Discord için yeni içerik denetimi düzenlemeleri geliyor!

Discord, her politika ihlali için ihtar vermek yerine uyarılarını veya cezalarını suça göre uyarlayacak ve kullanıcılara durumlarını iyileştirmek için atabilecekleri adımları sunacak.

Discord’un kıdemli politika direktörü Savannah Badalich gazetecilere verdiği demeçte, “Tüm platformlar arasında en incelikli, kapsamlı ve orantılı uyarı sistemini oluşturduğumuzu düşünüyoruz.” dedi.

Discord, yeni uyarı sisteminin yanı sıra gençler için yeni güvenlik özellikleri de sunuyor: Varsayılan olarak gençlerin arkadaşlarının potansiyel olarak hassas görüntülerini otomatik olarak bulanıklaştıracak ve gençler yeni biriyle mesajlaşırken bir “güvenlik kontrolü” gösterecek.

Her iki durumda da Discord, yıllarca süren tartışma ve eleştirilerden sonra güvenliği ciddiye aldığını göstermek istiyor. Mayıs ayında NBC News tarafından hazırlanan bir rapor, çocuk avcılarının gençleri tımarlamak ve kaçırmak için platformu nasıl kullandığını belgeledi.

Discord, çalışanlarının %15’inden fazlasının güven ve güvenlik üzerine çalıştığını belirtmekten hoşlanıyor. Şirket, oyun alanındaki köklerinin ötesine geçtikçe, kendisini denetleme konusunda daha etkili bir sistem kurmayı umuyor.

Discord’un denetleme kurallarını belirlemek, belki de tasarım gereği, her zaman biraz zor oldu.

Bireysel sunucular kendi kurallarını belirleyebilse de Discord, platformunda askıya alınmaya yol açacak belirli sayıda saldırı veya ihlal belirlemedi. Discord sessizce ihlallerin çetelesini tutsa bile kullanıcıların nerede durduklarını bilmelerinin hiçbir yolu yoktu

Yeni sistem, belirgin bir vuruş sayımına ulaşamadan dururken daha şeffaf olmaya çalışıyor. Kullanıcılar bir kuralı ihlal ettiğinde, neyi yanlış yaptıklarını açıklayan ve geçerli olabilecek geçici kısıtlamaları açıklayan ayrıntılı bir açılır pencereyle karşılaşıyorlar. Daha sonra Discord’un gizlilik ve güvenlik menüsüne giderek ihlalin hesap durumlarını nasıl etkilediğini ve bunu iyileştirmek için neler yapabileceklerini görebilirler.

Discord, kullanıcılar platform genelinde askıya alınmadan önce “Tamamen İyi“, “Sınırlı“, “Çok Sınırlı” ve “Riskli” olmak üzere dört düzeyde hesap durumuna sahip olacağını söylüyor. Şiddet içeren aşırılık ve çocukların cinselleştirilmesi gibi ciddi suçlar hâlâ derhal yasaklanma gerekçesi olmaya devam ediyor, ancak bunun dışında Discord her ihlale puan vermiyor veya her seviye için belirli bir ihlal sayısı belirlemiyor.

Bu, bazı emsallerinin yaptığından farklı bir yaklaşım. Örneğin Facebook, her seviyede cezaların arttığı 10 vuruşlu bir sisteme sahipken, Microsoft kısa süre önce Xbox kullanıcıları için sekiz vuruşlu bir sistem başlattı ve bazı ihlaller birden fazla vuruş anlamına geliyor.

Discord’un üründen sorumlu başkan yardımcısı Ben Shanken, şirketin her tür ihlali farklı şekilde ele alacağını ancak sonuçta öznelliğe daha fazla yer bırakmak istediğini söylüyor.

Arkadaşınız sizi biraz trolletmek için bir mesaj bildirmeye çalışıyorsa, bunun hesabınızın yasaklanmasıyla sonuçlanmasını istemeyiz.”

Rusya’nın ölümcül savaş teknolojisi tekrar aktif hale getirildi!

Rusya Ukrayna savaşı ile tüm dünyada başlayan krize İsrail Filistin savaşı da eklendi. Bu olumsuz ortam tüm ülkelere güvenlik önlemlerini arttırmaya yönelik adımlara iterken her geçen gün savaşların dozları da bir ölçek daha artıyor. Bu kapsamda Rusya’dan yeni bir hamle geldi. Ölümcül olarak bilinen ve ses hızından tam 27 kat daha hızlı giden füze sistemi yeniden aktif edildi. İşte Rusya’nın Avangard Füzesi ve detayları…

Sesten 27 kat daha hızlı, hiçbir hava savunma sistemi onu yakalayamaz! İşte Avangard Füzesi!

Rusya tarafından 20 Ekim tarihinde yayınlanan bildiriye göre ölümcül olarak adlandırılan Yeraltı Hipersonik Avangard Füze Sistemi hükümet tarafından aktif hale getirildi. Rus Devlet Ajansı tarafından yapılan haberlere göre bahsi geçen füze ses hızından yaklaşık 27 kat daha hızlı şekilde yol alıyor. Kulağa imkansız gibi gelen bu füze sistemi bir yer altı rampasından ateşleniyor.

Moskova tarafından belirtilenlere göre sesten 27 kat daha hızlı giden bu füze saatte yaklaşık 32 bin kilometre hız ile gidiyor. Dünyanın çevresinin 40 bin 75 kilometre olduğunu göz önüne aldığımızda iddialara göre füze 3 dakikadan daha kısa bir sürede dünyanın çevresini dönüyor. Böyle bir füzeyi de şu anda dünya üzerinde yakalayabilecek herhangi bir hava savunma sistemi yok.

Bahsi geçen bilgilere ek olarak açık kaynaklardaki bilgiler ise füzenin sahip olduğu havada süzülme cihazından bahsediyor. Bu cihaz füzenin bulunduğu atmosfer katmanına göre hareket ediyor ve bahsi geçen ses hızının 27 kat üstündeki hıza ulaşmasını sağlıyor. Ayrıca bu sistem sayesinde füze maksimum hızlarda bile manevra kabiliyeti sergileyebiliyor.

Konuyla ilgili gelen bilgiler kulağa inanılmaz gelse de Moskova tarafından aktarılanlar ve bilinen bu şekilde. Son olarak yine Moskova tarafından bildirilenlere göre füze ateşlendikten sonra yüzey alanı 1600 ile 2 bin derece arasında değişen bir sıcaklığa sahip şekilde hedefine ilerliyor.

OpenAI rakibi Zhipu, 340 milyon dolar yatırım topladı!

2019 yılında kurulan Zhipu, Çin’in prestijli Tsinghua Üniversitesinde doğdu ve üniversitenin Bilgisayar Bilimi ve Teknolojisi Bölümünde profesör olan Tang Jie tarafından yönetiliyor.

Şirketin duyurusu hassas bir zamanda geldi. Bu hafta Biden yönetimi, Nvidia AI yongalarının Çin’e ihracatına ek kısıtlamalar getirerek rakibinin büyük dil modellerini eğitme yeteneğini daha da engelledi. Washington’un yarı iletken yasaklarını öngören Çin’in zengin yapay zeka şirketleri, yarı iletkenleri stokluyor ve bu çok imrenilen çiplere yüz milyonlarca dolar harcıyor.

Böylesine maliyetli bir yapay zeka yarışına katılımını sürdürmek için Zhipu, yerel yatırımcılardan destek alarak kasasını dolu tutuyor. 340 milyon dolarlık yatırım, yuan cinsinden fonlardan geldi; bu, jeopolitik gerilimlerin teknoloji ayrımı yaratmasına kadar ABD doları fonlarının tercih edilen finansman kaynağı olduğu yirmi yıllık trendden bir değişime işaret ediyor.

