Dijitalde Hayat Kolay projesinin mentorluk süreci tamamlandı

0
Türk Telekom, herkes için erişilebilir iletişim prensibiyle sosyal sorumluluk projelerini sürdürüyor. Türk Telekom’un kadınların toplumdaki yerinin güçlendirilmesini ve üretim ekonomisine aktif katılımlarını sağlamayı amaçladığı “Dijitalde Hayat Kolay” projesinin ikinci aşaması olan mentorluk desteği süreci tamamlandı. Projeler arasından başarılı olanlar Türk Telekom’dan iş geliştirme hibesi almaya hak kazanacak. Türk Telekom Kurumsal İletişim Direktörü Arif Sancaktaroğlu konu hakkında şu ifadeleri kullandı; “Kadınların istihdamına ve üretime katılmalarına verdiğimiz önemle birbirinden değerli projeler geliştiriyoruz. Başlangıcından bugüne kadar elde ettiğimiz sonuçları değerlendirerek ve toplumumuzun ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak yenilediğimiz projemiz sayesinde her geçen gün daha fazla kadının hayatına dokunduk. Kadınların üretim ekonomisine daha aktif katılımını sağlamayı amaçladığımız proje ile bugüne kadar 10 bin kadının dijital yetkinliklerini geliştirmesine sağladığımız katkıdan dolayı mutluluk duyuyoruz. Yeni dönemde projenin kapsamını genişleterek girişimci kadınları desteklemeye devam edeceğiz” Türk Telekom’un Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ile Habitat Derneği ortaklığında sürdürdüğü ‘Dijitalde Hayat Kolay’ projesi ile dijital okuryazarlık ve dijital pazarlama konusunda eğitimler veriliyor. Türk Telekom, proje kapsamında sunulan dijital pazarlama eğitimine ve tasarım odaklı düşünme atölyesine katılmış 18 yaş ve üzeri esnaf veya esnaf muafiyetine sahip olma ön koşullarını sağlayan ve başvuru yapan girişimci kadınlar arasından belirlenen 20 katılımcıya, 2 hafta süresince işletme ve marka geliştirme eğitimlerinden yararlanma fırsatı sundu. Alanında uzman isimlerin mentorluk yaptığı programda kadınlara, uygulamalı sosyal medya yönetimi, internet reklamcılığı, dijital pazara giriş, medya yönetimi ve finansal süreçlerle ilgili kapsamlı eğitimler verildi. Mentorluk programı içeriği, dijital pazarlama eğitimleri ve tasarım odaklı düşünme atölyelerine katılan kadınların kendilerini geliştirmeleri gerektiği alanlara odaklanarak hazırlandı.

Eğitimlerde öğrendiklerini uygulama fırsatı buldular

Proje sayesinde kadınlar kendi ürünleri için farklı sosyal medya platformlarında reklam kampanyaları hazırlamayı, hedef kitle belirlemeyi, dijital pazar yerlerini ve onların ara yüzlerini uygulamalı olarak öğrendi. Bu süreçte kadınlar, Google Ads reklamı vermeyi, Canva’da tasarım yapmayı ve markalarını tanıtmak için çeşitli uygulamaları kullanmayı deneyimledi. 

Insha Ventures, Sibernet Teknoloji ile iş birliğine imza attı

0
Albaraka Türk Katılım Bankası tarafından hayata geçirilen ve 2020 yılında FinTech girişim kurucusu olarak faaliyetlerine başlayan Insha Ventures, Avrupa ve Körfez bölgesindeki iş ortaklarına kişiselleştirilmiş siber kalkınma planları oluşturan Sibernet Teknoloji ile iş birliği yaptı. Yapılan iş birliği siber güvenlik otomasyonlarının FinTech ekosistemine kazandırılması ve yaygınlaştırılmasını sağlayacak.

FinTech ekosisteminde bütüncül siber güvenlik uygulaması

Insha Ventures Genel Müdürü Hasan Sami Bayansar, hizmetleri bulut ortamına taşımanın kurumlar açısından maliyet avantajı oluşturmanın yanı sıra erişilebilirliği de artıran önemli bir faktör olduğuna dikkat çekerek, sözlerine şöyle devam etti; “Hizmetlerin buluta taşınması beraberinde saldırganların da erişim yöntemlerini ve sayısını da artıran bir etken. Bu durumda firmaların dikkat etmesi gereken siber güvenlik konuları ortaya çıkıyor. Bizler de tam da bu noktada firmaların siber güvenlik kaslarını ve siber savunma mekanizmalarını güçlendirmek için Siber Teknoloji ile iş birliğine imza attık. Bu kapsamda öncelikli olarak kurumların ürünlerini geliştirdikleri ilk noktada kod güvenlik analizi çözümü uygulanması, bununla beraber risklerin ve aksiyonların belirlenmesi, risk değerlendirme ile eş zamanlı çevik bir yaklaşımla aksiyonların gerçekleştirilmesi konularını kapsayan hizmetlerle bütüncül bir model oluşturduk. Bu modelin yaygınlaşması için Sibernet Teknoloji ile birlikte çalışmalarımızı hız kesmeden sürdüreceğiz.” “Kurumların optimum sistemleri, maksimum güvenlikle kurgulayabilmelerini sağlayacağız”  Sibernet Teknoloji Kurucusu ve CEO’su Kudret Ay, Insha Ventures ile yaptıkları iş birliği hakkında şu açıklamada bulundu: “Kurumlar bulut ortamlarının sunduğu çeviklik, optimum maliyet ve teknolojik çözümlere kolay erişim imkânlarını fırsata dönüştürmeyi stratejik hedeflerinin ayrılmaz bir parçası olarak ele alıyor. Bu kapsamda dijital varlıkların buluta taşınması yeni ve kârlı iş fırsatlarına imkân oluştururken bir yandan da yeni risklerle tanışmalarına neden oluyor. Insha Ventures ile beraber kurumların optimum sistemleri, maksimum güvenlikle kurgulayabilmelerini sağlayacağız.”

Cerebrum Tech “En İnovatif 50 Türk Şirketi” arasında

0

Sürdürülebilirlik odaklı yeni nesil teknolojiler üreten Cerebrum Tech, iş dergisi Fast Company’nin “Türkiye’nin En İnovatif 50 Türk Şirketi” listesine girerek önemli bir başarıya daha imza attı. Listedeki en genç şirket olarak dikkat çeken Cerebrum Tech’in Kurucusu Dr. Erdem Erkul, “2 yıl gibi kısa bir sürede ürünlerimiz ve faaliyetlerimizle yakaladığımız ivme bize güven ve gurur veriyor. Özellikle metaverse ekosistemimiz Cereverse ve 3D üretkenlik ve iletişim uygulamamız CereMeet önümüzdeki süreçte odak konumumuzda olacak” dedi.

Türkiye’de 2021 yılında kurulan ve dünyanın birçok ülkesinde global düzeyde faaliyet yürüten sürdürülebilirlik odaklı yeni nesil teknoloji şirketi Cerebrum Tech sektöründe öncü adımlarını hızlandırmayı planlıyor. Saygın iş dergisi Fast Company’nin her yıl düzenlediği “Türkiye’nin En İnovatif 50 Şirketi” listesine 21’inci sıradan giriş yapan Cerebrum Tech listedeki en genç şirket olarak da önemli bir başarı tablosu ortaya koydu. Cerebrum Tech Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Erdem Erkul, “Tüm dünyadan iş ortaklarımızla birlikte dünyanın daha yaşanabilir ve sürdürülebilir olması için dijital teknolojiler üretiyoruz.

