Google müstehcen görüntüleri bulanıklaştırıyor

0

Google, sonuçlarındaki müstehcen (şiddet, cinsellik vb. anlamına gelir) görselleri otomatik olarak bulanıklaştıran yeni bir Güvenli Arama özelliğini kullanıma sundu. Bu, Güvenli Arama’yı etkinleştirmemiş olanlar da dahil olmak üzere, varsayılan olarak tüm kullanıcılar için gerçekleşecek. Bu ayar ilk olarak Şubat ayında duyurulmuştu ancak bu ay dünya çapında kullanıma sunulması planlanıyordu.

Duyuru, şirketin ifadesiyle, kişisel bilgilerinizi, gizliliğinizi ve çevrimiçi güvenliğinizi kontrol altında tutmanıza yardımcı olacak. Daha büyük bir Google Arama girişiminin bir parçası diyebiliriz. Şirket ayrıca yakın zamanda, kendi kişisel bilgilerinizin veya müstehcen görsellerinizin arama sonuçlarından kaldırılmasını talep etmenizi kolaylaştıran “hakkınızdaki sonuçlar” kontrol panelinde güncellemeler duyurdu. Ayrıca ailelerin ebeveyn denetimlerine doğrudan arama arayüzünden erişmesini de kolaylaştırıyor.

SafeSearch özelliği neleri içeriyor?

Denetlenen bir hesap kullanmamanız koşuluyla, bu ayarı istediğiniz zaman değiştirebilirsiniz. Google Arama ekranınızın sağ üst köşesindeki küçük “Güvenli Arama” butonu bulunuyor. Bunun üzerine tıklayıp “Kapalı”yı seçebilirsiniz.

SafeSearch isimli özellik, görselleri, videoları ve web sitelerini aramak için Google’ı kullanırken pornografi, şiddet ve kan gibi müstehcen içeriklerin görünmesini kısıtlıyor. 18 yaşın altındaki oturum açmış kullanıcılar için zaten varsayılan olarak bu özellik geliyor.

Google, Güvenli Arama’yı ilk olarak Ağustos 2021’de, Kongre’nin Google ve diğer teknoloji şirketlerine hizmetlerinin çocuklar üzerinde yaratabileceği olumsuz etkiler konusunda baskı yaptığı dönemde, 18 yaşın altındaki oturum açmış kullanıcılar için varsayılan olarak etkinleştirdi.

Güvenli Arama yalnızca Google arama sonuçlarında çalışıyor. Diğer arama motorlarında veya doğrudan gittiğiniz web sitelerinde bulduğunuz uygunsuz içeriği engellemiyor.

Değişiklik, Google’ın bu ayın başlarında kullanıcıların kişisel bilgilerini, gizliliklerini ve çevrimiçi güvenliklerini kontrol altında tutmalarına yardımcı olmak için tasarlanmış birkaç yeni Arama güncellemesi sunmasıyla gerçekleşti. Şirket, kullanıcıların kendileriyle ilgili sonuçları bulmasını ve kaldırmasını kolaylaştırdı ve ayrıca kişisel müstehcen görsellerle ilgili politikalarını da bu içeriği Arama’dan kaldıracak şekilde güncelledi.

Filtre, kullanıcıların kendilerini ve ailelerini Arama’da yanlışlıkla müstehcen görüntülerle karşılaşmaktan korumalarına yardımcı olmak için tasarlandı. Bu ayar, Güvenli Arama filtresini henüz açmamış kişiler için yeni varsayılan ayar olarak geliyor. Sonuç olarak Google, Arama sonuçlarında görünen müstehcen görüntüleri bulanıklaştıracak. Açık sonuçlar; pornografi, şiddet ve kan gibi müstehcen içerikleri içeriyor. Kullanıcılar istedikleri zaman ayarı değiştirme seçeneğine sahip.

Yapay zeka yemek tarifi verecek

Samsung Electronics, bugün kişiselleştirilmiş, yapay zeka destekli bir yemek ve tarif platformu Samsung Food’u duyurdu. Samsung Food dünya çapında 104 ülkede sekiz dilde yayınlanacak ve 160.000’den fazla tarifle kapsamlı yemek deneyimleri sunuyor. Kullanıcıların yeni yemekler keşfetmesine, özel yemek tarifleri oluşturmasına ve malzemeleri online sipariş etmesine imkan tanıyacak olan platform, kişiselleştirilmiş bir asistan görevi görecek. Hizmetle ayrıca, kullanıcılar, pişirme cihazlarını kontrol edebilecek, adım adım ilerleyen rehberle yemek hazırlayabilecek ve favori tariflerini sosyal medyada paylaşabilecek.

Samsung’un çeşitli pişirme cihazlarını ve gıda hizmetlerini destekleyecek olan Samsung Food, mevcut yetenekleri geliştirmek ve kullanıcılarının ihtiyacına ve yaşam tarzına uyum sağlayan bir gıda platformu sunmak için yapay zeka teknolojilerinden faydalanıyor. Samsung Food, bu görevleri yerine getirmek için, 2019 yılında Samsung Next tarafından satın alınan ve kullanıcı tercihlerine ve mevsim gıdalarına göre yemekler öneren Food AI adlı gelişmiş teknolojiden yararlanan akıllı yemek platformu Whisk’in kapsamlı veri tabanını kullanıyor.

“Sevdiğimiz yemekler ve bunları hazırlama şeklimiz günlük hayatımızın kalbinde yer alıyor ve birlikte yemek hazırlayıp yemeyi seviyoruz” diyen Samsung Electronics Genel Müdür Yardımcısı ve Dijital Cihazlar İş Birimi Başkanı Chanwoo Park, sözlerine şöyle devam etti: “Samsung Food, kullanıcıların doğrudan kontrol edebilecekleri son derece kişiselleştirilmiş, her şeyi bir arada sunan bir yemek deneyimi yaşatmak için gelişmiş yapay zeka özellikleri kullanıyor. Platform, Samsung ekosistemindeki dijital cihazları ve mobil cihazları birbirine bağlıyor, kullanıcılara alışveriş listesinden yemek hazırlamaya kadar birçok adımda yardımcı oluyor.”

Kendi tarzınızda yemekler hazırlayın

Samsung Food’un zengin özellikleri, yemek planlama ve pişirme sürecinde kullanıcıları her adımda destekliyor. Tarif keşfi için Samsung Food, kullanıcıların tarifleri istedikleri zaman ve istedikleri yerden kişisel dijital tarif listelerine kaydetmesini sağlıyor. Uygulama, tarifleri analiz ediliyor ve içeriğe göre alışveriş listeleri oluşturuluyor. Kullanıcılar Samsung Food hizmetine, mobil cihazlarına ek olarak, Bespoke Family Hub™ buzdolaplarıyla da erişebiliyor. Family Hub™ dokunmatik ekranında açılan Samsung Food uygulaması, kullanıcı tarafından yönetilen mevcut gıda listesine dayanarak tarif önerileri sunuyor.

Samsung Food ayrıca, uygulamanın Food AI kısmında kaydedilmiş bir tarifi kullanıcıların diyet gereksinimlerini daha iyi yansıtacak şekilde doğrudan değiştirmesini sağlayan “Tarifi Kişiselleştir” özelliğine de sahip. Örneğin, kullanıcılar bir tarifi vegan veya vejetaryen bir versiyona dönüştürebiliyor veya beslenme açısından daha dengeli ya da stokta bulunan malzemeleri içeren bir tarif oluşturmak için farklı değişiklikler yapabiliyor. İtalyan yemeklerinin Kore versiyonları gibi füzyon tarifler bile oluşturabilecek olan kullanıcılar, tariflerin hazırlama süresini veya zorluk seviyesini de ayarlayabiliyor.

Uygulama, kullanıcılara kişiselleştirilmiş günlük yemek planları oluşturmak için kullanıcı verilerine, diyet tercihlerine ve favori mutfak türlerine dayalı yapay zeka tarafından hazırlanan önerilerde bulunuyor ve kullanıcıların bu önerileri yemek planlayıcılarına eklemesine imkan tanıyor. Malzemelerin besin değerleri bilgilerine her an erişim sunan Samsung Food, alışveriş listelerine ürün ekleyip kullanıcıyı doğrudan bir perakendecinin e-ticaret platformuna yönlendirebiliyor.

Samsung Food’un kesintisiz bağlantı kuran bağlantılı pişirme özelliği sayesinde, kullanıcılar, taşınabilir cihazlarındaki zamanlayıcıları ayarlayabiliyor, fırınlarını önden ısıtabiliyor ve adım adım ilerleyen rehberli pişirme modları aracılığıyla tariflerin pişirme ayarlarını doğrudan cihazlarına gönderebiliyor. Samsung, Bespoke Fırın, Bespoke indüksiyon ocakları ve Bespoke mikrodalgalar da dahil olmak üzere, çok sayıda cihazı yıl sonuna kadar Samsung Food’a bağlamayı, böylece kullanıcılara mutfakta daha fazla kolaylık sağlamayı hedefliyor.

Kullanıcılar kolayca sevdikleri yemekleri paylaşabiliyor, kendi tariflerini oluşturup yayınlayabiliyor ve yemek tarifi oluşturan favori kullanıcıları takip ederek Samsung Food üzerinden sosyalleşebiliyor.

Samsung Health Incorporation’dan Vision AI’ya Samsung Food’a eklenecek özellikler

Lansmanda tanıtılan Samsung Food özelliklerine ek olarak, daha da kusursuz ve kapsamlı bir kişisel yemek deneyimi sunmak için, uygulamaya yeni özellikler ve hizmetler eklenecek. Yıl sonuna kadar Samsung, Samsung Health entegrasyonunu Samsung Food’a sunmayı planlıyor, böylece kullanıcılar diyet yönetimi konusunda öneriler alabilecek. Vücut kitle endeksi, vücut kompozisyonu ve kalori tüketimi gibi bilgilerin Samsung Food ile sorunsuz bir şekilde senkronize edilmesi, kullanıcıların sağlık hedeflerine ulaşmasına ve dengeli bir diyet sürdürmesine yardımcı olacak.

2024’te hayata geçirilmesi planlanan Vision AI teknolojisi ise Samsung Food’un kamera aracılığıyla fotoğraflanan gıda maddelerini ve yemekleri tanımlayacak, beslenme bilgileri de dahil olmak üzere ayrıntılı veriler sunacak. Uygulama, gıda maddelerini analiz ederek bunların kullanılabileceği en iyi tarifleri önerebilecek. Bu tarifler, kullanıcının koleksiyonuna kaydedilebilecek ve gereken malzemeler birkaç dokunuşla alışveriş listesine eklenebilecek.

