Far Cry kaynak kodu sızdırıldı

0

2004 yılında piyasaya sürülen orijinal Far Cry‘ın kaynak kodu çevrimiçi olarak sızdırıldı.

Far Cry 1.34 Complete” başlıklı oyunun kodu, tanınmış modder Vinícius Medeiros tarafından Haziran ayı sonunda internet arşiv sitesi Archive.org’a yüklendi.

Kodun sonraki yamaları içerip içermediği belli değil. Ayrıca kodu indiren ve çalıştıran bazı yorumcular kodun “tam değil, yakın” olduğuna inanıyor. archive.org web sitesinde bir yorumcu, “Eğitimli tahminime göre, bu, Ubisoft oyun başlatıcısı ve/veya DRM için destek eklemek için oyunun PC sürümü için bir kaynak ağacı sızıntısıdır.” diyor.

“Bazı .exe’ler içeriyor ama Xbox kodu ve oyun varlığı yok. Oradaki kod 332 hatası olmadan derlenmez. Bu yüzden, çaba sarf ederseniz ve kod tabanını öğrenirseniz, bu oyunun bazı hata ayıklama PC sürümünü çalıştırabileceğinizi düşünüyorum.”

Türkiye’den İngiltere’ye yazılım ihracatı

Çağrı merkezi sektörünün önemli oyuncularından Procat, İngiltere merkezli 230’dan fazla mağazası bulunan yapı malzemeleri ve inşaat ürünlerinde perakende zinciri için tasarladığı; satış sonrası süreç yönetimi, üst düzey müşteri memnuniyeti ve kusursuz bir operasyonel süreç sağlamayı hedefleyen yazılımıyla, markanın müşteri memnuniyetini %98’e çıkarmayı başardı. Türkiye’den İngiltere’ye sunulan bu hizmetle başarı hikâyesi oluşturulabilecek proje, Procat’in Ar-Ge merkezinde görevli Türk mühendisler tarafından gerçekleştirildi.

İletişim (çağrı) merkezi sektörünün önemli oyuncularından Procat, merkezi Birleşik Krallık olan Procat International ile global portföyünü genişletmeye ve kendi Ar-Ge merkezinde geliştirdiği kuruma özel yazılımlarla uluslararası arenada büyümeye devam ediyor. Teknik ve operasyonel uzmanlığını en yeni teknolojilerle harmanlayan Procat, İngiltere’nin yapı malzemeleri sektöründe faaliyet gösteren en büyük perakende zincirine özel geliştirdiği yazılım ve proje ile adeta bir başarı hikâyesi yazdı. Proje kapsamında firmanın iletişim merkezi altyapısı ve iş akış yönetimi,  kullanıcı deneyimi (UX) bakış açısıyla uçtan uca yeniden tasarlandı. Proje sayesinde, müşterilerin satın alımdan kurulum talebine kadar ihtiyaç duydukları tüm hizmet ve çözümler tek bir platform üzerinden yönetilirken, aynı zamanda süreçlerin tamamının dijitalleşmesi de sağlandı.

Türkiye’den İngiltere’ye uzanan yazılım başarısı

Procat Profesyonel Servisler ve Ar-Ge Kıdemli Direktörü Engin Bıçakçı

İş birliği sürecini anlatan Procat Profesyonel Servisler ve Ar-Ge Kıdemli Direktörü Engin Bıçakçı; “Procat olarak Türkiye’de edindiğimiz uzun yıllara dayanan tecrübe ve uzmanlığımızı dünya arenasına taşımaya devam ediyoruz. Hayata geçirdiğimiz yazılımın ana hedefi satış sonrası süreçteki aksaklıkların ortadan kaldırılması ve müşterinin kendisine atanan bir müşteri yöneticisiyle iletişimini sağlayarak müşteri memnuniyetini artırmaktı. Projede; UX, UI tasarımcıları, Sistem Uzmanı, Süreç Danışmanı, Developerlar olmak üzere toplam 10 kişilik ekip çalıştı. Bu dijital dönüşüm sayesinde tüm iş süreçlerinde, insani hataların en aza indirilmesi, erişilebilirliğin ve verimliliğin artırılması amaçlandı. Yazılım devreye girdikten sonra yapılan CSAT ölçümleri (müşteri memnuniyeti), yeni süreç yönetimiyle birlikte %98 başarı seviyesine ulaştı. Bu yazılım sayesinde müşterilere ek olarak bu uygulamayı kullanan müşteri temsilcilerinden de olumlu dönüşler aldık. Müşteri temsilcilerine düşen iş yükünün azaltılmasıyla manuel süreçlerin takibi oldukça kolay bir hale geldi. Canlıya aldığımız yazılımın, sistem üzerinden her detayının takibinin yapılabilmesi ve temsilcilere sonraki aşamalar için görevler oluşturarak yol göstermesi, işlerini oldukça kolaylaştırdı.” dedi.

Procat, her sektörde yazılım geliştirebilecek yeteneğe ve teknolojiye sahip

Engin Bıçakçı: “Procat, artık her alanda projeye özel yazılımlar geliştirebilecek yetenek ve teknolojiye sahip. Hatta bir adım öteye geçecek olursak, hedefimiz ürettiğimiz yazılımlar ve firmalara özel çözümler sayesinde dünya arenasında aranan bir firma haline gelmek. Çünkü bizler sadece yazılımı üretmekle ve bunun satışını yapmakla kalmıyoruz, aynı zamanda danışmanlık şapkamızla projelerin her bir adımında optimum sonuçları sağlayacak şekilde çözümler üretiyoruz. İşte bu söz ettiğimiz başarı hikâyeleri bu sayede ortaya çıkıyor. Procat ekibi olarak bu proje için yaklaşık 1 yıl çalıştık ve ilk fazını tamamladık. İyileştirme ve ilave özelliklerin geliştirilmesiyle birlikte ikinci fazı başlatıyoruz. Üstelik iş ortağımız, 2023 yılı sonuna kadar tüm projelerini bu platforma taşımayı hedefliyor. Müşterilerden ve müşteri temsilcilerinden düzenli olarak projeye dair görüşlerini alıp, oluşturacağımız katkıları ve gelişim alanları için planlamaları çıkartıyoruz. Son olarak söyleyecek olursak, teknolojinin gelişmesiyle birlikte dünyanın her yerinden tüketiciyi yakından tanıma fırsatı buluyor, taleplerini öğreniyor ve çözümler üretebiliyoruz. Her projede olduğu gibi bu projede de müşteri memnuniyeti ana hedefimizdi. Procat olarak bu süreci yürüttüğümüz için ayrıca gurur ve mutluluk duyuyoruz. Bu iş birliğinin uzun süre devam edeceğini ve bilhassa Birleşik Krallık’ta ve Kıta Avrupa’sında yeni projeleri beraberinde getireceğini öngörüyoruz.” dedi.

Türkiye en çok saldırılan beş ülkeden biri

0

Siber güvenlik şirketi ESET’in verilerine göre 2022 yılında Android cihazlara yönelik saldırıların sayısında artış gözlendi. Diğer saldırı türlerinde 2022’nin başında dinamik bir artış ve ardından yavaş bir düşüş görülürken, Android cihazlara yönelik tehditler geçtiğimiz yıl boyunca istikrarlı bir şekilde arttı. 2023 yılında 190 ülkede yaklaşık 3,6 milyar Android kullanıcısının olacağı tahmin ediliyor.

Android cihazlar siber suçlular için popüler hedef

ESET telemetrisine göre Android algılamaları, 2022 yılı Eylül-Aralık döneminde (T3)  yüzde 57 oranında arttı. Artışın nedeni çoğunlukla; reklam yazılımları (Adware) , gizli uygulamalar (HiddenApps)  ve casus yazılımlar (Spyware) oldu. ESET telemetrisinin T3’te en çok Android tehdidi tespit ettiği ülkeler Brezilya (%8,5), Ukrayna (%7,6), Meksika (%7,3), Rusya (%6,6), Türkiye (%5) ve ABD (%4) oldu. 2022 yılının tamamına bakıldığına, çoğu Android tespiti Ukrayna (% 9,3) ve Rusya’da (% 9,2) bulundu. Gizli uygulamalar algılamaları da T3’te yüzde  82.9 oranında önemli ölçüde arttı. Bu tür Android tehdidi, kendi simgelerini gizleyen, daha sonra gizlice reklam görüntüleyen aldatıcı uygulamaları temsil eder ve deneyimsiz kullanıcılar zararlıları temizlemekte güçlük yaşayabilirler. 

