Bilişimin yaz uykusu bitiyor

0
Her yıl Mayıs sonuyla başlayan BT sektörünün yaz uykusunun sonuna bu yıl da gelmek üzereyiz nihayet. Özellikle son yıllarda ramazan ayının da yaz mevsimine denk gelmeye başlamasıyla birlikte sektörümüz iyiden iyiye karanlığa gömülüyor, işler durmak noktasına geliyor. Yaz rehaveti ramazanla, izinler ramazan bayramıyla birleşince de iş yapacak adamı ara ki bulasın. Bu yıl gündeme gelen ve kamuyu da durduran cumhurbaşkanlığı seçimleri hiç yazmıyorum bile. Sektörün hareketlenmeye başladığının ilk göstergesi İK bültenlerindeki artış bizim için. Samsung’dan Sony’ye, SIAE’den Bircom’a birçok şirket ya yeni profesyonellerle çalışmaya başladı ya da mevcut çalışanlarını terfi ettirdi. Bu haberleri ve detaylarını #GündemInside sayfalarımızda bulabilirsiniz. Diğer önemli gösterge şirketlerin iş ortaklıkları. PanasonicTecpro ortaklığı bunlardan bir tanesi ya da Netaş’ın Simit Sarayı’na yaptığı proje gibi örnekler çok önemli. Bu haberlerin detaylarını da aynı sayfalarda bulabilirsiniz. Haberci gözüyle bir diğer gösterge de dostlarımız, haber kaynaklarımız ve siz okurlarımızdan gelen geri bildirimler. Özellikle Ankara tarafıyla ilgili ciddi duyumlar alıyoruz. Tüm dostlarımız seçimden sonra işlerin bir anda İstanbul’da patlayan ani yağmurlar gibi bir anda hızlandığını müjdeliyor bize. Evet, bu kısa özetten sonra artık sektörümüzün yaz uykusundan uyandığını rahatlıkla söyleyebiliriz. O zaman biz hazırız, sektör hazır, TechInside’ın basılı yayını da 15 Eylül’de masalarınızda olacak. Yani kısaca değmesinler keyfimize…

Türk şirketleri “korunmak” istemiyor

0
Kaspersky Lab’ın anketine göre finansal işlemlerin güvenliği şirketler için yüksek öncelik taşımaya devam ediyor. Şirketlerin üçte biri (yüzde 34) bu bilgiler için koruma kullanmanın önümüzdeki yılın en önemli üç BT yönetimi önceliğinden biri olacağını söylüyor. Dünyada katılımcıların neredeyse yarısı ise şirketlerinin finansal işlemler için daha fazla güvenliğe ihtiyacı olduğunu düşünüyor. Türkiye’de bu oran yüzde 55’e çıkıyor. Daha büyük şirketlerin en iyi güvenlik teknolojilerine yatırım yapmaya daha istekli olduğu görülüyor: Dünyada ve Türkiye’de 5 binden fazla çalışanı bulunan şirketlerin yüzde 64’ü birinci sınıf bir güvenlik hizmetine yatırım yapmaya hazır olduğunu belirtiyor, ancak küçük şirketlerde bu oran yüzde 48. Korkular gerçeğe dönüştü, ödeme verileri çalındı Ankette ayrıca siber suçluların şirketlerden ne sıklıkta finansal veri çaldığı da belirtiliyor; siber saldırılarda verilerini kaybeden şirketlerin dünya çapında yüzde 33’ü, Türkiye’de ise yüzde 36’sı ödeme verilerinin çalındığını itiraf etmiş. Türkiye’deki katılımcıların yüzde 42’si bunun kaybedilebilecek muhtemelen en kötü veri türü olduğunu düşünmekte. Korkuları gerçeğe dönüşmüş. Kaspersky Lab uzmanları yakın zamanda, dolandırıcıların müşterilerinin finansal verilerini ele geçirdiği ve sadece bir haftalık bir süre zarfında bankadaki hesaplardan yarım milyon Euro’dan fazla para çaldığı büyük bir Avrupa bankasının müşterilerini hedefleyen bir dolandırıcılık kampanyası keşfetti. Günümüzde şirketler için ayrıca çok platformlu korumanın göz önünde bulundurulması da önemli. Ankete göre dünyada şirketlerin yüzde 43’ü, Türkiye özelinde ise yüzde 51’i mobil cihazlarda hassas işlemler gerçekleştirmek istiyor.

Çevrimiçi alışkanlıklar ile alakalı 10 veri

0
Dijital dünyanın ve özellikle internetin yaşantımız üzerinde büyük etkisi var. İşletmelerin stratejik planlarını yaparken bu etkiyi göz önüne alması gerekiyor. Ancak bu söylendiği kadar kolay bir iş değil. Tam bu noktada dijital dünyanın bize sağladığı sayısal veriler bu zor süreçte bize yardımcı olabilir. İnternet kullanım alışkanlıklarımıza yönelik önemli gördüğümüz GlobalWebIndex’in araştırmalarına dayanan 10 veriyi sizler ile paylaşıyoruz.
  1. İnternet kullanıcılarının yüzde 44‘ü bölgesel fırsat sitelerini kullanıyor.
  2. Televizyon seyredenlerin yüzde 54‘ü aynı anda mobil cihazlarını da kullanıyor.
  3. Türk internet kullanıcılarının yüzde 29‘u VPN servislerini kullanıyor.
  4. 16-24 yaş arası gençlerin yüzde 70‘i her gün internet üzerinden TV izliyor.
  5. 16-24 yaş arası gençler TV izleme sürelerinin yüzde 33‘ünü internet üzerinden gerçekleştiriyor.
  6. İnternet kullanıcılarının yüzde 30‘u mobil cihazlarından TV izliyor.
  7. İnternet kullanıcılarının yüzde 36‘sı YouTube’a mobil cihazları ile bağlanıyor.
  8. İnsanların yüzde 54‘ü günlük medya içerik tüketimini internet üzerinden yapıyor.
  9. Çevrimiçi medyalarda geçirilen sürenin yüzde 28‘i sosyal medya kanallarında gerçekleşiyor.
  10. Çevrimiçi geçirilen sürenin yüzde 30‘u mobil cihazlarda gerçekleşiyor.

