Türkiye Copilot M365 ile yeni döneme giriyor

0

Microsoft Türkiye tarafından Kolektif House’ta düzenlenen “Microsoft Copilot Teknolojileri ile Yapay Zekanın Yeni Çağı” başlıklı etkinlikte çok sayıda basın mensubu Microsoft Türkiye yöneticileriyle bir araya geldi.

Yaptığı açılış konuşmasında yapay zekanın internetin icadından bu yana teknoloji dünyasındaki en büyük kırılım olduğunu vurgulayan Microsoft Türkiye Genel Müdürü Levent Özbilgin, Microsoft’un yapay zeka temelli teknolojilere yılda 27 milyar dolar Ar-Ge yatırımı yaptığını belirtti.

Yapay zeka konusunda en önem verdikleri noktanın güven ve sorumluluk olduğuna dikkat çeken Özbilgin, şunları söyledi:

“Öncelikle yapay zeka ve bulut arasındaki ilişkinin anlaşılması gerekiyor. Bulut dediğimiz aslında gezegen çapında çalışan bir süper bilgisayar. Dünyadaki en büyük bulut bilişim kapasitesine sahip şirket de Microsoft. Yapay zeka bugün yapabildiklerini bulut bilişimin ölçeği sayesinde yapabiliyor.

LLM (Large Language Models) dediğimiz büyük dil modellerinin gerçek zamanda hesapladığı parametre sayısı trilyonları aşmış durumda. Bu kapasite sadece bulut üzerinde mevcut olduğu için, bulutsuz bir yapay zeka yetkinliği düşünmemiz mümkün değil.

Bir de işin sorumluluk boyutu var ki bunu çok ciddiye alıyoruz. Yapay zekanın işlediği veriyle ne yaptığımızı açıklamak, şeffaf bir anlayışla hesap vermek zorundayız. Microsoft bünyesinde 350 kişilik bir ekip sadece responsible AI dediğimiz sorumlu yapay zeka & etik yapay zeka üzerine çalışıyor.

Ne mutlu bize ki bu ekibin başında da bir Türk olan Ece Kamar var. Yapay zekanın regülasyonu, geliştirilme ilkeleri ve çıktıların filtrelenmesi gibi konular üzerinde hassasiyetle çalışıyorlar.”

“Copilot ile Yeni Bir Gelecek” başlıklı bir sunum yapan Microsoft Türkiye Müşteri Deneyiminden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Cavit Yantaç ise hem yapay zekayı bugünkü potansiyeline taşıyan süreçlerden hem de Microsoft ile OpenAI’ın iş birliğinden bahsetti ve şunları söyledi:

“OpenAI 2015’te kuruldu ancak 2019’da ‘bizim çok güçlü bir bulut işletim sistemine ihtiyacımız var’ dedikleri noktada Microsoft ile iş birliği sağladılar ve Azure üzerinde yeni dil modelleri üzerinde çalışmaya başladılar. ChatGPT’nin temelleri böyle atıldı.

3 ayda 100 milyon kullanıcıya ulaşan ChatGPT teknolojisini biz de Copilot adı altında tüm Microsoft programlarına entegre ederek bunu kişisel yapay zeka asistanınız gibi kullanmanızı sağlıyoruz. Hızla bir sunum mu hazırlamanız gerekiyor?

Copilot’a nasıl bir sunuma ihtiyacınız olduğunu söylüyorsunuz, hazırlıyor. Metin güzel ama görsel içime sinmedi derseniz sizin için animasyon ekliyor; üstüne bunu bir de konuşma metni formatında istiyorum derseniz, onu da yapıyor.

Bunun yanında müşterilerimize kendi copilot’larını yaratma imkanı sunuyoruz. Copilot ile bir seyahat chatbot’u yaratan Setur bunun çok başarılı bir örneği. Bugün Antalya’da tatil yapmak isteyen bir kişi, Setur’un seyahat chatbot’una aklına takılan tüm soruları sorarak hayalindeki tatil planını kendi kendine yapabiliyor”

Copilot üzerinden elde edilen tüm çıktıların fikri mülkiyetinin kullanıcıya ait olduğunu da sözlerine ekleyen Yantaç, herhangi bir telif sorunu yaşanması durumunda ise Microsoft’un devreye girerek sorumluluğu üzerine aldığını dile getirdi.

Etkinlikte Microsoft Teknoloji Merkezi Teknik Çözüm Mimarı Mustafa Aşıroğlu ile Microsoft Türkiye Üretkenlik Çözüm Satış Uzmanı Merve Deniz de “Uygulamalı Örneklerle Microsoft 365 Copilot” başlıklı bir demo sunumu gerçekleştirdi ve şunları söyledi:

“Kullanıcıların yüzde 90’dan fazlası Copilot sayesinde zamandan tasarruf ederek katma değeri yüksek işlere odaklanabildiğini belirtiyor”

Mustafa Aşıroğlu ise Copilot ile çalışma hayatının nasıl kolaylaştığına dikkat çeken örnekler paylaştı. Aşıroğlu, tüm bu servislerin Microsoft arama motoru Bing üzerinden ücretsiz bir şekilde bireysel kullanıma açık olduğunu söyledi ve şunları ekledi:

“Copilot, Outlook’ta sizin için önemli mailleri ön plana çıkarıyor, özetliyor, cevap yazmanız gerektiğinde ‘Şu excel dosyasına bak, olası satış tahminlerini de ekleyerek benim adıma bu maile bir cevap yaz’ şeklinde komut verebiliyorsunuz.

Öte yandan örneğin bu maili kendi ekibinize yollayacaksanız, daha samimi bir dilde yazmasını isteyerek çıktıları bireyselleştirebiliyorsunuz. Çevrimiçi bir toplantıya geç kaldıysanız, sizden önce kimin hangi konuda konuştuğunu öğrenebiliyorsunuz”

Copilot ile angarya işler ortadan kalkıyor; verimlilik artıyor

Global çapta Copilot’u deneyimleyen ilk 600 şirket arasında yer alan Arçelik ve Enerjisa Üretim’in konuk edildiği Müşteri Deneyimi Paneli’nde ise markaların Copilot entegrasyon süreçlerine ve deneyimlerine değinildi.

Enerjisa Üretim’in zaten Microsoft 365 programlarını aktif şekilde kullandığı için Copilot’tan yüksek verim aldığını belirten Enerjisa Üretim Dijital İş Teknolojileri Lideri Berkay Kurtaran şunları söyledi:

“Copilot ile Word ve PowerPoint gibi uygulamaların kullanım şekli çok değişti. Biz ciddi bir üretkenlik sağladık; iş yerinde herkes birbiriyle deneyimlerini paylaşmaya başladı ve 6 ayda olgunluk seviyesine ulaştık. Copilot üzerinde kendi verimizle çalıştığımız için halüsinasyon sorununu ekarte ettik, en büyük kazanımımız da bu oldu”

Kendi endüstrilerinde yapay zekayı en iyi kullanan şirket olmak gibi iddialı bir hedeflerinin olduğunu ifade eden Arçelik Bilişim Teknolojileri Direktörü Yekta Caymaz ise şunları söyledi:

“Copilot ile zaman kazanmaya başladık. Verimliliği artırarak katma değeri yüksek işlere odaklanmaya imkan veriyor. Dünya genelinde 40 bini aşkın çalışanı olan bir şirket olarak üretken yapay zekayı en iyi kullanan şirketlerden biri olmayı hedefliyoruz.

