Yapay zekâ ekosistemi Türkiye Yapay Zekâ Zirvesi’nde buluştu

0

Tüm dünyada üretken yapay zeka uygulamaları ve bu yeni teknolojinin kullanım alanları ilgi çekmeye devam ediyor. Hem bireysel kullanıcılar hem de iş dünyası hızla kendisini bu yeni alana adapte etmeye çalışırken, bu yeni teknolojiyi tanıtan ve yapay zeka ekosisteminde yer alan paydaşları bir araya getiren etkinlikler de hızla ön plana çıkıyor. Örneğin 1 – 2 Kasım tarihlerinde İngiltere yönetimi yapay zeka güvenlik zirvesi düzenlemeye hazırlanıyor. Benzer zirve ve etkinlikler ülkemizde de ilgi çekmeye başlamış durumda.

Bu bağlamda, Türkiye’deki yapay zekâ farkındalığını artırmak ve ekosistemi geliştirmek amacıyla 2017 yılında kurulan Türkiye Yapay Zekâ İnisiyatifi (TRAI)’nin düzenlediği Türkiye Yapay Zekâ Zirvesi’nin bu yıl altıncısı gerçekleşti. Zirvenin fiziksel olarak yapılan ilk günü binin üzerinde profesyonelin katılımıyla gerçekleşti. Zirve çerçevesinde bankacılık ve finans, üretim, sağlık, enerji, sivil savunma, e-ticaret, perakende, otomotiv gibi pek çok farklı sektörün öncü şirketlerindeki yeni yapay zekâ uygulamaları ve ekosistemdeki en güncel yenilikler katılımcılarla paylaşıldı.

Etiya, Ford Otosan, Hewlett Packard Enterprise, NVIDIA, Meta, Sambanova, Exodus, Turkcell ve Turkcell Global Bilgi, Artivise, Cypien.ai, Google Cloud, Deloitte, Intel, Robusta, Ron Digital, Wiro’nun desteğiyle hayata geçirilen zirvede AI uygulamaları ve bu uygulamaların iş dünyasında kullanım alanları işlendi. Zirvede robotik, dijital dönüşüm, otonom araçlar, siber güvenlik, global AI ekosistemleri, ekosistemin ihtiyaçları ve çözümleri, fırsatlar ve riskler önemli deneyim aktarımlarıyla ve başarılı AI startuplarının sunumlarıyla incelendi.

Zirve, TRAI Kurucusu Halil Aksu’nun açılış konuşmasıyla başladı. Konuşmasında günümüzde artık her alanda yapay zekâ olduğunu belirten Aksu şunları söyledi: “Yapay zekâ medeniyetimizin işletim sistemi haline gelmiştir. Pek yakında yapay zekâ en ince kılcal damarlarımıza kadar ilerlemiş olacak ve onsuz bir hayat mümkün olmayacak. Elektrik, içten yanmalı motor, buhar makinesi, internet ve cep telefonu gibi bu yeni teknoloji de hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelecek. Bu yeni teknolojiyi hangi alanlarda kullanacaksınız? Bu teknoloji için gerekli veri ve altyapınız var mı? En önemlisi de yapay zekâ yetenekleriniz var mı? Bu yetenekler için dünya çapında bir rekabet söz konusu. Tüm bu soruların cevapları için TRAI 2017’den beri yanınızda ve TRAI Akademi, TRAI Consulting ve TRAI Labs ile şirketlere destek olmaya devam edeceğiz”

TRAI’den üretken yapay zekâ raporu

Zirvede, ayrıca TRAI Üretken Yapay Zekâ Raporu’nun yayınlandığı bilgisi verildi. 35 sayfalık rapor, şirketlerin bu yeni teknolojiyi tanımasını, yenilikleri, güncel gelişmeleri, araştırma sonuçlarını, sunduğu fırsatları takip ederek stratejik öneme sahip kararlar almasını sağlamayı hedefliyor.

Zirvenin ikinci ve üçüncü günleri çevrimiçi olarak devam etti. İkinci gün küresel yapay zekâ ekosisteminden konuşmacılarla en yeni teknolojiler, farklı sektörlerden inovatif projeler ve önemli deneyim aktarımları canlı olarak çevrimiçi etkinliklerle sağlandı. Zirvenin final günündeyse TRAI Akademi, Microsoft, Ford Otosan, Google ve Amazon Web Services’ten yapay zekâ eğitimleri verildi.

Sigorta uygulaması çalınan araç tespiti ile hırsızları yakalattı!

25 Ekim gecesi yarısı arabası çalınan San Francisco’da yaşayan bir adam, araba sigortası uygulamasını kullanarak aracın izini sürmeyi başardı. Çalınan aracı ertesi sabah, kaybolduğunu fark ettikten yarım saat sonra geri aldı.

Alamo Meydanı’ndan Dylan Harris Çarşamba sabahı mahallede dolaşırken 2013 Mazda CX-5’inin önceki gece bıraktığı yere park edilmediğini fark etti. Onun yerine ön cam kırıldı; şehrin araba hırsızlığı açısından en yoğun noktalarından biri haline gelen bir bölgede tanıdık bir manzara. Harris, 11 yıl önce Dallas’tan San Francisco’ya taşındığından beri şehrin araba hırsızlığı ve hırsızlık merkezi olarak ününü sık sık duyuyordu. Harris: “Sonunda başıma geldiğinde hiç şaşırmadım. Bir gün camın kırılabileceğini biliyordum ama arabamın çalınacağını gerçekten düşünmemiştim” diyor.

Sigorta şirketi çalınan araç tespiti işini başarıyla yaptı

Ancak daha sonra Harris, neredeyse anında, bir arabanın konumunu takip eden ve ne kadar kullanıldığına bağlı olarak ücret talep eden, San Francisco merkezli dijital kilometre başına ödemeli araba sigortası şirketi MetroMile’ın uygulamasını kullanarak telefonunu takip edebileceğini fark etti.

Harris: “Uygulamayı açtım ve Mission Bay’de olduğunu gördüm. Bisikletimi oraya sürdüm ve onu aldım” diyor. Olayla ilgili yorum almak için MetroMile’ın ana şirketi Lemonade ile temasa geçildi. Harris, arabasını almadan önce San Francisco Polis Departmanına danışmadı ve memurların, zaten elinde olan çalıntı bir arabayı neden ihbar etmek istediği konusunda kafalarının karıştığını söyledi. Sürücü tarafı camının kırıldığını, ancak başka bir hasar olmadığını, sadece içeride bir miktar esrar malzemesi ve kör sargı bulunduğunu söyledi. The Standard polise diğer araba hırsızlığı mağdurlarını Harris’in örneğini takip edip arabalarını kendileri almaya teşvik edip etmeyeceklerini sorduğunda, bir SFPD sözcüsü dikkatli olma tavsiyesinde bulundu. Sigorta şirketi çalınan araç tespiti konusunda örnek bir çalışma yapmış oldu.

Polis verilerine göre, Alamo Meydanı’nı da içeren Western Addition mahallesinde, 21 Ekim’e kadar olan 12 ayda 274 motorlu araç hırsızlığı raporu vardı. Geçen yılın aynı döneminde ise bu sayı 219’du. Şehir genelinde de sorun son yıllarda daha da kötüleşti. Araba hırsızlığı sayısı 2019’da 10.000 kişi başına 60 olaydan bu yıl 101 olaya yükseldi. Harris, MetroMile’ın kilometreyi takip etmek için kullandığı cihazın arabasının içindeki bir bağlantı noktasına bağlı olduğunu söyledi. Nerede arayacağınızı bilmediğiniz sürece fark edilmez. Şirketin, arabasının camını değiştirme ve kilitleri yeniden anahtarlama masraflarını karşıladığını da sözlerine ekledi.

Apple’ın bu gece tanıtacağı bütün ürünler ortaya çıktı!

0

Apple, bu gece önemli bir etkinlik gerçekleştirecek. Şirket, “Scary Fast” adlı bu etkinlikte yepyeni ürünlerini tanıtacak. Bu ürünler ile ilgili şimdiye kadar pek çok bilgi sızdırıldı. Etkinliğe saatler kala heyecan artıyorken son olarak Apple’ın etkinlikte tanıtacağı bütün ürünler ortaya çıktı.

Apple’ın etkinlikte tanıtacağı yepyeni ürünleri ortaya çıktı!