Defne’den lider operatöre kesintisiz destek

0
Defne Bilgi İşlem, 2012’den bu yana birlikte çalıştığı ve Ödemeli Arama Platformunu sunduğu CIS bölgesinin lider mobil operatörü ile 3 yıllık destek ve bakım anlaşması imzaladı. 3G üzerinden 14 milyon aboneye katma değerli servisler sunan CIS bölgesinin lider mobil operatörü, Defne’den aldığı teknik destek ile kesintisiz hizmet sunmaya devam edecek. Ödemeli Arama Platformu üzerinde “Ödemeli Arama (CollectCall), kredisi olmayan aboneye cevapsız çağrı bırakma imkânı tanıyan Poke Call, Aile & Arkadaş Servisi (Friend & Family), Arama Anında Kredi Teklifi (Micro Credit Hot Offer)” çözümleri hizmet veriyor. Defne’nin günde 10 milyon çağrı taşıyabilen Ödemeli Arama Platformu üzerinde çalışan servislerin bakımını ve desteğini kapsayan anlaşma ile ilgili olarak Defne Genel Müdürü Oğuz Haliloğlu da şu görüşü dile getirdi: “CIS Bölgesindeki lider bir operatörle uzun süreli iş ortaklığı anlaşması imzalamaktan dolayı oldukça gurur duyuyoruz. Destek anlaşması bu platform üzerinde çalışan servislerin kesintisiz şekilde 24×7 uzaktan gözlemlenmesi, desteğinin sağlanması ve bakımının üstlenilmesini kapsamaktadır. 2017 yılı başına kadar ilişkimizin kesintisiz sürdürüleceği imza altına alındı. Dünya çapında hizmet veren mobil operatörlerin tercihi olarak kalmak için sunduğumuz çözüm ve hizmetlere yatırım yapmaya devam edeceğiz.” Temelde ödemeli arama hizmeti sağlayan ve operatörün kendi aboneleri arasında kullanılan bu platform, farklı operatör abonelerine de ulaşılmak istendiğinde, cevapsız çağrı bırakma sistemi “PokeCall” servisi ile hizmetin devamlılığını sağlıyor.“Friend & Family Servisi”aile-arkadaş listesi yardımıyla, aynı grup içinde olan abonelere birbirlerini ödemeli ararken kullanım kolaylığı sağlıyor. Örneğin bir baba kızının kendisine yaptığı tüm çağrıları ödeyebiliyor. Hesabında hiç parası olmayan aboneler içinse “Micro Credit Hot Offer” hizmeti ile arama esnasında, anında küçük miktar kredi verilerek, abonenin iletişim ihtiyacı acil olarak karşılanıyor.

Yaz tatili telefon katili!

3
MFÖ’nün meşhur şarkısında söylediği “yaz tatili paranın katili” dizelerini biraz değiştirdik. Hayatımızın önemli bir parçası haline gelen, elimizden düşürmediğimiz cep telefonlarından, denize ve havuza girerken de ayrılamadığımız verilerle ortaya kondu. Cep telefonlarına özel kullanıcı kaynaklı sorunlar için güvence paketi sunan Cepkask şirketinin yaptığı açıklamaya göre; özellikle Haziran ve Ağustos dönemi içerisinde sıvı teması hasar bildirimlerinde yüzde 80 oranında artış yaşandı. Bunaltıcı sıcakların yaşandığı şu günlerde, serinlemek için deniz ve havuz kenarları tercih edilirken görünmez kazalar ve de unutkanlıklar pahalıya mal olmaya başladı. İnternet kullanımının akıllı telefonlar sayesinde artması ve sosyal ağların her an eğlencemizi fotoğraflayacağımız platformlar olması, cep telefonlarının da suya kullanıcılarla birlikte girmesine neden oluyor Yazın cep telefonlarının başına en çok ne geliyor? Kullanıcı kaynaklı hatalara karşı cep telefonlarını güvence altına alan Cepkask 2014 Haziran ve Ağustos dönemi hasar bildirim verilerine göre; başı çeken kazalar şu şekilde;
  • Deniz havuzda fotoğraf çekerken telefonum suya düştü.
  • Şortumun cebinde telefonumu unuttu denize girdim.
  • Şezlongda güneşe maruz kaldı.
  • Kurulanırken telefonuma su sıçradı.
  • Dalga geldi telefonum ıslandı.
denize_ve_havuza_girerken_de_telefondan_vazgecemiyoruz(12) Keyfiniz pahalıya mal olmasın Haziran ve Ağustos dönemi içerisinde sıvı teması ve güneşten kavrulma şikâyeti ile artan cep telefonu hasar bildirimleri verilerinden yola çıkarak kullanıcılara tavsiyelerde bulunan Cepkask Genel Müdürü Tayfun Gülgeç, “Havuz ve deniz kenarında serinlemek isterken sıvı temasına maruz kalan cep telefonları, kullanıcılara pahalıya mal olmasın. Şezlonglarda cep telefonlarınızı unutmayın. Yoksa güneşe doğrudan maruz kalan cep telefonları kavruluyor. Aynı şekilde şortlarda unutulan cep telefonları kullanıcıyla beraber denize, havuza giriyor. Şort ceplerinde unutulan ve çoğunlukla da pahalı olan cep telefonları, kullanıcıların bütçesini sarsıyor. Riske girmeyin, keyfiniz pahalıya mal olmasın” dedi. Cep telefonları denize ve havuza düştüğünde ilk yapılması gerekenler hakkında da bilgi veren Cepkask Genel Müdürü, Tayfun Gülgeç, kendilerine başvurmadan önce cep telefonlarına yapılacak ilk yardım önerilerini şöyle sıralıyor; denize_ve_havuza_girerken_de_telefondan_vazgecemiyoruz(14) Sıvı teması sonrası telefonlara ilk yardım önerileri
  • Telefonunuzu kapatın: Telefon suya düştükten sonra kapatılmadan geçen üç, beş saniyelik gecikme bile önemli. O yüzden en kısa sürede sudan çıkarılarak kapatılması gerekir.
  • Telefonunuzu parçalara ayırın: Telefon içindeki SD kart, SİM kartı ve bataryayı çıkarın ve kurumaya bırakın. Telefonun parçalara ayrılabilen tüm kısımlarının kuruması için havayla temas etmesini sağlayın.
  • Üzerindeki sıvıyı vakumlayın: Eğer sıvıyı vakumlayacak bir alet yoksa, telefonun kulaklık girişi, şarj ve kart yuvaları vb. deliklerinden suyu ağzınızla vakumlayın.
  • Kurumaya bırakın: Tüm bu işlemlerin ardından cihazınızı bir tabak princin içine daldırın ve bekletin. Isıyla çalışan çeşitli aletler veya kimyasallar işe yaramaz. O yüzden saç kurutma makinesini bir kenara bırakın ve cihazınızı pirinç dolu tabak içinde 48 saat bekletin.
  • Telefonunuzu uyandırın: Telefonunuzu tabaktan çıkartın, eğer dış tarafında hala nemlenme kalmışsa silin. Nemlenme telefonun içindeyse cihazı tekrar pirinç dolu tabağa koyup bir gün daha bekleyin. Cihaz tamamen kurumuşsa, telefonu açın. Şansınız varsa, telefonunuz yeniden çalışacaktır.
İşletmeler için bu haber ne anlama geliyor? İçerisinde kritik işletme verileri bulunan telefonların işlevsiz hale gelmesi bu cihazların önemsiz sayılarak çöpe atılmasını sağlayabilir. Ancak bu cihazlar uzman bir teknisyenin elinde tekrar kullanılır hale getirilebilir. Özellikle bozulduğunu düşündüğünüz cihazların işletmeleriniz için birer güvenlik tehdidine dönüşmesini istemiyorsanız tümüyle kullanılmaz hale geldiğinden emin olmalısınız.

