Dicle elektrik çevreyi dijital dönüşümle koruyor!

0

Elektrik dağıtım hizmeti faaliyetleri yürüten Dicle Elektrik, teknolojiyi merkeze alarak çevresel etkileri gözettiği çalışmalarına yenilerini eklemeye devam ediyor. Son olarak yeni bir sürdürülebilir uygulamaya imza atan Dicle Elektrik, “Dijital Arşiv” projesiyle arşivindeki 30 milyonun üzerindeki basılı evrakı dijital arşivine taşıyor. Yapay zekâ destekli özel tarayıcılarla gerçekleşen işlemle birlikte bugüne kadar 3 milyon basılı evrakı dijital arşive taşınmasını sağladı. Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas yaptığı açıklamada “Sürdürülebilir bir geleceğe katkı sunmak için çalışmalarımızda teknolojiden istifade etmeyi sürdürüyoruz. Bu yıl başında hayata geçirdiğimiz Dijital Arşiv projemizde bugüne kadar 3 milyon evraklarımızı dijital ortama taşıdık. Kurumsal dünyanın gündemindeki sürdürülebilir çevre ve sıfır atık konularında ekosisteme katkı sunmaya devam edeceğiz ” dedi.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 6 ilde elektrik dağıtım hizmeti sunan Dicle Elektrik, sıfır atık prensibiyle yola çıktığı “Dijital Arşiv” projesini hayata geçirdi. Bu kapsamda şirket, 30 milyonun üzerindeki basılı evrakını dijital arşivine taşımaya başladı. Yapay zekâ destekli özel tarayıcılarla gerçekleşen işlem kapsamında, şu ana kadar 3 milyonun üzerinde basılı evrak dijital dönüşümle arşivlendi. 

Yapay zekadan yararlandık

Konuyu değerlendiren Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas,  Dicle Elektrik olarak çalışmalarını teknolojik geliştirmelerle desteklediklerini ve Dijital Arşiv projesinin de bu yaklaşımın sonucu olarak ortaya çıktığını ifade etti. Arvas, “Sürdürülebilir bir geleceğe katkı sunmak için çalışmalarımızda teknolojiden istifade ediyoruz. Arşivimizde bilgi formu, sözleşme, makbuz ve çeşitli başvuruları kapsayan abonelik hizmeti içerikli evrakların dijital ortamda saklanmasına yönelik bir dijital dönüşüm projesine imza attık. Yer tasarrufunun yanı sıra çevre etkilerini de azaltacak bir uygulamaya olacak projemiz sosyal sorumluluk açısından örnek bir çalışma olmasını hedefliyoruz. Yasal olarak basılı olması gerekenlerin dışında çoğu evrakımız dijital olarak saklanabilir durumda. Bu yıl başında hayata geçirdiğimiz Dijital Arşiv projemizde bugüne kadar 3 milyon evraklarımızı dijital ortama taşıdık. Kurumsal dünyanın gündemindeki sürdürülebilir çevre ve sıfır atık konularında ekosisteme katkı sunmaya devam edeceğiz. Emeği geçen çalışma arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.” şeklinde konuştu.

Dijital dönüşüm çevreyi koruyor

Çalışmalarında çevresel sürdürülebilirliği göz önünde tutarak hareket ettiklerini belirten Arvas, “Kurum olarak ham madde kullanımı, düşük emisyon, atık yönetimi ve geri dönüşüm uygulamalarına yatırım yapıyoruz. Bu projemizle birlikte ise dijitale aktardığımız evrakları geri dönüşüme kazandıracağız. Ayrıca dijital arşive entegre edeceğimiz Yeni Nesil Abonelik projemizle hedeflerimizi daha da büyütüyoruz. Önümüzdeki bir yıl içerisinde de basılı evraklarımızı yüzde 90 azaltmayı ve her yıl yüzlerce ağacın kesilmesinin önüne geçmeyi hedefliyoruz.” ifadelerini kullandı. 

Teknoloji, operasyonel verimliliği artırdı

Dicle Elektrik’in yasal zorunluluk dışında kalan tüm evraklarını dijitale taşımakla verimliliğin de yükseldiğini belirten Yaşar Arvas, “Taşınan tüm evraklar, uluslararası standartlarla korunan veri merkezlerimizde saklanıyor. Ayrıca projemiz sayesinde manuel olarak yapılan veri girişini, yani operasyonel süreçleri kısalttık. Bu da verimliliği beraberinde getirdi” ifadelerini kullandı. 

App Store ChatGPT kopyaları ile doldu!

Taklit ChatGPT’ler benzer logolar kullanıyor ve müşterileri yüksek fiyatlı aboneliklere ödeme yapmaya kandırmak için tasarlanmış gibi görünüyor.

ChatGPT nihayet geçen hafta Apple Inc.’in uygulama mağazasında göründüğünde, listenin en üstünde olacağı düşünülüyordu. Ancak, OpenAI Inc.’in yapay zeka hizmetini ararken, ChatAI ve AI ChatBot, GPT-4 Open Chat gibi asılsız isimlere sahip birçok benzer uygulama bulunuyor.

Ancak bu sorun, haftanın sonunda çözülmüş gibi görünüyor. ChatGPT, “OpenAI’in resmi uygulaması” mağazanın listesinde ikinci sırada yer alırken, ChatOn,ChatGPT ve GPT-4 tarafından desteklenen AI Chat Bot Assistant adlı bir reklamın altında yer alıyordu. Ancak gerçek uygulamayı onlarca taklit arasında karıştırmak hala kolay, bu da yapay zeka altın madenciliğinin devam ediyor.

Taklit ChatGPT’ler benzer logolar kullanıyor ve müşterileri yüksek fiyatlı aboneliklere ödeme yapmaya kandırmak için tasarlanmış gibi görünüyor. İlk olarak ElevenThirteen LLC’nin Chat AI uygulamasını açıldığında hizmet kendini “kişisel Chat GPT asistanınız” olarak tanıtıyor, ve hemen ücretsiz bir deneme sürümüne kaydoluyor. Bu denemenin üç gün sonra haftalık olarak 7 dolar ücretlendirme yapacağını belirtiyor.

Bu uygulamaların birçoğu, geliştiricilerin benzersiz yapay zeka yazılımı ve kişilikleri oluşturmak için OpenAI’in GPT-3 veya -4 gibi dil modellerine erişim kiralayarak ChatGPT’yi andıran bir şey sunuyor. Ayrıca, ChatGPT’nin yasaklandığı belirli ülkelerde coğrafi kısıtlamaları aşmaya yardımcı olabilirler.

Diğer uygulamalar arasında OpenAI’in büyük dil modeli üzerinde eğitim aldığını kabul etse de, bot yapıcılarının “benzersiz ve yenilikçi bir yapay zeka asistanı yaratmak için çalıştığını” söylüyor. ElevenThirteen’ün diğer uygulamaları arasında kripto sanat ve kristal kaya tanımlama uygulamaları bulunuyor. Geliştirici adına konuşan sözcü, Chat AI’nin aylık olarak bir milyon aktif kullanıcıya sahip olduğunu ve seçilebilir AI rolleri, kamera entegrasyonu ve profesyoneller için araçlarla kendini farklı kıldığını belirtti.

Bu tür bir yaklaşım büyük bir iş haline geliyor. Bazı sohbet botları on binlerce uygulama mağazası derecelendirmesine ve muhtemelen aynı derecede fazla indirmeye sahip. Abonelikleri teşvik etmelerinin yanı sıra, genellikle reklamlar da gösteriyorlar.

Google ve Baidu Inc. gibi şirketler, OpenAI gibi, önce chatbot’larını hızlı geliştirme süreci için web siteleri olarak başlattılar, uygulama mağazası onay süreci gelişmeyi yavaşlatabilir. Bugün, Google’un böyle bir uygulaması olmamasına rağmen iPhone’da Bard adında bir uygulama bulunuyor.

Apple WWDC 2023 etkinliğinde neler duyuracak?

Apple’ın yaklaşan Dünya Çapında Geliştiriciler Konferansı (WWDC), şimdiye kadar yapılan en büyük etkinliklerinden biri olması bekleniyor. Yıllardır süren söylentiler ve sızıntılar sonucunda Apple, karma gerçeklik başlığını resmi olarak tanıtabilir ve sanal gerçekliğe yatırım yapmaya değer olduğunu kanıtlamak için ilk bakışını dünyaya sunuyor. Bunun yanı sıra, kesinlikle daha fazlası da olacağı, işletim sistemi güncellemeleri, yeni uygulamalar ve özellikler, hatta bazı yeni donanımlar ön plana çıkıyor.

WWDC 2023 ana sunumu ne zaman yapılacak?

Bu yılın ana WWDC sunumu, 5 Haziran Pazartesi günü, gerçekleştirilecek. Apple CEO’su Tim Cook’un etkinliğin açılışını yapması bekleniyor. Etkinlik, dijital olarak ve Apple Park’ta, Cupertino, California’da gerçekleştirilecek.

WWDC nereden izlenebilir?

Apple, WWDC ana sunumunu web sitesi ve YouTube kanalı üzerinden canlı olarak yayınlayacak. Eğer sunumu canlı izleyemiyorsanız, Apple’ın yayınlandıktan sonra YouTube’a yükleyeceği kaydedilmiş sürümünü her zaman izleyebilirsiniz.

