı
  • Papara uygulamasından ya da papara.com üzerinden 75 TL karşılığında satın alma imkanı
  • Satın alınan kart için ücretsiz olarak gönderim
  • Papara.com veya mobil uygulamadan kartı hesaba tanımlayarak kullanabilme (Papara Card > Yeni Kart > Batman Card adımından kartını tanımlama)
  • Onaylı hesaba geçilmesi durumunda Papara Card harcamalarından Cashback kazanma imkanı.
  • Sözleşmeli hesap sahipleri için tüm ATM’lerden para çekme imkanı
  • Tüm Akbank ATM’leri için ücretsiz kullanım
  • Papara hesap bakiyesi kadar harcama yapma imkanı

Papara’nın avantajları neler?

Kullanım ücreti yok: Kullanım ücreti ve aidat yok.

7/24 para gönderme ve alma: Günün her anında ücretsiz transfer

Para yatırma ve çekme:

Akbank ATM’leri için ücretsiz kullanım. Diğer banka ATM’lerinde ücretsiz para çekme, para yatırmada işlem tutarın yüzde 1’i + 1 TL masraf.

Cashback

Netflix – 32 TL’ye kadar (yüzde 50)

Spotify – 15 TL’ye kadar (yüzde 50)

YouTube Premium – 15 TL’ye kadar (yüzde 50)

Steam – 20 TL’ye kadar (yüzde 10)

PlayStation – 20 TL’ye kadar (yüzde 10)

Microsoft 20 milyon dolar ceza ödeyecek

0

Microsoft, çocukların gizliliğini ihlal ettiği iddialarını çözmek için 20 milyon dolar ödemeyi kabul etti. Amerika Birleşik Devletleri hükümeti, Microsoft’u Xbox Live oyun hizmeti aracılığıyla çocukların kişisel bilgilerini yasa dışı şekilde toplayarak ve ebeveynlere bilgi vermeden çocukların gizliliğini ihlal etmekle suçladı.

Federal Ticaret Komisyonu (FTC) tarafından yapılan suçlamaya göre, Microsoft, 13 yaşın altındaki çocuklardan topladığı bilgilerin tamamını ebeveynlere bildirmeyerek yasayı ihlal etti. FTC’nin dava açtığı belirtilen bilgilere göre, bu bilgiler çocukların hesap profillerinde resimlerini, video ve ses kayıtlarını, gerçek isimlerini ve platformdaki faaliyetlerinin kayıtlarını içeriyor.

Microsoft ayrıca, Xbox Live’a hesap oluşturmaya başlayan ancak kayıt sürecini tamamlamayan milyonlarca kişinin, çocuklar da dahil olmak üzere, kişisel bilgilerini yıllarca tutar.

FTC’ye göre, kullanıcılar 13 yaşın altında olduklarını belirtmelerine rağmen, Microsoft’a promosyonel mesajlar gönderme ve kullanıcı verilerini reklamcılarla paylaşma izni veren önceden işaretlenmiş bir kutuyu içeren hizmet sözleşmesine ve reklam politikasına uyum sağlamak için ek kişisel bilgiler sağlamaları talep edilmektedir.

Microsoft, hesap oluşturma sürecini güncellemeyi ve veri saklama hatasını düzeltmeyi taahhüt ettiğini belirterek FTC ile anlaşmaya vardıklarını açıkladı. Ayrıca, Microsoft çocuklar hesap kayıt sürecini tamamlamazsa topladığı tüm kişisel bilgileri silmeyi kabul etti ve bir kullanıcının çocuk olabileceği durumunda üçüncü taraf oyun yayıncılarına bildirimde bulunmayı kabul etti.

Bu anlaşma, Microsoft’un Activision-Blizzard’ı satın almayı planladığı dönemde gerçekleşiyor. Microsoft’un bu satın alma işlemi, dünyanın üçüncü büyük oyun yayıncısı olmasını ve popüler markalara sahip olmasını sağlayacak. Ancak ABD ve İngiltere yetkilileri, bu anlaşmanın rekabete zarar verecek şekilde kontrol elde etme potansiyeline sahip olduğunu ve diğer platformlardan oyun başlıklarını almayı engelleyebileceğini iddia ettiler. Microsoft, bu endişeleri gidermek amacıyla lisans anlaşmaları yaparak müşterilerinin Activision oyunlarına erişimini sürdüreceğini taahhüt etti.

Bu anlaşma Avrupa Birliği tarafından onaylanmış olsa da, ABD ve İngiltere düzenleyicileri arasında anlaşmayı engellemek için dava devam ediyor.

SMC’den Türkiye’ye 21 milyon dolar yatırım

Dünyanın en büyük ilk 1000 şirketi arasında gösterilen Japonya merkezli SMC Corporation, Türkiye iştiraki SMC Türkiye öncülüğünde, 21 milyon dolarlık yatırımla İstanbul’daki yeni hizmet binasının açılışını yaptı. Ülkemizin sanayi gelişimine katkı sağlamayı hedefleyen tesisin açılışı, Türk ve Japon kültürüne özgü motiflerle, Japonya ve Türkiye’den sektörün önemli isimlerinin katılımıyla gerçekleşti.

1993 yılından bu yana Türkiye’de faaliyet gösteren Japon merkezli endüstriyel otomasyon ekipmanları üreticisi SMC, Türkiye’deki operasyonlarını genişletme kararı alarak 21 milyon dolarlık yatırıma imza attı. Bu yatırımla ilk etapta, 24 bin metrekare kapalı alana sahip yeni tesisini açan SMC, hizmet ve ürün çeşitliliğini de artırdı. Her sektöre yönelik otomasyon çözümleriyle başta pnömatik olmak üzere endüstriyel otomasyon alanında binlerce ürün çeşidi sunan şirket, yeni tesisinde genel olarak pnömatik iş elemanları ve hava hazırlama grubu ürünleri üretecek. Müşteriye özel çözümleriyle üretimin olduğu her yerde var olma hedefi olan SMC Türkiye, bu yatırımla Türk sanayisinin ve sanayicisinin gelişimine daha güçlü şekilde katkı sunmayı hedefliyor. Türk ve Japon kültürünün senteziyle gerçekleşen yeni tesisin açılışında Japonya Başkonsolosu Sayın Kenichi Kasahara, SMC Corporation Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Yoshiki Takada ve SMC Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Sn. Turgay Uçar, yatırıma dair açıklamalarda bulundu.  

SMC Türkiye

Üretimin olduğu her yerde SMC Türkiye var

SMC Corporation’in Türkiye’ye yaptığı yatırımdan duyduğu heyecanı dile getiren SMC Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Turgay Uçar şunları aktardı: “1959 yılında Japonya’da kurulan SMC Corporation, 83 ülkede açmış olduğu kendi iştirakleri ve 34 ayrı ülkede kurduğu fabrikalarıyla sektörün en büyük oyuncusu olarak pazarda boy gösteriyor. Aynı zamanda yüzde 39 pazar payıyla dünyada lider konumda. Biz de bu Japon devinin %100 kendi sermayesi ile kurmuş olduğu Türkiye iştiraki olarak, 2011 yılından beri SMC Turkey Otomasyon A.Ş adıyla hizmet veriyoruz. 12 yıllık yolculuğumuzun sonunda, Türkiye pazarında önemli bir yere ulaştık. Türkiye’de eğitim faaliyetlerine ağırlık vererek ve insana yatırım yaparak güzel bir organizasyon kurduk. Güçlü stok-hızlı teslimat, yaygın satış ve servis ağımız ile endüstriyel otomasyon alanında lider bir firmayız. İnsana, ekipmana, araçlara, atölye ve ofislere sürekli yatırım yapıyoruz. Bu yatırımlar Japonya’nın bize olan güveninin göstergesidir” dedi.

