Techinside Google News
Ana Sayfa Blog Sayfa 2

Bakanlıktan yerli navigasyon için çağrı!

0

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, dijital egemenliği güçlendirmek ve konum tabanlı hizmetlerde yerli çözümleri öne çıkarmak için “Harita ve Navigasyon Uygulaması Geliştirme Projeleri Çağrısı”nı başlattı. Rekabet Öncesi İşbirliği Platformu (RİP) kapsamında duyurulan program, yapay zeka destekli, yüksek performanslı ve kullanıcı dostu yerli navigasyon yazılımlarının geliştirilmesini hedefliyor.

Bakanlık tarafından yapılan açıklamaya göre çağrı ile Türkiye’deki kullanıcı ihtiyaçlarına göre özelleştirilmiş, 112 acil çağrı merkezi ile entegre çalışabilen, gerçek zamanlı trafik verisi sunabilen ve karbon ayak izi hesaplaması yapabilen uygulamaların geliştirilmesi planlanıyor. Bu projelerin, hem ulusal güvenlik açısından stratejik bir altyapı kurması hem de dijital bağımsızlık yolunda önemli bir adım olması bekleniyor.

Programın ana hedefleri arasında dijital egemenlik ve veri bağımsızlığı, yerel ihtiyaçlara göre özelleştirilebilen uygulama altyapıları, yapay zekâ teknolojileriyle kişiselleştirme, güncel haritalar üzerinden operasyonel verimliliğin artırılması yer alıyor.

Aynı zamanda Türkçe dil desteğiyle çalışan, trafik analizi yapabilen ve özgün algoritmalarla güçlendirilmiş navigasyon çözümleri üretilmesi amaçlanıyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, yaptığı açıklamada stratejik öneme sahip konum tabanlı hizmetler için millî çözümlerin geliştirilmesinin önemine dikkat çekti.

Kacır, “Dijital egemenliğimizi tahkim etmek, harita ve navigasyon alanında yerli ekosistemi güçlendirmek ve uluslararası rekabet gücümüzü artırmak amacıyla başlattığımız programa, yatırımcılarımızı ve sektör paydaşlarımızı davet ediyorum” ifadelerini kullandı.

Başvurular, 15 Ağustos 2025 tarihine kadar rip.sanayi.gov.tr adresinden kabul ediliyor. Programa katılım sağlayacak firmalar ve girişimler, yalnızca yurt içi kullanım için değil, aynı zamanda uluslararası pazarlarda da rekabet edebilecek düzeyde çözümler geliştirmek üzere desteklenecek.

McLaren destekli elektrikli bisikletler piyasaya çıkıyor

0

Ünlü e-mobilite markası VanMoof, McLaren Applied’ın izniyle iflasın küllerinden yeniden doğdu ve 2023’te iflas etmesinden bu yana ilk yeni e-bisikletlerini piyasaya sürdü. Geliştirilen McLaren destekli elektrikli bisikletler S6 serisinin “5 nesil ve 11 yıllık e-bisiklet inovasyonunun doruk noktası” olduğu söyleniyor.

Yeni modellere bakmadan önce, McLaren destekli elektrikli bisikletlerin şirketin doğuşu, büyümesi, ölümü ve yeniden doğuşu hakkında kısa bir özet yapalım. VanMoof, 2009’da “mükemmel şehir bisikletini yapmak için amansız bir arayışa” başladı ve normal iki tekerleklilerle başlayıp 2013’ten itibaren e-bisikletlere dönüştü.

“Dünyanın en akıllı günlük bisiklet” olarak tanıtılan VanMoof 10 Electrified, şık ve modern bir görünüme sahipti ve GPS izleme, uzaktan açma, akıllı güç kontrolü ve Philips aydınlatma gibi kullanışlı teknolojilerle doluydu.

Numerics, 2016’da formülün daha hafif ama daha yetenekli bir güncellemesi olan Electrified S ile yerini S (akıllı) model adlarına bıraktı. VanMoof, o yılın ilerleyen zamanlarında McLaren destekli elektrikli bisikletlerin hırsızlık önleme yeteneklerini geliştirdi ve çalınan bir bisiklet kısa bir süre içinde bulunmazsa ücretsiz bisiklet değiştirme vaadiyle izleme yeteneklerini destekledi.

McLaren destekli elektrikli bisikletler

Kısa bir süre sonra McLaren Applied’ın bir yan kuruluşu olan e-scooter markası Lavoie, VanMoof’un varlıklarını satın aldı ve “ekipleri yeniden oluşturmaya, dünya çapındaki paydaşlara ulaşmaya ve sürdürülebilir ama aynı zamanda hayati öneme sahip, bundan sonra uygulanabilir bir operasyon inşa etmek için planlar yapmaya” başladı.

Şimdi filoya ilk yeni e-bisikletler katıldı. McLaren destekli elektrikli bisikletler dışarıdan bakıldığında, S6 ve S6 Open modelleri önceki stokun klonlarına çok benziyor, ancak yeni VanMoof “her bir öğenin McLaren Applied ile iş birliği içinde yeniden düşünüldüğünü veya yeniden tasarlandığını” söylüyor.

Bu yeni sürüşler, 25 km/s hıza kadar pedal desteği için ön tekerlekte 250 W’lık bir göbek motoruyla çalıştırılıyor. Bisikletler henüz ABD’li sürücüler için mevcut değil, ancak bu gerçekleşirse en yüksek PAS hızı muhtemelen 20 mph’ye çıkarılacak). Bu motorun 68 Nm (50 lb.ft) tork ve kranktaki duyarlı bir tork sensörü aracılığıyla dört seviyede pedal desteği sağladığı bildiriliyor. Tanıdık bir Boost Düğmesi de ışıklarda ekstra bir tekme için güç partisine katılıyor.

Çerçevede, eko modunda şarj başına 150 km’ye (93,2 mil) kadar veya tam eğimde 60 km’ye kadar menzil sağlayan Panasonic hücrelerinden oluşan 487-Wh çıkarılamayan bir pil bulunur. Gidondaki bir halo ışık halkası görünür şarj durumu (ve ayrıca PAS seviyeleri) sunar.

Yeni tasarlanmış bir Kontrol Çekirdeği, bu operasyonun beynidir, bisikletin elektronik kontrol ünitesi olarak hizmet eder ve gönül rahatlığı için her zaman açık izlemeyi mümkün kılar. Ünite ayrıca e-bisiklet teşhisi için bir USB-C bağlantı noktasıyla birlikte gelir.

Hollanda, Apple’ın piyasa hakimiyetini kötüye kullandığına hükmetti!

Bu karar, 2021 yılında Hollanda Tüketici ve Pazarlar Kurumu’nun (ACM) Apple için verdiği cezai yaptırım kararını da geçerli kıldı.

Mahkeme, Apple’ın geliştiricilere dayattığı ödeme sistemi kullanımını ve dış ödeme yöntemlerine yönlendirmeyi yasaklamasını, adil olmayan bir pazar uygulaması olarak değerlendirdi. Ayrıca Apple’ın bu hizmetler karşılığında küçük geliştiricilerden %15, diğerlerinden ise %30 oranında komisyon alması da kararda eleştirilen bir diğer unsur oldu.

