Yapay zeka sohbet botu ChatGPT’yi geliştiren ABD merkezli teknoloji şirketi OpenAI, insanların söz konusu projeden neden bu kadar etkilendiklerini anlamadıklarını açıklıyorlar. Şirket, “Dürüst olmak gerekirse anlam veremiyoruz” yorumunda bulundu. İnsanları bu denli etkileyen bir botu beğenmeyen şirket sahipleri varken, arka planda nasıl çalışmalar yapıldığı ve yapay zekanın nasıl bir noktaya geldiği merak konusu oluyor. Yapay zeka odaklı ABD’li teknoloji şirketi OpenAI, geliştirdikleri ChatGPT sohbet botunun ilgiyle karşılanması karşısında şaşırdıklarını ifade etti. Şirketin uyum ekibi lideri Jan Lieke, MIT Technology Review’a açıklamasında, “Dürüst olmak gerekirse, bu çok zor oldu ve tüm bunları, bu kadar yayılmasını neyin tetiklediğini daha iyi anlamak isterim” ifadelerini kullandı.
ChatGPT’nin bu kadar kullanılmasına anlam veremiyoruz
Öte yandan şirket bünyesinde bu görüşe sahip tek yönetici Lieke Daha önce şirketin CEO’su Sam Altman da ChatGPT’yi kötüleyerek ‘berbat bir ürün’ olarak nitelendiriyor. Şirketin kurucu ortağı John Schulman, politika araştırmacısı Sandhini Agarwal ve yapay zeka araştırmacısı Liam Fedus gibi OpenAI’in diğer bazı önde gelenleri de aynı görüşte olduğunu belirtiyor. MIT’ye konuşan Schulman, “İnsanlar için sezgisel olmasını ve bir takipçi kitlesi edinmesini bekliyordum ama bu düzeyde bir ana akım popülerliğe ulaşmasını beklemiyordum” dedi.
Dış dünya için ne kadar şaşırtıcı olabileceklerini unutuyoruz
Fedus, “Bu kadar hoş karşılanması bizi hakikaten şaşırttı” derken Agarwhal da “Bu modeller üzerinde o kadar çok çalışıyoruz ki bazen dış dünya için ne kadar şaşırtıcı olabileceklerini unutuyoruz” yorumunu yaptı. ChatGPT birkaç ay önce piyasaya sürülmüş olsa da kullandığı teknoloji bir süredir var. Ancak OpenAI çalışanları, ChatGPT’nin halka açılmasının ardından ortaya çıkacak kaosu tahmin edememişlerdi.
Olacakları kestirmek zor
Lieke, “Bu sistemleri kurduktan sonra gerçek güvenlik sorunlarının ne olacağını tahmin etmek sahiden çok zor. Bu yüzden insanların sistemi ne için kullandıklarını izlemeye, neler olduğunu görmeye ve ardından reaksiyon göstermeye önem veriyoruz” diye ekledi. Bunun öngördükleri güvenlik sorunların önünü almaları gerektiği anlamına gelmediğini savunan Lieke, “Ama evet, bir sistem gerçek dünyaya girdiğinde olacakların tamamını kestirmek zor” dedi.
Ekrana bakarak geçen uzun bir günün ardından gözleriniz yorgun hissedilebilir. Neyse ki Windows, basit bir yorgunluk veya engellilik nedeniyle görme sorunu yaşayanlar için çeşitli araçlar sunuyor. Bu özelliklerden yararlanmak göz yorgunluğunu azaltabilir, kendinizi daha taze ve daha üretken hissetmenizi sağlayabilir.
Erişilebilirlik, Windows işletim sisteminin önemli bir gücüdür. Hem Windows 10 hem de 11, gözleri yormayan çalışmayı kolaylaştırmak için çok sayıda yol sunar. Tüm gözlerin farklı olduğunu unutmayın! Bazı yardım türleri faydalı olabilirken diğerleri olmayabilir. Tüm ipuçlarımız ücretsizdir, ancak ödemeniz gereken donanım tabanlı bir öneri sunacağız .
Daha iyi bir monitör satın alın
Giderek daha fazla sayıda dizüstü bilgisayar üreticisi ve ekran üreticisi, varsayılan 60Hz yenileme hızının üzerine çıkan yüksek yenileme hızlı ekranlar sunuyor. Bunlar öncelikle oyuncular için ve profesyonel sanatçılar için daha yumuşak mürekkepleme için sunulur, ancak gözleriniz de size teşekkür edebilir. Bir ekran yenilendiğinde gözleriniz bunu telafi etmek zorundadır. Ancak daha yüksek bir yenileme hızında, bu sürekli güncellemeler birlikte bulanıklaşarak gözleriniz üzerindeki baskıyı azaltır. Sadece fazla ileri gitmeyin: Bir ekran üreticisi olan Samsung bile 75Hz’in yeterli olduğunu düşünüyor.
Kendilerini titreşimsiz olarak tanıtan ekranlara da dikkat edin. Evimizde LED ampul kullanmayı tercih ederdim ama karım titreşimsiz LED ampullerin bile migrenini tetikleyebileceğinden şikayet ediyor. Bazı ekranlar, parlaklık kontrolleri tarafından üretilen ışık miktarını yönetmek için darbe genişliği modülasyonu adı verilen bir teknoloji kullanır. Titremeyi bilinçli olarak hissedemeyebilirsiniz, ancak gözleriniz hissedebilir.
Oyun oynamak için HDR yetenekleri sunan büyük, parlak ekranları tercih ederim ama bu herkese göre değil. Ekran parlaklığı (bir ekranın ne kadar ışık yaydığı) genellikle nit cinsinden ölçülür. Yaklaşık 250 sirkenin günlük kullanıma uygun olduğunu düşünüyoruz; bazı dizüstü bilgisayarlar dışarıda kullanılabilsin diye bundan çok daha fazlasını ortaya koyuyor. 250-300 nit bir ekran satın alıp maksimum parlaklıkta çalıştırarak titreme sorunlarını önleyebilirsiniz.
Mavi ışık filtresini aç
Galaxy Book3 Pro 360’ta bulunan Dynamic AMOLED 2X gibi bazı ekranlar, mavi ışığı sadece normal çalışmayla kesmeyi vaat ediyor. Ne olursa olsun, Windows 10’da mavi ışık filtresini açmak veya Windows 11’de mavi ışık filtresini etkinleştirmek, göz yorgunluğunu önlemenin ve daha dinlendirici bir uyku sağlamanın akıllı ve kolay bir yoludur. Mavi ışığı engellemek, ekranınıza sarımsı bir gölge verir, ancak buna değer. Ayrıca bir ekran filmi veya özel gözlük satın almaktan çok daha basit.
(Yapma) çözünürlüğü ayarlama
Genel olarak, daha yüksek ekran çözünürlüğü genellikle daha fazla ayrıntı anlamına gelir, böylece görüntüler, metin vb. keskin ve iyi tanımlanmış olur. Bir 4K ekranı 1920×1080’e ayarlamak simgelerin boyutunu artırır diyebilirsiniz; bu iyi, değil mi?B azen ekran çözünürlüğünü çok yüksek ayarlamak yenileme hızını düşürebilir.
Ekran çözünürlüğü, ekrandan ekrana göre ayarlanır. Ayarlarla oynamak için Windows Ayarları menüsüne ( Sistem > Ekran) gidin ve şemadaki ekranlardan birine tıklayın. Ekran çözünürlüğüne ilerleyin ve istediğiniz ince ayarları yapın. Yaptığınız tüm değişikliklerin siz manuel olarak onaylamadığınız sürece otomatik olarak geri alınacağını unutmayın.
Windows’ta simgelerin, metnin ve daha fazlasının boyutunu ve ölçeğini ayarlayın
Bu nedenle, Windows simgelerinizin boyutunu değiştirmek için çözünürlüğü ayarlamak kötü bir fikirdir. Windows, ekranınızda göreceğiniz şeyin boyutunu ayarlamak için zaten iki farklı yol sunuyor ve her ikisi de bilmeye ve denemeye değer.
Windows 11 Ayarlar menüsünde ( Sistem > Ekran) Windows , metin, uygulamalar ve diğer öğelerin ölçeğini ayarlama seçeneği sunar . Bu ayar, ekranınızdaki çeşitli öğelerin ölçeğini ekran bazında ayarlar; hem bir dizüstü bilgisayar ekranı hem de herhangi bir harici monitör için ince ayar yapmanız gerekir. Adından da anlaşılacağı gibi, bu , ekranınızdaki metin, kaydırma çubukları, çeşitli UI arayüzleri, çalışmalar gibi her şeyin boyutunu değiştirir . Özel ölçekleme tercihleriyle oynamak yerine açılır seçenekler arasından seçim yapmanız gerektiği konusunda Windows ile aynı fikirdeyiz.
Windows 11’deki benzer bir ayar ( Erişilebilirlik > Metin boyutu), metin boyutunu yukarı ve aşağı ayarlama seçeneği sunar . Bunu yapmak metni büyütür veya küçültür ancak simgelerin ve gezinme öğelerinin boyutunu değiştirmez. Bu, örneğin Microsoft Edge’in simgesini zorlanmadan tanıyabilen ancak bir sayfadaki metni okumakta zorlanan kullanıcılar için fena bir fikir değil. Windows kendisini yeniden yapılandırırken birkaç saniyeliğine mavi bir ekran (BSOD değil) göreceğinizi unutmayın.
Ekranın bir bölümünü büyütmek için Windows’un yerleşik Büyüteci’ni kullanın
Ara sıra izole edilmiş bir grafiğe veya sayıya gözlerinizi kısarak bakma ihtiyacı hissediyorsanız, Windows’un Büyüteç işlevini denemek için iyi bir adaysınız. Bu işlev varsayılan olarak kapalıdır, ancak Windows Ayarları menüsündeki ( Erişilebilirlik > Büyüteç) Win ve + kısayolu aracılığıyla oturum açmadan önce veya sonra açılacak şekilde yapılandırılabilir . Windows ve artı tuşlarını birleştirmek, dikey bir dikdörtgen, tam ekran büyütme veya bir veya iki satıra yakınlaştıran “yerleşik” bir kutu olarak yapılandırılabilen Büyüteç’i açar. Büyüteç’i Win ve Esc tuşu kısayolu ile kapatabilir ve Win ve – tuşu ile yakınlaştırıp uzaklaştırabilirsiniz .