İlk olarak 24 Ekim‘de duyurulan “Scary Fast” etkinliğinde sunulacak güncellenmiş ürünlerin tasarım açısından büyük değişiklikler içermesi beklenmiyor. Şirket, öncelikle performansa odaklanıyor. Zaten etkinliğin adı olan “Korkunç Derecede Hızlı” da bunu açıkça ortaya koyuyor.

Apple 'ın etkinlikte tanıtacağı yepyeni ürünler ortaya çıktı!

Son gelişmelere göre bu etkinlikte tanıtılacak bütün ürünler ortaya çıktı. MacRumors tarafından ortaya çıkarılan bilgilere göre birkaç Apple tedarikçisi, yenilenmiş cihazlarda kullanılan piller ile ilgili Çinli bir düzenleyici kuruma yeniden başvuru yaptılar.

Aktarılanlara göre bu ürünler arasında 14 inç MacBook16 inç MacBook ProMac için Magic Keyboard ve iPad mini de yer alıyor. Çeşitli kaynaklar Apple’ın bu etkinlikte yeni bir iPad tanıtmayacağını öne sürüyordu. Bu yeni bilgi de söz konusu iddiaya karşı çıktı.

Kuruma yapılan başvurularda ürünlerin pil kapasitelerinde bir değişiklik olmadığı görüldü. Tabii bu yenilenmiş cihazların daha uzun pil ömrü sunmayacağı anlamına gelmiyor. Bildiğiniz üzere Apple bu yenilenmiş ürünlerde yeni çıkan işlemcilerini kullanacak. Bu söz konusu işlemciler de güç verimliliği açısından daha gelişmiş durumda.

Apple 'ın etkinlikte tanıtacağı yepyeni ürünler ortaya çıktı!

Apple Scary Fast” etkinliği bu gece (Pazartesi gününü salıya bağlayan gece) saat 03.00‘te başlayacak. Bizler de saat 02.45‘te YouTube kanalımız üzerinden canlı yayın açarak bu etkinliği birlikte izleyecek ve yepyeni ürünleri dünya ile aynı anda sizlerle paylaşacağız.

Peki siz bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz? Etkinlikten beklentileriniz neler? Görüşlerinizi aşağıdaki Yorumlar kısmından bizimle paylaşabilirsiniz.

Twitter kapatılıyor mu?

0

Sosyal medya yasasıyla birlikte tüm popüler sosyal medya uygulamalarının Türkiye’ye temsilci ataması gerekiyordu. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) temsilci atamayan Twitter’a 3 aylık reklam yasağı getirdi. Buna rağmen Twitter henüz Türkiye’de bir temsilci atamadı. Herkes yaptırımların 2. aşaması olan bant daraltma uygulamasının Türkiye’de uygulanıp uygulanmayacağını merak ediyor. Beklenen açıklama ise geldi. İşte detaylar…

Yaptırımın ikinci aşamasına gelen Twitter için bant yasağı uygulanmayacak!

BTK geçtiğimiz temmuz ayında popüler sosyal medya uygulaması Twitter için reklam yasağı getirmişti. Bu sayede Twitter Türkiye pazarından gelir elde edemedi. 21 Temmuz’da alınan karara göre, üç ay içinde temsilci belirlemezse Twitter’ın bant genişliğinin daraltılması söz konusu olacaktı. Bu bant daraltma uygulaması neredeyse erişim engeli anlamına geliyor. BTK’nın Twitter’a tanıdığı süre dolmak üzereyken gözler BTK’ya çevrildi.

twitter

Peki bant daralması uygulanırsa neler olur? Eğer bu yaptırım uygulanırsa Türkiye’den Twitter’a erişim bir hayli zor olacak. Günümüzde insanlar sosyal medya mecraları sayesinde bilgiye hızlıca erişebiliyor. Birlik beraberlik duygularını bu mecralardan paylaşıp kamuoyu oluşturabiliyor. Bunun en canlı örneklerini ülkemizi derinden etkileyen 6 Şubat depreminde gözlemledik.

Ayrıca İsrail-Filistin Savaşı’nda diğer sosyal medya mecralarının aksine Twitter yeni ismiyle X tarafsız bir duruş sergiledi. Birçok medya kuruluşu bu olay karşısından tarafını sergilemekten çekinmedi. Özellikle Meta çatısı altındaki platformlar savaşın diğer tarafı olan Filistinlilerin içeriklerine ve topluluklarına erişim sorunuyla gündeme geldi. Tüm bu şartlar altında Türk Devleti kamu vicdanını gözeterek Twitter bant daraltması yaptırımını uygulamayacak.

Avusturya’da korsan IPTV ağına büyük darbe!

0

Avusturya polisi, 2016-2023 yılları arasında telif hakkı korumalı yayınların şifresini çözerek bunları binlerce müşteriye yeniden dağıtan yasadışı bir IPTV ağıyla bağlantılı 20 kişiyi tutukladı. Yasadışı şebekeye yönelik soruşturma, Almanya’da yapılan bir şikayet üzerine başlatıldı ve 80 failden oluşan bir suç örgütünün ortaya çıkarılmasına yol açtı.

Korsanlık şebekesi, TV sinyallerinin şifresini çözen ve tedarik eden tedarikçiler ile sinyale erişimi yılda 50 dolara kadar satın alan ve son müşterilere yılda 200 dolara kadar yeniden satan bayilerden oluşan bir hiyerarşide faaliyet gösteriyordu. Operasyon kısa bir süre Facebook reklamları aracılığıyla tanıtılmış olsa da müşterilere öncelikle ‘ağızdan ağıza’ ulaşıldı ve birçok müşteri piramit benzeri bir yapıyla kısa sürede satıcılara dönüştü. Çetenin bu yöntemle 7 yıl içinde 11 milyon euro civarında yasa dışı gelir elde ettiği tahmin ediliyor.

Polisin açıklamasına göre Avusturya’da 15 bayi ve üç tedarikçi tespit edildi. Bayilerin her birinin, yasadışı yayına erişmek için kendilerine yıllık abonelik ödeyen 300 ila 2.500 arasında müşterisi vardı. Tutuklamalar Viyana, Salzburg, Vorarlberg ve Tirol’de gerçekleştirilirken, kolluk kuvvetleri operasyonu sırasında 60 banka hesabından 1.6 milyon euro, sinyal şifresi çözme ve IPTV besleme dağıtımı için kullanılan 35 sunucu, bir Audi A7 lüks otomobil, 55 bilgisayar sistemi, sabit disk ve akıllı telefona el koydu. Avusturya polisinin duyurusunda “Çete liderleri lüks gayrimenkullere, spor arabalara ve ayrıca çeşitli şirketlere, kulüplere ve özel topluluklara sahipti,” deniliyor.

Tutuklanan kişiler ticari dolandırıcılık, kara para aklama, Erişim Kontrol Yasası ve Telif Hakkı Yasası hükümlerinden suçlu olduklarını kabul ettiler. Suç grubunun geri kalan 60 üyesi yasadışı operasyonların merkezinin bulunduğu Almanya’da bulunuyor, ancak buradaki yetkililer henüz hukuki işlemlere başlamadı. Yasa dışı IPTV ağlarına yönelik baskınlar son dönemde hız kazanmış durumda. Mayıs ayında Hollanda Mali Polisi (FIOD), Avrupa’nın en büyük yasadışı IPTV operasyonlarından birini durdurarak önemli bir başarı elde etmişti. Ayrıca geçtiğimiz ay İrlanda’da korsan yapılandırılmış kutular satan ve IPTV hizmetlerine korsan erişim sağlayan iki suçlu Belfast Crown Mahkemesinde hapse mahkum edilmişti.

Google Chrome 119 ile gelen tüm yenilikler!

0

Google yönetiminin programındaki bir değişiklik nedeniyle, bu sürüm bize normalinden çok daha erken ulaşıyor. Google genelde böyle şeyler yapar. Yine de bu sürümde birkaç ilginç değişiklik var ve bilmeniz gereken her şeyi burada ele alacağız.

Chrome 119, sekme gruplarını kaydetmenize ve senkronize etmenize olanak tanıyacak

Google uzun süredir sekme gruplarını senkronize etme ve kaydetme konusunda deneyler yapıyor ve Chrome 119 ile şirket bu özelliği daha fazla kullanıcıya sunmaya hazırlanıyor gibi görünüyor. Bazı işaretleri etkinleştirmeden sekme kaydetme ve senkronizasyonu gerçekleştiremesek de, Google bunu Kurumsal sürüm notlarının bir parçası olarak duyurdu.