Türkiye’de otomasyon pazarı büyüyor

Türkiye’de otomasyon pazarının büyüdüğüne dikkat çeken Uçar; “Ülkemizde neredeyse her türlü makine üretimi gerçekleştiriliyor. Türkiye, bu anlamda İtalyan ve Almanlar’dan geride değil. Üretilen makinelerin kalitesi, tasarımın özgün olmasına, kullanılan ekipmanların kalitesine ve kapasitesine de bağlı. Global bir firma olmamızın avantajıyla kalite standartlarını biz belirliyor. Bu standartlara uygun talep edilen her türlü ürünün üretimini gerçekleştiriyoruz. Müşterilerimiz, her coğrafyadaki üretim ve sanayiye uygun ürün ve hizmeti yerinde sunabiliyor. Özellikle yurt dışına makine satan imalatçılar için bu çok önemli. Enerji verimliliği sağlayan karbon ayak izini küçülten ürünler uluslar arası alanda çok daha rekabetçi olmayı sağlıyor. SMC’yi, ürün kalitesi ve çeşitliliği, yüksek teknoloji, yenilikçi ürünler gibi diğerlerinden ayrıştıran pek çok özellik var. En önemli özelliğimiz ise müşteri odaklı olmamız ve iyi bir stok oluşturmamız” açıklamalarında bulundu.

“Türk sanayisinin rekabetçiliğini artıracak”

“SMC Türkiye olarak, gelen yoğun talebe cevap verebilmek için Türkiye’deki operasyonumuzu genişletmeye karar verdik. Ve 21 milyon dolarlık yatırımla ülkemizde yeni hizmet binamızı inşa ettik. 24 bin metrekare kapalı alana sahip yeni tesisimiz ile üretim çeşitliliğimizi de artmış olduk. Tam teşekküllü hizmete başlayan bu yeni tesisimizde, müşterilerimize özel ürün ve hizmetler üretip sunacağız. Ayrıca, sanayinin ihtiyaç duyduğu kalifiye insan kaynağına sahip olmak için, SMC’nin vermiş olduğu teknik eğitimlere ulaşmak artık çok daha kolay olacak. Tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye pazarında da pnömatik alanında lider olmak hedefimiz. Türkiye’de makina üreticileri, üretikleri teknolojik makinalarla dünya pazarlarında her geçen gün daha fazla pay sahibi. Biz de hedefimize ulaşırken, Türk sanayisinin rekabetçiliğini artırmaya yardımcı olacağız.”

“Türk-Japon ilişkileri daha da güçlenecek”

SMC Corporation Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Yoshiki Takad
SMC Corporation Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Yoshiki Takad

Açılışta konuşan SMC Corporation Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Yoshiki Takada  “Japonya merkezli bir şirket olarak küresel ölçekte başarılı olmak için ne yapmamız gerektiğini çok iyi biliyoruz. Türkiye bizim için önemli bir ülke. Çünkü hayran olunacak kadar hızlı ve çeviksiniz. SMC Türkiye Ailesine bugüne kadar göstermiş oldukları başarılardan dolayı minnettarız. Bu yatırımla Türk Japon ilişkilerinin daha da güçleneceğine inanıyorum” dedi.

Türkiye ve Japonya dostluğuna değinen Japonya Başkonsolosu Kenichi Kasahara ise; “Japonya ve Türkiye’nin dostuluğu yıllardır güçlü bir şekilde devam ediyor” dedi. SMC’nin Türkiye’ye yaptığı bu büyük yatırım, ticari platformda ilişkilerimizi daha da güçlendirmek için çok önemli bir adım. 2024, Japonya ve Türkiye diplomatik ilişkilerinin 100. yılı yıldönümümüz yaklaşırken bu yeni tesisin açılışını görmekten heyecan duyuyorum. Başta SMC Ailesi olmak üzere, katkı sağlayan herkese teşekkür ederim” ifadelerini kullandı.

Ford ve Tesla elektrikli araç şarj ortaklığı sektöre yayılıyor

0

Ford Motor Co’nun müşterilerin Tesla’nın elektrikli araç şarj ağından yararlanmasına izin verme kararı, sektörde dalgalar yaratmış ve ABD’nin ulusal bir şarj standardı ile birlikte mücadele eden şarj başlangıçlarının kaderi hakkında sorular ortaya çıkarmıştı.

Geçen ay duyurulan anlaşma, 2024 yılından itibaren Kuzey Amerika’daki Ford araç sürücülerine 12.000’den fazla Tesla Supercharger’ın kullanımını açacak.

Sanayi yöneticileri, yatırımcılar, bankacılar ve danışmanlara göre, bu işbirliği diğer şirketlere ve ABD Başkanı Joe Biden yönetimine uyum sağlama veya oyunlarını geliştirmek için daha fazla harcama yapma baskısı getiriyor.

SS&C ALPS Advisors’ın baş ETF stratejisti Paul Baiocchi, “Tesla’nın alandaki öncülüğü ve Ford’un katılımı… diğer teknolojilere yatırım yapmış olan şirketlerin yönelmesini gerektirecek, bu da pahalı bir öneri olacak” dedi.

SS&C, ChargePoint Holdings Inc , EVgo Inc ve Blink Charging Co gibi şarj şirketlerine yatırım yaptı.

Ford anlaşması, Tesla’nın daha yaygın ve güvenilir Kuzey Amerika Şarj Standardı’nı destekledi ve rakip Birleşik Şarj Sistemi’ni sunan daha küçük oyuncuların değerini azalttı. Tesla CEO’su Elon Musk, ABD’deki elektrikli araçların ikinci en büyük satıcısı olan Ford ile yapılacak anlaşmanın, Tesla’nın teknolojisini Kuzey Amerika standardı haline getirmesine yardımcı olacağını umuyor.

Şimdi bu oyuncular, müşteri hizmetlerinde geride kalan ve böyle bir taahhüde yetecek miktarda fonu olmayan bir dönemde ağlarını Tesla’nın ağıyla uyumlu hale getirmek için baskı altında.

Biden yönetimi, yorum taleplerine yanıt vermedi, ancak Ulaştırma Sekreteri Pete Buttigieg, Ford-Tesla anlaşmasından sonra yaptığı açıklamada yönetimin “hangi standartın önde gelmesi gerektiğinde kazananları ve kaybedenleri seçmeyeceğini” belirtti. Endüstrinin nihayetinde tek bir sisteme odaklanacağını, ancak adaptörlerin çapraz kullanımı mümkün kılacağını ekledi.

