Fimple, 2 Milyon USD yatırım aldı!

0
Finansal sektörün dijital bankalar, e-para kuruluşları, tüketici finansman şirketleri ve benzeri birçok yeni oyuncu tipleri ile çeşitlendiği ve rekabetin arttığı günümüzde, ekosistemle kazan-kazan ekseninde ve paylaşım esaslı iş birlikleri her zamankinden daha çok önem kazandı. Finansal oyuncular güvenilirlik ve yerel/global regülasyona uyum gibi temel ihtiyaçlardan taviz vermeden, açık bankacılık, servis bankacılığı, ekosistem iş birlikleri ve hızlı ürün geliştirme yapabilmek için güncel teknolojik çözümlere ve yeni destek modellerine ihtiyaç duyuyor. Yeni nesil teknoloji ve iş modeli yaklaşımı ile finans sektörünün ihtiyaçları ve sorunlarına yönelik modern çözümler sunmak amacıyla 2022 yılı Ocak ayının başında sektördeki yolculuğuna başlayan Fimple, odağına yalın finansal sistemleri ve yurt dışı pazarını alarak tecrübeli kurucu ekibiyle yoluna devam ediyor.

Fimple yatırım turuna Apy Ventures liderlik etti!

Başta bankalar olmak üzere tüm finansal kurumlara, bulut üzerinden fonksiyon grupları seviyesinde hizmet verecek olan Fimple, Albaraka Portföy liderliğinde KT Portföy, Tera Portföy ve geniş tabanlı üst düzey melek yatırımcılardan yatırım alarak çekirdek yatırım turunu geçtiğimiz hafta başarıyla tamamladı. Sektörün ihtiyaçları modern yöntemlerle karşılanacak Fimple; tak-çıkar özellikli, her biri ayrı ölçeklenebilir, ekosistem iş birliklerine hazır, kurumun kendi dinamiklerine göre bağımsız bir şekilde özelleştirmeler ve eklemeler yapabileceği, yalın ve parametrik fonksiyon grupları ve platform hizmeti sunarak sektör oyuncularının işlerini basitleştirmeyi hedeflemektedir. Sürdürülebilir hizmet modeli ile Fimple, ürünün teknolojik ve fonksiyon seti olarak sürekli rekabetçi tutulması ve regulasyona uyum gibi temel ihtiyaçları çözerken, finansal kuruluş ise odağını tamamen kendi iş modeline, ürünlerine ve müşterilerine çevirebilecektir. Tecrübeli kadrosu ile tohum yatırım sonrası daha da güçlenerek yoluna devam edecek olan Fimple, ürün geliştirme çalışmalarını hızla tamamlayarak, ürünü yılın son çeyreğinde piyasaya sunmayı hedeflemektedir. Yatırım turuna ilişkin görüşlerini aktaran Fimple Genel Müdürü Mücahit Gündebahar, “Fimple hikayemizin genlerini oluşturan iki temel bileşen bulunmaktadır. Birincisi tüm dünyada ve ülkemizde finans endüstrisinin temelden bir değişim ve dönüşüm süreci yaşaması, İkincisi ise ülkemizde yoğunlaşagelmiş derin finansal teknoloji deneyimi bulunmasıdır. Fimple takımı olarak bu iki değişkeni birleştirerek tamamen global pazarı hedefleyen, modern teknoloji ve iş yaklaşımı ile yola çıkmış bulunmaktayız. Bizler açısından böylesine bir yolculukta yatırım kadar, yatırımın ‘smart’ olması da çok önemli idi.  Bu açıdan Albaraka Portföy, KT Portföy ve Tera Portföy ile güzel bir sentez yakaladığımıza inanıyorum. Hedefimiz; ülkemize bu alanda global bir marka değeri kazandırmak olacaktır. “ dedi. Girişimleri desteklemeye devam edeceğiz Fimple’nin yatırım turundan dolayı mutluluk duyduğunu belirten Albaraka Portföy Genel Müdürü Emin Özer, “Fimple’ın yatırım turuna liderlik etmekten, bu denli tecrübeye sahip kurucu ekibin çıktığı yolda onların yanında yer almaktan ve yazacakları başarı hikayesinin parçası olmaktan dolayı memnuniyet duyuyoruz. APY Ventures olarak AlbarakaTürk Katılım Bankasının yatırımcısı olduğu ve sadece finansal teknolojiler dikeyinde yatırım yapan Fintech fonumuz ile gerçekleştirdiğimiz 7. Yatırımımız oldu. Fintech girişimlerini desteklemeye 2022 yılında da devam edeceğiz.” dedi. KT Portföy Genel Müdürü Hamit Kütük, “Yönettiğimiz girişim sermayesi yatırım fonlarından Lonca GSYF’nin yatırım odaklarından biri de finansal teknolojiler. Lonca GSYF’nin ana yatırımcısı Kuveyt Türk, finansal teknolojiler alanındaki tecrübesi ve öncü rolüyle fintech temalı yatırımlara ayrı bir önem atfediyor. Fimple, bu alanda büyük deneyime sahip kurucuları ile global bir oyuncu haline geleceğine inandığımız çok değerli bir girişim. Kendilerine yatırım yapmaktan mutluluk duyuyoruz“ dedi. Tera Portföy Genel Müdürü Oğuz Büktel,  “Yeni kurduğumuz ve yatırım aldığımız  Tech Invest Teknoloji Girişim Sermayesi Yatırım Fonu’nun ilk yatırımını bu alanda çok tecrübeli ve yenilikçi bir ekip tarafından kurulan ve finans sektörü paydaşlarının ihtiyaçlarını ve çözümlerini bilen bir şirkete yapmak bizim için çok önemli.  Aynı zamanda ikisi kurumsal olmak üzere üst düzey melek yatırımcılardan oluşan bir konsorsiyumun üyesi olmaktan ayrıca gurur ve heyecan duyuyoruz.  2022 ve sonrasında bu yatırımı diğer girişim sermayesi yatırımlarımız ve fonlarımızın izleyeceği bilgisini paylaşmaktan ve ülkemizin teknolojik alandaki gelişimine katkıda bulunmaktan son derece mutluyuz.” dedi.

ASUS, ExpertCenter PN64 ve PN52 mini PC modellerini duyurdu

0

ASUS, performans ve estetiği bir araya getiren ExpertCenter PN64 Mini PC ve ExpertCenter PN52 Mini PC modellerini duyurdu. Fitilli kasaya ve eğik kesimli kenarlara sahip olan modeller her tür kurumsal ortama kolayca uyum sağlayabiliyor. 1 litrelik PC segmentinde performanslarıyla dikkat çeken ExpertCenter PN64 ve PN52 modelleri, en yeni Intel ve AMD işlemcilerin kararlı çalışmasını sağlayan termal tasarıma ve kompakt yapıya sahip. Yalnızca 120 x 130 x 58 mm boyutlarındaki bu modeller dört adet ekrana destek veriyor ve kapsamlı bağlantı seçenekleri sunuyor.

ExpertCenter PN64 mini PC özellikleri

MyASUS yazılımı ise İKi Yönlü Yapay Zeka Destekli Gürültü Engelleme teknolojisiyle kristal netliğinde sesli iletişim sağlıyor ve akıllı fan kontrolü, sistem hata tespiti gibi işlevler sunuyor.

