Bing artık yapay zeka ile görüntü oluşturuyor

0

Microsoft, arama platformuna aklınıza gelebilecek her şeyi oluşturmak için kullanabileceğiniz bir yapay zeka sanat üreteci ekledi.  

Arama motoru Bing yapay zeka ile görüntü oluşturmaya başladı. Bing Image Creator ile eğlenceli görüntüler oluşturmak mümkün.

Microsoft, geçtiğimiz günlerde ChatGPT tarafından desteklenen yapay zekaya hazır bir Bing araması başlatmıştı. Microsoft sınırlı sayıda kullanıcı ile yapay zekanın web’de arama yapma şeklini naıl değiştireceğini göstermek istiyor. Elbette bu sadece arama ile ilgili değil. Microsoft, platformuna aklınıza gelebilecek her şeyi oluşturmak için kullanabileceğiniz bir yapay zeka sanat üreteci de ekledi.  Böylelikle Bing yapay zeka ile keyifli çalışmalara imza atmaya başladı

Bing’in yapay zeka görüntü oluşturucusu nasıl kullanılır?

İlk olarak, resmi Bing Image Creator sitesine gidin ve hesabınızda oturum açın. Bing Önizleme’ye kaydolduysanız, görüntü oluşturucuya Microsoft Edge’deki Bing Chat’ten de erişebilirsiniz. Yeni bir sohbet açın, ardından yanıtları varsayılan olarak seçili “Daha Dengeli”den “Daha Yaratıcı”ya ayarlayın. Bu ayar, yapay zeka sorgularınızla yaratıcı kararlar vermesi için daha fazla hoşgörü sağlayacak ve ardından sanat oluşturucunun kilidini açacaktır.

Bing’in görüntü oluşturmaya başlamadan önce “düşünmesi” biraz zaman alıyor. Ancak ortaya eğlenceli ve keyifli görüntüler çıkıyor. Örneğin, uzayda buzlu kahve içmek istiyorum gibi isteklerinize Bing yaratıcı görüntüler ile cevap veriyor.

Yapay zekanın sanat alanında neler yapabileceği uzun zamandır konuşuluyor. Microsoft Bing arama motoru ile bunu kullanıcı seviyesinde sunmaya başladı. Gelecek olan kullanıcı yorumlarına bağlı olarak Microsoft’un Bing Image Creator’ü genel kullanıma sunması bekleniyor. Bing’in yapay zeka alanında yeni projelerle gündeme gelmesi de sürpriz olmayacak.

Shopify e-ticaret yeteneklerini artırıyor

Shopify e-ticaret yeteneklerini Google ile işbirliği yaparak artırıyor. Perakendecilere Discovery Al entegrasyonu sunulacak

Shopify ve Google Cloud, Shopify’ın kurumsal perakende çözümü olan Commerce Components’ı kullanan perakendecilerin Google kalitesinde arama yeteneklerinden ve yapay zeka yeniliklerinden yararlanmasını sağlayacak bir entegrasyonu açıkladı. Shopify e-ticaret yeteneklerini yapay zeka ile daha etkin kullanacak ve perakendeciler için daha iyi bir deneyim sunacak.

Shopify yapay zeka entegrasyonu sunuyor

Shopify’daki kurumsal markalar Google Cloud‘un Discovery Al çözümlerine Shopify’ın kurumsal perakende için modern, birleştirilebilir yığını olan Commerce Components aracılığıyla doğrudan erişebilir. Artık Shopify satıcıları tarafından birçok dilde kullanılabilen bu entegrasyon, perakendecilerin müşterileri için daha akıcı ve verimli alışveriş deneyimleri oluşturabilmeleri için Google’ın gelişmiş arama ve göz atma teknolojilerine erişimi artırıyor.

Shopify ve Google Cloud’un yeni entegrasyonu; kurumsal markaları, gerçek dünyadaki iş zorluklarını ele alan yapay zeka odaklı ürün keşif yetenekleriyle bir araya getiriyor.

Shopify başkanı Harley Finkelstein: “Google Cloud ile uzun süredir devam eden ortaklığımızı sürdürmekten heyecan duyuyoruz. Kurumsal perakendeciler için karmaşık ve maliyetli bir sorunu çözmek için ticaretin en iyileriyle aramanın en iyilerini bir araya getiriyoruz” dedi.

Google Cloud CEO’su Thomas Kurian: “Google Cloud’un Discovery AI teknolojisini kurumsal perakende çözümüne entegre eden Shopify, yapay zekanın gücünü doğrudan satıcıların ve markaların günlük sorunları çözmeleri için ellerine veriyor” dedi.

Asus’un yeni oyun tableti modaya uygun olacak!

0

Asus oyun tableti ROG Flow Z13 modaya uygun bir eklenti ile geliyor. Tablet, boyun askıları ile kullanılabilecek.

Hypebeast, ASUS’un özel sürüm ROG Flow Z13-ACRNM RMT02 oyun tabletini piyasaya sürmek için Alman şirket Acronym ile iş birliği yaptığını duyurdu. Hibrit PC, hem makineyi koruyan hem de sistemi göğsünüzden sarkan askılar ile kullanmanızı sağlayan platformu içeriyor.

Bu tasarım ile oturmadan da oyun oynanabiliyor, tablet rahatlıkla kullanılabiliyor.

Acronym ROG Flow Z13 fiyatı

Acronym ROG Flow Z13, Core i9, 32 GB RAM, GeForce RTX 40 serisi mobil grafik kartı ve 1 TB SSD üzerinde çalışıyor. DCI-P3 renk aralığına ve 165 Hz yenileme hızına sahip. 13,4 inçlik ekran ise rahat kullanım sunuyor.

Bu tasarım aslında iki marka arasındaki ilk işbirliği değil. ASUS ve Acronym, daha önce 2020’de ROG Zephyrus G14-ACRNM RMT01 dizüstü bilgisayarı piyasaya sürmüştü. Ancak bu daha ayrıntılı bir proje diyebiliriz. Ayrıca bilgisayar ve giysinin birlikte çalışmasının amaçlandığı ilk proje olması da ROG Flow Z13’ü ön plana çıkarıyor.

ROG Flow Z13-ACRNM RMT02, 3 Nisan’da Amazon ve ASUS üzerinden 2.500 dolara satışa sunulacak. Ürünün en önemli özelliği moda parçası olması diyebiliriz. Dolayısıyla kullanıcıların onu sadece bir bilgisayar olarak değil, moda amaçlı kullanması bekleniyor.  Günümüzde elektronik üreticileri ürünlerini piyasadan sürmeden önce çeşitli aksesuar duyuruları da yapabiliyor. Ancak Asus tarafından direkt kıyafet odaklı yapılan bu duyuru bir ilk niteliği de taşıyor. Kullanıcıların ise Asus tarafında yapılan bu özel tasarıma nasıl bir ilgi göstereceği merak ediliyor. Asus oyun tableti alanında önemli bir yenilik yapmış oldu.

Bankacılık uygulamaları Nexus tehdidi altında!

Nexus adında yeni bir botnet, bankacılık uygulamaları için tehlike oluşturuyor. Özellikle Android kullanıcıları bu konuya dikkat etmeli.

TechRadar tarafından paylaşılan bilgilere göre, Nexus isimli yeni botnet bu yılın Ocak ayında yer altı pazar yerlerinde ortaya çıktı. Ancak Cleafy tarafından yapılan araştırma, kötü amaçlı yazılımın Haziran 2022’den beri aktif olduğunu. Hatta 2021’de gördüğümüz başka bir Android bankacılığı kötü amaçlı yazılım türüne benzer kodlar içerdiğini doğruluyor.

