iyzico altyapısına yatırım yaptı

0
iyzico, büyümesini daha da hızlandıracak önemli bir yatırım ve çalışmaya imza attı. Kuruluşundan bu yana geçen 2 yılı aşkın süre içinde 14 bin kayıtlı üye iş yerine ulaşan iyzico, altyapısını çok daha geniş ölçekte hizmet verebilecek şekilde yeniledi. Dünya Bankası Grubu üyesi IFC’nin önderliğinde kısa bir süre önce 16 milyon TL’lik yatırım alan iyzico’nun altyapısında yaptığı yenilik, bu yatırımla birlikte belirlediği bölgesel liderlik hedefine yönelik çok önemli bir hamle olarak dikkat çekiyor. Hızlı ve kararlı büyümesini sürdüren iyzico’nun, sadece Türkiye’de değil, bölgede de lider konuma gelmesini sağlayacak önemli bir hamle olan yeni altyapısı, e-ticaret şirketlerine büyük kolaylıklar sunan yenilikçi özellikler taşıyor. Türkiye’de ödeme ve pazaryerleri konusundaki en tecrübeli isimlerden biri olan iyzico CPO’su Hakan Erdoğan’ın liderliğinde tamamen Türk yazılım mühendislerinden kurululan 6 kişilik uzman ekip tarafından geliştirilen ve Java 8 teknolojisiyle kurulan servis odaklı altyapı, gelişmiş sanal pazaryeri desteği ve ölçeklenebilir yapısı ile  öne çıkıyor. 27 Haziran 2015’te yürürlüğe girecek olan 6493 sayılı “Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Kanunu” uyarınca emanet modeliyle çalışan sanal pazaryerlerinin kanuna uyumlu olmak için izlemesi gereken yollardan biri ödeme kuruluşlarıyla çalışmak. Bu alanda uzman kadrosuyla Türkiye’de lider olan iyzico, yenilenmiş altyapısı ile söz konusu sanal pazaryerlerinin hem faaliyetlerini yeni kanuna uyumlu biçimde sürdürebilmelerini hem de operasyonel maliyetleri düşürüp finansal yükten kurtulmalarını sağlıyor. Sahibinden.com iyzico’yu tercih etti Tamamen iyzico ekibi tarafından geliştirilen, dünya standartlarında özellikler ve kolaylıklar sunan yeni altyapı, Türkiye’de pazaryeri odaklı birçok e-ticaret şirketi tarafından ilgiyle karşılandı. Yeni altyapının API’lerinin açılmasıyla birlikte 20’ye yakın pazaryeri ile anlaşma sağlandı. Bunlar arasında, Türkiye’nin pazaryeri bazlı en büyük e-ticaret şirketlerinden Sahibinden.com da yer alıyor. Sahibinden.com, GET (Güvenli E-Ticaret) platformunun ödeme hizmet sağlayıcısı olarak yenilikçi özellikleri ve e-ticaret şirketlerine sunduğu avantajlarla öne çıkan iyzico’nun yeni altyapısındaki pazaryeri çözümünü kullanıyor. Armut.com, Zebramo.com, Zet.com ve Gardrops.com gibi popüler pazaryeri girişimlerine ödeme hizmeti sunan iyzico, Bizde.com, Garajyeri.com, Onlira.com, Degerliesyalar.com, Onpano.com olmak üzere yirmiye yakın sanal pazaryerine de yeni altyapısıyla destek verecek.
iyzico CEO’su Barbaros Özbugutu
iyzico CEO’su Barbaros Özbugutu
iyzico CEO’su Barbaros Özbugutu, “Ülkemizde ödeme sistemleri sektörüne öncülük eden ve Ar-Ge’yi stratejisinin temeline alan bir şirket olarak, dünya standartlarında hizmet sunan yeni platformumuzu Türkiye’de tamamen yerel bir ekiple geliştirmek bizim için çok büyük bir gurur kaynağı. Yaptığımız bu ciddi altyapı yatırımı ile gücümüze güç katıp, sadece Türkiye’de değil bölgede de ödeme sistemleri denildiğinde akla gelen ilk marka olma hedefimize doğru önemli bir adım daha attık. Alanında uzman isimleri bir araya getirip, adeta ödeme sistemlerinin milli takımı haline gelen iyzico olarak, Türkiye’de lisanslı ödeme hizmetleri şirketi olmak için gereken tüm kriterleri yerine getirip, BDDK’ya ilgili başvuruyu yapan ilk şirketler arasındayız. 2 yıl gibi kısa sayılabilecek bir sürede 14 bini aşkın kayıtlı üye işyeri sayısına ulaştık. Bunların arasına Sahibinden.com gibi alanında lider bir şirketi katmış olmak da bize ayrı bir gurur veriyor” dedi.

İTÜ Çekirdek, TÜBİTAK 1512 uygulayıcısı oldu

0
KENAN+COLPANİTÜ Çekirdek, girişimcilerden gelen fikirleri somut iş sonuçlarına dönüştürme misyonuyla teknoloji tabanlı proje sahiplerini eğitimlerle, mentorluk ve network ağı ile destekleyecek. Başvuru formu hazırlama, iş modeli, iş planı, gelir modeli gibi pek çok alanda eğitim imkanı girişimcilere sunulacak. Başlangıç aşamasındaki teknoloji tabanlı girişimlere destek verecek TÜBİTAK 1512 programından faydalanmak isteyen girişimciler, 1 Temmuz’dan itibaren İTÜ Çekirdek’e online olarak başvurabiliyor. İTÜ Çekirdek’ten teknogirişimcilere çağrı Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan İTÜ ARI Teknokent CEO’su Kenan Çolpan “İTÜ Çekirdek’te girişimcileri uluslararası birer marka yapmak adına temel iş fikri geliştirmeden, pazarlamaya kadar farklı eğitimlerle destekliyoruz. İTÜ Çekirdek aracılığıyla TÜBİTAK’a başvuracak girişimciler 1 milyon TL tutarındaki Çekirdek ödülüne de aday olarak kabul ediyoruz. 1512 Programı’nın yeni girişimcilere sunduğu fırsatlara ulaşmak için tüm teknogirişimcileri İTÜ Çekirdek’e başvuruya çağrıyoruz ”dedi. 1 Temmuz’dan itibaren www.itucekirdek.com adresinden “1512 Teknogirişim Başvuru Formunu” dolduran girişimciler, belirlenen takvim doğrultusunda değerlendirilecek ve görüşmeye yapmaya davet edilecek. Jüri sunum günü ardından İTÜ Çekirdek BİGG Kulvarına başvurusu kabul edilen girişimciler, İTÜ Çekirdek’in altyapı, laboratuvar, toplantı ve konferans salonları, dinlenme alanları, İTÜ, İTÜ ARI Teknokent ve ITUNOVA TTO ağı, danışmanlık ve mentorluk desteklerinden de yararlanabilecek.

Eğitimde fırsat eşitliği için önemli bir adım

0
MEB+-+Celil+Gungor+_Sebit+GM+Ahmet+Eti27 yıldan bu yana öğrenme teknolojileri alanındaki birikimiyle eğitim sistemimize sayısız değer katan Türk Telekom grup şirketi Sebit, kapsamlı ve zengin içerikli online eğitim ürünlerini özel eğitime gereksinimi olan öğrencilerin hizmetine sunuyor. Zorunlu öğrenim çağında olup sağlık problemleri nedeniyle örgün eğitim kurumlarından doğrudan yararlanamayacak durumdaki öğrenciler için MEB’in sunduğu evde eğitim hizmeti, Sebit’in online eğitim ürünleriyle teknolojik bir boyut kazanıyor. Bundan böyle MEB ve Sebit iş birliğiyle okul öncesinden liseye özel eğitime gereksinim duyan tüm öğrenciler, Sebit’in online ürünlerinden ücretsiz yararlanabilecekler. Özel eğitim öğrencileri için fırsat eşitliği Fatih Projesi’nin özel eğitim ihtiyaçlarına yönelik çalışmaları çerçevesinde ele alınan evde eğitim hizmetiyle, özel eğitim ihtiyacı olan bireylerin eğitime erişimlerini sağlamak ve sunulan eğitim hizmetlerinin kalitesini artırmak amaçlanıyor. Ücretsiz Vitamin ve Lisego Projede, 4, 5, 6, 7 ve 8. Sınıflar için Türkiye’nin en kapsamlı ve zengin online eğitim ürünü Vitamin ve lise 9. Ve 10. Sınıflar için zengin içeriğiyle Lisego ürünleri yer alıyor. Vitamin’in içeriği Matematik, Fen Bilimleri, Türkçe, Sosyal Bilgiler ve 8. sınıflar için TC İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük, 5. sınıflar için İngilizce derslerinden oluşuyor. Lisego ise Matematik, Geometri, Fizik, Kimya, Biyoloji, Dil ve Anlatım, Tarih, Coğrafya derslerini kapsıyor. Sebit’in küçük yaş gruplarına yönelik geliştirdiği İngilizce ve okuma yazma ürünlerinden de özel eğitime gereksinim duyan okul öncesi ve ilkokul öğrencileri ücretsiz yararlanabilecekler. Ücretsiz yararlanmak için üye olmak yeterli Tüm bu ürünlerden ücretsiz olarak yararlanabilmek için özel eğitime gereksinimi olan öğrencilerin buradan üyelik işlemlerini yaptırmaları yeterli olacak. Üyelik işlemlerini yaptıran öğrenciler, kendi seviyelerine uygun eğitim ürünlerini hemen kullanmaya başlayabilecekler.

