Kliksa, e-ticaretin yörüngesini değiştirmeyi amaçlıyor

0
Kliksa Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan ve Sabancı Holding Perakende ve Sigorta Grup Başkanı Haluk Dinçer
Kliksa Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan ve Sabancı Holding Perakende ve Sigorta Grup Başkanı Haluk Dinçer
Düzenlenen basın toplantıda konuşan Sabancı Holding Perakende ve Sigorta Grup Başkanı Haluk Dinçer, Kliksa’nın bir atılım yılı olarak geçirdiği 2014’ten sonra 2015’in e-ticaret sektörünün yörüngesini değiştirme yılı olacağını söyledi. Sabancı Topluluğu’nun diğer sektörlerdeki gibi online alışverişte de lider olacağını vurgulayan Haluk Dinçer, “Sabancı Topluluğu’nun perakendedeki gücüyle e-ticaret sektöründe liderliğe ilerliyoruz. Kliksa olarak, doğru adımlarla ve “Sağlıklı Büyüme” hedefiyle, sektörü de büyütmeyi amaçlıyoruz.” dedi. E-ticaretin yörüngesini değiştirecek felsefenin “Sağlıklı Büyüme” olduğunu vurgulayan Kliksa’nın Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan ise, “Kliksa’nın sağlıklı büyüme felsefesinin en önemli itici güçlerini ‘koşulsuz müşteri memnuniyeti’, ‘ölçüm’, ‘teknoloji’, ‘yaratıcı ve yenilikçi düşünce’ ve ‘yetkin insan kıymetleri’ oluşturuyor.” dedi. Safkan sözlerine şöyle devam etti: “Perakende sektörünün 1.5-2 katı büyüyen e-perakende sektörünün penetrasyon oranı henüz daha düşük olduğundan, sektör büyümek için daha geniş bir alana sahip. Bu durum, internet kullanım oranlarının da sürekli artmasıyla, sektör için hesapsız büyüme tehlikesini taşıyor. Kliksa olarak, sadece ciroya odaklanan, uzun vadeli olmayan hesapsız büyüme stratejisinden hep uzak durduk. Merdivenleri koşarak çıkarken her basamağa sağlam basmak istiyoruz. Uzun vadeli perspektifi hiçbir zaman gözden kaçırmıyoruz. Bu sağlıklı büyüme anlayışımızla, e-ticaret sektörünün yörüngesini değiştireceğiz.” dedi. “Gelecek 5 yılda 240 milyon TL yatırım yapmayı hedefliyoruz” Dünyanın önemli e-ticaret platformlarından biri olmak için yatırımın önemini vurgulayan Nevgül Bilsel Safkan, “Türkiye’nin Amazon’u olma hedefi doğrultusunda ilerlerken; teknolojiye, markamıza ve müşteri hizmetlerine toplam 55 milyon TL yatırım yaptık. Liderliğe giden yolda çalışmalarımız ve yatırımlarımız sürecek. Yol haritamız uyarınca gelecek 5 yılda 240 milyon TL yatırım yapmayı hedefliyoruz.” dedi. Kliksa Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan ile daha önce yaptığımız röportajı bu linkten izleyebilirsiniz.

Ttec, Mobil Dünya Kongresi’nde Türkiye’yi temsil edecek

1
Ttec2-5 Mart tarihleri arasında Barselona’da düzenlenecek olan Mobil Dünya Kongresi’nin sektör için büyük bir öneme sahip olduğunun altını çizen Tesan İletişim Pazarlama Yöneticisi Merve Yiğit; “Ttec markamızla dünya devleri ile aynı alanda buluşacağımız için çok heyecanlıyız. Bunun yanı sıra fuara katılan ilk Türk mobil aksesuar markası olduğumuz için de gurur duyuyoruz. Ttec olarak 2015’i globalleşme yılı olarak belirledik. Bu kongre ile beraber Ttec’in tüm mobil aksesuarlarını dünyaya tanıtmayı ve markamızı bir adım öteye taşıyabilecek yeni iş bağlantıları kurmayı hedefliyoruz.” dedi. Bu yıl ‘İnovasyonun Kıyısı‘ mottosuyla gerçekleştirilecek Mobil Dünya Kongresi, mobil teknoloji devlerinin en yeni ürünlerini görücüye çıkardığı fuar olarak biliniyor. Geçtiğimiz yıl 1.800’ün üzerinde şirketin katılımcı olarak yer aldığı kongre, 200’ün üzerine ülkeden 85 binin üzerinde ziyaretçi ağırlamıştı.

