Çin’in yüksek standartlı açılımı, dünyaya ne getiriyor?

Jeopolitik çatışmalar, enerji ve gıda güvenliği krizleri ve salgının ortasında, küreselleşme artık çeşitli aksiliklere maruz kalıyor. 2022 Dünya Açıklık Raporu, küresel açıklık endeksinin düşmeye devam ettiğini gösterdi. Ancak, Çin’in yüksek standartlı dışa açılma taahhüdü bu tür ters rüzgarlara direnmeye yardımcı olmaktadır. Çin’in yüksek standartlı açılımının en önemli yönlerinden bazıları, nihai amacı insanlık için ortak bir geleceğe sahip bir topluluk oluşturmak olan fırsatları paylaşmak, birlikte gelişmek ve insanların geçim kaynaklarını iyileştirmektedir. Çin, yüksek standartlı dışa açılma politikası kapsamında, yabancı şirketlerin ülkede daha iyi bir iş ortamından yararlanabilmesi için oyun alanını eşitlemek için bir dizi önlem yayınladı. 1,4 milyarı aşkın nüfusuyla dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan Çin, daha geniş açılım yoluyla, ultra geniş bir tüketici pazarı ve herkes için ortak kalkınmayı artırma konusundaki tutarlı kararlılığıyla diğerlerini kucakladı ve böylece küresel ekonomiye güven ve kesinlik aşıladı. Uluslararası Para Fonu (IMF), Ocak ayı sonlarında Çin ekonomisinin bu yıl yüzde 5,2 büyüyeceğini ve küresel ekonomideki genişlemenin beşte ikisini karşılayacağını, Amerika ve Euro bölgesinin birlikte beşte birden daha az katkıda bulunacağını tahmin ediyor. The Economist Şubat ayı başlarında, Çin ekonomisinin 1997’deki Asya mali krizi ve 2008’deki Küresel Mali Kriz sırasında dünya ekonomilerini istikrara kavuşturması göz önüne alındığında, Çin’in COVID-19 salgınından kurtulmasının “küresel büyümeye hoş bir katkı sağlayacağını” söyledi. Jeopolitik çatışmalar, enerji ve gıda güvenliği krizleri ve salgının ortasında, küreselleşme artık çeşitli aksiliklere maruz kalıyor. Dünya Açıklık Raporu 2022, küresel açıklık endeksinin düşmeye devam ettiğini gösterdi. Bununla birlikte, Çin’in yüksek standartlı dışa açılma taahhüdü, bu tür ters rüzgarlara direnmeye yardımcı oldu. Ocak ayında Davos’ta düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) Yıllık Toplantısı 2023’te, dünya ekonomisinin öncüsü olarak kabul edilen birçok kişi, Çin’in COVID-19 yanıtının optimizasyonu da dahil olmak üzere büyüme yanlısı önlemlerinin küresel ekonominin toparlanmasına katkıda bulunacağını söyledi.

PAZARA DAHA KOLAY ERİŞİM

Yüksek standartlı dışa açılma politikası kapsamında Çin, yabancı şirketlerin ülkede daha iyi bir iş ortamından yararlanabilmesi için oyun alanını eşitlemek için bir dizi önlem yayınladı. Geçen yıl Çin, 1.020 emtia için en çok kayrılan ülkelerden daha düşük geçici ithalat vergisi oranları uygulayan ve 62 BT ürünü için en çok kayrılan ülke tarife oranlarını daha da düşüren Yabancı Yatırım için Teşvik Edilen Sektörler Kataloğu’nu yeniledi. Düzenlemeden sonra genel tarife seviyesi yüzde 7,4’ten yüzde 7,3’e düşecek. Bu arada, 2022’nin sonunda düzenlenen Merkezi Ekonomik Çalışma Konferansı, “yabancı yatırımı çekmek ve kullanmak için büyük çaba gösterilmesi” gerektiğini yineledi.  

Kripto paralar artık alışverişlerde kullanılabilecek!

Gate Group, ilk Visa kartını çıkaracağını açıkladı. Avrupa’daki 30 ülke geçerli olacak kart sayesinde, kripto paralarla mal ve hizmet alımları kolayca yapılabilecek. Yeni karta yönelik yüksek talep, başvuru kayıtlarından bir bekleme listesi oluşturulmasına neden oldu.

Kripto para borsası Gate.io’nun ana şirketi olan Gate Group da piyasaya bir debit kart çıkaracağını duyurdu. Borsanın internet sitesinden başvuru yapılabilen kart için, gelen yüksek talep üzerine bekleme listesi oluşturulduğu açıklandı. 30 ülkeyi kapsayan Avrupa Ekonomik Alanı’nda (EEA) kullanılabilecek kart, şirketin Litvanya merkezli iştiraki Gate Global UAB firması tarafından sunulacak. Gate Visa adı verilen banka kartıyla, kullanıcılar kripto para birimlerini gerçek para birimlerine kolayca dönüştürerek harcayabilecek.

Hem fiziksel hem online alışverişte kullanılabilecek

Yeni Gate Visa banka kartı, sahip olunan kripto varlıkları mağaza içi veya çevrimiçi alışverişlerde kullanılmak üzere paraya dönüştürüyor. Böylece kripto paralar, dünya çapında Visa Card kabul eden 80 milyon ticari lokasyonda sorunsuz ve güvenli bir şekilde ödeme yapmak için kullanılabiliyor. Gate Card adlı mobil uygulama aracılığıyla, kartla yapılan harcamalar güvenli ve güvenilir bir şekilde izlenip yönetilebiliyor.

Kripto ile günlük yaşam arasında köprü

Gate Group Kurucusu ve CEO’su Dr. Lin Han, konuyla ilgili açıklama yaparak, “Kripto ile günlük yaşam arasında bağ kuran ve kullanıcıları finans ekosistemine daha fazla kazandıran bu yenilikçi çözümü pazara sunmaktan heyecan duyuyoruz. Gate Visa ile kullanıcılarımız kripto paralarıyla tüm dünyada sorunsuz bir şekilde ödeme yapabilecek” dedi. Visa’nın Kripto Paralardan Sorumlu Başkanı Cuy Sheffield ise “Visa’nın küresel ticaret ve finans kurumları ağı ile kripto ekosistemi arasında köprü olma görevi üstlenmek istiyoruz. Gate Visa ile kripto para sahiplerine, Visa’nın kabul edildiği her yerde ödeme yapmak üzere dijital varlıklarını dönüştürmenin ve kullanmanın sorunsuz bir yolunu sunuyoruz” dedi.  

2023’te küresel ağları şekillendirecek trendler

0

2023 yılında  yeni trendlerden çok halihazırdaki bazı anahtar teknolojilerin hayatımızda daha fazla anlam kazanacağı bir yıl olacak. Bu bağlamda WiFi 6 ve siber güvenlik teknolojilerinin yıl içinde en fazla öne çıkacak konular olacağını söylemek mümkün. 

2023 yılı hem WiFi 6 hem de siber güvenlik teknolojileri için bir olgunlaşma dönemi olacak. Kurumlar genişleyen iş ağlarını daha iyi koruyabilmek için siber güvenliğe daha fazla yatırım yapmaları bekleniyor. İş dünyasındaki potansiyelinin bu yıl daha fazla ortaya çıkacağı WiFi 6 ise endüstriyel büyümenin merkezinde yerini alacak.

