Techinside Google News
Ana Sayfa Blog Sayfa 2

TotalEnergies Google veri merkezi için enerji tedarik edecek

0

TotalEnergies, Google’ın Malezya’daki veri merkezlerine 21 yıllık enerji tedarik etme anlaşması kazandı. Malezya’daki veri merkezlerini desteklemek için 1 terawatt saat yenilenebilir enerji sağlamayı taahhüt etti.

TotalEnergies Google veri merkezi için anlaştı

Fransız enerji devi, elektriğin Malezya’da inşa edilmesi planlanan ve 2026 yılının başlarında tamamlanması beklenen yeni Citra Energies güneş enerjisi santrali tarafından üretileceğini söyledi. Elektrik tedarik sözleşmesinin gelecek yılın ilk çeyreğinde yürürlüğe girmesi bekleniyor.

Kasım ayında imzalanan ayrı bir anlaşmada TotalEnergies, Google’ın Ohio’daki ABD merkezli veri merkezlerine de enerji sağlamayı kabul etti.

Büyük teknoloji şirketleri tarafından kurulan veri merkezleri, teknoloji gruplarının yapay zeka geliştirme taleplerini karşılamak için gösterdiği yarış nedeniyle giderek artan miktarda enerjiye ihtiyaç duyuyor ve bu durum genellikle yerel elektrik şebekelerinin kapasitesini aşıyor.

TotalEnergies Esnek Güç ve Entegrasyon Kıdemli Başkan Yardımcısı Sophie Chevalier: “Google ile Malezya’daki yeni veri merkezlerine yenilenebilir elektrik tedarik etme konusunda yaptığımız bu anlaşma ile iş birliğimizi güçlendirmekten mutluluk duyuyoruz. Bu enerji satın alma anlaşması, şirketimizin hem ABD ve Avrupa gibi olgun pazarlarda hem de Malezya gibi gelişmekte olan ülkelerde büyük teknoloji gruplarının ihtiyaçlarına göre uyarlanmış rekabetçi enerji çözümleri sunma yeteneğini göstermektedir. Ayrıca, enerji sektöründe %12 karlılık hedefimize ulaşmamıza da katkıda bulunmaktadır” dedi.

Enerji satın alma sözleşmesi, projenin finansal kapanışının gerçekleşmesiyle birlikte yürürlüğe girecek olup, bu kapanışın 2026 yılının ilk çeyreğinde yapılması bekleniyor.

Uygulama geliştiriciler Apple ücretlendirmeleri için düzenleme istiyor

0

20 uygulama geliştiricisi ve tüketici grubundan oluşan bir koalisyon, Avrupa düzenleyicilerine Apple’a (AAPL.O) karşı AB yasalarını uygulamaları çağrısında bulundu. Şirketin ücret yapısının, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki son bir mahkeme kararının ardından, Avrupalı ​​geliştiricileri ABD’li rakiplerine kıyasla haksız yere dezavantajlı duruma düşürdüğünü söylüyor.

Uygulama geliştiriciler Apple ücretlendirme politikası için değişiklik istiyor

2023 yılında yürürlüğe giren Avrupa Birliği Dijital Pazarlar Yasası (DMA), Apple gibi “kapı bekçisi” olarak adlandırılan büyük teknoloji platformlarının, kendi ekosistemlerinin dışındaki uygulama içi işlemleri ücretsiz olarak kolaylaştırmasını zorunlu kılıyor.

Koalisyonun itirazı, ABD mahkemesinin Apple’ın harici işlemlere ücret uygulama yeteneğini kısıtlayan kararı sonrasında ortaya çıkan eşitsizliğe ilişkin endişeleri yansıtıyor. Avrupa Komisyonu bu yılın başlarında, geliştiricilerin kullanıcıları alternatif ödeme yöntemlerine yönlendirmesini engellemek suretiyle Dijital Piyasalar Yasası’nı ihlal ettiği gerekçesiyle Apple’a 500 milyon euro (588 milyon dolar) para cezası vermişti.

AB kararının ardından Apple, küçük işletmeler için %13’ten App Store satın alımları için %20’ye kadar değişen ücretler ve harici işlemler için %5 ila %15 arasında değişen cezalar uygulamak üzere şartlarını revize etti .

Deezer (DEEZR.PA) gibi firmaları temsil eden Uygulama Adaleti Koalisyonu (CAF), yeni sekmede açılırProton ise bu revize edilmiş ücretlerin hâlâ DMA şartlarını ihlal ettiğini ve ABD’li geliştiricilerin mahkeme kararının ardından daha avantajlı koşullardan yararlandığını savunuyor.

CAF, yaptığı açıklamada, “Bu durum sürdürülemez ve uygulama ekonomisine zarar veriyor” diyerek Apple’ı şeffaflığı baltalamak ve yeniliği engellemekle suçladı. CAF’ın Küresel Politika Danışmanı Gene Burrus, AB’deki geliştiricilerin bu ücretlerin maliyetini ya üstlenmek ya da müşterilere yansıtmak zorunda kaldığını söyledi. Burrus: “Bu durum Avrupa şirketleri için de Avrupa tüketicileri için de kötü” dedi.

Vodafone’un yaptığı yatırımın değeri 480 milyar TL’yi aştı

0

Vodafone, Türkiye pazarına duyduğu güvenle yatırımlarını hız kesmeden sürdürüyor. Önümüzdeki yıl Türkiye’deki 20’nci yaşını kutlayacak olan Vodafone’un bugüne kadar yaptığı yatırımın reel değeri 480 milyar TL’yi aştı. Ekim ayında gerçekleşen 5G yetkilendirme ihalesinde verdiği teklifle Türkiye’ye 2025 yılında yapılan en büyük üçüncü uluslararası doğrudan yatırıma imza atan şirket, altyapıdan müşteri memnuniyetine kadar her alanda hayata geçirdiği yenilikçi uygulamalarla 5G’ye hazır durumda. Son 5 yılda şebekesine 80 milyar TL’yi aşkın yatırım yaparak kapasitesini 3 kattan fazla artıran Vodafone, bu süreçte müşteri memnuniyeti alanında yaptığı çalışmalarla da en düşük müşteri kaybına sahip operatör oldu. Vodafone Türkiye, 1 Nisan 2026 itibarıyla 81 ilde 922 ilçeye sunulacak 5G hizmetiyle, kapsama ve kullanıcı sayısı bakımından Vodafone Grubu’nun dünyada yaptığı en büyük 5G lansmanına imza atacak.

Şirketin 2025 yılı performansını ve 2026 hedeflerini paylaşmak üzere düzenlenen toplantıya Vodafone Türkiye CEO’su Engin Aksoy ve Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcıları katıldı. 

Güçlü finansal performans

Vodafone Türkiye’nin Nisan-Eylül 2025 döneminde servis gelirleri 64,8 milyar TL; Faiz, Amortisman ve Vergi Öncesi Kârı ise 23,7 milyar TL olarak gerçekleşti. Mobil abone sayısı 25,5 milyona, sabit genişbant abone sayısı 1,4 milyona ulaşan şirketin, Vodafone Yanımda ve Online Self Servis gibi dijital kanalları kullanan aylık aktif müşteri sayısı 17,8 milyon olurken, bu müşterilerin aylık toplam etkileşimi 430 milyon olarak kaydedildi. Vodafone müşterilerinin mobil data kullanımı ise 2.721 petabyte’a yükseldi. Vodafone yaklaşık 50 milyar TL’lik satın alma hacmi ve dolaylı olarak yarattığı 36 bin kişilik istihdamla, tedarikçiler ve iş ortaklarından oluşan büyük bir ekosisteme sahip bulunuyor.

Vodafone’da müşteriler 56,6 milyar TL tasarruf etti

Vodafone, 2025’te bireysel müşterileri için özellikle Vodafone FLEX ve Vodafone Happy platformları üzerinden avantajlar sunmaya devam etti. FLEX’te son 1 yılda farklı markalardan 2 milyondan fazla teknolojik ürün ve satış sonrası hizmet paketini müşterileriyle buluşturan şirket, 60’tan fazla kampanya gerçekleştirdi. Vodafone, FLEX ile önümüzdeki 5 yılda 10 milyon ürünü müşterilerine ulaştırarak onları 5G’nin yenilikçi dünyasına taşımayı hedefliyor. Diğer yandan, telekom sektörünün en büyük sadakat platformu Vodafone Happy’de 25 milyon Vodafone’lu için 50’den fazla marka indirim kampanyası düzenleniyor. Son bir yılda Happy’den 2,3 milyon marka indirim kodu alındı ve bu indirimlerle toplam 638 milyon TL değer sunuldu. Vodafone müşterileri ise toplam 56,6 milyar TL tasarruf etti.

