5 kat daha hızlı şarj!

0

Skywell’i Üreten Teknoloji Firması Skyworth 4C süper hızlı şarj teknolojisini dünyaya tanıttı

Uluslararası Şangay Otomobil Fuarı’na katılan Çin’in en büyük teknoloji firmalarından Skywell’in üreticisi Skyworth, teknolojik donanımlarla ürettiği Skywell model elektrikli araçların dolum süresini minimuma indiren 800V+4C süper hızlı şarj teknolojisini tanıttı. Araçları 0’dan yüzde 80 doluluğa 7,5 dakikada ulaştıran 4C süper hızlı şarj teknolojisi, Skywell’ler ile fosil yakıtlı otomobiller arasındaki dolum süresi farkını neredeyse ortadan kaldırıyor. 

Elektrikli araç endüstrisinin gelişimine liderlik etme misyonuyla hareket eden Çin merkezli Skywell’i üreten teknoloji şirketi Skyworth, geliştirdiği süper hızlı şarj teknolojisiyle, 2023’ün en büyük otomobil fuarı olan Şangay Uluslararası Otomobil Fuarı’ndaki yerini aldı. Özellikle elektrikli otomotiv sektörünün rekabet sahası haline gelen fuarda 800V+4C süper hızlı şarj teknolojisini tanıtan Skyworth, Skywell ürünlerinde yeni bir teknoloji sunarak sektörün en büyük sorunu olarak gösterilen uzun süren şarj dolum problemini ortadan kaldırıyor. 

Günümüz teknolojisine göre 5 kat daha hızlı şarj etme imkânı sağlıyor

Ulu Motor distribütörlüğünde Türkiye ve Avrupa’da satışa sunulan 642 kilometre menzilli Skywell araçlarını şarj ederken 0’dan yüzde 80 doluluk oranına ulaşmasını 7,5 dakikaya düşüren Skyworth, fosil yakıtlı araçlar ile elektrikli araçların dolum süresi arasındaki farkı neredeyse sıfıra indiriyor. Günümüz teknolojisiyle yüzde 30’dan yüzde 80 doluluk oranına yaklaşık 40 dakikada ulaşabilen Skywell ET5 modeli, yeni 4C süper hızlı şarj teknolojisi sayesinde sadece 7,5 dakikada 500 kilometre menzil yapacak kadar dolum gerçekleştirebilecek. Böylece araçlar, mevcut duruma göre 5 kat daha hızlı şarj edilebilecek. 

Mcdodo’dan acil durum şarj kiti

0

Acil durumlarda hayat kurtaran fonksiyonlara sahip olan akıllı telefonların en kötü yanı; teknolojinin gelişmesine rağmen hala düşük kullanım süreleri. Mcdodo, sınırlı pil gücüne sahip bu cihazların yolculuk, afet, kaza gibi acil durumlarda tamamen dolu şarj halinde olması için markanın en çok tercih edilen ürünlerini uygun fiyat avantajıyla bir acil durum kitinde bir araya getirdi

Hızlı şarj uzmanı Mcdodo, ürün portföyüne mobil hayatı kolaylaştıran ve iletişimi sürdürülebilir kılan ürünler eklemeye devam ederken, her geçen gün artan kesintisiz ve uzun süreli şarj beklentisine de inovatif çözümler sunuyor.   Özellikle MagSafe şarj cihazlarıyla; hafif, taşınabilir ve hızlı şarjla ilgili tüm beklentileri karşılayan marka; akıllı telefonların artık sadece günlük iletişim aracı olmadığını, afet ve acil durumlar için hayatta kalma fonksiyonu taşıdığını dikkate alarak, gündüz MagSafe teknolojili ve sürekli yanınızda taşıyabileceğiniz hafiflikte powerbank’ler ve şarj cihazları kullanabilir, geceleri ise telefonu güvenle şarjda tutabileceğiniz power off kablolar sunuyor.

Her Durum İçin Şarjınız Hep Yanınızda

Mcdodo’nun en hızlı sürede dolan ve daha uzun süreler dayanan mobil cihaz şarjları için tasarlanan ürünleri, afet ve acil durumlar için tasarlanan şarj kitinde bir araya geldi. Markanın en çok tercih edilen ürünlerinden olan 36W Type-C ve USB Girişli Araç Şarjı, 3 in 1 Hızlı Şarj Kablosu, 22.5W 10000 mAh Kablolu Göstergeli Powerbank ve 20W Type-C ve USB Girişli Hızlı Şarj Adaptörü 1.999,90 TL yerine 1.699,90 TL fiyatla sunuluyor.

Apple, sağlığa odaklanan bir günlük uygulaması üzerinde çalışıyor

Jurassic adı verilen bu uygulamanın, Apple’ın sağlık sektörüne genişleme isteğini yansıttığı söyleniyor.

Bu uygulama, hayatınızdaki aktiviteleri takip eden bir şeyler olabilir, tipik gününüzün nasıl geçtiğini, nereye gittiğinizi, kimlerle etkileşimde bulunduğunuzu ve standart rutinden ne zaman sapmalar yaptığınızı analiz edebilir. Hatta bir “Bütün Gün İnsan Keşfi” özelliği kullanarak, meslektaşlarınızla ve arkadaşlarınız arasındaki farkı bile belirlemeye çalışabilir. Bu, diğer bireylere olan yakınlığınızı algılayarak çalışabilir, ancak onların da bir iPhone ve uygulamaya ihtiyaç duyup duymayacağı açık değil.

Apple’ın toplayabileceği kapsamlı bilgiler tamamen yeni olmasa da, topladığı verileri kullanarak ilgili günlük konuları öneren bir kişiselleştirme özelliği ile oldukça açık olabilir. Temelde, iPhone’unuzu bir koşuya çıkarırsanız, egzersiz hakkında yazmayı önerir gibi görünüyor. Tüm veriler sadece cihazda saklanabilir ve günlük önerileri otomatik olarak dört hafta sonra silinebilir.

Eğer Apple bir günlük uygulaması çıkarırsa, Day One ile doğrudan rekabete girebilir. Duygu ve etkinlik takipçisi, on yılı aşkın süredir 200.000 premium aboneye ulaşarak büyük ölçüde Apple’ın yardımıyla büyüdü. 2014 yılında Apple Design Ödülü aldı ve tekrar tekrar App Store promosyonları kazandı. Kurucusu Paul Mayne, Apple’ın desteğinin yaklaşık üç yıl önce belirgin şekilde azaldığını, bu nedenle benzer bir uygulama yapmakta olduğunu düşündüğünü söyledi. Apple, daha önce popüler uygulamaların kendi sürümlerini yaratmakla (Sherlocking) veya şirketlerle toplantılar yapıp onların fikrine benzer bir şey üretmeye başlamakla suçlanmıştı.

Nedir bu Fintech?

Fintech yada Fintek son dönemlerde öne çıkan, yurtiçinde ve yurtdışında yatırımcılar tarafından da dikkatle değerlendirilen, büyük iş birlikleri, yeni yatırımlar ile ilgi çeken en önemli alanlardan bir tanesidir.

Peki nedir bu Fintek? Fintek, finansal teknolojileri ‘in kısaltması olarak kullanılıyor. Kelime tanımına baktığımızda ilk akla gelen finansal alanda geliştirilen teknolojiler yaklaşımı çok da yanlış değildir. Fakat bu alanda başarılı olmak için yeterli de değil.

Para kullanımı ile ilgili ihtiyaçlar, para kullanımı ile ilgili yeni çözümleri de beraberinde getiriyor. Lidyalılardan bugüne kadar çok hızlıca paranın yolculuğuna baktığımızda paranın kullanım şeklinin bir çok kez şekil değiştiğini görüyoruz. Dijitalleşen dünyada, fiziksel para kullanımı artık yerini dijital para kullanımına bırakmaya başlıyor.

Günlük yaşantımızda paranın hareketliliğine baktığımızda bir çok önemli nokta belirleyebiliriz. Paramızı dijital dünyada güvenli bir yüklemeye ve saklamaya ihtiyacımız var. Yüklediğimiz parayı birine göndermeye ve nadiren de olsa dijitalden parayı fiziksele çevirmeye ihtiyacımız oluyor.

Alışveriş yaptığımız sırada paramızı harcamaya ihtiyacımız var ve bu harcama sırasında da fiziksel para kullanımı deneyimimizden daha hızlı, iyi, kişiselleşmiş, faydalar elde ettiğimiz bir alışeriş deneyimini artık arıyoruz.

online alışveriş

Paramız bittiğinde alışveriş yapabilmeye devam etmek istiyoruz. Tam alışveriş sırasında paramız yokken kasada kalmak istemiyoruz, çok hızlı kullanılabilen kredi seçeneklerine ihtiyaç duyuyoruz. Bu kredilerin hızlı kullanılabilen, kolay geri ödenebilen bir şekilde hayatımızın içerisinde sürtünmesiz bir şekilde yer almasını istiyoruz.

Ticaret yapıyorsak müşterilerde dijital dünyada çok hızlı, kolay ödemelerini alabilmeyi istiyoruz. Ticari olarak kullandığımız bankaların dijital şubeleriyle tek tek uğraşmak yerine tek bir yerden tüm banka hareketlerini yapabilmeyi istiyoruz.

Özetle bireysel yada ticari yaşantımızın her noktasında para ile ilgili konuların sürtünmesiz bir şekilde yer almasını, ihtiyaçlarımıza yönelik çözümlerin çok hızlı ve kolay erişilebilir olmasını istiyoruz.

Fintek şirketleri çözüm üretiyor

Fintek şirketleri bireylerin yada kurumların tüm bu noktalarda çözüm üreten şirketler olduğunu söyleyebiliriz. Bunu başarabilmeleri için finansal dinamikleri çok iyi bilmeleri ve teknoloji ile fark yaratan çözümler geliştirebiliyor olmaları gerekiyor.

Her ülkenin kendi regülasyonuna uyum sağlayan, global finans otoriteleri ile koordineli bir şekilde çalışan, güvenlir, esnek, hızlı çözümler geliştirmek teknoloji yönetimi açısından büyük zorluklar barındırıyor. Dikey uzmanlıklara sahip olmak ve küçük noktalarda fark yaratarak bu küçük farklılıklarla büyük sonuçlar yaratabilmek gerekiyor.

