Microsoft Arama Bölümü Başkanı Jordi Ribas’ın paylaştığı son veriler, Bing ile 2023’ten bu yana küçük ama istikrarlı bir büyüme kaydedildiğini gösteriyor. Microsoft’un arama motoru ComScore verilerine göre %2, StatCounter’a göre ise %3 oranında büyürken; Google aynı dönemlerde sırasıyla %1 ve %6 oranında pazar payı kaybetti.
Bu gelişme, özellikle Microsoft’un yapay zekâ alanında yaptığı yatırımlarla doğrudan ilişkili. Ribas, Bing’in büyümesini sadece geleneksel arama işlevlerinin gelişimine değil, aynı zamanda Copilot Search gibi yenilikçi yapay zekâ tabanlı özelliklerin kullanıcılarla buluşturulmasına bağlıyor. Ayrıca Bing’in, OpenAI’nın ChatGPT’si ve Meta’nın AI sistemlerine arka planda destek sağlayarak arama sonuçlarını temellendirmesi de büyümeyi tetikleyen önemli bir unsur olarak öne çıkıyor.
Google hâlâ küresel arama pazarında büyük farkla lider konumda. Ancak kullanıcı alışkanlıklarının değişmeye başladığı açıkça görülüyor. Yapay zekâ tabanlı araçların günlük hayatın bir parçası hâline gelmesiyle birlikte, kullanıcılar da daha hızlı ve bağlama duyarlı sonuçlar sunan alternatif arama çözümlerine yöneliyor.
Microsoft, bu değişimi iyi değerlendiren şirketlerden biri olarak öne çıkıyor. Özellikle Copilot Search gibi yapay zekâ destekli araçlar, sadece klasik web aramalarında değil, aynı zamanda entegre sohbet botlarıyla birlikte daha etkileşimli bir kullanıcı deneyimi sunmayı amaçlıyor. Jordi Ribas’ın da ifade ettiği gibi, Microsoft bu ivmeyi yeni mali yılda da devam ettirmeyi ve daha rekabetçi bir arama deneyimi sunmayı hedefliyor.
Google’ın hâlâ büyük bir avantaja sahip olduğu bir gerçek; ancak yapay zekânın arama motorlarındaki rolü arttıkça, kullanıcıların tercihleri de daha çeşitlenebilir. Bu da önümüzdeki dönemde arama motorları arasında daha sıkı bir rekabetin yaşanabileceğine işaret ediyor.
2020’den bu yana yürütülen kapsamlı bir soruşturmanın ardından yayınlanan 119 sayfalık yeni kılavuz, başta Apple olmak üzere, teknoloji devlerini Japon pazarında ciddi değişiklikler yapmaya zorluyor. 18 Aralık 2025’te yürürlüğe girecek olan Mobil Yazılım Rekabet Yasası Kılavuzu, özellikle üçüncü parti uygulama mağazalarına ve alternatif ödeme sistemlerine izin verilmesini zorunlu kılıyor.
Yasada yer alan Madde 7 ve Madde 8, Apple ve Google’ın yalnızca kendi uygulama mağazalarını kullanmaya zorlamasını açıkça yasaklıyor. Bu kapsamda şirketler, kullanıcıların üçüncü parti mağazalardan da uygulama indirip kurabilmesine olanak tanımak zorunda. Ayrıca, uygulama geliştiricilerinin App Store veya Google Play’de yer alsalar dahi kendi ödeme sistemlerini kullanabilmeleri yasal güvence altına alınıyor.
Yeni kurallarla birlikte teknoloji devleri, yalnızca rekabeti değil, veri gizliliğini de yakından ilgilendiren düzenlemelere tabi olacak. Apple ve Google’ın, işletim sistemlerinden topladıkları kullanıcı verilerini kendi uygulamaları lehine kullanmaları engellenecek; ayrıca rakip uygulama geliştiricilere ait hassas bilgilerden yararlanarak benzer ürünler geliştirmeleri yasaklanacak. Şirketlerin bu kurallara uyum sağladıklarını belgelemek için her yıl denetim raporu sunmaları da zorunlu kılınıyor.
Apple ve Google, dünya genelinde hedef alınıyor
Japonya’daki bu düzenleme, Avrupa Birliği’nin Dijital Piyasalar Yasası (DMA) kapsamında getirdiği yükümlülüklerle benzerlik taşıyor. AB’de olduğu gibi Japonya da teknoloji devlerinin pazar gücünü dengeleme amacıyla cihaz donanımlarını ve işletim sistemi özelliklerini üçüncü parti geliştiricilere açmayı zorunlu hale getiriyor.
Japonya Adil Ticaret Komisyonu, yeni yasaların teknik olarak karmaşık olabileceğinin farkında. Bu nedenle olası istisna senaryolarını da dikkate alarak detaylı açıklamalara yer verdi. Ancak uygulama mağazası erişimi ve alternatif ödeme sistemleri gibi temel hükümler, yoruma açık olmayan net kurallar içeriyor.
Düzenlemeler, Japonya’da mobil uygulama pazarının daha şeffaf, erişilebilir ve rekabetçi bir yapıya kavuşmasını hedefliyor. Apple ve Google’ın bu değişikliklere nasıl yanıt vereceği ise önümüzdeki yılın teknoloji dünyasında yakından takip edilecek konularından biri olacak.
Wired’ın haberine göre, Anthropic, OpenAI’in Claude modellerine olan API erişimini sonlandırdı. Gerekçe ise oldukça net: OpenAI’in, Claude modellerini kendi araçlarıyla kıyaslayarak doğrudan rakip sistemler geliştirmesi.
İddiaya göre OpenAI, Claude’un yazma, kodlama ve güvenlik gibi alanlardaki performansını kendi modelleriyle karşılaştırmak üzere sistemlerini entegre etmişti. Anthropic’in ticari şartları ise açık: Şirket, Claude modellerinin rakip hizmetlerin geliştirilmesinde kullanılmasını kesin olarak yasaklıyor.
Anthropic’ten bir sözcü, OpenAI mühendislerinin, GPT-5’in piyasaya sürülmesinden önce Claude’un kodlama araçlarını da kullandığını belirtti ve bunun “kullanım şartlarının doğrudan ihlali” olduğunu vurguladı.
Anthropic her ne kadar ticari erişimi kesmiş olsa da, OpenAI’e “sadece kıyaslama ve güvenlik değerlendirmesi” amacıyla sınırlı bir erişim sunmaya devam edeceğini açıkladı. Ancak bu durum, sektördeki rekabetin geldiği noktayı açıkça ortaya koyuyor.
OpenAI ise yaşananlardan dolayı rahatsız. Şirket sözcüsü, yaptıkları kullanımın “sektör standartlarına uygun” olduğunu belirterek, “Anthropic’in kararına saygı duymakla birlikte, hayal kırıklığına uğradık. Çünkü bizim API’mız hâlâ onlara açık.” açıklamasında bulundu.