Büyüteç , Başlat menüsündeki bazı küçük ayrıntıları daha iyi görmenin yollarından biri olduğundan,büyütülmüş metnin renklerini daha kolay okunabilmeleri için ters çevirme seçeneklerini kullanabilirsiniz.
Hala okumakta güçlük çekenler için Microsoft, görme engelliler için tasarlanmış Anlatıcı ve Sesli Oku’yu içeriyor. Ayrıca bir Okuma kısayolu da var ( varsayılan olarak Ctrl+ Alt ), ancak makinemde çalışmıyor gibi görünüyor.
Fare imlecinizi ve metin imlecinizi büyütün
Fare imlecinizi ekranda takip etmekte sorun yaşıyorsanız, Ayarlar menüsünden (Erişilebilirlik > Fare işaretçisi ve dokunma) daha büyük ve farklı bir renkte yapabilirsiniz . Bazen arka plana bağlı olarak fareyi aydınlık ve karanlık arasında gidip gelecek şekilde yapılandıracağım—evet, bunu yapabilirsiniz!
Ayrıca Windows’tan, yazdığınız herhangi bir satırın üstüne ve altına bir renk noktası ekleyen bir “metin imleç göstergesi önizlemesini” açmasını isteyebilirsiniz. Bu, hemen hemen herkes için şaşırtıcı derecede kullanışlıdır.
Protanopia ve daha fazlasını hesaba katmak için Windows’un renk şemalarını ayarlayın
Windows’ta bazılarının “renk körlüğü” olarak adlandırdığı çeşitli biçimler (örneğin, kırmızı veya yeşili görme sorunu protanopi veya döteranopi olarak adlandırılır) açıklanabilir. Windows 11 Ayarlar menüsüne (Erişilebilirlik > Renk filtreleri) gidin ve “renk filtrelerini” açık konuma getirin. Ardından hangi renk filtresinin sizin için uygun olduğunu seçeceksiniz. ( Win + Ctrl + C ile açıp kapatın ).
Ardından Windows, Windows kullanıcı arabiriminin göreli gücünü ve gölgelerini sizin için daha kolay görebilmeniz için ayarlayacaktır.
Windows’ta karanlık modu açın
Son olarak, eski bekleme var. Geç oldu, hava karardı ve ekranınızın gereğinden fazla ışık vermesini istemiyorsunuz. İşte burada karanlık mod devreye giriyor.
Ayarlar menüsünde ( Kişiselleştirme > Renkler ) , görev çubuğunuz gibi kullanıcı arabirimi öğelerini etkileyebilecek varsayılan Windows modunu (açık/koyu) seçme seçeneğine sahip olacaksınız. Varsayılan uygulama modunuzu (açık/koyu) seçmek, Posta ve Takvim gibi bazı Windows uygulamalarının arka planını da karanlık hale getiriyor.
Bu, kendi ayarları olan Microsoft Edge gibi uygulamaları her zaman etkilemez. (Sağ üst köşede, dikey üç noktayı tıklayın, aşağı kaydırarak Ayarlar’a gidin . Bir sonraki sayfada, aşağı kaydırarak Görünüm’e gidin ). Burada, Edge’in kendi ayarları olup olmadığını veya Windows ayarlarına uyup uymadığını belirleyebilirsiniz. Diğer uygulamalarda da benzer ayarlar bulabilirsiniz.
Tüm bu ayarların arkasındaki fikir, sizin için en uygun kurulumu bulmanız gerektiğidir. Çalışırken çift odaklı gözlük takmamayı, dizüstü bilgisayar ekranı ve masaüstü ekranı kullanmayı mı tercih edersiniz? Çeşitli öğelerin boyutunu ve ölçeğini buna göre yapılandırın. Kırmızı ve yeşile dayanmaları nedeniyle kıyaslama grafiklerini ayırt etmekte sorun mu yaşıyorsunuz? Renk filtreleri bu konuda yardımcı olabilir.
Intel finansal açıdan erimeye devam ediyor. Intel gelirlerinde son dönemlerin en zor zamanlarını yaşadığını bildirdi. 2023 yılına ilişkin ilk çeyrek neticelerini bildiren en büyük çip üreticisi, hisse başına kazançta senelik yüzde 133 şeklinde bir düşüş yaşadığını belirtti. Intelgeliri ise geçtiğimiz yıla kıyasla yüzde 36 küçülerek 11,7 milyar dolara düştü.
Intel geliri yüzde 36 azaldı, hisseler çakıldı
Donanım devi tarafından yatırımcılara gönderilen yeni rapor, firmanın ilk çeyrek sonuçlarını ortaya çıkardı. 2022’nin aynı dönemine göre yüzde 36 düşüş yaşayan şirket geliri 11,7 milyar dolar seviyesinde kaldı. Fakat sonuçlar, yatırımcıların beklediğinden daha iyiydi.
Intel’in devasa bir kayıp yaşamasının birden fazla sebebi bulunuyor. İlk olarak, şirketin en güçlü ürün grubu olan bilgisayar yonga satışları istenen seviyede olmaması, daha önceki bir raporda açıklanan verilere göre, küresel bilgisayar sevkiyatlarının yaklaşık yüzde 30 küçüldüğünü gösterdi.
Ayrıca masaüstü ve dizüstü bilgisayarlara güç veren yongaları içeren İstemci Bilgi İşlem grubu ise yıllık bazda yüzde 38 düşüş yaşayarak 5,8 milyar dolar gelir sağladı. Veri Merkezi ve Yapay Zeka odaklı sunucu çipi bölümü ise yüzde 39 düşüşle 3,7 milyar dolar kazandı.
Intel, işten çıkarmalar dahil olmak üzere maliyetleri azaltarak 2025’e kadar yılda 10 milyar dolar tasarruf etmek istiyor. Geçtiğimiz yıl 8,1 milyar dolar kar bildiren şirket, şu anda 2,8 milyar dolar net zarara uğradı.
Intel CEO’su Patrick Gelsinger başlıca TSMC ile rekabet etmek istediklerini söyledi. 2026 yılına kadar “TSMC tarafından üretilenler kadar” gelişmiş yongalar sunmak istiyor. Şirket ayrıca iPhone A serisi gibi özel işlemcilere de rakip olacak.
Exascale bilgi işlem, Birleşik Krallık hükümetinin yeni nesil bilgi işlem teknolojisinin ülkenin ilk yinelemesini oluşturmak için yatırım yapmayı planladığını açıklamasının ardından dikkatleri üzerine çekti.
Basitçe söylemek gerekirse exascale bilgi işlem çok daha yüksek düzeyde performans ve yetenek sağlayarak, bilgi işlem tarihinde önemli bir kilometre taşını temsil ediyor. Accenture genel müdürü Maynard Williams’a göre, bunun iş dünyası ve ekonomi üzerinde önemli bir etkisi olması bekleniyor.
Williams: “Exascale Computing, bilim ve bilgisayar mühendisliğinde yeni bir yarışı temsil ediyor. Bu süper bilgisayarlar, inanılmaz derecede güçlü bir donanım üzerinde çalışıyor ve geleneksel bilgisayarlar için çok pahalı veya verimsiz olan çok büyük veri yığınlarını anlamlandırabilecek bir işlem gücü ölçeğine ulaşıyor” diyor.
Exascale ve kuantum hesaplama: Fark nedir?
Williams, kuantum hesaplamanın, karmaşık görevleri veya hesaplamaları eş zamanlı olarak işlemek için kuantum mekaniği ilkelerini kullanarak temelde “veri analizini yeniden düşündüğünü” açıklıyor.
Benzer şekilde, yüksek performanslı bilgi işlem (HPC) sistemleri, belirli bir soruna odaklanabilen, ancak bir sorunun paralel olarak çözülmesini sağlamak için ayrı atomik sorunlara bölünebilen çok büyük miktarda işlem gücü kullanıyor diyor. Ancak Exascale, yaptığı her şeyde verileri çok hızlı bir şekilde paylaşabilmesi ve modellemenin her bir parçası arasında bir ara bağlantının olduğu sorunları işleyebilmesi açısından tek bir birim olmasıyla farklılaşıyor.
Exascale ne kadar güçlü?
Lenovo’nun EMEA HPC ve yapay zeka direktörü Noam Rosen, exascale computing’in saniyede kentilyon hesaplama yapabilen bir sistem olduğunu söylüyor. Rosen: “Uygulaması, HPC’de yeni bir çağın habercisi olarak geniş çapta selamlandı. Exascale, HPC’yi yeni bir güç verimliliği ve performans düzeyine taşıyor ve gelecekteki keşifleri güçlendiren yeni atılımlar sağlıyor” dedi.
MediaTek Dimensity 9200+ işlemcisi için lansman hazırlıklarına başladı. Yeni işlemci, MediaTek’in amiral gemisi olacak.
MediaTek, sınıfının en iyisi yeni Dimensity işlemcisinin lansman tarihini duyurdu. MediaTek, 10 Mayıs’ta yeni amiral gemisi Dimensity 9200+ işlemcisini tanıtacak.
Lanmanı yapılacak son işlemci Dimensity 9200+ oldu. Bu, Dimensity 9200’ün geliştirilmiş bir versiyonu olacak. Yeni çipin 10 Mayıs’ta tanıtılacağı belirtildi. Etkinliğin ana merkezi ise Çin olarak duyuruldu.
MediaTek amiral gemisi ile sahnede
Dimensity 9200+’nın ana farkı, Prime Cortex-X2 çekirdeğinin saat frekansının 3,35 GHz’e çıkarılması olacak. Karşılaştırma için, Dimensity 9200 maksimum 3.05 GHz saat hızına sahip olacak. Yenilik ayrıca üç adet 3.00GHz Cortex-A715 çekirdeği, dört adet 2.00GHz Cortex-A510 çekirdeği ve Immortalis-G715 MC11 grafik kartına sahip olacak.
Sızıntılara göre, Dimensity 9200+ çip tabanlı cihazlar, Dimensity 9200+ tarafından desteklenen Akıllı Telefonlar, Snapdragon 8 Gen 2 ile en iyi performans gösteren amiral gemilerini eşleştirerek AnTuTu’da 1,35 milyon puan alabilecek.
İşlemci pazarındaki tedarik sorunları devam ederken MediaTek yeni işlemcisi ile gücünü daha da artıracak. Ayrıca sektörel rekabet açısından da önemli bir kazanım edinmiş olacak.
Mediatek platformuna sahip cihazlar üzerinde çalıştığı söylenen başka bir şirket de vivo oldu. Söylentiler en az üç telefonun onu alacağını öne sürüyor: X90S Pro , iQOO Neo8 Pro ve iQOO 11S. MediaTek’in bu duyurusunun ardından sıradaki çalışması da merakla bekleniyor.