Apple, karara itiraz edeceğini açıkladı

Apple, mahkeme kararına karşı temyize gitmeye hazırlandığını açıkladı. Şirket sözcüsü, yaptığı açıklamada “Bu karar, geliştiricilere fayda sağlamak ve kullanıcı gizliliği ile güvenliğini korumak adına oluşturduğumuz teknoloji ve araçları baltalıyor.” ifadelerini kullandı.

ACM, Apple’ın AB rekabet kurallarını ihlal ettiği gerekçesiyle 2021 yılında şirkete 50 milyon euro para cezası kesmişti. Kurum, Apple’ın uygulama mağazasında değişiklik yapması yönündeki talimatlara uymadığını ve geliştiricilerin tercih özgürlüğünü kısıtladığını savunmuştu.

Apple Store uygulamasına

Bu karar, Avrupa Birliği genelinde teknoloji devlerine karşı açılan rekabet davaları açısından önemli bir emsal oluşturma potansiyeline sahip. Apple’ın temyiz süreci devam ederken, dijital platformlarda adil rekabetin sağlanması konusundaki tartışmaların daha da derinleşmesi bekleniyor.

Uzmanlar, bu kararın yalnızca Apple için değil, benzer iş modellerine sahip diğer büyük teknoloji şirketleri için de bir uyarı niteliğinde olduğunu belirtiyor. Avrupa’da dijital pazarlarda rekabetin güçlendirilmesi amacıyla yürürlüğe giren düzenlemeler, şirketlerin kullanıcı ve geliştirici tercihlerini kısıtlayan uygulamalarına karşı daha katı denetim mekanizmalarını beraberinde getiriyor.

Microsoft, Avrupalı kullanıcılarının verilerini Avrupa’da saklayacak!

Microsoft, bu verilerin işlenmesinde yalnızca Avrupa’da yerleşik bulunan personelin yetkili olacağını ve tüm süreçlerin müşterilerin tam kontrolünde yürütüleceğini belirtti.

Son yıllarda Avrupa’daki şirketler ve kamu kurumları, verilerinin ABD gibi kıta dışındaki ülkelere aktarılmasından ve yabancı devletlerin erişimine açık hale gelmesinden endişe duyuyordu. Bu endişeler, Microsoft gibi Amerikan teknoloji devlerini daha sıkı güvenlik önlemleri almaya ve Avrupa mevzuatına daha fazla uyum göstermeye yöneltti.

Microsoft, nisan ayında yaptığı açıklamada Avrupa’daki yapay zeka ve bulut altyapısını genişletirken kullanıcı verilerinin korunmasına öncelik vereceğini vurgulamıştı. Bu doğrultuda geliştirilen egemen özel bulut (sovereign private cloud) sistemi şu anda ön izleme aşamasında bulunuyor ve yıl sonuna kadar tüm müşterilere sunulması planlanıyor.

Şirket, Avrupa verilerine uzaktan erişim gerektiğinde, bu erişimlerin yalnızca Avrupa’da yerleşik çalışanlar tarafından onaylanacağını ve gerçek zamanlı olarak izleneceğini belirtti. Microsoft’un bu adımı, Avrupa Birliği’nin büyük teknoloji firmalarının kontrolsüz veri işleme gücünü sınırlamaya yönelik regülasyonlarıyla da örtüşüyor.

Yeni nesil veri merkezi

Bu gelişme, Avrupa’daki dijital egemenlik tartışmalarının merkezinde yer alırken, veri güvenliğine önem veren kamu ve özel sektör kuruluşları için önemli bir güvence niteliği taşıyor.

Microsoft’un bu hamlesi, Avrupa Birliği’nin Dijital Pazarlar Yasası gibi düzenlemeleriyle paralel ilerliyor. Uzmanlar, yerel veri kontrolünün artmasının, kamu kurumları ve büyük şirketler için daha şeffaf ve güvenli dijital altyapılar sunacağını belirtiyor. Bu yaklaşım, kullanıcı güvenini pekiştirmeyi hedefliyor.

Reddit, yapay zekâ destekli reklam atılımı yapıyor!

Reddit tarafından duyurulan bu yenilikler, markalara hem etkileşimi artırma hem de kullanıcı eğilimlerini daha doğru analiz etme imkânı sunmayı hedefliyor.

Yeni özelliklerden ilki olan Reddit Insights powered by Community Intelligence, gerçek zamanlı verilerle pazarlama ekiplerine trendleri analiz etme, kampanya fikirlerini test etme ve içerik planlaması yapma olanağı sağlıyor. Diğer yenilik ise Conversation Summary Add-ons adı verilen bir özellik; bu sistem sayesinde markalar, reklamların hemen altında yer alacak şekilde kullanıcıların olumlu yorumlarını entegre edebilecek.

Reddit, reklam pazarının rekabetçi ortamına teknolojiyle yanıt veriyor

Yapay zekâ tabanlı reklam araçları, Reddit’in dışında Snapchat ve Pinterest gibi sosyal medya platformlarının da gündeminde. Özellikle ekonomik belirsizliklerin hâkim olduğu bir ortamda, bu tür yenilikler reklamverenlerin dikkatini çekmeye devam ediyor. Fransa merkezli Publicis Groupe, Reddit’in bu yeni analiz aracını halihazırda kullanmaya başladı; şirket, temmuz ayında bu hizmeti diğer reklam ajanslarına da açmayı planlıyor.

Reddit yapay zeka

Sosyal medya devinin bu hamlesi, geçtiğimiz hafta medya devi WPP’nin küresel reklam geliri tahminlerini %7,7’den %6’ya düşürmesinin ardından geldi. Reklamverenlerin esnek sözleşmelere ve yapay zekâ odaklı çözümlere yöneldiği bir dönemde, Reddit’in bu teknolojik adımı sektördeki yeni beklentilere güçlü bir yanıt niteliği taşıyor.

Ayrıca Reddit, mart ayında kullanıcıların içerik kurallarına daha iyi uymasını ve içerik performanslarını daha sağlıklı analiz etmesini sağlayacak yeni içerik denetimi ve analiz araçlarını da devreye almıştı. Bu gelişmeler, platformun reklam teknolojileri kadar topluluk yönetimine de önem verdiğini gösteriyor.

WhatsApp, reklamlı dönemi başlatıyor!

WhatsApp, reklamların yalnızca Durum sekmesinde yer alacağını ve bu alanın, Instagram’daki Hikâyeler mantığıyla çalıştığını belirtti. Kullanıcılar, birkaç durum güncellemesini izledikten sonra araya reklamların yerleştirildiğini görecek.

Plarform, reklamların hedeflenmesinde kullanıcıların şehir, ülke, dil ve takip ettikleri kanallar gibi sinyallerin kullanıldığını; kişisel mesajlar, aramalar ve grup bilgileri gibi doğrudan tanımlayıcı verilerin ise reklam hedeflemesinde yer almadığını vurguladı. Ancak kullanıcılar WhatsApp hesaplarını Meta’nın Hesap Merkezi’ne bağladıysa, burada belirttikleri tercihlerin reklam gösteriminde dikkate alınacağı belirtildi.

Meta, WhatsApp vizyonunu genişletti

Meta, yalnızca reklamlarla sınırlı kalmayacak bir gelir modelini de hayata geçiriyor. WhatsApp kullanıcıları artık Kanallar özelliği üzerinden belirli yayınlara abone olabilecek ve içerik üreticileri veya işletmeler, özel içeriklere erişim için ücret talep edebilecek. Bu abonelikler, uygulama mağazaları üzerinden gerçekleştirilecek ödeme sistemleriyle desteklenecek.

