Elektrikli otomobillerin çevresel etkilerini elektriğin kaynağı belirliyor

0

Elektrikli araçlar, ulaşımdan kaynaklı emisyonları azaltmak için en umut verici teknolojilerden biri. Ancak elektrikli bir arabanın karbon ayak izi, yalnızca kullanım aşamasıyla değil, tedarik edilen elektriğin kaynağı ile birlikte yani elektriğin ne kadar yeşil olduğuyla da bağlantılı.

5 Haziran Dünya Çevre Günü kapsamında açıklamalarda bulunan Üçay Grup Enerji Direktörü İlgin Eray, elektrikli araçlarda yeşil enerji kullanımının önemine dikkat çekti: “Yeşil enerji kullanımı, elektrikli otomobillerin karbon etkisini azaltmak açısından oldukça önemli. Ancak ne yazık ki bugün çok az elektrikli araç, yenilenebilir enerji ile çalışıyor. Elektrikli araçların gerçekten yeşil bir seçenek olabilmeleri için yenilenebilir enerji kullanımının yaygın hale getirilmesi gerekiyor” dedi.

Karbon emisyonlarını üçte iki oranında düşürüyor

Ulaşım, iklim krizi ile mücadele kapsamında öncelikli olarak ele alınması gereken konular arasında yer alıyor. Yapılan araştırmalar, ulaşımın sera gazı emisyonlarının en büyük kaynağı oluğunu gösteriyor. Ancak dünya genelinde giderek yaygınlaşan elektrikli araçlar ile ulaşımın iklim krizi üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak mümkün. Çünkü elektrikle çalışan bir araba, kullanım ömrü boyunca karbon emisyonlarını üçte iki oranında düşürüyor.

5 Haziran Dünya Çevre Günü kapsamında açıklamalarda bulunan Üçay Grup Enerji Direktörü İlgin Eray, elektrikli araçlarda yeşil enerji kullanımının önemine dikkat çekti: “Dünya çapında elektrikli araçlar, on yıl önce yüzde 0,2 iken, bugün otomobil satışlarının yüzde 13’ünü oluşturuyor. Egzoz borusu olmayan elektrikli otomobiller, sürüş sırasında egzoz gazı üretmiyor. Bu da geleneksel araçların aksine soluduğumuz havaya; karbondioksit, ozon ve partikül kirliliği pompalamadıkları anlamına geliyor. Böylece hava kirliliğini önemli ölçüde azaltıyor.

Çevresel etkileri azaltmak için tedarik edilen elektriğin kaynağına dikkat

Bir yıldan uzun süre yollarda seyir halinde olan bir elektrikli araç ortalama 1,5 milyon gram CO2 tasarrufu sağlıyor. Ancak AB‘nin 2050‘ye kadar net sıfır emisyona ulaşma hedefi kapsamında ulaşım tarafında alınacak önlemler elektrikli araç kullanımını teşvik etmekle sınırlı kalmamalı. Çünkü elektrikli bir arabanın karbon ayak izi, yalnızca kullanım aşamasıyla değil, tedarik edilen elektriğin kaynağı ile birlikte yani elektriğin ne kadar yeşil olduğuyla da bağlantılı. Yeşil enerji kullanımı, elektrikli otomobillerin karbon etkisini azaltmak açısından oldukça önemli. Ancak ne yazık ki bugün, çok az elektrikli araç yenilenebilir enerji ile çalışıyor. Elektrikli araçların gerçekten yeşil bir seçenek olabilmeleri için yenilenebilir enerji kullanımının yaygın hale getirilmesi gerekiyor.

Yeşil enerji, E-mobilitenin çevreye katkısını artırıyor

Üçay Grup olarak, 2022 yılında Elaris markamız ile EPDK’dan lisans alarak, sayılı şarj ağı işletmecileri arasında yerimizi aldık. Bu alanda Türkiye’nin önde gelen oyuncularından biri olmayı ve sunacağımız operatörlük hizmetleri ile Türkiye’yi şarj istasyonları ile donatmayı hedeflerken; karbon nötr bir gelecek için bu girişimimizi, yenilenebilir enerji alanında sunduğumuz hizmetlerle de desteklemeyi planladık. Yani amacımız e-mobilite’yi 360 derece mühendislik anlayışımızla ve tüm yönleriyle ele alıp, sonuçlandırmaktı. Sunduğumuz güneş enerjisi çözümlerimiz ile kurulumunu gerçekleştirdiğimiz şarj istasyonlarının elektrik ihtiyacını karşılayarak, bu alanda farkımızı ortaya koymak istiyoruz. Çünkü elektriği, yenilenebilir enerji kaynaklarından üreterek kullanmak, e-mobilitenin çevreye ve ekonomiye katkısını maksimum seviyelere çıkarıyor” diyerek sözlerini tamamladı.

Milvus Robotics’e 600.000 dolar yatırım!

APY Ventures’tan 600.000 dolar yatırım alan Milvus Robotics, Amerika ve Avrupa pazarlarında faaliyetlerini genişletmeyi planlıyor.

Robotik girişimi Milvus Robotics, intralojistik süreçlerin akıllanmasına yönelik hizmetler sağlayan ve otonom mobil robot teknolojisi üzerine yoğunlaşan bir şirket. Şirket, 600 bin dolarlık yatırımı APY Ventures’tan alarak Amerika ve Avrupa pazarlarında faaliyetlerini genişletmeyi planlıyor. Bu gelişme, girişimin verimlilik ve üretkenliği artıran, yenilikçi teknolojik çözümleri aracılığıyla üst düzey operasyon ve organizasyon sağlama yeteneğine güveni gösteriyor.

Milvus Robotics

Milvus Robotics global şirketlere hizmet veriyor

Milvus Robotics, otonom mobil robotlar (AMR) ve bu robotların entegrasyon altyapılarının geliştirilmesi konusunda Türkiye’nin lider şirketlerinden biri. Unilever, Nissan, Şişecam, BSH, Henkel gibi global şirketlere hizmet veriyor ve 15 farklı ülkede 2 milyon saatten fazla çalışma süresiyle dikkat çeken bir performansa sahip.

Milvus Robotics

Milvus Robotics CEO’su Şamil Özden, “Halihazırda almış olduğumuz yatırım ve önümüzdeki süreçte devam edecek turlarla birlikte şu anda sürdürdüğümüz yurt dışı satış ve pazarlama organizasyonlarımızı özellikle Amerika ve Avrupa pazarlarında hızlandırmayı hedefliyoruz. Paralelde de özellikle teknik destek ve ArGe ekiplerimize yaptığımız yatırımlarımıza hız vereceğiz. Bu doğrultuda, derin teknoloji yatırımlarıyla ön plana çıkan APY ile birlikte ilk yatırım turumuzu tamamlamış olmaktan dolayı mutluyuz.” dedi.

APY Ventures Yöneticisi Mustafa Keçeli, yatırım sürecinde girişim şirketlere ekosistem desteği sağlamayı hedeflediklerini ifade etti. Milvus’un büyüme yolculuğuna önemli katkılar sağlayacaklarına inandıklarını belirten Keçeli, girişimin üretim ve Ar-Ge kabiliyetiyle rakiplerinden ayrıldığını belirtti. APY, geleneksel üretimin teknoloji adaptasyonunu hızlandıracak bu tür teknoloji girişimlerine yatırım yapmayı ve ekosisteme katkı sağlamayı planlıyor.

MOVEit Transfer kullanıcılarının verileri çalındı!

0

Popüler dosya transfer aracı MOVEit Transfer içindeki bir açığı kullanan hackerlar kullanıcı verilerini çalıyor

Amerikan güvenlik araştırmacıları, popüler dosya transfer aracı MOVEit Transfer’ın sistemlerinden kullanıcı verilerinin hackerlar tarafından çalındığını belirtti. Bu açıklama, yazılım üreticisi Progress Software Corp’un bir güvenlik açığı tespit ettiğini duyurmasından bir gün sonra geldi.

Yazılım üreticisi Progress Software Corp, açığı duyurduktan sonra, bu durumun kullanıcıların sistemlerine yetkisiz erişime yol açabileceğini bildirdi. Massachusetts’in Burlington şehrinde bulunan şirket tarafından geliştirilen yönetilen dosya transfer yazılımı, organizasyonların iş ortakları ve müşterileri arasında dosya ve veri transferini sağlıyor.

Hangi kuruluşların bu yazılımı kullandığı veya potansiyel ihlallerden etkilenen kuruluşların sayısı hemen net değil. Baş Bilgi İşlem Sorumlusu Ian Pitt, bu ayrıntıları paylaşmayı reddetti, ancak Progress Software’nin açığı 28 Mayıs’ta keşfettikten sonra düzeltmeleri kullanıma sunduğunu söyledi.

Cybersecurity firması Rapid7 Inc ve Mandiant Consulting açığın veri çalmak için kötüye kullanıldığı bir dizi durum tespit ettiklerini ifade etti.