Nexus, keylogging (şifrelerinizi keşfetmek için yazdığınız her şeyi izlemek) yoluyla bankacılık uygulamalarından şifreleri kazımak için tasarlanmış. Ancak onu özellikle tehlikeli yapan şey, bankacılık uygulamaları iki faktörlü kimlik doğrulama ile korunsa bile Nexus, SMS ve Google Authenticator kodlarını gösteren erişilebilirlik seçeneklerinden yararlanabildiği için güvenliği atlayabilir. Hatta kodları çaldığında SMS tabanlı 2FA’yı devre dışı bırakarak hesabınıza erişmenizi son derece zorlaştırabilir. Nexus bankacılık uygulamaları odaklı çalışarak, kullanıcı bilgileriyle işlem yapılabilmesine imkan tanıyor.

Nexus Azerbaycan, Ermenistan, Beyaz Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Moldova, Rusya, Tacikistan, Özbekistan, Ukrayna ve Endonezya dahil olmak üzere Bağımsız Devletler Topluluğu’ndan (BDT) beyaz listeye alındı.

Nexus Android cihazınıza nasıl geliyor?

Android Police’e göre Nexus, üçüncü taraf Android uygulama mağazalarında kötü amaçlı bir truva atı paketleyen meşru bir uygulama kılığına girmiş. Ancak şu anda kötü amaçlı yazılımı içeren tanımlanmış belirli bir program yok.

İndirmek için yeni bir uygulama seçerken, listeyi her zaman dikkatle tarayın. Uygulamanın açıklaması, başlığıyla veya ekran görüntüleriyle eşleşiyor mu, metin iyi yazılmış mı, yoksa hatalarla dolu mu kontrolünü sağlayın. Ayrıca kullanıcı yorumlarına da bakmak önemli katkı sağlayacaktır.

Kaçak PC donanımları ele geçirildi

Bir yanda çip kıtlığı yaşanırken, Hong Kong gümrüğü 508 bin adet kaçak PC donanımı ele geçirdi.

2023’te Çin’deki CPU’lar, SSD’ler ve HDD’ler dahil olmak üzere PC bileşenleri ve telefon ve bilgisayar gibi cihazlar için gri pazar gelişiyor. Yaşanan donanım sıkıntıları, kaçak ve el altından sürülen donanım pazarının oluşmasına neden oldu. Hong Kong gümrüğü, 3.8 milyon dolar değerinde PC donanımları ele geçirildiğini açıkladı.

510.000 elektronik eşya ele geçirildi

Hong Kong gümrüğü, tahmini piyasa değeri yaklaşık 3.5 milyon dolar olan CPU’lar, bilgisayar sabit diskleri ve RAM bellekler de dahil olmak üzere 508.000 PC parçasına el koydu. Ayrıca, yaklaşık 255 dolar değerinde olduğu tahmin edilen dizüstü bilgisayarlar, telefonlar, araç kameraları ve dokunmatik ekranlar için prob uçları gibi 2 bin elektronik cihaz da bu listede yer aldı.

Gümrük görevlilerinin teçhizatı Man Kam Kontrol Noktasına giden bir konteyner kamyonunu incelerken buldukları bildirildi. Hong Kong Gümrüğü, 61 yaşındaki bir erkek kamyon sürücüsünü “davayla bağlantılı olduğundan şüphelenerek” tutukladığını söyledi.

Geçtiğimiz günlerde Çin gümrüğü bir adamın kalçalarına ve karnına bantla sarılı halde bulunan 239 CPU ele geçirmişti. Elektronik bileşen alanında yaşanan kıtlık, bu alandaki kaçakçılık faaliyetlerinin artmasına neden oldu. Özellikle Çin ve Hong Kong’da büyük ölçekli kaçakçılık faaliyetleri yürütülüyor. Kaçak PC donanımları ile ilgili arama faaliyetleri de sıklaşmış durumda.

Elon Musk ve yapay zeka uzmanları ‘kontrolden çıkmış’ bir yapay zeka yarışı konusunda uyarıyor!

Yapay zekanın ağır topları, gelişmiş yapay zeka gelişimine ara verilmesi çağrısı yaptı!

Son zamanlarda yapay zeka teknolojileri hızla gelişmeye devam ediyor. Hatta bu teknolojiler insan hayatında önemli bir yer edinmeye başladı bile. Bununla birlikte yapay zeka teknolojileri hakkında dile getirilen endişeler de artıyor. Bu konuda açıklama yapmak isteyen bir grup araştırmacı açık mektup yayınladı.

Elon Musk, Steve Wozniak, Pinterest kurucu ortağı Evan Sharp ve Stability AI CEO’su Emad Mostaque, Future of Life Institute tarafından yayınlanan açık mektuba imzalarını eklediler.

Future of Life Institute kar amacı gütmeyen bir kuruluş. Güçlü teknolojilerden kaynaklanan varoluşsal riski azaltmak için çalışmalar yürütüyor.

Altı ay ara verin!

Mektup, OpenAI’nin GPT-4 gibi AI sistemlerinin toplum için potansiyel bir risk oluşturduğu konusuna dikkat çekiyor. Ek olarak, “genel görevlerde insanlarla rekabet edebilir” hale geldiği ibaresi de bulunuyor. Ayrıca, AI laboratuvarlarının GPT-4’ten güçlü teknolojilerin eğitimine altı ay boyunca ara vermeleri çağrısını da içeriyor.
“AI’nin vaftiz babalarından” biri olarak anılan sektör uzmanları Yoshua Bengio ve bilgisayar bilimcisi Stuart Russell da mektuba destek veren isimler arasında yer alıyor. Ayrıyeten mektup yayınlandığı sırada OpenAI’den hiçbir temsilci mektubu imzalamadı.

Şirketlerin Gelişmiş Yapay Zeka Yarışı

Future of Life Institute, güçlü AI sistemlerinin medeniyet üzerindeki etkilerinin kontrolünü kaybetme olasılığını değerlendiriyor. Şirketlerin, yaratıcılarının bile “tahmin edemeyeceği veya kontrol edemeyeceği” kadar güçlü AI teknolojileri geliştirmek için yarıştıklarını öne sürüyor.
Mektupta şu ifadeler yer alıyor: “Uygarlığımızın kontrolünü kaybetme riskini göze almalı mıyız? Bu tür kararlar seçilmemiş teknoloji liderlerine devredilmemelidir.”


Mektupta, yapay zeka sistemlerinin bazı görevlerde “insanlarla rekabet eder” hale geldiği belirtiliyor. Ayrıca yanlış bilgilendirme ve işgücü otomasyonuna ilişkin endişeler de dile getiriliyor. Ek olarak: “Makinelerin bilgi kanallarımızı propaganda ve gerçek dışı bilgilerle doldurmasına izin vermeli miyiz? Tatmin edici olanlar da dahil olmak üzere tüm işleri otomatikleştirmeli miyiz?” gibi ifadeler de yer aldı.

Araştırmacılar, yapay zeka teknolojisinin gelişmesinin insanlar üzerindeki etkilerini daha iyi anlamak için daha fazla araştırma yapılmasını talep ediyor. Bununla birlikte, yapay zeka teknolojisinin geliştirilmesinde etik kurallara uygun davranılması gerektiği de belirtiliyor. Bu etik kuralların neler olduğu konusunda da araştırmacılar, uluslararası bir standart belirlemenin önemine dikkat çekti.

Apple karma gerçeklik gözlüğünde ne durumda?

0

Apple karma gerçeklik gözlüğü için uzun süredir çalışmalarına devam ediyor. Apple Reality Pro pazara çıkmaya hazırlanırken, yöneticilerde görüş ayrılığı bulunuyor.

Apple Reality Pro özellikleri arasında havada yazma, sanal ve artırılmış gerçeklikler arasında geçiş yapma, kendi özel işletim sistemi ile fitness ve oyun uygulamaları ve Apple TV’ye erişimi bulunuyor. Ancak Apple Reality Pro için beklenen fiyatın kullanıcılarda memnuniyet yaratmayacağı endişeleri var. Tahmini 3 bin dolarlık beklenen fiyat etiketinin pazarda ivme oluşturmak için yeterli olmayacağı da düşünülüyor.

