NetApp, 2015’e iddialı girdi

0
NetApp, gerçekleştirdiği basın toplantısında yeni yıla damgasını vuracak teknoloji trendlerine yönelik öngörülerini açıkladı. Teknoloji pazarındaki değişimleri geleceğin BT teknolojileri doğrultusunda değerlendiren NetApp, aynı zamanda Türkiye’deki yerel BT pazarının geleceğine dair vizyonunu da sundu. Yeni performans ve hız odaklı hibrid Flash ürün grubunun yeni üyelerini tanıtan NetApp Türkiye Genel Müdürü Behçet Yumrukçallı, All-Flash array sistemler arasında bir milisaniyenin altındaki ortalama tepki süresiyle dikkat çeken EF560 ve NetApp E-Serisi’nin en yeni hibrid üyesi E5600‘e ait detayları paylaştı. Bulutta yedekleme ve kurtarma mümkün olacak Yumrukçallı NetApp’ın 80 Milyon Dolarlık SteelStore satın alması ile ilgili olarak “Bulut, yedekleme ve sistem kurtarma pazarındaki en yıkıcı teknolojilerden biri haline geldi. Müşteriler artık her geçen gün veri koruma ve veri yönetimini operasyonlarını nasıl daha iyi çözümler ile birleştirebileceklerini hesap etmeye çalışıyorlar. Ürün portföyümüzü zenginleştiren SteelStore ürün grubu, bu anlamda müşterilerimizin hibrid bulut girişimlerini destekleyecek ve kurumsal verilerini yedekleme ve arşivleme seçeneği olarak onlara bulut depolama entegrasyonu sunacak. yorumunu yaptı.” 2015’in yıkıcı teknolojileri Toplantı sırasında NetApp CTO’su Jay Kidd tarafından açıklanan 2015 öngörülerini de değerlendiren Behçet Yumrukçallı, 2015 teknoloji trendlerinde ilk başta Flash sistemleri masaya yatırdı. Sıkıştırma ve veri tekilleştirmenin hem disklerde hem de Flash sistemlerde kullanılacağını söyleyen Yumrukçallı, tüm depolama mimarilerinin “sıcak” verinin hızına yetişmek için Flash sistemleri bünyesine katacağını aktardı. Yumrukçallı, yalnızca Flash ile çalışıp diğer Hibrid Flash/Disk array’ler ile entegrasyon kurmayan mimarilerin, güvenli ve güvenilir bir depolama sistemi altyapısı oluşturmadıkları için BT dünyasında rağbet görmeyeceğinin de altını çizdi.

Teknolojiyi bilen personel arayan şehirler

1
angry-employee-sinirli-calisanBrookings tarafından hazırlanan 88 sayfalık America’s Advanced Industries adlı rapora göre Amerika’nın teknoloji bağlantılı 50 iş kolu, ülkenin inovatif, düzenli ve kapsamlı örneklerinin başını çekiyor. Bunlar arasında ise otomobil üretimi, bilgisayar yazılımı, enerji ve benzeri başlıklar mevcut. Ülke geneline bakıldığında en büyük yüz merkez, ABD’nin ileri endüstri iş kollarındaki yüzde 70’lik kısmı kapsıyor. San Jose yüzde 30’luk iş gücü payını elinde tutarken, Seattle’da bu oran yüzde 16 olarak görülüyor. Diğer veriler ise Wichita (15.5), Detroit (14.8), veSan Francisco (14.0) şeklinde. Öte yandan 24 büyük merkez en az 10 bin ileri endüstri işini kaybederken, başı Los Angeles, New York, Chicago, Cleveland, Rochester ve New York çekiyor. Son olarak en büyük 100 ABD metropolü bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik (STEM) mezunu genç nüfus (20 ile 34 yaş arası) Finlandiya’nın sahip olduğu toplam miktarı geride bırakıyor. Boston, San Jose, Raleigh, ve Provo başı çeken isimler oluyor. Ancak 33 büyük ABD metropolü ise STEM mezunu çalışan kitlesi açısından İspanya’nın ardından geliyor. Bu kentler ise Phoenix, Las Vegas, Miami, Dallas, Detroit, Houston, ve Kansas City olarak not düşülüyor.

İnternette Çin ve Rusya’nın gücü artıyor

0
Amerika her ne kadar online medya ve eğlence sektöründe 1 numara olarak yoluna devam etse de, Çin, Hindistan, Rusya ve Meksika gibi ülkeler de bu konuda elini güçlendirmeye başlayan ülkeler arasına katılıyor. Ernst&Young’ın raporuna göre internet penetrasyon oranı bu isimler sayesinde yükselişe geçecek. 2016’da 2 milyar genişbant bağlantısı ve 2014 ile 2018 arasındaki dönemde iki katı akıllı telefon satışı da öngörülüyor. Çin güçlenmekte olan online medya pazarında tam tamına 500 milyon kablosuz genişbant bağlantısına sahip olacak (2016) diyen araştırma, işin çok daha ileri seviyelere taşınacağını da belirtiyor. Örneğin Facebook ve Google gibi iki ABD devi bu ülkede sınırlı kullanımda ya da yasaklı. Bu da yerel markalar için muazzam bir yükseliş fırsatı sunuyor. Bir diğer yandan Hindistan da online medya şirketlerinin sınırlı akıllı telefon ve genişbant penetrasyonu yüzünden sıkıntı çektiği biliniyor. Ernst&Young’a göre yakın dönemde diğer gelişmekte olan pazarlara oranla, bu gibi sebepler yüzünden Hindistan bu alanda kolay kolay güçlenemeyecek. Rusya ise hem genişbant hizmetleri hem de akıllı telefonlar penetrasyon oranlarıyla dikkat çekerken, Çin’de olduğu gibi bazı engellemeler ile öne çıkıyor. Ancak bu durum ülkenin pazardaki imajına zarar verebiliyor. Son olarak Meksika, dolandırıcılık gibi sebepler ile bu alanda bocalıyor. Medya ve eğlence markalarının bu nedenle daha yüksek risk taşıdığını belirten Ernst&Young’ın raporu, buna rağmen ülkedeki kişi başına düşen harcama oranının 11 bin doları bulduğunu ekliyor.