Mandiant Consulting’in teknoloji müdürü Charles Carmakal, “Son birkaç günde kapsamlı veri çalma ve yaygın kötüye kullanım meydana geldi,” şeklinde konuştu.

Rapid7, açığın açıklanmasından bu yana tehlikeye yönelik saldırı vakalarında bir artış fark ettiklerini belirtti. Progress Software, risk altındaki kullanıcıların güvenlik açığından etkilenmeyi azaltmak için atabilecekleri adımları belirtti.

Pitt, açığı kötüye kullanarak veri çalmaya çalışanların kim olduğu konusunda yorum yapmadı. “Şu anda kötü amaçlı yazılım yayılmak için kullanıldığına dair bir kanıtımız yok,” dedi.

Pitt, MOVEit Transfer’ın şirketin diğer yazılım ve hizmetleriyle uyumlu olduğunu ve müşterilerin güvenliğini temin etmek için ek önlemler aldıklarını ifade etti.

WWDC 2023 nasıl izlenir?

Apple hayranları için büyük gün. Apple, büyük WWDC 2023 etkinliğinde yeni cihazlar, yazılımlar ve daha fazlasını tanıtacak…

Bugün, Apple en çok beklenen yıllık Worldwide Developers Conference’ını (Dünya Geneli Geliştiriciler Konferansı) düzenleyecek. Geliştiriciler oturumlara katılacak ve önemli kişilerle görüşecekler. Ayrıca, Apple, iOS 17, AR/VR başlık, 15-inch MacBook Air ve daha fazlasını içeren uzun süredir beklenen cihazları ve yazılımları tanıtmak için hazırlanıyor. 

WWDC 2023 TSİ 20:00’de başlayacak

Worldwide Developers Conference, hem geliştiriciler hem de Apple hayranları için yeni ürünler açısından harika. Konferans 5 Haziran – 9 Haziran 2023 haftasında Pazartesi, 5 Haziran günü Pasifik Saati ile 10:00’da gerçekleşecek. Konferans, Tim Cook’un ayrıntıları anlatacağı bir ana konuşma etkinliğiyle başlayacak.

WWDC 2023’ü nasıl izlersiniz?

Etkinlik aslında yüz yüze bir konferans olmasına rağmen, bazı platformlarda çevrimiçi olarak mevcut olacak. 5 Haziran’da Apple Park’ta seçili geliştiriciler, öğrenciler ve medya üyeleri ana konuşmayı izlemek ve kişisel olarak konferansa katılmak için orada olacaklar.  

Apple, WWDC 2023’ü Apple.com, Apple Developer uygulaması, Apple Developer web sitesi, Apple TV ve YouTube üzerinde yayınlayacak. En çok beklenen konferansı buradan izleyebilirsiniz:

WWDC 2023’te nelerin duyurulması bekleniyor?

  • AR/VR Başlık
  • 15-inch MacBook Air
  • Mac Studio
  • iOS 17
  • iPadOS 17
  • watchOS 10
  • tvOS 17

WWDC 2023 tarihçesi

Apple’ın Dünya Genelinde Geliştiriciler Konferansı (WWDC), 1987’de başladı ve o zamandan beri her yıl düzenleniyor. Apple’ın en son teknoloji gelişmelerini ve gelecek vizyonunu paylaştığı bu etkinlik, yazılım geliştiricileri ve Apple teknolojileriyle çalışan profesyonelleri hedefliyor. Konferansta, Apple genellikle yeni yazılım ve hizmet güncellemelerini, işletim sistemlerini ve bazen de yeni donanım ürünlerini tanıtır. WWDC’nin öne çıkan etkinliklerinden biri, her yıl düzenlenen ve Apple’ın bir sonraki iOS, macOS, watchOS ve tvOS sürümlerinin özelliklerini açıkladığı ana konuşmadır. WWDC, katılımcılara Apple teknolojilerinin mevcut ve gelecek durumuna dair derinlemesine bir bakış sunuyor.

NVIDIA Studio’da akıllara durgunluk veren gelişmeler!

0

Bu ay NVIDIA Studio’da, NVIDIA’nın Asya’nın en büyük yıllık teknoloji fuarı COMPUTEX’te yaptığı, akıllara durgunluk veren yapay zekâ alanındaki çalışmalarını ve birbirinden değerli NVIDIA Studio sanatçılarının eserlerini inceliyoruz. 

Yeni NVIDIA Studio Dizüstü Bilgisayarlarıyla Oyun Keyfi Yaratıcılıkla Buluşuyor

GeForce RTX 40 Serisi Grafik İşlemcisiyle donatılmış, NVIDIA Studio destekli bu dizüstü bilgisayarlar, taşıma rahatlığı sağlamalarının yanı sıra önceki jenerasyonun performansını önemli ölçüde aşan hafif ve ince yapılarıyla içerik üreticilerine çok daha fazla seçenek sunuyor. Bu kategorideki dizüstü bilgisayarlar ise Acer Swift X 14ASUS Zenbook Pro 14GIGABYTE Aero 14, Lenovo’s Slim Pro 9i 14 ve MSI Stealth 14 modellerinden oluşuyor. 

Eş Zamanlı Sahne Kodlama

Video Codec SDK 12.1, çoklu NVENC sisteminden faydalanarak, çiftli kod dönüştürücüler için kod dönüştürme hızını yaklaşık %80 arttırarak önemli ölçüde yükseltiyor. Bu sayede görüntü kalitesinden ödün verilmeden videoların dışa aktarılması süreci yarı yarıya kısaltılmış oluyor. Bu teknolojiyi RTX grafik işlemcilerine entegre eden ilk yazılım olan popüler video düzenleme uygulaması Capcut’ı artık herkes kullanabiliyor. 

ACE ile Oyun Keyfi

NVIDIA kurucusu ve CEO’su Jensen Huang tarafından Computex’in açılış konuşmasında duyurulan Avatar Cloud Engine (ACE) sayesinde, yapay zekâ destekli doğal dil etkileşimleriyle oyunlardaki oynanamayan karakterler artık çok daha zeki. Bundan böyle, oyun geliştirici ve stüdyoları, yazılımlarında ve oyunlarında özgün metin, diyalog ve yapay zekâ animasyon modelleri oluşturmak için ACE’i kullanabiliyor. 

NVIDIA Kreatif Direktörü Gabriele Leone önderliğinde geliştirilen, Convai ve NVIDIA Lightspeed Studios’un ortak girişimi, ACE’in Kairos kod adlı demosu yayınlandı. Geforce RTX 40 Serisi GPU’larla donatılan Kairos, oyun geliştiricilerinin NVIDIA ACE sayesinde yapay zekâdan yararlanarak çok daha gerçekçi ve doğal oynanamayan karakterlere ulaşabilecekleri oyun dünyasının geleceğine bir bakış atmamızı sağlıyor. WinML içinse, Adobe Photoshop, Lightroom, ON1 ve DxO başta olmak üzere pek çok farklı uygulamaya yapay zeka model optimizasyonları geliyor. 

Yapay Zeka Model Performansını Arttıran İş Birliği 

NVIDIA Studio tarafından desteklenen yaratıcı uygulamalara yönelik geliştirmeler ardı ardına gelmeye devam ediyor. NVIDIA Studio, Windows işletim sistemli masaüstü bilgisayarlarda yapay zeka model performansını arttırmaya yönelik harika sonuçlar veren MAGIX VEGAS Pro’yla iş birliği içine girdi. Vegas Pro 20’nin Mayıs ayında yayınlanan üçüncü versiyonu, NVIDIA RTX GPU’ları sayesinde, stil transferi, renklendirme ve yükseltme gibi yapay zeka efektlerinin hızını arttırıyor. 

GeForce RTX 40 Serisi Grafik İşlemciler, NVIDIA Studio teknolojileri tarafından destekleniyor. Bu teknolojiler arasında; üç boyutlu çalışma, video ve yapay zekâ iş akışları için donanım hızlandırmaları, en popüler 110 yaratıcı uygulamanın RTX ile uyumlu bir şekilde çalışması için optimizasyonlar ve Omniverse, Broadcast ve Canvas gibi Studio’ya özel uygulamalar da yer alıyor.  

Heyecan verici haberler bitmek bilmiyor. Microsoft Build konferansında, NVIDIA, içerik üreticiler için RTX ekran kartları yardımıyla Windows 11 işletim sistemine sahip masaüstü bilgisayarlarda gelişmiş yapay zeka eğitimini ve kurulumunu çok daha kolay ve hızlı hale getiren yeni araçlarını duyurdu. İçerik üreticiler, tıpkı bu hafta NVIDIA Studio’ya konuk olan Warwick gibi, NVIDIA RTX Grafik İşlemcileri’nin gücüne tanıklık etme fırsatı yakaladılar. Wawick GeForce RTX Grafik İşlemcisi ve NVIDIA Broadcast uygulaması yayıncılık kariyerindeki etkisini anlattı. 

