WeChat’in gençlik modu için dava açıldı

0
WeChat’in gençlik modu için Tencent’e dava açıldı. bu mod ile Çin yasalarının çiğnendiği iddia edildi.

WeChat’in gençlik modu için Tencent ceza alabilir

Pekin savcıları, popüler sosyal mesajlaşma uygulaması WeChat’teki “gençlik modunun” küçükleri koruyan yasalara uymadığını söyleyerek karşı kamu yararına dava açtı. Dava, Pekin’in Haidian Bölgesi Halk Savcılığı tarafından Shenzhen Tencent Computer Systems Co Ltd’ye karşı açıldı. Dava ilgili paylaşılan dosyaların bir bölümünü içeren kısımda, WeChat’in “gençlik modunun” Çin yasalarını nasıl çiğnediği konusunda bilgi paylaşılmadı. Reuters Nisan ayında, Çin’in ülkenin internet devlerine yönelik kapsamlı antitröst kısıtlamasının bir parçası olarak Tencent için önemli bir para cezası hazırlığında olduğunu bildirmişti. Ancak bunun Alibaba’ya verilen 2.75 milyar dolarlık rekor cezadan daha az olacağını belirtmişti. Açılan davada Tencent’i nasıl bir sonucu beklediğini hep birlikte göreceğiz. Ancak dava sonucunda şirketin büyük ölçekli bir ceza alması sürpriz olmayacak diyebiliriz.

Duolingo Çin tarafından ambargoya uğruyor

0
Duolingo Çin tarafından müfredat dışı eğitim teknolojileri uygulamaları ambargoya uğruyor. Bu tür uygulamalar Çin’de kısıtlanıyor.

Duolingo Çin ambargosundan kurtulabilecek mi?

Duolingo Inc yaptığı açıklamada, popüler Duolingo dil öğrenme uygulamasının artık Çin’deki bazı uygulama mağazalarında indirilemediğini duyurdu. Çin uygulama mağazalarından kaldırılması, Temmuz ayında Pekin’in müfredata dayalı eğitimi yasaklayan kurallar ve sektöre yabancı yatırımı yasaklayarak ülkedeki özel ders sektörünü engellemesiyle geldi. Çin’de özel ders sektörü yaklaşık 120 milyar dolarlık hacme sahipti. Pittsburgh merkezli Duolingo, “Sorunu çözmek için çalışıyoruz ve uygulamanın yakın vadede eski haline getirileceğini umuyoruz” dedi. TikTok sahibi ByteDance ise çalışanlarına eğitim sektöründeki personeli işten çıkarmayı ve bire bir İngilizce çevrimiçi sınıf uygulaması Gogokid de dahil olmak üzere bazı özel ders operasyonlarını kapatmayı planladığını söyledi.

Cisco bulut abonelikleri için çalışıyor

0
Cisco bulut abonelik hizmeti sunarak kurumların uzaktan çalışma sürecini değerlendirmek istiyor. Bu hizmetle Cisco, çeşitli danışmanlıklar verecek.

Cisco bulut abonelik hizmetini kapsamlı olarak sunacak

The Information’ın bildirdiğine göre Cisco Systems Inc, işletmelerin halka açık olanlardan özel veri merkezlerine geçmesine veya geri dönmesine yardımcı olmak için Cloud Stack adlı bir abonelik hizmeti geliştiriyor. Rapora göre, hizmetin bir parçası olarak Cisco, bunu kendi başlarına yapamayan veya dışarıdan temin etmeyi tercih eden müşteriler için özel veri merkezlerindeki donanım ve yazılımı yönetimine de el atacak. Geliştirme sürecinin henüz erken aşamasında olan Cloud Stack’in lansmanı için zaman çizelgesi konusunda ise henüz netlik bulunmuyor. Pandemi sırasında işletmeler, okullar ve devlet kurumları çevrimiçi ortama geçmenin uygun maliyetli yollarını ararken, bulut hizmeti sağlayıcılarına olan talep arttı. Böylelikle  bulut hizmeti sağlayıcıları artan talebi karşılayarak müşteri kitlesini artırmaya çalışıyor. Teknoloji devleri bu alanda çeşitli hizmetler vermeye devam ediyor. Amazon.Com Inc’in Amazon Web Hizmetleri, işletmelerin abonelik temelinde veri merkezleri kiralamasına izin vererek genel buluta öncülük etti. Microsoft Corp’un Azure ve Google Cloud, şirketlerin operasyonlarını genel buluta kaydırmasına da yardımcı oluyor.

Madencilik şirketleri elektrikli araç endüstrisine güveniyor

0
Madencilik şirketleri elektrikli araç endüstrisi ile artan talepten bir hayli memnun. Bu artışın 10 yıllık süreçte devam etmesi bekleniyor.