Doğan Yılmaz Bircom’da

0
Bircom’da, sektörün deneyimli isimlerinden Doğan Yılmaz, Müşteri Deneyimi Direktörü olarak atandı. Bircom bünyesindeki mühendislik ve saha hizmetleri, servis yönetimi ve backoffice fonksiyonlarını içinde barındıran Müşteri Deneyimi Yönetimi yapısı ile birlikte, müşterilerinin ve ekosistemindeki tüm iş ortaklarının memnuniyetini en üst seviyeye taşımayı amaç edinen, kalite ve sürdürülebilirliğe odaklı bir organizasyon hedefleniyor.  
Bircom Müşteri Deneyimi Direktörü Doğan Yılmaz
Bircom Müşteri Deneyimi Direktörü Doğan Yılmaz
Doğan Yılmaz, lisans eğitimini İTÜ Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümü’nde, lisansüstü eğitimini ise Bahçeşehir Üniversitesi’nde tamamladı. Profesyonel kariyerine 2002 yılında Spintek’te Ağ ve Sistem Mühendisi olarak başlayan Yılmaz, ardından geçtiği Borusan Telekom’da 3 yıl boyunca çeşitli mühendislik ve yöneticilik pozisyonlarında görev yaptı. Sonrasında Turkcell Superonline’da satış öncesi ve satış sonrası pozisyonlarda yönetici olarak görev alan Yılmaz, Bircom’a geçmeden önce, TurkNet İletişim Hizmetleri’nde Kurumsal Servislerden Sorumlu Müşteri Deneyimi Müdürü olarak görev yapıyordu.

Samsung’da kamu Dr. Erdem Erkul’a emanet

0
Lisans ve yüksek lisansını İşletme ve Kamu Yönetimi alanlarında tamamlayan Dr. Erdem Erkul, doktora öncesi araştırmalarını Harvard Üniversitesi ve Massachusetts Üniversitesi ABD Ulusal e-devlet Merkezi’nde sürdürdü. Dr. Erkul, doktorasını ise Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nde tamamladı. 2013 Haziran ayında katıldığı Harvard ÜniversitesiJohn F. Kennedy Kamu Yönetimi Okulunda “İnovasyon için Ekonomik Kalkınma Programı” boyunca kamu politikaları, inovasyon, girişimcilik konularında çalışmalarda bulundu.
Samsung Electronics Kamu Sektörü Kıdemli Müdürü Dr. Erdem Erkul
Samsung Electronics Kamu Sektörü Kıdemli Müdürü Dr. Erdem Erkul
2010-2013 yılları arasında Microsoft Türkiye Kamu İşleri, Akademik Programlar ve Sosyal Sorumluluk Programları Direktörlüğünü üstlenen Dr. Erdem Erkul, 2013 Temmuz ayında Microsoft Orta Doğu ve Afrika Bölgesel Planlama Direktörü olarak görevine başladı. Dünya’nın önemli uluslararası e-devlet portallarından digital-government.net’in de kurucusu ve editörü olan Dr. Erkul; 2010 yılından bu yana Türkiye Bilişim Derneği Uluslararası İlişkilerden Sorumlu  Başkan Yardımcılığı ve bunun yanı sıra Merkezi Brüksel’de bulunan, Avrupa Profesyonel Bilişim Dernekleri Meclisi Yönetim Kurulu üyeliği görevini de sürdürüyor.

