Nvidia işlemciyi yükseltiyor; yapay zeka için bu ne demek?

Nvidia, Pazartesi günü yaptığı açıklamada, H200 adı verilen yeni modelin, AI’i geliştirmek ve uygulamak için gereken büyük veri kümeleriyle daha iyi başa çıkmasını sağlayan yüksek bant genişlikli bellek veya HBM3e kullanma yeteneğine sahip olacağını söyledi. Amazon’un AWS’si, Alphabet’in Google Cloud’u ve Oracle’ın Bulut Altyapısı, gelecek yıldan itibaren yeni çipi kullanmayı taahhüt etti.



Yapay zeka hızlandırıcısı olarak bilinen Nvidia işlemcisinin mevcut sürümü zaten çok yüksek talep görüyor. Bu, çipi ele geçirme yetenekleriyle övünen Larry Ellison ve Elon Musk gibi teknoloji ağır topları arasında değerli bir meta. Ancak ürün daha fazla rekabetle karşı karşıya: AMD dördüncü çeyrekte rakip MI300 çipini pazara sunuyor ve Intel, Gaudi 2 modelinin H100’den daha hızlı olduğunu iddia ediyor.

Yeni ürünle Nvidia, AI modelleri ve hizmetleri oluşturmak için kullanılan veri setlerinin boyutuna ayak uydurmaya çalışıyor. Gelişmiş bellek kapasitesini eklemek, H200’ü verileri ve konuşmayı tanıma gibi görevleri yerine getirmek için AI’i eğiten bir işlem olan veri ile yazılımı bombalamada çok daha hızlı hale getirecek.

Yapay zekanın geliştirilmesi kısmına bu kadar odaklanan bir şirketin işin donanımsal mutfağına da bu kadar büyük çapta yatırım yapıyor olması şirketi bu sektör özelinde sarsılmaz bir konuma doğru götürüyor.

Teknoloji devinin bir sonraki hamlesinin ne olacağı ile ilgili henüz net bir açıklama yok fakat hakim görüş yapay zeka ağırlıklı ilerlemeye devam edeceği yönünde.

Yenilenmiş telefon ne demek?

0

Bu günlerde yeni bir telefon satın almak zorlu bir iş. Mevcut yaşam maliyeti krizinde, yepyeni bir cep telefonu her zaman uygun bir seçenek olmayabiliyor. Ancak bu, teknoloji söz konusu olduğunda çağın gerisinde kalmanız gerektiği anlamına gelmiyor. Bunun yerine yenilenmiş bir telefon ile daha az harcama yapabilirsiniz.

Yenilenen bir telefonun ne olduğundan emin değil misiniz? Bilmeniz gereken ilk şey, yenilenen bir telefonun eski bir telefonla aynı şey olmadığı. Aksine, testlerden geçen ve bazen tamir edilen, tam fonksiyonlu, son teknoloji ürünü bir telefon diyebiliriz.

Bu telefonlar alınır mı? Yenilenmiş telefon ne demek?

Yenilenmiş bir telefon aslında test edilen ve iyi çalışan duruma gelen ikinci el bir telefon. Bu, bir telefonu mevcut haliyle satmak yerine, önceki sahibinin onu iade politikası yoluyla geri göndereceği veya bir takas sitesine satacağı anlamına geliyor. Satıcı daha sonra telefonu yenilenen veya ‘önceden sevilen’ olarak satmadan önce telefonu kapsamlı bir teste tabi tutacak ve tüm arızaları onaracak. Satıcılar genellikle en son modele kadar geniş bir yelpazede yenilenen telefonlar taşıyor. Yenilenen telefonlar, perakende fiyatlarından çok daha düşük fiyatlara sahip. Ayrıca, önceki sahibine ait tüm veriler cihazdan silinecek. Böylece siz ve yeni telefonunuz yeniden başlayabilirsiniz.

Çoğu perakendeci, yenilenen telefon koleksiyonları için çok yüksek bir standarda sahip. Bunları satmadan önce tam olarak çalıştığından emin oluyor. Yapılan testler genellikle düğmelerin ve kameranın çalışıp çalışmadığının ve pilin şarj olup olmadığının kontrol edilmesini içeriyor. Satıcı ayrıca ses kalitesini, dokunmatik ekranı ve telefonun Wi-Fi ve 4G/5G’ye ne kadar iyi bağlandığını da kontrol edecek. Üstelik bir telefonun yenilenen hali kötü bir şey değil. Bu, onun ilk etapta arızalı göstermez. Bazı telefon sahipleri eski telefonlarını bir yükseltme karşılığında değiştirebiliyor. Ayrıca 30 günlük iade süresi içinde fikirlerini değiştirebiliyor. Bu durumlarda, yepyeni oluyor. Tek gerçek fark, çoğu ahizenin yeni ambalajda satılmayacak olması ve alışılagelmiş telefon aksesuarlarını içermeyecek olması. Satıcı, telefonunuzu şarj cihazı ve SIM anahtarıyla birlikte verebiliyor. Ancak kutuda kulaklık veya herhangi bir ekstranın bulunması pek olası değil.

Nvidia RTX 40 SUPER ekran kartları özellikleri ve beklentileri ortaya çıktı

0

Nvidia’nın merakla beklenen GeForce RTX 40 SUPER serisi ekran kartları için heyecanlı bir bekleyiş devam ediyor. Kartların özellikleri, sızdırılan bilgilerle gün yüzüne çıktı ve CES 2024 etkinliği öncesinde kartların neler sunacağı merak konusu.

GeForce RTX 40 SUPER serisi, üç ana modelle sınırlı olacak: RTX 4080 SUPER, RTX 4070 Ti SUPER ve RTX 4070 SUPER. Her biri, Ada Lovelace mimarisini temel alacak ve daha yüksek çekirdek sayıları ile dikkat çekecek.

Başlangıç olarak RTX 4080 SUPER, 10.240 çekirdek, 320 TMU, 112 ROP ve 64 MB L2 önbelleğe sahip AD103-400 GPU’yu kullanacak. 320W TGP, 256 bit bellek veri yolu ve 16GB GDDR6X bellek, bu modelin öne çıkan özellikleri arasında yer alıyor. Selefinin performansını %3 ila 5 oranında aşması bekleniyor, özel tasarımlı modellerde ise bu fark yüzde 10’a kadar çıkabilir.

RTX 4070 Ti SUPER, 285W TGP, 8.448 çekirdek ve 48 MB L2 önbelleğe sahip AD103-275 / AD102-175 GPU varyantları ile geliyor. 16GB GDDR6 belleği ile dikkat çeken bu model, önceki versiyona kıyasla %15’e kadar daha yüksek performans sunacak.

