Nvidia Blackwell ekran kartlarında chiplet tasarımına geçiyor

0

Nvidia, yeni nesil ekran kartlarında önemli değişiklikler yaparak chiplet tasarımına geçmeye hazırlanıyor. Güvenilir bir kaynağa göre, Nvidia’nın HPC (Yüksek Performanslı Hesaplama) ve yapay zeka segmentleri için tasarlanan yeni nesil Blackwell GB100 ekran kartlarında, geleneksel monolitik tasarım yerine yonga seti veya chiplet tasarımı kullanacağı söyleniyor.

Chiplet tasarımı, günümüzde performans artışı sağlama ve maliyet verimliliği elde etme konusunda tercih edilen bir yaklaşım haline geldi. Nvidia, daha önce Hopper ve Ada Lovelace GPU’ları ile chiplet kullanmadan da başarılı bir performans elde etmişti. Ancak Blackwell GB100 GPU’ları, chiplet tasarımına geçiş yapacak ilk ürünler olacak ve 2024 yılında veri merkezi ve yapay zeka segmentlerine sunulması planlanıyor.

Chiplet tasarımını kullanabilmek için uygun üretim tesislerinin (örneğin, TSMC 3nm veya Samsung 4nm gibi) kullanılması gerekmekte. Bu, maliyet açısından etkili olsa da tedarik konusunda dikkatli bir planlama gerektiriyor. Nvidia, bu alanda lider teknolojilerinden biri olan TSMC’nin CoWoS teknolojisini kullanmak istiyor, ancak bu teknolojiye erişim konusunda AMD gibi rakipleriyle rekabet ediyor.

Ayrıca, Nvidia’nın Blackwell GB100 GPU’larında kullanmayı düşündüğü yonga seti tabanlı entegrasyon seviyesine bağlı olarak, tedarik edilmesi gereken diğer bileşenler de bulunmakta. Hem AMD hem de Intel, birçok IP’yi tek bir yonga paketi üzerinde entegre eden gelişmiş yonga seti paketleri geliştirmektedir. Bu nedenle, Nvidia’nın Blackwell GPU’larındaki yonga seti tasarımının ne kadar gelişmiş olduğu önemli bir faktör.

Son olarak, Blackwell GPU’larının mimari yapısında bazı değişikliklerin beklendiği belirtiliyor. Grafik ve doku kümeleri gibi birimlerin sayısının Hopper ile benzer olmasına rağmen, iç birim yapısının (SM/CUDA/Cache/NVLINK/Tensor/RT) önemli ölçüde değişeceği ifade ediliyor. Bu değişikliklerin, performans artışına katkı sağlaması hedefleniyor.

Nvidia’nın Blackwell GB100 GPU’larındaki bu değişiklikler, şirketin gelecekteki ürünlerinin rekabetçi kalmasına yardımcı olacak gibi görünüyor. Chiplet tasarımının benimsenmesi, daha fazla performans ve verimlilik sağlama potansiyeli sunuyor ve bu değişiklikler, Nvidia’nın gelecekteki stratejisini şekillendirebilir.

Tesla 5 milyonuncu elektrikli otomobilini üretti

Elektrikli otomobil üreticisi Tesla, son açıklamasıyla 5 milyonuncu elektrikli otomobil üretimini başarıyla tamamladı. Bu, Tesla’nın otomobil endüstrisindeki hızlı büyümesini ve etkisini gösteren önemli bir kilometre taşı. İlk Tesla Roadster’ın 2008 yılında teslimatı gerçekleştiğinde, elektrikli otomobiller henüz pazarın çok küçük bir parçasını oluşturuyordu. Ancak Tesla, hızla bu pazarı dönüştürmeye başladı ve 1 milyonuncu elektrikli aracını 2020 yılında üreterek bu alandaki liderliğini pekiştirdi. Şimdi, sadece üç yıl sonra 5 milyonuncu araç üretimine ulaşarak bu başarıyı taçlandırdı.

Tesla’nın bu hızlı büyümesi ve üretim kapasitesinin artması, otomotiv endüstrisini kökten değiştirdi. Tesla, elektrikli araçların daha yaygın hale gelmesine öncülük etti ve geleneksel otomobil üreticilerini rekabetçi bir şekilde bu alana girmeye zorladı. Ayrıca, Tesla’nın otonom sürüş teknolojileri konusundaki çalışmaları da endüstride önemli bir değişimi tetikledi ve gelecekte otomobil seyahatinin nasıl görünebileceğini yeniden tanımlıyor.

Elon Musk, Tesla’nın 2030’a kadar yılda 20 milyon elektrikli araç üretmeyi hedeflediğini belirtiyor. Bu, sadece elektrikli otomobil pazarını değil, aynı zamanda enerji depolama sistemleri gibi diğer alanları da içeriyor. Ancak bu hedef oldukça iddialı ve Tesla’nın mevcut üretim kapasitesini büyük ölçüde artırması gerekecek. Tesla, bu amaca ulaşmak için yeni üretim tesisleri kurma ve üretim tekniklerini geliştirme konularında yoğun bir çaba sarf ediliyor.

Sonuç olarak, Tesla’nın 5 milyonuncu elektrikli otomobil üretimi, elektrikli otomobil endüstrisinin geleceğini şekillendiren önemli bir dönüm noktasını temsil ediyor. Tesla, bu alandaki liderliğini sürdürerek otomotiv dünyasını dönüştürmeye devam ediyor.

NASA astronotları uzay istasyonuna ulaştı

Kazakistan’ın Baykonur Kozmodromu’ndan 15 Eylül Cuma günü saat 11:44’te havalanan NASA astronotu Loral O’Hara ve Roscosmos kozmonotları Oleg Kononenko ve Nikolai Chub, Uluslararası Uzay İstasyonu’na (UUİ) güvenli bir şekilde ulaştı. Yalnızca üç saatlik bir yolculuğun ardından, Dünya’dan 250 mil yükseklikteki yörünge istasyonuna kenetlendiler.

Uzay istasyonuna giriş yaptıktan sonra, yeni gelen astronotlar ve kozmonotlar, istasyonda bulunan yedi kişi tarafından sıcak bir karşılama ile karşılandı. Uluslararası Uzay İstasyonu’nun resmi sosyal medya hesabı, O’Hara’nın görüntüsünün en sağ köşede olduğu, 10 kişilik mürettebatın tamamını içeren bir fotoğrafı paylaştı.

Loral O’Hara, uluslararası bir ekip üyesi olarak ilk yörünge görevine başladı ve önümüzdeki altı ay boyunca ISS’de yaşayarak ve çalışarak geçirecek. Oleg Kononenko ve Nikolai Chub ise bir yıl boyunca istasyonda kalacaklar.

UUİ için mürettebat rotasyonu yoğun bir dönem. Geçtiğimiz ayın sonunda, SpaceX’in dört Mürettebat-7 astronotu istasyona gelmiş, ardından da dört Mürettebat-6 astronotu uçuşları sona ermişti. Bir haftadan biraz daha uzun bir süre sonra, NASA astronotu Frank Rubio ile kozmonotlar Sergey Prokopyev ve Dmitri Petelin, Rubio’nun 371 günle bir NASA astronotunun yörünge görevi süresi açısından yeni bir rekor kıracağı bir görevin ardından başka bir uzay aracıyla Dünya’ya dönecekler.

Frank Rubio’nun görev süresi aslında altı ay olarak planlanmıştı, ancak geçen yılın sonunda uzay istasyonuna kenetlenen Soyuz uzay aracının bir soğutma sıvısı sızıntısı yaşaması nedeniyle görev süresi uzatıldı. Roscosmos, hasarlı uzay aracının mürettebatlı bir uçuş için çok riskli olduğunu düşünerek Rubio’nun dönüş uçuşunu yeniden planladı ve yeni bir kapsül organize etti.

Aslında, Loral O’Hara ve iki Rus meslektaşının altı ay önce istasyona gitmeleri gerekiyordu, ancak yeniden planlama sürecinin getirdiği zorluklar nedeniyle görevleri bugüne kadar ertelendi.

Samsung Galaxy Tab A9 özellikleri ortaya çıktı

1

Samsung, akıllı telefonlarının yanı sıra tablet seçeneklerini de genişletmeye devam ediyor. Şimdi de bütçe dostu bir tablet olan Galaxy Tab A9’un özellikleri merakla bekleniyor. Bu yeni tablet, Geekbench platformunda ortaya çıkan test sonuçları ile detayları netleşiyor.