ExpertCenter PN64 Mini PC gücünü 12. Nesil Intel Core işlemciden ve DDR5-4800 RAM’den alıyor. Üründe bir adet PCIe 4.0 x4 M.2 SSD yuvası, beş adet USB bağlantı noktası bulunuyor. Bu USB bağlantılarından biri DisplayPort 1.4 desteğiyle ekran bağlanabilen USB 3.2 Gen 2 Type-C özelliğine sahip. Bunların haricinde üründe dört adede kadar ekrana destek veren iki adet HMDI bağlantı noktası yer alıyor.

Ayrıca farklı kullanım senaryoları için bir adet de yapılandırılabilir giriş bulunuyor. PN64’ün ekstra esneklik sağlayan tasarımı, kolayca yenileme için depolama cihazları ve bellek modüllerine hızlı erişim sağlıyor.

12. Nesil Intel Core işlemciler bir önceki nesle göre 2 kata kadar daha yüksek performans sunuyor. Bu gelişmiş işlem gücü sayesinde yoğun iş operasyonları daha verimli bir şekilde yapılabiliyor. Üründeki bir diğer kullanışlı teknoloji olan DDR5 bellekler ise DDR4’e göre daha yüksek veri hızı sunmasının yanı sıra daha yüksek performans ve daha verimli çalışma olanağı sağlıyor.

ExpertCenter PN52 Mini PC

ExpertCenter PN52 Mini PC, entegre AMD Radeon grafikli en yeni AMD Ryzen 5000H Serisi mobil işlemcilerle geliyor. Üründe iki adet PCIe 3.0 x4 M.2 2280 SSD yuvasının yanı sıra 2,5 inç SATA veya SSD için de bir adet 6 Gb/s SATA bağlantısı yer alıyor. PN52’de ayrıca iki adet HDMI bağlantı noktası yedi adet USB girişi var. Bu USB girişlerinin arasında DisplayPort 1.4 özelliğine sahip bir USB 3.2 Gen 2 Type-C bağlantı noktası yer alıyor.

Bir önceki nesilden PN51 modeliyle kıyaslandığında, PN52 tek iş parçacığı performansında %27’ye kadar ve çok iş parçacığı performansında ise %19’a kadar performans artışı sağlıyor . PCMark10 Essentials grup testlerinde PN52, internette dolaşma, video konferans ve uygulama başlatma sürelerinde %11 performans artışı sergiledi. Üretkenlik test grubu sistem performansını tablolar ve yaz yazma işleri gibi günlük ofis uygulamalarını kullanarak ölçüyor. PN52, bu testlerde PN51’den %22 daha yüksek performans sundu.

Yukarıda bahsedilen özelliklerin yanı sıra ExpertCenter PN64 Mini PC ve PN52 Mini PC modellerinde soğutmayı geliştiren çeşitli teknolojiler bulunuyor. Ayrıca her iki model de dört adede kadar 4K ekrana veya bir adet 8K ekrana destek veriyor. Ürünlerde ayrıca daha iyi iletişim kurmayı sağlayan yapay zeka destekli gürültü engelleme teknolojisinden de yararlanılıyor.

  • Gelişmiş soğutma: Özel bir ısı borusuyla donatılmış yeni bir termal modülle ısıyı daha iyi dağıtan PN64 ve PN52, kompakt tasarımla masaüstü düzeyinde performans sunmak için alüminyum soğutma bloğuyla daha verimli ısı iletimi sağlıyor.
  • Dört adet 4K veya bir adet 8K ekran desteği: Her iki model de iki adet standart HDMI bağlantı noktası, DisplayPort özellikli USB-C ve yapılandırılabilir giriş ile toplam dört adet 4K ekrana ve bir adet 8K ekrana destek veriyor. Dört adet 4K ekrana destek özelliği mağazalarda, restoranlarda, otellerde veya halka açık alanlardaki video duvarlarında ideal çözüm sunuyor. Ayrıca ofis kullanımında da çalışma alanını genişletme imkanı veriyor.
  • İki Yönlü Yapay Zeka Destekli Gürültü Engelleme: Entegre yapay zeka destekli gürültü engelleme teknolojisi kristal netliğinde iletişim için hem girişte hem de çıkışta gürültüyü engelliyor. Bu özellik öğrenciler, ofis çalışanları ve evden çalışanlar için ideal.
  • Akıllı fan denetimi: Özel akıllı fan denetim teknolojisi sayesinde kullanıcılar fan modlarını kullanıcı dostu bir arayüz üzerinden kendi ihtiyaçlarına göre ayarlayabiliyor. Sessiz mod gürültü düzeyini düşürürken Standart mod ise veri işlerken sürekli en yüksek performans alınmasını sağlıyor.
  • USB Güç Dağıtımı desteği: Cihazların arkasında yer alan Type-C bağlantı noktası Güç Dağıtımı desteğine sahip. Böylece kullanıcılar, Güç Dağıtımı uyumlu bir monitörden PN64 ve PN52’ye güç aktarabiliyor. Bu da güç kablosu ihtiyacını ortadan kaldırarak çalışma alanını daha sade hale getirmeyi sağlıyor.
  ASUS ExpertCenter PN64 ASUS ExpertCenter PN52
İşletim Sistemi Windows 11 64-bit Windows 11 Pro 64-bit veya işletim sistemi olmadan
CPU (cTDP: 35 W) Intel® Corei7-12700H Intel® Corei5-12500H Intel® Corei3-1220P AMD Ryzen9 5900HX AMD Ryzen7 5800H AMD Ryzen5 5600H
Yonga seti Entegre
Grafik işlemci Entegre Intel® UHD (i3) veya Intel® Iris® Xe (i5, i7) Entegre AMD Radeon™
Bellek 2 x SO-DIMM DDR5-4800 MHz (1 x 8 GB ila 2 x 32 GB) 2 x SO-DIMM DDR4-3200 MHz bellek (1 x 4 GB ila 2 x 32 GB)
Depolama 1 x SATA 6 Gb/s 1 x M.2 2280 for PCIe® 4.0 x4* *NVMe® desteği verir 1 x SATA 6 Gb/s 2 x M.2 2280 for PCIe® Gen 3×4* ** *NVMe® desteği verir ** SATA bağlantısı kullanılıyorsa ikinci M.2 yuvası yalnızca PCIe® 3.0 x2 desteği verir.
Kablosuz Ağ Intel® AX211 WiFi 6E veya MediaTek MT7922 WiFi 6E   Bluetooth® 5.2 (2×2) AMD RZ616 WiFi 6E veya MediaTek MT7921 WiFi 6 B   Bluetooth® 5.2 (2×2)
LAN 10/100/1000/2500 Mbps Intel® I225V 10/100/1000/2500 Mbps RTK8125B veya RTK 8125BG
Arayüz Ön Giriş Çıkışlar 1 x USB 3.2 Gen 2 Type-C® 2 x USB 3.2 Gen 2 1 x ses jakı (Hat çıkışı,  Mikrofon girişi,  Kulaklık çıkışı) 1 x USB 3.2 Gen 1 Type‑C® 2 x USB 3.2 Gen 1 1 x ses jakı (Hat çıkışı,  Mikrofon girişi,  Kulaklık çıkışı)
Yan Giriş Çıkışlar 1 x Kensington Kilit yuvası 1 x Kensington Kilit yuvası
Arka giriş çıkışlar 1 x USB 3.2 Gen 2 1 x USB 3.2 Gen 2 Type‑C® (DisplayPort 1.4, PD girişi desteği) 2 x HDMI® 2.0 bağlantı noktası 1 x yapılandırılabilir giriş (seçenekler: HDMI® 2.1, DisplayPort 1.4, VGA, COM, Intel® 2.5 Gbps LAN) 1 x Intel 2.5 Gbps RJ45LAN 1 x kilit halkası 1 x DC girişi 1 x USB 3.2 Gen 2 2 x USB 3.2 Gen 1 1 x USB 3.2 Gen 2 Type-C® (DisplayPort 1.4, PD girişi desteği) 2 x HDMI® 2.1* 1 x yapılandırılabilir giriş (seçenekler: DisplayPort 1.4 or 1.2, HDMI® 2.1, COM/ VGA, Intel® 2.5 Gbps LAN) 1 x Realtek 2.5 Gbps RJ45 LAN 1 x kilit halkası 1 x DC girişi *HDMI bağlantı noktası 60 Hz’de 4K çözünürlüğe destek verir, HDCP 1.4 ve 2.3 olmak üzere tam HDR desteği sunar
TPM fTPM 2.0 veya yerleşik TPM 2.0 modülü (tercihe bağlı)
Güç 120 W Güç Adaptörü (i7-12700H, i5-12500H) 90 W Güç Adaptörü (i3-1220P) 120 W güç adaptörü
Fiziksel Boyutlar 120 x 130 x 58 mm (0,9 litre)
Ağırlık 1 kg (2,5 inç HDD dahil)