2 yıl gibi kısa bir sürede deneyimli yöneticilerimiz, genç ve umut vadeden ürün geliştiricilerimiz ile yakaladığımız ivme bize gurur ve güven veriyor. Türkiye’den dünyaya açılan metaverse ekosistemimiz Cereverse ile stratejik iş birliği kurduğumuz dünyanın en prestijli inovasyon ve yatırım ekosistemi ABD merkezli Plug and Play’in hızlandırıcı programı kapsamındaki çalışmalarımız da hızla şekilleniyor. Önümüzdeki süreçte Cereverse ve 3D üretkenlik ve iletişim uygulamamız CereMeet inovasyon çalışmalarımızda odak konumumuzda olacak” ifadelerini kullandı.

“İş dünyası metaverse’teki gelişmeleri yakından takip ediyor”

İnternet devriminin en güncel evresi web3 ve metaverse’ün yaratacağı kapsamlı etkiler tüm dünyada merakla takip edilip tartışıldığını söyleyen Dr. Erkul, “Web 1.0 ve web 2.0’ın önce bireysel kullanıcıların hayatlarına girerek başlattığı değişim rüzgarı, web3 ve metaverse özelinde bu kez kurumsal şirketlerin öncülüğünde büyüyor. Bankacılık, perakende, otomotiv, tekstil ve gayrımenkul gibi pek çok sektörde şirketler metaverse uygulamalarını peşi sıra devreye sokuyor.

Web3 ve metaverse, inovasyon dünyasının odak noktalarından biri haline geldi. Dünyanın tüm önde gelen şirketleri hem satış ve pazarlama alanında hem de çalışanlarının iş yaşamı ve eğitimi konularında dijital teknolojilerin sağladığı fırsat ve faydalardan yararlanmak için yatırımlarını artırıyor. Metaverse uygulamaları en başta iş dünyasında etki alanı kazanıyor. Yakın gelecekte bu teknolojilerin ekonomik hayata yansımalarını daha fazla göreceğiz. Kullanıcı odaklı adaptasyon süreci hız kazanacak” dedi.

“Web3 ve Metaverse ticaret ve pazarlamayı dönüştürüyor”

 Metaverse’e de zemin sağlayan Web3’ün birçok yeni nesil teknoloji ile entegrasyonu mümkün kıldığını vurgulayan Dr. Erkul, “1990-2004 yılları internetin ilk ve en ilkel dönemiydi. Bloglar ve siteler aracılığıyla tek taraflı bilgi paylaşımının olduğu bir dönem. 2004 sonrasında şekillenen web 2.0 ise bireyler için çok daha interaktif ve sosyal bir deneyim sundu. Artık tüketiciler de içerik üretmeye başladı. Sosyal medya platformlarının yaygınlaşmasıyla birlikte en köklü değişimlerden biri ticaret ve pazarlama alanında başladı. Veritabanı sistemleri sayesinde kişileştirilmiş öneriler, reklamlar gösterilir hale geldi.

2010’dan itibaren ortaya çıkan Anlamsal Ağ olarak da bilinen Web3.0 ise bilgisayarların da insanlar gibi veri okuyarak analiz yapabilmesiyle başladı. Gelinen noktada ise son günlerde büyük yankı uyandıran ChatGPT gibi yapay zeka uygulamaları ile kişiye özel hazırlanan içeriklerin üretimi mümkün hale geldi. Web3 şu an büyük değer taşıyan yapay zekâ, blok zinciri, sanal gerçeklik ve nesnelerin interneti gibi birçok teknolojiye zemin sunuyor. Yatırımların hızla arttığı, ürünlerin gelişerek çeşitlendiği bir süreci yaşıyoruz. Hem sürdürülebilirlik politikalarını destekleyen hem de daha yoğun etkileşimi sağlayan metaverse uygulamaları gün geçtikçe daha fazla tercih ediliyor” değerlendirmesini yaptı.

WatchGuard internet güvenlik raporunu yayınladı

0
WatchGuard Tehdit Laboratuvarı araştırmacıları tarafından analiz edilen en önemli kötü amaçlı yazılım trendlerinin yanı sıra ağ ve uç nokta güvenlik tehditlerini detaylandırdığı üç aylık İnternet Güvenlik Raporu açıklandı. Verilerden elde edilen bulgular, 2022’nin 3. çeyreğinin en önemli kötü amaçlı yazılım tehdidinin yalnızca şifreli bağlantılar üzerinden tespit edildiğine, ICS saldırılarının popülerliğini koruduğuna, LemonDuck kötü amaçlı yazılımının kriptominer dağıtımının ötesine geçtiğine, bir Minecraft hile motorunun ise kötü amaçlı bir ek içerdiğine ve çok daha fazlasına ışık tutuyor. “Düzgün bir şekilde yapmak için bazı ayarlamalar ve istisnalar gerektirse bile HTTPS denetiminin etkinleştirilmesinin ne kadar önemli olduğunu yeterince vurgulayamıyoruz.” diyen WatchGuard Technologies’in Baş Güvenlik Sorumlusu Corey Nachreiner; “Kötü amaçlı yazılımların çoğu şifrelenmiş HTTPS üzerinden ulaşıyor ve bunu denetlememek de bu tehditleri kaçırdığınız anlamına geliyor.” dedi.