Sırlar Açığa Çıkıyor

Muhteşem sanatçıların muhteşem eserlerini sergiledikleri Studio Standout’un sonuncusunda yer alan 3D sanatçısı Milan Dey, yapay zekâ ve GeForce RTX ekran kartları yardımıyla ürettiği, The Hidden Temple of Itzamná isimli, Maya Harabeleri’nin üç boyutlu bir panoramasını NVIDIA Studio’da sergiliyor. 

Bu çalışmasında da bir macera oyunundan ilham alan Dey, işin içine biraz da Maya ruhu kattı.  ArtStation ve Adobe Behance yardımıyla görselleri toplayıp harabenin planlarına ulaşarak sonrasında Unreal Engine’le bu planların üzerinde çalıştı.

Dey’in ASUS ROG Strix Scar 15 marka dizüstü bilgisayarı, mağaralarla yeşilliklerden oluşan geniş ve detaylı sahnelerin betimlenmesinde büyük kolaylık sağladı. GeForce RTX 3080 Ekran Kartı sayesinde, geniş 3D çalışmasını yüksek kaliteli ve etkileşimli bir şekilde, RTX farkıyla görselleştirdi. NVIDIA DLSS teknolojisi, fotorealistik ayrıntıları korurken, düşük çözünürlükte işlenen karelerin çözünürlüğünü yükseltmek için yapay zekadan faydalanarak ekran etkileşimini arttırdı. 

3D Eser Oluşturmak Artık Çok Daha Kolay

Tutkulu bir içerik üreticisi ve eğitimci olan Grant Abbitt, GeForce RTX 4090 GPU’su ve Blender kullanarak hazırladığı Dragon isimli 3D eserinin oluşum sürecini anlatıyor.  Abbitt’in GeForce RTX 4090 GPU’su çalışmasında büyü bir kolaylık sağladı. Fotogerçekçi ayrıntılarla akıcı, etkileşimli modelleme için görüntü alanında Blender Cycles RTX hızlandırmalı OptiX ışın izleme ile ince ayrıntıları daha hızlı şekillendirdi. Pişirme ve dokuların uygulanması süreci ise sorunsuz bir şekilde gerçekleşti. Blender, Autodesk Maya with Autodesk Arnold, OTOY’s OctaneRender ve Maxon’s Redshift gibi popüler 3D yaratıcı uygulamalarda son dosyaların işlenmesi, RTX 4090 GPU ile önceki nesil kartlara kıyasla %70-200 daha hızlı hale getirildi. Bu da paha biçilmez bir zaman tasarrufu sağlanması anlamına geliyor. 

NVIDIA Studio tarafından desteklenen yaratıcı uygulamalara ilişkin yeni geliştirmeleri link üzerinden takip edebilirsiniz. 

Siber güvenlik şefleri büyük ölçekli saldırı bekliyor

Siber güvenlik şefleri 12 ay içinde kuruluşlarına karşı büyük ölçekli saldırı bekliyor. Proofpoint’in raporu, karamsar bir görüntü oluşturdu.

600 baş bilgi güvenliği görevlisiyle yapılan anket, yüzde 68’inin önümüzdeki 12 ay içinde kuruluşlarına yönelik “maddi bir siber saldırı” beklediğini ortaya çıkardı.

Bir kurumsal güvenlik şirketi olan Proofpoint tarafından hazırlanan yıllık “CISO Raporunun Sesi”nin temelini oluşturan anket, güvenlik şeflerinin kuruluşlarına yönelik gelecekteki tehditlere karşı tutumlarında belirgin bir değişiklik olduğunu gösterdi. Sadece 12 ay önce, CISO’ların yarısından azı (yüzde 48) ufuklarında bir siber saldırı gördüğünü söylemişti.

Rapora göre bu belirgin değişim, güvenlik uzmanlarının tehdit ortamının bir kez daha kızıştığını gördüklerini ve endişe düzeylerini buna uyacak şekilde yeniden ayarladıklarını gösteriyor. Proofpoint’in Global Yerleşik CISO’su Lucia Milica Stacy, “Pandemiden çıktığımızda, güvenlik liderleri çalışma ortamlarını korumak için daha uzun vadeli kontroller uygulayabildiklerini hissettiler ve  bu nedenle bir sükunet oluştu” dedi.

Karamsarlığın nedenleri

Güvenlik uzmanlarına göre, CISO’ların artan siber saldırılarla ilgili endişelerine bir dizi faktör katkıda bulunabilir.

Noname Security’nin CISO’su Karl Mattson: “Yeni saldırı vektörleri ortaya çıkmaya devam ediyor. Yazılım tedarik zinciri uzlaşması, API bağlantılı üçüncü taraflar ve SaaS sistemleri, yapay zeka ile ilgili güvenlik riskleri, her biri yeni savunma stratejileri ve becerileri gerektiriyor” dedi.

Kuruluştaki uç noktaların çoğalması da CISO’lara alarm için daha fazla neden veriyor. Şifre yönetimi ve çevrimiçi depolama şirketi olan Keeper Security’nin CEO’su Darren Guccione: “BT liderleri, her çalışanı, her cihazda, her yerden korumak için kapsamlı görünürlük, güvenlik, uyumluluk ve kontrol elde etmeyi giderek daha zor buluyor” dedi.

Hizmet olarak modellerin tehdit aktörleri tarafından benimsenmesi de bir kuruluşun önümüzdeki 12 ay içinde saldırıya uğrama olasılığını artırıyor. Tel Aviv’de bir ihlal ve saldırı simülasyon platformu sağlayıcısı olan SafeBreach’in CISO’su Avishai Avivi: “Hizmet Olarak Kimlik Avı ve Hizmet Olarak Fidye Yazılımı, siber saldırıların sayısında ve ölçeğinde önemli bir artış sağlıyor” dedi.

Proofpoint ayrıca CISO’ların çalışan devrinin veri güvenliği için bir risk haline geldiğine inandığını da bildirdi. Güvenlik şeflerinin yüzde 82’si araştırmacılara kuruluşlarından ayrılan çalışanların bir veri kaybı olayına katkıda bulunduğunu söyledi.

Matriks, kadın istihdamını artıracak

Matriks, depremden etkilenen 11 ilde ikamet eden, bu illerdeki üniversitelerde okuyan ya da mezun olan kadınları ‘’Android Yazılımcı Meslek Edindirme’’ programıyla yazılım sektörüne kazandırmayı hedefliyor. Matriks’in Up School iş birliği ile gerçekleştireceği ‘Matriks Kadın Android Yazılımcı Meslek Edindirme’’ programına başvurular 2 Haziran’da başladı ve 15 Haziran’da sona erecek. Üç ay sürecek programdan mezun olan kadınlar hem Matriks’te hem de yazılım sektöründe çalışma şansı yakalayacak.   

Matriks Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdür Yardımcısı Cem Tutar, Matriks’in çalışanlarının yüzde 33’ünün kadın olduğunu hatırlatarak hem sektördeki kadın istihdamını artırmak hem de deprem bölgesiyle ilişkili öğrenci ya da yeni mezun kadınların yazılım alanındaki kariyerlerine katkı sağlamak amacıyla bu projeye başladıklarını söyledi. Şirket olarak kuruldukları günden bu yana kadın istihdamına çok önem verdiklerini ifade eden Cem Tutar, “Kadın çalışanlarımızın yüzde 30’u mühendislerden oluşuyor. Ar-Ge ekibimizde 8 kadın yönetici bulunurken idari ekiplerimizde ise 10 kadın çalışanımız yönetici pozisyonunda çalışıyor. Kadın çalışanlarımızın yüzde 28 de yönetici pozisyonunda yer alıyor. Buna karşın bağımsız platformlar tarafından gerçekleştirilen çalışmalar Türkiye’de bilişim alanında çalışanların sadece yüzde 9,9’unun kadın olduğunu gösteriyor. Biz yazılım tarafındaki kadın sayısını artırmanın da sektörümüze değer katacağına inanıyoruz. Bu nedenle teknolojide rol model kadınlar yetiştirmeyi hedefleyen eğitim teknolojisi girişimi Up School ile bu programı başlattık” diye konuştu. 

Programda teknik eğitim ile özgüven eğitimi

Güçlü kadrosu, güçlü alt yapısı ve müşterilerine sunduğu hızlı, etkin ve güçlü teknik desteği, kadın yazılımcıları sektöre kazandırmak için başlattığı programla yepyeni bir boyuta taşımaya hazırlanan Matriks, ‘’Kadın Android Yazılımcı Meslek Edindirme’’ programıyla, deprem bölgesiyle ilişkili minimum 30, maksimum 50 kadına Android yazılım eğitimi verecek.

Kadınlara teknik donanım ve özgüven kazandırarak kariyerlerine başlama imkânı sağlayan eğitimler geliştiren girişim Up School tarafından yürütülecek eğitim programı için 2-15 Haziran tarihleri arasında başvurular alınacak. Başvuru formuna Matriks web sitesi ve sosyal medya hesaplarından ulaşmak mümkün olacak. Daha detaylı bilgi ve başvuru için linki inceleyebilirsiniz.