Madencilik şirketleri elektrikli araç endüstrisi ile büyüyor

Madencilik şirketleri, CATL tarafından lityum veya diğer önemli metaller olmadan elektrikli araç pilleri üretme planından korkmadıklarını söylüyor. Madencilerin bu güvencesi ise pillere olan talebin yalnızca ulaşımdan gelememesi, diğer birçok sektörde de bu yönde yoğun bir talep olmasından kaynaklanıyor. Örneğin, Uluslararası Enerji Ajansı’na (IEA) göre, küresel elektrikli araçların sayısının 2030 yılına kadar 14 kattan fazla artarak 145 milyona çıkması bekleniyor. Aynı zamanda, kamu hizmetleri, elektrik depolamak için büyük pil tesisleri inşa ediyor. Dolayısıyla bu alanda çok ciddi bir talep artışı yaşanıyor. Mineral danışmanı Edmas Intelligence’ın tahminlerine göre, küresel pil pazarında sodyum iyon pillerin kullanımının 2035 yılına kadar yaklaşık %15 oranında artması bekleniyor. Emtia Araştırması Roskil, EV pilleri yapmak için lityum talebinin 2030 yılına kadar 2 milyon tonu aşacağını ve 2020’ye göre 4,5 kattan fazla bir artış olacağını belirtiyor. Elektrikli araç pillerinin üretiminde kullanılan bir başka metal olan kobalt talebinin ise neredeyse iki katına çıkacağını tahmin ediyor. Benchmark Mineral Intelligence (BMI) analisti Andrew Miller, “Piller ve enerji depolaması için yeni potansiyel pazarların sayısı, lityum iyonda rakip teknolojilerden çok daha hızlı büyüyor” dedi.

Rusya denizaltı fiber optik kablo döşüyor

0
Kuzey bölgelerinde bağlantı problemini çözmek için Rusya denizaltı fiber optik kablo döşüyor. Bu çözümle bağlantıda önemli iyileştirmeler yaşanacak.

Rusya denizaltı fiber optik kablo kuruyor

Rusya, özel liderliğindeki bir girişimin durmasının ardından hidrokarbon zengini kuzeyine yüksek hızlı internet getirmek için devlet tarafından yürütülen bir projenin parçası olarak Kuzey Kutbu üzerinden ilk denizaltı fiber optik iletişim kablosunu döşemeye başladı. Moskova, askeri varlığını genişlettiği uzak kuzeydeki düzensiz iletişim ve altyapıyı iyileştirmeyi hedefliyor. Bu çalışmalar Kuzey Denizi Rotasını büyük bir nakliye hattı haline getirmek için geliştiriliyor. 2026’da tamamlanacak olan kablo bağlantısı, Rusya’nın uzun kuzey kıyısı boyunca Barents Denizi’ndeki Teriberka köyünden uzak doğudaki Vladivostok limanına kadar 12.650 kilometre boyunca geçecek. Kablo üretim ve döşeme şirketinin başkanı Alexei Strelchenko, bu çalışmanın 899 milyon dolar olacağını ve yalnızca devlet tarafından finanse edileceğini söyledi. Morsviazsputnik’in CEO’su Andrey Kuropyatnikov, projenin, yabancı yatırımın gerekli olacağı küresel iletişim kablo ağına bağlanmak için ek bağlantı kabloları gerektireceğini söyledi. Kuropyatnikov: “Projeyi Avrupa ve Asya’ya genişletmek için ortak yatırım yapılması gerekmektedir. Bu ayrı bir ticari projedir” ifadelerine yer verdi.

SmartMessage genç mühendislerle global büyümesini sürdürecek

Geliştirdiği teknolojiler ile dünya çapında birçok kuruma çok kanallı iletişim platformu sunan SmartMessage, dünya genelinde özellikle finans, bankacılık ve sigortacılık sektörlerinde lider firmalara hizmet veriyor.

Geçtiğimiz yıl Singapur, Güney Afrika, Şili, Çek Cumhuriyeti ve Suudi Arabistan’da atılım yapan SmartMessage, yakın zamanda Kuzey Afrika ve İngiltere’ye açılmayı hedefliyor. SmartMessage CEO’su Oğuz Küçükbarak global büyümeyle birlikte istihdamı da yıl sonuna kadar iki katına çıkartmayı hedeflediklerini belirtti.

