Yapay zeka kripto paraları da vurdu!

Collins Sözlüğü tarafından 2023’ün kelimesi seçilen yapay zekanın etkileri, yalnızca iş dünyasında başlayan dönüşüm ve haber manşetleriyle sınırlı kalmadı. İngilizcede AI olarak kısaltılan yapay zekanın dönüştürücü gücü, kripto para ekosistemine de taşındı. 2023’e 1,1 milyar dolarlık bir piyasa değeriyle başlayan yapay zeka odaklı kripto para birimleri, aralık ayında 7 milyar barajını aştı. Buna rağmen piyasalardaki son düşüşle 6 milyar dolar altına geriledi, bu odakta üretilen projelerin sayısı 80’i aştı.

Konuyla ilgili değerlendirmelerini paylaşan Gate.io Küresel Büyüme Direktörü Kafkas Sönmez, “ChatGPT, Midjourney gibi araçlarla potansiyelini kanıtlayan yapay zeka, dünyaca ünlü kurumsal teknoloji sağlayıcılarının birbiri ardında yapay zeka araçlarını ve yardımcı pilotlarını duyurmasıyla daha geniş bir tabana yayıldı. Bu potansiyel, kripto para ekosisteminde de bir genişlemeyi beraberinde getirdi” dedi.

Bir yılda %500’den fazla büyüdü

Yalnızca yılın son 34 gününde 1,75 milyar dolar değer kazandığı tahmin edilen yapay zeka odaklı kripto para birimlerinin 2023 yıllık performansı, %500’ün üzerinde ölçüldü. Blokzinciri teknolojisinin kripto para birimlerinin, kripto para ticaretinin ve borsaların ötesinde, daha kapsamlı ve karmaşık bir ekosistem sunduğunu kaydeden Kafkas Sönmez, “Örneğin bir proje, Ethereum ve IPFS gibi ağlara sorgu göndermek için kullanılan bir protokolü temsil ediyor. Ocak ayında hatrı sayılır bir sıçrama kaydeden başka bir kripto para birimi, blokzinciri üzerinde çalışan dağıtılmış uygulamalara hizmet, veri kümesi ve bilgi işlem kaynağı erişimi sunan bir projenin hizmet token’ı olarak konumlanıyor. Akıllı sözleşmeler, Web3, Katman 2 gibi teknolojiler, blokzincirini karmaşık ve tabiri caizse devrim niteliğinde bir kavrama dönüştürüyor. Yapay zeka, büyük veri, gelişmiş analitikler gibi teknolojilerin her biri artık bir noktada blokzinciriyle kesişiyor ve böyle örneklere ilerleyen dönemlerde daha sık rastlayacağız” diye konuştu.

2023’ün en popüler kripto temaları içinde yapay zeka öne çıktı

Dünyanın en büyük bağımsız kripto veri toplayıcısı olarak faaliyet gösteren CoinGecko tarafından yapılan araştırmada, katılımcılara 2023’ün en popüler kripto teması da soruldu. Verilen yanıtlar içinde yapay zeka, %11,3’lük payla birinciliği üstlendi. Yapay zeka odaklı kripto para birimlerine yönelik ilginin yalnızca işlem hacimlerinden ve piyasa değerinden değil, yatırımcı algısından da anlaşılabildiğine dikkat çeken Kafkas Sönmez, “Geçtiğimiz yıl, 2023’ün başında gerçekleştirilen Dünya Ekonomik Forumu Yıllık Toplantısı Davos 2023’te odakta kripto ve blokzinciri vardı. Bu yılın zirvesine ise yapay zeka konusu damga vurdu. Küresel şirketler yöneten 4 CEO’dan üçü, üretken yapay zekanın önümüzdeki üç yıl içinde iş süreçlerini önemli ölçüde değiştirmesini bekliyor. Tüm bunlar, tesadüfün ötesinde, bir dönüşümün başlangıcına işaret ediyor” ifadelerini kullandı.

Yerli ChatGPT rakibi yapay zeka MAIN tanıtıldı!

0

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yazılım mühendisliği alanındaki ihtiyaçlarına yönelik çalışmalarıyla bilinen HAVELSAN, son bir yıldır hemen hemen bütün dünyanın yoğunlaştığı teknoloji olan yapay zeka destekli platform arenasına girdi. MAIN lansmanı yapıldı. İşte ilk yerli yapay zeka ile ilgili detaylar…

İlk yerli ve milli yapay zeka MAIN nedir?

Yaklaşık bir yıldır hazırlıkları devam eden yerli yapay zeka platformu bugün Ankara’da yapılan lansman ile tanıtıldı. MAIN, kurumların kendi iç ağlarında çalışan ve kendi verilerinden beslenen Türkçe tabanlı bir yapay zeka platformu. Bu platform, kurumların gizli verilerini dışarı çıkarmadan kendi verilerini kullanarak yapay zeka uygulamaları geliştirmesine olanak tanıyor.

Yerli yapay zeka, veri güvenliğine büyük önem veriyor. Bu sayede, kurumların verilerinin güvenliğini sağlıyor ve kurumlarda kullanılan uygulamaların performansını artırıyor. Açık kaynak teknolojisi kullanılarak geliştirilen MAIN, dışarıdan herhangi bir üçüncü taraf yazılıma bağlı olarak çalışmıyor. Tamamen yerli verilerin olduğu bir platform olarak kullanılacak.

HAVELSAN BAHA envantere giriyor, aktif göreve başlıyor!

MAIN açık kaynak olacak

Yerli yapay zeka platformu MAIN, açık kaynak kodlu olarak geliştiriliyor. Platform, ilk olarak Havelsan ve kamu kurumlarında kullanılacak. Yapay zeka alanındaki yerli girişimler, isterlerse bu altyapıyı kullanabilecek. MAIN, dil öğrenme, akıl yürütme, algılama ve planlama sistemleri olmak üzere dört temel ana bileşenden oluşuyor.

Çeviri modülünde ise sadece belli başı dilleri değil hemen hemen bütün diller de kullanılabilecek. MAIN görüntüleri ve sesi de kullanabiliyor. Havelsan tarafından büyük dil modeli için patent başvurusunda bulunuldu.

Havelsan MAIN

Sınav sorularını MAIN hazırlayacak

Yerli yapay zekanın her kurum için farklı kullanım alanları olacak. Kullanımı şu şekilde olması bekleniliyor;

  • Mevzuatla ilgili bir soru olduğunda cevaplandırılması.
  • Kurumların sınav soruları hazırlarken soru havuzunda bulunan soruları kullanarak sınav hazırlanması.
  • Mülakatlarda kullanılması.
  • Kurum personellerinin işlerini kolaylaştırma.
  • CİMER’e gelen şikayetler de gerektiğin de cevaplandırma gibi görevleri yapması bekleniliyor.
  • İş güvenliği alanında kullanılacak
  • Güvenlik alanında yüz arama sisteminde kullanabiliyor olacak.

MAIN kurumların ihtiyaçlarına göre düzenlenerek katmanlaştırılacak. Peki siz ilk yerli yapay zeka hakkında neler düşünüyorsunuz? fikirlerinizi yorumlar kısmında belirtebilirsiniz.

Teknopark İstanbul ve BTK iş birliğiyle girişimcilikte fırsat eşitliği

Teknopark İstanbul’un Kuluçka Merkezi Cube Incubation, BTK Akademi ile birlikte girişimcilik ekosisteminin gelişimini ve fırsat eşitliğini destekleyecek yeni bir projeyi hayata geçirdi.

Türkiye’nin derin teknoloji merkezi Teknopark İstanbul’un Kuluçka Merkezi Cube Incubation, girişimcilik ekosistemini geliştirmeye yönelik yenilikler sunmaya devam ediyor. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ‘nun bir platformu olan BTK Akademi ile gerçekleştirilen iş birliği kapsamında, girişimcilik ve iş dünyasına yönelik Cube Incubation eğitmenlerinin anlatımlarından oluşan uzaktan eğitimler hazırlandı.

Girişimcilik Temelleri, Pazar Araştırması ve Fiyatlandırma Stratejileri, Ekip Kurma ve Yönetme, Sunum Teknikleri ve İletişim Yönetimi, İş Modeli Üretimi Teori ve Uygulama, Fikri Mülkiyet Hakları Farkındalık, Ekip Kurma ve Yönetme, Proje ve Risk Yönetimi gibi 10’dan fazla eğitim içeriği, BTK Akademi platformu içerisinde yer alacak. Böylece girişimci adayları ve girimciler ihtiyaç duydukları alanlarda, istedikleri zaman profesyonellerin anlatımlarıyla bilgiye ulaşabilecek.

https://www.btkakademi.gov.tr adresi üzerinden erişebilir hale gelen eğitimleri tamamlayanlara BTK Akademi tarafından katılım sertifikası verilecek.

Yeni nesil yatırım uygulaması Foneria yatırım turunda!

0

Mobil uygulama üzerinden yeni nesil yatırım hizmeti sunan Foneria, paya dayalı kitle fonlama turunu başlattı. 41,6 milyon dolar değerlemeye sahip Gri Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından geliştirilen Foneria, ön talep toplama sürecinde 3 bin 709 yatırımcıdan yaklaşık 38 milyon TL talep bildirimi almıştı. Gri Finansal Teknolojiler A.Ş., fonbulucu platformunda devam eden turda Foneria projesiyle 25 milyon TL finansmana erişmeyi hedefliyor. Şirket, hedeflediği fon karşılığı paylarının yüzde 2.91’ini yatırımcılara arz edecek. Girişimin öngörüsü, 2024-2029 yılları arasındaki ilk beş yılda toplam 1,6 milyar TL ciro ile 1,4 milyar TL brüt kar elde etmek.