Pandemi ile tanıştığımız hibrit çalışma, salgından bağımsız şekilde işverenlerin ve çalışanların ihtiyaçları doğrultusunda hayatımızda olmaya devam ediyor. Ancak özellikle 2021 ve 2022 yıllarında uzaktan çalışma ile ortaya çıkan güvenlik ihlallerine hazırlıksız yakalanan iş dünyası bu kez siber saldırılara karşı çok daha bilinçli. İşletmelerin özellikle üçüncü parti firmalarla yapılan işler özelinde yoğunlaşan risklere karşı siber güvenlik kasları da daha güçlü. Bu noktada pandemiye kıyasla sektöre umut veren noktalar, işletmelerin fidye yazılımı gibi siber suçları varoluşsal bir tehdit olarak kabul etmesi ve siber güvenlik ve veri koruma konusunda proaktif adımlar atması oldu.

Uç nokta güvenliğine geçiş hızlanacak

Sektörde siber güvenlik özelinde artan farkındalık tüm ekosistem için cesaret verici. Ancak hala birçok kurum iş ağını güvenlik ağ geçitleri gibi geleneksel çözümlere emanet ediyor. Bu yaklaşım maalesef, modern ağların karşı karşıya olduğu geniş kapsamlı tehditleri savuşturma konusunda son derece etkisiz kalıyor. Hibrit çalışma nedeniyle ofis dışında olan çalışanların sayısı arttıkça, daha fazla iş cihazının özellikle web uygulamalarına erişimi açık oluyor. Bu cihazlar kişisel bankacılık veya sosyal medya için kullanıldığında ise başarılı kimlik avı saldırılarında siber suçlular için şirket ağına sızma adına daha fazla giriş noktası anlamına geliyor. Her kullanıcının tüm cihazlarında şirket güvenlik ilkelerini takip etmesini sağlamaya çalışmak ise mümkün olamıyor. Tam da bu nedenlerle 2022 yılı içinde tüm çalışan cihazlarında güvenlik ayarlarını izleyip kontrol edebilen bulut tabanlı uç nokta güvenliği isteyen işletme sayısında ciddi bir artış yaşandı. 2023’te ise uç nokta güvenliği sektörün tamamı için önemli bir trend haline gelecek. Aslında, 2025 yılına kadar işletmelerin %80’i web, bulut hizmeti ve özel uygulama erişimlerini tek bir tedarikçiden almayı planlarken, %60’ı sıfır güven güvenlik yaklaşımını benimseyecektir.  Bu birleştirilmiş çözümler, bir şirketin genel merkezinde veya şubesindeki güvenlik kontrollerini (örn. içerik filtreleme) alıyor ve bunları uzaktaki çalışanlara uyguluyor (ideal olarak tüm işletim sistemlerinde), böylece web, özel erişim ve SaaS uygulamaları dahil tüm uç noktalar için tutarlı koruma sağlıyor. Tek merkezden yönetilmeleri ve daha fazla entegrasyon seçeneği ile bu çözümler, yönetim kolaylığı ve verimlilik söz konusu olduğunda da önemli avantajlar ile geliyor.

2023, WiFi 6/6E’nin daha fazla benimseneceği bir yıl olacak

Bu teknoloji resmi olarak 2018’de tanıtılmış olsa da, 2022’ye kadar ancak WiFi 6’nın potansiyelinin gerçekleştirilmesine izin verecek kritik bir uyumlu ekipman kitlesine ulaşılabilindi. Yalnızca ilk çeyrekte, WiFi 6 erişim noktaları, access point pazar segmentinde gelirin %70’ini ve sevkiyatların %59’unu oluşturdu. Bu trend 2023’te doğal olarak hızlanacak ve şu iki faktör sayesinde ekstra ivme kazanacaktır. WiFi 6’ya geçiş sürecinde ortaya çıkacak bir diğer trend, veri güvenliği ve gizliliği olacak. Küçük işletmeler özellikle daha iyi koruma ararken, tüketiciler çevrimiçi dünyada izlendikleri konusunda giderek daha fazla endişe duyuyor. Connect & Protect gibi çözümlerin ortaya çıkması ile 2023’te bu trendin hızlanacağı kesin gibi. Bu gibi teknolojiler, bir ağa bağlı her şeyin ve herkesin kullanıcı dostu bir pakette korunmasını sağlıyor. Pansiyonlar veya küçük kafeler gibi işletmelerde, önceden tanımlanmış tüm güvenlik ayarlarıyla, cihazların yapılandırması ve çalıştırılması, bulut aracılığıyla tek bir platformda uzaktan ve kolayca yönetilebiliyor. Bu Access point güvenlik çözümleri, güvenlik ihlallerini ve kişisel veya ticari veri sızıntılarını önlemek için kötü amaçlı web sitelerini ve diğer güvenli olmayan web içeriğini filtreleyebiliyor. Ve Connect & Protect, çevrimiçi etkinliğin anlaşılmasını kolay hale getirirken, WiFi kullanıcılarının genel access point ve misafir ağları aracılığıyla web’e erişirken gizliliğini korumak için anonimleştirilmiş veriler sunuyor.

İTÜ Çekirdek Kuluçka Merkezi ile girişimciliğin geleceğini konuştuk!

0
İTÜ Çekirdek Kuluçka Merkezi; teknolojik ve yenilikçi ürünlere veya iş fikirlerine sahip, ürününün inovatif ve ticari başarı yakalamaya uygun olduğuna inanan tüm girişimciler ve startuplar için doğru adres. Bugün girişimciler için İTÜ ARI TEKNOKENT Genel Müdürü Prof. Dr. Attila Dikbaş ile girişimciliğin geleceğini konuştuk.

İTÜ Çekirdek ile girişimciliğin geleceğini konuştuk!

İTÜ Çekirdek Kuluçka Merkezi’ne ulaşmak için buraya tıklayın

İstanbul Teknik Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi ARI Teknokent’in vizyoner yaklaşımıyla 2011 yılında kurulan İTÜ Çekirdek Kuluçka Merkezi; kurulduğu günden bu yana farklı sektörlerdeki teknolojik girişimleri destekleyerek, onların hızlı büyüyen ve ölçeklenebilir bir iş modeline sahip start-up’lar olmalarını amaçlıyor. Onuncu yılını kutlayan ve UBI Global tarafından üniversitelere bağlı kuluçka merkezleri arasında ilk 5’te gösterilen İTÜ Çekirdek, farklı aşamalardaki teknoloji girişimcilerine ilham olmak ve onların pazardaki başarısına katkı sunmak amacıyla eğitim, danışmanlık, mentorluk, network, kurumsal iş ortakları, basın & PR desteği ve sermaye gibi bir girişimcinin yolculuğunda ihtiyaç duyduğu tüm destekleri bir arada sunuyor. Girişimlere fayda sağlayabilecek kurumsal firma, yatırım ağları ve profesyonellerle paydaşlık ilişkisi kurarak, girişimcilere geniş bir platform sunan İTÜ Çekirdek; bu platform sayesinde iş birliği veya müşteri ilişkisi kurabilecek kurum ve girişimlerin bir araya gelmesini ve yatırımcıların havuza erişmesini sağlıyor.

Sosyal medyada ortaya çıkan Togg fiyatları gerçek mi?