Son olarak, RTX 4070 SUPER, 7.168 çekirdek, AD104-350 veya AD103-175 GPU, 48 MB L2 önbellek, 192 bit veri yolu ve 12 GB GDDR6X bellek ile gelecek. Güç gereksinimindeki 20W’lik artışa rağmen, temel modelden %14 daha hızlı olması bekleniyor. Ayrıca, kartın Gen5 güç konnektörüne geçiş yapacağı belirtiliyor.

Özetle:

  • RTX 4080 SUPER: Ortalama %3-5 daha hızlı
  • RTX 4070 Ti SUPER: Ortalama %15+ daha hızlı
  • RTX 4070 SUPER: Ortalama %14+ daha hızlı

Nvidia’nın RTX 40 SUPER serisi, yüksek performansı ve gelişmiş özellikleriyle oyun severlere ve profesyonellere yeni bir deneyim sunmaya hazırlanıyor. Detaylar, CES 2024 etkinliğinde resmi olarak duyurulacak.

44 yolcu kapasiteli elektrikli uçak: SkyBus

Londra merkezli Lyte Aviation, geleneksel hava taşımacılığı normlarına meydan okuyan yenilikçi bir proje olan SkyBus’u tanıttı. 44 yolcu kapasiteli ve 1000 km menzile sahip bu VTOL (dikey iniş kalkış) uçağı, Lyte Aviation’ın hava taşımacılığında çığır açma amacını taşıyor. Uçak, 300 km/h hıza ulaşabilen ve küçük iş jetlerine benzer bir tasarıma sahip.

Lyte Aviation’ın dikkat çeken özelliklerinden biri, dikey iniş kalkış için döner kanatlara sahip olması. Kalkış sırasında kanatlar dönerek pervaneleri yukarı bakacak şekilde hizalanıyor. Bu, özellikle rüzgarlı havalarda uçağın dengesini korumayı zorlaştıran büyük bir uçak için yenilikçi bir çözüm sunuyor.

Uçağın ağır gövdesini kaldırabilmek adına Lyte Aviation, ilk aşamada normal veya sürdürülebilir jet yakıtı kullanan turboprop motorlar kullanmayı planlıyor. Ancak ilerleyen aşamalarda kanat uçlarına entegre edilecek hidrojen yakıt hücreleriyle çalışan elektrik motorlarıyla daha yüksek performans ve daha hızlı pervane tepkileri hedefleniyor.

Lyte Aviation, 2024 yılına kadar tam ölçekli bir prototipi hazırlayıp, 2025’te ilk uçuşu gerçekleştirmeyi planlıyor. Bu doğrultuda, Hindistan’lı Vman Aviation Services ile 10 SkyBus uçağı için 400 milyon euro değerinde bir ön sipariş anlaşması imzalandı.

SkyBus’un en dikkat çekici özelliklerinden biri, geleneksel pistlere ihtiyaç duymadan kalkış yapabilmesi. Bu özellik, bölgesel uçuşlarda devrim yaratma potansiyeline sahip olabilir. Lyte, uçaklarıyla adalar arası yolculukları kolaylaştırabileceğini veya indi-bindili uçan otobüs hizmeti sunabileceğini belirtiyor.

Ancak, sektörde daha önce karşılaşılan zorluklar göz önüne alındığında, Lyte Aviation’ın bu iddialı projede karşılaşabileceği zorluklar da göz ardı edilmemelidir. Girişim, benzer büyük VTOL projeleriyle ilgili sertifikasyon süreçlerinde karşılaşılan zorluklara dikkat etmelidir.

NASA, yeni motorlarıyla Ay’a daha hızlı gitmeyi planlıyor!

NASA, Ay yörüngesine yerleşecek olan Gateway uzay istasyonu için geliştirilen güçlü yeni iyon motorları, önemli bir test aşamasına girdi. NASA‘nın Cleveland’daki Glenn Araştırma Merkezi’nde yürütülen testlerde, Gelişmiş Elektrikli Tahrik Sistemi (AEPS) adı verilen motorlar, mevcut uzay içi iyon iticilerinden iki kat daha güçlü olma hedefini taşıyor.

AEPS, iyonları hızlandırarak itiş gücü üreten bir Hall etkili motor konumunda bulunuyor. Güneş dizileri tarafından üretilen elektriği kullanarak düşük ancak yüksek verimli itme gücü üreten bu motorlar, Ay’ın keşfi için önemli bir rol oynayacak. NASA‘nın açıklamasına göre, 12 kilovatlık Hall iticisi, elektrik tahrikli iticiler arasında üretimdeki en güçlüsü olacak.

AEPS proje yöneticisi Clayton Kachele, yaptığı açıklamada, “Mevcut elektrikli tahrik sistemleri ortalama dört buçuk kilovat güç kullanırken, burada tek bir iticideki gücü önemli ölçüde artırıyoruz. Bu kapasite, gelecekteki uzay araştırmaları için büyük fırsatlar sunuyor ve AEPS, bizi daha uzağa ve daha hızlı götürecek” dedi.

Bu güçlü iyon motorları, NASA‘nın planladığı Artemis görevlerini desteklemek ve Ay uzay istasyonu Gateway‘in Güç ve İtiş Unsuru’nda kullanılmak üzere tasarlanmıştır. AEPS‘nin test süreci kapsamında, Gateway‘in ilk yörünge yükseltmesi ve Ay yörüngesine geçişi sırasında karşılaşması muhtemel koşullar simüle edilecek.

Gateway, Ay’a geri dönme ve Mars’a yapılacak ilk insan misyonları için bir yol haritası çizme amacı güden Artemis misyonlarının kilit bir bileşeni olarak kabul ediliyor. Ay’ın yörüngesinde yer alacak olan bu uzay istasyonu, çok amaçlı bir karakol olacak, Ay yüzeyi görevlerine destek sağlayacak, bilimsel araştırmalara olanak tanıyacak ve daha derin uzay keşifleri için bir hazırlık noktası olacak. Gateway‘in planlanan Kasım 2025 fırlatılmasıyla birlikte, Artemis misyonlarına yönelik bu önemli adım atılacak.

Hollywood grevi sona erdi, yapay zeka kaybetti!

Her iki taraf da Çarşamba gecesi anlaşmanın şartları konusunda sessiz kaldı, ancak bu; yapay zekanın oyuncuların performansları üzerinde kullanılması ve oyuncuların yayın hizmetlerinde gösterilen şovlar ve filmler için kalan ödeme talepleri konusunda uzun süren bir mücadelenin ardından geldi.

Binlerce film ve televizyon aktörünü temsil eden SAG’dan bir komite anlaşmayı Çarşamba günü onayladı. Netflix, Disney, Warner Bros. Discovery ve diğer şirketlerin ofislerinin önünde gözcülerin yer aldığı grev Perşembe sabahı sona erecek. Geçici anlaşmanın Cuma günü onaylanmak üzere birliğin ulusal kuruluna sunulması bekleniyor.

