SAP çözümü Dexperie, bayi yönetimini uçtan uca değiştiriyor!

Tamamen Türk mühendislerden oluşan bir ekip tarafından 240 bin saatlik çalışma sonucu SAP Bulut ve Business Technology Platformu üzerine geliştirilen çözümü kullanan Türkiye’nin önde gelen hızlı tüketim ürünleri markasının 25 bayisinin sipariş ve lojistik süreçlerini önemli ölçüde hızlandırdı.

Bayi yönetimini uçtan uca değiştiren yeni SAP çözümü Dexperie’yi Solvia CEO’su Ali Tamer Keskin ve SAP Türkiye Genel Müdürü Uğur Candan’la değerlendirdik

Türkiye’nin önde gelen kurumsal yazılım çözümleri sağlayıcısı Solvia, global yazılım devi SAP altyapısı üzerine oluşturulan ve işletmelerin farklı süreçlerini bir araya getirecek ve hızlandıracak yenilikçi çözümü Dexperie’yi tanıttı. SAP Bulut ve Business Technology Platformu üzerine inşa edilen benzersiz bir platform olan Dexperie, hızlı tüketim ürünleri gibi sektörlere yönelik B2B satış kanalları alanında benzersiz bir deneyim sunmaya hazırlanıyor. Çözüm, müşteri yönetimi, saha operasyonları ve uçtan uca satış gibi süreçleri sorunsuz bir şekilde entegre ediyor.

Ön maliyetlerin önüne geçiyor

Dexperie, kullanıcıların kolayca ve güvenle çalışabilmelerine olanak tanıyan kullanıcı dostu tasarımı ve işlevselliği ile öne çıkıyor. Ayrıca mobil uygulama desteği sayesinde saha operasyonlarının verimliliği artırılırken sorunsuz bir kullanım deneyimi sunuluyor. Bu çözüm, güçlü kampanya yönetimi işlevleriyle dikkat çekiyor ve şirketlere esnek kampanya ve fiyatlandırma seçenekleri sunarak satış stratejilerini en verimli şekilde kullanma fırsatı sağlıyor. Dexperie, bulut teknolojilerini kullanarak bir Hizmet Olarak Yazılım (SaaS) çözümü sunuyor. Bu yaklaşım, işletmelerin operasyonlarını geliştirmek istediklerinde önemli bir ön mali harcama yapmadan ölçeklendirebilmelerine ve ek BT yatırımı ihtiyacını azaltmalarına olanak tanıyor.

Dexperie’nin Operasyonel İşlemler, Saha ve Bayi Yönetimi ve Müşteri İlişkileri Yönetimi olmak üzere üç bileşeni bulunuyor. Operasyonel İşlemler bileşeni, satış işlemlerini otomatikleştirerek işletmelerin satış süreçlerini hızlandırmasını sağlıyor. Saha ve Bayi Yönetimi, işletmelere grup yönetimi, katalog yönetimi, iş birliği ve topluluk yönetimi, bayi yönetimi gibi işlevler sunarak saha ve bayi yönetimini kolaylaştırıyor. Son olarak, Müşteri Yönetimi bileşeni ile müşteri ilişkileri sezgisel ve izlenebilir bir şekilde yönetilebiliyor. Bu bileşen ayrıca servis aktivitelerini otomatikleştiriyor ve ziyaretlerin optimize edilmesine olanak tanıyor.

Kampanyadan satışa her şey tek platformda

Solvia CEO’su Ali Tamer Keskin

Dexperie’nin 240 kişilik ekip tarafından 240 bin saatlik Ar-Ge ve saha çalışması sonucu ortaya çıktığını ifade eden Solvia CEO’su Ali Tamer Keskin, “Dexperie kullanıcı deneyimini ön planda tutarak, mobil uygulama desteğiyle de birlikte, kullanıcı firmanın satışı en üste taşıması için yardımcı bir platform oldu” dedi. Dexperie’de satıştan kampanyaya kadar firmaların ve bayilerin istedikleri tüm bilgilerin aynı platformda yer aldığını ifade eden Keskin, “Dexperie yüksek yatırım maliyeti gerektirmeden bulut hizmetlerinden yararlanılmasını sağlıyor” ifadesini kullandı. Keskin, şunları söyledi: “Dexperie, Türkiye’nin önde gelen kurumsal yazılım çözümü sağlayıcısı olarak yolculuğumuzda önemli bir dönüm noktasını temsil ediyor. Tamamen Türk mühendisler tarafından SAP Bulut ve Business Technology Platformu üzerine oluşturulan çözümümüz, işletmelerin en son bulut teknolojilerinden faydalanmanın yanı sıra müşteri yönetimi, saha operasyonları ve satış gibi süreçlerini entegre ederek benzersiz bir deneyim sunuyor. Mobil uygulama desteği, kullanıcı merkezli yaklaşımı ve kampanya yönetimi gibi operasyonel verimliliği en üst düzeye çıkaran özellikleriyle birçok işletmenin öncelikli tercihi haline gelecek.” dedi.

Halihazırda Dexperie kullanan hızlı tüketim ürünleri alanında faaliyet gösteren bir firmayı örnek gösteren Keskin, “80 ülkeye ürün gönderen müşterimizin Türkiye operasyonlarında 25 bayisi Dexperie’yi kullanıyor. Hız, maliyet ve zaman açısından büyük avantaj elde eden firma, daha önce sipariş ve depolamayla ilgili 35 dakika süren bir işi Dexperie sayesinde artık 7 dakikada yapabiliyor. Çözümümüzün önümüzdeki dönemde birçok başarı hikayesinin baş aktörü olacağına inanıyoruz” dedi.

“Yalnızca Türkiye’de değil tüm dünyada ses getirecek”

SAP Türkiye Genel Müdürü Uğur Candan

Tamamen Türk mühendisler tarafından SAP Bulut ve Business Technology Platformu üzerinde geliştirilen Dexperie’nin çıtayı yükselttiğini belirten SAP Türkiye Genel Müdürü Uğur Candan, ” Hızlı tüketim sektöründe esneklik, çeviklik ve hız çok kritik bir rol oynuyor. Türkiye’den çıkan böyle bir ürünün uluslararası arenada büyük bir başarıya imza atacağına inanıyorum.

Afrika’da, Çin’de, ABD’de, dünyanın dört bir yanında yakın zamanda şirketler bu ürünü SAP Store üzerinden temin edebileceği gibi, telefona uygulama indirebilirmiş gibi kolayca devreye alabilecekler. Dexperie gibi dünyada ses getirebilecek çözümleri desteklemek hepimizin görevi.  Şirketlerin müşteri deneyimi ve saha operasyonlarını farklı bir noktaya taşıyacak Dexperie gibi çözümlerle teknoloji pazarı daha da büyüyecek ve gelişecek. Bu çözümü detaylıca tasarlayarak geliştiren iş ortağımız Solvia’yı tebrik ediyorum ” dedi.

En tehlikeli güvenlik saldırısı sıfır gün açığı nedir? Nasıl korunursunuz?

Bu güvenlik kusurlarının çoğu zaman içinde kullanıcılar ve hatta üreticinin kendisi tarafından keşfedilir ve bir yama veya bir sonraki güncellemeyle kapatılır. 

Ancak ilk önce bu bilgilerin bir kısmı kendilerine saklanan gizli bilgisayar korsanları tarafından takip ediliyor. Daha sonra ya biyolojik sistemlere sızmak için güvenlik açıklarını kendileri kullanırlar ya da yaşadıklarını genellikle korkunç meblağlara satarlar.

Sıfır gün kusuru nedir?

Bu tür yeni keşfedilen güvenlik açıklarına sıfır gün adı veriliyor. Bu, üreticinin açıklarını kapatmak için sahip olduğu süreyi ifade ediyor. “Sıfır gün“, şirket bir yama geliştirip yayınlamak için hiç zaman geçirmemesi gerektiği anlamına geliyor. 

Çünkü, bilgisayar korsanları bu güvenlik açığından aktif olarak yararlanıp müşterileri mağdur edebiliyor. Bunu yapmak için sıfır gün istismarını, yani bu güvenlik açığı için özel olarak geliştirilmiş bir yöntem kullanıyorlar ve bu sıfır gün saldırısını çalıştırmak için kullanırlar.

Yazılım hatasının güvenlik açıkları öğrenildiğinde, kodun sorumlu kısmı özel olarak kapsamlı bir yama geliştirebilir. Veya bir güncelleme, yani programlar revize edilmiş ve temizlenmiş bir versiyon yayınlar. Bir yama veya güncelleme mevcut olduğunda, istismar artık etkisiz kalır ve sıfır gün tehdidi resmi olarak sona erer.

Ancak pek çok kullanıcı yamaları birkaç gün ya da hafta gecikmeyle uyguladığı için güvenlik açıklarının yarattığı tehlike bir süre daha devam ediyor.

Sıfır gün saldırıları en tehlikelileri arasında. Çünkü güvenlik açığı ayrıntıları ve kullanıcılar tarafından bilinmediği sürece herhangi bir önleyici koruyucu önlem almıyorlar. Saldırganlar günler, bazen haftalar veya aylar boyunca fark edilmeden akıllı bilgisayar sistemlerini keşfedebilir, daha yüksek haklar elde edebilir, gizli verileri indirebilir veya kötü amaçlı yazılımlar yükleyebilir. Anti-virüs araçları bu tür etkinlikleri tespit edecek şekilde tasarlanıyor. 