Kurumsal müşteri sayısı 2 milyonu aştı  

Vodafone, “Vodafone Business” çatısı altında, Türkiye’de 2 milyon 100 bin küçük ve orta ölçekli işletmeye ve 6 bin büyük ölçekli kuruma iletişim altyapısı ve ileri teknoloji çözümleri sunuyor. Geçtiğimiz mali yılın ilk yarısına göre bulut hizmetlerinde %88, siber güvenlik hizmetlerinde ise %65 büyüme kaydeden şirket, bu yılın sonunda her ölçekten kurumsal müşterisinin en az %75’ini dijital teknoloji servislerinin tamamına erişilebilen Red Konsol platformuna taşımayı hedefliyor. 2025’te inovasyon merkezi MEXT’teki Vodafone Business Teknoloji Deneyim Alanı’nı yenileyen Vodafone, Gaziantep’te de Model Fabrika’nın içinde Vodafone Business Tech Hub’ın açılışını gerçekleştirdi. 

Müşteri memnuniyeti puanı 5 üzerinden 4,62’ye yükseldi

Vodafone, 2025’te %83’ü kadın olan 4.200 müşteri temsilcisi ve kişisel dijital asistan TOBi ile hizmet vermeye devam etti. Müşterilerinin %95’inin taleplerini 24 saat içinde çözüme ulaştıran Vodafone, 542 Müşteri Hizmetleri memnuniyet puanını 5 üzerinden 4,62’ye yükseltti. Ayda ortalama 30 milyon sohbet ve 100 milyonu aşkın diyalog gerçekleştiren TOBi’nin memnuniyet puanı 5 üzerinden 4,3’e ulaştı.

Toplam 23,7 milyon haneye fiberle hizmet verecek

Vodafone, 2025 yılının son çeyreğinde Türksat ile stratejik altyapı işbirliğine imza attı. Buna göre, Ocak 2026 itibarıyla 1,3 milyon haneye daha fiber internet hizmeti sunmaya başlayacak olan Vodafone, kendi fiber altyapısına ek olarak diğer altyapıları da kullanarak toplam 23,7 milyon haneye fiberle hizmet verecek. Böylece, fiber internet teknolojisini Türkiye’de en fazla sayıda haneye verme olanağına sahip telekom operatörü olacak.

Türkiye, global ölçekte stratejik bir merkez haline geldi 

2025’te Vodafone Grubu test ve inovasyon ortamını İspanya’dan Türkiye’ye taşıdı. İstanbul’da kurulan açık alan test ortamındaki yeni nesil mobil şebekede Open RAN, Massive MIMO, RedCap ve Ambient IoT gibi birçok yeni teknoloji ve özellik test edilerek 5G ve 6G’ye giden yolda yenilikçi çözümler tanıtılacak. Bu yeni gelişmeyle, Türkiye global ölçekte stratejik bir merkez haline geldi. Diğer yandan, Vodafone Türkiye’nin yapay zekâ destekli ve müşteri odaklı olarak yönettiği şebekesinde sunduğu deneyim kalitesi sayesinde, son 2 yılda net tavsiye skorunda %30’u aşan iyileşme sağlanırken, müşteri şikayetleri yarı yarıya azaldı.

Sistemlerinde 100’den fazla yapay zekâ modeli çalışıyor

Vodafone, 2025’te yapay zekâ dönüşümüne de hız verdi. Yapay zekâyı kurum genelinde sürdürülebilir biçimde kullanabilmek amacıyla modern ve ölçeklenebilir bir altyapı geliştiren şirket, veri merkezinde yapay zekâ uygulamalarına özel tasarlanmış ve yeni nesil GPU teknolojileri barındıran bulut temelli platformu sayesinde hem geleneksel hem de üretken yapay zekâ modellerini güvenli bir şekilde çalıştırabiliyor. Sistemlerinde 100’den fazla yapay zekâ modeli çalışan Vodafone, müşteri deneyimini geliştirmek için dijital asistanlarını daha sezgisel, anlayan ve doğru yönlendirme yapan bir yapıya taşıyor; şebekesini daha verimli ve öngörülü yönetmek için yapay zekâ destekli analiz sistemlerinden yararlanıyor; operasyonlarında tekrarlayan işleri azaltarak çalışanların uzmanlık gerektiren alanlara odaklanmasını sağlayan çözümler geliştiriyor; pazarlama alanında müşterilerine daha kişisel ve ilgili deneyimler sunmayı hedefleyen yapay zekâ modellerinden yararlanıyor.

Son 1 yılda 141 çalışan ebeveyn izninden yararlandı

Vodafone, 2025’te Türkiye’nin en iyi çalışan deneyimini sunan işvereni olma yolunda da adımlar attı. Son 4 yıldır hibrit çalışma modelinin uygulandığı şirkette ortalama olarak haftada 2 gün ofisten, 3 gün de evden çalışılıyor. Çocuk sahibi olan ya da evlat edinen tüm çalışanlara, cinsiyet fark etmeksizin, 16 haftalık ücretli izin hakkının sunulduğu ebeveyn izninden geçtiğimiz yıl 92 erkek ve 49 kadın çalışan yararlandı. Diğer yandan, Vflexy esnek yan haklar programı kapsamında, tüm çalışanlara, sağlık sigortasından yemek ve ulaşım desteğine kadar yan haklarını kişisel ihtiyaçlarına göre şekillendirme imkânı sağlanıyor. Düzenli olarak yapılan Sağlık Festivali ile de çalışanlar için ofis ergonomisinden HPV aşısı uygulamasına, göz ve işitme taramalarından kan tahlillerine kadar birçok sağlık hizmeti sunuluyor. 

Vakıf projeleriyle kadın ve çocuklara ulaşıyor

Vodafone, 2025’te sosyal alandaki yatırımlarına da devam etti. Vodafone Vakfı ve Habitat Derneği ortaklığında ortaokul ve lise öğrencilerine yapay zekâ eğitimleri vermek amacıyla yürütülen “Yapay Zekâ Yıldızları” projesinde, yeni dönemde 55 bin öğrenciye ulaşılması hedefleniyor. Vakfın Millî Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ile hayata geçirdiği “Dijital Benim İşim” projesinde, 11 deprem ilinde 15 binden fazla kadına Dijital Pazarlama ve Dijital Okuryazarlık eğitimleri verildi. Anne Çocuk Eğitim Vakfı işbirliğiyle Hatay, Gaziantep ve Adıyaman’da hayata geçirilen Çocuk ve Aile Merkezleri ile de 2 yılda 18 binin üzerinde çocuk, ebeveyn ve genç kadına ulaşıldı.

60 bin kişiye doğa eğitimi vermeyi hedefliyor

Sürdürülebilirlik alanında 2028’e kadar Avrupa’da ve 2040’a kadar tüm değer zincirinde net sıfır operasyona ulaşmayı hedefleyen Vodafone, hem kendi operasyonlarında iklim krizinin etkilerini en aza indiriyor, hem de dijital altyapısı ve IoT çözümleriyle müşterilerinin karbon ayak izlerini azaltmasına destek oluyor. Son olarak WWF Türkiye ve Habitat Derneği işbirliğiyle “Dünya İçin Lazım” projesini hayata geçiren Vodafone, bu kapsamda önümüzdeki 1 yılda 15 ton elektronik atığı dönüştürmeyi ve 60 bin kişiye doğa eğitimi vermeyi hedefliyor. Projede şu ana kadar 3,5 ton e-atık toplandı, doğa eğitimleriyle 39 bini aşkın kişiye ulaşıldı. Projeye destek veren gönüllü sayısı ise 232 oldu.

