OBSS Ventures ile yeni girişimlere 5 milyon dolar fon

0

OBSS Teknoloji, aktif olarak kurumiçi girişimciliği ve teknoloji ekosistemini desteklemesiyle ön plana çıkıyor. 850 kişilik yetkin teknoloji ekibiyle, bugüne kadar 5 milyon dolardan fazla yatırımla uzay teknolojileri, insan kaynakları, spor, sigorta gibi alanlarda aktif 5 girişime yazılım ve yatırım desteği veren OBSS, teknoloji ve girişimcilik ekosistemini sistematik olarak desteklemeye devam etmek üzere OBSS Ventures’ı kurdu.

OBSS Ventures, potansiyel girişim ve girişimcilerin ekosistemde etkileşimini ve sermaye, teknoloji, ürün geliştirme programlarıyla gelişim imkanlarını artıracak. Kısa sürede 10’dan fazla girişime destek vererek portföyünü 5 milyon dolardan fazla yatırım ile genişletecek. OBSS, Ventures ile birlikte ekosisteme toplam 10 milyon dolardan fazla yatırım yapmış olacak.

Bugüne kadar 2 kurumiçi girişimcilik hikayesine ve insurtech, sportech, spacetech alanlarında 3 farklı girişime 5 milyon dolardan fazla yatırım yapıldı

OBSS Teknoloji, 850 kişilik teknoloji ekibi ve bilgi birikimiyle bugüne kadar 2 başarılı kurumiçi girişimcilik hikayesi çıkardı. 2019 yılında bir fikir olarak başlayıp 2021’de edutech ve HRtech alanlarında hayata geçen ‘Witwiser’, Türkiye’nin ilk yapay zeka altyapısıyla uzaktan gözetleme teknolojisini sunan girişimi oldu. Witwiser, saatlerce süren sınavlardan güvenlik ihlali ihtimalini taşıyan verileri bir araya getirerek, denetçiler için kısa ve etkin kontrol mekanizması sunarak uzaktan sınavların, uçtan uca etkin ve güvenilir yürütülmesini ve adayların değerlendirilmesini sağlıyor. Witwiser, bugüne kadar sertifika merkezleri, eğitim ve İK alanlarında 25’ten fazla ülkede 200.000’den fazla sınavda kullanıldı.

Hibrit ve uzaktan çalışma modeliyle çalışan şirketlerde çalışanlar arasında etkileşimi ve kültürün sağlıklı bir şekilde gelişmesini hedefleyen mobil uygulama girişimi ‘intouch’ ise 2021 yılında kuruldu ve 2022 yılında İngiltere’nin hızlı büyüyen girişimler platformu Innogate Uluslararası Girişim Hızlandırma Programı’na seçilen 15 girişimden biri oldu. 2022 yılında Katar’da gerçekleşen Dünya Kupası’nın taraftar mobil uygulama platformunu geliştirerek global arenaya ilk adımını attı. Witwiser ve intouch, OBSS Teknoloji’nin kurumiçi fikir geliştirme süreçleriyle ortaya çıkarak bugün uluslararası başarılara imza atan girişimler haline dönüştü.

OBSS Ventures portföyü altında büyümeye devam eden 3 farklı girişim olarak ise uydu teknolojileri üzerinden global IoT hizmet sağlayıcısı Hello Space, sigorta sektöründe karmaşık problem ve fiyatlandırma çözümlerine odaklanan girişim Lumnion ve yetenekleri erken aşamada keşfedip performanslarını ölçen, spor kulüpleri ile bir araya getiren spor tech uygulaması Scoutium yer alıyor.

OBSS Ventures, erken aşama girişimlere ve ekiplere 500 bin dolara kadar yatırım, yazılım ve teknolojilerini büyüme odaklı geliştirebilmeleri için 40.000 kişilik uzman havuzuna erişim imkanı sağlayacak.

OBSS Ventures, erken ve büyüme aşamasındaki girişimleri, finansman ve teknoloji bilgi birikimi olan yetkin insan kaynağıyla buluşturan bir yapı olarak kuruldu. Girişimciler, başarılı bir projeyi ya da fikri hayata geçirirken, yazılım teknolojileri, bulut hizmetleri, pazarlama ve diğer alanları kapsayan bir girişimcilik programı aracılığıyla kurucuların, mentorların ve yatırımcıların kapsamlı ağından ve deneyimlerinden yararlanma imkanına sahip olabilecekler.

Tohum aşamasından Seri A aşamasına kadar girişimlere 500 bin dolar finansman desteği ve bugüne kadar dokunduğu 40.000 kişilik yazılımcı havuzundan teknoloji desteği sağlayacak olan OBSS Ventures, kuruluş aşamasındaki girişimlere de 100 bin dolara kadar finansman desteği sağlayabilecek. OBSS Ventures, finans, sigorta, bankacılık, uzay, savunma, mobilite, sağlık, yapay zeka ve B2B SaaS gibi büyüyen alanlarda yenilikçi ve hızlı büyüme potansiyeli yüksek 10’dan fazla girişime destek olmayı hedefliyor.

Girişimciler, OBSS Ventures’ın tecrübeli ekibi ve güçlü ağıyla birlikte, başarılı bir start-up yolculuğu için gerekli kaynakları ve rehberliği elde etme fırsatı yakalayabilecekler. Aynı şekilde, yenilikçi sektörlerde büyüme potansiyeline sahip girişimler, OBSS Ventures aracılığıyla finansman ve geliştirme imkanlarına hızlıca erişerek ilerleme şansı elde edebilecekler.

OBSS Kurucu ortağı ve CEO’su Zafer Şen,

Türkiye, girişimcilik ekosisteminde önemli farkındalığa ve fonlama kaynağına sahip bir ülke. Başarılı girişimlere destek ve yatırımcı bulunması zor olmayabilir, ama fikrin doğru teknoloji altyapısıyla hayata geçirilmesi, ivmelenmesi ve gelecekteki başarısı için çok kritik. Bizim bu noktada farklı sektörlerde 20 yıla yakın teknoloji geliştirme deneyimimizle ayrıştığımıza inanıyorum. OBSS Ventures ile genç girişimlerin potansiyellerini gerçekleştirebilmesi için etkili bir mentörlük, teknoloji desteği ve fonlama imkanı sağlayacağız.” dedi.

Anker Soundcore R50i tanıtıldı

0

Anker, tarafından üretilen Soundcore R50i TWS Bluetooth Kulaklık derin bas, önceden ayarlanmış 22 EQ, hızlı şarj ve 30 saate kadar çalma süresi gibi özelliklere sahip.

Anker, yeni ürünü Soundcore R50i TWS Bluetooth Kulaklığı tanıttı. Soundcore R50i’nin üstün özelliklerinin yanı sıra ergonomik, hafif ve şık tasarımı ile ilgi çekiyor. Lansmanda ayrıca Soundcore Q45 Kafaüstü Kulaklık, Soundcore Liberty 4 TWS kulaklık ve Soundcore VR P10 Kulaklığın yanı sıra en yeni ve güçlü Anker şarj cihazları ve kabloları, eufy SmartTrack Card ve SmartTrack Link takip cihazları da tanıtıldı. Davetliler, kurulan deneyim alanında cihazları yakından inceleyip test etme imkanını da yakaladı.

Soundcore r50i’nin Soundcore r100 gibi bir fiyat-performans ürünü olduğuna dikkat çeken Anker Türkiye ve Orta Asya Ülke Müdürü Cem Bodur, “Soundcore R50i ile tüketicilere en iyi fiyat ile en iyi performansı sunuyoruz. Müzik dinlemeyi sevenler, uzun süre telefonla konuşanlar Soundcore R50i ile hem iyi bir ses deneyimi yaşıyor hem de hafifliği sayesinde bu kulaklığı saatlerce kullansa bile rahatsızlık hissetmiyor. Tek şarjla 10 saat kullanılabilen Soundcore R50i, şimdiden çok satan ürünlerimiz arasına girdi bile. Bundan sonra da tüketicilere en iyi deneyimi yaşatmak için en iyi ürünleri sunmaya devam edeceğiz” dedi.

Önceden ayarlanmış 22 EQ ve kontrollerle size özel ses deneyimi 

Soundcore R50i, 10mm sürücülerden gelen derin bas sayesinde sesleri ayrıntılı bir şekilde duyma, önceden ayarlanmış 22 EQ’lar ve kontrollerle sesleri özelleştirme imkanı sunuyor. Ayrıca iki dahili mikrofon ve yapay zeka algoritması sayesinde telefon görüşmelerinde seslerin kristal netliğinde duyulmasını da sağlıyor. Soundcore R50i, tek şarjla 10 saate varan dinleme süresi ve şarj kutusuyla toplam 30 saate varan dinleme süresi sunuyor. Ekstra 2 saatlik dinleme süresi için ise kulaklığı sadece 10 dakika şarj etmek yeterli oluyor. Suya karşı dayanıklı olduğu için yağmur yağarken bile kullanabileceğiniz Soundcore R50i, askı ipi ile birlikte gelen şarj kutusuyla her yere kolayca taşınabiliyor. Kulaklıklarınızı kaybettiğinizde kolayca bulabilmeniz için “Kulaklıklarımı Bul” özelliğine sahip Soundcore R50i, aynı zamanda tek kulaklık modu ile bir kulaklık ses çalabilirken diğeri kutuda tutmanızı sağlıyor.

MOVEit güvenlik açığı Twitter’da ifşa edildi

Etik bir bilgisayar korsanının Huntress Kıdemli Araştırmacısı John Hammond’a açıkladığı ve Progress Software’in MOVEit Transfer dosya aktarım uygulamasını etkileyen yeni bir sıfır gün güvenlik açığının ayrıntılarının, istismar yazarı tarafından yanlışlıkla Twitter’da ifşa edildiği ortaya çıktı.

Twitter elon musk ikramiye dava

Biri Clop fidye yazılımı operasyonu tarafından aktif olarak istismar edilen diğer iki kişinin ortaya çıkmasının ardından keşfedilen sıfır gün ile ilgili bilgilerin Hammond tarafından Twitter’da kaldırılması istendi, ancak Slack’te zaten dolaştı ve Hammond’u ertesi gün bir düzeltme yayınlayan Progress’i bilgilendirmeye sevk etti.

MOVEit , bu sefer yara almadan atlattı

Bu arada, @MCKSysAr adıyla anılan etik hacker, yeni bir kusur olduğunu bilmediği güvenlik açığının erken yayımlanması için özür diledi. Progress sözcüsü John Eddy’ye göre, güvenlik açığının bir yama öncesinde yayılmasına ilişkin ayrıntılara rağmen, aktif istismarı gösteren hiçbir kanıt yok.

Eddy, “Sektör genelinde, bu tür bir yazılım güvenlik açığı yılda on binlerce kez keşfedilir ve olağan süreç, riski sınırlamak için şirketleri burada olduğu gibi kamuya açık bir şekilde yayınlamak yerine sorumlu bir şekilde doğrudan bilgilendirmektir” dedi.

MOVEit Transfer kullanıcılarının verileri çalındı!

Geçtiğimiz haftalarda da MOVEit, bir güvenlik açığından faydalanan hackerler tarafından kullanıcı verilerinin çalınması ile gündeme gelmişti.

Joe Biden, San Francisco’da yapay zeka uzmanlarıyla buluşacak

0

ABD Başkanı Joe Biden’ın yapay zeka (YZ) uzmanlarıyla San Francisco’da yapacağı toplantı, yönetiminin bu dönüştürücü teknolojiyle ilişkili riskleri ve fırsatları ele alma taahhüdünü gösteriyor. Ziyaret, Washington’daki politika yapıcıların sosyal medya ve internet teknolojilerini düzenlerken geçmişteki hatalardan ders almaya çalıştıkları bir dönemde gerçekleşecek.