İnkar edilemez ki bu, hem Amerika Yazarlar Birliği hem de SAG’ın adil ücretler ve işlerinde yapay zeka kullanımı konusunda hemen harekete geçmesiyle bu yıl neredeyse durma noktasına gelen, 130 milyar doların üzerinde bir endüstri olan Hollywood için büyük bir dönüm noktası.

WGA üyeleri Mayıs ayında greve gitti; SAG, Temmuz ayında, sektörde 1960’tan bu yana ilk kez ikili bir iş durdurmayla karşı karşıya kalarak işten ayrıldı. WGA grevi, yazarları yapay zekanın çalışmalarına tecavüz etmekten korumak için korkuluklar diken tarihi bir anlaşmayla Eylül ayında sona erdi.

SAG ve AMPTP arasında bu yılki müzakereler uzadıkça, üretken yapay zeka en önemli anlaşmazlık noktası haline geldi. Temmuz ayında stüdyolar, “oyuncuların dijital benzerliklerini koruyan çığır açıcı bir yapay zeka teklifi” sunduklarını iddia etmişti. SAG, teklifin arka plandaki sanatçıların taranabileceğini, o gün için ödeme yapılabileceğini ve ardından stüdyoların “sonsuza kadar” kullanabileceği dijital karakterlere dönüştürülebileceğini öngördüğünü öne sürdü. 

Geçen hafta sonu SAG’ın stüdyoların “son, en iyi ve son” teklifini inceleyip reddettiği ve “yapay zeka da dahil olmak üzere üzerinde hâlâ anlaşmaya varamadığımız birkaç temel öğenin bulunduğunu” iddia edene kadar konu ileri geri tartışıldı. The Hollywood Reporter’da yer alan bir takip hikayesi, AMPTP teklifinin stüdyoların Program F sanatçıları olarak bilinenlerin yapay zeka taramaları için ödeme yapmasına ve oyuncuların ölümünün ardından stüdyoların taramaları oyuncuların izni olmadan kullanmasına izin vermeyi amaçladığını ortaya çıkardı.

yapay zeka

Program F sanatçıları, düzenli TV dizileri veya uzun metrajlı filmler için asgari ücretten daha fazlasını kazanan herkesi içeriyor. Lonca, taramaların yeniden kullanılması karşılığında rızanın yanı sıra tazminat da istedi.

Salı günü stüdyoların, tekliflerinde yapay zeka dilini ayarlamayı kabul ettiği bildirildi; bu, bir dönüm noktası gibi görünüyor. Perşembe günü varılan geçici anlaşmanın şartları belirsiz olsa da oyuncuların en azından aradıkları yapay zeka korumalarının bir kısmını alamadıkları bir senaryo düşünmek zor.

Oyuncuların ilk olarak Temmuz ayında greve gitmesinden bu yana, yapay zeka hakkındaki konuşmalar akşam yemeği partisinden “Ya şöyle olursa?“ya dönüştü. Geçtiğimiz hafta ABD başkanı Joe Biden, ticari yapay zekanın gücünü azaltmayı amaçlayan geniş bir başkanlık emrini imzaladı. 

Hot Strike Summer’a giren hem yazarlar hem de aktörler için en önemli sorun, SAG web sitesinin ifadesiyle lonca üyelerinin “orta sınıf bir yaşam tarzını sürdürmelerinin” imkansız hale gelmesiydi. Bu hesaplamanın bir kısmı, elbette, işlerin yapay zeka tarafından gasp edilmemesini sağlamak; aynı zamanda üyelerin, bir TV şovunun bir ağda yayınlanması durumunda yapacaklarına rakip olacak içerik akışı için kalan ödemeleri almalarını sağlamak. 

SAG-AFTRA’nın genel müdürü ve baş müzakerecisi Duncan Crabtree-Ireland, Haziran ayında şunları söyledi: “Sektördeki ödeme yapan sanatçılara, yazarlara ve diğer yaratıcılara yönelik 1970 iş modeliyle yayın akışı için 2023 iş modeline sahipler.” “Bu doğru değil.”

Fitbit, global pazardan çekiliyor: 29 ülkeye veda ediyor

Giyilebilir teknoloji pazarının önde gelen isimlerinden Fitbit, stratejik bir dönüşüm sürecine girerek küçülme kararı aldı. Google tarafından satın alındıktan sonra beklenen başarıyı elde edemeyen Fitbit, rekabeti artırmak ve marka konumunu güçlendirmek adına yeni bir strateji izliyor. Bu çerçevede Fitbit, yalnızca Google Pixel ürünlerinin satışının gerçekleştiği pazarlara odaklanacak.

Google tarafından yapılan resmi açıklamaya göre, Fitbit ürünlerinin satışı 29 ülkede durduruluyor. Avrupa’dan Asya’ya, Latin Amerika’dan Orta Doğu’ya kadar geniş bir coğrafyada Fitbit ürünlerine erişim mümkün olmayacak. Önceki aşamada Fitbit Premium hizmetinin durdurulduğu bu ülkelerde, şimdi de Fitbit cihazları indirimli olarak satışa sunuldu ve stoklar tükenince yenileri getirilmeyecek.

Fitbit google

Durdurma tarihi net olarak belirtilmemiş olsa da, Fitbit’in bu ülkelerdeki faaliyetlerini sonlandırma kararı, markanın global çapta rekabet gücünü artırmak ve daha etkili bir strateji izlemek amacını taşıyor. Fitbit, bu hamlesiyle sadece 23 ülkede faaliyet göstermeye devam edecek ve bu ülkelerde yalnızca Google Pixel ürünlerinin satışına odaklanacak.

Fitbit’in bu stratejik değişiklikleri, şirketin Google ile işbirliğini güçlendirmeyi ve kullanıcılarına daha entegre bir deneyim sunmayı amaçladığı bir dönemde gerçekleşiyor. Bu odaklanma, gelecekte Fitbit’in yeniden güçlenerek pazarda etkin bir konuma gelmesini sağlamayı hedefliyor.

En büyük iPhone tedarikçisi Foxconn, yakında uzayda!

LEO uydularının fırlatılması, Tayvanlı elektronik üreticisinin yeni alanlara yönelmesi açısından önemli bir döneme işaret ediyor; akıllı telefonlar ve dizüstü bilgisayarlar gibi yerleşik iş kollarından bazıları zorlanırken bu değişim daha da acil hale geliyor. Foxconn, uzaydan gelen iletişim konusunda artan talebi karşılayacak uydu teknolojisine sahip olduğunu göstermeyi amaçlıyor.