Sıfır gün güvenlik açığı karaborsada yüksek değere sahip. Windows’ta yeni tespit edilen ve henüz yama yapılmamış bir güvenlik açığı için dark web’de altı ila yedi haneli rakamlar teklif ediliyor. Ancak güvenlik açıklarını araştıranlar yalnızca suçlular değil. Geçmişte gizli servisler, diğer devletlerin veritabanlarına ve altyapılarına yapılan saldırılar için açıklardan da yararlanılıyordu.

Bunun bilinen bir örneği Stuxnet: İsrail ve ABD tarafından geliştirildiği söylenen bir bilgisayar solucanının İran’ın nükleer nükleer sistemlerine sızdığı iddiası vardı. Windows’ta daha önce bilinmeyen birkaç güvenlik açığı sayesinde sistem kök salmayı başardı. Daha sonra malzeme üretimi için bölünebilir dönüşlerin kontrol manipüle edilerek kısa bir süre sonra arızalı olmalarını sağlandı, ancak bir hata mesajı eklendi.

Hükümetler ve şirketler aynı zamanda sıfır gün güvenlik açıklarını endüstriyel casusluk amacıyla, yani yeni gelişmeler, şirket sistemleri ve iletişim adreslerine yönelik planlardan yararlanmak için kullanıyor. Ve son olarak hacktivistler de siyasi veya sosyal olarak dikkat çekmek için bu yola başvuruyorlar.

Sıfır gün kusurlarının yüksek tehlike potansiyeli ve bunların ödenmesi için ödenen yüksek meblağlar nedeniyle, birçok büyük yazılım şirketi hata programları başlattı. Bu “hata sertifikası“, Microsoft gibi işletim sistemleri ve uygulamalarda yeni keşfedilen güvenlik açıkları ve diğer hatalar için ödeniyor. Ödüller en fazla hatanın ciddiyetine göre belirleniyor ve ödül konusunda oldukça yüksek meblağlar konuşuluyor.

Sıfır gün istismarlarından nasıl korunursunuz?

Sıfır gün saldırıları yalnızca şirketlere yönelik değil. Bilgisayar korsanlığı paketleri bazen e-posta yoluyla yaygınlaştırılan kimlik avı saldırıları yoluyla özel kullanıcının kötü amaçlı web sitelerine erişebilir veya onları, bazen dolandırıcılık amaçlı Google reklamlarını sıfır gün açıklarından yararlanarak yazılıma ikna etmeye çalışır.

Birkaç basit önlemle kendinizinkini kullanabilirsiniz:

  • Yamaları ve gelişmeleri göründükleri anda yükleyin. Windows bunu varsayılan olarak otomatik olarak yapar, dolayısıyla hiçbir şeyi değiştirmemelisiniz. Windows uygulamalarına yönelik mevcut güncellemeler için Sumo gibi araçları kullanın.
  • Yalnızca üreticinin web sitesi gibi güvenilir kaynaklardan indirme yapın.
  • Yalnızca gerçekten gerekli olan programları yükleyin. Bilgisayarda ne kadar çok yazılım varsa, o kadar çok potansiyel güvenlik açıkları var.
  • Bir güvenlik duvarı kullanın. 

Apple Watch çift dokunma hareketi watchOS 10.1’le birlikte kullanıma sunuldu!

0

Apple Watch ile etkileşime geçmenin hızlı ve kullanışlı yeni bir yolu olan yeni çift dokunma hareketi sayesinde kullanıcılar, Apple Watch Series 9 ve Apple Watch Ultra 2’yi tek elle ve ekrana dokunmadan kolayca kontrol edebilecek. 

Kullanıcılar, artık birçok eylem için sadece saati kullandıkları ellerinin işaret parmağıyla başparmağını iki kez birbirine dokunduracak. Bu yeni özellik, Apple Watch’un kullanımını basit ve sezgisel hale getiren mevcut hareketleri tamamlıyor.

Çift dokunma hareketi, kullanıcının diğer elinin meşgul olduğu senaryolarda kullanıcıların kullanımını kolaylaştırarak kullanım deneyimini daha konforlu hale getirmeyi hedefliyor. 

Çift dokunma, kullanıcıların aşağıdakiler de dahil olmak üzere çok çeşitli watchOS uygulamalarında ve bildirimlerinde birincil eylemi seçmesine olanak tanıyor:

  • Smart Stack’i herhangi bir saat görünümünden açma ve yığındaki widget’lar arasında gezinme.
  • Telefon çağrılarını cevaplama ve sonlandırma.
  • Bir bildirimdeki mesajı görüntüleme, ek bir çift dokunuşla daha uzun bildirimler arasında gezinme, dikte kullanarak yanıtlama ve mesaj gönderme.
  • Zamanlayıcıyı duraklatma, devam ettirme ve sonlandırma.
  • Kronometreyi durdurma ve devam ettirme.
  • Bir alarmı ertelemek.
  • Müzik , podcast ve sesli kitapları çalma ve duraklatma.
  • Pusula uygulamasında yeni Yükseklik görünümüne geçiliyor.
  • Kamera uygulamasındaki Kamera Uzaktan Kumandası ile iPhone fotoğrafı çekme.
  • Otomatik Antrenman hatırlatıcılarını başlatma veya durdurma.
  • Bir mesajlaşma uygulamasından gelen bir mesajı yanıtlamak ve üçüncü taraflardan gelenler de dahil olmak üzere hatırlatıcıları ertelemek gibi birincil eylemi bildirimlerden gerçekleştirmek.

Apple Watch Series 9 ve Apple Watch Ultra 2‘de bulunan çift dokunma hareketi, önceki nesle göre yüzde 25 daha fazla güç verimliliği sağlayan S9 SiP ve yeni 4 çekirdekli Neural Engine tarafından destekleniyor. 

Neural Engine, ivmeölçer, jiroskop ve optik kalp sensöründen gelen verileri yeni bir makine öğrenimi algoritmasıyla işliyor. Algoritma, işaret parmağı ve başparmak iki kez hafifçe vurduğunda küçük bilek hareketlerinin benzersiz imzasını ve kan akışındaki değişiklikleri tespit ediyor.

Çift dokunma hareketi, ekran uyanıkken her zaman çalışıyor ve bu özellik, Apple Watch Series 9’un 18 saatlik pil ömrüne veya Apple Watch Ultra 2’nin 36 saatlik pil ömrüne minimum etkiyle tüm gün boyunca kullanılabiliyor.

Özelleştirmeler

Çift dokunma, çoğu uygulama ve bildirim için birincil eylemi otomatik olarak seçmek üzere tasarlandı. İki durumda kullanıcı farklı bir işlevi seçebiliyor: Smart Stack’teki widget’lar arasında ilerlemek veya mevcut ilk widget’ı seçmek ve aktif bir oturum sırasında medyayı oynatmak/duraklatmak ya da bunun yerine bir sonraki parçaya atlamak.

Nitelikli yatırımcılar için özel yatırım fırsatı!

İstanbul Portföy Yönetimi A.Ş., Türkiye’nin en başarılı Özel Sermaye (Growth Equity) fon yönetim şirketlerinden Mediterra Capital ile özel bir iş birliğine gittiği açıkladı. Kuruluşu tamamlanan İstanbul Portföy Yönetimi Mediterra 3 Girişim Sermayesi Yatırım Fonu vasıtası ile Mediterra Capital Partners III fonuna (Fon 3), girişim sermayesi fonlarının sağladığı avantajlarla yatırım imkanı sağlanıyor. İstanbul Portföy Mediterra 3 GSYF, Mediterra Capital’in daha önce kurup yönettiği fonların sağlamış olduğu Euro bazında net %12 ve üzerinde bir getiri hedefini sadece İstanbul Portföy müşterilerine sunuyor. 

2010 yılında Ahmet Faralyalı ve Murat Erkurt tarafından kurulan Mediterra Capital, Türkiye’deki hızlı ve karlı büyüyen orta ölçekli şirketlere uzun vadeli yatırımlar yapmayı hedeflliyor. Şirket, 2011-2022 yılları arasında Fon 1 ve Fon 2 aracılığıyla 16 Türk girişimine 330 milyon Euro’dan fazla yatırım gerçekleştirdi.

Mediterra’nın Fon 1 ve Fon 2’deki yabancı yatırımcıları arasında, dünyanın en büyük fon yöneticilerinden AlpInvest, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), Dünya Bankası kuruluşu olan IFC, Alman Kalkınma Bankası (DEG), Hollanda Kalkınma Bankası (FMO) ve Avrupa Yatırım Fonu (EIF) gibi muteber global kurumlar bulunmaktadır. Söz konusu fon yatırımcıları Euro bazında yıllık yaklaşık %12 getiri elde etmişlerdir. Bu yüksek getiriler, Mediterra’nın potansiyeli yüksek şirketlerde yönetim hakları ve yüksek hisse oranlarıyla yatırım yapması ve şirket performansının yükselmesine katkı sağlaması sayesinde sağlanmaktadır. Mediterra’nın yatırım portföyü, teknoloji şirketleri, tüketici odaklı şirketler ve katma değerli ihracat yapan şirketler olmak üzere üç ana grupta değerlendirilmektedir. Mediterra’nın yatırım yaptığı şirketler, 5 yıl içinde 2-3 kat reel büyüme hedefleriyle yönetilmektedir.

Yatırım yapılan girişimler 5 yılda 2-3 kat büyüme hedefiyle yönetiliyor

Mediterra’nın yatırım portföyü; teknoloji şirketleri, tüketim şirketleri ve katma değerli ihracat yapan şirketler olmak üzere üç ana gruba ayrılıyor. Mediterra’nın yatırım yaptığı şirketler, 5 yıl içinde 2-3 kat reel büyüme hedefiyle yönetiliyor.

