TikTok’ta yasaklamalar başlıyor!

Bildirilen hareket, şirketin insanları uygulamada gördükleri bir ürünü satın almak istiyorlarsa TikTok Shop’u kullanmaya zorlamasının bir yolu olarak görülüyor.

Raporda ayrıca Shop’un bu yıl ABD’de 500 milyon dolardan fazla kaybetme yolunda olduğunu söylüyor. 500 milyon dolarlık zarar, şirketin işe alım, bir teslimat ağı oluşturma ve indirim ve ücretsiz gönderim sunan tüccarları sübvanse etme konusundaki derin yatırımını yansıtıyor.

TikTok, dış e-ticaret bağlantılarını yasaklayarak, içerik oluşturucuların Amazon vitrinlerinde bulunan mutfak eşyaları ve mobilyalar gibi şeyleri tanıtmalarını engelleyecek. Birisi bir etkileyicinin Amazon vitrininde listelenen bir ürünü satın alırsa, etkileyici küçük bir komisyon kazanıyor. Bildirilen bu değişikliklerle, yaratıcılar artık bunu yapamayacaklar.

Yasağın ne zaman getirmeyi planladığı bilinmemekle birlikte, yürürlüğe girdiğinde, kullanıcılar yalnızca içerik oluşturucular tarafından Shop aracılığıyla tanıtılan ürünleri satın alabilecekler. Bazı Shop bağlantıları, kullanıcıların ürünleri doğrudan videolardan satın almasına izin verirken, bazı içerik oluşturucuların profillerine gömülü TikTok Shop vitrinleri var. İleride, uygulamada satın almak üzere ürünleri bağlamanın tek yolu bu olacak.

Bildirilen hareket, TikTok’un şu anda fazla rağbet görmeyen Shop’taki satışları artırmasının bir yolu olarak görülüyor. Raporda, ABD’deki tüketicilerin şu anda TikTok Shop’ta günde yaklaşık 3 milyon ila 4 milyon dolar harcadığı, Haziran ayında günde yaklaşık yarım milyon dolardan 1 milyon dolara harcadığı belirtiliyor. Şirket çalışanları bu sayının yıl sonuna kadar 10 milyon doları aşmasını bekliyor.

ByteDance, TikTok’un geçen yıl 200 milyar dolardan fazla mal hacmine sahip olan Douyin’e benzer uluslararası bir çevrimiçi alışveriş işi yaratmasını istiyor. Bilgi, şirketin platformun 2028 yılına kadar benzer seviyelere ulaşabileceğini umduğunu bildiriyor. 200 milyar doların ByteDance’ı ABD’den yaklaşık 40 milyar ila 60 milyar dolar gelir elde etmeyi umuyor.

Raporda, platformun tüccarları platformuna çekmek için çalıştığı belirtiliyor. Örneğin, şirketin çalışanları Amazon‘da en çok satan ürünlere bakıyor, ardından ilk üç ay için sıfır komisyon teklif ederek TikTok Shop’a katılmaya ikna etmek için tüccarlara ulaşmaya çalışıyor.

TikTok kısa süre önce ByteDance’ın bir yan kuruluşu tarafından gönderilen ve satılan satılık ürünler sunduğu yeni bir uygulama içi “Trendy Beat” alışveriş bölümünü test ettiğini doğruladığına göre, TikTok Shop, şirketin e-ticarete genişlemeyi planlamasının tek yolu değil. Bu özellik şu anda Birleşik Krallık’ta test ediliyor, ancak TikTok’un Mayıs ayında Trendy Beat için ABD’de bir ticari marka başvurusunda bulunduğu göz önüne alındığında, muhtemelen ABD’de de tanıtılacak.

ByteDance’ın video uygulamasında kendi ürünlerini satmaya başlama planı dahili olarak TikTok’un uygulamada popülerlik kazanan ürünler hakkındaki bilgisinden yararlanan ve ByteDance’ın bu ürünleri satın almasına veya üretmesine izin veren “Project S” olarak anılıyor. ByteDance’ın bu ürünleri üretmek için bir tedarikçi ağı kullandığı bildiriliyor.

TikTok’un e-ticaret çabaları ABD’de hala biraz yeni olsa da, “TikTok bana satın aldı” ifadesi video uygulamasının dürtü satışlarını artırma yeteneği için popüler hale geldiğinden, uygulamanın kullanıcıların alışveriş alışkanlıkları üzerinde zaten dikkate değer bir etkisi var. Terim şu anda TikTok’ta 7,4 milyar görüntülemeye ve 67 milyar hashtag’e sahip.

Felaketleri önceden modellemek mümkün!

Birleşmiş Milletler’in tahminlerine göre günümüzde dünya nüfusunun yüzde 55’inden fazlası şehirlerde yaşıyor. Bu da yaklaşık 4,5 milyar insan anlamına geliyor. 2050 yılında dünyadaki kentsel nüfusun 6,6 milyarı aşacağı tahmin ediliyor. Şehirleşen nüfus ve buna bağlı olarak şehirleşme hızı giderek artıyor.

Giderek artan şehirli nüfus ile birlikte, boyutlarına göre binlerce, yüzbinlerce ya da milyonlarca insanın temel ihtiyaçlarını karşıladıkları yerleşim birimleri olan şehirler, daha önce karşılaşmadıkları karmaşıklıkta sorunlarla yüzleşebiliyor. Yeni nesil teknolojiler, yenilikçi ekonomi yaklaşımları ve iklim değişikliği nedeniyle etkisini her geçen gün daha fazla gözlemlediğimiz doğal afetler ışığında milyonlarca insanın barınma, beslenme, çalışma, ulaşım gibi hak ve ihtiyaçlarının verimli bir şekilde yönetilmesi için yenilikçi şehir yaklaşımlarına ihtiyaç duyuluyor.

Türkiye’de Akıllı Şehirler kavramının öncüsü olarak konumlanan SAMPAŞ, “Bilişim yalnızca bir ticari faaliyet değil, aynı zamanda toplumsal sorumluluktur” diyor, akıllı ve sürdürülebilir şehirler için tüm paydaşlarımızla işbirliği içerisinde çalışıyor, toplumsal farkındalığı artırmaya odaklanıyor.

Uzun yıllara dayalı Ar-Ge çalışmaları sonucunda ortaya koydukları “Dijital İkiz” teknolojisi, kentlerin bire bir dijital ikizlerini oluşturarak yerel yönetimlere kent ve ilçe yönetimini tek bir kontrol odasından gerçekleştirme imkânı sunuyor. IoT, makine öğrenimi ve yapay zekâ gibi teknolojilerle donatılmış olan bu bütünleşik konsept ile şehirlerden toplanan anlık veriler kısa, orta ve uzun vadeli olarak simüle edilebiliyor, meteoroloji olaylarından doğal afetlere, asayiş olaylarından kentsel hareketliliği genişleten yeni yolların yapımına kadar uzun vadeli ve yüksek yoğunluklu pek çok senaryonun etkilerini gerçeğe en yakın oranda ölçebilme kolaylığı sağlıyor.

Dijital ikiz

Dijital ikizi; büyük veri, yapay zeka, IOT, 5G ve AR/VR teknolojileri kullanılarak bir şehrin ya da belirlenen bir alanın sanal bir modelinin oluşturulması olarak tanımlayabiliriz. Dijital ikiz ile fiziksel alan sanal bir model olarak sunuluyor, kullanıcı girişi sağlayarak gerçek zamanlı verilerin güncel kalması sağlanıyor.  

Şehrin sanal olarak modelini oluşturduktan sonra şehrin dijital sinir sistemini 7 gün 24 saat kesintisiz olarak kontrol etmek ve elektrik, su, ulaşım, güvenlik, atık yönetimi, tarım, itfaiye, imar, planlama, afet yönetimi gibi alanlarda yönetimini sağlamak mümkün.

SAMPAŞ Holding, Akıllı Şehir Sertifikasyonu konusunda yetkili bir iş ortağı

Akıllı şehir konseptinin toplamda sekize varan adımının tamamını tasarlayabilen, uygulayabilen ve danışmanlığıyla yönetimine yardımcı olan SAMPAŞ Holding, ISO 37120 olarak da bilinen Akıllı Şehir Sertifikasyonu konusunda da yetkili bir iş ortağı. Bu sertifikasyonla yalnızca akıllı şehirleri değil, akıllı ilçelerin, akıllı organize sanayi bölgelerinin ve akıllı kampüslerin de bulunduğu bir geleceği bugünden sunuyor. Şehirleşmenin tüm bileşenlerini düşünen uygulamalar geliştirmek adına yerel yönetimlerin yetkin, güvenilir ve stratejik bir iş ortağı olarak çalışıyor.