Elon Musk’ın sahibi olduğu SpaceX, Starlink takımyıldızı için 5.000’den fazla LEO uydusu inşa edip fırlatırken, Foxconn öncelikle kurumsal ve kamu müşterileri için uydu inşa edebileceğine inanıyor.

Tayvan Ulusal Merkez Üniversitesi ile ortaklaşa geliştirilen uydular, sırt çantası büyüklüğünde. Her biri yaklaşık 9 kilogram ağırlığında ve kamera, iletişim ekipmanı gibi diğer ekipmanları taşıyor. Her 96 dakikada bir 520 kilometre (323 mil) yükseklikte Dünya yörüngesinde dönecek şekilde tasarlandılar.

Foxconn Yönetim Kurulu Başkanı Yang Liu, 2019 yılında görevi kurucu Terry Gou‘dan devraldığından beri elektrikli araçlar, dijital sağlık ve robot teknolojisinin yanı sıra yapay zeka, yarı iletkenler ve iletişim uyduları teknolojilerine odaklanarak çeşitlendirmenin yollarını aradı.

Liu, Bloomberg Businessweek ile yaptığı röportajda “Şirketin önümüzdeki 10, 15 yıl boyunca büyümesine olanak sağlayacak bir şey bulmam gerekiyordu.” dedi.

Bloomberg tarafından derlenen tahminlere göre, Walmart ve Amazon‘dan sonra dünyanın en büyük üçüncü özel işvereni olan Foxconn’un gelirinin bu yıl yaklaşık %6 düşüşle 6,2 trilyon NT $’a (192 milyar $) düşmesi bekleniyor.

Foxconn elektrikli araç

Tayvan, adanın internet bağlantılarının çoğunu sağlayan deniz altı kablolarına uzay tabanlı alternatifler geliştirme stratejisinin bir parçası olarak, ilk LEO iletişim uydusunu fırlatma planları üzerinde çalışıyor.

Taipei’deki Masterlink Securities Corp’tan Foxconn analisti Jason Wang, bir diğer destek hattının Foxconn’un elektrikli araç işletmeleri olacağını, çünkü bunların gerçek zamanlı iletişim teknolojisine ihtiyaç duyduğunu söyledi.

Wang, “Arabanızı kullanmak için bir çözüme ihtiyacınız var.” dedi. “Eğer bu işi ihraç etmek istiyorlarsa, en azından teknolojiyi Tayvan’da sergileyecek bir altyapı oluşturmaları gerekiyor.

Şirketin elektronik alanındaki geçmişi ve akıllı telefonlar, oyun konsolları ve diğer cihazların üretiminden elde edilen bilgiler bu konuda yardımcı olacak.

Taipei’deki Academia Sinica Astronomi ve Astrofizik Enstitüsü’nde araştırma görevlisi olan Xiang-Yu Wang, “Tayvan, elektronik alanında her türlü ticari ürünü yapmada çok iyi” dedi. “Bu şirketler kolayca uzaya geçebilir.”.

Robotik yatırımları 2023’te olumsuz etkilendi!

Küresel çalkantılar yaşadığımız bu dönemde salgın, enflasyon ve jeopolitik bir takım sorunlar teknolojiyi de etkiledi. Bu zorlu yıllarda ise çok hızlı bir şekilde iş yapış şekilleri değişmeye devam etti. Bu durumda ise şirketlerin rekabet avantajlarının sürdürülebilirliği için robotik gelişmeleri benimsemesi zorunluluk haline getirdi.

Teknoloji trendleri beraberinde yeni yaklaşımları da gereklilik haline getirdi. Girişimler ve kurumlar bu konularda yeni iş birliklerine imza attılar. Sermayeyi elinde tutan kuruluşlar ise bu iş birliği ve rekabet sürerken önemli gördükleri fikirleri takipte. Teknoloji trendlerinin nasıl değişeceğini tahmin etmek elbette zor. Ancak gelişmeleri izleyerek ve anlamlandırarak orta-uzun vadede planlar yapabiliriz.

ABD Robotik Startup Finansmanı

Crunchbase’den gelen verilere göre, ABD’li girişimleri incelediğimizde önemli bir teknolojik konu olan robotik teknolojiye 2021 yılına oranla bu yıl yapılan yatırımların düştüğünü görüyoruz. Ancak düşen finansman oranına rağmen az da olsa robotik gelişmelerin halen arttığını söyleyebiliriz. Dünyanın hızla normale dönmesi beraberinde otomasyona yönelik baskıların bir kısmının hafiflemesine neden oldu. Risk sermayesi yatırımları da bu süreçte genel anlamda azaldı.

Bu gibi durumlar robotik gelişmelere de finansal anlamda etki yarattı. Üretken yapay zekayla ilgili gelişmeler robotik alanında çalışan girişimlerin etkilerini ve değerlerini ispatlamalarına fırsatlar oluşturdu.

Yapay zeka girişimlerin karar zekasını etkileyecek

Girişimler hızlı bir şekilde aldıkları kararların doğruluk oranını artırmak için edinmiş oldukları verileri analiz ederek geliştiren karar zekasınının önemini kavradılar. Daha doğru ve akıllı çıktılar elde etmek için yapay zeka, karar zekasını artırarak daha olumlu ve doğru sonuçlara ulaşıyorlar. Ayrıca karar zekası girişimlerin yeni fırsatlara erişme ve bu fırsatları değerlendirecek aksiyonları almalarına da ortam sağlıyor.

YZ’ye sahip robotlar, tekrarlayan süreçleri, operasyonel rutin işleri, uygun maliyetlerde, hızlı ve hatasız yerine getirebiliyor. Bu sebeple, iş gücü eksikliklerini ve tedarik zinciri sorunlarını hafifletmenin yolu olarak yatırımların artması bekleniyor.

Sony’nin PS5 satışları arttı ama karı düştü

Sony’nin en son mali raporlarına göre, PlayStation 5‘in son çeyrek satışları 4.9 milyon adede ulaşarak büyük bir başarı elde etti. Ancak, bu satışlara rağmen şirket, beklenen kâr artışını sağlayamadı.

PS5, geçen yıla kıyasla büyük bir yükseliş göstererek, şu ana kadar 46.6 milyon adetlik satışa ulaştı ve mevcut nesil konsollarda en çok satan ikinci model konumunda bulunuyor. Bununla birlikte, bu satış başarısına rağmen Sony’nin operasyon kârı, yüzde 29’luk bir düşüşle 1.74 milyar dolara geriledi.