WatchGuard 2022 yılı İnternet Güvenliği 3. Çeyrek Raporu

1. Kötü amaçlı yazılımların büyük çoğunluğu şifrelenmiş bağlantılar üzerinden geliyor. Agent.IIQ bu çeyrekte ilk 10 kötü amaçlı yazılım listesinde üçüncü sırada yer almasına rağmen, 3. çeyrek için şifrelenmiş kötü amaçlı yazılım listesinin en üstünde yer aldı. Bu iki listedeki tespitlere bakıldığında tüm Agent.IIQ tespitlerinin şifrelenmiş bağlantılardan geldiği gözlemleniyor. Üçüncü çeyrekte bir Firebox cihazının tespit ettiği kötü amaçlı yazılımların yüzde 82’si bu şifrelenmiş bağlantıdan geliyordu ve geriye şifreleme olmadan tespit edilen yalnızca yüzde 18’lik yetersiz bir oran kalıyordu. Firebox’ta şifrelenmiş trafik denetlenmiyorsa bu ortalama oranın geçerli olması ve kötü amaçlı yazılımların büyük bir bölümünü kaçırıyor olma olasılığı artıyor. Bu sebeple, kuruluşlar, devletler ve KOBİ’ler, siber saldırılardan kaçınmak için uç nokta koruması uygulamalı. 2. ICS ve SCADA sistemleri trend saldırı hedefleri olmaya devam ediyor. Bu çeyrekte ilk 10 ağ saldırısı listesine yeni giren SQL enjeksiyon tipi bir saldırı birkaç satıcıyı etkiledi. Bu şirketlerden biri, WebAccess portalı çeşitli kritik altyapılardaki SCADA sistemleri için kullanılan Advantech’tir. Üçüncü çeyrekte hacim bakımından ilk beş ağ saldırısı arasında yer alan bir diğer ciddi istismar da Schneider Electric’in U.motion Builder yazılımının 1.2.1 ve önceki sürümlerini içeriyordu. Bu, saldırganların sessizce bir fırsat beklemediklerini, aksine mümkün olan her yerde aktif olarak sistemi tehlikeye atmaya çalıştıklarını gösteriyor. 3. Exchange sunucu güvenlik açıkları risk oluşturmaya devam ediyor. Threat Lab’ın bu çeyrekte yeni imzaları arasında yer alan en yeni CVE, CVE-2021-26855, şirket içi sunucular için bir Microsoft Exchange Server Uzaktan Kod Yürütme (RCE) güvenlik açığıdır. Bu RCE güvenlik açığına 9,8 CVE puanı verildi ve açığın saldırganlar tarafından istismar edildiği de biliniyor. HAFNIUM grubu tarafından kullanılan açıklardan biri olduğu için bu CVE-2021-26855’in tarihi ve önem derecesi de bir zil çalmalıdır. Bundan etkilenen Exchange sunucularının çoğu şimdiye kadar yamalanmış olsa da çoğu herkese eşit değildir. Bu nedenle riskler devam etmektedir. 4. Özgür yazılım arayanları hedef alan tehdit aktörleri. Fugrafa, kötü amaçlı kod enjekte eden kötü amaçlı yazılım indiriyor. Bu çeyrekte WatchGuard Tehdit Laboratuvarı, popüler oyun Minecraft için bir hile motorunda bulunan bir örneğini inceledi. Öncelikle Discord’da paylaşılan dosya Minecraft hile motoru Vape V4 Beta olduğunu iddia etse de içerdiği tek şey bu değil. Agent.FZUW, Variant.Fugrafa ile birtakım benzerlikler taşıyor ancak bir hile motoru aracılığıyla kurulum yerine, dosyanın kendisi kırılmış bir yazılıma sahipmiş gibi davranıyor. Tehdit Laboratuvarı, bu özel örneğin kripto para birimi değişim hizmetlerinden hesap bilgilerini ele geçirmek için kullanılan bir kripto para birimi hackleme kampanyası olan Racoon Stealer ile bağlantıları olduğunu keşfetti. 5. LemonDuck kötü amaçlı yazılımı kriptominer dağıtımının ötesine geçiyor. 2022’nin üçüncü çeyreğinde engellenen veya izlenen toplam kötü amaçlı yazılım alan adlarında bir düşüş olsa bile şüphelenmeyen kullanıcılara yönelik saldırıların hala yüksek olduğunu görmek mümkün. En iyi kötü amaçlı yazılım etki alanları listesine üç yeni ekleme yapıldı; bunlardan ikisi eski LemonDuck kötü amaçlı yazılım alan adlarıyken diğeri ise Emotet sınıflandırılmış alan adının bir parçasıydı. 3. çeyrekte normalden daha yeni alan adları olan daha fazla kötü amaçlı yazılım ve kötü amaçlı yazılım girişimi sitesi görüldü. Bu eğilim, saldırganlar kullanıcıları kandırmak için başka yerler aradıkça, kargaşa içindeki kripto para birimi ortamıyla birlikte değişecek ve modifiye edilecek. DNS korumasını etkin tutmak, şüphelenmeyen kullanıcıların kuruluşunuza kötü amaçlı yazılım veya diğer ciddi sorunların girmesine izin vermesini izlemenin ve engellemenin bir yolu olarak ortaya çıkıyor. 6. İstismar kitlerinde JavaScript gizleme. Tarayıcılara yönelik JavaScript gizleme saldırılarını tespit etmeye yönelik genel bir güvenlik açığı olan 1132518 numaralı imza, bu çeyrekte en yaygın ağ saldırısı imzaları listesine eklenen tek yeni imza türü oldu. JavaScript, kullanıcılara saldırmak için yaygın bir vektördür ve tehdit aktörleri JavaScript tabanlı istismar kitlerini her zaman kullanmaktadır. Kötü amaçlı reklamcılık, watering hole ve kimlik avı saldırıları bunlardan sadece birkaçını gösteriyor. Tarayıcılardaki savunma güçlendirmeleri geliştikçe, saldırganların kötü niyetli JavaScript kodunu gizleme becerileri de gelişiyor. 7. Metalaştırılmış ortadaki düşman saldırılarının anatomisi. Çok faktörlü kimlik doğrulama (MFA), kimlik doğrulama saldırılarının çoğuna karşı koruma sağlamak için kullanılabilecek en iyi teknoloji olsa da tek başına tüm saldırı vektörlerine karşı kritik bir çözüm değildir. Siber saldırganlar, ortadaki düşman (AitM) saldırılarının hızlı yükselişi ve metalaşmasıyla bunu açıkça ortaya koydu. Ek olarak WatchGuard Tehdit Laboratuvarı’nın, 3. çeyreğin en önemli güvenlik olayı olan EvilProxy’yi derinlemesine incelemesi kötü niyetli aktörlerin daha sofistike AitM tekniklerine nasıl dönmeye başladığını gösteriyor. Son yıllarda popüler hale gelen Hizmet Olarak Fidye Yazılımı gibi Eylül 2022’de EvilProxy adlı bir AitM araç setinin piyasaya sürülmesi, daha önce sofistike bir saldırı tekniği olan bu yöntem için giriş engelini önemli ölçüde düşürdü. Savunma açısından bakıldığında, bu tür bir AitM saldırı tekniğiyle başarılı bir şekilde mücadele etmek hem teknik araçların hem de kullanıcı farkındalığının bir karışımını gerektiriyor. 8. Gothic Panda ile bağlantılı bir kötü amaçlı yazılım ailesi. 2022 2. çeyrek raporumuzda, Çin Devlet Güvenlik Bakanlığı ile bağlantılı devlet destekli bir tehdit aktörü olan Gothic Panda’nın o çeyrekteki en etkili kötü amaçlı yazılım tespitlerinden birini nasıl kullandığı açıklanmıştı. İlginç bir şekilde, 3. çeyreğin en iyi şifrelenmiş kötü amaçlı yazılım listesi, yalnızca Gothic Panda tarafından oluşturulmayan ve yalnızca Çin hükümeti siber aktörleri tarafından kullanıldığı görülen Taidoor adlı bir kötü amaçlı yazılım ailesini içeriyor. Bu kötü amaçlı yazılım genellikle Japonya ve Tayvan’daki hedeflere odaklanırken, bu çeyrekte analiz edilen Generic.Taidoor örneğinin öncelikle Fransa’daki kuruluşları hedef aldığı tespit edildi. Bu durum da bu bölgedeki bazı Firebox’ların devlet destekli bir siber saldırının bazı bölümlerini tespit etmiş ve engellemiş olabileceğini gösteriyor. 9. Yeni fidye yazılımı ve siber suç grupları. Ek olarak bu çeyrekte WatchGuard Tehdit Laboratuvarı, mevcut fidye yazılımı ve siber suç gruplarını izlemek ve gelecekteki raporlarda fidye yazılımıyla ilgili daha fazla bilgi sağlama amacıyla tehdit istihbarat yeteneklerini geliştirmek için yeni ve uyumlu bir çabayı duyurmaktan heyecan duyuyor. LockBit, karanlık web sayfalarında 200’den fazla halka açık fidye yazılımı ile 3. çeyrekte listenin başında yer alıyor. Bu, WatchGuard’ın 3. çeyrekte gözlemlediği en üretken ikinci fidye yazılımı grubu olan Basta’nın neredeyse dört katı. WatchGuard’ın üç aylık araştırma raporları, WatchGuard Tehdit Laboratuvarı’nın araştırma çabalarını doğrudan desteklemek için veri paylaşmayı tercih eden aktif WatchGuard Firebox’lardan alınan anonimleştirilmiş Firebox Feed verilerine dayanıyor. WatchGuard, 3. çeyrekte toplam 17,3 milyondan fazla kötü amaçlı yazılım çeşidini (cihaz başına 211) ve 2,3 milyondan fazla ağ tehdidini (cihaz başına 28) engelledi. Raporun tamamı, 2022’nin 3. çeyreğindeki ek kötü amaçlı yazılım ve ağ trendleri, önerilen güvenlik stratejileri, her büyüklükteki ve her sektördeki işletmeler için kritik savunma ipuçları ve daha fazlası hakkında ayrıntılar içeriyor.