WWDC sırasında Apple’ın yapacağı en büyük duyurusu

Apple’ın uzun zamandır söylentileri dolaşan karma gerçeklik başlığının tanıtımı, Apple’ın karma gerçeklik başlığı, şirketin yıllardır en heyecan verici ürünlerinden biri olarak kabul ediliyor. Apple hala varlığını bile resmi olarak doğrulamasa da, raporlar, başlığın hem sanal gerçeklik (VR) hem de artırılmış gerçeklik (AR) deneyimleri sunabileceğini öne sürüyor.

“Gerceklik Pro” olarak adlandırılan bu geliştirici odaklı başlığın, sanal gerçeklikten içeri girmek veya çıkmak için bir fiziksel kadranla birlikte “kayak gözlüğü” görünümüne sahip olması bekleniyor. Bloomberg’in Mark Gurman’a göre, aynı zamanda el izleme için bir dizi harici sensöre sahip olması ve başlığın iç kısmında göz hareketlerinizi takip eden sensörler içermesi gerekiyor.

Başlık muhtemelen bağımsız bir cihaz olarak var olacak ve başlığa Apple’ın özel bir kablo ile bağlanan bir pil paketi eşlik edecek. Şimdiye kadar yapılan raporlara göre, Apple’ın Safari, FaceTime, Apple TV, Apple Books, Freeform ve daha fazlası gibi bazı yerleşik uygulamalarının VR sürümlerini oluşturma konusunda yoğun çalışmalar yaptığı belirtiliyor.

Yeni 15 inçlik MacBook Air

Apple’ın, uzun süredir standart 13 inçlik bir ekrana sahip olan MacBook Air için daha büyük bir 15 inçlik seçenek sunması bekleniyor. Geçen yıl cihaz hakkında ilk duyumları almıştık ve o zamandan beri daha detaylı söylentiler birikiyor.

15 inçlik MacBook Air, geçen yıl piyasaya sürülen MacBook Air modellerinde kullanılan M2 çipini içerecektir. Bloomberg’in bir raporunda belirtildiği gibi, 3024 x 1964 çözünürlüğe sahip olması muhtemeldir. Ancak ekstra bir inçlik alanı doldurması gerektiği için ekranın biraz daha az keskin olabileceği ifade ediliyor.

Bunun dışında, Apple’ın başka hangi yeni Mac’leri tanıtmayı planladığı tam olarak net değil. Şirketin yenilenmiş 13 inçlik MacBook Pro, 13 inçlik MacBook Air ve 24 inçlik bir iMac üzerinde çalıştığı söylentiler arasında yer alıyor ve bunların hepsi yeni bir M3 çip ile gelebilir.

iOS, iPadOS ve macOS için yeni özellikler

WWDC, geliştiriciler için bir etkinlik olduğundan, iOS, iPadOS, macOS ve daha fazlasında güncellemeler görünüyor.

Bunlar arasında, iOS 17’nin tanıtılması da yer alıyor. Bu sürümün, çeşitli küçük yaşam kalitesi güncellemeleriyle geleceği söylentiler arasında. Apple, yeni işletim sistemi ile gelmesi muhtemel bir dizi erişilebilirlik özelliğini zaten önizledi, bu arada kullanıcıların 15 dakikalık eğitimle sentetik bir ses oluşturmasını sağlayan Kişisel Ses aracını içeriyor.

Ayrıca, iPadOS 17 için Stage Manager’a bazı güncellemelerin dahil edilmesi bekleniyor. Bloomberg’den meslektaşım David Pierce tarafından “hala çalışmadığı” belirtilen çoklu görev arayüzü ile ilgili güncellemeler daha çok teknik detaylara odaklanıyor gibi görünüyor.

Zihinsel sağlık odaklı bir günlük iPhone uygulaması

iOS 17 hakkında konuşurken, Wall Street Journal’dan bir rapor, Apple’ın iPhone için yeni bir günlük uygulaması başlatacağını ve gün boyunca düşüncelerinizi ve aktivitelerinizi yazmanıza olanak sağlayacağını gösteriyor.

Ayrıca yazmak için size konu önerileri sunabilecek ve “Tüm Gün İnsan Keşfi” sağlayabileceği, kiminle vakit geçirdiğinizi takip edebileceği ve hatta belirli bir günde normalde yapmadığınız bir şey yaptığınızı algılayabileceği belirtiliyor.

Apple’ın kapalı ekosistemi açması

Apple, Avrupa Birliği’nin Dijital Piyasalar Kanunu’na (DMA) uyum sağlama konusunda zaman daralıyor. Bazı kurallar zaten yürürlüğe girmiş olsa da, Apple gibi “dijital kapı bekçileri”nin, en geç gelecek yılın Mart ayına kadar AB içinde üçüncü taraf uygulama mağazalarını indirme ve yan yükleme yapmasına izin vermesi bekleniyor, bu da Apple’ın güvenlik endişeleri nedeniyle sert bir şekilde karşı çıkıyor. Bloomberg’e göre, Apple, Avrupa düzenleyicileriyle uyum sağlamak için iOS’u “yeniden düzenlemeyi” düşünüyor.

Apple için neler bekleniyor?

Apple’ın envanterinde bir sürü yeni Mac bulunuyor ve hepsinin WWDC’de görünmesini beklemiyoruz, ancak her zaman bir olasılık vardır. Yukarıda bahsettiğimiz yaklaşan MacBook’ların yanı sıra, Apple’ın Apple’ın kendi çipleriyle birlikte bir Mac Pro, güncellenmiş 24 inçlik bir iMac ve iki yeni Mac Studio modeli üzerinde çalıştığı biliniyor.

Ayrıca, Apple’ın yapay zeka alanındaki sonraki adımını da bekliyoruz. Şirket AI hedefleri hakkında nispeten sessiz kalsa da, iş ilanları Apple’ın bu alanda uzmanlaşmış kişileri işe almayı düşündüğünü gösteriyor. Ayrıca, veri sızıntıları konusunda endişeler nedeniyle ChatGPT kullanımını kısıtlamasıyla, kendi AI sistemi mi inşa edeceği sorusu da gündeme geliyor.

Meta, AR teknolojisi için Magic Leap ile lisans anlaşması peşinde

Meta, yakında kalabalıklaşacak AR alanında Apple ve diğer yeni girişimlere karşı önde kalmak için Magic Leap’le ortaklık kurmayı planlıyor. İki şirketin erken aşamada görüşmelerde olduğu belirtiliyor. Financial Times’a göre, iki şirket çok yıllık bir fikri mülkiyet lisanslama ve imalat anlaşması imzalamak için görüşmelerde bulunuyor.

Müzakerelerle ilgili detaylar sınırlı olsa da, kaynaklara göre olası bir ortaklık ortak geliştirilmiş bir başlık üretmeyi beklemiyor. Bunun yerine, bir anlaşma Magic Leap’in Meta’ya optik teknolojisinin bazılarına erişim sağlamasını görebilir. Ortaklık ayrıca, start-up’ın Meta cihazlarının imalatına yardımcı olmasını da içerebilir, böylece teknoloji devinin VR başlıklarını Çin’e olan bağımlılığını azaltma baskısı olduğu bir dönemde daha fazla yerel olarak üretmesine olanak tanınıyor.

Magic Leap, Financial Times’a ortaklıkların Magic Leap için “önemli bir iş kolu ve büyüme fırsatı” haline geldiğini belirttiyor. Ayrıca, geçen yıl “Magic Leap İçin Neler Gelecek” başlıklı bir blog yazısında CEO Peggy Johnson, şirketin “endüstrinin her kesiminden IP’mizi lisanslamak ve kendi karma gerçeklik teknolojilerini başlatmak isteyenlerin optik üretmek için patentli imalat sürecimizi kullanmak istediklerine inanılmaz bir ilgi gördüğünü” ifade ediyor.

Raporun zamanlaması birkaç nedenle dikkat çekicidir. Meta, CEO Mark Zuckerberg’in hesaplama alanının geleceği için harcadığı tüm paralar için yatırımcılardan baskı altında. Şirketin metaverse projelerinin hepsinden birkaç yıl daha kar elde etmesi beklenmiyor. Aynı zamanda, Reality Labs bölümüne yıllık olarak yaklaşık 10 milyar dolar harcıyor. Ayrıca, Apple’ın önümüzdeki ay WWDC geliştirici konferansını düzenleyeceği zaman AR başlık pazarına girmesi geniş çapta bekleniyor.

Çin, Micron ürünlerinin ithalatını yasaklıyor

Çin Siber Uzay İdaresi, ABD’den ithal edilen bileşenlerin kritik bilgi altyapısı için güvenlik risklerine yol açacağı gerekçesi ile yasaklanacağını açıkladı.

Çin’in Amerika’nın en büyük bellek çip üreticisinin ithalatını soruşturacağını duyurmasından bir aydan fazla bir süre sonra geldi. Teknoloji sektörü, iki büyük ekonomi arasında ulusal güvenlik üzerinde bir ana savaş alanı haline geldi ve Washington Çin teknoloji şirketlerini zaten kara listeye almış, sofistike işlemcilerin akışını kesmiş ve vatandaşlarının Çin çip endüstrisine belirli yardımlarını yasaklıyor. ABD Ticaret Bakanlığı, Pekin’in sonucunun “gerçeklere dayanmadığını” belirtti ve Washington, müttefikleriyle birlikte endüstri aksaklıklarını sınırlama çabalarını sürdüreceğini belirtiyor.