Ofise kendi giyilebilir cihazınızla gidin

0
apple-event-0909-28“Mükemmel”. “Güzel”. “Gerçekten kullanışlı”. “Masalsı”. Apple Watch’u değerlendirenlerin övgüleri arka arkaya gelmeye devam ediyor piyasada türünün ilk örneği olmasa da bu yeni cihaz iPhone veya iPod olarak her zaman her yerde bulunma potansiyeline sahip. Ancak, Apple Watch’un beklendiği şekilde popüler olması, CIO’lar ve BT yöneticileri için ilginç zorluklar ortaya çıkarıyor. Apple Watch sadece BYOD (Bring Your Own Device) akıllı cihazların ve Şeylerin İnternetinin (İnternet of Things) işyerinde yaratacağı tsunaminin bir habercisi niteliğinde. Bu durum kurumsal verilerin gizliliği ve güvenliği konusunda yeni riskler ortaya çıkabilir. İşyerinde kullanılacak ilk Apple Watch’lar çok yüksek ihtimalle kişisel cihaz olacak. Yine de bu cihazlar kurumsal ağlarla iletişim kurabilecek ve şirket verilerine erişebilecek, bu verileri indirebilecek ve saklayabilecek. Diğer giyilebilir ürünler (Apple Watch’un şu anki versiyonu değil) dahili kameralara sahip. Apple Watch’u daha ilginç kılan özelliklerinden biri ise uzaktan bağlantı ile iPhone’lara bağlanarak kontrol edebilmesidir. BT departmanlarının Apple Watch’un işyerinde yaratacağı etkiden kaygı duymaya başladı, bu da anlaşılabilir bir durum. Çoğu şirket zaten BYOD cihazlarını kullanmaya başlasa da yeni çıkmazlar ortaya çıkacak. Bu listenin en başında ‘giyilebilir cihazların kurumsal ağa bağlanmasına izin vermek uygun mu? Cihaz zaten erişim izni verilen bir akıllı telefona bağlanmışsa ne olacak?’ sorusu yer alıyor. #GenMobile işyerinde esneklik istiyor Aruba Networks tarafından gerçekleştirilen bir rapora göre, #GenMobile olarak adlandırılan yeni nesil çalışanlar işyerinde esneklik sağlanmasını istiyor, bu nedenle bu cihazların işyerinde yasaklanması yönünde alınacak kararlar rağbet görmeyecek. Ankete yanıt veren öğrencilerin neredeyse üçte ikisi iş ve özel yaşamlarını daha iyi yönetmek için mobil cihaz kullandıklarını söylüyor. Apple Watch’un ve diğer giyilebilir cihazların şirkette kullanılmasına izin veren bir karar alınırsa, kurumsal veri kullanımına dair mevcut BYOD politikaları yeterli olacak mı yoksa yeni politikalara mı ihtiyaç duyulacak? CIO’lar bu politikaları değerlendirirken çalışanların kıyafetine veya hatta ofis kiler ekipmanlarına gömülü olabilen diğer IoT tabanlı cihazların da mevcut olacağını unutmamalı. “BYOD” kısaltması yakında “BYOX” ile yer değiştirmek zorunda kalacak. Burada “X” “aklınıza gelebilecek her şey” anlamına geliyor. CIO’lar sadece ve sadece politikalar uygun şekilde düzeltildikten sonra altta yatan iletişim ağıyla ilgilenmeye başlayabilir. Çoğu BT şirketi, kurumsal WiFi’ya bağlanan mobil cihazlarda güvenliği sağlayan çözümleri uygulamaya başlamış durumda; bu şekilde ağlarına erişen mobil cihazların numarasını, türünü ve frekansını eksiksiz görebiliyorlar. Dahası, bu platformlar çalışanların mobil cihazı kullandığı bağlamı analiz edebilen ve buna göre tedbir alan esnek güvenlik politikaları uygulayabiliyor. Örneğin, bir kafede kurumsal verilere erişmek için Apple Watch kullanan bir çalışana mesai saatleri içerisinde bilgisayar kullanan çalışanla aynı düzeyde erişim izni verilmeyebilir. Bağlama göre farklı politikalar uygulanarak esneklik ve güvenlik arasında doğru denge kurulabilir. Bu bilgiler ışığında, CIO’ların şirketin ihtiyaçlarına en iyi yanıtı veren BYOX politikası belirlerken birbiriyle yarışan gereksinimleri çok maharetli bir şekilde dengelemesi gerekecek. Apple Watch bu dengeleme işini kesinlikle kolaylaştırmıyor. Ancak daha güzel hale getireceği kesin.

Safe Money bir adım önde

0
Kaspersky CEO’su Eugene Kaspersky
Kaspersky CEO’su Eugene Kaspersky
Kıyaslamalı testler yapan pek çok bağımsız laboratuarın aksine MRG Effitas belirli bir korumanın, finansal tehditler karşısındaki güvenilirlik ve yetkinliğini değerlendiriyor. Düzenli olarak, işlem güvenliğini sağlayan özel yazılımların en son sürümlerini ve finansal güvenlik teknolojilerini entegre eden evrensel çözümleri analiz ediyor. Laboratuar, Kaspersky Internet Security içine yerleştirilmiş bir teknoloji olan Safe Money teknolojisini inceledi. Q2, 2014 – Q1, 2015 dört çeyreklik rapora göre, dört çalışmanın tümünde mükemmel sonuçlar sağlayarak MRG Effitas Sertifikasına hak kazanan bu teknoloji, en etkili teknolojilerden biri olduğunu ispatladı. En iyi test yöntemi yıl içinde gelişti: çözümlerin, yeni keşfedilmiş aktif finansal kötü amaçlı yazılımlarla mücadele edip işlem sırasında, en sık rastlanan botnetleri taklit etmek üzere tasarlanmış zaten virüslü sistemlerde, her hangi bir veri sızıntısını önlemeleri gerekiyor. Ek olarak araştırmacılar, 2014 ikinci çeyrekte bir Man-in-The-Middle saldırısı simüle etti, 2014 üçüncü çeyrek ve 2015 birinci çeyrekte API çağrılarını yönlendirerek sistemleri kandırmayı denedi, 2014 dördüncü çeyrekte Windows Uygulama Uyumluluğu ve Windows AppInit DLL yöntemi ile tarayıcı korumasını devre dışı bıraktılar. Tüm uygulamalara için eşit şartlar sağlamak için bazı testlerde, Kaspersky Internet Security yazılımının Safe Money dışındaki tüm alt sistemlerinin devre dışı bırakıldı. Bu bile ürünün tüm tehditleri başarılı bir şekilde önlemesine engel olmadı. MRG Effitas kurucu ve CEO’su Sveta Miladinov şunları söyledi: “Güvenlik teknolojilerinin tümünün mevcut finansal siber tehditlerle etkili bir şekilde savaşması beklenmez. Tehdit cephesinin sürekli değişim gösterdiği bu şartlarda zaten pek azı böyle bir görevi tutarlı bir şekilde yerine getirebiliyor. Safe Money sürekli olarak, testten teste etkinliğini kanıtlıyor. Bu yüzden, 204/15 Çevrimiçi Bankacılık/Tarayıcı Güvenlik Ödülü’nü Kaspersky Lab’a vermekten çok memnunuz”. Kasperksy Lab başkanı ve CEO’su Eugene Kasperksy ise çalışmaların sonuçlarını şöyle yorumluyor: “Bağımsız uzmanlık gerektiren testler hem müşteri hem de geliştiriciler için çok yararlı. Çözümleriminizin gerçek hayata yakın şartlarda iyi sonuçlar vermesinden memnunum. Uzun zamandır kesin olan; Internet güvenliğinin yalnızca temel antivirüs yazılımından ibaret olamayacağı. Diğer şeylerin de tamamen güvenlik altında olması çok önemli, finans örneğinde olduğu gibi.”