Samsung’un sürekli genişleyen hizmet ailesinin bir parçası olan Samsung Food, Samsung müşterilerinin kendi evlerinde yaşayabileceği kapsamlı ve son derece özelleştirilmiş deneyimlerin bir sonraki adımını temsil ediyor. Samsung Food, Samsung ev aletlerinden oluşan akıllı ve bağlantılı cihazlarla donatılmış bir mutfakta sunulması mümkün olan kolaylıkları daha da artıracak ve resmi lansmanın ardından Samsung Food’a yeni özellikler kazandırmak için güncellenmeler yayınlanacak.

Microsoft’un Windows reklamları kullanıcıları bıktırdı!

0

Microsoft’un Windows işletim sistemi reklamları, birçok kullanıcı için rahatsız edici bir hal aldı. Kullanıcılar, bitmek bilmeyen Windows reklamları ile karşılaşıyorlar. Bu reklamlar, özellikle Windows 11’e geçiş sürecinde, bazı kullanıcılar için can sıkıcı bir deneyim haline geldi.

Kullanıcıların rahatsızlık yaşadığı konulardan biri, Windows 11 Başlat menüsüne ve Ayarlar uygulamasına gelen reklamlar. Bu reklamlar, kullanıcıların yerel hesaplarına müdahale edercesine karşımıza çıkıyor. Ardından, güncelleme tamamlandığında karşımıza çıkan pop-up reklamlar geliyor. Ayrıca, kullanıcıların Windows 11 görev çubuğunda uygulamaları veya oyunları kullanırken karşılaştığı yeni Microsoft reklamları da tartışma konusu.

Microsoft, bu reklam davranışını “kasıtsız” olarak nitelendirse de, kullanıcılar için bu durum can sıkıcı ve rahatsız edici olabiliyor. Özellikle, Windows 10 kullanıcılarını Windows 11’e yükseltmeye teşvik etme amacı taşıyan bu reklamlar, bazı kişileri kafa karışıklığına sürüklüyor.

Bazı kullanıcılar, bu reklamların kullanıcı deneyimini bozduğunu ve bilinçli bir şekilde bu tür bir pazarlama yaklaşımının geliştirilmesi gerektiğini düşünüyorlar. Microsoft’un, kullanıcıları daha iyi anlayarak ve daha az rahatsız edici bir şekilde ürünlerini tanıtması gerektiğini öne sürüyorlar.

Windows 11’deki son reklam seti, Microsoft’un Bing arama motorunu tanıtmak için yoğun bir çaba içinde içinfr. Ancak, Chrome gibi popüler tarayıcıların kullanıcı sayısına bakıldığında, Bing’in pazar payının düşük olduğu görülüyor. Bu nedenle, Bing’i tanıtmak için agresif reklam stratejileri izlemek, kullanıcıların tercihlerini değiştirmelerini zorlaştırabilir.

Kullanıcıların çoğu, özellikle Google ekosistemini kullanıyorsa, varsayılan arama motorunun Google olmasını tercih ediyorlar. Bing’in cazibesi konusunda soru işaretleri bulunuyor.

Microsoft’un kullanıcıları daha iyi anlaması ve reklam stratejilerini gözden geçirmesi gerekebilir. Kullanıcıların Windows 11’e doğal bir şekilde geçişi teşvik etmek ve kullanıcı deneyimini geliştirmek, daha iyi bir yaklaşım olabilir. Kullanıcıları canlarını sıkmadan ve rahatsız etmeden, ürünlerini tanıtmak, uzun vadeli başarı için daha etkili bir yol olabilir.

NASA, Ay ve Mars’a gidecek gönüllü arıyor!

Dünya dışı sınırların keşfi ve insanlığın uzayın gizemlerini çözme arzusu, tarihsel olarak pek çok insanı büyülemiş ve heyecanlandırmıştır. Gökyüzünün ötesine geçmek, insanın doğasında var olan keşif dürtüsünü tatmin etmek ve bilinmeyenin sırlarını çözmek için bir fırsat sunar. Bu tutkuyla, NASA, Ay ve Mars’ın keşfi için gönüllüler arıyor ve sizin de bu heyecan verici yolculuğun bir parçası olma şansınız var!

2024 yılında gerçekleştirilecek olan “Human Exploration Rover Challenge 2024” adlı uzay keşif görevi, dünya dışı keşiflere olan ilgiyi canlandırmak ve insanlığın uzaydaki varlığını daha da güçlendirmek amacıyla başlatılmış bir görev. Bu görev, uzun vadeli uzay görevlerine katılmak isteyen ve bilim, mühendislik, tıp ve uzay operasyonları gibi çeşitli alanlarda uzmanlaşmış yetenekli bireyleri hedefliyor.

Adaylarda aranan kriterler oldukça titizler ve bu görevin zorluğuna uygun şekilde belirlenmiştir. Ancak bu zorluklar, insanın sınırlarını zorlayan ve bilimsel bilginin sınırlarını genişleten bir deneyimin parçası olma fırsatı sunuyor. NASA, bu misyona katılacak gönüllülerin aşağıdaki özelliklere sahip olmasını bekliyor:

  • ABD vatandaşı olmak veya ABD’de yasal olarak daimi ikamet etmek
  • 30 ile 55 yaşları arasında olmak
  • Bilim, mühendislik veya tıp alanında lisans derecesine sahip olmak
  • Ekip çalışması ve liderlik deneyimine sahip olmak
  • Fiziksel ve ruhsal sağlığın iyi olması

Bu heyecan verici fırsat için başvurular hızla sona eriyor, ve şu ana kadar 20.000’den fazla kişi başvurdu. Başvuru sonuçları 12 Ekim’de açıklanacak. Seçilen gönüllüler, zorlu bir eğitim ve değerlendirme sürecinden geçtikten sonra uzun vadeli bir uzay görevine atanacaklar.

Ay ve Mars keşiflerine katılmak için bir adım atmak istiyorsanız, NASA’nın kapısı sizin için açık! Bu fırsatı kaçırmayın ve geleceğin uzay keşiflerine katkıda bulunmak için başvurun. Uzayın derinliklerine yolculuk için hazır mısınız?

Tesla’nın Elon modu inceleme altında!

Ulusal Otoyol Trafik Güvenliği İdaresi (NHTSA), Tesla’nın sürücü destek sistemlerine yönelik incelemelerini daha da derinleştirdi. Son mektup, özellikle “Elon modu” olarak bilinen ayarın kullanımını ve etkilerini ele alıyor.

NHTSA, Tesla’dan otomatik sürüş sistemleri olan Autopilot ve sürücü izleme teknolojisi hakkında daha fazla bilgi talep etti. Özellikle, “etkinleştirildiğinde Autopilot kullanan sürücülerin, Autopilot sürücünün direksiyona tork uygulamasını istemeden araçlarını uzun süre kullanmalarına olanak tanıyan Autopilot yapılandırması” olarak adlandırılan durumdan endişe duyulmaktadır.

Bazı medya kuruluşları tarafından CEO Elon Musk’a atfen ‘Elon modu’ olarak adlandırılan bu ayarın varlığı bir süredir bilinmekteydi. Autopilot olarak adlandırılmasına rağmen, teknolojisi tam otonomi sunmamakta ve her zaman bir sürücünün kontrolü ele almaya hazır olmasını gerektirmektedir. Ancak ‘Elon modu’, bu gerekliliği devre dışı bırakarak sürücülerin teknolojiyi uyarılar olmadan kullanmasına izin vermektedir.

NHTSA’nın mektubu, “Sürücünün dinamik sürüş göreviyle meşgul olmasını sağlamak için tasarlanan kontrollerin gevşetilmesi, sürücünün daha fazla dikkatsiz olmasına ve sürücünün Autopilot’u düzgün bir şekilde denetleyememesine yol açabilir” şeklinde devam etmektedir.Ayrıca, Tesla’dan bu yapılandırmaya erişimi olan araçların sayısı hakkında bilgi talep ediliyor

NHTSA, uzun bir süredir Tesla’nın sürücü destek teknolojisinin güvenliği ve kullanımıyla ilgili soruşturmalarını yürütmekte ve özellikle bu teknolojiye sahip araçların karıştığı kazalara odaklanmaktadır. Tesla’nın karıştığı ve ölümle sonuçlanan bir dizi çarpışma da soruşturulmaktadır.

Tesla’nın nasıl yanıt vereceği ve NHTSA’nın soruşturmasının sonuçları merakla bekliyoruz.

WhatsApp, yeni tasarımıyla daha modern bir görünüme kavuşuyor

0

WhatsApp, Meta’nın (eski adıyla Facebook) mesajlaşma uygulaması olarak dünya genelinde milyonlarca kullanıcıya hizmet verirken, arayüzünü baştan sona yenileyerek daha modern bir görünüme kavuşuyor. Yenilenen arayüz, şu anda WhatsApp beta programına dahil olan bazı Android telefon kullanıcılarının deneyimleyebileceği bir değişikliği içeriyor.Bu yeni tasarım, kullanıcıların gözünü daha da büyüleyecek gibi görünüyor. İşte yeni tasarımına dair bazı önemli detaylar:

1. Güncellenmiş nateryal tasarımı: yeni arayüzü, güncellenmiş Materyal 3 tasarım öğelerini içeriyor. Üst çubuk artık tamamen beyaz, ve diğer kullanıcı arayüzü öğeleri WhatsApp logosunda kullanılan yeşil renkte tasarlanmış. Üstte, daha farklı bir yazı tipiyle “WhatsApp” yazısı bulunuyor.

2. Sohbet filtreleri: yenilenen sürümü, kullanıcıların sohbetlerini daha iyi yönetmelerine yardımcı olan yeni bir özellik olan “sohbet filtreleri”ni sunuyor. Bu filtreler sayesinde kullanıcılar, okunmamış, kişisel veya iş mesajları gibi kategorilere göre sohbetleri kolayca sıralayabilirler.

Bu yenilikler, kullanıcılarına daha modern ve kullanışlı bir deneyim sunmayı hedefliyor. Ancak, bu tasarım güncellemesi hala geliştirme aşamasında olduğundan, ilerleyen günlerde daha fazla değişiklik görmemiz olası.

WhatsApp’ın yeni tasarımının tam sürümü, beta testlerinin başarılı olması durumunda tüm kullanıcılara sunulacak. Bu güncelleme, WhatsApp’ın rekabetçi mesajlaşma uygulaması pazarındaki gücünü korumasına yardımcı olacak gibi görünüyor.

Güncelleme hakkında daha fazla bilgi ve güncellemeleri takip etmek için resmi WhatsApp web sitesini veya uygulama mağazalarını ziyaret edebilirsiniz. kullanıcıları, yakın gelecekte daha modern ve işlevsel bir arayüzle karşılaşacakları için heyecanlı bekleyiş içindeler.