Micron’ın en büyük sektör rakipleri olan Samsung Electronics ve SK Hynix, Seul’de değer kazandı. Semiconductor Manufacturing International Corp. ve Hua Hong Semiconductor Ltd. gibi Çin çip stokları da Hong Kong’da %3’ten fazla arttı.

Çin’in ulusal güvenliği etkiliyor

“Çin’in Siber Uzay İdaresi tarafından alınan bu kararı, ABD’nin yarıiletkenler üzerindeki ihracat kontrollerine karşı misilleme olarak değerlendirmekten başka bir şekilde anlamamak gerekiyor” dedi. Trenchcoat Advisors’in kurucusu ve Pekin’deki eski bir FBI karşı istihbarat yetkilisi olan Holden Triplett. “Çin’de faaliyet gösteren hiçbir yabancı işletmenin bu aldatmacaya kanmasına izin verilmemeli. Bunlar tamamen siyasi eylemlerdir ve herhangi bir işletme örnek olabilecek bir sonraki hedef olabilir. “dedi. Bu hamle, yarıiletkenlerde dünyanın en büyük pazarı olan Çin’e satış yapan diğer ABD çip üreticileri için yeni belirsizlikler getiriyor. Qualcomm Inc., Broadcom Inc. ve Intel Corp. gibi şirketler, çiplerini tüm dünyaya gönderilen elektronik ürünlerin içine yerleştiriyor.

ABD Başkanı Joe Biden, Japonya’da düzenlenen G7 zirvesinin sonunda Çin ilişkileri konusunda iyimser olduğunu belirtti. İki ülke arasındaki ilişkilerin yakında “çözüleceğini” söylüyor.

Çin siber ajansı Pazar günü yaptığı açıklamada, ülkenin yasalarına ve düzenlemelerine uyan tüm ülkelerin şirketlerinin ürün ve hizmetlerini hoş karşılandığını belirtiyor, ancak Micron ürünlerine yönelik soruşturmanın ulusal güvenliği korumak için bir “gereklilik” olduğunu belirtti. Güvenlik risklerinin ne olduğu veya hangi Micron ürünlerinin şimdi yasaklandığı ayrıntılı olarak belirtilmedi.

Micron, daha önce ürünlerinin güvenliği ve müşterilere olan taahhütleri konusunda durduğunu belirtiyor. Pazar günü yaptığı açıklamada incelemenin sonucunu değerlendirdiğini belirtti ve şirketin bir sonraki adımlarını değerlendirdiğini ve “Çin makamlarıyla görüşmelere devam etmekten mutluluk duyduğunu” ifade ediyor.

Jefferies analistleri arasında yer alan Edison Lee, CAC’nin kararının Micron üzerinde küçük bir etkisi olacağını belirtti. Çünkü kararın “kritik bilgi altyapısı” üzerine odaklandığını ve bu da veri merkezleri ve güvenlik riskleri taşıyan bulut bilişim hizmetleri gibi işlemleri kapsadığını söyledi. Onlara göre, Micron’un Çin’de satılan bellek çiplerinin çoğunun aslında akıllı telefonlar ve dizüstü bilgisayarlar gibi tüketici elektroniğinde kullanıldığı belirtiyor.

Bu arada, Idaho merkezli çip üreticisi Micron, Japonya ile bağlarını güçlendirmektedir. Bloomberg’e göre, şirketin Japon hükümetinden gelecek olan yaklaşık 200 milyar yen (1,5 milyar dolar) finansal teşvik ile ülkeyi kullanarak gelecek nesil bellek çipleri üretmesi bekleniyor. Başbakan Fumio Kishida, geçtiğimiz hafta Micron CEO’su Sanjay Mehrotra dahil olmak üzere bir çip yöneticileri heyetiyle bir araya geldi.

Bellek çipleri zaten ABD-Çin gerilimlerinin bir odak noktasıydı. Aralık ayında Washington, Wuhan’da devlete ait bir flaş bellek üreticisi olan Yangtze Memory Technologies Co.’yu kara listeye aldı ve bu da Çin’in gelişmiş 3D Nand tarzı çipler konusundaki yeteneklerini etkin bir şekilde sınırladı. Yangtze Memory Technologies Co., bu gelişmeden önce iPhone için bileşen tedarik etme konusunda Apple Inc. ile görüşmelerde bulunmuştu.

Micron, ABD merkezli bellek tabanlı bilgisayar üreticilerinin sonuncusudur ve daha büyük rakiplerinin (Intel ve Texas Instruments) çekildiği acımasız sektör düşüşlerini sağlam bir şekilde atlatabilmiştir. Micron’un ürünlerinin çoğu endüstri standartlarına uygun olarak yapılmıştır, bu nedenle bu çipler Samsung ve Hynix gibi rakip üreticilerin çipleriyle kolayca değiştirilebilir.

İki Güney Koreli çip üreticisi de Çin’de fabrikalara sahip

Bellek çipleri genellikle siber güvenlik riski olarak değerlendirilmez çünkü herhangi bir özel yazılım veya kod çalıştırmazlar. Veri depolama için kullanılan temel transistör ızgaralarıdır ve bu nedenle hacker’lar için genellikle bir saldırı vektörü olmuyor.

Micron, son mali yılda gelirinin neredeyse %11’ini ana karada Çin’den elde etmiştir. Bu, diğer büyük teknoloji şirketleriyle karşılaştırıldığında oldukça düşük olsa da, dünya çapındaki elektronik üretimin büyük bir kısmı bir şekilde Çin fabrikalarında gerçekleştiği için Micron’un müşteri ilişkilerine zarar verme potansiyeline sahiptir.

Tehlike, Çin’deki alıcıların Pekin’in uyarısından sonra güvende kalmak için ABD firmasının tüm ürünlerinden vazgeçme kararı verebilecekleri şeklinde ortaya çıkabilir. Bu durumda iş, Micron’un daha büyük rakipleri Samsung ve Hynix’e yönlendirilebilir.

Daha önce yaşanan bir anlaşmazlığın ardından, Tayvan merkezli United Microelectronics Corp. Micron tarafından fikri mülkiyetin çalındığı ve sızdırıldığı iddiasıyla açılan bir dava konusunda anlaşmaya vardı. Bu dava, UMC ve Jinjiang merkezli Fujian Jinhua Integrated Circuit Co. arasında yapılan bir çip üretimi anlaşması sırasında Micron’un bellek tasarımlarının yasa dışı olarak aktarıldığı iddiasını içeriyor.

Çin’in son açıklaması bazı yasama organlarından kınama aldı

İllinois Demokratı ve Temsilciler Meclisi Seçme Komitesi sıralaması üyesi Raja Krishnamoorthi, “Komünist Parti her geçen gün Çin Halk Cumhuriyeti’nde iş yapmayı zorlaştırıyor” dedi. “Her Amerikan işletmesi şunu sormalı: Şu anda Çin’e mi yatırım yapmak daha iyi, yoksa ABD ve müttefiklerimiz ve ortaklarımızda mı daha çok yatırım yapmalı?” diye ekledi Krishnamoorthi. “Çin’in eylemleri, Amerikan işletmeleri için bu seçimi gitgide daha kolay hale getiriyor ve biz Kongre olarak onların Amerika’ya geri dönüp yeniden yatırım yapmalarını daha da kolaylaştırmalıyız” dedi.

Microsoft, Windows 11’e geçiş için bastırıyor

Windows 10’un 21H2 sürümünü hala kullanıyorsanız, gelecek ay işletim sisteminin en son sürümüne geçiş için hazırlık yapmanız gerekiyor. Microsoft, 21H2 sürümüne olan desteğin sona ermesinden sonra kullanıcıları, istemeseler bile otomatik olarak 22H2 sürümüne güncelleniyor. Haziran 2023 güvenlik güncellemesi yayınlandığında, Windows 10’un 21H2 Home, Pro, Pro Education ve Pro Workstation sürümleri destek ve hizmet alma özelliklerini kaybedecek. Bu da, güvenlik tehditlerine karşı koruma sağlamak için güvenlik ve ön izleme güncellemeleri almalarının duracağı anlamına geliyor.

Windows 10 21H2’yi kullanmaya devam etmekten memnun olsanız bile, Microsoft, hizmet verme süresinin sonunda tüketici ve yönetilmeyen işletme cihazlarını otomatik olarak 22H2’ye güncelliyor. Bu yükseltmenin ne zaman gerçekleşeceği hakkında henüz bir bilgi bulunmamaktadır.

Windows 10’un 22H2 sürümü, işletim sisteminin son sürümü olacak, ancak güvenlik güncellemelerini 14 Ekim 2025’e kadar almaya devam ediyor. Kurumsal kullanıcılar birkaç ekstra yıl alacak. Bu tarihten sonra hala Windows 10 kullanan herhangi bir kişi, muhtemelen 0patch gibi üçüncü taraf gruplardan yamalar almak zorunda kalıyor. Microsoft, güncel olmayan sürümü kullananlara Windows 10’un 22H2 sürümünü zorla yüklerken, insanların Windows 11’e geçmelerini çok daha fazla istiyor.