Akıllı Şehir Sertifikasyonu

Akıllı Şehir Yatırım Fonu ile yenilikçi girişimler destekleniyor

Akıllı şehir, ortak aklın ve yenilikçi girişimlerin işbirliğiyle gelişen, hayata geçirilen bir kavram. Bu doğrultuda SAMPAŞ, yenilikçi teknolojileri akıllı şehir yaklaşımının hizmetine sunan girişimlere destek veriyor. Akıllı Şehir Yatırım Fonu 100 milyon TL’lik fon büyüklüğü hedefiyle yenilikçi girişimleri destekliyor.

Birçok kurum ve kuruluş akıllı kent kapsamında pek çok proje hayata geçiriyor. Bu projeler, dikey çözümler olarak karşımıza çıkıyor. Ne var ki, genelde bunlar arasında bir entegrasyon bulunmadığı için ortak bir veri modeli oluşturulmamış durumda. SAMPAŞ

Holding akıllı kent çözümlerinde mutlaka entegrasyon ve ortak veri modeli temel alınarak projelerini yürütüyor. Daha sonra bu bilgileri açık veri haline getirilerek Akıllı Kent Platformunda yönetimini sağlıyor.

Akıllı şehir pazarı öngörüleri

Türkiye’yi dünya pazar payının yüzde 1’i olarak ele alabiliriz. Bizim kendi hesaplarımızla çıkardığımız rakam 325 belediye için 350+ milyon USD idi. Akıllı Şehirlerde dünya pazarının 2027 yılında 1 trilyon USD’yi geçeceği tahmin ediliyor.

Türkiye’de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesinde bir akıllı şehirler bölümü kuruldu. Üniversitelerde akademik olarak Akıllı Şehir Merkezleri oluşturuldu. Akıllı Şehirler lisans, lisansüstü ve doktora çalışmalarına konu olmaya başladı.

Belediyeler yönettikleri şehrin akıllı şehir unsurlarını taşıyacağını söylemeye başladılar ve bu başlık altında projeler geliştiriyorlar. Ayrıca, iklim değişikliği nedeni ile ortaya çıkan felaketler nedeniyle akıllı uygulamalara daha büyük gereksinim duyulmaya başlandı ve bunun giderek artacağı görülüyor. Türkiye ve Türkiye gibi ülkelerde yanlış şehirleşmelerin büyük toplumsal faaliyetlere yol açtığı görüldükten sonra, altyapı ve üstyapı çalışmalarında daha dikkatli olunacağı vurgulanıyor.

Şu anda dünyada geçerli olan, 19 ana indikatör ve 145 destekleyici indikatör ile tarif edilen ISO37120 ‘Akıllı Şehir Sertifikasyon sürecinin kısa bir zaman sonra Türkiye’de de geçerli hale gelmesi bekleniyor.

BinBin, Hollandalı elektrikli bisiklet üreticisi VanMoof’u satın alıyor

0

Bu yılın başında Hollanda merkezli Go Sharing’in hisselerini devralarak, faaliyet gösterdiği ülkelere Hollanda, Belçika, Almanya ve Avusturya’yı da dahil eden BinBin, Hollandalı elektrikli bisiklet üreticisi VanMoof’u satın alarak Hollanda’daki yatırımlarını büyütmeyi hedefliyor.

Dünya genelinde 6 ülkede faaliyet gösteren ve 2023 yılının başlarında Go Sharing’i devralarak Hollanda’da 10 farklı şehirde operasyonlarını başarılı şekilde tekrar başlatan BinBin, Temmuz ayında iflasını açıklayan Hollandalı elektrikli bisiklet üreticisi VanMoof’u satın almak için teklif yapmayı hedeflediğini duyurdu.

BinBin ve VanMoof arasında gizlilik sözleşmesi imzalandı

BinBin yetkilileri tarafından yapılan açıklamaya göre iki şirket arasında gizlilik sözleşmesi imzalandı ve satın alma kararı için BinBin tarafından VanMoof’un verileri inceleniyor. 

18 Temmuz’da iflasını açıklayan VanMoof, bugüne kadar değeri 2.000 Euro’nun üzerinde olan 200.000 adet bisiklet satışı gerçekleştirdi. Şirketin iflasını açıklamasının ana sebeplerinden biri olarak bakım masraflarının yüksekliği gösteriliyor. 1000 Yatırımlar Holding’in bir parçası olan BinBin’in yapayı hedeflediği bu satın alma sonucunda getireceği operasyonel düzenlemeler ile bu sorunların aşılabileceğine inanılıyor. Amsterdam halkının beğenisini yakalayan VanMoof markasının satın alma sürecinin önümüzdeki haftalarda tamamlanması bekleniyor.

Yapay zeka en çok Nvidia’ya yaradı, milyarlarca dolar kar elde etti!

Nvidia, Mayıs ayından bu yana 13,5 milyar dolar gelir elde etti ve 2024’ün 2. çeyreğinde, üretken AI çiplerine yönelik benzeri görülmemiş talebin, masaüstü ve dizüstü bilgisayar GPU’larını küçülen bir PC endüstrisine satmış olabileceği herhangi bir zorluğun ötesine geçtiğini açıkladı.

Veri merkezi, bu gelirin 10,32 milyar dolarlık rekorunu oluşturdu ve sadece bir çeyrekte iki kattan fazla arttı ve Nvidia sonuç olarak 6,188 milyar dolar kar elde etti. Ve oyun, aslında yıldan yıla yüzde 22 artarak 2,48 milyar dolarlık gelire de ulaştı.

Nvidia, oyuncular için belirsiz bir yükseltme fırsatı ile oyunların büyümeye geri döndüğüne inandığını ve kurulum tabanının yüzde 20’sinin artık bir RTX 3060 veya daha iyisine sahip olduğunu söylüyor.

Nvidia, önümüzdeki çeyrekte 16 milyar dolarlık gelir öngörüyor, bu da yapay zeka nedeniyle bir sıçrama daha anlamına geliyor. Nvidia CFO’su Colette Kress kazanç çağrısında, ”Sıralı büyümenin büyük ölçüde veri merkezi tarafından yönlendirilmesini bekliyoruz.” diyor. Şirketin hisse senedi fiyatı mesai sonrası işlemlerde yüzde 8,5 arttı.

Yapay zeka kullanım alanları

Şirketin bir sonraki AI çipi GH200, açıklanmayan bir fiyata 2024’ün ortalarında geliyor, bu nedenle gelecek çeyreğin talebi hala mevcut AI çipleri için olacak. Kress, ”Önümüzdeki birkaç çeyrekte arzımız, döngü süresini kısalttıkça ve kapasite eklemek için tedarik ortaklarımızla birlikte çalıştıkça artmaya devam edecek.” diyor ve Nvidia’nın L40 GPU’sunun “Birçok iş yükü türüne yönelik artan talebin giderilmesine yardımcı olacağını da sözlerine ekledi.”

Nvidia’nın baş rakipleri Intel ve AMD’nin henüz Nvidia’nın üretken AI silikonuna ikna edici cevapları yok. AMD’nin MI300’ü dördüncü çeyrekte gelmeye başlayabilir ve 2024’ün başlarında devreye alınabilir. Hem AMD hem de Intel, en azından geçici olarak bu AI yongalarını buluttaki sunuculara koymanın önemini küçümsemeye çalışıyor ve her iki CEO’su da AI özelliklerini istemci yongalarına da koyma sözü veriyor. Veya Intel CEO’su Pat Gelsinger’ın dediği gibi: “Yaptığımız her platforma yapay zeka oluşturun.”

AMD CEO’su Lisa Su Mayıs ayında Forbes’a verdiği demeçte, ”Beş yıla bakarsanız, AMD’deki her üründe AI göreceksiniz ve bu en büyük büyüme itici gücü olacak.” dedi.

Xiaomi elektrikli otomobil üretimi için resmi onay aldı!

Çin merkezli akıllı telefon üreticisi Xiaomi, elektrikli otomobil üretimine adım attı. Şirket, Tesla Model S’e rakip olacak ilk elektrikli otomobili olan “Modena”yı tanıttı.

Çin Ulusal Kalkınma ve Reform Komisyonu’ndan (NDRC) elektrikli araç üretimi için onay aldı. Bu, şirketin otomobil üretimine yönelik önemli bir ilerleme olarak kabul ediliyor. Ancak Xiaomi’nin elektrikli araç üretimine başlamak için Sanayi ve Enformasyon Bakanlığı’ndan (MIIT) izin alması gerekiyor.