Ağustos ayında Başkan Joe Biden, ABD’nin yapay zeka, yarı iletkenler ve kuantum hesaplama da dahil olmak üzere Çin’in kritik teknoloji sektörlerine yatırım yapmasını yasaklayan bir idari emir imzaladı. Amaç, Çin’in askeri birikimini engellemek, ancak bu emir aynı zamanda hassas alanlara yatırım yapmaktan kaçınan Çin odaklı Amerikan risk sermayedarları üzerinde de bir ürperti yarattı. Bazıları, adı HongShan olarak değiştirilen Sequoia Capital China ve GGV Capital gibi Çin birimlerini ayırarak piyasada faaliyet göstermeye devam etmek için bir çözüm aradı.

HongShan, Shunwei Capital ve Hillhouse Capital gibi diğer önde gelen risk sermayedarlarının yanı sıra Legend Capital tarafından yönetilen bir devlet fonu da Zhipu’ya yatırım yaptı.

Yapay zeka girişimi aynı zamanda Çinli internet devlerinden oluşan etkileyici bir listeden sermaye topladı ve Alibaba ve Tencent gibi nadiren birlikte yatırım yapan ezeli rakipleri bile bir araya getirdi. Listede Ant Group, Alibaba, Tencent, Xiaomi, Meituan, Kingsoft, TAL Education Group ve Boss Zhipin yer alıyor.

Zhipu kısa süre önce, altı milyar parametre üzerinde eğitilen ve  tek bir tüketici sınıfı grafik kartı üzerinde çıkarımlar gerçekleştirebildiğini iddia eden iki dilli (Çince ve İngilizce) konuşmaya dayalı yapay zeka modeli ChatGLM-6B’yi yakın zamanda açık kaynak olarak kullanıma sundu. Aynı zamanda 130 milyar parametre üzerinde eğitilmiş açık kaynaklı bir temel modeli olan GLM-130B’ye de sahip.

Bir fidye yazılımı çetesi daha çökertildi!

Fidye yazılımı grubuna yönelik düzenlenen operasyona katılan kurumlar arasında Europol’ün Avrupa Siber Suç Merkezi (EC3), ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI) ve Almanya’nın Bundeskriminalamt’ı (BKA) bulunuyor. Fidye yazılım gruplarının başarıları her geçen gün yeni rekorlar kırmaya devam ederken, bu yazılımların ele geçirilmesi son yıllarda kolluk kuvvetlerinin fidye yazılım gruplarını çökertmek için gösterdikleri yoğun çabanın bir örneği olarak görülüyor.

Bu yılın Ocak ayında FBI, 300’den fazla kurbana şifre çözme anahtarları dağıtarak Hive grubunun çökertilmesine öncülük etmişti. Büro, fidye ücretlerindeki potansiyel tasarrufun yaklaşık 130 milyon dolar olduğunu söylüyor. O dönemde FBI direktörü Christopher Wray, Hive kurbanlarının yalnızca yaklaşık yüzde 40’ının olayla ilgili olarak FBI ile temasa geçtiğini söylemişti. Ayrıca yine FBI geçtiğimiz aylarda da siber güvenlik alanında çığır açan bir hamleyle büyük bir botnet ağını etkisiz hale getirdiğini duyurmuştu.

RagnarLocker web sitesinde yer alan mesajda, “bu hizmetin RagnarLocker grubuna karşı yürütülen koordineli bir uluslararası kolluk kuvveti eyleminin bir parçası olarak ele geçirildiği” belirtiliyor. Operasyonun tam ölçeği henüz bilinmiyor ve çetenin altyapısının da ele geçirilip geçirilmediği, herhangi bir tutuklama yapılıp yapılmadığı ya da çalınan fonların kurtarılıp kurtarılmadığı net değil. Operasyonu koordine eden Europol’ün sözcüsü Claire Georges, fidye yazılım grubuna yönelik operasyonun devam ettiğini dolayısıyla net bir açıklamayı önümüzdeki günlerde yapacaklarını söyledi.   

ESET’in küresel siber güvenlik danışmanı Jake Moore’a göre RagnarLocker’ın bilinen en yaygın taktiklerinden biri kurbanları yerel kolluk kuvvetleriyle iletişime geçmekten caydırmak ve bu da son baskını ekstra özel kılıyor. Moore, “Europol tarafından gerçekleştirilen her yakalama hem önemli hem de etkileyicidir, ancak bu saldırı vektörü Rus kaynaklı olması nedeniyle ekstra bir övgüyü hak etmekte” diyor.

52 kritik altyapı kuruluşuna saldırı düzenlemişlerdi

Hangi güvenlik şirketinin raporlarını okuduğunuza bağlı olarak 2019’un sonlarında veya 2020’nin başlarında ortaya çıkan RagnarLocker’ın orijini ve lokasyonu hiçbir zaman kesin olarak kanıtlanamamıştı. Birçok farklı Avrupa ve Asya ülkesi, kendi adını taşıyan fidye yazılımı yükünü kullanan çeteyle ilişkilendirilmiş olsa da orijin lokasyonu olarak Rusya ve Ukrayna en sık dile getirilen ülkeler arasındaydı. 2022’de RagnarLocker grubu ABD’de 52 kritik altyapı kuruluşunu başarılı bir biiçmde hedef alınca FBI, Mart 2022’de kuruluşları kritik altyapıyı hedef alan tipik görev hedefleri konusunda uyaran bir tavsiye yayınlamak zorunda kalmıştı. Saldırı yapılan kurum ve şirketler arasında imalat ve enerji sektörlerinin yanı sıra finans, devlet ve bilişim sektörlerindeki kurbanlar da bulunuyordu.

Hacker’lar şimdi de Google reklamlarının arasına gizleniyor!

Çevrimiçi güvenlik konusundaki endişeler artarken, siber suçluların yeni taktikleri de giderek daha sofistike hale geliyor. Son zamanlarda, popüler şifre yöneticisi KeePass’ı taklit etmeye çalışan kötü amaçlı yazılımların, Google reklamlarını kullanarak kullanıcıları tuzağa düşürdüğü keşfedildi.

Güvenlik yazılımı şirketi Malwarebytes tarafından tespit edilen bu yeni tehdit, kullanıcıların dikkatini çekmek ve güvenilir bir uygulama gibi görünmek için özellikle hain bir yöntem kullanıyor. Saldırı, Google arama sonuçlarının en üst sıralarında listelenen bir bağlantı ile başlıyor ve dikkatsiz kullanıcıları kolayca kandırabiliyor.

Saldırganlar, bu aldatmacayı yürütmek için web sitesi adreslerine özel karakterler eklemek için Punycode adı verilen bir yöntemi kullanıyorlar. Örneğin, gerçek KeePass web sitesinde bulunan “K” harfini, altında hemen fark edilmeyen bir vurgu bulunan bir harf ile değiştiriyorlar. Bu, kullanıcıların sahte bir siteden gerçek bir siteye tıkladıklarını düşünmelerine neden oluyor.