Finansal bir alanda çözüm geliştirildiği için finans dünyası dinamikerine çok hakim olmak ve aynı teknoloji tarafında olduğu gibi finans tarafında da küçük farklılıklarala büyük sonuçlar yaratabilmek gerekiyor.

Fintek şirketlerinin başarılı olabilmeleri için çok iyi bir finans şirketi aynı zamanda da çok iyi bir teknoloji şirketi olmaları gerekiyor. Finans ve teknoloji alanlarındaki derin tecrübeleri bir araya getirip küçük farklılıklar yaratıp, bu küçük farklılıklarla büyük kitlelere fayda sağlayan çözüler oluşturabilmeyi hedefliyorlar.

Başarılı fintek şirketlerinin dikkat çekmesinin sebebi de bundan kaynaklanmaktadır. İki dikeyde derin uzmanlıkları barındırarak, çok hızlı giderek, büyük yenilikler hayata geçirebiliyorlar. Bunu yapmayı başaran ekipler sahip oldukları tecrübe, bilgi ve çözüm üretebilme yetenekleri ile sadece bulundukları ülkede değil tüm dünyada yenilikçi çözümler geliştirebilmeyi başarabilmektedirler.

Ülkemizde bir çok başarılı Fintek olduğunu görüyoruz, bazıları da Türkiye’de yarattıkları başarıları yurtdışına taşımaya çalışıyor. Türk Fintek şirketleri sahip oldukları bilgi, birikim, çözüm üretebilme yetenekleri ile dünyada adlarını çok daha fazla duyurmaya başlayacaklar.


Bahadır Aktan
ParamTech Genel Müdürü

Akademik hayatına Elektrik-Elektronik Mühendisliği ile başlayan Bahadır Aktan, Mühendislik Yönetimi yüksek lisansı ve daha sonrasında Harvard Business School’daki üst düzey yöneticiler için Yıkıcı İnovasyon ve Strateji eğitimini alarak yüksek öğrenimini tamamladı.

Profesyonel hayatına ise telekomünikasyon sektöründe başlayan Aktan; Ericsson, Huawei ve Turkcell’de çalıştı. Turkcell sonrası Opet, Pegasus ve N11’de teknoloji dönüşümlerini yönetti, yerel ve global başarıya dönüşmüş birçok projeye liderlik etti. Son olarak Getir’in teknoloji ekibinde grup şirketlerinden sorumlu üst düzey yönetici olarak çalışan Aktan, 18 Nisan 2022’de Param’ın Group CTO rolü ile Türkiye’nin en büyük finans ve teknoloji grubu olan Param’ın teknoloji liderliğini üstlendi. Param, Finrota, ParamUK, Kredim gibi önemli markaların teknolojilerine yön verirken ParamTech şirketinin de Genel Müdürlüğünü üstlenmektedir. Aktan, ParamTech şirketi ile sadece Param grubuna değil tüm fintek sektörüne öncülük eden teknoloji geliştirmelerine yön vererek sektörün gelişmesini sağlayan bir çok önemli projeye de liderlik etmektedir. 

Teknoloji devi Oracle’dan yapay zeka odaklı çalışan deneyimi platformu!

0

Teknoloji devi Oracle, firmaların yetenekleri çekme, elde tutma ve geliştirme süreçlerini daha iyi desteklemelerine yardımcı olmak için son güncellemede yapay zekanın gücünden yararlanıyor

Çalışan deneyimini geliştirmek için yeni bir çözüm

Oracle, Amerika Birleşik Devletleri merkezli bir yazılım şirketidir. Şirket, 1977 yılında Larry Ellison, Bob Miner ve Ed Oates tarafından kurulmuştur. Oracle, özellikle veri yönetimi, iş zekası ve bulut bilişim gibi alanlarda yazılım üretimi yapmaktadır. Oracle, kurumsal düzeyde veri tabanı yönetimi ve uygulama geliştirme yazılımları ile bilinir. Veri tabanı yönetimi ürünleri arasında Oracle Database, MySQL ve Berkeley DB gibi ürünler yer alır. Ayrıca, Oracle aynı zamanda yazılım uygulamaları için bir platform olan Java’yı da geliştirmektedir. Oracle, Fortune 500 listesinde yer alan en büyük şirketlerden biridir ve dünya genelinde milyarlarca dolarlık bir gelire sahiptir. Şirketin müşteri portföyü arasında büyük şirketler, hükümet kurumları ve finansal kuruluşlar yer almaktadır.

Oracle, Fusion Cloud Human Capital Management (HCM) çözümünü daha da geliştirerek çalışan deneyimi platformu Oracle ME’ye yapay zeka odaklı önemli bir güncelleme getirdiğini duyurdu. Oracle Grow olarak adlandırılan yeni bileşen, çalışanlar için öğrenme hedefleri ile beceri ve kariyer geliştirme fırsatlarını bir dizi başka özellikle harmanlayan daha kişiselleştirilmiş bir deneyim yaratmak üzere tasarlandı.

Oracle, çalışan deneyimini geliştirerek ve insanların tam potansiyellerine ulaşmalarına yardımcı olacak daha iyi işaretler ve sinyaller sağlayarak, şirketlerin yöneticilerini, bireysel çalışanların büyüme isteklerinin ve ihtiyaçlarının iş profesyonelleriyle uyumlu kalmasını daha kolay ve etkili bir şekilde sağlamaları için güçlendirebileceklerini umuyor. Oracle’da uygulama geliştirmeden sorumlu başkan yardımcısı Steve Miranda’ya göre, kuruluşlar daha azıyla daha fazlasını yapma baskısı altında olmaya devam ediyor ve bu da mevcut çalışanlara şirket içi kariyer hareketliliği ve yeni ve değişen sorumluluklara uyum sağlama ve bunları benimseme konusunda yardımcı olma ihtiyacına daha fazla vurgu yapıyor.

“Bir ya da iki yıl önce bazı sektörlerde durum çok farklıydı. İşgücüne çok yüksek bir talep vardı. Kuruluşlar bize dışarıdan kaynak bulmanın çok zor olduğunu söylüyorlardı, bu nedenle şirket içindeki insanların daha uzun süre kalmalarını nasıl sağlayabileceklerini – çünkü çok fazla yıpranma yaşıyorlardı – ve ayrıca kritik pozisyonlar için şirket içinden nasıl kaynak bulabileceklerini soruyorlardı” dedi.

“Bazı sektörlerde, özellikle de yüksek teknolojide, işgücü piyasası değişmeye başlıyor. Birdenbire insanları elde tutmakta zorlanmak değil, işe alımların dondurulması vb. nedenlerle başka kimseyi işe alamamak söz konusu olmaya başladı. Çalışanların hala yapmaları gereken kritik görevler var – ve bu kritik görevleri yerine getirecek yetenek eksikliği devam ediyor – peki şimdi dışarıdan bakmaya veya harcamalarınızı daha da artırmaya gerek kalmadan şirket içinde sahip olduğunuz becerileri nasıl öğrenebilir ve bu kişileri bu rollere geçmeleri için nasıl eğitebilirsiniz?”

Oracle Grow’u kullanan şirketler ve işgücü, aşağıdakileri içeren bir dizi yetenekten yararlanacak

  • Yapay zeka odaklı insan verilerini alan ve bunları büyümek ve gelişmek isteyenler için anlamlı içgörülere dönüştüren birleşik bir büyüme deneyimi.
  • Şirket içi kariyer hareketi fırsatlarına ve oraya ulaşmak için gereken becerilere daha parlak bir ışık tutmak için kariyer yolu rehberliği.
  • Bireysel istekleri alan ve ısmarlama gelişim yolculuklarının küratörlüğünü destekleyen ve ilerlemek için rehberlik ve kaynakları bir araya getirmeye yardımcı olan kişiselleştirilmiş gelişim oynatma listeleri.
  • Sayısız öğrenme gereksinimi ve stiline hitap eden bölgeselleştirilmiş gelişim tercihleri.
  • Liderliğin ekipler ve departmanlar arası beceri boşluklarını izlemesini sağlayan gelişmiş bir ekip beceri merkezi.

Ventana Research’te HCM teknolojisinden sorumlu başkan yardımcısı ve araştırma direktörü olan Quincy Valencia, “Bugün pazarda var olan en büyük zorluklardan bazıları doğru çalışanlara sahip olmak, onların katılımını sağlamak ve onlara büyümek ve başarılı olmak için ihtiyaç duydukları araçları sağlamakla ilgili” dedi.

“Oracle Grow gibi bunu gerçekten kişisel bir şekilde sunan çözümler sürdürülebilir şirket içi yetenek gelişiminin anahtarı olacaktır. Sadece çalışanların bireysel düzeyde başarılı olmalarına yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda işletmelere değişmeyen tek şeyin değişim olduğu bir zamanda başarılı olma becerisi ve uyum yeteneği de kazandırabilir.”

BuzzFeed News Kapanıyor, Şirket 180 Çalışanını İşten Çıkarıyor!

0

CEO Jonah Peretti’nin Perşembe günü şirket çalışanlarına gönderdiği bir nota göre BuzzFeed, kâr edemediği için BuzzFeed News’i kapatıyor. Dijital yayıncı, BuzzFeed News ve diğer bölümlerdeki çalışanlarının %15’ini ya da yaklaşık 180 kişiyi işten çıkarıyor.

CEO Peretti’nin Sözleri

Peretti’nin notuna göre, BuzzFeed bundan böyle haber çalışmalarını 2020 yılında Verizon’dan satın aldığı HuffPost gibi tek bir kârlı haber kuruluşunda yoğunlaştıracak. Şirketin amiral gemisi BuzzFeed.com sitesi ise yerinde kalacak.

Peretti, “İşten çıkarmalar neredeyse her bölümde gerçekleşirken, şirketin artık BuzzFeed News’i bağımsız bir kuruluş olarak finanse etmeye devam edemeyeceğine karar verdik” diye yazdı. BuzzFeed News 2012 yılında o zamanki genel yayın yönetmeni Ben Smith’in yönetiminde yayın hayatına başlamıştı. Peretti notunda, “BuzzFeed News’e aşırı yatırım yapma kararı aldım çünkü çalışmalarını ve misyonlarını çok seviyorum. Bu, büyük platformların sosyal medya için özel olarak tasarlanmış birinci sınıf, ücretsiz gazeteciliği desteklemek için gereken dağıtım veya mali desteği sağlamayacağını kabul etmemi yavaşlattı.” Peretti’ye göre HuffPost, BuzzFeed News’e kıyasla “sosyal platformlara daha az bağımlı olan, son derece ilgili ve sadık bir kitleye sahip, kârlı bir marka”.