Modena adı verilen elektrikli sedan, Tesla Model S ile rekabet etmeyi hedefliyor.bu otomobilin Tesla’nın Model S’ten daha uygun fiyatlı olacağı düşünülüyor.

Çin, dünyanın en büyük otomobil pazarlarından biri ve Xiaomi, rekabetçi bir ortamda otomobil üretimine girmeyi amaçlıyor. Ayrıca, Xiaomi’nin elektrikli otomobil üretmesiyle birlikte, teknoloji sektöründen birçok büyük oyuncunun benzer adımlar attığı bir dönemde yer alacak. Örneğin, Apple ve Sony gibi küresel teknoloji devleri de elektrikli otomobil üretimi konusunda ilgi gösteriyor.

Otomobil üretimine yönelik 10 milyar dolarlık bir yatırım yapma taahhüdünde bulunmuştu. Şirket, 2024 yılının ilk yarısında ilk elektrikli otomobillerini seri üretim olarak piyasaya sürmeyi planlıyor. Şu anda Pekin’de yılda 200.000 elektrikli otomobil üretebilecek kapasitede bir fabrika inşa ediliyor.

Raporlara göre, Mi 2024 yılında yaklaşık 100.000 elektrikli araç üretmeyi hedefliyor. Üretim hızını artırmak amacıyla şirket, EV fabrikası için işçi alımını hızlandırdı. Ayrıca, mi’nin Çin’deki mağazalarını elektrikli otomobillerin sergileneceği showroomlar olarak kullanma planları olduğu belirtiliyor.

Bu adım, Xiaomi’nin teknoloji ve otomotiv sektöründeki varlığını genişletme çabalarının bir yansıması olarak görülüyor. Elektrikli otomobil üretimi, şirketin gelecekteki büyüme stratejilerinden sadece biri olarak öne çıkıyor.

Twitch TikTok benzeri klipleri test ediyor

0

Twitch, keşfi artırmak için TikTok benzeri bir klip akışını test etmeye başladı. Discovery Feed adı verilen bu yeni yayın akışı, Twitch uygulaması içinde TikTok tarzında kısa klipler gösterecek ve çevrimdışı içerik üreticilerinin yeni izleyicilerle bağlantı kurmasını sağlayacak bir yol sunacak.

Bu yeni özellik Temmuz ayında duyurulmuştu ve canlı bir test olarak kullanıma sunuldu. Yayınlar, Twitch içinde kısa klipler olarak gösterilecek ve bu, içerik üreticilerinin uzun süre canlı yayında kalmadan yeni izleyicilerle etkileşim kurmalarına yardımcı olacak.

Test şu anda sınırlı bir deneyim olarak mevcut ve yalnızca belirli bir kullanıcılar tarafından denenebiliyor. Bu test dönemi, algoritmanın geliştirilmesi ve kullanıcı geri bildirimlerinin toplanması için kullanılacak, sonbaharda Discovery Feed’in tam sürümünü yayınlamadan önce bu test dönemini değerlendireceğini belirtiyor.

Twitch yayıncıları artık kendi yayınlarından klipler seçebilme yeteneğine de sahip olacaklar. Bu, içerik üreticilerinin en etkileyici veya ilginç anları vurgulamalarına ve daha fazla izleyici çekmelerine yardımcı olabilir.

Bu yeni özellikle birlikte, yayıncıların platformda daha fazla keşfedilmek ve yeni izleyiciler kazanmak için daha fazla fırsat elde edebilecekler. geleneksel olarak canlı yayın odaklı bir platform olduğu düşünüldüğünde, bu tür özellikler çevrimdışı içerik üreticileri için de büyük bir avantaj sağlayabilir.

Ancak, bu tür platformlarda içerik üreticilerinin sürekli olarak içerik üretmeleri ve etkileşimde bulunmaları gerektiği gerçeği unutulmamalıdır. Twitch’in amacı, izleyicilerin uzun süre klip akışında vakit geçirmesini hedeflemiyor; bunun yerine, yeni izleyicileri keşfetmek ve onları canlı yayınlarına çekmek istiyor.

Twitch’in bu tür özelliklerle gelmesi, platformun çeşitli içerik üreticilerine daha geniş bir kitleye ulaşma ve izleyici tabanını genişletme fırsatı sunabilir.

Türk hacker grubu CosmicBeetle Dünya’ya fidye yazılımı dağıtıyor!

0

Spacecolon, hassas bilgileri çalma veya Scarab fidye yazılımını dağıtma yeteneğine sahip bir uzaktan erişim truva atı olarak hizmet ediyor. CosmicBeetle muhtemelen ZeroLogon’a karşı savunmasız web sunucularını veya kaba kuvvet uygulayabildiği RDP kimlik bilgilerini hedefliyor. CosmicBeetle’ın ScRansom adı verilen yeni bir fidye yazılımının dağıtımına başlayacağı düşünülüyor. Muhtemelen kurban kuruluşlara, savunmasız web sunucuları aracılığıyla veya RDP kimlik bilgilerini kaba kuvvetle zorlayarak sızıyor. Bazı Spacecolon yapıları çok sayıda Türkçe terim içeriyor; bu nedenle, ESET, Türkçe konuşan bir geliştirici tarafından yazıldığına inanıyor. 

Geçmişi 2020 yılına kadar uzanıyor

ESET’in araştırmalarına göre Spacecolon’un geçmişi en az Mayıs 2020’ye kadar uzanıyor ve faaliyetleri devam ediyor. ESET, Spacecolon’un operatörlerine “uzay” ve “scarab” bağlantısını temsil etmesi için CosmicBeetle adını verdi. ESET telemetrisi tarafından tespit edilen Spacecolon vakaları, İspanya, Fransa, Belçika, Polonya ve Macaristan gibi Avrupa Birliği ülkelerinde yüksek yaygınlıkla birlikte tüm dünyayı kapsıyor. ESET, ayrıca Türkiye ve Meksika’da yüksek yaygınlık tespit etti. CosmicBeetle, yeni fidye yazılımı ScRansom’un dağıtımını hazırlıyor gibi görünüyor. Spacelogon, sunucuları ele geçirdikten sonra fidye yazılımı yüklemenin yanı sıra saldırganların güvenlik ürünlerini devre dışı bırakmasına, hassas bilgileri çalmasına ve daha fazla erişim elde etmesine olanak tanıyan çok çeşitli üçüncü taraf araçlar içeriyor.

Türkiye ve Meksika’da yüksek yaygınlık tespit edildi

ESET araştırmacısı Jakub Souček şu açıklamayı yaptı: “Spacecolon’un kurbanlarının arasında CosmicBeetle tarafından kullanılan erişim yöntemlerine karşı savunmasız olmalarının dışında herhangi bir benzerlik gözlemlemedik. Hedeflerin odaklandığı alanlar ya da büyüklükleri arasında da herhangi bir örüntü bulamadık. Ancak (tür ve coğrafyaya göre) birkaç isim vermek gerekirse, Spacecolon’u Tayland’da bir hastane ve turizm beldesinde, İsrail’de bir sigorta şirketinde, Polonya’da yerel bir devlet kurumunda, Brezilya’da bir eğlence sağlayıcısında, Türkiye’de bir çevre şirketinde ve Meksika’da bir okulda gözlemledik.” 

CosmicBeetle muhtemelen ZeroLogon güvenlik açığına karşı savunmasız olan web sunucularını ya da kaba kuvvet uygulayabildiği RDP kimlik bilgilerine sahip olanları hedeflliyor. Spacecolon ayrıca  operatörlerine arka kapı erişimi de sağlayabiliyor. CosmicBeetle kötü amaçlı yazılımını gizlemek için kayda değer bir çaba göstermiyor ve ele geçirilen sistemlerde çok sayıda iz bırakıyor. 

Yeni bir fidye yazılımı geliştiriliyor

CosmicBeetle savunmasız bir web sunucusunu ele geçirdikten sonra, kullandığı ana Spacecolon bileşeni olan ScHackTool’u konuşlandırıyor. Saldırıları büyük ölçüde aracın GUI’sine ve operatörlerinin aktif katılımına dayanıyor. Uygun gördükleri şekilde talep üzerine sızdıkları makineye ek araçlar indirmelerine ve çalıştırmalarına olanak tanıyor. CosmicBeetle eğer hedefin değerli olduğunu düşünürse, ScInstaller’ı dağıtabilir ve daha fazla uzaktan erişim sağlayan ScService’i yüklemek için kullanabilir. CosmicBeetle’ın dağıttığı son yük Scarab fidye yazılımının bir varyantı. Bu varyant dahili olarak pano içeriğini izleyen ve kripto para cüzdanı adresi olabileceğini düşündüğü içeriği saldırgan tarafından kontrol edilen bir adresle değiştiren bir kötü amaçlı yazılım türü olan ClipBanker’ı kullanıyor.