Olaya dair daha fazla detayları ortaya çıkaran güvenlik firması Sophos, bu tür saldırıların ardında, şifrelerin, kredi kartı bilgilerinin ve diğer hassas verilerin çalınmasına neden olabilecek çeşitli kötü amaçlı yazılımların bulunduğunu belirledi.

bkz url=https://www.techinside.com/rekor-kullanici-sayisina-ulasan-netflix-kutlamayi-zamla-yapti/]

Çevrimiçi güvenliği sağlama konusunda kullanıcıların alabileceği önlemler arasında, güçlü bir reklam engelleyici eklenti kullanmak ve güvenilir bir antivirüs programı yüklemek öne çıkıyor. Ayrıca, arama sonuçlarındaki reklamlara tıklarken son derece dikkatli olmak da gereklidir.

Bu son gelişmeler, çevrimiçi güvenlik bilincini artırmayı ve kullanıcıları siber tehditlere karşı daha iyi korunmaları için motive etmeyi hedefleyen bir hatırlatma olarak karşımıza çıkıyor. Kullanıcılar, herhangi bir çevrimiçi etkinliklerinde dikkatli ve bilinçli olmalıdır.

Üç uzay şirketi de daha fazla zaman ve para istiyor!

SpaceX, Blue Origin ve Virgin Galactic, 1 Ocak’ta sona erecek olan insan uzay uçuşu misyonları için federal düzenlemelere ilişkin 20 yıllık moratoryumun önemli ölçüde uzatılması gerektiği konusunda hemfikir.

Temsilciler, bu uzatmanın hem şirketler hem de düzenleyiciler için daha uzun bir “öğrenme süresi” sağlayacağını söyledi.

SpaceX’in yapı ve uçuş güvenilirliği Başkan Yardımcısı Bill Gerstenmaier, milletvekillerine verdiği demeçte ”Kongre, insan uzay uçuşu öğrenme dönemi için çok yıllık bir uzatmayı geçmelidir.” dedi. “İnsan uzay uçuşu, tüm uzay fırlatmalarının küçük bir bölümünü temsil ediyor ve bugün endüstrinin yeni ortaya çıkan durumu göz önüne alındığında sorumlu ve dengeli bir çerçeve altında uygun şekilde düzenleniyor.

Virgin Galactic‘in hükümet işleri ve araştırma Başkan Yardımcısı Sirisha Bandla, ifadesinde bu yorumları yineledi ve düzenlemeleri temel almak için hala önemli bir veri olmadığını belirtti: “Şu anda insanları uzaya taşıyan sadece üç şirket var ve şu anda bu son derece küçük veri seti yolcu güvenliği düzenlemelerini temel almak için erken.” dedi.

Eylül ayında, Kaliforniya Temsilcisi Kevin McCarthy, moratoryumu sekiz yıl daha uzatacak bir yasa tasarısı sundu. Bandla, Virgin Galactic’in bu sekiz yıllık uzatmayı desteklediğini söyledi.

Temsilciler Çarşamba günü Senato Ticaret, Bilim ve Ulaştırma Komitesi önünde ifade verdi. Özellikle, komite, şu anda ticari fırlatma operasyonları sırasında halkın güvenliğini sağlayan düzenleyici olan Federal Havacılık İdaresi‘ni ifade vermeye davet etmedi.

Düzenlemelere ilişkin moratoryumun 1 Ekim’de nüksetmesi gerekiyordu, ancak milletvekilleri hükümetin kapanmasını önlemek için geçici bir yasa tasarısına üç aylık bir uzatma eklediler. FAA, geçen ay Kongre’ye sunulan bir raporda, düzenlemeler oluşturma konusunda ilerlemeye hazır olduğunu söyledi.

Gerstenmaier, üç şirketin yanı sıra iki endüstri uzmanının da FAA’nın lansman lisanslarıyla başa çıkmak ve düzenlemeleri uygulamak için daha fazla finansmana ihtiyacı olacağını vurguladı. Temsilciler, genellikle federal, eyalet ve hatta daha fazla yerel yargı alanını kapsayan düzenleyici kurumlar arasında düzenlemelerin daha “düzenlenmiş” olmasını istediklerini defalarca belirttiler. Gerstenmaier, Starship‘in “bir aydan uzun süredir” bir sonraki uçuş testine hazır olduğunu ve incelemeleri için birden fazla ajansı beklediğini söyledi.

Blue Origin‘in New Shepard kıdemli Başkan Yardımcısı Phil Joyce, FAA’nın uzay uçuşunu nasıl düzenlediğini iyileştirmek için üç şeye ihtiyacı olduğunu öne sürdü; daha akıcı bir süreç, lisanslamaya ayak uydurmak için daha fazla kaynak ve insan uzay uçuşunu denetleme deneyimi kazanmak için daha fazla zaman.

Kongre ve FAA, uzay uçuşu endüstrisinin gelişimini hızlandırmaya yardımcı oldu ve şimdi FAA ayak uydurmak için mücadele ediyor.” dedi. “Akışlanmış süreçler yardımcı olacaktır, ancak FAA’nın lansmanlardaki artışla başa çıkmak için daha fazla finansmana ihtiyacı var.

Nihayetinde, üç şirket, özellikle yakın akre karşıtlar kendi uzay girişimlerini geliştirmek için hızla hareket ettikçe uzay uçuşu etrafındaki düzenlemelerin iyileştirilmesinin yalnızca Amerika’nın uzay programını desteklemeye yardımcı olacağını söyledi.

Gerstenmaier, ”Amerikan düzenlemesinin hızı, Amerikan inovasyonunun hızıyla eşleşmelidir.” dedi. “Geride kalıyoruz.

Meta Facebook ve Instagram kişisel verileri tek noktaya topluyor

Meta, Facebook ve Instagram gibi platformlarıyla ilişkili verileri daha iyi yönetmek isteyen kullanıcılar için yeni seçenekler sunuyor. Şirket, kullanıcıların bu verilere tek bir merkezden erişmelerini ve yönetmelerini kolaylaştıran önemli gelişmeleri duyurdu.

Kullanıcılar artık Instagram ve Facebook verilerini aynı anda indirme taleplerini Hesaplar Merkezi’nde tek bir yerden yapabilirler. Ayrıca, bilgilerinin bir kopyasını bu sosyal ağlardan herhangi birine indirebiliyor..

Şirket, kullanıcılara Facebook’taki site dışı etkinlikler üzerinde zaten kontrol imkanı sunuyor. Bu, kullanıcıların diğer uygulamaların kendi verilerini Facebook’a gönderme şeklini değiştirebilmeleri anlamına geliyor. Şimdi ise Meta, bu kontrolleri Facebook ve Instagram için birleştiriyor. Bu merkez, hesabınızı Facebook veya Instagram’da oturum açtığınız hizmetlerden ayırmanıza olanak tanıyacak. Ayrıca, hangi sitelerin Instagram bilgilerinizi topladığını da görmenize imkan tanıyacak.

Ayrıca Meta, “Bilgilerinizi Aktarın” seçeneğini Instagram için genişletiyor. Bu, Instagram fotoğraflarınızı ve videolarınızı kolayca dışa aktarabilmenizi ve bunları Google Fotoğraflar gibi başka bir hizmete aktarabilmenizi sağlayacak. Bu adım, Avrupa’daki son düzenleyici değişikliklerle uyumlu olması bakımından önemlidir, zira Dijital Hizmetler Yasası büyük platformların kullanıcı verilerini dışa aktarmak için araçlar sağlamalarını gerektiriyor.

Meta, kullanıcıların tüm bu yeni seçeneklere Hesaplar Merkezi’nde kolayca erişebileceklerini vurguluyor. Bu yılın başlarında şirket, kişisel bilgiler, şifreler, güvenlik seçenekleri ve reklam tercihleri gibi ayarları tek bir konumda birleştirerek yeniden tasarlanmış bir Hesaplar Merkezi sunmuştu, bu da kullanıcıların verilerini daha etkili bir şekilde yönetmelerine yardımcı oluyor.