İlk Mediterra Fonu olan Fon I, sırasıyla Mikro Ödeme, Mobiliz, Logo Yazılım, Uğurlu Balık, Arzum Elektrikli Ev Aletleri, ACP Sigorta Brokerliği, Söke Un ve Tavuk Dünyası olmak üzere 8 şirkete yatırım yapmıştır. Bu 8 şirketten 7’si stratejik şirketlere satış veya halka arz/borsada satış yoluyla yatırımcılara geri dönüş sağlanmıştır.  2016 yılında ilk yatırımını gerçekleştiren Fon II, sırasıyla Arkel Elektrik Elektronik, Glasshouse, Terra Pizza, Pidem, Dürümle, Paycore/Yazara, Zero Density ve Elba Bant olmak üzere 8 şirkete yatırım yapmıştır.

İstanbul Portföy Mediterra 3 GSYF, bir portföy yönetim şirketi ile uluslararası yatırımcılara sahip bir özel sermaye fonu iş birliğiyle kurulan Türkiye’nin ilk girişim sermayesi yatırım fonu olup, nitelikli yatırımcıların buna benzer yatırım araçlarına ulaşmasını sağlaması açısından da benzersiz bir özelliğe sahiptir.

Farklı iş birlikleriyle yatırımcılara daha fazla seçenek sunmayı hedefleyen İstanbul Portföy Yönetimi Alternatif Varlık Sınıfları Direktörü Yiğit Arslan, “Mediterra 3 GSYF ile bir kez daha bir ilki gerçekleştirerek nitelikli yatırımcılara özel sermaye varlık sınıfına erişim sağlamış bulunuyoruz. Girişim sermayesi alanında katma değerli ortaklıklarla büyüme hedefimizi hayata geçirmekten ve özel sermaye alanında en başarılı fon yöneticileriyle stratejik bir iş birliği gerçekleştirmekten mutluyuz.” dedi.

NASA, ILLUMA-T ile uzay iletişimine çağ atlatacak!

Uluslararası Uzay İstasyonu ve NASA, bu Kasım ayında “gösterişli” bir teknoloji gösterisi gerçekleştirecek. ILLUMA-T (Entegre Lazer İletişim Röle Gösterimi Düşük Dünya Yörünge Kullanıcı Modemi ve Amplifikatör Terminali) yükü, alçak Dünya yörüngesindeki görevlerin lazer iletişiminden nasıl yararlanabileceğini göstermek için Uluslararası Uzay İstasyonu‘na fırlatılıyor.

Lazer iletişimi, daha yüksek veri hızlarında bilgi göndermek ve almak için görünmez kızılötesi ışık kullanıyor, uzay aracına tek bir iletimle Dünya’ya daha fazla veri gönderme yeteneği sağlıyor ve araştırmacılar için keşifleri hızlandırıyor.

NASA’nın Uzay İletişimi ve Navigasyon (SCaN) programı tarafından yönetilen ILLUMA-T, ajansın LCRD’si (Lazer İletişim Röle Gösterimi) ile birlikte çalışarak NASA’nın ilk çift yönlü, uçtan uca lazer iletişim rölesini tamamlıyor. LCRD Aralık 2021’de fırlatıldı ve şu anda bir dizi deneyle Dünya üzerindeki iki yer istasyonu arasında veri ileterek jeosenkron yörüngeden lazer iletişiminin faydalarını gösteriyor.

LCRD’nin deneylerinden bazıları, lazer sinyalleri üzerindeki atmosferik etkinin incelenmesini, LCRD’nin birden fazla kullanıcıyla çalışma yeteneğinin doğrulanmasını, lazer bağlantıları üzerinden gecikme/kesinti toleranslı ağ oluşturma (DTN) gibi ağ yeteneklerinin test edilmesini ve geliştirilmiş navigasyon yeteneklerinin araştırılmasını içeriyor.

ILLUMA-T, uzay istasyonunun dış cephesine kurulduğunda, yük, NASA’nın iki yönlü lazer röle yeteneklerinin uzaydaki ilk gösterimini tamamlayacak.

Nasıl çalışıyor?

ILLUMA-T’nin optik modülü, LCRD’nin jeosenkronize yörüngede işaretlenmesine ve izlenmesine olanak tanıyan bir teleskop ve iki eksenli gimbalden oluşuyor. Optik modül yaklaşık olarak bir mikrodalga fırın boyutunda ve taşıma kapasitesi de standart bir buzdolabıyla karşılaştırılabilir düzeyde

ILLUMA-T, verileri uzay istasyonundan LCRD’ye saniyede 1,2 gigabit hızında aktaracak, ardından LCRD, verileri Kaliforniya veya Hawaii’deki optik yer istasyonlarına gönderecek. Veriler bu yer istasyonlarına ulaştığında NASA’nın Las Cruces, New Mexico’daki White Sands Kompleksinde bulunan LCRD Görev Operasyon Merkezine gönderilecek. 

Bundan sonra veriler, ajansın Greenbelt, Maryland’deki Goddard Uzay Uçuş Merkezi’ndeki ILLUMA-T yer operasyon ekiplerine gönderilecek. Burada mühendisler, bu uçtan uca aktarım süreci aracılığıyla gönderilen verilerin doğru ve yüksek kalitede olup olmadığını belirleyecek. 

ILLUMA-T Proje Müdür Yardımcısı Matt Magsamen, “NASA Goddard’ın birincil rolü, LCRD ve uzay istasyonu ile başarılı lazer iletişimi ve yük taşıma operasyonlarını sağlamaktır.” dedi. “LCRD’nin lazer sistemlerini test eden ve geliştiren deneyleri aktif olarak yürütmesiyle, uzay iletişim yeteneklerini bir sonraki adıma taşımayı ve iki yük arasındaki bu işbirliğinin başarısının ortaya çıkmasını izlemeyi sabırsızlıkla bekliyoruz.

ILLUMA-T ilk lazer ışığı ışınını optik teleskopu aracılığıyla LCRD’ye ilettiğinde, uçtan uca lazer iletişim deneyi başlayacak. LCRD ile deneysel aşamasından sonra ILLUMA-T, uzay istasyonunun operasyonel bir parçası haline gelebilir ve NASA’nın yörüngedeki laboratuvara gönderebileceği ve buradan gönderebileceği veri miktarını önemli ölçüde artırabilir.

Verileri aktarma uydularına iletmek, uzay istasyonu için yeni bir başarı değil. Yörüngedeki laboratuvar, 1998 yılında tamamlanmasından bu yana, ajansın Yakın Uzay Ağının bir parçası olan, NASA’nın İzleme ve Veri Aktarma Uyduları olarak bilinen radyo frekansı aktarma uydularından oluşan filoya güveniyor. Aktarma uyduları, uzay aracını ve yer antenini aynı anda görebildikleri için misyonların Dünya ile sürekli temas halinde olmasını sağlar.

Lazer iletişimi, uzay istasyonunda bilim ve teknoloji araştırmaları yapan Dünya’daki araştırmacılar için oyunun kurallarını değiştirebilir. Astronotlar, yörüngedeki laboratuvarda biyolojik ve fiziksel bilimler, teknoloji, Dünya gözlemleri ve daha pek çok alanda insanlığın yararına araştırmalar yürütüyorlar. ILLUMA-T, bu deneyler için gelişmiş veri hızları sağlayabilir ve Dünya’ya aynı anda daha fazla veri gönderebilir. Aslında 1,2 Gbps hızında ILLUMA-T, ortalama bir filme eşdeğer veri miktarını bir dakikadan kısa sürede aktarabilir.

ILLUMA-T/LCRD uçtan uca lazer iletişim röle sistemi, NASA için küçük bir adım, ancak uzay iletişim yetenekleri için dev bir adım. Önceki ve gelecekteki gösterilerle birlikte NASA, lazer iletişim sistemlerinin hem Dünya’ya yakın hem de derin uzay araştırmaları için sağlayabileceği faydaları sergiliyor.

Bu gösterilerin amacı, lazer iletişimini NASA’nın uzay iletişim ağlarına (Yakın Uzay Ağı ve Derin Uzay Ağı) bir yetenek olarak entegre etmek. Şimdilik, bu planların test ve kullanıma alınma aşamalarının gerçekleşmesi bekleniyor.

16.000 personel çıkaran Meta gelir ve kâr rekoru açıkladı!

Mark Zuckerberg’in sosyal medya imparatorluğu Meta, 2023 mali yılı 3. çeyrek finansal raporunu yayınladı. Facebook’un ana şirketi 30 Eylül’de sona eren üç aylık dönemde 34,1 milyar dolar satış ve 4,39 dolar hisse başına kazanç elde ederek sırasıyla 33,6 milyar dolar ve 3,64 dolar olan ortalama analist tahminlerini geride bıraktı. Bu da 3. çeyreği Meta’nın şimdiye kadarki en kârlı çeyreği haline getirirken, aynı zamanda firmaya rekor düzeyde bir üç aylık brüt gelir de getirdi.

Meta yaptığı finansal rapor açıklamasında gelirlerini bir önceki senenin aynı dönemine kıyasla %23 oranında artırarak 34,1 milyar dolara ulaştırdığını duyururken harcama ve maliyetlerini ise yine bir önceki senenin aynı dönemine kıyasla %7 azaltarak 20,3 milyar dolar seviyesine çektiğini bildiriyor. Firmanın net kârı ise geçen yılın aynı dönemine kıyasla %164 oranında artarak 11,5 milyar dolar olarak açıklanıyor.

Meta’nın kurucusu ve CEO’su Mark Zuckerberg yaptığı açıklamada “Topluluğumuz ve işimiz için iyi bir çeyrek geçirdik” diyor ve ekliyor: “Ekiplerimizin Quest 3, Ray-Ban Meta akıllı gözlükleri ve yapay zeka stüdyomuzun lansmanı ile yapay zeka ve karma gerçekliği ilerletmek için yaptıkları çalışmalardan gurur duyuyorum.”