TET Asya’ya ticaret hamlesi gerçekleştirdi

0
Elektrik Elektronik ve Hizmet İhracatçıları Birliği (TET) Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Kemal Ebiçlioğlu
Elektrik Elektronik ve Hizmet İhracatçıları Birliği (TET) Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Kemal Ebiçlioğlu
Elektrik Elektronik ve Hizmet İhracatçıları Birliği (TET), elektrik ve elektronik sektöründe faaliyet gösteren 12 firmadan 15 temsilcinin katıldığı heyet ile Güneydoğu Asya’nın iki önemli ülkesi Kamboçya ve Myanmar’da görüşmeler gerçekleştirdi. TET ile ihracatlarını artırmak hedefiyle yola çıkan Türk elektrik ve elektronik firmaları Kamboçya’da 61 firmayla bir araya geldi. Yapılan ikili görüşmelere; Kamboçya’nın en büyük elektronik ürün tedarikçileri KFour Group ve LCH Investment Group’un da aralarında olduğu firmalar katıldı. İnşaat, mühendislik ve altyapı gibi alanlarda yatırımları bulunan Comin Khmere de görüşmelerde yer aldı. Kamboçya ekonomisi geçtiğimiz 10 yıllık süreçte önemli bir dönüşümden geçerken Kamboçya ve Türkiye arasındaki ticaret hacminde de artış gözleniyor.  Ekonomik büyüme ile birlikte elektrik üretimi ve iletimi, telekomünikasyon gibi temel altyapı yatırımlarına olan ihtiyacın artması, Türk elektrik-elektronik sektörü açısından önemli bir potansiyel yaratıyor. TET ticaret heyetinin Kamboçya’dan sonraki durağı olan Myanmar’da yapılan görüşmelere ise 53 Myanmarlı firma katıldı. Beyaz eşya ve ev aletleri, tüketici elektroniği, sanayiye yönelik elektrik ve elektronik ürünleri alanında geniş dağıtım kanalları sunan Melbourne Co. Ltd. ve Smart Electrical Trading gibi şirketlerin yanı sıra yapı-inşaat sektöründeki en büyük firmalarından biri olan Shine Group bu firmalar arasındaydı. Myanmar; doğal kaynaklarının zenginliği, hızla büyüyen pazarı,  Bangladeş, Hindistan, Çin ve Tayland gibi dünya ekonomisi açısından önem taşıyan ülkelere komşu coğrafi konumuyla Türkiye açısından izlenmesi gereken bir ülke olarak dikkat çekiyor. Elektrik Elektronik ve Hizmet İhracatçıları Birliği (TET) Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Kemal Ebiçlioğlu, ticaret heyetinin yeni işbirliği olanaklarının yaratılması açısından zemin hazırladığını dile getirerek şunları söyledi: “Türkiye ile Kamboçya ve Myanmar arasındaki ticari ilişkilerin gelişmesinin sadece bu pazarlar yönüyle değil aynı zamanda 600 milyondan fazla nüfusu ile tüm ASEAN Bölgesine ulaşma imkanı veren bir açılım olduğunu gördük. Özellikle dünya ile hızlı bir entegrasyon sürecine giren Myanmar ve yabancı yatırımcılar için liberal bir ekonomik anlayış belirleyen Kamboçya, potansiyeli yüksek pazarlar. Ticaret heyetimiz bu açıdan bir ilki gerçekleştirdi ve katılımcı firmalarımız her iki ülkede verimli geçen görüşmeler yaptılar. Bölgeye yapılan diğer seyahatler ile birlikte bu çalışmaların ASEAN’a yapılan ihracatımıza olumlu yönde yansıyacağına inanıyoruz.”

İnşaat planlama süreci artık çok kolay

0
Ticari bir inşaat sahasında, işlerin çakışması ve verimliliğin düşmesi çok sık rastlanılan bir durumdur. Malzeme teslimatı geciktiğinde işçiler hiçbir şey yapmadan saatlerce bekleyebilir. Alçı panel ustaları ya da elektrik tesisatçısı gibi alt tedarikçiler, aynı teslim tarihine göre çalıştığı için sahada sıklıkla birbiriyle çakışabilir. Şantiyede sürekli değişen bu gibi koşullar neticesinde en sağlam iş planlarının bile sürekli yeniden düzenlenmesi gerekir. Yeni bir internet servisi ve mobil uygulama olan Autodesk BIM 360 Plan, işte tüm bu zor süreçlerin ortadan kaldırılmasını hedefliyor. Basitleştirilmiş inşaat uygulamalarını, kullanıcı dostu görsel bir ara yüzle bir araya getiren üretim planlama yazılımı Autodesk BIM 360 Plan; elektronik çizelgeler ve diğer belgelerle manuel olarak yönetilen karmaşık süreçleri kolaylaştıran bulut tabanlı yepyeni bir çözüm olarak öne çıkıyor. Autodesk BIM 360 Plan sayesinde inşaat yüklenicileri, çalıştıkları projede çok daha güvenilir bir iş akışına sahip oluyor ve aşırı üretim, envanter fazlası ve yapılacak işlerin çakışması gibi beklenmeyen durumlardan kaynaklanan kayıpların önüne geçebiliyor. Kolay, mobil ve ortak çalışmaya elverişli Hızlıca öğrenebileceğiniz ve özelliklerini kolayca keşfedebileceğiniz BIM 360 Plan, şantiye ekibindeki denetmenden, ustabaşına ve proje mühendislerine kadar pek çok çalışanın üretim planlarını hızla ve kolayca hazırlayıp, güncelleyebilmesini sağlıyor. İnternet ve mobil erişim özelliği sayesinde BIM 360 Plan ile her an, her yerde çalışmak mümkün. Bu sayede üretim planlama takvimi, süreçleri ve dosya paylaşımları hareket halindeyken gerçek zamanlı olarak takip edilebiliyor. Bulut tabanlı BIM 360 Plan sayesinde haftalık iş planı güncellemelerini elektronik çizelgeye elle girme zahmeti ortadan kalkıyor ve güncel bilgileri proje ekiplerine iletme süreci, özel bir çaba ve ek süre harcamadan gerçekleştirilebiliyor. BIM 360 Plan, temel performans metriklerini izleyip raporlayarak sürekli bir gelişim sağlıyor. Ayrıca kullanıcılar, projenin belirli bir aşaması, lokasyonu ya da ticaret ortağına yönelik metrikleri de kolayca bulabiliyor. BIM 360 Plan, daha önceki süreçlerde gerçekleştirilen düzeltmeleri ana üretim çizelgesinde güncelleyerek, takvimin daha iyi tanımlanmasını sağlıyor. 6a019b00bdedf0970b01bb08329c62970d-800wiNasıl edinebilirsiniz? Autodesk BIM 360 Plan, tüm dünyada Kurumsal ya da Proje Bazlı abonelik modeli ile sadece ingilizce olarak kullanılabiliyor. Aboneler, iPad için iOS uygulamasını, Apple Store’dan indirebiliyor.