Microsoft, Windows 10 Home, Pro ve Workstation lisanslarının satışını Ocak ayında durdurdu, ancak bu sadece tüketiciler tarafından doğrudan Microsoft sitesinden satın alınan dijital indirmeler için geçerli. Amazon gibi üçüncü taraf perakendeciler hala indirmeler ve fiziksel kopyalar satıyor, ayrıca Home ve Pro OEM kopyaları gibi ürün anahtarları da düşük fiyatlarla birçok sitede satılıyor.

Windows 11, Statcounter’a göre Mayıs ayında %23.01 ile tüm dünya pazar payını artırarak tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Ancak Microsoft, en yeni işletim sisteminin Windows 10’un %73.46 pazar payına, Mart 2022’den bu yana en yüksek seviyesine kıyasla geride kalmasından memnun olmayacaktır. Oyuncular arasında Microsoft için daha olumlu bir tablo ortaya çıkıyor. En son Steam anketine göre, katılımcıların %33.39’u Windows 11 kullanırken, Windows 10 kullanıcılarının %61.21’i bu işletim sistemini kullanıyor.

Meta’ya tarihi ceza!

Facebook, Instagram ve WhatsApp’ın çatı şirketi Meta’ya, Avrupa Birliği’nden 1.2 milyar euro tutarında tarihi bir ceza kesildi.

Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri arasında son yıllarda kişisel veriler konusunda büyük bir anlaşmazlık süregeliyor. Özellikle ABD’li teknoloji devleri Meta, Apple ve Microsoft gibi şirketlerin kullanıcı verilerini Avrupa’da tutmak yerine ABD’ye nakletmesi bu durumu tetikliyor. Son olarak Facebook, Instagram ve WhatsApp’ın çatı şirketi Meta, Avrupa Birliği’nden 1.2 milyar euro (1.3 milyar dolar) tutarında tarihi bir ceza yedi.

Görüşmeler sonuçsuz kaldı

Avrupa Birliği ve Amerikan yetkilileri, Meta’nın ABD ve Avrupa arasında kullanıcı bilgilerini taşımaya devam etmesi için yeni yasal korumalar sağlayacak bir veri paylaşım anlaşması üzerinde görüşmeler yapıyor. Bu, yaklaşık 1 yıldır sürüyor.

Ancak AB’nin Meta için bugün aldığı 1.3 milyar dolar tutarındaki ceza kararı, görüşmelerin şu ana kadar hiçbir etkisinin olmadığını gösteriyor. Zira şirketler verileri nakletmeye devam ediyor ve AB vatandaşları Avrupalıların ABD gözetiminden korumadığını savunuyor. 

AB’nin veri koruma kuralları, ulusal güvenlik yasaları ve diğer düzenlemeleri, şirketleri verilerin dünya genelindeki veri merkezlerine serbestçe hareket etmesine izin vermek yerine, toplandığı ülkede depolanmasına zorlanıyor.

Örneğin Facebook eğer Türkiye’deki kullanıcıların kişisel verilerini, gezdiği siteleri veya tıkladığı haberleri işleyerek karşısına buna göre reklamlar veya sayfalar çıkarmak istiyorsa, bu verileri Türkiye’de açacağı sunucularda tutup işlemesi gerekecek. Zira geçmişte yaşanan ve ABD yargısına taşınan birçok olay nedeniyle verilerin NSA gibi istihbarat servislerine sunulabileceği korkusunu beraberinde getiriyor.

G.D.P.R. kapsamında verilen rekor ceza

AB tarafından bugün alınan ceza kararı ise G.D.P.R. kapsamında verilen bir rekor ceza olması bekleniyordu. Bunun nedeni ise Meta’nın baş mali işler sorumlusu Susan Li tarafından geçtiğimiz ay yatırımcılara yapılan açıklamada dünya genelindeki reklam gelirinin yaklaşık yüzde 10’unun AB ülkelerindeki Facebook kullanıcılarına yönelik reklamlardan geldiğini söylemesiydi. Bu da yaklaşık 117 milyar doların 11.7 milyar dolarına tekabül ediyor.

Tabii Meta ve diğer ABD’li şirketler, 2020 yılında Avrupa mahkemeleri tarafından geçersiz kılınan eski veri anlaşmasının yenisinin gelmesini umut ediyor. Geçtiğimiz yıl da Joe Biden ve Avrupa Birliği’nin başkanı Ursula von der Leyen, Brüksel’de bu anlaşmanın ana hatlarını duyurdu. Ancak belirttiğimiz gibi ayrıntılar 1 yıldır müzakere ediliyor ve AB’nin bunu bekleyecek sabrı yok gibi gözüküyor.

Teknopark İstanbul, patentli firma sayısıyla üçüncü kez Türkiye birincisi

Derin Teknoloji Merkezi Teknopark İstanbul, Türkiye’de en fazla patentli start-up firmasına ev sahipliği yapan teknopark olarak bu yıl üçüncü kez birinci oldu.

Teknopark İstanbul, Patent Effect tarafından yayınlanan Türkiye’nin Patent Raporunda, patentli start-up’lara sahip teknoparklar arasında önceki iki yıl da olduğu gibi 2022’de de birinciliği elde etti. 20 teknoloji kategorisi esas alınarak hazırlanan 2022 Türkiye Patent Raporu’na göre, Türkiye’deki 1.010 patentli start-up firmanın 783 adedi teknoparklarda kuruldu. Buna göre 77 patentli start-up’a ev sahipliği yaparak zirvedeki yerini koruyan Teknopark İstanbul, 2021’de 68, 2020’de ise 52 firma sayısı ile yine birinci olmuştu. 

Girişimcilerimizi yoğun şekilde destekliyoruz

Teknodestek adı altında Fikri Sınai Mülkiyet Hakları konusunda hibe sağlayarak firmaların desteklendiğini belirten Teknopark İstanbul Genel Müdürü Bilal Topçu, “Teknoparkımız, diğer teknoparklara göre daha genç olmasına rağmen, kısa süre içinde 3 kez üst üste birincilik elde etti. Bu başarımızın temelinde Connectto Teknoloji Transfer Ofisimiz tarafından yürütülen Teknodestek programımız ve bu doğrultuda yapılan yoğun çalışmalar bulunuyor. Firmalarımızın patent, faydalı model ve endüstriyel tasarım tescili gibi başvuru ücretlerini, devamında yapılan inceleme ve araştırma ücretleri ile uluslararası patent başvuru ücretlerini her yıl geliştirerek desteklemeye devam ediyoruz. Bizler Teknopark İstanbul olarak firma ve girişimcilerimizin potansiyelini görüyor inanıyoruz. Yaptığımız çalışmalarla Teknopark İstanbul’da yürütülen nitelikli projeleri kıymetli çıktılarla taçlandırmak bizi motive ederken süreçlerimizi geliştirmek adına yeni çalışmalara imza atmamızı sağlamaktadır.

Teknopark İstanbul olarak, fikri ve sınai mülkiyetlerin koruma gücünün dışında bir ticarileştirme aracı olarak da kullanılabileceğine inanmaktayız. Bu sebeple firmalarımızın geliştirdikleri ve koruma altına aldıkları teknolojileri lisanslama yoluyla başka firmalara transfer etmeleri için de çalışmalar yürütmekteyiz. Bu hususta devletimizin sağlamış olduğu hibe destekleri ve vergi muafiyetlerine ek olarak Teknopark İstanbul’un network gücünü de sürece dahil ederek, firmalarımızın ticarileşmesine katkı sağlamayı da hedeflemekteyiz.” dedi.

Derin Teknoloji Merkezi

T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı ve İstanbul Ticaret Odası ortaklığındaki ’Türkiye’nin derin teknoloji merkezi’ Teknopark İstanbul, girişimcilik ekosisteminde büyük bir paya sahip bulunuyor. Savunma, havacılık ve uzay sektörlerinde Türkiye’nin global alanda kendisini kanıtlamış en önemli şirketleri Teknopark İstanbul’da faaliyet gösteriyor. Savunma sanayiinin yanı sıra, siber güvenlik, enerji, yapay zekâ ve robotik sistemler ile biyoteknoloji gibi birçok alanda Ar-Ge faaliyetleri yürüten Teknopark İstanbul, 400’den fazla firma ve 9 bin Ar-Ge mühendisiyle 3 bine yakın milli projede derin teknoloji üretiyor.

Çocuk Hacker’ların sayısı artıyor!

İlk gerçek siber suç dizisi hacker:HUNTER’ın son sezonu, bilgisayar korsanlığını en sevdiği oyun olarak gören çocukların hikayelerini anlatıyor. Kaspersky’nin üst üste ikinci yıl ortak yapımcılığını üstlendiği dizinin ilk bölümü, dünya genelinde 19 Mayıs’ta Avrupa’nın önde gelen uluslararası haber kanalı Euronews’te gösterime girdi.  

Günümüz çocukları neredeyse beşikten itibaren çevrimiçi dünyaya dahil olurken, son araştırmalar çocukların %70’inin günde en az üç saatini akıllı cihazlarla geçirdiğini gösteriyor. Bununla birlikte ebeveynlerin sadece yarısı bu cihazlarda ebeveyn kontrol uygulamaları kullanıyor veya dijital cihazları kullanırken çocuklarını denetliyor. Geri kalan kısım çocuklarının dijital davranışlarına daha az dikkat ediyor. Yeni hacker: HUNTER serisi, günümüzde neden bu kadar çok çocuk hacker olduğunu sorguluyor ve bu tehlikeli yola nasıl girdiklerini araştırıyor.  