Nintendo Switch 2 grafiklere çağ atlatacak!

Nintendo’nun oyun konsolu dünyasındaki başarısını sürdürmesi beklenen Nintendo Switch 2 için heyecan dorukta. Konsolun özellikleri ve DLSS (Deep Learning Super Sampling) teknolojisinin detayları ise merak konusu haline geldi. İşte Nintendo Switch 2’nin beklenen özellikleri:

Nintendo Switch 2’nin en önemli özelliklerinden biri, DLSS 3.5 teknolojisinin desteği olacak. Bu teknoloji, oyun grafiklerini yüksek çözünürlükte ve akıcı bir şekilde sunmayı hedefliyor. Kullanıcılar, daha önce hiç olmadığı kadar detaylı ve akıcı oyun deneyimlerine hazır olabilirler.

ayrıca Ray Reconstruction teknolojisini de destekleyecek. Bu, ışın izleme (ray tracing) yeteneklerini artırarak daha gerçekçi görseller sunacak. Nintendo Switch 2, PlayStation 5 ve Xbox Series X/S gibi rakiplerine göre daha üstün ışın izleme performansı sunabilir.

Frame Generation (Kare Oluşturma) Yeniliği Pas Geçilebilir Ancak, dikkat çeken bir detay ise DLSS 3.0 ile tanıtılan Frame Generation özelliğinin pas geçileceği. Bu, bazı oyuncular için bir hayal kırıklığı olabilir. Yine de, konsolun diğer teknolojik özellikleri ve performansı bu eksikliği fazlasıyla telafi edebilir.

Nintendo Switch 2’nin çıkış tarihi hala belirsizliğini koruyor. Ancak son raporlara göre, “NG” kod adıyla geliştirilen konsolun en geç Kasım 2024’e kadar raflarda yerini alması bekleniyor. Diğer bir önemli detay ise fiyatlandırma; dijital sürümün 399 dolar ve fiziksel sürümünün 449 dolar olacağı söyleniyor.

Nintendo hayranları ve oyunseverler, Nintendo Switch 2’nin beklenen özellikleriyle oyun dünyasına yeni bir soluk getireceğini umut ediyor. Konsolun resmi tanıtımı ve daha fazla detay beklenirken, oyunseverler bu heyecan verici gelişmeleri takip etmeye devam edecekler.

Google İngilizce öğretecek!

Bir Google blog gönderisine göre, özelliğin önümüzdeki birkaç gün içinde Arjantin, Kolombiya, Hindistan, Endonezya, Meksika ve Venezuela‘daki Android cihazlarda Arama için kullanıma sunulması; gelecekte daha fazla ülke ve dilin gelmesiyle birlikte dil öğrenenler için etkileşimli konuşma pratiği sağlayacak.

Google Araştırma direktörü Christian Plagemann ve ürün müdürü Katya Cox’a atfedilen gönderide, “Google Arama, dil öğrenenler için zaten değerli bir araçtır, kelime dağarcığını geliştirmek için çeviriler, tanımlar ve diğer kaynakları sağlar.” ifadesi yer alıyor. “Şimdi, Android telefonlarında İngilizce’ye veya İngilizce’den çeviri yapan öğrenciler, kişiselleştirilmiş geri bildirimlerle yeni bir İngilizce konuşma pratiği deneyimi bulacaklar.

Yeni deneyim, Arama kullanıcılarına istemler sunuyor ve sağlanan bir kelime sözcüğü kullanarak cevapları konuşmalarını istiyor. 3 ila 5 dakika süren her alıştırma seansında, Arama kişiselleştirilmiş geri bildirim veriyor ve pratik yapmaya devam etmek ve bir sonraki zorluk aşamasına geçmek için günlük hatırlatıcılara kaydolma seçeneği sunuyor.

Uygulama oturumları sırasında, öğrenciler anlamadıkları herhangi bir kelimeye dokunarak o kelimenin bağlam içinde ele alan bir çevirisini görebiliyorlar.

Plagemann ve Cox, ”Kişisel dersler, mobil uygulamalar ve sınıflar gibi diğer öğrenme hizmetleri ve kaynaklarıyla birlikte kullanılmak üzere tasarlanan Google Arama’daki yeni konuşma pratiği özelliği, öğrencilere yolculuklarında yardımcı olmak için başka bir araçtır.” diyor.

Google, bu özelliklerin biraz yapay zeka ve makine öğrenimi mühendisliği gerektirdiğini söylüyor.

Örneğin, Google Çeviri ekibi, çeviri önermek için anlam yaratan farklı kelimeleri bağlamak için Deep Aligner adlı bir model geliştirmek zorunda kaldı. Google’daki diğer araştırma grupları, özellikle aksanlı konuşmaya sahip kullanıcılar için konuşma transkripsiyonları üzerinde çalışmak üzere metin için dilbilgisi düzeltme modellerini uyarladı.

Google Araştırma ekipleri, deneyimin anlamsal geri bildirim bileşenini güçlendirmek için ayrı bir model oluşturdu. Ve aynı ekipler, “öğrencileri yetenek seviyelerine uygun şekilde sınamak ” için bir cümlenin veya bireysel olarak kelimenin karmaşıklığını tahmin etmek için başka bir model oluşturdular.

Google, AI yardımı ve kurum içi “insan incelemesi” ile oluşturulan içeriğe ek olarak, arama dili özel ders deneyimi oluşturmak için “dilbilimciler, öğretmenler ve ESL/EFL pedagojik uzmanları” işe aldığını ve insan-uzman içeriğinin bir karışımını sağladığını söylüyor.

Google’a göre deneyim, bir yanıtın belirli bir soruyla ilgili olup olmadığını ve teorik bir konuşma ortağı tarafından anlaşılabilir olup olmadığını gösteren anlamsal geri bildirim veriyor. Ayrıca dilbilgisinin geliştirilebileceği alanları öneriyor ve yanıt vermenin alternatif yolları için somut önerilerde bulunmak adına değişen dil karmaşıklığı seviyelerinde bir dizi örnek cevap sunuyor.

Plagemann ve Cox, ”Gelecekte daha fazla ülkeye ve dile genişlemeyi ve yakında ortak uygulama içeriği sunmaya başlamayı dört gözle bekliyoruz.” dedi. “Önümüzdeki birkaç gün içinde kullanıma sunulacak olan bu son güncellemelerle, Google Arama daha da yararlı hale geldi.

Arama için yapay zeka destekli yeni dil öğrenme deneyiminin kullanıma sunulmasıyla Google’ın son oyununun ne olabileceği merak konusu. Elbette, katılımı artıracak ya da varsayımsal olarak olabilir. Ancak Duolingo, Memrise ve Babbel gibi dil öğrenme uygulamalarına gerçek bir meydan okuyucunun temeli mi atılıyor?

Blog gönderisinin dili, öyle olmadığını ima ediyor. Dil eğitiminin devasa alanında elde edilecek karlar göz önüne alındığında, kesin olarak söylemek zor. (Duolingo hissesi bugün tesadüfen hafifçe (%0.63) düştü.).

Google daha önce dil öğrenimi ve eğitim araçlarıyla uğraştı, bu yüzden bu benzeri görülmemiş değil. 2019’da teknoloji devi, Arama kullanıcılarının bir kelime söylemenin doğru yolunu uygulamalarına olanak sağlayan ve sayfada anında geri bildirim veren bir modül çıkardı.

