Öğrenciyim nasıl para kazanabilirim?

Üniversite maliyetlerindeki artışla öğrenciyim nasıl para kazanabilirim soruları artmaya başladı. Bu yazımızda bazı iş fikirleri sunuyoruz.

Üniversite öğrenim ücretleri önemli bir mali yük. Ancak eğitiminizi sürdürürken ekstra para kazanmanın birçok yolu var. Zamanınızın kısıtlı olması veya diğer bahanelerin, ekstra gelir elde etmek için bu fırsatları keşfetmenizi engellemesine izin vermeyin. Üniversitede öğrenci olarak ekstra para kazanmanın yollarını listeledik.

Yarı zamanlı veya online seçenekler

Grafik tasarımı

Benzersiz fotoğraf düzenleme tekniklerini kullanmaktan hoşlanıyor musunuz? Fotoğraf rötuşlamak için Picsart ve Pixlr’ı tercih ediyorsanız grafik tasarım para kazanmanın kolay bir yolu olabilirSerbest tasarım çalışması için ekstra para kazanmanın birçok yolu var. Canva, Figma ve Adobe Illustrator hakkında temel bilgiye sahip olmanız gerekiyor.

Çevrimiçi kurs

Özel ders serbest çalışma için mükemmel bir seçenek oluyor. Bu istihdamın bir faydası, her gün uzun saatler çalışmak zorunda olmamanız. Bu da onu en kolay yan uğraş haline getiriyor. Böylelikle tek yapmanız gereken videolarınızı hazırlamaya başlamanız.

Çevirmen olabilirsiniz

Tercümanlıkla ek gelir elde etmenin uygun ve karlı bir yolunu bulabilirsiniz. Sözlü ve yazılı dil de dahil olmak üzere çeşitli platformlarda çeviri çalışmalarına talep bulunuyor.

SEO uzmanı olabilirsiniz

SEO dersleri ile bu alanda altyapı sahibi olabilirsiniz. Böylelikle arama motoru ve SEO alanında önemli iş fırsatları yakalayabilirsiniz.

Çevrimiçi ücretli anketler

Çevrimiçi anketler ekstra para kazanmanın en kolay yan uğraşı. Böylelikle geri bildirimlerinizi ve görüşlerinizi paylaşarak ve soruları yanıtlayarak farklı markalara yardımcı olabilirsiniz.

Kindle kitabı yayınlayabilirsiniz

Yayınladığınız her kitaptan satışların yüzde 70’ini alıyorsunuz. Kurgu dışı yazmak ve değer katmak, e-Kitaplarda başarının anahtarı.

Yürüyerek para kazanabilirsiniz

Sweatcoin, adım karşılığında size PayPal kredileri, hediye kartları ve diğer ürünleri sağlıyor. Sigorta ve sağlık hizmeti sağlayıcılarıyla içgörüleri paylaşıyor. Kişisel bilgilerinizi satmamayı garanti ediyor.

Yarı zamanlı bir iş

Fast Food Görevlisi, Barista, Kütüphane asistanı vb. gibi birçok yarı zamanlı iş var. Yarı zamanlı işinizde ağ oluşturma fırsatlarını arayabilir ve profesyonel ağınızı geliştirebilirsiniz. böylelikle öğrenciyim nasıl para kazanabilirim sorusuna farklı iş kolları ile cevap vermiş olduk.

Brezilya’nın 5G kapsama alanı nüfusun %46’sına ulaştı

0

Brezilya, teknolojik dönüşümünün en güçlü kanıtlarından birini daha sunmaya devam ediyor. Son verilere göre, Brezilya’nın 5G kapsama alanı önemli bir genişleme yaşayarak nüfusunun %46’sını içine aldı. Bu başarı, ülkenin telekomünikasyon altyapısındaki hızlı ve kararlı ilerlemesinin bir yansıması olarak öne çıkıyor. Haziran ayında 753 farklı belediyenin 5G ağına entegre edilmesi, Brezilya’nın 5G kapsama hedeflerine ne kadar yaklaştığının somut bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor. Anatel Başkanı Carlos Baigorri’nin Senato oturumunda duyurduğu bu önemli adım, ülkenin teknoloji alanındaki taahhüdünü ve ilerlemesini vurguluyor. Bu gelişme aynı zamanda sadece bir altyapı genişlemesi değil, aynı zamanda Brezilya’nın geleceğe yönelik dijital vizyonunun bir parçası olarak da öne çıkıyor. Nüfusunun büyük bir bölümünü kapsayan bu genişletilmiş kapsama alanı, iletişim, endüstri, sağlık ve daha birçok sektörde inovasyon potansiyelini artırarak ülkenin rekabet gücünü destekleyecek. Bu başarı, Brezilya’nın sadece bölgesel değil, aynı zamanda küresel dijital dönüşüm sahnesindeki güçlü konumunu da pekiştiriyor.

Teleco tarafından sağlanan ayrı verilere göre, 3,5 GHz bandında faaliyet gösteren 5G kapsama alanına dahil olan belediye sayısı Temmuz ayında büyük bir artış gösterdi. Haziran ayında 159 belediyede aktif olan 5G kapsama alanı, Temmuz ayında 180’e yükseldi. Bu artışla birlikte Claro 128 belediyede (+22), Vivo 117 belediyede (+5), TIM Brasil 102 belediyede (+34) ve Algar Telecom 3 belediyede (değişiklik yok) 5G kapsama sağladı. Bu kapsam genişlemesiyle birlikte, Vivo’nun 3,5 GHz bandındaki nüfus kapsama oranı %40,2, Claro’nun %39,7, TIM Brasil’in %36,8 ve Algar’ın %0,7 olarak hesaplandı, toplamda ise %45,7’ye ulaşıldı.

Temmuz ayının sonuna gelindiğinde, ülkede toplam 14.796 adet 5G mobil baz istasyonu bulunuyordu. TIM Brasil 5.963, Claro 4.477 ve Vivo 3.513 baz istasyonuna sahipti. Ayrıca, Brezilya genelindeki tüm mobil baz istasyonlarının sayısı, Haziran ayına kıyasla 1.165 artarak 91.682’ye yükseldi. En fazla baz istasyonuna sahip operatörler sırasıyla Vivo (33.581), TIM Brasil (32.479) ve Claro (24.620) olarak belirlendi. Algar (734), Brisanet (220), Sercomtel (47) ve Winity (1) ise daha düşük sayılarda baz istasyonlarına sahip olan operatörler olarak sıralandı.

Gmail, o özellikler için ek güvenlik doğrulamaları isteyecek!

1

Google, Çarşamba günü bir blog gönderisinde yaptığı açıklamada; bir yönlendirme adresi eklemek ve filtrelerinizi düzenlemek gibi şeyler yapmaya çalıştığınızda Gmail’in ekstra bir doğrulama adımı ekleyebileceğini duyurdu.

Ekstra adım, hesabınıza erişimi olan kötü bir aktörün e-postaları beklemediğiniz şekillerde filtrelemesini veya siz bilmeden e-postaları yeni bir adrese iletmesini önlemeye yardımcı olacak.

Chromecast patent davası

İşte Google’ın gönderisinden ek adımı ekleyebileceği belirli senaryolar:

Filtreler: yeni bir filtre oluşturma, mevcut bir filtreyi düzenleme veya filtreleri içe aktarma.

Yönlendirme: Yönlendirme ve POP/IMAP ayarlarından yeni bir yönlendirme adresi ekleme.

IMAP erişimi: Ayarlardan IMAP erişim durumunu etkinleştirme. (Çalışma alanı yöneticileri bu ayarın son kullanıcılar tarafından görülüp görünmeyeceğini denetler)

Bu ayarları değiştirmeye çalışırsanız ve şirket eylemi “riskli” olarak görürse, değişikliği gerçekten yapmaya çalışan kişi olduğunuzu doğrulamanız istenir. Bu zorluk başarısız olursa veya tamamlanmazsa, bir şeylerin yanlış olabileceğini size bildirmek için “kritik bir güvenlik uyarısı” alacaksınız.

Ek koruma, tüm Workspace müşterileri ve kişisel hesapları olan kişiler için mevcut olacak, ancak Google, “bu özelliğin yalnızca Google’ı kimlik sağlayıcısı olarak kullanan kullanıcıları ve Google ürünlerinde gerçekleştirilen eylemleri desteklediğini” belirtiyor. Şirket, geçen yıl “Google Workspace hesabınızda gerçekleştirilen hassas eylemler” için benzer bir doğrulama istemi sundu.

Bilim insanları kullanılmış kahve telvesi ile betonu yüzde 30 güçlendiriyor! Peki nasıl?