Oktay Sinanoğlu Teknoloji Ödülleri sahiplerini buldu

0
Teknopark İstanbul tarafından 2021 yılında başarılı çalışmalarda bulunan firmaları motive etmek amacıyla düzenlenen teknoloji ödülleri bu yıl “Türk Aynştaynı” olarak tanınan Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu adına verildi. Ödül töreni kapsamında ayrıca, ISIF’22 İstanbul Uluslararası Buluş Fuarı ve iENA 2022 Uluslararası Buluşlar Fuarlarında kazandıkları Grand Prix Kupası’nın yanı sıra altın, gümüş ve bronz madalya alan firma temsilcilerine de ödül takdim edilerek başarıları bir kez daha kutlandı. 5 ayrı kategoride dağıtılan Oktay Sinanoğlu Teknoloji Ödülleri’nde yılın kuluçka firması olarak Tea Networks seçildi. Yılın patenti kategorisinde RS Research firması ödüle layık görülürken, yılın ticarileştirmesi ödülü Era RF Technologies’e, yılın teknoloji firması ödülü Aselsan’a, yılın projesi ödülü ise Altınay Savunma’ya verildi.

Sinanoğlu’nun ailesine özel ödül

Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu’nun Eskişehir’den gelerek törene katılan ailesine ise özel ödül verildi. Oktay Sinanoğlu’nun çocukları Oya Jülide ve Alper Nüzhet Sinanoğlu’na ödüllerini Teknopark İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Metin Yerebakan takdim etti. Oktay Sinanoğlu Teknoloji Ödülleri sahiplerini buldu Ödül töreninin açılış konuşmasında “Bu yıl teknoloji ödüllerimizi, ömrünü bilime ve Türkçenin gelişmesine adamış Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu adına vermek istedik” diyen Teknopark İstanbul Genel Müdürü Bilal Topçu, “Bu güzel ödül töreni vesilesiyle, İstanbul Uluslararası Buluş Fuarı’nda ödül alan firma temsilcilerimizin başarısını da bir kez daha burada kutladık. Değerli bilim insanımız Oktay Sinanoğlu’nu rahmetle anıyor, ödül alan kıymetli firmalarımızı can-ı gönülden tebrik ediyorum” şeklinde konuştu. 2017 yılına kadar Altın Küp adıyla verilen ödüller, 2021 itibariyle Teknoloji Ödülleri adıyla her yıl bir bilim insanına ithaf ederek verilmeye başlanmış, geçen yılki ödüller Uluğ Bey adına dağıtılmıştı. Bu yılki ödülde Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu’nun en önemli kuramlarından biri olan Çözgen-İter Kuvvet Kuramı’nı temsil eden çift DNA sarmalı modelinin plaketi kullanıldı. Ayrıca törene katılanlara Oktay Sinanoğlu’nun Türkçe’nin; “bilim ve tekniğe ne kadar yatkın bir dil olduğunu, kavramları ne kadar açık ve seçik karşılayabildiğini; dolayısıyla üniversitelerde de eğitim dili olarak kullanılmasını” savunduğu 1974’te Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Sayın Abdullah Kuran’a yazdığı mektubunun bir kopyası hediye edildi. Buluş Fuarı’na damga vuran firmalar ISIF’22 Uluslararası Buluş Fuarı’nda kazandıkları Grand Prix Kupası’nın yanı sıra altın, gümüş ve bronz madalya alan ve törende kendilerine ödül takdim edilerek başarıları bir kez daha kutlanan firmalar şu şekilde: ISIF’22’nin en büyük ödülü olan GRAND PRIX kupasını ve Almanya/Nürnberg iENA Uluslararası Buluş Fuarı’nda Gümüş Madalya alan RS Research, ISIF’22’de Altın Madalya, ARCA Hırvatistan özel ödülü ve Almanya’da iENA Uluslararası Buluş Fuarı’nda Altın Madalya alan New Senses, ISIF’22’de Altın Madalya alan SFA Ar-Ge, ISIF’22’de Gümüş Madalya ve Almanya İENA Uluslararası Buluş Fuarı’nda Bronz Madalya alan Umayana Araştırma, ISIF’22’de Gümüş Madalya alan SFA Ar-Ge, ISIF’22’de Gümüş Madalya alan Cet Kompozit, ISIF’22’de Gümüş Madalya alan The Future Natural, ISIF’22’de Gümüş Madalya alan Remora Teknoloji, ISIF’22’de iki Gümüş Madalya alan Altınay Savunma. Oktay Sinanoğlu kimdir? Ömrünü bilime ve Türkçenin gelişmesine adamış Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu, 28 yaşında “dünyanın en genç profesörü” unvanını kazandı. Bilim hayatı boyunca kuantum fiziği ve kimyası, moleküler biyoloji ve matematik alanlarında birçok kuram geliştiren Sinanoğlu, dünya bilim literatürüne önemli katkılarda bulundu. Nobel kimya ödülüne iki kez aday gösterilen Sinanoğlu, canlılara biyolojik kimliğini veren DNA’ların şifresini çözdü.

Endüstriyel robotlar işsizliği artırıyor ve ücretleri düşürüyor

0
Çin’den yapılan araştırma, endüstriyel robotların işgücü üzerindeki etkisine ilişkin endişeleri haklı çıkarıyor. Otomasyonu eleştirenler, ağırlıklı olarak mavi yakalı birçok işin yerini alacağına inanıyor. Endüstriyel robotların savunucuları, yeni işler yaratılacağını ve işgücünün uyum sağlayacağını savunuyorlar. İşçiler ve Evler Robotlara Nasıl Uyum Sağlar adlı makale, endüstriyel robotlara maruz kalmanın işgücü piyasaları ve hanehalkı davranışları üzerindeki etkilerini analiz etti. Yazarlar, Çin’deki işlerin yaklaşık yüzde 77’sinin otomasyon riski altında olduğunu öne süren 2016 tarihli bir makaleden alıntı yapıyor. En son makaleye göre, endüstriyel robotlara maruz kalmanın ardından istihdam yüzde 7,5 azaldı. İşgücüne katılım yüzde bir oranında azaldı. Araştırmacılar, üretim firması Foxconn’u bir vaka çalışması olarak kullanıyor. Foxconn, 2012 ile 2016 yılları arasında 400.000’den fazla işi robotlarla değiştirdi. Şirketin işten çıkarmaları, 2020 yılına kadar yüzde 30 fabrika otomasyonu elde etme hedefinin bir parçasıydı. Yazarlar, “Yalnızca lise veya daha az eğitime sahip işçilerin payının çok daha yüksek olması nedeniyle, çalışanların akıllı makineler ve otomasyonun getirdiği tamamlayıcılıklardan yararlanmak için gereken becerileri edinmeleri zaman alacak” ifadelerini kullandı.

