Faruk Kocabaş MediaMarkt Türkiye CEO’su oldu

Mediamarkt Türkiye’de CEO’luk görevine Faruk Kocabaş getirildi. Faruk Kocabaş 1 Şubat itibariyle CEO’luk görevini Yenal Gökyıldırım’dan devralacak.

Faruk Kocabaş MediaMarkt Türkiye CEO’su Oldu

MediaMarkt Türkiye ailesine 2016 yılında Satınalmadan Sorumlu İcra Kurulu Üyesi (CPO) olarak katılan ve sonrasında görevine Ticaretten Sorumlu İcra Kurulu Üyesi (CCO) olarak devam eden Faruk Kocabaş, markanın pazar liderliği yolculuğunda büyük katkılarda bulundu. Faruk Kocabaş, MediaMarkt Türkiye’de strateji, kategori yönetimi, satın alma, fiyatlandırma, satış sonrası operasyonlar, lojistik, talep planlaması ve ticari pazarlamadan sorumlu olarak görev yapmaktaydı. Uluslararası şirketlerdeki uzun kariyeri boyunca her zaman başarılı işlere imza atan ve Türkiye’de Türk Philips Ticaret A.Ş. ve TP Vision Elektronik Ticaret A.Ş.’de, Hollanda’da Philips Consumer Lifestyle BV ve MMD Monitors & Displays Nederland BV’de üst düzey görevler üstlenen Faruk Kocabaş, Orta Doğu Teknik Üniversitesi İşletme Bölümü mezunu, evli ve bir çocuk babasıdır. Faruk Kocabaş ayrıca Zincir Mağazalar Derneği’nin Yönetim Kurulu Üyesidir.

Başarılarla dolu bir dönem

MediaMarkt Türkiye İcra Kurulu Başkanı ve MediaMartSaturn Perakende Grubu’nda 12 farklı ülkeden sorumlu olarak Global İcra Kurulu Üyesi ve Holding COO’su olarak görev yapan Yenal Gökyıldırım, başarılarla dolu 8 yıllık Mediamakt yolculuğunda ülke organizasyonlarının yeniden yapılanmasını yöneterek, şirketin büyüme ve dönüşüm stratejisini kurguladı. Türkiye’nin en çok tercih edilen çok kanallı elektronik perakendecisi olma vizyonunun kurucusu olan ve bu vizyonun etkin bir şekilde hayata geçirilmesinde kurduğu liderlik takımı ile başarılı bir dönüşüm yaratan Yenal Gökyıldırım, sektöründe pazar lideri konumundaki MediaMarkt Türkiye CEO’luğunu, liderlik takımında uzun süredir beraber görev yaptığı Faruk Kocabaş’a devrediyor.

SOCAR Türkiye Ar-Ge dünyada bir ilke imza attı

0
SOCAR Türkiye, Ar-Ge ve İnovasyon çalışmalarıyla, dünyada İnovasyon Yönetim Sistemi Belgesi’ni endüstride alan ilk şirket oldu. Sürdürülebilir kurumsal inovasyon yönetimini tescilleyen bu belge, SOCAR Türkiye Ar-Ge ve İnovasyon A.Ş. Genel Müdürü Bilal Guliyev‘e, 9. Ar-Ge ve Tasarım Merkezi ile Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Zirvesi’nde Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank tarafından verildi.

ISO 56002 İnovasyon Yönetim Sistemi Belgesi alan ilk şirket!

SOCAR Türkiye, komitede Türkiye adına aktif rol alarak ISO 56002 İnovasyon Yönetim Sistemi standardının hazırlanma sürecine büyük katkı sağladı. Paydaş fikirlerini etkin değerlendirerek inovasyonun bir kurum kültürü olmasını destekleyici sistemler hayata geçiren SOCAR Türkiye Ar-Ge ve İnovasyon A.Ş., bu standardın hazırlanma ve uygulama sürecinde gösterdiği başarı ile Türkiye ve dünyada öncü oldu. Türkiye’de inovasyon ve kalite yönetim sistemleri alanında önemli bir kilometre taşı olan bu başarı sonraki çalışmalar için de ilham verici oldu. Belgeyi takdim eden Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, endüstride İnovasyon Yönetim Sistemi belgelendirmesini dünyada ilk alan firma olan SOCAR Türkiye’yi inovasyona verdiği önemden dolayı tebrik etti. SOCAR Ar-Ge ve İnovasyon Merkezi, Petkim’in 51 yıllık Ar-Ge tecrübesini tüm gruba yaymak üzere Aralık 2019’da kuruldu. SOCAR Ar-Ge’nin kuruluş amacında SOCAR Türkiye’nin tüm paydaşları için yenilikçi, sürdürülebilir, çevre dostu ve pazar odaklı ürün, süreç, katalizör ve dijital teknolojiler üretmek, üretim süreçlerini iyileştirmek ve geliştirmek yer alıyor. SOCAR Ar-Ge ve İnovasyon Merkezi’nde yürütülen 39 proje bulunuyor. SOCAR Ar-Ge ve İnovasyon Merkezi, 5 projesiyle Avrupa Birliği tarafından fonlanmaya hak kazandı.