Depolama teknolojileri Flash’la hızlanıyor

0
EMC Türkiye Sistem Mühendisliği Yöneticisi Fırat Öztürk ile depolama teknolojileri alanındaki son yenilikleri ve gittikçe yaygınlaşan Flash teknolojisinin geldiği noktayı konuştuk. Flash teknolojilerinin maliyetlerinin giderek düştüğüne dikkat çeken Öztürk, bununla birlikte farklı ölçekteki ihtiyaçlara hitap eden değişen Flash teknolojileri hakkında bilgi verdi.

Geleceğin şehirleri böyle görünecek

0
Reinvent_ParisSeul merkezli mimar ve tasarımcı gruplarından oluşan Planning Korea, Paris’in gelecekte nasıl bir şehir olması için yürütülen “Reinvent Paris” projesi için hazırladığı çalışmayla dikkatleri üzerine çekti. Fransa’nın gözbebeği olarak görülen Paris’in 23 farklı bölümü üzerinden yürütülen konsept çalışmalarında L’air Nouveau de Paris adlı başlık dikkatleri çekiyor. Bu konseptin anlamı ise yaklaşık olarak “Paris’in Yeni Havası” şeklinde. Tasarım geliştirme sürecinde referans alınan formlar arasında ise kompleks mikroorganizmalar bulunuyor. Doğadan alınan ve su birikintileri gibi örneklerde rastlanan bu organizmaların ilgi çekici şekillerini esas alan tasarımcılar, her bir mekanın bir diğeri ile bağlantılı olduğu, ayrı ayrı gözüken ancak tekil bir anlayışı tercih etmiş. Designboom tarafından duyurulan çalışmada direkt zeminden başlayan, alışılagelmiş kutu tasarım yerine bir çiçeği andıran bir tasarım hazırlanmış. Yaşam alanına zeminden asansörle çıkılırken, normalde bina zemininin kapladığı alan da böylece minimuma indirilmiş. Reinvent Paris projesi ilk olarak geçen Kasım ayında Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo tarafından duyurulmuştu. Proje, 2020’de Paris’in daha çevre dostu bir yapıyla nasıl ideal bir kentsel dönüşüme uğraması gerektiğini tespt etmeyi de amaçlıyor.

Nesnelerin interneti için güvenlik vakti

0
IoT_GenericAmerikalı yasama organları hızla gelişmekte olan Internet of Things (Nesnelerin İnterneti) akımının izlediği yolu inceliyor. Teknolojinin gelişimini arzu etmekle birlikte, oluşacak güvenlik tehditleri üzerine ciddi çalışmalar gerçekleştiriliyor. Hükümetin bu konudaki görevi ne olabilir ve kullanıcı verilerinin güvenliği nasıl sağlanır soruları hakkında çalışmalar yürütülürken; Beyaz Saray yaptığı duyuru ile Nesnelerin İnterneti ile ilgilenecek özel bir grubun kurulduğunu müjdeledi. Cisco Systems yetkilileri, tabletlerden akıllı telefonlara, endüstriyel sistemlerden, otomobil, ev araçları ve güvenlik sistemlerine kadar geniş bir ağın Nesnelerin İnterneti ile buluştuğunu, geçen yıla oranla 2015’te 25 milyar adetlik artışın olacağını belirtiyor. Bu sayının 2020’de 50 milyar adede yükselmesi bekleniyor. Farklı analistler ise bu pazarın on yıllık süreçte 7 trilyon dolar ile 9 trilyon dolar arasında bir total değere kavuşacağını öngörüyor. Dünyanın önde gelen isimleri Nesnelerin İnterneti’nin yükselişe geçişiyle birlikte gelecek olan ve hayatın her alanına sirayet edecek artıların farkında olduklarını belirtirken, iş dünyasının da bundan nasibini alacağını dile getiriyorlar. Hatta Cisco yetkililerine göre dünya genelinde bu alandan doğacak ticari gelir oranı 19 trilyon dolara ulaşacak. Öte yandan güvenlik uzmanları da bu olumlu gelişmenin bir de ürkütücü yüzü olduğunu hatırlatıyor. Milyarlarca cihazın birbirine bağlanması ile güvenlik konusunun iyice ciddiye bineceğini belirten uzmanlar, siber-suçlulara gün doğacağını ekliyor. ABD Federal Ticaret Komisyonu FTC’nin Ocak 2015 tarihli güncellenen raporu da bu konulara dikkat çekerken, yeni yasaların hazırlanma sürecinde daha detaylı düşünülmesi gerektiği ve hatta Nesnelerin İnterneti ürünü olarak kabul edilecek cihazları geliştirenlerin de daha dikkatli olması gerektiğine vurgu yapıyor.