Reklam yazılımları ve gizli uygulamalar cihazları hedef alan başlıca Android kötü amaçlı yazılım türleri arasında yer alıyor. Kötü amaçlı gizli uygulamalar genellikle simgelerini değiştiriyor ve cihazda gizleniyor. Daha sonra genellikle istenmeyen reklamlar göstermeye veya arka planda başka eylemler gerçekleştirmeye başlıyor.  

ESET telemetrisi casus yazılımların da yükselişte olduğunu gösteriyor. Bu tür kötü amaçlı yazılımlar yeraltı forumlarında bir hizmet olarak sunuluyor ve vasıfsız saldırganlar bile sadece birkaç yüz ya da binlerce Euro karşılığında satın alabiliyor. Bazı kodlar aramaları kaydetmek, kameranın kontrolünü ele geçirmek ve fotoğrafları, e-postaları ve kişileri çalmak gibi oldukça geniş yeteneklere sahip. Casus yazılımlar genellikle kullanıcıyı gizlice gözetleyerek mümkün olduğunca çok bilgi ve veri çalmayı amaçlıyor. Saldırganlar için bu para kazanmanın oldukça basit bir yolu, çünkü çalınan veriler daha sonra başka saldırılarda kullanılmak üzere dark web’de yeniden satılıyor veya kurbana şantaj yapılabiliyor.

Casus yazılımlar şirketler için de riski artırıyor

Casus yazılımlar hassas verileri çalabilir, özel konuşmaları sızdırabilir, gizli kişileri elde edebilir ve tüm bunları herkese açık hale getirebilir. Bazen saldırganlar kimse fark etmeden iki taraf arasındaki iletişimi gözetliyorlar ve daha sonra topladıkları bilgileri veya isimleri, taraflardan biriymiş gibi davranarak sahte bir e-postadan şirketle iletişime geçmek için kullanabiliyor. Bu e-posta sayesinde saldırgan önemli sistemlere erişim ya da acil bir ödeme isteyebiliyor. Fail önceki konuşmanın bazı bölümlerini kullandığından, kurban bir şeylerin yanlış gittiğinden şüphelenmeyebilir. 

Akıllı telefonlar popüler hedefler haline geliyor

Siber suçlular geçmişte ağırlıklı olarak masaüstü cihazlara ve yazılımlara odaklanırken, artık BT departmanlarının şirket mobil cihazlarındaki trafiği ve iletişimi izlemekte zorlandıklarını fark ettiler ve odakları değişti. Akıllı telefonlar, üzerlerinde önemli veriler depolanmasına ve bulut havuzlarına ve iş uygulamalarına erişmek için kullanılmasına rağmen hafife alınıyorlar. BT yöneticileri genellikle mobil ortamın bölümlere ayrılması ve uygulamaların cihazdaki diğer uygulamaların faaliyetlerine doğrudan erişimi olmaması nedeniyle biraz daha güvenli olduğu gerçeğine güveniyor, ancak bu yeterli değil. 

Kripto cüzdanlar gibi finansal mobil uygulamalar da son zamanlarda hedef alındı. Bunun nedeni muhtemelen Bitcoin ve diğer kripto para birimlerinin aklanmasının daha kolay olması ya da aklanmasına hiç gerek olmaması. Cep telefonları artık yeni cüzdanlarımız ve siber suçlular bunu biliyor.

Android tehditlerine karşı nasıl korunulur?

Android cihazlar dijital güvenlik yazılımı ile korunabilir. Bu tür yazılımlar, sızdırılan ya da yeniden satılan kaynak kodlarıyla oluşturulanlar da dahil olmak üzere çoğu tehdidi etkili bir şekilde izleyebilir. Kodun bir kısmı genellikle değişmez, bu da yeni kötü amaçlı yazılım çeşitlerini tespit etmemizi mümkün kılar. ESET uzmanları kullanıcılara uygulamaları yalnızca resmi platformlardan indirmeleri ve Android mobil tehditlerinin en yaygın dağıtım vektörleri olan forumlar, ikincil pazarlar ve YouTube bağlantıları gibi tüm resmi veya güvenilir olmayan kaynaklardan kaçınmalarını tavsiye ediyor. Alacağınız önlemler saldırıların engellenmesini ve işletmenizin korunmasını sağlamaya yardımcı olacaktır.

Threads yakında geliyor! Twitter’dan kaçış başlar mı?

Meta Twitter’a rakip olarak konumlandırdığı Threads uygulamasının Elon Musk’ın Twitter kullanıcılarının her kategorisinin günde görüntüleyebileceği görüntü sayısına geçici bir kısıtlama getirdiğini duyurmasının hemen ardından, 6 Temmuz Perşembe günü faaliyete başlayacağını açıkladı.

Instagram’a bağlı olan Threads uygulaması, bugün Perşembe günkü lansmana öncesinde Apple uygulama mağazasında göründü. Meta, yayın için bir geri sayım web sitesi başlattı.

Tanıtım metni, Threads’ın “toplulukların bugün hakkında önemsediğiniz konulardan yarın trend olacak her şeye kadar her şeyi tartışmak için bir araya geldiği” bir yer olacağını söylüyor.

threads

Threads ile bağlantı kurmak kolay olacak

“İlgilendiğiniz ne olursa olsun, en sevdiğiniz yaratıcıları ve aynı şeyleri seven diğer insanları doğrudan takip edebilir ve bağlantı kurabilir veya dünyayla fikirlerinizi, görüşlerinizi ve yaratıcılığınızı paylaşmak için kendi sadık takipçilerinizi oluşturabilirsiniz.”

Sosyal medyada görülen ekran görüntülerinden, kullanıcıların Threads’a giriş yapmak ve mevcut kişilerini takip etmek için yalnızca Instagram kullanıcı adına ihtiyaçları olacak. Tahmin edildiği gibi, uygulama, yeniden gönderme, beğenme ve kullanıcıların kimin gönderilere yanıt verebileceğini sınırlama gibi benzer özellikler içerdiği için Twitter’ın bir kopyası gibi.

Meta, Threads’ı bir “metin tabanlı sohbet uygulaması” olarak tanımlıyor.

Bu hamle, Meta’nın Mark Zuckerberg ve Twitter’ın Elon Musk arasındaki rekabetin sonuncusu. Musk, Threads’ın yayın duyurusuna Twitter’da “Ne mutlu ki çok mantıklı bir şekilde yönetiliyorlar” diyerek yanıt verdi.

Google Analytics, gizlilik ihlali ile ilgili verilen cezalar hakkında açıklama yaptı

İsveç’in veri koruma gözlemcisi; ABD gözetiminin oluşturduğu riskler nedeniyle, gizlilik kural kitabını ihlal ettiğini tespit ettiği Google Analytics aracılığıyla Avrupalı kullanıcıların verilerinin ihracatına yönelik birkaç para cezası verdi. Ayrıca diğer şirketleri Google’ın aracını kullanmaya karşı uyardı.

İsveçli telekomünikasyon şirketi Tele2 için 1,1 milyon doların biraz üzerinde ve yerel çevrimiçi perakendeci CDON için 30.000 dolardan az olan para cezaları, Ağustos 2020’de Google Analytics‘i (ve Facebook Connect’i) hedef alan bir dizi stratejik gizlilik şikayetinin ardından bu tür ilk para cezaları.

Düzenleyici, Google tarafından Avrupalı kullanıcıların işlenmek üzere ABD’ye gönderilen verilerine uyguladığı sözde ek önlemlerin, koruma seviyesini gerekli yasal standarda yükseltmek için yetersiz olduğunu tespit etti. Google’ın IP adresi kesme (anonimleştirme önlemi) kullanımı da dahil olmak üzere, Tele2 durumunda, şirketin kesmenin verilerin ABD’ye aktarılmasından önce mi yoksa sonra mı gerçekleştirildiğini netleştirmediğini söyledi. bu nedenle “son oktet kesilmeden önce tüm IP adresine potansiyel erişim olmadığını” gösteremedi.

Gözlemci ayrıca, diğer iki şirketin Google Analytics, Coop ve Dagens Industries‘i kullanması durumunda bloğun üçüncü ülkelere transferlere ilişkin Genel Veri Koruma Yönetmeliği (GDPR) kurallarının ihlal edildiğini tespit etti, ancak bu durumlarda para cezası vermedi.