0
Sosyal medyada ortaya çıkan Togg fiyat listesi gündemi sallamayı başardı. İddiaya göre Togg’un fiyatı ve teslim tarihi ortaya çıktı. Yerli otomobil TOGG satış tarihi gündemdeki yerini aldı. Altı farklı renk seçeneği ile piyasaya sunulması beklenen TOGG’un piyasaya çıkmasına sayılı günler kala, sosyal medyada paylaşılan fiyat listesi ile gündem oldu  Türkiye’nin yerli ve milli ilk elektrikli otomobili olan Togg C-SUV, seri üretim bandından indi. Bu hafta ise fiyatının açıklanacağı ve ilk siparişlerin alınıp, ay sonunda teslim sürecinin başlayacağı açıklandı. Son olarak ise fiyatının sızdığı iddia edildi.

Togg fiyatı ortaya çıktı! Peki bu fiyatlar doğru mu?

Aşağıda yer alan ekran görüntüsü, Togg C-SUV modelinin fiyatı, menzili ve motor gücüne göre farklı versiyonlarını barındırıyor. Sosyal medyada paylaşılan bu görüntü resmi bir açıklama değildir. Henüz Togg’un resmi sitesinden bir açıklama gelmemiştir. Buradaki fiyatlandırma sosyal medyada paylaşılmasının ardından gündeme düşmüştür. Henüz Togg tarafından olumlu ve olumsuz bir tepki gelmedi. Görselde yer alan fiyat listesiİ;
  • V1 RWD Standart Menzil (310 km): 1 milyon 90 bin TL
  • V2 RWD Standart Menzil (310 km): 1 milyon 190 bin TL
  • V2 RWD Uzun Menzil (510 km): 1 milyon 290 bin TL

Togg’u nasıl satın alabiliriz?

Togg otomobilleri (C-SUV modelleri) şirketin dijital ve fiziksel mağazaları aracılığıyla aracı bir kurum veya şirket olmadan satın alınabilecek. Bu doğrultuda ilki Zorlu’da olmak üzere 7 bölgede 20 konumda temas noktaları açılacak. Siz Togg fiyatı sızıntısı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Getir’in Global CFO’su değişti!

Mobil uygulamaların hızla arttığı dönemde yemek sektörü de hızlı bir giriş yaptı. Pandemi ile beraber hızlı ve vazgeçilmez olmayı başaran yemek sektörü yenilikler ile devam etmektedir. Market ürünleri teslimat sektörün de Getir, yürüttüğü global  operasyonun CFO’su Osman Yılmaz’ oldu. Getir’in küresel finansal stratejisini kurgulayacak ve finansal operasyonuna liderlik edecektir.

Yeni rolüne finans, finansal teknolojiler, operasyon ve risk yönetimi alanlarındaki 16 yılı aşkın bilgi ve deneyimini taşıyacak olan Yılmaz, Getir’in küresel finans stratejisinin kurgulanmasına ve finans operasyonuna liderlik edecek. Osman Yılmaz sözlerinde “2015 yılından bu yana çalışmalarını takip ettiğim Getir’in küresel vizyonuna ve sürdürülebilir büyümesine katkı sağlamak için sabırsızlanıyorum,” diyen Yılmaz, “Getir, hepimizin hayatına dokunan ve gurur duyduğumuz bir şirket. Bu başarı hikayesinin parçası olmaktan mutluyum,” ifadelerini kullandı.

Getirin Global CFO’su Osman Yılmaz Kimdir?

Yılmaz, Getir’e ekibine katılmadan önce, New York Menkul Kıymetler Borsasında (NYSE) işlem gören Turkcell’in CFO’luğunu 2018 yılından bu yana yürütmüştür. Şirketin finansal teknolojiler alanındaki dönüşümünde ve büyümesinde kilit roller de oynamıştır. Kariyerine İş Bankası’nda başladıktan sonra sırasıyla TEB ve HSBC’de finansın farklı alanlarında liderlik görevleri üstlenmiştir. Ayrıca eğitim hayatında ,matematiksel Finans alanında doktora sahibi ayrıca, Boğaziçi Üniversitesi’nden Finans Mühendisliği alanında yüksek lisansı  ve London School Economics / İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden Ekonomi ve Yönetim alanında lisans derecesine sahiptir.

HSBC, Silikon Vadisi Bankası’nın İngiltere kolunu kurtarmak için harekete geçti

0

Geçtiğimiz hafta Amerika Birleşik Devletleri’nde Silikon Vadisi’nin en önemli bankalarından olan “Silicon Valley Bank” iflas ettiğini açıklamıştı. Bu açıklamanın ardından HSBC, ABD Silikon Vadisi Bankası’nın  İngiltere kolunu satın almak için harekete geçti. Bu açıklama ile  İngiliz teknoloji firmalarına rahatlama getirdi.

Silikon Vadisi Bankası İngiltere’ye para yatırmış olan müşteriler ve işletmeler, bu paraya ve diğer bankacılık hizmetlerine normal şekilde erişebileceklerdi. Hazine, HSBC ile yapılan anlaşmanın vergi mükelleflerinin parasını içermediğini ve İngiltere Merkez Bankası’nın mevduatların güvenli olduğunu belirtti.

HSBC, Cuma günü başarısız olduktan sonra Silikon Vadisi Bankası’nın İngiltere kolu için sadece 1 £ ödediğini söyledi. Teknoloji şirketlerine borç verme konusunda uzmanlaşmış olan Silikon Vadisi Bankası, 2008’den bu yana bir ABD bankasının en büyük başarısızlığı olan Cuma günü ABD düzenleyicileri tarafından kapatıldı. Çöküşü, teknoloji endüstrisinde, işletmeler üzerinde sahip olabileceği olası etki konusunda şok dalgaları gönderdi ve bazı firmalar BBC’ye mevduatlar güvence altına alınmazsa batabileceklerini açıklamıştır.

Başarısız ABD bankasındaki para güvende olduğunu söylüyor

HSBC Grubu CEO’su Noel Quinn, SVB’nin İngiltere’deki müşterilerinin her zamanki gibi mevduatlarını güvenli bir şekilde bankaya yatırabileceklerini söyledi ayrıca Şansölye Jeremy Hunt, başbakan ve İngiltere Merkez Bankası başkanı ile bir çözüm bulmak için hafta sonu boyunca çalıştığını belirtmiştir. İngiltere Merkez Bankası, SVB’nin çöküşünden başka hiçbir İngiliz bankasının “maddi olarak etkilenmediğini” ve daha geniş bankacılık sisteminin “güvenli, sağlam ve iyi kapitalize edilmiş” kaldığını açıklamıştır. SVB’nin İngiltere kolu 3.000’den fazla ticari müşterisiyle küçük olmasına rağmen, çöküşü, hükümetin İngiltere’nin gelecekteki ekonomik başarısı için çok önemli gördüğü bir sektör için bir risk oluşturacaktı..

İngiltere’deki finansal istikrarımız için hiçbir zaman sistemik bir risk yok.