Pasif soğutma sistemleri çevre dostu olabilir

0

Pasif soğutma sistemleri çevre dostu bir şekilde karbon emisyonlarını azaltabilir. Harcanan enerjiyi minimuma indirebilir.

Kuru ve nemli iklimlerde soğutma kritik öneme sahip. Ancak evlerimizdeki, ofislerimiz ve arabalarımızdaki klimalar yılda yaklaşık 1.950 milyon ton karbondioksit emisyonundan veya küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 3,94’üne denk gelen miktardan sorumlu.

Washington Eyalet Üniversitesi (WSU) araştırmacıları, sürdürülebilir bir çözüm ve AC’lere alternatif bulmak amacıyla, eski soğutma yöntemlerini test etmek için 60 metrekarelik bir odayla deneyler yapıyor. WSU Tasarım ve İnşaat Okulu’nda yardımcı doçent olan Al-Hassawi bir basın açıklamasında, “Özellikle iklim ısındıkça binalarda soğutma talebi giderek artıyor. Mekanik sistemler dahil olabilir, ancak mekanik sistemlere güvenmeden önce binaları nasıl soğutabiliriz?” diyor.

Gemi konteynırına benzer odalarda denemeler yapılıyor

Araştırmacılar elektriği değil, suyu buharlaştırıp sıcaklıkları düşürmek için rüzgar kulelerini kullanan pasif sistemler kullanıyor. Devasa bir gemi konteynerine çok benzeyen test odası, güneş enerjisiyle çalışıyor ve pil depolamalı ve herhangi bir şebeke gücü gerektirmiyor. Sistemin soğutma etkisini test etmek amacıyla oda, 52 ila 54 santigrat derece arasındaki bir sıcaklığa kadar ısıtılabilir. Pasif aşağı çekişli soğutma sistemi Phoenix, Arizona’nın sıcak ve kuru koşulları altında test edildi.

Al-Hassawi: “Aşırı koşulları simüle edebiliyoruz. Daha küçük ölçekli modellerle, büyük ölçekli prototip yapımını beklemek zorunda kalmadan çok daha hızlı testler yapabiliyor ve sonuçları daha kısa sürede alabiliyoruz” diyor. Klimalara yönelik enerji talebinin 2050 yılına kadar iki katına çıkması bekleniyor. Bu endişe verici bir konu. Klimalardan kaynaklanan yıllık 1.950 milyon ton karbondioksit emisyonunun 531 milyon tonu sıcaklığı kontrol etmek için harcanan enerjiden, 599 milyon tonu ise nemin uzaklaştırılmasından kaynaklanıyor. Al-Hassawi: “Gelecek yıllarda artan küresel nüfusla birlikte pek çok yeni inşaat gerçekleşecek ve bunların çoğu gelişmekte olan dünyada olacak. Dolayısıyla, daha önce yaptığımız gibi inşa edersek ve soğutma taleplerini karşılamak için mekanik sistemlere güvenmeye devam edersek, bu bir sorun olacaktır. Özellikle dünyanın sıcak bölgelerindeki nüfus artışıyla birlikte çok daha fazla klimaya ihtiyaç duyulacak” diye ekledi.

Pasif soğutma sistemleri eski Mısır’da M.Ö. 2500’lü yıllara kadar uzanıyor. Soğutma için kullanılan strateji, rüzgar kulelerini kullanarak esintileri yakalamayı içeriyor. Sıcak bölgelerde nem buharlaşıyor ve bu da havayı soğutur. Soğuyan hava ağırlaşır ve yerçekiminin etkisiyle aşağıdaki yaşam alanına doğru çöküyor. Araştırmacılar, Dünya ısınmaya devam ettikçe klimaların yerini bu pasif sistem tasarımlarının alacağını umuyor.

Doping Hafıza’dan yapay zeka destekli Dijital Öğrenme Platformu

0

Tasarladığı çağdaş programlarla 2011 yılından bu yana yüz binlerce kullanıcının hayatına dokunan ve kişiselleştirilmiş bir deneyim sunan Doping Hafıza; Ar-Ge üssünde Microsoft OpenAI, Amazon Cloud Services, Oxford University Press gibi uluslararası iş ortaklarıyla yaptığı geliştirmelerle platformunu yeni bir seviyeye taşıdı. Bugüne kadar Türkiye’de ve dünyada birçok ilki gerçekleştiren Doping Hafıza, gerçekleştirdiği yeni yatırımla tamamen yapay zeka destekli bir platforma bürünerek kullanıcılara kusursuz bir öğrenme deneyimi sunuyor. Ayrıca marka yeni yatırımıyla öğrencilerin hem hayallerine ulaşmasına hem de yeni hayaller kurmasına vesile oluyor.

Türkiye’nin en büyük dijital öğrenme platformu Doping Hafıza, güncellenen yeni versiyonu ile öğrenmeyi farklı bir seviyeye taşırken; ilkokuldan ortaokula, liseden üniversiteye yüz binlerce kullanıcıya öğrenmenin eğlenceli yanlarını keşfettiriyor. Yapay zeka destekli ve hem Türkiye’de ve dünyada ilk olan yapay zeka destekli ders koçu, öğrenci gelişimini öğrencinin yaşını baz alarak gerçek zamanlı takip ediyor. Yeni platform aynı zamanda canlı bireysel ders koçluğu gibi birçok özelliği kullanıcı deneyimine sunuyor. Aynı zamanda platform; zengin içerik havuzuyla YKS, LGS, KPSS, DGS ve ALES gibi sınavlara hazırlık sürecinde de kullanıcılarına kişiselleştirilmiş bir deneyim ve kalıcı öğrenme imkanı sunuyor. İki yıl süren yapay zeka altyapılı platform hazırlıkları ve uzun süren Ar-Ge çalışmaları sonucunda yenilenen yapısıyla, 2023’ün ağustos ayında güncellenen versiyonunda hem yapay zeka hem canlı destek hem de en kaliteli öğrenme içeriklerini harmanlayarak kullanıcılara ihtiyaç duydukları tüm unsurları sunuyor. Platformun yenilenen yüzüyle daha çok kullanıcıya ulaşmayı hedeflediklerini belirten Doping Hafıza CEO’su Mert Kalkavan, “Doping Hafıza dijital öğrenme platformumuzun yeni hali önümüzdeki senelerde yüzbinlerce öğrencimizin umarım hem hayallerine ulaşmasına destek olacak hem de onları şaşırtıp, meraklandırarak, yeni hayaller de kurmalarına vesile olacak” dedi.

Alanında uzman, profesyonel ekibi fark yaratıyor

Doping Hafıza

Yaklaşık 200 kişilik profesyonel ekibiyle farklı öğrenme enstrümanlarını bir araya getiren Doping Hafıza, yapay zeka ile donatılan yeni versiyonu ile fark yaratıyor. Başta sınavlara hazırlanan kullanıcılar olmak üzere birçok farklı yaş grubundan ders çalışan kullanıcıya tüm öğrenme ihtiyaçlarını tek bir dijital uygulama üzerinden karşılayabildikleri bir sistem sunan Doping Hafıza, kullanıcıların zamandan tasarruf ederek, mekan sınırlarına takılmadan kişiselleştirilmiş bir süreç ile öğrenmelerine olanak tanıyor. Kullanıcıların ders çalışma sürecinde ihtiyacı olan her şeyi düşünen Doping Hafıza; akıllı değerlendirme paneli ile çok daha hızlı ve verimli çalışmayı sağlarken aynı zamanda kullanıcıların hangi derste ne kadar başarı gösterdiğini ve gelişim noktalarını sürekli olarak takip etme imkanı sunuyor.

Doping Hafıza CEO’su Mert Kalkavan
Doping Hafıza CEO’su Mert Kalkavan

Kullanıcıların çalıştıkları tüm derslere dair istatistikleri tutan yapay zeka temelli altyapısı kullanıcıyı adım adım takip ederken aynı zamanda kullanıcının zayıf olduğu konularda da özel içerikler sunarak öğrenme sürecini en iyi seviyeye getiriyor. Doping Hafıza, Oxford University Press iş birliği ile geliştirdiği Dopiverse aracılığıyla da 1., 2. Ve 3. Sınıf grubundaki çocuklara eğlenirken öğrenecekleri bir oyun uygulaması sunuyor.  Bu konuda çocukların ve velilerin muzdarip  olduğu zararlı oyunlar ve ekran bağımlılığı sorununu dert ettiklerini aktaran Kalkavan, “Platformumuzda ilkokul kademesindeki çocuklarımız için tamamen güvenli ve eğlenceli eğitsel bir oyun evreni inşa ettik. Hem Türkiye’de hem de yurt dışında -Amerika, Kanada ve İngiltere’de- kullanıcılarımız şuan bu evrende birbirleriyle etkileşiyor, aktiviteler yaparken değerli beceriler ediniyor” dedi.

