WeChat’in gençlik modu için dava açıldı
Duolingo Çin tarafından ambargoya uğruyor
Duolingo Çin ambargosundan kurtulabilecek mi?
Duolingo Inc yaptığı açıklamada, popüler Duolingo dil öğrenme uygulamasının artık Çin’deki bazı uygulama mağazalarında indirilemediğini duyurdu. Çin uygulama mağazalarından kaldırılması, Temmuz ayında Pekin’in müfredata dayalı eğitimi yasaklayan kurallar ve sektöre yabancı yatırımı yasaklayarak ülkedeki özel ders sektörünü engellemesiyle geldi. Çin’de özel ders sektörü yaklaşık 120 milyar dolarlık hacme sahipti. Pittsburgh merkezli Duolingo, “Sorunu çözmek için çalışıyoruz ve uygulamanın yakın vadede eski haline getirileceğini umuyoruz” dedi. TikTok sahibi ByteDance ise çalışanlarına eğitim sektöründeki personeli işten çıkarmayı ve bire bir İngilizce çevrimiçi sınıf uygulaması Gogokid de dahil olmak üzere bazı özel ders operasyonlarını kapatmayı planladığını söyledi.Cisco bulut abonelikleri için çalışıyor
Cisco bulut abonelik hizmetini kapsamlı olarak sunacak
The Information’ın bildirdiğine göre Cisco Systems Inc, işletmelerin halka açık olanlardan özel veri merkezlerine geçmesine veya geri dönmesine yardımcı olmak için Cloud Stack adlı bir abonelik hizmeti geliştiriyor. Rapora göre, hizmetin bir parçası olarak Cisco, bunu kendi başlarına yapamayan veya dışarıdan temin etmeyi tercih eden müşteriler için özel veri merkezlerindeki donanım ve yazılımı yönetimine de el atacak. Geliştirme sürecinin henüz erken aşamasında olan Cloud Stack’in lansmanı için zaman çizelgesi konusunda ise henüz netlik bulunmuyor. Pandemi sırasında işletmeler, okullar ve devlet kurumları çevrimiçi ortama geçmenin uygun maliyetli yollarını ararken, bulut hizmeti sağlayıcılarına olan talep arttı. Böylelikle bulut hizmeti sağlayıcıları artan talebi karşılayarak müşteri kitlesini artırmaya çalışıyor. Teknoloji devleri bu alanda çeşitli hizmetler vermeye devam ediyor. Amazon.Com Inc’in Amazon Web Hizmetleri, işletmelerin abonelik temelinde veri merkezleri kiralamasına izin vererek genel buluta öncülük etti. Microsoft Corp’un Azure ve Google Cloud, şirketlerin operasyonlarını genel buluta kaydırmasına da yardımcı oluyor.Madencilik şirketleri elektrikli araç endüstrisine güveniyor
Madencilik şirketleri elektrikli araç endüstrisi ile büyüyor
Madencilik şirketleri, CATL tarafından lityum veya diğer önemli metaller olmadan elektrikli araç pilleri üretme planından korkmadıklarını söylüyor. Madencilerin bu güvencesi ise pillere olan talebin yalnızca ulaşımdan gelememesi, diğer birçok sektörde de bu yönde yoğun bir talep olmasından kaynaklanıyor. Örneğin, Uluslararası Enerji Ajansı’na (IEA) göre, küresel elektrikli araçların sayısının 2030 yılına kadar 14 kattan fazla artarak 145 milyona çıkması bekleniyor. Aynı zamanda, kamu hizmetleri, elektrik depolamak için büyük pil tesisleri inşa ediyor. Dolayısıyla bu alanda çok ciddi bir