Kullanıma sunulduğunda veya manuel olarak etkinleştirildiğinde, sekme grubunun sağ tıklama menüsünde yeni bir “grubu kaydet” seçeneği görünecek. Bu özelliği açtığınızda, sekme grubu yer işareti çubuğunuzda, adres çubuğunun hemen altında görünecek. Buradan kapattıktan sonra kolaylıkla tekrar açabilirsiniz. Grup ayrıca bayrağın etkin olduğu diğer cihazlarla da senkronize edilecek. İşletmeler, kullanıcıları için bu seçeneği tamamen devre dışı bırakabilir.

Chrome 119 daha akıllı bir adres çubuğuna kavuşuyor

Google, şu anda aşamalı olarak adres çubuğuna bir dizi değişiklik yaptığını duyurdu. Birincisi, yakın isabetleri tarama geçmişiniz ve popüler web sitelerinizle karşılaştırarak yazım hataları otomatik olarak algılanır ve düzeltilir. İkincisi, Chrome, yer imi klasörlerini aramanıza olanak tanıyarak, web için potansiyel olarak geniş bilgi tabanınızı derinlemesine incelemenizi kolaylaştırıyor. Şirket ayrıca adres çubuğunun altındaki önerilerin görsel düzenini de iyileştirerek, bunların içinden geçmeyi kolaylaştırdı.

Teknik olarak Chrome 119’un kendisine bağlı olmasa da yeni sürümün piyasaya sürülmesi, özelliklerin duyurulması ile yakından örtüşüyor.

iOS için Chrome 119, cihazlar arasında sorunsuzca gezinmeye devam etmenizi sağlar

İster inanın ister inanmayın, Chrome’daki bazı özellikler Apple cihazlarına özel. iOS için Chrome 119, tarayıcının üst kısmında, başka bir cihazda yakın zamanda açtığınız bir web sitesini ve onu açmanızı sağlayan bir düğmeyi gösteren bir banner ile kaldığınız yerden hızla devam etmenizi sağlıyor.

Son sekmelerinize bakarak da buna benzer bir şey elde edebilirsiniz, ancak bu kesinlikle daha kullanışlıdır.

Chrome 119 akıllı sekme organizasyonu üzerinde çalışıyor

Sekme grubu senkronizasyonunun yanı sıra Chrome 119’un Canary’de akıllı sekme organizasyonu üzerinde çalıştığı görüldü. Bu özelliğin ayrıntıları şu anda hala bilinmemekle birlikte, çok fazla sekmeniz olduğunda ortaya çıkan kaosu sakinleştirmeyi amaçlıyor gibi görünüyor. Sekmelerinizin solunda veya sağında bulunan sekme değiştiricinin yanında bir süpürme düğmesi olarak görünür (kullandığınız masaüstü işletim sistemine bağlı olarak).

Tipster Leopeva64, düğmenin sekme gruplarını daha kolay oluşturmanıza ve yönetmenize olanak tanıyan bir arayüz barındırabileceğini tahmin ediyor. Sekmelerinizi yeniden sıralamak için de kullanılabilir. Her durumda, bunun tam olarak ne işe yaradığını öğrenene kadar muhtemelen birkaç Chrome sürümü daha beklememiz gerekecek.

Lansmana henüz hazır olmayan bir diğer özellik ise ilk olarak Canary’deyken Chrome 119’da fark edildi. Yeterince geliştirilmeyen doğru araçlar etkinleştirildiğinde, bağlantıların üzerine geldiğinizde bağlantıların önizlemelerini görebilirsiniz. Bu fikir, hedefini önizlemek için bir bağlantıya uzun basmanıza olanak tanıyan iOS’taki Safari’yi anımsatıyor. Şu anda Chrome’daki uygulama hala yetersiz ve her şeyden daha elverişsiz. Önizleme çok hızlı açılıyor ve manuel olarak kapatmanız gerekiyor.

Chrome 119’u edinin

Google Chrome 119, artık mevcut ürün kanalına sunulmaya başlıyor. Tarayıcı şu anda ilk kararlı aşamasında; bu, yalnızca seçilmiş birkaç kullanıcıya geldiği ve cihazınıza ulaşması bir haftadan fazla zaman alabileceği anlamına geliyor. 

Bunun amacı, beta sürümünde yakalanmayan hiçbir kritik hatanın bulunmadığından emin olmak ve böyle bir durumda Google’ın bu sürümü alıp güncellemesine olanak sağlamak. Değişiklikleri hemen merak ediyorsanız, resmin tamamını önceden görmek için Chrome’un beta sürümünü yüklemeye devam edebilirsiniz. Aksi takdirde, olağan dağıtım yoluyla telefonunuza veya masaüstünüze ulaşana kadar bekleyin.

Boeing de mi fidye yazılım kurbanları arasına katıldı?

Rusya bağlantılı fidye yazılım grubu LockBit, Boeing’in sunucularına sızdıklarını ve veri çaldıklarını açıkladı. LockBit, şirketin 2 Kasım saat 13:23’e kadar grupla irtibata geçmemesi halinde yayınlanacak olan muazzam miktarda hassas veriye sahip olduğunu söylüyor. Boeing ise şimdilik sadece ilgili iddiayı değerlendirdikleri ve sunucu güvenliğini gözden geçirdiklerini açıklamakla yetindi.

Eğer fidye yazılım grubu Lockbit gerçekten Boeing’in verilerini çalmışsa, bunun yankıları çok büyük olabilir zira şirket askeri müşteriler için pek çok iş yapıyor ve hatta bir sonraki Air Force One ABD başkanlık nakliye aracı olarak hizmet verecek olan ağır modifiye edilmiş 747-8 uçaklarını da üretiyor. Boeing, ABD yayınladığı resmi finansal rapora göre 2023’ün üçüncü çeyreğinde 18,1 milyar dolar gelir elde etmiş durumda.  

Lockbit saldırılarıyla uzun bir “başarı” geçmişine sahip ve 2020’den bu yana yalnızca ABD’de yaklaşık 90 milyon dolar kazandığı düşünülüyor. Söz konusu fidye yazılım grubu saldırılarını duyurma konusunda utangaç değil ve istismarlarını ve hatta ürün geliştirme çabalarını sık sık kamuoyuna duyuruyor. Raporlar, bir LockBit üyesinin sıfırıncı gün açığını kullanarak bu baskını gerçekleştirdiğini gösteriyor. Suç çetesinin sicili, iddialarının göz ardı edilemeyeceği anlamına geliyor. Ancak fidye yazılım çetesinin tanıtım konusundaki tutkusu, iddialarının da dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi gerektiği anlamına geliyor. Uzmanlar, fidye yazılım grubunun popülerliğini kullanarak içi boş iddialarda da bulunabildiğini ve asıl amaçlarının mümkün olduğunca fazla para koparmak olduğunu vurguluyorlar.  

LockBit ve benzeri Fidye yazılım çeteleri, bir yandan kolluk kuvvetleri tarafından birer birer çökertilirken, bir yandan da kişisel veri hırsızlıklarına hız kesmeden devam ediyor. ABD’de başkent Washington DC Seçim Kurulu (DCBOE), geçtiğimiz günlerde bir veri ihlali tespit etiklerini açıklamıştı. Ayrıca Fransız basketbol takımı ASVEL, geçtiğimiz hafta NoEscape adlı fidye yazılım çetesinin kulübe saldırdığını duyurması sonrası veri hırsızlığını doğrulamıştı.

ABD Siber Güvenlik ve Altyapı Güvenliği Ajansı’nın siber güvenlikten sorumlu genel müdür yardımcısı Eric Goldstein geçtiğimiz hafta kongreye yaptığı açıklamada, bütçede önerilen yüzde 25’lik kesintinin “felaket” olacağı uyarısında bulunmuştu. Goldstein, “Şu anda, federal kurumların karşı karşıya olduğu riskler konusunda makul bir güvene ve görünürlüğe sahip olduğumuz bir noktadayız. Bu kadar önemli bir bütçe kesintisiyle bu görünürlüğü sürdüremeyiz ve düşmanlarımız bu boşlukları açık bir şekilde istismar eder” diyordu.

Google Haritalar’a yapay zeka destekli yeni özellikler geliyor!

Google Haritalar‘ın mahallelerin, önemli noktaların ve işletmelerin mevcut 3D sürükleyici görünümlerini genişleten yeni özellik, kullanıcıların bisiklet yolları gibi özellikler de dahil olmak üzere seyahat rotalarını tanımalarına ve beklenen trafik ve hava durumunun 3D önizlemesini görmelerine olanak tanıyacak. 