Şirketin Ürün Başkan Yardımcısı Alice Newton-Rex, bu yeniliklerin işletmelerin doğrudan WhatsApp üzerinden kullanıcılarla etkileşim kurmak istemesiyle şekillendiğini belirterek, “Bu reklamlar ve tanıtım ürünleri, uygulamanın doğal gelişiminin bir parçası.” ifadelerini kullandı.

Meta’nın açıklamasına göre, dünya genelinde her gün 1,5 milyardan fazla kişi platformun Durum ve Kanallar özelliklerini kullanıyor. Daha önce sadece platformun Business hizmetleri ve click-to-WhatsApp reklamlarıyla gelir elde eden platform için bu yeni adım, doğrudan kullanıcı deneyimini etkileyen ilk geniş kapsamlı reklam modeli olacak.

Samsung WhatsApp

WhatsApp’ın reklam hamlesi, kullanıcı alışkanlıklarını ve platformun genel algısını değiştirme potansiyeli taşıyor. Yıllar boyunca reklamsız ve sade bir deneyim sunmasıyla öne çıkan uygulama, özellikle gizliliğe verdiği önemle kullanıcı sadakati kazanmıştı. Ancak Meta’nın bu yeni adımı, WhatsApp’ı sadece bir mesajlaşma uygulamasından çıkararak, işletmelerin ve içerik üreticilerinin doğrudan hedef kitlelerine ulaşabileceği bir platforma dönüştürme stratejisinin parçası. Durum sekmesinde gösterilecek reklamlar, kullanıcıların temel iletişim deneyimini doğrudan etkilemese de, bazı kullanıcılar tarafından “kişisel alanın ticarileştirilmesi” olarak yorumlanabilir.

Öte yandan, küçük işletmeler ve yerel markalar için bu alan, düşük maliyetli ama etkili bir tanıtım mecrası haline gelebilir. Abonelik temelli içerik modeli ise, özellikle dijital içerik üreticilerinin WhatsApp’ı bir gelir kapısı olarak değerlendirmesini mümkün kılacak. Reklamların ve yeni gelir araçlarının global ölçekte kademeli olarak sunulacağı belirtilirken, Meta’nın kullanıcı geri bildirimlerini yakından takip etmesi bekleniyor. Yeni dönemde WhatsApp, kullanıcı deneyimi ile ticari beklentiler arasında hassas bir denge kurmak zorunda kalacak.

Bağlantılı mağaza testleri uygulamaya geçiyor

0

VusionGroup tarafından geliştirilen, akıllı ray sistemi, bilgisayar görüşü (Captana, yapay zeka (AI), elektronik raf etiketleri ve son derece hassas verileri bir araya getiren son teknoloji platformu EdgeSense ile Carrefour, dört temel hedefle mağaza içi deneyimini yeniden şekillendiriyor:

  • Otomatik görsel raf izlemeyle etkinleştirilen pazarlama uyumluluğu
  • Gerçek zamanlı izleme ve otomatik stok tükenmesi tespiti sayesinde rafta daha iyi ürün bulunabilirliği
  • Otomatik fiyat ve etiket uyumluluğu
  • Müşteri yolculuğunu iyileştirmek ve mağaza içi e-ticaret toplamayı optimize etmek için hassas ürün coğrafi konumu

Bağlantılı mağaza testleri

Bu yenilikler, mağaza ekiplerinin günlük operasyonlarını, veri ve yapay zeka destekli akıllı karar araçlarıyla donatarak, koridorlarda gerçekleştirilmesi gereken en acil görevleri belirleyerek ve bu eylemleri verimli bir şekilde yürütmeleri için onlara rehberlik ederek yeniden şekillendirecek.

Tüketiciler için bu yeni nesil mağazalar çok sayıda avantaj sunacak: daha akıcı bir deneyim, ürün ararken zamandan tasarruf ve kişiselleştirilmiş mağaza içi hizmetler ve öneriler sağlayacak. EdgeSense ile mağazalar, alışveriş yolculukları sırasında müşterilerle gerçek zamanlı etkileşim kurabilen akıllı medya platformlarına dönüşüyor.

Bu teknolojiler şu anda Villabe’deki (91) Carrefour hipermarketindeki bir pilot mağazada test ediliyor; buraya yaklaşık 70.000 elektronik raf etiketi, 500 kamera ve 7.000 EdgeSense rayı kurulmuş durumda.

Carrefour, stokta olmayan ürünleri tespit eden raf kameralarından değerli bilgiler elde ediyor. VusionGroup’un bu teknolojisi halihazırda 35 mağazada kullanılıyor.

Akıllı kontak lensler sürekli takip sağlıyor

0

Gözleri glokom belirtileri açısından izleyen “akıllı” kontakt lensler zaten mevcut olsa da cihazlar genellikle yalnızca hasta uyanıkken takılıyor. Artık yeni bir kontakt lens türü, gece boyunca gözleri de izliyor. Birisi glokom geliştirme riski altındaysa, hastalığı mümkün olduğunca erken tespit etmek önemlidir. Aynı şekilde, bir hasta zaten glokomun erken evrelerindeyse, hastalığın ilerlemesini izlemek çok önemlidir. Her iki durumda da yüksek göz içi basıncı (GİB) ve düzensiz göz hareketi (EM) gibi semptomları izlemek önemlidir.

Akıllı kontak lensler ile glokom takibi

Bilim insanları gözlerde bu belirtileri izleyen kontakt lensler geliştirdiler. Ancak cihazlar gözler kapalıyken çalışmadığı için hasta uykudayken kullanılmazlar. Bu nedenle, genellikle uyanmadan önceki sabahın erken saatlerinde oluşan GİB artışını kaçırırlar. Ayrıca uykunun REM (hızlı göz hareketi) evresinde meydana gelebilecek düzensiz hareketleri de yakalamazlar.

Çin Elektronik Bilimi ve Teknolojisi Üniversitesi’ndeki bilim insanları tarafından geliştirilen bu malzemeler, normal kontakt lenslerle hemen hemen aynı kalınlıkta, ancak her biri beş katmanlı malzemeden oluşuyor.

Üstte ve altta yumuşak, şeffaf, biyouyumlu PDMS silikon katmanları bulunur. Bunların hemen altında ve üstünde, ikisi de bakır bobinlerden oluşan iki katman daha bulunur ve bunlar birlikte kapasitif göz içi basınç (CIOP) sensörü olarak işlev görür. Ortada PDMS ile birleştirilmiş bir neodimyum katmanı bulunur. CIOP algılamasına yardımcı olur. Ancak aynı zamanda manyetik göz hareketi (MEM) sensörü olarak da işlev görür.

Harici bir elektromanyetik okuyucu bobin ve bir Tesla ölçer, BCL’deki sensörlerden gelen sinyalleri alabilir ve bunları ölçülebilir CIOP ve MEM veri formatlarına dönüştürebilir. Gerçek dünya kullanımında, bu bobin ve ölçer, hastanın uyurken taktığı gözlük çerçevelerine yerleştirilebilir. Kablosuz olarak bağlanan bir akıllı telefon veya tablet, okumaları görüntüler ve anormal olabilecekleri vurgular.