Toplantı, YZ araştırması ve savunuculuğuna dahil olan sekiz etkili figürü bir araya getirecek. Katılımcılar arasında, aileler için daha güvenli bir internet deneyimini teşvik etmeye odaklanan bir kuruluş olan Common Sense Media’nın CEO’su Jim Steyer de yer alıyor. “The Social Dilemma” belgeselindeki teknoloji platformlarını eleştirmesiyle tanınan Center for Humane Technology’nin CEO’su ve kurucu ortağı Tristan Harris de katılacak. Bir diğer önemli katılımcı, kâr amacı gütmeyen önde gelen bir çevrimiçi eğitim kuruluşu olan Khan Academy’nin CEO’su ve kurucusu Sal Khan olacak. Algoritmik Adalet Birliği’nin kurucusu Joy Buolamwin de tartışmalara katılarak YZ’nın toplumdaki potansiyel önyargıları ve etkileri hakkında farkındalık yaratacak.

Beyaz Saray, riskleri ve faydaları tartışmak için haftada iki ila üç kez toplanan liderlerle yapay zeka tartışmalarına aktif olarak katılıyor. Başkan Yardımcısı Kamala Harris, daha önce OpenAI CEO’su Sam Altman ve Google CEO’su Sundar Pichai de dahil olmak üzere yapay zeka projelerinin yöneticileriyle bir toplantıya ev sahipliği yaptı. Toplantı, önyargıyı azaltmak ve iş gücü üzerindeki etkileri ele almak için düzenlemeler belirlemeyi araştırdı.

Biden yönetimi, sorumlu yapay zeka geliştirmenin önemini kabul ediyor ve düzenleyici yasalardan kaçınmayı amaçlıyor. Yönetim, uzmanlarla ilişki kurarak gelecekteki politika ve düzenlemeleri şekillendirmek için fikir toplamaya çalışıyor. Yapay zekanın potansiyel risklerini ve faydalarını anlamak, hükümetin toplumsal refahı korurken yeniliği teşvik eden bir denge kurmasını sağlayacak.

Ek olarak, Biden’ın San Francisco ziyareti, 2024’teki yeniden seçim kampanyası için bağış toplama fırsatı sunuyor. Bu, siyasi faaliyetlerin kesişimini ve başkanın YZ ile ilgili zorlukları ve fırsatları ele alma taahhüdünü gösteriyor.

ABD başkanı Biden’ın yapay zeka uzmanlarıyla görüşmesi, yönetimin yapay zekanın toplumsal fayda potansiyelinden yararlanırken ortaya koyduğu riskleri yönetme taahhüdünü yansıtmakta. Yönetim, YZ alanındaki önde gelen isimlerle etkileşim kurarak gelecekteki politika ve düzenlemeleri bilgilendirmeyi amaçlamakta. San Francisco’da yapılacak istişareler, geçmişteki düzenleyici gözetimlerden öğrenilen derslere dayanarak yapay zekanın beraberinde getirdiği karmaşıklıkları siyasi bir kademede çözmeye odaklanacak.

Spotify yeni ‘Supremium’ abonelik planıyla HiFi müzik deneyimi yaşatacak

0

Bloomberg bildirdiğine göre Spotify’ın kayıpsız ses akışını “Supremium” kod adlı yeni, daha yüksek fiyatlı bir abonelik katmanında sunmayı planlıyor. İlk olarak Şubat 2021’de “Spotify HiFi” olarak duyurulan kayıpsız akış özelliği ertelendi ve şimdi ABD dışı pazarlardan başlayarak bu yıl içinde kullanıma sunulması bekleniyor.

Spotify HiFi’ın fiyatı, özellikle Amazon Music ve Apple Music gibi rakiplerin ek ücret ödemeden standart planlarının bir parçası olarak kayıpsız akış sunacağınının duyurulmasından bu yana bir spekülasyon konusu oldu. Şirket, sözde bu duyuruların ardından HiFi çıkışını erteledi.

Müzik platformu, Supremium planı hakkında belirli ayrıntılar sağlamadı veya varlığını doğrulamadı. The Verge’e yaptığı açıklamada şirket sözcüsü Laura Pezzini, şirketin tekliflerini iyileştirmenin yollarını sürekli olarak araştırdığını ancak söylentiler hakkında yorum yapmaktan veya yeni bilgiler paylaşmaktan kaçındığını belirtti.

Spotify eş başkanı Gustav Söderström, bu yılın başlarında HiFi’ın hala çalışma aşamasında olduğunu doğruladı. Müzik endüstrisinin değişen manzarasını ve şirketin yaklaşımını uyarlaması gerektiğini kabul etti. HiFi uygulama maliyetine ilişkin finansal hususlar önemli bir faktör ve şirket, kullanıcılara değer sağlamakla kârlılığı sürdürmek arasında bir denge kurmayı amaçlıyor.

Geçen yıl, bir Spotify anketi, “Platinium” bir planın parçası olarak HiFi özelliği için olası bir 19,99 $ fiyat noktasına işaret etti. Aynı anket, sesli kitap erişiminin gelecekteki bir teklife dahil edilmesini de önerdi. Bloomberg’in raporu, Spotify’ın sesli kitaplara erişimi potansiyel olarak Ekim ayından itibaren ABD’deki mevcut Premium planında bir araya getirmeyi düşündüğünden bahsediyor.

Şu anda, Spotify’ın Premium planı ABD’de 9,99 ABD Doları olarak fiyatlandırılırken, rakipleri Apple ve Amazon standart katman fiyatlarını 10,99 ABD Dolarına yükseltti.

Ayrıca, Spotify zaten bireysel satın alma için sesli kitaplar sunuyor, ancak bunları bir abonelik planında bir araya getirmek kullanıcılara katma değer sağlayabilir.

Spotify’ın yeni Supremium planını nasıl konumlandıracağı ve HiFi akış ve sesli kitap erişiminin fiyatlandırması ve kullanılabilirliğinin nasıl yapılandırılacağı henüz belli değil. Bu potansiyel gelişmeler, Spotify’ın tekliflerini geliştirmeyi, kullanıcılara daha fazla seçenek sunmayı ve hızla gelişen müzik dinleme hizmeti pazarında rekabetçi kalmayı planladıklarını gösteriyor.

xQc ; yayıncı, gamer, influencer. Felix Lengyel’in mali tablosu

xQc kullanıcı adını tercih eden Felix Lengyel’ın yaklaşık 10 milyon dolarlık net servetinin olduğu tahmin ediliyor. Fakat yakın zamanlarda Twitch ve Kick arasındaki rekabet sayesinde Kick ile karlı bir anlaşma yakaladı ve servetine servet kattı.

Kick tarihindeki en büyük sözleşmeyi 100 milyon $ karşılığında imzalamasına rağmen, yayın açma konusunda tek platforma bağlı kalma zorunluluğu olmayacak ve xQc yine Twitch’te içerik üretebilecek.

xQc, Twitch sayesinde en popüler yayıncılardan biri haline geldi , ancak şu an için geri dönmeye niyeti yok. Ayrıca oyun videoları yüklemek ve akışlarından önemli olayları vurgulamak için YouTube’u kullanıyor .

Twitch’te hala en çok izlenen 5. kanal xQc

Toplam 11,7 milyon takipçiye sahip olan xQc’nin Twitch kanalı, platformda en çok izlenen beşinci kanal konumunda.

xQc’nin akışları, akış başına ortalama yaklaşık 70.000 izleyiciye ulaşan önemli bir izleyici kitlesini kendine çekiyor. Bu düzeyde izleyiciyle, yalnızca Twitch’ten ayda tahmini 300.000 dolar kazandı. Buna ek olarak, xQc marka anlaşmaları ve aylık abonelikler yoluyla ek 700.000 ABD doları tutarında gelir elde ediyor.

YouTube’dan yıllık 1.2 milyon dolara kadar reklam geliri elde edebiliyor

YouTube’da xQc, 2,22 milyondan fazla abone sayısına sahip. YouTube kanalında, akışla ilgili içerik ve diğer video oyunlarıyla ilgili videolar bulunuyor. SocialBlade’e göre xQc’nin YouTube’dan yıllık kazancı , reklam etkileşimlerine bağlı olarak 1,2 milyon dolara kadar çıkabiliyor . Videoları düzenli olarak günde bir milyondan fazla görüntüleniyor ve son 30 gün içinde 25 milyondan fazla görüntülendi.

Nasıl yıldız oldu

xQc’nin Twitch’teki popülaritesi, büyük usta Hikaru Nakamura ile yaptığı gibi kayda değer işbirlikleriyle satranç yayını yapmaya başladığında yükseldi ve yükselişine daha da katkıda bulundu.

9 Nisan 2020’de bir Valorant yayını sırasında 222.720 ile en yüksek izleyici zirvesine ulaştı . Ayrıca xQc, LA merkezli bir eSpor organizasyonu olan Sentinels ile Şubat 2019’da çeşitli yayıncı ve Overwatch yedek oyuncusu olarak anlaşma imzaladı. Daha sonra 1 Ekim 2020’de içerik oluşturucu olarak Luminosity Gaming’e katıldı , ancak maaşının ayrıntılarını açıklamadı.

İlgi çekici akış stili ve özel bir hayran kitlesi ile xQc, Twitch ve YouTube’da dikkate değer bir başarı elde etti. Yaklaşık 10 milyon dolar değerinde olduğu tahmin edilen Twitch akışlarından, YouTube kanalından, marka anlaşmalarından ve diğer kaynaklardan önemli bir gelir elde ediyor.

xQc izleyicilerini eğlendirmeye ve büyülemeye devam ettikçe, net değeri ve popülaritesi muhtemelen daha da artacaktır.

Smart Eye sürücü izleme sistemi çığır açacak

Smart Eye sürücü izleme sistemi sürüş güvenliği konusunda yeni bir dönemi başlatıyor. Teknoloji, InCabin Brüksel’de tanıtacak.

Smart Eye, çığır açan yeni Sürücü İzleme Sistemi (DMS) metriğini InCabin Brüksel’de tanıtacak.

Bu özellik, kalp ve solunum hızlarının tamamen uzaktan izlenmesini sağlayan Smart Eye’ın DMS yazılımına yaşamsal belirtilerin tespitini dahil ediyor. Fizyolojik göstergelerin entegrasyonu, yol güvenliğini artırmayı ve sürücülerin refahını sağlamayı amaçlıyor.

Sürüş güvenliğinde yeni dönem

Otomotiv Orijinal Ekipman Üreticilerinin (OEM’ler) taleplerine yanıt olarak Smart Eye, sürücü sağlığı ve güvenliğinin önemli yönlerini ele almak için bu son teknoloji metriği geliştirdi. Yeni özellik, sürücünün fizyolojik sinyallerini sürekli olarak izleyerek, sürüş sırasında ani hastalıkların veya tepkisiz davranışların erken tespit edilmesini sağlıyor.

Bu yetenek, sürücülerin kalp krizi veya nöbet gibi öngörülemeyen sağlık durumlarıyla karşılaştığı durumlarda hayat kurtarma potansiyeline sahip. Ayrıca teknoloji, kalp ve solunum hızları da dahil olmak üzere kaza sonrası verilerin acil durum müdahale ekiplerine iletilmesini kolaylaştırarak daha etkili sağlık müdahalelerine yol açıyor.

Yapay zekanın gücünden yararlanan yeni özellik, birden fazla fizyolojik sinyali doğru bir şekilde analiz etmek için gelişmiş algoritmalar kullanıyor.