Türkiye’de yapay zeka çalışmaları ile öne çıkan CBOT, CBOT GPT’yi piyasaya çıkardı. Sanal asistanlar için kurumsal kullanıma hazır büyük dil modeli olan CBOT GPT, kurumlara esneklik ve özelleştirme sağlayan Türk GPT’si olarak adlandırılıyor.
Türkiye’de yapay zeka alanının pazar lideri CBOT, sanal asistan uygulamaları için herhangi bir veri tabanıyla entegre edilebilen, kurumsal kullanıma hazır bir büyük dil modeli (LLM) olan CBOT GPT’yi piyasaya sürdü. Şirket, CBOT GPT’nin GPT-4’den önemli ölçüde daha küçük olduğunu ve şirket içinde kurumsal amaçlarla kontrollü şekilde çalışabileceğini belirtiyor.
Türkiye’nin GPT’si olarak nitelendirilebilecek olan CBOT GPT, OpenAI tarafından geliştirilen ChatGPT sistemine bağımlı olmadığı için, kurumsal kullanıcılar için daha çekici bir seçenek haline geliyor. Bu bağımsızlık, kurumların özel ihtiyaçlarına daha esnek ve özelleştirilebilir bir şekilde cevap verilebilmesini sağlıyor.
OpenAI tarafından geliştirilen, doğal dil işleme teknolojisi ile insanlar tarafından oluşturulan doğal ifadeleri anlayabilen ve yine insan ifadelerine çok yakın metinler üretebilen, yapay zeka teknolojilerindeki gelişmelerin en son ürünlerinden olan “ChatGPT” herkesin gündemini meşgul ederken, CBOT mühendisleri tarafından geliştirilen CBOT GPT teknolojisi, kullanıcıların bilgiye ulaşmasını, metin yazma gibi işlerini daha kolay halletmesini ve daha verimli çalışmasını olanaklı hale getirerek kurum ve kuruluşlar için de sayısız avantajın kapılarını aralıyor.
Müşteri hizmetleri, çalışan eğitimi, insan kaynakları, pazarlama ve satış, otomasyon gibi pek çok alanda kurumlar için değer yaratan ChatGPT, özellikle müşteri hizmetleri alanında, müşteri deneyimini iyileştirmek ve işletmelerin daha hızlı ve daha etkili hizmet sunmasını sağlamak için büyük bir potansiyel barındırıyor. CBOT GPT sayesinde ise kuruluşlar müşterilerin sorduğu sorulara, kurum için özelleştirilmiş bir alanda hızlı, kolay ve doğru yanıtlar sunabilecek, bir çok görev ve sürecin otomatikleştirilmesini sağlayarak verimliliği arttıracak.
CBOT GPT ile Kuruma Özelleştirilmiş Dil Modelleri Geliyor
CBOT GPT, GPT modelinin doğal dil işleme ve yapay zeka yeteneklerini kullanarak kurumların kendi verilerine dayalı olarak özelleştirilmiş bir dil modeli oluşturmasına ve bu dil modelini kendi iç süreçlerinde veya müşteri hizmetleri odağında kullanmasına imkan tanıyor.
CBOT GPT, kurumların özel domainlerinde, özellikle bankacılık, yatırım ve kamu hizmetleri gibi belirli düzenlemeye tabi sektörlerdeki şirketlerin sahip olduğu kendi altyapılarında da kolaylıkla kullanılabiliyor. CBOT GPT, daha verimli ve etkin bir şekilde yapay zeka eğitiminin zenginleştirilmesini, müşteriye verilecek cevapların oluşturulmasında geleneksel yöntemler ve ChatGPT’nin hibrit çalışması ile deneyimin daha geniş bir konu alanını kapsar hale getirilmesini sağlıyor. Bu sayede, kurumlar sınırlarını kendi belirledikleri alanlarda doğru yanıtlar verebilen özelleştirilmiş bir sanal asistana sahip oluyor. Örneğin, bir banka, bankacılık işlemleri gibi süreçleri önceden tanımlanmış akışlar ile gerçekleştirirken, müşterilerinin ihtiyaç duyduğu bilgileri yine kendi sistemlerinde çalışan CBOT GPT, ile kolayca cevaplayabiliyor.
CBOT GPT ile CHATGPT ile beraber çalışabiliyor
Kişisel verilerin korunması kanunu nedeniyle kurumların ChatGPT’yi sadece kurumsal amaçlarla kullanmasının sorunlara neden olabileceğini ve bu nedenle CBOT GPT ile teknolojinin kurumlara özelleştirilmesinin çok daha etkili olduğunun altını çizen CBOT CEO’su Mete Aktaş, CBOT GPT’nin geliştirilmesindeki ana motivasyonun, kurumsal müşterilerinden aldıkları geri bildirimler olduğunu açıkladı ve ekledi “Müşterilerimiz, verilerinin kendi iç sistemlerinden dışarıya çıkması ile ilgili endişelerini dile getirdiler. Bu sebeple CBOT olarak, mevcut büyük dil modelleri ile benzer doğruluk seviyesini korurken şirket içinde çalıştırılabilen, küçük ve ticari açıdan uygun bir model oluşturmayı hedefledik ve bunu gerçekleştirdik. CBOT GPT, zorlu ihtiyaçlara cevap veren etkili bir çözüm sunarak kurumsal şirketler için ideal bir seçenek oldu.”
CBOT’un, şirketlerin GPT gibi yapay zeka teknolojilerini etkili bir şekilde kullanmalarına yardımcı olacak uzmanlığa ve deneyime sahip olduğunu belirten Aktaş, “Sadece yüksek maliyetler değil aynı zamanda iş dünyasında yasallık, kurumsallık ve doğruluk kriterlerinin elzem olması sebebiyle de CBOT GPT çözümü tercih ediliyor. CBOT Platformun ChatGPT ile entegre olması ve kurulumlar için özel olarak geliştirdiğimiz CBOT GPT modülünün kurumsal ihtiyaçlara uygun şekilde kullanılması tüm sektörler için çok önemli bir değer yarattı. Ayrıca, kurumsal dünyada diyalogsal deneyim sadece genel bilgileri değil, banka hesap durumunuz, gönderilerinizin teslimat durumu, doktor randevularınız, vergi ödemeleriniz gibi kişisel bilgi ve işlemleri içerir. Bu nedenle, kurumsal sanal asistanların tasarımında önemli bir faktör olan bağlam uygunluğu, kullanıcının amacına yönelik hizmet sağlamak için hedef odaklı bir diyalog tasarımı gerektirir. ChatGPT entegrasyonu ve CBOT GPT kurumsal modülüyle birlikte kurguladığımız hibrit ve bütünsel deneyim ile CBOT’un yapay zeka alanındaki gücünü ve deneyimini bir kez daha ortaya koyduk.” diyor.
Büyük bir tartışmaya neden olan Twitter doğrulama fiyaskosu mahkemede bitebilir. Twitter gelir hedefini ceza ile ödeyebilir.
Twitter, Musk’ın doğrulamaya yönelik sert yaklaşımından geri adım atarken daha fazla kafa karışıklığı yaşandı. Artık, 20 Nisan’dan önce bir milyondan fazla takipçisi olan herhangi bir eski Twitter kullanıcısının, ödeme yaptığını belirten bir notla birlikte onay işaretini eski durumuna getirdiği görülüyor.
Twitter Blue için acı son yaklaşıyor
Northeastern Üniversitesi’nde hukuk ve medya profesörü olan Alexandra Roberts: “Twitter üzerinden, kendileri için kaydolmayan ve onları istemeyen hesaplara mavi tikler atadığını görebildiğimiz bir dizi potansiyel yasal iddia var. Mavi kontrollerin, Twitter Blue’ya abone olan ve telefon numaralarını doğrulayan kullanıcılar için olduğu iddia ediliyor” diyor. Twitter doğrulama özelliği sonrasında gerek sektörel gerekse akademiden yoğun eleştiriler almış oldu.
Roberts’a göre, Twitter’ın ihlal edebileceği yasalar arasında yanlış reklam veya desteği yasaklayan federal yasalar ve haksız rekabet iddialarına karşı eyalet yasaları ile karalama ve tanıtım hakkının kötüye kullanılmasına ilişkin davalar yer alıyor. Bu yasalar kapsamındaki herhangi bir davanın Twitter’ın ünlülerin Blue için ödeme yaptığı yönündeki yanlış iddiasının, hizmetin veya platformun ticari kullanımının onaylandığını veya tüketicilerin onları gördüğünü kanıtlaması gerekiyor.
Goanta: “Musk’ın bazı ünlülere mavi tik tutmaları için ödeme yaparak yaptığı şey, haksız veya aldatıcı bir uygulama olarak değerlendirilebilir. Çünkü bu, tüketiciler de dahil olmak üzere kamuoyunda bu ünlülerin Twitter’ın iş modellerini desteklediği izlenimi yaratıyor” diyor.
Twitter Blue’nun lansmanı büyük bir başarı yakalamadı. Bildirildiğine göre Twitter Blue geliri, hedeflenen yıllık gelirinin yüzde 1’inden daha azını yapıyor. Doğrulama için para ödeyen kişilere yönelik Twitter’daki yaygın küçümseme göz önüne alındığında, ünlüler de itibarlarının zedelendiğini iddia edebilir.
Yapay zekâ şirketi CBOT’un Türk Telekom için geliştirdiği yapay zekalı asistan TiTi, 3 aylık süreç içinde bir başarıya imza atarak 1.2 milyon müşterinin yaklaşık 3 milyondan fazla mesajını karşıladı. Doğal dil işleme ve makine öğrenmesi teknolojilerini kullanan bir asistan olan TiTi; hem Türkiye’de hem de dünyada geniş kapsamı, sunduğu kişiselleşmiş deneyim ve geniş bir kullanıcı kitlesine hitap etmesi nedeniyle örnek teşkil eden bir proje olarak konumlanıyor.
Geliştirdiği teknolojiler ve dünya genelinde imza attığı sanal asistan projeleriyle farklı sektörlerden pek çok şirkete çözüm sunan CBOT’un Türk Telekom için geliştirdiği yapay zekalı asistan TiTi, 3 aylık süre içinde önemli bir başarıya imza atarak 1.2 milyon müşterinin yaklaşık 3 milyon mesajını karşıladı ve müşteri mutluluğuna büyük katkı sağladı. CBOT Platform üzerinde çalışan ve doğal dil işleme ve makine öğrenmesi teknolojilerine birçok kanaldan hizmet veren TiTi, üst düzey bir yapay zeka yetkinliğine sahip ve kullanıcılara kişisel bir deneyim vaat etmesiyle dikkatleri üzerine çekiyor. TiTi ayrıca, doğal, hızlı ve “insansı” yapay zeka deneyimiyle alanında dünyanın sayılı örneklerinden biri olarak gösteriliyor.