Bu araç, fidye yazılımların şifresini çözüyor!

0

Conti, 2019’dan beri siber suç sahnesine hakim olan ve kaynak kodu da dahil olmak üzere verileri Avrupa’daki jeopolitik krizin neden olduğu bir iç çatışmanın ardından Mart 2022’de sızdırılan bir fidye yazılımı çetesidir. Keşfedilen değişiklik, bilinmeyen bir fidye yazılımı grubu tarafından dağıtıldı ve şirketlere ve devlet kurumlarına karşı kullanıldı. 

Şubat 2023’ün sonlarında Kaspersky uzmanları, forumlarda yayınlanan sızdırılmış verilerin yeni bir bölümünü ortaya çıkardı. Kaspersky, 258 özel anahtar, kaynak kodu ve önceden derlenmiş bazı şifre çözücüleri içeren verileri analiz ettikten sonra, Conti fidye yazılımının bu modifikasyonunun kurbanlarına yardımcı olmak için genel şifre çözücünün yeni bir sürümünü yayınladı.

Conti fidye yazılımı, 2019’un sonlarında ortaya çıktı ve 2020 boyunca oldukça etkin bir şekilde faaliyet gösterdi. Bu dönemde tüm fidye yazılımı kurbanlarının %13’ünden fazlasını oluşturdu. Ancak bir yıl önce, kaynak kodu sızdırıldıktan sonra, çeşitli suç çeteleri tarafından Conti fidye yazılımının çeşitli değişiklikleri oluşturuldu ve saldırılarında kullanıldı.

Özel anahtarları sızdırılan kötü amaçlı yazılım varyantı, Kaspersky uzmanları tarafından Aralık 2022’de keşfedildi. Bu tür, şirketlere ve devlet kurumlarına karşı birçok saldırıda kullanıldı.

257 klasörün 14’ünde, kurbanların saldırganlara fidye ödediği görülüyor

Sızdırılan özel anahtarlar 257 klasörde bulunuyor (bu klasörlerden sadece biri iki anahtar içeririyor). Bunlardan bazıları daha önce oluşturulmuş şifre çözücüler ve : belgeler, fotoğraflar gibi birkaç normal dosya içeriyor. Muhtemelen bunlar kurbanın dosyaların şifresini çözebileceğinden emin olmak için saldırganlara gönderdiği birkaç test dosyası. Bu klasörlerin otuz dördünde belirli şirket ve devlet kurumları adlarıyla belirtiiyor. Bir klasörün bir kurbanı temsil ettiği ve şifre çözücülerin fidye ödeyen kurbanlar için oluşturulduğu varsayıldığında, 257 klasörün 14’ünün kurbanların saldırganlara fidye ödediği düşünülebilir.

Verileri analiz ettikten sonra uzmanlar, Conti fidye yazılımının bu varyasyonunun kurbanlarına yardımcı olmak için yeni bir sürümü açık şifre çözücüsünü yayınladı. Şifre çözme kodu ve tüm 258 anahtar, Kaspersky’nin RakhniDecryptor 1.40.0.00 adlı aracının en son sürümüne eklenmiştir. Dahası, şifre çözme aracı Kaspersky’nin No Ransom sitesine (https://noransom.kaspersky.com) eklendi. 

Kaspersky’nin baş kötü amaçlı yazılım analisti Fedor Sinitsyn, “Eksik “Art arda birçok yıl boyunca fidye yazılımları, siber suçlular tarafından kullanılan önemli bir araç olarak kalmaya devam etti. Ancak farklı fidye yazılımı çetelerinin taktiklerini, tekniklerini ve prosedürlerini (TTP’leri) incelediğimiz ve birçoğunun benzer şekillerde faaliyet gösterdiğini belirlediğimiz için saldırıları önlemek daha kolay hale geliyor. Yeni bir Conti tabanlı varyasyona karşı şifre çözme aracı zaten No Ransom web sayfamızda mevcut. Ancak en iyi stratejinin, savunmayı güçlendirmek ve saldırganları saldırının erken aşamalarında durdurmak, fidye yazılımının dağıtılmasını engellemek ve saldırının sonuçlarını en aza indirmek olduğunu vurgulamak isteriz,” diyor 

Kendinizi ve işletmenizi fidye yazılımı saldırılarından korumak için Kaspersky uzmanları şu önerilerini sunuyor;

·Kesinlikle gerekli olmadıkça uzak masaüstü hizmetlerini (RDP gibi) genel ağlara açmayın ve bunlar için her zaman güçlü parolalar kullanın.

·Uzaktan çalışan çalışanlarınız için erişim sağlayan ve ağınızda ağ geçidi görevi gören ticari VPN çözümleri için mevcut yamaları derhal yükleyin.

· Savunma stratejinizi yanal hareketleri ve internete veri sızıntısını tespit etmeye odaklayın. Siber suçluların bağlantılarını tespit etmek için giden trafiğe özellikle dikkat edin.

· Verileri düzenli olarak yedekleyin. Gerektiğinde acil bir durumda hızlıca erişebileceğinizden emin olun. 

· Kaspersky Endpoint Detection and Response Expert ve Kaspersky Managed Detection and Response  hizmeti gibi, saldırganlar nihai hedeflerine ulaşmadan önce saldırıyı erken aşamalarda tespit etmeye ve durdurmaya yardımcı olan çözümleri kullanın.

·Tehdit aktörleri tarafından kullanılan gerçek TTP’lerden haberdar olmak için en son Tehdit İstihbaratı bilgilerini kullanın. Kaspersky Tehdit İstihbaratı Portalı, Kaspersky TI için tek bir erişim noktasıdır ve 25 yıldır ekibimiz tarafından toplanan siber saldırı verilerini ve içgörülerini sağlar. Kaspersky, işletmelerin bu çalkantılı zamanlarda etkili savunmalar sağlamasına yardımcı olmak için, devam eden siber saldırılar ve tehditler hakkında bağımsız, sürekli güncellenen ve küresel kaynaklı bilgilere ücretsiz olarak erişebileceğini duyurdu.

Yapay zeka, drone yarışlarında insanları yenmeyi başardı!

0

Yapay zeka teknolojisinin gelişimi, birçok alanda insanlarla rekabet etme potansiyelini ortaya çıkardı. Ancak, Zürih Üniversitesi araştırmacıları tarafından tasarlanan yeni bir otonom yapay zeka, dünya şampiyonu seviyesindeki üç drone pilotunu defalarca mağlup ederek dikkatleri üzerine çekti. Bu olay, yapay zekanın fiziksel bir spor dalında en iyi insan sporcularına üstünlük kurduğu ilk örneklerden biri olarak tarihe geçiyor. İşte bu olağanüstü gelişmenin detayları

Yapay zeka, geçmişte satrançta Deep Blue ve Go oyununda AlphaGo gibi zeka oyunlarında başarılı olmuştu. Ancak bu sefer, yapay zeka gerçek dünyada, özellikle drone yarışlarında insanları mağlup etmeyi başardı. FPV (First Person View) perspektifinden izlenen bir drone yarışının ne kadar hız, beceri, hassasiyet ve dinamik kontrol gerektirdiği düşünüldüğünde, bu başarı oldukça etkileyici bir durum olarak önümüze çıkıyor.

Zürih Üniversitesi ve Intel İşbirliğiyle Geliştirilen Yapay Zeka Zürih Üniversitesi ve Intel araştırmacıları tarafından geliştirilen Swift adlı yapay zeka sistemi, sıkı ve teknik bir 3D drone yarış pistini hızla öğrenerek iki dünya şampiyonu drone pilotu ve üç kez İsviçre ulusal şampiyonunu yarışta mağlup etmeyi başardı. Swift ayrıca en hızlı yarış zamanını da elde etti. Bu yapay zeka sistemi, insan pilotlarla aynı kameralı görüş düzenini kullandı, ancak aynı zamanda gerçek zamanlı ivmelenme, hız ve yönelim verilerini kullanarak avantaj sağladı.

Swift, pisti öğrenmek için 100 simülasyon drone’u kullanarak eğitildi. İlk olarak yarış pistini keşfeden Swift, daha sonra en hızlı yolları belirleyerek yarış hattını optimize etti. Bu süreç sadece bir saatten kısa sürdü. Sonunda, Swift, bir hangarda inşa edilen 25 x 25 metrelik gerçek yarış pistinde yeteneklerini sergiledi. Thomas Bitmatta gibi deneyimli bir drone pilotu, Swift’in manevralarını “çılgınlık” olarak nitelendirdi. Ayrıca, Swift’in attığı en hızlı tur, bir insanın attığı en iyi turdan yarım saniye daha hızlıydı.

Ancak, bu zaferin yanı sıra dikkate değer bir gerçek de ortaya çıktı: İnsanlar, değişen koşullara daha iyi uyum sağlayabiliyor. Swift, hangarın daha fazla güneş ışığı aldığı durumlarda başarısız oldu. Bu nedenle insan beyninin, şimdilik en azından, uyum sağlamada gösterdiği sınırsız adaptasyon yeteneğiyle üstün olduğunu gösteriyor.

Yapay zeka teknolojisinin gelişimi, fiziksel sporlarda dahi insanlarla rekabet etme potansiyelini ortaya çıkarıyor. Swift gibi yapay zeka sistemleri, drone yarışları gibi hızlı ve teknik sporlarda önemli bir etki yaratabilir. Ancak, insanların adaptasyon yeteneği ve değişen koşullara hızlı uyum sağlama kabiliyeti, yapay zekanın hala aşması gereken bir engel olarak duruyor. Gelecekte yapay zeka ile insan sporcuları arasındaki rekabet daha da heyecan verici hale gelebilir.

Yeni Tesla Model 3 geliyor!

Tesla’nın yenilenen Model 3’ü, geçen yıl sızdırıldıktan sonra nihayet Çin, Avrupa ve diğer ülkelerde satışa sunuldu. Hafif bir yeniden tasarıma, daha fazla ürün yelpazesine ve yeni malzemelerle güncellenmiş bir iç mekana sahip. Ayrıca bazı bölgelerde daha yüksek fiyat etiketine sahip olacak. Gelecek ay Avrupa’da sevkiyata başlanması bekleniyor ve ABD’li alıcılar bunu yakında şirketin sipariş web sitesinde görebilecekler.

Tesla Avrupa’dan gelen bir tweet’te şirket, özellikle eskisinden daha şık ve daha az bombeli olan ön kısımdaki stil değişikliklerini gösteren resimler yayınladı. Bu da şarjla daha uzağa gitmesine yardımcı oluyor.