Türk Telekom’dan girişim ekosistemine Silikon Vadisi’nden destek

0
Türk Telekom, Kurumsal Girişim Sermayesi Şirketi TT Ventures ile yerli girişim ekosistemini globale taşıyacak çalışmalarını ABD’nin San Francisco şehrinde açtığı TT Ventures Ofisi ile sürdürüyor. Silikon Vadisi’nde yer alan TT Ventures Ofisini ziyaret eden Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, TT Ventures’ın hem Türkiye’de hem de ABD’de girişim ekosistemine yönelik gerçekleştirdiği faaliyetler hakkında TT Ventures Genel Müdürü Muhammed Özhan’dan bilgi aldı.

Yerli girişimleri globalde bilinir hale getireceğiz

TT Ventures Genel Müdürü Muhammed Özhan, San Francisco’daki TT Ventures Ofisi ile, destekledikleri girişimleri uluslararası anlamda bilinir kılmayı ve güçlü girişimler çıkarmayı amaçladıklarını, söz konusu ekosistemi yakından gözlemlemek ve fırsatları takip etmek adına çalışmalar gerçekleştirdiklerini kaydetti. Özhan, “Dünyada adından söz ettiren birçok yenilikçi markanın doğduğu ve geliştiği Silikon Vadisi’ndeki ofisimizle, global alandaki güncel gelişmeleri takip etmeyi, yerli girişim ekosistemimizdeki gücümüzü buradaki fırsatlarla harmanlamayı amaçlıyoruz. Global anlamda önemli işlere imza atmanın bir yolu da girişim ekosistemini desteklemekten ve dünyaya tanıtmaktan geçiyor. Bu anlamda San Francisco’daki ofisimizle hem Türkiye’de doğan girişimleri dünya ile buluşturacağız hem de buradaki tecrübeyle kendi girişim ekosistemimize güç katacağız” dedi. PİLOT mezunları ABD yolunda TT Ventures, PİLOT yurt dışı programı kapsamında BootUP firması ile seçilecek girişimlere destek verecek. PİLOT programı kapsamında seçilecek girişimlere; Amerika programı içerisinde iş geliştirme, yatırımcı ağına erişim, mentorluk ve koçluk başta olmak üzere kendi faaliyet gösterdikleri alanlarda özelleştirilmiş bir program ile destek olunacak. PİLOT mezunu girişimlere 20 milyon dolar yatırım Girişimcilik ve yeni teknolojilere yönelik inovatif fikirlerin ana merkezi sayılan Silikon Vadisi’ndeki ofisin yerli ekosistemi de güçlendireceğini belirten Özhan, TT Ventures çatısı altında faaliyet gösteren girişim hızlandırma programı PİLOT’u tamamlayan ve dünyanın birçok bölgesinde faaliyet gösteren girişimlerin yerel ve global yatırımcılardan 20 milyon dolara yakın yatırım aldıklarını hatırlattı. TT Ventures Girişim Sermayesi Yatırım Fonunu da hayata geçirdiklerini ifade eden Özhan, TT Ventures ile bugüne kadar sağlık, enerji, eğitim, yapay zekâ ve telekomünikasyon alanında faaliyet gösteren 13 şirkete yatırım yapıldığını açıkladı.

Yenal Gökyıldırım FLO’nun yeni CEO’su oldu

Çok kanallı ve çok markalı yapısı ile 3 kıtada 21 ülkeye yayılan, ayakkabı sektörünün bölgesel lideri FLO’da üst düzey atama gerçekleşti. Yaklaşık 10 yıldır FLO’nun globalleşme yolculuğuna liderlik eden Burak Övünç CEO’luk göreviniyeni nesil global perakendeciliğin lider ismi Yenal Gökyıldırım’a devretti.

Çeyrek asrı aşkın kariyeri boyunca elektronik, seyahat, otomotiv, e-ticaret ve perakende sektörlerinde çok uluslu şirketlerde üst düzey liderlik pozisyonlarında bulunan Yenal Gökyıldırım, 3 kıtada 21 ülkeye yayılan Türkiye’nin global oyuncusu olma yolunda emin adımlarla ilerleyen FLO Mağazacılık’ın yeni CEO’su oldu.

FLO’nun uluslararası konumunu ileriye taşıyacak

Global arenadaki tecrübeleri ile Yenal Gökyıldırım; geleneksel perakendeciliğin sınırlarını aşarak, çok kanallı, çok markalı, dijital odaklı global bir ürün şirketine dönüşme yolunda emin adımlarla ilerleyen FLO’yu daha da ileriye taşıyacak. Gökyıldırım, FLO‘nun mağazacılık, e-ticaret ve toptan satış kanallarını, güçlü marka ailesi ile destekleyerek omni-channel bir ekosistemde 360 derece hizmet sağlama üzerine inşa ettiği pazar konumunu güçlendirecek adımlar atmaya devam edecek.

Yeni nesil global perakendeciliğin güçlü ismi

Yıldız Teknik Üniversitesi’nde Makine Mühendisliği bölümünden mezun olduktan sonra aynı okulda MBA’ini de tamamlayan Yenal Gökyıldırım, 14 yıl boyunca Philips Elektronik’te çalıştı; İstanbul, Dubai, Viyana ve Amsterdam organizasyonlarında başarılı sonuçlar elde etti. Bünyesindeki e-ticaret, dijital reklam, bahis ve seyahat şirketleriyle Türkiye’nin en büyük e-ticaret platformu olan Doğan Online Grubu’nun CEO’su olarak 2011 yılında Türkiye’ye döndü. Sonrasında kariyerinde önemli bir dönüm noktası olan LC Waikiki’deki Genel Müdürlük pozisyonu boyunca, 25 ülkede faaliyet gösteren moda perakende şirketinin, Türkiye’den çıkan bir dünya markası olmasıyolculuğunda anahtar rol oynadı.