CEO’ların buzlu su kovası ile imtihanı

1
Görmüş olma ihtimaliniz çok yüksek; son 10 gündür pek çok büyük şirketin CEO’su kısa bir konuşma yaparak başından aşağı buzlu suyla dolu bir kovayı boca ediyor ve üç kişiyi bu eylemi gerçekleştirmeye davet ederken aksi takdirde sosyal kurumlara bağış yapmasını istiyor. Ice Bucket Challenge adı verilen bu eylemin basit bir amacı var; ALS hastalığına toplumun ve medyanın dikkatini çekmek. Kimler bu çağrıya cevap verdi? Mark Zuckerberg, Bill Gates, Sheryl Sandberg, Elon Musk, Dick Costolo, Spencer Rascoff, Spencer Rascoff, Satya Nadella, Larry Page ve Sergey Brin, Jeff Bezos, Tim Cook, John Legere. Dünyanın en büyük teknoloji şirketlrinin CEO’ları ve üstelik liste bunlar ile sınırlı değil uzayıp gidiyor.

[youtube=http://www.youtube.com/watch?v=6TTpXKFBkjk]

CEO’ların sosyal sorumluluk sahibi olması dikkat çekici. Peki, değerleri on hatta yüz milyar dolarlar ile ölçülen firmaların CEO’ları neden böyle bir şeye sıcak bakarlar? Tek amaç sosyal sorumluluk mudur? Ben bu sorunun cevabının evet olduğunu hiç düşünmüyorum. Kravat ve takım elbiselerden kurtulan, kot pantolon ve yırtık tişört ile şirketlerini yöneten yeni bir anlayışın yükselişine şahit oluyoruz. Bu akım genç olmayı gerektirmiyor. 

[youtube=http://www.youtube.com/watch?v=XS6ysDFTbLU]

Yeni CEO tanımında halkın içinden, gençliğin çılgınlığından, sınır tanımazlıktan, eğlenceli olmaktan kısacası değişen dünya şartlarında yetişen yeni bir neslin doğal gördüğü her şeyden parçalar taşımak gerekiyor. Bakış açımızı çevirip ülkemize dönelim. Bizim büyük şirketlerimizin CEO’ları da zaman zaman bazı sosyal sorumluluk veya etkinliklerde benzer davranışlarda bulunabiliyorlar. Benzer davranış dediğime bakmayın henüz başından aşağıya buzlu su dolu bir kovayı boca eden olmadı ama ancak şarkı filan söyleyip, en fazla halay çekiyorlar. Peki, böyle bir hareket yapmaları gerekiyor mu? Burada isim yazmadan bir kaç örnek verelim; Bir GSM şirketinin CEO’su benzer bir eylem ile eğitimdeki problemlere, bir bakan kadına karşı şiddete, bir medya patronu sansüre dikkat çekse acaba gelenekselleşen kınama bülteni ve açıklamalarından ne kadar fazla etkili olur? Sıra dışı olan davranışlar değil. Bize ilginç gelen farklılıklar değil. Dünyanın düşünce şekli değişiyor ve değişen düşünce şekline bakış açımızı paralel hale getirmezsek geriye kalan tek şey kesişmeler düzleminde köşelere kadar ilerleyip masadan aşağı yuvarlanmak olacak.

Sony Eurasia’da görev değişikliği

0
Sony Eurasia PlayStation Grup Ürün Müdürü Mustafa Yiğit
Sony Eurasia PlayStation Grup Ürün Müdürü Mustafa Yiğit
Sony Eurasia’da 2011 yılından bu yana PlayStation Ürün Müdürü olarak çalışan Mustafa Yiğit, PlayStation Grup Ürün Müdürlüğü görevine getirildi. Yeni görevi kapsamında PlayStation’ın Türkiye’deki tüm operasyonlarının yönetiminini üstlenecek olan Yiğit, Koç Üniversitesi İşletme Bölümü’nden tam burslu olarak 2005 yılında mezun oldu. Sony’ye katılmadan önce ETİ  ile Nestlé Türkiye’de pazarlama ve satış departmanlarında çeşitli yönetici pozisyonlarında görev aldı. Evli ve bir çocuk babası olan 1982 doğumlu Yiğit, iyi derecede İngilizce konuşuyor.

İnovasyonla rekabet gücü

0
2013 yılında hedeflerinin üzerinde bir büyüme gerçekleştirdiklerini belirten Glasshouse Türkiye CEO’su Emre Pekar; “2014 yılında da bizi rakiplerimizden farklı kılan hizmet kalitemizden, tüm iş süreçlerimizde tutarlılığına önem verdiğimiz insana yaklaşımımızdan, sürekli ve aracısız iletişimle beslenen inovatif yapımızdan, yaşayarak oluşturduğumuz değerlerimizden ödün vermeyerek; GlassHouse Türkiye ailemize, değerli rekabetiyle bizi motive eden sektörümüze, bilgimizi paylaşarak yol arkadaşlığı yaptığımız müşterilerimize ve ülkemize değer katmak için çalışmaya devam edeceğiz” dedi. Pekar’ın diğer görüşlerini videomuzda izleyebilirsiniz.

SIAE’da yeni ülke müdürü

0
Uzun yıllardır telekom sektöründe yöneticilik görevlerini üstlenen Berke Oran, 01 Ağustos 2014 tarihi itibarıyla Siae Microelettronica S.p.A. Türkiye Ülke Müdürü olarak görevine başladı.
Siae Microelettronica S.p.A. Türkiye Ülke Müdürü Berke Oran
Siae Microelettronica S.p.A. Türkiye Ülke Müdürü Berke Oran
1998 yılında Microsoft Türkiye’de OEM satış grubunda iş hayatına atılan Berke Oran, 2001-2010 yılları arasında AlcatelLucent firmasında Türkiye, Singapur ve Belçika organizasyonlarında çeşitli yöneticilik görevlerini üstlenmiştir. 2010-2011 yılları arasında Vodafone Türkiye‘de İş Geliştirme ve Strateji direktörlüğü görevini yürüterek, 2011-2014 arasında IBM Global Services Türkiye ve CEE (Central Eastern Europe) bölgesinde çeşitli yöneticilik görevlerini yapmıştır. Satış, iş geliştirme ve strateji alanında uzman olan Berke Oran, iyi derecede İngilizce bilmektedir. 1998 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nden mezun olan Berke Oran, işletme yüksek lisansını Boğaziçi Üniversitesi’nden almıştır. Berke Oran evli ve bir kız çocuğu babasıdır.