Smart Eye, sürücünün kalp atış hızını tahmin etmek için deriden ışık yansımasındaki değişiklikleri ölçen, temassız, kamera tabanlı bir yöntem olan uzaktan fotopletismografi (rPPG) kullanıyor. Ek olarak, yazılımın insan gözüyle algılanamayan nefes alma veya nabızla ilişkili hareketlerdeki ince değişiklikleri algılamasına olanak tanıyan mikro hareket analizi kullanılıyor.

Göze çarpmayan bir kullanıcı deneyimi sağlamak için Smart Eye teknolojisi, cilt üzerindeki yansımaları algılamak için 940 nanometre dalga boyuna sahip kızılötesi ışık kullanıyor. Bu kızılötesi ışık, karanlık veya yoğun güneş ışığı gibi hareket halindeki bir aracın içindeki zorlu aydınlatma koşullarında bile güvenilir algılama sağlıyor.

Smart Eye bu yeni özelliği, ziyaretçilerin Smart Eye yazılımının kalp ve solunum hızlarını gerçek zamanlı olarak uzaktan nasıl tespit ettiğine ilk elden tanık olma fırsatına sahip olacakları InCabin Brüksel’de sergileyecek. Ölçümler, bu teknolojinin sürücü izlemede devrim yaratma ve genel yol güvenliğini artırma potansiyelini gösteren bir ekranda görüntülenecek.

Yeni DMS metriği, sürücü izleme teknolojisinde önemli bir ilerlemeyi temsil ediyor. Yazılım, kalp ve solunum hızlarını sürekli olarak izleyerek sağlıkla ilgili acil durumların erken tespit edilmesini sağlar ve bir çarpışma durumunda tepki sürelerini iyileştiriyor.

Artık sahte kiralık evlerle kandırıyorlar

0

Hafta sonu izin günleri ve Kurban Bayramı ile birlikte dokuz güne uzayabilecek tatil dönemi için planlar yapılmaya başlandı. Havaların iyiden iyiye ısınması, okulların tatil olması ve üniversite sınavlarının da bitmesiyle birlikte tatil dört gözle bekleniyor.

Siber güvenlik şirketi ESET internette karşılaşabileceğiniz dolandırıcılıklara yönelik uyarılarını paylaştı. Sahte ücretsiz seyahatlerden sahte kiralık evlere kadar hem seyahatlerinizden önce hem de seyahatleriniz sırasında karşılaşabileceğiniz bazı tehditleri sıraladı.

Seyahat dolandırıcılığı, siber suçlular için en büyük para kazanma yollarından biri. 2022 yılında ABD Federal Ticaret Komisyonu’na (FTC) 62.400’ün üzerinde mağduriyet bildirimi yapıldı. Mağdur başına ortalama 129 $ kayıpla, o yıl toplam 104 milyon $ farkında olmadan dolandırıcılara teslim edildi. Üstelik bu sadece bildirilen vakalar.

 

Kiralık ev arayan tatilcileri avlayan 8 yaygın tehdit

Dolandırıcılık raporlama merkezi Action Fraud tarafından hazırlanan yeni bir rapor, geçtiğimiz mali yılda sadece Birleşik Krallık’ta 15 milyon Sterlin’in üzerinde kayıp yaşandığını ve bu rakamın bir önceki yıla göre %41 oranında arttığını ortaya koyuyor. 

Birleşik Krallık seyahat acenteleri ticaret birliği ABTA’ya göre, en yaygın tatil rezervasyonu dolandırıcılığı türleri konaklama, uçak biletleri, spor ve dini geziler ile devre mülkler ve tatil kulüplerini kapsıyor. Dolandırıcılar sahte web siteleri kurup, web sitelerinde ve sosyal medyada sahte reklamlar yayınlayarak ve bazen ödeme yapmak için yasal olmayan yollardan ele geçirilmiş ödüller veya çalıntı kuponlar kullanarak daha ucuz fırsatlar sunuyorlar. En yaygın dolandırıcılık türlerinden bazıları ve dikkat edilmesi gereken diğer tehditler:

Ücretsiz tatiller

Mağdurlarla, hiç katılmadıkları bir çekilişi aracılığıyla tatil kazandıklarını iddia eden istenmeyen e-postalar, aramalar veya mesajlar yoluyla iletişime geçilir. Eğer cevap verirlerse, dolandırıcılar ‘ücretsiz’ tatillerine hak kazanmak için, tatil ücretinin sadece vergisini veya ücretin bir kısmını ödemelerini rica ederler. Elbette ortada bir ödül yoktur ve dolandırıcılar parayı cebe indirir.

Klon siteleri

Kimlik avı e-postaları, metinleri ve aramaları ve/veya çevrimiçi reklamlar da kurbanları, yasal olanları taklit etmek için tasarlanmış sahte havayolu, tatil veya karşılaştırma sitelerini ziyaret etmeye yönlendirebilir. Mağdurlara sahte onay e-postaları veya rezervasyon referansları gönderilir, yani birçoğu dolandırıldıklarını ancak check-in masasına geldiklerinde fark eder.

İndirimli biletler veya tatiller

Siber suçlular bazen tatiller, uçuşlar, oteller ve diğer paketler için çok indirimli fırsatlar sunarlar. Bu durumda, biletler yasal olabilir ancak indirimli olmalarının nedeni çalıntı kartlarla veya ele geçirilmiş sadakat hesaplarıyla satın alınmış olmalarıdır. Sosyal medya, spam e-postalar ve hatta robot telefon aramaları aracılığıyla reklamları yapılabilir. Mağdurlar, dolandırıcılık fark edildiğinde tatillerinin yarıda kesilmesi riskiyle karşı karşıyadır.

Uluslararası seyahat belgeleri konusunda ‘yardım’

Bazı siteler, mağdurların seyahat vizesi, pasaport, uluslararası sürüş izni veya diğer belgeleri kolayca çıkartmalarına yardımcı olduklarını iddia ederler. ABD Dışişleri Bakanlığı web sitesi gibi devlet web sitelerini taklit edebilirler. Ancak, genellikle ücretsiz olan bu hizmetler için son derece yüksek ücretler talep ederler. Ve ortaya çıkan belgenin sahte olma ihtimali çok yüksektir.

Sahte kiralık evler

İnternet üzerinden kiralanan yazlık evlerin ticareti giderek artıyor. Dolandırıcılar genellikle yasal kiralama veya ilan sitelerine kendi ilanlarını eklerler. Bu mülkler ya mevcut değil veya kiralık değil ya da siz gittiğinizde iki defa kiralanmış olacaktır. Kiralık evinizi sahte ilanlara karşı koruma sağlayan özel saygın siteler üzerinden rezerve edin.

Charter uçuş dolandırıcılığı

Dolandırıcılar ayrıca kurbanları cezbetmek için genellikle konaklama ile birlikte verilen özel uçak kiralama paketlerini de kullanırlar. Yine parayı alıp ortadan kaybolacaklar ve sizi ortada bırakacaklar.

Wi-Fi tehditleri

Bir kere yola çıktınız mı risklerin sonu gelmez. Yoldayken havaalanında, kafede veya başka bir kamusal alandaysanız, ücretsiz halka açık Wi-Fi kullanarak banka veya diğer hesaplarınıza giriş yapmayın. En azından bağlantınızı şifreleyen ve sizi kişisel verilerinizi çalmak isteyebilecek kişilerden koruyan saygın bir sanal özel ağ (VPN) hizmeti kullanın.

Juice jacking

Seyahat edenler ayrıca “juice jacking” olarak da bilinen USB şarj tehditlerine karşı da dikkatli olmalıdır. Burada suçlular genellikle halka açık şarj istasyonlarına veya istasyonlarda takılı bırakılan kablolara kötü amaçlı yazılım yükler. Evet yanlış okumadınız “kablolara”. Bu kabloların kullanılması, cihazı ele geçirmek ve/veya veri ve şifreleri çalmak için tasarlanmış kötü amaçlı yazılımların yüklenmesinde neden olur. 

Tatil sezonunda nasıl güvende kalınır?

Yukarıdaki senaryolardan uzak durmak için yapabileceğiniz pek çok şey var;

·Araştırmanızı yapın: başkalarının dolandırılıp dolandırılmadığını görmek için seyahat şirketlerini, otelleri, kiralama şirketlerini ve seyahat acentelerini internetten kontrol edin.

·İstenmeyen iletişimlere asla yanıt vermeyin. Bir reklam gördüyseniz ve merak ediyorsanız, kuruluşla doğrudan iletişime geçin ve asla e-postadaki/metindeki/reklamdaki iletişim bilgilerini kullanmayın.

·Havale, hediye kartı, kripto para veya Cash App gibi para uygulamaları ile ödeme yapmayın çünkü bunlar alıcı için hiçbir koruma sağlamaz. Para bir kez gitti mi, gitmiştir.

·Sahte bir siteye işaret eden yazım hataları olmadığından emin olmak için ziyaret ettiğiniz herhangi bir sitenin URL’sini kontrol edin.

·Uçak biletlerinden kaynaklanan herhangi bir kayıp riskini azaltmak için bir satıcının ATOL korumalı olup olmadığını iki kez kontrol edin.

·Dikkatli olun: Bir şey kulağa gerçek olamayacak kadar iyi geliyorsa, genellikle gerçek değildir.

·Çok indirimli tatil ve biletler sunan karanlık web sitelerine aldanmayın.

·Sanal özel ağ (VPN) olmadan halka açık Wi-Fi kullanmayın ve dışarıda halka açık şarj istasyonlarını kullanmaktan kaçının.

Yaz mevsimi tatilciler için yılın en güzel zamanıdır. Ancak bunun dolandırıcılar ve siber suçlular için de bir nimet olabileceğini unutmayın. İnternette güvende kalın ve harika bir tatil geçirin!

Fidye yazılımları kandıran yazılım

Her türden siber düşman, genişleyen dijital saldırı yüzeyinden daha önce görülmemiş şekillerde ve ölçekte yararlanmaya devam ediyor. Özellikle, birçok kurum için uzaktan çalışmaya hızlı geçiş ve sürekli olarak her yerden çalışma (WFA), siber suçlular için genellikle yetersiz güvenlikli ev ağlarından ve cihazlarından kurumsal kaynaklara bağlanan çalışanları hedef almak için sürekli bir fırsat oldu.

En yaygın fidye yazılımı saldırıları genellikle sosyal mühendislikle başlıyor. Esasen, düzgün bir şekilde yürütülen sosyal mühendislik stratejileri, genellikle oltalama veya hedef odaklı kimlik avı şeklinde, kullanıcıları şifrelerden finansal hesaplara ve kişisel olarak tanımlanabilir bilgilere (PII) kadar kritik bilgileri ifşa etmeleri için kandırabiliyor. FortiGuard Labs’ın son araştırmasının da işaret ettiği gibi günümüzde sosyal mühendislik, bilgisayar korsanlığı teknikleri ve zararlı yazılım dağıtımı ile birleştirilerek giderek daha yıkıcı saldırılara güç veriyor.
 
Tipik bir fidye yazılımı saldırısında, bilgisayar korsanları kurbanın bilgisayar sistemine kötü amaçlı yazılım sokmak için kimlik avı veya başka yöntemler kullanıyor ve bu yazılım daha sonra ağa yayılıyor. Yeterli sayıda sistem tehlikeye girdiğinde, bilgisayar korsanı zararlı yazılımı tetikleyerek virüs bulaşmış tüm sistemleri şifreler ve bu cihazlardaki dosya ve verileri kurum için erişilemez hale getiriyor. Bilgisayar korsanı daha sonra, ele geçirilen dosyaların şifresini çözmek için gereken anahtar karşılığında kuruluştan parasal bir ödeme almaya çalışıyor.
 