Global açılım devam edecek

Günümüzde şirketlerin sürdürülebilir ve stratejik büyüme planlarının olması, şirket kültürü ve yetenek yönetimi gibi konular globalleşme süreçlerinde büyük önem taşıyor. Yeni yetenek ve donanımlara sahip X ve Y kuşağını daha çok iş gücüne katan şirketler günümüzün dinamiğini yakalayabiliyor. Yazılım teknolojileri dünyasında özellikle pazarlama alanındaki uzmanlığıyla tüm dünyada sayısı 2 bini aşkın kuruma hizmet sunan Türk mühendislik şirketi SmartMessage, yetenek yönetimi kapsamında genç mühendisleri bünyesine katarak global büyümesini emin adımlarla sürdürüyor.  Şirketlerin hedef kitleleriyle olan iletişimlerinde yüksek verimlilik sağlayan, çok kanallı pazarlama ve müşteri deneyimi platformu sunan SmartMessage, Türk mühendislik bakış açısıyla ve sunduğu teknolojilerle yurtdışı atılımlarına hızla devam ediyor. SmartMessage, global büyümeyle birlikte yetenek yönetimi kapsamında gençleri bünyesine katarak gücünü arttırıyor. Toplamda 5 kıtada 9 ofise ve 100 çalışana sahip SmartMessage’ın CEO’su Oğuz Küçükbarak büyüme hedeflerine dair şu sözleri ifade etti: “Geçtiğimiz sene ve bu senenin ilk yarısında Singapur, Güney Afrika, Şili, Çek Cumhuriyeti ve Suudi Arabistan ile yer aldığımız kıta sayısını beşe çıkararak ABD ve BAE dışında yepyeni ülkelere de adım atmış olduk. Yakın zamanda da Kuzey Afrika ve İngiltere’de yer almak hedeflerimiz arasında yer alıyor. SmartMessage olarak girdiğimiz pazarlarda ve bu bölgelerde, Ortadoğu’da başardığımız gibi bilinen ve tercih edilen bir marka olmayı hedefliyoruz.”

Yıl sonuna kadar iki katı istihdam hedefi

Çalışanlarının yüzde 78’ini Y ve Z kuşağının oluşturduğunu belirten Küçükbarak,
“SmartMessage olarak dinamik bir ekibiz. Kurumsal kültürümüz dahil birçok şeyi çalışanlarımızın kararlara katılımıyla ve önerilerini alarak tasarlıyoruz. Birlikte çalışma kültürümüz, iş yapış şeklimiz, firmamızın ideal kültürünü yaşatmak gibi tüm konularda çalışanların yorumlarına ve geri bildirimlerine yer vermeyi çok önemsiyoruz. Dolayısıyla özellikle kararlara katılımı çok önemseyen ve yaratıcı çözüm önerileri sunabilen, Y ve Z jenerasyonunun kendi gelişimini en üst seviyede destekleyebileceği ve ait hissedebileceği bir çalışma ortamına ve kültürüne sahibiz. Her seviyede çalışanlarımız hibrit modellerde eğitim ve gelişim fırsatları sunuyoruz. Uzaktan çalışma modeline hızlıca adapte olduk ve verimliliğimize katkı sağladığını gördük. Bu nedenle çalışanların istedikleri ofisimizde hibrit ya da uzaktan çalışmalarına imkan tanıyoruz. 2021 yılının sonuna kadar Mühendislik ekibi başta olmak üzere, Global Satış, Türkiye Satış, İnsan Kaynakları, Finans gibi tüm departmanlarımızda farklı deneyim seviyelerinde istihdamı 2 katına çıkartmayı hedefliyoruz. Hızlı ve sonuç odaklı genç yetenekleri bünyemize katarak SmartMessage ailemizi büyüteceğiz” dedi.
 

Nükleer savaş tehdidinin yerini yapay zeka savaşı mı alıyor?

0

İkinci Dünya Savaşı’nın ardından başlayan Nükleer silahlanma yarışı dünyayı yok edici bir nükleer savaşın kıyısına kadar getirmişken 80’li yıllarda liderlerin bir araya gelerek nükleer silahsızlanma anlaşmaları imzalamasıyla tansiyon biraz düşürüldü ancak nükleer savaş tehdidi hiçbir zaman ortadan kalkmadı.

Teknolojinin hızlı gelişimi ise şimdi süper güçleri yeni bir silahlanma yarışına soktu: Yapay zeka. Rusya lideri Putin’in geçtiğimiz haftalarda yapay zekada en güçlü olacak ülkenin cephede lider olacağını ve dünyayı yöneteceğini açıklaması, Rusya, Çin ve ABD arasındaki yeni silahlanma yarışının yapay zeka üzerinden yaşanacağını ortaya koydu.

Yapay zekanın insanlığın sonunu getireceğini ve silahlandırılmaması gerektiğini savunan, Elon Musk, Stephen Hawkings gibi bine yakın aydın ve bilim adamının uyarılarına rağmen, Birleşmiş Milletler’in de bu konuda bir sınırlama getirmek için çalışmasının olmadığı dikkat çekiyor zira aynı kurum ABD, Rusya ve Çin kontrolünde hareket eden bir yapı olarak tanınıyor.