“Denetimlerinde, IMY [İsveç DPA], Google’ın istatistik aracı aracılığıyla ABD’ye aktarılan verilerin kişisel veri olduğunu, çünkü verilerin aktarılan diğer benzersiz verilerle ilişkilendirilebileceğini düşünüyor. Otorite ayrıca, “Şirketlerin aldığı teknik güvenlik önlemlerinin, esasen AB/AEA içinde garanti edilene karşılık gelen bir koruma düzeyi sağlamak için yeterli olmadığı sonucuna varıyor.” dedi.

“Dört şirketin tümü, kararlarını Google Analytics aracılığıyla kişisel verilerin aktarılmasına standart sözleşme maddelerine dayandırdı. IMY’nin denetimlerinden, şirketlerin hiçbir ek teknik güvenlik önlemlerinin yeterli olmadığı anlaşılıyor. IMY, Coop ve Dagens Industri ile aynı kapsamlı koruyucu önlemleri almayan Tele2’ye karşı 12 milyon SEK ve CDON’ye karşı 300.000 SEK idari para cezası veriyor. Tele2 son zamanlarda istatistik aracını kendi inisiyatifiyle kullanmayı bıraktı. IMY, diğer üç şirkete aracı kullanmayı bırakmalarını emrediyor.”

“Şirketler Google Analytics‘i kullanmayı bırakmalı” başlıklı blog gönderisinde düzenleyici, dört kararın rehberlik olarak ele alınması gerektiğini de sözlerine ekledi ve neyi daha geniş çıkarımlar olarak ifade ettiğini vurguladı.

Fransız ve İtalyan Gözlemciler de uyarmıştı

Geçen yıl, Fransız ve İtalyan gözlemcileri de dahil olmak üzere bir dizi Avrupa Birliği DPA’sı, bloğun uluslararası veri aktarımlarına ilişkin kurallarına uymayan bir dizi kullanıcı bulduktan sonra Google’ın analiz aracının kullanımına karşı uyardı.

AB ve ABD, AB-ABD adı verilen üçüncü bir veri aktarım düzenlemesini tamamlama sürecinde.

Bununla birlikte, gelen çerçeveye yasal zorluklar bekleniyor ve çeşitli Avrupa kurumları, yeniden müzakere edilen düzenlemenin yönlerinin hakimlerin endişelerini ele alacak kadar ileri gitmediği konusunda endişelerini dile getirdi. Bu nedenle, AB gizlilik hakları ile ABD gözetim uygulamaları arasındaki çatışmaya üst düzey bir çözüm olabilecek mi belirsiz.

Google bu konuyla ilgili bir açıklamada bulundu

“İnsanlar ziyaret ettikleri web sitelerinin iyi tasarlanmış, kullanımı kolay ve gizliliklerine saygılı olmasını ister. Google Analytics, yayıncıların sitelerinin ve uygulamalarının ziyaretçileri için ne kadar iyi çalıştığını anlamalarına yardımcı oluyor, ancak bireyleri tanımlayarak veya web üzerinden izleyerek değil. Bu araçlarla hangi verilerin toplandığını ve nasıl kullanıldığını Google değil, bu kuruluşlar kontrol ediyor. Google, uyumluluk için bir dizi koruma, kontrol ve kaynak sağlayarak yardımcı oluyor.”

Cep telefonunun kablosuz şarj özelliği olup olmadığı nasıl anlaşılır?

0

Gelişen teknolojiyle birlikte cep telefonlarına kablosuz şarj gibi bir çok yeni özellik dahil oldu. Bu özellikler hayat kurtarıcı yanlarıyla birlikte; aldığınız telefon için ayırdığınız bütçeyle doğru orantılı olarak geliyor.

Bu özelliklerden kullanıcıların belki de en çok sevdiği ve tercih ettiği kablosuz özelliği. Kullanıcılar sürekli olarak şarja takıp çıkarmakla uğraşmak yerine hem araçlarında hem de evlerinde sabit bir aparatı tercih ediyor.

Yüzlerce telefon modeli arasından kendi telefonunuzda bu özelliğin olup olmadığını nasıl anlayabilirsiniz?

Bunun için doğrudan doğruya cihazınızın kutusunun üzerini ya da içerisinden çıkan kullanma kılavuzunu inceleyebilirsiniz. Eğer bunlar ulaşabileceğiniz bir yerdi değilse cihazınızın hakkında bölümünden cihaz bilgilerine ulaşabilir ve internet platformlarından cihazınızın özelliklerini sorgulayabilirsiniz.

Kablosuz şarj aletleri alırken aldığınız cihazın orjinal olduğuna emin olmakta fayda var. Kablosuz şarj teknolojisi hassas ve kaliteli üretim gerektiren bir teknoloji, cihazların artan fiyatları ile birlikte tamir masrafları oldukça yüksek olabiliyor.

Harvard ChatGPT kullanmaya başlıyor

0

Harvard ChatGPT kullanmaya başlayarak yeni bir döneme giriyor. Üniversitede derslerin öğreniminde ChatGPT kullanılacak.

ChatGPT hakkında tartışmalar devam ederken dünyanın en iyi üniversiteleri bunu müfredata almaya devam ediyor. Ayrıca üniversiteler, rutin süreçleri ChatGPT ile otomatize ederek yapay zekanın kullanımında örnek oluyor. Bu üniversiteler arasına Harvard da katılmış durumda.

Harvard Üniversitesi, başlangıç ​​seviyesindeki bilgisayar bilimi derslerini öğretmek ve aynı anda öğretim asistanlarını serbest bırakmak için ChatGPT tarafından desteklenen bir yapay zeka aracı kullanıyor. CS50 Bot olarak bilinen üretken yapay zeka aracı, bu yaz üniversitenin öğrencileri destekleyici bir araç olarak Bilgisayar Bilimleri programına giriş dersinin bir parçası olarak yaklaşık 70 öğrenciye sunuldu. Yapay zeka sohbet robotu, derinlemesine açıklamalarla kodlama zorluklarını anlayarak ve onlara anında geri bildirim sağlayarak öğrencilere kişiselleştirilmiş yardım sağlayabilir. Bu, TA’lar veya profesörler müsait olmadığında öğrencilerin sıkışıp kalmalarını ve cesaretlerinin kırılmasını önler. Bu, hem müfredat hem de üniversite için daha yüksek tutma oranlarına neden olabilir.

ChatGPT derslerde neler sağlayacak?

Yapay zeka botu, öğretmenlerin veya öğretim asistanlarının yerini almak için değil, “yazılım aracılığıyla öğrencileri elimizden geldiğince desteklemek ve en çok ihtiyaç duyan öğrencilere yardım etmek için en yararlı kaynakları tahsis etmek için kullanılıyor. Gordon McKay Bilgisayar Bilimi Uygulaması Profesörü David Malan’ın dediği gibi, öğretmenler için değil, onları geliştirmek için tercih ediliyor. Malan, bunun öğrenciler, asistanlar ve profesörler için mevcut kaynaklardan en iyi şekilde yararlanmaları için destekleyici bir araç olduğunu açıkladı.

Yapay zeka ile çalışmak geleceğin kaçınılmaz bir parçası ve bu araç aynı zamanda kod stili iyileştirme önerilerini otomatikleştirerek, kod tasarımını değerlendirerek, sorunları gidererek ve asistanları boşaltmak için öğrencilerin sık sorulan sorularını yanıtlayarak fakültenin işini kolaylaştırabilecek bir araç.

Diğer kurumlar, yapay zekanın sınıfta kullanılmasını zaten teşvik etmiş durumda. Harvard’ın bilgisayar bilimi dersinde yapay zekanın kullanılması, yüksek öğretimde yapay zekanın daha geniş çapta benimsenmesi için bir standart oluşturabilir.

ChatGPT ile süreçlerin otomatikleşmesi sağlanarak aslında öğrenimdeki potansiyeli ortaya çıkacak. Bu da iş gücüne ve akademiye yönelik olumlu bir uygulama olarak yansıyacak.

Google tweet’leri gösteremiyor!

Google, Twitter’daki değişiklikler nedeniyle Twitter’daki tweet’leri ve sayfaları arama sonuçlarında genellikle olduğu kadar etkili bir şekilde görüntüleyemiyor. Şirketin sözcüsü Lara Levin, “Twitter.com’u tarama yeteneğimizin sınırlı olduğunun ve sitedeki tweet’leri ve sayfaları arama sonuçlarında görüntüleme yeteneğimizin etkilendiğinin farkındayız” dedi. “Web sitelerinin, hangi tarayıcıların içeriklerine erişip erişemeyeceği üzerinde kontrolü vardır.”