Aynı zamanda, aynı aralıkta yaklaşık 10 milyar kilogram kullanılmış kahve telvesi üretiyoruz; Avustralya’daki RMIT Üniversitesi’nden bir araştırma ekibinin, uygun oranlarda tek başına kumdan önemli ölçüde daha güçlü bir kimyasal bağ sağlayan beton üretim sürecinde silika ikamesi olarak kullanılabileceğini keşfettiği kahve telvesi.

Çalışmanın baş yazarı RMIT Mühendislik Okulu’ndan Dr Rajeev Roychand yakın tarihli bir açıklamada, ”Organik atıkların bertarafı, iklim değişikliğine katkıda bulunan metan ve karbondioksit dahil olmak üzere büyük miktarlarda sera gazı yaydığı için çevresel bir zorluk teşkil ediyor.” dedi. Avustralya’nın tek başına her yıl 75 milyon kilogram kullanılmış kahve telvesi ürettiğini ve bunların çoğunun çöplüklere ulaştığını belirtiyor.

Dr. Roychand, kahve telvesinin organik içerikleri nedeniyle diğer malzemelerle bağlanmayacakları için standart betonla çiğ olarak karıştırılamayacağını açıkladı. Zeminleri daha uyumlu hale getirmek için ekip, malzemeleri 350 ve 500 derece C’de pirolize etmeyi denedi, ardından standart beton karışımları için yüzde 5, 10, 15 ve 20’de (hacim olarak) kum yerine koymayı denedi.

Ekip, Journal of Cleaner Production’ın Eylül sayısında yayınlanan ekibin çalışmasına göre, 350 derecede mükemmel bir sıcaklık olduğunu ve “kahve biyokömürü ile harmanlanmış kompozit betonun basınç dayanımında yüzde 29,3’lük bir artış” ürettiğini buldu. Roychand, “Amisyonları azaltmanın ve daha güçlü bir beton yapmanın yanı sıra, kum gibi doğal kaynakların sürekli madenciliğinin etkisini de azaltıyoruz.” dedi.

RMIT’te Rektör Yardımcısı Yerli Doktora Sonrası Araştırma Görevlisi olan çalışmanın ortak yazarı Dr Shannon Kilmartin-Lynch, “Beton endüstrisi, kullanılmış kahve gibi organik atıkların geri dönüşümünü artırmaya önemli ölçüde katkıda bulunma potansiyeline sahiptir.” diye ekledi. “Araştırmamız erken aşamalarda, ancak bu heyecan verici bulgular, çöp sahasına giden organik atık miktarını büyük ölçüde azaltmak için yenilikçi bir yol sunuyor.”


Google Chrome, sevilen özelliğini iOS kullanıcıları için test ediyor!

Google Chrome’un bu hamlesi, Apple’ın Safari’nin sekme çubuğunu iOS 15 ile en alta kaydırmasından yaklaşık iki yıl sonra geldi.

İlk olarak iOS geliştiricisi Steve Moser tarafından belirtildiği gibi, Chrome’un değişikliği şu anda uygulamanın Testlfight sürümünde test aşamasında.

Değişiklik isteğe bağlı ve kullanıcılar Chrome’un test sürümündeki Ayarlar > Adres Çubuğu aracılığıyla adres çubuğu stilini değiştirebilirler. Chrome’un TestFlight sürümünü kullanan kişiler Adres Çubuğu menüsünü göremiyorsa, bunu “chrome://flags/#bottom-omnibox-steady-state” bayrağını etkinleştirerek yapabilirler.

Safari alternatifi iOS tarayıcı

Safari ayrıca kullanıcıların Ayarlar > Safari > Sekmeler aracılığıyla sekme konumunu değiştirmelerine de izin veriyorancak altta bulunan adres çubuğu iki yıldır varsayılan.

Google Chrome değişikliği henüz tüm kullanıcılara sunulmadı, ancak tek tip bir arayüz elde etmek için her iki tarayıcıyı aralıklı olarak kullanan kişiler için faydalı olacak. Ayrıca, alttan yerleştirilmiş adres çubuklarına büyük ekranlı cihazlarda tek elle erişmek daha kolay.

Google, 2020’de Android‘de Chrome için benzer bir deney yaptı, ancak sonunda durdurdu.

Google’ın bu hamlesi aslında kullanıcıların farklılık gösteren ekran modelleri ve cihazlar karşısında kendi istedikleri ergonomide kullanım deneyimi elde edebilmelerine imkan tanıyor.

Ancak asıl çeken şey ise benim için bu değişikliklerin neden sürekli olarak bir işletim sisteminde diğerine göre daha önce devreye alınarak aradaki uzun zaman diliminde bir diğer tarafı daha avantajlı konuma sokmak. Geliştirilen bir fikrin faydalı olacağı kanaati elde edildikten sonra her iki işletim sistemi için eşzamanlı bir geliştirme ve kullanıma sunma süreci çok daha adil ve herkes için çok daha makul olur.

Huawei’nin gizli bir çip üretim tesisi kurduğu iddia ediliyor

0

Çin merkezli teknoloji devi Huawei hakkında yeni iddialar ortaya atıldı. Önde gelen yarı iletken üreticilerinin birliği, Huawei’nin Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) uyguladığı yaptırımları aşmak amacıyla Çin genelinde gizli çip üretim tesisleri kurduğunu öne sürdü.

Huawei, geçtiğimiz yıl yarı iletken üretimine adım atmış ve Çin hükümetinden tahmini 30 milyar dolarlık devlet fonu almıştı. Ancak Washington merkezli Yarı İletken Endüstrisi Birliği, Huawei’nin en az iki mevcut tesisi satın aldığını ve üç yeni tesis inşa ettiğini iddia ediyor.

ABD Ticaret Bakanlığı, Huawei’yi 2019 yılında güvenlik kaygıları gerekçesiyle ihracat kontrol listesine eklemişti. Ancak şirket, güvenlik riski oluşturmadığını savunuyor.

Huawei’nin, ABD’nin Amerikan çip üretim ekipmanı satın alma kısıtlamalarını aşmak için başka şirket isimleri altında tesisler inşa ettiği düşünülüyor.

Henüz Yarı İletken Endüstrisi Birliği ve Huawei’den konuyla ilgili resmi bir açıklama gelmedi.

2019 yılında, Trump yönetimi ulusal güvenlik için “kabul edilemez riskler” içerdiği düşünülen “yabancı düşmanların” teknoloji ve hizmetlerini yasaklama yetkisi veren ulusal bir ekonomik acil durum ilan etmişti. Bu karar doğrultusunda Huawei ismi geçmemiş olsa da, şirket üzerindeki baskıların ardından bu karar alınmıştı.

Biden yönetimi, Çin’in teknoloji etkisi konusundaki sert tutumunu sürdürmekte. Başkan Joe Biden, Çin’deki hassas teknolojilere yapılan yatırımları kısmen yasaklayan ve diğer teknoloji sektörlerindeki finansal bilgilendirmeyi zorunlu kılan bir idari emir imzaladı.

Bu emir, yarı iletkenler, kuantum bilgi teknolojileri ve belirli yapay zeka sistemleri gibi üç sektörde Çinli kuruluşlara yönelik ABD yatırımlarını sınırlıyor veya yasaklıyor.

ABD, küresel mikroçip üretiminin yaklaşık %10’unu gerçekleştiriyor ancak en gelişmiş çipleri üretmiyor. Üretimin büyük bir kısmı ise yüzde 75 oranında Doğu Asya’ya dayanıyor. Beyaz Saray’ın brifing belgesine göre “ABD, küresel üretimin %75’ini oluşturan Doğu Asya’ya bağımlı durumda.”

Cl0p fidye saldırıları konusunda agresif davranıyor

0

Temmuz ayı istatistiklerine göre Cl0p fidye saldırıları konusunda önde rol oynadı. MOVEit’teki istismar, patlama yaşanmasına neden oldu.

Fidye yazılımı saldırıları, Cl0p fidye yazılımı grubunun MOVEit yazılımından yararlanması nedeniyle Temmuz 2023’te rekor seviyelere ulaştı.

NCC Group’un Küresel Tehdit İstihbaratı ekibi tarafından yayınlanan yeni bir raporda analistler, geçen ay fidye yazılımıyla ilgili rekor sayıda siber saldırı gözlemledi ve 502 büyük olay takip edildi. Araştırmacılara göre bu, Temmuz 2022’de takip edilen 198 saldırıya kıyasla yıllık yüzde 154’lük bir artışı temsil ediyor. Temmuz ayı rakamları, Haziran 2023’te kaydedilen 434 fidye yazılımı olayıyla önceki aya göre yüzde 16’lık bir artışı temsil ediyor.

NCC Grubu, bu rekor sayısının büyük ölçüde MOVEit yazılımının istismarıyla bağlantılı kötü şöhretli bir grup olan Cl0P’nin faaliyetlerinden kaynaklandığını söylüyor.

Cl0p kimdir?