Peretti ayrıca, “müşterilere, yalnızca BuzzFeed, Complex, HuffPost, Tasty ve First We Feast’te gerçekleşebilecek yaratıcılar, yapay zeka ve kültürel anlar şeklinde daha fazla yenilik getireceğiz” diye yazdı. Bir BuzzFeed sözcüsüne göre, hiçbir işin yerini yapay zeka almıyor. Şirket kısa süre önce testler de dahil olmak üzere bazı içeriklerin oluşturulmasına yardımcı olması için yapay zekayı kullanmaya başladı ve Peretti teknolojinin “ana işimizin bir parçası” haline geleceğini söyledi.

BuzzFeed News’in kapatılmasının yanı sıra, gelirler müdürü Edgar Hernandez ve COO Christian Baesler de şirketten ayrılıyor. BuzzFeed başkanı Marcela Martin, derhal geçerli olmak üzere tüm gelir fonksiyonlarının sorumluluğunu üstlenecek. Bir BuzzFeed temsilcisine göre, BuzzFeedNews.com’un geleceğiyle ilgili tartışmalar devam ediyor, ancak BuzzFeed News’in tüm çalışmaları korunacak ve BuzzFeed ağı içinde erişilebilir olacak. Şirket ayrıca BuzzFeed News ekibinin şu anda üzerinde çalıştığı tüm hikayelerin BuzzFeed mülklerinde de yayınlanmasını ve tanıtılmasını sağlamak için çalışıyor.

Temsilci, BuzzFeed.com ve HuffPost’un, kapsamı genişletmek istedikleri alanlarla eşleştirmek için bir dizi BuzzFeed News gazetecisine rol teklif edeceğini de sözlerine ekledi. Haziran 2022’de BuzzFeed News’in genel yayın yönetmeni olan Karolina Waclawiak attığı bir tweet’te şunları yazdı: “@BuzzFeedNews’e liderlik etmek benim için bir onur ve ayrıcalıktı. Kariyerimin 7+ yılını gazetecilikteki en yetenekli ve cömert insanlarla birlikte çalışarak geçirdim. Kültürü değiştirdik. Yasaları değiştirdik. Hepsini işe alın.”

Waclawiak ayrıca BuzzFeed News çalışanlarına gönderdiği notun bir bölümünü de paylaştı: “Son 8 aydır gelirlerimizi başarılı bir şekilde çeşitlendiriyorduk – ancak bu, şirket içindeki daha büyük mali zorlukların ve Facebook gibi sosyal platformlardaki para kazanma değişikliklerinin üstesinden gelmek için yeterli değildi. Bunun için çok üzgünüm. Sizin için şu anda olanlardan daha fazlasını istedim. Siz daha iyisini hak ediyorsunuz. Bu şirketin çok daha önce BuzzFeed News etrafında bir iş kurmaması için hiçbir neden yoktu.”

Sözlerine şöyle devam etti: “BuzzFeed News için bu sonucun önlenebilir olduğuna inanmakla birlikte, bu durum bugün gazeteciliğin karşı karşıya olduğu daha büyük bir krizin göstergesidir. Sürdürülebilir bir haber işine sahip olmanın tek yolunun gazeteciliği bir ödeme duvarının arkasına koymak gibi görünmesi son derece endişe verici. Bunun anlamı, sadece ödeme gücü olan insanların yüksek kaliteli bilgiye erişebileceği, diğer herkesin ise sosyal platformlarda yaygın olarak paylaşılan yanlış bilgileri ayrıştırmak zorunda kalacağıdır. Bunun sonuçları korkunç olacaktır.”

Microsoft Twitter’ı terk etti, Elon Musk dava açmakla tehdit ediyor!

0

Twitter CEO’su Elon Musk, Twitter verilerini izinsiz kullanmakla suçlayarak yazılım devi Microsoft’u dava etmekle tehdit etti.

Microsoft Elon Musk’ı kızdırdı.

Microsoft geçtiğimiz günlerde Twitter’ın artık reklam planlama hizmetine dahil edilmeyeceğini duyurdu. Şirketin, reklamverenlerin sosyal medyada reklam vermek için kullandığı Smart Campaigns hizmeti, Twitter’ın daha önce ücretsiz olan API’si için ödeme yapmayı reddetti. Bu karar, Microsoft’un Twitter’ın verilerini yasadışı olarak kullandığını iddia eden ve Microsoft’a dava açmayı düşünen Twitter’ın sahibi Elon Musk tarafından iyi karşılanmadı.

Microsoft yayınladığı bir bildiriyle “25 Nisan 2023’ten itibaren Çoklu Platformlu Akıllı Kampanyaların artık Twitter’ı desteklemeyeceğini” duyurdu. Bu, insanların sosyal yönetim aracı aracılığıyla Twitter hesaplarına erişemeyecekleri; taslak veya Tweet oluşturamayacakları ve yönetemeyecekleri; geçmiş Tweetleri ve etkileşimi görüntüleyemeyecekleri ve Tweetleri planlayamayacakları anlamına geliyor. Ancak Microsoft, Facebook, Instagram ve LinkedIn gibi diğer sosyal medya kanallarının kullanılmaya devam edeceğini söyledi.

Dava tehdidi, Microsoft’un Twitter’ın API ücretlerini ödemeyi reddettiği için Twitter’ı kurumsal reklam platformundan çıkarma planına yanıt olarak geldi.

Microsoft’un Twitter’ı reklam platformundan çıkarma planları internette tweetlendiğinde, Musk yasal işlem tehdidiyle yanıt verdi.

“Twitter verilerini kullanarak yasadışı eğitim verdiler. Dava zamanı,” diye cevap verdi Twitter CEO’su.

Elon Musk Microsoft’a başka alanlarda da meydan okudu. Geçtiğimiz hafta Financial Times, Musk’ın Microsoft’un büyük ölçüde desteklediği OpenAI’ye rakip olacak bir yapay zeka start-up’ı kurmayı planladığını bildirdi.

Musk’ın yasal tehdidi, milyarderin yanıltıcı açıklamalar yapmak ve komplo teorilerini desteklemek de dahil olmak üzere platformdaki düzensiz davranışının tipik bir örneğidir ve platformun birçok kişi tarafından güvenilmez olarak görülmesine neden olmuştur.

Microsoft’un kararı Twitter için daha kötü bir zamanda gelemezdi zira platform, markalarının giderek daha faşizan bir platform olarak görülen bir platformla ilişkilendirilmesinden duydukları endişe nedeniyle reklamverenlerin kaçışına sahne oluyor.

Güneş ile bir saatte ne kadar enerji üretilebilir?

ÜÇAY Grup bünyesinde faaliyet gösteren AR-GE Merkezi, 22 Nisan Dünya Günü dolayısıyla tüm dünyayı etkisi altına alan iklim krizi ile mücadelede güneş enerjisi yatırımlarının önemine dikkat çekti.

Üçay Grup AR-GE Direktörü Volkan Demir, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi ile birlikte yürüttükleri TÜBİTAK onaylı AR-GE çalışmalarından biri olan “Pv panellerin maksimum verimde çalışması için IOT tabanlı optimize edici (optimizer) sistemin geliştirilmesi” projesi ile güneş panellerinin maksimum verimlilikte çalışmasını sağlayarak, enerji üretimini optimize ettiklerini açıkladı. İklim krizi, kutuplardan tropik bölgelere kadar dünyamızın her yerini tehdit ediyor. Su kaynakları tükeniyor, aşırı hava olaylarının sıklığı artıyor, ormanlar yanıyor ve yaşanan tüm bu doğal afetler, dünyanın farklı bölgelerinde birçok insanın hayatına mâl oluyor.


Hükümetler, şirketler ve topluluklar harekete geçmek için bir araya geliyor, çeşitli aksiyonlar alınıyor; ancak daha fazlasını yapmak ve daha hızlı aksiyon almak gerekiyor. En önemlisi, iklim değişikliğinin en büyük nedeni olan fosil yakıtları kullanmaktan vazgeçip, biran önce temiz enerjiye geçilmesi gerekiyor.

Dünyamızı karbondan arındırmak için en ideal çözüm

22 Nisan Dünya Günü kapsamında açıklamalarda bulunan Üçay Grup AR-GE Direktörü Volkan Demir, elektrik üretiminde güneş enerjisinin önemine dikkat çekti, Dünya genelinde ki karbon emisyonlarının yüzde 75’ini; kömür, petrol ve gaz gibi fosil yakıtlar oluşturuyor. Bu durumla mücadele etmek yani dünyamızı karbondan arındırmak ve ekosistemi korumak için en ideal çözüm güneş enerjisidir. Çünkü güneş enerjisi, yenilenebilir bir enerji kaynağıdır ve bir saatte dünyanın ihtiyacından daha fazla enerji üretebilecek kapasitededir. Fosil yakıtlar gibi çevreye zararlı emisyonlar üretmez. Bu nedenle güneş enerjisi santralleri, doğal kaynakların korunmasına katkıda bulunur. Ayrıca güneş enerjisi santralleri, elektrik üretimi için kullanılan fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltarak, ülkelerin enerji maliyetlerini de düşürüyor. Böylece ülkelerin enerjide dışa bağımlılığını da azaltarak, enerji güvenliğinin artmasına yardımcı oluyor. Güneş enerjisi santralleri, uzun vadede ekonomik faydalar da sağlıyor. Güneş enerjisi, ücretsiz bir enerji kaynağı olduğu için, güneş enerjisi santrallerinin işletme maliyetleri, diğer enerji kaynaklarına kıyasla daha düşük oluyor. Sonuç olarak, güneş enerjisi santralleri; sürdürülebilir, temiz, sınırsız ve ekonomik bir enerji kaynağıdır. Güneş enerjisi santrallerinin dünya genelinde yaygınlaşması, küresel iklim değişikliği ile mücadelede, doğal kaynakların korunmasında ve enerji güvenliğinin sağlanmasında önemli rol oynuyor.” dedi.