Son olarak 2015 yılından bu yana, Almanya merkezli MediaMarkt’ta, Türkiye İcra Kurulu Başkanı ve MediaMarktSaturn Holding Perakende Grubunda 12 farklı ülkeden sorumlu Global İcra Kurulu Üyesi ve Holding COO’luğu görevlerini üstlendi. Bu süreçte, liderliğini yaptığı  tüm ülke organizasyonların müşteri odaklı yeniden yapılanmasını yönetmiş ve karlı büyüme stratejisini kurgulayarak hayata geçirilmesine liderlik etmiştir. Müşteri odaklılık ve çok kanallı perakende konseptlerini organizasyonun merkezine taşıyan Gökyıldırım, ayrıca TÜSİAD’ın Perakende Çalışma Grubu’nun Eş Başkanı ve YASED üyesidir. Yenal Gökyıldırım, evli ve bir kız çocuğu babasıdır.

Teknoloji şirketlerinde işten çıkarmalar eşitliği bozuyor

0
Teknoloji şirketlerinin geçen yıl artan işten çıkarmaları kadınları ve kariyer ortasındaki yetenekleri orantısız bir şekilde etkiliyor. Bu da en çok rağbet gören sektörlerden birinde çeşitliliği iyileştirmeyi zorlaştırabilir. Son yıllarda, ABD’li teknoloji devleri işe alımları hızlandırdı ve çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılığı (DEI) bir öncelik haline getirdi. Ancak sektör, 2020’nin ortalarından bu yana aşırı işe alım, artan faiz oranları ve iş ve tüketici davranışındaki değişikliklerle boğuşurken, teknoloji şirketleri çeşitlilik çabalarını riske atarak derin kesintiler ilan ettiler. Amazon.com CEO’su yaptığı açıklamada, işten çıkarmalarının daha önce açıkladığı işgücü azaltmanın bir parçası olarak artık 18.000’den fazla rolü kapsayacağını söyledi. Bu, kurumsal iş gücünün yaklaşık yüzde 6’sına denk geliyor. Salesforce Inc, personelinin yaklaşık yüzde 10’unu tasfiye etmeyi planladığını söyledi. Büyük teknoloji şirketlerindeki nadir sarsıntı, şirketler DEI çabalarına verdiği önemi azalttıkça zaten durgunlaşan çeşitlilik taahhütlerini daha da bozma riski taşıyor. İstihdam şirketi Challenger, Gray & Christmas Inc.’in bir raporuna göre Meta Platforms Inc, Amazon.com, Twitter Inc ve Snap Inc gibi şirketler, yavaşlayan ekonomi ve hissedar baskılarıyla başa çıkmak için 2022’de 97.000’den fazla kişiyi işten çıkardı. Revelio Labs Inc.’in verilerine göre, Eylül-Aralık 2022 arasındaki teknoloji işten çıkarmalarının sırasıyla yüzde 46,64’ünü ve yüzde 11,49’unu kadın ve Latin işçiler oluştururken, bu segmentler tüm endüstrinin sırasıyla yüzde 39,09’unu ve yüzde 9,96’sını oluşturuyor.

Kripto kredi kuruluşu büyük ölçekli işten çıkarma yaptı

0
Wall Street Journal tarafından yayınlanan yeni bir rapora göre, Genesis Trading, iflas başvurusunu değerlendirmeye devam ettiği için personelinin yüzde 30’unu işten çıkardı. Genesis, FTX çöktüğünden beri müşterilere dört güncelleme sağladı ve bunların hiçbiri para çekme işlemlerinin ne zaman yeniden açılabileceğini ele almadı. Şirket, stratejik danışman FGS Global’in dışarıdan bir sözcüsü aracılığıyla mevduatların dondurulmaya devam ettiğini doğruladı. Bununla birlikte Celsius’un iflas davasında alınan bir karar, Genesis mevduat sahiplerini daha fazla endişelendiriyor olabilir. Genesis’in işten çıkarılmasıyla ilgili olarak belirli bir çalışan sayısı bildirilmedi. Ağustos 2022’de WSJ, 260 kişilik bir personelin yüzde 20’sini bıraktığını ve bunun yaklaşık 200 çalışana ulaşacağını bildirdi. Personel sayısı Ağustos ayından bu yana aynı seviyede kalırsa bu, yüzde 30’luk bir kesinti anlamına geliyor.