Lace Tempest olarak da bilinen veya onunla ilişkilendirilen Cl0p  , Temmuz ayındaki 502 saldırının 171’inden sorumluydu. Bunların çoğunun dosya aktarım yazılımı MOVEit’in kötüye kullanılmasından kaynaklandığına inanılıyor.

Cl0p 2019’dan beri ortalıkta ve siber suçlulara yönelik bir Hizmet Olarak Fidye Yazılımı (RaaS) teklifi olarak biliniyor. TA505 olarak da bilinen veya onunla ilişkili olan Cl0p, yüksek fidye yazılımı ödemelerini gasp etmek amacıyla agresif bir şekilde yüksek değerli hedefleri takip ediyor. Operatörler genellikle çifte şantaj taktiği olarak bilinen yöntemle şifrelemeden önce bilgileri çalıyor.

Kurbanlar ödemeyi reddederse, çalınan verilerinin çevrimiçi olarak yayınlanması ve kamuya açık bir sızıntı sitesinde isimlerinin belirtilmesi riskiyle karşı karşıya kalıyor.

MOVEit istismarı

“Yavaş ilerleyen bir felaket” olarak damgalanan MOVEit istismarı dünya çapında yüzlerce kuruluşu etkiledi ve milyonlarca kişiye ait veriler çalındı.  Mayıs ayında Progress Software, dosya aktarım hizmeti MOVEit Transfer ve MOVEit Cloud’da, ayrıcalıkların artmasına ve müşteri ortamlarına potansiyel yetkisiz erişime yol açabilecek sıfır gün güvenlik açığını bildirdi. Sorun, MOVEit’in devlet kurumları ve yüksek düzeyde düzenlemeye tabi endüstriler tarafından hem doğrudan hem de yazılım tedarik zincirleri aracılığıyla kullanılması. Kurban olduğu iddia edilenler arasında ABD Enerji Bakanlığı, Shell, BBC, Ofcom, Ulusal Öğrenci Takas Odası ve çok sayıda ABD üniversitesi yer alıyor.

Toplamda endüstriyel oyuncular, fidye yazılımı saldırılarının yüzde 31’ini veya kaydedilen 155 vakayı oluşturdu. Sektör oyuncuları arasında profesyonel ve ticari hizmetler, imalat, inşaat ve mühendislik yer alıyor. Araştırmacılara göre Temmuz ayında en çok hedeflenenler profesyonel ve ticari hizmetler oldu; fidye yazılımı çeteleri Cl0p, LockBit 3.0 ve 8Base kaydedilen tüm siber saldırıların yüzde 48’inden sorumlu.

Lenovo’dan yapay zekâ inovasyonlarına 1 milyar dolar yatırım!

0

Teknoloji devi Lenovo, 2023 yılının ikinci çeyrek sonuçlarına göre 12,9 milyar dolar ciro ve 191 milyon dolar Hong Kong Finansal Raporlama Standartlarına göre (HKFRS) net gelir elde etti.

Lenovo’nun bilgisayar dışı faaliyetlerden elde ettiği ciro grup cirosunun %41’ini oluştururken, Çözümler ve Hizmetler Grubu (SSG) bir önceki yıla göre %18 artış anlamına gelen 1,7 milyar dolar ciro ile güçlü bir büyüme ve yüksek kârlılık sergiledi. Altyapı Çözümleri Grubu (ISG) depolama alanında önceki yıla göre üç haneli büyümeye ulaşarak Lenovo’yu dünyanın en büyük 4. depolama sağlayıcısı haline getirdi. Lenovo bilgisayar faaliyetlerinde dünyanın 1 numaralı pazar payı konumunu %23,2’lik oranıyla korudu.

Lenovo Türkiye, pazarda güçlü bir performans ortaya koyarak IDC PC Pazarı raporu sonuçlarına göre 2023 yılının ikinci çeyreğini %22, 6 pazar payı ile birinci sırada tamamladı. Lenovo Türkiye, Kurumsal Büyük Müşteriler segmentinde %40,5 ve tüketici segmentinde de %17 pay ile birinci sırada yer aldı. * (*Kaynak: IDC Quarterly PCD Tracker, Q2 2023”)

Global düzeyde dev yapay zekâ yatırımı

Dünyanın ve Türkiye’nin lider teknoloji şirketlerinden Lenovo, 2023 yılının ikinci çeyrek (Lenovo mali yılının ilk çeyrek) sonuçlarına göre 12,9 milyar dolar ciro ve 191 milyon dolar -Hong Kong Finansal Raporlama Standartlarına göre (HKFRS) net gelir elde etti. Lenovo, Gider-Ciro (E/R) oranını esnek tutmak ve sürdürülebilir kârlılığı artırmak için proaktif adımlar atmayı sürdürürken, büyüme ve dönüşüm için yatırım yapmaya devam ediyor. Lenovo, yapay zekâ (AI) cihazları, yapay zekâ altyapısı ve yapay zekâ çözümleri başta olmak üzere dünya genelindeki işletmeler için yapay zekâ dağıtımını hızlandırmak amacıyla yapay zekâya üç yılda 1 milyar dolar daha yatırım dahil olmak üzere, orta vadede inovasyon yatırımlarını iki katına çıkarma kararlılığını koruyor.

Lenovo CEO’su ve Yönetim Kurulu Başkanı Yang Yuanqing, sonuçlar hakkında şöyle konuştu:

“Geçtiğimiz çeyrekte makroekonomik ortamda ortaya çıkan sorunlar nedeniyle donanım faaliyetlerimiz adaptasyon aşamasında kalsa da stratejimizi yürütmeye devam ettik. Hizmet odaklı faaliyetlerimiz güçlü bir büyüme elde ederek kârlılığını sürdürdü. Grup cirosundaki bilgisayar dışı ciro karması önceki yıla göre daha da artarak, çeşitlendirilmiş büyüme etkenlerimizin ne kadar etkin olduğunu ortaya koydu ve bu nedenle, önümüzdeki çeyreklerde sektörün toparlanması konusunda ihtiyatlı iyimserliğimi koruyorum. İnovasyonu ve akıllı dönüşümü desteklemeye devam ettikçe, uzun vadede sürdürülebilir kârlılık ve büyüme sağlayacağımıza inancım tam.”

Yapay zekâ yatırımları Lenovo’nun liderliğine güç katacak 

Yapay zekayı her yönüyle değerlendirmeye devam eden Lenovo, istemciden uç noktaya, bulut çözümlerine ve ağa kadar bilişim gücündeki avantajlarını geliştiriyor. Büyük Dil Modellerinde ve yapay zekâ ile üretilen içeriklerde yapılan atılımlar, yapay zekâ geliştirme ve uygulama alanında büyük bir sıçrama niteliğinde olup, yapay zekanın benimsenmesini artıran bir katalizör ve hızlandırıcı görevi görüyor. Lenovo, önümüzdeki üç yılda yapay zekâ cihazlarını, yapay zekaya hazır ve yapay zekâ için optimize edilmiş bilişim altyapısını ve yapay zeka ile üretilen içerikleri dikey sektörlerin akıllı çözümlerine entegre ederek müşterilerin üretkenliklerini artırmasına yardımcı olacak 1 milyar dolar daha yatırım yapmayı hedefliyor.

Yapay zekâ çözümlerinde öncü

Altyapı Çözümleri Grubu’nun (ISG) kapsamlı yapay zekâ portföyü, yapay zekâ donanım altyapısı alanında dünyada üçüncü sırada yer aldı. Bu iş grubu, NVIDIA destekli yeni nesil yapay zekâ sistemlerinin tasarımına da öncülük ediyor. Yakında yeni duyurulan NVIDIA L40S GPU’ları içerecek olan Lenovo ThinkSystem SR675 V3 sunucular, dünya genelindeki profesyonellerin yapay zekayı geliştirmesine ve farklı sektörlerdeki kullanıcılara akıllı sohbet robotları, arama ve özetleme araçları gibi üretken yapay zekâ uygulamaları sunmasına yardımcı olacak. İlk yılında 45 ISV ortağıyla iş birliği yapan AÇG, şimdiden 70’i aşkın yapay zekâ optimizasyonlu platform üzerinde 150’den fazla yenilikçi yapay zekâ çözümü sunmayı başardı.

Çözüm ve Hizmetler Grubu (SSG), tahmine dayalı destek için yapay zekâ destekli cihaz bilgi edinme olanakları, servis birimine bütünleşmiş üretken yapay zekâ çözümleri ve yapay zekâ ile güçlendirilen sektörel çözümler gibi uygulamalarla portföyünde yapay zekadan yoğun bir biçimde yararlanıyor.