25 yıldır Türkiye ve dünya için üretiyor

0
1990 yılından bu yana Türkiye’de faaliyetlerini sürdüren Legrand, Gebze’de yer alan fabrikasıyla 25 yıldır Türkiye ve dünya için üretiyor. Legrand, Gebze’de yer alan 15 bin metrekaresi kapalı toplamda 40 bin metrekare alana sahip fabrikasında iyi bir yurttaş olma ilkesiyle Türkiye’ye katma değer sağlamaya devam ediyor. Türk ve uluslararası standartların tüm gereklerini karşılayabilecek donanıma sahip olan Legrand, 500’ün üzerinde çalışanıyla Gebze fabrikasında 25 yıldır Türkiye’de üretim yapmaya devam ediyor. Legrand yüksek kaliteli, güvenlik ve üst düzey estetik standartlarının yanı sıra Ar-Ge çalışmaları sonucu geliştirdiği ürünleriyle Türk elektirik sektöründeki en güvenilir markalar arasında yer alıyor.

Ucuz etin yahnisi!

1
Daha önceki yazılarımda ve danışmanlık yaptığım tüm firmalarda, öncelikli olarak belirttiğim çok önemli bir unsur şudur; “Çevrimiçi reklamcılık faaliyetleri web sayfanızdan başlar ve çoğu zaman web sayfanızda biter.” Burada firma yöneticilerinin henüz kendi web sayfalarından haberdar değilken, çevrimiçi reklamcılık ucuzmuş biz hemen bu faaliyete balıklama atlayalım tarzındaki tavırları oldukça yanlıştır. Web sayfası düzenlemeleri genelde yöneticiler tarafından yanlış anlaşılıyor. Çevrimiçi reklamcılık faaliyetleri için seçilmiş olan ajansın ilk olarak web sayfasına müdahale etmeye çalışması şirket yöneticileri açısından ajansın web sayfasını da ele geçirmeye çalışması tarzındaki bir yaklaşım gibi algılanıyor. Hâlbuki yanlış düzenlenen bir web sayfası tüm yapılacak faaliyetleri etkileyecek hatta bazı faaliyetlerin daha uygun fiyatlara yapılmasını da sağlayacaktır. Bunları maalesef şirket yöneticilerine açıklamak biraz güç oluyor. Bir ayrı sorun ise ajanslar arasında 100 liracılar diye adlandırılan serbest çalışanlara çok ucuz rakamlara yaptırılan web sayfalarından çok ciddi potansiyel beklenmesi. Öncelikle web sayfasına inancı olmayan işletme yöneticisi, kartları bastırılırken 100 liraya hediye edilen web sayfasına verdiği paranın devasa bir rakam olduğunu düşünmesi ajansları adeta çileden çıkarıyor. Ucuz web sayfaları genelde eş dost ilişkisi sonucunda yapılıyor. Bu durumda da profesyonel bir reklam ajansı ile anlaşan firma, web sayfasını yapan kişiler patronun bilmem kimi olduğu için iknada zorlanıyor ve çoğu zaman web sayfasını yapan kişiler tarafından sahtekârlıkla suçlanıyorlar. Yöneticilerde maalesef profesyonel düşünmek yerine, dost bildiği ve 100 liraya web sayfasını yapan kişilere inanıyor. Gözlemlerime dayanarak söyleyebilirim ki bu durum ülkemizde çok yaygın. Daha önceki yazılarımda da belirtmiştim; reklam ajansları yöneticilere somut bir ürün satmadığı için çevrimiçi reklamcılığa ve web sayfalarına olan inançları oldukça düşük. Türkiye’de maalesef hizmete çok fazla değer verilmiyor.
 Web sayfanızın amacı şirketinizin kurumsal kimliğini yansıtmaktır
Şunu net bir şekilde söylemek istiyorum; 100 liraya yapılan web sayfası ya çok vasattır, ya da kopyadır. Hiçbir profesyonel ajans sizlere bu rakamlar dâhilinde hizmet vermez. Bu yüzden web sayfanıza yüklenen ajansları sorgulamaktansa, kartvizit parasına yaptırdığınız web sayfasını yapan kişileri sorgulamanızda fayda var. Şirketinize en pahalı dekorasyonu yaptırırken, web sayfanızda ucuza kaçmanız oldukça yanlış bir hareket. Şöyle düşünün; web sayfanızın amacı şirketinizin kurumsal kimliğini yansıtmaktır. Yani, şirketinize belki 20 web sayfası para verip aldığınız masanızı, sandalyenizin kalitesini çevrimiçi ortamda yansıtabileceğiniz tek yer web sayfanız. Bu yüzden, kurumsal kimliğinize değer veriyor iseniz, web sayfanızın da bu doğrultuda kaliteye ulaşması gerekiyor. Kısacası web sayfanıza verdiğiniz paraya acır gözlerle bakmayın, bence fahiş rakamlara aldığınız masanıza acımanız daha doğru olur. Özetle; web sayfanız çevrimiçi mecradaki şirketinizdir. Burayı ne kadar güzel dekore ederseniz müşterilerinizin sizin hakkınızdaki düşünceleri bu doğrultuda iyileşecek veya kötüleşecektir. Çevrimiçi reklamcılık faaliyetleriniz için web sayfanızda olması gereken net şartlar vardır. Bunları ajanslarınız mutlaka size belirtecektir. Bu yüzden eş dost ilişkilerini bir kenara bırakıp, profesyonel düşünen ajansınıza kulak vermeniz gerekiyor.
Ucuz bir web sayfası ile pahalı hayallere kapılmayın. 
Web sayfanızı da yaptırırken mutlaka bazı ölçülere uygun olmasına dikkat edin. Özgün içerik, tamamen sizinle alakalı görseller, özgün tasarım, yönetim paneli, SEO (arama motoru optimizasyonu) optimizasyonu gibi birçok ölçü var. Ucuz web sayfalarında bu tarz ölçülerin karşılandığını göremezsiniz. Bu yüzden profesyonel ajanslara güvenin ve verdiğiniz emeğin ve ücretin geri dönüşünü alacağınızdan emin olun. Ucuz bir web sayfası ile pahalı hayallere kapılmayın. 