Anthropic’in rekabetçi firmalara karşı temkinli yaklaşımı daha önce de dikkat çekmişti. Şirketin Bilim Başkanı Jared Kaplan, OpenAI’in potansiyel olarak satın almayı planladığı Windsurf girişimine erişimi engellediklerini hatırlatarak, “Claude’u OpenAI’e satmak bize oldukça garip gelirdi.” demişti.
Yapay zekâ arenasında rekabet sertleşiyor
Yapay zekâ modellerinin ticarileşmesiyle birlikte firmalar arasındaki rekabet sadece teknolojiyle sınırlı kalmıyor; erişim politikaları, veri kullanımı ve etik sınırlar da bu savaşın önemli cepheleri haline geliyor. Anthropic ile OpenAI arasında yaşanan bu son gelişme, büyük oyuncuların artık yalnızca teknoloji üretmekle değil, birbirlerine karşı pozisyon almakla da yoğun şekilde ilgilendiklerini gösteriyor.
Önümüzdeki dönemde bu tür hamlelerin artması ve büyük yapay zekâ firmaları arasında daha katı sınırların çizilmesi bekleniyor. Rekabet, hem inovasyonu tetikleyebilir hem de iş birliklerini zayıflatabilir. Sektörün geleceği, bu dengenin nasıl kurulacağına bağlı olacak.
Karara göre Tesla, 129 milyon dolarlık maddi tazminatın %33’ünden, yani yaklaşık 42,5 milyon dolarından sorumlu tutulacak. Ancak davanın en dikkat çekici yönü, jüri tarafından sadece Tesla’ya yöneltilen 200 milyon dolarlık “cezai tazminat” kararı oldu. Bu durum, otomobil devinin toplamda ödemesi gereken miktarı 242,5 milyon dolara çıkarıyor. Tesla, kararı temyize götüreceğini duyurdu.
Kaza, Key Largo, Florida’da meydana geldi. George McGee isimli sürücü, Tesla Model S aracıyla seyrederken telefonunu düşürdü. Telefonunu almak için eğildiği sırada aracın, Autopilot sistemine güvenerek kendiliğinden fren yapacağını düşündü. Ancak araç, yaklaşık 100 km/s hızla bir kavşakta ilerleyerek park halindeki bir otomobile ve onun yanında duran iki kişiye çarptı.
22 yaşındaki Naibel Benavides olay yerinde hayatını kaybederken, erkek arkadaşı Dillon Angulo ağır yaralı olarak kurtuldu. Angulo’nun birçok kemiği kırıldı, beyin travması ve kalıcı psikolojik etkiler yaşadığı açıklandı.
Davacı avukatları, Tesla’nın Autopilot sistemini yalnızca otoyollar için tasarlamasına rağmen herhangi bir sınırlandırma olmaksızın tüm yollarda kullanılmasına izin verdiğini savundu. Avukatlardan Brett Schreiber, “Elon Musk, Autopilot’un insanlardan daha iyi araç kullandığını iddia etti. Ancak bu yanlış beyanlar, yollarımızı Tesla’nın test alanlarına çevirdi.” dedi.
Tesla ise yaptığı açıklamada jüri kararını “yanlış ve otomotiv güvenliği açısından geri adım” olarak nitelendirdi. Şirket, kazada asıl sorumlunun, yolda gözünü ayırıp hızla ilerleyen sürücü olduğunu vurguladı ve sistemin bu tür kazaları engelleyecek düzeyde gelişmiş olmadığını ifade etti. Açıklamada, “Bu dava hiçbir zaman Autopilot’la ilgili değildi. Kazanın sorumlusu, telefonunu almakla meşgul olan sürücüdür.” denildi.
Bu dava, Tesla’nın Autopilot ve FSD (Tam Otonom Sürüş) sistemlerinin güvenliği konusunda giderek büyüyen tartışmaların bir parçası. Hâlihazırda Tesla’nın otonom sistemleriyle ilgili bir düzineden fazla aktif dava bulunuyor. ABD Ulusal Karayolu Trafik Güvenliği İdaresi (NHTSA) ise 2021’den bu yana Autopilot sistemleriyle ilgili bir dizi güvenlik soruşturması yürütüyor.
Yatırımcıları robotaksi vizyonuyla etkilemeye çalışan Elon Musk için bu karar önemli bir darbe niteliğinde. Tesla hisseleri, karar sonrası %1,8 düşerek yıl başından bu yana %25’lik değer kaybı yaşamış oldu.
Davanın sonucu, Autopilot sistemleriyle ilgili diğer davalarda da emsal teşkil edebilir.
Palantir ve ordu arasındaki bu anlaşma ile ordu içindeki 75 ayrı yazılım ve veri sözleşmesini tek çatı altında toplayarak hem maliyetlerin azaltması hem de süreçlerin hızlandırılması hedefleniyor.
Anlaşma kapsamında şirket, ordunun yazılım ve veri altyapısını modernize edecek; tehditlere karşı hazırlığı güçlendirecek sistemler geliştirecek. Palantir tarafından yapılan açıklamada, bu yeni çerçevenin ABD hükümetine “daha esnek satın alma imkânları” sunduğu ve geleneksel ihale sürelerini ortadan kaldırarak idari maliyetleri azalttığı belirtildi.
Şirket CEO’su ve kurucu ortağı Alex Karp, uzun süredir ABD’nin savunma teknolojileri alanında yapay zekâya yatırım yapması gerektiğini savunuyor. Bu sözleşmeyle birlikte, şirketin ABD hükümeti nezdindeki stratejik konumu daha da güçlenmiş oldu. Karp, ABD’nin ulusal güvenliğini yapay zekâ teknolojileriyle desteklemenin kaçınılmaz olduğunu sık sık dile getiriyor.
Palantir’in orduya yönelik çalışmaları yeni değil. Şirket, yılın başında ABD Ordusu ile yaptığı 178 milyon dolarlık anlaşma kapsamında ilk iki yapay zekâ destekli sistemini teslim etti. Ayrıca Mayıs ayında Savunma Bakanlığı, Maven Smart Systems adlı projeye 795 milyon dolarlık ek kaynak ayırarak Palantir’in savunma sektöründeki etkinliğini artırmıştı.
Bu anlaşma, Trump döneminde başlatılan ve federal harcamaları azaltmayı hedefleyen verimlilik politikalarıyla da örtüşüyor. Trump yönetimi, “Hükümet Verimliliği Departmanı” aracılığıyla birçok programı kesmiş, bazı kamu pozisyonlarını kaldırmıştı. Şirket ise bu tasarruf hamlelerinin merkezinde yer alan yazılım tedarikçilerinden biri olarak öne çıkmıştı.
Palantir hisseleri yükselişte
Denver merkezli Palantir’in hisseleri, bu yıl içinde şimdiden iki kattan fazla değer kazandı. Palantir’in ABD ordusu ile kurduğu bu derin bağ, yalnızca savunma alanındaki dijital dönüşümün değil, aynı zamanda yapay zekânın kamu sektöründeki yükselen rolünün de açık bir göstergesi. Önümüzdeki dönemde Palantir benzeri şirketlerin kamu projelerinde daha çok söz sahibi olması şaşırtıcı olmayacak.