AIoT teknolojisi 2023’te işletmeleri canlandırabilir

Nesnelerin İnterneti (IoT) ve yapay zeka (AI), günümüzde iş dünyasında en hızlı büyüyen teknolojilerden ikisidir. Bilgisayarların insanlar gibi düşünme yeteneği olan AI, geliştiriciler uygulamaları ve nihayetinde iş süreçlerini ve programları daha akıllı hale getiren yeni algoritmalar ve programlama dilleri oluşturmaya devam ettikçe hızla gelişmeye devam ediyor. IoT, esas olarak, verileri uzaktan iletebilen, internete bağlı cihazlardan oluşan bir ağdır. İkisini bir araya getirmek, 2023’te AIoT Teknolojisini güçlü kılacak. Endüstriyel Nesnelerin İnternetinde Yapay Zeka (AIoT), makinelerin ve cihazların Yapay Zeka, Makine Öğrenimi, Nesnelerin İnterneti ve Dijital İkiz kavramlarını kullanarak birlikte çalıştığı bağlantılı bir ekosistemdir. AIoT, giderleri azaltarak, karlılığı artırarak, büyüme fırsatları sunarak, işletmelerin daha kaliteli ürün ve hizmetler sunmasını sağlayarak, müşteri sadakatini artırarak ve müşteriyi elde tutma oranını artırarak şirketinizin kârlılığını artırabilir. Bu nasıl mümkün oluyor? Sonsuz miktarda sensör teknolojisi tarafından bilgilendirilen, gerçek zamanlı olarak temel kalıpları ve davranışları anlayan makine öğrenimi algoritmaları uygulayarak. Makinelerden, araçlardan ve çevre ve hareket sensörlerinden gelen veriler bunlardan birkaçıdır. İşletmeler ayrıca çevresel etkilerini azaltarak ve kaynak verimliliğini teşvik ederek daha sürdürülebilir hale gelebilirler. Son derece yıkıcı ortamlarda rekabetçi ve uyumlu kalmak için dijital dönüşüm stratejilerinin benimsenmesi, yeni verilere ve yeni veri içgörülerine erişim sağlandığında mümkün hale geliyor. AIoT teknolojisi daha sonra, verileri organize etmek, elemek ve bunlardan yararlanmak için güçlü bir teknoloji kullanarak verileri geniş ölçekte işlemek ve çok sayıda tarihi eğilime dayalı olarak önemli aykırı değerleri belirlemek için kullanılır.

BT liderlerinin kararlarını şekillendirecek dört iş trendi

0
2023 iş ve BT dünyası için ilginç bir yıl olacak gibi görünüyor. Güçlendirilmiş müşteriler ve çalışanlar, güvenlik tedarikçisi konsolidasyonuna odaklanma ve olası bir durgunluk, teknoloji önceliklerini muhtemelen etkileyecektir.
  1. Teknoloji Tüketicileri Güçlendirmeye Devam Edecek
Bugün alışveriş yapanlar oldukça güzel. İstedikleri her şeyi bir parmak dokunuşuyla çevrimiçi olarak alabilirler, mal ve hizmetlerin fiyatlarını kolayca karşılaştırabilir ve işletmelerin her türlü taviz ve özel fırsatları sunmasını sağlayabilirler.
  1. İşçiler Mevcut Piyasada Cesaretlendirilecek
Yüksek kaliteli işçiler, bugününki gibi belirsiz olan herhangi bir ekonomide bile talep görmektedir. Elbette, mükemmel teknoloji çalışanlarını bulmak ve elde tutmak her zaman büyük bir zorluk olmuştur, ancak şimdi bu zorluk her departmana yayılmıştır.
  1. Güvenliğe Yeni Bir Yaklaşım Getiren BT Liderleri
Fidye yazılımları ve diğer tehditler her tür kuruluşu rahatsız etmeye devam ediyor ve 2023’ün farklı olacağını düşünmek için hiçbir neden yok. Aynı zamanda, daha fazla kuruluş, güvenlik ihtiyaçlarının tümü olmasa da çoğu için tek sağlayıcı arıyor. Gartner, gelecek yılın sonuna kadar kuruluşların yüzde 30’unun tümü tek bir satıcıdan temin edilen güvenli bir web ağ geçidi, bir bulut erişim güvenlik komisyoncusu, bulut tabanlı güvenlik duvarları ve sıfır güven ağ erişim teknolojisi kuracağını tahmin ediyor.
  1. Ekonomik Görünüm Şu Anda Bulutlu Görünüyor
İşlerin ekonomik olarak nereye gittiğine dair tahminlerde bulunmayacağım, ancak enflasyon ve faiz oranlarının balonlaşmasıyla bir durgunluk mümkün. Bazı kuruluşların kendilerini çelikleştirmeye başladıklarına dair kanıtlar var. Örneğin, Spiceworks’ten Ziff Davis, yıllık BT Durumu raporunun son baskısında , şirketlerin yüzde 83’ünün bir durgunluk olasılığından endişe duyduğunu tespit etti. Aslında, yaklaşık yarısı, birinin saldırması ihtimaline karşı önlem almayı planlıyor.

Yapay zeka hukuk alanında 2025’te etkin olacak

0
Çin, yargının 2025 yılına kadar mevcut olması gereken bir yapay zeka (AI) altyapısıyla desteklenmesini istiyor. Yönerge, yapay zekanın adli işlerle entegrasyonunu sağlamayı ve hukuk hizmetlerini geliştirmeyi amaçlıyor. Devlete ait China Daily gazetesinin Yüksek Halk Mahkemesi tarafından yayınlanan yönergelere işaret eden bir haberine göre, ülkenin en yüksek mahkemesi tüm mahkemelerin üç yıl içinde “yetkin” bir yapay zeka sistemi uygulaması gerektiğini söyledi. Belge, yapay zeka kullanımı için “daha iyi düzenlenmiş” ve daha etkili bir altyapının, yasal davaların ele alınmasında gereken tüm süreçleri destekleyeceğini belirtti. Yüksek mahkeme, bunun yapay zeka derinlemesine entegrasyonunu, akıllı mahkemelerin oluşturulmasını ve daha yüksek düzeyde “dijital adaleti” kapsaması gerektiğini söyledi. Bununla birlikte, yapay zekanın daha gelişmiş bir uygulamasının ulusal güvenliği olumsuz etkilememesi veya devlet sırlarını ihlal etmemesinin yanı sıra kişisel veri güvenliğini de ihlal etmemesi gerektiğine dikkat çekilen belgede, yasal durumlarda yapay zekanın meşruiyetini ve güvenliğini korumanın önemi vurgulanıyor. Yapay zekanın, yargıçların verimliliğini artırmak ve önemsiz konularda yüklerini hafifletmek için tamamlayıcı referanslar ve araçlar olarak kullanılmasıyla, kararların insan yargıçlar tarafından verilen kararlar olarak kalacağını da sözlerine ekledi. Yüksek Halk Mahkemesi, yapay zeka destekli bir sistemin ayrıca halka yasal hizmetlere daha fazla erişim sunacağını ve sorunların daha etkili bir şekilde çözülmesine yardımcı olacağını söyledi.