40 yaş üzeri çalışanlar iş bulmakta zorlanıyor

0
İş seçerken daha temkinli ve seçici olabilen, ortalama 15 yıllık deneyime sahip olan 40 yaş üstü çalışanlar, elde ettikleri deneyimleri kullanabilecekleri ve üzerine katma değer yaratabilecekleri alternatiflerin içerisinde yer almayı istiyorlar. Bununla birlikte ücret skalasının da örtüşme göstermesi gerekiyor. Genç bir nüfusa sahip olan Türkiye’de ise işverenler kolaylıkla daha düşük ücrete genç çalışanlar bulabildikleri için, 40 yaş üstü çalışanlar iş bulma zorluğu yaşayabiliyor.
Hugent İnsan Kaynakları İş Geliştirme Direktörü Özlem Veryeri Taşkaya
Hugent İnsan Kaynakları İş Geliştirme Direktörü Özlem Veryeri Taşkaya
“Son 10 yıllık hareketliliğe bakıldığında yönetici kadrosunda çalışan yaş ortalaması gençleşiyor” diyen Hugent İnsan Kaynakları İş Geliştirme Direktörü Özlem Veryeri Taşkaya. “Bu durum 40 yaş üstü çalışanlar için hem iş bulma hem de iş değiştirmede belli zorlukları beraberinde getiriyor. 40 yaşındaki bir çalışan, genç bir yöneticiye bağlı çalışıyor ve kendisini veya şirketini bu durumdan dolayı devamlı suçluyor veya yeriyorsa, mevcut pozisyonunda da doğru bir performans göstermesi ve ekibe pozitif bir enerji vermesi çok mümkün olamıyor. Çalışanın bu durumdan haz etmemesi, yaş egosunu yenememesi gibi durumlarda maalesef tatsız süreçler yaşanabiliyor” diyor. 40 yaş üstü çalışanlar firmalar için velinimet “Deneyim, bugün parayla satın alınamayacak kadar değerli” yorumunda bulunan Hugent İnsan Kaynakları İş Geliştirme Direktörü Özlem Veryeri Taşkaya: “Yaşı ilerlemiş bir adayın geçmiş tecrübeleri şirketler için uğrayacakları kayıp ve zararları en aza indirebilecekleri birer fırsat. Bu sebeple şirketler deneyimli kadroların bilgi ve tecrübelerini aktarabilecekleri, inisiyatif sahibi olabilecekleri fırsatlar sunuyor olmalılar” diyor.

Kaspersky’den ücretsiz Android virüs taraması

0
Kaspersky Lab, Android cihaz sahiplerinin cihazlarını tüm bu güvenlik açıklarına karşı taramalarına ve cihazlarında bunlardan faydalanan herhangi bir uygulamanın yüklü olmadığından emin olmalarına olanak tanıyan Kaspersky Ücretsiz Fake ID Scanner uygulamasını geliştirdi. Bu uygulama algılanan güvenlik açıklarını kapatmaz ancak bir tehdit algılandığı takdirde kullanıcıyı, Kaspersky Internet Security for Android’in ücretsiz sürümünü yüklemesi için uyarır. Bu ürün cihazı, güvenlik açıklarının zararlı yazılımlar tarafından kullanılıp kullanılmadığından bağımsız olarak zararlı kodlara karşı koruyor. Geçtiğimiz aylarda yapılan güvenlik açıkları keşiflerinin sayısı hiç de az değil. Yeni güvenlik açıklarının en önemlilerinden biri de Bluebox Labs uzmanları tarafından keşfedilen, saldırganların zararlı yazılımlar dâhil her uygulamayı tanınan tedarikçiler tarafından geliştirilmiş yasal programlar olarak gizlemelerine olanak tanıyan bir güvenlik açığı oldu. Bu güvenlik açığına Sahte Kimlik (Fake ID) adı verildi. Bir diğer dikkat çeken güvenlik açığı da Heartbleed oldu. OpenSSL protokolünün belirli sürümlerini kullanan sistemlerin belleğini okumak için kullanılıyor. Bu şekilde saldırganlar, özel olarak tasarladıkları talepler göndererek kullanıcının hassas bilgilerine erişim sağlayabiliyor. Bu güvenlik açığı Google dâhil birçok şirketi etkiledi. Kaspersky Lab Fake ID Scanner - 2 En yeni keşiflerden biri olan Master Key güvenlik açığı siber suçluların herhangi bir Android cihazına yönetici öncelikleriyle erişim sağlamasına olanak tanıyor. Böylece saldırganlar cihaz üzerinde herhangi bir yazılımı, kullanıcının bilgisi dışında başlatabiliyor. Her ne kadar Google bu tip güvenlik açıklarını genellikle hızlı bir şekilde kapatıyor olsa da cihaz üreticilerinin bellenimleri güncellemesi uzun zaman aldığında milyonlarca Android kullanıcısı risk altında kalıyor. Zararlı yazılım, akıllı telefonlar ve tabletlere giden yolu açmak için popüler uygulamaların kılığına girerek bu güvenlik açıklarından faydalanabilir ve cihazlarda depolanan kişisel bilgileri çalabilir, sosyal ağlardaki kullanıcı hesaplarını ele geçirebilir veya çevrimiçi bankacılık bilgilerini çalabilir. Android 2.3 ve sonraki sürümlerle uyumlu olan Kaspersky Ücretsiz Fake ID Scanner, Google Play’den İngilizce ve Rusça olarak iki farklı dilde satın alınabilir.