SK Innovation elektrikli araç batarya pazarına giriyor

0
Şirketin üst düzey bir yöneticisi yaptığı açıklamada, Güney Koreli SK On’un artan elektrikli araç maliyetleri nedeniyle sıkışan otomobil üreticilerine daha düşük maliyetli piller sağlama çabasının bir parçası olarak 2025 yılına kadar yeni bir lityum-demir-fosfat elektrikli araç pili üretmeyi planladığını söyledi. SK On’un pil pazarlama bölümü başkanı ve başkan yardımcısı Jason Lee, CES konferansının oturum aralarında “2025 yılına kadar bir LFP ürünü üreteceğiz” dedi. SK On, Güney Koreli enerji grubu SK Innovation’ın bir yan kuruluşu olarak faaliyet gösteriyor. SK On müşterisi Ford Motor Co geçen yıl, gelecek yıl Ford F-150 Lightning elektrikli kamyonunda CATL’den Çin yapımı lityum demir piller sunmayı planladığını söyledi. Tesla Inc ve EV girişimi Rivian da LFP pillerini kullanmayı planladığını duyurdu. Çinli akü üreticileri, yerel otomobil üreticilerinden gelen güçlü taleple desteklenen dünya LFP üretimine hakim durumda. LFP pilleri daha düşük maliyetle üretilebilir, ancak karşılaştırılabilir nikel-kobalt EV pillerinden daha az menzil sunuyor. Lee, lityum-demir kimyasının maliyet avantajının pillerin nerede yapıldığına bağlı olduğunu söyledi. Çin’de üretilen LFP piller, nikel kobalt pillere göre yüzde 20 maliyet avantajına sahip olabilir. Avrupa’da üretilen LFP pillerinin yüzde 15 daha ucuza mal olabileceğini söyledi. SK On, ABD’deki yeni pil tesislerine yatırım yapıyor ve 2026 yılına kadar 150 GWh kapasiteye sahip olmayı bekliyor. Lee, bu yatırımların yanı sıra ABD’deki katot üretimine yapılan yatırımların, SK On’un ABD’deki müşterilerinin ABD EV sübvansiyonlarına bağlı yerel içerik gereksinimlerini karşılamasına izin vermesi gerektiğini söyledi.

Jack Ma Ant Group’un kontrolünden vazgeçti

0
Jack Ma şirket tarafından yapılan açıklamaya göre, fintech devinin hissedarlarının hissedarlık yapısını yeniden şekillendirmeyi kabul etmesinden sonra Ant Group’u artık kontrol etmeyecek. Düzenlemenin ardından yapılan açıklamaya ve CNN hesaplamalarına göre Ma’nın oy hakları yüzde 6,2’ye düşecek. Yeniden yapılanmadan önce Ma, 2020’de borsalara sunduğu halka arza göre, Hangzhou Yunbo ve diğer iki kuruluş aracılığıyla Ant’ta oy haklarının yüzde 50,52’sine sahipti. Ant, yaptığı açıklamada, şirketin hissedar yapısını “daha ​​şeffaf ve çeşitli” hale getirmeye yönelik bir hamle olan oy hakkı düzenlemesinin, hiçbir hissedarın ekonomik çıkarlarında herhangi bir değişikliğe yol açmayacağını da sözlerine ekledi. Ant, Ma dahil olmak üzere 10 büyük hissedarının oy haklarını kullanırken artık uyum içinde hareket etmemeyi kabul ettiğini ve yalnızca bağımsız olarak oy kullanacaklarını ve bu nedenle hiçbir hissedarın “Ant Group üzerinde tek veya müşterek kontrole” sahip olmayacağını söyledi. Oy hakları revizyonu, Çinli düzenleyicilerin Kasım 2020’de Ant’ın 37 milyar dolarlık halka arzının fişini çekmesi ve şirkete işini yeniden yapılandırma talimatı vermesinden sonra geldi.

Tesla Asya pazarında fiyat düşürdü

Tesla Asya pazarı özelinde stratejik bir karar alarak fiyat değişikliğine gitti. ABD’li otomobil üreticisi, plan hakkında doğrudan bilgiye sahip bir kişinin söylediğine göre Japonya, Güney Kore ve Avustralya’da en çok satan Model Y ve Model 3 elektrikli araçlarının fiyatlarını da düşürdü. Değişim, Tesla’nın Çin ve Asya baş yöneticisi Tom Zhu’yu, 2022 teslimat hedefinin altında kaldıktan sonra şirketin son zamanlardaki zorluklarının merkezinde yer alan küresel üretim ve teslimatları denetlemek üzere atamasından bu yana yaptığı ilk büyük adım oldu. Tesla hisseleri yüzde 2,5 artışla 113,06 dolardan kapandı. Ancak hisse senedi son bir yılda değerinin yüzde 70’ini kaybetti. Otomobil üreticileri, envanteri kontrol etmek için uzun süredir teşviklere yöneldiler, ancak geçen yılın sonlarına kadar Tesla, güçlü siparişler nedeniyle fiyatları sabit tutmayı ve hatta artırmayı başardı. Ancak geçen ay CEO Elon Musk, “radikal faiz oranı değişikliklerinin” yeni ve kullanılmış tüm arabaların satın alınabilirliğini etkilediğini ve Tesla’nın hacim büyümesini sürdürmek için fiyatları düşürebileceğini söyledi. Reuters’in hesaplamalarına göre, Çin’deki en son kesinti, Ekim ayındaki bir başka indirim ve Çinli alıcılar için son teşvikler, ABD’den sonra en büyük ikinci pazarında Tesla’nın fiyatlarında Eylül ayına göre yüzde 13 ila 24’lük bir düşüş anlamına geliyor.