Türkiye’nin teknoloji odaklı kalkınmasında stratejik bir rol üstlenen İTÜ ARI Teknokent’in öncülüğünde girişimcilerin büyüme yolculuğuna 2011 yılından bu yana ivme kazandıran İTÜ Çekirdek, her yıl ortalama 500 startup’ı destekleyerek Türkiye ekonomisi için milyonlarca dolarlık katma değer sağlıyor.
14 yılda 5000’den fazla teknoloji girişimini destekleyerek, 2.000’inin şirketleşmesine katkı sağlayan İTÜ Çekirdek, girişimlerin 11 bini aşkın kişiye istihdam yaratmasına yardımcı olarak başarısını katlıyor. Bunlara bir yenisini ekleyen 29 İTÜ Çekirdek girişimi, yılın ilk yarısında 15,7 milyon dolar yatırım aldı. Böylece İTÜ Çekirdek girişimlerinin bugüne kadar aldığı toplam yatırım 325 milyon doları, toplam değerleme ise 3,2 milyar doları aştı.
?????????????????????????????????????????????????
Ayrıca, İTÜ Çekirdek son dört yıldır yereldeki başarısını globale de taşıma hedefini ITU Seed Uluslararası Hızlandırma programıyla sürdürerek uluslararası girişimleri de destekliyor.
Böylelikle globalden gelen yabancı girişimlere bir hub sunan ve bunun yanında Türkiye’nin en büyük girişimcilik etkinliği Big Bang’de onları finansmanla buluşturan ITU Seed’e, bugüne dek 95’den fazla ülkeden 1000’i aşkın girişim başvurdu ve 140 girişim programa kabul edildi.
2025 yılının ilk yarısında yatırım alan 29 İTÜ Çekirdek girişimi
Arkhe: PCB’lerin iç katmanlarını analiz ederek üretim hataları ve hizalama problemlerini tespit eden; tersine mühendislik ve kalite kontrol süreçlerini dijitalleştiren bir yazılım geliştirir.
Bitloops: Figma tasarımlarını profesyonel, duyarlı ve tepkisel kodlara dönüştüren; görselleri, yazı tiplerini ve stilleri otomatik olarak işleyen bir Frontend Copilot geliştirir.
Bak-Tek: Teknik bir operatöre gerek duymaksızın otomatik çalışan, atık su sistemlerindeki sorunlara doğal yöntemlerle çözüm sunan bir sistem geliştirir.
Büyütech: Yolları daha güvenli hâle getirmek amacıyla kamera tabanlı ileri seviye sürüş destek sistemleri (ADAS) geliştirir ve üretir.
Doğa-Pozitif Yatırımlar için Yeni Nesil Ekolojik İzleme ve Analiz Platformu: Enerji yatırımları için ekolojik verileri analiz eden ve raporlayan bir iş akışı geliştirir.
Footprints AI: Omnichannel perakende verilerinin gelirleştirilmesini sağlayan yeni nesil bir Retail Media platformu sunar.
Hergele Elektrikli Scooter: Yerli elektrikli scooter üretimi ve e-mobilite araç paylaşımı için teknolojik altyapı sağlar.
Heypungi: Pedagojik olarak onaylı kitaplar, eğitici oyunlar, aile etkinlikleri ve dil eğitimi sunan dijital bir öğrenme platformu geliştirir.
Hummingdrone: Tarım ve enerji sektörleri için yapay zeka odaklı havadan görüntüleme, haritalama, analiz ve otonom drone çözümleri sunar.
KamyondaPOS: Lojistik sektöründeki bireysel kamyoncuların kredi kartı ile tahsilat yapabilmesini sağlayan alternatif bir ödeme çözümü sunar.
Kolaj: E-ticaret markaları ile video içerik üreticilerini yapay zeka destekli bir platformda buluşturarak etkili reklam videoları sunan bir pazar yeri geliştirir.
Magnus: Yapay zekâ tabanlı portföy optimizasyonu ve robo danışmanlık çözümleri sunan bir platform geliştirir.
MEMS Tabanlı ve Biyo-Nano-Sensör Entegreli Modüler Analiz Sistemi: Elma suyundaki mikotoksinleri tespit etmek amacıyla biyosensör ve mikroakışkan teknolojileri kullanan bir kalite iyileştirme sistemi geliştirir.
OneNewOne: Yapay zekâ destekli işe alım platformu ile hem adaylar hem de işverenler için işe alım süreçlerini dönüştürür.
ORBİNA: Bilgi çalışanlarının chat arayüzüyle müşterileriyle etkileşime geçmesini sağlayan; müşteri desteği, satış ve pazarlama görevlerini yapay zekâ ile otomatikleştiren bir platform sunar.
OyunMu (UPley): Sağlıklı iletişim becerilerini oyunlar aracılığıyla öğreten ve motivasyonu artıran dijital bir platform geliştirir.
Pulsetto: Giyilebilir vagus siniri uyarıcısı ve mobil uygulamasıyla stres, anksiyete azaltımı ve uyku kalitesini artırmayı hedefler.
Qready Kuantum Optimizasyon Modülü: Kuantum ve klasik algoritmaların avantajlarını hibrit bir yapıyla birleştirerek büyük ölçekli optimizasyon problemlerine yenilikçi çözümler sunar.
SekGames: Akıllı saatleri hareket algılayan birer kumanda gibi kullanarak, akıllı telefonlarla entegre çalışan çapraz platform oyunlar geliştirir.
Spiky.ai: Öğrenci verileri ile performans ölçümlemesi, öğrenme yolu modellemesi ve ileri düzey tahminleme sunarak eğitim sistemlerine kolay entegre olan bir analiz platformu geliştirir.
Sporsepeti: Spor aktivitelerini daha erişilebilir hâle getiren bir dijital platform sunar.
Sürdürülebilirlik Veri Yönetimi Platformu: Web tabanlı, büyük veri yönetimi ile sürdürülebilirlik performansının takibini sağlayan bir geliştirme platformu sunar.
Syntonym: Görsel verileri metrik kaybı olmadan anonimleştiren, GDPR-KVKK uyumlu yapay zekâ tabanlı bir platform geliştirir.
Tamamliyo.com: Sağlık sigortaları özelinde teklif, satış ve provizyon süreçlerine insurtech çözümleri geliştirir.
Veur AI: Radyoloji ve dijital patoloji alanında sağlık uzmanlarının kendi yapay zekâ çözümlerini geliştirip kendi ortamlarında kullanabileceği bir ekosistem sunar.
Virasoft: Dijital patoloji ve telepatoloji alanında kanser başta olmak üzere patolojik hastalıkların tanı ve teşhis süreçlerini daha etkili hâle getiren çözümler sunar.
Werover: Yenilenebilir enerji sektöründe yapay zekâ ve IoT teknolojilerini kullanarak kestirimci bakım çözümleri sunar.