Tasarruf sahiplerinin yatırım tutarından bağımsız ve eşit şartlarla yararlanabileceği yeni nesil yatırım uygulaması Foneria, fonbulucu platformunda yatırım turuna çıktı. Gelişen teknoloji ve dijitalizasyonun doğru kullanımıyla herkesin bilinçli yatırımcı olarak en iyi getiriyi elde edebileceği bir model kurma hayali ile Gri Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından projelendirilen Foneria, iki yıllık bir teknoloji yatırımı neticesinde 2023’ün ikinci çeyreğinde hayata geçti. Sade ve finansal jargondan uzak, perakende tüketicisinin satın alma ve kullanım alışkanlıklarına uygun olarak tasarlanan Foneria, yüksek kaliteli profesyonel yatırım hizmetini herkes için erişilebilir kılıyor.

Foneria, 31 Ocak Çarşamba günü başlayan yatırım turu öncesindeki ön talep toplama sürecinde büyük ilgi görerek 3 bin 709 yatırımcıdan yaklaşık 38 milyon TL talep bildirimi almıştı. fonbulucu kitle fonlama yatırımcılarına özel olarak 28,3 milyon dolar ön değerlemeden yatırım turunu başlatan şirket, 25 milyon TL finansmana erişmeyi hedefliyor ve tur sonucunda başarılı olduğu taktirde 2024-2029 yılları arasındaki ilk beş yılda toplam 1,6 milyar TL ciro ile 1,4 milyar TL brüt kar elde edeceğini öngörüyor.

Hedeflediği fon karşılığı paylarının yüzde 2.91’ini yatırımcılara arz edecek olan girişim, kampanyanın ilk beş günüde yatırım turuna en az bildirdiği ön talep tutarında iştirak eden yatırımcılara yatırım tutarlarına ilave olarak yüzde 12 bedelsiz pay verecek. Ayrıca yatırım turunun ilk 10 iş günü içerisinde EFT veya kredi kartı ile yatırım yapan tüm yatırımcılar yatırım tutarlarına ilave olarak yüzde 8 bedelsiz pay sahibi olacak. Bu kampanyada asgari yatırım tutarı 1.000 TL olarak belirlenmiş.

“Yatırım fonlarına yönelik kişisel yatırım iştahını artırdık”

Foneria Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Arif Özer İsfendiyaroğlu, “Foneria olarak, çoğunluğu yüksek varlığa sahip olmayan Türk toplumunda yatırım kültürünü geliştirmek ve yatırımda fırsat eşitliğini sağlamak üzere yola çıktık. Fırsat eşitliği yanında, şeffaflığı, tarafsızlığı ve akılcılığı ilke edindik. 42 fon kurucusundan 560 adetten fazla fon alternatifi sunan Foneria, yatırımcı için Türkiye’nin en kapsamlı fon pazarı konumunda. Şeffaflık ve tarafsızlık anlayışıyla fon bazında sağladığı doğru ve rafine bilgi ile fonları inceleme, alternatifler arasında getiri karşılaştırma ve fonlara yatırım yapma imkânı sunarak sadece 8 ayda 12 bin üzerinde kayıtlı kullanıcı ve 700 milyon TL işlem hacmine ulaştık. Teknoloji ve müşteri hizmetleri alanında büyüme potansiyelini kanıtladık ve ülkemizde yatırım fonlarına olan kişisel yatırım iştahını da tetiklemiş olduk. Kısa vadede 40 bin kayıtlı kullanıcı ile 1 milyar TL yatırım büyüklüğünü, orta vadede ise 100 bin kayıtlı kullanıcı ile 5 milyar TL yatırım büyüklüğünü yakalayacağımızdan şüphemiz yok” dedi.

Bu kampanya ile yatırımcıların giriş bariyeri ve yatırım maliyeti yüksek olan fintech alanında faaliyet gösteren ilk ‘invest-tech’ girişimine piyasanın farklı bir koşulunda avantajlı yatırım yapma imkanı bulacaklarını dile getiren Arif Özer İsfendiyaroğlu, yatırım teknolojileri alanında girişim sayısının az olmasından dolayı Foneria’nın yüksek büyüme ve güçlü bir exit potansiyelinde olduğunu da ifade etti.

Kampanya adresihttps://fnb.lc/foneria

Kampanya videosuhttps://fnb.lc/foneria-video

Yeni Linux glibc açığı, saldırganlara root erişimi sağlıyor

Linux dağıtımları için CVE-2023-6246 olarak takip edilen bu güvenlik açığı, sistem mesaj kaydedicisine mesaj yazmak için yaygın olarak kullanılan syslog ve vsyslog işlevleri tarafından çağrılan glibc’nin __vsyslog_internal() işlevinde bulundu.

Hata, Ağustos 2022’de glibc 2.37’de yanlışlıkla ortaya çıkan ve daha sonra CVE-2022-39046 olarak izlenen daha az ciddi bir güvenlik açığını ele alırken glibc 2.36’ya geri gönderilen yığın tabanlı bir arabellek taşması zayıflığından kaynaklanmakta.

Qualys güvenlik araştırmacıları, “Arabellek taşması sorunu, yerel ayrıcalık artışına izin verebileceği ve imtiyazlı olmayan bir kullanıcının bu günlük işlevlerini kullanan uygulamalara, hazırlanmış girdiler yoluyla tam root erişimi elde etmesini sağlayabileceği için önemli bir tehdit oluşturuyor” diyor ve ekliyor: “Güvenlik açığından faydalanmak için belirli koşullar (alışılmadık derecede uzun argv[0] veya openlog() kimlik argümanı gibi) gerekmesine rağmen, etkilenen kütüphanenin yaygın kullanımı nedeniyle etkisi önemlidir.”

Debian, Ubuntu ve Fedora sistemleri risk altında

Qualys, bulgularını test ederken Debian 12 ve 13, Ubuntu 23.04 ve 23.10 ve Fedora 37 ila 39’un CVE-2023-6246 açıklarına karşı savunmasız olduğunu ve herhangi bir yetkisiz kullanıcının varsayılan kurulumlarda tam root erişimine ayrıcalıklarını yükseltmesine izin verdiğini doğruladı. Testleri bir avuç dağıtımla sınırlı olsa da, araştırmacılar “diğer dağıtımların da muhtemelen istismara açık olduğunu” ekledi.

Araştırmacılar glibc’yi diğer potansiyel güvenlik sorunları için analiz ederken, ikisi __vsyslog_internal() işlevinde (CVE-2023-6779 ve CVE-2023-6780) ve üçüncüsü (hala bir CVEID bekleyen bir bellek bozulması sorunu) glibc’nin qsort () işlevinde olmak üzere üç güvenlik açığı daha buldular.

Qualys’in Tehdit Araştırma Birimi Ürün Müdürü Saeed Abbasi, “Bu güvenlik açıklarının yakın zamanda keşfedilmesi sadece teknik bir endişe değil, aynı zamanda yaygın güvenlik etkileri meselesidir” diyor ve ekliyor: “Bu açıklar, yazılım geliştirmede, özellikle de birçok sistem ve uygulamada yaygın olarak kullanılan çekirdek kütüphaneler için sıkı güvenlik önlemlerine duyulan kritik ihtiyacı vurgulamaktadır.”

Linux dağıtımları hiçbir zaman ana akım işletim sistemi haline gelmese de son dönemde masaüstü cihazlarda kullanım oranının yükselmesi ile dikkat çekiyordu.

Geçtiğimiz birkaç yıl içinde Qualys’teki araştırmacılar, saldırganların varsayılan yapılandırmalarda bile yamalanmamış Linux sistemleri üzerinde tam kontrol elde etmelerine izin verebilecek birkaç Linux güvenlik açığı daha buldular. Keşfettikleri güvenlik açıkları arasında glibc’nin ld.so dinamik yükleyicisinde (Looney Tunables), Polkit’in pkexec bileşeninde (PwnKit olarak adlandırılır), çekirdeğin dosya sistemi katmanında (Sequoia olarak adlandırılır) ve Sudo Unix programında (Baron Samedit olarak da bilinir) bir açık bulunmaktadır.

Girişimcilik Zirvesi, Bursa’da 17 Şubat’ta gerçekleşecek!

StartupTeknoloji öncülüğünde düzenlenen ve Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin desteklediği bu etkinlik, Bursa’nın girişimcilik ekosisteminde yeni bir çağın başlangıcı olarak görülüyor ve bölge iş dünyasına önemli katkılarda bulunmayı hedefliyor. ShiftDelete ve TechInside olarak bizler de ekosisteme değer katmak için etkinliği medya partneri olarak destekliyoruz.

Bursa’da 17 Şubat’ta Girişimcilik Zirvesi gerçekleşecek

Zirve, Uludağ Üniversitesi, Bursa Teknik Üniversitesi, Ulutek Teknopark, Bursa Teknopark, Burkent, TÜBİTAK gibi prestijli kuruluşların desteğiyle gerçekleşiyor. Bu iş birliği, bölgenin akademik ve teknolojik gelişimine büyük katkı sağlamakla kalmayıp, inovasyon ve girişimcilik ruhunu daha da canlandıracak.

Zirvede sunulan programlar ve içerikler

Zirvede, Dinçer Karaca ve Hande Kaya’nın sunuculuğunda akıllı şehirler, yapay zeka, e-ticaret ve sosyal etki girişimciliği gibi çağımızın önemli konuları ele alınacak. Alanında uzman konuşmacılar, TOBB Yazılım Meclisi Başkanı Ertan Barut ve Mindfulness Academy’nin kurucusu Erhan Ali Yılmaz, Webtures ve Girişimci Kafası kurucusu Kaan Gülten bilgi ve deneyimlerini aktaracak.