Bir tehdit aktörü verileri ele geçirmek için fidye yazılımı kullandığında, kontrolü yeniden ele geçirmek için neredeyse her türlü bedeli ödeyeceğiniz varsayılıyor. Eğer bedel ödenmezse, bilgisayar korsanı verileri darknet üzerinde satışa çıkarıyor. Bununla birlikte, kurbanın fidye ödediği ancak ağını geri yüklemek için gereken şifre çözme anahtarlarını asla alamadığı vakaların sayısının arttığı da görülüyor. Ya da daha acımasız vakalarda fidye yazılımı, fidye ödenmiş olmasına rağmen masaüstü ve sunuculardaki diskleri silerek ağı yok ediyor.

Fidye yazılımı saldırılarına karşı aldatma yöntemi nasıl kullanılıyor?

Kurumların fidye yazılımı saldırısından korunması için kritik dosyaların güncel yedeklerini ağ dışında tutması ve ağ erişimi arayan cihazları zararlı yazılım bulaşmasına karşı taraması gerekiyor. Ancak bu sadece başlangıç. Fidye yazılımının nasıl çalıştığını anladığımızda, bununla mücadele etmenin etkili yolları bulunabiliyor.
 
Siber suçlular genellikle bir kuruma sızmak ve birincil hedefi dosyalarınızı şifrelemek olan bir uç noktayı tehlikeye atmak için sofistike teknikler ve taktikler kullanıyor. Bu sürece karşı savaşmak yerine, fidye yazılımını gizlice yalnızca sahte dosyaları şifrelemeye yönlendirseniz ne olur? Yani saldırganları kandırmak için kasıtlı olarak oluşturup ağa yerleştirdiğiniz dosyalar olsa? Bu sahte dosyaları şifrelemeye çalışan bilgisayar korsanları kendilerini ve niyetlerini ifşa ediyor ve herhangi bir zarar vermeden önce kötü amaçlı yazılımlarının varlığını ortaya çıkarıyor. Başka bir deyişle, bu yöntem fidye yazılımını iyi huylu bir hedefe karşı çalışması için kandırmak, bir uyarıyı tetiklemek ve suç niyetini ortaya çıkarmaktan oluşur. Bu inanılmaz derecede güçlü bir karşı saldırı stratejisi olabilir.
 
Siber aldatma teknolojisi, kurumların meşru ağda kullanılan trafik ve kaynaklardan ayırt edilemeyen çekici tuzakları ve yemleri otomatik olarak dağıtan uydurma (sahte) bir ağı hızla oluşturmasına olanak tanıyor. Bu sahte ağ daha sonra saldırganların kendilerini ifşa etmelerini sağlamak için mevcut BT/OT altyapısına sorunsuz bir şekilde entegre ediliyor. Aldatma teknolojisi uç noktaya herhangi bir aracı bileşen yüklemiyor, herhangi bir ağ değişikliği gerektirmiyor ve herhangi bir imza veya anomali motoruna dayanmıyor.
 
 
Siber aldatma teknolojisi, algılamayı tetiklemek için fidye yazılımının kendi tekniklerini ve taktiklerini kendisine karşı kullanıyor ve saldırganın ağda başarılı bir şekilde yer almasına neden olan taktiklerini, araçlarını, ve prosedürlerini (TTP’ler) ortaya çıkarıyor, böylece bu güvenlik açıkları bir güvenlik mimarisi düzeyinde azaltılabiliyor. Etkili aldatma, saldırganın kurumu nasıl tehlikeye attığını (örneğin zayıf veya çalınmış kimlik bilgileri veya fidye yazılımının yayılmasına izin veren savunmasız bir uç nokta veya sunucu yoluyla) izlemek için kullanılabilecek bağlamsal tehdit istihbaratı sağlıyor; böylece korumadaki bu boşluklar kapatılabiliyor.
 
Bununla birlikte, fidye yazılım saldırılarını yenme amaçlı aldatma yönteminin, kapsamlı bir siber güvenlik platformunun parçası olması gerekiyor Aldatma teknolojisinin, fidye yazılımı tespitine dayalı azaltma yanıtlarını otomatikleştirmek için NGFW, NAC, SIEM, Sandbox, SOAR ve EDR çözümleriyle tam olarak entegre edilmesi gerekiyor. Aldatma teknolojisini kapsamlı bir güvenlik platformuyla birleştiren kurumlar, fidye yazılımı gibi saldırıları, kötü amaçlı yazılım kötü niyetli hedeflerine ulaşmadan çok önce tespit edebiliyor ve bunlara yanıt verebiliyor.

Tofaş’tan dönüşen müşteri ihtiyaçlarına yönelik yeni mobilite çözümleri  

0

Türkiye otomotiv sektörünün lider kuruluşu Tofaş; müşteri ihtiyaçlarına yönelik uçtan uca ve en iyi deneyimi sunmak üzere bağlantılı araç çözümleri geliştiriyor. Bu kapsamda bağlantılı araçlar ve ilgili ekosistemin ortaya sunacağı katma değerli hizmetler ve sigorta ihtiyaçlarında yenilikçi çözümler sunuyor.

Tofaş’tan dönüşen müşteri ihtiyaçlarına yönelik yeni mobilite çözümleri  

Mobilite Çözümleri Direktörü Hasan Erdoğan: Toplumun değişen mobilite ihtiyaçlarına en uygun mobilite çözümlerini sunmayı hedefliyoruz.  Erdoğan “Tofaş, müşterileri için en iyi değeri ve mobilite çözümlerini yaratan lider otomotiv şirketi olma vizyonu ile hareket ediyor. Bu büyük yapının bir parçası olarak; toplumun değişen ihtiyaçlarına en uygun mobilite çözümlerini sunmayı hedefliyoruz. FIAT, FIAT Professional, Alfa Romeo ve Jeep müşterilerine yönelik, yeni mobilite çözümlerini devreye alıyoruz” dedi.

Mobilite alanında yeni müşteri çözümlerini hayata geçirerek hizmet kapsamını her geçen gün daha yukarıya taşıyacaklarına da değinen Erdoğan, “Bağlanabilirlik teknolojisi kapsamındaki çalışmalarımız 2017 yılında ‘Fiat Connect’ ile başladı. 

Tofaş Arge’de geliştirilen, Fiat Connect ile ülkemizde ilk ve en kapsamlı bağlanabilirlik teknolojisini geniş kitlelere ulaştırmamız mümkün oldu.  Önümüzdeki dönemde, bağlanabilirlik çözümlerine yatırım yapmaya devam ederken; yeni sahiplik ve kullanım modellerine de odaklanacağız” diye konuştu.

65 Bin Kullanıcıya Erişen Fiat Connect’e Akıllı Saat ve Araç İçi Multimedya Ekranlarından da Erişilebiliyor

Araç kullanıcılarının hayatlarını kolaylaştıran ve koruyan, avantajlar sağlayan, araçları hakkında kritik bilgileri sunan Fiat Connect, 65 bin bağlantılı araç parkı ile Türkiye’nin ilk ve en kapsamlı bağlanabilirlik mobil uygulaması olarak öne çıkıyor. Uzaktan kapı açma kapama, araç sağlığı bilgisi, ambulans hizmeti, kaza noktaları uyarısı gibi pek çok katma değerli fonksiyonlarla devreye alınan Connect, lansmanından bu yana teknoloji dünyasındaki yenilikçi uygulamaları takip ederek geliştirilmeye devam ediyor. Connect Uygulamasında, yapay zekâ ile bakım ihtiyaçları yüzde 93 doğrulukla hesaplanıyor. 

Müşteri deneyimini her geçen gün daha ayrıcalıklı bir boyuta taşıyan marka, Connect’i giyilebilir teknolojilerin en yaygını olan akıllı saatler ile buluşturduktan sonra şimdi de Android Auto ile Araç içi multimedya ekranlarına taşıyor. Fiat Connect’e Android Auto özelliği olan tüm FIAT’lardan erişilebiliyor. Ayrıca araçtan inmeden akaryakıt ödeme gibi kolaylıklar da mobil uygulamanın yanında multimedya ekranlarından yapılabiliyor. 

Müşterilerine uçtan uca mükemmel deneyim sunma hedefinin önemli bir parçası olarak faaliyete başlayan “Koç Fiat Sigorta”; Fiat Connect iş birliği ile tek tuşla sigorta satın alma ve yenileme imkânı sunuyor; kasko, trafik, sağlık ve diğer branşlardaki sigorta ihtiyaçlarını hızlı ve kolay bir şekilde karşılayacak. 

Her Markadan Filo Müşterisi, Connect Teknolojisinden Yararlanıyor

Şirket araçlarının tüm operasyonel verilerini tek ekranda toplayan mobil ve web tabanlı Connect Filom uygulaması, filodaki araçların tümverilerini analiz edip, raporlamalarını gerçekleştirirken, parka kayıtlı tüm araçların takibinin tek ekrandan yapılmasına da imkân sağlıyor. 

Haftalık ve aylık raporlar düzenleyen Connect Filom, ihtiyaç duyulan anlarda tüm filoyla alakalı bildirimler gönderiyor ve evrak, sözleşme gibi işlemleri arşivliyor. Connect Filom ile müşteriler, geleneksel filo yönetimi uygulamalarından farklı olarak, donanım yatırımı yapmadan, kiralama yöntemiyle, bağlantılı bir filoya sahip olabiliyor.

Mobil ve web tabanlı uygulamaya ilave olarak; Connect Filom, araçların satış sonrası operasyonlarını da müşteriler adına yöneterek 360 derece filo yönetimi hizmeti sağlıyor. 

Connect, Dinamik Değerleme ile İkinci Elde de Müşterinin Yanında  

Fiat Connect, ikinci elde aracının değerini öğrenmek ve aracını satmak isteyen kullanıcılar için de kolaylık ve fayda sağlıyor. Fiat Connect uygulamasında yer alan “Dinamik Değerleme” modülünde, ikinci el değerleme için gerekli olan veriler sistemde yer aldığından, kolaylıkla ön fiyatlandırma yapılabiliyor.  Buna ilaveten kullanıcılar, güncel araç fotoğraflarını, varsa ek aksesuar bilgileri sisteme girerek gerçek uzmanların değerlendirmesine gönderebiliyorlar. Ortalama 17 dakika süren işlem sonrasında araçlarının değerini öğrenebiliyorlar. Bu işlemi takiben, diledikleri Otoeksper şubesinde fiziksel ekspertizini yaptırıp, satış işlemini başlatabiliyorlar. 

Microsoft, Outlook ve Teams’de sıkıntı yaşandığını doğruladı

Son zamanlarda, Avrupa’daki Microsoft müşterileri, Outlook e-posta istemcisinde ve Teams işbirliği platformunda kesintiler yaşıyor. Avrupa’daki kullanıcılardan hizmet kesintileri ve sorunlarla ilgili şikayetler yağıyor. Reddit’in Sysadmin adlı alt forumunda kullanıcılar, Outlook portalını yüklerken sorunlara ve Exchange Online’ın yavaş performansına dikkat çekerek her iki platformun performansıyla ilgili sıkıntılarını dile getirdiler. Alman yönetici ekipleri, Outlook hizmeti için gelen ve giden e-postaların tamamen durduğunu bildirdi. Bazı kullanıcılar ise Teams toplantıları sırasında kesilen çağrılardan şikayet ediyor.

Downdetector’ın Avrupa’daki eşdeğeri olan Allestorungen, etkilenen kullanıcılardan çok sayıda kesinti raporu kaydetti. İngiltere merkezli kullanıcılar yaygın sorunlar bildirmemiş olsa da, Downdetector bölgedeki belirli kullanıcıların karşılaştığı bazı zorluklar olduğunu gösteriyor. Microsoft’un yayınladığı bildiri de bazı Teams ve Outlook kullanıcıları için kesintiler yaşandığını onaylıyor.