Online başvuru formunun adaylar tarafından doldurulmasının ardından, kodlama testi ve mülakat aşamaları yürütülecek. Seçilen adaylar üç ay süreyle eğitim programına katılacak. Programda 30 saat özgüven eğitimi ve 100 saat teknik eğitim verilecek. Teknik eğitimler 40 saat canlı eğitim, 24 saat asistan desteği ve 36 saat on-demand videodan oluşacak.

Matriks’in deneyimli Mobil Gelişme ekibinin program boyunca devam edecek mentorluk desteği ile katılımcıların daha yakından tanınması ve geri bildirimler alınması planlanıyor. Matriks bu program sonunda başarılı katılımcılardan bazılarını ekibine dahil etmeyi de hedefliyor.

Ayrıca programda öğrencilerin motivasyonunun artıracak ve networklerini geliştirecek sektörden uzman konuşmacıların da davet edileceği tecrübe aktarım buluşmaları da yer alacak.   

Raspberry Pi tedarik sorunlarını aşıyor

Nihayet Raspberry Pi tedarik sorunlarını aşıyor. 2023 yılı ilk çeyreğinde de tedarik sorunu yaşayan Raspberry Pi, bunun üstesinden geliyor.

35 Dolarlık Raspberry Pi, uzun süredir yalnızca biraz bilgi işlem gücü gerektiren eğlenceli projelere olanak sağlıyor. ancak pandemiDE yaşanan tedarik zinciri sorunlarından bu yana bir tane bile Raspberry Pi bulmak zorlaştı. Tedarik zinciri sorunları, bu uygun fiyatlı panoların üretimini sert bir şekilde etkileyerek 2021’den beri süren eksikliklere neden oldu. Ancak, önümüzdeki “milyon birim ay” beklendiğini söyleyen en son Raspberry Pi Community Events haber bültenine göre bu durum değişmek üzere.

Raspberry Pi ile kendi projelerinizi yapabilirsiniz

Tom’s Hardware’e göre Raspberry Pi 4 gibi modellerin mevcudiyeti Temmuz ayına kadar gelişmeye başlayacaktır. Raspberry Pi Vakfı’nın uzun süredir ortağı olan Sony’nin desteğiyle, Raspberry Pi birimlerinin üretimi önemli ölçüde artmalı ve bastırılmış talebi karşılamak için “gerekli olduğu sürece” orada kalacak.

Raspberry Pi kullanıcılarışimdiye kadar sabırla beklemek zorunda kaldı. 2023’ün ilk çeyreğinde, yani üç ay boyunca yalnızca 800.000 adet sevkiyat gerçekleşti. Aynı miktar şimdi yalnızca Haziran ayında gönderilecek. Yazın ilk tam ayında, bu sayı vaat edilen milyon adede ulaşır ve önceki zayıf zamanlar uzak bir anı olana kadar bu kullanılabilirlik seviyesinde kalır. Başka bir deyişle, önümüzdeki aylarda bir noktada, ucuz PC’ler ve reklam engelleyici cihazlar için bu küçük tek kartlı bilgisayarlardan birini kapabileceksiniz.

Raspberry Pi, son on yıldır piyasaya sürülen en sevilen PC donanımı parçalarından biri oldu. Aslında, o kadar çok sevildi ki 2020’de Donanım Onur Listesi’ne dahil oldu. Henüz bir Raspberry Pi ile bir şeyler geliştirmediyseniz, çok fazla eğlence kaçırıyorsunuz diyebiliriz. Pratik olandan son derece yenilikçi olana kadar, biriyle yapabileceğiniz çok şey var. Ayrıca 35 dolarlık bir başlangıç ​​fiyatı da erişilebilirlik konusunda önemli bir avantaj sunuyor. Kişiselleştirilmiş özel bilgisayar olarak tanımlayabileceğimiz Raspberry Pi ile kullanıcılar birçok farklı proje hayata geçirebiliyor. Ayrıca Raspberry Pi, donanım ve kodlama konusunda da kullanıcılara önemli bir temel sağlıyor. Raspberry Pi tedarikindeki sorunların kalkması, bu alandaki donanımlı personel sayısını da artıracak.

Tüpraş Water Europe’a üye olan ilk Türk şirketi oldu

0

Stratejik Dönüşüm Planı ve 2050 Karbon Nötr hedefi çerçevesinde geleceğin enerjisini üretmek üzere çalışmalar yürüten Tüpraş, Avrupa su ekosisteminin güçlenmesi için yeni teknolojileri destekleyen lider paydaş kuruluş Water Europe’a katılan ilk Türk sanayi şirketi oldu.  

Türkiye’nin enerji ihtiyacının önemli bir kısmını karşılayan Tüpraş, su verimliliği alanında önemli çalışmalara imza atmaya devam ediyor. Su verimliliği ve atık su geri kazanım çalışmalarıyla sürdürülebilir su yönetimine odaklanan şirket, küresel su ekosisteminin güçlenmesine katkı sağlayacak yeni bir adım attı. Su yönetiminde iş birlikleri aracılığıyla yeni teknolojileri kullanmak amacıyla Avrupa su pazarının lider paydaş kuruluşu Water Europe’a katılan Tüpraş, Türkiye’deki sanayi kuruluşları içinde platforma üye ilk şirket oldu. 

10 yılda 175 milyon metreküp atık suyu geri kazanıldı

Şirketin tüm iş süreçlerinde, sınırlı bir kaynak olan suyun verimli kullanımına büyük önem verdiklerini ifade eden Tüpraş Genel Müdürü İbrahim Yelmenoğlu, “Türkiye’nin enerjisini üretirken, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın rehberliğinde, topluma ve çevreye karşı sorumlu bir anlayışla hareket ediyoruz. Yaşam için hayati öneme sahip suyun her damlasına değer veren bir şirket olarak, üretim süreçlerimizi geliştiriyoruz. 2022 yılı Birleşmiş Milletler Su Raporu’nda da belirtildiği gibi; iklim değişikliğinin etkilerine karşı dirençli bir su ekosisteminin sağlanabilmesi, döngüsel ekonomi ve optimum kaynak verimliliğinin desteklenmesiyle mümkün. Stratejik Dönüşüm Planımız kapsamında ham su tüketimi ve atık su deşarjını en aza indirgemeyi amaçlıyoruz. Son 10 yılda tüm rafinerilerimizde 175 milyon metreküp atık suyu geri kazanarak yeniden kullandık. Bir başka deyişle yaklaşık 2,5 milyon kişinin bir yıllık su tüketimine eşit miktarda su tasarruf ettik” dedi. 

Water Europe üyeliğinin, Tüpraş’ın su yönetiminde süregelen istikrarlı çalışmalarının bir sonucu olduğunu belirten Yelmenoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Avrupa su pazarının lider paydaş kuruluşu Water Europe’a katılan ilk Türk sanayi kuruluşu olmaktan mutluluk duyuyoruz. Water Europe, alanında en önemli sektörel oluşumların başında geliyor. Su konusunda Avrupa politikalarına ve destek programlarına yön vermek, proje konsorsiyumları oluşturmak, üyelerine yenilikçi çözümlerini pazara sunma fırsatı vermek, dijital dönüşüm, su kalitesi, su ve döngüsel dönüşüm gibi birçok alanda çalışmalar yürütüyor. Su konulu ve fonlanmaya hak kazanan AB Horizon 2020 projelerindeki ortakların %75’i Water Europe üyesi. Tüm açılardan, üyeliğimizin sürdürülebilirlik ve stratejik dönüşüm hedeflerimiz için önemli bir değer yaratacağına inanıyoruz”.

Tüpraş’ın su verimliliğine yönelik çalışmaları

Tüpraş su verimliliğine odaklanan bir şirket olarak, Ar-Ge’nin döngüsel ekonomi alanındaki çalışmalarını; atık suların geri kazanımıyla temiz su kullanımının azaltımı, rafineri atıklarının endüstriyel simbiyozla farklı endüstrilerde kullanımı, atıklar içerisindeki değerli ürünlerin geri kazanımı ve atıkların yenilikçi teknolojilerle yeniden değerlendirilmesi gibi hedefler doğrultusunda yürütüyor.  Bu kapsamda AB fonu almaya hak kazanmış üç projenin yanında, Ar-Ge Merkezinde birçok proje devam ediyor. 

Spotify Premium fiyat değişikliği yaptı mı?

Spotify Premium fiyat konusunda en uygun dijital müzik platformları arasında yer alıyor. Peki Spotify Premium fiyat değişikliği yaptı mı?

Spotify ücretli kullanıcı sayısı ile 2023 yılında 200 milyonu geçti. 200 milyonu geçen ilk şirket olması ise Spotify’ı ayrıcalıklı bir hale getirdi. 2023 yılı başlarında Spotify yıllık bazda ücretli üye sayısını ise yüzde 14 artırmayı başardı. Şirket 2022 yılında 231 milyon Euro işletme zararı açıkladı.