Wolves Arena: Girişimcilik zirvesinde yer al ve büyük ödüle ulaş!

Bursa’nın ticari potansiyelini ortaya çıkarmak ve girişimcilik alanında önemli katkılar sağlamayı hedefliyoruz. Projeni sun, zirveye katıl, ödülünü kap!

Yarışma & Ödül Töreni: 17 Şubat Cumartesi 2024

Son Başvuru Tarihi: 4 Şubat 2024 – 23.59

*Başvuru ve detaylı bilgi için tıklayınız.

Zirve, girişimcilik ekosistemiyle yakından ilgilenen birçok değerli konuşmacıyı ağırlayacak. Bu isimlerin açıklanması, zirve katılımcıları için daha fazla ağ kurma ve öğrenme fırsatları sunucak. Etkinlik, Bursa’nın potansiyelini daha geniş bir kitleye sergilemeyi amaçlıyor.

Sponsorluk ve İşbirliği Fırsatları:

Markanızı bu etkinlikte sergileyin ve ekosistemi katkıda bulunun. Sponsorlar, etkinlik boyunca çeşitli tanıtım ve işbirliği fırsatlarına erişebilecekler.

Etkinliğe sponsor olmak için tıklayınız.

Bilet ve İletişim Bilgileri

Zirve ile ilgili daha fazla bilgiye, program detaylarına ve bilet teminine bursagirisimcilikzirvesi.com üzerinden ulaşabilirsiniz. Bursa Girişimcilik Zirvesi, sadece bölgeye değil, tüm girişimcilik dünyasına yeni kapılar açmayı hedefliyor.

Sınırlı sayıdaki bilete şimdiden sahip olmak için tıklayınız.

KOBİ’ler için yeni nesil ödeme çözümlerine yatırım!

KOBİ’lerin ihtiyaçlarına uygun Sanal POS ve yeni nesil ödeme çözümleriyle Türkiye’nin her ilinde binlerce işletmeye dokunan PayTR, geçtiğimiz yıl, yüzde 40 artışla 110 bin üye iş yerine ulaştı. İşlem hacmini yüzde 125 büyüten PayTR’ın 2024 hedefi, teknoloji yatırımlarına hız vererek yeni ürün ve hizmetlerle çok kanallı ödeme yaklaşımını güçlendirmek.

Türkiye’nin lider ödeme kuruluşlarından olan PayTR’ın 2023 yılında işlem hacmi yüzde 125 büyürken aynı dönem içinde üye iş yeri adedi yüzde 40 artışla 110 bine ulaştı. Her gün 120 yeni üye işyeri PayTR’lı olurken, işletmelerin yeni nesil ödeme çözümlerine talebi arttı. Finansal teknoloji alanındaki yeniliklerin hız kesmediği 2023 yılında, KOBİ’lerin dijitalleşme yolculuğunda seçtikleri ödeme çözümlerinde “hız, kolaylık ve güven” belirleyici oldu.

Sanal POS işlem hacmi yüzde 114 oranında büyürken PayTR verilerine göre yedek parça-otomotiv, elektronik, mobilya, eğitim ve giyim-aksesuar en çok artış sergileyen sektörler oldu. Özellikle genç neslin tüketimdeki payının artması ile PayTR üye iş yerlerinde debit kart kullanımı işlem adedine göre payını arttırdı. Yüksek tutarlı alışverişlerde tüketicinin tercihi yine ağırlıklı olarak kredi kartı olurken, artan fonlama maliyetleri ile birlikte, taksitli alışverişlerin işlem adetlerinde aldığı pay geriledi.

“2023’te yeni nesil ödeme çözümlerine talep dikkat çekecek şekilde arttı”

Linkle ödeme, NeoPOS, Mobil POS, Mobil Operatörle Ödeme, Abonelik Yöntemi gibi pazarda öncü yeni nesil ödeme çözümleri 2023 yılında yüzde 247 büyüdü ve toplam işlem hacmi içindeki payını arttırdı.

Ağırlıklı olarak küçük ve orta işletmelerin geçtiğimiz yıl çok kullandığı “Linkle Ödeme” çözümü, son tüketiciyi kart bilgisini paylaşmak zorunda bırakan mail order yöntemine alternatif olarak, işletmelerin SMS, e-mail veya whatsapp yoluyla gönderilen ödeme linki üzerinden ödeme alınmasını sağladı, hem son tüketici hem de işletmeler için güvenli bir ödeme deneyimi yaşattı. NFC özellikli Android işletim sistemli telefon ve tabletleri cep telefonuna dönüştürerek işletmelere diledikleri her yerden cep telefonlarıyla temassız ödeme alma kolaylığı sağlayan, aynı zamanda e-arşiv ve e-fatura düzenleme imkanı sunan NeoPOS, özellikle paket servis ve kurye hizmetleri gibi birden fazla fiziki POS ihtiyacı olan iş kollarında büyük bir kolaylık ve maliyet avantajı yarattı.

“2023 yılında kayıtlı kart adedi  8.4 milyon oldu”

PayTR’ın kart saklama çözümünü kullanan işletmeler, müşterilerinin alışveriş deneyimini kolaylaştırırken başarılı işlem oranlarındaki artış, işletmelerin büyümesinde etkili oldu. 2023 yılına ödüllerle başlayan PayTR, Şikayetvar’ın kusursuz müşteri deneyimini yaşatan markaları belirlemek üzere bu yıl sekizincisini düzenlediği A.C.E. Awards’ta “Ödeme Sistemleri” kategorisinde birinci sırada yer alarak Diamond ödülün sahibi oldu.

Her bireyin kendini desteklenmiş hissettiği bir çalışma ortamı yaratmak için yaptığı çalışmalarla iki yıl üste aldığı Great Place to Work®️ sertifikasını bu yıl da alan PayTR, Great Place to Work®️ Enstitüsü tarafından düzenlenen “Yılın En İyi İşverenleri” listesine girdi. 21. Altın Örümcek Ödülleri’nde “En Erişebilir Web Sitesi” kategorisinde ikincilik ödülünü alırken, 500 Bilişim Şirketi Türkiye Araştırması’nda Türkiye Merkezli Üretici Sektörel Yazılım kategorisinde 6. sırada ve İzmir Şirketleri kategorisinde 1. sırada yerini aldı. Türkiye Bilişim Derneği (TBD) tarafından düzenlenen 40. Ulusal Bilişim Kurultayı’nda verilen Bilişim Hizmet Ödülleri kapsamında, “Dijital Dönüşüm Teknolojileri Yatırımcı / Girişimcilik ödülü de PayTR’ın oldu.

“NeoPOS ve Fiziki POS bu yıl en çok konuşacağımız iki ürün olacak”  

2024’te de KOBİ’lere sürdürülebilir, yenilikçi ve güvenilir ödeme çözümleri sunmaya devam edeceklerini belirten PayTR CEO’su Merve Tezel, müşteri deneyimine odaklanarak teknoloji yatırımlarını devam ettireceklerini belirtiyor ve ekliyor, “Dijitalleşen KOBİ’lerin fintekler aracılığıyla tanıştığı yeni nesil ödeme çözümlerinin sağladığı hız, kolaylık ve maliyet avantajı bizi her yıl daha çok işletmeyle buluşturuyor. 2024 yılında da farklı sektörlerdeki dinamikleri de gözeterek hem online hem de fiziksel satış zeminine uygun yeni nesil ödeme çözümlerimizle işletmelerin her an her yerden ödeme almalarını kolaylaştırmaya devam edeceğiz. PayTR NeoPOS ve Fiziki POS, 2024’te çok konuşacağımız ve deneyimine odaklanacağımız iki ürün olacak. NeoPOS’a bu yıl itibariyla taksitli ödeme alma özelliğini de ekledik. Yeni lansmanını yaptığımız, işletmelerin fiziksel mağazalarında da tek POS’la tüm bankalardan ödeme almasını sağlayan ‘Fiziki POS’ ürünümüzün 2024 yılında en çok yatırım yapacağımız ürünlerden biri olacağını söyleyebilirim. Bunlarla beraber, tek entegrasyonla tüm bankalardan peşin veya taksitli ödeme alabilen Sanal POS ürünümüz ile büyüyen e-ticaret pazarından pay almak isteyen binlerce KOBİ için güvenli bir ödeme deneyimi sunmaya devam edeceğiz.

Her bireyin kendini güçlü ve değerli hissettiği bir çalışma ortamı yaratmak için önümüzdeki dönemde de yenilikleri hayata geçireceğiz. Çalışanlarımızın oylarıyla bu yıl da Great Place To Work sertfikasını aldık ve üç yıl üst üste bu ödülü almaktan dolayı gururluyuz. PayTR olarak kapsayıcı, insana değer odağındaki iş yeri kültürümüzü sürdürmek için gelişmeye, öğrenmeye ve müşterilerimize her gün daha iyi bir deneyim yaşatmak için yeniliklerin peşinde koşmaya devam edeceğiz.”

Elon Musk, Neuralink ile neyi hedefliyor ve çalışmalar ne durumda?

Neuralink cihazları, bilgi aramak veya bilgisayarlarla karmaşık hesaplamalar yapmak gibi basit görevleri gerçekleştirmenize olanak sağlayabilir. 

Teorik olarak aynı zamanda teknolojik telepati yaratabilir, kör insanların görme yetisini geri kazanabilir ve felçli insanların protezleri kontrol etmelerini ve hareketlerini yeniden kazanmalarını sağlayabilirler. Musk geçmişte şirketinin teknolojisinin, insanların yapay zeka ile “bir çeşit simbiyoz” oluşturmasına izin verebileceğini söylemişti.