Apple karma gerçeklik konusunda görüş ayrılığı yaşıyor

Pazar başarısı konusundaki endişeler doğal olarak yöneticiler arasında farklı görüşlerin ortaya çıkmasına neden oldu. Apple’ın kendi yöneticileri, şirketin akıllı gözlük yapması gerekip gerekmediği konusunda ikiye bölündü. Yeni ürünün Apple Dünya Geliştiricileri Konferansı’nda (WWDC) tanıtılması bekleniyor. Ancak yaşanan fikir ayrılıkları bu tanıtımın bir kez daha ertelenmesine neden olabilir.

Operasyon ekibinin başında bulunan Jeff Williams ve CEO Tim Cook, cihazın direkt olarak pazara sunulmasını istiyor. Ancak tasarım ekibinin büyük, hantal ve pahalı olarak yorumladığı gözlük için nihai karar henüz çıkmadı. Apple bu gözlüğü tasarım açısından yenileyecek olursa, birkaç yıl daha beklememiz gerekebilir gibi görünüyor.

Grandview Research tarafından hazırlanan bir rapora göre, sanal gerçeklik kulaklık pazarı 2022’de 7.7 milyar dolar değerindeydi. Araştırma şirketi, küresel pazarın 2030 yılına kadar yüzde 30,6 büyüyeceğini öngörüyor. Bu da sanal gerçeklik ve karmaşıklık gerçeklik pazarında ciddi bir büyüme yaşanacağını gösteriyor.

Türkiye’nin tasarım vizyonu çalıştayı başladı

0

Türkiye Tasarım Vizyonu 2030 çalıştayı iki gün boyunca tasarıma ilişkin politika ve stratejiler masaya yatırılacak.

Türkiye’nin tasarım alanında 2030 yılına ilişkin projeksiyonu netleşiyor. Türkiye Tasarım Vizyonu 2030 çalıştayı iki gün boyunca tasarıma ilişkin politika ve stratejiler masaya yatırılacak. Çalıştay öncesinde düzenlenen törende Türkiye’nin teknoloji ve inovasyon üssü Bilişim Vadisi Dünya Tasarım Örgütü’nün (WDO) resmi üyesi oldu.

Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT), Bilişim Vadisi ve Dünya Tasarım Örgütü’nün (WDO) iş birliği ile organize edilen Türkiye Tasarım Vizyonu Çalıştayı, Bilişim Vadisi’nde başladı. Bilişim Vadisi Genel Müdürü İbrahimcioğlu’nun ev sahipliğinde düzenlenen açılış törenine Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, TÜRKPATENT Başkanı Cemil Başpınar, WDO Başkanı David Kusuma katıldı.

Özel sektör karşılık veriyor

Etkinliğin açılışında konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Kacır, bugün itibari ile 319 tasarım merkezinde 7 bin 700’den fazla tasarım personeli istihdam edildiğini ve bu tasarım merkezlerinde 10 bine yakın projenin tamamlandığını söyledi. Tasarım merkezlerinde 2 bin 300’den fazla tasarım projesinin sürdüğünü ifade eden Kacır, “Görüyoruz ki biz bir adım atarsak özel sektörümüz buna 10 adım atarak karşılık veriyor” dedi. Kacır, çalıştayda ortaya konacak yenilikçi bakış açısını hızla kamu politikalarına dönüştüreceklerini kaydederek “Özel sektörümüzün, girişimcilerimizin, yaratıcı endüstrilerde çalışan tüm bireylerimizin önünü açmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

Entegrasyonu kolaylaştıracak

WDO Başkanı David Kusuma, Türk tasarım ekosisteminin kapasitesinin çok yüksek olduğunu belirterek “Çok nitelikli ürünler çıkarabiliyorlar. Dolayısıyla önleri çok açık” dedi. Çalıştaya tüm dünyadan çok yetkin uzmanların katıldığını vurgulayan Kusuma, “Onların katılımı Türkiye ile WDO arasındaki entegrasyonu kolaylaştıracak” dedi. Bilişim Vadisi Genel Müdürü A. Serdar İbrahimcioğlu, Bilişim Vadisi’nin ilk stratejik planında tasarımı önemli bir noktaya koyduklarını anlatarak çalıştayda tasarımda 2030 yılı vizyonunu

Belirlemek için adım attıklarını belirtti. WDO Başkanının da çalıştaya katıldığını hatırlatan İbrahimcioğlu, “Çalıştayımızda Türk tasarımını konuşurken global trendlerin Türk tasarım vizyonuna etkisini ve Türk tasarımının tüm dünyaya açılmasını konuşacağız. Uluslararasılaşma için en önemli paydaşlardan birisi olan WDO da bu çalıştayda bizimle birlikte fikirlerini paylaşacak” diye konuştu. Profesyonellerin yanı sıra geleceğin tasarımcıları olacak üniversitelerin tasarım bölümlerinde okuyan öğrencileri de çalıştaya davet ettiklerini anımsatan İbrahimcioğlu, “Geleceğin tasarımcıları da geleceğin tasarımından ne beklediklerini neler yapacaklarını burada anlatmış olacaklar” dedi.

TÜRKPATENT Başkanı Başpınar, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılında Türkiye’nin 2030 Tasarım Vizyonu Belgesi’ni hazırlamak üzere önemli bir çalıştay gerçekleştirdiklerini belirterek “Bugün burada tasarımla ilgili meslek kuruluşları, tasarım akademisyenleri, bireysel tasarımcılar, tasarım ofisleri, temsilciler bir araya gelerek önümüzdeki 7 yılı kapsayacak olan strateji belgesini hazırlamak üzere iki gün boyunca çalışacağız” diye konuştu

Bilişim Vadisi’ne üyelik sertifikası

Açılış konuşmalarının ardından WDO’nun yeni üyesi Bilişim Vadisi’ne sertifikası verildi. Bilişim Vadisi Genel Müdürü A. Serdar İbrahimcioğlu sertifikasını, WDO Başkanı David Kusuma’dan aldı. WDO üyeliğine kabul edilen 12 kurum adına, kurum temsilcilerine rozetleri WDO Başkanı Kusuma tarafından takıldı.

Törende Türk Tasarım Danışma Konseyi 2023 ödülünün sahibi de belli oldu. Seçici kurul tarafından yapılan değerlendirme sonucunda çalışmalarının özgünlüğü, yenilikçiliği ve tasarım disiplinine kattığı değerler gibi kriterler gözünde bulunduruldu ve ödülün Sadık Karamustafa’ya verilmesi kararlaştırıldı. Rahatsızlığı nedeniyle törene katılamayan Karamustafa’nın ödülünü kızı Ayşe Karamustafa Türksoy, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Kacır’dan aldı.

Toplu aile fotoğrafının ardından iki gün sürecek çalıştaya geçildi. Türk tasarım kimliğinin geliştirilmesi ve uluslararası alanda tanıtılmasının amaçlandığı çalıştayda tasarım stratejisine yönelik tüm görüş ve öneriler kapsamlı bir şekilde değerlendirilecek. Çalıştaya WDO icra ve yönetim kurulu üyeleri ve paydaşları, dünyadan ve Türkiye’den önde gelen sektör temsilcileri, akademisyenler ve tasarımcılar katılacak. “Global Tasarım Trendleri Çerçevesinde Türkiye Tasarım Stratejisi” ve “Öngörülemeyen Koşullar için Tasarım” başlıklarında oturumlar düzenlenecek.

Amazon Sidewalk üçüncü taraf cihazlara açıldı

0

Oldukça hızı bir büyüme gösteren Amazon’un IoT ağı Sidewalk, geliştirme sürecinin ardından üçüncü taraf cihaz üreticilerinin entegrasyon çalışmalarına açıldı.