Kişiye özel ders çalışma programı ve öğrenme yolculuğu

Doping Hafıza yenilenen yapısında yapay zeka asistanı sayesinde performans takibi ve değerlendirme özelliğiyle kullanıcının çalışma süreci boyunca derslerindeki çalışmaları takip ederek raporlarken kullanıcı sadece ders çalışmaya odaklanıyor. Kullanıcının derslerdeki bilgisine ve öğrenim hızına göre en uygun çalışma programını hazırlayan yapay zeka asistanı aynı zamanda kullanıcının en verimli şekilde ders çalışmasına da olanak tanıyor. Her kullanıcıya onu sabırla dinleyen, onun hızına ayak uyduran, onun seviyesine ve tercih ettiği yöntemlerle ders anlatan bir yapay zeka öğretmeni vaat eden platform YKS’den LGS’ye, ilkokuldan ortaokula, ortaokuldan lise sona kadar tüm sınıflarda dönem dersleriyle birlikte KPSS’den DGS, ALES ve İngilizce’ye kadar birçok paketi kullanıcılara sunuyor.

Çin kamikaze drone kopyaladı

0

Çin kamikaze drone kopyalayarak İran ile ilişkilerinin gerilmesine neden oldu. Savaş teknolojilerinde iki ülke karşı karşıya geldi.

Ukraynalı yayıncı Defence Express’in bir raporuna göre Çin, görünüşe göre İran’ın oldukça saygın HESA ‘Şahed 136’ insansız hava aracının kendi versiyonunu geliştirdi. “Sunflower 200” adı verilen bu yeni drone’un olağanüstü kaliteye sahip olduğu ve orijinal İran drone’una çarpıcı bir benzerlik taşıdığı söyleniyor. Bu gelişme, Çin’in ‘Army-2023’ fuarında tanıtılmasının ardından gün yüzüne çıktı ve bu tür gelişmiş drone teknolojisinin yaygınlaşmasına ilişkin endişelere yol açtı.

Rus askeri hizmetinde ‘Geran-2’ olarak da bilinen HESA ‘Shahed 136’, İran’ın Shahed Havacılık Endüstrileri tarafından üretilen otonom bir itici pervaneli drone. Başlıca işlevi, yerdeki hedefleri önemli bir mesafeden hedef alabilen, başıboş bir mühimmat olarak çalışmak. Onu farklı kılan şey, beş veya daha fazla gruplar halinde başlatılan kümeler halinde konuşlandırılması, hava savunmasını stratejik olarak alt etmesi ve saldırı sırasında kaynaklarını başka yöne yönlendirmesi. Drone, Aralık 2021’de halka görücüye çıktı ve gelişmiş uçuş stabilitesi için tasarlanan kendine özgü delta kanat şekliyle dikkat çekti. Ayrıca kanat uçlarına yerleştirilen dengeleyici dümenler çalışma sırasında kontrolün iyileştirilmesine katkıda bulunuyor.

Hafif ve uzun menzilli

En çarpıcı özelliklerinden biri, dronun burun kısmında yer alan ve tahmini 30-50 kilogram ağırlığındaki güçlü savaş başlığı. Yaklaşık 200 kg ağırlığa ve 2,5 metre kanat açıklığına sahip olan ‘Şahed 136’, 185 km/s’i aşan hızlara ulaşabiliyor. Ayrıca 2.500 kilometre kadar etkileyici bir menzile sahip.

Bu insansız hava aracının Çin versiyonunun yaklaşık 175 kilogram ağırlığında olduğu ancak benzer bir yük kapasitesi, boyutlar ve operasyonel menzile sahip olduğu bildiriliyor. Yeni geliştirilen drone aynı zamanda 160 litre beyan edilen yakıt kapasitesine de sahip; bu da muhtemelen selefi ‘Shahed 136’ ile benzerlik gösteriyor.

Bu drone’un taşınabilirliği, hem fırlatma çerçevesi hem de drone düzeneğinin çeşitli askeri veya ticari araçlara kolayca monte edilebilmesi açısından önemli bir özellik. Roket yardımı (RATO) ile hafif yukarı doğru bir açıyla fırlatılan dronun itici gücü, daha sonra gezinme sırasında İran yapımı Mado MD-550 dört silindirli pistonlu motor tarafından devralınıyor. Çin versiyonunun da benzer bir fırlatma prosedürünü kullandığı makul olarak varsayılabilir. Çin kamikaze drone konusunda İral ile karşı karşıya geldi.

Avrupa’yı fethedecek: Togg’dan hidrojenle çalışan otomobil atağı!

0

Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu (Togg), geçtiğimiz aylarda T10X ile ilk modelini satışa sundu ve şimdiden 2 binden fazla aracı yollara çıkarmayı başardı. Elektrikli SUV modelini piyasaya süren yerli markamız, yakın zamanda ise ürün gamını yeni elektrikli araçlarla güçlendirme planları yapıyor.

Hidrojen yakıt hücreli Togg geliyor

ShiftDelete.Net kurucusu Hakkı Alkan, Togg’un Gemlik’teki teknoloji kampüsünde Togg CEO’su M. Gürcan Karakaş ile bir araya geldi ve Togg’un gelecek planları hakkında detayları ilk ağızdan dinledi. Elektrikli modellerine yenilerini eklemeyi planlayan marka, şimdi ise sürpriz bir girişim ile karşımıza çıkmaya hazırlanıyor.

Togg’un yeni nesil batarya ve enerji teknolojileri hakkında stratejilerini anlatan Karakaş, bataryalarda LFP yerine 2026’da NMC teknolojisine yatırım planladıklarını söyledi. LFP (Lityum Demir Fosfat)batryalar çoğu üretici tarafından elektrikli otomobillerde kullanılıyor olsa da NMC (Nikel Mangan Kobalt) bataryaların elektrikli otomobiller için çok daha uygun olduğu ifade ediliyor.

NMC bataryalar gerek enerji gerekse güç yoğunluğu açısından sunduğu özellikler ile elektrikli araçlar için en uygun seçenek olarak karşımıza çıkıyor. Ancak bu tür bataryalar için gerekli olan malzemelerin tedarik problemleri ve yüksek maliyetleri ise üretimi zorlaştırıyor. Togg ise bu konuda çalışmalar yaparak araçlarında daha verimli bataryaları kullanmaya başlamayı planlıyor.

Togg CEO’su ayrıca Hydrogen Fuel Cell (Hidrojen Yakıt Hücresi) teknolojisi üzerinde çalıştıklarını da ekleyerek büyük bir sürprize imza attı. Bu sürpriz ile birlikte önümüzdeki günlerde sadece elektrikli değil hidrojenle çalışan Togg imzalı otomobiller de görebiliriz. 

Hidrojenle çalışan otomobil modelleri ile Avrupa’da ses getirmek isteyen Togg, böylece elektrikli araçların yaşadığı menzil sıkıntıları için de farklı bir alternatif oluşturmuş olacak. Peki sizce hidrojen yakıt hücresi ile çalışan Togg imzalı bir otomobil nasıl olur? Görüşlerinizi yorumlar kısmında bizimle paylaşabilirsiniz.

kazayaptim.com ilk yatırım turunu 2 milyon dolar değerleme ile tamamladı

Sürücülerin zor anlarına kolaylık getirmeye odaklanan ve entegre güvenlik çözümleriyle acil durumlarda saniyeler içinde sürücülere destek sağlayan kazayaptim.com, Colendi ve One Tech Ventures liderliğindeki ilk yatırım turunu 2 milyon dolar değerleme ile tamamladı.

Aracıyla kaza yapan kişilere hızlı, güvenilir ve en yakın destek noktasıyla hizmetler sağlamak için Cüneyt L. İspir tarafından kurulan kazayaptim.com, sürekli geliştirdiği teknolojik alt yapısı ile sadece kaza anında değil, araçla ilgili tüm acil durumlarda saniyeler içerisinde müdahale edebilen bir araç içi entegre güvenlik çözümü. Londra merkezli Türk girişimi olan kazayaptim.com, ilk yatırım turunu 2 milyon dolar değerlemeye ulaşarak ve 200 bin dolar yatırım alarak tamamladı.