Winfluencer: Influencer’lar ile e-ticaret sitelerini gelir ortaklığı modeliyle buluşturan, otomatikleştirilmiş bir pazaryeri uygulaması sunar.
Zephlen AI: Müşteri geri bildirimlerini yapay zekâ ile analiz ederek anlamlı içgörüler sunan bir müşteri asistanı çözümü geliştirir.
22 Mart 2023, Istanbul – Turkiye. Atilla Dikbas (ITU)
Kurumsal başarıların ekip düzeyinde görünürlük kazanmasını amaçlayan The Hammers Awards, bu yıl 6 ana bölüm ve toplam 89 alt kategoride projeleri değerlendirecek. Sosyal Sorumluluk ve Sürdürülebilirlik’ten Teknoloji ve Veri’ye, Marka Deneyimi’nden PR’a uzanan geniş kategori yelpazesi sayesinde, farklı uzmanlık alanlarındaki ekiplerin performansları kapsamlı biçimde ele alınacak.
Sektörel başarılar artık çoklu projelerle ve yenilenen kriterlerle değerlendiriliyor
The Hammers Awards hakkında değerlendirmelerde bulunan Pazarlamasyon CEO’su Necip Murat, “Ekip başarısını ön plana çıkaran sistemlerin iş dünyasında daha kalıcı etkiler yarattığını görüyoruz. Her yıl artan ilgi, bize bu yaklaşımın ne kadar doğru olduğunu gösteriyor. Bu platform, yalnızca ödül kazanmayı değil, kurum içi iş birliğinin gücünü keşfetmeyi de teşvik ediyor. Ekiplerin farklı uzmanlıkları bir araya getirerek oluşturduğu sinerji, kurumların rekabet avantajını doğrudan etkiliyor. The Hammers Awards da bu kolektif gücü görünür kılarak, ilham verici başarı hikâyelerinin daha fazla duyulmasına katkı sağlıyor.” dedi.
Yapay zeka veri merkezlerindeki darboğazları çözmeye çalışan Silikon Vadisi merkezli çip girişimi Enfabrica, bu merkezlerdeki bellek çiplerinin maliyetini kontrol altına almayı amaçlayan bir çip ve yazılım sistemi duyurdu. Bugüne kadar 260 milyon dolar risk sermayesi toplayan ve Nvidia tarafından desteklenen Enfabrica, “vurgu” şeklinde telaffuz edilen EMFASYS adını verdiği bir sistem piyasaya sürdü.
Enfabrica bellek maliyetleri için yeni sistem piyasaya sürdü
Sistem, Nvidia veya Advanced Micro Devices gibi rakiplerin amiral gemisi yapay zeka yongalarının yüksek maliyetinin bir kısmının, işlem yongalarının kendisinden değil, bu hızlı işlem yongalarına veri sağlamak için gereken pahalı yüksek bant genişliğine sahip bellekten (HBM) kaynaklandığı gerçeğini ele almayı amaçlıyor. Bu HBM yongaları, SK Hynix ve Micron Technology gibi üreticiler tarafından tedarik ediliyor.
Enfabrica sistemi, yapay zeka hesaplama çiplerini doğrudan HBM muadilinden daha yavaş ama çok daha ucuz olan DDR5 adı verilen başka bir bellek çipiyle dolu kutulara bağlamak için tasarladığı özel bir ağ çipi kullanıyor.
Enfabrica’nın kurucu ortağı ve CEO’su Rochan Sankar, Enfabrica’nın yapay zeka çipleri ile büyük miktarda düşük maliyetli bellek arasında veriyi ileri geri yönlendirmek için yine Enfabrica tarafından üretilen özel bir yazılım kullanarak, çipin veri merkezi hızlarını yüksek tutmasını ancak teknoloji şirketlerinin sohbet robotlarını ve yapay zeka temsilcilerini artırmasıyla maliyetleri düşürmesini umduğunu söyledi.
Rochan, Enfabrica’nın çipi kullanan üç “büyük yapay zeka bulutu” müşterisi olduğunu söyledi ancak isimlerini açıklamayı reddetti. Sankar verdiği demeçte: “Bu, HBM’nin yerini almıyor. İnsanların beklentilerine uyum sağlamak için bu tür şeylerin normalde çok uçması gereken (maliyetleri) sınırlandırıyor” dedi.
Uber, özel kiralama rakiplerine uygulanan vergi nedeniyle İngiltere Yüksek Mahkemesi’ne yaptığı itirazı kaybetti. Rakip taksi operatörleri, Londra dışındaki kar marjları üzerinden %20 vergi ödemeyecek.
Uber vergi itirazı için beklenti içindeydi
Uber’in rakip taksi işletmecileri, İngiltere Yüksek Mahkemesi’nin uzun süredir devam eden bir davada verdiği kararın ardından Londra dışındaki kârları üzerinden %20 KDV ödemek zorunda kalmayacak.
Mahkeme, özel kiralama operatörlerinin yolcularla sözleşme yapmaması gerektiğine karar vererek Uber’in itirazını reddetti. Özel kiralama şirketleri, yolcular için ücretlerin keskin bir şekilde artmasıyla sonuçlanabileceğini söyledikleri üç yıllık bir hukuk mücadelesinin ardından kararı “sektör için bir zafer” olarak nitelendirdi.
Uber, sürücülerinin işçi olduğuna dair 2021 tarihli Yüksek Mahkeme kararının ardından davayı açmıştı. Bu karar, şirketin vergi ve diğer yükümlülüklerini etkiliyordu. Şirket, özel taksi işletmecilerinin yolcularla sözleşme yapması yönünde bir beyanname talep etti ve Londra’daki yüksek mahkeme 2023’te bu yönde karar verdi. Bu karar, operatörlerin %20 oranında KDV ödemesi anlamına geliyordu ancak karar, özel kiralama operatörleri Delta Taxis ve Veezu platformunun itirazı üzerine geçen yıl temyiz mahkemesi tarafından bozuldu.
Uber, Yüksek Mahkeme’ye başvurdu ve Yüksek Mahkeme oybirliğiyle ABD’li şirketin davasını reddetti. Veezu Hukuk Müşaviri Nia Cooper: “Bu karar, Birleşik Krallık özel kiralama sektörü için bir zaferdir. Oybirliğiyle alınan karar, üç yıllık bir hukuk mücadelesini sona erdiriyor ve işletmecilerin işlerini yürütmek için hangi iş modelini benimseyeceklerini seçmeye devam edebileceklerini teyit ediyor.” dedi.
Bu sonucun, yolcuları tehdit edici ücret artışlarından koruyacağını ve lisans yetkililerinin yükünü hafifleteceğini söyledi. Cooper: “Uber, tüm PHV ücretlerine %20 KDV uygulanmasını sağlayacak bir beyanname talep ediyordu. Bu karar aynı zamanda, İngiliz şirketlerin, sektörü kendi iş modellerine uyacak şekilde şekillendirmek için dava açma taktiğini kullanmaya çalışan küresel devlere karşı ayakta kalabileceğini de gösteriyor” dedi.