talep artışı yaşanıyor. Mineral danışmanı Edmas Intelligence’ın tahminlerine göre, küresel pil pazarında sodyum iyon pillerin kullanımının 2035 yılına kadar yaklaşık %15 oranında artması bekleniyor. Emtia Araştırması Roskil, EV pilleri yapmak için lityum talebinin 2030 yılına kadar 2 milyon tonu aşacağını ve 2020’ye göre 4,5 kattan fazla bir artış olacağını belirtiyor. Elektrikli araç pillerinin üretiminde kullanılan bir başka metal olan kobalt talebinin ise neredeyse iki katına çıkacağını tahmin ediyor. Benchmark Mineral Intelligence (BMI) analisti Andrew Miller, “Piller ve enerji depolaması için yeni potansiyel pazarların sayısı, lityum iyonda rakip teknolojilerden çok daha hızlı büyüyor” dedi.Rusya denizaltı fiber optik kablo döşüyor
Rusya denizaltı fiber optik kablo kuruyor
Rusya, özel liderliğindeki bir girişimin durmasının ardından hidrokarbon zengini kuzeyine yüksek hızlı internet getirmek için devlet tarafından yürütülen bir projenin parçası olarak Kuzey Kutbu üzerinden ilk denizaltı fiber optik iletişim kablosunu döşemeye başladı. Moskova, askeri varlığını genişlettiği uzak kuzeydeki düzensiz iletişim ve altyapıyı iyileştirmeyi hedefliyor. Bu çalışmalar Kuzey Denizi Rotasını büyük bir nakliye hattı haline getirmek için geliştiriliyor. 2026’da tamamlanacak olan kablo bağlantısı, Rusya’nın uzun kuzey kıyısı boyunca Barents Denizi’ndeki Teriberka köyünden uzak doğudaki Vladivostok limanına kadar 12.650 kilometre boyunca geçecek. Kablo üretim ve döşeme şirketinin başkanı Alexei Strelchenko, bu çalışmanın 899 milyon dolar olacağını ve yalnızca devlet tarafından finanse edileceğini söyledi. Morsviazsputnik’in CEO’su Andrey Kuropyatnikov, projenin, yabancı yatırımın gerekli olacağı küresel iletişim kablo ağına bağlanmak için ek bağlantı kabloları gerektireceğini söyledi. Kuropyatnikov: “Projeyi Avrupa ve Asya’ya genişletmek için ortak yatırım yapılması gerekmektedir. Bu ayrı bir ticari projedir” ifadelerine yer verdi.SmartMessage genç mühendislerle global büyümesini sürdürecek
Geliştirdiği teknolojiler ile dünya çapında birçok kuruma çok kanallı iletişim platformu sunan SmartMessage, dünya genelinde özellikle finans, bankacılık ve sigortacılık sektörlerinde lider firmalara hizmet veriyor.
Geçtiğimiz yıl Singapur, Güney Afrika, Şili, Çek Cumhuriyeti ve Suudi Arabistan’da atılım yapan SmartMessage, yakın zamanda Kuzey Afrika ve İngiltere’ye açılmayı hedefliyor. SmartMessage CEO’su Oğuz Küçükbarak global büyümeyle birlikte istihdamı da yıl sonuna kadar iki katına çıkartmayı hedeflediklerini belirtti.
Global açılım devam edecek
Günümüzde şirketlerin sürdürülebilir ve stratejik büyüme planlarının olması, şirket kültürü ve yetenek yönetimi gibi konular globalleşme süreçlerinde büyük önem taşıyor. Yeni yetenek ve donanımlara sahip X ve Y kuşağını daha çok iş gücüne katan şirketler günümüzün dinamiğini yakalayabiliyor.