Yaklaşık 40 kişiyi istihdam eden ve tüm fonlarını SVB’de tutan bir teknoloji şirketi olan Universal Quantum’un CEO’su Sebastian Weidt, anlaşma “büyük bir rahatlama” oldu. Son 48 ila 72 saatin “inanılmaz derecede stresli” olduğunu söyledi ve şirketinin potansiyel etkiyi hafifletmek için planlar yapmaya çalışırken, bir anlaşma yapılmamış olsaydı “tüm sektöre oldukça zararlı” olacağını söyledi. HSBC’nin SVB’nin İngiltere kolunu satın alması, ABD Federal Rezervi ve Federal Mevduat Sigorta Kurumu’nun (FDIC) Pazar günü ABD’deki mevduat sahiplerinin tamamen korunacağını söylemesinin ardından geldi. SVB, başta ABD devlet tahvilleri olmak üzere varlıkların satışından kaynaklanan kayıpları kapatmak için 2,25 milyar dolar (1,9 milyar sterlin) toplamayı başaramadıktan sonra Cuma günü ABD’de çöktü. Sorunları, ABD’deki bankaya yönelik bir koşuya yol açtı ve daha geniş bankacılık sektöründe korkulara yol açtı; İngiltere’deki teknoloji şirketlerinin 200’den fazla patronu, hükümetin devreye girmesi çağrısında bulunan Bay Hunt’a hitaben bir mektup imzaladı.

Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin türbin binasındaki çatının montajı tamamlandı!

0
Nükleer santral, bir veya daha fazla sayıda nükleer reaktörün yakıt olarak radyoaktif maddeleri kullanarak ısı enerjisi bu enerjiden de elektrik enerjisinin üretildiği tesistir. Radyoaktif maddeler kullanılmasından dolayı diğer santrallerden farklı ve daha sıkı güvenlik önlemlerini, teknolojileri içerisinde barındırmaktadır. Türkiye’de Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin 1’inci ünitesindeki türbin binasının çatısının montajı tamamlandı. İlk olarak 10 Aralık 2022’de kirişin monte edilmesiyle beraber üç aylık süreç içerisinde kurulumu tamamlanmıştır.

Kurulum sürecinin tamamı üç ay sürdü.

Türbin binasının çatısı, çatı döşemesi de dahil olmak üzere toplam ağırlığı 1140 ton olan dokuz adet genişletilmiş kirişten oluşuyor. Her biri 110 ila 200 ton ağırlığında olan kirişler, parçalar şantiyede bu işlem için önceden hazırlanan iki kızak üzerinde paralel olarak birleştirilerek monte edildi.

Montaj işlemi sırasında Liebherr 13000 ağır paletli vinç kullanıldı.

İnşaat ekibi, yapının son kirişlerini monte etmeden önce, hava giderici ve besleme suyu depolama tankı da dahil olmak üzere birkaç parça ağır ve büyük türbin ekipmanının kurulumunu gerçekleştirdi. AKKUYU NÜKLEER A.Ş Genel Müdür Birinci Yardımcısı ve NGS Yapı İşleri Direktörü Sergey Butckikh konuya ilişkin açıklamasında,  “Türbin binasının çatı kirişlerinin montajı, dikkatli bir hazırlık gerektiren karmaşık ve zaman alıcı bir işlemdir. Her bir kiriş on milimetre hassasiyetle monte ediliyor. Akkuyu inşaat ve montaj ekibi, sıkı programa ve zorlu hava koşullarına rağmen bu görevi başarıyla tamamladı. Türbin binasının inşaatının bir sonraki aşamasında türbin jeneratörünün ana bileşenlerinin montajı gerçekleştirilecek ” açıklamasında bulundu. Akkuyu NGS sahasındaki inşaat ve montaj çalışmaları, dört güç ünitesi, kıyı hidroteknik yapıları, güç dağıtım sistemi, idari binalar, eğitim merkezi ve NGS fiziksel koruma tesisleri olmak üzere ana ve yardımcı tesislerin tümünde devam ediyor.  

İstanbul Mobil Oyun Etkinliği’nin ikincisi gerçekleşti!

0

Google’ın Deconstructor of Fun ile iş birliği yaparak Türkiye’de ikinci kez gerçekleştirdiği İstanbul Mobil Oyun Etkinliği, ülkemizde de her geçen gün büyüyen bir pazar haline gelen mobil oyun dünyasının dününü, bugününü ve yarınını mercek altına aldı.

Google, mobil oyun dünyasını İstanbul’da bir araya getirdi.

Etkinlikte; Michail Katkoff, Sophie Vo, Eric Kress, Matej Lancaric, Kim Nordström, Javier Barnes, Alpagut Çilingir ve Josh Willner gibi sektörün önemli isimleri, mobil oyun dünyasının gelişmelerini katılımcılarla paylaştı. Mobil oyun dünyasının nabzını tutan İstanbul Mobil Oyun Etkinliği, 12 oturum ve 20 konuşmacıyla oyun ekosisteminin önemli isimlerini bir araya getirdi. Google ve Deconstructor of Fun birlikteliğiyle gerçekleşen etkinlik, gün boyunca oyun dünyasının yeni gelişmelerini ve merak edilenlerini odağına aldı.

120 milyonu aşkın mobil oyuncu var!

Türkiye’den ve 50 farklı ülkeden 600’ün üzerinde davetlinin katıldığı, 800’den fazla kişinin de çevrimiçi takip ettiği etkinlikte aralarında Deconstructor of Fun ve Savage Game Studios Kurucusu Michail Katkoff, Savage Games Genel Müdürü Sophie Vo, Eric Kress, Matej Lancaric, Kim Nordström, Javier Barnes, Alpagut Çilingir, Josh Willner, Katie Funk, Varun Khanna ve Pasha Nahass gibi sektörün önde gelen isimleri konuşmacı olarak yer aldı.

Etkinliğin moderatörlüğünü ve açılış konuşmasını yapan Deconstructor of Fun ve ve Savage Game Studios Kurucusu Michail Katkoff ve Savage Games Genel Müdürü Sophie Vo, gerçekleşen depremler nedeniyle tüm Türkiye’ye başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerini ileterek, yaşanan felakette hayatını kaybedenleri anarak etkinliğin açılışını yaptı. Açılış konuşmasında ikinci kez İstanbul’da gerçekleşen İstanbul Mobil Oyun Etkinliği’nin önümüzdeki yıl da devam ederek geleneksel bir etkinliğe dönüşmesini umduğunu söyleyen Katkoff, etkinlikte dünyanın dört bir yanından katılımcı olduğunu vurguladı ve İstanbul’un oyun dünyası için öneminin altını bir kez daha çizdi. “Türkiye oyun dünyası yatırımlarında 333 milyon dolarla Avrupa’da birinci sırada ”Değişen ekosistemde oyun dünyası üzerine konuşma yapan Google Türkiye Perakende ve Teknoloji Sektör Lideri Alpagut Çilingir, Türkiye’nin oyun şirketleri için uluslararası bir merkez olma yolunda ilerlediğini söyledi. Türkiye’nin oyun ekosistemine yapılan yatırımlarda 333 milyon dolarla Avrupa’da birinci sırada olduğunu belirtirken toplam girişimcilik ekosistemi yatırımlarındaysa Avrupa’da 4. sırada yer aldığını söyledi. Mobil oyun dünyasının değişen dinamikleriyle ilgiliyse Çilingir şu açıklamalarda bulundu: “Mobil oyun dünyası pazarı ilk kez bu yıl düşüşe geçti. Bu durum dünyanın her yerinde benzer bir ivme gösteriyor.

Dünya çapında 120 milyonun üzerinde mobil oyuncu bulunuyor. Böyle bir ekosistemde başarılı olmanın yoluysa dirençli olmaktan, oyun türünde çeşitlilik yaratmaktan, marka gücüne odaklanmaktan ve gelir modelini çeşitlendirebilmekten geçiyor. Google Türkiye olarak biz de gerçekleştirdiğimiz Oyun ve Uygulama Akademisi, Oyun ve girişimcilik programlarımız, Yetenek Geliştirme Bootcamp’larımız ve bu alandaki projelerimizle birlikte ülkemizin potansiyeline ulaşması ve uluslararası başarı öyküleri oluşturabilmesi için desteklerimizi sürdürüyoruz.”