CCS’yi teşvik etmek için ABD hükümeti daha önce Biden’ın 2030 yılına kadar tüm yeni ABD araç satışlarının %50’sini EV’lere dönüştürme planının bir parçası olarak federal fonlardan 7,5 milyar dolar ayırdı.

EV’lerin önünde zayıf bir CCS şarj altyapısı bulunması, birçok kişinin verimsiz veya bazen çalışmayan bir şekilde şikayet ettiği ve potansiyel alıcıların yolda şarj yapacak yer olmadan mahsur kalmaktan korktuğu bir engel olmaktadır.

Ancak bir şarj ağı kurmak ve sürdürmek sermaye yoğun bir iştir ve geçen yıl ABD’deki yeni araç satışlarının sadece %6’sını temsil eden EV’lerde şarjla para kazanmak zordur, endüstri yetkilileri belirtti. Çoğu otomobil üreticisi kendi şarj ağlarını oluşturmadı.

Ford mu Tesla mı?

Bu mali baskı, daha fazla şirket Tesla’yı sektörün şarj standardı olarak benimsediğinde yalnızca artabilir. Bu da Shell’in bu yılın başlarında Volta’yı 169 milyon dolar karşılığında satın alması veya BP’nin 2021’in sonlarında AMPLY Power’ı satın alması gibi daha fazla anlaşmayı tetikleyebilir.

Lazard bankacısı Mohit Kohli, “Zaten alanda birleşmeler gerçekleşiyordu ve şimdi bu sadece hızlanacak” dedi.

Biden yönetimi şu ana kadar Volkswagen AG, General Motors Co ve BMW gibi otomobil üreticilerinin tercih ettiği CCS bağlayıcısını destekledi. Tesla, oradaki düzenleyicilerin baskısıyla bu standardı Avrupa’da benimsedi ve ABD ağından CCS kullanan araçlara potansiyel olarak sübvansiyonlardan yararlanma fırsatı sağlamak için kademeli olarak bir bölümünü açıyor.

Ancak sektör yetkililerine göre, diğer şarj şirketlerinin yazılım hataları veya bozuk şarj donanımlarıyla ilgili şikayetler, yalnızca Tesla’nın standardına daha fazla erişim kapısı açıyor.

Yeni anlaşma kapsamında Ford, müşterilere Tesla adaptörleri dağıtacak ve 2025 yılından itibaren gelecekteki elektrikli araçlarını NACS ile donatacak. Bu adaptörlerin diğer otomobil üreticilerinin müşterilerine sunulup sunulmayacağı belirsiz.

Bazı şirketler zaten Tesla’nın teknolojisini benimsemek için planlar yapıyor, ancak ulusal bir standart olmaması daha fazla sorun çıkarabilir, endüstri yetkilileri belirtiyor.

Consumer Reports’un üst düzey politika analisti Chris Harto, “Şu anda muhtemelen önümüzdeki dönemde iki ayrı şarj standardının birlikte var olmasına hapsolduk” diyor.

FreeWire CEO’su Arcady Sosinov, şirketin hızlı şarj cihazlarında NACS bağlayıcılarını 2024 yılı ortasından itibaren sunmayı planladıklarını belirtirken, Aptera Motors CEO’su Chris Anthony, eğer Tesla ağı hakim standard haline gelirse, ABD hükümetinin bu standarda yatırım yapması gerektiğini söylüyor.

Sosinov, “Bu duyuru nedeniyle… on yıl veya daha uzun bir süre boyunca standartlar savaşı devam edecek” diyor.

Çin, yeni bir elektrikli araç batarya teknolojisi üzerinde çalışıyor

0

Çinli şirketler, elektrikli araçlar için daha ucuz ve daha güçlü bataryalar sağlamak için yeni batarya teknolojisi geliştirmeye çalışıyor.

Çin’in önde gelen bir batarya üreticisi, daha ucuz ve daha güçlü bataryalar için bir teknoloji geliştirdiğine inanıyor ve bu teknolojiyi elektrikli araçlar için kullanmayı hedefliyor.

Gotion High-Tech, yakın zamanda lityum-demir-manganez-fosfat adlı bir batarya tanıttı ve her bir şarjla bir elektrikli aracın 1.000 km yol alabileceğini iddia ediyor. Daha önce genellikle daha pahalı olan nikel-kobalt piller bu tür bir menzili sağlıyordu.

Gotion’un uluslararası iş birimi yürütme başkanı Cheng Qian, Tokyo’dan telefonla yapılan bir röportajda, “Bu bir yükseltme, enerji yoğunluğunda bir sıçrama” ifadesini kullandı.

Gotion’un sunduğu batarya teknolojisi, Çin’de ticarileştiriliyor ve büyük elektrikli araç üreticileri arasında BYD’den Tesla’ya kadar bazı modellerin maliyetini düşürmek için benimsenen lityum-demir-fosfat kimyasının üzerine manganez ekleniyor.

LFP’deki bu gelişmeler, daha güçlü bir güç yoğunluğuna sahip olması ve genellikle daha ucuz bir üretim sürecine sahip olması nedeniyle bu teknolojinin popülerleşmesine yardımcı oldu.

LFP pillerinin enerji yoğunluğunda 190Wh/kg’da bir sınıra ulaşıldığı Cheng tarafından. Gotion’ın yeni bataryası ise 240Wh/kg’ye kadar ulaşabiliyor. Bu, her batarya hücresinde daha fazla enerji depolanabilmesi anlamına geliyor ve paketin ağırlığını ve boyutunu minimize ediyor.

Bu yenilik, dünya otomobil üreticilerinin maliyetleri düşürme ve elektrikli araç performansını artırma çabalarında, batarya teknolojisinin ve hammadde ihtiyaçlarının hala gelişmekte ve öngörülemez olduğunu vurguluyor. Ayrıca, Çin şirketlerinin bu ilerlemeleri öncü olarak sürdürdüğünü gösteriyor.

Gotion, Shenzhen’de listelenen ve Volkswagen’ın en büyük hissedarı olduğu bir şirkettir. Cheng’e göre, Gotion’ın LMFP bataryası, kilovatsaat başına dolar cinsinden konvansiyonel bir LFP bataryadan %5 daha az maliyetli olmasını bekliyor. Bu, nikel-kobalt birimlere göre %20 ila %25 daha ucuz.

LMFP kimyasının, sektördeki bazı nikel-kobalt hücrelerinin yerine geçerek “aynı performans ancak daha düşük maliyet ve daha iyi güvenlik” sağlayabileceği belirtti. “Bunun araba üreticileri için çok çekici olduğunu düşünüyorum ve birçok şirketin bu trendi takip edeceğini söylemek zorundayım.”

LMFP teknolojisi yeni değildir, ancak geleneksel olarak hücreler düşük iletkenlik, yüksek sıcaklık çözünme veya düşük yoğunluk gibi nedenlerle EV uygulamalarında kullanılmaz. Gotion, “Astroinno” adını verdiği bataryasının bu teknik zorlukları aştığını belirtti.