Yıl sonuna kadar iki katı istihdam hedefi
Çalışanlarının yüzde 78’ini Y ve Z kuşağının oluşturduğunu belirten Küçükbarak,“SmartMessage olarak dinamik bir ekibiz. Kurumsal kültürümüz dahil birçok şeyi çalışanlarımızın kararlara katılımıyla ve önerilerini alarak tasarlıyoruz. Birlikte çalışma kültürümüz, iş yapış şeklimiz, firmamızın ideal kültürünü yaşatmak gibi tüm konularda çalışanların yorumlarına ve geri bildirimlerine yer vermeyi çok önemsiyoruz. Dolayısıyla özellikle kararlara katılımı çok önemseyen ve yaratıcı çözüm önerileri sunabilen, Y ve Z jenerasyonunun kendi gelişimini en üst seviyede destekleyebileceği ve ait hissedebileceği bir çalışma ortamına ve kültürüne sahibiz. Her seviyede çalışanlarımız hibrit modellerde eğitim ve gelişim fırsatları sunuyoruz. Uzaktan çalışma modeline hızlıca adapte olduk ve verimliliğimize katkı sağladığını gördük. Bu nedenle çalışanların istedikleri ofisimizde hibrit ya da uzaktan çalışmalarına imkan tanıyoruz. 2021 yılının sonuna kadar Mühendislik ekibi başta olmak üzere, Global Satış, Türkiye Satış, İnsan Kaynakları, Finans gibi tüm departmanlarımızda farklı deneyim seviyelerinde istihdamı 2 katına çıkartmayı hedefliyoruz. Hızlı ve sonuç odaklı genç yetenekleri bünyemize katarak SmartMessage ailemizi büyüteceğiz” dedi.
Nükleer savaş tehdidinin yerini yapay zeka savaşı mı alıyor?
İkinci Dünya Savaşı’nın ardından başlayan Nükleer silahlanma yarışı dünyayı yok edici bir nükleer savaşın kıyısına kadar getirmişken 80’li yıllarda liderlerin bir araya gelerek nükleer silahsızlanma anlaşmaları imzalamasıyla tansiyon biraz düşürüldü ancak nükleer savaş tehdidi hiçbir zaman ortadan kalkmadı.
Teknolojinin hızlı gelişimi ise şimdi süper güçleri yeni bir silahlanma yarışına soktu: Yapay zeka. Rusya lideri Putin’in geçtiğimiz haftalarda yapay zekada en güçlü olacak ülkenin cephede lider olacağını ve dünyayı yöneteceğini açıklaması, Rusya, Çin ve ABD arasındaki yeni silahlanma yarışının yapay zeka üzerinden yaşanacağını ortaya koydu.
Yapay zekanın insanlığın sonunu getireceğini ve silahlandırılmaması gerektiğini savunan, Elon Musk, Stephen Hawkings gibi bine yakın aydın ve bilim adamının uyarılarına rağmen, Birleşmiş Milletler’in de bu konuda bir sınırlama getirmek için çalışmasının olmadığı dikkat çekiyor zira aynı kurum ABD, Rusya ve Çin kontrolünde hareket eden bir yapı olarak tanınıyor.
Rusya, ABD ve Çin’in şimdiden gizli askeri yapay zeka çalışmaları yaptığı ve bu çalışmaları cephede denemek için fırsat kolladığı düşünülüyor. Rusya’nın silah üreticisi şirketleri şimdiden yapay zeka ile hedef seçen ve ateş eden zırhlı ve insansız savaş araçlarını internette sergileyerek Rusya’nın müttefiki ülkelerde müşteri aramaya başladılar. Rusya’nın askeri doktrini de 2025 yılına kadar ülkenin askeri gücünün %25’ini robotik teknolojilerle donatmak olduğunu açıkça ifade ediyor.
ABD ve Çin ise, Rusya’dan farklı olarak, doğrudan askeri yapay zeka teknolojilerine dev yatırımlar yapmak yerine, Google, Facebook, Amazon, Baidu gibi özel şirketlerin ticari alanda dev yatırımlarla geliştirdikleri yapay zeka teknolojilerini askeri alanda kullanılacak şekilde savunma sanayine entegre etme yöntemini tercih ediyorlar. Çin’deki Beihang University, bir yandan ülkedeki en önemli öğrenen makineler projelerini yürüterek, Baidu gibi dev şirketlerin ticari alanda hakimiyetini arttırması için destek sağlarken diğer yandan Çin ordusuna yapay zekalı drone’lar geliştiriyor. Bu nedenle, üniversite ABD’nin kara listesinde yer alıyor ve yapay zeka konusunda kritik teknolojiler içeren ürünlerin bu üniversite ile bağlantılı şirketlere veya ülkelere satılmasına yasak getirilmiş durumda.