Google’ın Geo ekibinin başkan yardımcısı ve genel müdürü Chris Phillips, bunun gezginlerin yaklaşan yolculukları için daha iyi plan yapmalarına olanak sağlayacağını söylüyor.

Bu haftadan itibaren New York, Londra, Paris, San Francisco ve Las Vegas gibi şehirlerde kullanıma sunulacak olan kapsamlı rota planlama, şirketin eklediği veya genişlettiği yapay zeka destekli Haritalar özelliklerinden yalnızca biri. Phillips, “Yapay zeka, haritalama yöntemimizi gerçekten güçlendirdi.” diyor.

Google Haritalar‘ın arama işlevi de bir yapay zeka geliştirmesine kavuşuyor; şirket, Google Haritalar’a yüklenen görsellerin yanı sıra metin incelemeleri ve açıklamalara dayalı sorgular için eşleşmeler bulmak üzere bilgisayar görüşünden yararlanıyor. 

Örneğin, Google Haritalar Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Miriam Daniel, Haritalar’ın “yapılacak şeyler” veya “restoranlar” gibi daha geniş sorgular için de gelişmiş destek eklediğini, arama sonuçlarını Tokyo’da etkinlik arayan kullanıcılar için “sanat sergileri” ve “anime” gibi kategoriler halinde düzenlediğini söylüyor.

Yakın çevrelerindeki olanaklar hakkında bilgi arayan kullanıcılar, yakında Austin, Las Vegas, Roma, Taipei ve Chicago dahil olmak üzere daha fazla şehirde, daha önce Canlı Görünüm ile Arama olarak bilinen Haritalar’da Lens adlı artırılmış gerçeklik özelliğini kullanabilecekler. Bu özellik, kullanıcıların iOS veya Android kameralarını bir binaya veya başka bir siteye doğrultarak oradaki işletmeler, tuvaletler, ATM’ler ve diğer faydalı tesisler hakkında bilgi edinmelerine olanak tanıyor. 

ABD, Kanada ve diğer bazı ülkelerde arabalarında Google Haritalar‘ı kullanan kişiler de önümüzdeki birkaç ay içinde birçok sürüş hakkında daha ayrıntılı bilgi görecek.

Elektrikli araç sürücüleri yakında şarj hızı, fiş türü ve şarj cihazının en son ne zaman kullanıldığı hakkında bilgiler de dahil olmak üzere yakındaki şarj cihazları hakkında daha fazla ayrıntı bulacak. Phillips, bunun insanların arızalı şarj cihazlarını ziyaret etmekten kaçınmasına yardımcı olabileceğini söylüyor.

Google Haritalar ayrıca yeni konumlarda yakıt tasarruflu rotaların yanı sıra HOV şeritleri gibi özellikler hakkında bilgiler eklemeye devam ediyor. Phillips, kısmen platforma bilgi katkıda bulunan 300 milyon kullanıcıdan oluşan bir ağ sayesinde, Google Haritalar’ın genel olarak her gün 50 milyon güncelleme gördüğünü söylüyor.

Haritadan her zaman canlı olarak bahsetmeyi seviyoruz.” diyor. “Bunun her zaman değiştiğini düşünün.

Dijital ikizler trafik sorununu çözebilir!

0

Günümüzde şehirlerin yaşadığı en önemli sorunların başında ulaşım geliyor. Büyük bir hızla artan nüfus, şehir ulaşımını derinden etkiliyor. INRIX Research’ün yayınladığı rapora göre Londra trafik yoğunluğunun en çok olduğu şehirlerin başında geliyor. Londra’da yaşayan ortalama bir sürücü, 2022 yılında trafik sıkışıklığı nedeniyle 156 saatini yollarda kaybediyor Londra’yı, 155 saatle Chicago yaşayan araç kullanıcıları takip ediyor, üçüncü sırada ise 138 saat kayıpla Paris yer alıyor. Dünyanın en büyük metropollerinden biri olan İstanbul ise yılda 89 saat kayıpla üst sıralarda yer alıyor. Trafik sıkışıklığının neden olduğu bu süreler hem zaman hem de maddi açından ekonomiye çok ciddi zarar verirken çevreyi de salınan karbon gazıyla daha fazla kirletmiş oluyor.

Araştırmacıların öngörülerine göre süreç böyle devam ederse 2030 yılında trafik tıkanıklığının yarattığı maliyet İngiltere’de 4,4 milyar Sterlini bulacağı yönünde. Kanada’da da yine trafik tıkanıklığının yarattığı maliyetin yıllık 6 milyar Kanada Doları civarında olacağı öngörülüyor. 2020’de kentsel trafik sıkışıklığı Çin’deki toplam yakıt tüketiminin %30’una neden olmuş durumda. Trafik konusu şehirlerin üzerinde böyle bir külfet oluştururken, şehir yönetimleri de çözümü akıllı şehir teknolojilerinde buluyor.

Dünya çözümü akıllı şehir teknolojilerine geçişte arıyor

Dijital ikizler

Shenzhen’de ve Singapur’da yapılan akıllı şehir uygulaması, Çin’deki diğer 100 şehirde yaygınlaştırılıyor. Japonya’da, Güney Kore’de, Singapur’da ve Avusturalya’da uygulamalar yaygın bir şekilde kullanılıyor. Batı dünyasında da birçok ülkede hükümetler, akıllı dijital ikiz uygulamalarına başlamak için kararlar alıyor. İngiltere hükümeti yalnızca dijital ikiz uygulaması için 600 milyar sterlin para ayırma kararı verdi. Dubai (Birleşik Arap Emirlikleri) ileri seviyede akıllı şehir uygulamaları için çalışmalar yapıyor.

Türkiye’de akıllı şehir yatırımlarını artırmak gerekli

SAMPAŞ Holding’ Yönetim Kurulu Başkanı Şekip Karakaya
SAMPAŞ Holding’ Yönetim Kurulu Başkanı Şekip Karakaya

Akıllı şehir yaklaşımını güçlendirmek ve yaygınlaştırmak için 42 yıldır bilişimin gücünü kullanan SAMPAŞ Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Şekip Karakaya “Kentleşme artıkça ortaya çıkan sorunlar ve bu sorunların yarattığı külfet de artıyor. Kentleşmenin getirdiği en büyük sorunların başında ulaşım geliyor. Özellikle trafik de yaşanan sıkıntılar, insanların hem zaman hem de para kaybetmesine neden oluyor. Diğer bir deyişle, trafik problemi ülke ekonomisine ciddi zararlar veriyor. Bugün ortalama araç kullanan bir İstanbullu yılda yaklaşık 89 saatini trafikte boşa geçiriyor. Bu durum sürdürülebilir değil. Şehirler trafik sorunlarını çözebilmek adına akıllı şehir vizyonuna ve dijital ikiz teknolojilerine yatırım yapıyor. Bu sayede trafikten anlık veriler alarak, trafikteki yoğunluklarını, sorunlu bölgeleri anında görüyor. Yeni yatırımları bu datalara göre planlarken, olası bir kaza anında sürece daha kolay müdahale edebiliyor” dedi.

İstanbul’un önemli bir metropol olduğuna değinen Karakaya, “İstanbul nüfus yoğunluğu bakımından çok hızlı büyüyor; 16 milyon insanın yaşadığı, her yıl 11 milyon turistin ziyaret ettiği ve 4 milyondan fazla aracın hareket ettiği bir kenti verimli bir şekilde yönetmenin yolu veriden ve akıldan geçiyor. Bu noktada ulaşım sorunlarını çözebilmek adına akıllı şehir teknolojileri ve dijital ikiz teknolojilerine yatırım yapmamız ve metropollerimizi veriyle yönetmemiz gerekiyor” dedi.

Turkcell’den güvenli bulut açılımı!

VMware Sovereign Cloud programına katılan Turkcell Dijital İş Servisleri; finans, sağlık, kamu gibi hassas sektörlerde faaliyet gösteren müşterilerinin verilerini ve iş yüklerini, sunduğu Sovereign konseptle uyumlu bulut çözümleriyle güvenli ve regülasyonlara uygun şekilde barındıracak.