Microsoft’a göre sorun, özellikle kişisel hesap kullanan kişileri Microsoft Teams iletişim listesine senkronize etmek isteyen kullanıcıları etkileyen, Teams ve Outlook arasındaki bir senkronizasyon sorunuyla ilgili. Bu sorun, kişi listelerinin çoğaltılmasına neden oluyor. Ancak şirket, yeni senkronizasyonların iletişim listelerinde klonlanan kişilerle sonuçlanmasını önlemek için uzun vadeli bir düzeltme uygulamaya koyuldu.

Sorunu çözmek için Microsoft, etkilenen Outlook ve Teams kullanıcıları için bir geçici çözüm öneriyor. Kullanıcılar, mobil cihazlarında (iOS veya Android) Teams uygulamasını ziyaret ederek Profil Simgesi Ana Sayfasına gidebilir, ardından Ayarlar ve Kişiler’e gidebilir. Birkaç gün içinde Outlook’ta cihaz kişilerini otomatik olarak silecek olan “Cihazımdaki kişileri senkronize et” seçeneğini kapatabilirler.

Microsoft’un hizmetindeki bu kesinti, Avrupa’daki Microsoft 365 müşterileri için kısa bir süre içinde yaşanan ikinci hadise. Haziran ayının başlarında, ayrı bir kesinti binlerce kullanıcıyı etkiledi ve Microsoft Teams’e güvenen birçok şirket için önemli iletişim problemlerine neden oldu.

Avrupa’daki Microsoft müşterileri için Outlook ve Teams hizmetlerinde yaşanan son kesintiler, iki platform arasındaki senkronizasyon sorununa dayanıyor ve bu da yinelenen kişi listelerine ve klonlanan kişilere sebep olabiliyor. Microsoft sorunu kabul etti ve uzun vadeli bir çözüm üzerinde çalışmaya başladı. Bu kesintiler, Avrupa’da Microsoft Teams erişimini etkileyen ilk olay değil, Microsoft işini düzgün yapmazsa şirketler rakip ürünlere yönelebilir.

Suzuki ve SkyDrive, 2024’te ortaklaşa uçan araba üretmeye başlayacak

Suzuki ve Japon start-up SkyDrive arasındaki ortaklaşa uçan arabalar üretmek için yapılan işbirliği, hızla büyüyen endüstride önemli bir gelişmeye işaret ediyor. Dikey kalkış ve iniş (VTOL) uçağı olarak da bilinen uçan arabalar, hava ve yer yeteneklerini birleştiren benzersiz bir ulaşım modu sunarak, birden fazla rotor kullanarak dikey olarak kalkış ve iniş yapma yeteneğine sahip.

Köklü bir otomobil üreticisi olan Suzuki, gelişmekte olan uçan araba pazarında lider bir konumda olmayı hedefliyor. Suzuki, 2018’de eski Toyota mühendisleri tarafından kurulan önde gelen bir Japon start-up şirketi olan SkyDrive ile ortaklık kurarak, uçan araba geliştirmek ve üretmek için start-up’ın uzmanlığından ve yenilikçi teknolojilerinden yararlanabilir.

Anlaşmaya göre SkyDrive, araçların montajı için tamamına sahip olacağı bir üretim imalathanesi kuracak. Bu yan kuruluş, Suzuki’nin Shizuoka Eyaletindeki fabrikasını kullanarak üretim sürecini düzene sokacak ve Suzuki’nin yerleşik altyapısından yararlanacak. Bu işbirliği, SkyDrive’ın Suzuki’nin kaynaklarına ve üretim yeteneklerine erişmesini sağlayarak uçan arabalarının geliştirilmesini ve üretimini hızlandıracak.

Paris Airshow’daki yakın tarihli bir duyuruda SkyDrive, araçlarının tasarımını iki yerine üç kişiyi barındıracak şekilde değiştirme planlarını açıkladı. Artan yolcu kapasitesi, aracın kullanılabilirliğini artıracak ve pazardaki çekiciliğini genişletecek. Yeni tasarımın toplam uzunluğu yaklaşık 13 metre ve yüksekliği 3 metre olacak ve maksimum uçuş menzili mevcut 10 kilometreden yaklaşık 15 kilometreye çıkacak.

SkyDrive ve Suzuki arasındaki bağlantı ilk olarak Mart 2022’de duyurulmuştu ve o zamandan beri her iki şirket de aktif olarak iş birliği yapıyor ve ortaklıklarının ayrıntılarını tartışıyor. Eylül ayında Suzuki, SkyDrive’da hisse satın alarak girişime olan bağlılıklarını daha da sağlamlaştırdı.

Uçan araba endüstrisi, Toyota ve Japan Airlines gibi büyük oyuncular da dahil olmak üzere çeşitli şirketlerden önemli ilgi ve yatırım çekmiştir. Bu şirketler, uçan arabaların potansiyelini yeni bir ulaşım ve hareketlilik biçimi olarak kabul ettiler. Yerleşik şirketler, geliştirme yeteneklerine sahip start-up’larla ortaklık kurarak, alandaki uzmanlıktan ve teknolojik gelişmelerden faydalanabilir.

Osaka’daki 2025 Dünya Fuarı’nda uçan araçları kullanmaya odaklanan SkyDrive, teknolojilerinin pratik uygulamalarını ve faydalarını küresel bir sahnede sergilemeyi amaçlıyor. Suzuki ile yapılan iş birliği sadece uçan araba üretimini kolaylaştırmakla kalmıyor, aynı zamanda tüm endüstrinin büyümesine ve ilerlemesine de katkı sağlıyor.

Uçan arabaların Suzuki ve SkyDrive tarafından ortak üretimi, bu dönüştürücü ulaşım tarzının geliştirilmesi ve ticarileştirilmesinde önemli bir adımı temsil ediyor. Pazara daha fazla şirket girdikçe ve teknolojik gelişmeler devam ettikçe, uçan arabalar, kentsel mobilite ve ulaşım altyapısı için yeni olanaklar sunarak insanların seyahat etme biçiminde devrim yaratmaya hazırlanıyor.

Harvard’lı gençler Biletinial için özel proje geliştirdi

0

Biletinial, Harvard Business School’un (HBS) Field Immersion Projesi kapsamında tüm dünyadan seçtiği 171 iş ortağından biri oldu. Proje kapsamında HBS’da yüksek lisans eğitimi gören öğrenciler, Biletinial’ın kendileri ile paylaştığı bir konu üzerine hem sahada hem de ofiste çalışarak proje geliştirdi.

Harvard’lı gençler Biletinial için özel proje geliştirdi

Biletinial CEO’su Ulaş Uslu, “Dünya markası olma yolunda önemli adımlar atan ve alanında yurtdışına açılmış ilk Türk şirketi olarak Harvard Üniversitesi’nin Field Immersion Projesi kapsamında seçilen proje ortaklarından biri olmaktan gurur duyduk. Bizim için bir hayli verimli bir süreç oldu.  Bizim için geliştirdikleri projeler de pek çok açıdan ufuk açıcıydı” diye konuştu.

Türkiye’nin uluslararası platformdaki tek biletleme şirketi Biletinial, Harvard Business School’un (HBS) Field Immersion Projesi kapsamında tüm dünyadan seçtiği 171 iş ortağından biri oldu. Yaklaşık 6 ay önce start verilen proje kapsamında Harvard Business School, Türkiye’den 12 şirketi proje partneri olarak seçti. Proje kapsamında Türkiye’ye gelen HBS ekibi, seçilen şirketlerle yüz yüze görüşmeler gerçekleştirdi. HBS ekibinin ülkemizde gerçekleştirdiği bir haftalık saha araştırması ve veri analizi sonrasında Biletinial için geliştirilen projeler, Biletinial üst yönetimine sunuldu.

Biletinial Türkiye’den seçilen 12 şirketten biri oldu

Online etkinlik bileteme şirketi olarak 2015 yılından beri faaliyet gösterdiklerini ve sadece 8 yılın sonunda Harvard Üniversitesi’nin iş ortağı olarak seçtiği bir şirket olmanın gururunu yaşadıklarını dile getiren Biletinial CEO’su Ulaş Uslu, “HBS ve Biletinial olarak geleceğimizi şekillendirecek çok özel bir iş geliştirme projesi gerçekleştirdik.

Sektör lideri firmamız ve dünyaca ünlü eğitim kurumu HBS, sinema ve etkinlik sektörünü ileriye taşıyacak bir yolculuğa çıkarmak için bir araya geldi. Ekipler arasında hem kültürel hem de profesyonel bir köprü kuruldu.  İki ekibin iş birliği ile dijital dönüşüm çağında sınırları zorlamak, sinema ve eğlence sektöründe izleyiciye yeni bir soluk getirmek için büyük adımlar atıldı.”

Proje kapsamında İstanbul ve Bursa’da 20-40 yaş arası kişilere HBS öğrencileri tarafından sorular sorularak saha çalışmaları gerçekleştirildiğini dile getiren Uslu, “Proje bitiminde HBS yüksek lisans öğrencileri tarafından yönetim ekibimize proje sonu sunumu gerçekleştirildi.

Ekipten almış olduğumuz verimli geri dönüşler, HBS’un öncü iş geliştirme prensipleri ve sektör lideri firmamız Biletinial’ın yenilikçi bakış açısı birleştirilerek kullanıcılarımızın sinema ve etkinlik sektörü deneyimlerini üst seviyeye taşıyacak ve sinema sektörüne yeni bir soluk getirecek sonuçlar doğurdu. Bu eşsiz sonuçları hayata geçirmek ve işimizi her geçen gün daha da iyiye taşımak için sabırsızlanıyoruz.”

Uslu, HBS ekibinin Biletinial için geliştirdiği projeyi sektöre artı değer sağlamak için sinema işletmecileri ile paylaşacaklarını açıkladı. 

Intel üretken yapay zeka alanında yenilik yaptı!

0

Intel üretken yapay zeka alanında LDM3D ile iddialı bir duyuru yaptı. Intel Labs, LDM3D’yi derinlik haritalamasıyla öne çıkardı.

Intel Labs, Blockade Labs ile işbirliği içinde gerçekçi 3D görsel içerik oluşturmak için üretken yapay zeka kullanan yeni bir difüzyon modeli olan LDM3D’yi tanıttı. LDM3D, canlı ve sürükleyici 360 derecelik görüntülere sahip 3D görüntüler oluşturmak için difüzyon sürecini kullanarak bir derinlik haritası oluşturan endüstrinin ilk modeli oldu.

LDM3D, eğlence ve oyundan mimariye ve tasarıma kadar çok çeşitli endüstrileri dönüştürerek içerik oluşturma, metaverse uygulamaları ve dijital deneyimlerde devrim yaratma potansiyeline sahip.

Intel Labs AI/ML araştırma bilimcisi Vasudev Lal: “Üretken yapay zeka teknolojisi, insan yaratıcılığını daha da artırmayı ve geliştirmeyi ve zamandan tasarruf etmeyi hedefliyor. Bununla birlikte, günümüzün üretici yapay zeka modellerinin çoğu, 2B görüntüler oluşturmakla sınırlıdır ve yalnızca çok azı metin istemlerinden 3B görüntüler oluşturabiliyor. Mevcut gizli kararlı difüzyon modellerinden farklı olarak, LDM3D, kullanıcıların neredeyse aynı sayıda parametre kullanarak belirli bir metin isteminden bir görüntü ve bir derinlik haritası oluşturmasına olanak tanıyor. Derinlik tahmini için standart son işleme yöntemlerine kıyasla bir görüntüdeki her piksel için daha doğru göreceli derinlik sağlar ve geliştiricilere sahneleri geliştirmek için önemli ölçüde zaman kazandırıyor” dedi.