Sidewalk, şu anda 10 Amerikalıdan dokuzunu kapsayan bir ağ oluşturmak için Echo akıllı hoparlörler ve Ring kapı zilleri dahil olmak üzere Amazon’un birçok cihazını birbirine bağlıyor. Amazon, üçüncü taraf şirketlerin Sidewalk ağını doğrulamasını ve bundan yararlanan ürünleri prototiplemesini sağlayacak donanım geliştirme test kitleri için uygulamalar açtığını duyurdu.

Yüzde 90 kapsama alanına sahip

Amazon’da Cihazlar ve Hizmetlerden Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Dave Limp: “Şu anda ABD nüfusunun yüzde 90’ından fazlasını kapsayan uzun menzilli, düşük bant genişliğine sahip bir ağ oluşturduk. Bu, geliştiricilerin bunu test etmeleri için açık bir davet. Birçok bağlı cihaz türü, Wi-Fi menzili ve çevresel sensörler, sızıntı dedektörleri ve akıllı kilitler gibi cihazların bağlanmasını engelleyen hücresel teknolojinin maliyeti ile sınırlandırılmış durumda. Sidewalk güvenli, düşük maliyetli bir yol sağlamak üzere tasarlandı ve geliştiricilerin ne yaptığını görmek için sabırsızlanıyoruz” dedi.

Ağ, Bluetooth ve 900MHz LoRa kullanarak yakındaki Echo ve Ring cihazlarını otomatik olarak algılayıp bağlayarak çalışıyor. Örneğin, bir ev güvenlik tedarikçisi, hücresel modem yedeğine ihtiyaç duymadan, internetin kesilmesi durumunda cihazları bağlı tutmak için Sidewalk’ı platformuna entegre edebiliyor.

Amazon, Sidewalk’ın artık çevresel sensörler, varlık izleme cihazları ve akıllı kapı kilitleri gibi üçüncü taraf cihazlarla entegre olarak metalaştırmaya ve erişimini genişletmeye hazır olduğuna inanıyor. Amazon ayrıca, Sidewalk telsizlerinin ve API’lerin mevcut ürünlere entegrasyonunu kolaylaştırmak için çeşitli geliştirici araç kitleri kullanıma sunuyor. Kitler, önde gelen yonga üreticileriyle işbirliği içinde oluşturuldu ve Amazon Web Services’in (AWS) IoT Core platformuyla çalışacak şekilde tasarlandı.

DDTECH’in yeni Genel Müdürü Gökhan Tahtacı oldu

0

Pazarlama yönetimi, ticari operasyonlar, satış, perakende ve ticari pazarlama alanlarında deneyim sahibi bir yönetici olan Gökhan Tahtacı DDTECH genel müdürlüğüne getirildi

Geliştirdiği ürün ve hizmetlerle Türkiye’nin dijital dönüşüm yolculuğuna rehberlik etmeyi hedefleyen DDTECH’in Genel Müdürlük koltuğuna Gökhan Tahtacı geçti.Uzun yıllardır teknoloji sektöründe üst düzey görevler alan Gökhan Tahtacı, DDTECH’in yeni Genel Müdürü oldu. Tahtacı, pazarlama yönetimi, ticari operasyonlar, satış, perakende ve ticari pazarlama alanlarında deneyim sahibi bir yönetici olarak tanınıyor.

Uludağ Üniversitesi İşletme Bölümü mezunu olan Tahtacı, kariyerine 2002 yılında Erikli firmasında Kanal Sorumlusu olarak başladı. 2006-2008 yılları arasında Michelin firmasında çalışan Tahtacı 2008-2010 yılları arasında da Turkcell SuperOnline’da yönetici olarak görev yaptı. Tahtacı 2010 yılından bu yana Samsung Electronics ve Huawei Türkiye şirketlerinde üst düzey yöneticilik görevleri üstlendi.

Gökhan Tahtacı, DDTECH’in yeni dönemde ürün, servis ve hizmetlerini çeşitlendirerek geliştirmeye devam ederken, yurtdışı pazarlarda büyüme fırsatlarını değerlendireceğini söyledi.

Google, ChatGPT verilerini kullandı mı?

0

The Information tarafından yayınlanan rapora göre, Google ChatGPT verilerini kullanarak yeni sohbet robotu Bard’ı eğitti. Raporda, Jacob Devlin’in bu konuda uyarılarda bulunduğu iddia edildi.

Geçtiğimiz günlerde Google’ın önemli araştırmacılarından Jacob Devlin istifa etti ve OpenAI’a katıldı. Bu transferde istifadan daha öne çıkan durum ise Jacob Devlin’in, yapay zeka sohbet aracı Bard’ın ChatGPT verileriyle eğitildiği yönündeki uyarısı oldu.

Google ChatGPT verileri ile Bard’ı eğitti mi?

The Information‘ın yakın tarihli raporuna göre Jacob Devlin, Alphabet CEO’su Sundar Pichai ve diğer üst düzey yöneticileri bu konuda uyardı.

Google sözcüsü bu yöndeki iddiaları yalanladı ve OpenAl’nin sitesinden aldığı ChatGPT verilerinin kullanılmadığını söyledi.

Devlin, Ocak ayında Google’dan ayrıldıktan kısa bir süre sonra OpenAI’ye katıldı. Insider daha önce Devlin’in, rakipleri için yılın başında Google’dan ayrılan birkaç yapay zeka araştırmacısından biri olduğunu bildirdi.

Beş yılı aşkın bir süredir Google’da çalışan Devlin, yapay zeka çalışmalarının hızlanmasına yardımcı olan arama doğruluğu için makine öğrenimi modellerinin eğitimi üzerine 2018 tarihli bir araştırma makalesinin baş yazarıydı. Insider ve The Information’ın bildirdiğine göre, araştırması o zamandan beri hem Google hem de OpenAI’nin dil modellerinin bir parçası haline geldi.

Google Mart ayı başlarında ABD ve İngiltere’deki belirli kullanıcılara Bard’ı sundu. Bu iddiaların ardından Bard ile ilgili gelecek kullanıcı deneyimleri daha çok merak ediliyor.

Meta artık uzaktan çalışma istemiyor!

0

Meta CEO’su Mark Zuckerberg, Meta’nın artık belirli iş ilanları için uzaktan çalışma seçeneği sunmayacağını açıkladı.

Bu hareket, kullanıcıların etkileşim kurabilecekleri bir sanal paylaşılan alan yaratmayı amaçlayan metaverse ürününü geliştirmeye odaklanan şirketin önceliklerinde bir değişiklik olduğunu gösteriyor.

Bu hafta başında yapılan işten çıkarma duyurusunun ardından düzenlenen bir toplantı sırasında CEO, bir çalışanın şirketin uzaktan çalışma politikasına ilişkin sorusuna yanıt verdi. Zuckerberg, şirketin “uzaktan çalışmayı desteklemeye devam etmeyi” planladığını, ancak performans verilerini analiz edeceğini ve politikayı potansiyel olarak “güncelleyeceğini” söyledi.

Zuckerberg toplantı sırasında “Tüm uzaktan çalışmayı ya da buna benzer bir şeyi ortadan kaldırmayacağımız konusunda açık olmak istiyorum” dedi.

Zuckerberg, çalışanların “büyük çoğunluğu” “çoğu zaman ofislerde olmak istediklerini” söylerken, yüz yüze çalışma ile “odaklanmış çalışma” arasında bir denge bulmak istediğini de sözlerine ekledi.

Meta’nın öncelikleri değişiyor

COVID-19 pandemisi nedeniyle Meta, birçok çalışanı için uzaktan çalışma seçenekleri sunuyordu. Ancak, son değişiklik, şirketin metaverse vizyonuna doğru ilerlemesiyle birlikte şirketin önceliklerinde bir değişime işaret ediyor.