Turkcell’in kurumlara tek noktadan uçtan uca teknolojik çözümler sunduğu Dijital İş Servisleri şirketi, regüle edilen sektörlerde Sovereign (veri güvenlikli/otonom) dijital altyapıları sunmayı hedefleyen bulut sağlayıcılarının bir araya geldiği VMware Sovereign Cloud programına katıldı. Türkiye’de ilk defa Turkcell’in sunduğu bu hizmet sayesinde, finans, sağlık ve kamu gibi sektörlerde faaliyet gösteren kullanıcıların hassas ve regülasyonlara tabi iş yükleri, güvenli ve regülasyonlarla uyumlu bulut çözümlerde barınacak.

Bölgeye özel, regülasyonlara uygun, yerel çözümler

Turkcell’le yapılan iş birliği sayesinde VMware Sovereign Cloud programı kullanıcıların bulunduğu bölgeye özel esnek bir hizmet sunuyor. Sistem kullanıcılara ‘bölgesel kontrol’, ‘veri erişimi ve veri bütünlüğü’, ‘veri güvenliği ve uyumluluğu’, ‘veri bağımsızlığı ve mobilitesi’, ‘veri analitiği ve inovasyon’ gibi alanlarda Turkcell’in yüksek teknolojiyle donatılmış ve güvenilir bulut çözümleriyle çalışma ayrıcalığı sağlayacak.

Turkcell Kurumsal Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ceyhun Özata
Turkcell Kurumsal Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ceyhun Özata

Turkcell Kurumsal Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ceyhun Özata iş birliğiyle ilgili şunları söyledi: “Uluslararası standartlarda 4’ü yeni nesil olmak üzere toplam 8 veri merkezimizde yaklaşık 40 bin metrekare beyaz alanla 3 binden fazla kurumsal müşterimize veri merkezi ve bulut hizmetleri sunarak maliyet avantajı sağlarken esnek, ölçeklenebilir, veriye erişimde güvenilir ve yüksek standartlarda bir altyapı sağlıyoruz. Kurumların operasyonel verimliliklerini artırmalarına yardımcı oluyoruz. Farklı coğrafi bölgelerden sağladığımız yedekli altyapılarla iş sürekliliğini en üst düzeye taşıdığımız bulut altyapılarımızı, yüksek güvenlik önlemleriyle sunuyoruz. Bununla birlikte Türkiye’nin ISO 27017 Bulut Bilgi Güvenliği Sertifikasına sahip ilk servis sağlayıcısıyız. ‘Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalmalı’ vizyonumuzla bu alanda yatırımlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Son olarak Sovereign Cloud programına katılan Türkiye’nin en büyük veri merkezi işletmecisi unvanına sahip bulut sağlayıcısı olarak, şirketlerin hassas ve kritik verilerini yerel yönetmeliklere uygun şekilde veri yerleşimi ve veri egemenliği gereksinimlerini karşılayan güvenli, uyumlu bir ulusal bulut üzerinde çalıştırmalarına imkân yaratacağız.”

VMware Türkiye Ülke Müdürü Murat Mediçeler
VMware Türkiye Ülke Müdürü Murat Mediçeler

VMware Türkiye Ülke Müdürü Murat Mediçeler ise “Bilgi teknolojileri, müşteri verilerinin değerinin açığa çıkma riskini azaltır. Bulut egemenliği olmadan veri egemenliğinden söz edilemez. Veri egemenliği için, bulut teknolojisinin yenilikçi potansiyelinden de faydalanılır. Turkcell gibi VMware Sovereign Cloud sağlayıcıları, müşterilerin verilerinin tam değerini ortaya çıkararak inovasyon yapmasına ve dijital dönüşümü yönlendirmesine yardımcı olabilir” dedi.

Veri güvenliğinde öncülüğünü koruyacak

Türkiye’de kamu kurumlarının ve özel sektörün uçtan uca dijitalleşmesinin öncüsü olan Turkcell Dijital İş Servisleri, bulut servis alanında da yerli çözümlerle verinin değerinin ve ülke sınırları içinde korunmasının önemine odaklanacak, Türkiye’de Sovereign Cloud sağlayıcısı olarak ilerleyen dönemde de yeni nesil veri korumasında öncülüğünü sürdürecek. Turkcell Dijital İş Servisleri sektörel derinleşmede sunduğu ‘Kamu Bulut’, ‘Özel Bulut’ (Private Cloud) ve ‘Finans Bulut’ servislerinde Sovereign Cloud metriklerini en yeni teknolojilerle karşılayacak.

USB-C, monopol olma yolunda: İşte tüm detaylar!

Apple’ın Thunderbolt 4 kablosu gerçekten 129 dolarlık fiyat etiketini garanti ediyor mu? Yoksa 5 dolarlık bir kablo da işi aynı şekilde hallediyor mu? Aralarındaki gizli mühendislik farklılıklarını ortaya çıkarmak için Neptune endüstriyel X-ışını CT tarayıcımızı kullanıldı.

Apple Thunderbolt 4 (USB‑C) Pro kablosu

Apple Thunderbolt 4 (USB-C) Pro Kablosu, geniş yelpazedeki veri aktarımı ve şarj ihtiyaçlarını karşılayan çok yönlü bir konektör. Thunderbolt 3, Thunderbolt 4 ve USB 4 veri aktarımını, 40 Gb/s’ye kadar ulaşan hızlarla destekliyor. Aynı zamanda DisplayPort video çıkışına (HBR3) sahip ve çoğu veri ve güç gereksinimini kolaylıkla aşarak 100 W’a kadar güç sağlayarak cihazları şarj edebiliyor. Tüm bunları neyin mümkün kıldığını görelim.

Konektörün sert plastik bir muhafazası var; altında konnektörün kabuğuna tamamen bağlı metal bir kalkan bulunuyor; tamamı paslanmaz çelikten yapılma. Kablonun konektörden çıktığı yerde, düzeneğin tüm tabanını koruyan sekiz farklı yönden kıvrılmış tek parçalı bir gerilim azaltıcı mevcut.

Thunderbolt konektörü neredeyse her noktada maksimuma çıkar; hepsi bağımsız olarak 10 katmanlı bir PCBA’ya monte edilmiş 24 pime sahip. Voyager görselleştirmemizdeki düşük yoğunluklu PCB alt katmanını filtreleyerek kör ve gömülü yollardan oluşan bir orman keşfediyoruz. Kör yollar bir dış katmanı iç katmanlara bağlar ancak panonun sonuna kadar gitmez; gömülü yollar ise yalnızca iç katmanları bağlar ve dışarıdan görünmez.

Devre kartında gizlenen bir diğer merak ise izlerden birindeki bu kıpırdamadır. Eşleştirilmiş iziyle aynı uzunlukta olduğundan emin olmak için küçük bir dolambaçlı yol içeriyor; bu, özellikle ekstra yüksek hızlı veri iletimiyle uğraşırken önemli.

Thunderbolt kablosu, ayrı şarj ve veri aktarım özelliklerine karşılık gelen üç farklı kablo türü içeriyor. Kablodaki koaksiyel olarak ekranlanmış iletkenler yüksek hızlı veri hatları. Korumasız kabloların çoğu güç iletiyor ancak bunlardan ikisi eski USB 2.0 işlevselliğini destekleyen veri kabloları. Kablolar ve korumaları PCBA’ya ayrı ayrı yerleştirilmiş.

Genel olarak Thunderbolt kablosu, hassas mühendisliğin çarpıcı bir parçası. Daha düşük fiyat noktalarındaki rakiplerin nasıl biriktiğini görmekte fayda var.

Amazon Temelleri USB-C kablosu

Apple kablosunun fiyatının 1/10’undan daha düşük olan Amazon Basics USB-C – USB-C 2.0 Hızlı Şarj Kablosu, 60 W’a kadar şarj ve 480 Mbps’ye kadar veri aktarım hızı sunuyor.

Thunderbolt konektörü gibi, Amazon Basics konektörünün de plastik muhafazasının altında koruma sağlayan ve gerilim azaltıcıyla entegre olan metal bir kılıfı var. Ancak bu gerilimi azaltma işlemi Thunderbolt konektöründe gördüğümüzden çok daha basit; birbirine kıvrılan ve korumayı kabloya sabitleyen iki kolu var.

Konektör ucunda yalnızca 12 pin buluyoruz. Thunderbolt’takinin yarısı kadar ve bunların dört çifti PCBA’ya ayrı ayrı bağlanmak yerine birbirine atlanıyor. Bu, şarj etme ve daha düşük hızlı veri aktarımı için temel işlevleri sağlamak amacıyla daha basit ve daha uygun maliyetli bir tasarım olabilir. Ayrıca fişin kabuğunun tamamen topraklanmış olduğunu da görüyoruz; konektörün uç pinlerine lehimlenmiş.