Optimizer projesi, enerji üretiminde verimliliği artırıyor

Volkan Demir, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi ile birlikte EVREKAA Ar-Ge Merkezi’nde yürüttükleri TÜBİTAK onaylı AR-GE çalışmalarından biri olan “Pv panellerin maksimum verimde çalışması için IOT tabanlı optimize edici (optimizer) sistemin geliştirilmesi” projesi hakkında da önemli bilgiler paylaştı,“Optimizer sistemini, güneş enerjisi santrallerinde verimliliği ve enerji üretimini artırmak amacıyla tasarladık. Günümüzde kullanılan sistemlerden farklı algoritmaların ve haberleşme protokollerinin kullanıldığı sistem, IOT tabanlı bir yazılım ve donanım ürünüdür. Optimizer, güneş enerji santrallerinde kullanılan çeşitli bileşenlerin performansını izleyerek, tesisin enerji üretim verimliliğini artırmak için gerekli durumlarda operatörü uyarıyor ve otomatik olarak ayarlamalar yapıyor. Bu bileşenler arasında; güneş panelleri, invertörler, güneş izleme sistemleri yer alıyor.

Yapılan yatırımdan maksimum fayda sağlanması hedefleniyor

Özellikle güneş panellerinin performansı; sıcaklık ve ışık düzeyi ile panel arızaları gibi faktörlerden etkilenebiliyor. Optimizer, bu faktörleri izleyip, güneş panellerinin maksimum verimlilikte çalışmasını sağlayacak sistemsel önlemler alıyor ve gerekli bilgilendirmeleri yapıyor. Bu sayede enerji üretiminin optimize edilmesine destek oluyor. Kısacası yapılan yatırımdan maksimum fayda sağlanması noktasında önemli rol oynuyor” diyerek sözlerini tamamladı. 

Bu iPhone ayarı sayesinde hırsızlar hesabınızı ele geçiriyor!

0

Hırsızların iPhone ve parolanızı ele geçirmesi nadir bir olasılık gibi görünse de, son zamanlarda yavaş yavaş bir trend haline geliyor. İşin kötüsü, bazı önlemler almadığınız takdirde, Apple ID hesabınız neredeyse hiçbir şekilde geri alınamayacak şekilde kilitli kalabilir.

“Kurtarma Anahtarı” Tehlikesi

Eğer bir iPhone kullanıcısıysanız, muhtemelen kaybolması ya da çalınması durumunda ne yapacağınızı pek düşünmemişsinizdir. Şirketin sizden ücret almasına izin verdiğiniz sürece içinizi rahatlatmak için tasarlanmış bir hizmet olan AppleCare+ için düzenli olarak ödeme yapıyor da olabilirsiniz.

Ancak son zamanlarda ABD ve diğer ülkelerde iPhone hırsızlıklarında yaşanan artış, geçen yıl en çok satan 10 akıllı telefondan sekizini oluşturan Apple cihazlarının kamuya açık alanlarda kullanıldığında ciddi bir güvenlik riski oluşturduğunu ortaya koydu. Hırsızlar son zamanlarda, cihazınızın kilidini açmak için kullandığınız şifrenin, diğer tüm güvenlik önlemlerini geçersiz kılmak için kullanabilecekleri en güçlü araç olduğunu ve şifreyi ele geçirdiklerinde onları durdurmak için yapabileceğiniz çok az şey olduğunu öğrendiler.

Wall Street Journal’da yayınlanan bir rapor, Ekim ayından bu yana Apple hesabına erişimi engellenen bir iPhone kullanıcısı olan Greg Frasca örneğine dikkat çekiyor. Hırsızlar, 46 yaşındaki adamın iPhone 14 Pro’sunu Chicago’daki bir barda, parolasını kullandığını gördükten sonra çaldılar. Bu sayede Apple ID parolasını değiştirebildiler ve “kurtarma anahtarı” olarak bilinen az bilinen bir güvenlik özelliğini etkinleştirdiler.
Kurtarma anahtarı, Cupertino devinin 2020 yılında bilgisayar korsanlarına karşı ek bir güvenlik katmanı olarak sunduğu isteğe bağlı bir özelliktir. Esasen, Apple Kimliği parolanızı sıfırlamalarını önlemek için kullanabileceğiniz rastgele oluşturulmuş 28 karakter uzunluğunda bir koddur. Sorun şu ki, ilgili ayar diğer birçok ayarın altında gömülü ve söz konusu kurtarma anahtarını kaybetmek sizi Apple Kimliğinize bağlı tüm cihazlardan kilitleyebilir, bu yüzden çok az kişi bunu kullanıyor.

Kuşkusuz bu, Face ID veya Touch ID herhangi bir nedenle çalışmayı reddettiğinde hırsızların kurbanın parolasını girmesini ezberlemeyi veya kaydetmeyi başardığı bir uç durumdur. Yine de, hırsızlar sizi hesabınızdan kilitledikten sonra Apple’ı hesabınıza geri girmenize izin vermeye ikna etme süreci, en iyi ihtimalle Apple’ın merkezine şahsen gitmeyi veya 10.000 dolarlık bir çek yazmayı gerektiriyor. Bu da şanslıysanız mümkün, çünkü çoğu durumda şirket size yalnızca kurtarma anahtarını vermeniz halinde yardımcı olacaktır.

Peki bunun başınıza gelmesini önlemek için ne yapabilirsiniz?

Öncelikle, yalnızca Face ID/Touch ID kullanmayı deneyebilir ve parolanızı herkese açık yerlerde girmekten kaçınabilir ya da hırsızların hatırlama olasılığını azaltmak için özel bir alfanümerik kod kullanabilirsiniz. Bunu Ayarlar -> Face ID ve Parola (iPhone SE/8/eski modellerde Touch ID ve Parola) -> Parolayı Değiştir altında yapabilirsiniz.

Başka bir yol da normalde ebeveyn kontrolü için kullanılan Ekran Süresi özelliğini kullanmaktır. Ayarlar -> Ekran Süresi -> Ekran Süresi Parolasını Kullan bölümüne gidin ve telefon parolanız olarak kullandığınızdan farklı bir anahtar ayarlayın. Ardından aynı ayarlar sayfasındaki İçerik ve Gizlilik Kısıtlamaları’na gidin ve üstteki geçişi kullanarak etkinleştirin. Son olarak, listeyi aşağı kaydırarak “Değişikliklere İzin Ver” kategorisine gelin ve Hesap Değişiklikleri için “İzin Verme” seçeneğini seçin.

Titiz olmak istiyorsanız, Ayarlar -> adınız -> Parola ve Güvenlik -> Hesap Kurtarma bölümüne giderek ve kurtarma yardımına ihtiyaç duymanız halinde yardımcı olmasını istediğiniz bir kişiyi ekleyerek bir kurtarma kişisi de ayarlayabilirsiniz. Önemli dosyalarınızı düzenli olarak çevrimdışı yedekleme alışkanlığı edinmeniz de iyi olacaktır.

Apple’a gelince, şirket rapora tipik bir yanıt vererek, kullanıcılara güvenliklerine yönelik her saldırıyı “ne kadar nadir olursa olsun çok ciddiye aldığını” ve “bunun gibi ortaya çıkan tehditlere karşı her zaman ek korumalar araştırdığını” garanti etti.

LinkedIn ve Uber gibi diğer şirketler halihazırda kimliğinizi doğrulamak için diğer şeylerin yanı sıra hesap kurtarmaya yardımcı olabilecek ek yollar kullanmaktadır, ancak bunlar mükemmel olmaktan uzaktır. Bununla birlikte, teknoloji endüstrisi henüz yüz tanıma veya hesabınızı korumak için devlet tarafından verilen bir kimlik gerektirme gibi şeylerle gizliliğinizi ihlal etmeden kolaylık ve güvenliği dengelemenin harika bir yolunu bulamadı.

Rus siber saldırganları ulusal güvenliğe yönelik tehdit oluşturuyor!

Ulusal Siber Güvenlik Merkezi (NCSC), Rus siber saldırganlarının İngiltere ve Batılı hükümetlerin kritik altyapısına yönelik bir saldırı gerçekleştirme amacıyla faaliyet gösterdiğini bildirdi. İşte NCSC’nin bu konuyla ilgili açıklamasının detayları.

Saldırganlar 2020 ABD seçim saldırılarından da sorumlu olabilir!

NCSC, söz konusu saldırı grubunun, “NOBELIUM” adlı bir grup tarafından yönetildiğini açıkladı. NCSC, “NOBELIUM”un 2020 yılında ABD seçimlerine yönelik bir siber saldırı gerçekleştirdiğine inanılan “Cozy Bear” adlı bir siber saldırı grubuyla aynı kişilerden oluştuğuna inanıyor. “NOBELIUM”, özellikle Batılı hükümetlere yönelik siber casusluk faaliyetleri yürüten bir grup olarak bilinmektedir.

Bu yıl Belfast’ta düzenlenen yıllık CYBERUK konferansının açılışıyla eş zamanlı olarak yapılan uyarıda, son 18 ay içinde Rusya’ya bağlı “yeni bir siber saldırgan sınıfının” ortaya çıktığı belirtildi.Bu “yeni düşman sınıfının” bir parçası olarak belirli bir grup tanımlanmadı, ancak bugün CYBERUK’un açılış konuşmasını yapacak olan Şansölye Oliver Dowden bunları “Wagner benzeri gruplar” olarak nitelendirdi. NCSC bu grupların devlet destekli olmadığını söyledi. Bu da nispeten daha az donanımlı oldukları ama aynı zamanda diplomasi tarafından operasyonel olarak daha az kısıtlandıkları ve dolayısıyla “daha az öngörülebilir” oldukları anlamına geliyor.

“Bu grupların, özellikle de sistemler yeterince korunmuyorsa, böyle bir etki yaratmak için fırsat kollamalarını bekliyoruz.”