2022 yılına baktığımızda Spotify’ın 40’tan fazla pazarda fiyat artışına gittiğini görüyoruz. 2023 yılında da herhangi bir değişiklik olmayacak gibi görünüyor.

Şubat 2023’te ülkemiz için Spotify bireysel abonelik ücreti 20,99 TL’den 29,99 TL’ye yükseldi. Duo abonelik ücreti ise27,99 liradan 39,99 TL oldu. 6 hesaba kadar kullanılan Aile abonelik ücreti 34,99 TL’den 49,99 TL’ye yükseldi. Üyelik fiyatlarını şu şekilde özetleyebiliriz:

  • Öğrenci: 14,99 TL/ay
  • Bireysel: 29,99 TL/ay
  • Duo: 39,99 TL/ay
  • Aile: 49,99 TL/ay

Dünyada enflasyon koşulları nedeniyle birçok teknoloji şirketi üyelik hizmetlerinin fiyatların artırmak zorunda kaldı. Şirketler küçülmeye giderek ciddi sayıda çalışanın görevine de son verdi. Spotify da bu şirketler arasında yer alıyor. Spotify’ın ücret değişikliği için sürpriz değil diyebiliriz. Güncellenen fiyatların ülkemizdeki kullanıcılar arasında nasıl bir tepki göreceği ise merak ediliyor. Spotify’ın 2023 yılı istatistiklerinde değişiklik olup olmayacağını birlikte göreceğiz. Spotify’ı diğer müzik platformları da takip edebilir.

Spotify planı nasıl değiştirilir?

  • Öncelikle Spotify üyeliğinizin hesap yönetim sayfasına gidin.
  • Sayfada yer alan Planın bölümünde var olan planınızı görebilirsiniz.
  • Hemen altında yer alan Plan Değiştir butonuna tıklayarak planınızı değiştirebilirsiniz.
  • Karşınıza gelecek seçeneklerden sizin için uygun olanı değiştirebilirsiniz.
  • Eğer Duo ya da Aile planını kullanıyorsanız sadece aboneliğin yöneticisi olan kişi planı değiştirebilir.

Spotify 2022’de Türkiye’de en çok dinlenen sanatçılar

UZI

cakal

Ezhel

Lvbel C5

Sefo

Sezen Aksu

Batuflex

Motive

Duman

Emir Can İğrek

Spotify 2022’de Türkiye’de en çok dinlenen albümler

UZI – EL CHAVO

UZI – Kan

Lvbel C5 – C5MODE

Güneş – Atlantis

cakal – Paradoks

Dolu Kadehi Ters Tut – Karanlık

Motive – 22

Rei 6 – Dibe İniyorum

Yüzyüzeyken Konuşuruz – Akustik Travma

No.1 – Kron1k

Tren rayları güneş panellerine dönüşüyor

Tren rayları güneş panelleri ile adeta güneş halısı haline geliyor. İsviçre’de test edilen prototip, raylı sistemlerdeki potansiyeli gösteriyor.

Güneş enerjisi, temiz enerji geleceğinin anahtarı. Ancak birçok insan arka bahçelerinde büyük ölçekli güneş enerjisi çiftlikleri istemiyor. Yalnızca ABD’de, geçen yıl en az 75 güneş enerjisi çiftliği, büyük ölçüde boyutları ve arazi üzerindeki görsel etkileri nedeniyle reddedildi .

Yüzen güneş enerjisi çiftliklerinin giderek daha popüler hale gelmesinin, Kaliforniya’nın neden bazı kanallarını güneş panelleri ile kaplamasının ve Güney Kore, Fransa, Kenya ve diğerlerinin güneş panellerini ayaklıklar üzerine yükseltmesinin ve altında sebze yetiştirmesinin nedeni bu açmaz.

Tüm raylı sistemlere uygulanabilir

Ancak yakında, net sıfır hedeflerine ulaşmak için yarışan ülkeler başka bir seçeneğe sahip olabilir. Sun-Ways adlı İsviçreli bir start-up, tren rayları arasına güneş panelleri yerleştirme fikrini ortaya attı. Paneller, onları bir halı gibi “açacak” özel olarak inşa edilmiş bir tren tarafından kurulacak. Bu, daha az trenin çalıştığı gece boyunca oluyor.

Kulağa ne kadar çılgınca gelse de, Sun-Ways’in aslında iki rakibi var. Sırasıyla İtalya ve İngiltere’de bulunan Greenrail ve Bankset Energy benzer konseptleri test ediyor. Ancak Sun-Ways iki şekilde öne çıkıyor. Birincisi standart boyutlu paneller kullanırken, diğerleri çapraz bağların üzerine yerleştirilmiş daha küçük paneller kullanır. Ve rakiplerinin aksine, Sun-ways manuel kurulum gerektirmiyor.

Sun-ways, Batı İsviçre’de 560.000 dolarlık bir pilot proje ile bu fikri test ediyor. Bu yaz için planlanan pilot, olay için uyarlanmış normal bir tren kullanarak mekanizmanın bir versiyonunu deneyecek. Neuchatel şehri yakınlarındaki 140 metrelik bir alanda koşan tren, yaklaşık 60 güneş paneli kurarak tren rayları arasındaki boşluğu yansıtıcı siyah bir şeride dönüştürecek.

Enerji endüstrisinde geçmişe sahip bir pazarlama yöneticisi olan Joseph Scuderi, bir tren beklerken raylara bakarken aklına ilk gelen fikirden sonra Sun-Ways’i kurdu. Scuderi’nin kurucu ortağı Baptiste Danichert, “Kullanılmayan bir alan” diyor.

Misyonu daha temiz, daha ucuz enerjiye geçişi hızlandırmak olan Freeing Energy Project’in kurucusu Bill Nussey, fikrin ilgi çekici olduğunu belirtiyor. Nussey: “Çalışabileceği birçok yol olduğunu ancak Sun-Ways trenlerin enkazı, paneller arasındaki coğrafi mesafe ve şebekeye ara bağlantı noktası dahil olmak üzere bir dizi büyük zorluğun üstesinden gelmeli” diyor.

Dünya çapında 1 milyon kilometreden fazla demiryolu hattı olduğu düşünüldüğünde , sistem bu yolların her birine kurulamasa bile potansiyel çok büyük olabilir.

eLogo, 2022’de 1 milyardan fazla e-Belge üretti

0

eLogo, tüm ERP ve yazılımlarla uyumlu olabilen ürünleriyle, e-Belge dönüşüm süreçlerinde işletmelere destek oluyor. İşletmeler, gereksiz kâğıt ve malzeme israfı yapmadan kısa sürede hazırlayacağı e-Belgeler ile doğaya, bütçelerine ve zaman yönetimine en iyi yatırımı yapıyor.

Türkiye’de her 3 faturadan biri eLogo’dan geçiyor

eLogo Genel Müdürü Başak Kural, “e-Fatura, e-Arşiv Fatura ve e-İrsaliye gibi dijital ortamda hazırlanan e-Belgeler işletmelere zaman ve maliyet olarak tasarruf sağlarken, doğanın korunmasına da yardımcı oluyor. ERP tarafında 100 binin üzerinde, e-Fatura tarafında da 150 bine yaklaşan müşteri portföyümüz var. Farklı ölçekteki birçok işletmede, müşterilerin en çok kullandığı ekranlardayız. Türkiye’deki her 3 faturadan biri eLogo’dan geçiyor. Sadece 2022 yılında 1 milyardan fazla e-Belge üreterek 85 bin ağacı kurtardık. Ülkemizde sürdürülebilirlik bilincinin yükselmesi ve buna yönelik teşvik edici regülasyonlarla birlikte iş süreçlerindeki verimlilik de artmaya devam edecek” dedi.

eLogo, işletmelere e-Dönüşüm süreçlerinde uçtan uca terzi işi çözümler sunan bir servis şirketi olmayı hedefliyor. Müşterileriyle birlikte büyümeye dayanan stratejisiyle; işletmelere işlerini hızlandıran, ticaretini kolaylaştıran ve gelirlerini artıran servisler geliştiriyor. İşletmeler, operasyonel yüklerini azaltarak fatura, makbuz, defter ve irsaliyelerini dijital ortamda saniyeler içerisinde oluşturma, iletme, saklama imkânına sahip olurken; karbon ayak izlerini de azaltıyor.

MediaMarkt Alanya’da ilk mağazasını açtı

0

MediaMarkt, Alanya’da 2.150 metrekarelik mağaza açtı. On binlerce ürünün tüketicilerle buluştuğu mağazada açılışa özel çeşitli ürün kategorilerinde sunulan fırsatlar teknolojiseverler tarafından büyük ilgi çekti.

Elektronik perakendecisi MediaMarkt, Türkiye’deki yatırımlarına devam ediyor. Bugün 230 bin metrekareden fazla mağaza alanına sahip olan MediaMarkt, ülkedeki büyüme hedefleri doğrultusunda yeni mağaza açılışlarını sürdürüyor. Bu doğrultuda Türkiye’deki 92’inci mağazasını Alanya’da Eğriköprü Caddesi üzerinde açan MediaMarkt, açtığı mağazada 26’sı kadın, 21’i erkek çalışan olmak üzere toplam 47 kişiyi istihdam edecek.