Akıllı Cihazlar Grubu (IDG) faaliyetleri, ürün tasarımı ve analizinde kullanılmak üzere kullanıcı içgörüleri madenciliğinde yapay zekâ kullanılmasından üretim öncesi kodlardaki güvenlik açıklarının taranmasına, parça planlama dahil olmak üzere üretime, kalite kontrolleri ve optimizasyonuna cihaz yaşam döngüsünün her aşamasında yapay zekadan yararlanıyor.   Geleceğe baktığımızda, kişisel bilişimde dönüştürücü bir değişime öncülük eden Lenovo, yeni üretken yapay zekâ iş yüklerinin ihtiyaçlarını karşılamak için bilgisayarların da yapay zekâ bilgisayarına dönüşmesini öngörüyor. Lenovo, yapay zekâ bilgisayarlarının geleceğini, gelişmiş işlevsellik, hız, yaratıcılık ve kullanıcıyı içine alan gerçekçi deneyimler sunan istemci, uç nokta ve bulut teknolojilerinin yenilikçi ve hibrid bir karışımı olarak görüyor. Operasyon düzeyinde ise Lenovo, verimlilik, öngörü oluşturma ve karar verme süreçlerini desteklemek için şirketin akıllı üretim, tedarik zinciri, müşteri hizmetleri ve diğer süreçlerinde yapay zekâ kullanıyor.

Çözümler ve Hizmetler Grubu (SSG) ile yüksek faaliyet kârı

Lenovo Çözümler ve Hizmetler Grubu (SSG), %21’in üstünde yüksek faaliyet kârı ile bir önceki yıla göre %18 artış anlamına gelen 1,7 milyar dolar ciro ile güçlü bir büyüme ve yüksek kârlılık sergilerken, destek hizmet faaliyetleri temel kârlılık etkeni olma özelliğini koruyor. SSG cirosunun (önceki yıla göre 4 puan artışla) yarısından fazlasını oluşturan Yönetilen Hizmetler ile Projeler ve Çözümler hizmetlerinin kapsamının genişletilmesinde güçlü bir ilerleme gerçekleşiyor. SSG, “Dijital İş Yeri Çözümleri” için güçlü bir iş geliştirme akışı oluşturmaya devam ediyor.

TikTok’ta yasaklamalar başlıyor!

Bildirilen hareket, şirketin insanları uygulamada gördükleri bir ürünü satın almak istiyorlarsa TikTok Shop’u kullanmaya zorlamasının bir yolu olarak görülüyor.

Raporda ayrıca Shop’un bu yıl ABD’de 500 milyon dolardan fazla kaybetme yolunda olduğunu söylüyor. 500 milyon dolarlık zarar, şirketin işe alım, bir teslimat ağı oluşturma ve indirim ve ücretsiz gönderim sunan tüccarları sübvanse etme konusundaki derin yatırımını yansıtıyor.

TikTok, dış e-ticaret bağlantılarını yasaklayarak, içerik oluşturucuların Amazon vitrinlerinde bulunan mutfak eşyaları ve mobilyalar gibi şeyleri tanıtmalarını engelleyecek. Birisi bir etkileyicinin Amazon vitrininde listelenen bir ürünü satın alırsa, etkileyici küçük bir komisyon kazanıyor. Bildirilen bu değişikliklerle, yaratıcılar artık bunu yapamayacaklar.

Yasağın ne zaman getirmeyi planladığı bilinmemekle birlikte, yürürlüğe girdiğinde, kullanıcılar yalnızca içerik oluşturucular tarafından Shop aracılığıyla tanıtılan ürünleri satın alabilecekler. Bazı Shop bağlantıları, kullanıcıların ürünleri doğrudan videolardan satın almasına izin verirken, bazı içerik oluşturucuların profillerine gömülü TikTok Shop vitrinleri var. İleride, uygulamada satın almak üzere ürünleri bağlamanın tek yolu bu olacak.

Bildirilen hareket, TikTok’un şu anda fazla rağbet görmeyen Shop’taki satışları artırmasının bir yolu olarak görülüyor. Raporda, ABD’deki tüketicilerin şu anda TikTok Shop’ta günde yaklaşık 3 milyon ila 4 milyon dolar harcadığı, Haziran ayında günde yaklaşık yarım milyon dolardan 1 milyon dolara harcadığı belirtiliyor. Şirket çalışanları bu sayının yıl sonuna kadar 10 milyon doları aşmasını bekliyor.

ByteDance, TikTok’un geçen yıl 200 milyar dolardan fazla mal hacmine sahip olan Douyin’e benzer uluslararası bir çevrimiçi alışveriş işi yaratmasını istiyor. Bilgi, şirketin platformun 2028 yılına kadar benzer seviyelere ulaşabileceğini umduğunu bildiriyor. 200 milyar doların ByteDance’ı ABD’den yaklaşık 40 milyar ila 60 milyar dolar gelir elde etmeyi umuyor.

Raporda, platformun tüccarları platformuna çekmek için çalıştığı belirtiliyor. Örneğin, şirketin çalışanları Amazon‘da en çok satan ürünlere bakıyor, ardından ilk üç ay için sıfır komisyon teklif ederek TikTok Shop’a katılmaya ikna etmek için tüccarlara ulaşmaya çalışıyor.

TikTok kısa süre önce ByteDance’ın bir yan kuruluşu tarafından gönderilen ve satılan satılık ürünler sunduğu yeni bir uygulama içi “Trendy Beat” alışveriş bölümünü test ettiğini doğruladığına göre, TikTok Shop, şirketin e-ticarete genişlemeyi planlamasının tek yolu değil. Bu özellik şu anda Birleşik Krallık’ta test ediliyor, ancak TikTok’un Mayıs ayında Trendy Beat için ABD’de bir ticari marka başvurusunda bulunduğu göz önüne alındığında, muhtemelen ABD’de de tanıtılacak.

ByteDance’ın video uygulamasında kendi ürünlerini satmaya başlama planı dahili olarak TikTok’un uygulamada popülerlik kazanan ürünler hakkındaki bilgisinden yararlanan ve ByteDance’ın bu ürünleri satın almasına veya üretmesine izin veren “Project S” olarak anılıyor. ByteDance’ın bu ürünleri üretmek için bir tedarikçi ağı kullandığı bildiriliyor.

TikTok’un e-ticaret çabaları ABD’de hala biraz yeni olsa da, “TikTok bana satın aldı” ifadesi video uygulamasının dürtü satışlarını artırma yeteneği için popüler hale geldiğinden, uygulamanın kullanıcıların alışveriş alışkanlıkları üzerinde zaten dikkate değer bir etkisi var. Terim şu anda TikTok’ta 7,4 milyar görüntülemeye ve 67 milyar hashtag’e sahip.

Felaketleri önceden modellemek mümkün!

Birleşmiş Milletler’in tahminlerine göre günümüzde dünya nüfusunun yüzde 55’inden fazlası şehirlerde yaşıyor. Bu da yaklaşık 4,5 milyar insan anlamına geliyor. 2050 yılında dünyadaki kentsel nüfusun 6,6 milyarı aşacağı tahmin ediliyor. Şehirleşen nüfus ve buna bağlı olarak şehirleşme hızı giderek artıyor.

Giderek artan şehirli nüfus ile birlikte, boyutlarına göre binlerce, yüzbinlerce ya da milyonlarca insanın temel ihtiyaçlarını karşıladıkları yerleşim birimleri olan şehirler, daha önce karşılaşmadıkları karmaşıklıkta sorunlarla yüzleşebiliyor. Yeni nesil teknolojiler, yenilikçi ekonomi yaklaşımları ve iklim değişikliği nedeniyle etkisini her geçen gün daha fazla gözlemlediğimiz doğal afetler ışığında milyonlarca insanın barınma, beslenme, çalışma, ulaşım gibi hak ve ihtiyaçlarının verimli bir şekilde yönetilmesi için yenilikçi şehir yaklaşımlarına ihtiyaç duyuluyor.

Türkiye’de Akıllı Şehirler kavramının öncüsü olarak konumlanan SAMPAŞ, “Bilişim yalnızca bir ticari faaliyet değil, aynı zamanda toplumsal sorumluluktur” diyor, akıllı ve sürdürülebilir şehirler için tüm paydaşlarımızla işbirliği içerisinde çalışıyor, toplumsal farkındalığı artırmaya odaklanıyor.

Uzun yıllara dayalı Ar-Ge çalışmaları sonucunda ortaya koydukları “Dijital İkiz” teknolojisi, kentlerin bire bir dijital ikizlerini oluşturarak yerel yönetimlere kent ve ilçe yönetimini tek bir kontrol odasından gerçekleştirme imkânı sunuyor. IoT, makine öğrenimi ve yapay zekâ gibi teknolojilerle donatılmış olan bu bütünleşik konsept ile şehirlerden toplanan anlık veriler kısa, orta ve uzun vadeli olarak simüle edilebiliyor, meteoroloji olaylarından doğal afetlere, asayiş olaylarından kentsel hareketliliği genişleten yeni yolların yapımına kadar uzun vadeli ve yüksek yoğunluklu pek çok senaryonun etkilerini gerçeğe en yakın oranda ölçebilme kolaylığı sağlıyor.