Amerika’daki en iyi 25 iş

0
community-employeeGlassdoor’un paylaştığı verilere göre Amerika’da 2015 yılının en iyi 25 işinden 7’si doğrudan teknoloji sektörü ile ilgili. Araştırmaya göre şu günlerde 104 bin 828 yazılım mühendisi için ihtiyaç mevcut ve ortalama maaş miktarı ise yıllık 98 bin 074 dolar seviyesinde. İlgili meslek dalı Glassdoor’un puanlama sisteminden 4.6 alırken, birinci sırada ise 4.8 puan ile doktor asistanlığı bulunuyor. 25 meslek arasında teknoloji dünyası yazılım mühendisi dışında farklı alanlardaki uzmanlıklarla yer alıyor. Bunlar puan sıralamasına göre veribankası yöneticisi, veri analiz uzmanı, yazılım mimarisi uzmanı, ağ mühendisi, BT proje yöneticisi ile mobil uygulama geliştiricisi olarak sıralanıyor. Listenin ilk 10’undaki teknoloji dışı mesleklere bakıldığında ise üçüncü sırada iş geliştirme yöneticisi bulunurken, insan kaynakları yöneticisi, finans müdürü ve pazarlama müdürü takip eden meslekler olarak sıralanıyor.

Kullanıcı deneyimi uzmanları İstanbul’da buluşuyor

0
UXAliveUserspots, kullanıcı deneyimi (UX) tasarımını tüm yönleriyle kucaklayan geniş perspektifli bir konferans düzenliyor. 13-14 Mayıs 2015 tarihlerinde İstanbul Wyndham Grand Levent’te gerçekleşecek olan organizasyon ‘ExperienceEverywhere’ ana temasına sahip olacak. MENA (Orta Doğu ve Kuzey Afrika) bölgesinin ilk ve en büyük UX Alive organizasyonu olacak konferansta Omnichannel, finans, e-ticaret, mobil, dijital medya, içerik, startup ve UX metodolojisi üzerine konuşmalar ve workshop’lar düzenlenecek. Kullanıcı deneyimi neler kazandırıyor? “Kullanıcı Deneyimi Tasarımı” ve “Kullanılabilirlik” konularında konuşmalar yapmak ve deneyimlerini paylaşmak için dünyanın önde gelen ödüllü tasarımcıları İstanbul’a gelecek. Konferansta, kullanıcı deneyimi ekiplerinin organizasyonlar içerisinde nasıl konumlandırılacağına dair fikirler, kullanıcı deneyiminin markalara neler kazandırdığı gibi konular sektörün önde gelen tasarımcıları tarafından anlatılacak. Bunun yanı sıra, arayüz tasarımı, deneyim tasarımı, kullanıcı araştırmaları, pazarlama ve yazılımda deneyim tasarımının önemi, servis tasarımı gibi yenilikçi birçok konu üzerinde konusunda uzman kişiler tarafından workshoplar gerçekleştirilecek. Konferansta, gerçekleştirdikleri her yenilikçi hamle ile online deneyimi şekillendiren Facebook ve Google’dan önemli isimler deneyimlerini paylaşacak. Bu isimlere ek olarak, Apple, Uber, Disney ve CNN gibi büyük firmalara içerik stratejisi, pazarlama iletişimi ve dijital üretimler konularında danışmanlık hizmeti sunan Ashwin Sodhi, CXPartners’in kurucusu Giles Colborn, endüstriyel tasarımcı ve prestijli ödüllerin sahibi Job Jansweijer, Baymard Enstitüsü’nün kurucu ortağı ve e-ticaret raporlamasının ünlü ismi Christian Holst ve müşteri deneyimi ile dönüşüm oranı optimizasyonu konusunda uzman Optimizely Genel Müdürü Matt Althauser konferansta konuşmacı olacak. Kayıtları başlayan konferansa ait tüm detaylara uxalive.com adresinden ulaşılabiliyor.

Ağınızdaki performans sorunlarını çözün

0
Küçük ofislerin sıklıkla yaşadığı ağ üzerindeki performans sorunu Zyxel’in bu ürünüyle ortadan kalkabilir. Hem 2,4 hem de 5 GHz frekanslarını destekleyen ürün, etkin bant genişliği yönetimi desteği sunmasının yanında, 802.11ac stadardını desteklemesiyle de farklılaşmayı başarıyor. Zyxel’in Green IT yaklaşımına uygun şekilde tasarlanan VMG8924-B10A AC1600 VDSL2/ADSL2+ Multi WAN Kablosuz Gigabit Modem/Router, ağ üzerindeki iletişim performansını güçlendirirken enerji maliyetlerinizin artmasını da önleyebiliyor.