Bitlo’dan Türkiye’de bir ilk; Sepet Token!

0
Türkiye’de kripto dünyasına yeni soluk getirebilecek potansiyele sahip Sepet Token’lar, tek bir kripto varlığa yatırım yapmak yerine bir araya getirilmiş dijital varlıklar koleksiyonuna yatırım yapma imkanı sağlıyor. Defi, Metaverse, NFT, oyun gibi alanlardan seçilmiş kripto para birimlerini içeren sepetlerin yanı sıra, gelecek vaat eden projelere küçük bütçeler ile yatırım yapabileceğiniz sepetler de bulunuyor.

Emtia Rezerv ve Bitlo Token da yolda! 

Her bir sepet, yatırımcıların portföylerini çeşitlendirmelerini ve yatırımlarını yakından ve şeffaf bir şekilde takip etmelerini sağlayacak. Türkiye’de bir ilk olan Sepet Token’lar, haziran ayı içerisinde Bitlo kripto varlık platformunda listelenecek. Bitlo altın, gümüş ve platine yatırım yapmaya olanak sağlayan değerli madenlere endeksli teminatlı stabil coin’ler sunuyor. Bir fiziksel grama oranlı tokenlar ile yatırımcılara, bir kripto varlığının esnekliği ile birlikte temel emtianın tüm avantajlarını sağlıyor. Gram Gold Token sahipleri yalnızca tokenin değil, aynı zamanda token’in da karşılığı olarak saklanan temel fiziksel altının da sahibidir. Değer artışı da altına oranla gerçekleşecek olan Gram Gold, kripto fiyat dalgalanmalarından etkilenmez. Yani fiziksel altını temsil ettiğinden dolayı, değeri doğrudan fiziksel altının gerçek zamanlı piyasa değerine bağlıdır. Gram Gold’un yanı sıra Gram Gümüş ve Gram Platin ürünlerini de geliştiren Bitlo diğer değerli madenleri de herkes için erişilebilir, kolay takas edilebilir hale getiriyor. Teknoloji ve alt yapı yatırımlarına devam eden Bitlo yakın zamanda kendi tokenini çıkarmaya da hazırlanıyor. Blok zincir tabanlı girişimler için kullanılacak Bitlo Token’in sunacağı avantajlar ve çözümler yakın zamanda tüm detayları ile duyurulacak.

Teknopark İstanbul’un yeni ofislerinde yerinizi alın!

0
Teknopark İstanbul, 65 bin m2 alan içerisinde yer alan, içinde bulunduğu güçlü ekosistem, sunduğu sektörel ve akademik iş birliği fırsatlarının yanı sıra, ıslak hacimli ve çeker ocaklı laboratuvarları, depo alanı, çok amaçlı salon, konferans salonları gibi sosyal imkanları ve AR-GE firmalarının farklı mekânsal ihtiyaçlarını karşılayacak esnek tasarım ilkeleriyle oluşturulmuş dönüştürülebilir ofislerini kiralamak isteyen AR-GE firmalarını bekliyor. İşte ayrıntılar…

Güçlü bir ekosisteme giriş imkanı

Sabiha Gökçen Havalimanı’na komşu Teknopark İstanbul bünyesinde; çok amaçlı ve dönüştürülebilir modüler yapıya sahip ofisleri kiralayacak olan AR-GE firmaları, sadece ofis kiralamış olmakla kalmayıp, aynı zamanda güçlü bir ekosisteme de giriş imkanı sağlayacak.
Teknopark İstanbul’da ofis kiralamak isteyen AR-GE firmalarının yetkilileri, [email protected] e-posta adresi üzerinden Teknopark İstanbul yetkililerine ulaşabiliyor.

Avrupa’da benzin istasyonu marketleri otonom oluyor

0
Portekizli start-up Sensei, Avrupa’nın benzin istasyonlarındaki ilk otomatik marketini devreye alıyor. Start-up mağazayı Lizbon’daki benzin istasyonlarından birinde açmak için Portekizli petrol ve gaz şirketi Galp ile ortaklık kurdu. 323 metrekarelik mağaza, alışveriş yapanlara kasiyersiz bir ödeme deneyimi sunuyor. Akıllı telefonlarına indirdikleri bir uygulamayı taradıktan sonra, mağazadan istedikleri her şeyi alıp dışarı çıkabiliyorlar. Tavana yerleştirilmiş kameralar ve raflardaki sensörler aracılığıyla yapay zeka bilgisayar görüşü, alışveriş yapanların seçtikleri veya bıraktıkları ürünleri tanımlıyor. Otonom yazılım, sanal alışveriş sepetlerini takip ediyor ve ücretlendiriyor. Sensei’nin otomatik marketi, benzin istasyonu sahibinin herhangi bir inşaata ihtiyaç duymadan yerinde kurabileceği mobil bir kapsül olarak geliyor. Ürünlerin yeniden stoklanmasını daha verimli hale getirmek için müşteri verileri ve envanterin gerçek zamanlı takibi toplanıyor. Galp COO Teresa Abecasis yaptığı açıklamada, bu insansız kapsüllerin, trafiğin daha az olduğu bölgelerdeki daha küçük benzin istasyonlarının müşterilere akaryakıt dışı ürünleri karlı bir şekilde sunmasını sağlayacağını söyledi.