Mobil oyun sektörünün geleceği sürdürülebilir büyümeyi yakalamaktan geçiyor.

İstanbul Mobil Oyun Etkinliğinde, sektöre dair, mobil oyun dünyasının değişen dinamikleri ve geleceğe dair öngörüler paylaşıldı. Konuşmacılar tarafından oyun dünyasının bugünkü dinamiklerine değinilirken, sürekli değişen ortamda sektör oyuncularının ne gibi önlemler alabileceği ve dikkat etmeleri gereken konular da konuşuldu.Gizlilik ve ölçümleme konularında Google’ın rolünü ve çalışmalarını anlatan Google Uygulama Reklamları Gizliliği ve Ölçümü Global Ürün Lideri Josh Willner konuşmasında kullanıcı verilerinin gizliliği ve güvenliğinin öneminin altını daha çizdi.

ABD’de Silikon Vadisi’ni besleyen Silicon Valley Bank battı!

0

Amerika Birleşik Devletleri’nde Silikon Vadisi’nin en önemli bankalarından olan “Silicon Valley Bank” battı.  Bankanın iflası, 2008 küresel finansal krizinden bu yana ABD’de kayıtlara geçen en büyük banka iflaslarından biri oldu. Ülkenin en büyük 16. bankası olan SVB, “girişim endüstrisinin en önemli bankalarından biri” olmuştur .

2008’den bu yana ABD’de ki en büyük iflas.

Mali düzenleyiciler Silicon Valley Bank’ı kapattı.Federal Deposit Insurance Corp.’un Cuma günü yaptığı duyuruya göre, on yılı aşkın bir süre önce yaşanan küresel mali krizden bu yana en büyük ABD bankası iflası yaşandı.El konulduğu anda bankada 209 milyar dolar olduğu ve toplam mevduatının yaklaşık 175,4 milyar dolar olduğu belirtildi. Teknoloji ve risk sermayesi topluluğunda önemli bir oyuncu olan SVB’nin çöküşü, şirketleri ve varlıklı bireyleri paralarına ne olacağından büyük ölçüde emin olamıyor. Düzenleyicilerden gelen basın açıklamalarına göre, California Mali Koruma ve Yenilik Departmanı SVB’yi kapattı ve alıcı olarak FDIC’yi seçti. FDIC buna karşılık, şimdi SVB’den sigortalı mevduatları tutan Mevduat Sigortası Ulusal Bankası Santa Clara’yı kurdu. ABD Federal Mevduat Sigorta Kurumu (FDIC), Silicon Valley Bank’a Kaliforniya Finansal Koruma ve İnovasyon Departmanı tarafından sigortalı mevduatları korumak için kayyum atandığını duyurdu. FDIC’nin sigortalı mevduat sahiplerini korumak için Santa Clara Mevduat Sigortası Ulusal Bankasını (DINB) kurduğu ve SVB’nin tüm sigortalı mevduatlarının buraya aktarıldığı açıklandı. Ayrıca, mevduat sahiplerinin en geç 13 Mart’ta mevduatlarına tam erişime sahip olacağı ve bankanın varlıkları satılırken sigortasız mevduat sahiplerine gelecekte temettü ödemeleri yapılabileceği belirtilmiştir. Silicon Valley Bank’ın iflası, hisse senedi politikalarını etkilerken bankacılık hisselerinde genel olarak düşüşe neden oldu. Bankacılık sektörüne yönelik endişeler artarken pay piyasalarında negatif seyir izlenmektedir.  

Mitsubishi sadece elektrikli ve hibrit araç satacak

0
Mitsubishi Motors, önemli pazarlarda rekabet gücünü korumak için elektrifikasyon stratejisini güçlendirerek, önümüzdeki on yılın ortasına kadar tüm yeni araba satışlarını karşılamak için hibrit ve akülü elektrikli araçlar planlıyor. Fransız Renault SA ve Nissan Motor Co ile bir ittifakın küçük ortağı olan Mitsubishi , önümüzdeki beş yıl içinde 16 yeni model çıkaracağını söyledi. Japon otomobil üreticisi, 2030 mali yılına kadar yeni araba satışlarının yarısını elektriklendirme hedefine bağlı kaldı ve günü bunu 2035 mali yılına kadar yüzde 100’e çıkarma sözü verdi. Mitsubishi, elektrikli araçlar olarak fişli hibritleri (PHEV), hibrit elektrikli araçları ve akülü elektrikli araçları (BEV) dikkate alıyor. Elektrikli araçlar, şirketin 2021 mali yılındaki toplam yeni araba satışlarının yaklaşık yüzde 7’sini oluşturdu. İcra Kurulu Başkanı Takao Kato, “Mevcut modellerimiz arasında, amiral gemimiz PHEV Outlander’ın sunulduğu coğrafi alanları genişleteceğiz ve geçen yıl yeniden piyasaya sürülen Minicab-MiEV hafif ticari EV’nin satışlarını artıracağız” dedi. Mitsubishi, 2023-2025 mali iş planının bir parçası olan sunum materyallerinde Mitsubishi’nin piyasaya sürmeyi planladığı 16 yeni modelden birinin BEV Renault ittifak modeli, diğerinin ise Nissan ittifak modeli olacağını söyledi. Şirket, Mitsubishi’nin piyasaya sürmeyi planladığı diğer 14 modelden yedisinin tamamen içten yanmalı motorlu, beşinin hibrit ve geri kalan ikisinin BEV olacağını söyledi.

Loft Kubernetes kullanımını kolaylaştıran yeni sürümü yayınladı

Loft, tamamen yenilenmiş bir kullanıcı arabirimi, Argo CD ile daha derin bir entegrasyon ve GitOps tarzı dağıtımlar için daha iyi destek içeren sanal küme çözümünün 3. sürümünü piyasaya sürdü. Loft Labs, Kubernetes’in kendisini sanallaştırarak geliştiricilerin ve onları istihdam eden işletmelerin Kubernetes kümelerini daha verimli kullanmalarına yardımcı oluyor. Loft’un kurucusu Lukas Gentele’nin bana söylediği gibi, ekip diğer girişimler için müşteri işleri yapmaya başladı ve ardından geliştiricilerin Kubernetes iş akışlarını kolaylaştırmasına yardımcı olan bir araç olan DevSpace’i başlattı. Kurucular 2018’de bu fikirle Y Combinator’a başvurdular ve yüz yüze görüşme turuna çıkarken o grup için seçilmediler, bunu fikrin doğrulanması olarak kabul ettiler. Ekip sonunda UC Berkeley’in SkyDeck hızlandırıcısından bir teklif aldı ve bu süreçte DevSpace’in bir bulut sürümünü oluşturdu. DevSpace Cloud’un birkaç bin kullanıcısı olsa da, çoğunlukla bir hobi platformu olarak kullandılar. Bu, para kazanmayı neredeyse imkansız hale getirdi. Loft bu yeni sürümle, artık kullanıcıların kullanıcı grupları oluşturmasına ve bunları bir şirketin çoklu oturum açma sağlayıcısı aracılığıyla tanımlamasına ve onlara belirli yeteneklere ve kaynaklara erişim sağlamasına olanak tanıyan proje kavramını sunuyor. Bu, bu bağımsız ekipler için sınırlar belirlemeyi ve ardından bunu bir self servis sisteme dönüştürmeyi çok daha kolay hale getiriyor.