Geçtiğimiz birkaç gün içerisinde Twitter, tweet’lerin sitedeki ve arama motorlarındaki görünürlüğü konusunda bazı çok önemli değişiklikler yaptı. Cuma günü, Twitter hesabı olmayan kullanıcıların tweet’lere göz atmasını engellemeye başladı ve Cumartesi günü, insanların bir gün içinde okuyabileceği tweet sayısına “geçici” bir takım sınırlamalar getirdi. Sözcü Levin’in açıklaması göz önüne alındığında, değişikliklerin Google’ın Twitter’ı nasıl taradığı üzerinde de büyük bir etkisi olduğu görülüyor.

Tweet’ler çoğu aramada görünmüyor 

Pazartesi günü bu konu ile ilgili Search Engine Land tarafından yapılan incelemeler neticesinde çoğu aramada artık atılan tweet’lerin sonuç olarak çıkmadığı gözlemlendi. Search Engine Land, Cuma ve Pazartesi günleri arasında Google aramasında dizine eklenmiş Twitter URL’lerini karşılaştırdı, sonuçlar kesinlikle bir şeylerin devam ettiğini gösteriyor: Cuma günü yayın, Google’ın “site:twitter.com” için 471 milyon sonucu dizine eklediğini gördü, ancak Pazartesi günü, bu sayı 180 milyona kadar düştü.

Twitter’ın tweet’ler üzerindeki oran sınırlarının geçici olması gerektiği göz önüne alındığı zaman, bu sınırlar kaldırılırsa, gelecekte Google arama sonuçlarında normal bir düzeyde tweet miktarını görme şansımız var. 

Twitter’ın son yaptığı değişiklikleriyle değişen tek şey Google arama sonuçları değil: TweetDeck, eski API’ları kaldırdığı için birçok kişi için işlevsiz hale geldi, bu nedenle şirket aceleyle “yeni” TweetDeck’i piyasaya sürdü ve herkesin kullanması planlıyor. Pek çok ileri düzey Twitter kullanıcısı tarafından sevilen uygulama, bir ay içinde yalnızca Twitter Blue kullanıcıları için kullanıma sunulacak.

PEAKUP, Unicorn olma yolunda ilerliyor

Türkiye’nin teknoloji ihracatı konusunda önemli oyuncularından biri olan PEAKUP, Ticaret Bakanlığı tarafından oluşturulan ve Türk markalarının global yolculuğunu destekleyen TURQUALITY Programı’nın bilişim alanındaki programı olan E-Turquality’e (Bilişimin Yıldızları) kabul edilen 16 teknoloji şirketinden biri oldu. 

PEAKUP, E-Turquality (Bilişimin Yıldızları) Programı’na kabul edildi. PEAKUP, E-Turquality programına katılarak, unicorn olma yolunda önemli bir aşamayı daha geçmiş oldu. E-Turquality, Türkiye’nin bilişim ve alt sektörlerinin geliştirilmesi, inovasyonun teşvik edilmesi ve uluslararası pazarlarda rekabet edebilecek bölgesel ve küresel unicornların oluşturulması amacıyla yürütülüyor.

2012 yılında kurulan ve Türkiye’nin ilk Bulut Teknolojileri odaklı bilişim şirketi olan PEAKUP’ın, İstanbul, İngiltere Londra ve Birleşik Arap Emirlikleri Dubai’de ofisleri bulunuyor. Şirket, yaklaşık 100 uzmanla bilişim altyapı hizmetlerinden yazılım geliştirme faaliyetlerine kadar uçtan uca çözüm ve ürünler sunuyor. 

Global marka olma yolunda hızlandı

Türkiye ve İngiltere’den sonra, Dubai’de de ofis açarak globalleşme yolunda önemli bir adım attıklarını belirten PEAKUP CEO’su Ahmet Toprakçı, “Dubai ofisimizle Katar, Suudi Arabistan dahil olmak üzere Orta Doğu ve Afrika bölgesinde etkinliğimizi artıracağız. ABD ve Asya pazarına açılmak da planlarımız arasında bulunuyor. Hem ürünlerimiz hem de hizmetlerimizle global bir marka haline gelmek istiyoruz. Bu vizyonla daha çok teknoloji firmasının, ülkemizin hizmet ihracatına katkıda bulunmasını sağlamak için rol model olmayı amaçlıyoruz. Bilişimin Yıldızları arasında yer almak, global marka olma motivasyonumuzu daha da artıracak” diye konuştu. Toprakçı, E-Turquality programında yer almaktan büyük mutluluk duyduklarını belirterek, “Bu başarıda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi.

Akkuyu NGS AtomSkills 2023’te

0

Rusya Devlet Nükleer Enerji Kuruluşu Rosatom’un düzenlediği 8’inci Mesleki Mükemmellik Endüstri Şampiyonası AtomSkills-2023 sona erdi. Uluslararası yarışmaya Akkuyu NGS de takım olarak katıldı.

Rusya’daki en büyük nükleer endüstri şampiyonası olan AtomSkills, 9 ülkeden yaklaşık 2.000 katılımcıyı bir araya getirdi. Yarışmacılar 40 ayrı mesleki yeterlilik dalında yarıştı. AKKUYU NÜKLEER takımı da radyasyon izleme, kimyasal laboratuvar analizleri, enerji tesislerinin teknolojik sistemleri, çevre sorunları, elektrik tesisatı ve mühendislik olmak üzere 6 özel kategoride yer aldı. Akkuyu NGS Projesi, Türkiye’nin ilk nükleer santralinin şantiyesinde çalışan deneyimli Rus uzmanlar ve genç Türk mühendisler tarafından sunuldu.

AKKUYU NÜKLEER A.Ş. Radyasyon Güvenliği Departmanı Uzmanı Berk İlbay, şampiyonayla ilgili izlenimlerini şu sözlerle paylaştı: “İşe başlamadan önce Akkuyu NGS personel yetiştirme programına katıldım ve Rusya’nın en iyi üniversitelerinden birinde eğitim gördüm. Nükleer endüstride aranan bir meslek ve deneyim sahibi oldum. Bu yüzden çok mutluyum. Üniversitede epeyce ders çalıştık, şimdi iş yapıyoruz ve AtomSkills’e katılma fırsatımız oldu. Bu tarz büyük ölçekli bir etkinlik, herkesin en iyi niteliklerini göstermeye imkân veriyor. Takımımız şampiyonaya ilk kez katılarak muazzam bir profesyonel deneyim kazandı. Harika ve dostane atmosferde geçen şampiyonada diğer şirketlerden meslektaşlarımızla tanıştık ve dünyanın en büyük nükleer şantiyesinde çalışma deneyimlerimizi paylaştık!”

Akkuyu NGS

Profesyonel bir ortam geliştirmeyi amaçlıyor

AKKUYU NÜKLEER A.Ş. Bilgi ve İletişim Teknolojileri Departmanı’nda uzman olarak görev yapan Seda Yürekli de sektörel şampiyonaya katılma deneyimini şöyle anlattı: “Şampiyonanın ölçeğine ve atmosferine hayran kaldım! 4 gün süren yarışmalarda ilginç görevlerle karşılaştık, birçok meslektaşımızla tanıştık. Tüm bunlar bize pozitif enerji verdi. AtomSkills’te edindiğim bilgi ve deneyimi Türkiye Cumhuriyeti için yeni olan nükleer alanda uygulamaktan memnuniyet duyacağım. Bu tür yarışmalar elbette profesyonel olarak büyümeye de yardımcı olacaktır.”

AtomSkills şampiyonası, profesyonel bir ortam geliştirme amacını taşıyor. Yarışmalar, farklı nesillerden nükleer uzmanları arasında bilgi ve deneyim alışverişine de katkıda bulunuyor. Şampiyona, katılımcılara kariyer gelişimi için de ek fırsatlar sunuyor.

Çin iki önemli nadir metalin satışına ambargo koydu

0

Çin, ABD ve Avrupa ile teknoloji noktasında da tıpkı uluslararası siyasetteki gibi kıran kıran bir mücadele veriyor ve sonunda; Çin, yarı iletken, telekomünikasyon ve elektrikli araç endüstrilerinin parçaları için çok önemli olan iki metalin ihracatına kısıtlamalar getirdi.