Dijital ikiz

Dijital ikizi; büyük veri, yapay zeka, IOT, 5G ve AR/VR teknolojileri kullanılarak bir şehrin ya da belirlenen bir alanın sanal bir modelinin oluşturulması olarak tanımlayabiliriz. Dijital ikiz ile fiziksel alan sanal bir model olarak sunuluyor, kullanıcı girişi sağlayarak gerçek zamanlı verilerin güncel kalması sağlanıyor.  

Şehrin sanal olarak modelini oluşturduktan sonra şehrin dijital sinir sistemini 7 gün 24 saat kesintisiz olarak kontrol etmek ve elektrik, su, ulaşım, güvenlik, atık yönetimi, tarım, itfaiye, imar, planlama, afet yönetimi gibi alanlarda yönetimini sağlamak mümkün.

SAMPAŞ Holding, Akıllı Şehir Sertifikasyonu konusunda yetkili bir iş ortağı

Akıllı şehir konseptinin toplamda sekize varan adımının tamamını tasarlayabilen, uygulayabilen ve danışmanlığıyla yönetimine yardımcı olan SAMPAŞ Holding, ISO 37120 olarak da bilinen Akıllı Şehir Sertifikasyonu konusunda da yetkili bir iş ortağı. Bu sertifikasyonla yalnızca akıllı şehirleri değil, akıllı ilçelerin, akıllı organize sanayi bölgelerinin ve akıllı kampüslerin de bulunduğu bir geleceği bugünden sunuyor. Şehirleşmenin tüm bileşenlerini düşünen uygulamalar geliştirmek adına yerel yönetimlerin yetkin, güvenilir ve stratejik bir iş ortağı olarak çalışıyor.

Akıllı Şehir Sertifikasyonu

Akıllı Şehir Yatırım Fonu ile yenilikçi girişimler destekleniyor

Akıllı şehir, ortak aklın ve yenilikçi girişimlerin işbirliğiyle gelişen, hayata geçirilen bir kavram. Bu doğrultuda SAMPAŞ, yenilikçi teknolojileri akıllı şehir yaklaşımının hizmetine sunan girişimlere destek veriyor. Akıllı Şehir Yatırım Fonu 100 milyon TL’lik fon büyüklüğü hedefiyle yenilikçi girişimleri destekliyor.

Birçok kurum ve kuruluş akıllı kent kapsamında pek çok proje hayata geçiriyor. Bu projeler, dikey çözümler olarak karşımıza çıkıyor. Ne var ki, genelde bunlar arasında bir entegrasyon bulunmadığı için ortak bir veri modeli oluşturulmamış durumda. SAMPAŞ

Holding akıllı kent çözümlerinde mutlaka entegrasyon ve ortak veri modeli temel alınarak projelerini yürütüyor. Daha sonra bu bilgileri açık veri haline getirilerek Akıllı Kent Platformunda yönetimini sağlıyor.

Akıllı şehir pazarı öngörüleri

Türkiye’yi dünya pazar payının yüzde 1’i olarak ele alabiliriz. Bizim kendi hesaplarımızla çıkardığımız rakam 325 belediye için 350+ milyon USD idi. Akıllı Şehirlerde dünya pazarının 2027 yılında 1 trilyon USD’yi geçeceği tahmin ediliyor.

Türkiye’de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesinde bir akıllı şehirler bölümü kuruldu. Üniversitelerde akademik olarak Akıllı Şehir Merkezleri oluşturuldu. Akıllı Şehirler lisans, lisansüstü ve doktora çalışmalarına konu olmaya başladı.

Belediyeler yönettikleri şehrin akıllı şehir unsurlarını taşıyacağını söylemeye başladılar ve bu başlık altında projeler geliştiriyorlar. Ayrıca, iklim değişikliği nedeni ile ortaya çıkan felaketler nedeniyle akıllı uygulamalara daha büyük gereksinim duyulmaya başlandı ve bunun giderek artacağı görülüyor. Türkiye ve Türkiye gibi ülkelerde yanlış şehirleşmelerin büyük toplumsal faaliyetlere yol açtığı görüldükten sonra, altyapı ve üstyapı çalışmalarında daha dikkatli olunacağı vurgulanıyor.

Şu anda dünyada geçerli olan, 19 ana indikatör ve 145 destekleyici indikatör ile tarif edilen ISO37120 ‘Akıllı Şehir Sertifikasyon sürecinin kısa bir zaman sonra Türkiye’de de geçerli hale gelmesi bekleniyor.

BinBin, Hollandalı elektrikli bisiklet üreticisi VanMoof’u satın alıyor

0

Bu yılın başında Hollanda merkezli Go Sharing’in hisselerini devralarak, faaliyet gösterdiği ülkelere Hollanda, Belçika, Almanya ve Avusturya’yı da dahil eden BinBin, Hollandalı elektrikli bisiklet üreticisi VanMoof’u satın alarak Hollanda’daki yatırımlarını büyütmeyi hedefliyor.

Dünya genelinde 6 ülkede faaliyet gösteren ve 2023 yılının başlarında Go Sharing’i devralarak Hollanda’da 10 farklı şehirde operasyonlarını başarılı şekilde tekrar başlatan BinBin, Temmuz ayında iflasını açıklayan Hollandalı elektrikli bisiklet üreticisi VanMoof’u satın almak için teklif yapmayı hedeflediğini duyurdu.

BinBin ve VanMoof arasında gizlilik sözleşmesi imzalandı

BinBin yetkilileri tarafından yapılan açıklamaya göre iki şirket arasında gizlilik sözleşmesi imzalandı ve satın alma kararı için BinBin tarafından VanMoof’un verileri inceleniyor. 

18 Temmuz’da iflasını açıklayan VanMoof, bugüne kadar değeri 2.000 Euro’nun üzerinde olan 200.000 adet bisiklet satışı gerçekleştirdi. Şirketin iflasını açıklamasının ana sebeplerinden biri olarak bakım masraflarının yüksekliği gösteriliyor. 1000 Yatırımlar Holding’in bir parçası olan BinBin’in yapayı hedeflediği bu satın alma sonucunda getireceği operasyonel düzenlemeler ile bu sorunların aşılabileceğine inanılıyor. Amsterdam halkının beğenisini yakalayan VanMoof markasının satın alma sürecinin önümüzdeki haftalarda tamamlanması bekleniyor.

Yapay zeka en çok Nvidia’ya yaradı, milyarlarca dolar kar elde etti!

Nvidia, Mayıs ayından bu yana 13,5 milyar dolar gelir elde etti ve 2024’ün 2. çeyreğinde, üretken AI çiplerine yönelik benzeri görülmemiş talebin, masaüstü ve dizüstü bilgisayar GPU’larını küçülen bir PC endüstrisine satmış olabileceği herhangi bir zorluğun ötesine geçtiğini açıkladı.

Veri merkezi, bu gelirin 10,32 milyar dolarlık rekorunu oluşturdu ve sadece bir çeyrekte iki kattan fazla arttı ve Nvidia sonuç olarak 6,188 milyar dolar kar elde etti. Ve oyun, aslında yıldan yıla yüzde 22 artarak 2,48 milyar dolarlık gelire de ulaştı.

Nvidia, oyuncular için belirsiz bir yükseltme fırsatı ile oyunların büyümeye geri döndüğüne inandığını ve kurulum tabanının yüzde 20’sinin artık bir RTX 3060 veya daha iyisine sahip olduğunu söylüyor.

Nvidia, önümüzdeki çeyrekte 16 milyar dolarlık gelir öngörüyor, bu da yapay zeka nedeniyle bir sıçrama daha anlamına geliyor. Nvidia CFO’su Colette Kress kazanç çağrısında, ”Sıralı büyümenin büyük ölçüde veri merkezi tarafından yönlendirilmesini bekliyoruz.” diyor. Şirketin hisse senedi fiyatı mesai sonrası işlemlerde yüzde 8,5 arttı.

Yapay zeka kullanım alanları

Şirketin bir sonraki AI çipi GH200, açıklanmayan bir fiyata 2024’ün ortalarında geliyor, bu nedenle gelecek çeyreğin talebi hala mevcut AI çipleri için olacak. Kress, ”Önümüzdeki birkaç çeyrekte arzımız, döngü süresini kısalttıkça ve kapasite eklemek için tedarik ortaklarımızla birlikte çalıştıkça artmaya devam edecek.” diyor ve Nvidia’nın L40 GPU’sunun “Birçok iş yükü türüne yönelik artan talebin giderilmesine yardımcı olacağını da sözlerine ekledi.”