Japonya’da bir otelde müşterilere robotlar hizmet edecek

0
HuisTen_robotJaponya’nın Nagasaki şehrinde yer alan Hollanda temalı yeni eğlence parkı Huis Ten Bosch özel bir otele de sahip olacak. Sadece 72 oda ile hizmet verecek olan otelin dikkat çeken yanı ise servis personeli olacak. Bir geceliği 60 dolar olan odalara sahip bu ilginç mekanda 10 ayrı insansı robot ziyaretçilere merhaba diyecek. 17 Temmuz’da açılması planlanan ve adı Henn-na Hotel olacağı açıklanan otelin göz kırpan ve nefes alıp veren(!) robotları göz kontağı kuracak, vücut dilinizi takip edecek ve Çince, Japonca, Korece ve İngilizce’yi akıcı bir şekilde konuşabilecek. Washington Post’un haberine göre giriş çıkış kayıtlarını tutacak olan bu robotlar, çanta da taşıyacak, kahve yapıp oda temizliğine bile girişecekler. Robot görevlilere ayrıca insan çalışanlar da destek çıkacak. Henn-na Hotel’in dikkat çeken tek yönü robotlar da değil. Merkezde ziyaretçiler yüz taraması ile kapılarını açabilecek, radyasyon panelleri sayesinde de vücut ısısı takip edilerek oda sıcaklığı ayarlanabilecek.

Tümleşik iletişim çalışan verimliliğini yüzde 66 artırıyor

0
Unify_TumlesikIletisimUnify tarafından Orta Avrupa’da yapılan bir araştırmaya göre, çalışanların en çok e-posta (%93), telefon görüşmeleri (%89), telekonferans görüşmeleri (%72) gibi geleneksel iletişim araçlarını kullanıldıklarını, sesli konferansın görüntü ile desteklenmesinin toplantı konsantrasyonu açısından daha verimli olduğunu, buna rağmen yüzde 34 oranında videolu görüşme yapıldığını ortaya koyuyor. Araştırmadan elde edilen diğer önemli bir veri ise katılımcıların yüzde 43’ünün ekip çalışmasında ve iletişimde kullandıkları teknolojilerin karmaşık, içinden çıkılmaz bir deneyim yaşattığını söylemeleri. Zamana ve mekâna bağımlı kalmadan yönetilen iş süreçlerinin kurumlara maliyet anlamında büyük katkılar sağladığına ve istenilen yerden, tasarruflu ve verimli bir biçimde iletişim kurabilmenin önemine değinen Unify Türkiye Ülke Müdürü Erda Tütüncüoğlu, “Özellikle son yıllarda daha fazla mobil çalıştıklarını ve bunun önemli bir ihtiyaç olduğunu gözlemliyoruz. Araştırmalar evden ve ofis dışı çalışan sayısının hızla artacağını, çalışanların farklı cihaz ve farklı donanımlar kullanmak zorunda olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle farklı il veya ülkelerde ofisleri bulunan, sık seyahat etmek zorunda kalan çalışanlar, cihaz ve mekândan bağımsız kolay bir şekilde iletişim kurmak istiyorlar. Bu gereksinimi adreslemek ve bunları mümkün olan en güvenli şekilde gerçekleştirmek için yeni servis ve uygulamalar geliştiriyoruz.” dedi. Mobil çalışma eğiliminin beraberinde yeni ihtiyaçları da getirdiğine dikkat çeken Tütüncüoğlu, birbirlerinden uzakta olan ekiplerin cihaz ve mekân bağımsız işbirliği yapabilmelerinin verimliliği artırdığını, maliyet avantajı sağlanarak hızlı ve sonuç odaklı çalışmalara imza atılabildiğini sözlerine ekliyor.

Ne zaman müşteri verilerine danışmalıyız?