Yeni Tesla Model 3 özellikleri

Bir başlıkta “Maksimum aerodinamik için optimize edilmiş güncellenmiş dış tasarımla tek şarjla 629 km’ye kadar yol alın” yazıyor. Ancak bu, Avrupa’nın WLTP aralığını temel alıyor. Bu da önceki modele kıyasla yüzde 10-12 daha iyi bir aralığa denk geliyor.

Tesla ayrıca “daha sert gövde ve güncellenmiş süspansiyon ayarı kombinasyonu sayesinde daha rafine ve rahat sürüş kalitesi” vaat ediyor. Temel beyaz rengin üzerine iki yeni renk (ultra kırmızı ve gizli gri) 2.000 Euro karşılığında sunuluyor. Görüş açısına ve ışığa bağlı olarak hafifçe değişecek şekilde tasarlanmış durumda.

İç mekan da yenilendi yenilenenler arasında yer alıyor. Tesla, arka koltuktaki sürücülere eğlence ve klima kontrolü sağlayan bir arka dokunmatik ekranın yanı sıra “daha sofistike malzemeler, havalandırmalı koltuklar ve kişiselleştirilebilir ortam aydınlatması” vaat ediyor. Bu arada Tesla, ana dokunmatik ekranın daha küçük çerçeveler sayesinde daha fazla kullanılabilir ekran alanına sahip olduğunu ve ayrıca “daha parlak, daha yüksek kontrastlı ve daha duyarlı” olduğunu yazdı.

Model 3 zaten nispeten sessizdi. Ancak sessiz elektrikli çalışması aynı zamanda her türlü dış gürültüyü daha belirgin hale getiriyor. Tesla, bu amaçla, yeni versiyonda “etrafınızda ne olursa olsun kabin içinde sessizliği garantileyen 360 derecelik akustik cam” bulunduğunu ve önemli ölçüde daha az yol ve rüzgar gürültüsüne sahip olacağının sözünü verdi. Ayrıca artık 17’ye kadar hoparlör, çift subwoofer ve çift amplifikatör içeren daha iyi bir ses sistemiyle birlikte geliyor.

NFT dünyasındaki büyük düşüşün nedeni ne?

0

NFT piyasasının 2021’de yıllık işlem hacmi 17,6 milyar $ olmuş ve önceki yıla göre %21.000 artmıştı. Biricik, benzersiz token anlamına gelen ve çıktığı dönemde gündemi oldukça meşgul eden “NFT”ler 2022 yılında da popülaritesini korudu. Peki son durum ne, NFT’ler hala popülaritesini koruyor mu? Bybit Learn ekibi hazırladığı “NFT Balonu” dosyasında NFT’lerle ilgili son durumu ele aldı. 

NFT’leri değerli kılan unsur, tamamen benzersiz olmalarıdır. Ancak her piyasada olduğu gibi fiyatlar şişirilip alıcılar artık o ürünü satın almak için bir sebep bulamayınca popülaritesini yitirebilir. NFT’lerde son durum ne, popülaritesini koruyor mu yoksa NFT’ler gerçekten bir balon muydu? İşte soruların cevapları…

NFT nedir?

Öncelikle yine NFT’nin ne olduğunu hatırlatarak dosyamıza başlamak isteriz. NFT’ler, bir blok zinciri üzerinde var olan ve karakteristik meta verilerinden ve tanımlama kodlarından oluşan kriptografik varlıklardır. Bu nedenle her NFT benzersizdir ve bu durum NFT’lere değer kazandırır. Bir NFT, eşdeğer bir NFT ile değiştirilemez veya takas edilemez. Buna karşılık, kripto para birimleri ve diğer değiştirilebilir tokenler birbiriyle takas edilebilir ve ticari işlemlerde kullanılabilir. NFT’ler genellikle sanat eserlerini, sanal dünyalardaki dijital gayrimenkulleri ve gerçek dünyadan nesnelere karşılık gelir.

Bu varlıkların tokenize edilmesi, bunların güvenle ve verimli bir şekilde alınıp satılmasını sağlar. Pek çok NFT koleksiyonunun fiyatı 2021 başlarında en yüksek seviyelerdeydi. Bored Ape Yacht Club ve benzeri NFT koleksiyonlarının körüklediği ilk artıştan sonra bugüne kadar fiyatlar düşmüş olsa da NFT pazarı için hâlâ nispeten sağlıklı tanımını yapabiliriz.

NFT neden ilk günkü popülaritesini kaybetti? 

Yatırımcılar arasındaki spekülasyonların artmasına bağlı olarak dijital varlıkların fiyatı arttığında suni bir fiyat artışı oluşur. NFT’lerin değeri ilk yoğun tanıtımın ardından çok hızlı artarsa da tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinin azalması ile fiyatlarının düşmesi muhtemeldir.

NFT balonu olarak nitelendirebileceğimiz suni fiyat artışının bir sebebi, yeni yatırımcılar piyasaya girdiğinde yatırım ve fiyatlama konusunda gerekli bilgilere sahip olmamasına dayanır. Genellikle yatırımcılar, neye yatırım yaptıklarını kapsamlı bir şekilde anlamadıkları için fiyatları yükseltirler. 

Patlayan NFT balonunun işaretleri nelerdi?

Bir NFT balonunun patladığını gösteren birkaç işaret vardır. NFT veya herhangi bir kripto para türü satın almak riskli olabilir; bu nedenle işaretleri bilmek çok önemlidir. Dikkat edilmesi gereken başlıca konular arasında, NFT fiyatlarının ciddi düşüşünden veya hacminin azalmasından, NFT satışları ve genel olarak NFT piyasası hakkında medyada çıkan haberlerin azalmasına kadar pek çok şey yer alır.

NFT fiyatlarının ciddi düşüşü

NFT fiyatlarının önemli ölçüde düşmeye başlaması, bir NFT balonunun patlamak üzere olduğuna dair ilk önemli işarettir. NFT fiyatları dalgalanma eğiliminde olduğundan, zaten son derece değişken olan bir piyasada fiyat düşüşünü fark edildiğinde dikkatli olmak akıllıca olacaktır. Ayrıca, bir NFT balonu fiyatlar düştüğünde otomatik olarak patlamaz; bu, daha uzun bir süreç olabilir.

İşlem hacminde azalma

NFT piyasasının sağlıklı olduğunun en önemli göstergelerinden biri günlük işlem hacmidir. İşlem hacmi uzun bir süre boyunca düşmüşse NFT’nin patlaması muhtemeldir.

İnsanlar NFT koleksiyonlarını satış için piyasaya sürmeye başlıyorsa bu, çok fazla satıcının olduğu ve yeterli alıcının olmadığı bir senaryo olduğu anlamına gelebilir. Bu durum NFT koleksiyonun düşmesi için önemli bir sebeptir.

Medyadaki haberlerin azalması

2021 yılına dönecek olursak, o dönemde NFT’lerin popülaritesi medyada sık gündem olmasıve sosyal medyanın da bunu desteklemesi ile olmuştu. Günümüze gelindiğinde ise NFT’ler eskisi kadar haber olmamaya başladı. Haberlerin azalmaya başlaması, muhtemelen NFT fiyatlamasına olumsuz etki eder. Bu da NFT balonunun patlamak üzere olduğuna dair bir işarettir.

Dijital cüzdan hacmi 118 kat arttı

0

2018 yılının son aylarında finansal teknoloji sektörüne “ödeme sistemleri alanına yenilikçi
ve dinamik çözümler sunma” mottosuyla giriş yapan Sipay, fintek alanında uçtan uca
çözümler sunarak hızla büyümeye devam ediyor. 2023 yılının ilk altı ayında 2022’nin aynı
dönemine kıyasla Dijital Cüzdan hacmini 118, işlem sayısını 95 kat artıran Sipay’in POS
hacmi de 10 kat arttı.

Üye iş yeri sayısı 3 kat arttı

Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Sipay CEO’su Semih Muşabak, “2023 yılının ilk
yarısı dünya genelindeki ekonomik konjonktür nedeniyle piyasalar açısından oldukça zorlu
geçerken, Sipay olarak böylesi bir dönemde yakalamış olduğumuz büyüme trendimizi
devam ettirmekten dolayı mutluyuz. Özellikle geliştirdiğimiz ve sektöre sunduğumuz yeni
çözümlerle birlikte hacimler katlanmaya başladı. Yılın ilk yarısında geçtiğimiz yılın ilk altı
ayına kıyasla yeni üye iş yeri sayımızı 3 kat artırırken, tüm ürün gamımızda hem işlem
adedinde hem de işlem hacminde büyük sıçramalara imza attık. Ayrıca söz konusu
dönemde çalışan sayımızı da 2,5 kat artırdık” dedi.

Zirveye koşuyor

“Henüz beşinci yılımızı tamamlamadan sektörde ilk 3 şirket arasına yerleştik” diyen
Muşabak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Liderliğe doğru emin adımlarla koşarken, 2023’te
sektörde ilk 2 sırayı paylaşmayı hedefliyoruz. Bu yıl içinde Ar-Ge Merkezi’mizi faaliyete
geçirdik. 45 kişilik Ar-Ge ekibimizle inovatif çözümler geliştiriyoruz. 3 patent başvurumuz
ve uluslararası 3 bilimsel yayınımız bulunuyor. Ar-Ge Merkezi’ni devreye almamızla
birlikte hedefimiz her Ar-Ge projemizden en az bir bilimsel yayın oluşturmak ve her yıl en
az bir patent başvurusu yapmak. Buna ek olarak kısa bir süre önce alanımızda bir ilke
imza atarak, Açık Bankacılık’ı da hizmetlerimiz arasına ekledik. Açık Bankacılık ile birlikte
kullanıcılarımıza katma değerli hizmetler sunmanın yanı sıra finansal hizmetlere kolay ve
avantajlı şekilde ulaşmalarını sağlamaya hız kesmeden devam edeceğiz. Yine bir ilke imza atarak başka kurum ve kuruluşlara Açık Bankacılığı servis altyapısı olarak vermek de
planlarımız arasında. Uluslararası para transferi ürünümüz de 2023 yılı bitmeden devrede
olacak. 2024’te ise yurt dışı pazarlarda çalışmalarımızın meyvelerini görmeye
başlayacağız.”

Huawei Ar-Ge kodlama maratonu 2023 başlıyor

Ödüllü kodlama yarışması ‘Huawei Ar-Ge Kodlama Maratonu’, ‘Bulut Bilişim’ kategorisinde gerçekleştirilecek. Bu seneki maraton, ilk kez fiziksel olarak Ankara’da gerçekleştirilecek. 