Rusya, ABD ve Çin’in şimdiden gizli askeri yapay zeka çalışmaları yaptığı ve bu çalışmaları cephede denemek için fırsat kolladığı düşünülüyor. Rusya’nın silah üreticisi şirketleri şimdiden yapay zeka ile hedef seçen ve ateş eden zırhlı ve insansız savaş araçlarını internette sergileyerek Rusya’nın müttefiki ülkelerde müşteri aramaya başladılar. Rusya’nın askeri doktrini de 2025 yılına kadar ülkenin askeri gücünün %25’ini robotik teknolojilerle donatmak olduğunu açıkça ifade ediyor.

ABD ve Çin ise, Rusya’dan farklı olarak, doğrudan askeri yapay zeka teknolojilerine dev yatırımlar yapmak yerine, Google, Facebook, Amazon, Baidu gibi özel şirketlerin ticari alanda dev yatırımlarla geliştirdikleri yapay zeka teknolojilerini askeri alanda kullanılacak şekilde savunma sanayine entegre etme yöntemini tercih ediyorlar. Çin’deki Beihang University, bir yandan ülkedeki en önemli öğrenen makineler projelerini yürüterek, Baidu gibi dev şirketlerin ticari alanda hakimiyetini arttırması için destek sağlarken diğer yandan Çin ordusuna yapay zekalı drone’lar geliştiriyor. Bu nedenle, üniversite ABD’nin kara listesinde yer alıyor ve yapay zeka konusunda kritik teknolojiler içeren ürünlerin bu üniversite ile bağlantılı şirketlere veya ülkelere satılmasına yasak getirilmiş durumda.

Kısacası, dünya devleri nükleer silahlanma yarışından sonra şimdi de silahlandırılmış yapay zeka yarışına girmiş görünüyorlar ve bu yarışın sonu, nükleer silahlanma yarışından çok daha riskli gibi görünüyor.

Sparkle, Google iş birliğiyle yeni denizaltı kablolar inşa ediyor!

Dünyanın bir ucu ile diğer ucu arasında mili saniyeler içerisinde bağlantı kurulmasını deniz altından geçen internet kabloları sağlıyor. Denizlerinden altında 500’den fazla kablo bulunurken, İtalya’nın ilk uluslararası ve dünyanın en büyük 10 operatöründen biri olan Sparkle, Blue ve Raman adlarındaki deniz altı kablo sistemlerini inşa etmek üzere Google ve diğerleri ile yaptığı iş birliğini açıkladı. Bu iş birliği kapsamında İtalya, Fransa, Yunanistan ve İsrail’in bağlanmasını Blue sağlarken, Raman tarafından inşa edilecek kablo Ürdün, Suudi Arabistan, Cibuti, Umman ve Hindistan’ı bağlayacak. 

Sparkle, Blue ve Raman Denizaltı Kablo Sistemlerini İnşa Ediyor

Her biri 16 fiber çiftle donatılmış ve açık kablo inovatif konseptlerini benimseyen, çoklu fiber kiracılarını ve açık iniş istasyonlarını destekleyen bu iki sistem, kablo sonlandırma noktalarına rekabetçi erişimi mümkün kılacak. Böylece, iki sistem bu coğrafyalar üzerinde çeşitlendirme, ölçeklenebilirlik ve gecikme süreleri açısından yeni bir referans belirlecek. Özellikle Blue, Sicilya Kanalı üzerinden geleneksel rotayı takip etmektense, Akdeniz’de Messina Boğazı’nı geçerek kuzeye doğru yol alan yeni bir rota üzerinde konuşlandırılacak. Bunun sonucunda internet servis sağlayıcılar, taşıyıcılar, telekom operatörleri, içerik sağlayıcılar, işletmeler ve kurumlar yüksek hızlı internet ve eşi benzeri olmayan çeşitlilik ve performans sağlayan son teknoloji kapasite hizmetlerinden yararlanacak. Blue ve Raman’ın 2024’te faaliyete geçmesi beklenirken, BlueMed’in Tyrrhenian kısmının 2022’de kullanıma hazır hale gelmesi planlanıyor.  Sparkle CEO’su Elisabetta Romano, “Bu son teknoloji kıtalararası altyapı hamlemizle Google’la olan iş birliğimizi bir üst seviyeye taşımaktan son derece gurur duyuyoruz” diyor ve ekliyor: “Blue ve Raman denizaltı kablo sistemleriyle Sparkle Asya, Ortadoğu ve Avrupa arasındaki stratejik rotalardaki yetkinliklerini artırıyor ve geliştirilmiş BlueMed’le Akdeniz bölgesindeki varlığımızı güçlendiriyoruz.