Dört bölümden oluşan dizi, çocukların bilgisayar korsanlığı dünyasıyla nasıl tanıştıkları, siber suç endüstrisi tarafından sunulan ve ileri düzeyde programlama becerisine sahip olmayanların bile bilgisayar korsanlığına adım atmalarına yardımcı olan araçlar, ceza sisteminin yaşı küçük suçlulara karşı nasıl bir tutum sergilediği ve son olarak çocukların siber suçlardan nasıl çıkış yolu bulacağı sorularını gündeme getiriyor.

İlk Dört Bölüm Özetleri: 

  • ‘Recruitment’ (İşe Alım) bölümü, siber suçluların yetenekli çocukları çevrimiçi oyunlar aracılığıyla nasıl tespit ettiklerini ve daha sonra bilgisayar korsanlığına dair görevleri yerine getirebilmeleri için onları nasıl yetiştirdiklerini ortaya koyuyor. Dizi, evlerine silah siparişi vermesiyle 8 yaşındaki oğlunun bir bilgisayar korsanlığı grubuna dahil olduğunu öğrenen annenin hikayesi etrafında şekilleniyor.

Euronews yayın tarihi –19 Mayıs 2023

  • ‘Script kiddies’, kendisiyle aynı adı taşıyan fenomene adanmış bir bölüm ve teknik becerilerden yoksun, ancak yine de bilgisayar korsanlığına teşebbüs etmek isteyenlerin ihtiyaçlarına hizmet eden yeraltı endüstrisini anlatıyor. Bölüm, halka açık araçları ve komut dosyalarını kullanarak okulunu hackleyen ve sonunda okuldan atılan genç bir ‘script kiddie’nin ifadesini yeniden kurguluyor.

Euronews yayın tarihi –26 Mayıs 2023

  • ‘Punishment’ (Cezalandırma), ihlal edilen verilerin satıldığı dünyanın en popüler hack forumlarından birinin yaratıcısı olan ve söz konusu yeraltı forumunu 14 yaşındayken kuran bir kişinin hikayesine odaklanıyor. Bölüm, bu kişinin daha sonra gözaltına alınma sürecini anlatıyor. Reşit olmayanların internette işledikleri suçlar nedeniyle cezalandırılıp cezalandırılmaması ve nasıl cezalandırılması gerektiği konusunu gündeme getiriyor.

Euronews yayın tarihi –2 Haziran 2023

  • ‘Rehab’ (Rehabilitasyon), izleyicilerin hackerların rehabilite edilip edilemeyeceği ve nihayetinde onlara güvenilip güvenilemeyeceği sorusunu yanıtlamalarına yardımcı olmayı amaçlıyor. Bölüm bunun için izleyicileri rehabilitasyon programı uzmanlarına ve eski hackerlarla konuşmak üzere Hollanda hacker rehabilitasyon merkezine götürüyor.

Euronews yayın tarihi –9 Haziran 2023

Hem Ebeveynler Hem de Dijital Kültürle İlgilenenler İçin

Seride Kaspersky Global Araştırma ve Analiz ekibi (GReAT) Direktör Yardımcısı Marco Preuss ve GReAT DACH Başkanı Christian Funk; güvenlik araştırmacısı Mike Jones; siber güvenlik avukatı Alexander Urbelis; klinik psikolog Kelli Dunlap; suçlu iadesi avukatı Ben Cooper ve diğer uzmanların yorumları yer alıyor.

hacker:HUNTER Baş Yapımcısı Rainer Bock, şunları söylüyor: “Çocuklar meraklıdır, oyun oynamak ister. Bu elbette güzel bir şey. Ancak biz hacker:HUNTER’ın yeni sezonu için kendimize bu merak suça dair davranışlara dönüşürse ne olur diye sorduk. Bu büyüleyici bir konu ve hazırladığımız dört bölüm hem ebeveynler hem de dijital kültürle ilgilenen herkes için kısa, eğlenceli ve basit bir giriş niteliğinde.”

Yeni hacker:HUNTER sezonu Hugo Berkeley, Didi Mae Hand ve Lara Maysa Ingram tarafından yönetildi. Aynı yönetmen kadrosu, Kaspersky ve Euronews tarafından ortaklaşa üretilen ve 2022 yazında yayınlanan ilk belgesel serisi olan hacker:HUNTER “Next Level” serisinde de birlikte çalışmıştı. HUNTER “Next Level” TV izleyici kitlesi dünya çapında 30 ülkede toplam 98 milyon kişiye ulaştı.

Gök Alp Drone sisteminden Roketsan’ın geliştirdiği yerli mini füze METE ateşlendi! 

0

Roketsan’ın önemli bir konsepti olarak öne çıkan lazer güdümlü mini füze METE, PAVO Group tarafından geliştirilen Gök Alp Drone sistemi ile ateşlendi. Test atışları devam eden lazer güdümlü mini füze METE’nin seri üretimine başlamak için son aşamaya gelindi. 

Gök Alp Drone sisteminden mini füze ateşlendi

13 kg paylaod kapasitesi, 35 dakika görev süresi ile zorlu hava ve saha koşullarında görev yapabilen Gök Alp, aynı zamanda üzerinde barındırdığı teknolojilerle elektronik harp koşullarından etkilenmeyecek şekilde tasarlandı.

Roketsan tarafından geliştirilen ve yeni nesil 40 milimetre bomba-atar silahları kullanılarak atılabilen lazer güdümlü mini füze sistemi METE, mevcut konvansiyonel bomba-atar mühimmatının sahip olduğu azami menzillin ötesinde etkiye sahip olmasıyla fark yaratıyor. 

Hafifliği ve küçük boyutu ile mini İnsansız Hava Araçları (İHA), İnsansız Kara Araçları (İKA) ve İnsansız Deniz Araçları (İDA) ve kara araçlarının kulelerine entegre edilebilecek şekilde tasarlanan METE, tek personel tarafından bomba-atar ile ateşlenebilecek.

Zorlu harp koşullarında bile sarsıntı yaratmaz 

İnsansız Hava Aracı konseptine uygun olarak PAVO Group tarafından geliştirilen Gök Alp Drone sistemine entegre edilen METE’nin test atışlarını başarıyla tamamladığını belirten PAVO Group Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Alper Özbilen

“PAVO Group olarak tasarlayıp, ürettiğimiz Gök Alp dronumuzla Roketsanımızın Mete’si göklerde buluştu. METE’nin kullanıldığı ilk platform olan Gök Alp ise hem faydalı yük kapasitesi hem ateşlemeden etkilenmeyen stabil kalma kabiliyetleriyle ön plana çıkıyor.Özellikle küçük çaplı drone sistemlerinin bu tarzda mühimmatları kullanırken yaşadığı sarsılma ve irtifa kaybetme sorununu ortadan kaldıran Gök Alp Drone sistemi ile yurtdışı pazarında etkin rol oynayacağız” dedi. 

Yerli oyun girişimi Lumier Games, 1 milyon TL yatırım aldı

2023’ün ilk çeyreğine göre Türkiye, oyun yatırımları açısından diğer ülkelerle kıyaslandığında 13. sırada yer alıyor. Geçtiğimiz yıla kıyasla daha sakin giden oyun girişimlerine yatırımlar, hareketlenmeye devam ediyor.

Mayıs 2021’den beri faaliyet gösteren ve 50’den fazla HyperCasual türünde prototip geliştirmiş olan yerli oyun stüdyosu Lumier Games, yayıncılık ve ortak çalışma alanlarında faaliyet gösteren şirketlere sahip olan Hakkı Alkan’ın katılımı ile 7 milyon TL değerleme üzerinden 1 milyon TL’lik ilk yatırımını aldı.

Lumier Games, rekabetçi midcore match 3 türündeki yenilikçi bir oyun projesi üzerine çalışmalarını sürdürüyor. Yapılan yatırım, yakında tamamlanması beklenen rekabetçi yeni oyunların geliştirilmesi ve şirketin PR çalışmaları için kullanılacak.

Kuntay Koca, Burhan Yıldırım ve Cansu Demir tarafından Mayıs 2021’de kurulan İstanbul merkezli oyun şirketi Lumier Games’in kurucu ekibi; yazılım, görsel dizayn, ürün geliştirme, Ar-Ge, test otomasyonu ve proje yönetimi gibi farklı alanlarda tecrübeye sahip.

Oyun geliştirmede dört ana unsur

Girişimin kurucu ortağı ve CEO’su Kuntay Koca; “Oyun geliştirmede dört ana unsur olan; yazılım, görsel dizayn, ürün geliştirme ve pazarlamada kurucu ortaklar olarak ilk üç unsurda ayrı ayrı tecrübelerimiz var ve Hakkı Alkan ile birlikte güçlerimizi birleştirerek dördüncü unsuru da sağlamlaştırmış olduk. Bu gücümüzü, oyuncuların ihtiyaçlarını ve beklentilerini karşılayacak midcore türde hem rekabetçi hemde single play olarak oynanabilen oyunlar üretmek için kullanacağız. Hakkı Alkan, pazarlama ve medya alanındaki tecrübelerini bizlerle aktarmasının yanı sıra elini taşın altına koyarak bu alandaki iş gücümüzü de hafiflemesini sağlıyor.” dedi.

