Google’dan İngiltere’de 1 milyar dolarlık veri merkezi yatırımı!

Google tarafından 2020 yılında satın alınan 33 dönümlük bir alanda yer alacak olan veri merkezi, Londra’nın yaklaşık 24 kilometre kuzeyindeki Waltham Cross kasabasında kurulacak.  

Özellikle teknoloji ve yapay zeka gibi büyüyen endüstrilerde yeni altyapının finansmanına yardımcı olmak için işletmelerin yatırım yapması yönünde baskı yapan İngiliz hükümeti, Google’ın yatırımını “büyük bir güven oyu” olarak nitelendiriyor. Başbakan Rishi Sunak, yaptığı açıklamada, “Google’ın 1 milyar dolarlık yatırımı, Birleşik Krallık’ın teknolojide bir mükemmeliyet merkezi olduğunun ve büyük bir büyüme potansiyeline sahip olduğunun kanıtıdır” dedi.

Bu yatırım, Google’ın 2022 yılında Londra‘nın merkezinde, Covent Garden’a yakın bir ofis binasını ve yakındaki King’s Cross’ta yeni bir ofis inşa ettiği ve yapay zeka şirketi DeepMind’ın da bulunduğu başka bir alanı 1 milyar dolara satın almasının ardından geldi.

Google’ın çatı şirketi Alphabet’in CFO’su Ruth Porat yaptığı açıklamada, “Bu yeni veri merkezi, yapay zeka ve bulut hizmetlerimize yönelik artan talebin karşılanmasına yardımcı olacak ve İngiltere’de inşaat ve teknik işler alanında istihdamı artıracak” dedi. Google açıklamasında ayrıca, İngiltere’de 7.000’den fazla kişiyi istihdam ettiklerini ve veri merkezinden üretilen atık ısının, bölgede enerji tasarrufu fırsatı da yaratacağı belirtildi.  

Google’ın kaç tane veri merkezi var ve bunlar nerede?

Google’ın dünya genelinde birçok farklı yerde veri merkezi bulunuyor. Nisan 2023 itibarıyla bilinen bazı lokasyonlar şöyle:

  1. Kuzey Amerika: Google, Birleşik Devletler genelinde birden fazla veri merkezine sahip. Bunlar arasında Iowa, Oklahoma, Güney Carolina ve Oregon’daki tesisler bulunuyor. Ayrıca Kanada’da da bir veri merkezi var.
  2. Avrupa: Google, İrlanda, Finlandiya, Belçika ve Hollanda gibi ülkelerde veri merkezleri işletiyor.
  3. Asya: Google’ın Singapur, Tayvan ve Hindistan’da veri merkezleri bulunuyor.
  4. Güney Amerika: Şili’de bir Google veri merkezi bulunuyor.

BKM 2023 yılı Aralık ayı verilerini açıkladı!

1990 yılında kurulan Bankalararası Kart Merkezi her ay düzenli olarak Türkiye’de gerçekleştirilen kartlı alışverişleri kamuoyu ile paylaşıyor. Bu veriler, alışveriş trendleri ve kart kullanımının yoğunlaştığı noktaları öğrenmek açısından büyük önem taşıyor. Ödeme sistemleri ekosistemine güvenli ve hızlı çözümler üreten teknoloji odaklı bir kurum olan BKM faaliyet alanlarına yenilikçi altyapı ve platform hizmetlerini de eklemeye devam ediyor.

Kart kullanımı artıyor, ön ödemeli kartlar büyük ilgi görüyor

Aralık ayı itibarıyla Türkiye’de kredi kartı sayısı 117,7 milyon, banka kartı sayısı 189,5 milyon ve ön ödemeli kart sayısı 90,0 milyon adet oldu. 2022 yılının Aralık ayı ile kıyaslandığında kredi kartı adedinde yüzde 18’lik, banka kartı adedinde yüzde 12’lik, ön ödemeli kart adedinde ise yüzde 26’lık artış yaşandı. Toplam kart sayısı ise 397,2 milyon adede ulaşarak geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17 artış gösterdi.

Kartlarla 978,3 milyar TL harcadık!

Kredi kartları, banka kartları ve ön ödemeli kartlar ile aralık ayında yapılan toplam ödeme tutarı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 116 artarak 978,3 milyar TL oldu. Kartlı ödemelerin 818,2 milyar TL’si kredi kartları ile yapılırken 142,6 milyar TL’sinde banka kartları, 17,5 milyar TL’sinde ise ön ödemeli kartlar kullanıldı. Kredi kartı ile yapılan ödemelerde önceki yılın aynı dönemine göre büyüme oranı yüzde 124, banka kartı ile yapılan ödemelerde yüzde 78 olurken ön ödemeli kartlar ile yapılan ödemelerde ise bu oran yüzde 128 oldu. BKM verilerine göre, yapılan her 4 kartlı alışverişin 3’ü, temassız gerçekleşiyor.

BKM tarafından hazırlanan 2023 yılı aralık ayı verileri raporunun tamamını buradan inceleyebilirsiniz.

SAP EMEA bölge başkanlığı deneyimli isme emanet!

0

SAP, Emmanuel (Manos) Raptopoulos’u yeni oluşturulan EMEA (Avrupa, Ortadoğu ve Afrika) Bölgesi’nin Başkanı olarak atadı. Yeni bölge; Benelüks ülkeleri, Birleşik Krallık, Fransa, Hollanda, İrlanda, İskandinav ülkeleri, İspanya, İtalya, Portekiz, Türkiye ve Yunanistan’ın yanı sıra, Ortadoğu ve Afrika’nın tamamını kapsıyor. 

Bulut teknolojisinin gücü, yapay zekanın sunduğu olanaklarla birleştiğinde, müşteri dönüşümü ve değeri açısından önemli fırsatlar ortaya çıkıyor, bu anlamda EMEA Bölgesi SAP için büyük önem taşıyor. Bu atamayla Manos Raptopoulos, SAP’nin bölgedeki 53 ofisinde görev yapan 14 bin çalışandan ve 90 ülkedeki müşterilere hizmet verilmesinden sorumlu olacak.

SAP EMEA (Bölge Başkanı Emmanuel (Manos) Raptopoulos
SAP EMEA (Bölge Başkanı Emmanuel (Manos) Raptopoulos

1998 yılında SAP’ye katılan, Avrupa ve Ortadoğu’da Yönetim, Satış, Operasyon ve Danışmanlık alanlarında çeşitli liderlik rollerinde bulunan Manos Raptopoulos, bu atamadan önce bu yıl genişleyen EMEA Bölgesi kapsamındaki Güney EMEA Bölgesi’nin Başkanı olarak çalışıyordu. 