0
Görsel: ed_needs_a_bicycle
Görsel: ed_needs_a_bicycle, Flickr
Müşterilerin haklı olarak şahsi bilgilerini paylaşmak istememesi ve şirketlerin çoğu zaman bu içeriğe muhtaç kalması gerçek anlamda bir açmaza sebep olabilir. Peki tam olarak ne zaman müşterilerden bilgi talep edilmeli? Entrepreneur’da Kim Lachance Shandrow tarafından yazılan bir makale, bu soruyu temel alarak şirketlerin müşterilerine ait kişisel verileri nasıl kullanması gerektiğine dair yorumları içeriyor.   1) Müşterilerden bir şey alacak vakit yok. Yine de verilerine ihtiyaç var mı? Müşteriler olmadan hayatta kalamazsınız. Onlardan elde edeceğiniz veriler geleceğinizi çizebilir. 2) Ne tür kişisel bilgilere ihtiyaç var ve neden? İsim, adres ve e-posta bilgileri ile başlayın ve satın alım alışkanlıklarına kadar pek çok bilgiye adım adım ulaşın. 3) Ne gibi işlem bilgisine ihtiyaç var? Müşterilerin yaptığı her türlü satın alıma dair verileri toplayın, gelecek alışverişleri hakkında ipuçları edinin. 4) Müşteri bilgisi toplamak için en iyi yöntem nedir? Şirket ile iletişime geçilen her kanal yeterli bir kaynaktır. Yeter ki müşteriyi bu mecralar üzerinden daimi olarak rahatsız etmeyin. 5) Nasıl organize etmeli ve saklamalı? Standart Excel dosyaları işinizi görmeyecektir. Mutlaka profesyonel CRM çözümlerine yönelmelisiniz. 6) Müşteri verilerini nasıl korurum? Dahil olduğunuz sektöre göre alternatif çözümler arayın. Ancak her zaman en güçlü şifreleme seçeneklerine yönelin. 7) Yaptığım şeyin yasal olduğunu nasıl bilebilirim? Yaptığınız her anlaşmada mutlaka en ufak detaya kadar müşterinize kullanacağınız verileri ile ilgili bilgi verin. 8) Müşterilerin verilerini üçüncü parti isimler satmalı mıyım? Çok sayıda firma kâr amacıyla buna başvuruyor ancak müşteriler geldiği gibi bu sebep yüzünden hızla sizden uzaklaşabilir. 9) Topladığım verilerden en iyi şekilde nasıl verim alırım? Müşterilere sunduklarınıza değer katarak! Topladığınız bilgiler size hedef müşteri kitleniz ve nasıl onlarla iletişim kurmanız gerektiği ile ilgili önemli ipuçları sunacak. Siz de bunun değerini bilerek onlara daha fazlasını sunun. 10) Kaçınmam gereken en bilindik hata nedir? En büyük hatanız veri toplamak için müşterilerinizi sıkmanız, fazlaca iletişime geçerek bunaltmanız olacaktır.

Sıfır Marjinal Maliyet Toplumu kitabı Türkiye’de

0
SıfırMarjinalMaliyetToplumuKoçSistem tarafından Türkçe’ye kazandırılan Sıfır Marjinal Maliyet Toplumu kitabı, teknolojideki dönüşümlerin katkısı ile “İşbirlikçi Ortak Kaynaklar” olarak tanımladığı yeni bir ekonomik paradigmanın hayatımıza girmek üzere olduğunu anlatarak, alışılagelmişin dışındaki görüşleri ve cesur iddiaları ile okuyucusunu şaşırtmayı başarıyor. Kitap, günümüzün tanınmış toplum düşünürlerinden olan ve Avrupa Birliği dışında birçok liderin danışmanlığını yapan Jeremy Rifkin’in son hazırladığı kitap olma niteliği de taşıyor. Rifkin kitabında; İletişim interneti ile yükselmekte olan enerji interneti ve lojistik internetinin akıllı bir altyapıda, diğer bir deyişle “Nesnelerin İnterneti” üzerinde bir araya geldiklerini anlatırken çarpıcı örnekler paylaşıyor. Yazara göre; bu teknolojilerin birlikteliğine eşlik eden yeni teknolojiler üretkenliği artıracak, birçok mal ve hizmetin marjinal maliyetini sıfıra yakın seviyelere indirecek ve tüketici bunların çoğuna neredeyse bedelsiz sahip olabilecek. Bu da, kâr olgusunu değiştirip pazarda bolluğun yaşanacağı yeni bir ekonomik sisteminin koşullarını yaratacak. Sıfır Marjinal Maliyet Toplumu kitabının, Mayıs 2015’te BZD Yayıncılık tarafından seçkin kitapçılarda satışa sunulması planlanıyor.

Şirketinizin güvenlik standartlarını nasıl yükseltirsiniz?