Gotion’un mangan eklenmiş hücreleri, “standart LFP’nin enerji yoğunluğunda rekabet etmekte zorlandığı bazı NCM kimyasileriyle rekabet etme gerçek fırsatı yaratıyor” dedi. Londra merkezli danışmanlık şirketi Rho Motion’da pil araştırma analisti olan Victoria Hugill tarafından belirtildi. LMFP’nin, sodyum iyonu piller gibi diğer yeni seçeneklerin önüne geçerek 2040 yılına kadar pazarın %6’sını ele geçirebileceğini söyledi.

Cheng’e göre, Astroinno’nun seri üretime ikinci çeyrekten itibaren başlanabileceği söyleniyor. Güvenlik testlerini geçti ve LMFP pilleri Çin’in Anhui eyaletindeki iki tesiste üretilecek.

Gotion, Michigan eyaletinde bir pil fabrikası planlamasından geçen yıl İsviçre’de küresel mevduat makbuzu teklifi yapmaya kadar yurtdışı genişlemelerini hızlandırdı. Şirket geçen yıl dünyanın sekizinci büyük pil üreticisiydi.

Astroinno, Çinli şirketler tarafından son yıllarda gerçekleştirilen diğer önemli pil yeniliklerine katılıyor. 2020 yılında BYD, daha zarif bir şekle ve artırılmış enerji yoğunluğuna sahip bir LFP birimi olan Blade pilini piyasaya sürdü. Contemporary Amperex Technology, yoğunlaştırılmış bir durum pilini geliştiriyor.

Avantajlar arasında hızlı şarj için bir yetenek bulunacak; Gotion’un Cheng’e göre, adımlı şarj kullanılarak yüzde 10’dan yüzde 80’e kadar olan şarj süresi sadece 18 dakikadan biraz daha uzun sürebilir.

“Şarj istasyonunda bir fincan kahve içebilir ve dinlenebilirsiniz, adımlı şarj kullanarak pil yüzde 10’dan yüzde 80’e 18 dakikada şarj olur” dedi.

Anadolu Isuzu, yenilikçi ve çevreci araçlarını sergiledi

0

Anadolu Isuzu, yenilikçi ve çevreci modelleri ile ticari otomotiv sektörünün en prestijli etkinliklerinden biri olan Uluslararası Toplu Taşımacılar Birliği (UITP) Küresel Toplu Taşıma Zirvesi’nde ses getirdi. Etkinliğe en yeni elektrikli otobüs modelleri ve mikromobilite segmentindeki tamamen elektrikli yelpazesine yeni eklenen BIG.e elektrikli kamyonu ile katılan şirket, güçlü ürün gamıyla ziyaretçilerden büyük ilgi gördü.

Türkiye’nin ticari araç markası Anadolu Isuzu yurt içi ve yurt dışı pazarlardaki güçlü büyüme ivmesini, uluslararası sektörel etkinliklere yenilikçi ve çevreci araçlarıyla aktif katılımıyla pekiştiriyor. Son yıllarda gerçekleştirdiği yüksek adetli otobüs ihracatı ile dünya pazarlarında önemli başarılara imza atan Anadolu Isuzu, 4-7 Haziran 2023 tarihleri arasında İspanya’nın Barselona kentinde düzenlenen Uluslararası Toplu Taşımacılar Birliği (UITP) Küresel Toplu Taşıma Zirvesi’nde yenilikçi ve çevreci araçlarını sergileyerek kamuoyuna tanıttı.

Anadolu Isuzu; sergilediği CitiVOLT, NovoCITI Volt ve Citiport CNG otobüslerinin yanı sıra mikromobilite segmentindeki elektrikli kamyonu BIG.e’den oluşan etkileyici ürün gamı ile ticari araç sektörünün en önemli etkinliklerinden biri olan UITP’de büyük ilgi ve beğeni topladı. UITP Global Toplu Taşıma Zirvesi, önde gelen ticari araç markaları ile ilgili yan sanayi firmalarının bir araya geldiği bir platform olma işlevi görüyor.

Anadolu Isuzu ticari araç sektörünün oyun kurucuları arasında yer alıyor

Anadolu Isuzu Genel Müdürü Tuğrul Arıkan, şirketin UITP Zirvesi’ne katılımıyla ilgili görüşlerini şu sözlerle ifade etti: “Anadolu Isuzu olarak ticari araç üretiminde 40 yılı aşan güçlü bir geçmişe ve uzmanlığa sahibiz. Üretim kalitemizi sürekli yükseltiyor ve ürün yelpazemizi genişletiyoruz. Bunun sonucunda sadece pazardaki varlığımızı güçlendirip ürünlerimizi çeşitlendirmekle kalmayıp, iç pazarın yanı sıra geniş bir ihracat destinasyonu yelpazesi ile erişimimizi de genişlettik. Anadolu Isuzu olarak, küresel otobüs üretim sektörünün önemli paydaşlarını bir araya getiren UITP Zirvesi’nin bir parçası olduğumuz için gururluyuz. Ticari araç üretimindeki engin tecrübemiz ve uzmanlığımızla ürettiğimiz araçlarımızın gördüğü yoğun ilgiden memnuniyet duyuyoruz.  Son teknolojiye sahip akıllı fabrikamızda ‘Terzi İşi İmalat’ modelimizle ürettiğimiz çevreci, yenilikçi, konforlu ve modern orta boy otobüs ve otobüslerimiz dünya şehirlerine başarıyla hizmet veriyor.” 

“Sürekli büyüme yolculuğumuzun ürünü olan otobüs ve midibüslerimizi dünya çapında 45’ten fazla ülkeye ihraç ediyoruz. Anadolu Isuzu olarak sürdürülebilirliği teknoloji ile harmanlayarak bu dönüştürücü değişimin ön saflarında yer almanın gururunu yaşıyoruz. Sadece trendleri takip etmekle kalmıyor, aynı zamanda yenilikçi teknolojilerin geliştirilmesi ve uygulanmasında da öncü oluyoruz. Küresel büyüme hedeflerimizle uyumlu olarak, ticari araç üretimindeki uzmanlığımızı öngörülebilir gelecekte güçlendirerek hem yurt içi hem de yurt dışı pazarlardaki başarımızı daha da artırmak için çalışıyoruz.”

Anadolu Isuzu’nun UITP Zirvesi’nde yer alan modelleri

BIG.e: Anadolu Isuzu, kentsel alanların ulaşım ihtiyaçlarını karşılayan son teknoloji mikro mobilite çözümü BIG.e’yi sergiledi. Pratik ve sağlam, tamamen elektrikli bir alternatif olan BIG.e, mikro mobilite konseptinde devrim yaratarak standart şehir şebekesinden kolayca şarj edilebiliyor.

Isuzu Citivolt: Anadolu Isuzu’nun 12 metrelik yeni otobüsü, tamamen elektrikli sürüş ve sıfır emisyon imkanı sunan şık tasarımıyla dikkat çekiyor. En son teknolojiye sahip özellikleri, zengin donanımı ve emisyonsuz olma avantajının yanı sıra, Citivolt güçlü elektrik motoru sayesinde gelişmiş performans sağlıyor.