Zuckerberg, Meta’nın muhtemelen Mayıs ayına kadar süreceğini söylediği yeniden yapılanma sürecine atıfta bulunarak çalışanlara, “Yeni nesil dağıtılmış çalışma politikalarını ve hibrit çalışmayı geliştirmek, bunu tamamladıktan sonra üzerinde çalışmak istediğim bir sonraki şeylerden biri” dedi. Şirketin yaz aylarında politikayı nasıl “güncelleyebileceği” konusunda daha fazla bilgi sahibi olmayı hedeflediğini de sözlerine ekledi.

Milyarder bu hafta başında yaptığı bir işten çıkarma duyurusunda ofis içi çalışma konusuna değinmişti. Paylaşımda şirketin “performans verilerini” incelediğini ve Meta’ya şahsen katılan ya da şahsen kalan mühendislerin, uzaktan katılan ve uzaktan çalışmaya devam edenlere göre daha iyi performans gösterdiğini tespit ettiğini söyledi. Zuckerberg ayrıca analizin, haftada en az üç gün yüz yüze çalışmanın kariyerinin başındaki mühendisler için faydalı olduğunu gösterdiğini söyledi.

Meta, pandeminin başlangıcı sırasında çalışanlarının evden çalışmasına izin veren ilk şirketlerden biriydi. Şirket 2021 yılında politikasını değiştirerek, iş görevlerini uzaktan yerine getirebilen çalışanların sürekli olarak evden çalışmak için başvuruda bulunmalarına izin verdi. The Wall Street Journal’ın haberine göre Zuckerberg o dönemde, kendisini “daha mutlu ve üretken” kıldığı için yılın yaklaşık yarısında uzaktan çalışmayı planladığını söyledi.

Bu karar, şirkette çalışmak için yer değiştirmeye istekli veya yeteneği olmayan bazı potansiyel iş adayları arasında endişe yarattı. Ancak, yüz yüze çalışmaya doğru bir hareket, takım üyeleri arasındaki işbirliği ve iletişim gibi şirket için bazı faydalar da sağlayabilir.

Xpoda ile dijital dönüşüm projelerinde kod yazmaya son

Dijital dönüşüm projelerini kod yazmadan geliştirmesine imkan sağlayan Xpoda, Tempo BPO tarafından kullanıcılara sunulacak

Uçtan uca hizmet veren, inovatif yaklaşımlarla müşteri deneyimi yönetimi, danışmanlığı ve bilgi teknolojileri alanlarında faaliyet gösteren Tempo BPO, işletmelerin ihtiyaç duyduğu iş uygulamaları için dijital dönüşüm projelerini kod yazmadan geliştirmesine imkan sağlayan Xpoda ile stratejik iş ortaklığına imza attı.

Müşteri deneyimi yönetimi ve bilgi teknolojileri alanlarında hizmet veren bir iş süreçleri dış kaynak firması olan Tempo BPO ile No Code platformu Xpoda, güçlerini birleştirdi. Günümüzde yazılım geliştirmek hem yazılımcılar hem de müşteriler açısından uzun süren süreçler ve yüksek maliyetler anlamına gelmektedir. Yazılım nihayetinde bir şekilde teslim edilse bile günümüzün hızlı değişen dünyasında zaman, yazılımcıların aleyhine çalışmaktadır. Müşteri talepleri ve iş yapma biçimleri sürekli değişmektedir. Daha az kodlama yapılarak yazılım geliştirilmesine imkân tanıyan No Code ve Low Code platformlar da bu değişimi yakalamak isteyen kurumlar için öne çıkmaya başladı. Xpoda ile yapılan iş ortaklığı sayesinde, Tempo BPO hizmet verdiği servis kanallarını zenginleştirerek müşterilerine yazılım geliştirme hizmetini de sunmuş olacak.

Bu iş ortaklığı ile No Code yazılım geliştirme servisimizi devreye alıyoruz

Yaptıkları iş birliğinden dolayı mutlu olduklarını belirten Tempo BPO CEO’su Taylan Akalın; “Xpoda ile yaptığımız iş ortaklığı bizleri çok heyecanlandırıyor. Amacımız müşterilerimizin iş süreçlerindeki ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir iş ortağı olmak. Bu doğrultuda her gün öğrenmeye, gelişmeye ve yeni fikirleri hayata geçirmeye devam ediyoruz. Xpoda ile yaptığımız iş ortaklığı ile No Code yazılım geliştirme servisimizi devreye alıyoruz. Xpoda’nın hızlı ve esnek yazılım geliştirme platformu ile müşteri deneyim merkezimizdeki çalışanlarımıza yazılım geliştiricisi yetkinliği kazandırarak onlara kariyer fırsatları da sunacağız. Hem Türkiye hem Avrupa’daki müşterilerimize sunduğumuz müşteri deneyimi, bilgi teknolojileri ve danışmanlık hizmetlerimizde dijital dönüşüme katkı sunmaya devam edeceğiz.”dedi.

Tempo BPO ile iş ortaklığı yapmaktan dolayı heyecan duyuyoruz

Bu iş ortaklığıyla Türkiye’deki işletmelerin gelişimine katkıda bulunmayı hedeflediklerini ifade eden Xpoda CEO’su Şenol Balo;“Xpoda olarak B2B pazarda büyümenin anahtarının güçlü iş ortaklıkları kurmak olduğunu düşünüyoruz. Bu sebeple Tempo BPO ile iş ortaklığı yapmaktan dolayı heyecan duyuyoruz. Bu ortaklık sayesinde, Xpoda platformunun daha geniş bir müşteri kitlesine ulaşmasını sağlayarak, işletmelerin iş süreçlerini hızla dijitalleştirme ve iyileştirme fırsatı yakalayacağız.  Yapay zeka teknolojilerine yaptığımız yatırımları hızlandırdığımız bugünlerde Tempo BPO’nun gücü ve tecrübesi ile Xpoda’nın teknolojisi bir araya geldiğinde önce Türkiye’deki, yakın zamanda ise Avrupa’daki müşterilerimize en iyi hizmeti sunacağımıza inanıyoruz.’’

Çevreci depolama ürünleri

ADATA, karbon ayak izini azaltma konusundaki çabaları çerçevesinde, ilk çevreci depolama ürünleri HC300 ECO ve UC310 ECO’yu Duyurdu

ADATA, ürünlerinin karbon ayak izini azaltma konusundaki sürdürülebilir çevre taahhüdünü, markanın ilk çevreci depolama ürünleri serisini duyurarak başlatmış oldu. HC300 ECO harici sabit disk sürücüsü (HDD) ve UC310 ECO USB flaş belleği UFD, geri dönüştürülmüş plastikten oluşan dış yüzeyi ve FSC™ (Orman Yönetim Konseyi) tarafından onaylanmış malzemelerle paketlenmesiyle, sürdürülebilir gelecek için yenilenebilir elektronik ürünler konusunda atılan büyük bir adımı temsil ediyor.

Çevre Dostu Harici HDD ve UFD bellekleri kullanıcıların beğenisine sunuldu

ADATA HC300 ECO ve UC310 ECO, ADATA ürünlerinin ESG kavramlarına odaklanan serisinin öncüleridir. Malzemeler normalde yaşam döngüsünü tamamladıktan sonra atık olarak atılır. Fakat bu cihazların kasaları su damacanaları gibi PCR (Tüketim Sonrası Geri Dönüştürülebilen)malzemelerden yapılmıştır. HC300 ECO’daki PCR malzemelerin kullanımı karbon emisyonlarını %48’e kadar azaltabilmektedir. Bu malzemeler ayrıca tek bir yerden sağlanmaktadır, böylece ürünün karbon ayak izi olabildiğince azaltılmaktadır.