Siber güvenlikte kadın çalışan potansiyeli artıyor

0
2022’de yapılan bir araştırmaya göre , kadınlar küresel siber güvenlik işlerinin yalnızca yüzde 25’ini elinde tutuyor . Bu sayı 2013’ten bu yana iki kattan fazla arttı ve 2025’te yüzde 30’a ve 2031’de yüzde 35’e ulaşması bekleniyor. Araştırmaya göre büyüme cesaret verici, ancak “milyonlarca doldurulmamış siber güvenlik işi ağlarımızı, verilerimizi ve altyapımızı riske atıyor” ve ciddi bir yetenek açığı halen var. Palo Alto’nun Unit 42’de kıdemli başkan yardımcısı Wendi Whitmore ve AT&T’de siber başkan yardımcısı Lindsay Preucil, büyük bir yetenek havuzu göz ardı ediliyor. Preucil: “Kadınlar bu sorunu çözmek için çok önemli. Burada kullanılmayan çok büyük bir potansiyel var” diyor. Preucil, “Sektör, siber mimariyi sıfırdan yeniden düşünürken yaygın bir eğitim anı yaşıyor” dedi. Neyse ki, genişleyen siber güvenlik bütçeleri, şimdi işe almayı daha uygun hale getiriyor” diyor. Cybersecurity Ventures’a göre, bugün ile 2025 arasında açıkta olabilecek 3.5 milyondan fazla siber güvenlik rolü var kadınlar bu açığı doldurmak için çok önemli bir güç. Bugün siber güvenlik liderlerinin çalışmalarını nasıl karakterize edecekleri sorulduğunda , Preucil ve Whitmore bunun ağları ve işletmeleri güvende tutmakla ilgili olduğunu söylediler . Whitmore, “BT liderleri her gün daha güçlü güvenliğe yatırım yapıyor, ancak bizim de çalışanlarımıza yatırım yapmamız gerekiyor” dedi.

Uzaktan çalışma alışkanlıkları yeniden değişiyor

0
Harvard Business Review’da (HBR) yer alan bir rapora göre, çalışanları ofise geri getirmek şirket kültürlerinden ve iş arkadaşlarından kopukluk duygularını azaltmaktadır. Araştırmalar, uzaktan çalışanların kendilerini yalıtılmış ve bağlantısız hissettiklerinde işlerini bırakma olasılıklarının daha yüksek olduğunu gösteriyor. Çalışanları kaynaşmaya teşvik etmek ve çalışanları konuşmak için bir arkadaşla eşleştirmek, bu  izolasyon duygularını hafifletmeye yardımcı olabilir. İşverenler ayrıca aynı şehirde yaşayan uzak ve hibrit çalışanlar için izolasyon duygularını azaltmak için buluşmalar düzenleyebilir. Birçok işveren, çalışanların ofise kıyasla evde daha az iş tamamladığını öne sürerek, işyerine geri dönme ihtiyacının çalışanların üretkenliğini artırmak olduğunu öne sürüyor. Ancak, HBR’nin çalışması aksini söylüyor. Araştırmacılar, 10 büyük küresel kuruluştan tüm Zoom, Microsoft Teams ve WebEx toplantılarından (web kameralarının açık ve/veya kapalı olduğu) meta veriler topladı ve COVID-19 salgınının ardından 2020’de Nisan’dan Mayıs ortasına kadar yapılan toplantı sayısının altı haftalık anlık görüntülerini karşılaştırdı. Çalışma, uzaktan çalışmanın üretkenliği azaltmadığı, ancak çalışanların ve şirketlerin üretkenliği tanımlama şeklini değiştirdiği sonucuna varıyor. Uzaktan çalışmanın bir yenilik olduğu 2020 yılına kıyasla, 2022’de uzaktan çalışanların alışkanlıkları değişti. Araştırmaya göre günümüzde sanal toplantılar daha sık, spontane, daha kısa ve daha az katılımcı içeriyor. Uzaktan çalışma daha yaygın hale geldikçe, çalışanların 30 dakikadan bir saate kadar süren bir toplantı yapmanın gerekli olmadığını fark ettiğini varsayabiliriz.

Akademik mükemmellik güçlü BT ortaklıkları gerektiriyor

0
Connected Student Report 2022’ye göre akademik mükemmellik ve öğrenci başarısı, üniversitelerin desteklemesi gereken bir numaralı temel değer olarak görülüyor. Rapor ayrıca üniversitelerin kariyer rehberliği, esnek öğrenim seçenekleri, daha iyi teknoloji ve dijital özellikli BT sağlamanın önemini vurguluyor. 2023’te dijital dönüşümü şekillendiren yedi trend üzerine yapılan ek araştırma, paydaş ihtiyaçları hızında değer sağlama açısından CIO’ların ve BT departmanlarının artan önemini vurguluyor. Hiper otomasyona yapılan yatırımlar, inovasyon çevikliğini yönlendiren şekillendirilebilir mimariler, düşük kodlu/kodsuz araçların benimsenmesi, toplam deneyim stratejilerinin savunulması ve geliştirilmesi, gelişmiş veri odaklı karar zekası ve siber güvenlik savunmalarının tümü temel önceliklerdir. UMass Chan Medical School’da Boston merkezli ödüllü bir CIO olan Greg Wolf, akademik sağlık bilimi üniversitelerindeki dijital dönüşüm trendleri hakkında önemli bilgiler veriyor. Araştırma dünyasıyla ilgili iş modeli inovasyonu hakkındaki düşünceleri sorulduğıunda Wolf: “Belki de BT’nin karşılaştığı en zor zorluk, araştırma hizmetleri için verimli pazarlar oluşturmaktır. Araştırma “piyasaları”, tezgah üstü bilimcileri temel laboratuvarlara (örn. doku bankaları), fikri mülkiyete sahip endüstriye veya yenilikçilerle hayırseverlere bağlar. Amazon gibi bir tüketici pazarının aksine, araştırma pazarlarında sunulan mal ve hizmetler kolayca ölçülebilir değildir. Araştırmacılar kesin bir şekilde yapılandırılmış belirli bir mikroskobu kullanarak belirli bir tahlili yeniden oluşturmak istediğinde “alışveriş sepeti” yaklaşımı işe yaramaz. Tersine, endüstri ve hayırseverlerin aklında genellikle temel bilim temelleriyle eşleşmesi gereken belirli hedefler vardır. Bu, düşük karbon emisyonlu hava yolculuğunu finanse etmek istemek ve aerodinamik alanındaki temel araştırmalarla bağlantılı olmaya ihtiyaç duymak gibidir” diyor.