Kâr elde etmeye eğilimli olsun ya da olmasın; Google’ın mevcut ve önceki çabalarını hangi yöne götürdüğünü görmek ilginç olacak. Şirketin son ve yeni dil öğrenme araçları setinin halka açılmasının üzerinden yıllar geçti.

Microsoft CEO’su ne kadar kazanıyor?

Dünyanın en ünlü teknoloji şirketlerinden Microsoft, ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’na (SEC) yaptığı duyuru ile 7 Aralık tarihinde yıllık olağan hissedarlar toplantısını yapmayı planladığını açıkladı. Toplantının ana gündem maddelerini 12 kişilik yönetim kurulunun belirlenmesi, yöneticilere ödenen yıllık maaş/tazminatların onaya sunulması ve önümüzdeki dönem için bağımsız gözlemci olarak Deloitte & Touche LLP ile yola devam edilip edilmemesi oluşturuyor.

Microsoft’tan yapılan açıklamada, 12 kişilik mevcut yönetim kurulundan 2 kişinin (8 yıldır yönetimde olan Padmasree Warrior ve 11 yıldır yönetimde olan John Thompson) tekrar seçilmek istemedikleri ve görevlerini bırakmaya karar verdikleri duyuruluyor. Yatırımcıların onay vermesi durumunda bu ikilinin yerlerine ise Fransız enerji firması Engie’nin CEO’su Catherine MacGregor ve finans ve bankacılık devi Citigroup’un CFO’su Mark Mason yeni yönetim kurulu üyeleri olarak atanacak.

Microsoft CEO’sunun yıllık ödeme paketi 48,5 milyon dolar

Microsoft yatırımcılara yönelik yaptığı açıklamada yöneticilere ödenecek yıllık maaş/tazminat miktarları da yer alıyor. Buna göre 2014 yılından beri teknoloji devinin CEO’luğunu yürüten Satya Nadella, 2023 yılı için maaş/tazminat/prim paketi olarak 48,5 milyon dolar alacak. Bu paketin 2,5 milyon doları maaş; 39,23 milyon doları hisse senedi; 6,4 milyon doları hisse senedi dışı teşvikler ve diğer tüm tazminatlar için de ek olarak 360 bin dolardan oluşuyor. Yapılan açıklamaya göre Nadella, finansal sonuçlarla ilgili hedefinde biraz geride kaldı ancak operasyonel sonuçlarla ilgili hedefleri aştı, yani belirlenen hedeflerin yüzde 85,5’ini karşıladı. Nadella’nın yıllık tazminat hedefinin yüzde 95’inden fazlası performansa dayalı ve yıllık nakit teşvikinin yüzde 70’i önceden belirlenmiş finansal ölçütlerin karşılanmasıyla ilgili.

Microsoft’un diğer en üst düzey yöneticilerine gelirsek; CFO Amy Hood 19,9 milyon dolar, üst düzey satış ofisi yöneticisi Judson Althoff 16,2 milyon dolar; Başkan Brad Smith 18,1 milyon dolar ve iş geliştirme, strateji ve girişimlerden sorumlu yönetici Christopher Young 9,8 milyon dolar alacaklar.

CEO maaşı ortalama çalışanın 250 katı

Yöneticilere verilen ücret paketlerine bakıldığında aslında Microsoft mali sıkılaşmaya gitme ve çalışanlara zam yapmama kararlarıyla uyumlu hareket etmiş gibi görülüyor zira Satya Nadella geçtiğimiz yıl 54,94 milyon dolar almıştı. Buna karşın, şirketin ortalama yıllık maaş bandının 193.770 dolar olduğu düşünülürse CEO’nun ortalama Micrsoft çalışanlarından yaklaşık 250 kat fazla maaş aldığı görülüyor. Teknoloji şirketlerinde bu oran oldukça değişken(Adobe firmasında 185 kat, Oracle’da 65 kat, HP’de 270 kat).  

Yatırımcılara yönelik açıklamada, şirketin 30 Haziran’da sona eren mali yıl sonuçları da hatırlatılmakta. Buna göre teknoloji devi Microsoft 2023 yılında gelirini yüzde 11 artırarak 211,9 milyar dolara çıkardığını, faaliyet gelirinin 83,38 milyar dolardan 88,5 milyar dolara yükseldiğini ve net gelirinin 72,36 milyar dolarda sabit kaldığını duyuruyor. Firmanın yalnızca bulut bilişim gelirleri bile her ne kadar son yıllara göre daha yavaş olsa da yüzde 22 artarak 111,6 milyar dolara ulaştı.

Microsoft Yönetim Kurulu adına kaleme alınan açıklamada yapay zeka vurgusu dikkat çekiyor. Açıklamada “Microsoft’un çağımızın belirleyici teknolojilerinden biri olan yapay zeka (“AI”) alanındaki ilerlemelerinin insanlar, endüstri ve toplum için yapabilecekleri ve yapacaklarının yanı sıra, AI’nin Şirketin gezegendeki her kişi ve kuruluşun daha fazlasını başarmasına yardımcı olma misyonunda oynayacağı merkezi rol bizi heyecanlandırıyor. Ayrıca, dünyayı değiştiren bu teknolojinin sorumlu bir şekilde kullanılmasını sağlama sorumluluğunun da farkındayız. Microsoft’un yapay zeka konusundaki çalışmalarına bir dizi temel ilke rehberlik etmektedir: adalet, güvenilirlik ve emniyet, gizlilik ve güvenlik, kapsayıcılık, şeffaflık ve hesap verebilirlik” ibareleri yer alıyor.

Tesla, Model 3’e süper hızlı versiyon getiriyor olabilir

Tesla Model 3’ün yeni ve potansiyel olarak daha hızlı bir versiyonu üzerinde çalışıyor gibi görünüyor. Bu gelişme, Tesla’nın kendi parça kataloğundan gelen bilgilere dayanıyor ve yeni versiyonun oldukça hızlı olabileceğini işaret ediyor.

yeni Model 3 versiyonu, önceki versiyonlardan farklı özelliklere sahip olacak Bu değişiklikler arasında yeni bir rozet, spor frenler, süspansiyon ve jantlar bulunuyor.

Bu yeni rozet, Model S ve Model X’in “Plaid” varyantlarında bulunan rozete benziyor, ancak daha yakından incelendiğinde “Ludicrous” rozet olabileceği düşünülüyor. Ludicrous modu, önceki Model S ve X modellerinde bulunuyordu ve çok hızlı ivmelenmeye imkan tanıyordu.

Bu yeni Model 3 versiyonunun henüz resmi olarak duyurulmamış olmasına rağmen, Tesla’nın hızlı otomobillerine “Plaid” ve “Ludicrous” gibi komik isimler vermesi geleneksel bir yaklaşımı. Bu yeni versiyon, Model 3 serisine hız ve performans açısından önemli bir katkı sağlayabilir.

Model 3 Ludicrous veya Plaid versiyonu hakkında daha fazla bilgiye ihtiyacımız var, ancak bu aracın hız tutkunları için çekici bir seçenek olabileceği düşünülüyor. Tesla’nın resmi duyurularını beklemekte fayda var.

Tesla Model 3 Ludicrous’un piyasaya çıkışı

Model 3 Ludicrous’un ne zaman piyasaya çıkacağı da henüz belli değil. Ancak, Tesla’nın bu yıl içinde yeni bir Model 3 varyantı piyasaya sürmeyi planladığına dair söylentiler var. Bu nedenle, Model 3 Ludicrous’un da 2023 yılı içinde piyasaya sürülmesi bekleniyor.