İş istasyonları için yeni Intel işlemciler tanıtıldı

0
Son kullanıcıya yönelik ürünler ile kurumsal çözümler arasındaki farklılığın en çok karşımıza çıktığı alanın bilgisayarlar veya diğer adıyla iş istasyonları olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu kapsamda son kullanıcıya yönelik Intel Core serisi işlemcilerin aksine, iş istasyonlarında Intel Xeon serisi işlemciler kullanılıyor. Intel Xeon W-3300 serisi ile bunlara yenileri eklendi. Intel’in yeni işlemcileri sadece daha fazla performans sunmakla sınırlı kalmıyor, genişletilmiş platform yetkinlikleri ile tek bir soket çözümüyle kurumsal seviyede güvenlik ve güvenilirlik sunuyor. 

Intel Xeon W-3300 işlemcilerini tanıttı

Intel Xeon W-3300 ailesi, W-3375, W-3365, W-3345, W-3335 ve W-3323 olmak üzere toplamda beş yeni işlemciden oluşuyor. 38 çekirdek ve 76 iş parçacığının dahil olduğu Intel® Hyper-Threading Teknolojisi ve 4.0 GHz’a çıkan frekans hızlarıyla dikkat çeken seri, 64 işlemci PCIe Gen 4.0 şeritleri ve 4 TB’a kadar DDR4-3200 hata düzeltme kodu (ECC) bellek desteği ile karşımıza çıkıyor. W-3275 başta olmak üzere bir önceki nesil ile kıyaslandığında şu farklar gözlemleniyor;
  • 2,5 kata kadar maksimum bellek kapasitesi desteği ve yüzde 31’e kadar bellek bant genişliği artışı. 
  • Cinema 4D iş yüklerinde yüzde 45’e kadar daha hızlı çoklu iş parçacığı performansı. 
  • AutoDesk Maya’da render önizleme iş yüklerinde yüzde 26’ya kadar hız.
  • Adobe Premiere Pro iş yüklerinde yüzde 20’ye kadar hızlı düzenleme ve kodlama performansı.
  • AutoDesk Maya’da 3 boyutlu final render iş yükünde yüzde 27’ye kadar hızlı.
  • Intel® Turbo Boost 2.0’la 4.0 GHz’a kadar yükselme.
  • Intel® Deep Learning Boost’la makine öğrenimi çıkarımı iş yüklerinde hız kazanma 
  • 4TB’a kadar DDR4-3200 8-kanal bellek desteği.
  • Intel® AVX-512 giriş desteği.
  • Hata düzeltme kodu (ECC) bellek desteği.
  • Yerleşik güvenilirlik, kullanılabilirlik ve hizmet verebilirlik teknolojikleri (RAS).
  • Intel® Optane™ SSD P5800X desteği.

Ödeme ve elektronik para sektörleri için önemli adım

0
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası‘nın (TCMB), Uluslararası Banka Hesap Numarası (IBAN) Hakkında Tebliğ‘de önemli bir eşiğin aşılmasına katkı sağlayacak değişiklikler yaptı. Alınan kararlar, Resmi Gazete‘nin 5 Ağustos 2021 tarihli sayısında yayınlandı ve resmen yürürlüğe girdi. Uluslararası Banka Hesap Numarası Hakkında Tebliğ’de yapılan değişiklikler ile beraber, ödeme ve elektronik para kuruluşları tarafından da IBAN oluşturulabilmesine izin verildi. Bu sayede, müşteri numarasının uluslararası tanımlanması suretiyle ödeme ve elektronik para kuruluşlarınca küresel ödemeler gerçekleştirilebilmesinin önü açıldı. Uluslararası ödemelerin yanı sıra tüm para transferlerinin daha kolay ve hızlı bir şekilde yapılabilmesi de böylelikle mümkün kılındı.

Ulusal ve uluslararası finansal sistemle tam entegrasyon

TÖDEB Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Eliaçık konuya ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Ödeme hizmetleri ve elektronik para işlemlerinin ulusal ve uluslararası finansal sistemle tam entegrasyonu için çok önemli bir eşik aşılmış oldu. Ayrıca kullanıcıların fon işlemlerini ve akışını daha özgür ve kolayca yönetebilecekleri yeni bir dönem açıldı. Ödeme ve elektronik para kuruluşları, bu gelişmeyle birlikte artık çok daha hızlı ve yenilikçi ürünler geliştirebilecekler. Bu önemli adımın atılmasını sağlayan Merkez Bankamıza teşekkür ederiz.”

Türk Telekom, yangınla mücadeleye destek veriyor

0
Ülkemizde günlerdir süren orman yangınları için topyekûn bir dayanışma gerçekleştirilirken; Türk Telekom da bu konuda vereceği destekleri kamuoyu ile paylaştı. Şirketin CEO’su Ümit Önal, vatandaşların birbirleriyle kesintisiz iletişimini sağlamak için titiz bir çalışma yürüttüklerini söylerken; aynı zamanda bu nedenle oluşabilecek zararların engellenmesi ve hasarların telafi edilebilmesi için bütün imkanlarını seferber ettiklerini dile getirdi.