Amaç Çin’in ulusal güvenliğini korumak

Çin Ticaret Bakanlığı, Pazartesi günü yaptığı açıklamada, galyum ve germanyumun kimyasal bileşikleriyle birlikte 1 Ağustos’tan itibaren Çin ulusal güvenliğini korumayı amaçlayan ihracat kontrollerine tabi tutulacağını söyledi. İki metal için ihracatçıların, ülke dışına göndermek veya göndermeye devam etmek istiyorlarsa ticaret bakanlığından lisans başvurusunda bulunmaları gerekecek ve denizaşırı alıcıların ve başvurularının ayrıntılarını bildirmeleri gerekecek, dedi.

Çin’in hareketi, Asya ulusunun kuantum hesaplamadan yapay zeka ve çip üretimine kadar her şeyde teknolojik hakimiyet için savaşmasıyla geliyor. ABD, Çin’in üstünlüğü kazanmasını önlemek için giderek daha agresif önlemler aldı ve Avrupa ve Asya’daki müttefikleri de aynısını bir miktar başarı ile yapmaya çağırdı. İhracat sınırları, dünyanın dört bir yanındaki ulusların tedarik zincirlerini denizaşırı ekipmanlara bağımlılıktan kurtarmak için çalıştıkları bir zamanda da geliyor.

Hareket, ABD ve müttefiklerinin son haftalarda Çin’e karşı söylemleri hızlandırmasının ardından geldi.

Konuya aşina olan insanlar geçen hafta yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin yapay zeka programlarını yürütmek için kullanılan bazı çiplerin satışını engellemeyi planladığını söyledi. Hollanda hükümeti Cuma günü yaptığı açıklamada, en gelişmiş yarı iletkenleri yapmak için gereken makinelerde neredeyse tekel sahibi olan bir şirket olan ASML Holding NV’nin bazı makinelerini Çin’e satmasını engelleyecek önlemleri duyurdu.

Kritik sektörlerdeki ABD ürünleri yasaklandı

Çin hükümeti bu yılın başlarında, bir siber güvenlik incelemesinde “nispeten ciddi” riskler bulduğunu söyledikten sonra ABD’li çip üreticisi Micron Technology’nin bazı kritik sektörlerindeki ürünlerini yasakladı.

Çin elektronik

Çin, bir dizi bileşik yarı iletken türü üretiminde rol oynayan dünyanın önde gelen galyum ve germanyum üreticisi. Bileşik yarı iletkenler, iletim hızını ve verimliliğini artırmak için birden fazla elemanı birleştiriyor.

Metaller özellikle nadir veya bulunması zor değil, fakat Çin onları ucuz tuttu ve çıkarılması nispeten yüksek maliyetli oluyor. Her iki metal de alüminyum üretiminin temeli olan kömür ve boksit gibi diğer emtiaların işlenmesinden elde edilen yan ürünler. Elektrikli araç üretimi, savunma endüstrisi ve vitrinler temel kullanım alanlarını oluşturuyor.

Çalışanları Doğuş Otomotiv’e 40 milyon TL’lik tasarruf getirdi

0

Doğuş Otomotiv ve Doğuş Oto çalışanlarının, yenilikçi fikirleri ve süreç iyileştirme projelerinin ödüllendirildiği “Fikirlerin Doğuş Günü Mezuniyet Töreni” gerçekleştirildi.

Çalışanların her sene artan katılımı ile yılda 2 bin fikir ve 100’ün üzerinde süreç iyileştirme projesi hayata geçirildi. Doğuş Otomotiv ve Doğuş Oto, 2022 yılında çalışanlardan gelen yaratıcı fikir ve süreç iyileştirme projeleri sayesinde toplam 40 milyon TL’lik bir getiri elde etti.


“Kolayı varsa, işini zorlaştırma!” sloganıyla 2015 yılında hayata geçirilen Fikirlerin Doğuş Günü Mezuniyet Töreni’ bu yıl uzun bir ardan sonra yüz yüze gerçekleştirildi. Doğuş Otomotiv ve Doğuş Oto çalışanlarının fikir ve süreç iyileştirme projelerini paylaşma fırsatı elde ettikleri organizasyonda, ödüle layık görülen en iyi fikir ve projelerin sahibi 122 çalışan ödüllerini üst yönetimden aldı. Aynı zamanda Yalın Liderlik Eğitim Programını başarı ile tamamlayan 24 Yalın Lider de sertifikalarını törenle aldılar.

Doğuş Otomotiv ve Doğuş Oto’da Fikir Platformu altyapısı ile çalışanların her sene artan katılımıyla yılda yüzlerce fikir ve proje paylaşılıyor. Bu fikir ve projelerin hayata geçirilmesi ile verimlilik, kalite, maliyet tasarrufu, gelir kazancı, müşteri memnuniyeti, çalışan memnuniyeti ve kurumsal sürdürülebilirlik boyutlarında çıktılar elde ediliyor. 2022 yılında ise çalışanların özverili çalışmaları ve yaratıcı fikirleri sayesinde toplam 40 milyon TL’lik bir getiri sağlandı.

Türkiye’nin ilk elektrikli araç kiralama platformu

Türkiye’de elektrikli araç kullanımını yaygınlaştırma misyonuyla yola çıkan Voltify, abonelikli modeliyle hem yeni bir sürüş hem de yeni bir araç kiralama deneyimi sunuyor.

Elektrikli araçların Türkiye ve dünyada hızla yaygınlaşması, otomotiv ekosistemini pek çok açıdan değiştiriyor. Bu değişimlerden biri de araç kiralama sektöründe Voltify ile başlıyor. Voltify, tamamen elektrikli araç kiralama amacıyla tasarlanan bir platform ve bu platform 3-12 aylık abonelik modelleriyle, kurumlar ve bireylerin elektrikli araçların performansını ve konforunu deneyimlemelerini sağlıyor.

Elektrikli modeller, Hedef Filo güvencesiyle…

Voltify’ın arkasında %100 iştiraki olduğu Hedef Filo’nun güvencesi ve tecrübesi bulunuyor. Voltify.com.tr adresinde, sürüş deneyimi ve performansı en çok merak edilen hemen her markanın farklı bütçelere hitap eden elektrikli araçları yer alıyor. Voltify kullanıcılarına, en yeni teknolojiye sahip elektrikli otomobilleri en zahmetsiz ve en hızlı şekilde hayatlarına entegre ederek konforlu bir elektrikli araç deneyimi yaşama imkânı sunuyor. Ayrıca, araçların sigorta, bakım ve onarım gibi işlemlerini üstlenerek kullanıcıların hayatını kolaylaştıran Voltify, kullanıcılarının sadece elektrikli araç sürüş deneyimi ve keyfine odaklanmalarını sağlıyor.

Voltify Tesla Model Y de sunuyor

Şu anda voltify.com.tr adresi üzerinden 3 aydan başlayan abonelik modeliyle deneyimleyebileceğiniz otomobiller arasında Tesla Model Y, MG ZS EV, MG4 Electric, Volvo C40 Recharge, Volvo XC40 Recharge, Hyundai Kona, Leap Motor T03 Pro, Mercedes-Benz EQA, Mercedes-Benz EQC, Nissan X-Trail E-4ORCE, Nissan Qashqai E-power, Opel Corsa-e, Opel Mokka-e, Renault Zoe, Skywell ET5 gibi piyasaya ilk girdikleri andan itibaren büyük merak uyandıran modeller bulunuyor.

Paylaşım ekonomisi büyüyor

Voltify Kurucu ve CEO’su Mehmet Yiğit
Voltify Kurucu ve CEO’su Mehmet Yiğit

Voltify Kurucu ve CEO’su Mehmet Yiğit, Türkiye’nin ilk ve tek elektrikli araç kiralama platformu Voltify’da sunacakları hizmetin elektrikli araç kullanımını hızlandıracağını ve yaygınlaştıracağını belirtiyor ve şöyle ekliyor: ‘Teknoloji baş döndürücü hızda gelişirken, tüm alışkanlıklarımız dönüşüyor. Elektrikli araçlar ise şarj, menzil gibi konularda kaygıları beraberinde getiriyor. Biz Voltify olarak, kullanıcıların elektrikli arabaları hayatlarına gerçek anlamda entegre ederek deneyimleyebilecekleri, zahmetsizce merak ve kaygılarını giderebilecekleri bir model sunuyoruz.’

Dünyada pek çok sektörde paylaşım ekonomisinin de büyümekte olduğunun altını çizen Yiğit şöyle devam ediyor: ‘Paylaşım ekonomisi çağında, artık varlık edinme yaklaşımı yerini varlık paylaşımı yaklaşımına bırakıyor. Bu dönüşümün etkilerini ilerleyen yıllarda daha da net bir şekilde göreceğiz. Elektrikli otomobiller çağında ise otomobil kullanma alışkanlıklarımız tamamen değişecek. Voltify olarak, bu iki dönüşümün kesişim noktasında yer alıyoruz ve herkesin kendi yaşam tarzına ve koşullarına uygun tercihler yapabileceği, bağlayıcı olmaktan çok özgürlük sağlayan bir mobilite ekosistemi oluşturmayı hedefliyoruz.’