Samsung Galaxy Tab A9’da, 2,20 GHz altı çekirdek ve 2,20 GHz hızında iki çekirdek olmak üzere toplam sekiz çekirdekli bir işlemci bulunuyor. Bu işlemciye, güçlü bir grafik performansı sunmak için Mali-G57 MC2 GPU eşlik ediyor. Bu bilgiler, cihazın MediaTek Helio G99 platformunu kullanabileceğini gösteriyor.

Geekbench test sonuçları, Galaxy Tab A9’un tek çekirdek testinde 735 ve çoklu çekirdek testlerinde ise 1.766 puan aldığını gösteriyor. Bu, özellikle Qualcomm’un Snapdragon 695 işlemcisine yakın bir performans sunuyor. Ayrıca, cihazın Android 13 işletim sistemi ve 4GB RAM ile birlikte geleceği de test sonuçlarına dayanarak doğrulanmış gibi görünüyor.

Pil özellikleri de unutulmamış. Galaxy Tab A9, 5.100mAh büyüklüğünde bir pil ile geliyor ve hızlı şarj desteği sunuyor.

Tabletin model numarası SM-X110 (Wi-Fi modeli) olarak belirtiliyor. Ancak, Samsung henüz resmi bir lansman tarihi açıklamış değil. Ancak sızıntılar, Galaxy Tab A9’un yakın bir gelecekte piyasaya sürülebilir.

Galaxy Tab A9, bütçe dostu bir seçenek arayanlar için dikkat çekici bir alternatif olabilir. Güçlü işlemcisi, bol miktarda RAM’i ve uzun pil ömrü ile kullanıcıların günlük ihtiyaçlarını karşılayacak potansiyele sahip bir tablet gibi görünüyor. Detaylar geldikçe sizleri bilgilendirmeye devam edeceğiz.

Starlink yaz aylarında 250 milyon dolarlık uydu kaybetti

Güneş etkisinin yoğunluğunun artması, Elon Musk’ın Starlink projesi için zorlu bir yazı getirdi. Starlink’in internet erişimini uzaya taşıyan uydu takımyıldızı, 16 Temmuz ile 16 Eylül tarihleri arasında 200’den fazla uydu kaybetti Bu kayıp, yaklaşık olarak 250 milyon dolarlık bir maddi zarara mahal oldu.

Elon musk’un uyduları, internet erişimini küresel olarak iyileştirmeyi amaçlayan bir proje olarak başladı, ancak son zamanlarda artan güneş yoğnluğu nedeniyle büyük kayıplar yaşandı. Starlink’in uyduları, Güneş’ten gelen radyasyon ve diğer güneş olaylarına maruz kalınca çalışmama ve hatta yanma riski oluşturuyor.

Güneş yoğunluğunu ölçen KP Endeksi, bu yaz boyunca son derece yüksek seviyelerde seyretmişti. Bu, Starlink uyduları için bir tehdit oluşturdu ve sürekli bombardımana maruz kaldı. Güneş rüzgarları, proton fırtınaları ve diğer güneş kaynaklı olaylar,uydu ağında kesintilere neden oldu. 12 Eylül’de yaşanan bir kesinti, kullanıcıların bir saat boyunca Starlink hizmetlerinden yararlanamamasına yol açmıştı.

Güneş aktivitesinin hala yüksek olduğu göz önüne alındığında, uydu projesi ek güvenlik önlemleri almak zorunda kalabilir. Uydu takımyıldızının dayanıklılığını artırmak ve kayıpları en aza indirmek için teknolojik iyileştirmeler yapılması gerekebilir.

Starlink, dünya genelinde internet erişimini geliştirmeye devam etmek istediği için bu tür zorlukların üstesinden gelme çabalarını sürdürecektir. Güneş aktivitesinin seviyeleri düşene kadar, uydular ile ilgili güncellemeleri takip etmeye devam edin.

Yapay zekanın bir sonraki adımı ne olacak?

0

Google DeepMind’ın kurucu ortağı, yapay zekadaki bir sonraki aşamanın sizin için görevleri yerine getirecek etkileşimli botlar olduğunu söylüyor.

Google DeepMind’ın kurucu ortaklarından Mustafa Süleyman, “üretken yapay zekanın sadece bir aşama” olduğuna inanıyor. Süleyman daha önce beş yıl içinde herkesin yapay zeka asistanına sahip olacağını öngörmüştü.

Şu anda yeni bir yapay zeka girişimi olan Inflection AI’nin kurucu ortağı ve CEO’su olan Süleyman: “Sırada etkileşimli yapay zeka var: diğer yazılımları ve diğer insanları çağırarak kendileri için belirlediğiniz görevleri yerine getirebilen botlar” dedi. Süleyman, etkileşimli yapay zekanın, günümüzün “statik” teknolojisi olarak tanımladığı teknolojinin aksine, izin verildiği takdirde daha dinamik olabileceğini ve kendi başına harekete geçebileceğini söyledi. Bu, teknoloji tarihinde pek çok insanın hafife aldığını düşündüğüm çok çok derin bir an ifadelerini kullandı.

Sonraki aşama yerimize görev yapan robotlar

DeepMind’ın kurucu ortağı Süleyman daha önce önümüzdeki beş yıl içinde herkesin yapay zeka asistanına sahip olabileceğini öngörmüştü. Şirketi Inflection AI, Mayıs ayında ChatGPT’ye rakip olarak kişisel tavsiye ve konuşmaya odaklanan chatbot Pi’yi piyasaya sürdü. Bağlam açısından, şu anda Kasım ayında ChatGPT tarafından popüler hale getirilen sohbet arayüzünün ötesine geçen üretken yapay zeka araçlarının yükselişini görüyoruz.

Yatırımcılar Nisan ayında Insider’a, bir sonraki yapay zeka girişimleri dalgasının geliştiricilerin yapay zeka modellerini kullanarak uygulamalar oluşturmasına ve bunları harici veri kaynaklarıyla entegre etmesine olanak tanıyacağını söyledi. ChatGPT yaratıcısı OpenAI ayrıca Temmuz ayında chatbot’u için bir Kod Yorumlayıcı özelliği başlattı ve Wharton profesörü Ethan Mollick’in bunun “Yapay zekanın karmaşık bilgi çalışmaları için değerli bir yol arkadaşı olduğu bir gelecek için şimdiye kadarki en güçlü durum” olduğunu söylemesine yol açtı.

Web analiz firması Benzerweb’e göre, ChatGPT’nin web sitesine yönelik web trafiği  Ağustos ayında üst üste üçüncü ayda da düşüş gösterdi. Yatırımcılar ağustos ayında Wall Street Journal’a yapay zeka haberlerini etkili işlere dönüştürmenin göründüğünden daha zor olduğunu söyledi. Süleyman ve Inflection AI, Insider’ın normal çalışma saatleri dışında gönderilen yorum taleplerine hemen yanıt vermedi.

Wi-Fi 7 adaptör ve yonga setleri geliyor!

Elektrik ve Elektronik Mühendisleri Enstitüsü’nün (IEEE) Wi-Fi 7 (802.11be) spesifikasyonunu henüz resmi olarak onaylamasa da, teknoloji pazara çıkıyor. Intel, bu yıl çeşitli şekillerde piyasaya çıkacak olan ilk Wi-Fi 7 denetleyicilerini ve adaptörlerini zaten tanıttı.

Intel şu anda iki M.2-2230 taslak Wi-Fi 7 adaptörünü listeliyor:  Intel BE200  ve  Intel BE202. Her iki adaptör de 2×2 TX/RX akışını destekliyor, 2,4 GHz, 5 GHz ve 6 GHz bantlarını kullanıyor ve BE200’ün maksimum hızı 5 Gbit/s; bu, standart tarafından desteklenen maksimum aktarım hızının oldukça altında. İki parça arasındaki kesin farklar şu aşamada bilinmiyor ancak Intel, BE200’ün Wi-Fi 7 ön sertifikalı olduğunu iddia ediyor. Hem Intel BE200 hem de BE202, PCIe ve USB arayüzlerini destekler ve masaüstü anakartlar ve dizüstü bilgisayarlar için kullanılabilir.