Sony’nin gelirleri ise yüzde 8 civarında bir artışla 18.5 milyar dolara yükseldi. Ancak, bu artışın altında, özellikle Çin’e uygulanan ağır ambargoların etkisiyle görüntü sensörü ve yonga bölümünde yaşanan zorluklar bulunuyor. Yonga bölümü bu çeyrekte yüzde 37’lik bir düşüş yaşarken, eğlence ve hizmetler bölümü de yıl bazında yüzde 9 küçülme gösterdi.

Sony’nin oyun bölümü ise bu dönemde parlayan yıldız oldu. PS5 satışları yıl bazında yüzde 50 artarak 4.9 milyona ulaştı ve toplamda 46.6 milyon adede ulaştı. Yeni Spider-Man 2 oyunu da 5 milyon satış rakamına ulaşarak büyük bir başarı elde etti.

Firma, yıl genelinde toplamda 25 milyon PS5 satabileceğini tahmin ediyordu ve bu hedefe ulaşmak için son çeyrekte 16.8 milyon konsol satması gerekiyor. Ancak, kâr artışındaki zorluklar ve diğer sektörlerdeki düşüşlere rağmen, Sony’nin oyun bölümü önemli bir ivme kazanmaya devam ediyor.

One UI 6, Galaxy S23’leri yavaşlatıyor!

Samsung’un en yeni amiral gemisi telefonu olan Galaxy S23, kullanıcılarına daha gelişmiş bir deneyim sunmak amacıyla yayınlanan One UI 6 güncellemesi ile Android 14’e yükseltme vadetti. Ancak, kullanıcıların güncelleme sonrasındaki deneyimleri, beklentilerin altında kaldığını gösteriyor.

Güncelleme sonrasında birçok S23 kullanıcısı, cihazlarında beklenmeyen bir şekilde ortaya çıkan takılma sorunları ile karşılaştıklarını bildirdi. Ayrıca, Android 14’ün beta sürümlerine kıyasla daha az akıcı bir performans sunması, kullanıcıları hayal kırıklığına uğrattı. Özellikle, ana ekran animasyonları ve uygulama açılışlarında yaşanan sorunlar, günlük kullanımı olumsuz etkilemiş gibi görünüyor.

One UI 6

WiFi bağlantısında sık sık meydana gelen kopma sorunları da, kullanıcıların güncelleme sonrasında yaşadığı zorluklardan biri haline geldi. Bu sorunlar, cihazın günlük görevleri yerine getirme yeteneğini etkileyerek kullanıcıları rahatsız etti.

Samsung, gelecek yazılım güncellemelerinde uygulama ve araç takımlarının açılış ve kapanış animasyonlarını iyileştirmeyi taahhüt etmiş olsa da, şu an için bu vaatlerin yerine getirilmediği gözlemleniyor. Bu durum, özellikle kilitsiz S23 modelleri için yayınlanan One UI 6 kararlı sürümü için geçerli.

Kullanıcılar, Samsung’un bu sorunlara hızlı bir çözüm getirmesini ve genel kullanıcı deneyimini yeniden güçlendirmesini umut ediyor. Yakın gelecekte yayınlanacak olan yeni bir güncelleme ile bu sorunların giderilmesi bekleniyor. Samsung’un bu konudaki adımları merakla bekleniyor.

Tesla, Cybertruck sahiplerine ilk yıl satış yasağı getirdi

Elon Musk’un liderliğindeki Tesla Cybertruck, uzun bir bekleyişin ardından merakla beklenen elektrikli pickup modeli Cybertruck’ı 30 Kasım’da piyasaya sürmeye hazırlanıyor. Ancak, şirketin açıkladığı satış koşulları birçok kişi için sürpriz oldu. Tesla, Cybertruck’ı satın alan müşterilere, araçlarını ilk yıl içinde satmamalarını şart koştu.

Motorlu Araç Sipariş Sözleşmesine eklenen özel bir bölümde Tesla, “Aracınızın teslim tarihini takip eden ilk yıl içinde aracı satmayacağınızı veya başka bir şekilde satmaya teşebbüs etmeyeceğinizi kabul ediyorsunuz” ifadesine yer verdi. Bu kurala uymayan müşterilere, aracın mülkiyetinin devri önlenmek için ihtiyati tedbir alınabileceği ve ayrıca 50.000 dolar tazminat talep edilebileceği bildirildi. Ayrıca, bu koşullara uymayan müşterilere bir daha Tesla aracı satılmayacağı da belirtildi.

Tesla Cybertruck

Ancak Tesla Cybertruck, müşterilerinin araçlarını satmak istemesi durumunda bazı şartları da öne sürdü. Eğer bir müşteri, Cybertruck’ını satmak istiyorsa, Tesla‘nın onayı olmadan önce başka bir alıcıya satma girişiminde bulunamayacak. Tesla‘nın onayı olmadan satış yapmaya teşebbüs eden müşterilere ise ciddi yaptırımlar uygulanacak. Eğer Tesla, aracı geri almayı reddederse, müşteri aracı başka birine satma hakkına sahip olabilecek.

Tesla‘nın 2019’da duyurulan ve oldukça ses getiren Cybertruck modeli, şirketin pickup segmentine yönelik ilk ürünü olarak öne çıkıyor. Başlangıçta 39.900 dolar olarak açıklanan fiyatın, yapı malzemelerindeki maliyet artışları nedeniyle daha yüksek olması bekleniyor. Tesla, 2025 yılına kadar 250 bin adet Cybertruck satmayı hedefliyor.

Şarj istasyonlarında beklerken sıkılmaya son

0

Eşarj, sürücülere seyahatlerinde konforlu bir deneyim sağlayacak dinlenme noktası ‘Deşarj’ı hizmete sundu. Enerjisa Enerji’nin yüzde yüz iştiraki olan ve Türkiye’de en fazla hızlı şarj istasyonuna sahip olan Eşarj, sürücülerin araçlarının şarjlanma süresinde dinlenebilecekleri ve keyifli vakit geçirebilecekleri bir dinlenme noktası olan ‘Deşarj Noktası’nı ilk olarak Aydın Söke’de hizmete sundu.

Hizmetler ücretsiz olarak sunuluyor

Eşarj

Deşarj noktasının bulunduğu istasyondaki 120 kw gücünde 2 DC Şarj cihazı ile araçlarının şarj dolumunu hızlı bir şekilde yapabilecek olan Eşarj müşterileri, molalarını yeni Deşarj Noktası’nda verebilecek. İçerisindeki TV, internet bağlantısı, kahve makinesi ve çocuk oyun alanı gibi hizmetler ile öne çıkan Deşarj, aynı zamanda sıcak yaz aylarında sürücülerin serin bir mola verebilecekleri bir nokta olacak. Eşarj, elektrikli araç kullanıcılarının daha önce kişiye özel bir dinlenme alanı bulma konusunda deneyimlemedikleri imkânı, konforlu bir şekilde verme amacı taşıyor. Aynı anda 10 kişiye kadar hizmet verebilecek büyüklükteki ilk Deşarj Noktası, Aydın’nın Söke ilçesinde Aydın yolu üzerindeki Koyuncu Kia bayisinde yer alıyor.