Bir telekom destek asistanı olan TiTi çok geniş bir alanda, kişisel bir asistan gibi hizmet veriyor. Türk Telekom’un web sitesi üzerinden müşterilerine veya şirketin ürün ve hizmetleri hakkında bilgi almak isteyen kullanıcılara hizmet veren TiTi, aylık olarak yaklaşık 1 milyon mesajı yanıtlıyor. TiTi fatura görüntüleme, taahhüt bitiş tarihi öğrenme, kullanım ve kalan bakiye öğrenme, internet paketi yükleme, yeni ürün başvurusu, müşteri olma ve daha birçok konuda kullanıcılara başarıyla hizmet veriyor. Özellikle telekomünikasyon gibi kişisel bilgi ve işlem gerektiren konularda kullanıcıyı tanımak için önce sisteme giriş yaptıran sanal asistan, daha sonra ilgili bilgiyi sunuyor veya işlemi hızlıca gerçekleştiriyor.
CBOT Kurucu ve CEO’su Mete Aktaş geliştirilen teknolojinin ilk 3 aylık performansına ilişkin yaptığı açıklamada “TiTi, CBOT’un doğal dil işleme ve makine öğrenmesi teknolojileri ile CBOT Platform üzerinde oluşturuldu, yüksek bir anlama düzeyine sahip olan TiTi kullanıcıya karşısında bir insan, bir müşteri temsilcisi varmış gibi insani ve doğal bir dijital deneyim sunuyor. CBOT geliştirdiği çözümler, teknolojiler ve diyalogsal deneyim yaratma konusundaki uzmanlığıyla birbirinden farklı birçok sektörde gücünü göstermeye devam ediyor. Geliştirdiğimiz bu teknolojiler vasıtasıyla şirketler, müşterilerine veya çalışanlarına daha hızlı, rahat, kolay, kişiselleşmiş bir deneyim sunuyor; diğer yandan da operasyonel maliyetlerini daha akılcı ve verimli şekilde yönetiyor.” dedi.
Türk Telekom Dijital Kanallar ve Servisler Yönetimi Direktörü Salih Çiçek ise “Türk Telekom olarak ülkemizin dijital dönüşümüne liderlik ederken, müşteri deneyimini odağına alan ürün, hizmet ve servislerimizle en yenilikçi teknoloji çözümlerini sunmaya devam ediyoruz. Bu motivasyonla hizmete aldığımız akıllı asistan TiTi ile Türk Telekom müşterilerine ve şirketimizin ürün ve hizmetleri hakkında bilgi almak isteyen kullanıcılara 7/24 destek sunuyoruz. Yaklaşık 3 ayda1.2 milyon müşterinin 3 milyon mesajını başarıyla karşılayan TiTisayesinde müşteriler, çağrı merkezini aramaya gerek duymadan aradıkları bilgiye hızla ulaşabiliyor. Türkiye’nin lider bilgi ve iletişim teknolojileri şirketi olarak teknolojinin imkanlarını müşterilerimizin hizmetine sunmaya devam edeceğiz.” dedi.
TiTi nasıl bir deneyim sunuyor?
TiTi, kullanıcıya kolaylık sağlamak için önce kısa bir menü sunuyor ancak kullanıcı sorusunu bunların içinden seçmek zorunda olmuyor. Bilgi almak için TiTi’ye ulaşan kullanıcı, menüde yer alan mevcut bir konuyu kendi seçeceği kelimelerle veya tamamen farklı bir konuyu istediği şekilde yazarak ifade edebilir. Çünkü güçlü bir yapay zekaya sahip olan TiTi, kullanıcıya her zaman, istediği gibi bir metin yazabileceği ve anında yanıt alabileceği üst düzey bir deneyim sunuyor. TİTİ, Türk Telekom ve CBOT ekiplerinin çalışmalarıyla sürekli olarak kendini geliştiriyor, sunduğu deneyimi bir adım öteye taşıyor.
KOBİ’ler için ürün ve hizmet geliştiren girişimlere yönelik gerçekleştirilen, 2023 yılının ilk hızlandırma programı olan Yapı Kredi Fast FRWRD “Kobi Çözümleri” Hızlandırma Programı’na kabul edilen girişimciler, “Kick Off” etkinliği ile duyuruldu. KOBİ’lerin hayatını kolaylaştıran çözümler üzerine çalışan 15 girişim Yapı Kredi Fast FRWRD Hızlandırma Programına katılmaya hak kazandı. Girişimciler, ekosistemdeki öncü isimlerden mentorluk alma, Yapı Kredi’nin ağı içerisinde yer alan ekosistemin önde gelen melek yatırımcı, yatırım ağı ve VC’leriyle yatırımcı eşleştirmelerine dâhil olma, eğitim ve masterclass katılımları gibi imkânlardan faydalanacak. Yapı Kredi, girişimcilere ve ekosisteme daha yakın olmak adına bu dönem program süresince girişimcilerle bir araya gelerek program kapsamındaki masterclass’ları ve workshop’ları fiziki olarak ortak çalışma alanında gerçekleştirecek ve burada girişimcilerle bir arada çalışacak. Bütün bunlara ek olarak, bu sene ilk defa Yapı Kredi FRWRD GSYF aracılığı ile seçilen girişimlere yatırım yapma imkânı da olacak; böylece Yapı Kredi’nin ekosisteme verdiği destek bir adım daha ileri gidecek.
Yapı Kredi ve program partnerlerinin sağladığı desteklerin girişimlerle buluştuğu Fast FRWRD Hızlandırma Programı’nın yürütücüsü Invexen oldu. Ayrıca programın partnerleri arasında birçok ekosistem paydaşı ve yatırımcı yer alıyor.
Girişimleri önemli iş ortaklarımız olarak görüyoruz
İnovasyonu odağına alan girişim ekosisteminin; müşteri ve kurum beklentilerini karşılayacak ürün ve hizmetlerin, iş birliklerinin ve yatırım imkânlarının ortaya çıkması için dinamik ve sürekli gelişen bir ortam yarattığını ve aynı zamanda ülkemizin ekonomisi için de büyük önem arz ettiğini belirten Yapı Kredi Genel Müdür Yardımcısı Yakup Doğan şunları söyledi: “Yapı Kredi olarak geleceğin bankacılığını bugünden inşa etme vizyonuyla uzun yıllar önce dijital bankacılık alanında sınırları kaldırmak için yola çıktık. Bu yolda sınırları kaldıran teknolojileri üretme hedefimizle dijital stratejimizi oluşturduk. Yatırımlarımız ve ürettiğimiz yenilikçi fikirlerimizle, bir teknoloji şirketi gibi bu fikirleri inovasyona dönüştürdüğümüzü söyleyebiliriz. İnovasyonu ve girişimciliği önemsiyor ve destekliyoruz. Bu anlamda hayata geçirdiğimiz Yapı Kredi FRWRD ile hem kurum içerisinde hem de kurum dışında inovasyon kültürü oluşturduk, bu kültürü geliştirdik ve geliştirdiğimiz bu ekosistemle güçlü iş birlikleri kurduk. Girişimciler, yeni fikirler, yaratıcı çözümler ve cesur adımlarla dünyayı değiştirebilir ve daha sürdürülebilir, yenilikçi bir gelecek inşa edebilirler. Bunları gerçekleştirebilmeleri adına girişimcilere destek sağlamak, onlara fırsatlar sunmak ve önlerine çıkan sınırları kaldırmak kritik bir önemde.
Hızlandırma programımıza başvuran ve seçilen her bir girişimin arkasında, hayallerini gerçekleştirmek için bir adım atmış olan cesur girişimciler var. Bu yolda Yapı Kredi olarak Fast FRWRD Hızlandırma Programı ile girişimcilere yardımcı olacak bilgi, tecrübe ve kaynakları sunuyoruz. Yapı Kredi Fast FRWRD Hızlandırma Programı’nın yeni döneminde, KOBİ’lere yönelik hizmetler geliştiren girişimcileri destekleyeceğiz. KOBİ’lerin hayatlarını kolaylaştırmak için çalışmalar yapan girişimlere destek olarak, KOBİ’lere katkıda bulunmayı ve onların hayatlarına inovasyon ile dokunmayı amaçlıyoruz. Bu anlamda, KOBİ çözümleri noktasında ortaya koydukları yenilikçi ürün ve hizmetleriyle Yapı Kredi Fast FRWRD Hızlandırma Programı’na seçilmeye hak kazanan girişimleri tebrik ediyor ve başarılarının devamını diliyorum. “
Yapı Kredi Fast FRWRD’a seçilen girişimler:
Apollo IoT: Enerji sektörüne yönelik fatura kontrol, optimizasyon ve tahminmodelleriyle enerji verimliliğini artıran bulut tabanlı bir platform.
Tamamlıyo: Görüntü işleme teknolojisini kullanarak hiçbir kişisel veri almadan tek bir fotoğrafla sağlık sigortası fiyatlarını karşılaştıran bir yazılım.
PeerBie: Ekiplerin işlerini koordine etmesine ve yönetmesine yardımcı olan bir çevrimiçi ortak çalışma yönetimi yazılımı.
Jobtogo: İçinde barındırdığı eşleşme, güvenli ödeme, faturalandırma, sözleşme yönetimi gibi özellikler sayesinde freelancerlarla şirketlerin çalışmasını kolaylaştıran bir platform.
Kuasar Video: Yapay zekâ teknolojisi ile hedef kitle, içerik analizi yapan ve ürünleri sayesinde daha geniş kitlelere ulaşılmasını sağlayan bir girişim.
Mycros: E-ticaret yapan markaların influencerlarla satış ortaklığı yapması için gereken altyapıyı sunan ve influencerlar ile süreçlerini yönetebileceği pazaryerini sağlayan bir platform.
Bakiyem: Müşterilerinden veya kullanıcılarından kolay, hızlı ve düşük maliyetler ile ödeme almak isteyen farklı büyüklükteki firmalara yeni nesil online ödeme çözümleri sunan finansal teknoloji şirketi.
Artifica.ai: E-ticaret siteleri, pazar yerleri ve e-ticaret platformları için yapay zeka teknolojisine sahip bir ürün.