Bir Uber sözcüsü: “Yüksek Mahkeme kararı, Londra’da seyahat rezervasyonu yapan kişilere İngiltere ve Galler’in geri kalanına kıyasla farklı sözleşmesel korumaların uygulandığını doğruluyor. Kararın, Uber’in diğer mahkemeler tarafından iki kez onaylanan KDV uygulaması üzerinde hiçbir etkisi yok” dedi.
Mark Zuckerberg için Silikon Vadisi’nin giderek yoğunlaşan gelişmiş yapay zeka yarışında önemini korumak için elinden gelen her şeyi yapıyor.
Meta CEO’su, OpenAI dahil rakiplerinden araştırmacıları agresif bir şekilde bünyesine katarak milyar dolarlık bir yetenek savaşını başlattı. Ancak Meta’nın harcamaları arttıkça, getiri sağlama baskısı da artıyor. Ancak Wall Street, ikinci çeyrekte hayal kırıklığına uğramaya hazırlanıyor. Zira şirket son iki yılın en yavaş kAr artışını açıklayacak. Şirketin kArı %11,5 artarak 15,01 milyar dolara yükselirken, işletme giderleri de yaklaşık %9 arttı.
Meta süper zeka planı kritik önem kazanıyor
LSEG’nin ortalama analist tahminine göre, gelir de muhtemelen bu dönemde son yedi çeyreğin en yavaş artışını göstererek %14,7’lik bir artışla 44.8 milyar dolara yükseldi.
Zuckerberg yüksek riskli işlere yabancı değil. Meta’nın artırılmış gerçeklik birimi 2020’den bu yana 60 milyar dolardan fazla para harcadı. ancak son hamlesi, şirketin büyük dil Llama 4 modelinin yetersiz performansı nedeniyle daha da acil hale geliyor.
Yakın zamanda devasa yapay zeka veri merkezleri inşa etmek için yüzlerce milyar dolar yatırım sözü verdi ve Meta’nın insanları işten çıkarmaya devam etmesine rağmen, 28 yaşındaki milyarder CEO’su Alexandr Wang’ı kadrosuna katarak Scale AI adlı girişimin hissesi için 14.3 milyar dolar harcadı.
Yatırımcılar, Zuckerberg’in yapay zekanın insan zekasını her açıdan geride bıraktığı varsayımsal bir kavram olan süper zeka arayışını büyük ölçüde desteklediler ve bu da şirketin hisselerinin bu yıl şimdiye kadar beşte birinden fazla değer kazanmasını sağladı. Ancak Meta’nın Nisan ayındaki sermaye harcamalarını artırmasının ardından, bu yıl için sermaye harcamalarını daha da artırıp artırmayacağını izleyecekler. Alphabet de geçen hafta çıtayı yükselterek, yapay zeka destekli Google Cloud hizmetlerine olan talebin artması nedeniyle yıllık sermaye harcaması tahminini %13 artırarak 85 milyar dolara çıkardı.
Meta hisselerine sahip olan Quilter Cheviot’un teknoloji araştırmaları başkanı Ben Barringer: “Artan sermaye harcamalarını olumlu görüyoruz… Meta birçok pazarlama departmanı için tek durak noktası haline gelebilir” dedi.
Analistler, stratejinin Meta’nın güçlü yanlarını ortaya çıkardığını, 3 milyarı aşkın sosyal medya kullanıcı tabanına ve son yıllarda yapay zeka destekli içerik hedeflemeyle sağlanan etkileşim artışına dikkat çekiyor.
Araştırmacılar, vücudunuzun Wi-Fi sinyalini bozma şekli dışında hiçbir şey kullanmadan sizi tanımlayabilen bir sistem geliştirdiler; hiçbir cihaz, görüntü veya onay gerekmiyor.
WhoFi adını verdikleri sistemleri, Wi-Fi bağlantısı olan bir odada yürürken vücudunuzun neden olduğu sinyal kesintisine ihtiyaç duyuyor. Araştırmacılar, arXiv’de yayınlanan çalışmalarında, “Temel fikir, bir Wi-Fi sinyali bir ortamda yayılırken, dalga formunun, yolu üzerindeki nesnelerin ve insanların varlığı ve fiziksel özellikleri tarafından değiştirildiğidir” diye yazdı.
Wi-Fi ile kişi tespiti çığır açıcı oldu
Mahremiyet anlayışımız zaten hep tartışma konusu oldu. Kamusal alanlardaki yüz tanıma sistemlerinden her hareketimizi takip eden uygulamalara kadar, bizi izleyen araçlar daha gelişmiş ve tespit edilmesi daha zor hale geldi. Ancak çoğu güvenlik sistemi sizi tanımlamak için telefonunuzu, yüzünüzü veya şifrenizi kullanırken, Wi-Fi algılama havada nasıl hareket ettiğinizi kullanır.
Bir Wi-Fi sinyali bir odadan her geçtiğinde, duvarlardan, mobilyalardan ve tabii ki insan vücudundan yansır. Sonuç, Kanal Durumu Bilgisi (CSI) olarak bilinen, sinyal genliği ve fazında bir dizi küçük değişikliktir. Bu veriler genellikle kablosuz bağlantı sorunlarını gidermek için kullanılır. Ancak doğru ellerde, kişisel bir imzaya dönüşür.
WhoFi sistemi bu görünmez bozulmaları alır ve her bir vücudun bir sinyali nasıl benzersiz şekilde bozduğunu tanıyıp hatırlamak üzere eğitilmiş derin bir sinir ağına aktarır. Bir kişiyle hiçbir şekilde etkileşime girmesine gerek yoktur. Sadece yanından geçmeleri yeterlidir.
Araştırmacılar, 14 gönüllünün sırt çantası, ceket ve mont giyerek veya giymeden farklı giyim tarzlarıyla yürürken Wi-Fi sinyallerini nasıl değiştirdiğini kaydeden NTU-Fi adlı halka açık bir veri setini kullanarak sistemlerinin bireyleri %95,5’e varan bir doğrulukla tespit edebildiğini buldu.
Aeva, LG’nin yan kuruluşuyla lidar çipi üretim anlaşması imzaladı. Güney Koreli LG Grubu’nun bileşen ve malzeme iştiraki LG Innotek, 4D LiDAR algılama sistemleri üreten Aeva Technologies ile üretim ortaklığı anlaşması imzaladı.
Aeva çip anlaşması için karar çıktı
Bu ortaklık kapsamında LG Innotek, Aeva’nın Atlas Ultra 4D LiDAR sensörünü otomobiller için üretip tedarik edecek ve teknolojiyi tüketici elektroniği, robotik ve endüstriyel otomasyon alanlarında kullanıma sunacak. Anlaşma kapsamında LG Innotek, Aeva’ya 50 milyon dolara kadar yatırım yapacak ve ABD’li şirkette yaklaşık %6 hisse satın alacak.