Bir kahve içme süresinde aracınızı şarj edin

Eşarj

Eşarj’ın kurulduğu günden bu yana sektöre örnek olacak müşteri deneyimi uygulamalarını hayata geçirdiklerini ifade eden Enerjisa Enerji CEO’su ve Eşarj Yönetim Kurulu Başkanı Murat Pınar, “İlklerin şirketi Eşarj olarak, elektrikli araç kullanıcılarının şarj istasyonlarında geçirdikleri zamanın ne kadar değerli olduğunu biliyoruz. Batarya teknolojisinin gelişimi ile beraber araçların menzili artarken bir yandan da şarjlanma süresinin en aza indirilmesi için inovasyon çalışmaları yapıyoruz. Yeni istasyon kurulumlarında DC yani hızlı şarj istasyonunu önceliklendirerek elektrikli araç tercihinin önündeki bekleme süresi bariyerini ortadan kaldırmayı hedef biliyoruz.

Bekleme süreleri kısalsa dahi o süre içerisinde müşterilerimize nasıl bir konfor yaratabiliriz diyerek çıktığımız yolda, ‘Bir kahve içme süresinde aracınızı şarj edin’ hayalimizi gerçekleştirdik ve seyahat severlere konforlu bir dinlenme ortamı sağlayan ‘Deşarj’ noktamızı Aydın Söke’de hizmete sunduk. Daha önce sektörde örneği olmayan bu uygulama ile ücretsiz olarak sunduğumuz hizmetler, Eşarj farkını ortaya koyuyor. İdeal bir molada beklendiği üzere seyahat eden bir aile aracını hızlı şarj istasyonumuza bıraktıktan sonra Deşarj noktamızda kahvesini içip ücretsiz WiFi ve televizyondan yararlanabilecek, bu esnada çocuklar da oyun alanında keyifli vakit geçirebilecek. Deşarj noktalarının sayısını artırarak yaygınlaştırmak konusunda heyecanlı ve kararlıyız.” dedi.

Intel’in yeni nesil Core Ultra işlemcileri Geekbench’te test edildi!

0

Intel, bilgisayar dünyasında çığır açacak olan 1. Nesil Core Ultra “Meteor Lake işlemcileri için son hazırlıklarını tamamlıyor. Bu yeni işlemciler, özellikle dizüstü bilgisayar segmentine odaklanan “U” serisinin bir parçası olarak piyasaya sürülecek. Gelecek haftalarda satışa sunulacak olan Core Ultra 5 135U modeli, Geekbench testlerinde ilk kez ortaya çıktı, ve şimdiden dikkat çeken özellikleriyle merak uyandırıyor.

Bu işlemciler, Intel’in yıllar içinde yaptığı en büyük atılımlardan birini temsil ediyor. 14 Aralık’ta kullanıcılara sunulacak olan CPU’lar, yeni EUV özellikli Intel 4 (7nm) fabrikasyon süreci, Foveros 3D paketleme teknolojisi, hibrit tasarım ve nöral işlem birimi (NPU) gibi yenilikçi özelliklerle donatılmış durumda.

Core Ultra 5 135U modeli, 2 adet P-Çekirdek (Redwood Cove), 8 adet E-Çekirdek (Crestmonth) ve 2 adet düşük güçlü E-Çekirdek (Crestmont) olmak üzere toplamda 12 çekirdekli bir konfigürasyona sahip. Ayrıca, 9-15W TDP, 2,10GHz temel saat hızı, 4,4GHz maksimum saat hızı ve 12MB L3 ön bellek kapasitesi gibi etkileyici özellikler sunuyor.

Geekbench test sonuçlarına göre, Core Ultra 5 135U tek çekirdekte 2.174 puan, çok çekirdekli testlerde ise 9.396 puan elde etti. Bu, erken mühendislik örneklerinden alınmış sonuçlar olmasına rağmen, 9-15W’lık bir yapılandırma için oldukça dikkat çekici bir performans sergilediğini gösteriyor.

Ancak, bu sonuçlar şu aşamada erken mühendislik örneklerinden elde edilen sonuçlar olduğu için dikkate alınmalıdır. Lansmanla birlikte daha fazla teknik detayın ve performans testinin paylaşılması bekleniyor. Intel Core Ultra 5 135U hakkındaki gelişmeleri takip etmeye devam edin, çünkü bu işlemci, mobil bilgisayar dünyasında heyecan verici bir dönemin habercisi olabilir.

Office 2024, Microsoft 365 aboneliği gerektirmeyecek!

Teknoloji devi Microsoft, Office 2024’ü kullanıcılarına daha fazla esneklik sağlamak amacıyla aylık veya yıllık abonelik zorunluluğu olmadan lisanslı bir program olarak piyasaya sürmeye hazırlanıyor. Bu yeni yaklaşım, kullanıcılara Microsoft 365 aboneliği olmadan en son ofis programına erişim imkanı tanıyarak, kullanım deneyimini daha özgür hale getiriyor. Office 2024, Microsoft 365’in bir parçası olmayacak, böylece kullanıcılar abonelik maliyeti olmadan en yeni ofis uygulamalarından faydalanabilecekler.

Geliştirme aşamasında olan ve yayın tarihi olarak yılın üçüncü veya dördüncü çeyreği hedeflenen Office 2024, kullanıcılara bir kere lisans satın alarak en güncel sürümü kullanma seçeneği sunacak. Bu, özellikle aylık veya yıllık abonelik maliyetlerinden kaçınmak isteyen ve yalnızca en yeni sürümü kullanmak isteyen kullanıcılar için çekici bir alternatif olabilir.

Henüz Office 2024’ün getireceği özellikler ve yapılan iyileştirmelerle ilgili net bir bilgi bulunmamakla birlikte, mevcut beklenti, Microsoft’un Office 365 abonelerine sunduğu özelliklerin bir kısmının da Office 2024’e entegre edilebileceği yönünde. Bu, kullanıcıların Word, Excel, PowerPoint gibi Office uygulamalarının en güncel sürümlerine erişim konusunda hiçbir sınırlama olmadan faydalanmalarını sağlayacak.

Office 2024’ün bağımsız bir program olarak sunulması, Microsoft’un ofis yazılımları stratejisindeki evrimin bir parçası olarak değerlendiriliyor. Detaylar geldikçe, kullanıcıların Office 2024’ün sağlayacağı avantajları daha iyi anlayacakları bir süreç başlayacak.