Kısacası, dünya devleri nükleer silahlanma yarışından sonra şimdi de silahlandırılmış yapay zeka yarışına girmiş görünüyorlar ve bu yarışın sonu, nükleer silahlanma yarışından çok daha riskli gibi görünüyor.
Sparkle, Google iş birliğiyle yeni denizaltı kablolar inşa ediyor!
Sparkle, Blue ve Raman Denizaltı Kablo Sistemlerini İnşa Ediyor
Her biri 16 fiber çiftle donatılmış ve açık kablo inovatif konseptlerini benimseyen, çoklu fiber kiracılarını ve açık iniş istasyonlarını destekleyen bu iki sistem, kablo sonlandırma noktalarına rekabetçi erişimi mümkün kılacak. Böylece, iki sistem bu coğrafyalar üzerinde çeşitlendirme, ölçeklenebilirlik ve gecikme süreleri açısından yeni bir referans belirlecek.
İş istasyonları için yeni Intel işlemciler tanıtıldı
Intel Xeon W-3300 işlemcilerini tanıttı
Intel Xeon W-3300 ailesi, W-3375, W-3365, W-3345, W-3335 ve W-3323 olmak üzere toplamda beş yeni işlemciden oluşuyor. 38 çekirdek ve 76 iş parçacığının dahil olduğu Intel® Hyper-Threading Teknolojisi ve 4.0 GHz’a çıkan frekans hızlarıyla dikkat çeken seri, 64 işlemci PCIe Gen 4.0 şeritleri ve 4 TB’a kadar DDR4-3200 hata düzeltme kodu (ECC) bellek desteği ile karşımıza çıkıyor.
- 2,5 kata kadar maksimum bellek kapasitesi desteği ve yüzde 31’e kadar bellek bant genişliği artışı.
- Cinema 4D iş yüklerinde yüzde 45’e kadar daha hızlı çoklu iş parçacığı performansı.
- AutoDesk Maya’da render önizleme iş yüklerinde yüzde 26’ya kadar hız.
- Adobe Premiere Pro iş yüklerinde yüzde 20’ye kadar hızlı düzenleme ve kodlama performansı.
- AutoDesk Maya’da 3 boyutlu final render iş yükünde yüzde 27’ye kadar hızlı.

- Intel® Turbo Boost 2.0’la 4.0 GHz’a kadar yükselme.
- Intel® Deep Learning Boost’la makine öğrenimi çıkarımı iş yüklerinde hız kazanma
- 4TB’a kadar DDR4-3200 8-kanal bellek desteği.
- Intel® AVX-512 giriş desteği.
- Hata düzeltme kodu (ECC) bellek desteği.
- Yerleşik güvenilirlik, kullanılabilirlik ve hizmet verebilirlik teknolojikleri (RAS).
- Intel® Optane™ SSD P5800X desteği.