2001 yılından bu yana teknoloji medyasında yer alan Hakkı Alkan, geçtiğimiz aylarda hayata geçirdiği ortak çalışma alanı Co-Founder.Work ile girişim ekosistemine daha yakın olacağını paylaşmıştı. Bu yakınlığın diğer adımlarından birini daha, bugün yerli bir girişime ilk yatırımını yaparak attı.

Yatırımlar devam edecek

İlk yatırımını Lumier Games’e yapan Hakkı Alkan; “Ayda 50 milyon videonun izlendiği medya şirketlerimiz ve girişimcilere evsahipliği yaptığımız Co-Founder.Work ile beraber, bu alandaki çalışmalarımızı hızlandırdık. Enerjisine, deneyimlerine inandığımız Lumier Games ekibine yaptığımız yatırım, sadece başlangıç. Oyun, yapay zeka, sürdürülebilirlik, topluluk yönetimi alanlarında yatırımlarımız devam edecek.” dedi.

Lumier Games, tohum yatırım sonrasında oyun geliştirme süreçlerini hazırlandırırken, 2 milyon dolarlık yeni bir yatırım turuna da hazırlık yapıyor.

Yenilikçi Dijital Bankacılık Kanalı Çözümü: DoKa

Yenilikçi teknoloji çözümleri ve hizmetleriyle, sürdürülebilir bankacılık ürünleri geliştiren DZD Teknoloji, dijital bankacılık kanal çözümü DoKa’yı duyurdu. 

Yakın zamanda haftalık 4 gün çalışma modeline geçen ve çalışanlara sağladığı yan haklar ile gündeme gelen DZD Teknoloji, yeni ürünü DoKa’nın lansmanını geçen hafta gerçekleştirdi.

Kişiselleştirilmiş bir bankacılık deneyimi sağlamak için en son teknolojiyi kullanıcı merkezli tasarımla birleştiren DoKa, internet bankacılığı, mobil bankacılık, çağrı merkezi kanalları ve kanal yönetimi modülü ile bankaların ihtiyacı olan tüm dijital kanalları kapsayan bir dijital bankacılık kanal çözümü.

Finansal işlemlerde esneklik ve ölçeklenebilirlik

Yenilikçi Dijital Bankacılık Kanalı Çözümü: DoKa

Finansal işlemlerde benzersiz esneklik ve ölçeklenebilirlik getiren dijital bankacılık çözümü DoKa’yı en kısa sürede finans sektörüyle buluşturmak için bankacılık sektöründe deneyimli bir ekiple büyük bir heyecanla çalıştıklarını belirten DZD Teknoloji Genel Müdürü İbrahim Gökal, DoKa’ya ilişkin şunları söyledi: “Türkiye’de dijital aktif bankacılık müşteri sayısı 94 milyon kişiye ulaşırken, yeni dijital bankacılık çözümümüz DoKa, bankalara kolay ölçeklendirilebilir, güvenli ve hızlı devreye alınabilir bir altyapı sunmayı hedefliyor. Her kurumun benzersiz ihtiyaçları olduğununun farkındalığını merkezine alan DoKa müşteri tercihlerine göre son derece kişiselleştirilmiş bir deneyim sunuyor. DoKa, ek entegrasyon gerektirmeyen, güvenli ve ölçeklendirilebilir altyapısı ile şubesiz bankacılık hedefleyen tüm kurumlar için uçtan uca tüm kanalları ve fonksiyonları sağlayan bir uygulama. Ayrıca bu uygulamayı geliştirirken sektörde 25 yılı aşkın süredir, 40’tan fazla finans kuruluşunda faaliyet gösteren Intertech’in ana bankacılık paketi ile de entegre.”

Bu yenilikçi ürünün özünde, gelişmiş güvenlik özellikleri mevcut. DoKa’da tek şifre, cihaz eşleştirme ve kimlik doğrulama çözümleri ürün içerisine yerleştirilerek, dijital bankacılık müşterilerine güvenli, sorunsuz ve hızlı bir şekilde işlem yapabilmelerine imkan veriyor. DZD Teknoloji’nin güvenlik taahhüdü, hem finansal kurumlar hem de değerli müşterileri için güven duygusu sağlıyor. 

Maliyetleri düşürerek operasyonları yönetme imkanı sunuyor

DoKa ile bankacılık sektörüyle etkileşimin yeniden tasarlandığını, herkesin finansal ihtiyaçlarının farklı olduğuna işaret eden İbrahim Gökal, sözlerini şöyle sürdürdü:

“DoKa’yı farklı kılan diğer özelliklerinden biri bulut entegrasyonudur. Intertech tarafından 2021 yılında devreye alınan BDDK onaylı ilk ve tek finansal bulut platformu inter-cloud ile tam entegre olan DoKa, maliyetlerinizi düşürürken, operasyonlarınızı gerektiği gibi büyütme veya küçültme gücü veriyor. Finans kurumları, bulutun gücünden yararlanarak dijital bankacılık operasyonlarının tüm potansiyelini ortaya çıkarabilir ve bu da gelişmiş esneklik, ölçeklenebilirlik ve verimlilik sağlar. Böylece müşterilerimiz mevcut altyapılarında kesintiye uğramadan dijital devrime hızla uyum sağlayabilir ve bundan faydalanabilir olacaklar.”

Türkiye, Global E-Ticaret Tedarik Merkezi Olma Yolunda

Ortak Akıl Danışmanlık Kurucusu Dr. Yılmaz Sönmez, Türkiye’nin jeo-lojistik konumu ve gelişmiş üretim yeteneği sayesinde tüm dünyadan 4 saatlik uçuşla trilyonlarca dolarlık ekonomiye erişebilen bir konumda olduğunu belirtti. Sönmez’e göre, Türk girişimlerinin global e-ticaret tedarik merkezine dönüşme yolunda en büyük engeli, kurumsal altyapı eksiklikleri oluşturuyor.

2022 yılında 5,5 trilyon $ ile sonlanan global e-ticaret hacminin, 2023 yılında %25’in üzerinde bir büyüme performansı ile 7 trilyon $’a ulaşması bekleniyor. Dr. Sönmez, Türkiye’nin 85 milyonluk nüfusu, 800 milyar TL’lik e-ticaret pazarı, 550 bin online işletmesi, jeo-lojistik konumu ve 4 saatlik uçuşla trilyonlarca dolarlık ekonomiye erişebilme yeteneğiyle bölgenin en cazip ekonomisi olduğunu vurguladı. Sönmez, “Bu yetenekler Türkiye’yi global e-ticaretin potansiyel küresel tedarik merkezi olma yolunda birinci sıradaki aday yapmaktadır” dedi.

Türkiye’nin e-ticaret “hub”ına dönüşme süreci devam ediyor

Dr. Sönmez, Türkiye’nin kendi ürettiği ürünlerin yakın coğrafyalara e-ihracatı ve Avrupa’dan MENA, Kafkaslar, Balkanlar ve Orta Asya’ya transit e-ticaret konusunda merkez olabileceğini belirtti. Sönmez, “Amazon‘un İspanya’dan sonra Avrupa’daki ikinci tedarik üssünü Türkiye’de kurmasının ve büyük kargo ve lojistik şirketlerinin İstanbul Havalimanı’nda yüzlerce milyon dolarlık “hub” yatırımlarını gerçekleştirmesinin bu durumu gösterdiğini belirtti. Ayrıca, Türkiye’nin ilk decacorn’unun da bir e-ticaret platformu olduğunu unutmamak gerekiyor.

Ancak, Türkiye’nin e-ticaretin küresel tedarik merkezi olabilmesi için, bu potansiyeli harekete geçirebilmek adına önündeki engelleri aşması gerekiyor. Bu engeller arasında mikro-ihracat ve e-ticaret konusunda bürokratik esneklik, küresel ödeme sistemlerine entegrasyon ve ihracatçıların dövizle ilgili endişelerinin giderilmesi yer alıyor.

En büyük engel kurumsal altyapı yetersizlikleri

 Dr. Yılmaz Sönmez / Ortak Akıl Danışmanlık Kurucusu
Dr. Yılmaz Sönmez / Ortak Akıl Danışmanlık Kurucusu

Sönmez, “Türk girişimlerinin önünde en büyük engel kurumsal altyapı yetersizlikleridir” dedi ve ekledi: “Girişimlerimizin çoğunun KOBİ ve aile şirketi düzeyinde olması, bu durumun hala kararlar üzerinde baskın olduğu ve evrensel yönetim ilkeleriyle tam entegre olmayan yapıları işaret ediyor.”

Dr. Sönmez, Türk şirketlerinin dijital ve yeşil dönüşüm performanslarını güçlendirmeleri gerektiğini belirtti ve “Gelecek vaat eden bir şirketin tanımı artık sadece finansal göstergelerle belirlenmiyor. Dayanıklı ve esnek bir kurumsal altyapı, dijital ve yeşil trendlerle uyumlu performans göstergeleri ve yetenek çekiciliği çok daha önemli hale geldi” dedi.

Sonuç olarak Dr. Sönmez, “Türk girişimlerinin bu dönüşümü başarıyla gerçekleştirebildikleri takdirde, küresel tedarik zincirlerinde güçlü ve sürdürülebilir bir konum elde edebileceklerine inanıyorum” şeklinde konuştu.