Nvidia, Çin için özel yapay zeka hızlandırıcıları üretiyor

0

Nvidia, ABD’nin Çin’e yönelik artan ambargolarına karşı önlemler alarak Çin pazarına özel yapay zeka hızlandırıcıları geliştiriyor. ABD’nin Çin’e yönelik ambargolarının etkisiyle 5 milyar dolarlık yonga satışını iptal eden Nvidia, Çin pazarındaki lider konumunu sürdürme kararlılığını gösteriyor.

Çin’in süper bilgisayarları ve yapay zeka uygulamalarını güçlendirmesinden endişe duyan ABD, Nvidia’yı bu konuda uyararak A100 ve H100 yongalarının Çin’e satışını engellemişti. Nvidia, bu engelleme karşısında Çin için özel olarak tasarlanan üç yapay zeka hızlandırısı olan HGX H20, L20 ve L2’yi tanıttı. Bu hızlandırıcılar, ABD’nin belirlediği yeni ihracat kurallarına uygun olarak düşük performansa sahip, ambargolara takılmadan kullanılabilecek özelliklere sahip.

Nvidia çin

Yeni hızlandırıcılar, belirli bir performans sınırının üzerine çıkamadığı için Nvidia’nın Çin’deki müşterilerinden daha fazla hızlandırıcı satın almalarını gerektirecek. Ancak bu durum, Nvidia’nın Çin pazarındaki liderliğini koruma stratejisinin bir parçası olarak görülüyor.

Öte yandan, Çinli teknoloji devleri Baidu, Huawei ve Xiaomi’nin kendi yongalarını geliştirmeye yönelik çabaları, Nvidia’nın rekabetle başa çıkma konusunda zorlu bir süreçle karşılaştığını gösteriyor. Nvidia’nın yeni HGX hızlandırıcıları önümüzdeki hafta tanıtılacak ve satışa sunulacak. Bu hamle, Nvidia’nın Çin pazarındaki varlığını sürdürme ve rekabeti aşma stratejisinin bir parçası olarak dikkat çekiyor.

Elektrikli araçlar ne kadar veri üretiyor?

Yaşanan teknolojik gelişmeler ve devletler tarafından verilen özel teşvikler sayesinde elektrik ve hibrit motorlu araçların üretiminde ve satışında büyük artış yaşanıyor. KPMG’nin 2022 yılında yaptığı Küresel Otomotiv Yöneticileri Anketi’ne göre otomotiv sektöründeki her 10 yöneticiden 8’i elektrikli araçların daha da yaygınlaşacağını belirtiyor. Dört yıl içinde küresel pazara 160 yeni elektrikli araç modeli geleceği tahmin ediliyor. Diğer yandan PwC’nin strateji danışmanlığı grubu Strategy& tarafından yayımlanan bir rapora göre ise elektrikli araç satışları dünya çapında 2022’de yıllık olarak yüzde 70 artarken Türkiye’de bu artış yüzde 172 olarak gerçekleşti. TÜSİAD’ın “Türkiye’nin 2. Yüzyılında Yüksek Teknoloji için Eylem Çağrısı” raporunda ise 2022’de 10,2 milyon adet gerçekleşerek bir önceki yıla göre yüzde 65 artış gösteren elektrikli araç satışının 5 yılın sonunda ulaşması beklenen yıllık satış adedinin 23,6 milyon olacağı tahmin ediliyor.

Dünya çapında elektrikli araçlara olan ilgi artmaya devam ederken bu araçların veri kullanımı üzerinde yaratacağı etkinin de göz ardı edilmemesi gerekiyor. Elektrikli araçların aynı zamanda bağlantılı araçlar olması, otonom sürüş destek sistemlerine ve sürüş asistanlarına sahip olması yüklü miktarda veri üretimine neden oluyor. 2016 yılında yapılan bir çalışma, bir elektrikli otomobilin haftada ortalama beş terabayt veri üretebileceğini ortaya koydu. Bu ise günde ise yaklaşık 700 bin megabayt veriye denk geliyor. Bu devasa veri miktarı dikkate alındığında elektrikli araçların ortaya çıkaracağı veri yükünün yönetilmesi, işlenmesi ve depolanması daha da önemli hale gelecek. Bunun için de çözüm, bulut teknolojilerinden geliyor olacak.

Otonom sürüş için büyük miktarda veriye ihtiyaç duyulacak

BT ekosisteminin küresel ölçekte lider distribütörlerinden olan ve BT’nin ihtiyaç duyduğu tüm çözümleri tek çatı altında sunan TD SYNNEX Türkiye’nin Genel Müdürü Behçet Yumrukçallı, elektrikli araçların giderek daha fazla kullanılmasının bulut sistemlerini daha da önemli hale getirdiğine dikkat çekerek, “Elektrikli araçlar yerleşik sensörleri ve iletişim sistemleri aracılığıyla büyük miktarda veri üretiyor. Bu veriler arasında batarya performansı, araç hızı ve konum gibi bilgiler yer alıyor. Ayrıca otonom sürüşü de destekleyen bu araçlar güvenli ve verimli bir şekilde çalışabilmek için gerçek zamanlı trafik verileri, hava durumu ve yol koşulları da dâhil olmak üzere büyük miktarda veriye ihtiyaç duyuyor. Elektrikli araçlar tarafından daha fazla veri üretildiği için bu durum bulut depolamaya olan talebi de artırıyor. Bu nedenle ülke olarak elektrikli araçların sunduğu potansiyelden tam anlamı ile faydalanmak istiyorsak bulut ekosistemine de ciddi yatırımlar yapmalıyız” dedi. 

Otomotiv dünyası bulutu merkezine alarak düşünmeli!

Elektrikli araç üreticilerinin gelişmiş bir müşteri deneyimi sunabilmeleri için temel süreçleri bulutun gücünden faydalanarak modernize etmeleri gerektiğini belirten NetApp Doğu Avrupa, Orta Doğu ve İber-Amerika Bölge İş Ortağı Lideri ve Direktörü Maya Zakhour ise dijital dönüşümün, otomobil şirketleri için en önemli konu olmaya devam ettiğinin altını çizdi. Zakhour açıklamasında şunları söyledi: “Dijital dönüşüm yolculuğunda otomobil şirketleri için de veriye erişim mücadelesi hala bir gerçek. Araç tasarımından üretime kadar, günümüzün otomotiv sektörü verilerle çalışıyor. Ancak, tüm bu verilerin birbirine bağlı ve kullanılabilir olması gerekiyor. Aksi durumda ortaya sadece devasa bir veri yığını çıkar ki bu da operasyonların verimli bir şekilde çalışmasını engeller. NetApp olarak biz ise hibrit çoklu bulut stratejimiz ile global çapta otomobil üreticilerinin uygulamalarını farklı ihtiyaçlarına ve ortamlarına göre geliştirmelerine olanak tanıyoruz. Bu kapsamda geliştirdiğimiz çözümleri TD SYNNEX‘in geniş ekosistemi aracılığı ile de müşterilerimizle buluşturuyoruz. Böylelikle otomotiv endüstrisindeki müşterilerimizin operasyonlarını optimize etmelerini için küresel özel veri merkezlerimizden, üretim tesislerindeki uç sistemlerden ve genel bulutlardan oluşan bir kombinasyondan yararlanmalarına yardımcı oluyoruz. Günümüzde her 10 otomobil üreticisinden 9’unun NetApp’ı tercih etmesinin nedenlerinden biri de bu yaklaşımımızdır. Özetle bulut tabanlı dönüşüm; üretimi, çevikliği ve ölçeklenebilirliği artırmak isteyen otomobil üreticileri için de hayati önem taşıyor.”