Ek olarak, ADATA HC300 ECO ve UC310 ECO, karbondioksit emisyonlarını, atık suyu ve enerjiyi önemli ölçüde azaltan işlemlerle üretilen FSC™ sertifikalı çevre dostu kağıt malzemelerle paketlenmiştir.

Küçük Karbon Ayak İzi, büyük depolama imkanı

ADATA HC300 ECO, 2 TB kapasitesinin yanında şık yeşil desenli, sadece 10.3mm kalınlığında ince bir kasaya sahiptir. HC300 ECO, sarsıntıdan kaynaklanan durumlarda özel şok koruma mekanizması sayesinde oluşabilecek veri kaybı ve hasarı önleyebilmektedir.

UC310 ECO, USB 3.2 arabirimine ve 256 GB kapasiteye sahiptir. Ayrıca kapaksız döndürülebilen tasarımı sayesinde USB konektörünü korumaktadır. UC310 ECO’nun Mayıs ayında çıkışı planlanmaktadır.Hem HC300 ECO hem de UC310 ECO, ToGo akıllı yedekleme yazılımı sayesinde planlanabilen yedekleme ve gerçek zamanlı bulut senkronizasyonu sağlar.

ADATA ile Karbon Ayak İzinizi Azaltın

ADATA, daha yeşil bir yarın için tüketimi azaltma, geri dönüştürme ve yeniden kullanmayı kendi ürünlerinde günden güne artırarak teşvik etmeyi hedeflemektedir. Daha çevre dostu ürünler üretilmesinde her adım, ADATA’nın ESG taahhütlerini yerine getirmesinde bir kilometre taşıdır. ADATA Geleceği Yeniliyor” iken, sizleri de karbon izinizi azaltmaya davet etmektedir.

BMW sanal fabrika lansmanını yaptı

BMW sanal fabrika ile tasarım, inşa ve test süreçlerini dijital ortamda yürütecek. Sanal fabrika için Nvidia’nın Omniverse platformu kullanıldı.

BMW, endüstriyel metaverse oluşturmak ve işletmek için Nvidia’nın Omniverse platformunu kullanan bir sanal fabrikanın lansmanını duyurdu.

BMW sanal fabrika ile araçları ticari kullanıma sunulmadan önce yeni robotik ve lojistik sistemlerini planlama, test, optimizasyon çalışmaları yapacak. Dijital araç, Macaristan’ın Debrecen kentinde 2025 yılında faaliyete geçmesi planlanan bir elektrikli araç fabrikası da dahil olmak üzere üretim ağında kullanılacak.

BMW ve Nvidia sanal fabrikayı başlattı

Duyuru, Nvidia’nın GTC etkinliğindeki bir açılış konuşmasında yapıldı. Sunum, Omniverse‘in endüstrilerin devreye almadan önce fabrika düzenlerini, robotik uygulamaları ve lojistik sistemlerini planlamalarına ve test etmelerine nasıl izin verdiğinin bir gösterimini kapsadı.

Nvidia CEO’su Jensen Huang: “BMW’nin Omniverse ile kaydettiği ilerlemeden dolayı heyecanlı ve inanılmaz derecede gururluyuz. Ortaklık, dünya çapında yeni nesil akıllı bağlantılı fabrikalar için sanal entegrasyonun ve sanal araçların sınırlarını zorlamaya devam edecek” dedi.

BMW yönetim kurulu üyesi Milan Nedeljkovic, tamamen sanal bir dünyada tasarlayabilir, inşa edebilir ve test edebiliriz ifadelerini kullandı. BMW ekibi ayrıca Omniverse ile fabrika verilerini bulma, oluşturma, gezinme ve analiz etme gibi yeni fabrika iç görü yetenekleri sunan “Factory Explorer” uygulaması da dahil olmak üzere bir dizi özel uygulama geliştiriyor. BMW’nin Nvidia ile yaptığı bu ortaklı çalışmanın, üretim verimliliğine de olumlu yansıması bekleniyor.

LEDGER 1,3 Milyar Euro değerlemeye ulaştı

0

2022, değişken makroekonomik koşullar ile birlikte kripto endüstrisi için zorlu bir yıl oldu. Ledger ise zorlu geçen bu dönemin ardından çıktığı Seri C yatırım turu kapsamında 100 milyon euro yeni yatırım aldığını duyurdu. Üstün kullanım kolaylığı ve sağladığı güvenlik sayesinde dünyadaki tüm kripto varlıkların %20’sini güvence altına alan Ledger, bu yatırımın ardından 1,3 milyar euro değerlemeye ulaştı. Ledger CEO’su Pascal Gauthier, sürecin duyurulmasının ardından tüm dijital değerleri güvence altına alma hedeflerinden bahsetti.

Ledger Seri C yatırım turu kapsamında 100 milyon dolar yeni yatırım alarak toplamda 1,3 milyar dolar değerlemeye ulaştı. Ledger’ın, milyonlarca kişiye yeni nesil güvenilir cihazlar sunma misyonunun, uzun vadeli yatırımcıların devam eden desteği ve donanım devrimine önem veren yeni yatırımcıların vizyonu sayesinde hızlanması planlanıyor. Ledger CEO’su Pascal Gauthier yaptığı açıklamada “Uzun vadeli yatırımcılarımıza devam eden destekleri için minnettarız. Mevcut değer ve donanım devrimini destekleyen yeni yatırımcılara ise ‘Hoş geldiniz.’ diyoruz. Bu yatırım, kritik dijital varlıkları ve blok zinciri özellikli teknolojiyi keşfeden milyonlarca kişiye yeni nesil güvenilir cihazları sunma misyonumuzu hızlandıracak. Bildiğiniz gibi 2022, önemli kripto borsalarının çöküşü ve değişen makroekonomik koşullar da dahil olmak üzere kripto endüstrisi için zorlu bir yıl oldu. Bu zorlu ortamda Ledger, işimizin donanım ve hizmet bölümleri için sürekli olarak güçlü bir esneklik ve artan bir uyum gösterdi.” ifadelerinde bulundu. 

Hedef sektörde altın standart olmak

Ledger’ın kuruluşundan bu yana piyasanın inişli çıkışlı bir seyir izlediğini belirten Ledger CEO’su Pascal Gauthier, “İnsanların kriptonun var olup olmaması gerektiğini sorguladığı zamanlar oldu ancak bizim blok zinciri inovasyonuna olan inancımız hiç bir zaman sarsılmadı. Kripto para birimlerinin vaadini yerine getirerek ve Ledger’ı sektörde altın standart olarak konumlandırarak değişken anlarda müşterilerimiz için güvenli liman olmaya devam ediyoruz. Piyasadaki endişeler arttığında, insanlar Ledger cihazlarını satın almak ve Ledger Live işlem hizmetlerini günlük olarak kullanmak için yarışıyor.” dedi.

Değer Zinciri her sektörü yeniden tanımlayacak

 “Önümüzdeki 5 ila 10 yıl içinde, değer zinciri yükselişinin milyarlarca insanın varlıklarını yönetme şeklini yeniden şekillendireceğine, internet ile etkileşimimizi, aracıların rolünü, küresel ekonomiyi ve her sektörü yeniden tanımlayacağına inanıyorum.” diyen Pascal Gauthier, “Temel güvenlik özelliklerinden yoksun akıllı telefon ve bilgisayarlar, merkezi olmayan bir değer zincirinde varlık sahibi olmak ya da ticaret yapmak için değil, merkezi bilgi internetinde içerik üretmek ve paylaşmak için üretildi. Yeni dönemi keşfetmek için ise yeni nesil bir donanıma ihtiyacımız var. Ledger Stax’ın yakın zamanda piyasaya sürülmesiyle, tam olarak bunu mümkün kılmayı planlıyoruz. Bu yeni nesil donanım cüzdanı, Ledger’ın benzersiz güvenliği ile iPod ve iPhone’un ortak mucidi ve tasarımcısı Tony Fadell tarafından tasarlandı. Aldığımız tepkiler bizi çok memnun etti. En iyi kullanıcı deneyimini yaratmak için çalışmaya devam ediyoruz.” ifadelerinde bulundu.