NovoCiti Volt: Toplu taşımanın gelecekteki trendleriyle uyumlu olacak şekilde tasarlanan Isuzu NovoCiti VOLT, ferah ve konforlu iç tasarımı ile yolcular için keyifli bir seyahat atmosferi yaratıyor. Yüksek performanslı 268 kWh pil kapasitesiyle donatılan NovoCiti VOLT, 400 km’ye ulaşan etkileyici bir menzil sağlıyor.

Citiport CNG: Isuzu Citiport, hem 12 hem de 18 metrelik seçenekleriyle toplu taşıma için akıllı bir seçim olma işlevi üstleniyor. Güçlü ve çevre dostu CNG motorunun yanı sıra erişilebilirliği artırmak için alçak tabanlı bir platforma, şasi yatırma sistemine ve tekerlekli sandalye rampasına sahip olan Citiport; düşük yakıt tüketimi, yüksek yolcu kapasitesi ve uzun bakım aralıkları gibi avantajlarla öne çıkıyor.

Yapay zekanın e-Ticaretteki rolü artıyor

Üçüncü taraf tanımlama bilgilerinin kaldırılmasıyla girilecek yeni dönemde, Avrupa ve Türkiye’de hızla büyüyen e-ticaret sektörünün liderlerinden Hepsiburada, yapay zekayı süreçlerine nasıl entegre ettiğini açıklıyor.

Avrupa’da e-ticaret pazarı gelirinin önemli ölçüde artarak 2025’de 939 milyar doların üzerine çıkması bekleniyor. Statista, Avrupa’daki e-ticaret gelirinin 2027 yılına kadar bir trilyonu aşacağını tahmin ediyor. Türkiye’de de benzer bir eğilim gözleniyor, 2022 yılında ülkemizde e-ticaret hacmi bir önceki yıla göre yüzde 109’luk artışla 800,7 milyar TL olarak gerçekleşti. 2022 yılında sipariş adetleri yüzde 43 artış ile 3 milyar 347 milyon adetten 4 milyar 787 milyon adede yükselirken, e-ticaretin genel ticarete oranı 2022 yılında yüzde 5 artarak yüzde 18,6 olarak gerçekleşti.

Pazardaki büyüme rakamlarının yanı sıra sektörü ilgilendiren önemli gelişmeler de yaşanıyor. Özellikle üçüncü taraf tanımlama bilgilerinin kaldırılmasıyla girilecek yeni döneme hazırlık ve yapay zeka araçlarının aktif kullanımı e-ticaret sektörü oyuncularını yeni planlar yapmaya teşvik ediyor. Sektörün liderlerinden Hepsiburada’nın Pazarlama Direktörü Alper Boyer, bu alanlardaki gelişmeleri nasıl takip ettiklerini ve neler yaptıklarını şöyle özetliyor: “Yalnızca en esnek ve hızlı hareket eden markalar tanımlama bilgilerinin kaldırılmasıyla ortaya çıkacak fırsatları görecek ve bu fırsatlardan tam olarak yararlanabilecek. Hepsiburada olarak çalışmalarımıza başladık ve yaklaşık 2-3 yıldır tanımlama bilgilerinin kullanılmadığı dijital pazarlama süreçlerine hazırlanıyoruz. Tahmin veya modelleme çalışmaları için verileri analiz etmenin en doğru yollarını bulmaya yatırım yaptık. Hepsiburada olarak veri odaklı performans pazarlama yönetiminin bu yılki ana strateji odağımızı oluşturduğunu söyleyebiliriz.” 

E-Ticarette yapay zeka artık bir zorunluluk haline geldi

Performans pazarlamasının tamamen verileri yorumlama becerisiyle ilgili olduğunu belirten Alper Boyer, yalnızca yapay zekanın harekete geçirilebilir içgörüler oluşturmak için bu beceriye sahip olduğunu belirtti. Boyer, “Şu anda teknoloji departmanlarımız hem süreç yönetiminde hem de sitedeki bazı bileşenlerde farklı yapay zeka tabanlı uygulamaları kullanıyor. Pazarlama alanında, geçtiğimiz yıl görsel içerik üretimi için yapay zeka tabanlı çözümler kullanmaya başladık ve makine öğrenimi algoritmaları yardımıyla segmentasyon ve puanlama modelleri üzerinde testlere başlamayı hedefliyoruz. Ana hedefimiz daha fazla mikro segment oluşturmak ve bu segmentlere en uygun ürün gruplarını sunarak daha yüksek performans elde etmek. Yapay zeka bunun en temel unsuru” dedi.

Derin öğrenme ile kampanyalara çeviklik katın

Rekabetçi sektörde zirvede yer alabilmek için iş ortaklarını da yeni gelişmelere uyum sağlayabilenler arasından seçmek gerektiğine değinen Boyer, “Genel olarak, dijital ticaretin sürekli değişen dünyasında, öne çıkmanın en önemli unsuru çeviklik. Değişen ortama göre yeni çözümler sunan iş ortaklarının bu çevikteki rolü ise çok büyük. Derin Öğrenme destekli çözümleriyle performans kampanyalarımıza ekstra çeviklik katan RTB House gibi iş ortaklarıyla birlikte çalışmak, ileriye dönük stratejimizin ayrılmaz bir parçası. Yol arkadaşlarınızı dikkatle seçin ve markanızın e-ticaretin heyecan verici geleceğine yolculuğunda size en iyi şekilde yardımcı olabilecek şirketleri tercih edin” diyerek sözlerini tamamladı.

2022 yılında Hepsiburada, toplam satış hacmini yüzde 81’lik büyüme ile 47,3 milyar liraya çıkarmayı başardı. Şirket, 2022 sonunda yüzde 8 artışla 12,2 milyon aktif müşteriye ulaştı. Müşteri başına düşen sipariş sıklığı ise 2022 yıl sonu itibarıyla yüzde 39,1 artarak 6,6’ya yükseldi. Böylece 2022 yılında sipariş sayısı yüzde 50 büyümeyle 80,4 milyona ulaştı. Efsane Kasım’da 2022 yılının geri kalan 11 ayının günlük ortalama satış hacminin yaklaşık 2,6 kat fazlası satış hacmi elde edildi.

RTB House’un e-ticaret alanındaki çözümleri hakkında daha detaylı bilgi için www.rtbhouse.com adresini kullanabilirsiniz.

WWDC 2023 sırasında duyurulmayan Apple ürünleri

0

Apple’ın yıllık WWDC etkinliği için beklentiler her zaman yüksek olmuştur fakat kaçınılmaz olarak beklediğimiz bazı ürünler de duyurulmayabiliyor. WWDC 2023 için de durum farklı değildi.

Bu yılki WWDC 2023 etkinliği, Vision Pro kulaklık ve güncellenmiş bir Mac Pro dahil olmak üzere bazı büyük duyuruları içeriyordu, ancak Apple’ın henüz güncelleme sağlamadığı birçok ürün daha var ve bunları yılın ilerleyen zamanlarında görebiliriz gibi duruyor.

WWDC 2023

WWDC 2023 etkinliği sırasında duyurulmayanlar

24 inç iMac

2020’de M1 işlemcisiyle tanıtılan 24 inç iMac henüz güncelleme almadı. Apple’ın dizüstü bilgisayarlara öncelik verdiği düşünülüyor, ancak Apple M3 işlemci piyasaya çıktığında 2023 iMac’inin gelebileceği ihtimali var.