Huawei Ar-Ge Kodlama Maratonu’ ile yetenekli yazılımcıların, farklı kodlama alanlarında üretecekleri projelerle kendilerini geliştirmeleri ve bu konudaki bilgilerini artırmaları amaçlanıyor. Üç etapta tamamlanacak maratonun ilk aşaması 25 Ağustos’ta, BTK Akademi web sitesi üzerinden ön başvuru sürecinin açılmasıyla başladı.  

25 Ağustos – 15 Eylül tarihleri arasında, adayların, maratona katılmak ve sertifikalarını almak için gerekli çevrimiçi ön eğitimleri BTK Akademi web sitesi üzerinden tamamlamaları öneriliyor. Bulut bilişim kategorisine yönelik eğitimler; “Huawei Cloud’a Nasıl Üye Olunur?”, “Huawei Cloud Temelleri”, “Huawei Cloud ile İlk Buluşma”, “Uygulama Merkezli Mimari”, “Huawei Cloud DevSecOps Hizmetleri”, “Huawei Cloud KooLabs Nedir?” konularından oluşuyor.

İkinci aşamada ise adaylar, 20 Eylül’den 25 Eylül’e kadar, Huawei Yetenek Mülakat Sistemi (Talent Interview) üzerinden eleme sınavına girecek. Sınavı geçip maratona katılmaya hak kazanan adaylar, 28 Eylül’de açıklanacak. Final etabına, ön eleme sınavından en yüksek puanı alan ilk 30 kişi geçecek. Bu yıl ilk kez fiziksel olarak gerçekleştirilecek maratonun son aşaması, 8 – 12 Ekim tarihlerinde, Ankara’da olacak. 3 kişilik takımların oluşturulacağı maratonda 10 takımın projelerini 96 saat içinde hazırlayıp sunmaları bekleniyor. Jüri, sunulan projeleri 12 Ekim’de değerlendirecek. En yüksek dereceyi alan ilk 3 takım, 13 Ekim’de düzenlenecek tören ile ödüllerine kavuşacak. Yarışmanın ödülü Huawei MateBook dizüstü bilgisayar olarak belirlendi

BTK İnsan Kaynakları ve Eğitim Dairesi Başkanı Mustafa Ermiş, “Huawei Ar-Ge Kodlama Maratonu” etkinliğini şu sözlerle değerlendirdi; “BTK Akademi olarak geçtiğimiz bir sene içerisinde bilgi teknolojileri alanında 124.043 dakika, 228 adet çevrimiçi eğitimi Türk halkının hizmetine ücretsiz olarak sunduk. Eğitimlerimizin tamamı, alanında profesyonel kişiler tarafından yüksek kalitedeki içeriklerle hazırlandı. Bilişim ekosisteminde kendini geliştirmek isteyen herkes, kariyer yolunu BTK Akademi’den belirleyebilir ve ilgili eğitimleri tamamlayıp sertifikalarını alabilir. Bu sene de Huawei Türkiye ile birlikte düzenlemekten memnuniyet duyduğumuz maratonu, yazılım geliştiriciler için iyi bir fırsat olarak görüyor ve eğitimlerini tamamlayan adayları maratona başvurmaya davet ediyorum. Şimdiden çok heyecanlı ve güzel geçeceğinden emin olduğum Huawei Ar-Ge Kodlama Maratonu’nun tüm katılımcılar ve ülkemiz bilişim ekosistemi için hayırlı olmasını dilerim.”

Huawei Türkiye Kurumsal İlişkilerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ma Yongnong ise yaptığı değerlendirmede; “Huawei Ar-Ge Kodlama Maratonu, bilişim alanındaki yetenekleri geliştirme konusundaki sürekli çabamızın ve vizyonumuzun önemli örneklerinden biridir. Hızla evrilen bilgi teknolojileri dünyasında öne çıkmanın en önemli koşullarından biri, eğitime ve genç yeteneklere yönelik yatırım ve eğitim çalışmalarını artırmaktır. Bu vesileyle, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun bu kıymetli programının bir parçası olmaktan son derece mutlu olduğumuzu söylemeliyim. Ar-Ge Kodlama Maratonu başarılı öğrencilerin geleceği için önemli fırsatlar sunarken, teşvik edici ödüllerle de özel bir motivasyon yaratıyor. Geçmiş yıllarda olduğu gibi, Türkiye’nin yetenekli gençlerini desteklemeye devam edeceğiz. Tüm katılımcılara, bol şans ve başarı diliyorum” dedi. 

“Huawei Ar-Ge Kodlama Maratonu” ile ilgili detaylı bilgiler www.btkakademi.gov.tr web sitesinde yer alıyor.

Katlanabilir telefonlar IFA 2023 sahnesinde!

0

Teknoloji devi HONOR, IFA 2023 fuarında akıllı telefonların geleceğine yönelik stratejik vizyonunu açıkladı. HONOR CEO’su George Zhao, “Unfold Tomorrow” başlıklı açılış oturumunda, HONOR’un en hafif ve en ince içe doğru katlanabilir akıllı telefonu Magic V2 de dahil olmak üzere insan odaklı yeniliklerini katılımcılar ile paylaştı.

Katlanabilir akıllı telefonları ana akım haline getirme konusundaki kararlılığını gösteren HONOR, katlanabilir akıllı telefonu giyilebilir, modaya uygun bir çanta konseptiyle yeniden tasarlayarak stil ve kendini ifade etmek için sonsuz olanaklar sunan en yeni modeli HONOR V Purse’ü de kullanıcılarına sundu.

HONOR’un katlanabilir akıllı telefon kategorisinde uzun bir yol kat ettiğini ve her yeni tasarımda, işlevsellik ve dayanıklılıkta dikkate değer gelişmeler gösterdiğini vurgulayan HONOR CEO’su George Zhao, “Sadece bu da değil, HONOR V Purse ile hayata geçirdiğimiz telefondan çantaya konseptimizle, yaratıcılığı güçlendirmek ve yarının yaşam tarzını şekillendirmek için gelişmekte olan katlanabilir teknolojiden yararlanan sürdürülebilir çözümler keşfediyoruz” açıklamalarında bulundu.

Moda Teknolojisinin Sınırlarını Genişletti

“Telefondan çantaya” konseptiyle çıkan HONOR V Purse’u tanıtan HONOR, elektronik cihazların kullanıcıların kendini ifade etmesi için sınırsız fırsatlar sunduğunun ve elektronik cihazların yeni bir moda ürünü olarak görülmeye başlandığının altını çiziyor.

HONOR V Purse, hareket ettikçe akıllı telefonla birlikte tepki veren sallanan zincirler, tüyler ve püsküller gibi tasarım öğeleri de dahil olmak üzere bir el çantası tasarımını içerisinde barındıran bir dizi kişiselleştirilebilir özelliği barındırıyor. Her zaman açık ekran (AOD) sayesinde katlanabilir akıllı telefonu sorunsuz bir şekilde fiziksel moda ikonuna dönüştürmeyi başarıyor.

Akıllı telefonun sıradan bir çanta veya el çantası gibi zahmetsizce omuza takılmasına olanak tanıyarak geleceğin yeni “HİT” çantası olması adına menteşeye klipslenen değiştirilebilir kayış ve zincir seçenekleriyle buluşturuyor.

Daha Sürdürülebilir Bir Geleceğe Doğru

Sürdürülebilirlik göz önünde bulundurularak tasarlanan HONOR V Purse, HONOR’un çevreye olan bağlılığına da vurgu yapıyor. Kayışlarda kullanılan vegan deri gibi sürdürülebilirliği sağlayan malzemeler içeriyor. Konseptin sonsuz kişiselleştirilebilir AOD’leri her kıyafetle eşleştirilebilmesi ile birlikte moda endüstrisi fiziksel dünyayı aşıp daha dijital bir alana dönüşürken, teknoloji de stil ve kendini ifade etme konusunda sınırsız olanaklar sağlıyor.

Bu sayede HONOR V Purse, çevreye duyarlı tüketicilerin hızlı moda tüketimini azaltmalarına yardımcı oluyor ve daha da önemlisi moda dünyasının tüketicileri için daha az satın almaya ve daha uzun süre kullanmaya teşvik etmek için yeni teknolojileri benimsemesini destekliyor. 

Benzersiz tarzınızı yansıtmak için sınırsız fırsat sunuyor

Açık iş birliği anlayışını marka ruhuna yansıtan HONOR, cihaz için sonsuz moda olanakları sunan bir dizi özel AOD tasarımı için BURBERRY erkek giyim kreatif direktörü Bram Van Diepen, çağdaş sanatçı Yunuene Esparza, Çin Sanat Akademisi profesörü Yuan Youmin ve crossover sanatçısı Xiao Hui Wang’ın da aralarında bulunduğu HONOR Talents Global Tasarım Ödülleri platformundaki en iyi kültürel zevk sahipleriyle bir araya geldi.

Dünyanın dört bir yanından yükselen yetenekleri bir araya getiren HONOR, yaşam tarzlarını pozitif yönde yeniden şekillendirmek için programın bir sonraki aşamasında, tasarımcıların jiroskop, dokunma veya ortam ışığı gibi çeşitli sensörleri oluşturmasına olanak tanıyan API arayüzünü açarak en son tasarım trendlerinden ilham almaya ve kendi tasarımlarını üretmeye devam edecek.

HONOR Magic V2 IFA 2023 fuarında global sahneye çıktı

IFA 2023 etkinliği boyunca dikkatleri üzerine toplayan HONOR, katlanabilir akıllı telefonlara yönelik vizyonunu mükemmel bir şekilde ortaya koyan form faktörü, pil, ekran ve kullanıcı deneyimi yönlerinde önemli iyileştirmelerle sektör kriterlerini yeniden tanımlayan yeni amiral gemisi katlanabilir akıllı telefonu HONOR Magic V2’yi ilk kez global bir etkinlikte sergiledi.

HONOR’un üst düzey teknolojisinin bir çıktısı olan HONOR Magic V2, markanın bugüne kadar kullanıcıları ile buluşturduğu en hafif ve en ince içe katlanabilir akıllı telefon özelliği ile IFA 2023 fuarında kendisini gösterdi. 231 g ağırlığında ve katlandığında yalnızca 9,9 mm’ye kadar inceliyor. Ortalama kalınlığı 2,72 mm olan yeni nesil Silikon-Karbon-Çift Bataryaya özelliğini taşıyan HONOR Magic V2, ince ve hafif katlanabilir amiral gemisi gövdesinde 5.000 mAh’a kadar yüksek kapasite sağlıyor.