EMEA SAP için stratejik önem taşıyor

SAP’nin Müşteri Başarısından Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Scott Russell, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Manos Raptopoulos, 25 yılı aşkın süredir SAP’de müşteri odaklı  işleri başarıyla büyütüyor. Onun liderliğine güveniyor, SAP için stratejik açıdan önemli bir bölgede müşterilerimizin büyümesini ve inovasyonu desteklemeye devam edeceğini biliyorum” dedi. Manos Raptopoulos’un, empatik ve ilham verici bir lider, müşteri ve iş ortaklarının sadık bir savunucusu olduğunu belirten Scott Russell, “Manos Raptopoulos, yetkin ekibimizle birlikte EMEA Bölgemizi yeni zirvelere taşıyacağı için heyecanlıyım” ifadesini kullandı.

Manos Raptopoulos ise şunları söyledi: “Müşterilerimizin beklentileri yüksek. En kritik iş süreçlerini yönetmek, dijital dönüşümü gerçekleştirmek, sürdürülebilirliği artırmak ve organizasyonlarını geleceğe hazır hale getirmek için SAP’ye güveniyorlar. EMEA bölgesinde bizi, hızlandırılmış bulut ve yapay zeka inovasyonundan güç alan; kurumsal amacımız, çalışanlarımız ve iş ortaklıklarımızla desteklenen bir dönem bekliyor. Çeşitlilik açısından zengin ve yetenekli profesyonellerden oluşan bir ekibe liderlik etmekten onur duyuyorum. Birlikte bu bölgede, hatta ötesinde önemli bir etki yaratabiliriz.”

Naz.API veri ihlali 71 milyon kişinin kimliğini tehlikeye attı!

Milyonlarca şifre içeren devasa veri dökümü güvenlik uyarısını tetikliyor. Have I Been Pwned hizmetinin operatörü Troy Hunt, tanınmış bir teknoloji şirketinin kendisiyle bir milyar kimlik bilgisi koleksiyonu olan Naz.API hakkında iletişime geçtiğini yazıyor. Hunt: “Önceki veri ihlallerinden elde edilen oturum açma adları ve parolalardan oluşan benzer listelerin aksine, bu veri kümesi daha önce hiç sızdırılmamış 25 milyon parola içeriyor” diyor.

Naz.API veri ihlali boyutu tahmin edilenden fazla

Hunt, Naz.API’nin toplam 104 GB boyutunda 319 dosya ve 70.840.771 benzersiz e-posta adresi içerdiğini buldu. Bu durum 427.308 bireysel HIBP abonesini etkiledi ve adreslerin %65,03’ü hâlihazırda HIBP’de bulunuyor. Önceki sızıntılarda e-posta adreslerinin üçte birinin hiç görülmemesi önemli. Veritabanının yer aldığı forum gönderisinde posterde, veritabanının hırsız günlüklerinden veri çıkarılarak oluşturulduğu belirtildi. Bu tür kötü amaçlı yazılım, virüslü makinelerden parolalar, kredi kartı bilgileri, kripto cüzdanlar ve daha fazlası gibi verileri çalmaya çalışıyor.

Hunt, çalınan verilerin bir kısmını gösteren veri kümesinin ekran görüntüsünü yayınladı. Parolalar karma olmaktan ziyade düz metin olarak görünüyor. Çoğu inanılmaz derecede basit, yaygın olarak kullanılan dizeler içeriyor. Daha önce pek çok kez gördüğümüz ve sıklıkla uyardığımız gibi, birden fazla hizmette aynı şifre/e-posta adresi kombinasyonunu kullanan çok sayıda insan var.

Hunt, kimlik bilgilerinin doğru olduğunu veya bir zamanlar doğru olduğunu doğrulamak için listedeki bazı kişilerle temasa geçti. Ayrıca bir dizi e-postanın, aralarında Facebook, Roblox, Coinbase, Yammer ve Yahoo’nun da bulunduğu belirtilen web siteleriyle ilişkili olduğunu doğruladı. Verilerin tümü hırsızlığa yönelik kötü amaçlı yazılımlardan gelmiyor. Büyük bir yüzdesi, önceki ihlallerden elde edilen verileri toplayan kimlik bilgisi doldurmanın sonucu.  Hunt’ın kendi şifrelerinden biri verilerde göründü, ancak 2011 öncesinden bu yana bu şifreyi kullanmadı.

Verilerinizin Naz.API veri kümesinde veya daha önceki herhangi bir ihlalde görünüp görünmediğini kontrol etmek için Have I Been Pwned sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

Wing, şimdiye kadarki en büyük drone için harekete geçiyor!

Alphabet destekli Wing, uçan makinelerini ve dağıtım sistemlerini birkaç yıldır istikrarlı ve sessizce test ediyor; makinelerinin üs ve teslimat adresleri arasında daha uzağa ve daha özerk bir şekilde uçmasına izin verme konusunda düzenleyicilerin güvenini yavaş yavaş kazanıyor.

Wing, çarşamba günü yaptığı başka bir genişletme çalışmasında filosuna “daha büyük siparişleri basitleştirip düzene koyacağını” söylediği daha büyük bir drone ekleme planlarını duyurdu.

Başka bir deyişle, tek bir müşteri tarafından verilen bazı siparişlerin daha önce iki uçakla veya iki yolculukla tamamlanması gerektiği durumlarda, yeni ve daha büyük bir drone bunu tek bir uçuşta yapabilecek.

Yeni drone’u tanıtan çevrimiçi bir gönderide Wing CEO’su Adam Woodworth; ekibinin, pazarda bir ihtiyaç tespit edildiğinde hızlı bir şekilde uyarlanabilen çeşitli konfigürasyonlar üzerinde çalışan “Uçak Kütüphanesi” adı verilen bir sistemi nasıl oluşturduğunu açıkladı.

Woodworth, “Kara teslimatında farklı siparişler için farklı araç boyutlarının kullanılması gibi, çok modlu bir drone teslimat modelini uygulamak her zaman vizyonumuz olmuştur.” dedi ve ekledi: “Daha fazla gıda, ilaç ve ev eşyası taşıyan yeni uçaklarla, kentsel ve banliyö bölgelerdeki müşteriler siparişlerini daha iyi bir şekilde toparlayabilecek ve bunları tek bir hızlı yolculukta alabilecek.”.

Wing’in mevcut filosunda olduğu gibi, yeni drone da 12 mil (19 km) gidiş-dönüş menziline sahip ve yaklaşık 65 mil/saat (105 km/saat) hızla seyredebiliyor. Ancak standart karton teslimat kutusu, 2,3 kg’a kadar olan gönderileri kaldırabiliyor; bu, daha küçük makinelerin iki katı.

CEO, yeni teslimat drone’unun önümüzdeki 12 ay içinde Wing’in filosuna katılacağını söyledi.