İnsan gönüllüler ve tavşanlar üzerinde yapılan testlerde, teknolojinin IOP ve EM’yi izlemede oldukça doğru olduğu kanıtlandı. Daha da önemlisi, tavşan testlerinde, nefes alabilen kontakt lensler bir hafta boyunca aralıksız takıldıktan sonra bile kornea iltihabı veya başka bir göz hasarına neden olmadı.

Çalışmanın eş baş yazarı Dr. Guang Yao: “Hem IOP’yi hem de EM’yi sürekli olarak izleme yeteneği – gözler kapalıyken bile – göz sağlığı hakkında daha eksiksiz bir resim sunuyor” diyor.

Fintech 3.0 dönüşümünün neresindeyiz?

0

Alexa von Tobel’in finansal planlama girişimi LearnVest’i Northwestern Mutual’a 375 milyon dolara satmasının üzerinden 10 yıl geçti. O zamandan beri von Tobel, Northwestern Mutual’ın ilk baş dijital sorumlusu, ardından baş inovasyon sorumlusu oldu ve ardından eski ABD Ticaret Bakanı Penny Pritzker ile birlikte kendi erken aşama girişim şirketi Inspired Capital’ı kurdu. Ayrıca New York Times’ın en çok satan yazarıdır.

Fintech 3.0 dönüşümü

von Tobel, ilk çocuğunun doğumundan birkaç gün önce gerçekleşen satın alma sürecinin etrafındaki telaşlı dönemi ve kendi şirketini kurma zamanının geldiğini anladığını anlattı. Von Tobel, Inspired’ı kendisi kurucuyken hayalini kurduğu yatırımcı olmak için kurduğunu açıkladı. Inspired genelci bir firma olsa da, kariyerine başladığı sektör olan fintech konusunda hem “acil hem de iyimser” hissettiğini söyledi.

Von Tobel: “Bu dalgayı fintech 3.0 olarak düşünüyoruz. Bir sonraki yenilik dalgası yüzeysel ayarlamalardan değil, temel derin ürün yeniden icatlarından gelecek – değişen bir ekonominin ve daha çeşitli, dijital olarak yerli bir nüfusun ihtiyaçlarını karşılayan araçlar” dedi.

Öncelikle, Northwestern Mutual inanılmaz bir şirket ve yazılımımız müşteri deneyiminin inanılmaz derecede önemli bir parçası haline geldi. LearnVest ekibinin çoğunun Northwestern Mutual’da bu kadar uzun süre kalmış olmasından çok gurur duyuyorum ve bu gerçekten de gerçek değerlerin birleşmesiydi. Bazı şeylerin ne kadar basit olduğu gerçekten şaşırtıcı, iki şirketin değerlerine ve iki şirketin misyonlarına dayanıyor.

Fintech 3.0 hakkında von Tobel: “Bugün fintech’in durumu hakkında hem acil hem de iyimser hissediyorum. Finansal hizmetler işleyen bir toplum için temel olmaya devam ediyor, ancak deneyimlediğimiz hızlı teknolojik, demografik ve sosyal değişimlerle aynı hızda ilerlemiyor. Büyüyen federal borç, artan gelir eşitsizliği ve artan yoksulluk (özellikle yaşlı Amerikalılar arasında) daha uyarlanabilir ve kapsayıcı finansal araçlara olan ihtiyacı vurguluyor. Yapay zeka nedeniyle yaşanan hızlı iş kaybından bahsetmiyorum bile. Bu an, yeni kurulan şirketlere finansal ürünleri baştan aşağı yeniden tasarlamaları için büyük bir fırsat sunuyor. Bu dalgayı fintech 3.0 olarak düşünüyoruz. Bir sonraki yenilik dalgası yüzeysel ayarlamalardan değil, temel derin ürün yeniden icatlarından gelecek; değişen bir ekonominin ve daha çeşitli, dijital olarak yerli bir nüfusun ihtiyaçlarını karşılayan araçlar. Bu zorluğu açıkça gören ve bunu ele almak için cesur çözümler geliştiren kurucular bizi heyecanlandırıyor” dedi.

Yapay zeka Samanyolu üzerinde inceleme yaptı

Yapay zeka, gökbilimcilerin kara delikler hakkındaki devasa veri kümelerini analiz ederek evrenin en iyi saklanan sırlarından bazılarını çözmelerine yardımcı oldu. Yüksek verimli bilgi işlemle desteklenen 12 milyondan fazla simülasyon kullanarak bilim insanları, Samanyolu’nun merkezi kara deliğinin neredeyse maksimum hızda döndüğünü keşfettiler. Bu, kara delik davranışı hakkındaki teorileri yeniden tanımlamakla kalmadı, aynı zamanda emisyonun diskteki sıcak elektronlar tarafından yönlendirildiğini, jetler tarafından değil, uzun süredir var olan modellere meydan okuyarak gösterdi.

Yapay zeka Samanyolu üzerinde incelemeler yapıyor

Uluslararası bir gökbilimci ekibi, milyonlarca sentetik simülasyon ve yapay zeka (YZ) ile bir sinir ağını eğiterek kara delikler hakkında yeni kozmik merakları ortaya çıkardı ve Samanyolu’nun merkezindeki kara deliğin neredeyse son hızda döndüğünü ortaya çıkardı.

Bu büyük simülasyon toplulukları, Morgridge Araştırma Enstitüsü ve Wisconsin-Madison Üniversitesi’nin ortak kuruluşu olan Yüksek Verimli Hesaplama Merkezi (CHTC) tarafından sağlanan verimli hesaplama yetenekleri tarafından üretildi. Gökbilimciler sonuçlarını ve metodolojilerini bugün Astronomy & Astrophysics dergisinde üç makalede yayınladılar.

Bu yıl 40. yıl dönümünü kutlayan yüksek verimli bilgi işlem, Wisconsin bilgisayar bilimcisi Miron Livny tarafından çalışma öncülük edildi. Binlerce bilgisayardan oluşan bir ağda bilgi işlem görevlerini otomatikleştiren, esasen tek bir büyük bilgi işlem zorluğunu daha küçük bilgisayarlardan oluşan süper şarjlı bir filoya dönüştüren yeni bir dağıtılmış bilgi işlem biçimidir. Bu bilgi işlem yeniliği, kozmik nötrinolar, atom altı parçacıklar ve kütle çekim dalgaları aramanın yanı sıra antibiyotik direncini çözmek de dahil olmak üzere dünya çapında yüzlerce bilimsel projede büyük veri keşfini desteklemeye yardımcı oluyor.

2019’da, Event Horizon Telescope (EHT) İşbirliği, M87 galaksisinin merkezindeki süper kütleli bir kara deliğin ilk görüntüsünü yayınladı. 2022’de, Samanyolu’muzun merkezindeki kara delik olan Sagittarius A*’nın görüntüsünü sundular. Ancak, görüntülerin ardındaki veriler hala çözülmesi zor bir bilgi zenginliği içeriyordu. Uluslararası bir araştırmacı ekibi, verilerden mümkün olduğunca çok bilgi çıkarmak için bir sinir ağını eğitti.

EHT İşbirliği tarafından yapılan önceki çalışmalarda yalnızca bir avuç gerçekçi sentetik veri dosyası kullanıldı. İş Hacmi Hesaplamanın İlerlemesi Ortaklığı (PATh) projesinin bir parçası olarak Ulusal Bilim Vakfı (NSF) tarafından finanse edilen Madison merkezli CHTC, astronomların belirsizlikleri ölçebilen sözde Bayesçi sinir ağına milyonlarca veri dosyası göndermesini sağladı. Bu, araştırmacıların EHT verileri ile modeller arasında çok daha iyi bir karşılaştırma yapmasını sağladı.