İnce ve hafif tasarımı ile kendisine hayran bırakan HONOR Magic V2, türünün ilk örneği olan Süper Hafif Titanyum Menteşe ile birlikte menteşe mekanizmasına daha fazla sağlamlık ve dayanıklılık sağlayan HONOR tarafından tescilli yeni bir çelik bileşeni ile sağlamlığını arttırıyor. HONOR Magic V2, menteşenin 400.000’den fazla katlanmaya dayanmasını sağlayarak SGS’nin güvenilir dayanıklılık sertifikası ile birlikte günde 100 kez katlandığında on yıla kadar kullanım ömrü sağlıyor.

50MP ana kamera (f/1.9), 50MP ultra geniş kamera (f/2.0) ve 20MP telefoto kamera (f/2.4) içeren üçlü bir arka kamera ile donatılan HONOR Magic V2, öne bakan çift kamera kurulumunda ise iki adet 16MP kamera (f/2.2) ile destekleniyor.

İnsan odaklı yenilikleri bünyesinde barındıran HONOR Magic V2, sektör lideri 3840Hz PWM Karartma teknolojisini de destekleyerek göz yorgunluğunu en aza indiriyor ve uzun süreli kullanımlarda bile kullanıcısına rahat görüntüleme sağlıyor.

Standart fotoğraf çekimlerinden ziyade kullanıcısının yaratıcılığı ile bütünleşen HONOR Magic V2, yeni interaktif deneyimleri ve en zorlayıcı fotoğraf çekim anlarında sağladığı destek ile etkili bir performans gösteriyor. 

İlk kez Paralel Alanı destekleyen HONOR Magic V2, iş ve yaşam verilerinin ayrı ayrı depolanmasına ve verilerin güvenli bir şekilde izole edilmesine izin veriyor. Katlanabilir telefona ikinci bir telefon yerleştirilmiş gibi çift alanlı uygulamaları paralel olarak bağımsız bir şekilde çalıştırmayı mümkün kılıyor.

EISA Ödüllü HONOR 90 için yeni renk seçeneği

Her an güncelliğini koruyan HONOR, IFA 2023 fuarında Expert Imaging and Sound Association (EISA) tarafından HONOR 90’a verilen Best Buy Smartphone 2023-2024 ödülünü kazandığını da duyurdu. Bu zaferi kutlayan HONOR, HONOR 90 için dünya çapında trend olan Buz Mavisi rengini kullanıcılarına sunuyor.

Rusya, Android üzerinden Ukrayna’ya saldırıyor!

0

Batılı istihbarat örgütleri, Rusya‘nın askeri istihbarat biriminin Ukrayna’daki Android cihazları hedef alan yeni bir kötü amaçlı yazılım olan “Infamous Chisel” ile ilgili bilgi paylaştı. Bu yazılım, Rus ordusu ile çatışmada bulunan silahlı güçleri hedef almakta.

Infamous Chisel Tor ağı üzerinden virüslü Android cihazlara kalıcı erişim sağlayabilen ve bu cihazlardan periyodik olarak bilgi çalabilen bir bileşenler koleksiyonu olarak tanımlandı. Çalınan bilgiler arasında sistem cihazı bilgileri, ticari uygulama verileri ve Ukrayna ordusuna özgü uygulamaların kombinasyonu bulunmakta.

Ukrayna güvenlik servisi, bu kötü amaçlı yazılımı ilk olarak bu ayın başlarında duyurdu ve Ukraynalı yetkililer, Rus istihbarat servislerinin hassas bilgilere erişimi engellemek amacıyla Ukrayna tabletlerini ele geçirdiğini iddia etti. Ancak, yazılımın tam olarak nasıl yayıldığı belirsizliğini koruyor.

Infamous Chisel, meşru bir sistem bileşeni olan “netd”yi kötü amaçlı bir sürümle değiştirerek cihazlarda kalıcı olma yeteneği kazanıyor. Aynı zamanda kötü amaçlı yazılımın ana motoru olan netd, kabuk komut dosyaları ve komutları kullanarak bilgi toplamak için görev yapıyor. Toplanan bilgiler, virüslü cihazın konumuna göre Rus sunucularına gönderiliyor. Yazılım, bu işlem sırasında TLS protokolünü kullanıyor ve yerel IP adresini kullanarak ağ trafiğini güvende tutmaya çalışıyor.

Infamous Chisel ayrıca, uzaktan erişim için kullanılabilen Dropbear SSH istemcisinin özel bir sürümünü yükleyebiliyor. Bu sürüm, kullanıcıların SSH oturumlarına giriş yapma şeklini değiştirmek için özel kimlik doğrulama mekanizmalarına sahip

Infamous Chisel’in arkasında, Sandworm olarak bilinen tehlikeli bir tehdit aktörünün olduğu rapor edildi. Sandworm, dünya çapında büyük saldırıların arkasında olduğu bilinen yetenekli ve acımasız bir hack grubudur. Grup, 2017’deki NotPetya wiper saldırıları gibi büyük ve maliyetli saldırıların yanı sıra Ukrayna’nın elektrik şebekesine yönelik saldırılarla da ilişkilendi.

Batılı ülkelerin istihbarat yetkilileri, Infamous Chisel’in Ukrayna ve uluslararası güvenliği ciddi bir tehdit oluşturduğunu vurguluyor ve durumu yakından takip ediyor. Bu gelişmeler, siber güvenlik konusundaki uluslararası işbirliğinin önemini bir kez daha gösteriyor.

Anker IFA 2023 fuarında geleceğin yaşam tarzını sergiledi!

0

Yaşamı kolaylaştıran teknolojilere öncülük eden Anker, dünyanın en büyük tüketici elektroniği ve ev aletleri ticaret fuarı IFA Berlin’de yerini aldı. 1-5 Eylül 2023 tarihleri arasında Almanya’nın başkenti Berlin’de düzenlenen fuarın bir gün öncesi 31 Ağustos’ta, Anker Türkiye ve Orta Asya Ülke Müdürü Cem Bodur’un ev sahipliğinde IFA 2023 standında yeni Anker ürünlerinin tanıtıldığı bir basın toplantısı düzenlendi. Yerli ve yabancı basın mensuplarının katılımıyla gerçekleşen toplantının ardından Anker, beş gün süren fuar boyunca Geleceğin Anker Evi konseptiyle özel olarak hazırladığı standında ziyaretçilerine, “Anker İnovasyonlarının gücüyle ‘Geleceğin Yaşam Tarzı’na hoş geldiniz” diyecek. Fuar süresince Anker standına gelen ziyaretçiler, kablo ve şarj cihazları gibi eski mobil aksesuarlarını getirerek yenisini alırken QR kodunu tarayıp ürünlerin bulunduğu alanı inceleyecek. Ziyaretçiler ayrıca stanttaki QR kodunu okutup web üzerinden ‘Hediye Çarkı’nı çevirerek birbirinden renkli hediyeler kazanma şansı da elde ediyor. 

IFA 2023 kapsamında pek çok yeni ürün tüketiciyle buluştu

Anker, IFA Berlin’de Anker MagGo şarj cihazlarının yanı sıra Anker Nano 30W duvar şarjı, Anker Nano 5.000 mAh power bank, Anker Nano 10.000 mAh power bank, Anker Solix F3800 taşınabilir güç kaynağı, Anker Solix C1000 taşınabilir güç kaynağı, Anker Solix BP1000 taşınabilir güç kaynağı ekstra batarya, AnkerWork PowerConf S500 konferans cihazı Teams versiyonu, Soundcore Space One kafaüstü Bluetooth kulaklık, eufy Security eufycam E330 güvenlik kamerası ve yeni nesil Mach R1 robot süpürge (Vac&Mop) gibi ürünleri tüketici ile buluşturdu. Anker Türkiye ve Orta Asya Ülke Müdürü Cem Bodur, tüketici elektroniği ve ev aletlerinde dünyanın önde gelen ticaret fuarı IFA Berlin’de yer almaktan dolayı mutlu olduklarını dile getirdi. Bodur; “Bu önemli fuarda dünyanın dört bir yanından gelen teknoloji devleriyle bir arada olmayı önemsiyoruz. Tüketicilerimizi, 237 metrekarelik alanda özel olarak hazırladığımız standımızda yeni ürünlerimizle tanıştırmak bizim için eşsiz bir deneyimdi. Tüketici elektroniği endüstrisinde, teknoloji alanında gerçekleştirdiği yatırımlar ve sunduğu inovatif ürünlerle öne çıkan bir marka olarak, Avrupa ve dünya pazarındaki etkinlik alanımızı daha da genişletmek istiyoruz. IFA’nın, bu amacımız doğrultusunda yeni pazarlar ve iş bağlantıları kurma noktasında bize büyük katkı sağlayacağına yürekten inanıyorum” şeklinde konuştu.

Gayrimenkul endüstrisi için girişimcilik merkezi açılıyor!

0

GYODER ve YTÜ Yıldız Teknopark iş birliğiyle GYODER YTU Startup House- Proptech HUB Gayrimenkul Girişimcilik Merkezi hayata geçiriliyor. Co-working imkanıyla yeni nesil girişimcilere güçlü bir sinerji ortamı sunacak merkez; yatırım fonları, bireysel yatırımcılar, proptech girişimcileri ve bu teknolojilere ihtiyaç duyanları bir araya getirecek.

GYODER YTU Startup House-Proptech HUB Girişimcilik Merkezi, gayrimenkul alanındaki girişimcilerin yeni adresi olmaya hazırlanıyor. Merkez, gayrimenkul sektöründe fark yaratan
yeniliklerin ve çağın ihtiyaçlarına en iyi şekilde cevap veren teknolojik çözümlerin hayata
geçmesi için projeler geliştiren yeni nesil girişimcileri aynı çatı altında toplamak amacıyla
Maslak’ta açılıyor. PropTech HUB’da yatırım fonları, bireysel yatırımcılar, proptech
girişimcileri ve proptech’lere ihtiyaç duyan müşterilerle bir arada olacak.


GYODER ve YTÜ Yıldız Teknopark iş birliği ile Maslak 1453 yerleşkesinde kurulacak olan
PropTech HUB, inovasyon, iş birliği ve yatırım fırsatları sunarak proptech alanında faaliyet
gösteren girişimlerin globale açılan penceresi olacak. YTU Startup House aynı zamanda
gayrimenkul sektöründe yerel, bölgesel ve küresel ağı oluşturan liderler ve öncüler ile iş
birliği yapma fırsatı konusunda destek sağlarken, GYODER üyeleri arasında bir sinerji ortamı yaratmak adına yeni nesil co-working imkânı sağlayacak.


GYODER Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kalyoncu, proptech’in dünyanın en büyük pazar
büyüklüğüne sahip gayrimenkul dikeyinin teknoloji açılımı olduğunu belirterek, “Dönüşmekte olan bu dev sektör, büyüklüğü ve hacmi ile en büyük teknoloji fırsatlarını içerisinde barındırıyor.