Neuralink cihazı, madeni para büyüklüğünde ve nöron aktivitesini okumak için beyne kısa bir mesafeye ulaşan küçük kablolarla kafatasının altına yerleştirilmek üzere tasarlandı. Şirket daha önce domuzlar üzerinde denemeler yapmış ve cihazı kullanarak bir maymunun klasik video oyunu Pong’u oynayabileceğini göstermişti. Neuralink, Mayıs 2023’te insan testleri için onay aldığını açıklamıştı.

Musk’ın attığı bir tweet’e göre bu deneme şu anda yapılıyor. Musk, adı bilinmeyen bir insan deneğe 28 Ocak’ta implantın takıldığını ve “iyileştiğini” söyledi. Denemeyle ilgili başka hiçbir ayrıntı henüz yayınlanmadı.

Bu daha önce yapıldı mı?

Musk’ın şirketi bu fikir üzerinde çalışan tek grup değil. Pek çok akademik grup ve ticari girişim halihazırda insanlar üzerinde denemeler yürüttü ve beyin sinyallerini bir tür çıktıya doğru şekilde yorumlamayı başardı.

Kaliforniya’daki Stanford Üniversitesi’ndeki bir ekip, boyundan aşağısı felç olan bir adamın beyin yüzeyinin hemen altına iki küçük sensör yerleştirdi. Araştırmacılar, kalemle kağıda sözcükler yazmayı düşündüğünde adamın beyin sinyallerini yorumlayabildi ve bunları bilgisayarda okunabilir metne dönüştürebildi.

Teknoloji güvenli mi?

Deneyin keşfetmeyi amaçladığı şey bu. Ancak raporlara göre Neuralink’in önceki hayvan deneylerinin hepsi başarılı olmadı.

Bir savunuculuk kuruluşu olan Sorumlu Tıp Doktorları Komitesi, 2022’de ABD Tarım Bakanlığı’na bir mektup göndererek, “istilacı beyin deneylerinde kullanılan maymunların tedavisiyle ilgili Hayvan Refahı Yasası’nın bariz ciddi ihlalleri” olarak adlandırdığı durumun araştırılmasını talep etti.

Aynı yıl Reuters’ın bir raporu, Neuralink’in testlerinin 1500 hayvanı öldürdüğünü ve bazı durumlarda “gereksiz acılara ve ölümlere” neden olduğunu gösteren belge ve kaynaklara atıfta bulundu.

İnsana implante edilmesi amaçlanan herhangi bir cihazın, cihazın kendisinin, kurulum sürecinin ve sürekli kullanımının nispeten güvenli olmasını ve olası risklerin iyi anlaşılmasını sağlamak için bir dizi düzenleyici engeli aşması gerekecek.

Bunu ticari bir ürün olmaktan çok uzaktayız, önümüzde yapılacak çok sayıda test ve akreditasyon var, dolayısıyla bunu söylemek için henüz çok erken. Ancak Musk, teknolojiyi ticarileştirme niyetinde olduğunu açıkça belirtti. Planlanan ilk ürün “Telepati” olarak adlandırıldı ve kullanıcıların telefonlarını ve bilgisayarlarını kontrol etmelerine olanak tanıyacak.

Birleşik Krallık Edinburgh Üniversitesi’nden Tara Spires-Jones, Birleşik Krallık’taki kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan Science Media Center’a Neuralink’in büyük bir potansiyele sahip olduğunu ve çok sayıda araştırma grubunun benzer fikirler üzerinde çalıştığını söyledi.

Son araştırma denemelerinde (Neuralink ile ilgili olmayan), bilim insanları felçli insanlara yürüme yeteneği kazandıran beyin-omurilik arayüzlerini implante etmeyi başardı ve diğer çalışmalar, beyin dalgalarını ve beyin taramalarını yorumlayarak konuşamayan insanların iletişim kurmasına olanak tanıyan bilgisayarların umut verici sonuçlarını gösteriyor,” dedi. “Ancak, bu arayüzlerin çoğu invaziv nörocerrahi gerektiriyor ve hala deneysel aşamalarda, bu nedenle bunların yaygın olarak kullanılması muhtemelen birkaç yıl sürecektir.

Bard AI’in Mesajlar’a eklenmesi, her şeyi bambaşka bir noktaya getirebilir!

Tipster Assembler Debug, Google Mesajlar uygulamasının beta kodundaki özelliği ortaya çıkarmıştı. Yapay zeka ile geliştirilmiş özellikler henüz mevcut değil ve Assembler Debug, bunun işe yaramadığını belirtiyor. Bununla birlikte, sızdırılan görüntülere göre Bard, diğer zor konuşmaların yanı sıra kısa mesaj yazmak, bir tarih ayarlamak ve patronunuza hasta olduğunu bildiren bir mesaj yazmak için kullanılabilir. 

Google Mesajlar’daki Bard, konuşmaların çevrilmesine, görsellerin belirlenmesine ve ilgi alanlarının keşfedilmesine de yardımcı olabilir. Kod, kitap önerileri ve yemek tarifi fikirleri de sağlayabileceğini öne sürüyor.

Kodunun incelenmesine göre uygulamanın, doğru yanıtlar oluşturmaya yardımcı olmak için konum verilerinizi ve geçmiş sohbet bilgilerinizi kullandığına inanılıyor. Bununla birlikte, uzun basarak başparmak yukarı veya aşağı işaretiyle Bard’ın yanıtına geri bildirimde bulunabilir, yanıtlarını kopyalayabilir, iletebilir ve favorilere ekleyebilir; böylece yapay zekanın yanıtının uygun olup olmadığını öğrenmesine yardımcı olabilirsiniz. 

Proje kod adı “Penpal“, Google Mesajlar uygulamasının beta sürümünde (20240111_04_RC00) belirtildi. 9to5Google’ın beta koduna ilişkin analizlerine göre Bard’a “Yeni görüşme” seçeneği seçilerek erişilebiliyor, bu da Bard’ı bağımsız bir sohbet seçeneği olarak seçmenize olanak tanıyor.

Google Bard, kişiselleştirilmiş deneyim sunacak

Bu özelliği kullanmak için on sekiz yaşında olmanız gerekiyor ve Mesajlar uygulamasında Bard ile yaptığınız görüşmeler, kişilerinizle gönderdiğiniz mesajların aksine uçtan uca şifrelenmez veya özel olarak değerlendirilmez. Dolayısıyla Bard etkinleştirildiğinde uygulama aracılığıyla kişisel veya hassas mesajlar göndermekten kaçınmak isteyebilirsiniz. 

Google, sohbet geçmişlerinin Bard’ı geliştirmeye yardımcı olmak için on sekiz ay boyunca saklandığını ve bir insan tarafından incelenebileceğini ancak üç yıldan fazla bir süre boyunca hesabınızla hiçbir bilginin ilişkilendirilmediğini belirtiyor.

Google, başkalarının görmesini istemeyeceğiniz hiçbir şeyi Bard’a söylememenizi öneriyor. Bard ile yapılan görüşmeler Google tarafından incelenebilir ancak diğer kullanıcılar tarafından erişilemez. Ancak Bard’la olan sohbet geçmişinizi istediğiniz zaman silebilirsiniz; bu, verilerin kaldırılması 72 saat sürecektir.

Allo’nun yankıları

Bard AI’in Mesajlar uygulamasına dahil edilmesi, Google Asistan‘ı hem bağımsız isteklere hem de sohbetlere dahil eden geçmiş Google Allo projesini biraz anımsatıyor gibi görünüyor. Bu hizmet 2019’da sonlandırıldı ancak Bard entegrasyonu sayesinde bir şekilde varlığını sürdürebildi.

Doğrudan sorulduğunda Bard şunları söyledi: “Şu anda kesin olarak söyleyemesem de gelecekte Google RCS mesajlarıyla ulaşılabilir olabileceğime dair güçlü göstergeler var.“.

Bard daha sonra, Google Mesajlar entegrasyonunun Mart 2023’te test edildiğini ve işlevselliğin Bard’ın dili işleme, metin oluşturma, soruları yanıtlama ve bilgileri özetleme yetenekleriyle uyumlu olduğunu ve bunun mesajları geliştirmek için doğal bir uyum olduğunu söyledi. 

Yapay zekanın mesajlaşma uygulamalarına entegrasyonu, birçok şirketin yapay zeka teknolojilerini gelecek akıllı telefonlarına aşılama konusundaki istekliliğini yansıtıyor; Samsung’un Galaxy yapay zeka özellikleri bunun yeni bir örneği. Ancak Google, Magic Eraser, Photo Unblur veya Live Translate gibi özelliklerin hepsi Pixel cihazlarının temel öğeleri olan telefonlarındaki yapay zeka araçlarına yabancı değil.

Yapay zekanın mesajlara eklenmesinin sonuçları da merak uyandırıcı; bu, bu düşünceli yanıtın veya harika randevu fikrinin bir insan mı yoksa onun yapay zeka asistanı tarafından mı tasarlandığını asla bilemeyebileceğiniz anlamına geliyor.

Bard’ın Google’ın mesajlaşma uygulamasına dahil edilmesi henüz mevcut olmasa ve yayın tarihi açıklanmasa da Google projeye devam etmeme kararı alabilir. Google, Samsung rotasına gidebilir ve işlevselliğini aboneliğe dayalı bir özellik haline getirebilir.

Ancak bunların hepsi şu anda spekülasyondan ibaret ve Bard’ın gelecekte Mesajlar uygulamasını ne kadar değiştireceğini tam olarak görmek için beklememiz gerekecek. 