Nvidia’nın baş rakipleri Intel ve AMD’nin henüz Nvidia’nın üretken AI silikonuna ikna edici cevapları yok. AMD’nin MI300’ü dördüncü çeyrekte gelmeye başlayabilir ve 2024’ün başlarında devreye alınabilir. Hem AMD hem de Intel, en azından geçici olarak bu AI yongalarını buluttaki sunuculara koymanın önemini küçümsemeye çalışıyor ve her iki CEO’su da AI özelliklerini istemci yongalarına da koyma sözü veriyor. Veya Intel CEO’su Pat Gelsinger’ın dediği gibi: “Yaptığımız her platforma yapay zeka oluşturun.”

AMD CEO’su Lisa Su Mayıs ayında Forbes’a verdiği demeçte, ”Beş yıla bakarsanız, AMD’deki her üründe AI göreceksiniz ve bu en büyük büyüme itici gücü olacak.” dedi.

Xiaomi elektrikli otomobil üretimi için resmi onay aldı!

Çin merkezli akıllı telefon üreticisi Xiaomi, elektrikli otomobil üretimine adım attı. Şirket, Tesla Model S’e rakip olacak ilk elektrikli otomobili olan “Modena”yı tanıttı.

Çin Ulusal Kalkınma ve Reform Komisyonu’ndan (NDRC) elektrikli araç üretimi için onay aldı. Bu, şirketin otomobil üretimine yönelik önemli bir ilerleme olarak kabul ediliyor. Ancak Xiaomi’nin elektrikli araç üretimine başlamak için Sanayi ve Enformasyon Bakanlığı’ndan (MIIT) izin alması gerekiyor.

Modena adı verilen elektrikli sedan, Tesla Model S ile rekabet etmeyi hedefliyor.bu otomobilin Tesla’nın Model S’ten daha uygun fiyatlı olacağı düşünülüyor.

Çin, dünyanın en büyük otomobil pazarlarından biri ve Xiaomi, rekabetçi bir ortamda otomobil üretimine girmeyi amaçlıyor. Ayrıca, Xiaomi’nin elektrikli otomobil üretmesiyle birlikte, teknoloji sektöründen birçok büyük oyuncunun benzer adımlar attığı bir dönemde yer alacak. Örneğin, Apple ve Sony gibi küresel teknoloji devleri de elektrikli otomobil üretimi konusunda ilgi gösteriyor.

Otomobil üretimine yönelik 10 milyar dolarlık bir yatırım yapma taahhüdünde bulunmuştu. Şirket, 2024 yılının ilk yarısında ilk elektrikli otomobillerini seri üretim olarak piyasaya sürmeyi planlıyor. Şu anda Pekin’de yılda 200.000 elektrikli otomobil üretebilecek kapasitede bir fabrika inşa ediliyor.

Raporlara göre, Mi 2024 yılında yaklaşık 100.000 elektrikli araç üretmeyi hedefliyor. Üretim hızını artırmak amacıyla şirket, EV fabrikası için işçi alımını hızlandırdı. Ayrıca, mi’nin Çin’deki mağazalarını elektrikli otomobillerin sergileneceği showroomlar olarak kullanma planları olduğu belirtiliyor.

Bu adım, Xiaomi’nin teknoloji ve otomotiv sektöründeki varlığını genişletme çabalarının bir yansıması olarak görülüyor. Elektrikli otomobil üretimi, şirketin gelecekteki büyüme stratejilerinden sadece biri olarak öne çıkıyor.

Twitch TikTok benzeri klipleri test ediyor

0

Twitch, keşfi artırmak için TikTok benzeri bir klip akışını test etmeye başladı. Discovery Feed adı verilen bu yeni yayın akışı, Twitch uygulaması içinde TikTok tarzında kısa klipler gösterecek ve çevrimdışı içerik üreticilerinin yeni izleyicilerle bağlantı kurmasını sağlayacak bir yol sunacak.

Bu yeni özellik Temmuz ayında duyurulmuştu ve canlı bir test olarak kullanıma sunuldu. Yayınlar, Twitch içinde kısa klipler olarak gösterilecek ve bu, içerik üreticilerinin uzun süre canlı yayında kalmadan yeni izleyicilerle etkileşim kurmalarına yardımcı olacak.

Test şu anda sınırlı bir deneyim olarak mevcut ve yalnızca belirli bir kullanıcılar tarafından denenebiliyor. Bu test dönemi, algoritmanın geliştirilmesi ve kullanıcı geri bildirimlerinin toplanması için kullanılacak, sonbaharda Discovery Feed’in tam sürümünü yayınlamadan önce bu test dönemini değerlendireceğini belirtiyor.

Twitch yayıncıları artık kendi yayınlarından klipler seçebilme yeteneğine de sahip olacaklar. Bu, içerik üreticilerinin en etkileyici veya ilginç anları vurgulamalarına ve daha fazla izleyici çekmelerine yardımcı olabilir.

Bu yeni özellikle birlikte, yayıncıların platformda daha fazla keşfedilmek ve yeni izleyiciler kazanmak için daha fazla fırsat elde edebilecekler. geleneksel olarak canlı yayın odaklı bir platform olduğu düşünüldüğünde, bu tür özellikler çevrimdışı içerik üreticileri için de büyük bir avantaj sağlayabilir.

Ancak, bu tür platformlarda içerik üreticilerinin sürekli olarak içerik üretmeleri ve etkileşimde bulunmaları gerektiği gerçeği unutulmamalıdır. Twitch’in amacı, izleyicilerin uzun süre klip akışında vakit geçirmesini hedeflemiyor; bunun yerine, yeni izleyicileri keşfetmek ve onları canlı yayınlarına çekmek istiyor.

Twitch’in bu tür özelliklerle gelmesi, platformun çeşitli içerik üreticilerine daha geniş bir kitleye ulaşma ve izleyici tabanını genişletme fırsatı sunabilir.

Türk hacker grubu CosmicBeetle Dünya’ya fidye yazılımı dağıtıyor!

0

Spacecolon, hassas bilgileri çalma veya Scarab fidye yazılımını dağıtma yeteneğine sahip bir uzaktan erişim truva atı olarak hizmet ediyor. CosmicBeetle muhtemelen ZeroLogon’a karşı savunmasız web sunucularını veya kaba kuvvet uygulayabildiği RDP kimlik bilgilerini hedefliyor. CosmicBeetle’ın ScRansom adı verilen yeni bir fidye yazılımının dağıtımına başlayacağı düşünülüyor. Muhtemelen kurban kuruluşlara, savunmasız web sunucuları aracılığıyla veya RDP kimlik bilgilerini kaba kuvvetle zorlayarak sızıyor. Bazı Spacecolon yapıları çok sayıda Türkçe terim içeriyor; bu nedenle, ESET, Türkçe konuşan bir geliştirici tarafından yazıldığına inanıyor. 

Geçmişi 2020 yılına kadar uzanıyor

ESET’in araştırmalarına göre Spacecolon’un geçmişi en az Mayıs 2020’ye kadar uzanıyor ve faaliyetleri devam ediyor. ESET, Spacecolon’un operatörlerine “uzay” ve “scarab” bağlantısını temsil etmesi için CosmicBeetle adını verdi. ESET telemetrisi tarafından tespit edilen Spacecolon vakaları, İspanya, Fransa, Belçika, Polonya ve Macaristan gibi Avrupa Birliği ülkelerinde yüksek yaygınlıkla birlikte tüm dünyayı kapsıyor. ESET, ayrıca Türkiye ve Meksika’da yüksek yaygınlık tespit etti. CosmicBeetle, yeni fidye yazılımı ScRansom’un dağıtımını hazırlıyor gibi görünüyor. Spacelogon, sunucuları ele geçirdikten sonra fidye yazılımı yüklemenin yanı sıra saldırganların güvenlik ürünlerini devre dışı bırakmasına, hassas bilgileri çalmasına ve daha fazla erişim elde etmesine olanak tanıyan çok çeşitli üçüncü taraf araçlar içeriyor.

Türkiye ve Meksika’da yüksek yaygınlık tespit edildi

ESET araştırmacısı Jakub Souček şu açıklamayı yaptı: “Spacecolon’un kurbanlarının arasında CosmicBeetle tarafından kullanılan erişim yöntemlerine karşı savunmasız olmalarının dışında herhangi bir benzerlik gözlemlemedik. Hedeflerin odaklandığı alanlar ya da büyüklükleri arasında da herhangi bir örüntü bulamadık. Ancak (tür ve coğrafyaya göre) birkaç isim vermek gerekirse, Spacecolon’u Tayland’da bir hastane ve turizm beldesinde, İsrail’de bir sigorta şirketinde, Polonya’da yerel bir devlet kurumunda, Brezilya’da bir eğlence sağlayıcısında, Türkiye’de bir çevre şirketinde ve Meksika’da bir okulda gözlemledik.” 