Vodafone Türkiye CEO’su Engin Aksoy şunları söyledi:

“Vodafone olarak, 2026’da Türkiye’deki 20’nci yılımızı kutlayacak olmanın gurur ve heyecanı içindeyiz. Türkiye’nin en büyük uluslararası doğrudan yatırımlarından birine imza atarak çıktığımız bu yolda ülkemiz için değer yaratma odağımızı ilk günden beri güçlü bir şekilde sürdürüyoruz. Bu odakla bugüne kadar yaptığımız toplam yatırımın reel değeri 480 milyar TL’yi aştı. Bu yıl gerçekleşen 5G yetkilendirme ihalesi için yaptığımız yatırımla Türkiye’ye 2025 yılında yapılan en büyük üçüncü uluslararası doğrudan yatırıma imza attık. Vodafone’un 5 kıtadaki 5G deneyiminden aldığımız güç ve Türkiye’de yaptığımız tüm bu yatırım ve hazırlıklarla 5G’ye hazırız. 5G’ye geçiş sürecinin iyi işleyen bir sabit genişbant politikası ve eşit altyapı erişimiyle desteklenmesinin de sektörümüzde adil rekabetin tesisi ve en yeni teknolojilerin tüketicilere en iyi şekilde ulaşması için kritik olduğuna yürekten inanıyoruz.  5G’li yeni döneme altyapının yanı sıra müşteri memnuniyetinde de güçlü bir hazırlıkla giriyoruz. Yapay zekâ tabanlı Şebeke Kalite Endeksi modeliyle şebeke kaynaklı müşteri şikâyetlerinde 2025’te bir önceki yıla göre %35 iyileşme kaydettik. Türkiye’de 5 yıldır en düşük müşteri kaybına sahip operatör olmayı sürdürüyoruz. Geçtiğimiz yıl başlattığımız Memnuniyet Merkezi programı kapsamında yürüttüğümüz çalışmalarla müşteri deneyiminde önemli iyileşmeler sağladık. Geçtiğimiz yıldan bu yana müşteri memnuniyeti anketlerimizde 8 puanlık bir artış görüyoruz. 5G ile hızlanacak dijital devrimin olmazsa olmaz unsurlarından biri de veri merkezleri. DAMAC Digital ortaklığıyla İzmir’de kurduğumuz ve toplam 100 milyon dolar yatırım tutarına ulaşacak veri merkezimizi önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde açmayı planlıyoruz. 2026 bizim için 5G yılı olacak. Global tecrübemiz, yerel uygulama gücümüz, sağlam altyapımız ve müşteri deneyimine yönelik yenilikçi uygulamalarımızla 5G’li yeni döneme dünden hazırız.”

Mükellef Teknoloji’ye Türkiye Kalkınma Fonu Liderliğinde Yeni Yatırım

0

Türkiye’de ve yurt dışında şirket kuruluşundan finansal yönetime kadar uzanan süreçleri uçtan uca yöneten Mükellef Teknoloji, Türkiye Kalkınma Fonu (TKF) liderliğinde gerçekleşen yatırım turunu, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının yatırımcısı olduğu Teknoloji ve İnovasyon Fonu ile mevcut yatırımcılarından Finberg ve APY Ventures’ın da katılımıyla başarıyla tamamladı. Mükellef Teknoloji aldığı yatırımla; KOBİ’lere yönelik dijital muhasebe ve regülasyon çözümlerini yaygınlaştırmaya odaklanırken, yeni ürünler geliştirmeyi de hedefliyor.

Amerika ve İngiltere’de vergi teknolojisi alanında yeni ürün atağı

Mükellef Teknoloji Kurucu Ortağı ve CEO’su Kenan Açıkelli, konuyla ilgili şu değerlendirmede bulundu: “Bugün geldiğimiz noktada bünyemizde bulunan Mükellef, Workhy ve Robom ürünlerimizle şirket kuruluşunun yanı sıra müşterilerimizin vergi yönetiminden muhasebe süreçlerine kadar tüm işlemlerini dijitale taşıyor ve kolaylaştırıyoruz. Ayrıca, küresel regülasyonlardan, basitleştirilmiş muhasebeye kadar iş süreçlerini de uçtan uca dijitalleştiriyoruz. Aldığımız yeni yatırımla, KOBİ’lere ve mikro işletmelere sunduğumuz dijital muhasebe ve regülatif çözümlerimizi yaygınlaştırarak; karmaşık süreçleri daha kolay ve verimli bir şekilde yönetilir hâle getirmeye devam edeceğiz. Bunlara ek olarak, ABD ve İngiltere’de vergi teknolojisi alanında yeni ürünler geliştirmenin yanında organik ve inorganik olarak büyümeye odaklanacak ve Mükellef Teknoloji’nin öncü çözümlerini daha geniş bir ekosisteme ulaştıracağız.”

Google Play Books Gemini ile entegre çalışacak

0

E-posta yazmanıza yardımcı olmaktan akıllı ev cihazlarını yönetmeye kadar, Google’ın Gemini’ı hayatınızın daha birçok alanına entegre oluyor. Yakında, telefonunuzda kitap okuma şeklinizi değiştirebilir.

Google Play Books Gemini entegre çalışacak

Android Authority, Google Play Books ve Sesli Kitaplar uygulamasının en son beta sürümünü (sürüm 2025.11.29.2) incelerken yakında gelecek bir Gemini entegrasyonunu keşfetti. Entegrasyon henüz aktif olmasa da, yayın bunu manuel olarak etkinleştirmeyi başardı ve bize yayınlandığında nasıl çalışabileceğine dair erken bir bakış sağladı.

Ekli ekran görüntülerinde gösterildiği gibi, uygulama, kullanıcı metin seçtiğinde görünen menüye yeni bir “Gemini’a Sor” düğmesi ekleyebilir. Henüz işlevsel olmasa da, bu düğme muhtemelen kullanıcıların seçilen metin hakkında Gemini’ye sorular sormasına, özetler oluşturmasına veya karmaşık konuları açıklamasına olanak tanıyacaktır.

Bu özellik, okuyucular için son derece faydalı olabilir; bağlamsal bilgi edinmelerini, karmaşık pasajların açıklamalarını, uzun bölümlerin özetlerini veya hatta yabancı terimlerin tanımlarını almalarını sağlayabilir. Google, uygulamaya doğrudan bir Gemini düğmesi ekleyerek, kullanıcıların metni Gemini uygulamasına veya bir tarayıcı penceresine kopyalayıp yapıştırma ihtiyacını da ortadan kaldıracak ve süreci çok daha sorunsuz hale getirecektir. Ancak, bu düğmenin kullanıcıları Gemini uygulamasına yönlendirip yönlendirmeyeceği veya asistanı bir katman olarak açıp açmayacağı, yani kullanıcıların uygulamadan çıkmadan yanıt almalarına olanak tanıyıp tanımayacağı henüz net değil. Benzer bir entegrasyonun sesli kitaplar için de mevcut olup olmayacağı konusunda da bilgi yok.

Google, bu Gemini entegrasyonu hakkında henüz resmi bir bilgi paylaşmadı. Bir APK incelemesinde keşfedildiği için, muhtemelen yakın zamanda veya hiç kullanıcılara ulaşmayacaktır. Google, entegrasyon yayına girene kadar ek değişiklikler yapabilir, bu nedenle yukarıdaki ekran görüntülerinde gösterilene benzemeyebilir.

Google Translate yapay zeka ile daha başarılı

0

Yapay zekasının artık daha “incelikli anlamlara” sahip ifadeler için daha doğal ve doğru metin çevirileri sağlayabileceğini söylüyor. Çeviri artık bazen faydasız olan doğrudan çeviriler yerine argo terimleri ve günlük konuşma ifadelerini de dikkate alacak.

Google Translate yapay zeka ile kullanışlı hale geliyor

Metin çeviri özelliğine yapılan son güncelleme ilk olarak ABD ve Hindistan’da kullanıma sunuluyor ve İngilizce ile Almanca, İspanyolca, Çince ve Arapça dahil olmak üzere yaklaşık 20 diğer dil arasında çeviri yapıyor. Bu özellik iOS ve Android için Çeviri uygulamasında ve web’de çalışıyor.

Gemini’nin konuşmadan konuşmaya çeviri özelliği de güncellendi, böylece artık Apple’ın AirPods Pro 3’ü gibi kulaklıklarınızda gerçek zamanlı çevirileri duyabilirsiniz. Google, şu anda ABD’deki Android için Çeviri uygulamasında beta aşamasında olan (iOS gelecek yıl gelecek) yeni işlevin, konuşmanın yönünü ve kimin ne söylediğini daha iyi anlamanız için “her konuşmacının tonunu, vurgusunu ve ritmini korumaya” çalıştığını söylüyor. Herhangi bir kulaklıkla çalışır ve 70’ten fazla dili destekler.