OneNewOne: Tüm işe alım süreçlerinin tek bir platform üzerinden yönetilebildiği yapay zeka tabanlı işe alım yönetim sistemi.
Egaranti: Tüketicilerin garanti süreçlerini tek panelden kontrol etmeleri için, firmalara bulut tabanlı çözümler sunan web uygulaması.
Radaar: Profesyonel ekipler için (B2B) bulut tabanlı (SaaS) yeni nesil bir sosyal medya yönetim platformu.
JetScoring: Her türlü formattaki Türkçe, İngilizce ve Arapça dilindeki bağımsız denetim raporları, mizanlar ve kurumlar vergisi beyannameleri gibi finansal dokümanları anında okuyarak dijitalleştiren ve sisteme aktaran bir girişim.
Mobile Kasa: Bireylerin ve KOBİ’lerin fiziksel nakit paraya erişimini lokasyon bazlı çalışan bir mobil uygulama ile dijitalleştiren finans uygulama.
Shipicons: Kendi algoritması sayesinde ihracat yapmak isteyen veya ihracat payını büyütmek isteyen KOBİ’lere bir yol haritası çıkaran, bunlara ek olarak operasyonel taşıma ve depolama hizmetleri de sunan bir platform.
Rototip: Metal ve plastik parça ihtiyacı olan işletmelerin parça tedariğinin sağlandığı dijital bir platform.
Huawei’in küresel düzeyde yürüttüğü bir numaralı sosyal değer programı Seeds for the Future’ın Türkiye ayağı bu yıl 17-24 Temmuz tarihleri arasında gerçekleşecek. Türkiye’de bu yıl sekizinci kez hayata geçirilecek program kapsamında, bilişim teknolojileri eğitimi alanında seçilecek üniversite öğrencileri, İstanbul yakınlarında bir hafta sürecek kampta eğitim alacak. Bu hafta başlayan başvurular 30 Mayıs’a kadar devam edecek.
Gelecek için Tohumlar programı, dijital dünyada bilişim alanında başarılı gençleri desteklemeyi ve profesyonel kariyerlerinde daha fazla beceri kazanmalarına yardımcı olmayı amaçlıyor. Program, dünyanın her yerindeki yetenekli gençleri yetiştirerek, hedeflerine ulaşmaları için teşvik ediyor.
Öğrenciler, Gelecek için Tohumlar programı kapsamında; 5G, Yapay Zeka, Bulut ve Dijital Enerji gibi konulardaki eğitimlere katılacak. Programda ileri düzey ICT kursları ve eğitimlerinin yanı sıra, uzmanlardan dersler, Çin ve Türk kültürlerine dair çeşitli aktiviteler de yer alıyor.
Diğer yıllardan farklı olarak, Gelecek için Tohumlar eğitim kampında bu sene pek çok yenilik söz konusu. 2021 yılında hayata geçirilen küresel Tech4Good proje yarışması kapsamında bu yıl dünyada ilk üçe giren proje takımlarına 100 bin dolarlık başlangıç fonu sağlanacak. Öğrenciler kamp dönemi boyunca projelerini geliştirirken Tech4Good danışmanı tarafından da destek alacak. Dünya çapında yapılacak değerlendirmede başarılı olan takımlar, önümüzdeki yıl Çin’de Startup Sprint programına katılma fırsatı yakalayacak.
Eğitimlerini başarıyla tamamlayan öğrencilere ise uluslararası geçerliliği olan “Huawei Seeds for the Future” sertifikası verilecek ve küresel mezunlar topluluğuna katılmaya davet edilecek. Huawei Türkiye ayrıca, Gelecek için Tohumlar 2023 başvurularının katılımcı seçim sürecinde, deprem felaketinden etkilenen adaylara öncelik tanıma kararı aldı.
Gelecek için Tohumlar projesi, 2008 yılında ilk kez Tayland’da hayata geçirildi. Proje, 139 ülkede uygulanarak, 500’den fazla üniversiteden 15.000 genç öğrenciye ulaştı. Türkiye’de ilk kez 2015 yılında düzenlenmesinden bu yana 170 üniversite öğrencisi projeye katıldı. Programa başvurular https://seedsforthefutureturkiye.com/ web sitesini üzerinden yapılıyor.
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ve GoArt Metaverse, deprem bölgesi ve afetten etkilenen futbol paydaşları için metaverse evreninde yeni bir proje başlattı. Goart Metaverse platformu üzerinde 3D olarak tasarlanan sanal evren, bağış seçeneklerinin yanı sıra, TFF müzesi, deprem anıtı, ödül alanı ve oyun kurgusu içeren bir stadyumdan oluşacak. Oyundan elde edilecek tüm gelir, TFF’nin Omuz Omuza kampanyasına aktarılarak depremden etkilenen vatandaşlarımız için konteyner kente dönüşecek.
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ve GoArt Metaverse, şubat ayında Kahramanmaraş merkezli olarak yaşanan ve 11 ilimizi etkileyen deprem felaketinin yaraları sarmak amacıyla yeni bir iş birliğine imza attı. TFF’nin başlattığı ‘Omuz Omuza Dayanışma ve Yardımlaşma Kampanyası’ bünyesinde hayata geçirilen projeden elde edilecek gelirin tamamı depremzedeler için kullanılacak.
Proje kapsamında ilk olarak GoArt Metaverse platformu üzerinden 3D olarak tasarlanan bir sanal alan yaratıldı. GoArt Metaverse App’i içerisinde oluşturulan bu alanda TFF Müzesi, Omuz Omuza Sahası, 6 Şubat Anıtı, çevre düzenlemesi ve penaltı oyunundan oluşan sanal alanlar yer alacak. Bu evren ve oyun kurgusu içerisinde bağış sistemi kuruldu.
Projenin detayları Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Mehmet Büyükekşi, Goart Metaverse Kurucusu ve CEO’su Burak Soylu, TFF Yönetim Kurulu üyeleri ve Atakaş Hatayspor Teknik Direktörü Volkan Demirel’in de katılımlarıyla TFF Riva Hasan Doğan Milli Takımlar Kamp ve Eğitim Tesisleri’nde düzenlenen basın toplantısında duyuruldu.
Futbolun gücünü elimizden gelen her vesileyle iyilik için kullanmalıyız
Basın toplantısında açıklamalarda bulunan Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Mehmet Büyükekşi, 6 Şubat’ta meydana gelen deprem felaketi ile çok büyük can kayıpları yaşandığını belirterek, “Yaraları sarmak için biz de tüm camiamızla birlikte “bir olduk”. Tıpkı ünlü şairimiz Cahit Sıtkı Tarancı’nın dediği gibi; “Memleket isterim ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun; kış günü herkesin evi barkı olsun.” dedik. Futbol, dünyanın en popüler oyunu. Böyle zamanlarda futbolun gücünü elimizden gelen her vesileyle iyilik için kullanmalıyız dedik. Deprem bölgesindeki vatandaşlarımızın barınma ihtiyaçlarını karşılamak için “omuz omuza” verdik. Gençlik ve Spor Bakanlığı, Türkiye Futbol Federasyonu, Süper Lig Kulüpler Birliği Vakfı ve beIN Medya Grubu ana paydaşlığında 1 Mart gecesi başlattığımız kampanya canlı yayınlarla milyonlara ulaştı. Camiamızın ortaya koyduğu bu birliktelik toplumsal birlikteliğe dönüştü. Futbolumuzda sadece kötü günlerde değil, her gün bu birlikteliği görmeye ihtiyacımız var.” dedi.
GoArt ortaklıyla tüm geliri ‘omuz omuza’ kampanyamıza aktırılacak yeni bir proje ekliyoruz
Omuz Omuza kampanyasında toplanan bağışlarla, 4000 konteyneri Mayıs’ın ilk yarısında ihtiyaç sahiplerine teslim etmiş olacaklarını kaydeden Büyükekşi, “Toplamda ise 7000 konteyner hedefimiz var. Ama yeterli değil, devam etmeliyiz. Diğer taraftan, omuz omuza kampanyamız sadece bir gece ile sınırlı kalmayacak demiştik. 15 Haziran’a kadar sürdüreceğimizin sözünü vermiştik. İşte bugün de; tüm geliri kampanyamıza aktarılacak yeni bir proje ekliyoruz. Proje ortağımız GoArt firması, 2017 yılından bu yana kurgusal evrenler inşaa ediyor. Dünyanın ilk metaverse kentini Elazığ’ın tarihi yerlerinden Harput’ta kuran ve dünya çapında ödül alarak sınırları aşan bir firma. Geliştirdiği artırılmış gerçeklik platformuyla gerçek dünya ile sanal dünya arasındaki boşluğu kapatan GoArt, bugüne kadar edindiği bilgi ve tecrübeyi şimdi de depremzedelerimizin yararına kullanıyor.” şeklinde konuştu.
GoArt ile birlikte bu defa herkesi, teknolojik olarak yeni bir alan olan ve federasyonlar ya da spor kulüpleri özelinde dünyada pek az örneği görünen bir metaverse alanına davet ettiklerinin altını çizen TFF Başkanı sözlerini şöyle sürdürdü: “Çünkü burada geçireceğiniz zaman omuz omuza için desteğe dönüşecek. Bu metaverse içerisinde TFF Müzesi, depremde hayatını kaybeden futbol ailemizin çok değerli üyelerinin her birinin adının yer aldığı 6 Şubat Anıtı, Omuz Omuza Sahası ve ödüllerin sergilendiği bir alan bulunuyor. TFF müzesinde Türk futbol tarihini anlatan önemli içerikler sergileniyor. Kullanıcılar sanal ortamda müzeyi gezerek farklı bir deneyim yaşayabilecekler. Yine aynı şekilde kullanıcılar, sanal evrende oluşturulan stadyuma girebilecekler. Burada, kendi avatarları ile TFF Omuz Omuza sahasına çıkarak penaltılarıyla iyilik için hücum edecekler. Oyuna katılan kullanıcılara bir yandan da başta kulüplerimiz tarafından kampanyamıza hediye edilen imzalı formalar olmak üzere birbirinden özel hediyeler kazanma şansı veriyoruz. Bu projeyi bize getiren, kurulum ve işletim maliyetlerinin tamamını üstlenen, yüklü bir miktarda bağış yapan ve kampanyanın bitiş tarihine kadar elde edilecek gelirin tamamını omuz omuza kampanyasına bağışlayan GoArt firmasının Yönetim Kurulu Başkanı Burak Soylu’ya ve tüm ekibine teşekkür ediyorum. Ayrıca birçok kulübümüzün imzalı orijinal kulüp formalarını temin ederek ‘Omuz Omuza’ kampanyamız için bağışlayan Kulüpler Birliği Vakfı’na da teşekkür ederiz.”