Otomobil firmalarının frekans savaşı

1
V2VAmerika Birleşik Devletleri meclisi ABD yasama organları, acele edildiği eleştirilerine maruz kaldığı bir kararla, 5.9 GHz frekans bandının ticari Wi-Fi için kullanılabilir olmasını istiyor. Bu sayede akıllı cihazlar çok daha hızlı bir biçimde bağlantıya kavuşabilecek. Ancak diğer yandan otomotiv endüstrisinin önde gelen isimleri de aynı frekans bandını kullandığı için hükümetten bu girişimi durdurmasını talep ediyor. Otomotivciler, 5850-5925 MHz bantlarını kullanarak yollardaki araçlarının özel ağa bağlanabilmesini ve birbirleri ile iletişime geçmelerini istiyor. Böylece ilk akıllı trafik ağının da temelinin atılması söz konusu olacak. Araçtan araca iletişim hedefi aslında Obama yönetiminin de isteklerin arasında yer alıyor ancak büyük markaların bahsi edilen bantların kullanımı ile ilgili endişeleri durumu zora sokuyor. Kısaca V2V (Vehicle 2 Vehicle) olarak adlandırılan bu teknoloji, otonom sürüşe sahip sürücüsüz otomobillerin yollara çıkışını da hızlandıracak. Gigaom.com’daki habere göre Amerikan senatörlerinden Marco Rubio ve Cory Booker, “Wi-Fi Innovasyon Act” mevzuatını tekrar gündeme getirerek, ABD Federal İletişim Komisyonu FCC’nin bu konudaki araştırmalarını daha genişletmesini ve hatta Wi-Fi ile düşük gelirli bölgelerdeki internet kullanımını nasıl yükseltebileceklerini bilmek istiyor. Otomotiv sektörü temsilcileri ise bu mevzuatın geri çekilmesini talep ediyor, aksi takdirde paylaşımlı frekansların ileride akıllı araç ağı için tehlikeli olabileceğine dikkat çekiyor.