Apple M3

M3 işlemcisi hakkında çıkan söylentilere göre, 12 CPU çekirdeği, 16 GPU çekirdeği ve 36GB bellek gibi özelliklere sahip olacak, ancak WWDC’de lansmanı yapılmadı. Söylentilere göre, işlemciyi yılın ilerleyen zamanlarında muhtemelen yeni MacBook Pro’lar ve yeni bir iMac ile birlikte piyasaya sürecekler. M3 işlemcisi, 3 nanometrelik bir üretim süreci kullanacağından büyük bir performans artışı sunması bekleniyor.

iPhone 15 ve iPhone 15 Pro

iPhone 15 ve iPhone 15 Pro gibi yeni nesil iPhone’lar WWDC’de duyurulmadı. Apple genellikle iPhone için ayrı bir etkinlik düzenliyor. iPhone 15 modellerinin Dynamic Island tasarımı, USB-C şarjı ve A16 çipini kullanması bekleniyor. Pro modelleri ise yeni bir yapılandırılabilir düğme ve A17 çipini içerebilir. iPhone 15 Pro Max’ın optik yakınlaştırma için periskop lensiyle gelmesi bekleniyor.

Apple Watch Series 9

Apple Watch Series 9’un da muhtemelen yeni iPhone’larla birlikte sonbaharda duyurulması bekleniyor. Büyük yükseltmelere sahip olmasa da, söylentilere göre S9 işlemcisine sahip olacak. S9 işlemcisi, performansta, güç verimliliğinde ve pil ömründe önceki modele göre gelişme sunacak.

Yeni iPad’ler

WWDC sunumunda yeni iPad’lerle ilgili bir duyuru yapılmadı. iPad serisi, standart iPad, iPad mini, iPad Air ve iPad Pro’yu içeriyor. Bu yıl yeni iPad modellerini görmemiz pek olası değil, ancak iPad mini için bir güncelleme olabilir. Eğer yeni bir iPad Pro tanıtılırsa, duyurulmamış M3 çipine sahip olabilir.

Yeni AirPods

WWDC 2023 sırasında standart AirPods, AirPods Pro ve AirPods Max gibi AirPods ailesine ait ürünlerin güncellemesi duyurulmadı. Yeni AirPods modelleri genellikle yeni iPhone’lar ve Apple Watch’larla birlikte tanıtılıyor. Standart AirPods son olarak 2021’de güncellendi, AirPods Pro ve AirPods Max ise yakın zamanda güncellemeler aldı. AirPods Max için yakın bir güncelleme söylentisi bulunmuyor.

CarPlay artık SharePlay destekli!

0

WWDC 2023’te Apple yeni ürünlerini tanıttı. SharePlay özelliği artık CarPlay’e geldi. Peki nasıl kullanılacak ve ne sağlayacak?

Tüm dünyanın heyecanla takip ettiği WWDC 2023 dün sona erdi. Apple, yeni 15 inçlik Macbook Air, Mac Pro gibi ürünlerini, iOS 17, iPadOS 17, macOS 14 gibi yazılımlarını ve yeni teknolojilerini tanıttı. Apple’ın yeni gözlüğü Vision Pro ise büyük ses getirdi. Tüm bunların yanında CarPlay büyük bir güncelleme almadı. Fakat SharePlay adlı özellik CarPlay’e eklendi. CarPlay ile SharePlay kullanımı nasıl olacak?

CarPlay ile SharePlay kullanımı nasıl olacak?

Yeni SharePlay, arabanızdaki iPhone sahibi tüm kullanıcılara dinlediğiniz müziği kontrol etme imkanı sunuyor. Yani arkadaşlarınızla arabanıza bindiğinizde oluşturduğunuz çalma sırasına arkadaşlarınız müzik ekleyebilecek, sıralarını değiştirebilecek. Kısacası siz araba kullanırken kendi telefonuzu vermenize gerek kalmadan arabanızdakiler, sizin oluşturduğunuz çalma sırasını düzenleyebilecek.

Apple, SharePlay’i şu an için yalnızca kendi Music uygulamasından gösterdi. Hangi uygulamalara bu desteğin geleceğini ise belirtmedi. Görünüşe göre önce Apple Music uygulaması bu özelliği alırken diğer uygulamalar biraz beklemek zorunda kalacak.

Bu özelliğin en iyi yanı Apple’ın eşleştirme sürecini diğer aksesuarlarda olduğu gibi hızlı ve sorunsuz hale getirmesi. CarPlay bulunan bir araca bindiğinizde SharePlay hakkında bir bildirim alacaksınız ve bağlanma sürecini gerçekleştireceksiniz.

Şehir Hatları ‘Sıfır Atık’ hedefiyle ilerliyor

0

Şehir Hatları AŞ, bu yıl ‘plastik kirliliğinden kurtulma’ temasıyla kutlanan Dünya Çevre Günü’nde ‘Sıfır Atık’ hedefini duyurdu. Sıfır Atık projesi kapsamında pilot iskele ve gemilere geri dönüşüm kutuları koyularak çevreyi koruma çabalarını daha da ileriye taşıdı.

Dekarbonizasyon Projesi ve Hibrit Deniz Taksi girişimleriyle birlikte çevre dostu uygulamalarına bir yenisini daha ekleyen İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştirak şirketlerinden Şehir Hatları AŞ, bu yıl, belirlenen pilot iskele ve gemilerde Sıfır Atık uygulamasına başladı.  Uygulama kapsamında Şehir Hatları AŞ, Moda Gemisi ve Kabataş İskelesi’ne atık ayrıştırma kutuları yerleştirerek sürdürülebilirliği destekleyecek.

Çevrenin korunması ve sürdürülebilir bir gelecek için yapılan çalışmaların bir parçası olarak, tüm Şehir Hatları gemilerinde sewage/pis su toplama, saklama, tahliye ve elektriksel takip sistemleri bakımları   ile yenilenme işlemleri gerçekleştirildi. Bu uygulamayla birlikte atık sular denize karışmadan atık toplama merkezlerine yönlendirilirken, Haliç Tersanesi’nde geçici atık toplama ve bekletme alanı da oluşturuldu. Gerçekleştirdiği bu çalışmalar sonucunda Şehir Hatları, ilk kez sıfır atık belgesi almaya hak kazandı.

İstanbul 2050 yılında Sıfır Karbon emisyonuna ulaşmayı hedefliyor 

İstanbul, C40 kenti olarak, 2050 yılında sıfır karbon emisyonuna ulaşmayı hedefliyor. Bu kapsamda Şehir Hatları AŞ de İstanbul Denizi’nin dekarbonizasyonu vizyon projesi kapsamında çalışmalarına başladı. Dünya Bankası iş birliğiyle hazırlanan fizibilite raporunda; hatların rehabilitasyonu, gemilerin sevk sistemleri, batarya kapasiteleri, iskele altyapıları ve şarj istasyonu ihtiyaçları, gemi tipleri ve kapasiteleri ile kaç gemiye daha ihtiyaç olacağı belirlenecek. Fizibilite raporunun Aralık 2023’te tamamlanması öngörülüyor.