Uzaktan çalışma BT’de sürdürülemezliğe neden oluyor

Uzaktan çalışma birçok teknoloji çalışanı için avantaj sağlarken, arka planda bunu yöneten BT ekipleri büyük zorluklar yaşıyor. Hatta BT ekiplerinin bu nedenle yaşadıkları yıpranma, tehlikeli seviyelere ulaşmış durumda. End Node’ları Hindistan’da olan BT şirketleri için yıpranma oranları, menşe ülke ne olursa olsun dünyanın çoğu yerinde yüzde 20 ile 30 arasında bir seviyeye ulaştı. Örneğin Infosys,  geçen yıl Mart ayında sona eren çeyrekte yüzde 10,9’dan bu yıl Mart sonunda yüzde 27,7’ye ulaşan bir yıpranma yaşadı. Benzer şekilde, TCS geçen yıl Mart ayındaki yüzde 7.2’lik yıpranma oranından bu yıl yüzde 17,4’e çıktı. Kısa vadede, BT uzmanları üzerinde işverenleri ofise dönmeye ikna etmeleri için baskı var. Küresel müşterilere hizmet vermek, Fersht’in de belirttiği gibi, iş gücünüzün üçte biri sürekli olarak iş değiştiriyorsa mümkün değildir. Bu, ev ofis konforuna alışmış bugünün ve yarının teknoloji çalışanını da rahatsız etmesi gereken bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor.

Akıllı telefonlar PC’lere kıyasla daha çok tercih ediliyor

0
Yeni araştırmaya göre, Brezilya’da kullanılan akıllı telefon sayısı, aktif cihazların yüzde 52’sini temsil ederek ülkedeki kişisel bilgisayar tabanını aşmaya devam ediyor. Şu anda Brezilya’da kullanılan 242 milyon akıllı telefon varken, kişisel bilgisayarlar (masaüstü bilgisayarlar, dizüstü bilgisayarlar ve tabletler) 210 milyon cihazı temsil ediyor. Araştırmaya öncülük eden FGV profesörü Fernando Meirelles: “Akıllı telefonlar tüm sosyal sınıfların istek nesnesidir ve nüfusun büyük çoğunluğu için kişisel bilgisayardır” diyor. PC segmentinde kurumsal alanda tablet satışlarının yatay seyrettiğini, son tüketici segmentinde ise dizüstü bilgisayarların masaüstü bilgisayarlardan daha fazla arandığını belirtiyor. Araştırmaya göre Brezilya’da her TV için üç akıllı telefon satılıyor. Taşınabilir söz konusu olduğunda, Brezilya’da 352 milyon cihaz kullanılıyor. 2650 Brezilyalı firmayla yapılan çalışma, 2021’in sektör için iyi bir yıl olduğunu ve PC segmentinde 14 milyon adet satılarak yüzde 27’lik bir artış görüldüğünü ortaya koyuyor.

Üretim için Endüstri 4.0’da en iyi seçimler

Endüstri 4.0 alanındaki kuruluşlar, daha hızlı, daha akıllı ve daha üretken olmak için sürekli taleplerle karşı karşıyalar. Akıllı şehirleri ve akıllı evleri hepimiz biliyoruz, ancak tamamen bilgisayarlı ve IoT destekli akıllı işleme tesisi çok uzakta değil. Nesnelerin İnterneti, tüm sektörlerin potansiyelinde değişen organizasyonları gösterdi. Doğru bir şekilde yürütüldüğünde, süreçleri yumuşatabilir, navigasyonu daha da geliştirebilir ve ortaklar, suç ortakları ve müşteriler için aynı şekilde ek teşvikler sağlayabilir. “Dördüncü modern” huzursuzluk olarak tasvir edilen Endüstri 4.0’ın arkasındaki asıl itici güç ve bu büyük bir sürpriz değil. İyi bir endüstri 4.0 uygulaması için odaklanılması gereken bazı ana konular var. Bu konular ise şu şekilde; ♦ Büyük Veri ve Analitik ♦ Otonom Robotik ♦ Simülasyonlar ve Dijital İkizler ♦ Yatay ve Dikey Sistem Entegrasyonu ♦ Endüstriyel IoT (IIoT) ♦ Siber Güvenlik Teknolojisi ♦ Bulut ♦ Eklemeli İmalat (AM) ♦ Yapay Zeka ve İmalat ♦ Artırılmış Gerçeklik ve Sanal Gerçeklik

Dekarbonizasyon için Microsoft ve Motorola işbirliği yapıyor

0
Itron, daha geniş bir müşteri yelpazesine ulaşmak için şebeke uç çözümlerini genişletmek için Microsoft ve Motorola ile işbirliği yapacak. Microsoft ile genişletilmiş ortaklık kapsamında Itron, enerji yönetim sistemlerini Microsoft’un Azure bulut platformuyla birleştirerek, kamu hizmetleri ve akıllı şehirler endüstrileri için bulutun benimsenmesini ve yeni nesil tüketici ve şebeke ucu çözümlerini hızlandırmak için çalışıyor. Gerilim izleme, elektrikli araç ve güneş enerjisi farkındalığı ve konum farkındalığı gibi çözümler sunan Itron, karbon izleme, veri erişilebilirliği ve temiz enerji eşleştirme konularında endüstri sorunlarını çözmeyi umduğunu söyledi. Itron’un sonuçlardan sorumlu ürün yönetiminden sorumlu başkan yardımcısı Stefan Zschiegner: “Yönetim altında yaklaşık 75 milyon uç noktamız var ve buna hızla daha fazlasını ekliyoruz. Ayrıca, bu uç noktalara müşterilerimiz adına yönettiğimiz daha fazla hizmeti ekliyoruz” diyor. Benzer şekilde, Motorola ile yapılan işbirliğinin, müşterilerin ağ erişimlerini genişletmelerine, mobil ağın 4G ve 5G teknolojisinden yararlanarak kamu hizmeti şirketleri gibi büyük ölçekli müşterilere daha fazla erişim sağlaması bekleniyor.

3D baskı ev sektörü büyüyor

0
Üç boyutlu baskı ve robotik girişimi Diamond Age, 72 ev  inşa etmek için ulusal ev inşaatçısı Century Communities ile bir anlaşmaya vardı. Diamond Age’in otomatik 3D yazıcısı, bir ana sitenin tüm temelini kapsayan taşınabilir bir portal sistemi temel alıyor. Yapıdan sarkan bir kol ucu robotik araç, beton pedin etrafında hareket ederek evin dış ve iç duvarlarını kompozit malzemelerle “basıyor”. Age kurucu ortağı ve CEO’su Jack Oslan: “Teknoloji operasyonuna ve ev inşaatının bitirme tarafına daha fazla odaklanacak ve bugün bildiğimiz gibi ev inşaatının yorucu kısmının çoğunu değiştirecek yeni bir inşaat işleri çağı yaratmanın ön saflarında olmaktan gurur duyuyoruz” diyor. Otomasyon sistemi, aynı anda birkaç ev inşa edebilen yedi üniteli “gruplar” halinde dağıtılır; Diamond Age’e göre, bir grup bir yılda tahmini 250 ev inşa edebilir. Şirket, sistemin yeni bir ev inşa etmek için gereken el emeğinin yüzde 55’ini dengeleyebileceğini ve inşaat döngüsünü dokuz aydan 30 güne indirebileceğini söylüyor.