Wing, bugüne kadar üç kıtada özenle seçilmiş konumlarda müşterilerin evlerine yaklaşık 350.000 teslimatı tamamlamak için dronelarını kullandı. Şirket, platformunu geliştirme ve test etme çabalarının bir parçası olarak geçen yıl Walmart ile ortaklık kurarak Dallas-Fort Worth bölgesinde bir drone teslimat hizmeti başlattı ve ürünleri iki Walmart Süper Merkezinden mobil uygulama kullanarak sipariş veren müşterilere uçurdu. Hedef, sipariş verildikten sonra yalnızca 30 dakika içinde teslimat adreslerine ulaşmak.

Wing, dronlarının “esasen kendi kendine uçtuğunu” söylüyor. Başka bir deyişle, son derece özerktirler ancak uçuşun ve teslimatın sorunsuz bir şekilde ilerlemesini sağlamak için uzaktan insan operatörleri tarafından izlenmektedirler.

ChatGPT eklentisi, pazardaki Microsoft etkisini kırdı!

 O dönemde İcra Kurulu Başkanı Satya Nadella, Microsoft açıklaması ile bağlantılı olarak “Tüm arama kategorisi artık büyük bir değişimden geçiyor.” dedi. “Bu fırsat çok az kez gelir.” Neredeyse bir yıl geçmesine rağmen hâlâ bir gelişme yok.

OpenAI’in üretken yapay zeka teknolojisiyle desteklenen yeni Bing, doğal bir şekilde sorulan sorgulara sohbet niteliğinde yanıtlar vererek internet kullanıcılarının gözlerini kamaştırdı. Ancak Microsoft’un arama motoru, veri analitiği firması StatCounter’a göre ChatGPT duyurusundan bu yana yüzde 1 puandan daha az bir artışla 2023’ü küresel arama pazarının yalnızca %3,4’üyle tamamladı.

Bing, Google’a ciddi bir alternatif olarak uzun süre alaka düzeyi için mücadele etti ve yıllar boyunca tanınmaktan çok alay konusu oldu. 2009’daki ilk çıkışından bu yana çok sayıda yeniden markalama ve yeniden tasarım, Bing’in popülaritesini artırmak için çok az şey yaptı. 

SensorTower‘a göre Microsoft, arama motoruna üretken yapay zekayı aşılamadan bir ay önce, insanlar onu kullanarak 12 ay öncesine göre %33 daha az zaman harcıyordu. ChatGPT’nin yeniden başlatılması en azından bu düşüşlerin tersine çevrilmesine yardımcı oldu. 

Microsoft Bing "Disney" Kelimesi Yasakladı

Bloomberg Intelligence’ın SensorTower mobil uygulama verileri analizine göre, 2023’ün ikinci çeyreğinde ABD’deki aylık aktif kullanıcı sayısı yıldan yıla iki kattan fazla artarak 3,1 milyona ulaştı. 

Veriler, genel olarak kullanıcıların arama motorunda %84 daha fazla zaman harcadığını gösteriyor. SensorTower’a göre yıl sonu itibarıyla Bing’in aylık aktif kullanıcı sayısı istikrarlı bir şekilde 4,4 milyona yükseldi.

Intel CEO’sundan, Çin hakkında dikkat çekici değerlendirme!

0

Intel CEO’su, Çin’in yarı iletken yeteneğini geliştirmeye ve yurt içinde daha gelişmiş yonga yapım araçları tasarlamaya devam edeceğini, ancak küresel yarı iletken endüstrisinin yaklaşık on yıl gerisinde olduğunu ve bu şekilde kalacağını düşünüyor.

Gelsinger, CNBC tarafından yayınlanan İsviçre’nin Davos kentinde düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nda “Son zamanlarda uygulamaya konan ihracat politikaları, Hollanda politikalarının uygulandığını, ABD politikalarının Japon politikalarının, bir nevi Çin yarı iletken endüstrisi için 10 ila 7 nm aralığına bir zemin koyduğunu gördük.” dedi. 

2 nm’nin ve ardından 1,5 nm’nin altına inmek için yarışıyoruz ve biliyorsunuz ki bunun sonunu göremiyoruz.

Şimdilik Çin merkezli dökümhane SMIC, akıllı telefonlar için yüksek hacimli karmaşık uygulama işlemcileri yapmak için kullanılabilecek, TSMC ve Samsung’un yaklaşık beş buçuk yıl gerisinde olan 7nm sınıfı bir süreç teknolojisine sahip. Bu arada basında çıkan haberlere göre, Shanghai Huali Microelectronics Corp. (HLMC), 2020 yılında 14nm FinFET tabanlı üretim sürecinde çip deneme üretimine başladı, bu da şu anda TSMC’nin dokuz ila 10 yıl gerisinde olduğu anlamına geliyor. 

Ancak hem SMIC hem de HLMC, Japonya’dan gelen saf hammaddelerin yanı sıra Hollanda, Japonya, Güney Kore, Tayvan ve ABD’de üretilen araçları kullanıyor. Bunlara erişim olmadığında Çinli şirketler, son teknoloji çip üretimi için gofret fabrikası ekipmanlarını ve gazları, dirençleri ve diğer kimyasalları saflaştırma araçlarını geliştirmek zorunda kalacak. Intel CEO’suna göre, şimdilik küresel çip endüstrisinin yaklaşık on yıl gerisindeler ve gelişecek olsalar da öngörülebilir gelecekte yaklaşık on yıl geride kalacaklar.

Gelsinger, “Çin yenilik yapmaya devam etmeyecek gibi değil, ancak bu oldukça birbirine bağlı bir endüstri.” dedi. 

Zeiss’in aynaları, ASML’nin ekipman montajı, Japonya’daki kimyasallar ve direnç, Intel’in maske yapımı. Bunların hepsi bir arada, bunun 10 yıllık bir boşluk olduğunu düşünüyorum ve bunun sürdürülebilir bir 10 yıllık olduğunu düşünüyorum Uygulanan ihracat politikalarıyla arasında boşluk var.

Modern yarı iletken süreç teknolojileri, tüm küresel endüstrinin ortak çabasını, çok sayıda temel araştırmayı ve Ar-Ge’ye harcanan yüz milyarlarca doları gerektirir. Çin’in tüm bunları tek başına halledip başaramayacağı tartışmaya açık. 

Bu arada, Çin’in gelişmiş yonga yapım araçlarından ve teknolojilerinden tamamen kopması durumunda yarı iletken şirketleri, küresel yonga endüstrisi ile aradaki farkı kapatmak için ellerine geçirebilecekleri ekipmanı tersine mühendislik ve kopyalamaya çalışabilir. 

Bu tam olarak sürdürülebilir bir yöntem değil, ancak başka seçenekleri olmayabilir.

Küresel çapta 57 dijital pazarlama uzmanı görüş bildirdi!