Facebook’un günlük aktif kullanıcı sayısı 2,09 milyar

Yapılan açıklamaya göre Facebook günlük aktif kullanıcı sayısı yıllık bazda %5 düzeyinde artarak 2,09 milyara ve aylık aktif kullanıcı sayısı ise %3 düzeyinde artarak 3,05 milyara ulaştı. Firma 30 Eylül’de sona eren finansal çeyrekte Uygulama Ailesi (Facebook, Instagram, WhatsApp vs.) genelinde sunulan reklam gösterimlerinin bir önceki yılın aynı dönemine göre %31 artarken, reklam başına ortalama fiyatın ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %6 azaldığını bildiriyor. Firmanın toplam personel sayısı ise 30 Eylül 2023 itibariyle 66.185 olup, bir önceki yıla göre %24 azalmış durumda.

Bu pozitif finansal görünüme karşın Meta, Salı günü 33 eyaletin Facebook ve Instagram platformlarının gençlerin ruh sağlığı üzerindeki tehlikeleri konusunda Amerikalıları yanılttığı iddiasıyla şirkete dava açmasıyla şimdiye kadarki en önemli yasal zorluklarından biriyle karşı karşıya kaldı. Şirket ayrıca, metaverse çabalarına ev sahipliği yapan ve Eylül çeyreğinde 3,7 milyar dolardan fazla zarar eden Reality Labs birimine on milyarlarca dolar akıtıyor. Şirket ayrıca Reality Lab tam yıl işletme zararlarının hem 2023 hem de 2024’te yıldan yıla artmasını beklediğini söyledi.

Meta CEO’su Zuckerberg’ten yapay zeka vurgusu

Zuckerberg Çarşamba günü Meta’nın verimliliğe odaklanmasının yakın zamanda değişmeyeceğini vurguladı. Şirket Eylül çeyreğinde son iki yılın en yüksek işletme marjını elde etti ve “Bu işletme disiplinini… ileriye taşımayı dört gözle bekliyorum” dedi. Yapay zekanın 2024 yılında şirketin en büyük yatırım alanı olacağını da sözlerine ekledi.

Zuckerberg ayrıca Meta’nın eskiden Twitter olarak bilinen X’e rakip olan Threads platformunun aylık aktif kullanıcı sayısının 100 milyonun biraz altında olduğunu söyledi Threads konusunda oldukça iyimser olan Zuckerberg, platformun önümüzdeki birkaç yıl içinde büyümeye devam etmesi halinde 1 milyar kullanıcıya ulaşma konusunda “iyi bir şansa” sahip olduğuna inandığını söyledi.

Google kurucusunun Zeplin girişimi, FAA’dan gerekli izni aldı!

Bu kağıt parçası, talihsiz Hindenburg’dan bu yana en büyük uçağın Silikon Vadisi’ndeki ortak bir sivil-askeri havaalanı olan Moffett Field’da uçuş testlerine başlamasına izin veriyor.

Sertifika, LTA’nın Pathfinder 1’i Moffett Field ve komşu Palo Alto havaalanının hava sahaları içinde 460 metreye (1500 fit) kadar bir yükseklikte uçurmasına izin veriyor. Bu, San Jose ve San Francisco Uluslararası ticari havaalanlarına girip çıkan uçaklara müdahale etmeden güney San Francisco Körfezi üzerinden çıkmasına izin verecek.

LTA, sertifika başvurusunu destekleyen bir mektupta şunları yazdı: “Pathfinder 1’in deneysel uçuş testi programı, zeplin için uçuş zarfını göstermek ve oluşturmaktır…. LTA’nın test planı, uçuş zarfını kademeli olarak artırmak için birikme yaklaşımı kullanarak önemli iç ve dış mekan testlerini içerecek şekilde uyarlanmıştır.

Büyük zeplin, toplam 50 saatlik uçuş süresi boyunca yaklaşık 25 düşük seviyeli uçuş gerçekleştirmeden önce, başlangıçta açık hava zemin testleri için bir mobil direğe bağlanacak.

Katı tasarımı, 20. yüzyılın başlarındaki devasa zeplinlere geri dönse de, Pathfinder 1, daha önce uçan herhangi bir büyük zeplinden neredeyse tamamen farklı. En önemlisi, bildirilen 96 kaynaklı titanyum göbeği ve 288 karbon fiber takviyeli polimer tüpü, kaldırma gazı olarak patlayıcı hidrojen yerine yanıcı olmayan helyumu kullanabilecek kadar hafif.

Zeplin, on iki elektrik motoru ve dört kanat dümeniyle dikey kalkış ve iniş’e (VTOL), saatte yaklaşık 120 kilometreye kadar hızlara izin veriyor. Sert bir lamine Tedlar malzemesi tabakası, içindeki gaz seviyelerini izlemek için lidar sistemleri içeren 13 helyum torba yırtılmaz naylon içeriyor.

LTA’nın CEO’su Alan Weston’un yakın tarihli bir sunumuna göre, Pathfinder 1, elektrik motorlarına güç sağlamak için 24 pille birlikte çalışan iki adet 150 kilovatlık dizel jeneratöre sahip bir hibrit tahrik sistemine sahip. LTA’nın zeplinin sonraki versiyonlarında, belki de gelecekteki yakıt hücreleri veya turbojeneratörler için yakıt olarak ve hatta muhtemelen bir kaldırma gazı olarak hidrojeni kullanmayı planladığını söyledi.

LTA, uçuşa elverişlilik sertifikasının verildiğini doğruladı, ancak daha fazla ayrıntı vermedi.

Pathfinder 1, tek pilot operasyonu için tasarlanmış olsa da, çift kontrole sahip ve LTA’nın FAA’ya yazdığı mektubuna göre, “pilot iş yükü değerlendirilene kadar ilk uçuş testi için” ikinci bir pilota sahip olacak. LTA’nın zeplin için kullandığı gondol, Almanya’daki ünlü Zeppelin şirketi tarafından tasarlandı ve test sırasında gereksiz yolculara izin verilmeyecek olsa da, 14 kişiye kadar ağırlayabiliyor.

Kaliforniya’daki kapsamlı uçuş testlerinden sonra Pathfinder 1, şirketin gelecekteki üretim yeri olarak satın aldığı Akron, Ohio’daki eski Goodyear Airdock zeplin hangarına geçecek. Orada, 180 metre uzunluğundaki Pathfinder 3, zaten geliştirme aşamasında.

Nihayetinde LTA, uçaklarının insani yardım misyonları için kullanılmasını, karayoluyla erişilemeyen alanlara kargo ve personel konuşlandırmasını amaçlıyor. Brin, Karayipler, Latin Amerika ve Güney Pasifik’te bu tür görevleri deniz yoluyla zaten yürüten Küresel Destek ve Geliştirme adlı ayrı bir kar amacı gütmeyen kuruluş işletiyor.

Başlangıçta sağlık personelini kasırga ve diğer afetler mahalline taşımak için kendi süper yatını kullandı ve yakın zamanda düzinelerce sağlık personeli ve tam boy nakliye konteynerlerini taşıyabilecek özel bir gemi başlattı. 

Pathfinder 1’in uçuşa elverişlilik sertifikası tam bir yıl geçerli, ancak LTA başvuru mektubunda FAA’ya test programının 180 gün içinde tamamlanmasını beklediğini söyledi.

Fransız basketbol takımı fidye yazılım kurbanı oldu!

Fransa basketbol liginin en başarılı takımlarından birisi olarak uzun yıllardır Türk Havayolları EuroLeague ve EuroCup’ta yer alan ASVEL fidye yazılım çetesi kurbanı oldu. Ünlü NBA yıldızı Tony Parker’ın en büyük hissedarı ve başkanı olduğu kulüp, NoEscape fidye yazılım çetesinin bilgisayar sistemlerine sızdığını ve veri çaldığını doğruladı. Fidye çetesi NoEscape, kulüp sunucularından oyuncuların kişisel verileri, pasaportları ve kimlik kartları ile finans, vergilendirme ve yasal belgeler dahil olmak üzere 32 GB veri çaldıklarını iddia ediyor.

ASVEL’den yapılan basın açıklamasında “12 Ekim’de basın aracılığıyla uyarılan ve siber güvenlik alanında uzmanlaşmış şirketlerle derhal temasa geçen kulübümüz ne yazık ki bugün bilgisayar sisteminin veri sızdırma yoluyla ihlalinin kurbanı olduğunu teyit edebilmiştir,” deniliyor. İhlal, şimdiye dek kulübün faaliyetlerini etkilememiş olsa da çalınan veri setinde gizlilik anlaşmaları, oyuncu sözleşmeleri, pasaport ve kimlik bilgileri olduğu iddiası oldukça düşündürücü. Yaşanan veri ihlalinin Fransa’daki ulusal veri koruma otoritesi olan CNIL’e (Commission Nationale de l’Informatique et des Libertés) bildirildiği söyleniyor.

Buna karşın, ASVEL ile ilgili fidye yazılım çetesinin tüm açıklamalarının NoEscape’in darknet portalından kaldırılması ve orijinal giriş bağlantısının artık 404 hatası vermesi farklı yorumlara sebep oluyor. Çalınan verilerin önemi de göz önüne alınarak Fransız kulübün fidye çetesi ile pazarlık yaptığı ve belki de bir ödeme yapmayı kabul ettiği yönünde iddialar mevcut.