Model 3 Ludicrous, elektrikli otomobil pazarında önemli bir dönüm noktası olabilir. Bu model, Tesla’nın elektrikli otomobillerin performans sınırlarını zorlamaya devam ettiğini gösteriyor.

Kan damlasından COVID-19 test dolandırıcılığına hapis cezası!

ABD Kuzey California Savcısı Ismail Ramsey’in ofisinden yapılan açıklamaya göre, Los Altos’tan 60 yaşındaki Mark Schena sekiz yıl hapis cezasına çarptırıldı ve 24 milyon dolar tazminat ödemesine karar verildi. Arrayit Corporation’ın başkanı olarak görev yapan Schena, geçen yıl COVID-19 ve alerji testleriyle ilgili olarak  komplo, sağlık hizmetleri dolandırıcılığı, yasadışı komisyon ve menkul kıymet dolandırıcılığı gibi çok sayıda suçlamayla mahkemeye verilmişti.

Savcılar, Schena’nın parmak ucundan alınan tek bir damla kan örneğini kullanarak neredeyse her hastalığı test etmek için devrim niteliğinde bir teknoloji icat ettiğini iddia ederek yatırımcıları dolandırdığını söylüyorlar. Schena ve reklamcısının yatırımcılara Schena’nın “mikro-array teknolojisinin babası” olduğunu, Nobel Ödülü için kısa listede yer aldığını ve Arrayit’in 4,5 milyar dolar değerinde olabileceğini söyledikleri ve nitelikli dolandırıcılık faaliyetleri yürüttükleri iddia ediliyordu.

Savcılar, ayrıca iddia dosyasında Schena’nın şirketin iflasın eşiğinde olduğunu ortaya koyan mali açıklamalarını yayınlamadığını söylüyordu. İddianameye göre 2018’den itibaren Schena ve şirketi gereksiz alerji testleri için Medicare ve özel sigorta şirketlerine hileli talepler sunarak yasadışı bir komisyon planı düzenlemiş. Şirket daha sonra tıbbi gerekliliğe bakılmaksızın her hastaya 120 farklı alerjen için alerji tarama testleri yapmış. Savcılar, Arrayit’in kan bazlı alerji testleri için Medicare’e hasta başına ülkedeki diğer tüm laboratuvarlardan daha fazla fatura kestiğini söylüyorlar.

Schena, 2020’de COVID-19 salgınının ilk günlerinde, test bulmanın zor olduğu bir dönemde, yeni koronavirüs için bir testi olduğunu duyurmuştu. Hakkında hazırlanan iddianameye göre, Arrayit Corporation’ COVID-19 ve alerji testleri için 77 milyon dolardan fazla talepte bulundu.

Ramsey yaptığı açıklamada, “Arrayit Corporation ve şirket başkanı Mark Schena yaşanan küresel salgını, büyük bir belirsizlik döneminde yatırımcılara ve daha iyi sağlık hizmeti arayan insanlara karşı bir komisyon planını ve büyük bir dolandırıcılığı körüklemek için bir zemin olarak kullandı” diyor ve ekliyor: “Ulusal kriz zamanlarında bile, ofisimiz Silikon Vadisi’nin yatırımcılar ve mucitler için  sahtekarlık ve aldatmacanın değil, canlı pazarları besleyen yenilik ve yaratıcılığın olduğu bir yer olarak kalmasını sağlayacaktır.”

Savcılara göre, Schena’ya karşı açılan dava, Adalet Bakanlığı tarafından COVID-19 salgınıyla ilgili olarak açılan ilk menkul kıymet dolandırıcılığı davası ve COVID-19 sağlık hizmetleri dolandırıcılığına karşı ABD’de açılan ilk dava olma özelliği taşıyor.

Elon Musk, Twitter’ı Avrupa’da engellemeyi düşünüyor

Elon Musk’ın Twitter’ı yeni ismi ile X , Avrupa’da kapanma tehdidi altında. Bu tehdit, Avrupa Birliği’nin dezenformasyonla mücadele ve sansürle ilgili daha sıkı düzenlemeler talep etmesinin ardından ortaya çıktı. Elon Musk, Twitter’ı satın aldıktan sonra platformu daha açık bir hale getirmesiyle tanınıyor, ancak bu değişiklikler, dezenformasyon ve nefret içeriklerinin yayılma riskini artırdığı gerekçesiyle eleştiriliyor.

Twitter’ın, İsrail ve Filistin arasındaki çatışmalar sonrasında Avrupa Birliği’nin daha sıkı düzenlemeler istemesiyle başlayan bu tartışma, Avrupa’da geniş bir yankı uyandırdı. Avrupa Birliği, özellikle antisemitizm gibi zararlı içeriklerin önlenmesi ve dezenformasyonla etkili bir şekilde mücadele edilmesi konularında sosyal medya platformlarından daha fazla sorumluluk bekliyor.

Elon Musk, Twitter'ı Avrupa'da engellemeyi düşünüyor

Twitter’ı daha açık bir platform haline getirme konusundaki kararlılığını sürdürse de, Avrupa Birliği’nin isteklerine karşı gelmek istemiyor gibi görünüyor. Elon Musk’ın, özellikle kendi platformunda da ırkçı söylemleri ve komplo teorilerini sıkça paylaştığı düşünüldüğünde, bu durum daha da karmaşık hale geliyor.

Bu gerginlik, Elon Musk’ın Twitter’ı Avrupa’da tamamen engellemeyi düşündüğü haberlerine yol açtı. Eğer bu karar alınırsa, platformun gelirlerine büyük bir darbe vurabilir, çünkü Avrupa, global trafiğin yüzde 9’unu oluşturuyor. Ancak Elon Musk’ın bu konudaki kararlılığı, platformun geleceği ve dezenformasyonla mücadele politikaları konusunda büyük bir belirsizlik yaratıyor. Twitter’ın Avrupa’daki kaderi hala belirsizliğini koruyor.

Çin Apple ile daha fazla işbirliği için bastırıyor!

Ding, Cook’a Çin’in dijital ekonomisini geliştirmeye katılmaya davet edildiğini söyledi.

Cook’un ziyareti, ABD’li teknoloji devi Apple ile Çin’in Huawei’i arasındaki rekabetin Apple’ın üçüncü büyük pazarında ısınmasıyla ve Pekin’in güvenlik endişeleriyle ilgili gözetimi sıkılaştırmasıyla geldi.

Counterpoint Research, belirli rakamlar vermeden, Çin’deki ilk 17 günde iPhone 15 modellerinin satışlarının iPhone 14’e kıyasla %4,5 düştüğünü söyledi.

Çin, Eylül ayında devlet çalışanları tarafından iPhone kullanımı üzerindeki kısıtlamaları genişletti ve bazı merkezi devlet kurumlarındaki personele Apple telefonlarını işte kullanmayı bırakmalarını söyledi.

Ding, Çin devlet radyosuna göre Perşembe günü yaptığı bir toplantıda verdiği demeçte, “Çin, Apple da dahil olmak üzere yabancı sermayeli işletmelere ülkede gelişmesi için daha fazla fırsat sağlamaya istekli.” dedi.

Devlet radyosu, Cook’un Apple‘ın Çin pazarının beklentilerine güvendiğini ve üst düzey üretim ve dijital ekonomi gibi alanlarda Çin ile işbirliğini güçlendirmeye istekli olduğunu söyledi.