Üretken yapay zeka projelerimizden Arçelik’s Developers AI Platform ile developerlarımızın verimliliği %25 oranında arttı. Ürünlerini dünyanın dört bir yanına satan bir şirket olarak, ürün kullanım kılavuzlarımızı 50’den fazla dile çevirmek için yapay zekadan faydalanıyoruz. Arçelik’te çalışan tüm arkadaşlarımızı usta, Copilot’u ise çırak olarak konumluyoruz. Gelecekte ise çıraklar usta; ustalar ise ustaların ustası olsun istiyoruz; hayalimiz bu.”

Apple ve Google, takip cihazlarını tespit etmek için güçlerini birleştiriyor!

Apple ve Google, AirTag’ler ve benzeri takip cihazlarından kaynaklanan gizlilik endişelerine karşı bir çözüm sunmak üzere ortak bir girişimde bulunuyor. Android Police aracılığıyla edinilen bilgilere göre, İnternet Mühendisliği Görev Gücü (IETF) tarafından “İstenmeyen Konum İzleyicileri Tespit Etme” amacıyla dosyalanan bir spesifikasyon, takip karşıtı teknolojinin yakında piyasaya sürülebileceğine işaret ediyor.

Bu gelişme, Mayıs ayında Apple ve Google’ın, “Bluetooth konum izleme cihazlarının kötüye kullanımıyla mücadele edecek bir endüstri spesifikasyonu” geliştirdiğini duyurduğu zamana dayanıyor. Bu spesifikasyonda, Samsung ve Tile gibi diğer büyük teknoloji şirketlerinin de yer aldığı belirtiliyor.

Güncelleme yayınlandığında, hangi marka telefon veya takip cihazı kullanıldığına bakılmaksızın, tanınmayan bir takip cihazının yakınınızda bulunması durumunda kullanıcıya zamanında uyarı gönderilmesi bekleniyor.

Güvenli bir Bluetooth takip cihazı geliştirmek, kullanıcıların cihazlarının yerini öğrenmelerine olanak tanırken aynı zamanda başkalarının konumunu izleme olasılığını ortadan kaldırmak anlamına gelir. Apple, AirTag’ler için düzenli olarak güncellemeler yaparak bu konuda adım atmış, Google ve Tile gibi şirketler de benzer önlemleri almıştır.

Ancak, bu tür güvenlik önlemleri hala tüm cihazlarda mükemmel bir şekilde çalışmamaktadır. Yeni teknoloji, Android ve iOS‘un gelecekteki sürümlerine entegre edilecek ve bu sayede kullanıcıların daha güvenli bir takip deneyimi yaşamasına olanak tanıyacaktır.

Bu gelişme, teknoloji dünyasında takip cihazlarının güvenliğini artırmaya yönelik atılmış önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Apple ve Google’ın ortak çabaları, kullanıcıların özel bilgilerini korurken aynı zamanda takip teknolojilerini daha güvenli hale getirmeyi amaçlamaktadır.

Tesla sürücüleri en yüksek kaza oranına sahip!

Elektrikli otomobil devi Tesla, son yapılan bir araştırmada Amerika Birleşik Devletleri’ndeki en yüksek kaza oranına sahip sürücüler olarak ön plana çıktı. CNBC TV kanalının LendingTree araştırmasına dayandırılan verilere göre, Kasım 2022 ile Kasım 2023 arasında gerçekleşen kazalar incelendiğinde, Tesla sürücülerinin diğer marka sürücülerine kıyasla daha sık kaza yaptığı belirlendi.

Detaylara inildiğinde, her 1.000 Tesla sahibinden 24’ünün kaza geçirdiği ortaya çıkarken, bu oranın diğer markalara göre daha yüksek olduğu görüldü. RAM ve Subaru sürücüleri ise sırasıyla 23 ve 21 kaza ile takip etti. Bu istatistikler, Tesla sürücülerinin sıkça karıştığı kazalara dair endişeleri artırdı.

Tesla sürücüleri

Uzmanlar, Tesla sürücülerinin genellikle otomatik pilota aşırı güvenmeleri ve yollardaki potansiyel tehlikeleri görmezden gelmeleri nedeniyle kazalara karışma olasılıklarının arttığını belirtiyor. Bu noktada ilginç bir not, Tesla CEO’su Elon Musk’ın 2021 yılında yaptığı açıklamada, Tesla sahiplerinin diğer sürücülere göre on kat daha düşük kaza olasılığına sahip olduğu yönündeydi.

Bu çarpıcı bulguların yanı sıra, araştırma BMW sürücülerinin alkollü araç kullanma kazalarında diğer markalara göre daha fazla yer aldığını gösteriyor. Diğer yandan, Pontiac, Mercury ve Saturn araç sahipleri, yollarda daha dikkatli sürüşleriyle biliniyor ve yılda 1.000 kişi başına ondan az kaza yaptıkları tespit edildi.

Bu haberin ötesinde, Aralık ayı ortasında Tesla’nın ABD’deki iki milyon otomobilini geri çağıracağı bildirildi. Şirket, otopilot güvenlik sistemini güncelleyerek, sürücülerin daha güvenli bir sürüş deneyimi yaşamalarını hedefliyor.

Yapay zeka, ne zaman öleceğinizi tahmin edebiliyor!

Gelişen teknolojiyle birlikte yapay zeka, hayatımızın birçok alanına entegre oluyor. Sadece fırınlarımızda yemek türünü belirleyen ve pişirme süresini otomatik ayarlayan yapay zeka algoritmaları değil, aynı zamanda insan hayatını analiz ederek ölüm tarihini tahmin eden bir algoritma da hayatımıza giriş yapıyor. Bilim insanları, “Life2vec” adını verdikleri bu modeli geliştirdi. Life2vec, bir kişinin geçmişini analiz ederek ne zaman öleceği, yaşam boyu kazançları ve gelecekteki deneyimleri hakkında tahminlerde bulunabilen bir yapay zeka algoritması.

Daily Mail‘in haberine göre, bilim insanları Yapay zeka ne zaman öleceğinizi tahmin edeilecek , 2008 ile 2016 yılları arasında altı milyonun üzerinde gerçek insanın verilerini kullanarak Life2vec’i eğitti. Gelir düzeyi, meslek, ikamet yeri, yaralanma geçmişi ve gebelik durumu gibi çeşitli faktörleri içeren bu veri seti, Life2vec’in erken ölüm olasılığını ve yaşam boyu gelirini tahmin etmesine olanak tanıyor. Model, 2020 itibariyle ölen kişileri yüzde 75’ten fazla doğruluk oranıyla tahmin edebildiğini iddia ediyor.