Aralarında Türkiye’den 3 uzman ismin de olduğu, dünya genelinden 57 dijital pazarlama uzmanının görüş bildirdiği rapor, birçok dilde ve onlarca ülkede yayınlandı.

Dünya geneli 80 binden fazla medya platformunu portföyünde barındıran ve 30 dilde yayın imkânı sunan Avrupa merkezli küresel içerik pazarlama platformu WhitePress tarafından hazırlanan “SEO ve İçerik Pazarlamasının Durumu: Uluslararası Rapor 2023” yayınlandı. Küresel çapta alanının en iyisi olan 57 dijital pazarlama uzmanının görüş bildirdiği raporda Türkiye’den de uzmanlar var. İngilizce, Almanca, Türkçe başta olmak üzere birçok dilde yayınlanan rapor tüm dünyada erişime açıldı.

Küresel çapta 57 dijital pazarlama uzmanı görüş bildirdi

Dijital pazarlamanın en önemli unsurları arasında bulunan “seo” ve “içerik pazarlaması” odağında dünyanın önde gelen uzmanlarının stratejilerinden esinlenerek hazırlanan ve içerisinde analizlerin, uzman görüşlerinin ve trendlerin yer aldığı “SEO ve İçerik Pazarlamasının Durumu: Uluslararası Rapor 2023” yayınlandı. WhitePress tarafından hazırlanan projenin ana sponsoru SimilarWeb oldu.

Dünya genelinden alanında öncü 57 dijital pazarlama uzmanının görüş bildirdiği raporda Türkiye’den de 3 isim yer aldı. Bu isimlerden biri Branding Türkiye Kurucusu Mürsel Ferhat Sağlam oldu. Aynı zamanda dijital markalaşma danışmanlığı ve girişim mentorluğu de yapan Sağlam’ın yayınlanmış 20’den fazla kitabı ve podcast serileri bulunuyor. Kolay anlaşılır grafiklerle sunulan en son verilerin yer aldığı Uluslararası Rapor 2023’te Mürsel Ferhat Sağlam, dijital pazarlamanın geleceğine ilişkin önemli değerlendirmelerde bulunarak şunları söyledi; “Ölçme, strateji geliştirme, SEO için optimize edilecek web sitesindeki mevcut kodlama hatalarını tespit etme, sorun çözme, teknik destek ve kodlama gibi işlemleri kapsayan yapay zeka, günümüzde SEO uzmanlarının iş süreçlerindeki en önemli yardımcısı ve yol arkadaşı haline geldi.”

Uluslararası rapor 2023’te neler var?

WhitePress tarafından hazırlanan ve “Part – 1: On Site SEO”, “Part – 2: Link Building”, “Part – 3: The Future Of SEO” olmak üzere toplamda 3 ayrı kitaptan oluşan Uluslararası Rapor – 2023’te analiz ve teknik bilgiye ek olarak, uzman görüşleri ve trendlere dair detaylar da mevcut. Her biri farklı ülkelerden en iyi SEO uzmanlarının istatistikleri, yorumları ve tahminleri ile hazırlanan bu raporlar sayesinde dijital pazarlama ile ilgili en güncel soruların yanıtlarına erişmek mümkün. 90’dan fazla küresel partnerin katkısıyla hazırlanan ve tamamen ücretsiz olarak dünya geneli erişime açılan raporun medya partneri ise Branding Türkiye oldu!

Dünya geneli 57 uzman

Raporun hazırlanmasında dijital pazarlama alanında uluslararası etkiye sahip 57 uzmanın katkısı oldu. Bu uzmanlar arasında; Marco Janck (CEO CAMPIXX, SUMAGO), Olha Melnyk (Manager, Aweb.Agency), Valentina Turchetti (Managing Director and Content Marketing Lead, YourDigitalWeb – SEO&Digital agency), Dario Begonja (Managing Director, Hero Factory), Gerald Murphy (Senior Solutions Business Manager, Similarweb), Kyle Roof (Co- Founder Internet Marketing Gold and Lead SEO at High Voltage), Mürsel Ferhat Sağlam (Founder of Branding Türkiye) Szymon Słowik (SEO Consultant & Strategist, Founder of takaoto.pro), Damian Sałkowski (CEO Senuto), Marko Pačar (Managing partner, Granular Group), Wojciech Mazur (Founder & CEO Elephate) gibi önemli isimler bulunuyor.

Raporu incelemek ve seo, içerik pazarlaması gibi dijital pazarlama unsurları hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olmak için buraya tıklayın.

Optik fiber lazer nano uydulara güç sağlayacak!

0

Radyo dalgaları yüzyıllardır uzay iletişiminin omurgası olmasına rağmen, daha fazla verinin daha hızlı iletilmesi talebi daha hafif, daha esnek ve daha güvenli (insan gözüyle görülmeyen) kızılötesi ışınları uzay iletişiminin geleceği haline getirdi. Yakın zamanda, uzay araştırmalarına yönelik mikro uydu gücü alanında kablosuz enerji aktarımına yönelik öncü çözümlerin geliştirilmesine adanmış bir Avrupa projesi olan WipTherm sona erdi. Projenin beş ortağından biri olan Sistem ve Bilgisayar Mühendisliği, Teknoloji ve Bilim Enstitüsü (INESC TEC), yüksek güçlü bir optik fiber lazer geliştirmeye odaklandı. İleri Malzemeler, Nanoteknoloji ve Fotonik için Fizik Enstitüsü (IFIMUP) ve Porto Üniversitesi Fen Fakültesi (FCUP), projenin koordinasyonundan sorumlu kuruluşlardı.

Optik fiber lazer ile uzay çalışmalarında yeni dönem

Araştırma ekibi, çözümü Portekiz’in batı kıyısındaki bir şehir olan Aveiro’daki bir hava üssünde gösterdi. INESC TEC Uygulamalı Fotonik Merkezi’nde (CAP) araştırmacı olan Orlando Frazao, projenin sonuçlarına ilişkin “çok olumlu bir değerlendirme” yaptı. Frazao: “Yüksek güçlü lazerler hakkındaki bilgimizi artırmayı ve çeşitli potansiyel uygulamalara sahip yeni optik fiber lazerler geliştirmeyi başardık” dedi.

Portekiz Ar-Ge Enstitüsü tarafından geliştirilen lazerler, uzay araştırmalarında özellikle önemli. Sinyali taşımak için elektrik akımı yerine ışığın kullanıldığı fiber optik iletişim, uzay iletişimi gibi senaryolarda uygun bir seçenek.

“Power”, Porto Üniversitesi tarafından koordine edilen projenin anahtar kelimelerinden biri. WipTherm’in ana hedefi, CubeSat teknolojilerinde kullanılan enerji depolama bileşenlerini (örn. mikro ve nano uydular) yeniden şarj etmek için yenilikçi bir kablosuz enerji aktarım sistemi yaratmak.