Kaza anında veya araçtan uzakken verdiği güvenlik servislerinin yanı sıra finansal destek paketlerini de kullanıcıları ile buluşturan kazayaptim.com’un yatırım turuna One Tech Ventures ve Colendi liderlik ederken, yatırımcılar arasında Bülent Tekmen, Erkan Kilimci, Demirhan Şener, Okan Utkueri gibi teknoloji ve finans dünyasının öncü isimleri yer aldı.

kazayaptim.com

kazayaptim.com hedefi 1 milyon araç

kazayaptim.com

İlk turdan elde edilen geliri ağırlıklı olarak yeni kullanıcılar kazanımında ve kullanıcı deneyimini artırıcı, veriye dayalı çözümler üretmekte kullanacaklarını söyleyen kazayaptim.com Kurucusu Cüneyt L. İspir, ‘’Avrupa’da ADAC ve ABD’deki AAA örneklerinde olduğu gibi, üyelik modelleri ile beş yıl içinde Türkiye’de 1 milyon araca ulaşacağız’’ şeklinde konuştu.

kazayaptim.com’un uzun vadeli hedefleri arasında ise önce Avrupa ve İngiltere pazarlarında, daha sonra ABD ve Uzakdoğu pazarlarında faaliyet göstermek bulunuyor. İspir “Bize güvendikleri için tüm yatırımcılarımıza teşekkür ediyoruz” derken, 1 milyon araç hedefine ulaşılmasıyla birlikte, kazayaptim.com’un Türkiye’nin insurtech alanındaki ilk unicorn’u olmayı amaçladıklarını da vurguladı.

kazayaptim.com Hakkında

kazayaptim.com mobil uygulamadan veya araca takılan bir cihaz sayesinde kaza algılama, hırsızlık algılama gibi sensör bilgilerini algoritmalar ile değerlendirerek, sürücülere saniyeler içerisinde destek araması sağlayarak zor anlarında işlerini kolaylaştırmalarını sağlıyor.

Ayrıca sadece kaza veya yolda kalma durumunda değil, yıl boyunca sürücülerin üye iş yerlerinden yaptıkları sigorta, lastik, mekanik bakım servisi gibi harcamaları puanlara çevirerek, ücretsiz araç takip cihazı, güvenlik paketi gibi harcamalarında kullanmalarını sağlayan bir ekosistem işletiyor.

SANKO Holding afete dirençli şehirler için kolları sıvadı

0

Gaziantep ve Adıyaman’da 6 Şubat depremleri sonrası afetzedeler için geçici yaşam alanlarının oluşturulmasına öncülük eden SANKO Holding, Mimarlık Araştırmaları Derneği (MİMARDER) ile iş birliği yaparak afet bilinciyle inşa edilmiş binalar ve şehirler için tasarım kültürünün oluşmasına destek veriyor.  Bu kapsamda “Afet Sonrası Geçici Yaşam Alanlarının İyileştirilmesi” Öğrenci Fikir Yarışmasını sürdüren SANKO Holding, değerlendirme jürisinde de yer aldığı Afetlere Karşı Dirençli Şehirler İçin Fikir Maratonu’nda başarılı olan ilk üç projenin ödül sponsorluğunu üstlendi.

Farklı meslek gruplarına ve niteliğe sahip 70 katılımcının, 10 gruba ayrılarak şehirleri afetlere karşı dirençli hale getirmek için ürettiği fikirler; İTÜ Meteoroloji ve Afet Yönetimi Profesörü Mikdat Kadıoğlu, İTÜ Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Küçükmehmetoğlu ve öğretim üyesi Prof. Dr. Fatih Terzi,   Prof. Dr. Burak Pak, AFAD İstanbul İl Müdürlüğü’nden Esra Çetin, İHH Afet Yönetimi Başkanlığı’ndan Ömer Kars ve SANKO Holding-Temko A.Ş. Genel Müdürü Hilal Savcı’nın yer aldığı jüri heyetine sunuldu. Katılımcılar, öneri ve geribildirimlerle fikirlerini geliştirdiler. 

MİMARDER Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ahmet Gün, toplumun tüm paydaşları olan devlet, sivil toplum, akademi ve endüstriyi aynı ortamda ortak bir amaç için bir araya getirmenin önemine dikkat çekerek “Gerek jüri ekibi gerekse de fikir maratonunun düzenlenme yöntemi açısından yapısında birçok ilkleri barındıran bu etkinlik çerçevesinde katılımcılar, afetle yüzleşmeden önce şehirlerimizi afete dirençli hale getirecek risk azaltıcı ve güçlendirici fikir projeleri geliştirdiler” dedi.

Geliştirilen projeler arasında jüri değerlendirmesi sonucunda ilk üçe giren proje gruplarını ödüllendirmenin yanı sıra birinci projenin uygulama aşamasına gelmesi için mentorluk desteği sağlanacağını belirten Gün, “Yarışmamıza iştirak eden tüm katılımcılarımıza, sunumları değerlendiren saygıdeğer jüri üyelerimize, etkinliği düzenleyen ortaklarımız Şehirli Derneği ve İ.Ü. Blokzincir Teknolojileri ve İnovasyon Merkezi paydaşlarına, mekânsal ve lojistik destek veren Rami Kütüphanesi’ne ve etkinlik ödüllerine sponsor olan SANKO Holding’e teşekkür ederiz. Etkinlik çıktılarını ve yarışma sonuçlarını önümüzdeki süreçte düzenleyeceğimiz başka bir programda kamuoyu ile paylaşmayı planlıyoruz” diye konuştu.

YouTube’a Shazam benzeri bir özellik geliyor

YouTube Shazam benzeri özellik ile etkileşimli kullanım sunacak. Platform, mırıldanmalardan şarkıyı bulabilecek.

YouTube, platformda müzik dinleme ve video izleme deneyiminizi iyileştirmenize yardımcı olacak iki yeni özelliği test ediyor.

YouTube, platformunu yenilemek için birçok yeni güncelleme ve özellik yayınladı. Şimdi platformda müzik dinleme ve video izleme deneyiminizi geliştirmeye yardımcı olacak iki yeni özelliği test ediyor. Uygulama, Android’de daha fazla şarkı arama özelliğini ve birden fazla yükleme için Abonelikler akışında bir kanal rafını test ettiğini paylaştı.

YouTube yeni özelliği kısıtlı kullanıcı kitlesine sunuyor

Shazam’a benzer şekilde, YouTube’un test ettiği yeni şarkı arama özellikleri, kullanıcıların bir şarkıyı mırıldanmasına veya çalınan bir şarkıyı üç saniye veya daha uzun süre kaydederek şarkıyı tanımlamasına olanak tanıyacak.  YouTube şarkıyı bulduğunda platform, kullanıcıları resmi müzik içeriği ve kullanıcılar tarafından oluşturulan videolar veya şarkının yer aldığı kısa videolar dahil olmak üzere ilgili videolara yönlendirecek.

Açıklamaya göre, şarkı arama deneyi “tüm dünyada YouTube’u Android cihazlarda izleyen küçük bir yüzdeye” sunulacak. Denembir içerik oluşturucunun birden fazla yüklemesini Abonelikler özet akışındaki bir rafta bir araya getirerek kitlelerinin içeriklerini nasıl görüntülediğini etkileyeceği için YouTube içerik oluşturucularının ilgisini çekebilir.  YouTube, bu özelliğin izleyicilerin ilgilendikleri içeriğe daha kolay erişmesini sağlaması, içerik oluşturucuların günde birden çok kez paylaşım yapma baskısını hafifletmesi ve kullanıcıların raftaki içerikle etkileşime geçmesini kolaylaştırması gerektiğini açıklıyor. Bu güncelleme aynı zamanda küçük bir izleyici yüzdesiyle de test ediliyor.

Bu özellik güncellemeleri, YouTube’un güncellemenin yapıldığı ay içinde duyurduğu yeni özelliklerin devamı niteliğinde. Bunlar arasında yeni bir Collab özelliği, dikey canlı yayınlar, mobil cihazlarda Shorts için Soru-Cevap çıkartmaları ve platformda  bağlantı kurmanın yeni yolları yer alıyor.

Platform, Shazam benzeri özellikle kullanıcıların istediği içeriğe daha hızlı ve kolay ulaşmasını istiyor. Böylelikle platformdaki trafiğin artması bekleniyor. YouTube eğer bu özelliği de başarılı bir şekilde ekleyebilirse, birçok özelliği sunan entegre bir platform olarak hareket edecek. Etkileşimli kullanıcı yapısı ile daha kullanıcı dostu hale gelecek. YouTube’un bu özelliği, bunu sunan harici uygulamaların kullanım sayısını olumsuz yönde etkileyebilir.