Kişisel bilgilerimizin paylaşılmasını giderek daha az önemsiyoruz

BAREM’in global partneri olan WIN Grubu ile gerçekleştirdiği bir araştırma, teknolojinin günlük yaşamın organizasyonuna katkıda bulunduğu görüşünün yanı sıra, sosyal ağların yaşamı olumsuz yönde etkilediği sonucuna ulaştı. Araştırma ayrıca, kişisel verilerini paylaşan bireylerin endişelerinin geçmiş yıllara göre azaldığını belirtti.

BAREM ve WIN International iş birliği ile 39 ülkede 28.702 katılımcı üzerinde gerçekleştirilen Yıllık WIN Dünya Araştırması – WWS 2022, dünya çapında teknolojiye dair çeşitli bulguları açıkladı. Sosyal medya, veri kötüye kullanımı ve dijital bilgilerin gizliliği konularında bu bulguların belirgin bir gelişme gösterdiği görüldü.

Sosyal ağların hayatımıza etkisi

BAREM, WIN Grubu, sosyal ağlar, dijital bilgi paylaşımı, farkındalık

“Sosyal ağlar hayatımızı istila ediyor mu?” sorusuna 1 (hiç katılmıyorum) ile 10 (tamamen katılıyorum) arasında puan verilmesi istendi. Tüm katılımcılardan, “sosyal ağlar hayatımızı istila ediyor” ifadesine tamamen katılanların (10 puan) oranı %22 oldu. Öte yandan, çok daha az sayıda katılımcı, yani %5,4, sosyal ağların hayatlarını istila ettiğine inanmadıklarını belirtti.

Sırbistan (%52,1), Hırvatistan (%51,4) ve Slovenya (%47,1) sosyal medyadan en çok bunalmış ülkeler olarak belirtilirken, bu durumu yaşamayan ülkeler Fildişi Sahili (%23,6), Türkiye (%22,3) ve Arjantin (%15,1) olarak listelendi.

Yeni teknolojilerin günlük yaşamın düzenlenmesinde önemli bir araç olduğu konusunda katılımcıların %45,3’ü hemfikir oldu. Bu oran, 18-24 yaş grubunda %51,5’e çıkarken, 65 yaş üzeri katılımcılar arasında bile %37,9 seviyesini korudu. Kadın ve erkek arasında teknolojinin günlük yaşamı organize etme fikri konusunda ufak bir farklılık olduğu gözlendi; kadınlar erkeklere kıyasla teknolojinin bu konuda daha yardımcı olduğunu belirttiler (Erkek: %47,4 Kadın: %43). Türkiye’deki katılımcılarda ise, bu oran kadınlarda %57, erkeklerde %62 olarak belirlendi.

Bilgi paylaşımından korkmuyoruz

BAREM, WIN Grubu, sosyal ağlar, dijital bilgi paylaşımı, farkındalık

Ayrıca, veri toplayıcılarla paylaşılan bilgilerin kullanımı konusundaki farkındalığın 2021 yılında %33 olduğu, 2022 yılında ise %35’e yükseldiği gözlendi. Türkiye’de bu farkındalık oranı %48 ile dünya ortalaması olan %35’in üzerindeydi. Kişisel bilgilerini dijital olarak paylaşmaktan endişe duyanların oranı, 2021’de %48 iken, 2022’de %45’e düştü.

2021 yılında, Türkiye kişisel bilgi paylaşımı konusunda %61 ile dünyada en çok endişe duyan üçüncü ülke olmuştu. 2022 yılında ise Tayland (%75), Brezilya (%68), Kenya (%68) ve Vietnam (%65)’ın ardından Türkiye, %60 ile beşinci sıraya gerilemişti. En az endişe duyan ülkeler ise Almanya (%27), Pakistan (%30) ve Hong Kong (%31) olarak belirlenmişti.

Western Digital, Hatalı SanDisk Extreme SSD’ler için güncelleme yayınlayacak

0

Western Digital, SanDisk Extreme ve Extreme Pro SSD‘lerindeki bir güvenilirlik sorununu çözmek için bir firmware güncellemesi yayımlayacağını söylüyor. Son birkaç ayda, Reddit, SanDisk forumları ve Twitter, son zamanlarda satın aldıkları 4TB ve 2TB’lik Extreme V2 ve Extreme Pro V2 taşınabilir sürücülerin üzerindeki verileri aniden silmeye başladığı ve bazı durumlarda okunamaz hale geldiği şikayetleriyle dolup taşıyor. Sorun, görünüşe göre 2022’nin sonundan bu yana üretilen sürücülerle sınırlı ve özellikle 4TB modellerini etkiliyor.

Cuma günü Western Digital, aylar önce keşfedildiğinden bu yana sorun hakkında ilk kamu açıklamasını yaptı ve ArsTechnica’ya 4TB’lik Extreme ve Extreme Pro varyantları için bir yazılım güncellemesi hazırladığını söyledi. Şirket, “Western Digital, bazı müşterilerin 4TB SanDisk Extreme ve/veya Extreme Pro taşınabilir SSD’ler (SDSSDE61-4T00 ve SDSSDE81-4T00) ile bir sorun yaşadığını belirten raporların farkındadır,” dedi. “Sorunu çözdük ve yakında web sitemize bir firmware güncellemesi yayımlayacağız. Soruları olan veya sorun yaşayan müşterilerin Müşteri Destek ekibimizle iletişime geçmeleri gerekiyor.”

Tarih henüz belli değil

Western Digital, güncellemenin ne zaman geleceğini veya 2TB’lik modeller için bir düzeltme üzerinde çalışıp çalışmadığını söylemedi. ArsTechnica’ya göre, şirket, Extreme veya Extreme Pro SSD‘lerinden biri başarısız olduktan sonra verilerini kaybeden müşterilere iade teklif edip etmeyeceği konusundaki soruları yanıtlamadı. Western Digital, Engadget’ın yorum ve daha fazla bilgi talebine hemen yanıt vermedi. Eğer 2022’nin sonundan önce satın aldığınız bir SanDisk Extreme veya Extreme Pro SSD’niz varsa, sürücünüzün iyi olduğunu ve aniden başarısız olma konusunda endişelenmenize gerek olmadığını düşünüyoruz. Yine de, Western Digital‘ın yavaş yanıtı hayal kırıklığı yaratıyor, özellikle SanDisk sürücülerinin genellikle güvenilir olması nedeniyle.

Apple, Hükümet Talepleri Üzerine App Store’dan Binlerce Uygulamayı Kaldırdı

Apple, hükümetlerin talebi üzerine App Store’dan binlerce uygulamayı kaldırdı. İşte nedeni.

Apple, gizlilik, güvenlik ve içerik standartlarını korumak amacıyla App Store’da sunulan uygulamaları sürekli olarak incelemekte. Yakın zamanda Apple, “2022 App Store Şeffaflık Raporu” şeklinde geliştiricilerin ve müşterilerin korunmasını sağlayan ve App Store’daki dolandırıcılıklara karşı koruma sağlayan kapsamlı bir genel bakış sundu. Veriler, Apple‘ın tüm 175 ülke ve bölgedeki App Store’ları nasıl işlettiğini gösteriyor.

Uygulamaların büyük listesi arasında, Apple, çeşitli ülkelerin hükümetlerinin talepleri üzerine App Store’dan toplamda 1474 uygulamayı kaldırdı. Bu, çoğunluğu yani 1435 uygulamanın Çin’den kaldırıldığı anlamına geliyor. Hindistan hükümeti, Apple‘dan App Store’dan 14 uygulamayı kaldırmasını talep etti, Pakistan hükümeti ise 10 uygulamayı kaldırdı. Ancak Apple, uygulamaların yalnızca talepte bulunan kurumun yargı yetkisine sahip olduğu mağazalardan kaldırıldığını ve diğer tüm mağazalarda mevcut olduğunu belirtti.

2022’de App Store’dan kaldırılan uygulamalar

2022 yılında, dünya genelindeki çeşitli kuruluşlardan toplamda 18412 itiraz geldi, uygulama kaldırmalarıyla ilgili olarak Çin 5484 itirazla liderliği elinde tutarken, Hindistan 709 itirazla katkı sağladı. Apple, bu itirazlara Hindistan’da 24 uygulamayı yeniden yükleyerek yanıt verdi. Raporlara göre, 2022 itibariyle App Store, toplamda 1,783,232 uygulamayı barındırmaktaydı.

Aynı yıl içerisinde, iPhone üreticisi 6,101,913 uygulama başvurusunu inceledi ve 1,679,694’ünü App Store politikalarına aykırılıklar nedeniyle reddetti. Reddedilen başvuruların 253,466 uygulaması, reddedildikten sonra sonunda onaylandı. 2022’de App Store’dan kaldırılan toplam uygulama sayısı 186,195 oldu.

App Store’dan kaldırılan uygulamaların kategoriye göre dağılımı:

  1. Oyunlar: 38,883
  2. Araçlar: 20,045
  3. İş: 16,997
  4. Eğitim: 16,509
  5. Yaşam Tarzı: 15,171
  6. Eğlence: 11,757
  7. Yiyecek & İçecek: 8,317
  8. Verimlilik: 7,314
  9. Seyahat: 5,510
  10. Alışveriş: 5,376

BulletProftLink kimlik avı saldırılarını destekliyor

BulletProftLink kimlik avı saldırılarını IP değişikliğiyle tanımlanamaz hale getiriyor. Bu sayede siber saldırılar daha kolay gerçekleştirilebiliyor.