Fidye yazılım çeteleri son dönemde hem saldırı sayısı hem de hedef çeşitliliği açısından faaliyetlerine hız vermiş durumda. Bir yandan Japon elektronik devi Casio ve Las Vegas otel ve kumarhane devi Caesars gibi şirketleri hedef alan siber saldırganlar bir yandan da küçük işletmeleri vurmaya başlamış durumdalar. Düzenleyici kurumlar ise fidye yazılım saldırılarını azaltmak için, fidye ödemeyi yasaklamaya çalışıyor.

Siber saldırının hedefindeki ASVEL Fransa liginde oynadığı 8 maçta 5 galibiyet ile 7. sırada yer alırken, kulüp için Türk Havayolları EuroLeague’de ise işler pek iyi gitmiyor. EuroLeague’de son olarak 19 Ekim’de temsilcimiz Fenerbahçe Beko’ya 101 – 86 yenilen ASVEL  4 maçta 4 mağlubiyet ile 18. ve son sırada yer alıyor. Kariyerinde 6 kez All-Star takımına seçilen ve 2007 finallerinde en değerli oyuncu ödülünü alan Fransız NBA yıldızı Tony Parker’ın hisselerinin bir kısmını satmak istediği ve ASVEL başkanlığını bırakabileceği iddia ediliyor.  

Intel, yeni APO özelliği ile oyun performansını artırıyor!


Intel’in yeni APO uygulaması arka planda çalışıyor ve oyunlardaki performansı artırıyor. Tom Clancy’s Rainbow Six Siege ve Metro Exodus gibi onu destekleyen oyunlarda kare hızlarında etkileyici artışlar sunuyor.

Intel Uygulama Optimizasyonu, gelecekte oyunlar ve hatta potansiyel olarak diğer uygulamalar için performansa ince ayar yapan bir zamanlama politikası aracılığıyla uygulama kaynaklarını gerçek zamanlı olarak yönlendiriyor. Uygulamaların ve oyunların performans ihtiyaçlarına bağlı olarak performans veya verimlilik çekirdeklerine nasıl atandığını geliştirmek için tasarlanmış bir teknoloji olan Intel’in Thread Director’ı ile birlikte çalışıyor.

Intel Başkan Yardımcısı Roger Chandler, 14. Nesil lansman öncesinde bir basın brifinginde, ”Tüm oyunlar APO’dan yararlanamıyor.” dedi. “Oyunları test edip doğruladıkça, oyuncuların sistemlerinden en iyi performansı alabilmeleri için en çok yararlananları ekleyeceğiz.

Şirket, APO’nun etkin olduğu Rainbow Six Siege’in yüzde 13’lük bir artış ve Metro Exodus’un yüzde 16’lik bir artış görmesi gerektiğini söylüyor.

Bir uygulamada sadece bir anahtarın yanıpına geçmek için yüzde 10’dan fazla bir artış şaşırtıcı, ancak şu anda APO desteği sınırlı ve uygulamayı çalıştırıp çalıştırma süreci hantal. APO yalnızca 14. Nesil CPU’larda çalışıyor ve uygulamayı yüklemek için bile önceden bazı özel sürücülerin yüklü olması gerekiyor. Intel’in APO’su yalnızca Microsoft Mağazası’nda bulunuyor ve sürücüler yoksa hata veriyor ve yüklenemiyor. Intel’in Uygulama Optimizasyonu basit görünümlü bir Windows uygulaması gibi görünüyor.

Doğrudan MSI ve Asus gibi anakart satıcılarından edinilmesi gereken Intel’in Dinamik Ayarlama sürücülerine ihtiyacınız olacak. Yine de tüm anakartlarda bu sürücüler henüz listelenmedi. BIOS ayarlarında Intel Dinamik Ayarlama Teknolojisini de etkinleştirmeniz gerekiyor. Sürücüleri yükledikten ve BIOS seçeneğini etkinleştirdikten sonra, APO uygulamasını Microsoft Store’dan indirebilirsiniz.

APO tamamen hazır ve çalışır durumda olduğunda, siz başlattıktan sonra oyunları algılamaya başlayacak. Şu anda kaç oyunun desteklendiği belli değil, ancak Metro Exodus ve Rainbow Six Siege’in her ikisi de çalışıyor.

Intel, muhtemelen çok sınırlı ve kurulumu zor olduğu için henüz APO’yu yoğun bir şekilde pazarlamadı. Umarım, gelecekte bu özelliği etkinleştirmenin daha kolay bir yolu vardır ve Intel test etmeye ve listeye eklemeye devam ettikçe daha fazla oyun desteklenir.

Değişebilen kadranlı, tansiyon ölçen Xiaomi Watch S3 tanıtıldı!

0

Xiaomi‘nin bir süredir beklenilen akıllı saati Xiaomi Watch S3 tanıtıldı. Bugün gerçekleştirdiği etkinlikte Xiaomi 14 modelleri ile karşımıza çıkan şirket, aynı zamanda akıllı saati Watch S3’ü de piyasaya sürdü. İşte Xiaomi Watch S3‘ün fiyatı, özellikleri ve tasarımı.

Xiaomi Watch S3 eSIM desteği ile geliyor!

Bugün gerçekleşen etkinlikte karşımıza çıkan Xiaomi Watch S3, dairesel tasarımı ile hem şık hem de spor kullanıma hitap ediyor. Tüm parçalarını özel olarak değiştirebildiğiniz Watch S3, kendisini sizin tarzınıza uygun hale getiriyor. Sadece kordonla kalmayıp kadran tarafında da farklı seçenekler sunan Watch S3, bu sayede bir anda bambaşka bir tarza bürünebiliyor.

xiaomi-watch-s3-tanitildi-2

Standart ve eSIM olmak üzere iki farklı versiyonla gelen Xiaomi Watch S3, görüşme yapmanıza olanak sağlıyor. 1.43 inç büyüklüğünde AMOLED ekranla gelen Watch S3, 326 ppi değerinde sahip bu ekranda 466 x 466 piksel çözünürlük sunuyor. Kullanıma bağlı olarak değişmekle beraber standart modelde tam şarjla 15 gün kullanım sunan Watch S3, eSIM’li modelde tam şarjla 7 günlük kullanım sunuyor. İşletim sistemi olarak ise iki versiyonda da HyperOS kullanılıyor.

Xiaomi Watch S3’ün fiyatı!

Tüm özellikleri ile Xiaomi Watch S3‘ü satışa sunan Xiaomi, haliyle fiyatları da açıkladı. Standart model için 109 Dolar fiyat biçen Xiaomi, eSIM modeli için 136 Dolar fiyat belirlemiş. Kadranlar ve kordonlar ise 17-35 Dolar arasında değişen fiyatlarla satılacak.

xiaomi-watch-s3-tanitildi-3

iPhone gibi kaplama değil: Xiaomi 14 Pro Titanyum tanıtıldı!

0

Çinli teknoloji devi Xiaomi, bugün ana vatanında düzenlediği lansmanda uzun bir süredir merakla beklenen Android amiral gemisi Xiaomi 14 serisini nihayet tanıttı. Xiaomi 14 ve Xiaomi 14 Pro modellerinden oluşan seri, oldukça dikkat çekti. Xiaomi 14 Pro modelinin Titanyum versiyonu ise görünümü ile daha öne çıktı. İşte Xiaomi 14 Pro Titanyum özellikleri

Yüzde 99 saf titanyum! İşte Xiaomi 14 Pro Titanyum özellikleri

Xiaomi 14 Pro modelindeki TitanyumApple‘ın iPhone 15 Pro Max‘i gibi metal üzerine bir kaplama değil. Arka kasa yüzde 99 saf titanyum. Bu nedenle övgü toplayan telefon, pazardaki rekabete ivme katacak gibi görünüyor.

Yüzde 99 saf titanyum! İşte Xiaomi 14 Pro Titanyum özellikleri

16 GB RAM ve 1 TB depolama alanına sahip olan Xiaomi 14 Pro modeli, 6.73 inç boyutunda 2K çözünürlükte AMOLED ekrana yer veriyor. 120 Hz yenileme hızı ile desteklenen bu ekran, maksimum 3000 nit parlaklık sunabiliyor. Bununla beraber HDR10+ teknolojisine de yer veriyorken, Corning tarafından üretilen Glass Victus ile korunuyor.

Cihazın kalbinde Qualcomm tarafından üretilen Snapdragon 8 Gen 3 işlemcisi yer alıyor. Bu işlemci bir adet 3.3 GHz hızında ARM Cortex-X4, üç adet 3.2 GHz hızında ARM Cortex-A720, iki adet 3.0 GHz hızında ARM Cortex-A720 ve iki adet 2.3 GHz hızında ARM Cortex-A520 çekirdekleri ile Adreno 750 GPU’dan oluşuyor.

Android 14 tabanlı HyperOS işletim sistemi üzerinde çalışan Xiaomi 14 Pro modeli, 4,880 mAh kapasitesinde bir bataryadan güç çekiyor. Uzun süreli kullanım sunan bu batarya; 120 W kablolu ve 50 W kablosuz şarjı destekliyor.