Yeni 3D projektör

0
EPSON EH-TW5100-görsel 1Büyük ekranda yüksek çözünürlüklü 2D ve 3D görüntüler için Epson’un 3LCD teknolojisi ile güçlendirilmiş olan model, 1.800 lümenlik eşit derecede yüksek Beyaz ve Renkli Işık Çıkışı (CLO) teknolojisi sayesinde aydınlık ortamlarda da maksimum oyun ve sinema keyfi sunuyor. Alan sınırı olmaksızın büyük ekranda eğlence 30 inçten 300 inçe kadar değişebilen ekran boyutu ve trapezoid düzeltme özelliğiyle sahip olduğunuz alanın metrekare özelliğinden bağımsız olarak keyif sürebilirsiniz. EH-TW5100’ün ‘Hızlı mod’ özelliği, süratli futbol karşılaşmaları veya çevrimiçi çok oyunculu video oyunlarının sorunsuz bir şekilde ve doğru yansıtılmasını sağlar. Gecikme süresinin olmaması sayesinde hareket geciktirilmeden yansıtılır ki bu özellik, çok kısa tepki süreleri gerektiren turnuvalar veya maçlar için önemlidir. Bağlanabilirlik HDMI – MHL portu içeren geniş bir bağlanabilirlik seçenekleri yelpazesi sunan EH-TW5100 ile akıllı telefon ve tabletten Full HD içeriğin yanı sıra video, müzik ve fotoğraflar görüntülenebilir. Yüksek parlaklık Alternatif Full HD 3D ev sineması projektörlerinden fark edilir düzeyde daha parlak olan 3D içeriğe kolayca geçiş yapabilirsiniz. EH-TW5100’ü kullanırken, bir adet hafif, yeniden şarj edilebilir Radyo Frekanslı (RF) aktif shutter 3D gözlük¹ ile kesintisiz ve kaliteli içeriğin tadını çıkarabilirsiniz. Temel Özellikler
  • Parlak çıkış: 1.800 lm Beyaz ve Renkli Işık Çıkışı
  • Üstün kaliteli görüntüler: 3LCD Full HD teknolojisi
  • Mobil içerik: MHL bağlanabilirlik
  • Sürükleyici oyunlar: 2D ve 3D projeksiyon
  • Gecikme süresiz: Video oyunları için ‘hızlı mod’a geçin 
Tavsiye edilen perakende satış fiyatı: KDV dahil 2.299 TL.

Türkiye Finans’ın kurumsal internet sitesi yenilendi

0
Türkiye Finans Bilgi Sistemleri’nden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Fahri Öbek
Türkiye Finans Bilgi Sistemleri’nden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Fahri Öbek
“Yorulmadan Bankacılık” anlayışı ile müşterilerinin, şubelerin yanı sıra dijital kanallardan da hızlı hizmet almasını hedefleyen Türkiye Finans, kurumsal internet sitesinin tasarımını yeniledi. Ziyaretçiler, Responsive Web Design teknolojisi ile yenilenen Türkiye Finans İnternet Sitesi’ne, çeşitli ekran çözünürlüklerine sahip dizüstü ve masaüstü bilgisayar, tablet ve mobil gibi farklı türlerdeki cihazlardan görsel ve içerik kaybı yaşamadan ulaşabilecek. Türkiye Finans Bilgi Sistemleri’nden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Fahri Öbek, yenilenen yüzüyle turkiyefinans.com.tr’nin Katılım Bankacılığı sektöründe Responsive Web Desing’a sahip ilk web sitesi olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi: “Bankacılık hizmetlerini müşterilerimiz için kolaylaştırmak ve hızla değişen günümüz teknolojilerine uygun hizmet ve fayda sunmak amacıyla altyapımızı, ürün ve hizmetlerimizi sürekli yeniliyoruz. Bu düşünceden yola çıkarak kurumsal internet sitemizi yenileme kararı aldık. Modern ve kullanıcı dostu bir arayüz tasarımıyla müşterilerimizin aradıklarını hızlı ve kolay şekilde bulabilmelerini amaçladık. Site ağacını ve bilgi mimarisini titiz çalışmalar ve kullanıcı deneyimi araştırmaları ışığında şekillendirdik. Türkiye Finans olarak kendimizi müşterilerimizin ‘Yol Arkadaşı’ olarak görüyor, tüm müşterilerimiz ile karşılıklı faydaya dayanan uzun süreli ilişkiler kuruyoruz. İnternet erişiminin olduğu her ortamda müşterilerimizin hizmetinde olmanın, ürün ve hizmetlerimizi onlara, dijital kanallardan hem hızlı hem de kolay bir şekilde ulaştırabilmenin aramızdaki güvene dayalı kıymetli bağı sürekli kılacağına inanıyoruz. Bundan sonra da memnuniyeti ve bize olan güveni en üst seviyede tutmak için çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz.” Güncel bilgi ve hizmete anında ulaşma Tüm kanallardan olduğu gibi kurumsal internet sitesinden de hızlı hizmet ve güncel bilgi sunmanın Banka’nın temel ilkelerinin başında geldiğine işaret eden Fahri Öbek, şu bilgileri aktardı: “Yeni internet sitemizi  Microsoft SharePoint 2013 çatısı ile Mayıs ayında geliştirdik. Bu konuda dijital ajansımız MagiClick destek oldu. SharePoint sayesinde, kolay ve hızlı güncellenebilen, farklı ekiplerin ortak ara yüzlerde çalışmasına olanak sağlayan, iş akışları ile tüm düzenlemelerin denetlenebilir olduğu bir web sitesi hayata geçirmiş olduk. Ayrıca, SharePoint’in sunmuş olduğu gelişmiş arama özellikleriyle ziyaretçilerin sonuçlar içerisinde kaybolmadan, tam olarak aradığı içeriğe çok hızlı bir şekilde erişebilmesini sağladık. Yeni internet sitemizin bir diğer özelliği ise BehaviorPad Targeting Tool. BehaviorPad, internet sitesini ziyaret eden kullanıcıların log bilgileri ve davranışlarını anlık olarak değerlendirerek ilişkili içeriğin gösterilmesini sağlayan ve fark oluşturan özel bir uygulamadır. Bu sayede müşterilerimize doğrudan ilgilendikleri ürün ve hizmetlere yönelik etkin içerikler sunabilme imkanına sahip olduk.”

Microsoft ve GoDaddy’den KOBİ hamlesi

0
GoDaddy, Microsoft Türkiye ile stratejik işbirliği anlaşması imzaladı. İşbirliği kapsamında, KOBİ’ler, e-posta, kurumsal web sitesi, alan adı, Word ve Excel dosyalarını internet üzerinden düzenleme, dosya saklama ve paylaşımı gibi içeriğe sahip Microsoft’un Office 365 servisinden yararlanarak, yıllık satın alımlarda ilk yıl için ayda 2.99 TL’ye işlerini internette kolayca yönetebilecekler. GoDaddy müşterisi KOBİ’ler Microsoft’un bulut teknolojisi Office 365 ile her an her yerden işlerini takip edecek, kendi internet siteleri üzerinden rekabette küresel pazarlara açılacaklar. GoDaddy üst yönetiminden GoDaddy EMEA Bölgesi Başkan Yardımcısı Stefano Maruzzi’nin yanı sıra basın mensuplarıyla bir araya gelen Microsoft Türkiye Genel Müdürü Tamer Özmen ile konuya dair bir söyleşi yaptık.