NiceTQ USB-C kablosu

5,59 ABD doları tutarındaki NiceTQ USB-C kablosu, Thunderbolt kablosunun 40 Gbps’sinden daha düşük, ancak Amazon Basics kablosunun iddia ettiği 480 Mbps’den daha yüksek olan 10 Gbps’ye kadar veri aktardığını iddia ediyor. 

Bu, gördüğümüz ilk iki kablodan çok daha ilkel bir kablo. Yumuşak plastik muhafazasının altında metal bir koruma yok ve fişin kabuğu, kablonun topraklama kablosuna herhangi bir bağlantı olmaksızın aşırı kalıplanmış plastik içinde yüzüyor. Kablonun gerilim azaltıcısı, fişin plastik muhafazasının yalnızca kauçuk bir uzantısı; önceki iki konektörün aksine metal takviye yok.

Konektör ucunun içinde sekiz pin bulunur ancak bunlardan yalnızca dördü kabloya bağlanır. Diğer dördü, yansıtılmış pimlerin birbirine atlandığı Amazon Basics konektörünün aksine, konektörün plastik kaplamasında yüzer. Bu, güvenilirlik sorunlarına yol açabilir; Aktif pinlerden biri aşınırsa veya bükülürse ve bağlantı noktasına güvenilir bir şekilde bağlanmazsa, karşı tarafta tekrar takılabilecek yedek bir pin bulunmaz.

Bu, taradığımız PCBA içermeyen tek kablodur; pinler doğrudan kablolara bağlanır.

NiceTQ kablosu, her biri ayrı ayrı iki yalıtım katmanına gömülmüş dört düz örgülü iletkenden oluşur; dış katman, iç katmandan biraz daha az yoğundur.

Bu üretici, kablonun 10 Gbps’ye kadar (USB 3.1 Gen 2’ye karşılık gelen bir hız) veri ilettiğini iddia ediyor, ancak yalnızca 480 Mbps’ye kadar USB 2.0’ı desteklemek için yeterli pin ve kabloya sahip. Her halükarda, bu kablo Amazon’da 29 tek yıldızlı inceleme topladı ve satın almamızın ertesi günü üretimi durduruldu.

ATYFUER USB-C kablosu

Ürün serimizdeki son kablo, herhangi bir veri iletim özelliği olmayan şarj kablosu olarak listelenen ATYFUER USB-C kablosu. Her ne kadar bu NiceTQ’dan bile daha ucuz olsa da (3,89 $’a karşı 5,59 $) yapısı çok daha karmaşık.

Bu konnektörde PCB üzerinde ayrı ayrı bulunan 24 pinlik tam bir set bulunuyor, ancak yalnızca 12 tanesi izlere bağlıdır. Sadece bir şarj kablosu olarak tanıtılmasına rağmen, pinleri ve kabloları USB 2.0 veri aktarımı için yapılandırılmıştır. Sadece yarısı bağlıyken bu kabloda neden 24 pinin tümü var? Ekstra pimler, fişin yuvasına daha güvenli bir şekilde oturmasına yardımcı olabilir. Başka bir tahmin: Thunderbolt kablolarını aynı fabrika üretiyor ve malzeme, çaba israfı anlamına gelse bile tek bir tasarımı sürdürmek daha ucuz.

Çözüm

Sonuçta veri ve güç iletimi, form faktörü ve uzun ömürlülük ihtiyaçlarımızı karşılayan kablolar satın alıyoruz. Endüstriyel CT, bu günlük aksesuarların arkasındaki tasarım düşüncesine bir pencere açıyor ve USB-C kabloları gibi standartlaştırılmış ürünlerde bile akıllı mühendislik ve verimli üretim için bolca yer olduğunu gösteriyor.

RTX 40 SUPER serisi netleşmeye başladı: İşte beklenen özellikler

0

Bilgisayar oyunları dünyasının önde gelen donanım üreticilerinden Nvidia, yeni ve daha güçlü RTX 40 SUPER serisi grafik kartları üzerinde çalıştığına dair sızıntılarla gündemi meşgul ediyor. İşte bu heyecan verici gelişmelerle ilgili bilgiler:

RTX 4080 SUPER:

  • RTX 4080 SUPER modelinin tahmini 10.240 CUDA çekirdeğe ve AD103-300 GPU’ya sahip olması bekleniyor.
  • Bellek yapılandırması hakkında kesin bilgilere henüz ulaşılamamış olsa da, AD103 GPU’nun 256 bit bellek veriyolu taşıyacağı söyleniyor.
  • 20GB bellek kapasitesine atıfta bulunuluyor, ancak bu yapılandırma için 160 bit veriyolu kullanılması gerekebilir. Dolayısıyla, RTX 4080 SUPER’da 16GB 24Gbps VRAM (RTX 4080’de 22,4 Gbps) kullanılması muhtemel görünüyor.

RTX 4070 Ti SUPER:

  • RTX 4070 Ti SUPER, 8.448 CUDA çekirdeğe sahip olacak.
  • 48MB L2 önbelleğe ve iki farklı GPU varyantına sahip olabilir: AD103-275 veya AD102-175.

RTX 4070 SUPER:

  • RTX 4070 SUPER, 7.168 CUDA çekirdeğe sahip olacak.
  • 48MB L2 önbelleğe ve yine iki farklı GPU varyantına sahip olabilir: AD104-350 veya AD103-175.

Söz konusu ekren kartlarının bilgilere dikkat edilmelidir, çünkü henüz Nvidia tarafından resmi olarak doğrulanmamış sızıntılar ve söylentilerdir. Ancak bu tür bilgiler genellikle yeni ürünler hakkında ipuçları verirken, resmi duyurular beklenmelidir.

Nvidia’nın RTX 40 SUPER serisi hakkında resmi açıklamalar beklenirken, oyuncuların ve teknoloji meraklılarının bu yeni grafik kartlarıyla ilgili gelişmeleri yakından takip etmeye devam etmeleri gerekiyor.

Sanal Kitap Fuarı, 21. yılını kitap severlerle kutlamaya hazırlanıyor!

0

idefix’te her yıl kasım ayında düzenlenen, yayınevi ve okuyucuların yoğun katılımıyla gerçekleşen Sanal Kitap Fuarı bu yıl 21. yaşını kutlamaya hazırlanıyor. 6 Kasım – 24 Aralık 2023 tarihleri arasında idefix.com’da gerçekleştirilecek olan Sanal Kitap Fuarı binlerce yayınevinden yüz binlerce kitap ve 21. yıla özel indirimlerle kitap meraklılarının kaçırmak istemeyeceği bir şölene dönüşecek. Fuarla bir kültür zenginliği sunan idefix sadece bu yılın ilk 9 ayında farklı türlerde yaklaşık 1.5 milyon kitabı okurlarla buluşturdu.

Sanal Kitap Fuarı 21. yılını tüm kitap severlerle birlikte kutlamaya hazırlanıyor. 6 Kasım – 24 Aralık 2023 tarihleri arasında idefix.com’da gerçekleştirilecek olan fuar, binlerce yayınevinden yüz binlerce kitabı okurlarla buluşturacak. 21. yılına özel fiyat avantajlarıyla okurlar için kitapları daha da ulaşılabilir kılacak olan Sanal Kitap Fuarı, bir kültür zenginliği sunacak olmasıyla da ayrı bir önem taşıyor.

Yıllardır farklı türlerde kitaplarla kullanıcılarının kalbine dokunan idefix, 2023’ün ilk 9 ayında 1 milyon 400 binin üzerinde kitabı okurlarla buluşturdu. Yılın ilk 9 ayı itibarıyla idefix’te okurlar tarafından 471.691 adet ile en çok edebiyat kategorisi tercih edilirken; edebiyatı 249.651 adet ile çocuk, 228.554 adet ile başvuru ve 134.556 adet ile araştırma-tarih kitapları takip etti.

Tüm dünyada dijital teknolojilerin yaygınlaşması, elektronik ve sesli kitapların kullanımının artmasına rağmen geleneksel kitap okuma alışkanlığı kitap meraklılarının vazgeçilmezleri arasında yer almayı sürdürüyor. Kitapları basılı versiyonları üzerinden okumayı tercih eden okuyucular daha pratik ve hızlı erişim için günümüzde e-Ticaret platformlarını tercih ediyor.