2019’da giyilebilir cihaz sayısı 600 milyona yaklaşacak

0
Cisco_MobilCihazRaporu2014 – 2019 yılları arasını kapsayan Görsel Ağ Endeksi Global Mobil Veri Trafik Tahmini Raporu‘nu açıklayan Cisco, önümüzdeki 5 yıl içinde mobil veri trafiğinin 10 kat artmasını öngörüyor. Rapora göre 2014 yılı verilerine göre mobil veri trafiğinin yüzde 88’i akıllı cihazlar yoluyla üretilirken, 2019’da bu oranın yüzde 97’ye çıkması bekleniyor. Rapordaki beklentilere göre önümüzdeki dönemde mobil trafik artışını tetikleyecek en büyük etkenler; daha güçlü mobil cihazlar, makineden makineye (M2M) bağlantılar ve daha hızlı hücre şebekelerine yaygın erişim olacak. Cisco’nun küresel veri trafik tahmini 2019 yılı itibari ile dünyadaki giyilebilir cihaz sayısının 5 kat artarak 109 milyondan 578 milyona çıkacağını, bu büyümenin, giyilebilir cihazlardan geçen mobil trafiği 2019 yılına dek 18 kat artıracağı belirtiliyor. Akıllı trafik trendindeki artışı mercek altına alan rapora göre bu trendi destekleyen temel faktörler; tüm dünyada temel özelliklere sahip telefonlardan akıllı telefonlara geçiş, tablet kullanımında devam eden artış, tablet benzeri özelliklerle yeniden dirilen dizüstü bilgisayarlar ve artan M2M uygulamaları olarak görülüyor. Mobil ağ tarafında ise 2017 yılında -bağlantı paylaşımı açısından- 3G’nin 2G’yi geçmesi ve hücresel teknoloji olması bekleniyor. 2019 yılında ise 3G ağları global mobil cihaz ve bağlantıların yüzde 44’ünü, 4G ağları ise yüzde 26’sını destekleyecek. Türkiye’nin de olduğu bölgede 14 kat büyüme bekleniyor Cisco Mobil Görsel Ağ Endeksi tahminine göre Türkiye’nin de içinde bulunduğu Orta ve Doğu Avrupa Bölgesi’nde mobil veri trafiğinin 2014 – 2019 yılları arasında yüzde 71’lik büyüme oranı ile 14 kat artması bekleniyor. Raporda bölgeye ait diğer tahminler ise şöyle sıralanıyor: · 2019 yılı itibari ile mobil veri trafiği aylık 3,5 eksabayt’a çıkacak. (874 milyon DVD’nin içindeki veriye eşit) 2014 yılında bu rakam 242,3 petabayt olmuştu. · 2014- 2019 yılları arasında bölgede mobil veri trafiği sabit IP trafiğinin 3 katı daha hızlı artacak. · 2019 yılında bölgedeki mobil veri trafiği, toplam trafiğin (mobil ve sabit) yüzde 26’sını oluşturacak. (2014 yılı yüzdesi yüzde 5) · 2019 yılında mobil veri trafiği on yıl öncesinin (2009) hacmine göre 962 kat daha fazla olacak. · Orta ve Doğu Avrupa Bölgesi’nde mobil bağlantıların yüzde 58’i akıllı bağlantı olacak. 2014 yılında bu rakam yüzde 18’di. · Bölgedeki mobil veri trafiğinin yüzde 96’sı ‘akıllı’ trafik olacak. 2014 yılında bu oran yüzde 77’ydi. · 2019 yılında kullanıcı başına mobil trafik, aylık 8,299 megabayt’a ulaşacak. 2014 yılında kullanıcı başına aylık mobil trafik 627 megabayt’tı ( yıllık bileşik büyüme oranı yüzde 67).
İnfografiğin tamamı için görsele tıklayın...
İnfografiğin tamamı için görsele tıklayın…
Video, mobil trafiğin yüzde 70’ini oluşturacak Orta ve Doğru Avrupa’da 2014 yılında bölge nüfusunun yüzde 79’u (381.1 milyon) mobil kullanıcıydı. 2013 yılında ise bölgede 365.9 milyon mobil kullanıcı vardı (toplam nüfusun yüzde 76’sı). 2019 yılında ise bölgedeki mobil kullanıcı sayısının 407.2 milyon olması bekleniyor. Buna göre 2019 yılında toplam bölge nüfusunun yüzde 84’ü mobil cihaz kullanacak. Raporda yer alan video rakamları da oldukça çarpıcı. Buna göre Türkiye’nin de içinde bulunduğu Orta ve Doğru Avrupa Bölgesi’nde 2019 yılında video, toplam mobil veri trafiğinin yüzde 70’ini oluşturacak. 2014 sonunda videonun tüm mobil veri trafiğine oranı yüzde 50’ydi. Raporun diğer detayları arasında giyilebilir teknoloji sınıfındaki cihazlara da vurgu yapılıyor. Buna göre giyilebilir cihaz sayısının 5 kat artacağı öngörülüyor. Rapora göre bu, 2019’da çoğunluğu Kuzey Amerika ve Pasifik Asya’da olmak üzere 578 milyon cihaz anlamına geliyor.

Nitelikli bilişimci ihtiyacı Metric Akademi ile karşılanıyor

0
Metric_GokhanAriksoy
METRIC Genel Müdürü Gökhan Arıksoy
İş zekâsı ve iş analitiği konusundaki Türkiye’deki en büyük SAP iş ortaklarından biri olan Metric’in Genel Müdürü Gökhan Arıksoy, Türkiye’deki SAP pazar payının dünya ortalamasının yaklaşık 2 katı olduğunu ifade eden Arıksoy, ancak Türkiye’deki eğitimli ve kalifiye insan kaynağı yetersizliğinin büyüme yolunda önemli bir engel olduğunu ifade ediyor. Gökhan Arıksoy, Metric Akademi programlarını kendi insan kaynaklarını yetiştirmek için tasarladıklarını belirtiyor. Her yıl Yönetim Bilişim Sistemleri, Enformatik, Mühendislik, Matematik ve İstatistik gibi bölümlerden çok sayıda gence Metric Akademi kapsamında eğitim ve iş fırsatları tanınıyor. Türkiye’den bir bilişim teknolojileri markası çıkmasını istediklerini vurgulayan Gökhan Arıksoy, bunun için geçen sene TÜBİTAK ile iki Ar-Ge projesi başlattıklarını belirtiyor: “Bu sene yine TÜBİTAK’la birlikte bunların ikinci fazlarını yapacağız. Yazılım geliştirme ekibimizi daha güçlü bir hale getireceğiz ve iki katına çıkaracağız. Yani 140-150 kişilik ekibimizin yüzde 20’si tamamen Ar-Ge projeleri üzerinde çalışacak. Önümüzdeki sene bazı uluslararası müşterilerimizin yaygınlaştırma projeleri kapsamında ortak belirlenen yabancı ülkelerde faaliyetlerde bulunma planlarımız var.” Akademi’den mezun olanlar Metric kadrosuna katılıyor Aktif şekilde uygulanan ve iyi sonuçlar veren Metric Akademi kapsamında gençlere Ar-Ge ve teknoloji eğitimleri veriliyor ve her 50 kişiden yaklaşık 10 kişi mezun olur olmaz Metric kadrosuna katılıyor. Gökhan Arıksoy Metric Akademi’yi şöyle anlatıyor: “Önce gençlere yönelik bir ilan açıyoruz. Tüm üniversitelerin Yönetim Bilişim Sistemleri, Enformatik, Mühendislik, Matematik ve İstatistik gibi pek çok bölümünden başvurular alıyoruz. Başvuruları topladıktan sonra, yılda iki kere öğrencilerin bize sorular sordukları bir toplantı yapıyor, yaklaşık 15-20 kişilik gruplara “Metric kimdir ve ne yapar?“ı anlatıyoruz. Ardından mezun olmaya yakın olan kişileri Metric Akademi programı içine katıyoruz. Programa kattığımız arkadaşlar bize bir süre danışmanlık hizmetleri sırasında eşlik ediyorlar. Müşteriye gidildiğinde  nasıl sunum yapılması gerektiği gibi beceriler kazandıran eğitimlerin yanında ETL, SQL, Java, BusinessObjects, HANA, Sybase IQ teknolojileriyle ilgili eğitimler yapıyoruz. Bu paket programın sonunda belli bir aşamaya gelmiş olan arkadaşları mezuniyet sonrası döneme hazırlayıp mezun olduktan sonra şirket içerisinde konumlandırıyoruz. Her 20 kişilik gruptan yaklaşık 4-5 kişiyi akademi programı kapsamında bünyemize katıyoruz. Böylece mezuniyet öncesinde öğrencilerin hem teknoloji know-how’larının artmasına, hem de profesyonel hayata geçiş yapmalarına yardımcı oluyoruz.”