Xiaomi 14 Pro teknik özellikleri şu şekilde sıralandı;

ÖzellikDeğer
Ekran6.73 inç, 2K, LTPO OLED
Yenileme Hızı1-120 Hz (Dinamik)
Ekran KorumaGorilla Glass Victus
Maksimum Parlaklık3000 nit
HDR DesteğiHDR 10+
İşlemciQualcomm Snapdragon 8 Gen 3
İşlemci Teknolojisi4 nm
İşlemci Çekirdekleri– 1x 3.3 GHz ARM Cortex-X4 – 3x 3.2 GHz ARM Cortex-A720 – 2x 3.0 GHz ARM Cortex-A720 – 2x 2.3 GHz ARM Cortex-A520
Grafik BirimiAdreno 750 (Ray Tracing destekli)
Kablosuz Şarj50 W
Kablolu Şarj120 W
RAM Kapasitesi16 GB – LPDDR5x
Depolama Kapasitesi1 TB – UFS 4.0
Pil Kapasitesi4,880 mAh
İşletim SistemiAndroid 14 tabanlı HyperOS
DiğerTitanyum kasa

16 GB RAM ve 1 TB depolama alanına sahip Xiaomi 14 Pro Titanyum modelinin fiyatı 6 bin 499 Çin Yuanı olarak belirlendi. Bu, 889 dolara denk geliyor. Önümüzdeki aylarda küresel olarak tanıtılması böylelikle ülkemizde de satışa çıkması beklenen modelin Türkiye fiyatının ise 50 bin ila 55 bin TL civarında olması bekleniyor.

Peki siz bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz? Xiaomi 14 Pro Titanyum modelini nasıl buldunuz? Görüşlerinizi aşağıdaki Yorumlar kısmından bizimle paylaşabilirsiniz.

2K ekran ve Snapdragon 8 Gen 3: Xiaomi 14 Pro tanıtıldı!

0

Xiaomi, bugün düzenlediği Çin etkinliğinde merakla beklenen HyperOS arayüzünü ve Xiaomi 14 serisini kullanıcıların beğenisine sundu. Peki şirketin üst düzey özelliklere sahip Xiaomi 14 Pro modeli özellikleri ve tasarımıyla neler sunuyor? İşte ayrıntılar!

Xiaomi 14 Pro özellikleri

Xiaomi 14 Pro modelinde dinamik 1-120 Hz LTPO yenileme hızlarını destekleyen ve 2K çözünürlük sunan 6,73 inç AMOLED panel mevcut. Gorilla Glass Victus 2 teknolojisiyle korunan model, 1 mm’lik dar çerçeveleriyle dikkatleri üzerine çekiyor. 3000 nite kadar tepe parlaklığı sunacak ekranda parmak izi okuyucu mevcut. Ayrıca toza ve suya karşı dayanıklı olmasını sağlayan IP68 sertifikası da cihazda bulunuyor.

Xiaomi 14 Pro özellikleri

Akıllı telefonda üçlü kamera kurulumu yer alacak. Önde ise önceki modellerde de karşımıza çıkan delikli ekran tasarımı devam edecek. Aynı zamanda kavisli tasarıma ve düz ekrana sahip olduğunu belirtelim.

Xiaomi 14 Pro geçtiğimiz günlerde tanıtılan Qualcomm Snapdragon 8 Gen 3 işlemcisinden güç alıyor. 4 nm teknolojisiyle üretilen işlemcide 1 adet 3.3 GHz ARM Cortex-X43 adet 3.2 GHz ARM Cortex-A7202 adet 3.0 GHz ARM Cortex-A720 ve 2 adet 2.3 GHz ARM Cortex-A520 çekirdekleri mevcut. Firma yeni yongasında Ray Tracing destekli Adreno 750 grafik birimine yer veriyor.

Yeni işlemcide selefine oranla yüzde 30 performans artışı sağlanıyor. Öte yandan enerji verimliliğinde ise yüzde 20’lik bir artış söz konusu. Öte yandan grafik tarafında yüzde 25’lik daha hızlı görüntü işleme ve aynı şekilde yüzde 25’lik daha fazla enerji verimliliği karşımıza çıkıyor. Dahası, yüzde 40 daha iyi Ray Tracing performansı sunuyor.

Kamera tarafında Leica olan iş birliği devam ediyor. Burada karşımıza 1 inç Sony IMX9xx 50 Megapiksel ana sensör, 50 Megapiksel ultra geniş açılı lens ve 50 Megapiksel telefoto sensörü çıkıyor. Dahası, telefonun değişken diyafram açıklığı özelliğine ve 75 mm’ye kadar üç odak yakınlaştırma uzunluğuna sahip olduğunu belirtelim.

Akıllı telefon, 16 GB’a kadar LPDDR5x RAM’e, 1 TB’a kadar UFS 4.0 depolama alanına ve 120W kablolu ve 50W kablosuz şarj olabilen 4.880 mAh’lik pile sahip olacak. Son olarak kutudan çıkar çıkmaz HyperOS sürümünü çalıştıracak.

ÖzellikDeğer
Ekran6.73 inç, 2K, LTPO AMOLED
Yenileme Hızı1-120 Hz (Dinamik)
Ekran KorumaGorilla Glass Victus 2
Maksimum Parlaklık3000 nits
İşlemciQualcomm Snapdragon 8 Gen 3
İşlemci Teknolojisi4 nm
İşlemci Çekirdekleri– 1x 3.3 GHz ARM Cortex-X4 – 3x 3.2 GHz ARM Cortex-A720 – 2x 3.0 GHz ARM Cortex-A720 – 2x 2.3 GHz ARM Cortex-A520
Grafik BirimiAdreno 750 (Ray Tracing destekli)
Performans Artışı%30 (Önceki modele göre)
Enerji Verimliliği Artışı%20
Grafik Performansı Artışı%25 (Daha hızlı görüntü işleme)
Kamera1 inç Sony IMX9xx 50 Megapiksel ana sensör, 50 Megapiksel ultra geniş açılı lens ve 50 Megapiksel telefoto sensörü, değişken diyafram açıklığı özelliğine ve 75 mm’ye kadar üç odak yakınlaştırma uzunluğu
Kablosuz Şarj50W
Kablolu Şarj120W
RAM Kapasitesi12 GB veya 16 GB LPDDR5x
Depolama Kapasitesi256 GB, 512 GB veya 1 TB UFS 4.0
Pil Kapasitesi4.880 mAh
İşletim SistemiHyperOS
Fiyat Seçenekleri– 12 GB + 256 GB: 685 dolar – 16 GB + 512 GB: 750 dolar – 16 GB + 1 TB: 820 dolar

Xiaomi 14 Pro fiyatı

  • 12 GB + 256 GB – 685 dolar
  • 16 GB + 512 GB – 750 dolar
  • 16 GB + 1 TB – 820 dolar

Peki siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmında bizimle paylaşabilirsiniz!

iPhone 15 Pro Max’ten yüzde 40 daha güçlü: Snapdragon 8 Gen 3’lü ilk telefon Xiaomi 14 tanıtıldı!

0

Akıllı telefon dünyasının en büyük isimleri arasında yer alan Xiaomi, merakla beklenen amiral gemisi serisi Xiaomi 14’ü kullanıcılarının beğenisine sunuyor.. Bugüne dek birçok sızıntı bilgisini paylaştığımız serinin standart modeli olan Xiaomi 14 tanıtıldı.

Xiaomi 14, 3.000 nitlik zirve parlaklık ve Huaxing C8 ekranıyla tanıtıldı

Bilindiği üzere seri, Qualcomm’un amiral gemisi işlemcisi olan Snapdragon 8 Gen 3 kullanan ilk modelleri barındırıyor. 4 nm teknolojisiyle üretilen işlemcide 1 adet 3.3 GHz ARM Cortex-X4, 3 adet 3.2 GHz ARM Cortex-A720, 2 adet 3.0 GHz ARM Cortex-A720 ve 2 adet 2.3 GHz ARM Cortex-A520 çekirdekleri mevcut.

Xiaomi 14 tanıtıldı

Şirket, yeni yonga setinde Ray Tracing destekli Adreno 750 grafik birimine yer veriyor. Tanıtım etkinliğinde GPU’da A17 Pro’dan yüzde 40 daha verimli olduğuna değinildi.

Xiaomi cihazının ön panelinde Xiaomi ve TCL arasındaki iş birliğinin bir sonucu olan Huaxing C8 ekran yer alıyor. Ekran 6,36 inç boyutlarında olacak ve 1,5K çözünürlük, 1 Hz ila 120 Hz LPTO yenileme hızı ve 3.000 nitlik zirve parlaklığı sunacak. Ek olarak cihaz  kutudan Android 14 tabanlı HyperOS ile gelecek.

Xiaomi 14 özellikleri

ÖzellikDeğer
Ekran6,44 inç C8 OLED, 1,5K (3200 x 1440), 120 Hz yenileme hızı, Dolby Vision, HDR10+; Huaxing C8; 3.000 nitlik zirve parlaklık
İşlemciQualcomm Snapdragon 8 Gen 3
RAM12 GB, 16 GB
Depolama256 GB, 512 GB
Arka kamera-50 Megapiksel, f/1,9, 24 mm (geniş), 1/1,28″, 1,22 µm, PDAF,
-OIS 50 Megapiksel, f/1,9, 50 mm (telefoto), 1/2,88″, 0,61 µm, PDAF, 2x optik yakınlaştırma
-50 Megapiksel, f/1,8, 12 mm, 122˚ (ultra geniş), 1/2,51″, PDAF
Özellikler: Leica lens, Çift LED çift tonlu flaş, HDR, panorama
Ön kamera50 Megapiksel (geniş), PDAF; video: 4K@30fps, 1080p@30fps, jiroskop-EIS
Batarya4.600 mAh, 90 W kablolu şarj, 50 W kablosuz şarj, 10 W ters kablosuz şarj
İşletim sistemiAndroid 14 tabanlı HyperOS
Bağlantılar5G, Wi-Fi 802.11 a/b/g/n/ac/6e, Bluetooth 5.3, NFC, USB-C

Xiaomi 14 fiyatları

  • Xiaomi 14 (8GB RAM, 256GB Depolama) : 546 dolar
  • Xiaomi 14 (12GB RAM, 256GB Depolama): 587 dolar
  • Xiaomi 14 (16GB RAM, 512GB Depolama): 628 dolar
  • Xiaomi 14 (16GB RAM, 1TB Depolama): 683 dolar

Eski telefonları şahlandıracak Xiaomi HyperOS tanıtıldı: İşte güncelleme alacak modeller!