LDM3D tarafından oluşturulan görüntüler ve derinlik haritaları, kullanıcıların sakin bir tropik sahilin, modern bir gökdelenin veya bir bilimkurgu evreninin metin açıklamasını 360 derecelik ayrıntılı bir panoramaya dönüştürmesine olanak tanıyor. Bu derinlemesine bilgi yakalama yeteneği, eğlence ve oyundan iç tasarım ve emlak ilanlarına, sanal müzeler ve sürükleyici sanal gerçeklik (VR) deneyimlerine kadar uzanan sektörler için yenilikçi uygulamalara olanak tanıyarak genel gerçekçiliği ve kapsayıcılığı anında geliştirebilir.

LDM3D nasıl çalışıyor?

LDM3D, 400 milyondan fazla resim yazısı çifti içeren LAION-400M veritabanının 10.000 örneğinden oluşan bir alt kümeden oluşturulan bir veri kümesi üzerinde eğitildi. Ekip, Yoğun Tahmin Dönüştürücü (DPT) geniş kapsamlı tahmin modelini kullandı. DPT-büyük model, bir görüntüdeki her piksel için son derece hassas göreceli derinlik sağladı. LAION  -400M veri seti,  geniş çapta araştırmacı ve diğer ilgili topluluklar için model eğitiminin daha büyük ölçekte test edilmesini sağlamak amacıyla araştırma amacıyla oluşturuluyor. LDM3D modeli, Intel® Xeon® işlemciler ve Intel® Habana Gaudi® AI hızlandırıcılar tarafından desteklenen bir Intel AI süper bilgisayarında eğitildi. Ortaya çıkan model ve ardışık düzen, oluşturulan RGB görüntüsünü ve derinlik haritasını birleştirerek sürükleyici deneyimler için 360 derecelik görünümler oluşturuyor.

Lonca Girişimcilik Merkezi 7 startup’ı mezun etti!

Kuveyt Türk’ün yenilikçi ve inovatif fikirleri destekleyip ülke ekonomisine kazandırmak amacıyla kurduğu Lonca Girişimcilik Merkezi’nin sekizinci dönem programı tamamlandı. 

Yüzlerce başvuru arasından seçilerek programı başarıyla tamamlayan 7 girişimi mezun eden Lonca’nın destek verdiği startup sayısı 80’e yükseldi. Teknoloji odaklı ve ölçeklenebilir iş fikirlerine sahip girişimcilerin proje fikirlerini sürdürülebilir bir modelle ticari faaliyete dönüştürmelerine imkân sağlayan Lonca Girişimcilik Merkezi, sekizinci dönemi düzenlediği demoday etkinliğiyle tamamladı. Lonca Girişimcilik Merkezi’nde 21 Haziran 2023 Çarşamba günü gerçekleştirilen Lonca Demoday etkinliğinde startup’lar yatırımcıların karşısına çıktı. Kuveyt Türk ve iştirak şirketlerinin yönetici ve çalışanlarının, yatırım gruplarının, mentorların ve melek yatırım ağlarından temsilcilerin katıldığı etkinlikte girişimciler katılımcılara başarıya giden serüvenlerini anlattı.

Girişimciler Lonca Girişim Sermayesi Yatırım Fonu’ndan yararlanabilecek

Startup’ların proje fikirlerine odaklanmasını önemseyen Lonca Girişimcilik Merkezi, program süresince her bir startup’a 80 bin TL’ye kadar nakit hibe desteği ve cihaz geliştiren startup’lara da ekstra 20 bin TL Ar-Ge desteği sağladı. Lonca, dokuzuncu dönemle birlikte startup başına nakit hibe desteğini toplamda 125 bin TL’ye yükseltti. Lonca’nın sekizinci dönem hızlandırma programı kapsamında girişimcilere, ulusal ve uluslararası yarışmalara katılım, 10 bin dolarlık sanal sunucu, alanında uzman kişilerden mentorluk ve danışmanlık ile pazarlama ve tanıtım destekleri verildi. Ayrıca Lonca’dan mezun olan girişimciler, KT Portföy tarafından startup’lara yatırım amacıyla kurulan ve Kuveyt Türk tarafından 75 milyon TL kaynak ayrılan Lonca Girişim Sermayesi Yatırım Fonu’na başvuru konusunda önceliğe sahip olacak. 

Lonca Girişimcilik Merkezi
Kuveyt Türk Strateji ve İnovasyon Grup Müdürü ve Lonca Yönetim Komitesi Üyesi Dr. Selman Ortaköy

Lonca Girişimcilik Merkezi startup’lara 3 milyon TL nakit hibe desteği sağladı

Kuveyt Türk Strateji ve İnovasyon Grup Müdürü ve Lonca Yönetim Komitesi Üyesi Dr. Selman Ortaköy, Demoday etkinliğinde yaptığı konuşmada, “Kurulduğumuz 2017’den bu yana girişimlerimize 3 milyon TL nakit hibe desteği sağladık. Sekizinci dönemle birlikte hibe oranını yükselterek ve yatırım fırsatları sunarak girişimlere verdiğimiz desteği artırdık. Kuveyt Türk’ün 75 milyon TL kaynak ayırdığı KT Portföy yönetimindeki Lonca Girişim Sermayesi Yatırım Fonu, başta Lonca mezunları olmak üzere ekosistemdeki tüm girişimcilere yatırım yapmaya devam ediyor. Öte yandan, cihaz geliştiren girişimcilerimize Ar-Ge desteği, özellikle FinTech’ler için ise API altyapımızı kullanmaları gibi birçok ayrıcalık sunuyoruz. Kuveyt Türk ile birlikte proje geliştirme imkânı da girişimcilerimize sunduğumuz diğer ayrıcalıklar arasında yer alıyor. Lonca Girişimcilik Merkezi’nden mezun olan girişimler içinden ülkemize, ekonomimize ve müşterilerimize faydalı olacağını düşündüğümüz uygulamaları projelendirilip iş süreçlerimize dâhil ediyoruz. Bazı girişimlerin ürün ve hizmetlerini müşterilerimizle buluşturarak her iki tarafa fayda sağlıyor; hem girişimlerimizin potansiyel müşterilerine ulaşmaları için bir köprü oluyor, hem de müşterilerimiz için hizmet çeşitliliğimizi artırmış oluyoruz. Girişimcilik alanında yapılan bu faaliyetlerin ülkemize ve geleceğimize yapılmış en önemli yatırımlardan biri olduğuna inanıyoruz. Bu vesileyle, sekizinci dönemi başarıyla tamamlayıp mezun olan girişimlerimize de başarılar diliyorum” dedi. 

Lonca Girişimcilik Merkezi’nin sekizinci dönem kuluçka programını başarıyla tamamlayan 7 startup ve faaliyet alanları:

Harcy: Tekstil atıklarından geri kazanım yoluyla uygun fiyatlı, sağlıklı ve çevre dostu bina cephe ısı yalıtım malzemesi üreten girişimdir.

Microhobist: Gelecekte güvenle tarım yapabilmek için ekolojik döngüden ilham alarak oluşturulan, aynı zamanda verimsiz toprakları canlandıran sürdürülebilir postbiyotik bitki gelişim ürünü üreten bir girişimdir.

Pooly: Aynı rotada yolculuk eden, aracı olan ve olmayan kişilerin birlikte ulaşmalarını sağlayan yapay zekâ ve deep learning entegrasyonlu mobil uygulamadır.

Qpien: İşletmelerin LiveChat, WhatsApp, Instagram, Facebook, Telegram, Twitter, SMS hatta e-posta gibi tüm popüler kanallardaki müşteri mesajlarını, yorumlarını ve pazaryerlerinden gelen müşteri sorularını tek bir ekrandan kolayca yönetebilmelerini sağlayan, işletmeler için tasarlanmış bulut tabanlı bir omni-channel müşteri iletişimi ve otomasyon platformudur.

Robeff: İç ve dış ortamlarda kullanıma uygun elektrikli sürücüsüz teslimat robotları geliştiren bir teknoloji şirketidir. Gelişmiş otonom sürüş algoritması ve fonksiyonel tasarımı ile orta ve son kilometre teslimat süreçleri için çözümler sunmaktadır.

Scoutify: En iyi yetenekleri ekibine katmak isteyen şirketler ile pozisyona ve şirket kültürüne en uygun adayları sunan yetenek avcılarının buluştuğu bir platformdur.

Wearintels: Endüstri ve lojistik alanında yürütülen stok, üretim, montaj ve dağıtım işlemlerini akıllı sistemlerle dijitalleştirerek insan gücünü ortadan kaldırmadan iş/işçi maliyetlerini düşürmeyi, üretim/lojistik faaliyetlerin hızını artırmayı ve iş güvenliğini artırmayı hedefleyen girişimdir.

Papara yine yeşil sahalarda!

0

Beşiktaş Futbol A Takımı’nın konç ve kol sponsoru son dönemde finansal teknolojileri ile gündemde olan Papara oldu

Beşiktaş JK ile Papara, Beşiktaş JK Futbol A Takımı sponsorluğunun kapsamını genişletti. Geçtiğimiz sezon takımın konç sponsoru olan Papara, yeni sezonda anlaşma kapsamına kol sponsorluğunu da ekledi. Yeni sponsorluk anlaşmasının duyurulduğu ve takımın yeni sezon formasının tanıtıldığı basın toplantısında, Papara’nın Beşiktaş taraftarlarına özel BJK Card çıkaracağı bilgisi de paylaşıldı.

Beşiktaş Futbol A Takımı ile sponsorluk anlaşmasına ilişkin değerlendirmelerini paylaşan Papara CEO’su Emre Kenci ile hem sponsorluğu hem de Papara’nın yeni dönem girişimlerini mercek altına aldık:

Beşiktaş JK ve 16 milyonu aşkın kullanıcısına hızlı, kolay, hesaplı ve keyifli finansal hizmetler sunan finansal teknoloji şirketi Papara, Futbol A Takımı sponsorluğunun kapsamını genişletti. Geçtiğimiz yıl Beşiktaş JK Futbol A Takımı’nın konç sponsoru olan Papara, 2023-2024 sezonu itibarıyla 3 yıl boyunca Beşiktaş Futbol A Takımı’nın konç ve kol sponsoru oldu. Beşiktaş Jimnastik Kulübü Başkanı Ahmet Nur Çebi ile Papara CEO’su Emre Kenci’nin katılımıyla gerçekleştirilen ve Beşiktaş JK’nın yeni formalarının da tanıtıldığı basın toplantısında duyurulan sponsorluk kapsamında Beşiktaş JK Futbol A Takımı, yeni sezonda Papara logosunu hem konçlarında hem de kolunda taşıyacak.

Beşiktaş taraftarlarına BJK Card müjdesi 

Papara

Milyonlarca bireysel kullanıcıya Papara Card, Metal Card, Voice Card, Joker Card, Batman Card gibi farklı fiziksel kart ürünleri sunan Papara, Beşiktaş JK sponsorluğu kapsamında takım taraftarlarına özel BJK Card çıkaracağının müjdesini de verdi. Beşiktaş Stadyumu’nda gerçekleştirilen basın toplantısında, Beşiktaş JK Futbol A Takımı’nın yeni formalarının yanı sıra, BJK Card tasarımı da tanıtıldı. BJK Card’ın, Papara’nın tüm kart kullanıcılarına sunduğu özelliklere sahip olmasının yanı sıra taraftarlara özel ayrıcalıklar sunacağı da ifade edildi. 

