Çalışanlar teknolojiyle daha mutlu

0
Bu yıl ikinci kez gerçekleştirdikleri Küresel Gelişen İşgücü Araştırması’nın sonuçlarını açıklayan Dell ve Intel, günümüz çalışanlarının konumunu da ortaya koydu. Gelişen İşgücü Raporu, günümüzde nerede ve nasıl çalışıldığını ortaya koyarak, ofiste ya da evde çalışan profesyonellerin en iyi performansı sergileyebilmek için ne gibi teknolojilere ihtiyaç duydukları konusunda işverenlere önemli veriler sunuyor. Araştırmada öne çıkanlar Araştırmada ortaya çıkan temel eğilimler, çalışanların nerede ve nasıl çalıştıklarına, teknolojinin özel ve mesleki hayatlarını nasıl etkilediğine ve teknolojinin gelecekteki otomasyonu çevresindeki tahminlere odaklandı. Her sorunu çözecek tek bir çözüm yok Çalışanlar, ne zaman ve nerede çalışıyor olurlarsa olsunlar, işlerini tek bir cihazla yapmıyor, aynı anda birden çok cihaz kullanıyor. Masaüstü bilgisayar kullananların yarısından fazlası, aynı zamanda başka bir cihaz daha kullanıyor. İş için tablet ya da ‘2’si 1 Arada’ dizüstü bilgisayarı tercih edenler, bunları daima başka cihazlarla birlikte kullanıyor. Bununla birlikte, tablet ve ‘2’si 1 Arada’ kullanımı artıyor. Bu cihazlar, en çok yöneticiler tarafından ve gelişmekte olan ülkelerde tercih ediliyor. Performans, çalışanların iş cihazlarındaki önceliği olarak öne çıkıyor. Çalışanların yüzde 81’i, performansı birinci ya da ikinci en önemli unsur olarak gösteriyor. Çalışmanın nerede yapıldığı da kullanılan cihazlar üzerinde etkili oluyor. Finansal hizmetler, kamusal sağlık hizmetleri ve devlet kuruluşları başta olmak üzere, çalışanların yüzde 62’si, işyerindeyken birincil iş cihazı olarak masaüstü PC’yi görüyor. Ancak evde çalışılırken dizüstü bilgisayarlar da masaüstü bilgisayarlar kadar sık kullanılıyor. Çalışanlar, evlerinde kişisel nedenlerle teknolojinin daha mobil formlarına geçerken; dizüstü bilgisayar, tablet ve ‘2’si 1 Arada’ kullanımı ofise oranla yükseliyor. Ofis hâlâ kral Dell_Intel_ofisÇalışanlar artık farklı yerlerde iş yapabilseler de ofis hâlâ birincil çalışma ortamı olmayı sürdürüyor. Çalışanların yüzde 97’si, zamanlarının en azından bir kısmını işverenlerinin ofisinde geçiriyor. Gelişmiş ülkelerde çalışanların ise haftada ortalama 32 saati ofiste geçiyor. Gelişmekte olan ülkelerdeki çalışanlar için bu süre 26 saat. Küresel olarak çalışanların yüzde 35’i, ortalama olarak haftada 2 saat herkese açık yerlerde çalıştığını belirtiyor. Çalışanlar, ortalama olarak haftada dört saat dışarıda (örneğin, bir müşterinin ofisinde), 5 saat de evlerinde çalışıyor. Ofiste geçirilen ortalama süre ise haftada 29 saat. Her 5 çalışandan 1’i kulaklık takıyor Tüm bunlara ek olarak ofisteki dikkat dağıtıcı unsurlar da sorun olarak görülüyor. Ofis merkezli çalışanların yüzde 76’sı en verimli çalışmayı ofis ortamında ve kendi masalarında gerçekleştirdiğini belirtirken; yüzde 48’lik kesim ise ofis ortamında sık sık çalışmasının bölündüğünü ifade ediyor. Çalışanların neredeyse 5’te 1’i ofiste kulaklık ya da kulak tıkacı kullanırken; çalışmasının sık sık bölündüğünü belirtenlerde bu oran iki katına çıkıyor. Araştırma sonucuna göre, ofisin bireyler arası iletişimin artmasına da çok büyük bir katkısı olmuyor. Çalışanların yüzde 51’i fiziksel olarak yakınlarında bulunan çalışma arkadaşlarıyla doğrudan konuşmak yerine, çoğu zaman internet üzerinden mesajlaşarak ya da e-posta yoluyla iletişim kuruyor. Kim daha üretken? Ofistekiler mi, dışarda çalışanlar mı? Dell_Intel_evEvden çalışanlar hakkındaki algılar değişiyor. Artık insanların yüzde 52’si, evden çalışanların ofiste çalışanlar kadar ya da daha fazla üretken olduklarını düşünüyor. Bununla birlikte, bu algının her yerde değiştiği de söylenemez. Çin, Hindistan, Türkiye ve BAE’deki 10 çalışandan 4’ü, evden çalışanların daha az üretken olduklarına inanırken; gelişmiş ülkelerdeki çalışanların yüzde 29’unun bu konuda kesin bir fikri yok. Herhangi bir süreyle evde çalışanların yarısı, evde ofise kıyasla daha üretken olduklarını düşünüyor. Kalan yüzde 50’nin yüzde 36’sı, evde ve ofiste eşit derecede üretken olduklarına inanıyor. Sadece yüzde 42’lik bir kesim, evde daha az üretken olduğunu söylüyor. Evden çalışanın stresi daha az, ama… Araştırma, evden çalışmanın faydalarını da ortaya koyuyor; çalışanların yüzde 30’u daha fazla uyuyor, yüzde 40’ı daha az otomobil kullanıyor ve yüzde 46’sı kendisini daha az stresli hissediyor. Ancak evde de her şey mükemmel değil. Eşler, çocuklar, anne babalar ve ev hayvanları çalışmayı bölebiliyor ve çalışanların yüzde 20’si evden çalıştığında daha az egzersiz yaptığını, yüzde 38’i ise daha fazla atıştırdığını belirtiyor. Vakit yetmiyor, işler evde tamamlanıyor Dell-Intel-Isgucu-Arastirmasi-sunum-4Teknolojideki yenilikler devam ettikçe, insanlar mesleki yükümlülüklerini ne zaman ve nerede yerine getireceklerini seçme konusunda daha fazla esnekliğe sahip oluyor. Tüm dünyada çalışanların yüzde 64’ü, en azından bazı işlerini mesai saatlerinden sonra evlerinde tamamlıyor. Gelişmekte olan ülkelerde, işverenler çalışanlardan giderek yükselen bir oranda evdeyken erişilebilir olmalarını bekliyor. Bu ülkelerdeki çalışanların yüzde 83’ü, iş e-postalarını mesai saatlerinden sonra da kontrol ettiklerini söylüyor. Gelişmiş ülkelerde ise bu oran yüzde 42. Yöneticiler için iş hayatı ile özel hayat arasındaki sınır, diğer çalışanlarda olduğundan daha belirsiz. Yöneticiler, diğer çalışanlara göre özel teknolojilerini iş için daha sık kullanıyor (yüzde 37’ye karşılık yüzde 64). İş teknolojisini özel amaçlar için kullanmak üzere eve götürüyor (yüzde 20’ye karşılık yüzde 45) ve işte kişisel web sitelerini / uygulamalarını / yazılımlarını kullanıyorlar (yüzde 49’a karşılık yüzde 67). Tüm dünyada çalışanların yarısından fazlası, kişisel cihazlarını iş için kullanıyor ya da gelecekte bunu yapacaklarını düşünüyor; yüzde 43’ü ise kişisel cihazlarını, şirketlerinin haberi olmaksızın, gizlice iş için kullanıyor. Akıllı telefonlar ve dizüstü bilgisayarlar bu alanda başı çekiyor. Teknoloji nasıl bir role sahip? Dell-Intel-Isgucu-Arastirmasi-sunum-6Dünyada her dört çalışandan biri işyerinde kendilerine sunulan teknolojiden etkilendiklerini, üretkenliklerini artıracak daha iyi teknolojilerin sunulması durumunda yeni bir işe geçmeyi düşünebileceklerini söylüyor. Yetersiz teknoloji yüzünden işlerinden ayrılmaya en yatkın olanlar ise medya ve eğlence sektöründe çalışanlar. Özellikle yönetici pozisyonunda ve gelişmekte olan ülkelerde çalışanlar, mevcut işverenleriyle çalışmaya devam etmek için en ileri teknolojiyi bekliyor; aksi takdirde başka işleri değerlendiriyorlar. Çalışanların yüzde 76’sı, geçen yıl teknolojinin çalışmalarında etkili olduğunu belirtirken; yüzde 46’sı teknolojinin üretkenliklerini artırarak daha hızlı iletişim kurmalarını sağladığını belirtiyor. Çalışanlar, teknolojinin geleceği konusunda genel olarak iyimserler; teknolojinin değişip gelişmeye devam edeceğine ve işgücüne farklı yeterlilikler sağlayacağına, ancak insanların çalışma biçimini köklü bir şekilde değiştirmeyeceğine inanıyorlar. Gelecekte klavye yerine ses tanıma teknolojisinin kullanılacağını (yüzde 92), tüm bilgisayarların el hareketlerini algılayacağını (yüzde 87) ve klavye ile farenin tarihe karışacağını düşünüyorlar (yüzde 88). Çalışanlardan sadece yüzde 34’ü kendi yaşam süreleri içinde işlerinin tamamen otomatik olarak yapılacağı bir teknolojinin mümkün olacağını düşünüyor. Gelişmekte olan ülkelerde, özellikle BAE, Hindistan ve Türkiye’de çalışanlar teknolojiye bağlanmaya daha istekliyken; Birleşik Krallık, ABD ve Japonya’da çalışanlar çalışma hayatlarında daha fazla insani unsur görmek istiyorlar.