Her yıl 50 binden fazla kitabın yayımlandığı Türkiye’de; elektronikten spor-outdoor’a, kitaptan küçük ev aletlerine kadar pek çok kategoride sayısız ürünü kullanıcılarıyla buluşturan idefix 1996 yılından bu yana okuyucularla milyonlarca kitabı buluşturmasının yanı sıra online fuarlar ve yazar buluşmalarıyla da bir kültür zenginliği sunuyor.

Araştırmalar en çok gençlerin okuduğunu gösteriyor

TÜİK’in yayınladığı “Yaşam Kalitesi Modülü” raporuna göre ülkemizde okul kitapları dışında en çok kitap okuyan yaş grubu yüzde 50,9 ile 15-24 yaş aralığı olurken, en az okuma oranı ise yüzde 14,1 ile 65 yaş ve üzeri fertlerde görüldü. TÜİK’in yayınladığı başka bir rapora göre ise Türkiye genelinde geçen yıl 69 bin 211 kitap yayımlandı.

Tüm kitap kategorilerinde kullanıcılarına kusursuz hizmet veren idefix’te de yıl boyunca gençlik ve edebiyat kategorileri yoğun ilgi görürken, eğitim kitapları dışında kullanıcıların öncelikli tercihleri arasında çocuk, eğitim-başvuru ve araştırma- tarih kategorileri yer aldı.

Okulların açılmasıyla birlikte kitaplara olan ilgi arttı

Pek çok kategoride kullanıcılarının taleplerine hızla yanıt veren idefix, okulların açılmasıyla birlikte kitap kategorisi siparişlerinde yoğunluk yaşıyor. Yılın ilk 9 ayında 1 milyon 400 binden fazla kitabı kullanıcılarıyla buluşturan idefix; ekim ayında edebiyat, eğitim, çocuk, araştırma-tarih, başvuru, gençlik, bilim, sanat-tasarım ve felsefe başta olmak üzere birçok türde gelen siparişlere hızla yanıt vererek son kullanıcıya ulaştırmaya devam ediyor.

Elektrikli otomobillerin şarj sorununa yeni çözüm: Taşınabilir batarya

Japonya Otomobil Fuarı’nda büyük bir ilgi çeken bir haber, elektrikli otomobillerin şarj sorununa benzersiz bir çözüm getiriyor. MIH konsorsiyumu, Foxconn tarafından kurulan ve açık elektrikli otomobil platformunu hayata geçirmeyi amaçlayan bir girişim, taşınabilir ve değiştirilebilir bataryalara sahip mini bir otomobil konseptini tanıttı. Bu çığır açıcı konsept, popüler Gogoro firmasının elektrikli scooterlarda kullanılan başarılı batarya sistemini benimsemesiyle öne çıkıyor.

Tayvan’da oldukça popüler olan değiştirilebilir bataryalar, artık şehir içi mini elektrikli otomobillerde de kullanılmaya başlanacak. Bu yenilikçi yaklaşım sayesinde, araç sahipleri şarj bekleme sürelerinden kurtulacak ve araçlarından kolayca çıkarabilecekleri boş bataryaları değişim istasyonlarında dolu bataryalarla kolayca değiştirerek yolculuklarına kesintisiz devam edebilecekler. Bu taşınabilir bataryalar, küçük boyutlarına rağmen şehir içi kısa mesafeler için yeterli menzil sunuyor.

Elektrikli otomobil

Aracın tam olarak ne kadar menzile sahip olduğu henüz açıklanmış değil, ancak Gogoro’nun benzer batarya sistemini kullanan scooterlarının 160-170 kilometrelik bir menzile sahip olduğunu göz önünde bulundurarak, bu mini otomobilin de etkileyici bir menzil sunması bekleniyor ayrıca pillerin değiştirilebilir olması daha fazla avantaj sağlayabilir., aracın 2 veya 3 koltuklu seçeneklere sahip olduğu da dikkat çekiyor.

Bu çözüm, elektrikli otomobillerin şarj süreçlerini daha hızlı ve pratik hale getirerek sürdürülebilir ulaşımın geleceğine büyük bir katkı sunuyor. Elektrikli otomobillerin yaygınlaşması için önemli bir adım olan bu taşınabilir bataryalı mini otomobil konsepti, endüstrinin geleceğini şekillendirmeye aday gözüküyor

Android 14 kullanıcıları büyük bir problem ile karşı karşıya!

Android 14 kullanıcılarını etkileyen bu sorun özellikle “birden fazla profil” özelliğini kullanan kullanıcıları etkiliyor. Raporlar, kullanıcıların cihaz depolama alanına erişememesi nedeniyle hatanın “fidye yazılımı” ile karşı karşıya kalabileceğini gösteriyor.

Başlangıçta bu hatanın Pixel 6 ile sınırlı olduğuna inanılıyordu, ancak daha sonra Android 14‘e yükseltme yapan daha geniş bir cihaz yelpazesini etkilediği keşfedildi. Bu hataya ilişkin Google sorun izleyicisi 350’den fazla yanıt aldı ancak şu ana kadar Google’dan herhangi bir yanıt gelmedi.

Google, Android 14 ile İşitme Kaybını Azaltmak İçin Yenilikçi Güvenlik Özelliği Sunuyor

Bu depolama hatasıyla karşılaşan kullanıcılar, “/data/media/0 dizini açılamadı: Yapının temizlenmesi gerekiyor.” gibi mesajları içeren günlük dosyalarını paylaştılar. Bu sorun, bazı kullanıcıların önyükleme döngüleri yaşaması, bazılarının “Pixel başlıyor…” mesajına takılıp kalması ve bazılarının depolama alanı yetersizliği nedeniyle ekran görüntüsü alamaması veya kamera uygulamasına erişememesi gibi çeşitli sorunlu durumlara yol açıyor. 

Kullanıcılar ayrıca USB üzerinden bir PC’den cihazlarındaki dosyaları görüntüleyemiyor ve Sistem Kullanıcı Arayüzü ve Ayarlar sürekli olarak çöküyor. Temel olarak, depolama olmadan cihaz pratik olarak kullanılamaz hale geliyor.

Android’in birden fazla kullanıcıyı barındıracak ve iş ve kişisel profilleri ayıracak şekilde tasarlanan kullanıcı profili sistemi, nadiren karşılaşılan bu hatanın nedeni gibi görünüyor. Android 14 kullanıcıları, genellikle en önemli profil olan birincil profilin kilitlendiğini bildirdi.

Bu mağduriyetlerin nasıl giderilebileceği henüz belirsiz. Ancak şirketler bir an önce elini taşın altına koymak zorunda. Bu tablo, kendi işletim sistemine sahip olan; sistemini hız ve güvenlikle ön plana çıkaran Apple için iyi bir reklam alanı gibi görünüyor.

Türk bayrağı, uluslararası uzay İstasyonu’nda dalgalandı

Türkiye, Cumhuriyet’in 100. yılını coşkuyla kutlamaları devam ediyor. Bu özel anı paylaşmaya katkıda bulunan isim ise Rus kozmonot Oleg Artemyev oldu. Uluslararası Uzay İstasyonu’nda Türk bayrağı açarak Cumhuriyet Bayramı’nı Türk bayrağıyla kutlayan Artemyev, Türkiye’nin ulusal bayramını kutlama jestiyle dikkat çekti. Türk vatandaşlarıyla birlikte dünyanın dört bir yanında kutlanan Cumhuriyet’in 100. yılını anlamına gelen bu hareket, dünya genelinde tebrik ve takdir topladı.

Rusya’nın Ankara Büyükelçiliği, daha önce Türkiye’ye olan sevgisini uzaydan yaptığı fotoğraflarla ifade eden Oleg Artemyev’in Cumhuriyet Bayramı’nı Uluslararası Uzay İstasyonu’nda Türk bayrağıyla kutlayan anıları paylaştı. Büyükelçilik, Rus kozmonotun bu anlamlı jestini sosyal medya aracılığıyla paylaşarak şu ifadeleri kullandı: “Rus kozmonot Oleg Artemyev, Uluslararası Uzay İstasyonu’nda Türk bayrağı açarak Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılını kutladı.”