BE200, @momomo_us  tarafından fark edildiği gibi,  yakında çıkacak olan Gigabyte Aorus Z790 Master X anakartı (PCB revizyon 1.2) tarafından kullanılacak. Bu arada platformun diğer bazı versiyonları Qualcomm’un Wi-Fi 7 QCNCM865 (PCB rev. 1.0) ve MediaTek’in Wi-Fi 7 MT7927, RZ738 (PCB rev. 1.1) modellerini kullanacak. Wi-Fi 7’den yararlanmak için kullanıcıların Wi-Fi 7 uyumlu yönlendiricileri ve erişim noktalarını da kullanması gerekecek.

Intel için tehlike çanları çalıyor!

Wi-Fi 7, maksimum 40 Gbit/s’lik toplam bit hızı vaat ederek, onu kullanıcıların çoğu için kablolu Ethernet’in potansiyel halefi olarak konumlandırıyor. Bu etkileyici hızlara ulaşmak için Wi-Fi 7, üç frekans bandını kullanacak: 2,40 GHz, 5 GHz ve 6 GHz, kanal genişliğini 320 MHz’e genişletecek ve 4096-QAM’i içerecek. Ancak Intel’in BE200 örneğinin de gösterdiği gibi, birçok istemci cihazı muhtemelen daha düşük hızlarda çalışacak.

Teknoloji aynı zamanda öncüllerinin belirlediği temeller üzerine de inşa edilecek. Wi-Fi 6 ve Wi-Fi 6E tarafından tanıtılan ve desteklenen MU-MIMO (Çok Kullanıcılı Çoklu Giriş Çoklu Çıkış) ve OFDMA (Ortogonal Frekans Bölmeli Çoklu Erişim) gibi özellikleri zorunlu olarak destekleyecek. Bu geliştirmelerin kablosuz bağlantıların verimliliğini ve kapasitesini optimize etmesi bekleniyor.

Intel başlangıçta Wi-Fi 7’nin bant genişliği gerektiren görevlerde, özellikle de Intel’in WiGig teknolojisini kullanan artırılmış gerçeklik (AR) ve sanal gerçeklik (VR) kulaklıklarında kullanılmasını öngörmüştü. IEEE, IEEE 802.11be spesifikasyonunu 2025 yılına kadar resmi olarak benimsemeyi planlarken, Intel ve diğerleri teknolojinin performansı konusunda iyimser ve ilk Wi-Fi 7 uyumlu denetleyicilerini ve adaptörlerini zaten piyasaya sürdüler.

Bununla birlikte, Wi-Fi 7 cihazlarının her yerde yaygınlaşması muhtemelen yıllar alacak. Spesifikasyonun tam sertifikasyonu 2024 yılına kadar beklenmiyor ve uyumlu istemci cihazlarının büyük ölçüde piyasaya sürülmesi bundan sonra gelecek. 

Yani yakın zamanda bir Wi-Fi 6 veya 6E yönlendirici satın aldıysanız, şimdilik size iyi hizmet edecek. Ancak bir veya iki yıl sonra yükseltme yapmayı düşünebilirsiniz; özellikle de kablosuz bağlantılarınızda hıza ihtiyacınız varsa ve tüketici teknolojisinin en ileri teknolojilerini deneyimlemek istiyorsanız.

Einstein Copilot yapay zeka atılımı yapıyor

0

Küresel CRM lideri Salesforce’un ev sahipliği yaptığı San Francisco’daki dünyanın en büyük yıllık yazılım konferansı Dreamforce, Einstein Copilot adında bir “konuşma odaklı yapay zeka asistanı”nın lansmanına tanık oldu. Aslında bu, OpenAI tarafından geçen yılın Kasım ayının sonunda piyasaya sürülen “üretken yapay zeka” sohbet robotu ChatGPT’nin satış ve CRM eşdeğeri.

Salesforce kurucu ortağı ve CEO’su Marc Benioff Salı günü Dreamforce açılış konuşmasında: “Bu yapay zeka fırsatının her şeyi ve muhtemelen her şeyi ve hepimiz için değiştireceğine şüphe yok. Bu yeni teknolojiyle daha yüksek düzeyde müşteri başarısı, üretkenlik, büyüme, dönüşüm ve strateji elde edebileceğimizi görebiliyoruz. Manzaramızı kökten değiştirecek. Her şey aynı anda değişecek” dedi.

Einstein Copilot yapay zeka için iddialı

OpenAI CEO’su Sam Altman, Benioff’un sahnedeki sohbetine katıldı ve bu görüşünü yineledi. Altman: “İnternetin ve ardından mobil cihazın her yere sızması gibi, bu da istihbaratta gerçekleşecek. Şu anda insanlar bir yapay zeka şirketi olmaktan bahsediyor. iPhone App Store açıldıktan sonra insanların bir mobil şirket olmaktan bahsettiği bir dönem vardı. Ancak artık hiçbir yazılım şirketi mobil şirket olduğunu söylemiyor çünkü mobil uygulamaya sahip olmamak düşünülemez. Zekanın her ürün ve hizmete entegre edilmemesi düşünülemez” dedi.

Einstein AI platformu, Salesforce’ta on yıldır geliştirilme aşamasındadır ve son yıllarda veri analitiğine dayalı bir tahmin aracı olarak kullanılmaya başlandı. Bu yılın başlarında Salesforce, ChatGPT üretken yapay zeka modelinden yararlanarak Einstein GPT’yi piyasaya sürdü. Copilot, bu yaklaşımın önemli bir evrimi. Kullanıcılara iş akışları içerisinde yardımcı olarak, doğal dilde sorular sormalarına ve şirketin kendi verilerine dayanan ilgili ve güvenilir yanıtlar almalarına olanak tanıyarak üretkenliği artırması bekleniyor. Bunun da şirketlerin üretkenliğini artırmasına, gelirlerini artırmasına ve müşteriler için kitlesel olarak kişiselleştirilmiş deneyimler yaratmasına yardımcı olması bekleniyor.

Salesforce başkan yardımcısı ve Einstein genel müdürü Rahul Auradkar, bir röportajda her iş fonksiyonu için Copilot çeşitlerinin bulunduğunu söyledi. Dreamforce sırasında sunulan vaka çalışmaları, Amerikan Otomobil Birliği’nden, müşteri katılımını ve geliri artıran kişiselleştirilmiş deneyimler yaratmak için dijital teknolojileri kullandığını söyleyen Heathrow Havalimanı’na kadar uzanıyordu.

Heathrow’un pazarlama ve dijital direktörü Peter Burns: “Müşterilerimizle olan etkileşimlerimizi kişiselleştirmek için 25 milyon yolcu kaydının birleştirilmiş, gerçek zamanlı verilerine dayanan Einstein’ı kullanıyoruz. Yapay zekanın bu kullanımı, doğru yolculara doğru hizmetleri doğru zamanda sunmamıza ve aynı zamanda bir sonraki havaalanı ziyaretlerinden önce yolcu ihtiyaçlarını tahmin etmemize olanak tanıyor” dedi.

Tim Cook Apple’ın temiz enerji vizyonunu anlattı

Apple’ın CEO’su Tim Cook, şirketin temiz enerji ve sürdürülebilirlik konusundaki taahhütlerini güçlü bir şekilde vurguladı, çevresel sorumluluklarını ve inovasyonlarını açıkladı. Cook, şirketin Brown County, Texas’taki temiz enerji sağlama projesi gibi önemli girişimlere liderlik ettiğini belirtti.

Cook, bu projelerin sadece “erdem sinyalleri” vermekle kal mayıp, aynı zamanda iş açısından mantıklı olduğuna inandığını ifade etti. Brown County’deki güneş panelleri çiftliği gibi büyük ölçekli projeler, Apple’ın enerji tüketimini daha yeşil ve sürdürülebilir hale getirmeye yardımcı oluyor. Şirket, bu temiz enerji kaynaklarını kullanarak ürünlerinin üretiminden başlayarak tüm süreçlerde karbon ayak izini azaltmayı hedefliyor.

Cook, “Bu işe yaradığını görmek istiyorum, çünkü diğer insanların bunu kopyalamasını istiyorum. Ve iyi bir ekonomik karar olmayan bir kararı kopyalamayacaklarını biliyorum” dedi. Apple’ın temiz enerji ve sürdürülebilirlik taahhütleri, şirketin sadece çevresel fayda sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda diğer şirketlere de ilham kaynağı olmasını amaçlıyor.