Metaverse evreninin potansiyelinden faydalanacağı
GoArt Metaverse Kurucusu ve CEO’su Burak Soylu yaptığı açıklamada, “Kahramanmaraş- merkezli olarak yaşanan ve birçok ilimizi etkileyen depremler nedeniyle ülke olarak çok zorlu bir süreçten geçtik. GoArt Metaverse olarak ilk günden bu yana elimizdeki tüm imkanları seferber ederek afet bölgesindeki hayatın normale dönebilmesi için çalışmalar yürütüyoruz. Bölgenin yeniden ayağa kalkması için yapılan yardımların tek seferlik olmaması ve uzun vadeli faydaları gözetmesi büyük önem taşıyor. Bölgenin ve bölge halkının acil ihtiyaçlarının karşılanması ne kadar elzemse, toparlanma süreci için yarınları düşünerek hemen harekete geçilmesi de bir o kadar önemli. Biz de elimizi taşın altına koymaya devam ederek Türkiye Futbol Federasyonu ile iş birliği yapıyoruz. TFF’nin başlattığı Omuz Omuza Dayanışma ve Yardımlaşma Kampanyası bünyesinde yeni bir proje başlattık” dedi.
Soylu sözlerine şöyle devam etti: “Metaverse aslında yeni bir evren, bu nedenle sınırları sadece internet dünyası değil. Türkiye’de de 10 kişiden 7’sinin metaverse kavramına ilgi duyduğunu, araştırdığını ya da bu evrende yer aldığını görüyoruz. Metaverse evreninde kurgunun sanal faydanın ise gerçek olduğuna duyduğumuz inançla, bu potansiyeli harekete geçirmek ve depremden etkilenen bölgelerimiz için bir proje başlatmak istedik. Bu amaçla Türkiye Futbol Federasyonu ile ele ele verdik ve TFF için GoArt Metaverse platformu üzerinden 3D olarak tasarlanan bir sanal alan yarattık. GoArt Metaverse App’i içerisinde TFF için oluşturulacak bu özel alanda müze, deprem anıtı, ödül alanı ve oyun kurgusu içeren bir stadyum tasarladık.
Ülkemiz sporunun mihenk taşı olan Türkiye Futbol Federasonu (TFF) ile hayata geçirdiğimiz bu projenin hem teknolojik altyapımızla hem de sporun iyileştirici gücüne olan inancımızla depremzedelerimiz için faydalı bir gelişme olmasını temenni ediyoruz. Goart Metaverse ailesi olarak TFF’ye gelecek vizyonlarından ve sosyal etkiyi teknolojiyle buluşturmayı tercih ettiklerinden dolayı yürekten teşekkürlerimizi sunarız. Eminiz ki bu çalışma, sosyal fayda konulu çalışmalar için ülkemizin değerli kurumlarının da dahil olması ile örnek teşkil edecek ve bizleri bambaşka bir geleceğe taşıyacak ” diye konuştu.
Protokol imzalandı, Volkan Demirel Atsu’nun formasını hediye etti
Konuşmaların ardından TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi ve GoArt Metaverse Kurucusu ve CEO’su Burak Soylu iş birliği protokolüne imza attı. İmzanın ardından Mehmet Büyükekşi, Burak Soylu’ya sırtında GoArt yazan 10 numaralı Milli Takım formasını, Volkan Demirel ise depremde hayatını kaybeden Ganalı oyuncu Christian Atsu’nun isminin yer aldığı Hataysporlu futbolcular tarafından imzalanan takım formasını Mehmet Büyükekşi’ye hediye etti. Lansmanın son bölümünde ise toplu fotoğraf çekimi gerçekleştirildi.
Oyun kurgusu nasıl olacak?
Metaverse evreninde kurulacak alan içerisinde bir de oyun geliştirildi. GoArt Metaverse uygulaması içinde özel olarak tasarlanan bu alana avatarları ile giren kullanıcılar stadyum, TFF müzesi, deprem anıtı ve ödül alanını sanal ortamda görebilecek. Ayrıca bu evrende gezen kullanıcı, stadyuma giriş sağlayarak penaltı atışı yaparak oyunu oynayabilecek. Oyunda başarılı şutlar elde eden kullanıcıya ‘TFF Puanı’ adı verilen puanlar verilecek. Oyun kurgusunda yer alan bu sistemde, ‘özel toplar’ adı verilen toplar üretildi. Bu topları satın alan kullanıcılar, hem bağış yaparak katkıda bulunabilecekler hem de direkt olarak ‘TFF Puanı kazanabilecekler. ‘TFF Puanı’ ödül alanında sergilenen formalar, maç bileti ve çeşitli deneyim ödüllerini kazanmaya hakkı sağlıyor.
Fransa’nın Türkiye Büyükelçiliği, bu seneki Dünya Günü onuruna, çevrenin korunmasına yönelik faaliyet yürüten Türk Sivil Toplum Kuruluşlarını proje desteği vereceğini açıkladı
6 Şubat 2023’te meydana gelen depremlerin ardından Fransa’nın ifade etmiş olduğu Türk halkıyla dayanışmasının devamı niteliğinde,Fransa’nın Türkiye Büyükelçiliği, bu sene, bu çerçevede depremden etkilenen bölgelerdeki çevresel sorunlarla ilgili bir veya birden fazla projeye destek verecek.
Toplamda 36.000 Avro tutarında bir destek, Türkiye’de çevre yararına faaliyet yürüten 3 ile 6 arası sayıda STK’ya tahsis edilecek. Adayların, en geç 22 Mayıs 2023 tarihine kadar başvurularını Fransa’nın Türkiye Büyükelçiliği’ne iletmeleri gerekiyor.
Proje kapsamı ne olmalı?
Aday gösterilecek projeler, aşağıda sıralı özellikle şu zorlu konularda çözümler sunmak zorunda:
Biyoçeşitliliğin korunması
İklim değişikliklerinin hafifletilmesi ve uyum sağlanması
Çevre kirliliğiyle mücadele
Bahse konu çevre projeleri çağrısı, Fransa’nın çevre diplomasisi kapsamında düzenleniyor. Fransa, özellikle aşağıda belirtilen başlıklarda, gerek uluslararası örgütler nazarında, gerekse ikili ilişkiler düzeyinde, iklim, biyoçeşitlilik ve çevre için verilen mücadelelerde üzerine düşen tüm sorumlulukları yerine getirmeyi hedefliyor:
2015 Paris İklim Anlaşması’nın hayata geçirilmesine destek vermek
İlki 2017 yılında düzenlenen ve her sene bir araya gelen One Planet Summit Zirvesine destek olmak
2030 yılına kadar yeryüzündeki toprakların ve denizlerin %30’unu korumayı kapsayan “30 x 30” hedefinin gerçekleştirilmesine doğru ilerlemek adına en geniş kapsamlı uluslararası seferberliği oluşturmayı hedefleyen ve eş başkanlığını Fransa ve Kosta Rika’nın yürüttüğü “Doğa ve Halklar için Yüksek Azimli Koalisyon”
Avrupa Birliği’nin 2019 Yeşil Mutabakatı
Söz konusu bu yeni proje çağrısı, aynı zamanda, özellikle 2021 yılının Ekim ayındaki Paris İklim Anlaşması’nın onaylanması, geçtiğimiz Kasım ayında Şarm El-Şeyh’te Türkiye’nin COP27’ye katılması, plastik kirliliğiyle mücadele hususunda küresel bir anlaşma taslağının müzakerelerinde Türkiye’nin Fransa ile müşterek olan seferberliği ve 2024 yılında Türkiye’de biyoçeşitliliğe ilişkin COP16 toplantısının düzenlenecek olması örneklerinin gösterdiği gibi, Türk Makamlarının çevre konusunda ortaya koydukları çabalarını da destekliyor.
Dosyaların son teslim tarihi 22 Mayıs 2023
Proje çağrısı ile ilgili her türlü bilgiye buradan ulaşabilirsiniz
Telegram Brezilya mahkemesi kararıyla bir süreliğine durduruldu. Telegram mahkemenin istediği verileri paylaşamadı.
Yetkililer bir Brezilya mahkemesinin, Telegram’ın Brezilya ağı üzerinde faaliyet gösteren neo-Naziler hakkında yetkililer tarafından aranan verileri sağlamaması üzerine mesajlaşma uygulaması Telegram’ın ülke çapında askıya alınmasına karar verdiğini söyledi.
Adalet Bakanı Flavio, sosyal ağlardaki neo-Nazi faaliyetlerine yönelik bir soruşturma çerçevesinde, Telegram’a “uymama” nedeniyle günlük bir milyon real (yaklaşık 198 bin dolar) para cezası verdi. Ayrıca mahkeme “faaliyetlerinin geçici olarak askıya alınmasına” karar verdi.
Telegram gizlilik endişesiyle hareket etti
Bu ağlarda faaliyet gösteren ‘Anti-Semitik Cephe’ ve ‘Anti-Semitik Hareket’ adlı gruplar var. Bu grupların çocuklarıa yönelik şiddetin temelinde olduğu iddia ediliyor. Mayıs ayı başlarında, elinde balta taşıyan bir adam, aynı hafta okullarında ölümcül olmayan iki saldırıyla birlikte yaşları dört ile yedi arasında değişen dört çocuğu öldürdü. Nisan ayında, 13 yaşındaki bir çocuk Sao Paulo’da bir okula bıçaklı saldırıda bir öğretmeni öldürdü.
2022 yılı Kasım ayında, 16 yaşındaki bir tetikçi, güneydoğudaki Espirito Santo eyaletindeki Aracruz’da iki okula düzenlenen çifte saldırılarda dört kişiyi öldürdü ve 10’dan fazla kişiyi yaraladı.
Espirito Santo’daki federal adalet makamından alınan bir belgeye göre, müfettişler Telegram’dan platformda belirtilen iki anti-Semitik grubun üyelerinin kişisel verilerini istedi. Belgede, şirketin yalnızca gruplardan birinin yöneticisine ilişkin verileri verdiği ve “Telegram’ın devam eden soruşturmada işbirliği yapmama niyetinin” olduğu belirtildi.
Alibaba Cloud, Çinli teknoloji devinin pazar payını genişletme çabaları çerçevesinde bulut hizmetlerinin fiyatlarını yaklaşık %50 oranında düşüreceğini duyurdu.