Sürdürülebilir bir geleceğe ve enerji dönüşümüne de katkıda bulunabilecekleri bir alanda olmanın sorumluluğunu hissettiklerini ekleyen Yiğit, bu amaçla otomotiv markalarının yanı sıra, şarj hizmet ve çözümleri alanında faaliyet gösteren şirket ve gruplarla da iş birliği geliştirmeye odaklandıklarının altını çiziyor.

TikTok’ta değişim var

Geçtiğimiz haftalarda Cannes Lions Uluslararası Yaratıcılık Festivali’nde konuşan TikTok Asya-Pasifik, Orta Doğu, Afrika ve Orta Asya Küresel İş Çözümleri Başkanı Shant Oknayan TikTok’un yeni 3Y çerçevesini duyurdu. Markaların ihtiyaç duydukları yaratıcı içerik çeşitliliğini geliştirmek için geliştirilen bir ekosistem olan 3Y çerçevesi; Yeniden kurgula (Recut), Yeniden düzenle (Remix), Yeniden hayal et (Reimagine) adımlarından oluşuyor.

Tüketici davranışının seyri hızla değişiyor

TikTok

Reklama doymuş bir dünyada, tüketici davranışının seyri hızla değişiyor. Tüketiciler reklam içeriklerini engelleme konusunda uzmanlaştıkça, geleneksel pazarlama kanalları artık etkili olamıyor. Hootsuite’e göre internet kullanıcılarının yüzde 42,7’si reklam engelleyici kullanıyor. Bu durum işletmeleri, dikkat çekmek ve hedef kitleleriyle bağlantı kurmak için sürekli olarak yenilikçi yollar aramak zorunda bırakıyor.
Yeni olanaklar sunan TikTok gibi dijital platformlar, yeni ticaret çağını başlatmak için önemli bir seçenek olarak ortaya çıkıyor. Topluluk, eğlence ve alışverişi bir araya getirerek, satın alma yöntemlerini yeniden şekillendiriyor ve markaların topluluklarıyla bağlantı kurma şeklini dönüştürüyor. Yaratıcılığı merkezine alan bir platform olarak, TikTok’un etkisi viral trendlerin ve eğlencenin ötesine uzanıyor. TikTok, ürün keşfinden satın almaya ve çok daha fazlasına doğru kesintisiz bir yolculuk yaratmaya yardımcı oluyor.

TikTok

TikToktaGördümAldım kampanyasını ele alalım: 58 milyardan fazla görüntülemeye ulaşan bu etiket, kullanıcıların yalnızca TikTok önerilerine dayalı ürünleri keşfetme ve satın alma hikayelerini paylaşmalarına olanak tanıyarak alışveriş yapan ve içerik üreticilerinden oluşan çevrimiçi bir topluluğu besliyor. Bu, tek bir videonun kulaktan kulağa dolaşarak bir ürünü global olarak öne çıkarma gücüne sahip olduğu “topluluk ticaretinin” tam tanımına dönüşüyor.

Bunun arkasındaki nedenlerse çok yönlü. TikTok’un bulaşıcı yaratıcılığı ve ilgi çekici içeriği canlı bir ekosistem geliştiriyor. İşletmeler, reklam ve marka içeriğine yönelik eyleme geçirilebilir eğlence odaklı yaklaşımıyla müşterilerine daha yakın olabiliyor ve ilgiyi satışa dönüştürmeye yardımcı olabiliyor. İçerik ve ticaretin bir araya geldiği bu olguyu “Shoppertainment” olarak adlandırıyoruz.

Material tarafından yürütülen TikTok Pazarlama Bilimi Küresel Perakende Satın Alma Yolu çalışmasına göre: TikTok kullanıcılarının diğer platformların kullanıcılarına kıyasla fiziki olarak dışarı çıkıp platformda keşfettikleri bir şeyi satın alma olasılığı 1,5 kat ve TikTok’un ürün keşfi için kaynak olma olasılığı diğer platformlardan 1,7 kat daha fazla.

Sıradan bireyleri etkili içerik üreticilere dönüştürüyor

Eğlence odaklı ürün keşfi, özgünlük ve kullanıcı tarafından oluşturulan içeriğin bu ilginç karışımı, sıradan bireyleri etkili içerik üreticilere dönüştürüyor ve içerik üreticileri hikaye anlatımlarına dahil ederek markalar TikTok topluluğuyla daha derin güven ve bağlantılar kurabilir hale geliyor. Bu, platform tarafından duyurulan ve markaların gelişmek için ihtiyaç duydukları oyunun kurallarını değiştirecek eğlenceli içeriği oluşturmalarını sağlayan yeni akıma “Yaratıcı Rönesans” diyoruz.

Aynı zamanda TikTok, reklam araçları ve özelliklerini marka keşfi ve ilhamı için nihai hedef haline getirmek üzere tasarladı. Markalar ve içerik üreticiler arasındaki iş birliklerinin kolaylaştıran TikTok Creator Marketplace’den TikTok Creative Exchange’e kadar TikTok, markaları yaratıcı ortaklardan oluşan bir ekosisteme bağlıyor.

“Yaratıcılığı geri getirmenin zamanı geldi”

TikTok
TikTok Asya-Pasifik, Orta Doğu, Afrika ve Orta Asya Küresel İş Çözümleri Başkanı Shant Oknayan

Geçtiğimiz hafta Cannes Lions Uluslararası Yaratıcılık Festivali’nde TikTok’un ev sahipliğinde düzenlenen, Sıradaki Yaratıcı Rönesansı etkinliğindeki bir oturumda 3Y çerçevesini de anlatan Shant Oknayan şunları söyledi: “Son yıllarda markaların en iyi yaratıcı fırsatlarını günlük hayattaki değil daha özel anlara sakladığını görmeye başladık. Eskiden sadece Cannes gibi festivallerde değil, her zaman ve her yerde herkes tarafından önemi vurgulanan yaratıcılığı geri getirmenin zamanı geldi. Markaların platformumuzda gelişmek için ihtiyaç duydukları içerik çeşitliliğini oluşturmalarını her zamankinden daha kolay hale getirmek için tasarlanmış eksiksiz bir yaratıcı destek ekosistemi oluşturduk. Bu sayede içerik üreticilerinin yaratıcılığı ile teknolojimiz kesişim alanında bir araya geliyor. Markalar 3Y çerçevesini kullanarak mevcut yaratıcı ürünlerimiz ve akıllı teknolojilerimizle yeniden kurgulayabilir; ‘daha TikTok olmak’ için onları yeniden düzenleyebilir ve platformun, içerik üreticilerinin ve topluluklarının gücünü kullanarak yaratıcı fikirlerini yeniden hayal edebilir.”

Oknayan konuşmasında Türkiye’den de bir örnek verdi: “Vodafone’un oyunlaştırma platformu Teklif Ver Kazan’ı ele alalım: Marka, doğrulanmış müşteri veri havuzunu genişletmek, tekil ziyaretçi sayısını ve etkileşimi organik olarak artırmak ve sürdürmek, nihayetinde bunları satışa dönüştürmek istiyordu. Yaratıcı çalışmalarını içerik üreticileri aracılığıyla yeniden tasarlayan Vodafone’un kampanyası, Vodafone dışı kullanıcıların günlük ortalama dönüşümünde 8 kat gibi etkileyici bir artış sağladı”

Yeni nesil hayalet savaş uçağı Tempest için dev işbirliği

Rolls-Royce, BAE Systems, Leonardo UK, MBDA ve Savunma Bakanlığı’ndan uzmanlar, Birleşik Krallık’ın yeni nesil hayalet savaş uçağı “Tempest” için gereken teknolojileri geliştirmek üzere birçok İngiliz işletme ile iş birliği yapmaya devam ediyor.

İlk olarak Temmuz 2022’de Birleşik Krallık hükûmeti tarafından duyurusu yapılan Uçan Teknoloji Demonstratörü (The Flying Technology Demonstrator), Birleşik Krallık’ın dünya standartlarındaki savunma sanayi uzmanlığıyla birlikte bir dizi yenilikçi dijital teknik ve dönüştürücü süreçler de dikkate alınarak tasarlanıyor.