Yapay zeka ne zaman öleceğinizi

Yapay zeka modeline göre, erken ölme riskini artıran faktörler arasında erkek olmak, zihinsel sağlık sorunları ve vasıflı bir meslek sahibi olmamak yer alırken; daha uzun yaşamla ilişkilendirilen faktörler arasında yüksek gelir ve liderlik rolü bulunuyor.

Life2vec, kullanıcının hayatının farklı dönemlerini bir cümledeki kelimeler gibi değerlendirerek, eğitildiği verilere dayanarak gelecekteki deneyimleri tahmin edebiliyor. Örneğin, “Bu kişi 10 yıl içinde ölür mü?” sorusuna cevap verebilen yapay zeka, bir tür “gelecek öngörüsü” sunma yeteneği taşıyor.

Ancak, çalışmanın başındaki araştırmacı Sune Lehmann, modelin eğitim verilerini kişisel bilgiler içerdiği için halkın veya şirketlerin kullanımına açık olmadığını belirtiyor. Bu sayede, bireylerin mahremiyeti ve gizliliği korunmuş oluyor.

iPhone 16 Pro, tetra prizma lens ve daha büyük ekranla geliyor!

0

Apple, iPhone serisinin yeni üyesi iPhone 16 Pro için önemli bir güncelleme planlıyor. Gelen bilgilere göre, şirket, iPhone 16 Pro modelinde tetra prizma telefoto kamerasını kullanacak ve ekran boyutunu artıracak.

Apple, geçtiğimiz yıl iPhone 15 Pro Max modeline 5x zum özelliğine sahip tetra prizma telefoto kamerasını eklemişti. Şimdi ise iPhone 16 Pro için benzer bir güncelleme planlanıyor. Tetra prizma kamera, dört adet prizmanın kameranın içine entegre edilmesiyle ışığın zigzag yaparak geçmesini sağlayarak lensin uzunluğunu artırıyor. Bu sayede yüksek zum yapabilme özelliği kazanılıyor.

Ming-Chi Kuo’nun ve MacRumors’un iddialarına göre, iPhone 16 Pro ve iPhone 16 Pro Max modelleri aynı tetra prizma telefoto lensiyle gelecek. Bu teknoloji, periskop kamera olarak da adlandırılıyor ve lens dışarı çıkıntı yapmadan yüksek kalitede zum yapabilme imkanı sunuyor.

Ekran boyutlarına odaklanan bir diğer gelişme ise iPhone 16 Pro’nun ekranının 6.1 inçten 6.3 inçe çıkarılacak olması. Bu, tetra prizma lens için daha fazla alan sağlayacak ve kullanıcılara daha geniş bir görüntüleme deneyimi sunacak.

Ayrıca, Apple’ın video kaydı ve fotoğraf çekimi için “Capture” adında yeni bir fiziksel tuş eklemeyi düşündüğü belirtiliyor. Bu tuş, dokunmatik ve haptik geri bildirim özelliklerine sahip olacak, böylece kullanıcılar kolayca video kaydı yapabilecek ve fotoğraf çekebilecekler.

Ancak, bu tuşun kesin olarak telefonlarda yer alıp almayacağı henüz net değil. Bu özellik, kullanıcıların çekim işlemlerini daha hızlı ve kullanıcı dostu bir şekilde gerçekleştirmelerine olanak tanıyabilir.

iPhone 16 Pro’nun tetra prizma lensi ve artan ekran boyutu, Apple hayranları arasında heyecan yaratmaya devam ediyor. Şirketin bu teknolojik gelişmelerle birlikte kullanıcı deneyimini nasıl daha da ileri taşıyacağını görmek için gelecek sene heyecanla bekleniyor.

Yapay zeka eğitim veri setinde çocuk istismarı görüntüleri bulundu!

Yapay zeka eğitiminde kullanılan LAION-5B veri setinin, çocuk istismarı görüntülerine sahip olduğu tespit edildi. Stanford’un Internet Observatory programı, popüler yapay zeka eğitim veri setinin çocuk istismarı içeren materyaller içerdiğini belirledi. Araştırmacılar, Stable Diffusion tarafından kullanılan LAION-5B’nin en az 1.679 yasadışı görüntü içerdiğini keşfetti. Veri seti, sosyal medya paylaşımlarından ve yetişkin web sitelerinden kazınmış materyalleri içeriyor.

Araştırmacılar, Eylül 2023’te LAION veri setini tarayarak çocuk cinsel istismarı materyali (CSAM) bulunup bulunmadığını inceledi. Elde edilen bilgiler, CSAM tespit platformlarına gönderilerek Kanada Çocuk Koruma Merkezi tarafından doğrulandı.

LAION web sitesine göre, veri seti görüntülerin depolarını saklamıyor; bunun yerine interneti indeksleyerek elde ettiği görüntü ve alt metinlere bağlantılar içeriyor. Stability AI tarafından kullanılan LAION-5B veri seti için zararlı içeriklere “sıfır tolerans” politikası benimsendi ve veri setleri geçici olarak kaldırılacak.

Yapay zeka çocuk

Stanford raporu, Imagen adlı yapay zeka aracının 400M varyantının pornografik içerik ve zararlı sosyal stereotipler içerdiğini belirtti. Imagen’in geliştiricisi Google, yeni bir sürüm yayınladı ancak hangi veri seti üzerinde eğitildiği konusunda bilgi vermedi.

Araştırmacılar, LAION-5B üzerinde eğitilen modellerin kullanımdan kaldırılmasını ve mümkünse dağıtımının durdurulmasını tavsiye etti. Ancak sorunlu içeriğin tamamen kaldırılmasının zor olabileceğini vurguladılar.

Yapay zeka eğitimindeki etik sorunlar derinleşiyor

Bu olay, yapay zeka eğitimindeki etik sorunların ne kadar karmaşık ve hassas olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Çocuk istismarı görüntülerinin bu tür veri setlerinde bulunması, yapay zeka modellerinin yanlış kullanımı ve zararlı içerik üretme potansiyelini arttırabilir.

Araştırmacılar, sadece bu olayın yalnızca eğitilen modelleri değil, aynı zamanda genel olarak yapay zeka eğitiminde kullanılan veri setlerini etkileyebileceği konusunda uyarıda bulunuyorlar. Etik standartların güçlendirilmesi ve düzenleyici önlemlerin alınması, bu tür durumları önlemek için kritik önem taşıyor.

Stable Diffusion ve Imagen gibi şirketlerin, bu tür olaylardan ders çıkarmak ve daha güvenli eğitim veri setleri kullanmak için daha fazla çaba sarf etmeleri bekleniyor. Ayrıca, yapay zeka topluluğunun, bu tür olayları önlemek ve teknolojiyi daha güvenli hale getirmek için birlikte çalışması gerekiyor.

Rite Aid, yüz tanıma yazılımını kullanmayı bırakmak zorunda!

FTC’nin Kararı, aynı zamanda Rite Aid’e, yüz tanıma sisteminin kullanıma sunulması kapsamında topladığı tüm görüntüleri ve tüm ürünleri silme talimatı veriyor. Şirketin ayrıca topladığı kişisel verileri korumak için sağlam bir veri güvenliği programı uygulaması gerekiyor.