İşlerin yapılış şeklini değiştirmenin ne kadar zorlu olduğunun bilincindeyiz. Bu zorlukları aşmak için; daha iyi ve hızlı çözümler geliştirmek, Türkiye’de ve dünyada daha kapsayıcı, güçlü ve sürdürülebilir topluluklar oluşturmak için bir araya gelme fırsatı olarak görüyoruz. Sektörümüzün öncü isimlerinden olan ekibimiz, kurumları ve yatırımcıları gelecek vadeden startup’larla buluşturarak teknolojik ilerlemeyi hızlandıran toplantı ve etkinlikler düzenlemek için ekosistemini, sahip olduğu deneyimi bu projeyle bir araya getirecek” şeklinde konuştu.

Girişimcilerin ilk başvuru yapacağı yerler Teknopark’tır


Dünyada kuluçka merkezleri arasında ilk 10’da yer alan YTU Startup House ile girişimleri
desteklerini ifade eden YTÜ Yıldız Teknopark Genel Müdürü Orhan Tanışman, proptech
kümelenmesini destekleyecek birçok önemli firmaya ev sahipliği yaptıklarını belirtti.
Tanışman, “Ülkemizin emlak, sigorta ve mülkiyet yönetimi gibi alanlarda çözüm üreten ve
ciddi büyüklüğe sahip şirketleri, bünyemizde faaliyetlerini başarılı bir şekilde yürütüyor.
Girişimcilik ekosisteminde çok uzun yıllara dayanan bir bilgi birikimine sahibiz. Dolayısıyla
ülkemize kazandırılacak her yeni teknolojiyi desteklemek, onların sermayeye ve doğru
networking ağına dahil etmek bizim profesyonel bir şekilde yürüttüğümüz iş. Eğer girişimci
olmak ve Ar-Ge faaliyetlerinde bulunmak istiyorsanız, bununla ilgili ilk başvuru yapacağız
yerlerden birisi teknoparklardır. Yani girişimcilerimizin birçok seçeneği var bizler de çok
sayıda programımızla bu seçenekleri kendilerine tek bir çatı altında sunuyoruz” dedi.

Bilgilendirme toplantısı geniş bir girişimci gruba yapıldı

GYODER ve YTÜ Yıldız Teknopark iş birliği ile kurulan “GYODER YTU Startup House-Proptech HUB Girişimcilik Merkezi” hakkında bilgilendirme toplantısı 22 Ağustos’ta çok sayıda girişimcinin katılımı ile yapıldı. YTÜ Yıldız Teknopark ve GYODER iş birliğinin kapsamı, GYODER Proptech HUB’ın vizyonu, başvuru ve kiralama süreçlerinin paylaşıldığı toplantıda girişimcilere ve adaylarına detaylı bir şekilde proje kabul şartları anlatıldı. Proje kabul edildikten sonra hayata geçmesi sürecinde; Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde Ar-Ge, yenilik ve tasarım faaliyetlerinde bulunanlara mal ve hizmetler kapsamında teşvik ve primler veriliyor. GYODER YTU Startup House-Proptech HUB Girişimcilik Merkezi’ne yoğun bir teveccüh var ve henüz daha lansmanı yapılmadan önemli bir doluluğa ulaştı.


GYODER YTU Startup House-Proptech HUB Girişimcilik Merkezi Maslak ofisinde toplam 1.327 metrekarede kiralanabilir alanlarda; 14 adet kapalı ofis, 76 kişi kapasiteli açık ofis, 5 adet toplantı odası ve 109 metrekarelik etkinlik alanı yer alıyor. Proptech alanında faaliyet
gösteren teknoloji şirketleri merkezde yer alabilirken katılım ve Teknopark’ın sunduğu
avantajlara sahip olmak için başvuru yapılması gerekiyor.

Samsung’un akıllı cihazlar ekosistemi SmartThings, IFA 2023’te sergilendi

Samsung Electronics, bugün bağlantılı ev cihazlarına yönelik en yeni teknolojilerini sergiledi. Samsung, IFA 2023 Fuarı’nda, SmartThings vizyonunun, enerji tasarrufu sağlamaktan güvenliği artırmaya ve eğlence içeriklerine erişimden günlük yaşamı daha verimli hale getirmeye kadar, tüketicilerin önem verdiği konulara öncelik vermek olduğunu vurguladı. Sürekli büyümeye devam eden SmartThings ekosistemi, 285 milyon kullanıcının, evlerini ihtiyaçlarına göre uyarlayıp kişiselleştirmesine, tek bir uygulama aracılığıyla birden fazla cihazı ve ev aleti arasında kesintisiz bağlantı kurmasına ve bunları kontrol etmesine imkan tanıyor.

Samsung, IFA 2023 etkinliğine, evde kullanılan teknolojilere yönelik artan ihtiyaçları anlamak adına Avrupa çapında yürüttüğü yeni tüketici araştırmasını paylaşarak başladı.

IFA 2023’de tanıttıkları SmartThings vizyonuyla evleri daha akıllı, daha güvenli ve daha verimli hale getirmeye odaklandıklarını söyleyen Samsung Türkiye Tüketici Elektroniği Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Mert Gürsoy, “Kullanıcıların ihtiyaçlarını merkeze alarak enerji tasarrufundan güvenliğe kadar farklı alanlarda çözümler sunuyoruz. SmartThings ekosistemi, evleri daha akıllı ve bağlantılı hale getirerek kullanıcıların yaşam kalitesini artırmayı amaçlıyor. Teknolojiyi en verimli şekilde kullanarak bu ekosistemimizi sürekli olarak geliştireceğiz” ifadelerini kullandı.

 “Samsung olarak kullanıcılarımızın en çok önem verdikleri kişilerle, mekanlarla ve en güzel anlarla arasındaki bağı sağlama konusunda kararlıyız” diyen Samsung Avrupa Pazarlama Müdürü Benjamin Braun ise, açıklamalarına şöyle devam etti: “SmartThings ekosisteminin, insanların önemsediği bağlantıları daha da fazla kurmasına imkan tanıyacak şekilde büyümesini ve gelişmesini sağlamak için teknolojideki en son yeniliklerin sunduğu imkanlardan yararlanmaya devam edeceğiz.”

Evinizdeki deneyimleri iyileştirin

SmartThings uygulaması, kullanıcıların her yerden evlerini kontrol etmesini sağlayarak kesintisiz eğlencenin keyfini çıkarmasına yardımcı oluyor ve onları güvende tutuyor. Avrupa genelinde ev yaşamının önemi gün geçtikçe artıyor; ofisten, dinlenme ve eğlence mekanına kadar ev birden fazla göreve hizmet ediyor. Bu nedenle evler, bizim için her zamankinden daha önemli mekanlar olmaya devam ediyor. Her 10 tüketiciden 7’si (%71) teknolojinin, günlük yaşam aktiviteleri üzerinde olumlu bir etkisi olduğu konusunda hemfikir. Bu aktiviteler arasında, arkadaşlarla ve aileyle etkileşim kurmak, ev işlerini yapmak ve hobilerden keyif almak da yer alıyor.

Üst üste 17 yıldır dünyanın bir numaralı TV markası ve 8 yıldır da Türkiye pazarının lideri olan Samsung’un, tüm tüketici ihtiyaçlarını gözeten yaklaşımının yanı sıra eğlenceye olan bağlılığı da rakip tanımıyor. Süper ekran serisini 98″ Neo QLED 8K ve 4K Q80C’nin piyasaya sürülmesiyle tamamlayan Samsung, Micro LED ekran serisinin tamamını ise yıl sonuna kadar Avrupa’ya sunmayı planlıyor. Bu TV’ler, oyun oynarken ya da film izlerken izleyiciyi aksiyonun içine çeken inanılmaz kontrast oranları ve hayrete düşüren detaylar sunuyor.

IFA 2023’te ayrıca İkinci Nesil Freestyle (The Freestyle 2nd Gen) modelinin global lansmanı da yapıldı. Bu çok yönlü ve taşınabilir projektör, kullanıcının seçtiği her yerde, hatta tavanda bile, büyük ekran deneyimi sunuyor. Cihazdaki Smart Edge Blending özelliği, yatay ve dikey ekran deneyimleri sunuyor. Bu özellik sayesinde iki adet İkinci Nesil Freestyle projektörü eşleştirilerek 160 inç panoramik ve 120 inç dikey görüntüleme imkanı elde edilebiliyor. Bunlara ek olarak, Samsung Gaming Hub’a sağlanan tam erişim sayesinde, İkinci Nesil Freestyle kullanıcıları Samsung’un yayın ortakları dahilindeki en iyi oyunlarının keyfini çıkarabiliyor. mXbox ve Bethesda Softworks ortaklığıyla, yıldızlar arasında geçen heyecanlı, yeni nesil rol yapma oyunu Starfield da artık bu oyunlar içinde sunuluyor. Starfield, Xbox Game Pass Ultimate üyeliğiyle, Samsung Gaming Hub üzerinden konsola ihtiyaç duymadan oynanabiliyor. 

Yemek tutkunları, artık, tarif arama, kaydetme ve paylaşma, yemek planlama, hazırlama ve market alışverişi için “hepsini bir arada sunan” yeni uygulama Samsung Food ile yemek hazırlama ve yeme keyfine kendilerini tamamen adayabilecek. IFA 2023’te duyurulan Samsung Food, 104 ülkede ve sekiz dilde kullanılabiliyor ve tüm dünyanın yemek bilgisini kullanıcıların parmaklarının ucuna getiriyor; kullanıcıları kendileri için doğru ve sağlıklı yemekleri seçme ve hazırlama konularında güçlendiriyor. Kullanıcıların mutfaklarıyla bağlantı kuran Samsung Food, uyumlu Samsung fırınlarına doğru zaman ve sıcaklık komutlarını anında gönderebiliyor. Uygulamada sunulan 160.000’den fazla tarifle, her zaman pişirecek yeni bir şeyler bulmak mümkün olacak.

Food AI ile desteklenen Samsung Food, yıl sonuna kadar kullanıcıların diyet gereksinimlerine yanıt veren kişiselleştirilmiş tarifler sunacak. Örneğin, uygulama, tarifleri sadece birkaç dokunuşla vegan bir versiyona dönüştürebilecek. Bu yılın sonlarına doğru yapılacak başka bir geliştirmeyle, Samsung Health ile bağlantı kuracak olan Samsung Food, bu sayede özel yemek planlarını tercihlere ve diyet gereksinimlerine uyacak şekilde dönüştürebilecek ve kullanıcıların sağlık hedeflerine ulaşmasını destekleyecek. Vision AI teknolojisini kullanan Samsung Food, 2024 yılında çekilen fotoğrafları kullanarak besin değerlerini kontrol edecek, malzemeleri tanımlayacak ve bunların kullanılabileceği en iyi tarifleri önerecek.