Yapay zeka restoran satışlarını artırıyor

0
Taco Bell’in ana şirketi Yum Brands geçtiğimiz günlerde yapay zeka destekli bir konuşma robotunu test ettiğini paylaştı. Business Insider’a göre yapay zeka ses botu, zincirin “siparişi potansiyel olarak otomatikleştirmesine” yardımcı olabilir. Bu arada, bu yılın başlarında, Popeyes ve Panera Bread , yapay zeka destekli arabaya servis sesli asistanını öne çıkaran OpenCity ile ortaklıklar kurdu. Adı Tori olan yapay zeka, sipariş doğruluğunu artırmaya, yiyecek bekleme sürelerini azaltmaya ve yiyecek satışlarını artırmaya yardımcı olduğunu iddia etmektedir. Tori kullanan bir Popeyes restoranına göre, Tori müşterilerine yüksek marjlı menü öğeleri sunduğu için içecek satışları yüzde 150 arttı. Restoran sahipleri, Tori’yi restoranlarının POS veya kiosk sistemiyle senkronize ederek bir çalışanın sipariş alıp verme ihtiyacını ortadan kaldırır. Ardından müşteri pencereye gider ve OpenCity’ye göre yüzde 100 doğrulukta sipariş alınır. Tori gibi yapay zeka destekli ses botları, hızlı servis restoranlarında kullanılan diğer teknolojilere katılacak. Tori bir ön büro “çalışanı” ama diğer robotik restoran çalışanları yemek yapıyor, temizlik yapıyor ve yemek servisi yapıyor.

Geliştiricilerin dörtte üçü işten ayrılmayı düşünüyor

0
Araştırmaya göre, geliştiricilerin neredeyse dörtte üçü (yüzde 74) aktif olarak yeni roller arıyor veya yeni fırsatlara açık. Daha genç geliştiricilerin aktif olarak bir sonraki rollerini aramaları daha olasıdır. Aktif iş arayanların en yüksek yüzdesi yüzde 27 ile 20-24 yaş grubunda. Bununla birlikte 25-34 yaş grubunda yüzde 21, 35-44 yaş grubunda yüzde 17 ve 45-44 yaş grubunda sadece yüzde 12 seviyelerinde . Ek olarak, StackOverflow tarafından 2.600 geliştiriciyle yapılan ankete göre, bir sonraki rolünü aktif olarak arayan genç geliştiricilerin yüzdesi yıldan yıla dokuz puan arttı. Ancak StackOverflow CEO’su Prashanth Chandrasekar, geliştiricilerin bol miktarda nakit ve karlılık şansı olan şirketler araması gerektiği konusunda uyardı. Chandrasekar, “Geliştiriciler – ve bu konuda taşınmayı düşünen herkes – durum tespiti yapmalıdır. Ekonomi dalgalı ve muhtemelen öyle kalacak. Kaçınılmaz olarak, çeşitli şirketlerin başarısız olmasına tanık olacağız” dedi. Chandrasekar, teknolojideki son büyük işten çıkarmalara rağmen geliştiricilerin kendilerine güvenmeleri gerektiğini çünkü çoğu kuruluşun teknolojilerini modernize etmeye devam ettiğini söylüyor. StackOverflow anketine katılanların yaklaşık yüzde 54’ü, yeni bir fırsatı değerlendirirken daha iyi bir maaşın en büyük motivasyon kaynağı olduğunu söyledi. Geliştiricilerin yeni iş aramasını engelleyen en büyük faktörler esneklik (yüzde 58), maaş (yüzde 54) ve öğrenme fırsatlarıdır (yüzde 54). Geliştiriciler aynı zamanda esneklik ve evden çalışma seçeneği de istiyor; yüzde 46’sı güne belirli bir zamanda başlama/bitiş veya bir ofisten çalışmanın beklenmesi (yüzde 44) mevcut rollerindeki en büyük dezavantajlar olarak belirtiyor.

Düşük kod geliştiricilerin odağında

0
Analist firma Gartner, 2020’de yüzde 25 olan istatistiğin, yeni uygulamalarda yüzde 70’inin 2025’e kadar düşük kodlu veya kodsuz teknolojilerle geliştirileceğini tahmin ediyor. İşletmelerin düşük kod hakkında ne düşündüklerini, düşük kod satıcısının Londra’daki son Avrupa konferansında konuşan Appian’ın bir müşterisi olan NatWest Group’un Değişim Mükemmeliyet Merkezi başkanı Stephen Marjot çok net bir şekilde açıklıyor. NatWest Group’un markaları arasında Royal Bank of Scotland bulunmaktadır ve dünya çapında 19 milyon müşterisi bulunmaktadır. NatWest, yeni bankacılık ürünleri oluşturduğunda riski yönetmek için kullandığı bazı politika süreçlerini kolaylaştırmaya yardımcı olması için Appian’ı kullanıyor. Marjot, yeni ürünler için etki değerlendirmesinin ve mevcut ürünlerde yapılan değişikliklerin 73 gün sürdüğünü keşfetti. Çünkü onaylar, gizlilik, dolandırıcılığı önleme ve kara para aklamayı önleme gerekliliklerine ve daha fazlasına uygunluk kontrollerinden geçti. Toplamda, geçmesi gereken 17 süreç aşaması vardı. Daha önce, Excel’de üç işlemle işlemleri güncellemek için yedi farklı araç kullanıyordu. Bu süreçleri tek bir iş akışına taşıma projesi henüz tamamlanmadı, ancak Marjot tamamlandığında NatWest Group’un süreyi yaklaşık 70 dakikaya indirmek istediğini söylüyor. Appian’ın baş teknoloji sorumlusu ve kurucu ortağı Mike Beckley: “Yaklaşımımız, eğitimde bu uzmanlığa olan ihtiyacı ortadan kaldırıyor. uzun süredir devam eden bir iş akışı sürecini otomatikleştirin. Java, bir işlevi hızlı bir şekilde yürütmek için harikadır, ancak uzun bir süre boyunca birçok farklı aktörün üzerinden geçilecek olan işler üzerinde akıl yürütmenize yardımcı olma konusunda harika değildir” ifadelerini kullandı.

Akıllı sayaç kullanımı yüzde 38’e ulaştı

0
Berg Insight’ın yeni bir raporuna göre, Avrupa’daki akıllı gaz sayaçlarının kurulu tabanı 2021’de 45,9 milyon adede ulaştı ve bu da yüzde 38’lik bir penetrasyon oranına eşit. Kurulu sistem, 2021 ile 2027 yılları arasında yüzde 8,7 bileşik yıllık büyüme oranı (CAGR) ile büyümeye devam edecek ve dönem sonunda 75,9 milyon adede ulaşacak. 2021’de yıllık sevkiyat hacmi 6,6 milyonu buldu ve önümüzdeki yıllarda ülke çapında birkaç büyük ölçekli lansmanın tamamlanmasıyla kademeli olarak düşmesi bekleniyor. Fransa, İngiltere, İtalya ve Hollanda, 2021’de en aktif pazarlar oldu ve yıl boyunca tüm akıllı gaz sayacı sevkiyatlarının yaklaşık yüzde 95’ini oluşturdu. İtalya, Fransa ve Hollanda’daki sunumlar yakında tamamlanacak olsa da, birkaç gecikmenin ardından Birleşik Krallık pazarının yıllık kurulumları 2023-2025 döneminde yılda 3,4-3,6 milyon adede çıkarması bekleniyor. Avrupa’da dağıtılan akıllı gaz sayaçları, geçtiğimiz yıllarda elektrik sektöründeki muadilleriyle aynı şekilde ağa bağlanmadı. Örneğin İngiltere, Hollanda ve Belçika’da gözlemlenen yaygın bir model, müşterinin akıllı elektrik sayacı aracılığıyla gaz verilerini iletmek için yerel bir kablosuz veya kablolu arabirim kullanmaktır. Bu arada, 169 MHz RF ve 2G/3G hücresel iletişimin bir karışımı, İtalya ve Fransa gibi akıllı elektrik sayaçlarından bağımsız olarak akıllı gaz sayaçlarının konuşlandırıldığı en büyük projeler için birincil model olmuştur. Bununla birlikte, son birkaç yılda yeni tip LPWA teknolojileri daha kolay elde edilebilir hale geldiğinden, statükonun değişmesi ufukta görünebilir.