Aeva’nın kurucu ortağı ve CEO’su Soroush Salehian: “Ortaklığın ilk aşaması otomotiv sektörüne odaklanıyor. LG Innotek, dünyanın en büyük 10 binek araç üreticisinden bazılarının üretim ortağımız olacak” dedi.
2017 yılında kurulan Aeva, “çip üzerinde 4D LiDAR” adını verdiği teknolojiyi geliştirmek için yaklaşık yarım milyar dolar harcadığını söylüyor. Salehian, mesafeyi tahmin etmek için uçuş süresi ölçümlerine dayanan geleneksel LiDAR sistemlerinin aksine, Aeva’nın Frekans Modülasyonlu Sürekli Dalga tabanlı algılama teknolojisinin her piksel için hem mesafeyi hem de hızı gerçek zamanlı olarak ölçtüğünü söyledi.
Aeva, optikler de dahil olmak üzere tüm LiDAR sistemini bir silikon fotonik modülüne entegre ettiğini belirtiyor. Salehian, bu minyatürleştirilmiş, çip ölçeğindeki tasarımın, özellikle otomotiv, robotik ve tüketici elektroniği gibi pazarlarda ölçeklendirme için daha verimli üretim ve entegrasyon sağladığını söyledi.
Şirket, anlaşmadan elde edilen sermayeyi ürün geliştirmeye ve ekibini güçlendirmeye ayırmayı planlıyor. Salehian: “Son sekiz yıldır donanımı çok küçük hale getirdik ve bu yolda ilerliyoruz. Bunu tek bir çipten oluşan monolitik bir sisteme dönüştüreceğiz” dedi.
TikTok, videolarda çalan şarkıları kaydetmek için YouTube Music’i bir seçenek olarak ekliyor. TikTok, kullanıcıların platformdaki video kliplerde duydukları şarkıları seçtikleri müzik akış platformuna kaydetmelerini kolaylaştırıyor. Kısa video hizmeti bugün bu listeye YouTube Music’i de bir seçenek olarak ekledi.
TikTok video şarkıları için iyileştirme yapıyor
Şirket, bu özelliği ilk olarak Kasım 2023’te Spotify, Apple Music ve Amazon Music desteğiyle ABD ve İngiltere’de kullanıma sundu. Şubat 2024’te ise dünya genelinde 160’tan fazla ülkede kullanıma sundu. Zamanla TikTok, Deezer ve SoundCloud’u da müzik akışı seçeneklerine ekledi.
Kullanıcılar artık klip açıklamasının altında, parça adının yanında bulunan “Şarkı Ekle” düğmesine dokunup YouTube Müzik’i seçebilirler. Kullanıcılar, şarkıları kaydetmek için varsayılan ayar olacak tercih ettikleri müzik akışı hizmetini seçebilir veya Ayarlar’daki “Müzik” menüsünden değiştirebilirler.
Bir şarkı eklediğinizde, bu şarkı YouTube Music’teki TikTok Şarkılar çalma listesine eklenecektir. TikTok’un Küresel Müzik İş Geliştirme Başkanı Tracy Gardner, yaptığı açıklamada, “Add to Music Uygulaması, müzik endüstrisi için gerçek sonuçlar sunmaya devam ediyor; yüz milyonlarca parça kaydı, müzik yayın hizmetlerinde milyarlarca dinlenmeye dönüşüyor.” dedi.
Adobe, Adobe Firefly destekli iki yeni üretken yapay zeka özelliğini beta olarak kullanıma sundu: Harmonize ve Generative Upscale. Photoshop’u iş akışınızın temel taşı olarak her gün kullanan yaratıcı bir profesyonel veya pazarlamacı olmasanız bile, daha önce fotoğraf çektiyseniz veya sakladıysanız, muhtemelen yeni özelliklerden en az birinden faydalanabilirsiniz.
Photoshop görüntü çözünürlüğü için iyileştirme yaptı
Generative Upscale özelliği, netlikten ödün vermeden görüntünün çözünürlüğünü sekiz megapiksele kadar artırıyor. Örneğin, yıllar içinde fiziksel bir görüntüde oluşan aşınma ve yıpranma nedeniyle veya daha yüksek çözünürlükte çekmeyi dilediğiniz bir görüntü nedeniyle ayrıntıları belirsiz olan bir görüntüyü yükleyebilir ve görüntünün ayrıntılarından ödün vermeden iyileştirebilirsiniz. Bu, mevcut pikselleri genişleten geleneksel yöntemler kullanılarak bir görüntünün büyütülmesinde sıklıkla karşılaşılan bir durum.
Yıllar boyunca fiziksel bir görüntü olarak kalması nedeniyle bazı detayları kaybolmuş eski bir siyah-beyaz aile fotoğrafını geliştirmek için kullanılan Generative Upscale’in canlı bir demosunu inceledik. Sadece düğmeye dokunarak görüntü yalnızca daha yüksek piksellere sahip olmakla kalmıyor, aynı zamanda araç bazı detayları daha net hale getiriyor. Adobe, gelecekte görüntünün gerçek ayrıntılarını geliştiren özellikler eklemeyi planladığını paylaşıyor.
Photoshop masaüstünde yeni bir Projeler beta sürümü de yayınlanıyor. Bu sürüm, kullanıcıların tüm varlıklarını kolayca erişip düzenleyebilmeleri için tek bir alanda depolayabilmelerine yardımcı olmayı amaçlıyor. Adobe, kullanıcıların tüm koleksiyonları aynı anda paylaşabilmeleri sayesinde paylaşım sürecine yardımcı olduğunu belirtti.
Son olarak Adobe, Photoshop’ta GenAI Model Seçici’yi tanıttı. Bu özellik, viral Generative Fill ve Generative Expand araçlarını kullanırken, kullanıcıya ek kontrol sağlamak için farklı Firefly Görüntü Modellerini görüntüleyecek.
Rusya’nın Yandex’i kayıptan toparlanarak ikinci çeyrek kar artışına ulaştı. Rus internet devi Yandex yaptığı açıklamada, birinci çeyrekteki net zararının ardından ikinci çeyrekte yıllık bazda düzeltilmiş net kârının %34 artarak 30,4 milyar rubleye (374,61 milyon dolar) ulaştığını bildirdi.
Yandex ikinci çeyrek sonuçları
2024 yılında Nasdaq’ta işlem gören Hollandalı ana şirketinden uzun bir süre ayrılan ve temettüden çok büyümeye öncelik veren Yandex, bir yıl önce ilk kez temettü ödeyeceğini duyurmuştu. Yandex, 2024 yılında altı aylık ve tam yıllık sonuçlara göre hisse başına 80 ruble temettü ödediğini ve yönetim kurulunun 31 Temmuz’da 2025 yılının ilk yarısı için hisse başına 80 ruble temettü ödemeyi tekrar değerlendireceğini söyledi.