Gezegenimiz için küçük adımlar atın

Samsung, insanların tasarruf etmesine ve daha iyi bir gezegen için adım atmasına yardımcı olacak ürün ve hizmetler geliştirmeye kendini adadı. Bu konular, tüketicilerin de gündeminde yer alıyor. Araştırmaya katılanların dörtte üçünden fazlası (%77), sadece maddi tasarruf için değil, aynı zamanda çevreye de fayda sağlamak için, enerji tasarrufu sağlayan teknolojik ürünleri araştırdıklarını belirtiyor. Katılımcıların üçte ikisi (%67), bir sonraki cihazlarının enerji tüketim değerlerini takip edip tüketimi azaltmaya imkan veren bir uygulamayla bağlantılı çalışmasının önemli olduğunu düşünüyor.

Avrupa genelinde artan enerji fiyatlarıyla birlikte, ankete katılanların %72’si evlerindeki cihazları çalıştırmanın maliyeti konusunda endişe duyuyor. SmartThings Energy, bu endişeleri gidermeye yardımcı olmak için, kullanıcıların, kendi cihazlarının kullandığı enerjiyi ihtiyaçlarına göre optimize etmesine ve enerji kullanımını azaltmasına yardımcı oluyor. Örneğin, SmartThings Energy’deki Yapay Zeka Enerji Modu, Ecobubble özelliğini devreye alarak çamaşır makinenizin enerji kullanımını izlemenizi ve sıcak yerine soğuk suyla yıkama yaparak %70’e kadar enerji tasarrufu yapmanızı sağlıyor.

Samsung ayrıca mikrofiberlerin doğaya salınması sorununa çözüm bulmak için küresel okyanus koruma kuruluşu Ocean Wise ve giyim üreticisi Patagonia ile iş birliği yaptı. Less Microfiber™ Filtre, çamaşır yıkama programlarından kaynaklanan mikroplastik emisyonlarını %98’e kadar azaltan harici bir çamaşır makinesi filtresi olarak öne çıkıyor. IFA’da konuşma yapan Ocean Wise Mikroplastik Çözümleri Müdürü Charlie Cox, konuyla ilgili şunları söyledi: “Samsung ve Patagonia ile sürdürdüğümüz iş birliğimiz sayesinde, Ocean Wise olarak, okyanuslara mikrofiber salınmasını durdurmada kendi payına düşeni yapması konusunda sektöre yol göstermiş olmaktan gurur duyuyoruz. Less Microfiber™ Filtre gibi inovasyonlar sayesinde, bireylerin ev kaynaklı mikrofiber ayak izini azaltmasını sağlayabiliriz. Bu, okyanuslarımızın bize minnettar olacağı, kolay ve günlük yaşama dayalı bir çözüm.”

Isı pompaları gibi ısıtma teknolojileri, hızla büyüyen bir pazar olarak öne çıkıyor ve Samsung büyümekte olan bu pazarın ön saflarında yer alıyor. Yenilikçi ve akıllı hava kaynaklı ısı pompaları, 2022’den bu yana %97’lik, benzeri görülmemiş bir satış büyümesi kaydetti. Bu cihazlar, hava durumu ne olursa olsun evinizi tüm yıl boyunca konforlu hale getirmek için ev içi sıcak su tanklarıyla veya Samsung’un ClimateHub çözümüyle çalışıyor. Ayrıca SmartThings ekosistemine de bağlanabilen cihazlar, böylece enerji kullanımını takip edebiliyor ve kullanıcının talep ettiği ortam tercihlerine göre uyarlanabiliyor. Yüksek sıcaklıklı monoblok ısı pompası çözümleri yelpazesinin en yeni üyesi EHS Mono R290, Eylül ayında piyasaya sürülüyor. 

Çevresel etkimizi azaltmak için küçük adımlar atarken insanların günlük yaşamlarını en iyi şekilde geçirmesine yardımcı olan teknolojiler tasarlamayı hedefleyen Samsung’un yolculuğu sürekli gelişim halinde. Galaxy Z Flip5 ve Fold5 ile Galaxy Tab S9 serisi, okyanuslara bırakılmış balık ağları, su varilleri ve PET şişelerden elde edilen geri dönüştürülmüş alüminyum, cam ve plastikler de dahil olmak üzere geri dönüştürülmüş çeşitli malzemeler içeriyor. Galaxy Watch6 serisi de tüketici sonrası geri dönüştürülmüş plastik malzemeler içeren yöntemlerle üretiliyor. Yenilikçi tüm Galaxy cihazları, geri dönüştürülmüş kağıt malzemeler kullanılarak üretilen ambalajlarda satılıyor. 

Akıllı teknolojilerle geleceğe adım atın

Teknolojinin imkanlarına odaklanan bir geleceğe yatırım yapan Samsung’un fark yaratmak istediği alanlardan biri de akıllı ev teknolojilerini daha kullanıma hazır hale getirmek. Yapılan araştırmada, Avrupalıların dörtte biri, bir sonraki evlerinin akıllı teknolojilerle donatılmış olmasını cazip ve önemli bir faktör olarak görürken katılımcıların dörtte üçünden fazlası ise tamamen işlevsel akıllı evlerde yaşamak istediğini belirtiyor (%77).

Söz konusu talepleri ele alan Samsung, belirtilen imkanları gerçeğe dönüştürmek için çalışmaya devam ediyor ve bu vizyonu ileriye taşımak konusunda iş birliğinin gücüne inanıyor. ABB Smart Buildings ve dünyanın önde gelen fotovoltaik ve depolama sistemi teknolojileri sağlayıcılarından SMA ile iş birliği yapan Samsung, akıllı teknolojilerin sunduğu imkanları, evlere satın alınmadan önce yerleştirerek insanların evleriyle daha yakından bağ kurmasını hedefliyor. ABB ve SMA ürünlerinin SmartThings Energy ile entegre edilmesi sayesinde, evler daha güvenli, daha akıllı ve daha sürdürülebilir hale gelebiliyor. Örneğin, cihazlar en uygun zamanda çalıştırılabiliyor, enerji fiyatlarına ve kullanım şekillerine göre tüketimi ayarlamak için enerji kullanımı takip edilebiliyor ve güneş enerjisi üretimine göre enerji kullanımları optimize edilebiliyor.

NASA, Mars’tan son bulgularını paylaştı!

NASA bünyesindeki bugüne kadarki teknolojik ve en gelişmiş gezgini olan araç, Şubat 2021’de yüksek çözünürlüklü kameralar tarafından yakalanan nefes kesici bir inişle kırmızı gezegene ulaştı.

Daha önce Twitter olarak bilinen platform olan X aracılığıyla yapılan son paylaşımda Perseverance, son ilgi noktasını gösteren bir görüntü paylaştı. Gezici, gönderisinde “Bu kayayı Jezero Krateri’ndeki antik nehir yatağında buldum.” dedi ve bir örnek almayı ve bilim adamlarının daha yakından bakmasını sağlayacak olan yaklaşan Mars Örnek Dönüş görevinin bir parçası olarak geri göndermeyi planladığını da sözlerine ekledi.

Son olarak, NASA’nın gezgini şu anki konumunun bir resmini ve şu mesajı yayınladı: “Burada antik nehir yatağının etrafında dolaşırken harika zaman geçirdim. Birkaç görevi tamamlayıp yakında yola çıkacağım. Bu bir sonraki yükselişte ne var? Hadi öğrenelim.”

Perseverance, görevinde yalnız seyahat etmiyor. Onunla birlikte, Mars’ı da geçmeye devam eden Ingenuity adlı küçük bir helikopter şeklinde bir arkadaşı var.

Ingenuity bir teknoloji gösterimi olarak başladı, ancak o kadar iyi performans gösterdi ki, şimdi Perseverance ekibine yardımcı oluyor ve yer tabanlı gezici için güvenli ve verimli rotalar planlamak için kullanılan zorlu Mars arazisinin hava görüntülerini yakalıyor.

NASA, drone benzeri uçağın başarısından o kadar memnun kaldı ki (bugüne kadar 56 uçuş gerçekleştirdi) Mars’ta ve muhtemelen diğer gezegenlerde gelecekteki görevler için daha gelişmiş sürümler geliştirmeye karar verdi.

İkili birlikte harika bir ekip oluşturuyor, devam eden görev zaten NASA’nın birçok düzeyde beklentilerini aşıyor.

Apple, yeni Apple Watch modellerini 3D baskı ile üretecek!

0

Teknoloji devi Apple, üretim süreçlerinde büyük bir değişiklik yapmaya hazırlanıyor. Bloomberg’den Mark Gurman’ın son raporuna göre, Apple, yakın bir gelecekte pazara sunmayı planladığı Apple Watch Series 9 modellerinin üretiminde devrim niteliğinde bir adım atmaya hazırlanıyor: 3D baskı teknolojisi. Bu yenilikçi yaklaşım, geleneksel CNC (Bilgisayarlı Sayısal Kontrol) üretim yöntemlerine kıyasla birçok avantaj sunuyor.

Geleneksel üretim süreçlerinde, büyük metal plakalar kullanılarak ürün kasaları oluşturulurken, 3D baskı, malzeme kullanımını azaltacak ve üretim sürelerini kısaltacaktır. Apple’ın bu yeni süreçte kullandığı “bağlayıcı püskürtme” tekniği, toz halindeki malzemeyi ürünün dış hatlarına basma yeteneği sunuyor. Ardından, malzeme ısı ve basınç kullanılarak çelik hissi veren bir maddeye dönüştürülüyor ve son olarak frezeleme ile rafine ediliyor.

Apple analisti Ming-Chi Kuo, bu habere ilişkin daha önce benzer bilgileri paylaşmıştı. Kuo’ya göre, Apple Watch Ultra’nın ikinci nesli, 3D baskılı mekanik parçalar içerecek. Özellikle, titanyum bileşenlerin 3D baskı ile üretileceği iddia ediliyor.

Mark Gurman’ın raporuna göre, Apple’ın bu yeni 3D baskı tekniğini, paslanmaz çelikten yapılan Apple Watch Series 9 modellerinin kasalarında kullanması planlanıyor. Ancak, Gurman’a göre Apple, 2024 yılında titanyum cihazlarını da 3D olarak basmayı hedefliyor.

Bu geçiş, Apple’ın üretim süreçlerini iyileştirmesine ve maliyetleri düşürmesine yardımcı olabilir. Kuo, 2023 yılında Apple Watch modelleri üzerindeki çalışmaların başarılı olması durumunda, Apple’ın 3D baskı teknolojisini gelecekte daha fazla cihaz için kullanacağını öngörüyor.