Apple verileri, IBM analizleri ile tıp projelerine destek olacak

0
AppleIBMKısa bir süre önce yapılan açıklama ile IBM ile Apple, dünyanın dört bir yanındaki tıp araştırmacılarının hızlı ve kolay sonuç elde edebilmelerini sağlayacak işbirliğine imza attıklarını duyurdu. Anlaşma kapsamında IBM’in Health Cloud hizmeti, IBM Watson Health’in kavramsal hesaplama yetenekleriyle birleşerek, Apple’ın ResearchKit ve HealthKit platformunu kullanan iOS uygulamalarından gelen sağlık verilerinin işlenmesine yardımcı olacak. Mobil cihazlar üzerinden günümüzde olağanüstü yoğunlukta veri akışı sağlanıyor. Tüketicilerden gelen bu çok büyük hacimlerdeki değerli sağlık verileri Apple’ın HealthKit ve ResearchKit çerçeveleri tarafından yakalandıktan sonra sağlığın iyileştirilmesi ve tıp araştırmalarına ivme kazandırılması için kullanılabilecek. Apple’ın HealthKit platformu sayesinde uygulama geliştiricileri, uygulamayı yüklemiş olan kullanıcıların kendi sağlıklarını ve sağlıklı yaşam biçimlerini yönetmek üzere özel uygulamalar hazırlıyorlar. Diğer taraftan bir başka uygulama platformu olan ResearchKit, tıp araştırmacılarına, araştırmalarını hızlandıracak araçlar sunan açık kaynaklı yazılım platformu oluşturuyor. HealthKit tabanlı uygulamalar sağlıklı kullanıcıların sağlıklı yaşam yaklaşımlarına destek olurken ResearchKit ise tedavi gören kullanıcılardan gelen bilgileri toplayarak tıp araştırmalarına destek oluyor. Gerçekleştirilen işbirliği ile IBM ve Apple, araştırmacıların açık bir ekosistem ortamında verilere erişmesini ve verileri paylaşmasını amaçlıyor. Ayrıca ekosisteme dahil olan araştırmacılar IBM’in veri madenciliği ve tahmine dayalı analitik yeteneklerine de erişebilecek. Böylece güvenli, ölçeklenebilir bir bulut sisteminde sağlık verilerinin yeniden tanımlanması ve depolanması sağlanmış olacak. Sağlıkla ilgili uygulama geliştiricileri ve tıp araştırmacıları, bu verilerden bugüne kadar görülmemiş bir kapsamda yararlanabilecekler. Tüm bunlara ilave olarak IBM, HealthKit ve ResearchKit kullanan uygulamalar için araştırma bulgularını zenginleştirmek ve tıp alanındaki keşiflerde kullanılmak üzere buradan gelen verileri diğer veri kaynakları ve veri türleriyle birleştirerek kolaylıkla toplamak, depolamak ve modellemek için Health Cloud platformunu kullanıma sunacak. IBM Araştırma ve Çözümler Portföyü Kıdemli Başkan Yardımcısı John E. Kelly III, konuyla ilgili yaptığı açıklamada “IBM olarak sağlık sektöründe engin bilgi birikimi ve güçlü geçmişe sahibiz. Gerçekleştirdiğimiz bu işbirliği, hekim ve araştırmacıların Apple’ın ResearchKit ve HealthKit verileriyle elde edilen öngörüleri en üst düzeye çıkarabilmesini sağlayacak. IBM’in güvenli veri depolama ve analitik çözümleri, hekim ve araştırmacıların, daha önce benzeri görülmemiş bir boyutta tüketici sağlığından, davranış verilerine kadar gerçek zamanlı öngörülerden yararlanmasına olanak tanıyacak” dedi. Apple Operasyon Birimi Kıdemli Başkan Yardımcısı Jeff Williams ise “Apple’ın devrim niteliğindeki ResearchKit platformuyla araştırmacılar, dünyanın çeşitli yerlerinden zengin veriler sağlayacak mobil cihazların gücünden yararlanan uygulamaları kolayca oluşturabilecekler. IBM’in güvenli bulut ve analitik yetenekleri, birçok sağlık sorunuyla ilgili keşiflerin hızlandırılmasına yardımcı olacak ek araçlar sunuyor” dedi. IBM, aynı zamanda iOS için akut hastalıklardan genel sağlık durumuna kadar sağlık ihtiyaçlarının daha iyi yönetilmesi için kuruluşların çalışanlarıyla birlikte çalışması amacıyla IBM MobileFirst uygulamaları tasarlayacak.

Güvenli bir buluta giden yedi adım

0
Yeni nesil BT servis ve çözümleri alanında hizmet veren CSC’nin Türkiye Genel Müdürü Alev Alp Esen, buluta taşınmak isteyen kurumların, dikkat etmeleri gereken güvenlik adımları ile ilgili bilgi verdi. Esen, avantajlarından yararlanmak üzere bulut kullanmak isteyen kurumların bunu yedi basit adımda gerçekleştirebileceklerini belirterek, 7 adımı şu şekilde özetledi: 1.    Planlama “Sıklıkla yapılan bir yanlış, önce bir bulut tedarikçisini seçmek, sonra bu tedarikçinin sunduklarına uygun bir plan yapmaktır. Bu yöntemi, otoyolda geri geri gitmeye çalışan bir araca benzetebiliriz. Bunun yerine, öncelikle planı yapmak, mevcut durumu ve gelecekte bulunulması muhtemel konumu plana dahil etmek çok daha sağlıklı olacaktır. 2.    Sınıflandırma Verilerin buluta aktarımında yapılan en yaygın hatalardan biri, aktarım öncesinde verilerin doğru biçimde sınıflandırılmaması. Verinin sınıflandırılması, buluttaki verinin bulunmasını kolaylaştırırken, zamandan ve paradan tasarruf sağlar; riskleri ve sorunları azaltır. 3.    Seçim Yöneticiler buluta geçişte en yüksek güvenlik özelliklerini sunan sistemlere yönelseler de ara katmanlar arasındaki şifreleme protokolünün seviyesi, tek başına bir güvenlik göstergesi değildir. Büyük ölçekli kurumlara hizmet sunan birçok bulutun güvenlik altyapısı mevcuttur. Bu altyapının şifreleme anahtarlarındaki bit sayısı değil, şirketin ya da kurumun kendi dahili çevresi ile en uyumlu güvenlik altyapısı bir seçim kriteri olmalıdır. 4.    Tasarım Bulut güvenlik şemasını belirledikten sonra, kendi bulut güvenliğinizi tasarlamaya başlayabilirsiniz. Kurumsal güvenlik prensiplerinize en uygun hale gelecek şekilde özelleştirmeli ve gerekli ayarları yapmalısınız. Günümüz teknolojilerinden en iyi şekilde yararlanmak ve gelecekteki değişikliklerden etkilenmemek için, SOE’lerin de (Standard Operating Environment) göz önünde bulundurulması gerekir. Kontrol ve yönetimi güvenlik politikasına dayanan bir çeviklik katmanı kullanmak, bulut güvenliğinin hem bugün hem de yarın en iyi şekilde sağlanabileceğini de garanti eder. 5.    Taşıma Taşıma işlemi öncesi ve sonrasında, bir plan doğrultusunda gerekli testlerin yapılması önkoşulu ile insan kaynaklarından satış ve finansa kadar tüm veriler buluta taşınabilir. 6.    İşletim Bulut için bir iş ortağınız olsa bile, güvenlikle ilgili konularda sorumluluğu elden bırakmayın. Güvenlikle ilgili konuların yönetimi sizde ya da iş ortağınızda da olsa, süreçlerin nasıl ilerlediğini bilmek kritiktir. Buluta sürekli saldırılar olabileceğini unutmamak gerekir. Bu aşama ayrıca, yeni özellikleri ve direkt kontrolünüz altında olmayan şirketler tarafından getirilen zorunlu değişiklikleri hayata geçireceğiniz bulut denetiminizi de planlama aşamasıdır. 7.    Tepki Bulutta gerçekleşen bir güvenlik ihlaline tepki vermek, geleneksel sistemlerde gerçekleşenlere tepki vermekten daha farklıdır. Donanım erişiminin olmaması, yasa ve regülasyonların coğrafi olarak düzenlenmiş olması, konuyu çözecek ekibin yönlendirilebileceği bir ‘yer’ olmaması, geleneksel sistemlerdeki sorunlarla baş etmeye alışkın şirketleri zorlayabilir. Planlama ve uygulama kritik öneme sahiptir. Bulut güvenliği otomatik ve kolay değildir fakat mümkündür; harcanan çabanın karşılığını da kesinlikle verir.” CSC Türkiye Genel Müdürü Alev Alp Esen, buluta geçiş planlarına güvenlikle ilgili konuları dahil eden organizasyonların etkili bir başlangıç yapmış olacaklarını da sözlerine ekledi.