Enerji devi Schneider Electric fidye yazılımı saldırısına uğradı

Fransız enerji devlerinden Schneider Electric’e yönelik fidye yazılımı saldırısının 17 Ocak’ta şirketin Sürdürülebilirlik İş bölümünü vurduğu öğrenildi. Saldırı, Schneider Electric’in Resource Advisor bulut platformunun bir kısmını kesintiye uğrattı ve bu platformda bugün de kesintiler yaşanmaya devam ediyor. Fidye yazılımı çetesinin siber saldırı sırasında terabaytlarca kurumsal veriyi çaldığı ve fidye talebinin ödenmemesi halinde çalınan verileri sızdırmakla tehdit ederek şirkete şantaj yaptığı bildiriliyor.

Schneider Electric firmasına yönelik saldırıda ne tür verilerin çalındığı bilinmemekle birlikte, firmanın Sürdürülebilirlik İş bölümü kurumsal kuruluşlara danışmanlık hizmetleri sunmakta, yenilenebilir enerji çözümleri konusunda tavsiyelerde bulunmakta ve dünya çapındaki şirketler için karmaşık iklim düzenleyici gereklilikleri yönlendirmelerine yardımcı olmakta. Schneider Electric’in Sürdürülebilirlik İş bölümü müşterileri arasında Allegiant Travel Company, Clorox, DHL, DuPont, Hilton, Lexmark, PepsiCo ve Walmart bulunuyor.

Siber güvenlik uzmanlarına göre çalınan veriler, müşterilerin güç kullanımı, endüstriyel kontrol ve otomasyon sistemleri ile çevre ve enerji düzenlemelerine uyum hakkında hassas bilgiler içerebilir. Schneider Electric konu hakkında detaylı bir açıklama yapmadığı için saldırganların bir fidye talebinde bulunup bulunmadığı ve müzakere yapılıp yapılmadığı bilinmiyor. Ancak bir ödeme yapılmazsa, muhtemelen fidye yazılımı çetesinin önceki saldırılardan sonra yaptıkları gibi çalınan verileri sızdırdığını görebiliriz.

Schneider Electric yaptığı tek açıklamada Sürdürülebilirlik İş bölümünün bir siber saldırıya uğradığını ve tehdit aktörleri tarafından verilere erişildiğini doğruladı. Ancak şirket, saldırının bu bölümle sınırlı olduğunu ve şirketin diğer bölümlerini etkilemediğini söyledi. Schneider Electric, büyük mağazalarda bulunan ev tipi elektrik bileşenlerinden kurumsal düzeyde endüstriyel kontrol ve bina otomasyon ürünlerine kadar değişen enerji ve otomasyon ürünleri üreten çok uluslu bir Fransız şirketi ve 2023 yılının ilk dokuz ayında 28,5 milyar dolar gelir raporladı.

Firma dünya çapında 150.000’den fazla kişiyi istihdam ediyor. Enerji devi daha önce de Clop fidye yazılımı çetesi tarafından gerçekleştirilen ve 2.700’den fazla şirketi etkileyen yaygın MOVEit veri hırsızlığı saldırılarında hedef alınmıştı.

Öte yandan, saldırıyı üstlenen Cactus fidye yazılımı çetesi ise Mart 2023’te ilk saldırılarını yapmaya başlayan bir grup

Galaxy S24, araba kazalarında can kaybını azaltabilir!

0

Bir araba kazasında mağdur olursanız, acil müdahale ekiplerinin ve sevdiklerinizin durumunuz hakkında en kısa sürede bilgilendirilmesi çok önemli. Ne yazık ki, şiddetli kazalarda, fiziksel olarak acil yardımı veya sevdiklerinizi arayamazsınız; bu nedenle birçok yeni araba, bir kaza algıladığında otomatik olarak acil servisleri arayabiliyor. Ancak her araba bunu yapamaz, dolayısıyla aynı şeyi yapabilen bir telefona sahip olmak bir gün gerçekten hayatınızı kurtarabilir.

Pixel 4’ten bu yana Google’ın Pixel telefonları ve iPhone 14’ten beri Apple’ın iPhone’ları araba kazalarını tespit edebiliyorken, Samsung’un Galaxy S24 serisi ve Galaxy Z Fold 5 gibi akıllı telefonları şu anda bunu yapamıyor. Ancak Galaxy S24 ve Galaxy Z Fold 5’in bir araba kazasında olduğunuzu tespit edebildiğine dair kanıtlar doğruysa bu durum gelecekte değişebilir.

Bağlam açısından, her Android cihazı ivmeölçer ve jiroskop gibi çok sayıda fiziksel sensörle donatılmıştır. Bu sensörler, otomatik döndürme gibi basit özelliklerin yanı sıra Android’in deprem uyarıları gibi daha karmaşık özellikleri desteklemek için Android işletim sisteminin ve uygulamaların okuyabileceği verileri sağlıyor. Telefonunuz, hareket sensörlerinden, GPS’inden ve mikrofonundan gelen sensör verilerini analiz ederek bir araba kazasında olduğunu anlayabiliyor. Bununla birlikte, çok az sayıda telefonun araba kazası tespiti sunmasının nedeni, bu verileri analiz etmenin aslında karmaşık olması, doğru yapılmazsa potansiyel olarak enerjiye aç olması ve (düzenleyicileri/acil servis hizmetlerini üzmemek için) bakım gerektirmesi.

Bu sorunları çözmek için Pixel telefonlardaki araba kazası algılama özelliği, sensör verilerini sürekli olarak toplamak ve analiz etmek üzere telefonun düşük güçlü sensör merkezi donanımını kullanıyor. Yalnızca olası bir araba kazası tespit edildiğinde, telefonun güce daha çok ihtiyaç duyan ana uygulama işlemcisi uyanarak sonucu onaylıyor ve ardından araba kazası uyarısını tetikliyor. Google, Android OEM’lerinin araba kazası algılama uygulamasını kullanmasını sağlamaya çalışıyor ancak şirket şu ana kadar herhangi bir başarı elde edemedi. Samsung’un Google’ın araba kazası algılama uygulamasını benimsemek için çalıştığına dair kanıtımız olmasa da, bir tür araba kazası algılama özelliği üzerinde çalıştığına dair kanıtımız var.

Birkaç ay önce, karşılaştığım bir sorunu çözmek için Galaxy Z Fold 5 cihazımdaki Tasker uygulamasıyla uğraşıyordum: Gboard’u kapak ekranında varsayılan klavye yapmak ancak Samsung Klavyeyi varsayılan klavye olarak tutmak istiyordum. Bulduğum çözümlerden biri, menteşe açısı sensöründen verileri okumak için Tasker’ı kullanmak ve ardından varsayılan klavye uygulamasını buna göre değiştirmekti. Şaşırtıcı bir şekilde, Tasker uygulaması Galaxy Z Fold 5 cihazda bulunan tüm sensörleri listelediğinde, listede bir “Araba Kazası Algılama Uyandırma” sensörü buldum. Bu şok edici bir keşifti çünkü Samsung şu anda Galaxy telefonlarının hiçbirinde araba kazası algılama özelliği sunmuyor.

Bu “Araba Kazası Algılama Uyandırma” sensörü Galaxy S24 Ultra cihazımda da mevcut ancak kontrol ettiğimiz Galaxy S23 Ultra ünitesinde mevcut değil. Daha derine indiğimde, bu “Araba Kazası Algılama Uyandırma” sensörünün aslında bir kompozit sensör olduğunu, bir veya daha fazla temel fiziksel sensörden gelen verileri işleyen ve birleştiren bir tür sanal sensör olduğunu öğrendim. Sensör, olası araba kazalarını sensörü okuyan uygulamalara anında bildirmek amacıyla sensör olaylarının toplu olarak işlenmesine izin vermeyecek şekilde tasarlanmıştır.

One UI 6.1’de “MoccaMobile” adlı gizli bir sistem uygulaması keşfedildi, bu uygulama aracın çarpışma sensörünü başlatma ve durdurma kodlarını içeriyor gibi görünüyor. Ancak, Samsung cihazlarda potansiyel bir araba kazası uyarısı nasıl görüneceğine dair herhangi bir kullanıcı arayüzü bulunamadı. İşleri daha da karmaşık hale getiren bir diğer faktör ise bu “MoccaMobile” uygulamasının One UI’nin eski sürümlerinde bulunması; örneğin, bu uygulama Galaxy Z Fold 5 için One UI 5.1.1 sürümünde bulunabilirken, Galaxy S23 Ultra için One UI 6.0 sürümünde bulunuyor, ancak bu sürümde “Car Crash Detect Wakeup” sensörü bile mevcut gibi görünmüyor. Bununla birlikte, bu uygulama Galaxy S22 Ultra için One UI 5.0 sürümünde veya Galaxy S23 Ultra için One UI 5.1 sürümünde bulunmuyor.

Geçen hafta bulgularımız hakkında yorum yapmak isteyip istemediklerini sormak için Samsung ile iletişime geçtik, ancak henüz onlardan bir geri dönüş almadık. Eğer Samsung gerçekten Galaxy S24 serisi ve Galaxy Z Fold 5 için bir araba kazası tespit özelliği üzerinde çalışıyorsa, bu özellik mümkün olan en kısa sürede gelmeli, çünkü bu telefonların ne kadar popüler olduğu göz önüne alındığında, bu potansiyel olarak birçok kişinin hayatını kurtarabilir.

FTC, yapay zeka devlerini soruşturacak!

Bulut hizmet sağlayıcıları Amazon, Microsoft ve Google’ın ana şirketi Alphabet’in yanı sıra üretken yapay zeka şirketleri Anthropic ve OpenAI, 25 Ocak’ta FTC tarafından uyarıldı.