0
Dell_guvenlikBirçok uluslararası araştırma şirketinin verilerine göre, siber saldırılar ve saldırı çeşitleri her geçen yıl artıyor. Dell’in yaptırdığı araştırmaya göre, dünya çapındaki kurumların yüzde 73’ü son 12 ayda güvenlik sızıntılarıyla karşı karşıya kaldı. Shellshock, Heartbleed gibi önemli saldırılar ile dev kurumların başına gelen veri sızıntılarının gündeme damga vurmasıyla, hem içeriden hem de dışarıdan gelebilecek saldırılara karşı alınması gereken güvenlik önlemleri tartışılıyor. Peki, daha çok finanstan sorumlu yöneticilerin (CFO) duymaya alışık olduğu en yüksek kredi notu “AAA” BT güvenliğinde bir standart olsaydı, kurumlar bu standardı nasıl tuttururlardı? Bu sorunun yanıtını Dell Türkiye Yazılım İş Geliştirme Müdürü Özben Miçooğulları, üç ana başlıkta toplayarak veriyor ve kurumlara önerilerini sıralıyor: Tehditlere göre hareket edebilmeli. Değişen BT altyapılarına uygun güvenlik mimarisi önleyici, sürekli tarayan, geçmişi hatırlayan ve öngörülü olabilmeli. Gartner’ın da belirttiği gibi bağlam ve içerik farkında güvenlik altyapıları oluşturulmalı. Bu bağlamda toplanan verilerle güvenliğin her zaman geliştirildiği mimariler oluşturulmalı. Kurumların özel ihtiyaçlarını karşılayabilmeli. Kurumlardaki güvenliği sağlayabilmek için bazen onlarca çözüm kullanılırken bazen de tek bir çözümle tüm açıkların kapatılması hedefleniyor. Ancak her iki durumda da yüksek maliyetler, esnek olmayan güvenlik mimarileri, uzun zamana yayılan çözüm süreçleri gibi zorluklar kurumların adım atmasının önüne geçiyor. Kurumlar; sadelik, verimlilik ve bağlantıda kalmayı gözden kaçırmadan uygulanacak kuralları ve ilkeleri belirleyerek, son kullanıcıların kolayca uyum sağlayabileceği güvenlik çözümlerini uygulamalı. Son kullanıcıya tamamen uyumlu olabilmeli. Birçok kurumda güvenlik çözümleri uygulansa da alınan önlemlerin çalışanlar tarafından anlaşılmaması ve kurallara uyum sağlanmaması nedeniyle BT birimleri zor durumda kalabiliyor. Ayrıca çalışanlar kendilerini daha üretken hissettikleri BYOD gibi kavramları hızla benimseyerek güvenliği hiçe sayarak hareket edebiliyorlar. Tüm bu sebeplerden çalışanlara özel eğitimler ve yol gösterici içerikler verilmesi, hem çalışanları tehditler hakkında güncel tutacak hem de çalışanlar nedeniyle ortaya çıkan tehditleri düşürecektir.

Microsoft, Windows 365 markasını tescilledi

0
Geçtiğimiz sonbahar aylarında ilk kez spekülasyonlara konu olan Windows 365‘in, şirketin bulut tabanlı ofis servisi Office 365 gibi yıllık ücretle abone olunabilen bir işletim sistemi olabileceği iddia edilmişti. Windows 10‘un ortaya çıkması ve Windows 7, 8, 8.1 kullanıcıları için ücretsiz sunulacağının duyurulmasından sonra Windows 365‘e yönelik iddialar sona erse de şirket bu markayı tescil etme kararı aldı. Microsoft’un Windows 365‘in marka tescilini yapması, bu markanın başkalarınca kullanılmasına yönelik bir engelleme olabileceği düşünülüyor. Ayrıca, şirketin gelecekte bu ismi kulanabileceği de beklentiler arasında. Kaynak: ShiftDelete.net

WiFi özellikli Full HD ev sinema projektörü

0
EPSON TW-9200W-lifestyle 2Epson’ın sinemaseverlerin beğenisine sunduğu EH-TW9200W; 600.000:1’lik büyük kontrast oranı ile farklılaşıyor. Koyu siyahlar, saf beyazlar ve Epson’un 3LCD teknolojisi tarafından sunulan zengin renkler, eşit oranda Renkli ve Beyaz Işık Çıkışı (CLO) teknolojisi le, 2D ve 3D görüntüler ideal netlik ve doğruluk sunuyor. Epson EH-TW9200W ile bağlantı zahmetine girmeksizin Full HD 2D ve 3D görüntülemenin keyfini çıkarmanız vaat ediliyor. Her zaman optimum kalite için ara belleğe almadan HDCP-uyumlu iletim, resim içinde resim moduyla ikinci bir cihazın görüntülenmesi ve en fazla 5 bağlı HDMI cihazı arasında geçiş Epson EH-TW9200W ile mümkün. Kablosuz HD verici aynı zamanda, Android tabanlı akıllı telefon ve tablet içeriklerini kolayca görüntülemek için uygun HDMI-MHL portu özelliği taşıyor. EH-TW9200W, Epson 480 hz sürücü teknolojisini kullanarak, 3D gözlüklerin karartma süresini en aza indirerek, yüksek düzeyde bir parlaklık oluşturur ve en iyi kalitedeki 3D görüntüleri ortaya koyar. Radyo Frekansı (RF) aktif shutter 3D teknolojisi kullanılan iki adet hafif Epson RF 3D gözlükle birlikte gelen bu modelde ayrıca 2D film koleksiyonunuzu dönüştürmenize yardımcı olan bir 3D derinlik ayarlayıcı ve 2D’den 3D’ye modu bulunuyor. EH-TW9200W özel olarak tasarlanmış sinema filtrelerini kullanarak sinema salonunda göreceğinizden dahi daha net görüntü sunma iddiası da taşıyor. Lamba ışığından üç temel rengin saf tonlarını dikkatli ve sürekli olarak açığa çıkaran model, çok yüksek kontrast oranı ve geniş bir renk yelpazesi ile rakipsiz bir renk reprodüksiyonu çıkarıyor. Epson EH-TW9200W’da, 2D modunda; dinamik, salon, doğal ve sinema olmak üzere dört adet ve 3D modunda; 3D Dinamik ve 3D Sinema olmak üzere iki adet daha özel renk ayarı mevcut.  Ayrıca, bir de tam özel kalibrasyon sağlayan yoğun bir ISF sertifikalı renk yönetimi sistemi bulunuyor.