BAE Systems’in Warton, Lancashire’daki yeni tesisinde, Rolls-Royce, BAE Systems ve Kraliyet Hava Kuvvetlerinden (RAF) test pilotları, demonstrartörün uçuş denemelerine katkı sağlayacak simülatörle 150 saati aşkın uçuş gerçekleştirdiler.

Askerî uçak tasarımında bir ilk olacak

Askerî uçak tasarımında bir ilk olarak BAE Systems mühendisleri, güvenlik açısından kritik sistem yazılımlarını birkaç günde geliştirmek için otomatik kodlama işlemi kullandı. Bu sayede simülatörle yapılan daha karmaşık uçuş manevraları sırasında uçuş kontrol sistemleri hızlı bir şekilde test edilebiliyor. Ayrıca ilk uçuşundan önce jetin nasıl çalışacağı hakkında önemli sonuçlar da gün yüzüne çıkıyor.

Mühendisler, aerodinamik motor testleri gerçekleştiriyor. Bu sayede havayı motor yüzeyinde süpersonik hızdan ses altı hızlara düşürmeyi hedefliyor ve kendine özgü şekle sahip bir motor hava kanalı üretmek üzere çalışmalar sürdürülüyor. Geleneksel bir savaş uçağı tasarımına göre daha az hareketli parçaya sahip olan hava alığı, uçağın görünmezlik özelliğine katkı sağlıyor. Testler Rolls-Royce’un 1960’larda Concorde Olympus motorunun da test edildiği Filton, Bristol’deki tesisinde gerçekleştiriliyor.

Mürettebat kaçış sistemleri alanında uzman İngiliz üretici Martin Baker ile BAE Systems mühendislerinden oluşan bir ekip, 500 mil/saatten daha yüksek hızlarda hareket eden roket tahrikli kızak kullanarak fırlatma koltuğu testlerine öncülük etti. Deneyimli mühendisler, “Tempest” uçağının gelecekteki geliştirmelerinde uygulanabilecek becerileri, genç ekip üyelerine aktarmak için birlikte çalıştı.

Yeni nesil hava muharebe aracı, Birleşik Krallık, İtalya ve Japonya ile birlikte yeni teknolojiler kullanılarak geliştiriliyor. Muharebe Programı kapsamında üretilecek olan “Tempest” uçağı, tasarımının yanı sıra, geliştirilmek için gereken beceri, araç, süreç ve teknikleri de bünyesinde barındırıyor.

Birleşik Krallık Savunma Bakanlığı Geleceğin Hava Muharebesi Direktörü Richard Berthon konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Uçan Demonstratör programı, süpersonik bir hayalet jet tasarlamak ve inşa etmek için entegrasyon ihtiyacını da beraberinde getiriyor. Bu program ulusal becerilerimizi geliştirecek ve “Tempest” uçağının 2035 yılına kadar hizmete girmesini desteklemek için veri öğrenimi ihtiyacını karşılayacak. “Tempest” artık sadece bilgisayar üzerinde bir fikir ya da konsept olmanın ötesine geçti. Endüstri ortaklarımız gerçek ve somut ilerlemeler kaydetti ve programı uçan demonstratör gibi yenilikçi projelerle hayata geçirdi.”

BAE Systems’ın Tempest Programı Direktörü Neil Strang ise şunları ifade etti: “Çalışanlarımızın, Typhoon’a hayat veren programa liderlik etmesinin üzerinden 40 yıl geçti. Yürüttüğümüz bu çalışma havacılık tarihinde bir sonraki adımını yazmak için karşımıza çıkan bir fırsat. “Tempest” uçağını 2035 yılına kadar hizmete sunabilmek için Tempest programının tamamında dijital teknikler, yenilikçi tasarım ve mühendislik yöntemlerini kullanıyoruz. Bu program kapsamında hâlihazırda, Birleşik Krallık endüstrisi ve tedarik zinciri genelinde, en deneyimli mühendislerimizin yanında çalışan genç stajyerler ve mezunlar da dâhil olmak üzere toplam 1.000 kişi görev alıyor. Bu çalışma, Birleşik Krallık’ın savunma ve havacılık alanındaki liderliğini devam ettirmek üzere ihtiyaç duyulan yeteneklerin ve deneyimin gelecek nesil mühendislere aktarılmasında yol gösterici olmaya devam edecek.”

Rolls-Royce’un Savunma Sanayi Geleceğe Yönelik Programları Baş Mühendisi Conrad Banks ise: “Aerodinamik testlerle birçok açıdan değerli sonuçlar elde edildi. Testler sırasında karmaşık dijital teknikler ve modeller kullanıldı. BAE Systems ve Rolls-Royce ekipleri arasındaki iş birlikliğine dayanan çalışmaların sonuçları bizleri son derece mutlu etti. Projemizin bir sonraki aşamasını birlikte gerçekleştirebileceğimize dair inancımız tam.” diyerek konuyla ilgili görüşlerini aktardı.

Otonom kargo uçağı için dev ortaklık

Otonom kargo uçağı için Natilus ve ZeroAvia bir araya geliyor. İki şirket sıfır emisyonlu hava kargo taşımacılığı için çalışacak.

Havacılık şirketleri Natilus ve ZeroAvia, sıfır kirlilik emisyonuna sahip kendi kendine uçan bir kargo uçağı geliştirmek için güçlerini birleştirdi. Hava kargo taşımacılığı için insansız hava araçları konusunda uzmanlaşmış Kaliforniya merkezli bir şirket olan Natilus, ZeroAvia’nın ZA600 hidrojen-elektrik motorunu harmanlanmış kanat gövdesi (BWB) kargo uçağına dahil edecek.

Bu ortaklık, dünyayı ısıtan kirliliğin salınmasına katkıda bulunan geleneksel kargo uçaklarının yerini alabilir. Uçaklar şu anda dünyadaki zararlı gaz kirliliğinin yaklaşık yüzde 1,9’una katkıda bulunsa da, önümüzdeki 20 yıl boyunca havacılık endüstrisinin yıllık ortalama yüzde 4,3 oranında büyümesi bekleniyor. Amerikan hava sahasında herhangi bir zamanda 5.000’den fazla uçak olduğu düşünülürse, havacılık endüstrisinin olumsuz çevresel etkilerinin azaltılması kritik öneme sahip. ZeroAvia’nın ZA600 hidrojen-elektrik motoruyla çalışan 19 yolcu kapasiteli bir uçağı şimdiden başarıyla uçtu. ZeroAvia, sıfır kirlilikli uçakların geliştirilmesine öncülük ediyor. Şirket, 10 milyar dolar değerinde ön sipariş topladı ve ABD Federal Havacılık İdaresi (FAA) ve Birleşik Krallık Sivil Havacılık İdaresi’nden (CAA) deneysel sertifika aldı.

Sürdürülebilir havacılık

Kendi kendine pilotluk yapan kargo uçaklarıyla tanınan Natilus, ZeroAvia’nın 600kW hidrojen-elektrik tahrik sistemine olan güvenini dile getirdi ve bunu Kona uçağına entegre etmeyi düşünüyor. 25 metre kanat açıklığına sahip olan Kona uçağı, bu gelişmiş tahrik seçeneğinden faydalanmaya hazır. Natilus şu anda tamamen işlevsel bir tam boyutlu kargo uçağı işletmese de, sektörde güçlü bir konum elde etti. Şirket, büyük havayollarından 460’tan fazla ön sipariş ile 6.8 milyar doları aşan sipariş taahhütlerini açıkladı. Bu, yakında uçaklarının gökyüzünde konuşlandırıldığına tanık olabileceğimizi gösteriyor.

ZeroAvia’nın Kurucusu ve CEO’su Val Miftakhov, bu ortaklığın potansiyelini vurguladı. ZA600’ün Kona için hatta uygun bir motor olarak entegre edilmesinin, kargo operatörlerinin halihazırda ilgilendiği kirlilik azaltma ve maliyet avantajlarını artırabileceğini belirtti. Natilus’un Kurucu Ortağı ve CEO’su Aleksey Matyushev ise şirketlerin çevre yönetimine olan ortak bağlılıklarını ve hava kargo taşımacılığı sektöründe yenilik yapma dürtülerini vurguladı.

Natilus ve ZeroAvia’nın uzmanlık ve yeniliklerini birleştiren bu işbirliği, sürdürülebilir havacılığa yönelik önemli bir adımı temsil ediyor. Kargo taşımacılığı sektöründeki kirliliği azaltmak için umut verici bir çözüm sunuyor ve hava yolculuğunda daha yeşil bir geleceğin önünü açıyor.