Komisyon yalnızca belirli yatırımlarla ilgili bilgileri değil, aynı zamanda bu tür yatırımların arkasındaki stratejik mantığı ve bunların yeni ürünlerin piyasaya sürülmesi veya yönetim kurulu düzeyindeki görüşmelerle ilgili kararlar üzerindeki pratik sonuçlarını da arıyor.  

Düzenleyici kurum, pazar payı, satış büyümesi ve genişlemedeki değişiklikleri analiz ederek bu ortaklıkların rekabetçi etkisini araştırmayı amaçlıyor. 

FTC Başkanı Lina M Khan yaptığı açıklamada, “Tarih, yeni teknolojilerin yeni pazarlar ve sağlıklı rekabet yaratabileceğini gösteriyor.” dedi.

Şirketler yapay zekayı geliştirmek ve bundan para kazanmak için yarışırken, bu fırsatı engelleyen taktiklere karşı kendimizi korumalıyız.” diye ekledi. “Çalışmamız, hakim şirketler tarafından sürdürülen yatırımların ve ortaklıkların yenilikçiliği bozma ve adil rekabeti baltalama riski taşıyıp taşımadığına ışık tutacak.

Yapay zeka yatırımları ilk kez incelemeyle karşı karşıya kalmıyor 

FTC’nin duyurusu, büyük bulut sağlayıcılarının bazı büyük yapay zeka yatırımlarına verilen çeşitli yanıtlardan biri olarak geliyor.

Düzenleyicilerin ilgisini en çok Microsoft’un OpenAI’ye yaptığı 10 milyar dolarlık yatırım çekti. Bu, bugüne kadarki en büyük tek yapay zeka yatırımını işaret ediyor ve OpenAI’nin 2023’te topladığı toplam 11,3 milyar dolarlık yatırımın büyük bir kısmını oluşturuyor. Bunun ardından Birleşik Krallık Rekabet ve Piyasa Otoritesi (CMA), Microsoft ile OpenAI arasındaki ilişkiye ilişkin ilk incelemeyi 2020’de duyurdu.

Yapay zeka eğitim veri setinde çocuk istismarı görüntüleri bulundu

Bir ay sonra Avrupa Komisyonu, “Microsoft’un OpenAI’ye yaptığı yatırımın AB Birleşme Yönetmeliği kapsamında gözden geçirilip geçirilemeyeceğini” kontrol etmek amacıyla ortaklıkla ilgili kendi düzenleyici soruşturmasını yürüteceğini duyurdu.

İki şirket arasındaki ilişki bir süredir samimiydi. OpenAI’deki bir darbe, CEO Sam Altman’ı Microsoft’un kollarına itti, ancak günler sonra OpenAI tarafından yeniden işe alındı.

Anthropic, buluttaki diğer iki büyük isimle olan ilişkisine rağmen, ilk kez kendisini düzenleyici ateş hattında buldu: Google ve AWS.

AWS, Anthropic’in Bedrock hizmetlerini iyileştirmeye yönelik “stratejik işbirliğinin” bir parçası olarak geçen yıl AI firmasına 4 milyar dolar yatırım yapacağını duyurdu. Bu yatırımın hemen ardından Google’ın kuruluşa daha önce verdiği 500 milyon doların üzerine 1,5 milyar dolarlık bir taahhüt geldi. 

İlgili tüm şirketlerin, FTC’nin talebine yanıt vermek için teslim tarihinden itibaren 45 günü var.

Taylor Swift Deepfake skandalı: Microsoft açığı hızla kapattı!

Yapay zekâ teknolojisinin hızla yayılması, güvenlik endişelerini de beraberinde getiriyor. Microsoft’un Azure Face API’sinde bulunan bir açık, son günlerde popüler şarkıcı Taylor Swift’in yapay zekâ (deepfake) ile oluşturulan müstehcen görüntülerinin Twitter üzerinde viral hale gelmesine neden oldu. Ancak Microsoft, hızla önlemler alarak güvenlik açığını kapatmayı başardı.

Taylor Swift Deepfake skandalı hakkında Saldırganlar, belirli API parametrelerini manipüle ederek Azure Face API’sini kullanarak ünlülerin çıplak fotoğraflarını ve videolarını oluşturuyordu. Taylor Swift’in deepfake görüntüleri, Twitter’da 47 milyondan fazla görüntüleme alırken, Microsoft hızla harekete geçerek güvenlik açığını giderdi.

Taylor Swift Deepfake

Microsoft Designer tarafından üretilen bu müstehcen içerik, Facebook ve Instagram gibi platformlarda da yayılmış, ancak bu platformlar da ilgili fotoğrafları kaldırdı ve Taylor Swift terimine yapılan aramaları engelledi.

Yapılan açıklamaya göre, Taylor Swift Deepfake skandalı Microsoft, saldırganların belirli API parametrelerini manipüle etmelerine izin veren bir güvenlik açığı tespit etti ve hızla bu açığı kapatma adımlarını attı. Ancak, deepfake teknolojisinin hızla evrim geçirmesi ve kullanımının artması, bu tür güvenlik tehditlerinin önüne geçmeyi zorlaştırabilir.

Sonuç olarak, bu olay, yapay zekâ kullanımının artışıyla birlikte ortaya çıkan güvenlik risklerini bir kez daha gündeme getiriyor. Şirketler, bu tür açıkları hızla kapatmak ve kullanıcı güvenliğini sağlamak adına daha fazla çaba harcamak zorunda kalabilirler.

İnternet saatinin babası David Mills hayatını kaybetti!

Kızı Eileen “Leigh” Schnitzler ölümü doğruladı ancak kesin bir neden belirtmedi. Dr. Mills, Delaware Üniversitesi’nde otuz yılı aşkın bir süre profesör olarak çalıştı ve 1970’lerin sonlarında ve 1980’lerde internetin ilk dönemlerinin önemli parçalarının tasarlanmasında aktif olarak yer aldı.

Açık kaynaklı yazılımlara, bugüne kadar mühendisler ve teknoloji şirketleri tarafından kullanılan ve değiştirilen araçlar oluşturmaya ömür boyu katkıda bulundu.

Onun en önemli katkısı bilgisayarlara zamanı nasıl anlatacaklarını öğretmekti.

1970’lerde araştırmacılar, ülke genelindeki üniversitelerdeki çeşitli düğümleri birbirine bağlayan webin hükümet destekli ilk versiyonu olan Arpanet’i inşa ediyorlardı. Ağ büyüdükçe ve daha fazla makine ona bağlandıkça, hepsinin aynı zaman kavramına sahip olmasını sağlayacak bir sistemin olmayışı sorun yaratmaya başlıyordu.

Bir makine diğeriyle iletişim kurduğunda öngörülemeyen bir zaman gecikmesi olduğundan, bilgisayarlar arasında gidip gelen kod parçalarına yalnızca zaman damgası koymak işleri düzenli tutmak için yeterince iyi değildi.

Hükümetin uydu iletişim ağlarını geliştirmek amacıyla kurduğu şirket Comsat’ta araştırmacı olarak görev yapan Dr. Mills, Savunma Bakanlığı’na bağlı İleri Araştırma Projeleri Ajansı tarafından inşa edilen Arpanet üzerinde çalışma şansı buldu. 2022’de New Yorker’a konuşan Dr. Mills, kısmen bunu başka kimsenin yapmaması ve projeyi kendi şartlarına göre yapmasına izin vermesi nedeniyle bilgisayar zamanını senkronize etmenin yolları üzerinde çalışmaya başladı. 1970’lerin sonlarında Ağ Zaman Protokolünü icat etti.

Dr. Mills’in öngörülerinin bir kısmı, bir ağdaki çeşitli bilgisayarları, zaman kavramlarının ne kadar güvenilir olduğuna göre sıralayan bir sistem oluşturmaktı. Doğrudan bir atom saatine bağlı bilgisayarlar en güvenilir olarak kabul ediliyor ve ağdaki diğer makineler, karmaşık matematik ve akıllı programlamanın bir karışımı yoluyla saatin kaç olduğu konusunda fikir birliğine varmak için birbirleriyle hızlı bir şekilde iletişim kuruyor.

minimum internet hızı

İlk internetin geliştirilmesine öncülük eden ve Dr. Mills’in yakın işbirlikçisi olan bilgisayar bilimcisi Vint Cerf, bir röportajda “Tamamen şaşırdığımı hatırlıyorum.” dedi. “Kara büyüydü.

David Lennox Mills, 3 Haziran 1938’de Oakland, Kaliforniya’da doğdu. New Yorker’a göre babası, araba motorları için yağ keçeleri üreten bir şirket kuran bir mühendisti.

Genç Mills glokomla doğdu, yetişkinlik yaşamının büyük bölümünde görme yeteneği zayıftı ve ölümünden önceki yıllarda da kör oldu. Cerf, Dr. Mills’in beyaz tahtalara bakmak için teleskop kullandığını hatırladı. Cerf, “Görme bozukluğu olduğu gerçeğinden çekinmiyordu.” dedi. “Çok gerçekçi, masada kart kullanan türden bir adam.”

Dr. Mills, Michigan Üniversitesi’nden beş derece aldı ve 1971’de bilgisayar ve iletişim bilimleri alanında doktora derecesi aldı. Daha sonra, 1977’de Comsat’a katılmadan önce İskoçya’daki Edinburgh Üniversitesi’nde ve Maryland Üniversitesi’nde bilgisayar bilimi dersleri verdi.

Ağ Zaman Protokolünün ötesinde Dr. Mills, orijinal internet yapısının önemli bölümlerine katkıda bulundu. Onun “fuzzball” yazılımı ilk internet yönlendiricilerini çalıştırmak için kullanıldı. Cerf, ismin de bir Mills icadı olduğunu, çünkü onları yararlı küçük yaratıklar olarak gördüğünü söyledi.