CubeSat teknolojilerindeki ilerlemelerle birlikte bu pazar segmentindeki enerji talebi de arttı; daha büyük güneş panelleri, verimli enerji depolama sistemleri ve diğer enerji aktarma ve toplama sistemlerine ihtiyaç duyuldu. Gösteri sırasında ekip, CubeSat’ı şarj etmek için yüksek güçlü bir lazer kullandı. IFIMUP tarafından geliştirilen termoelektrik sensörlerle donatılan bu çok küçük uydu, 1500 nanometrelik ışığı absorbe ederek şarj verimliliğini artırdı. Frazao’ya göre proje kapsamında geliştirilen çalışmaların sektörün geleceği üzerindeki potansiyel etkisini anlamak için henüz erken. Ancak WipTherm ile öğrenim görmek araştırmacıların yeni bir Avrupa projesi olan Transition’a odaklanmasına olanak tanıyor. Orlando Frazao: “Bu yeni projeye, lazer kullanarak şarj etme fikrine yönelik bir iş modelini zaten dahil ettik” dedi.

Google işten çıkarma politikasına devam ediyor!

0

Google CEO’su çalışanlarına bu yıl daha fazla işten çıkarma olmasını beklemelerini söyledi. Dahili bir notta Sundar Pichai, son işten çıkarmaların “bazı alanlarda yürütmeyi basitleştirmek ve hızı artırmak için katmanları kaldırmak” ile ilgili olduğunu söyledi. Bu notla birlikte Pichai, aslında çalışanlarını hazırlıklı olması konusunda uyardı.

Google işten çıkarma için hazırlıklı olunmasını söyledi

Google, 10 Ocak’tan bu yana çeşitli departmanlarda binden fazla çalışanını işten çıkardı. CEO Sundar Pichai’nin mesajı daha fazla kesintiye hazır olunması yönünde.

Pichai, paylaştığı dahili bir notta tüm Google çalışanlarına: “İddialı hedeflerimiz var ve bu yıl büyük önceliklerimize yatırım yapacağız. Gerçek şu ki, bu yatırıma yönelik kapasite yaratmak için zorlu seçimler yapmamız gerekiyor” dedi. Şu ana kadar bu “zor seçimler” arasında Google’ın donanım , reklam satışları, arama, alışveriş, haritalar, politika, temel mühendislik ve YouTube ekiplerindeki işten çıkarmalar ve yeniden yapılanmalar yer alıyordu.

Pichai, Google’ın geçen yıl bu zamanlar 12.000 kişiyi işten çıkarmasına atıfta bulunan notunda: “Bu rol ortadan kaldırmaları geçen yılın azaltımları ölçeğinde değil ve her takımı etkilemeyecek. Fakat meslektaşların ve ekiplerin bundan etkilendiğini görmenin çok zor olduğunu biliyorum” dedi.

Pichai, bu yılki işten çıkarmaların “uygulamayı basitleştirmek ve bazı bölgelerde hızı artırmak için katmanları kaldırmak” ile ilgili olduğunu söyledi. Google’daki pek çok kişinin korktuğu şeyi doğruladı. Ayrıca daha fazla “rol ortadan kaldırılmasının” geleceğinin sinyalini verdi.

İlgili notta Pichai: “Bu değişikliklerin çoğu zaten duyuruldu, ancak önceden olmak üzere bazı takımlar yıl boyunca ihtiyaç duyulan yerlerde belirli kaynak tahsisi kararları almaya devam edecek ve bazı roller etkilenebilir” diye yazdı. 2023 yılında teknoloji sektöründe çok büyük işten çıkarmalar görmüştük. Ancak 2024 yılında bunun daha fazla olması bekleniyor. Pandemi sonrasında sektörlerin normal seviyeye oturması en önemli etken olmuştu. Bununla birlikte şirketlerin iş hacimlerindeki hızlı artış, sert düşüş yaşamış ve bu da personelleri doğrudan etkilemişti. Ancak Google’daki bu durum, daha çok sadeleşme politikası izlenmesiyle ilgili diyebiliriz. Dolayısıyla işten çıkarmaların artması sürpriz olmayacak.

Samsung akıllı telefon pazarı liderliğini kaybetti

0

Samsung, Apple’ın zirveye yerleşmesiyle 2010’dan bu yana ilk kez akıllı telefon pazarındaki liderliğini kaybetti. Küresel akıllı telefon pazarı, sevkiyatların 2022’ye kıyasla yüzde 3,2 oranında azalmasıyla geçen yıl düştü, ancak bunu kutlamak için nedeni olan şirketlerden biri de Apple. Cupertino, 2023 yılı boyunca büyümede artış gören ilk beş üreticiden biriydi. Aynı zamanda, Koreli devin 2010’dan bu yana ilk kez bir numaralı sırayı kaçırdığı Samsung’dan da birinciliği çaldı.

Samsung akıllı telefon pazarı listesinde geriye düştü

Tarihin en kötü 12 ayını yaşayan bilgisayar sektörü gibi, akıllı telefon pazarı da berbat bir 2023 yılı geçirdi. IDC’ye göre, geçen yıl sevk edilen 1.17 milyar adede yüzde 3,2’lik düşüş, son on yılın en düşük tam yıl hacmine işaret ediyor. Ekonomik zorlukların, artan yaşam maliyetinin, iş kayıplarının ve diğer faktörlerin sonucu.

Akıllı telefon endüstrisi de yılın dördüncü çeyreğinde büyüme görülmesi açısından PC pazarını yansıtıyor. 4. çeyrekte yıllık sevkiyatlardaki yüzde 8,5’lik artış beklenenden yüksekti. Bu da 2024’te toparlanma olacağı yönünde iyimserliğe yol açtı. Şirketlere tek tek baktığımızda Apple, 13 yıl aradan sonra ilk kez listenin başında Samsung’un yerini aldı. Cupertino’nun sevkiyatları 2023’te yüzde 3,7 artışla 234,6 milyona yükseldi. Bu da ona toplam pazar payının beşte birini kazandırdı ve onu ilk kez bir numaraya taşıdı. Bu arada Samsung’un sevkiyatları yüzde 13,6 düşüşle 226.6 milyona geriledi.

Piyasadaki daralmaya rağmen fiyatı 600 dolar ve üzeri olan telefonlardan oluşan premium akıllı telefon segmenti geçen yıl yüzde 24’lük rekor bir pazar payına ulaştı. Bu, Apple’ın hakim olduğu bir alan ve telefonlarının fiyatı göz önüne alındığında bu hiç de şaşırtıcı değil. Şirket yüzde 71 pay aldı.