Google Cloud Kuveyt’in dijitalleşme hamlesini destekleyecek

Google Cloud yaptığı açıklamada, ülkenin kamu sektörü genelinde dijitalleştirme çabalarını desteklemek için Kuveyt hükümeti ile stratejik bir ittifak kurduğunu söyledi. Çoğu Körfez ülkesi, verimliliği artırmak ve kamu hizmetlerine çevrimiçi erişimi kolaylaştırmak için ve petrole bağımlı ekonomileri çeşitlendirmenin bir yolu olarak, hükümet sektöründe dijital teknolojilere önemli ölçüde yatırım yapıyor. Google Cloud, Kuveyt hükümeti ile yapılan anlaşma için bir değer sağlamadı ancak bunun hükümet hizmetlerini dijitalleştirmeyi, ulusal verileri taşımayı ve bulutta güvenli bir şekilde depolamayı ve ulusal bir dijital beceri programı oluşturmayı kapsayacağını söyledi. Kuveyt’te Katar ve Suudi Arabistan’ın ardından Orta Doğu’daki üçüncü bulut bölgesine yatırım yapmayı hedefleyen şirket, herhangi bir zaman dilimi belirtmeden yerde ofis açmayı planladığını söyledi. Huawei gibi Çinli firmaların da Körfez ulusal ekonomik dönüşüm planlarının bir parçası olarak kazançlı hükümet sözleşmeleri için rekabet etmesiyle, bölgede uluslararası oyuncular arasında bulut hizmetleri geliştirmek için artan bir rekabet var.

Stellantis otomobil fabrikalarının kapanması konusunda uyardı

0
Chrysler ana şirketi Stellantis NV İcra Kurulu Başkanı Carlos Tavares yaptığı açıklamada, elektrikli araçlar için yüksek fiyatların araç pazarlarının pandemi öncesi seviyelerden daralmasına neden olması durumunda daha fazla otomobil fabrikasının kapanacağını söyledi. Las Vegas’ta düzenlenen CES teknoloji ticaret fuarında Tavares, çip arzı toparlanırken otomobil üreticilerinin fiyatlandırma gücünü kaybetme riskiyle karşı karşıya kalacağını söyledi. Yorumlar, en iyi elektrikli araç üreticilerinin yüksek enflasyonun ortasında fiyatları yükselttiği bir zamanda ABD elektrikli araç pazarında karşılanabilirlik eksikliğinin ortaya çıkmasıyla geldi. Danışmanlık şirketi Deloitte tarafından yapılan bir ankete göre, daha fazla ABD tüketicisi elektrikli araç satın almak istiyor ancak fiyatların artmasından endişe duyuyor. Eylül ve Ekim 2022 arasında yürütülen ankete göre, “ABD’deki her 10 elektrikli araç alıcısından yaklaşık 7’si bir sonraki aracı için 50.000 dolardan daha az ödeme yapmayı bekliyor” dedi. Stellantis, Illionois, Belvidere’deki bir montaj fabrikasını yüksek elektrikli araç maliyetlerini gerekçe göstererek süresiz olarak durduracağını söyledi. Tavares gazetecilere verdiği demeçte, benzer eylemlerin “değişken maliyetlerin yüksek enflasyonunu gördüğümüz sürece her yerde olacağını” söyledi. Otomobil endüstrisinin elektrikli araç için yüzde 40 daha yüksek maliyetleri karşılaması gerektiğini de sözlerine ekledi.

Dijital dönüşüm bulut ile kolaylaşıyor

Dijital çağda, bulut bilişim dönüşümü kolaylaştırıyor. Bulutun bir sonucu olarak, kuruluşların dijitali en aza indirilmiş riskle benimsemeleri için artık neredeyse sınırsız olanaklar var. Ancak dijital değişim tamamen bulut bilişime bağlanabilir mi, yoksa daha fazlası var mı? Bulut depolama 1960’lardan beri var, ancak son on yılda hayatımızın her unsurunu ele geçirmeye başladı. Masaüstü yerine Web üzerinden erişilebilen yazılımların kullanılması, çok sayıda fırsatın önünü açar. Tabii ki, bulut bilişim başlangıçta işletmelerin büyümesi için bir fırsat olarak geliştirildi. Kurumsal açıdan bakıldığında, bulut bilişime yönelik küresel hareket, yapay zeka ve nesnelerin interneti (IoT) dahil olmak üzere en yenilikçi ve dönüştürücü teknolojik ilerlemelerin bazılarının temellerini oluşturdu. Bulut bilişimin bir diğer önemli katkısı, hibrit ve uzaktan çalışmanın artmasıdır. Evden çalışma ilk bakışta yapay zeka kadar etkili görünmese de etkileri çok büyük; teknoloji yeteneği artık belirli bir bölgede, eyalette ve hatta ülkede işe girmekle sınırlı değil. Küresel ekipler ev ofislerinden 7/24 hizmet sağlamak için birlikte çalışırken sınırlar neredeyse tamamen ortadan kalkar. Peki bulut bilişim neden bu kadar önemli? Bulut bilişim, kuruluşların covid kısıtlamalarına bağlı kalarak devam etmesini sağlamaktan neredeyse tek başına sorumlu olmasının yanı sıra, eskisinden çok daha az riskle kuruluşlar için dijital fırsatın kapılarını açıyor. On yıl kadar kısa bir süre önce, işletmelerin dijital düzeyde gelişmesi için karmaşık uygulamaları destekleyecek uygun altyapıları satın almaları veya geliştirmeleri gerekiyordu. Bir kez devreye girdiğinde, dijital yeteneklerin geliştirilmesi ve sürdürülmesi, yetenekli teknoloji personelinden oluşan bir iş gücü gerektirecekti ve bu personel olmadan dijital unsurlar, endüstrinin hızlı tempolu gelişiminin gerisinde kalacaktı. Bugün, dijitale yatırım yapmak isteyenlerin tek yapması gereken, hizmetleri kendi amaca yönelik oluşturulmuş sunucularında işletecek ve sürdürecek doğru bulut hizmeti sağlayıcısını bulmak. Bu, dijitale geçişi hiç olmadığı kadar anında daha ucuz, bakımı daha kolay ve daha düşük risk haline getirdi. Bulut bilgi işlemin operasyonları sürdürülebilir, ölçeklenebilir, uygun maliyetli ve erişilebilir kıldığı gerçeğini de hesaba katarsak, dijitalleşmenin en iddialı kuruluşlar için en iyi seçenek haline gelmesi şaşırtıcı değil. Bulut bilgi işlem sayesinde dijital dönüşüm, cesur bir risk olmaktan çıkıp, ileriye dönük çoğu kuruluşun yapmamayı göze alamayacağı bir şeye dönüştü.