BTS Bilişim, Microsoft’un Silver Partner’ı oldu

0
Yazılım çözümleri geliştirme ve danışmanlık alanında uzman kadrosu ile müşterilerine hizmet veren BTS Bilişim, sertifikasyon sürecini tamamlayarak Microsoft’un Silver Partner’ı oldu. Müşterilerinin ihtiyaç duyduğu alanlarda özel yazılım çözümleri sunan BTS Bilişim, Microsoft ile olan çözüm ortaklığı seviyesini daha da yükselterek devam ettirmeyi hedefliyor. BTS Bilişim, yazılım çözümlerini ve danışmalıklarını şu sektörlere sunuyor: İlaç üreticisi, ithalatcı ve pazarlamacıları, biyoteknoloji üretici ve pazarlamacıları, tıbbi cihaz üretici ve pazarlamacıları, gıda üretici pazarlamacı ve dağıtıcıları, mümessil ecza depoları, kimyasal üretici ve pazarlamacıları, laboratuvarlar, veteriner, kozmetik, gıda takviyesi üretici ve pazarlamacıları, bankalar, genel üretim tesisleri, kamu kuruluşları, yüksek teknoloji üretici ve pazarlamacıları, otomotiv üretici ve pazarlamacıları, enerji üreticileri ve lojistik sektörü.

SAP’den sosyal dezavantajlı çocuklara teknoloji eğitimi

0
SAP_DuslerAkademisi“Daha iyi bir dünya için topluma ve sosyal yaşama destek” ilkesiyle kurumsal sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştiren SAP Türkiye, girişimcilik, eğitim ve teknoloji alanlarında sosyal sorumluluk etkinliklerine devam ediyor. Küresel çapta gerçekleştirilen sosyal sorumluluk etkinlikleri çerçevesinde, SAP çalışanları kurumsal sosyal sorumluluk projelerinde gönüllü olarak yer alıyor. SAP Türkiye gönüllüleri, bu yıl 10’uncu yılını kutlayan; dünyada tüm SAP ofislerinde hayata geçirilen SAP Hizmet Ayı (SAP Month of Service) girişimi çerçevesinde engelli bireyler ve sosyal dezavantajlı bireylerin sanat aracılığıyla hayata eşit katılımını, aktif ve üretken olmalarını hedefleyen Düşler Akademisi’ni ziyaret etti. Ashoka Vakfı’nın işbirliğinde gerçekleştirilen ziyarette, Ashoka Fellow Ercan Tutal’ın kurucusu olduğu Düşler Akademisi Ataşehir kampüsünde eğitmenlerden bilgi alan 30 kişilik SAP Türkiye gönüllü ekibi, engelli gençlerle birlikte atölye çalışmaları yaptı. Sosyal dezavantajlı bireyler için sosyal eşitlik fırsatları yaratmayı ve onları sanat aracılığıyla topluma kazandırmayı hedefleyen Düşler Akademisi’ni 21 Ocak’ta  farklı departmanlardan yönetici ve çalışanlardan oluşan 30 kişilik bir ekiple İstanbul Ataşehir’deki kampüsünde ziyaret eden SAP Türkiye gönüllüleri, Düşler Akademisi eğitmenlerinden bilgi alıp engelli gençlerle atölye çalışmaları gerçekleştirdi. Mutfak atölyesinde engelli gençlerle birlikte yemek hazırlayan SAP gönüllüleri, müzik atölyesinde ritim çalışmasına katıldı. Ardından teknoloji atölyesinde SAP çalışanları engelli gençlere tablet ve akıllı cihazların kullanımına ve teknolojiden nasıl faydalanabileceklerine dair ilişkin eğitimler verdi. Türkiye Vodafone Vakfı, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Alternatif Yaşam Derneği (AYDER) işbirliğiyle hayata geçirilen Düşler Akademisi, engelli bireylerin sanat aracılığıyla sosyal dışlanmayı kırmalarını, aktif ve üretken hale gelmelerini hedefliyor. Kasım 2008’de kurulan Düşler Akademisi, bugüne kadar 3000’in üzerinde mezun verdi. Engelli gençlerin hayatına farklı sanat dallarıyla dokunarak, onları sosyal hayata kazandırmak yolunda öncü adımlar atan Düşler Akademisi’nin İstanbul’da Ataşehir ve Antalya’da Kaş  Şubesi ile faaliyet gösteriyor.