IBM ve Mars’tan küresel gıda güvenliğinde yeni girişim

0
Küresel gıda arzını kibm_mars_infografikorumak kamu sağlığı açısından büyük bir zorluk oluşturmaya devam ederken; yalnızca ABD’de her yıl her altı kişiden biri gıda kaynaklı hastalıklara yakalanıyor ve 128.000 kişi bu sebeple hastaneye kaldırılıyor, 3 bin kişi hayatını kaybediyor ve 9 milyar dolarlık bir tıbbi maliyet oluşuyor. Ayrıca her yıl 75 milyar dolar değerindeki bozulmuş gıda geri çağrılıyor ve imha ediliyor. Mevcut konjonktürde gıda tedarik zinciri giderek daha küresel ve karmaşık bir hal alırken, IBM ve Mars; gıda güvenliğinin daha iyi anlaşılması ve iyileştirilmesi için genetik verileri kullanan yenilikçi yaklaşımları ortaya çıkarıyor. Bu yaklaşım aynı zamanda tedarik zincirinin daha bütünsel biçimde anlaşılmasını sağlamayı da vadediyor. Yeni konsorsiyum daha önce benzeri görülmemiş kapsamda bir metagenom araştırması gerçekleştirerek mikro organizmaları ve bu organizmaların normal ve güvenli bir fabrika ortamındaki aktivitelerini etkileyen faktörleri mercek altına alacak. Bu çalışma, gıda tedarik zincirinin baştan sonra tüm sürecini -tarladan tabağımıza uzanan yolculuğunu— kapsayacak. Mikro organizmaların kendi ekolojik ortamlarında nasıl etkileşim kurduklarına dair yeni veriler sunulacak ve bilimsel uygulamalar aracılığıyla nasıl daha iyi kontrol edilebileceklerine ilişkin yeni öngörüler çıkarılacak. Konsorsiyumda çalışan bilim insanları ilk adım olarak bakteri, mantar ya da virüs gibi canlı organizmaların genetik parmak izlerini ve tezgah, fabrika ve ham maddeler dâhil olmak üzere, farklı ortamlarda nasıl büyüdüklerini araştıracak. Bu veriler, bakterilerin etkileşim kurma metotlarını anlamaya yönelik daha kapsamlı araştırmalarda kullanılacak. Konsorsiyumda yürütülecek araştırmalar, başlangıçta belirli ham maddelere ve fabrika ortamlarına odaklanacak. Daha sonra ise tüm gıda tedarik zincirini kapsayacak ve çiftçilere yönelik uygulamaları da içerecek. Örneğin, topraktaki mikro organizmaların anlaşılması, çiftçilerin bitkilerini patojenlerden nasıl koruyacaklarını ve aynı zamanda sağlıklı büyüme ve besin alımı sağlayacaklarını öğrenmelerine yardımcı olunması için kritik rol oynayacak. İlk veri örnekleri Mars Incorporated üretim tesislerinden alınacak. IBM’in genom, sağlık hizmetleri ve analitik uzmanları ise gerekli olan büyük ölçekli bilgi işlem ve veri gereksinimleri için benzersiz bir araştırma ortamı sunan IBM Accelerated Discovery THINKLab laboratuvarından yararlanacak. Araştırmanın ötesinde, test yöntemlerinin düşük maliyetli bir şekilde ve yaygın olarak kullanılmasına olanak sağlanması için, veriler ve bulgular sistematik bir biçimde sunulacak.

GD Holding iddialı geliyor

0
Bir teknoloji holdingi olarak faaliyetlerini gösteren GD Holding, CRM’den İK’ya, mobil uygulamalardan e-ticarete kadar birçok alanda faaliyetlerini sürdürüyor.