Yandex’in e-ticaret bölümü ve fintech hizmetlerindeki büyümenin etkisiyle gelirler yıllık bazda %33 artarak 332.5 milyar rubleye ulaştı.Faiz, vergi, amortisman ve itfa öncesi düzeltilmiş kazanç %39 artarak 66 milyar rubleye ulaştı.
Temmuz 2024’te bir Rus alıcı konsorsiyumu, Yandex’in Rusya merkezli varlıklarını satın almak için 5,4 milyar dolarlık nakit ve hisse senedi anlaşmasını tamamladı. Bu, Rusya’nın Şubat 2022’de Ukrayna’ya savaş açmasından bu yana yapılan en büyük kurumsal anlaşma oldu.
Yandex, 2025 yılında toplam gelirinin %30’un üzerinde, düzeltilmiş FAVÖK’ünün ise 250 milyar ruble olacağı tahminini korudu. Yandex Rusya’nın en önemli şirketleri arasında olmaya devam ederken, düzeltilmiş ikinci çeyrek sonuçları umut vaat ediyor.
Scale AI rakibi Micro1, girişimin değerini 500 milyon dolara çıkaran A Serisi yatırım turunu tamamlıyor.
Micro1, son yıllarda yüksek kaliteli, insan yapımı veri kümelerinin gelişmiş yapay zeka sistemlerinin eğitiminde daha da önemli hale gelmesiyle muazzam bir büyüme kaydeden yapay zeka laboratuvarlarına veri etiketleme hizmetleri sunmakta. Micro1, yapay zeka laboratuvarlarının düşük ücretli büyük işgücü havuzları yerine uzman uzmanları hedeflemesini sağlayan yapay zeka destekli bir işe alım motoru oluşturarak bu trendden yararlanmıştır.
Scale AI rakibi Micro1 büyümesini sürdürüyor
Şirket, yatırımcılara yıllık gelirinin bu yılın başlarında 10 milyon dolardan 50 milyon dolara çıktığını ve Eylül ayı sonuna kadar yıllık gelirinin 100 milyon doları aşmasını beklediğini bildirdi. Kaynaklar, eski Twitter COO’su Adam Bain’in yakın zamanda yönetim kuruluna katıldığını ve 01A ve LG Technology Ventures gibi risk sermayesi şirketlerinin bu tura yatırım yapacağını belirtti.
Micro1, kuruluşların yapay zeka modellerinin gelişimini hızlandırmalarına yardımcı olmak için altyapı ve hizmetler sağlayan San Francisco merkezli bir veri etiketleme şirketi olan Scale AI’daki son değişikliklerden faydalandı. Scale AI, Meta Platforms’un CEO’su Alexandr Wang’ı Meta’nın yeni Süper Zeka Laboratuvarları’nı yönetmek üzere Meta’nın baş yapay zeka sorumlusu olarak işe almasının ardından yakın zamanda müşteri kaybetti. Scale AI’dan ayrılan veya ayrılmayı planlayan müşteriler arasında, Scale ile iş yapmanın araştırma önceliklerini Meta’ya ifşa edebileceği endişesiyle ayrılmayı planlayan Alphabet’in Google ve OpenAI şirketleri de yer alıyor.
Scale AI’nın bir diğer rakibi olan Surge AI, 1 milyar dolara kadar yatırım alıyor ve geçen yıl 1 milyar doların üzerinde gelir elde etti.
Citigroup, yapay zekayı ön plana çıkararak özel teknoloji şirketlerine yönelik araştırmalarını genişletiyor. Analistler Citigroup için yüzde 6’lık bir yükseliş beklentisiyle hedef fiyat belirledi. GuruFocus, Citigroup için yaklaşık %36’lık bir potansiyel düşüş öngörüyor.
Citigroup yapay zeka tarafında iş sürecini genişletiyor
Citigroup, yapay zeka gibi gelişmekte olan sektörlere odaklanarak araştırma alanını yaklaşık 100 özel teknoloji firmasını kapsayacak şekilde stratejik olarak genişletti. Bu hamle, yüksek değerli özel şirketlerin artan cazibesiyle tetiklenen JPMorgan’da gözlemlenen benzer eğilimlerle örtüşüyor. Citigroup’un girişimi, yeni ürün lansmanları ve stratejik ortaklıklar da dahil olmak üzere önemli gelişmeleri vurgulamaya odaklanacak.
20 önde gelen analistin tahminlerine göre, Citigroup Inc ( C , Financial ) önemli bir değerleme değişikliğine hazırlanıyor. Ortalama fiyat hedefi 101,28 dolar olarak belirlendi ve tahminler en yüksek 123,00 dolar ile en düşük 87,00 dolar arasında değişiyor. Bu ortalama hedef, mevcut 95,55 dolarlık işlem fiyatından %6,00’lık bir potansiyel artışa işaret ediyor. Daha derinlemesine analiz için Citigroup Inc (C) Tahmin sayfasını inceleyin.
22 aracı kurumun ortak görüşüne göre Citigroup Inc’in ( C , Financial ) tavsiyesi şu anda ortalama 2.0 olarak derecelendiriliyor ve “Daha İyi Performans” olarak sınıflandırılıyor. Bu derecelendirme ölçeği, Güçlü Alım anlamına gelen 1’den Satış anlamına gelen 5’e kadar uzanıyor.
Buna karşılık, GuruFocus tahminleri, Citigroup Inc.’in ( C , Finansal ) adil değerinde önümüzdeki yıl önemli bir değişim öngörüyor ve GF Değerini 61,26 dolara sabitliyor. Bu tahmin, mevcut 95,55 dolarlık fiyatından %35,89’luk bir düşüş potansiyeline işaret ediyor. GF Değeri, GuruFocus’un geçmiş işlem çarpanları, geçmiş iş büyümesi ve gelecekteki performans projeksiyonlarından türetilen hesaplanmış adil değer.
Nvidia, sözleşmeli üreticisi TSMC’ye 300.000 adet H20 yonga seti siparişi verdi. İki kaynak, Çin’den gelen güçlü talebin, ABD’li firmanın mevcut stoklarına güvenmek yerine kararını değiştirmesine yol açtığını söyledi.
Nvidia çip talebi yönetimine odaklanıyor
Trump yönetimi bu ay, Nvidia’nın Çin’e H20 grafik işlemci birimleri (GPU’lar) satışına yeniden başlamasına izin verdi. Bu, ulusal güvenlik endişeleri nedeniyle gelişmiş yapay zeka çiplerinin Çin’in eline geçmesini engellemek için Nisan ayında getirilen etkili yasağın kaldırılması anlamına geliyor.
Nvidia, 2023 sonlarında diğer yapay zeka yonga setlerine yönelik ABD ihracat kısıtlamalarının getirilmesinin ardından H20’yi özellikle Çin pazarı için geliştirdi. H20, Nvidia’nın H100 veya Çin dışındaki pazarlarda satılan yeni Blackwell serisi kadar işlem gücüne sahip değil. Medyaya konuşma yetkisi olmayan ve isminin açıklanmasını istemeyen kaynaklara göre, Tayvan’ın TMSC şirketine verilen yeni siparişler, mevcut 600.000 ila 700.000 adet H20 çipi stoğuna eklenecek.