CosmicBeetle muhtemelen ZeroLogon güvenlik açığına karşı savunmasız olan web sunucularını ya da kaba kuvvet uygulayabildiği RDP kimlik bilgilerine sahip olanları hedeflliyor. Spacecolon ayrıca  operatörlerine arka kapı erişimi de sağlayabiliyor. CosmicBeetle kötü amaçlı yazılımını gizlemek için kayda değer bir çaba göstermiyor ve ele geçirilen sistemlerde çok sayıda iz bırakıyor. 

Yeni bir fidye yazılımı geliştiriliyor

CosmicBeetle savunmasız bir web sunucusunu ele geçirdikten sonra, kullandığı ana Spacecolon bileşeni olan ScHackTool’u konuşlandırıyor. Saldırıları büyük ölçüde aracın GUI’sine ve operatörlerinin aktif katılımına dayanıyor. Uygun gördükleri şekilde talep üzerine sızdıkları makineye ek araçlar indirmelerine ve çalıştırmalarına olanak tanıyor. CosmicBeetle eğer hedefin değerli olduğunu düşünürse, ScInstaller’ı dağıtabilir ve daha fazla uzaktan erişim sağlayan ScService’i yüklemek için kullanabilir. CosmicBeetle’ın dağıttığı son yük Scarab fidye yazılımının bir varyantı. Bu varyant dahili olarak pano içeriğini izleyen ve kripto para cüzdanı adresi olabileceğini düşündüğü içeriği saldırgan tarafından kontrol edilen bir adresle değiştiren bir kötü amaçlı yazılım türü olan ClipBanker’ı kullanıyor.

Pasif soğutma sistemleri çevre dostu olabilir

0

Pasif soğutma sistemleri çevre dostu bir şekilde karbon emisyonlarını azaltabilir. Harcanan enerjiyi minimuma indirebilir.

Kuru ve nemli iklimlerde soğutma kritik öneme sahip. Ancak evlerimizdeki, ofislerimiz ve arabalarımızdaki klimalar yılda yaklaşık 1.950 milyon ton karbondioksit emisyonundan veya küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 3,94’üne denk gelen miktardan sorumlu.

Washington Eyalet Üniversitesi (WSU) araştırmacıları, sürdürülebilir bir çözüm ve AC’lere alternatif bulmak amacıyla, eski soğutma yöntemlerini test etmek için 60 metrekarelik bir odayla deneyler yapıyor. WSU Tasarım ve İnşaat Okulu’nda yardımcı doçent olan Al-Hassawi bir basın açıklamasında, “Özellikle iklim ısındıkça binalarda soğutma talebi giderek artıyor. Mekanik sistemler dahil olabilir, ancak mekanik sistemlere güvenmeden önce binaları nasıl soğutabiliriz?” diyor.

Gemi konteynırına benzer odalarda denemeler yapılıyor

Araştırmacılar elektriği değil, suyu buharlaştırıp sıcaklıkları düşürmek için rüzgar kulelerini kullanan pasif sistemler kullanıyor. Devasa bir gemi konteynerine çok benzeyen test odası, güneş enerjisiyle çalışıyor ve pil depolamalı ve herhangi bir şebeke gücü gerektirmiyor. Sistemin soğutma etkisini test etmek amacıyla oda, 52 ila 54 santigrat derece arasındaki bir sıcaklığa kadar ısıtılabilir. Pasif aşağı çekişli soğutma sistemi Phoenix, Arizona’nın sıcak ve kuru koşulları altında test edildi.

Al-Hassawi: “Aşırı koşulları simüle edebiliyoruz. Daha küçük ölçekli modellerle, büyük ölçekli prototip yapımını beklemek zorunda kalmadan çok daha hızlı testler yapabiliyor ve sonuçları daha kısa sürede alabiliyoruz” diyor. Klimalara yönelik enerji talebinin 2050 yılına kadar iki katına çıkması bekleniyor. Bu endişe verici bir konu. Klimalardan kaynaklanan yıllık 1.950 milyon ton karbondioksit emisyonunun 531 milyon tonu sıcaklığı kontrol etmek için harcanan enerjiden, 599 milyon tonu ise nemin uzaklaştırılmasından kaynaklanıyor. Al-Hassawi: “Gelecek yıllarda artan küresel nüfusla birlikte pek çok yeni inşaat gerçekleşecek ve bunların çoğu gelişmekte olan dünyada olacak. Dolayısıyla, daha önce yaptığımız gibi inşa edersek ve soğutma taleplerini karşılamak için mekanik sistemlere güvenmeye devam edersek, bu bir sorun olacaktır. Özellikle dünyanın sıcak bölgelerindeki nüfus artışıyla birlikte çok daha fazla klimaya ihtiyaç duyulacak” diye ekledi.

Pasif soğutma sistemleri eski Mısır’da M.Ö. 2500’lü yıllara kadar uzanıyor. Soğutma için kullanılan strateji, rüzgar kulelerini kullanarak esintileri yakalamayı içeriyor. Sıcak bölgelerde nem buharlaşıyor ve bu da havayı soğutur. Soğuyan hava ağırlaşır ve yerçekiminin etkisiyle aşağıdaki yaşam alanına doğru çöküyor. Araştırmacılar, Dünya ısınmaya devam ettikçe klimaların yerini bu pasif sistem tasarımlarının alacağını umuyor.

Doping Hafıza’dan yapay zeka destekli Dijital Öğrenme Platformu

0

Tasarladığı çağdaş programlarla 2011 yılından bu yana yüz binlerce kullanıcının hayatına dokunan ve kişiselleştirilmiş bir deneyim sunan Doping Hafıza; Ar-Ge üssünde Microsoft OpenAI, Amazon Cloud Services, Oxford University Press gibi uluslararası iş ortaklarıyla yaptığı geliştirmelerle platformunu yeni bir seviyeye taşıdı. Bugüne kadar Türkiye’de ve dünyada birçok ilki gerçekleştiren Doping Hafıza, gerçekleştirdiği yeni yatırımla tamamen yapay zeka destekli bir platforma bürünerek kullanıcılara kusursuz bir öğrenme deneyimi sunuyor. Ayrıca marka yeni yatırımıyla öğrencilerin hem hayallerine ulaşmasına hem de yeni hayaller kurmasına vesile oluyor.

Türkiye’nin en büyük dijital öğrenme platformu Doping Hafıza, güncellenen yeni versiyonu ile öğrenmeyi farklı bir seviyeye taşırken; ilkokuldan ortaokula, liseden üniversiteye yüz binlerce kullanıcıya öğrenmenin eğlenceli yanlarını keşfettiriyor. Yapay zeka destekli ve hem Türkiye’de ve dünyada ilk olan yapay zeka destekli ders koçu, öğrenci gelişimini öğrencinin yaşını baz alarak gerçek zamanlı takip ediyor. Yeni platform aynı zamanda canlı bireysel ders koçluğu gibi birçok özelliği kullanıcı deneyimine sunuyor. Aynı zamanda platform; zengin içerik havuzuyla YKS, LGS, KPSS, DGS ve ALES gibi sınavlara hazırlık sürecinde de kullanıcılarına kişiselleştirilmiş bir deneyim ve kalıcı öğrenme imkanı sunuyor. İki yıl süren yapay zeka altyapılı platform hazırlıkları ve uzun süren Ar-Ge çalışmaları sonucunda yenilenen yapısıyla, 2023’ün ağustos ayında güncellenen versiyonunda hem yapay zeka hem canlı destek hem de en kaliteli öğrenme içeriklerini harmanlayarak kullanıcılara ihtiyaç duydukları tüm unsurları sunuyor. Platformun yenilenen yüzüyle daha çok kullanıcıya ulaşmayı hedeflediklerini belirten Doping Hafıza CEO’su Mert Kalkavan, “Doping Hafıza dijital öğrenme platformumuzun yeni hali önümüzdeki senelerde yüzbinlerce öğrencimizin umarım hem hayallerine ulaşmasına destek olacak hem de onları şaşırtıp, meraklandırarak, yeni hayaller de kurmalarına vesile olacak” dedi.

Alanında uzman, profesyonel ekibi fark yaratıyor

Doping Hafıza

Yaklaşık 200 kişilik profesyonel ekibiyle farklı öğrenme enstrümanlarını bir araya getiren Doping Hafıza, yapay zeka ile donatılan yeni versiyonu ile fark yaratıyor. Başta sınavlara hazırlanan kullanıcılar olmak üzere birçok farklı yaş grubundan ders çalışan kullanıcıya tüm öğrenme ihtiyaçlarını tek bir dijital uygulama üzerinden karşılayabildikleri bir sistem sunan Doping Hafıza, kullanıcıların zamandan tasarruf ederek, mekan sınırlarına takılmadan kişiselleştirilmiş bir süreç ile öğrenmelerine olanak tanıyor. Kullanıcıların ders çalışma sürecinde ihtiyacı olan her şeyi düşünen Doping Hafıza; akıllı değerlendirme paneli ile çok daha hızlı ve verimli çalışmayı sağlarken aynı zamanda kullanıcıların hangi derste ne kadar başarı gösterdiğini ve gelişim noktalarını sürekli olarak takip etme imkanı sunuyor.