Eski Intel mühendisleri CPU geliştiriyor

0

Oregon merkezli yeni bir girişim olan AheadComputing, iddialı bir iddiayla ses getiriyor: “Dünyanın en büyük, en kötü CPU’sunu” geliştiriyor. Ancak, saat hızını veya çekirdek sayısını artırma yönündeki endüstri trendi yerine, eski Intel mühendisleri bir sonraki nesil performansa giden yol olarak IPC’ye (saat başına talimatlar) bahse giriyor.

Eski Intel mühendisleri CPU üzerine çalışmalarını derinleştiriyor

386 döneminden modern Core çiplerine kadar uzanan deneyime sahip dört Intel emektarı tarafından kurulan AheadComputing, Intel’in sorunlu mirasının ötesine geçerken kendi mirasına yaslanıyor. CPU tasarım efsanesi Jim Keller’ın yönetim kuruluna alınması, eski Intel mühendisleri arasındaki hırslarına daha fazla güvenilirlik kazandırdı.

AheadComputing, Temmuz 2024’te yüksek performanslı 64-bit RISC-V işlemci çekirdeklerini tasarlamak ve lisanslamak için kurulan bir işlemci çekirdeği tasarım şirketi. Açık kaynaklı RISC-V mimarisi, yaygın x86 ve Arm mimarilerine düşük maliyetli, çağdaş bir alternatif sunar. RISC-V gömülü pazarlarda zaten başarılı. Ancak eski Intel mühendisleri masaüstü ve mobil bilişimi altüst etmede potansiyel olduğuna inanmakta.

Kurucu ortak Jonathan Pearce, CPU performansının gerçek geleceğinin yalnızca ek çekirdekler değil, IPC olduğunu iddia ediyor. Çok çekirdekli ölçekleme, paralel olmayan iş yüklerinde azalan getiriye yaklaşırken, her çekirdeğin saat başına başarabileceği miktarı artırmak giderek daha önemli hale geliyor. CEO Debbie Marr, hem x86 hem de Arm ekosistemlerinin gerginleştiğini düşünüyor ve RISC-V’nin uzun vadeli bir yedek olduğunu düşünüyor.

AheadComputing erken aşamada ve fabrikasyonsuz (AMD ve Nvidia’ya benzer), ancak şirket yakında watt başına performans ve dolar başına performansta liderlik göstereceğini iddia ediyor. IPC’ye odaklanması, daha düşük saat hızına sahip olmasına rağmen IPC’de tüketici CPU’larına hakim olan Apple M4 çipini göz önünde bulundurarak son trendlerle de uyumlu.

AheadComputing çiplerinin cihazlarda ana akım haline gelmesine daha çok zaman var, ancak eski Intel mühendisleri alışılmadık uzmanlığı ve kurucularının soyağacı, onu takip edilecek bir şirket haline getiriyor. Başarılı olursa, Qualcomm tarafından satın alınan ve şu anda en güçlü Snapdragon PC işlemcilerinin arkasında olan Nuvia ile aynı yolu izleyebilir.

DARPA kablosuz güç iletimi rekoru kırdı

0

Lazer ışınlarının elektrik hatlarının yerini alacağı bir geleceğe doğru ilerleyen DARPA’nın Kalıcı Optik Kablosuz Enerji Rölesi (POWER) programı, daha uzun mesafelerde kablosuz olarak daha fazla güç iletimi konusunda yeni rekorlar kırdı.

Askeri ve insani operasyonlar söz konusu olduğunda, istikrarlı ve güvenilir bir güç kaynağı elde etmek son derece önemlidir ve bu, zamanla daha da artmıştır. Sonuç olarak, dünyanın büyük askeri güçleri bütçelerinin şaşırtıcı bir bölümünü, giderek karmaşıklaşan bir tedarik hattının parçası olarak elektrik, yakıt, enerji santralleri ve bunlarla birlikte gelen her şeyi tedarik etmeye yatırmaktadır. Ancak, güç teknolojisi ne kadar gelişirse gelişsin, bu gücü A noktasından B noktasına ulaştırma sorunu hâlâ varlığını sürdürüyor. Bu sorun, elektrik hatlarının döşenemediği veya boru hatlarının gömülemediği ve askerlerin çoğunlukla engebeli arazilerde el ve sırt kaslarıyla yakıt dolu bidonları taşımak zorunda kaldığı meşhur son kilometrede sıklıkla aşılması zor bir sorun.

DARPA kablosuz güç iletimi

Bu açığı kapatmak için DARPA’nın POWER programı, lazer ışınlarının gücü ihtiyaç duyulan yere, tıpkı şu anda havadan veri gönderdiğimiz gibi kolaylıkla taşıyabileceği ışık iletim hatları inşa etmeyi amaçlıyor. Bu, New Mexico’daki son testlerde yeni rekorlar kırarak karşılığını veren bir çaba gibi görünüyor. Daha önce, POWER sistemi bir lazer kullanarak 25 saniye boyunca bir mil (1,7 km) boyunca 230 watt ışınlamayı ve 2,3 mil (3,7 km) kadar açıklanmayan daha az miktarda güç kullanmayı başarmıştı. Şimdi, DARPA bunu 5,3 mil (8,6 km) mesafede 30 saniye boyunca 800 watt’a çıkarmayı başardı.

Kablosuz olarak neredeyse anında güç göndermek için fena değil. Sistem, lazer ışınının girmesine izin veren kompakt bir açıklığa sahip top benzeri bir yapı olan Güç Alıcı Dizisi Demosu (PRAD) adı verilen şeyin etrafında inşa edilmiştir. Bu ışın, ışığı dağıtan ve düzinelerce fotovoltaik çağrı dizisine yansıtan parabolik bir aynaya çarpar. Bunlar lazer ışığını tekrar elektriğe dönüştürür.

DARA şu an için güç ve mesafeye odaklanıyor, dolayısıyla sistemin şu anki verimliliğinin sadece %20 olması kabul edilebilir, ancak teknoloji yaygınlaştıkça bunun iyileştirilmesi planlanıyor.

Hem verici hem de alıcı test için yere yerleştirildi. Ancak, nihai hedef bunları gücü ihtiyaç duyulan yere yönlendirmek için yüksek irtifalarda uçan dronlara monte edilmiş rölelere dönüştürmektir. Işınları atmosferin en kalın kısımlarının üzerine göndererek kayıplar azaltılabilir ve binalar, uçaklar ve kuşlar gibi engellerden kaçınılabilir.

John Deere onarım maliyetlerini artırmakla suçlanıyor

John Deere, FTC’nin onarım hakkı davasıyla karşı karşıya kaldı. Federal bir yargıç, John Deere’nin davayı reddetme talebini reddetti. John Deere, çiftçilerin ekipmanlarını onarmak için yetkili bayi ağını kullanmasını sağlayarak onarım maliyetlerini artırmakla suçlayan Federal Ticaret Komisyonu’nun antitröst davasıyla mücadele etmek zorunda kalacak. Son olarak verdiği kararda, Illinois ABD Bölge Mahkemesi Yargıcı Iain D. Johnston, John Deere’nin davayı reddetme girişimini reddetti.