Realme GT5’in özellikleri doğrulandı! Yeni savaşçı yolda!

0

Marka, Snapdragon işlemciye sahip olacak cihazı ile ilgili birçok heyecan verici açıklamada bulundu.

En önemli ifşalardan biri, Realme GT5’in kendi başına bir güç merkezi olan Snapdragon 8 Gen 2 yonga seti tarafından destekleneceği. Bununla birlikte, onu diğerlerinden ayıran şey, Qualcomm’un platformunun temel 3.2 GHz sürümü olacak ve kendisini Samsung ve ZTE gibi rakipler tarafından kullanılan hız aşırtma sürümlerinden ayırt edecek olması.

Ama Realme bununla da kalmıyor. Hırsları hakkında çok şey söyleyen bir hareketle, cihazın üst düzey bir varyantını tanıtıyorlar. Bu sürüm, özellikle Çin’de hızla amiral gemisi akıllı telefonların ayırt edici özelliği haline gelen bir kombinasyon olan dudak uçuklatan 24 GB RAM ve devasa bir 1 TB depolama alanına sahip.

Sürprizler donanımla bitmiyor. Realme ayrıca Weibo’da Pixelworks’ün X7 ekran çipini sergileyen bir teaser’ı açıkladı. Bu çip, akıllı telefonun video kalitesini yükseltmeyi ve kullanıcı deneyimini geliştirmeyi vaat ediyor.

Realme GT5’i gerçekten diğerlerinden ayıran şey, CPU saat seviyelerine olan yenilikçi yaklaşımı. Yonga seti seçimi çığır açıcı olmasa da, kullanıcıların CPU saat seviyelerine ince ayar yapma yeteneği oyunun kurallarını değiştiriyor. Sızan ekran görüntüleri bize sezgisel bir arayüze bir bakış sağladı. Kullanıcıların üç CPU kümesinin de hızlarını bağımsız olarak ayarlamasına olanak tanıyor. Realme daha sonra bu çığır açan özelliği Weibo’daki ayrı bir gönderi aracılığıyla doğruladı.

Pazartesi günü gelmesi ayarlandığı için Realme GT5’in bekleyişi uzun sürmeyecek. Ancak heyecan bitmekten çok uzak. Bu yılın ilerleyen saatlerinde Realme’nin Snapdragon 8 Gen 3 yonga setini içeren ve amiral gemisi akıllı telefon arenasındaki rekabeti daha da yoğunlaştıran bir Pro varyantı piyasaya sürmesi bekleniyor. Herkesin aklındaki soru, bu cihazların iç pazarlarının ötesine geçip geçmeyeceği ve yerel kitleye sergilenen tüm yenilikçi özelliklerin uluslararası olarak mevcut olup olmayacağı.


PlayStation Portal ve yeni kablosuz kulaklıklar tanıtıldı

0

Oyun dünyasının devi Sony, son teknoloji ürünlerini tanıtmaya devam ediyor. Son duyurularıyla dikkatleri üzerine çeken firma, PS5 sahiplerini heyecanlandıracak yeni ürünleriyle gündemde. PlayStation Portal adını taşıyan ve bulut oyunculuğunu farklı bir açıdan ele alan cihaz ile Pulse Elite ve Pulse Explore kablosuz kulaklıkları tanıtıldı

PlayStation Portal, bulut oyunculuğunu merkeze almak yerine benzersiz bir yaklaşım sunuyor. Cihazın belirgin özelliği, kullanıcıların mevcut bir PlayStation 5’e sahip olma zorunluluğu. Oyunlar, WiFi bağlantısı kullanılarak PS5’ten Portal’a aktarılıyor. Temelde “Remote Play / Uzaktan Oynama” özelliğine dayanan bu cihaz, yüksek hızlı internet bağlantısı olan her yerden PS5’inizi kontrol etme olanağı sağlıyor. Örneğin, hareket halindeyken PS5 ve PS4 oyunlarını başka bir cihazdan oynamak mümkün hale geliyor.

PlayStation Portal ve yeni kablosuz kulaklıklar tanıttı

Portal, 8 inç boyutunda 1080P LCD ekranıyla dikkat çekiyor. Yan taraflarda ise DualSense kontrolcüler tercih ediliyor. Cihazın yurt dışı satış fiyatı 199 dolar olarak belirlenmiş durumda. 3.5 mm kulaklık jakına sahip olması, kablolu kulaklık kullanımına izin veriyor. Maksimum 1080P çözünürlükte ve 60 fps oyun desteği sunan cihazın batarya ömrü henüz açıklanmadı.

Yıl sonunda piyasaya sürülecek olan PlayStation Portal’ın yanı sıra, Sony iki yeni kablosuz kulaklık modelini de duyurdu. Bunlardan ilki Pulse Elite, kafa üstü formuyla kayıpsız ses deneyimi sunuyor. Diğeri olan Pulse Explore ise PlayStation’ın kulak içi formundaki ilk kulaklık seçeneği olarak dikkat çekiyor. Yapay zeka destekli gürültü engellemeli mikrofonlarıyla öne çıkan bu ürünler, Pulse Elite için 150 dolar ve Pulse Explore için 200 dolar fiyat etiketi taşıyor.

Sony’nin açıklamalarına göre, Pulse Elite ve Pulse Explore, yeni kablosuz ses teknolojisi PlayStation Link sayesinde doğrudan PlayStation Portal’a bağlanabiliyor. Bu yenilikçi bağlantı sistemi düşük gecikme süresi, kayıpsız ses ve cihazlar arası kolay geçiş imkanı sağlıyor. Bunun için PlayStation Link USB adaptörü gerekiyor ve bu ürün ayrıca satışa sunulacak.

Sony’nin oyun dünyasına getirdiği bu yenilikler, oyuncuları daha etkileyici ve özgür bir deneyimle buluşturmayı amaçlıyor. Yeni ürünler, teknoloji meraklılarının ve oyun tutkunlarının yakından takip ettiği gelişmeler arasında yer alıyor. Yıl sonunda piyasaya sürülecek olan PlayStation Portal ve yeni kablosuz kulaklıklar, oyun dünyasına yeni bir soluk getirecek gibi görünüyor.

Tesla’nın telefonu için heyecan dorukta: beklenen fiyatı, çıkış tarihi ve özellikleri

0

Tesla, otomobil sektöründe devrim yaratan başarılarıyla tanınırken, son dönemde akıllı telefon pazarına giriş yapabileceği spekülasyonları da hız kazandı. İşte Tesla’nın muhtemel telefonu hakkındaki en güncel haberler ve beklentiler:

Elon Musk’ın Twitter üzerinden yaptığı bir açıklama, gelecekteki olası bir telefonun sinyallerini veriyor. Musk, Twitter’da kullanıcının Apple ve Google uygulama mağazalarından kaldırılmasıyla ilgili bir paylaşımına cevap olarak, “Umarım iş o noktaya gelmez ama evet başka çare yoksa alternatif bir telefon yapacağım.” ifadesini kullandı. Şu an için bu açıklamanın nasıl hayata geçirileceği veya ne tür bir telefonla ilgili olduğu belirsizliğini koruyor. ve başka bir habere göre Tesla’nın telefon üretebileceği iddiaları, tasarım stüdyosu ADR Studio Design’ın 2021 yılında yayınladığı YouTube videosunda ortaya cıkmıştı. Musk’ın sosyal medya platformlarındaki bağımsızlığı sürdürmek amacıyla kendi telefonunu piyasaya sürebileceği ihtimali, teknoloji dünyasında heyecan uyandırıyor.

Tesla’nın telefonundan beklenen özellikler

  • Neuralink Desteği: Söylentilere göre Tesla’nın telefonu, Elon Musk’ın sahibi olduğu Neuralink teknolojisiyle entegre çalışabilir. Bu, beyin-makine arayüzlerinin bir adım ötesi gibi görünse de, şu an için oldukça ileri bir özellik olarak değerlendiriliyor.
  • Uydu İnternet Bağlantısı: SpaceX tarafından hayata geçirilen Starlink projesi, telefonun uydu tabanlı internet bağlantısı sağlayabileceği ihtimalleri arasında. Ancak bu, teknik zorlukları da beraberinde getiriyor.
  • Solar Şarj: Tesla’nın güneş panelleri ve elektrikli araçlarıyla tanınması, telefonun güneş enerjisiyle şarj edilebileceği düşüncesini güçlendiriyor. Ancak tamamen güneş enerjisiyle çalışma konsepti, henüz tam anlamıyla gerçekçi değil.
  • Araç Kontrolü ve İşlevleri: Tesla uygulamasının telefon içerisinde yer alması ve araç kontrolü gibi özelliklerin kullanıcıya sunulması, telefonun otomotiv teknolojileriyle nasıl entegre olabileceğine dair bir bakış sunuyor.
  • Astrofotoğrafçılık Yetenekleri: Yüksek kaliteli kameralar ve yapay zeka destekli teknolojinin bir araya gelmesi, telefonun astronomi meraklılarına hitap eden astrofotoğrafçılık yeteneklerine sahip olabileceği iddialarını beraberinde getiriyor.
  • Kripto Madenciliği: Öne sürülen bir diğer iddia ise telefonun kripto madenciliği yapabileceği yönünde. Tesla CEO’su Elon Musk’ın kripto para birimlerine olan ilgisi, böyle bir yeteneğin telefon içerisinde yer alabileceği düşünülüyor.