Alibaba Cloud’un web sitesinde özetlenen fiyat değişiklikleri, Arm ve Intel yongalarından yararlanan elastik bilgi işlem hizmetlerinin maliyetlerinin %15 ila %20 oranında düşeceğini gösteriyor. Benzer şekilde, Nvidia tabanlı V100 ve T4 grafik işlemcilerine dayanan hizmetler de %41 ila %47 arasında bir fiyat düşüşü görecek. Alibaba Cloud’un bu hamlesi, bir dizi Çinli rakibin pazar payını arttırmak için yarıştığı APAC bulut bilişim alanında yoğun bir rekabet döneminin ortasında geldi. Tencent ve Huawei’nin yanı sıra Alibaba Cloud da son aylarda Güneydoğu Asya’daki ayak izini hızla genişletti.
Eylül ayında teknoloji devi, bölgedeki genişlemesini desteklemek için yaklaşık 1 milyar dolar yatırım yapmayı planladığını duyurdu. Geçen yıl Kasım ayında Huawei de Endonezya’daki bulut operasyonlarını genişletmek için 300 milyon dolar yatırım yapmayı planladığını doğruladı. Firma şu anda hem Tayland hem de Malezya’da hizmet veriyor. Ancak Alibaba için bu genişleme döneminde dikkate alınması gereken tek husus Çin merkezli sağlayıcılarla rekabet değil.
Microsoft, AWS ve Google gibi hiper ölçekleyiciler de giderek artan bir şekilde bölgede kendi hizmet sunumlarını genişletmeye çalışıyor. Mart ayında AWS 6 milyar dolar yatırım yapmayı ve Malezya’da yeni bir altyapı bölgesi oluşturmayı planladığını duyurdu. Bu büyük yatırım, AWS’nin Ekim 2022’de yeni bir Asya Pasifik (Bangkok) bölgesi kurma ve 5 milyar dolar yatırım yapma planlarını açıkladığı bir önceki taahhüdünü takip etti.
Google Cloud da APAC bölgesinde daha büyük bir yer edinmeyi hedefliyor ve geçen yıl Ağustos ayında Tayland merkezli yeni bir birim kurdu. Alibaba’nın son fiyat indirimi, APAC bölgesindeki Çinli bulut sağlayıcıları arasında uzun süredir devam eden bir eğilimi takip ediyor. Bu yılın başlarında Wall Street Journal tarafından yapılan bir analizde Çinli bulut şirketlerinin rekabeti baltalamak için sıklıkla Amerikalı sağlayıcılardan %20 ila %40 daha düşük fiyatlar sunduğu tespit edilmişti.
Alibaba’nın bu yeni hamlesi, sağlayıcıyı hem yerel hem de uluslararası rakiplerinden daha da farklılaştırabilir ve daha fazla genişleme için bir sıçrama tahtası sağlayabilir.
Enerjisa Üretim, yatırım planlarında önceliklendirdiği rüzgar enerjisi alanında yeni bir karasal türbin modelinin prototip kurulumu için öncü Alman rüzgar türbin üreticilerinden biri olan ENERCON ile anlaşma imzaladı. ENERCON’un yeni geliştirdiği E-175 EP5 adlı yeni türbin modeli Türkiye’de ilk kez kurulacak.
Türkiye’nin yerli ve yenilenebilir enerji hedefleri açısından stratejik öneme sahip olan rüzgar enerjisi yatırımlarını sürdüren Enerjisa Üretim, ENERCON ile yeni bir anlaşmaya imza attı. ENERCON’un geliştirdiği ve 175 metre ile dünyada en büyük rotor çaplı türbinler arasında yer alan E-175 EP5 modeli 6 megavat ve artırılabilir kapasitesiyle enerji üretimi yapacak ve Türkiye’de Enerjisa Üretim’in belirlenen sahalarında kurularak test edilecek. Böylece ENERCON, yeni geliştirdiği türbinler için yurtdışında yaptığı test çalışmalarını ilk kez Türkiye’de de sürdürmüş olacak.
Yeni türbinler Balıkesir ve Bandırma’ya kurulacak
Prototip olarak üretilecek yeni model E175 EP5 türbinler, Enerjisa Üretim’in Bandırma Enerji Üssü ve Balıkesir Rüzgar Enerji Santrali’nde kurulacak. Türbinler ticari olarak satışa çıkmadan önce, Enerjisa Üretim santrallerinde test edilecek.
Enerjisa Üretim CEO’su İhsan Erbil Bayçöl, “Türkiye’nin hem ekonomik hem de çevresel hedefleri açısından yenilenebilir enerji yatırımlarını artırmaya ihtiyacı var. Biz de Enerjisa Üretim olarak ülkemizin yenilenebilir enerjideki güçlü potansiyelini kullanmak üzere rüzgar ve güneş yatırımlarımızı hızla hayata geçirmeye devam ediyoruz. Yatırımda ve üretimde sektöre öncülük eden bir konumda olmakla birlikte sektörün gelişmesi için elimizi taşın altına koymaya ve her türlü desteği vermeye hazırız. Tüm ekosisteme fayda sağlayacak bu iş birliği ile sektörümüzde hem teknolojinin gelişmesine hem de insan kaynağının gelişimine sürdürülebilirlik açısından katkı sağlamayı hedefliyoruz. ENERCON ile imzaladığımız anlaşma ile dünyada en büyük rotor çaplı türbinler arasında yer alan E175 EP5 yeni türbinleri test etmek ve gelişimine katkı sağlamak için ev sahipliği yapacağız. Yeni türbinlerin Türkiye’de Enerjisa Üretim santrallerinde test edilecek olması bizim ve ülkemiz için çok önemli. Yatırımlarımızı hep en yeni teknolojilerle hayata geçirdik ve henüz piyasaya sunulmayan bu türbinleri de inşallah başarılı geliştirme süreci sonrasında yeni sahalarımızda da göreceğiz.” dedi.
ENERCON CEO’su Dr Jürgen Zeschky, “Yeni türbin tipimiz ile Enerjisa Üretim ile güvene dayalı iş birliğimizi sürdürmekten mutluluk duyuyoruz” dedi. ENERCON, önümüzdeki üç yılda Enerjisa Üretim için Türkiye’de 1.000 MW karasal güç kuracağımız YEKA RES 2 projesinin rüzgar türbinlerinin tedarikçisi konumunda. Yeni E-175 EP5’in teslimatı ile ortaklığımızın bir sonraki bölümünü başlatıyoruz.’’ dedi.
Geçtiğimiz Ekim ayında Enerjisa Üretim ve ENERCON arasında yapılan anlaşma kapsamında Enerjisa Üretim’in toplam 1,2 milyar dolar yatırımla hayata geçireceği yerli ve yenilenebilir santral yatırımları, Türkiye’nin şebekesine 1.000 megavat ek kapasite kazandırma imkanı tanımıştı. 5 yıl içerisinde Çanakkale, Aydın, Balıkesir ve Muğla’da üretime başlayacak santrallerin hem yatırımını hem de işletmesini üstlenen Enerjisa Üretim, yatırımların hayata geçmesiyle Türkiye’nin en büyük temiz enerji üreticisi konumunu güçlendirmeye devam edecek.
Yeni Cisco Extended Detection and Response (XDR), kanıt destekli otomasyon kullanarak güvenlik risklerini daha verimli bir şekilde önceliklendirip düzeltiyor. Ağ ve uç nokta genelinde benzersiz görünürlük sağlayan Cisco XDR, günümüzün hibrit ve çok tehditli ortamında güvenlik operasyonlarını basitleştiriyor.
Cisco, birleşik ve uçtan uca bir güvenlik platformu olan Cisco Security Cloud vizyonuna yönelik en son yenilikleri tanıttı. Yeni Cisco XDR ve gelişmiş Duo MFA özelliklerine genişletilmiş erişim, kurumların BT ekosistemlerinin bütünlüğünü korumalarına yardımcı olacak.
Tehdit tespiti ve müdahale
Cisco’nun XDR stratejisi, ağ ve uç noktadaki uzmanlığını ve görünürlüğünü, anahtar teslim ve risk tabanlı tek bir çözümde birleştiriyor. Şu anda Beta sürümünde olan ve Temmuz 2023’te genel kullanıma sunulacak Cisco XDR, birden fazla güvenlik aracından gelen verileri ilişkilendiriyor ve dünyanın en büyük ticari tehdit istihbarat ekibi Cisco Talos tarafından destekleniyor. Bulut öncelikli bu çözüm, kanıt destekli otomasyon kullanarak güvenlik risklerini daha verimli bir şekilde önceliklendirip düzeltiyor.
Cisco Türkiye Genel Müdürü Didem Duru da yeni inovasyonları şöyle değerlendirdi: “Yeni çoklu bağlantılı ve hibrit dünya, çok çeşitli gelişmiş siber tehditleri de beraberinde getiriyor. Cisco XDR, e-posta, uç noktalar, sunucular, bulut iş yükleri ve ağlar arasında veri toplayıp ilişkilendirerek gelişmiş tehditlere karşı görünürlük sağlıyor. Bu sayede tehditler, veri kaybını ve güvenlik ihlallerini önlemek için analiz edilebilir, önceliklendirilebilir ve ortadan kaldırılabilir. XDR, güvenlik ekiplerinin hızlı bir şekilde harekete geçmesine ve saldırının olası hasarının hafifletilmesine olanak tanıyacak.”
Geleneksel Güvenlik Bilgi ve Olay Yönetimi (SIEM) teknolojisi, log-merkezli verilerin yönetimini sağlayıp ve sonuçları günler içinde ölçerken, Cisco XDR telemetri merkezli verilere odaklanıp sadece dakikalar içinde sonuçlar sunuyor. Aynı zamanda da Güvenlik Operasyonları Merkezi (SOC) operatörlerinin bir XDR çözümü için kritik gördüğü şu 6 telemetri kaynağını analiz edip ilişkilendiriyor: Uç nokta, ağ, güvenlik duvarı, e-posta, kimlik ve DNS.
Cisco XDR, Cisco Secure Client (eski adıyla AnyConnect) ile 200 milyon uç noktadan gelen verilerden yararlanarak, uç noktanın ağ ile buluştuğu alanda görünürlük sağlıyor.