Türk Telekom Arama Kurtarma Ekibi, AFAD’ın yanında

Konuşmasına, hayatını kaybeden vatandaşlarımız, tahrip olan bitki örtüsü, hayvanlarımız ve o ekosistem içinde nefes alıp veren tüm canlılar için büyük üzüntü duyduğunu dile getirerek başlayan Önal, herkesi yasa boğan yangınlar nedeniyle kaybettiğimiz canlar için Allah’tan rahmet diledi. Türk Telekom olarak AFAD koordinasyonuyla yangınla mücadeleye destek çalışmalarını şu cümleler ile aktardı:

“İnsanımız yangınla mücadelede gece gündüz demeden büyük özveriyle çalışıyor. Biz de Türk Telekom Arama Kurtarma Ekibimiz (TTAKE) ile AFAD koordinasyonuyla yangınla mücadeleye destek olmaya çalışıyoruz. Son derece kritik ve insani bir görevi yerine getirmek üzere merkez ekip ve buna ek olarak 11 bölgemizden gönüllülük esasıyla bir araya gelen TTAKE üyesi arkadaşlarımızla ne kadar gurur duysak az. Bu dayanışma, hizmet aşkımızı daha da pekiştirirken iletişimin ne kadar hayati olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Türkiye’nin iletişim altyapısının kurucusu ve geliştiricisi Türk Telekom olarak vatana hizmeti varlığımızın aslî unsuru olarak görüyoruz. Bizim için teknoloji insana, topluma, doğaya iyilik ve fayda olarak dönüyorsa değerli. O nedenle, telekom sektörü olarak elimizdeki bütün imkânları halkımızın hizmetine sunmak millî sorumluluğumuzdur. Hizmetlerimiz, bu güzel vatanı bir arada tutmaya devam edecekse anlamlı. Tüm kalbimiz ve dualarımızla afet bölgesindeki vatandaşlarımızın yanındayız. Geçmiş olsun Türkiye.”

Afrika ülkesini çökerten hacker hapse girdi

0

2016 yılında Afrika ülkesi Liberya’da bir GSM şirketine saldırması için kiralanan hacker, hazırladığı saldırı ile tüm ülkenin internet erişimini çökertmişti.

Arkasından İngiliz hacker çıktı

Saldırı sonucunda Daniel Kaye isimli İngiliz saldırgan’a ulaşan Interpol, hacker’ı kısa süre önce tutuklamıştı. Hacker’ın cezası ise şimdi belli oldu. 

Mahkemede 32 ay hapis cezası alan 30 yaşındaki Daniel Kaye’in dünya çapındaki büyük hacker saldırılarında rol aldığı ve pek çok olayın faillerinden biri olduğunun altı çiziliyor.

Güvenlik güçlerinin soruşturmasına göre, Kaye 2015 yılında rakip grup Cellcom tarafından Liberia’nın önde gelen telekomünikasyon şirketlerinden Lonestar’ı çökertmesi için kiralandı. Ancak hacker’ın saldırısı o kadar güçlü oldu ki, tüm ülkenin internet alt yapısı hasar aldı.

Bu saldırı için 10 bin pound ödeme alan Kaye’dan, müşterilerin gözünde Lonestar’ın prestijini zedelemesi isteniyordu. Bunun için de şirketin internet servisini devre dışı bırakması, müşterilerini rahatsız etmesi gerekiyordu.

Şirkete karşı hem Distributed Denial of Service (DDOS) saldırıları düzenleyen hem de Wannacry ile Lonestar’dan fidye isteyen hacker bu saldırılar için ayrıca Mirai #14 ismine özel bir bot da oluşturdu. 

Ancak kontrolden çıkan bot’un Liberya’nın tüm internet alt yapısına zarar vermesi olayın uluslararası gündeme taşınmasına neden oldu.

 

 

Thales sinyalizasyon birimini satıyor

0
Thales sinyalizasyon birimini Hitachi’ye satmak için görüşmelerini sürdürüyor. Satışın 2 milyar dolar seviyelerinde olması bekleniyor.