Son olarak, Google, Ağustos ayında Çeviri uygulamasına eklediği ve Duolingo’ya rakip olabilecek yapay zeka destekli dil öğrenme araçlarına daha fazla araç ekliyor. Duolingo gibi, Çeviri de artık yeni bir dil öğrenmeye kaç gün üst üste çalıştığınızı takip edebiliyor. Böylece zaman içindeki ilerlemenizi kontrol edebilirsiniz. Tembellik ettiğiniz için Duolingo’nun ünlü baykuşu kadar ısrarcı bir şekilde sizi uyaracak mı, belli değil.

Geri bildirim özelliği de geliştirildi, bu nedenle kelimeleri veya ifadeleri nasıl telaffuz ettiğiniz konusunda daha faydalı ipuçları almalısınız. Almanya, Hindistan ve İsveç, bu eğitim araçlarını artık kullanabilen 20 yeni ülke arasında yer alıyor.

Bir süredir pek ilgi göstermeyen Google, son zamanlarda Çeviri’ye yeni özellikler eklemekle meşgul oldu. Yeni dil alıştırma özelliğinin yanı sıra, geçen ay yapılan bir güncelleme ile “Hızlı” ve “Gelişmiş” çeviriler arasında seçim yapabilme özelliği eklendi. Bu sayede acele ettiğinizde (örneğin barda içki sipariş ederken) hızı önceliklendirebilir veya Gemini kullanarak daha doğru çeviriler alabilirsiniz.

Microsoft karbon kredisi kullanacak

0

Microsoft, biyoyakıt tesisinden 3.6 milyon metrik ton karbon giderme kredisi satın alıyor. Microsoft, Louisiana’da C2X’e ait bir biyoyakıt tesisinden 3.6 milyon metrik ton karbon giderme kredisi satın alacağını duyurdu. 2029 yılında faaliyete geçmesi planlanan tesis, orman atıklarını gemi ve uçaklara güç sağlamak ve kimyasal üretim için hammadde olarak kullanılabilecek metanol’e dönüştürecek. Tesis toplamda 500.000 metrik tondan fazla metanol üretecek. Yaklaşık 1 milyon metrik ton karbondioksit yakalanacak ve muhtemelen yer altında depolanacak.

Microsoft karbon kredisi için anlaştı

Bu satın alma, Microsoft’un son bir yılda yaptığı birçok satın almadan biri. Bunlar arasında Vaulted Deep ile 4.9 milyon metrik tonluk, CO280 ile 3.7 milyon metrik tonluk ve Chestnut Carbon’dan 7 milyon metrik tonluk anlaşmalar da yer alıyor. Microsoft’un veri merkezi ayak izini hızla genişletmesi, atmosferden ürettiğinden daha fazla karbonu uzaklaştırma taahhüdünü içeren 2030 yılını tehlikeye attı. Şirket aynı zamanda büyük miktarda yenilenebilir ve nükleer enerji satın alırken, bu tür karbon yenileme alımları gelecekteki fosil yakıt emisyonlarını dengelemeye yardımcı olacaktır.

Son zamanlarda Microsoft, tehlikeye atılmış karbon taahhüdünü yerine getirme konusunda zor bir durumda kaldı. Teknoloji şirketi yenilenebilir enerjiye büyük yatırımlar yaparken (emisyonlardan kaçınmak uygun ilk adım olarak kabul ediliyor), yarı iletkenler gibi sıfır sera gazı alternatifi olmayan bazı şeyleri kullanmak zorunda.

Microsoft, geçen yıl 14.9 milyon metrik ton sera gazı emisyonu ürettiğini, bunun da 2030 yılında negatif karbon emisyonuna ulaşmayı planladığı miktarın iki katından fazla olduğunu belirtti.

Windows 11 Android uygulamaları daha iyi çalıştıracak

0

Microsoft, Windows 11’de Android uygulamalarının akışının en can sıkıcı kısımlarından birini düzelten kullanışlı bir Phone Link yükseltmesi üzerinde çalışıyor. Yeni genişletilmiş görünüm seçeneği, Android uygulamalarını yıllardır kullanıcıların takılıp kaldığı dar, telefon boyutundaki pencerenin ötesine genişletmenizi sağlıyor. En son Phone Link güncellemesinde (sürüm 1.25112.33.0) kullanıma sunulan bu özellik, uygulamaların daha büyük monitörlerde daha doğal görünmesini sağlamayı amaçlıyor.

Windows 11 Android uygulamaları için yeni adım atıyor

Phone Link, PC ekranınızın boyutu ne olursa olsun, Android uygulamalarını her zaman telefonunuzu taklit eden dar bir dikey düzende yayınlıyordu. Bazı kullanıcılar, geçici bir çözüm olarak telefon ekranlarını döndürüyor ve ‘Telefon Ekranını Aç’ seçeneğine geçiyorlardı, ancak bu yalnızca yatay modu destekleyen uygulamalar için işe yarıyordu. Uber gibi uygulamalar yatay modu desteklemediği için rahatsız edici bir düzende sıkışıp kalıyorlardı.

Windows Latest’e göre, yeni genişletilmiş görünüm, pencere kontrollerinin yanına küçük bir simge ekliyor. Bu simgeye dokunmak uygulamayı genişletiyor, böylece masaüstü alanınızın daha fazlasını kullanıyor. Daha büyük ekranları zaten destekleyen uygulamalarla en iyi şekilde çalışır. Örneğin, VLC ve Amazon düzgün bir şekilde ölçeklenir ve pencereyi doldururken, Uber hala her iki tarafta kalın siyah çubuklar gösteriyor çünkü yalnızca dikey bir düzen için tasarlandı. WhatsApp daha iyi performans gösteriyor çünkü Android sürümü zaten tablet tarzı optimizasyona sahip.

Ancak sorun şu ki, genişletilmiş görünüm yazı tipi çözünürlüğünü artırmıyor. Bu nedenle metin uzatıldığında biraz bulanık görünebilir ve pencere hala maksimum boyuta getirilemez. Hatta varsayılan olarak sol kenara yapışıyor, bu da biraz garip geliyor. Henüz mükemmel değil, ancak güncelleme Phone Link’i daha iyi bir masaüstü tarzı Android deneyimine yaklaştırıyor ve daha sık güvenebileceğiniz bir şey haline getiriyor.

Windows 11 ile ilgili diğer haberlerde, Microsoft ayrıca günlük kullanımı iyileştirmek için birkaç kullanışlı yükseltme de sunuyor. Uygulama güncellemeleri ve kaldırmaları daha az zahmetli hale geliyor, kopyala yapıştır yeni gizlilik korumaları alıyor ve PC’nizi kişiselleştirmeyi bir telefonu özelleştirmeye biraz daha yaklaştıran yeni bir Temalar bölümü var.

Amazon yapay zeka özetleri geri çekti

0

Amazon, Fallout dizisinin ardından yapay zeka tarafından oluşturulan kötü sezon özetlerini geri çekti. İzleyiciler şirketin Fallout özetinde hatalar tespit etti ve şimdi tüm özetler kaldırıldı.

Amazon, izleyicilerin yapay zeka tarafından oluşturulan sezon özetlerindeki hataları fark etmesine yanıt olarak, bunları Prime Video’dan kaldırdı. Şirket, Kasım ayında yeni bir dizinin yeni sezonuna daha kolay geçiş yapmayı sağlamak amacıyla yeni Video Özetleri özelliğini duyurmuştu ancak bu özellik sorunluydu. Fallout için oluşturulan bir özet, dizinin konusu ve ortamı hakkında gerçek hatalar içeriyordu.

Amazon yapay zeka özetleri izleyicilerin tepkisini çekti

Amazon’un orijinal Video Özetleri duyurusuna göre, Prime Video’da özetler, web üzerinden izliyorsanız “Ekstralar” bölümünde veya dizinin sayfasındaki özel bir “özet düğmesi” aracılığıyla oynatılabiliyor. Şimdi Fallout ikinci sezon sayfasına giderseniz, hatalı özet kaldırılmış durumda. Aslında, en azından internette, Amazon’un özelliği test ettiği Fallout, Bosch, Upload, The Rig ve Tom Clancy’s Jack Ryan gibi diziler için şu anda video özetleri mevcut değil.