Kliksa, e-ticaretin yörüngesini değiştirmeyi amaçlıyor

0
Kliksa Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan ve Sabancı Holding Perakende ve Sigorta Grup Başkanı Haluk Dinçer
Kliksa Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan ve Sabancı Holding Perakende ve Sigorta Grup Başkanı Haluk Dinçer
Düzenlenen basın toplantıda konuşan Sabancı Holding Perakende ve Sigorta Grup Başkanı Haluk Dinçer, Kliksa’nın bir atılım yılı olarak geçirdiği 2014’ten sonra 2015’in e-ticaret sektörünün yörüngesini değiştirme yılı olacağını söyledi. Sabancı Topluluğu’nun diğer sektörlerdeki gibi online alışverişte de lider olacağını vurgulayan Haluk Dinçer, “Sabancı Topluluğu’nun perakendedeki gücüyle e-ticaret sektöründe liderliğe ilerliyoruz. Kliksa olarak, doğru adımlarla ve “Sağlıklı Büyüme” hedefiyle, sektörü de büyütmeyi amaçlıyoruz.” dedi. E-ticaretin yörüngesini değiştirecek felsefenin “Sağlıklı Büyüme” olduğunu vurgulayan Kliksa’nın Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan ise, “Kliksa’nın sağlıklı büyüme felsefesinin en önemli itici güçlerini ‘koşulsuz müşteri memnuniyeti’, ‘ölçüm’, ‘teknoloji’, ‘yaratıcı ve yenilikçi düşünce’ ve ‘yetkin insan kıymetleri’ oluşturuyor.” dedi. Safkan sözlerine şöyle devam etti: “Perakende sektörünün 1.5-2 katı büyüyen e-perakende sektörünün penetrasyon oranı henüz daha düşük olduğundan, sektör büyümek için daha geniş bir alana sahip. Bu durum, internet kullanım oranlarının da sürekli artmasıyla, sektör için hesapsız büyüme tehlikesini taşıyor. Kliksa olarak, sadece ciroya odaklanan, uzun vadeli olmayan hesapsız büyüme stratejisinden hep uzak durduk. Merdivenleri koşarak çıkarken her basamağa sağlam basmak istiyoruz. Uzun vadeli perspektifi hiçbir zaman gözden kaçırmıyoruz. Bu sağlıklı büyüme anlayışımızla, e-ticaret sektörünün yörüngesini değiştireceğiz.” dedi. “Gelecek 5 yılda 240 milyon TL yatırım yapmayı hedefliyoruz” Dünyanın önemli e-ticaret platformlarından biri olmak için yatırımın önemini vurgulayan Nevgül Bilsel Safkan, “Türkiye’nin Amazon’u olma hedefi doğrultusunda ilerlerken; teknolojiye, markamıza ve müşteri hizmetlerine toplam 55 milyon TL yatırım yaptık. Liderliğe giden yolda çalışmalarımız ve yatırımlarımız sürecek. Yol haritamız uyarınca gelecek 5 yılda 240 milyon TL yatırım yapmayı hedefliyoruz.” dedi. Kliksa Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan ile daha önce yaptığımız röportajı bu linkten izleyebilirsiniz.

Ttec, Mobil Dünya Kongresi’nde Türkiye’yi temsil edecek

1
Ttec2-5 Mart tarihleri arasında Barselona’da düzenlenecek olan Mobil Dünya Kongresi’nin sektör için büyük bir öneme sahip olduğunun altını çizen Tesan İletişim Pazarlama Yöneticisi Merve Yiğit; “Ttec markamızla dünya devleri ile aynı alanda buluşacağımız için çok heyecanlıyız. Bunun yanı sıra fuara katılan ilk Türk mobil aksesuar markası olduğumuz için de gurur duyuyoruz. Ttec olarak 2015’i globalleşme yılı olarak belirledik. Bu kongre ile beraber Ttec’in tüm mobil aksesuarlarını dünyaya tanıtmayı ve markamızı bir adım öteye taşıyabilecek yeni iş bağlantıları kurmayı hedefliyoruz.” dedi. Bu yıl ‘İnovasyonun Kıyısı‘ mottosuyla gerçekleştirilecek Mobil Dünya Kongresi, mobil teknoloji devlerinin en yeni ürünlerini görücüye çıkardığı fuar olarak biliniyor. Geçtiğimiz yıl 1.800’ün üzerinde şirketin katılımcı olarak yer aldığı kongre, 200’ün üzerine ülkeden 85 binin üzerinde ziyaretçi ağırlamıştı.