Ortaya çıkan grupların kısa vadede kendi başlarına kasıtlı ve başarılı bir şekilde yıkıcı bir saldırı gerçekleştirebilecek kadar güçlü oldukları düşünülmüyor. Bununla birlikte, kendilerine yardım edilmesi halinde, belki de Rus devlet destekli hackerların kendilerine ödünç verilmesi halinde, daha zarar verici saldırıların gerçekleştirilebileceği öne sürülmektedir. NCSC ayrıca bu grupların zaman içinde daha da güçlenebileceği ve yeteneklerinin daha da gelişerek sonunda yıkıcı olmaktan çıkıp yıkıcı hale gelebileceği konusunda da uyarıda bulundu.

Dowden’ın konuşmasında Birleşik Krallık’ın “bozma ya da yok etme” güdüsünü benimseyen Rusya’ya bağlı aktörler için birincil hedef haline geldiğini söylemesi bekleniyor. Dowden, “Bu tehdidi açıklamak hafife aldığımız bir şey değil” diyecek. “Ancak bu şirketlerin karşı karşıya oldukları mevcut riski anlamalarını ve kendilerini ve ülkelerini savunmak için harekete geçmelerini istiyorsak bunun gerekli olduğuna inanıyoruz.”

Rusya’nın bilgisayar korsanlarını barındırma geçmişi

Uzun zamandır Rusya’nın siber suçlular için bir ‘güvenli liman’ görevi gördüğüne ve yargılanma korkusu olmadan faaliyet göstermelerine olanak sağladığına inanılıyor. Geçmişte Rusya’nın siber suçlulara hapishane ile askerlik arasında bir seçenek sunduğu, suç gelirleri yerine ülke için hackleme teklif ettiği iddia edilmişti. Bugüne kadar faaliyet göstermiş en başarılı fidye yazılım organizasyonlarının büyük bir kısmı Rusya’ya bağlanmıştır. Devlet kontrolünde olmasalar da, genellikle Rus çıkarlarına karşı çıkan kuruluşları hedef alırlar. ABD ve Birleşik Krallık rutin olarak dünyada fidye yazılımları tarafından en çok saldırıya uğrayan bölgeler arasındadır. LockBit, REvil, DarkSide ve Conti ülke ile ilişkili en yüksek profilli fidye yazılımı çeteleri arasındadır. Fidye yazılımlarının dışında, Rusya bağlantılı en önde gelen yıkıcı siber suç gruplarından biri de Killnet’tir. NCSC, DDoS saldırılarını Batılı kuruluşlara karşı kullanılan en yaygın yıkıcı tekniklerden biri olarak tanımladı ve bu tür saldırılar Killnet tarafından yoğun bir şekilde kullanılıyor. Siber güvenlik araştırmacılarına göre, Killnet’in birincil aracı DDoS’tur ve geçmişte Eurovision Şarkı Yarışması’nın oylama sistemleri ve Avrupa Parlamentosu gibi kurbanlara karşı bu saldırıları kullandığı gözlemlenmiştir.

Ayrıca daha önce İtalya’ya ‘savaş ilan etmiş’ ve kamu hizmeti şirketleri gibi CNI’lara ve İtalyan kimliğine sahip diğerlerine saldırı sözü vermişti. Killnet, Nisan 2022’de Rusya’ya bağlı en tehditkar siber düşmanların vurgulandığı Beş Göz tavsiyesinde de diğerlerinin yanı sıra özel olarak adlandırılmıştı. İstihbarat ittifakı o dönemde CNI’ın saldırılar karşısında özellikle risk altında olduğunun düşünüldüğünü belirtmişti.

Rusya’nın geçmişte kritik ulusal altyapıyı hedef alması

CYBERUK 2022’de NCSC, Ukrayna’da faaliyet gösteren uydu tabanlı internet sağlayıcısı Viasat’a yapılan saldırıların Rus devlet destekli bilgisayar korsanları tarafından gerçekleştirildiğini resmen açıkladı. Saldırılar, ülkenin Ukrayna’yı işgal etmesinden bir saat önce gerçekleşti. Viasat önemli bir kesinti yaşadı ve wiper zararlı yazılımının kullanıldığı saldırıların etkileri ülke dışında da hissedildi, örneğin diğer Avrupa ülkelerindeki rüzgar çiftliklerini etkiledi. Devlet tarafından sipariş edildiğine inanılmasa da, Darkside’ın Colonial Pipeline’a yönelik fidye yazılımı saldırısının tarihteki en yıkıcı siber saldırılardan biri olduğuna inanılıyor.

ABD ayrıca geçtiğimiz yıl Rus hükümetinin dört üyesini dünya çapında CNI’ya yönelik iki saldırıda rol aldıkları iddiasıyla suçladı. Bunlardan ilki Suudi Arabistan’daki bir petrokimya tesisine yapılan meşhur saldırıydı. Rus hükümetinin tesiste patlamaya neden olabilecek kötü amaçlı yazılım geliştirdiğine inanılıyor. İddianamelerde ABD merkezli CNI’a yönelik ayrı bir saldırıya da atıfta bulunuldu, ancak saldırı uzun uzadıya detaylandırılmadı.

Birleşik Krallık hükümetinin Rus siber tehdidine yanıtı

Dowden’ın konuşması, Rusya’dan gelen bu yüksek tehdidin bir sonucu olarak siber savunmalarını güçlendirmeye odaklanmaları için iş dünyasına ülke çapında bir çağrıda bulunacak. Dowden ayrıca 2025 yılına kadar CNI kuruluşları için güvenlik hedefleri belirlemeye ve hepsini siber dayanıklılık düzenlemelerine uygun hale getirmeye yönelik yeni planlarını ve hükümetin kritik BT sistemlerinin korunmasına yönelik yeni yöntemleri de açıklayacak.

“Bunlar ülkemizin çalışmasını sağlamakla görevli şirketler. Işıkları açık tutmakla yükümlüler,” diyecek Dowden. “Ortak refahımız onların kendi güvenliklerini ciddiye almalarına bağlıdır.

“Her gece arka kapısını suçlulara açık bırakan bir tuğla ve harç işletmesi ayakta kalamaz. Aynı şekilde günümüz dünyasında işletmeler dijital arka kapılarını siber dolandırıcılara ve bilgisayar korsanlarına açık bırakmayı göze alamazlar.”

NCSC, CNI kuruluşlarına gelecekteki saldırılara karşı riski yönetmek için “şimdi harekete geçmelerini” tavsiye etti. Kuruluşların siber dayanıklılıklarını değerlendirmelerine yardımcı olacak çeşitli çevrimiçi rehberlik belgelerine ve siber tehdit arttığında operasyonel olarak nasıl değişeceklerine işaret etti.

Eski Apple çalışanları yapay zeka destekli giyilebilir bir aygıt tanıttı!

Teknoloji devi Apple’da çalışan eski çalışanlar tarafından kurulan Humane, son teknoloji giyilebilir teknolojiler alanında yeni bir cihaz tanıttı. Yapay zeka ve projektör teknolojisi kullanarak, yeni cihaz kullanıcılara üstün bir deneyim sunuyor. İşte Humane’nin yeni giyilebilir cihazı hakkında daha fazla bilgi.

Akıllı saat işlevli bir projeksiyon cihazı!

Humane, yeni giyilebilir cihazı, hem akıllı saat hem de akıllı bileklik işlevleriyle birlikte gelen bir projeksiyon cihazı ile donattı. Cihazın yüzeyinde yer alan dokunmatik yüzeyler, kullanıcılara kolayca erişilebilir kontroller sunuyor. Ayrıca, cihazın yapay zeka özellikleri, kullanıcılara kişiselleştirilmiş öneriler sunarak, hayatlarını daha da kolaylaştırıyor.

Humane’ın kurucuları arasında Imran Chaudhri, Bethany Bongiorno, ve Josh Jewett gibi eski Apple çalışanları bulunmaktadır. Humane’nin yeni giyilebilir cihazı, her türlü görev için tasarlandı. Cihaz, projeksiyon özelliği sayesinde kullanıcıların ellerini kullanmadan herhangi bir yüzeye dokunmadan yazı yazmalarına, çalışmalarını sunmalarına ve hatta bir film izlemelerine olanak tanıyor. Ayrıca, cihaz, kullanıcıların daha önce yaptıkları görevleri otomatik olarak tanımlayarak, onlara daha fazla verimlilik sağlıyor.

Giyilebilir teknolojide yapay zeka etkisi

Chaudhri sunum sırasında küçük cihazı cebinde taşıdı ve sanki akıllı bir hoparlörmüş gibi uzaktan komutlar verdi. Yalnızca tam olarak çalışması için bir akıllı telefona ya da başka bir cihaza bağlanması gerekmiyor. Görünüşe göre, bilgilerini aldığı bulut hizmetlerine erişimi var.
Temel olarak Humane’in aygıtı, telefon çağrılarını kabul edebilen veya reddedebilen, sizin için e-postaları ve bildirimleri toplayabilen, metinleri çevirebilen, size gerekli bilgileri verebilen vb. akıllı bir asistan.

Humane’nin yeni giyilebilir cihazı, son teknoloji özellikleriyle birlikte kullanıcılara üstün bir deneyim sunuyor. Yapay zeka ve projektör teknolojilerinin kullanımı sayesinde, cihaz, kullanıcıların hayatını daha kolay ve verimli hale getiriyor. Bu cihaz, gelecekte giyilebilir teknolojilerin nereye gidebileceğini gösteriyor ve gelecekte daha fazla yenilikçi cihazların piyasaya sürülmesini bekleyebiliriz.

Capita siber saldırıya uğradığını kabul etti, milyonlarca insanın verileri tehlike altında!

BT dış kaynak sağlayıcısı Capita, “siber olayın” bir veri ihlaliyle sonuçlandığını ve sunucu varlığının “yaklaşık %4’ünün” etkilendiğini kabul etti.

Siber saldırıyı “Black Basta” üstlendi!

Capita, Birleşik Krallık merkezli bir iş hizmetleri sağlayıcısıdır. Çeşitli sektörlere, özellikle de hükümet, sağlık, finans, perakende ve ulaştırma sektörlerine hizmet verir. Şirket, müşterilerine insan kaynakları, mali işler, çağrı merkezi yönetimi, iş süreçleri yönetimi, teknoloji çözümleri ve danışmanlık hizmetleri sunar. Capita, özellikle kamu hizmetlerine yönelik hizmetleriyle tanınır ve İngiltere hükümeti için birçok projede yer almıştır.