2020 tarihli bir Reuters raporu, eczane zincirinin, 2012’den başlayarak sekiz yıllık bir süre boyunca yaklaşık 200 ABD mağazasında gizlice yüz tanıma sistemlerini nasıl uygulamaya koyduğunu ve “büyük ölçüde düşük gelirli, beyaz olmayan mahallelerin” teknolojiye test ortamı olarak hizmet ettiğini ayrıntılarıyla anlattı.

FTC’nin biyometrik gözetimin kötüye kullanılmasına daha fazla odaklanmasıyla Rite Aid, devlet kurumunun ilgi odağı haline geldi. İddialar arasında Rite Aid’in iki anlaşmalı şirketle ortaklaşa, şirketin mağazalarından birinde suç faaliyetinde bulunduğunu söylediği müşterilerin resimlerini içeren bir “izleme listesi veritabanı” oluşturduğu da yer alıyor. Çoğu zaman kalitesiz olan bu görüntüler CCTV veya çalışanların cep telefonu kameralarından çekildi.

Bir müşteri, veri tabanındaki mevcut bir görselle sözde eşleşen bir mağazaya girdiğinde; çalışanlara harekete geçmeleri talimatını veren otomatik bir uyarı alıyordu ve çoğu zaman bu talimat, müşterinin kimliğini “yaklaşıp tanımlamak” içindi. FTC’ye göre bu “eşleşmeler” çoğu zaman çalışanların müşterileri hatalı bir şekilde yanlış davranışta bulunmakla suçlamasına ve “utanç, taciz ve diğer zararlara” yol açmasına yol açan hatalı pozitif sonuçlardı.

IBM yüz tanıma

Şikayette “Yanlış pozitif alarmlara göre hareket eden çalışanlar, mağazalarının çevresinde tüketicileri takip etti, onları aradı, ayrılmalarını emretti, tüketicilerin karşısına çıkması veya onları uzaklaştırması için polisi aradı ve onları, bazen arkadaşlarının veya ailelerinin önünde, hırsızlık veya diğer suçlarla kamuoyu önünde suçladı. “diye yazıyor.

Ek olarak FTC, Rite Aid’in müşterilere yüz tanıma teknolojisinin kullanıldığı konusunda bilgi vermediğini ve aynı zamanda çalışanlara bu bilgileri özellikle müşterilere açıklamamaları talimatını verdiğini söyledi.

FTC’nin Rite Aid ile ilgili son bulguları, yapay zeka sistemlerindeki doğal önyargılara da ışık tutuyor. Örneğin, FTC, Rite Aid’in belirli tüketicilerin ırklarından dolayı maruz kaldığı riskleri azaltmada başarısız olduğunu söylüyor; teknolojisinin “beyazların çoğunlukta olduğu topluluklara kıyasla, çoğulcu Siyah ve Asyalı topluluklarda bulunan mağazalarda yanlış sonuçlar üretme olasılığı daha yüksekti.”.

Ek olarak FTC, Rite Aid’in yüz tanıma sisteminin doğruluğunu konuşlandırma öncesinde veya sonrasında test etmede veya ölçmede başarısız olduğunu söyledi.

Bir basın açıklamasında Rite Aid, “FTC ile anlaşmaya varmaktan memnuniyet duyduğunu” ancak iddiaların özüne katılmadığını söyledi.

Rite Aid, açıklamasında “İddialar, Şirketin sınırlı sayıda mağazada uyguladığı yüz tanıma teknolojisi pilot programıyla ilgili” dedi. 

Rite Aid, FTC’nin şirketin teknoloji kullanımına ilişkin soruşturması başlamadan önce, üç yılı aşkın bir süre önce bu küçük mağaza grubunda teknolojiyi kullanmayı bıraktı.

WhatsApp, görüntülü görüşmelere ekran paylaşımı özelliği getirdi!

WhatsApp, kullanıcı deneyimini daha da zenginleştirmek amacıyla yeni bir özellik üzerinde çalışıyor. Şu anda beta sürümünde test edilen bu özellik, WhatsApp kullanıcılarına görüntülü görüşmeler sırasında ekranlarını paylaşma imkanı sunuyor. Bu özellik, iOS ve Android platformlarında deneme aşamasında olup, kullanıcıların bir arada müzik dinlemelerini veya video izlemelerini kolaylaştırmayı amaçlıyor.

WhatsApp’ın 2.23.26.18 numaralı beta sürümünde ortaya çıkan bu özellik sayesinde, kullanıcılar artık görüntülü görüşmeler esnasında birlikte ses ve video paylaşabilecekler. Önceki sürümlerde sadece video paylaşımı mümkünken, yeni özellikle birlikte paylaşılan ekranın içeriğindeki tüm seslerin karşıdaki kişiler tarafından duyulması bekleniyor.

WhatsApp görüntülü görüşmelere

Geliştirilen bu özellikle, WhatsApp kullanıcıları artık arkadaşlarıyla birlikte online olarak müzik dinleyebilecekleri veya video izleyebilecekleri daha etkileşimli bir deneyim yaşayabilecekler. Mevcut sürümde video paylaşımı mümkün olsa da, sadece videonun içeriği görüntülenebiliyordu. Yeni özellikle birlikte, paylaşılan ekran üzerinden gelen tüm sesleri birlikte deneyimleme imkanı ortaya çıkacak.

Ne zaman tüm kullanıcılara sunulacağı konusunda net bir bilgi bulunmasa da, beta sürümündeki testlerin başarılı olması durumunda, WhatsApp kullanıcıları bu özelliği yakın bir gelecekte kullanmaya başlayabilirler. Gelişmeleri takip etmeye devam ederek, WhatsApp’ın kullanıcı deneyimini daha da iyileştirecek yeni özelliklere ne zaman kavuşacağını görmek mümkün olacak.

Dünyanın ilk 2 TB microSD kartı tanıtıldı!

0

Japon bellek devi Kioxia, teknoloji dünyasına yepyeni bir soluk getirerek dünyanın ilk 2 TB kapasiteli microSD kartını tanıttı. Exceria Plus G2 microSDXC adını taşıyan bu kart, özellikle aksiyon kameraları ve yüksek performanslı akıllı telefonlar için ideal bir depolama çözümü sunuyor.

2 TB microSD inovatif kart, incelik konusunda da dikkat çekiyor. Sadece 1 mm kalınlığında olan Exceria Plus G2, her biri 128 GB kapasitesinde olan 16 katman BiCS FLASH NAND belleği içeriyor. Kioxia temsilcilerine göre, bu kart mevcut bellek çözümleri arasında en yüksek veri kayıt yoğunluğuna sahip.

 2 TB microSD

Exceria Plus G2 microSDXC, kullanıcılara etkileyici okuma ve yazma hızları sunarak performans beklentilerini karşılıyor. Kartın açıklanan hızları sırasıyla 100 MB/s (okuma) ve 90 MB/s (yazma) olarak belirlenmiştir. Ayrıca, kartın bir SD adaptöre sahip olması da kullanım kolaylığı sağlıyor.