Depolama teknolojileri Flash’la hızlanıyor

0
EMC Türkiye Sistem Mühendisliği Yöneticisi Fırat Öztürk ile depolama teknolojileri alanındaki son yenilikleri ve gittikçe yaygınlaşan Flash teknolojisinin geldiği noktayı konuştuk. Flash teknolojilerinin maliyetlerinin giderek düştüğüne dikkat çeken Öztürk, bununla birlikte farklı ölçekteki ihtiyaçlara hitap eden değişen Flash teknolojileri hakkında bilgi verdi.

Geleceğin şehirleri böyle görünecek

0
Reinvent_ParisSeul merkezli mimar ve tasarımcı gruplarından oluşan Planning Korea, Paris’in gelecekte nasıl bir şehir olması için yürütülen “Reinvent Paris” projesi için hazırladığı çalışmayla dikkatleri üzerine çekti. Fransa’nın gözbebeği olarak görülen Paris’in 23 farklı bölümü üzerinden yürütülen konsept çalışmalarında L’air Nouveau de Paris adlı başlık dikkatleri çekiyor. Bu konseptin anlamı ise yaklaşık olarak “Paris’in Yeni Havası” şeklinde. Tasarım geliştirme sürecinde referans alınan formlar arasında ise kompleks mikroorganizmalar bulunuyor. Doğadan alınan ve su birikintileri gibi örneklerde rastlanan bu organizmaların ilgi çekici şekillerini esas alan tasarımcılar, her bir mekanın bir diğeri ile bağlantılı olduğu, ayrı ayrı gözüken ancak tekil bir anlayışı tercih etmiş. Designboom tarafından duyurulan çalışmada direkt zeminden başlayan, alışılagelmiş kutu tasarım yerine bir çiçeği andıran bir tasarım hazırlanmış. Yaşam alanına zeminden asansörle çıkılırken, normalde bina zemininin kapladığı alan da böylece minimuma indirilmiş. Reinvent Paris projesi ilk olarak geçen Kasım ayında Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo tarafından duyurulmuştu. Proje, 2020’de Paris’in daha çevre dostu bir yapıyla nasıl ideal bir kentsel dönüşüme uğraması gerektiğini tespt etmeyi de amaçlıyor.

Nesnelerin interneti için güvenlik vakti

0
IoT_GenericAmerikalı yasama organları hızla gelişmekte olan Internet of Things (Nesnelerin İnterneti) akımının izlediği yolu inceliyor. Teknolojinin gelişimini arzu etmekle birlikte, oluşacak güvenlik tehditleri üzerine ciddi çalışmalar gerçekleştiriliyor. Hükümetin bu konudaki görevi ne olabilir ve kullanıcı verilerinin güvenliği nasıl sağlanır soruları hakkında çalışmalar yürütülürken; Beyaz Saray yaptığı duyuru ile Nesnelerin İnterneti ile ilgilenecek özel bir grubun kurulduğunu müjdeledi. Cisco Systems yetkilileri, tabletlerden akıllı telefonlara, endüstriyel sistemlerden, otomobil, ev araçları ve güvenlik sistemlerine kadar geniş bir ağın Nesnelerin İnterneti ile buluştuğunu, geçen yıla oranla 2015’te 25 milyar adetlik artışın olacağını belirtiyor. Bu sayının 2020’de 50 milyar adede yükselmesi bekleniyor. Farklı analistler ise bu pazarın on yıllık süreçte 7 trilyon dolar ile 9 trilyon dolar arasında bir total değere kavuşacağını öngörüyor. Dünyanın önde gelen isimleri Nesnelerin İnterneti’nin yükselişe geçişiyle birlikte gelecek olan ve hayatın her alanına sirayet edecek artıların farkında olduklarını belirtirken, iş dünyasının da bundan nasibini alacağını dile getiriyorlar. Hatta Cisco yetkililerine göre dünya genelinde bu alandan doğacak ticari gelir oranı 19 trilyon dolara ulaşacak. Öte yandan güvenlik uzmanları da bu olumlu gelişmenin bir de ürkütücü yüzü olduğunu hatırlatıyor. Milyarlarca cihazın birbirine bağlanması ile güvenlik konusunun iyice ciddiye bineceğini belirten uzmanlar, siber-suçlulara gün doğacağını ekliyor. ABD Federal Ticaret Komisyonu FTC’nin Ocak 2015 tarihli güncellenen raporu da bu konulara dikkat çekerken, yeni yasaların hazırlanma sürecinde daha detaylı düşünülmesi gerektiği ve hatta Nesnelerin İnterneti ürünü olarak kabul edilecek cihazları geliştirenlerin de daha dikkatli olması gerektiğine vurgu yapıyor.