EMC yazılım tanımlı depolama alanında çığır açıyor

0
EMCEMC, web ölçeğinde bulut depolama yazılım çözümü ECS 2.0’ı tanıttı. ECS 2.0, yeni nesil ihtiyaçları göz önüne alarak geliştirilerek karma bulut ve dağınık yapılar için gerekli yönetim kolaylığını BT yöneticilerine veriyor. Bulut bilişim kullanımı gün geçtikçe artmaya devam ediyor. Tüm verilerini bulutta tutmak yerine önemli verileri kendi kaynaklarında depolamayı tercih eden şirketlerin sayısı da benzer doğrultuda artıyor. Boyut olarak fazla verilerini genel bulutta saklayan şirketlerin tercihi olan karma bulut çözümleri, en hızlı büyüyen bulut bilişim modeli olarak öne çıkıyor. Karma bulutta en kolay yapılanmayı ise EMC, web ölçeğinde bulut depolama yazılım çözümü Elastik Bulut Depolama (Elastic Cloud Storage – ECS) 2.0 ile sunuyor. Bu çözüm, kullanıcı deneyimini iyileştirmek üzere tasarlanmış bir dizi yeni özellik ve işleviyle Yazılım Tanımlı Depolama alanında çığır açıyor. Yazılımda başarının yolu mimariden geçiyor EMC, yazılımda tek önemli kriterin işlem hızı olmadığını, mimarinin de başarı için kilit önemde olabildiğine inanıyor. Doğru yazılım mimarisi ve özellikleri, donanım bileşenlerini güçlü ve egzabayt ölçeğinde bir bulut depolama platformuna dönüştürebiliyor. EMC, mimarinin önemini ECS 2.0’la yeniden tanımlıyor. ECS 2.0, ECS yazılımı için önemli bir güncelleme ve yeni güçlü özellikler ve işlevler getiriyor:
  • Yeni kullanıcı deneyimi, hızlı kurulum ve konuşlandırma – ECS, güncellenmiş bir GUI ve basit, sezgisel iş akışları ve öğe yönetimiyle yepyeni bir kullanıcı deneyimi sunuyor. Kurulum tek bir ECS düğümünden çalışıyor ve artık öğe yönetimi ile şartlandırma için ayrı bir ViPR Denetleyiciye bağımlı olmaktan çıkıyor.
  • İyileştirilmiş coğrafi yeterlilikler – ECS, geçici yerleşke kesintisi durumunda otomatik yük devretme özelliğine sahip olmasının yanı sıra geçici konum kesintisi durumunda kovalara ve nesnelere erişimi koruyor. Tüm bölgeler yeniden birbirlerine bağlandığında konumları otomatik olarak senkronize ediyor. ECS, büyük ölçekli ağ kesintilerinden sonra kısa sürede kurtarma sağlayabiliyor.
  • İyileştirilmiş çok konumlu performans – ECS, ikincil bir konumdan veri erişimini iyileştirmek için coğrafi ön belleğe almayı dizi seviyesinde bütünleştiriyor.
  • Basit çoklu kiralama, ölçme ve kota yönetimi – ECS 2.0, iyileştirilmiş Kiracı ve Kova görünümleriyle basit ve güvenli çoklu kiralama özelliğine sahip. Kullanıcılar kolaylıkla kotalar ekleyebilir ve kaldırabilirler ve eşikler ve bildirimler belirleyebiliyorlar. İşletmeler ve hizmet sağlayıcılar birinci günden itibaren bulut depolama hizmetleri sağlayabiliyorlar.
  • Yeni izleme ve tanılama özellikleri – ECS 2.0 artık temel depolama motoru ve coğrafi çoğaltma metrikleri, grafikler ve eğim çizgisi şemaları içeriyor. Bu özellik, sistem görünürlüğünü artırarak kullanımı ölçme ve kiracılara raporlar sunma olanağı sağlıyor.
ECS, modern web ölçeğinde bulut uygulamaları için ideal olarak tasarlandı. Bulut ilkeleri ve modern geliştirme çerçeveleri kullanılarak inşa edildi. ECS, donanım bağımsızlığı sağlayan benzersiz, katmanlı bir yazılım mimarisi içeriyor. ECS yazılımının kendisini sektörde benzersiz kılan birçok temel öğesi var. Bunlar arasında, özellikle bağımsız ölçek birimleri işlevi gören sağlam yapı bloklarından oluşan modüler “Lego” mimarisi ve ECS’in verileri azaltmasını, dağıtıklaştırmasını ve soyutlamasını olanaklı kılan Yazılım Tanımlı altyapısı yer alıyor. ECS, nesne depolama için bir atılım anlamına geliyor. ECS 2.0’ın performansını, ölçeğini ve verimliliğini bir araya getiren başka hiçbir nesne tabanlı bulut depolama platformu yok. Ayrıca, EMC konteyner teknolojisini benimseyerek ve EMC’nin sektör lideri nesne tabanlı bulut yazılımını ücretsiz ve sürtünmesiz bir şekilde indirilebilir hale getirerek açık kaynak taahhüdünü büyütüyor. Yazılım tanımlı depolamada yeni bir dönem başlıyor ve ECS 2.0 bu değişime liderlik ediyor.

ALJ Finans’ta METRIC farkı

0
Finansman sektöründe hız ve esneklik dolayısı ile zaman yönetimi büyük önem taşıyor. ALJ Grubu bünyesinde faaliyet gösteren Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış A.Ş.’nin otomotiv kredilerinde uzman kardeş kuruluşu ALJ Finansman A.Ş., 2013 Mayıs’tan bu yana sektörde hizmet veriyor. Yeni kurulan bir şirket olması itibariyle tüm sistem altyapısını sıfırdan yapılandıran ALJ Finansman A.Ş., iş birimleri ve yöneticilerini eşit derecede tatmin edecek, tek bir kaynak veri ambarından doğru, hızlı ve dinamik raporlar üretebilecek bir iş analitikleri altyapısı oluşturmaya karar verdi. Yönetim ve iş birimleri tarafından daha kolay ve hızlı bir şekilde analizlerin yapılması, dataların, zaman ve değişkenlik boyutlarında konsolidasyonunun sağlanabilmesi ve üretilen sonuçlar doğrultusunda dinamik stratejilerin uygulanabilmesi amacıyla iş zekası platformu METRIC danışmanlığında geliştirildi. Kapsamlı raporlama altyapısı ALJ Finans’ın hızlı, kaliteli ve ihtiyaca uygun hizmet anlayışına paralel olarak, iç ve dış müşteriler için hazırladığı ALJet isimli Başvuru ve Kredi Yönetim Sistemi dahilinde, uçtan uca analitik ve tarihsel verilere ulaşmanın yanı sıra; kredi başvuru sürecinden, sorgulama, değerlendirme, kullandırım, kredi sonrası destek hizmetleri süreçlerini kapsayan, buna ek olarak tahsilat ve finansman yapılarını da içeren bir raporlama altyapısının oluşturulması, şirket için kritik önem taşıyordu. Şirkete ait kurumsal veri ambarının oluşturulması için ETL süreçlerinde SAP DataServices tercih edildi. Tüm raporlama ihtiyaçlarını karşılayacak bir mantıksal ara katman oluşturmak için SAP Information Design Tool kullanıldı. Farklı analiz ihtiyaçlarına yönelik farklı arayüzlerin kullanıma alınması sağlanırken, üst yönetim raporlaması için SAP Dashboard, SAP Explorer ve SAP Mobile BI, şirket içi statik ve Ad-Hoc raporlama için SAP WebIntelligence kullanıldı.
METRIC Yönetici Danışman Abdullah Çekin
METRIC Yönetici Danışman Abdullah Çekin
METRIC Yönetici Danışman Abdullah Çekin ise şöyle konuştu: “SAP çözümleriyle, müşterilerimizin iş ihtiyaçlarına uygun çözümler sağlamasının yanında, farklı sektörlere yönelik ürün yelpazemizle de kurumsal çözüm ve altyapılar sunuyoruz. Gelişen teknoloji dünyasına uyum sağlamış entegre bir platform oluşturmalarına yardımcı oluyoruz. Bu ortaklıkla ALJ Finans’ın özellikle yeni gelişen teknoloji trendlerine uyum sağlayarak, mobil platformlar üzerinden de kullanılabilecek performans yönetimi altyapıları oluşturmayı hedefledik. Önümüzdeki dönemde oluşturulan raporlama altyapısını daha da geliştirerek yeni raporların üretilmesini sağlamayı planlıyoruz. Ayrıca rapor analizlerinin mobil olarak Satış Saha Yönetimi’nde de etkin kullanılmasına paralel çalışmaları gündeme alıyoruz. Oluşturulan iş zekası ile entegre sunulabilecek farklı hedeflere yönelik kurumsal performans yönetimi yapısını geliştirmeyi hedefliyoruz.”