Bu özel kart 2 TB microSD , dayanıklılık açısından da öne çıkıyor. IPX7 su geçirmezlik özelliğine sahip olan Exceria Plus G2, darbelere, düşmelere ve sıcaklık dalgalanmalarına karşı dayanıklılık sunarak kullanıcılarına güvenli bir depolama deneyimi vadetmektedir.

Öte yandan, Exceria Plus G2 microSDXC‘nin fiyatı henüz açıklanmamış durumda. Ancak, Kioxia‘nın planlarına göre, bu yüksek kapasiteli microSD kartın satışının 2024‘ün başlarında gerçekleştirilmesi planlanıyor. Kullanıcılar, bu yenilikçi depolama çözümüyle daha geniş veri depolama kapasitesine erişebilecekleri için heyecanla bekleyişlerini sürdürüyor.

Mercedes-Benz, otonom araçlarını turkuaz ışıklarla işaretleyecek

Mercedes-Benz, ABD’de otonom sürüş sistemini belirtmek amacıyla araçların dışında turkuaz renkli ışıkları kullanma kararı alarak otomotiv dünyasında çığır açtı. Otonom sürüş teknolojisine sahip araçların sayısının artmasıyla birlikte, bu özel ışıklandırma sistemi, klasik sürüş sistemine sahip araçlardan kolayca ayırt edilmelerine olanak tanıyacak.

California’da yapılan bir duyuru ile Mercedes-Benz, önümüzdeki iki yıl boyunca test araçlarında turkuaz ışıklarını kullanma izni aldı. Nevada eyaletinde ise bu özelliğin 2026 yılında seri üretim araçlara eklenebileceği belirtiliyor.

Mercedes-Benz otonom

Mercedes-Benz’in Drive Pilot adlı otonom sürüş sistemine sahip araçlarda devreye girecek olan turkuaz ışıklar, özellikle belirli otoyollardaki yoğun trafik gibi sınırlı durumlar için tasarlanmış olan Seviye 3 gelişmiş sürüş destek sistemi (ADAS) olan Drive Pilot’un aktif olduğunu gösterecek. Ancak, bu özellik gündüz ve açık havalarda sınırlı olacak ve inşaat bölgelerinde kullanılmayacak. Sürücünün uykuya dalmasına veya koltuğunu terk etmesine izin verilmeyecek.

Seviye 3’te, sürücünün ellerini direksiyondan çekmesine ve dikkatini başka yönlere çevirmesine izin verilecek. Bu özellik, sürücülere Drive Pilot devredeyken internet üzerinde gezinme veya aracın merkezi ekranında video izleme özgürlüğü tanıyacak.

Mercedes-Benz, Drive Pilot donanımlı EQS Sedan ve S-Serisi modellerini 2024 yılının başlarında Kaliforniya ve Nevada’daki bayiler aracılığıyla satışa sunmayı planlıyor. Bu adım, şirketin otonom sürüş teknolojisindeki liderliğini bir kez daha gösteriyor.

Yatırımcılar yatırım yaparken neye dikkat ediyor? 

Türkiye girişimcilik ekosisteminde erken aşama yatırımcıların neye öncelik verdiğini merak ediyor musunuz? Bu videomuzda, bu sorunun yanıtını H2O Investment kurucusu ve MÜSİAD Başkan Yardımcısı Osman Çalışkan’dan alıyoruz. Çalışkan, girişimcinin karakterini, fikirlerine olan sarsılmaz bağlılığını ve büyümeye uygun destekleyici bir ortamın varlığını dikkatle incelemenin gerekliliğini vurguluyor. Uzun vadeli ilişkilerin özünü vurgulayarak, yatırımcı ve girişimci arasındaki simbiyotik ortaklığın, yalnızca finansal işlemlerin ötesine geçen ve hem iş hem de kişisel gelişimi teşvik eden bir ilişki olması gerektiğini savunuyor.

Teknoloji yatırımlarında artış

Çalışkan, fintech, insurtech ve yapay zeka gibi alanlardaki yükselen trendlere işaret ediyor. Bu alanlarda artan ilgi ve potansiyeli belirterek, yatırım odaklarının geleceği yeniden tanımlayacak teknolojilere doğru kaydığını öne sürüyor.

Yatırımcılar, sadece fon sağlayıcıları değil; aynı zamanda mentorlar, bağlantı kurucular ve stratejistler. Girişimleriyle aktif olarak ilgilenmeleri, rehberlik sağlamaları, bağlantılar kurmaları ve ağlar oluşturmaları gerekiyor. Tüm tarafların, başlangıçta umut verici görünmeyen projeleri bile tanımlayıp beslemeleri, sağlıklı ve gelişen bir iş ortamını sürdürmek için hassas bir denge kurulmalı.

GTA 6 fragmanını sızdıran 18 yaşındaki hackerın cezası belli oldu!

0

Grand Theft Auto VI’nın Eylül 2022’deki sızıntılarından sorumlu ve aynı zamanda GTA 6 fragmanını da sızdıran Rockstar Games hacker’ı Arion Kurtaj’ın cezası belli oldu. Rockstar Games, Uber ve Nvidia hacklerinin ardındaki 18 yaşındaki Lapsus$ üyesi Arion Kurtaj, hangi cezayı aldı? İşte detaylar…

GTA 6 hackerının cezası ne oldu?

Lapsus$ üyesi Arion Kurtaj, kısa süre önce İngiltere’de ömür boyu hastane hapsi cezasına çarptırıldı. Kurtaj’ın cezası birçok faktöre dayanıyor. Otizm hastası olan genç hacker, siber suç işlemeye devam etmek istediğini ve gözaltındayken kendine şiddet uyguladığını söyledi. Mahkeme sonuçta onun “doktorlar onu artık bir tehlike olarak görmediği sürece ömür boyu güvenli bir hastanede kalmasına” karar verdi.

Arion Kurtaj

Eylül 2022’de Kurtaj, Rockstar Games’i hackledi. O zamanlar duyurulmamış GTA 6’dan 90 oynanış klibi ve kaynak kodunu elde etti ve ardından internette yayınladı. O zamanlar internette GTA 6 ile ilgili bilgilerin bulunmaması nedeniyle, oynanış klipleri açıkça viral hale geldi ve sızıntı dostu oyun topluluklarında kontrol edilemeyen bir ateş gibi yayıldı.

Rockstar Games yakın zamanda GTA 6’yı resmi olarak duyurdu. Oynanıştan ziyade sinematiğe odaklanan ilk fragmanı izlenme rekorları kırdı ve şu anda YouTube’da 155 milyondan fazla izlenme sayısına ulaştı. Ancak bu olay planlanan tarihten erken gerçekleşti çünkü bahsi geçen hacker, bu fragmanı da sızdırmayı başardı. Ardından Rockstar Games, fragmanı resmi hesabından yayınlama kararı aldı.

Arion Kurtaj isimli hacker hakkında hakim, siber suç işleme konusundaki becerilerinin ve arzusunun onun halk için yüksek risk oluşturmaya devam ettiğini açıkladı. Dizüstü bilgisayarına el konulmasına rağmen bir cep telefonu, otel televizyonu ve Amazon Firestick sayesinde dev şirket Rockstar Games’e sızmayı başardı.