Amerika’daki en iyi 25 iş

0
community-employeeGlassdoor’un paylaştığı verilere göre Amerika’da 2015 yılının en iyi 25 işinden 7’si doğrudan teknoloji sektörü ile ilgili. Araştırmaya göre şu günlerde 104 bin 828 yazılım mühendisi için ihtiyaç mevcut ve ortalama maaş miktarı ise yıllık 98 bin 074 dolar seviyesinde. İlgili meslek dalı Glassdoor’un puanlama sisteminden 4.6 alırken, birinci sırada ise 4.8 puan ile doktor asistanlığı bulunuyor. 25 meslek arasında teknoloji dünyası yazılım mühendisi dışında farklı alanlardaki uzmanlıklarla yer alıyor. Bunlar puan sıralamasına göre veribankası yöneticisi, veri analiz uzmanı, yazılım mimarisi uzmanı, ağ mühendisi, BT proje yöneticisi ile mobil uygulama geliştiricisi olarak sıralanıyor. Listenin ilk 10’undaki teknoloji dışı mesleklere bakıldığında ise üçüncü sırada iş geliştirme yöneticisi bulunurken, insan kaynakları yöneticisi, finans müdürü ve pazarlama müdürü takip eden meslekler olarak sıralanıyor.

Kullanıcı deneyimi uzmanları İstanbul’da buluşuyor

0
UXAliveUserspots, kullanıcı deneyimi (UX) tasarımını tüm yönleriyle kucaklayan geniş perspektifli bir konferans düzenliyor. 13-14 Mayıs 2015 tarihlerinde İstanbul Wyndham Grand Levent’te gerçekleşecek olan organizasyon ‘ExperienceEverywhere’ ana temasına sahip olacak. MENA (Orta Doğu ve Kuzey Afrika) bölgesinin ilk ve en büyük UX Alive organizasyonu olacak konferansta Omnichannel, finans, e-ticaret, mobil, dijital medya, içerik, startup ve UX metodolojisi üzerine konuşmalar ve workshop’lar düzenlenecek. Kullanıcı deneyimi neler kazandırıyor? “Kullanıcı Deneyimi Tasarımı” ve “Kullanılabilirlik” konularında konuşmalar yapmak ve deneyimlerini paylaşmak için dünyanın önde gelen ödüllü tasarımcıları İstanbul’a gelecek. Konferansta, kullanıcı deneyimi ekiplerinin organizasyonlar içerisinde nasıl konumlandırılacağına dair fikirler, kullanıcı deneyiminin markalara neler kazandırdığı gibi konular sektörün önde gelen tasarımcıları tarafından anlatılacak. Bunun yanı sıra, arayüz tasarımı, deneyim tasarımı, kullanıcı araştırmaları, pazarlama ve yazılımda deneyim tasarımının önemi, servis tasarımı gibi yenilikçi birçok konu üzerinde konusunda uzman kişiler tarafından workshoplar gerçekleştirilecek. Konferansta, gerçekleştirdikleri her yenilikçi hamle ile online deneyimi şekillendiren Facebook ve Google’dan önemli isimler deneyimlerini paylaşacak. Bu isimlere ek olarak, Apple, Uber, Disney ve CNN gibi büyük firmalara içerik stratejisi, pazarlama iletişimi ve dijital üretimler konularında danışmanlık hizmeti sunan Ashwin Sodhi, CXPartners’in kurucusu Giles Colborn, endüstriyel tasarımcı ve prestijli ödüllerin sahibi Job Jansweijer, Baymard Enstitüsü’nün kurucu ortağı ve e-ticaret raporlamasının ünlü ismi Christian Holst ve müşteri deneyimi ile dönüşüm oranı optimizasyonu konusunda uzman Optimizely Genel Müdürü Matt Althauser konferansta konuşmacı olacak. Kayıtları başlayan konferansa ait tüm detaylara uxalive.com adresinden ulaşılabiliyor.

Ağınızdaki performans sorunlarını çözün

0
Küçük ofislerin sıklıkla yaşadığı ağ üzerindeki performans sorunu Zyxel’in bu ürünüyle ortadan kalkabilir. Hem 2,4 hem de 5 GHz frekanslarını destekleyen ürün, etkin bant genişliği yönetimi desteği sunmasının yanında, 802.11ac stadardını desteklemesiyle de farklılaşmayı başarıyor. Zyxel’in Green IT yaklaşımına uygun şekilde tasarlanan VMG8924-B10A AC1600 VDSL2/ADSL2+ Multi WAN Kablosuz Gigabit Modem/Router, ağ üzerindeki iletişim performansını güçlendirirken enerji maliyetlerinizin artmasını da önleyebiliyor.

Japonya’da bir otelde müşterilere robotlar hizmet edecek

0
HuisTen_robotJaponya’nın Nagasaki şehrinde yer alan Hollanda temalı yeni eğlence parkı Huis Ten Bosch özel bir otele de sahip olacak. Sadece 72 oda ile hizmet verecek olan otelin dikkat çeken yanı ise servis personeli olacak. Bir geceliği 60 dolar olan odalara sahip bu ilginç mekanda 10 ayrı insansı robot ziyaretçilere merhaba diyecek. 17 Temmuz’da açılması planlanan ve adı Henn-na Hotel olacağı açıklanan otelin göz kırpan ve nefes alıp veren(!) robotları göz kontağı kuracak, vücut dilinizi takip edecek ve Çince, Japonca, Korece ve İngilizce’yi akıcı bir şekilde konuşabilecek. Washington Post’un haberine göre giriş çıkış kayıtlarını tutacak olan bu robotlar, çanta da taşıyacak, kahve yapıp oda temizliğine bile girişecekler. Robot görevlilere ayrıca insan çalışanlar da destek çıkacak. Henn-na Hotel’in dikkat çeken tek yönü robotlar da değil. Merkezde ziyaretçiler yüz taraması ile kapılarını açabilecek, radyasyon panelleri sayesinde de vücut ısısı takip edilerek oda sıcaklığı ayarlanabilecek.