Ödeme ve elektronik para sektörleri için önemli adım
Ulusal ve uluslararası finansal sistemle tam entegrasyon
TÖDEB Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Eliaçık konuya ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Ödeme hizmetleri ve elektronik para işlemlerinin ulusal ve uluslararası finansal sistemle tam entegrasyonu için çok önemli bir eşik aşılmış oldu. Ayrıca kullanıcıların fon işlemlerini ve akışını daha özgür ve kolayca yönetebilecekleri yeni bir dönem açıldı. Ödeme ve elektronik para kuruluşları, bu gelişmeyle birlikte artık çok daha hızlı ve yenilikçi ürünler geliştirebilecekler. Bu önemli adımın atılmasını sağlayan Merkez Bankamıza teşekkür ederiz.”Türk Telekom, yangınla mücadeleye destek veriyor
Türk Telekom Arama Kurtarma Ekibi, AFAD’ın yanında
Konuşmasına, hayatını kaybeden vatandaşlarımız, tahrip olan bitki örtüsü, hayvanlarımız ve o ekosistem içinde nefes alıp veren tüm canlılar için büyük üzüntü duyduğunu dile getirerek başlayan Önal, herkesi yasa boğan yangınlar nedeniyle kaybettiğimiz canlar için Allah’tan rahmet diledi. Türk Telekom olarak AFAD koordinasyonuyla yangınla mücadeleye destek çalışmalarını şu cümleler ile aktardı:
“İnsanımız yangınla mücadelede gece gündüz demeden büyük özveriyle çalışıyor. Biz de Türk Telekom Arama Kurtarma Ekibimiz (TTAKE) ile AFAD koordinasyonuyla yangınla mücadeleye destek olmaya çalışıyoruz. Son derece kritik ve insani bir görevi yerine getirmek üzere merkez ekip ve buna ek olarak 11 bölgemizden gönüllülük esasıyla bir araya gelen TTAKE üyesi arkadaşlarımızla ne kadar gurur duysak az. Bu dayanışma, hizmet aşkımızı daha da pekiştirirken iletişimin ne kadar hayati olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Türkiye’nin iletişim altyapısının kurucusu ve geliştiricisi Türk Telekom olarak vatana hizmeti varlığımızın aslî unsuru olarak görüyoruz. Bizim için teknoloji insana, topluma, doğaya iyilik ve fayda olarak dönüyorsa değerli. O nedenle, telekom sektörü olarak elimizdeki bütün imkânları halkımızın hizmetine sunmak millî sorumluluğumuzdur. Hizmetlerimiz, bu güzel vatanı bir arada tutmaya devam edecekse anlamlı. Tüm kalbimiz ve dualarımızla afet bölgesindeki vatandaşlarımızın yanındayız. Geçmiş olsun Türkiye.”Afrika ülkesini çökerten hacker hapse girdi
2016 yılında Afrika ülkesi Liberya’da bir GSM şirketine saldırması için kiralanan hacker, hazırladığı saldırı ile tüm ülkenin internet erişimini çökertmişti.
Arkasından İngiliz hacker çıktı
Saldırı sonucunda Daniel Kaye isimli İngiliz saldırgan’a ulaşan Interpol, hacker’ı kısa süre önce tutuklamıştı. Hacker’ın cezası ise şimdi belli oldu.
Mahkemede 32 ay hapis cezası alan 30 yaşındaki Daniel Kaye’in dünya çapındaki büyük hacker saldırılarında rol aldığı ve pek çok olayın faillerinden biri olduğunun altı çiziliyor.
Güvenlik güçlerinin soruşturmasına göre, Kaye 2015 yılında rakip grup Cellcom tarafından Liberia’nın önde gelen telekomünikasyon şirketlerinden Lonestar’ı çökertmesi için kiralandı. Ancak hacker’ın saldırısı o kadar güçlü oldu ki, tüm ülkenin internet alt yapısı hasar aldı.
Bu saldırı için 10 bin pound ödeme alan Kaye’dan, müşterilerin gözünde Lonestar’ın prestijini zedelemesi isteniyordu. Bunun için de şirketin internet servisini devre dışı bırakması, müşterilerini rahatsız etmesi gerekiyordu.
Şirkete karşı hem Distributed Denial of Service (DDOS) saldırıları düzenleyen hem de Wannacry ile Lonestar’dan fidye isteyen hacker bu saldırılar için ayrıca Mirai #14 ismine özel bir bot da oluşturdu.
Ancak kontrolden çıkan bot’un Liberya’nın tüm internet alt yapısına zarar vermesi olayın uluslararası gündeme taşınmasına neden oldu.