Türk Telekom’dan iş yeri müşterilerine avantajlı çözümler

0
İş yerlerinin en büyük teknoloji ve çözüm ortağı Türk Telekom, Avantaj Bizden Dünyası ile müşterilerine ihtiyaçları olan ürünleri pratik, kolay ve avantajlı fiyatlarla sunmaya devam ediyor. İş yerleri, Türk Telekom’un Multinet ile gerçekleştirdiği iş birliği kapsamında akaryakıt, kuru temizleme, kargo ve mobil sağlık gibi hizmetlere indirimli fiyatlarla sahip olma avantajı elde ediyor. İş yeri müşterileri, Teknobadi’den yapacakları mobil web sitesi yapımı ve mobil web sitesi tasarımı hizmetlerine de yarı fiyatının altında sahip oluyor. İş yerleri, ihtiyaçlarını Multinet ile avantajlı fiyatlarla karşılayacak Türk Telekom Avantaj Bizden Dünyası, iş yeri müşterilerine özel pek çok fırsatı Multinet ile indirimli fiyatlarla sunuyor. Multinet ile Multi Avantaj Business ekosistemine giren müşteriler, MNG Kargo (yurt içi) ve Fedex Kargo’dan (yurt dışı) gönderimlerini yüzde 50 indirimle yaparken, Damla Su siparişlerinde yine yüzde 50’lik indirime sahip oluyor. Öte yandan Dry Taxi Kuru Temizleme’den yüzde 40 indirim kazanan iş yeri müşterileri, Acıbadem mobil sağlık hizmetlerinde de yüzde 35 oranında indirim şansı yakalıyor. Müşteriler akaryakıt alışverişlerini ise Shell’den yüzde 3 indirimle yapabiliyor. Müşterilerin kampanyadan yararlanması için 8288’e MULTINET yazıp boşluk bırakarak başında sıfır olmadan alan kodu ile beraber iş numaralarını (Örnek: MULTINET 212XXXYYZZ) SMS olarak göndermeleri yeterli. İş yeri müşterileri, yanıt olarak dönen kampanya kodunu Multinet’in kampanyaya özel 0212 272 37 37 numarasını arayarak, sipariş esnasında kullanabilecektir. Teknobadi’den yarı fiyatının altında mobil site paketleri Türk Telekom iş yeri müşterileri, www.teknobadi.com/turktelekom sitesinden satın alacakları mobil site ürünlerine yüzde 70’e varan indirimlerle sahip oluyor.  İş yerleri, Teknobadi ile yapılan iş birliğiyle hazır mobil web site paketleri için 139 TL yerine 69 TL öderken, mobil web sitesi tasarımı için de 599 TL yerine 199 TL ödeyip önemli bir avantaj elde ediyor. Hızlı, güvenilir, fonksiyonel mobil site tasarımları ile iş yerleri artık müşterilerine mobilden de ulaşıyor.

Avea, Nokia Networks ile 4G’ye hazır

0
2015’in ilk çeyreğinde ihalesinin yapılacağı belirtilen 4G frekanslarında operatörler de hazırlıklarını artırdı. Bu kapsamda Avea‘nın İstanbul’daki Teknoloji Merkezi’nde dün hareketli ve hızlı saatler yaşandı. Nokia Networks ekipmanlarıyla gerçekleştirilen üç farklı test, 4G sonrası yaşamımızda neler değişeceğini de göstermiş oldu. Düzenlenen toplantıda bir konuşma yapan Avea Networks Grup Direktörü Cemal Baki, ulaşılan 3,6 Gigabit hızın yüksekliğine dikkat çekerken, test sırasında kullandıkları ekipmanların halihazırda Türkiye’nin yarısından fazlasında kurulu olduğunu belirtti. 4G’ye geçişin 3G’den daha hızlı olacağını da ifade eden Baki, bu altyapıya hazır olduklarını, kullanımdakilerle aradaki farkın yazılım ve bazı kartlar olduğunu da belirtti. Türkiye’deki ilk 4×4 MIMO testi Yapılan demoda üç farklı test gerçekleştirildi. İlk testte, 4×4 MIMO özelliğine sahip Nokia Networks cihazıyla deneme yapıldı. Cemal Baki, bu testin Türkiye’de ilk kez Avea tarafından gerçekleştirildiğini kaydederken, test sırasında 4GB’lık bir film yaklaşık 1,5 dakika içinde indirildi. Baki, kullanılan ekipmanın şu an cep telefonlarının içine girecek kadar küçülmediğini, ancak 1 yıl içinde bunun gerçekleşmesinin beklendiğini de ifade etti. Gerçekleştirilen son testte ise 24 adet telefon, 4G için kurulan sisteme bağlandı. Her bir telefonun 150 Mbit’lik hızlara ulaştığı testte toplamda 3.6 Gbit’lik hıza ulaşıldı. Toplantı sırasında görüşlerini de aldığımız Nokia Networks Türkiye Satış Direktörü Özlem Öztürk Sağlıkova ise Avea ile uzun yıllardır birlikte hareket ettiklerini belirtti. Dünyada çeşitli ülkelerde 4G altyapısı kurulumları gerçekleştirdiklerini belirten Sağlıkova, bu teknolojiyi Türkiye’de sunmaktan duydukları memnuniyeti belirtti.

Yöneticiler nesnelerin interneti hakkında ne düşünüyor?