Video özetleri, Amazon’un yapay zekayı farklı ürün ve hizmetlerine entegre etmeye çalıştığı yollardan sadece biri. Şirket, kullanıcıların şikayet etmesinin ardından dublajları kaldırmadan önce Prime Video’daki bazı anime dizileri için yapay zeka tarafından oluşturulan İngilizce dublajlar sunmuştu. Amazon ayrıca Kindle Mağazası aracılığıyla satılan uzun soluklu kitap serileri için özetler oluşturmak için de yapay zeka kullanıyor.

Rivian yapay zeka destekli asistanı elektrikli araçlara geliyor

0

Rivian’ın kendi yapay zeka asistanını geliştirme yönündeki iki yıllık çabası 2026 yılının başlarında hayata geçecek. Bu gerçekleştiğinde, yapay zeka asistanı sadece R1T kamyonetinin ve R1S SUV’nin yeni nesil versiyonlarında değil, mevcut tüm elektrikli araçlarında da kullanıma sunulacak.

Rivian yapay zeka destekli asistanı araçlara entegre olacak

Sürücüler ve yolcular, yapay zeka asistanını kullanarak klima kontrollerini çalıştırabilecek ve aracın bilgi-eğlence sisteminde yer alan diğer görevleri yerine getirebilecekler. Ayrıca, Rivian mühendisleri tarafından geliştirilen bir ajans çerçevesi kullanarak araç sistemlerini üçüncü taraf uygulamalarla da bağlayacak. Rivian yaptığı açıklamada, Google Takvim’in yapay zeka asistanı içinde kullanıma sunulacak ilk üçüncü taraf uygulama olacağını belirtti.

Yazılım geliştirme şefi Wassym Bensaid Kaliforniya, Palo Alto’daki şirketin Yapay Zeka ve Otonomi etkinliğinde: “Buradaki güzellik, üçüncü taraf ajanları entegre edebilmemiz ve bunun gelecekte uygulamaların araçlarımıza nasıl entegre edileceğini tamamen yeniden tanımlamasıdır” dedi.

Rivian’a göre, yapay zeka asistanı, temellendirilmiş veri, doğal konuşma ve akıl yürütme için öncü büyük dil modelleriyle desteklenecek. Rivian CEO’su RJ Scaringe’nin dikey entegrasyonu artırma çabasını yansıtıyor. Bu kararlılık, Kaliforniya, Palo Alto’daki Yapay Zeka ve Otonomi etkinliğinde tam olarak sergilendi. Yapay zeka asistanının ötesinde, şirket, Arm ve TSMC ile iş birliği içinde geliştirilen özel bir 5nm işlemci de dahil olmak üzere, eller serbest sürüş destek sistemini genişletecek ve sonunda sürücülerin gözlerini yoldan ayırmasına olanak sağlayacak yeni bir yazılım ve donanım geliştirdiğini detaylandırdı.

Bu dikey entegrasyon çalışmaları yıllardır devam ediyor. 2024 yılında, elektrikli araç üreticisi, amiral gemisi R1T kamyonunun ve R1S SUV’unun iç yapısını tamamen yeniden tasarlayarak, batarya paketinden süspansiyon sistemine, elektrik mimarisine, sensör yığınına ve yazılım kullanıcı arayüzüne kadar her şeyi değiştirdi.

Bensaid liderliğindeki şirketin yazılım ekibi, yazılım yığınını geliştirmeye devam etti. Bensaid’e göre, daha küçük bir grup ise model ve platformdan bağımsız olacak şekilde tasarlanan yapay zeka asistanına odaklandı.

Google Willow çipi kuantum gücünü gösterecek

0

Google, en güçlü işlemcisi olan Willow çipi için uygulamalar geliştirmek üzere araştırmacıları davet etmek amacıyla İngiltere’nin ulusal kuantum hesaplama laboratuvarı ile ortaklık kuruyor.

Bu araştırma alanları arasında malzeme bilimi, kimya, tıp ve yaşam bilimleri yer alıyor. Bu girişim kapsamında, İngiltere Ulusal Kuantum Hesaplama Merkezi (NQCC), daha fazla İngiliz araştırmacının Willow kuantum işlemcisine erişimini genişletmek için Google Quantum AI ile ortaklık kurdu.

Google Willow çipi kuantum çalışmalarında kullanılacak

İngiliz araştırmacılar, Willow işlemcisine erişim için teklif sunmaya teşvik ediliyor. Bu işlemci, son teknoloji ürünü ve dünya lideri hata düzeltme yetenekleriyle biliniyor. Ortaklık, klasik bilgisayarların şu anda çözemediği sorunları çözerek disiplinler genelinde yeni gerçek dünya uygulamalarını ortaya çıkarmayı amaçlıyor.

Birleşik Krallık Bilim Bakanı Lord Vallance, 12 Aralık’ta yaptığı basın açıklamasında: “Google’dan gelen bu yeni kaynağa erişim, Britanya’nın kuantum yenilikçilerinin en ön saflarda kalmasına yardımcı olacak ve kuantum teknolojisini yeni ilaçların tasarımında, temiz ve uygun fiyatlı enerjiye geçişte ve daha birçok alanda kullanma çabalarını destekleyecektir. Tüm bu çalışmalar, Hükümetimizin ulusal yenilenme misyonu için çok önemlidir” dedi.

Kuantum cihazları, akıllı telefonlarımızda ve dizüstü bilgisayarlarımızda bulunan klasik bilgisayarlardan temel olarak farklı prensiplerle çalışır. Klasik bilgisayarlar bilgiyi basit ikili bitler (0 veya 1) olarak depolar.

Aralık 2024’te tanıtılan süper iletken kuantum işlemci Willow, kübitler üzerinde çalışır. Sonsuz sayıda olasılığı eş zamanlı olarak işlemek için süperpozisyon ve dolanıklık gibi parçacık fiziği olaylarından yararlanır. Sistemin potansiyel gücü, her ek kübit ile üstel olarak artar.

Willow’un performansı şaşırtıcıdır. Neredeyse 30 yıldır üzerinde çalışılan bir sorun olan kuantum hata düzeltmesinde önemli bir zorluğu çoktan çözmüştür. Özellikle, çip, sistem daha fazla kübit ile ölçeklendikçe hataları azaltır.

Bir kıyaslama testinde, çip standart bir hesaplamayı beş dakikadan kısa sürede tamamladı. Karşılaştırma yapmak gerekirse, aynı görevin dünyanın en hızlı süper bilgisayarlarından birinde akıl almaz bir süre olan “10 septilyon” yıl süreceği tahmin ediliyor; bu süre, Evrenin yaşını büyük ölçüde aşıyor.

Nikel katkılı oksit katotlar elektrikli araçlarda kullanılacak

0

Geliştirilmiş katot malzemesi kullanılarak elektrikli araç bataryalarının kapasite kaybı neredeyse %50 oranında azaltıldı. Rusya’daki araştırmacılar, batarya ömrünü uzatmalarına yardımcı olan katot malzemesini geliştirdiler.

Skoltech araştırmacıları, katot malzemesine yüksek değerlikli tantal eklemeyi önerdi ve %0,5 mol tantal oksit (Ta₂O₅) eklemenin, döngü başına batarya kapasite kaybı oranını neredeyse yarıya indirdiğini keşfetti.

Nikel katkılı oksit katotlar geleceğin elektrikli araç bataryalarına güç sağlayacak

Bu çalışma, elektrikli araçlar, elektronik cihazlar ve enerji depolama sistemleri için daha dayanıklı, güvenli ve güçlü lityum iyon bataryalar oluşturmanın yolunu açıyor. Araştırma ekibi, modern lityum iyon bataryaların daha fazla enerji depolamak için katmanlı nikelce zengin oksit katotlar kullandığını ortaya koydu. Bununla birlikte, nikel içeriği ne kadar yüksekse, batarya o kadar hızlı bozulur. Tekrarlanan şarj ve deşarj, malzeme parçacıklarında yavaş yavaş çatlakların oluşmasına ve kapasite kaybına yol açar.

Olası bir çözüm, nikel içeriğinin katot parçacığının merkezinde en yüksek olduğu bir konsantrasyon gradyan yapısı oluşturmaktır. Ardından, manganez ve kobalt stabilizatörlerinin konsantrasyonu artarken, yüzey yönüne doğru yavaşça azalır. Basın bültenine göre, en önemli ilk zorluk bu gradyanın oluşturulmasıyla ilgili.