Bu, bilgisayar bilimcilerinin “Millsspeak” adını verdikleri şeyin yalnızca bir örneğiydi. Güvenilir saatlere “truechimers“, güvenilmez saatlere ise “falsetickers” deniyordu. Bir NTP hub’ını çok fazla istekle boğan bir bilgisayar, “ölüm öpücüğü” paketiyle susturuldu.

Dr. Mills, kişisel web sitesinde “Posta mesajlarında ve yayınlanan çalışmalarımda zaman zaman İngilizce dilini değiştirdiğim, muhabirlerim arasında açık bir sır.” diye yazdı. “Gazetelerimi veya postalarımı okursanız yankılarımı bilirsiniz. Değilse, naughtimeter’ımı çocuk kitaplarından, bina duvarlarından ve eski İngiliz argosundan kalibre edebilirsiniz.

1986’dan 2008’e kadar Delaware Üniversitesi’nde ders verdi ve internetin insan uygarlığının merkezi bir parçası haline gelmesine rağmen onlarca yıl boyunca NTP kodunu güncellemeye devam etti. Her gün milyonlarca bilgisayar, saatlerini milyarlarca kez sorunsuz bir şekilde senkronize ediyor; finansal işlemleri, Zoom toplantılarını ve elektrik şebekesindeki dalgalanmaları mümkün kılmak için sürekli iletişim kuruyor.

Nottingham Üniversitesi’nde doktora sonrası araştırmacı olan Julian Onions, NTP’yi açıklayan 2022 YouTube videosunda, sistemin saatleri mikrosaniyelere veya saniyenin milyonda birine kadar senkronize edebildiğini söyledi.

Dr. Mills’in dışındaki diğer katkıda bulunanlar da sonunda NTP sisteminin yükseltilmesinde daha fazla sorumluluk üstlendiler. Ayrıca Google ve Amazon gibi Big Tech şirketleri de internet üzerindeki güçleri nedeniyle standart hale gelen NTP’ye kendi güncellemelerini yaptılar.

Cerf, “Bu hala internetin temel protokollerinden biri.” dedi ve Dr. Mills’in internet öncüsü olarak konumunu güçlendiren bir teknoloji parçası. “O, o panteonun bir parçasıydı.

Apple, mağazalarıyla ilgili kritik açıklamalarda bulundu!

Mart ayından itibaren Apple, AB’deki kullanıcıların App Store dışından uygulama indirmesine ve satın alma işlemi yapmasına izin verecek. Bu değişiklikler halihazırda iOS 17.4 beta sürümünde stres testine tabi tutuluyor.

Geliştiriciler ilk kez App Store dışından ödeme alabilecek ve uygulama dağıtabilecek. Apple, mağazasından gelmeyen uygulamalar için hâlâ bir inceleme süreci uygulayacak ancak bu süreç “platformun bütünlüğüne ve kullanıcıları kötü amaçlı yazılım gibi şeylerden korumaya odaklanacak“. Şirket, dolandırıcılık, kötüye kullanım ve zararlı içerik gibi diğer risklerle mücadele etme şansının daha az olduğu konusunda uyarıyor.

Apple alternatif uygulama

Apple ayrıca komisyon yapısını da değiştiriyor; böylece geliştiriciler abonelikler ve uygulama içi satın alımlarda yüzde 17 ödeyecek ve ilk yıldan sonra “çoğu geliştirici” için ücreti yüzde 10’a düşürecek. Şirket, mağazası aracılığıyla yapılan işlemler için yeni bir yüzde üç “ödeme işleme” ücreti alıyor ve ilk milyon kurulumdan sonraki tüm uygulama indirmeleri için yeni bir 0,50 Euro “temel teknoloji ücreti” var.

Bu, işlenmesi gereken çok sayıda yeni para rakamı anlamına geliyor ve farklı geliştiriciler için farklı şekilde ortaya çıkabilir. Apple, yeni ücret yapısının çoğu geliştiricinin şirkete daha az ödeme yapmasına yol açacağını, çünkü temel teknoloji ücretinin daha büyük geliştiriciler üzerinde en büyük etkiye sahip olacağını söylüyor.

Şirketin yakın gelecekte önümüze daha ne tür hamlelerle geleceğini öngörmek henüz mümkün değil. Ancak bu hamlelerin devamı gelecek gibi duruyor.

Google, farkında olmadan Bard ile ilgili ipucu verdi!

Google zaten bize hangi yetenekleri bekleyebileceğimize dair kapsamlı bir önizleme vermişti, ancak Ekim ayından bu yana bu konuda pek resmi haber alamadık. Google’ın telefonlarındaki Pixel Tips uygulamasında Bard’ı çalışırken gösteren yeni bir Asistan videosunun gösterilmesiyle bu durum nihayet değişiyor.

Google News Telegram kanalı sahibi Nail Sadykov’un X’te tespit ettiği video, gelecekteki bir yazılım güncellemesiyle kullanıcılara sunulduğunda Asistan ile Bard’ın neler bekleyebileceğini gösteren bir demo sunuyor. Yapay zeka ile sohbet başlatmak için kullanabileceğiniz, muhtemelen eski Asistan uygulamasının yerini alacak yeni bir yerel Bard uygulamasının olacağı ortaya çıkıyor, ancak yine de eski güzel “Hey Google” özel kelimesine veya uzun basmaya da güvenebilirsiniz.

Bard, çağırıldığında; ekranın alt kısmında kayan bir katman olarak görünecek, “Günaydın” dileyecek ve devam etmek için “yazmanızı, konuşmanızı veya bir fotoğraf paylaşmanızı” isteyecek.

Videoda Google, bir bitkinin fotoğrafının yanı sıra sözlü talimatlardan oluşan görsel bir uyarıyı tercih ediyor: “Bu bitkiyi yeni satın aldım. Bu işi halletmeme yardımcı olacak ipuçları ve YouTube videoları ver bana.“. Eski Asistan’ın aksine, Bard’ın istendiği gibi bazı madde işaretlerinden ve ilgili YouTube videolarından oluşan bir koleksiyondan oluşan birkaç saniye sonra görünen yanıtını başlatmak için bir gönder düğmesine dokunmanız gerekiyor.

Android uzmanı Mishaal Rahman, Pixel Tips uygulama kodunda gizlenen özellik hakkında daha fazla bilgi edinmeyi başardı. Strings, “202403” yayınlanma tarihini işaret ediyor ve bu, yeni Bard deneyiminin bu yıl Mart ayındaki özellik düşüşüyle ​​başlayacağını ve şu anda Android 14 QPR2 olarak test edildiğini gösteriyor.

Yapay zeka eğitim veri setinde çocuk istismarı görüntüleri bulundu

Bard ile Asistan’da başlangıçta oldukça sınırlı bir sürümle karşı karşıya kalacak. Videonun ve ipucunun, Tensor destekli Pixel telefonlar dışındaki herhangi bir cihazda gösterilmesi engellendi. Bu, Pixel Tablet’in ve hatta Pixel Fold’un en azından şimdilik bunu alamayacağı anlamına geliyor. Uygulama ayrıca engellenen cihazlardan biri olarak kod adı “kuyruklu yıldız” olan başka bir cihaza da atıfta bulunuyor; bu cihaz, eğer adı verilecekse gelecekteki Pixel Fold 2 olacak.

Google, Bard ile Asistan konusunda çekingen kalsa da; bu noktada nasıl görüneceği ve çalışacağı konusunda oldukça iyi bir fikrimiz var. Android uygulama geliştiricisi Dylan Roussel, Pixel İpuçları videosunun öncesinde bile yeni Bard kullanıcı arayüzünü etkinleştirmeyi başardı ve bir dizi ekran görüntüsünde nasıl çalışacağını gösterdi.

Bard’ın nasıl yardımcı olabileceğine, onu diğer uygulamalara nasıl bağlayabileceğinize ve verilerinizin hizmeti geliştirmek için nasıl kullanıldığına ilişkin uzun açıklamalar ortaya koyuyorlar.

Ekran görüntüleri kullanıcıları, Ekim Made by Google etkinliğinde gösterilen önemli bir özellik olan, ekranda o anda görünenleri analiz etmek için Bard’ı kullanmaya teşvik ediyor.

Halkbank’tan Girişimcilik Ekosistemine destek!

30-31 Ocak tarihlerinde İstanbul’da düzenlenen Halkbank Vizyon Buluşmaları etkinliği ilk olarak “Kadın Liderler ve Girişimciler” buluşmasına ev sahipliği yaparken, ikinci gün “Dijital Gelecekte Genç Girişimciler” oturumuyla son buldu. Başarılarıyla Türkiye’ye değer katan isimler, inovatif fikir geliştirmenin önemi ve iş dünyasındaki güncel trendler hakkındaki tecrübelerini iki gün boyunca kadın ve genç girişimcilerle paylaştılar.

Yeni nesil girişimcilik

Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan
Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan

Halkbank Vizyon Buluşmaları’nda konuşan Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan hayallerini gerçekleştirmek üzere yola çıkan girişimcileri desteklemekten ve onların heyecanına ortak olmaktan mutluluk ve gurur duyduklarını belirterek, “Girişimcilik kültürünün ülkemizde kökleşmesi için kadın girişimcilerimiz ve genç girişimcilerimiz öncelikli olmak üzere girişimciliğin her alanına özel finansal ürünler sunmaktayız. 2021 yılında kadın girişimciliğini desteklemek için hayata geçirdiğimiz Kadın Girişimci Kredi Destek Paketi ile bugüne kadar, farklı meslek gruplarından 215 bin kadın girişimciye ulaşarak 55 milyar TL finansal destek verdik. Kadın girişimcilerimiz dışındaki, kendi işini kurmak isteyen her yaştan ve eğitim düzeyinden girişimcilere sunulan kredi desteklerimiz ise; 2021 yılından bugüne kadar 25 milyar TL’ye, destek verdiğimiz girişimci sayısı ise 139 bine ulaşmıştır” açıklamasında bulundu.