0
new-STHow-the-Internet-of-Things-Can-Improve-Your-CityGörünen o ki nesnelerin interneti teknolojisi ve güvenlik bağıntısı arasındaki bakış açısı henüz tam anlamıyla değişmiş değil. BI Intelligence araştırmasına göre çok sayıdaki teknoloji sektörü yöneticisi bu konuda hemfikir. 2014 yılının son çeyreğinde yapılan araştırmada yöneticilere nesnelerin internetine dair çeşitli sorular soruldu. Nesnelerin interneti çok sayıda “ağa bağlı olmayan” ev, ofis ve depo ekipmanları ile bazı fabrika makinelerini birbirine bağlayabilecek. Yöneticiler ise bu konuda hevesli ancak endişe taşıyorlar. Katılımcıların yüzde 39’u gizlilik ve güvenliğin, nesnelerin interneti ve ona yapılacak yatırım arasındaki en büyük engel olduğunu belirtmiş. Yatırımın geri dönüşünün şüpheli olduğunu söyleyenler yüzde 27 ve kullanımın işe yararlılığı içinse yüzde 16 görüş bildirmiş. Küçük bir kesim de nesnelerin interneti için yapılacak yatırımın oranı ile ilgili düşünceli. Bunun yanında katılımcıların yüzde 62’si halihazırda nesnelerin interneti tabanlı teknolojilere yatırım yaptıklarını veya planladıklarını bildirirken, yüzde 24 henüz çok erken olduğunu ve yüzde 12 ise böyle bir planlarının olmadığını ekliyor. Bu değerlerin ilgili teknoloji ve dijital saldırılar arasında yükselen endişeye işaret ederken, Harvard Business Review araştırmasında iştirakçilerin yüzde 46’sı erken yatırımın güvenlik gibi konularda sıkıntıya davet anlamına geldiğini söylemiş.

Dropbox, mobil yazılım şirketi aldı

0
Geçtiğimiz gün yapılan açıklamaya göre bulut teknoloji servislerinin önde gelen isimlerinden olan Dropbox, bir başka markayı daha kendi bünyesine geçirdi. Mobil yazılım ürünleri ve mühendislik çözümleri ile öne çıkan İsrail merkezli CloudOn‘u satın alan marka, şirketin 30 çalışanını da kendi ekibine katmaya karar verdi. Öte yandan CloudOn, Dropbox’ın İsrail’deki merkezlerinden biri haline gelecek. Milyonlarca dolar nakdi ile eli güçlü şekilde yeni atılımları kendi çatısı altına alan Dropbox, daha çok üst seviyedeki küçük çaplı mühendislere gözünü dikiyor. CloudOn’un yöneticisi Ilya Fushman ise yeni sahiplerinin ilk kez bu kadar yüksek sayıda çalışanı bulunan bir markayı satın aldıklarını dile getiriyor. CloudOn’un dokuz milyonluk kullanıcı kitlesi mobil cihazlar üzerinden Word, Excel ve diğer dosyaları düzenleyebiliyor.  Fushman’ın açıklamasına göre şirketin bu hizmeti 15 Mart 2015 tarihinde sona erecek ve tüm servisler Dropbox üzerinden verilecek.

Facebook, mobilde 1 milyara ulaşıyor

0
eMarketer’a göre bu yılın her bir ayında mobil cihazlar üzerinden Facebook’a ulaşım değeri 1 milyarı bulacak. Küresel pazardaki Facebook kullanıcılarının yüzde 70’i ve 2018’e kadar düzenli giriş yapacak kitlenin üçte biri mobil telefonları tercih edecek, toplam kullanıcı sayısı ise 1.34 milyara ulaşacak. Bilindiği gibi Facebook’un reklam gelirleri son 12 ayda neredeyse ağırlıklı olarak mobil kullanım üzerinden gelmişti. Bir önceki sene, 2013 yılında Facebook’un 6.99 milyar dolarlık reklam gelirinin yüzde 45’i ise tamamen mobil reklamlar ile sağlandı. İçerisinde bulunduğumuz 2015’te ise mobil reklamlar total gelirin yüzde 73’ünü kapsayacak (10.90 milyar dolar) ve bu değer küresel pazar için geçerli olacak. Öte yandan eMarketer’a göre dünya genelindeki mobil Facebook kullanımı 1.58 milyara ulaşıyor. Bu kullanım oranının Çin ve Rusya’daki güçlü alternatif ve rakiplere rağmen gerçekleşeceği de belirtiliyor. ABD‘de de durum değişmiyor. Ülkedeki Facebook üyelerinin yüzde 80’i (123.1 milyon kişi) mobil telefonlar üzerinden platforma erişim sağlayacak. ABD’deki reklam gelirlerinin yüzde 74’ünün de mobilden sağlanacağı iddia ediliyor. Dünyanın en büyük ikinci Facebook kitlesine sahip olan Hindistan‘da ise bu yıl ilk kez mobil telefon kullanıcılarının sayısının öne geçmesi bekleniyor. İki yıl sonra bu oran Amerika’daki mobil kitlenin de önüne geçmeyi başaracak. Üçüncü en büyük pazar olan Endonezya’da benzeri bir durumun olacağı belirtiliyor.

MasterCard, girişimcileri Start Path ile destekliyor

0
Her yıl Avrupa’dan sekiz girişimci şirket seçen ve girişimcilere 12 aylık eğitim sunan MasterCard, Start Path eğitim programını bu yıl Nisan ayında başlatacak. Türk girişimcilerin katılımına da açık Start Path’te başvurular 19 Şubat tarihine kadar alınacak. İnovatif ticaret çözümleri geliştirmek isteyen ya da çözümünü şimdiden test aşamasına getirmiş girişimciler arasından Mart ayında yapılacak değerlendirmede seçilecek 8 şirket, 12 aylık hızlandırma programının ilk etabında Dublin’de eğitime katılacak. MasterCard’ın global uzman havuzundan eğitmenlerle birlikte MasterCard partnerleri de girişimcilerin iş fikirlerini geliştirmeleri için mentorluk sunacak. Dublin’deki eğitimin ardından mentorluk süreci sahaya taşınacak. Şirketler tam kapasiteyle çalışarak, MasterCard’ın stratejik müşterileriyle bir araya gelecek. Kritik çözümler ve özel ürünler ortaya koyma ve iş modellerini hayata geçirme fırsatı bulacak. Start Path Europe katılımcıları böylece yaratıcı fikirlerini MasterCard’ın geniş partner ağıyla buluşturma şansını yakalayacak. Start Path Europe için başvurular 19 Şubat’a kadar f6s.com/mastercardstartpath adresinden toplanıyor.