Cisco XDR, sektörün en geniş güvenlik ve ağ ürün portföyünün yanı sıra üçüncü taraf çözümlerden oluşan bir dizi yerel telemetri ile tehditlerin araştırılmasını basitleştiriyor ve güvenlik operasyon merkezlerinin tehditlere anında müdahale etmesini sağıyor. İlk kullanıma hazır entegrasyon seti şunları içeriyor:
Uç Nokta Tespit ve Yanıt (EDR): CrowdStrike Falcon Insight, Cybereason Endpoint Security, Microsoft Defender, Trend Micro Vision One, Palo Alto Networks Cortex XDR, SentinelOne Singularity
E-posta Tehdit Savunması: Microsoft O365, Proofpoint E-posta Koruması
Yeni Nesil Güvenlik Duvarı (NGFW): Check Point Security Gateway & Management, Fortinet FortiGate, Palo Alto Networks Next-Generation Firewall
Ağ Tespit ve Yanıt (NDR): Darktrace Respond, ExtraHop Reveal(x)
Güvenlik Bilgi ve Olay yönetimi (SIEM): Microsoft Sentinel
En üst düzey koruma
Saldırganlar giderek daha zayıf çok faktörlü kimlik doğrulama (MFA) uygulamalarındaki boşlukları hedef aldıkça Cisco, Duo’daki kötü niyetli erişim girişimlerini gerçek zamanlı olarak belirleyip engelleyen gelişmiş özelliklere erişimi genişletiyor. 1 Mayıs’tan itibaren, tüm ücretli Duo abonelikleri, daha önce yalnızca en gelişmiş sürümde mevcut olan en üst düzey MFA korumasına ekstra ücret ödemeden erişim sağlayacak. Buna, yalnızca kayıtlı ve yönetilen cihazların ağlara ve uygulamalara erişmesine izin veren Duo Trusted Endpoints de dahil. Gelişmiş koruma, her büyüklükteki işletme için erişilebilir olacak.
ChatGPT sohbet gizliliği özelliği ile kullanıcıların güvende kalmasını sağlayacak. Bu özellik, İtalya’daki yasağın ardından gelmiş oldu.
ChatGPT, kullanıcıların bilgilerini korumak için yeni gizlilik özelliği tanıttı. Yeni özellik, kullanıcıların sohbet geçmişlerini kapatmasına veyapay zeka modellerini eğitmek ve geliştirmek için verilerini kullanma yeteneğini devre dışı bırakmasına izin verecek.
Ayarların, sohbet geçmişinizin artık depolanmayacak şekilde değiştirilmesini sağlamak için ChatGPT hesabınıza giriş yapın ve ekranın sol alt köşesinde e-posta adresinizin yanında bulunan üç noktayı tıklayın. Ardından Ayarlar’ı tıkladığınızda, Sohbet Geçmişi ve Eğitim ayarını kapatabileceğiniz başka bir pencere açılacak. Sohbet geçmişini etkinleştir düğmesine basarak bu seçimi geri alabilirsiniz.
ChatGPT sohbet gizliliği konusunda yaptığı bu iyileştirme ile güvenirliliğini artırmış oldu.
Gizlilik endişeleri nedeniyle İtalya’da yasaklanmıştı
ChatGPT’nin sizinle ilgili topladığı konuşmaları ve diğer bilgileri gösteren bir dosyayı indirmek için yeni Verileri dışa aktar seçeneğine tıklayabileceğinizi de belirtmekte fayda var.
ChatGPT basın açıklamasında: “Sohbet geçmişi devre dışı bırakıldığında, yeni görüşmeleri 30 gün boyunca saklayacağız ve kalıcı olarak silmeden önce yalnızca kötüye kullanım olup olmadığını izlemek için gerektiğinde inceleyeceğiz” dedi.
Bu yeni özellik, olası gizlilik ihlalleri nedeniyle İtalya’da uygulanan geçici bir yasağın ardından geldi. ChatGPT’nin arkasındaki şirket olan OpenAI’ye, gizlilik araçlarını iyileştirmesi ve kullanıcıların ChatGPT’nin verilerini işlemesini devre dışı bırakmasına izin vermesi durumunda ülkede hizmete devam edebileceği söylendi. OpenAI’nin baş teknoloji sorumlusu Mira Murati, Reuters’e gizlilik özelliğini uygulama kararının İtalya’nın yasağından kaynaklanmadığını söyledi. Ayrıca ChatGPT’nin Avrupa’nın gizlilik yasasına uygun olduğunu ve AB düzenleyicilerine güvence vermeye çalıştığını belirtti.
Siber güvenliğe milyonlarca yatırım yapılsa bile, şirketler etkin kullanılamayan güvenlik kontrolleri nedeniyle kötü niyetli saldırganların kurbanı olmaya devam ediyor. Picus Security’nin yakın zamanda yayımladığı The Red Report 2023’e göre yüzlerce farklı atak tekniği kullanan zararlı yazılımlar kurumları tehdit ediyor. Diğer yandan, güvenlik kontrollerini atlatabilen, çok sayıda zararlı aksiyon gerçekleştirebilen ve “İsviçre çakısı” olarak adlandırılan çok amaçlı zararlı yazılımların artması bekleniyor. Hal böyleyken, organizasyonların siber güvenlik yatırımlarının karşılığını almak için atması gereken en önemli adım Siber İhlal ve Saldırı Simülasyonu (BAS) teknolojilerini kullanmak oluyor.
BAS platformları, otomatik, sürekli ve tekrarlanabilir bir şekilde güvenlik kontrollerinin doğrulanmasını sağlayarak, yatırım getirisini artıran ve güvenlik harcamalarını optimize eden bir çözüm sunuyor. Ancak BAS alanının kurucusu olan Picus Security Kurucu Ortağı ve Genel Müdür Yardımcısı Dr. Süleyman Özarslan, bu teknolojilerin bir kez kurulup unutulacak bir çözüm olmadığını ifade ederek şunları aktarıyor: “Sürekli bir siber güvenlik sağlanması için karmaşıklaşarak gelişen siber saldırılara karşı her an hazırlıklı olmak gerekiyor. Bu noktada otomatik olarak, tekrarlanabilir ve sürekli bir şekilde siber güvenliği test edebilen BAS çözümlerinin düzenli olarak kullanılması hayati öneme sahip oluyor”
Güvenlik kontrolü doğrulaması yapan BAS çözümleri, her türlü olası saldırıyı engelleme ve tespit etme katmanlarında hem atomik hem de atak senaryolarıyla performansı test ediyor ve ölçüyor, üstelik kullanılan her güvenlik çözümünün gerektiği gibi çalıştığından emin olmayı da sağlıyor. Gelişmiş BAS platformları, gerçekçi saldırılara ve tehditlere karşı ne kadar hazır olduğunuzu belirlemek için tehdit merkezli doğrulama gerçekleştirebiliyor. Buna ek olarak, saldırıların engellenmesine ve tespit edilmesine yardımcı olmak için kullanılan güvenlik çözümlerine özgü engelleme imzaları ve tespit erme kuralları da sunabiliyorlar. Dolayısıyla, BAS çözümleri şirketlerin güvenlik açıklarını tespit etmek, savunma stratejilerini optimize etmek ve güvenlik yatırımlarının karşılığını tam olarak alabilmeleri için kullanabilecekleri en önemli araç olarak öne çıkıyor.
Otomatik siber ihlal ve saldırı simülasyonunu dünyada ilk sunan şirket olan Picus, gerçek dünyadaki siber suçluların saldırılarını simüle ederek kurumların tehditlere ne kadar hazır olduklarını ölçmelerine ve gerekli optimizasyonları yapmalarına yardımcı oluyor. Yakın zamanda güvenlik etkinliğini doğrulamayı daha kolay ve daha erişilebilir hale getirmek için Bütüncül Güvenlik Doğrulama Platformu’nun yeni nesil sürümünü yayınlayan şirket, uzmanlık seviyesi ve büyüklüğü ne olursa olsun tüm güvenlik ekipleri için giriş engellerini ortadan kaldırarak BAS teknolojisinin benimsenmesini de sağlıyor.
Microsoft yapay zekadan milyarlarca dolar gelir elde etmeye hedefliyor. Yapay zeka, doğrudan olmasa da dolaylı şekilde katkı sağlayacak.
Microsoft, ChatGPT’ye yaptığı yatırım ve chatbot’un Bing’e entegrasyonu sayesinde yapay zekanın tartışmasız lideri haline geldi. Şirket, ChatGPT‘nin geliştiricisi olan OpenAI’ye 11 milyar dolar yatırım yaptı ve bu, yapay zekayı geliştirmek için dahili olarak yaptığı harcamalara ek olarak, ki bu oldukça önemli.
Şimdiye kadar, Microsoft’un bunun için gösterecek çok az geliri var. Basına inanıyorsanız, şirketin chatbot’u şu ana kadar teknoloji salonu numaralarının eşdeğeri için kullanıldı, Beyoncé’nin “Cuff It” şarkısına Rihanna tarafından söylenmiş gibi bir cover yapmak , Jerry ve Seinfeld senaryosunu yazmak gibi gösteriler. George hapishanede Jeffrey Epstein’ı öldürmeyi planlıyor ve bir hukuk fakültesi sınavını geçiyor.
Yapay zekayı diğer ürünlere entegre edecek
Elbette bu tip iş süreçlerinde para yok ve Microsoft bunu biliyor. Ancak chatbot’un bu tür reklam hareketleri yapması sevindirici çünkü bol miktarda tanıtım getiriyor. Nihayetinde, Microsoft bu ilgiyi gelire çevirmeyi planlıyor.
Google’ın arama hakimiyetini yenmek için yapay zeka destekli Bing’in kullanımı gelir artışı sağlayabilir. Örneğin Google 2023’ün ilk çeyreğinde dünya çapındaki arama pazar payının yüzde 85’ine sahipken, Bing yalnızca yüzde 9’una sahipti. Yapay zeka destekli arama Bing’in payını artırabilir.
Ayrıca Bing’in yapay zeka sohbet robotu sayesinde Samsung, Android telefonlarında arama motoru olarak Google’ı Bing’le değiştirmeyi düşünüyor. Samsung’un 2022’de 259 milyon akıllı telefon sattığı düşünülünce bu çok önemli bir sayıya karşılık geliyor.
Microsoft, yapay zekayı tüm ürünlerine dahil etmenin ve yeni yapay zeka ürünleri piyasaya sürmenin, yeni müşterileri ekosistemine çekeceğini ve burada daha da fazla Microsoft ürünü satın alacaklarını umuyor. Elbette Google ve diğer şirketlerin de benzer planları var. Ancak şimdilik Microsoft’un sağlam bir avantajı var.