Şirket, sadece temiz enerji kaynaklarını kullanmakla kalmayıp, aynı zamanda ürünlerin kullanımı sırasında tüketilen enerjiyi yenilenebilir kaynaklarla dengelemeyi hedefliyor. Bu, müşterilerin Apple ürünlerini kullanırken de temiz enerji kullanımına katkı sağlamalarını sağlıyor.

Tim Cook, sürdürülebilirlik çabalarının yanı sıra teknolojik inovasyonlara da önem veriyor. Şirket, sanal gerçeklik alanında Vision Pro adlı yeni bir ürünün piyasaya sürülmesini planlıyor ve bu alandaki liderliğini sürdürmeye hazırlanıyor.

Cook’un sivil ve toplumsal konulardaki taahhütleri de dikkat çekiyor. Apple, çeşitlilik ve eşitlik konularında aktif bir rol oynuyor ve toplumsal değişimi desteklemeyi temel bir değer olarak benimsemiş durumda.

Son olarak, pandemi döneminde Apple’ın ofise dönüş stratejisi de gündemde. Cook, şirketin çalışanlarının işbirliği yapma ve deneyimlerini paylaşma fırsatlarını sürdürmeye odaklandığını açıkladı.

Tim Cook’un bu açıklamaları, Apple’ın çevresel ve toplumsal sorumluluklarını ciddi bir şekilde ele aldığını ve gelecekteki sürdürülebilirlik hedeflerine kararlılıkla ilerlediğini yansıtıyor. Apple, temiz enerji, sürdürülebilirlik ve teknolojik inovasyon konularında öncü bir rol oynamaya devam ediyor.

iOS 17 ve iPadOS 17 yayınlandı! Nasıl indirilir?

0

Apple’ın WWDC 2023 etkinliğinde tanıttığı 2 yeni işletim sistemi güncellemesi sonunda yayınlandı. iOS 17 ve iPadOS 17 işletim sistemi güncellemeleri artık Apple kullanıcıları tarafından indirilebilir durumda. Peki iOS 17 ve iPadOS 17 nasıl indirilir? Yeni güncellemeler neler sunuyor? İşte detaylar…

iOS 17 ile birlikte gelen yenilikler!

Apple yeni iOS 17 sürümü ile birlikte birçok farklı noktaya odaklanmış durumda. Bunlardan en çok göze çarpan ise arama/çağrı özelleştirme oldu. Bu ekrana bir kişinin fotoğrafını veya Memoji’sini koyabilmenize ve ayrıca yazı stilinden rengine kadar tüm arama ekranını özelleştirebilmenize olanak sağlıyor.

Canlı Çıkartmalar desteği sayesinde fotoğraflardan belirli objeleri seçebilecek ve daha sonra çıkartma olarak kullanabileceksiniz. Ayrıca bunlara ek olarak aradığınız kişi FaceTime çağrınızı cevaplayamadığında video veya ses kaydı yollayabilme ve görüşme sırasında artırılmış gerçeklik efektleri kullanma bulunuyor.

Apple’ın EarPod’ları AirPods’a göre daha yetenekli: Üstelik 8’de 1 fiyatına!

AirDrop benzeri bir özellik olan NameDrop ise bir diğer önemli yenilik. AirDrop’a benzer şekilde çalışan bu özellik sayesinde herhangi bir Apple cihazına AirDrop kullanıyor gibi rehberinizde kayıtlı bir numarayı ve bilgilerini kolaylıkla gönderebileceksiniz. Ayrıca bu özellikle birlikte iki iPhone’u bir araya getirmek mümkün olacak. SharePlay sayesinde bir başka iPhone sahibiyle müzik dinleyebilir, film izleyebilir veya oyun oynayabilirsiniz.

Hangi iPhone modelleri iOS 17 alacak?

iOS 17 alacak modeller şu şekilde:

  • iPhone 15 Pro Max
  • iPhone 15 Pro
  • iPhone 15 Plus
  • iPhone 15
  • iPhone 14 Pro Max
  • iPhone 14 Pro
  • iPhone 14 Plus
  • iPhone 14
  • iPhone 13 Pro Max
  • iPhone 13 Pro
  • iPhone 13
  • iPhone 13 Mini
  • iPhone 12 Pro Max
  • iPhone 12 Pro
  • iPhone 12
  • iPhone 12 Mini
  • iPhone 11 Pro Max
  • iPhone 11 Pro
  • iPhone 11
  • iPhone SE 3
  • iPhone SE 2
  • iPhone Xs
  • iPhone Xs Max
  • iPhone XR

iPadOS 17 ile birlikte gelen yenilikler!

Apple, bu yıl gerçekleştirdiği WWDC 2023 etkinliğinde iPadOS 17 işletim sistemini tanıtmıştı. Bugüne kadar sadece Beta sürümleri ile karşımıza çıkan iPadOS 17, şimdi kararlı sürümü ile karşımızda. Kilit ekranından başlayan yenilikler sayesinde hareketli duvar kağıtları ve widgetlar ekleyebileceksiniz.

iPadOS 17

iPadOS 17 kilit ekranı ile birlikte Mesajlar kanadında da birçok yeniliğe gidiyor. Yeni “artı” düğmesini Mesajlar kısmına ekleyen Apple, bu kısımdan fotoğraf, sesli mesaj ve konum gibi sık gönderdiğiniz şeyleri bir arada görüntülemenize olanak sağlıyor. Bunun yanında kaçırdığınız mesajları görüntülemek için yeni bir ok simgesine de sahip olan iPadOS 17, aynı zamanda aradığınız mesajı kolayca bulmanız için “Arama filtresi” özelliğine de sahip. Ayrıca gelen sesli mesajları yazılı metne de dönüştürebiliyor.

iPadOS 17 için tarih verildi! Neler sunuyor? Detaylı liste!

 Yeni FaceTime özelliği ile artık bir kişiyi aradığınızda ve çağrınıza cevap alamadığınızda aradığınız kişiye sesli mesaj ya da video yollamanıza olanak sağlanıyor. Buna ek olarak iPad’inizdeki çağrınızın Apple TV’ye aktarılmasına da izin veriliyor. iPadOS 17 ile artık kişilerinizle ortak notlar kullanabilirsiniz. Siz çalıştığınız bir notu arkadaşınızla paylaşabilirken, arkadaşınızın yaptığı güncellemeler sizin ekranınızda eş zamanlı olarak görünecek.

iPadOS 17 alacak modeller!

  • 12.9 inç iPad Pro (2. nesil ve daha yeni modeller)
  • 10.5 inç iPad Pro
  • 11 inç iPad Pro (1. nesil ve daha yeni modeller)
  • iPad Air (3. nesil ve daha yeni modeller)
  • iPad (6. nesil ve daha yeni modeller)
  • iPad mini (5. nesil ve daha yeni modeller)

iOS 17 ve iPadOS 17 nasıl indirilir?

iPhone veya iPad cihazınızdan “Ayarlar” menüsüne girin. Ardından “Genel” sekmesine giriş yapın. En üst tarafta yer alan “Yazılım Güncelleme” sekmesine tıklayın ve cihazınız denetleme işlemini gerçekleştirsin. Ardından iOS veya iPadOS 17 sürümünü indirip, kurabilir ve kullanmaya başlayabilirsiniz.

Tesla Cybertruck’a büyük ilgi!

0

Tesla’nın ileri teknolojiye sahip elektrikli kamyonu Cybertruck, üretim sürecine yaklaşırken büyük ilgi çekiyor. 2024 yılında müşterilere teslim edilmeye başlanması planlanan araç, tasarımıyla bazı kişiler arasında tartışmalı olsa da yüksek sipariş sayıları ile dikkat çekiyor.

2019’daki tanıtımı, kırılmaz pencere gösterisinin başarısız olması nedeniyle eleştirilere maruz kalsa da, bu olay aracın kamuoyunda daha fazla konuşulmasına neden oldu. Tesla CEO’su Elon Musk, aracı tanıttıktan sonraki bir hafta içinde 250.000’den fazla sipariş aldıklarını açıkladı. Bu, Tesla için sıradışı bir durum değil, çünkü şirketin yeni modelleri genellikle tanıtımdan sonra yüksek sipariş alıyor, ancak zamanla ilgi azalır. Ancak Cybertruck, bu trendi takip etmiyor gibi görünüyor.