Akıllı sokak aydınlatmasında yeni projeler devam ediyor

0
RealTerm Energy, akıllı sokak altyapı grubu Ubicquia ile birlikte 25 akıllı sokak aydınlatma projesini tamamladı. Proje için ek olarak beş şehirde daha denemeler devam ediyor. Proje, sokak lambalarının LED lambalara dönüştürülmesini ve lambaların belirli zamanlarda kısılıp söndürülmesini sağlayan entegre kontrol özelliklerini içeriyor. Sonuç olarak RealTerm Energy, şehirlerin enerji tüketimini her yıl yaklaşık yüzde 67 oranında azaltabileceğini söyledi. Şu anda, ABD şehirlerinin yarısından fazlasında LED sokak lambaları var, ancak yüzde 10’dan azında aydınlatma kontrolleri ve karartma programları yer alıyor. RealTerm Energy’nin satış ve pazarlama başkan yardımcısı Mike Coyle: “Piyasa geliştikçe ve belediyeler LED sokak lambası teknolojisini anlamaya başladıkça, sürecin başında akıllı kontrollerin benimsendiğini görüyoruz” dedi. Ubicquia, proje için üç platformunu sağlıyor; akıllı sokak lambası denetleyicisi UbiCell, bulut tabanlı veri toplama platformu UbiVu ve UbiSmart Air Quality Monitor Plus, kullanıcılara çevre ve hava kalitesi izleme de sunuyor. RealTerm Energy ayrıca kamu güvenliğini artırmak için hava kalitesi izleme, halka açık WIFI ve video analitiği için diğer Ubicquia sokak lambası platformlarını da devreye aldı.

İngiltere’den otonom otobüsler için yatırım

İngiliz Hükümeti, Birleşik Krallık’ta ticari otonom araçların gelişimini hızlandırmak için 50 milyon dolarlık finansman sağladı. “Bağlantılı ve Otomatik Mobiliteyi Ticarileştirme” adlı bir yarışma, 2025’ten itibaren İngiltere genelinde kendi kendine sürüş hizmetlerinin sağlanmasına yardımcı olacak hibe başvurularını teşvik ediyor. Projenin, sürdürülebilir iş modellerinin ulusal çapta uygulanabilmesi ve küresel olarak ihraç edilebilmesi için şirketleri ve yatırımcıları bir araya getirmeye yardımcı olacağı umulmaktadır. Yarışmanın ayrıntılarını açıklayan hükümet açıklamasına göre, hibeler için değerlendirilecek sürücüsüz araç türleri arasında “teslimat minibüsleri, yolcu otobüsleri, servisler ve bölmeler ile havaalanlarında ve konteynerlerde insanları ve bagajları taşıyan araçlar yer alıyor. 1,89 milyon dolarlık fon, kendi kendini süren araçların diğer trafikten ayrılan güzergahlarda, demiryolu hatları gibi mevcut toplu taşıma toplu taşıma sistemlerine alternatif olarak potansiyel kullanımını araştırmak için ayrılacak. Kendi kendine sürüş teknolojisini benimsemede henüz Amerika Birleşik Devletleri veya Çin kadar gelişmiş olmasa da, Birleşik Krallık muazzam potansiyelinin farkında. Hükümet, sürücüsüz teknolojinin 2035 yılına kadar ülke ekonomisine 53 milyar dolar değerinde olabileceğini ve potansiyel olarak 38.000 yeni vasıflı iş yaratabileceğini tahmin ediyor.

Tedarik zinciri kesintilerinde yapay zekaya iş düşüyor

0
Son iki yılda bir dizi beklenmedik olay küresel tedarik zincirlerini karıştırdı. Buna karşılık, büyüyen bir grup startup ve yerleşik lojistik firması, işletmelerin kesintiyi en aza indirmesine yardımcı olmak için en son teknolojiyi uygulayan milyarlarca dolarlık bir endüstri yarattı. Interos Inc, Fero Labs , KlearNow Corp ve diğerleri yapay zeka ve diğer son teknoloji araçları kullanıyor, bu nedenle üreticiler ve müşterileri, tedarikçi karışıklıklarına daha hızlı tepki verebilir, hammadde mevcudiyetini izleyebilir ve sınır ötesi ticaretin bürokratik çalılıklarından geçebilir. Analistler verdiği demeçte, tedarik zincirlerine odaklanan yeni teknoloji hizmetleri pazarının önümüzdeki beş yıl içinde yılda 20 milyar doların üzerinde bir değere sahip olabileceğini söyledi. Teknoloji araştırma firması Gartner’a göre, 2025 yılına kadar yeni tedarik zinciri uygulamalarının yüzde 80’inden fazlası yapay zeka ve veri bilimini bir şekilde kullanacak. CEO Jennifer Bisceglie, savaş başladıktan sonra 700 şirketin Ukrayna ve Rusya’daki tedarikçilere maruz kalma durumlarını değerlendirmek için Interos’a başvurduğunu söyledi. Şirketin, müşterilerin riske maruz kaldıklarını ve alternatif tedarikçileri nerede bulabileceklerini anlamaları için Çin’in Tayvan’ı işgal etmesi gibi diğer varsayımsal tedarik zinciri kesinti senaryolarını çözmek için yeni bir ürün geliştirdi.

Deepfake suç tespitinde kullanılabilir

0
Hollanda polisi tarafından oluşturulan derin sahte bir video, teknolojinin genellikle olumsuz algısını değiştirmeye yardımcı olabilir. Deepfake, görsel ve işitsel içeriği manipüle etmek veya oluşturmak için otomatik kodlayıcılar veya üretken rakip ağlar (GAN’lar) gibi üretken sinir ağı mimarilerini kullanır. Teknoloji halihazırda, bireylerin rızası olmadan cinsel içerik oluşturma, dolandırıcılık ve görüşleri değiştirmeyi ve demokratik süreçleri etkilemeyi amaçlayan aldatıcı içerik oluşturma dahil olmak üzere kötü niyetli amaçlar için kullanılıyor. Ancak Rotterdam’daki yetkililer, teknolojinin iyilik için kullanılabileceğini kanıtladı. Hollanda polisi, 2003 yılında Rotterdam metro istasyonunun otoparkına arkadaşlarıyla kartopu atarken vurularak öldürülen 13 yaşındaki Sedar Soares’in derin sahte videosunu çekti Video, Soares’in kamera önünde bir futbol topunu alıp akrabaları, arkadaşları ve eski öğretmenlerinden oluşan sahada bir şeref kıtasının içinden geçtiğini gösteriyor. Ulusal Soruşturma İletişim Ekibi’nden bir dedektif olan Daan Annegarn: “Deepfake’in konuşlandırılması sadece şanslı bir atış değil. Suç ortamındaki kalplere dokunabileceğine, tanıkların ve belki de failin öne çıkabileceğine inanıyoruz” diyor.

Rockwell Automation, Türkiye’de hızlı büyüme hedefliyor!