MediaMarkt, on binlerce ürünün yer aldığı Alanya’daki mağazasında, çeşitli ürün kategorilerinde açılışa özel kampanya da gerçekleştirdi. Mağazayı ziyaret eden teknolojiseverler, fırsatlarla dolu açılışa yoğun ilgi gösterdi.

İcra Kurulu Üyesi (COO) Hulusi Acar, mağaza yatırımlarıyla ilgili şu açıklamalarda bulundu: “Tüketicilerin MediaMarkt mağazalarına duydukları ilgiden çok mutluyuz. Açtığımız her yeni mağaza ile tüketicilerin tercihlerine yönelik en iyi hizmeti vermek için çalışıyor, cazip fiyatlarımızla tüketicinin bütçesine katkı sağlıyor ve istihdam yaratıyoruz. Elektronik perakendenin deneyim şampiyonu olma yolunda amacımız Alışveriş Deneyimi, Kullanım Deneyimi, Çalışan Deneyimi ve Sosyal & Çevresel Etki Deneyimi alanlarının tamamında ilk tercih edilen deneyim elektroniği perakendecisi olmak. Alanya’daki yeni mağazamızda da teknolojiseverlerle buluştuğumuz için mutluyuz. Önümüzdeki dönemde de yeni mağaza açılışlarımızı sürdüreceğiz.”

Ethernet teknolojisi yolculuğuna yeni başlıyor

Ethernet teknolojisi 50. yılını kutlarken, halen yeni nesil teknolojilere altyapı sağlıyor. Uzun yıllara rağmen Ethernet, yolculuğuna yeni başlıyor.

Ethernet kadar yararlı, başarılı ve nihayetinde etkili olan başka bir teknoloji sınırlı sayıda diyebiliriz. Ethernet Haziran ayı itibariyle50. yılını kutlarken, Ethernet’in yolculuğunun henüz bitmediğini söyleyebiliriz.

1973’te Bob Metcalf ve David Boggs tarafından icadından bu yana, Ethernet sürekli olarak genişletildi ve endüstriler genelinde bilgisayar ağlarında başvurulacak Katman 2 protokolü olacak şekilde uyarlandı.

Arista Networks’ün kurucu ortağı Andreas Bechtolsheim: “Bana göre Ethernet’in en ilginç yönü, evrenselliği, yani okyanusların altı ve uzay da dahil olmak üzere kelimenin tam anlamıyla her yere konuşlandırılmış olması. Ethernet kullanım durumları yeni fiziksel katmanlarla genişlemeye devam ediyor” diyor. Bechtolsheim, “Bu noktada Ethernet için en etkili alan, birbirine bağlanan AI/ML kümeleri de dahil olmak üzere yüksek büyüme gösteren büyük bulut veri merkezlerinin içi” dedi.

Ethernet geniş uygulamalara sahip

Esneklik ve uyarlanabilirlik, teknolojinin önemli özellikler. İster cihazları ister bilgisayarları birbirine bağlı olsun, herhangi bir iletişim ağı için varsayılan yanıt haline geldi, bu da neredeyse tüm durumlarda başka bir ağ icat etmeye gerek olmadığı anlamına geliyor.

Extreme Networks’ün seçkin sistem mühendisi Mikael Holmberg, COVID’de Ethernet’in işletmelerin tepki verme biçiminin önemli bir parçası olduğunu söyledi. Holmberg: “Küresel COVID salgını sırasında aniden uzaktan çalışmaya geçişe dönüp baktığımızda, Ethernet’in en dönüştürücü uygulamalarından biri, hiç şüphesiz dağıtılmış bir iş gücünü kolaylaştırmadaki rolü” diyor.

Ethernet gelişimi devam ediyor

Yeni nesil Ethernet elektrik ve ağ sistemlerini geliştiren IEEE P802.3dj Görev Gücü Başkanı John D’Ambrosia: “Gelecekteki değeri, Ethernet’in özelliklerini iyileştirmek için teknik çalışmaya devam etmeye adanmış üst düzey kaynakların miktarına da yansıyor. Gelişimi ve Ethernet’in sorunları çözmek için sektörü bir araya getirme biçimini izlemek benim için büyüleyici” dedi. .

Ethernet’in sürekli artan en yüksek hızı çok dikkat çekerken, oldukça büyük bir pazarın gelişmesine yol açan daha düşük hızlı 2.5Gbps, 5Gbps ve 25Gbps Ethernet’i geliştirmek ve geliştirmek için de aynı derecede çaba var.

Gelişen teknolojiler Ethernet’e güveniyor

Holmberg, sanal gerçeklik (VR) dahil olmak üzere bulut hizmetlerinin ilerleme kaydetmesi ve gecikmeyi yönetmesinin büyük önem kazandığını söyledi. Holmberg: “Bu sorunun ele alınması, Ethernet’in tanımlanmış gecikme hedefleri olan bir bağlantı teknolojisine dönüşmesini sağlayan Hassas Zaman Protokolü ile birleştirilmiş Ethernet kullanımını içerecektir” dedi. 

Yapay zeka asistanlar bizi gözetliyor mu?

0

Yapay zeka asistanlar telefonlardan akıllı ev teknolojilerine kadar geniş bir kullanıma sahip. Alexa, Google ve Apple için inceleme yaptık.

Siri, Alexa ve Google Asistan bizi gerçekten gözetliyor mu ? Evde, işte ya da her zaman yanımızda taşıdığımız her türlü cihazda (televizyon, cep telefonu, hoparlör) zaten var olduğunu düşünürsek bunu bir kereden fazla merak etmişsinizdir. Ayrıca bazen özel olarak bir konuda yorum yaptığımızda internette gezinirken söylediklerimizle ilgili reklamların daha sonra çıkması veya bu sistemlerden sorumlu şirketlerden birinin çalışanlarının sahip olduğu haberlerinin yayınlanması da yardımcı olmuyor.

Tabii ki, Amazon, Google ve Apple zaman zaman meydana gelen güvenlik açıklarını kabul etmelerine rağmen, kullanıcılarına şeffaflığa bağlı oldukları konusunda güvence veriyor. Hangi verileri topladıklarını bilmelerini sağlıyor ve kullanıcıların bu verilerle ne yapıldığını her zaman yönetmelerine olanak tanıyor.

Alexa, Google, Apple

Apple’ın en iyi yaptığı şey, kullanıcıların hangi verilerin paylaşılacağını, hangi uygulamalarla ve her durumda nasıl ele alınacağını kontrol etmelerine olanak tanıyarak ayarlamalar yapmayı kolaylaştırması. Öncelikle, Apple, Siri konusunda en kısıtlayıcı olanı. Siz gönüllü olarak paylaşmaya karar vermediğiniz sürece, kendisinden bir şey istendiğinde, isteklerin sesinin iPhone, iPad veya HomePod’dan ayrılmayacağını garanti ediyor.

Ancak, hangi uygulamanın yardımcıyı kullandığına bağlı olarak verilerle ne yapıldığı konusunda küçük farklılıklar var. Örneğin, Notlar veya Mesajlar gibi uygulamalara yapılan sorgular, bilgileri Apple’ın sunucularına bile göndermiyor. Ancak bu, istek İnternet’te arama yapmayı veya dikte işlevini kullanmayı içerdiğinde gerçekleşir, ancak bu durumda her şey anonimdir: sorguların hiçbiri kullanıcının kimliğiyle ilişkilendirilmez.

Google Asistan ise tüm sorguları sunucularına gönderiyor ve başka türlü yapılandırılamıyor, bu nedenle anıt almak için bir ön koşul. Ancak, varsayılan olarak, bu isteklerin hiçbiri kaydedilmez. Bu da herhangi birinin kayıtlara erişmesini veya bunları kimin yaptığını belirlemesini imkansız hale getiriyor. Ancak Google bir konuda uyarıyor; kullanıcının hesabında saklanmasını seçerseniz, sistemin daha iyi çalışmasına yardımcı olursunuz.

Amazon, satın almaları kişiselleştirmek, çalma listeleri, kitaplar vb. önermek için müşteri verilerini kullanıyor. Alexa’yı kimin kullandığına bağlı olarak kişiselleştiriyor. Çok uluslu şirket, yaklaşık beş yıl önce İspanya’daki lansmanından bu yana , gizlilik risklerinin olmadığı ve kullanıcıların hangi bilgilerin saklandığı ve bu bilgilerle ne yapıldığı üzerinde kontrol sahibi olduğu gerçeğine odaklanmak istedi.