Karşılaştırma amacıyla, ABD’li araştırma şirketi SemiAnalysis’e göre Nvidia, 2024 yılında yaklaşık 1 milyon H20 çipi sattı. Nvidia CEO’su Jensen Huang, bu ay Pekin’e yaptığı bir gezide, aldıkları H20 siparişlerinin seviyesinin üretimin tekrar başlayıp başlamayacağını belirleyeceğini, tedarik zincirinin yeniden başlamasının ise dokuz ay süreceğini söyledi.
Huang’ın seyahatinin ardından Information, Nvidia’nın müşterilerine sınırlı sayıda H20 stoğu bulunduğunu ve GPU için yonga üretimini yeniden başlatma konusunda acil bir planı olmadığını bildirdiğini bildirdi. Nvidia’nın H20 yongalarını gönderebilmesi için ABD hükümetinden ihracat lisansı alması gerekiyor. Şirket, Temmuz ortasında yetkililerden yongaların yakında teslim edileceğine dair güvence aldığını açıklamıştı.
Kaynaklardan biri, Nvidia’nın Nvidia H20 yongalarını satın almak isteyen Çinli şirketlerden, müşterilerden gelen sipariş hacmi tahminleri de dahil olmak üzere yeni belgeler sunmalarını istediğini söyledi.
Spotify’ın şu anda 675 milyon aktif kullanıcısı var. Şimdi, müzik akışı için videoya doğru genişledikçe ve daha fazla kişi Spotify’ı kullandıkça, uygulamanın çevresel ayak izinin artması bekleniyor.
Reklam gelirini artırmayı hedefleyen video içi reklamlar, kullanıcının tercihlerini belirlemek için yapay zeka kullanıyor. Bu, kullanıcının yayın çözünürlüğüne göre ölçeklendirilen, küçük farklılıklar içeren birçok ayrı videonun ek işlem gerektirmesi anlamına geliyor. Ancak Spotify daha önce çevresel maliyetleriyle ilgili verileri yayınlasa da 2021’den bu yana raporları eksik. Amerikalı yazar ve akademisyen Shoshanna Zuboff’un Gözetim Kapitalizmi Çağı adlı kitabında belirttiği gibi birçok teknoloji şirketinde çevresel hesap verebilirlik eksikliği var.
Spotify karbon ayak izi için önlem almaya çalışıyor
İşletmelerin karbon ayak izlerini azaltmalarına yardımcı olan bir danışmanlık şirketi olan Carbon Trust , sürdürülebilir bir geleceği küresel olarak desteklemek için çalışıyor ve video akışının Avrupa’daki ortalama karbon ayak izinin saatte 55 g CO₂e ürettiğini hesapladı. Bu CO₂e veya karbondioksit eşdeğeri, farklı sera gazlarının iklim üzerindeki potansiyel etkisinin karşılaştırılabilir bir ölçüsüdür: 55 g CO₂e, ses akışından 50 kat daha fazladır ve dört paket patlamış mısırı mikrodalgada ısıtmaya eşdeğer.
Şirketlerin emisyon yaratmadaki önemli rolü azaltılmamalı, ancak sorumluluğun platformdan kullanıcılara ve içerik üreticilerine kayması, akış cihazları ve akış kalitesi ayarları konusunda daha bilinçli seçimler yapılması ve daha büyük ekranların kullanılması gerektiği anlamına geliyor. Daha yüksek çözünürlüklerde akış, videonun karbon ayak izini artırmada önemli faktörler haline geliyor. Artan bu sorumluluk, son kullanıcıların yayın cihazları ve yayın kalitesi ayarları konusunda daha bilinçli seçimler yapması gerektiği anlamına geliyor.
Şirketlerin emisyon üretimindeki önemli rolünün azaltılmaması gerekirken, sorumluluğun son kullanıcıya kayması, daha büyük ekranların ve daha yüksek çözünürlükte yayınların videonun karbon ayak izini artırmada önemli faktörler haline gelmesi anlamına geliyor.
Konum, karbon emisyonlarının nasıl yönetildiğini de etkiliyor. Almanya, saatte 76 g CO₂e ile video akışında en büyük karbon ayak izine sahip ve bu, kömür ve fosil yakıtlara olan bağımlılığının devam ettiğini gösteriyor. Birleşik Krallık’ta ise bu rakam saatte 48 g CO₂e. çünkü enerji karışımı yenilenebilir enerji ve doğal gazı içerir ve nükleer, Birleşik Krallık’ın düşük karbonlu geleceğinin merkezinde giderek daha fazla yer alıyor. Nükleere bağımlı olan Fransa, saatte 10 g CO₂e ile en düşük karbon ayak izine sahip.
Jack Dorsey’in Bluetooth mesajlaşma uygulaması artık App Store’da. Dorsey, Bitchat’i yeni bir açık kaynaklı geliştirme kolektifinin kanatları altında geliştirdi. Bu ayın başlarında, Block CEO’su ve Twitter’ın kurucu ortağı Jack Dorsey, kendi geliştirdiği eşler arası, Bluetooth tabanlı bir mesajlaşma uygulamasını tanıttı. Artık uyumlu bir iPhone, Mac veya iPad’e (hatta Apple Vision Pro’ya) sahip olan herkes, App Store’da bulunan Bitchat’i deneyebilir.
Bluetooth mesajlaşma uygulaması Bitchat
Dorsey, Bitchat’i finansal olarak desteklediği açık kaynaklı bir geliştirme kolektifi olan “and Other Stuff”ın himayesinde oluşturdu. Ücretsiz uygulamanın açıklamasına göre, kullanıcıların e-posta adreslerine veya telefon numaralarına ihtiyaç duymadan fiziksel olarak yakın oldukları kişilerle sohbet etmelerine olanak tanıyor ve bu da Bitchat’i yüz yüze etkinlikler için kullanışlı hale getirebilir. Mesajlar gizli ve şifreliyken, Panik Modu özelliği tüm Bitchat verilerinizi üç dokunuşla silmenize olanak tanıyor.
Dorsey, Bitchat’i “Bluetooth ağları, aktarma ve depolama modelleri, mesaj şifreleme modelleri ve birkaç başka şey” üzerine bir deney olarak geliştirdiğini söyledi. Uygulamanın çalışması için internet erişimi gerekmiyor, bu da onu yetkililerin mobil veri ve Wi-Fi bağlantısını engellediği durumlarda kullanışlı bir seçenek haline getiriyor. Bluetooth ağ mesajlaşması sunan diğer uygulamalar ise on yıldan uzun bir süre önce ortaya çıkmaya başladı. Şu anda mesajlaşma uygulamaları arasında Bitchat, WhatsApp ve Telegram ile rekabete hazırlanıyor. Bitchat’in sunacağı internetsiz mesajlaşma imkanı ön plana çıkmasında yardımcı olabilir.