ABD Ordusu, Lockheed Martin ile nükleer uzay aracı projesine başladı

ABD ordusu, Lockheed Martin ile stratejik bir anlaşma yaparak nükleer enerji kullanımına dayanan bir uzay aracı geliştirme projesine yeşil ışık yaktı. Lockheed Martin, ABD Hava Kuvvetleri Araştırma Laboratuvarı (AFRL) tarafından desteklenen ve “Joint Emergent Technology Supplying On-Orbit Nuclear (JETSON)” adını taşıyan projede, 33.7 milyon dolarlık bir bütçe ile görevlendirildi.

JETSON projesi, uzaya fırlatılacak bir fisyon reaktörü üzerinden çalışmayı planlıyor. Bu reaktör, üreteceği ısıyı Stirling güç dönüştürücülerine aktaracak, bu sayede elektrik üretilerek uzay aracının çeşitli yüklerini besleme veya elektrikli iticilere enerji sağlama amacını taşıyor. Lockheed Martin, bu teknolojiyi daha önce NASA tarafından başlatılan Kilopower Reactor Using Stirling Technology (KRUSTY) projesinden ilham alarak geliştirecek.

JETSON programının yöneticisi ve baş araştırmacısı Barry Miles, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Uzay uygulamaları için nükleer fisyon geliştirme, uzayın keşif ve hareket etme şeklini önemli ölçüde değiştirebilecek kilit bir teknoloji sunabilir” dedi. Lockheed Martin, yüksek güçlü elektrik alt sistemleri ve nükleer termal tahrikten elektrikli tahrike kadar geniş bir yelpazedeki sistemleri devlet kurumları ve endüstri ortaklarıyla birlikte geliştirecek. Proje ortakları arasında uzmanlığıyla bilinen Space Nuclear Power Corp (SpaceNukes) ve BWX Technologies gibi önemli şirketler bulunmaktadır.

ABD

Bu proje, Lockheed Martin‘in uzay tabanlı nükleer enerji projelerindeki ilk adımı değil. Daha önce NASA ve DARPA ile birlikte yürütülen DRACO (“Demonstration Rocket for Agile Cislunar Operations”) projesinde de nükleer termal itiş gücünü test etmek üzere seçilmişti. DRACO projesi, geleneksel kimyasal itiş sistemlerine göre çok daha verimli bir tahrik sistemini hedefliyor ve bu alandaki geleceğe yönelik heyecan verici adımları simgeliyor.

Türkiye’deki iCloud kullanıcıları tehdit altında!

0

Son zamanlarda Türkiye’deki sosyal ağlarda iPhone’ların çalındığı ve ardından iCloud kimlik bilgilerinin ele geçirilerek çalınan cihazların kontrolünün ele alınmaya çalışıldığına dair bildirimlerde artış yaşanıyor. Bu yeni gözlemlenen türdeki dolandırıcılık, fiziksel ve dijital saldırının bir kombinasyonundan oluşuyor. İlk aşamada suçlular kişinin iPhone cihazını çalıyor. Ancak çalınan cihaz, kilidi açılmadan dolandırıcılar için herhangi bir değer ifade etmiyor. Bu nedenle planın bir sonraki dijital aşamasına geçiliyor. IPhone’larının çalındığını fark eden kullanıcılar genellikle iCloud üzerinden “iPhone’umu Bul” hizmetini kullanmaya çalışıyor. Bu sırada sözde Microsoft’tan gelmiş gibi görünen ve iCloud kılığında gizlenmiş bir kimlik avı sayfasına bağlantı içeren bir SMS alıyorlar. Hırsızlık mağdurunun kimlik bilgilerini bu sayfaya girmesi durumunda, bilgiler anında suçluların eline geçiyor ve cihaz içeriğine tam erişim sağlanıyor.

Dolandırıcılık mağdurlarından birinin sahte SMS mesajları içeren ekran görüntüsü
Kaspersky Güvenlik Araştırmacısı Mert Değirmenci, şunları söylüyor: “Bu saldırı, çevrimiçi ve çevrimdışı yöntemlerin dolandırıcılar tarafından çıkar elde etmek için nasıl birlikte kullanılabileceğinin ilginç bir örneğini oluşturuyor. Bu saldırının karmaşa seviyesi oldukça yüksek. Suçlular büyük olasılıkla iPhone’larının çalınmasıyla kafası karışan ve strese giren, bu nedenle dolandırıcıların önlerine attığı yeme kanmaya eğilimli kurbanları hedef alıyor. Bu yüzden stresli durumlarda bile dikkatli olmak, mesajların kaynağının güvenilirliğini kontrol etmek ve şüpheli web sayfalarına kişisel verileri girmemek son derece önemli.”

Kaspersky uzmanları, bu ve benzer kimlik avı tuzaklarının kurbanı olmamak için aşağıdaki güvenlik önlemlerini uygulamanızı öneriyor:

• Yalnızca gönderenine güvendiğinizden eminseniz e-postaları veya mesajları açın ve içeriğindeki bağlantıları tıklayın.
• Bir gönderici meşru görünse de mesajın içeriği garip görünüyorsa, alternatif bir iletişim kanalı aracılığıyla göndericiyi kontrol edin.
• Bir kimlik avı sayfasıyla karşı karşıya olduğunuzdan şüpheleniyorsanız, web sitesi adresinin yazımını kontrol edin. Adres I yerine 1 veya O yerine 0 gibi ilk bakışta fark edilmesi zor farklılıklar içerebilir.
• Tüm kişisel cihazlarınızda kanıtlanmış bir güvenlik çözümü kullanın. Uluslararası tehdit istihbarat kaynaklarına erişimleri sayesinde, bu çözümler spam ve kimlik avı kampanyalarını tespit edip engelleme yeteneğine sahiptir.