Google Drive’da gizli bir sınır var!

0

Kısıtlamaları özetleyen net belgeler olmamasına rağmen, Google’ın bulut depolama hizmeti olan Google Drive’a yükleyebileceğiniz dosya sayısına katı bir sınır koyduğu ortaya çıktı.

Bu gizli sayı, yalnızca kullanıcılar onunla karşılaşmaya başladığında ortaya çıktı. Reddit’te bildirildiği ve CNET tarafından paylaşıldığı üzere , kullanıcılar bu sınırı Şubat ayında zor yoldan keşfetti. Google’ın IssueTracker’daki bir yayında , hem bireyler hem de işletmeler, yüklemelerin hesaplarında çalışmayı durdurduğunu, ancak hatalara ilişkin net bir açıklama yapılmadığını ve bu durumun, bozuk otomatik entegrasyonlar ve yedekleme sistemleriyle uğraşırken kullanıcıların kafasının karışmasına neden olduğunu belirtti. Hesabı daha yüksek bir depolama alanına yükseltmek de sorunu çözmedi.

Mart ayının başlarında, Google’ın müşteri hizmetleri temsilcileri, hesap sahiplerine verilen bireysel yanıtlardaki katı tavanı ortaya çıkardı ve kullanılan toplam depolama alanı planın sınırlarının altında olsa bile 5 milyon belgeyi geçemeyeceklerini belirtti. Bir Google Workspace sözcüsü, CNET’e yaptığı açıklamada bu politikayı doğruladı ve “güçlü performans ve güvenilirliği sürdürmek” için bireysel kullanıcıların toplam 5 milyon oluşturulan öğeyle sınırlı olduğunu söyledi. Ancak, IssueTracker iş parçacığındaki diğerlerinin 1 milyon sınırını aşmasıyla, bu sınırlamanın kullanıma sunulması tutarsız görünüyor. Hata 403 (“Bu hesap tarafından oluşturulan, çöpe atılan veya atılmayan öğe sayısı sınırı aşıldı”) ile karşılaştıysanız, bu sorunla karşı karşıya kalmış olabilirsiniz.

Dosya sayısıyla ilgili bu kısıtlamadan bahsetmek de Google’ın belgelerinde eksik. Bu makalenin yazıldığı tarihte, yalnızca bireysel dosya sınırlamalarını (şaşırtıcı derecede ince ayrıntılarla) kapsayan bir yardım sayfası mevcuttur. Bu arada, ortak drive hesaplarının dosya limitleri maksimum 400.000 olarak açıkça listelenmiştir ve rakip Dropbox’ın yüklenen dosya sayısında herhangi bir sınırlaması yoktur ; şirketin CNET’e onayladığı Box için de aynısı.

Etkilenen kullanıcılar artık zor bir kararla karşı karşıya: Hesap değiştirin (rakip bir hizmette veya Google’da) veya dosyaları silmeye başlayın. Her iki görev de, geniş kuruluşların (bir kişi, bu sınırlamanın kendi kuruluşlarına bağlı “on binlerce” kişiyi etkilediğini açıkladı) ve hesaplarını bulut yedeklemeleri için kullanmış olan kişiler için basit olmayacak. Yedekleme yazılımı, artımlı yedeklemelerin bir parçası olarak birden çok küçük dosya oluşturabilir ve bu dosyalar zamanla birikebilir – r/Google’ı bu sorun hakkında uyaran Redditor’da olduğu gibi.

Yanıt olarak, diğer Reddit kullanıcıları, tüm belgeleri birkaç zip dosyasına ekleyerek geçici bir çözüme işaret ettiler.

1 second of 20 secondsHacim %0

Veri odaklı sorunlar artıyor

0

Türkiye’deki şirketlerin %51’i kurumsal verilerin veya müşteri verilerinin kaybına veya başkalarının eline geçmesine bağlı olarak veri odaklı sorunlar yaşıyor

Kaspersky tarafından kısa süre önce yapılan bir ankete göre, Türkiye’deki şirketlerin %51’i kurumsal verilerin veya müşteri verilerinin kaybına veya başkalarının eline geçmesine bağlı olarak veri odaklı sorunlar yaşadıklarını belirtiyor. Özellikle siber tehdit ortamının gelişmeye devam etmesiyle, verinin korunmasına dikkat çekmek amacıyla 31 Mart Dünya Yedekleme Günü’nde hem işletmeler hem bireyler açısından veri yedeklemenin öneminin gündeme gelmesi amaçlanıyor.

Özellikle fidye yazılımlarının daha sofistike ve hedef odaklı hale gelmesi, kurumların verilerini güvende tutmak için gerekli tüm önlemleri alması gerektiğini ortaya koyuyor. Bu konuda atılması gereken ilk adımları düzenli yedekleme ve siber güvenlik kontrollerinin yapılması oluşturuyor.

Tehdit aktörleri, geçmişin dağınık ve başıboş çeteleri gibi görülmenin ötesine geçti. Bunlar günümüzde kurumsal verileri mümkün olduğunca etkin bir şekilde tehdit etmeyi ve çalmayı amaçlayan, giderek daha kazançlı bir sektör olarak faaliyet gösteren sofistike varlıklara dönüşüyor. Verilerin tüm kuruluşlar için ne kadar önemli hale geldiği göz önüne alındığında, fidye yazılımı gibi kötü amaçlı yazılımların hızla çoğalması şaşırtıcı bir durum değil. Günümüzde bir çalışanın internetten indirdiği kötü niyetli bir dosyaya veya siber suçlular tarafından gönderilen bir e-postadaki eke tıklaması sadece yerel makinedeki verilerinin şifrelenmesine neden olmakla kalmıyor; fidye yazılımı kurbanın bilgisayarının iletişim kurduğu tüm cihazlardaki verileri (bağlı ağ sürücülerini, harici medyayı vb.) bozarak kullanılamaz hale getiriyor. Çoğu şirket için verilere olan erişimin kaybedilmesi operasyonların durmasına neden olarak gelir kaybına, itibarın zedelenmesine ve durumu düzeltmek adına yapılacak büyük masraflara neden oluyor. 

Son dönemde Orta Doğu, Türkiye, Afrika (META) bölgesindeki en önemli fidye yazılımı vakalarından biri Afrika’nın en büyük perakende zinciri olan Shoprite’a yapılan saldırı oldu. Diğer saldırı örnekleri arasında LockBit grubu tarafından Sahra Altı bölgesinde gerçekleştirilen saldırılar ve BAE’deki kuruluşlara yönelik Cl0p saldırıları yer alıyor. Yaşanan bu vakalar, fidye yazılımı ve diğer siber tehditlere karşı önlem almak için verilerin sıkça yedeklenmesinin önemini vurguluyor. Bu noktada çok az şirketin, olası bir saldırı ve veri ihlaline karşı bağışıklık sayılabileceğini akıldan çıkarmamak gerekiyor.

Kaspersky Dünya Yedekleme Günü’nde Verilerinizi Güvende Tutacak İpuçlarını Paylaştı

Verilerinizi düzenli olarak yedekleyin

Dünya Yedekleme Günü bu temel uygulama hakkında iyi bir hatırlatıcı işlevi görse de, dijital dünyaya temas eden şirketlerin veri yedekleme işini bu özel günün haricinde düzenli ve sık aralıklarla gerçekleştirmesi gerekiyor. Bunun için öncelikle yedeklenmesi gereken en önemli verileri belirleyin, sınıflandırın ve önceliklendirin. Elle yedekleme yapmak zaman alıcı bir süreç olduğundan, bu süreyi azaltmak için veri yedeklemenin otomatikleştirilmesine olanak tanıyan çözümleri tercih edebilirsiniz.