Bilişim sektörüne 10 bin kişi aranıyor

0
Bilişim, işsizliğin görülmediği, tam tersine işgücü açığının giderek arttığı bir sektör. Açığın 50 bin civarında olduğu tahmin edilen sektörde çalışan sayısı ise yaklaşık 150 bin. Türkiye Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD) verilerine göre sektör 2013’te yüzde 12 büyüyerek 61.6 milyar TL’ye ulaştı. Yenibiris.com’da, 2014 yılında en fazla iş ilanı verilen sektörler arasında bilişim 7. sırada yer alıyor. Başta yazılım uzmanı olmak üzere bu dönemde işe alınacak kişi sayısı 10 bine yakın. Yenibiris.com verilerine göre firmalar, en çok yazılım uzmanı ve teknoloji satışında uzman kişileri arıyor. Yazılımda en fazla talep görenler ise sırasıyla .NET yazılım uzmanı, ASP.NET yazılım uzmanı, mobil yazılım uzmanı, web yazılım uzmanı, PHP yazılım uzmanı ve Front End yazılım geliştirme uzmanı. Doldurmakta en zorlanılan pozisyonların başında Java yazılım geliştiricisi geliyor. Araştırmaya göre en çok aranan ilk 10 pozisyon ve aranılan personel sayısı yaklaşık olarak şu şekilde sıralanıyor; 1- Yazılım uzmanı / %16 / 1600 kişi 2- Satış temsilcisi / %12 / 1200 kişi 3- Sistem ve network uzmanı / %10 / 1000 kişi 4- Grafik/Web tasarım uzmanı / %7 / 700 kişi 5- Veritabanı yöneticisi / %5 / 500 kişi 6- Teknik servis elemanı / %5 / 500 kişi 7- Yönetici asistanı – Sekreter / %3 / 300 kişi 8- SEO (Arama Motoru Optimizasyonu) uzmanı / %3 / 300 kişi 9- Yazılım test uzmanı / %2 / 200 kişi 10- Eğitim destek elemanı / %2 / 200 kişi

Y Kuşağı’na göre geleceğin sektörü

0
Deloitte tarafından bu yıl dördüncüsü gerçekleştirilen ‘Y Kuşağı Araştırması’ Davos’ta, Dünya Ekonomi Forumu’nda açıklandı. Y Kuşağı’nın günümüzde hangi sektörleri cazip bulduğuna, bu cazibeye sebep olan faktörlere, lider ve lider organizasyon olmayı nasıl tanımladığına ışık tutan araştırma, 1982 ve sonrasında doğan, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu gelişmiş ve gelişmekte olan 29 ülkede, 7 bin 800 kişinin katılımıyla gerçekleştirildi. Deloitte Türkiye Strateji, İş Geliştirme ve Pazarlama Lideri Uğur Süel, Y kuşağının bu sektörü tercih etmesinde onu eğlenceli bulmasının yanında; sektörle yenilikçi, esnek, inisiyatif kullanabilmeyi eşleştirmesinin de bulunduğuna dikkat çekiyor. Araştırmanın dikkat çeken sonuçları ise şu şekilde; Y Kuşağı’nın en çok tercih ettiği sektör Teknoloji, Medya ve Telekomünikasyon (TMT): Y kuşağı öncelikli olarak çalışmak istediği sektörü TMT olarak belirtiyor (Global %46 – Türkiye %63).  Türkiye’de sektör tercihi kadın – erkek arasında farklılık gösteriyor. Kadınların %58’si TMT’yi tercih ederken, erkeklerin %67’si TMT diyor. Türkiye’de TMT’nin ardından kadınlar için hizmet ve kamu sektörü geliyor. Erkekler için ise ikinci sırada enerji ve doğal kaynaklar sektörü yer alıyor. Türkiye’de en az rağbet gören sektör ise ulaştırma ve dağıtım. Y Kuşağı en çok büyük ölçekli global şirketlerde çalışmak istiyor: Ancak ilginç nokta gelişmekte olan ülkelerdeki Y kuşağı, gelişmiş ülkelerdeki gençlere kıyasla bunu çok daha fazla tercih ediyor. Aynı zamanda gelişmekte olan ülkelerde girişimci ruh iki kat daha fazla ön plana çıkıyor. Gelişmekte olan ülkelerdeki Y kuşağı ya kendi işinin patronu olmak istiyor ya da global köklü firmada liderlik yolunda yürümek istiyor. Türkiye’deki Y kuşağının her iki kişisinden biri, büyük ölçekli, global firmalara talep gösteriyor. Her 4 kişiden biri de kendi işini kurmak istiyor. Y Kuşağına göre gerçek lider stratejik düşünen, ilham veren, vizyoner ve iletişim becerileri kuvvetli olan kişidir: Türkiye’de ise stratejik düşünmenin yanı sıra kararlılık, demokratik yaklaşım, inovasyon ve hitabet gücü de ön plana çıkıyor. Y Kuşağı’na göre bir kurumu çalışanlarına karşı davranışı lider yapar: Y Kuşağının bir kurumu lider olarak tanımlamasında en belirleyici özelliği kurumun çalışanlarına karşı davranışı (eğitim ve kariyer fırsatları) oluşturuyor. Daha sonra ise yenilikçi olması (yenilikçi ürün ve hizmetler sunması), kurumun topluma sağladığı katkı ve finansal başarı geliyor. Liderler beklentiyi karşılamakta zorlanıyor: Hem günümüz liderleri hem de Y Kuşağı (eğer onlar lider olsaydı) için organizasyonların geleceğini garanti altına almak ve verimlilik öncelik taşıyor. Ancak Y Kuşağı mevcut liderlerin kâr ve kişisel gelirlere daha fazla öncelik verdiğini düşünüyor. Diğer yandan kendileri lider olsalar insan faktörüne (çalışanların refahı, gelişimi) daha çok önem vereceklerini belirtiyor. Bu da lider kurum tanımlarıyla örtüşüyor. Her iki kişiden biri lider olmak istiyor: Hem globalde (%53) hem de Türkiye’de (%55) her iki Y Kuşağı üyesinden biri lider olmak istiyor. Gelişmekte olan ülkelerdeki Y Kuşağı (%65), gelişmiş ülkelerdeki Y Kuşağına (%33) göre liderlik pozisyonu ile daha çok ilgileniyor.