Tesla'nın Cybertruck

2021 yılına gelindiğinde, Cybertruck sipariş sayısının 1 milyonu aştığı bildirildi. İki yıl sonra bu sayının 2 milyonun üzerine çıktığı söyleniyor. Elbette rezervasyonlar, aracın başarısının kesin bir göstergesi değil, çünkü sadece 100 dolarlık bir depozito ödemeniz gerekiyor. Ancak düşük maliyetin bile yüzde 20’si gerçek satışlara dönüşse, Cybertruck kısa sürede dünyanın en çok satan kamyonetlerinden biri olabilir.

Tesla, henüz Cybertruck’ın nihai fiyatını açıklamış değil, ancak ilgi hala yüksek. Bu yıl içinde Tesla’nın fiyat ve teslimat bilgilerini açıklaması bekleniyor.

Tesla’nın geleceğe dönük elektrikli kamyoneti Cybertruck, tasarımıyla farklı görüşlere sahip olsa da, büyük bir ilgiyle karşılanıyor ve 2024 yılında müşterilere teslim edilmeye başlandığında, bu ilginin ne ölçüde ticari başarıya dönüşeceği merakla bekleniyor. Bu yüksek sipariş sayısı, Cybertruck’ın otomobil dünyasındaki potansiyelini gösteriyor ve Tesla’nın elektrikli kamyon pazarındaki önemli bir oyuncu olma yolunda ne kadar ilerlediğini görebiliyoruz.

Borusan sürdürülebilir fayda programı’nın ikinci dönem projeleri açıklandı

0

Sürdürülebilir bir dünya inşası için toplumsal ve çevresel faydayı faaliyetlerinin merkezinde konumlandıran Borusan’ın, Borusan Sürdürülebilir Fayda Programı’nda ikinci dönem için destekleyeceği projeler belli oldu. Impact Hub İstanbul iş birliği ile gerçekleştirilen programın ikinci döneminde “Birlikte İyileşiyoruz” mesajıyla deprem bölgesindeki toplumsal ve çevresel meselelerin çözümüne yönelik orta ve uzun vadede yeniden inşa sürecine katkı sağlamayı amaçlayan projeler destekleniyor.  

Programın 2. dönem odak alanları arasında, nitelikli eğitim desteği, eşitsizliklerin azaltılması, geçim kaynakları ve iş olanakları yaratma, çevre ve ekoloji başlıkları yer aldı. 25 Temmuzda başvuruları açılan ve 27 Ağustosta başvuruların kapandığı programa, 38 şehirden 142 başvuru geldi. 

Projelere kapsamlı destekler veriliyor 

Kazanan projelere, 6 ay boyunca ihtiyaçlarına göre tasarlanacak kapasite ve proje geliştirme desteği, etki modeli oluşturma desteği, eğitim ve atölye desteği, mentor ve uzman desteği ve görünürlük desteğinin yanı sıra, proje başına 300 bin TL’ye kadar hibe desteği sunulacak. Bununla birlikte, Borusan’ın ve Impact Hub İstanbul’un iletişim ağlarına dâhil olma fırsatı sağlanacak.

Seçilen projeler belli oldu

Programın ikinci döneminin jürisi Gazeteci, Yazar, Akademisyen Dr. Fatoş Karahasan, Birleşmiş Milletler (BM) Kadın Birimi Ülke Direktör Yardımcısı Zeliha Ünaldı, Yuvam Dünya Kurucusu & Yönetim Kurulu Başkanı Kıvılcım Kocabıyık, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) Türkiye Üreme Sağlığı Program Koordinatörü Gökhan Yıldırım, Sinemasal Kurucusu & Yönetim Kurulu Başkanı Enes Kaya ve Borusan Holding İnsan, İletişim ve Sürdürülebilirlik Grup Başkanı Nursel Ölmez Ateş’ten oluştu. 

Borusan Sürdürülebilir Fayda Programı’nda desteklenecek 4 proje;

Ayşe Kaşıkırık’ın Küresel Eşitlik ve Kapsayıcılık Ağı, toplumsal cinsiyet eşitliği odaklı afet yönetimi kategorisinde, kadınlara kapasite güçlendirme desteği sunarak, afet ve kriz dönemlerinin yarattığı olumsuz etkileri, kadın liderliğinde birer fırsata dönüştürebilmeyi ve kadın potansiyelinin ortaya çıkmasını hedefliyor.

Kevser Özcan’ın Sağlık Hakkı Derneği, sağlık haklarına erişimi kolaylaştırma kategorisinde, afet döneminde ortaya çıkan üreme sağlığı problemlerine yönelik Hatay’da yaşayan kadınları, sağlık problemlerine yönelik bilgilendirmek ve sağlık okuryazarlığı düzeyini artırmak üzere bir elçi mekanizması inşa etmeyi amaçlıyor.

Seben Ayşe Dayı ve Serim Berke Yarar’ın Erişilebilir Her Şey girişimi, deprem ve yeniden yapılanma sürecinde aktif rol oynayan aktörleri ve karar alıcıları, erişilebilir kentler tasarlama konusunda harekete geçirici, bilinçlendirici, kamuoyu oluşturulacak bir iletişim ve savunuculuk kampanyası yürütülmesine odaklanıyor.

Uğur Mursaloğlu’nun Çiftçiden Eve adlı dijital platformu, geçim kaynakları ve istihdam yaratma başlığı altında, kurduğu sipariş sistemi aracılığıyla afet bölgesindeki satış yapan üreticilerin ürünlerini, tüketici ile buluşturmayı ve afet bölgesindeki gönüllü aşevlerine veya geçici kentlerde yaşayan insanlara gıda ulaştırarak kırsal kalkınmaya destek olmayı amaçlıyor.

Borusan Sürdürülebilir Fayda Programı’nın ikinci dönemine yönelik görüşlerini dile getiren Borusan Holding İnsan, İletişim ve Sürdürülebilirlik Grup Başkanı Nursel Ölmez Ateş, “6 Şubat tarihinde yaşadığımız felaket ile ülkesine gönül borcu olan her kurum gibi bizler de yönümüzü deprem bölgesine çevirdik ve neler yapabileceğimize odaklandık. Birlikte İyileşiyoruz ana temasını taşıyan programımızın ikinci döneminde deprem bölgesine fayda yaratmayı amaçladık. Cumhuriyet’in 100.yılında meyvelerini topladığımız Borusan Sürdürülebilir Fayda Programının birinci döneminde, etki alanı geniş, güzel çıktılar elde ettik. İlk dönemdeki deneyimleri, ilerleme aşamalarını ve gelinen noktayı bir belgesel haline getirerek unutulmaz kıldık. İkinci dönemimizde de faydaya odaklanan ve fark yaratan bir süreç yaşanacağına inanıyorum” dedi.

Programın ilk dönemi belgesel haline getirildi

Borusan Sürdürülebilir Fayda Programı’nın ilk dönemini geçtiğimiz haftalarda tamamlayan Borusan, ilk dönem projelerin yer aldığı bir belgesel filmi de çekti. Vedat Atasoy’un yönetmenliğini üstlendiği belgeselde, projelerin ilerleme süreçleri, destek alınan dönemde yapılanlar anlatılırken Borusan’ın toplumsal fayda odaklı yaklaşımını da gözler önüne seriyor. Belgeselin ilk gösterimi 2 Ekim Pazartesi günü saat 20.00’de Digiturk beIN İZ kanalında olacak. Sonrasında ise Borusan Holding’in sosyal medya hesaplarında yayınlanacak.

Borusan Sürdürülebilir Fayda Programı 2. Dönem etkinlik videosu: Birlikte İyileşiyoruz’u izlemek için: https://www.youtube.com/watch?v=B-z_D0txt38&t=20s 

Exporgin Ticaret bakanlığı’ndan E-İhracat konsorsiyumu statüsü aldı

0

Exporgin.com Kurucu ortaklarından Mehmet Erdemi konuyla ilgili yaptığı açıklamada “Aldığımız bu gücü; platformumuza üye markaların, üretim yapan işletmelerin ürünlerini, dünyanın her noktasına eriştirmek, karlı bir şekilde yurt dışındaki tüketiciler ve dağıtıcılar ile buluşturma hedefi için kullanacağız” dedi.

Yerli ürünleri uluslararası pazarlara taşıma misyonuyla hareket ederek Türkiye’nin ihracat potansiyelini arttırmayı amaçlayan Exporgin.com, Ticaret Bakanlığı tarafından sunulan en kapsamlı destek programına dâhil edildi. Bu kararla birlikte Exporgin.com’un e-ticaret alanındaki öncü rolü ve ihracat potansiyeli resmi olarak tescillenmesinin yanı sıra e-ihracat konsorsiyumu statüsü de verilmiş oldu.