TechInside Podcast – Bölüm 6

0

[soundcloud url=”https://api.soundcloud.com/tracks/163243365″ params=”auto_play=false&hide_related=true&show_comments=false&show_user=true&show_reposts=false&visual=false” width=”100%” height=”100″ iframe=”true” /]

Bu hafta ele aldığımız başlıklar;

  • Kime güveneceğiz?
  • Google Classroom
  • Amazon Local Register Secure Card Reader
  • Türkiye’yi Anlama Kılavuzu
  • Kitlesel Kaynak siteleri olgunlaşmadı
  • Teknoloji mi? Uyku mu?

Lenovo, 2014 ikinci çeyrek sonuçlarıyla daha da güçlü

1
Lenovo’nun geçen yıla oranla kazancını yüzde 23 artırarak 214 milyon dolara ulaşması, pazar payı ve finansal performans anlamında bir kilometre taşı oldu. Lenovo rekor büyümeyle PC pazarında yüzde 19.4 pazar payına ulaşarak dikkat çekerken, ayrıca telefon pazarında da güçlü bir yükseliş gösterdi. Türkiye’nin de içerisinde bulunduğu Avrupa/Orta Doğu/Afrika (EMEA) bölgesinin bu çeyrekteki geliri ise 2.8 milyar dolara ulaştı ve Lenovo’nun toplam gelirinin yüzde 27’sini oluşturdu. EMEA bölgesi, PC payında rekor kırarak ilk kez dizüstü bilgisayar alanında liderliğe yükselirken, akıllı telefon sevkıyatında da 1 milyon cihazı aştı. Lenovo CEO’su YuanqingYang ise konuyla ilgili ; “Rekor PC payımız, dünya çapında tablet pazarında ilk kez 3. sırada yer almamız ve daha da önemlisi akıllı telefon pazarında 4. sırada olmamız, bu çeyreği Lenovo için bir kilometre taşına haline getirdi. Motorola Mobility ve IBM’in satışlarının da sonuca yaklaşmasıyla büyümek için fırsatların arttığını görüyoruz” dedi.

Veri biliminde stratejik bir adım

0
Sabancı Üniversitesi’nde 2014-2015 akademik yılında başlayacak program ‘Büyük Veri’ etrafında gelişen teknoloji ve sürdürülen araştırmalarla, işletmelere daha iyi kararları hızlı almalarına yardımcı olacak bilgi ve araçları sağlayacak. Programa başvuru 29 Ağustos 2014 tarihine kadar yapılabilecek. Veriyi yöneten rekabete yön verir Birçok danışmanlık şirketi veri analitiğinin 21. yüzyılın en gözde iş alanlarından biri olduğunu söylerken, veriden iş değeri yaratacak bilgiyi ortaya çıkarmak için gereken beceriye sahip profilin yetersiz olduğu konusunda da fikir birliği var. Büyük Veri, etrafında gelişen teknoloji ve sürdürülen araştırmalarla işletmelere daha iyi kararları hızlı almalarına yardımcı olacak bilgi ve araçları sunuyor. Sabancı Üniversitesi’nde IBM’in stratejik ortaklığında hayata geçirilenbu program, inovatif şirketlerin ihtiyaç duyduğu rekabetçi avantajı yaratmak ve sürdürmek üzere aradığı analitik becerileri ve birikimi kazandırmak üzere tasarlandı. Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Yusuf Menceloğlu, Sabancı Üniversitesi ve IBM’in stratejik işbirliği hakkında şöyle dedi: “Türkiye’nin en girişimci ve yenilikçi vakıf üniversitesi olan Sabancı Üniversitesi, iş dünyasının deneyimini kendi güçlü akademik birikimi ile birleştirerek profesyonellere yönelik programlar sunmaktadır. Geliştirdiğimiz bu vizyon doğrultusunda Türkiye’de ilk kez Veri Analitiği profesyonel yüksek lisans programını hayata geçiriyoruz. Bilgi teknolojisi sektöründe önemli bir yere sahip IBM ile işbirliğimizin tüm sektörlerin kaçınılmaz ihtiyacı olan Veri Analizi konusunda öncü olacak liderler yetiştirmek ve rekabete yön vermek anlamında çok değerli olacağına inanıyorum. Sabancı Üniversitesi ile IBM arasındaki stratejik ortaklığı değerlendiren IBM Türk İş Analitiği Ülke Lideri Nicholas Anderson, “Gelecekte BT’ye hâkim olacak ve iş dünyasını şekillendirecek en önemli alanlardan biri veriler ve veri analitiğidir. IBM olarak verileri yeni doğal kaynağımız olarak adlandırıyoruz ve hem çözüm portföyümüzle hem de toplumdaki işbirliklerimize liderliğimizi sürdürüyoruz“ diyor. IBM Türk Üniversite İlişkileri Lideri Jale Akyel ise ekliyor: “Üniversite ilişkileri olarak en önemli görevlerimizden biri yeni gelişen alanlarda BT pazarının, müşterilerimizin ve iş ortaklarımızın yetenek açıklarını kapatmak üzere üniversitelerle inovatif işbirlikleri oluşturmaktır. Bu bağlamda vizyoner bir kurum olan Sabancı Üniversitesi’nde yapılanan bu profesyonel programa destek vermek bizim için son derece mutluluk vericidir. Önemli araştırma ve öğrenci projelerine akademik bilgi üzerine iş tecrübelerimizi ekleyerek karşılıklı değer yaratacağımıza inanıyoruz“ diye konuştu.

EMC ikinci çeyrek finansal sonuçlarını açıkladı

0

Bir önceki senenin aynı dönemine göre EMC’nin Avrupa, Orta Doğu ve Afrika (EMEA) bölgesindeki faaliyetlerinden elde ettiği gelirler %12 artış gösterdi.

İkinci çeyrekte GKGMİ’ne göre EMC’ye atfolunabilir net kazanç 589 milyon USD, ortalama ağırlıklı hisse başına kazanç da 0.28 USD oldu. Aynı çeyrekte GKGMİ’ne göre olmayan EMC’ye atfolunabilir net kazanç 882 milyon USD’a ulaştı, ortalama ağırlıklı hisse başına kazanç da 0.43 USD oldu.