Akıllı direkler kentsel altyapıyı sağlayacak

Akıllı direkler, akıllı sokak lambaları ve bağlantılı elektrik direkleri üzerine inşa edilmiş, akıllı kentsel altyapı için çok işlevli toplama noktaları diyebiliriz. ABI Research’e göre, 2030 yılına kadar akıllı direklerin kurulu tabanı dünya çapında 10.8 milyonu aşacak ve sistem gelirleri 60 milyar dolara ulaşacak. ABI Research Son Pazarlar ve Dikeylerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Dominique Bonte: “Akıllı şehirler için akıllı direklerin önemi çok büyük. 5G küçük hücreler ve Wi-Fi erişim noktalarından gözetim ve trafik kameralarına, tabela ve bilgi ekranlarına, hava kalitesi ve taşkın izleme çözümlerine ve şarj etmeye kadar tüm akıllı kentsel altyapı yelpazesini dağıtmak için verimli, ölçeklenebilir ve modüler bir çerçeve sunarlar. Ancak, akıllı direk dağıtımlarının arkasındaki ana itici güç, 5G ve gelecekteki 6G küçük hücreler ve mmWave radyo spektrumunun kullanımı şeklinde hücresel ağ yoğunlaştırma ihtiyacıdır. Bu nedenle, telekomünikasyon ekosisteminin, akıllı direklere gömülü ek akıllı şehirler işlevselliğini en azından kısmen finanse etmesi bekleniyor” diyor. Akıllı direğin benimsenmesini yavaşlatan tipik engeller, ortak sahiplik ve yönetim (tasarım, bakım, ana taşıyıcı maliyet paylaşımı), çelişen öncelikler ve gündemler, sensör verilerinin gizliliğiyle ilgili endişeler ve şehir yönetimlerinin akıllı telefonların sunduğu birçok fayda hakkında farkındalık eksikliğini içerir. Sonuç olarak, dağıtımların yalnızca bu on yılın sonuna doğru ivme kazanması bekleniyor.

İlk ticari akıllı etiket takip cihazı CES 2023’te tanıtıldı

0
Yeni akıllı etiket tasarımı, sektörde bir ilk olarak ultra hafif varlıklar için uygun. CES 2023’te yeni bir ultra-ince izleme cihazı tanıtıldı. Yeni cihaz, akıllı bir etiket görevi görüyor ve küçük ve hafif öğeler için varlık takibinde çığır açan bir gelişme olarak müjdeleniyor. bir zarf veya yağlı boya tablo büyüklüğünde. Yeniden kullanılabilir cihaz, Pod Group tarafından SODAQ ve Lufthansa Industry Solutions (LHIND) ile işbirliği içinde oluşturuldu ve düşük güçlü hücresel bağlantıyla çalışıyor. LHIND platformu, bu öğelerin hareketini izlemek için coğrafi konum işaretçilerini kullanır ve paketleri yolculukları boyunca önemli noktalara girdiğinde veya buradan ayrıldığında gönderenleri uyarır. Pod Group CEO’su Sam Colley: “Akıllı Etiket, SODAQ’un benzersiz form faktörü ve geri dönüştürülebilir malzemeleriyle yenilikçi donanımından LHIND’nin güçlü merkezi gösterge panosuna ve Pod Group’un güvenli, güvenilir küresel bağlantı. CES’te bir ekip olarak bu son teknolojiyi sergilemekten gurur duyuyoruz ve katılımcıları Akıllı Etiketin tüm faydalarını deneyimlemek için standımızı ziyaret etmeye davet ediyoruz” dedi. LHIND iş geliştirmeden sorumlu başkan yardımcısı Ingo Pietruska: “Akıllı Mobil Cihazlar, tüm sektörlerde dijital dönüşümde artan bir rol oynayacak. Biçim faktörü ve benzersiz teknolojisi nedeniyle Smart Label, bir dizi yeni Kullanım Durumunu mümkün kılıyor. LHIND, hızla artan sayıda ülke için LTE-M bağlantısına sahip ilk Akıllı Etiketi yaratma macerasının bir parçası olmaktan gurur duyuyor” dedi.