Bununla birlikte, Alexa her kullanıldığında, istekler buluta gider ve orada şifrelenmiş olarak saklanıyor. İstediğiniz zaman dinlediğiniz şeylere bakabilir ve hatta bir klibi oynatabilir ve tüm kayıtları yönetebilirsiniz. Bazılarını silebilir, tarihe göre sıralayabilir, kimin, hangi cihazda yaptığına göre sıralayabilirsiniz. Ne zaman yapılacağını planlamak veya hiç kaydetmemeyi seçmek de mümkündür.

Amazon Prime ne kadar?

Amazon Prime fiyat konusunda en uygun dijital platformlar arasında yer alıyor. Peki Amazon Prime ne kadar?

Amazon Prime 2023 yılında yaptığı fiyat açıklamasıyla üyelik ücretlerinde ciddi bir artış yaptı. Anca Prime fiyat stratejisi ile rekabetçi olmaya devam ediyor. Gelen zamlara rağmen, Prime fiyat konusunda halen avantajlı.

Dijital platformlar 2023 yılına abonelik ücretlerinde yaptıkları büyük ölçekli değişikliklerle giriş yaptı. Zam haberlerinin ardından artık fiyatlar belirli seviyelerde oturmaya başladı. Zamlarla birlikte Netflix’te en düşük üyelik ücreti 63,99 TL, Disney+’ta ise 64,99 TL olmuştu.

Amazon Prime ne kadar ve kaç TL ödemek gerekiyor?

Prime ise uygun fiyatlı erişim stratejisi izleyerek uzun bir süre üyelik ücretlerine zam yapmadı. Hatta 7,90 TL’lik üyelik ücreti, üyelere sunduğu avantajlarla çok daha fazlasını sağlıyordu diyebiliriz. Ancak Amazon da bu akıma uyum sağlayarak üyelik ücretinde ciddi bir artışa gitti ve 39 TL olarak yeni üyelik fiyatını belirledi.

Amazon Prime üyeliği, abonelere Prime gönderimiyle daha hızlı teslimat, Prime Video’ya erişim , Prime Music, Prime Deals, Prime Reading, Prime Gaming ve Amazon Family gibi çeşitli avantajlar sunuyor.

Amazon fiyat artışı konusunda ise aşağıdaki açıklamayı yaptı:

Prime, Amazon’un tasarruf, kolaylık ve eğlenceyi bir arada sunduğu üyelik hizmeti. 2020 yılında Türkiye’de hizmete girmesinden bu yana, Prime’ı üyelerimiz için daha da değerli hale getirmek adına yatırımlarımızı sürdürürdük. Hızlı, ücretsiz, sınırsız Prime teslimatına daha fazla ürün seçeneği ekledik. Ücretsiz ertesi gün teslimat yapılan il sayısını 17’den 50’ye çıkardık, “Çok Al, Az Öde”, randevulu teslimat ve indirimlere erken erişim gibi yepyeni avantajları üyelerimize sunduk.

Ayrıca Prime Video’da, “Yüzüklerin Efendisi: Güç Yüzükleri” gibi Amazon Originals içeriklerinin sayısını artırdık. Bergen ve “Rüyanda Görürsün” dahil gibi birçok film ve diziyle içeriğimizi zenginleştirdik.

25 Nisan itibariyle Prime hizmetimizin aylık üyelik fiyatını 39 TL olarak güncelliyoruz. Bu yeni fiyat yeni üyeler için 25 Nisan’dan, mevcut Prime üyelerimiz için 25 Mayıs’tan sonraki ilk fatura döneminden itibaren geçerli olacak. Bu, Türkiye’de Prime’ın hizmete girdiği 2020 yılından bu yana yapılan ilk değişiklik. Prime ile üyelerimize benzersiz avantajlar sunmak için çalışmalarımıza devam edeceğiz.

Apple’dan sanal gerçeklik başlığı devrimi bekleniyor!

0

Apple, uzun süredir dolaşan sanal gerçeklik başlığı duyuruları için hazırlık yapmış gibi görünüyor. Bu başlık, kullanıcılarını sanal ve gerçek dünya arasında yerleştirecek ve aynı zamanda yeni teknolojik cihazları popülerleştirme yeteneğini test etmeyi amaçlayacak.

Spekülasyonların ardından heyecanla beklenen duyurunun pazartesi günü Apple’ın yıllık geliştiriciler konferansında gerçekleşmesi bekleniyor. Duyurunun Cupertino, Kaliforniya’daki bir tiyatroda, Apple’ın kurucusu Steve Jobs’un adını taşıyan bir mekânda yapılması planlanıyor. Ayrıca, etkinlikte en son Mac bilgisayarı sergileme, iPhone için bir sonraki işletim sisteminin önizlemesini yapma ve yapay zeka stratejisini tartışma olasılığı da bulunuyor.

Gösterinin yıldızı olarak kabul edilen sanal gerçeklik başlığı, medya sızıntılarına göre “Reality Pro” adıyla anılabilir. Bu, Apple’ın teknoloji alanında piyasaya sürdüğü üstün gelişmelerinin bir kilometre taşı olabilir. Şirket her zaman cihaz üretimi konusunda öncü bir rol oynadı.

Apple’nın çığır açan ürünleri, ilk Mac’i 1984 yılında yayınlayan kravat takmış Jobs’a kadar uzanıyor – bu gelenek 2001’de iPod, 2007’de iPhone, 2010’da iPad, 2014’te Apple Watch ve 2016’da AirPods ile devam etti.

Ancak yaklaşık 3.000 dolarlık yüksek bir fiyat etiketiyle, Apple’ın yeni kulaklık cihazı, genel olarak sıcak bir karşılama alabilen yalnızca zengin teknoloji meraklıları dışında.

Apple’ı diğer şirketler arasında artırılmış gerçeklikte rekabete sokan durum

Eğer yeni cihaz bir niş ürün olarak ortaya çıkarsa, bu Apple’ı diğer büyük teknoloji şirketleri ve başlangıç firmaları gibi başarılı bir şekilde satışa sunmaya çalışan, insanları yapay dünyalara itmeye veya önlerindeki gerçek manzaralarla ve nesnelerle dijital görüntüler yansıtmaya yönelik teknolojiyle donatılmış kulaklıklar veya gözlükler satmaya çalışan şirketlerin içinde olduğu bir durumda bırakılıyor. Bu format, “artırılmış gerçeklik” olarak bilinir.

Apple’ın gözlükleri, şık bir tasarıma sahip olması ve tamamen sanal veya artırılmış seçenekler arasında geçiş yapabilmesi bekleniyor. Bu esneklik bazen “karışık gerçeklik” olarak da adlandırılan, tamamen sanal veya artırılmış seçeneklerin birleştiği bir karışımı ifade eder. Bu esneklik bazen harici gerçeklik veya kısaltma olarak XR olarak adlandırılır.

Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg, bu alternatif üç boyutlu gerçeklikleri “metaverse” olarak tanımlıyor. Bu, ana akım haline getirmek için 2021 yılında sosyal ağ şirketinin adını Meta Platforms olarak değiştirerek ve ardından milyarlarca doları sanal teknolojiyi geliştirmeye yatırarak giriştiği bir geek kavramı.

Ancak metaverse büyük ölçüde dijital bir hayalet şehir olarak kalmaya devam ediyor, ancak Meta’nın sanal gerçeklik başlığı olan Quest, şu ana kadar çoğunlukla daha derinlemesine deneyim arayan video oyunu oyuncularına hitap eden bir kategoride en çok satan cihaz olarak kalmaktadır.

Apple yöneticileri, şirketin yeni kulaklık cihazının potansiyelini tartışırken, metaverse terimi etrafında hızla oluşan şüphecilik nedeniyle bu terimden kaçınma eğiliminde görünüyor.

Son yıllarda Apple CEO’su Tim Cook, artırılmış gerçekliği teknolojinin bir sonraki büyük adımı olarak periyodik olarak övmüş, ancak bu konuda kitlesel ilginin ne zaman kazanılacağı konusunda belirli bir zaman çizelgesi belirtmemiştir.

“Belirli bir zaman dilimine geri dönüp, geleceğe doğru uzandığınızda ve geriye dönüp baktığınızda, artırılmış gerçeklik olmadan nasıl yaşadığınızı merak edeceksiniz,” diyen 62 yaşındaki Cook, geçtiğimiz Eylül ayında İtalya’daki bir öğrenci topluluğuna konuşurken söyledi. “Bugün olduğu gibi, insanların benim gibi nasıl internet olmadan büyüdüğünü merak ediyorsunuz. Bu yüzden benim için çok derin olabilir. Ancak bu derinlik bir gecede olmayacak.”

Sanal, artırılmış ve karışık gerçeklik konusundaki tepki şimdiye kadar oldukça olumsuz oldu. Teknolojiyi kullanan bazı cihazlar, hatta en dikkate değer örnek olan Google’ın internete bağlı gözlükleri, alaycı bir şekilde alay edildi.