Ceza duruşmalarında ise hacker’ın savunma ekibi GTA 6 fragman olayının Rockstar Games’e büyütüldüğü kadar zarar vermediğini belirtti. Ancak bunun üzerine şirket, hack olayının onlara 5 milyon dolar ve binlerce saatlik personel zamanına mal olduğunu açıkladı.

Peki siz bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi yorumlar kısmından bizlerle paylaşabilirsiniz.

Çin’den NVIDIA’ya rakip yapay zeka çipi!

0

Çinli bilim insanları, yapay zeka görevlerini NVIDIA’nın A100 GPU’sundan tam 3 bin kat daha hızlı gerçekleştirebilen çip üretmeyi başardı. Bu başarının temelinde ise ışığa dayalı bir teknoloji kullanılması yatıyor. İşte detaylar…

Çin, bu sefer başardı! NVIDIA’ya fark atan yapay zeka çipi: ACCEL

Çin tarafından üretilen bu yapay zeka çipi, şu anda sadece görüntü tanıma gibi belirli görevleri yerine getirebiliyor. Ancak mevcutta gördüğümüz ürünlerden çok daha hızlı çalışabiliyor. Zira foton adı verilen ışık parçacıklarını kullanarak hesaplama işlemlerini gerçekleştirmek, geleneksel elektrik akımı tabanlı çiplerden daha hızlı hesaplama yapmasını ve enerji verimliliği sunmasını sağlıyor.

Bu çiple ilgili genel raporlara baktığımızda ise görüntü tanıma ve otonom sürüş gibi bazı belirli görevleri yerine getirirken NVIDIA A100 gibi mevcut yüksek performanslı yapay zeka çiplerinden önemli ölçüde daha yük hız sunduğu ve enerji verimliliğini yüksek olduğunu görüyoruz.

ABD, Çin’e karşı gelişmiş çipler de dahil olmak üzere teknolojiye erişimini kısıtlayan bazı ambargoları uyguladığı için, yakın zamanda bu başarı beklenmiyordu. Fakat Çin’in yapay zeka yarışında ABD’yi yakalamak için büyük çaba sarf ettiğini net şekilde anlıyoruz.

Bu yeni ürün, Elektronik ve Işık Kullanan Tamamen Analog Çip veya kısaca ACCEL olarak adlandırılıyor. Tabii biraz önce bahsettiğimiz ışığa dayalı çip teknolojisi aslında yeni bir şey değil. Fakat günümüzde kullanılan çiplerin teknolojisi fotonları kontrol etmek bir hayli zor olduğu için elektrik akımına dayanıyor.

İsterseniz biraz daha detaylarına bakalım. Çin’in ACCEL çipi, yapılan laboratuvar testlerinde NVIDIA A100 ile kıyaslandığında tam 3 bin kat daha yüksek hıza, 4.6 PFLOPS’a ulaşmayı başarıyor. Bunun yanı sıra, 4 milyon kat daha az enerji tüketiyor.

ABD ambargosu nedeniyle Çin, A100’ün üretiminde kullanılan gelişmiş litografi makinelerine erişemiyor. Dolayısıyla şuan için istese de elektrik akımına dayalı bu kadar başarılı bir çip üretemez. Ancak ışık tabanlı olsa da A100’e 3 bin kat fark atan çipin Semiconductor Manufacturing International Corporation şirketinin sahip olduğu 20 yıllık transistör üretim sürecinden çıktığını göz önünde bulundurmamız gerekiyor.

Tsinghua Üniversitesi’nin otomasyon ve elektronik mühendislik departmanı araştırma ekibinin geçen hafta yayımlanan makalesinde, önümüzdeki dönemde çipin performansının yapı sürecindeki iyileştirmeler ve 100 nanometre altındaki biraz daha pahalı üretim süreçlerine geçiş ile çok daha üst seviyelere çıkabileceği söylendi.

Mürettebatsız kargo uçağı Hollister’da uçtu!

Havacılık endüstrisinde bir dönüm noktası olarak kabul edilen bir olay gerçekleşti. Textron Aviation’ın Cessna 208B Caravan modeli, Reliable Robotics’in otonom uçuş sistemiyle donatılarak müratabatsız bir kargo uçuşu gerçekleştirdi. Bu olay, uçağın taksiden kalkışından inişine kadar olan tüm aşamaların otomatikleştirildiği ilk otonom kargo uçuşu olarak kayıtlara geçti.

Mürettebatsız kargo uçağı Cessna Caravan, Reliable Robotics’in 50 mil uzaklıktaki kontrol merkezinden uzaktan bir pilot tarafından denetlendi. Şirket, otonom uçuş sisteminin uçaktan bağımsız çalıştığını ve mürettebatsız uçuş için gereken güvenilirlik seviyelerine ulaşmak için gelişmiş navigasyon teknolojilerini bir araya getirdiğini belirtti.

Mürettebatsız kargo uçağı

Reliable Robotics’in açıklamasına göre, buMürettebatsız kargo uçağı uçuş sistemi, araziye kontrollü uçuşu ve uçuş sırasında kontrol kaybını önleyerek ölümcül havacılık kazalarını büyük ölçüde azaltabilecek bir teknoloji sunuyor.

Textron Aviation’ın mühendislik ve programlardan sorumlu kıdemli başkan yardımcısı Chris Hearne, “Reliable Robotics ile olan ilişkimiz, havacılıkta sürekli iyileştirmeler sağlama hedefimize büyük bir adım attı. Mürettebatsız Cessna Caravan’ın başarılı uçuşu, sektöre yeni teknolojilerin kazandırılması açısından önemli bir dönüm noktasıdır” dedi.

Bu gelişme, sadece kargo taşımacılığı alanında daha verimli ve geniş kapsamlı teslimat seçeneklerini mümkün kılmanın ötesinde, Reliable Robotics ve ABD Hava Kuvvetleri’nin askeri sınıf otonom uçaklar yaratma konusundaki ortaklıklarını ilerletme potansiyelini de taşıyor.

Federal Havacılık İdaresi (FAA), Haziran ayında Reliable Robotics’in otonom uçuş sistemi için sertifikasyon planını resmen kabul ederek, uçak otomasyon sistemlerinin ticari kullanımına yeşil ışık yaktı. Bu gelişme, havacılık endüstrisinin gelecekteki teknolojik evriminde önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

Hayat Finans’ın operasyon hizmetleri PayCore tarafından verilecek

PayCore, Hayat Holding’in bankacılık yatırımı olan Türkiye’nin lisanslı ilk dijital bankası Hayat Finans ile iş birliğine imza attı. İş birliği kapsamında Hayat Finans’ın müşterilerine sunacağı kredi kartı ile üye işyerlerine sağlayacağı POS uygulamaları için PayCore Veri Merkezi üzerinden sistem işletimi ve operasyon hizmetleri verilecek.

Kart kullanımı sahtekarlık işlemlerini izlemek amaçlı parametrik senaryo tanımlarıyla yönetilen bir uygulama olan Fraud Senaryo Yönetim Hizmeti sayesinde Hayat Finans, Fraud uyarı sistemi üzerinde çalışacak senaryoları oluşturacak ve raporlanan işlemlere yönelik alınacak aksiyonun kararını verecek.