GM ve Microsoft ekibi yazılım geliştirmeyi basitleştirecek

General Motors, yazılım uzmanlığını geliştirmek için Microsoft ile ortaklığını derinleştirdi. Otomobil üretimi devi, Microsoft’un Azure bulut ve yapay zeka hizmetlerini kendi yazılım geliştirmesini basitleştirmeye ve müşterilere dijital mobilite çözümlerinin sunumunu hızlandırmaya yardımcı olmak için kullanacağını doğruladı. Anlaşma, GM’in sürücüsüz yan kuruluşu Cruise’un sürücüsüz araçların ticarileştirilmesini hızlandırmak için bulut hizmetlerini kullanmak üzere Microsoft ile uzun vadeli stratejik bir ortaklığa girdiğini açıkladığı 2021 yılına kadar uzanan bir ilişkinin uzatılmasını ifade ediyor. Azure’un GM tarafından kullanılacağı alanlar arasında, geleceğin yazılım tanımlı bir aracı için uygulamalar, hizmetler ve özellikler sunacak olan uçtan uca Ultifi platformunun geliştirilmesi yer alıyor. Ultifi bu yılın sonlarında dağıtıma yaklaşırken GM, Azure’un verileri, yapay zeka ve IoT hizmetleri aracılığıyla platforma daha fazla zeka getireceğini ve küresel pazarlarda büyümesine ve ölçeklenmesine olanak tanıyacağını söylüyor. Azure ayrıca güvenlik ve güvenlik platformu OnStar, enerji yönetimi ve eller serbest sürücü yardım teknolojisi Super Cruise gibi GM’nin mevcut araç ve sürücü yardım sistemlerini geliştirmek için kullanılacak. Genel Müdür Scott Miller, “Yazılım tanımlı elektrikli ve otonom araçlar yaşlılar, özel mobilite ihtiyaçları olanlar veya diğerleri gibi daha fazla kişiye daha iyi ulaşım erişimi sağlama potansiyeline sahiptir ve Microsoft ile birlikte yaşamları iyileştirmeye odaklanıyoruz” dedi.

AB yapay zeka yasasını ne zaman onaylayacak?

0
Teknik düzeyde Yapay Zeka Yasası müzakerelerine liderlik eden bir parlamento asistanı olan Laura Caroli, CES’te yapay zeka panelinde yorumlarda bulundu. Halen yeni mevzuatı oylayacak olan Avrupa Parlamentosu’nun “gerçekten tamamlamaya ve Mart ayına kadar oylanmasını sağlamaya çalıştığını” söyledi. Caroli daha önce davanın 2023’ün sonuna kadar onaylanması gerektiğini ve iki yıl sonra yürürlüğe gireceğini, yani 2026’ya kadar hayata geçemeyeceğini söylemişti. Caroli, yapay zekanın “sürekli geliştiği” için Avrupalı ​​yasa koyucuların risklere bir miktar esneklik sağlayan kademeli bir yaklaşım uygulamak istediğini söyledi. Mevzuatın yapay zekada güvenilirliği sağlamak ve şu anda Avrupalı ​​tüketicileri etkileyen korku faktörünü ortadan kaldırmak olduğunu vurguladı. Caroli, “İnsanlar, özellikle daha güçlü hale gelip hayatımızın daha fazla alanını ele geçirdiği için yapay zekadan korkuyorİnsanlar bir makinenin verdiği kararlardan korkuyor” dedi. Ancak kanuna dönüştürülmesi için mevzuatın her iki kurumu da geçirmesi gerekiyor. Milletvekilleri biyometrik tanımlama sistemlerine ilişkin hükümler üzerinde tartışırken yasa tasarısı Parlamentoda gecikti. Muhtemel Yapay Zeka Yasası, tüm uzaktan biyometrik tanımlama sistemlerini “yüksek riskli” olarak kabul ediyor. Bunu daha da karmaşık hale getirmek, kolluk kuvvetlerinin bu tür sistemleri halka açık alanlarda kullanma yasağıdır. Bununla birlikte, yasağın bazı muafiyetleri vardır ve bu tür sistemler yalnızca belirli durumlarda kullanılmak üzere yargı veya bağımsız bir organın izninin alınması gerekir.