Ancak diğer yandan da yapay zeka ve robotik işbirliği ile minimum insan istihdamına dayalı fabrika teknolojileri hızla gelişiyor. Bu teknolojinin tam anlamıyla kullanılabilir bir boyut alması da Apple’ın Çin’e olan işgücü bağımlılığının sona ermesi ve şirketin üretim süreçlerini kendi ülkesine taşıyabileceği anlamına geliyor.

Tesla uyuklama uyarı sistemiyle sürücü güvenliğini artıracak!

Tesla, otomobillerine yeni bir güvenlik özelliği ekleyerek sürücü güvenliğini bir adım daha ileri taşıyor. Bu yenilik, bir yazılım güncellemesi aracılığıyla otomobillere entegre edilen uyuklama uyarı sistemi ile geliyor.

Sürücü güvenliği açısından kritik öneme sahip olan bu sistem, aracın kabin bölümündeki kameraları kullanarak sürücünün uykulu veya dikkatsiz olup olmadığını analiz ediyor. Sistem, sürücünün yüz ifadelerini, esnemeleri ve göz kırpmalarını sürekli izleyerek uykuluk belirtilerini tespit ediyor. Eğer sürücü uykulu veya yorgun olduğunu gösteren işaretler verirse, sistem otomatik olarak bir dizi güvenlik önlemi devreye sokuyor.

Bu önlemler, sürücüyü uyarı mesajlarıyla bilgilendirmekten, ekran mesajları göstermeye kadar çeşitli şekillerde gerçekleşiyor. Sistem, sürücüyü daha dikkatli olmaya teşvik ederken, aynı zamanda bir mola vermesini öneriyor. Bu, sürücülerin uzun süreli yolculuklar sırasında veya yoğun trafikte daha dikkatli olmalarına yardımcı olabilir.

Tesla’nın bu yenilikçi sistemi, sürücü güvenliğini artırmak için teknolojiyi kullanma konusundaki kararlılığını bir kez daha gösteriyor. Uykusuzluk veya dikkatsizlik nedeniyle meydana gelebilecek kazaların azaltılmasına katkı sağlayarak sürücü ve yolcu güvenliğini en üst düzeye çıkarmayı hedefliyor.

bkz url=https://www.techinside.com/tesla-54-000den-fazla-hatali-araci-geri-cagiriyor/]

Sürücüler, bu uyuklama uyarı sistemini tercihlerine göre özelleştirebilirler ve istedikleri zaman devre dışı bırakabilirler. Ancak güvenlik açısından sistem etkin tutulduğunda, sürücülerin daha güvende olmalarına yardımcı olabilir.

Tesla, sadece elektrikli araçlarının sürüş deneyimini geliştirmekle kalmıyor, aynı zamanda sürücü güvenliği konusundaki taahhüdünü sürdürerek otomotiv endüstrisinde öncü bir rol oynamaya devam ediyor. Uyuklama uyarı sistemi gibi inovasyonlar, gelecekte daha güvenli ve güvenilir sürüş deneyimlerini mümkün kılabilir.

Girişimcilere toplam 1 Milyon TL ödül!

Girişimci İşadamları Vakfı’nın (GİV) Türkiye Gençlik STK’ları Platformu (TGSP), Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) ve KOSGEB iş birliğiyle düzenlediği Türkiye Girişimci Buluşması ve 10. Girişimcilik Ödülleri, bu yıl 3-4 Kasım tarihlerinde Konya Selçuklu Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Toplam 1 milyon TL ödülün dağıtılacağı GİV Girişimcilik Ödülleri için başvurular 25 Ekim’de sona eriyor.

10 kategoride 14 ödül sahiplerini bulacak

Girişimciler, akademisyenler ve kamu kurum yetkililerinin farklı kategorilerde ödüllendirildiği 10. GİV Girişimcilik Ödülleri için başvurular https://turkiyegirisimcibulusmasi.com.tr/Proje/Basvuru adresinden gerçekleştiriliyor. 10. GİV Girişimcilik Ödülleri’nde toplam 10 kategoride 14 ödül sahiplerini bulacak. Ödül verilecek kategoriler; Proje Fikir Ödülleri, KOSGEB İş Planı Ödülleri, Kurumsal Girişimcilik Ödülü, Yeni Girişimci Ödülü, Üniversite Girişimcilik Kulüp Ödülü, Dijital Girişimcilik Ödülü, Basın Yayın Medya Ödülü, Akademisyen Ödülü, Kamu Yöneticisi Ödülü ve GİV Özel Ödülü olarak belirlendi. Henüz ticarileşmemiş “Proje Fikir Ödülleri” kategorisinde ödül miktarı toplam 900.000 TL olacak. Birincilik ödülü 500.000 TL, ikincilik ödülü 250.000 TL, üçüncülük ödülü ise 150.000 TL şeklinde belirlendi. KOSGEB İş Planı Ödülleri kategorisinde ise toplamda 100.000 TL ödül dağıtılacak.

Girişimci Buluşması gençleri, girişimci ve yatırımcıları bir araya getirecek

Ödüllerin sahiplerini bulacağı Türkiye Girişimci Buluşması; gençleri, girişimci ve yatırımcıları bir araya getirirken aynı zamanda, bakanlık yetkilileri, yerel yöneticiler, başkanlıklar, Ar-Ge yöneticileri, bankacılık ve finans yöneticileri, özel sektör ve sanayi sektöründen temsilcilerin de bulunduğu önemli bir buluşmaya evsahipliği yapacak. 2 gün sürecek etkinlikte, alanının öncü isimlerinin gerçekleştireceği oturumların yanında B2B görüşmeler ve girişimcilere özel eğitimler de düzenlenecek. Zirvenin yanı sıra sergi alanının da yer alacağı etkinlikte girişimciler projelerini sergileme imkânına sahip olacak.

YouTube, reklam deneyimini bir üst seviyeye yükseltiyor!

Çarşamba günü yapılan duyuruya göre YouTube içerik oluşturucuları, videolarında etiketledikleri ürünlere zaman damgaları ekleyebilecek ve böylece siz izlerken uygun bir anda bir alışveriş butonu belirebilecek.

Bu küçük bir şey ama bir video üzerinde birlikte çalışan şirketler ve içerik oluşturucular için işleri kolaylaştırabilir. Hem içerik oluşturucu hem de sponsor, alışveriş düğmesinin ne zaman görüneceğinin kontrolünün yaratıcıya verilmesinden hayli mutlu olacak gibi görünüyor.

YouTube, içerik oluşturuculara alışveriş için birkaç yeni özellik daha sunuyor. İçerik oluşturucular, video kitaplıklarında bağlı kuruluş ürünlerini toplu olarak etiketleyebilecek ve platform bunun “hala yüksek trafik alan eski içeriklerden gelir elde etmenize yardımcı olabileceğini” söylüyor. 

Ayrıca YouTube Studio, içerik oluşturuculara “önümüzdeki haftalardan” itibaren hangi bağlı kuruluş ürünlerinin kendilerine en fazla gelir getirdiğini gösterebilecek.

kaynak: Google

Bu iki ana nokta, hem kullanıcıların daha fazla etkilenmesine ve muhtemel alım kararını güçlendirmesine hem de içerik oluşturucuların birbirinden farklı reklam konseptlerinden hangilerinin daha başarılı geri dönüş yüzdelerine sahip olduğunu anlayıp ona göre gelecek çalışmalarını yapabilmesini sağlayacak.

YouTube yaptığı bu çalışmayla iki tarafın deneyimini iyileştirmekle kalmıyor, daha başarılı geri dönüşler sayesinde daha çok reklam almayı ve gelirini katlamayı hedefliyor.