Gelecek nesillere en önemli miras: Temiz ve yaşanabilir bir İstanbul

Şehir Hatları AŞ Genel Müdürü Sinem Dedetaş konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu; “Şehir Hatları olarak, çevresel sürdürülebilirlik konusunda sorumluluğumuzu yerine getirme taahhüdümüzü sürdürüyoruz. Bu kapsamda hayata geçirdiğimiz Dekarbonizasyon Projesi kapsamında çevresel etkimizi azaltmayı ve karbon salımını en aza indirmeyi hedefliyoruz. Deniz ulaşımında sürdürülebilir ve temiz enerji kaynaklarının kullanılmasını teşvik etmek amacıyla çeşitli uygulamalar başlattık. Bu bağlamda,  2021 yılında hayata geçirdiğimiz İBB Deniz Taksi projesini, dekarbonizasyon vizyonuyla sürdürülebilir çevreci Hibrit Deniz Taksiler’le genişlettik. Hibrit sisteme geçişle mevcut dizel Deniz Taksilerin yakıt tüketiminde yüzde 25’lik bir azalma olması ve beş Hibrit Deniz Taksinin ise yıllık 284 ton karbon ayak izini azaltacağını öngörüyoruz. Bu yıl ayrıca pilot olarak başlattığımız Sıfır Atık hedefiyle gemi ve iskelelerimize atık ayrıştırma kutuları da yerleştiriyoruz.

Bu çabalarımız, sadece gemilerimiz ve iskelelerimizle sınırlı kalmayacak, aynı zamanda toplumda çevre bilincini artırmak ve bu konuda öncü olmak için çaba göstereceğiz. Dünya Çevre Günü’nü kutlarken, Şehir Hatları AŞ olarak, çevre dostu uygulamalarımızı geliştirmeye ve sürdürülebilirlik yolunda liderlik etmeye devam edeceğimizi taahhüt ediyoruz. Gelecek nesillere en önemli miras olarak temiz ve yaşanabilir bir İstanbul bırakmak için çalışmalarımızı titizlikle sürdüreceğiz.”

Nükleer santraller tartışılacak

0

5. Nükleer Santraller Fuarı ve 9. Nükleer Santraller Zirvesi, 21-22 Haziran 2023 tarihlerinde İstanbul’da kapılarını açmaya hazırlanıyor. Akkuyu NGS’deki Türk firmalarını bekleyen ihaleler NPPES’te paylaşılacak. Koreli nükleer tedarikçiler de yeni yatırımlar için geniş bir katılımla NPPES’te yerlerini alacak.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın destekleriyle Ankara Sanayi Odası (ASO) ve Nükleer Sanayi Derneği (NSD) tarafından düzenlenen 5. Nükleer Santraller Fuarı ve 9. Nükleer Santraller Zirvesi (NPPES), 21-22 Haziran 2023 tarihlerinde İstanbul’da gerçekleşecek. Bu yıl NPPES, Yeni Nükleer İzleme Enstitüsü (New Nuclear Watch Institute – NNWI) ile Rusya’nın Nükleer Sanayii İnşaat Kompleksi Kuruluşları Derneği (Association of Organizations of the Construction Complex of the Nuclear Industry  ACCNI)’nin destekleriyle gerçekleşiyor. Türkiye, Afrika ve Ortadoğu’nun en kapsamlı nükleer etkinliği olan NPPES’te, yeni teknolojiler tanıtılacak ve iş fırsatları konuşulacak.

Akkuyu NGS’deki en güncel gelişmeler masaya yatırılacak

NPPES’te iki gün boyunca sektörün gündemindeki başlıkların tartışılacağına dikkat çeken Ankara Sanayi Odası Başkanı Seyit Ardıç sözlerine şöyle devam etti: “Akkuyu NGS’de devam eden inşaat süreçleri Zirve’nin önemli başlıklarından birini oluşturacak. Akkuyu NGS’de Türk firmalarını bekleyen iş olanakları ve yapılması planlanan ihaleler ile ilgili güncel bilgiler de NPPES’te paylaşılacak. Rusya’nın Nükleer Sanayii İnşaat Kompleksi Kuruluşları Derneği de 100m2‘lik geniş bir stant ile NPPES’e katılarak Türkiye, Rusya ve yakın coğrafyadaki nükleer enerji fırsatlarıyla ilgili Türk firmalarıyla görüşecekler. Yerli firmalarımızın nükleer enerji gibi ileri teknoloji  gerektiren katma değeri yüksek bu sektörde alanlarını genişletmek için NPPES önemli fırsatlar sunuyor. Bu açıdan bu yıl yerli firmalarımızın etkinliğe katılımlarının artacağını öngörüyoruz.”

Koreli nükleer tedarikçiler B2B görüşmeler için geliyor

Nükleer Sanayi Derneği Başkanı Alikaan Çiftçi ise şunları söyledi: “NPPES bu yıl nükleer enerjide stratejik öneme sahip birçok ülkeden temsilciyi ağırlamaya hazırlanıyor. Nükleer enerjide söz sahibi ülkelerden önemli oyuncular, Türk firmalarıyla alt yüklenici ve partner olarak çalışmak üzere NPPES’te ikili görüşmeler gerçekleştirecek. Bu yıl Kore Nükleer Derneği de Koreli nükleer tedarikçilerden oluşan geniş bir katılımla NPPES’te yerini alacak ve yeni yatırımlar konusunda yerli firmalarımızla B2B görüşmeler gerçekleştirecekler.”

Apple’dan yazılım geliştiricilere yeni fırsatlar! 

Özel eğitime ihtiyaç duyan çocuklar için mobil uygulamalar geliştiren Otsimo’nun CEO’su Zafer Elcik ile Apple’ın WWDC 23 etkinliğini değerlendirdik, öne çıkan ürünleri ve hizmetleri konuştuk.

Apple Vision Pro ile yaşanması beklenen devrimi, geliştirilebilecek yeni hizmet ve servisleri masaya yatırdık. Geliştiricilerin daha çok kullanıcıya daha çok ürün üretme gören profiller ve yazılım teknolojileri de mercek altına aldık. Geliştiricilerin yaşadığı sorunlara, bunları aşma yöntemlerine değinmeyi de unutmadık. 

Kanada siber saldırı tehdidi altında!

0

Kanada Savunma Bakanı Anita Anand, dünyanın dördüncü büyük ham petrol üreticisinin ekonomisine önemli bir tehdit oluşturan siber saldırıların ülkenin kritik altyapısına artan bir şekilde hedef aldığını söylüyor. Singapur’da düzenlenen bir Asya güvenlik zirvesi sırasında yapılan bir röportajda Anand, Kuzey Amerika genelinde siber saldırıların arttığını belirtiyor, ancak saldırıları herhangi bir devlet destekli aktöre atfetmiyor.

Anand, “Ülkemizde kritik altyapıya yönelik saldırılar görüyoruz ve Kanada şirketlerine ve kuruluşlarına önlem alma konusunda çok bilinçli olmalarını tavsiye ediyoruz” diyor.