Türkiye’nin ekonomik potansiyelini dünya pazarlarına daha sağlıklı taşımak adına atılan bu adımı son derece değerli bulduklarını ifade eder Exporgin.com Kurucu ortaklarından Mehmet Erdemi konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Türkiye’nin önde gelen e-ticaret platformlarından biri olan Exporgin.com olarak, Ticaret Bakanlığı’nın bize verdiği bu destekle Türk ihracatçılarının dijital platformlarda daha rekabetçi bir şekilde yer almasını sağlamak için çalışacağız. Bunun için hizmet verdiğimiz müşterilerimiz için güçlü bir iş ortağı olmayı hedefliyoruz”

Konsorsiyuma dahil olarak Türkiye’nin e-ticaret hacmini artıracak

Exporgin.com olarak, Türkiye’nin e-ihracat ile ekonomik büyümesine katkı sağlama vizyonuyla hareket ettiklerini ve etmeye de devam edecekleri noktasının altını çizen Erdemi: “Ticaret Bakanlığı’nın sunduğu en kapsamlı destek programına dâhil olarak ülkemizin ihracat hedeflerine katma değerli daha karlı, etkin ve güçlü bir şekilde katkıda bulunma fırsatını elde etmenin heyecanı içindeyiz. Aldığımız bu gücü; platformumuza üye markaların, üretim yapan işletmelerin ürünlerini, dünyanın her noktasına eriştirmek, karlı bir şekilde yurt dışındaki tüketiciler ve dağıtıcılar ile buluşturma hedefi için kullanacağız” şeklinde konuştu.

İhracata odaklı yapısıyla uluslararası pazaryerlerine de hizmet veriyor

Erdemi, açıklamasını şöyle tamamladı: “Exporgin.com tek başına ihracat odaklı kurulmuş bir pazaryeri olmakla birlikte iş modelinin dinamik temeller üzerine kurulu olmasının sağladığı avantajla küresel alanda faaliyet gösteren pazaryerlerine de hizmet üretmekte. Exporgin.com’un e-ihracat konsorsiyumu statüsünün, yurtdışı pazarlarda daha etkin ve güçlü bir şekilde faaliyet göstermesini sağlayacağını belirten Erdemi, “Bu yetkilendirme Türkiye’nin ihracattaki dijital dönüşüm hedefleriyle de uyumlu bir adım olarak öne çıkıyor.  Yenilikçi yaklaşımımız ve geniş ürün yelpazemizle, uluslararası arenada Türk ürünlerine ve markalarına daha geniş bir erişim sunmayı amaçlıyoruz.”

SolarEX İstanbul Güneş enerjisinin devlerini bir araya getirecek

Güneş enerjisi ve yenilenebilir enerji sektörünün Türkiye’deki ilk ve tek, Avrasya’daki en büyük uluslararası etkinliği SolarEX İstanbul, her yıl artan katılımcı ve ziyaretçi sayısı ile 4-6 Nisan 2024 tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi’nde 16.kez kapılarını açmaya hazırlanıyor.

SolarEX İstanbul, güneş enerjisi ve teknoloji sistemlerinin tüm bileşenlerini bir araya getirmeyi hedefliyor ve dünyanın dört bir yanında yaptığı reklam ve tanıtım çalışmaları ile 16.yılındaki katılımcı ve ziyaretçi sayısı ile rekorunu ekarte etmeye hazırlanıyor.

Güneş Enerjisinin İhracat Kapısı SolarEX İstanbul’da açılıyor

Sektörde değer yaratan fırsatların buluşma adresi SolarEX İstanbul, ülkemizde solar endüstrinin en büyük ve en prestijli uluslararası organizasyonu olma özelliğini sürdürmeye ve oluşturduğu iş hacmi ile sektör ihracatına ivme katmaya devam ediyor. Solar sektörünün marka değerine katkı sağlayarak güneş enerjisi sektörünün en iyi oyuncuları tarafından desteklenen SolarEX İstanbul, yerli ürünlerimizin yurt dışına açılan kapısı olmaya, yerli ve yabancı katılımcı ve ziyaretçileri bir araya getirerek ülke ekonomisine katkıda bulunmak için harika bir zemin oluşturuyor. Güneş enerjisi ve teknolojilerine yönelik üretilen çözümleri ile bir araya getiren dünya markaları son inovatif ürünlerini SolarEX İstanbul’da sergileyerek ihracata katkı sağlayarak milyon dolarlık anlaşmalara imza atmaya devam ediyor.

Enerji sektöründeki önemli adımlar

Enerjide dışa bağımlılığı azaltarak, enerji faturalarını büyük ölçüde düşürecek olan yenilenebilir sınırsız ve bedava enerji, yeni yatırım alanlarından çevresel faktörlere, milli gelirden istihdama kadar pek çok alanda büyük fayda sağlıyor. Güneş enerjisi sektöründeki son teknolojileri ve trendleri keşfetmek için mükemmel bir platform sunan fuar, beş kıtadan ve 125’ten fazla ülkeden yatırımcı ve nitelikli ziyaretçiye ev sahipliği yaparak sektöre sağladığı kazanımları ile katılımcı ve ziyaretçilere sektördeki gelişmeleri deneyimleme ve globalde yeni yatırım fırsatları yaratma imkânı sunuyor.

Sektörün en büyük buluşması

Güneş enerjisi sektörünün ilk ve tek uluslararası organizasyonu SolarEX İstanbul, yerli sanayicinin sınırlarını uluslararası arenaya taşımak için 4-6 Nisan 2024 tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi’nde 16. büyük buluşmasına hazırlanıyor. SolarEX İstanbul’da katılımcı ve ziyaretçi olmak için; www.solarexistanbul.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

Tesla ve Apple’dan dev ortaklık! Apple kullanıcılarına sunulan imkanlar genişletilebilir!

Tesla, araçlarında yakın zamanda yayınladığı bir mobil uygulama güncellemesi aracılığıyla yeni Apple Kısayolları sunmaya başladı. 

Bu özellik, Apple kullanıcılarının Kısayollar özelliğinden ön koşullandırmayı başlatma, aracı kilitleme ve kilidini açma ve kullanıcıların araç için bir iç sıcaklık ayarlamasına ve kontrol etmek için kamera özelliklerini ılımlı hale getirmesine olanak tanıyan köpek modunu etkinleştirme gibi araç ve klima kontrollerine erişmesine olanak tanıyacak.

Kullanıcılar bu işlevlere ana ekranlarındaki bir widget düğmesine dokunarak veya Siri’yi kullanarak erişebilirler. Kullanıcılar ayrıca bir şarj limiti belirleyebilir ve şarjı durdurup başlatabilir.

Geçmişte Tesla kullanıcıları, Tesla uygulamasını veya Tessie gibi üçüncü taraf uygulamalarını kullanarak bu özelliklerin bazılarına erişebiliyordu. Artık kullanıcılar daha iyi kullanım kolaylığı için işlevselliği iPhone kısayollarına entegre edebiliyor. 

Bu özellik Apple kullanıcıları için kullanışlı olsa da geliştirilmesi gereken bazı sınırlamalar var. Kısayol otomasyonunu Siri aracılığıyla tetiklemek için kullanıcıların Siri’nin gerçekleştirmesini istedikleri talimatları ezberlemesi ve tekrarlaması gerekiyor. 

Ancak Kısayollar, tek bir tuşa tıklayarak bağlantı zinciri talimatlarına kolay erişim sağlıyor. Örneğin kullanıcılar Kısayollarını Tesla bir aracı kilitlemek ve camları kapatmak üzere programlayabilirler. 

Ayrıca kullanıcılar, günün belirli bir saati veya aracın belirli bir konumda olması gibi  belirli koşullar karşılandığında Kısayollar oluşturan Otomasyonlar özelliğini kısayollarla etkinleştirebilirler.

Bu Apple özelliğinin, telefon kritik pil düzeyine ulaştığında Düşük Güç Modunu otomatik olarak açmak gibi Tesla ile bağlantılı olmayan kullanıcılar için de başka pratik kullanımları da var. 