TweetDeck büyük problemlerle karşı karşıya!

Twitter’ın güçlü kullanıcı odaklı TweetDeck arayüzü, sahibi Elon Musk’ın kullanıcıların günlük olarak görüntüleyebileceği tweet sayısına ilişkin sınırlamaları açıklamasının ardından büyük sorunlar yaşıyor.

Kullanıcılar hafta sonu boyunca Twitter ile ilgili sorunları bildirirken, TweetDeck ile ilgili sorunların, markalarını oluşturmak, çalışmalarını tanıtmak ve bir raporlama aracı olarak Twitter’a güvenen profesyonel ve uzman kullanıcılar için sorun yaratıyor.

Musk, kullanıcıları Twitter’ın yeni sürümüne taşımayı planlıyor

Elon Musk‘ın 1 Temmuz’da duyurduğu tweet’leri görüntülemenin yeni sınırlarıyla ilgili sorunlar olabilir gibi görünse de, iki Twitter çalışanı durumun böyle olmadığını söyledi. Bunun yerine, TweetDeck’in eski sürümündeki eski API’lerin kaldırılmasına yönelik sorunlara bağlandılar ve Twitter’ın kullanıcıları önizlemede olan uygulamanın yeni sürümüne taşımayı planladığını söylediler. Yeni TweetDeck için oran limitleri yürürlükte.

Musk, platformda “geçici” olarak adlandırdığı sınırların “aşırı düzeyde veri kazıma ve sistem manipülasyonunu ele almak için” gerekli olduğunu iddia etti. Yeni limitler uygulandığında, Doğrulanmış hesaplar (esas olarak Twitter Blue’ya abone olanlar) günde 6000 gönderi okumakla sınırlıyken, diğer hesaplar yaşlarına bağlı olarak 600 veya 300 ile sınırlı olacaktı.

Musk daha sonra bu limitlerde doğrulanmış aboneler için 10.000 tweet’e ve diğer kullanıcılar için 1.000 ila 500 tweet’e çıkarıldığını duyurdu. TweetDeck’ten uzakta, Twitter’ın ana web sitesi ve uygulamaları Pazartesi sabahı itibariyle işlevsel görünüyor.

Sınırlar, Twitter’ın kayıtsız kullanıcıların benzer nedenlerle tweet okumasını engellemeye başlamasından bir gün sonra açıklandı. Musk, değişikliğin gerekçesi olarak, “Birkaç yüz kuruluş Twitter verilerini son derece agresif bir şekilde, gerçek kullanıcı deneyimini etkilediği noktaya kadar kazıyordu.” dedi.

Musk, sınırları önemli bir önlem olarak nitelendirse de, platformun güvenilirliğinin son aylarda yaşadığı en son örnek.

Şirketi satın aldıktan kısa bir süre sonra Elon Musk, şirketin iskeletini içeren bir dizi işten çıkarmaya başladı. MuskTwitter’da 6.000’den fazla çalışanını işten çıkardığını ve toplam çalışan sayısını 8.000’in biraz altından yaklaşık 1.500’e düşürdüğünü söylüyor.

Bloomberg’in bildirdiğine göre, sosyal medya ağının Twitter’ın yeni CEO’su Linda Yaccarino ilişkiyi düzeltene kadar geçen ay hizmetleri için Google Cloud’a ödeme yapmayı bıraktığı bildirildi. Kısıtlamaların aslında yapılmayan bu ödemelerle ilgili olması düşüncesi de kamuoyunda kabul görüyor.


SaaStanbul 2023 başlıyor

0

SaaStanbul 2023 etkinliği, bulut yazılımının gücünü keşfetmek, işletmelerin verimliliklerini artırmak ve rekabet avantajı elde etmek isteyen herkesi bir araya getirecek. Sektör profesyonelleri, girişimciler, yatırımcılar ve SaaS çözümlerine ilgi duyan herkes, bu etkinlikte ilham dolu konuşmaları dinleyecek, yeni iş bağlantıları kuracak ve sektörün geleceği hakkında bilgiler edinecek.

SaaStanbul 2023 etkinliği, yazılım alanında yenilikçi fikirleri, girişimleri ve işbirliklerini desteklemeyi hedefleyen bir platform olacak. Etkinlik, SEO stratejileri, büyüme teknikleri, satış optimizasyonu, girişim stüdyoları, şirket kurulumu, veri analitiği, ürün yönetimi ve ölçeklendirme stratejileri gibi SaaS’a odaklanan geniş bir yelpazede oturumları içeriyor.

500 kişinin dinleyici olması beklenen etkinliğe toplam 32 konuşmacı ve 20 sponsor katılacak. Etkinlik kapsamında, seçilecek 12 özel firma, sadece 5 dakika süren özel sunumlarını gerçekleştirme şansını da elde edecek. Bu sunumlar, katılımcıların yenilikçi ürün ve hizmetleri hakkında değerli bilgiler edinmesini sağlayacak ve sektörde önemli bir etki yaratma potansiyeline sahip olan firmaları tanıtmaya yardımcı olacak.

Tesla sıcak hava nedeniyle arızalandı

Kaliforniya’da Tesla sıcak hava nedeniyle arızalandı. 12 Volt’luk aküde yaşanan arıza, aracın kilitleme mekanizmasını devre dışı bıraktı.

Bir Tesla sahibi, 12 voltluk akünün patlayarak aracı erişilemez hale getirdiği için mahsur kaldı. Bir Tesla Model 3’ün sahibi olan Dennis Hegstad, 12 voltluk bir akü nedeniyle arabasına erişemeyerek garaj yolunda mahsur kaldı. Viral bir sosyal medya gönderisinde, Teksas’ın kavurucu yaz sıcağı aracını kasıp kavururken yaşadığı dehşeti dile getirdi. Pencereler ve kapılar gibi temel işlevlere güç sağlamaktan sorumlu 12 voltluk pil, bu talihsiz durumda çok önemli bir rol oynadı.

Tesla araçları, arabanın kilidini açmak için kısa menzilli radyo sinyalleri kullanan anahtar kartların lehine geleneksel anahtarları terk ediyor. Ancak, Hegstad anahtar kartını kullanmaya çalıştığında, yanıt vermeyen Model 3 ile iletişim kuramadı. Tesla mobil uygulaması bile aracın yerini belirlemede başarılı olamadı ve Hegstad’ı kilitledi ve hüsrana uğrattı. Tesla’daki 12 voltluk pil, yalnızca daha küçük elektronik bileşenlere güç sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda ana pil takımının şarj edilmesini de kolaylaştırıyor. 12 voltluk akü olmadan araç, hızlı marş gerektiren geleneksel gazla çalışan bir araba gibi şarj edilemez hale geliyor. Pilin değiştirilmesi gerektiğinin farkında olmayan Hegstad, Tesla’dan kendisini pilin durumu konusunda uyaran bildirimi almadı.

Tesla arızası daha sonra giderildi

Tesla, pil arızasının kesin nedenini doğrulamasa da Hegstad, 80 ila 96 Fahrenheit derece arasındaki sıcaklıklara ulaşan bunaltıcı Teksas sıcaklığının zamansız ölüme katkıda bulunmuş olabileceğini tahmin ediliyor. Aşırı hava koşullarının pil ömrünü etkilediği, elektrikli araçların menzilini azalttığı ve şarj sürelerini uzattığı biliniyor. Hegstad, sosyal medyada hayal kırıklıklarını dile getirdi ve son fiyat indirimlerinden dolayı alıcının pişmanlık duyduğunu ifade etti. Sorunu çözmek için, sonunda Model 3’ünü Tesla’ya çekmek için yaklaşık 200 dolar ödemek zorunda kaldı. Hegstad, çekiciyi beklerken aracını canlandırmak için suyla soğutmak ve 12 voltluk aküyü takviye ile çalıştırmak da dahil olmak üzere çeşitli başarısız girişimlere başvurdu. Aracı gölgede tutma çabalarına ve Tesla’nın kabin aşırı ısınma koruma sistemini kullanmasına rağmen pil arızası devam etti.

Neyse ki Hegstad, Model 3’ü sorunu bildirdikten sonra 24 saat içinde geri aldı. 12 voltluk pil, yaklaşık 117 dolarlık bir maliyetle değiştirilirken, daha pahalı olan ana pil takımı zarar görmeden kaldı. Tesla’dan gelen bir fatura, pil sorununu ve müteakip çözümünü doğruladı.