Geçtiğimiz günlerde platform, “yetkili kaynakların” YouTube’da haber ekosistemini genişletmesi ve bu yöndeki sağlıklı içeriklerin artması için 1,6 milyar dolar yatırım sözü de verdi. Bu yatırımın nedeni artacak kullanıcı sayısı ve reklam gelirinde yaratacağı artış bağlantısı düşünüldüğünde çok daha iyi anlaşılabiliyor.

DE-CIX 2023’ün en iyi internet değişim operatörü seçildi

Her yıl verilen Global Carrier Awards, telekomünikasyon, veri merkezleri ve İnternet Değişim Operatörleri için hem bölgesel hem de küresel pazardaki yenilikleri, vizyonu ve mükemmelliği onurlandırıyor. Global Carrier Awards’un jürisi telekomünikasyon alanından analistler, sektörün uzmanları ve Capacity Dergisi’nin önde gelen editör kadrosundan oluşuyor. DE-CIX, ödülün dağıtılmaya başlandığı yıl olan 2015’ten bu yana 8’inci kez bu ödülü almış oldu. Ödül, DE-CIX’e, 18 Ekim 2023’te Londra’da gerçekleşen Global Carrier Awards töreninde takdim edildi.

Kazanılan ödülle ilgili olarak DE-CIX CEO’su Ivo Ivanov şunları söyledi: “Sektörümüzün tanınmış uzmanları tarafından 10 yıla yakın bir süredir En İyi İnternet Değişim Operatörü olarak yeniden ödüllendirilmiş olmak bizim için büyük bir onur. DE-CIX’in başarı öyküsü, en ileri teknolojimizin, profesyonelliğimizin, tarafsızlığımızın, topluluk oluşturmaya yönelik gayretimizin, sahip olduğumuz mükemmel ekip ve dünya çapındaki ortaklarımızın bir toplamı. Dünyanın dört bir yanındaki ağ operatörleri, şirketler ve kuruluşlar tarafından güvenilir, emniyetli, yüksek hızlarda ve yüksek hacimlerde veri alışverişi yapmak için her gün kullanılan rakipsiz birbirine bağlantı ekosistemleri oluşturmak için buradayız. Gelecek odaklı bir şirket olarak, her ölçekteki ağı desteklemek için mükemmel birbirine bağlantı ve yenilikçi güç için çabalamaya devam edeceğiz ve geleceğin İnternet Değişim noktasını bugünden inşa ederek teknolojik gelişmelerin ön saflarında yer alacağız.”

DE-CIX, dünyanın lider İnternet Değişim Operatörü olma unvanını taşıyor ve ticari internetin başlangıcından bu yana şirket, günümüzün ve geleceğin internetine yönelik yol gösterici ilkelerin birlikte tanımlanması konusunda bir dizi önde gelen küresel kurum üzerinde belirleyici bir etkiye sahip oldu. Kritik BT altyapısının operatörü olarak DE-CIX, dünya çapındaki lokasyonlarında kişiler, kuruluşlar ve işletmeler arasında kesintisiz, hızlı ve güvenli veri alışverişi konusunda büyük bir sorumluluk taşıyor. DE-CIX, eşleştirme (peering), bulut ve diğer birbirine bağlantı hizmetlerini Avrupa, Afrika, Kuzey Amerika, Orta Doğu ve Asya’da 50’ye yakın metro pazarda sunuyor. Birbirine bağlantı ekosistemine dünya çapında 600’den fazla şehirdeki veri merkezinden erişilebiliyor ve bu ekosistem, 100’den fazla ülkeden binlerce ağ operatörünü (taşıyıcı), internet servis sağlayıcısını (ISP), içerik sağlayıcıyı ve kurumsal ağı birbirine bağlıyor. Bugün itibarıyla DE-CIX Frankfurt (Almanya), 2022’de 34 Exabyte yıllık trafik ve 1.100’e yakın bağlı ağ ile dünyanın en büyük İnternet Değişim Noktalarından biri. Frankfurt, New York, Madrid ve Mumbai’deki dört DE-CIX İnternet Değişim Noktasının (IX) trafiği saniyede 1 Terabiti aşıyor ve diğer DE-CIX IX’lerinden olan Dallas ve Dubai İnternet Değişimlerinin de yakın gelecekte bu dönüm noktasına ulaşması bekleniyor; bu da küresel olarak tüm DE-CIX lokasyonlarındaki güçlü büyümeyi yansıtıyor.

Hangi ülke seçimlere ne kadar katılıyor? 

0

Picodi Türkiye analitik ekibi tarafından yapılan bir araştırmada, dünya genelinde 187 ülkenin seçmen katılım istatistiklerini yakından inceleyerek hangi ülke vatandaşlarının oy hakkını en çok kullandığını gösteren bir sıralama oluşturuldu.  

Sıralama için son üç cumhurbaşkanlığı ve meclis seçimlerine ait seçmen katılım verileri toplandı ve bu verilere dayanarak ortalama seçmen katılımı hesaplandı. Seçimlerin 2. tura kaldığı istisnalarda ise iki seçimin ortalama katılım yüzdesi kullanıldı. 

Bu araştırmadan çıkan sonuçlara göre Türkiye’de seçim tablosu şöyle: 

2018 Başkanlık Seçimi – %86,24

2023 Meclis Seçimi – %86,98

2023 Başkanlık Seçimi – %85,57 (1. tur – %86,98; 2. tur – %84,15)

Türkiye’de seçime ortalama katılım oranı %86,26 olarak görülüyor. Bu da ülkemizi dünya genelinde sıralamada 17. sıraya koyuyor. Oy kullanma hakkına sahip vatandaşların benzer bir yüzdesi İsveç (%85,73), Şeyseller (%88,13) ve Bolivya (%88,21) gibi ülkelerde de sandık başına gidiyor.

dünya çapında seçimlere katılım

En büyük ilgi, Vietnam’dan

Vietnam, seçmen katılımında dünya çapında lider oldu; Vietnam vatandaşlarının ortalama %99,10’u seçimlere katılmış. Sıralamada ikinci sırada ortalama seçmen katılımının sırasıyla %98,55 ve %96,65 olduğu Laos ve Ruanda yer alıyor. Avrupa’da Lüksemburg (%90,58), Malta (%90,21) ve Faroe Adaları (%89,13) en yüksek ortalama puanlara sahip.

Öte yandan dünya sıralamasının sonunda Haiti yer alıyor. Son birkaç yılda Haitililerin yalnızca %21,58’i oy kullanma hakkını kullandı. Nijerya (%29,15) ve Afganistan’da (%32,71) biraz daha iyi sonuçlar kaydedildi. Avrupa’da en düşük seçmen katılımı Balkanlar’da görülüyor: Romanya (%40,92), Bulgaristan (%42,07) ve Kosova (%44,88).

Seçmen katılım istatistiklerine bakıldığında, yüksek katılımın her zaman yüksek toplumsal katılım ve yerel yönetime güven anlamına gelmediğini hatırlamakta fayda var. Lüksemburg, Belçika, Bolivya ve Uruguay gibi bazı ülkeler, seçimlere katılmayan vatandaşlara mali ceza gibi yaptırımların uygulanabileceği zorunlu oy kullanma yasasını uygulamaya koymuş durumda. 

Picodi tarafından gerçekleştirilen araştırmada ortaya çıkan tüm rakamları DÜNYA ÇAPINDA SEÇİMLERE KATILIM ARAŞTIRMASI rapor sayfasında inceleyebilirsiniz.