Kısayollar özelliği Tesla ve Apple arasındaki eşleştirilmiş işlevselliği artıracak. Ayrıca, eve geldikten sonra arabasını kilitlemeyi unutan veya elleri yiyecek doluyken arabanın bagajını açmak zorunda kalan kişiler için özellikle yararlı olacak.

Parmak iziyle kimlik doğrulama sayısı 2 milyonu aştı!

E-kimlik ve e-imza alanında Ar-Ge çalışmaları yapan EGA, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüyle yaptığı işbirliği kapsamında 2 bin biOnay cihazıyla parmak izi ile kimlik doğrulama yapıyor. Kimlik doğrulama işlemlerinde yaşanabilecek mağduriyetlerin önüne geçmek için çözümler sunan biOnay ile 973 tapu müdürlüğünde 10 ayda 2 milyonun üzerinde vatandaş herhangi bir sahtecilik veya mağduriyet yaşamadan işlemlerini güvenle gerçekleştirdi.

Mağduriyet önleniyor ve kurumların itibarı güçleniyor

EGA iştiraki olan biOnay’ın Kurucu Ortağı Ümit Yaşar Usta, “Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüyle işbirliğimiz kapsamında kısa sürede oldukça güzel sonuçlar aldık. Bugüne kadar 973 tapu müdürlüğünde 185 iş günü gibi kısa bir sürede 2 milyondan fazla kişi işlemlerini herhangi bir sahtecilik veya mağduriyet yaşamadan gerçekleştirdi. Tapu müdürlüklerimiz kaliteli ve güvenle hizmet veriyor” dedi.

Hızlı ve doğru bir şekilde kimlikler doğrulanıyor

Elektronik Kimlik Doğrulama Cihazı’nın sahteciliğin önüne geçmek için çok önemli olduğunu dile getiren Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Bilgi Teknolojileri Daire Başkanı Cevdet Ekmel Hatipoğlu, “Vatandaşlar tapuya geldiklerinde parmak izlerini cihaza okutuyorlar, kimlik bilgileri ile parmak izleri karşılaştırılıp doğruluğu teyit ediliyor. Böylelikle daha hızlı ve doğru bir şekilde kimlikler doğrulanıyor. Cihazlar 10 aydır tüm tapu müdürlüklerinde başarılı bir şekilde kullanılıyor” ifadelerini kullandı.
  
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, EGA’nın sağladığı Bionay Kimlik Doğrulama Hizmet Sağlayıcı (KDHS) platform yazılımlarıyla Türkiye genelinde 973 tapu ve kadastro müdürlüğünde 2 bin biOnay cihazıyla hizmet vermeye devam ediyor. Türkiye’nin ilk onaylı mobil kimlik doğrulama cihazı biOnay ile tapularda kimlik doğrulama işlem sayısı gün geçtikçe artıyor. Son 10 ayda iki milyonun üzerinde vatandaş tapu işlemlerinde biOnay kimlik doğrulama cihazını kullanarak işlem gerçekleştirdi.
 
E-kimlik ve e-imza alanında Ar-Ge çalışmaları yapan EGA, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüyle yaptığı işbirliği kapsamında 2 bin biOnay cihazıyla parmak izi ile kimlik doğrulama yapıyor. Kimlik doğrulama işlemlerinde yaşanabilecek mağduriyetlerin önüne geçmek için çözümler sunan biOnay ile 973 tapu müdürlüğünde 10 ayda 2 milyonun üzerinde vatandaş herhangi bir sahtecilik veya mağduriyet yaşamadan işlemlerini güvenle gerçekleştirdi.

Mağduriyet önleniyor ve kurumların itibarı güçleniyor

EGA iştiraki olan biOnay’ın Kurucu Ortağı Ümit Yaşar Usta, “Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüyle işbirliğimiz kapsamında kısa sürede oldukça güzel sonuçlar aldık. Bugüne kadar 973 tapu müdürlüğünde 185 iş günü gibi kısa bir sürede 2 milyondan fazla kişi işlemlerini herhangi bir sahtecilik veya mağduriyet yaşamadan gerçekleştirdi. Tapu müdürlüklerimiz kaliteli ve güvenle hizmet veriyor” dedi.

Hızlı ve doğru bir şekilde kimlikler doğrulanıyor

Elektronik Kimlik Doğrulama Cihazı’nın sahteciliğin önüne geçmek için çok önemli olduğunu dile getiren Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Bilgi Teknolojileri Daire Başkanı Cevdet Ekmel Hatipoğlu, “Vatandaşlar tapuya geldiklerinde parmak izlerini cihaza okutuyorlar, kimlik bilgileri ile parmak izleri karşılaştırılıp doğruluğu teyit ediliyor. Böylelikle daha hızlı ve doğru bir şekilde kimlikler doğrulanıyor. Cihazlar 10 aydır tüm tapu müdürlüklerinde başarılı bir şekilde kullanılıyor” ifadelerini kullandı.
 

iPhone 15’in kendisi gelmeden, aksesuarları geldi!

0

Heyecanla beklenen iPhone 15’ten önce Türkiye’ye gelen son teknoloji Mcdodo aksesuarlar, hem ergonomik hem de estetik tasarımlarıyla, telefonunuzla bütünleşerek kablosuz ve özgür şarj imkanı sunacak!

Dünyanın lider mobil aksesuar üreticilerinden Mcdodo, Türkiye’ye kendisi gelmeden heyecanı gelen iPhone 15 serisi için özel tasarlanan aksesuarlarıyla, başka bir heyecan daha yarattı. MagSafe Kılıf ve Cam Koruyucu, MagSafe Wireless Charger, 3 in 1 Wireless Şarj Standı, yüksek hızlı GaN Şarj Adaptörleri ve Yeni Nesil Akıllı Araç Kitleriyle; 13 ve 14 serilerinde olduğu gibi iPhone 15 serisi kullanıcılarına şarj konusunda bambaşka bir deneyim yaşatacak. iPhone 15 Türkiye’ye gelmeden önce satışa sunulan aksesuarlar; teknoloji marketlerinde ve www.mcdodo.com.tr ’de satışa sunuldu.  

MagSafe powerbank’lerde tasarım ve hız yarışıyor

iPhone 14’ten sonra iPhone 15’in de en çok tercih edilecek aksesuarı olan; 20.000 mAh’a kadar yüksek hızda kablosuz şarj imkanı sunan, zarif ve ince tasarımıyla telefonunuzla bütünleşip güçlü mıknatısıyla asla ayrılmayan MagSafe Powerbank’ler; ultra ince tasarımıyla ısınmaya karşı özel korumaya da sahip. Mcdodo MagSafe ayrıca POD koruması, akıllı yabancı cisim tespiti, otomatik kapanma koruması ile akıllı ve daha güvenli bir şarj fırsatı sunuyor.

Dünyanın en hızlı telefonuna yakışır adaptör

Dünyanın en hızlı telefonu için dünyanın en hızlı şarj adaptörünü üreten Mcdodo, 140W’a kadar hızlı şarj destekli GaN teknolojili adaptörler ile sadece iPhone 15 için değil, tablet ve dizüstü bilgisayarlar için de bugüne kadarki en yüksek şarj hızını sunuyor. 

iPhone 13,14 ve 15 serisi için özel olarak üretilen ve MagSafe ile de uyumlu Wireless Şarj ünitesi ise şarj deneyimini bambaşka bir seviyeye taşıyor. 25W’a kadar hızlı şarjı destekleyen yeni Mcdodo 2 in 1 ve 3 in 1 şarj üniteleri; zarif tasarımıyla telefon, kulaklık ve saat için aynı anda kablosuz ve özgür şarj fırsatı sunuyor.

Aracınız da iPhone 15 kadar akıllı olsun!

Mcdodo’nun iPhone 15’in sunduğu sınırsız teknoloji, hız ve mobiliteyi bir adım ileri taşıdığı araç kitleri ise aracınızı bir anda ‘akıllı’ hale getiriyor. Mcdodo Bluetooth Receiver Aux Wireless Araç Kiti ve Dijital göstergeli çift USB girişli araç şarjları, arabanıza binlerce lira ödeyerek alacağınız ek paketlerin konforunu sağlıyor. Ayrıca 100W 3 portlu hızlı araç şarjı ve 100W hızlı şarj kablosu da aracınızda bambaşka bir şarj deneyimi yaşamanıza imkan veriyor.

iPhone 15 uyumlu Mcdodo aksesuarlara; www.mcdodo.com.tr nin yanı sıra Amazon, Hepsiburada, N11, Trendyol  ve Gürgençler Mağazaları üzerinden ulaşabilirsiniz.