Thales sinyalizasyon biriminden vazgeçiyor

Avrupa’nın en büyük savunma elektroniği şirketi Thales yaptığı açıklamada, demiryolu sinyalizasyon işini Japon Hitachi’ye satmak için görüşmeler yaptığını duyurdu. Açıklamada, bu satın alım görüşmelerinin 1.66 milyar avro (2 milyar dolar) seviyelerinde olduğu da belirtildi. 1.66 milyar avroluk fiyat etiketi, Thales’in Kara Taşımacılığı Sistemleri adlı biriminin borç dahil işletme değerine karşılık geliyor. Satış, Fransız firmasının genişleyen operasyonlarını düzene sokmak ve yatırımcılara savunma ve havacılık endüstrileri için yüksek teknolojili ekipman üretmeye odaklandığı konusunda güvence vermek istediği sırada geldi. Thales yaptığı açıklamada, birimin 12 aylık faiz ve vergi öncesi kazancının (FVÖK) 13,8 katını yansıttığını ve anlaşmanın 2022’nin sonunda veya 2023’ün başında tamamlanmasını beklediğini de sözlerine ekledi. Tren kontrol sistemleri ve ücret toplama hizmetleri de sunan sinyalizasyon ünitesi rakiplerine göre küçük ölçekli diyebiliriz.

Sony ikinci çeyrekte beklentileri geçti

0
Sony ikinci çeyrekte beklentileri geçerek yükselişine devam etti. Ancak pandemi kaynaklı talep artışı şirketi endişelendirmeye devam ediyor.

Sony ikinci çeyrek sonuçlarını paylaştı

Sony Corp, pandemiden nedeniyle evden geçen süre artışıyle bilirkte ilk çeyrekte rekor seviyede kâr bildirmişti. Ancak normalleşme adımlarıyla birlikte Sony’de kazanç görünümü düşmeye başladı. Refinitiv Eikon verilerine göre, 30 Haziran’da sona eren çeyrekte faaliyet karı, bir yıl önceki 221.7 milyar yen’den 280.1 milyar yen’e yükseldi. Bu da yaklaşık 2.57 milyar dolara karşılık geliyor. Sony Mart 2022’ye kadar kar tahminini 930 milyardan 980 milyar yen’e yükselterek, 25 analistin ortalama 1 milyar yen tahminine yaklaştırdı. Sony, koronavirüs karantinaları gevşetildiği için cihazlarına ve içeriğine yönelik artan pandemi kaynaklı talebi hafifletmeyi ummuştu. Ancak dünya çapında yeni COVID-19 dalgaları ile kısıtlamalar hala yaygındı. Mali İşler Direktörü Hiroki Totoki, Sony’nin tedarik zinciri kesintilerinin diğer tüketici elektronik cihazlarının üretimini de etkileyebileceği yönündeki sonuçlarının ardından, durumun kendileri için endişe verici olduğunu söylemişti. Sony, Mayıs ayında yaptığı açıklamada bu mali yıl içerisinde 14.8 milyon adet PS5 satmayı beklediğini de söylemişti.

ByteDance’ın rakibinden sürpriz adım

0
ByteDance’ın rakibi Kuaishou Technology sürpriz bir hamle yaptı. ABD’de kullanımda olan Zynn’in hizmetlerine son verilecek.

ByteDance’ın rakibinden Zynn’in hizmetlerini sonlandırıyor

ByteDance’ın rakibi Kuaishou Technology yaptığı açıklamada, ABD’de işletilen kısa video uygulaması Zynn’in hizmetlerini 20 Ağustos’ta durduracağını söyledi. Kuaishou açıklamada, şirketin Çin dışındaki pazarlara yönelik diğer ürünlerinin etkilenmeyeceğini vurguladı. Zynn’in kapanması için bir neden sunulmazken,;”Uluslararası pazarlara yönelik stratejimiz değişmedi” ifadelerine yer verildi. Zynn dışında, Çin dışındaki pazarlar için Kuaishou, çoğunlukla Güney Amerika’da popüler olan Kwai ve Snack Video’yu işletmekte. Kullanıcılara kaydolmaları ve arkadaşlarını önermeleri için nakit veya hediyeler sunan bir ödül sistemi, Zynn’in geçen yıl ABD’deki uygulama indirme listelerinde en üst sıralara çıkmasına yardımcı oldu. Zynn son dönemde elde ettiği kullanıcı sayısı ile farklı pazarlarda önemli bir fırsat yakalamıştı. Ancak Zynn’den vazgeçilme nedeni ile ilgili bir bilgi verilmedi.

WhatsApp kaybolan fotoğraf seçeneği sunacak

0
Snapchat ile benzer bir özellikle WhatsApp kaybolan fotoğraf seçeneği sunacak. Bu özellikle daha aktif bir mesajlaşma deneyimi hedefleniyor.