John Deere onarım maliyetlerini hakısz yere artırıyor iddiası

FTC ve Illinois, Minnesota, Arizona, Michigan ve Wisconsin dahil olmak üzere birkaç eyalet, Ocak ayında John Deere’ye dava açarak şirketin çiftçilerin ve bağımsız tamirhanelerin ekipmanlarını onarma yeteneğini “onlarca” boyunca sınırladığını iddia etti.

Dava, John Deere’nin ekipmanlarını onarmak için kullandığı ve yalnızca yetkili bayilerin kullanımına açık olan ve “çiftçileri kritik onarımlar için yalnızca daha pahalı yetkili bayilere güvenmeye zorlayan” özel yazılımı gündeme getiriyor. FTC ayrıca John Deere’i ekipmanlarının belirli onarımları üzerinde tekel gücünü sürdürmekle suçluyor.

Yargıç Johnston, kararında John Deere’in FTC’nin anayasal yapısına yönelik itirazlarını ve hükümetin tekel iddialarının “yetersiz” olduğu yönündeki argümanları reddetti. Yargıç Johnston, çiftçiler tarafından John Deere’e karşı açılan ayrı bir toplu dava ile de ilgileniyor ve kararında buna değiniyor.

Johnston: “Devam filmleri orijinallerini o kadar nadiren geçiyor ki, beğenilen Steve Martin bile bunu üç denemede başaramadı. Cheaper by the Dozen II, Pink Panther II, Father of the Bride II filmlerine bakın. Daha önceki yapımını yeniden başlatan Deere, olasılıklara meydan okumaya çalıştı. Elbette, neredeyse tüm devam filmlerinde olduğu gibi, Deere diyalogları düzenledi ve bazı yeni karakterler seçti, Humphrey’nin Executor’ı gibi deneyimli yıldızlara cameolar verdi. Ancak nihayetinde olay örgüsü tahmin edilebilirdi, senaryo türevi. Deere I olumsuz oy aldı ve Deere II daha iyi durumda değil” dedi.

Yapay zeka yetenek arayışını şekillendiriyor

0

Yapay zekanın iş hayatına girişi, işverenlerin yetenek arayışını yeniden şekillendiriyor. Yapay zeka kaynaklı kitlesel işsizliğin yakın gelecekte yaşanacağı yönündeki tahminler muhtemelen abartılı. Ancak teknoloji olgunlaştıkça işverenler farklı becerilere sahip çalışanlar arayacak. Küresel işe alım şirketi ManpowerGroup’un üst düzey bir yöneticisi Paris’teki Vivatech ticaret fuarında AFP’ye durumu açıkladı.

Yapay zeka yetenek arayışında değişim yaratıyor

Gelir açısından dünyanın üçüncü büyük personel firması, Vivatech’te bir girişim yarışması düzenledi ve yarışmacılardan biri, insanlar yerine özelleştirilebilir otonom AI “temsilcileri” işe almak için sistemler inşa ediyordu. Hizmetleri, geçen ay Amerikan AI devi Anthropic’in başkanı Dario Amodei’nin, teknolojinin bir ila beş yıl içinde giriş seviyesi beyaz yakalı işlerin yarısını ortadan kaldırabileceği yönündeki uyarısını hatırlatıyordu.

ManpowerGroup için, AI temsilcileri “kesinlikle yakın zamanda temel işimiz olmayacak” dedi. Şirketin Baş İnovasyon Sorumlusu Tomas Chamorro-Premuzic: “Tarih bize bir şey gösteriyorsa, o da bu tahminlerin çoğunun yanlış olduğudur” diyor. Mayıs ayında yayınlanan Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) raporunda, “dünya genelindeki her dört işçiden birinin” üretken AI modellerinin yeteneklerine belirli bir düzeyde maruz kaldığı bir işte çalıştığı” bulundu. Ancak BM kuruluşu ayrıca, 2023’te “önceki çalışmamızdan bu yana AI yeteneklerinin hızla genişlediğini” vurguladı. Bunlar arasında, web tarayıcıları ve e-posta gibi yazılımları kullanarak otonom veya yarı otonom olarak hareket edebilen “etken” modellerin ortaya çıkması da yer alıyor.

Chamorro-Premuzic, verimliliği artıran AI araçlarının piyasaya sürülmesinin, çalışanlar, yöneticiler ve firmalar üzerinde tasarruf edecekleri zamandan en iyi şekilde yararlanmaları için baskı yaratacağını öngördü. Premuzic: “Eğer olan şey, yapay zekanın bilgi çalışanlarının zamanlarının %30, %40, belki de %50’sini kurtarmasına yardımcı olmasıysa, ancak bu zaman daha sonra sosyal medyada boşa harcanıyorsa, bu net çıktıda bir artış değildir” dedi. ILO, yapay zekanın benimsenmesinin çalışanlara “yaratıcı işler yapmak için daha fazla zaman” verebileceğini veya “rollerinin daha fazla standartlaştırılmasını ve özerkliğin azaltılmasını” dayatabileceğini söyledi.

Hava taksi şirketi anahtar teslim hizmet sağlıyor

Elektrikli dikey kalkış ve iniş aracı üreticisi Vertical Aerospace, hava taksi şirketi anahtar teslim hizmetlerle gelişmiş hava hareketliliğini ticari operasyona getirmek için Bristow ile ortaklığını genişletti. Anlaşma, 50 adet Vertical VX4 uçan taksi için ön sipariş ve 50 adet daha satın alma opsiyonunu içeriyor.

Hava taksi şirketi anahtar teslim hizmet veriyor

Şirkete göre, “uçmaya hazır” model, hizmetlere sahip Vertical müşterilerine uçak, pilot, bakım ve sigortaya anahtar teslimi erişim sağlayacak. Vertical Aerospace CEO’su Stuart Simpson duyuruda: “Bu stratejik ortaklık uygulama ile ilgili ve havacılıkta bugün zaten başarılı bir şekilde işleyen şeyi yansıtıyor. Pazara giriş engellerini azaltacak ve dünya çapında eVTOL hizmetlerinin benimsenmesini hızlandıracak” dedi.

Vertical, 2021’den beri birden fazla Hava Operatörü Sertifikasına ve küresel bakım, onarım ve revizyon ağı onaylarına sahip olan Bristow ile, projelerde çalışıyor. Bristow’un uçuş hizmetleri arasında personel taşımacılığı, arama ve kurtarma, tıbbi tahliye, sabit kanatlı taşımacılık, insansız sistemler ve helikopter hizmetleri yer alıyor.

Yeni platform için hedef müşteriler arasında havayolları, lojistik operatörleri ve kurtarma hizmetleri yer alıyor. Vertical, yakın zamanda, kanat tarafından üretilen kaldırma kuvvetiyle geleneksel bir uçak gibi kalkış ve iniş yapan VX4 prototip aracında ilk pilotlu kanat üstü uçuşunu gerçekleştirdi. Araç, Cotswold Havaalanı’ndan İngiltere kırsalının üzerinden uçarak ilk kez açık hava sahasında kontrollü kanat üstü uçuşu gösterdi.