BJK Card sahibi Papara kullanıcılarının, Papara’nın harcadıkça anında nakit kazandıran Cashback programından Kartal Yuvası mağazalarında da yararlanabilme olanağının yanı sıra; imzalı forma ve bilet çekilişlerine katılma, deneyim odaklı etkinliklere katılma şansı yakalayacağı belirtildi. BJK Card’ın önümüzdeki aylarda kullanıma sunulacağı kaydedildi.

Beşiktaş Papara’yı, Papara da Beşiktaş’ı benimsedi

Papara

Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi, Beşiktaş JK olarak, sponsorluk anlaşmalarını, hem marka değerlerini, hem camia kültürünü gözeterek; kültürel uyuma dikkat eden profesyonel bir yaklaşımla gerçekleştirdiklerini belirterek, şunları söyledi: “Papara ile geçtiğimiz yıl konç sponsorluğuyla başlayan yol arkadaşlığımız, bir yıl gibi kısa bir sürede önemli bir ilerleme kaydetti. Beşiktaş JK Yönetim Kurulu olarak, göreve geldiğimiz günden bu yana, “Özkaynak ve altyapı odaklı yeni spor ekonomisi” stratejimiz en temel odaklarımızdan birisi oldu. Tüm sponsorluk stratejimizi de bu odak belirlemektedir. Bu doğrultuda Beşiktaş Papara’yı, Papara da Beşiktaş’ı benimsedi. Beşiktaş JK olarak biz de bu bağın ortak değerler üzerine temellendiğine inanıyoruz. Yeni sezon formalarımızı tanıttığımız bu toplantıda müjdesini verdiğimiz taraftarlarımızın gururla cüzdanlarında taşıyacakları BJK Card ile sponsorluk anlaşmamızı duyurduğumuz ilk andan itibaren Beşiktaş taraftarlarının yoğun bir biçimde talep ettiği bir projeyi de hayata geçirmiş olacağız. Geçtiğimiz dönem sponsorluklar açısından ve dolayısıyla Beşiktaş JK’ya getirileri açısından verimli bir yıl oldu. Hedef her zaman çoğalarak büyümek… Papara da bunun en güzel örneği oldu… Ben geçen sene sponsor olduklarında “Bunu büyütün” demiştim… Biz kendilerine verimli olduk ki, onlar da bize artı ikiyle geri geldiler… Bu sponsorluk çalışmasında tüm arkadaşlarıma, yöneticilerime ayrıca teşekkür ediyorum. Papara’nın sponsorluğunda taraftarımızın da önemli katkılar verdiğini biliyorum. Aile olmak böyle bir şey ve Beşiktaş JK ülkemizin en büyük ailelerinden birisidir. Papara markasının büyük Beşiktaş ailesinde varlığının önümüzdeki dönemde de güçlenerek sürmesini diliyorum.”

İş birliğimizi sponsorluğun ötesinde görüyoruz

Sponsorluk anlaşmasına ilişkin değerlendirmelerini paylaşan Papara CEO’su Emre Kenci ise “Beşiktaş JK sponsorluğumuzu geçtiğimiz yıl duyurmuş ve Türkiye’nin en köklü spor kulüplerinden biri olan Beşiktaş JK’nın konç sponsoru olmuştuk. Güncellediğimiz ve kapsamını genişlettiğimiz yeni sponsorluk anlaşmamızla ay yıldızlı armayı göğsünde taşıyan ilk kulüp olan Beşiktaş ile bağlarımızı daha da güçlendiriyoruz. Papara ve Beşiktaş JK’nın ilklere imza atmak, cesaret, azim, sevgi, saygı gibi değerler etrafında ortaklaştığına inanıyoruz. Beşiktaş JK ile bağımızı sponsorluğun ötesinde, bu ortak değerler etrafında şekillenen bir yol arkadaşlığı olarak görüyoruz. Beşiktaş JK’nın yeni sezonda hem konçlarında hem de kolunda taşıdığı Papara logosuyla yeni başarılara imza atmasını diliyor, iş birliğimizin tüm taraflar ve Türk sporu için hayırlı olmasını temenni ediyorum” dedi.

Beşiktaş JK Genel Sekreter, Sponsorluk ve Pazarlama, İnsan Kaynakları ve İdari İşlerden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Mehtap Mutluşan Ferah ise konuşmasında, sponsorları ile kurdukları gönül bağının ve profesyonel artı değerin her geçen gün kuvvetlendiğini vurgulayarak; “Uzun zamandır amatör branşlarımız da dahil olmak üzere, isim sponsoru olmayan hiçbir branşımız kalmadı. Ulaştığımız bu seviye ile, ezeli rakiplerimize bir çıta koyduğumuzu da belirtmeliyim. Bu iş birliğimizde, konç sponsorluğumuza “kol” sponsorluğunun eklenmesi kadar sevindirici bir başka gelişme ise; taraftarlarımıza birçok avantaj sağlayacak BJK Card’dır. Beşiktaş aşkı bir başkadır. Bu kart ile büyük taraftarımız, aynı zamanda gönül verdikleri kulübümüzü desteklemek için yeni bir mecraya kavuşmuş olacaklar. Başta Papara olmak üzere, BJK’yi gönülden destekleyen tüm sponsorlarımıza, sizlerin huzurunda camiamız adına teşekkür ederim” dedi.

“Sponsor değil, Papara”

“Banka değil, Papara” sloganıyla faaliyet gösteren Papara, Beşiktaş JK sponsorluğu kapsamında geçtiğimiz aylarda ses getiren bir reklam kampanyasına imza atmıştı. Papara ve Beşiktaş JK’nın ortak değerlerine vurgu yapılan, Beşiktaş JK’nın değerlerine ve Beşiktaş camiası için önemli an ve kişilere ilişkin atıflarla örülen 360 derece reklam kampanyası, film, outdoor çalışmaları, kartal pençeli Instagram filtresi gibi pek çok ayrıntıyla tasarlanmıştı. Çekimleri Beşiktaş ilçesinde gerçekleştirilen, 15 milyonu aşkın erişim alan kampanya filmi, “Sponsor değil, Papara” mesajıyla son bulmuştu. Kampanya ayrıca, BoomSonar ve Marketing Türkiye tarafından düzenlenen Brandverse Awards’ta PR ana bölümünün Sponsorluk Çalışmaları kategorisinde altın, Kurumsal İmaj ve İtibar Yönetimi kategorisinde gümüş ödüle layık görüldü.

Trugo şarj deneyimi 63 ile ulaştı

Türkiye’nin yüksek performanslı ve geniş kapsamlı şarj ağı Trugo, 150 kW ve üzeri ultra hızlı şarj istasyonları sınıfında en fazla ilde hizmet veren ve en yüksek sayıda cihaza sahip şirket oldu. Halihazırda 63 ildeki 153 lokasyonda 198 yüksek performanslı cihazla elektrikli araç kullanıcılarıyla buluşan Trugo, haziran sonunda 81 ildeki şarj cihazı kurulumlarını tamamlayarak tüm Türkiye’de hizmet verecek.

Türkiye’de uçtan uça kesintisiz ve yüksek performanslı şarj ağı kurmak için yola çıkan Trugo, farklı bölgelerdeki cihaz kurulumlarını hızlandırdı. Halihazırda 63 ildeki 153 lokasyonda 180 kW ve üzeri yüksek performanslı 198 cihazla tüm elektrikli araç kullanıcılarına kesintisiz bir deneyim sunan Trugo, haziran ayı sonunda 81 ilde kullanıcılarla buluşacak. Trugo, Türkiye’de kurduğu şarj ağı altyapısıyla 150 kW ve üzeri ultra hızlı şarj istasyonları sınıfında en fazla ilde hizmet veren ve en yüksek sayıda cihaza sahip şirket unvanına sahip oldu. Trugo’nun yüksek performanslı şarj cihazlarıyla bir bataryanın doluluk oranı 30 dakikadan daha kısa sürede yüzde 20’den yüzde 80’e ulaşıyor. Türkiye’deki tüm elektrikli araç sahiplerinin erişimine açık olan cihazlarda sertifikalı yüzde 100 yenilenebilir kaynaklarından elde edilmiş enerji kullanılıyor. 

Trugo mobil uygulamasını 27 bini aşkın kişi indirdi

Elektrikli araç kullanıcıları, Türkiye genelinde kurulan şarj ağını Trugomobil uygulaması ve web sitesi üzerinden takip edebiliyor. App Store ve Google Play üzerinden 30 Mart’ta kullanıcıların hizmetine sunulan mobil uygulamayı 27 binden fazla kişi indirirken, toplam şarj seansı sayısı da kısa sürede 2100’e ulaştı. Kullanıcılar, mobil uygulama ile kendilerine en uygun istasyonu bulabiliyor, şarj sürecini takip edebiliyor, şarjın tamamlandığını görebiliyor, geçmiş şarj uygulamalarına erişebiliyor ve şarj ödemesini yapabiliyor. Kullanıcılar aynı zamanda yakınlarındaki Trugo istasyonunu ararken, eczane, kafe, oyun parkı, AVM, restoran gibi ihtiyaçlarına göre de arama yapabiliyor. Kullanıcılar, anlık boş olan/müsait olan şarj istasyonlarını da görebiliyor.

Katılmak isteyenler başvuru yapabiliyor

Ayrıca şarj ağına katılmak isteyen işletmeler, web sitesi üzerinden “İş Ortaklığı Başvurusu” bölümüne tıklayarak, taleplerini iletebiliyor. Firma bu talepleri değerlendirerek, şarj cihazı kurulumlarını ihtiyaç doğrultusunda şekillendirmeyi sürdürüyor.

Nükleer enerji sektörünün temsilcileri İstanbul’da buluştu

0

Türkiye, Ortadoğu ve Afrika’nın en kapsamlı nükleer enerji platformu olan 5. Nükleer Santraller Fuarı ve 9. Nükleer Santraller Zirvesi – NPPES, 21 Haziran 2023’te İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda başladı. Türkiye’deki nükleer enerji yatırımlarıyla ilgilenen Rusya, Güney Kore ve Çin Halk Cumhuriyeti geniş katılımla NPPES’teki yerini aldı. Nükleer Enerji ve Uluslararası Projeler Genel Müdürlüğü Nükleer Altyapı Geliştirme Dairesi Başkanı Salih Sarı: “4. nükleer santral projesi için saha araştırmalarımız devam ediyor” dedi.

Ankara Sanayi Odası (ASO) ve Nükleer Sanayi Derneği (NSD) tarafından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın destekleriyle düzenlenen 5. Nükleer Santraller Fuarı ve 9. Nükleer Santraller Zirvesi (NPPES), 21 Haziran 2023 tarihinde İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda başladı. Türk sanayicilerini nükleer endüstrinin küresel oyuncuları ile buluşturan, yeni nükleer enerji fırsatları için iş birliklerinin geliştirilmesine aracılık eden NPPES’te Akkuyu NGS’deki gelişmelerin yanı sıra Türkiye’de kurulması planlanan ikinci ve üçüncü nükleer enerji santrallerinde bekleyen iş fırsatları ve küçük modüler reaktörler hakkında uzmanlar bilgiler paylaşacak.

NPPES’in açılışını; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Nükleer Enerji ve Uluslararası Projeler Genel Müdürlüğü Nükleer Altyapı Geliştirme Dairesi Başkanı Salih Sarı, ASO Başkanı Seyit Ardıç, NSD Başkanı Alikaan Çiftçi, Akkuyu NGS Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Anton Dedusenko, SPIC – Çin Devlet Enerji Yatırım Şirketi Türkiye Projesi Başkanı Xiaohang Wang, Kore Nükleer Derneği Başkan Yardımcısı Min-Cheol Lee, Türkiye Nükleer Enerji A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Necati Kaya ile Assystem Uluslararası Enerji Yeni Yapılacak Projeler & MECA Bölgesi Başkan Yardımcısı Guillaume Puravet gerçekleştirdi. Dünya Nükleer Derneği Genel Direktörü Sama Bilbao y Leon da etkinliğe video ile katıldı.