Ortak yazar ve Skoltech Malzeme Bilimi Doktora öğrencisi Lyutsia Sitnikova: “Gradyan yapılarında, optimum kalınlıkta ve kararlı manganez ve kobalt açısından zengin bir yüzey oluşturmak ve geçiş metal içeriğinin parçacığın merkezinden kenarlarına doğru doğrusal bir şekilde değişmesini sağlamak çok zordur” diyor

Sitnikova: “Bunu başarmak için, temel sentez parametreleri değiştikçe katot aglomeratındaki nikel, manganez ve kobalt konsantrasyonunun nasıl değişeceğini tahmin eden bir matematiksel model geliştirdik. Araştırmamız, modelimizin parçacıkların küresel şeklini ve yarıçapını hesaba katması bakımından diğer çalışmalardan farklıdır. Bu modeli kullanarak üç farklı gradyan yapı türü sentezledik ve hesaplamaları deneysel verilerle doğruladık” dedi.

Araştırma ekibi ayrıca, malzemenin yüksek sıcaklıkta lityum ile katkılanmasını içeren son üretim aşamasında gradyanın korunmasının da bir başka zorluk olduğunu belirtti. Bu sorunu gidermek için ekip, malzemeye tantal oksit ekledi.

İngiltere modüler reaktör projesine çalışıyor

0

Dünyanın en kolay konuşlandırılabilir küçük modüler reaktörü İngiltere’de önemli bir kilometre taşına ulaştı. GE Vernova Hitachi Nuclear Energy’nin küçük modüler reaktörü İngiltere’de düzenleyici bir kilometre taşına ulaştı. BWRX-300 küçük modüler reaktörü (SMR), İngiltere’deki Genel Tasarım Değerlendirmesi (GDA) sürecinin 2. aşamasını tamamladı.

İngiltere modüler reaktör projesine hız verdi

GVH İngiltere Ülke Lideri Andy Champ: “GDA’nın 2. aşamasını tamamlamak önemli bir düzenleyici kilometre taşıdır. Bu, herhangi bir teknoloji sağlayıcısının 1. ve 2. aşamaları tamamlamasının en hızlı yoludur ve Kanada’daki inşaat çalışmalarımızdaki ilerlememizin değerini gerçekten göstermektedir; ayrıca BWRX-300’ün küresel olarak ilerlemeye devam ettiğinin bir başka işaretidir” dedi.

GE Vernova, BWRX-300’ün Aralık 2024’te GDA sürecinin 1. aşamasını tamamladığını ve GVH’nin 2. aşamanın tamamlanmasıyla ilgili resmi bildirim aldığını açıkladı. Nükleer Düzenleme Ofisi (ONR), Çevre Ajansı (EA) ve Galler Doğal Kaynaklar Kurumu (NRW), yeni reaktör tasarımlarının güvenlik, emniyet ve çevre koruma açısından en yüksek standartları karşılamasını sağlamak için GDA sürecini kullanmaktadır. GE Vernova Hitachi Nükleer Enerji’nin basın açıklamasına göre, ONR ve EA’nın açıklamaları, 2. aşama değerlendirmelerinin BWRX-300 tasarımında temel güvenlik, emniyet veya çevre koruma eksiklikleri tespit etmediğini göstermektedir.

BWRX-300’ü Polonya ve Doğu Avrupa’da devreye almak için çalışan Orlen Synthos Green Energy (OSGE), düzenleyici derslerden faydalanmak amacıyla İngiliz hükümetinin Geleceğin Nükleer Enerjisini Etkinleştirme Fonu projesi kapsamında BWRX-300 için GDA’ya ortak yatırım yapmıştır.

OSGE CEO’su Rafał Kasprow: “Bugün, İngiltere’ye çok ihtiyaç duyulan uygun fiyatlı, temiz ve güvenilir enerji sağlama yolunda bir adım daha attık. GDA 2. Adımını tamamlayarak, BWRX-300 dünyanın en kullanıma hazır küçük modüler reaktörü olduğunu kanıtlamaya devam ediyor” dedi.

GE Vernova ayrıca, ilk BWRX-300’ün Toronto yakınlarındaki Ontario Power Generation’ın (OPG) Darlington sahasında inşasının devam ettiğini vurguladı. Sahada toplam dört ünite planlanıyor. ABD Nükleer Düzenleme Komisyonu, Tennessee Valley Authority’nin (TVA) ABD’deki ilk BWRX-300’ü Tennessee, Oak Ridge’deki Clinch River sahasında inşa etme başvurusunu kabul etti ve inceliyor. OPG, TVA, Duke Energy ve Polonya’daki Synthos Green Energy, BWRX-300’ün standart tasarımına yatırım yapıyor. GE Vernova’ya göre, bu gelişmeler GVH’nin SMR’leri ticari olarak dünya çapındaki müşterilere sunma ve yaygınlaştırma konusundaki ilerlemesini ve liderliğini destekliyor.

Google nükleer enerji ile çalışan kampüsler geliştiriyor

0

Google ve NextEra, nükleer enerjiyle çalışan GW sebiyelerinde yapay zeka kampüsleri geliştirmek için iş birliklerini genişletiyor. NextEra Energy ve Google Cloud, devam eden iş birliklerini önemli ölçüde genişleterek, Amerika Birleşik Devletleri genelinde birden fazla gigawatt (GW) ölçekli veri merkezi kampüsü geliştirmek üzere tasarlanmış bir ortaklık kurduklarını duyurdu.

Google nükleer enerji ile çalıan veri merkezi kampüsleri kuruyor

Bu yeni girişim, halihazırda faaliyette olan veya sözleşme altında bulunan yaklaşık 3,5 GW’lık güç kapasitesini kapsayan iki şirket arasındaki önemli mevcut portföye dayanıyor. Anlaşma, teknoloji sektörünün artan enerji gereksinimlerini ele alıyor; bu eğilim, şirketlerin Oklahoma’daki elektrik şebekesine 600 MWtemiz enerji kapasitesi eklemek için yakın zamanda yaptıkları anlaşmalarla daha da vurgulanıyor.

Şirketler şu anda bu yeni anlaşma kapsamında ilk üç kampüs için aktif geliştirme aşamasında bulunuyor ve Google Cloud Marketplace’te ilk ticari teknoloji ürünlerinin piyasaya sürülmesi için 2026 yılının ortasını hedef olarak belirledi.

Bu iş birliği, kritik altyapı engellerini sistematik olarak ele alarak veri merkezlerinin konuşlandırılmasını hızlandırmaya odaklanıyor. Bu zorluklar arasında arazi edinimi, yük ara bağlantısının yönetimi ve büyük ölçekli yapay zeka operasyonlarını sürdürmek için gerekli olan destekleyici enerji üretim kaynaklarının eş zamanlı geliştirilmesi yer almaktadır. Bu enerji stratejisinin merkezi bir bileşeni, elektrik şebekesini desteklemek için nükleer enerji kapasitesinin yeniden canlandırılmasını içermektedir.

Basın bülteninde: “Şirketler en son olarak Iowa’daki Duane Arnold Enerji Merkezi’nin yeniden faaliyete geçmesini ve ardından Google’ın teknoloji altyapısını desteklemek için Oklahoma’nın elektrik şebekesine 600 megavat temiz enerji kapasitesi eklemek üzere iki yeni uzun vadeli enerji satın alma anlaşması imzaladığını duyurdu” ifadeleri yer aldı.

Bu yeniden faaliyete geçmeyi kolaylaştırmak için NextEra Energy, ABD Federal Enerji Düzenleme Komisyonu’ndan (FERC) kapatılan tesis için şebeke bağlantı haklarının geri verilmesini resmen talep etti. Bu düzenleyici başvuru, daha önce nükleer santralden aynı yerde planlanan bir güneş enerjisi projesine devredilen ara bağlantı haklarını geri kazanmayı amaçlamaktadır.

Bu hamle, NextEra’nın Ocak ayında ABD Nükleer Düzenleme Komisyonu’na (NRC) yaptığı lisans değişikliği başvurusunun ardından geldi ve istikrarlı talebi karşılamak için güneş enerjisinden nükleer enerjiye doğru belirgin bir geçişi işaret ediyor.