Genel küresel sevkiyatlara dönecek olursak, Xiaomi, OPPO ve Transsion ilk beşin geri kalanını oluşturuyor. Afrika, Orta Doğu, Latin Amerika, Asya ve Okyanusya’da son derece popüler olan uygun fiyatlı akıllı telefon markaları sayesinde Transsion’ın sevkiyatları geçen yıl yüzde 30 arttı. Apple’ın 2024’te dünyanın en çok akıllı telefon satıcısı unvanını koruyup koruyamayacağı henüz bilinmiyor. Şirket, Ocak ayının ilk haftasında Çin’de iPhone satışlarının yıllık bazda yüzde 30 düştüğünü gördü

Türk astronot uzayda hangi deneyleri yapacak?

0

Türkiye’nin ilk astronotu uzaya neden gidiyor? Bu sorunun yanıtı, Tübitak, NASA ve Axiom Space iş birliği ile gerçekleştirilecek deneylerde gizli. Alper Gezeravcı, Uluslararası Uzay İstasyonu’nda uzayda gerçekleştireceği deneyler için gidiyor. Gezeravcı uzayda 14 gün boyunca kalacak ve 13 farklı deney yapacak.

Sadece Mikroyerçekimi ortamında gerçekleştirilebilecek deneyler, insan sağlığı ve malzeme bilimi deneylerin ana konusunu oluşturuyor.

Malzeme bilimi alanındaki deneyler, yüksek sıcaklıklara dayanıklı alaşımların üretilmesini kapsıyor. Bu alaşımlar, uzay, havacılık ve savunma sanayisi alanlarında kullanılacak yeni malzemelerin geliştirilmesi için kullanılacak. 

Türk astronot Alper Gezeravcı’nın Biyoloji alanındaki deneylerin kapsamında, Dünya’da en zor koşullara bile adapte olabilen tek hücreli canlıların yer çekimsiz koşullarda nasıl büyüdüğü ve çoğaldığı incelenecek. Türkiye özelinde ise, Tuz Gölü’nde yetişen bir bitkinin tuza verdiği tepki, uzay ortamında araştırılacak.

İnsan fizyolojisi üzerine yapılacak deneylerde, astronotların uzayda maruz kaldığı düşük yer çekimi, radyasyon, beslenme, uykusuzluk gibi durumlarda fizyolojik ve biyokimyasal değişimler incelenecek. Bu değişimlerin tespit edilmesi uzun süreli uzay yolculuklarına hazırlık için büyük önem taşıyor. Ayrıca, uzaydaki radyasyonun kanserli hücrelere olan etkisi de araştırılacak.  Balda bulunan propolis maddesinin mikroyerçekiminde bakteriler üzerindeki etkisi de bir başka araştırma konusu.

Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı
Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı

Alper Gezeravcı kimdir?

2 Aralık 1979 tarihinde Mersin’de dünyaya gelen Alper Gezeravcı, 21 yıldır Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda görev yapan bir F-16 pilotu. Hava Harp Okulu’ndan Elektronik Mühendisi olarak mezun olan Gezeravcı, yüksek lisansını ABD Hava Kuvvetleri Teknoloji Enstitüsü Harekat Araştırması bölümünde yaptı.

Apple alternatif uygulama mağazaları için endişeli

Apple, cihazlarında üçüncü taraf pazar yerlerine izin vermek zorunda kalacak. Ancak bazı uzmanlar ciddi güvenlik endişelerini dile getiriyor. Apple, Avrupa Komisyonu’nun Dijital Pazarlar Yasası’na (DMA) uymak için AB’deki App Store’unda temel değişiklikler yapmaya hazırlanıyor. Uzmanlar bu değişikliklerin ciddi olumsuz güvenlik etkileri yaratabileceğinden endişe ediyor.

DMA, çevrimiçi platformlardaki rekabeti artırmak amacıyla, kullanıcıların üçüncü taraf uygulama mağazaları kurmalarına ve uygulamaları cihazlarına dışarıdan yüklemelerine izin vermeye başlamak için Apple’a ve diğer belirlenmiş ‘geçit denetleyicilerine’ bir talimat getirecek. Güvenlik uzmanları, bu kararın tehdit aktörleri için başka bir saldırı vektörüne yol açacağından ve potansiyel olarak çok sayıda tehlikeli uygulamanın indirilmesine yol açacağından endişe ediyor.

Apple alternatif uygulama mağazaları konusunda nasıl aksiyon alacak?

ExtraHop’un kıdemli teknik müdürü Jamie Moles, ITPro’ya DMA’nın, operatörün dağıtılan yazılımı serbestçe denetleme yeteneğini ortadan kaldırarak çevrimiçi platformların güvenliği açısından istenmeyen sonuçlara yol açabileceğini söyledi. Örneğin Moles, yeni DMA koşulları kapsamında iOS’ta erişilebilen Epic Games Store’daki güvenlik kusurlarının yakın tarihli bir örneğini vurguladı.

Moles: “Mahkemenin Epic Games’in lehine karar vermesi halinde iOS’a eklenebilecek bir platform olan Epic Games Store (EGS), yayınlandıktan sonra gizlilik sorunları yaşadı. EGS, daha güvenli bir API bağlantısı kullanmak yerine, rakip uygulama mağazası Steam tarafından yerel olarak depolanan dosyalara doğrudan erişerek diğer oyun mağazalarından bağlantılar elde ediyordu” dedi. Moles, iPhone’lar için zorunlu USB-C konektörlerinde olduğu gibi teknoloji devinden evrensel bir politika değişikliğine yol açan düzenlemenin aksine, Apple App Store’daki değişikliklerin AB bölgesiyle sınırlı olmasını beklediğini söyledi.

Apple’ın bu değişimle ilişkili riskleri azaltmak için kullanabileceği başka bir önlem de cihazın dosyalarına ve diğer uygulamalara erişimini en aza indirmek için doğrulanmamış uygulamaları özel bir yazılım ortamında açılmaya zorlamak olabilir. Bu eylemin uzun vadede tüketicilere net bir fayda sağlayıp sağlayamayacağı konusunda Moles, genel olarak AB’nin son yıllardaki teknoloji düzenlemelerinin garanti altına alındığını ve hem iş dünyasının hem de tüketicilerin çıkarına olduğunu ancak dikkatli olunması gerektiğini söyledi.

Zephlex, 1.5 Milyon dolar yatırım aldı!

0

Finansal piyasalara yepyeni bir vizyon getirme hedefiyle yola çıkan Zephlex Bilgi Teknolojileri, Esi Venture’dan elde ettiği 1.5 milyon dolarlık yatırım ile güçleniyor. UptoRaise Yatırıma Hazırlık Hızlandırıcısını başarıyla tamamlayan Zephlex, bu yeni yatırım turuyla değerlemesini 15 milyon dolara çıkardı.