Doping Hafıza CEO’su Mert Kalkavan
Doping Hafıza CEO’su Mert Kalkavan

Kullanıcıların çalıştıkları tüm derslere dair istatistikleri tutan yapay zeka temelli altyapısı kullanıcıyı adım adım takip ederken aynı zamanda kullanıcının zayıf olduğu konularda da özel içerikler sunarak öğrenme sürecini en iyi seviyeye getiriyor. Doping Hafıza, Oxford University Press iş birliği ile geliştirdiği Dopiverse aracılığıyla da 1., 2. Ve 3. Sınıf grubundaki çocuklara eğlenirken öğrenecekleri bir oyun uygulaması sunuyor.  Bu konuda çocukların ve velilerin muzdarip  olduğu zararlı oyunlar ve ekran bağımlılığı sorununu dert ettiklerini aktaran Kalkavan, “Platformumuzda ilkokul kademesindeki çocuklarımız için tamamen güvenli ve eğlenceli eğitsel bir oyun evreni inşa ettik. Hem Türkiye’de hem de yurt dışında -Amerika, Kanada ve İngiltere’de- kullanıcılarımız şuan bu evrende birbirleriyle etkileşiyor, aktiviteler yaparken değerli beceriler ediniyor” dedi.

Kişiye özel ders çalışma programı ve öğrenme yolculuğu

Doping Hafıza yenilenen yapısında yapay zeka asistanı sayesinde performans takibi ve değerlendirme özelliğiyle kullanıcının çalışma süreci boyunca derslerindeki çalışmaları takip ederek raporlarken kullanıcı sadece ders çalışmaya odaklanıyor. Kullanıcının derslerdeki bilgisine ve öğrenim hızına göre en uygun çalışma programını hazırlayan yapay zeka asistanı aynı zamanda kullanıcının en verimli şekilde ders çalışmasına da olanak tanıyor. Her kullanıcıya onu sabırla dinleyen, onun hızına ayak uyduran, onun seviyesine ve tercih ettiği yöntemlerle ders anlatan bir yapay zeka öğretmeni vaat eden platform YKS’den LGS’ye, ilkokuldan ortaokula, ortaokuldan lise sona kadar tüm sınıflarda dönem dersleriyle birlikte KPSS’den DGS, ALES ve İngilizce’ye kadar birçok paketi kullanıcılara sunuyor.

Çin kamikaze drone kopyaladı

0

Çin kamikaze drone kopyalayarak İran ile ilişkilerinin gerilmesine neden oldu. Savaş teknolojilerinde iki ülke karşı karşıya geldi.

Ukraynalı yayıncı Defence Express’in bir raporuna göre Çin, görünüşe göre İran’ın oldukça saygın HESA ‘Şahed 136’ insansız hava aracının kendi versiyonunu geliştirdi. “Sunflower 200” adı verilen bu yeni drone’un olağanüstü kaliteye sahip olduğu ve orijinal İran drone’una çarpıcı bir benzerlik taşıdığı söyleniyor. Bu gelişme, Çin’in ‘Army-2023’ fuarında tanıtılmasının ardından gün yüzüne çıktı ve bu tür gelişmiş drone teknolojisinin yaygınlaşmasına ilişkin endişelere yol açtı.

Rus askeri hizmetinde ‘Geran-2’ olarak da bilinen HESA ‘Shahed 136’, İran’ın Shahed Havacılık Endüstrileri tarafından üretilen otonom bir itici pervaneli drone. Başlıca işlevi, yerdeki hedefleri önemli bir mesafeden hedef alabilen, başıboş bir mühimmat olarak çalışmak. Onu farklı kılan şey, beş veya daha fazla gruplar halinde başlatılan kümeler halinde konuşlandırılması, hava savunmasını stratejik olarak alt etmesi ve saldırı sırasında kaynaklarını başka yöne yönlendirmesi. Drone, Aralık 2021’de halka görücüye çıktı ve gelişmiş uçuş stabilitesi için tasarlanan kendine özgü delta kanat şekliyle dikkat çekti. Ayrıca kanat uçlarına yerleştirilen dengeleyici dümenler çalışma sırasında kontrolün iyileştirilmesine katkıda bulunuyor.

Hafif ve uzun menzilli

En çarpıcı özelliklerinden biri, dronun burun kısmında yer alan ve tahmini 30-50 kilogram ağırlığındaki güçlü savaş başlığı. Yaklaşık 200 kg ağırlığa ve 2,5 metre kanat açıklığına sahip olan ‘Şahed 136’, 185 km/s’i aşan hızlara ulaşabiliyor. Ayrıca 2.500 kilometre kadar etkileyici bir menzile sahip.

Bu insansız hava aracının Çin versiyonunun yaklaşık 175 kilogram ağırlığında olduğu ancak benzer bir yük kapasitesi, boyutlar ve operasyonel menzile sahip olduğu bildiriliyor. Yeni geliştirilen drone aynı zamanda 160 litre beyan edilen yakıt kapasitesine de sahip; bu da muhtemelen selefi ‘Shahed 136’ ile benzerlik gösteriyor.

Bu drone’un taşınabilirliği, hem fırlatma çerçevesi hem de drone düzeneğinin çeşitli askeri veya ticari araçlara kolayca monte edilebilmesi açısından önemli bir özellik. Roket yardımı (RATO) ile hafif yukarı doğru bir açıyla fırlatılan dronun itici gücü, daha sonra gezinme sırasında İran yapımı Mado MD-550 dört silindirli pistonlu motor tarafından devralınıyor. Çin versiyonunun da benzer bir fırlatma prosedürünü kullandığı makul olarak varsayılabilir. Çin kamikaze drone konusunda İral ile karşı karşıya geldi.

Avrupa’yı fethedecek: Togg’dan hidrojenle çalışan otomobil atağı!

0

Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu (Togg), geçtiğimiz aylarda T10X ile ilk modelini satışa sundu ve şimdiden 2 binden fazla aracı yollara çıkarmayı başardı. Elektrikli SUV modelini piyasaya süren yerli markamız, yakın zamanda ise ürün gamını yeni elektrikli araçlarla güçlendirme planları yapıyor.

Hidrojen yakıt hücreli Togg geliyor

ShiftDelete.Net kurucusu Hakkı Alkan, Togg’un Gemlik’teki teknoloji kampüsünde Togg CEO’su M. Gürcan Karakaş ile bir araya geldi ve Togg’un gelecek planları hakkında detayları ilk ağızdan dinledi. Elektrikli modellerine yenilerini eklemeyi planlayan marka, şimdi ise sürpriz bir girişim ile karşımıza çıkmaya hazırlanıyor.

Togg’un yeni nesil batarya ve enerji teknolojileri hakkında stratejilerini anlatan Karakaş, bataryalarda LFP yerine 2026’da NMC teknolojisine yatırım planladıklarını söyledi. LFP (Lityum Demir Fosfat)batryalar çoğu üretici tarafından elektrikli otomobillerde kullanılıyor olsa da NMC (Nikel Mangan Kobalt) bataryaların elektrikli otomobiller için çok daha uygun olduğu ifade ediliyor.

NMC bataryalar gerek enerji gerekse güç yoğunluğu açısından sunduğu özellikler ile elektrikli araçlar için en uygun seçenek olarak karşımıza çıkıyor. Ancak bu tür bataryalar için gerekli olan malzemelerin tedarik problemleri ve yüksek maliyetleri ise üretimi zorlaştırıyor. Togg ise bu konuda çalışmalar yaparak araçlarında daha verimli bataryaları kullanmaya başlamayı planlıyor.

Togg CEO’su ayrıca Hydrogen Fuel Cell (Hidrojen Yakıt Hücresi) teknolojisi üzerinde çalıştıklarını da ekleyerek büyük bir sürprize imza attı. Bu sürpriz ile birlikte önümüzdeki günlerde sadece elektrikli değil hidrojenle çalışan Togg imzalı otomobiller de görebiliriz. 

Hidrojenle çalışan otomobil modelleri ile Avrupa’da ses getirmek isteyen Togg, böylece elektrikli araçların yaşadığı menzil sıkıntıları için de farklı bir alternatif oluşturmuş olacak. Peki sizce hidrojen yakıt hücresi ile çalışan Togg imzalı bir otomobil nasıl olur? Görüşlerinizi yorumlar kısmında bizimle paylaşabilirsiniz.