Capita, “şu anda sınırlı veri sızıntısı olduğuna dair bazı kanıtlar bulunduğunu” ve verilerin müşteri, tedarikçi veya iş arkadaşı verilerini “içerebileceğini” söyledi. Şirket, “siber olayın” esas olarak personelin Microsoft 365 ürünlerine erişimini etkilediğini, ancak bu erişimin artık geri yüklendiğini söyledi. Capita’nın müşteri hizmetlerinin çoğunluğu olaydan etkilenmedi ve çalışmaya devam etti ve Capita şu anda etkilenen neredeyse tüm müşteri hizmetlerini geri yükledi” dedi.

Capita, yapılan incelemelerin izinsiz girişin 22 Mart’ta başladığını ve 31 Mart’ta şirket tarafından “kesintiye uğratıldığını” gösterdiğini söyledi. O gün, Capita “bir BT sorunu” yaşadığını söyledi ancak 3 Nisan’a kadar bunu bir “siber olay” olarak tanımlamadı. Fidye yazılım grubu Black Basta saldırının sorumluluğunu üstlenerek internette bir dizi belge yayınladı, ancak Capita hala kamuya açık iletişimlerde grubun adını vermedi.

Saldırıdan Vodafone, Devlet daireleri ve İngiliz Ordusu etkilenmiş olabilir!

Bu haftanın başlarında Capita hissedarlara bir e-posta göndererek sızıntının gerçek olup olmadığını ve dosyaların gerçekten Capita’dan gelip gelmediğini araştırmaya devam ettiklerini açıkladı ve başka kaynaklardan ya da kamusal alandan gelmiş olabileceklerini öne sürdü.
Sızıntıda yer alan dosyalar, pasaport taramaları, iş başvuruları, bina kat planları, ‘gizli’ olarak işaretlenmiş belgeler ve “Capita Nuclear” ile ilgili dosyalar gibi hassas nitelikteydi.

Capita’nın müşteri listesinde, çağrı merkezlerinde kesintiler yaşanan O2 ve Vodafone gibi mobil operatörler; NHS; Çalışma ve Emeklilik Bakanlığı gibi çeşitli devlet daireleri; ayrıca İngiliz Ordusu ve Kraliyet Donanması gibi Birleşik Krallık’taki önemli kuruluşlar yer alıyor. Sektör uzmanı Kevin Beaumont’a göre, kamuya açıklanmamış gibi görünen tehdit istihbaratı verileri, bu haftanın başlarında Capita’nın uç noktalarının, Capita’nın bir BT olayını duyurmasından bir hafta önce Qakbot kötü amaçlı yazılımı için izleme telemetrisinde bulunduğunu gösterdi.

Eğer doğruysa, bu veriler Capita’nın izinsiz girişin Mart ayında başladığını kabul ettiğini doğruluyor.

Black Basta bilinen bir fidye yazılım grubu olmasına rağmen, şu anda olayın grubun şifreleyicisini içerdiğine dair bir gösterge yok. Black Basta sofistike bir tehdit aktörü olarak kabul ediliyor ve genellikle çifte gasp taktikleri kullanarak faaliyet gösteriyor. Kroll‘a göre ilk olarak 2022’de keşfedilen Black Basta, veri çalmak ve fidye yazılımı yükünü sistemlere bulaştırmak amacıyla saldırılar düzenlemek için bir dizi benzersiz taktik kullanıyor.

Google, devasa San Jose kampüsünün inşaatını durduruyor

Google’ın uzun süredir planlanan 80 dönümlük San Jose kampüsü şimdilik beklemeye alınmış gibi görünüyor.

Alphabet, başlangıç yıkım aşamasının ardından Downtown West tesisinin inşaatını durdurdu. Şirket, Ocak ayındaki büyük ölçekli işten çıkarmaların bir parçası olarak kampüs geliştirme ekibini “boşalttığı” ve inşaatı ne zaman devam edebileceği konusunda müteahhitlere bilgi vermeden dondurduğu bildiriliyor.

Bir Google temsilcisi yaptığı açıklamada, şirketin ofis alanının işletmenin, hibrit çalışanların ve topluluğun “gelecekteki ihtiyaçlarını” yansıtmasını istediğini söyledi. Google, San Jose kampüsüyle “nasıl daha iyi ilerleyeceğini” belirlemeye çalışırken, sözcü San Jose’deki uzun vadeli gelişmeye “bağlı” olduğunu ekliyor.

Google, yıllarca Downtown West’in müzakerelerini ve tasarımını yürüttü ve 2021’de, Silikon Vadisi’nde 15.000 konut ünitesi, yerinden edilen işletmelere yardım gibi toplamda 200 milyon dolarlık topluluk desteği ve kampüsün yarısından fazlasını kamuya açık alanlara ayırma gibi tavizler vererek onay aldı. İnşaatın bu yılın ilerleyen dönemlerinde başlaması ve 10 ila 30 yıl sürmesi bekleniyordu. Eleştirmenler, ünlü işletmelerin ve simge yapıların ortadan kaldırılması veya taşınmasına karşı çıktılar, ancak şehir için potansiyel ekonomik kalkınma o kadar büyüktü ki, Vali Gavin Newsom, anlaşmanın COVID-19 pandemisinden kurtulmada önemli bir rol oynadığını öne sürdü.

Google, önceki yıllarda agresif bir şekilde işe aldı (% 20 büyüdü 2017’den beri), ancak bu yıl reklam ve bulut hizmeti müşterileri bütçelerini sıkılaştırırken 12.000 çalışanı işten çıkardı. Google ayrıca, çalışanların bir kısmını evde tutan hibrit bir çalışma stratejisi benimsiyor. Basitçe söylemek gerekirse, eskiden olduğu kadar ofise ihtiyaç yok.

Siber Suç Grupları işletmeleri taklit ediyor

0

Yeni bir araştırma, siber suç örgütlerinin faaliyetlerini sürdürürken işletmeleri taklit ettiklerini ve bu durumun çeşitli zorlukları beraberinde getirdiğini ortaya koyuyor.

Dünyanın önde gelen siber güvenlik şirketlerinden Trend Micro, siber suç gruplarının büyüdükçe nasıl şirketler gibi davranmaya başladıklarını, ancak bu durumun kendine has maliyetler ve zorluklarla birlikte geldiğini detaylandıran yeni çalışmasını kamuoyuyla paylaştı.

Konuyla ilgili bir açıklama yapan Trend Micro Tehdit İstihbaratından Sorumlu Başkan Yardımcısı Jon Clay, “Yeraltı suç dünyası hızla profesyonelleşiyor ve siber suç grupları, üyeleri ve gelirleri arttıkça bir işletme gibi hareket etmeye çalışıyor. Bu, karmaşıklığı artırıyor ve siber suç örgütlerinin yönetimini zorlaştırarak ofis politikalarının uygulanmasını gerektiriyor. Bu durum, siber suç örgütleri açısından performansın azalmasına ve güven sorunlarının oluşmasına neden oluyor. Bu çalışmamız, araştırmacıların karşı karşıya oldukları suç oluşumlarının boyutunu anlamalarının ne derece önemli olduğunu ortaya koyuyor” dedi.

Araştırmaya göre, tipik bir işletme, giderlerinin yüzde 80’ini maaş ödemelerine ayırırken bu oran suç örgütlerinde de benzer şekilde oldukça yüksek (yüzde 78). Diğer yaygın giderler arasında altyapı (sunucular/yönlendiriciler/VPN’ler), sanal makinler ve yazılım yer alıyor. Araştırma, Trend Micro’nun resmi kurumlar ve dahili verilerden toplanan örnekler kullanılarak büyüklüklerine göre üç türde kuruluşun genel hatlarını çiziyor.

Küçük ölçekli siber suç örgütleri

  • Genel olarak bir yönetim kademesinde 1 ila 5 personel bulunur ve yıllık cirosu 500 bin doların altındadır.
  • Üyeleri genellikle grup içinde birden fazla görev üstlenir. Bu görevlerinin yanı sıra ayrıca çeşitli günlük işleri de yürütür.
  • Suç örgütlerinin çoğunluğunu oluştururlar ve genellikle diğer suç örgütleriyle de ortaklık yaparlar.

Orta ölçekli suç örgütleri

  • Genel olarak iki yönetim kademesinden oluşur, çalışan sayısı 6 ila 49 arasındadır ve yıllık cirosu 50 milyon dolara kadardır.
  • Genellikle tek bir kişinin sorumlu olduğu piramit tarzı bir hiyerarşik yapıya sahiptir.

Büyük ölçekli suç örgütü

  • Genel olarak üç yönetim katmanından oluşur, çalışan sayısı 50’nin üzerindedir ve yıllık cirosu 50 milyon doların üzerindedir.
  • Nispeten çok sayıda alt yönetim ve yöneticiye sahiptir.
  • Etkili operasyonel güvenlik (OPSEC) uygulamalarına sahiptir ve diğer suç örgütleriyle iş birliği yapar.
  • Sorumluları deneyimli siber suçlulardır ve kısa dönemli yükleniciler dahil olmak üzere çok sayıda geliştirici, yönetici ve sızma test uzmanı istihdam eder. İşletmelere benzer departmanları (örneğin BT, İK) sahiptirler ve performans değerlendirmeleri gibi çalışanlara yönelik programlar yürütebilir.

Rapora göre, bir suç örgütünün büyüklüğünü ve karmaşıklığını bilmek, araştırmacılara ne tür verilerin aranacağı gibi kritik ipuçları sağlar.  Örneğin, büyük suç örgütleri çalışan listeleri, mali tablolar, şirket yönergeleri, eğitimler, birleşme ve satın alma belgeleri, çalışanların kripto cüzdan bilgileri ve paylaşılan takvimler gibi bilgileri toplar. Hedefli suç örgütlerinin büyüklüğünün bilinmesi, kanun uygulayıcıların maksimum etki için hangi grupların takip edilmesi gerektiğini daha iyi önceliklendirilmesine olanak tanır.

Güney Kore batarya teknolojilerine 15 milyar dolar yatırım yapıyor!