KOBİ’ler buraya

0
Fujitsu; nihai müşteri ve onların kanal ortaklarına yönelik, giriş seviyesinde güçlü depolama sistemleri sunuyor. Yeni Fujitsu ETERNUS DX60 S3; küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ) artan veri yönetimi ihtiyacını karşılamak amacıyla etkin bir maliyet çözümü sunuyor. Özel müşteri desteği sağlayan Fujitsu SELECT iş ortakları tarafından satışı yapılan sistem; kurulum, yapılandırma, işletme ve bakımının kolaylığıyla ön plana çıkıyor. Sistem, uygun maliyetle sürekli artan veri miktarlarının yönetilmesini ve depolanmasını sağlıyor. ETERNUS DX60, daha önceki sürümlerle karşılaştırıldığında; daha hızlı bağlantı arabirimi, yüksek performansı, iyileştirilmiş fiyat-performans oranı, iki katına çıkarılan önbellek boyutu ile geliştirilmiş snapshot ve replikasyon özellikleriyle dikkat çekiyor. Sistem diğer yandan, genellikle daha pahalı ve yüksek sınıf sistemlerde bulunan sanallaştırılmış sunucu ortamları desteği ve Thin Provisioning gibi kurumsal özellikleri de bünyesinde barındırıyor. Ayrıca geleneksel kapasite tabanlı modellere oranla daha öngörülebilir lisanslama modeli kullanan, daha zengin özellikler içeren ETERNUS SF sürümüne de yükseltilebiliyor. Fiyatlandırma ve kullanılabilirlik Fujitsu ETERNUS DX60 S3 depolama sistemi, dünya çapında yaygın kanal ortakları aracılığıyla ya da Fujitsu’dan direkt olarak temin edilebiliyor. ETERNUS SF Express depolama yönetimi paketi de fiyata dahil olarak sunuluyor.

Türkiye’de eSpor profesyonel ligine kavuştu

0
Türkiye’de eSpor kavramının en büyük destekçisi Riot Games Türkiye, gnçtrkcll ve Coca-Cola Zero işbirliğiyle Türkiye’nin ilk profesyonel eSpor ligi olan ‘League of Legends Şampiyonluk Ligi’nin başladığını düzenlediği basın toplantısıyla duyurdu. Dünyada milyonlara hitap eden eSpor heyecanını Türkiye’ye taşıyan Şampiyonluk Ligi, sezon boyunca profesyonel takımların çekişmeli mücadelesine sahne olacak. İnternet üzerinden canlı yayınlanacak Lig boyunca gerçekleştirilecek müsabakalar sonucunda final mücadelesine hak kazanan takımlar, Ağustos’ta gerçekleştirilecek muhteşem finalde Türkiye Şampiyonluğu için mücadele edecek. Şampiyon takım ise uluslararası arenada Türkiye’yi temsil edecek. Beşiktaş, eSpor liginde mücadele edecek dünyadaki ilk spor kulübü oldu Türkiye’nin ilk ‘Profesyonel eSpor Ligi’ni hayata geçirmenin eSpor’u desteklemek adına ortaya koydukları çabalar için önemli bir dönüm noktası olduğuna dikkat çeken Riot Games Türkiye eSpor Yöneticisi Bora Koçyiğit, şunları söyledi: “Riot Games olarak Türkiye’de eSpor kavramını daha geniş kitlelerle buluşturmak ve yaygınlaştırmak için büyük çaba gösteriyoruz. Bu çabalarımız neticesinde dünyada bir ilk gerçekleşti ve Beşiktaş profesyonel eSpor ligine dahil oldu. Bunun bir benzeri daha yok. Geçtiğimiz yıl 10 binden fazla kişinin katılımıyla Ülker Sports Arena’da gerçekleştirdiğimiz League of Legends Türkiye Finali’nden lider ayrılan takımın Dünya Şampiyonası’nda bölge elemelerine kadar yükselmesi bizim için büyük bir adımdı. Bu yıl gnçtrkcll ve Coca-Cola Zero işbirliğiyle bu vizyonumuzu bir adım daha ileri taşıdık ve Türkiye’nin ilk Profesyonel eSpor Ligi olan Şampiyonluk Ligi’ni hayata geçirdik.” Türkiye’de lisanslı eSporcu sayısı 3 bine yaklaştı Tüm dünyada kısa sürede büyük hayran kitlelerine ulaşan eSpor, ülkemizde de büyük bir ilgiyle karşılanıyor. Türkiye’de eSpor adına 7 bin 757 kayıtlı takım, 42 bin 664 takıma kayıtlı oyuncu ve 2 bin 560 lisanslı sporcu yer alıyor. Riot Games eSporun gelişmesi için 2014 yılı içerisinde 700’den fazla turnuva gerçekleştirdi. Onbinleri statlarda, milyonları ekran başında topluyor eSpor, seyirci konusunda da büyük bir kitleyi peşinden sürüklüyor. Geçtiğimiz yıl 12 Temmuz’da gerçekleştirilen League of Legends Türkiye Büyük Finali için 10 binden fazla eSpor sevdalısı Ülker Sports Arena’ya akın etmiş, 265 bin 550 kişi final mücadelesini bilgisayarları başından canlı olarak izlemişti. Seul’de gerçekleştirilen League of Legends Dünya Şampiyonası finali de 27 milyondan fazla izleyiciyi ekrana bağlamıştı.

15 milyar dolar değerinde ama kimse tanımıyor

0
Şirketlerin öncelikli amacı kâr elde etmektir. Tüm yeni ürünler, Ar-Ge çalışmaları hep kârı olabildiğince yukarı çekmeyi hedefler. Pazarlama faaliyetleri yapılan işe göre minimum düzeyde tutulabilir. Böyle bir durum şirketin isminin herkes tarafından duyulmasına engel olsa da şirketin cirosunu ya da piyasa değerini küçültmez. Tabii faaliyet gösterdiği sektöre ve hedef kitlesine bağlı olarak… Üstteki tanıma uygun olan Palantir Technologies, Silikon Vadisi‘nin gizemli şirketlerinden biri olarak biliniyor. Yaptığı işin odağında gizlilik bulunmasında bunun önemli bir rolü var. Zira şirketin müşterileri arasında ABD hükümeti, askeri kurumlar ve Wall Street de var… Palantir, geçtiğimiz Kasım ayında 15 milyar dolarlık değere ulaştı ve yeni yatırımlar ile birlikte yükselişine devam ediyor. 11 yıllık şirket, ABD hükümetine ve Wall Street’e veri avcılığı için çeşitli yazılımlar satıyor. Şirket, geçtiğimiz yıl bu sayede 500 milyon dolar gelir elde etmeyi başarmış. Aralık 2013’te 9 milyar dolarlık değere sahip olarak gösterilen Palantir, Wall Street Journal’ın milyar dolarlık startup’lar listesinde Uber ve Çin’in yükselen gücü Xiaomi‘nin hemen ardından üçüncü sırada yer alıyor. Geride bıraktığı isimler arasında Dropbox, Airbnb ve SpaceX gibi şirketler olduğunu belirtmemiz gerek. Hükümet bürolarına veri toplama için yazılımlar satan geliştirici şirket, ürettikleri içerikler sayesinde çok sayıdaki veriyi birbiri ile ilişkilendirerek önemli işlere imza atıyor. Telefon numaraları, banka hesapları, arkadaş listeleri, fotoğraf ya da ehliyetler gibi veriler kısa sürede dikkatlice inceleniyor. Hatta iddialara göre Palantir’in yazılımlarından biri ile Usame Bin Ladin‘in takibi de gerçekleştirilmiş. ABD hükümeti anlaşmalarını paylaşan USAspending.gov adresindeki verilere göre FBI gibi kurumlar şirkete 215 milyon dolarlık ödeme yapmış. Şirketin en büyük alıcıları arasında aynı zamanda bankalar, sigorta şirketleri, perakendeciler, sağlık hizmetleri ile gaz ve petrol markaları bulunuyor.