SpaceX’te sanal bir gezinti yapmak ister misiniz?

SpaceX, Tesla ve Twitter’ın da sahibi olan Elon Musk’ın vizyonu doğrultusunda uzay faaliyetleri icra eden ticari bir kuruluş.

Geçtiğimiz birkaç yıl içerisinde şirket öyle bir ivmelenme yakaladı ki geçmişte NASA ile özdeşleşen uzay faaliyetlerinin ana aktörü olarak anılıyor. Ve hatta yakın gelecekte NASA’yı geri planda dahi bırakabilir.

Eğer uzayla ilgiliyseniz ve SpaceX ismini daha önce duyduysanız, şirkette sanal bir tur yapmak ve daha yakından tanımak isteyebilirsiniz.

“SpaceX, insanlığın yıldızları keşfettiği bir geleceğin, bizim olmadığımız bir gelecekten temelde daha heyecan verici olacağı inancıyla kuruldu.” 

Elon Musk

Şirket, açık ofis planına sahip yüksek teknolojili bir çalışma alanına sahip. Ancak burada Occupy Mars yemek alanı ve barista kahve alanı bulunduğunu görmek sizi şaşırtabilir.

Toplantı odalarına büyük roket mühendislerinin, uzay bilimcilerin ve astronotların adını verdiğini biliyor muydunuz?

Tesisler

SpaceX tesisleri birkaç konuma yayılmıştır:

  • SpaceX Masseys Test Tesisi
  • SpaceX Fırlatma Kontrol Merkezi
  • SpaceX Takip İstasyonu
  • SpaceX Fırlatma Tesisi

Bu havacılık noktaları Amerika Birleşik Devletleri’nin Teksas eyaletinin Brownsville şehrinde bulunuyor. Ad Astra Okulu’nda eğitim görebilir veya yakınlarda kalabilirsiniz.

Ayrıca Hawthorne, Kaliforniya’daki genel merkezinde yeniden kullanılabilir roketler ve uzay araçları üretiliyor. 

Florida’da Cape Canaveral Uzay Kuvvetleri İstasyonu’nu ve Kennedy Uzay Merkezini bulacaksınız. Kaliforniya, Vandenberg Hava Kuvvetleri Üssü’ne ev sahipliği yaparken, Teksas’ta da Starüs bulunuyor.

“Sabah uyanmak ve geleceğin harika olacağını düşünmek istiyorsunuz; uzay yolculuğu yapan bir medeniyet olmanın anlamı da budur. Geleceğe inanmak ve geleceğin geçmişten daha iyi olacağını düşünmektir. Oraya çıkıp yıldızların arasında olmaktan daha heyecan verici bir şey düşünemiyorum.” 

Elon Musk

Şirket kendini nasıl tanıtıyor?

SpaceX dünyanın en gelişmiş roketlerini ve uzay araçlarını tasarlar, üretir ve fırlatır.

Burada, Dünya ve ötesindeki yaşamın gidişatını değiştirme potansiyeline sahip teknolojileri aktif olarak geliştiriyoruz. Sıkı çalışmanın ve yenilikçi çözümlerin büyük kazanımlarla sonuçlanacağına inanıyoruz, bu nedenle en iyi yetenekleri işe almaya ve liyakate dayalı bir kültür geliştirmeye öncelik veriyoruz.

Gezegenlerarası ulaşım sistemimizi oluşturmaktan astronotlarla çalışmaya ve Starlink geniş bant internet sistemimizi uygulamaya kadar tüm şirket çalışanları, insanlığı çok gezegenli hale getirme misyonumuzu gerçeğe dönüştürmeye doğrudan katkıda bulunuyor.

Kuantum bilgisayarlar için çip tabanlı termiyonik soğutmanın kilidi açılıyor!

0

Araştırma ekibi, soğutmanın tamamen elektronik bir şekilde gerçekleşmesine olanak tanıyan vakum tüpü benzeri bir cihaz tasarladı; bu, seyreltme ile soğutulan kuantum bilgisayarların soğutma maliyetlerini on kat azaltmanın olası bir yolu. Araştırmacılar, yaptıkları deneyde tasarımlarının sıcaklıkların %40’a kadar düşmesine izin verdiğini buldu. 

Bu kuantum bilgisayarlar, yararlı hesaplama çalışmaları gerçekleştirmek için çoğunlukla süper iletken transmon kubitlerinden yararlanıyor. Ancak bu süper iletken kübitlerin çalışabilmesi için uzayın mutlak sıfır sıcaklığına (~ 1 Kelvin) yakın bir sıcaklığa soğutulmaları gerekiyor. Bu ideal çalışma sıcaklıklarına ulaşmak için farklı helyum izotoplarının karıştırılmasının gerekliliği, işleyişi çok daha karmaşık bir boyuta taşıyor.

Herhangi bir yüksek seviyeli hesaplamanın temel sınırlamalarından biri soğutma kapasitesi; yani hesaplamayla üretilen ısıyı çalışma devrelerinden uzaklaştırma yeteneği. 

Ancak kuantum bilgisayarlar geleneksel elektroniklerden çok daha hassas; dış müdahalelere daha yatkınlar ve hangi tür müdahalelerin yararlı, çalışan kübit durumlarını çökertebileceği konusunda daha kararsızlar. Bu nedenle, daha basit, daha verimli soğutmaya olanak tanıyan yeni tekniklere çok ihtiyaç var. 

Yeni soğutma tekniklerinde bazı ilerlemeler elde edilmiş olsa da hepsi çoğunlukla aynı şekilde çalışıyor: ısı taşıyan bir ortamın (su veya hava gibi) ısı kaynağından uzağa yönlendirilmesi.

Ancak VTT’deki Finlandiyalı bilim adamları tamamen farklı bir yol izliyorlar: Isıyı elektron şeklinde yayan bir termiyonik cihaz geliştirdiler. Ancak en önemlisi, bu cihaz soğutmanın neredeyse en uç noktaya kadar alınmasına izin veriyor: Araştırmacılar, elektronikleri 1,5 K ile 0,1 K arasındaki bir aralığa kadar soğutmayı bekliyorlar; bu, “mutlak sıfır” için temel bir soğutma mekanizması olarak hizmet etmek için fazlasıyla yeterli.”. Ve bu teknik, sıvı bazlı soğutmaya kıyasla hem lojistik hem de operasyonel açıdan çok daha küçük, daha ucuz ve hataya daha az eğilimli olmalı.

Finlandiya’nın Espoo’daki VTT Teknik Araştırma Merkezi’nden Mika Prunnila, “Teknolojimiz, endüstrinin genel kuantum bilgisayar sistemi boyutunu küçültmesine yardımcı olabilir.” dedi.

Ancak termiyonik soğutucularla ilgili bir sorun, elektron aktivitesinin temel ısının tek kaynağı olmaması. Diğer parçacıklar, yarı parçacıklar ve yarı parçacıklar da birbirleriyle etkileşime girer; ve elektron saçılması yoluyla elde edilen soğutmanın, diğer parçacıkların (bu durumda fononların) “geri gelmesi”, önceden soğutulmuş malzeme içindeki parçacıklarla etkileşime girip onu ısıtması sonucunda kaybolması nadir değil. En önemlisi, araştırmacıların termiyonik cihazı hem elektronları yönlendirebiliyor hem de geri dönen fononların önceden soğutulmuş yüzeyle etkileşime girmesini (ve ısınmasını) engelleyebiliyor.

Araştırmacıların termiyonik cihazı, ısıyı farklı ortamlardan birleşme noktalarında kanalize ederek çalışıyor. Bu durumda, ısı süperiletken ortamdan yarı iletken ortama çekilir ve ısı en hassas bitlerden daha az hassas olanlara doğru itilir. Bu şekilde soğutma etkisi maksimuma çıkarılabilir.

Teknoloji için henüz erken ama kuantum bilgisayarlar ve klasik bilgisayarlar yararlı bir hızda gelişmeye devam edeceklerse, ısı yönetiminde temel atılımlar yapılması gerekiyor. Belki de Finli araştırmacıların termiyonik cihazı cevap olabilir. En azından daha küçük, daha yetenekli soğutma çözümlerine doğru bazı bilinmeyenleri ortadan kaldırıyor.