Google Disco deneysel yapay zeka suunyor

0

Google Disco, sekmelerinize dayalı yapay zeka araçları oluşturan deneysel bir web tarayıcısı olarak duyuruldu. GenTabs, Google Labs’ın yeni ‘keşif aracı’nın ilk özelliği niteliğinde. Google Labs’ın en yeni deneyi, şirketin yapay zeka destekli web tarama yaklaşımı olan Disco oldu. Disco’nun ilk özelliği, Google’ın Gemini 3 modeline dayanan GenTabs’tir.

Google Disco deneysel yapay zeka özellikleri

GenTabs, kullanıcı istemleri, açık sekmeler ve sohbet geçmişinin bir karışımından oluşturulan etkileşimli widget’lardır. Önizleme örnekleri, GenTabs’in bir çalışma aracı olarak entropiyi göstermek için bir model oluşturabileceğini veya bir seyahat planı oluşturmak için gezi fikirlerini tek bir ekranda toplayabileceğini göstermektedir. GenTab, doğal dil istekleriyle daha da geliştirilebilir ve ayrıca yararlı olabilecek eklemeler için bağlamsal öneriler sunacaktır. Google’ın bu konsepti duyuran blog yazısında, bir GenTab’de verilen bilgilerin kaynaklarına bağlantılar içereceği belirtiliyor.

Google, Disco ve GenTabs’i denemek isteyenler için bir bekleme listesi oluşturdu, ancak şimdilik yalnızca macOS’ta kullanılabiliyor. Google Labs projeleri her zaman resmi bir kamu sürümüne kadar gitmiyor ve şirket, GenTabs’in bu deneysel aşamada muhtemelen bazı aksaklıklar göstereceğini bile kabul etti. Ancak büyük teknoloji şirketlerinin yapay zeka araçlarını tarayıcılara entegre etmenin en iyi ve en hızlı yollarını aradıkları aylardır açıkça görülüyor. Bu nedenle yakında bu türden daha fazla özelliğin ortaya çıkması muhtemel görünüyor.

Batarya maliyetleri beklenen seviyeye düşüyor

0

Son iki yılda batarya maliyetleri önemli ölçüde düştü. Ember’e göre, 2024’teki sert düşüşün ardından 2025’te daha da düşüşler yaşandı ve bu da depolamayı sevk edilebilir güneş enerjisi için ulaşılabilir hale getirdi.

Batarya maliyetleri için gelecek tahminleri

Enerji düşünce kuruluşu Ember’in, Ekim 2025’te İtalya, Suudi Arabistan ve Hindistan’da yapılan ihalelere ve aktif geliştiricilerle yapılan görüşmelere dayanan analizi, Çin ve Amerika Birleşik Devletleri dışında dört saat veya daha uzun süreli projeler için şebekeye bağlı tam ölçekli bir batarya sisteminin maliyetinin 125$/kWh olduğunu gösteriyor. Çin’den teslim edilen temel batarya ekipmanının maliyeti şu anda yaklaşık 75$/kWh iken, kurulum ve şebeke bağlantısı yaklaşık 50$/kWh daha ekliyor.

Depolamanın seviyelendirilmiş maliyeti (LCOS), sermaye maliyetleri, finansman, verimlilik, ömür ve bozulmayı hesaba katarak 65$/MWh olarak hesaplanıyor. Daha uzun ömürler, daha yüksek verimlilikler ve ihaleler gibi daha net gelir modelleriyle desteklenen daha düşük finansman maliyetleri, bu düşüşe katkıda bulundu. Ember, kullanıcıların özel varsayımlar kullanarak LCOS’u (Yaşam Döngüsü Maliyeti) değerlendirmelerine olanak tanıyan canlı bir hesaplayıcı sunuyor.

Ember’in küresel elektrik analisti Kostantsa Rangelova: “2024 yılında pil ekipmanı maliyetlerinde %40’lık bir düşüşün ardından, 2025 yılında da büyük bir düşüşe doğru ilerlediğimiz açıkça görülüyor. Pillerin ekonomisi tanınmaz hale geldi ve sektör bu yeni paradigmaya ancak yeni yeni alışıyor” dedi.

Güneş enerjisi üretiminin çoğu gündüz gerçekleştiğinden, sevk edilebilir arz sağlamak için sadece bir kısmının depolanması gerekiyor. Gündüz güneş enerjisinin yarısı geceye kaydırılırsa, 65$/MWh depolama maliyeti toplam güneş enerjisi maliyetlerine yaklaşık 33$/MWh ekliyor. 2024 yılında küresel ortalama güneş enerjisi fiyatı 43$/MWh idi ve depolama ile birlikte toplam elektrik maliyeti 76$/MWh oldu.

Rangelova: “Güneş enerjisi artık sadece ucuz gündüz elektriği değil, artık her zaman sevk edilebilir elektrik. Bu, hızla artan talebe ve güçlü güneş enerjisi kaynaklarına sahip ülkeler için oyunun kurallarını değiştirecek bir gelişme” dedi.

Google yapay zeka destekli kıyafet deneme özelliği sunuyor

0

Google, yapay zeka destekli sanal kıyafet deneme özelliğini güncelleyerek, kullanıcıların sadece bir selfie kullanarak kıyafetleri sanal olarak denemelerine olanak tanıyor. Şirket yaptığı açıklamada, eskiden kullanıcıların bir kıyafeti sanal olarak denemek için tam vücut fotoğraflarını yüklemeleri gerektiğini, şimdi ise Google’ın Gemini 2.5 Flash Görüntü modeli olan Nano Banana’yı kullanarak kendilerinin tam vücut dijital bir versiyonunu oluşturabileceklerini duyurdu.

Google yapay zeka destekli kıyafet deneme

Kullanıcılar normal bedenlerini seçebilir ve özellik daha sonra birkaç görüntü oluşturacaktır. Buradan kullanıcılar, varsayılan deneme fotoğrafı olarak kullanmak üzere birini seçebilirler. İstenirse, kullanıcılar yine de tam vücut fotoğrafı kullanma veya çeşitli vücut tiplerine sahip modeller arasından seçim yapma seçeneğine sahiptir.

Google, sanal kıyafet deneme özelliğini ilk olarak Temmuz ayında kullanıma sunmuş ve kullanıcıların Arama, Google Alışveriş ve Google Görseller’deki Alışveriş Grafiği’nden giyim ürünlerini denemelerine olanak tanımıştı. Özelliği kullanmak için kullanıcıların bir ürün listesine veya giyim ürünü sonucuna dokunmaları ve “dene” simgesini seçmeleri gerekiyor.

Bu hamle, Google’ın sanal yapay zeka deneme alanına yaptığı yatırımlarla aynı zamana denk geliyor; şirket bu amaç için özel olarak tasarlanmış ayrı bir uygulamaya sahip. Doppl adlı uygulama, yapay zeka kullanarak farklı kıyafetlerin üzerinizde nasıl durabileceğini görselleştirmeye yardımcı olmak üzere tasarlandı.

Bu haftanın başlarında, teknoloji devi uygulamayı, kullanıcıların yeni ürünleri keşfedip sanal olarak deneyebilmeleri için öneriler gösteren alışveriş yapılabilir bir keşif akışı ile güncelledi. Akıştaki neredeyse her şey, satıcılara doğrudan bağlantılarla alışveriş yapılabilir durumda.

Keşif akışı, gerçek ürünlerin yapay zeka tarafından oluşturulmuş videolarını içeriyor ve kişiselleştirilmiş tarzınıza göre kıyafet önerileri sunuyor. Bazıları yapay zeka tarafından oluşturulmuş bir akıştan hoşlanmayabilirken, Google bunu muhtemelen TikTok ve Instagram gibi platformlar sayesinde insanların zaten aşina olduğu bir formatta ürünleri sergilemenin bir yolu olarak görüyor.

Rivian otonom sürüş çipi tanıtıldı

0

Rivian Automotive, Nvidia işlemcilerinden uzaklaşarak, otonom sürüş için ilk özel bilgisayar çipini ve rakibi Tesla’nın fiyatlarının çok altında fiyatlarla Autonomy+ adlı yeni bir ücretli sürücü destek paketini tanıttı.

Kamyonet ve SUV üreticisinin hisseleri öğleden sonraki işlemlerde yaklaşık %8 düşüş göstererek, neredeyse bir yıldır görülen en büyük yüzdesel düşüşü yaşadı. Rivian’ın ilk Otonom Sürüş ve Yapay Zeka Günü’nde yapılan duyurular, dünya çapındaki otomobil üreticilerinin, uzun zamandır beklenen ve çeşitli teknik zorluklarla karşılaşan otonom sürüş teknolojilerini destekleyen yapay zeka sistemlerine milyarlarca dolar yatırım yaptığı bir dönemde geldi.