Tümleşik iletişim çalışan verimliliğini yüzde 66 artırıyor

0
Unify_TumlesikIletisimUnify tarafından Orta Avrupa’da yapılan bir araştırmaya göre, çalışanların en çok e-posta (%93), telefon görüşmeleri (%89), telekonferans görüşmeleri (%72) gibi geleneksel iletişim araçlarını kullanıldıklarını, sesli konferansın görüntü ile desteklenmesinin toplantı konsantrasyonu açısından daha verimli olduğunu, buna rağmen yüzde 34 oranında videolu görüşme yapıldığını ortaya koyuyor. Araştırmadan elde edilen diğer önemli bir veri ise katılımcıların yüzde 43’ünün ekip çalışmasında ve iletişimde kullandıkları teknolojilerin karmaşık, içinden çıkılmaz bir deneyim yaşattığını söylemeleri. Zamana ve mekâna bağımlı kalmadan yönetilen iş süreçlerinin kurumlara maliyet anlamında büyük katkılar sağladığına ve istenilen yerden, tasarruflu ve verimli bir biçimde iletişim kurabilmenin önemine değinen Unify Türkiye Ülke Müdürü Erda Tütüncüoğlu, “Özellikle son yıllarda daha fazla mobil çalıştıklarını ve bunun önemli bir ihtiyaç olduğunu gözlemliyoruz. Araştırmalar evden ve ofis dışı çalışan sayısının hızla artacağını, çalışanların farklı cihaz ve farklı donanımlar kullanmak zorunda olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle farklı il veya ülkelerde ofisleri bulunan, sık seyahat etmek zorunda kalan çalışanlar, cihaz ve mekândan bağımsız kolay bir şekilde iletişim kurmak istiyorlar. Bu gereksinimi adreslemek ve bunları mümkün olan en güvenli şekilde gerçekleştirmek için yeni servis ve uygulamalar geliştiriyoruz.” dedi. Mobil çalışma eğiliminin beraberinde yeni ihtiyaçları da getirdiğine dikkat çeken Tütüncüoğlu, birbirlerinden uzakta olan ekiplerin cihaz ve mekân bağımsız işbirliği yapabilmelerinin verimliliği artırdığını, maliyet avantajı sağlanarak hızlı ve sonuç odaklı çalışmalara imza atılabildiğini sözlerine ekliyor.

Ne zaman müşteri verilerine danışmalıyız?

0
Görsel: ed_needs_a_bicycle
Görsel: ed_needs_a_bicycle, Flickr
Müşterilerin haklı olarak şahsi bilgilerini paylaşmak istememesi ve şirketlerin çoğu zaman bu içeriğe muhtaç kalması gerçek anlamda bir açmaza sebep olabilir. Peki tam olarak ne zaman müşterilerden bilgi talep edilmeli? Entrepreneur’da Kim Lachance Shandrow tarafından yazılan bir makale, bu soruyu temel alarak şirketlerin müşterilerine ait kişisel verileri nasıl kullanması gerektiğine dair yorumları içeriyor.   1) Müşterilerden bir şey alacak vakit yok. Yine de verilerine ihtiyaç var mı? Müşteriler olmadan hayatta kalamazsınız. Onlardan elde edeceğiniz veriler geleceğinizi çizebilir. 2) Ne tür kişisel bilgilere ihtiyaç var ve neden? İsim, adres ve e-posta bilgileri ile başlayın ve satın alım alışkanlıklarına kadar pek çok bilgiye adım adım ulaşın. 3) Ne gibi işlem bilgisine ihtiyaç var? Müşterilerin yaptığı her türlü satın alıma dair verileri toplayın, gelecek alışverişleri hakkında ipuçları edinin. 4) Müşteri bilgisi toplamak için en iyi yöntem nedir? Şirket ile iletişime geçilen her kanal yeterli bir kaynaktır. Yeter ki müşteriyi bu mecralar üzerinden daimi olarak rahatsız etmeyin. 5) Nasıl organize etmeli ve saklamalı? Standart Excel dosyaları işinizi görmeyecektir. Mutlaka profesyonel CRM çözümlerine yönelmelisiniz. 6) Müşteri verilerini nasıl korurum? Dahil olduğunuz sektöre göre alternatif çözümler arayın. Ancak her zaman en güçlü şifreleme seçeneklerine yönelin. 7) Yaptığım şeyin yasal olduğunu nasıl bilebilirim? Yaptığınız her anlaşmada mutlaka en ufak detaya kadar müşterinize kullanacağınız verileri ile ilgili bilgi verin. 8) Müşterilerin verilerini üçüncü parti isimler satmalı mıyım? Çok sayıda firma kâr amacıyla buna başvuruyor ancak müşteriler geldiği gibi bu sebep yüzünden hızla sizden uzaklaşabilir. 9) Topladığım verilerden en iyi şekilde nasıl verim alırım? Müşterilere sunduklarınıza değer katarak! Topladığınız bilgiler size hedef müşteri kitleniz ve nasıl onlarla iletişim kurmanız gerektiği ile ilgili önemli ipuçları sunacak. Siz de bunun değerini bilerek onlara daha fazlasını sunun. 10) Kaçınmam gereken en bilindik hata nedir? En büyük hatanız veri toplamak için müşterilerinizi sıkmanız, fazlaca iletişime geçerek bunaltmanız olacaktır.