0

Sanayi bakanlığı 20 Nisan Perşembe günü yaptığı açıklamada, Güney Kore hükümeti ve önde gelen batarya şirketlerinin katı hal bataryaları da dahil olmak üzere gelişmiş batarya teknolojileri geliştirmek için 2030 yılına kadar ortaklaşa 20 trilyon won (15.1 milyar $) yatırım yapmayı planladıklarını söyledi.

Yeni üretim tesisleri kuruluyor.

Bakanlıktan yapılan açıklamada, “Ortak yatırım Güney Kore’nin katı hal bataryalarının ticari üretimine diğerlerinden önce başlamasına olanak tanıyacak” denildi. Güney Kore dünyanın en büyük beş elektrikli araç bataryası üreticisinden üçüne ev sahipliği yapıyor – LG Energy Solution Ltd, Samsung SDI Co Ltd ve SK On. Bu üçlü birlikte küresel elektrikli araç batarya pazarının dörtte birinden fazlasını kontrol ediyor ve Tesla Inc, Volkswagen AG , General Motors Co ve Ford Motor Co gibi büyük otomobil üreticilerine tedarik sağlıyor. Bakanlık, üç batarya firmasının Güney Kore’de ürün ve üretim inovasyon merkezleri olarak hizmet verecek pilot üretim tesisleri kuracağını söyledi.

Bu tesisler, denizaşırı üretim tesislerinde seri üretime geçmeden önce katı hal bataryaları, silindirik 4680 hücreli bataryalar ve kobalt içermeyen bataryalar gibi gelişmiş ürünleri test etmek ve üretmek için kullanılacak. Elektrikli araç akü üreticileri, geleneksel lityum-iyon akülere kıyasla daha uzun sürüş menzili, daha yüksek enerji yoğunluğu ve daha iyi güvenlik vaat eden yeni akü teknolojileri geliştirmek için yarışıyor. Çinli batarya devi CATL çarşamba günü, elektrikli araçlara güç sağlamak üzere bu yıl içinde seri üretimine başlamayı umduğu yoğunlaştırılmış madde bataryasını tanıttı. Dünyanın en büyük batarya üreticisi geçen ay, Japon Toyota Motor Corp (7203.T) ve Alman Volkswagen tarafından da araştırılan bir teknoloji olan katı hal bataryalarına dayalı teknolojik olarak uygulanabilir ve rekabetçi bir ürün bulmakta zorlandığını söyledi.

İhracatı üç katına çıkarmayı hedefliyorlar.

Sanayi bakanlığı, Güney Kore’nin bu yatırımla katot malzemelerinin yerli üretim kapasitesini dört katına çıkarmayı ve batarya üretimiyle ilgili ekipman ihracatını üç katına çıkarmayı hedeflediğini söyledi. Plan, hükümetin bu ayın başlarında ABD Enflasyon Azaltma Yasası ile başa çıkmalarına yardımcı olmak üzere Kuzey Amerika’da altyapı yatırımı yapmak isteyen yerli akü üreticileri için 7 trilyon wonluk bir mali destek planı açıklamasının ardından geldi.

Bu ayın başlarında ABD Hazine Bakanlığı, ABD’yi elektrikli araç tedarik zincirlerinde Çin’e bağımlılıktan kurtarmayı amaçlayan daha katı elektrikli araç vergi kurallarını açıkladı. En son kurallara göre, batarya parçalarının ve minerallerin belirli bir yüzdesinin uygun bir ülkeden gelmesini gerektiren yeni eşiklere dayalı olarak 16 elektrikli araç modeli artık tam veya kısmi vergi kredisi için uygundur. Aracı kurum Korea Investment & Securities tarafından yapılan bir analize göre, ABD federal vergi kredisi için uygun olan elektrikli araçların yaklaşık %80’i Güney Kore’nin üç büyük hücre üreticisinin bataryalarını kullanıyor. Bu yatırımın, Güney Kore’nin ileri teknoloji sektöründe daha da büyümesine ve küresel bir lider olmasına yardımcı olması bekleniyor.

Chrome bu hafta ikinci acil durum yamasını alıyor!

0

Chrome, sadece beş gün içinde ikinci kez bir “sıfırıncı gün” açığı için yamanıyor. Saldırganlar Chrome’da, ele geçirilen bir cihazda kötü amaçlı kod çalıştırmak için kullanılabilecek türden yeni ve büyük bir açıktan faydalanıyor. Bu yüzden hemen yeni güncellemeyi almak isteyeceksiniz.

Windows ve Mac şu an güncellemeye ulaşabiliyor.

Geçtiğimiz Cuma günü Google, tarayıcının JavaScript motorundaki bir sorunu gideren bir yama yayınladı. Ancak bugünün hatası Skia grafik kütüphanesinden kaynaklanıyor. Windows ve Mac’teki Chrome kullanıcıları güncellemeyi şu anda indirip uygulayabilirken, Linux ve diğer platformlar güncellemeyi önümüzdeki birkaç gün içinde görecek.

Güncellemeyi erteleme dürtünüze karşı direnin! Çünkü bu görmezden gelmeniz gereken bir şey değil. Google’ın Chrome Sürümleri sayfasındaki gönderisine göre, geçen haftaki hata gibi bu da aktif olarak istismar ediliyor. Bu güncellemede düzeltilen ve Güvenlik Açığı Araştırma Enstitüsü üyeleri tarafından bildirilen ve toplam 20.000 dolarlık hata ödülleri ödenen diğer güvenlik hatalarının aksine, bu kritik hata Google’ın Tehdit Analiz Grubu’ndan Clément Lecigne tarafından keşfedildi. Saldırganların bu hatayı nasıl manipüle ettiğine dair ayrıntılar, henüz açıklanmadı.

CVE-2023-2136 hatasının tespit edilmesinden bu yana tam bir hafta geçti; bu da dolar bazında birkaç ülkeden daha büyük bir şirket için oldukça iyi bir geri dönüş. Hatanın tam olarak nasıl kullanıldığına ilişkin ayrıntılar mevcut değil – muhtemelen Google, gerçekleştiğini gördükleri şeylere başka kimsenin katılmasını istemiyor.

Meta’da işten çıkarmalar başladı. Oyun geliştiricileri bile güvende değil!

Geçtiğimiz birkaç yıl boyunca Meta, sanal gerçeklik bölümüne büyük önem verdi. Ancak bu son işten çıkarmalar, şirketin yeni başlıkları için oyun yapan geliştiricileri baltalamaya istekli olduğunu gösteriyor.

Toplam 10.000 kişi işten çıkarıldı!

Meta bir kez daha tırpanı eline aldı ve geliştirici kadrosundan geniş bir kesimi işten çıkardı. Şirkette toplamda 10.000 kişinin işten çıkarılması beklenen bu sürecin ilkinin Facebook, WhatsApp, Instagram ve şirketin sanal gerçeklik teknolojisi üzerinde çalışan Reality Labs bölümündeki ekipleri etkilemesi bekleniyor. Ancak CEO Mark Zuckerberg’in “verimlilik yılı” olarak tanımladığı işten çıkarmalar, Meta’nın VR oyunları üzerinde çalışan oyun stüdyolarının üyelerini de vurdu.

Meta dokuz ayrı oyun stüdyosuna sahip ve bunlardan dördünü geçen yılın sonlarında satın almıştı. Bu stüdyolardan ikisi olan Ready at Dawn ve Downpour Interactive’in çalışanları, Meta’nın personel sayısını azaltmaya başladığının ipuçlarını verdiler. Ready at Dawn’da tasarımcı olarak çalışan Colin McInerney Çarşamba günü attığı bir tweetle kendisinin ve oyun stüdyosundaki diğer pek çok kişinin işten çıkarıldığını duyurdu. Downpour’da seviye tasarımcısı olan Daan van Zelst de stüdyoda büyük kesintiler olduğunu ima etti. Downpour ekibinin diğer üyeleri de Çarşamba gününün kariyerlerinin “en zor günü” olduğunu ima etti.

Bloomberg’in şirket içi bir nota dayandırdığı haberine göre kesintiler Reality Labs’in yanı sıra sosyal medya uygulamalarını da etkiliyor. Bu ilk 4,000 kişilik işten çıkarma grubu, Meta’nın geçen yıldan bu yana gerçekleştirdiği ikinci büyük işten çıkarma turunun sadece ilk bölümünü oluşturuyor. Zuckerberg daha önce, geçtiğimiz Kasım ayında yaptığı ilk 11.000 işten çıkarmanın ardından şirketin daha fazla kesintiye ihtiyaç duymayacağı sözünü vermişti. Zuckerberg’in işten çıkarmalarla ilgili önceki açıklamasında Nisan ve Mayıs aylarında kesintiler olacağı belirtilmişti.

Bu işten çıkarmaların bir parçası olarak Meta’nın Londra’da bulunan tüm Instagram personelini başka bir yere taşımayı planladığı da bildiriliyor. Bloomberg’in anonim bir kaynağa dayandırdığı habere göre, Instagram şefi Adam Mosseri geçen yıl İngiltere’ye taşındıktan sonra ABD’ye geri dönüyor ve Çarşamba günü işten çıkarılmayan tüm personeli de yanına alıyor. Tam taşınmanın, şirket İngiltere hükümetine danışana kadar gerçekleşmeyeceği bildiriliyor.

Meta devam eden işten çıkarmalar hakkında yorum yapmayı reddetti.

Downpour, VR birinci şahıs askeri simülatörü Onward üzerinde çalışan stüdyo. Meta, daha sonra Facebook, şirketi 2021 yılında satın aldı. Stüdyo geçtiğimiz Şubat ayında Onward için 1.10 güncellemesini yayınladı. Ready at Dawn, arena sporları tarzında bir oyun olan Echo VR üzerinde çalıştı. Şubat ayında Meta, Echo VR sunucularının önümüzdeki Ağustos ayında kapanacağını duyurdu ve Meta’nın Baş Teknoloji Sorumlusu Andrew Bosworth azalan oyuncu sayılarını gerekçe gösterdi.