Uçuş, hava taksi şirketi anahtar teslim hizmetlerinin bir örneği olarak Vertical’ın Flightpath 2030 stratejisinin bir parçası olarak ticari dağıtıma doğru önemli bir adımdı. Uçuş, Birleşik Krallık Sivil Havacılık Otoritesi tarafından Vertical Aviation Permit to Fly’ın uzatılmasıyla onaylandı. Vertical Aviation’ın, CAA’dan bir tasarım organizasyonu onayı altında geliştirilen pilotlu kanatlı eVTOL prototipini küresel olarak uçuran tek şirket olduğuna inanılıyor.

Trump Cybercab onayını kolaylaştırmak istiyor

0

Fransa, Paris’te düzenlenen VivaTech teknoloji fuarına katılan herkes, Tesla’nın çok konuşulan, direksiyon simidi veya pedalı olmayan iki kişilik robot taksisi Cybercab’e bir göz attı. Cybercab’lerin yollara çıkıp çıkmayacağı belirsiz, çünkü Elon Musk’ın şirketi hala bunları geliştirmek için çalışıyor. Ancak Trump rejimi Cuma günü onay sürecini çok daha kolay hale getirmek istediğini duyurdu. Çünkü direksiyon simidi olmayan herhangi bir aracın yıllar alabilecek özel bir muafiyet alması gerekiyor.

Trump Cybercab onayı için olumlu görüş bildiriyor

Ulusal Karayolu Trafik Güvenliği İdaresi Cuma günü, otonom sürüş sistemleri için temel güvenlik standartlarına muafiyet onaylarını kolaylaştırarak “güvenliğe öncelik vereceğini” ve “yeniliği serbest bırakacağını” söyleyen bir mektup yayınladı.

Mektupta: “Otomatik sürüş sistemleri (ADS) teknolojisinin yol güvenliğini dönüştürme konusunda tam potansiyeline ulaşmasını kolaylaştırmak için NHTSA, araçların ticari dağıtımı için muafiyet sürecini kolaylaştırıyor ve bu muafiyetleri değerlendirmek için dinamik ve esnek bir yaklaşım benimsiyor” ifadeleri yer alıyor. Mektupta: “Bu iyileştirmeler, NHTSA’nın ADS ve diğer muafiyetleri daha hızlı işlemesine olanak tanırken, NHTSA’nın özel ve ilerici bir operasyonel denetim yaklaşımıyla güvenliğe öncelik vermesine de olanak tanıyacak” denildi.

Federal güvenlik standartları, ABD yollarında seyreden araçların beklediğiniz türden temel özelliklere sahip olmasını gerektirir, çünkü bir şeyler ters giderse, insanların aracı kontrol edebilmesi gerekir. Ancak NHTSA’dan gelen yeni mektupta, bu tür araçlar için onayların “uzun işlem sürelerine” yol açabileceği ve kurumun “muafiyetlerin çığır açan güvenlik teknolojilerini beslemek için etkili araçlar olmaya devam etmesini sağlamak” istediği belirtiliyor.

Cybercab henüz mevcut değil, ancak Musk, Ekim 2024’teki büyük duyuru etkinliğinde 2-3 yıl içinde kullanıma sunulacağının sözünü verdi. Musk, bu ay Austin’de farklı bir tür robotaksi hizmeti başlatmayı planlıyor, ancak son tarih hala belirsiz. Musk’a göre, bunun gerçekleşeceği söylentileri vardı. Ancak bu gerçekleşmedi ve bu ayın ilerleyen zamanlarında olacak gibi görünüyor.

Türkçe yapay zekaya 50 milyon TL destek

0

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, “Rekabet Öncesi İşbirliği” kapsamında Türkçe büyük dil modelleri geliştirmeye yönelik yeni bir çağrı programı başlattı. Yapılan açıklamada sektörel olarak özelleştirilmiş Türkçe yapay zeka çözümleri için proje başına 50 milyon TL’ye kadar hibe desteği sağlanacağı belirtildi. Başvurular 29 Ağustos 2025 tarihine kadar alınacak.

Yerli dil modeline dev hibe çağrısı

Bakanlık tarafından yapılan duyuruda, bu çağrının temel hedefleri arasında bağımsız bir büyük dil modeli ekosisteminin oluşturulması, üretken yapay zekânın etkin ve güvenilir kullanımı, büyük dil modellerinin sektörlere özgü şekilde uyarlanması ve Türkçe’nin yapay zeka alanındaki temsil gücünün artırılması yer alıyor.

Projenin desteklediği temel uygulama alanları arasında özgün ve güçlü Türkçe çözümler, sektöre özel yapay zekâ dönüşümleri, Türkçe büyük dil modeli ile geliştirilecek akıllı çözümler, içerik üretimi, belge işleme ve sınıflandırma, ayrıca multimodal görevlerin yerine getirilmesi bulunuyor.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda bu çağrının Türkiye’nin Ulusal Yapay Zeka Stratejisi doğrultusunda atılmış önemli bir adım olduğunu belirtti. Kacır, bu projelerin Türkiye’nin teknolojik bağımsızlığını güçlendireceğini, Türkçe’nin dijital dünyadaki etkisini artıracağını ve yapay zeka alanında sektörlere özgü, yüksek katma değerli çözümler sunacağını vurguladı.

Başvurular, Bakanlık bünyesindeki Rekabet Öncesi İşbirliği Programı’nın resmi internet sitesi olan rip.sanayi.gov.tr adresinden yapılabiliyor.

İngiltere robotik cerrahi dönüşümü başlatıyor

0

İngiltere’deki aydınlık ameliyathanelerde robotik kollar neşterleri kullanmaya başlıyor. İngiltere robotik cerrahi yöntemlerinde bu yenilikler dikkat çekiyor. Aletleri insan bileğinden daha ince ve yumuşak dokuları bile olağanüstü bir hassasiyetle kesebiliyorlar. Bir zamanlar bilim kurgu gibi görünse de 2035’e kadar bu tür sahneler İngiltere’deki hastanelerde norm haline gelebilir.

İngiltere robotik cerrahi geçişinde öncü olmak istiyor

Kapsamlı bir yeni plan kapsamında robot destekli cerrahi, tüm anahtar deliği prosedürlerinin %90’ı için “varsayılan” hale gelecek. Girişim, İngiltere robotik cerrahi teknolojisinin minimal invaziv cerrahilerde nasıl yapıldığını değiştirecek ve bu süreçte ülkenin inatla uzun bekleme listelerini azaltacak.

1985’te PUMA 560 adlı bir robot, ameliyathanede robotik yardımın kaydedilen en eski kullanımlarından biri olan beyin biyopsisi için bir iğneyi yönlendirmek için kullanıldı. İngiltere robotik cerrahi teknolojisi konusundaki ilerlemeleri ile dikkat çekiyor. 1990’ların sonlarında, da Vinci Cerrahi Sistemi gibi daha sofistike sistemlerin geliştirilmesi, cerrahların uzaktan kumandalı robotik kollar kullanarak küçük kesiler yoluyla karmaşık prosedürler gerçekleştirmesine olanak sağladı. O zamandan beri robotik sistemler ürolojiden ortopediye kadar uzanan alanlara yayıldı. Deneysel araçlardan ana akım tıbbi teknolojiye doğru kademeli olarak evrimleştiler.

Şu anda, İngiltere’de minimal invaziv operasyonların yalnızca beşte biri robot içeriyor. Bu rakamın önümüzdeki on yıl içinde fırlaması bekleniyor ve yıllık prosedürler bugün 70.000’den 2035’e kadar 500.000’e çıkacak.