Türk Telekom, deprem bölgesinde istihdam çalışması başlattı!

0
İstihdamda öncelikli adaylar, telekom sektöründe deneyimli veya bu alanda çalışmaya istekli, ikametgahı depremden etkilenen illerden birinde olan ya da deprem nedeniyle ikametgahı değişmiş, kendisi, birinci derece yakınları, evi veya işi depremden etkilenmiş kişiler olarak belirlendi. Türk Telekom’un kariyer sitesinde, deprem felaketinden etkilenen 11 ilde istihdamda öncelik çalışmasının başlatıldığı duyuruldu. Türk Telekom’un “www.turktelekomkariyer.com.tr“de yayımlanan ilanında, dayanışmanın gücünün daha fazla hissedildiği bu dönemde, farklı rol ve sorumluluklar için istihdam imkanı sağlanacağı açıklandı. Şirket tarafından, istihdamda öncelikli adaylar, telekom sektöründe deneyimli veya bu alanda çalışmaya istekli, ikametgahı depremden etkilenen illerden birinde olan ya da deprem nedeniyle ikametgahı değişmiş, kendisi, birinci derece yakınları, evi veya işi depremden etkilenmiş kişiler olarak belirlendi. İstihdam kapsamında başvuracak adaylar için hem tam zamanlı iş hem de staj imkanı sağlanacağı duyuruldu. Satış, pazarlama, insan kaynakları, finans, destek hizmetleri ve teknoloji fonksiyonlarında farklı kademelerdeki pozisyonlar ve tekniker pozisyonu için gerçekleştirilebilecek. Öte yandan ilanda, depremden etkilenen illerden birinde ikametgahı olan adaylar için yerinde çalışma, deprem nedeniyle ikametgahı değişmiş adaylar için İstanbul ve Ankara lokasyonların da hibrit çalışma, stajyer pozisyonları için uzaktan çalışma olmak üzere farklı çalışma modellerinin sunulacağı belirtildi.

GoTo internet pazarındaki küçülmeyle işten çıkarma yapıyor

0
Endonezya’nın GoTo Grubu, bölgedeki internet pazarlarındaki büyümenin yavaşlamasıyla Güneydoğu Asya’daki kesintilerini hızlandırarak 600 kişiyi daha işten çıkarıyor. GoTo yaptığı açıklamada , indirimlerin Endonezya’daki küçük satıcılarla çalışan Mitra Tokopedia işinin belirli birimlerinin birleştirilmesini ve bazı bölümlerinin tasfiye edilmesini içerecek bir sarsıntının parçası olduğunu söyledi . GoTo ve Grab Holdings, Sea Ltd. gibi bölgesel emsalleri olası bir durgunluk karşısında yatırımcıları uzun vadeli beklentileri konusunda ikna etmeye çalışıyor. Yıllardır hızlı büyümenin tadını çıkaran Jakarta merkezli GoTo, işten çıkarmalar dünya çapındaki teknoloji firmalarını sarstığı için şimdiden işgücünün yüzde 12’sini azaltmıştı . Singapur merkezli Sea 2022 yılında yıl yapılan binlerce işten çıkarmaya ek olarak yüzlerce işi ortadan kaldırıyor.

Mikromobilite girişimi Bird beklentinin altında kaldı

Mikromobilite şirketi Bird, beklentinin altında bir dördüncü çeyrek raporu paylaştı ve 2022 yılı kazançlarını bildirdi. Bird, 2022’nin dördüncü çeyreği için 69.7 milyon dolar gelir bildirdi. Bu, 2021’in aynı çeyreğinde bildirilen 49.5 milyon dolardan büyük bir gelişme oldu. 2022’nin üçüncü çeyreğinde Bird SEC’e son iki yıldır gelirini yüksek gösterdiğini bildirmişti. O sırada şirket, müşterilerin önceden yüklenmiş yeterli cüzdan bakiyesi olmadığında bile belirli seyahatlerde gelir kaydettiğini söyledi. Bird ayrıca son iki yılda, bir müşterinin önceden yüklenmiş cüzdan bakiyesinde geride bıraktığı para miktarı olan kırılmayı olduğundan az bildirmişti. Bununla birlikte sürüş hacmi ve scooter başına sürüş sayısı 4. çeyrekte geçen yılın aynı dönemine göre düştü. Bird, 2021’in 4. çeyreğindeki 9,4 milyondan 4. çeyrekte 8,2 milyon yolculuk kaydetti. Ancak Bird, tüm yıl boyunca toplam yolculuklarda yüzde 16’lık bir artış bildirdi. Bununla birlikte, konuşlandırılan araç başına günlük sürüş sayısına bakıldığında, Bird parasının karşılığını daha az alıyor. 2021’in 4. çeyreğinde Bird’s scooter’ları günde ortalama 1,3 kez kullanıldı. Bu sayı, 2022’nin 4. çeyreğinde scooter başına günde bir kullanıma düştü. Tüm yıl boyunca, Bird scooter’ları 2021’de günde 1,6 sürüşten, günde 1,3 sürüşe ulaştı.

Avustralyalı bilim insanları, havayı elektriğe çevirebilen enzimi keşfetti!

0
Monash Üniversitesi liderliğindeki bir araştırma ekibi, elektrik akımı oluşturmak için atmosferdeki düşük miktarda hidrojeni kullanan bir enzim keşfetti. Çarşamba günü Nature’da yayınlanan araştırmaya göre araştırmacılar, Huc adlı hidrojen tüketen enzimi Mycobacterium smegmatis adlı yaygın bir toprak bakterisinden çıkardılar. Huc’un, eser miktarda hidrojenin oksidasyonu ve ortaya çıkan elektronların solunum kofaktörü menakinon’a doğrudan bağışlanması için benzersiz bir şekilde ayarlanmasını sağlayan büyük bir elektrokimyasal aşırı potansiyele sahip olduğunu buldular. Monash Üniversitesi’nin önde gelen yazarlarından ve araştırma görevlilerinden biri olan Rhys Grinter, Perşembe günü yaptığı açıklamada Huc’un “olağanüstü verimli” olduğunu söyledi. Grinter, “Bilinen diğer tüm enzimlerin ve kimyasal katalizörlerin aksine, atmosferik seviyelerin altında, soluduğumuz havanın yüzde 0,00005’i kadar az hidrojen tüketiyor” dedi. Bu araştırma erken bir aşamada olsa da, Huc’un keşfi, güneş enerjisiyle çalışan cihazlara bir alternatif gibi küçük havayla çalışan cihazlar geliştirmek için önemli bir potansiyele sahiptir. Grinter, Huc gibi enzimler üreten bakterilerin yaygın olduğunu ve büyük miktarlarda büyüyebileceğini, bunun da insanların sürdürülebilir bir enzim kaynağına erişebildiği anlamına geldiğini kaydetti. Araştırmacı, Huc üretimini büyütmeyi gelecekteki çalışmaları için temel bir hedef olarak belirledi. Grinter, “Yeterli miktarda Huc ürettiğimizde, onu temiz enerji üretmek için kullanmanın tam anlamıyla sınırı gökyüzüdür” dedi.

Meta, merkezi olmayan, metin tabanlı bir sosyal ağ kuruyor!