Sentiment Algo ile yenilikçi çözümler sunuyor

Sentiment Algo markası altında Türkiye’nin önde gelen aracı kurumlarına ve portföy yönetim şirketlerine çözüm odaklı hizmetler sunan Zephlex Bilgi Teknolojileri, aynı zamanda geniş bir bireysel müşteri kitlesine web ve mobil tabanlı uygulamalar aracılığıyla hizmet veriyor. Şirket, davranışsal analiz üzerine kurulu yapay zeka destekli yüksek teknoloji ürünü algoritmaları ile finansal piyasaların önde gelen ve güvenilir markalarından biri olmayı başarmıştır.

Merkezi Yıldız Teknik Üniversitesi Teknopark’ta bulunan şirket, TÜBİTAK ve KOSGEB tarafından sağlanan önemli AR-GE teşvikleri ve projeleriyle de dikkat çekiyor.

Yatırımın yöneldiği alanlar ve küresel hedefler

Veri analizi, işlem robotları, fon yönetimi stratejileri, araştırma raporları, eğitim gibi geniş bir hizmet yelpazesi sunan Sentiment Algo markası, aldığı yeni yatırım ile yurtdışı ve kripto piyasaları gibi alanlarda da büyümeyi ve global piyasalara açılmayı hedefliyor. Şirket, bu doğrultuda yurtdışında kurulacak iştirak için çalışmalarını hızlandırmış durumda.

Zephlex Bilgi Teknolojileri, 2019 yılı sonunda kurucu ortakları R. Tümay Şahin ve Güray Nur tarafından hayata geçirildi. 2021 yılında ise İdeal Data Finansal Teknolojiler A.Ş tarafından şirkete %10 oranında yatırım yapıldı. Şu an itibariyle şirket, borsada aktif işlem hacmi olan aracı kurumların %25’ine doğrudan ya da dolaylı yoldan hizmet sunmaktadır.

Bosch Otomotiv Yedek Parça bölümünün ismi değişti!

Bosch Grubu, binek otomobiller ve ticari araçlar için geniş bir yedek parça yelpazesi sunan, ayrıca dünyanın en büyük bağımsız tamir atölyesi zincirlerinden biri olan Bosch Service’i de bünyesinde bulunduran Bosch Otomotiv Yedek Parça bölümünün isminin, 1 Ocak 2024 tarihi itibarıyla Bosch Mobilite Satış Sonrası Çözümler (Mobility Aftermarket) olarak değiştirildiğini duyurdu. 

Bosch, yıllardır iş kolunu şekillendiren ve kalıcı olarak değiştiren geniş kapsamlı değişiklikleri dikkate alarak bu isim değişikliğine gitti. 

Bosch Mobilite Satış Sonrası Çözümler, araçların tüm yaşam döngüleri boyunca bakım ve onarımında lider ve tercih edilen ortak olmak amacıyla faaliyetlerini sürdürecek.

StartGate Global Game Jam’24 cesur oyun geliştiricileri bekliyor!

Avrupa ve Ortadoğu’nun en büyük Dijital Oyun ve Oyun Teknolojileri Girişimcilik Merkezi StartGate, dünyanın en büyük oyun geliştirme etkinliği Global Game Jam’in bu yıl Türkiye’deki 12 mekânından biri olacak. 26-28 Ocak tarihleri arasında cesur oyun geliştiricilerin ve dijital hayalperestlerin ağırlanacağı StartGate Global Game Jam’24 için son başvuru tarihi 23 Ocak.

Dünyanın en büyük oyun geliştirme etkinliği Global Gam Jam (GGJ) bu yıl 22-28 Ocak 2024 tarihleri arasında düzenleniyor. Aynı anda dünyanın pek çok yerinde gerçekleşen Global Game Jam, her kesimden katılımcıyı oyun aracılığıyla bir araya getiriyor, yaratıcılığı teşvik ediyor. Katılımcıları yeni teknolojileri keşfetmeye, oyun geliştirmede yeni roller üstlenmeye ve 48 saat içinde bir oyun tasarlamaya davet eden Global Game Jam ’24, 94 ülkede 686 mekânda gerçekleşecek.

Bu global maceraya 12 mekân ile ev sahipliği yapan Türkiye’nin İstanbul merkezlerinden biri olan Avrupa ve Ortadoğu’nun En Büyük Dijital Oyun ve Oyun Teknolojileri Girişimcilik Merkezi StartGate, 26-28 Ocak tarihleri arasında cesur oyun geliştiricileri ve dijital hayalperestleri ağırlayacak.

18 yaş üzeri tüm katılımcılara açık olan StartGate Global Game Jam ’24, fikirlerin ve hayallerin gerçeğe dönüştüğü, rekabetin değil, iş birliğinin teşvik edildiği bir ortam vadediyor. Oyun geliştirmenin keyfini ve fikirlerin hayata geçtiğini görmenin heyecanını yaşama fırsatı sunan StartGate GGJ’24 katılımcıların kalıcı bağlar oluşturabileceği bir topluluğun parçası olmasına olanak tanıyor.

80 kişilik bir kontenjana sahip olan StartGate GGJ ’24 için son başvuru tarihi 23 Ocak 2024.

Başvuruda bulunmak isteyenlerin “StartGate Global Game Jam’24 üzerinden ilgili formu doldurması gerekiyor.

Microsoft Apple’ı nasıl geçti?

Microsoft, bundan on yıl öncesine kadar sürekli olarak dünyanın en değerli halka açık şirketiydi. Ancak bu unvanı 10 yıl önce, Apple’a kaybetmişti. Şimdi, tekrar dünyanın en değerli halka açık şirketi unvanını kazandı. Bu, sadece rakamlarla ölçülemeyecek bir zafer değil, aynı zamanda küresel iş ve teknoloji alanındaki dinamik, sürekli değişen manzaranın bir göstergesi.

Geçtiğimiz Cuma günü Amerikan borsasının kapanışında büyük bir olay yaşandı. Microsoft’un hissesi, MSFT, 338,47 dolar fiyatından kapandı ve bu fiyatlama, şirketin piyasa değerini 2,89 trilyon dolara taşıdı. Bu başarıyla Microsoft, bir zamanlar rakipsiz gibi görünen Apple’ı geride bırakmış oldu. Aynı gün, Apple’ın hisseleri AAPL, 185,92 dolardan kapandı ve şirketin piyasa değerini 2,87 trilyon dolara getirdi. Microsoft’un piyasa değerindeki zirveye yükselişi, teknoloji dünyasında yenilik ve uyum kabiliyetinin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Microsoft’un bu başarısı, sürekli yenilik, stratejik ortaklıklar ve mümkün olanın sınırlarını zorlama konusundaki kararlılığın gücünü de gösteren bir hikaye.

Siber güvenliğe üretken yapay zeka desteği!

Trend Micro, sayısız sensörden gelen verilerle oluşturulan tehdit istihbaratını ve üretken yapay zekayı Trend Vision One™ siber güvenlik platformunda birleştirdi.