 PayCore Genel Müdürü Mustafa Bezeklioğlu
PayCore Genel Müdürü Mustafa Bezeklioğlu

Gerçekleştirdikleri iş birliğiyle ilgili açıklama yapan PayCore Genel Müdürü Mustafa Bezeklioğlu, “PayCore olarak ödeme sistemleri alanında uzman 500’den fazla çalışanımızla 250’den fazla banka, finansal kuruluşu, telekom operatörü ve uluslararası şirkete teknoloji altyapımızı ve finansal yazılım çözümlerimizi sunuyoruz.  Anlaşma kapsamında Ocean 2.0 Kart Yönetim Sistemi, Acquiring, Fraud Senaryo Yönetim gibi hizmetlerimiz aracılığıyla sektördeki know-how’ımızı Hayat Finans ile paylaşacağız. Bizim gibi yeniliklere ve ilklere açık olan Türkiye’nin lisanslı ilk dijital bankası Hayat Finans’ın da aramıza katılmasından memnuniyet duyuyoruz. Kapsamlı teknoloji çözümlerimizle sektörün büyümesini desteklemeye devam edeceğiz” dedi.

Hayat Finans Teknoloji ve Bankacılık Servisleri Genel Müdür Yardımcısı Çetin Yalçın Güleç ise PayCore ile gerçekleştirdikleri iş birliğinden dolayı mutluluğunu dile getirdi ve şunları ekledi: “PayCore ile yaptığımız iş birliği, Hayat Finans olarak dijital bankacılık alanındaki hizmetlerimizi güçlendirmemiz ve müşterilerimize daha yenilikçi çözümler sunmamız adına önemli bir adım. PayCore’un ödeme sistemleri alanındaki uzmanlığı ve teknolojik altyapısı, kartlı ödeme sistemleri ürün ve hizmetlerimizi daha etkili bir şekilde sunmamıza olanak tanıyacak. Kartlı Ödeme Sistemleri Projesi’nde Paycore’un kurulu donanım ve yazılımlarına SaaS modeli üzerinden erişebilmemiz sayesinde entegrasyon süresi ve maliyetlerde ciddi tasarruf sağlarken, müşterilerimize daha hızlı, güvenilir ve pürüzsüz bankacılık hizmeti sunmaya devam edeceğiz.”

Microsoft Copilot, Suno ile yapay zeka şarkıları üretmeye başladı!

Cambridge merkezli yapay zeka müzik girişimi Suno, Discord’da metin komutlarına yanıt olarak orijinal şarkılar besteleme yeteneği sunan bir araç geliştirdi. Microsoft’un yapay zeka sohbet robotu Copilot ile yapılan yeni bir iş birliği sayesinde, kullanıcılar artık Copilot üzerinden Suno’ya erişerek talep üzerine yapay zeka şarkıları üretebilecekler.

Nasıl Kullanılıyor?

Copilot kullanıcıları, uygulamayı kullanabilmek için hesaplarına giriş yapmalı ve Suno eklentisini etkinleştirmeli veya “Suno ile müzik yapın” yazan logoya tıklamalıdır. Ardından, istenilen komutları yazarak şarkı oluşturmak mümkün olacaktır. Suno, bir veya iki dakika uzunluğunda orijinal bir şarkı üretecek ve şarkı sözlerinin transkriptini ekleyecektir.

Lisanslama ve Kullanım Koşulları Suno, ücretsiz kullanıcılara üretilen yapay zeka şarkılarını YouTube veya Spotify gibi platformlarda ticari amaçla kullanmalarını yasaklamaktadır. Ancak ücretli kullanıcılara şarkıları için ticari haklar tanınmaktadır. Ücretsiz kullanıcılar, Suno’nun tüm üretilen şarkıların haklarına sahip olduğunu, ancak sosyal platformlarda paylaşma veya ticari olmayan kullanımlarına izin verildiğini bilmelidir.

Bu yeni özellik, yapay zeka teknolojisinin müzik yaratma sürecine getirdiği yenilikleri gösteriyor ve kullanıcılarına özgün şarkılar oluşturma ve paylaşma imkanı sunuyor. Microsoft Copilot ve Suno iş birliğiyle, yazı, görsel ve ses alanlarında gelişmiş bir yapay zeka deneyimi sunulmaktadır.

TEKNOFEST 2024 başvuruları başladı!

0

TEKNOFEST Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali kapsamında düzenlenen dünyanın en büyük teknoloji yarışmaları için başvurular başladı. “TEKNOFEST ile Gelecek Sensin” mottosuyla prestijli yarışmalarda yüksek performans sergileyecek teknoloji tutkunlarına 25 milyon TL ödül ve 50 milyon TL’nin üzerinde malzeme desteği sağlanacak.

Her yıl bir önceki yıla göre daha fazla yarışma kategorisinin açıldığı ve Türkiye tarihinin en büyük ödüllü teknoloji yarışmaları olan TEKNOFEST teknoloji yarışmaları bu yıl 46 ana kategori, 117 alt kategoride düzenlenecek. TEKNOFEST 2024 teknoloji yarışmalarına başvurular 20 Şubat 2024 tarihine kadar yapılabilecek.

TEKNOFEST’e milyonlar başvuruyor! Bu heyecana sen de ortak ol

Millî teknoloji üretme ve geliştirme konusunda gençlerin ilgisinin artırılması hedeflenerek bu alanlarda çalışan binlerce gencin projesine destek olmak için hız kesmeden devam eden TEKNOFEST’e 2018 yılından bu yana 2 Milyonun üzerinde başvuru yapıldı.

TEKNOFEST 2024

TEKNOFEST 2024 için yine ilkokul seviyesinden ortaokul, lise, üniversite, lisansüstü ve mezun seviyesine kadar nitelikli binlerce gencimiz hayallerini gerçekleştirmek için birbirinden farklı kategorilerde düzenlenen teknoloji yarışmalarına başvuruda bulunabilecek. Son başvuru tarihinin 20 Şubat olduğu yarışmalara katıl TEKNOFEST 2024’te sen de yerini al.

TEKNOFEST 2024’te Roket, Model Uydu, Sağlıkta Yapay Zekâ, Biyoteknoloji İnovasyon, Sanayide Dijital Teknolojiler, Uçan Araba Simülasyon, Eğitim Teknolojileri, Robotaksi Binek Otonom Araç, Tarım Teknolojileri, Savaşan İHA, Çip Tasarım Yarışması gibi gençlerin ilgiyle takip ettiği 46 farklı teknoloji yarışması düzenlenecek.

2023 teknoloji yarışmalarından farklı olarak TEKNOFEST 2024 kapsamında Kablosuz Haberleşme, BlokZincir, Hava Savunma Sistemleri, Finansal Teknolojiler, İnsansız Deniz Aracı, Akıllı Wi-Fi Kapsama ve TEKNOFEST Robolig Yarışmaları ise ilk defa başvuruya açılacak.

Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) ve T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ana yürütücülüğünde, Türkiye’nin önde gelen teknoloji şirketleri, kamu, medya kuruluşları ve üniversitelerin destekleriyle düzenlenen TEKNOFEST Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali 2024’te Adana’da gerçekleşecek. Festival coşkusunu Türkiye’nin dört bir yanına taşıyan, ayakları yere basmayan tek festival TEKNOFEST’te yarışmalara katılmak için başvurular www.teknofest.org web sitesi üzerinden yapılacak.

2024’te Türkiye’den birkaç unicorn çıkabilir!

Tüm dünyada yaşanan belirsizliklerin bir startup yatırımcısı için yüksek kazanç anlamına geldiğinin altını çizen Keiretsu Forum Türkiye Genel Müdürü Duygu Eren, “Belirsizliklerden bizim ortamımız çok etkilenir ama bunu pozitif değerlendirmek gerekir. Çünkü bir startup yatırımcısı, o an yatırım yaptığı girişimin ilerleyen zamanlarda eğer doğru bir sektördeyse büyüyeceğinin farkında olan kişidir. Avrupa’da, Ortadoğu’da savaşlar var, bankacılık krizleri var, depremler, ekonomik sıkıntılar, seçimler derken 6 ay geçti. Globalde ve Türkiye’de ayrı ayrı değerlendirmek lazım. Türkiye’de 200’den fazla GSYF kuruldu. Bunların işlevsel olması gerekiyor. Bu çok sevindirici bir durum ve 2023’ün artılarından bir tanesi. Ancak Türkiye’de exit sayısı az. Arzu edilen rakamlara gelemedik.” şeklinde konuştu.

Keiretsu Forum Türkiye Genel Müdürü Duygu Eren
Keiretsu Forum Türkiye Genel Müdürü Duygu Eren

Yıl sonunu 12 yatırımla kapatacağız

2023 yılının 2019 yılı metriklerine geri dönülen bir yıl olduğunu da sözlerine ekleyen Eren, “2023 yılında bazı küçülmeler yaşadık ama 2024’ten umutluyuz. 2023 yılında Keiretsu Forum Türkiye olarak 10 yatırım gerçekleştirdik, sene sonuna kadar da tahmini 12 yatırımla 2023’ü tamamlayacağız. En çok yatırımı da Keiretsu Forum Türkiye olarak biz yapmış oluyoruz. 1 milyar dolarlık bir çözümü çözebilmeniz için, 1 milyar dolarlık bir çözümle gelmeniz gerekiyor. Bu bakımdan 2024 bizim için çok çok daha iyi bir yıl olacak.

Dikey tarım, lojistik ve siber güvenlik ön planda olacak

Türkiye ve dünyada en çok ilgi çeken sektörler savunma sanayi, siber güvenlik, dikey tarım ve lojistik oldu. Yani etki yatırımcılığı çok önemli bir hale geldi. Bu da temiz enerji, rüzgar enerjisi ve dikey tarım demek.

2024’te Türkiye’den unicorn çıkabilir

Exit’ların artıp yatırımların çoğalacağı bir 2024 yılı olacak. 2024 ilk çeyreğinde bunları hep birlikte göreceğiz, hatta Türkiye’den bir kaç unicorn çıkacağını da öngörüyorum. Çünkü Türkiye bir fintech cenneti. 2024’te de çok başarılı girişimciler çıkaracağımıza inancımız tam.

Girişimleri incelediğimizde Keiretsu Forum Türkiye’ye yapılan başvuruların %25’i yapay zeka startupları oldu. Bu yıl yüzde 25 olan bu oran 2024’te yüzde 40-50 olacak. Yapay zekanın çok farklı çeşitleri var. Yapay zeka artık günümüzde olmazsa olmazlardan. Yapay zeka tüm dünyada konuşuluyor ama Türkiye oyun girişimlerinde dünyada süper ligde. En az İngiltere veya Amerika kadar oyun girişimlerinde başarılıyız.  

Yüzde 20’lik pay lojistik sektöründe

Keiretsu Forum Türkiye olarak trendleri takip ederken, tek bir kriterimiz var; gelir üreten girişimlere yatırım yapıyoruz. Dikey tarım, yapay zeka, siber güvenlik dikkat ettiğimiz girişimler. Öte yandan lojistik ve sağlık girişimlerini seviyoruz. Bu sektörler dikkat ettiğimiz sektörler. En ağırlıkta dikkat çeken girişimlerde ise yüzde 20’lik pay lojistikte. Diğer payın içinde ise sağlık, perakende, görüntü işleme sektörü, siber güvenlik girişimleri var. Yatırımcılar paralarının geri dönüşlerini bekliyorlar. Bu geri dönüş esnasında da bizim fark yarattığımız konu, o girişimi ilk etapta yakalamamız ve yakaladıktan sonra da o girişimin tekrar ve tekrar fonlanması oluyor.

Xfinity’den 36 Milyon müşterinin gizli bilgisi çalındı!

Amerikan telekomünikasyon ve medya devi Comcast‘e ait kablolu televizyon ve internet şirketi Xfinity, bilgisayar korsanlarının hedefi oldu. Şirketin 36 milyon müşterisinin kritik dereceli bilgileri, CitrixBleed güvenlik açığından yararlanan bilgisayar korsanlarının eline geçti. Comcast, müşterilerinin hassas bilgilerinin çalındığını doğruladı.

CitrixBleed olarak adlandırılan bu güvenlik açığı, büyük şirketlerin sıklıkla kullandığı Citrix ağ cihazlarında bulunuyor ve Ağustos ayından bu yana bilgisayar korsanları tarafından saldırıya uğruyor. Boeing, Çin Sanayi ve Ticaret Bankası gibi önemli şirketlere sızmak için kullanılan bu açık, şimdi de Comcast‘in Xfinity hizmetini etkiledi.

Xfinity

Xfinity‘nin CitrixBleed‘in son kurbanı olduğunu doğrulayan Comcast, Pazartesi günü müşterilere yaptığı bir bildirimde, bilgisayar korsanlarının 16 Ekim ile 19 Ekim tarihleri arasında iç sistemlere erişim sağladığını, ancak “kötü amaçlı saldırıyı” 25 Ekim’e kadar tespit edemediklerini belirtti.

Şirket ayrıca, belirtilmeyen sayıda müşteri için bilgisayar korsanlarının isimlere, iletişim bilgilerine, doğum tarihlerine, sosyal güvenlik numaralarının son dört hanesine ve gizli soru ve cevaplarına erişmiş olabileceğini açıkladı. Comcast, “Veri analizimiz devam ediyor ve uygun olduğunda ek bildirimler sağlayacağız” diyerek ek veri türlerine de erişilmiş olabileceğini öne sürdü.

Comcast, Maine başsavcılığına sunduğu bir dosyada yaklaşık 35,8 milyon müşterinin ihlalden etkilendiğini doğruladı. Şirketin son kazanç raporu, 32 milyondan fazla geniş bant müşterisine sahip olduğunu gösteriyor ve bu ihlalin tüm Xfinity müşterilerini olmasa da çoğunu etkilediğini gösteriyor.

Olayla ilgili detaylar ve güvenlik önlemleri hakkında güncel bilgileri takip etmek için Comcast‘in resmi iletişim kanallarını takip etmek önemlidir.