Twitter’ın düşüşü, diğer platformların yeni nesil oluşumunun yolunu açıyor. Oyundaki en büyük oyuncu Meta, insanların metin tabanlı güncellemeler yayınlaması için özel bir uygulama oluşturmanın ilk aşamalarını başlattı. Şirket Platformer’a  Metin güncellemelerini paylaşmak için bağımsız bir merkezi olmayan sosyal ağı araştırıyoruz,” açıklamasında mail paylaşımında bulundu. “İçerik oluşturucuların ve tanınmış kişilerin ilgi alanlarıyla ilgili güncellemeleri zamanında paylaşabilecekleri ayrı bir alan için bir fırsat olduğuna inanıyoruz.” açıklamasında bulundu. Meta’nın metin tabanlı bir ağı araştırdığı haberi ilk olarak Perşembe günü MoneyControl tarafından bildirildi. Uygulamanın kod adı P92 ve kullanıcıların mevcut Instagram kimlik bilgileri aracılığıyla giriş yapmalarına izin verecek. Projeyle ilgili detaylar şu an için yetersiz. Kaynaklar, ürünün hala en erken aşamalarında olduğunu ve piyasaya sürülmesi için belli bir zaman dilimi belirtilmedi. Ancak yasal ve düzenleyici ekipler, uygulamanın etrafındaki potansiyel gizlilik endişelerini araştırmaya başladı, böylece lansmandan önce ele alınabilecekleri açıklandı.

Instagram’ı yöneten Adam Mosseri’nin projeye öncülük ettiğini söyledi.

Projenin en dikkat çekici yönü, Meta’nın ağın merkezi olmayan bir hale getirilmesini planlamasıdır. Şirket, açıklamasının ötesinde ayrıntı vermese de, merkezi olmayan bir ağda bireysel kullanıcılar genellikle kendi bağımsız sunucularını kurabilir ve içeriğin nasıl yönetildiğine dair sunucuya özgü kurallar belirleyebilir. Facebook gibi hizmetler, göreceli kullanım kolaylığından ve kazançlı reklam hizmetleri sağlayan bir veri toplama modelinden yararlanır. Ancak, içerik moderasyonuna yukarıdan aşağıya yaklaşımları ve ağları değiştirmeyi zorlaştırarak rekabeti engelleme çabaları için büyük düzenleyici incelemeler de yapılmıştır.  Twitter’ın kurucu ortağı Jack Dorsey’in ağın merkezi olmayan bir sürümü için tekrar tekrar çağrı yapmasına neden oldu. Dorsey, diğer şeylerin yanı sıra, merkezi olmayan bir ağın hükümetlerin sansür çabalarına karşı daha dirençli olacağını ve kullanıcıların istedikleri deneyimi daha iyi yansıtan çeşitli sıralama algoritmaları arasından seçim yapmalarını sağlayacağını söyledi. Merkezi olmayan bir sosyal ağ oluşturmak, Meta’nın Facebook ve Instagram’ın standart eleştirilerini geri iten bir uygulamayla denemesine izin verebilir. Bireysel sunucular, farklı grupların kendi topluluk standartlarını belirlemelerine izin verecek, ancak muhtemelen Meta tarafından belirlenen kuralların bir “tabanı” ile, Reddit’in bireysel topluluklarının çalışma şekline benzer bir şekilde. Ve ağını başkalarıyla birlikte çalışabilir hale getirmek, Meta’nın rekabet karşıtı satın alımlar yoluyla pazar gücünü koruyup korumadığı konusunda devam eden incelemelerle karşı karşıya kalmasına yardımcı olabilmektedir. Facebook’un Yeni Ürün Deneyleri bölümü, bir sonraki büyük şeyi keşfetme umuduyla düzinelerce sosyal ürün inşa etti veya prototipini oluşturdu, ancak neredeyse hepsini kapattı. Aynı zamanda, Twitter’ın gelirinin düşmesi ve sitenin kendisinin düzenli olarak saatlerce düşmesiyle diğer platformlar için yükselme avantajı başlamış oldu. Bu, Meta’nın zaten küresel ölçekte olan Instagram’ın gücünden yararlandığını ve kullanıcıları arasında yeni bir metin tabanlı ağ başlatmak için gerekli olan halka açık figürlerin çoğunu saydığını varsayarsak özellikle doğru olacaktır. Şimdilik, Meta’nın son keşfinin gerçekten yıkıcı olup olmayacağını söylemek imkansız . Ancak diğer birkaç şirket, güvenilir bir şekilde denemek için ekiplere ve sicile sahiptir. Meta’nın burada başlattığı her şey yakından incelenecektir.

Japonya, Çin’e bağımlılığı azaltmak için ağır nadir toprak elementlerinde ilk hisseyi aldı

Japonya, dünyanın en büyük üreticisi olan Çin’e olan bağımlılığını ortadan kaldırmaya yönelik bir adım olarak, elektrikli araç motorlarında kullanılan mıknatıslar için gerekli olan ağır nadir toprak elementlerine ilk ilgisini elde etti. Japon ticaret şirketi Sojitz ve Japonya Metal ve Enerji Güvenliği Örgütü (JOGMEC), ABD tarafından kurulan bir ortak girişim olan Japan Australia Rare Earths aracılığıyla Mart ayı sonuna kadar Avustralya’nın Lynas Rare Earths’üne yaklaşık 200 milyon Avustralya doları (134,7 milyon $) yatırım yapacak. Sojitz Salı günü yaptığı açıklamada, iki Japon kuruluşu olduğunu söyledi. Anlaşmaya göre Lynas, Batı Avustralya’daki Mount Weld madeninde üretilen disprosyum ve terbiyumun %65’e varan kısmını Japonya’ya tedarik edecek. Ekonomi, Ticaret ve Sanayi Bakanlığı’na göre bu, Japonya’nın ağır nadir toprak elementlerine yönelik yurt içi talebinin yaklaşık %30’unu karşılayacak. Lynas, önümüzdeki birkaç yıl içinde madenciliğe başlamayı planlıyor. Disprosyum ve terbiyum, EV motorlarının ve rüzgar türbinlerinin boyutunu küçültmek için gerekli olan güçlü neodimyum mıknatısların ısı direncini artırmak için kullanılır. 

Japonya’nın her iki nadir toprak elementinin yıllık toplam tedariki yüzlerce ton

Lynas, Weld Dağı’ndan çıkarılan nadir toprak cevherini, nadir toprak elementlerinin cevherden ayrılarak rafine edildiği ülke dışına taşımayı planlıyor. Şimdiye kadar, ayırma ve arıtma süreçleri Çinli şirketlere yaptırıldı, ancak Lynas, Çin’i atlayan yeni bir tedarik zinciri aracılığıyla Japonya’ya tedarik sağlamayı hedefliyor. Çin şu anda neredeyse tüm ağır nadir toprak üretimini gerçekleştiriyor. 2022’de yıllık küresel nadir toprak cevheri üretimi yaklaşık 300.000 tona ulaştı ve bunun yaklaşık 210.000 tonu veya %70’i Çin’den geliyordu. Özellikle, disprosyum ve terbiyum güney Çin ve Myanmar’da yoğunlaşmıştır. Çin’in bir diğer avantajı da ayrıştırma ve rafinaj işlemlerini kendi sınırları içinde halledebiliyor olmasıdır. Nadir toprak cevherleri, katı çevresel önlemleri gerekli kılan ve maliyetleri artıran radyoaktif maddeler içerir. ABD ve diğer ülkeler eskiden nadir toprak elementleri üretiyordu, ancak Çin, madencilikten rafine etmeye kadar tüm süreci yöneten entegre bir sistem aracılığıyla küresel bir tekel oluşturdu. 2010 yılında, Okinawa vilayetinin yakınlarındaki tartışmalı sularda bir Çinli balıkçı teknesi ile bir Japon Sahil Güvenlik devriye gemisi arasında meydana gelen çarpışmanın ardından Çin, Japonya’ya nadir toprak tedarikini geçici olarak durdurdu.