0
Endüstriyel otomasyon ve dijital dönüşümde dünyanın lider şirketi Rockwell Automation, Türkiye’de yatırımlarına hız kesmeden devam ediyor. 1993 yılından bu yana Türkiye’de sanayinin otomasyon ve teknoloji ihtiyaçları için uçtan uca çözümler geliştiren otomasyon devi, özellikle Ege, Akdeniz ve İç Anadolu bölgelerinde hızlı büyümeyi hedefliyor. Çin’in liderlik ettiği, pandemiyle birlikte 150 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşan otomasyon pazarında Türkiye’nin bölgesel üs olma potansiyeline sahip olduğuna dikkat çeken Rockwell Automation Ülke Direktörü Ediz Eren, sanayinin her kolunda dijitalleşme ve otomasyona yatırımların artması gerektiğini söyledi.

2022’nin ikinci çeyreğinde satışlar 1.8 milyar dolara ulaştı

Rockwell Automation Türkiye’de yaklaşık 30 yıldır endüstri ve üretimin sürekliliğini sağlamak, global düzeyde rekabet avantajı yaratarak ihracata ve ekonomiye katkı sunmak hedefiyle çalışmalarına hız verdi. Geliştirdiği otomasyon ve dijitalleşme çözümleriyle Türkiye’nin dört bir yanında endüstrinin her koluna hizmet götüren şirket, 2022 yılında operasyonlarını özellikle Anadolu’da büyütmeyi hedefliyor. Rockwell Automation EMEA Başkanı Susana Gonzales ve Rockwell Automation Ülke Direktörü Ediz Eren, otomasyon sektöründeki gelişmeleri değerlendirerek Rockwell Automation’un Türkiye’deki yatırım hedefleri hakkında bilgi verdi. Rockwell Automation EMEA Başkanı Susana Gonzales, Rockwell Automation 2022 ikinci çeyrek sonuçlarına yönelik şu açıklamalarda bulundu: “2022’nin ikinci çeyreğinde satışları etkileyen değişken bir küresel tedarik zinciri ortamına rağmen, dünyadaki tüm büyük son pazarlarda ve bölgelerde son derece güçlü talep görmeye devam ettik. Sermaye yatırımı, otomasyon ve dijital dönüşümün artan önemi, özellikle yazılım ve hizmetlerdeki benzersiz konumumuz sayesinde ortaya çıkan güçlü talep, hem bu yıl hem de sonraki yıllar için pazardaki hızlı büyüme adına önemli bir potansiyeli işaret ediyor.”

Otomasyonun ağırlıkta olduğu bir gelecek bizi bekliyor

Pandemiyle birlikte artan teknoloji, çeşitlilik ve kişiselleştirilmiş çözüm ihtiyacına bağlı olarak tüm dünyada otomasyon ve Endüstri 4.0’a yatırımların arttığını söyleyen Rockwell Automation Ülke Direktörü Ediz Eren ise, “Dünyada oyunun kuralları baştan yazılıyor. Küresel rekabet, bu yeni oyunun en büyük belirleyicisi. Oyun dışında kalmamak ve rekabet avantajı yakalamak için endüstriyel otomasyona yatırım yapmak artık bir tercih değil zorunluluk haline geliyor. Çünkü üretimde dijitalleşme ve otomasyonun ağırlıkta olduğu bir gelecek bizi bekliyor. Türkiye üretim kasları güçlü bir ülke.  Özellikle makina üretim sektörü, Türkiye için çok değerli bir ihracat kaynağı. Ancak ülkemizde teknik alt yapısı çok yüksek makina üreticilerimizin çok azı global pazarda kendilerine yer bulabiliyor. Türkiye sanayinin her alanında dijitalleşme ve otomasyon konusunda sağlam adımlar atarak, 150 milyar dolarlık dünya otomasyon pazarında Çin’in başı çektiği dünya klasmanında yer alabilecek potansiyele sahip. Biz de özel ürün, yazılım, hizmet ve teknolojilerimizle kendilerini geleceğe hazırlamak isteyen üreticilere dönüşümün yolunu açıyoruz” dedi.

Ortaklık ve satın almalarla büyüyor

Otomasyon sektörünün en fazla Ar-Ge yapılan sektörlerin başında geldiğine dikkat çeken Ediz Eren, “Biz de alanında asırlık deneyime sahip, uzman mühendisliğiyle gurur duyan, dünyanın lider şirketi olarak Ar-Ge tarafında çok fazla yatırım yapıyoruz. 2021 yılında Ar-Ge yatırımlarımız 400 milyon dolara ulaştı. Üretim yapan fabrikaların ve bu fabrikalara makine ve proses hatları üreten şirketlerin dijital dönüşüm için tüm gereksinimlerini sağlama misyonuyla Ar-Ge yatırımlarımıza ek olarak ortaklık ve satın almalar yoluyla da ilerlemeye ve büyümeye devam ediyoruz. 2021 yılında 2.2 milyar dolarlık bir satın alma ile dijitalleşme yazılımları geliştirme ve uygulama alanında öncü şirketlerden Plex Systems firmasını bünyemize kattık. Öncesinde 1 milyar dolarlık bir yatırımla PTC firması ile bir ortaklık gerçekleştirdik ve mevcut çözümlerimizle PTC IoT Platformunun entegrasyonu ile içerisinde Makine Öğrenmesi, Arttırılmış Gerçeklik, Yapay Gerçeklik, MES Yazılımları gibi geniş kapsamlı bir paketi müşterilerimize sunduk.”

Anadolu’da büyüyecek

Rockwell Automation için Türkiye’nin önemli bir pazar olduğunu söyleyen Eren, Türkiye’nin 2020 yılında EMEA bölgesinde en hızlı büyüyen ülke olmayı başardığına dikkat çekerek, “Tüm bölgesel ve global etkenlere rağmen 2020 gibi 2021 yılını da hedeflerimizi aşarak kapattık ve Euro bazında büyümeyi başardık. Bu süreçte dünyada yaklaşık yüzde 20 daralan makine pazarının Türkiye’deki daralması sadece yüzde 5 seviyesinde kaldı. Türkiye bu anlamda sahip olduğu potansiyeli fırsata çevirebilir. Biz de bu doğrultuda Türkiye yapılanmamızı özellikle fabrikaların dijitalleşme, siber güvenlik ihtiyaçlarına yönelik satış ve yerli mühendislik hizmetleri tarafında genişletiyoruz. Müşterilerimize daha ulaşılabilir teknik ve ticari hizmet desteği sağlayabilmek için Tek Distribütör modeline geçtik. Distribütörümüz AB Market Otomasyon ile operasyonlarımız İstanbul, Bursa, Gaziantep ve İzmir’de devam ediyor. 2022 yılının sonuna kadar Ankara, Konya illerindeki yapılanmalar da tamamlanmış olacak. Hedefimiz distribütörümüz ile özellikle Ege, Akdeniz ve İç Anadolu bölgelerinde hızlı ve sürdürülebilir şekilde büyümek” diye konuştu.

Dijital yetkinlik gelişimi platformu Forward’a kayıtlar başladı

McKinsey & Company’nin işimizin geleceği üzerine yaptığı araştırmalar; otomasyon, yapay zekâ ve dijital teknolojilerin yarattığı yeni iş potansiyelinin beraberinde getirdiği yeni yetenek ihtiyaçlarını da ortaya koyuyor. Günümüzde her 10 yöneticiden 9’u, organizasyonlarında belli bir görevin yerine getirilmesi için gerekli becerilerde boşluklar olduğunu ya da yakın gelecekte olmasını beklediğini belirtiyor.