Siber güvenlik alanında dünyanın önde gelen şirketlerinden Trend Micro, dünya geneline yayılan sayısız sensörden ve diğer kaynaklardan toplanan verilerle oluşturulan tehdit istihbaratını ve üretken yapay zekayı siber güvenlik platformu Trend Vision One™’da bir araya getirerek siber güvenlik alanında büyük bir yeniliğe imza atıyor.

2022 yılında 65’i aşkın ülkedeki müşterilerinden gelen 6 trilyonun üzerinde tehdit sorgusundan oluşan kapsamlı veri kümesiyle eğitilen ileri düzey yapay zekadan faydalanan Trend Micro 3 milyarı fidye yazılımı olarak tanımlanan 146 milyarın üzerinde siber tehdidi başarıyla engelledi.

Trend Micro COO’su Kevin Simzer, “Yapay zeka, eğitim için kullanılan veriler kadar güçlüdür. Tehdit istihbaratı alanında tartışmasız bir lideriz ve bu, bilinçli adımlar atmak için çıktıları basitleştirmemize olanak tanıyor. Küresel içgörülerden faydalanan bu yaklaşımımızla sektördeki en akıllı yapay zekayı sunmayı amaçlıyoruz” dedi.

Analistler, siber güvenlik alanında daha iyi yapay zeka sonuçları elde etmek için verilerin kritik önem taşıdığı konusunda hemfikir. Dünyanın önde gelen araştırma şirketlerinden IDC’nin analistlerinden biri, “Veri, güvenlik alanında yapay zekayı mümkün kılan en önemli altyapıdır. Güvenlik alanında sonuç elde etmenin temel unsuru yapay zeka değil, verilerdir” diyor.

Trend Micro’nun sektör liderliği, veri koleksiyonunun benzersiz kapsamına ve derinliğine dayanıyor. Veri çeşitliliği yalnızca hacimle değil, aynı zamanda etkili ve son derece kullanılabilir içgörüleri ortaya çıkarmak için yüksek kaliteli analiz, küratörlük ve etiketleme ile karakterize ediliyor.

Yapay zeka hangi alanlarda destek veriyor?

Küresel İçgörüler: Trend Vision One™, milyonlarca sensör ve dünya geneline yayılmış 500.000’ün üzerinde müşterisinden gelen trilyonlarca tehdit sorgusu tarafından toplanan tehdit içgörüleri ile siber güvenlik alanındaki en bilgili ve uyarlanabilir platform olarak öne çıkıyor.

Çeşitli Telemetri Kaynakları: Uç noktalar, mobil cihazlar, OT/IoT, sunucular, ağlar, bulut ortamları, e-postalar, kimlikler ve daha fazlası dahil olmak üzere birçok sensör türünden elde edilen veriler, eşsiz ve bütünsel bir güvenlik genel görünümü sunuyor. Çeşitli telemetri kaynakları, yapay zeka yeteneklerini artırmak için saldırı ölüm zincirinin tüm adımlarından veri sağlıyor.

İnsan Araştırma Uzmanlığı: Dünya genelinde 14 araştırma laboratuvarından ve 500’den fazla tehdit araştırmacısından gelen yerel olarak düzenlenmiş ve küresel olarak alakalı tehdit verileri, küresel analiz ve içgörüleri iyileştiriyor. Trend Micro’nun yüksek profilli vakalarda küresel devlet kurumlarıyla olan iş birlikleri, siber suç faaliyetlerine ilişkin benzersiz ve ayrıntılı bilgilerinin değerini daha da arttırıyor.

Zero Day Initiative™: Dünyanın en büyük hata ödül programı, güvenlik açığı içgörülerini yönlendiriyor ve Trend Micro müşterilerini sıfırıncı gün güvenlik açıklarında bir ihlal meydana gelmeden önce 79 gün öncesine kadar koruyor.

Siber tehditler sınır tanımıyor. Güvenlik sektöründe coğrafi olarak en geniş müşteri tabanına sahip olan Trend Micro, en kapsamlı küresel tehdit istihbaratını topluyor ve diğer tedarikçilerin kapsamlı içgörülere veya erişime sahip olmadığı coğrafyalara rakipsiz yerel sensörler aracılığıyla ulaşıyor.

Apple Watch yine yasaklandı!

Perşembe gününden itibaren Apple, kan oksijen sensörlü saatlerinin satışını yeniden yapamayacak. Amerika Birleşik Devletleri Federal Temyiz Mahkemesi tarafından verilen mahkeme kararı, Apple’ın ABD Uluslararası Ticaret Komisyonu’nun şirketin etkilenen saatlerin Amerika Birleşik Devletleri’nde satışını yasaklama çabasını tersine çevirme girişimini boşa çıkarıyor.

Bu yasak, tıbbi cihaz şirketi Masimo ile bir fikri mülkiyet anlaşmazlığından kaynaklanıyor. Ekim ayında, Uluslararası Ticaret Komisyonu, Apple’ın kan oksijen sensörlerinin Masimo’nun fikri mülkiyetini ihlal ettiğine hükmetti.

Bu gelişmeden sonra Apple hisseleri, Çarşamba öğleden sonra hafif bir düşüş yaşadı.

Yasak, Apple’ın söz konusu cihazlarının – hem Apple Watch Series 9 hem de Ultra 2’yi – bir patenti ithal etmesini engelliyor. Aralık ayında, Apple etkilenen saatleri kısa bir süreliğine çevrimiçi ve perakende mağazalarından çıkarmayı tercih etti, ancak stoklarında bu cihazlara sahip perakendeciler hala onları satabilir.

Bu haftanın başlarında, mahkeme dosyaları, Apple’ın kan oksijen özelliği olmayan modifiye edilmiş Apple Saatlerinin ABD Gümrüklerinden onay aldığını ve böylece Masimo’nun fikri mülkiyetini artık ihlal etmediğini öne sürdü. Bu, ABD mağaza raflarına modifiye edilmiş bir Apple Watch’un geri dönüş yolunu açabilir. Bir Apple temsilcisi, bu haftanın başlarında Gümrük kararı hakkında yorum yapmayı reddetti.

Masimo, Apple’ın birkaç üst düzey yöneticisini kendi bünyesine kattığını ve ortaklık teklifini reddettikten sonra teknolojisini kopyaladığını iddia etmişti.

Masimo CEO’su Joe Kiani, geçen ay CNBC’ye yaptığı açıklamada, şirketinin Apple ile anlaşmaya açık olduğunu söyledi.

Apple, en son akıllı saatlerini ABD mağazalarında tutmaya devam etmek zorunda kalırsa, bu durum Apple mağazalarında yapılan tamiratları karmaşık hale getirebilir. Bu mağazalar genellikle bozuk cihazları yenileriyle değiştiriyor.

Apple, konu hakkında henüz resmi bir açıklama yapmış değil.