EMC Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Joe Tucci finansal sonuçlarla ilgili açıklamasında, “Sektörümüz ve müşterilerimiz olağanüstü dönüşümsel bir değişimin ortasındalar ve değişimin hızı da her geçen gün artıyor. EMC bunu önceden tespit ederek uygun ve doğru bir stratejiyi uygulamaya koydu ve bu stratejisini de başarıyla yürütüyor. EMC yeni müşteriler kazandığı gibi, mevcut müşterileri de EMC’nin Bilgi Altyapıları, VMWare ve Pivotal’ın yeni çözümlerine daha yoğun bir şekilde yatırım yapıyor. Sonuç olarak, EMC’nin, müşterilerimizin ve hissedarlarımızın bu dönüşümden ilk faydalananlar olacağına şüphemiz yok” dedi.

EMC’nin  ikinci çeyrekte işletme nakit akışı geçen sene aynı döneme kıyasla %2 artarak 1.3 milyar USD’a, serbest nakit akışı2 da %10 artışla 930 milyon USD’a ulaştı. EMC ikinci çeyreği 14.6 milyar USD değerinde yatırım ve nakitle kapadı. Şirket ikinci çeyrekte yaklaşık 600 milyon USD değerinde adi hisse senedi geri satın aldı ve yaklaşık 200 milyon USD’yi de hissedarlara ikinci çeyreğe ait kar payı olarak dağıttı.

Ayrıca, EMC Yönetim Kurulu, EMC’nin 2014 senesi için planladığı hisse geri satın alım işlem tutarını 2 milyar USD’den 3 milyar USD’ye çıkarmayı kabul etti. Hisse geri satın alım işlem tutarındaki artış ve EMC’nin artan kar payı ile EMC, 2013 ve 2014’ün tamamında hissedarlarına 7 milyar USD’nin üstünde bir geri ödeme yapmayı planlıyor.

EMC Bilgi Altyapıları CEO’su ve EMC Baş Mali Direktörü David Goulden da,“EMC’nin ikinci çeyrekteki performansı oldukça güçlüydü ve planlandığı gibi gerçekleşti. Her bir iş birimimiz başarılı bir performans sergiledi. Büyümeye yönelik önemli bir fırsatın eşiğindeyiz ve yılın kalan kısmında da başarılı olacağımız konusunda kendimizden eminiz. Hisse geri alım işlemlerimizi hızlandırma kararımız da bunun bir kanıtı. Pazar lideri olmamız, iş ortaklarımızla oluşturduğumuz sağlıklı ekosistemimiz ve üstün teknolojilerimiz bir arada müşterilerimiz arasında büyük yankı uyandıran stratejimizi destekliyor” dedi.

Sonuçlara Global Bakış EMC’nin ikinci çeyrekte ABD’de elde ettiği konsolide gelirler bir önceki senenin aynı dönemine kıyasla %3 artarak 3.1 milyar USD’ye ulaştı. Bu tutar ikinci çeyreğin konsolide gelirlerinin %53’ünü temsil ediyor. EMC’nin ABD dışındaki ülkelerde yürüttüğü ticari faaliyetlerinden elde ettiği gelirler de bir önceki senenin aynı dönemine kıyasla %7 artarak 2.8 milyar USD’a ulaştı. Bir önceki senenin aynı dönemine göre EMC’nin Avrupa, Orta Doğu ve Afrika (EMEA) bölgesindeki faaliyetlerinden elde ettiği gelirler %12, Güney Amerika bölgesinden elde ettiği gelirler ise %14 arttı. EMC’nin BRIC (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin) ve 13 pazardan elde ettiği gelirler de bir önceki senenin aynı dönemine oranla %5 arttı. İşletmenin Genel Görünümü *Aşağıdaki açıklamalar mevcut beklentilere dayanmaktadır. Açıklamalar ileriye dönüktür ve gerçek sonuçlar değişiklik gösterebilir. Bu açıklamalar işbu tarihten sonra gerçekleşebilecek şirket birleşmeleri, satın alımları ve elden çıkarmaların potansiyel etkilerini içermez. Bu açıklamalar EMC’nin 2014 mali sonuçları ile ilgili önceki açıklamalarının yerine geçer. Dolar cinsinden verilen tutarlar ve yüzdelerin yaklaşık tutarlar olduğu unutulmamalıdır.
  • Konsolide gelirlerin 2014 senesinde 24.575 milyar USD olması bekleniyor.
  • GKGMİ’ne göre konsolide işletme gelirlerinin 2014 senesinde toplam gelirlerin %16.3-%16.8’i arasında olması, GKGMİ’ne göre olmayan konsolide işletme gelirlerinin ise 2014 toplam gelirlerinin %24- %24.5’i arasında olması bekleniyor
  • 2014’te GKGMİ’ne göre hesaplanan ortalama ağırlıklı hisse başına konsolide kazancın 1.30 USD olması bekleniyor. GKGMİ’ne göre hesaplanmayan ortalama ağırlıklı hisse başına konsolide kazancın ise 1.91 USD olması bekleniyor.
  • GKGMİ’ye göre hesaplanan konsolide gelir vergisi oranının 2014’te %23 olması, GKGMİ’ye göre hesaplanmayan gelir vergisi oranının ise %23.5 olması bekleniyor. Bu oranlar ABD’nin araştırma ve geliştirme çalışmaları için uyguladığı vergi indirimi uygulamasının 2014 senesine kadar uzatılacağı farzedilerek belirlendi.
  • 2014 senesinde işletme faaliyetlerinden elde edilecek konsolide net nakit tutarının 7.2 milyar USD, serbest nakit akışının da 5.8 milyar USD olması bekleniyor.
  • 2014’te tedavüldeki hisselerin ağırlıklı ortalamasının 2.05 milyar USD tutarında olması bekleniyor.
  • EMC 2014 senesinde şirketin 3 milyar USD tutarındaki adi hisselerini toplu olarak geri satın almayı planlıyor.