0

Akıllı telefon pazarının başarılı oyuncularından Xiaomi‘nin merakla beklenen etkinliği gerçekleşti. Çinli firma etkinlikte bir süredir gündemden düşmeyen Xiaomi HyperOS sürümünü tanıttı. Peki MIUI arayüzüne göre ciddi iyileştirmelerle gelen yeni sürüm kullanıcılara nasıl bir deneyim sunuyor? İşte ayrıntılar!

Xiaomi HyperOS neler sunuyor?

Xiaomi HyperOS; yeni saat stilleri, yazı tipleri, duvar kağıtları ve widget’larla ile kilit ekranında daha fazla özelleştirme sunacağı görülüyor. Kontrol merkezi ise bir önceki sürüm MIUI 14’e kıyasla daha temiz ve daha modern bir tasarıma sahip olacak. Uygulama simgeleri ise benzer, ancak genel tutarlılık artmış gibi duruyor.

Xiaomi HyperOS neler sunuyor?

Yeni sürümle birlikte dikkat çeken bir diğer detay ise Xiaomi HyperOS’un telefonlarda kaplayacağı alan oldu. Çinli şirketin iddiasına göre yapı 8.75 GB boyutlarında ve rakiplerine göre depolama konusunda ciddi bir avantaj sağlıyor.

HyperOS, seleflerine kıyasla daha az güç tüketecek ve daha az belleklerde daha rahat çalışabilecek. Bu da özellikle Xiaomi‘nin eski ve donanımsal açıdan yeterli olmayan ürünleri için bir açık kapı bıraktığı anlamına geliyor.

Çinli üreticinin etkinlik boyunca yeni yapının açık kaynak kodlu olduğuna dikkat çektiğini belirtelim. Öte tandan bu yılın aralık ayında dağıtımın başlayacağı ve ilk etapta Xiaomi 14, Xiaomi 13T ve Redmi K60 gibi akıllı telefonlara geleceği açıklandı. Tabii global dağıtımın ne zaman başlayacağı konusunda ise herhangi bir bilgi yok. Ancak tahmini olarak 2024 yılının dağıtım için kritik bir rol oynayacağını söyleyebiliriz.

Xiaomi HyperOS neler sunuyor?

Xiaomiui’nin haberine göre Xiaomi HyperOS güncellemesi alacak (resmi liste değildir) tüm modeller şöyle;

  • Xiaomi 13T Pro
  • Xiaomi 13T
  • Xiaomi 13 Ultra
  • Xiaomi 13 Pro
  • Xiaomi 13
  • Xiaomi 13 Lite
  • Xiaomi 12T Pro
  • Xiaomi 12T
  • Xiaomi 12 Lite 5G
  • Xiaomi 12S Ultra
  • Xiaomi 12S Pro
  • Xiaomi 12S
  • Xiaomi 12 Pro Dimensity
  • Xiaomi 12 Pro
  • Xiaomi 12
  • Xiaomi 12X
  • Xiaomi 11T Pro
  • Xiaomi 11T
  • Xiaomi 11 Ultra
  • Xiaomi 11 Pro
  • Xiaomi 11
  • Xiaomi Mi 11X
  • Xiaomi Mi 11X Pro
  • Xiaomi Mi 11i
  • Xiaomi 11i / 11i Hypercharge
  • Xiaomi 11 Lite 4G
  • Xiaomi 11 Lite 5G NE
  • Xiaomi 11 Lite 5G
  • Xiaomi 10S
  • Xiaomi 10 Ultra
  • Xiaomi 10 Pro
  • Xiaomi 10
  • Xiaomi MIX FOLD
  • Xiaomi MIX FOLD 2
  • Xiaomi MIX FOLD 3
  • Xiaomi MIX 4
  • Xiaomi Civi
  • Xiaomi Civi 1S
  • Xiaomi Civi 2
  • Xiaomi Civi 3
  • Xiaomi Pad 6 / Pro / Max
  • Xiaomi Pad 5
  • Xiaomi Pad 5 Pro 5G / Pad 5 Pro Wifi
  • POCO F5 Pro
  • POCO F5
  • POCO F4 GT
  • POCO F4
  • POCO F3
  • POCO F3 GT
  • POCO X6 Pro 5G
  • POCO X6 5G
  • POCO X5 Pro 5G
  • POCO X5 5G
  • POCO X4 GT
  • POCO X4 Pro 5G
  • POCO M6 Pro 5G
  • POCO M5s
  • POCO M5
  • POCO M4 Pro 5G
  • POCO M4 Pro 4G
  • POCO M4 5G
  • POCO C55
  • Redmi K40
  • Redmi K40S
  • Redmi K40 Pro / Pro+
  • Redmi K40 Gaming
  • Redmi K50
  • Redmi K50i
  • Redmi K50i Pro
  • Redmi K50 Pro
  • Redmi K50 Gaming
  • Redmi K50 Ultra
  • Redmi K60E
  • Redmi K60
  • Redmi K60 Pro
  • Redmi K60 Ultra
  • Redmi Note 10 5G / Redmi Note 11SE / Redmi Note 10T 5G
  • Redmi Note 10 Pro 5G
  • Redmi Note 10T
  • Redmi Note 10S / Redmi Note 11SE India
  • Redmi Note 10 Pro
  • Redmi 10 / Redmi 10 2022 / Redmi 10 Prime / Redmi Note 11 4G
  • Redmi Note 11E / Redmi 10 5G / Redmi 11 Prime 5G
  • Redmi Note 11R
  • Redmi 10C / Redmi 10 Power
  • Redmi 11 Prime 4G
  • Redmi Note 11 4G / 11 NFC 4G
  • Redmi Note 11 5G / Redmi Note 11T 5G
  • Redmi Note 11S
  • Redmi Note 11S 5G
  • Redmi Note 11 Pro 4G
  • Redmi Note 11 Pro 5G / Redmi Note 11E Pro
  • Redmi Note 11 Pro+ 5G
  • Redmi Note 11T Pro / 11T Pro+
  • Redmi Note 12 4G / 4G NFC
  • Redmi 12C
  • Redmi 12
  • Redmi Note 12 Turbo
  • Redmi Note 12T Pro
  • Redmi Note 12 Pro Speed
  • Redmi Note 12 Pro 5G / Pro+ 5G / Discovery
  • Redmi Note 12S
  • Redmi Note 12R / Redmi 12 5G
  • Redmi Note 12 5G / Note 12R Pro
  • Redmi Note 13 4G / 4G NFC
  • Redmi Note 13 5G
  • Redmi Note 13 Pro 5G
  • Redmi Note 13 Pro+ 5G
  • Redmi Note 13R Pro
  • Redmi 13C
  • Redmi 13C 5G

Peki siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmında bizimle paylaşabilirsiniz!

Humane AI Pin: Telefonların yerini alacak yeni giyilebilir cihaz!

Eski Apple çalışanları tarafından kurulan Humane adlı girişim, giyilebilir teknolojinin sınırlarını genişletmeye hazırlanıyor. AI Pin adını taşıyan bu yenilikçi giyilebilir cihaz, 9 Kasım 2023 tarihinde tüketicilerle buluşmayı planlıyor. AI Pin, GPT-4 yapay zeka modeli ile güçlendirilen bir taşınabilir cihaz olarak öne çıkıyor.

Bu son teknoloji giyilebilir cihaz, dikkat çekici özellikleri ve kullanım alanlarıyla öne çıkıyor:

GPT-4 gücü ile diil işleme yeteneği: AI Pin, OpenAI’nin son nesil yapay zeka modeli olan GPT-4’ü kullanarak etkileyici bir dil işleme yeteneği sunuyor. Bu, cihazın metin çevirisi, sesli asistan görevleri ve daha birçok alanda kullanılabilmesini sağlıyor.

Çeşitli kullanım alanları: AI Pin, çok çeşitli kullanım alanlarında etkili olmayı hedefliyor. Nesnelerin tanınması, metin çevirisi, sesli komutlar ve hatta yiyeceklerin besin içeriğini anlama gibi görevleri başarıyla yerine getirebiliyor.

Güven ışığı ile gizlilik: AI Pin, kullanıcı gizliliğine büyük önem veriyor. Cihaz, kamerası, mikrofonu veya diğer sensörleri veri kaydettiğinde yanacak olan bir “Güven Işığı” ile donatılmış. Bu, kullanıcılara cihazın ne zaman aktif olduğunu göstererek gizlilik endişelerini azaltmayı amaçlıyor.

bağımsızlık: AI Pin, bağımsız bir cihaz olarak tasarlandı, yani başka bir telefon veya harici cihaza ihtiyaç duymadan çalışabilir. Bu, kullanıcıları için özgürlük ve bağımsızlık sağlıyor.

AI Pin, henüz piyasaya sürülmeden önce Time Magazine’in “2023’ün En İyi İcatları” arasında yer aldı, bu da cihazın beklenen etkisini ve yenilikçiliğini vurguluyor. Ancak, AI Pin’in günlük hayatta nasıl kullanılacağı ve sunduğu faydalar hakkında hala bazı soru işaretleri bulunuyor.

9 Kasım’da piyasaya sürülmesi planlanan AI Pin, geleceğin giyilebilir cihazlarından biri olma potansiyeline sahip. Bu heyecan verici cihazın, teknoloji dünyasına nasıl bir katkı sağlayacağını görmek için sabırsızlanıyoruz

Xpeng’in uçan arabası 2024’te gelecek!