Robotik prosedürlere giren hastalar genellikle daha hızlı iyileşme, daha kısa hastanede kalış ve daha az komplikasyon yaşarlar. Bu sonuçlar yalnızca bireyler için daha iyi olmakla kalmaz, aynı zamanda tüm sisteme yayılır. Hastanede daha az gece geçirmek yatakları boşaltır. Daha hızlı taburcu olmak acil servislerdeki baskıyı azaltır. Ve daha verimli operasyonlar cerrahi ekiplerinin her gün daha fazla insanı tedavi etmesine olanak tanır.

Avrupa elektrik fiyatları güneş rekoruna rağmen yükseliyor

Avrupa elektrik fiyatları günlük güneş enerjisi üretim rekorlarına rağmen yükseldi. AleaSoft Energy Forecasting’e göre, artan elektrik talebi ve daha yüksek CO2 emisyon fiyatları geçen hafta çoğu büyük Avrupa pazarında ortalama elektrik fiyatlarını yükseltti. İspanya yeni bir günlük güneş enerjisi üretim rekoru kırdı, Fransa, İtalya ve Portekiz de Haziran ayındaki zirveleri kırdı.

Avrupa elektrik fiyatları yukarı yönde gidiyor

AleaSoft Energy Forecasting’in analizine göre, çoğu büyük Avrupa elektrik pazarı Haziran ayının ilk haftasında haftalık ortalama elektrik fiyatlarında artış yaşadı. Bir önceki haftayla karşılaştırıldığında, İspanyol danışmanlık şirketi haftalık ortalama fiyatın Belçika, İngiltere, Hollanda, Almanya, İtalya, Portekiz ve İspanya pazarlarında arttığını buldu. Bu pazarların her birinde ortalamalar 50 € (57,94 $)/MWh’nin üzerindeydi ve İtalyan pazarı en yüksek seviyeyi 99,73 €/MWh olarak kaydetti.

İstisnalar, haftalık ortalama elektrik fiyatının sırasıyla 15,66 €/MWh ve 17,09 €/MWh olarak gerçekleştiği Fransa ve İskandinav pazarlarıydı. AleaSoft, çoğu pazardaki fiyat artışlarının elektrik talebindeki artış ve CO2 emisyonu izin fiyatlarındaki artıştan kaynaklandığını söylüyor. Danışmanlık şirketi, Haziran ayının ikinci haftasında, daha yüksek elektrik talebi ve rüzgar ve güneş enerjisi üretimindeki düşüş nedeniyle ortalama elektrik fiyatlarında daha fazla artış bekliyor.

İskandinav ve İtalyan pazarları hariç, analiz edilen tüm pazarlar geçen hafta negatif elektrik fiyatları kaydetti. Alman pazarı, 8 Haziran’da 15:00 (CEST) ile 16:00 arasında -53,06 €/MWh ile haftanın en düşük saatlik fiyatını gördü. AleaSoft ayrıca, Fransa, Almanya, İtalya, İspanya ve Portekiz’de güneş enerjisi üretiminin haftalık bazda azaldığını tespit etti.

Bu düşüşlere rağmen, İspanya 6 Haziran’da 221 GWh’ye ulaşarak güneş enerjisi üretiminde tüm zamanların rekorunu kırdı. Aynı gün, Portekiz, Haziran ayında bir günde ürettiği güneş enerjisi rekorunu 27 GWh’ye ulaşarak kırdı. Bunu, Fransa ve İtalya’nın üç gün sonra sırasıyla 134 GWh ve 152 GWh’ye ulaşarak Portekiz ile aynı dönüm noktasına ulaşması izledi.

AleaSoft, Haziran ayının ikinci haftasında İtalya ve İspanya’da güneş enerjisi üretiminin düşmeye devam etmesini beklediğini söyledi. Bu arada Almanya’nın, güneş enerjisi üretimindeki artışla üç haftalık üst üste düşüşü tersine çevirmesi bekleniyor.

Çip teknolojisinde devrim geliyor!

0

Çin, dünyanın ilk binary olmayan yongalarının seri üretimine resmen başladı. Dünyanın ilk binary olmayan çipleri bilgisayar teknolojisinde önemli bir sıçramanın sinyalini veriyor. Pekin’deki Beihang Üniversitesi’nde Profesör Li Hongge liderliğindeki bir ekip tarafından geliştirilen bu yeni nesil yongalar, yalnızca daha enerji verimli ve hataya dayanıklı olmakla kalmıyor, aynı zamanda devam eden ABD teknoloji kısıtlamalarını aşmak için stratejik olarak tasarlanmış.

Dünyanın ilk binary olmayan çipleri

Modern yonga tasarımı iki zorlu engelle karşı karşıya: aşırı güç tüketimi ve yeni yongaları eski sistemlerle entegre etmeyi zorlaştıran mimari sınırlamalar. Dünyanın ilk binary olmayan çipleri bu engelleri aşmayı amaçlayan bir yenilik olarak öne çıkmaktadır. Profesör Li bu sorunlara “güç duvarı” ve “mimari duvarı” diyor. 2022’den beri bir çözüm arayan ekibi, Hibrit Stokastik Sayı (HSN) mantığı adı verilen yeni bir sistem tanıttı. Bu yöntem, donanımdan daha fazlasını talep etmeden daha yüksek verimlilik elde etmek için geleneksel ikili sayıları olasılık tabanlı veri gösterimiyle harmanlıyor.

Hemen hemen tüm dijital cihazların omurgasını oluşturan ikili mantık, hesaplamaları 0’lar ve 1’lerden oluşan katı bir sistem kullanarak gerçekleştirir. Kesin ve güvenilir olsa da, büyük ölçekli ikili işlemler önemli hesaplama gücü ve gelişmiş donanım gerektirir. Öte yandan, olasılıklı hesaplama, değerleri tahmin etmek için zaman içindeki yüksek voltajlı sinyal dalgalanmalarını yorumlar. Dünyanın ilk binary olmayan çipleri, bu hesaplama yönteminin avantajlarını kullanarak daha az donanım yoğun bir sistem sunar. Daha az donanım yoğun olmasına ve görüntü işleme ve sinir ağları gibi alanlarda zaten uygulanmasına rağmen, bu yöntem geleneksel olarak daha yavaş performanstan muzdariptir. HSN yaklaşımı, bu boşluğu kapatmak için tasarlandı ve her ikisinin de avantajlarını dezavantajları olmadan getirdi.

2023’te, Profesör Li’nin ekibi özellikle dokunmatik ve ekran sistemleri için akıllı bir çip piyasaya sürdü. Semiconductor Manufacturing International Corporation’ın 110 nanometre teknolojisi kullanılarak üretilen bu çip, dünyanın ilk binary olmayan çipleri teknolojisinin hibrit hesaplama modelinin ilk gerçek dünya uygulamasını işaret etti. Bunu takiben, makine öğrenimini hedefleyen daha gelişmiş bir versiyon, 28 nanometre CMOS işlemi kullanılarak üretildi. Bu çipler yalnızca hibrit mantığa dayanmıyordu; ayrıca, bellek ve işlem birimleri arasında veri taşımada boşa harcanan enerjiyi azaltmak için bellek içi hesaplamayı da kullanıyorlardı. Ayrıca, sistem üstü çip (SoC) tasarımı, geleneksel tek görevli çiplere göre bir iyileştirme olarak, aynı anda birden fazla görevi gerçekleştirmelerine olanak sağladı.