Rivian otonom sürüş çipi

Rivian, uzun vadeli hedefinin, bir aracın belirli koşullarda insan müdahalesi olmadan çalışabileceği Seviye 4 otonom sürüş olduğunu ve Büyük Sürüş Modeli adı verilen, çok miktarda gerçek ve simüle edilmiş sürüş verisi üzerinde eğitilmiş yeni temel yapay zeka modelinin bu çabaları destekleyeceğini söyledi.

Rivian Otonomi İşlemcisi adı verilen yeni şirket içi çip, araçların kameralardan, LIDAR’dan ve diğer sensörlerden gelen verileri işleme kapasitesini artıracak ve bu da daha yüksek otonom sürüş seviyelerine ulaşma hedefinde kilit rol oynayacak.

CEO RJ Scaringe; şirketin derin dikey entegrasyonu, düşük üretim seviyelerinde maliyetli olsa da, tedarikçi marjlarını ortadan kaldırarak ve bileşenleri ihtiyaçlarına göre uyarlayarak büyük ölçekte önemli bir maliyet avantajı sağlıyor dedi.

Scaringe: “Bence asıl soru, ne zaman ve hangi yapıda lisanslamak isteyeceğimiz? Ama bunu kesinlikle bir fırsat olarak görüyoruz” dedi. Tesla da Samsung ve Taiwan Semiconductor Manufacturing Co. tarafından üretilen kendi yapay zeka çiplerini geliştiriyor.

Mavka Capital’in yönetici ortağı ve Rivian yatırımcısı Vitaly Golomb: “Özel silikon geliştirmek sermaye yoğun bir iş, ancak uzun vadede doğru bir hamle. Görünüşe göre zaten birkaç yıldır yatırım yapıyorlar, bu yüzden maliyetlerde büyük bir artış beklemiyorum” dedi.

Rivian’ın kıdemli başkan yardımcısı Vidya Rajagopalan, şirketin “2026 sonlarında piyasaya sürüldüğünde, bunun Kuzey Amerika’daki tüketici araçlarında bulunan en güçlü sensör ve çıkarımsal işlem kombinasyonu olacağını” beklediğini söyledi.

Endüstriyel karbondioksit yakalama çözümleri için talep artıyor

0

Grafen membranlar, endüstriyel karbondioksit yakalama için verimli ve düşük maliyetli bir seçenek sunuyor. Karbon yakalama, çimento ve çelik endüstrileri de dahil olmak üzere fosil yakıtlara bağımlı endüstriler için giderek daha önemli hale geliyor. Doğalgaz santralleri, kömür santralleri ve çimento fabrikaları büyük miktarda CO₂ salıyor ve bu emisyonları azaltmak, özel yakalama sistemleri olmadan zor. Günümüzde çoğu tesis, CO₂’yi emen solvent bazlı sistemlere güveniyor. Ancak bu sistemler çok fazla ısı kullanıyor, büyük altyapı gerektiriyor ve işletme maliyetleri yüksek olabiliyor.

Endüstriyel karbondioksit yakalama çözümleri

Daha küçük, elektrikle çalışan bir alternatif ise, alanın “membran” sistemi olarak adlandırdığı bir sistemdir. Bir membran, belirli gazların diğerlerinden daha kolay geçmesine izin veren ultra ince bir filtre gibi çalışarak CO₂’yi baca gazının geri kalanından ayırır. Sorun şu ki, birçok membran, özellikle doğalgaz santrallerinde yaygın olan düşük CO₂ seviyelerinde verimliliğini kaybediyor ve bu da kullanım alanlarını sınırlıyor.

EPFL’de yapılan yeni bir çalışma, yeni bir membran malzemesi olan piridinik grafenin büyük ölçekte nasıl çalışabileceğini analiz etti. Bu, diğer gazlara kıyasla CO₂’yi tercih eden küçük gözeneklere sahip tek katmanlı bir grafen levhadır. Araştırmacılar, deneysel performans verilerini, enerji kullanımı ve gaz akışı gibi gerçek çalışma koşullarını simüle eden modelleme araçlarıyla birleştirdiler. Ayrıca, malzemenin ticari tesislerde kullanıma sunulduktan sonra nasıl davranabileceğini görmek için geniş bir maliyet senaryosu yelpazesini de incelediler.

Çalışma, EPFL’de İleri Ayırmalar alanında Gaznat Kürsüsü’nü elinde bulunduran Marina Micari ve Kumar Varoon Agrawal tarafından yönetildi. Nature Sustainability dergisinde yayınlanan çalışma, grubun ölçeklenebilir grafen membranlar geliştirme konusundaki önceki araştırmalarına dayanmaktadır. Agrawal: “Teknolojiyi ölçeklendirirken, karbon yakalamanın çeşitli sektörlerinde enerji kullanımındaki ve maliyetindeki azalmanın etkilerini anlamak önemlidir. Bu çalışma bunu ele alıyor” diyor.

Çevrimiçi dolandırıcılık düşük maliyetlerle aşılabiliyor

0

Çevrimiçi dolandırıcılığın en önemli engeli, çok düşük maliyetlerle aşılabiliyor. Cambridge Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, sahte sosyal medya hesaplarının oluşturulmasının önündeki temel bir engelin, her seferinde sadece birkaç sent karşılığında aşılabileceğini belirledi. Bu da çevrimiçi dezenformasyon çabalarına karşı engellerin ne kadar düşük olduğunun bir göstergesi.

Çevrimiçi dolandırıcılık için alınabilecek basit önlemler var

Dijital platformlar, sahte hesaplara ve dolandırıcılara karşı çeşitli savunma mekanizmalarına sahip, ancak en önemlilerinden biri, bir telefon numarasına kısa mesaj (SMS) yoluyla kod gönderme uygulamasıdır. Bu aktivasyon mesajları, her hesabın gerçek bir telefona bağlı olmasını sağlamayı amaçlamaktadır, ancak araştırmacılar, genellikle tanesi 30 ABD sentinden daha az bir ücretle tek kullanımlık telefon numaraları sunan bir dizi SMS aktivasyon hizmetini haritalandırdı.

Çalışmanın ortak yazarlarından Cambridge öğretim üyesi Jon Roozenbeek, Science dergisinde yayınlanan bulguların, hesap dolandırıcılığının önündeki temel bir engelin kolayca aşılabildiğini gösterdiğini söyledi.

Araştırmacılar, dünya genelindeki çeşitli sosyal medya platformlarında sahte hesap oluşturmanın maliyetlerine ilişkin rakamlar elde etmek için, talep üzerine SMS doğrulama hizmeti sunan dört sağlayıcıdan (SMSActivate, 5Sim, SMShub ve SMSPVA) bir yıllık veri topladıklarını söyledi.

SMS aktivasyonu, bir hesabın bloke edilmeyeceğinin garantisini vermez, ancak propaganda üzerine araştırmalar yapan Roozenbeek, bazı durumlarda tek kullanımlık numaralar kullanarak hesap oluşturarak bulgularını doğruladıklarını söyledi. Ara sıra engellendiklerini ancak en az bir hizmette “her denediğimizde başarılı olduk” dedi.

Şirket: “Tüm geçerli düzenlemelere tamamen uyumlu, resmi, yasal olarak faaliyet gösteren bir şirketiz” dedi. Hizmetlerinin testçiler, pazarlamacılar ve “kişisel verilerini koruma konusunda endişe duyan sıradan bireyler” tarafından kullanıldığını ekledi.

Yeni piyasaya sürülen bir platformda yer alan araştırmacıların bulgularına göre, Amerika Birleşik Devletleri de dahil olmak üzere birçok ülkeyle ilişkili telefon numarası doğrulama işlemleri, numara başına 20 ila 30 sent arasında bir maliyetle gerçekleştirilebiliyor. Araştırmacılar, İngiliz, Rus ve Endonezya numaralarının 10 sent veya daha az bir fiyatla en ucuzlar arasında olduğunu belirtti. SIM kartların daha pahalı olduğu ve satın alımlarıyla ilgili düzenlemelerin daha katı olduğu Japonya ve Avustralya’nın ise sırasıyla yaklaşık 5 ve 3 dolar ile en pahalılar arasında olduğunu tespit ettiler.