Bloomberg tarafından alıntılanan notta, bu azalan takımlarda kalanların yeniden atanacağından bahsediliyor. Meta son birkaç ay içinde personel sayısını büyük ölçüde azaltan ilk büyük teknoloji şirketi olmasa da, son zamanlarda “metaverse” girişimlerine odaklanmaktan yapay zekaya geçmesi Reality Labs bölümüne büyük bir yük bindirdi. Bosworth geçtiğimiz günlerde Nikkei Asia’ya yaptığı açıklamada şirketin bu yıl yapay zekanın “ticarileştirilmesi” üzerinde daha fazla çalıştığını söyledi.

Siber suçlular şimdi de satranç oyuncularını hedefliyor

Çevrimiçi satranç oyuncularının sayısının artmasıyla birlikte, bu alandaki siber saldırı riski de artıyor. Kaspersky siber güvenlik uzmanları, satranç oyuncularının Google Play’de bile kötü amaçlı veya istenmeyen mobil yazılım yayabilen siber suçlulardan, PC ve mobil cihazlar için satranç uygulamaları kılığına girmiş Truva atlarına ve fidye yazılımlarına kadar bir dizi farklı saldırı tekniğinin hedefi olduğunu keşfetti. 20222 yılında siber suçlular yaklaşık 12 bin satranç oyuncusunu hedef alan 139 bin saldırı girişiminde bulundu. 

Geçtiğimiz on yılda satranç dünyası, çevrimiçi eğitim için giderek daha fazla platform ve uygulamanın ortaya çıkması ve dijital formatlarda düzenlenen çok sayıda küresel turnuva eşliğinde hızla büyüyor.  Bununla birlikte satrancın çevrimiçi gelişimi ve yaygınlaşması, çevrimiçi satranç oyuncularını çeşitli hilelerle yakalamaya çalışan siber suçluların da ilgisini çekti.

Satranç oyuncuları sürekli olarak yeni taktikler öğrenirken ve çevrimiçi olarak başkalarıyla oynarken, bilgisayarları ve mobil cihazları için genellikle üçüncü taraf sitelerden edindikleri uygulamaları indiriyor. Doğal olarak yasal uygulama kisvesi altında zararlı dosyalar gizlenmiş olabiliyor. En son Kaspersky istatistiklerine göre, 2022 yılında siber suçlular yaklaşık 12 bin satranç oyuncusunu hedef alan 139 bin 203 saldırı girişiminde bulundu.

Satranç oyuncularının çoğu Rusya, Hindistan, Vietnam, Brazilya ve Almanya’dan 

Analiz edilen vakaların çoğunda Kaspersky araştırmacıları, diğer istenmeyen programları yükleyebilen indiriciler keşfetti. Aralarında siber suçluların kredi kartı bilgilerini, kimlik bilgilerini toplamasına, verileri değiştirmesine veya bilgisayarların performansını bozmasına olanak tanıyan diğer Adware ve hatta Truva atı şeklindeki kötü amaçlı programlar da vardı. Ayrıca, siber suçluların satranç uygulamaları kılığında fidye yazılımları yaydığı ve virüs bulaşan cihazdaki tüm dosyaları şifreleyebildiği de tespit edildi. Saldırıya uğrayan satranç oyuncularının çoğunluğu Rusya, Hindistan, Vietnam, Brezilya ve Almanya’da yer aldı.

2022’de satranç oyuncularına yönelik saldırı girişimlerinin sayısı

Kaspersky araştırmacıları ayrıca son birkaç yıldır siber suçluların satranç oyunu kisvesi altında kötü amaçlı mobil uygulamaları veya istenmeyen yazılımları dağıttığını keşfetti. Bunlardan basitçe “Satranç” olarak adlandırılan ve sonradan kaldırılan bir uygulama Google Play’de dahi yer almayı başarmıştı. Dolandırıcılar Google Play dışında üçüncü parti siteler aracılığıyla mobil kötü amaçlı yazılım ve reklam yazılımlarını aktif olarak yayıyorlar. 2023 yılında tespit edilen uygulamalardan biri, virüs bulaşmış kullanıcının telefonundan SMS mesajları göndererek cihazı siber suçlular için bir spam aracı haline getiriyordu. Diğeri, çoğu saldırganın satranç uygulamalarının arkasına gizlediği dosyalar gibi, kullanıcının isteği dışında tarayıcıda periyodik olarak reklam sekmeleri açan bir reklam yazılımıydı. Uygulama, Google Play’de 100 binden fazla indirilen “Chess Pro” adlı gerçek bir uygulamayı taklit ediyordu.

Satrançın popülerliği saldırganlar tarafından istirmas ediliyor

Kaspersky Güvenlik Uzmanı Igor Golovin, şunları söyledi: “Satranç dünyası son yıllarda önemli ölçüde değişerek dijitalleşti. Eğitimler ve hatta uluslararası şampiyonalar çevrimiçi ortamda gerçekleşiyor, oyuncuların küresel olarak deneyimlerini paylaşmalarına ve birbirleriyle rekabet etmelerine olanak tanıyor. Ancak gördüğümüz kadarıyla satrancın popülerliği saldırganlar tarafından da istismar ediliyor. Bunun sonucunda satranç kılığında binlerce kötü amaçlı dosya dağıtılıyor. İster kimlik avı e-postaları isterse satrancı taklit eden şüpheli mobil uygulamalar olsun, siber suçluların kurbanı olmamak için dikkatli olmak ve temel siber güvenlik kurallarını hatırlamak hiç bu kadar önemli olmamıştı.” 

World Chess CEO’su Ilya Merenzon da şunları ekliyor: “Satranç dünyası onlarca yıldır dijitalleşiyor. İlk bilgisayar oyunlarından biri satrançtı. Ancak son zamanlarda satranç büyük bir dijital sıçrama yaptı ve sadece sıradan oyuncular değil, satranç eğitimi, elit seviye yarışmalar, satranç kulüpleri, okullar da bu akıma katıldı. Örneğin, e-oyun platformumuz FIDE Online Arena her ay 600’den fazla turnuvaya ev sahipliği yapıyor. Bu nedenle dijital dünyaya bağlı yeni zorluklar artık satranç için kilit önem taşıyor: Hile, siber güvenlik, kimlik yönetimi, dijital ve OTB (tahta üstü oyun) arasındaki bağlantı, hesaplama gücüne dayalı silahlanma yarışı ve daha fazlası gibi. Teknoloji satranç dünyasını değiştiriyor. Bu nedenle oyuncular bu noktada karşılaşacakları zorluklara yanıt vermeye hazır olmalılar.”

Kaspersky, 7 Nisan – 1 Mayıs tarihleri arasında Kazakistan’ın Astana şehrinde gerçekleşecek olan satranç dünyasının en etkili etkinliği 2023 FIDE Dünya Şampiyonası’nın resmi siber güvenlik ortağı olarak yer alıyor.

Kaspersky, mobil tehditlere karşı güvende kalmak için şunları öneriyor:

Kullandığınız uygulamaların izinlerini kontrol edin ve özellikle Erişilebilirlik Hizmetlerini kullanma izni gibi yüksek riskli izinler söz konusu olduğunda bir uygulamaya izin vermeden önce iyi düşünün. Örneğin bir el feneri uygulamasının ihtiyaç duyduğu tek izin el feneridir. Fazlasını istiyorsa şüpheyle yaklaşın.

Güvenilir bir güvenlik çözümü, kötü amaçlı uygulamaları ve reklam yazılımlarını cihazınızda kötü amaçlı niyetlerini ortaya koymadan önce tespit etmenize yardımcı olabilir.  iPhone kullanıcıları Apple tarafından sağlanan bazı gizlilik denetimlerine sahiptir. Kullanıcılar bu izinlerin gereksiz olduğunu düşünüyorlarsa fotoğraflara, kişilere ve GPS özelliklerine dair uygulama erişimini engelleyebilirler. İşletim sisteminizi ve önemli uygulamalarınızı yeni güncellemeler çıktığında güncelleyin. Birçok güvenlik sorunu, yazılımların güncellenmiş sürümleri yüklenerek çözülebilir.

Teknoparklara Yüzde 100 Uzaktan Çalışma Desteği!

Teknoparklar için verilen yüzde 100 uzaktan çalışma desteği kararı, Resmi Gazete’de yayınlandı

2019’da baş gösteren koronavirüs salgınının ardından oldukça yaygınlaşan uzaktan çalışma konsepti, 2023 yılında da sıklıkla tercih edilmeye devam ediyor. Başlangıçta virüs nedeniyle insan temasını minimuma indirme amacı güdülse de, günümüzde çalışanların yollarda geçirdiği zamanın azaltılması ve iş veriminin artırılması hedefleniyor. Bu konuyla ilgili olarak kısa bir süre önce önemli bir gelişme yaşandı. Teknoparklar için verilen yüzde 100 uzaktan çalışma kararı, Resmi Gazete’de yayınlandı. İşte detaylar:

Teknoparklara Yüzde 100 ‘Uzaktan Çalışma’ Desteği

Teknoloji geliştirme bölgeleri ve AR-GE veya tasarım merkezlerinde çalışan personelin, ilgili bölge dışında geçirebileceği süre, yani uzaktan çalışabileceği sürenin oranı geçen yıl yüzde 75 şeklindeydi. Bu oran, daha sonra yüzde 100 seviyelerine çıkarılarak, çalışanlara daha konforlu bir ortam sunulması ve daha verimli bir yapı hedeflenmesi amaçlandı. Kısa süre önce yaşanan bu gelişme ile karar resmileşti.

Resmi Gazete’de yayınlanan gelir vergisi stopajı teşviki kapsamında, teknoloji geliştirme bölgeleri ve Ar-Ge veya tasarım merkezlerinde çalışan personelin toplam sayısına veya teşvike konu edilen toplam çalışma sürelerine uygulanmak üzere, söz konusu bölge ve merkezler dışında geçirilen süreler bakımından belirlenen oran; Bakanlıkça belirlenecek bilişim personeline 1/4/2023-31/12/2023 tarihleri arasında (bu tarihler dâhil) yüzde 100, diğer personellere ise 31/12/2023 tarihine kadar (bu tarih dâhil) yüzde 75 olarak uygulanacak.

Söz konusu kararın, 1 Nisan 2023 tarihinden geçerli olmak üzere yayım tarihinde yürürlüğe girdiği belirtildi. Ayrıca, yüzde 75’lik uzak çalışma oranını kapsayan önceki 5806 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı da yürürlükten kaldırıldı.