Biyoyazıcılar, canlı dokuları yeniden inşa ediyor

0
BIYOYAZICILAR-+6Uzmanlara göre; son zamanların en dikkat çekici ve heyecan verici teknolojik gelişmeleri arasında, yeni üretim tekniği olan üç boyutlu yazıcılar bulunuyor. Bu yazıcılar, gelişmiş bilgisayar modelleme programları ile şekillendirilmiş karmaşık yapıları bir ürün olarak ortaya çıkarmada kullanılıyor. Mürekkep püskürtmeli iki boyutlu yazıcıdan en önemli farkı ise mürekkep yerine, inşa edilmek istenen cihaza ait malzemenin kullanmasıdır. Yani; mürekkep, bazen macun kıvamında plâstik, bazen bir solüsyon, bazen de ergimiş metal olabiliyor. Farklı büyüklüklerde üretilen üç boyutlu yazıcılar, çok farklı alanlarda yeni nesil üretim tekniği olarak kullanılıyor. Hatta yeni nesil üç boyutlu yazıcılarda, iki kişilik bir otomobilin bile yapıldığı belirtiliyor. Üç boyutlu yazıcıların en yeni ve dikkat çekicisi ise biyoyazıcılar.  Canlı vücuduna ait organ ve dokuların inşası için geliştirilen biyoyazıcılarda, biyomürekkep olarak hücre, doku veya ortam sıvısı kullanıldığı belirtilmiş. Canlı dokuları ve organları yeniden inşa etmekte kullanılacak olan biyoyazıcıların,  hâlen deneme aşamasında olmasına rağmen, tıpta yepyeni ufuk açacağına işaret ediliyor. Şu ân, kalp kapakçıkları, damarlar ve sinir dokularının yeniden inşası konularında çalışmaların mevcut olduğu biyoyazıcılarda küçümsenmeyecek başarılar da elde edildiği vurgulandı. Dr. S. Rıza Sayın’ın verdiği bilgilere göre; Michigan Teknoloji Üniversitesi’ndeki bir çalışma grubunun, üç boyutlu biyoyazıcıları kullanarak bir sinir dokusu üretmeyi başardıkları belirtildi. Bugüne kadar denenmemiş bir metodu kullanan ve nanoteknoloji tabanlı malzemelerden faydalanan araştırma ekibi, üretilen sinir dokusunu yama yaparak, zarar görmüş omuriliğin onarılmasını ve vücudun kaybolan duyularını tekrar geri kazanabilmesini ümit ediyor. Yeni nesil biyoyazıcılar üretmek üzere kurulan şirketler de oldukça iyi neticeler elde ediyor. Bir şirket 2008 Mart’ında yaptığı denemede, bir tavuktan alınan hücreleri kullanarak damar ve kalp dokusu üretmeyi başardı. Söz konusu şirket, 2010 yılında bir insan damarını biyoyazıcıdan üretmeyi de başardı. Bu çalışmada üç farklı biyomürekkep püskürtme başlığı kullandı. İkisi kalp ve damar çeperi hücrelerini, bilgisayarda yazılan programa ve çizilen resme göre yazarken, diğer ara bağlantıları sağlayacak su bazlı jelden yapılmış ilk iki başlıktan gelen hücrelerin desteklendiği jel zemini (biyokağıt) bastı ve bu işlem üst üste katlar oluşturacak şekilde tekrarlandı. Nihai olarak biyokâğıdın zamanla eriyip yok olduğu, hücreler arası boşlukların ise tamir edildiği ve normal damar şekline dönüştüğü görüldü. Habere göre bu denemelerden şöyle bir netice çıkarıldı: Organlar tam olarak yazılmasa da doğru hücreler doğru yere yerleştirilirse, hücrelere yaratılıştan verilmiş özelliklerle organın eksik kısımları tamamlanabilmektedir. Bu da vücuttaki en küçük birimin, ait olduğu bir üst birimin plânı/bilgisi ile donatıldığını gösteriyor. Bir başka ifadeyle, vücudumuzu meydana getiren alt-üst birimler arasında tümden gelim-tüme varım geliş gidişlerinin varlığı, biyoyazıcılar tarafından da insanoğluna gösterilmiş oluyor. En önemlisi, hiçbir şeyin tesadüfen kendi kendine olmadığı, atomlardan hücrelere, dokulara ve organlara kadar her şeyin bir ilim, plân ve programla (algoritmalarla) inşa edildiği bir kere daha ortaya konulmuş oluyor. Nanoteknoloji, genetik, malzeme, biyokimya gibi birçok bilim dalının işbirliği ile ortaya çıkan bu yepyeni uygulamalar, çok yakın gelecekte, bugün hayal bile edemeyeceğimiz tedavi metotlarının geliştirilebileceğine işaret edeceği söyleniyor. Bugün deneme hâlinde elde edilen başarıların; gelecekte insanların birçok organının kendi doku ve hücreleriyle yeniden inşa edilebileceğinin habercisi olarak vurgulandı.

Yeni teknolojiler sigorta sektörünü dönüştürüyor

0
dreamstime_l_21712641Uluslararası denetim ve danışmanlık firması PwC, küresel sigorta sektöründe gelecek trendleri belirlemek amacıyla dünya çapında binden fazla yönetici ile görüşerek hazırladığı “Sigorta Sektöründe 2020 ve Sonrası: Dönüşüm Gereklilikten Doğar” adlı raporunu yayınladı. Rapora göre küresel sigorta sektörü, önümüzdeki beş yılda ve sonrasında bugünkünden çok farklı bir yapıya bürünecek. Yeni teknolojiler, yeni dağıtım modelleri, değişen müşteri davranışları ve gittikçe zorlaşan yerel, bölgesel ve küresel regülasyonlar tüm dünyada sigorta sektörünü, diğer tüm sektörler  gibi değişime zorluyor. Raporda sigorta sektöründe, hem yaşlanan nüfusa hem de sadakat ve etkileşim kurma oranı çok daha düşük olan Z kuşağına hitap edebilen ürün ve çözümler sunabilmenin, sektörün en büyük fırsat alanı ve tehdit kaynaklarından birini oluşturduğu ifade ediliyor. Diğer finansal hizmet şirketleri, teknoloji devleri, sağlık firmaları ve startup şirketlerin de sigorta hizmetleri sektörüne girmesiyle artan rekabette, sektör temsilcilerinin geleceği gören yeni iş stratejileri geliştirerek öne çıkması ise dört temel değişim kriterine bağlı. Müşteri taleplerinde köklü değişim Günümüzde müşteriler, perakende sektöründe kendilerine sunulan kolaylıkların aynısını sigorta şirketlerinden de bekliyor. Dijital gelişmeler sayesinde sigortacılar artık müşterilerine her an, her yerde hizmet sunabiliyor. Kusursuz çok kanallı deneyim, daha verimli operasyonlar ve daha önce erişilmemiş olan segmentlere erişim imkanı sayesinde sigortacılar aynı zamanda daha kapsamlı müşteri profili oluşturma, satış amaçlı bilgi edinme, finansal çözümleri bireysel ihtiyaçlara uyarlama ve özellikle de hayat dışı sigorta alanında tazminat taleplerini değerlendirme ve sonuçlandırma süreçlerini geliştirebiliyor. Ancak yeni teknolojiler tehditleri de beraberinde getiriyor. . Özellikle sektöre yeni girenoyuncular gelişmiş profil çıkarma ve etkin maliyetli dijital dağıtım tekniklerini, pazarda eskiden beri faaliyet gösteren şirketler kadar, hatta onlardan daha iyi kullanabiliyor. Dijitalleşme rüzgarı Çoğu sigorta şirketi, dijital satış kanallarına yatırım yapmış durumda. Hatta bazıları, kaskoda “kullandığın kadar öde” uygulaması gibi yeniliklerle doğrudan dijital satışın ötesine geçerek insanların hayatlarına dahil olmayı başarıyor. Bu durum, müşteri hedefleme, sigortalama ve finansal tavsiye verme süreçlerini yeniden şekillendirmeye başlayan analitik teknikler ve yeni bilgi kaynaklarının ortaya çıkması ile eş zamanlı olarak gerçekleşiyor. PwC’nin raporuna göre, sensörler ve diğer dijital izleme araçları, Nesnelerin İnterneti’ kavramının bir parçası olarak yaygınlaştıkça, sağlık ve kişisel bakımdan ev ve ticari ekipman bakımına kadar çeşitli alanlarda sigortacılar daha güvenilir ortaklara dönüşüyor. Dolayısıyla, dijital teknoloji, maliyetleri azaltıp işletmelerin müşterilerle daha etkin ve amacına uygun ilişkiler kurmasını sağlayabilir. Böylelikle de, hayat sigortası ve bireysel emekliliğin kapsamı genişleyerek daha genç ve daha düşük gelirli segmentleri içine alabilir. Analizler: Oyunun kurallarını değiştiren yeni araçlar Büyük veri analizleri, sensör teknolojisi ve iletişim ağları bir araya gelerek sigortacıların riskleri ve müşteri taleplerini daha önce hiç olmadığı kadar büyük bir kesinlikle tahmin etmelerine olanak tanıyor. Bunun avantajları arasında hem hassas fiyatlandırma ve daha net bir şekilde müşteri hedefleme, hem de sigortacıları değer modelinde duyarlı bir şekilde hasarların karşılığını ödeyen taraf olmaktan çıkarıp kesin bir şekilde önleyici risk danışmanlarına dönüştürme fırsatı yatıyor.
talar_gul
PwC Türkiye Sigortacılık ve Bireysel Emeklilik Sektörü Lideri Talar Gül
PwC Türkiye Sigortacılık ve Bireysel Emeklilik Sektörü Lideri Talar Gül, bu konu hakkında şunları söylüyor: “Sektörde oyunun kuralını değiştiren en önemli kriter, yeni analitik araçları. Açıklayıcı (ne oldu?) ve tanımlayıcı (neden oldu?) analizden, öngörücü (ne olabilir?) ve yönlendirici (doğru sonucu belirleme ve sağlama) analize doğru gerçekleşen dönüşüm, sektörün iş yapma şeklini baştan aşağı değiştirecek.” Yeni iş modelleri Geleceği düşünen pek çok sigortacı ve daha önce bahsettiğimiz pazara yeni giriş yapan sigortacılar, yeni iş modelleri geliştiriyor. İleri görüşlü şirketler, pek çok telekom ve teknoloji şirketinin kullandığına benzeyen, daha hızlı ve daha esnek olan, veri ile yönlendirilen yinelemeli bir yaklaşım sergilemek için çaba gösteriyor. Bunlardan bazıları, aynı zamanda yeni nesil sağlık, varlık ve emeklilik çözümleri oluşturmak amacıyla reasürans ve yatırım yönetimi şirketleriyle de çalışıyor. PwC’ye göre, otomatik sürücü yardımı sistemlerinden (ADAS) kitle kaynaklı risk değerlendirme ve transfer modellerine kadar çeşitli alanlarda yeni inovasyonlar yaygın hale geldikçe değişikliğin hızı gelecek yıllar içinde daha da artacak. Araştırma sonuçlarını değerlendiren Talar Gül sözlerini şu şekilde sonlandırıyor: “En son gerçekleştirdiğimiz PwC Küresel CEO araştırmasına katılan sigorta sektörü liderlerinin yüzde 60’ından fazlası, sektörde üç yıl öncesine göre daha fazla fırsat olduğunu düşünürken, bir o kadar sayıda lider (yüzde 61) daha fazla tehditle karşı karşıya olduklarını belirtiyor.  Aslında, sigorta sektöründeki yöneticiler, gelecekte diğer sektörlere kıyasla daha fazla değişiklik olacağını öngörüyor. Pazardaki değişiklikler de ürün ve iş modellerinin büyük ölçüde yeniden tasarlanmasını gerektirecek.”