İşimizin geleceğinde başarı için gerekenlere odaklı bir yetenek gelişimi programı olarak McKinsey uzmanları tarafından hazırlanan Forward programı, genç profesyonelleri hem kendilerine hem de çevrelerine liderlik edebilmelerini sağlayacak yetenek setleriyle donatmayı amaçlıyor.

McKinsey’nin dijital yetkinlik gelişimi platformu

Temel, ileri ve network olarak adlandırılan ve birbirini takip eden 3 seviyeden oluşan program çerçevesinde; katılanların dijital, analitik yeteneklerinin yanı sıra sosyal ve duygusal becerilerinin de gelişimine katkı sağlamak hedefleniyor.

En az 1 ve en fazla 5 yıl arası iş tecrübesine sahip, üniversite mezunu, İngilizce bilen genç profesyonellerin katılabildiği Forward programını tamamlayanlara sertifika veriliyor.

Türkiye, Orta Doğu ve Afrika’da bugüne kadar 33 binin üzerinde genç profesyonel Forward yolculuğuna katıldı. Bu gençlerden biri olan Nazlı, Forward ile ilgili yaptığı açıklamada; “Bu program güçlü yönlerimi belirlememe ve geliştirmeme yardımcı oldu. Bana enerjimi nasıl yöneteceğimi ve nasıl daha üretken olabileceğimi öğretti.

En önemlisi de kariyerimde büyük faydasını göreceğime inandığım, pratik problem çözme teknikleri ve düşünme biçimleri konularında kendimi daha da geliştirmeme imkan sundu” dedi.

Forward, pratik becerilere odaklanan ve tamamen dijital bir modelle verilen az sayıdaki kapsamlı programlardan birini sunarak geleneksel gelişim ve liderlik geliştirme programlarının arasından sıyrılıyor. Programda, gelecekte iş dünyasında gerekli olacak temel beceriler göz önüne alınarak McKinsey ve sektör uygulayıcıları tarafından geliştirilen içerik sunuluyor.

Forward programı, genç liderlere şu yetkinlikleri kazandırmayı hedefliyor:

  • Yapılandırılmış ve yaratıcı düşüncelerden faydalanarak işlerindeki karmaşık zorlukları fırsatlara çevirmek
  • Net ve etkili iletişim kurmak
  • Çevik çalışma biçimleri uygulamak, veri ve teknolojiyi kullanmak için fırsatları tespit etmek
  • Özellikle değişim dönemlerinde hem birey hem ekip olarak başarılı işler çıkarmak için uyumlu olmak, dayanıklılığı ve duygusal farkındalığı geliştirmek

Forward başvuruları 20 Haziran 2022 tarihine kadar açık olacak. İlgilenen adaylar bu adres üzerinden başvurabilecek: https://www.mckinsey.com/forward/locations/turkey

Google, 3. nesil AMD EPYC işlemciler ile güvenliği artırdı!

0
AMD Güvenli Şifrelenmiş Sanallaştırma (SEV), AMD EPYC işlemcileri tarafından sağlanan Gizli Bilgi İşlem bileşeni, AMD Infinity Guard’ın bir parçası olarak sunuluyor. Bu gelişmiş donanım tabanlı güvenlik özelliği, performansı önemli ölçüde etkilemeden VM belleğini hiper yöneticiden ayırmanın yanı sıra, tam sistem belleğini ve bireysel sanal makine belleğini şifreliyor. N2D ve C2D VM’lerde Gizli Bilgi İşlemin genişletilmesiyle, Google Cloud müşterileri artık hassas, çok çeşitli iş yüklerini korumaya yardımcı olacak 3. Nesil AMD EPYC işlemciler tarafından desteklenen gelişmiş donanımla güvenlik özelliklerine erişebilecek.

3. Nesil AMD EPYC işlemcili N2D ve C2D VM’ler neler sunuyor?

  • AMD Güvenlik İşlemcisi tarafından oluşturulan ve yönetilen, sanal makine başına özel bir örnek anahtarıyla VM belleğini şifreli tutan AMD SEV’i etkinleştirme.
  • Aynı fiziksel ana bilgisayardaki diğer sanal makinelerden ve ayrıca hiper yöneticinin kendisinden kaynaklanan saldırılara karşı güçlü koruma özellikleri sağlar.
  • CPU platformu olarak “AMD Milan veya daha yenisini” seçerek en son donanıma sahip Gizli N2D VM’lere basit yükseltme. 
AMD Bulut İş Birimi Kurumsal Başkan Yardımcısı Lynn Comp, “AMD, müşterilerin gelişmiş güvenlik teknolojisine erişmeleri ve iş yüklerini yüksek performansla yürütmeleri için Google Cloud ve Google’ın güvenlik uzmanlarıyla iş birliği yaptı. Google Cloud’un yeni gizli bilgi işlem sunumunu destekleyen 3. Nesil AMD EPYC işlemcilerle kullanıcılar, verilerinin güvenliğinden emin olurken, Google Cloud’un genel amacının ve optimize edilmiş iş yükü özelliklerinin keyfini çıkarmaya devam edebilir” dedi. Google Cloud Grup Ürün Müdürü Nelly Porter ise “Müşterilerimize 3. Nesil AMD EPYC işlemcilerden gelişmiş güvenlik teknolojisi sağlayarak, performansı yükseltmekle kalmıyor, aynı zamanda daha fazla iş yükü için Gizli Bilgi İşlemi de optimize ediyoruz. Google Cloud’da, AMD gibi iş ortaklarıyla Gizli Bilgi İşlem gibi gelişmekte olan teknolojilere yatırım yapmanın, müşterilerimizin gizlilik endişelerini gidermemize yardımcı olacağına inanıyoruz” şeklinde konuştu. 

Türk Telekom’dan enerji verimliliğini artıracak yerli platform

Türk Telekom, gelecek nesillere sürdürülebilir bir dünya bırakma hedefiyle tasarruf, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji alanlarındaki yatırımlarına devam ediyor. Türk Telekom, Netaş ve yerli servis entegrasyon ve yazılım şirketi Servisnet iş birliğiyle yerli akıllı enerji yönetim platformunu hayata geçirdi.