Yedeklemede doğru yedekleme medyasını kullanın

Yedeklerin ana sistemden izole edilmiş depolara kaydedilmesi mantıklı bir yaklaşımdır. USB flash sürücüler ve harici sabit diskler işe yeni başlayanlar ve KOBİ’ler için yeterli olabilecekken, daha büyük şirketlerin ağa bağlı depolamayı düşünmesi gerekebilir. Bununla birlikte bulut depolama, her işletmeye daha fazla mobilite ve dünyanın her yerinden, her cihazdan dosyalarına erişim olanağı sağlar. Söz konusu bulut yedekleri, şifreleme kullanan güvenilir bir hizmet sağlayıcıda saklanır. Ancak dosyaları bulut sağlayıcısına aktarmak için kullanılan bağlantının güvenli olduğundan emin olmak şirketin sorumluluğundadır.

3-2-1-1 kuralını aklınızdan çıkarmayın

3-2-1 yedekleme kuralı uzun zamandır standart bir veri yedekleme yaklaşımı olarak kabul edilse de, son zamanlarda bu kural yerini 3-2-1-1’e bıraktı. Geleneksel kural şu şekilde işler: Verilerinizin üç kopyasını saklayın, iki kopyası iki farklı formatta saklansın ve bir kopya da tesis dışında tutulsun. Buna sonradan ilave edilen ‘1’ ile denkleme değişmez depolama kavramı eklendi. Değişmez demek, bir kez oluşturulduktan sonra değiştirilemeyen veya modifiye edilemeyen veri anlamına geliyor. Bu, geleneksel yedeklemeleri tehlikeye atabilecek fidye yazılımlarına karşı koruma sağlamak için mükemmel bir yaklaşım.

Siber güvenlik yatırımlarının verimliliğini en üst düzeye çıkarmak ve herhangi bir saldırı durumunda veri ihlali riskini en aza indirmek için, işletmelerin tehdit algılama ve müdahale özelliklerine sahip etkili bir uç nokta güvenlik çözümü kullanması büyük önem taşıyor. Bu temel uç nokta koruma seviyesi Kaspersky Optimum Security çerçevesinde yer alıyor. Olgun BT güvenlik süreçlerine sahip kuruluşlar için Kaspersky Expert Security çerçevesi buna ek olarak anti-APT, en son tehdit istihbaratına erişim ve kuruma özel profesyonel eğitimler de sağlıyor.

CodeMaster kodlama yarışması yurtdışına açılıyor

0

OBSS Teknoloji, iş simülasyonuyla sıradan hackatonlardan ayrışan CodeMaster kodlama yarışmasını, 11. yılında İngiltere’de dünyanın en prestijli üniversitelerinden Oxford, Cambridge ve Imperial College öğrencileriyle buluşturuyor.

Türkiye’nin önde gelen yazılım ve teknoloji danışmanlığı şirketi OBSS, 18 yıldır bankacılık, finans, sigorta, e-ticaret gibi sektörlerde lider markaların iş ortağı olarak, uçtan uca hizmet sunan 850 kişilik bir ekiple büyümeye devam ediyor.

Teknolojide insanı ve ekosistemi ileri taşıma vizyonuyla hareket eden şirket, dünya çapında ödüllü arge yazılımını açık kaynak olarak paylaşmasıyla, yeni yeteneklerin gelişimini sağlayan kapsamlı staj, yeni mezun programları ve CodeMaster kodlama yarışmasıyla sektörde ayrışıyor.

CodeMaster 11. yılında İngiltere’de dünyanın en prestijli okullarından Oxford, Cambridge ve Imperial College London’da 10 yıldır Türkiye’de 80’den fazla üniversiteden genç yeteneklerin katıldığı, her sene 1.000’den fazla başvuru alan kodlama yarışması CodeMaster, 11. yılında global açılımına Avrupa’da İngiltere’den başlıyor. Mart ayı boyunca Oxford, Cambridge Üniversiteleri’nde süren yarışma, Mayıs ayında ise Imperial College London’da gerçekleşecek.7 Mart’ta Oxford Üniversitesi öğrencileri arasında gerçekleşen CodeMaster’ın en başarılı ilk 3 öğrencisi belli oldu. CodeMasters Bogdan, Cem ve Matilda sırasıyla 5000£, 2500£ ve 1000£ ödüllerini aldı. OBSS CEO’su Zafer Şen, CodeMaster ekibiyle birlikte kazananları Oxford Üniversitesi kampüsünde ziyaret etti. Sırada 31 Mart’ta Cambridge Üniversitesi var.
CodeMaster kodlama yarışması, teknik yetkinliği iş dünyası pratiğiyle birleştiriyor CodeMaster, teknolojide yetişen yeni yeteneklerin, üniversite yıllarında aldıkları teorik bilgileri, algoritma, kodlama, çözüm geliştirme gibi farklı yetkinlik ve becerilerle birleştirip,
belirlenen sürede iş dünyası konuları üzerinde hayata geçirebilmelerini ölçüyor. İş simülasyonu içeriğiyle sıradan hackatonlardan ayrılan CodeMaster, aynı zamanda katılımcıların çözüm üretme, analiz, problem çözme, planlama, analitik düşünme, algoritma geliştirme ve bütünleşik çözümler yaratma alanlarında kendilerini değerlendirebilecekleri bir platform haline geliyor. CodeMaster her sene OBSS’nin yazılım mimarları tarafından özel olarak geliştiriliyor. Üniversitelerin bilgisayar, yazılım, elektrik/elektronik, matematik ve endüstri mühendisliği bölümlerinden öğrencilerin başvurabildiği yarışmaya katılım için Java, C#, C, C++, JavaScript ve Python programlama dillerinden en az birine aşina olmaları bekleniyor.

Teknolojide yetenek keşfetmeye ve yetiştirmeye 18 yıldır yatırım yapıyor Bugüne kadar 50.000 yeteneğe doğrudan ulaşan ve teknik yetkinlik haritalarını çıkarmış olan OBSS, yeni yeteneklerin gelişimi için çok kapsamlı hazırlanan özel staj program içerikleri, yeni mezun programı, eğitim içerikleri ve iş simülasyonu içeren kod yarışması CodeMaster ile farklılaşıyor. Her sene 8.000’den fazla başvuru alan, 2 farklı Java, mobil iOS ve Android, front-end, makine öğrenimi, ALM, DevOps gibi düzenli olarak güncellenen kapsamlı staj programlarıyla her yıl 100 öğrenciyi sektöre hazırlıyor. OBSS Kurucu Ortağı ve CEO’su Zafer Şen, ‘’Teknolojide sadece yetkin kişileri değil, mesleki tutkusu yüksek kişileri bulmayı, onların gelişimini desteklemeyi ve teknoloji sektörüne kazandırmayı önemsiyoruz. Yaptığı işe tutkuyla bağlı insanlar sürekli gelişime, araştırmaya,yeniliklere açık oluyor. Bugüne kadar 50.000 gence doğrudan ulaştık. 8.000’den fazla başvuru alan özel staj ve yeni mezun programlarımızın içerikleri ile CodeMaster yarışmamızın iş dünyası simülasyonuna bakarak yetenek yetiştirmeye titizlikle ayırdığımız efor ve zaman anlamında sektörde ayrıştığımızı düşünüyorum. Şimdi bu deneyimimizi globalde de genişleterek, CodeMaster’ı dünyanın en prestijli okullarından olan Oxford, Cambridge ve Imperial College’da gerçekleştirecek olmak bizim için çok büyük bir gurur.’’ CodeMaster 2023’te Türkiye, İngiltere ve Etiyopya’da gerçekleşerek globale açılıyor.