Çıkış tarihi ve fiyatı

Resmi bir duyuru olmamasına rağmen, Tesla’nın potansiyel telefonunun en erken 2030’a kadar piyasaya sürülebileceği tahmin ediliyor. Ancak bu tür gelişmiş özelliklerin telefonun fiyatını etkilemesi bekleniyor. İlk telefonlar birkaç bin dolarlık bir fiyat etiketine sahip olabileceği düşünülüyor.

Tesla’nın akıllı telefon üretimiyle ilgili çıkan haberler, teknoloji dünyasında büyük bir heyecan uyandırıyor. Ancak, henüz resmi bir doğrulama olmadığından, bu tür haberleri alırken dikkatli olmak gerekiyor. Tesla’nın gelecekte ne gibi planlarını hayata geçireceğini görmek için sabırsızlıkla beklemeye devam ediyoruz.

Teknoloji maliyet tasarrufunda pek başarılı değil

Insider’ın araştırmasına göre teknoloji maliyet tasarrufunda pek başarılı değil. Uber taksi kadar maliyetli olduğu ve bulut artık ucuz değil.

Teknolojinin sürekli değişen manzarasında, yenilikçi olanın sıklıkla tanıdık olana geri dönmesi dikkat çekicii. Insider’ın yeni bir raporunun işaret ettiği gibi, mevcut durum, çığır açan ilerlemelerin, aşmayı hedefledikleri sistemlere benzerliklere dönüştüğünü gösteriyor.

Medyayı nasıl deneyimlediğimizi yeniden tanımlaması beklenen ve video akışı olarak bilinen teknoloji devrimi kafa karıştırıcı bir değişim gösterdi. Karlılığı göz önünde bulundurarak, Netflix ve Disney gibi yayın devleri fiyatlarını artırdı ve paketleri kablolu TV paketleri kadar şaşırtıcı derecede karmaşık bıraktı. İroni bununla bitmiyor; kullanıcılar artık reklamlarla dolu içeriğe erişmek için para ödüyor. Bu, geride bırakılması gereken bir gerçek. Bu karışıklığın ortasında Amazon Prime Video , reklamlar hariç ayda 9 dolar tutarında bir istisna olarak duruyor, ancak Amazon, Prime Video hizmetinin reklam destekli bir sürümünü düşündüğünde bu durum değişebilir. Özgürleştirici bir alternatif olması gereken şey, bazı açılardan kablolu TV’yi anımsatan karmaşıklık alanına geri döndü.

Maliyet ve teknoloji ikilemi

Kişiselleştirilmiş ulaşımın doğuşu olarak müjdelenen araç çağırma da benzer şekilde tanıdık bölgeleri kat ediyor. Bir zamanlar değişimin habercisi olan Uber ve Lyft, artık fiyatları artırarak kar elde etmeye çalışıyor. Wired’ın genel editörü Steven Levy, kendisine 51,7 dolara mal olan, tahmin ettiğinin neredeyse iki katı olan kısa bir Uber yolculuğu sırasında bunu ilk elden deneyimledi. Benzer şekilde Lyft ücretleri de artıyor ve geleneksel taksilerle aynı seviyede. Araç paylaşımının yıkıcı doğası, düzenlemeler, sürücü tazminatı konusundaki anlaşmazlıklar ve mali kazanç arayışı nedeniyle giderek aşındı.

Bulut hizmetleri dünyası, şirketlere uygun maliyetli ve güvenli bilgi işlem çözümleri vaat ediyordu. İsteğe bağlı bilgi işlemin çevikliği devam ederken, bir zamanlar sağlam olan uygun fiyat ve güvenlik sütunlarında çatlaklar görülüyor. Salesforce ve Microsoft gibi önde gelen bulut sağlayıcıları fiyatları artırıyor. Amazon Web Services (AWS), temel internet protokolü adresleri için bile ücret alacak şekilde ayarlandı. Hızlı büyüyen girişimler ölçeklenebilirlik için buluta yönelirken, büyüme yavaşladıkça ilk vaatler marj baskısı yaratan bir gerçekliğe dönüşebilir. Bulutun faydaları inceleniyor ve Dropbox gibi önde gelen şirketler, maliyetleri azaltmak için BT iş yüklerini genel bulutlardan ülkelerine geri gönderiyor. Dahası, siber güvenlik alanı anlatıda başka bir dönüm noktası sunuyor. Önde gelen bulut sağlayıcılarından Google, siber saldırı risklerini azaltmak için çalışanların çevrimdışı bilgisayarlarla sınırlandırıldığı bir program başlattı. Bu hareket, bulut hizmetlerinin özüne aykırıdır ve gerçekten sağlayabilecekleri güvenliğin kapsamını sorguluyor.

Windows 11 yapay zeka yenilemesi sunabilir

0

Yayınlanan raporlara göre Windows 11 yapay zeka yenilemesi sunabilir. Microsoft uygulamalarında değişiklik olacak gibi görünüyor.

Microsoft geçen yıl yapay zeka alanında ChatGPT yapımcısı OpenAI ile ortaklık yapmak ve yapay zeka sohbet robotu Bing Chat’i piyasaya sürmek de dahil olmak üzere bazı büyük hamleler yaptı  . Artık şirketin yapay zeka çalışmalarını Windows 11’e kadar genişlettiği görülüyor.

Windows Central kaynaklarına göre Microsoft, Fotoğraflar, Snipping Tool ve Paint dahil olmak üzere birçok Windows 11 uygulamasına yapay zeka getirmek için çalışıyor. Raporlar, Microsoft’un, iOS 16’daki  sürükle ve bırak özelliğine benzer şekilde, Fotoğraflar uygulaması için bir fotoğraftaki nesneleri tanımlamasına ve bunları başka bir yere kopyalayıp yapıştırmasına olanak tanıyan bir yapay zeka işlevi üzerinde çalıştığını söylüyor.

Uygulamalara yapay zeka eklenebilir

Ekran Alıntısı aracının, araca optik karakter tanıma (OCR) dahil edilerek yenileneceği bildiriliyor. Bu, ekran görüntülerindeki metni tanımlamasına olanak tanıyacak ve kopyalama ve yapıştırmayı kolaylaştıracak. Rapora göre şirket, aynı OCR özelliğini kamera uygulamasına da getirmek için çalışıyor.

Son olarak kaynaklar, Microsoft’un, kullanıcıların kullanıcı kriterlerine göre “bir tuval oluşturmasına” olanak tanıyan bir özellik uygulayarak AI sanat üretimini araca dahil ederek Paint Uygulamasında yapay zeka ile deneyler yaptığını ortaya çıkardı. Şirket, DALL-E’nin yaptığı gibi, kullanıcının düşünebileceği herhangi bir görüntüyü oluşturmak için metni kullanan kendi Bing Image Creator ile yapay zeka sanat oluşturma alanında deneyime sahipti.

Microsoft yakın zamanda sonbahar etkinliğinin tarihini 21 Eylül’de duyurdu. Şirket muhtemelen bu fırsatı yalnızca Surface Laptop 5 ve Surface Pro 9 gibi yeni donanımları duyurmak için değil, aynı zamanda yukarıdakiler gibi en yeni yapay zeka projelerini duyurmak için de kullanacak. Microsoft’un sonbahar “özel etkinliği” Surface konusunda merak edilenleri ortaya çıkartacak. Bununla birlikte dahili uygulamalarda yapay zeka ile yenilikler de bekleniyor. Microsoft, Şubat ayında Bing Chat’i başlattığından bu yana yapay zeka sohbet robotunu optimize ediyor. Neredeyse iki haftada bir yeni özellikler yayınlıyor ve büyük ihtimalle etkinlikte de bu seriyi sürdürecekler. Bu nedenle etkinlikten beklenti bir hayli yüksek.