Sıfır Marjinal Maliyet Toplumu kitabı Türkiye’de

0
SıfırMarjinalMaliyetToplumuKoçSistem tarafından Türkçe’ye kazandırılan Sıfır Marjinal Maliyet Toplumu kitabı, teknolojideki dönüşümlerin katkısı ile “İşbirlikçi Ortak Kaynaklar” olarak tanımladığı yeni bir ekonomik paradigmanın hayatımıza girmek üzere olduğunu anlatarak, alışılagelmişin dışındaki görüşleri ve cesur iddiaları ile okuyucusunu şaşırtmayı başarıyor. Kitap, günümüzün tanınmış toplum düşünürlerinden olan ve Avrupa Birliği dışında birçok liderin danışmanlığını yapan Jeremy Rifkin’in son hazırladığı kitap olma niteliği de taşıyor. Rifkin kitabında; İletişim interneti ile yükselmekte olan enerji interneti ve lojistik internetinin akıllı bir altyapıda, diğer bir deyişle “Nesnelerin İnterneti” üzerinde bir araya geldiklerini anlatırken çarpıcı örnekler paylaşıyor. Yazara göre; bu teknolojilerin birlikteliğine eşlik eden yeni teknolojiler üretkenliği artıracak, birçok mal ve hizmetin marjinal maliyetini sıfıra yakın seviyelere indirecek ve tüketici bunların çoğuna neredeyse bedelsiz sahip olabilecek. Bu da, kâr olgusunu değiştirip pazarda bolluğun yaşanacağı yeni bir ekonomik sisteminin koşullarını yaratacak. Sıfır Marjinal Maliyet Toplumu kitabının, Mayıs 2015’te BZD Yayıncılık tarafından seçkin kitapçılarda satışa sunulması planlanıyor.

Şirketinizin güvenlik standartlarını nasıl yükseltirsiniz?

0
Dell_guvenlikBirçok uluslararası araştırma şirketinin verilerine göre, siber saldırılar ve saldırı çeşitleri her geçen yıl artıyor. Dell’in yaptırdığı araştırmaya göre, dünya çapındaki kurumların yüzde 73’ü son 12 ayda güvenlik sızıntılarıyla karşı karşıya kaldı. Shellshock, Heartbleed gibi önemli saldırılar ile dev kurumların başına gelen veri sızıntılarının gündeme damga vurmasıyla, hem içeriden hem de dışarıdan gelebilecek saldırılara karşı alınması gereken güvenlik önlemleri tartışılıyor. Peki, daha çok finanstan sorumlu yöneticilerin (CFO) duymaya alışık olduğu en yüksek kredi notu “AAA” BT güvenliğinde bir standart olsaydı, kurumlar bu standardı nasıl tuttururlardı? Bu sorunun yanıtını Dell Türkiye Yazılım İş Geliştirme Müdürü Özben Miçooğulları, üç ana başlıkta toplayarak veriyor ve kurumlara önerilerini sıralıyor: Tehditlere göre hareket edebilmeli. Değişen BT altyapılarına uygun güvenlik mimarisi önleyici, sürekli tarayan, geçmişi hatırlayan ve öngörülü olabilmeli. Gartner’ın da belirttiği gibi bağlam ve içerik farkında güvenlik altyapıları oluşturulmalı. Bu bağlamda toplanan verilerle güvenliğin her zaman geliştirildiği mimariler oluşturulmalı. Kurumların özel ihtiyaçlarını karşılayabilmeli. Kurumlardaki güvenliği sağlayabilmek için bazen onlarca çözüm kullanılırken bazen de tek bir çözümle tüm açıkların kapatılması hedefleniyor. Ancak her iki durumda da yüksek maliyetler, esnek olmayan güvenlik mimarileri, uzun zamana yayılan çözüm süreçleri gibi zorluklar kurumların adım atmasının önüne geçiyor. Kurumlar; sadelik, verimlilik ve bağlantıda kalmayı gözden kaçırmadan uygulanacak kuralları ve ilkeleri belirleyerek, son kullanıcıların kolayca uyum sağlayabileceği güvenlik çözümlerini uygulamalı. Son kullanıcıya tamamen uyumlu olabilmeli. Birçok kurumda güvenlik çözümleri uygulansa da alınan önlemlerin çalışanlar tarafından anlaşılmaması ve kurallara uyum sağlanmaması nedeniyle BT birimleri zor durumda kalabiliyor. Ayrıca çalışanlar kendilerini daha üretken hissettikleri BYOD gibi kavramları hızla benimseyerek güvenliği hiçe sayarak hareket edebiliyorlar. Tüm bu sebeplerden çalışanlara özel eğitimler ve yol gösterici içerikler verilmesi, hem çalışanları tehditler hakkında güncel tutacak hem de çalışanlar nedeniyle ortaya çıkan tehditleri düşürecektir.