Yapay zeka on yıl içinde sezgiye sahip olabilir

0
Günümüzün en karmaşık yapay zeka programlarının duyarlı veya bilinçli olma olasılığı yüzde 10’dan az, ancak bundan on yıl sonra önde gelen yapay zeka programlarının bilinçli olma şansı yüzde 20 veya daha yüksek olabilir. NYU felsefe profesörü David Chalmers Pazartesi günü son derece tartışmalı bir konuyu gündeme getirdi. Chalmers’ın “Büyük bir dil modeli bilinçli olabilir mi?” NeurIPS olarak bilinen, dünyanın en prestijli yapay zeka konferansı olan ve bu hafta New Orleans’ta gerçekleşen 36. yıllık Sinirsel Bilgi İşleme Sistemleri konferansının 28 Kasım’daki açılış konuşmasıydı. Büyük bir dil modeli, elbette insana benzeyen metinler üretebilen yapay zeka girişimi OpenAI’den  GPT-3 gibi yapay zeka programlarının günümüzün en gelişmiş makine öğrenimi formlarından bazılarının tanımıdır. Chalmers, bilincin hem yaratıklarda hem de yapay zekada zekadan ayırt edilmesi gerektiğini belirtti. Chalmers: “Önemli olarak, bilinç, insan seviyesindeki zeka ile aynı şey değildir. İnsan olmayan pek çok hayvanın bilinçli olduğu konusunda bir fikir birliği olduğunu düşünüyorum. Örneğin balıklar bile, çoğunluk bunların bilinç olduğunu düşünüyor, bilinçleri insan düzeyinde zeka gerektirmiyor” dedi. Chalmers: “Belki 10 yıl içinde sanal algı, dil, eylem, tüm bu özelliklere sahip birleşik faillere sahip olacağız, belki de balık gibi bir şeyin kapasitelerini aşacağız” ifadelerini kullandı. Chalmers: “50/50 bu kapasitelere sahip sistemlere ulaşabiliriz ve 50/50 bu kapasitelere sahip sistemlerimiz varsa, bilinçli olurlar. Bu, on veya yirmi yıl içinde bu sistemlerin bazılarında bilince sahip olma ihtimalimizin %20’den fazlasını garanti edebilir” dedi.

Kişisel verileri koruma gönüllülerinin eğitimi tamamlandı

0
Kişisel Verileri Koruma Kurumu, kişisel verilerin korunması konusunda toplumsal farkındalığı artırmak için çalışmalarına devam ediyor. KVKK’nın kişisel verilerin korunması, hukuka uygun işlenmesi ve paylaşımı noktasında üniversite gençliğini bilinçlendirmek amacıyla başlattığı “Kişisel Verileri Koruma Gönüllüsü” projesinde üçüncü aşamaya geçildi. 29 üniversitenin hukuk fakültelerinden “Kişisel Verileri Koruma Gönüllüsü” olmaya hak kazanan 90 öğrencinin katıldığı eğitim programı 9-11 Aralık tarihleri arasında Antalya’da gerçekleştirildi. 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nda yer alan temel kavramlar, ilkeler ve kişisel verilerin işlenme şartlarından, yapay zeka ve metaverse alanında kişisel verilerin korunmasına, anayasal bir hak olarak kişisel verilerin korunmasını isteme hakkından, hukukta dijital dönüşüme kadar birçok başlıkta eğitimler gerçekleştirildi. Üniversite öğrencileri etkinlik kapsamında kişisel verilerin korunmasına yönelik düzenlenen farkındalık çalışmaları ve slogan yarışması ile keyifli anlar yaşadı.

Kişisel veri koruma farkındalığı için gençler büyük önem taşıyor

Projeye ilişkin konuşan KVKK Başkanı Prof. Dr. Faruk BİLİR, “2019 yılında başladığımız projemiz ile kişisel verilerin korunması alanında uzman bireylerin yetişmesini ve bu konudaki farkındalık ihtiyacının kamu sektörünün yanı sıra gönüllü gençler vasıtasıyla da yerine getirilmesini hedefliyoruz.  İlk aşamada 15 farklı üniversiteden 86 hukuk fakültesi öğrencisi, ikinci aşamada ise 20 farklı üniversiteden 76 mühendislik öğrencisi Kişisel Verileri Koruma Gönüllüsü oldu. Projemizin üçüncü aşamasına katılan öğrencilerimizle toplam gönüllü öğrenci sayımız 252’ye ulaştı. Proje kapsamında öğrencilerimizin bulundukları üniversitelerde resmi olarak kulüpler, topluluklar kuruluyor, kişisel verilerin korunmasıyla ilgili konferanslar, seminerler ve farkındalık çalışmaları düzenleniyor. Bu sayede veri koruma kültürünün binlerce öğrenciye ulaşması sağlanıyor” dedi.  Toplumda kişisel veri farkındalığı ile veri koruma bilinci oluşturmak ve veri koruma kültürünü yaygınlaştırmak için gençlerin önemli bir yere sahip olduğunu vurgulayan BİLİR, projenin farklı üniversite öğrencileri ile devam edeceğini ve gönüllü öğrenci sayısını artıracaklarını söyledi.

Telenor IoT 20 milyon SIM kart ile aktif hizmet veriyor

0
Küresel IoT sağlayıcısı ve telekom operatörü Telenor, son yıllarda hızlı bir büyüme yaşadı ve Avrupa’nın en iyi 3 IoT operatörü ve dünyanın en iyi IoT operatörleri arasında yer alıyor. Olumlu gelişme, mevcut müşterilerin işlerinin başarılı bir şekilde büyümesiyle birlikte yeni müşterilerin hızlandırılmış hızından kaynaklanmaktadır. Daha fazla endüstri dijitalleşmeye doğru ilerledikçe bu büyümenin devam etmesi bekleniyor. Telenor Connexion CEO’su ve Telenor IoT Başkanı Mats Lundquist: “Telenor IoT müşterilerinin bağlantı talebindeki artış çok olumlu ve küresel ölçekte olup bitenlerin yalnızca bir dalgalanması. Akıllı ürün ve sensör üreticilerinin, halihazırda etrafımızda olmakta olan bir gelişme dalgası için teknolojilerini değerlendirmeleri ve güncellemeleri gerekiyor. Önümüzdeki yıllarda genişletilmiş bir küresel ağ ve yeni teknolojik gelişmeler aracılığıyla müşterilerimizin büyümesini kolaylaştırmaya devam etmeyi dört gözle bekliyoruz” dedi. Son üç yıldır Telenor, dünya çapında Yönetilen IoT hizmetleri için Gartner Magic Quadrant’ta Lider seçildi.