Silikon Vadisi Türk girişimciler için geldi

0
SteveAustinFounders Space Eğitimcisi ve Start Up Koçu Steve Austin, İstanbul Martı Otel’de düzenlenen organizasyonda Türk girişimcilerle buluştu. Türkiye’de öne çıkan projeleri dinlemek için İstanbul’a gelen Austin, başarılı girişimcileri Silikon Vadisi’ndeki yatırımcılarla buluşturmasıyla tanınıyor. SCO Networks ve Gelişim Platformu’nun gerçekleştirdiği organizasyonda Steve Austin ayrıca Türk girişimcilerin yatırımcılarla iletişim kurabilmesinin yöntemleri ve Silikon Vadisi’nde girişimcilerin yaşadığı süreçlerle ilgili paylaşımlarda bulundu. Programda girişimcilerin projelerini dinleyen Austin özgün değerlendirmelerde bulundu. İki oturumdan oluşan organizasyonun sabahki bölümünde Austin, girişimcileri Silikon Vadisi’nde nelerin beklediği ile ilgili bir konuşma gerçekleştirdi. Öğleden sonra yapılan oturumda ise, “Yatırımcılarla nasıl bir iletişim kurulmalı?” sorusu özelinden yola çıkılarak Start Up şirketlerin kendilerini yatırımcılara nasıl sunabileceklerini anlatan Austin, girişimcilere workshop formatında koçluk desteği verdi. Yoğun ilgi gösterilen etkinlikte öne çıkan projelerin takip eden aylarda sunumlarını Silikon Vadisi’ne taşımalarına imkân verilmesi ve yatırımcılarla bir araya gelmeleri bekleniyor.

Patent incelemesine teşvik yüzde 50 arttı

0
patent“TÜBİTAK Patent Destek Programı” kapsamında, Türk Patent Enstitüsü’ne (TPE) yapılan patent başvurularına yurtdışında (Avusturya, İsveç, Danimarka, Avrupa Patent Ofisi) araştırma ve inceleme raporu düzenlenmesi için başvuru sahiplerine verilen teşvik yüzde 50 oranında arttı. Buna göre 400 Avro olan TÜBİTAK desteği, Ocak 2015 tarihi itibariyle 600 Avro’ya çıktı. Destek Patent Ar-Ge ve Eğitim Danışmanı Hakan Özcan, patent başvurularında düzenlenmesi gereken Araştırma ve İnceleme Raporlarına TÜBİTAK tarafından verilen desteğin, Türkiye’de ulusal ve uluslararası patent başvurularının sayısının artırılması, kişilerin patent başvurusu yapmaya teşvik edilmesi ve ülkemizde fikri ve sınaî haklar tescili konusunda bilinçlenmeye katkıda bulunduğunu belirtti. Özcan, patent kapsamında öngörülen desteklerden ilgili patent ofislerinin herhangi birisine veya bilfiil TPE’ye başvuru yapan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının veya Türkiye sınırları içerisinde faaliyet gösteren, Türk kanunlarına göre kurulmuş ve Türk tabiiyetinde olan şirketler, üniversiteler, kamu kurum ve kuruluşlarının yararlanabileceğini söyledi. “TPE, başvuruları yurtdışına yönlendirebilir” TÜBİTAK tarafından sağlanan patent başvurusu desteğinden tüzel kişilerin en fazla 20, gerçek kişilerinse 5 başvuru için yararlanabileceğine dikkat çeken Özcan, “Patent alma aşamasında düzenlenmesi gereken araştırma raporu Türk Patent Enstitüsü tarafından hazırlanacak ise normalde 300 TL bir ücret ödenmesi gerekir. Eğer bu rapor için Türk Patent Ofisi kendi dışında bir ofis seçilmesini talep ederse bu raporun hazırlanması için Rusya, Avusturya, İsveç, Avrupa Patent ve bazı patent sınıfları içinde Danimarka Patent Ofisi seçilebilir.” yorumunu yaptı. Araştırma raporu için genelde Rusya Patent Ofisi’nin tercih edildiğini belirten Hakan Özcan, bunun sebebini, 354 USD’lik bedelin TÜBİTAK tarafından karşılanması ve en az bedelle raporun düzenlenmesi olarak gösterdi. Özcan açıklamasında: “Diğer ülkelerde farklı ücretler var. TÜBİTAK, daha önce Rusya haricinde bir patent ofisi seçildiğinde 400 Avro’luk bir destek sağlıyordu. Kalan kısım başvuru sahibi tarafından gerekli ücrete tamamlanıyordu. Yeni düzenlemeyle bu destek 200 Avro artırılarak 600 Avro’ya çıktı. Bu teşvik artışı patent başvurularını olumlu yönde etkileyecek” dedi.