Super Mario yapay zeka ile buluştu

0
Almanya’daki Tubingen Üniversitesi araştırmacılarının yürüttüğü çalışmada Gameboy platform oyunu Super Mario Advance yeniden programlandı. Çalışmanın neticesinde Mario karakteri kendi kendine hareket edip, mantık yürütebilen bir forma kavuştu. Newsweek’te yayınlanan yazıya göre dinleme, konuşma, öğrenme ve duyguları tecrübe etme şansı sunulan sanal süper kahraman aynı zamanda yaptığı hatalardan da ders alıyor. Öte yandan farklı işlemlerin ne gibi getirileri olduğunu da öğrenebilen karakter örneğin bir altın para aldığında ve para miktarı yükseldiğinde açlığının ortadan kalktığını görüyor. Tekrar acıktığında ise otomatik olarak altın paraların peşine düşüyor!
Araştırmanın başındaki biliminsanı Martin Butz ses tanıma ve öğrenme sistemi üzerine de konuşuyor. Butz’ın dediğine göre sıradan ve basit cümleleri anlayabilen karakter, bir süre sonra kendine bir veri tabanı oluşturuyor. Üstelik de içerisinde bulunduğu dünyada nasıl ve nerede hareket etmesi gerektiğini öğreniyor. Sadece eğlence için başlandığı söylenen projede motivasyonlarının bilişsel bilimlerin nasıl araştırma yaptığını resmetmek olduğunu söyleyen isim, eğer bu kurallar işe yarıyorsa, merak, otonom, dünya ile olan bağ ve onla iletişim konularında nasıl uyumlu sonuçlar yaratılabileceğini öğrenmeyi hedeflediklerini ekliyor.

Avrupa, ABD şirketlerine yeni zorunluluklar getiriyor

0
Avrupa Parlementosu üyesi ve Enformasyon Cemiyeti başkanı Viviane Reding, yaptığı açıklamalar ile ABD’li pek çok büyük şirkete yeni kurallar getirmekte kararlı olduklarını tekrarladı. Avrupalı hükümet yetkilileri ve yasama organları aylardır Google, Amazon ve Facebook gibi markalar ile vergilerden tutun da gizliliğe kadar pek çok konu hakkında çatışma halindeydi. Hatta komisyon, Google’ın meşhur antitröst yasasına karşı çalıştığını iddia etmiş ancak şirket tarafından bu itham reddedilmişti. Amerikan şirketlerinin Avrupa’ya gelerek istedikleri gibi hareket ettiklerini ve yasalar yokmuş gibi davrandıklarını söyleyen Reding, Avrupalı firmaların yasalar ile uğraşırken, ABD’li rakiplerin bunu fırsata da çevirdiğini ekliyor. Öte yandan Arupa Birliği ile ABD arasındaki veri güvenliğini güvence altına alan Safe Harbor anlaşması hakkında da konuşan isim, Avrupalı yetkililerin “Brüksel’de bize yasayı değiştirmek ya da ortadan kaldırmak için baskı yapıyorlar.” sözlerine de yer verdi. Safe Harbor anlaşması, bu sözleşmeye katılan ABD’li şirketlerin Avrupa yasaları altında “veri güvenliği” gerekçeli davalardan korunmasına olanak sağlıyor. Bu anlaşma, ABD’de operasyonlarını yürüten Avrupalı şirketlere aynı güvenceyi sağlaması gerekirken, veri ihlallerine sebep olabiliyor. Avrupa Birliği raporunda ise, Avrupalı vatandaşların Safe Harbor başlığı altında kişisel verilerinin ABD’li makamlara ulaştığını ve AB’deki halleri ile benzerlik gösteremeyebileceği bilgisi yer alıyor. Brüksel’deki ABD büyükelçiliğinden açıklama gelmezken, ABD daha önce uluslararası veri transferinin uluslararası ticaret için çok önemli olduğunu ve AB ile bu konuda ortak paydada buluşmak istediklerini söylemişti.

SimpliVity, Türkiye’de Avnet ile çalışacak

0
Avnet_HakkiEren
Avnet Genel Müdürü Hakkı Eren
2009 yılında Amerika’ da kurulan ve BT’yi kurumlar için daha kolay hale getirmek sloganı ile yola çıkan SimpliVity, sunucu, depolama ve yedekleme altyapılarını tek bir mimaride buluşturan OmniCube ve OmniStack ürünülerinin Türkiye’deki satış ve pazarlama konularında Avnet ile anlaştı. Geleneksel altyapıların karmaşıklığını ve yüksek işletme maliyetlerini ortadan kaldıran OmniCube ürün ailesi ile müşterilerine çözümler üreterek maliyet avantajı sağlayan SimpliVity, kısa zamanda Türkiye pazarında önemli bir pay elde etmeyi hedefliyor. Avnet Türkiye Genel Müdürü Hakkı Eren, Avnet’in günden güne büyüyen ekosisteminin sağladığı güven ve memnuniyetin Avnet’in tercih edilme sebebi olduğunu belirterek, “Teknolojiyi tüm dünyadaki müşterilerimiz için iş çözümlerine dönüştürüyoruz.  Türkiye pazarında Avnet’in katma değerli hizmetlerinin SimpliVity’nin büyümesine katkı sağlayan en önemli kaynaklardan biri olacağını ve şimdiye kadar olduğu gibi Avnet olarak en son teknolojik ürün ve hizmetlerle Türkiye’nin teknolojik altyapısının gelişiminde önemli bir rol oynadıklarını” ifade etti. Converged olarak adlandırılan ve birçok farklı çözümün yeteneklerini üzerinde barındıran bu tip yeni ürünlerin oluşturduğu kategorinin hızla büyümesini beklediklerini söyleyen Eren, iş ortaklarımız ve son kullanıcı nezdinde bu kategoride teknik bilgi ve deneyim olarak en güçlü distiribütörün Avnet olacağını sözlerine ekledi. SimpliVity Bölge Müdürü Tarcan Serdaroğlu ise, “Bu anlaşmayı yaparken Avnet ile birlikte pazarda önemli avantajlar kazanacaklarına inandıklarını ve  katma değerli servisleri sayesinde özel bir iş modeli ile çalışan Avnet’in SimpliVity ürünlerinin yaygınlığı ve tercih edilmesi noktasında önemli bir güç olacağını belirtti. “OmniCube ürünleriyle veri yönetimini, bilginin korunmasını ve geleneksel çözümlere göre daha kolay şekilde yönetilebilmesini, sermaye masraflarını ve işletme giderlerini arttırmadan sağlıyoruz. Veri merkezlerindeki geleneksel altyapılarının karmaşıklığı ve yüksek masraf yükü gibi etmenler göze alındığında, farklı BT birimlerini tek çatı altında, kolay yönetilebilen sistem içerisinde sunan çözümler, tüm dünyada şirketlere önemli maliyet ve rekabet avantajı sağlıyor.” dedi. SimpliVity’nin ürettiği OmniCube CN ailesi, sektördeki ilk Hyper-Converged (Bütünleşik Altyapı) ürünlerinden biri olarak Türkiye pazarına girdi, VMware vCenter üzerinden yönetilen ve Hyper-Converged mimarisine sahip SimpliVity çözümünün sunucu, veri depolama ve yedekleme gibi geleneksel altyapı bileşenlerini tek çatı altında toplayıp, karmaşıklıklarını ortadan kaldırarak sanallaştırılan sistemlerin,ve uygulamaların  yönetimini kolaylaştırdığı açıklandı.