Oleg Artemyev’ın Instagram hesabı, 1 milyonu aşkın takipçisi bulunuyor. ve oldukça ilgi görüyor Hem Rusça hem de İngilizce olarak yayınladığı mesajlarında 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı kutlayan Artemyev, daha önce de Antalya’nın uzaydan çekilen fotoğrafını paylaşarak “harika sıcak bir şehir” mesajını iletmıştı. Artemyev, 955 günün üzerinde uzayda geçirerek Rusya’nın en deneyimli kozmonotlarından biri haline gelmiştir ve toplamda 53 saatlik uzay yürüyüşü gerçekleştirmiştir. Rusya’nın 118. kozmonotu ve dünya genelinde uzaya çıkan 537. kişi olan Artemyev, Cumhuriyet Bayramı’na özel bu jestiyle Türk halkının yüreklerinde özel bir yer etti.

watchOS 10.1 güncellemesi Apple Watch’ları bozuyor

Bazı Apple Watch kullanıcıları, son watchOS 10.1 güncellemesi sonrasında cihazlarının aşırı ısınması ve pil tüketiminin artması sorunlarına şikayetçi. İşte detaylar:

watchOS 10.1 güncellemesi, Apple Watch sahipleri arasında memnuniyetsizliğe neden oluyor. Kullanıcılar, akıllı saatlerinin pilinin normalden çok daha hızlı tükenmeye başladığını ve aşırı ısınma sorunu yaşadıklarını belirtiyor. Bu sorun, çeşitli Apple Watch modellerini etkilese de tüm kullanıcıları aynı şekilde etkilemiyor gibi görünüyor.

Kullanıcılar, tam şarj edilen Apple Watch Series 9’un yalnızca üç saat içinde pilinin tükenmesi gibi ciddi pil sorunlarıyla karşılaşıyor. Ayrıca, bazı kullanıcılar Apple Watch Series 7’nin pilinin yalnızca 30 dakikada %25 azaldığını bildiriyor ayrıcı pil sağlınında etkilediği söyleniyor.

Aşırı ısınma sorunu nedeniyle, cihazların şarj edilmesi de sorunlu hale geliyor. Kullanıcılar, “Apple Watch sıcaklığı nedeniyle şarj etme beklemede” gibi uyarı mesajlarını alıyorlar ve bu sorunun şu an için bir çözüm yolu olmadığını belirtiyorlar.

Apple kullanıcılarının bu sorunlarla başa çıkabilmesi için güncellemeleri takip etmeleri, aşırı sıcak ortamlardan kaçınmaları ve cihazlarını soğutmaları öneriliyor. Ayrıca, sorunlar devam ederse, Apple Destek ekibi ile iletişime geçilmesi tavsiye ediliyor.

watchOS 10.1 güncellemesi, Apple Watch kullanıcıları arasında yaşanan bu sorunların çözülmesi için bekleniyor. Kullanıcılar, gelecekteki güncellemelerle bu tür sorunların giderilmesini umuyorlar. Ancak şu an için, bazı Apple Watch kullanıcıları watchOS 10.1 güncellemesinin yol açtığı bu olumsuz etkilerle başa çıkmaya çalışıyorlar.

Samsung, Galaxy S24 serisini Ocak ayında piyasaya sürecek

0

Samsung’un sadık kullanıcıları ve teknoloji meraklıları büyük bir heyecanla beklenen yeni Galaxy S24 serisine yaklaşırken, şirketin beklenmedik bir hamlesi gündeme geldi. Son haberlere göre, Samsung, Galaxy S24, Galaxy S24+ ve Galaxy S24 Ultra’dan oluşan bu yeni seriyi Unpacked 2024 etkinliği aracılığıyla Ocak ayında piyasaya sürebilir.

Bu iddia, Çinli bir tipster tarafından yapılan paylaşım ile gündeme geldi ve Unpacked 2024 etkinliğinin Ocak ayında gerçekleşebileceğine işaret ediyor. Bu durum, Samsung’un Galaxy S serisi tanıtımlarının tarihlerinde bir değişiklik yapma ihtimalini gözler önüne seriyor. Daha önceki yıllarda, Galaxy S22 ve Galaxy S23 modelleri Şubat ayında tanıtıldı. Ancak unutulmamalıdır ki, Galaxy S21 modeli, 14 Ocak’ta Unpacked etkinliği ile dünyaya tanıtılmıştı. Dolayısıyla, Samsung’un Ocak ayında gerçekleştireceği bu etkinlik, eski bir gelenek olan Ocak lansmanlarını canlandırabilir.

Galaxy S24 serisi, özellikle teknoloji tutkunları arasında büyük bir merakla bekleniyor. Bu serinin içerisindeki Galaxy S24+, Qualcomm Snapdragon 8 Gen 3 işlemcisiyle bazı bölgelerde sunulacakken, diğer bölgeler için Exynos 2400 işlemci seçeneği sunabilir. Galaxy S24 Ultra ise serinin taç modeli olacak ve Qualcomm Snapdragon 8 Gen 3 platformunu kullanacak. 6,8 inçlik QHD+ LTPO OLED ekranı ve 120Hz değişken yenileme hızı ile bu cihaz, gözleri üzerine çekecek. Ayrıca, hızlı şarjı destekleyen 5.000mAh kapasiteli bir bataryayla donatılması bekleniyor. Bu, güçlü bir kullanım deneyimi sunmaya aday.

Unpacked 2024 etkinliği için geri sayım başladı ve Samsung’un Galaxy S24 serisini tanıtma ihtimali, teknoloji dünyasında büyük bir merak konusu. Bu lansmanın resmi tarihini beklerken, kullanıcılar, yeni Galaxy S24 modellerinin neler sunacağına dair heyecan içindeler. Özellikle kamera özellikleri, ekran teknolojileri ve diğer özellikler hakkındaki sızıntılar, merak uyandırıcı detaylar sunmaya devam ediyor.

Ocak ayında gerçekleşmesi beklenen Unpacked 2024 etkinliği, Samsung hayranları ve teknoloji meraklıları için büyük bir etkinlik olacak gibi görünüyor. Bu tanıtım, şirketin son teknoloji ürünlerini dünyaya sunma geleneğini sürdürerek, 2024 yılının teknoloji trendlerine yön verme potansiyeli taşıyor.

Apple etkinliği sızıntısı: MacBook Pro gelmeyecek

0

Apple’ın heyecanla beklenen yeni nesil MacBook ve iMac modellerini tanıtmak için geri sayım başladı. 30 Ekim Pazartesi gecesi düzenlenecek “Scary Fast” etkinliği, M3 çipi ile güncellenen ürünlerin sahne alacağı bir etkinlik olacak gibi görünüyor. Ancak, son zamanlarda ortaya çıkan sızıntılara göre, 13 inç MacBook Pro bu etkinlikte tanıtılmayabilir.

Apple analisti Mark Gurman, mevcut 13 inç MacBook Pro’nun stoklarının azaldığını ve yeni bir modelin geliştirildiğini belirtiyor. Ancak, bu yeni modelin 30 Ekim etkinliğinde tanıtılmasının pek olası görünmediğini düşünüyor. 13 inç MacBook Pro’nun güncellemesinin beklenmesine rağmen, etkinlikte öncelikli olarak 14 ve 16 inç MacBook Pro modellerinin tanıtılması planlanıyor.

apple MacBook

Bu yeni Pro modelleri, M3 çipleriyle güncellenecek ve birçok kullanıcının ilgisini çekecek özellikler sunacak. Özellikle daha büyük ekran boyutları ve güçlü işlemcileri ile iş dünyasında ve yaratıcı çalışmalarda kullanıcıları cezbetmeye aday. Ancak, 13 inç MacBook Pro severler için bu güncelleme beklenenden biraz daha uzun sürebilir.

Apple’ın etkinlikte sadece MacBook Pro modellerini tanıtmayacağı da belirtiliyor. Ayrıca, yeni M3 çipli bir iMac’in de duyurulması bekleniyor. Şu anki iMac modelleri M1 yonga setiyle güçlendirilmiş durumda, bu nedenle M3 çipli yeni iMac, önemli bir yükseltme olacak. Özellikle, en az 8 CPU çekirdeği ve 10 GPU çekirdeği sunması bekleniyor. Üst düzey modellerde ise bu çekirdek sayılarının 16 ve hatta 40’a kadar çıkabileceği söylentiler arasında.

Sonuç olarak, Apple’ın 30 Ekim etkinliği, teknoloji dünyasında büyük bir heyecan yaratmaya aday gibi görünüyor. Etkinlik günü geldiğinde, resmi açıklamalar ve teknik detaylarla bu sızıntıları doğrulayacak ve kullanıcıların yeni MacBook ve iMac modellerine ne zaman sahip olabileceğine dair daha fazla bilgi sunacak.