WhatsApp kaybolan fotoğraf seçeneği için harekete geçti

Facebook’a ait mesajlaşma hizmeti WhatsApp, platformda kaybolan fotoğraf ve videoların paylaşılabileceğini söyledi. Geliştirme aşamasındaki özellik, Snapchat’in sunduğu fotoğraflı mesajlaşma ile benzer özelliklere sahip. Blog gönderisinde Facebook, ‘Bir Kez Görüntüle’ adı verilen özelliğin, fotoğraf ve videoların görüldükten sonra sohbetten kaybolmasına izin vereceğini söyledi. Medya görüntülendikten sonra, o sırada sohbette neler olduğu konusunda herhangi bir karışıklığı önlemek için mesaj “açıldı” bilgisi verilecek. 2009 yılında bir akıllı telefon mesajlaşma uygulaması olarak piyasaya sürülmesinden bu yana, WhatsApp dünya çapında iki milyardan fazla kullanıcıyı bir araya getirdi ve Facebook tarafından satın alındı. Kullanıcılar, WhatsApp’ı Snapchat yerine kişisel bilgisayarda bulunması, reklam içermemesi, kişiselleştirilebilmesi ve daha fazla dili desteklemesi nedeniyle tercih ediyor.

Çöpçatan uygulamaları aşıya teşvik edecek

0
ABD’de Beyaz Saray’ın planına göre halkı aşı olmaya daha fazla ikna edebilmek için popüler çöpçatan uygulamaları kullanılacak.

Flört etmek isteyeni aşıya teşvik etmek

Bu plana göre Tinder gibi uygulamalarda, aşı olduklarını ispatlayan kodları giren kullanıcılara ücretli özellikler açılacak ve hatta maddi değeri yüksek hediyeler gönderilebilecek. Beyaz Saray bu operasyona dahil etmek için Tinder, Bumble, Hinge, Match, OkCupid, BLK, Chispa, Plenty of Fish ve Badoo uygulamalarının yöneticileriyle konuşuyor. ABD’nin hedeflerinde 4 Temmuz tarihine kadar ülkedeki yetişkinlerin %70’inin aşılanması hedefleniyor.

GM otonom sürüş startup’ını satın aldı

0
ABD’nin dev otomobil üreticisi GM, bünyesinde otonom sürüş servisi Cruise’u geliştirmek için yeni bir otonom sürüş şirketi satın aldığını duyurdu.

Start-up’lar kapanın elinde kalıyor

Voyage isimli start-up, otonom sürüş teknolojileri geliştiriyor ve bu satın almayla beraber, şirketin çalışanlarını artık GM/Cruise için çalışırken, şirketin geliştirdiği teknolojiler de Cruise araçlarında kullanılacak. Cruise kısa süre önce de otonom sürüş teknolojisini geliştirmek için Microsoft ile işbirliğine gittiklerini açıklamıştı. Öte yandan, Amazon, Apple, Uber gibi otonom sürüş teknolojileri geliştiren şirketler de agresif şekilde otonom sürüş start-up’larını satın alarak piyasadaki “beyinleri” rakiplerine kaptırmadan kendi şirketine bağlamaya çalışıyorlar. Diğer bir deyişle, yakın zamanda yeni satın alma haberlerini de yoğun olarak okumaya devam edeceğiz gibi görünüyor.  

İngiltere Nvidia ile karşı karşıya geldi

0
Arm şirketinin satın alınması konusunda İngiltere Nvidia ile karşı karşıya geldi. İngiltere yönetimi bu satın alımın yapılmamasını istiyor.

İngiltere Nvidia ile satın alımda anlaşabilecek mi?

İngiltere, ulusal güvenliğe yönelik potansiyel riskler nedeniyle Arm Ltd.’nin Nvidia Corp. tarafından devralınmasını engellemeyi düşünüyor. Piyasa değerine göre en büyük ABD merkezli çip şirketi olan Nvidia, Cambridge merkezli Arm’ı Eylül ayında satın almak istiyor. Hatta Nvidia bu satın alım için 40 milyar dolarlık bir anlaşma yaptığını da duyurdu. Nisan ayında İngiltere Kültür Bakanı Oliver Dowden, Rekabet ve Piyasalar Kurumu’ndan (CMA) anlaşmanın rekabete aykırı olarak kabul edilip edilemeyeceği konusunda bir rapor özeti hazırlamasını istedi. İngiltere ulusal güvenlik sorunlarını ön plana çıkararak bu birleşmeyi engellemek istiyor. Bir Nvidia sözcüsü ise yaptığı açıklamada, “Birleşik Krallık hükümetiyle düzenleyici süreç üzerinde çalışmaya devam ediyoruz. Sorularını dört gözle bekliyoruz ve olabilecek sorunları çözmeyi umuyoruz” ifadelerini kullandı. 400 milyar dolarlık çip endüstrisinde en yaygın kullanılan standart ve tasarım setine sahip olan Arm, akıllı telefonlar başta olmak üzere birçok teknolojik cihazlara uygun altyapıya sahip. Bu nedenle İngiltere için kritik bir noktada yer alıyor.