Ingame Group ve Semih Saygıner’den işbirliği

0
IngameGroup, Facebook’taki ilk 3D bilardo oyunu Pool Elite için dünya bilardo şampiyonu Semih Saygıner ile 5 yıllık bir işbirliği yaparak, Türk oyun sektöründe bir ilki daha gerçekleştirdi.Dijital oyun pazarına, yerli yapım oyunları ve önemli yatırımlarla yeni bir soluk getiren IngameGroup, bünyesinde yer alan Elite Oyun stüdyosu tarafından geliştirilen en büyük projelerinden biri olan Pool Elite oyununu dünya çapında Semih Saygıner ile birlikte tanıtacak. Oyun yayıncılık faaliyetleri ise yine IngameGroup bünyesinde yer alan Lokum Oyun tarafından gerçekleştirilecek. Pool Elite oyunu ile Semih Saygıner’in işbirliğinin duyurulduğu basın toplantısı 21 Ocak Çarşamba günü Sofa Hotel Nişantaşı’nda yapıldı. Toplantıda konuşan IngameGroup Kurucu Ortağı Tuncay Büyükoğlu şunları söyledi: “Dijital bilardo tutkunlarının yeni adresi olan Pool Elite,Facebook üzerindeki bilardo oyunları arasında zirveyi hedefleyen bir oyun.Her tür bilardo oynayan oyuncu tarafından dünyaca tanınan Semih Saygıner’in bizim için doğru isim olduğu ortadaydı. Kendisi oyunun fiziğine de önemli katkılar sağladı. Dünya çapında oyun tanıtımı ve etkinliklerde birlikte yoğun olarak çalışmaya devam edeceğiz.” 50 milyon dijital bilardo oyuncusu var Dünyada 50 milyon dijital bilardo oyuncusu olduğunu belirten Tuncay Büyükoğlu, Pool Elite ile bu pazarın yüzde 10’una ulaşmayı hedeflediklerini söyledi. Tuncay Büyükoğlu, Pool Elite ile ilgili şu bilgileri verdi: “Pool Elite dijital bilardo oyunları arasında yeni bir soluk oldu. Oyun şu an Facebook’ta bilardo oyunları arasında beşinci sırada bulunuyor. Oyunumuzu dünyanın 150’den fazla ülkesinden aylık olarak yaklaşık 400 bin kişi oynuyor. İki yıl içerisinde ilk iki oyundan biri olmayı hedefliyoruz. PoolElite’i Semih Saygıner’in de katkılarıyla 3D en gerçekçi bilardo oyunu olarak geliştirdik. Oyun, çoklu dil desteği ile İngilizce, Portekizce, İspanyolca, Türkçe, Tayca ve Koreceoynanabiliyor. Cross platform yapısıyla yakında bilgisayarın yanı sıra Android, IOS yazılımlı mobil cihazlarda da oynanabilecek olan Pool Elite, E-Spor’a da uygun altyapıya sahip.” Konuşmasında Türkiye oyun pazarı hakkında da bilgiler veren Tuncay Büyükoğlu, Türkiye’nin son 6-7 yıl içinde önemli büyüme gösterdiğini, pazarın yıllık 300 milyon doları aştığını söyledi. Büyükoğlu oyun sektörünün, müzik ve sinema endüstrilerinin toplamından açık ara daha büyük pazar haline geldiğini sözlerine ekledi. Semih Saygıner: “Pool Elite turnuvaları da olacak” Toplantıda konuşanSemih Saygıner ise bilardoya geri döndüğü dönemde yapılan bu işbirliğinin kendisine ayrı bir heyecan yaşattığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünyada bilardo alanında isim yapmış bir Türk sporcusu ile dünya çapında başarı hedefleyen bir Türk şirketinin birlikteliği büyük önem taşıyor. Dünya çapında çok güzel bir işbirliği yaptığımızı düşünüyoruz.  Oyunumuza güveniyoruz. Oyunun gelişim aşamalarında da Pool Elite ekibine katkılarım oldu. Benim de tecrübelerimle oyunu gerçekliğe en yakın hale getirdik. Önümüzdeki dönemlerde dijital bilardo tutkunlarının katılabileceği Pool Elite turnuvaları da yapacağız. Böyle bir oyunun marka yüzü olmaktan dolayı çok mutluyum. Hem gerçek hayatta hem de dijital platformda bilardoya dönmüş oldum.” Semih Saygıner, PoolElite’in aynı zamanda Türkiye’de bilardo sevgisinin yaygınlaşmasına katkıda bulunacağını belirterek, “Sosyal medya günümüzün en büyük gerçeği. Facebook platformunda bu oyunla tanışan birinin gerçek hayatta da bilardo oynayacağını ve bu oyunu seveceğini düşünüyorum” dedi.

12. eTR Ödülleri sahiplerini buldu

0
TÜSİAD ve Türkiye Bilişim Vakfı (TBV) tarafından, Vodafone Türkiye ana sponsorluğunda düzenlenen “12. e Türkiye (eTR) Ödülleri” hakkında Dijital Türkiye Platformu Koordinatörü Behçet Envarlı ile konuştuk.