Japon mıknatıs üreticilerini çıkmaza soktu. 

Japonya, Çin dışında bir tedarik sağlayabilirse, bu, nadir toprak elementlerinin diplomatik kart olarak kullanılmasına karşı bir önlem olacaktır. Maliyet bir sorun olmaya devam ediyor. Bir Sojitz temsilcisi, Lynas tarafından çıkarılan cevherin kalitesinin yüksek olduğunu ve Japonya’nın operasyonlarının Çinli şirketlerle maliyet açısından rekabetçi olacağını söyledi. Ancak ülkenin entegre seri üretim sistemi ile rekabet etmesi kolay olmayacaktır. Avustralya arzı, iç talebin yalnızca yaklaşık %30’u için yeterli olacak, bu da Japonya’nın kalan %70 için Çin’e güvenmeye devam edeceği anlamına geliyor. JOGMEC, Namibya ve diğer yerlerdeki diğer ağır nadir toprak tedariklerini güvence altına almak için acele ediyor.

Hepsiburada, Deprem Bölgesinde 2 Yılda 120 bin Kişinin İstihdamına Katkı Sağlayacak!

0
Hepsiburada, bölgedeki üretici ve satıcıların yaralarını sarmak ve bölgede kalıcı istihdamın sağlanmasına katkı için hayata geçirdiği “Deprem Bölgesine Ticaret ve Teknoloji Gücü” programını tanıttı. 1 Ocak 2023’te Hepsiburada’nın CEO’luk görevini üstlenen Nilhan Onal Gökçetekin “Hepsiburada Sözü” olarak duyurulan programın detaylarını basın mensuplarıyla paylaştı. Hepsiburada, deprem bölgesinde kalıcı refahın tesisine katkı amacıyla hayata geçirdiği “Deprem Bölgesine Ticaret ve Teknoloji Gücü” programını, Hepsiburada CEO’su Nilhan Onal’ın ev sahipliğinde basın mensuplarına duyurdu .Program kapsamında,  teknoloji, lojistik ve pazarlama imkânları, iki yıl boyunca bölgedeki 10 bin KOBİ ve esnafın yanı sıra, 5 bin girişimci kadın ve kadın kooperatifi için seferber edilecek.

3 E-ticaret İhtisas Merkezi kuruluyor.

Deprem bölgesindeki üç şehirde kurulacak “E-ticaret İhtisas Merkezleri”yle de işletmelerin ofis, stok, lojistik, pazarlama ve müşteri hizmetleri ile eğitim ihtiyaçlarına cevap verilecek. “Hepsiburada Sözü”yle altı çizilen kalkınma projesiyle, deprem bölgesinde kalıcı refahın tesis edilmesine katkıda bulunulması hedefleniyor. Program ile 120 bin kişinin istihdamına ve 500 bin kişinin geçimine katkı sağlayacak.

 “Deprem bölgesinde kalıcı refaha katkıda bulunacağız”

Toplantıda konuşan Hepsiburada CEO’su Nilhan Onal Gökçetekin “Sahip olduğumuz lojistik, ticari ve teknoloji gücüyle iki yıl içinde, deprem bölgesinden Türkiye’ye ve dünyaya toplam 10 milyar TL’lik satış hacmi yaratmayı hedefliyoruz. Bölgede e-ticaret altyapısını geliştirebilmek için ‘E-ticaret İhtisas Merkezleri’ kurma çalışmalarımıza başladık. Bölgede e-ticarete başlamak isteyen tüm esnaf ve KOBİ’ler bize bir telefonla ulaşabilir. Onlara özel hazırladığımız eğitim programları ile e-ticaret öğrenme yolculuklarını başlatıyoruz.” dedi. 11 ilimizin ticari kalkınmasının yanı sıra, çocukları, gençleri ve ailelere sosyal destekleri de önceliklendirdiklerini anlatan Onal, “Programımızda çocuklar, gençler ve aileler için eğitim ve sosyal destekler de yer alıyor. Depremin ilk gününde başlattığımız yardım çalışmalarını sürdürürken, sonraki aşamaya geçerek bölgede refahın kalıcı hale gelmesi için ‘Hep Buradayız!’ diyoruz ve bölge ekonomisine uzun vadeli destek sözü veriyoruz.” dedi.

 “Girişimci Kadınlara ve Kadın Kooperatiflerine Destek Önceliği Veriyoruz”

Hepsiburada’nın 2017’den itibaren sürdürdüğü Girişimci Kadınlara Teknoloji Gücü Programı kapsamında, deprem bölgesindeki 5 bin girişimci kadına destek vereceklerini vurgulayan Hepsiburada CEO’su Nilhan Onal Gökçetekin, “Girişimci bir kadın olan Sayın Hanzade Doğan tarafından kurulan Hepsiburada’nın kadın CEO’su olarak, şirketimin bu konudaki duyarlılığından ötürü çok gururluyum. 5 yıldır 38 binin üzerinde girişimci kadına ve kadın kooperatiflerine verdiğimiz desteği bölgede artırarak sürdüreceğiz. Depremden en çok etkilenen illerden biri olan Hatay’da yaşayan  Neşeli Mutfak’ın kurucusu Dilek Tecirli, basın toplantısına canlı bağlanarak bölgede yaşananları ve Hepsiburada’nın kadın girişimcilere sunduğu destekleri anlattı. Yaşanan felaketin boyutunu 6 Şubat sabahı gün ağardığında anladıklarını aktaran Dilek Tecirli, şunları söyledi: “Depremin ilk gününden itibaren Hepsiburada’nın ilgi ve desteğini gördük. İnsani yardımlarının yanı sıra, Hepsiburada iş ortağı olduğum için işimi çok hızlı ayağa kaldırdık. Sağladıkları teknolojik ve fiziksel imkanlar sayesinde kısa sürede tekrar sipariş almaya ve işimi yapabilmeye başladım. Tekrar çalışmanın ne kadar iyi geldiğini size anlatamam. Biliyorum ki bu şekilde dayanışmayla ve üreterek zaman içerisinde iyileşeceğiz, düzeleceğiz. ” Hepsiburada “Deprem Bölgesine Ticaret ve Teknoloji Gücü” Programı ile;
  • Bölgedeki 10 bin KOBİ ve esnaf iki yıl boyunca, teknoloji, ticaret, lojistik ve pazarlama imkânlarıyla desteklenecek.
  • 5 bin girişimci kadın ve kadın kooperatifleri için özel destekler verilecek.
  • Bölgedeki üç şehirde ‘E-ticaret İhtisas Merkezi’ kuracak.
  • Program kapsamında, 120 bin kişinin istihdamına; 500 bin kişinin geçimine katkı sağlayacak.
  • İki yıl içinde bölgeden tüm Türkiye’ye ve dünyaya toplam 10 milyar TL’lik satış hacmi yaratılacak.
  • Programda ayrıca çocuklar, gençler ve aileler için eğitim ve sosyal destekler de yer alıyor.