Çinli otomobil üreticisi Xpeng, heyecan verici yeni uçan araba konseptlerini dünya ile paylaştı. Bu konseptler, gelecekte karayolu ve hava yolculuğunu bir araya getirmeyi hedefliyor.

İlk olarak, Xpeng AeroHT firmasının katlanabilir pervanelere sahip otomobil konsepti dikkat çekiyor. Bu iki kapılı coupe tarzı araç, dışarıdan bakıldığında şık ve kompakt bir tasarıma sahip. Ön kaputta yer alan kısa kaput, aracın sportif görünümünü vurgularken, arka taraftaki büyük havalandırma delikleri de teknolojik özelliği gösteriyor. Ancak asıl dikkat çekici olan şey, aracın tavanındaki 8 adet pervane. Bu pervaneler muhtemelen katlanabilir yapıda, ancak prototip aşamasında bu özellik henüz işlevsel olarak gösterilmedi. Xpeng, pervaneleri titreşimden zarar görmeden kitlemenin teknik bir zorluk olduğunu belirtiyor. Bu uçan araba 2024 yılında 137 bin dolar fiyatla satışa sunulacak olsa da, prototipin üretim seviyesine geçmesi için daha fazla çalışma gerekebilir.

Xpeng’in tanıttığı diğer ilginç konsept ise modüler bir uçan araba. Bu prototip, karada kullanılabilen bir ana taşıyıcı araç ve içinden çıkan bir elektrikli drone’dan oluşuyor. Ana taşıyıcı, altı tekerlekli bir araç olarak tasarlandı ve Tesla’nın Cybertruck kamyonetine benzer bir görünüm sunuyor. Araç, beş kişiyi taşıyabilirken, hibrit bir sürüş sistemi ile donatılmıştır. İçinden çıkan elektrikli drone ise manuel veya otomatik olarak kontrol edilebilir ve iki kişiyi taşıma kapasitesine sahiptir. Xpeng, bu modüler uçan araba konseptinin seri üretime geçeceğini açıkladı ve bu yaklaşımın uçan araba teknolojisi için daha uygun olabileceği düşünülüyor.

Bu yeni uçan araba konseptleri, otomobil endüstrisini hava ulaşımı ile birleştirme potansiyeli taşıyor ve ilerleyen yıllarda daha fazla gelişme ve test süreçleri ile karşımıza çıkabilir. Xpeng’in bu heyecan verici projeleri, gelecekteki ulaşım teknolojileri konusunda büyük bir ilgi uyandırıyor.

Microsoft’un gelirleri yüzde 13 arttı, Xbox ve bulut yükseliyor!

Microsoft, 2024 mali yılının ilk çeyreğine dair finansal sonuçlarını açıkladı. Şirket, bu çeyrekte 56,5 milyar dolar gelir ve 22,3 milyar dolar net gelir elde etti. Gelir yüzde 13 artış gösterirken, net gelir ise yüzde 27 arttı. Bu başarının arkasında, bulut hizmetleri ve Office ürünleri yer alıyor.

Özellikle Windows işletim sistemi, dizüstü bilgisayarlara ve PC’lere entegre edilen Windows OEM gelirleri yüzde 4 artarak olumlu bir sürpriz oldu. Ancak, donanım tarafında bulunan HoloLens, PC aksesuarları ve Surface gibi ürünlerin gelirleri yüzde 22 oranında azaldı. Microsoft, yeni Surface Laptop Studio 2, Surface Laptop Go 3 ve yenilenmiş Surface Go 4 gibi ürünleri piyasaya sürdü, ancak bu ürünlerin etkileri önümüzdeki çeyrekte daha net bir şekilde görülüyor.

Microsoft'

Xbox tarafında ise Xbox donanım gelirleri yüzde 7 azaldı, ancak Xbox içerik ve hizmet gelirleri yüzde 13 artış gösterdi. Xbox Game Pass, hala büyümeye devam ediyor ve CEO Nadella, yeni Starfield oyununun Xbox Game Pass’e olan katkısını vurguladı.

Microsoft’un gelir artışının büyük bir bölümü, bulut, sunucu ve Office işletmelerinden geliyor. Microsoft 365 bireysel aboneleri yıldan yıla yüzde 18 artarak 76,7 milyona ulaştı. Office ticari ürünleri ve bulut hizmetleri gelirleri de yıldan yıla yüzde 15 arttı. Ayrıca, Microsoft Teams’in hızla büyüdüğü belirtildi, 320 milyondan fazla aylık aktif kullanıcıya ve 10.000’den fazla ücretli müşteriye sahip.

Microsoft’un akıllı bulut işi bu çeyrekte 24,3 milyar dolar gelir elde ederek yüzde 19 artış gösterdi. Azure ve diğer bulut hizmetleri gelirleri de yüzde 29 arttı. Microsoft Cloud satışlarının 2023 mali yılında 110 milyar doları geçeceği ve Azure’un bu gelirin ilk kez yüzde 50’sinden fazlasını oluşturacağı açıklanmıştı.

Microsoft, 2024 mali yılının 2. çeyreğinde genel oyun gelirlerinin yüzde 40’lar seviyesinde, Xbox içerik ve hizmetlerinin ise yüzde 50’ler seviyesinde artmasını bekliyor. Bu beklentilerde, Activision Blizzard’ın satın alımının büyük bir rol oynayacağı tahmin ediliyor.

Samsung, Snapdragon 8 Gen 4’ü üretebilir

Samsung, yarıiletken endüstrisinde yeni bir çığır açıyor. Daha önce büyük çip firmalarına üretim hizmeti sunma konusunda sınırlıydı, ancak artık bu tabuyu yıkmak için harekete geçiyor. İkinci nesil 3nm üretim sürecini geliştiren Samsung, bu yeni teknolojiyle Exynos 2500 ve muhtemelen Snapdragon 8 Gen 4 gibi güçlü çipleri üretecek.

Güney Koreli şirketin Foundry CTO’su, son zamanlarda yaptığı açıklamada, müşteri anlaşmalarının genellikle yaklaşık üç yıl sürebileceğini söyledi. Ancak Samsung, bu süreci hızlandırmak ve büyük müşterilerle işbirliği yapmak için adımlar atıyor. Şirket, büyük çip üreticileriyle yakın zamanda anlaşmalara imza atmayı hedefliyor.

Samsung, Snapdragon

Bu yeni üretim süreci, dünyada ilk kez kullanılan GAA (Gate All Around) transistör teknolojisini içeriyor. Bu inovasyon, enerji verimliliği ve performans açısından önemli bir adım niteliği taşıyor. Samsung, bu teknolojiyi benimseyerek endüstriye yön verme konusundaki kararlılığını gösteriyor.

Samsung, 2025 yılında 2nm çip üretimine ve 2027 yılında ise 1.4nm çip üretimine geçmeyi planlıyor. Bu planlar, yarıiletken teknolojisinin geleceğini şekillendirmekte önemli bir rol oynayabilir.

Bu adımlar, yarıiletken endüstrisindeki rekabeti daha da kızıştırarak tüketiciye daha güçlü, enerji verimli ve yenilikçi ürünler sunma potansiyelini artırıyor. Samsung’un bu hamleleri, teknoloji dünyasında heyecan yaratan bir dönemin habercisi olabilir.

Tesla Türkiye’de deprem! (Neden böyle oldu?)

0

Elektrikli otomobil dünyasının en popüler isimlerinden birisi olan Tesla, ülkemizde de faaliyet gösteriyor. Türkiye’de en çok kullanılan elektrikli otomobil markası olan şirketin Türkiye ayağı, bugünlerde çalkantılı bir dönem geçiriyor.

Tesla Türkiye ülke müdürü neden istifa etti?

Tesla’nın Türkiye macerası şüphesiz otomobil sektörüne yeni bir soluk getirdi. Özellikle son birkaç ayda 10 binden fazla Tesla’nın satılması, bu başarının en büyük göstergelerinden biri. Bu, sektör için bir rekor! Lansmanın başarısı ve teslimatların olağanüstü gayretle gerçekleştirilmesi, Tesla’nın Türkiye’de ne kadar ciddi olduğunu gösteriyor.

Ancak şirketteki en dikkat çekici gelişmelerden biri, Ülke Müdürü Kemal Geçer’in durumu. Kendisinin kariyeri, uluslararası ulaştırma şirketlerindeki deneyimi ile oldukça dikkat çekici. Ancak 2 yıllık bir sözleşmeyle Tesla’ya katılan Geçer’in, bu sürenin sonunda şirketle olan bağını koparmış olabileceğini görüyoruz. Geçer’in bu kararı almasındaki en büyük etkenlerden birinin, şirketin insana verdiği değerin, verimlilik beklentilerinin gerisinde kalması olabileceği yönünde duyumlar aldık.

Ancak bu zorluklara rağmen, Tesla’nın Türkiye pazarında yatırımlarını sürdürdüğünü görüyoruz. Şarj istasyonlarından yedek parça ve satış sonrası servise kadar pek çok alanda yatırımların sürdüğünü biliyoruz. Fakat bu yatırımların yanında şirket içerisinde yaşanan rahatsızlıkların da göz ardı edilmemesi gerektiğini düşünüyorum.

Son olarak, Tesla’nın Türkiye’deki faaliyetleri ve bu faaliyetlerin geleceği hakkında bilgi sahibi olmak istiyorsanız, bu videomuzu mutlaka izlemenizi tavsiye ederim. Bu video, hem otomobil meraklıları için hem de Tesla’nın Türkiye pazarındaki gelişmelerini yakından takip edenler için önemli bilgiler içermektedir.