Brightstar Türkiye’deki faaliyetlerini genişletiyor

0
Brightstar, akıllı telefonların yanısıra telefon ve ses aksesuvarları ile güç çözümleri gibi alanlarda faaliyetlerini geliştirirken, Türkiye’de de akıllı telefonlar için yenilikçi aksesuvarlar sunmaya ve “geri alma ve yenisi ile değiştirme programı”nı yaygınlaştırmaya hazırlanıyor. Son dönemde dünyada akıllı telefonların yanısıra telefon aksesuarları, güç çözümleri, ses aksesuvarları ve koruma teknolojisi gibi alanlarda da faaliyetlerini geliştiren Brightstar, Türkiye’de de akıllı telefonlar için aksesuvar alanına yoğunlaşmaya hazırlanıyor. Dünyada mobil cihaz ekosisteminin kalbinde yer alan, kapsamlı ürün ve hizmet portföyü ile mobil cihaz operatörleri, perakendecileri ve işletmelerin eksiksiz bir cihaz ve çözüm yelpazesinin dağıtım ve satışını yapmasını sağlayan Brightstar, Türkiye’deki faaliyetleri hakkında bilgi aktarmak üzere Intercontinental İstanbul’da bir basın toplantısı düzenledi. Brightstar Türkiye, Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölge Genel Müdürü Ela Çubukçu ve Brightstar Türkiye Vodafone’dan Sorumlu Genel Müdürü Murat Dinç ev sahipliğinde düzenlenen basın toplantısında konuşan Çubukçu, Brightstar’ın küresel ve Türkiye yapılanması hakkında bilgi vererek, önümüzdeki dönemde mobil aksesuvarlara odaklanacaklarını belirtti ve açıklamasını sürdürdü. Ela Çubukçu: “Türk akıllı telefon kullanıcılarının mobil aksesuar talebini karşılayacağız” “Türkiye akıllı cep telefonları kullanımı açısından dünyada ön sıralarda yer alıyor; yaklaşık 20 milyon kişi akıllı telefona sahip. Genç nüfusumuz çok yoğun biçimde internetle iç içe olmayı, sosyal medyayı kullanmayı, takip etmeyi seviyor. Brightstar’ın küresel uzmanlığı ile sunduğumuz kapsamlı ürün ve hizmet portföyümüzde bu yıl Türkiye’de sürdürdüğümüz diğer faaliyetlerimizin yanısıra mobil aksesuarlara odaklanacağız. Biz Brightstar olarak ürün dağıtmaktan çok daha fazlasını yaparak müşterilerimizin gereksinimlerini karşılayan ürünlere ve hizmetlere de öncülük ediyoruz. Günümüzün sürekli iletişim içinde olmaya eğilimli akıllı telefon kullanıcılarının mobil deneyimi zenginleştirecek akıllı aksesuvarlar talebini de karşılamaya hazırlanıyoruz.” Brightstar en son olarak, iPhone, iPod ve iPad’lerde kullanılabilen Leef iBridge mobil hafıza aksesuvarını Türk tüketicileriyle buluşturdu.

İnterneti 10 km’ye yayan çözüm

0
netis_WF2322_2_bDataStar, ağ ürün ve çözümleri üreticisi Netis’in yeni bir dış mekan çözümünü satışa sundu. Özellikle yaz döneminde başta yazlık işletmeler olmak üzere geniş alana sahip site, otel, okul, hastane gibi her yer için kablosuz ağı sorunsuz ulaştırmayı sağlayan Netis WF2322, 10 km’lik bir alana interneti yaymayı sağlıyor. Çok yönlü bir ürün olan Netis WF2322 hem yönlendirici (router), hem erişim noktası (access point-AP) hem de sinyal tekrarlayıcı özelliklerine sahip. Bu sayede tek bir cihaz ile açık alanda kablosuz ağ sorununa çözüm olabiliyor. İnterneti tüm binaya, binalar arasına, bahçeye, plaja yaymak için geliştirilen ürün, dış mekana ve her tür hava koşuluna uygun olarak üretilmiş. Bu sayede sağanak yağmur, kar, yıldırım gibi kötü koşullardan etkilenmiyor ve sorunsuz çalışıyor. Eksi 30 ile artı 70 derece sıcağa dayanaklı olan ürün, kolayca monte edilebiliyor. Elektrik hattı olmayan yerlere de monte edilebilmesi için PoE (Power over Ethernet) desteği de olan ürünün içinde yerleşik 10dBi çift polarizasyonlu anten yer alıyor. 300Mbps kablosuz N bağlantı hızına sahip olan Netis WF2322 ile açık alanda güçlü ve hızlı internet erişimi mümkün oluyor. Ürün, üzerinde yer alan LAN/WAN girişi sayesinde Ethernet üzerinden modeme bağlanıyor.  Farklı modları (işlevleri) sayesinde çok amaçlı kullanılabilen ürün küçük ve orta ölçekli işletmelerin her tür ağ senaryosuna uygun olarak konumlandırılıp kullanılabiliyor. Ürünün sahip olduğu modlar ise şunlar: AP (Access point), router, WISP, AP+Cilent, AP+Repeater, WISP+Clinet ve WISP + Repeater. Güvenlik konusu da ihmal edilmeyen Netis WF2322, 64/128bit WEP, WPA-PSK, WPA2-PSK gib gelişmiş kablosuz şifreleme standartlarını destekliyor. Netis’in Türkiye distribütörü DataStar, Netis WF2322’nin 49,99 dolar+KDV fiyatla satılmasını tavsiye ediyor.

Vodafone Smart 6 sizlerle

0

Üstün teknolojik özellikleri bir araya toplayan 5,5 inçlik Full HD ekranlı, 4G uyumlu akıllı telefon Vodafone Smart 6, 3000mAH batarya ömrü ile daha fazla kullanım süresi sağlarken, cihazları yüzde 40’a kadar daha hızlı şarj edebilme özelliği olan Qualcomm Quick Charge teknolojisi sayesinde de daha hızlı şarj oluyor. Ayrıca, 8 çekirdekli 1,5 GHz işlemcisi, 16 GB dahili SD kart ile 128 GB’a kadar artırılabilen hafızası, 13 MP’lik arka ve 5 MP’lik ön kamerası ile üstün bir performans deneyimi sunuyor. Vodafone uygulamalarına ek olarak başta 1 yıllık Digiturk Play Süper Lig paketi ve Spotify olmak üzere birçok popüler içerik de Vodafone Smart 6’ya yüklü olarak ve özel fırsatlarla geliyor. Detaylar videomuzda.