Enerji tasarrufu sağladı, karbon salınımını azalttı

Jeneratör, klima, doğru akım (DC) güç kaynağı, yenilenebilir enerji kaynakları gibi tüm enerji ekipmanlarının çalışma performanslarını proaktif olarak izleyen ve analiz eden platform, Türk Telekom şebekesinin enerji verimliliğini artırarak karbon emisyonunun düşürülmesine katkı sağlıyor. Marka ve modelden bağımsız olarak tüm enerji cihazlarını tek bir uygulama ile gözlemleme ve yönetme imkânı sunuyor. Türk Telekom Teknoloji Genel Müdür Yardımcısı Yusuf Kıraç, projeye dair şöyle konuştu: “Enerji kaynaklarının verimli kullanılması, yenilenebilir enerji kaynaklarının yaygınlaştırılması ve karbon salınımının azaltılması konularında çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu kapsamda Netaş ve Servisnet ile birlikte hayata geçirdiğimiz yapay zekâ destekli akıllı enerji yönetim platformunu, Türk Telekom şebekesinde ticari olarak kullanmaya başladık. Teknolojiyi toplumun iyilik ve faydasına hizmet edecek şekilde geliştiren bir kurum olarak, yerli ve millî imkânlarla hayata geçirdiğimiz ürün ve hizmetleri ülkemiz için üretmeye devam edeceğiz.” Netaş CEO’su Sinan Dumlu; ‘Akıllı enerji yönetim platformu’ projesini, Türk Telekom ve yerli çözüm ortağımız Servisnet ile birlikte hayata geçirmekten mutluluk duyuyoruz. Sürdürülebilirliği teknolojinin dönüştürücü gücü ile desteklemek ‘akıllı dijitalleşme akıllı dönüşüm’ yaklaşımımızın en önemli hedeflerinden birisi.” Servisnet Genel Müdürü Serdar Toros şöyle ifade etti: “Enerjiyi verimli kullanmak ve yönetebilmek tüm modern ekonomilerde temel arayış ve odak noktalarından biridir. Bu gerçeklikten yola çıkarak Türk Telekom ve Servisnet mühendisleri, ‘akıllı enerji yönetim platformu’nu geliştirdiler. Kendi kendine öğrenebilen yapay zekâ algoritmalarının çalıştığı, zero-touch teknolojilerinin kullanıldığı yazılım, Türk Telekom’un operasyonel mükemmelliği ve enerji verimliliğini hedefleyen dijital dönüşüm yolcuğunda büyük bir adım olarak görülmelidir.”  Türk Telekom, 2021 yılında, abone başına düşen elektrik tüketimini bir önceki yıla göre azaltmayı başardı. Sabit ve mobil şebekede toplam elektrik tüketimini son 5 yılda yüzde 3 düşüren Türk Telekom, yıllık ortalama 31 milyon kilovat saat (kwh) enerji tasarrufu sağlarken, son 5 yılda yıllık ortalama 15 bin ton karbon emisyonunu da engelledi. 

Türkiye’de her iki bankacılık işleminden biri online gerçekleşiyor

0
Merkezi Londra’da bulunan OCR Labs, Müşteri Gözünden Türkiye’de Uzaktan Bankacılık Araştırması‘nın bulgularını açıkladı. OCR Labs, bu araştırmayla Türkiye’deki bankacılığın genel görünümüne ayna tutarken, kullanıcı davranış ve alışkanlıklarını; uzaktan bankacılığı destekleyen yeni düzenlemeye ve güvenlik endişelerine yönelik farkındalık seviyesini ortaya çıkarıyor. Bankaların yeni dijital hizmetlerine yönelik düşüncelerinin pandemi ortamında nasıl şekillendiğini anlamak için yapılan araştırma, OCR Labs ve CurioCity Araştırma ve Danışmanlık Hizmetleri tarafından 5 – 27 Kasım 2021 tarihleri arasında 12 nüfus bölgesinden 1.209 katılımcı ile gerçekleştirildi. Banka müşterileri online işleme alıştı, şubeye gidenlerin oranı yüzde 2 Araştırmada ortaya çıkan sonuçlara göre Türkiye’de müşterilerin neredeyse yarısı tüm işlemlerini online olarak yaparken, her türlü işlem için şubeye giden müşterilerin oranı ise yalnızca yüzde 2 seviyesinde kalıyor. Yüzde 2’lik bu kesim, şubeye gitmeyi personeli tanımak ve bilgi almak için tercih ediyor. Öte yandan 34-44 yaş grubunda yalnızca online kanalları tercih eden kullanıcılar yüzde 48’lik bir kesimi oluştururken, 45-55 yaş grubunda bu oran yüzde 52’ye çıkıyor. Müşterilerin uzaktan bankacılık ile en çok yaptığı işlemler de kredi kartı başvurusu, kredi başvurusu, tasarruf hesabı açmak, sigorta başvurusu ve yatırım hesabı açmak olarak sıralanıyor. Mobil bankacılık, tüm işlemlerde en çok tercih edilen yöntem Kullanıcıların yüzde 79’u vadeli hesap açma ve yönetme işlemleri, yüzde 59’u ise para transferi için uzaktan bankacılığı tercih ederken, yüzde 53’ü de mobil bankacılığı kullanıyor. Araştırmaya göre mobil bankacılık en çok tercih edilen yöntem olurken, çağrı merkezi ise tüm işlem türlerinde en az tercih edilen kanal olarak öne çıkıyor. Bunun dışında kredi başvuruları/işlemleri ve emeklilik/sigorta uygulamaları için en çok kullanılan kanal ise şube oluyor. Uzaktan bankacılık, pandemi sonrasında da önemini koruyacak Araştırmaya katılan her üç kişiden ikisi, pandemi sırasında uzaktan verilen bankacılık hizmetleri için başvuru yaptığını aktarıyor. 25-34 yaş grubu, yüzde 77 ile uzaktan bankacılık deneyiminden en memnun kitle olarak dikkat çekiyor. Müşteriler uzaktan bankacılığı istediği her şeyi istediği yerden yapabildiği, evden veya iş yerinden çıkmadan işlem yapabildiği, telefonda sıra beklemek zorunda kalmadığı, başvuru prosedürleri daha hızlı sonuçlandırıldığı ve mesai saatlerine bağlı olmadığı için tercih ediyor. Her on tüketiciden yedisi ise pandemi bittikten sonra da bankacılık işlemlerinde online/video sistemleri tercih edeceğini paylaşıyor. Uzaktan kimlik tespiti uygulamasına yönelik farkındalık ortalama seviyede 1 Nisan 2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 1 Mayıs 2021’de yürürlüğe giren Bankalarca Kullanılacak Uzaktan Kimlik Tespiti Yöntemlerine ve Elektronik Ortamda Sözleşme İlişkisinin Kurulmasına İlişkin Yönetmelik‘le, bankaların elektronik ortamda müşteriyle sözleşme ilişkisi kurulurken kullanabilecekleri uzaktan ve dijital kimlik doğrulama yöntemlerinin düzenlenmesi amaçlanıyor. Videoyla tanımanın dijital kimlik doğrulama sürecinde birincil uzaktan tanıma yöntemi olarak belirlendiği bu düzenlemeye dair farkındalığın arttırılması hedefleniyor. Araştırmaya göre BDDK’nın uzaktan bankacılığı destekleyen düzenlemesinden haberdar olan müşterilerin oranı yüzde 40’a ulaşıyor. Yeni düzenlemeden haberdar olan ve bu düzenlemelere pozitif bakanlar ağırlıklı olarak çalışanlardan ve KOBİ sahiplerinden oluşuyor. Bu kesim detaylı incelendiğinde beyaz yakalıların yüzde 34’ü, yöneticilerin yüzde 36’sı ve KOBİ sahiplerinin de yüzde 33’ünün düzenlemeden memnun olduğu görülüyor. Yeni düzenlemeden haberdar olup desteklemeyenlerde ise yüzde 16 ile mavi yakalı çalışanlar çoğunluğu oluşturuyor. Yeni düzenlemeden haberdar olmayanlara bakıldığında, yüzde 73 ile çalışmayanlar, yüzde 69 ile öğrenciler, yüzde 67 ile emekliler, yüzde 65 ile 18-24 yaş arası en genç bankacılık müşterileri ve yüzde 63 ile kadınlar öne çıkıyor.