Samsung üç aylık kazancı ile son sekiz yılın gerisinde kaldı

Samsung Electronics’in üç aylık kazancı, zayıflayan küresel ekonominin bellek yongası fiyatlarını düşürmesi ve elektronik cihazlara olan talebi azaltmasıyla sekiz yılın en düşük seviyesine geriledi. Analistler, Samsung’un Ekim-Aralık faaliyet karının muhtemelen yüzde 69 düşerek 13.87 trilyon won’dan 4.3 trilyon won’a (3.37 milyar dolara) düştüğünü açıklamasının ardından, dünyanın en büyük bellek yongası, akıllı telefon ve TV üreticisinin karının bu çeyrekte yeniden daralmasının beklendiğini söylediler. Bu, Samsung’un (SSNLF) 2014’ün üçüncü çeyreğinden bu yana en düşük üç aylık karı oldu ve daha tutarlı bir şekilde doğru olan analistlerin tahminlerine göre ağırlıklandırılan 5.9 trilyon wonluk Refinitiv SmartEstimate’in altında kaldı. BNK Investment & Securities analisti Lee Min-hee, “Samsung’un tüm işletmeleri zor zamanlar geçirdi, ancak özellikle çipler ve mobil” dedi. Samsung, kısa bir ön kazanç açıklamasında, üç aylık gelirin bir önceki yılın aynı dönemine göre muhtemelen yüzde 9 düşerek 70 trilyon wona düştüğünü söyledi. Piyasa değerine göre Asya’nın en büyük dördüncü şirketi, bu ayın sonlarında ayrıntılı kazançlarını açıklayacak. Artan küresel faiz oranları ve yaşam maliyeti, Samsung’un ürettiği akıllı telefonlara ve diğer cihazlara ve ayrıca Apple (AAPL) dahil rakiplerine tedarik ettiği yarı iletkenlere olan talebi azalttı. Samsung yaptığı açıklamada, “Bellek işinde, dördüncü çeyrek talebindeki düşüş, müşterilerin mali durumu daha da sıkılaştırma çabalarında stokları ayarlamasıyla beklenenden daha fazlaydı” dedi. Samsung, uzun süren makroekonomik sorunlardan kaynaklanan zayıf talep nedeniyle akıllı telefon satışlarının ve gelirinin düşmesi nedeniyle dördüncü çeyrekte mobil işinin kârının düştüğünü de sözlerine ekledi.

WirelessCar dünya çapında 10 milyon bağlantılı araca ulaştı

0
Bağlantılı araç hizmetlerinde lider bir yenilikçi olan WirelessCar, bugün 100’den fazla ülkede on milyon bağlantılı araca ulaşmanın önemli bir aşamasını duyurdu. 1999’da kurulduğundan bu yana WirelessCar, dünya çapında dijital hizmetler geliştirmek, sunmak ve işletmek için en büyük küresel otomobil üreticilerinin çoğuyla birlikte çalıştı. Son yirmi yılı aşkın süredir WirelessCar, kapsamlı mobilite ekosisteminin önemli bir parçası olmuştur. Otomotiv endüstrisi hızla değişmeye devam ederken, WirelessCar esnek ve yenilikçi olduğunu kanıtlayarak otomotiv dijitalleşmesine öncülük ediyor ve bağlantılı araç hizmetlerinin gerçek değerini gerçekleştiriyor. WirelessCar CEO’su Niklas Floren: “WirelessCar bir fark yaratmak için burada. Her yeni araba, büyüme yolculuğumuzu doğruluyor ve geliştiğimizi, yenilik getirdiğimizi ve geleceğe ölçeklendiğimizi gösteriyor. On milyon daha güvenli, daha akıllı ve daha sürdürülebilir bağlantılı otomobille hem müşterilerimiz hem de kendimiz için bugün tüm farkı yarattığımızı ve geleceğe hazır olduğumuzu gösteriyoruz” dedi. 2000 yılında birlikte acil durum çağrısını ve Volvo On Call’u başlattığı ilk müşterisi Volvo Cars’tan bu yana, WirelessCar istikrarlı bir şekilde büyüdü. Yeni iç görüler WirelessCar’ı ve hizmetlerini daha da iyi hale getirdiğinden, bu büyümenin faydaları OEM’lerle olan işbirliğinde doğrudan fark ediliyor.

Mimiq yeni ürünlerini Helium Network’te çalıştırıyor

0
Mimiq, dünyanın en hızlı büyüyen kablosuz ağı olan Helium Network üzerinde çalışacak en son ürün serisinin bir parçası olarak yeni ürünü Mimiq Track’in CES’te piyasaya sürüleceğini duyurdu. Helyum uyumluluğu ile Mimiq Track, sahiplerine evde veya hareket halindeyken gerçek zamanlı konum takibi ve sahip olduklarına ilişkin push bildirimleri sağlamak için LoRaWAN ağını kullanıyor. 2018’de kurulan Mimiq, piyasada bulunan dünya çapındaki güvenilir izleme cihazlarının yokluğuna yanıt olarak oluşturuldu. Mimiq, dünya çapındaki tüketiciler ve işletmeler için taşınabilir beşinci nesil IoT ürünlerinin geleceğini hazırlıyor. En son ürünleri Mimiq Track, CES’te görücüye çıkacak ve dünyanın en ince konum izleyicisidir. Helium Network ile çalışan Mimiq, pazara gönül rahatlığı ve doğruluk getirirken, taşınabilir güvenlik ve güvenli izlemenin geleceğini yeniden tasarlıyor. Mimiq, Inc.’in Kurucu Ortağı ve CEO’su Noyan Berker: “Mimiq, 5. Nesil IoT’yi tanımlıyor ve nesnelerin insanlarla etkileşim kurma şeklini değiştiriyor” dedi. Kredi kartı boyutundaki Mimiq Track, kullanıcıların geniş Helium Network’ün gücüyle eşyalarını korumalarına, bulmalarına olanak tanır. Helyum uyumlu bir Hotspot olan Mimiq Go ve FinestraMiner gibi eski Mimiq ürün teklifleri gibi Mimiq Track, üç aylık pil ömrü, LoRaWAN bağlantısı ve tek bir şarjla yaklaşık 20.000 konumun yerini tespit etme yeteneği ile donatılmıştır.