Google’ın ortak kurucusu Sergey Brin, San Francisco’daki bir teknoloji konferansında yapılan bir paraşütle atlayış gösterisiyle erken bir modelin potansiyel “vay be faktörünü” göstererek cihaz hakkında heyecan yaratmış olsa da, tüketiciler kısa sürede, gizlice fotoğraf ve video çekmelerine izin veren bir ürüne soğudu. Tepki o kadar şiddetli hale geldi ki, bu gözlüğü kullanan kişiler “Glassholes” olarak bilinmeye başlandı ve Google, ürünü piyasaya sürdükten birkaç yıl sonra geri çekmek zorunda kaldı.

Microsoft da 2016 yılında piyasaya sürülen karışık gerçeklik başlığı HoloLens konusunda sınırlı bir başarı elde etti, ancak yazılım şirketi bu yılın başlarında teknolojiye olan bağlılığını sürdüreceğini ısrarla belirtti.

Bir spor salonu zemininden balina sıçrayan bir gösteriyi canlandırabilen karışık gerçeklik teknolojisiyle heyecan yaratan bir başlangıç olan Magic Leap, 2018 yılında ilk başlığını tüketiciye pazarlamada o kadar çok sorun yaşadı ki, o zamandan beri odak noktasını endüstriyel, sağlık ve acil durum kullanımlarına kaydırdı.

Magic Leap’in baş dönüşüm görevlisi Daniel Diez, Apple’ın gözlüklerinin yanıtlayacağı dört temel soru olduğunu belirtti: “İnsanlar bununla ne yapabilir? Bu şey nasıl görünüyor ve nasıl hissediliyor? Takması rahat mı? Ve ne kadara mal olacak?”

Apple’ın gözlüklerinin birkaç bin dolara satılacağı beklentisi ürün için beklentileri azaltmış durumda. Wedbush Securities analisti Dan Ives, Apple’ın gözlüklerinin “çarpıcı” bir teknolojiye sahip olmasını beklemesine rağmen, şirketin cihazın piyasaya çıkış yılında sadece 150.000 adet satmasını beklediğini söyledi.

Minik füzyon reaktörü ticari başarı yakalayabilir

0

Genişliği bir metreden az olan minik füzyon reaktörü 100 milyon°C’yi aştı. Ayrıca bu sıcaklık reaktör için yeni bir rekor oldu.

Genişliği bir metreden az olan bir nükleer reaktörde Güneş’in merkezinden yedi kat daha yüksek sıcaklıklara ulaşıldı. Küresel Tokamak ST40’ın içindeki iyonlar 100 milyon santigrat derecenin üzerine çıkarak bu tür bir reaktör rekorunu kırdı.

Yüz milyon Santigrat derece daha önce yalnızca çok daha fazla güç gerektiren çok daha büyük reaktörlerde elde edilmişti. Füzyon için doğru koşulların ST40 gibi çalıştırmak için daha az enerji gerektiren daha kompakt reaktörlerde yaratılabileceğini gösterdiği için çok önemli bir başarı.

Ticari potansiyele sahip

Tokamak Energy‘den Stuart White: “Ulusal laboratuvarlar, geleneksel tokamaklarda en az 15 kat daha büyük plazma sıcaklıklarının 100 [milyon] derecenin üzerinde olduğunu bildirmiş olsa da, Tokamak Energy’nin kilometre taşına kompakt küresel bir tokamakla beş yılda ulaşıldı. Küresel tokamaklar, füzyon gücünü daha yüksek verimlilikle en üst düzeye çıkarır ve geleneksel tokamaklara kıyasla, küresel tokamaklar sermaye harcamalarını ve operasyonel harcamaları azaltır” dedi.

Genel olarak, daha küçük bir reaktörde füzyon elde etmek, daha büyük bir reaktöre kıyasla daha zordur. Nedenini anlamak için önce nükleer füzyon hakkında hızlı bir özet yapalım.

Füzyon, iki atom birleşerek muazzam miktarda enerji açığa çıkardığında meydana gelir. Bunun nedeni, her atomun içinde elektronların yörüngesinde dönen ve protonları ve nötronları içeren bir çekirdek olması. İki atomu yeterli kuvvetle çarpıştırdığınızda, çekirdekleri birleşerek muazzam miktarda enerji açığa çıkarır.

Atomları birleştirmek (helyum oluşturmak) çok büyük sıcaklıklar ve basınç gerektiriyor. Bu koşulları bir reaktör içinde elde etmek genellikle çok fazla kit ve alan gerektiriyor. Ancak burada ST40’ın bir metre genişliğinde bir metal yumurtayı andıran bir şekilde çalışması için yaklaşık 2.6 kilometre kareye ihtiyaç duyan reaktörlerin işini yapmasına sahibiz.

Başarının arkasındaki araştırmacılar, “Bu sonuçlar, ilk kez, ticari manyetik sınırlama füzyonu ile ilgili iyon sıcaklıklarının, kompakt bir yüksek alanlı ST’de elde edilebileceğini ve yüksek alanlı ST’ye dayalı füzyon enerji santralleri için iyiye işaret olduğunu gösteriyor” diye yazdı. Tokamak Energy’de Tokamak Bilim Direktörü Dr Steven McNamara: “Bu önemli hakemli sonuç, ticari füzyon enerjisiyle ilgili plazma sıcaklıklarının kompakt, yüksek alanlı küresel bir tokamak içinde elde edilebileceğini ilk kez gösteriyor. Dünya lideri mıknatıs teknolojimizle birleştirildiğinde ve operasyonları büyüttüğümüzde, daha verimli ve uygun maliyetli küresel tokamak tasarımının temiz ve küresel olarak konuşlandırılabilir ticari füzyon enerjisine ulaşmanın en iyi yolunu temsil ettiği konusunda bize büyük güven veriyor” dedi.

Amazon Prime fiyat stratejisi

Amazon Prime fiyat stratejisi ile rekabetçi olmaya devam ediyor. Gelen zamlara rağmen, Amazon Prime fiyat konusunda halen avantajlı.

Dijital platformlar 2023 yılına abonelik ücretlerinde yaptıkları büyük ölçekli değişikliklerle giriş yapmıştı. Can sıkan zam haberlerinin ardından artık fiyatlar belirli seviyelerde oturmaya başladı. Zamlarla birlikte Netflix’te en düşük üyelik ücreti 63,99 TL, Disney+’ta ise 64,99 TL olmuştu.

Amazon Prime ise uygun fiyatlı erişim stratejisi izleyerek uzun bir süre üyelik ücretlerine zam yapmadı. Hatta 7,90 TL’lik üyelik ücreti, üyelere sunduğu avantajlarla çok daha fazlasını karşılıyordu. Ancak Amazon da bu akıma uyum sağlayarak üyelik ücretinde ciddi bir artışa gitti ve 39 TL olarak yeni üyelik fiyatını belirledi. Aslında ülkemizdeki üyelikler için yapılan bu fiyat artışı Avrupa’dan çok sonra geldi diyebiliriz. Ayrıca Amazon’un Prime için fiyat artışı yapması aslında beklenen bir durumdu diyebiliriz.

Amazon Prime fiyat artışı için bekledi

Amazon, Eylül 2022’de Avrupa genelinde Prime aboneliğinin fiyatını yıllık ölçekte yüzde 43’e kadar artırdı. Ayrıca Ocak ayında da fiyat güncellemeleri devam etmişti.

Amazon Prime üyeliği, abonelere Prime gönderimiyle daha hızlı teslimat, Prime Video’ya erişim , Prime Music, Prime Deals, Prime Reading, Prime Gaming ve Amazon Family gibi çeşitli avantajlar sunuyor.

Amazon fiyat artışı konusunda ise aşağıdaki açıklamayı yaptı:

Prime, Amazon’un tasarruf, kolaylık ve eğlenceyi bir arada sunduğu üyelik hizmeti. 2020 yılında Türkiye’de hizmete girmesinden bu yana, Prime’ı üyelerimiz için daha da değerli hale getirmek adına yatırımlarımızı sürdürürdük. Hızlı, ücretsiz, sınırsız Prime teslimatına daha fazla ürün seçeneği ekledik. Ücretsiz ertesi gün teslimat yapılan il sayısını 17’den 50’ye çıkardık, “Çok Al, Az Öde”, randevulu teslimat ve indirimlere erken erişim gibi yepyeni avantajları üyelerimize sunduk.

Ayrıca Prime Video’da, “Yüzüklerin Efendisi: Güç Yüzükleri” gibi Amazon Originals içeriklerinin sayısını artırdık. Bergen ve “Rüyanda Görürsün” dahil gibi birçok film ve diziyle içeriğimizi zenginleştirdik.

25 Nisan itibariyle Prime hizmetimizin aylık üyelik fiyatını 39 TL olarak güncelliyoruz. Bu yeni fiyat yeni üyeler için 25 Nisan’dan, mevcut Prime üyelerimiz için 25 Mayıs’tan sonraki ilk fatura döneminden itibaren geçerli olacak. Bu, Türkiye’de Prime’ın hizmete girdiği 2020 yılından bu yana yapılan ilk değişiklik. Prime ile üyelerimize benzersiz avantajlar sunmak için çalışmalarımıza devam edeceğiz.