“Bu riskler, ekonomimize ve vatandaşlarımızın hayatlarını koruyan sistemlere büyük zararlar verebilir.” Kanada, küresel ham petrol tedarikleri için önemli olan birçok büyük petrol boru hattına ev sahipliği yapıyor. Exxon Mobil ve Royal Dutch Shell gibi çok uluslu enerji şirketleri ülkede büyük operasyonlara sahip.

Anand, yükselen ABD-Çin gerilimlerinin toplantıları domine ettiği Shangri-La Diyalogu adlı Asya’nın önde gelen güvenlik toplantısında konuştu.

Çin askeri yetkilileri, ABD ve müttefiklerini konferansı Pekin’e karşı bir araya gelmek ve Asya-Pasifik bölgesinde ayrılıklar açmak için kullandıkları konusunda suçluyor.

Anand, Çin’in şikayetleriyle ilgili olarak “Çin konusunda gözlerimizin açık olması gerekiyor. Onlar giderek daha fazla rahatsız edici bir küresel güç haline geldiler” dedi.

Yapay zeka sohbet robotlarıyla neler yapılabilir?

0

Yapay zeka sohbet robotları özel bir görüşme organize etmekten günlük planlamanızı yapmaya kadar geniş bir ölçekte kullanılabiliyor.

Yapay zeka sohbet robotlarının popülaritesi, kodlama, yazma ve daha fazlası gibi teknik görevlerde sağladığı kolaylık nedeniyle hızla arttı. Aşağıda, hayatınızı basitleştirmek için yapay zeka sohbet robotlarını kullanmanın faydalı yollarını listeledik.

Yemek tarifleri

Kendiniz veya aileniz için her gün üç öğün yemek için yeni fikirler bulmak zor olabilir. Örneğin, “Bana havuç, soğan, tavuk ve makarna kullanılan bir tarif verebilir misiniz?” diye sorabilirsiniz. Yapay zeka size saniyeler içinde tarif verecek.

Yemek yiyecek yerler bulmak

İster biriyle buluşuyor olun ve bir restoran önermek isteyin, ister kendinizi daha önce hiç bulunmadığınız yeni bir mahallede bulun ve nereye gideceğiniz konusunda önerilere ihtiyaç duyun, ister sadece bölgenizde yeni yerler keşfetmek isteyin, yapay zekayı kullanabilirsiniz. Örneğin, Bing Chat‘e “NYC’de Latin yemekleri sunan ve mutlu saatler için açık olan bir yer bulmama yardım edebilir misiniz?” sorusunu yönelttiğinizde saniyeler içerisinde size öneriler sunacak.

Kendinize bir içki yapmak

Canınız ister alkollü bir içecek ister smoothie çekiyor olsun, mükemmel tarifi hazırlamanıza yardımcı olması için bir yapay zeka sohbet robotu kullanabilirsiniz. Örneğin, kendinize rom kullanarak tatlı bir kokteyl yapmak isterseniz, Bing Chat’e “Rom ile hangi tatlı kokteylleri yapabilirim?” sorusunu yöneltebilirsiniz.

Randevu önerileri

Yapay zeka, kendi başınıza hiç düşünmemiş olabileceğiniz eğlenceli, yeni, yaratıcı tarihler bulmanıza yardımcı olabilir. Örneğin, “Bana kapalı mekanda ve düşük bütçeli bir randevu fikri verebilir misiniz?” sorusunu yöneltebilirsiniz.

Televizyonda ne izleyeceğinizi bulmak

Yapay zekadan, aradığınız belirli türde izlemeniz için bir film veya şov bulmanıza yardımcı olmasını isteyebilirsiniz. Örneğin, “Netflix’te izlemek için bir romantik komedi seçmeme yardım edebilir misin?” sorusunu yöneltebilirsiniz.

Oyun oynayabilirsiniz

Yapay zeka ile temel oyunları oynamak oldukça eğlenceli. Sıkıcı bir sınıfta veya iş toplantısında oturuyorsanız, en sevdiğiniz yapay zeka chatbot’tan sizinle bir oyun oynamasını istemekten çekinmeyin. Yapay zeka, tic tac toe, adam asmaca, trivia, 20 soru ve daha fazlası gibi bildiğiniz ve sevdiğiniz tüm standart oyunları oynayabilir.

Parti planlayın

Bing Chat’e “Köpeğime 5. doğum günü partisi planlamama yardım eder misin?” sorusunu yöneltebilirsiniz. İlk yanıt, köpeğinizin doğum günü partisi için kullanabileceğiniz mekan, dekorasyonlar, aktiviteler ve yemek fikirleri içerecek. Daha sonra detay planlama hakkında sorularınızı sorabilirsiniz.

Meta Spark Hackathon’u için başvurular başladı!

0

24 Haziran 2023 tarihinde İstanbul Facebook İstasyon’da gerçekleştirilecek olan Meta Spark Hackathon etkinliği, sanat ve teknolojiye ilgi duyan yetenekli insanları bir araya getirecek. Meta, Facebook İstasyon’un Open Arts anlaşmalı sanatçıları Ecem Dilan Köse ve Ahmet Rüstem Ekici’nin de artırılmış gerçeklik entegrasyonlu eserlerini sergileyeceği etkinlikte, sanatçılar ve sanat meraklıları için olağanüstü bir fırsat sunuyor.

Facebook, Instagram ve WhatsApp’ın çatı şirketi olan Meta’nın ev sahipliği yaptığı etkinlikte katılımcılar, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Zaman İçinde Tiyatro temaları altında, ünlü sanatçıların eserlerine Meta Spark ile hayat verecekler.

Euromersive Türkiye’nin katkılarıyla düzenlenen Meta Spark Hackathon etkinliğine ev sahipliği yapacağını duyurdu.

Meta ayrıca, Euromersive Türkiye ile birlikte bu heyecan verici etkinliğe katılmak isteyenleri desteklemek amacıyla, 17 Haziran 2023 tarihinde Facebook İstasyon’da Meta Spark eğitimleri düzenleyecek. Bu eğitimler, Doğuş ve Bilgi Üniversitelerinde dersler veren dijital sanatçı-akademisyen Dr. Öğr. Üyesi İrem Çoban ve Yıldız Teknik Üniversitesi öğretim üyesi ve YTÜ Reality Lab’in kurucusu ve yöneticisi Doç. Dr. Ertan Toy tarafından verilecek.

Meta Spark Hackathon’a katılmak isteyenlerin resmi Hackathon sayfasına başvurarak kısa bir özgeçmiş ile birlikte daha önce yaptıkları Artırılmış Gerçeklik çalışmalarından ve/veya sanat eserlerinden örnekler göndererek neden bu iş birliğinin bir parçası olmak istediklerini belirtmeleri yeterli olacak. Ayrıca, etkinliğin yalnızca 16-30 yaş aralığındaki insanları kabul ettiğini belirtmekte fayda var.

Meta Spark ile artırılmış gerçekliğin sınırlarını zorlamak ve becerilerini sergilemek isteyenlerin 10 Haziran 2023’e kadar etkinliğe başvurması gerekiyor. Başvuru için: https://metasparktr.splashthat.com/