Microsoft, BulletProftLink gibi platformların hızlı bir şekilde benimsendiğini yayınladığı bir raporda duyurdu. Araçların son derece gelişmiş iş e-postası ele geçirme (BEC) saldırılarını gerçekleştirmek için yaygın olarak kullanıldığını söyledi.

Bu platformlar, siber suçlulara yasal görünümlü e-posta şablonları, barındırma ve saldırı başlatmak için otomatikleştirilmiş hizmetler dahil olmak üzere BEC saldırılarını başlatmak için eksiksiz bir araç seti sunuyor.

Microsoft’un raporu, BulletProftLink’in ve benzerlerinin giderek daha fazla benimsenmesinin, yeraltı endüstrisine bir hizmet olarak siber suçtan (CaaS) başarılı bir şekilde para kazanması için yeni yollar sunduğuna dikkat çekti. Şirketin Dijital Suçlar Birimi, özellikle 2019 ile 2020 arasında iş e-postasını hedefleyen CaaS saldırılarında yüzde 38’lik bir artış gözlemlediğini söyledi.

BulletProftLink’in araçları kullanılarak gerçekleştirilen saldırıların incelenmesini zorlaştıran bir dizi benzersiz yetenek vard. Bunlardan en dikkate değer olanı, saldırganların imkansız seyahat tespitlerinden kaçma eğilimi. Çoğu güvenlik ürününde, siber suçlular tarafından ele geçirilen hesapları sıklıkla tanımlayabilen ve etkisiz hale getirebilen imkansız seyahat algılamaları bulunuyor.

Örneğin bir çalışanın Londra’dan düzenli olarak oturum açtığı biliniyorsa veya bir sabah Londra merkezli bir IP adresinden hesabına giriş yaptıysa, ancak bir saat sonra aynı hesaba Hong Kong merkezli bir IP adresinden giriş yaptıysa, örneğin, imkansız bir hareket tespitini tetikliyor. BulletProftLink ile donanmış saldırganlar, hedeflerinin konumuyla eşleşen konut IP hizmetlerinden IP adresleri satın alır.  Saldırganlar, kurbanlarının konumuna göre yerelleştirilmiş konut IP proxy’leri oluşturduktan sonra, gerçek konumlarını maskeleyerek ve imkansız seyahat tespitlerinden kaçınarak saldırılar başlatabilir.

BulletProftLink, Evil Proxy, Naked Pages ve Caffeine gibi birçok siber suçlunun akın ettiği hizmet platformları olarak kimlik avından bir adım daha ileri gidiyor.

Deneysel yapay zeka DragGAN görüntü düzenliyor

0

Deneysel yapay zeka aracı DragGAN, görüntüleri basit bir tıklama ve sürükleme iş akışıyla dönüştürmenize olanak tanıyor.

Araştırmacılar, Photoshop’un steroidler üzerindeki Warp aracına benzeyen DragGAN adlı yeni bir araç gibi yavaş yavaş odak noktasına gelen yeni uygulamalar üzerinde çalışıyor. Deneysel yapay zeka DraGAN, düzenlemeyi kolaylaştırıyor.

DragGAN nasıl çalışıyor?

Büyük teknoloji firmaları, en iyi büyük dil modellerini geliştirmek ve bunları kullandığımız her yazılım veya web hizmeti parçasına dönüştürmek için yarışıyor. Çok çeşitli niş kullanım durumları için özel yapay zeka araçları üzerinde çalışan çok sayıda girişim telaşı var.

Bu araçların çoğu, kullanıcının ne bulmak istediğini veya ne tür bir iş başarmaya çalıştığını açıklayan basit istemleri kullanarak yararlı resimler veya metinler oluşturabilir. İşe yaradığında, bu, ChatGPT ve DALL-E gibi hizmetlerin sihir gibi görünmesini sağlıyor. Aslında, bu araçların çoğu, insanlar tarafından yazılan eserler üzerinde “eğitilmiştir” ve çıktılarını anlamlı bir düzeye çıkarmak için insan gözetimi gerektiriyor.

Bununla birlikte, yeni yapay zeka araştırması, özellikle görüntü manipülasyonu alanında hızlı bir şekilde ilerleme kaydedildiğini gösteriyor. Google, MIT, Pensilvanya Üniversitesi ve Almanya’daki Max Planck Enformatik Enstitüsü’nden bir grup bilim insanı, görüntü düzenlemeyi sıradan insanlar için daha kolay ve daha erişilebilir hale getirebilecek deneysel bir aracı detaylandıran bir makale yayınladı.

Yeni araçla nelerin mümkün olduğu hakkında bir fikir edinmek için, belirli bir özelliği tıklayıp sürükleyerek bir kişinin veya nesnenin görünümünü önemli ölçüde değiştirebilirsiniz. Ayrıca, birinin yüzündeki ifadeyi değiştirmek, bir mankenin kıyafetlerini değiştirmek veya bir fotoğraftaki özneyi 3B bir modelmiş gibi döndürmek gibi şeyler de yapabilirsiniz.

Araştırmacılar, DragGAN’ın Nvidia’nın GeForce RTX 3090 grafik kartını kullanırken bir görüntünün içeriğini yalnızca birkaç saniye içinde değiştirebileceğini, çünkü uygulamalarının istenen sonuçları elde etmek için birden fazla sinir ağı kullanmasına gerek olmadığını belirtiyor. Bir sonraki adım, 3B modellerin nokta tabanlı düzenlenmesi için benzer bir model geliştirmek olacak. DragGAN hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyenler makaleyi buradan okuyabilir. Araştırma ayrıca Ağustos ayında SIGGRAPH’ta sunulacak.

Kullanım kolaylığı sağlayan Android ayarları

Bu yazımızda kullanım kolaylığı sağlayan Android ayarları için inceleme yaptık. Beş farklı ayarı detaylarıyla listeledik.

Otomatik parlaklığı devre dışı bırakın ve bildirim geçmişini etkinleştirin

Android telefonunuzun parlaklığı siz aynı parlaklık seviyesinde kalmasını istediğiniz halde sık sık değişiyor mu? Otomatik parlaklığı devre dışı bırakarak ekran kararma sorununu çözebilirsiniz . Ayarlar uygulamasına gidin, Ekran’a dokunun ve “Otomatik Parlaklık”ın yanındaki geçişi devre dışı bırakın. Bunu yaptığınızda, parlaklık kaydırıcısını kullanarak manuel olarak ayarlamadığınız sürece telefonunuz ekran parlaklığını değiştirmeyecektir.

Birkaç bildirimi sildiyseniz ve bunların önemli olduğunu fark ettiyseniz, yalnız değilsiniz. Son Android sürümleri, Bildirim Geçmişi adlı bir özelliğe sahiptir . Son 24 saate ait tüm bildirimlerin kaydını tutar. Ayarlar uygulamasını açın, Bildirimler’e dokunun, “Bildirim Geçmişi” seçeneğine basın ve özelliği etkinleştirin. Bu şekilde, bir uygulama güncellemesini kilit ekranından veya bildirim bölümünden silseniz bile tekrar ziyaret edebilirsiniz.

Bildirim ayarlarınızı değiştirin, hassas bildirimleri kapatın

  • Ayarlar uygulamasına gidin ve Bildirimler düğmesine basın.
  • Aşağı kaydırın ve “Hassas Bildirimler” özelliğini devre dışı bırakın.
  • Bazı modellerde, “Yalnızca Simge” veya “Ayrıntılar” arasından kilit ekranı bildirimlerinin türünü seçebilirsiniz. İlk seçeneğin seçilmesi, uygulamanın simgesini gösterir ve ayrıntıları gizler. Bu seçenek, Ayarlar > Kilit Ekranı > Bildirimler’de mevcuttur.

Pil optimizasyonunu etkinleştirin ve kişiselleştirilmiş reklamları devre dışı bırakın

Hemen hemen tüm Android telefonlar, sık kullanmadığınız uygulamaların pil kullanımını sınırlayan bir tür pil optimizasyonu ayarıyla birlikte gelir. Bu ayarın etkinleştirilmesi, pil ömrünü bir dereceye kadar uzatmalıdır. Bunu yapmak için, Ayarlar uygulamasına gidin, Pil bölümünü açın, bir Google Pixel telefonunuz varsa Uyarlanabilir Tercihler’i veya bir Samsung telefon için “Diğer Pil Ayarları”nı seçin ve “Uyarlanabilir Pil”i etkinleştirin.

Android ve Google, siz ve diğer tüm kullanıcılar hakkında bilgi topluyor ve bunları ücretli reklamlar vermek isteyen diğer şirketlere satıyor. Bir web sitesini her ziyaret ettiğinizde veya Google’da gezindiğinizde kişiselleştirilmiş reklamlar izlemekten sıkıldıysanız, şunları yapabilirsiniz:

  • Telefonunuzda Ayarlar uygulamasını açın, Google menüsünü açın ve “Google Hesabınızı Yönetin”e basın.
  • “Veri ve gizlilik” sekmesini seçin, aşağı kaydırın ve “Reklam Merkezim”e dokunun.
  • Ekranın sağ üst köşesindeki Kişiselleştirilmiş Reklamlar düğmesine basın ve sağ alt köşedeki Kapat’ı seçin.