Önümüzdeki 30 yıllık süreçte 100 milyar dolardan fazla nükleer yatırıma ihtiyacımız var

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Nükleer Enerji ve Uluslararası Projeler Genel Müdürlüğü Nükleer Altyapı Geliştirme Dairesi Başkanı Salih Sarı: “Karbon nötr hedeflerine ulaşma noktasında 2035 yılında nükleer enerjinin üretim içindeki payını yüzde 11,1’e, 2053 yılında da yüzde 29,3’e ulaştırmayı hedefliyoruz.  Bunun için de 20 GW’tan fazla nükleer kapasite kurmamız gerekiyor. Bu kapsamda da önümüzdeki 30 yıllık süreçte 100 milyar dolardan fazla nükleer yatırıma ihtiyacımız var. Bu bağlamda 4 üniteli Akkuyu’ya ek olarak en az 12 üniteye sahip üç büyük ölçekli nükleer santral projesini daha hayata geçirmeyi ve bunun yanı sıra SMR teknolojilerini de kullanmayı planlıyoruz. SMR’ların daha kolay finans edilebilmesi, saha esnekliği sunması, elektrik dışı kullanım imkanı, fabrikada üretilebilirliği, modüler yapısı ve seri üretime açık olması gibi özellikleriyle daha geniş yelpazede yatırımcıya hitap edebileceğini ve yerli sanayimiz için katma değeri yüksek iş imkanları sunacağını düşünüyoruz. SMR tasarımının ülkemizde kurulabilmesine yönelik üç kıstas bizim için önemli. Bunlar; lisanslanabilirlik, ticarileştirebilirlik ve yerlileştirilebilirlik. SMR yatırımlarının özel sektör eliyle ve mümkün olan en yüksek oranda yerli katkıyla kurulmasına yönelik iş modeli ve yasal çerçeve geliştirme ile SMR’lara yönelik saha seçim çalışmalarımız devam ediyor.

4. nükleer santral projesi için saha araştırmalarımız devam ediyor

Salih Sarı sözlerine şöyle devam etti: “Nükleer güce ulaşmak ülkemizin 60 yıllık hayali. 27 Nisan 2023 günü ülkemizin nükleer serüveninde çok önemli bir adımı geride bıraktık. Akkuyu Nükleer Santralimiz resmen nükleer tesis statüsü kazandı. Bu sayede ülkemiz nükleer güce sahip ülkeler liginde yerini almış oldu. Önümüzdeki yıl santralin ilk ünitesinden elektrik üretmeyi hedefliyoruz. Santralin diğer ünitelerinin 2027 yılı sonuna kadar devreye alınmasıyla en çok nükleer güce sahip ilk 10 ülke arasına girmiş olacağız. Sinop’ta ikinci bir nükleer santralin kurulmasına yönelik sahanın geçmişten günümüze kapsamlı bir şekilde incelenmiş olması ve gerekli saha etütleri ve karakterizasyonunun tamamlanması nedeniyle yeni bir partner ülke ile projenin hızla hayata geçirilebileceğini inanıyoruz. Bu sahaya yönelik şu anda Güney Kore ve Rusya Federasyonu ile görüşmelerimiz devam ediyor. Ayrıca Trakya bölgesinde üçüncü bir santralin kurulumuna yönelik de Çin hükümetiyle görüşmelerimiz sürüyor. Ek olarak dördüncü bir nükleer santrale yönelik saha araştırmalarımıza hızla devam ediyoruz. Bunların yanı sıra ABD, İngiliz, Fransız şirketleriyle SMR’lara yönelik yakın temas içindeyiz.”

Yerli katkı oranını diğer santral projelerinde kademeli artıracağız

Sarı: “Nükleer santraller sadece bir elektrik üretim tesisi değil; aynı zamanda gerek inşaat gerekse elektrik-elektronik ve makine olmak üzere endüstrinin pekçok kolu için yeni iş fırsatları yaratacak yüksek teknoloji tesisleridir. 20 milyar dolar iş hacmine sahip Akkuyu NGS’de 6,5 milyar dolarlık yerli katkı hedefi koyduk ve şu ana kadar 4,3 milyar dolar yani yüzde 47 oranında yerli katkıya ulaştık. Diğer nükleer santral projelerimizde de yerli katkı oranını kademeli olarak artırmayı ve önümüzdeki 30 yıllık süreçte nükleer sanayinin her alanında kendi kendimize yeter noktaya gelmeyi hedefliyoruz. Bunların yanı sıra Akkuyu santralinin işletiminde de yerli firmalarımız için yıllık 400 milyon dolardan fazla iş imkanı bulunuyor.”

Nükleer enerjinin küresel oyuncularının tedarikçisi olabiliriz

Ankara Sanayi Odası Başkanı Seyit Ardıç: “Türkiye’nin istikrarlı ve kararlı nükleer enerji hamlesi, tüm dünya tarafından yakından takip ediliyor. 5. Nükleer Santraller Fuarı ve 9. Nükleer Santraller Zirvesi’nde Rusya, Güney Kore, Çin ve bir çok ülkenin nükleer sanayii temsilcileri yer alıyor. Nükleer enerjide küresel lider konumunda olan ülkelerin bu Zirve’ye katılması bizler için son derece önemli. Türk sanayicilerini küresel tedarik zincirinin bir parçası olmak için bekleyen pek çok fırsat bulunmakta. Ankara Sanayi Odası olarak, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’mızın Kümelenme Destek Programı ile hayata geçirdiğimiz Nükleer Sanayi Kümelenmesi NÜKSAK’da 75 üye sanayicimizle, her adımda birlikte çalışıyoruz. Ülkemizin ilk nükleer güç tesisi olan Akkuyu sahasında hem ekipman hem de hizmet alanında yer alan Türk firmaların birçoğu NÜKSAK üyesi. Türkiye’nin girişimci gücü olarak, çevreye saygılı yeşil üretim modelini destekleyerek ülkemizin geleceğine yatırım yapmaya devam edeceğiz. Yeşil dönüşümün sanayinin gündeminde her zamankinden fazla anıldığı bu dönemde nükleer santraller ile güç üretiminin dünyanın ihtiyaç duyduğu temiz, karbonsuz ve sürdürülebilir enerji için akla gelen ilk seçenek olduğu kaçınılmazdır” diye konuştu.

SPIC Türk partnerleriyle uzun vadeli ve istikrarlı iş birliği kurmayı hedefliyor

SPIC – Çin Devlet Enerji Yatırım Şirketi Türkiye Projesi Başkanı Xiaohang Wang ise şunları söyledi: “Günümüzde 130’dan fazla ülke ve bölge  iklim değişikliğine yanıt olarak karbon nötrlük hedefleri önerdi ve küresel nükleer enerji endüstrisi toparlanmasını hızlandırıyor. Enerji güvenliğini sağlamak için nükleer enerji, birçok ülke için düşük karbonlu enerji dönüşümü elde etmek için gerçekçi bir seçim olacak. Türk hükümetinin nükleer enerji geliştirme konusundaki güvenine ve kararlılığına büyük hayranlık duyuyoruz ve Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda önemli bir nükleer enerji ülkesi olacağına inanıyoruz. SPIC, dünyanın en büyük temiz enerji üreticisidir. Nisan 2023 sonu itibarıyla SPIC, yüzde 67’den fazlası temiz enerji olmak üzere toplam 235 GW elektrik üretim kapasitesini yönetiyor. İş kapsamımız Türkiye, Kazakistan, Pakistan, Suudi Arabistan, Brezilya ve Avustralya gibi 47 ülke ve bölgeyi kapsıyor. Çin ve Türk hükümetlerinin desteğiyle, son on yılda enerji alanında ilgili Türk şirketleri ile yoğun bir işbirliği yapıyoruz. SPIC, Çin’de nükleer santraller inşa ederken, gelişmiş pasif üçüncü nesil nükleer enerji teknolojisi için Türk partnerleriyle iş birliği yapmaya aktif olarak kararlıdır. Nükleer enerji inşasında kazandığımız teknoloji ve endüstrideki avantajlarımızı güçlendirme, geliştirme, mühendislik inşası, ekipman imalatı, işletme ve bakım alanlarındaki başarılı pratik deneyimimizi paylaşmaya ve Türkiye’nin karbon nötr hedeflerine ulaşması için Türk ortaklarla uzun vadeli ve istikrarlı bir iş birliği ortaklığı kurmaya hazırız.”

Twitter çalışanları Twitter’a dava açtı!

Yakın zamanda olan bir gelişmede, Twitter Inc., şirketin 2022 ikramiyelerini söz verdiği gibi ödemeyi reddettiğini iddia eden çalışanlarından bir dava ile karşı karşıya. Dava, geçen ayın sonlarına kadar Twitter’ın kıdemli tazminat direktörü olarak görev yapan Mark Shobinger tarafından açıldı. Shobinger, yönetici ve teşvik ödemelerini denetlemekten sorumluydu ve küresel olarak çalışan tazminatlarının yönetiminde yer aldı.

San Francisco federal mahkemesinde açılan davaya göre, Twitter’ın nakit performansı prim planı genellikle yıllık olarak ödeniyor ve Elon Musk’ın şirketi Ekim 2022’de satın almasından önce, aralarında eski Finans Direktörü Ned Segal’in de bulunduğu yöneticilere ve çalışanlar, ikramiye ödenecekti. Ancak Twitter’ın sözünü tutmadığı ve 2023’ün ilk çeyreğinde şirkette çalışmaya devam eden çalışanlara ikramiye ödemeyi reddettiği iddia edildi.

Musk devraldığından beri Twitter önemli zorluklarla karşı karşıya kaldı. Markalar, platformun şiddet içeren, pornografik ve nefret dolu içeriği kaldırma becerisine olan güvenini kaybettikçe, şirket reklam gelirinde %50’nin üzerinde bir düşüşe tanık oldu. Twitter ayrıca iş gücünde önemli bir azalma yaşadı ve çalışanlarının %75’inden fazlası işten çıkarmalar ve istifalar nedeniyle işten ayrıldı. Ek olarak platform, Florida Valisi Ron DeSantis’in başkanlık kampanyasının son lansmanı sırasında olduğu gibi teknik zorluklarla karşılaştı.

Dava, toplu dava statüsü istiyor ve 2023’ün ilk çeyreğinde işe alınan ve ikramiyelerini almayan mevcut ve eski Twitter çalışanlarını temsil ediyor. Twitter’ı vaat edilen ikramiyeleri ödemeyerek sözleşmeden doğan yükümlülüklerini ihlal etmekle suçluyor.

Bu dava, Musk’ın satın alınmasından bu yana Twitter’ın sayısız yasal sorunlarına eklenenlerden bir tanesi, çünkü şirket, kira da dahil olmak üzere faturalarını ödemediği iddiasıyla ve eski çalışanlar için kıdem ve geçmiş ödemelerle ilgili sorunlar nedeniyle birden fazla davayla zaten halihazırda boğuşmakta.

Şu an itibariyle Twitter, medya ilişkileri departmanını dağıttı ve konuyla ilgili yorum taleplerine geri dönmüyor. Dava yasal sistem üzerinden ilerleyecek ve sonucu, Twitter’ın iddia edilen sözleşme ihlalinden ve çalışanlarına ikramiye ödemesinden sorumlu olup olmayacağını belirleyecek. Bu gelişmeler tekrardan dev sosyal medya platformlarının bir kişinin eline bırakılmayacak kadar riskli oluşumlar olduğunu gösteriyor. Gün geçtikçe yeni ve bağımsız bir sosyal medya platformuna olan ihtiyaç artıyor.