Değer üreten kadınlar bir arada

30 Ocak’ta hem sosyal hayatta hem de iş dünyasında varlıklarını daha da güçlendirmek isteyen kadınların gelecekteki liderlik rollerini desteklemeye yönelik “Kadın Liderler ve Girişimciler” başlıklı Vizyon Buluşması gerçekleştirildi.

Psikiyatrist Yazar Prof. Dr. Kemal Sayar, katılımcılara “İş ve Aile Yaşamının Uyumlaştırılması” konusunda atılması gereken adımları aktarırken, büyük pazarlara erişim için küresel çapta stratejik değere sahip “E-Ticaret ve İhracatın Önemi”ni Perakende ve Görsel Mağazacılık Danışmanı, Trend Uzmanı Oğuzhan Coşkun anlattı. “Markalaşma”nın püf noktalarını Ashley Joy kozmetik markasının kurucusu Aslı Gümüşel Şen aktarırken, Gastronomi Şefi Ebru Baybara Demir de “Sağlıklı Yaşam ve Sürdürülebilirlik” için dikkat edilmesi gerekenleri katılımcılarla paylaştı.

Vizyon Buluşmaları kapsamında kadın girişimciler için düzenlenen Kurum Destekleri Paneli’nde ise Halkbank Girişimci Bankacılık Daire Başkanı Didem Dilara Alp, KOSGEB Girişimcilik Daire Başkanı Ali Urhan, TOBB Girişimcilik Müdürlüğü Uzmanı Handan Köse ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kıdemli Uzmanı Öznur Özbek Değirmenci bağlı bulundukları kurumların girişimcilere sunduğu desteklerden bahsettiler.

Dijital gelecekte genç girişimciler

31 Ocak’ta gerçekleşen “Dijital Gelecekte Genç Girişimciler” Vizyon Buluşması ise; çağın ilerisinde düşünebilen ve inovatif çözümler üretmeyi hedefleyen gençler için düzenlendi. Etkinlikte katılımcılar; “Girişimcilik ve İnovasyon” oturumunda Teknoloji Yazarı Serdar Kuzuloğlu’ndan, “Sıfırdan Zirveye” oturumunda Acoucheee markasının kurucusu Ilgın Özdemir Yazgan’dan, “İlham Veren Girişimler” oturumunda Rebul Atelier’in yenilikçi ve genç yüzü Kerim Müderrisoğlu’ndan, “Madalyonun Öteki Yüzü: Başarısızlıktan Korkmayanlar” oturumunda Yatırımcı Ebru Dorman’dan bilgi ve tecrübelerini dinlediler.

Halk Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Zafer Mustafaoğlu kitle fonlama konularını ele alırken, GoArt Metaverse kurucusu Burak Soylu da hem Türkiye’de hem de dünyada Metaverse evrenindeki gelişmeleri katılımcılara aktardı.

Kurum Destekleri Paneli’nde ise; Halkbank Girişimci Bankacılık Daire Başkanı Didem Dilara Alp, KOSGEB Kredi Genel Müdürü Arif Torun, TOBB Sektörler ve Girişimcilik Daire Başkanı Ahmet Saygın Baban ile TÜBİTAK TEYDEB Girişimcilik Destekleme Grubu Bilimsel Programlar yetkilisi Abdüllatif Tunçay deneyimlerini gençlerle paylaştılar.

Intel, yeni teknolojisiyle telefondan kanser teşhisi yapabiliyor!

Intel tarafından geliştirilen bu uygulama sayesinde kullanıcıların sadece telefonlarına 2-3 saniyelik “aah” sesini kaydediyor ve ses verilerini analiz edilerek gırtlak kanseri gibi rahatsızlıklar %80 doğruluk oranıyla tespit ediliyor.

Geçen yıl Intel, bu inovatif uygulamanın geliştirilmesi için Tayvan’ın önde gelen ağ sağlayıcılarından Far EasTone Telecom (FET) ve Tayvan merkezli hastanelerle işbirliği yaptı. Uygulama, Tayvan’daki Uzak Doğu Memorial Hastanesi ve diğer katılımcı hastanelerden gelen geniş bir ses verisi seti üzerinde eğitildi. Bu veriler, hastaların mahremiyetini korumak adına anonimleştirilmiş durumda.

Intel Tayvan Genel Müdürü Grace Wang, bu teknolojinin sadece hastaların verilerini korumakla kalmayıp aynı zamanda yapay zeka modelini sürekli olarak geliştirmek adına sağlık hizmeti sağlayıcılarına yardımcı olduğunu belirtiyor. İş ortakları arasında bulunan JelloX Biotech gibi şirketlerin, daha fazla veri ve işbirlikleriyle modelin doğruluğunu artırmaya devam edeceği ve bu sayede daha fazla insanın bu teknolojiden faydalanabileceği vurgulanıyor.

Uzak Doğu Memorial Hastanesi Yapay Zeka Merkezi Direktörü Dr. Chi-Te Wang, yıllardır gırtlak kanserinin erken evre teşhisine odaklandıklarını belirterek, erken teşhisin hastaların sesini koruyarak tedavi başarı oranlarını %90’a kadar çıkarabileceğini söylüyor.

Projenin çıkış noktasının, yirmi yıldır çözülemeyen bir soruna çözüm getirmek olduğu vurgulanıyor. Intel’in 4. Nesil Xeon işlemcileri, FPGA hızlandırıcıları ve açık kaynaklı yazılım araçları ile oluşturulan yapay zeka modeli, evrensel bir ses tabanlı teşhis modeli olarak dünya çapında uygulanabilir bir potansiyele sahip.

Düşük gecikme süreli 5G mobil ağların kullanımıyla, uygulamanın büyük hastanelerden uzaktaki kırsal bölgelere kadar geniş bir coğrafyada etkili olduğu ve hastaların sadece bir “aah” sesiyle hızlı sonuçlar alabildiği belirtiliyor. Proje, Asya ve diğer pazarlara yayma çabalarını sürdürüyor. 2020’de başlatılan 5G hizmeti ve bu teknolojinin projedeki rolü de metinde öne çıkıyor.

Sipay, Türkiye’nin en hızlı büyüyen fintek şirketi oldu!

0

Fintek sektörünün lider oyuncularından Sipay, büyümede hız kesmiyor. 2023 yılında Sipay Kart adedi bir önceki yıla kıyasla 7 kat artarken, işlem adedi 11 kat, işlem hacmi ise 6 kat artış gösterdi. En çok harcama yapılan sektörler sırasıyla gıda/market, akaryakıt ve elektronik eşya/bilgisayar.

2019 yılında lisans alarak finansal teknoloji sektörüne “ödeme sistemleri alanına yenilikçi ve dinamik çözümler sunma” mottosuyla giriş yapan ve PSM Awards’da 2 “altın” ödüle layık görülmesinin yanı sıra Deloitte Teknoloji Fast 50’de Türkiye’nin en hızlı büyüyen fintek şirketi olan Sipay, sürdürülebilir bir şekilde büyümeye devam ediyor. Sipay Kart adedi geçen yıl bir önceki yıla kıyasla 7 kart artış gösterirken, söz konusu dönemde işlem adedi 11 kat, işlem hacmi 6 kat arttı. En çok harcama yapılan sektörler sırasıyla gıda/market, akaryakıt ve elektronik eşya/bilgisayar oldu.

Sipay çalışan sayısını 2’ye katladı

2023 yılında Sipay Cüzdan adedi 2022 yılına kıyasla 4 kat artarken, Walletgate altyapısı ile hizmet verdiği cüzdan projelerinde de toplam cüzdan sayısı 6,5 kat yükseldi. Öte yandan üye işyeri adedini geçen yıl 2,5 kat artıran şirketin, üye işyeri işlem adedi 2 kat, üye işyeri işlem hacmi ise 4 kat artış gösterdi. Sipay’in çalışan sayısı ise son bir yılda yüzde 125 arttı.

“En hızlı büyüyen fintek şirketiyiz”

Sipay CEO’su Semih Muşabak
Sipay CEO’su Semih Muşabak

Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Sipay CEO’su Semih Muşabak, şunları söyledi: “2019 yılında faaliyetlerine başlayan bir marka olarak son 3 yılda elde ettiğimiz 22 katlık büyüme ile sektörün en hızlı büyüyen fintek şirketiyiz. Başarımızın ardında kuşkusuz alanında tecrübeli ve tek takım ruhuyla titiz ve özverili bir şekilde hareket eden ekibimiz yatıyor.”

Uluslararası para transferi ürünü yolda

Sektörün en hızlı büyüyen şirketi olmanın yanı sıra sektöre ve müşterilerine değer katmayı sürdüreceklerini vurgulayan Muşabak, 2024 yılı planlarına ilişkin ise şu bilgileri verdi: “Bu yılın ilk çeyreğinde uluslararası para transferi ürünümüzü devreye alacağız. Ayrıca, değerli maden alım satım özelliği de ilk çeyrek içerisinde kullanıma sunacağımız bir başka özellik olacak. Bunlara ek olarak 2024’te yurt dışı pazarlarda çalışmalarımızın meyvelerini görmeye başlayacağımız için oldukça mutlu ve heyecanlıyız. Pek çok pazarı araştırdık, incelemelerimiz sürüyor. İngiltere ve bazı Avrupa pazarları için şirket kurulumlarımız, lisans başvurularımız ve hazırlıklarımız tüm hızıyla yapıldı ve yapılmaya devam ediyor.”